30
Tarih Okulu Dergisi (TOD) Journal of History School (JOHS) Mart 2016 March 2016 Yıl 9, Sayı XXV, ss. 1-30. Year 9, Issue XXV, pp. 1-30. DOI No: http://dx.doi.org/10.14225/Joh843 ORTA ÇAĞ AVRUPASI KANUNNAMELERİNDEN HERSTAL KANUNNAMESİ (779) VE DEĞERLENDİRMESİ Özlem GENÇ Özet Herstal Kanunnamesi Karolenj İmparatoru Charlemagne döneminde oluşturulmuş yüzü aşkın kanunnameden ikincisidir. Maddeleri incelendiğinde Orta Çağ Avrupa`sına ait, dönemi farklı açılardan aydınlatabilecek pek çok veriye ulaşılmaktadır. Bunlar arasında piskoposların görevleri, manastır hayatı, dul kadınlar, ensest ilişkiler, kira getiren kilise mülkleri, vergi sistemi gösterilebilir. Ayrıca maddeler incelendiğinde haç sınaması, dokunulmazlık bölgesi, balmumu vergisi gibi çok bilinmeyen kavramların varlığına da rastlanılmaktadır. Yeminin bir kanıt olarak kabul edilmesine, sözleşmelerin yazıya geçirilmesine ve adalete yaptığı vurgular, hem dönemin ihtiyaçlarını hem de kralın önem verdiği konuları da ortaya koymaktadır. Makalemizde kanunname maddeleri Latince aslından tercüme edilerek yorumlanmaya ve dönemin daha iyi anlaşılabilmesine çalışılacaktır. Anahtar Kelimeler: Herstal Kanunnamesi, Charlemagne, Ort a Çağ Avrupa`sı. From Medieval Europe Capitularies The Capitulary of Herstal (779) and Its Evaluation Abstract The Capitulary of Herstal is the second of more than a hundred capitularies legislated during the reign of Carolingian Emperor Charlemagne. When its articles are analyzed, it is reached to a lot of data that can illuminate the Medieval Europe from different perspectives. Among them, there are duties of bishops, monasticism, widow women, incest relationships, rentable church properties and tax system. The articles also covered lesser known concepts such as cross test, untouchable region and wax Yrd. Doç. Dr., Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi

ORTA ÇAĞ AVRUPASI KANUNNAMELERİNDEN …johschool.com/Makaleler/1101866265_1. ÖZLEM GENÇ.pdf · Its Evaluation Abstract The Capitulary of Herstal is the second of more than a

  • Upload
    dangbao

  • View
    224

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Tarih Okulu Dergisi (TOD) Journal of History School (JOHS)

Mart 2016 March 2016

Yıl 9, Sayı XXV, ss. 1-30. Year 9, Issue XXV, pp. 1-30.

DOI No: http://dx.doi.org/10.14225/Joh843

ORTA ÇAĞ AVRUPASI KANUNNAMELERİNDEN HERSTAL

KANUNNAMESİ (779) VE DEĞERLENDİRMESİ

Özlem GENÇ

Özet

Herstal Kanunnamesi Karolenj İmparatoru Charlemagne döneminde

oluşturulmuş yüzü aşkın kanunnameden ikincisidir. Maddeleri incelendiğinde Orta

Çağ Avrupa`sına ait, dönemi farklı açılardan aydınlatabilecek pek çok veriye

ulaşılmaktadır. Bunlar arasında piskoposların görevleri, manastır hayatı, dul kadınlar,

ensest ilişkiler, kira getiren kilise mülkleri, vergi sistemi gösterilebilir. Ayrıca

maddeler incelendiğinde haç sınaması, dokunulmazlık bölgesi, balmumu vergisi gibi

çok bilinmeyen kavramların varlığına da rastlanılmaktadır. Yeminin bir kanıt olarak

kabul edilmesine, sözleşmelerin yazıya geçirilmesine ve adalete yaptığı vurgular, hem

dönemin ihtiyaçlarını hem de kralın önem verdiği konuları da ortaya koymaktadır.

Makalemizde kanunname maddeleri Latince aslından tercüme edilerek yorumlanmaya

ve dönemin daha iyi anlaşılabilmesine çalışılacaktır.

Anahtar Kelimeler: Herstal Kanunnamesi, Charlemagne, Orta Çağ

Avrupa`sı.

From Medieval Europe Capitularies The Capitulary of Herstal (779) and

Its Evaluation

Abstract

The Capitulary of Herstal is the second of more than a hundred capitularies

legislated during the reign of Carolingian Emperor Charlemagne. When its articles are

analyzed, it is reached to a lot of data that can illuminate the Medieval Europe from

different perspectives. Among them, there are duties of bishops, monasticism, widow

women, incest relationships, rentable church properties and tax system. The articles

also covered lesser known concepts such as cross test, untouchable region and wax

Yrd. Doç. Dr., Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi

Özlem Genç

[2]

tax. Its emphases on justice, the acceptance of oath as evidence and putting contracts

in writing reveal both the needs of the period and the issues attached importance by

the King. In this writing, we will try to interpret the articles of the Capitulary by

translating them from Latin and better understand the period.

Key Words: Herstal Capitulary, Charlemagne, Medieval Europe.

Giriş

Bilinmezliği ve akıl almazlığı ile ünlü Orta Çağ Avrupa`sının yaklaşık

bin yıllık süreci içerisinde yayımlanan yasalar incelendiğinde o bilinmezliğe

ışık tutacak bilgilerin tüm çıplaklığıyla göz önüne serildiği görülmektedir.

Öyle ki bazen dünyevi ya da ruhani bir meclis sonrası alınan kararların yazıya

geçirilmiş hali olan bu yasalarda, ailevi konulardan yargılama usullerine,

kilise mensuplarından manastır hayatına, günlük yaşantılardan ticarete kadar

pek çok konuda bilgiye rastlamak mümkündür. Tıpkı Doğu dünyasında

olduğu gibi, Batı dünyasını anlamak için de yasa metinlerine başvurmak son

derece önemlidir.

Makalemize konu ettiğimiz kanunname Orta Çağ`ın en mahir

hükümdarlarından birine, Karolenj İmparatorluğu`nun ilk imparatoru

Charlemagne`a aittir. Kendisine ait yüzü aşkın kanunname arasından Herstal

Kanunnamesi`ni seçmemizin nedeni ilk yayımlananlardan biri olmasıdır.

Amacımız ise Türkçe`ye kazandırarak hem Orta Çağ Latincesi öğrencilerine

hem de Orta Çağ Avrupa`sını daha iyi anlamak isteyenlere yardımcı

olabilmektir. Zira Orta Çağ Latincesi Klasik Latince`den farklılık

göstermektedir. Kanunnamenin Türkçe çevirisinin metin içinde, Latince

aslının ise dipnotlarda verilmesi uygun görülmüştür.

Herstal Kanunnamesi, giriş kısmında da belirtildiği gibi, 779 yılının

Mart ayında, bugün Belçika sınırlarında bulunan Herstal kentinde yazılmıştır.

Bu tarih Charlemagne`ın tahta çıktığı 768 yılından 11 yıl sonraya denk

gelmektedir ve bu tarihte burada bulunduğu biyografi yazarı Einhard

tarafından da teyit edilmektedir. Einhard, 779 yılında Charlemagne`ın

Herstal`de olduğunu, kışı burada geçirdiğini, hem İsa`nın doğumunu hem de

Paskalya`yı burada kutladığını belirtmektedir.1 Aynı zamanda kralın bu tarihte

1 "DCCLXXVIIII. At rex de Heristallio, ubi hiemaverat et ubi natalem Domini ac sandtum

pascha celebraverat", G. H. Pertz (Ed.), Annales Regni Francorum, MGH, SSRG, In Usum,

Hannover, 1895, s. 53.

Ortaçağ Avrupası Kanunnamelerinden Herstal Kanunnamesi (779)

[3]

burada bir meclis topladığı da bilinmektedir.2 Bu durum kanunnamenin bir

meclis tarafından onaylanmış pek az kanunnameden biri3 olduğu gerçeğini

ortaya koymaktadır.

Kanunname ortak biçim ve Lombard biçimi olmak üzere iki farklı

biçimde yazılmış ve ortak biçimde 33, Lombard biçiminde 7 kopya halinde

günümüze gelebilmiştir.4 Bizim de kullandığımız versiyonun

5 editörünün

belirttiğine göre bazılarında 22, bazılarında 24 maddeden oluşmaktadır.

Kanunname ayrıca İtalya`da yazılmış pek çok elyazmasında da yer

almaktadır.6 Charlemagne`ın 774`te İtalya`nın büyük bir kısmına hâkim olan

Lombard Krallığı`nı ele geçirdiği7 düşünüldüğünde kanunnamenin neden bir

de Lombard biçimi olduğu anlaşılacaktır. Makalemizde bilim insanlarının

çoğunluğunun tercihine sadık kalınarak ortak biçim dikkate alınmış, çeviri

yapılırken açıklayıcı bilgilere yer veren dipnotlardan da yararlanılmıştır.

Resim 1. Charlemagne Dönemi Herstal8

2 Matthew Innes, "Charlemagne`s Government", Charlemagne: Empire And Society, Ed.: Joanna

Story, Manchester University Press, UK, 2005, s. 76. 3 Rosamond McKitterick, Charlemagne: The Formation Of A European Identity, Cambridge

University Press, UK, 2008, s. 239. 4 McKitterick, Charlemagne, s. 242. 5 Capitulare Haristallense, Ed.: A. Boretius, MGH, Leges, Cap. Reg. Fran. I, Hanover, 1883, s.

47-51. 6 "Capitulare Haristallense in compluribus codocobus in Italia scriptis invenitur", s. 47. 7 Bernard Bachrach, Charlemagne`s Early Campaigns, BRILL, Netherlands, 2013, s. 383. 8 McKitterick, Charlemagne, s. 76

Özlem Genç

[4]

HERSTAL KANUNNAMESİ (779)

En ünlü efendimiz kral Karolus`un yönetiminin en uğurlu on birinci

yılının Mart ayında yapılmış bu kararname, en dindar efendimizle bir kilise

meclisinde bir araya gelmiş, piskoposlar, başrahipler ve ünlü kontlar

tarafından, Tanrı`nın isteğine uygun olarak geçerli sebeplerden dolayı görüş

birliğiyle kabul edilmiştir.9

1. Başkentlerdeki piskoposlar hakkında, yardımcı piskoposlar kanunlara

uygun olarak onlara bağlı olmalıdırlar ve onların görevleriyle ilgili

düzeltilmesi gereken şeyleri araştırmalı, gönüllü bir kalple düzeltmeli ve

geliştirmelidirler.10

2. Piskoposlar hakkında, şu an piskopos atanmamış yerlere gecikmeden

atanmalıdırlar.11

3. Manastır kuralları olan12

manastırlar hakkında, kurala uygun

yaşamalıdırlar; bir de hem kızların manastırları da rahiplerin kutsal kuralını13

gözetmeli hem de her başrahibe ara vermeden kendi manastırında

oturmalıdır.14

4. Piskoposlar, onların idare bölgelerindeki rahipler ve papazlar

üzerinde yasalara uygun olarak otoriteye sahip olmalıdırlar.15

5. Piskoposlar ensest ilişki içerisinde olanları ıslah etmek için yetkiye

ve kendi bölgelerindeki dulları cezalandırmak16

için otoriteye sahip

olmalıdırlar.17

9 Anno feliciter undecimo regni domni nostri Karoli gloriosissimi regis in mense Martio factum

capitulare, qualiter, congregatis in unum sinodali concilio episcopis, abbatibus virisque inlustribus comitibus, una cum piissimo domno nostro secundum Dei voluntatem pro causis oportunis consenserunt decretum.

