11
•• •• IV. ULUSLARARASI VAN GOLU HAVZASI SEMPOZYUMU 17 - 21 2008 - AHLAT THE FOURTH INTERNATIONAL SYMPOSIUM OF VAN LAKE REGION 17-21 JUNE 2008 -AHLAT EDiTÖR -EDITED BY Prof. Dr . OKTAY

THE FOURTH INTERNATIONAL SYMPOSIUM OF VAN LAKE …isamveri.org/pdfdrg/D204501/2011/2011_MERCANMS1.pdfiv. uluslararasi van golu •• •• havzasi sempozyumu 17 -21 hazİran 2008

  • Upload
    others

  • View
    4

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: THE FOURTH INTERNATIONAL SYMPOSIUM OF VAN LAKE …isamveri.org/pdfdrg/D204501/2011/2011_MERCANMS1.pdfiv. uluslararasi van golu •• •• havzasi sempozyumu 17 -21 hazİran 2008

•• •• IV. ULUSLARARASI VAN GOLU

HAVZASI SEMPOZYUMU 17 - 21 HAZİRAN 2008 - AHLAT

THE FOURTH INTERNATIONAL

SYMPOSIUM

OF VAN LAKE REGION 17-21 JUNE 2008 -AHLAT

EDiTÖR -EDITED BY

Prof. Dr. OKTAY BELLİ

Page 2: THE FOURTH INTERNATIONAL SYMPOSIUM OF VAN LAKE …isamveri.org/pdfdrg/D204501/2011/2011_MERCANMS1.pdfiv. uluslararasi van golu •• •• havzasi sempozyumu 17 -21 hazİran 2008

IV. ULUSLARARASI VAN GÖLÜ HAVZASI SEMPOZTIJMU THE FOURTH INTERNATIONAL SYMPOSIUM OF VAN LAKE REGION

Bitlıs ValıliAi ve AhJat Belediyesi" nin Ev Sahipli~inde, İstanbul Üniversitesı , Bitlis Eren Üniversitesi,

Van Yü7uncU Yıl Üniversitesi ve TMMOB Mimarlar Odası Van Şubesi'nin Organizasyonu ile

17- 21 Haziran 2008 Tarihleri Arasında. Bitlis Eren Üniversıtesı Ahlat Meslek Yüksek Okulu

Prof. Dr. YücelAşkın Konferans Salonu'nda Gerçekleştirilmiştir.

© Yayın Hakları

Prof. Dr. Oktay BELLi

Tasarım ve Uyguluma Art Direktör

B . Sıtkı ÖZYURT

Kapak Resmi

Geyltıni ADIYAMAN

Kapak Tasarımı ve Uygulama

B. Sıtkı ÖZYURT

DOı.elti

Güzin Sülıran BELLi

Baskı ve Ci ll Gramat Grafik ve Matbaacahk İth. İhr. San ve Tİc. Ltd. Şti.

Rabindranatb Caddesi (4.Cadde) No. 29/7 Yıldıı./Çankaya/Ankara

Tel: O 312 440 38 83- 85 Faks: O 3 ı 2 440 37 98

e-mail: [email protected]

İlk Basım 2011 ANKARA

Bu kitap. Kültür ve Turizm Bakanlı~ı Ba~baı..anltk Tanıtma Fonu

Kurulu tarafından desteklcnmiştır

Ahlat Kültür Sanat ve Çevre Vakfı Yayını No. ı 4

Ahlat Belediye~ i Kültür Yayını No. 1

Bitlis Eren Üniversitesi Yayını No.2

Tüm Hakları Saklıdu. Kaynak Belin.mek Koşulu ile Yararlanılabilir.

ISBN: 978-975-92286-5-J

Kitapta Yl' f' Alem Görsel Malzemele rin Çok Biiyük Bir Kısnu, Yazarlan Tarafindan Sağlanmıştir.

Kitapta Yer Alau Makalelerin Her Türlü Bilimsel ve Yasal Sorumluluğu, Yazariarına Aittir.

n

Page 3: THE FOURTH INTERNATIONAL SYMPOSIUM OF VAN LAKE …isamveri.org/pdfdrg/D204501/2011/2011_MERCANMS1.pdfiv. uluslararasi van golu •• •• havzasi sempozyumu 17 -21 hazİran 2008

ABSTRACT

ACTIVITIES OF AN AMERICAN MISSIONARY IN BITLIS

M. Salih MERCAN*

ccording to of christianity, mıssıonry activities are coming from a holy souice. Owing to the speech of desusu the christ, - apostles started to notifıcate people the new religion called christianity. Jesus Said his apostles "Go and teli people the truth"

Apostles thought that they were their duty was order of the Lord.

After 6 th century, notification of christianity was called as mıssıonary work. "Workers of the holy aim" called themselves as mıssıonaries. They tauught people basic Fundamentals of belief and how top ray. 11 centuries later, their duties and responsibllitles accrued. They behaved as if they wore officials of foreign relations agencies of thelrown countiies and nations. So, missionaries worked not onlyforthe ather world or establishing the kingdam of jesusu the christ.

American protestant missionaries were pioneers. When they came to Ottoman lands, people hadreligions. There were no heretics. At fiist, missionarles declared that they were fhere to Christianize people. However when the time passed, they saw their aim was abortive. Later on, the missionaries found a special partner in the country: Armenians.

