16
II. Uluslararası Hacı Bayram-ı Velî Sempozyumu Bildiriler Kitabı 1 EDİTÖRLER PROF. DR. ETHEM CEBECİOĞLU PROF. DR. VAHİT GÖKTAŞ PROF. DR. AHMET CAHİD HAKSEVER YARD. DOC. DR. ÖNCEL DEMİRDAŞ ARŞ. GÖR. DR. MEHMET YILDIZ ARŞ. GÖR. HARUN ALKAN 03-04 mayıs 2017 ankara neşriyat

II. Uluslararası Hacı Bayram-ı Velîisamveri.org/pdfdrg/G00224/2017/2017_EROLA.pdf · to mention the richness of Hacı Bayram-ı Velî’s talks; centuries later it was Banarlı

  • Upload
    others

  • View
    2

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: II. Uluslararası Hacı Bayram-ı Velîisamveri.org/pdfdrg/G00224/2017/2017_EROLA.pdf · to mention the richness of Hacı Bayram-ı Velî’s talks; centuries later it was Banarlı

II. UluslararasıHacı Bayram-ı VelîSempozyumu Bildiriler Kitabı 1

EDİTÖRLERPROF. DR. ETHEM CEBECİOĞLUPROF. DR. VAHİT GÖKTAŞPROF. DR. AHMET CAHİD HAKSEVERYARD. DOC. DR. ÖNCEL DEMİRDAŞARŞ. GÖR. DR. MEHMET YILDIZARŞ. GÖR. HARUN ALKAN

03-04mayıs2017

a n k a r a

n e ş r i y a t

a n k a r a

n e ş r i y a t

Page 2: II. Uluslararası Hacı Bayram-ı Velîisamveri.org/pdfdrg/G00224/2017/2017_EROLA.pdf · to mention the richness of Hacı Bayram-ı Velî’s talks; centuries later it was Banarlı

EDİTÖRLERPROF. DR. ETHEM CEBECİOĞLUPROF. DR. VAHİT GÖKTAŞPROF. DR. AHMET CAHİD HAKSEVERYARD. DOC. DR. ÖNCEL DEMİRDAŞARŞ. GÖR. DR. MEHMET YILDIZ ARŞ. GÖR. HARUN ALKAN

YAYIN KURULUPROF. DR. ETHEM CEBECİOĞLUPROF. DR. MUSTAFA AŞKARPROF. DR. AHMET CAHİD HAKSEVERPROF. DR. M. MUSTAFA ÇAKMAKLIOĞLUPROF. DR. VAHİT GÖKTAŞYRD. DOÇ. DR. ÖNCEL DEMİRDAŞDR. MEHMET YILDIZHARUN ALKANMURAT İSMAİLOĞLU

GRAFİK TASARIMMUSTAFA NARMANLI

BASKI YERİ72 TASARIM DİJİTAL BASIMEVİEhlibeyt Mahallesi, Ceyhun Atuf Kansu Caddesi Gözde Plaza Nu:130/25 Balgat / Çankaya / ANKARA Tel: 444 72 06

BASKI TARİHİ10.11.2017

ISBN978-605-82307-0-5

YAZIŞMA ADRESİKalem Eğitim Kültür Akademi Derneği, Hacı Bayram MahAhiler Sk. No: 3 Altındağ/ANKARA Tel: +90 (312) 311 3380;[email protected]

II. ULUSLARARASIHACI BACI BAYRAM-I VELÎSEMPOZYUMU BİLDİRİLER KİTABI 1

a n k a r a

n e ş r i y a t

a n k a r a

n e ş r i y a tTEDRİS EĞİTİM TURİZM SPOR YAYINCILIK BİLGİSAYAR GIDA İTHALAT İHRACAT SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ

Page 3: II. Uluslararası Hacı Bayram-ı Velîisamveri.org/pdfdrg/G00224/2017/2017_EROLA.pdf · to mention the richness of Hacı Bayram-ı Velî’s talks; centuries later it was Banarlı

DİL MÛSIKÎSİ AÇISINDAN HACI BAYRAM-I VELÎ VE YUNUS EMRE’NİN ŞİİRLERİ ARASINDA KARŞILAŞTIRMALI BİR İNCELEME

PROF. DR. ALİ EROLEge Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü[email protected]

ÖzetHac-ı Bayram-ı Velî, yaradılış gayesinden aldığı ilhamı, mana ve madde zemininde harmanlayarak yeni bir senteze ulaşmış, tasavvufi, dinî ve dünyevi düşüncelerini Türkçe‘nin müzikal ifade gücünden de faydalanmak sureti ile gönüllere nakşedebilmiş kültürel değerlerimiz arasında önemli bir yere sahiptir. Hayatını, tıpkı Yunus Emre gibi, yaratan ve yaratılan arasındaki öz/hakiki münasebeti anlamaya ve anlatmaya vakfeden Hacı Bayram-ı Velî, “neyin anlatılacağı” ile birlikte “nasıl anlatılacağı “ konusunda da onunla benzer bir tavır sergilemiştir. Nitekim Lamiî Çelebi, bir vesile ile, Hacı Bayram-ı Velî’nin sohbetlerindeki bereketi vurgularken, yüzyıllar sonra Banarlı, bu sohbetlerin edebiyata yansıması olan şiirlerindeki dil mûsikîsine dikkatlerimizi özellikle çeker. Hacı Bayram-ı Velî’nin şiirleri ilahi, nefes ve şarkı formlarında bestelenmiştir. Pek çok kez bestelenmiş olmasını biraz da “prozodi”ye uygunluk ile açıklayabildiğimiz bu şiirlerdeki ahenk unsurlarını değerlendirirken klasik yöntemlerin ötesinde bir bakış açısı gerektiği muhakkaktır. Banarlı’yı “zikr ve raks” çağrışımlarına yönelten ve okuyan ya da dinleyen üzerinde daha derin bir etki bırakan bu üslup, bize göre başta Kitab-ı Dede Korkut olmak üzere özellikle de Yunus Emre’nin eserlerinin yüzyıllarca geniş kitleler tarafından beğeni ile okunmuş olmasının da anahtarlarını ihtiva eder. Şüphesiz ki bu etkide sinestezik duyguların hareket kazanıyor olması da ayrı bir önemi haizdir.