10 De metropolitanis, ut suffraganii episcopi eis secundum canones subiecti sint, et ea quae erga ministerium illorum emendanda cognoscunt, libenti animo emendent atque corrigant. Cap. Harist., s. 47.

11 De episcopis, ubi praesens episcopi ordinati non sunt, sine tarditate ordinentur. Cap. Harist., s. 47.

12 Regularis: Manastır kuralına uygun, J. F. Niermeyer, Mediae Latinitatis Lexicon Minus, BRILL, Leiden, 1876, s. 904.

13 Ordo: Rahiplerin (keşişlerin) kuralı, Niermeyer, a.g.e., s. 749. 14 De monasteriis qui regulares fuerunt, ut secundum regulam vivant; necnon et monasteria

puellarum ordinem sanctum custodiant, et unaquaeque abbatissa in suo monasterio sine intermissione resedeat. Cap. Harist., s. 47.

15 Ut episcopi de presbiteris et clericis infra illorum parrochia potestatem habeant secundum canones. Cap. Harist., s. 47.

16 Corrigere: Cezalandırmak, Niermeyer, a.g.e., s. 276.

Ortaçağ Avrupası Kanunnamelerinden Herstal Kanunnamesi (779)

[5]

6. Başka birinin kâtibini almak ya da onu herhangi bir mertebeye

atamak için kimseye izin verilmemelidir.18

7. Ondalık vergi19

ile ilgili, herkes kendi ondalık vergisini vermelidir ve

vergiler piskoposun talimatıyla harcanmalıdırlar.20

8. Katiller ya da yasalara göre öldürülmesi21

gereken geriye kalan diğer

suçlular, kiliseye sığınırlarsa, cezasız kalmamalıdırlar22

ve orada onlara yemek

de verilmemelidir.23

9. Bir dokunulmazlık bölgesi24

içindeki haydutlar bölgenin yöneticileri25

tarafından kontların mahkemelerine getirilmeliler;26

bunu yapmayan kişi,

toprağını ve görevini kaybetmelidir. Benzer şekilde bizim vassalımız da,27

bunu yapmazsa, toprağı ve görevini28

kaybetmelidir ve toprağa sahip olmayan

kişi para cezası ödemelidir.29

10. Yalan yere yemin eden kişi hakkında, elini kaybetmedikçe hiçbir

kefareti olmamalıdır. Eğer suçlayan kişi yalan yere yemin etme konusunda

iddiasını sürdürmek isterse, haç önünde30

ayakta dursunlar ve eğer yemin eden

galip gelirse, suçlayan kişi kendi kefaretini ödemelidir.31

Bu gerçekte daha

küçük davalarda32

gözetilmelidir; daha büyük davalarda33

ya da özgürlük

durumuyla34

ilgili davalarda yasaya göre davranmalıdırlar.35

17 Ut episcopi de incestuosis hominibus emendandi licentiam habeant, seu et de viduis infra sua

parrochia potestatem habeant ad corrigendum. Cap. Harist., s. 48. 18 Ut nulli liceat alterius clericum recipere aut ordinare in aliquo gradu. Cap. Harist., s. 48. 19 Decima: Karolenjlerde zorunlu vergi, Niermeyer, a.g.e., s. 306. 20 De decimis, ut unusquisque suam decimam donet, atque per iussionem pontificis dispensentur.

Cap. Harist., s. 48. Dispensare: Harcamak, Niermeyer, a.g.e., s. 340. 21 Mori: Öldürülmesi. Niermeyer, a.g.e., s. 705. 22 Excusare: Cezadan kurtulmak, cezasız kalmak, Niermeyer, a.g.e., s. 390. 23 Ut homicidas aut caeteros reos qui legibus mori debent, si ad ecclesiam confugerint, non

excusentur, neque eis ibidem victus detur. Cap. Harist., s. 48. 24 Immunitas: Dokunulmaz arazi, Niermeyer, a.g.e., s. 512. 25 İudicis: Özel bir mülkün yöneticisi. Niermeyer, a.g.e., s. 562. 26 Praesentatio: Bir liderin önüne getirmek, adalete teslim etmek, Niermeyer, a.g.e., s. 839. 27 Vassus: Kralın ya da imparatorun vassalı, Niermeyer, a.g.e., s. 1064. 28 Honor: Önemli kamu görevi, Niermeyer, a.g.e., s. 496. 29 Ut latrones de infra inmunitatem illi iudicis ad comitum placita praesentetur; et qui hoc non

fecerit, beneficium et honorem perdat. Similiter et vassus noster, si hoc non adimpleverit, beneficium et honorem perdat; et qui beneficium non habuerit, bannum solvat. Cap. Harist., s. 48.

30 Crux: Haç yemini, Niermeyer, a.g.e., s. 284. 31 Emendare: para cezası ya da uzlaşı yoluyla ödeme, Niermeyer, a.g.e., s. 372 32 Minor: Kralın para cezasından (bannus) daha az para cezası içeren davalar. Niermeyer, a.g.e.,

s. 690.

Özlem Genç

[6]

11. Haydutlar için tanıklık ve cezalandırma hususunda, kontun günahı

olmaksızın, piskoposların tanıklığının geçerli olduğu ifade edilir, bununla

birlikte, kıskançlık ve kötü niyet olmayacağı gibi, orada gerçek adaleti

sağlamak amacı dışında başka hiçbir şey de araya sıkıştırılamaz. Eğer kişi, bir

insanı adaleti sağlamak amacıyla değil, nefret ve kötü niyetle sakatlayacak36

olursa, kendi mevkisini kaybetsin ve adaletsizce yaptığı eyleme karşı yasalara

göre çekmesi uygun olan cezayı çeksin.37

12. İyi hatıralı babamızın kendi meclislerinde38

ve kilise meclislerinde

oluşturduğu yasa bölümlerinin korunmasını istiyoruz.39

13. Şu anda kira40

getiren kilise mülklerinden, kirayla birlikte onda

birlik ve dokuzda birlik41

vergi alınmalıdır. Önceden kira getirmeyenler de

benzer şekilde onda birlik ve dokuzda birlik vergiyi vermelidir; ayrıca 50

çiftlik evi42

için 1 solidus, 30 çiftlik evi için yarım solidus, 20 çiftlik evi için

solidusun üçte biri43

verilmelidir. Güvencesiz sözleşmelerle44

ilgili, şuanda var

olan yerlerde yenilenmeli, var olmayan yerlerde yazılmalıdırlar. Bizim

33 Maior: Daha üst adli otoritenin alanına giren adli durumlar. Niermeyer, a.g.e., s. 627. 34 Statu: Kişinin yasal durumu, Niermeyer, a.g.e., s. 990. 35 De eo qui periurium fecerit, nullam redemptionem, nisi manum perdat. Quod si accusator

contendere voluerit de ipso periurio, stent ad crucem; et si iurator vicerit, legem suam accusator emendet. Haec vero de minoribus causis observandum; de maioribus vero rebus aut de statu ingenuitatis secundum legem custodiant. Cap. Harist., s. 49.

36 Disfacere: Sakatlamak, Niermeyer, a.g.e., s. 339. 37 De vindicta et indicio in latrones factum testimonium episcoporum absque peccato comitis esse

dicunt, ita tamen ut absque invidia aut occansione mala, et nihil aliud ibi interponatur nisi vera iustitia ad perficiendum. Et si per odium aut malo ingenio, nisi per iustitiam faciendam, hominem diffecerit, honorem suum perdat, et legibus contra quem iniuste fecit, secundum penam quam intulit, emendetur. Cap. Harist., s. 49. Emendare: Cezasını çekmek, Niermeyer, a.g.e., s. 372.

38 Placitus: Krallığın genel meclisi (toplantısı), Niermeyer, a.g.e., s. 803. 39 Capitula vero quae bonae memoriae genitor noster in sua placita constituit et sinodus

conservare volumus. Cap. Harist., s. 50. 40 Census: Güvence verenin kullanım hakkı için yıllık olarak yaptığı ödeme, (kira), Niermeyer,

a.g.e., s. 167. 41 Nona: Önceden onda birlik vergiyle azaltılmış ürünün dokuzda birlik vergisi. Kiliseye ait ama

kirada olan mülklerden alınmaktadır. Niermeyer, a.g.e., s. 720. 42 Casatus: çiftlik evi, kır evi, Niermeyer, a.g.e., s. 152. 43 Tremisses, solidusun üçte biridir. Leslie Webster, Michelle Brown, The Transformation Of The

Roman World, University Of California Press, California, 1997, s. 210. 44 Precarius: Güvencesiz sözleşme, Niermeyer, a.g.e., s. 825

Ortaçağ Avrupası Kanunnamelerinden Herstal Kanunnamesi (779)

[7]

emrimizle45

yapılmış ve kiliselerin mülkleri üzerine kendi istekleriyle

yaptıkları kira sözleşmeleri arasında farklılık olmalıdır.46

14. Hiç kimse koruma şeklinde biçimlenen bir savaşçılar birliği47

oluşturmaya cüret etmemelidir.48

15. Kiliseye mum vergisi verenler ve sözleşme ya da beratla muaf

olanlar49

hakkında, uzun zamandır olduğu gibi korunmalıdır.50

16. Karşılıklı51

edilerek loncalara52

girilen yeminler hakkında, hiç kimse

buna cüret etmemelidir. Diğer yandan o kişilerin sadaka verme, yangın ya da

gemi kazası hususunda, loncalar53

oluşturabilmelerine karşın, hiç kimse bu

konuda yemin etmeye cüret etmemelidir.54

17. Saraya ya da başka bir yere seyahat edenlerle55

ilgili, hiç kimse

silahlı bir grupla56

onları vurmaya cüret etmemelidir. Ayrıca elçimiz57

olmadıkça ya da kalabalık savaşçılar58

içinde ilerlemedikçe, girişin yasak

olduğu59

dönemde hiç kimse başkasının ürününü almaya cüret etmemelidir;

başka şekilde davranmaya cüret eden kişi, yapılan yanlışı telafi etmelidir.60

45 Verbum: Kral tarafından verilmiş emir, Niermeyer, a.g.e., s. 1073. 46 De rebus vero ecclesiarum, unde nunc census exeunt, decima et nona cum ipso censu sit soluta;

et unde antea non exierunt, similiter nona et decima detur; atque de casatis quinquaginta solidum unum, et de casatis triginta dimidium solidum, et de viginti trimisse uno. Et de precariis, ubi modo sunt, renoventur, et ubi non sunt, scribantur. Et sit discretio inter precarias de verbo nostro factas et inter eas quae spontanea voluntate de ipsis rebus ecclesiarum faciunt. Cap. Harist., s. 50.

47 Trustis: Koruma şeklinde biçimlendirilen savaşçılar birliği, Niermeyer, a.g.e., s. 1047. Küçük bir savaşçı birliği. Maurizio Lupoi, The Origins Of The European Legal Order, Trans.: A. Belton, Cambridge University Press, UK, 2000, s. 260.

48 De truste faciendo nemo praesumat. Cap. Harist., s. 50. 49 Tabularius: Sözleşmeyle azat edilmiş, Niermeyer, a.g.e., s. 1011. 50 De cerariis et tabulariis atque cartolariis, sicut a longo tempore fuit, observetur. Cap. Harist., s.