Missionaries, belonged to a well-organized religious group, were cool customers. They had chin wag by Armenians. Morever being jovial with Arrnenians, missionaries behaved as ajanus faced. In fact, thy were not reliable, but, Armenians were lotus eaters, so they didint be aware of the facts. Missionaries wanted to create a chaotic atmosphere in the country. Armenians were antagonitic and excifed. Because of inspirations of missionaries they were planr1ig a rebel against the state, Having fıshy dreams let Armenians to play bali with the American missionaries. The conditions than became suitable for missionaries. Their real goal was to hit the bulls eye. They never wanted a strong otoman authority. If not their attempts became a fat lot of good. Allience started and misslonaries became unable to say boo to a duck. Atmosp here started to cahange.

In the 25 th. October,

Although everythlng, the city was peaceful and soundless. Than it changed regularly. Ki ds were playing In the gardens and streets, women were working in housesor fields. But, in fact, there was a fishy and strange also stygian smell in the air. Tday was sacred day for Muslims, was friday. After purification by washing hands and some parts of bodies, Muslims went to mosgues to Salat (Namaz) Armenians, than, stole stores of Muslims and plundered preciaus goods of the m. Later an, they attacked mosgues in which Muslims were praying. When Muslims were praying in the second rakah of Salat, everything changed. Armenians and Muslims started to fight. Muslims had no chance except for defending themselves against Armenians, armed and were gentle as a success. For Muslims, ıt was astonishing. They krew that seperatist Armenians were waiting for a chance. But Muslims never thought thet Armenians could attack mosgues ın friday. Muslims defendea themselves. Old times reliable neighbaurs became unjust enemies, wanted to klll all Muslims.

Key words: Missionary, committee, event, Bitlis, Armenians.

"'Assistant Prof M. Salih MERCAN. Yiiziincü Yıl UnivtrSity, Faculty of Scienus and Letters, Departmtnr of History,

~n- TURKEY, e-mail: [email protected]

426

Page 4: THE FOURTH INTERNATIONAL SYMPOSIUM OF VAN LAKE …isamveri.org/pdfdrg/D204501/2011/2011_MERCANMS1.pdfiv. uluslararasi van golu •• •• havzasi sempozyumu 17 -21 hazİran 2008

. . . BITLIS'TE AMERIKALI

BiR MiSYONERiN MARiFETLERi

GiRiŞ

ıristiyan kiliselerinin, Hıristiyan olmayan ülkelerde bu dini yaymak için kurdukları örgüte misyon, bunları idare eden

ve faaliyet gösteren din adamlarına misyoner denmektedir.

18. Asrın sonunda dünyada, bütün Protestan kiliselerini etkileyen bir misyonerlik faaliyeti başl amıştır. Modern misyoner faaliyetlerinin başlangıcı olarak William Ceray'in 1793'te Hindistan topraklarına ayak basması kabul edilir. 19. Yüzyıl ın başlarında, dünyanın çeşitli bölgelerinde çok daha erken tarihlerde başlamış olan Katolik misyoner faal iyetlerine rakip olacak yeni Protestan misyoner teşkilatları kurulmaya başlamış ve zamanla sayı ları artmaya devam etmiştir.

Türkiye'ye ilk gelen Protestan misyonerierin "British and Foerign Bible Society" ye mensup oldukl arı ve bu teşki l atı

1804'de kurulmasında sonra izmir'den Anadolu içlerine misyonerler yollamaya başlam ı şlardır.

Amerikan misyonerleri 1819'da itibaren gelmeye başl amışlardır. Osmanl ı Devletini etkileyecek olan "American Board of Commissioners for Foreign Mission" 181 o yılında Amerika'nın Boston şehrinde kurulmuştur. Anadolu'ya ilk ayak basan öncü Protestan misyonerler Levi Parsons ve Pliny Fisk adlı amerikan misyonerleridir.1 1832 yı lında istanbul merkezi kurulmuştur. Misyonerleri başlangıçta çalışma

sahaları Müslümanlara ve doğu kilisesine yönelik olmak üzere iki cepheli olmuştur. Museviler üzerinde de özellikle "Scotch Presbytarians" ve Church of England" misyonerleri tarafından çalışılm ı ş ise de büyük bir başarı elde edi l ememiştir.

Müslümanlar üzefiffdeki çalışmalar da pek başarı lı

olunamadığından asıl faanvef" Doğu ki lisesi üzerinde yoğ~şmıştı r.

Doğu kilisesi dendiği zaman kastedilen gruplar, Ermenilerden başka, Grekler, Bulgar'lar, Nestoryan'lar, Kaldeen'ler ve Marunl'lerdir2•

M. Salih MERCAN*

1896 Yılında Amerika'dan 7, ingiltere'den 4, ayrı kiliseye bağlı misyonerler Osmanl ı imparatorluna dağılm ı ştı. Sadece Amerikalı olarak 176 misyoner ve bunların yanında 869 mahalli yardımcı çalışmaktaydı. Bir misyon bulunan belli başlı Anadolu şehirleri şunlardı. Bursa, izmir, Merzifon, Kayseri, Sivas, Trabzon, Erzurum, Harput, Bitlis, Van, Mardin, Antep, Maraş, Adana, Haçin, Ankara, Yozgat, Amasya, Tokat, Arapkir, Malatya, Palu Diyarbakır, Urfa, Birecik Elbistan, Tarsus3.