Page 4: II. Uluslararası Hacı Bayram-ı Velîisamveri.org/pdfdrg/G00224/2017/2017_EROLA.pdf · to mention the richness of Hacı Bayram-ı Velî’s talks; centuries later it was Banarlı

ALI EROL576

Sayıca az olsa da, Hacı Bayram-ı Velî’nin şiirlerindeki ses ve ahenk unsurlarının mahiyeti konusundaki bazı sorulara müzik bilimi ve dil musıkîsi perspektifinden faydalanarak cevaplar bulmak mümkündür. Zira müzik terminolojisinde önemli yer tutan “arpej”, “akor”, “armoni”, “leitmotiv”, “anagram”, “legato” gibi uygulamalar, adı konmamış olsa da, pek çok söz üstadı ve şair tarafından, belki bir ümmî yetenek emaresi olarak, yüzyıllar boyu şiir çalışmalarına yansıtılmıştır. Anahtar Kelimeler: Hacı Bayram-ı Velî, Yunus Emre, Dil Mûsıkîsi, Şiir ve Ahenk, Şiir ve Mûsıkî.

A Comparative Analysis Of The Poems Of Hacı Bayram-ı Velî And Yunus Emre In Respect To Musical LanguageAbstractHacı Bayram-ı Velî holds an important place in our cultural heritage as he achieved a unique synthesis by incorporating his inspiration from the purpose of creation with his spritual and material perception and was able to profoundly express his sufistic, religious and mundane thoughts with the help of the musical power of Turkish.Hacı Bayram-ı Velî, like Yunus Emre, dedicated his entire life to understand and account for the real relation between the creator and the creation. Both agreed on “what to communicate” as well as “how to communicate it”. As a matter of fact, Lamii Çelebi took the opportunity to mention the richness of Hacı Bayram-ı Velî’s talks; centuries later it was Banarlı to draw our attention to the musical language of his poems which were reflections of his talks.The poems of Hacı Bayram-ı Velî were composed in the forms of hymns and chants “ilahi, nefes and şarkı”. The reason that his poems were composed repeatedly lies in their prosodic convenience. It is necessary to take a more comprehensive method to analyse the elements of harmony in his poems.That particular style which made Banarlı think about “zikr (dhikr) and raks (dance)” and which made a deeper impact on the reader/listener, is based on the very elements of first and foremost Kitab-ı Dede Korkut and particularly the poems of Yunus Emre which were widely acclaimed for centuries. It is beyond doubt that part of that impact is owing to the stimulation of “synesthesic” perception. Although Hacı Bayram-ı Velî wrote only a few poems, we presume

Page 5: II. Uluslararası Hacı Bayram-ı Velîisamveri.org/pdfdrg/G00224/2017/2017_EROLA.pdf · to mention the richness of Hacı Bayram-ı Velî’s talks; centuries later it was Banarlı

DİL MÛSIKÎSİ AÇISINDAN HACI BAYRAM-I VELÎ VE YUNUS EMRE’NİN ŞİİRLERİ ARASINDA KARŞILAŞTIRMALI BİR İNCELEME 577

it is possible to answer some of the questions regarding the sound and harmony elements of his poetry through science of music and musical language. The fact that the leading elements of music terminology such as “arpeggio”, “chord”, “harmony”, “leitmotiv”, “anagram” and “legato” were used by many writers and poets for centuries, though usually intrinsically and without being aware of them, confirms our findings.Key Words: Hacı Bayram-ı Velî, Yunus Emre, Musical Language, Poetry and Harmony, Poetry and Music

Anadolu’daki ilk mahallî tarikatın kurucusu olması ve tekke ile medrese arasında ortak bir zeminin inşası için gösterdiği gayretleri ile de adından söz ettirmiş olan Hac-ı Bayram-ı Velî coğrafyamızın manevi mimarlarından biri olarak kültürel değerlerimiz arasında önemli bir yer tutar. Yaradılış gayesinden aldığı ilhamdan hareketle, mana ve madde ikliminde yeni bir sentez arayışına giren Hacı Bayram-ı Velî, bir taraftan mutasavvıf kimliği, dinî, felsefi duygu ve düşünceleri ile müridlerine feyiz kaynağı olurken, diğer taraftan halk ile bütünleşmeyi, aydın ve avam arasındaki engelleri aşarak geniş kitlelerin ruhlarına nüfuz edebilmeyi gaye edinmiş ender şahsiyetlerdendir. Bu sayededir ki bir taraftan rahle-i tedrisinden önemli ölçüde istifade eden Akşemseddin Muhammed (1389-1459), Yazıcıoğlu Muhammed (ö.1453?), Yazıcıoğlu Ahmed Bîcân (ö.1453’den sonra), Germiyanoğlu Şeyhî (ö.1439) ve Molla Zeyrek (ö.1474) gibi önemli şahsiyetlere ilham kaynağı olurken1 diğer taraftan pek çok zenaat erbabına gerek sosyal ve gerekse ticari hayata dair yol gösterici faaliyetler içerisinde olmuştur. Bir başka ifade ile genel temayülün aksine inzivayı değil aktif bir hayat biçimini benimsemiş olan Hacı Bayram-ı Velî ilim, ahlak, nasihat ve hikmet dolu sohbetleri ile aydın tabakayı muhatap alırken diğer taraftan halkla iç içe olmayı görev addetmiştir.

