145

TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

  • Upload
    others

  • View
    4

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı
Page 2: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı
Page 3: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

TOM B. BOTTOMORE

SEÇKiNLER VE

TOPLUM Çeviren: Prof. Dr. Erol Mutlu

GÜNDOGAN

Page 4: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

To m B . B otto m ore S e ç k i n l e r v e To p lum

Ç e v . Prof . D r . E ro l M u t l u G ündoğan Yayınları: 90.3 1 .2

S iyaset/Sosyoloji D izisi: 02.07 .2 Sayfa Düzeni: Gündoğan Macintosh E lektronik Dizgi·

Kapak DUzenleme: G ündoğan G rafik Baskı, c i lt: Emel Matbaacı l ı k

Birinci Baskı: 1990 İkinci Baskı: Kasım 1 997

ISBN: 9 75-520-01 6-9 G ündoğan Yayınları Bayındı r Sokak 6/ 1 2

K ız ı lay / Ankara . Tel:0 31 2 43397 95 (4 hat)

Faks: 432 32 50 Yazışma Adresi:.

P.K. 2 7 1 Yen işehir/ Ankara

Page 5: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

İÇİNDEKİLER

1- SEÇKİNLER: KAVRAM VE İDEOLOJİ. . ....................... . 7 il- EGEMEN SINIFTAN İKTİDAR SEÇKİNLERİNE ....... .... 23 ili- SİYASET VE SEÇKİNLERİN DOLAŞIMI ..................... .45

iV- AYDINLAR, YÖNETİCİLER VE BÜROKRATLAR ........ 65

V- G ELENEK VE MODERNİTE: GELİŞMEKTE

OLAN ÜLKELERDEKİ SEÇKİNLER ............................. 86 VI- DEMOKRASİ VE SEÇKİNLERİ N ÇOKLUGU . . . . . . . . . . . . 103 Vll- EŞİTLİK Mİ, SEÇKİNLER Mİ? . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 118

SEÇİLMİŞ KAYNAKÇA

1- Seçkin ler Üzerine Genel Çal ışma . . .................. . 137 2- Siyasal Seçkin ler . . .............. .............. ......... . . ..... 138 3- Endüstri Patronları ve Yönetici leri . ......... . .. ........ 139 4- Bürokratlar .......................... ............. ......... ....... 139 5- Aydınlar ........................................................... 140 6- Seçkinlerin Dolaşımı . .... .................... .. ....... ...... 141 7- Azgelişmiş Ülke Seçkinleri .......... . . . ....... .... ....... 142 8- Seçkinler ve Demokrasi .. . .................. .... .... ....... 143 -METİNDE ADI GEÇEN DİGER YAPITLAR . . ......... 143

Page 6: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı
Page 7: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

-1-

SEÇKİ NLER: KAVRAM VE İ DEOLOJİ

Seçk in (El ite) sözcüğü onyed i nc i yüzyı lda üstün ka l itedeki mal l arı tan ım lamakta kul lan ı l ı rd ı . Sonraları bu sözcüğün ku l lan ım a lan ı gen iş leyerek b i r inc i s ın ı f askeri b i r l i kler ya da soy lu l uğun yüksek mertebeleri gibi üst top lumsal kümeleri kapsamaya başlad ı . 1 İ ngi l i zce Oxford Söz lüğü'ne göre, « Seçkin » sözcüğünün

Elite sözcüğünün i lk anlamının, «Ce qu' i l y a de meilleur dans chaque es­pece de marchandise» olarak verildiği Dictionnaire de Trevous (l 771)'e bakın; sonra da «cer terme a passe de la boutique des marchands a d 'autres usages . . . (trouges d 'elite, ! 'elite de la noblesse)». Renzo Sereno ' -da al ıntı olarak kullanılmış, «The Anti-Aristotelianism of Gaetano Moşca and Its Fate» , Ethics, XLVIII (4). July, 1983 , s. 515). Onaltıncı yüzyı lda, Edmond Huguet, Dictionnaire de la Iangue française du. seizieme sie­cle 'a göre, elite sözcüğü basitçe choix (seçme) anlamına geliyordu; faire elite, «bir seçim yapmak» demekti . Ayrıca deyimin kendisinin ve seçkin­l er fikrinin ilk kul lanımı üzerine, Hans P. Dreitzel, Elite begriff und So­cialstruktur, ve H.D. Laswell et. a l . , The Comparative Study of Elites'e bakın. Topluluğun üstün bireyi.erden oluşan bir küme tarafından yönetilmesi düşüncesi , Platon'un düşünyapısında, daha da çok eski Hint toplumunu düzenleyen Brahmancı kastöğreti lerinde belirgin biçimde yer almaktadır. Bir başka ve toplumsal kuramlar üzerinde önemli bir etkisi olan biçimde, birçok dinsel itikatlar, «Tanrının seçtiği»yle bir seçkin kavramını dile getirmişlerdir . Modern, toplumsal ve siyasal seçkinler an­layışı belki de Saint-Simon'un bilimadamları ve sanayiciler yönetimini savunuşuna dek geriye gitmektedir ; ama Saint-Simon'un yapıtında bu fikir' özellikle onun dolaysız iz leyicilerinin düşüncesini sosyalizm yönünde geliştirmelerine elveren, sınıf farklılıklarını ve zengin ile yoksul karşıtlığını kabul edişiyle sayısız biçimde nitelenmektedir. Saint-Si­mon'un düşüncesindeki seçkinci ve yetkeci öğeler, Bonald'ın fiki rleriyle birleşerek August Comte'un pozitif felsefesinde yeniden öne çıkmış ve böylelikle modern seçkinler kuramının yaratıcıları Mosca ve Pareto'yu doğrudan etkilemiştir. (Dipnotlarda gönderme yapılan y:apıtların hepsi kitabın sonundaki «Seçilmiş Kaynakça»da yer almaktadır.)

7

Page 8: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

İngi l izce d i l i nde en eski b i l i nen ku l l an ım ı , 1 823'e, artık top lumsal kümel eri de kapsamaya başladığı bir tari he uzanmaktadır: Ancak bu l��;' !.n ı in topl umsal ve s iyasal yazı nda yayg ın l ı k la ku l l an ım ı Avrupa'da ondokuzunCü V!.!?:yı l son l ar ında, İ ng i l tere ve Ameri ka'­da i se özel l i kl e Vi l fredo Pareto'nun yazı ları saye;inde topl umbi l­i msel seçki nci kuraml ar ın yayı l d ığ ı tari h olan 1 930'1arda başlar.

Pareto, « Seçk in » deyim i n i iki fark l ı şek i lde tan ım lamıştır . İ şe çok genel b i r tan ım la başlıyordu: « H er i nsan faa l iyeti da l ı nda her b i r bi reye, ayn ı okul s ınavlar ında çeş itl i konu larda veri len notlara benzer b i r b iç imde, kapasites i n i n bir göstergesi o larak bir endeks veri ld iği n i varsayal ım . Sözgel i m i , en üstün huku kçu t ip ine on ver­i l s in . Müşteri bulamayan h ukukçuya b i r veri l s i n -tepeden t ırnağa salak olan da sıfırı hak etsi n-. Mi lyonlar kazanmış bir i nsana -dürüst ya da dürüst olmayan yol lara başvurmuş olması öneml i deği l - o n verel im. B i n l erce l ira kazanmış olana a ltı verel i m ; yok­sul lar evi ne düşmemeyi ancak başarana b i r, yoksu l lar evine düşene i se sıfı r . . . Tüm i nsanal faal iyet dal lar ı i ç i n ayn ı şek i lde . . . Böylece kend i faa l iyet dal lar ında en yüksek endeks lere sah ip olan i nsan larda n bir s ın ıf o luştura l ım ve bu s ı n ıfa seçki n ler (el i t) ad ı n ı verel im . » 2 Pareto b u seçk in tanı m ı n ı faz la ku l lanmaz; bu tan ı nı sadece toplumsal yaşamın her a lan ı ,nda b i reysel yetenekleri n eşit­s iz l iğ in i vurgulama ve Pareto'nun ası l i nceleme k�nusu olan b i r «yönetici seçkin» tan ım ı i ç i n başlangıç noktası sağlama iş lev in i görür. �< Bu s ı nıfı (seçk in ler) h ü kümette dolayl ı ya da dolaysız olarak öneml i rol oynayan b i reyler in oluşturduğu yönetici seçk in­ler ve geri kalan lar ın oluşturduğu yönetic i-olmaya n seçkin ler şek­l i nde iki kategoriye daha ayırmak, özgü l araştırma konumuz olan toplumsal denge durumunun (equilibrium) i ncelenmesi i ç i n yararl ı olacaktır. . . Böylel i k le b i r topl umda i k i katman bulunmak­tad ı r : ( .1 ) H ükümet ,üzer i ndeki olası etk i l er i b iz i burada i l­g i lendi rmeyen b i r alt katman, yan i seçkin-olmayanlar; (2) a. Yö­netic i seçk in ler ve .b . Yönetici-olmayan seçkin ler olarak ik iye ayrı lan b i r üst katman, yan i seçk in ler. »3

2 3

V. Pareto, The Mind and Society, I!I, ss .. 1422-3. lbid., ss. 1423-4

8

Page 9: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

Daha önceki yazı ları na bakarak Pareto'nun bu kavrama nas ı l u laştığı kolayca anlaş ı labil i r. Cours d'economie politique4 ad l ı çal ı şmasında Pareto, bir toplumda nornıa l bir servet dağı l ımı eğri s i fikri n i ortaya atmıştı . Les systemes socia listes'de5 i se i l ki n b i reyler i n zeka düzey ler i , matematiğe yatk ı n l ı k l ar ı , müz ik yetenekleri , aktörel karakterleri vb . g ib i başka ölçütlere göre düzen lenmeleri durumunda da olas ı l ı kl a servet dağıl ım ınk ine benzer dağı lı m eğri leri n i n ortaya ç ı kacağı n ı ; i ki nc i o larak da, b ireyleri n siyasa l ve toplumsal erk ya da nüfuz dereceler ine göre s ı ra lanmal arı durumunda, çoğu top lumda, ayn ı b i reyleri n bu h iy­erarşide servet hiyerarş is i ndeki ayn ı yeri tuttuklar ı n ı n görü leceğ in i bel i rterek iddias ın ı sürdürür : «Üst s ın ıf d iye adland ı r ı lan lar çoğun­luk la en zengin s ın ıflard ı r da. Bu s ı n ıf lar b i r seçk in kes imi , b ir "aristokrasi"yi temsi l ederler . . . »6

Bunun la birl i kte, The Mind and Society'de soru nun formü le ed i l işi bir hayl i değiş ikt i r, çünkü Pareto bu çal ı şması nda (erk ve nüfuz dahi l ) bel l i özel l i k ler in b i r dağı l ı m eğris i yerine erk sah ib i o lan lar, yani «yönetici seçk in ler» i le erk sahib i o lmayan l ar, yani yığı n lar arası ndaki yal ı n bir karş ı t l ı k l a i lg i len i r. Pareto'n u n düşüncesindeki b u değişme -başka deyimler ku l l anmakla b i r l i kte­« seçkin l er» ile yığırilar aras ı nda ilk sisteml i ayr ımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir s iyaset b i l imi kurmaya ça l ı şan Gaetano Mosca'n ı n yapıtı yüzünden o lab i l ir .7 Mosca temel fikr in i şöyle di le geti rmekted i r: «Tü m s iyasal organ izmalarda b u l un an değişmez olgular ve yönsemeler aras ında biri, en i lgisi� b ir gözle

4 s 6 7

Laussanne, 1896-7. tik basımı, Paris, 1902; ikinci bası, 1926. Op. cit., s. 28. Gaetano Mosca, The Ruling Class, Arthur Livingston tarafından yayına hazırlanan bu İngilizce versiyon, Mosca 'nın Elementi di sciehza politi­ca (Birinci bası 1896, ikinci gözden geçirilmiş ve genişletilmiş bası 1923)'sının iki ayrı basımındaki bölümlerinin birleştirilmiş ve yeniden düzenlenmiş halidir. Mosca'nın yapıtının yakınlardaki dört dörtlük bir değerlendirmesi -J.H. Meisel, The Myth of Ruling Class- Mosca 'nın

9

Page 10: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

dahi görülebi lecek kadar ortadadır. Tüm toplumlarda -çok az gel işmiş ve uygarl ığ ı n ayd ın l ığ ına zar zor ulaşmış top lumlardan en gel i şmiş ve en güç lü top lumlara kadar- i ki s ın ı f i nsan bu lunur -yöneten b i r sın ıfla yönet i len b ir s ın ıf-. Her zaman sayısı daha az o lan i l k s ınıf tüm s iyasal i ş levleri yeri ne getir ir , erki teke l inde tu­tar ve erk i n sağladığı üstü n lük lerden yararlan ı r; buna karşı l ı k sayısı daha çok olan ik inc i s ı n ıf b i r inc is i tarafrndan bazen ş u y a d a bu ölçüde meşru, bazen d e y ine ş u y a d a b u ölçüde keyfi ve zo­ra daya l ı b i r b iç imde yöneti l i r ve denetlen i r . . . »s Mosca, az ı n l ığ ın. çoğun luk üzeri ndeki yönetim i n i , az ın l ığ ın örgüt lü olmasıy la açı klar: « . . . tek bir itkiye itaat eden örgütlü b i r azın l ığ ın örgütsüz çoğun luk üzer i ndeki egemenl iğ i kaç ı n ı l mazdı r. Örgütl ü az ı n l ı k tümlüğü karş ıs ında tek baş ına duran çoğun luğa dah i l bir b i rey azı n l ığ ın erk ine d i renemez. Ayn ı zamanda az ı n l ı k, tam da az ı n l ı k o lduğu i ç i n -ayrıca d a genel l ik le üstün bireylerden meydana gel­d iği i ç i n- örgütlüdür. . . Yönetici bir azı n l ığ ın üyeleri yaşad ı klar ı toplumda i ster gerçek olsun, i ster görünürde, b irtakım çok saygı duyulan ve etk i l i öze l l i klere sah i pt i rler. »9

Dolayıs ıy la gerek Mosca, gerekse Pareto, ya doğrudan s iyasal erki kul lanan, ya da siyasal erk in kul lanım ın ı adamakı l l ı etk i leyecek b i r �onumda bulunan i nsan kümeleri anlamında seçk in lerle i lg i len iyorlard ı . Aynı zamanda, «yönetici seçkinlerin» ya da «Siyasal s ın ı f» ı n bizatih i farkl ı toplumsal kümelerden mey­dana geld iğ in i k�bu l ed iyorlard ı . Pareto, «toplumun üst katman ı olan seçk in leri n, ismen aristokrasi ler adı ver i len, s ı nıfl arı her za-

8 9

öğretisinin ana öğelerini ilk kitabı olan, Sulla Teorica dei governi" e sut

governo parlainentare: Studi storici e Sociali (Tur,in, 1884)'de formüle etmiş olduğunu açığa çıkarır ve bu öğretinin sonraki yazılarında nasıl geliştirildiği ve düzeltildiğini gösterir. Meisel ayrıca Mosca ile Pareto' -nun fikirleri arasındaki ilişkiyi çok doğru bir şekilde tartışır (op. et., Bölüm 8) ve Pareto'nun (Mosca'nın savladığının tersine) basit bfr intihal ile suçlanamayacağını gösterir; ne var ki, Pareto'nun daha sonraki yö­netici seçkin açıklaması Mosca'nın öğretisinden bir şeyler almış gibidir. G. Mosca, The Ruling Class,s. 50. Ibid., s. 53.

10

Page 11: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

man pek de bel i rg in o lmayan bel l i i nsan kümelerin i kapsadığı » sonucuna varmış, «askeri, d i nsel ve ticari aristokrasi ve p lü­tokrasi lerden » söz etmeyi sürdürmüştür. ı o Bu nokta, bireylerin yönetici seçk in lerin farkl ı a lt kümeleri arası ndaki hareketi n i açık biç imde tartışarak, böyles i kümen i n : zengin lerin , soylu lar ın, s i lah l ı ari stokrasi ni n ve ruhban ları n tarih i n i ayrı ntıs ıyla i ncele­meye koyulan ve Pareto' nun bir öğrencisi olan Marie Kolabi n­ska'n ı n Fransa'da seçk in ler üzerine bir i ncelemesi nde daha bel i r­gin b iç imde gündeme geti r i lmiştir.11 Ne var ki , Pareto'nu n eği l i­mi hep yönetici seçk in ler i l e seçk in olmayan lar ayrı ş ım ı n ı n a l t ın ı kuvvetle çizmek olmuştur; özel l i kle modern demokratik toplum­larda seçkin lerin kompoz isyo_nunu daha kapsaml ı olarak i n­celeyen ve i se . Mosca'd ı r. Mosca, böylece, «s iyasa l s ın ıf ın böl ündüğü ve daha kalaba l ı k olan s ı n ıfların oyları iç in yarı şmak zorunda kalan çeşitl i parti örgütleri » nden söz eder; sonra da, «tems i l i (hükü met) s istemin in b i rçok farkl ı toplumsal gücün siyasal s isteme katı lmasın ı , böylel i kle de, d iğer toplumsal güç­leri n, özel l i kle de bürokrasi n i n nüfuzunu dengeleme ve s ı n ır lama olanağ ın ı sağland ığı n ı n yadsınamayacağı n ı » bel i rt i r. Bu son cüm­le, Pareto i le Mosca arasında, s iyasal sistemlerin gel i ş imine i l işk in yorum larındaki öneml i b i r ayrı l ığı da ortaya koymaktad ı r . Pareto her zaman yönetici seçk in ler i le yığın lar arasındaki ayrım ı n evrensel l iği n i vurgulayarak, modern « demokrasi » , « İnsanc ı l l ı k (humanitarianism)» ve « İlerleme» kavramları konusunda en sert ve iğneley ic i yoru m lar ı n ı sakl ı tutar. Mosca'ysa, modern demokrasi n i n bel i rgi n öze l l i klerin i tan ı maya ve s ın ı rlı bir biçimde on'!ylamaya haz ı rd ı r . Mosca'n ı n i l k k i tabında, parlamenter b i r demokraside, «temsi lc i lerin oy ku l lananlarca seç i lmediği ama bir kural olarak kendi lerin i onlara seçti rd iğ in i . . . ya da kendi lerin i seçtirenlerin dostları o ldukların ı » bel i rttiği doğrudur ama daha sonraki yap ı t lar ı nda· çoğu n l uğun, tems i l c i leri arac ı l ığ ıy la, hükümet pol i t ikası üzerinde bel l i b ir denetime sah ip olabi leceğ in i kabul eder. Meise l ' i n d i le getirdiği g ib i , Mosca bir tek Marx' ı

10 V. Pareto, The Mind and Society, III, ss. 1429-30. 11 Marie Kolabinska, La circulation des elites en France, s.7.

1 1

Page 12: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

eleşti rirken yığın l ar i le az ın l ı k lar arasında kes in b i r ayr ım yapar; geneldeyse, s iyasal s ı n ıfı n bizati h i (toplumdaki sayıs ız fark l ı ç ıkar­lar ı tems i l eden) «toplumsal güç ler» tarafından ve de bütün b i r toplumun h u ku k kura l ıy la d i le gelen aktörel b i r l iğ ince etk i len ip k ıs ıt landığı daha i ncel i k l i ve karmaş ık b i r kuram koyar ortaya. Mosca'nın kuramında, seçkin ler sadece kaba güç ve aldatmaca i le yönetmezler; bir an lamda,· toplumdaki ,öneml i ve nüfuzl u kümelerin ç ı kar ve amaçların ı da «temsi l ederler .»

Mosca'n ın kuramı nda, bu kuramın baştak i katı genel ç izgi­leri n i dönüştüren başka bir öğe daha bu lunur. Modern çağda, seçk in ler t9plumda geri ka lan kes imlerin üzerine basitçe gel i p çör�klenmiş deği ld i r; her bakımdan devlet görev l i leri , yönet ic i ler ve beyaz yaka l ı işç i ler, b i l im adamları , mühend isler, b i lg in ler ve ayd ın lardan oluşan «yeni orta s ın ı f» ı n bütününü kapsayan b i r a l t­seçk in ler arac ı l ığıyla topluma s ık ı s ı k ıya bağlantı l ıd ı rlar. Bu küme yalnızca seçki n lere (dar anlamda egemen s ın ıfa) yen i üyeler sağlamakla kalmaz; bizati h i toplumun yönetim inde can alıcı b i r rol oynar ve Mosca, «herhangi b i r s iyasal organ izman ı n i st ikrarın ın b u i ki nc i katmanın u laştığı ah lak, zeka v e etkin l i k düzey ine bağl ı " olduğunu» bel i rt ir . Öyleyse, Gramsci 'n in ş u id­d i ası h iç de akla aykırı deği ld i r: Mosca'n ın s iyasal s ınıfı . . . b ir bul­m acadı r. İ nsan Mosca'nın derd in i n ne olduğunu tam olarak-" an­l ayamaz, öylesi ne dalga l ı , öyles ine esnektir bu kavram. Kimi kez orta s ın ıfı düşünmekte gibidi r, k im i kez de genel olarak mül k sahibi i nsanları ; sonra d a kend i lerin i «okumuş» d iye adlandıran­ları . Ama kim i başka durum larda da, Mosca' n ın "siyasal perso­nel"i düşündüğü besbe l l id i r.» 12 Sonra, daha aç ık b iç imde şöyle der Gramsc i : « Mosca'n ın "siyasal s ınıf"ı egemen kümenin en­telektüel kes im i1Jden başka b i r şey deği ldir . Mpsca'n ın deyim i , Pareto'nun seçk in ler kavramına yaklaşır -tari hsel ayd ı n kes i m fenomen i n i ve onun s iyasal v e toplumsal yaşamdaki i ş levi n i yo­ruml ama çabası .» 13

12 Antonio Gramsci, Note sut Machiavelli. 13 Idem, Hapishane Anı Defterinden (1932); Gli Intellettua e l'organiz­

zazione della cultura'da yayımlanmıştır.

12

j

Page 13: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

Mosca i le Pareto'nun formü le ed i p d i le get ird ikleri kavram­sal şema böylel i k le şu ortak nosyon lardan oluşmaktad ı r: Her toplumda toplumun geri kalan ın ı yöneten b i r azın l ı k bu lunu r, bu­lunmal ıd ı r da; bu azın l ığı n -siyasal komuta görevleri n i el lerinde tutan lardan ve daha bel i rsiz b iç imde siyasal kararları doğrudan etki leyebi len lerden oluşan «s iyasal s ın ıf» veya «yönetic i seçk in­ler» i n -mensupları normalde toplumun alt katmanlar ından yeni b i reysel üyeleri n a l ınmasıyla, bazen yen i toplumsal kümeler in katı l ı m ıyla, çok ender olarak da devrim lerde olduğu g ibi yerleşi k seçki leri n «karşıt seçki n ler» tarafı ndan yerlerinden edi lmesiyle değiş i r. Bu « seçkin leri n dolaş ım ı » fenomeni sonraki bir böl ümde daha gen iş olarak i ncelenecektir . Pareto ve Mosca'n ı n an l ayışları bu noktada ayrı l maktadır . Pareto her toplumdaki yönetenler i l e yöneti len ler arasındaki ayr ım üzeri nde ş iddetle ı srar eder ve demokrat ik s istemi n başka herhangi bi r s i stemden bu yönüyle farkl ı laştığı görüşünü bir yana iter.14 The Mind and Society'n i n i l k bölü mleri nde uzun uzad ıya an lattığı tortu lar (duygu lar) fi krinden yarar lanarak, seçk in le r i n dolaş ı m ı n ı esas otarak psi koloj i k koşular la açı klar. Mosca'ysa, s iyasal s ı n ıfı n en üst katman ı olan seçki n ler in ayrı-türden l iğin i n; bu katm an ı n temsi l ett iğ i ç ı karları n ve toplu msal güçlerin ve modern top lumlar örneğinde esas olarak bu katman ı n siyasal-s ı n ıfı n en alt katmanı olan «yen i orta s ın ıf» arac ı l ığ ıy la toplumu n geri ka lan kes i m leriy le o l an yak ın bağları n ı n çok daha fazla ayrım ı ndad ır . Dolayısıyla Mosca, mo­dern demokrasi ler i l e.başka s iyasal örgütlenme tipleri a rası nda bi r fark bu lu nduğunu ve b i r yere kadar egemen az ı n l ığ ı n. çoğun luk üze.ri ndeki ba.sit yönet imi yerine ik i s i arasında b i r karş ı l ı k l ı et­k i leş im olduğunu da kabu l eder. Son olarak Mosca, yeni seçk in-

14 Demokratik duyguların etkisi altında olma dışında, yönetici seçkinler yönetimlerinde mütereddit ve ehli'yetsiz olabili rler. Çoğu kez olduğu gibi, burada Pareto 'nun bilimiyle siyasal öğretisi arasında bir çatışma vardır; demokratik bir sistemde, hata, kaçını lmaz olarak bir yönetici seçkinke­sim bulunur; yine de Pareto demokrasiye sanki böylesi bir seçkinkesimin varlığını gerçekten tehdit ediyormuşcasına çıkışır. ·

13

Page 14: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

ler in (ya da seçk in ler i n iç i ndeki yen i u nsurlar ın) yüksel i ş i n i kı smen top lumda yen i ç ı kar lar ı (örneğ in tekno loj i k ya da ekonomik ç ı kar lar ı ) tems i l eden toplu msal güçler i n ortaya ç ı k ış ıy la da bağlantı land ı rdığı iç in , seçkin leİ"i n dolaşımı psikoloj i k olduğu kadar top lumbi l i msel olarak d a aç ı klamaktadır . 1 5

Seçki n ler üzer ine daha sonraki i ncelemeler Pareto i l e Mosca'n ın, öze l l ik le de i ki nc is i n i n s iyasal erk sorun larıyla i lg i l i çal ışmaları n ı yakından iz lemişt ir . Böylece, H . D . Lasswel l , gerek b izzat Mosca tarafı ndan hararetle övgü lenen i l k yazı lar ında o l­su n , gerekse daha son ra l arı seçki n ler üzeri ne Hoover En­stitüsü'nce yürütülen i ncelemelerinde olsun, kend isi n i öze l l i kle aşağıdaki g ib i tan ım ladığı s iyasal seçkinler in i ncelenmesine ver­m i şt ir : «Siyasal seçki n ler siyasal bir bünyede erki el lerinde tutan­lardan meydana gel ir. E rki e l ler inde tutan lara, bel l i bir dönem boyunca, önderl iğ i ve önderlerin t ip ik o larak ç ıktı k ları ve kend i­s i ne karşı sorumlu luğun sürdürü ldüğü toplumsal formasyon lar dah i ld i r . » l 6 Pareto i le Mosca'n ın an layış lar ından farkl ı o lan nok­ta, burada s iyasal seçk in ler in öneml i bir top lumsal nüfuzu ola­b i lmes ine karş ın erkin kul lanımıy la bağlantısı daha az olan d iğer seçk in lerden ayr ı l ması ve b i r düşünce şemasından, öze l l i kle Pare­to'nun kuram ı ndan d ı ş l anan seçk in leri n üye kaynağı o lan « toplu msal formasyon lar» (toplumsal s ın ıflar da dah i l ) f ikri n i n bu düşünce şemasına yen iden soku l masıdır. B i razdan göreceğ im iz g ib i , seçki n ler f ikri esas ında toplumsal s ın ıflar fikrine karşıt olarak kavramlaştı rı l m ıştır. Esas olarak yöneten b i r azı n l ı k an lamındaki seçk in leri i ncelemekle b i rl i kte seçkin ler i le top lumsal s ı n ıflar aras ında b i r i l işk i kurmaya da ça l ı şmış, modern toplumlarda

15 cf. Meisel, op. cit. , s. 303: « . . . Marx'ın sınıfları gibi , Mosca 'nın toplumsal güçleri evrim gösteren bir uygarlığın ekonomik, toplumsal, kültürel tüm değişmelerini olduğu gibi yansıtır. Her yeni gereksinimle birlikte bu mey­dan okumaya karşılık vermek ve eski yerleşik çıkarlardan kendi iktidar payını istemek üzere yeni toplumsal güçler doğar.»

16 H.D. Lasswel l , D. Lernerve C.E. Rothwell, The Comparative Study of Elites'de.

1 4

Page 15: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

seçkin lerin çoğu l l uğu (plüralizmi) üzerinde ısrarla durmuş ve normalde siyasal erk sistemin bir parçası n ı oluşturmayan entelek­tüel seçkinlerin top lumsal nüfuzunu incelememiş olan Raynıond Aron'un yaziları nda da benzer b.ir gel işme görü lür . 1 7

Seç kin ler kavram ı ndaki yeni fark l ı l aşt ı r ı nı la r ve ayrıntı land ı rmalar şimdiye kadar ku l lan ı l agelenden daha ayı rtedi­ci bir terminoloji gerektirmektedir. 1 B « Seçkin( ler) » deyimi şimdi asl ı nda genel l ikle bir top lumda (her ne neden le o lursa olsun) statüsü yüksek olan işlevsel , esas olarak profesyonel kümeler için ku l l an ı lmaktad ı r ve bundan böyle bu deyimi , ben de bu an lamda kul lanacağını . Bu tür seçkin ler üzerine yapı lacak bir inceleme birkaç yönden çok yararl ı o lacakt ı r : değiş ik �oplum tiplerini ayrışt ı rmada ve topl umsal yap ıdaki değişmeleri aç ık l amada gözönüne a l ı nması gereken en önemli olgu lar arasında seçkin­lerin boyutu, farkl ı seçkin leri n sayıs ı , onlar ın birbirleriyle ve siyasal erki ku l lanan kümelerle ilişkileri bu lunmaktadı r; seçkin­lerin kapa l ı ya da aç ı k karakterde ol ması, ya da başka bir deyiş le üyeleri arası n a katı lman ın n itel iği ve bunun ima ettiği top lumsal hareketlilik derecesi de ayn ı şekilde önemlidir. Genel « seçkin» deyimi bu işlevsel kümeler için ku l lan ı l acaksa, o zaman tamı tamı na ayn ı an lamda işlevsel bir küme olmayan, her durumda ayrı bir isim veri lmeyi· hak edecek kadar büyük top lumsal önem taşıyan ve bir top lumu yöneten azı n l ı k için başka bir deyime gereksinim ol acak. Burada, siyasal erk ve nüfuz ku l l;;tnan ve siyasal önder lik savaş ı mlar ına katı l a n tüm bu kümeleri ad land ı rmak için Mosca' n ı n « s iyasal s ı n ı f» deyimini ku l ­lanacağ ını ; ve siyasal s ı n ıf içinde veril i herhangi bir zamanda, bir top lumdaki siyasal erki gerçekten ku l l anan bi reylerden oluşan da-

17 Raymond Aron, «Social Structure and the Ruling Class, Part I», British Journal of Sociology, I ( ı ), 1950.» "Sınıf" toplumbilimi ile "seçkin" toplumbilimini bir bireşim olarak bir araya getirme sorunu . . . Şu soruya indirgenebilir : "Modern toplumlardaki toplumsal farklılaşma ile siyasal hiyerarşi arasındaki i l işki nedir?"»

18 Bkz . Aron, The Opium of the Intellectuals (Landon, 1957).

15

Page 16: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

ha küçük b i r kümeyi, «s iyasa l seçkinleri » ayırt edeceğinı . 1 9 Böylece s iyasa l seçkinleri n kapsamın ı bel i r lemek görece kolay olacakt ı.r : bu kesim hükü.met ve yüksek idare üyeleri n i , askeri ön­derleri, k imi durumlarda da, b i r aristokras in in ya da kra l iyet hanes in i n s iyasal açıdan nüfuz lu a i leleri n i ve güçlü ekonomik ku­ruluş lar ın önderleri n i içermekted ir . S iyasal s ın ı fı n s ın ır ları n ı bel i r­lemekse daha zordur; elbette siyasal seçki n l eri içerecektir bu s ın ı f ama i ktidarda olmayan siyasal parti önderler iy le yeni topl umsa l ç ıkarlar ın ya da s ın ıfların temsi lc i leri nden (örneğin işçi send ikası önderleri), işadamı kümelerinden ve etk in s iyaset y9paıı ayd ın lar­dan da oluşan « karşı-seçkinleri»de içereb i l ir . Dolayısıyla s iyasal sın ıf b i rbi rleriyle değişen ölçü lerde işbir l iğ i , rekabet ya da çatışma ha l inde olabi len çok sayıda kümeden oluşmaktad ır . '

S iy;;ısal seçkin kavramı Mosca ve Pareto tarafı ndan yen i b i r top lumsal b i l im in anahtar dey imi o larak sunu lmuştur,20 ama bu kavramın onları n yaz ı larında pek de aç ık ol mayan b i r yönü vard ı ; b u kavram modern demokrasiye karşıt olan ya da o n u eleşti ren ve modern sosya l izme daha da karş ı t bir s iyasal öğreti n i n b i r parçası n ı o luşturmaktad ı r.2 1 C . J. Friedrich, ondokuzuncu yüzyı l ı n üstün bireylerden oluşan b i r seçki n kes im in yönetimi üzerine bütün ondokuzuncu yüzyı l Avrupa öğreti lerin i n -Mosca, Pareto ve Bruckhardt' ı n düzyazı i ncelemeleri kadar Carlyle' i n kahraman felsefesi ve Nietzche'n in üsti nsan görüşünü de içine alan öğreti­lerin- « henüz b i rçok feoda l ka l ı ntıyı barı nd ı ran bir top lumun dölü » olduklar ına ve bu öğreti lerin eski top lumsal h iyerarşi fik i r­lerin i yen iden canlandırmak ve demokrati k fik i rleri n yayı l ması n ı

19 Bu da Raymond Aron tarafından şu makalesinde önerilmiştir: «classe so­ciale, classe politique, classe dirigeante», European Juornal of Sociolo­gy, I (2), 196Q; ben de onun öncüllerini bir yere kadar izlemekteyim.

20 Her iki yazar incelemelerinin pozitif, bilimsel karakteri üzerinde şiddetle ısrarlıydılar ve bu konudaki katkıları James Burnrntm'.ın The Machiavel­lians'ında çok olumlu olarak değerlendirilmiştir.

21 Sosyalist öğretilerin ve hareketlerin el eştirisi, daha sonra incelenecek olan Robert Michels'in Political Parties adlı eserinin çok önemli bir yönüdür.

1 6

Page 17: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

enge l lemek iç in b i rçok fark l ı çabayı temsn ettiğ ine d i kkat çek­mişt i r .22 B u öğret i ler in top lumsal çevresi , s iyasal önder l i k sorunu-. mın tam da sah ici b i r burjuva demokra�isi kurmayı başaramamış, yani feodal öğeler in özel l ik le güçlü olduğu ü l kelerdeki toı:ilum ­b i l imc i ler tarafından ortaya atı lmış olduğunu öne süren G. Lukacs tarafından tan ı mlan maktad ı r; G. l :.ukacs bu zih i nsel uğraş ın ben­zer ve t ip ik görü nümleri olarak (Almanya'da) Max Weber' i n « karizma>> kavramı na ve (İta lya'da) Pareto' -nu n «Seçk in lerıı kavramın a i şaret etmekted i r. 2l

Seçkinler fi kr iyle demokrasi fi kri arasındaki karş ıtl ı k i ki b iç imde d i le geti r i lebi l i r : İ l k i1 seçki n kuramlar ında b i reysel doğal yetenekler in eşits iz l iğ i üzerinde ı srar la duru lmas ı , b i reyler i n temeldeki eşitl iğ in i vurgulamak eği l im i ndeki demokrat ik s iyasal düşü ncen i n özsel b i r çizg is ine karşı ç ıkmaktad ır; i k i rıci olarak da,

- yönetic i b i r az ı n l ı k fikri demokrat ik çoğun luk yönetim i kuramıyla çel i şmektedir . Ama bu karşıt l ığ ın i lk bakışta görüldüğü kadar kes in ve aş ırı olması h iç de gerekmez. Demokrasi önce l i k le b i r s iyasal s istem olarak kabu l ed i l iyorsa, b i rçoğunun yaptığı g ib i , « halk tarafından hükümetiri» (yani çoğun l uğun fi i l i yönetim in in ) uygu lamada olanaksız olduğu, s iyasal demokrasi n in esas olarak toplumdaki erk konumların ı n prensipte herkese aç ık olması an­lamına geld iğ i , erk iç in rekabet demek olduğu, erki el i nde tutan­ları n her zaman seçmenlere karşı sorumlu olduğu pekala öne sürülebi l i r. Schumpeter, demokratik yöntemi , ((bireyler i n karar al­ma erk in i , halk ın oyu i ç i n rekabetç i b i r savaşım yoluyla elde et­t ik ler i , s iyasal kararlara varmanı n kurumsal düzenlen iş i » olarak tan ı mlarken, o zamandan bu yana yaygı n kabu l gören böylesi b ir demokrasi görüşün ü ortaya atıyordu .24 Ayn ı şeki lde, daha önceki

-b i r aşamada seç k i n kuramc ı ları n ı n görüşleri nde «do laysız eylem » i n ve bir öndere koşu lsuz boyun eğiş in i rrasyonel b i r

22 Cari J. Friedrich, The New lmage of the Common Man. 23 G. Lukacs, Die Zerstörung der Vernunft. 24 J. A. Schumpeter, Capitalism, Socialism and Democracy.

17

Page 18: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

hakl ı lanışını saptayaıı25 Kari Mannheinı,

sonralan bu kuramları demokrasiyle bağdaşır sayar: « . . . siyaset fii len seçkinlerin ellerinde şeki l lenir; anıa bu, toplumun demokratik olmadığı anlamına gelmez. Çünkü bireysel yurttaşlar, hükünıette dol aysız bir rol oy­n amaktan hep alık.ansalar bile, en azından bel li aralarla arzu larını duyurma olanağına sahiptirler.ıı26 Kaldı ki, demokrasinin bir siyasal sistemden daha fazla şeyleri kapsadığı düşünü lse bile, seçkin kuramlarıyla yine bağdaşabilir . olduğu pekala öne sürülebilir; çünkü demokrasinin bir toplum biçimi o larak içlemle­diği savlanabilen eşitlik fikri kolayca «fırsat eşitliği » olarak yeniden yorumlanabilir. Demokrasi o zaman -siyasal olduğu kadar·ekonomik ve kültürel- seçkinlerin i l ke o larak «açıb olduğu ve üyelerini gerçekte bireysel meziyetlere göre fark l ı topl umsal katmanlardan topladığı bir toplum tipi olarak ele al ınacaktır . Seçkin lerin bir demokrasideki yerine i l işkin bu an layış, gerçekte seçkinlerin dolaşımı kuramıyla öngörü lmekte ve Mosca'nın yazılarında açıkça ifade edilmektedir.

Bu noktada, tartışmış olduğum her iki anlay ış ın -siyasal rek­abet f ı rsat eşitliği anlaşılar ı n ı n» liberal ya da laisses-faire ekonomik kuramı n doğal uzantı ları olarak sunulabileceğini belirt­mek gerekli. Schumpeter bunun pekala farkındaydı: «Bu (siyasal önderlik için) yarışma kavramı ekonomik alandaki yarışma kavramına benzer güçl ükler sunar ki bu ikisinin karşılaşt ı r ı lması çok yararl ı olabilir»27 daha yakı n larda bir yazar ise bu bağlantıyı daha güç lü biçimde dile getirmiştir: « . . . seçkinler kuramı özünde toplumsal faissez-faire'nin incelti lmiş halinden başka bir şey değildir. Eğitim f ı rsatı öğretisi yarışmaya ve "ilerlemeye" ağırlık ver.en ekonomik bireycilik öğretisinin bir sil üetidir yal n ızca.»28

25 Kari Mannheim, ldeology and Utopia (1929, İngilizce çev. 1936), s. 119 .

26 ldem, Essays on the Sociology of Culture. 27 J. A. Schuriıpeter, op. cit .. s. 271. 27 J. A. Schumpeter, op. cit., s. 271. 28 Raymond Williams, Culhıre and Society (Penguin Books basımı), s.

1 8 '

Page 19: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

Dolayısıyla bir anlamda Pareto ile Mosca'nı n seçkin kuramları (onlar ı n bugünkü ardı llar ının kuramları da) genel demokrasi fikrine karşı t değildi. Onların esas ve temel uzlaşmaz karşıtlıkları , gerçekte sosyal izm, özellikle de Marxist sosyal izmdi. Mosca'nı n yazdığı gibi: «Yaşamakta olduğumuz dünyada, sosyalizm ancak, şu anda toplumsal incelemelerde h ü kü m süren metafizik ve iyimser yöntemler gerçekçi bir siyasal bilim taraf ından yok edil­diği takdirde durduru lacaktır ... » Pareto, Weber, Michels ve diğer­lerinin farkl ı biçimlerde gel iştirmeye yardımcı olduklar ı bu «gerçekçi bilim» Marx' ın toplumsal s ı n ı f lar kuram ı n ı herşeyden önce iki esas noktada çürütn:ıeyi amaçlıyordu: İ lki, çoğu toplum­larda, özel l ikle de modern sanayi toplumları nda, değişmez ve ka­pal ı bir egemen s ın ı f ın ol uşmasın ı önleyen seçkin lerin sürekli olarak dolaş ımı n ı ortaya koyarak, Marxist bir «egemen sın ıf» kavrayışı n ın yan l ı ş olduğunu göstermek; ikincisi de, her toplumda fiilen yöneten bir azın l ı k bulunduğu, bu lunmak zorunda da olduğu için sı n ıfsız bir toplumun· olanaks ız l ığ ın ı göstermek. Meisel'in çok yerinde olarak açıkladığı .gibi: «"Seçkin" kavramı başta bir orta sınıf nqsyon uydu .. . (Marxist kuramda) .. . Proleterya s ın ı fsız toplumu başlatacak nihai s ın ı f olacaktır. Hiç de değil. Ter­sine tüm toplumlar ın geçmiş ve gelecek tarihi o toplumların ege­men srn ıf ları n ı n tarihidir . . . Her zaman bir egemen s ı n ı f, dolayısıyla da sömürü olacaktır. Bu seçkinci kuramın ondokuzun­cu yüzyıl ın son on yılında tomurcuklanırkenki anti-sosyalist, özel­likle de anti-marxist yan l ı l ığıdır.»29 Seçkin kuramları ayrıca, ege­menliğini ekonomik ve askeri erk sayesinde kuran bir sın ı f nos­yonu yerine, üyelerinin üstün nitelikleri nedeniyle egemen olan. bir seçkinler nosyonu koyarak daha genel bir biçimde sosyalist öğretilere karşı çıkarlar. Kolabinska'nın dediği gibi, « . • . "seçkin" deyiminin i lettiği başl ıca nosyon üstün lük

,nosyonudur . . . »30

29 JH. Meisel, op. cit., s. 10. 30 M. Kolabinska, op. cit., s. 5, S.F. Nadel de, «The Concept of Social

Elitese, International Social Bulletin VIII (3), 1956, denemesinde, «toplumsal üstünlüğü» bu kavramdaki i deolojik öğeyi önemsemeksiz in b i r seçkinin ayırtedici özelliği olarak vurgular.

1 9

Page 20: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

Seçkin kuram lar ı ndak i ideo loj i k öğe ler üzeri nde bu düşünceler k im i i lave soru n lar ı da ortaya ç ı karmaktadır. Bel irtmiş olduğum gibi seçkin ler fikri n i demokratik toplumsal kurumlarla uzl aşt ı rmak m ü m kü nd ü r; y i ne de, seçk i n kuram lar ı n ı n i l k savunucular ı s u götürmez birer demokrasi düşmanıyd ı l ar (bunun­la b i r l ikte Mosca İta lya'daki Faşist yönet imi yaşadıktan sonra görüşler i n i b i r ölçüde değişti r ip, demokrat ik hükümetin k imi yön­leri n in özen l i b ir savunucusu olur) ve bu düşman l ı k ortaya bi l im- . sel siyaset kuraml arından çok topl umsal m i tler koyan Carlyle ve Nietzsche g ib i lerinde daha da bel i rgind i r. B u nas ı l açıklanacaktır? Önce bu ondokuzuncu yüzy ı l düşünürleri demokrasiyi farkl ı b ir şeki lde « yığı n ları n » apaç ı k b i r gerek l i l ik le sosyal izme gidecek «ayaklanmalar ında» b i r evre olarak görmekted i rler. Böyle l ikle, demokrasiyi eleştir ir lerken dolayl ı bir yoldan sosyal izmin ken­d is iy le savaş ıyor lard ı . Dahas ı , seçk in kuramcı lar ı n ı n b izzat Schumpeter' ink i gibi yen i demokrasi tan ım ları üretmede öneml i etki l eri o lmuş, bu tan ı mlar daha sonra demokrasi n i n seçki n ler nosyonuyla bcığdaşı r l ı ğ ı na örnek tutu l muştur. Topl u msal düşüncede, gerek modern demokrasi , gerekse modern sosya l izm anlayış lar ı n ı etki lemiş olan bu gel i şmeler, sonraki b ir bölü mde daha ayrı ntı l ı b iç imde i ncelenecektir.

Seçk in kuramlar ı n ı n b i r başka karakteristiği sosyalizme karşı yöneltilen b i rç.ok yen i toplumsal kuramda yeniden-üreti l m iştir; şöyle ki , bu kura mlar öze l l ik le Marx ism'de bulundukları bel i rlen­inıciHği (determinism) eleşt ir i rken, kendi leri eşderecede s ık ı bir tür bel i rlenimci l i k kurma eği l im i göstermekted ir ler. Seçkin ku­ramların ı n temel savı sadece b i l inen her toplumun yönetici bir az ı n l ı k ve yöneti len b i r çoğun luk şekl i nde i kr katmana böl ünmüş . olduğu değ i l , tüm top lumlar ın bu şeki lde bölünmek zorunda

. olduklarıd ı r. Bu hangi �)akımdan Marxism'den daha az bel ir len­inıci l i kt ir ki? Zira i nsan l ar ister s ı n ıfsız topluma u laşmak zorunda olsun lar, isterse ona u laşmaktan her zaman iç in zorun lu olarak a l ı l <onu l nıuş bu lunsun lar, i kis inde de el leri kol ları eşit biçimde bağ l ı deği 1 m i d i r? Örnekler i n benzer o lmaeığ ı ; seçk in

20

Page 21: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

kuramcı ların ı n öbür olası l ı klar ı aç ı k b ı rakması na karş ı yal n ızca tek bir toplum b iç imi ı ii olanaksız olarak d ı ş lad ığı (Mosca da toplumsal b i l im lerde neyin asla olmayacağını öngörmen i n, neyi n tam olarak olaca�>ı n ı öngörmekten daha kol ay olduğunu öne sür­müştür); buna karş ı l ı k Marxistleri n bel l i b i r top lum biç im in i n zorun lu olarak oluşacağı öndeyiş i nde bu lunduklar ı şeki lde iti ra­z lar yükseleb i l i r . A·ma, ayn ı şeki lde, seçki n kuramcı ları n ı n -özel ­l i kle de Pareto'nun -tek t ip bir siyasal toplumu n evrensel ve zorun lu olduğunu savlad ı kl ar ı , Marx istler in ise bu «seçkin ler ve yığı n lar yasas ı »n ı n evrensel geçerl il iğ i n i yadsıyarak, i nsanın yen i toplum b iç imleri n i i mgeleme ve yaratma özgür lüğünü savundu..k­lar ı pekala söylenebi l i r. Kısacası, her i ki kuramda da, az ya da çok vurgu lanabi lecek bir toplumsal bel i rlen i mcil i k öğesi bu lunmak­tad ır .

Bu soruya ş imd i l i k ya l n ızca seçk in ler kavram ın ı n ideoloj i k ve kuramsal yön l eri aras ı ndaki bağlant ıy ı ortaya ç ı karmak amacıyla değin iyorum. Bu kavram göz lem lenebi len bir top lumsal görüngüyü d i le getirmekte ve top lumsal olaylar ı , özel l i kle s iyasal değişmeleri açıklamaya çal ışan kuramlar arası nda yer in i a lmak­tadır . Ayn ı zamanda, seçki n ler kavram ı toplumsal düşüncede kendi s in i öyle b i r zamanda ve koşu l larda ortaya koymuştur k i , ekonomik l i bera l izm ve sosyal izm arası ndaki yar ışmady hemen . ideoloj i k b i r an lam-önem e lde etmiş ve ideoloj i k amac ın ı açı k açık ifade eden öğreti l erde iyice yayg ı n l ı k kazanmışt ı r. Daha son­ralar ı b i le, hatta ideoloj i -sonrası olduğu idd ia ed i len çağım ızda b i le, bu kavram katıks ız bi l i msel b i r z i h i n yapısı olarak görüle­mez; çünkü her top lumbi l imsel kavram ve kuramın i nsarıları n gün lük yaşamlarındaki düşünce eylemleri ü zerinde etki s i ne­deniyle ideoloj ik b i r gücü vard ır . Ya toplumsal b i r öğretiyle döl­lend iğ i i ç i n, ya da herhangi b i r dolays ı z doktri ner etkiy i d ış laması na karş ın , y ine de top lumla yaşamın bel l i öze l l i klerine d ikkat ed i p, bunlar ın a l t ın ı ç izerek ve d iğer yön leri gözardı ed­erek, böyle l ik le de i nsan ları mevcut koşu llar ı n ı ve olası gelecek­ler in i başkası yerine bel l i b i r ter imler kümesiyle d üşünmeye i kna

21

Page 22: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

ederek b u etkisi n i gösterebi l i r. D�mek ki kavramsal bir şeman ın ya da b i r kuram ın ideolojik yönüyle eleşti r is i , sadece onu n daha geniş bir i nsan ve top lum öğreti s iyle bağlantıs ın ı göstermek ve bir başka top lu msal öğretiyi onun karş ıs ına koymak deği ld i r; ayrıca

.veya esas o larak, kavram l ar ı n ve kuram l arı n b i l imsel s ı n ı r l ı l ık lar ı n ı göstermek ve toplum alan ı nda fii len olup b iten ler i daha doğru ve daha uygun biç imde bet imleyecek yen i kavramlar ve kuraml ar önermektedir. Kitab ı n bundan sonrasında büyük ö lç üde seçkin ler fikr in in böy lesi bir eleşti rel değerlendi rmes in i ya­pacağı m ve b i l imsel kuramlar aracı l ığıyla kör topal d i le geti r i len rakip top l u msal öğreti ler le i lg i l i b ir tartışmaya ancak kitab ın so­n unda döneceğim.

22

Page 23: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

-11-

EGEMEN SINIFTAN İKTİDAR SEÇKİNLERİNE

Mosca ve Pareto'nun yeni b i r s iyaset b i l im i yaratmak iç in or­taya koydukları çaban ın neden i , görmüş olduğumuz g ib i , on lar ı n sosyal izme, özel l i k le de gel i şmekte o lan işç i h areket ine göz le görü l ü r b i r düşünsel enerj i ve özgüven sağlayan Marx' ı n top lum­sal kuram ı na karşıtl ı klar ıd ı r. James Burnham' ı n onlara verd iği ad­la 1 «Makyavelc i ler» i n bu yen i b i l imi Marx' ı n topl umsal s ı n ıflar ve s ın ı f çatışması kuramından üstün müdür?

1

Marx'ın kuramı kı saca şu önermelerle ifade ed i leb i l i r : 1 ) En i l ke l i d ış ında her toplumda i k i i nsan kategorisi ayı rte­

d i lebi l i r: (a) b i r egemen s ı n ıf ve (b) b i r ya da daha çok sayıda bağım l ı s ın ıf.

2) Egemen s ın ıf ın başat konumu, onun başl ıca. eko nomi k üret im araç lar ına sah ip olmasıy la açıklanmaktad ı r ama onun siyasal egemen l iği , askeri güç ve fi k ir ü ret im i üz­erinde gerçekleşt i rd iği etkiyle pekişt ir i l mektedir .

3) Egemen s ın ıf la bağı m l ı s ı n ıf ya da s ın ıf lar arası nda sürek l i çatı şma vard ı r; bu çatışman ı n mah iyeti ve yönünü önce l i kle ü retic i güç ler i n ge l i şmes i , yan i teknoloj i k değişmeler etki l er.

4) S ın ı f çatışmas ı n ı n ç izgi leri en keski n b iç im iyle modern kapital i st top lumlarda ç iz i lm i şt ir ; çünkü ekonomi k ç ıkar fark l ı l aşması , feodal top lumdaki ler gibi k iş i se l bağlar tarafından çapraşık laştı r ı lmamış olarak en aç ık b iç imde bu toplumlarda ortaya ç ıkar; keza kapital i zm i n gel i ş i servetin top lumun b i r ucunda, yoksu l luğun da öbür

James Burnham, The Machiavellians.

23

Page 24: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

ucu nda daha önce h iç görü lmemiş b i r biçimde yoğun­laşması ve toplumun ara ve geç iş katn 'ian ları n ı yavaş ya­vaş ortadan kaldı rmas ıyla s ın ı flar ın başka herhangi b ir top lum ti p inde varolanclan daha köklü b i r kutuplaş ını ı n ı beraberinde geti r i r.