50. 51 Conjurare: Yeminli bir birlik oluşturmak, karşılıklı yemin etmek, Niermeyer, a.g.e., s. 248. 52 Gildonium: Kardeşlik, Niermeyer, a.g.e., s. 468. 53 Convenientia: Birlik, dernek, kardeşlik, lonca. Niermeyer, a.g.e., s. 269. 54 De sacramentis per gildonia invicem coniurantibus, ut nemo facere praesumat. Alio vero modo

de illorum elemosinis aut de incendio aut de naufragio, quamvis convenentias faciant, nemo in hoc iurare praesumat. Cap. Harist., s. 51.

55 Iterans: Seyahat eden kişi, Niermeyer, a.g.e., s. 559. 56 Collecta: Silahlı grup, Niermeyer, a.g.e., s. 199. 57 Missus: Özel bir görevle kral tarafından gönderilmiş elçi, Niermeyer, a.g.e., s. 696. 58 Hoste: Kalabalık, savaşçıların tümü, Niermeyer, a.g.e., s. 506. 59 Defensio: Girişin yasaklanması, Niermeyer, a.g.e., s. 312. 60 De iterantibus, qui ad palatium aut aliubi pergunt, ut eos cum collecta nemo sit ausus adsalire.

Et nemo alterius (h)erbam defensionis tempore tollere praesumat, nisi in hoste pergendum aut

Özlem Genç

[8]

18. Önceden yasaklanmış61

geçiş ücretleriyle ilgili, eskiden beri ücretin

var olduğu yerler dışında, hiç kimse ücret ödememelidir.62

19. Kölelerin63

satılmasıyla ilgili, bu piskoposun ya da kontun

huzurunda yapılmalıdır, ya baş diyakozun ya kabile şefinin64

huzurunda, ya

kraliyet memurunun65

ya kontun temsilcisinin ya da iyi bilinen şahitler66

huzurunda yapılmalıdır ve sınırların67

dışında hiç kimse köle satmamalıdır.

Ayrıca bunu yapan kişi, köleleri sattığı kadar çok para cezası68

ödemelidir ve

eğer parası yoksa para cezasını ödeyene kadar konta hizmet için kendini

köleleştirmelidir.69

20. Zırhlarla70

ilgili, hiç kimse krallığımız dışında satmaya cüret

etmemelidir.71

21. Eğer kont kendi hâkimiyet bölgesinde adaleti72

sağlamıyorsa, orada

adalet sağlanana kadar kendi evinden elçimizin ihtiyaçlarını karşılamalıdır;73

eğer bizim vassalımız adaleti sağlayamazsa, o zaman hem kont hem elçi bizzat

onun evinde otururlar ve o adaleti sağlayana kadar kendisinden geçinirler.74

missus noster sit; et qui aliter facere praesumit, emendet. Cap. Harist., s. 51.Emendare: Yapılan

yanlışı düzeltmek, telafi etmek, Niermeyer, a.g.e., s. 372. 61 Forbannire: Yasaklamak, önlemek, Niermeyer, a.g.e., s. 441. 62 De toloneis qui iam antea forbanniti fuerunt, nemo tollat nisi ubi antiquo tempore fuerunt. Cap.

Harist., s. 51. 63 Mancipium: Kelime bağımlıların (tabilerin, kölelerin) çeşitli gruplarını ihtiva eder, Niermeyer,

a.g.e., s. 633. 64 Centenarius: Kabile şefi, Niermeyer, a.g.e., s. 169. 65 Vicedomni: Frank Krallığı`na konttan sonraki kraliyet memuru, Niermeyer, a.g.e., s. 1094. 66 Testimonium: Şaitlik, Niermeyer, a.g.e., s. 1027. 67 Marca: Krallığın sınırları, Niermeyer, a.g.e., s. 651. 68 Bannos: Para cezası, Niermeyer, a.g.e., s. 82. 69 De mancipia quae vendunt, ut in praesentia episcopi vel comitis sit, aut in praesentia

archidiaconi aut centenarii aut in praesentia vicedomni aut iudicis comitis aut ante bene nota testimonia; et foris marca nemo mancipium vendat. Et qui hoc fecerit, tantas vices bannos solvat quanta mancipias vendidit; et si non habet pretium, in wadio pro servo semetipsum comiti donet usque dum ipsum bannum solvat. Cap. Harist., s. 51. Wadio: Borcun ödenmesini

garanti etmek için kendini köleleştirme (sıklıkla bir cezanın ödenmesi), Niermeyer, a.g.e., s. 1123.

70 Brunia: Metal halka ve plakalarla kaplı tunik (zırh), Niermeyer, a.g.e., s. 106. 71 De brunias, ut nullus foris nostro regno vendere praesumat. Cap. Harist., s. 51. 72 Justitia: Yasaların pratiğe dökülmesi, Niermeyer, a.g.e., s. 570. 73 Sonniare: Birinin ihtiyaçlarını karşılamak, Niermeyer, a.g.e., s. 979. 74 Si comis in suo ministerio iustitias non fecerit, misso nostro de sua casa soniare faciat usque

dum iustitiae ibidem factae fuerint; et si vassus noster iustitiam non fecerit, tunc et comis et

missus ad ipsius casa sedeant et de suo vivant quousque iustitiam faciat. Cap. Harist., s. 51.

Ortaçağ Avrupası Kanunnamelerinden Herstal Kanunnamesi (779)

[9]

22. Eğer birisi intikamı satın almak için ödenen bedeli75

kabul etmek

istemezse, o zaman bize gönderilmelidir, biz onu en az zarar verebileceği yere

göndereceğiz. Benzer şekilde, birisi ne intikam bedelini ödemeyi ne de

sonradan adaleti yerine getirmeyi istemezse, o kişiyi daha büyük zarar

vermeyeceği bir yere göndermek istiyoruz.76

23. Haydutlarla ilgili şu şekilde davranılmasını emrediyoruz, ilk

suçundan dolayı öldürülmemeli ama gözünü kaybetmelidir, ikinci suçunda

burnu kesilmelidir; üçüncü suçunda, ıslah olmamışsa, öldürülmelidir.77

DEĞERLENDİRME

1. Maddelerin tek tek incelenmesine geçersek ilk madde yardımcı

piskoposlarla ilgilidir. Yardımcı piskoposlar başkentlerdeki piskoposlara ya da

diyakozluk piskoposlarına bağlıdırlar ve bir piskoposun litürjik (ayinsel) ve

kutsama faaliyetlerini yerine getirmesi için yardımcı olmakla

görevlendirilmişlerdir.78

Maddede dikkati çeken ilk şey astın üste itaatinin

zorunlu kılınmasıdır. Kanunnamelere hiç bir maddenin gereksiz yere

konulmadığı dikkate alındığında, bazı yardımcı piskoposların bağlı

bulundukları piskoposun otoritesi dışına çıktıkları düşünülebilir. İkinci husus

ise yardımcı piskoposların sorumlu oldukları bölgede görevlerini istekle

yapmalarına, yanlış giden şeyleri araştırıp bulmalarına ve düzeltmelerine

vurgu yapılmasıdır zira her ne kadar bir başpiskoposa bağlı olsalar da onların

da sorumlu oldukları bir bölge vardır ve her bölgenin ihtiyaçları, düzeltilmesi

gereken sorunları farklıdır. Kanunnameye göre yardımcı piskoposlar bunları

tespit etmeli ve düzeltmelidirler. Sonuç olarak maddenin geneli dini hayatı

düzenlemeye yöneliktir.

2. Madde yine dini hayata yöneliktir, hiç bir yerin dini yöneticisiz

kalmaması gerektiği vurgulanmaktadır. Bu dönemde dini liderler, dünyevi güç

75 Faida: İntikamı satın almak için ödenen paranın tümü, Niermeyer, a.g.e., s. 405. 76 Si quis pro faida precium recipere non vult, tunc ad nos sit transmissus, et nos eum dirigamus

ubi damnum minime facere possit. Simili modo et qui pro faida pretium solvere noluerit nec iustitiam exinde facere, in tali loco eum mittere volumus ut per eum maior damnum non crescat. Cap. Harist., s. 51.

77 De latronibus ita precipimus observandum, ut pro prima vice non moriatur, sed oculum perdat, de secunda vero culpa nasus ipsius latronis abscidatur; de tertia vero culpa, si non emendaverit, moriatur. Cap. Harist., s. 51.

78 J. Jeffrey Tyler, "Bishops, Late Middle Ages And Reformation", Ed.: R. Benedetto, The New Westminster Dictionary Of Church History, vol. I, Westminster John Knox Press, London,

2008, s. 92.

Özlem Genç

[10]

ile uyumlu olduklarında birer vekil gibi, olmadıklarında müstakil bir yönetici

gibi otorite kullanabilmektedir. Dolayısıyla hem dünyevi gücün

uygulanmasını kolaylaştırmak hem de dini hayatın sekteye uğramaması için

piskopos tayinlerine çok önem verilmiştir. Bunda kralın dindar kişiliği de

etkilidir. Aynı etkiyi sonraki kanunnamelerde de açıkça görmekteyiz.

3. Madde manastır hayatıyla ilgilidir. Manastır kuralı derken kastedilen

aslında bir kurallar bütünüdür. Şöyle ki Orta Çağ`da manastırların geneli belli

manastır tarikatlarına bağlı olarak faaliyet göstermektedir. Bunların en yaygını

Benedikten tarikatıdır. Bu tarikatlar mensuplarının uymaları gereken belli

şartlara sahiptirler. İşte bunların tümüne birden Kural ismi verilmektedir. Bu

kurallarda keşişlerin yatış kalkış saatlerinden, yiyecekleri yemeklere ve ne

zaman hangi duaları edeceklerine kadar pek çok ayrıntıya yer verilmiştir.

Madde tarikata bağlı manastırların kurallarına uygun olarak yaşamalarına ek

olarak kadın manastırlarının da, rahiplerin yani erkeklerin olmak koşuluyla,

mutlaka bir kurala uymaları gerektiğini vurgulamaktadır. Dikkat edilirse erkek

manastırları için böyle bir zorunluluktan bahsedilmemiştir çünkü onlar için bu

bir tercihtir, zorunluluk yoktur. Ancak kadın manastırları (maddede kız olarak

geçmektedir zira rahibelerin bakire olduğu varsayılmaktadır) zorunlu

tutulmuştur. Üstelik kadın manastırlarındaki en yüksek görevli baş rahibenin

hiç bir surette manastırdan ayrılmaması buyrulmuştur. Bu iki dayatmanın

sebebi aynıdır: kadınlara duyulan güvensizlik. Orta Çağ Avrupa`sı kadını her

türlü kötülüğün kaynağı ve her zaman günah işleme potansiyeli olan bir varlık

olarak kabul etmektedir. Bu nedenle kadınların rahibe olsun olmasın

erkeklerin gözetiminde olması gerektiğini savunmaktadır. Bahsi geçen madde

bu görüşün açık ispatıdır.

4. Madde piskopos otoritesine vurgu yapan bir maddedir. Piskoposların

düzgün bir idari sisteme sahip olmaları için, onlara devletin ileri gelenleri

tarafından yetki verilmiş ancak bunun yasal sınırlar içinde kalması da

belirtilmiştir. Bölgenin en üst yöneticisi ve dini lideri olsa dahi keyfi ya da

haksız uygulamanın önüne geçilmek istenmiştir.