Hayatını tıpkı Yunus Emre gibi yaratıcı ile insan arasındaki öz-hakiki münasebeti anlamaya ve anlatmaya vakfeden Hacı Bayram-ı Velî “neyin anlatılacağı” ile birlikte “nasıl anlatılacağı “ konusundaki hassasiyetleri ile de dikkatleri çekmiştir ki bu bildirideki asıl konumuzu da bu nokta teşkil etmektedir. Özellikle bu açıdan bakıldığında Hacı Bayram-ı Velî’nin Yunus

1  Kadir Özköse, “Hacı Bayram Velî’nin Tesir Halkası”, Uluslararası Hacı Bayram-ı Velî Sempozyu-mu Bildiriler Kitabı 1, Kalem Eğitim Kültür Akademi Derneği, Ankara 25-26 Mayıs 2016, s. 271.

Page 6: II. Uluslararası Hacı Bayram-ı Velîisamveri.org/pdfdrg/G00224/2017/2017_EROLA.pdf · to mention the richness of Hacı Bayram-ı Velî’s talks; centuries later it was Banarlı

ALI EROL578

Emre’den önemli ölçüde etkilendiği görülmektedir. Bu etki, sayısı az da olsa, mevcut şiirlerinde hem muhteva ve hem biçim özellikleri açısından kendisini bariz bir şekilde hissettirir. Yunus Emre (1240-1320)’nin tefsir, hadis, tasavvuf gibi konularda oldukça donanımlı bir şair olduğunu biliyoruz. Aynı derinliği ve zenginliği Hacı Bayram-ı Velî’nin eserlerinde de görmekteyiz Her iki şairin şiirleri muhteva, bakış açısı ve mazmunlar açısından büyük benzerlikler ihtiva etmektedir ve bu benzerliklerin temel nedenlerinden biri daha çok ilhamı kaynakları ve yüklenilen misyon ile açıklanabilir. Söz gelimi Yunus Emre’nin hemen herkesçe bilinen,

Beni bende demen, ben de değilimBir ben vardır bende, benden içeru2

şeklindeki dizelerinde yer alan mana derinliği ve bakış açısı, Hacı Bayram-ı Velî’nin şiirine de yine benzer ifadelerle yansımıştır:

Bilmek ister isen seni, Can içre ara cânı Geç cânından bul ânı, Sen seni bil sen seni3 Örneklerini çoğaltabileceğimiz gibi muhtevaya yansıyan benzerlikler

dil ve üslup hassasiyeti açısından da kendini hissettirir. Bilindiği üzere Yunus Emre, Türkçe’yi kullanma becerisi ve dil tercihi açılarından dil ve edebiyat tarihimiz adına oldukça müstesna bir yere sahiptir. Zeynep Korkmaz kendisi için: “Gününün halk arasında yaşayan edebî geleneklerini ve dilini, yaratıcı san›at süzgecinden geçirerek en iyi biçimde değerlendirebilmiş bir sanatçımızdır.4” ifadesini kullanırken, Ahmet Bican Ercilasun, onu, Eski Oğuz Türkçesinin en büyük ismi olarak niteler: “Şiirlerini aruz ve heceyle yazan Yunus, tasavvuf heyecanını en derinden duyan ve hissettiren; duygu ve heyecanlarını çok sade ve akıcı bir dille anlatan Türk dil ve edebiyatının müstesna şahsiyetidir. Türkçe onun dilinde dupduru bir su gibidir: Parlak,

2  Yunus Emre, “Bir Ben Vardır Bende” (Burhan Toprak, Yunus Emre Divanı, Odunpazarı Beledi-yesi Yayınları: 3, Kültür Dizisi: 3 , İstanbul 2006, s.99)

3  Hacı Bayram-ı Velî, “İlâhi” (Fuat Bayramoğlu; Hacı Bayram-ı Velî; Yaşamı-Soyu-Vakfı, TTK c. II, Ankara 1989. s. 233’ten naklen)

4  Zeynep Korkmaz, “Yunus Emre Ve Anadolu Türkçesinin Kuruluşundaki Yeri”, s.13, http://der-giler.ankara.edu.tr/dergiler/12/846/10713.pdf (E.T. 22.04.2017)

Page 7: II. Uluslararası Hacı Bayram-ı Velîisamveri.org/pdfdrg/G00224/2017/2017_EROLA.pdf · to mention the richness of Hacı Bayram-ı Velî’s talks; centuries later it was Banarlı

DİL MÛSIKÎSİ AÇISINDAN HACI BAYRAM-I VELÎ VE YUNUS EMRE’NİN ŞİİRLERİ ARASINDA KARŞILAŞTIRMALI BİR İNCELEME 579

anlaşılır; fakat coşkun”5 Söz konusu dil tercihinin bilinçli bir temayül olması, Yunus Emre ile

Hacı Bayram Velî’yi aynı amaç etrafında buluşturan ortak paydalardan birini teşkil eder. Zira her iki şair de aslında Arapça’ya Farsça’ya oldukça hâkim bir konumdadırlar. Yunus Emre’nin Türkçe Divanı ve Risalet’ün Nushiyye adlı eserinde yer alan söz varlığı kendisinin bu konudaki birikimini ortaya koyar niteliktedir6 ki şair şiirlerinde Türkçe’yi özellikle tercih etmiştir. Aynı bilinç Hacı Bayram-ı Velî’de de görürüz. O da oldukça iyi derecede Arapça ve Farsça biliyor olmasına rağmen şiirlerini halkın konuştuğu açık ve anlaşılır bir dille kaleme almıştır ki bu tavrı tesadüf olarak açıklamak mümkün değildir. Müridleri arasında Farsça “Leme’ât” adlı eseri dinleyip anlayabilecek kişiler var iken eseri Türkçe’ye tercüme ettirme düşüncesi de yine onun bu yöndeki hassasiyetinin bir ifadesi olarak karşımıza çıkar. Onun bu tavrı müridleri arasında da kabul görmüş ve yetiştirdiği öğrencilerinin bir çoğu bu geleneği devam ettirmişlerdir. 7