Misyoner ilahi gerekçesi, isa' nın , Havarilerine, " Gidiniz gerçeği (Kutsal Kitabı) onlara anlatınız" şekl in (göndermek VI. yüzyıldan itibaren Hıri stiyan inanmışlarını vaaz etmek ve ayinler yetkisiyle donatılmış din adamlarının çevre gönderilmesine misyon (mission), bu gibi faal iyetlere de misyoner (missinary) deniliyor. XVII. Yüzyıldan itibaren ise ticari ya da siyasi görevliler gönderilmesine misyon denmiş. Kısaca özel bir görevle gönderilerek veya yetki li kı l ınarak

yabancı diyarıara gönderilmek olgusuna misyon dendiği

anlaşılıyor'· Misyonerliğin özü dindir. Başlıca araçları ise okul, matbaa, kitap, hastane vb. modern kurumlardır. Misyoner, bu kurum l arın , içinde derece- derece yer aldığı , iyi işleyen, etkin bir sistem yadımı ile iktisadi-ticari çıkarların , siyasal-kültürel etki ve yayılmanın bir aracı olmakta öte gidememişlerdir.

Kısaca misyonerlik bütün uhrevi görünüşüne rağmen bir hayli dünyevidir5

Ameri kalı misyonerler Anadolu'ya çıktıklarında karşılarında

dinsiz bulmadılar. Herkesin iyi kötü bir dini vardı .

Böylece ilk düzeltme yapıldı: Müslümanlar ve Museviler Protestanlaştırılacaktı . Oysa bu alandaki başarısızlık tam bir fiyasko idi. Söz gelinni Müslümanlardan bir çivi bile sökmek mümkün olmadı. O zaman geriye, kala- kala Doğu 'nun

"sözde Doğu'nun H ıristiyanlarını yola getirmek kalıyordu .

Bu da sosyolojik, ekonomik ve politik nedenlerle göründüğü kadar kolay bir iş değildLAncak umut vaat eden unsur da yok değildi Bu unsur, Osmanlı'nın Millet-i sadıka diye nitelediği Ermenilerdi.

* Yard. Doç. Dı~ M.Salih MERCAN, Yüzüncit Yıl Oniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Ttu·ih Bölümü, Van-TÜRKiYE

e-posta: [email protected]

427

Page 5: THE FOURTH INTERNATIONAL SYMPOSIUM OF VAN LAKE …isamveri.org/pdfdrg/D204501/2011/2011_MERCANMS1.pdfiv. uluslararasi van golu •• •• havzasi sempozyumu 17 -21 hazİran 2008

M. Salih MERCAN

IV. Uluslaraı·a.rı ~rı Gölü Havzafl Stmpozyumu

~~----------------------

Amerikan misyonerleri Osmanlı ülkesine girdikten sonra fakir­tukara Ermeni çocuklarına bedava okullar açarak Protestanlık telkinine başlam ışlar, bedava inciller v e diğer dini kitaplar dağ ıtmışlardı r . Amerikalı misyonerleri Ermenileri, ası rlarca

bir arada yaşad ı kları Türk'lere karşı çetele kurmaya ve Osmanlı Devleti'nin zafiyetinden dolayı gücünün u laşamad ı ğı

bölgelerde savunmasız kalmış Türk'leri katletmeye teşvik

etmişlerdir6·

Misyoner okullarında Ermenilerin bilinçlenmesi için tüm imkanlar kullan ılmaya çal ışı lıyordu . Misyonerierin istanbul'da haftalık ve ayl ık birer gazetesi vardı. istanbul Amerikan incil kitapevi, misyonerierin başl ıca yayın merkezlerinden biriydi. 1893 yı l ına kadar Türkiye'de 3 milyon incil kitabı dağıtılm ıştı. Dağıtı lan öteki kitapların sayı sı 4 milyonu aşm ı ştı. Yani 1893 yılında misyonerierin Türkiye'de dağ ıtıkl arı kitap sayısı 7 milyonu aşmıştı. Bu yeni doğan bebekler de hesabin dolar harcıyorl ardı. Yaptıkl arı toplam harcamalar 1 O milyon doları aşmıştı. Bunun 6 milyon dol arl ı k bölümü, yani yarıdan fazlası, Amerikan vatandaşlarından toplanm ı ştı. Bu rakam bugünün değil, o günün ölçülerine vurarak düşünmek gerekir. Amerikan misyoner örgütü bu paraları hep Ermeniler harcam ıştı r. Bütün bu dolarla, okullar, öğretmenler, kiliseler, papazlar, kitaplar, dergiler, hep Ermeniler içindi. Yer yüzünde acaba başka hangi topluma, hangi azınl ığa bu kadar Amerikan parası

dökü lmüştür? 7

Ameri kal ı misyonerierin imparatorluk topraklarına yerleşme ve yayıma döneminde hedefte yapı lan düzeltmelerle odak nokta Ermeniler oturtulmuştur., Ermenilerin içinde de yükselen esnaf tabakasıyla ittifak edi l miştir. Bu durum kuşkusuz okullara da yansıyacak, Ermenilere yönelik eğitim politi kasında yankısı nı bulacaktı r.