5. Kadınlar üzerindeki kontrolün açıkça hissedildiği bir diğer madde

beşinci maddedir. Burada dullardan kasıt erkekler değil kadınlardır. Dullar

gözetim altında tutulması ya da ıslah edilmesi gereken insanlar olarak

görülmektedirler. Bahsi geçen dönem Avrupa`sında boşanma dini açıdan hoş

karşılanmayan ve erkeğin keyfiyetine bağlı bir olgudur. Dolayısıyla kocası

tarafından herhangi bir sebeple boşanmış bir kadın, zaten tehlikeli olan sıradan

Ortaçağ Avrupası Kanunnamelerinden Herstal Kanunnamesi (779)

[11]

bir kadından çok daha tehlikeli kabul edilmekte ve onları cezalandırmak için

piskoposlara yetki verilmektedir. Yalnız bilindiği üzere piskoposların

yargılama yetkisi zaten mevcuttur, o halde böyle bir maddenin bir

kanunnamede yer alması dul kadınlara özellikle dikkat edildiğini

göstermektedir. Bu noktada dul kadınların hak mahrumiyeti yaşadığı

düşünülmemelidir zira onlar da diğerleri gibi miras edinme, ticari faaliyette

bulunma gibi haklara sahiptirler. Ayrıca kocalarının ölmesi durumunda

yeniden evlenmek ya da sosyal statüsüne göre tazminat almak79

gibi hakları da

vardır. Evli kadınlara göre bağımsız yaşamaktadırlar. Dini otoritenin onları

kontrol etmek istemesinin bir nedeni de işte bu bağımsızlıktır. Kilise dulların

yeniden evlenmesinden ziyade rahibe olmasını tavsiye etmekte iken, bunu

kabul etmeyenlerin paganlarla evlenmesini önleme işini de üstlenmiştir.80

Hatta bazı din adamları çok ileri giderek bölgelerindeki dulların evlenmesi

dahi yasaklamışlardır.81

Buraya kadar bahsedilenler Orta Çağ`ın Avrupa`sında

yaşayan kadınlar azınlığını oluşturanlardır zira kadınların çoğu fakirdir ve pek

çok fakir dul kadın hem yaşayacak bir yere sahip olmak hem de çocuklarının

bakımına yardımcı olacak biriyle birlikte olmak için yeniden evlenmektedirler.

Maddede dikkati çeken bir diğer unsur ensest ilişki kavramıdır. Orta

Çağ literatürü çekirdek aile içindeki ensest ilişki ile yakından ilgilenmiştir.

Kilisenin bu konudaki görüşü çağın başından itibaren insanoğluna zarar

verdiği şeklindedir ve iki akrabanın evliliği yasaklanmıştır. Kilise ya da

dünyevi otoritenin aile içi ilişkiler için yasak koyması gereksiz gibi görünse de

bu dönem hayat şartları düşünüldüğünde durum tersine dönebilir. Şöyle ki;

Orta Çağ Avrupa`sında doğum kontrolü çok azdır, evli kadınlar sıklıkla

hamile kalmaktadır, yatak az olduğu için aile üyeleri birlikte yatabilmektedir

ve yatak odalarında özel hayat diye bir şey yoktur. Dolayısıyla çekirdek aile

içerisinde ensest ilişkiler yaygındır. Genç kadınlar baba ya da erkek

kardeşlerinden şikâyetçi olmaya cesaret edemedikleri ve skandal ya da

onursuzluktan da kaçındıkları için durum mahkeme kayıtlarında çok az

79 Marjorie Ratcliffe, "Marriage And Divorce", Medieval Iberia, Ed. E. M. Gerli, Routledge,

Great Britain, 2003, s. 545. 80 Conor McCarthy, Marriage In Medieval England, The Boydell Press, Woodbridge, 2004, s.

142. 81 Janet Nelson, "The Wary Widow", Property And Power In The Early Middle Ages, Ed.: W.

Davies, P. Fouracre, Cambridge University Press, UK, 1995, s. 84.

Özlem Genç

[12]

görülse de amcalar ve kuzenleri içeren davalara rastlanılmaktadır.82

Bu

konudaki bilgilerin çoğu ise ilk cümlede dediğimiz gibi edebi kaynaklardan

alınmadır. Romanlar, azizlerin hayat hikâyeleri, didaktik metinler ve tarih

kitapları bu konuya çokça yer vermişlerdir. Birçok Orta Çağ ensest hikâyesi

ise rahipler tarafından yazılmış uyarıcı hikâyelerdir.83

Başka bir açıdan bakacak olursak kilisenin kan akrabalığı olan kişiler

arasındaki evlilikleri yasaklaması kendisine de yaramıştır. Bu yasağın

ardından büyük mal varlığına sahip olanlar bunu paylaşmamak için

evlenmeyecek, çocuksuz ve varissiz olan bu kişiler mallarını kiliseye

bağışlamakta diğerlerinden daha isteki olacaklardır. Ensest yasağı böylece

kilisenin yapılacak bağışların artmasını istemesiyle de bağlantılıdır.84

6. Bu maddeyle ilgili ilk olarak clericus kelimesi üzerinde durulmalıdır.

Orta Çağ Latincesi sözlüğünde âlim, katedral rahibi, papaz, bilgin ve kâtip

anlamlarına geldiği belirtilen bu kelime için çeviride kâtip anlamı tercih

edilmiştir. Bunun sebebi kâtip kelimesinin içeriğe daha uygun olması ve tüm

diğer anlamları karşılıyor olmasıdır. Şöyle ki; Orta Çağ Avrupa`sında okuma

yazma bilenler dini sınıfa mensup olanlardır. Kralların çoğu okuma yazma

bilmemektedir. Charlemagne buna örnek gösterilebilir. Kendisi çok başarılı

bir lider olmasına karşın okuyabilmekte ancak yazamamaktadır. Bu nedenle

clericus denilen din adamları gerek manastır ve kiliselerde gerekse saraylarda

kâtip olarak görevlendirilmektedirler. Kelime ise Orta Çağ boyunca, genellikle

kilise yararına çalışan okuma yazma bilen âlimler için kullanılagelmiştir.85

7. Bilindiği üzere Orta Çağ`da insanlar gelirlerinin onda birini kiliseye

vergi olarak vermek zorundadırlar. Bu ondalık vergilerin tarihi İncil ve

teologların çalışmalarıyla başlamaktadır. Hem Yeni hem de Eski ahit pek çok

kez ondalık vergilerden bahsetmekte ve işin ilk meyvesinin Tanrı`ya verilmesi

gerektiği vurgulanmaktadır.86

İşte bu nedenle başlangıçta ödenmeleri ilahi bir

emir olarak kabul edilmesine rağmen 8. yüzyıla gelindiğinde, dünyevi yasanın

82 Elizabeth Archibald, "Incest", Women And Gender In Medieval Europe, Ed.: M. C. Schaus,

Routledge, UK, 2006, s. 400. 83 Elizabeth Archibald, "Worse Than Bogery", Incest And The Literary Imagination, Ed.: E.

Barnes, University Press Of Florida, USA, 2002, s. 17. 84 David Herlihy, Women,Family And Society In Medieval Europe, Berghahn Books, UK, 1995,

s. 161. 85 Lewis P. Simpson, Imagining Our Time: Recollections And Reflections On American Writing,

Louisiana State University Press, USA, 2007, s. 1. 86 Jean Henrich, Middle Ages, Social Studies School Service, USA, 2006, s, 46.

Ortaçağ Avrupası Kanunnamelerinden Herstal Kanunnamesi (779)

[13]

bir bölümü olmadan önce, sadece ahlaki bir zorunluluk olarak görüldüğünden

nadiren ödenmiştir.

Verginin ödenmesi köleler dâhil her Hristiyan için zorunlu olmakla

birlikte, bazen krallar ve vassalları bunun dışında tutulmuşken İncil`e göre

rahipler ve keşişler de ödemek zorundadır. Ancak yine de uygulamada ruhban

sınıfının ödemediği bilinmektedir.87

Yıllık olarak her tür gelirden alınan bu

vergi Kuzey Denizi`ndeki korsanların ganimetlerinden bile alınmış,88

bölge

papazı, kilise için ayrılmış fon, piskopos ve yoksullar arasında eşit olarak

paylaştırılmıştır.89

Maddede ondalık vergilerin muhakkak verilmesi ve

harcanırken sorumlu piskoposun gözetiminde olması istenmektedir.

8. Orta Çağ`da sığınma çok yaygın bir uygulamadır. Sığınma yeri ise

genelde kilise ya da manastır gibi dini kurumlardır. Buralara sığınmasına izin

verilen suçlular dışarı çıkmaları yasaktır.90

Ayrıca dünyevi otoritelerin sığınan

kişiyi teslim etmesi için kilise otoritesini zorlamak gibi bir hakları da yoktur.91

Antik Yunan, Roma ve Bizans`ta da görülen bu dini kurum sığınma

âdetinin devlet tarafından onaylanması ilk kez 392 yılındaki Theodosian

Yasası ile olmuş, sığınma başlangıçta kilise sunağı ile sınırlıyken sonraları

piskoposların ikametgâhlarını ve hatta mezarlıkları kapsayacak şekilde

genişlemiştir.92

Sekizinci madde katillerin ya da ölüm cezası alacak kadar büyük bir suç

işlemiş olanların kiliselere sığınsalar dahi cezalarının bağışlanmamasını ayrıca

onlara yiyecek bile verilmemesini öngörmektedir. Dini kurumlar kendilerine

sığınan kişilere suçlu olsalar da sahip çıkıp besledikleri için büyük suç

işleyenler bu muameleden yararlanmasın, buna güvenip kimse suç işlemesin

istenilmiştir.

9. Editörün dipnotunun yardımıyla daha iyi anlaşılan bu maddede,

dokunulmazlık özelliği olan bir bölgede yakalanan hırsız ya da haydutların,

bölgenin yöneticileri ya da yargıçları tarafından yakalanıp kontun huzuruna

getirilmeleri gerektiği vurgulanmaktadır. Bunu yapmayan kişilerin, kralın

87 Giles Constable, Monastic Tithes, Cambridge University Press, UK, 1964, s. 16. 88 James A. Brundage, "Tithe", The Oxford Encyclopedia Economic History, vol. V, Ed.: J.

Mokyr, Oxford University Press, UK, 2003, s. 122. 89 Henrich, a.g.e., s. 46. 90 Thomas J. Gardner, Terry M. Anderson, Criminal Law, Tenth Edition, Thomson Wadsworth,

USA, 2006, s. 159. 91 Jennifer Lawler, Encyclopedia Of Women In The Middle Ages, McFarland & Company, USA,

2001, s. 238. 92 Randy Lippert, Sanctuary, Sovereignty, Sacrifice, UBC Press, Canada, 2005, s. 3.

Özlem Genç

[14]

vassalı dahi olsa, gelir kaynağı olan toprağıyla birlikte hem onurunu hem de

resmi görevini kaybedeceği, hatta toprağı yoksa para cezası da olsa mutlaka

bir bedel ödeyeceği bildirilmiştir. Burada dikkati çeken bir diğer husus bölge

yöneticilerinin yakalama görevi ve kontun yargılama yetkisine sahip en

yüksek adli merci olmasıdır.

