24
C M Y K

C M Y K · 2006. 2. 10. · C M Y K 2 fiUBAT 2006 Globalleflme alabildi¤ince hedefine do¤ru yol al-maktad›r. Art›k her ge-çen gün aran›r hale geliyor ve gelecek günler

  • Upload
    others

  • View
    0

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

  • C M Y K

  • C M Y K

  • C M Y K

    1fiUBAT 2006

    ‹mdat! Müflteriler galiba memnunde¤iller!..

    SubegümBULUT

    n 8’de

    Giriflimcilikve Etik De¤erler

    TamerMÜFTÜO⁄LU

    n 5’te

    Basel II’ye2 kala

    VeliSARITOPRAK

    n 19’da

    ‹cat Ç›karmak

    AtilaÇINAR

    n 7’de

    Güle güle2005

    HakanÇINAR

    n 16’da

    KOB‹’lerigloballeflmeyekimlerhaz›rlayacak?

    CevdetBAYKAL

    n 2’te

    Kendiminyarg›c›y›m

    ErolERDO⁄MUfi

    n 18’de

    PAZARLAMA = ?

    SavaflDO⁄RU

    n 7’de

    KUfi GR‹B‹ krizi ile bafllayan ülke-mizin eziyetli günleri baflkentte bi-le eksi 20’leri zorlayan KIfi KR‹Z‹

    ile DO⁄ALGAZ krizi ile devam edipfiUBAT’› bulduk.

    Herhalde TÜRKLER uzun süredir do-¤al olarak böyle T‹TREMEM‹fiT‹R…

    Mini krizleri yaflarken belle¤imizdenhenüz kötü an›lar› silinmemifl EKONO-M‹K KR‹Z söylemi de çeflitli çevrelerdedile gelmeye bafllad›. Temenni edilme-mekle birlikte, tetikleyicisinin CAR‹AÇIK olaca¤› varsay›lan bir KR‹Z muha-lif-muaf›k, az bilen- çok bilen ekonomistçevrelerde ne yaz›k ki tart›fl›l›r oldu.

    Hükümet do¤al olarak, “asla ekono-mik kriz olmaz, göstergeler iyi” derken,muhalefetimiz; ekonomik kriz olacak,göstergeler kötü, yaklafl›m›n› dile getiri-yor.

    Birinci tehlike iflaretinin CAR‹ AÇIKoldu¤undan yola ç›kan ekonomistler, re-korlar k›ran ihracata, düflme e¤iliminde-ki enflasyona, borsa ve di¤er ekonomikgöstergelere karfl›n krizi dillendiriyor.

    Hatta baz›lar› daha daileri giderek, “zatenkriz bitmemiflti” bile di-yebiliyorlar.Prof. Dr. Osman Altu¤,Akflam Gazetesi’neyapt›¤› de¤erlendirme-de, “herkesin pozisyona盤› var” diyerekuyar›yor:“Türkiye krizin içinde.Kriz sadece dolar›n vefaizin yükselifliyle bor-san›n düflüflüne ba¤l›de¤il. Bu ancak paras›olan›n krizi ama Tür-

    kiye'de iflsizlik var. Ekonomik göster-gelere bakt›¤›m›zda, ekonominin ta-mamen kay›t d›fl› oldu¤unu görüyo-ruz. Bu nedenle göstergeler gerçe¤iyans›tm›yor ve veri taban› sa¤l›kl› de-¤il. Bu nedenle enflasyon da, fert bafl›-na düflen milli gelir hesab› da gerçe¤iyans›tmaz. Bütçemiz aç›k, ödemelerdengesi aç›k, d›fl ticaret dengesi aç›k,bankalar›n pozisyonlar› aç›k, Hazinepozisyonu aç›k, Merkez Bankas› pozis-yonu aç›k, özel sektörün pozisyonuaç›k, istihdam dengesi iflsizlik nedeniy-le çok aç›k. Ülkeyi yönetenler o kadargüzel konufluyor ki; borsa cofluyor, kurdüflüyor, enflasyon iyi gidiyor gibi. Ma-dem her fley halledildi, neden Türk in-san›na ifl bulunam›yor?”

    Biz kriz de¤erlendirmesini konununderin uzmanlar›na b›rak›p yönetimerkine ›fl›k tutacak bir öneriyi Say›n Rüfl-tü Bozkurt’tan dinleyelim:

    “Küçük ve orta ölçekli iflyerlerini çe-peçevre saran önemli bir e¤ilimi flöyleözetleyebiliriz: Klasik sanayileflme dö-

    nemindeki birikim sistemi 'seçkin az›n-l›klar›n' kendilerine liderlik etmesinedayan›yordu. Büyük ya da küçük, ge-liflmifl ya da geliflmekte olan ülkeler-de, kendini iy yetifltirmifl seçkinlergrubu yönetime egemendi; örne¤in,500 büyük firma ülke ekonomisininyar›s›ndan ço¤unu kontrol alt›nda tu-tabiliyordu. Küreselleflme sürecinin ya-ratt›¤› a¤ toplumlar›nda ise e¤ilim çokfarkl›. F›rsat kap›lar›n› esneklikleaçan, kitle potansiyellerini a盤a ç›ka-ran toplumlar h›zla kalk›n›yor. Kitlele-ri harekete geçirme becerisi göstere-meyen toplumlar da geri kalm›fll›kkamburunu s›rt›nda tafl›mak zorundakal›yor.”

    Özetlenen temel e¤ilimi bir baflka bi-çimde daha okuyabiliriz: Bir ülke zengin-lik üretimini toplumun derinliklerine yay-mak istiyorsa, ekonominin 'uç beyleri'olan küçük ve orta ölçek iflyerlerinin ni-celik ve niteli¤ini art›rmal›d›r.

    Say›n Bozkurt’un deyimi ile, “Ekono-minin uç beyleri olan KOB‹’lerin ‘nice-lik ve niteliklerini’ art›rmak için kimne yap›yor?” Yazarlar›m›z Say›n CevdetBaykal’›n da sordu¤u soru flu: KOB‹’le-ri globalleflmeye kim haz›rlayacak?

    Bu sorulara ülke yöneticileri olumlu,doyurucu ve gerçek yan›tlar verebilirseKR‹Z küçük bir az›nl›¤›n muhalefet söy-lemi olarak kal›r. Ancak, yönetenlerinmekanizmalar› ve uygulad›klar› reçetelerac›mas›z piyasa ekonomisi kurallar›naterk edilmiflse ve her f›rsatta piyasan›ndoyumsuz aktörleri tatmin edilmeye çal›-fl›l›yorsa hepimize geçmifl olsun.

    O zaman KR‹Z t›pk› ölüm gibi; hepyan› bafl›m›zdad›r…

    Kriz hep yan›bafl›m›zda

    m›?

    2 De¤iflimi gerçeklefltirmek, gelece¤i tasarlamakt›r3 Bakanl›k düzeyinde “OSB anlaflmazl›¤›”

    OSB’ler stopajdan muaf olmal›4 Gürkan: Çin’i b›rak›n birbirinizi destekleyin6 O¤uz Sat›c›: ‹hracatta düflüfl aç›klamak ac› veriyor

    Küreselleflmeye karfl› ulusal politika istediler7 Enerji Bakan› Hilmi Güler: Krizi iyi yönettik8 Tüzmen: ‹hracat›n 2006 projeksiyonlar›n› aç›klad›10 Ostim’de 2006 Yat›r›m ve ‹flbirli¤i y›l› olacak11 Türk Patent Enstitüsü hizmetleri Ostim’de12 ODTÜ Rektörü Akbulut: OST‹M’i destekliyoruz13 Ostim-ODTÜ Teknokent martta hizmete aç›l›yor14-15 TEKNOLOJ‹ ve AR-GE

    Do¤algaza ba¤›ml›l›¤›n sebebi çarp›k politikalar16 Konuk OSB; Mersin Tarsus OSB17 MEKA 30 ülkeye santral sat›yor18 Sanayici teknolojik yenilik yapam›yor

    Giriflimci yat›r›ma devam ediyor19 ASO, 43 Sanayiciye ödül verdi

    Türkler IMF’ye iyi gözle bakm›yor20 Yat›r›mc›lar için en cazip ülkeyiz!

    KOB‹’leri dan›flmanlar haz›rlayacakKOB‹’ler ODF ile cezayir’e gidecekAvrupa’n›n en yoksulu Türkiye

    Kemal Çeküç [email protected]

    Editörden

  • C M Y K

    fiUBAT 20062

    Globalleflme alabildi¤incehedefine do¤ru yol al-maktad›r. Art›k her ge-çen gün aran›r hale geliyor vegelecek günler eskisi kadar ra-hat geçmeyecek.Üçüncü dünyaülkeleri de bundan en çok zarargörecek ülkeler olarak her za-man, her yerde dile getiriliyor.Kahveden muza, pamuktan de-mire kadar her alandaki ham-maddelerin fiyatlar› tamamenbüyük flirketler taraf›ndan belir-leniyor, belirlenmeye de devamedecek gibi görünüyor.

    Yaln›z hammaddeler mi belir-lenen?

    Hay›r, bunun yan›nda insangücü, yani emek de var.

    Bu nas›l oluyor?Bunu her yerde, her geliflmek-

    te olan ülkede görebilirsiniz.Eme¤in fiyat›n› düflük tutars›-

    n›z olur biter!Ard›ndan da övünürsünüz,

    bizde emek önemli rekabet gü-cü faktörü diye!..

    Efendim bunlar bir ülke içingelip geçici fleylerdir. Fakir ül-keler fakirlefltikçe emekte ucuz-luyor. Bundan da tabii ki enfazla dünya flirketleri daha fazlakar etmek için yararlan›yor.

    ‹flte dünya flirketlerinin ucuzemek ülke örnekleri: uzak do-¤udaki Vietnam, Malezya, Sin-gapur, dünleri Kore’si, her za-man korkulu rüya Çin, yak›nla-ra geldi¤imizde Hindistan,Bangladefl, Sri Lanka, Balkanve Do¤u Avrupa ülkelerini s›ra-layabiliriz.

    Bütün bu ülkeler, globalizminneferlerini sunuyorlar ve ülkele-rine döviz kazand›rmak için ç›r-p›n›p duruyorlar.

    Bu ülkeler, bu flekilde de kal-k›namayacaklar›n› biliyorlard›rherhalde!..

    Fakirlik bir k›s›r döngü olarakönlerinde durmakta, ancak k›-racak güçleri de yok!..

    Gelelim KOB‹’lere, yukar›das›ralanan duruma iliflkin ortam-da da en fazla zarar› KOB‹’lergö r mek t ed i r ;çünkü pazarlar›renk ve yön de-¤ifltirmeye bafl-lad›. Dünyamarkalar› ürün-lerinin pazarlar›-n› geniflletmekiçin k›yas›ya çar-p›fl›yorlar. Halböyle iken, dün-yan›n her yerin-de üretici KO-B‹’ler de ne ya-paca¤›n› flafl›r-m›fl durumdalar.Yeterli paralar›,yani sermayeleriyok, elemanlar›yok, bundan da-ha önemlisidünyalar› o ka-dar küçük kigloballeflmeningetirece¤indenve götürece¤inden haberleri bi-le yok!

    Ancak Avrupa baflta olmaküzere, A.B.D.’de, hatta uzakdo¤u ülkelerinde ifl bulamayaninsanlar var güçleriyle globallefl-

    meye karfl› savafl veriyorlar.Neden mi?Çünkü onlar birer tüketici ol-

    maktan çok, KOB‹’leri, hattaülkesinin büyük firmalar› bile ifl-sizlik üretiyor da ondan!..

    ‹nsanlar k›sacas› ifllerini kay-bediyorlar, bu durum ayn› za-manda, hem ifl sahipleri, hem

    de çal›flt›rd›klar› elemanlar› içingeçerli.

    Yani diyebiliriz ki bizim d›fl›-m›zdaki milletler, ayn› zamandabizim KOB‹’ler ve millet için deu¤rafl veriyorlar!..

    Gelelim bizim KOB‹’ler cep-hesine, böyle bir ortamda Tür-kiye’deki KOB‹’ler nas›l ayaktadurabilecek?

    Ülkemizde ücretler artt›¤›ndaya da ekonomik krizler sonra-s›nda ucuz ülkelere mi tesisleritafl›yaca¤›z? Sürekli kazanc›m›z›m› düflünece¤iz? ‘Ülke sonra

    gelir’ anlay›fl›yla m›hep yat›p kalkaca-¤›z?Kamu olarak KO-B‹’ lerimize ne türplanlar yap›yoruz?Gelecek günler, ay-lar ve y›llara dönükneleri düflünüyoruz? Ayr›ca bunlar› kimdüflünüyor?Hesab›, kitab› kimyap›yor? Bileninizvar m›? Hangi kifli,kurum ya da kuruluflgelece¤e flöyle haz›-lan›yor diyebiliyoruz(mu?) Diyece¤inizi hiç zan-netmiyoruz! ÇünküKOB‹’ler sorunlar›y-la, di¤erleri de KOB‹söylemleriyle vakitgeçiriyorlar da on-

    dan!..Biz ise; nerede olursa olsun,

    KOB‹’ler için, ‘’Ola¤an üstüfleyleri, ola¤an üstü zamanlardayapabilecek kahramanlar›” ar›-yoruz!..Duyurulur...

    Dr. Cevdet BAYKAL

    KOB‹ günlü¤ü

    KOB‹’lerigloballeflmeye

    kimlerhaz›rlayacak?

    Türkiye ‹hracatç›lar Meclisi (T‹M)öncülü¤ünde, ihracat›n katmade¤erinin artt›r›lmas›na yönelik

    düzenlenen “T‹M Akademi” seminer-leri sürüyor. ‹hracatç›lara ve d›fl pa-zarlar› hedefleyen üreticilere, dünya-daki makro ekonomik geliflmelerhakk›nda bilgilendirme ve firmalar›npazarlardaki rekabet güçlerini artt›r-man›n amaçland›¤› T‹M Akademiseminerlerinin Ankara aya¤›n›n bafl-l›¤› “Yeni Dönemde Büyümenin veKârl›l›¤›n Yollar›” idi. “De¤iflimi Ger-çeklefltirmek, Gelece¤i Tasarlamak-t›r” slogan›yla bafllayan seminereD›fl Ticaretten Sorumlu Devlet Baka-n› Kürflad Tüzmen ve çok say›da ih-racatç› kat›ld›.