Ancak yine ilgili araştırmaların da ortaya koyduğu gibi her iki şairin de şiirlerindeki açık ve anlaşılır dil, sadece şeklî bir hususiyettir ve söz konusu şiirler mana itibarıyla oldukça zengin ve derin bir nitelik arz eder. Kadir Özköse’nin bu konudaki tespitleri şu şekildedir: “Hacı Bayram Velî’nin şiirleri de mutantan ifadelerle fikrini boğan, fikirden ziyade sanatı öne çıkaran tasannudan uzak, sade ve lirik şiirleri her seviyeden insanı göz önüne aldığını ve fikri ve ilmi seviyesi düşük olan halk kitlelerine verdiği önemi göstermektedir. Ancak bazı mutasavvıfların aksine Hacı Bayram Velî’nin lafzındaki bu sadeliğine rağmen, manasının alabildiğine derin oluşu, her seviyeden insana hitap etme üslubu, Kur’an ve Hz. Peygamber’in sade ifadelerle veciz anlatım tarzına benzerlik arz etmesi, onun mânâ âlemindeki zenginliğini ve derinliğini gösterir”8.

5 Ahmet Bican Ercilasun, Başlangıçtan Yirminci Yüzyıla Türk Dili Tarihi, Akçağ, Ankara 2004, s.443.6  Osmangazi Üniversitesi öğretim üyelerinden Yard. Doç. Dr. Can Özgür konu ile ilgili bir ma-

kalesinde Yunus Emre’nin divanındaki Türkçe kelimelerle Risaletin Nushiyye adlı eserindeki Arapça Farsa kelimelerin envanterini ortaya koymuştur. Bak: Can Özgür, “Yunus Emre’nin Kul-landığı Farklı İki Türkçe”, ss. 91-103, http://sbd.ogu.edu.tr/makaleler/2_1_Makale_8.pdf (E.T 23.04.2017)

7  Kadir Özköse, age, s.270. 8  Cevdet Kılıç, “Hacı Bayram Velî’de İnsanın Ontolojik Varlığı ve Olgunlaşması Süreci”, Tasavvuf:

İlmî Ve Akademik Araştırma Dergisi, Yıl: 7 Sayı: 16, 2006, s.61.

Page 8: II. Uluslararası Hacı Bayram-ı Velîisamveri.org/pdfdrg/G00224/2017/2017_EROLA.pdf · to mention the richness of Hacı Bayram-ı Velî’s talks; centuries later it was Banarlı

ALI EROL580

Hacı Bayram-ı Velî’nin bizzat kendisine ait olan şiirlerinin sayısı konusunda farklı değerlendirmeler olsa da genellikle dört ilahisinin bulunduğu yönünde belli bir mutabakat mevcuttur.9 Bu şiirler üzerinde günümüze kadar 22 beste yapılmıştır. Fatih Koca, Hacı Bayram-ı Velî’nin, dinî musıkînin gelişimindeki katkılarını değerlendirmek üzere yaptığı bir çalışmasında bu besteleri form, makam ve usul açılarından ayrıntılı bir şekilde incelemiştir. 10

Söz konusu şiirlerin bazılarında nüsha farklılıkları görülmektedir ki biz çalışmamızda Fuat Bayramoğlu’nun, özel kitaplığındaki bir yazmadan yazılışına göre verdiğini ifade ettiği şiirleri11 esas aldık.

Dil musıkîsi açısından incelediğimiz bu şiirlerde ilk göze çarpan husus, iç kafiyelerin yoğunluğudur ki böyle bir tercihle ses çağrışımlarının yarattığı ahenk metnin tamamına yayılabilmiştir. Nitekim Nihad Sami Banarlı’ya göre bu şiirlerde ses, hece ve kelimeler raks halindedir.12

Banarlı’yı, ilgili şiirleri tahlil ederken “raks” çağrışımına yönelten, ve okuyan ya da dinleyen üzerinde farklı duyuların harekete geçmesi nedeni ile daha derin bir etki bırakan bu söz mahareti, başta Kitab-ı Dede Korkut olmak üzere, Süleyman Çelebi, Aşık Paşa ve Yunus Emre gibi pek çok şairin eserlerinin yüzyıllarca geniş kitleler tarafından beğeni ile okunmuş, ya da söylenmiş olmasının anahtarlarını vermektedir. Bize göre bu etkinin altında insanoğlunun armonik ve ritmik ahenkli uyarıcılara karşı beşikte, hatta anne karnında başlayan hassasiyeti bulunmaktadır ki bu gerçek konuya disiplinler arası bir bakış açısını gerektirmektedir. Zira müzik terminolojisinde önemli yer tutan “akor”, “armoni”, “leitmotiv”, “anagram”, “legato” gibi uygulamalar adı konmamış olsa da söz üstadlarının bilinçli ya da bilinçsiz olarak her zaman kullanageldikleri yöntemler arasında olmuştur. Bu nedenle sözün ifade gücünü artıran müzikal etkenler ve şiir ile müzik arasındaki münasebeti kısaca özetlemek yerinde olacaktır.

9 İsa Çelik, “Hacı Bayram-ı Velî’nin Yaşadığı Dönemde Tasavvufi Hayata Genel Bir Bakış”, Ulus-lararası Hacı Bayram-ı Velî Sempozyumu Bildiriler Kitabı 1, Kalem Eğitim Kültür Akademi Der-neği, Ankara 25-26 Mayıs 2016, s. 50.