5) Kapi ta l i st top l umdaki s ı n ıf savaş ım ı çal ışan s ı n ı fı n zafer iy le sona erecekt ir ve b u zaferi s ı n ı fs ı z b i r toplumun kuru luşu iz leyecektir . S ı n ıfs ız bir top lumun ortaya ç ı k ış ın ı ümi t etmek iç in b irçok neden· öne sürül mekted i r. Önce, modern kapita l izm gelecekte yen i top lumsal böl ünmeleri üretmesi o lanaksız olan türdeş b i r işçi s ı n ıfı yaratma eği l i mi ndedi r. İ ki nci olarak, b izzat işç i ler in devr imci savaş ım ı işbir l iği n i ve bir kardeşl i k duygusunu doğurmaktadır v e bu duygu, devri m hareke­tin i n ürettiği ve ı\'.larx' ı n kençl i düşünces ine de s inmiş

. o lan ah laki ve toplumsal öğreti l er le güçlenmektedir. Üçüncü olarak, kapita l izm s ın ı fs ız b i r toplumun madd i ve kü l türel şartların ı yaratır -maddi şartları, tüm insan­l ar ın gereksin im leri n i n karş ı lanmas ın ı mümkün kı lan ve fiziksel yaşamı sürdü rme savaş ım ından s ı n ır lar ı kald ıran engin üretken l iğiyle; kü l tü re l şartlarıda, « kı rsal yaşamın bön lüğ ü n ü » a l t etmes iy le, okuryazarl ığ ı teşvi k etmesiyle, b i l i msel b i lgiyi yaymasıyla ve halk yığı n ları n ı s iyasal yaşama katmasıyla yaratı r.

Marx ' ı n kuramı, toplumsal b i l im lerde o zamana değin ortaya konmuş en kapsam l ı , en s istemati k kuramdı ; geriye dönüp bak ı ld ığ ında, bu kuramın geçen yüzy ı l boyu nca top lumsa l d üşünceye egemen olması ve işçi hareketin i n gel işim in i böyles ine güçl ü biçimde etki lemiş o lması h i ç de şaşırtıcı deği ld i r . Öte yan­dan, gözüpek ve kapsam l ı genel lemelerin i n ve bu genel lemeler in üzerine kuru l d uğu öne sürü len devrimci öğretin i n bunca çok sayıda eleştire l ya lan lamayı cezbetmesi de şaşı rtıcı değ i ld i r. E leştirilerin b iç imleri çok çeşi t l id i r . B i r düzeyde, çok genel söz­lerle, tar ihsel değişmelerin karmaş ık l ığ.ı na o las ı l ı k la gereken

24

Page 25: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

rleğeri veremeyen teknedense! (monocausal) kuram değer­lend irmesiyle ekonomik tar ih yorumuna sa ld ı rı l nıaktad ır . Gerek Mosca, gerekse Pareto bu tarz savlar sürmüşlerd i r öne ama tartı şmayı sürdürürlerken, Marx' ı n kuram ın ın kapsamı n ı haksız b iç imde gen i ş letmiş lerd i r. Marx tüm top lumsa l ve kü l türel değişmeler in ekonomik etmenlerle açık lanabi ,leceğin i söyleme-. mişti . Başl ıca top lum t ip ler i n i n , öncel ikle de Avrupa uygarl ığ ıyla anlaş ı labHecekleri n i ve bir top lum t ipinden bir d iğerine bell i başlı değişmeler i n ekonomik faa l iyetlerde yen i ç ı karları o lan yen i toplumsal kümeler yaratan değiş ik l i k lerle açıklanab i leceğ in i sap­tamaya ça l ı şmıştı . Marx' ı n kuramı na yöne l ik daha c iddi b i r eleşti r i , onun tan ımladığı baş l ıca b i r ya da daha çok top lum tip­i n i n , ekonomi k-olmayan etmenlerce ortaya ç ıktığ ın ı , varl ığ ın ı sürdürdüğü nü ya da çözdüğünü göstermek olurdu. Sözgel i ş i , Avrupa feodal izm i n i n yükse l i ş i n i ekonomik etmen lerle açı kla­man ı n güçlüğüne ve topl umsal kurumlar ın değişen ekonomi k şartlarda b iç imleri n i sürdürme eğ i l im ine d i kkat çekerken Schum­pete.r'in n iyeti budur: « Top lumsal yap ı l ar, t ipler ve tutumlar ko­laY,ca erimeyen maden i para lard ı r . B i r kez b iç im ver i ld i kten son­ra olasılıkla varlıklarını yüzlerce yıl sürdürür ler. Keza farkl ı yapılar ve tipler hemen her zaman varl ık lar ı n ı sürdürme yet is ine farkl ı derecelerde sah i p olduk ları·i ç in , gerçek grup ve u lus davran ış ının, başat ü retim süreci b iç imlerinden çı karsamayı dened iğimizde ol­mas ın ı bekled iğ imizden az çok saptığı n ı görmekteyiz . Bu genelde geçerl i o lma�la b i rl i kte, en açık biç imde, çok dayan ık l ı b i r yapı kend i s in i bütün olarak bir ü l keden bir başkasına naklett iğinde görü lü r . . . . Bunun la i l g i l i b i r durum göz korkutucu önemdedir . Feodal toprakbeyl iği t ip i n i n Frank kra l l ığı nda al\ ıncı ve yed i nc i yüzy ı l l ar s ı rası nda ortaya çı k ı ş ı n ı düşü n ü n . B u "kes i n l i k l e t;µl umun yap ı s ı na yüzyı l l a r boyu nca b iç im veren , ayrı.ca gereks in im ler ve teknoloj i dah i üret im koşu l ların ı etk i lemiş en öneml i o laylardan bir iyd i . Ama bunun en ya l ı n açı klaması, yen i topraklar ın kesi n e l e geç i r i l i ş i nden sonra feoda l toprakbeyleri ha­l i ne gelen a i l eler in ve b i reyleri n daha önceleri doldurdukları

25

Page 26: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

(gerçi bu iş levi e l leri nde tutmayı sürdürdü ler) askeri önderl iğ in i şlevi nde bulunmaktadı r.2 Avrupa'da ve başka yerlerde feodal top lumlar ın ortaya çı kış ı gerçekten de Marx i st kuram iç in hayl i çet in b i r sorun yaratır; çünkü bu toplumlar ın askeri önder l ik ge­lenekleriyle büyü k ölçekl i toprak sahip l iği n i n yerleş i k b i r tar ım toplumundaki bir leşmesi nden dolaysız olarak doğduğu (böyle l ik­le ekono_mi k b i r tar ih yorumu nun tümüyle dişında kaldığ ı ) kabul ed i lebi l i rse de, bun lar esas olarak merkezi i mparatorluklar ın bölünmesine cevap olarak ortaya ç ıkan s iyasal yaratım lar g ib i görünmekted ir ler.

Marx' ı n kuramı n ı daha da h ı rpalayacak benzer ç izgide bir eleşti ri de, modern kapital izm i n kökenleri n i n ekonomi k yorumu­na, yani Marx' ı n en ayrı ntı l ı şeki lde i ncelediği ve kuramı iç in

·kes i n del i l sağlad ığ ın ı düşü ndüğü b i r top l um t ip i nden b i r başkası na geç iş in açı klan ış ı üzeri ne kuşku düşürecek b i r e leştir i o lurdu. Max Weber' i n, Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhu'n� da, modern kapi ta l izmin gel işmesi iç in, Marx' ı n ongerekl i l i k sayd ığı ekonomik değişmelerin ve yen i b i r. s ın ıfı n ol uşmas ın ı n yan ı s ıra, i nsan l?r ın çal ışmaya ve servet b i r iki m i ne karş ı tutum­farı nda, protestan d in i n i n neden olduğu rad i ka l bir değişi k l iğ in de gerekt iğ i n i gösterme çabası, bu tür e leşt i r i ler in en tan ı nmış ıd ır . Weber iddias ına -protestan öğret i leri n i n esas olarak kapi ta l ist ekonomi k faal iyetlere zaten g irmiş bu lu nan toplumsal kümelerce kabu l ed i lm i ş ol ması da dah i l - bi rçok kayıt lama get i rm i şt ir ama feodal izmden kapita l izme geç i ş i n sadece ve esas o l arak ekonomi k etken lerden kaynakland ığı n ı yadsıd ığı ölçüde, We­ber' i n savları yine de Marx' ı çürütme çabası olarak kal maktad ır . Peki de, Weber' i n kendi tezi ne kadar geçerl id i r? Bu tez çeşitl i gerekçele�e dayanı larak e leşt i r i lm işti r : Weberqn tez i n i n protestan ahlakın ı betimleyişi ve protestan l ı k ve kapitalist gir iş im arasındaki bağı açı klayış ı tar ihsel olara� yeters izd i r; d aha da genelde bu tez kapita l i zmin doğuşu üzer ine bağımsız b i r açı kl ama sağlamamak­tad ı r. Weber' i n bunu yapab i lmesi i ç i n sadece protestan ah lakın ı n

2 J. A. Schumpeter, Capitalisıri, Socialism and Democracy, ss. 12-13 .

26

Page 27: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

yen i ekonomik tutumlar ın biç imlenmesi nde önem l i b ir unsur olduğunu deği l , ayrıca bourgeoisie çevre ler i nde tomurcuklanan başka hiçb i r fikrin aynı amaca hizmet edemeyeceğini , dolayıs ıy la da tarihsel Reform olayının kapita l i zm in gel i şmesi nde özsel olduğunu göstermesi gerekird i . Son yı l l arda Weber' i n tez i ne, toplumsal değişmeleri hız landırma veya geci kti rmede ideoloj i­ler in önemin i ; Marx' ın kuramına göre daha fazla vurgu lamasıy la (Marx'ın faydac ı l ığı bourgeoisie'n i n ideo loj i s i olarak çözümlen­mesi ne karş ın ) daha ölçü l ü bi r değer b i ç i lmeye başland ı . ·

Günümüzde, bizzat Marxiszmin hız l ı endüstri leşmeyi kuvvetle destekleyen b i r ideoloj i olarak başar ı ları n ı , öte yandan da . H i nd is­tan g ib i geri kalmış ü l kelerde geleneksel i nançlar ın geci kt i r ic i et­k i leri n i yaşadığ ımız iç in , ideoloj i le r in top lumsal değişmedeki öneml i rol ünü daha iyi görebi l iyoruz.

Marx ' ı n egemen s ın ıf kavramı nın değeri genel top lumsal ku­ramın ın doğru luğuna dayanmaktadır. Eğer bu kuram evrensel o larak geçer l i değ i l se, b i r egemen s ı n ı f ı n ü reti m araç lar ı sahipl iği nden olduğu kadar, askeri ikt idardan ya da modern çağlarda s iyasal b i r part i n i n i kt idarı ndan kaynak land ığ ı da düşünü lebi l i r . Ne var ki, bir egemen sı n ıfın bütü n l üğünün çeş it l i i kt idar -ekonomik, askeri ve s iyasal- t ip ler in i n deri ş im in i gerekti r­d iğ i ; n itek im çoğu top lumda l;ıu s ın ı fı n ekonomi k erk i n ele geç i ­ri lmesiy le oluşmaya baş lad ığı y ine de öne sürü lebi l i r . Ama bu egemen b i r s ın ı f f ikrine i l işk in daha özel b i r soruya yol' açmak­tad ı r. En yal ı n ı ve i lke l i d ı ş ı nda her toplumda bu erk deriş im i görü l mekte ve b i r egemen s ı n ı f oluşmakta m ıd ı r ? Burada, farkl ı top lum t ip lerin i n, Marx ' ı n açıkça b i r egemen s ı n ı f i l e bağım l ı s ı n ıflara bölünmüş bir top lum model i ne farkl ı ölçü lerde uyduğu hemen söylenmel id i r. Bunu olası l ı k la en destekleyic i örnek, ayırt ed ic i öze l l iğ i toprak mü lk i leyet in i , askeri gücü ve s iyasal yetkiyi e l i nde sımsıkı tutan, keza kudretl i b ir k i l i sen i n i deoloj i k desteğin i d e a lm ı ş savaşçı bir s ı n ıfı n3 egemen l iğ i o lan Avrupa feodal­izmid i r. Ama burada b i le birçok kayıt lamalar gerek l id i r. Tu­tunum lu (mütecanis) b i r egemen s ı n ı f fi kri, feodal top lumlar ın

3 Bkz . Marc Bloch, Feudal Society, Cilt II, Kitap III, Bölüm I .

27

Page 28: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

özgüllüğü olan siyasal iktidarın özeksiz yönetimiyle (decentral­ization) çakışnıaktadır;4 bu özeksiz yönetimin üstesinden gelin­diği aşamada da -mutlak monarşilerde- Avrupa toplumları artık · sözcüğün tam anlamıyla savaşçı bir soyluluk tarafından yönetilnıiyorclu. Bununla birlikte, ancient regime'in 60yluları bir egenıen sınıf ideal tipine yaklaşmaktadır.

Marx'ın modeline birçok bakımlardan gayet iyi oturan bir başka örnek erken kapital iznı bourgeoisie' sin inkiclir. Bour­geoisie' nin önemli bir sınıf olarak gelişmesi ekonomik alandaki yükselişine de toplumdaki -siyasette, idarede, silahlı kuvvetlerde ve eğitim sistemindeki- diğer erk ve prestij konumlarının kazanılması eşlik etmiştir. Toplumun değişik alanlarındaki erkin ele geçirilmesi, Avrupa ülkelerindeki birçok çeşitlemesi olan uzun ve karmaşık bir süreçti ve Marx'ın modeli de -yerli bir sınıfın yük­selişinin en şiddetli ideolojik ve siyasal anlatımı olan- Fransa'daki devrim deneyimleriyle İngıltere'deki sanayi devriminin deneyim­lerini bir araya getiren, karmaşık toplumsal gerçekliğin bir soyut-

, lamasıydı. Ne var ki, olayların düzeni Marx'ın şemasına genel olarak uymaktadır; İngiltere'de 1832 Reform Yasası (Reform Act) siyasal erki bourgeoisie'ye verdi ve epeyi bir süre Parlamento ve kabinelerin toplumsal kompozisyonunu değiştirmese bile, yargının karakterinde değişikliklere yo1 açtı.5 1855!den sonra Devlet Görevliliğinde yapılan reform üst orta sınıftan adaylar için en yüksek idari kademelere giden yolu açtı;& keza kamu

4 5

6

Marc Bloch, op. cit.

Bkz. W. L. Guttsmai1, The British Political Elite, Bölüm 3, «The chang­ing social structure of the British political el ite: 1868-1955».

Bkz . J. Donald Kingsley, Representative Bureaucracy, özellikle Bölüm III, «Middle Class Reform: the Triumph of Plutocracy», Kingsley, «Orta

.sınıflar 1870'e doğru hemen her cephede ancient regime'i yok etmişti (ama) esas kazanımı bu sınıfların üst mertebeleri elde etmişti. Avam Ka­marasında zengin tacirler, bankerler, sanayiciler toprak sahiplerini yer­lerinden ediyorlardı ve fazla geçmeden kabinedeki yerlerini almaya başlayacaklardı . Devlet hizmetinde bir· ölçüde benzer bir değişme olmuştu. Y üksek görevlere gelmek artık aristokratik nüfuz konusu ol­maktan çıkmıştı. Kapının kilidini açan anahtar şimdi . . . yeni sisteme "plü­tokratik bir karakter" veren pahalı bir eğitimdi». (s. 76).

28

Page 29: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

oku l lar ın ı n gel i şmesi yeni zengin sanayi ve ticaret a i le leri n i n çocukları na, seçki n görevler i ç in yeni eğit im fı rsatları yarattı . Bourgeoisie ayrıca, Marx' ın cıçık lamasına göre, siyasal i kt isatçılar­dan ve faydac ı fi lozoflardan güç lü ideoloj i k destek ald ı .

Ne var k i , bourgeoisie bi rçok bakı mdan feoda l soy lu luğa göre çok daha az tutunum lu b i r egemen s ın ı f görünümünded i r; askeri , siyasi ve ı;>konomik erki fi i l en ayn ı kişi lerde bir leşti rmez ve bourgeoisie'yi (Marx1 ın söylediği g ibi ) temsil eden farkl ı kümeler aras ında ç ı kar çat ışmaları o lası l ığ ı doğar. Dahası, kapita l i st toplum feodal topl umdan daha açık ve daha hareket l id ir ; öze l l i k­le de ideoloj i k ·alanda, dü nyevi düşü nsel uğraşlar ın gel i şmesiyle, çatışan öğret i ler doğabilir . Marx i ki başf ı ca s ın ıfı n -bourgeoisie i le sanayi işç i s ı n ıfın ı n- kutup laşmas ın ın kapital izmin gel i ş im ine eşl i k etmesin i ve bourgeoisie 'n in egemenl iğ in in daha gözle görü lür, daha keski n o lmas ın ı bek l iyordu . Ama i leri kapita l ist top lumlarda böyle olmadı : Farklı iktidar a lan ları daha fark l ı laşmış, i ktidar kay­nakları da daha çok sayıda ve çeşitlenmiş görü nmekted i r; Marx' ı n kuramındaki « iki büyük s ın ıf» arası ndaki karş ıt l ı k yen i orta s ın ıflar ın ge l i şmesiyle, çok daha karmaş ı k meslek ve statü farkl ı l aşım ıyla değişmişt ir ; s iya�al yöneti m de genel olarak da.ha ı l ım l ı , daha az baskıc ı ha le gel miştir. Bu gel i şmen i n öneml i b ir öğesi, i l.ke olarak ekonomik ve s iyasal i ktidarı n b i rbirinden ayrı l masına yol açan yeti şk in lere genel oy hakkı n ı n veri l mesid ir . · Marx' ı n kendis i , genel oy hakk ın ın e lde ed i l iş i n i devrimci bir ad ım olarak görüyor ve bu hakk ın s iyasal erk i i şç i s ın ı fına aktara­cağın ı düşünüyordu .7 Böylel i k le, ekonom i k ve siyasal i ktidar aras ı ndaki bağ feodal topl u m örneğinde ya da s iyasal hakları

7 Kari Marx, «The Chartists», New York Daily Tribune, 25 Ağustos 1852. «Şimdi Çartistlere İngi l iz işçi sınıfının siyasal olarak etkin kesi­mine geliyoruz. Uğruna savaşım verdikleri hakların ·(Charter) altı mad­desi, Genel Oy Hakkı ve Genel Oy Hakkı olmasıksızın işçi sınıfı için ha­yal olan, gizli oy . üyelerin ödentisi , yı l l ık genel seçimler gibi koşulların talebi dışında hiçbir şey ihtiva etmiyor. Ama Genel Oy Hakkı, pro­leteryanın halkın büyük çoğunluğunu oluşturduğu, yeraltında olmakla �

29

Page 30: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

sadece mü lk sahipleriyle s ın ı r layan erken kapita l izm örneğinde kolayca saptanabi l mektedi r; buna karşı l ı k, modern kapita l ist demokras i lere gel i nce bu o den l i kolayca saptanamaz; bel i rgin ve yerleşmiş b i r egemen s ın ı f fi kri de kuşku lu, bel i rs iz duruma gel i r. Marxist tutucu l ar, Marx' ın toplumsal kuramın ı el değmeks iz in ko­rumaya ça l ı ş ı rken, s iyasal demokrasi lerde b i le bourgeoisie'n in · serveti n dolay l ı etkis i aracı l ığıyla !ıer zaman fi i len hükmettiğ in i savlamak zorunda kalm ışlard ı r; ama bunun savlanması kan ıtlan­masından çok .daha kolaydır.

Marx ' ın egemen s ın ıf kavrayış ındaki başl ıca güç lükler in bazı ları kısaca bunlardır. Bu kavrayış ın değer i , s iyasal i kt idar ın kaynakları n ı çözüm lemeye ve s iyasal rej im in bel l i baş l ı değiş i m­leri n i aç ık lamaya harcanan özen l i çabada yatmaktad ı r. B u kavramın yard ımıy la Marx popü ler düşüncede ve top lumsal ku­ramda sürekl i o larak yinelenen bir fikri, yani i nsan top lumlar ın ı n baş l ıca yapısal öze l l i klerinden bir in i n b i r yanda egemen ve sömürücü kümeye, öbür yanda da bağ ı m l ı ve sömürü len kümelere bölünmüş olmas ın ı daha tam b i r b iç imde d i le ge- . ti rmey i ;B bu bölünmenin nedenler in i etki l i b i r sentezle, daha önceleri bağlantı landırı lmamış ekonomik, s iyasal ve kültürel ol­gu l ar yığı n ına bağlayarak ortaya koymayı ; ve top lumsal yapıdaki değişmel er.i s ı n ıfları n yüksel i ş ve çöküşler iy le aç ık l amayı başarmıştır. Görmüş olduğumuz gib i , kısmen s ın ıfs ız bir topluma u l aşman ın olanaks ız l ığ ın ı tan ıtlamak amacıyla, ayn ı zamanda da,

birlikte uzun süren iç savaşta bir sınıf olarak konumunun açık bil incine kavuşmuş olduğu ve kırsal bölgelerin bile artık kqylüleri tanımadığı, yalnızca toprak sahiplerini, sanayi kapitalistlerini (çiftçileri) ve kiralık işçileri tanıdığı tngi ltere 'nin işçi sınıfı için siyasal iktidara eşdeğerdedir. Genel Oy Hakkının tngiltere 'de kabul ettirilmesi bu yüzden, Kıta Avru­pası 'nda sosyal ist adıyla onurlandırılmış olan herhangi bir şeyden çok da­ha sosyalist bir önlem olacaktır. Bu hakkın kaçınılmaz sonucu, burada, işçi sınıfının siyasal üstünlüğü olacaktır.

8 Karş. Stanislaw Ossowski , Class Structure in the Social Consciousness, II. Bölüm

30

Page 31: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

ele a ld ığ ım ız kuramsal zor lukl ar ı yan ıt lamak - i ç i n « yönetici seçkin ler» ya da «siyasal s ın ıf» kavramı seçenek olarak öneri l­m i ştir . Bir yönetic i seçkin ler kavramı öıel l i kle ekonomik konu­muyla tan ı ml anmış özgü l b i r s ın ıf ın gerçekte toplumsal yaşamın tüm a lan lar ı na egemen olduğunu göstermenin zorluğunu ortadan

· ka ld ır ı r ; ama bunu ancak onun d i l e get i rd iğ i fenomenler i aç ıkla­ma çabaların ı b ı rakma pahasına yapar. Yönetic i seçkin ler, Mosca ve Pareto'ya göre bir toplumdaki kabu l ed i len s iyasal i kt idar kon-

. u mları r n i şgal edenlerden o luşur. Böylece, bel l i bir top lumda ikt i­dar kim i n el i nded i r d iye soracak olursak yanıt i ktidarı e l i nde tu­tan lar, yan i özgül konumları i şgal ede n ler olur. Bu h iç de ayd ın l atıcı değ i ld i r; bize bu bel l i b ireyler i n nas ı l o lup da i ktidar konumlar ın ı işgal ettikleri n i açık lamaz. Üstel i k, sözge l i şL b iç imsel hükü met s istemi nde i ktidara sah ip görünen l er gerçekte bu s istem d ı ş ındaki başka bireyleri n veya kümeler in i kt idarına bağı m l ı ysalar yan ı lt ıc ı da olur. Kaldı ki , bu yönetici seçk inler fikr i s iyasal değişmeler i açı klamada da çok yard ımc ı o lmaz. Pareto'nun son­raki bölümde i nceley�ceği11Jiz seçki n ler in dolaş ımı kuramı b i r ha lk ın psikoloj i k karakterist ikler in in dağı l ım ı na i l işk in b i r sürü güç lük ç ı karan, Pareto'nun kend i yap ı t ı nda da s ın anmam ı ş savlara dayanmaktad ır. Mosca ise, s iyasal d eğiş im sorun ların ı e le a lmaya g i ri şt iği nde yen i seçk in ler in kaynağı olarak « topl umsal güç ler» (ya n i t6p lumdaki önem l i ç ıkarlar) nosyonunu ortaya at­mak zorunda kal ı r; bu da, Meisel ' i n yorumlad ığı g ib i , onu « ra­hatsız edic i b ir şek i lde Marx'a yaklaşt ı r ıu9 ·

Yönet ic i seçkin ler kavramı n ı n ortaya ç ıkardığı güç lük ler, b i r yanda Marx' ı n etkis in i , öbür yanda da Mosca'yla Pareto'nun et­kis i n i ortaya koyan ve yakın larda yayın lanan b i r yapı�ta -mütevef­fa C. Wright M i l l s' i n İktidar Seçkinleri'nde- çok açık b iç imde görü lebi lmektedi r. Mi l is «egemen s ın ıf» yer ine « i ktidar seçki n leri » deyimin i yeğlemesin i şöyle açıkl ıyor : «"Egemen s ın ıf" yüklendiği an lam lar bak ımından kötü b i r deyimdi r . "S ın ıf" ekonomik bir

9 J H. Meisel, op. cit.

3 1

Page 32: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

tan ı md ı r "egemen olmak" ise s iyasa l . " Egemen" deyimi bu yüz- · den ekonomi k bir sınıf ın s iyasal olarak hükü met ett iği kuranı ın ı içermekted ir . Bu kestirme kuranı, zaman zaman doğru olab i leceği g ib i , doğru o lmayab i l i r de aına bu oldukça basit kuramın , sorun­ları n tan ımlamakta ku l land ığ ımız ter imlere bu l aşmas ın ı i stemi­yoruz; kuram ları daha kes in ve tek yan l ı anlamı olan ter imleri kul­l anarak açı k biçimde ifade ·etmek isti yoru z . Özel l ikle "egen�en s ın ıf" dey imi , bi l i nen siyasal ya lan lama-lar ıyla, s iyasal düzene ve etken leri ne yeterince özerk l i k sağlamaz ve bu n itel iğiyle askerlere i l işk i 11 h içb i r şey söylemez . . . Böylesi ya l ın b i r "ekonom i k bel i r­len i mc i l i k" görüşünün · "siyasa l bel ir len i mc i l ik" ve "askeri bel i r­lenimci l i k" i le gel i şti r i lmesi gerektiğ i n i ; bu ü ç alanı herb i r i n in en üst etkenler in in ş imdi s ık l ık la d i kkat . çek ic i ölçüde özerk l iğ i olduğunu; ve ancak çoğun lukla g i r i ft koa l isyon yol larıyla bLJnlar ın en öneml i kararları a l ı p yürüttükler in i savunuyoruz .» ı o

M i l l s' i n . i kt idar seçk in l er i tan ı m ı Pareto 'nun «yönet ic i seçk in ler>> tan ım ına çok benzer; şöyle demektedi r Mi l is : « i ktidar seçkin ler in i i ktidar araç lar ına göre -komuta . konumları n ı i şgal eden ler o larak- tan ı m layabi l i r iz . » ı ı Ama b.u tan ı mdan yola ç ık ı larak yap ı lan çözümlemeler in yetersiz yön leri vard ır. İ l k elde, M i l is AB D'de bel l i baş l ı üç seçk in kes im saptamakta -ş irket başkanları, s iyasal önderler ve askeri �efler- ve bunlar ın b i r l ikte tek b i r i kt idar seçk in leri o luşturup oluşturmadığ ın ı , eğer oluştu­ruyor larsa on lar ı b i rb i r l er ine ney in bağ l ad ığ ı n ı a raştı rmaya gir işmek zorunda ka lmaktad ı r. Bu soru lara ver i lecek olası b i r yan ı t, bu üç kes im in b i r üst s ın ıf ın tems i l c i leri olduğu iç in tek b i r· seçkin kes im oluşturdukların ı söylemektedir . Arna Mi l l s bu seçk in kes imlere mensup olan lardan çoğunun asl ında top lumda üst s ın ı f. kabu l ed i len b i r s ın ıftan a l ı nd ıkları n ı vurgu lamakla b i r l ikte, bunun seçkin ler aracı l ığ ıyla toplumu yöneten b i r s ı n ıf olup olmadığın ı tartışmaya a ç ı k bı rakacağı n ı söyler; b u soruna döndüğünde de,

1 0 011. cit., ss. 277. 1 1 Op. cit., ss. 23.

32

Page 33: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

bunu sadece yukarıda aktarı lan kısa bölümdeki Marxist b i r ege­men s ın ı f fikrin i yadsımak iç in yapar. K ısaca sorun h içb i r zaman cidd i b iç imde tartış ı lmaz; bu da Mi l l s ' i n i ncelediği özgü l olayda ve d i le getird iği fiki rler bağlamı nda merak uyand ı rıcı bir kusurdur. Mi l i s daha önce iktidar seçki n lerin i n seç imler ve başka araç larla halk tarafından denetlendiği görüşünü yads ımış ; keza seçkin l erin birl iği n i n yan ı s ıra topl umsal köken leri n i n türdeşl iği n i n de alt ın ı ç izmiştir -ki bunların hepsi egemen b i r s ın ıf ın b i rleş ik l iğine i şaret eden noktalard ı r. Mi l l s'i n fi i len ortaya koyduğu formü l bel irsiz ve inandır ıcı l ı ktan uzaktı r : « ekonomik, askeri ve siyasal erk in çoğun­lakla s ık ınt ı l ı b i rarada l ığ ı n ı » , Mi l l s' in gene l l ik le Ameri ka'n ı n dah i l olduğu u luslararası çatışman ın baskıs ıyla açıklanmas ın ı önerdiği bir b i raradal ığ ı d i le getiren b i r formüldür bu .

Bu sorun lar Mosca ve Pareto'ya yöne l i k e leşti r ide de s ık s ık ortaya atı lm ışt ır . Bundand ı r k i , Cari J . Friedrich, tüm seçki nci öğreti ler in en sorunsa l l ı bölümleri nden b i r in in , i ktidar sahib i in­san lar ın tutu numlu b i r küme oluşturduklar ı varsayımı olduğunu bel i rtmiştir : «Çoğu nluğun b i reş im indeki sürekl i değişme ış ığ ında, hükümette öneml i rol oynayan lar ın, demokrat ik bir i ş leyişte geçerl i o lan koşu l lar alt ı nda, tutunumlu b i r küme oluşturdukları nı söyleme olanağı yoktur. » 1 2 Modern demokras i lerdeki seçkin lere i l işkin bu görüş genelde kabu l görmekted ir . İ ng i l i z top lumunun üst katman l ar ıy la i lg i l i yak ı n l arda yap ı lan b i r çal ı şman ın sonuçları nda aç ık ve net o larak şöyle denmekted ir : « . . . yönetici ler h iç de b i r l i k iç inde ya da birbir lerine s ık ı bağlar la bağl ı durumda deği ld i rl er. B i r gü neş sistem i n i n merkez i nde değ i ld i rler; birbi rle­rine geçmiş çember sa lk ım larında olduğu gib i , herb i ri geniş ölçüde kend i mesleği . ve uzmanl ığ ıyla uğraş ır ve d iğerlerine yal n ızca b i r kenarda'n dokunur . . . Tek bir i kt idar yapı sı (establish­ment) deği ld i rler, b i r i kt idar yapıs ı n ı n ha lka larıd ı r lar. Değişik çemberler arasındaki sürtüşme ve dengeler demokrasi n i n en

12 Cari J. Friedrich, The New Image of the Common Man, ss. 259-60.

33

Page 34: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

üstü n koruyucusudur. H içbi r merkez ol mad ığ ı iç in , merkezde kimse duramaz . >> 1 3

Mi l l s yads ıd ığı bu gü ncel l i beral-z ihn iyetteki öğretiyi şöyle özetlemekted i r : « Seçk in ler, b ı rakın s ın ı rs ız erke sah ip olmayı , ta­ri hsel b i r güç ol uşturmak iç in gerekl i b i r tutunuma sah ip olamay­acak kadar dağ ın ı kt ı r lar . . . . Resmi otorite makamları n ı işgal eden- · ler -diğer seçkin lerin baskı lar ı veya seçmen olarak ha l k ya da anayasal ku ra l lar tarafı ndan- öyles ine kı stı rı l nı.ış lard ı r k i , belki üsts ı ıı ı flar ın varl ığ ı ndan söz ed i lebi l i r ama egemen b i r s ın ıf yoktur; i ktidar sahib i i nsanlar olab i l i r belki ama i ktidar seçki n leri yoktur; bel ki b i r katmanlaşma sistemi vard ı r ama en üstte etk i l i tek bir kat­man yoktur. » 1.4 Görmüş olduğumuz g ib i , Mi l i s bel l i başl ı üç seçkin kes imin -ekonomi k,. s iyasi ve askeri- gerçekte tutunumlu b i r küme olduğu konusunda ı srarl ıd ı r ve bu görüşü nü top lumsal köken ler i n i n benzerl iği n i , değiş ik seçk in ler arası ndaki yak ın k i ş i se l ve a i l e i l i şk i l er i n i ve ü ç a lan aras ı ndaki e leman değ iştokuşun u n sık.l ığ ı n ı saptayarak desteklemekted ir. Ama bu kü­men in egemen bir s ın ı f olduğu sonucu nda d i rettiği için, iktidar seçki n leri n i n dayanışmas ı konusu nda bet imleyici olmak d ış ında i nandır ıc ı bir aç ıklama sağlayamamaktad ı r. Dahası, b i r egemen s ın ı f fi kri n i ortadan kald ı rarak muhalefetteki s ın ı flar fi kr i n i de dış lamaktad ı r; böyle l i kle de Amerikan toplu muyla i lg i l i aşı r ı karamsar bir değerlend i rmeye u laşmaktad ı r. Kitab ı n ı n gerçek temaları i l k i n, sayısız küçük ve özerk kümelerin siyasal karar lar ın o luşmas ında etk i l i söze sah ip olduğu b i r top lumun, iktidar seçk in­lerin i n tüm öneml i konu ları kararlaşt ı rd ığı ve yığ ın lar ı pohpoh la­ma, kand ı rma ve eğlenceyle sessiz kı ld ığı bir kit le top l u muna dönüşmes i ; i k i ncis i de bizzat i ktidar seçki n ler in in yoz laşması olup, b.u yozlaşmayı Mi l i s önce l i kle i ktidar ·seçki n leri n i n karar­lar ında herhcıngi b i r örgüt lü kamuya karşı sorumlu olmadığı bi r duruma ve de servet sah ib i o lmanın başat değer olmasına bağlamaktad ır . M i l ls' i n modern siyaset in kimi önem l i yönler ine -

13 Anthony Samp5on, Anatomy of Britain, 5. 624. 14 Op. cit , 55. 16-17 .

34

Page 35: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

sözge l i ş i askeri şefler in artan siyasal nüfuzuna- açı k l ık get i ren ta- , r i hsel değişme değerlendi rmesi, beti m led iği ve kınad ığ ı duru m­dan h içb i r ç ı kış yol önermemesi anlamı nda karamsard ır . Mi l i s , Pareto ve Mosca gibi , modern toplumlara a ldatıcı görü nümlere kap ı lmaks;z ı ıı bakacak o lu rsak kurumları (constitutions) ne kadar demokrati k o lursa o lsun , bun lar ın asl ı nda bir seçk in kes im tarafından yönet i ld iğ in i söyl üyor, hatta bu söz leri ne köken i i t ibariyle fevkal ade e lver iş l i o lan -bir feoda l mertebeler s i stemi o l ­mayan, yurttaş lar ı arası nda hayl i eş i t b i r ekonomik ve top lumsal koşul la r ın söz konusu olduğu ve güç l ü b i r demokratik ideoloj iye sah ip- ABD g ib i bir toplu iııda b i le olayların gücü, önceden kesti­r i lemeyen b i r i kt idara sah i p ve sorumsuzlukta egemen seç ki n ler yarattığ ı n ı ekl iyor g ib id i r. Mi l l s' i n d iğer Makyaveki lerden farkı , on ları n ya övdüğü, ya da düşkır ıkl ığıyl a kabu l ett ikleri bir du rumu k ın ıyor olm asıd ı r .

« Egemen s ın ıf» ve «yönetici seçk in ler» kavramları siyasal olayları bet im lemekte ve aç ıklamakta ku l l an ı l ı r ve bu kavram lar ın değerleri s iyasal s istemlere i l işk in önem l i sorulara akla yak ın yanıt lar ı o lanakl ı k ı lma lar ı ölçü a l ınarak b iç i l me l id i r. Top lumun yönet ic i ler i top lumsal b i r küme oluşturuyor mu? Bu küme tu­tunuml u mu yoksa böl ünmüş mü, açık mı yoksa kapa l ı m ı ? Üyeleri n as ı l seç i lmekted i r? İ ktidarları n ı n teme l i ned ir? Bu i kt idar s ı n ı rs ı z m ı d ı r, yoksa top l umdaki öbü r kümeler i n i kt idar ı tarafı ndan s ı n ı r l anmakta m ıd ı r? B u bak ım lardan topl u m l a r arası nda an laml ı v e düzen l i farklar var m ıd ı r, eğer varsa, bun lar n as ı l açı klanmal ıd ı r?

Bu i k i kavram top lumsal yapı n ı n en öneml i olgular ından b i ri o larak, yönetenler le yöneti len ler arası ndaki bölü nmenin a l tı n ı ç izmesi bakım ı ndan çok benzerd i r? 1 5 Ama bölünmeyi farkl ı b iç i mde d i le geti r i r ler : «Yönetici seçki n ler» kavramı örgüt lü , ege-

1 5 «Bil imse.! araştırma açısından egemen ya d a siyasal sınıf kavramının (biz­im kullandığımız terminoloj ide «siyasal seçkinler» TBB) gerçek üstün­lüğü, egemen sınıfların değişen yapısını farklı halkların siyasal tipini ve ayrıca uygarl ık düzeyini belirlemedeki ağırl ıklı öneminde yatmaktadır. » (Jvlosca , op. cit., s, 51)

35

Page 36: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

nıen az ı n l ı kla örgütsüz çoğun luğu ya da y ığ ınlar ı karşıt laştı r ı r; buna karş ı l ı k «egenıen s ın ıf» kavramı egenıen s ın ıfla, kendi leri de örgüt leneb i l en veya örgüt ler o luşturab i len bağı m l ı s ı n ıf lar ı karş ı t laştı r ı r . Bu farkl ı kavrayı ş la r yon eten ler le yönet i l en le r aras ındaki · i lişki lere değ in farklı düşünme biç imler ine yol açar. Egemen s ı n ıf kavramı n ı ku l la nan Marxist kuramda, s ın ı fla r arası ndaki çatişma toplumsal yapıda değişmeleri yaratan başl ıca ·güç olur; seçk in kuramlar ında ise -Pareto' nun « son derece doğru » d iye beti ın led iğ i 1 6 Marx ' ı n s ın ı f savaşım ı kavrayış ın ı çok övme­s ine karş ı n- örgütl ü az ı n l ı k i l e örgütsüz çoğun luk arasındaki i l işki ler daha edi lg in biç imde tasarım lan ı r ve bu an layı ştan kay­naklanan egemen seçk in ler in yükse l i ş ve çöküşleri n i n nas ı l aç ıklanacağı sorusu, şayet böyle b i r soruyla karş ı laşı lacak olursa, ya seçki � lerde zaman zaman ortaya ç ıkan bir ahlaki geri leme (decadence) postü l e ederek (Pareto), ya da ,kuram ı Marxism'e yaklaşt ıran yığ ın lar arası nda yen i «top lumsal güç len> i n yükse l i ş i fi kr in i ortaya atarak (Mosca) ele a l ı nmak zorundad ır .

İ ki kavram .arasında bir başka fark egemen az ı n l ığ ın tu­tunumlul uğuna i l i şkin açık lamaları olanakl ı k ı lma dereces inded i r. B i r toplumda komuta konumları n ı işgal edenler d iye tan ı mlanan «yönetici seçki n ler» zengin s ı n ıfa mensup o lmalar ı , ya da ar is­tokrati k a i le kökenleri g ibi başka mü lahazalar ortaya atı l madıkça (ki Mosca tutar l ı o larak, Pareto da zaman zaman bu görüşleri or­taya atmaktad ı rlar) tutunumlu bir küme olarak varsay ı l ı r . Ama b i r top lumdaki baş l ıca ekonomik ü reti m araç lamıa sah ip olan s ın ıf d iye tan ım la�an «egemen s ı n ıf», önce mensuplar ı n ın bel i rg in or­tak ekonomik ç ıkarları o lmas ı , daha da öneml is i , top lumdaki d iğer s ın ıf larla kes intis iz bir çatı şma iç i nde olması ve bunu n sayesi nde özb i l i nc i n i n ve d ayanışmas ın ı n sü.rekl i olarak güçlen­mesi nedeniyle tutunumlu b i r top lumsal küme olarak göste­r i lmektedir . Dahası bu kavram, az ı n l ığın egemen konumunun temel in i , yan i ekonomik başat l ığ ın ı tam olarak d i le geti rirken, «yönetici seçk inler» kavrani ı Marxist s ı n ıf kuramından b i rtak ım

16 Pareto, Ies systemes socialistes, il , s . 405.

36

Page 37: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

unsurlar ı bünyes ine dah i l etmediği sürece, seçk in ler in .sahip olduk ları erkin temel lerine i l işkin çok az şey söylemektedir . M i l ls' i n « İ ktidar seçkin leri » çal ışmasında, başl ıca üç seçkin kes­imin iktidar konumunu - iş h ayatındaki yönet ic i ler inkin i , t icari ş i r­ketlerin boyut ve karmaş ıkl ı k o larak büyümesiyle; askeri şefler ink­i n i savaş araç lar ın ın boyut ve harcamalar ı n ı n teknoloj i ve u lus­lararası çatışmaların durumu tarafı ndan bel i r lenen büyümesiyle; u lusal s iyaset önderleri n i nk i n i de, bir bakıma pek tatmi n etmeyen b i r bi·ç imde, yasamanın, yerel s iyaseti n ve gönü l l ü kuru luş ları n çöküşüyle- ayrı ayrı açık lama çabası vard ı r ama tek b i r küme olarak i ktidar seçk in ler i n in b i r l iğ i ve onun i ktidarı n ı n temel i aç ı kl anmamaktad ı r. Peki , o halde n iç in tek bir i ktidar seçk inleri vard ı r da, üç tane yoktur?

«Yönet ic i s ınıf» kavramın ın üstünlüğü onun doğurgan l ığ ında ve düşünsel çağrış ımlar iç lemlemesinde ve teori ler b ina etmedeki değerinde yatmaktad ı r .. Ama bu kavram ın kim i yeters i z l i klerin i daha önce bel irtmişt im, ş imdiyse b u yeters iz l i klerin alt ed i l i p edilemeyeceğini düşünmek gerekmektedir. B u yönde atı lacak en öneml i ad ım , bu kavramın ayn ı genel b iç imdeki tüm toplumlarda göz lemlenen gerçek bir fenomenin betimlemesi olan Marxist görünümünü b i r yana b ı rakmak ve onu Max Weber' i n verd iğ i an­lamıyla bir « ideal tip» olarak görmek o lacaktı r. 1 7 Kavramı bu şek­i lde iş leyecek olursak, bel l i b i r toplumdaki i l i şk i leri n b i r egemen

17 ideal tip kavramı «tarihsel yaşamın bel l i i l işkileri ve olaylarını içsel olarak tutarlı bir sistem olarak düşünülen bir bileşki (complex) halinde bir araya getirir . . . Bu zihinsel yapının kendisi gerçekliğin belli öğelerinin analitik olarak altının çizilmesiyle ulaşılan bir ütopyaya benzer... Hipotez değildir ama hipotezlerin kurulmasına yol gösterir. G!!rçekliğin bir tasviri değildir ama böyle bir tasvir için muğlak olmayan anlatım araçları vermeyi amaçlar. . . tdeal bir tip bir ya da daha çok görüş nok­tasının tek yanlı vurgulanışı ve bu tek yanlı olarak vurgulanan görüş noktalarına göre birleştirilmiş bir analitik yapı hal inde düzenlenen çok sayıda dağınık, farklı, az çok mevcut ve zaman zaman mevcut olmayan somut bireysel fenomenlerin senteziyle oluşturulur.» Max Weber, The Methodology of the Social Sciences, s. 90.

37

Page 38: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

s ın ı f ve bağım l ı s ı n ıflar ideal tip i ne n ice yaklaştığın ı sorarak yo lu­muza devanı etrnenıiz mümkündür; böyle l ikle de, kavramı b i r d üşünce ve araşt ırma aracı ol arak yerl i yeri nde ku l lanabi l i riz . O zaman b i r «egemen s in ı f» fi kri n i n bel l i b i r tarihsel durumun -feo­da l izm in sonu ve niodern kapita l izmin baş langıç l arı n ı n-1 8 ince­lenmesinden kaynaklandığ ın ı açıkça görmem iz ve s ın ı f oluşumu­nun yokluğu ya da zayıfl ığı n ı n b i r sonucu olarak başka örnekleri n ne ölçüde ve ne bak ımlardan bu ideal tipten sapma gösterd iğ in i , s ı n ı flar ın yaratı lmasında mülkiyetten başka faktörlerin etk is in i ve farkl ı i kt idar b iç im leri arası ndaki çatı şmayı ele a lmamız mümkün o lur.

B i r egemen s ı n ıf t ipi nden açık b ir sapmayı öze l l i kl e göreb i l ­d iğimiz ik i t ip örnek bulu nmaktad ı r. İ l ki , b i r « Üst s ın ıfı> -yani , e l i nde top lumdaki mül kiyetin büyük bir bölümünü bu lunduran ve u l usal gel i rden oransızca büyü k pay alan ve bu ekonomik üstün­lükler temel i üzerinde ayrı b i r kültür ve yaşam tarzı yaratmış, açıkça kendi s ı n ı r ı n ı d iğerlerinden ayırm ış b i r toplumsal küme­bu lunmakla b i r l i kte, bu s ın ıfı n mü lkiyet hakları n ı kolay l ı kla sürdürebi l mesi ya da bu haklar ı kuşaktan kuşağa kazasız belasız aktarabi l mesi an lam ında, s iyasal i ktidarı tartışmasız ve s ın ı rs ız b iç i mde ku l lanmadığ ı durumdur . Bu öze l l ik le modern demokrasi lerde bi rçok göz lemci tarafından ayı rted i len bir durum­dur; daha önce bel i rtm iş olduğum gibi, modern demokrasi.lerde küçük b i r az ı n l ığ ın servete ve üret im kaynakları na sahipl iği i le ha lk yığı n ı n ı n oy hakkı sayesi nde siyasal i ktidara sah ip olması aras ı nda potansiyel b ir karşıtl ı k bu lunmaktadı r . Tıpkı de Toc­quevi l le' i n b i r zamanlar yazmış olduğu gibi : « i l est contrad icto i re que de peuple soi t a la fois miserable et souverain . »

18 Croce'nin, tarihsel maddeci l ik kuramının bütünü için öne sürdüğü gibi : «Maddeci tarih görüŞü, tarihsel yaşamın etkenlerinin soyut biçimde araştırılmasından deği l , bel irli bir sosyal fenomeni açıklama gereksini­minden doğdu.» B. Croce, Historical Materialisın and the Econoınics of Kari Marx, s. 17 .

38

Page 39: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

r Böyle b ir durumda «egemen b i r s ın ı f,, ı n bu lunup bu lun­mad ığ ın ı bel i rl emek i ç i n , önce üst s ı n ı fı n mü lk sah i p l iğ in i sürdürmedeki başarı derecesi n i i ncelemek gerekir . R i r yanda, i ç inde bu lu nduğumuz yüzyı l boyunca demokrati k ü l kelerdeki özel mü l kiyeti n ku l lan ım ına öneml i k ıs ı tlama lar geti r i ld iğ i ve vergi lemedeki ge l işmelerle ve kamu m ü l k iyetin i n ve kamu h izmet leri n i n art ış ıy la servet ve gel i r eşits i z l i k leri nde bir azalma olduğunu bel i rtmemiz gerekecek. D iğer yandaysa, üst s ı n ıfın sah ip olduğu özel servet oran ı n ı n çok yavaş ve ı l ı m l ı b i r b iç i mde azald ığ ın ı , gel i r i n vergi lendi rme yoluyla yeniden dağıtı m ı n ı n faz l a gel i şmed iği n i bel i rtmel iy iz . İ ngi ltere'deki duru m John Strachey tarafından özenle i ncelenmiş olup l 9 Strachey şu sonuca varmak­tadır : ı< 1 93 9'a kadar u l usal gel i r i n, sendika lar ın baskısıyla olsun, bütçe değişmeler iy le o l sun halk yığı n lar ı yarar ı na yen iden dağıtı m ı çok azd ı r ya da hiç söz konusu olmamışt ır . . . Ücretl i leri n yaşam standardı ancak toplam u lusal gel i rdekt· art ışa para le l o la rak, paylar ı hemen hemen değişmeks iz i n ka larak yükse lm iştir . . . Ortaya ç ıkan genel dağıt ım örüntüsü . . . Başta ( 1 9 1 1 ) olduğu g ib i e le a ld ığ ımız dönemi n ( 1 938) sonunda da, nüfusun yüzde 1 O kadarın ı n u l usal gel i r i n yaklaş ık yarıs ın ı , ka l an yüzde 90' ı n ı n da u lusal gel i r i n d iğer yarı s ın ı a lması şek l indedi r.ıı20 Bunu iz leyen dönemde, 1 95 1 'e kadar, toplam u lusal gel ir in yüzde on kadarı n ı n mülk sah i pleri nden ücret l i lere aktarı l masıyla sonuçla­nan yen i bir gel i r dağı l ım ı gerçekleşt i r i lmiş ama bu eği l im olas ı l ı k la 1 95 1 'den sonra yen iden ters ine dönmüştür.21 Strachey

19 John Strachey, Cohteınporary Capitalism, Bölüm VII, «The Real De­velopment», Sfrachey, Douglas Jay, The Socialist Case ve Dudley Sears, The Levelling of lncoınes since 1938 ve Has the Distribution of In­come Become More Unequal? dahil birçok çalışmadan yararlanmak­tadır.

20 01>. cit . , ss. 137-38. 21 lbid ., s. 146. Daha yakın bir tarihte, Richard M. Titmuss, lncome Dis·

tribııtion and Social Change'de, gelir dağıl ımına il işkin bilgi kaynakları üzerine lngiltere'de bugüne kadar yapılmış

. en kapsamlı çalışmayı

39

Page 40: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

çalışmasında şu sonuca varmaktad ı r : « Bütün bunlar kapital izm i n gerçekte aşır ı ve g iderek artan eşi ts iz l iğe doğru doğuştan b i r yönsemesi olduğunun kanı t ıd ı r. Yoksa, ha lk güç leri n i n yüzyı l ı aşkın süredir yasalaştırmayı başard ık ları tüm b u eşitl i kç i ön lemler b i r ik im i n i n sadece durumu değişmez tutmaktan faz la b i r şeyler yapması gerekmez m iyd i ? Eğer s istemi n iş leyiş tarzı sürekl i olarak deği ş i k l iğe uğramam ı ş ·o l sayd ı , Marx' ı n kapi ta l iz m i n özsel

gerçekleşti rmiştir . Titmuss'un çal ışmasının esas amacı� ulusal gelirle i l ­gilenen öğrenci lerin kullandığı ve öncelikle Boarcl of Inlancl Revenue (Ulusal Geli r Kurulu)'nun rapor ve incelemelerinden çıkarılan verilerin yeterliliğini araştırmaktır; ve ayrıntısıyla gel ir dağılımının verili bir za­man içinde ya da zamanla gösterdiği değişmeleri kesinl ikle belirleme konusunda nice yetersiz olduğunu ayrıntısıyla göstermektir. Ne var ki , Titmuss'un görüşüne göre, özellikle de üst sınıfın payına düşen servet ve geliri hesaplamada hesaba katılması gereken i lave faktörler -hayat sigorc taları, emeklilik, emekli likle vergiden muaf toptan ödemeler, eğitim söz­leşmeleri, her türlü servet satın alan mali kuruluşlar, harcama hesapları ve sermaye kazançları- esas olarak eşitsizl iği artırıcı yönde işlemektedir ve bunların boyutlarıyla ilgili bir araştırma, 1938'den bu yana daha fazla servet ve gel ir eşitliğine doğru herhangi bir hareketin, en hafif deyimiyle, çok ılımlı boyutlarda olduğunu dolaylı olarak ortaya koymaktadır . . Tit­muss şöyle bir sonuca varmıştır: « .. .tngiltere 'de 1938'den beri eşitleyici güçlerin işbaşında olduğu iddiasının bir «doğa yasası» durumuna yük­selti lebileceğini ve geleceğe yansıtı labileceğini önermekte çok daha mütereddit olmamız gerekiyor. Göstermiş olduğumuz gib i , toplumsal yapıya derinden kök salmış ve büyük ölçekli ekonomilerin doğasında bu­lunan bir çok karmaşık kurumsal etmenlerin beslediği ve karşıt yönlerde işleyen güçler bulunmaktadır çoğunlukla. İktidarın dağı lımıyla sıkı sıkıya bağlı ve kendi içlerinde uzun süreli etkilerin tohumlarını içeren -örneğin yeni yerleşimlerde ve tröstlerde olduğu gibi- bu etmenlerin daha kritik­lerinden bazıları eşitsizliğin gizli çoğaltanları olarak ·görev yaparlar. Bun­lar şu an için gel ir istatistiklerince değil , o da en sınırda olmak üzere an­cak servet istatistikleriyle ölçülmektedir . Böyle bile olsa, çok sayıdaki in­celemede, gelir eşitsizliğinin 1949 'dan beri artmakta, buna karşı Birleşik Krallık'da, Birleşik devletler 'dekinden çok daha fazla derişen servet sahipliğinin olasılıkla daha da eşitsiz ve aile mülkiyeti aracılığıyla son yıllarda belki de daha çarpıcı hale geldiği konusunda ipuçları deği l , daha da fazla bel irtiler vardır.» (s. 198)

40

Page 41: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

yönsemesi olarak ortaya koyduğu daha da keskin kutup laşmaya yol açacağı , aç ı k değ i l mid i r ?22 Konu bir başka biç imde d i le ge­tir i ld iğinde, İngi l tere' deki üst s ın ıfı n ekonomik ç ıkarlarına yönel i k sald ı r ı lara başarıyla d i renebi ldiği ve ç ıkar ları n ı savunacak güce sah ip o lma an lamı nda, i ç inde bu l unduğumuz yüzyı l boyunca b i r egemen s ın ı f olmayı sürdürdüğü açıktı r . İ skandinav ü l keleri d ış ında diğer denıokratik ü l kelerdeki durum İ ngi ltere'dekinden çok farklı deği ld i r; yaşad ığ ımız yüzyı l ı n büyük bölümü nde, bu ü l keleri n sağ kanat hükümetlerce yöneti ld iği ; servetle gel i r in , eğer olduysa yeniden dağı l ı m ı n ı n çok yavaş olduğu görü lmekted ir . Dolayıs ıyla halk yığın ı na oy hakkı veri lmes in in hemen halk ege­menl iğin i olanaklı k ı lacağı -ya da gerçekten modern demokrasi­leri n varolduğu kısa dönem . içinde olanakl ı kı ldığı- ve bir egeme.n s ınıf iktidarın ı ortadan· kald ıracağı görüşün ü .kuşkuyla karş ı lamak gereki r. Şu zamana değin demokratik ü l kelerde, üst sı n ıfı n ikti­darında bir azalmadan çok işçi s ın ıfı n ı n köktenci l iğ inde (radical­

ism) bi r geri lemeyle karşı karşıya bu l unu lduğu izlen imi mevcut­tu r.

