4
Cuma 10 Haziran 1960 Bozhurt günlük müstakil siyasi gazete |H e r Gün 4 Sayfa F i a 1 1 15 Mil SAYI : 1478 YIL : 9 Müdür ve lıntlymc, tabibi : CEMAL TOOAN Adres: Glme Caddesi. Lefko** . Kıbru. Telgraf : "BOZKUBT” -F.K . »M -Tel : JMI Ditilip Banıldı#! Yar : "BOZKUKT BMiluevt" Türk tatiirk Meydanında imanla Döndüğünü Söyledi AUF DENKTAŞ İKİLİK YARATMAYA ÇALIŞANLARA HÜCUM ETTİ Heyeti Tezahüratla Karşılandı Yaptığı Konuşmada Dr. Küçük Anavatandan Yeni Bir fc ■■ | ■ . . . . i İnönü Kıbrıs Türklerine Göstermektedir -m 3 Stire önce yeni Türkiye neti ile temaslarda bulun ; ve Kıbrıs Türk toplunıuııu Bren- apeş’eleleri görüş- ilisere Ankara'yı ziyaret olan Dr. Fazıl Küçük, Raif Deııktaş, Osman ö- ve Fazıl Plümer’den kurıı- hey’eti_ temas ve gö- mmelerini bitirerek dün saat 5'te Türk Hava Yollarına : bir uçakin Ankara'dan Kıb- ıs’ıı hareket etmi.ş ve saat İîOO’rie Kıbrıs'a varmıştır ANKARA’DAN UftURLAMŞ Hey’et Ankara'da Esenboga i ugurlanmıştır. HEYETİN KARŞILANIŞI Hey’et, Lefko.şa uçak alanın da Türkiyenln ' Kıbrıs Muavin Konsolosu Halûk Afra, Fede- rasyon Asbaşkanı Dr. Orhan Müderrisoğlu, Dr. Niyazi Man. yera, Avukat Üm,lt Süleyman, Vali Sir Hugtı Foot ve Başpis- koboos Makarios’un temsilcile- riyle kalabalık bir halk toplu- luğu tarafından karşılanmıştır. DENKTAŞ’IN DEMECİ Kıbrıs Türk Kurumlan Fede- «?atD lev™»,. t Büyük Bir İlgi böyle olacağını söylemiştir. DENKTAŞ, "HERKES PARTİ KURMAKTA SERBESTTİR” DİYOR Dr. İhsan Ali’nin Kıbrıs’ta yeni bir siyasî parti kurmak istedi konusunda ne düşündüğü orulan Denktaş, herkes diledi- ği gibi bir parti kurmakta ser- best olduğunu, fakat bu zaman da Kıbrıs Türk toplumunun bir lik ve beraberlik içinde parça- lanmadan ilerlemesi gerektiği kanaatinde bulunduğunu söyle- miş ve bu görüşün yeni Türk hükümetince de ileri sürüldü- ğünü belirterek Kıbrısta görüş ül Dün öğleden sonra, Atatürk Meydanında toplanan muazzam kalabalığa hitaben Reisicumhur Muavini I>r. F. Küçük İle K.T.K.F. Başkanı Rauf Denktaş konuşurlarken. (Foto. Bozkut - BtLBAY) I Birinci Sayfada* ka lan ı x>»iugunu iddia eden BMs ’ mnhttrbaşkam ile k a k a n ı Yardımcısını übrat halkı tarafında neleri lâzım n iş; parlâmentonun len ve Rumlardaa ■ N p ; t a a s ve iki toplum# liübetine göre mebus ;erektigirsi sözlerine M* aittir. Mr. JohnKMs fon unlun yamtfn: Tooraklanm ızdft ne rdu iateriznedebir ıwfna m birkaç yıl « « • * * { jlyonlarcadolajfJÎ lffeh değil®. Ayrtff ' « i s t e n için devanödir. Heyetliniz Lef koşa Uçak Alanı’nda kendilerini karşılayanlarla blrarada. (Foto. Bozkurt avın TÜCCAR, SSSM5 $$88»9 Kiuvu < ^ a,,nU? m .E >ZKURL*un \ Kazık ■•SI» r S j* rö ip ku vvetl^ TürkTöe^ n\i. Bunu afta ç EK Si (J»ı ' fl» . filn» m Anas» ;0 rof11 ,eV .İt H |jjj» ıı BİRLİKTE ÇALIŞMAK •ytRIH ve Londra anla.şıııala- §■ £ rı, tedhiş felâketleriyle kan- lı bir macera haline Kelen Kıbrıs meselesine bundan on iiç, ondttrt ay önce bir hal çâ- resi bulmuşsa da, Kıbrıs Türk- lerini» millî d&v&sını başarı ile '■ona edirmemlştlr. Mikadele henüz sona ermemiştir. Çünkü Türk toplumunun karşısında '•ayı ve servet bakımından kat kut Üstün bir Rum topluluğu, her tilriü hile ve entrikaya !>;>' vurarak "Enosls” rüyasını ger- çeklestlrmlye çalışmaktadır. “EııoMs”ln Kıbrıs Türklerl için ıııutlıtk ölüm mftnûsına g<‘ldi£l- nl, Türk toplumu çoktan anlaş- nııijtır, İşte bunun lçlıı hiç bir zaman gafil avlanmıyacaftız. D&v&mızda başarıya ulaş- mak için birlikte çalışmamız K*»ekıııektedlr. Bunun lüzumu- nu. her fırsat düştüğünde. Ana yurdumuzun devlet ve hiikfı- met adamları İşaret etmişler- dir. l)ün Ankara’dan dönen Kıbrıs Türk heyeti mensuplan, ıtavlet adamlarunuın birlik ve hfraberllftln önemine ısrarla ieıııa* ettiklerini açıklamışlar 'hr. Heyete başkanlık eden Dr. •■a? 4l KüçUk’ün elini sıktığında, devlet ve hükümet reisimiz Or- J*«*rftl Cem&l Gürsel, Kıbrıs Sirklerinin mllU dâvı’isını ıı de- r,'Oıl« sağlam tuttuğunu be- lirtmiştir. Anayurdumuz bize hiç bir Varillini eHİrgenüyerektir. Ye- ,l‘r kİ Kıbrısta dâvftııııza »ıhı sarılalım ve birbirimizi ll,alanuyalım. Şüphe yok ki afla Türklüğü her zamankin- ' " fazla tesanütle muhtaçtır. ımlıti bugün bize Zürilı \r •-"iıdra anlaşmaları İle tanınan haklarımızı bile çok gören Rinalar; purçalanınaımzı, zayıf -'temizi beklemekte ve an- !'"l‘ *»1 suretle gayelerine erlşe- * "'•'eklerini «anmaktadırlar. jHııl asla fırsat vermemeliyiz, jrilkt# çalışarak toplumumu- V*H ‘ seltıneli, dâv&ıııızı ka- '‘"Ilımlıyız, Bizlııı hürriyet sa- »fiıntz Rumların Enosis’ine i" ■ugillzlerln sömürgeciliğine arşıdır. Bu mücadele haşarıya '"aştığımı, nlsbette, hürriyetl- ‘"*1 sağUıyacak ve yabancı ■"S'ıınılurıığu altımla ezilıııtye- rasyonu Başkam Rauf Raif Denktaş, Türkiye’de çok fay- dalı temaslarda bulunulduğunu söylemiş ve yeni Türk hüküme- tinin Kıbrıs mes’elesini Londra ve Zürilı anlaşmaları çerçevesi içinde halletmek azminde oldu- ğunu belirterek Kıbrıs’taki Türk haklarının korunacağını ifade etmiştir. KIBRIS MES’ELESİ ULUSAL BİR DAVADIR Parti liderleriyle de görüş- melerini açıklayan Federasyon Başkanı, Kıbrıs mes’elesinin milli bir dava olduğunu hatır- latmış; bunun sürekli olarak BILBAY) melere devam edilmesine Türk toplumu delegasyonunun daha hazır olduğunu açıklamıştır. TÜRKİYE’NİN YARDIM ELİ Kıbrıs Türk Hey’etinin Ata- türk Meydanına varışında ise Dr. Fazıl Küçük İşçi Birlikleri Federasyonu Lokali’nden bir konuşma yapmış ve “Gönlü- müz, imanımız ve ruhumuz yepyeni bir inançla dolu ola- rak döndük. Türkiye’de yaptı- ğımız temaslar, Türkiye’nin Kıbrıs Türküne imdat elini u- zatmasına yardım etmiştir” demiştir. (Devamı 4 üncü sayfada) Hürriyet Şehitleri Bugün Toprağa Verilecek Şehit Öğrencilerin Naaşları Muazzam Bir Törenle İstanbuldan Ankaraya Gönderildi Türkiye’deki son olaylar sı- rasında şehit olan Turan Emek siz, Nedim özpulat ve Teğmen Ali Ihsan Kalmaz’ın Ankara’da defnedilmeleri için yapılan ha- zırlıklar sona ermiştir. ŞEHİTLER BUGÜN DEFNEDİLİYOR Hazırlanan programa göre, şehitler, bugün büyük bir tö- renle Anıt Kabir yanında ayrı- lan özel bir yere gömülecek- lerdir. Bu cümleden olmak üzere İs tanbul’da şehit olan Turan E- meksiz ile Nedim özpulat, tö- renle Ankara'ya götürülmüş- tür. MUAZZAM TÖREN İki hürriyet Şehidinin İstan- bul’da yapılan cenaze törenleri gayet muazzam olmuştur. On binlerce kişinin katıldığı bu tö- ren, Üniversite bahçesindeki Atatürk Anıtı önünde başlamış ve Üniversite Rektörü Sıddık Sâmi Onar ile Savunma Baka- nı Fahri özdilek’in ve diğer ha- tiblerin yaptıkları konuşmadan sonra Sultanahmet Camiine gi- dilmiştir. Rektör konuşmasında diğer kayıp cesetlerin aran- makta olduğunu söylemiştir. Halk “ Kahrolsun Sîzlere Kıyan Eller” Diye Feryat Ederken Bazı Kadınlar Bayıldı BAYILAN KADINLAR Tören esnasında lıalk ağla- makta idi. “ Kahrolsun size kı yan eller” diye etraftan fer yatlar yükselirken bazı kadın lar bayılmıştır. Yüzbinin üstünde olan lıalk kütlesi ellerinde şehitlerin biiyiik çapta resimlerini, dö- vizler ve flamalar taşımakta idi. Cenaze merasimine tak- riben 500 çelenk gönderilmiş- tir. Avukatlar cübbeleri için- de törene katılmışlar ve elle- rinde Tiirk bayrağı şeklinde yapılmış bir çelenk taşımakta idiler. İdare değişikliği esnasında da ölen yegâne asker olan Ali İhsan Kanmaz, bugiin Anka- ra'da yapılacak törenle şehit öğrencilerle birlikte Anıt - Ka bir yanındaki Hürriyet şehit- liğine gömülecektir. JET FİLOLARI VAZİFELE- RİNİ İFA ETTİLER Kortej, Beyazıt Meydanın- dan Sultanahmet Camiine gi- derken jet filoları da son va zifesini ifa ediyorlardı. Cena- ze alayında askerî bando bu- lunuyordu. Sultanahmet Camiinde ce- naze namazı kılındıktan sonra naaşlanrı havi bulunduğu Türk bayrağına sarılmış ta- butlar, top arabalarına konul- muş ve Saravhurnunda bu - lundurulan vapura götürül- müştür. ŞEHİTLERİN UĞURLANIŞI Şehitler, burada Hava, Ka ra ve Deniz kuvvetlerine men sup askerler, Üniversiteliler ve İstanbul halkı tarafından bando ile uğurlanmışlar ve goz yaşlarına vesile olmuşlar- dır. Vapur, aziz şehitleri Kadı- köy’e götürmüştür. Oradan da top arabalarıyla Haydar- paşa garına götürülen Turan Emeksiz ve Nedim özpulat, özel törenle İzmit’e, oradan da Ankara’ya ulaştırılmıştır. Selim Saıper Tiirk - Yunan Münasebetlerinde Değişiklik Olmadığını Söyledi MÜZAKERELERİN NETİCELERİ HAKKINDA İYİMSERLİKJFADE EDİLDİ Dr. Küçük İle Makarios Bugün Bir Görüşme Dr. ihsan Ali Parti Kuracağını Söyledi Baflı Doktor Grivas İle Kiprianos’un Beyanatlarım Kışkırtıcı Bulmadığını Belirtti Lefkoşa’daki Yunan Ha- berler Bürosunun yayım- ladığı bültende bildirildiği ne göre Türkiye Dışişleri Bakanı Selim Sarper, mu- habirlere bir demeç vermiş ve Türk - Yunan münase- betlerinde hiçbir değişiklik olmadığını ve Atatürk ile Cemâl GürseFe Minnet ve Şükranları 27 Mayıs inkılâbı dolayı siyle Türkiye’nin her ye- rinden gelen temsilci ve* heyetler, Devlet ve Hükümet Başkanı Orgeneral Gür- ısel’i ziyaret ederek minnet ,ve şükranlarını bildirmek- tedirler. Orgeneral, dün de Turkı ye’nin birçok yerinden len hevetler yanında Kıb- rıs Türk Gençlik Teşkilatı heyetimi de kabul etmiş ve kendileriyle bir süre görüş müştür. Yapacak Venizelos’uıı eseri olan Türk - Yunan dostluğunun Türkiye’nin dış siyasetin- de bir gelenek teşkil ettiği mi söylemiştir. Dışişleri Ba kanı, ayrıca, iki memleket arasındaki münasebetlerin her iki memleketin menfa- atine olmak üzere daha da artarak gelişeceğini belirt- miş ve Kıbrıs mes’elesine temasla bunun Zürih v»? Londra andlaşmalan ile halledilmiş bulunduğunu söylemiştir. Teferruatla il- giİi bazı noktalar üzerinde cereyan etmekte olan mü- zakerelerin sonucu üzerin- de iyimser olduğunu da söyleyen Selim Sarper, Kıbrıs cumhuriyetinin pek yakında kurulacağına da inandığına dikkati çekmiş tir. Sabık Baf Belediye Aza- sı Dr. ihsan Ali, dün öğle- den sonra saat 7.00’de Led ra Palace otelinde bir ba- sın toplantısı yapmı| ve adada yeni bir siyasî parti kuracağını açıklamıştır. Kurulacak Partinin Gayesi Dr. İhsan, kuracağı par- tinin gayesinin memleket- te fikir ve söz hürriyeti ya ratmak olduğunu, isminin ise henüz kararlaştırılma- dığını, ve demokrasiye hiz met meyanında memleke- tin tealisine çalışacağını ilâve etmiştir. Yeni Gazete Çıkarılacak Dr. İhsan Ali, sözlerine devam ederek durumun uygun olduğu sıralarda bir de gazete çıkaracağını bil- dirmiş ve gazetecilerin sor jdukları soruları cevaplan- dırarak fikirlerinin cemaa- tin bir kısmı tarafından desteklendiğine kani bulun duğunu açıklamıştır. Türkten Türke Kampanyası Dr. Ilışan, bu arada Tür kiye’ye de gideceğini söy- lemiş ve Türkten - Türke kampanyası üzerinde soru lan bir soruya şöyle cevap vermiştir : “Türk, Türkü himaye edebilir. Türk ikti- sadiyatının gelişmesi için bir çok faaliyetler yapıla- bilir. Fakat ben Türkten Türke kampanyasını des- tekliyemiyeceğim. Çünkü ticaret kaidelerine aykırı- dır.” Bugün Dr. Fazıl ile Başpiskobos Makarios bir görüşme yapacaklardır. BAı görüşmenin Dr. Küçük’ ün isteğiyle yapılacağı bil- dirilmektedir. HAVA GÜCÜ KAFİLESİ DÜN GİTTİ Bir haftadan beridir ada- mızda Futbol Federasyonu- nun davetlisi olarak misafir bulunan, Türk Hava' Gücü futbol kafilesi dün ö.s. saat fi da iki askerî uçakla şehri- mizden ayrılarak Ankara’ya dönmüşlerdir. Misafirler hava alanında büyük bir kalabalık ve ba- sın mensupları ile Futbol Federasyonu ve kulüp ida- recileri tarafından uğurlan- mışlardır. Dün öftleden «mira adamızdan ayrılan Türk Hava GUcü Futbol Kafilesi Basluını Binbaşı Hüsamettin Tanır, Dr. F. Küçük ve Rauf Denktaş İle, Lef koşa uçak alanında vedalaşırken, (Foto Bofckurt - BİLBAY) İki Toplum Arasında İşbirliği Kıbrıs’taki iki toplumun hüsn-ü niyetle işbirliği yap ması taraftarı olduğunu da belirten Dr. İhsan, Rum vatandaşlarının artık ilhak taleblerini gömerek bağım- sız Kıbrıs Cumhuriyetinin meyvelerinden faydalanma ğa çalışmalarını tavsiye et miştir. Diğer Sorulara Cevaplar Dr. ihsan, gazetecilerin diğer sorularını da cevap- landırarak, belediyelerin taksiminin ancak tecrübe- den sonra yapılabileceğini söylemiş; Grivas ve Kipri- anos’un verdikleri ilhak nu tuklarında mahdut bir zümreye hitap ettikleri Gençlik Gücü Kulübünün Sayın Cemâl Gürsel’e Gönderdiği Telgraf ve Gelen Cevap SAYIN ORGENERAL CEMAL Gt'RSEL BAŞVEKİL, ANKARA Millet ve vatanımızı fel&kete sürükleyenlere karşı giriştiği- niz mücadeledeki başarınızı Gençlik Gllcü Camiası minnetle yadeder bağlılıklarını blldlrlr- ■er. Gençlik Glirü idare Heyeti gençlik gucu İDARE HEYETİ LEFKOŞA. Telgrafınızda l/har olunan samimi ııl&ka ve Gtkzel duygu- lara teşekkür eder muhabbetle güzlerinizden öperini. Devlet ve Milli Birlik Komite Başkanı Orgeneral Cemal Gürsel için iki toplumun arasını açıcı ve kışkırtıcı bulmadı ğını; Türkiye’ye gitmek için artık vize alabileceği- ni ; Halk Partisinin kendi- sini destekleyip desteklemi yeceği hususunda birşey söyleyemeyeceğini; Men- deres’in resmini astıkları için bir sene evvel Baf Türk Birliğinden istifa et- tiğini söylemiştir. Türkiye’de Bağış Kampanyası Açıldı Türk parasının değerini ar- tırmak ve devlet hazînesindeki altın stokunu takviye etmek amacıyla bütün Türkiye’de bir bağış kampanyası açılmıştır. Bu kampanyaya bütün ordu katılmakta olup halk ta al- yans, küpe ve bilezik gibi altın süs eşyasını devlet hâzinesine arma fan etmektedir. Kaçan Mahpus Tutuldu Tüfekle ateş açmaktan 2i sene hapislik cezası çekmekte oian v Lefkoşa Genel Hasta- haııesinde tedavi görmekte iken 6 Mayıs'ta kaçan 28 ya- şında Vreçalı olup şimdi Kii çiik Kaymaklılı Ali Melımed Emin evvelki giin Polis tara- fından tekrar yakalanmıştır. Alman haber üzerine harekete geçen Polis 1645’te Kiiçiik Kaymaklı’da Baypas civarın- da bir eve giderek orasını mıı hasara etmiştir. Hâdise şu şekilde cereyan etmiş bulunuyordu : Eve yaklaşan bir polis Çavuşu, Emiri bir pençereden civarda- ki bir evin damına tırmandı- ğını görür. Bu arada bir kaç el ateş açılır vc Emir tarlala- ra kaçar. Daha sonra takıp edilerek yakalanır. Polis evin avlusunda bir ta- banca bulmuştur. ıL TAMA AKTARILMIŞTIR