10  Geniş bilgi için bakınız: Fatih Koca, “Hacı Bayrâm-ı Velî’nin Güftelerine Yapılan Bestelerin De-ğerlendirilmesi”, Uluslararası Hacı Bayram-ı Velî Sempozyumu Bildiriler Kitabı II, Kalem Eğitim Kültür Akademi Derneği 25-26 Mayıs 2016 s.609-642.

11  Fuat Bayramoğlu, Hacı Bayram-ı Velî; Yaşamı-Soyu-Vakfı, TTK c. II Ankara 1989.12  Nihat Sami Banarlı, Resimli Türk Edebiyatı Tarihi I, MEB, İstanbul-1971, s. 504

Page 9: II. Uluslararası Hacı Bayram-ı Velîisamveri.org/pdfdrg/G00224/2017/2017_EROLA.pdf · to mention the richness of Hacı Bayram-ı Velî’s talks; centuries later it was Banarlı

DİL MÛSIKÎSİ AÇISINDAN HACI BAYRAM-I VELÎ VE YUNUS EMRE’NİN ŞİİRLERİ ARASINDA KARŞILAŞTIRMALI BİR İNCELEME 581

Bilindiği gibi edebiyatın belki de en etkili ifade araçlarından olan şiir, neyin söylendiği kadar nasıl söylendiğinin de son derece önem taşıdığı bir edebî türdür. Dolayısıyla muhtevayı teşkil eden konu kadar ses, hece, kelime gibi dil unsurları ile sağlanan müzikal etkiler de eserin etkinliği ve kalıcılığı üzerinde önemli role sahiptir. Şiir, düşünce dünyası kadar duygu dünyasına da nüfuz edebildiği ölçüde iz bırakır hafızalarda. Söz gelimi şairlerin özellikle klasik edebiyatımızda sıkça kullandıkları gül ve bülbül mazmunu pek çok türevi ile karşımıza çıkmışken, gücünü daha çok kelimelerle sağlanan armonik yapıdan alan,

Gül gül dedi bülbül güle gül gülmedi gitti, Bülbül güle gül bülbüle yâr olmadı gitti.şeklindeki dizeler, arkasında şan şöhret sahibi hatta bilinen bir şair

olmasa da zihinlere nakşolabilmiş bir beyit olarak karşımıza çıkmaktadır. Ses uyumu ve birlikteliğinin sağladığı ifade gücü hemen her dönem

şair ve yazarların da ilgisini çekmiş ve musıkî ile şiir arsında bağlantılar aranmıştır. Tanzimat yıllarından itibaren yeni bir şiir tanımına yönelen edebiyatımızda da Recaizade Mahmut Ekrem, Yahya Kemal Beyatlı, Ahmet Haşim, Enis Behiç Koryürek gibi bazı isimlerin şiir ve müzik arasında karşılaştırmalı değerlendirmelerde bulunduklarını biliyoruz.

Bu tartışma somut bir veriye dayanmıyor görünse de aslında gerek şiir gerekse edebiyat terminolojisi karşılaştırılmalı olarak incelendiğinde enstruman farklılığına ragmen ahengin benzer uygulamalarla arandığı görülecektir. Bu anlamda karşımıza her iki sahada da pratiği olan ritim ve armoni terimleri çıkmaktadır.

Bir müzik eserinde aranması gereken melodi dışında diğer iki temel unsur ritim ve armonidir. Ritim şüphesiz ki bir bestenin omurgası konumundadır. Armoni ise müziğin kendi kuralları içerisinde yapı taşı görevi görmektedir. Aslında aynı terimler fonksiyonel açıdan şiir için de vazgeçilemez unsurlardandır. Hatta Klasik şiirimizde manzumenin, “mevzun u mukaffa söz” olarak tanımlandığını biliyoruz. Gerek ölçü gerekse uyumlu seslerin belli bir düzen, periyodik bir aralıkla verilmesi olan kafiye düzeni şiirdeki ritmi oluşturan temel unsurlar olarak yüzyıllarca varlığını sürdürmüştür. Armonik unsurlar ise iç ses uyumları olarak kafiye kavramına bütünüyle karşı çıkıldığı Cumhuriyet dönemi şiirinde bile söküp atılamamıştır.

Hacı Bayram-ı Velî’nin şiirlerinden üçü hece, biri ise aruz vezni iledir.

Page 10: II. Uluslararası Hacı Bayram-ı Velîisamveri.org/pdfdrg/G00224/2017/2017_EROLA.pdf · to mention the richness of Hacı Bayram-ı Velî’s talks; centuries later it was Banarlı

ALI EROL582

Kafiye düzenine baktığımızda ise halk şairlerine özgü serbestiyeti de dikkate aldığımızda bilinen düzenlerin kullanıldığını görürürüz: İlahi Saft (aa ba ca da ea fa), İlahi (aaab cccb dddb…), İlahi Taksim (aa ba ca da ea fa), İlahi zikir (aaaa bbba ccda eefa).