« Egemen s ın ıf-bağ·ıml ı s ın ıflar» modelinden bir ayrı lman ı n söz konusu olduğu i kinci durumda, egemen küme Marx' ı n öngördüğü anlamda bi r s ınıf deği ld i r. B u duru mun bi r örneği, aydın lar ya da bürokratlar katman ı n ı n en üst iktidarı ku l landığı söylenebi lecek toplumlard ı r -literati'n i n egemenl iği alt ındaki Çin ve Brahmanları n egemenl iği altındaki H ind istan.- Bir başka örnek, iktidarın bi r s iyasal partin i n önderleri nde toplandığı günümüz kom ü nist ülkeleridir. Ne var ki, bu örneklerde, egemen katman­ların egemen bi r sınıftan ne denli açı k biçimde ayırt ed i lebi leceği özenle incelenmel idir. H ind istan'da B rahmanlar en güç l ü olduk­ları ı;ağlar boyunca, aynı zamanda varl ıkl ı toprak sah ipleriydi ler ve H ind istan tari h i n i n imparatorlu k ve feodal dönemlerinde toprak sah i bi savaşçı kastlarla yakın bi r bağdaşık l ık içi ndeydi ler. Bazen kendi leri bizzat egemen ya da soylu h anedanlar kurdu lar;

22 Strachey, op. cit., ss. 150-1 .

41

Page 42: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

keza bazen de, öyle görü lüyor ki , Brahman l ar ve Kşatriya (savaşç ı ) kastları aras ı nda b i r m i ktar b irey ve a i le hareketleri bu lunmakta olup, klas ik meti n lerde açık lanan kast ayrıca l ığı öğret i leri bu hareketlerden h i ç söz etmemekted i r .

Yine Ç in 'de, l iterati kümesi n i n mensuplar ı , feoda l dönemde başl ıca toprak sah ib i a i le lerden gelmekteyd i ler, d iğer dönemlerde de bun lar esas olarak zeng in a i le lerden gel iyorlard ı ;23 öy le k i , bunlar her zaman b i r üst s ın ıfa s ık ı s ık ıya bağl ıyd ı l ar. Dahası bu ayd ın ve idarec i kümeleri n egemenl iğiyle i lg i l i Kari Wittfogel ' i n

· d i kkat çekt iğ i b i r başka önem l i ekonomik husus bu lunmaktadı r .24 Çin ve H indistan'da (ve çok sayıda başka eski ! toplumda)25 başl ıca üreti m araç l ar ından biri sulama sistem iyd i ve literati i le Brahmanlar tar ımsal üret im in dayand ığı bu mü lke sah ip o lma­makla bir l i kte ku l lan ım ı üzerinde oldukça eksi ksiz bir denetime sah ipti ler. Dolayıs ıy la, bun lar toprak sahibi o lmalar ın ın yanı s ıra, Wittfogel'e göre, s iyasa l egemen l ikleri n i n baş l ıca dayanağı o lan canal ıc ı b i r ekonomi k i kt idarı da e l leri nde bu lunduruyorlard ı .

Ama bu kayıt l amalara karşı n , b u tür top lumsal katmanlar i l e i kt idarları n ı doğrudan doğruya yasal m ü l k sah ip l iğine dayand ı ran egemen s ı n ıf lar aras ı ndak i ayr ım devam etmektedir . İdar i araç lar ın sah ip l iğ i , Max Weber' i n öne sürmüş o lduğu g ib i , s iyasa l i kt idarı n b i r temel i o larak ekonomik üretim araçl arı n ı elde bu lun­durman ın bir seçeneği o lab i l i r.26 Bu ayrı m, ü reti m araç lar ında özel. mülk iyetin bu lunmadığı, egemen konumdaki partiyle devlet görev l er i n i n ekonom iy i denetled iğ i gunumuz kom ü n ist ü l kelerinde o las ı l ı k la daha gözönü nded ir . Wittfogel , çok us.taca, bu tip siyasal i ktidar ı , genel «doğu despotizm i » katagoris ine sok-

23 Bkz . s. 66. 24 Kari Wittfogel , Orientel Despotism. 25 Bkz. Jul ian H. Steward, et. . a l . , Irrigation Civilizations: A Coınpara­

tive Study. 26 Bürokratik toplumların karakteristiği yakınlarda yapılan bir çalışmada

uzun uzadıya incelenmiştir. S.N. Eisenstadt, The Political Systems of Eınpires.

·

42

Page 43: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

maya çal ı şm ıştı r27 ama bence fark l ı l ı klar -bir inde özel toprak mü lkiyeti n i n ve mü lk sah ibi s ın ıflar ın varl ığı , öbüründe de bir siyasal parti egemen l iği n i n özgü l karakterist ikleri-28 bu çabanın başar ı l ı o l masın ı engel leyecek kadar büyü ktür. Komünist ü lkeler in siyasal si stemi kat ıksız bir « İ ktidar seçk in leri )) t ipi ne, yani i ktidara halk ın bel i s ın ı flar ı n ın desteği ya da rızasıyla gel i p, esas olarak örgütlenmemiş çoğunluğun karş ı s ı ndaki örgütlenmiş az ı n l ı k ol­ması sayes i nde i ktidarı n ı koruyan bir kümeye yaklaşmaktad ır da­ha çok; buna karş ı l ı k eski ( 1 ) Ç in ve H i nt örneği nde, egemen bir s ın ıfla ·b ir i ktidar seçki n leri n i n özel l i k leri n i bir leştiren b i r s istemi ele almak durumu ndayız .

Egemen b i r s ı n ıfın konumunda daha önce deği n i lm i ş olan bir başka u nsur var ki, böylesi bir s ınıf ın varl ığın ın kuşkulu olduğu durumlarda, dayanakları n ın daha adamakı l l ı i ncelenmesi gereki­yor. B i r egemen s ın ıfın i ktidarı mü lk sahipl iği nden kaynaklandığı için ve bu mül kiyet kuşaktan kuşağa kolayca aktarı lab i ldiği nden, bu sı n ıfın kal ıc ı bir karakteri vardır . Bu s ın ıf aile mü l kiyet nakl i yoluyla uzun dönemler boyu nca onun u nsurları o larak kalan bir a i leler kürf!esi tarafından o ll)şturu lur . Bu s ınriın bireşi m i tümüyle değişmez değ i ld i r, çünkü yen i a i leler bu s ın ıfa girebi l i r, eski ai le­ler gücünü yit ire9 i l i r ama üyelerin i n büyü k bölümü kuşaktan kuşağa üye l ik lerin i sürd ürürler. B ir tek, tüm üreti m ve mü l kiyet s isteminde h ı z l ı değişmeler olduğunda egemen sıhıfı n bireş imi an laml ı b i r değiş ikl iğe uğrar; ve bu dÜrumda b i r egemen s ı n ıfın b ir başkasıyla yer değişti rdiğ in i söylemek m ümkündür. Ne ki , şayet özgül b ir top lumda ya da toplu m t ip inde, b ireyleri n ve ai lelerin farkl ı topl u msal düzeyler aras ındaki hareketi n in , h içb i r a i leler kümes in in kend isi n i ekonomik ve siyasal üstün lük konu munda uzunca bir süre için koruyamayacağı kadar kes intis iz ve yaygın olduğunu görseyd'ik, o zaman böylesi bir top lumda egemen bir sınıfı n bu lu nmadığı n ı söylemem iz gerekird i . Asl ında, bi rçok yazar tarafından, modern endüstri toplumların ı n i k i nc i öneml i özel l iği

27 Wittfogel, op. cit. 28 Bu konu daha sonraki bir bölümde daha kapsamlı olarak tartışılacaktır.

43

Page 44: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

olarak -ilki genel oy hakkı- saptanan (seçkin kuramcı ları n ı n ter­minolojisiyle) «seçkinlerin dolC)ş ı m ı » ya da (daha yeni sosyoloj ik incelemelerin diliyle «toplumsal hareketlilik», bu toplumlarda bir egemen s ın ı f ın bulunduğu iddias ı n ı , tümüyle dış lamasa bile bir hayl i kayıtlanıaktadır. Bu suretle, başkaları n ı n yan ı s ıra, Kari Man n h�inı taraf ı ndan da formüle edilen,29 sanayi topl uml arını n g� l işim lerinin bir s ın ı f sisteminden bir seçkin ler sistemine, mül kiyet mirasına dayalı bir toplumsal h iyerarşiden meziyet ve başarıya dayal ı bir toplumsal hiyerarşiye geçiş olarak betimlen­mesinin yerinde olacağı görüşüne ulaşabi l iriz.

« Egemen s ın ı f » ile «siyasal seçkin ler» kavramları arası ndaki bu karş ı laştHma, bence bir düzeyde bun l ar ın siyasal yaşamın, özel likle de siyasal örgütlenmenin gelecekteki olası l ı �ları n ı ç·ok farkl ı biçimlerde yorumlayan gen i ş kapsaml ı kuramlardaki ögeler olarak tümüyle karşıtlaştırı labilirken, bir başka düzeyde de, farkl ı siyasal sistem tiplerini ya da aynı siyasal sistemin farkl ı yönlerini di. le getiren birbirlerini tamamlayıc ı kavramlar o larak anlaşı labile­ceklerini ortaya koymaktadır. Bu kavramlar ı n yardımıyl a bir ege­men sın ıfın ve ayn ı zamanda bu s ın ıf ın bu lunmadığı ama ikti­dar ın ı m ü lkiyet ve kat ı l ımdan çok idari mekanizmayı denetimi ve asker� gücü üzerine kuran bir siyasal seçkin lerin bu l u nduğu toplumlar ile; ve aralarında da güçlü bireyler ve ailelerin tu­tunumlu ve kal ıml ı bir kümesi bul u nmuyormuş görünen bir seçkinler çokluğuyla karşı laşı lan toplumlar arası nda ayrım yapma çabasına girişebiliriz. Bu tür bir s ınıflama yapmak için, -sonraki böJümlerde yapacağı m gibi- seçkir:ılerin dolaşı m ın ı , seçkin ler i le s ın ı f lar arası ndaki i l işkileri ve yeni seçkin lerle yen i s ın ı f ları n oluşma biçimlerini daha yakından i ncelememiz gerekmektedir.

29 Oıellikle bkı. Man .and Society , Ke�im ll, Bölüm ll.

44

Page 45: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

-1 11-

SİYASET VE SEÇKİNLERİN DOLAŞIMI

«TARİ H aristokrasi ler in mezarl ığ ıd ır. » Pareto kend i siyasal kuramın ın temel fiki r lerindeıl b i r in i - « seçk i n ler in dolaşım ı » n ı- bu çarp ıc ı cümleyle formüle edey. Ama Pareto'nun bel l i baş l ı yapıtlar ında, bu fenomeıı in çözümlemesi üslubunun debdebesi kadar etki l i deği ld ir . Burada başl ıca i k i güç lük _ç ı kar karş ım ıza. H erşeyden önce, «seçk in ler in dolaş ım ı » , b i reyleri n seçk in ler i l e seçk in-olmayanlar aras ı nda dolaştığı b i r süreci m i , yoksa b i r seçk i n-kes im in yeri n i b i r başkas ın ın aldığı b i r süreci m i i fade et­mekted ir ? i l k i ağı r l ı k taş ımakla bir l i kte, Pareto'nun çal ışmaları nda her iki an layış da bu lunur. Örneğin, aristokrasi ler in çöküşü ve ye­n i leniş i n i tart ış ı rken, «yönetic i s ın'ıf ın ·a l t s ın ıflardan.yükselerek ge­len a i leler tarafı ndan sadece sayı olarak değ i l -daha da öneml i si­n i te l i k o la rak da yen i lendiğ i n i . . . » söyler. 1 Pareto benzer an lat ımları ku l l a narak bu fenomenden tekrar tekrar söz eder­« b i reyleri n i ki katman (seçki n ler ve seçki n-ol mayan lar) arası nda dolaş ım ı » (op. e it. , 1 1 1 , s. 1 427) ; «toplumun üst katman ı nda, i l S ın ı f tortu, zaman zaman alt katmandan yükse len akınt ı larca pekiştir i­lene değ in giderek güç yit ir irler» ( ib id.) . Aynı zamanda Pareto top lumu n kararl ı dengesi (equilibrium) i ç in canal ıcı önemde olan b i r başka tür top lumsal hareketten söz eder. Bu hareketi , i lk an­l amdaki dolaşımda görü len bir aksamayla bağlant ı landırmakta g ib id i r; ne k i , bunu genelde seçk in ler in dolaş ım ın ın b i r yönü olarak gördüğü de aç ıkt ı r. Les systemes socialites'de, «bu (bi rey­ler in) dolaş ı m ı n ı n yavaşlamas ı , ha la i kt idarı e l ler inde tutan

The Mind and Society, III, s. 1430. Bu fikir daha önceki kitabı Les sys­temes socialistes, ss. 28-30.

i le hemen hemen özdeş terimlerle ifade edilmektedir.

45

Page 46: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

s ın ıflardaki yoz öğelerin önem l i ölçüde artı ş ı , öte yandan da · bağı m l ı s ı n ıf lardaki üstü n n i te l i k l i öğe ler in çoğa l nıasiyla sonuç lanab i l i r . Böyle bir dur� ıııda, top l u msal denge i stikrars ız laş ır . . . ve en ufak b i r darbe onu y ıkar. B i r i sti l a ya da b i r devrim köklü b i r değiş ikl i k yaratır, yen i b i r seçk i n-kes im i i kt_idara get i r i r ve yen i b i r kararl ı denge kuru lu r . . . » (s. 30) .

Çeşitl i seçk in lerin dalaş ı nı türleri Pareto'nun t i l m iz leri nden biri olan Marie Kolanb!nska tarafı ndan, b.izzat ustasın ı n övgüyle sözünü ettiği La circulation des elites en France baş l ık l ı b ir çal ı şmada daha açı k b iç imde _ayr ıştı r ı l nı ı şt ır . Kolabi nska üç t ip dolaş ımı b irb iri nden ayı rt eder. İ l k in yönet ici seçk in ler in bizzat farkl ı kategori ler i arası nda olagelen b i r dolaş ı m vard ı r . İ k inc is i , seçk in ler i le hal k ın geri kalan ı aras ı nda şu i k i b iç i mden b i ri n i a la­b i len b i r dolaşım vard ı r : . ( 1 ) alt katmanlardan b i reyler varolan seçk in lerin arası na g i rmeyi başarabi l i r ler, ya da (i l) alt katman lar­dan gelen bireyler daha . sonra varolan seçkin l er le i kt idar savaş ımına g i rerek yeni seçk in kümeler o l uşturabi l i r. Kol ab in­ska'n ın çal ı şmasında büyük bölüm bu son i ki süreci n Fransız toplumunda on b i r i l a on sek iz inc i yüzyı l lar arası ndaki dönemde incel·emes ine ayrı lm ıştır; bu ça l ı şman ı n bulgu lar ı n ı daha sonra ele a lacağız.

·

Pareto'nun 'konuyu ortaya koyuşundaki i k inc i güç lük seçkin­ler in dolaş ım ına i l i şk in aç ık lamasıyla i lgi l id i r. K imi durumlarda Pareto seçki n leri bel l i top lumsal ç ı kar lar ın tems i lc is i o larak, seçk in leri n dolaşım ın ı da yerleş i k ç ı kar lar ın çökmesi ve yen i ç ı karlar ın doğması ndan kaynaklan ıyor o larak görür g ib idir . Böyle­l ikle, «başlangıçta -sözünü etmeye değmeyecek b i rkaç istisna d ı ş ında- askeri , d i nsel ve ticari aristokrasi lerle pl ütokrasi ler yö-

. netic i seçk in leri n parçaların ı o luşturmuş, k im i zaman da tümünü oluşturmuş olsalar gerekt ir . . . » der (The Mind and Society, i l i , s. 1 430). Başka bir yerde, yen i seçk in lerin yüksel i ş i n i tart ış ı rken , İng i l tere'de sanayi işç i ler i n i n b i r send ika seçk in leri o luşturduk­lar ın ı bel i rt i r (les systemes socialistes, s . 32-33) . Bu tür b i r aç ık la­ma, Fransız tarih i n i n değişik dönemler i nde yükselen seçk in küme

46

Page 47: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

örnekleri olarak t icari s ı n ı fları , sanayi s ı n ıflar ı n ı , bourgeoisie'y i , hukukçu ları ve ıiıal iyeci leri anan Kolab i nska tarafı ndan daha açık b iç imde sergi lenmekted i r .

Ne var ki , Pareto'nun seçki n leri n dolaş ım ın ı esas olarak, b i r ycında seçki n kesim üyeleri n in, d iğer yanda alt katmanlara men­sup olanların psikoloj i k karakterlerinde değişmelerle; ya da kend i d i l iyle, ik i katmanda olagelen tortu l ardaki değişmelerle aç ık la­maya n iyet l i olduğu bel l id i r . Aristokrasi ler, der Pareto, sadece sayıca çökmezler: «Can l ıl ık ları n ı yit i rmel eri , on lara i kt idarı ele geçir ip e l lerinde tutma olanağı veren tortu lar ın oran lar ında bir aza lma olması anlamında n itel i k olarak da çöküşe g i rerler. Yö­netici s ın ı f . . . alt s ın ıflardan yükselen a i le ler tarafı ndan yeni len i r » (The Mind al"!d Society, I U , s . 1 430). Pareto, y ine bütün kümeleri n dolaşı m ın ı tart ış ı rken, devr imlere top lumun üst katmanlar ındaki yozlaşmı ş bir i kmesi ve a l t katmanlardaki üstün n itel i kte öğeler in çoğal masın ı n yol açtığ ın ı öne sürer ( ib id., s. 1 431 ) . Bu açık la­man ın değer in i kestirmek iç in , Pareto'nun « tortu lar» kavramına kısaca değinmek gerekmekted ir . Pareto, The Mind and Society'de toplumsal yaşamdaki b i reylerin mantı k l ı ve mantı k l ı olmayan ( « ussa l » ve «ussal olmayan» daha uygu n ter im ler olurdu) eylem­ler arasında bir ayr ım yaparak yola koyu lu r : mantık l ı o lanlar elde ed i l eb i l i r hedeflere yönel i k ve b.u hedefler in elde ed i leb i lmes ine uygun araç lar ın ku l lan ı ld ığ ı eylemlerd i r ; mant ık l ı o lmayan-lar i se, herhangi b i r hedefe yönelmeyen ya da u laşı.lamayacak hedeflere yönel i k, veya h edefe u l aş ı l ması n a e lvermeyen araç lar ın ku l lan ı ld ığ ı eylemlerd i r . Pareto i nsan eylemler in i n çoğunun mantı ksız olduğu görüşün ü savun u r2 ve mantı.ksı z eylem i n geris inde yatan güçler in neler olduğunu , s ı k s ı k olduğu gibi , mant ıks ız eylem i n nas ı l ol u p da mant ı k l ı eylem o l arak

2 Pareto 'ya göre mantıklı eylemin belli başlı alanları ekonomik (ya da iş hayatı) ve bilimsel alanlardır. Bu alanlardaki özellikle i lk alandaki davranışın ussallığını abartır iyice Pareto ve öbür toplumsal eylem biçim­lerindeki, örneğin siyasetteki ussallık derecesine hak ettiği değeri ver­mez:

47

Page 48: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

tasar ımlandığ ın ı a raştı rmaya devanı eder. Bu güç leri a l�ı « lortu»da bu lgu la r ve b u n l ar ı , ( 1 ) b i r leşıiıe ler i n , ( H) tü m lük ler in dayan ı k l ı lı ğ ı n ı n, ( 1 1 1 ) top lu ıııcu l luğun (sociability), ( iV) faa l iyet in , (V) bireyi n clürüst,lüğünün (integrity), (VI) ve ci nsiyetin tortu ları o l arak ad land ı r ı r . Bu tortu lar la bel i r lenen eylemleri n n ası l mantıksal eylenı görünümü a ld ık lar ın ı , Pareto, Marxist an la ıııcla « ideoloj i ler» le bazı benzerl i kleri olan «türevler» (derivations) baş l ığ ı a lt ında tart ış ı r. Pareto tortular ı pek kesin bir biç imde tan ım lamaz ve on ları top lumsal olaylara i l işk in betimlemeleri nde i ş ine geld iği şek i lde ku l l an ı r . 3 The Mind and Society'n i n son böl ümü nde, seçk in !erin dolaş ımı sorununu daha kapsam l ı olarak iş lerken, yal n ızca iki tortu s ın ıf ından . yarar lan ır Pareto. Yönetic i seçki n ler in egemen l iğ i , der , i ki tür lü olabi l i r : ya kurnaz l ı kla (bir­leşme tortu lar ın ı n ü stünlüğü), ya da kaba güçle (tüııı \ük\erin dayan ık l ığı tortu l arı n ı n üstün l üğü). 1 . ve i l . tortul.ar böylece tüm s iyasal tutum la r ı n s ı n ıf landı rab i leceği kategor i ler olarak ele a l ı n maktad ı r ve Pareto'nun siyasal yaşamla i lg i l i tartışma ları n ı n büyü k bölümü Batı top lumlar ı tarih i nden seç i len veri lerin bu . şemaya uyduru lma çabası o l maktadır. Öze l l ik le Pareto'nun in­celemes in in daha önceki bölümleri nde kurduğu devasa kavram­lar yapıs ıy la i l işk i l i o larak düşünü ldüğünde, bu d ikkat çekecek kadar ya l ı n b i r s ı n ıf landı.rmad ı r ve h iç de çarp ıc ı bir özgün l ük göstermez. Pareto'nu n s ı rasıyla 1 . ve i l . tortular tarafından can­land ır ı lan i ki seçki n t ipi - « spekü latörler» ve « rantiyeler» d iye de adland ı rd ığı t ip ler- Machiave l l i ' n i n «t i lk i ler» ve « as lanlar» ına pek benzemekted i r ama daha b i l imsel bir k ı l ığa bürü ndürülmüşlerd i r. B u n l arı n gerçekten daha bi l imsel terimler o lup o lmad ık lar ı asl ı nda su götürür, ç ü nkü Pareto'nun i ncelemes inde baştan başa büyük b i r b i l imsel yöntem resm i geçidi olmakla birl i kte, kı l ı k ı rk yaran soruşturma yöntemleriyle, bu seçk in t ipleri n i n karakterist ik-

3 «Tortular» kavramı , Morris Ginsberg tarafından, Pareto'nun bu konu üz­erine fikirlerinin bel i rsizliğini ve yetersizl iğini iyice ortaya koyan «Pare­to'nun Toplumbilimi» üzerine bir denemede enine boyuna eleştirilmiştir . Ginsberg' in Reason and Unreason in Society ' sine bakınız.

48

Page 49: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

l l:' r i ı ı i bel i rled iğ i söylenen ik i tür k i ş i l iğ in gerçekten varolduğunu scıptanıa ya ela bunları ps i koloj i k teri nı lere kesin b iç inıde bet inı­len-ı,e ya da siyasa l k iş i l iğ in başka çeşid i o lmadığ ın ı gösternıe iç in çok az çaba harcannıakta ya da h içbir çaba harcanmamaktadır. Böylesi k iş i l i k t i pleri n in var l ığ i ve bunlar ın s iyasal yaşanıdaki önemleri varsay ı l sa b i l e, seçk in kesim mensupları arası ndJ z i h i n ve duygu durunı lar ındaki , fik i r ve duygu lardaki değişmelerin toplumsal değişmelerden bağ ımsız olar.ak o luştuğunu ve bunun da seçki n ler in dolaş ım ına yol açt ığ ın ı göstermek yine de gerek­l id i r. Pareto bunu yapmaya çal ışmaz; onun yeri ne, sadece çöken seçki nlerle i lg i l i tari hsel örnekler a l ı r, sonra da onlar ı n «tortu­ları » nda b i r değişme olduğunu savlar.

Pareto'nun seçk in ler in yükse l i ş i ve çöküşüyle i l gi l i in­celemesi bu hal iy le yeters izdir . E lde bulunan tüm örnekleri (s ı n ı r l ı dönemler i ç i n b i le) b i rleşti rmeye ve seçk i nler in dolaşımında duygu larln bağı ms ız olarak saptanabi leceğ in i varsayarak bu duygu lardaki değişmelere bağlanabi lecek düzen l i l i kler · bu lun­duğunu göstermeye çal ı şmaz . Yal n ızca genel savların ı destekle­mek iç in esas olarak çağdaş İtalyan siyaset i nden ve ant ik Roma tari h i nden al ı nm ı ş tari hsel aç ı klayıcı örnekler üretir.

N i h ayet Pareto, i k i tip seçkin ler dolaşı m ın ı -b i reyler in tı rman ış ı ve in iş i i le toplumsal kümeler in yükse l i ş i ve i n iş in i - b ir­b i rleriyle nas ı l bağlant ı land ı rd ığı sorusuna yanıt getirmez. Kısaca, yönetic i seçk i nler in alt katmanlardan gelen b i reylere görece açık o lması· durumunda kal ıc ı l ı k şansın ın daha faz la olduğunu;4 ter­s ine, b ir seçk in kes im in yer i n i b i r d iğer in in a lmasın ın b i reylerin bu dolaş ımın da aksama olmasından kaynaklanabi leceğ in i öne sürer. Böyle l i kle şöyle idd ia eder Pareto: « Devrim ler toplumun üst katmanlarında art ık onları i ktidarda tutmaya elveren tortu lara sah i p olmayan ·ya'

da kaba güç kul lanm aktan çekinen çökmeye

4 Krş. Kolabinska, op. cit., s. 9; «Genelde, kendileri dışından öğeler alan seçkinler kalıcıl ık açısından böylesi öğeleri dışlayanlara göre daha iyi bir konumdadır .»

49

Page 50: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

yüz ttıtmuş öAt'le>rin -ya s ın ı f dolaşım ında b i r yavaşlama, ya da lı,ışk.ı ıwclen ler yliz linclen- bir i kmesiyle gerçekleşmekte; buna k.ır ş ı l ı k , l ıu ar<:ıcla top lumun alt katmanları ndaki hükümet etme iş levler in i ku l lanmaya uygun tortu lara sah ip ve kaba kuvvet kul­lanniaya yeteri nce i stek duyan üstün n i te l i kte öğeler ön p lana ç ı kmaktad ı r» (The Mind and Society, i l i , s. 1 43 1 ) . Ne var k i , okuyucu, b i reyleri n seçki n ler . i le seçki n-ol mayan l ar arası nda dolaş ım derecesinde öneml i farklar g·österen top lumlar arasında s istemati k b i r karş ı laştı rmadan olsun, karşı laştı rmal ı b ir devri mler incelemesinden olsun, bu önermeleri destekleyecek an lam l ı tan ı tları boş yere arar.

Bu tür karş ı l aştı rmalar iç in veri toplamanın güç olacağı doğrudur ama Pareto'ııun genel lemes in i hemen geçersiz leşti recek gib i görünen tari hsel örnekler vard ır . B i r örnek -upuzun dönemler boyunca aşır ı katı bir katmanlama biçimine sah ip olan ve keşfed i leb i ld iği kadarıyla toplumun a l t katman l arından seçkin lere doğru görece çok az bir hareket in bu lunduğu; ama yine de mod­ern çağlara değin b i rkaç _devri mci hareket yaşamış ve h içb i ri n i n d e b i r seçk in kes imin b i r d iğerine yeri n i b ı rakmasıyla sonuçlan­madığı bir ü l ke olan- H indistan'd ı r. Modern Batı top lumlar ı nda top lumsal h areketl i l i k m iktarıyla devrimci duygu ve etkin l i klerin yaygın l ığı arası nda b i r bağlantı araman ın yararl ı o labi leceği sonu­cuna varsak bi le, seçkin lerin yükse l i ş ve çöküşünü, i ster devr imci , isterse daha yavaş değişmelerle o lsun , yal n ızca b i reyleri n seçkin­lere geç i ş i üzer indeki k ı s ı tl"ama la rl a aç ı kl amak y ine de olanaksızd ır . Pareto'nun sözünü ed ip de araştı rmad ığı o « d iğer neden ler» i n bazı ların ı incelemek zorun ludur.

Marie Kolabinska'n ın F ransa'daki seçk in ler üzerine yaptığı çal ışma, Pareto'nun kuramı n ın doğru luğunu tek bir top lumdaki dolaŞım sürec i n i daha ayrıntı l ı b i r i ncelemeyle tan ı tlamay ı amaçl ıyordu . Ne var k i , gerçekte bu .çal ışma, ayn ı yetersiz tarih­sel örnek verme yöntemi n i ku l landığı iç in , Pareto' nun kend i s in in tarihe yaptığı gezi lerden elde ett ikler.i nden daha i nandır ıc ı h i çb i r ampir ik tanıt sağlamamaktad ır . Araşt ı rdığı Frans ız tarihsel dönem-

50

Page 51: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

!eri n i n her b i ri iç in Kolabi nska bel l i b i reyler in ya da a i le ler in yük­sel i ş ve çöküşleri nden örnekler zi kretmekted i r ama bu, kimi bi rey­ler in bu dönemler s ı rasında F ransız top lumundaki topl umsal ko­numlar ın ı değişti reb i ld i klerin i göstermekle b i rl i kte (zaten bundan k im kuşku duymaktad ı r k i ?) , bu dolaşım ı n büyük l üğüne i l i şk in h içb i r aç ı klamç yapmamakta ve dolayıs ıyla dolaş ım hacmiyle ekonomik ve siyasa l s istemdeki önem l i değişmeleri b i rb i r ler iyle bağla ıitı land ı rma o lanağı n ı bize vermemekted i r. Kolab inska, b i r tek, i ncelemes in in kapsad ığ ı en son dönemi ( 1 7 1 5-89) e le a l ı rken, seçk in lerde farkl ı toplumsal katman ları n temsi l iy le i l g i l i n icel göstergeler sağlarııaktad ı r ve o zaman dah i toplad ığı malzeme çok yetersizd i r ve an laml ığ ına i l işk in kuşku lar uyandı racak bir şeki lde yorumlanmaktad ır . Böyle(ce) bir yerde (s. 93) 1 787 yı l ı nda yük­sek şöva lye memurları n ı n beşte b i ri n i n u nvan l ı soyl u luğa mensup o lmadığı n ı ve baz ı l arı n ı n i s im lerinde «de» takısı n ı n b i l e bu l un­mad ığı görüşÜ nü, hal k katman ın ı ndan o lan lar ın askeri seçk in ler aras ına g i reb i lmelerin i n b i r del i l i o larak aktarmaktad ı r ; ne k i , hem de sonrak i böl ü mde Fransız seçk inler in in , askeri seçk in ler dah i l , Devr im in hemen öncesi ndeki y ı l l arda giderek d ışa kapal ı ha le geld iğ in i öne sürmekted i r-ve b i r başka yazardan soy lu luk takısı yokluğunun .b i r b i reyi n soylu .o lmayan a i l eye mensup olduğunu tanıt lamadığ ı n ı gösteren bir a l ıntı yapmaktad ı r (s. 1 04). Ayrıca, araştı rmas ın ı The Mind and Society'n in yayı n lanması ndan önce yapan Kolabi nska'n ın , meslek yaşamlar ı n ı iz led iğ i bu b i reylerin yazgı lar ıyla on lar ın «tortu lar ı » arasındaki bağlant ıyı araştı rma zorun lu l uğundan kend is i n i ayrı tutabi lme tal i h i ne sah i p o lduğu da bel i rti leb i l i r ve dolayısıyla bu hareketler i büyük ölçüde yen i ekonomi k ç ı kar lar ın gel işmesiyle aç ık lamıştı r.

Seçk in ler dolaş ımı fenomeni , bu dolaş ım ın nas ı l ve n iç i n olduğuna i l i şk in d iğer açıklamalar i ç in yap ı t l ar ına yöneleceğim i? b i rçok yazar tarafından da i ncelenmişt ir . Mosca, i l k kitab ı nda bunu şu söz lerle bet iml iyord 11 : «Komuta etmeye ve siyasal dene­t imi ku l lanmaya yatkı n l ı k art ık bir tek yasa l yönetic i n i n mal ı ol­maktan ç ı kı p, d iğer i nsan lar arasında da yeteri nce yayg ın laşmı şt ır ;

51

Page 52: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

egemen s ın ı f d ı şi nda, yönetim soruml u lukları n ı pay laşma yetis ine sahip olmakla b ir l i kte, kend is in i iktidardan yoksun bulan başka b i r s ın ı f o luştuğunda -demek k i , o yasa temel b ir gücün yol unda. bir engel ha l ine gelmiştir ve şu ya da bu yol la ortadan ka ld ı r ı l ması gereki r» (Teorica dei governi e governo parlementare). Aynı d üşünce daha sonraki yapıtı o lan Elementi di scienza politica'da yine formü le ed i l i r: « . . . alt s ın ıfları n iç i nde başka bir egemen s ın ıf ya da yön lend i ric i b i r az ı n l ı k zorun lu olarak oluşur ve bu yen i s ı n ı f çoğun luk la yasal h ükümet mü lkünü el i nde tutan sı n ıfla uzlaşmaz karş ı t l ı k i ç inded ir . » Mosca ayrıca seçkin ler arasındaki savaşımdan ve eski bir seçki n kesimi n yerin i yen i bir seçkinke­s imin a lmasından ibaret olan bu dolaşım biç imi n i n yan ı s ıra, varolan seçk in ler in top lumun alt s ın ıfları ndan bireylerin gi rme­siyle yen i lenmesi o lan d iğer b iç imi de kabul etmekted i r; b i r çok değiş ik bağlamlarda. da seçk in ler in arası na g i rmen i n görece ko­lay l ığı n ı ya da zorluğunu i nceler. Buradan hareket l i ve hareketsiz toplumlar ayrı ş ımına yönelmekted ir . Mosca ve seçkin lerin aç ı k l ı k derecesine göre ve Pareto'ya karş ı t olarak, farkl ı top lumsal düzeyler arası ndaki hareket l i l i k hacmi n in bir hayl i ol masın ı mod­ern demokrat ik top lumlar ın an laml ı b i r öze l l iği olarak saptayıp, bunu gerçekte abartmaktadtr da. Modern Avrupa toplumları nda, « • . . yönetici s ın ı f mertebeleri aç ık tutu lmaktadır . Alt s ın ıflara men­sup b i reyler in üst s ı n ı flara gi rmekten a l ı koyan engel ler, ya kald ı r ı lm ış, ya da aza lt ı lm ışt ı r ve eski mutlakiyetçi devlet in.

gel i şerek modern temsi l i dev lete dönüşmesi hemen hemen tüm s iyasal güç ler in , hemen hemen tüm top l umsal değer leri n toplumun yönet imine katı l masın ı olanak l ı k ı lm ışt ı r» (The Ruling Class, s. 474). ·

·

Ne var ki, Mosca'n ı n seçki iı ler dolaşım ın ı ele a l ı ştaki en be­l i rg in özel l i k onun u laşmaya çal ı ştığı aç ı klama türünde görü l ür. Seçkin kesi m üyeleri n i n entelektüel ve ah laki n itel ik ler in i zaman zaman d i le get i rmekle b i r l i kte Pareto'dan fark l ı olarak, bu psikoloj ik karakteristi.klere çok faz la önem atfetmez Mosca. İ l k olarak böylesi b i reysel karakterist i kler i n s ı k l ı k l a top l umsal

52

Page 53: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

koşu l lar tarafından ü reti ld iğ in i bel i rt i r : «Savaşta cesaret, sa ld ı rıda tezcan l tl ı k, d i ren işte dayan ık l ı l ı k -bun l ar uzun zamandır ve çoğun luk la üst s ın ı flar ın teke l i nde bu l u nmakla övünülen n itel i k­lerdir. Bu konu larda b i r b i reyden d iğer ine çok doğal ve -sözümüz yan l ış an laşı lmazsa eğer- doğuştan farklar olabi l i r el bette; ama bunlar ı herhangi b i r büyük i nsan kümesinde yüksek düzeyde, a lçak d üzeyde ya da sadece orta lama b i r düzeyde tutan başka tüm etken lerden önce gelenekler ve çevresel etki lerd i r » ( i b id . 1 s. 64). İ k i nc i o larak, Mosca seçk in ler in yükse l i ş ve çöküşüyle i lg i l i aç ık laması nda böylesi b i reysel karakteristi klere hemen h iç gön­derme yapmaz; bu fenome'n leri b i r top lumda yen i sorun lar ın or­taya ç ıkmasıyla b i r l i kte yen i ç ı karlar ın ve idea l leri n fi l iz len­mesiyle aç ı klar; «Gördüğümüz şudur k i , s iyasal güç ler den­gesinde bir değişme o lur ol maz -yan i , eski s inden fark l ı kapa­s iteler in k<' ı ıd i leri n i devlet yönetim inde kabu l ettirmeleri gereks i­n imi duyu lduğunda, dolayıs ıyla esk i kapasi teler b i r mi ktar önem kaybettiğ i yd da dağı l ım ları n da değişmeler olduğunda- o zaman yönet ic i s ı n ı fı n o luşma tarz ı nda da değiş i kl i k o lur . . Eğer bir toplu mda yen i b i r servet kaynağı gel iş i rse, eğer b i lg in i n prat ik önemi artarsa, eğer esk i b ir d in çöküp yen is i doğarsa, eğer yen i b i r fi k ir akı m ı yayg ın laşırsa, o zaman, bun lar la ayn ı zamanda yöneti­ci s ın ı flarda gen i ş kapsa m l ı ç atlaklar m eydana gel i r » ( ib id . , s. 65) . Meise l ' i n bel i rtmiş olduğu gib iS bu tartışma çizgisi Mosca'yı Marxist fik i rlere yaklaşt ı r ı r ve Mosca bu teh l i ken in ayrı m ı nda olduğu iç in de, ekonomi k tar ih yorumunun s ın ı rlar ı üzeri nde du­rarak ve top lumsal değişmede ahlak i ve d i nsel fi k i rler in etki s i n i vurgu layarak kuramın ı Marx' ınkinden ayrı tutmaya büyük çaba gösterir. Mosca'n ı n bu konudaki tavrı tari h i n ya l n ızca ve tek-yan l ı o larak ekonomik yorumunu yads ıma bak ım ı ı'ıdan, asl ı nda Max Weber' i n ki nden pek de farkl ı deği ld i r; ama Marx' ı n düşüncesin i n etkisi n i kabu l etme konusunda, işçi hareketi ne ve sosya l izme duy­duğu deri n düşman l ı k nedeniyle Weber'den daha i steksizd ir .

5 Bkz . Yukarıda; s. 32 .

53

Page 54: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

Bu aşamada görüşler i n i k ısaca ele a l ab i leceğimiz ik i yazar daha seçki n leri n dolaş ımı sorununu oldu kça bağımsız şeki lde tartışmışlard ı r . Belç ikal ı tar ihç i Henri Pirenne, « Les periocles ele l ' h istoire soc ia le du capita l isme»G ad l ı b i r denemede, kapita­lizmin gel işmesi ndeki her b i r fark l ı dönemi n 7 fark l ı · b i r kap ita l ist s ı n ıf ın başatl ığ ıyla karakterize olduğu h ipotez i n i öne sürmüştür. « Ekonomik gel i şmedeki her değişmeyle b i r l i kte sürek l i l i kte bir kesi nti o lur . O noktaya değin etki n o lan kapita l i stler, denebi l i r ki , o zamana deği n bi l i nmeyen, cloyuru l mal arı yen i araçlar ı gerek- . t i ren gereks i n im lerce yaratı l an koşu l l ara kend i ler i n i uyduramad ı k lar ın ı kabu l ederler. Savaş ımdan geri çek i l i r ler ve

· mensupları , eğer işl eri n yönetim i ne katı lacak o lu rlarsa, yal n ızca sermaye sağlayarak ed i lg in b i r biç imde katı lan bir ar istokrasi ha­l i ne gel i r ler. Onlar ın yerler ine yen i i nsanlar, değişme yelleri önünde cüretle yelken açan yürekl i ve g i r iş imci b i reyler yük­sel i r . .. » P i renne böylesi dönüşümler in meydana geld iğ i dört ana dönemi ayı rteder -onbir inc i yüzyı ldan başlayarak kent taci r ler i n i n yüksel iş i , onüçü ncü yüzyı lda u luslararası t icareti n gel i şmesi , on­a l tı ncı yüzyı lda yeni sanay i ler in ve imalatçı kentlerin ortaya çıkışı,. en son olarak daı onsekiz inc i yüzyı l ı n sanayi devr imi- ve bu dönüm noktalar ın ı n herb i r inde yen i i nsanlar ın toplumun alt kat­man ları ndan ç ıka rak ekonomi k etkin l iğ in önderleri ha l i ne ge ld ik­ler in i göstermeye çal ış ı r.

K imi benzer gözlemler, « Etni k o larak türdeş bir ortamda topl umsal s ı n ıfla r»B üzerine b i r denemede Schumpeter tarafı ndan yap ı lmaktad ı r . Schumpeter denemesi n i n «b i r s ı n ıf iç i nde a i le ler in

6

7

8

Bulletin de l'Academie royale de Belqigue, mai , 1�14. Dipnotl"arının birçoğunun alınmadığı bir İngi l izce versiyonu, American Historical Re-. view'da yayınlandı, Nisan 1914 .

Pirenne 'nin bu gelişmenin kökenlerini çok erken bir dönemde, yani on­birinci yüzyılda bulgulaması şu anki tartışmamızı etkilemez.

tık olarak Archiv für Sozialwissenschaft un Sozialpolitik, Cilt 57, 1927'de yayınlandı. İngilizce çevirisi, Joseph A. Schumpeter, lınperial­ism and Social Classes'dadJr.

54

Page 55: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

yü kse l i ş i ve çöküşü » , « S ın ı f ç izg i leri cırasında hareket» ve « tüm s ın ıflar ın yüksel iş ve çöküşü » nü ele aldığı böl ünı ler inde farkl ı

. dalaşını tipleri n i çok açık b iç imde birbir inden ayı rteder. Schunı­peter' i n i ncelemes in in en değerl i özel l i k leri ncleıı bir i , seçki n lerin dolaşı�ı ı nda bi reysel ve topl umsal etmenleri b i rl i kte d üşün'me­s id i r . A i le ler in s ın ı flar aras ı ndaki hareketi nde, d iye öne sürmekte­d i r Sch umpeter, top lumscıl tırmanmayı -şans ın i ş leyi ş in i b i r yancı bı rakı rsak- enerji ve ah lak bakımı ndan bi reysel tanrı verg i s in in yanı s ı ra üst s ın ıflar ın açık l ığ ı ve yen i etk i n l ik al aıi ın d.a gir iş im fı rsatlar ı g ib i top lumsal koşu l lar da etk i ler. Benzer şek i lde, bütün s ın ıfları n yükse l i ş ve çöküşünde, b ireyler in n ite l i k ler ine bir m i ktar ağ ı r l ı k vermesi gereki r ama daha öneml i etkiyi seçkin k imseler in iş levler in i etki leyen yapısal değişmeler gösterir . « . . . u l usal yap ın ı n büti'ı ıılindeki he r b i r s ın ıf ın konumu b i r yandan (onun) i şlev ine veri len öneme, öte yandan da, bu s ın ıfın i ş lev in i başarıy la yeri ne getirme derecesi ne bağl ıd ı r. » Schumpeter bu süreci Al manya'da bir savaşç ı soyl u l uğun yükse l i ş i ve u l usa l idare s i stem i n i n gel i şmesi , sonradan d a toprak mül k iyeti n i n babadan oğu la geçmes in i n b ir sonucu olarak bu savaşçı soy l u l uğun ondördüncü yüzyı l ı n sonundan i t ibaren çöküşü üzeri ne b i r i ncelemeyle örnek­ler. Bu çöküşün alt ında yatan nedenler, bireysel savaş iş levin i top lumsal önemin in kaybolmasında -top lumun m i l i ter l i kten uzak­l aşmas ı - ve gen iş toprak mal i kaneleri nden yana ekonomi k değişmelerde bu lunmaktad ır .

Y u kar ıdak i i ncelemeler i n hepsi b ir yönden, ya resm i lıükü met kurumları ndaki personel değişnıeler i ıı i açı k layarak, ya da daha gen iş b i r an lanıda, top lumda bel l i kümeler in i kt idarı nda veya etk is i ı:ıdeki dalgalanmaları açıklayarak s iyasal değişmenin anlaşı l ması na katkıda bu lunmayı amaçlamaktad ır . Bun lar temel sorun l�ırı formü le etınede ve yarg ı lar ın ı destekleyecek del i l leri üretmede nereye kadar başarı l ı o lmuş la rd ı r ? Pareto 'nun yaklaş ım ıyla, Mosca, Pirenne ya da Schurnpeter' i n beni msediği yaklaş ım aras ında çok büyük farklar bu lunmaktad ır . Pareto b i rey­ler in seçki nler ve seçki n-olmayan lar arası ndaki dolaşı m ına çok

55

Page 56: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

faz la önem vermekted i r; bu düşü nsel uğra�, doğrudan doğruya araşt ı rması n ı n ana konusu o larak « topl umsal clenge »yi seçmiş ol­nıasından kaynaklanmaktad ı r . Modern i ş levse lc i ler gibi -ki on­lar ın esas atası i deoloj i k olduğu kadar b i l imsel an lamda da bizz.at kend is id i r- Pareto, bel l i b i r top lumun ya da bel l i bir top lum biçi­m in i n var l ığı nı sürdürmes in i sağlayan etmenler i i ncelemekle yola ç ı kar ve yine on lar g ib i , top l um t ipleri aras ındaki baş l ıca farklarla ya da bir topl u m t ip i nden bir başkas ına olan değişmen in neden­leriyle i l gi l i herhangi bir soruşturmayı kend i araştırma a lan ı ndan üstü kapa l ı bir şeki lde uzaklaştı rı r . Pareto' nun çizdiği tari h resmi nde, toplum sa l yapın ı n gerçek dönüşüiııleri değ i l , çöken b i r seçk in kes im in ha lk ın a l t kes iml er inden yen i öğeleri a larak yen iden can landığ ı ya da bu aynı öğeler tarafı ndan birey olarak yerleş ik seçki n kesi me gi rmekten yoksun b ı rak ı ld ığı koşul l arda oluşturulan yeni b i r seçkin kes im tarafı ndan devri ld iği ve yeri n i bu yeni seçk in kes ime b ı raktığı b it imsiz bir döngüsel hareket vard ır . Tüm bu hareketler boyunca, top lumun b iç imi , bir seçkin kes imin ha lk ın çoğun luğu üzeri ndeki egemen l iğ i olarak soyut b iç imde tan ım landığı i ç in değişmeks i n iz ka l ı r. Pareto'nun ben imsed iği bakış açıs ından, seçk in kes imin bi leşim i ve kültürel görünümü nde ya da seç k i n l e r i l e y ığ ı n l ar a ras ı ndak i i l i şk i lerde tar i hsel değişmeler in olup o lmadığın ı sormanın h içbir anlamı yoktur . Pareto, ne zaman buna benzer sorun lara değinecek olsa, hemen geri çek i l i p, i ncelemes in in ana temas ın ı n top lumsal dengen in genel , soyut ve tar ihsel-olmayan koşu l l ar ına . i l i şk in sorun lar olduğunu tekrar bel i rt ir .

Buna karşı l ı k, Mosca, P i renne ve Schumpeter, b i rçok nokta­da b i rb i rler i nden ayrı l makla b i r l i kte, ekonomik veya kü l türel değiş i k l i kler in b i r sonucu olarak bir topl umda yen i top lumsal kümeleri n ol uşabi leceğ in i , bu kümeleri n daha sonra gird i kleri faa l iyet türlerin i n toplum için geı1el olarak canal ıc ı öneme sah ip o lması ölçüsünde toplumsal n üfuz ları n ı artt ı rab i lecekleri ve bu etki n l ik ler in . zaman la s iyasal s i stemde, b i r bütün olarak da top lumsal s i stemde değişmeler yaratabi leceğ in i kabu l etme konusunda an laşı r lar. Top lumsal kümeleri, öze l l i k le de ekonomik

56

Page 57: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

iş levleriyle ayı rt ed i len künıeler in yükse l i ş ve çöküşüyle i lgi len­meleri , Marx ' ı n s ı n ıflar kuranı ı n ı n etki s i n i ortaya koymaktadır ; aynı etki , bu kümeler iç in "seçki n ler»den çok " sın ı f» teri m i n i ku l ­lanmalarında ve böylece s ın ı f yapış ı n ı n karmaşıkl ığı ve tari hsel değişken l iğ in , egemen b i r seçkin kes im i l e yığın l ar arası nda evrensel ve değişmeyen bölün meden daha göze çarpan b iç imde betim lendiği bir top lum model i sunmalar ında da görü lmekted i r. İ k inci böl ü nme, ancak Mosca 'n ın yapıt ı nda yer almaktad ı r ve da­ha önce göstermiş olduğum g ib i , modern topl umlar ın ? iyasal s is­tem ler i n i tart ı şmaya geld iğ i nde de büyük ölçüde b i r yana b ı rak ı lmaktadı r. Bu, yazar l ardan herhangi b i ri n i n, top l umsal kümeleri n hareketiyle i lg i len i rken, b i reyler in seçki n kümeleri (ya da üst s ın ı f) i le top lumun a l t katman ları arası nda dolaş ım ın ı tümüy le yoksayına l ar ı a n l a-m ı na ge lmemekted i r . Görmüş olduğumuz gib i , Schu mpeter bu fark l ı dolaşım türleri arası nda çok özen l i b i r ayr ım yapar, daha az açık seç i k bir biçi mde Mosca da böyle yapmaktad ı r; b i r tek P i renne, bu t ikel i ncelemede, d i kka­ti n i yeni s ın ıfl ar ın oluşumuyla s ın ı rl amaktad ı r. Ama b u noktada da, b i reyleri n ve a i le ler in s ı n ıf s istem i iç i ndeki dolaş ım ın ı b i reysel yetenek ve karakter farkl ı l ı k ları ndan çok, büyük ölçüde s ın ı f yapıs ın ın kend i karakteristikleriyle aç ık lad ık ları (Schumpeter' i n yapıtı n ı n öze l l i k le açığa ç ı kardığı g ib i ) i ç in , Pareto'dan bel i rg in biç imde ayrı l ı rlar .

Bu seçk in ler dolaşı mı kavrayış ı n ı n en bel i r i n özel l iğ i -ve bu zaten bel i rtmiŞ olduğum nokta lardan kaynaklanmaktad ı r- seçk in­ler in mah iyetinde, h iç deği l se Batı uygarl ığı a lan ında, gerçek b i r tarihsel gel işmeyi ve seçki nler in toplumun geri kalanıyla i l i şk i ler i­n i gözönüne a l ması ve teknolojide ve genel olarak kü l tü rdeki değişmelerin farkl ı s ın ı f yap ıs ı ve siyasal i kt idar b iç imler i ol uştur­duğunu kabul etmes id i r.