10 B o z h u r t | H e r Gün 4 Sayfa F i a 1 15 Milevrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/bozkurt/1960/...Cuma 10 Haziran 1960 B o z h u r t g ü n l ü k m ü st a k il siyasi g a

  • Upload
    others

  • View
    0

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: 10 B o z h u r t | H e r Gün 4 Sayfa F i a 1 15 Milevrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/bozkurt/1960/...Cuma 10 Haziran 1960 B o z h u r t g ü n l ü k m ü st a k il siyasi g a

Cuma10

H a z i r a n1 9 6 0

B o z h u r tg ü n l ü k m ü s t a k i l s i y a s i g a z e t e

| H e r G ü n 4 Sayfa F i a 1 1 1 5 M i l

SAYI : 1478 YIL : 9Müdür ve lıntlymc, ta b ib i : C EM AL TOOAN

Adres: G lm e Caddesi. L efko** . K ıbru .Telgraf : "B O Z K U B T ” -F .K . » M -T e l : JM I Ditilip Banıldı#! Yar : "B O Z K U K T BM iluevt"

Türktatiirk Meydanında

imanla Döndüğünü SöylediAUF DENKTAŞ İKİLİK YARATMAYA

ÇALIŞANLARA HÜCUM ETTİ

H eye ti T e za h ü ra tla KarşılandıYaptığı Konuşmada Dr. Küçük Anavatandan Yeni Birfc ■■ ■ | ■ . . . .

i İnönü Kıbrıs Türklerine Göstermektedir

-m 3

Stire önce yeni Türkiye neti ile tem aslarda bulun

; ve Kıbrıs Türk toplunıuııu Bren- apeş’eleleri görüş-

ilisere Ankara'yı ziyaret olan Dr. Fazıl Küçük, Raif Deııktaş, Osman ö -

ve Fazıl Plüm er’den kurıı- hey’eti_ tem as ve g ö ­

mmelerini bitirerek dün saat 5'te Türk Hava Yollarına

: bir uçakin Ankara'dan Kıb- ıs’ıı hareket etmi.ş ve saat

İîOO’rie Kıbrıs'a varm ıştır AN K A R A ’DAN U ftU R L A M Ş

Hey’et Ankara'da Esenboga i

ugurlanmıştır.H E Y E T İN K A R Ş IL A N IŞ IH ey’et, Lefko.şa uçak alanın

da Türkiyen ln ' K ıbrıs Muavin Konsolosu Halûk A fra , Fede­rasyon A sbaşkanı Dr. Orhan Müderrisoğlu, Dr. N iyazi Man. yera, A vukat Üm,lt Süleyman, Vali Sir Hugtı F oot ve Başpis- koboos M akarios’un tem silcile­riyle kalabalık bir halk toplu­luğu tarafından karşılanmıştır.

D E N K T A Ş ’IN DEMECİ Kıbrıs Türk K urum lan Fede-

«?atD lev™»,. t

Büyük Bir İlgiböyle olacağını söylemiştir. D E N K T A Ş, "H E R K E S PARTİ K U R M A K T A SER B E STTİR ”

DİYORDr. İhsan A li’nin Kıbrıs’ta

yeni bir siyasî parti kurmak istedi konusunda ne düşündüğü orulan Denktaş, herkes diledi­

ği gibi bir parti kurm akta ser­best olduğunu, fakat bu zaman da Kıbrıs Türk toplumunun bir lik ve beraberlik içinde parça­lanmadan ilerlemesi gerektiği kanaatinde bulunduğunu söyle­miş ve bu görüşün yeni Türk hükümetince de ileri sürüldü­ğünü belirterek Kıbrısta görüş

ül

Dün öğleden sonra, Atatürk Meydanında toplanan m uazzam kalabalığa hitaben Reisicumhur Muavini I>r. F. Küçük İle K .T .K .F . BaşkanıRauf Denktaş konuşurlarken. (Foto. Bozkut - B tL B A Y )

I Birinci Sayfada* kalanıx>»iugunu iddia eden BMs ’ mnhttrbaşkam ile k a k a n ı Yardımcısını üb ra t halkı tarafında neleri lâzım niş; parlâmentonun len ve Rumlardaa ■ N p ; t a a s ve iki toplum# liübetine göre mebus ;erektigirsi sözlerine M* aittir.Mr. John KMs fon

unlun yamtfn:■ Tooraklanmızdft ne

rdu iateriz ne de bir ıwfnam birkaç yıl « « • * * { jlyonlarcadolajfJÎlffeh değil®. Ayrtff '« is te n için devanödir.

Heyetliniz Lef koşa U çak Alanı’nda kendilerini karşılayanlarla blrarada.(Foto. Bozkurt

avın TÜCCAR,

SSSM5 $ $ 8 8 » 9

Kiuvu <^ a,,nU?

m

.E>ZKURL*un

\

Kazık■•SI»

r S j* röi p ku vvetl

TürkTöen \ i .

Bunu

afta

çEKSi(J»ı '

fl» . filn»

mAnas»

; 0rof11,eV.İt H

| jjj»ı ı

BİRLİKTE ÇALIŞMAK

•ytRIH ve Londra anla.şıııala- §■ £ rı, tedhiş felâketleriyle kan­

lı bir macera haline Kelen

Kıbrıs meselesine bundan on iiç, ondttrt ay önce bir hal çâ­resi bulmuşsa da, Kıbrıs Türk­lerini» millî d&v&sını başarı ile '■ona edirmemlştlr. Mikadele henüz sona ermemiştir. Çünkü Türk toplumunun karşısında '•ayı ve servet bakımından kat kut Üstün bir Rum topluluğu, her tilriü hile ve entrikaya !>;>' vurarak "Enosls” rüyasını ger- çeklestlrmlye çalışmaktadır. “EııoMs”ln Kıbrıs Türklerl için ıııutlıtk ölüm mftnûsına g<‘ldi£l- nl, Türk toplumu çoktan anlaş- nııijtır, İşte bunun lçlıı hiç bir zaman gafil avlanmıyacaftız.

D&v&mızda başarıya ulaş­mak için birlikte çalışmamız K*»ekıııektedlr. Bunun lüzumu­nu. her fırsat düştüğünde. Ana yurdumuzun devlet ve hiikfı- met adamları İşaret etmişler­dir. l)ün Ankara’dan dönen Kıbrıs Türk heyeti mensuplan, ıtavlet adamlarunuın birlik ve hfraberllftln önemine ısrarla ieıııa* ettiklerini açıklamışlar 'hr. Heyete başkanlık eden Dr. •■a?4l KüçUk’ün elini sıktığında, devlet ve hükümet reisimiz Or- J*«*rftl Cem&l Gürsel, Kıbrıs Sirklerinin mllU dâvı’isını ıı de- r,'Oıl« sağlam tuttuğunu be­lirtmiştir.

Anayurdumuz bize hiç bir Varillini eHİrgenüyerektir. Ye- ,l‘r kİ Kıbrısta dâvftııııza »ıhı

sarılalım ve birbirimizi ll,alanuyalım. Şüphe yok ki

afla Türklüğü her zamankin- ' " fazla tesanütle muhtaçtır.

ımlıti bugün bize Zürilı \r •-"iıdra anlaşmaları İle tanınan haklarımızı bile çok gören Rinalar; purçalanınaımzı, zayıf

-'temizi beklemekte ve an- !'"l‘ *»1 suretle gayelerine erlşe- * "'•'eklerini «anmaktadırlar. jHııl asla fırsat vermemeliyiz, jrilkt# çalışarak toplumumu-

V*H‘ seltıneli, dâv&ıııızı ka- ' ‘"Ilımlıyız, Bizlııı hürriyet sa- »fiıntz Rumların Enosis’ine

i" ■ugillzlerln sömürgeciliğine arşıdır. Bu mücadele haşarıya

'"aştığımı, nlsbette, hürriyetl- ‘"*1 sağUıyacak ve yabancı

■"S'ıınılurıığu altımla ezilıııtye-

rasyonu Başkam R auf R a if Denktaş, T ürkiye ’de çok fa y ­dalı tem aslarda bulunulduğunu söylem iş ve yeni Türk hüküm e­tinin K ıbrıs m es’elesini Londra ve Zürilı anlaşm aları çerçevesi içinde halletm ek azminde oldu­ğunu belirterek K ıbrıs’taki Türk haklarının korunacağını ifade etmiştir.K IB R IS M E S ’ELESİ U L U S A L

BİR D A V A D IRParti liderleriyle de görüş­

melerini açıklayan Federasyon Başkanı, K ıbrıs m es’elesinin milli bir dava olduğunu hatır­latm ış; bunun sürekli olarak

B ILB A Y)melere devam edilmesine Türk toplumu delegasyonunun daha hazır olduğunu açıklamıştır. T Ü R K İY E ’N İN Y A R D IM ELİ

K ıbrıs Türk H ey’etinin A ta ­türk M eydanına varışında ise Dr. Fazıl Küçük İşçi Birlikleri Federasyonu Lokali’nden bir konuşma yapm ış ve “ Gönlü­müz, imanımız ve ruhumuz yepyeni bir inançla dolu o la ­rak döndük. Türkiye’de yaptı­ğım ız temaslar, Türkiye ’nin Kıbrıs Türküne imdat elini u- zatmasına yardım etm iştir” demiştir.

(Devamı 4 üncü sayfada)

Hürriyet Şehitleri Bugün Toprağa VerilecekŞehit Öğrencilerin Naaşları Muazzam Bir Törenle İstanbuldan Ankaraya Gönderildi

Türkiye’deki son olaylar s ı­rasında şehit olan Turan Emek siz, Nedim özpulat ve Teğmen Ali Ihsan Kalm az’ın Ankara’da defnedilmeleri için yapılan ha­zırlıklar sona ermiştir.