Misyonerierin yukarıda belirtildiği amacı :

a) Eğ itim

b) Siyasi faaliyetler

c) Dine ve mezhebe insan kazandırma girişi mleri ,8 olarak özetlemek mümkündür. Siyasi ve dini faal iyetlerindeki çalışma alan l arını kısaca özetleyecek olursak:

- Misyonerler bir ülkeyi kültürel açıdan tamamen yıkmadan, kendilerini o ülkeyi tamamen fethetmiş sayılmazl ar. Bu bakımdan fethedilecek, yani işgal edilecek ülkenin bütün sırlarını detayl arına varıncaya kadar tetkik etmek için seyyah, doktor,öğretmen , mühendis, jeolog, hemşi re vesaire gibi görevlerle hedef ald ı kları ülkeye akın ederler. Bizim ülkemize de bu amaçla üşüşmüşlerdir . Görevleri milletin ve devletin tarihi, coğrafi, jeolojik, kültürel, siyasi, ekonomik, psikolojik yapısın ın incelenmesi, zaafl arının tespit edilerek nasıl sömürülebi leceği husussunun tayin edilmesidir.

- Misyonerler kendi okullarından başka azın lıklara da okul açtı rarak toplumsal nifak planlamışl ardır. Cemaat liderleri sık­sık genelgeler yayı n l ayarak yabanc ı oku lların dil öğrenmek bahanesiyle kendilerini din ve milliyetlerinden koparmak istediklerine dair yakınmalarda bulunmuşlardiL

428

- Misyonerler yönettikleri okullarda din ve mezhep yayma amacını sömürgecilik ve hatta istila hedefiyle bütün leştirm i şlerd ir.

- Arkalarını yasladıkları devletlerden aldıkl arı güçle, girdikleri ülkelerin huzurunu, sosyal yapısını, ahlakı n ı , siyaset ve eğ itim in i etkileyerek sürekli kargaşaya itilmelerine sebep olmuş ve nihayet o ülkenin Avrupa devletlerinin himayesine girmesi için çaba harcamışl ard ı r.

- Yabancı okullarda görev yapan yabancı öğretmen ve idarecil er, ya doğrudan doğruya okulu açan devletin veya ilgili misyoner teşkilatının ajanı olarak çal ı şmışlardır.

- Amaçları sadece din ve mezheplerini kabul ettirmek deği l , kendi devletlerinin siyasi emelleri uğruna azınl ı kları kışkırtmak, bölücü, bozguncu cereyanları telkin ve propaganda etmek, isyancı l arı el ebaşl ı ları korumaktı rı.

- Misyonerler, Türk topraklarındaki yer altı ve yerüstü zengin liklerini araştırıp, tespit ederek mensup oldukları

devlete rapor etm iş, böylece yabancı başkentleri n Türkiye üzerindeki hedeflerinin takipçisi olmuşlardır.

- Osmanl ı halklarını parçalamak için fikri ve dini alt yapıyı hazı rlamış, sonra da siyasi desteğin sağlanmasında yardımcı olmuşlardır.

Halen yapa geldikleri gibi, yetiştird i kleri seçkinler grubuyla Türkiye'yi güdümlerine almak istemişlerdir. Ve halen yapa geldikleri gibi sömürge tipi aydın imal etm işlerd ir

- Özellikle azınlıklar arasından seçtikleri öğrencileri birer ihtilalci olarak yetiştirm iş, eylemden sonra da bu ihtilalcilere siyasi rdestek vermişlerdir.

- Türk ayd ı nının hem kendi toplumundan hem de kendi ülkesinden uzaklaşmasına sebep olmuşlad ı r.

- Misyoner okullarında mezun edilen bir kısım öğrenciler düşmana istihbarat hizmetinde bile bulunmuş yani Türkiye aleyhine casusluk yapmışl ardır.

- Yabancı okullarda çalışan l ar bölgedeki işgal kuvvetlerine mümkün olan her türlü yardımı yaparken, okul binalarını ve benzeri tesisleri i şgal kuvvetlerinin emrine vermekten kaçınmamışl ard ır. Okullar ilk günlerde işgal kuvvetlerinin karargahı olurken, kurtuluş mücadelesinin son günlerinde elerlinde kalabilen tek siper olmuştur. Düşman birlikleri en son buralardan çekilmişlerdir 10.

Saadetlin Pasa ve ibrahim Cemal Efendi'nin raporundan: '

(Bitlis Ermenilerini; Diyarbakır, Erzurum, Van komitecileri ihtilal ve siyana sürüklemişlerdir.)

Bitlis'teki Amerikan kolej linin de ihtilali tahrik ve teşvikte önemli yeri vard ı r. Bu kolejli Bitlis'ten Amerika'ya gitm i ş bir Ermeni açmıştır. Bitlis kolejli bu Ameri kal ı n ı n Bitlis'te doğmuş ve çocukluğunu orada geçirmiş olan oğlu Core'un idaresindek i. Bitlis'te on beş yirmi saat uzaklıktaki köylerden gelen Ermeni

Page 6: THE FOURTH INTERNATIONAL SYMPOSIUM OF VAN LAKE …isamveri.org/pdfdrg/D204501/2011/2011_MERCANMS1.pdfiv. uluslararasi van golu •• •• havzasi sempozyumu 17 -21 hazİran 2008