Dokunulmazlık bölgesi kavramını biraz açmak gerekirse Frank

kontrolündeki topraklardaki kilise ve manastırların çoğunun Karolenj

döneminin sonuna kadar dokunulmazlık ayrıcalığını elde ettiği görülecektir.93

Dokunulmazlık her piskoposluk kilisesinin ve kraliyet manastırının kraliyet

korumasından yararlanması, vergiden muaf olması, kraliyet memurlarının

yetki alanının dışında kalması, küçük suçları cezalandırıp para cezası vermek

gibi basit yargılama haklarına sahip olması anlamına gelmektedir. Zamanla

kral piskoposlara ve başrahiplere emretme ve cezalandırma için kraliyet gücü

ve yasaklama hakkı verdiğinden dolayı kilise dokunulmazlığı, daha büyük

suçları yargılama, bedeni ve idam cezası verme hakkı demek olan yüksek

yargılama gücünü de kapsamıştır. Bu hak başta kilisenin sahip olduğu araziye

mahsusken sonradan sahip olmadığı alanlara da genişletilmiştir. Hatta daha da

ileri giderek kral bazı kontlukların kontrolünü de piskoposluklara ve kraliyet

manastırlarına vermiş, böylece onları da imparatorluk yönetiminin içine dâhil

etmiştir.94

Merovenjler ve Karolenjler, krallıklarındaki birçok katedral ve sayısız

manastıra dokunulmazlık hakkı vermişlerdir. Bu onları yerel kontların

yargılamasından ve kamu vergilendirmesinden özgür kılmış, kamu

memurlarını manastırın sıklıkla bir duvarla çevrili olan95

dokunulmazlık

bölgesine girmekten alıkoymuştur.96

10. Madde yemin etmenin davalarda olayların aydınlatılmasında ya da

bir kişinin sözüne inanılmasında güvenli bir yol olduğunu göstermektedir.

Sunakta ya da tasvirler önünde edilen yemin çok iyi bilinen bir yasal

uygulamadır ve bu yemin şekli rahip adaylarının dini kurallara uyacaklarına

93 Paul Fouracre, "Eternal Light And Earthly Needs: Practical Aspects Of The Development Of

Frankish Immunities", Property And Power In The Early Middle Ages, Ed.: W. Davies, P. Fouracre, Cambridge University Press, UK, 1995, s. 58.

94 Horst Fuhrmann, Germany In The High Middle Ages, Cambridge University Press, UK, 1986, s. 34.

95 Fritz Rörig, Medieval Town, University Of California Press, California, 1967, s. 174. 96 John W. Bernhardt, Itinerant Kingship And Royal Monasteries In Early Medieval Germany,

Cambridge University Press, UK, 1993, s. 29.

Ortaçağ Avrupası Kanunnamelerinden Herstal Kanunnamesi (779)

[15]

dair yemin etmesinden mülkiyet konularına kadar pek çok konuda

uygulanmıştır.97

Bu nedenledir ki, bir tür ebedi lanetlenme anlamı taşıyan98

yalan yere yemin etmek, kefareti99

olması gereken ciddi bir suç, ağır bir günah

ve skandal olarak değerlendirilmektedir. Orta Çağ yasası genel olarak onu

cinayet gibi bir suç kabul edip eşit cezalar öngörse100

de standart cezası bir eli

kaybetmektir. Ancak Karolenjler elin kesilmesine alternatif olarak zorlu bir

sınama getirmişlerdir. Bu genelde, maddede de geçen haç sınamasıdır.

Orta Çağ Hristiyanlığında haça saygı çok önemli olduğundan haç

sınaması yaygın bir yargılama metodudur. İki durumda yapılmaktadır. İlki

suçla ilgili davalarda tutuklu olan kişi masum olduğuna dair yemin ettiğinde

haç yargılamasına başvurulmaktadır. Uygulama şöyledir; iki eşit çubuk

alınmakta ve birine haç figürü işlenmektedir. İkisi de iyi kalitede beyaz pamuk

ile sarılıp sunağa ya da aziz tasvirlerinin önüne konmaktadır. Tanrı`ya edilen

törensel bir duadan sonra suçludan, suçlu ya da masum olduğunu belirleyecek

işaretli olanı bulması istenmekte, bulmuşsa masum, bulamamışsa suçlu ilan

edilmektedir. İkinci olarak özel hukuk davalarında ise yargıçlar, taraflar ve

ilgili herkes bir kilisede toplanmaktadır. Taraflardan her biri mahkemede onun

temsilcisi olması için bulabildiği en genç en dayanıklı bir rahibi seçmektedir.

Temsilciler bir haçın iki tarafında durmakta, işaret verildiğinde kollarını kol

boyu ölçüsünde vücutlarıyla bir haç şekli oluşturacak şekilde uzatmakta ve

tören yapılana kadar bu acılı biçimde ayakta durmaya devam etmektedirler. İlk

hangi tarafın temsilcisi kollarını indirirse o taraf davayı kaybetmektedir. 101

Charlemagne döneminde davalar görülürken sınama yapılması

yaygınlaşmış hatta yeni türler keşfedilmiştir. Babası Pepin haç sınamasına

inanmakta olduğundan Charlemagne bu sınama biçimini Sakson, Salic,

Ripuarian ve İtalyan yasalarına dâhil etmiştir.102

Haç önünde sınanma durumu yukarıda anlatıldığı gibi temsilciler

yoluyla yapılabileceği gibi tarafların bizzat kendileri tarafından da

yapılmaktadır. Dini seremoniler ve hazırlıklar yapıldıktan sonra davalı ve

davacı haç önünde kollarını kaldırarak durmakta, önce kim pes ederse haksız

97 Vickie L. Ziegler, Trial By Fire And Battle In Medieval German Literature, Camden House,

USA, 2004, s. 3-4. 98 Toby Purser, Medieval England,Heinemann, UK, 2004, s. 21. 99 Zbigniew Dalewski, Ritual And Politics, BRILL, Netherlands, 2008, s. 167. 100 Thomas A. Fudge, The Trial Of Jan Hus, Oxford University Press, UK, 2013, s.335. 101 Robert Henry, The History Of Great Britain, T. Cadells, Edinburg, 1774, . 304-5. 102 Steven L. Nock, The Costs Of Privacy, Aldine De Gruyter, New York, 1993, s. 77.

Özlem Genç

[16]

kabul edilmektedir. Bu uygulama ilk kez Pepin`in 752 tarihli bir

kanunnamesine, boşanmak isteyen kadınların başvurusunda kullanılmak üzere

eklenmiştir. Charlemagne ise aynı yöntemi piskopos ile vatandaşlar arasında

bazı duvarların inşa edilmesi konusundaki anlaşmazlıkta iki rahip seçerek

kullandırtmıştır.103

Maddede geçen haç önünde sınama şekli davalı ve

davacının bizzat yer aldığı bu son şekildir. Yalnız bunun daha az önemli

davalarda uygulanması, daha önemli davalarda yasaya uygun davranılması

belirtilmiştir.

11. Madde piskoposların tutumlarından ve yargıç olarak nasıl

davranmaları gerektiğinden bahsetmektedir. Buradan anlaşılan piskoposların

tanıklığının cezalandırma için yeterli olduğudur. Ancak bu nedenle onların

kıskançlık ve kötü niyetle hareket etmemeleri gerekmektedir. Bir piskopos

böyle davranıp kişisel duygularıyla birini cezalandırsa tespit edildiği takdirde

mevkisini kaybedeceği ve ceza alacağı vurgulanmıştır. Bu maddeyle

piskoposlara önemli bir sorumluluk yüklenirken, karar veriş süreçlerinde çok

dikkatli olmaları sağlanmak istenmiştir.

12. Madde Charlemagne`ın babasına verdiği değeri ve onun döneminde

alınan kararlara olan güvenini ortaya koymaktadır zira kral babası döneminde

neye karar verilmişse aynen devam edilmesini buyurmaktadır.

13. Madde kilisenin gelir getiren mülkleriyle ilgilidir. Bilindiği üzere

Orta Çağ kilise kurumu dönemin en zengin kurumlarından biridir. Din

adamları çalışmadığı için bu zenginliğin en büyük kaynağı yapılan bağışlardır.

İnsanlar öbür dünyalarını garanti altına almak, günahlarını bağışlatmak için

bazen ellerinde ne varsa kiliselere bağışlamışlar, kiliseler de bu sayede

güçlenerek dünyevi otoritelere bile kafa tutabilecek bir hale gelmişlerdir.

Bağışlanan bu toprakların kiliseye gelir getirmesi, kilise tarafından,

bağışlayan kişi de dâhil, kira karşılığı verilmesi ile gerçekleşmektedir. Mülkler

kiliseye, kullanım hakkı belli bir kira karşılığında şahsa aittir. Bu kira her

zaman para değil, bazen ürün de olabilmektedir. Bu kiralama şeklinin genel

özelliği, istisnalar olmakla birlikte, belli zaman aralıklarıyla yenilenmesinin

gerekliliği ya da kiralayan şahsın ölümü durumunda sona ermesidir.

Özellikle kralların önem vermesi sonucu yüksek aristokrasiden daha

küçük toprak sahiplerine kadar herkesin topraklarının bir kısmını sonradan

kiralamak koşuluyla kiliseye bağışladığı görülmektedir. Bağışın amacı bu

topraklara tanınan haklardan yararlanmak ve toprakları tehditlerden

103 Henry C. Lea, Supersitition And Force, Collins Printer, Philadephia, 1866, s 230.

Ortaçağ Avrupası Kanunnamelerinden Herstal Kanunnamesi (779)

[17]

korumaktır çünkü devlet, kilise ya da manastır topraklarını koruma altına

almaktadır. Aynı zamanda bu bağışlar çocuklar arasında toprakların eşit bir

şekilde paylaştırılması zorluğunu da ortadan kaldırmıştır. Geniş topraklar

üzerinde tek bir ailenin kontrol sağlamasının güçlüğü de sebeplere

eklenebilir.104

Bağışlar sırasında imzalanan sözleşmeler başlangıçta son derece

sade iken sonları kiracı lehine, ölüm halinde çocuğa bırakılması, kira miktarı

gibi, bazı maddeler de eklenmiştir. Toprağın bu şekilde bağışlanması özelikle

sekizinci yüzyılda suiistimale açık gerçek bir problemdir ve bazen gönül

rızasıyla da yapılmamıştır.105

Buna örnek olarak Charles Martel verilebilir.