ŞEH İTLER BUGÜN D EFN ED İLİYO R

Hazırlanan programa göre, şehitler, bugün büyük bir tö ­renle Anıt Kabir yanında ayrı­lan özel bir yere göm ülecek­lerdir.

Bu cümleden olmak üzere İs tanbul’da şehit olan Turan E- m eksiz ile Nedim özpulat, tö ­renle Ankara'ya götürülmüş­tür.

M U A ZZA M TÖRENİki hürriyet Şehidinin İstan­

bul’da yapılan cenaze törenleri gayet muazzam olmuştur. On binlerce kişinin katıldığı bu tö ­ren, Üniversite bahçesindeki Atatürk Anıtı önünde başlamış ve Üniversite Rektörü Sıddık Sâmi Onar ile Savunma Baka­nı Fahri özd ilek ’in ve diğer ha- tiblerin yaptıkları konuşmadan sonra Sultanahmet Camiine g i­dilmiştir. Rektör konuşmasında diğer kayıp cesetlerin aran­makta olduğunu söylemiştir.

Halk “ Kahrolsun Sîzlere Kıyan Eller” Diye Feryat Ederken Bazı Kadınlar BayıldıB A Y IL A N K A D IN L A RTören esnasında lıalk ağla­

makta idi. “Kahrolsun size kı yan eller” diye etraftan fer yatlar yükselirken bazı kadın lar bayılmıştır.

Yüzbinin üstünde olan lıalk kütlesi ellerinde şehitlerin

biiyiik çapta resimlerini, dö­vizler ve flamalar taşımakta idi. Cenaze merasimine tak­riben 500 çelenk gönderilmiş­tir. Avukatlar cübbeleri için­de törene katılmışlar ve elle­

rinde Tiirk bayrağı şeklinde yapılmış bir çelenk taşımakta idiler.

İdare değişikliği esnasında da ölen yegâne asker olan Ali İhsan Kanmaz, bugiin Anka­ra'da yapılacak törenle şehit öğrencilerle birlikte Anıt - Ka bir yanındaki Hürriyet şehit­liğine gömülecektir.JET FİLO LAR I V A Z İF E L E ­

RİNİ İFA ETTİLER

Kortej, Beyazıt Meydanın­dan Sultanahmet Camiine gi­

derken jet filoları da son va zifesini ifa ediyorlardı. Cena­ze alayında askerî bando bu­lunuyordu.

Sultanahmet Camiinde ce­naze namazı kılındıktan sonra naaşlanrı havi bulunduğu Türk bayrağına sarılmış ta­butlar, top arabalarına konul­muş ve Saravhurnunda bu - lundurulan vapura götürül­müştür.ŞEH İTLE R İN U Ğ U R L A N IŞI

Şehitler, burada Hava, Ka

ra ve Deniz kuvvetlerine men sup askerler, Üniversiteliler ve İstanbul halkı tarafından bando ile uğurlanmışlar ve goz yaşlarına vesile olmuşlar­dır.

Vapur, aziz şehitleri Kadı­köy’e götürmüştür. Oradan da top arabalarıyla Haydar­paşa garına götürülen Turan Emeksiz ve Nedim özpulat, özel törenle İzmit’e, oradan da Ankara’ya ulaştırılmıştır.

Selim Saıper Tiirk - Yunan Münasebetlerinde Değişiklik

Olmadığını SöylediMÜZAKERELERİN NETİCELERİ HAKKINDA

İYİMSERLİKJFADE EDİLDİDr. Küçük İle Makarios Bugün Bir Görüşme

Dr. ihsan Ali Parti Kuracağını SöylediBaflı Doktor Grivas İle Kiprianos’un Beyanatlarım Kışkırtıcı

Bulmadığını Belirtti

Lefkoşa’daki Yunan Ha­berler Bürosunun yayım­ladığı bültende bildirildiği ne göre Türkiye Dışişleri Bakanı Selim Sarper, mu­habirlere bir demeç vermiş ve Türk - Yunan münase­betlerinde hiçbir değişiklik olmadığını ve Atatürk ile

Cemâl GürseFe Minnet ve Şükranları

27 Mayıs inkılâbı dolayı siyle Türkiye’nin her ye­rinden gelen temsilci ve* heyetler, Devlet ve Hükümet Başkanı Orgeneral Gür- ısel’i ziyaret ederek minnet ,ve şükranlarını bildirmek­tedirler.

Orgeneral, dün de Turkı ye’nin birçok yerinden len hevetler yanında Kıb­rıs Türk Gençlik Teşkilatı heyetimi de kabul etmiş ve kendileriyle bir süre görüş müştür.

YapacakVenizelos’uıı eseri olan Türk - Yunan dostluğunun Türkiye’nin dış siyasetin­de bir gelenek teşkil ettiği mi söylemiştir. Dışişleri Ba kanı, ayrıca, iki memleket arasındaki münasebetlerin her iki memleketin menfa­atine olmak üzere daha da artarak gelişeceğini belirt­miş ve Kıbrıs mes’elesine temasla bunun Zürih v»? Londra andlaşmalan ile halledilmiş bulunduğunu söylemiştir. Teferruatla il- giİi bazı noktalar üzerinde cereyan etmekte olan mü­zakerelerin sonucu üzerin­de iyimser olduğunu da söyleyen Selim Sarper, Kıbrıs cumhuriyetinin pek yakında kurulacağına da inandığına dikkati çekmiş tir.

Sabık Baf Belediye Aza­sı Dr. ihsan Ali, dün öğle­den sonra saat 7.00’de Led ra Palace otelinde bir ba­sın toplantısı yapmı| ve adada yeni bir siyasî parti kuracağını açıklamıştır.

Kurulacak Partinin GayesiDr. İhsan, kuracağı par­

tinin gayesinin memleket­te fikir ve söz hürriyeti ya ratmak olduğunu, isminin ise henüz kararlaştırılma- dığını, ve demokrasiye hiz met meyanında memleke­tin tealisine çalışacağını ilâve etmiştir.

Yeni Gazete ÇıkarılacakDr. İhsan Ali, sözlerine

devam ederek durumun uygun olduğu sıralarda bir de gazete çıkaracağını bil­dirmiş ve gazetecilerin sor

jdukları soruları cevaplan­dırarak fikirlerinin cemaa­tin bir kısmı tarafından desteklendiğine kani bulun duğunu açıklamıştır.

Türkten Türke Kampanyası

Dr. Ilışan, bu arada Tür kiye’ye de gideceğini söy­lemiş ve Türkten - Türke kampanyası üzerinde soru lan bir soruya şöyle cevap vermiştir : “Türk, Türkü himaye edebilir. Türk ikti­sadiyatının gelişmesi içinbir çok faaliyetler yapıla­bilir. Fakat ben Türkten Türke kampanyasını des- tekliyemiyeceğim. Çünkü ticaret kaidelerine aykırı­dır.”

Bugün Dr. Fazıl ile Başpiskobos Makarios bir görüşme yapacaklardır. BAı görüşmenin Dr. Küçük’ ün isteğiyle yapılacağı bil­dirilmektedir.

HAVA GÜCÜ KAFİLESİ DÜN GİTTİBir haftadan beridir ada­

mızda Futbol Federasyonu­nun davetlisi olarak misafir bulunan, Türk Hava' Gücü futbol kafilesi dün ö.s. saat

fi da iki askerî uçakla şehri­mizden ayrılarak Ankara’ya dönmüşlerdir.

Misafirler hava alanında

büyük bir kalabalık ve ba­sın mensupları ile Futbol Federasyonu ve kulüp ida­recileri tarafından uğurlan- mışlardır.

Dün öftleden «mira adamızdan ayrılan Türk Hava GUcü Futbol Kafilesi Basluını Binbaşı Hüsamettin Tanır, Dr. F. Küçük ve Rauf Denktaş İle, Lef koşa uçak alanında vedalaşırken,

(F oto Bofckurt - B İL B A Y )

İki Toplum Arasında İşbirliği

Kıbrıs’taki iki toplumun hüsn-ü niyetle işbirliği yap ması taraftarı olduğunu da belirten Dr. İhsan, Rum vatandaşlarının artık ilhak taleblerini gömerek bağım­sız Kıbrıs Cumhuriyetinin meyvelerinden faydalanma ğa çalışmalarını tavsiye et miştir.

Diğer Sorulara Cevaplar

Dr. ihsan, gazetecilerin diğer sorularını da cevap­landırarak, belediyelerin taksiminin ancak tecrübe­den sonra yapılabileceğini söylemiş; Grivas ve Kipri­anos’un verdikleri ilhak nu tuklarında mahdut bir zümreye hitap ettikleri

Gençlik Gücü Kulübünün

Sayın Cemâl Gürsel’e Gönderdiği Telgraf ve

Gelen CevapS A Y IN O R G E N E R A L C E M A L G t'R SE L B A ŞV E K İL , A N K A R A

Millet ve vatanımızı fel&kete sürükleyenlere karşı giriştiği­niz mücadeledeki başarınızı Gençlik Gllcü Camiası minnetle yadeder bağlılıklarını blldlrlr-■er.

Gençlik Glirü idare Heyeti

g e n ç l i k g u c uİD ARE H EYETİ

LEFK O ŞA.Telgrafınızda l/h ar olunan

samimi ııl&ka ve Gtkzel duygu­lara teşekkür eder muhabbetle güzlerinizden öperini.

Devlet ve Milli Birlik Kom ite Başkanı

Orgeneral Cemal Gürsel

için iki toplumun arasını açıcı ve kışkırtıcı bulmadı ğını; Türkiye’ye gitmek için artık vize alabileceği­ni ; Halk Partisinin kendi­sini destekleyip desteklemi yeceği hususunda birşey söyleyemeyeceğini; Men­deres’in resmini astıkları için bir sene evvel Baf Türk Birliğinden istifa et­tiğini söylemiştir.

Türkiye’de Bağış

Kampanyası AçıldıTürk parasının değerini ar­

tırmak ve devlet hazînesindeki altın stokunu takviye etmek am acıyla bütün Türkiye’de bir bağış kampanyası açılmıştır.

Bu kam panyaya bütün ordu katılm akta olup halk ta al­yans, küpe ve bilezik gibi altın süs eşyasını devlet hâzinesine arma fa n etmektedir.

Kaçan Mahpus TutulduTüfekle ateş açmaktan 2i

sene hapislik cezası çekmekte oian v Lefkoşa Genel Hasta- haııesinde tedavi görmekte iken 6 Mayıs'ta kaçan 28 ya­şında Vreçalı olup şimdi Kii çiik Kaymaklılı Ali Melımed Emin evvelki giin Polis tara­fından tekrar yakalanmıştır. Alman haber üzerine harekete geçen Polis 1645’te Kiiçiik Kaymaklı’da Baypas civarın­da bir eve giderek orasını mıı hasara etmiştir.

Hâdise şu şekilde cereyan etmiş bulunuyordu : Eveyaklaşan bir polis Çavuşu, Emiri bir pençereden civarda­ki bir evin damına tırmandı­ğını görür. Bu arada bir kaç el ateş açılır vc Emir tarlala­ra kaçar. Daha sonra takıp edilerek yakalanır.

Polis evin avlusunda bir ta­banca bulmuştur.

ı L TAMA A K T A R ILM IŞT IR

Page 2: 10 B o z h u r t | H e r Gün 4 Sayfa F i a 1 15 Milevrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/bozkurt/1960/...Cuma 10 Haziran 1960 B o z h u r t g ü n l ü k m ü st a k il siyasi g a

( B O Z K ü R T ) c u m a ,

AKİSLER

HÜRRİYET ŞEHİTLERİOSMAN TÜRKAY

İki hafta önce şanlı ordumuz Ana­yurdumuzda bir devrim yaratmıştır. Bu devrim Türk ulusunu gerçek demok rasiye götürecektir, tşte bundan ötürü ,geçen iki hafta, mutlu bir bayram ha­vası içinde yaşadık.

Türk ulusu yaradılıştan hürriyete âşıktır. Hürriyet uğrunda kan dökme­yi, can vermeyi en büyük şeref olarak kabul eder. Çünkü hürriyet ona ekmek kadar aziz, hava kadar lüzumludur.

Yarım asır kadar bir geçmişi bulu­nan Türk demokrasisi tehlikeye düşün- . ce, aydın Türk gençliği mücadeieye atılmaktan bir an olsun kaçınmadı. Egemenlik gerçek anlamda ulusa ait olmalıydı, Türk yurdunun idaresini, her türlü etkiden uzak, Türk ulusunun iradesi tayin etmeliydi. Vatandaş dü­şüncesini açıkça konuşmalı ve yazma­lıydı.

Türklük medenî dünyanın kopmaz bir parçasıdır. Medenî dünya, hürriyet nimetinden faydalanarak, ileri çalışma­larına devam ederken, Türkler geriye

£ doğru gidemezdi. Üniversite gençleri, yılmadan istediğini haykırdı. Canını feda etti, fakat yolundan geri dönme- di.

X Bugün Ankarada yapılacak olan $ muazzam bir törenle, 28 Nisandan 27

Mayısa kadar hürriyet uğrunda ölen şehitlerimiz toprağa verilecektir. Anıt

| Kabir yanma kurulan Hürriyet Şehitli- | ği ve buraya dikilecek olan Hürriyet

Anıtı, canlı bir tarih gibi onların mü­cadelesini nesilden nesile intika l ettire­cektir.

Canlarını feda eden asil kahraman, larımızm manevî huzurunda saygı ile iyiliriz.

sonra adada ce- EOKA tedhiş

TÜRKLER VE RUMLARUzun zamandanberi birçok yaban­

cılar Kıbnstaki Türklerle Rumların milliyetlerini unutarak, kendilerini “ Kıbnslı” olarak farzetmeleri gerekti­ğini söylemekte veya gazete ve dergi makalelerinde yazmaktadırlar. Bir za­manlar, Kıbnsta da Malta biçimi, melez

atılmıştı. Fakat, daha reyan eden olaylar ve kampanyası, Türklerle Rumların birbi­rine karışıp bir millet meydana getir­meleri fikrinin çürüklüğünü ispat et­mekle kalmamış; aynı zamanda iki top­lumun bir arada yaşama ihtimalini bile şüpheye düşürmüştür.

Zürih ve Londra anlaşmalarıyla eşit şartlar altında ortak bir idare kur­mak hususunda sarfedilen gayretlerde de Rumlar daima Türkleri ezmek yolu­nu tutmuşlardır. Bu da gösteriyor ki, Rumların Türklere karşı gizli bir hu­sumeti vardır. Bundan başka, bütün faaliyetlerinde de sinsi bir maksat be­lirmektedir. Onların gayesi Türk top- lumunu Rumlar arasında eritmek ve ilhaka giden tıkanmış yollan tekrar aç­maktır.