    T‹M Akademi seminerlerini düzen-leyen Burhan Özkan’›n, “Türkiye’ninrekabet gücünün ucuz emekle sakl›olamayaca¤› bir döneme giriyoruz.Katma de¤eri yükselterek rekabetgücü elde edebilece¤imiz bir dönemolacak” diyerek açt›¤› buluflman›n ilkkonuflmac›s› Devlet Bakan› KürfladTüzmen oldu.

    Kay›t d›fl› ile mücadeleninyolu ihracatt›r

    Devlet Bakan› Kürflad Tüzmen,toplam d›fl ticaret a盤›n›n, toplamd›fl ticaret hacmine oran›n›n yüzde22, ihracat›n ithalat› karfl›lama oran›-n›n ise yüzde 62’ler seviyesinde ola-ca¤›n› kaydeden Tüzmen, 2005 y›l›bafl›nda 71 milyar dolar ihracat he-

    deflendi¤ini hat›rlatt›. Türkiye’de ekonominin neredeyse

    yar›s›n› oluflturan kay›t d›fl› ile müca-dele konusuna da de¤inen Tüzmen,“Kay›t d›fl› ile mücadelenin tek yoluihracat› art›rmakt›r. ‹hracat›m›z 100milyar dolara geldi¤inde kay›t d›fl›önemli ölçüde azalacakt›r” dedi. Tüz-men, gündemin birinci konusunuoluflturan iflsizlikle mücadele konu-sunda, ara mal› ithalat› yerine iç pi-yasadaki ürünlerin kullan›lmas›n›nönemli katk›s› olaca¤›n› söyledi. Dö-viz kurunun mevcut düzeyi ile turizmsektörünün de kâr etmesinin müm-kün olmad›¤›n› ifade eden Tüzmen,sektörün yabanc›lar için “sosyal hiz-met görevi” yapt›¤›n› savundu.

    Ekonomideki iyi görüntünün piyasa

    karfl›l›¤› yokT‹M Baflkan› O¤uz Sat›c› ise, fi-

    nansman bask›s›ndan dolay› yüksekrisk alt›nda ticaret yapt›klar›n› ifadeederek sözlerini flöyle sürdürdü:

    “Hepimizin günleri ipin iki ucunubirbirine de¤dirmeye çal›flmakla ge-çiyor. ‹pler k›sa oldu¤undan birbirineekleyemiyoruz. Omuzlar›m›zda ça-l›flt›rd›¤›m›z insanlar›n sorumlulu¤uvar. Hepimiz iflletmelerimizi ayaktatutmaya çal›fl›yoruz. Param›z› tahsiletmeye çal›flana kadar, dolar›n veavronun biraz daha düflmemesinibekliyoruz.

    Türkiye’de, ‘kâr edemiyorum’ dedi-¤iniz zaman suçlu muamelesi görü-yorsunuz. Oysa bir giriflimcinin temelamac› kâr etmektir. Biz kâr etmiyoruzdedikçe, baz›lar› a¤›z birli¤i etmiflçe-sine ‘ekonomik göstergeler iyiye gidi-yor’ diyor. Biz, ‘ekonomi kötüye gidi-yor’ demiyoruz, bunun piyasada kar-fl›l›¤› yok diyoruz.”

    Rekabet avantaj› yaratacak im-kanlara ve yeni finansman kaynakla-r›na ihtiyaçlar› oldu¤unu belirten T‹MBaflkan› O¤uz Sat›c›, ifl ve sistemplanlama disiplini konusunda da ek-siklikler oldu¤unu ifade etti. “Bilgi, ne-dense bizi kurtaracaklar listesindehep en son s›rada yer al›yor. Oysabilmek, baflarmak için at›lm›fl enönemli ad›md›r” diyen O¤uz Sat›c›,dünyadaki üretim süreçlerinin biline-rek, iyi analiz edilmeleri gerekti¤inivurgulad›.

    O¤uz Sat›c›, bugün rüzgar›n ihra-cat›n›n ve üreticinin arkas›ndan es-medi¤ini, Ankara’da bir tak›m fleyleride¤ifltirmenin de kolay olmad›¤›n›ifade etti.

    Katma de¤eri yükseküretim yap›lmal›

    T‹M Genel Sekreteri Emre Al-kin’in, “gerçe¤i göründü¤ü gibi de¤il,göründü¤ünün arkas›ndaki incele-mek üzere misyon edinmifl” olarakanons etti¤i Ankara Ticaret Odas›Baflkan› Sinan Aygün, ihracatç›n›npara kazanmad›¤›n› ancak katma

    de¤eri yüksek üretim ile bununmümkün olaca¤›n› söyledi. Aygün,girdi maliyetleriyle para kazan›lmas›-n›n mümkün olmad›¤›na iflaret ede-rek, “2005 y›l›nda 75 milyar dolar ih-racat rakam›na ulaflanlar›n para ka-zanmad›¤›n› çok çok iyi biliyorum.Bunlar›n ço¤u anonim flirket. Vergile-re bak›ld›¤›nda da gelirler, kurumlarvergisinden gelen gelirin afla¤› yuka-r› 10-11 katrilyon civar›nda. Hadi ih-racatç›m›z yüzde 10 kazanm›fl olsa7,5 milyar dolar buradan gelmesi la-z›m. Ama bütçe hesaplar›nda bu ge-lir görülmüyor” diye konufltu.

    Türkiye’nin ileri teknoloji ürünleriniüretmesi gerekti¤ini vurgulayan Ay-gün, “bir cep telefonunun tonu 2 ila 5milyon dolar aras›nda de¤ifliyor. Ta-r›m ürünleri satarak bunu karfl›lamakmümkün de¤il” dedi.

    Biliflimdeki geliflmelerden yararlanmal›y›z

    Ankara Sanayi Odas› Baflkan Ve-kili ve Birinci Organize Sanayi bölge-si Baflkan› Nurettin Özdemir ise, re-kabetin farkl› birçok alanda sürdü¤ü-ne dikkat çekerek “De¤iflen pazar ih-tiyaçlar›na cevap vermekte geciken,ürün ve hizmet kalitesini gelifltireme-yen, yenilik yapamayan firmalar busüreçte zorluklarla karfl›laflacaklar-d›r.” uyar›s›nda bulundu.

    Sanayicilerin küresel ölçekli sipa-riflleri karfl›lamak için müflteri iliflkile-rini derinlefltirmek, bunun için de bili-flim teknolojilerindeki geliflmelerdenyararlanmak zorunda oldu¤unu belir-ten Özdemir, AB’ye kat›l›m sürecin-de bu tür de¤iflimlerin zorunlu halegeldi¤ini sözlerine ekledi.

    De¤iflimi gerçeklefltirmek, gelece¤i tasarlamakt›r…““DDee¤¤iiflfliimmii ggeerrççeekklleeflflttiirrmmeekk,, ggeelleeccee¤¤ii ttaassaarrllaammaakktt››rr”” ssllooggaann››yyllaa AAnnaaddoolluu’’yyuu ddoollaaflflaann TT‹‹MM AAkkaaddeemmii’’nniinnAAnnkkaarraa dduurraa¤¤››nnddaa kkoonnuuflflaann DDeevvlleett BBaakkaann›› KKüürrflflaadd TTüüzzmmeenn,, iiflflssiizzlliikkllee mmüüccaaddeellee iiççiinn aarraa mmaall›› iitthhaallaatt››nn››nnaazzaallmmaass›› ggeerreekktt ii¤¤ iinn ii ssööyylleeddii .. TT‹‹MM BBaaflflkkaann›› OO¤¤uuzz SSaatt ››cc›› iissee,, ““kkâârrss ››zz ll ›› kk,, üürreett iimmii bbii tt ii rr iiyyoorr”” ddeeddii ..

    AYB’den KOB‹’lere 250 milyon Euro

    Avrupa Yat›r›m Bankas›'ndan (AYB) küçük ve orta boy iflletmelerin(KOB‹) yat›r›m projelerinin finansman›nda kullan›lmak üzere 250milyon Euro tutar›nda kredi sa¤land›.Hazine'nin garantör s›fat›yla AYB'yle imzalad›¤› anlaflma kapsam›nda

    sa¤lanan kredi Türkiye S›nai Kalk›nma Bankas›, Türkiye Kalk›nmaBankas›, Ziraat Bankas›, Vak›flar Bankas› ve Halk Bankas› arac›l›¤›ylakulland›r›lacak.

    Krediyle KOB‹'lere sanayi, hizmetler, turizm de dahil olmak üzerede¤iflik sektörlerdeki yat›r›mlar› için finansman deste¤i sa¤lanacak.

    Vadesi 4 y›l› ödemesiz toplam 12 y›l olan krediye arac› bankalar›n çekiflyapt›klar› tarihte geçerli olan Libor veya EURIBOR oran›na yüzde 0.25eklenerek belirlenecek oranda faiz uygulanacak.

  • C M Y K

    3fiUBAT 2006

    Sanayi Bakan› Ali Coflkun, Ba-y›nd›rl›k Bakanl›¤›'n›n “Planla-ma ve ‹mar Kanun” tasla¤›yla

    Sanayi ve Ticaret Bakanl›¤›’n›n orga-nize sanayi bölgeleri, turizm gelifltir-me bölgeleri ve endüstri bölgelerin-deki yetkilerinin ortadan kald›r›lmakistendi¤ini belirterek, “Bu, Bakanl›¤›-m›za verilmifl görev ve yetkilerin kul-lan›m›n› zorlaflt›r›r, organize bölge-lerde ülke bütünü için gelifltirilmifl po-litikalar›n etkin yürütülmesini, sanayiyat›r›mlar›n›n rasyonel kullan›m›n›engeller” dedi.

    Bakan Coflkun organize sanayibölgelerinin “yerel teflkilat” say›lmas›ve kurumlar vergisi indirimi d›fl›ndaek bir indirim için giriflimde buluna-caklar›n› bildirdi.

    OSB’lerin Yetkileri Al›nmak ‹steniyor

    5393 say›l› yasayla Organize sa-nayi bölgesi yönetimleri, arazilerinkullan›m›, yap› ve tesislerin projelen-dirilmesi, inflaat, ruhsat izinleri, iflyeri-ni açma ve çal›flma, ruhsatlar konu-sunda yetkili k›l›n›yordu. Ancak Ba-

    y›nd›rl›k ve ‹skan Bakanl›¤› taraf›n-dan haz›rlanan “Planlama ve ‹marKanun Tasla¤›”nda bu yetkiler “yeni-den” belediyelerle il özel idarelerinedevredilmek isteniyor.

    Bakan Coflkun'un, bakanl›¤›n›nkonuya yaklafl›m› ve böyle bir dü-zenlemeyi do¤ru bulup bulmad›¤›konusundaki soruya verdi¤i flu yan›tiki bakanl›k aras›ndaki sürtüflmeyiortaya ç›kard›:

    “Tasar› halindeki Planlama ve‹mar Kanunu ile organize sanayi böl-geleri, turizm gelifltirme bölgeleri veendüstri bölgelerinde fiziksel planla-ma yetkisinin ortadan kald›r›lmak is-tenmesi, bakanl›¤›m›za verilmifl gö-rev ve yetkilerin kullan›m›n› zorlaflt›-racak, ülke bütünü için gelifltirilmiflpolitikalar›n etkin yürütülmesini vesanayi yat›r›mlar›n›n rasyonel kulla-n›m›n› engelleyecek, bölgelerin plan-lanmas›nda ve uygulamada bütünlü-¤ü parçalayacakt›r.”

    Coflkun bu konudaki kayg›lar›nBay›nd›rl›k Bakanl›¤›'na yaz›l› vesözlü olarak iletildi¤ini bildirdi.

    Ali Coflkun, “Planlama ve ‹mar Ka-nun” tasla¤›yla ilgili olarak Bay›nd›rl›kve ‹skan Bakanl›¤›'na sunduklar› gö-rüflte, OSB'lerin yetkilerinin aynenkorunmas›n› istediklerini belirterek,“OSB bölge müdürlüklerinin yerelteflkilat oldu¤u haz›rlanacak kanuntasar›s›na ilgili kurum olarak eklen-mesi gerekti¤i vurgulanm›flt›r” uyar›s›yapt›.

    Kurumlar Vergisinde ‹ndirim Giriflimi

    Coflkun yeni y›lda yürürlü¤e gire-cek kurumlar vergisi indirimlerindeorganize sanayi bölgeleri için farkl›bir teflvikin düflünülüp düflünülmedi-¤ine iliflkin soruya ise, “O Meclis’tealt komisyonda görüflülür. Vergioranlar›n›n düflük tutulmas› için or-ganize sanayi bölgeleri ve KOB‹'lerlehine gerekli giriflimlerde bulunaca-¤›z” yan›t›n› verdi.

    Do¤udaki OSB’ler ‹le Bat›dakilerin Fark›

    Coflkun, geri kalm›fl yörelerdekiorganize sanayi bölgelerine uygula-nan teflvi¤in geliflmifl bölgelerdeki

    OSB'lere uygulanmas› önerileri ko-nusundaki soruya da, "Bizim ‹stih-dam›n Teflviki Kanunumuz var.Bugüne kadarki uygulamalar› de¤er-lendirmeyi ve teflvik konusundadaha detayl› bir çal›flma yap›lmas›gerekti¤ini düflünüyoruz" yan›t›n›verdi.

    42 Y›lda 77 OrganizeSanayi Bölgesi

    Coflkun'un aç›klamalar›na göre,

    Türkiye 1962-2005 y›llar› aras›nda77 organize sanayi bölgesi kurdu.Ancak bunlardan 18 adedi at›ksuar›tma tesisine sahip bulunuyor. Tümprojeler için 2005 fiyatlar›yla 1 milyarYTL'den fazla kredi kulland›r›ld›. Hiz-mete sunulan OSB'lerde etkin olan30 bin 675 tesiste 575 bin kifliye is-tihdam sa¤land›. Doluluk oran› yüz-de 100'e ulaflt›¤› taktirde bu say›n›n900 bin'e ç›kmas› bekleniyor.

    Bakanl›k düzeyinde OSB anlaflmazl›¤›

    Coflkun’a göre cariaç›k tehlikeli de¤ilSanayi ve Ticaret Bakan› AliCoflkun, ekonomik politika-lara karfl› oluflan güvensizli-¤in yersiz oldu¤unu belirterek caria盤›n ekonomik kriz aç›s›ndantehlikeli olmad›¤›n› söyledi. Cofl-kun karfl›l›ks›z para bas›lmad›¤› veborçla borç ödenmedi¤i süreceekonomik kriz olmayaca¤›n› bildir-di.