Ama, Mosca, Pirenne ve Schumpeter' i n çcıl ışmalar ında, seçkin ler in dol aş ımı üzer ine Pareto'nun ya4 ı l arındaki nden daha tutar l ı bir çözümleme ve daha makul aç ık lamalar bulab i lmemize rağmen, bu ça l ı şma lar y ine de b i rçok bakımdan yetersizd ir . En görünen eks ik l i klerden bir i uygun b i r araştı rma yöntem in i n yok-

57

Page 58: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

l uğudur. Bu incelemelerden h içbir i top lunıclaki b i reyler in ve kümeler in dolaş ım m iktarı i l e ekonomi k, s iyasal ve kü l türe l _ s i s­temdeki değişmeler in ölçüsü aras ı nda değ işmez bir bağlantı var mı yok mu so�usunu, i l k in topl um lar aras ı nda s i stem l i b i r karşı laştı rma sun mamaları , i k i ncis i ele, e le a ld ı k ları fenomen ler in eks i ksiz bir ölçümünü vermemeleri nedeniyle yan ı tlayamanıak­tacl ı r. Pareto, Mosca, Ko labinska, P i renne ve Schumpeter, heps i , l:ıaz ı b i reyler in sr n ıfsal konumlar ın ı değiştirdiğin i ya da seçki n ler i l e seçki n-ol maya n lar arasında yer değiştird i k ler i n i gösterebi l mek­ted i rl er. Bunu esas olarak, top lumsal h iyerarş ide yükse lm iş o lan b ireylerden örnekler vererek yaparlar. Ama bu b ize en çok bi lme gereks in im in i duyduğumuz şeyi ; yan i , seçk in kes im ya da üst · s ı n ıf ın oran olarak ne kadar ı n ı n top lumun .ı l t katman lar ı ndan a l ı nd ığ ın ı ve alt katman lardan yükselebi len leri n oran ın ı aç ık la­maz. Bu tari hsel örnekleme yöntemi n i n sonucu çoğu kez b i r topl u mda dolaş ım m iktar ın ın ş işk in gösteri l mesine yol açmakta g ib id i r. Örneğin Wi l l iam Mi l ler, Ameri kan tar i h i n i n yakın b i r dönemi boyunca seçkin ler arasına g irnıen in b i r yönüyle i lg i l enen tarihçi ler in , toplumun alt katmanları ndan yükselen i ş dünyası ön­derleri n i n oran ın ı büyük ölçüde ab.ırtmış olduklar·ı n ı bel i rtmişt ir . « Bu ( iş dünyas ın ın seçk inler i aras ına kat ı lma) model i oluşturmaya g i r işen tüm genel lemeler « h ırs ız baron» dönemi nden bi rkaç göza l ıc ı yaşamöyküsüne dayan maktad ır . .. Ama iş dünyas ın ın ön­derler in i n yaşarrı ı n ı okumak . . . . İşçi s ı n ıfı ya da yabancı köken l i ler i neredeyse boşuna aramak olacakt ı r ; hatta bu önder ler arası nda yoks u l ve qku nıamış ç i ftç i del i kan l ı l a r b i le görü l mez. » 9 Seçk in ler i l e seçkin-ol mayan lar arası nda b i reyler in (modern top lumb i l i nıci-

9 Will iam Miller, « Aınerican Historians and the Business Elite»,

William Miller (der .) Men in Business'de. Bu görüş, verilerin mevcut olduğu ondört ülkenin hiçbirinde halkın kol gücü katmanlarından üst düzeylere kayda değer bir hareket olmadığı sonucuna varan ve seçkin­lerin aralarına yeni üyeler alması hakkında karşılaştırmalı bir incele­meyle doğrulanmaktadır. Bkz . S .M. Miller, «Comparative Social Mobl l ­ity», Current Sociology, IX ( ! ) , 1960.

58

Page 59: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

ler i n « top l umsal hareketl i l i k » d iye ad land ı rdı k ları i nceleme a l an ı n ı n bir bö l ü m ü n ü o l uşturan) do laş ı ını ıı ı n tanı o la rak ölçü l mes i , gün ümüz top lumları nda denend iğ inde b i le büyük güç l ükler sunmaktad ır . Bu güç l üklerden baz ı lar ı , karş ı l aştırma l ı o larak top l umsal hareketl i l i k üzeri ne yak ın l arda yapı l m ış b i r i n­celemede bel i rti l mekted i r . 1 0 Genel ölçü m sorun lar ı n ı n çokluğu bir yana, bir top lumdan b i r başkası na, seçk in ler in hacmi ndeki değiş ik l iklerden ve n üfusları n ı n tarını veya sanayi ya da kol ve zi­h i n gücü uğraşları arası ndaki oran ları çok farkl ı olan top lum lar ın s ın ıf yapı larındaki farklardan doğan bel l i güç l ükler vardır . ,

Bu soru n lar ın düşünü lmesi nden ortaya ç ıkan sonuçlardan bir i , Pareto'n u n ku l lanmış olduğu gibi seçk in ler ve seçk in-ol­mayan lar şekl i nde yal ı n bir ayrı mın pek yeterl i ol mamasıd ı r, çünkü nüfusu n d iğer kes im leri nden seçk in lere geç iş oran ı n ı n hesap lanması, bel l i b i r toplumda seçk in ler in boyutu v e yapıs ına, keza genel s ın ı fsal yapıya i l i şk in b i r şeyler b i lmed iğ imiz sürece muhtemelen pek anlamı olmayacaktır . Bunun la b i rl i kte, günümüz topl u mları nda, u l usal örneklenı araştı rmaları ya da bel l i seçk in kümeler in daha yoğun i ncelenmeleriyle, seçkin ler in dolaş ım ına i l işk in çal ışma larda gerek l i veri ler i top l amak h i ç d eğ i l se olanak l ıd ı r . Bel l i seçki n kümeler hakkında tarihsel ça l ışmalara g ir işt iğimizde, b izzat ver i toplama, daha önceki yazarların c iddi b ir şek i lde yüzyüze gelmed i kleri fazladan bir güç lüktür . Şu anki b i lg i yokluğu, h iç kuşkusuz, kısmen genel tar ihçi ler in genell i k le bu tür nicel soruşturmalarla i lgi lenmemelerinden ve bu sorun lar­la i lg i lenen top lumsal tari h i n ise henüz gelişt i ri l mek durumunda olması ndand ır . W i l l iam Mi l ler' i n daha önce a l ı ntı l ad ığım de­nemes i nde ayr ım ladığı gib i : « Hep gen iş ölçüde yönetici s ın ıfları n etki n l i kleriyle uğraşmış olan tarihç i leri n, seçk in ler in yen i üyelerle destek lenmes i ve yerler in i tutma ları sorun ları n s istematik olarak i l k i nceleyenler arası nda oldu kları varsayı lab i l i r. Bu resmi kast s is­tem i ve yasal olarak kökleşik kal ı tı msal h iyerarş i leri olmamış

lO S.M. Miller, o p . cit.

59

Page 60: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

Amerika Birleşik Devletleri gibi bir ülke özellikle ilginç bir durumdur. Yine de çoğu Amerikalı tarihçi bu soruna çekingen kalmıştır. ı ı Miller'in derlediği kitapta ticaret seçkinleriyle ilgili

lıııPil·ıııeler, Çin literati'si üzerine yeni bir inceleme12 ve çeşitli" ülkelerdeki siyasal seçkinlerle ilgili birkaç inceleme13 bazı du­

rumlarda gerekli tarihsel bilgilerin bulgulanabileceğini göstermek­

tedir; ne var ki, birçok yüzyıl ve dönem" boyunca, seçkinlere katılma ve seçkinlerden dışlanma hareketlerinin miktarını tam olarak belirlemek olasılıkla mümkün olmayacaktır.

Birçok ülkede seçkinlerin dolaşımına ilişkin yeterli miktarda bilgi sağlanabilse bile, bu dolaşım ile diğer toplumsal fenomenler arasındaki bir bağlantıyı göstermek için, daha önceki yazarlardan hiçbirinin denememiş olduğu bir adım atmak, yani toplumlar arasında kapsamı ı ve sistemi i karşılaştırmalara girişmek hala gerekli olacaktır. Pareto bireylerin seçkinler ile seçkin-olmayanlar arasında dolaşımının değişmez ve düzenli bir fenomen olduğunu öne sürmektedir. Ama böyle midir gerçekten? Dolaşım oranında toplumlar arasında önemli farklar yok mudur? Eğer varsa, bu farklılıkların nedenleri ve siyasal alandaki etkileri nelerdir? Mosca ve diğerleri, modern toplumlarda dolaşım hızının çok yüksek olduğunu ve Mosca'nın sözleriyle, «modern temsili devletin neredeyse tüm siyasal güçler ve tüni toplumsal değerler için, toplum yönetimine katılımı mümkün kıldığını» öne sürmekte­dirler. Buraya kadar ele almış olduğum araştırmalar bu görüşü doğrulamıyor ama modern sanayi toplumları yine de birçok başka tür topluı:ndan daha hareketli olabilir. Ortaya atabileceğimiz bir başka soru bireylerin hareketliliği ile seçkinlerin ya da sınıfların

11 Op. cit., s. 309. 12 Robert M. Marsh, The Mandarins: The Circulation of Elites in China,

1600-1900. 13 Bkz. özellikle, W. L. Guttsman, The British Political Elite, ve Dwaine

Marvick (der.), Political Decision-Makers'da, Mattei Doğan'ın Fransız

mebusları üzerine incelemesi.

60

Page 61: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

r yükse l i ş ve çöküşleriyle i l g i l id i r. Pareto'nun savladığı g ib i , dev­r im ler gerçekten b i reyler in dolaş ım oranı çok düşük olduğunda mı meydana gelmekted i r ? Bu soru lar şu anki bi lgiye dayanarak kesin l i kle çözümlenemeyen ve daha önceki yazarlar ın açık layı.c ı ifadel-er olmaları amac ıy la d i le get i rmeler ine karş ı n aç ık lamaktan çok ortaya koymuş oldukları b i r " sorun lar d iz i s ine işaret etmekte­d i r .

Pareto, görmüş o lduğumuz g ib i , d i kkati n i seçk in ler dolaşım ında b i reyleri n hareketi üzeri nde toplamıştı . Kümeleri n hareketiyle -seçk in ler in yüksel iş ve çöküşüyle- daha ayrıntı l ı o larak i lg i lenen d iğer yazarlar, Marx' ı n topl umsa l s ı n ı flar ın kökenleri ve gel iş im leri n i aç ıklama konusu nda u laşt ığı noktan ın çok da ötesi ne geçmiş g ib i gelmiyorlar bana. Asl ı nda, hepsi top lumda yen i ç ıkarların ortaya çı kış ına önem vermektedi rler. Mosca' n ı n «top lumsal güçleri » , Marx' ı n «S ın ı f ç ı karları » n ı n çok benzeridir . P irenne yen i kap i ta l i st kümelerin yüksel iş iy le uğraşır baştan sona, Schumpeter i se s i l ah l ı b ir soyl u luğun çöküşün ü büyük ölçüde ekonomik koşul lar la açı klar. Bun lar ın Marxismden ayrı l d ı kları ngkta, başl ı ca top lumsal s ı n ıflar i ç indeki a lt-kümelerin -sözgel i ş i yen i mes lek kümeleri n i n- gel i şmesiyle çok daha ayrıntı l ı uğraşmaları ve hiç kuşkusuz, Marx' ı n modern kapita l izm­le sezd iğ i s ı n ıfs ız top l um potans iyel i üzer i ne herhangi b i r tartışmaya gir işmekten kend i leri n i sakın malar ıd ır. Gerçi Mosca yeni « topl umsal güçler» i n yaratı lmasında kü ltürel ve d i nsel et­men lerin etk i s in i haraketle i ncelemekle birl i kte, bu tür etmenler in k imi zaman toplumsa l yapıda değiş i k l i k lere yol açacak önemde oldukları savın ı destekleyeb i lecek tar ihsel örnekler üretememekte ya da böyle örnekleri ayrı nt ıs ıy la i ncelememektedir . Schumpeter, daha sonraki b i r ça l ı şmasında -Capitalism, Socialism and Democ­racy� kapi ta l izmin çöküşüne katkıda bu lunan kültürel değişmeleri. tartış ı r, ama bu değişmeleri ik i nc i l d üzeyde ve geniş ölçüde ekonomi k düzendeki değişmelere bağl ı olarak iş ler.

Bu yazarla r ı n Marx kadar b i l e yakı n b i r i lg iy le in­celeyemedi kleri bir sorun vardır : toplumdaki devrimci değiş ikl i k�

61

Page 62: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

ler i n mah iyeti ve nedenler i . B u sorun, Marx ' ı n -ondokuzuncu yüzyı l devr imleriy le uğraşı rken- kl) l l andığı ter i m lerden çok daha gen iş ter imJerle gözler önüne ser i lme l id i r. Toplumsal kümeler in yükse l i ş ve çöküş leri nde ik i süreç göz lemleneb i l i r : b i ri yeni b i r top lumsal katmana mensup bi reylerin k imi kez yerleş ik s iyasal seç ki n ler in mensuplarıyla bağlaş ıkl ı klar kurarak i ktidar konu m­l arı n ı yavaş yavaş e le geçi rmeleri süreci ; d iğeri de yükselen b i r topl umsal kümeyle toplumun yerleşi k egemenleri aras ındaki kes­k i n b i r çat ışma n ı n söz konusu ol duğu b i r süreç . S iyasal araşt ı rmalar ın konu larından b ir i , olabi ld iği kadarıyla top lumsal kümeler in bu fark l ı dolaşım türlerin i n koşu l ları n ı ve nedenler i n i bu lgu lamaktad ır . Pareto bu- soruna hemen h iç deği nmez; devri m­ler üzerine gözlemleri de dağ ın ı k ve b i rb ir ler iy le bağlant ıs ızd ı r . Mosca i se, The Ruling Class' ı n b i r bölümünü devr im konusuna . ayır ı r; ne ki bu bölüm çal ışmas ın ın en düşkı r ık l ığı yaratan k ı s ımları ndan b i r id i r ve birkaç devrim dönemi n i n bet im leyici b i r an lat ımdan faz la b i r şey vermez. Marx'dan sonraki d iğer top lum­b i l i mc i l er in ça l ı şmal arı n ı n devr imc i yüzyı l ı m ıza sağlad ığ ı ma lzeme bol luğuna karş ın , devr imci değişmelerin açı klanmasına çok şey kattı k lar ı söylenemez. Son yı l l arda bu sorun lar en kap­sam l ı ve s isteml i b iç imde, C. Br i nton tarafından The Anatomy of Revolution ad l ı k i tabı nda tartı ş ı l m ı şt ı r . 1 4 B r i nton devr imc i değişmeyi kolaylaştı r ıc ı koşu l l ar ı şöyle ayırt eder: b i r top lumdaki ekonomi k i l erleme, keskin s ın ı fsal uzlaşmaz l ı klar, ayd ın l ar ı n ege­men s ın ı f terketmesi , hükünıet aygıtı n ın yetersiz l iği ve siyasal bakımdan beceriksiz b i r egemen .s ı n ıf. Koşu l lar b izati h i devri mc i sı n ı f ın o luşmas ına çok daha az önem veri l mesi d ı ş ında, Marx' ı n çeş i t l i zamanlarda, öze l l i k le i l k yaz ı lar ında önerd i kleri nden gene l l i k le farkl ı değ i ld i r; ama çok daha özen l i b i r karşı laştı rmal ı

14 Ayrıca, bkz . L . Gottschalk'ın denemesi, «Causes of Revo!lıtion», Amer­

ican'.Journal of Sociology, L (I), 1944; ve sorunlarla l iteratürün özlü bir şekilde değerlendirildiği, Raif Dahrendorf, «Uber einige Probleme der soziologischen Theorie der Revoiution», European .Journal of Sociolo­

gy, n (S), 196 1 .

62

Page 63: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

i nceleme çerçevesi iç i nde ortaya konmuşlard ır . Bu kavramsal çerçeven i n yararı , y i rm inci yüzyı l ı n çoğu endustriyel o larak geri ka lm ı ş ü l kelerde meydana gelen ve Br inton 'un ayı rtettiği karak­teristi klere büyük ölçüde sah ip olan -zengin le yoksu l aras ı ndaki yoğun fark l ı l ı k lar ın ürett iği a.ş ır ı s ı n ıf uz laşmaz l ı k lar ı , Batı l ı laşmı ş . ve çoğun lukla Marxismden etk i lenmiş ayd ın lar ın bağ l ı o lduklar ı kümeyi terketmeleri ve gelene�sel egemen kümeleri n ekonomi k sorun l ar la ve daha i leri top lumlar ın etki s iy le uğraşmaktak i be­ceriks iz l iğ i- devrim ler ine uygu landığı nda görü lebi l i r.

Konuyla i lgi l i daha sonraki bu yaz ı lardan açı kça ortaya ç ı kan ve Marx ' ın kuram ın ı doğru layan şey modern devri m ler in küçük seçk in kümeleri n etk in l i ğiyle açık lanamayacağı -bu de­vrimlere tüm sı n ıflar ın eylemleri n i n neden olduğudur. Bu s ı n ıflara yol göst�rmek gerekmekted i r; ama seçk in önderler kü mesi s ı n ıf lar ın o luşumu ve gel i ş im in bir sonucu olarak ve b i r ölçüde onlar la b i r l i kte ortaya ç ı kar -bu küme b i r s ın ıf oluşturmaz, ne de kendi baş ına b i r devrime neden olur. Ayn ı s ı , bence, i ktidar h iyer­arş is indeki kümelerin konumunda daha tedr ic i değişmeler ol ması durumunda da geçerl i d i r. Yeni seçki n ler in ol uşab i lmeler i ve za­manla toplumun yerleşi k egemen lerinden zorla siyasal i kt idar iç i nde bir pay · koparab i lmeleri nüfusu oluşturan görece gen i ş kümeler in durumundaki değ işmeler yüzündend i r.

B i reyler in dolaşım ı n ı i ncelerken olduğu gib i , kümeleri n dolaş ı m ı n ı d a i ncelerken veri top l amada b i rçok güç l ü kl e dalaşmamız gerekir . B u i k i i nceleme b i r ölçüde çakış ı r v e ayn ı soru n l arı ortaya koyarlar, çünkü yen i top lumsal kümeler i n o luşumuna ya da eski l er in çöküşüne ı ş ık tutmak için b i reyler in h areketi n i ad ım ad ım i z lemek gerekebi l i r. Ned i r k i , çoğu durum­da top lumsal kümelerin var l ık lar ı ve etki n l i k leri yasal met i n lerde ya da çağc ı l kayıtlarda muhte melen belgelendiği veya toprakta tasarruf hakkı (tenure) sistem leri i le d i nsel ya da askeri örgütler g ib i d iğer toplumsal kurumlara i l işk i n b i lgiden ç ı karı labi l d i kleri iç in , bun lar ın yüksel i ş ve çöküşler ine del i l bu lmak b i r yerde daha kolayd ı r. Ama seçkin l er in dolaş ımı hangi yön üyle d i kkatimiz i

63

Page 64: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

çekerse çeks in , bu fı:�npınen üzer ine ta r i hsel b i lg iy i (bu b i lg in in kendis i de büyük ülc,.üde gen iş leti l eb i l i r) y irnı i nc i yüzyı l ın top lunı­sal hareketleriyle i lg i l i i ncelenıeler - seçk i n ler konusuyla i lgi lenen daha önceki yazarlar ın güçleri n i aşan i ncelemeler- sayesinde bütü nleyebi l i r ii. So1ı iki on y ı l boyu nca, sanayi top lumları nda seçki n ler in dolaş ımı sayıs ız araşt ırmaya konu o lmuştur; keza bu konuya ş imdi az gel işmiş ü l ke lerde de aynı önem ver i lmektedir . Bundan sonraki i k i bölünıde ele alacağını her türden bi rkaç toplunıa i l işk in kan ı t b i ri k im in i n gözden geç i r i lmesi , bize burada e leşt ir i len lerden daha yeterl i desteğe sah ip bazı genel lemeleri for­müle etme o lanağı verebi l ir .

64

Page 65: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

-i V-

AYDINLAR, YÖNETİCİLER VE BÜROKRATLAR

Y i rmi nc i yüzy ı l ın büyük top lumsal ve siyasal deği ş i k l i k­leri nde öne ç ı kan toplumsal kümeler arasında üç seçk in kesi m -ayd ın l ar, sanayi yönetic i leri ve yüksek hükümet görevl i ler i - çoğu kez daha önceki egemen s ın ıfları n işlevleri n i n m i rasç ı lar ı ve yen i toplum b iç imleri n i n yaratı lması nda canal ıc ı etkenler olarak e le a l ı n maktadı r. B un ları n değişmeyi başlatmakta gerçekten önemleri nelerd i r? Ne ölçüde toplumdaki başka, daha özsel değişmeleri n ü rün ler i ya da daha güç l ü ç ı karlar ı n tems i lc i l erid i rler? İ ş in baş ı nda, bu seçk in kümelerine böylesi büyük top lumsal etk i yü k­l emen i n h erşeyden önce genel seçk in ler kuram ı n ı n kabul ed i l mesi nden kaynaklandığı ve doğrudan doğruya bu kuram ı ıı sağlad ığı Marksizm eleşt i r is i nden ç ı ktığı konusunda aç ı k o la l ım . Çü nkü Marks izme göre yak ın Batı tarih i n i n en önem l i olgusu yen i b i r top lumsal güç o larak işçi s ın ı fı n ı n yüksel iş id i r; buna karşı l ı k ayd ın lar ın ya d a yönetic i leri n ya d a bürokratlar ın yükse l i ş ine i l i şk in aç ık lamalar ın tüm ü bu görüşe meydan okumakta ve kapi­ta l izmdeki dönüşüm leri n seçk in ler in arasına yeni üye a l ı m ı n ın « s ın ıfs ız» o l masına (yan i b i reyleri n çeş it l i prestij ve i ktidar d üzey­leri arası nda oldukça mükemmel bir dolaşı m ına) yol açtığ ın ı ama ayn ı zamanda egemen seçkin ler i le yığı n lar arasındaki fark ı n varl ığ ın ı sürdürdüğünü {yan i s ın ı fsız b i r top luma doğru yol a l ­madığı n ı ) göstermeye ça l ışmaktad ı r: Dolayısıy la, b'.u seçki n ler in yükse l i ş in i i ncelerken, önce onlar ın başl ıca topl umsal s ın ıf larla nas ı l bağlant ı landığı n ı ve kapita l i st ü l keler in s ın ı f s i stemi nde ne g ib i değişmelere yol açmış oldukları n ı ; i k i nc i olarak da on lar ın Sovyet t ip i kolektivist top lumlardaki etki lerin i n yapıs ı n ı e le a l ­mamız gerekecek.

Ayd ı n lar bu üç küme i çi nde tan ım lanması ve toplumsal et-

65

Page 66: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

k is in in l>c• l i r ll• ı ınw�i cıı güç o lan ıd ı r . «Ayd ı n lar» ve «aydı nkes im>� ( lntelllRentsl.t) , ıı,ı � ı ı ıda bir ayr ım yaparak işe başlayabi l i r iz. İ kin-1 ' 1 lt•ıi ı ı ı i l k kvl onclokuzuncu yüzyı lda, Rusya'da kend i lerine pro­fl·�yoı ll•I iş yapına ni tel iği kazandı ran bir ün iversite eğitim in i a lm ış o l . ı ı ı l <ır ı ad landı rmak iç in ku l l an ı l d ı ; sonra l arı sözcüğün kapsamı bir çok yazar tarafı ndan kolgücüne dayanmayan (non-manual) uğraşlarda bu lunan herkesi içerecek biçi mde geniş leti l d i . Bu an­l amda ayd ı n kesim ter imi « yeni orta s ın ıflar» a denk düşmekte ol up, bu s ın ı f içi nde üst ve a l t katmanları ayı rt etmek olanak l ıd ı r -üst katman profesyonel iş lerde ça l ı şan lardan, a l t katman ise daha ruti n büro ve idari görevlerde bu l u nan l ardan ol uşmaktad ı r. Ayd ın ların ise genel olarak fi k i rl er in yarat ı lmas ına, i leti l mesi ne ve e leşti ri l mes ine doğrudan katkıda bu lunan çok daha küçük bir kümeden o luştuğu kabul edi l i r; bun lar yazarlar ı , sanatç ı lar ı , b i l im adamlar ın ı , fi lozoflar ı , d in d üşünürleri n i , top lum kuramc ı l ar ın ı , s iyasal yorumcuları iç ine a l ı r. B u kümen in s ın ı r ları n ı kes in b iç imde bel i rlemek zor olabi l i r ve a l t katman lar ı ela öğretmen l i k ve gazetec i l i k g ibi orta s ı n ı f uğraş lar ıyla kaynaşmıştı r a m a b u kü­men in karakteristik özel l iği -bir top lumun kü l türüyle dolaysız i l ­g i s i - yeterince açıkt ır .

Ayd ın l ar hemen her toplumda vard ı r -okuryazar olmayan toplumlarda büyücü ve rah ip , ozan ve minstrel, soykütükçü ler (genealogist) vb. olarak; okuryazar toplum larda da fi lozof, ozan, oyu n yazarı (dramatist), memur ya da hukukçu olarak- ama iş lev­leri ve top lumsal önemleri büyük ölçüde değiş ir . Bazı top lum lar­da ayd ı n lar bir yönetic i seçkin olmaya iyice yak ınd ı r. Çi n'de literati uzun dönemler boyunca bu tür bir yönetici katman oluşturmuş o lup, Max Weber'e göre la ik soyl u lara (genteel lay­mam) veri len eğit imden ç ıkan literati bu tür b i r egemen katman oluşturmuştur . 1 Bu katmana gir iş ha lka aç ı k bir yarışma s ı navıyla olduğu için kal ıt ı msal ya da d ı şa kapa l ı bir küme deği l d i ; ned i r ki uygu l amada bu kümen in üye leri çoğu n l uk la feodal dönem

1 Max Weber, «The Chinese Literati » , H.H. Gerth ve C. Wright Milis (der.), Froın Max Weber'de.

66

Page 67: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

boyunca önenı l i feoda l ai lelerden, daha sonraları da (büyük oran­da memur ai le ler i d_ah i l ) yü ksek top lum katman ları ndan a l ı n ıyor­du . Bunun la b i rl i kte, 1 600- 1 900 arası dönemde literati' n i n özen­li b i r istatisti k i çözümlemesi yüzde otuz kadarı n ın s ı radan a i leler­den, yan i baz ı la rı kesi n l ik le vars ı l a i le lerden olmakla b i rl i kte, seçk in ler in a lt ındaki b i r topl umsal kerteden geld i kler i n i ortaya ko­nıaktad ı r.2 Bu durum, H i nd istan'da Brahman lar ı n kendi baş lar ına toplumda egemen b i r katman o luşturmalar ına benzemekted ir, ama Brahmanlar _ka l ı t ımsal bir kast olduklar ı , eği t im leri ele edebi­l i kten (l iterary) çok d i nsel olduğu iç in Çi n'deki durumdan hayl i farkl ı l ı k gösteri rler . Öte yandan, ruhban lar Avrupa'n ı n feodal top lumlarında daha az egemen b i r konu mda bu lunuyorlar ve an­cak feoda l izmin yıkı l ış ıy la ayd ın lar daha öneml i b i r topl umsal iş leve sah ip o lmaya baş lad ı .

Modern ayd ı n lar ın köken leri gene l l i k le ortaçağ Avrupa'sı n ın ün iversiteler inde bu lun ıııaktad ı r . 3 Ün ivers i te ler in gel işmesi hü­man ist öğren im in yaygın laşmasıyla b i rleşerek, ruhban kastı ol­mayan, üyeleri değiş ik top lumsal ortamlardan gelen ve b i r ölçüde feodal top lumun egemen s ın ıf lar ından ve egemen öğreti leri nden bağ ın ı koparm ış bir ayd ın s ın ıfı n ın o luşumuna olanak sağlad ı . Bu ayd ı n s ı n ı f Ayd ı n l anma düş'ünür ler in i ü rett i , öze l l i kle de Fransa'­da ayd ı n lar ancien regime' i n egemen s ı n ı fıy la K i l ises i 'ne karşı ç ıkarak kend i ler in i top lumun eleşt i rmenleri olarak kabul etti rd i l er. Modern ayd ın lar işte bu rol ler iyle, yan i top lumun eleşti rmenleri olarak ele a l ı n ı rlar . Devrimci hareketlerde, bir bütün olarak işç i hareketi nde ve daha yakın l arda az gel işmiş ü l keler in dönüşümün­deki rol leri b i rçok yapı tta, çok kez de, Marx' ı n proleter devri m ku­ram ın ı n b i r e leştir isi bağlamı nda vurgu lanmışt ı r . Ayd ın l ar ın etki­s ine i l i şk in bu tür bir değerlendi rme yapan i l k yazarlardan bir i

· 2

3

Robert M. Marsch, The Mandarins: The Circulation of Elites in Chi­

na, 1600-1900.

Bkz . Jacques Le Goff, Les intellectuels au Moyen Age, ve Kari Mannheim, «The Problem of the Intell igentsia», , Essays on the Sociolo­

gy of Culture.

67

Page 68: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

olan Polonya l ı b i r devrimci , Waclaw Machajsk i , b i rkaç kitapta, "öze l l i k le de The lntellectual Werker ( 1 905)de4 sosya l ist hareket in . gerçekte doyumsuz ayd ı n la r ı n ideoloj i s i n i d i l e get i rd i ğ i n i , başarı s ı n ı n d a s ı n ıfs ız b i r topluma deği l , « Devlet kapita l izm i » d iye · ad land ı rd ığ ı b i r top lum b içi m i nde, yen i orta sı n ıfla bağlaş ık l ı k ku­ran yen i yönet ic i ayd ın lar s ı n ıfıyla sonuç lanacağın ı bel i rtmişt ir . Machajski sosyal izmin geleceği konusunda tümüyle de karamsar değ i l d i ; eğit i m i n genel o larak ge l i şmes iy le ayd ı n l ar ı n egemen l iğ i n i n. azalabi leceğ in i , sonunda da s ı n ı rs ız b i r top luma u laşı lab i leceğ in i düşünüyordu . Ama yapıt ı genel olarak pek d ikkat çekmed i ve devr imci ayd ın lar fikri çoğu n lukla sosya l i zm in muha l i fleri nce, i l k in lv\ax Nomad, daha sonra da y " rninci yüzyı l devr im ler inden çoğunun sosyal izm bayrağı a l t ında i kt idar lar ın ı kabul etmeyi başaran ayd ı n lar tarafı ndan yöneti ld iği şek l i nde bugün yayg ın b iç imde paylaş ı lan görüşü savunan H . D. Lasswe l l tarafından benimsend i .

Ayd ı n lar ın rol ü başka bazı yazarlarca . çok farkl ı b iç i mde düşünü lmüştür. Daha önce Mosca'n ı n ayd ın l arı . yeni ve daha değerl i b i r seçk in kes im in çeki rdeğ in i ol uşturab i lecek, bour­geoisie i le proleterya arasında konumlanan az çok bağımsız bir küme o larak düşündüğü n ü gördük. Teorica dei governi e gover­no parlamehtare'n in son sayfalar ında umutlar ın ı şöyle d i l e ge­ti rmekted i r Mosca : « Eğer özel ç ı karları sadece b i r süre iç in b i le ol­sa bi r yana itmeye hazır ve gerekl i tarafs ızl ık la ortak iyiyi algı l aya­b i lecek bir top lumsal s ın ı f varsa, bu s ı n ıf kes i n l i k le t it iz entelek­tüel eği t imi sayesi nde karakter soyl u luğuna, gen iş çevrelere ve yeti ler in gen iş let i lmesine ağı r l ı k verecek şeye sah ip s ın ıftır . . . B u s ı n ı f, tekbaş ına b u s ı n ı f gelecekteki b i r kötü l üğü ön lemek amacıyla ş imd ik i bir iy iy i özgürce kurban edecekt i r . » Benzer b i r an lay ış ı , «top lumsal olarak bağımsız ayd ın kes im»de giderek kap­samı gen iş leyen b i r top lumsal yaşam a lan ından ge_len, eğit im

4 Kitapları Rusca yazılmıştır ve İngil izce'ye çevri lmemiştir . Fikirleri İngil izce olarak i lkin Max Nomad tarafından bu değerlendirmeyi aldığı Rebels and Renegades'de yorumlanmıştır.

68

Page 69: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

r arac ı l ığ ıy la b irb ir ine bağlanan ve kend i nde toplum yaşam ı na s ızmış tüm ç ı kar lar ı bar ınd ı ran görece s ı n ı fs ız b i r katman ı ayrı msayan Kari Mannheim ortaya koyar.5 Bu karakterist i kleri ne­deniyle ayd ı n lar, Mannheim'a göre, top lumlar ına öze l l i k le de top lumlar ındaki farkl ı çıkar kümelerine i l i şki n görece eksiksiz ve nesnel b i r görüş ed i n me ve daha genel toplumsal ç ıkarları üste ç ı karacak şek i lde bağ ımsız h areket etme yetisi ndedi r ler.

Ele a ld ığ ımız bu fki görüşün de doğru yönler i vard ı r. Ayd ın l ar ın köktenci ve devri mci hareketlerde önem l i rol ler i ol­muştur ve 1 956' dak� Polonya ve Macaristan o laylarından, Küba devrim i nde ve b i rçok ü l kedeki sömürgeci l i k-karşıtı hc1reketlerde tan ı k o lunduğu üzere hala da o lmaktad ı r. Ama sosyal i st hareketi n ayd ın l ar ı çekmesi , onlar ın a ldat ıc ı sosya l izm ve s ın ıfs ız toplu m slogan lar ıy la i kt idar savaş ım ı veren yen i b i r seçkin kes i m oluştur­duklar ı şekl i ndeki b i r kurumdan başka b iç imlerde açı k lanabi l i r . Bat ı toplum ları ndaki işçi hareketi basit b i r protesto hareketi deği l ­d i . Tutku ları n ı el leri n i n alt ında hazır bu ldukları d insel i mgese l l i k­le ( imagery) d i l e geti rebi len kölelerin ve köylü ler in dağı n ı k ayak-

. !anmalar ından farkl ı o larak, işçi hareketi hemen hemen en başından i t ibaren gel işti r i lmes inde ayd ı n lar ın önem l i bir rol oyna­ması n ı gerektiren bir top lum kuramı n ı içeriyordu . Aydın lar sosya­l ist harekete çeki mlendi ler, çünkü bu harekette b i r onursal konum ve bir ölçüde de bizzat entelektüel yaşam iç in cana l ıc ı o lan k im i karakter ist iklere -ussa l l ı k , tarafsızl ı k ve hatta öte dünyal ı l ık- sah ip b i r toplumsal örgütlenme idea l i buldu lar. Eş önemde, belk i daha da öneml i b i r başka etmen ayd ı n lar ın toplumsal köken leriyd i . B i rçok modern toplumda ü n iversiteler ve genelde entelektüel uğraş lar yetenekl i b i reyler in top lumun alt katman lar ından daha önem l i konuml ara yükseleb i lmelerin i n baş l ıca aracıyd ı . Bunun sonucunda ayd ı n seçk in ler in toplumsal b i leşim i gene l l i k le d iğer seçkin l erden önem l i ölçüde fark l ı l aşmış ve b i rçok ayd ı n ı n işç i s ı n ı fı h areket i y le bağ l aş ı k l ı k kurma o l as ı l ı ğı hep m ü m k ü n

s Kari Mannheim, ldeology and Utopia, s. 136 ve sonrası.

69

Page 70: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

ol muştur. Bu görüş ayd ın sec;ki n ler in , kend i uğraşlar ına i l i şk in ç ıkar lar ı

ol maktansa bel l i baş l ı topl umsal s ı n ı fla r la b i r leşecekleri ya da bağlaş ık l ık aç ı s ından bu s ın ı flar aras ı nda bölü necekler i n i öne sürmekted i r . Ayd ın lar ın top luma i l i şk in nesnel b i r görüş sahib i o labi len ve bir bütün olarak top lumun baz ı genel ç ı kar lar ın ı tutarl ı olarak savunab i len b i r küme o luşturduğunu öne süren i ki nc i görüş, ayd ı n lar ın kend i lerine a i t özgü l b i r küme \'. ı karı ge l i şti re­b i leceklerin i ha la yadsı rken , öte yandan ayd ı n seçki n ler i tüm s ın ı flar ın üstüne koymaktad ır .

Bu değerlendi rmeleri n i ik is i de, modern top lumlardaki ayd ı n la r ın durumu ndaki farkl ı laşma ve başka laş ım _göstere­b i l eceği ne yer vermez . Herşeyden önce Avrupa ve Kuzey Amerika' n ı n sanayi ü lke leri a ras ı nda önem l i u l usal farklar vard ı r . Raymond Aron, The Opium of l ntel lectuals'da, F rans ız aydı n lar ı n ı n top l u mda İng i l te re, A lmanya veya A B D ' n i n ayd ın lar ından daha yüksek b i r sayg ın l ığa sah i p olduğunu, s iyasal yaşamın idari ve prat ik yön ler iy le daha az a lakadar o lduklar ı n ı ve top lumlar ın ı daha köktenci olarak eleşt i rd i k ler in i gözlemlem işt i r . 1 871 'den 1 958'e kadar Frans ız Mi l let Mec l i s i üyeleri üzerine yapı lan b i r i nceleme, bu dönem boyunca seçi len 6000 mebusun yarı s ından faz las ın ın gen iş an lam ıyla ayd ı n o lduklar ın ı -yazarlar, ün iversite öğretmen leri, hukukçular, gazetec i ler, b i l im adamlar ı , mühend is ler, o'kul öğretmeıi ler i- o lduğunu göstermekte ve şu sonuca varmaktad ı r. « F ransa'da, en az ı ndan , uçuncü Cumhuriyette olduğu gib i Dördü ncüsünde de Mec l i steki s iyasal tartı şmalarda en tutku lu o l an l ar · ayd ı n lard ı . Çoğu n l u kl a e n uz laşmaz idec;ıloglard ı on lar. Sorun lar ı soyut b iç imde a z çok içten l i kle ortaya koyma, çoğu kez de onlar ı beceriyle d i l e get i r­meye eği l i m l i o lmaları an lam ında "düşünceleri benzer b iç imde donat ı lm ış"t ı . Ama bu eği l i m

. -çoğun l uk la gerçekçi o lmayan

çözümler önermeleri , özsel o lan ı savsaklayıp kurnaz l ı k üzeri nde sap lan ıp ka lmalar, böylece yapay sorun lar i cat ed i p kend i ar­alar ında an laşamayarak parlamento görüşler i n i gereksiz b iç i mde

70

Page 71: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

karmaş ıklaştır ıp uzatmalar ı an lamına gel iyordu . »b Ayrıca, Petit Larousse'da kaydedi ldiği şekl iyle, Fransa 'n ın büyü k adam larına i ı. i şk in bir incelemeden, önce gelen ayd ı n la rı n nas ı l en ayrıca l ık l ı an lamıyla -yazarlar, sanatçı lar ve b i lgi n ler- s ı ra landığ ı n ı , böylel ik­le on lar ın top lu msal sayg ı n l ı ğ ı n ı n ne kadar büyü k o l arak düşünüldüğünü göz lemlemek de i lg inçti r; yüzy ı l lar boyunca bu n� lar top lamın yaklaş ık yarı s ın ı kapsayarak en geniş kümeyi o l uştur­maktad ır lar ve ondokuzuncu yüzyı l ı n sonuna kadar (araştı rnıaıi ı n kapsad ığı en son dönem) sayg ın l ı k ları istikrarl ı b iç imde artmıştı r .7 İ ngi ltere' de ayd ın lar Fransa' da ki g ib i , böylesi büyük toplumsal sayg ın l ığa sah ip olamam ışlard ır , ne de parlamento üye l iğiyle af­sun, herhangi b ir kolektif siyasal düşünce ve e leştir i . etk in l iğiyle olsun, h iç böylesine öne ç ı kmamış lard ı r . Ayd ı n kümeleri n in ha lk ın büyük i lgisi n i çekmesi ya da dolays ız b i r siyasal nüfuz sah ib i görünmeleri ancak çok ender durum larda söz konusu o l ­muştur : geçen birbuçu k yüzyı ldaki en gözle görülen böylesi örnekler arası nda, yararcı (uti l itarian) fi lozoflar, H ı ristiyan sosya l­istl�r, i lk Fabian' lar ve l 930' 1ar ın Sol Kitap Ku lübü (Left Book Club) ve anti-Faşist örgütlerle i l işkisi olan ayd ı n lar bu lunmaktad ır .

İ k inci bir öneml i öze l l i k, çoğu ü l kede ve çoğu kez ayd ı n seçkin kes imin in , en heterojen v e tutunumsuz seçkin lerden biri o lması ve kü ltürel ve siyasal sorun lar hakkında çok faz la kanaat çeşitl i l iği göstermesidir . Tüni ayd ın lar ın siyasal olarak sola bağ l ı o ldukları ya da bağ l ı o lmuş oldukları söylenemez, örneğ in şu an­da, Batı Avrupa ü lke leri ndeki ve AB D'deki b irçok ayd ın o las ı l ık la

6

7

Mattei Doğan, «Political Ascent in a Class Society: French Deputies 1870-1958», D. Marvick (der), Political Decision-Makers'da, s. 67.

Alain Girard (der). Le reussite sociale en France, ss. 239-40. Der­leyicinin beİ irtitği gibi , aydınların farkl ı ortamlardaki saygınl ık ve nü­fusunu karşılaştırmada bir temel sağlamak amacıyla çeşitl i ülkelerden benzer malzemeleri elde etmek çok i lginç olurdu. Ne yaz ık ki, hala bir i lk adımın atılması ya da hatta öngörülmesi gerekmektedir; aydınlar üzerine en son ayrıntı l ı ve oylumlu simpozyum

--The Intellectuals: A Contro­

versial Portrait, G. B. de Huszar. tarafından derlenmiştir- hala onların toplumsal işlevi üzerinde izlenimci çözümlemelere bel bağlamaktadır.

71

Page 72: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

sağ ka nada nıeıısup�ur. Ayd ın ların siyasal tutumları n ı n topl umsa l s ı n ıf kökenlerince çok güçlü olarak etk i lendiği n i gösteren b i rçok kan ı t vard ı r; örneğin Fransa' da hemen tümüyle üst s ın ıflardan ge­len ve tutum ları ağı r l ık la sağ eği l im l i olan eski Ecole libre des Sci­ences politiques' i n öğrenc i leriyle _çok daha gen iş biç i mde orta s ın ı f, işç i s ı n ıf ı ve köylü lükten gelen ve tutumları baskı n l ık la sol eği l i m l i olan Ecole Normale' i n öğrenci ler i arasında çarpıc ı b i r farkl ı l ı k bu lunmaktad ır . Burada hiç de açı k olmayan konu , ayd ın lar ın etkin l ik ler i ve yaşam b iç imleri nedeniyle d iğer seçkin ­lere göre toplumsal s ın ı f köken lerinden daha az etki lenip etki len­ıned iğid i r. Bundan başka, ayd ın lar ın toplumsal tutumlar ı nda toplumdaki daha genel değişmelerin yol açtığı öneml i tar ihsel dalga lanmalar vard ı r . 1 930' 1 arda Avrupa l ı ayd ın lar ın çoğun luğu ve ABD' dek i b i rçok aydı n siyasal solu n des_tekleyic i leriyd i ler; ama . 1 950' 1er in başından bu yana sağa doğru bel i rgi n b i r kayış görü l mekte o lup, bu refah yasa ları n ı n etkisi sonucu toplumsal koşu l l arda meydana gelen deği şmelerle ya da bizzat ayd ı n seçk in lerin özn i tel iğ indeki değişmelerle aç ıklanab i l ir . ,

B u bağlamda sanayi toplumları ndaki ayd ınlar ın yak ın tari­h i ne i l i şk i n iJ<i öze l l i k gözönüne a l ı n ması gerekt i rmekted i r . Ün ivers i te eğitim i n i n yayg ın laşması ve b i l i msel, tekn i k ve pro­fesyonel uğraşlar ın gel i şmesiyle, özel l i k le a l t düzeyde, ayd ı n seçk in ler in boyutu da, i şsel fark l ı l aşım ı da gel işmiştir. Ayn ı za­m anda, ayd ı n seçk i nler iç indeki fark l ı kümeleri n göreli önem­lerinde değişmeler o lmuştur; şu ya da bu türdeki uzman lar genel kü ltür ya da toplumsal fik i rleri daha edebi ve felsefi b iç imde d i le get i renlere üstün l ük sağlamış lardır. Doğa b i l i mc i leri n i n artan toplumsal önemi , onlar ın etki n l i k ve gereks in im leri n i n ha lk ın d ikkat in i çek i ş derecesi nden, ve b i l imadamlar ına, danışma ku­ru l ları na 'üyel i k ve hükümet i le idare de artan biç imde temsi l (örneğ in B i l i m Bakanl ığı n ı n kurulması) ed i lme olanağı sağlan­masıyla onlar ın kamu siyasası n ı b iç im lend i rmede daha faz la yer a lmalar ı yönünde artan baskı lardan açıkça görü lmekted ir . Bu gel i şmelerin b ir bağlantıs ı olarak, i ht imal k i ayd ınlar toplumun genelde daha az köktenci eleşti rmenler o lma ve iç inde yaşad ı kları

72

Page 73: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

sanayi top l u m l arı n ı n� karmaş ı k etki n l i k ler i nden doğan k ısa döneml i , özgü l türden sorun l arı çözmekle daha faz la i l gi l enme eği l im i gösterm işlerd ir . Bu an lamda, Mosca'n ı n aç ı klamış o lduğu yönlerden bir i nde ayd ın l ar ın etkis i artmışt ı ; ama giderek böyle­s ine s ı nı r l ı , uzman görevleri yüklenmeleri onlar ın egemen b i r seçki n kes i m konumu gerekl i n i tel i klerden uzaklaşnıasın a yol açar, çünkü ayd ın l ar ayı rted ic i b i r küme örgütlenmesinden ya da i deoloj i s i nden yoksu ndurlar. Şu anda, en çok az. gel işmiş ü lke­lerdeki ayd ın l ar siyasal yaşamaa öneml i b i r rol oynayan tutu num­lu ve köktenci b i r seçk inkesi m oluşturmaktad ır .

Potansiyel egemen seçk in kes im olarak d ikkat çeken i ki nc i b i r kümeyi sanayi yönet ic i ler i o luşturmaktad ır . B i r süre iç in , mo­dern top lumda yönetic i ler in yüksel i ş i , geni ş ölçüde James Burn­ham' ı n yönet im devr im i kuram ı n ı n etk is iy le top lumb i l imsel tartışmanı n odak noktası ha l i ne gelm i şt i .8 Bu kuramın genel fi kri çok daha önce Veblen tarafı ndan The Engineers and the Price System'de d i le geti ri lm i şti . Veblen kapita l i zm in, yan i esas olarak ü reti m araçları sah i plerince yöneti len b i r ü reti m si stemi n i n sanayi kaynaklar ın ı veri msiz biçi mde ku l lanac ağı i ç in devam ede.­meyeceğ i n i öne sürüyor ama kapita l i zm in çöküşünün i şç i s ın ıfı nca gerçekleşti r i leceği ve b u çöküşü s ı n ıfsız b i r top lumun izleyeceği şekl i ndeki Marksçı görüşü kabul etmiyqrdu. Kapita l i st endüstri n i n başl ıca muhal ifleri olarak teknoloj i k uzman ları -"mühendis ler" i - görüyordu ve modern endüstri i ş leyi ş i n i n onlar ın ça l ışmalarına dayandığ ın ı , keza onlar ın sonraki hamleyi yapacak

· konumda bu l u nduklar ın ı idd ia ed iyordu . « Koşu l lar ın zorlamasıyla on lar cemaati n maddi refah ı n ı n bekç i lerid i rler; buna karş ı l ı k ş imd iye değin gerçekte kol lanan s ın ıf lara serbest gel i r sağlayıc ı lar ı ve bu gel i r i n bekÇ i leri olarak faa l iyet göstermi şlerdir . On lara endüstri s i stemi n i n sorum lu yönetic i ler i konumu veri l mekted ir ve tam d a bu yer deği ş ikl iğ i sayesi nde cemaat in maddi refah ıyla i lgi l i son söz sah ib i o lma konumuna gel i rler. S ın ı fsal b i l i nç sah ibi ol­maktad ı rl a r ve a rt ı k on l arı tec i msel bir ç ıkar dürtü lemez; sendi kalaşmış mü lk sah iplerin i n ve b i rleşmiş işç i lerin çıkarların ı

8 James Burnham, The Managerial Revolution.

73

Page 74: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

gözetmeleri an lamı ndaki t icari ç ı kardan üzaktır lar. Ayn ı zaman­da, say ısal olarak ve al ışkısal bakış açıs ıyla, sayı lar ı ve dağ ın ı k ç ı karları neden iyle tüm çabaları sonuçsuz ka lan bi r leşmiş i şç i ler kadar heterojen ve hantal bir toplu luk deği l lerd i r )) (op. cit . , s . 74)

Burnham' ı ıı tezi de özünde benzer ol makla b i rl i kte daha özen l i bir b iç imde sergi lenmekted ir. Burn ham bir top lum t ip i nde bir başkası na, kapita l i st topl umdan (yan i bel l i b i r ü retim t ipiyle, sanayici ve bankerler in egemenl iğiyle ve özgül i nanç sisteml eri ya da ideoloj i ler le karakterize 'olan b i r top l u mdan) «yönet im top lumu)) o larak adland ı rmayı önerd iği b i r top lum t ip ine geçiş dönemin i yaşad ığı mız ı öne sürmekted i r. B u topluma geç iş süreci­ni -«yönet i m devri m i )) n i - aç ı k lamadan önce kap i ta l i z m i n çöküşüyle i l g i l i baş l ı ca a l ternatif kuram olan Marksç ı proleter dev­r im kuramı n ı tart ış ır . E leşti r is i b i ld ik b i r fi k i r ler s i ls i lesin i iz lemek­ted i r. İ l k in , Rusya'daki devrim sosya l ist b ir top lumu resmen baş latamamı şt ır ; ik incisi de i leri sanayi ü lke leri n i n çoğunda pro­l eter devr im olmam ı şt ı r; devr im o lan la rd a ela başar ıy la u l aşmamıştır. (Örneği n , 1 9 1 8'de A lmanya). Burnham' ın k�ndi ku­ramı herşeyden önce yönetic i o lan lar la i l g i l i bir açık lamayı, son­ra da tan ım lamış olduğu kümeni n top l umda gerçekten egemen seçkin hal i ne gelmekte olduğunun ispatın ı i çermekted ir . Burnhani yönetici ler arası nda baş l ıca ik i kesim i b i rb ir inden ayı r ı r : b i l im adamları i l e teknologlar ve üretim sürec i n i n d i rektörleri ve koor­dinatörleri . İ ki nc i ler par excellence yönetic i lerd i r ve Burnham, çoğu b i l imsel ve tekn ik n itel ik lere sah ip o lab i l se de, on ları Ve­b len ' in an lamıy la « mühend is len>den ayır ı r . B u n lar gerçekte t icaret ş i rketleri n i n üst yönetic i ler i veya ş i rket müdürleridir ler ve Burnham' ı n onlar ın toplumdaki durumlar ına i l işk in çözümlemesi : · ı ·ıdlk ölçüde modern endüstri toplum ları nda sanayi mü lkiyeti i le r lrnetinıi arası nda kökten bir farkı n gel iştiği şek l i ndeki saptamaya dayanhlaktad ır . Böylesi bir ayr ımı yapma fi kri, anonim şi rketleri n geli şmeleri n i gözlemiş olan, ondokuzuncu yüzyı l top lum in­celemeler ine (Marx dah i l ) yabancı deği ld i ; ama bu ayr ım ın öne­m i , The Modern Corporation and Private Property ad l ı çal ışmalarında A . A. Berle ve G . C . Means tarafından i l k ke� s is­teml i b iç imde i ncelenen modern dev korporasyonun ortaya

74

' . '

Page 75: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

r f

ç ı k ış ıy la iyice artmışt ı r . Burn hanı yönetic i lerin daha önceki End üstri lerin kapita l ist sa hipl eri n in el ler inde olan ekonom i k erki ele geç ird iğ in i böylece de bütün top lumsal si steme biç im verecek güce u laştığ ın ı savlamaktadır . Burnham, -yönet ic i ler in bir tek ay r ı bi r toplumsa l küme olmaları n ı deği l , b i r erk mücadelesi nde kenel i kümeleri n i n ç ı karları n ı n ayrı m ına varmış, tutunumlu b i r küme ol­malar ı n ı da gerektiren- tez i n i kapita l izm in b i reyci ideokıj i s i n i n yeri n i yöneti mci b i l' ideoloji n i n a lmakta olduğunu göstermeye ça l ışarak destekler. Bu iki nc i noktaya de l i l o larak Al manya ve • İtalya'daki faşist korporatif devlet deneyim leri n i , Sovyetl er B ir l iğ i (k i bu bölümde daha sonraki bir yerlerde göstermeye ça l ışacağı m gibi , bu ü l ken i n b i r yönetici top lumu olarak yorumlanması pek d e doğru değ i ldi r) ve ABD i l e d iğer Batı ü l kelerinde s ı n ı r l ı sayıda devlet plan l aması deneyimleri n i sunar.