IV Ulurlnmrtm ~n Gölü Hnvztm Sempozyumu

-----------~ ----------------~~ M. Salih MERCAN

çocukları burada yatılı olarak okumaktadır. Misyoner Core Ermeni çocuklarının kafalarını hükümet aleyhine ihtilal ve isyan düşünceleriyle doldurup köylerine göndermektedir. Buradan mezun olanlar yakınlarına, komşulanna da ihtilal ve isyan fikrini aşılamışlar, Ermenileri bağımsızlık hayaline sürüklemiş, Osmanlı devleti ve Türk milletine düşman etmişlerdir 11

25 Ekim 1893 (13 taşrinievvel 131) Cuma günü sabahı Bitlis'teki Hınk Horen Ermeni kilisesi hınca hınç dolmuştu. Bu toplantıda her zamankine benzemeyen bir fevkaladelik vardı. Bütün Ermeni ileri gelenlerinde başka çevre köylerden ve kazalardan Ermeniler gelmişti. Biraz sonra içeriye kara sakall ı , hafifçe esmer birisi girdi, herkes hürmetle ayağı kal ktı ; bu gelen. Protestan misyonerlerinden Corç idi. Corç, H ıncak komitesinin eli, ayağı ve ihtilalin o taraflarda bakanı idi. Corç etrafına vakurla selam verdikten sonra hitabet kürsüsüne çı ktı.; bir iki kez öksürdükten ve insan l arı manyetizma eder gibi herkesi şöyle bir süzdükten sonra başladı:

- Biliyor musunuz? Bu sıralarda Ermeni Milletinin tarihi yazılıyari Bu tarihi şöyle veya böyle yazmak, şeretle açıp, şeretle bitirmek sizin Ermeni kavmi necibinin elindedir. Anadolu'nun her tarafında isyan başlamıştır. Payitahttaki ihtilallar yeniden canlanmıştır 12

• Ermenistan bayrağı her tarafta dalgalanıyor, bu bayrağın üzerinde istiklal, hürriyet ve barbar Türklere lanet yazılıdır. Bütün düveli muazzama sizinle beraberdir. Ingiltere sizlere en yeni silahlardan göndermiştir. Bu silahları ben pekala biliyorsunuz ki davaya hizmet edenlere verdim. Silahı olmayan bana müracaat etsin vereyim 13.

Hınçak komite miz, kahraman sedası nı bütün alemi medeniyete duyurmuştur, ve size lazım olan silahlarla beraber para da temin etmiştir. Bu gün barbar Müslümanların Cuma günüdür. Vahşilere bugün kendi köhne ve bayağı dinterince camilere dolarlar. Bugün Ermenistan'daki bütün memleketlerin camilerine kahramanlanm ı z hücum edecektir. Komitenin bana verd iği emir ve talimat muGibince bende işte Allah' ı n evinde ve Allah'la isa'nın huzurunda size emrediyorum. Bugün burada da camiler basılacak ve barbarlar itlaf edilecektir. Bugün siz de camileri basıp kan dökmeli-sinzi. ki beylik ve istiklal alasınız.

Bugün öğle ezanı okunmadan evvel vahşiler dükkanıarını kapatıp camilere dolacaktır.; siz de silahlarınızı alacaksınız dükkanlarınızı kapatacaksınız, bugün daha geceden hem namaz kılmak, hem de alış veriş etmek için şehre biriken Kürtler ve aşiret ayıları da gelmişlerdir. Bunların gelmesi planımızın tatbiki için hayırlı olmuştur.

Evlerinizde ve dükkanıarınııda bulunan eşyanın bir kısmını, bu Kürtlerin ve aşiretlerin çadır kurdukları hanların yakınına koyacaksınız. Bir kısım da Türk mahallerinin münasip mahallelerine atıp saçacaksınız.

Kadınlarınızın bir takımı Türk mahallelerine gidip Kürtlerin ve aşiretl erin Türk dükkanıarı nı yağma ettiklerini söyleyecektir. Bu suretle Türklerle Kürtlerin arası açılmalıdır. Hükümet marnuriarına da Türklerin ve Kürtlerin Ermeni mal l arını yağma ettiklerini iddia eyleyeceksiniz. Anlıyor musunuz?

429

Bir taraftan bu propaganda yapılırken barbarlar Cuma namazından çıkmadan hücum edip katliam edeceksiniz. Bugün bir Türk öldüren, Ermeni tarihinin parlak bir sayfasını yazmış ve cennet-te Allah'ın en güzel bir meleği olarak kendisine yer hazırlamış olacaktır. Gaziler ölünceye kadar medeniyetin aleminin takdirini kazanacak, şehitler isa peygamberin havarileri gibi şöhret ve şan alacaktır.

Size söyleyeceklerim bunlardan ibarettir. Allah ve isa peygamber yardımcınız olsun" ı• .

Bu nutku Ermeniler derin bir huşuu ve dini bir atmosfer içersinde dinlediler ve Al lah' ın Hinçakyanın emrini harfiyen tatbik edeceklerini söylediler.

Kiliseden çıkmadan evvel birisi bağırd ı :

-Hey kardeşler! Bugün barbarlar Cuma namazında iken pis kanların ı akıtacağımıza şurada isa Peygamber namına yemin edelim.

Bütün cemaat hep bir ağızdan cevap verdi.

Barbarları Cuma namazında tepeleyeceğimize isa Peygamber adına yemin ederiz!

Cemaat gitmeye hazırlanıyordu; Core tekrar seslendi:

Hepinizin silahı var mı? Olmayanlar Karmırak kilisesine gelsinler, silah verelim.