    Coflkun, gelinensürdürülebilir büyü-me sürecinde güvenisarsmak için songünlerde birçok iddi-an›n ortaya at›ld›¤›n›ileri sürdü. Coflkun,“Cari ifllemler a盤›ve bunun finansman›son dönemde kamu-oyunda tart›fl›l›r hale gelmifltir. Re-kabete aç›k serbest piyasa koflul-lar›nda devlet müdahale etmeden,karfl›l›ks›z para basmadan, borçlaborcu ödemeye yönelmeden e¤erd›fl ticaret a盤›, neticede de cariaç›k finanse ediliyorsa bunda krizitetikleyecek hiçbir fley yoktur” dedi

    Ekonomik kriz olup olmayaca¤›konusundaki de¤erlendirmelerin

    makroekonomik göstergelerin tü-mü ele al›narak yap›labilece¤inivurgulayan Bakan Coflkun, Mer-kez

    Bankas›'n›n döviz rezervlerinin47 milyar dolar› aflt›¤›na dikkatçekti. Coflkun, bankac›l›k sektörü-nün ata¤a kalkt›¤›n› ileri sürerek,"Batan bankalar aya¤› kalkt›. fiim-

    di mevduatlar artt›, mevdu-atlar›n krediye dönüflü art-t›” diye konufltu.Serbest piyasa ekonomisikoflullar›nda rekabetin ç›l-g›n bir seviyede oldu¤unubelirten Coflkun, rekabetgücünün art›r›lmas› için es-naf kredilerinin faizlerininyüzde 59'dan yüzde 15'eçekildi¤ini, KOB‹'lerin KOS-

    GEB arac›l›¤›yla desteklendi¤inive 200 bin dolar s›n›rla s›f›r faizliihracat kredisi gibi destekleme po-litikalar›n›n izlendi¤ini kaydetti.

    Sanayileflmenin geliflmesi için ilbaz›nda teflvik verildi¤ini belirtenCoflkun, iflsizli¤in ve göçün engel-lenebilmesi için tek çözümünyat›r›m ve üretim oldu¤unu kay-detti.

    Çevrede s›n›fta kald›kTürkiye Yale Üniversitesi'nin146 ülkede çevre duyarl›¤›ve çevre politikalar›n› incele-di¤i "Sürdürülebilir Çevre Endek-si"nde 91'inci s›rada yer ald›. Tür-kiye Yale Üniversitesi'nin 146 ülke-de çevre duyarl›¤› ve çevre politi-kalar›n› inceledi¤i "SürdürülebilirÇevre Endeksi"nde 91'inci s›radayer ald›. YaleÜniversitesi tara-f›ndan yay›nla-nan de¤erlendir-mede, baz› dün-ya ülkelerininekonomik gelifl-me ile birlikteçevreyi koruma konusunda büyükduyarl›l›k göstermesine ra¤menbaz› ülkelerin bu konuda ciddi birduyarl›l›k sorunu oldu¤u kaydedil-di.

    Yale Üniversitesi'nin, çevreyi ko-ruma alan›nda yasal düzenlemelerve do¤al kaynaklar›n kontrollü birbiçimde kullan›lmas› gibi çal›flma-lar›n yan› s›ra nüfus yo¤unlu¤ununda dikkate al›nd›¤› araflt›rma so-nuçlar›na göre, Finlandiya Sürdü-

    rülebilir Çevre Endeksi'nin ilk s›ra-s›nda yer ald›. Finlandiya'y› s›ra-s›yla Norveç, Uruguay, ‹sveç ve ‹z-landa izledi.

    EN DUYARSIZ ÜLKE KUZEY KORE

    Yale Üniversitesi'ne göre çevreduyarl›¤› en az olan 5 ülke ise s›-

    ras›yla Kuzey Kore,Irak, Tayvan, Türkme-nistan ve Özbekistan ol-du. Türkiye ise söz ko-nusu listede S›rb›stanKarada¤ ve Makedon-ya'n›n ard›ndan 146 ül-ke aras›nda 91'inci s›ra-

    da yer ald›. Listede ‹sviçre 7, Bre-zilya 11, H›rvatistan 19, Almanya31, Rusya 33, Fransa 36, Erme-nistan 44, ABD 45, Bosna Hersek61, ‹srail 62, ‹ngiltere 65, Yunanis-tan 67, ‹talya 69'uncu s›ralar›alarak Türkiye'yi geçti. Türkiye isesadece 99'uncu Azerbaycan,102'nci Polonya, 106'›nc› Ruanda,110'uncu Birleflik Arap Emirlikleri,112'inci Belçika ve 132'inci ‹rangibi ülkeleri geride b›rakabildi.

    2005 y›l›nda da SSK'n›n primgelirleri maafl ödemelerine yet-medi. 2005 y›l›nda 19.9 milyarYTL'lik prim tahsil ederken 21.9 mil-yar YTL'lik emekli ayl›¤› ödemesindebulundu. SSK'n›n toplad›¤› primlerleemekli maafllar›n› karfl›lama oran›2005 y›l›nda yüzde 91'e düfltü. Sözkonusu oran 2004 y›l›nda yüzde 96düzeyinde bulunuyordu.

    ANKA'n›n SSK'dan edindi¤i verile-re göre Kurum'un 2005 sonu itibariy-le toplam nakit prim tahsilat› 2004 y›-l›n›n ayn› dönemine göre yüzde 14.2oran›nda artarak 19.9 milyar YTL'yeyükselirken, ayn› dönemdeki emekliayl›¤› ödemeleri ise yüzde 20.6 ora-n›nda artarak 21.9 milyar YTL oldu.SSK'n›n toplad›¤› primlerle emekliayl›klar›n› karfl›lama oran› yüzde 91düzeyinde gerçekleflti.

    2005 y›l›nda SSK'n›n toplad›¤›prim gelirleriyle emekli ayl›klar›n›karfl›lama oran›n›n 2004 y›l›na göre

    5 puan geriledi¤i belirlendi. SSK,2004 y›l›nda 17.4 milyar YTL primtahsil ederken, 18.2 milyar YTL deemekli ayl›¤› ödeme-sinde bulunmufltu.SSK'n›n prim gelirle-riyle emekli ayl›klar›n›karfl›lama oran› yüz-de 96 düzeyinde ger-çekleflmiflti.

    AYLIK GERÇEKLEfiMELER

    2004 y›l›n›n ocak ay›nda yüzde110 gibi yüksek bir düzeyde bulunanprim gelirleriyle emekli ayl›klar›n›karfl›lama oran› 2005 y›l›n›n ayn›ay›nda yüzde 87 olarak gerçekleflti.Ocak ay›nda SSK, 1.5 milyar YTL'likprim gelirine karfl›n 1.7 milyar YTL'likemekli ayl›¤› ödemesinde bulun-mufltu. 2005 flubat ay›nda prim tah-silatlar›yla emekli ödemelerini karfl›-

    lama oran› yüzde 90'a ç›kt›. Bu oran2004 y›l› flubat›nda da ayn› düzeydebulunuyordu. SSK'n›n prim gelirleriy-

    le emekli ayl›kla-r›n› karfl›lamaoran› 2005 y›l›mart ay›ndayüzde 97'yeulaflt›. Mart ay›n-da 1.7 milyar

    YTL'lik prim gelirine karfl›n 1.8 milyarYTL'lik emekli ayl›¤› ödenmiflti. 2004y›l› mart ay›nda ise SSK gelirlerininemekli ayl›¤›n› karfl›lama oran› yüz-de 93 düzeyinde gerçekleflmiflti.

    SSK gelirlerinin emekli ayl›¤› öde-melerini karfl›lama oran› 2005 y›l›haziran ay›nda yüzde 94 olarak be-lirlendi. Bu oran 2004 y›l›n›n ayn› dö-neminde ise yüzde 99 düzeyindebulunuyordu. 2005 y›l› haziran ay›n-da 1.6 milyar YTL'lik prim geliri, 1.8milyar YTL'lik emekli ayl›¤› ödemesiyap›lm›flt›.

    "Ülkemizin üretim, istih-dam ve ihracat merkez-leri olan Organize Sana-yi Bölgeleri; sanayicilerineelektrik, su, at›ksu ar›tma,ulafl›m, iletiflim, güvenlik,tan›t›m gibi hizmetler verenve kar amac› olmayan ku-rumlard›r.

    Devletin ve belediyelerinhiçbir hizmetinden yararlan-mad›klar› halde; emlak veçevre temizlik vergisi ödeyen OSB’lerin gelirleri kat›l›mc›lar›ndan sem-bolik düzeylerde ald›¤› aidatlard›r.Personel maafllar›n› dahi karfl›la-yamayan bu gelirin d›fl›nda, günlükrepo ve vadeli mevduat faizlerin-den elde ettikleri ek gelirler ile hiz-metlerini sürdürmeye, altyap›n›niyilefltirilmesine yönelik projelereyat›r›m yapmaya çal›flmaktad›rlar.

    Devlet bütçesindenhiçbir pay almayanOSB’ler, ülke eko-nomisine çokönemli katk›da bu-lunmalar› nedeniy-le her türlü vergi,resim ve harçtanmuaf tutulmufllar-d›r. Ancak, Ocak2006’dan itibarenOSB’lerin faiz gelir-

    lerine stopaj uygulanmas› OSB Yö-netimlerini güç durumda b›rakm›fl-t›r. Mevduat faizlerinin vergilendiril-mesine iliflkin olarak, 30.12.2005tarihinde Gelir Vergisi Kanunu’na“Tevkifat›n gerçeklefltirilmesinde,gelir sahibinin gerçek veya tüzel ki-fli, ya da dar veya tam mükellef ol-mas›, vergi mükellefiyeti bulunupbulunmamas›, vergiden muaf olup

    olmamas›n›n bir önemi bulunma-maktad›r” fleklinde geçici maddeeklenmifltir.

    Bu düzenleme, OSB’leri önemlioranda gelir kayb›na u¤ratacak vehizmetlerini iyilefltirme imkan›ndanyoksun b›rakacakt›r. Bu uygulamaile OSB’ler kar amac› güden ger-çek ve tüzel kifli olarak de¤erlen-dirilmifltir. Oysa, Gelir vergisiKanunu’na eklenen geçici mad-denin OSB Kanunu’ndan do¤anvergi istisnas›n› ortadan kald›r-mamas› gerekir.

    Gelir ve Kurumlar Vergisi Mükel-lefi olmayan OSB’ler, faiz gelirlerinestopaj uygulamas›n›n d›fl›nda tutul-mal›d›r; bu konuda gerekli yasalde¤iflikli¤in acilen yap›lmas›n› bek-lemekteyiz.”

    ‹zmir Atatürk OSB Baflkan› Hilmi U¤urtafl:

    OSB’ler stopajdan muaf olmal›

    SSK'n›n prim gelirleri maafla yetmedi

  • C M Y K

    fiUBAT 20064

    Çin’i b›rak›n, birbirinizi destekleyin

    Web sitesi zorunlu olsun mu?

    KOSGEB Baflkan› Erkan Gür-kan, rekabet üstünlü¤ü sa¤-layan modelin “kümelenme”oldu¤unu ve iflletmelerin birbirlerinibütünlemesi gerekti¤ini söyledi.Bundan böyle birbirini destekleyendamarlar varsa iflletmele-rin ayakta kalacaklar›n› be-lirten Gürkan, “Dünyadaegemen mant›k budur” de-di.

    Çin’in küresel risk olarakalg›land›¤›n› belirten Gür-kan, bunun bir ülke için sa-k›ncalar içerdi¤ini belirte-rek, “Bugün Çin’den malal›p gelirsen yar›n o da çu-vallayabilir. Çin bugün dün-yada tehdit unsuru olarakde¤erlendiriliyor. Bu yüz-den bafl›na her an her fleygelebilir” dedi.

    T›rnaklar› ile kaz›yarakbir yere gelen firmalar›nbundan böyle iflletme yö-netimini de t›rnaklar› ile ka-z›yarak ö¤renip, eski siste-mi de¤ifltirmeleri gerekti¤i-ni anlatan Gürkan, KOS-GEB olarak bu de¤iflimehaz›rlad›klar› yol haritas›ile ›fl›k tutmaya çal›flt›klar›-n› anlatt›.

    Gürkan flöyle dedi:

    “KOSGEB bir sembol oldu. KO-B‹’lerin küresel bir oyuncu olmas›-na yo¤unlaflt›. Bu sistemi birliktegüçlendirelim. KOSGEB ne istiyorsizden? ‹stedi¤i tek bir fley var.KOSGEB kardefllik köprüsü kur-

    man›z› istiyor. KOSGEB, hangi ya-flam seviyesinde, hangi dünya gö-rüflünde olursa olsun; adam seç-meksizin kurgulanan bir yap›n›niçinde sizinle beraber olacak. Ba-na, ‘KOSGEB zirveye ç›kt›’ diyen-

    ler oluyor. Gülüyorum, çünkü dahayolun yar›s›nday›z. Daha Türk sa-nayicisinin karakteri küresel ölçek-te yeni yeni ortaya konuyor.”

    KOSGEB’ten 40 ülkeye KOB‹

    modeliKOSGEB Baflkan› Gürkan,"Gelifltirdi¤imiz KOB‹ modeli,yaklafl›k 40 ülkeden resmi ol-mak üzere toplamda 60'a va-ran ülkenin iflbirli¤i talep ede-ce¤i noktaya geldi," dedi. “Tür-kiye'de KOB‹ Finansman›” ko-nulu seminerde konuflan Er-kan Gürkan, gelifltirdikleri “KO-B‹ modelinin” AB dahil dünya-daki bütün kurulufllar›n yapt›k-lar›ndan daha ileri bir yap›yasahip oldu¤unu belirtti. Gelifltir-dikleri KOB‹ modelinin anahedefinin sanayicinin hangidurumda oldu¤unu belirleme,buna göre sektör ve bölgeodakl› ulusal strateji oluflturma,iflletmeleri dünyadaki bütünpiyasalara referans olarak gös-terebilmek oldu¤unun alt›n›çizen Gürkan, bafllang›çta 50bin firmay› incelemeye tabi tut-tuklar›n› anlatt›.

    62 ilden yaklafl›k 1.000 üyesi üzerindegerçeklefltirdi¤i anket, yeni Türk TicaretKanunu Tasla¤›’n›n flirketlere web sitesikurma zorunlulu¤u getirmesi konusundaKOB‹’lerin görüfllerini araflt›rd›.