Daha son raki eleşti r i ler modern top lumlarda mü l kiyet i l e deneti m in ayr ı lması şek l i ndeki temel nosyonun olsa olsa b i r yarı gerçeği d i le get ird iği n i ortaya koymuştur. Sanayi sahipleriyle yö- · netic i ler arası nda b i rçok bakımdan s ık ı b i r bağ vard ı r . i l k o larak yönet ic i ler çoğu kez, şi rketleri nde öneml i pay sahibi o lma ları an­lamında, yönettikleri ş i rketler in sah i b id i r ler de, paydaş l ı k çok gen iş biçimde dağ ın ı k da o lsa bu durum az sayıda büyü k h isse sahiplerin i şi rket siyasası n ı denetimler inde tutmaları n ı sadece ko­lay laşt ı r ı r. 9 İ k i nc i s i , yÇ\netic i ler kend i ş i rket ler i n i n baş l ıca

' h issedar lar ı o l masalar b i le , çoğun l uk l a zengi n k i ş i lerd i r; C . Wright M i l ls' i n iktidar Seçkinleri'nde i şaret ettiği g ib i , « ü st yö­netic i ler ve çok zengin ler i k i farkl ı ve topl u msal olarak birbir­lerinden kopu k kümeler değildir . . . İ k is i de, mü l kiyet ve ayrıcal ığ ın iyice b irleşmiş olduğu b i r dünyada birbir ler iy le iç içe geçm iştir. . . »

( s . 1 1 9 . ) Üçüncü o l arak yönet ic i l e r i n kaynağı bask ı n l ı k l a topl.u mun üst katmanlar ıd ı r . Mi l ls'e göre, AB D'de « l 95Ö' n i n üst yönetici ler i kentte başar ıya u laşmış k ı rsa l kes im çocuk lar ı deği l lerd i r >) ; göçmen, hatta göçmenler in çocuklar ı h iç deği l lerd ir ; « bu kentl i , beyaz, Protestan Amer ikan l ı lar üst ve üst orta s ı n ıf a i le lerin çocuklarıd ı r. Baba lar ı çoğun luk la g i riş imcidir (entrepre-

9 Bkz. P. Sargant Florence, The Logic of British and Aıneric?n Industry.

75

Page 76: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

neur); yüzde 5 7 'si i şadamlar ı n ı n oğu l larıd ı r; yüzde 1 4'ü meslek sah ib i i nsanl arı n ; yüzde l 5 ' i ç iftç i leri n oğu l l ar ıdı r . » Bu sonucu başka bi rkaç i nceleme de doğru lamaktadır . Yüzyı l ım ız ın i l k on ·yı l ı ndaki önde gelen 1 90 Amerika l ı i ş dünyası önderin i n toplum­sal kökenleriyle i lg i l i özen l i bir araştı rmada, Wi l l iam M i l ler, örneksel başar ı l ı işadamın ı n topl umun alt katmanlar ından yüksel­diği fikrin i n daha o dönemde modası geçmiş b i r f ik ir olduğunu or­taya koymuştur. 1 0 M i l ler' i n i ncelediği i şadamlar ı n ı n yüzde 1 O' un­dan az ı yurt d ı ş ı nda doğmuştur ve ancak yüzde 1 ' i «yoksul göç­menler» say ı lab i l i r. Bu i şadamları n ı ıi çoğu büyük kasaba ve kentlerdeki eski yerleş ik Ameri ka l ı a i le lerden gelmekted ir; yüzde 80' i de t icaretle uğraşan ya da profesyonel olan ai lel erdendir . 1 940'da Ph i ladelph ia'daki üst s ı n ıf ve i ş hayat ına mensup seçkin­lerle i l gi l i çok ayrıntı l ı b i r i nce lemede şu sonuca u l aş ı lmaktad ır : « . . . üst s ın ıfı n i ş dünyası cami ası i ç indeki katkıs ı önderlerle i lg i l i payından çok daha fazlad ı r : Who's Who'da ad ı geçen bankerler i n yüzde 75' i , avu katların yüzde 51 ' i , mühendis ler in yüzde 45' i ve i şadamların ı n yüzde 4�fsi ayn ı zamanda üst s ı n ıf üyeler id ir (yan i Social Register'de s ı ra lanan a i le lere mensuptur lar) . Ayr ıca endüstriyel ve ma l i kuru luş lardaki seçkin kes im üyelerine a i t 532 yönetic i l i kten yüzde 60' ı üst s ın ıf üyelerine aittir. N ihayet, kent­deki önde gelen banker ve avukatlar üst s ın ı f mensupl arıd ı r . En büyük alt ı bankan ın başkan ları ve yüzde 80 müdürü hakik i Ph i ladelph ia ' l ıd ı r; t ıpkı en büyük avukatl ı k firmaların ı n kıdeml i ortakları g ib i . » 1 1 ·

İ ng i l tere'de büyük kamu ş i rketter in i n yönetic i lerine i l i şk in b i r araşt ı rma, bun lar ın yüzde 50 ve 60 aras ı n ı n mesleklerine

. a i le lerin in sağladığı i ş bağ lant ı ları avantaj ıy la başlad ık lar ın ı , buna karş ı l ı k yüzde 40' ın ın da toprak sahibi , meslek adamı ve benzer topl umsal düzeyde a i le lerden geld i kler in i göster�i ştir. 1 2

10 «American Historians and the Business Elite», William Miller (der), Man in Business'de.

11 E. Digby Baltzell , An Aınerican Business Aristocracy, s. 43 1 . 12 G. H. Copeman, Leaders ofBritish Industry: A Study of the Careers

of More than a Thousand Public Company Directors.

76

Page 77: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

Demek ki , üst yönetici lerle mü lk sah ib i olanlar ın asl ında tek bir top lumsal küme oluşturacak şeki lde s ık ı s ık ıya bağlantı l ı olduğu aç ıkt ır . Orta i le a lt yönetim düzeyleri n i n durumu der hemen hemen farksızd ı r, çünkü bu düzeylere a l ı nacak eleman­ların toplumsal a lan ı çok gen i ş deği ld i r ve bu düzeylerdeki yö­netic i lerin .çoğu daha yüksek idari görevlere u laşmayı hedefledik­leri nden, genelde tepedeki lerle ayn ı top lumsal tutumlara sah ipt ir­ler ve ayn ı bağlantı l arı kurmaya ça l ı ş ı r lar . Yönet im merdivenine tı rmandıkça elde ett ik ler i m ü lk iyet ç ı kar lar ı daha da önem kazanır . Bütün bunda eli ku lağında bir «yönetici devrim i » n i ima eden ya da Burnham' ın yen i yönetic i ideoloj is i tas lağına gerçeğe benzerl ik kazandı racak pek bir şey yoktur. Yönet ic i ler, özel l ikle üst yönetic i ler sanayi toplu mlarında öneml i bir işlevsel küme oluştururlar; saygın l ı klar ı n ı n yüksek olması ve öneml i ekonomik kararlar a lmalar ı an lam ında seçkind i rler ve bir iş levsel küme olarak konum lar ı n ı n g iderek daha da çok ayı r ı m ı na varmaktad ı r lar (bu bi l i nç yönet i m a l a n ı nda s istemati k i n ­celemeler in ve eğit imin gel i şmesiyle beslenmekted i r) , ama üst mü lk sah ipleri s ın ıf ından bağ ımsız deği ld i rler ve yen i b ir «egemen s ı n ıf» hal i ne gelmemekted ir ler.

Ş imdi , birçok gözlemciye modern top lumlarda giderek güç kazanan ve bir seçkin kesi m olarak görünen üçüncü b i r top lum­sal kümeyi -yüksek hükümet görevl i l eri kümesin i - ele al mamız gerekiyor. Toplumbi l imci ler in bürokrat ik seçki nlere i lgi duyması Max Weber' in yapıt ından onun « Kari Marx h ayaleti » ve Marx' ın ardd l ar ıy la olan uzun tart ışmaları ndan kaynaklanır . Weber' i n sosyal izm karş ı t l ığ ın ı , sosya l izmin bi re)' özgürlüğünün yit ir i lme­s ine, toplumsal yaşamın az çok tümcül b i r zaptürapt alt ına a l ı nmasına duyduğu korku es in lemişt ir . Marx modern toplumlar ın tarih inde üret im araç ları n ı n küçük bir kapita l i st s ın ı f ın e l inde b i r ikt iği n i görüp, bu s ın ıfın i şçi s ın ıfınca mülksüzleşt ir i l mesin i n de i nsan özgürlüğünün artacağı bir dönemi başlatacak ilk adım olduğunu düşünürken; Weber sosyal ist bir toplumda en üst nok- . tas ına u laşacak üste l i k b i rey üzerinde de doğrudan uzantı lar ı o la-

77

Page 78: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

cak bir idari cıraç lar deriş imi sürec in in varokluğunu düşünüyordu : « Modern dev leti n ge l i ş imi prensin eylemiyle başlat ı l ı r. Prens yan ı nda yer a lan ve yürütnıe gücünün özerk ve "öze l" sah ib i o lan lar la idare, savaş ve mal i örgütlenme araç lar ına sah ip o lan­lar ın bu varl ı k lar ına el koyu lmasına yol açmış lard ı r . . . Bu süreç kap ita l i st i ş letmen i n bağ ı ms ız üretic i l er i zamanla ortadan kaldı rarak gel i şmesi süresiyle tan\ bir koşutluk içi ndedir . Sonun­da, modern devlet tüm siyasal örgütlenme araç lar ın ı denetler. . . » 1 3

Weber, bürokras in in erk in in demokrati k b i r s istemde dahi s iyasal otoritelerce denetlenemeyeceğin i düşünüyordu. "Olağan koşu l lar alt ı nda, tam olarak gel i şmiş bir bürokrasin i n iktidar kon­umu her zaman ezic id i r. "S iyasa l efendi" kend isi n i "uzman" ın karşıs ı nda b i r « amatör heveskar (dil letante) » konumunda bu lur önünde idaren in yürütü lmesi iş i n i yüklenmiş eğitim l i memurlar vard ır . Bürokras.i n i n h izmet ettiği "efend i" , ister "yasa önerme hakkı", "referandum"' ve memurları görevi nden alma yetkisi gibi s i l ah lar la donatı lm ı ş bir "ha lk" olsun, isterse daha aristokrat ik ya da daha demokrat i k bir temelle seçi lmiş ve güvensizlik oyu kul­l anma hakkıyla donatı lm ış bir parlamento olsun, bu söyled i kle­r imiz geçerl id i r . . . 1 4

Almanya'daki l iberal pol i ti kacı lar ın güçsüzlüğü ve Prusya bürokrasisi örneğ in in Weber' i n bu yorumunu aşır ı derecede et­ki lediği ne kuşku duyu lamaz . Ne var k i , Avrupa yak ın tari h indeki o laylar, özel l i k le de, Rusya'daki sosyal ist devrim deneyimleri ve demokrati k sanayi ü l kelerinde devlet in ekonomik faaliyeti daha gen i ş b iç imde denetlemesi n i n yarattığı sonuçlar, çoğu gözlemciye göre, Weber ' in bürokras in in artan gücüne i l i şk in �ezin i destekle­mekted ir . Weber' i n fikir leri Sovyet toplumsal s istemine en kap­sam l ı ve aç ı k b iç imde total iter komün izmin bir e leşti risi olan Yu­goslav Mi lovan Dj i las tarafı ndan Yeni Sınıf (The New Class) ad l ı k itabı nda uygu lanmıştır. Dj i l as, « Bu yen i s ı n ıfı n , bürokras in in in 13 Max Weber, " Politics as a Vocation", H.H. Gerth v e C . Wright Mil is,

From Max Weber'de. 14 Max Weber, "Bureaucracy" , ibid .

78

Page 79: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

ya da daha yeri nde b i r deyişle siyasal bürokras in i n » kend i ne ait bazı ye n i karakteri sti klerin yan ı nda daha önceki egemen s ın ıf lar ın tüm karakteristi k ler ine · de sah ip olduğun u bel i rtmektedi r. Yeni s ı n ı f " e l ler inde bu lundu rdu k lar ı idari tekel nede n i y le özel ayrıca l ı k lara ve ekonomi k terc i h l ere sah ip o lan lardan oluş ıııak­tad ı r. " Ama Dj i las, bu s ın ı fa mensup o lan lar ı n a l ı ş ı l agelen an la ııı­da hükü nıet görevl i leri ya da idareciler olmad ığ ın ı kabu l etmek zoru nda ka l ı r : " . . . daha ayrı nt ı l ı b i r çöz ü m l eme yönetic i bürokrasi n i n (ya d a yen i s ı n ıfı n ) çeki rdeğ in i sadece özel b i r bürokratlar katmanın ın , idari gbrevl i ler o l mayan k iş i ler in mey- · dana getird iğ in i gösterecekt ir . Bu gerçekte b i r parti bürokrasis i ya da s iyasal bürokrasid i r. D iğer görevl i ler yen i s ın ıfın denetimi alt ında bu lu nan bir aygıttı r sadece. " Sonuçta "part i n i n bir sonucu olarak gel iştiğ in i ve partiyi bir temel o lctrak ku l l andığı n ı ; bu s ın ı f güç lend i kçe, parti n in zayıfladığ ı n ı " söyleyerek kaçmaya çal ı ş ı r . Sonunda, bu fenoıııeni, yen i s ın ı fın üret im araçlar ına sah i p o l- · nıasıyla tan ımladığ ın ı iddia ederek Marks ist kuram ı n kapsamına sokmaya ça l ı ş ı r : « . . . bunun özel b i r s ı n ıf o lduğunun kan ı t ı , onun mü l kiyetinde ve d iğer s ı nıf lar la olan öze l i l l şk i leri nde yatmak­tad ı r . . . Komün ist siyasal bürokrasi m i l l i l eşti r i lm iş mü lkiyet in keyfi­ni ç ı karmakta; bu m ü lkiyeti ku l lanmakta ve i dare etmektedi r . »

Görüşüme göre bu Sovyet top lumundaki seçk in lere i l i şk in çok yan ı l t ıc ı bir çözüm lemedir . Dj i las' ı n b izzat it i raf ett iği g ib i , yen i s ı n ıf s ı k ı an lamda b i r bü rokrasi deği l d i r, çünkü hükümet görevl i leri ve idarec i lerinden meydana gelmemektedi r; asl ı nda, bürokrasi de değid i r, çünkü onu ol uşturan l ar -önde gelen parti üyeleri- bürokrat değildir, ya da sanayi yönetic i l eri ne kadar bürokratsa onlar da o kadar bürokrattı r lar. 1 5 Bun lar Marksizm­Len in izm s ınavları n ı başarıyla vererek değ i l , s iyasal yeti l er in -tak-

15 Krş. C. Wright Milis, The Power Elite s. ( 133 ), "Bürokratik kariyer, tam olarak tanımlandığında, görevler hiyerarşisinin bir düzey inden öbürüne tırmanma anlamına gelmez sadece. Bunu içerir kuşkusuz ama daha önemlisi işgal edilen her bir makam için katı ve tek yanlı niteliklerin tesisi anlamına gel ir . Bu nitel ikler çoğunlukla , hem özel resmi eğitimi, hem de değerlendirme sınavlarını gerektirir.

79

Page 80: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

t ik b,,eceri , ku rnaz l ı k, i n and ı r ıc ı l ı k, enerj i , sebat, vb.­ku l lan ı lmasıyla partide i kt idara ge len siyasal önderlerdir. 1 fı Ayn ı şeki lde, part i n i n b izzat ku l l andığ ı egemen l i k bürokrati k değ i l pol i t ikt i r. Dj i las, "parti (yeni ) s ın ı fı yaratır" derken gerçekte bunu kabu l etmekte, aına ard ı ndan, "s ın ı f güç len i rken parti zay ı flar" d iye ekleyerek de bu ifaden i n gücünü yumuşatmaya ça l ı şmak­tad ı r. Herhangi b i r komü nist ü l kedeki Komünist Parti 'n in bu özel b iç imde �ayıf düşmüş olduğuna dair h içb i r del i l yoktur; Dj i l as ' ın d i le get i rmeyi başard ığı şey uh la_ki b i r değerlendirme, ideal par­ti n i n, devri mc i proleter parti n i n çöktüğü idd ias ıdır . Sonuç o larak partin i n ü retim araç ları n ı denetlediği için egemen olduğunu öne sürmek b i r yan ı lg ıd ı r; tersine parti siyasal i ktidarı e l inde tutuğu iç in ü retim araç l ar ın ı denet lemekted ir . Polonya l ı bir toplumb i l i m­c i n i n öne sürdüğü g ib i : " . . . gerek l i bera l , gerekse Marksçı yorum­lardaki ondokuzuncu yüzyı l sosyal s ın ı f an layı ş ı modern dünyada uygu l an ab i l i r l iğ i n i büyü k ö lçüde y i t i rm i şt i r . Top l umsal yapı değişmeler i n i n şu ya da bu ölçüde siyasal otoriteler in kararlarıyla yöneti ld iğ i durumlarda, ü retim araçlarıyla olan i l işki leri ya da başkalar ı n ı n söyled iği g ib i , p iyasa i le olan i l i şk i leri tarafı ndan be­l i r lenen kümeler şekl i nde düşünü len sı n ıflar . . . çok geride kald ı . . . . S iyasal otorite ler in açı kça ve etki l i b i r şeki lde s ın ıfın yap ıs ın ı değişti reb i ld iğ i , u lusal ge l i rden daha büyük pay a lma dah i l topl umsal statü i ç in gerek l i ayrıcal ık lar ın siyasal otorite ler in b ir kararıyla bağ ı ş landığ ı , ha lk ın büyük b i r bölümü ya da hatta çoğun l uğunun bürokrati k b i r h iyerarşide görü len türde b i r kat­manlaşmaya dah i l olduğu durumlarda -ondokuzuncu yüzyı l s ın ı f çat ışmaları yer i n i başka topl umsal uzlaşmaz l ı k (antagonism)

16 Bir Amerikalının Sovyet bürokrasisiyle ilgili incelemesi, John A. Arm-strong, The Soviet Bureaucratic Elite: A Case Study of the Ukranian Apparatus, bürokrasi yönetimiyle i lgi l i hemen hemen aynı tezi paylaşmaktadır. Gerçekte yazar özel parti okullarında parti görevli lerinin resmi eğitimine giderek artan bir önem verildiğini belirtmektedir ama ik� tidarın en tepesine tırmanmanın pratik siyasal önderlikteki başarıdan çok, bu eğitim sisteminde gösterilen başarıya, yani formel niteliklere dayandığını da göstermemektedir.

80

Page 81: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

biçi m leri ne bırakır . 1 7 Bu , top lumsal h iyerarş in in a l l kerteler i bürokratik o larak örgütlenebi l i rken, egemen kümenin b izzat b ir siyilscıl otoricle olduğunu ,1ç ığa koymaktad ı r .

SSCB ve d iğer komünist ü lkelerde yüksek devlet memur lar ını n etkisi olduğunu önermek değ i l isted iğ im; sadece onlar ın egemen bir s ın ı f o l ın<:ıdığı n ı bel i rtmek. Sta l i n döneminde bi le, egenıen par­ti, memurl ar dah i l çeşit l i seçki n kümelerin tutum ve arzu l ;:ı rı n ı b i r ölçüde hesaba katmak zorundaydı besbel l i k i ; daha l i beral Kruşçev rej i m i nde ele, ha l a part in in gözet im iy le s ı kı s ı kıya k ıs ı t lanmış olmakla b i rl i kte, yüksek kademedeki memurlar ın , sanayi yönetic i leri n i n, ayd ın l ar ın ve diğerler in in toplumsal pol i­takalar üzerinde bir ölçüde bağımsız etki leri olduğu aç ı kt ı r .

Bat ı demokras i leri ndeki memurları n durumu yukarıda.ki nden farkl ı m ıd ı r ? B i rçok yazar bürokras in in devlet in iktidarı n ı n , yük­lend iği etkin l i k a lan ları n ı n art ış ı ve kamu yönetim in i n giderek kar­maşıklaşmasıyla aç ık lad ı klar ı faz la laşmas ına d ikkat çekmişti r . Fransız idari seçk in lerin i eleştiren b i r yazar bunu şu söz lerle be­t imlemişt ir : «Onlar (yüksek kademedeki memurlar) kend i eleman­lar ın ı kendi içlerinden· a lan (self-recru itig) üstün ve egemen bir top lu l uk oluşturuyorlar; s iyasal müdahaleden bağış ık , tüm siyasal f ırt ına lar ın boş yere dövüp durduğu ve etk is iz kal d ığı b i r kaya . . . » 1 8 Buna karşı l ı k b i r başka yazar, Fransa' da b i r "yönet im devr imi"n in gel i ş im in i gözden geçi ri rken şun ları öne sürmekted i r : " İk i uzman kümesi ekonomide olduğu g ib i devletin iç inde de ön­der hi r kon u m u üst lenme yönseri1es i nded i r . İ dare . mekanizmas ın ı n seçk inleri esas olarak lnspecteurs des fiances arası ndan ve Conseil d'Etat üyeleri arasından a l ın maktadır ; her yana yay ı lan genel b i r kadrodur bu. Bu idareci ler s ı k s ı k özel sek­töre geçtiklerinden, bankalarcla , büyük ölçek l i sancıy i ve ticari ku­ru luşlarda bunlar bul u nmaktadır . İk inci kayncık, devleti n tekn i k bölümleri n i n seçk in kes im in i oluşturan, ama ayn ı zamanda artan

l 7 Stanislaw Ossowski , Class Structare in the Social Consciousncss, s. 184.

18 H. L üthy , The State of France, s. 17 .

. 81

Page 82: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

bir şeki lde büyOk ölçekl i sanay i ler in yönetici ler i de olan Ecole polytecnlque mezunlar ıd ır. " 1 9

!hı tür iddia lar, b i r bürokrasi n i n i ktidarı en bel irg i n b iç imde b izzat siyasal otorite zayıf ya da i stikrarsız olduğunda ortaya ç ı ktığı iç in Fransa'da çok yaygı nd ı r; anıa tüm Batı l ı ül kelerde şu ya da bu b iç imde bu idd ia lar la karş ı laşı lmaktad ı r. K imi zaman, Andre Sigfried ' i n yukarıda al ı nt ı lanan yapıt ında olduğu gibi bu sav genel "yönet im devrim i " tez iy le bağlantı l ?ndır ı lmakta ve özel sanayi yönetic i leriyle m i l l i leşti r i l mi ş gir iş im ler in y<)netic i l eri ve yüksek hükümet görevl i leri n i n b i r l i kte b i r egemen seçk in ler ha­l i ne geld iği öne sürülmektedir. Bu fik i r, fark l ı i şletme ve idari ke­s imler aras ında personel değiştokuşunun ·g iderek artmakta olduğu göz lemiyle desteklenmektedi r. Daha önce yönetic i leri n bağ ımsız b i r i ktidar seçk in leri o luşturmad ığı n ı ortaya koymuştum; benzer b i r tan ıt lama memurlar örneği i ç i n de yap ı labi l i r . Onlar ın pol iti ka bel i r leme (policy-making) i kt idarları, ne denl i artmış dah i o lsa, en sonunda s iyasal bir otoriten in denetim ine tab id i r ve demokrat ik ülkelerde s iyasal parti l er arasındaki çatışma bu denetim i n gerçek­leştir i lme araç l arından b ir id ir . B i r başka araç, bürokrasi n i n kend i etik d üzgesi, öze l l i k le de s iyasal tarafs ız l ı k l ı k öğretis i d iye ad­land ı rabi l eceğ i m iz şeydi r ; b i rçok Batı l ı ü lkede ve özel l i k le İ ngi l tere'de bu öğreti yüksek devlet görevl i lerin i n s iyasal önder­ler in pol it i ka bel i rleme i ktidarlar ına el koyma arzu ları n ı kıs ıt lay ıc ı b i r etkide bu lunmaktad ı r. Kald ı k i , memurlar üzerinde yap ı lan yen i araşt ırmalar, t ıpkı sanayi yönetic i ler inde olduğu gib i , onlar ın da toplumdaki üst s ın ı flar la yakından i l i şk i i ç inde olduklar ın ı or­taya ç ıkarmaktad ı r; keza memurlar kamusal s iyasayı doğrudan etk i ledikleri sürece, bu etki o las ı l ı k l a kend i ler inin yükselen b i r i k­tidar seçki n leri o lma özgül amac ından çok s ın ıfsal ç ı karları doğru ltusunda olacaktı r. İ ng i l tere'de R.K. Kelsa l ' ı n b ir i ncelemesi , yüksek devlet h i zmetindeki idar i s ın ı f mensuplar ını n geld ikleri tüplumsal alan 1929 i le 1950 aras ında gen işlerken, işç i s ı n ıfı n ı n toplam nüfusun yüzde 3 0 kadarın ı o luşturan alt katmanlarından 19 Andre Siegfried, De la llleme a la IVeme Republique, s. 246.

82

Page 83: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

(yarı-kal ifiye ve ka l i fiye o l.mayan işçi ler) ha la çok az yen ı uye a l ınd ığı n ı , öte yandan ela yüksek devlet görevl i leri n i n yüzde 30'unu n nüfusun yal n ızca yüzde 3 'ünü oluşturan mülk sah ib i ve nıeslek sah ib i k i ş i le r in a i le ler inden ge ld iğ i n i gösterm i şt i r .20 Fransız yüksek devlet _ memurlar ı üzerine ben inı yaptığım bir araştı rma, bu kes ime yen i üye a l ım ında daha da büyük bir tarafl ı l ığ ın varl ığın ı ortaya koymaktadır : üst düzeyde grands corps de l'Etat'cla, memurlar ın yüzde 84'ü üst ve üst orta sı n ı f a i le lerden gelmekte, yüzde 1 'den azı ise sanayi işç is i veya tarını emekçis i a i le lerden gel ıııekted i r . 2 1 Dahas ı , gerek İng i l tere'cle, gerekse Fransa' da yüksek devlet memurlar ı çoğu n luk la bağımsız, üst s ın ı f oku l l ar ında ve topl umsal olarak ha lka açı k olmayan yüksek öğre­t im kurumlarında eğiti lm iş ler, bu yol l a da üst s ın ıfın topl umsal görüşleri devam eni ri l in i ş ve pekişt i ri l m iştir. Fransa'cla Ecole libre des Sciences politiques ' in 1 945'e kadar üst s ın ı f iç i nde idarec i b i r seçk in kes im in oluşumunda öze l l ik le önem l i b ir rolü o lmuştur. Oku l u n kurucusu Emi le Boutmy kon uyla i lg i l i görüşler i n i açıkça şöyle d i l e geti rmişt ir : "Ayrıca l ı k yok olmuştur, demokrasi durdu­rulamaz. Kend i leri n i ad land ı rd ı klar ı b iç imiyle yüksek s ı n ıflar çoğunluğun hakkı n ı kabu l etmek zorundad ı r lar ve s iyasal üstün­lüklerin i ancak en kapas i te l i n i n h akkın ı ta lep ederek sürdürebi l i r­ler . On lar ı n ayrıca l ı k l a r ı n ı n ve geleneğ i n çöken sur lar ı n ı n geris inde demokrasi dalgası sayg ın l ığ ı yadsı namayan apaç ı k ve yarar l ı yet i lerden, üstün n i te l i k lerden i nşa ed i lmiş b i r ik inc i savun­ma hatt ıy la karşı karşiya gelmek zorundad ı r . . . "22 Savaş sonrası nda Fransız yükse� hükü met memuru o lma konusunda Ecole Nationale d'Administration'un kuru l uşu da dah i l , yap ı lan

, reformlar idareci seçk in ler iç in eğit im ethos'unu değişti rmiş -onu daha faz la "yönet imsel" ve daha az "üst s ı n ıf" yapmış- ama henüz bu göreve geti r i len ler in ait o lduk ları topl umsal alanın ç ap ın ı an-20 P.K. Kelsall , Higher Cicil Servants in Britain, s. 153. 21 Bu araştırma Bureaucracy and Social Classes in France başlığıyla

yayımlanacaktır. 22 25 Şubat 1871 tarihli mektup.

83

Page 84: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

lmıı l ı ölı;Ocll' c lP�işt i rnıenı işt ir . AB D'de ise, özel l i kl e yü l<sE'.k nıer­tı;•hf'lım lı• k.ıps,ını l ı b i r hüküıııet görevi mesleğ in i n yokl uğu, idar i l ı i r � ı ·ı. k i ı ı ,kl's i nı ol uşmas ı n ı önlemiş, ayn ı zamanda da üst s ın ı f . ı i l l' l l'r i ı ı bazı üyeler in i yönetime yerleştirme konusuna pek i lg i c luynıaıııa lar ına yol açmıştı r .23 C . Wright M i l i s, gerçek b i r bürokrasiden yoksun l uğun, Amerikan top lumunda sorumsuz b i r i ktidar seçk in leri n i n yaratı lmasına olanak sağlayan öneml i b i r et­men olduğu görüşüne varmı ştı r : "B i rleş ik Dev letler'de güven i l i r b i r devlet h izmeti kariyeri veya siyasal parti baskıs ı n ı n fi i len üze-

, r ine ç ı kmış bağımsız bir bürokrasi olma temel an lamında h iç gerçek b i r devlet görev l i l iğ i o lmamışt ı r ve yoktur . . . asl ında, ne yö­neti c i l er, · ne de siyasetç i ler parti mü lahaza ları ndan gerçekten bağı msız; eği t im ve deneyimle a l ternatif pol i t ika lar ın sonuçları n ı özen le değerlendirmek iç in gerek duyu lan türde beceri lere sah i p b i r uzman idareci kümesi i stemez ler."24 Ama b u türden del i l göstermek gerçek b i r bürokrasi n i n yüksek memurları i l e top lum­daki üst s ı n ıf arası nda çok yak ın i l işki n i n varolduğu Avrupa toplumları ndaki deneyim leri rı tümünü bir yana itmekle olur .

Modern toplumlarda öne ç ıkan üç seçk in kes im le i l g i l i bu değerlend i rme seçkin lerle s ı n ıflar aras ındaki i l i şk i ler ve seçk in­ler in dolaş ım ı hakkında çok sayıda i lg inç sonuçlara yol açmak­tad ır . Ne ayd ı n l ar, ne sanayi yönetici leri, ne de bürokratlar c idd i b iç imde yönetic i seçkin ler in yeri iç in yarışan kümeler olarak görü leb i l i r . Bu küme ler i n h içb i r i böyles i b i r durumda düşünü leb i lecek kadar tutunumlu ya da bağ ımsız değ i ld i rler. Ayd ı n lar normal koşul l ar a l t ı nda kend i ara la r ında bel i rg i n b iç imde bölünmüşlerdi r ama bu üç kümen in tümü de, top lumda-23 Bkz. R. Bendix, Higher Civil Servanst in Amerikan Society. Az sayıda

yüksek devlet görevl isinin işçi sınıfı ailelerinden gelmesi bakımından İngiltere ya da Fransa 'daki benzer bir durum söz konusudur, ama toplum­sal kompozisyonun genelde daha baskın biçimde orta ve alt orta sınıf o l­ması nedeniyle farklıdır. Dahası, Amerikan yüksek düzey memurlarının daha önceleri çeşitli uğraşlarda olmaları ve bu uğraşlardan gelmelerinin yanı sıra, daha heterojen bir eğitim geçmişleri vardır.

24· C.Wright MiİI , The Power Elite, ss 239, 241 .

84

,, ',\ • \ 1 " ,

Page 85: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

ki özgün önem leri n i ve amaçlar ın ı d i le getirecek herhangi b i r öğreti o l u şturmam ı ş o l d u kl a rı i ç i n tutu n u ııısuzdur . B u n l a r ı n öznitel ik leriyle i lg i l i b ir araştırma, Cari J . Friedridı ' i n seçki n ku­ranı l a r ı n ı e l eşti ri rken i nandır ıc i şeki lde d i l e get i rdiği bir sorunu or- . taya koymaktadır : « Pareto, kendi tan ı m l ad ı ğı b iç imiy le "seçk ine ler"in farkl ı bir künıe karakterine sah ip olduğunu göstermek iç in h içbir çaba. harcamamışt ır . . . » , ayrıca, « . . . her ik i yazar (Mosca ve Pa reto) tü mseç k i n öğret i ler i n i n e n soru m l u k ı sİıı ı o lan . . . h ü kümette rol oynayanlar ın tutunumlu bir küme ol uşturd u kları sav ı n ı · ka n ıt lanmamış b ir varsayım ya da baş l ıca öncü l o larak el a l tından sokuştururlar. . . » 25 Sın ı f kavranı ı n ortaya ç ı kardığı bir sürü güçl üğe karş ı n, bence modern demokrati k top l u m l arda gen i ş s ı n ıf ç ı kar ları n ı n varl ığı h ı (özgül örgütl eri n, s iyasal i deoloj i ler in ve oy verme d avranış ı n ı n sağladığı b i l it lerle) tan ıt lamak, bu böl ü mde i nceled iğ im ize benzer seçkin kümelerin benzer kol lektif ç ı karları ya da hatta kol lektif bir "seçkin-b i l inc i " olduğun u göstermekten çok daha kolayd ı r.

Görmüş olduğumuz gibi , bu seçki nler in özerk l iğ i b i rçok yön­den s ı n ı r l ıd ır . S ı n ı f yakı n l ı k lar ı vard ı r ki bu ayd ı n l ar örneği nde olduğu gibi çok yön l ü ya da genelde yöneti c i ve bürokratlarda ol duğu g ib i tek yön l ü olabi l ir; böyle l ik le de, b i r ölçüde top l umsal s ı n ıflar ın temsi lc i l er i ol arak düşü nülme leri gerekir. Bürokratl ar! i s­ter komü n i st ü l kelerde olduğu gibi tek part i , isterse de demokrat ik ü l kelerde olduğu gibi çeşi t l i parti lerce o lsun, siyasal otori te lerce doğrudan denetlenmekted i rler. Bu seçki n l eri n artan etk i l eri n i n önemi, öyle görü lüyor ki , bun l arın her b iri n i n üstün i ktidar sa­vaşı m ı na katı lan potansiyel bir egemen s ı n ı f olmasından deği l , aralar ı ndaki rekabet v e çatışma n ı n veri l i b i r dönemde topl umda egemen o lan lar ın i ktidarı n ı k ıs ı t layab i l i r ol mas ı ndand ır .

25 Cari J . Friedrich, The New Iınage of the Coınınon Man, ss. 257-8.

85

Page 86: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

-V-

GELENEK VE MODERNİTE: GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERDEKİ SEÇKİNLER

Günümüzde, seçk in ler fi kri n i n en s ık ortaya atı ld ığı bağlam, « azgel i şm i ş ü l ke ler » i n prob lem ler i ve u mut lar ıy la i lg i l r tartı şmalard ı r. D a h a önce top l u msal yapıdak i · değ işmeler le seçkin lerin yüksel i ş ve çöküşü arasında yak ın b i r i l işki olduğunu görmüştük; demek ki bu durum hiç de şaş ı rtıc ı deği l . Ekonom ik, s iyasal ya da d iğer değiş ik l i k ler i l k in fark l ı topl umsal kümeleri n sayg ın l ı k ve i ktidarı nda değ işi k l i k lere yol açar ve i ktidarları n ı art ı ran kümeler el e değişmeleri denet im alt ı nda tutmaya ve b u değiş i kl i kleri i l eriye doğru zorlamaya çal ış ı r lar ayn ı zamanda, nerede karmaşık ve zor lu top lumsal değiş i k l i k ler gerçekleşse ve b i ld ik yaşam tarzlar ı yok ol u p g i tmekte olsa, orada halk öne ç ı kan önderlere ve seçk in lere ş iddet le gereks i n im d uyar. Bu yüzden, günümüzü n ge l i şmekte o lan ü l ke ler inde 'seçk i n ler i n b izzat toplumların ı modern, ekonomi k olarak i leri u l us lar ha l ine get i rme çabasıyla gösterd ikleri etki n l i k leri n yanı s ı ra seçk in leri yaratan toplumsal güçleri i ncelemek iç in de e l im izde mükemmel b i r fırsat bu lunmaktad ır .

Bu ü l keler in herbi r in in , ka lk ınmalar ın ı az ya da çok etk i leye­b i len ve tari h leri nden coğrafi konumlar ından ve başka u luslar la olan kendine özgü i l i şk i ler inden kaynaklanan bazı farkl ı öze l l i k­leri ve sorun ları vard ır kuşkusuz;' ama ya tüm azgel i şmiş ü l keler için ortak olan ya da bel l i bir t ipe mensup olan larda görülen b i rçok önem l i karakter i st i k ler de bu l un maktad ı r . B u radaki amacımız bak ım ından ü l ke ler in büyük lük ve doğal kaynak et­men leri n i b i r yana b ı rakacak o lursak, herbi rinde önem l i top lum-

86

Page 87: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

· sa l yapı ve kü l tür benzerl i kler i o lan dört ana azgel işmiş ü l ke ka­tegori s i ayı rtetmek mümkündür: ( 1 ) Afri ka devletleri ; ( i l ) Orta Doğu ve Kuzey Afri ka'n ın Arap devletleri ; ( i l i ) Asya devletleri ; ve ( iV) Latin Ameri ka devletler i . i l k kümeye g i ren ü l ke ler s iyasal re­j im leri n i derinden etki lemiş olan sömürgeci l i ğe karşı savaşlar la rej imler in i kurmuşlardır . Bun lar ekonomi k ka l kı nma sorun lar ına i l aveten , s ın ı rlar ı iç i nde varl ık ları b i r ölçüde Afr ika 'n ın sömürgeci güçler arası nda keyfi b iç imde böl üşülmes i n i n sonucu olan kab i le kümeleri nden meydana gelen b i r u tusalJop l u l uğu sağlamlaştırma sorun lar ıy la da yüzyüze gelmek zorundad ı r lar. İ k inc i kümeni n ü l keleri arasında b i r kısmı doğrudan sömürge yönetim ine karşı bağıms ız l ı k savaş ımları tarafı ndan oluşmuşken, b i rçoğu da b i r süre s iyasa l bağımsız l ığ ın ı yaşamış ve esas olarak ekonomi k kay­nakları n ı n yabancı güç ler tarafı ndan · dolayl ı denet im ine karşı d i renmek zorunda ka l m ı ş l ard ı r . B u n la r ı n s iyasal soru n l ar ı temelde, çok eşitsiz ve katı s istemleriyle bağlant ı ! ı feodal ve aris­tokrati k hü kümet s istemler in i yı kn:ıakt ı . Üçüncü kümeyi o luşturan Asya ü l ke leri n i n özsel karakteristiği, bunlar ın genelde geleneksel top lumsa l ku rum lar ın . çok güç l ü b i ç i mde kökleşt iğ i esk i uygarl ı klar olmalar ıd ı r. Ayrıca bun lar sömürge yöneti m inden çok yakın zaman larda kurtu lmuş ü l kelerd i r ve Afr ika ü l keleri nde olduğu gibi kabi le kümeleri n i u l usal bir top lu luk hal i nde bütün­leştirmen i n yarattığı büyük sorun larla karşı karş ıya olmamakla b i r­l i kte, (H indistan'da olduğu gib i ) kastlara ya da d i l sel bölgelere veya etn ik ve d i l se l o larak ayrı kümelere (örneğin Seylan'da Tami l ' ler ve Si nhalese; Malaya'da Malay' lar ve Ç in l i ler) bölün­müşlükleri ölçüsünde benzer u l usa l bütün leşme sorun l arıyla Y,üzyüze ge l mekted i r ler. Dördüncü küme olan Lat in Amerika ü l keleri , öbürleri nden önem l i bakım lardan ayrı l ı r . Bu ü l keler genelde ekonomi k olarak daha gel işmiş lerd i r ve gen iş ölçekl i sanayi leşmeye daha yen i baş lamış o lma ları na karşın şimdiden tarım top lumu o lmaktan çok kent toplumudurlar ı ; keza görece 1 Arjantin ve Şili 'de kentsel alanlarda yaşayan nüfusun genel nüfusa oranı

yüzde 60-65, Breziyla'da da yüzde 35 dolayındadır.

87

Page 88: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

uzu n b i r süred i r s iyasal olarak bağımsızdırl ar . Dolayıs ıyla Peru g ib i k imleri nde geni ş k ız ı lderi l i nüfusun fia la tam yurttaş l ığ ı elde edememiş o l masına karş ın , bu ü l kelerin s iyasal soru n lar ı d iğer­leriyle ayn ı ölçüde b i r u l usal bütünleşme sorunu değ i ld i r; ayrıca yakın zamanlardaki siyasal etki n l i k, giderek bölgedeki Kuzey Amer ika ' n ı n ekonom i k n üfuzuna karşı yönel mektey,se de, rloğrudan u lusa lcı l ı ktan es i n lenmekted i r. · Temel sorun lar sana­y i leşmen in , h ı z l ı nüfus artış ı n ı n ve gen iş toprak sahi pleri n in uzun­d u r egemen oldu klar ı ve çoğun l u kla asker i d i ktatör l ük l er arac ı l ığ ıy la egemen l i kleri n i sürdürdükleri b i r s iyasa l sistem iç i nde işçi h<ıreketi n i n güçlenmesiyle ortaya· ç ıkan sorunlard ı r.

Azge l i şmiş ü l keleri n genel soru n ları büyük ölçüde ard ı ndan koşulan ve değiş ik ölçü lerde de başar ı lan , zaten sanayi leşmiş ü l keler örneği nce yeteri nce tahr ik ed i l en sanayi leşme ad ırn l ar ı n ı n s ı k l aştı r ı l mas ından; t ı bbi bak ım ve d iğer toplu msal yard ı m h izmetleri n i n gel i şmesi nden kaynaklanan h ız l ı nüfus art ış ından ve ekonomik kal k ınmanın gerçekleşt iri l mesi gereken topl u msa l ve s iyasal koşu l lardan kaynaklanmaktad ı r. Batı ü l keler i n i n sana-

. yi leşmesi , çoğu durumda, daha uzun ve yavaş bir süreç .olman ın yan ı s ı ra, geleneksel kurum ları n · çökmesiyle halk ın ps ikoloj i k olarak haz ı r lanmış olduğu, çok daha elver i ş l i ekonomik örgütlen­me, s iyas·a ı tutunum ve i stikrar koşul lar ında başlamıştı . Şu ank i azgel işmiş ü l keler, dünyada zaten kend i leriyle ticaret ve yatı r ım a lan ı nda yarışacak i leri sanayi ü l kelerin i n bu lunmasından kay­naklanan ekonomi k güç l ük ler iç inde bu l unmaları n ın yan ı s ıra, s iyasal isti krars ız l ı k ve geleneksel yaşam biç im lerin i savunan et­k i l i muha l i f güçlerle de savaşmak zorundad ır lar .

Böylesi koşul lar a lt ında etki l i eylem tel k in etme, olaylar ı denetleyip yön lend i rme yet is ine sah ip seçk in lerin ve önderleri n önemi çok daha artmaktad ır . Ayrıca çoğu durumda, ister yer l i , i s­ter yabancı otokratik yönetic i ler in bast ı rma ve etkis iz leşti rmeyle sürdürdükleri ha lk y ığ ın lar ı n ı n toplurrısal ve s iyasal örgütlenme deneyim in i n yeters iz l iği bu önemi daha da arttırmaktadır . Öy­leyse ortaya ç ı kıp ekonomik kal kı nma görevi n i başlatacak ya da

88

Page 89: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

bu görevi üstlenecek yen i seçk in ler hangi leri< f ü ve önder l i k leri ne den l i etki l id i r sorusunu sormak gerekiyor. Sanayi leşme üzeri ne yakın larda yapı l;:ın bir ç;:ı l ı şm;:ıda bazı önem l i seçkin kümeleri ;:ıyı rted i l mekte ve s;:ınayi l eşme sürec in in önderl iğ in i göreneksel olarak ve çeşit l i b iç imlerde üst lenen beş ideal seçkin tipi o lduğu öne sürülmekted ir : ( 1 ) lı;:ınedan seçkinleri ; (2) orta s ın ı f; (3) dev­rinıci ayd ı ıı lar; (4) sömürge yönetic i leri ; ve (5) u l usçu önderler . . . " 2 Bu seçkin lerin i kisi son dönemde görece o larak önemleri n i yit ir­m iş lerd i r do layıs ıy la on l ar ın etki ler i ne kı saca deği nebi l i r iz . Sömürge yönetic i ler i b i rçok Asya ve Afr ika ü l kesi nde �tki l i b i r idar i ve hukuksal yapı kurarak, modern eğitimi başlatarak ve bazı modern endüstri leri n yanı s ı ra modern bankac ı l ı kta . ticareti teşvik ederek endüstr iye l gel i şme iç in öngerekl i l i k lerden k im i s i n i yaratm ı ştı r .3 Ne var k i bu başarı lar b i rkaç nedenle doğrudan h ı z l ı sanayi l eşmeye yol açamazdı : sömürge i ktidarı n ı n ekonomi k ç ı karları ve yabancı egemen l iğ in in genelde yasakçı etki leri c iddi enge l lerd i , n itekim, gen iş ölçek l i ticaret ve endüstrin i n ge l i şt iği yerlerde bu genel l ik le sömürge i ktidarı n ı n yurttaşlar ın e l l er i nde o lnıuştur. B ugün hala sömürge yöneti mindeki ü l ke lerde yabanc ı yönetici ler in, ancak bağımsız l ığ ın kazan ı lmas ı ııdan sonra yen i seçk i n lerce can la baş la yürütü leb i leceğ i ekonomik büyüme koşul l ar ın ı hazır lamaktan fazla b i rşey yapamadık ları genel l i kl e kabu l edi l mekted ir .

ister toprak sahi pl iğind.en, i sterse bir t icaret aristokrasisinden ge ls in -hanedan seçkin leri n i n iş levi de s ın ı r l ıd ı r . B i rkaç Orta Doğu ve Lat in Amerika ü l kesi nde bu tür seçk in ler, k imi zaman ya­bancı bask ı lar yüzünden, tepeden inme toplumsal ve ekonomik değiş ikl i kler gerçekleşti rme yönünde çabalara. giri şm işt ir ne var ki

2

3

Clark Kerr, John T. Dunlop, Frederich H. Harbison ve Charles A. Myers, lndustrialism and Industrial Man, Böl . 3 "The Industrializing Elites and Their Strategies" ,. s. 50.

Burada . sömürge yöneticilerinin gerçek başarı l arından söz ediyorum. Birçok örnekte bana kuşkulu görünse de, sömürge istilaları olmasaydı , benzer gel işmelerin yerl i lerce gerçekleştiri lemeyeceği iddiasında değil im.

89

Page 90: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

topl umun varo lan yapıs ın ı sürdürmede b i r s ı n ıf o larak ç ı karları bu lunduğundan eylenı l eri c iddi b iç inıde k ıs ı t lanmıştır . Reform polit ika ları n ı başarıyla yürütmeleri i ç i n çok daha fazl a top lumsal hareket l i l iğe iz in vermeleri , dahası bunu özend i rmeleri ; eğiti m i h ız la yaygın laşt ırmaları ve toplumun a l t katman lar ındaki bi rey­ler in ve kümelerin kendi seçk in konumlar ına u l aşab i lmeleri n i da­ha kolay hale sokmaları gerek ird i . Bunu ekonomik büyümen in ve yükselen yaşam düzeyi n i n ac i l talepler i n i karş ı l amak ya da kend i ­leriyle yığı n lar ın desteğ in i kazanma konusunda yarışan yen i seçkinlerin nüfuzuna karşı koymak iç in gerekl i ö lçekte ve h ızda yapıp yapamayacakları kuşku ludur. ,

Ad l arın ı andığ ım d iğer üç seçki n küme, azgel işmiş ü l keler in çoğunda çok önem l i b i r rol oynamaktad ır . Orta s ın ıflar, genel l i k­le ya l n ızca özel beceri l eri n i n katkıs ıy la değ i l , modern yaşam b iç imler ine genel bağ l ı l ı k lar ıyl a ekonomik gel işmeyi etk i lerler. Çeş i t l i azgel i şmiş ü l ke t ip leri nde, orta s ı n ıf lar ın iç i ndeki farkl ı kümelerin etkis i ağır basab i l i r. Asya ve Afrika 'n ın eski sömürge ü l keleri n i n çoğunda orta s ın ıflar ı , özel l i k l e H i ndistan örneği nde açıkça görüldüğü üzere, büyük ölçüde egemen sömürge i ktidar­lar ı n ı n devreye soktuğu eğit i m ve idar i s istem ler yaratmışt ı r. H ind istan l ı b i r tari hçi o lan B . B . Misra, bu ü l kede orta s ı n ı flar ın gel i şmesiy le i lg i l i · b i rçok belgey le destek lenen değer­lendi rmesi nde, « H i nd istan orta s ın ıfları n ı n tümüyle ayd ınkesi m-

. den -kamu görevl i leri, d iğer ücret l i i şgören ler ve eği t iml i meslek sah i p ler inden- o l uşageld iğ i n i » göz lem lemi şt ir .4 Orta s ı n ıf lar iç inde bu ayd ınkesim egemen l iğ in in temel neden i yer l i b i r t icaret s ı n ıfı n ın o luşma· olanakla:·ı n ı n bu lunmamasıyd ı ; bu da düşük ekonomik büyüme h ız ı ve küçük modern sanayi ve ticaret kesi­m inde sömürge i ktidarı yurttaşl arı n ı n ayr ıcal ı k l ı konumları yüzün­dend i . Bu ü l keleri n siyasal bağımsız l ı k lar ı n ı kazanmalar ı , « beyaz yaka l ı » orta s ın ı flar ın üstün l üğünü pek etki lememiştir; çünkü ekonomik büyümeni n p lan l ı o lması ve çaba lar ın özelden çok .ka­mu g i r i ş i m i üzerinde yoğu n laşması b i r işadamlar ı s ı n ı f ın ı n 4 B.B. Mısra, The Indian Middel Classes, s. 343.

90

Page 91: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

gel i şmes ine imkan verm,emiştir. Diğer yandan, Lat in Amerika ve Orta Doğu ü l ke leri nde b i r işadamları s ı n ıfı çok daha önce yarat ı lm ıştı ve bu s ın ıf orta s ın ı flar ın öneml i b i r kes imin i oluştu­ruyordu . Her şeye 'karş ın bu, şu an iç in çok etki l i bir seçk in kesim deği ld ir . Lat in Ameri ka ü lkel er in i

.n çoğunda ekonomi k durJm

1 958'den bu yana durmadan bozu l makta, ouna karşı l ı k nüfus art­maya devam etmekted i r . Bu duruma i laveten, Lati n Ameri ka ticareti i l e hammadde sanayi lerinde büyük b i r payı olan ve geç­mişte bu ü l keleri n doğal kaynakları n ı amansızca sömürmüş,. kar­gaşa ü l ke d ış ına ç ıkarmış Kuzey Amerikan firmalarıyla Lati n Amerikan ticaret kes imi arası ndaki b i r l i kte l i k .t icaret seçki n lerin i n sayg ın l ı ğ ı n ı iy ice sarsm ışt ı r . T icaret seçki n l er ine ve Kuzey Amerika 'n ın ticari ç ıkarlar ına karşı gel i şen mu halefet Küba dev­rim iyle bir l i kte daha da ivme kazanmışt ı r ve Fide! Castro' nun siyasal öğreti leri ve eylemler in in daha sonra a ld ığ ı b iç im baz ı kuşku lar uyand ı rmakla b i r l i kte, sosya l i st p lan lamaya bağ l ı yen i seçk in ler in , Lat i n Amerika'n ı n her yan ı nda h ı z la ge.l i şmekte o lduğu apaç ık bir gerçekti r.

B i rçok azge l i şmiş ü l kedeki « beyaz yaka l ı » ortası n ıf iç i ndeki en öneml i küme, böylesi ne büyük bir ölçekte yürütülen ekonomik ve toplumsal p lan lama koşu l la r ında ayr ıksı sorumlu lu klar üstlenen ve ayr ıksı bir iktidar elde eden yüksek hükümet memurları küme­sidir. Kapita l ist gir iş imc i ler onsekiz ve oridokuzuntu yüzyı l Batı top lumları n ı n ekonomik kalk ı nmas ı iç i n ne ifade ediyorsa, hükümet memurları da yirm inci yüzyı lda birçok yönden yeni u lus lar ın ekonomik kal kı nması iç in aynı şeyi ifade etmekted ir . Ama tüm önemlerine karş ın i ktidarları çok daha dar b i r alanda s ın ı r l ı kalmaktad ır . Kapita l i st giriş imci l er (entreprenuer) nüfuzlar ı hükümet ve idare arac ıl ığ ıy la yay ı lan bağıms ız b i r s ın ıft ı ; buna karşı l ı k memurlar siyasal önderlerin astlar ıd ı r ; nası l i leri endüstri toplumlarında b i r yönet ic i ya da bürokras i devrim i olmamışsa, azgel işmiş ü l ke lerde de böy le b i r devri m yoktur.

Azge l işmiş ü l kelerde gel işme yol unun kararlaştı r ı lması nda başı çeken s iyasal seçk in lerd i r. Bu seçk in ler in köken leri çoğu kez

91

Page 92: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

daha önce sözü ed i l en i k i kümeden -u lusçu önderler ve devr imci ayd ın l ar- b i r i nde ya ela d iğeri nde bu lu nmakta o lup, bu ik i küme baz ı duru m l arda b i rb i r ler iy le b i r leşmiş ya da kaynaşm ışt ı r . Hemen bütü n Asya ve Afr ika ü l keleri nde ayd ı n lar sömürge yöne­ti m ine karşı savaş ım larda öneml i b i r yer tutmuşlardı r. Bağımsız l ı k hareketler i n i n h ücum taburu çoğun lukla ü n iversite öğrenc i l eri o l ­muş ; yurt d ı ş ı nda okumuş o lan lar i se yen i u lusçu part i leri yaratmış lar ya ela parti ler in ol uşmasına katkırla bu lunmuşlard ı r. Bağ ımsız l ı k hareketi n i n i l k evreleri n i e le a lan ve yen i Endonezya seçk in leri üzerine yapı lan bir i nceleme, rad i ka l fi k i rleri n ü n iver­s ite öğrenc i leri n i n arasında yayı lmasına ve s iyasal b i l i nç sah ib i ayd ın lar ın güç l ü etki s i ne d i kkat çekerek, sömü rgeci l i k-karş ıt ı hareketlere etk i n olarak katı lan lar ın çoğun l uğunu okumuş E n­donezya l ı ları n o luşturduğunu ortaya koymaktad ı r .s N ijerya'da « Batı 'da eğit im görmüş ve s ı k l ı k la da kend is in i yeti şti rmiş i nsan­l ardan» o l uşan yeni b i r seçk in kes im, bağımsı z l ı k hareketi gel i şt i kçe geleneksel egemen a i le lerden oluşan eski seçk in ler in. yeri n i a lmışt ır (gerçi , çoğu kez olduğu gib i , eski seçk in a i le ler çocukları i ç i n Batı'da eğiti m sağlama konusuda en iyi olanaklara sah i p bu l u nduklar ı ndan eski yeni seçk in ler arası nda b i r m i ktar örtüşme de yok değ i ld i)& T. Hodgkin de, African Political Parties başl ı k l ı k i tabında, u lusçu s iyasal seçk in lere mensup o lan ları n gen iş ölçüde yeni «orta s ın ı flar >ıdan, özel l i kle de «<okumuş orta s ı n ıf»tan geld iğ in i bel i rt i r . Gana Mi l let Mec l is i nde 1 954 seç im leri sonrası üyeler in yüzde 29'u öğretmen, yüzde 1 7's i memur, muhasebec i , .yüzde 1 7's i serbest meslek sah ip leriyd i . 1 95 7 seç i m­leri sonras ında, eski" Fransız Batı Afr ikasındaki sekiz bölgen in yasama mec l i s i üyeler inden yüzde 22'si öğretmen, yüzde 2 7's i h ükümet görevl is i ve yüzde 20'si serbest meslek mensubuydu . (op. c i�., s . 29) .