Bir çok sester işitiliyordu ; soruyorlardı:

Şimdi girsak silah alabilir miyiz?

Hay- hay vakit geçirmeyiniz ..

Bitlis Ermeni ileri gelenlerinden Basmacıyan Hacı Manokay ayağa kalktı; heyecanl ı bir sesle bağırdı:

"Yaşasın Ermeni millatil Kardeşler; bu gün her kim millet için canını feda ederse şehit olacaktı r. Şehit olanların ailesi de hiçbir vakit idaresiz, ekmeksiz, parasız kalmayacaktır. Vakit geçiyor; şimdi hepimiz gidip bize burada verilen talimat doğrultusunda işe başlayalım: Allatı yardımcımız olsun. Hepimiz kanımızın son damlasına kadar uğraşacağımıza yemin ederiz."

Cemaat dağıldı 15.

25 Ekim 1893 (13 taşrinievvel 1311) Cuma günü Bitlis Müslüman mahallelerinin sokaklarında oynayan çocuklar ve su taşıyan kadınlardan başka kimse görünmüyordu. Vakit öğleye yaklaşmıştı, her kes abdest alıp Cuma narnazına koşuyordu.

Ezanlar okundu halk huşu ile camilere dolarak ibadet koyuldu. Şehir sessiz ve sakin , sanki uykuya dalmıştı. Bu sırada Ermeni mahallesinde her zamankinden farklı bir telaş ve heyecan dikkati çekiyordu. Ermeniler bütün dükkan i arın ı kapatnıışlardı. Bitlis camileri hınca hınç dolduğundan cemaatin büyük bir bölümü dışarıda namaz kı lmak zorunda kalmıştı.Çünkü hariçten bir çok aşiret, alış veri ş yapmak ve Cuma namazı nı

eda etmek için Bitlis' e gelmişlerdi.

Page 7: THE FOURTH INTERNATIONAL SYMPOSIUM OF VAN LAKE …isamveri.org/pdfdrg/D204501/2011/2011_MERCANMS1.pdfiv. uluslararasi van golu •• •• havzasi sempozyumu 17 -21 hazİran 2008

M. Salih MERCAN

l V. Uluslarnmıı Van Gölii Havzan Sempozyumu

~-----------------------Ermeni mahallesinde telaş ve heyecan arttı; komiteeller silah iandıiar ve kalabalık bir halde, askeri intizam ile hareket ederek camilere doğru yöneldiler. Bir kısmı da dükkanıarındaki kıymetli mallarını evlerine taşıyıp ehemmiyetsiz kısımlarını

sokaklara yığdılar ve Müslüman mahallesinin ötesine berisine dağrttılar16•

Müslümanlar Cuma namazını ikinci rekatında iken, Ermeni kil iselerinden çan çalmaya başladı ve akabinde de üç el silah sesi işitildi. Bu, hücum emri idi Bütün Ermeniler silahlarını çekerek camilere h ücum ettiler. Aslında çoktan beri Ermeniterin bir karışıklık çıkaracağını sezmiş olan Müslümanlar, çan ve silah sesleri ,işitince namazlarını bozarak camilerden çıkmaya ve canlarını müdataaya hazırlanmışlardı. Kürtlerle aşiretlerin hepsi silahl ıydı ; Ermeniler, camilerden boşalan ahalinin üzerine kurşun yağdırmaya başlayınca ahali de mukabeleye mecbur oldu.

Mücadele tam bir ölüm kalım savaşı haline dönüştüğü sırada asker ve jandarma kuwetıeri yetişerek olayları bastırdı;

taraflardan bir çok ölü ve yaralı vardı. Camilerde bu kavgalar böyle başlayıp kanlar dökülürkan şehrin çeşitli noktalarından

koşup gelen kadınlar ve çocuklar : yelişiniz yangın var! Bitlis yanıyar diye feryat ediyorlardı.

Asker ve jandarmanın yetişmesiyle mahallelerine çekilen Ermeniler bir taraftan kundak atarak şehrin her tarafında yangın çıkarıyor, bir taraftan da dükkanıarına ve evlerine dönen Türklerin üzerine saldırarak rast geldiklerini öldürüyorlard ı

Asker ve zabıta kuvvetleri bir taraftan yangın söndürmeye, diğer taraftan Ermeni ihtilalcilerini dağıtmaya çalışıyorlardı.

Komitecilerin maksadı her ne olursa olsun bu gün kati bir sonuç elde etmekti; onun için yangın söndürmekle meşgul olan zabıtanın dalg ınlığından istifade ederek Müslüman mahallesine taarruzlarını artırdı l ar. Kürtler ve aşiretler,

jandarma ve asker kuvveti müdahale etmeseydi daha ilk hamlede bu komitecilerin üzerine hücum edeceklerdl; Müslüman mahallelerine Ermenilerin hücumunu gördükçe sinirleri pek gergin bir hale gelmişti. Nihayet zabıta ve asker şehrin her iki tarafını kuşatma altına alan yangınla uğraşırken

iki taraf birbirlerine girdi; silah sesleri, kadın ve çocuk çığlıkları, Bitlis'in üzerine çöken yangını kızıl karanlığı altında yarıkı bulurken, her iki taraf i nsanlıktan çıkmış canavar haline gelmişti17; artık silahlarını yere attılar iki taraf yumruklanyla, dişleriyle ve tımaklaoyla dövüşüyor ve boğuşuyordu. Asker ve jandarma büyük bir metanet ve ltıdal sarfıyla yangınları

söndürmüş, muharebe meydanına gelmişti. Genç teğmen gür sesi ile bağırarak; Müslüman kardeşler! Dağılın evlerinize dönün! Komitecileri bulmak, terbiye etmek bizim hakkımızdır.