    Ankete göre KOB‹’lerin %68’i kanun tasla-¤›n›n internet alan›nda getirece¤i zorunlulu-¤un olumlu etkileri olaca¤›na inan›yor. Anke-te kat›lan KOB‹’lerin %27’si web sitesi kurmamecburiyeti getirilmesinin ticaretin daha sa¤-l›kl› flekillenmesine, %11’i ise fleffafl›¤›n h›z-lanmas›na yard›mc› olaca¤›n› belirtti. KO-B‹’lerin %8’i ise bu uygulaman›nrekabeti yo¤un-laflt›raca¤›n›ve bu sayedeürün ile hiz-met kalitesininyükselece¤iniifade etti. Ayn›zamanda KO-B‹’lerin %22’siweb sitesi kurmazorunlulu¤ununyurtd›fl›na aç›lma-y› h›zland›raca¤›-na inan›yor. Anke-te kat›lan KOB‹’leraras›nda site kur-man›n pratikte bir ifl-levi olmayaca¤›n› söyleyen-lerin oran› ise yaln›zca %4.Ayr›ca KOB‹’lerin %17’si detasla¤›n bu haliyle yasalaflaca¤›na inanma-d›klar›n› ifade ettiler.

    Anket sonuçlar›yla ilgili de¤erlendirme iseflöyle; “Gerçeklefltirdi¤imiz anket, asl›ndaKOB‹’lerin teknoloji ve internet konusuna nekadar yak›n durduklar›n› gösterir nitelikte.

    Küçük ve orta büyüklükteki iflletmeler bualanda her geçen gün daha fazla yat›r›m ya-p›yor ve yerel pazara oldu¤u kadar yabanc›pazarlara da ulaflmak için büyük çaba sarfediyorlar. Bu durum gelece¤e yönelik önemligeliflmelerin ipucunu da bizlere veriyor. An-cak KOB‹’lerin internet alan›nda yat›r›m ya-parken son derece titiz davranmalar› gerekti-¤ini de belirtmek gerekir. Web sitesi yapt›r›r-ken fiyat/içerik oran›na göre tercih yapmala-

    r›n› ve alacaklar› hizmetiönceden her yönüyleincelemelerini öneririm.KOB‹’lerin web sitesiyapt›rmay› bir zorun-

    luluk olarak de¤ilde bir gereklilikolarak görmeleridaha do¤ru ola-cakt›r. Her nekadar kanunt a s l a ¤ ›yasalaflt ›¤›takdirde birzorunlulukolarak ön-l e r i n egelecek ol-sa da,KOB‹’ ler

    sitelerini imkan-lar› do¤rultusunda en ifllevsel ve

    en etkin flekilde yap›land›rmal›lar. KOB‹’ler,kurduklar› site üzerinden yeni pazarlara vemüflterilere ulaflabileceklerini, ürün ve hiz-metlerini en etkili flekilde tan›tabileceklerini,dahas› e-ifl süreçleri uygulayarak ticaretikendileri için kolaylaflt›rabileceklerini unut-mamal›lar.”

    •••• KKOOSSGGEEBB BBaaflflkkaann›› GGüürrkkaann,, ““GGeelliiflflttiirrddii¤¤iimmiizz KKOOBB‹‹ mmooddeellii,, yyaakkllaaflfl››kk 4400 üüllkkeeddeenn rreessmmiioollmmaakk üüzzeerree ttooppllaammddaa 6600''aa vvaarraann üüllkkeenniinn iiflflbbiirrllii¤¤ii ttaalleepp eeddeeccee¤¤ii nnookkttaayyaa ggeellddii,,”” ddeeddii..

    •••• fifiiirrkkeettlleerree wweebb ssiitteessii kkuurrmmaa zzoorruunnlluulluu¤¤uu ggeettiirriillmmeessii kkoonnuussuunnddaaKKOOBB‹‹’’lleerriinn ggöörrüüflfllleerrii aarraaflfltt››rr››lldd››.. AArraaflfltt››rrmmaaddaa KKOOBB‹‹’’lleerriinn %%6688’’iiTTüürrkk TTiiccaarreett KKaannuunn ttaassllaakk mmaaddddeessiinnii oolluummlluu bbuulldduu..

    Gürkan, yeni yap›lanma ile bundan sonra bir baflkan yard›mc›s›n›nOstim’de düzenli olarak duraca¤›n›, sürekli bir baflkanl›k makam›oluflturacaklar›n› ve sahadaki tüm ifllemlerin buradan yürütece¤ini söyledi..

    Destekler 60 ülkeile buluflturacak

    (KOSGEB) 2006'da KOB‹'lere 90 milyonYTL'si geri ödemesiz olmak üzere 143milyon YTL destek sa¤layacak. Destekalmay› hedefleyen iflletme sahiplerinin,yeni destek modeli çerçevesindeki "3 Y›l-l›k Stratejik Yol Haritas›" formunu doldu-rarak KOSGEB'e iletmeleri gerekiyor. Bugüne kadar 53 bin KOB‹'nin doldura-rak KOSGEB'e ulaflt›rd›¤› stratejik yolharitalar›, ayn› zamanda Türkiye'nin KO-B‹'lere ait ilk ve en büyük bilgi bankas›olma özelli¤i de tafl›yor. Bu bilgileri kulla-narak, firmalara yurtd›fl›ndan ortaklar veyeni pazarlar sa¤layamay› ve 60 ülkeyikapsayan bir network oluflturmay› plan-layan KOSGEB, bu yolla hem flirketlerins›k›nt›lar›n› daha kolay anlamay›, hemde uluslararas› iflbirliklerini art›rmay› he-defliyor. En son Almanya Ekonomi Ba-kanl›¤› ile anlaflma yapan KOSGEB bukapsamda portföyündeki firmalar› Al-man iflletmeleriyle tan›flt›racak. KOB‹sahibine pazarl›k an›nda yan›nda bulun-mas› için tercüman, hukukçu ve malimüflavir temin edecek olan KOSGEB,yap›lan anlaflmalardan belirli bir yüzdey-le pay alacak. Destek alacak ifllet-melerin www.kosgeb.gov.tr adresinden"stratejik yol haritas›" formunu doldur-mas› gerekiyor.

  • Giriflimcilik konusu, sanayi toplu-mundan bilgi toplumuna geçerkenbüyük bir önem kazanm›flt›r. Zira

    bilgi toplumunda insan›n fizik gücününekonomik de¤eri h›zla azal›rken, fikrieme¤in ekonomik de¤eri daha büyük birh›zla artmaya bafllam›flt›r. Yerinde ve an-laml› bir deyiflle al›n terinin yerini ak›l te-ri alm›flt›r. Entelektüel sermaye, fikrihaklar›n korunmas› gibi kavramlar büyükönem kazanmaya bafllam›flt›r. Giriflimci-lik ise yönetim ve araflt›rma-gelifltirme(Ar-Ge) faaliyetlerini de kapsayan yeni-likler yaratma (inovasyon) konusu ile bir-likte fikri eme¤in en önemli boyutunuoluflturmaktad›r. Bilgi toplumunda eko-nomik arenan›n dominant unsuru olarak“ giriflimcilik ’’ kavram›n› sanayi toplu-munun benzer kavramlar› olan sermaye-dar, kapitalist, patron, ifladaml›¤› gibikavramlardan ay›rmak gerekmektedir.Giriflimcilik bilgi toplumunda bir meslek,hem de ekonomik arenan›n en önemlimesle¤i olarak geliflme sürecindedir. ‹n-sanlar›n›, özellikle gençlerini giriflimcilikmesle¤inin gerektirdi¤i niteliklerle dona-tabilen toplumlar refah ve mutluluk yo-lunda daha h›zl› yok alacaklard›r. Bu ba-k›mdan giriflimcilik kavram›na yeni biriçerik kazand›rmak; özellikle insan unsu-runun risk üstlenme ve piyasalaflma bo-yutlar› ile ekonomik de¤er yaratma nite-li¤inin ön plana ç›kar›lmas› gerekir. Bunakarfl›l›k “sermaye’’ kavram›ndaki – ser-mayedar veya kapitalist kavram›yla iliflki-lendirilen – para sahipli¤i anlam› arkaplana itilmelidir. Para, giriflimcili¤i hare-kete geçiren, kuvveden fiile dönüfltüren,plan› gerçekleflme (eylem) sürecine so-kan bir ateflleme arac›, bir enerji kayna¤›ifllevi görmektedir. Yani giriflimcilik vepara sahipli¤inin bilgi toplumunda kesin-likle birbirinden ayr›lmas› gerekmektedir.Esasen sanayi toplumunda ekonomininetkinli¤ini artt›rmak için para sahibi olupda giriflimcilik niteli¤ine sahip olmayan-lardan, giriflimcilik niteliklerine sahipolup da gerekli finansman imkan›na sa-hip olmayanlara fon aktarmak suretiylebu sorunun çözümüne çal›fl›l›r. Böyle birçözümün kurumsal araçlar› da bankalarve sermaye piyasalar›d›r. Fakat bilgi top-lumun da bu konunun önemi daha daartm›flt›r. Dolay›s›yla giriflimci insanlarafon sa¤lama yollar›n›n daha kapsaml›,daha h›zl›, daha etkin çal›flt›r›lmas› ge-rekmektedir. Bunun için bankac›l›k siste-mi ve sermaye piyasalar›nda gerekli dü-zenlemelerin yap›lmas›, yeni kurumsalaraçlar gelifltirilmesi önem kazanmakta-d›r. Nitekim bankac›l›k sisteminde geliflti-rilen yeni finansal ürünlerle, teminat ko-nusundaki yeni düzenlemelerle, sermayepiyasalar›nda KOB‹’ lerle ilgili yeni bor-salar oluflturma çabalar›yla ve risk ser-mayesi (giriflimci sermayesi, venture ca-pital) gibi yeni kurumsal araçlarla bualandaki geliflmeler son 20-25 y›ld›r de-vam etmektedir.

    Giriflimcilik her ne pahas›na olursa ol-sun para kazanmak de¤ildir. Giriflimcininönemli bir toplumsal fonksiyonu, bir gö-revi vard›r: Dünyam›z›n sundu¤u k›t kay-naklar› sonsuz insan ihtiyaçlar›n› en üstseviyede karfl›layabilecek flekilde yönlen-dirmek (kaynak da¤›l›m›), bu kaynaklar›en verimli flekilde kullanmak ve bu yol-dan toplum refah›na, mutlulu¤una olabil-di¤ince katk› sa¤lamak. Bunun için degiriflimci kâr edecektir. Kâr etmek giri-flimcinin asli görevidir. Giriflimci için kâretmek ay›p de¤il, takdir edilmesi gerekenbir baflar› göstergesidir. Ekonomide ay›polan zarar etmektir. Fakat kâr ederkenher fley mübah olmamal›, her yol veyaher kap› aç›k b›rak›lmamal›d›r. Vergi ka-ç›rarak, tekelcilik yaparak, tüketiciyi al-datarak elde edilen kazanc›n gerçek giri-flimcilikte yeri yoktur. Giriflimci için enasil para kazanma yolu etkin rekabet or-

    tam›nda para kazanabilmektir. Gümrükduvarlar›yla d›fl rekabete kapal› bir piya-sada para kazanmak ancak geçici bir sü-re ve özel durumlar için gerekçelendirile-bilir. Piyasa yerine devletten kazanman›nise gerçek giriflimcilikte yeri yoktur. Buanlamda “ gerçek giriflimci ’’ ekonomikde¤erlerin yarat›lmas›ndaki en önemliüretim faktörüdür. Giriflimciler, bir pro-jektör gibi sürekli olarak piyasalar› gözle-yip talep boflluklar› yakalayan, yeni ta-lepler yaratan, talepteki de¤iflmeleri za-man›nda fark ederek gerekli uyum sa¤la-yan, kaynaklar› toplayan yat›r›mlar› ger-çeklefltiren, rekabetten kaçmayan, tamtersine rekabeti varl›¤›n›n temel flartlar›n-dan biri olarak kabul eden, riske girmek-ten ve sorumluluk üstlenmekten çekin-meyen, atak ve yarat›c› kifliler olarak al-g›lanmal›d›r. Para bu u¤rafllar›n sonucun-da kendili¤inden ortaya ç›kan bir baflar›ödülü olarak de¤erlendirilmelidir. Giri-flimcili¤e toplumda de¤er kazand›ran, gi-riflimcilerin toplumdaki statüsünü yüksel-ten özellik de esasen budur.

    ‹flte burada giriflimci ve etik konusuönem kazanmaktad›r. Giriflimcinin ahlakive moral de¤erleri ön plana ç›kmaktad›r.Zira giriflimci yukar›da belirtilen ifllevleri-ni yerine getirirken özgür olmal›d›r. Öz-gürlük bilgi toplumunda çok büyük birönem kazanan yarat›c›l›k potansiyelininkuvveden fiile geçirilmesi aç›s›ndan fev-kalade önemli, olmazsa olmaz flartlardanbiridir. Özgürlük gerek giriflimcili¤in vegerekse teknokratl›¤›n tüm iflletmecilikifllevlerinde yeni ürünler gelifltirme, yenikaynaklar oluflturma, yeni süreçler orta-ya koyma ifllevinin temel kayna¤› duru-mundad›r. Fakat di¤er yandan insani birgerçek olan aç›kgözlülük yaparak bir fleyvermeden çok fley elde etme yollar› ara-yanlar, köfleyi dönmek için her yolu mefl-ru sayanlar, para kazanmay› tek hedefhaline getirmeyi göze alanlar için ise ola-bildi¤ine özgür bir ortam bulunmaz birf›rsatt›r. Yeterli yasal önlemlerin olufltu-rulmad›¤›, yarg› sisteminin yeterince ça-l›flt›r›lamad›¤› ve etik de¤erlerin dejenereoldu¤u toplumlarda bu tip insanlar atlar›-n› rahatça koflturmakta, bu ortam› kendilehlerine, fakat toplum alehine kötüyekullanmaktad›rlar. Türkiye böyle bir orta-m› maalesef çok a¤›r bedeller ödeyerekyaflam›fl toplumlardan biridir. Bu a¤›r be-del sadece kaynaklar›n kötüye kullan›l-mas› ve verimsizlik gibi ekonomik alanlas›n›rl› de¤ildir. Maalesef insanlar›m›z›n vebilhassa çocuklar›m›z›n ve gençlerimizinahlaki ve moral de¤erleri de bu geliflme-lerden oldukça olumsuz etkilenmifltir.Konunun daha da önemli yan› ekonomikkayg›lar›n telafisinin aylarla ve y›llarla s›-n›rl› olmas›na karfl›l›k, ahlaki ve moralkay›plar›n telafisinin çok kez nesiller bo-yu sürebilmesidir.