Bazı Rum liderleri ve aydınlan, Kıbnsta milliyetin ortadan kaldırılma­sı fikrini kendilerine mal ederek yeni­den ortaya atmışlardır. Kıbnsta yaşa­yan iki toplum mensuplan, kendilerini “ Türk” veya “Rum” olarak değil de, Kıbnslı” olarak görsünler imiş!. Bu suretle iki toplum birleşir ve ortada hiç bir aynlık kalmazmış!.

Dn, dil, İrk, kültür ve hars bakı­mından birbirinden bu kadar ayn olan Türk ve Rum toplumlannm birle- şip bir arada yaşayabilecekleri ancak bir hayal olmaktan öteye geçemez. Biz herşeyden önce Türkiyeye ve Türklüğe bağlıyız. Anayurttaki 27 mil­yonun kopmaz bir parçasıyız, tşte bu bakımdan, hayal ve kuruntularla ger­çeklerden uzaklaşılmasın. Türk toplu­mu Türklüğü ile iftihar ve gurur duyar ve vatanının bir parçası olan bu top­raklan canı gibi sever. Kıbns Türkleri milliyetlerinden birşey kaybetmeye te- hammül edemezler., Zürih ve Londra anlaşmalarını benimsememizin bir sebe­bi de, iki topluma kendi bünyeleri dahi­linde bağımsızlık bahşetmesi ve Türk­lerle Rumlara milliyetleri ile millî kültürlerini devam ettirmelerine hak tanınmış olmasıdır.

ATLATTIĞIMIZ BÜYÜK TEHLİKElürk milleti gizlenen hâdiseleri öğrenebilmek için asîl mücadeleyi

adice istismar eden kızıl radyoları dinlemek zorunda kalmıştı— Burası Moskova rad­

yosu...Radyonun başındaki genç

hem bu bolşevik sesini din lediği için kendi kendine kı zıyor, fakat genede onu din lemeye devam ediyordu.

Çıldıracağım.. Bizıi bu komünist sesini dinle­meyle mecbur ediyorlar.

Neden? Yalnız o değil. Kanlı ve karışık günlerde daha birçok Türkü, hâdise teri tahrif ederek veren bu radyoları dinlemeye teşvik ettiler, onları o yola sürük leyip attılar. Neden mi? Türkiye radyoları o sırada ne anlatıyordu? Menderes’e bağlılık telgraflarını oku­yordu. Mühim haber diye Nikaragua’daki hükümet değişikliğinden bahsediyor du. Halk ise,*Beyazid mey- danınde ne olduğunu, Kara Kuvvetleri Kumandanı Or general Cemal Gürsel’in neden çekildiğini öğrenmek isti­yordu. tik günlerde iktidar radyolarını idare edenler, hâdiselere dair kendi görüş lerinıi aksettirirken, bu de fa tamamiyle susmuşları.

Onlar için, Türkiye hu- dudları dahilinde hiçbir şey yoktu! Hiçbir şey olma dığma da bu milleti inandır mak için çırpınıyorlardı.

“ Milliyet” gazetesini ne­den kapatmışlar, neden in­tişarını 15 gün müddetle durdurmuşlardı? Çünkü Londra ile Amerikanın Se

riyatma dair bilgi vermiş, (dalga uzunluklarını ilân et miştik. Demirperde gerisin deki milletler nasıl kapıları nı sımsıkı kapayıp, elekt­rikleri söndürüp radyoları­nın sesini mümkün olduğu kadar kısıp, demokrasilerin radyo yayınlarını dinliyor larsa, Türk milleti de öyle yapıyordu.

Ya Londra radyosu? Ya Amerikanın Sesi?...

Bunları dinlemek, Tür- kiyedeki hâdiseler hakkın­da oldukça objektif bilgi edinmek de kolay değildi, Çünkü her iki neşriyatı da, Sovyetler Birliğindeki bozucu merkezler kontrol altına almışlar , bu yayın­ları ciddî şekilde bozuyor­lardı.KOMÜNİST RADYOLARI

Kala kala ne kalıyordu? Komünist radyolar ve bun ların tehlikeli yayınları, haberleri! Türkiye radyo larını bu hale getirenler mille­ti. bolşevik yayınlarının ku cağına doğru itiyorlar, sü­rüklüyorlardı .

Moskova bu fırsatı ka­çırmak istememişti. Mosko va, Sofya, Bükreş, Buda­peşte ve nihayet Doğu Al- manvada faaliyet göste­ren “ Bizim radyo” adlı tah rik yuvası birden yayın sa atlerini arttırdılar. Bu rad yoların yayınları, haberleş me hürriyetine sâdık kal­mak mecburiyetinde bubi­

si radyolarının Türkçe n eş1 nan batılılar tarafından bo

bir millet yaratılması fikri bile ortaya* S»:-:-:“X<‘> x -:-:«> »X “X »x»X “:~ »o * > x -»x ~ x -> X “» x -> :-:-X “> > x -:-> :-:«:-> »»X "X -> x -<

KAPANA KISILMIŞTIM20 Ekim, 1944, yani Filipinlere Amerikalüar tarafından çıkarma yapıldığı gündü. Amerikan kuvvetleri Leyte Adasmın 5 km. içerlerine girdikleri öğleden sonra 4 sıralarında, bulutların arasından bir Japon tayyaresi çıkarak “Honolulu” kruva­zörüne bir torpil salıverdi, infilâk, geminin iskele yanında 7.5 metrelik bir delik açarak 20 erin ölümüne sebep oldu.

Gemi suya doğru meylederken, sular üçüncü güverte ile ikinci bir kısmını basıyordu. Fakat üçüncü güvertede, 3 No. lu Radyo denilen kısımda bir hava cebi kalmıştı. 3 No. lu Radyoda ise üçüncü derecede bir telsizci olan 19 yaşındaki Lee

Karsian hapisti. Şimdi olanları onun ağzmdan dinleyelim.

suyun içinde süre süre yürü Evvelâ durakladı. Sonra

Yazlık HALK Sineması Tel: 6048BU AKŞAMDAN PAZARA KADAR

Saat 8.30 da Y E N Î TÜRK FİLMİ

ALLI GELİNBaş Rollerde: Mine Coşkun - Erdoğan Oker ve

Atıf Kaptan.Bu yeni Türk filmine ilâveten

BU AKSAM KORKUNÇ HEYECANLI İNGİLİZCE

V A M P İ RCumartesi ve Pazar Akşamları

Kışlık BİZİM ZAFER Sinemasında da BÜYÜK İNGİLİZCE HARP FİLMİ

MAN IN WA ROynayanlar ROBERT RYAN, ALD RAY

N O T: Ayni film ler Cumartesi ve Pazar günleri Saat 2.30 da

gösterilecektir.

Öğleye doğru sıcaktan junaimış ve yorgun halde ihtiyat telsiz bölmemiz olan i No. lu Radyo kısmına 'irmiştim. Burası 8/12 ka­lem ebadında ulak bir oda dınasına rağmen, vantüâtö- ■ii sayesinde gayet serindi. 'Leylini yerine gelmişti doğ •usu. Hemen yere bir batta- liye yaydım, ayakkublarımı şikardım ve rahat bir uyku- a daldım.Uyandığımda saatin -4,05 i

;österiyordu; demek vazife e ö dakika gecikmiştim, lemen ayağa fırlayarak yakkablarıını aradım. Fa- ;at dalıa doğrulmama fır- at kalmadan ayaklarımdan ibaren havaya doğrulduğu ıu, sonra da çelik zeminin zerine yüzüstü düştüğümü issettim. Aynı anda ışıklar ündü, bir alev şimşek gibi aktı ve müthiş bir infilâk ümbürtüsü duyuldu. Sırtı- ıa bir sürü eşyanın yuvar- ındığını hissettim; burun eliklerime tozlar doldu, imdi ambar ağzmdan içeri e suların hücum ettiğini ve ışarıdaki canhıraş feryatla duyabiliyordum. Derken

emdimi kaybetmiştim. Kendime gelene kadar ne

adar zamanın, geçtiğinin ırkında değilim. Burun de­klerime toz ve duman dol­uştu; ağzımda ise tuhaf r lezzet vardı, Her tarafım ncıyordu. Altımda yerler fsıklamdı. Büyük bir gay- t sarfederek sırtıma tel- derdeıı kayarak düşmüş an iki ağır madenî levha­nı altından sıyrıldım. Soıı- karanlıkta etrafımı yokla

ığa koyuldum. raziyet fena gözüküyordu, r kere içeriye süratle su iliyordu. Telsiz ölüydü. Maryadan da hayır yoktu, hta bölmeleri tekmeleyin- de dışarıdan hiç bir ce-

yunce suyun ölmenin içine boşandığı yeri buldum: Ta­bak büyüklüğünde bir şarap nel deliğiydi. Kapana kısıl­mış olduğumu bilmekle bera ber, deliği bir masanın al­tında bulduğum bir şiltenin pamuklarıyla tıkayınca ra- lıatbir nefes aldım. Ne çare (ki sevincim kısa sürdü. Eli­me geçen cep fenerinin ışı­ğında, bölmelerde toplu iğne başı büyüklüğünde bin­lerce delik keşfettim; bun­lardan içeriye fasüasız su sızmaktaydı. Bunun üzerine paniğe kapılmağa başladım..

Şiddetli bir öksürük nöbe tine tutularak sıralardan bi­rine dayandım. Bu esnada cep fenerinin sönmesiyle bir kere daha karanlıklara gö­müldüm. Şimdi artık pani­ğin pençesindeydim. İçim­den ağlamak geliyor, fakat nedense ağlıyamıyordum.

Birdenbire bu bölmeyi ge­minin santralına bağlayan telefonu hatırladım. Adeta yüzerek telefonu bulunduğu yere gittim, fişe prize sok­tum ve ahizeyi kulağıma gö­türdüm.Telin öbür ucunda tanıdık

bir sesduyuııca, “John, ben Lee Karsian” diye haykırma mn önüne geçemedim.

Johp ise “ Le Karsian mı? İmkânsız. Sen öldün!" diye haykırışıma mukabele etti:

— “ 3 No. lu radyoda hapi- sim, dedim.Bunun üzerhie telde başka

kimselerin de sesleri duyul­mağa başladı. Derken ana güverteden gelen bir ses duyuldu: “ Ben, yüzbaşıFhurber. Beni duyuyabili- yur musun Seni oradan çı­karmak için elimizden gele­ni yapacağız.”

Sonra en yakın ardakaşım Bili Gallagher araya karış­tı “Bili, bana doğruyu söyle.

alamadım. Ayaklarımı | Batıyoruz, değil m it”

‘‘Lee, kabil olduğu kadar uzun zaman yüzebümesi için gemiyi hafifletiyorlar” de­di ve üâve ett: "Başka bir yenilik olursa sana haber veririm. Sen telefonun başın dan ayrılma sakın.”

Akabinde ikinci bir öksü­rük nöbetine tutularak ba­yıldım. Bereket versin, artık dizlerimin yukarısına kadar çıkmış olan suya yüzüm çar pınca kendime geldim. Böl­meye bitkin halde dayana­rak zaman mefhumumu kay bettim.

Birdenbire subaylardan1 birinin sesi duyuldu: “ Kar­sian beni işitebüiyor mu­sun t”

— “Evet” demem devametti :

— “Kötü haberi sana ilk olarak verenin ben olmağı istemezdim ama, çare yok. Karsian, gemiyi terketmek zorundayız. Emir henüz kat îleşmedi ama, galiba biraz- , dan destroyerlerimizden bi­rine gemiyi batırma emri verilecek. Onlardan sadece tam isahet kaydetmeğe dik­kat etmelerini rica edebilece ğiz.”

Subayın sesi kesilir kesil mez Bili telefona geldi.

— “ Lee! Kendini nakavt edebilmek için yanında ilâç var mı?”

Bunu ben daha öııce dü­şünmüştüm : Odadaki ilâçdolabında bir miktar morfin ampulu vardı. Biil’e:

‘Denizin dibini boylamam mukadderse, uyuyarak boy­layacağım, merak etme” de­dim.

Bili “ İyi öyleyse” diye mukabele etti. “ Gemiyi en son ben terkedeceğim.. Ben de gittikten sonra, ilâcı kullanmanın zamanın geldi­ğini anlarsın.”

Telefonda bundan sonra duyduğum ses, geminin pa-

Bill’in sesi “ Çok mütees­sirim Lee, koferdam çalışma dı” diyordu.

— “Ben de bundan kor­kuyordum.”

Artık derin bir ümitsizli­ğin pençesindeyim. Fakat bir kaç dakika sonra Bill’in sesini tekrar duydum:

— “ Lee, 3 No. lu Radyo­ya bitişik küçük odanın su­yunu pompalamağa çalışı­yorlar. Oradan duvarı kesip seni kurtarabileceklerini umuyorlar.”

“ Tahta bölmenin başında, kurtarıcı ekipten ses alma­ğa çalıştım. Bili telefonda beraberce geçirdiğimiz hoş vakitleri ve ileride yapmağı tasarladığımız işleri vadede- rek beni oyalamağa çalışı­yordu. Fakat bir hayli za­man geçmişti. Nihayet daya namıyarak “Neden bu ka­dar geciktiler?” diye sor­dum. “ Olamıyor değil m i?”

Bili sabırlı bir edayla, Telâşlanma” dedi.. “ Orada­

lar. Elini bölmeye daya.’ Elimi madenî sathın üzerin

de gezdirdim. Gözüm hiza­sında bir yerin gitgide ısın-

Y anımızda bir destroyer makta olduğu farkediliyor- var; iskele yanımızda da iki du. Sonra rengi yavaş ya- romorkör bizi su yüzünde j vaş pembeleşti, kızardı Sa- lul^mağa çalışıyor. Gemimiz niyeler den sonra kırmızı dolayısıyle de sen belki kur noktadan kıvılcımlar yağma

pazı Sharkey’e aitti. Bir gün önce Ordu ve Donan­manın futbol maçı için bi­letim olduğundan bahset­miştim. Titreyen bir sesle: ‘O bileti kullanmam nasip oinııyacak” diye mırıldan­dım.

Papaz da: “ Öyle galiba” dedi.

Tekrar kendimi kaybetmi sim; ayılınca papazın mono­ton bir sesle birşeyler oku­duğunu farkettim ve tüyle­rim diken diken oldu. Adam cenaze törenlerinde okunan duayı okuyordu hem de be­nim için,.

Zihnim geçmişe kaydı. New Jersey’in Union City şeh­rindeki evim gözmün önüne geldi. Babamın radyoyu din leyişini, annemin ise mut­fakta bulaşıkları yıkayışını hatırladım. Birden papazın sesi kesildi.

Korku içinde: “Bili Bili!” diye haykırdım.