Türkler, bu sese uyarak dağıldılar; Ermeniler silahlarını çekerek askere de hücum etmek

Istediler. Genç subay; Ermenilere eğer şimdi dağılmazsanız ateş açacağ ım! Ve bu sözlere Nişan al kumandasında ilave

430

etti. Kumandanın şakası olmadığını anlayan Ermeniler çit yavrusu gibi dağıldılar18

Mahalle cesetlerle dolmuştu; Müslümanlardan birisi kadın olmak üzere 38 ölü ve 35 yaralı vardı ; Ermenilerden 139 kişi

ölmüş ve kırk kişi yaralanmışb .

Ölüler ve yaralılar kaldırıldı ; komitecilerden bir kısmı yakalandı; diğerleri mahallelerine ve kiliselerine kaçıp ikinci bir isyan ve ihtilale hazırlanmaya başladılar.

Bu olayda on gün sonra Bitlis'teki bir polis karakolu komisennin odasına bir kadın girdi; Vartuhi isimli bu kadın Bitlis Ermeni tüccarlanndan Kigork Ağanın zevcesiydi. Ağlıyordu ; Heyecandan konuşamıyordu . Komiser babacan bir adamd ı : Onu bütün Bitlis ahalisi severdi.

Şefkatle kadına sordu 19:

Ne istiyorsun madam ? Ne oldun? Madam şu suyu iç, sakinleş anlat bakayım .

Komiser baba! Ben Kigork Ağa 'nın hanımıyım; kocan kan revan içersinde yatıyor; devletine, padişahına ne kadar sadakattidir kocacı ğı m siz bilirsiniz? O hiç komiteler1e düşüp kalkmamıştır. Hiçbir gün onların müzevir1iklerine karışmamıştır. Rica ediyor ki siz gidesıniz . Beraber gitsek olur mu? isterseniz ben önce gideyim, siz gelirsiniz.

- Siz gidinlz, ağlamayınız , Sayei şahanede o fesatıarın hepsi tartıiye olur.

Kadın çıktı gitti; komiser yarım saat sonra Kigork Ağanın hanesinde bulunuyordu. Kigork Ağa kırk beş yaşlannda sevimli iyi huylu bir adamdı r. Bitlis'in Yel meydan mahallesindeki hanesinde karı ve çocuklarıyla mesuda ne bir ömür sürmektedir. Karnıser odadan içeriye girince zayi etti ğ i fazla kan hesabıyla siması balmumu gibi sararan Kigork Ağanın dudaktannda hazin bir tebessüm canlandı; gözleri parladı ve hafif bir sesle: Ne iyi etmişsiniz komiser baba geldiğinize çok teşekkür ederim dedi.

Komiser her zamanki babacan tavrıyla hal ve hatı r sordu:

-Geçmiş olsun Klgork ağa; adam sende geçer! Varan ağır mı be Kigork Ağa?

-Ağır mı da söz mü? Az kaldı postu bırakacakbm. Kurşun kulağırndan girdi ensemden çıktı.

- Kigork ağa kim vurdu seni, nasıl oldu bu iş?

- Avadik oğlu Nazar Isimli bir müfsit vardır, bilir misin?

-Nasıl bilmem? Komitecileri sağ eli.

-Bu adam gece gündüz ev- ev gezer, herkesi korniteye aza yapmak ister; para toplar, aza yazılmak istemeyeni ölümle korkutur. Bana da birkaç sefer geldi, ben kendisini evime bile kabul etmek istemedim.; geçen gün çağırdım . Nazar,

Page 8: THE FOURTH INTERNATIONAL SYMPOSIUM OF VAN LAKE …isamveri.org/pdfdrg/D204501/2011/2011_MERCANMS1.pdfiv. uluslararasi van golu •• •• havzasi sempozyumu 17 -21 hazİran 2008

W. Uluslaramsı Van Gölü Havzası Senıpozyımıu

--------------------~~ M. Salih MERCAN

kardeşim, bu sevdadan vazgeç! Bu yaptığın iş değildir, simdiye kadar Türklerden ne kötülük gördün; kiliselerimize, ~ekteplerim i ze mi karıştılar? Dilimize, mi bir şey söylediler? Surada basımız ağrısa Türklere koşarız. Derdimiz olsa deva ~rarız. Bi z~ her vakit iyilik ederler. Allah devlet millete zeval vermesin. Rahat- rahat yaşıyoruz." Dedim 20. O dinlemiyordu. Ertesi günü gene evine gittim; nasihat ettim dedim ki:

- Nazar; meşhur meseledir, su testis su yolunda kırılır, bir gün yakayı ele verirsin, seni hükümet asar, yahut ölünceye kadar kürek cezasına çarpıhrsın, çoluğuna çocuğuna bari acı!

Nazar sözlerime gülüyordu; rovelverini çekti.