    Bu nedenle flu gerçek bilgi toplumundaaç›k bir flekilde ortaya konmal› ve bugerçe¤in fiilen yaflanmas›n›n, hayata ge-çirilmesinin yollar› bulunmaktad›r: Eko-nomik bir de¤er yaratmaks›z›n, çeflitliyollardan baflkalar› taraf›ndan yarat›lanekonomik de¤erleri kendi taraf›na aktar-mas›n›n (hortumlama) ad› giriflimcilik de-¤ildir. Toplumda bu tür faaliyetlerin yay-

    g›nlaflmas› ve gereken flekilde cezaland›-r›lmamas›, hatta tam tersine bu tür kiflile-rin ifl adam› muamelesi görüp toplumdatakdir edilen ve özenilen kifliler halinegelmeleri giriflimcilik olgusunun, giriflim-cili¤in u¤rayabilece¤i büyük bir talihsiz-liktir. Toplum için de en büyük flans›zl›k-t›r. Bu tür geliflmelerin bilgi toplumununortaya ç›k›p serpilmeye ve geliflmeyebafllad›¤› bir dönemde yaflanmas› ise da-ha da büyük bir talihsizlikdir. Zira bu türgeliflmeler böylesi insanlar›n cezaland›r›l-malar› ve d›fllanmalar› yerine büyük im-kanlara sahip olmalar› ve daha zenginbir yaflam sürmeleriyle takdir duygusunadönüflebilmekte; ve bu tip insanlar›n top-lumun lanetlenen de¤il izlenen ve özle-nen, say›lan ve sevilen insanlar› halinegelebilmekte, çocuklar›m›z›n ve gençleri-mizin kendilerine örnek ald›klar› kiflilerolarak ortaya ç›kmaktad›rlar. Bu da top-lumsal dejenerasyona do¤ru gidilen biryoldur. Bu konuda afla¤›da k›saca aç›kla-d›¤›m›z “marjinal moral teorisi” anlaml›bir örnek oluflturmaktad›r.

    ‹flte burada etik de¤erler (ahlaki ve mo-ral de¤erler) çok önemli bir rol oynamak-ta, serbest piyasa ekonomisi sistemi içe-risinde giriflimcili¤in olumlu ifllevlerlekendisine düflen görevleri en etkin bir fle-kilde yerine getirmesinde büyük önemkazanmaktad›r. Zira serbest piyasa eko-nomisinin gerektirdi¤i özgürlü¤ü kötüyekullanma yollar›n›n yasal kurallarla ön-lenmesi özgürlük alan›n› daraltmaktad›r.Özgürlük alan›n›n daralt›lmas› ise serbestpiyasa ekonomisinin üstünlü¤ünün enönemli kayna¤› olan yarat›c›l›¤› olumsuzetkilemektedir. Etik kurallar›n (ahlaki vemoral kurallar›n) sa¤laml›¤›, yayg›nl›¤› vetoplum taraf›ndan kabul edilmesi yasalkurallar›n asgari seviyelerde tutulmas›naimkan sa¤lamakta, yarat›c›l›¤›n kayna¤›olan özgürlü¤ün hareket alan›n› genifllet-mekte ve derinlefltirmektedir. Dolay›s›ylaserbest piyasa ekonomisinde baflar›n›nbafll›ca koflulu olan “ olabildi¤ince özgür-lük gerekti¤i kadar regülasyon (yasal ku-rallar)”flart›, sa¤lam, yayg›n ve toplumtaraf›ndan kabul gören bir etik kurallarmanzumesi ile en uygun flekilde sa¤lana-bilmektedir.

    Bilgi toplumunda ekonomik, sosyal vekültürel alanlarda geliflmifllik kulvar›n›nön s›ralar›nda koflabilmenin yolu,

    • nitelikli insan,• nitelikli iflletme,• nitelikli ülke (veya nitelikli toplum)• ve hatta içinde bulundu¤umuz global

    ortamda nitelikli dünya olma bileflkesinden geçmektedir. Bu

    bileflkenin birinci halkas› olan “nitelikliinsan”, baflar›n›n olmazsa olmaz flart› ko-numundad›r. Burada “nitelikli” s›fat› sa-dece bir ifli en iyi flekilde yapabilme özel-li¤i (teknik) aç›s›ndan de¤il, kiflinin ahlakive moral de¤erlerini (etik) de kapsamak-tad›r. Toplumun genifl kesimlerini kucak-layan nitelikli bir insan yaratman›n koflu-lu, ça¤dafl ve teknolojinin sundu¤u ola-naklar› en iyi flekilde de¤erlendiren etikde¤erleri gözeten bir e¤itim sistemindengeçmektedir. Bir e¤itim sadece okul e¤i-timini de¤il; aile, cami, k›flla, k›saca herortamda e¤itimi kapsayacak flekilde anla-

    fl›lmal›d›r. Ülkemizde son y›llarda ifl ahla-k› ve etik alan›nda önemli erozyonlar ya-flanm›flt›r. Her gün karfl›m›za bir yolsuz-luk olay› ç›kmaktad›r. Ülkemiz aç›s›ndanyolsuzluk bir taraftan siyasi ve ekonomikyozlaflmaya sebep olurken di¤er taraftangüvensizlik ve karamsarl›k yaratmaktad›r.

    2000’li y›llarda etik kavram›n›n u¤rad›-¤› erozyon konusunda bir ifl adam›m›z flude¤erlendirmeyi yapmaktad›r: “Dünyadabüyük flirketlerin CEO’ lar› hesap oyun-lar› ile flirketlerini doland›rd›lar. Bizde dehepimizin gördü¤ü, tan›d›¤› banka batak-ç›lar› ortaya ç›kt›. ABD çok k›sa süredekanunlar›n› yeniden yap›land›rd›, buCEO’ lar› yarg›lad›, cezaland›rd›, flirket-ler batt› ya da el de¤ifltirdi ve kurumsalyönetiflim bir sene içinde Amerikan ifldünyas›n›n birincil önceli¤i haline geldi.Bizde ise bu yolsuzluklara saplananlar›nbaz›lar› maalesef birer medya canavar›haline geldiler, hatta baz›lar› hukuk siste-mimizin baz› boflluklar›ndan yararlanarakceza bile görmediler.”

    Ve bu ifl adam›m›z devam ediyor: “Bugün yapt›klar› yanlar›na kâr kalanlar,gelecek nesillere önemli olan›n yaln›zcasonuçta elde edilen baflar› oldu¤unu, bubaflar›ya ulaflmak için her yolun mübaholdu¤u mesa j ›n › verecekt i r. Bununsonunda da toplum olarak ahlak kural-lar ›n › h içe sayma ve bu yolda e ldeedilenleri de¤er kabul etme riski ile karfl›karfl›ya kal›r›z. Sonuca giden yolda insandahil her de¤eri ezip geçmenin anlay›flve hoflgörüyle karfl › land›¤ › b i r top-lum...Unutmayal›m ki toplumdaki gerçekçürüme, bu sonuca götüren yolu hakl›ç›kard›¤› zaman gerçekleflir.”

    Bu konuda, “Piyasa Kabuk De¤ifl-t ir iyor” bafll ›¤› ad› alt ›nda ç›kan birgazete haber indeki b ir ifl adam›n›nafla¤›daki sözleri bizi ac› ac› düflündür-meli, kendimize, gelmemiz konusundabizi uyarmal›d›r:

    “Eskiden aç›k hesapla mal verirdik,Cuma günleri tahsilata ç›kmak bir zevk-ti... Herkes sözünde durur, borcunuzaman›nda öderdi. Bugün, tahsilata ç›k-madan önce, insan›n midesine sanc›giriyor. Bundan 30 y›l önce, senediprotesto olmufl bir tüccar iflyerine gelir-ken yüzünü göstermemek iç in pa l -tosunun yakas›n› kald›r›r, gizlenmeyeçal›fl›rd›. “ fiu tüccar›n senedi protestoolmufl” diye tüm çevre bilir, a¤›zdana¤›za dolafl›rd›. Bugün ise, protesto ol-mak sanki ticari itibar gibi görünüyor”(Günefl Gazetes i , 15.2.1987) . Buhaberin verildi¤i tarihten bugüne kadargeçen 19 y›l boyunca haberin seslendir-di¤i tehlike çanlar› maalesef daha dayüksek sesle çalmaya devamedegeldi.

    Giriflimcilik ve etik konusundaki görüfl-lerimizi bir Alman sosyolo¤u olan vonGötze’nin “marjinal moral teorisi’ni”hat›rlatarak bitirmekte yarar görüyoruz.Bu teoriye göre,

    “Toplumda geçerli olan hukuki ve ah-laki kurallar›n en alt s›n›r›nda oynayanlarkazançl› ç›karsa, uzun vadede bu alts›n›rda oynayanlar›n say›s› artmaktad›r.Alt s›n›r bu a¤›rl›¤› tafl›yamad›¤›ndanhukuki ve ahlaki kurallar gevfletilereks›n›r daha afla¤›ya çekilmektedir. Yinekurallar›n en alt s›n›r›nda oynayanlarkazançl › ç ›karsa, yeni çiz i len s›n›rakayanlar›n say›s› artmakta, hukuki ve ah-laki kurallar›n tekrar gevfletilmesi gerek-mektedir.

    Bu sürec in devam› i se kura l lar ›ndejenerasyonu ve neticede toplumunbozulmas ›y la sonuç lanmaktad›r.”Umuyor ve diliyoruz ki toplumumuz sony›llarda yaflad›¤› ahlaki ve moral sars›n-t›lardan ve olumsuzluklardan gerekendersi alm›fl olsun.

    * Baflkent Üniversitesi Ö¤retim Ü[email protected]

    C M Y K

    fiUBAT 2006 5

    AKADEM‹K GÖRÜfi

    Giriflimcilik ve etikde¤erler

    Prof. Dr. M. Tamer MÜFTÜO⁄LU e-mail:[email protected]

  • C M Y K

    fiUBAT 20066

    TTMMMMOOBB MMaakkiinnee MMüühheennddiisslleerrii OOddaass››,, kküürreesseelllleeflflmmee ppoolliittiikkaallaarr››nn››nneekkoonnoommiikk,, ssiiyyaassaall,, ttoopplluummssaall vvee kküüllttüürreell yy››kk››mmllaarr››nnaa kkaarrflfl›› öönnlleemm oollaarraakkttüümm aallaannllaarrddaa vvee ttüümm sseekkttöörrlleerrddee uulluussaall ppoolliittiikkaa oolluuflflttuurruullmmaass››nn›› öönneerrddii..

    Tüzmen: “Cari aç›kdikkatle izlenmeli”D›fl ticaretten sorumlu Devlet Bakan› Kürflat Tüzmen,d›fl ticaret a盤› geriledikçe, d›fl ticaret a盤›n›n caria盤› tetikleme oran›n›n da gerileyece¤ini söyledi.‹thalat›n yap›s›na bak›ld›¤›nda, ara mal› ve yat›r›mmallar›n›n bu art›flta büyük paya sahip oldu¤unukaydeden Tüzmen, flunlar› kaydetti:

    “Ben bu duruma bir de flu pencereden bakmay›öneriyorum. Cari aç›k art›fl› dikkatle izlenmesi gereken birgeliflme olarak karfl›m›zda durmaktad›r. Ancak bu art›fl›nbir baflka yönü de ihracat›m›zda yap›sal bir dönüflümgerçekleflmesidir. Dünya ticaretinde yüksek paya sahipileri teknoloji ihtiva eden ve sermaye yo¤un sektörlerinihracat›m›z içindeki paylar› h›zla artmaya devametmektedir.

    Geleneksel ihracat sektörlerimiz olan tar›m ve tekstil-konfeksiyon gibi emek yo¤un sektörlerden otomotiv,makine, kimya gibi yo¤un ara mal› kullanan sektörleregeçifl sürecinde, döviz kurlar› gibi çeflitli makroekonomikgeliflmelerin de etkisiyle ara mal› ithalat›nda bir s›çramayaflanm›flt›r.”

    “‹thal edilen her tüketimmal› iflsizli¤i art›r›yor”

    Türk-‹fl Genel Baflkan› Salih K›l›ç, ithal edilen hertüketim mal›n›n, Türkiye'de iflsizli¤i ve yoksullu¤uartt›rd›¤›n› ifade ederek, “Türk tüketicisi, Türkiye'deüretilen mal› kullanarak iflsizli¤i ve yoksullu¤u yenmelidir”dedi.

    K›l›ç, geçen y›l ithal edilen tüketim mallar›nda öncekiy›llara göre büyük bir art›fl yafland›¤›n› ifade etti. ‹thaledilen her tüketim mal›n›n ülkede iflsizli¤i ve yoksullu¤uartt›rd›¤›n› anlatan K›l›ç, Türk tüketicisinin Türkiye'deüretilen mal› kullanmas› gerekti¤ini söyledi.

    Türkiye'de haz›r giyim sektöründe Ocak-Ekim 2004 ve2005 dönemleri aras›nda ithalat›n yüzde 24.5, deri ve kürkgiyim eflyas›nda yüzde 48, di¤er giyim eflyalar›nda yüzde23.5 oran›nda artt›¤›n› ve bunun da tekstil sektöründeiflsizli¤i körükledi¤ini ifade eden K›l›ç, “A¤açmamullerindeki yüzde 63.8 ve mobilya ithalat›ndaki yüzde32.4'lük art›fl, mobilya sektörümüzün daha fazla üretimyapmas›n› ve daha fazla istihdam sa¤lamas›n›engellemektedir. Otomotivde ise ayn› dönemde yüzde1.8'lik art›fl görülmesine ra¤men, 2004'te 11.5 milyardolarl›k otomobil ve yan sanayi ürünü ithal edilmifltir.Türkiye'nin en büyük ihracat mallar› olan otomotiv vetekstilde görülen ithalat patlamalar› iflyerlerini zor durumasokacak ve kapasite daralmas›na neden olacakt›r. Bu ikisektörde görülen afl›r› ithalat›n iflsizli¤e neden olacakboyuta gelmesi mutlaka engellenmelidir” dedi.

    Irak’a ‹hracat Fuar›Gaziantep’te düzenlenecek

    Irak’›n kamu kurumlar› ve yerel ifladamlar› taraf›ndanIrak’›n ihtiyaçlar›n›n karfl›lanmas›na yönelik mal al›mlar›n›nsergilenen ürünlerle sa¤lanmas›n›n ve yaklafl›k 3000ifladam›n›n kat›l›m›n›n hedeflendi¤i “Irak’a ‹hracat Fuar›”n›n,07-11 haziran 2006 tarihleri aras›nda Gaziantep’te yap›lmas›kararlaflt›r›ld›.