“Buradayım, Lee” di­ye cevap verdim. “Şimdi söy liyeceklerimi dinle. Ölüm düşüncesini aklından çıkar.

tulacaksın.”Tanımadığım başka bir

ses araya karıştı:— “Yukarıdaki güverte

ğa başladı.Birdenbire bütün oda

sanki alev aldı. Kıvılcımlar suyun sathındaki yağı tu-

135 snı. su altında. Bir ko- j tuşturmuştu. Öte tarafta' ferdam istettik. Onun senin 'kilere durmalarını havkır- yukaı-ına koyarak suyu d ı - ' dım. Sonra suyun altına da- şarıva pouıpalıyacağız, böy- larak battaniyemi buldumlece üzerindeki tavanı ke­sip sana ulaşmamız mümkün olacak”

Bundan sonra uzun müd­det hiç bir haber almadım. Yağlı su şimdi belime kadar yükselmişti; geçirdiğim ök­sürük nöbetleri ise beni git­gide susatıyor ve zayıf düşürüyordu. Gene kendini kaybetmiş olacağım, zira birden geminin meylinin kaybolduğunun farkına var dım. Fakat sevincim pek kı­sa süreli oldu.

ve onunla alevleri boğdum.dene ağlamak istiyordum.

Su kooltuk altıma yükselmiş olduğu halde nefes nefesrt orada duruyor, ne yapacağı mı kestiremiyordum. İçim dışım kavrulmuştu. Kafam­da da tekrar bayılacakmışım gibi bir hafiflik vardı. Yal mz bu defa artık ayağa kal­kamayacağımı biliyordum.

Bölmenin öte tarafından biri “ Sigara büyüklüğünde bir delik açtık. Biraz su is-

D e v a m ı üçüncü sayfada

zulmuyordu. üstelik bu kuvvetli verici istasyonlar çok yakınlarımızda brlunu yordu. Sesleri koly dıkla dinlenebiliyordu. Radyola­rının basma geçip, Türkiye hakkında bilgi verebilecek bir istasyon aramaya koyıı lanlar, düğmeyi çevirip du rurken birden bunlardan biri üzerine düşüyor, takılı yor kalıyor ve ertesi akşam da tekrar bunu arıyorlardı

Bu radyoları dinliyenler komünist değildi, Sovyet Rusyanın, bolsevizmin î'U vatan için teşkil ettiği te lıkevi müdrik bulunuyorlar dı Fakat bu istasyonları dinleve d'inleye fikirlerinde bazı istifhamlar belirmiye- cek midir? En büyük teh­likelerden biri buydu.

İşte bu rayoları dinleme ğe mecbur edilenlerin duy duklan ses, sık sık şunu tekrarlıyordu:

‘Türk gençliği. Türkmilleti, Amerikalılardan hürriyetini koparmak, Am'- rikayı kovmak için kan dö küvor. mücadele yapıyor!”

Acıkca komünist propfu gandası yapmıyorlardı, sinsi gayretleri ile Türk - Amerikan dostluğunu boz maya teşebbüs edivorlardı Bu milletin mücadelesinin ulvi gavelerini böylesine tahrif ediyorlardı. Onlara biç inanılır mıydı?

Fakat hayret... O günler de bu memleketin başında oturanlar, bu komünist radyoların doğru söyledik­lerine bu yayınların yalan 'dolu olmadığına bu milleti inandırmak istiyorlardı!

Sâbık Blaşbakan diyordu ki:

“ Bu ayaklanmalar NA- TO’ya, Amerikalı dostları miza karşıdır!”

Sâbık Hariciye Vekili, yabancı muhabirlerle yap­tığı basm toplantısında “ Neden 1 Mayıs günü soka §a çıkma yasağı koydunuz?” sualine şöyle cevap vermiş ti:

“Biliyorsunuz.. 1 Mayıs.. Onun için.. Hem NATO Konfteransı açılıyor... Bir şey olmasın diye..”

Devamdı surette terini silerek bu kesik cümleleri ortaya atan sâbık Hariciye 'Vekili, demirperde radyola rının yayınlarım teyid et­miyor da ne yapıyordu ?

Gene onlar değilmiydi ki hâdiselerle ilgili Türkçe ya yınları için Londra radyo sunu resmen protesto eder ken, bolşevik radyolarının neşriyatı için herhangi bir 'teşebbüse girişmiyorlardı. l Bir taraftan bolşevikle- rin ve diğer taraftan sâbık iktidarın bu tahriklerine karşıdır ki, inkilâbı başa­ran Türk Silâhlı Kuvvet leri, ilk tebliğlerinde bü­tün dünyaya şu hakikati İlân etm işti:

“ Müttefiklerimize, kom­şularımıza ve bütün dün­yaya hitap ediyoruz. Gaye rniz Birleşmiş Milletler Anayasasına ve insan Hak ları prensiplerine tamamiy le riayettir. Atatürk’ün “ Yurtta sulh ve cihanda sulh” prensibi bayrağımız- dır. Bütün ittifaklarımıza

taahhütlerimize sâdıkız v TO’ya inanıyoruz ve

bağlıyız. CENTO’ya, inanı­yoruz ve bağlıyız. Tekrar ediyoruz, düşüncemiz “Yurtta sulh ve cihanda sulhtur.”

Atlattığımız tehlike öyle sina büyüktü ki.”

Kiralık EvKöşklü Çiftlik’ te Savun­

ma Bakanı Osman Örek Be­yin evi yanında altı odası, mutfağı, banyosu ve suyu ile bir ev kiralıktır.

İsteklilerin Arasta Sokağı No. 42 adresinde Mehmet Âli Hüseyin’e müracaatları rica .olunur.

Mühim ilânUcuz ve garantili

radyo kuru bataryala rı yalnız 16/ şilin

Ahmet Rüstem Asmaltı Yavuz Selim

Sokak No. 10 LEFKOŞA

Kiralık EvLefkoşa’da Polis Stasyonu

karşısı No. 94 - 96 daki kah­vehanenin üst kısmındaki dört oda holü ile birlikte kiralıktır.

Müracaat : Ayni adresdeMehmed Sami’ye yapılmalı­dır.

« i .

f m m

Pfl"T

MUKADDES HEDİYEBu günlerde, İstanbul Caddeleri sanki

normalden daha kalabalık, Şehirde bir bayram havası var. Halk her zamankinden daha, güler yüzlü, kaldırımlarda yekdiğerini tebrik edenler, el sıkışanlar, öpüşenler, yakalarında “Millî Bir­lik” rozetleri taşıyanlar, şurada burada gurup, laşarak hadiseleri konuşanlar, hulâsa fevkalâde zamanlarda görülebilen bir hava içinde İstan­bul halkı.... •

Günlük gazetelerin tirajları her halde nor­malin çok üstüne çıktı. Kapış kapış, yutarcasına okunuyor, beklenmedik bir havadisin tepkisi çehrelerde infial veya hayret izleri çizi Veriyor.

Doğru veya mübalâğalı bir rivayet derhal akis buluyor, bazan da gönüllere:

Bu havadis keşki yanlış çıksa.Gibi vatani arzular doğruyor.

Resmi ağızların dışında işleyen (Fısıltı Gazetesi) kulaklara bazan inanılmaz vakalar ta­şıyor, yabancı radyolar hoşa gitmiyecek rivayet­lerden bahsedi veriyor.

Her şeve rağmen vatandaş olgunluk ve te­enni göstererek resmi tebliğlerden başkasına inanmak istememe temayülü içinde İtekliyor ve fevkalâde günlerin havasına gözü kapalı girmemek için kendini sıkıyor.

Gururla söylenebilir ki, bugün Türk va­tandaşı, idareyi eline almış yeni hükümetin iyi niyet ve âdil icraatından tamamen "femin ola­rak müsterih ve kendisinde doğan kâlb huzu­ruyla mesud....

iyi ve parlak günlerin güneşi doğmuştur ar­tık. Her şeyden evvel millet yatağından hürri­yet dolu bir sabaha gözlerini açmakta ve yeni güne başı dik girmektedir.

- Türk Ordusu milletine hediyelerin en mu­kaddesi olan hürriyeti vermiştir. Millet ona minnettardır.

Muhsin ŞEREF

BRAUN Televizyonları

Unyaca tanınmış Alman Braun Televizyonlarımı: yeni partisi, önümüzdeki Çarşamba günü müesses ze vasıl olacaktır. Son model Televizyohlarımız büyük fiat tenzilâtları yapılmıştır. Siparişi olan veya olmayan müşterilerimizin mağazamızı, ziyaretleri bildirilir. Kıbrıs Genel Ecenteliğı

AHMET SEDAT Evkaf Dairesi Karşısı

T el: 3640 — LEFKOŞA

O A V I C Â l

Van Heusetı çeşitleri arasında size emsalsiz biçim,

cins va desenlerden seçme imkânı bahş eden bir

çok güzel gömlekler mevcuttur. Parlak “Sca Island"

pamuğundan "Kensinglon” ve kendi kendine dam-

lıyarak kuruyan, ütüye ihtiyaç göstermîyen “Vantagc”

nevileri, kıyafetile gururlanan erkeklerce tercih

edilen hassaları haizdir. Alış veriş ettiğiniz mağazadan

Van Hcusen gömleklerini görmeği taleb ediniz.

V a n H e u s e nT A R A F IN D A N İN G İL T E R E D E İM A I ED İLM İŞTİK

< T A R g| fS. V < İtO. sus a

Page 3: 10 B o z h u r t | H e r Gün 4 Sayfa F i a 1 15 Milevrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/bozkurt/1960/...Cuma 10 Haziran 1960 B o z h u r t g ü n l ü k m ü st a k il siyasi g a

( II O Z K D R T )

TürkYabancı basma söylediklerini Ulusundan saklamıştı

Dışişleri Bakanı, 5 Mayıs gösterilerini işsi2yaptıklarını da iddia etmişti Rars<>nlar

tarihin hangi devm

/görülmüştür? Bir [dış dünyada temsil

:ıp ,ş işleri Blakam bir 1 toplantısı yapsın ve

yabancılara söyledik r. ] endi milletinden sak

Akla hayale gelmi.ve ■ bir gariplik sabık icatları arasında

i ı r .gençliği zulüm re karşı isyan bayra-

« kmişti. Birkaç gün JL da istanbulda Nato tonlar Konseyi toplam­an, Memleketimize dün

dprt bir köşesinden gazeteci gelmişti.

j ar hâdiselerin içinde Lor, olup bitenleri göz İle görüyor, gençliğin l i gaye için savaştığı anlıyorlardı. Fakat bir uetecinin vazifesi tekjjf], hareket etmek de ji. Bir de resmî ağızla- söyledilderini dinleme vazifeleri icabmdandı. Sabık Dışişleri Bakanı

jtin Rüştü Zorlu, dünya karşı kendisinin ve ide arkadaşlarının savun­asım yapmak için istan jlJa ve Ankarada basın çlantılan tertiplemişti. ylece, günlerdir hâdise- kovalıyan, yorgun ve

vkusuz gazeteciler biraz lenmek ve gülmek fıra- u bulacaklardı. Fakat ay zamanda derin bir üzün içlerinin burkulduğuııu hissedeceklerdi. Ne de viizlerce gazeteci kar-

konuşan adam, temsil ediyordu,

o, bunun farkında ve Türk milleti adı

yalan söyleyecek, saç- •ve yüzlerce ga-

kahkahalarla giilti.K MEŞGUL”

toplantısı, sabık şişleri Bakanının, yabaıı

îcilerin sordukları ırulara cevap vermesi tklinde oldu. Gazeteciler

Zorlu’ya Menderes e görüşmelerinin müm­in olup olmadığını sordu

bu suali şöyle ıdırdı:bir şey söyliyemi- kendisi şu sıralar

meşguldür.”ler: “Başbakan ıdür?”

“iktisadı mesele- ıyor.”iler bu cevaba kendilerini ala-

Çünkü hepsi Men- o sırada gençliği

anın çarelerini ara­

dığını çok iyi biliyorlardı.Bundan sonra gazeteci­

ler Zorluya, durumu nasıl tefsir ettiğini sordukları zaman şu cevabı aldılar:

“ Ankara ve İstanbul üni versitelerinde, muhalefe­tin kışkırtması ile meyda­na gelen bir öğrenci nüma yişi dolayısiyle örfi idare ilân etmeye mecbur olduk. Ne yaptığını bilmiyen ve tahrik neticesi hareket eden 3000 talebenin hare­ketine halk hiç bir zaman iştirak etmemiştir. (Halbu ki gazeteciler halkın genç

ileri alkışlariyle, evlerden (Verdikleri bayraklarla des teklediğini görmüşlerdi.) Halk iktidardan memnun­dur. üç defa serbest seçim le iş başına gelmiş bulunu­yoruz.

Bir gazeteci: “üç defahür seçimle i ş başına gel diğinizi söylediniz. O hal de 1957 seçimlerinin netice lerini neden ilân etmedi- ,niz?”

Zorlu bu suale cevap ola rak bazı rakamlar verdi. Bunun üzerine gazeteci ce binden bir defter çıkararak s“ Şimdi söylediğiniz rakam lar, seçimıi takip eden gün lerde verilen rakamlara uy muyor” dedi.

“H A Y R E T’Mailen adında bir gaze-

ıteci: “ Bize ölü ve yaralımiktarını kat’i olarak söy­ler misiniz?”

Bu sual üzerine Zorlu yanında oturan adamların dan birine döndü. Bu, Ba­sın Yayın Umum Müdürü \ltemur Kılıç’tı. Zorlunun kulağına bir şeyler fısılda dı. Sonra Dışişleri Bakanı gazetecilere “ ölü miktarı ondan az, yaralı miktarı yüzden azdır.” dedi.

Mullen: “ Hayret! Demek siz de bilmiyorsunuz. Hal buki İçişleri Bakanınız rad yoda bir ölü var dive ilân etti.”

Bu sırada bir Fransız ga zetecisi şu suali sordu: “Ko nuşmanızın başında bizleı- için yalan haber yazdığı-1 mızı söylemiştiniz. Biz hâ herlerimizi resmî makam­lardan aldığımız bilgilere göre verdik. Onun için ha herlerimizin yalan olduğu­nu sanmıyorum.”

Zorlu, bu sözlere cevap vermedi.

Bir başka Fransız gaze­tecisi de şöyle dedi: “ Şimdi hükümet olarak hazırlıksız olduğunuzu söylemezsiniz.1 Bu hale göre nümayişler devam ederse yine ateş aça

: - Fİ dudaklarımıza modern parlak temasını bulaşıp yayılmıyan temiz, cazip bir diş hattı

ık ıııiilayim bir halde kayıp gider, lâtif şekilde ağınız dakikaya kadar çiğ gibi taze vc

Alevlenen renklerin kehkeşaııı içinde i li— Fİ güzellik takımınızdır.