Kendisi otoritesini güçlendirdiği dönem boyunca dini kurumların mülk

halklarına saygı göstermekle birlikte, mülkleri piskopos ve başrahiplerden alıp

destekçilerine bağışlamıştır. Bu nedenle 9. yüzyıl rahipleri onu açgözlülükle

suçlamışlardır. Ardılları da onun izinden giderek kilise mülkünü otoritelerini

güçlendirmek için kullanmışlardır. Maddede de geçen precaria verbo regis`in

açılımı işte budur: Kriz anında ya da ihtiyaç olduğunda kilise mülklerini alıp

kralın emriyle destekçilere (kiralamak ya da) bağışlamak.106

Burada kilise

mülkleri dünyevi otorite tarafından askeri hizmetin bir ödülü olarak

kullanılmaktadır.107

Charlemagne bu madde ile ilk olarak, önceden kira verilmeden işletilen

kilise mülklerinden onda birlik ve dokuzda birlik verginin108

yanında artık kira

da alınacağını ve bu kiranın mülk üzerinde sahip olunan ev oranında

belirleneceğini vurgulamaktadır. Bu noktada Charlemagne`ın bu kirayı

düşürdüğü belirtilmelidir. Carloman döneminde bir çiftlik evinden bir

solidus109

alınırken Charlemagne bunu 50 çiftlik evinden bir solidusa kadar

104 Guy Halsall, Warfare And Society In The Barbarian West, Routledge, UK, 2003, s. 72. 105 Constance B. Bouchard, Rewriting Saints And Ancestors, University Of Pennsylavania Press,

Philadelphia, 2015, s. 135. 106 Hans Hummer, Politics And Power In Early Medieval Europe, Cambridge University Press,

UK, 2005, s. 77. 107 Gregory I. Halfond, Archaeology Of Frankish Church Councils, BRILL, Leiden, 2010, s. 123. 108 Ürünün onda birinden vergi alındıktan sonra, kalanından da dokuzda bir oranında vergi

alınmakta, dolayısıyla alınan vergi beşte bir oranına tekabül etmektedir. 109 Bu dönem parasının ağırlığı yaklaşık 1.3. gramdır. Philip Grierson, Mark Blackburn, Medieval

European Coinage, Vol. I, Cambridge University Press, UK, 1986, s. 207. Charlemagne yeni bir para sistemi getirmiş ve bu sistem yaklaşık 1000 yıl Avrupa`da kullanılmıştır. Buna göre dolaşımdaki para yaklaşık 1.7 gram ağırlığında gümüş denarius olacak, 12 denarius, bir solidusa eşit olacak, solidus ise büyük miktarların hesaplanmasında kullanılacaktır. John Bell

Hennemann, "Currency",, Medieval France, Ed.: W. W. Kibler, Routledge, UK, 1995, s. 534.

Özlem Genç

[18]

indirmiştir.110

Miktarı ne olursa olsun artık kilisenin kendi mülklerinden kira

alması kraliyet emriyle güvence altına alınmıştır.

İkinci olarak mülklerin kiralanmasıyla ilgili her türlü işlemin yazıya

geçirilmesini şart koşmuştur. Sözleşme yapılması gereken mülklerin kral

tarafından verilenler mi yoksa kilise tarafında verilenler mi olduğu maddede

net olarak belirtilmemişse de, bilim insanlarının genel görüşü tümünü

kapsadığı şeklindedir. Buradan anlaşılan daha önce sözlü kira sözleşmelerinin

varlığı ve bunların sorun teşkil ettiğidir. Kral bu nedenle daha önceden yazılı

olanların yenilenmesini, olmayan yazıya geçirilmesini istemiştir. Yazılı

belgenin güvenilir bir kanıt olacağı muhakkaktır.

Üçüncü olarak ise kilisenin kendi isteğiyle kiraladığı ve kralın emriyle

kiralanan mülkleri arasında ayrım yapılması buyrulmaktadır. Bahsi geçen

mülkler, yukarıda da belirtildiği üzere, kiliseye ait mülklerle, aslında kiliseye

ait olan ama kralın emriyle el koyulup bağış olarak dağıtılan (precaria verbo

regis) mülklerdir.

14. Charlemagne`ın yönetimi eşitlikçi eğilimlerin askeri sorunlar

çıkabileceğinden, silahlı grupların sınırlar içerisinde iç barışı tehlikeye

düşürebileceğinden endişelenen bir yönetimdir.111

Bu nedenle krallığın ileri

gelenlerine profesyonel askerlerden oluşan askeri birlikler barındırmaları için

kraliyet izni verilmektedir. Böylece bu kişiler, kral herhangi bir seferberlik

durumunda onları çağırdığında emre cevap verebilmişlerdir. Birliklere

katılmak için bir statü gerekmemekte, köleler dâhil katılanların hepsi krala

sadakat yemini etmek zorunda bırakılmakta ve vassal statüsü ile

onurlandırılmaktadır.112

On dördüncü maddede geçen savaşçılar birliğinden

kasıt barış zamanında hane halkını, savaş zamanında ise devleti koruyan işte

bu silahlı birliklerdir. Kral kraliyet izni olmaksızın böyle birlikler

oluşturulmasına karşı çıkmaktadır.

15. Madde Karolenj Krallığı`nda alınan pek çok vergiden biri olan

balmumu vergisi ile ilgilidir. Balmumu Orta Çağ`ın en değerli ürünlerinden

biridir, kilise seremonilerinde ya da konutlarda aydınlatmada kullanılmak

üzere satılmaktadır.113

Maddede çoğul olarak geçen cerarii kelimesi, kandil

110 Hummer, a.g.e., s. 98. 111 Janet Nelson, "Peers In The Early Middle Ages", Law, Laity And Solidarities, Ed.: P.

Stafford, J. Nelson, J. Martindale, Manchester University Press, UK, 2001, s. 40. 112 Bachrach, a.g.e., s. 6-7. 113 Laurentiu Radvan, At Europe`s Borders, Trans. V. Cirdei, BRILL, Netherlands, 2010, s. 415.

Ortaçağ Avrupası Kanunnamelerinden Herstal Kanunnamesi (779)

[19]

yapılarak114

kilisenin aydınlatılması için kiliseye nakit para ya da balmumu

ödemek zorunda olan kişiler için kullanılmaktadır. İlk kez 8. yüzyıl Karolenj

kanunnamelerinde görülen bu kişiler, yıllık yaklaşık dört denarius115

ödemekle

yükümlüdürler. Sosyal statü olarak altta bulunurlar ve aydınlatma için kendi

isteğiyle bağış yapanlardan farklıdırlar.116

Madde bu kişilerin önceki

durumları ne ise öyle devam etmesini öngörmektedir. Ayrıca maddeden

anlaşılan başka bir şey bu vergiden muaf olanların da var olduğudur.

16. Madde Karolenj ticari hayatında önemli bir yer tutan loncalarla

ilgilidir. Temel paydaları üyelerinin ortak çıkarlarını korumak, şahsi

zanaatların yönetimi ve bazı risklere karşı karşılıklı sigorta görevi görmek

olan loncalar Orta Çağ Avrupa`sının önemli unsurlarından biridir. Sayıları

oldukça fazla olan bu üretici birlikleri, otoriteler tarafından da

onaylanmışlardır. Loncalar hakkında yazılmış ilk belge makalemize konu

ettiğimiz kanunnamedir. Burada Charlemagne loncalar girerken edilen

yeminleri yasaklamaktadır. Burada dikkati çeken loncalara girişin değil edilen

yeminlerin yasaklanmasıdır. Bunun temel sebebi loncaların kendi kendilerini

yönetmesi, otoritelerin bilgi ve kontrolünden mümkün olduğunca uzak

durmaları ve üyelerinin ettikleri yemine güvenip bir araya gelerek devlete

karşı hareket etmeleri ihtimalidir.117

Erken Orta Çağ`da laik bir kökene sahip olan loncalar sonradan dini

özellik de kazanmışlar, hatta her biri kendisine bir aziz seçmiş ve kilise

ayinlerine katılmışlardır.118

Yine de bilim insanlarının bir kısmı kiliselerin

özelde loncalara genelde tüccar sınıfına düşmanlık beslediğini

düşünmektedir.119

Maddeden anlaşılan bir diğer konu insanların hangi amaçlarla yardım

birlikleri oluşturduklarına örnek veriyor olmasıdır. Görülen o ki Orta Çağ

insanı fakirlere yardım için ve yangın ya da gemi kazası durumunda loncaya

kayıtlı üyelerinin zararını karşılayabilmek için birlikler kurmaktadır. Buradan

114 Roy C. Cave, Herbert H. Coulson, A Source Book For Medieval Economic History, Noble

Offset Printers, New York, 1965, s. 46. 115 Ağırlığı Pepin döneminde 1.35 gram iken Charlemagne tarafından yapılan para reformu ile 1.

69 grama çıkarılan gümüş paradır. Pierre Riche, A Carolingians, University Of Pennsylvania Press, Philadelphia, 1993, s. 320.

116 Fouracre, a.g.m., s. 76. 117 Charles F. Trenerry, De Origin And Early History Of Insurance, P. S. King & Son Ltd.,

London, 1926, s. 250. 118 Norman Pounds, The Medieval City, Greenwood Press, London, 2005, s. 113. 119 Lupoi, a.g.e., s. 223.

Özlem Genç

[20]

bu tip olayların sıklıkla yaşandığı sonucu da rahatlıkla çıkarılabilir. Maddede

gemi kazasına özellikle yer verilmesinin bir diğer nedeni olarak belli bir yerin

kastedildiği de düşünülmektedir. Aşağı Meuse olduğu düşünülen bu yerde her

gün, sadece ticari amaçlı olmayan, botların kullanıldığı tahmin

edilmektedir.120

17. Madde seyahat halinde olanların can güvenliğini sağlamaya

yöneliktir zira Orta Çağ`da yolculuk yavaş, zor, pahalı ve tehlikeli bir

eylemdir.121

Zorluğu engebelerin çok oluşu, genelde nehirlerde köprülerin

olmayışı, kalacak yer bulma konusundaki sıkıntılardan kaynaklanırken,

tehlikeli oluşu karada haydutların, denizde korsanların saldırılarının var

olmasındandır. Bu nedenle kral yolculara kesinlikle saldırılmaması gibi bir

maddeyi kanunnameye ekletmiştir. Ayrıca ordunun ihtiyacı ya da kralın

elçisinin isteği haricinde kimsenin ürününün izinsiz alınmaması da

vurgulanmıştır. Talimatı dinlemeyen kişinin zararı telafi edeceği de

eklenmiştir. Görüldüğü üzere kral halkının mağduriyetini elinden geldiğince

gidermeye çalışmaktadır.

18. Madde Charlemagne`ın pek çok kanunnamesinde dile getirdiği

geçiş ücretleriyle ilgilidir ve hepsinin ortak özelliği eskiden beri alınıyorsa

alınmaya devam edilmesi, yeni konmaya çalışılıyorsa yasaklanmasına yapılan

vurgudur. Örneğin 806 tarihli bir kanunnamede "Geçiş ücretleri ve vergiler

eski gelenek oldukları yerde zorla alınmalıdır ama yeni oldukları yerde

yürürlükten kaldırılmalıdır" denmektedir.122

Bu örnekler artırılabilir ancak

burada önemli olan Karolenj topraklarında geçiş ücretleri alındığı ve

geleneklerine bağlı Kralın yeni bir geçiş ücreti konmasını istemediğidir.

19. Sıradaki madde Orta Çağ köleliğine ışık tutacak mahiyettedir.

Kölelik daha erken Orta Çağ`da Roma topraklarının içinde ve dışında hatta

İzlanda`da bile var olmuştur. Doğu ile ticaretin en popüler unsuru olan

kölelerin sayısı Karolenjlerin Slav topraklarına girmesiyle artmış, Karolenj

120 Janet Nelson, "Religion In The Age Of Charlemagne", The Oxford Handbook Of Medieval

Christianity, Ed.: J. H. Arnold, Oxford University Press, UK, 2014, s. 499. 121 Pamela White, Exploration In The World Of The Middle Ages, Facts On File, New York,

2005, s. 24. 122 Capitulare Missorum Niumagae Datum, MGH, Leges II, Cap. I, no.: 46, Ed.: A. Boretius,

Hanover 1883, s. 132.