    Yaklafl›k 2 y›ldan bu yana yap›lamayan Ba¤dat Fuar›’n›nGaziantep Sanayi Odas›, Gaziantep Ticaret Odas›, ForumFuarc›l›k ve Gelifltirme A.fi. ve Irak Ticaret Bakanl›¤› Fuarlar‹daresi iflbirli¤i ile Gaziantep’te yap›lmas›na iliflkin giriflimlersonuçland›.

    Hisarc›kl›o¤lu: “Bizekonomi siyasetçisiyiz”

    Makine mühendisleri küreselleflmeye karfl› ulusal politika istedi

    TOBB Baflkan› Rifat Hisarc›kl›o¤lu, “Bütün siyasipartilere ayn› yak›nl›kta ve ayn› uzakl›kta” olduklar›n›belirterek, “Bizim tek siyasetimiz var. Ekonomisiyaseti” dedi.

    Hisarc›kl›o¤lu, “Bütün siyasi partilere ayn› yak›nl›kta veayn› uzakl›kta” olma çizgisinde devam ettiklerini belirterek,"Bizim görevimiz kendi do¤rular›m›z, kendi taban›m›z veAnayasa'n›n bize verdi¤i yetki çerçevesinde üyelerimizinhak ve hukukunu korumakt›r. Bizim meselemiz budur.Bizim tek siyasetimiz var: Ekonomi siyaseti” dedi.

    TMMOB Makine MühendisleriOdas› (MMO), küreselleflme poli-tikalar›n›n ekonomik, siyasal, top-lumsal ve kültürel y›k›mlar›na karfl› ön-lem olarak tüm alanlarda ve tüm sek-törlerde ulusal politika oluflturulmas›n›önerdi.

    MMO'nun düzenledi¤i "Sanayilefl-me, ‹stihdam, Refah" konulu SanayiKongresi'nin sonuç bildirisi yay›nland›.Bildiride küreselleflme sürecinde Türki-ye'nin AB'ye adayl›k koflullar›n›n belir-lenirken ulusal politikalar›n benimsen-mesi gerekti¤i vurguland›. Sanayiningeliflmesini ve ekonomik büyümeyi engenifl toplumsal tabana yayacak flekil-de, kamu yarar›na bir yat›r›m ve üretimplanlamas›n›n gereklili¤i vurguland›.

    Bildiride, uluslararas› para kuruluflla-r›n›n güdümünde uygulanan üretimi,yat›r›m›, sanayileflmeyi, bilimi, teknolo-jiyi, insan› d›fllayan ekonomik ve sosyalpolitikalar›n terk edilmesi istendi. Türki-ye sanayisinin maddi ve ekonomik du-rumunun tespitinin yap›larak, kaynakla-r›n do¤ru kullan›lmas›n› sa¤layacakteflviklerin verilmesi gerekti¤i kaydedil-di. Mühendislik a lt yap›s›, ar-ge ve tek-nolojik geliflmenin küresel rekabettekiönemi hat›rlat›lan bildiride, mühendislikhizmetlerinin niteli¤inin yükseltilmesiiçin temel e¤itimden bafllamak üzere

    bir yol haritas›n›n çizilmesi gerekti¤i sa-vunuldu.

    Bölgeleraras› dengeyi kuracak vegelirin adil da¤›l›m›n› sa¤layacak politi-kalar oluflturulmas› ge-rekti¤i ifade edilen bildi-ride, organize ve küçüksanayi bölgelerinin buönceli¤e göre gelifltirl-mesi önerildi.

    Bildiride, ucuz iflgü-cü, çal›flma sürelerininçal›flanlar aleyhine gi-derek artmas› ve sos-yal güvenli¤in kay›t d›fl›ekonomiyle bütünleflti-rilerek ortadan kalkma-s›n›n, sanayi sektörünüistihdam sa¤layan birsektör olmaktan ç›kar-d›¤› belirtildi.

    ‹hracata dayal› birmodelin sanayileflmeyid›fla ba¤›ml› bir yap›-laflmaya götürdü¤ünedikkat çekildi. Az gelifl-mifl ülkelerin ihracatyapabilmek için ulusla-raras› flirketlere muhtaçoldu¤u hat›rlat›lan bildi-ride, Türkiye'de ihraca-t›n artmas›n›n, sat›n al-

    ma gücünü, katma de¤er pay›n› ve üc-retleri düflürdü¤ü, tasarruf gücünü(yat›r›m yapma potansiyeli) afla¤› çek-ti¤i vurguland›.

    ‹hracatta düflüfl aç›klamak ac› veriyor•• TT‹‹MM BBaaflflkkaann›› OO¤¤uuzz SSaatt››cc››,, yyeennii yy››llaa iihhrraaccaattttaa ddüüflflüüflflllee ggiirriillddii¤¤iinnii bbeelliirrtteerreekk,, DDaavvuull ddöövvddüükk,,aakkttaarrdd››kk,, aannllaatttt››kk,, iihhrraaccaatt rraakkaammllaarr››nnddaakkii ddüüflflüüflfllleerrii aaçç››kkllaammaakk bbaannaa aacc›› vveerriiyyoorr”” ddeeddii..

    Türkiye ‹hracatç›lar Meclisi(T‹M) Baflkan› O¤uz Sat›c›,ihracat›n yeni y›la düflüfllebafllad›¤›n› belirterek, “Davuldövdük, aktard›k, anlatt›k, ihracatrakamlar›ndaki düflüflleri aç›kla-mak bana ac› veriyor” dedi.

    T‹M Baflkan› O¤uz Sat›c›,ocak ay› ihracat rakamlar›n›Samsun'da düzenledi¤i bas›ntoplant›s›yla aç›klad›. Sat›c›, uy-gulanan para ve kur politikas›-n›n Türkiye'nin elindeki di¤er aç-mazlarla birleflerek önemli birs›k›nt›ya yol açt›¤›n› belirterekbu s›k›nt›n›n bedelini de sadeceüretici ve ihracatç›n›n ödedi¤ini

    savundu.

    MERKEZ BANKASIÖZERK OLMALI

    Merkez Bankas›'n›n bir devletkuruluflu olmas›na ra¤men özelsektöre ve özel sektörün kanaatliderlerine karfl› aç›klama yapt›-¤›n› söyleyen Sat›c›, "Bu Mer-kez Bankas›'n›n sayg›nl›¤›nayak›flm›yor. Bizce 'en iyi kur po-litikas› budur' diye yap›lacak tar-t›flma bofl bir tart›flmad›r" dedi.

    ‹fi‹N KOLAYINA KAÇMAK

    “Acaba Türkiye ‹hracatç›lar

    Meclisi kimi temsil ediyor? 73.4milyar dolar ihracat yapan Türki-ye'nin 40 binden fazla ihracatç›firmas›n›" diyen Sat›c›, üretici-nin, ihracatç›n›n ç›karlar›n› sa-vunman›n Türkiye'nin ç›karlar›n›savunmak anlam›na geldi¤iniifade etti.

    Sat›c›, istihdamda büyük s›-k›nt› yafland›¤›, cari aç›ktan ved›fl ticaret a盤›ndan flikayetedilen bir dönemde bu sektörle-rin maliyet ve kur seviyesi nede-niyle üretimden so¤umas› veyerlerini ithalata terk etmelerininiyi haber olmad›¤›n› kaydetti.

    Sat›c›, ithalat› düflük kurlarla

    besleyip enflasyonu bu yolla dü-flürmeye çal›flmay› ise iflin kola-y›na kaçmak olarak de¤erlendir-di. Sat›c›, Ocak ay›nda ihracatrakamlar› de¤erlendirirken,

    "Davul dövdük, aktard›k, an-latt›k, ihracat rakamlar›ndakidüflüflleri aç›klamak bana ac›veriyor" dedi.

    Sat›c›, Türkiye'de ihracat›n,Kurban Bayram› tatilinin de et-kisi ile ocak ay›nda bir öncekiy›l›n ocak ay›na göre yüzde1.1'lik kay›pla 4 milyar 944 mil-yon dolar olarak gerçekleflti¤iniifade etti.

    EEnneerrjjiiddee 1100 yy››llll››kk eeyylleemmppllaann›› hhaazz››rrllaann››yyoorr

    Enerji s›k›nt›s› konusunda ‘yol haritas›’ haz›rl›klar›nabafllayan bakanl›k, k›sa, orta ve uzun vadeli çözümlerüzerinde duruyor. ‹lk etapta tasarrufa gidilecek, kaçak ön-lenecek. Daha sonra yerli kaynaklar devreye al›nacak.

    Ukrayna ile Rusya aras›nda yaflanan do¤algaz krizi,enerjide d›fla ba¤›ml› ülkeleri yeni bir durum de¤erlendir-mesine itti. Bir süre enerji darbo¤az›yla karfl› karfl›ya kalanAvrupa Birli¤i, kaynak çeflitlili¤ine gidece¤ini aç›klad›.

    Elektrik ihtiyac›n›n karfl›lanmas›nda orta vadede iseyerli kaynaklar›n devreye sokulmas› öne ç›k›yor. Önceliklekömür ve su potansiyelinin iyi de¤erlendirilmesi önerilir-ken, rüzgar, günefl, jeotermal gibi yerli ve yenilenebilirenerji kaynaklar›na yönelinmesi tavsiye ediliyor. Dik nehirlibölgelerde bent barajlar›n infla edilmesi, s›cak bölgelerdegünefl enerjisi panelleri kurulmas› gibi bölgesel çözümlertavsiye ediliyor.

    Enerji sorununun tart›fl›ld›¤› ortamda Enerji Bakanl›¤›, 3nükleer santral›n (dört bin 500 megavat kurulu güç) yap›-laca¤›n› duyurdu. Hedef, Türkiye'nin enerji ihtiyac›n› kar-fl›lamada kaynak çeflitlili¤ine gitmek ve d›fla ba¤›ml›l›¤›azaltmak. Bakanl›¤a göre arz-talep projeksiyonunda Tür-kiye 2012 y›l›ndan itibaren nükleer enerjiyi kullanmayabafllayacak.

  • C M Y K

    7fiUBAT 2006

    Enerji krizleri için gerekli önlemlerialmad›klar› gerekçesiyle selefleri-ni elefltiren Enerji ve Tabii Kay-naklar Bakan› Hilmi Güler, "Biz bu krizigerçekten iyi yönettik belki kamuoyunaiyi anlatamad›k ama olmayan enerji enpahal› enerjidir" diye konufltu.

    Güler, ‹ran'›n vanalar› k›smas›ylayaflanan do¤algaz krizini de¤erlendi-ren, "Son olay da gösterdi ki enerji sonderece önemli, olmay›nca hayat duru-yor. Bundan ders almal›y›z. Buradaenerji ba¤›ml›l›¤›n› azaltmak, alternatifenerji kaynaklar› oluflturmakson derece önemli. Bu-nun için biz alternatiflerüzerinde önemle du-ruyoruz" dedi.

    Güler, "Enerji yo-¤unlu¤u"nu sa¤laya-rak 3 milyar dolarl›ktasarruf sa¤lanabile-ce¤ini, bu yöndeki e¤itimlerle demir çe-likte yüzde 38'e varan, cam sektöründede yüzde 25'e varan verim elde ettikle-rini söyleyerek Elektrik ‹flleri Etüd ‹da-resi'nin yürüttü¤ü çal›flmaya teflükküretti. Enerji Verimlili¤i Yasa Tasla¤› ha-z›rlad›klar›n› bildiren Güler, "Bu yasala-fl›rsa böylece d›fla karfl› ba¤›ml›l›¤›m›zazal›r, tarasurruf etme imkan› olur.Enerji olmad›¤› zaman hayat duruyor

    ama nedense buna gerekli ilgi gösteril-miyor. Rüzgar haritalar›n› ç›kartt›k5.800 megavatl›k potansiyel tespit ettik,

    bir yerde havadan para ka-zanmak gibi bir fley"

    fleklinde konufltu.Tuz Gölü'nün alt›nada do¤algaz de-posu yap›lmas›için 2001'de ihalegerçeklefltirildi¤i-ni ancak konsor-

    siyumla ç›kan an-laflmazl›k nedeniy-

    le 2004'e ka-dar çal›fl-m a l a r › ndurdurul-d u ¤ u n ukaydedenB a k a nGüler, bu-

    ran›n mühendislik ihalesinin yap›ld›¤›n›,Dünya Bankas› kredisinin ç›kt›¤›n› söy-ledi. Güler sözlerini flöyle sürdürdü:

    "Dünyaya bakt›¤›m›z zaman herkestedbirini alm›fl, ama bizim arkadafllar›-m›z demek ki biraz da baflka fleylerleilgilenmifller. ABD toplam do¤algaz›n›nyüzde 25'ini depoluyor. Ukrayna yüzde49, Almanya yüzde 19'unu depolayabi-liyor. Bizde ise s›f›r. Bunu da yapmak

    bize nasip oluyor. Biz hem fiyatlar› dü-flürüyoruz, hem 'al ya da öde'deki mik-tar› düflürüyoruz.

    Fiyatlar›m›z da dünyadaki en uygunfiyatlardan, en uygun fiyat kullanan ül-kelerden bir tanesiyiz. Biz al ya daöde'deki 40 milyar metreküplük mik-tardaki düflüflü sa¤lamasayd›k kömü-rü ve suyu kullanamazd›k. Barajlar bo-fla akard›.

    Hem depo yapmam›fl›z hem anlafl-malara gerekli maddeleri koymam›fl›z.Adam vermedi¤i zaman biz onlar›npeflinde dolafl›yoruz, sadece ufak birpara cezas› kesiyoruz. Biz para ceza-s›n›n peflinde de¤iliz, alamad›¤›m›zgazd›r derdimiz. Biz bu krizi gerçekteniyi yönettik belki kamuoyuna iyi anlata-mad›k, ama olmayan enerji en pahal›enerjidir.

    Gelmeyen gazdan dolay› 20 milyonmetreküplük elektrik santralleri dura-cakt›. Biz çok flükür kömüre barajlaradaha önceden a¤›rl›k vererek bunuyaflamad›k.

    Elektrik s›k›nt›s› çekmedik. Elektri-¤in yüzde 44'ünü do¤al gazdan üreti-yorduk bunu biz yüzde 39'a düflürdük.Enerji tasarrufunu olmayan enerjiyleyapmaya çal›flm›yoruz. Hayat› karan-l›kta b›rakarak, iki lambadan birini sön-dür diyerek yapm›yoruz.”