Bu şiirlerdeki armonik yapı incelendiğinde kulaklardaki çağrışım ve tınısı ile pek çok ses ya da hecenin uyum içerisinde olduğu görülür. Bilindiği üzere “armoni (harmonie) Fransızca bir kelimedir ve müzik terminolojisinde akorların türlerini, çevrimlerini, kuruluşlarını, bağlanma özelliklerini eksik ya da artık değerlerini melodik yapı içerisindeki fonksiyonlarını inceleyen bir bilgi dalı olarak tanımlanmaktadır. Aynı terim edebiyat terminolojisinde de “dize ya da cümleleri oluşturan kelimelerin dizimi, ile oluşan sesle ilgili düzen” olarak aslında fonksiyonel açıdan benzer bir şekilde tanımlanmaktadır. Aliterasyon aynı ünsüzlerin, asonans ise aynı ünlülerin kullanılarak elde edildiği bir ahenk unsuru olarak tanımlanır ki bu unsurlar özellikle ilk dönem şiirlerimizde müzikaliteyi oluşturan başlıca unsurlar olarak yer almıştır. Seslerin dikey, yatay paralel, ya da farklı türevleri ile simetrik kullanımından kaynaklanan ahenk son dönem şiirimizde de yaygınlıkla kullanılmış ve kullanılmaktadır.

Danişzade Şevket Gavsi şiir ve müzik karşılaştırması yaptığı bir çalışmasında “Basit sesleri alfabeye birleşik sesleri (nağmeleri) kelimelere, parçaları cümlelere, beste ve peşrev gibi aksamı da fıkralara ve makalat-ı edebîye ve manzûmata benzetir13. Bu benzetmeye katılmakla birlikte belki terminolojiden yararlanmak, konunun açılımı anlamında katkı sağlayacaktır. Şiirdeki harflerin, müzikte notalara karşılık geldiğini düşünürsek hece ve kelimelerin bir bestede yer alan akorlara karşılık geldiğini söyleyebiliriz. Akor, birden fazla notanın armoni kuralları içerisinde ve uyumlu bir şekilde bir araya getirilmesi ile oluşturulmuş parçalar, bir anlamda şiirdeki hece ya da kelimelerdir. Eserin ilgili tonu ya da makamı çerçevesinde belli sınırlamalarla oluşturulan bu parçalar, eksik ya da artık formları ile sık sık tekrarlanarak en sıradan kulaklarda bile belli bir ahenk etkisi yaratır. Söz gelimi “do majör” tonunda bestelenmiş bir eserde temel akorlardan biri olan “do majör” akorunda yer alan do mi sol sesleri aşağıdaki tabloda görüldüğü gibi sıralama farkı (çevrim) ya da artık, eksik formları ile de olsa sürekli tekrar ederek belli bir müzikal ahenk sağlar. 13  Danişzâde Şevket Gavsi, “Mûsıkînin Edebiyata Tatbiki”, İstanbul, Peyâm-ı Edebî, S. 34, İstanbul

1330, s.5.

Page 11: II. Uluslararası Hacı Bayram-ı Velîisamveri.org/pdfdrg/G00224/2017/2017_EROLA.pdf · to mention the richness of Hacı Bayram-ı Velî’s talks; centuries later it was Banarlı

DİL MÛSIKÎSİ AÇISINDAN HACI BAYRAM-I VELÎ VE YUNUS EMRE’NİN ŞİİRLERİ ARASINDA KARŞILAŞTIRMALI BİR İNCELEME 583

Tablo:Do majör: (Çevrim): do-mi-sol/mi-sol-do/sol-do-mi/ do-mi-solDo majör 7’li (Cmaj7): do-mi-sol-si/ mi-sol-si-do/sol-si-do-mi/si-

do-mi-solDo majör artık ve eksik 5’li: do-mi-sol-sol diyez/ do-mi-sol bemol-solHarf ve harflerin oluşturduğu heceleri ya da kelimeleri müzikteki akorlar

gibi düşündüğümüzde genel mana da iç kafiye olarak da adlandırdığımız benzer bir ses ahengi edebi metinlerde ortaya çıkar. Söz gelimi Yunus Emre’nin,

Canlar cânını buldum Bu cânım yağma olsunşeklindeki dizelerinde “can” kelimesi kafiye düzeni sağlamak gibi bir

işleve sahip olmamakla birlikte kulaklarda müzikal etki yaratan en önemli ses unsurudur. Aynı şekilde Hacı Bayram-ı Velî’ye ait olan aşağıdaki dizelerde “can” kelimesi tıpkı ton ya da makamın ilgili akoru gibi tekrarlanarak müzikal bir etki sağlamaktadır:

Can içinde ara cânı Geç cânından bul ânı İlahi Zikir’de yine bu uygulamanın bir başka örneğini görürüz: Bayramî imdi bayramî imdi.Yar ile bayram eyledi şimdi.

Page 12: II. Uluslararası Hacı Bayram-ı Velîisamveri.org/pdfdrg/G00224/2017/2017_EROLA.pdf · to mention the richness of Hacı Bayram-ı Velî’s talks; centuries later it was Banarlı

ALI EROL584

Hamd ü senâlar hamd ü senâlar.Yâr ile bayram etti bu gönlüm.14

Şairin şiirlerindeki müzikal etki oluşturan söz konusu parçaları bu tanımlama çerçevesinde değerlendirdiğimizde eksik ve artık formları ile akorların (ses, hece, kelime) raksını görebilmek mümkündür.

Bil(1)mek istersen(2) sen(2) i Can(3) içinde ara cân(3) ı Geç cân(3) ından bul ânı Sen(2) sen(2) i bil(1) sen(2) i Kim(4) bil(1)di (5) ef’âlini Ol bil(1)di (5) sıfâtını An(3)da gör(8)dü(5) zât(9)ını Sen(2) sen(2) i bil(1) sen(2) i

Gör(8)ünen(2) sıfâtındır Ân(3)ı gör(8)en(2) zât(9)ındır Gayri ne hâcetindir Sen(2) sen(2) i bil(1) sen(2) i Kim(4) ki hayrete vardı (5)Nûra müstağrak oldu(5) Tevhîd-i zât(9)ı bul(1)du (5)Sen(2) sen(2) i bil(1) sen(2) i Bayram özünü bil(1)di (5)Bil(1)en(2) i an(3)da bul(1)du (5)Bul(1)an(2) ol kendi oldu (5)15