Ama u lusçu önderler her zaman ya ayd ın lar, ya da devr imci­ler olmam ışt ı r . H i nd istan'da u l usçi.ı önderler bu ik i kümeye de s W.Van Niel , The Modern lndonesian Elite. 6 H.H. Smythe ve M.M. Smythe, The New Nigerian Elite.

92

Page 93: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

mensup deği ld i . U l usal Kongre'n i n i l k evlerinde genel olarak Batı l ı fi k i rleri özü msemiş ayd ı n lar tarafı ndan yarat ı ld ığ ı ve onlar ın büyük etkisi alt ı nda olduğu doğrudur ama onlar devrimci değ i l l i bera ld i ler ve etk i leri k ısa ömür lü olmuştur. Bu durum, kısa za­manda t icaret top lu lukl ar ından ya da meslekleri nden gelen siyasal önderler in etkis iyle, dahası Gand i 'n in geleneksel d i nsel düşü nceden türet i len törel ve top lumsal öğreti leriyle etkis iz hale geti r i ld i .

Devrimc i ayd ı n lar ın i kt idarı e le geç i rd ik leri yerlerde bu genel­l i kle s iyasal i nanç o larak Marks izmin ben i msenmesi ve on ları sanayi i şç i ler i , özel l i kle de daha yoksu l köylü lerle yakı n b i r i l işki · iç ine sokan Komün ist parti ler in ya da benzer örgütleri n kurul­masıyla o lmuştur. Marks izm in ve Komünizmin azgel işmiş ü l ke­lerdeki çekic i l iğ i Raymond Aron gayet güzel b i r şeki lde d i le ge­ti rmekted i r : " . . . i ster az çok feodal bir örgütlenme sistem i n i koru­ma olsun, i ster ü l keni n kapita l i st donan ım la çok ağı r i lerlemesi s istemin i koruma olsun, seçk in ler in görevleri iç in yetersiz olduk­ları yerlerde komünizm i ler ic i b i r güç olabi l i r . . . Günümüzde yaşam standard ı n ı yükseltecek ve cemaat in serveti n i artı racak tekn ik kaynakları ku l lanamayan bir seçk in kesi m gerçekten müfl is b i r seçk in kes i md i r. Emekler in i n ver iml i l iğ i düşük olduğu iç in yoksu l l uk çeken köy lü ve işç i lerin tems i lc is i olan bir part i n in · kazanç ları n ı traktör ya da imalat tezgah ları yeri ne lüks Amerikan arabalar ına harcamayı yeğleyen askerlerden, bankerlerden ya da büyük toprak sah ipleri nden idareyi devral mak üzere meydana ç ı kması çok doğa ld ı r. » 7

Komün izmin cazibesi Komü nist parti ler in Marksizmdeki etki l i b i r (Mosca' n ın deyiş iyleB) · .« s iyasal fornıü l » e -yan i , peşi nde 7

8

Raymond Aran, "Social Strudure and the Ruling Class" , British Jour· nal of Sociology, 1(2), 1950, s. 135. Mosca, op. cit , s. 70 " . . . egemen sınıflar iktidarlarını yalnızca de facto ona sahip olmakla hakl ı lamazlar; ona ahlaki ve meşru bir zemin bulmaya çalışarak, onu genell ikle kabul edilen ve onaylanan öğreti ve inançların mantıklı ve zorunlu sonucu olarak gösterirler ... Siyasal sınıfın iktidarının yaslandığı bu yasal ve ahlaki zemin ya da i lke, başka bir yerde .. . ' siyasal formül' diye adlandı rdığımız şeydir ."

93

Page 94: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

koşulacak amaçları aç ı kça ifade eden ve yönetic i seçk in ler in ve eylemleri n i n ah laki bir hakl ı lamasın ı sag layan bir akideye- sah ip olmasıyla artmaktadır . Markz im i leric i b i r görüş, eski kör i nançları uz laşmazcas ına karş ıt modern bir d ünya görüşü, i nsan l ar ı her yerde, en çok da devasa zengi n l i k le en aşağı layıcı yoksu l luğun b i r arada varolduğu ü l kelerde, şevke geticek güçte eşitl i kç i (egalitar­ian) b i r ak ide, ayn ı zamanda da i nsan ları etki n l iğe ve çal ı şmaya kışkırtan ve doğru luğunun prati k b i r teyid i olarak SSCB'n in ekonomi k büyümes in i gösterebi len b i r h ı z l ı sanayi leşme kuramı gibi görün mektedi r. Bu yönden MarkSizm yirminci yüzy ı l sanayi devrimler in i n Calvinism'id i r. Gelge le l im, görmüş olduğumuz gib i , ayd ı n lar her yerde, Marksizm bir yan a devrimci fikirlerle b i le harekete geç i r i l ememekted i r ; çoğu d u ru md a da ekonom i k kalkı nma Komünist part i ler in �nderl iğiyle yürütü lmemekted i r. Marksizme karşı d i ren i şlerin sayısı b i r haya l id i r ve bun l ar, hem bizzat Marksist düşüncen i n kend i iç inden, hem de başka fik i r s is­temlerinden kaynaklanmaktad ı r. Ortodoks Markzim, entelektüel bir şema olarak, bugün k imi lerin i daha önceki bir bölümde ele a lm ış olduğumuz birçok kuşku ve eleşti r iye neden olmaktad ı r; ama şu anki bağlamda daha da öneml i s i , onun prati k b ir akide o larak tehl i ke ler in in aç ı kça kabul ed i l miş o lmasıd ı r. SSCB'n in , bir yanda Komün i st parti önderl iği nde h ız l ı ekonomi k büyüme olanaklar ın ı ortaya koyan deneyimler i , d iğer yandan da bu tek parti yönet imi türünün olası veya olanak l ı sonuçları olarak d i k­tatörlüğü ve kişisel özgür lüğünün yit im in i , zu lüm ve genel b i r ızd ı rabı da ortaya koymaktad ır . Gel i şmekte o l an ü l kelerdeki b i rçok ayd ı n ı n, çeşit l i dönemlerde Afrika ya da Asya sosya l iz­m inde ya da Küba devrimci leri n in öğreti lerinde· bulmay ı umduk­lar ı ama ha la kes in ve zorlayıc ı formü l leşt i rme gel meyen yen i b ir i l erlemeci akide aramalar ı n ı n. neden leri i şte bun lard ı r.

D ış etkenlere bakacak olursak, b irçok azge l işmiş ü l kede Mark­s izme hem geleneksel d i n önderlerin in , hem de Batı l ı l i beral fik i r­leri benimsenmiş olanlar ın karşı ç ıktığ ın ı görebi l i r iz . Bu bakımdan H i ndistan b ize aşı rı b ir örnek sunmaktadı r , ç ün kü Komünrst Par-

94

Page 95: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

t isi ' ne baş l ıca muhalefeti oluşturmak la b i r l i kte, Marksizmi n ya da başka devrimci fi kir lerin entelektüel etkis i burada pek azdı r . H i ndistan'da modern, l a ik an lamda ayd ı n olarak beti m lenebi le­cekler in pek azı topl umların ı n tutarl ı , rad i kal ya da etk i l i b i rer eleştirmenleri ya da ha lk eylemi ne esi n vereb i l ecek yen i top lum­sal öğreti ler in yaratıc ı l ar ıd ı r ; keza genelde ayd ı n lar ın etkis i , yen i orta s ın ıflar ınki ıle uydurulmuş olup, bunlar ın yaşam üslupları, beğeni ve tavır larda ufak ve ağır değiş ik l i k lere yol açmaktad ır . Modern ayd ın lar ın b irçoğunun iç inden ç ıktığı kal ıt ımsal b i r en­telektüel seçki nkesim i n -Brahman lar ın- varl ığ ı , on lar ın geleneksel topl umun d insel ve toplumsal idea l ler ine birçok yönden bağ l ı ka lmaların ı sağlamaktad ır; entelektüel uğraşlar ın yen i mensup­lar ın ı daha geniş b i r toplumsal a landan a lma uygu l aması b.ı,ı bağ l ı l ığ ı azaltma eği l im i gösterebi l ir ; ne var ki bu uygula11:1a b i le ş imdiye değin yol gösterici b i r konumu üstlenebi lecek, kendi ne güvenen, modern b i r ayd ı n s ın ıfı o luşturmayı; keskin kast ve bölgesel bağl ı l ı klar nedeniyle başaramamı şt ır . B i rçok azgel işmiş ü l kede geleneksel fik ir leri n gücü Hind istan'dakinden daha az ve Marksizmle daha bağdaşır olabi l i r ama ya i şbaş ındaki egemen seçk in leri n s iyasaları n ı u l usa lc ı veya l i beral öğreti lere dayandırmış o lma ları neden iyle ya da ayd ın l ar ın Batı l ı kü l tür­leriyle ha lk yığın larından yal ıtı lmış o l maları nedeniyle devrimci ayd ın lar ın etkis i yine de zayı f olabi l i r . Kimi durumlarda, ayd ın l ar s iyasal bakımdan hiç de etki n bir küme olmayabi l ir, çünkü özüm­senemeyecek kadar az sayıdadır lar ve burada bazı Batı l ı toplum­l ardaki denklerine benzerl i k gösterir ler. Ama ayd ı n lar ın duru­mundaki çeşitlemeler ne o lursa olsun - i ster devrimci önderler, i k­t idardaki seçki n leri n e leşti rmen leri , i sterse eğit im, yönetim , gazeteci l i k veya benzeri uzmanlaşmış etk i n l ik lere iyice da lmış i n­sanlar olsun- her yerde azgel işm i ş top lum lar ı n en önem l i kümeleri nden bir in i o luşturmaktad ı r lar, çünkü ha l ihaz ı rda bu

. top lumlar usu lçuluk, sosyal izm, Marksizm ve endüstr i leşmec i l iğ i iÇeren fik ir ler ve akidelerle yaşamaktadır lar; geleneksel kuru mlar ı k ı smen y ık ı lmış ve yeniden can l and ı r ı lamayacak olduğuna göre

95

Page 96: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

de ancak bu yol la yaşayı p gel i şeb i l i r ler. U l usçu hareketler in önderler i , açık k i , ekonomik ka l kı nma

ivmes i n i n esas o larak siyasal bağ ımsız l ı k scıvaş ımları n kay­naklandığı Asya ve Afrika ü l ke ler i ndeki en önem l i seçk in küme­lerden b i r in i o luşturmaktad ı r l ar. Bu önderler Batı ün iversite lerin i n en rad ika l ogrenc i hareket ler i n i n , yer l i i ş ve mes lek toplu l uklar ı n ı n ya da geleneksel seçk in kümeleri n i n ürün leri ola­b i l i r ler ama erklerin i u lusçu d uyguya dayanan ve o duyguyu d i le getiren b i r s iyasal partin i n önder l iğ inden cıl malarıyla birbir ler ine benzerler. Ge l i şmekte olan ü l ke ler in u lusçu l uğu yabancı ege­menlerden kurtu lma savaşım ı n ı n b i r sonucu o lduğu gibi , ayn ı za­m anda bu ü l ke le r i n bağı msı z l ı k ları n ı kazand ı ktan sonra karşı laşt ık lar ı sorun ları n doğas ı n ı n da bir sonucudur� öze l l ik le b i r­b i r leriyle bağlant ı lar ı olmakla birl i kte yine de ayrı kabi le ve d i l sel kümelerden bir u lus yaratma veya bu kümeleri bir u l us hal inde b i r araya topl ama gereks i n im i ve u l ken i n endüstriyel ka lk ınması n ı u lusal b i r ölçekte planlamaya yönel i k ekonomik gereksini mden kaynaklanan bir usu lçu luk bu. O halde, gel işmekte olan ü l kede bağımsız İ ı k hareket i n i başarıyla yönetmiş tek b i r partin i n ken­dis in i egemen seçki nler olarak kabul ett i rmiş olduğun u ve ikti­darın, gerek geçmiş eylem leriyle, gerekse de gelecekte modern b i r u l us yaratma vaad iyle meşru laşt ı rll ığ ın ı görmek h iç de saş ı rt ıcı değ'i ld i r .

U l usçu luğu n bu egemen seçk in leri destekleyen «tek formü l » olduğu an lamına gelmez bu . Başka örneklerde -sözgel iş i Çi n'de­u l usçu f ik i rleri n devri mci b i r idealoj ide yer al abi l mesi gibi, başka fi k i rler, demokrasi, sosyal iz m ya da refah fik i r leri egemen öğre­t i n i n iç ine dah i l ed i lebi l i r l er . Afrika'da, u l u sçu luk b i r yanda sosyal ist öğreti l er le, d iğer yanda, da pan-Afri kan izm fik i rleriyle aşı lanarak fi i l i federasyon projeleri b iç im i n i a lm ıştır. Benzer şe­k i lde b frçok Asya ü l kesi nde u lusçu luk güçl ü b i r sosyal ist eği l i me sah ipt i r; ki m i Orta Doğu ve Lat in Amerika ü l ke lerinde de u lusçu­l uğun gel i ş im i yabancı ticari ç ı karlara muha lefet etmesi nedeniyle sosya l izmin gel i ş imiyle b ir l i kte o lmuştur. Kend i baş ı na u lusçu-

96

. i

' 1 J

j

Page 97: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

luğu azge l i şın iş ü l keleri n s iyasal yönet ic i leri i ç i n muğlak bir öğreti k ı lan etmen lerden b i r i , öze l l i kle kendi esk i l uygar l ığ ın ı koruyan toplumlarda geriye bak ı l ı y.or ve geleneksel kurumları ve gelenek­sel seçk in ler i yen iden can land ı rnıaya ça l ı ş ıyor be l ki de. Bağı ms ız l ı k hareketi boyunc::ı siyasal savaşım ın yan ı s ı ra yabancı egemen ler in d i l , değer ve kurunı ları n 1 11 yadsı nmasına karş ı l ı k ü l ken in kend i eski ! utku lar ı n ı n ve başarı ları n ı n yücelt i l diği ve öykünü lmek üzere ortaya atı l d ığ ı b i r kü ltürel çatışma gel işeb i l i r . Bu olaylar örüntüsü ne b i r örnek, Gandh i ' ni n İ ngi l iz egemenl iği ne karşı bir kit le hareketi yaratmada hem kul land ıği, hem de ge l i ştir­d iği H i ndu izmin H i nd i stan'da can land ı r ı l ı ş ıdı r; ne var ki , müslü­manl ığ ın sömürge yönetim i ne muhal i f olanlar i ç in b i raraya ge lme noktası sağladığı kimi Arap ü l keleri nde, Pakistan'da ve hatta Afrika' n ı n bazı bölümlerinde başka örnekler de görü leb i lmekte­d i r.9 U l usçu l uk, gelenekçi b iç imde can l and ı r ı lan eski ! değerler ve yaşam b iç imleriyle bu şek i lde b i rleştiği zaman, ö:i;el l i kle toplum­sal yaşamın baştan aşağı ussal şatrı iması na karşıt l ığ ıyla, ekonomik ka lk ınma iç in b i r engel ha l i ne gelebi l i r. Böylel ik le u lusçu s iyasal önderler kend i yan ları nda etk i l i güçlere -bağımsız l ı k savaş ım ın ın an ı lar ı ve r i tüe l ler i , yaşayab i lecek b i r u l us yaratma i steği ve ekonom i k yaşam ı n u l usa l çapta p lan lanması i ç i n zorlayıc ı gereksin im- sah ip olmakla b i r l i kte, kendi kerteler indeki ve genel ol arak topl umdak i ge lenekç i ler le modern ist ler aras ındaki çatışmadan, otorite ler i n i k ısmen dayandı rd ık ları öğret i ler i n bel i r­s iz l i k ve tutars ız l ığ ından ve b i reyleri eylemleri ya geleneksel bir davran ış düzgesi ya da aç ı k ve etkin bir top lumsal öğretiyle s ıkı s ı k ıya denetlenmediği sürece tek parti l i h ükümet s istemi ndeki egemen parti n i n önder kadroları ve görev l i ler i iç i nde muhtemelen

9 Sözgelimi, bağımsızl ıktan önceki Senegal ' le i lgi l i bir inceleme şunu i leri sürmektedi r: " . . . geleneksel siyasi şeflerin i ktidarı ve nüfuzu geniş ölçüde büyük İslami hiz iplerin Halifelerine geçirilmiştir; bu Halifeler bugün modernist seçkinlere direnebilen başl ıca gücü temsil etmektedir ve mod­ernist seçkinler ve onlarla özdeşleşen siyasal hareketler bir ölçüde uzak­laşmak zorundadır." P. Merci er, "Evolution of Senegalese Elites". [n. ternational Social Science Bulletin, VIII (3), 1956.

97

Page 98: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

oluşan ahlaki yoz laşmadan kaynaklanan c idd i s ık ınt ı lar la da karş ı laş ır lar .

Şimdiye değ in sözünü etmediğimiz, ama kimi gel i şmekte olan ü l kelerde ayd ı n lardan da siyasal önderlerden de faz la etki l i o lan b i r başka topl uiıısal küme daha vard ı r -subaylar. S iyasal kurum­lar ın yen i yen i o lu şmakta olduğu ve s iyasal otoriten in değiş ik ölçülerde hala kökleşmemiş ve güvencesiz olduğu bağımsız l ığ ına yeni kavuşmuş ü l kelerde, doğrudan madd i zor ku l lanma gücünü denetleyen leri n , u lusun geleceği n i bel i r lemede öneml i b i r ro l oy­nama olanağı na sahip oldu kları aç ı kt ır . Bun lar ın s iyasal olaylara m üdahale etmeleri bi rçok etmene bağ l ıd ı r : Subayları n eğiti m ge­lenekleri, toplumsal kökenleri , komut� etti kleri b i r l i kler üzerinde sözügeçerl i l i k derecesi ve öbür yandan da, siyasal önderler in güç­leri ve askeri şeflerle olan i l i şk i ler in in n i te l i ğ i . 1 o Geçmişte s iyasete bel l i baş l ı askeri m üdahale örnekler in in baz ı ları Lati n Ameri ka ü l keleri nde oldu ama bun lar b iz im i ncelemekte olduğumuz du­rumla tam olarak i lgi l i değ i ld i r . Esas o larak h ız l ı ekonomi k gel işme başlamazdan önceki dönemde ol muşlard ı r ve s i l ah l ı çeteleri o lan caudillo' lar, burada e le a ld ığ ı m ız sanayi leşme ve ekonomi k büyümeye az i m l i seçk in türünden çok, yerleşi k b i r s iyasal otoriten i n y ı kı l ı ş ına tepki gösteren feodal beylere benz i­yorlard ı . 1 1 Bu elbette askeri şefler in hala i kt idara geleb i l me yol­lar ı ndan bir id i r ama şu anda onlar ın önemler i n i art ı ran başka et­menler de vard ır . Yakı n larda b i r yazar askeriyen in en azından sekiz Afrika ve Asy.a ü lkes inde başat küme ha l ine geld iğin i sapta­makta ve gel i şmekte olan ü l ke lerde ordunun s iyasal rol ünün , « . . . i l k in , ordunun karmakar ış ık geçiş top lumlar ına b i r yerde yapay olarak soku lmuş modern bir kurum olarak s iyasal uzantı lar ı bakım ı ndan; i ki nc i o larak da, böylesi b i r ordunun top lumun d iğer a l an lar ında modern l iğe yönel i k tutumlar ı b iç im lendirmede oy-

10 Sözkonusu faktörler hakkında genel bir tartışma için, bkz . S.E. Finer, The Man on Horseback; ve. özel l ikle azgelişmiş ülkelerle i lgi l i 8 . ve 9. Bölümler.

11 Edwin Ljeuwen, Arms and Politics in Latin America. Kısım I.

98

Page 99: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

nayabi leceği rol açıs ı ndan düşünü l mesi gerektiğin i öne sürmekte­d i r. 1 2 Yazarı n i şaret ettiği üzere, ordu lar azgel i şmiş ü l kelerdeki en modern unsurlar arası nda yer al ır ve « h ız l ı teknoloj i k değişme an­layışıyla bir modernleşti r ici etkide bu l unu rl ar, çün kü mensup­lar ın ı modern teknikler le eğitir ler ve ça l ışmaya karşı yen i tutu mlar aşı l ar lar.

Bu yen i ordu lar ın çok sayıda yazar tarafı ndan d i kkat çek i len bir başka özel l iği de yukarıya doğru olan toplumsal hareketl i l iği n en etk i l i kanal lar ından b i r in i ol uşturmaları ya da çok yak ın za­manlara değin bu kana l lardan biri o lmuş ol malarıd ı r. Yüksek eğitim i n ya l nızca üst s ın ıfın teke l i nde o lduğu ve s iyasal önder leri n de çoğu n lukla bu s ın ı ftan geldiğ i -birçok Orta Doğu devleti nde olduğu g ib i� toplumlarda, ordu mensupları n ı top lumun orta kat­manlar ından alarak, köylü l ük ve işç i s ın ı fıy la s ı k s ı k bağlaşı klar kurarak, s iyasal merdiven i t ırmanma savaş ımına g irecek yen i bir seçk in kes im oluşturma fırsatı sağlamışt ı r. Mısı r, Suriye ve l rak'ta devrimler esas ölarak orta sı n ıfa ve a l t orta s ı n ıfa mensup genç subaylarca yöneti lm i şt ir . Lati n Ameri ka'da da siyasete askeri mü­dahale yüzyı l ım ızda yen i b i r b iç ime bürünmüştür : Model basitçe toprak sah i b i üst s ın ıfa mensup ya da bu s ın ıfa göz d i ken ve b i r h iz ip m ücadelesi nde erki e le geç i ren caudil lo model i değ i ld i r artı k ; genç subaylarca yönet i len ha lk devr imler i de ol maktad ır . L iedwen' in ded iği g ib i : "B i rkaç Lat in Amerika ü l kesi nde . . . devrim mode l i y i rm i nci yüzyı l ı n i k i nc i çeyreği nde rad i kal b i r değiş ik l i k geç i rd i . . . Genel görüntü emel leri de engel lenmeye uğramış genç subaylar ın yükselen ha lk kümeleriyle işb i rl iğ i yaptı klar ı devr im model iyd i . Ancien regime' i zor ku l lanarak yı kmak iç in bun lar işb i r l iği yaptı lar. » 1 3

Azgel i şmiş ü l kelerdeki durumla i lgi l i bu kısa değerlend i rmeler, önderl i k savaş ımına sıvanab i lecek b i rkaç seçkin kümen i n bu l un-

12 Lucien W. Pye, "Armiesi in the Process of Political Modernization", Eu­ropean Journal of Sociology, II (I), 1961 , s.83 .

13 Edwin Lieuwen, op. cit, s. 132. Verilen örnekler, 1936'da Bolivya, 1944 'de Guatemala, 1943 Arjantin ve 153 'de Kolombiya 'dır .

99

Page 100: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

1 d uğunu ortaya koymaktadır : Devrimci ayd ın lar, u lusçu s iyasal ön-derler ve subaylar. H ükümet memurlar ı ve i şadamları gibi d iğer · j kümeler de ekonomi k büyüme çabalar ın ı yönetmede öneml i b i r etkiye sah ip o lab i l i r ler. Bu kümelerden hangis i n i n baş rol ü e le geçireceği n i bel i r leyen etmenler nelerd i r ? K im i örneklerde,Lati n Amerikzı v e Orta Doğu'da, toprak sah ip leri ya da işadamlar ı , hanedan seçk in leri kend i l eri kend i leri n i daha önceki b i r dönemde kabu l etti rmiş lerd i r ve yerler inden ed i lmeler i çok zordur; hatta yönet imleri etk is iz o lsa ve ekonomik büyümeye engel teşk i l etse-ler b i le bu böyledi r. Askeri müdahalen i n i ş i k im i ü l ke lerde Lat in Aıiıeri ka'da o lduğu gibi askeri ve siyasi i ş levler ayrım ın ı öner-meyen b i r kü l türel gelenek tarafı ndan ko laylaşab i l i r; ya da önceleri İngi l i z egemenl iğ i a l t ında yaşam ış o lan ü l kelerde olduğu gibi sıkı s ı k ıya kökleşmiş bir asker in tarafs ız l ığı öğretis iyle zor­laşabi l i r .

Seçk in ler le ha lk ın geri ka lan ı aras ı nda send i ka lar, köylü örgüt­leri ve s iyasal kit le parti ler i g ib i arac ı l arla, seçk inkes im ha lk ın emeller in i d i le get i r iyor ve ç ı kar lar ır:ı ı kol luyor görüneb i lmesi iç in yak ın b i r bağ yarat ı l ması, bu ü l keler in kalk ı nmada gösterecekleri başarı bak ım ından can a l ı c ı bir etmen gibi gözü kmekted i r. Bu koşu l , Batı dünyası nda ha l i hazırdaki ekonomi k ve top lumsal gel işme süreci i l e daha önce gerçekleşmiş olan arası ndaki bir farkı i şaret etmekted i r. Çoğu Batı ü l kes inde, en azı ndan ondokuzuncu yüzyı l ı n ortası na kadar, yen i seçk in ler kend i ler in i ol uşturabi lmişti ve yaygın ha lk desteğine dayanmaks ız ın i ktidar iç in mücadele edebi l iyorlardı ya da böylesi bir desteğe gerek duyduklar ında ha lk yığı n larına amaçları ve ed i n imleri konusunda hesap vermeks iz in sahip ofab i l iyorlard ı . B ugü nün az gel i şmiş ü l keleri nde zaten endüstr i leşmiş olan ve yüksek yaşam standard ına ve gel işk in toplumsal refah olanaklar ına sah i p ü l kelerdeki örnekler yüzünden büyük ölçüde hal k desteği gereks in im i duyu lmaktad ı r.Tüm bir ekonomik ka l k ı nma süreci i l k endüstri devr im inde olduğundan çok daha düşünü lmüş ve b i l i nç l i bir hale gelmişt ir . Marks izm in y irminci yüzyı l ı n sanayi devrimler i n i n Kalv inc i l iğ i olmadığını

1 00

Page 101: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

söyleyerek b i r b içimde karş ıt l ığa işaret edebi l i riz . Kalvin izm, şayet Max Weber' i n aç ık laması n ı iz leyecek olursak, ekonomik ve toplumsal yaşamda, düzen l i , sürekl i ça l ı şman ın ve tutum i le dünya n imetleri nden uzakta kalman ın değerin i aşı l amak suretiyle amaç lanmamış sonuçlara yol açan teoloj i k bir i nançtı . Marksizm bir top lumsal b i l imd i r; ayn ı zamanda da i nsana! top lumun gele­cekti durumuna i l işk in b i r görüyü ve bu durumu gerçekleştirmek iç in .b i r eylem programı n ı dolaysız olarak ortaya koyan b i r toplumsal ve s iyasal i nançtır . Ama Marks izm bu öze l l i k leri özel­l i kle çarpıcı bir b iç imde sunmaktadır ; büyük ölçüde, azge l i şmiş -ü l keler in p lan ve pol it i kaları n ı b iç imlendiren tüm öğreti l er, endüstriyel b i r ekonomiden çok d aha fazlas ın ı kapsayan ideal b i r toplum kavrayışı na -sını fsız b i r topluma, b i r refah devleti ne, i şb i r­l i ğ i ne daya l ı b i r u l us l ar top l u l uğuna- seslenmekle b i r l i kte endüstriyel gel işme bu idea l i gerçekleşti rmen i n başl ıca ve özsel koşu l u o la rak s u n u l ur . Demek ki çeşit l i seç k i n ler in h ı z l ı ekonomi k büyümeyi sağlamaktak i başarısı büyük ölçüde ha lk ı şevke geti reb i lmekte başar ı lar ına ve yoksul köylülerle sanayi i şç i - ' ler i g ib i bel l i baş l ı toplumsal s ın ı flardan a ld ık lar ı desteğ in derece­s i ne bağ l ıd ı r.

Bu desteği kazanma ve gen iş halk yığı nların ı s iyasa l ve topl u msal kalk ınma etki n l i klerine katma çabaları y ığ ın parti leri n i n oluşturu lmasından tarımsal kooperati flerin örgütlenmesi ne ve ce­maat kalk ınma şemaların ı n saptanmasına değ in çok çeşit l i b iç im­lerde göz lemleneb i l i r. Geriye b i rçok azgel işmiş ü l kede seçk in­ler in , Batı l ı eğitim ler i , yüksek kastlardaki toprak sahibi veya t ica­retle uğraşan a i leler ya da aşiret başkan ı a i lelerine dayanan -köken leri ve yaşam tarzlarıyla halk ın geri kalan kes im inden büyük ölçüde fark l ı o lmas ı n ı n yarattığı zor luk kalmaktad ı r. Bu durum, öze l l i kle bu ü lkelerdeki halk ı n bu tür yönetim biç imlerine uzun geçmişe dayanan al ışkan l ıkları göz önüne a l ı nd ığında b i r tür otoriter seçk in ler yönetim i n i n gel i şmesi teh l i kesi sunar. Aynı za­manda, küçü k seç k i n kümeler i n kazanmış olduğu önem, toplumun a l t ve geleneksel o l arak i taatkar katman lar ı ndaki

1 01

Page 102: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

gi riş imci b ireyleri d ı ş layarak ya da cesaretler in i k ı rarak, k ısmen plan l ı ekoıiorn ik büyüme amaçları n ı bozar. Bunun b i r örneği , bazı ü l kelerde, öze l l i k le de H ind istan'da, kal k ı nma faal iyetlerine ha lk ın katı l ım ın ı çok fazla sağlayamayan ve yüksek kastlar ın ya da zengin toprak sah iplerin i n etki s i alt ına girmiş cemaat kalk ınma programları nda görü lmekted i r. 1 4 Yine de cemaa� kal k ınması topl umsal h iyerarş i n i n d i bi ndeki kümelere kendi ç ı karl arı n ı

· savunma fırsatı n ı vermekte, ayrıca bu kümelere mensup b i reyler in göz d ikebi l eceği ve hükümet iş ler inde deneyim kazanabi lecekleri alt düzeylerde idari görevler sağlamaktad ı r . Benzer olanaklar, da­ha geniş ölçekte, eğitim i n yayg ın laşmasıy la yaratılmaktad ı r ve i leri sanayi ü l ke leri nde a l ı nan örnekle b i rl i kte, . ha lk yığı n lar ın ı n emel leri n i harekete geç irme ve biç imlend i rme konusunda en etk in o lan da o lası l ı kla bu son gel işmedir.

Seçkin ler in ve hatta b i reysel önderlerin -kısmen genel nüfusun ger i kalmış l ığ ıyla oluşturdukları karş ı t l ık sayesinde- azge l işmiş ü l kelerde elde etti kleri büyü k öneme karş ı n, sori kertede, girmiş olduklar ı kalk ı nma yol u n u n b iç im in i bel i rleyebi len· ya da başarıs ı n ı saptayabi len yaln ı zca bu seçk in lerin ve önderlerin etk in l i kleri değ i ld i r. E lbet seç ki n ler ve önderler eh l iyetl i ve i şb i l i r o lmal ıd ı r; ama bu yeterl i değ i l d i r. Bun lar ayrıca n üfusun büyük çoğun luğunu oluşturan ve gün ümüzde yoksu l l uk ve itaatkarl ı kl a karakterize olan b i r yaşama yüzlerce y ı l l ı k tutsakl ı kları ndan kaç� ma savaşım ı veren toplumsal s ı n ı flar ın ideal ler in i layıkıyla d i le ge­ti rmel i ve bu ideal leri sebatla kovalamal ıd ı r lar .

14 örneğin bkz. Birleşmiş Milletler' in araştırması, Community Develop­ment and Economic Development (Bangk<?k. 1960).

1 02

Page 103: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

-VI-

D EMOKRASİ VE SEÇKİNLERİN ÇOKLUGU

Mosca i le Pareto'nun seçki n ler kuramına formüle ett i kleri demokrati k kuramlar eleşt ir is i her top lumda f i i len egemen l iğ i e l i nde tutan b i r azın l ığ ın bu lunduğu iddiasıyla baş lamaktad ı r. Bu eleştir iye -Mosca'n ın da bizzat görmüş olduğu g ib i- her top lum iç in b i r yönetic i seçki nkes im in kaç ın ı l maz olduğunu kabu l et­mekle b i rl i kte, demokrasin i n b ir hükümet biçimi olarak ayı rted ic i öze l l iğ i n i n, seçk in lerin özgürce oluşmas ına iz in verd iği ve seçkin­ler, arası nda i kt idar konumları iç i n kura l lara bağlanmış b ir reka­beti sağ lad ığı iddias ıy la karşı konabi l i r. S iyasal b ir s i stem olarak s iyasal part i lerin b i r seçmen k i tles i n i n oyları i ç in yarıştığ ı, seçki n­ler in görece yarıştığı şek l indeki bu demokrasi kavrayışı ayrıca seçk in ler in görece «açık» oldukları n ı ve seçkin lere katı l ab i l meni n l iyakat esası na göre olduğunu (yan i kesi ntisiz ve yayg ın b i r seçk in ler dolaş ımı olduğu varsay ımı ) ve ha lk k i tlesi n i n en azı ndan rakip seçk in ler aras ı nda bir seçim yapabi lmesi an lamında egemen top l u l uğa katı lab i ld iğ i n i de iç lem ler. Daha önce görmü ş o lduğumuz g ib i , Kari Mannheim baş l angıçta seçki n kuramları n ı Faş izmle ve entelektüa l izm-karşıt ı «dolaysız eylem» öğret i leriyle bağlantı landırırken, daha sonraları şöyle b ir görüşü savunmaya başlamışt ır : " ... s iyaset fi i len seçkin lerin el i nde şek i l lenmekted ir ; ama bu toplumun demokrat ik olmadığı an lamına gelmez. Zira b i reysel yurttaşların, hükümette her zaman dolaysız rol a lmaktan a l ı konu lsalar b i le, en azından bel l i aralarla arzu ları n ı duyurma olanağına sah i p olmaları demokrasi i ç in yeterl id i r . . . Pareto s iyasal i ktidarın her zaman az ın l ı klarca (seçk inler) ku l lan ı ld ığ ın ı vurgu­larken hakl ıdır, keza Robert Michels' i n parti örgütlerinde o l i garş i k yönetime doğru yönseme olduğu şek l i ndeki yasasın ı da kabu l edeb i l i riz . Ne var k i , demokratik top lumlarda böylesi seçkin lerin

1 03

Page 104: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

isti krarın ı veya i ktidarı keyfi b i ç imlerde kul lann-la yeti lerin i abart­mak yan l ış o lacaktır. B i r demokraside, yöneti len ler her zaman ön­derler in i görevden a lacak veya on lar ı çoğun luğun ç ı kar lar ı doğrultusunda kararl ar a l maya zorlayacak şek i lde hareket ede­b i l i rler . » ı Mannheim ayrıca l iyakata göre seç i l men i n ve seçk in ler i le yığın lar arası ndaki daralan mesafen in seçk i n ler in egemen l iğ i i le demokratik h ükümet arası nda b i r bağdaş ı r l ı k yaratmadaki öne­m in i de vurgu lamışt ı r : « Demokras in i n, seçk in katman ı n ı n yok­luğuyla değ i l , daha çok yen i b i r seçk in seçme tarz ı ve seçki n leri n kend i ler i n i yen i b i r b i ç i mde yoru m l ama lar ıy la karakterize olduğunu düşünmekteyi z . . . Demokrati k leşme süreci nde her şey­den çok seçk in ler i l e astları arası ndaki mesafe değişmektedi r. Demokratik seçk in ler in k itlesel b i r geçmiş i vard ı r; bunun yığı n lar i ç in bi rşeyler i fade edebi lmes i n i n neden i budur."2

. Seçk in fikr iyle demokrati k yönetim fikri arası ndaki uzlaşma, Mannheim' ın kendi yapıt ı n ı n da tan ı k l ı k ett iğ i g ibi , y irminci yüzyı l boyunca h ız la gel işti ve b i rçok e lver i ş l i koşul da bu sürece yardımcı oldu . Bunlardan bir i , büyük ölçekl i savaş durumu, ekonomik büyüme konusundaki u luslararası rekabet ve yine u lus­lar ın doğup gel i şmesi g ib i , i nsan lar ın d üşüncelerin i seçk in ler yönetim i n i n teh l i kelerinden uzaklaştı r ıp, ver im l i ve gir iş imci seçkin lere duyu lan gereks in ime yönelten olgu lar nedeniyle ön­derler in önem i n i n genelde art ış ıd ı r. Yarışmacı demokrasi model i ­n i destekleyen b i r başka koşu l , tek parti l i h içb i ri toplumsal yapıda köklü bir değişi k l i k yapmayı amaçlamayan b i rçok parti aras ı nda i ktidar savaşım ı n ı n yaşandığı demokrati k toplumlar ın deney imleri aras ındaki karşıt l ı kt ır . Dahası , bu mode l i n bir serqest gir iş im s iste­m i ndeki ekonom i k davran ış model iy le olan benzeş im i ve böylece siyasal davran ı ş ın, s ın ı r l ı dah i o lsa, ekonomi k çözümleme kadar kesi n ve sağlam b i r çözümleme umudu sağlaması nedeniyle bi­l imsel bir çek ic i l iğ i de vard ır . Bu benzeşmeyi daha genel b iç imde modern demokras i n i n kapi ta l i st ekonomi k s i steml e b i r l i kte 1 Kral Mannheim, Essays on the Sociology of Culture, s. 179. 2 Age, s. 20-0.

1 04

Page 105: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

doğduğu ve onunla nedensel b i r bağı bu lunduğunu da savlayan 3 Schunıpeter aç ık b i r b iç imde ifade etm işt i r.4 B u görüş, başarı l ı b i r po l i t ikac ı n ı n , Schunıpeter' i n a l ı nt ı l ad ığ ı konuşması nda öz l ü biç imde d i le get i r i lmekted i r : « İş adamlar ı n ı n an lamadı klar ı , on­lar ın petrol le uğraşmaları g ib i , benim de seçmenlerin oylarıyla uğraşıyor olmamdır . »s Daha yakı n larda, seçl]len ler in oyları i ç in siyasal part i ler arası ndaki yarışma an lamı ndaki bu demokrasi an­l ayı ş ı , kuram ı n ı aşağıdak i söz ler le özetleyen A. Downs' ı n «ekonomik demokrasi kuram ı » nda o lduğu g ib i daha i ncel i kle iş lenmiş olarak sunulmuştur: «Temel tez i miz, demokratik pol i ­t ikalardak i part i ler in, kar , amac ı na dayanan ekonomi lerdeki gir iş imci lere benzediğ id ir . Özel amaç lar ına u laşmak iç i n en çok oyu kazandı racağı na i nand ıkları her tür lü pol it i kayı formü le eder bu part i ler, t ıpkı g ir iş imc i ler in ayn ı nedenler le en çok kazanç el­de edebi lecekleri ne i nandıkları ü rü n ne o lursa olsun ü rett ikler i g ib i . . 6 B u mode l i n ku l l an ım ına bir başka örnek, oyun kuramın ı siyasal davran ışa uygu lama, yan i s iyasal part i ler in etki n l ik ler ine ticari g ir iş imci l er in davran ı şı nı çözümlemede yaygın olarak kul­lan ı lan bir matematiksel şemanın uygu lanması yolundaki bel l i be­l i rs iz g i riş im lerde görü lmekted i r.7

Ama sadece s iyasal part i ler aras ı ndaki yarışma değ i ld i r seçk in­ler in varl ığıyla demokrasiyi uzlaşt ı ran . B u görüşü ,savunan lar, demokrati k top lumlar ın seçk in leri n çokluğuyla karakterize ol­mas ında daha genel b i r ·denet im ve dengeler s istemi bulgulamak-3

4

5

Schumpeter, Capitalism, Socialism and Democracy, s. 296-7.

Age, Bölüm XXII'de, "Another Theory of Democracy"

Age, s. 285. 6 A. Downs, An·Economic Theory of Democracy, s. 295-6. 7 Ne var ki şu zamana değin oyun kuramı en yaygın biçimde uluslararası

çatışmaların incelenmesinde, özel l ikle halen moda olan "savaş oyun­ları "nda kullanılmıştır. Kuramın bu alandaki kullanımı, Raymond Aran tarafından , Paix et Guerre entre les Nations, Note finale, "Strategie ra­tionalle et politique raissonable", s. 751-70'de eleştirel biçimde incelen­miştir.

1 05

Page 106: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

tad ır . Raymond Aron bu durumu i nand ır ıc ı ve aç ı klayıc ı b i r b iç i mde ortaya koymuştur « . . . her yerde i ş a lem i n i n yönetic i ler i , hükümet görev l i ler i , send ika sekreterleri ve bakan ları o lmakla b i r­l i kte, bunlar bu konumlara her yerde ayn ı şeki lde gelmezler, keza ve tutu num l u b i r bütü n oluşturabi l i rler ya da b i rb i rlerinden görece fark l ı olabi l i r ler. Sovyet t ip i b i r toplumla Batı l ı b i r top lum t ip i arası ndaki temel fark, i l ki nde seçk i nler in b i rleşmiş, i k incis i nde i se bölünmüş olmalarıd ı r. SSBCB'de sendika sekreterleri , iş hayat ın ı n yönet ic i leri ve yüksek düzeydeki memurlar gene l l i kle Komün i st partı s ı ne mensuptu rla r. . . Oysa çoğu l cu top lum lar d iye adland ı rmayı yeğled iğ im demokrati k top lumlar üreti m araç ları n ı n sahipleri , send i ka önderleri v e s iyaset adamları arasındaki ha lka aç ık savaş ım ın gürü ltüsüyle doludur. Hepsi b i r l i k kurma hakkına sahip oldukları iç in , her b i ri üyeleri n i n ç ıkarları n ı hararetl i b i r coşkuyla savunan mes leki ve siyasi kuruluştan geç i l mez bu top lumlarda. İ kt idarda o lan lar durumları n ı n naz i k olduğunun iyice ayı rım ındad ı r lar. Muhalefete karşı an layı ş l ıd ı rlar, çünkü on­lar da muhalefette bu lunmuşlard ı r ve günün bir i nde yine muhale­fete d üşeceklerd i r . »B

Demokras i n i n seçk in ler arasında yarışma olarak tan ım lanması çeşi t l i gerekçelerle -bu tan ı m ı n keyfi o lduğu ve tan ı ml ad ığ ı fenomeni n genel o larak kabu l ed i len - karakterist ikleri n i değer­lendirme dış ı b ı raktığı ya da kul landığı kuramın yetersiz olduğu ya da doğru o lmadığı ya da başka değer yarg ı la rı n ı n karşıt laştı rı l a­b i leceği b i r değer yarg ı l arı kümesinden yol a ç ı ktığı şek l i nde­e leşt i r i leb i l i r . Modern demokras in in en s ık görü len ve çoğu siyasat düşünürün kabu l ettiği tan ım ı , ha lk y ığı n ı n ı n hükümete katı l ım ıd ı r ve bunun en klasik formü l leşt i r imler inden bir i L i ncol­n'ün Gettysburg Söylevi 'd ir : «Ha lk ın halk tarafı ndan, . halk i ç in yöneti lmes i . » Tüm seçk in kuramları gerçek an l amda ha l k tarafından b i r yönet im i n varolab i l ec eği n i yads ı r l ar .9 B u 8 Raymond Aran "Social Structure and the Ruling. Class",

-British Journal

of Sociology, I, (I), s. 10. 9 Yukarıda a l ıntılanan makalede Raymond Aran, ' Bir toplumdaki

hükümetin birkaç kişiden fazla insanın elinde olması olanaksızdır .. . halk için hükümet vardır; halk tarafından hükümet yoktur" diyor.

1 06

Page 107: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

yadsımanı n dayanağı , Pareto ve Mosca'da olduğu g ib i , geçmişte b i l i nen b i rçok top lumda yönet i len le yönetenler arası nda apaç ı k b i r fark bu l unduğu şek l i ndeki bir yerde s ı radan b i r gözlem olab i l i r ya da M ichels, Man nheim ve Aron'un büyük ve karmaşık her­hangi b i r top lumda (ve top lum içi ndeki büyük ve karmaşı k örgütlerde) demokras i n i n doğrudan değ i l ancak temsili ola­b i leceğ in i ve tems i l c i leri n aç ıkça terrıs i l ettiklerinden daha faz la s iyasal güce sah ip b i r az ı n l ı k olduğunu çünkü temsi l ed i len ler in n üfuzunun azın l ığ ın faal iyetleri üzerinde oldukça uzun ara lar la yaptık lar ı değerlendirmelerle s ın ı r l ı kald ığın ı göstermeye ça l ışan yazı lar ındaki lere benzer daha kuramsal bir çözüm lemeden de kaynak lanabi l i r. Ama bu çözümlemeye karşı da birçok i t i raz yük� seleb i l i r . Her şeyden önce şimdi de a lmış olduğu muz demokrasi görüşüne göre, temsi l i hükümet sistemi sürekl i o larak ha lk ın çoğun luğunu yönet im deneyimi nden dış ladığı sürece çok açı k olarak yetk i n olmayan b i r demokrasi gerçekleş imi olarak görü lür . Temsi l i h ükümet in demokratik olmayan karakteri, temsi l i l kes i n i n dolayl ı b i r seç i m sistem inde uygu landığı ve seç i lm iş b i r seçk in kes im in bizzat kend i ler in i nk ine eşit veya daha üstün s iyasal güçle donatı l m ış ik inci b i r seçk in kes im i seçtiği d urumlarda en bel i rgi n

. hale gel mekted ir . Bu uygulamaya halk egemen l iğ i ne karşı o lan lar s ık l ı kl a başvurmuşlard ı r -bunun yakın b i r örneği de Gau l l e'ün ön­derl iğ inden Fransa'n ı n Beş inc i Cumhuriyeti 'n i n anayas ı nda bu­lunmaktad ı r- ve de Tocquev i l le, d iğer baz ı düşünürlerle b i r l i kte, bu uygu lamada demokrasiyi k ıs ıt laman ın etk i l i b i r arac ı n ı gör­m üşlerd ir . Seçki n ler arası yarışma şek l indeki demokrasi f ikr in i n savunucuları bunu d iğer anlamıyla demokrasiye karşı -de Toc­quev i l l e, Pareto, Mosca ve Ortega y Gasset' i n karşı ç ıkmakta b i r­leşt ik ler i y ığı n l ar ın s iyasete akı n ı na karı şabi lerek kend i leri n i savunma i ç i n öne sürmed iklerinde bi le, temsi l i hükümeti ha lkı n yasama ve yürütmeye d i rekt kat ı lma ideal iy le karş ı l aştı rarak değerlendi rmek ve bu amaca daha faz la yaklaşmayı sağlayacak araçlar ı aramak yeri ne, bu yöntemi i deal o larak görme eği l i -m indedi rler.

·

Bu görüş Schumpeter, Aran ve d iğerlerin i n yaptığı demokrasi

1 07

Page 108: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

çözümlemes ine karşı ik i nc i b i r i t i raza daha yol açar. On la rı n değerlendirmelerine göre, demokrasi diğer s iyasal s istem tür­leriyle dolaysız karşıtlaştı r ı lcıb i len , tamamlanmış ve eksiks iz b i r şey olarak düşü nü lmekted i r. Oysa on dokuzuncu yüzyı l ı n büyük böl ümünde başat olan halk tarafından yönet im şekl i ndeki an­layışı nda, demokrasi hakları n toplumsal pol it i kaya i l i şk in kararları etki leme gücü nden yoksun olan ha lk küm�ler ine doğru giderek yaygın laştığı kesi ntis iz bir süreç olarak görü lüyordu . Bu ik i şeyi iç lemlemekted i r : İ l ki , demokras i n i n önce l i k le soylu ve zengi n . s ın ıfların egemen l iğ ine karş ı , top lumun alts ın ı fl ar ına a i t b i r öğreti ve siyasal hareket olarak ortaya ç ıkması (seçk inc i kuramlar ın tep­k is ine yol açan temel neden lerden bir i de kuşkuzdu r budur) ; i ki nc i de, demokrasi n i n i nsan ları tümüyle kend i kend i leri n i yönet­t iğ i , be lk i h içb i r zaman tamamıy la gerçek lemeyecek ama demokrat lar ın bu uğurda çaba harçamaktan vazgeçmemesi gereken ideal b i r toplum durumuna yöne l i k bir h areket o larak görülüyor o lmas ı . On dokuzuncu yüzyı l demokrati k s iyasal düşünürlerinden çoğunun akl ı na, genel oy hakkın ı, çeşit l i s iyasal rej imleri n kurumlarıyla karş ı l aştı r ı ld ığı nda n ice değerl i de o lsa lar, demokrat ik i ler lemeni n ötesi ne geç i lmeye cesaret edi l emeyecek en son nokta olarak görmek gel memişt ir .

Y i rminc i yüzy ı lda, seçk i n l er yöneti m i n i n bel i r l i ara l arda yap ı lan seç imlerle onaya sunu lduğu stat ik b i.r demokrasi an­l ayış ın ın ortaya çı kış nedenleri bu yüzyı l ın s iyasal koşu l larında aranmal ıd ı r . Demokras i n i n çok parti l i , tems i l i bir s i steml e özdeşlemesine puan ve sayg ı n l ı k kazandı ran o lay A lmanya' da ve italya'da Faşist, SSCB'de de Komün ist tek part i l i devlet ler in kuru l ­masıyd ı . Daha önce Raymond Aron'dan a l ı ntılad ığ ım ve Sovyet t ip i toplumlar ın bir leş ik seçk in ler in i Batı t ip i top lumlarda seçk in­ler in çokluğuyla karşıtlaştı ran pasaj bunu yetki n b i r şeki lde açığa koymaktadı r. Ne var ki örgüt lü siyasal parti ler in -daha da gen i ş o larak, örgütl ü seçki n kümeler in- demokrat ik b i r hükümet s i stem­i n in varl ığı iç in gerekl i ya da yeterl i o lup olmadığın ı sorabi l i riz . Bunlar ın gerekl i olmadığı ve örneğin ş imdi çoğu ü l kede varolan-

1 08

Page 109: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

dan daha adem-i merkez iyetç i tü rden s iyasal s i stemde, ha l ihazırdaki siyasal önderlerin seç im in in günümüz ·s iyasal parti­leri nden çok dana örgütsüz, daha az bürokratik ve daha katı l ımsız bir l i kler in etk in l i kleriyle gerçekleşti ri leb i leceği çoğu · kez öne sürü lmüştür. Buna toplumsal sı nıflar ı n ortadan kaldır ı ld ığı (ki b i rçok düşünür bunu demokras in in gel i şm_es in in bir sonucu olarak öngörmüştür) bir top l umda parti ler in kuru l ması iç in en öneml i tek neden in aynı şeki lde ortadan kalkmış o lacağı ; siya.sal parti leri doğurabi lecek başka ayrı ş ımlar ı düşünmek mümkün ol­makla b i r l ikte, bu parti ler in siyasal yaşamda bugün bi ld iğ imiz parti lerle aynı kapsama ve etkiye sah ip olacakları n ı düşünmek zordur. Bu görüşün tekparti l i b i r rej im i değ i l , h iç siyasal parti bu­lunmayan bir siyasal sistem i kastettiği farked i lecektir . Tek parti re­j imi h iç demokrati k deği ld i r, çünkü yönetici partiyle karşı karşıya olan b i reyi, görüşleri n i aç ık layacağı ya da ahbaplar ın ın görüş leri­ni öğreneceği, özerk ve güç l ü bir b i r l i k şek l i ndeki bir foruma sah ip o lamadığı ndan, öneml i topl u msal kararlar la o lan an laşma­z l ığ ın ı d i le get i rebi l i r ve h içb ir zorlamaya başvurmcıks ız ın çok sayıda i nsanı yasama ve yönetim etki n l i k ler ine çekmeyi başarır; ama bu durumda, onun başka siyasi part i ler in varl ığ ın ı men etm­eye gereks in imi yoktur. Ayrıca tek b i r part i n in yönet imi , savaş, h ız l ı sanayi leşme veya eski b i r sömürge yöresi nden yen i b ir u lus yaratma zorun lu l uklarıyla hakl ı l anabi l i r; ned i r ki bu orada işleyen siyasal rej im i demokrati k b i r rej i m yapmaz. Zorun l u l u k ispat­lanacak o lursa, yönetici parti n i n ha lk ı ha lk iç in yönettiği kabul ed i lebi l i r ; ama bu ha lk ın kend in i yönetmesi deği ld i r.