    •• EEnneerrjjii BBaakkaann›› HHiillmmii GGüülleerr,, eenneerrjjii kkrriizzlleerriinnee kkaarrflfl››nn ttüümm ddüünnyyaaddaaggeerreekkllii öönnlleemmlleerriinn aall››nndd››¤¤››nn›› bbeelliirrttiirrkkeenn,, TTüürrkkiiyyee''nniinn ddoo¤¤aallggaazzddaaeenn uuyygguunn ffiiyyaatt›› kkuullllaannaann üüllkkeelleerrddeenn bbiirriissii oolldduu¤¤uunnuu iilleerrii ssüürrddüü..

    Anadolu’da ‘bafl›m›za icat ç›karma’laf› vard›r. Birisi, herkesin düflün-dü¤ünün d›fl›nda bir fley düflünür

    ve farkl› bir öneri getirirse, ço¤unluk bukifliye hemen ‘bafl›m›za icat ç›karma’der. E¤er ayk›r› düflünen kifli böyle dü-flünmeyi sürdürürse ad› ‘köyün delisi’bile ç›k›verir. Ancak köyün delisini cid-diye almayan ço¤unluk, bafl edemeyece-¤i bir sorun ile karfl›laflt›¤›nda, hemenköyün delisinde çare aramaktan da geridurmaz. ‘Bu ifli bilse bilse, o bilir’ derler.

    Bilim adamlar› ve mühendisler ilkuzay araçlar›n›n tasar›mlar› üzerine ça-l›fl›rken bir çok problem ile karfl›laflt›lar.En önemli problemlerden biri de, çokyüksek h›zla atmosfere girmesi gerekenuzay arac›n›n, atmosfer gazlar› ile sür-tünmesi sonucunda oluflacak ›s› nede-niyle yanmas› olas›l›¤› idi. Uçufl dinami-¤i üzerine yap›lan çal›flmalar, sürtünmehesaplar› çok yüksek s›cakl›k oluflumla-r›n›n kaç›n›lmaz olaca¤›n› göstermekteidi. ‹lk akla gelen bu s›cakl›¤a dayana-cak malzemeler üzerine çal›flmak oldu.Yüksek s›cakl›klara dayanabilecek mal-zemeler gelifltirilebilir ve uygun yal›t›mda yap›labilirse sürtünme sonucu olufla-cak ›s›n›n uzay arac›n›n içinde yer ala-cak canl›lar› ve di¤er hassas ekipman›etkilemeyece¤i öngörüldü. Malzemearay›fl›na giriflildi. Ancak böyle yükseks›cakl›klara dayanabilecek malzemebulmak ya da gelifltirmek hiç de kolayde¤ildi. Çabalar ve denemeler uygunsonuçlar› vermiyordu...

    ‹flte tam da bu s›rada, birileri ç›k›p pa-radigmay› de¤ifltirecek öneride bulun-dular. Malzeme aramak yerine, proble-

    min gerçek nedeniolan sürtünme üze-rine çal›flmak dahado¤ru olmaz m›y-d›? Bu ço¤unlu¤undüflündü¤üne ayk›-r› düflüncenin so-nucunda, sürtün-menin azalt›lmas›üzerine kafa yorul-maya baflland› veticari ad› tef lonolan malzeme ge-

    lifltirildi. Teflon ile kaplanan yüzeylerdeyap›flma ve sürtünme çok azal›yordu.Dolay›s›yla yüzeyin afl›r› ›s›nmas›n›n daönüne geçiliyordu.

    Teflon bugün endüstrinin birçok ala-n›nda yayg›n olarak ve baflar› ile kulla-n›lan, buluflçusuna da önemli paralarkazand›rm›fl olan bir malzemedir.

    ‹flletmelerin karakteri de toplumlar›nkarakterine benzer. Özellikle çal›flan sa-y›s›n›n belirli say›larda oldu¤u bir ifllet-mede, genel düflüncelere ayk›r› görüfllertafl›yanlar olacakt›r ve hatta olmal›d›r.Oysa, genellikle, bir iflletmede ifllemek-te olan proseslerin hiç de¤iflmeden, ayn›çizgi üzerinde gitmesi, varyasyonun s›-f›r olmas› herkesin hofluna gider. Çünküher fley yaz›ld›¤› ve konufluldu¤u gibiyürümektedir. Herkes her gün, her saatayn› hareketleri yinelemektedir. Her ko-nuda tüm çal›flanlar ezberlemifl gibi ay-n› düflünceleri ifade etmekte, çatlak sesç›kmamaktad›r. Kimse bu ahengin bo-zulmas›n› istemez. Bir tarihte tasarlan-m›fl formlar hiç de¤iflikli¤e u¤ramadankullan›lmakta, tezgahlar ayarland›¤› gi-bi, ölçüm cihazlar› kalibre edildi¤i gibidurmakta, çal›flanlar kendilerine ö¤re-tilmifl olan ifli hep ayn› biçimde yapmak-tad›r. D›flardan bakanlar da ço¤u kez butür iflletmelere imrenirler.

    Oysa her fley bu kadar mükemmel vedüzgün görünüyorsa, asl›nda bir terslikvar demektir. Ç›kan tüm parçalar birbi-rinin ayn› ve hatas›z ise, makinalar›nhepsi hiçbir ar›za vermeden saat gibi ça-l›fl›yorsa, çal›flanlar görünürde hiçbirproblemleri yokmuflças›na rahat ise, ya-ni hiçbir varyasyon görünmüyorsa, as›l

    o zaman durumdan flüphelenmek gere-kir. Çünkü böylesi varyasyonun s›f›r ol-du¤u durumlar, yap›lan bir çok hatan›nhas›r alt›na itildi¤inin, yani görüneninyaln›zca buz da¤›n›n su üzerindeki k›s-m› oldu¤unun bir göstergesidir. Çal›flan-lar sorunlar›n› ya içlerine atmakta, yada küçük kümeleflmeler olmaktad›r,maliyetlerin art›yor olmas›n›n nedenistoklar›n fliflkinli¤idir, ölçüm cihazlar›-n›n kalibrasyonlar› bozulmufl, çözünür-lükleri zay›flam›flt›r ve birbirine yak›nde¤erlerin hepsine tek bir de¤er atan-maktad›r. Hal›n›n alt›na süpürülen vezaman› gelince pandoran›n kutusundansaç›lanlar gibi birden ortaya ç›kanolumsuzluklar ço¤ald›kça umutlar daazal›r. Ve bir gün herkesin imrendi¤i,g›pta ile bakt›¤› iflletme, kimse nas›l ol-du¤unu anlamadan çöker.

    O halde bir toplulukta ya da iflletme-de, herkesin her konuda ayn› fleyleri dü-flünmesini beklemek, o topluluk ya daiflletmeye karfl› yap›lan bir haks›zl›k ola-rak düflünülmelidir.

    Bir iflletmede yarat›c› düflüncelerin or-taya ç›kmas›n› sa¤lamak için, ayk›r› dü-flüncelerin dile gelmesini sa¤layacakunsurlar olmal›d›r. Kuflkusuz farkl› dü-flünceler hiçbir zaman kargaflaya yolaçacak ölçüde olmamal›d›r. Yöneticile-rin esas fonksiyonlar›ndan bir bunu sa¤-lamak olmal›d›r.

    Yaz›m›z›n bafl›nda ad› geçen teflonmalzemenin ticari sahibi olan DuPontfirmas›, bafllang›çta kara barut üretmekiçin ortaya ç›km›fl bir firma iken, bugünon binlerce çeflit ürünün sahibi bir dün-ya devidir. DuPont firmas›nda iki büyükyasa¤›n oldu¤u söylenir:

    Birincisi, bu firmada en küçük bir iflgüvenli¤i kural›n› ihlal etmenin cezas›iflten ç›kar›lmakt›r. ‹kinci yasak ise, her-hangi bir konuda en basit fikri olan›nbile bu fikrini di¤er çal›flanlar ile paylafl-mamas›d›r.

    A¤›rl›kl› olarak kimyasal, yan›c› vepatlay›c› malzemeler ile u¤raflan bir fir-ma oldu¤u için birinci yasa¤›n nedenikolayca anlafl›labilir. ‹kinci yasaküzerinde ise derin derin düflünülmesigerekiyor…

    AAttiillaa ÇÇ››nnaarrMMaakkiinnaa MMüühheennddiissii EEttiikk TTaassaarr››mm DDaann››flflmmaannll››kk EE¤¤iittiimm LLttdd.. fifittii..aacciinnaarr@@eettiikk..ccoomm..ttrr

    ‹cat ç›karmak

    Herkesin ortakproblemi bu! Pa-zarlayamamak.. Çünkü iflin kurgusundabir hata var..Çok iyi bir ifl planlad›-n›z. Tasarlad›n›z, üretti-niz, paketlediniz vesonra; Pazarlayamad›-n›z.Müstahak! Çünkü ifl ifl-ten geçtikten sonra bu-nu düflündün, beklideald›¤›n yanl›fl e¤itim ne-deni ile ifli yaln›zca Pa-zarlama Departman› di-

    yece¤in bölüme (ya da ad›na ne diyorsan) b›rakt›n.Sonrada feryad›n ayyuka ç›kt›. Satam›yorum.

    Evet flirketlerde her birimin farkl› ifli vard›r. Ama fir-man›n en ortak ve nihai amac› satabilmektir. Bu datoplu pazarlamadan geçer.

    Toplu pazarlama, pazarlama anlay›fl›n›n kuruluflunher fonksiyon ve biriminin ortak kabul etmesi gerekenyönetim anlay›fl›d›r.

    Yani yaln›zca bir departman›n yapaca¤› bir ifltenöte, toplu olarak müflteriye yönelik yap›lanmad›r.

    Bal›kç›l›¤› sevdi¤im için hemen söyleyeyim, “Olta-n›n ucundaki yem bal›¤›n ilgisini çekecek, bal›kç›n›nde¤il”

    Yani yapt›¤›n›z ifller müflteri için iyi olacak sizin içiniyi olmas› çok bir fley ifade etmez.

    Sonuç olarak pazarlama firma içindeki her biriminortak faaliyeti oldu¤udur. Bu faaliyet tamamen müflte-riye göre yap›lanmak anlam›na da gelebilir. Çayc›n›-z›n çay yapma yönteminden tutunda ürününüzü pa-ketlemeye kadar her fleyde odaklanman›z gerekentek fley müflterinizin o faaliyetten ne bekledi¤idir.

    Sa¤lamas›n› da yapal›m. Müflterisi oldu¤unuz veg›pta etti¤iniz tüm firmalar sizin g›pta etmeniz için ya-p›land›r›lm›flt›r. Yani size odaklanm›fllard›r.

    her fleyi ben bilirim laf›n› b›rak›p müflterinin bildiklerive istediklerini dinlerim demeye bafllarsan›z, Pazar-laman›n temel amac›n› kavram›fl say›l›rs›n›z.

    Benim bu söylediklerime itiraz edenleriniz veBende ki bu sat›fl yetene¤i ile ben herkese satar›m.

    Laf cambaz›y›m diyenlere son sözüm

    “Baz› horozlar güneflin do¤mas›n› kendi ötmelerineba¤larlar”

    TEBESSÜMLER‹MLE..

    PAZARLAMA= ?

    SavaflDO⁄RU

    Enerji Bakan› Hilmi Güler, “Krizi iyi yönettik”

  • C M Y K

    fiUBAT 20068

    Müflteri memnuniyetinin “iki” olmazsa olmaz›…

    Bir fley sat›n almaya kararverirsiniz, diyelim ki evini-ze bir fley yapt›racaks›n›z,

    herhangi bir fley - pimapen, per-de - ma¤azaya girersiniz, sat›fleleman› harikad›r, iflini iyi biliyor-dur, naziktir, siparifli verirsiniz,beklemeye bafllars›n›z. Önce sözverdikleri gün ve saatte gelmez-ler, sonra haber vermeden gelir-ler, evde bulamay›nca size k›zar-lar, sanki tüm bir hafta evde otu-rup onlar› beklemeye mecbur-muflsunuz gibi. Çünkü sizin birhayat›n›z yoktur, ifliniz gücünüzyoktur. Diyelim ki bu safhay› at-latt›n›z, bu kez de ölçü yanl›flal›nm›flt›r, evinizle ilgili belirtti¤i-niz özel durumlar zaten es geçil-mifltir, giderler, baflka gün tekrargelirler, bakars›n›z olmayacak, sizonlara önerilerde bulunmaya bafl-lars›n›z. fiuradan iki cm kesersekhizalanacak, asl›nda flu ikisiniyanyana getirirsek daha iyi ölçe-biliriz vs.vs. Sat›fl eleman› iflini iyibiliyordu da bu montaj elemanla-r›na n’oldu böyle? Ayn› firmadande¤iller mi yoksa? Senaryo tan›-d›k geldi mi? Abart›yor muyumsizce?

    Abartm›yorum de¤il mi? Hattatam aksine sat›fl eleman›n›n hari-ka olmas› bir abart› diyenlerinizbile olabilir. Do¤ru. Sat›n alaca¤›-m›z ürün hakk›nda herfleyi zatenbilmemiz gerekiyormufl da onlarsadece bize ürünleri gösterip fi-yat›n› söylemekle görevli imifllergibi bir durum olmuyor mu ço¤uzaman. Neyse bu baflka bir ma-

    kalenin konusu (isterseniz “‹m-dat! Sat›fl Elemanlar›m Sat›fl Ya-pam›yor!” makalesini okuyabilir-siniz: www.ozgurkasifler.com).

    Bu makalenin konusu ise müfl-teri memnuniyeti. Önce tan›m›-m›z› yapal›m. Firman›z›n süreçle-ri aç›s›ndan müflteri memnuniyeti(MM) nerede bafllar? Müflteri ileilk temas etti¤imiz anda m›? Öylegörünse de gerçekte MM, müflte-ri sat›nalma anlaflmas›n› yapt›¤›anda bafllar. Çünkü ürününüzü yada hizmetinizi teslim al›p kullan-maya bafllad›¤› ana dek memnunolup olmad›¤›n› bilmiyordur. Sa-dece memnun olaca¤› güveninivermifl oldu¤unuz için sizden sa-t›n almaktad›r, do¤ru mu? Evet iflgelifltirmeye odaklanm›fl bir iflsa-hibi olarak sizin için MM süreci,sat›fl yap›ld›ktan sonra bafllar. Bi-zim E-Myth’teki s›n›fland›rma-m›zla MM, ürün tasar›m›-üretim-teslimat-müflteri hizmetleri bö-lümlerinden oluflur. Ve müflteri-nin memnun olmas› için tüm bualanlardaki taahhütlerimizi sat›flan›nda söz verdi¤imiz gibi yerinegetirmeliyiz.