Bir başka şiirde bu kez yine müzikte akor çevrimi olarak tabir edilen ve akoru oluşturan seslerin yer değiştirmeleri ile elde edilen ahenk unsurunun benzer bir yaklaşımla kelimelere uyarlandığını görürüz:

14  Hacı Bayram-ı Velî, “İlâhî Zikir” (Fuat Bayramoğlu; age, s.228’den naklen) 15  Hacı Bayram-ı Velî, “İlâhi” (Fuat Bayramoğlu; age, s. 233’ten naklen)

Page 13: II. Uluslararası Hacı Bayram-ı Velîisamveri.org/pdfdrg/G00224/2017/2017_EROLA.pdf · to mention the richness of Hacı Bayram-ı Velî’s talks; centuries later it was Banarlı

DİL MÛSIKÎSİ AÇISINDAN HACI BAYRAM-I VELÎ VE YUNUS EMRE’NİN ŞİİRLERİ ARASINDA KARŞILAŞTIRMALI BİR İNCELEME 585

Gâh yohsulu bay eyler /gâh yohsul eder bayı…. Nîce seri pây eder / döner ser eder pâyı 16

Burada şiir dili ve müzikalite bahsinde gerek Yunus Emre gerekse Hacı Bayram-ı Velî’nin şiirlerinde de sıklıkla karşılaştığımız bir başka hususa da dikkat çekmek isteriz. Şüphesiz ki bir manzumedeki müzik sadece ve yalnızca kulakla duyulabilen bir müzik değildir. Anlamsal ve kavramsal algıların zihinlerde yarattığı uyarılar da belli bir ahengin yapı taşlarına dönüşebilir. Eliot şiirdeki müzikal ahengin ses unsurları yanında anlamsal etkilerle şekillendiğini söylerken17 Cevdet Kudret şiirdeki musıkînin duyulmasında akıl ve muhakeme faktörüne dikkat çeker18. Bu değerlendirmeden hareketle her iki unsurun imtizacı ile oluşan ve her iki disiplin terminolojisinde de yer alan bir başka uygulamaya dikkat çekmek istiyoruz.

Müzikal bir eserde hem belli bir kişiye, melodiye, durum ya da temaya vurgu yapma hem de tekrarlar vasıtası ile belli bir ahenk oluşturma amacı ile kullanılan ve edebiyatla kesişim noktası teşkil eden bir diğer uygulama Leitmotiv’dir. Önce müzik sahasında kullanılan oradan edebiyata geçmiş olan bu uygulama edebiyatımızda özellikle Abdulhak Şinasi Hisar’ın eserlerinde sıklıkla görülür.

Hacı Bayram-ı Velî’nin büyük beğeni ile okunmuş ve defalarca bestelenmiş olan İlahi Taksim adlı eserinde verilmek istenilen mesaj bellidir. Söz konusu şiirde sıklıkla vurgulanan “şar” kelimesi dilimizde şehir anlamına gelmektedir. Ancak bu kelime şiirde sembolik bir yer tutar ve merkez, kalp anlamlarını ihtiva eder. Allah beden ve ruhun merkezi olarak kalbi düşünmüş ve oraya yerleşmiştir. Şiirde verilmek istenilen mesaj da Allah’a akılla değil ancak kalple ulaşılabileceği düşüncesidir.

Şar kelimesinin şiirin farklı yerlerinde sıklıkla tekrar edilmesi, hem anlamca bir vurgu oluşturmakta hem de ses açısından müzikal bir etki

16 Hacı Bayram-ı Velî, “İlâhî Savt” (Fuat Bayramoğlu; age, s. 232’ten naklen) 17  T.S Eliot, Edebiyat Üzerine Düşünceler, (Çev: Prof.Dr. Sevim Kantarcıoğlu), KB, 564, Ankara

1990 , s.133.18 Cevdet Kudret, “Şiir ve Mûsıkî”, Türk Dili 128, TDK, Ankara 1962, s.663.

Page 14: II. Uluslararası Hacı Bayram-ı Velîisamveri.org/pdfdrg/G00224/2017/2017_EROLA.pdf · to mention the richness of Hacı Bayram-ı Velî’s talks; centuries later it was Banarlı

ALI EROL586

meydana getirmektedir: Çalabım bir şâr yaratmış iki cihan âresindeBakıcak Dîdâr görünür ol şârın kenâresinde Nâgihân ol şâra vardım anı ben yapılur gördümBen dahi bile yapıldım tâş u toprak âresinde

Ol şârdan oklar atılur gelür sîneme dokunurÂşıklar cânı satılur ol şârın bazâresindeŞâr dedikleri gönüldür ne âlimdür ne câhildürÂşıklar kanı sebildür ol şârın kenâresinde19

Hacı Bayram-ı Velî, tıpkı Yunus Emre gibi Türkçe aşığıdır ve Türkçe’nin işlerlik kazanabilmesinde Âşık Paşa, Ahmed Fakih, Sultan Veled, Hoca Dehhâni, Gülşehrî, Mevlânâ, Şeyyad Hamza gibi konuya ayrı bir önem atfetmiş, müridlerine yeni bir yol açmıştır. Şiirleri ile tekke şairlerine ilham olmuş, kendisinden sonra benzer bir tavırla yazılan manzumeler, halk tarafından büyük rağbetle karşılanmıştır. Günümüz araştırmaları da göstermektedir ki Anadolu Türkleri içinde ilk dinî musıkî bestekarı Hacı Bayram-ı Velî’dir ve başta damadı Eşrefoğlu Rumî ve Abdurrahim-i Tirsî olmak üzere yetiştirdiği pek çok mutasavvıf kendisini örnek aldıkları besteleri ile bu türün gelişimine büyük katkılar sunmuşlardır. 20

Yukarıdaki örneklerden de görüleceği üzere, bize göre, gerek Yunus Emre’nin gerekse Hacı Bayram-ı Veli’nin şiirlerinin eğitim ve kültür seviyesi oldukça farklı kesimler tarafından büyük bir beğeni ile okunmuş olmasının temel sebeplerinden birisi, dilde açıklık, anlaşılırlık ve ahenk ilkesi olup gönüllere ve aynı zamanda kulaklara hitap edebilme kaygısıdır.