M A X F A C T O R

cak mısınız?”Zorlu: “ Elbette.”Fransız gazetecisi: “Bir

general olduğunuzu bilmi­yordum.”

Bu espiri, salonda bulu­nanları bir hayli güldürdü.

Bundan sonra gazeteci­ler, 5 mayıs günü Kızılay’ da gençlerin Menderes’i kıstırarak istifaya zorlama sı olayı hakkında bilgi is tediler. Zorlu şöyle dedi:

“Evet, bazı hâdiseler ter .tiplenmek istendi. Amma, bu teşebbüs do fiyasko ile neticelendi. Halk hayatın­dan memnun olduğu için böyle tahriklere aldırış et memekte ve karışıklık çıka ranlar aradıkları zemini bulamamaktadırlar.”

Gazeteciler: “Mendereshâdisenin içine nasıl gir­di?”

Zorlu: “Başbakan Mec­listen Cumhurbaşkanı ve Meclis Başkanı ile beraber çıktı. Evlerine dönerken nümayişle karşılaştılar. Başbakan arabadan inip halkı selâmlayınca coşkun tezahürat gördü. Bu du­rum karşısında nümayiş­çiler kaçışarak dağıldılar. “ Zorlu hiç sıkılmadan ya­lan söylüyordu. O gün Men deres kendini alkışlatmak için biı? tertip hazırlamış ve Kızılay'da bilerek bulun muştu .

İstanbul hâdiseleri hak­kında sorulan bir suale ise Zorlu şu cevabı verdi:

“ Nümayişlere katılanla rın 800 kişi kadar olduğu anlaşılmıştır ki, bunlann büyük bir kısmının garson lar olduğu tevkifler netice sinde meydana çıkmıştır. Lokanta ve eğlence yerle ri örfi idare tarafından kapatıldığı için kahvelerde boş oturan garsonlar bu hale kızarak nümayişçilere katılmışlardır.”

Gazeteciler, Zorlu’ya 1 mayıs günü halkın neden evlerinden çıkarılmadığını sordular. Zorlu da şu ce­vabı verdi: “ 1 mayıs komü nist bayramıdır. Her ihti­male karşı tedbir aldık.” (Kanunlarımıza göre 1 ma yıs Bahar Bayramıdır. An İaşılan, Zorlu bu kadar ba sit hir şeyi bilmiyordu.)

Bir gazeteci: “Demek Türkiyede böyle bir terti­bat alınmasını gerektirecek kadar çok komünist bulun­duğunu söylüyorsunuz.”

Zorlu: “Şey, onu demek istemedim. Yani Nato top lantısı olduğu için buna lü zum gördük.”

Gazeteci: “Demek Türk milleti Natoya karşı hare kete geçmiştir.”

Zorlu: “Yanlış anlama­yın. Talebeler nümayiş yap tıkları içindir.”

Gazeteci: “Demek silâh sîz gençleri tanklarla ezdi- recektiniz ?”

Daha başka suallerle de karşılaşan Zorlu bunlann içinden çıkamıyacağını an­layınca “ Bunlar bizim iç meselelerimiz” dedi.

Bunun üzerine gazeteci­ler: “ öyleydi de bizi neden buraya topladınız ?” diye sordular. Zorlu salonda da ha fazla duramıyarak çıkıp gitti.

Bu komedinin Türk mille tinden gizlenmesi için bi­raz sonra gazetelere: “Dış işleri Bakanının basın top­lantısının Türkiyede neşri yasaktır.” diye neşir yasa ğı gelecekti.

KIBRIS®| ba sırtımD Ati.ELEFTERİYA, Noel Baker’in beyanatı ve

Makarios - Hristobulo temasları ile ilgili olarak şunları yazmak tadır:

Tamamiyle kendi arzusu üzerine adaya gelen ve Makarios Amer.v ve Foot ile ayrı ayrı temaslarda bu lunan ve bilâhare Atiııada Averof ile görüşen Baker dün bir beyanat vermiştir, Bu konuşmasında Baker en önemli meselenin üslerin geleceği olduğunun ve mev cut anlaşmazlığın herke­sin ümit ettiğinden daha önemli olduğunu söylemiş tir. Makariosun talebini pek haklı bulan Baker ingı 1 izleri bu talebi kabule da­vet ediyor.

Birkaç günden beri sıkı temas halinde bulunan Ma­karios ile Hristobulos dün yeniden uzun süren bir görüşme yapmışlardır.

ETNİKi, şu mektubu yayınlamaktadır:

22 Mayıs günü yapılan Rum Memurlar Toplantı­sında Valinin 70:30 nisbeti ile ilgili kararın derhal tat bikini istemesi protesto edilmiştir. Söz alan hatip­lerin, Rumların Orta çağ esirleri olmadığını söyle­dikleri ve yardımcı polis -gücüne şimdi başka bir çehre verilmesini asla ka­bul etmiyeceklerini ilân et tikleri malûmdur. O halde ne oluyor. Vali, resmi ga­zetede sık sık büyük ve küçük mevkiler için yalnız Türklerden istida davet edi yor. Gözlerimizin önünde de Amme hizmeti Türkleş tiriliyor. Rum memurları­nın Fevkalâde Komitesi ne yapıyor. Bir haber bekli­yoruz. Şimdi artık bir top lantıdan çok pek çok ilerile re giderek bir çâre arama­lıyız. -

FİLELEFTEROS, Lef koşada tertiplenen An ma Töreni ile İlgili ola rak şunları yazmakta­dır:İstanbul ve Ankarada

katledilen Türk talebeleri için Lefkoşada Türkler an­ma töreni tertiplemişlerdir Bu onların vazifeleri idi. Lâkin söz alan hatipler EOKA tarafından da şehit edilen Türklere de temas edince tarih ve din ile oy­nanmış oldu. Bu bir yanlış ithamdır ve tarihin yalan­lanması demektir. Zira hiç bir Türk talebe EOKA ta­rafından katledilmiş değil­dir. EOKA tarafından hat

vermeleri istenince bu is­tek cevapsız kalmıştı. Ha­yatta olanlar için mevlût okutulması öldü diye o şa­hıslara dua edilmesi dine de hakarettir. Türk gazete leri cemaatlarını bu iddia nın yalan olduğunu akset tirmelidirler. Şöyle ki Seli­miye meydanı toplantısı ne müşterek menfaatlerimize ne'de Türk menfaatlerine faydalı olmuştur.

HARAVGİ, “ Herkese tehlike” başlığı altın­da şu makeleyi neşre­diyor:

Türk cemaatı ileri gelen­lerinden Denktaş “ News Chronicles” gazetesinin bir muhabirine verdiği beya­natta Kıbrıstaki harp üs­lerini “istediğimizi” söyle­miş zira bunların ingilte- reyi deruhte ettiği mesuli­yetin ve bu arada adanın bağımsızlığım korumağa sevkettiğini ilâve etmiş­tir. Denktaşa hatırlatmak isteriz ki bir Türk gazetesi daha dün denecek kadar geçmiş bir zamanda üsle­rin ortadan kaldırılmasını zira bunların bağımsızlığı­mıza zarar verdiğini ha­tırlatmıştır. Türkler ve Rumlar artık anlamalıyız ki ingilizler adada kaldık­ça Cumhuriyet tehlikede olacaktır.

TIMES OF CYPRUS, “Cevap evet veya ha­yır olabilir” başlığı altında şunları yazmak tadır:

News Chronicles” gazete sinde James Cameron’un bir makalesi intişar etmiş­tir. Mu makalede yazar ada da bulunduracakları üsle­rin evvelce birine verile­ceği hususunda gizli bir an laşmanm mevcut olup ol­madığını soruyor. Bunu sormakta yazar haklıdır. Zira üslerin yüzölçümü ve sivil idaresi halledilmişken Makarios da bu üslerde in gilizlerin bin sene kalabile çeklerini söylerken bir ta lepte bulunmaktadır. “Her hangi bir sebepten dolayı İngiltere eğer üsleri terke- decek olursa bunları Kıbrıs Cumhuriyetine teslim etme lidir.” İngiltere buna ya “evet” veya “hayır” diye cevap verebilir. Mesuliyeti tamamiyle Britanyaya ait bir meseleyi körüşerek ka­rar vermek için İngiltere üçli bir Hariciye Vekilleri Konferansı perdesi altında mesuliyeti başka memle-

Bu kız dilinin altında bir şeyler saklıyordu ama ne idi acaba?”

— “Haklısın,” dedim. “ Böyle bir şeyi iddia ede­cek değilim. Yanız, senin bunu nereden öğrendiğini merak ediyorum?"

Düşünceli düşünceli ba­şını salladı.

ı—- “Basit. Bana Jan söy ledi. Sizi telefona çağırdık lan zaman yanıma gelip bir sual sordu: ‘Matmazel Murat Beyi seviyor musu­nuz?”

“Ona hakikikati ifade edince;

— “öyleyse, dedi. “ Lüt fen kendisine söyleyiniz, odama gelsin. Onun için çok mühim olan bir husu­su açıklayacağım.’

— “Peki, söylerim,” de­dim. Ama gelip gelmiye- ceğinizi bilmediğimi ifade ettim. Onun üzerine:

“— Hayatının tehlikede olduğunu söylerseniz mut laka gelir, dedi ve hemen yanımdan uzaklaştı.

“ işte bu haber beni pe rişan etmişti.Önce size bel li etmek istemedim. Fakat Mihailesku’nun yanından dönüşte üstünüzün tozlu olduğunu görünce, aranız

,da bir mücadele geçtiğini anladım.| “ Artık daha fazla bigâ­ne kalamazdım. Otele ge­lince olanları da biliyorsu­nuz.”

Güzel kız bunları göğsü me kapanarak bir nefes gi bi anlatmıştı. Kollarımın arasındaki vücudunun za - man zaman kasıldığını his sediyordum. Ellerimle tu­tup başını kaldırdım. Me­nekşe gözleri buğulanmış- tı.

— “ Sahi beni bu kadar çok seviyor musun Maria?

Cevabı bana sımsıkı sa- i-ılmak oldu.

Bu dilber casusun an'at tıklarına Allah biliyor ya pek aklım yatmamıştı. Eğer anlattığı hikâye doğ ru ise, ben fakir de Hint padişahının mahdum-u ne cabetperdidesi idim. Fakat Allah müstahaklannı ver­sin kadın denen mahlûklar belli olmuyordu ki.

Daha fazla kurcalamak

ta bir talebenin öldürüldü- ketlerle paylaşmağa kalkış- ğünü iddia edenlerin isim-masın.

E M N İ Y E TKazmir Mağazası

EN UCUZ KAZMİR MAĞAZASIDIRKazmir alırken mağazamızı tercih ediniz

Yazlık — Kışlık — Mevsimlik, her renk ve de­sende kumaşlarımızı muhakkak görünüz.

ENVER U. İBRAHİMm

sAdıes: Arasta No. 70 - Lefkçşa

RADYO -TV

Mağazasını NaklettiEmekli öğretmenlerden

Bay Haşan Enver Abdi Çavuş No, 6 daki giyim eş­yası mağazasını Mahkeme­ler Meydanı No. J8 e-taşı dığını saym müşterilerine bildirir.

Terzi Atölyesini Nakletti

Tanınmış Terzilerimiz­den Kâmil Tamaç Abdi Ça­vuş No. 6 daki Terzi Atöl­yesini Mahkemeler Meyda­nı No. 17 ye nakleylediğini saym müşterilerine bildi- rir.

Er Halis, en Temiz ve en ucu;

“ Yeşilada”Kuru Kahvesini

Tercib ediniz.51. Mıcidive Sekili

l E f K 0 S A

KIBRIS RADYOSU PROGRAMI

CUMA 10 Haziran 1960

SABAH YAYINI06.29 Açılış ve Program06.30 Kur’aıı-ı Kerim ve

Taksim06.45 Saz Eserleri07.00 Türkçe Haber Bülteni07.15 Tiirkçe şarkılar

Okuyan: Şükran özer07.40 Pierino Codevilla Or­

kestrası08.00 Kapanış.ÖĞLE YAYINI12.29 Açılış ve Program12.30 Batıdan Sesler13.00 Beraber Türküler13.15 Mambolar h13.30 Tiirkçe Şarkılar Okuyan : Nadir Hilkat Çulha14.00 Türkçe Haber Bülteni 14.15-15.00 İngilizce Program

ve Kapanış.AKŞAM YAYINI

16.59 Açılış ve Program17.00 Ayla Büyükataman’dan

Şarkılar

17.15 Ara Müziği17.30 Çocuk Saati18.00 Kıbrıs’a Selâm18.45 Karma Türk Müziği19.00 İngilizce Program19.30 Türkçe Haber Bülteni19.45 Aile İstekleri20.00 K.R.Y.K. Fasıl Hey’eti20.30 Edebiyatımızdan Port­

reler20.40 Piyano Soloları21.00 San’atkârlardan Birer

Şarkı21.30 Fen Konuşmaları22.45 Karma Tiirk Müziği22.00 Türkçe Haber Bülteni22.15 Cuma Konseri23.00 Kapanış,

TELEVİZYON 10 Haziran 1960 Cuma

19.30 Açılış19.32 Çoçuk Köşesi 20.07 Fury20.32 Türkçe Sözlü Aktüalite 20.52 Türkçe Film:

‘Günahkârlar Cenneti” Baş Rollerde: Neriman, Koksal, Bülent Oran, Muallâ Kaynak, Atıf Kaptan.

BULMACAHazırlıyan M Ş.

1 2 3 4 5 6 7 8 9

Soldan Sağa.-1. Göz önünde olmıyan.

Bir kümes hayvanı. 2. Türkiye devlet reisi Gene­ralin soyadı. Nota. 3. Ka­yıpta olanı bulmıya çalış­mak. 4. Nota. Alaca be­nekli demektir. 5. Duyan. Bir emirdir. 6. Bir kadir, ismidir. 7. Eftendi. Kötü 8. Eski zaman hâkimi, in­san. 9. Bir emirdir. Bir sa­yıdır.Yukandan Aşağıya:

1. Kimsesiz. Harf oku­nuşu. 2. Pehlivanın yaptı­ğı. Kafa. 3. Fasıla. Söyle­me. 4. iftira. Sene. 5. Beya za az kırmızı katarak elde edilir. 6. Bir Kıbns şehri- 1 diı*. 7. T>ersi Kar- rengidir. Bir sayıdır. 8. Suç bağışı. Taaccüp etmek. 9. ilâve. Harf okunuşu. Nota.Dünkü Bulmacamızın HalliSoldan Sağa.