    Evet, sözlerimizi tutmak! ‹flteMM’nin ilk olmazsa olmaz›. Ne

    istiyoruz? Müflterinin memnunolup bir daha gelmesini ve/veyabaflka müflteriler getirmesini isti-yoruz. Yapt›¤›n›z al›flveriflleri birdüflünün: Bir uçta sat›fl eleman›-n›n pek yeterli olmad›¤›, amaürün ya da hizmetin sizi çokmemnun b›rakt›¤› bir deneyimvar… Di¤er uçta tam tersi, sat›fleleman›n›n çok ilgili, ancak ürünya da hizmetin kötü oldu¤u, sizihayalk›r›kl›¤›na u¤ratt›¤› bir dene-yim… Hangisi o iflletmeye bir da-ha gitmenize yol açt›. Birinciside¤il mi? Elbette her ikisinin desizi tatmin etti¤i bir baflka iflletmebulana dek. (Sat›fl eleman›n›n neyapt›¤›n›n önemli olmad›¤› mesa-j› ç›kmas›n lütfen. Yine, baflkamakalenin konusu.)

    Sad›k müflteriler istiyorsak sö-zümüzü herzaman tutmal›y›z. Ba-zen insani hatalar yapabiliriz.Ama herzaman yapamay›z.Amerika’ya bir gidiflimde KLMhavayollar›yla son derece kötübir organizasyonsuzluk örne¤iyaflad›m ve 13 saatlik yolculuk33 saatte tamamland›. AncakKLM’nin fiyat› ve uçufl tecrübesioldukça iyidir. Kötü tecrübeyera¤men daha sonra tekrar KLMile uçtum. Ayn› hatay› belki bir

    sefer daha tolere edebilirim.Ama 3.sefer de¤il. Amerika uçu-flu uzu bir yol ve onlar hatay› al›fl-kanl›k haline getirirse, fiyat veuçak ne kadar iyi olursa olsunbaflka havayolunu tercih etmemkesin olur.

    Peki müflterinin hem sad›k ol-mas›n› hem de bizi ç›lg›nca etra-f›na tavsiye etmesi nas›l olurdu?Bu herhalde süper olurdu, amarüyam›zda görürüz demeyin. fiuana dek kendi yaflad›¤›n›z en iyisat›nalma tecrübesini bir düflü-nün. Gerçekten size söz verilenherfleyi ve daha fazlas›n› dene-yimlemek nas›l bir fleydi? Her f›r-sat›n›z oldu¤unda müflterilerinizebu tarz bir deneyimi yaflatmak is-temez miydiniz?

    Bence müflteri memnuniyeti-nin zirvesi, müflterinin meselesinisahiplenmektir. Onun ad›na dü-flünmektir, sizden ald›¤› ürün ve-ya hizmeti hayat›na en iyi flekildeadapte edebilmesi için sorumlulu-¤u üstlenmektir. Asl›nda müflteri-leriniz sizden bunu beklemekte-ler, çünkü sizin uzman oldu¤unu-zu düflünerek size gelmifl durum-dalar. Siz de bir sat›nalma yapar-ken ayn› psikolojide de¤il misi-niz? Üstüne çay dökülen laptopu-nuzu kendini “hastane” diye ta-n›mlayan bir yere götürdü¤ünüz-de, sadece ana kart›n› de¤ifltiripsizi göndermeleri, ofise gelinceCD oynat›c›n›n da hasar gördü-¤ünü anlay›p tekrar ayn› yere ta-fl›nman›z sinir bozucu de¤il mi?Bu onlar›n ifli, neden her taraf›n›kontrol etmiyorlar, demez misi-

    niz? ‹flte flimdi dönüp kendi ifllet-menize bak›n. Acaba sizin müflte-rileriniz sizin ruhunuzun bile duy-mad›¤› ne gibi fleylerden flikayet-çiler? Üstelik ço¤u bunu size söy-lemeyecekler. Sadece bir dahagelmeyecekler o kadar.

    Memnun kald›¤›m›z yere geridöneriz. En çok da neden biliyormusunuz? Bu meflgul dünyadamüflteriler sad›k olmak isterler,hatta buna bay›l›rlar. Çünkü buhayat› kolaylaflt›r›r. ‹yi bir difl he-kimi olsun ister, iyi bir tedarikçisiolsun ister, iyi bir bilgisayarc›s› ol-sun ister, bir daha baflkas›n› ara-mak zorunda kal›p yorulmas›n is-ter. ‹nsanlar bir ürün/hizmet de-¤il, asl›nda bir iliflki sat›n almakister. Kazan-kazan cinsinden biriliflki. Bu da “de¤er” sat›n almakdemektir. ‹flte MM’nin ikinci ol-mazsa olmaz›. Rakiplere en ko-lay üstünlük sa¤layabilece¤inizalan. Nas›l m› yapacaks›n›z? Ta-bii sistemlerle. Müflterilerinizin enç›lg›n beklentileri bile üç afla¤›befl yukar› benzerdir. Rutin fleyle-re ise kolayca sistem getirilebilir.(Örnek bir sisteme göz atmak is-terseniz www.ozgurkasifler.com’agidiniz.)

    Sorular›n›z/yorumlar›n›z içinher zaman oldu¤u gibi e-postaadresim: [email protected] Benimle yaz›flmalar›n›z-da, ifl sahibi mi yoksa profesyo-nel yönetici mi oldu¤unuzu bildi-rirseniz sizi daha iyi yönlendirebi-lirim.

    Subegüm Bulutwww.ozgurkasifler.com

    Subegüm BULUT

    ‹mdat! Müflterilergaliba memnun

    de¤iller!..

    TÜZMEN ihracat›n 2006 projeksiyonlar›n› aç›klad›Devlet Bakan› Kürflad Tüzmen, içpiyasay› rahatlatacak ve rekabetgücünü yükseltecek tedbirler uy-gulamaya konuldukça, ara mal› ithalat›üzerindeki bask›n›n azalaca¤› yönündeoldu¤unu söyledi.

    Tüzmen, kurumlar vergisi konusun-daki düzenlemelerin bu tedbirlerdenyaln›zca biri oldu¤unu, enerji deste¤i veSSK prim deste¤i gibi konularda çal›fl-malar›n devam etti¤ini söyledi.

    Hedefe ulaflmak için çok çal›flt›klar›-n›, birçok zorlu¤a gö¤üs gerdiklerini,do¤al olarak, hala çözüm bekleyen so-runlar›n bulundu¤unu belirten Tüzmen,“ ‹hracat politikam›z çerçevesinde yürü-tülen tüm çal›flmalar›m›z›n koordinas-yon zemini ise ihracat stratejik plan›’d›r.2004-2006 y›llar›n› kapsayan plan bün-

    yesinde halen, 5 stratejik amaç içinoluflturulan toplam 20 çal›flma grububünyesinde 600’ü aflk›n kamu/özelsektör temsilcisinin kat›l›m›yla ihracat›-m›z›n yap›sal sorunlar›na uzun vadeliçözümler üretmek üzere sistemli çal›fl-malar yürütülmektedir” diye konufltu.Tüzmen’in de¤erlendirmeleri flöyle:

    “Mevcut global dengeler aç›s›ndanbölge stratejilerimiz kapsam›ndaki ülke-lerle yak›n ekonomik ve siyasi iflbirli¤iiçinde olmak ülkemiz için stratejik birzorunluluktur. Biz bunun temellerini ih-racat art›fl›na yönelik çal›flmalar›m›z ileat›yoruz. Her düzeyden karfl›l›kl› resmive özel heyet ziyaretleri, tan›t›m prog-ramlar› ve yurtd›fl›nda ticaret merkezlerioluflturma gibi sizlerin de ilginizi esirge-medi¤iniz projelerimizle yeni pazarlaraaç›lman›n yan›s›ra, bu pazarlarda kal›c›olabilmek, kendi markalar›m›z ve ülkeismimizle var olabilmeye yönelik vizyo-numuzu hayata geçiriyoruz. ‹hraç ürün-lerimizin imaj›n› güçlendirmek ve katmade¤erini art›rmak üzere yürütülen tan›-t›m ve pazarlama etkinliklerimiz 2005y›l›nda artarak devam etmifltir. Elbettebu tan›t›m faaliyetlerimiz biraz öncebahsetti¤im bölge stratejilerimiz parale-linde flekillendirilmektedir. ‹hraç ürünle-rimize yönelik çok yönlü bir imaj çal›fl-mas› olan TURQUALITY projesine yö-nelik Rusya, Hollanda, Fransa, ‹talyapazarlar›nda defile, reklam, bas›n top-lant›lar› gibi çeflitli tan›t›m faaliyetleri yü-rütülmüfl, TURQUALITY logo kullan›-m›na bafllanm›fl ve TURQUALITY“stratejik plan›” oluflturulmufltur.

    2004 y›l›nda ülke olarak milli düzey-de 158 fuara ifltirak edilirken, 2005 y›-l›nda 212 fuara milli düzeyde ifltirakedilmifltir. Bunun yan›nda, 24 Nisan- 31May›s 2005 tarihleri aras›nda ‹pekyoluTürk ihraç ürünleri fuar treni projesidünya fuar literatüründe bir ilk olarakbaflar›yla tamamlanm›flt›r. D›fl ticareti-mizin di¤er önemli aya¤› olan ithalatpolitikam›z, iç piyasa dinamikleri veuluslararas› taahhütlerimiz çerçevesin-de belirlenecek ve uygulanacakt›r.2006 y›l›nda bafllat›lacak olan baz› yeniçal›flmalar›m›zdan ana hatlar›yla bah-setmek istiyorum. Ülkemiz ve ihraçürünlerimizi tan›t›c› bir d›fl ticaret filmihaz›rlanacakt›r. Ayr›ca yurtd›fl›ndaTürk ticaret merkezleri aç›lmas›na ilifl-kin mevzuat 2006 y›l›nda yürürlü¤e ko-nulacakt›r.

    Daha önce de bahsetti¤im gibi devletyard›mlar› ve Eximbank’a ayr›lan kay-naklar art›r›larak, Eximbank’›n orta veuzun vadeli finansmana yönelmesisa¤lanacakt›r. Önümüzdeki dönemdeher 100 YTL’lik kayna¤›n›n 80 YTL’sikredi olarak veren Eximbank’›n orta veuzun dönemli finansmana a¤›rl›k ver-mesi planlanmaktad›r.

    Ekonomik programa ve yürütülenmakroekonomik tahmin modellerinegöre 2006 y›l›na iliflkin ihracat tahmini79 milyar dolar olmakla birlikte, az öncebahsetti¤im tüm faaliyet ve projelerimi-zin de katk›s›yla bu rakam› rahatl›klaaflaca¤›m›z› ve ihracat›m›zda art›k 80milyar dolar üzerinde rakamlar› telaffuzedece¤imizi öngörüyoruz.”

    • Devlet Bakan›Kürflad Tüzmengeçen y›l ihra-cata yönelikolarak gerçekleflenprojeleri ve2006 y›l› içinöngörülen ça-l›flmalar› anlatt›.

    AAllmmaann KKOOBB‹‹’’lleerriinniinn rroottaass›› TTüürrkkiiyyee oolldduu Türk - Alman Ticaret Odas› Baflkan› Selim De-miren iki buçuk y›l içinde Türkiye'de faaliyetgösteren Alman flirketlerinin say›s›n›n yakla-fl›k yüzde 40 oran›nda bir art›fl göstererek bin400'e ulaflt›¤›n› söyledi. Büyük Alman firmalar›n›nzaten Türkiye'de yerleflik oldu¤una dikkat çekenDemiren, Türkiye'de son iki üç y›ld›r faaliyete ge-çen Alman firmalar›n›n küçük ve orta boy ölçekli ifl-letmeler oldu¤unu söyledi.

    Demiren'e göre, Türkiye'nin Avrupa Birli¤i'neaday ülke statüsünün kabulü ve üyelik müzakere-lerinin bafllamas›na götüren süreç, Alman kobileri-nin Türkiye'ye olan ilgisini artt›rd›. Demiren, "Yeniüye ülkelere bakt›¤›m›zda, en büyük sermaye giri-

    flinin aday olunan günden, tam üye oldunan günekadar geçen sürede gerçekleflti¤ini görüyoruz" diyekonufltu. Türk - Alman Ticaret Odas› Baflkan›, Al-man firmalar› aç›s›ndan Avrupa Birli¤i'ne üye olanOrta ve Do¤u Avrupa ülkelerinin hala öncelik tafl›-maya devam etti¤inin alt›n› çizmeyi ihmal de etme-di. Demiren'in dikkat çekti¤i bir baflka nokta ise hü-kümetin AB vizyonuyla ilgili olarak son zamanlardaoluflan kayg›lar oldu. Hükümetin 3 Ekim'e kadarenerjik bir performans sergiledi¤ini, ancak bu tarih-ten sonra "uykuya yatt›¤› izlenimi yaratt›¤›n›" söy-leyen Demiren, hükümetin Avrupa Birli¤i yönündebugüne kadar gösterdi¤i çabay› sürdürmesi gerek-ti¤ini ifade etti.

  • C M Y K

  • C M Y K

    fiUBAT 200610

    2006 YATIRIM ve ‹fiB‹RL‹⁄‹ y›l› olacak

    Ostim’de 100 de¤iflik ifl kolun-da faaliyet gösteren yaklafl›k5 bin firma aras›nda dinamikbir iflbirli¤i meydana getirmek, Os-tim’de üretilen mal ve hizmetleri içve d›fl pazarlara satarak firmalar›n iflhacmini art›rmak amac› ile kurulanOstim Yat›r›m A.fi.’nin 2005 y›l› fa-aliyetlerini de¤erlendirdik. Ostim Ya-t›r›m’›n Koordinasyon Kurulunuoluflturan yöneticileri 2006 ve önü-müzdeki y›llarda hayata geçirecek-leri projeleri anlatt›lar.

    Say›n Abdullah Çörtü, OstimYat›r›m’da Proje Koordinatörüolarak görev yap›yorsunuz.fiirketin genel faaliyetleri vemisyonu hakk›nda bilgi verirmisiniz?

    Sizin de belirtti¤iniz gibi fiirketimizOstim’in katma de¤erini art›rmaküzere yaklafl›k 2000 kifli taraf›ndankurulmufl, SPK’ya tabi, çok ortakl›bir flirkettir. Bu misyonundan hare-ketle çok de¤iflik bafll›klar alt›ndaprojeler takip edilmektedir. Faaliyetgösterilen ana bafll›klar s›n›rlay