19  Hacı Bayram-ı Velî, “İlâhî Taksim” (Fuat Bayramoğlu; Hacı Bayram-ı Velî; Yaşamı-Soyu-Vak-fı, TTK c. II Ankara 1989. s. 231’den naklen).

20 Fatih Koca, “Hacı Bayrâm-ı Velî’nin Güftelerine Yapılan Bestelerin Değerlendirilmesi”, Ulusla-rarası Hacı Bacı Bayram-ı Velî Sempozyumu Bildiriler Kitabı II, Kalem Eğitim Kültür Akademi Derneği, Ankara 25-26 Mayıs 2016, s. 609.

Page 15: II. Uluslararası Hacı Bayram-ı Velîisamveri.org/pdfdrg/G00224/2017/2017_EROLA.pdf · to mention the richness of Hacı Bayram-ı Velî’s talks; centuries later it was Banarlı

DİL MÛSIKÎSİ AÇISINDAN HACI BAYRAM-I VELÎ VE YUNUS EMRE’NİN ŞİİRLERİ ARASINDA KARŞILAŞTIRMALI BİR İNCELEME 587

KAYNAKÇABanarlı, Nihat Sami; Resimli Türk Edebiyatı Tarihi I, MEB, İstanbul-1971, s. 504

Bayramoğlu, Fuat; Hacı Bayram-ı Velî; Yaşamı-Soyu-Vakfı, TTK c. II Ankara 1989.

Cevdet Kudret; “Şiir ve Mûsıkî”, Türk Dili 128, TDK, Ankara 1962.

Çelik, İsa; “Hacı Bayram-ı Velî’nin Yaşadığı Dönemde Tasavvufi Hayata Genel Bir Bakış”, Uluslararası Hacı Bacı Bayram-I Velî Sempozyumu Bildiriler Kitabı 1, Kalem Eğitim Kültür Akademi Derneği, Ankara 25-26 Mayıs 2016, s. 43-84.

Danişzade Şevket Gavsi; “Mûsıkînin Edebiyata Tatbiki”, İstanbul, Peyâm-ı Edebî, S. 34, İstanbul 1330.

Eliot, T.S; Edebiyat Üzerine Düşünceler, (Çev. Prof.Dr. Sevim Kantarcıoğlu), KB, 564, Ankara 1990.

Ercilasun, Ahmet Bican; Başlangıçtan Yirminci Yüzyıla Türk Dili Tarihi, Akçağ, Ankara 2004.

Hacı Bayram-ı Velî; “İlâhi” (Fuat Bayramoğlu; Hacı Bayram-ı Velî; Yaşamı-Soyu-Vakfı, TTK c. II Ankara 1989. s. 233)

__________; “İlâhî Savt” ” (Fuat Bayramoğlu; Hacı Bayram-ı Velî; Yaşamı-Soyu-Vakfı, TTK c. II Ankara 1989. s. 232)

__________; “İlâhî Taksim” (Fuat Bayramoğlu; Hacı Bayram-ı Velî; Yaşamı-Soyu-Vakfı, TTK c. II Ankara 1989. s. 231)

__________; “İlâhî Zikir” (Fuat Bayramoğlu; Hacı Bayram-ı Velî; Yaşamı-Soyu-Vakfı, TTK c. II Ankara 1989. s. 228)

Kılıç, Cevdet; “Hacı Bayram Velî’de İnsanın Ontolojik Varlığı ve Olgunlaşması Süreci”, Tasavvuf: İlmî Ve Akademik Araştırma Dergisi, Yıl: 7 Sayı: 16, 2006, s. 41-63.

Koca, Fatih; “Hacı Bayrâm-ı Velî’nin Güftelerine Yapılan Bestelerin Değerlendirilmesi”, Uluslararası Hacı Bacı Bayram-ı Velî Sempozyumu Bildiriler Kitabı II, Kalem Eğitim Kültür Akademi Derneği, Ankara 25-26 Mayıs 2016, s. 609-642.

Korkmaz, Zeynep; “Yunus Emre Ve Anadolu Türkçesinin Kuruluşundaki Yeri” http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/12/846/10713.pdf (E.T. 22.04.2017)

Page 16: II. Uluslararası Hacı Bayram-ı Velîisamveri.org/pdfdrg/G00224/2017/2017_EROLA.pdf · to mention the richness of Hacı Bayram-ı Velî’s talks; centuries later it was Banarlı

ALI EROL588

Özgür, Can; “Yunus Emre’nin Kullandığı Farklı İki Türkçe”, s. 91-103, http://sbd.ogu.edu.tr/makaleler/2_1_Makale_8.pdf (E.T 23.04.2017)

Özköse, Kadir; “Hacı Bayram Velî’nin Tesir Halkası”, Uluslararası Hacı Bayram-ı Velî Sempozyumu Bildiriler Kitabı 1, Kalem Eğitim Kültür Akademi Derneği, Ankara 25-26 Mayıs 2016, s.267-276

Yunus Emre; “Bir Ben Vardır Bende” (Burhan Toprak, Yunus Emre Divanı, Odunpazarı Belediyesi Yayınları: 3, Kültür Dizisi: 3 , İstanbul 2006)