Demokrat ik b i r hükümet s i stemi iç in s iyasal part i ler in varl ığ ına gerek o lup olmadığ ına i l i şk in b i r tartışman ın spekü latif olması kaç ın ı lmazd ı r ve parti ler i l e seçkin ler arası ndaki yar ışmanın, demokrasiyi sağlamada yeterli olup ol mad ığ ın ı düşünmek, hem daha kolay, hem de daha prat ik o lu r. Bugün bunun yeterl i olduğun u savunan ya da seçki n ler arasındaki yarı şmayı h iç deği lse kend i lerin i demokras in i n koşu l ları n ı daha faz la soruştur­maktan kurtaracak kadar öneml i gören b i rçok l i beral düşünür

109

Page 110: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

vard ır . Bun lar, görıııüş olduğumuz gibi , sadece bi reysel yurttaş ın « h iç deği lse bell i aralıklarla isteklerini duyurma olanağına»· sah ip o lmas ın ın , b i r top lumu demokrati k k ı ld ığ ı n ı , öne süren Kari Mar.ı nhe im tarafı ndan destek lenmekted i r ler. 1 o Öte ya ndan Schumpeter de , Aron da, s iyasal si stem üzerindeki başka etk i lere çok önem vermekted i rler. Schumpeter, «demokrati k yöntemin başarı koşu l l arı » d iye ad land ı r ıp dört başl ık a lt ında topl ad ığ ı koşu l ları açı kça gözler önü ne sermekted i r : ( 1 ) siyaset in i nsan malzemesi (yan i seçkin ler) yeterince n itel i k l i o lmal ıd ı rl ar; ( i l ) s iyasal karar ı n etki a lan ı çok yaygı n laşt ı r ı lmamal ıd ı r; ( 1 1 1 ) hükü met yerleşi k ve gelenek sahibi iyi yetişmiş bir bürokras in in h izmetle­r ine komuta edebi lmel idir ; ve (iV) demokrat ik b i r öz-denetim ol­mal ıd ı r, yan i , rekabet iç inde olan seçkin ler, b irb i rlerin i n yöneti­m in i höşgörmüş ler ve sahtekarlar ı n, sabit fik ir l i leri n öneri ler ine karşı d i renmel id i rler. Buna karşı l ı k seçim in i yapmış olana seç­men ler, tems i lc i lerin s_iyasal eylemlerine ard ı arkası kes i lmeyen müdahalelerden kaçı nmal ıd ı rlar . Benzer şeki lde, Aron, daha önce a l ı nt ı lamış olduğumuz maka lesinde, çağc ı l çoğu lcu demokrasi­ler in başar ıs ı i ç in üç koşu lun a l t ın ı ç izmekted i r : (1) grup lar arasındaki an laşmaz l ı kları çözüme bağlayab i len ve top lu luğun or­tak ç ı kar lar ı aç ı s ından gerekl i karar ları zorla a ldatab i l ip uygulata­b i len hükümet otoritesin i n yen iden tes is ed i l mesi ; ( i l ) hareketl i l iği koruyacak, dürtü leri canland ı racak etk in b i r ekonomik yönet im; ve ( 1 1 1 ) top lumun genel çerçevesi n i değişti rmek isteyen b i rey ve kümeler i n etk i l er i n i n s ı n ı r l anması . Ne var ki bu değer­lendi rmeleri n , demokrasiyi seçkin ler arasında b i r yarışma olarak gören fiki rler şemasL içinde kaldığı ve bunun başkaca .uzant ı la rı n ı araştı rd ığ ı ; b u n a karş ı l ı k daha gen iş an lamdaki' demokrasi n i n başarı ya da başarıs ız l ığı n ı ve kapsamı n ı etk i leyen birçok başka etmeni gözardı ettiği meydandad ı r. Öncel ik le d iğer baz ı s iyasa l etki leri e le a l mak ist iyorum. Demokrati k b i r s iyaset i n 10 Bir yerde tutarsız olarak eşitsizliğin gelişmesi n yığınlar i le seçkinler

arasındaki mesafenin azalmasını. modern demokrasinin gelişmesindeki et­menler olarak öne sürer yine de.

1 1 0

Page 111: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

gel işmesi nde, seçk in ler arasındaki yar ışmaya ek olarak, seçk in­ler in yapıs ı ve b i r leş imi nde, kend i leri n i kavrayış larında ve ha lk ın geri kal an ıyla o lan i l i şk i ler inde değiş ik l i klere gereks in im olduğu gene l l i k le varsay ı l ı r -örneğ in bu demokrasi n i n koşu l ları üzeri nde­k i d iğer söz leriyle çel i şmekle b i rl i kte, Mannheim böyle varsay­maktad ır . Kısaca, bir demokraside b i reyleri n seçk inkesi me gir ip ç ıkma devi ngen l iğ in i n daha yaygın ve h ız l ı o lacağ ı ; seçki n ler in daha az bir «ar istokrati k » bakış gel i şt ir ip, kendi leri n i yığı n l ar la da­ha yak ın bir bağ iç i nde görecekleri ve çeşitl i top lumsal düzeç len­me etk i leri n i n bir sonucu olarak, yaşam üs lup larında yığ ın lara gerçekten daha faz l a yaklaşacaklar ı varsayı l m aktad ı r . Bu koşu l lar ın i l k i k is i , çok daha faz la sayıda bi reyi n yöneti l mek kadar yönetmek deneyim i n i de yaşayabi l eceği b i r duruma yol açarken,d iğer koşu l lar, s iyasa l yönet im in karakteri n i , onu daha yak ın , daha az otoriter, daha az görkeml i ve daha az karşı konu l ­maz k ı larak, b ir ölçüde değişt i r i r. G ünümüzün Batı demokrasi le­r ine bakacak o lursak, bun lar ın YC!rışmacı demokrasi mode l ine b i r hay l i uymaları na karş ın , bu d iğer koşu l lar bakım ı ndan yetersiz kald ı klar ı n ı görürüz : top lumun üst s ı n ıf ından gelen seçk in ler kadrosu nun dolaş ımı ha la yeterince h ız l ı değ i ld ir ; ı ı seçki n leri n bakışı ancak yavaş yavaş değişmekted i r ve iş levlerine i l i şk in eski aristokratik görüş leri, üst s ı n ıftan gel iyor olmalarıyla,bizzat seçki n kuramlar ıy la ve « i lerleme» i le « tepe»ye u laşmayı özendiren ege­men top lumsal öğret i ler tarafı ndan canl ı tutu l maktad ır ; n i hayet, Batı top lum larındaki koşu l lar ı n «düzeç lenmesi » öylesine ağı r ak­sak yürümüştür ki , yöneten ler yöneti len lerden ekonomi k ve top lumsal o larak ha la kesk in b iç imde ayr ı lm ış lard ır . Seçki n ler arası ndaki rekabet in tam ortas ında duran s iyasa l parti ler Je y ığ ın part i ler ine dönüşerek demokratik karakterleri nden b i rşeyler yit ir-1 1 Bkz . yukarıda Bölüm III . Ayrıca bkz. W.L. Guttsmırn, The British Polit­

ical Elite, bölüm jXI 'de, bir avuç insana ulusal politikaların oluşumunda nasıl da etkil i olma olanağı verilmiş olduğu gösterilmektedir. 1ngiltere'de danışma komitelerinin, Kraliyet komisyonlarının ve benzer kamu kuru­luşlarının çalışmalarına katı lan -esas olarak toplumdaki üst sınıfa ait ol­sa olsa birkaç bin kişilik- küçük bir "çok öneml i " küme bulunmaktadır.

1 1 1

Page 112: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

mişlerd ir . Çoğun l uğu, Michels' i n . öngörmüş o lduğu ol igarş ik ku­rum lar hal i nde gelmemiştir be l k i ; 1 2 ama partide görev alan lar par­tiye daha kolayl ık la egemen olmakta, buna karşı l ı k s ı radan üyeler in siyasal bel i r lemede etk in söz sahib i o lması daha güç hale gelmekted i r .

Bu siyasal etmen lerin yan ı s ı ra, demokrati k b i r hükümet sis­tem in i n yaşaması ve gel i şmesi i ç i n vazgeç i l mez olan daha genel top lumsal koşu l lar ın bu l u n u p bu lunmadığ ı n ı da düşü n mek gerekir. Demokrasiyi basi tçe bütün b i r top lumun hükümet b iç im i olarak tanı mlay ıp, bu tan ımdan da , örneği n- « sosyal demokrasi >> ya da «endüstriyel demokrasi » kavraml ar ında ortaya ç ıkan s iyasal o lmayan etmenleri d ı ş layarak, bu etmenler in bizzat hükümet biç i­m i üzerindeki o lası etki lerin i göze al maks ız ın bazı gelişti r im ler yapmalar ı , yen i seçk in kuramları n ı n d i kkat çeken bir özel l iğ id i r ama bu, topl umb i l im in Marx tarafı ndan, dönemi n i n siyasal fi lo­zoflarına yönel i k eleşti r i s inde, yu rttaş olan (yan i , siyasal haklara sah ip bir bi rey olarak) i nsanı , s iv i l top lumun bir üyesi olan (yan i , a i le yaşamına ve ekonomik ü ret ime katı lan b i r bi rey olarak) i n­sandan tümüyle ayı rman ın büyük b i r hata olduğunu öne sürerken, hayran l ı k uyand ı racak şek i lde formü le ed i len temel b i r fikr in i -yan i , top lumun fark l ı a lan lar ında varolan kurumlar ın sadece bir­l i kte varolmad ı kları n ı , uyum ya da çel i şki i l işk i leriyle b i rbi r lerine bağl ı oldukları ve bi rbi rleri n i karş ı l ı kl ı olarak etk i ledi kleri fi kri n i ­gözden kaç ı rmak ya da i nkar etmek olur; 1 3 Örneğin, b i rçok toplumbi l i mc i tarafı ndan ayr ınt ı l ar ıy la bet im lenmiş ve genel deyiş le, üyeler i aras ındak i i l i şkiler i n ondokuzuncu y�zyı ldaki nden daha yard ım laşmal ı , daha az yetkeci o lan Batı top l u m l ar ındak i m odern demokrat ik a i le n i n demokrat i k h ükümete f iki r lerinden etk i lenmeks iz in ortaya ç ı kt ığ ın ı m ı ; yoksa b i r kez ortaya ç ı kt ıktan sonra h ükümet a lan ındaki demokrati k tu­tum ve prat i kleri n sürdürü lmesi ve yaygın laşmas ında h iç anlamı olmadığ ın ı mı d üşüneceğiz? Önem l i top lumsal konulara karar 12 Robert Michels, Political Parties.

13 Kari Marx, On the Jewosh Question.

1 1 2

' - ı ,\

Page 113: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

vermede bireyi n bağı ms ız yarg ı s ı n ı ve etk i n katı l ı m ın ı gerektiren demokratik hü kCınıet in , hayatı n en önem l i a la ı 1 1arından b i ri nde -yani çal ışma ve ekonom i k ü retim a l a n ın d a- b·ireyler in büyük çoğu n l uğuna, yaş<ını l a rı ıı ı esasl ı b iç i mde etk i leyen ka rarfar ın a l ı n ması nda etki n bir rol oynama fı rsatı veri l mediği zaman ser­p i l i p gel işe.ceği n i kabu l edebi l i rm iyi z ? Bana öyle gel i yor k i , bir in­san, yaşa m ın ı n büyü k b i r bö lü ııı ü nde eks i ks iz ve deği şti r i l emeyen b i r itaat durumu nda yaşayı p, y ine de s iyasal demokrasi n i n gerek­t irdiği soru m l u seçme ve kend in i -yönetme a l ışka n l ı k lar ını edi n e­mez. Bat ı topl u m l a r ı nd a , b i reyi n i şte k i bağı m l ı l ı ğ ı n ı n baz ı bakım lardan eskiye göre daha hafif o lduğu doğrudur; b i reysel işçi; sen d i kası ve i l kel b iç imde gel işmiş ortak dan ışma kurumlar ı arac ı l ığ ıy la çal ışma koşu l l ar ı üzerinde kimi et k i lere sahip ol mak­ta; bu arada boş zamanı n önem l i ölçüde artm ı ş olması , işç i n i n kend is ine a i t şeylerde ka rar a l ma a l a n ı n ı da gen i ş l etmekted ir . Öte yandan b i rçok sanayi i ş i , modern çağda faz l a böl ü n müş ve yinelemel i hale gel m iştir; bunun sonucu nda da işçi i şvereni tarafından eski tarz otoriter denet i me tabi o lmasa bi le, ha la görevi n i yaparken muhakemes i n i , i ıııgelem i n i ve beceris i n i ku l­lanma firsat ı n ı giderek daha cız hul ı ııa ktad ı r. 1 4

Demokratik h ü kümet uygu lamasın ı etk i l eyen ve daha s ı k tartış ı l a n başka d u r u m l a r da varcl ı r. B ü y ü k servet v e gel işme eşit- · s i z l i kleri b i reyleri n top l u l uğu yönetme etki nl i k ler ine katı l m a dere­cesi n i aç ıkça etk i l emekted ir , Zengin bir i taıırı kra l l ığ ı na g i rm e kte güç l ü k çekebi l ir, ama siyas,ıl b i r part i n i n üst komiteler ine ya da bir hüküıııet kes imine göre kolay bir şek i lde girebi l i r. Ayrı ca bu zengin k iş i s iyasal yaşamda başka yol lar la e la - i l et i ş im <Haçları n ı denetleyerek, yü ksek siyaset çevreleriyle tan ış ı k l ı k kurarak, baskı kümeleri n i n ve şu ya da bu tür d,ı ı ı ış ın.ı kuru l l ar ı n ı n etki n l i k­l eri nde önem l i b ir rol oyn,ıyarak- söz <;,ı h i h i ol abi l i r. Ynbu l b i ri hu üstü n l ük lerden hiçbir i ne 5,ı l ı ip deği ld i r : n ü fuz s;ı l ı ih i i n�.ın l;ır­la i l işkis i yokluı, s iy .ı�cı l etkin l i��· · ay ı ı at .ı k çok ,ız z,111 1 ,1 1 1 1 y-ı d,ı

14 Bu sorLın!Jrla i lg i l i ola ı ak lıkz. lieorgcs l'rieıi;ıv nıı . Tlıc \ ı wtıııı ı� d \York.

i 1 3

Page 114: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

enerj i s i vard ı r ve siyasal fik i r ler ya da olgu lar la i lgi l i dört dört lük b i lg i ed i nmek i ç i n çok az fırsatı vard ı r . Ekonomik eşitsiz l i klerden kaynak lanan far k i ı l ı k lar ı eğit i mdeki far ki ı l ı k lar berki t i r . Batı demokras i l e r i n i n çoğunda, top lumun yönetic i l e r i n i n ç ı kt ığ ı s ı n ı flara sağlanan eğit im türü i le yönet i len lerden oluşan daha ka­laba! ık s ın ı fa sağl anan eğit im arası nda kesi ıı farklar vard ı r. ı s Çoğu Batı top lumundaki eğit im s i stemi , sadece yönetici l erle yöneti len­ler aras ındak i farkı pekişt irmekle kalmaz; tüm toplu lukta g�ne l eğit i m düzeyi n i yü kseltmekten ve . bun u n yu rttaş k i t les i n i n toplumun yönet im ine daha faz la katı l masına yapacağı katkıdan çok, seçk in konumlar için müstesna b i reyler in seç im in in ve gel i r veya skolastik başarı konumuna ödül verme üzeri nde durduğu sürece, genel seçk in egemenl iğ i ideoloj i s in i can l ı tutar ve besler. Sözünü ett iğ im servet ve eği t im fark l ı l ı k ları, toplumun s ın ı flara böl ünmüşlüğün ü n özel l ik ler id i r -.e sözge l im i, sosyal demokras i hükümet i l e bağdaşmaz görü len çoğun lukla i şte bu temel böl ün­müş lüktür. Bunu , sonraki bölü mde daha ayrıntıs ıyla tartışacağı m .

Seçki nc i demokrasi kuramlar ına karşı buraya deği n ortaya

15 lngiltere 'de üst sınıf ve işçi sınıfı çocuklarının tipik kariyerleri şöyle be­timlenibilir: Ust sınıfın çocukları Oxford ve Cambridge üniversitelerinde ve başlıca kamu okullarında eğiti'm görmekte, oradan da iş hayatına, siyasete, devlet memuriyetindeki yönetici sınıf arasına ya da daha eski mesleklere katılmaktadır. işçi sınıfının çocukları devlet okullarında genellikle modern orta öğretim okullarında eğitil irler ve bu okullardan çıktıklarında da, on beş yaşındayken saniyede kol işçisi olarak çalışmaya başlarlar ya da ufak tefek memurluk işlerine girerler. Bununla birlikte bunların bazıları (bugün yirmi beş yıl öncesine göre daha yüksek oranda) üniversite hazırl ık okullarına (Grammer Schools) gitmekte ve bir taşra üniversitesinde veya teknoloji kolejinde yüksek öğFetime devam ede­bilmektedir. Her. 'iki sınıftan kimi çocuklar kendileri için belirlenmiş bu yazgılardan kaçabilirler, ama böyle yapanların oranı genel görüntüyü et­kilemeyecek kadar küçüktür. ABD 'deki eğitim durumu, İngiltere ve diğer Avrupa ülkelerindekinden köktenci bir biçimde farklı olmakla birl ikte, bu değişiklik görece olarak yenidir; ABD'de tüm sınıflardaki ilgili yaŞ kümesinin çok yüksek bir oranı (yüzde doksan kadarı) on yedi yaşına kadar orta eğitim görür ve önemli bir oranı da (yüzde otuz beş kadarı) üniversiteye devam eder.

1 1 4

Page 115: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

koyduğum i t i razlar « ha l k tarafı ndan hükümet» b iç imi ndeki a l ter­natif b i r demokrasi kavrayı ş ına dayanmaktadı r; ama seçkin ler ku­ramları n ı n kendi içler i ndeki tutars ız l ı kl a rı ndan kaynaklar ın başka i t i r iz lar da vard ı r . İ l kin , seçk in ler aras ında sürek l i karşıt l ı k ve çatışma, seçk in lere mensup o lan lar ın ardı arkası kes i lnıeyen b i r dolaşım ı varsa, bu durumda herhangi b i r hükümet b iç imi n i n uzun süre var l ı ğ ı n ı sürdürüp sürdürenıeyeceği sorusu geliyor gündeme. Mannheim, 1 930' lar ın başları nda Almanya' daki duruma i l i şk in o la rak s iyasal demokras i n i n soru n l ar ı üzeri ne yazarken, demokras in i n gel işmes i n i n yönet ic i seçkinler in türdeş l iğ i nde b i r kayb ın ortaya ç ıkması anlamına geld iği n i gözlemlemiş ve şöyle dem işt i r : « Modern demokrasi , çoğun lukla daha türdeş yönetici küm.eleri o lan i l k demokrat ik (ya da demokras i -öncesi) top lum­ları n karş ı l aşt ı klar ından çok daha karmaşık karar verme sorun-lar ıy la yük lü o lmalar ı yüzünden yık ı lmaktad ı r . » 16 No,tes To­wards the Definition of Culture'da T.S. E l iot benzer b i r b iç imde, mensup l arı n ı n düzen l i o larak dolaş ım ın ı gereksi nen seçkin l er in , toplu msal sürekl i l iğ i daha önceki dönemleri n yönetic i s ı n ıflar ı n ı n yapabi ld i kleri ölçüde sağ layamadı kları n ı öne sürmüştü r. 1 7 Ne var ki her i k i yazar da bu kaynaklardan doğan teh l i ke leri abartmak­tad ı rlar. Çünkü günümüzde seçkin lerle geri kctlan halk aras ı nda öneml i sayı labi lecek miktarda b i rey dolaşım ı yoktur ve seçki n ler 16 17

Kari Manheim, Essays on the .Sociology of Culture. TS. Eliot, Notes Towards the Detiniton of Culture. Eliot. Mannheim'ın modern toplumlarda seçkinlerin daha önceki yönetici sınıfların işlevlerini gereğince yerine getirebildiği şeklindeki görüşünü, Mannheim'ın ken­disinin bu eleştiriyi zaten formüle etmiş olduğunu farekttirmeksizin eleşti rir. Gerçekte, Mannheim, modern toplumda seçkinlerin yerine dair durmuş oturmuş bir görüşe ulaşmış gibi görünmemektedir. Kimi kez seçkinler arasındaki yarışmadan yana, bu yarışmayı demokrasinin koruyu­cusu olarak gören sözler eder; bir başka bir zamanda da, aydınlardan oluşan tek bir seçkin kesimin yönetimini savunur; son olarak da hiçbir, seçkin kesimin ya da seçkinler kümesinin, varolan biİ' üst sınıfla birleşerek bir yönetici sınıf özell iğini elde etmedikçe ve kal ıtımsal ve mülk sahibi bir küme haline gelmedikçe, siyasal istikrarı sağlayamayacağını öne sürer. Mannheim'ın tutarlı olarak dışladığı tek kavram sınıfsız . eşitçi bir toplum kavramıdır.

1 1 5

Page 116: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

kura l olarak b irb i rl eriy le ciddi b ir çatışmaya g i r i şmiş değ i ld i rler. Batı toplum lar ını n bugünkü durumunu tart ı ş ı rken Aron'un söyle­d iği g ib i : «Yönet ic i seçk in ler in yap ıs ı giderek değiş iyor olab i l i r; seçki n ler in i ç i ndeki çeş itl i kümeler in görece önemi deği ş iyor o la­b i l i r, ama b i r top lum, ancak bu kümeler aras ı nda gerçek b i r i şb i r­l iği oJcluğu sürece varl ığı n ı sürdürebi l i r ve ge l i şebi l i r. Seçk in ler arasında şu ya da bu b iç imde özsel konu lar hakkı nda görüş ve eylem b i rl iği n i n bu lunması gerekmekted i r . 1 8 Gerçekte bu görüş ve eylem bir l iğ i -ve E l iot'un arzu ladığ ı topl umsa l kes intisi z l i k­Batı top lumlar ında seçk in ler in top lumun üst s ın ıf ından gelmeleri ve seçkin ler kuramın ı n kend is in i n ideoloj i k desteğiyle gen iş ölçüde sağ lanmışt ır . « Doğu m saatleri nden it ibaren k im i ler in i n bağım l ı ol mak, k_i m i leri n i n d e komuta etmek üzere seç i l mi ş olduklar ı » 1 ' 1 ha la doğrudur. Batı top lumları nda seçki n ler genelde s ın ı f ayrım ları n ın o luşturduğu büyük enge l i n b i r yan ın da durmak­tad ı rlar; böylel ik le de, d i kkat im iz i seçk in ler arası ndaki yarışma üzerinde toplar ve s ın ıflar arası ndaki çat ışmaları ve seçk in lerin çeşit l i topl u msal sı n ıfl a ra bağ lanma b i ç im ler i n i i ncelemeyi başaramazsak, tümüyle yan ı l t ıc ı b i r s i yasa l yaşam görüşü yaratı l m ış o lur.

Demokrasi n i n , esas olarak ve sadece b i rb i r lerin i n kudret i n i dengeleyen ve s ın ı r layan seçk in ler aras ındaki yarışmayla korun­duğu ve sürdürü ld üğü görüşü, çağ ım ız ın s iyasa l m itlerinden b i rid i r. Bu tezden yana olan seç k in kuramc ı lar ın ı n savlar ına baktığımız zaman, bu sav ın değ iş ik evrelerinde b i r seçk in ler çok­l uğu kavramından tamamen fark l ı , b i r gön ü l l ü b i rl i kler çokluğu kavramına kaymaktan kaynaklanan bir i kinc i tutars ız l ı k bu luruz. Sözge l i ş i Mosca, demokrati k bir s i stemde b i rçok farkl ı « top lumsal gücün» (seçk in ler deği l ) s iyasal yaşamda yer a lması ve başka toplumsal güçler i n, özel l i kle de bürokras i n i n i ktidarın ı s ın ı rla­malar ı · olas ı l ığ ından söz etmişt ir . Ayn ı şek i lde, Aron, çoğu lcu 1 8 Raymond Aron, "Social Structure and the Ruling Class", British Journal

of Sociology, I (2), s. 129. 19 Aristotle, Politics

1 1 6 .

Page 117: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

demokrasi l erde iktid<ır ın y;:ıyg ın laştırı l nıas ı n ın önem i ı ı i ı srar l a öne sürerken, ya ln ızca ayı rtetnı iş olduğu bel l i baş l ı seçk in lere seslep­mez, bu topluni larda bu l un;:ın ve yönetic i ler in i ktidarları na s ın ı r koyan çok çeş i t l i mesleki ve siydsal kuru luş lardan söz eder. Etki l i demokrasi n i n yaşamsal b i r koşu l u olarak ge l i ş ip serp i len gönü l l ü b i rl i k ler in bu biçi mde savnul ması, seçk in kuraml arı na destek sağ lamaz. Çünkü etk in yerel yönetim in , mesleki b i r l i kleri n ve d iğer gönü l l ü ya da özerk kuru luşL:ırı n önemine böyles i ne ağı r l ı k veri ld iğ i nde öne sürülen, bu kuru l uş lar ın s iyasa l i ktidar iç in öneml i savaş ımlara g i rmiş seçki ı ı ler o lduğu iç in deği l , bun lar ı n s ı radan erkekler ve kad ın lar iç in kend i kendi ler ini yönetme i ş in i öğren meler i ve uygu lama l ar ı i ç i n b i rçok fı rsat ve o lanak sağladığ ıd ır . Bun la.r ha lk tarafından yönetim i n büyü k, karmaşık b i r top l umda daha gerçek ve pratik k ı l ı nd ığ ı araç lard ı r .

Bu yol böylel ik le biz i ayrıca daha önce d i le geti ri lm i ş olan b i r görüşe, demokratik b i r hükümet s istemi n i n korunması n ı n ve özel­l i kle gel i şmesi ve i l erlemes in in , esas o larak faa l iyetleri s ı radan yurttaşları n gözet im ve deneti m inden çok uzaktaki a lan larda süren küçü k seçkin kümeleri aras ında yarışman ın özend i r i lmesine değ i l , tüm yurttaşları n o lmasa b i le, yurttaş ları n ı n büyü k bir çoğun­l uğu nun b i reysel yaşamları n ı - i ş yeri nde, yerel top lu l ukta ve u l usun içi nde- hayati b iç imde etk i leyen top lumsal kon u lar la i lgi l i kararlara katı lab i ld iğ i · ve seçk in lerle yığı n lar arası ndaki ayrım ı n olası en a z d üzeyde ind i rgendiğ i koşu l la r ın yaratı l ması ve yerleşt i ri l mesine bağ l ı o lduğu görüşüne götürür. Böylesi b i r görüş i l kin , kendi kend in i yönetme uygu laması n ı n kapsamın ı gen iş lete­cekse fırsat lar ın, özel l i k le karş ı l aştı k lar ı tüm güçl üklere karş ı ıı , Yu­goslavya' da işç i konseyleri ve Hi ndistan'da cemaat kal k ınma pro­je leri g ibi bazı modern deney imler in c idd i b iç imde değer­lend i r i lmeyi h ak ett ikleri a landa, b i l hassa da ekonomik ü retim a lan ı nda y ı lnıaksız ı ıı araşt ı r ı l ması gerektiği n i ; i kinc i o larak da, temelde toplumsal s ın ı f fark l ı l ı k lar ından doğan ve bu bir l i kleri n görev l i olarak üst s ı n ıf ve orta s ı ıı ı f b i reylerin egemen l iğiyle göze çarpan gön ü l l ü b i rl i klerin yönetim i ne tanı katı l ı m konusunda, en­gel leri n bir şeki lde üstesinden gelinmesi gerektiğ in i iç lemlenıek­ted ir .

1 1 7

Page 118: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

-V l l-

EŞİTLİK Mİ SEÇKİNLER Mİ?

Demokras i n i n en yer leş i k an lam lar ı ndan b i r i , insan lar aras ı nda önem l i ö lçüde eş�tl i k o lması gerektiği n i iç lemler; bu hem bir top lumun mensubu o lan tüm yetişki n ler in toplum yaşamı n ı n öneml i yön l er in i bel i rleyen kararlar üzerinde olabi ld iğince eşit b ir etkiye sah i p o lmaları gerektiği an lamı ndad ı r, hem de servet, topl umsal mertebe veya eğit im ve bi lgiye erişmedeki eşitsiz l i k­leri n, top lumsa l yaşam ın çeşit l i a lan lar ından herhangi bir i nde, bazı i nsan k ü nıe ler i n i ı ı d iğer ler ine devam l ı o larak boyu n eğmes iy le son uç lanacak ya da siyasal hak lar ı n fi i len ku l l an ılması nda büyük eşitsiz l i k yaratacak kadar büyük ol­maması an lam ı nda böyled ir . Eşit l iğ in savunucu ları , hiçbir zaman bi reyleri n fizi k, akı l ve karakter bak ımından birbir lerin in tıpat ıp ayn ıs ı o lduk ları ya d a eşit o ldukları gibi apta lca ·bir şeyi idd ia et­m i ş değ i l d i r l er. G örüŞ ler i n i b i rçok başka düşünceye dayand ırmış lard ı r ve bu n lar arası nda üçünün öze l l i kle ayrı b ir önemi vard ı r . İ l k i , tüm bi reysel öze l l i k lerine karş ın i nsanlar ın bazı özsel yön leri nden şaşırtıcı ölçüde birb irleri ne benzer olduklarıd ı r : i nsanlar ın · benzer fiziksel, duygusal ve düşüncel g�reksin im leri vard ı r . Bir beslenme b i l im in i n, bu b i l im kadar sağın olmasa da, bir z i h i nsel sağ l ı k ve tedavi b i l im leriyle çocuk eğit im b i l im in in ola­b i lmesi n i n nedeni budur . Dahası , b ireyleri n . n i te l i k ler indeki çeşitl i l i k a lanı görece aard ı r ve bu alanın ortal arında bir yığış ım vardır . Eğer bu böyle ol masaydı -eğer insanlar aras ında fark l ı l ı k derece meseles i değ i l de türsel o lsaydı gerçekten ; eğer bir uçta ya­ban ı l hayvanlar, d iğer uçta da melek ya da tanr ı benzeri var l ı klar o lsayd ı- o zaman eşits iz l i k davas ı n ı n olgusal dayanakları ndan b i r i ortadan kalkard ı .

1 1 8

Page 119: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

İ k inc i nokta1 i nsan lar aras ı ndaki b i�eysel fark l ı l ı klar ın ve oııfar aras ı ndaki top lunısal ayrı nıları ıı i k i ayrı şey olduğudur. Bu önem­l i ayr ım ı Rousseau çok uzun zaman önce yapnı ıştı r : « Ben i nsan türü aras ında ik i tür eşitsiz l i k olduğunu düşü nüyorunı ; b i ri nc i s i ne doğal ya da fizi ksel eşits iz l i k diyorum, çünkü bu eşitsi z l i k doğ,a tarafı ndan bel i rlenmekte ve yaş, sağl ık, bedensel güç ve z ih in ya ela r uh n i tel i k ler i n i n fark l ı l ığ ından meydana gel mekted i r . Diğeriyse, ah lak i ya da siyasa l eşits iz l i k d iye ad land ı rı l ab i l i r, çünkü b i r tür uylaş ıma dayanmaktad ı r; i nsan ları n r ızasıyla bel i r­lenmiş ya da e n az ı ndan onaylanmışt ır . Bu i ki nc i s i , bazı i nsan­lar ı ıı başka lar ı n ı n zarar ı na o larak yarar la ııd ı k la r ı far ki ı ayrıca l ı k lardan oluşur; daha zeng in, daha saygın , daha güçlü, hat­ta zorl a başka lar ına boyun eğd i rtecek durumda olmak gib i ayrıca l ı k lar ." 1 Modern çağlara değ in varolan toplumları n çoğun-. da .bu i ki tür eş itsiz l iğ in nereye kadar uygu n luk iç i nde olduğunu kesi n b i r d i l le söyleyeb i lmemiz i ıı olanağı yoktur. Seçki n ler i n dolaş ımı kuramı n ı n amacı, k ısmen bun lar ın uygun luk iç inde olduklar ın ı , her topl u mda en yetenekl i b ireyleri n seçki n ler in aras ına g i rmeyi ya da zaman la öne ç ıkacak yeni bir seçk in kesi m ol uşturmakta başarı l ı o lduğunu öne sür.mektir . Ama .daha önce görmüş o lduğumuz g ib i , bu tezi desteklemek iç in ü reti len tar ihsel del i l ler çok yeters izdir ve (genel o larak toplumsal hareketl i l iğ in çok büyük ölçekte o lduğu qüşünü len) modern top lumlarda topla­nan çok sayıda del i l de bunu doğru lamaktad ır . Toplumdaki baş l ıca eşits izl ik ler, esas olarak toplumun ürünleri olup, mü lkiyet ve ka l ı t ım, s iyasal ve askeri i kt idar kurumlar ı nca yarat ı l ı p sürdürü l mekte v e h içb i r zaman önde gelen b i reyler in h ı rs lar ına tümüyle d i renmese b i l e bel l i i nançlar ve öğreti lerle desteklen­mekted i r.

Bu düşü nceler b iz i b i r üçüncül noktaya, eşit l i kç i görüşler in karakteri ne i l işk in olarak bel i rtmem gereken bir üçüncü konuya get ir i r . Eğer ne eşits i z l i k, ne de eşi t l i k i nsan lar ın basitçe kabu l et-1 J.J. Rousseau, A Dissertation on the Origin and Foundation of the In­

equality of Mankind (Everymann Edition), s. 160.

1 1 9

Page 120: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

mek zoruı.ıda o ldukL:ı rı doğa l b i r fenomen deği l se, b i ri n i n ya ela d i ğeri n i n savunnıası türniiy le gerçek olgu lara dcıyanan b i l i msel b i r icld i ,ı ı ı ı n sunuııı undcın değ i l , ah laki ve top lumsal b i r idea l i ı1 for­mü l leşt irinı i nden ibarett ir . Eşit l iğ i seçebil ir iz ve böyle yaparken idea l i n uygu l anab i l i r l iğ ine ve onu e lde etniek iç in e lveri ş l i araçlar la i lg i l i gerçeklere d i kkat etmem i z gerekmekle b i r l i kte, seçnı imiz i n i ha i olarak hakl ı l ayan bizzat onun zcıten öyle ol ması gerçeği değ i l , anıa eşit l iğ i elde etmek iç in uğraşman ın daha imre­n i l ecek b ir top l um yaratabi leceği şek l i ndeki mcıntı ksal b i r idd i ­ad ı r . «B iz» ter im in i ku l l an ı rken, özel l ik le kastett iğ im yirm i nc i yüzyı l ın top lum ları nda yaşcıyan i nsan lard ı r; çü nkü daha önceki çağlardan herhangi b iri nde, ekonom ik yaşam ı n güvences iz l iğ i , etk i l i i leti ş im araç ları n ın yok luğu, eğitim in yeters iz l iğ i ve top lum­sal yapıyla b i reyler in karakterlerine i l i şk in b i lg i yoksu l l uğu göz önüne a l ı nd ığı nda, isti krarl ı ve süreğen b i r eş i t l i kç i top lum biç i­mini pratik o larak kavram laştı rmak çok zordu . İnsan lara i lk kez olarak top lumsal yaşamı istekler ine göre b iç i mlendirme ol anağı ve araçlar ın ı sunma bak ımından yirm inci yüzyı l ı n benzeri yoktur; bu neden le de, hem umut veric id i r, hem de korkutucu .

Amacım, burada eşitl i k i ç in b i r ah lak i savunm;,ı yapmak değ i l , 2 daha çok eş i tl iği sağlamak yolu ndaki çabaları engel leyen toplum­sal ve s iyasal sorun ları , ayrıca da, ah laki i t i raz lar d ı ş ında, seçk in kuramcı l arı n ın ortaya koyduklar ı eleşt iri ler i ele almaktır. Gerek modern dünyada d iğerlerin i nk i nden daha yaygı n kabul gören b i r eş i t l i k idea l i sunduğu, gerekse seçk in kuramları n ı n ortaya ç ı kışı nda, bu kuramların kend is ine karş ı t l ığ ı nedeniyle baş l ıca kaynak ol ması neden iyle, Marx' ı n öngördüğü ve arzu lad ığ ı sosya l ist top lum iç in b i r tas lak hazır lamadığ ın ı b i l i r;.1 ne var k i ,

2

3 Bu R.H. Tawney ' in Equality 'sinde çok güzel yapı lmaktadır .

Şaşırtıcıdır ki , bu durum bir bi lgelik işareti olarak sayılama yerine, sınıflı toplumların kısıtlamaları için bile kendini gösteren, bu kısıtlamalar kaldırıldığında çok daha kolaylıkla etkin kıl ınabilecek insanın yaratıcı ka­pasitelerine olan bir derin inanç olarak sayılma yerine, çoğunlukla Marx'a karşı kul lanı l ı r .

1 20

Page 121: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

gelecekteki sosya l ist top luma gönderme yapan yaz ı lar ı ndan, genel ç izg i ler iy le onun ayırded ic i öze l l i k ler i o lara k neler i gördüğü apaç ı k ortadadır . Marx' ı n s ı n ıfs ız toplum taslağı, ah laki , toplumbi l i msel ve tarih i ögeleri bi rleşt i r i r . Ahlak i yön, en kap­sam l ı o larak i l k yaz ı l ar ı ndan baz ı l ar ı nda, özel l i k le de Economic and Philosophical Manuscripts of 1 844 ( 1 844 Ekonomi ve Felsefe Yaz ı lar ı )nda iş lennıekted i r,4 ama sonraki yaz ı ları nda da b i r yana b ı rakı lm ış değ i ld i r .5 Bu yönüyle s ın ıfs ız b i r top lum in­sanlar ın bi reysel yazgı lar ı üzerinde daha fazla ve eşit b i r deneti m sahib i o lacaklar ı ; devlet ve bürokrasi, sermaye ve teknoloj i g ib i kendi yaratı ların ın zorba l ığı ndan kurtu lacaklar ı ; ed in ic i ol maktan çok ü retic i olacaklar ı ; başka i nsa n lar la yarışma durumundaki an­tagonizm ve sertli k yer ine, onlarla toplumsal işbir l iği i ç i nde hoşnutluk ve destek bulacağı bir topl um olarak tan ım lanmaktad ı r . Marx bu toplum durumunu elde etme olası l ığ ın ı hep ayn ı iyim­ser l i kte d i le geti rmemi şt ir6 ama bunu ideal saymaktan da h içbir zaman vazgeçmemişt i r . B i rey iç in kend i kend i n i bel i r leme. koşu lunu oluşturacak olana i l işk in görüşünü, çeş i t l i b iç imlerde i fade etmiştir . İ lk in b irey, s ın ıfı ya da mesleği tarafı ndan bel i rlen­meden özgürleşt ir i l mel id i r ; Marx ' ın Alman İdeolojisi'nde yazd ığı g ib i : « . . . b i r s ın ıfa a i t b i reyleri n g i rd iğ i ve b i r üçüncü tarafa karşı ortak ç ı karlarıy la bel i r lenen komüna l i l i şk i , sadece s ın ı flar ın ı n varo luş koşul ları i ç i nde yaşad ık ları sürece b u bireyler in. ya l n ızca 4 5

6

Bkz . T.B. Bottomore (der.), Kari Marx: Early Writings.

Sözgelişi , şu konulardaki tartı şmalara bkz . Capital. 1 . c i lt 'de, iş bölümünün zararlı etkilerini altetme araçları; Capital 3, ci ltte insan özgür­lüğünün koşulları, The Civil War in France (Fransa 'da lç Savaş)'da, sahici demokratik özyönetim kurumları açısından Paris Komününe övgü­leri ve Critique of the Gotha Programıne (Gotha Programının Eleştirisi)'nde, Almanya Sosyalist lşçi Partisi programı üzerine yorum­ları.

Sözgelişi, Capital, III. Cilt'deki insan özgürlüğü üzerine olan bölümde, Marx ekonomik üretim alanının «herhangi bir olası üretim kipinin buyruğundaki» bir zorunluluk alanı olduğunu bildirir . «Özgürlük alanı ancak gereksinim ve dışsal amacın belirlediği emek ortadan kalktığında başlar; bu yüzden doğası gereği gerçek maddi üretim alanı dışındadır .»

1 21

Page 122: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

ortal ama bireyler olarak mensup oldukları b i r top lu luktu . B i reyler olarak değ i l , b ir s ı n ıfın üyeleri o larak katı ld ık ları b i r i l işkiyd i . Ama kendi leri n i n ve · toplunıun d iğer mensupları n ı n varoluş koşu l l arı üzer i nde denetim leri n i kuran devrimci proleterler top lu luğunda durum tam ters id i r ; b i reyler bi rey ol arak katı l ı r lar . İşte b i reyleri n (kuşkusuz modern üret im güç ler in gel işki n l i k düzeyi gözönüne a l ı nd ığı nda) bu b i r leşmesid i r k i , tek tek i nsan lar ın özgür ge l işme ve etk in l i k koşu l lar ın ı ; eskiden şansa bırakı l m ış ve ayrı ayrı bi reylere k�rşı bağımsız bir varl ı k kazanmış koşu l ları kend i dene­t imler i a l t ına a lma ları n ı sağlar. » İ k i nc i olarak, bi rey uzak, eri ş i le­meyen ve sorumsuz bir hükü meti n egemenl iği nden kurtarı lma l ı ve genel top lumsal önedmedi konu lar ın kararlaştı r ı lmas ına olabi l ­d iği nce eks i ks iz b iç i mde katı lma l ıyd ı . Marx, bu tür katı l ı m ı n prat i k b i r örneği olarak genel oyla seç i l i p, k ısa sürede geri a l ı nabi.len ve sorum lu luk taşıyan beled iye encümeni üyeler in in hükü met iş lev leri n i üstlend iği ve Komün üyelerin inki nden aşağıya doğru tüm kamu görevleri n i n işçilerin aldığı ücretlerle yap ı ld ığı Paris Komününü göster ir .

Marx' ı n kavrayış ındaki topl umbi l imsel öge, onun eşitsiz l i k i l kesi n i n top lumsal s ı n ı f kurum ları nda -üret im araç lar ın ın sah ip­leri i l e sahip o lmayan lar arası ndaki ayrım- ve daha özsel o larak da top lumdaki iş bölümünde, öze l l i k le kol gücü ve kafa gücü aras ı ndaki böl ünmede c is im leşt iği savında bu lunmaktad ır . Bu sav, eşit l iğ in iş bölümünün ortadan kald ı r ı lmasıyla elde ed i lebi leceği şekl i ndeki görüş le devam eder. Marx, hep bu iş bölümünün kald ı rı l ması koşu lunun a l t ı n ı ç izm işt ir . Alman İdeolojisi ' nde bunu b i r ö lçüde romant ik b i r b iç i mde d i l e get irmişt_i r : « . . . işbölümü başlar başlamaz her i nsan zorla yüklenmiş ve ondan kaçamayacağı bel l i , özgül bir etk i n l i k a lan ına sah ip o lur. B i r avc ıd ı r, b i r bal ı kç ı ,. b i r çoban ya da eleşti re l e leştirmend i r7 ve yaşamak iç in gerekl i araçlar ı n ı yit i rmek istemiyorsa öyle kal mak

7 Marx burada, değiştirilmiş Hegel felsefesini «eleştirel eleştiri» diye ad­landırılan Genç Hegelcilere gönderme yapmaktadır (biraz da dokundur­maktadır).

1 22

Page 123: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

zorundad ı r ; buna karşı l ı k kimsenin ayrı b i r etki n l i k a lan ı bulun­mayan, ama herkes in isted iği dalda beceri l i olabi leceği komünist toplumda, genel olarak üretim toplum tarafı ndan düzen len i r ve böylel i k le bugün bir şey, yarı nsa başka b i r şey yapmamı , asla b i r avcı ; bal ı kçı çoban ya da eleştirmen o lmaksız ın , sabah ley in avlanmamı, öğleden sonra ba l ık tutmamı , akşam s ığ ı r yetişti rme­mi , akşam yemeği nden sonra eği l im ime göre eleştiri yapmamı mümkün k ı l an> ; ama daha sonra Kapital' i n i lk c i ld i nde, ayn ı fikri daha gerçekçi biç imde ifade eder: « . . . bugünün ayrı nt ı i şç is i , s ın ı r l ı b i reyi, bel l i bi r toplumsal iş lev in önemsiz taşıyıc ıs ı , yeri n i tamamıyla gel i şmiş, yer ine get irdiği değiş ik top lumsal iş levler onun için yal n ızca birçok alternatif etki n l i k b iç imi olan b i reye b ı rakacakt ı r . Daha ş imd iden bu devrim i gerçekleşti rmeye doğru kend i l iğ inden atı lan bir ad ım, işç i çocuklar ı n ın teknoloj i ve çeşit l i emek uygulamaları prat ik olarak yapma eğiti m i a ld ıkları tekn i k ve tarım oku l l arı n ı n ve ecoles d'enseignement professionel' in kuru l ­masıd ır . . . İşç i s ın ıfı i kt idara geldiğinde . . . kuramsal o l sun , prat ik o l ­sun , tekn ik öğret imin i şç i s ın ıfı oku l lar ında uygun yeri n i a lacağına kuşku olamaz. Demek k i Marx, s ı n ıflar fikrine karşı olduğu kadar, iş levsel seçkin ler -sadece l iyakat esasına göre toparlanmış seçkin­ler- f ikr ine de karşıd ı r . İş böl ü mü, heps in i n üstünde de düşünen ve tasarlayan i le yal n ızca gerekl i kol emeğ in i ku l lanan arası ndaki ayrım, s ın ı f sistemin i sürekl i o larak yeniden yarat ı r ve b i reyi ken­di iç in seçmediği ve tüm yeti leri n i gel iştirme araç lar ına u laşama­yacağı bir yaşam a lan ına tıkar.

Bu kavramdaki tar ihsel ögenin iki yön ü vard ır . İ l ki n Marx bir tari hsel şema sunmaktad ı r ki bu şema, esas olarak Batı uygarl ığ ı a lan ı nda uygulanabi l ir l iğe s�h ip o lup, bu uygarl ı kta egemen l i k ve köle l ik -efendi i le köle, feodal bey i le serf, sanayi kapital isti i le işçi- b iç imleri, i nsan ı ı-i b i r b i rey olarak n i te l ik leri ve top lumsal b i r kategori n i n üyesi olarak n i te l i kleri arası ndaki karş ıt l ığı n g iderek daha faz l a ayı rted i ld iğ i bir d iz i o luşturmaktad ı r. « • • . tarihsel gel işme sürec inde . . . b irey in k işisel yaşamı i le bir emek dal ı ve ona ait koşu llarca bel i rlenen yaşamı arasında bir farkl ı l ı k ortaya

1 23

Page 124: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

ç ı kar. . . Estate' ler sisteminde (aşiretlerde daha ela faz la) bu hala sakl ıd ı r : örneğin bir soylu hep b i r soyl udur, s ı rcıdan bir i başka i l işki leri söz konusu olmaksız ı n hep sı rcıdan bir id i r; b i reysel l iğ in­den ayrı lamaz b i r n itel i kt ir bu. Kişisel bi rey i l e s ın ıfsal b i rey aras ı ndaki ayr ım, b i rey i ç i n yaşam koşu l lar ı n ı n rast lant ısa l mah iyet i , kend is i b.urjuvaz in in b i r ürünü olan s ı n ıfı n ortaya ç ıkış ıy la görü nür hale gel i r ancak . . .' B i reysel proleteri n k i ş i l iği i le ona dayatı l an yaşam koşulu yan i emeği arası ndaki çel işki göz­leri n i n önüne seri l i r, çünkü genç l iği nden başl ayarak kurban ed i l ­mişt ir ve onu başka bir s ın ıfa yerleşti recek koşu lları kendi s ı n ıfı iç inde başarma fı rsatı h iç olmaz . » (Alman İdeolojisi). Bu d iz iye Marx b i r terim i daha i l ave etmişt ir : Geleceğin s ın ıfs ız toplumu . . Bu toplumda, b ireyi n kiş isel n i te l i k leriyle toplumsal yaşam koşu lları arası nd a artı k keskin b ir karşıt l ı k olmayacaktı r; her b i rey yeti ler in i sonuna kadar gel iştirebi lecek ve sadece maddi varo luş araç lar ın ı üretmek zorunda kal an ve ö lümlü o lan doğal b ir varl ı k o lma s ı n ı rl ı l ığ ın ı yaşayacaktır.

İkinc i o larak Marx s ın ıfsız topl umu ancak kapita l i zmin eks ik­s iz gel i ş imine u l aştığı tari hsel anda düşünü lebi lecek ve gerçek­leşti r i lecek b i r top lum biç imi olarak görmektedi r. Çü nkü kapita­l i zmin doğruğuna u laşması i l k kez olarak kend i iç inde daha fazla toplumsal ayr ı ş ım ögeleri ihtiva etmeyen bağ ım l ı b i r s ın ı f -pro­leterya- ol uşturur. Proleterya kapita l i st endüstri sah i p leri n i n m ü l kiyetleri kamu laştı r ı l arak özgü rleşti r i l d iğ i nde, kend i türdeş l iğ in i ve dayan ışmas ın ı d i le getirerek yeni top lumsal ku­rumlar ı yaratacak ve topl u mda yen i ayrıca l ı k l ı küme leri n oluşumunu önleyecektir . Modern eşitl i k taraftar lar ından çok azı Marx' ı n ah laki s ı n ıfs ız top lum idea l iyle görüş ayrı l ığ ına düşer; ama Marx' ı n bu s ı n ı fs ız topl umun ortaya ç ı kı ş tarz ı n ı aç ık lay ış ında ve öze l l i kleri n i tan ı mlamada geti rd iği toplumbi l im­sel ve tarihsel argümanlardan baz ı l arı n ı sorgu l arlar. S ı n ı fs ız top lumun ortodoks Marksist yorumuna (son yı l larda değişmekte­d i r ama) daha d a fazl a it iraz ederler. Ortodoks Marksist yorum, s ı n ı fs ı z top l u m kavram ın ı neredeyse h i ç özel endüstr iyel

1 24

Page 125: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

nıü lk iyeti n bu lunmadığı b i r durumunu bet inı leyelen tekn i k b i r an­lat ıma i nclgi rgenı iştir. Marx' ı n kend i aç ıklamas ına yöne l i k başl ıca i t i raz, onun s ın ıfsız bir top luma -sah ic i eşitl i k ve özgürlüğe­u l aşmayı b i r an l ı k b i r mese le o larak görü ntü lemekte o lmas ı ndand ı r : B i r an i nsan lar benc i l , ç ı karcı, dev i ngen l iğ i çatışmaya dayanan kap ita l i st dünyada yaşamaktad ır lar; b i r sonra­k i anda, tari h-öncesi sona erer ve insan lar s ın ı fs ız b i r top lumun yeni kurumlar ın ı yaratmaya giri şi rl er. B u Marx'a biraz haksı z l ı kt ır, çünkü o kapital izm i le sosyal i zm arası nda -o uğursuz « proleterya d i ktatörl ü ğ ü » dey i m iy le beti m lenen- b i r geç iş dönemi ve « komün ist top lumun yü ksek evre ler ine» doğru ge l i şme aşama ları n ı (Gotha Programının Eleştirisi) hesaba katm ıştı r. Ama Marx' ı n bir an olsun bel l i koşu l lar alt ında kapita l i zmi iz leyen topl umda yeni toplumsal ayr ış ıml arı ve yen i bir yönetic i s ı nı fı n or­taya ç ı kabi leceğ in i düşün memiş o lması an lamı nda, bu i t i raz pek haksız da sayı l maz; örneğin b izzat proleteryan ın kolayca b i r par­ti n i n zorbal ığ ına dönen di ktatörlüğünden kaynaklanan ayr ış ım gib i . B u seçk in kuramcı l ar ın ı n, öze l l i k le de Michels' i nB başarıyla sald ırdı klar ı zayıf bir noktasıdır. Marksi.st öğretin i n ; seçk in ku­ramcı lar ı n ı n eleşti ri l er ine, Sta l i n' i n yöneti m indeki SSCB i le Doğu Avrupa ü l ke ler i nde yaşanan lar yen iden i nand ı r ı c ı l ı k kazand ı rm ıştır . Böylel i kle Raymond Aron s ın ıfs ız toplumu ş u söz­lerle betim leyebi lmekted i r : "Bununla b i rl i kte, böylesi b i r toplum­da hala pratikte endüstriyel i ş letmeleri yöneten, orduya komuta eden, u l usal kaynaklar ın tasarruf ve yatı r ıma tahsis ed i l ec�k olan­lar ın ı kararlaştı ran ve ücret skala ları n ı saptayan az sayıda i nsan vard ır . Bu az ın l ığ ın i kt idarı , demokrati k bir topl umdaki siyasal yö­net ic i lerden daha s ın ı rs ızdır; z i ra hem siyasal hem de ekonomi k i ktidar onlar ın e l leri nde toplanmışt ı r . . . S iyaset adamlar ı , send ika önderleri , kamu görev l i leri , genera l ler ve yönetici ler, hepsi b i r partiye mensupturlar ve otoriter b i r kuruluşun parçasıd ı rlar. Ken­di aralarında birleşmiş olan seçkin lerin m utlak ve s ını r tan ı maz ik­t idarı vard ı r . Tüm ara kuru l uşlar, tüm b i reysel kümeleni m ter, özel-

8-Bk��z�İiikle, Political Parties, Kısım VI, Bl, 2.