1. Keramet. 2. Sulu, Be. 3. Rahibe. 4. Tan, La, Ki. 5. An, itibar. 6. Akis, Ma. 7. Hadis, Zan. 8. Salata. 9. Hakikat.Yukandan Aşağıya:

1. Tarh. 2. Kuran, Asa. 3 Elan, Adak. 4. Ruh. ikili. 5. iltisak. 6. Bais, Ta. 7. Ebe, Zat. 8. Te, Kama. 9. Virane.

şimdilik benim de işime gel m ediği için üstelemedim ve bu balık vücutlu âfeti ya­nıma çekmekle iktifa et­tim.

Maria, bir kadının sev­gilisine verebileceği her şeyin âzamisini bana tattı rabilmek için elinden ge­len bütün gayreti sarfetti. Hınzır kızın niyeti acaba beni kökten halsiz düşürüp işe yaramaz bir hale getir mek miydi? Bir müddet var gücümüzle seviştikten sonra, fırtınadan sonraki durgunluk gibi sâkinleş- tik. Yanyana arka üstü ko nuşmadan yatıyorduk. Ba şucumdaki komodinden iki sigara alıp yaktım. Birini Maria’ya verdim ve sonra ona döndüm.

— “Anlat sevgilim,” de­dim. ‘ Bana her şeyi oldu­ğu gibi anlat.”. Hayret etmiş göründü:

— “ Neyi anlatayım?”— “Evvelâ çantandaki

tabancadan başla. Sonra dün akşamki sözlerini izah et. Bana ‘Biliyorum’ demiştin. ‘Ben herşeyi biliyorum.’

Bununla, ne demek iste­din?”

— “Onu biraz evvel an­lattım. Mihailesku, sizin ba şınızııı dertte olduğunu ba na söylemişti...”

— “ Peki, tabanca? Hem de ağzına susturucu takıl­mış tabanca? Bunun çan­tanda ne işi vrdı?”

Cevap vermek istemedi­ği her halinden belli olu­yordu. Bir iki kere yutkun du, sonra bana dönüp çıp lak vücudunu bedenime ya piştirdi. Bir eli ile de saç- lanniı karıştırıyordu:

— “Ne’olur Murat Bey” dedi. “Blana bu hususta birşey sormayın. Hiç ol­mazsa şimdilik sormayın.”

ilk defa olarak ben de çarşafa dolandım. Ne yapa cağımı şaşırdım. Şimdi sor mazsam ne zamn soracak­tım? Tuhaf bir hale düş­müştük. işi yine kendi dü­zeltti. Yarım doğrulup du­daklarımdan öptü. Hem de uzun uzun.. Hani insanın aklını başından alacak cinsten:

Devamı Var

EMNİYETİN GARANTİSİ

B A N K IN G 'E

Kapana Kısılmıştımikinoi sayfadan kalan

ter misin?” diye sordu. Bir dakika içinde delikten geçi­rilen tüpten kana kana su içmeğe koyuldum.

Sonra 1 “Artık iyiyim. Ça­lınmağa devam edelim” de­dim.

Bölmenin 120 sm. kalınlı­ğında olmasma rağmen kes nıe işi oldukça çabuk ilerli­yordu. Sonunda kurtancı ekip delik açma işinin ta­mam olduğunu bildirdi. De­lik ilk bakışta kâfi derecede geniş görünmüyordu ama, yegâne kurtuluş ümidimin oradan geçmek olduğunun farkındaydım.

Ustura gibi kesildi, ker­tikli kenarlaı-abir göz attık­tan sonra derin bir nefes aldım, kollarımı başımın üze rinden uzattım ve omuzları­mı dikkatle deliğin içinden geçirdim. Kurtarıcılarım da beni ihtiyatla dışarı çekme­ğe koyuldular. Bir ara çelik bir yerimi kesince durdu­lar, ama ben, 20 saattenberi ilk defa etrafımda insanlar görünce ıstırabımı unut- itum: “ Çekin!” diye yalvar­dım ; onlar da çekmeğe de­vam ettiler.

Nihayet güverteye çıktı­

ğımda is ile yağdan tepeden tırnağa kadar simsiyahtım. Denizciler beni görür gör­mez, “ Yaşa” âvazesiııi bastı lar. Götürüldüğüm revirde, vücutları üzerine kanlar sız mı§ kalın bandajlarla sıkı sıkı sanlı mumya gibi adam lar gördüm. Papaz Sharkey onları bırakarak yanıma gel di:

— “Kurtulduğuma mem­nun oldular, Lee. Seni me­rak ediyorlardı” dedi.

— “Ama bana sanki öle­ceklermiş gibi beliyor” diye ağzımdan kaçtı.

Papaz yavaşça: “ Evet,ölecekler” demez miî

Vücudumdaki yaralar ve kesikler sarılıp yağlar temiz lenirken sessiz sedasız otur­dum. Sonra, revirden çıka­rak ölüler ve yaralılarla dolu olan güvertede gezin­dim. İlerimizdeki destroye­re ve römorkörlere baktıkça beni kurtarmak için ne ka­dar geminin harp harekâtı­nı tehir ettiğini merak edi­yordum. Bir ara birisi bana ürünerek revir istikametin­

de koştu. Başımı kaldırıp baktım. Bill’di. . . | O T | D\ rO A R I L M İŞTİ R

Page 4: 10 B o z h u r t | H e r Gün 4 Sayfa F i a 1 15 Milevrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/bozkurt/1960/...Cuma 10 Haziran 1960 B o z h u r t g ü n l ü k m ü st a k il siyasi g a

S A Y F A 4( B O U G B l )

B o z k u f t

SP«rSahanın en İyileri Lefter ile Ergun’ duSolhaf Cumming bir futbol ziyafeti vererek Adalar’ ın en iyi

futbolcusu olduğunu Ankara’da da gösterdiAnkara'da çok sıcak bir hava da ve böyle milletlerarası bir maç için lıiç de elverişli ol­mayan arızalı bir sahada fut bolcuların normal formlarını göstermeleri hakikaten güçtii. Kaldı ki Futbol mevsiminin sona erdiği şu günlerde daha fazlasını beklemek kanaatimiz ce haksızlık olurdu.

Nitekim gerçekten başarılı bir oyun gösteren millî takımı mızın kazanacağı bu farklı net galibiyetin değerini iyi takdir ediyorum. Futbolcula­rın durumunu bir paragraf la belirtirken hava ve saha şartlarını fazlasile dikkate al­mış olduğumuzu kaydetmek isteriz.

T Ü R K 1 Y ETurgay : Kaptan olarak

vazifesini başardı. Gol olma­sı normal olan iki şutu mü­kemmel plonjonlarla kurtardı. Bıına karşılık penaltı ile sonuç lanan müdahalesini ayak yeri ne ellerini kullanarak yapsa idi belki Kayanın büyük ku­surunu örtebilirdi.

NACÎ : Müdafaanın üçbaşarılı elemanından biri idi. Kısa süren bir yadırgama dev resinden sonra canlı atakları ve defansı dinlendiren uzun vuruşları ile faydalı oldu... Böylece Necminin sağbekte muvaffak olamıyacağını zan­nedenler haksız çıktılar.

D E V L E T B A Ş K A N I K A P T A N L A R L A : Millî m açtan sonra şeref tribününe gelen İki ta ­kım kaptanı E vans (so ld a ) vc T u rgay ’ ı tebrik, eden devlet Reisim iz O rgeneral Cem al Gür­sel, centilm ence oynadıkları için arkadaşları ile beraber İki fu tbolcu ya teşekkür etti.

fes ve enerjisini tüketinceye kadar mücadeleden geri kal­madı. Paslarının isabet yüz- desi yüksekti. Girgin davrana rak faydalı oldu..

ERGUN : Müdafaanın en az hata yapmak suretile tam numara alan kuıtanca- elema­nı idi, kaldı ki rakibi santrfor Young ts-koç millî takımının dikkat çeken klâs futbolcusu olması Ergun'un başarısını da

beş dakikada hareketli kalan yalnız Kaya idi.

LEFTER : Büyük olarak kabul edilen futbolculuk va­sıflarını dün bir kere daha sa- jhada konuşturan yıldızdı. Driblingleri, sert şutları, pas­ları ve bilhassa hareket kabili yeti ile mükemmeldi.

CAN : Kaliteli cereyaneden maçta Çan’dan klasına dalıa çok yakışan ııeticeli birM M — —

G A L İB İY E T K A P IS I: 82 nci dakikada B lrol’un soldan kale içine ortaladığı korneri M e tin - k a fay la sol ta ra fa indirince, L e fte r durdurm adan attığ ı sol p lâse ile safî alt köşeden ikinci

golUıııüzU attı ve durumu 2-1 yaptı.

BASRt : Bilinen ve beğe­nilen meziyetlerde rakibini te sirsiz hale getrdi. Soğuk kanlı lığını kaybetmedi. Enerjisini ve nefesini maç sonuna kadar kullanmasını bildi.. Basri dün kıi temkinli oyunu ile millî maç futbolcusu olduğunu is­pat etti.

Marke etmekle mükeellef olduğu soliç Hunter çok hare ketli ve deplâsman yapan fut­bolcu idi. Bu yüzden Suat ne-

ha da değerlendirdi. Galibi­yette büyük hissesi olduğunu tebarüz ettirmek icap eder.

KAYA : Biraz telâş, biraz da sahanın en berbat bir yeri­ne verdiği lüzumsuz kısa ge­ri pası hariç vazifesini iyi ba saran fırtbolcumuzdu. Gole sebep olan hatasından sonra morali bozulmayarak daha büyük bir gayretle çalışması takdir topladı, bilhassa takı­mımızın nefesi bittiği son on

oyun beklerdik. Bununla bera bar havanın sıcaklığına ve ze minin berbatlığna rağmen Can yoruluncaya kadar fayda lı oldu. Karşısında da İngilte­re'nin en iyi sol lıafı bulundu ğuııu da gözden uzak tutma­

mak lâzımdır.METİN : Sezonun en iyi

oyununu çıkardı. İlk golü atmakla hem galibiyetin yolu nu açtı hem de morali yük­seltti. Gol bakımından pek şanslı değildi. Arızalanması­na rağmen saııtrahafla yaptı­ğı bütün mücadeleleri kazan­dı.

B1ROL : İlk millî maçı idi bu sebeple tecrübeli arkadaş lanna nazaran heyecan' faz­la idi.

Dakikalar ilerledikçe takı­ma intibak etmekte gecikme­di. Paslan zarif olduğu kadar

faydalı idi. Ancak rakip sağ- haf çevik Olduğundan fazla top kaptırdı. Gelecek millî maçlar için ümit verdi.

ŞENOL : Maç boyunca iyi mücadele etti. Yerini yadır gamadı. Serbest durumda al­dığı paslan değerlendirmek suretile randıman verdi. Dör düncü golü atması galibiyeti peııcilemesini temin ett.

Gençler Birliği - 3Haydarpaşa - 1

Pazartesi ö. s. saat 4 de Yeni Sahada oynanan maç ta Gençler Birliği üstün bir oyundan sonra 3 - 1 galip gelmiştir.' Galip takım sahaya şu tertipde çıkm ıştır:

İlhan, Niyazi, Ertan, Er­doğan, Haşan, Halil,, Ha­şan, Ziya, özer, Hüseyin, Cemal.

O l U R M ü ? : Şahane L efter ’ln İkinci devredeki harika sol sııtu kaleci Brovvn’un m üdahalesine rağm en durduramayacak

fakat bu defa da yan direk gole ınanl Dolacaktır.

Müzayede İle Gayri Menkul Mal Satışı

12 Haziran l%0, önümüzdeki Pazar güııü Ambeliku Karyesinde sabah saat 10 dan itibaren aşağıda tarif edil­mekte bulunan ve Ambelikuhı merhum Mustafa Kâşif Hasaıı terekesine aid bulunan mallar açık artırma ile satılacaktır :

KAMBO’da P>ano Lures mevkiinde 7 dönüm 3 evlek bağ ve bağ yeri; GÂLtNİ’de Aletri mevkiinde 32 dönüm 2 evlek tarla ve içerisinde 15 Harub ağacı;

AMBEIjlKU’da Elya-du-ayera mevkiinde 10 dönüm2 evlek, 5 döniim 3 evlek, 11 dönüm ve 14 dönüm 3 evlek sahasında 4 parça tarla; Haııdalya mevkiinde 2 evlek ve diğer 8 dönüm 3 evlek iki parça tarla; Ağroelyes mevki­inde 4(i dönüm, 34 dönüm 3 evlek (içinde 12 zeytin ağacı ile), ve 24 dönüm 2 evlek (içinde 2 zeytin ağacı ile) sahasında 3 parça tarla; Berııya mevkiinde 15 dönüm3 evlek tarla; Yaz-Suyu mevkiinde 37 dönüm »arla ile 3 zeytin ağacı; Ados mevkiinde İH dönüm 3 evlek tarla ile 3 zeytin ağacı ve Anzulomaci mevkiinde 06 dönüm tarla ile içerisinde 45 zeytin ağacı.

Kezalik bunlara ilâveten 3 aded yük otomobili de satılacaktır.

işbu terekenin idare memurları eıı yüksek veya her hangi lıir fiyat teklifini kabul etmeye mecbur değildirler.

Otomobiller teslim edildiği zaman sürülen peyin tamamı ödeııilecektir. ,v

Gayri menkul malların teslimi anında sürülen peyin üçte biri hemeıı ödenilecek ve mütebaki satış bedeli bir av zarfında, malın müşteri namına Tapu Dairesinde ferağ edilmesi üzerine, »denilecektir.

M. KAŞİF HAŞAN Terekesi İdare Memurları :

N. KORKUT E. MÜNİR K. PİLÂV AKİS

SEIBERLINGEN YIPRATICI

ŞARTLAR ALTINDA DAHİ, EN İYİ

RANDIMAN SAĞLI- YAN GARANTİLİ

LASTİKLERDİR. Toptan ve perakente.

satış yapılır. K ıbrıs U m um i Acenteliği'

HAŞAN E. HAKKICumhuriyet Sokağı

No. 6TE L: 72882, Lefkoşa.

T A K S İ M SinemasındaBU AKŞAM SAAT &15 DE

Bir müddet evvel sinemamızda takdirinize mazhar olan muazzam Türkçe film

BENZİNCİNİN AŞKIBaş Rollerde: Suphi KANER, Gönül BAYHAN

Ahmet Taı ık TEKÇE ve tanınmış diğer artistler.

Bu güzel komedi filmine ilâveten, baştan aşağı Rockn’ Roll müzik ve sarkılarıyle süslenmis

İN G İL İZ C E F İL M

THE DUKE W 0R E JEANSBaş Rollerde: Tommy Steele, June Laverick.