Ortaçağ Avrupası Kanunnamelerinden Herstal Kanunnamesi (779)

[21]

kralları da bu trafiğe kayıtsız kalmamış, kontrol etmeyi denemiştir. Örneğin

Pepin Hristiyan ve pagan kölelerin satışını yasaklamıştır.123

Kilise kurumları dahi, her ne kadar onları ikinci sınıf Hristiyan olarak

görüp, rahiplik görevi vermese de, çok sayıda köleye sahiptir. Ancak bu

cümleden kilisenin köleliği her zaman onayladığı sonucu çıkarılmamalıdır zira

8. yüzyıldan itibaren kilise Hristiyan kölelerin paganlara satışını yasaklamış

ancak etkili olamamıştır.124

Hatta kilise mensupları köle ticaretinin

engellenmesi konusunda Charlemagne`a da başvurmuşlar ancak köle satışı

Charlemagne ve oğlu Dindar Louis döneminde kraliyet onayı ve koruması

almaya devam etmiştir.125

Kralın imparatorluk nüfusunun büyük bir kısmı

kölelerden oluştuğundan126

ve köleler yakın ilişkide olduğu Abbasilere

gönderilen ana ihraç mallarından olduğundan127

bu konuyla da ilgilenmiş ve

kanunnamenin bu maddesine köle satışlarında uyulması gereken kuralları

eklemiştir. Buna göre köle satışı piskopos, kont ya da başka güvenilir kişiler

huzurunda, kraliyet sınırları içinde yapılacaktır. Bu talimata uymayan kişi

cezasını, köleyi dışarıda sattığı miktar ne ise o kadar ödeyecek, parası yoksa o

da borcunu ödeyene kadar bir kontun yanında köle statüsüne düşürülecektir.

20. Madde Charlemagne`ın askerlerini ne kadar önemsediğini

göstermektedir. Bu madde ile sınırları dışındaki yabancılara, zengin

vassalların sahip olmak zorunda olduğu, zincir zırh gömleklerin satışını

yasaklamıştır. Sebebi askerlerinin kendileri gibi giyinmiş düşman askerleriyle

karşılaşmasını önlemektir.128

Dikkat edilirse diğer silahlardan değil özellikle

zırh gömlekten bahsedilmiştir. Bu vurgudan zincir zırh gömleklerin iyi bir

koruyucu olduğu ve Karolenjler dışında imal edilmediği ya da yaygın olarak

kullanılmadığı sonucu çıkarılabilir.

123 Pierre Riche, Daily Life In The World Of Charlemagne, University Of Pennsylvania Press,

Philadelphia, 1978. s. 117. 124 Wim Blockmans, Peter Hoppenbrouwers, Introduction Of Medieval Europe, Routledge,

London, 2014, s. 93. 125 David Wyatt, Slaves And Warriors In Medieval Britain And Ireland, BRILL, Netherlands,

2009, s. 21. 126 Hugh Thomas, The Slave Trade, Simon & Schuster Paperbacks, New York, 1997, s. 34. 127 Valerie Hansen, Kenneth R. Curtis, Voyages In World History, Cengage Learning, Canada,

2014, s. 267. 128 Valerie D. Hampton, "Viking Age Arms And Armor Originating In The Frankish Kingdom",

The Hilltop Rewiew, Vol. 4, Iss. 2, September, 2011, s. 37-8.

http://scholarworks.wmich.edu/hilltopreview/vol4/iss2/8

Özlem Genç

[22]

21. Maddeden ilk anlaşılan kontların görevli oldukları bölgede adaleti

sağlayamadıkları durumlarda görevlerinden alınmadıkları aksine yanlarına

onlara yardımcı olmaları için bir kraliyet elçisinin gönderildiğidir. Burada

missus diye geçen elçi Charlemagne`ın geniş topraklarına hâkim olmak için

kullandığı yöntemlerinden biridir. Missusların bir görevi de kralla bölge

yöneticileri arasında iletişimi sağlamaktır zira iletişim ağı zayıftır.129

Missusların bu görevi nedeniyle kontların faaliyetlerini krala rapor ettikleri

bilinmektedir. Maddenin devamında gönderilen elçinin de bölge işlerinin

düzeltilmesinde aktif rol aldığı anlaşılmaktadır. Onun da başarılı olamama

ihtimali düşünülmüş ama bu durumda geri dönmesi yerine her şey yoluna

girene kadar, tüm masrafları sorunun asıl muhatabı olan kont tarafından

karşılanmak suretiyle kontun evinde kalmasına karar verilmiştir. Bir şekilde

adaletsizliğin giderilmesinin sağlanması istenmektedir.

22. Orta Çağ Avrupa`sında suç işlenme oranı oldukça yüksektir ve

suçluların cezaları her zaman devlet tarafından verilememektedir. Bugün de

olduğu gibi o dönemde de kendi intikamını kendisi almak isteyenler var

olduğundan, krallar kanunnameler yoluyla bunu yasaklamaya çalışmışlar, ölen

kişinin ailesine belli bir miktar ödeme yapılmasına karar vermişlerdir.

Wergeld/wergild denilen ve intikam eylemlerinin artmasını önlemek için

alınan para anlamına gelen130

bu kefalet iki tarafın çatışmaya girmemesini

öngörmektedir. Ancak yirmi ikinci maddeden rahatlıkla anlaşılıyor ki bu

kefalet yerine öcünü almak isteyenler de mevcuttur.

Aynı konuya Orta Çağ İngiltere`sinden örnek vermek gerekirse, ülke

sınırlarında bir cinayet olduğunda cezanın para biçimi olarak wergild devreye

girmektedir. Bu dönemde özgür bir Frank için alınan miktar 200 solidus idi.

Floransa`da ise aynı tarihlerde köleliğin en alt sınıfları için hiç bir değer

belirlenmemiştir.131

Görüldüğü üzere ödenecek kefalet miktarı önceden

belirlenmiş bir miktardır. Hatta daha da ileri gidilerek Karolenjler döneminde

herkesin bir bedeli olduğu belirtilmektedir. Erkek çocuğun bedeli ergenliğe

kadar çok yavaş artıp en büyük değere 20 yaşında ulaşırken, 20`den 50 yaşına

129 Herbert Applebaum, The Concept of Work: Ancient, Medieval and Modern, Albany, New

York State University Press, 1992, s. 214. 130 J. Black, L. Conolly, K. Flint, I. Grundy, D. LePan, R. Liuzza, J. J. McGann, A. L. Prescott,

B. V. Qualls, C. Waters, The Broadview Anthology Of British Literature, vol. I, Broadview Press, Canada, 2009, s. 362.

131 Milan Zafirovski, Exchange, Action And Social Structure, Greenwood Press, London, 2001, s.

60.

Ortaçağ Avrupası Kanunnamelerinden Herstal Kanunnamesi (779)

[23]

kadar en yüksek değerde kalmakta, 65`ine kadar da azalmaktadır. Kız

çocuklar ise daha az değerli olup, en yüksek değere çocuk doğurdukları 15-35

yaş arasında sahip olmaktadırlar.132

Charlemagne kanunnamelerinde kefalet kabulü ve ödemesi yoluyla

tartışmaların halledilmesi savunulmakta ve kişisel intikam suçlanmaktadır.133

Kralın intikam ve kefalet konusundaki fikrini ortaya koyan bu maddeden

herkesin ödenen parayı kabul etmesinin istendiği, hem parayı kabul etmek

istemeyen hem de parayı vermek istemeyen kişilerin ise devlet tarafından

kimseye herhangi bir zarar vermemeleri için uzaklaştırılacaklarını anlamak

mümkündür. Ayrıca burada adaleti yerine getirmekten kasıt suçlu kişinin

suçundan dolayı kefalet ödemek istemediği durumda cezası neyse onu

çekmeye razı olması gerektiğidir. Kral bu madde ile devlet tarafından resmi

bir dayatma yapmış, tarafların ödeme yapmaları ve buna razı olmalarını

sağlamaya ve intikamı yok etmeye çalışmıştır.

23. Kanunnamenin son maddesi hırsızların alacağı cezalarla ilgilidir.

Görüldüğü üzere aşamalı bir ilerleyiş söz konusudur. Kişi hırsızlık yapsa dahi

ıslah olması, vazgeçmesi beklenmekte ancak bu bekleyişe üç defa suç işleme

sınırı konmaktadır. Ayrıca bu madde ile toplumsal bir durum da ortaya

çıkmaktadır. Şöyle ki; insanın gözünü kaybetmesi için pek çok neden

olabilecekken burnunun kesilmesi için bir neden yoktur. Toplum içinde burnu

kesilmiş biri görüldüğünde bu suçlunun suçunu en az iki kez işlemiş,134

akıllanmamış biri olduğu hemen anlaşılacak ve bu durumu toplum tarafından

dışlanmasına neden olacaktır. Bu nedenle burun kesilmesi gibi diğerlerinden

saklanamayacak caydırıcı bir ceza konulmuş olmalıdır.

SONUÇ

Kanunname maddeleri incelendiğinde dikkati çeken ilk şey sadece

kralın kararıyla değil, piskoposların, başrahiplerin ve kontların da ortak

kararıyla, başka bir deyişle görüş birliği içerisinde hazırlanmış olmasıdır.

Kanunname aynı zamanda bir meclis sonunda yayımlandığı için Orta Çağ

meclislerinin yapısını, kimlerin katıldığını ve ne gibi konular görüşüldüğünü

de ortaya koymaktadır.

132 John Butt, Daily Life In The Age Of Charlemagne, Greenwood Press, London, 2002, s. 61. 133 Larissa Tracy, Torture And Brutality In Medieval Literature, D. S. Brewer, Cambridge, 2012,

s. 87. 134 Lisi Oliver, The Body Legal In Barbarian Law, University Of Toronto Press, Canada, 2011, s.

173.

Özlem Genç

[24]

Konulara genel olarak bakıldığında diğer kanunnamelerden çok da

farklı olmadığı ve ihtiyaç duyulan hususlarda karara varıldığı rahatlıkla

anlaşılmaktadır. Diğerlerinde olduğu gibi, dönemin baskın dini ortamıyla

uyumlu olarak, kilise ve dini hayat ile ilgili maddeler çoğunluktadır. Ayrıca

sonraki kanunnameler incelendiğinde pek çok yerde Herstal Kanunnamesinde

alınan kararların tekrarlandığı görülecektir.

Kanunname maddeleri bize öncelikle Orta Çağ dini hayatı ile ilgili

vermektedir. Dini hiyerarşi, bu hiyerarşi içerisinde sorunlar yaşandığı,

yardımcı piskopos kavramı, görevleri, her bölgenin piskoposu olması

zorunluluğu bunlardan birkaçıdır. Yine bu konuda manastır hayatına, Orta

Çağ manastır hayatının vazgeçilmezi uyulması gereken kurallar bütününe

değinilmekte, kadın-erkek manastırları arasındaki benzerlik ve farklara örnek

verilmektedir. Dini hayatın önemli unsuru piskoposların yasal sınırlar içindeki

mutlak otoritesi vurgulanmakta, keyfi uygulamaları yasaklanmaktadır. Yine

piskoposların yargıçlık konumlarına ve yargıçta bulunması gereken özelliklere

yer verilmektedir.

Sosyal hayata dair çıkarımlara bakıldığına ilk göze çarpan dul kadınlar

üzerinde durulduğudur. Dahası hiçbir dönemde rahatça dillendirilemeyecek

ensest ilişki kavramının Orta Çağ`ın bir gerçeği olduğu anlaşılmaktadır. Başka

bir gerçek ise köle ticaretidir. Geçmişi çok eskiye dayanan bu ticaret türünün

krallar için ne derece önemli olduğu da anlaşılmaktadır.