1 25

Page 126: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

l i kle de meslek kümeleri gerçekte seçki n leri n delegeleri nce ya da terc ih ine göre, Devlet temsi lc i ler ince denetlenmekted i r . . . . S ı ı'ı ı fs ız b i r toplum halk yığı n ı n ı seçk in lere karşı herhangi b i r olası savun­ma aracı ndan yoksun b ı rak ı r . »9

Aron daha sonra bu değerlendi rmeye yönelt i len b i r i t iraz ı , yan i s ın ıfs ız bir top lum fi kr iyle Sovyet topl umunun az çök kusursuz bir görüntüsünün b i rb i ri ne karıştı r ı ld ığı görüşünü ele a l ı r ve şunu kabul eder: « teoride değişi k b ir s ı n ıfs ız toplum t ip i mümkündür. Ne var k i , ş imd i k i koşu l larda başka s ın ıfsız top lum tipleri kesin l i kle ol anaksızd ı r. İ ktidar tekel i n i n devleti denetleyen b i r küme i nsan ın e l i nde olmas ı n ı ön lemek iç in , çok sayıda i kt idar merkezlerin i yen iden kurmak gerek l id i r ; çeş i t l i iş letmeler veya tröstler, merkezi devlet yer ine onlarda çal ı şanlar ın , yerel veya sendika toplu luklar ı n ı n mülk iyeti ha l i ne gel mel id i r . Psikoloj i k ve tekn ik nedenlerle, günümüzde . böylesi b i r desentra l i zasyon gerçekleşemez. Ayrıca i ktidardaki seçk in ler in bir tür d insel ve

,as.keri mezhep oluşturmayab i leceğj, demokrati k b i r parti şekl i nde örgütleneb i leceği de düşünül-ebi l i r . Ne var k i burada da, teoride mümkün olan fi k ir prati kte kes i n l ikle olanaks ızd ı r . . . Dahası da, i k­t idardaki seçk in lerce korunan i deoloj i k tekel bana öyle gel iyor k i , böylesi b i r rej im in doğasında o lan b i r gereks i n i me denk düşmek­ted i r . . . K ısacası , seçki nler in b i r leşmesi tüm ekonom i k ve siyasal i ktidarın onun e l leri nde toplanması ndan ayrı lam az ve bu topla­man ı n kend isi de baştanbaşa kol lektifleşti r i lm i ş b i r ekonomik p lan lamadan ayrı l amaz . » ı o

Bu it iraz ları göğüslemek ve eşitçi b i r top lum ideal i n i daha kab­u l edi lebi l i r b i r şeki lde formü le etmek mümkün müdür? Önce Aron'un beti m lediği b iç imiyle SSCB'deki s ın ı fs ız top lum i le C.Wright Mi l l s' i n ABD'de gel işmekte olarak görüntü led iği y ığ ın toplumu aras ı ndaki bazı öneml i benzerl iklere i şaret edel i m M i l l­s ' in demokratik b i r «kamular top lumu» i l e karş ıt laşt ı rd ığı b i r kitle toplununda: ( 1 ) Kanaat ifade eden i nsan say ıs ı , kanaatlerin al ıc ıs ı 9 Agm . . British Journal of Sociology, I (2), s. 131 . 10 Aynı yerde, s . 131-2.

1 26

Page 127: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

olan lardan çok çok azd ı r ; çünkü kamu l ar top lu l uğu soyut b ir kit le i letişi m araçlarından etki lenen b i reyler topl untusu ha l ine gelmek­ted i r. (2) Egemen i letiş im süreç leri öyles ine örgütl üdür k i , bireyi n ald ığı i leti ş im süreçleri ve bel l i b i r etki yaratacak şeki lde yan ı t vermesi çok zor, hatta o lanaksızd ı r. (3) Kanaatin eylemle gerçek­leşti r i lmesi, böylesi eylem kanal ları denetleyen ve örgütleyen yetki l i lerce denet im a l t ı nda tutu l u r . (4) K i t len i n kuru m l ar karşısı nda özerkliği yoktur ; ters ine yetki l i kurum lar ın ajan ları bu kit leye nüfuz ederek, kanaati n tartı şmayla oluşumunda söz konusu olabi lecek özerkl iği en aza ind i rgerler . » ı ı Gerek s ı n ıfs ız toplum, gerekse k i t le topl umunun en öneml i yapısal özel l i kleri aras ında aracı kuru l uşlar ı n -b i reyi n faa l iyetleri nde etk in b ir sözü olabi lecek kadar küçük gön ü l l ü derneklerin- çoküşü · ya da yok o luşu ve hert ip kuru l uşta önderler i l e y ığ ı n l a r a rası ndaki mesafenin art ış ı bu lunmaktadır . Bu karakteristi kler, Sovyet t ipi top lumlarda, dernek kurmaya siyasal veya yasal b ir engel bu lun­mayan ve büyük kuru luş lar arasında yurttaş lar ın bağl ı l ı ğ ın ı kazan­mak iç in gizl i olduğu kadar açı k b i r yarı şman ın da hükü m sürdüğü Batı l ı ü l kelerdeki nden çok daha bel i rg indir; ama daha genel amaç lar tarafı ndan ü reti len ortak öze l l i kler de vard ı r ve bu genel amaçlar aras ı nda, kuru l uş la r ın boyut lar ı nda (üreti m , i let iş im, vb. de) teknoloj i k i l erlemen i n neden olduğu büyüme, devlet i n hangi türden o lu rsa o l sun , büyü k ö lçüde savaş malzemeler in in yığınsal ü reti m in in neden olduğu ekonom i k üre­tim üzerinde artan etkisi ve denetimiyle merkezi ve yetkeci s iyasal önderl iğ in gel i şmes in i kolaylaştıran bir yarı savaş hal i ne daya l ı o larak düzen lenmiş u lus l ar arası nda, d ünya çapında b i r rekabet bulunmaktad ır .

Bu karşı t etki leri n tümüyle, tek bir top lumun s ı n ı r l arı iç inde �tki l i şeki lde m ücadele ed i lemez; u lus lar arasında i l işki lerde değişmeleri de gerektir ir . U lusal b i r düzeyde ele a l ı nabi len sorun-: lar, büyük ölçüde örgütlerin boyut ve karmaş ık l ığ ından ve Aron'un bel irttiği g ib i , merkezi ekonomik p lan

.lamada, Özel l i k le

1 1 C.Wright Milis, The Power Elite, s. 304.

1 27

Page 128: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

de kol lektivist b i r ekonom ide üstü örtük olarak bu lu nan yetkeci yönsemelerden kaynaklanır . Bun ları çözme çabas ın ın b irçok farkl ı çizgide yürütü l mesi gerekir ki , bun ları n baz ı ları önceki böl ümde bel i rt i lm i ştir -karar alma sorumlu luğunun mümkün o lan her yerde- yerel ve bölgesel konseylere ve gönü l l ü derneklere geç i r i lmesiyle siyasal yetken in o labi ld iğ ince clesentra l izasyonu ve öz-yönet imin günümüz Yugosl avyası ndaki işçi konseyleri gibi uy­gun yen i kurumlar ın yarat ı lmasıyla ekonomik a lana yayı l ması . Kol lektivist bi r ekonomide yen i b ir siyasal patron lar ve sanayi yö­netic i ler i s ın ıfı n ı n oluşma tehl i kesi , sadece fabrikalara öz-yöne­t i m i n soku l mas ıy la değ i l , kol lekt if mü l kiyet in kapsam ı n ı n s ı n ı rlandırı lmasıy la da göğüs leneb i l ir . Eşit l ikç i b i r top lumu n e lde edi l mesi iç in , tüm küçük ölçek l i perakende ticaret ya da çiftç i l iğin veya yarı part izan ü retim in büyük kol lektif girişimci letce yutul­ması bence . h iç de gerek l i deği l . En az ı ndan, bu prat ik b ir sorun olarak ele a l ı nma l ı ve bu tür özel s ı n ıfları ve yeni eşits ;z l i k l eri ü retme eği l i m , deneyim ış ığı nda özenle i ncelenmel id ir . Aynı şe­ki lde, entelektüel b ir d i ktatörlü k teh l i kesi, eğit im ve öğret im kuru­luş lar ına büyük ölçüde özerk l i k veri lerek göğüs leneb i l i r.

Entelektütel a landa, bir tek radyo ve televizyon yayın lar ıyla bas ı nda eleği 1 , kitap yayı mc ı l ığ ında ve b i l imsel araşt ırmalarda da, b i rb i r leriyle yarışan bağımsız derneklerin olması öze l l i kle çok öneml id i r . Ama bu gerekl i l i k kamusal mü l kiyet ler le peka la bağdaşır . Dernekler pekala üyeleri tarafından denetleneb i l i r, on­lar ın mü lkiyetinde o lab i l i r, bu arada da büyük öl{;:üde kamusal fon lar la destek lenir ve bir u lusa l otoritenin gene l düzenlemes ine tab i o labi l i r . Çoğu Bat ı ü l kesi ndeki ün ivers i te leri n durumu böyled i r zaten . Ayn ı i l ke, endüstrin i n ve ticaretin iş leyi ş ine de uygu lanab i l i r . B i reyse l g i r i ş im ler on l arda ça l ı şan la r ı n m ü lkiyetinde olabi l i r ve iş leyiş lerine i l i şkin çoğu pol it ika kararları da yine çal ı şan ları tarafından a l ı nabi l i r; keza bun lar b i r yanda u l usal bir ekonomik p lan ın ç ı karları doğru ltusunda çeşit l i türden denet imlere tabi olmakla b i r l i kte, öbür yandan da. b irb i rleriyle fiyat ve kal ite bak ım ından en az ş imd iki qzel m ü l kiyete ,ı it i ş let-

1 28

Page 129: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

meler i n yaptığı kadar etk i l i b iç ime yarışabi l i rler . Yugoslavya'da kamusal m ü lkiyeti b i r p iyasa ekonomis i b iç imiyle bir leştiren bu tür bir s istemi n başar ı lar ı , bi rçok prat ik güç lüğe karş ın , bunun b i r ütopya değ i l , geçerl i b i r ekonomi k örgütlenme b iç im i olduğunu gösternıekted ir . 1 2 Zor lu i l ksel sermaye b i r ik imi i ş i ne gi r işmek zorunda ol mayan i leri endüstriyel top lumlarda, ekonomin i n b i r­bütün olarak merkezi b i r p lan lama otoritesi tarafı ndan deneti­m in i n , genel ç izgi ler iyle bel i rtmiş olduğum gib i , bir kamusal mü l kiyet s istemi nde, özel g ir iş im sistemi ndekinden daha katı ve yetkeci olması gerektiği n i düşünmek iç in h içbir neden yok gib id i r; çünkü her i k i durumda da karş ı laş ı lacak çok benzer sorunlar bu­l unacak ve benzer -tekn ik ler ku l lan ı labi lecekti r. Örneğin Fransa'­da savaş-sonrası ekonomik plan lamac ı ları n ı n i ktidarı bir hayl iyd i ve ha lk ı n seç i lm i ş tems i l c i lerin i n s ık ı b i r denetim i ne de bağ ım l ı değ i ld i ler. İ ng i l tere'.de yakında kuru l muş o l an U l usal Ekonomik Ka l kınma Kuru l u'nun eğer etki n l i k leri n i n b i r an lamı olacaksa, merkez i hükü met tarafı ndan uygu lanacak s ın ı r lamalar ve istenen tür ve h ızda ekonomi k büyümeyi sağlayacak ödü l ler önermesi gerekecekti r .

San ı r ım bu düşünceler, Aron'un kol lektifleşti ri lm iş b ir ekono­m ide i kt idar ın gerçek · an lamda desentra l ize ed i l mes in i n ya

· da

d üşüncel i ve kü l türel tekbiç im l i l i kten kaçman ın olanaks ız olacağ ı şek l i ndeki savı na c iddi gölge düşürmeye yeterl i . E lbette, desen­tra l izasyonu çok i leri lere götürmüş ve sayısız bağımsız kurumun serp i l i p gel işt iği s ı n ıfs ız b i r toplumda b i le, top lumun üyeleri arasında, toplumsal örgütlenmenin genel özel l i klerine i l i şk in temel b i r a nlaşman ın varolacağı doğrudur. Ama bu her toplumun sürek l i l iğ i i ç i n gerek l i durumdur ve görmüş olduğumuz g ib i , demokras in in b i rb i r iyle rekabet hal i nde seçk in ler in çokl uğu sayesi nde koru nduğunu savlayanlar, hala bu yarışman ı n uç lara it i l memesi ve altta yatan b i r görüş uylaşım ın ın varo lması gerektiği l2 Yugoslav sistemiyle ilgili kısa bir değerlendirme için, bkz. Fred Single-

ton ve Tony Topham, "Yugoslav Workers Control: The Latest Phase" New Left Review (18), s. 73-84.

1 29

Page 130: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

koşu lunu koyarlar. Eş i t l iğ i savunanlar ın u mudu, h ız la bu ideale doğru yaklaşan bir toplumda yaşama deneyim i n i n son_unda i n­san ları bu idea l i n değerine i nandıracak olmas ıd ı r. Eğer bu o lursa, bütün entelektüel an laşmaz l ı k lar ve kiş isel yaşam biç imi tercih­leri ne i l i şki n tüm tav ı rlar varl ı ğ ın ı sürdürecek ama tüm i nsan kat­egori l eri aras ı nda sürekl i ayrı mlar yaratan ve bu ayrı m ları besleyen eşi ts iz l iklere karş ıt l ı k ve toplumsal eşit l iği n i steneb i l i rl iğ i üzerinde genel b i r an laşma bulunacaktı r.

Ş imdi , Marx' ı n s ın ıfsız bir top lum kavram ın ı n ortaya koyduğu başka bir soruna döneceğim. Marx'a göre iş bölümü sadece ken­di baş ına her bir b ireyin tam olarak gel işim i ne b i r engel, bir köle­l i k b iç im i olmakla kalmaz, aynı .zamanda i nsan ı n özgürlüğü iç in daha da sert s ı n ı rlamalar o luşturan başl ıca toplumsal s ı n ı flar ı doğura n , bir kaynaktır. Dolay ıs ıy la işbö lümünün « hakk ı ndan gel inmel i »d i r : yani kald ı r ı lmal ı ve aş ı lmal ıd ı r . Ama modern b i r sanayi toplumunda işbölÜmünün « ka ld ı r ı l masından söz etmek mantık l ı m ıd ır? i l k bakışta bu sorun, Marx' ı n yaşadığı dönemden çok daha zor ha l led i leb i l i r gibi görünmekted i r, çünkü entelektüel olanlar da dahi l , tüm meslekleri n uzman l aşması h ız la gel işmiştir ve endüstriyel kit le üreti mi a lan ında görevler in a l t-bölümleniş i öyle b i r noktaya ulaşmışt ı r k i , b i reysel işçi giderek daha çok b i r makinan ın yard ıhıcı s ı ha l ine gel mekte olup, yaptığı b i rkaç basit, düşünce gerekti rmeyen ve yineleme l i h areketi n yap ı lmasıyla s ı n ı rl ıd ır . Ne var ki, işte başka değişikl ik ler olmuştur ve Marx' ı n geleceğe i l i şk in görüşünü çok daha maku l ha le getiren yen i b ir olanaklar a lan ı göz lenebi lmektedi r bugün . Her şeyden önce, mesleklerin mah iyetinde, özel l i kle otomasyonu n. gel işmesiyle or­taya ç ı kan değişmeler olmuştur. Otomasyonun etkis i montaj h auı ndaki işçiyi aradan ç ıkarmakta ve onun yerine iş levi maki­na lar ın ayrı ntıs ıyla kontrol ettiği karmakarış ı k üretim zi nc ir ine gözetmen l i k yapan daha eğitim l i ve sorum lu b i r b i reyi geti rmek­tedi r. Ş imdi lerde bu değişmeler endüstrin i n sadece küçük b i r bölümünü etk i lemekted i r ama giderek öneml i ha le geleceklerd ir . İ k i ncis i , modern endüstr in in yüksek ü retkenl iğ i , ş imdiden ça l ışma

1 30

Page 131: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

saatleri nde bir azalmayı mümkün k ı lm ışt ı r ve h ız lananbüyüme oran ı , önümüzdeki on, yirmi yı l zarfında, otuz beş veya otuz saat­l i k b i r çal ışma haftası n ın yerleşik ha le gel mesin i tüm i leri sanayi top lumlar ında imkan dah i l i ne sokacaktı r . Bu ü l keler yen i ve dev­r imci b i r fenomeni o luşturmak üzered i rler; yan i , tüm nüfustan oluşan b i r « aylak s ın ı f» . AB D'de böyle b i r top lum koşu lunun i l k göstergeleri ş imd iden görü leb i lmekted i r; sözge l i ş i , l n ternational Brotherhood of E lectrical Workers' i n New York Şubesi 1 962'de, üyeleri iç in , günde esas olarak beş, haftada y i rmi beş saat çal ı şma koşu lunu kabul ett i rd i . 1 3 Üçüncüsü, eğer kamusal m ü l kiyet altı nda olan sanayi lere daha önce bel i rtmi ş olduğum özyönet im türü sokulu rsa ve eğer tüm büyük g i r i ş imlerde bu tip kamusal mü l kiyet oluşturulursa, kol işçi leri ve mehıu'rlar ın çal ışma etki n­l ikleri a lanı öneml i ölçüde gen işleyecekti r. B i reysel i şç i artık ken­d i özel göreviyle s ın ı r l ı kalmayacak, ü retim i n p lan lanması ve yönetim i nde de görev alacaktır .

Ç;ıl ı şma yaşamın ın örgütlen iş indeki bu çeşit l i değ iş ik l i kler hep b i r l ikte işbö lümü an l ay ış ın ı derin lemesi ne değişti recekti r . Bol m iktarda boş zamanı olan b i rey, Marx' ı n i nand ığı gibi , kend i s in i tek b i r etkin l i kten daha faz lasına verme, kendi s i n i fiz iksel olsun, düşünsel olsun, değiş ik emek alanlar ında ifade etme olanağ ın ı bu· l acaktı r; hatta ekonomi k ü retic i olarak yönet im i ş ine katı larak ve endüstriyel i şç i lerin dayandığı b i l im ve teknoloj iden b i rşeyler öğnenerek çok yön l ü yeteneklerin i gel i şt i rmek i ç i n daha çok fı rsat bulacaktır . İ şbölü mü i nsan ları n yaşam araç lar ın ı ü retmede ku l l an­mak ama aynı zamanda da denetlemek zorunda olduk ları b i r yön­tem hal i ne gelecekt i r açı kças ı ; art ık on lar ın yaşaml ar ı n ı n tümünü biçimleyip dara ltarak, b i r i nsanı değişt ir i l emez seki lde montaj hatt ındaki işçiye, b i r başkas ın ı b i r memura, b i r üçüncüsü n ü de

. çok zeng in ve nüfuz lu iş adam ı na dönüştürmeyecekti r. Bu değişi k l i kler eğitim in tüm b iç imlerinde genel b i r yaygın l ığ ı -genel

13 iş bölümü ve boş zamandaki artışı, Georges Friedmann, The Anatomy of Work 'de, benimkine çok benzeyen bir bakış açısından uzun uzadıya in­celemektedir.

1 31

Page 132: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

orta öğret im, yüksek öğretim dönemin i n on sekiz ila y irmi b i r yaş lar ı a ras ı n dak i ler i n daha büyük b i r ora n ı ı ç ı n yayg ın laştı rı l ması , olgun luk çağında kendi n i yen i b i r meslek i ç in­haz ır lamaya karar veren ler i ç in özel olanaklar sağlayan yetişk in

· eğitim in i n gen i ş ölçekte yayg ın laşması- ve büyü k ölçekte spor ve eğ lence içi n donan ım sağ lanmas ın ı i ç lemlemekted i r; bunlar ş im­d iden gerçekleşmeye başlam ı şt ı r b i le . Bu tart ışmayı, çal ışman ın gelecek b i r topl u mdaki rol ü ne i l işk in görüşü Marx' ınk ine pek yakın olan İ ngi l iz i kti satç ı lar ı n ın önde gelen leri nden bi� ine gön­derme yaparak tamamlayabi l i ri m belk i , ayn ı zamanda da yen i ve köktenci fi k i r leri n dQnyada nas ı l ağı r b i r i lerleme gösterd iğ in i örnekleyebi l i r im . Alfred Marsha l l , 1 873'de yayım lanan «Çal ışan S ı n ıf lar ın Geleceğ i » baş l ı k l ı denemesi nde şöyle yazıyordu : " İ nsan lar ın · adet olduğu üzere, günde sekiz, on ya da on ik i saat ağı r bedensel i ş yüklenmeleri öyles ine a l ı ş ı k olduğumuz b i r ol­gudur ki , dünyanın ahlaki ve z i hi nsel tar ih in i ne ölçüye değin yansıttığı n ı· pek kavrayamayız ; i nsan ı n bedensel çal ı şmasın ı n, i n­san l ığ ın gel iş i m i n i güdükleşti rmedeki etkis i n i n ne kadar i ncel i k, ne kadar kapsayıc ı ve · güç lü olduğunu tasavvur b i le edemeyiz . . . Ça l ı şma, en iy i an lamıyla, i nsan melekelerin i n sağ l ık l ı b iç imde erkeyle ça l ı şt ır ı l ması yaşam ın hedefi , yaşam ın kendis id i r ve bu an lamda, (Marshal l ' ı n kafası nda kurduğu i deal toplumda) herkes ş imd ik i nden daha eks iks iz b i r işçi olacaktır . Ama i nsanlar yüksek erekler i n i kör leştirecek derecede ya ln ı zca fiziksel çal ışmayı b ı rakmış o lacaktır. Çal ı şman ın kötü an lam ı nda, yani b i r i nsan ı n yaşamı n ın unufak ettiğ i an lamı nda b u yan l ış o larak artacaktır; b i r­b i r in i iz leyen her kuşakta, her i nsan ı n meste� bak ımından b i r beyefendi o lması tam an lamıy la b i r hakikat olacakt ır . . . gözler önüne sermiş olduğumuz koşu l . . . her i nsan ı n erkelerin i n ve yeti­lerin i n tam olarak gel işt iği b i r koşul - insan lar ın bugünkünden da­ha az çal ışmad ı klar ı , daha fazl a çal ı şt ık lar ı b i r koşu l ; ancak güzel b i r eski dey im i ku l lanacak o lursak, onlar ın i şlerin i ıi çoğu b i r aşk i ş i o lacakt ır ; i ster karş ı l ı ğ ında para a lmak i ç i n yürütü lsün , ister yürütü l mesi n, meleke l i n i ku l lanacakları ve melekeleri n i besleye:..

1 32

Page 133: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

' 1

· cek b i r iş o lacaktır. Ortadan kal acak olan sadec.e, i nsan ı n yü ksek doğas ı n ın özgürce gel işmes ine pek olanak vermeyecek ölçü lere varan kol iş id ir . Böylesi ölçülere varan iş leri yapan i nsanlar işçi s ın ıfı ndan olduğu iç in , i şçi s ın ıfı ortadan kald ı r ı lacaktı r. 1 4

Buraya kadar esas olarak, s ın ıfsız, eşitl i kçi b ir top lum fi kr ine, ana temaları olarak entelektüel zorba l ı k ve siyasal d i ktatörlü k teh l i ke leri n i a lan itirazları i nceled im. N e var ik i seçkin ler soru nun değişi k b i r yönünü gün ışığı na ç ıkaran b i r başka eleştiri · ç izgis i daha vard ı r . Uygar l ığ ın i l erlemes in in , tanrı vergisi ayrı ksı yet i ler-le donatı lm ış küçük i nsan az ı n l ı kl a rı n ı n etkin l ik ler ine bağ l ı o lduğu ve hep bağ l ı ka lacağı , ş u ya ela b u şeki lde s ı k s ık öne sürü lmüştür. Ortega y Gasset' in , Kitlelerin Ayaklanması'ııda söyled iği budur : « İ nsan hayatta i l er lerken erkek ler i n -ve kad ı nlar ın- çoğun luğunun kend i ler ine dışsal zorlamayla bir tepki o larak s ık ı s ıkıya dayatı landan başka bir çabaya kab i l iyeti ol­madığ ın ı daha fazla kavrar. İşte bu nedenle, karş ımıza ç ıkan ve kend i l iği nden ve can l ı bir çabaya kabil iyeti o lan çok az sayıdaki b i rey, yaşam deneyimimiz iç i nde deyim yerindeyse tek başı na, bir an ı t gibi kend in i gösterir . Bun l ar seçkin i nsanlardır, soylu l ard ı r, sadece tepkin deği l etki n de olan yegane insanlardır; on la r içi n yaşam sürekli b i r çaba, kesi ntisiz b i r eğitim sürec id i r . )) ı s Benzer şeki lde, Uygarlık başl ı k l ı k i tabı nda, C l ive Be l i , uygar b i r toplumun akla yatkı n l ı k ve b i r değerler duygusuyla karakterize o lduğunu ve bu n i te l i k leri n b i r seçk in kes im tarafı ndan üreti lebi leceği , aşı lanabi leceği ve taş ınabi leceğ in i öne sürmekte­d i r. Ş imdi bu yazar lar ın savları n ı n b i r bölümü, yan i uygarl ığı n , büyük ölçüde müstesna i nsan ların çabalarıyla i lerled iği savla rı n ı n b i r bölümü tartışma götürmezcesine doğrudur. (Uygar l ı k aynı za­manda d iğer müstesna i nsan lar ın etk in l ik leriyle büyük ö lçüde geri b ı raktı r ı l ım ıştır da.) Ama bu, böylesi i nsanl arı n , yan ı ndaki ler veya takipç i leriyle b i rl i kte b i r toplumsal seçkin kesim oluşturduklar ı demek deği ld i r; keza çoğu durumda egemen seçk in ler o lduklar ı an lamına h iç gelmemekted i r. Bun lar ın toplumsal saygın l ık lar ı çok az o lab i l i r ya da top lumun yönet ic i leri tarafından fi i len hakir 14 Alfred Marshal l , «The Future of the Working Classes» A.C. Pigon (der.),

Memorials of Alfred Marshall 'da, s. 101-18. 15 Agy. s. 49.

1 33

Page 134: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

görü leb i l i r ler; ma l i olarak b i r üst s ın ıf ın parçası olmaksız ı n, o sın ıf ın koruması na bağl ı olab i l i r ler . Topluma katkılar ı , gene l l i kle bel i rg in bir top lumsal kümen i n o luşumuna bağ l ı ol mayıp, b i rey­sel bir türded ir ; s ık l ı k la ça l ı şmaları n ı n bütün b i r ha lkta (beş i nci yüzyı l Atinasında o lduğu g ib i ) ya da bütün b i r s ı nıfta (Rönesans İta lyası veya onsekiz i nc i yüzyı l F ransas ında olduğu gibi ) yaratmı ş olduğu destek ve şevk sayes inde kuvvetle etki l i o lu r . Müstesna in­san lar, Pareto'nun kavrama yükled i ği an lam lardan i l k ine göre, bir seçkinkesim oluşturmakta d iye düşünüleb i l i r belki -yan i kend i etk i n l i k dal l ar ında en yü ksek yeteneğe sah i p o lan lar ı n kategoris i , ne ki bu an l ama uygar l ı ğı n i ler lemesiyle çok az i lg is i olan ya da hiç i lgis i olmayaı� b i rçok etki n l i k dah i l d i r ve böylece fan ım lanan seçk in ler, müstesna yarat ıc ı güçleri o lan lardan çok yetenekl i b i reylerden meydana gelmekted i r . Asl ı nda, b i r seçk in kümesi n i değ i l de, bas i t b i r b i rey ler çok luğunu adlandırmak iç in , başka b i r ter imi , sözgel i ş i Arnold Toynbee'n i n Tarih İ ncelemesi'nde kul­land ığı «yarat ıc ı az ı n l ı k» ter im in i ku l lanmak çok daha uygun ola­caktır. Şöyle der Toynbee'n i n «Tüm top lumsal yaratım ed im­ler inde, yarat ıc ı o lan lar, ya yarat ıc ı b i reylerd i r ya da olsa o lsa yaratıcı az ı n l ı k lard ı r . . . » 1 6

Seçkin öğreti ler in i düşünsel ve sanatsal yaratıcı l ığ ın önemi ne gönderme yaparak savunmaya çal ışanlar i k i yan l ı şa düşerler: İ l k i , yarat ıc ı gücü olan b i reylerle i ç i nde yaşad ık lar ı top lum arasındaki -be lk i de b i l imsel çal ı şmada en bel i rg i n olmakla b i r l i kte, resi m ve mi mari tari h i nde, yaz ı nda, d i nsel hareketlerde ve ah laki reform­larda iz leri saptanan- can a l ı c ı karş ı l ı k l ı etk i leş im i gözardı ederler; i k i ncis i de, böylesi b i reyler in ancak h iyerarşi k olarak düzen lenmiş b ir topl umda varo lab i len ve en iyi ha l iyle de i sti krar l ı ve kal ıc ı s ı n ıflara bölünmüş b i r top lumda varolabi len b i r seçkin kes im veya seçk in ler olarak b i rayaya gelebild ik ler i n i varsayarlar. Bu son an-

16 A Study of Histoıy , Cilt III, s. 239. Ne var ki , yapıtını yeniden gözden geçirdiği son ciltte Toynbee şunları söyleyerek seçkinci kuramlara daha fazla yaklaşır: «Yaratıcı bir az ınl ıkla insan d oğasındaki yaratıcı melekenin kendisini toplumun tüm üyelerinin yararına etkili bir azınlığı kastediyorum ... Egemen bir azınlıkla, daha az cazibe ve daha çok kuvvet-

. le yöneten yönetici bir azınl ığı kastediyorum.» (Age. Clit, XII Reconsid­erations, s. 305).

1 34

Page 135: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

l ayışta, örneği n T.S . E l iot tarafrndan Notes Towards the Defini­tion of Culture'da d i l e geti r i ld iği şek l iyle, tartışma konusu kültli rün yarat ımından, kü ltü rün i letim ine, doğru kayma eği l i ııı i göstermektedi r. E l iot'un görüşünce, her karmaşık toplu mda bi rkaç kü ltür düzeyi bu lunm<ıktacl ı r ; bu farkl ı _kerteleri n birbir iyle bağlant ı landır ı l ması top lumun sağl ığı açıs ıncl<ın çok öneml id i r; ama birbi rlerinden farkl ı ka lmaları ve genelde top lumun tavır ve zevkleri n in en üst kültür tarafından etk i l en mesi de aynı şeki lde önem taşı r . Kü l tür i l ksel olarak ai le arac ı l ığıyla i leti ld iğ i için, an­cak b i rçok kuşak boyunca yerleşik bir yaşam tarzı sürdürebi len a i le lerden oluşan bir üst s ı nı f ın varl ığı n ı n yüksek bir kü ltürü sağlama a lmad ığın ı kabul eder: <\ . . . bel i rtt iğim "kü ltür koşu l l ar ı" yüksek uygarl ığı mutlaka yaratacak deği ld i r ; sav ladığ ım sadece bun lar ın yok l u-ğu nda yükse k uygar l ı ğ ı n da mümkün olmayacağıd ı r. 1 7 Ne var ki mümkün olabil ir . Eş i t l i kçi b ir toplum­sal yaşam tarz ın ı henüz dolaysızca deneyi mlemiş deği l i z ve bu yaşam tarz ın ın yüksek bir düzeyi n i yaratıp koruyabi leceğ in i an­cak kestireb i l i r iz faz las ın ı yapamayız. Yaratım bi reysel b i r ed imdir ama top lumdaki kapsayıc ı b ir şevk ve can l ı l ı kl a mümkün hale gel i r ve boş za'manın yaygı n olduğu, b ireyler i n yeteneklerin i gel i şt i rmeye özend iri ld ikleri b i r eşit l ikçi top lumun e n az ı ııdan top lumun ekonom i k koşu l larıy la s ın ıf yapıs ın ın h ız la dönüştüğü daha önceki dönemlerde büyük şeyler başarmış o lan lar kadar yaratıcı ol mas ın ı mantı ken bekleyeb i l i r iz . Yüksek b i r kü l türün ko­runması ve i leti lmesine gel ince, bunun esas olarak a i len in iş i olduğu ve olması gerektiği görüşünü peka la da paylaşmayabi l i r iz. Geçmişte başka b i rçok toplumsal küme -d i nsel bir l i k ler, felsefi oku l lar, akademiler- kü ltürü i letmede en azı ndan a i le kadar öneml i rol oynam ış lard ı r; ai le, yani top lumdaki üst s ı n ıf a i le ler, başka bir yerde saklanmış ve can l ı tutu lmuş b i rşeyi eğer başkas ına i l etmişlerse, bunu gene l l i kle kuşaktan kuşağa üye l iği pek de is­ti krarl ı bir özel l i k göstermeyen bir l i kler arac ı l ığıyla yapmış lard ı r . S ın ıfsız b i r toplumda, yüksek kültür i le kü ltürün aşağı tür leri arası nda mesafe daha dar o lacaktı r; bölgesel ve yerel başka l ı k da­ha bel i rg in ha le geleb i l i r ; kü l türel m i ras da, geçm işteki nden de daha faz la olarak her türden gön ü l l ü b i r l ik ler le eğitim kuru mları 17 Age., s. 49.

1 35

Page 136: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

tarafı ndan ve eskis ine göre daha az olarak bel l i a i le lerce- i l et i le­cekt ir . G ün ümüz · top l u m l ar ı nda s ı n ı f ayrıca l ı k lar ı n ı n devanı etmesiy le ayrı lmaz b içi mde i l m i k olmuş ki.i ltür koruyucu lunuğun daha az vurgu lan ması -ya da h iç deği lse görün üşünü değişti rme­s i - ve çok daha elde b ir kabul ed i lmeye başlanması ; bu ncı karşı l ı k yen i kültür forml ar ın ı yaratacak, sanat ve b i l im lerde yen i bul uş lar yapacak güce daha çok saygı göster i l mes i ve özend ir i l mesi de m ü mkündür.

Seçki n kuramcİ lar ı bu çeşit araç larla eşit l i k ruhuna ödü n veri rken, geç m iş i n eşit l i kç i-ol mayan top lu m ları n ı n m i rası n ı savunmcıktad ı rlar . Yönetic i lerle yöneti len ler arasında mutlak b i r ayrı ş ım üzerinde kuvvetle ayak d i retip, bunu b i l imsel b i r yasa o larak sunmakta; ama demokrasiyi de seçk in ler aras ındak i yar ı şma o l arak tan ı m l ay ıp b u durumla uz laştı rmaktad ı r la r . Top lumun s ı nıflara ayrı l m ış l ığ ı n ı kabu l edip bunu hak l ı ç ı kar ır lar ama bu ayr ım ı üst s ı n ıfları seçk in ler d iye betim leyerek ve seçk in­ler in top lumsal köken leri n i gözönüne al maksız ı n en yetenek l i b i reylerden o luştuğu nu öne sürerek yalan ıp yutu lab i l i r ha le ge­t irmeye ça l ı ş ı r lar . Onlar ı n davası, büyük ölçüde eş itl i k f ikr i n i n yeri ne fı rsat eşit l iğ i fi krin i koymaya dayan ı r . Ama bu i ki nc i kavramı , çok farkl ı b i r ah lak i an lama sah ip o lman ın yan ı s ı ra, gerçekte kend i i ç i nde çe l i şk i l id i r. Deyi m i n a l ı ş ı l agelen ku l lan ım ıyla, fırsat eş it l iği eşits iz l iğ i öngerekt i r i r, çünkü « fı rsat kat­man l ı b i r toplumda daha yüksek b i r düzeye yükse lme fırsatı » de­mektir. Ayn ı zamanda, eş i t l iğ i de öngerekt ir i r, çünkü bu katman­laşmış top luma gömü lü olan eşits iz l i klerin, b ireyler in gerçekten _k iş isel yetenekleri n i gel i şt i reb i lecekleri b iç imde her kuşakta b i raz daha etk is iz leşt i r i lmesi gerektiğin i ima eder; ve fırsat eş it l iğ i n i n koşu l larıyla i lg i l i her araşt ı rma, kolay kolay değişmeyen topl um­sal s ın ı f farkl ı l aşmaları n ı n bi reysel yaşam şansları üzeri nde n ice güç l ü ve etk i l i o lduğunu ortaya koyar. F ı rsat eşit l iğ i ancak s ın ı fs ız veya seçkins iz bir toplumda gerçek l i k kazanacaktır ve kavram ı n kendis i o zaman atıl hale gelecektir, çünkü h er yeni kuşaktaki b i reyleri n eşit yaşam-şansları olağan olaylardan biri hal i ne gele­cek ve fı rsat fikri daha yüksek b i r s ın ıfa sahip olduğu an l ı k ve du­yarl ı k n itel i k lerin i , başka i nsan lar la özgür b i r bir l i ktel i k i ç inde tam olarak gel işt i rme olanağı n ı i fade edecektir .

1 36

Page 137: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

SEÇİLMİŞ KAYNAKÇA

Seçkinler Üzerine Genel Çalışmalar

ARO N, RAYMON D , 'Soc'ia l Structure and the Ru l i n g Class' British Journal of Sociology, 1 ( 1 ) , March, 1 950, ss. 1 -1 6 ve 1 (2), June, 1 950, ss.

1 26-4 3 .

A R O N , R A YMO N D ; 'Cl asse soc ia l e, c l asse po l i t ique, classe d irigeante', European Journal of Sociology, 1 (2), 1 960, 55. 260-8 1 .

BORKE NAU, FRANZ, Pareto (Landon, Chapnıan & Hai l , 1 936)

B U RN HAM, JAMES, The Machiavellians: Defenders of Freedom (Landon, Putnam & Co., 1 943 ) .

CLI FFORD - VAUG HAN, M ICHALI NA, 'Some F rench Concepts of

E l ites"', British Journal of Sociology, XI, (4) Gecember, 1 960, 55. 3 1 9-

3 1 .

COLE, G . D.H. , Studies in Class Structure (Landon, Routledge & Kegan pau l , 1 95 5), Bölüm V, 'E l ites in B r itish Society. 'DREITZEL, HANS

P., Elitebegriff und Sozialstruktur (Stuttgart, Ferd i nand Enke, 1 962). G I NSBERG, M. 'The Sociology of Pareto', Reason and Unreason in

Society (landon, Longmans, G reen & Co., 1 947)'da.

JAEGG I , U RS, Die gesellschaftl iche Elite: Eine Studie zum Problem der sozialen Macht (Bern, Pau l Haupt, 1 96C

LASSWELL, HAROLD O., LERN ER, DAN I EL, and ROTHWELL, C.

EASTON, The Comparative Study of El ites (Hoover lnstitute Studies, Se­

ries B: E l ites, No 1 , Standford, 1 952) .

ME ISEL, JAMES H, The Myth of the Ruling Class: Gaetano Mosca and the El ite (Ann Arbor, U n ivers ity · of M ich igan Press, 1 958)

{Mosca'nın yazı larının bir kaynakçası var.]

MI LLS, C. WRIGHT, The Power Elite (New York, Oxford U niver­

stiy Press, 1 956)

MOSCA, GAETA NO, The Ruling Class (New York, McGraw-Hi l l ,

1 939).

1 37

Page 138: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

NADEL, S .F . 'The Concept of Social E l ites' l nternational Social Sci­ence Bulletin, Vl l l 13) , 1 956, ss. 41 3-24 .

OSSOWSKI, STANISLAW, Class Structure in the Social Conscious­ness (lonclon Routleclge & Kegan Pau l , 1 963) .

PARETO, VILFREDO, Les systeme socialistes (Paris, Marcel G iard,

1 902).

PARETO, VILFREDÜ, The Mind and Society (4 c i lt London, Jonathan Cape, 1 935) [Trattato di Sociologia Generale, 1 91 5-1 9'un İngil izce çevirisi.]

SCHU MPETER·, J .A., lmperialisrn and Social Classes (Oxford, Basi l B l ackwel l , 1 9 5 1 )

SERENO, R ENZO, 'The Anti-Aristotel ianisnı of Gaetano Mosca and

its Fate', Ethics, X LVl l l (4), Ju ly, 1 93 8 .

Siyasal Seçkinler

G UTTSMAN, W.L., The Britsh Political Elite (London, Mac-Gibbon & Kee, 1 963).

MCKENZIE, R .T., British Political Parties (london, Heinemann, 2.

bası 1 963) . MARVICK, DWAINE (der.) Political Decision Maker (Glencoe, The

Free Press, 1 96 1 ) . [G iriş'te güncel araştı rmalarla i lg i l i gen iş bi lgi var.]

MATTHEWS, D . R., The Social Background of Political Decision­Makers (New York, Doubleday, 1 954).

MICHELS, RO BE RT, Political Parties (G lencoe, The Free Press,

1 949), [Asl ı : Zür Soziologie des Parteiwesens in der modernen Demokratie, 2. bası , Leipzig, 1 925] .

OSTROGORSKI, M., Democrarcy and the Organization of Political Parties (2 Ci l t London, Macm i l lan, 1 908) [La democratie et l'organisa-

tion des partis po!itiques'in ing. Çev. pari, 1 903] . . RU NCIMAN, 'N. G . Social Science and Political Theory (Canı­

bridge, Canıbridge University Press, 1 963) Bölüm iV, ' E l ites and O l i­

garchies' .

1 38

Page 139: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

Endüstri Patronları ve Yöneticileri

ACTON SOCIETY TRUST, Management Succession (London, Acton Society Trus, 1 9 56) .

BAL TZELL, E . DIG BY, An American Business Aristocrarcy (New

York, Col l ier Books, 1 962; İ l k yayı n ı : Philadclphia Gentlemen: The Mak­ing of a National U pper Class, 1 958) .

B ERLE, A.A. ve MEANS, G .C. , The Modern Corporation and Private

Property (New York, Macm i l lan, 1 933) . B U RN HAM, JAMES, The Managerial Revolution (London, Putnarn &

Co., 1 943) .

CLEME NTS R.V., Manager: A Study of Their Careers in lndustry (London, A i len & Unwin, 1 958).

COPEMAN, G . H ., Leaders of British l ndustry: A Study of the Careers of more than a Tousand Public Company Directors (London, Gee & Co.,

1 955 ) . F LORENCE, P. SARGANT, The Logic of British and American lndus­

try (London, Routledge & Kegan Pau l , 1 953) .

M i LLER, WI LLIAM (der}, Men in Business: Essays on the Historical Role of the Entrepreneur (New York, Harper & Row, yenibas ım 1 962).

TAUSSIG, F .W. and JOSLYN , C .S. American Business Leaders ( N-ew

York, The Macmi l lan Co., 1 932) . VEBLEN, THORSTEI N, The Engineers and the Price System (New

York, The Viking Press, 1 921 .)

WAR N E R, LLOYD W. ve ABEGGLEN, JAMES C., Big Business Lead­ers in America ( New York, Harper, 1 955) .

Bürokratlar

ARMSTRONG, JOHN A., The Soviet Bureaucratic Elite: A Case Study of thc U krainian Apparatus (London, Stevens & Sons, 1 959)

B E NDIX, R . Higher Civil Servants in American Society (Boulder,

U niversitv of Colorado Press. 1 949) .

1 39

Page 140: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

B LAU, PETER M . , Bureaucracy in Modern Society (New York, Ran­

donı House, 1 9 56) .

BOTTOMORE, T.B. , 'H igher C iv i l Servants i n France', Transactions of the Second World Congress of Sociology (london, l ııternatioııal) So­

ciological Associat in , 1 954), C i lt i l , 55. 1 43-52.

DJI LAS, M. New Class ( Londoıı, Thanıes & H ud5on, 1 9 5 7) .

E ISENSTADT, S . N ., The Political Systerns o f Ernpires: The Rise and Fall of the Historical Bureaucratic Ernpire·s (New York, Co l l ier-Macmi l ­

l iaıı, 1 963) .

KE LSALL, R .K . , Higher Civil Servants in Britain ( Lonclon, Routledge & Kegaıı Pau l, 1 955 ) .

K I N GS LEY, ) . DONALD, R epresentative Bureaucracy (Ye l l ow

Springs, Antioch Press, 1 944). STEWARD, JU L IAN H., lrrigation Civilizations: A Comparative

Study (Washi ngton, Pan Anıerican U n ion, 1 955) .

WEBER, MAX, 'Bureaucracy', From Max Weber, (der.) H .H. Gerth ve C. Wright Mi l i s (Londorı, Kegan Pau l , 1 947)

WITTFOG EL, K.A. Oriental Despotism (New Haven, Yale U n iversi­

ty Press, 1 957) .

Aydınlar

A RON, RAYMOND, The Opium of the lntellectuals (London, Seck­er & Warburg, 1 95 7).

BENDA, J U L I E N , La trahison des clercs (Paris, G rasset, 1 927).

BODIN, LOU IS, Les lntellectuels (Paris, Presses Un iversita i res de

France, 1 962).

DE HUSZAR, G EORGE B., The lntellectuals: A Controversial Por­

trait (G lencoe, The Free Press, 1 960) .

G RAMSCI, ANTONIO, Gli intellettuali e l'organizzazione della cul­tura (Milan, E ianudi , 1 955) .

L E GOFF, )ACQU ES, Les intellectuels au Moyen Age ( Paris, Editions

du Seui l , 1 95 7) .

1 40

Page 141: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

LI PSET, S.M., Political Man (London , Hei nemann, 1 960), Bölüm X,

'Anıeric,rn l ntel lectuals : The i r pol i tics ve Statu s'. MAN N HEIM, KARL, l deology and Utopia \landon, Kegan Pau l ,

1 936) Bölüm 1 1 1 , k ıs ım 4, 'Tlıe sociological problem of the '' i ntel l i ­

gents ia" .

MAN N HEIM, KARL, Man and Society in an Age of Reconstruction (landon, Kegan Paul , 1 940) Part i l , Chaps, V l l l - IX.

MICHELS, ROBERT, ' l nte l lectuals', Encyclopaedia of the Social Sci­ences, (der.) E .R.A., Selignıan (New 'ı'ork, Macnı i l lan, 1 932) c i l t V l l l , ss.

1 1 8-26 [Makalenin sonunda gen iş b i r kaynakça var] . WEBER, MAX, 'The Chinese L i terati', From Max Weber (der.) H . H .

Gerth a n d C. Wright Mi l is (Landon, Kegan Pau l, 1 947) .

Seçkinlerin Dolaşımı

BRI NTON, CRANE, The Anatomy of Revolution ( New York, gözden geçi r i lmiş bası, 1 957) .

DAHRENDORF, RALF, 'Uber e in ige Probleme der soziologischen Theorie der Revolution', European Journal of Sociology, il (1), 1 96 1 , ss. 1 53-62.

G I RARD, ALAI N , la reussite sociale en France: ses cracteres, ses lois, ses effets (Paris, Presses Universitai res de France, · 1 96 1 ) .

KOLABINSKA, MARI E, la circulation des elites en France: Etude his­torique depuis la fın du Xle siecle jusqu'a la Grande Revolution (Lau­sanne, l mpri meries Reun ies, 1 9 1 2) .

L I PSET, S.M. v e BEN OIX, R . , Social Mobility in Industrial Society (Berkel�y , Un iversity of Cal ifornia Press, 1 949).'

MARSH, ROBERT M., The Mandarins: The Circulation of Elites in China, 1 600- 1 900 (Glencoe, The Free Press, 1 96 1 ) .

MiLLER, S.M. 'Comparative Social Mobility', Current Sociology I X ( 1) , 1 960, ·s. 89.

P I REN NE, HEN RI, 'Les periodes de l 'h istoire sociale du capita l i sme,

Bulletin de l'Academic royale de Belgique, Mayıs, 1 9 1 4 [İngi l izce çe­

virisi, American Historical Review, N isan 1 9 1 4'deJ .

1 41

Page 142: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

Azgelişmiş Ü lke Seçkinleri

ALMON D, G .A. ve COLEMAN, J .S., The Politics of the Oeveloping Areas (Princeton, Pri nceton U n iversity Press, 1 960) [Güneydoğu Asya,

G üney Asya, Afrika Alt Sahra, Yakın Doğu ve Latin Amerika üzerine beş

yararl ı a lan çal ışması içermektedi r . ) . BERGER, MORROE, Bureaucracy and Society in Modern Egypt: A

study of the Higher Civil Service ( Princeton, Princeton U niversity Press,

1 957) . '

f RI EDMAN N , G EORGES, Problemes d'Amerique latine (Paris , Gal­

l imard, 1 959).

FR I EDMAN N, G EORG ES, Signal d'une troisieme voie? (Paris, Ga l l i ­mard, 1 96 1 ) .

HODG KIN, THOMAS, African Political Parties: An lntroductory Guide (Harmondsworth, Pengu in Books, 1 96 1 ) .

KE RR, CLARK, DUNLO P, JOHN T., HARBI NSON, F REDERICK H . ve

MYERS, CHARLES A., l ndustrialism and lndustrial Man (Cambridge,

Harvard University Press, 1 960) (Özel l ik le 3. Bölüme bk., 'The lndustri­a l iz ing E l ites and their Strategies'] .

L I E UWEN, EDWI N, Arms and Politics in Latin America (New York

Frederick A. raeger, gözden geçiri l m iş bas ı , 1 96 1 ) . MISRA, B .B. , The lndian Middle Classes (London, Oxford University

Press, 1 96 1 ) .

N I EL, R. VAN, The Emergence o f the Modern lndoneisan Elite (The H ague, W. Hoeve, 1 960).

PYE, LUCIAN W., 'Armies in the Process of Political Modernization', Europen Journal of Sociology, il (1), 1 961 , ss. 82-92.

S H I LS, E ., The l ntellectual Between Tradition and Modernity: The lndian Situati�n (The Hague, Mouton & Co., 1 961 ; Comparative Stud­

ies in Society and History, Supplement 1 ) . SMYTHE, H . H . ve MYTHe M.M., The New Nigerian Elite (Stanford,

Stanford Un ivers ity Press, 1 960).

U N ESCO lnternational Social Science Bulletin, Vlll (3), 1 956. Afrika

seçki n leri üzer!ne sempozyum, ss. 4 1 3-88.

142

Page 143: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

WERTH EIM, W.F. lnclonesian Society in Transition: A Stucly of So­cial Change (The H ague and Bandung, W. Van Hoeve, 2. bJsı 1 9 59).

Seçkinler ve Demokrasi

B ELL, CLIVE, Civilizaiton: An Essay (Landon, Chatto & Windus, 1 928).

MANNHEIM, KARL, Man and Society in an Age of Reconstruction (Landon, Kegan Paul , 1 940), Part i l , Chaps, 1 1 -Vl l .

MANN HEIM, KARL, Essays o n the Sociology of Culture (landon,

Routledge & Kegan Pau l , 1 956), Bölüm 1 1 1 , 'The Democratization of Cul-ture' .

SCHUMPETER, J.A., Capitalism, Socialism and Democracy (lan­

don, Ailen & U nwin, 1 943). U NESCO, Democracy in a World of Tensions, (der.) Richard McK­

eon (Paris, U NESCO, 1 95 1 ) [Özel l ikle G .C. F ield, Lord Lindsay, S. Os­sowski and lth iel de Sola Pool 'un katk ı larına bk. J .

METİNDE ADI GEÇEN DİGER YAPITLAR

ARON, RAYMON D, Paix et Guerre entre les nations (Paris, Cal­mann-Levy, 1 962).

B LOCH, MARC, Feudal Society (Landon, Routledge & Kegan Pau l , 1 961 ) .

BOTTOMORE, T .B . (der.), Kari Marx: Early Writigns (landon, Watts & Co., 1 963) .

CROCE, B ENEDETTO, Historical Materialism and the Economics of Kari Marx (Landon, Howard Latimer, 1 91 3 ) .

E L IOT, T .S . , Notes Towards the Defınition of Culture (landon,

Fuber & Faber, 1 948).

1 43

Page 144: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı

F I N E R,. S .E ., The Man on Horseback: The Role of the Military in Pol­itics (Landon, Pa l l Ma i l Press, 1 962) .

F RIEDMAN N, GEORGES, The Anatomy of Work, (Londoıı, Heirıe­nıann, 1 962) .

F RIEDRlCH, CARL J. The New l mage of the Common Man (Bostoıı

Beacorı Press, 2'nci bası, 1 950) G RAMSCI, ANTONIO, Note sul Machiavelli, sulta politica e sullo

stato moderno (Mi lan, E i naudi, 1 955) . LÜTHY, H. The State of France (Landon, Secker & Warburg, 1 955) . N OMAD, MAX, Rebels and Renegades (New York, Macnı i l lan,

1 932) . ORTEGA Y GASSET, ıosE, The Revolt of the Masses ( 1 930; İng. çev.

1 932; Yen i bası Landon, Ai len & Unwin, 1 96 1 ) . PIGOU, A.C., (der.), Memorials of Alfred Marshall (Landon, Macmi l ­

lan , 1 925). RO USSEAU, J .-J . A Dissertation on the Origin and Foundation of the

lnequality of Mankind (The Social Contract and Discourses: Landon, Dent & Sons, 1 9 1 3 'ün Everynıan basıs ında.)

SAMPSON, ANTHONY, Anatomy of Britain (Landon, Hodder & Stoughton, 1 962) .

. S IEGFRIED, A N D RE, ue La l l l 'eme a la IWme Repuglique ( Paris, G rasset, 1 957) .

STRACHEY, JOH N , Contemporary Capitalism (Landon, Gol lancz, 1 956).

TAWN EY, R.H. Equality (Landon, A i len & Unwin, 4'üncü bası, 1 95 2).

TITMUSS, RICHARD, M., l ncome Distribution and Social Change (Landon, Ai len & U nwin, 1 962).

TOYN BEE, A.J,. A Study of History ( 1 2 ci lt, Landon,· Oxford Uni­versity Press, 1 934-61 ) .

WEBER, MAX 'Politics as a Vocation', From .Max Weber, (der.) H . H . Gerth and C. Wright Mi l is (landon, Kegan Paul, 1 947)

WEBER, MAX, The Methodology of the Social Sciences (Glencoe The Free Press, 1 949).

WILLIAMS, RAYMON D, Culture and Society (Harmondsworth Pen­gu i n Books, 1 96 1 ).

Page 145: TOM B. BOTTOMORE...«seçkinler» ile yığırilar arasında ilk sistemli ayrımı yapan ve bu temel üzerine yeni bir siyaset bilimi kurmaya çalışan Gaetano Mosca'nın yapıtı