NE ZAMAN ve NEREYE GİTMEK İSTERSENİZ

S A Y A RSeyahat ve Turizm Acentası

HİZMETİNİZDEDİR Uçak veya vapurda yerinizi ayırtıp bileti­nizi alabilmek için Kıbrıs’ın her yerinden 74551 numaraya telefon etmeniz kâfidir. KIBRIS, TÜRKİYE VE DİĞER MEMLEKETLE­

RE GRUP GEZİLERİ HAZIRLANIR. TÜRKİYE’DEKİ OTELLERDE YERİNİZ

AYIRTTIRIL ABİLİR.Fatin Rüştü Zorlu Cad. No. 29 Vakıflar İş Hanı P. K. 138, Lefkoşa Tel: 74551.

“ k r î Î L D ^ l b İ T a r * * *Cumartesi ve Pazar akşamlan Saat 8 de

Lefkoşada çok büyük bir rağbet gören ve hasılat rekorunu kıran Büyük Türk Filmi

AŞK RÜYASIBaş Rollerde: MUZAFFER TEMA, MUHTEREM NUR,

AHMET T. TEKÇE.

Bu yeni Türk filmine ilâveten:Cumartesi- TÜRKÇE YAZILI İNGİLİZCE BİR FİLM

Pazar. İngilizce

THE STORY OF MANKIND(İNSANLIĞIN TARİHİ)

Giriş: 100 ve 50 Mil’dir

Tekaüdiyeler Kanununu Tadil Eden Lâyiha

G e r ç e k ç eD iğer .“şeyler meya randa hayat pahalılığı tahsisatının bir k ıs ­mını tekaüdlyeli kılm ak m ak- sadıyle 1958 yılının 28 sayılı Kanunu İle T ekaüdiyeler k a ­nunu (F asıl 288) tadil edildiği zam an, o kısmın sadece m aaş ve denizaşırı tahsisatın yüzde onlkl buçuğuna inhisar ettiril­mesi kararlaştırılm ıştı.

M am afih T ıp Dairesinin bazı m ensuplarında hayat pahalılığı tahsisatı, m aaş ve iaşe tahsisa­tı veya m aaş ve iaşe ve ibate tahsisatı üzerinde hesaplanm ak ta olduğundan, bu gibi m em ur, lar hususunda hayat pahalılığı tahsisatlarının tekaüdlyeli k ıs ­mı he nplanırken bu tahsisat­ların da hesaba katlim,ası m ü­nasip görülm üş olup bu lâyiha­nın gayesi bu hususta gerekil hüküm leri vaz ’etm ektedir

Lâyihanın 1 O cak 1957 den itibaren m akable ijilmulü o la ­caktır.

N I A A D T /

HALK EĞİTİMİ BÜROSUGÜZEL SAN’ATLAR KOLU

BAŞKANLIĞINDAN :istidadiı gençlerimize müzik eğitimi sağlamak yo ­

lunda ilk adım olarak, Müzik Kolumuz tarafııniun SOLFEJ dersleri verilmesi kararlaçtırıfmıştır. istek lile ­rin 20 Hazirana kadar Tiirk Maaiif M ü d ü rlü ğ ü , Halk

Eğitimiolunur.

Müfettişliğine yazılı olarak müracaatı rica

Kıbrıs Türk Heyeti Tezahüratla Karşılandı(B irinci sayfadan kalan)

H E V ’E T E GÖSTERİLEN HÜSNÜ K A B U L

K ıbrıs ’tan ayrı bulundukları sırada K ıbrıs'ta bazı davranış­larla delegasyonun İşlerini g ü ç ­leştirm ek Istlycnlerj de tenkid eden Dr. K üçük, “ K ıbrıs Türk toplum u dört yildanberi m ü ca­dele ederken bizi arkadan vu ­ranlar, şim di sahneye çıkarak birlik ve beraberlik İçinde can v e m al m ücadelesi yapan ce maatl parçalam ağa yeltenm ek­tedirler” demiş ve T ürkiye'de kendilerine gösterilen hüsn’ü kabulden çok m em nun olduğu-

Ağırdağ ilkokulu nun Resim - Elişi ve Iğneişi

SergisiOkulumuzun yıllık Resim -

Elişi ve İğne İşi sergisi 12 Ha (Zİran, 1960 Pazar gün ö.s. 5 - 7’e kadar Ağırdağ İlko­kulunda yapılacaktır.

Sayın halkımızın teşrifleri saygı ile rica olunur.

Talim Heyeti

ilânBen aşağıda imza sihibi

Şükrü S. Bterberoğlü, şim­diye kadar ismim olan Şükrü Salim Salih’i 26.5.60 dan itibaren değiştirdiğimi ve bundan sonra yeni is­mimle anılacağımı ilân ede­rim.

Şükrü S. Berberoğlu Baf

Tenis TurnuvasıKıbrıs Türk Gençlik Teşki­

lâtının S[K>r kolu tarafından

tertip edilen Teııis turnuvasın

da Pazartesi şu karşılaşmalar

yapılacaktır :

Feyzi - Özker , ve Yücem E. - Â. Savaş 4.30,

Feyhan - K. Sami ve Dr. Şemsi - G. Mustafa 5.30

Dr. Necdet - Dr. Ali ve V'. Bedevi - Hiisrev S. 6.30

Şevki - Cevdet ve Önder - S. Mirata : 7.30.

K.T.K. Federasyonundan

Seiberling Seiberling Lastikleri

Dünyam en iyi lâstikleri dir. Federasyon işleri için en sarp yollara SEIBER- LİNG lastikleri ile endişe­siz gidiyoruz. Her lastikten daha uzun ömürlü ve kon­forlu olan bu lastiklerin Kıbrıs umum acentesi Türktür. Kendi kendimizi koruyalım. SEIBERLING LASTİKLERİN! TERCİH

DELİM.Umumi Acentesi

HAŞAN E. HAKKI Cumhuriyet Sokağı No. 6

LEFKOŞA

AzizOün

HAANKARA* 1

it

H alka biraz daha «abretnulerini ta v jiy e eden Dr. Küçül bundan ’onra "L ondra ve Zü- î* burada. ih andlftşnıalanntn bozulması. *

ıvı izin verm iyecegiz ve töhmet

Mağusa ve Baf’ taYol islerii

Mağusa Komiserinin bildir diğine göre, geçen Mayıs ayı içinde Mağusa kazasında yol işlerine £1,990 kadar para sar f edilmiştir.

Çalıştırılan amelenin gün­lük vasatas'ı 69 idi.

Ayni ay zarfında Baf Kaza sında yol işlerine £1,645 sar- fedilmiş ve 221 işçi çalıştırıl­mıştır.

Defteri Hakanı Ve Mesaha Dairesi

1945 Gayri Menkul Mal (Tasarruf, Kayıd ve Tak­

diri Kıymet) Kanunu,48 inci madde tahdinde

ihbarname, istida No. A 1442/60

Lûricina sakinlerinden Hüseyin İbrahim Kulaklı, Köy yanı, Rosesi, Skoto- Twmi, Kapsalya, ve Has mevkilerinde ve Yusuf Ali Fokı, İbrahim Hüseyin Kulaklı. Mustafa Mehmet Gazi, Yusuf Osman Birini namlarında kayıdlı bulu­nan ve tafsilâtı Lûricina köyünde yapıştırılan 125 numaralı formada bildiri­len harman, tarla ve bağ­dan ibaret olan altı parça malın namına kayıd edil­mesi için Tapu Dairesine istida yapmıştır. Mezkûr gayri menkul malda alâka­sı olan her hangi bir kim­senin bu ihbarnamenin ta­rihinden itibaren (60) alt­mış gün zarfında teklif olu nan kaydın balâde zikir edilen müstedinin namına yapılmamasına sebeb gös­termesi bununla taleb olu­nur.

(Lrfkoga Tapu Dairesi tarafından ısdar

edilmiştir.)Lefkoşa 9. 6 960

Satılık MobilyaBir misafir odası ile bu-

yatak odası takım mobilyası ve daha bazı ev eşyaları sa­tılıktır. Müracaat her gün sabah saat 9 ile öğleden son­ra saat 3’e kadar, Lefkoşa­da 5 Dede İsmail Sobağında-

ıııı söylem iştir.T Ü R K İY E ’N İN ISTBftt

Dr. K üçük, Orgeneral Gür- .sel'in K ıbrıs Türklerinin yalnızbırakıIm ıyacağına dair teminat verdiğini de anlatm ış ve ‘‘Tür­kiye burada nıüte.sanld bir klt.!e istiyor” dem iştir.

İNÖNÜ İLE YAPILAN GÖRÜŞME

< ıınılıuriyet Halk PnrtL Bafjkam İsm et İnönü ile yaptı| lan samlmt görüşme üzerinde ' o duran Dr. Küçük, İnönü’nün « * '

K ıbrıs'taki Türk topltımunun birlik ve beraberlik İçinde ol- m ısım a kendilerine kuvvet ver

f in i ifade ettiğini anlatmış vı herkese hürriyet verilmekle

er'iber cem aat aleyhinde ha* roket edenlere cem aat içinde y ıt verıim lyeceğlıjl ısrarla be- l.rü niştir, H İ

I.O N D K A V E ZÜR1H V N Ü U Ş M A U K I

İM*1 «illi İnkil&l |utında kalrruyacaftız demi» ve| " nt'te ı,lü "bu andlaşm alârı bozmak m es-j^ , tevd uliyeti, O 'nu bozm ak latiyenle-P ounü"' rin om uzlarında kalacaktır” <ıı|CttıeCI „a7, ü vv ilâve etm iştir. T ' l " ü r!,k

DENKTAIN SÖYLEVİ i But 12 00 < Dr, K ü çü k ten sonra Rauf » ■ll\ illkj

İRalf DenkUış, konuşmuş ve|ierive, ' m ;,ı T ürkiye 'de artık bir seferberlikle-' ,!' Kıı havası estiğim , T ü rk iy e 'n i* '» uluslararası tehlikelere karşnB. OKU hasırlanm akta olduğunu İl&ve lieltsubay etm iştir. Denktaş, Türkiye’deki vc•andalya kavgalarının sona er- ’ ....................diglnl d e söylem iştir.

C E M A L GÜRSEL’ !?.’H E Y E T İ KABULÜ

Dr. Fazıl K üçük, Atatürk M eydanında yapılan konulma­lardan sonra bir radyo muha­birine bir dem eç vermiş ve T ü rk iye ’ye K ıbrıs Türklerinin varlık ve sadakatini inkılâp hü küm eline bildirm ek ve son olay lar üzerinde bilgi vermek için» Dr. ihsan A gittiklerini tekrarlamıştır. Dr. t jk, am ü/.cri K üçük ayrıca daha ilk günj takatinde, kendilerini kabul eden Devlet [ paüıs’ta t**rti|> vo Hüküm et Başkanı Örgene- ! Wlsl„da mi rai G ürsel’ in Zürih ve Londra Iiirk topluınııı andlaşrnaları çerçevesi içinde L re srvkede<'* K ıbrıs Cumhuriyetinin kurul-j « nka sjjIMürı ması gayesinde olduklarını söy. j itakcı' Rum lediğini Kıbrıs Türklerinin bir Wr„ k tik ve beraberlik içinde çalış­malarını istediğim belirttiğini anlatm ıştır. Türkiye Dışişleri,Ticaret, Z iraat ve Maliye Ba­kanlarının da K itindi Tllrkle- rin isteklerini ilgiyle dinledik­lerini .'söyleyen Pr. Küçük, bü­tün bunların Kıbrıs Türkünün hayat garantisi olduğunu söy­lem iştir.

DR. KtîÇÜ K’ÜN MESAJI Dr Küçük, radyo muhabiri­

ne verdiği demeçte İnönü'nün ilgisinden de söz etmiş ve rad- vo vvısıtasıyla Türk ordusu,Türk gençliği ve bütün Türk m illetine Kıbrıs Türklerine gös t erdikleri ilgiden dolayı bir me saj iletmiştir.

ÖREK VE PLÜMER'IN DEMECİ

Dr. Küçük'ün demecinden . onra aynı muhabire birer de*' m eç veren Osman örek ile Fa­zıl Plüm er de temaslarından çok memnun olduklarım ve yar ılım konusunda teminat, aldık­larını açıklamışlardır.

Ankara ’da bulundukları sıra­da. Türk H ey’etl mensubları,Devlet ve Hükümet Başkanı Orgeneral Cemal Gürsel tara­fından kabul edilmişlerdi.

Hey'et a y n ca Dışişleri, Tica- ret, Maliye ve Ziraat Bakanla­rını da ziyaret ederek muhtelif konularda görüşmelerde bulun­muşlardı.

Bu arada Türk toplumunu: ilgilendiren mes’eleler, Zürih ve Londra Andlaşmalannln tatbi­katı ve tekemmülü hakkında Kıbrıs Türk h cy ’etl He Dışişleri Bakanlığı ileri gelenleri fikir vc göril.* teatisittde bulunmuş- lan lı. v-

R A F l N D iki eve yapılmabdır.b n L U K I A jVI A

ilân - ÇağrıLârnaka D e m i r l ü rk SpofB ir l iğ i S ek reterliğ in d en

Cumartesi

i 1 Haziran 1960, ö. s. saat: tam 5 te, umumî toplantı olacağında», bütün. Uy™; rin Demir Türk Spor BtfJN ği binasında hazır bulı*n' malan rica olunur,

(îündem:Kulübün mali vnziy'tı Spor konuları

Hayati noktalar.Demir Türk Spor Birli?»

Sekreterliği Lârnaka_______

_ Y A Z L I KÇ İ Ç E K Sineması’nda

Bu akşam saat 8 de Büyük Tiirk Film.Sokak Çocuğuf İlâveten !n$iUzct1

THE SAD SACKJBRİV LEVİSİN b,ıvf

metlisi. GÖnlükîrrini® e ’ j.

mini tııulıakkak

İ isinde savaşan

i içinden bir vt

I çıkıyor ve Tttı

i lunıız ila, Tül

| nııcaya kadı i Jüriiş açışındı

| da.

Dr. ihsan A I hasın toplan

I fikirler, Türk

ak birer felfi

Çiinkii, ada

[ ve Enosis'i

'Çin geceyi gü

liderlerinin sö

İsınının yaz ^n Ali’nin d

4* hiç bir fa

Romlar Ikt. ütikamıu ter

İhsan buna ş

la» kendini atat. yÜ7.(le 70(i"in tatbikin ehliyet nu‘>

m'ilar, Dr. i ![krl Kibl sav

wbnsa l’ürk

mani olı

buna 1"'manas

K°6uk davraılsr beledi ye

"luhalefet et ^ te e r ü b e y

BWün bun

" Ru"ı do» i ettiği ikat- Glrn

"“s »e eski '^ fn ıd a n v

bmu «tmesi, ,

ka* lr Sülün* "tyaset Irn " ' iir S(i toplun

„ jnubah tik Türkü 1 k«X0nV“nİ1*

KİÇÖk,n'î t l e r inreı"*l|. v l

I

D,

fa’»-»I S;

ftl’ya 960fe ts]'»ui’a

TfiL:Lef

AKTAI