Dini kurumları ilgilendiren balmumu vergisi türü, vergi sistemi, ne

aralıkta, ne kadar ödeneceği gibi bilgiler de oldukça önemlidir. Ayrıca yine

aynı bağlamda dokunulmazlık bölgesi kavramı ve mahiyeti, dini kuruma

sığınma durumu, haçın suçluya karar verecek bir mekanizma olarak görülmesi

ve haç ile sınama tipleri de dikkat çekicidir.

Kiliselerin gelir kaynaklarından biri olan kira gelirleri hakkında önemli

bilgiler veren kanunname, kira getiren mülklerin Orta Çağ`ın genelinde devam

eden kilise-devlet çatışmasının bir ayağını oluşturduğunu da göstermektedir.

Bahsi geçen dönemde insanlar arası ilişkileri düzenlerken nelere dikkat

edildiğine baktığımızda yine Herstal Kanunnamesine başvurulabilmektedir.

Yemin etmenin -tıpkı Babil medeniyetinde olduğu gibi- önemli bir kanıt

olarak kabul edildiği ancak her koşulda yazılı belge oluşturmanın çok daha

tercih edilir, güvenilir bir yöntem olduğu, barış zamanı hane halkını, savaş

zamanı devleti koruyan silahlı birliklerin varlığı ve nasıl oluşturulabileceği

kanunname sayesinde daha iyi anlaşılmaktadır. Yine adaletin sağlanmasına o

Ortaçağ Avrupası Kanunnamelerinden Herstal Kanunnamesi (779)

[25]

derece önem verilmiştir ki, sonuna kadar bu işle görevlendirilenler ya da

sorumlular görevlerinden alınmamışlar, kendi hatalarını kendilerinin

düzeltmesi istenmiştir. Sosyal ilişkilerin suça temas ettiği yerde devlet eliyle

tedbirler alınmış, zorlamalarda bulunulmuş, devletin adalete verdiği önem ve

kefalet kavramı tüm çıplaklığıyla gözler önüne serilmiştir. Hırsızlık da aynı

başlık altında değerlendirilebilir. Devlet hırsızlık yapanların belli bir bedel

ödemek koşuluyla pişman olup vazgeçmelerine imkan tanımakta ancak

sınırsız taviz diye bir şey söz konusu edilmemektedir.

Dikkati çeken bir diğer unsur - aynısını Frank krallarının diğer

kanunnamelerinde de görmek mümkündür- önceden var olan durumların,

koşulların, vergilerin değiştirilmediğidir. Bunun sebebi geçmişe olan saygı

olabileceği gibi, krallar, herhangi bir karmaşa çıkmasın diye, insanların

alıştığı düzende yaşamaya devam etmelerini istemiş de olabilirler.

Kanunnamenin belki de en önemli özelliği lonca konusunun yer aldığı

ilk kanunname olmasıdır. Bu kurum Orta Çağ`ın güçlü bir dayanışma kurumu

olarak görünmekte, ne tip zararları karşıladığına, ne tür bir sigorta olduğuna

dair örneklere yer verilmektedir.

Sonuç olarak Herstal Kanunnamesi Orta Çağ Avrupa`sının idari, sosyal,

ekonomik pek çok alanına değinen, önemli bilgileriyle dönemin daha iyi

anlaşılmasını sağlayan bir kanunnamedir. Okunup irdelenmesiyle diğer

çalışmalara örnek olması umulmaktadır.

KAYNAKÇA

Applebaum, Herbert, The Concept of Work: Ancient, Medieval and

Modern, Albany, New York State University Press, 1992.

Archibald, Elizabeth, "Incest", Women And Gender In Medieval

Europe, Ed.: M. C. Schaus, Routledge, UK, 2006.

..............., "Worse Than Bogery", Incest And The Literary Imagination,

Ed.: E. Barnes, University Press Of Florida, USA, 2002.

Bachrach, Bernard, Charlemagne`s Early Campaigns, BRILL,

Netherlands, 2013.

Bernhardt, John W., Itinerant Kingship And Royal Monasteries In Early

Medieval Germany, Cambridge University Press, UK, 1993.

Black, J., L. Conolly, K. Flint, I. Grundy, D. LePan, R. Liuzza, J. J.

McGann, A. L. Prescott, B. V. Qualls, C. Waters, The Broadview Anthology

Of British Literature, vol. I, Broadview Press, Canada, 2009.

Özlem Genç

[26]

Blockmans, Wim, Peter Hoppenbrouwers, Introduction Of Medieval

Europe, Routledge, London, 2014.

Boretius, A., (Ed.), Capitulare HaristallenseMGH, Leges, Cap. Reg.

Fran. I, Hanover, 1883.

............., Capitulare Missorum Niumagae Datum, MGH, Leges II, Cap.

I, no. 46,: Hanover 1883.

Bouchard, Constance B., Rewriting Saints And Ancestors, University

Of Pennsylavania Press, Philadelphia, 2015.

Brundage, James A., "Tithe", The Oxford Encyclopedia Economic

History, vol. V, Ed.: J. Mokyr, Oxford University Press, UK, 2003.

Butt, John, Daily Life In The Age Of Charlemagne, Greenwood Press,

London, 2002.

Cave, Roy C., Herbert H. Coulson, A Source Book For Medieval

Economic History, Noble Offset Printers, New York, 1965.

Constable, Giles, Monastic Tithes, Cambridge University Press, UK,

1964.

Dalewski, Zbigniew, Ritual And Politics, BRILL, Neherlands, 2008.

Fouracre, Paul, "Eternal Light And Earthly Needs: Practical Aspects Of

The Development Of Frankish Immunities", Property And Power In The Early

Middle Ages, Ed.: W. Davies, P. Fouracre, Cambridge University Press, UK,

1995.

Fudge, Thomas A., The Trial Of Jan Hus, Oxford University Press, UK,

2013.

Fuhrmann, Horst, Germany In The High Middle Ages, Cambridge

University Press, UK, 1986.

Gardner, Thomas J., Terry M. Anderson, Criminal Law, Tenth Edition,

Thomson Wadsworth, USA, 2006.

Grierson, Philip, Mark Blackburn, Medieval European Coinage, Vol. I,

Cambridge University Press, UK, 1986.

Halfond, Gregory I., Archaeology Of Frankish Church Councils,

BRILL, Leiden, 2010.

Halsall, Guy, Warfare And Society In The Barbarian West, Routledge,

UK, 2003.

Hampton, Valerie D., "Viking Age Arms And Armor Originating In

The Frankish Kingdom", The Hilltop Rewiew, Vol. 4, Iss. 2, September, 2011.

http://scholarworks.wmich.edu/hilltopreview/vol4/iss2/8

Ortaçağ Avrupası Kanunnamelerinden Herstal Kanunnamesi (779)

[27]

Hansen, Valerie, Kenneth R. Curtis, Voyages In World History,

Cengage Learning, Canada, 2014.

Hennemann, John Bell, "Currency",, Medieval France, Ed.: W. W.

Kibler, Routledge, UK, 1995.

Henrich, Jean, Middle Ages, Social Studies School Service, USA, 2006.

Henry, Robert, The History Of Great Britain, T. Cadells, Edinburg,

1774.

Herlihy, David, Women,Family And Society In Medieval Europe,

Berghahn Books, UK, 1995.

Hummer, Hans, Politics And Power In Early Medieval Europe,

Cambridge University Press, UK, 2005.

Innes, Matthew, "Charlemagne`s Government", Charlemagne: Empire

And Society, Ed.: Joanna Story, Manchester University Press, UK, 2005.

Lawler, Jennifer, Encyclopedia Of Women In The Middle Ages,

McFarland & Company, USA, 2001.

Lea, Henry C., Supersitition And Force, Collins Printer, Philadephia,

1866.

Lippert, Randy, Sanctuary, Sovereignty, Sacrifice, UBC Press, Canada,

2005.

Lupoi, Maurizio, The Origins Of The European Legal Order, Trans.: A.

Belton, Cambridge University Press, UK, 2000.

McCarthy, Conor, Marriage In Medieval England, The Boydell Press,

Woodbridge, 2004.

McKitterick, Rosamond, Charlemagne: The Formation Of A European

Identity, Cambridge University Press, UK, 2008.

Nelson, Janet, "Peers In The Early Middle Ages", Law, Laity And

Solidarities, Ed.: P. Stafford, J. Nelson, J. Martindale, Manchester University

Press, UK, 2001.

Nelson, Janet, "Religion In The Age Of Charlemagne", The Oxford

Handbook Of Medieval Christianity, Ed.: J. H. Arnold, Oxford University

Press, UK, 2014.

Nelson, Janet, "The Wary Widow", Property And Power In The Early

Middle Ages, Ed.: W. Davies, P. Fouracre, Cambridge University Press, UK,

1995.

Niermeyer, J. F., Mediae Latinitatis Lexicon Minus, BRILL, Leiden,

1876.

Özlem Genç

[28]

Nock, Steven L., The Costs Of Privacy, Aldine De Gruyter, New York,

1993.

Oliver, Lisi, The Body Legal In Barbarian Law, University Of Toronto

Press, Canada, 2011.

Pertz, H. (Ed.), Annales Regni Francorum, MGH, SSRG, In Usum,

Hannover, 1895.

Pounds, Norman, The Medieval City, Greenwood Press, London, 2005.

Purser, Toby, Medieval England,Heinemann, UK, 2004.

Radvan, Laurentiu, At Europe`s Borders, Trans. V. Cirdei, BRILL,

Netherlands, 2010.

Ratcliffe, Marjorie, "Marriage And Divorce", Medieval Iberia, Ed. E.

M. Gerli, Routledge, Great Britain, 2003.

Riche, Pierre, A Carolingians, University Of Pennsylvania Press,

Philadelphia, 1993.

Riche, Pierre, Daily Life In The World Of Charlemagne, University Of

Pennsylvania Press, Philadelphia, 1978.

Rörig, Fritz, Medieval Town, University Of California Press,

California, 1967.

Simpson, Lewis P., Imagining Our Time: Recollections And

Reflections On American Writing, Louisiana State University Press, USA,

2007.

Thomas, Hugh, The Slave Trade, Simon & Schuster Paperbacks, New

York, 1997.

Tracy, Larissa, Torture And Brutality In Medieval Literature, D. S.

Brewer, Cambridge, 2012.

Trenerry, Charles F., De Origin And Early History Of Insurance, P. S.

King & Son Ltd., London, 1926.

Tyler, J. Jeffrey, "Bishops, Late Middle Ages And Reformation", Ed.:

R. Benedetto, The New Westminster Dictionary Of Church History, vol. I,

Westminster John Knox Press, London, 2008.

Webster, Leslie, Michelle Brown, The Transformation Of The Roman

World, University Of California Press, California, 1997.

White, Pamela, Exploration In The World Of The Middle Ages, Facts

On File, New York, 2005.

Wyatt, David, Slaves And Warriors In Medieval Britain And Ireland,

BRILL, Netherlands, 2009.

Ortaçağ Avrupası Kanunnamelerinden Herstal Kanunnamesi (779)

[29]

Zafirovski, Milan, Exchange, Action And Social Structure, Greenwood

Press, London, 2001.

Ziegler, Vickie L., Trial By Fire And Battle In Medieval German

Literature, Camden House, USA, 2004.

Özlem Genç

[30]

Resim 2. Kanunnamenin elyazmasında bulunan ilk sayfası135

135 St. Gallen, Stiftsbibliothek, Cod. Sang. 733, f. 1 – (http://www.e-codices.unifr.ch/en/csg/

0733/1)