-Seni şimdi burada gebertirim; demek ki hem kendi milletine hizmet etmek istemiyorsun, hem de hatiyelik edeceksin de hükümete beni haber vereceksin ha! Öyle ise şimdi evimden çık git; fakat ayrı n sabaha kadar Corç'un yan ına gidip korniteye kayıt edilmezsen ve aidatın ı vermezsen akşama öldürürüm, dedi 21 •

Ben tabii gitmedim; adam palavra atıyor öldürecek adam öldürür, fazla söylemez; ısıracak köpek dişini göstermez, dedim. Dün akşam dükkan ım ı geç kapadım; ahbaplarla biraz laf attı k,bir iki tane de yuvarlad ı k, bilirsin ben rakı içmesini sevmem; iki üç tek attım , Allah'a ı smarladık, dedim, ayrıldım. Tam bizim mahalleye yaklaştığını zaman karşıdan Hamazasp göründü; arkasında da birisi vardı. Tanıyamadım, Hamazasp Nazarın kayınbiraderidir. Bunlar beni görünce iki el silah atıldı. Kurşunlardan birsi sağ kulağıma isabet etti; bereket versin bizim iki Müslüman almış beni getirmişler. Onlar olmasaydı muhakkak öldürürlerdi.

-Geçmiş olsun Giğork Ağa! Büyük kaza atlatmışsın; doktorlar ne diyorlar?

-Tehlikeyi geçirdi n dediler. Komiser biraz daha oturduktan sonra kalktı; makamına geldi Hamazasp' ı aramaya başladı ;

fakat bu adamın bir daha izi bulunamadı.

Bu ol ayı müteakip eden günlerde komite faaliyetlerini daha ziyade kabul etmeyenleri yaralayıp katlediyordu. Protestan misyoneri Corç ise teşkilatı na devanı etmekten çekinmiyordu. Gigork Ağa'nın yaralanması nı ve Hamazaspın kaybından sonra Ermeni'lerden kadın, erkek beş ki şi daha gelerek önümüzdeki Cuma günü de camiierin basılacağ ı nı ve komitenin faal azasından bir takı n adam l arın isimlerini haber verdiler; bunların yanında Corç'un hizmetçisi Sürupe de vard ı ; tevkif edilenler adliyeye verildi; Yalnız melaneti, hıyaneti bütün komite azalarından fazla olan Corç hapsedilemedi. Çünkü Protestan misyoneri idi.! Kapitülasyonlarla onlara bin kat daha kuvvet ve dokunulmazl ık hediye edi l mişti.

Misyoner Corç'un hizmetçisi Sürupe tevkif edilince komiserlik odasına getirildi; komiser kendisini sorgulamaya başladı.

-Söyle bakalım sürupe efendi' Burada doğru söz söyleyen kazanır; cezası af edilir; yahut hafitler; yalan söyleye yakasını kurtaranıaz; zira hükümet doğru ile yalanı tefrik eder.

431

-Efendim; ben böyle .. ilere karışmak istemezdim; fakat beni mister Corç ile Basmacıyan Hacı Manok kandırdılar: Bir taraftan komiteciler:

-Eğer bizimle beraber olmazsan seni öldüreceğiz, diyorlardı . Diğer taraftan mister Corç ile Basmacıyan

-Şu Kigork Ağa'yı öldürürsen sana yüz altın vereceğiz; bu Kigork ağa ile ailesi milletimizin düşmanı , barbarların sadık

köpeğidir. Hem bunu öldürürsen gazi olursun; ahrette de doğru cennete gidersin, d iyorl ardı; gaziliği, cenneti, cehennemi bir tarafa bırak komiser babacığım ah! Şu yüz altın mükatat yok mu? insanın aklın ı, fikrini al ı yor. Ben çileden çıktım ; şeytana uydunı; geçen gün Nazar'ın kayınbiraderi Hamazasp bana geldi; Sürupe, dedi, gel benimle beraber Kigorku ahrete gönderelim. Kigork ağan ın dükkanı geç vakte kadar açıktı; köşede onun çıkmasını bekledik; arkadaşları vard ı ;

dükkanda rakı içiyorlardı; nihayet dükkan kapandı . Kigork ağa mahallesine yaklaştı. Biz öbür sokaktan önüne geçtik; ben Hamazasp 'ın arkasında idim; roververimi çıkardım; ateş ettim. ikinci kurşunda Kigork:

-Oof anam yandım! Diye yere yuvarlandı; öte taraftan iki kişi koştular; biz Kigork'u öldü diye bıraktık; Hamazasp!la beraber kaçtık; bu işte Hamazsp'ın kabahati yoktur, kurşunu atan benim.

Sürupe, ifadesinde Corç'un ingiltere'den silah getirttiğini ve ikinci bir ihtilal hazırlığını bildirdi. Diğer tevkif edilenlerin ifadeleri de bunu teyit ediyordu22 .

Hapsedilen Ermenileri n ve misyonerCorç'un evlerinde aramalar yapı l dı. Bir çok silah, cephane, evrak bulundu, evrak arasında

komitenin talimatnameleri, tedhiş mektupları, Avrupa'dan, Amerika'dan ve Türkiye'nin muhtelif mıntı kalarındaki

komitelerden gelen emir ve uygulama talimatnameleri vardı.

Cinayetini itiraf eden Sürupenin, komite hakkında hükümete daha ziyade izahatvereceğ i ve hazırlanacak olayl arı önceden bildireceğ i an l aşıldı , zaten Kigork ağa da iyi l eşmiş ve şahsi hukuk i ddiasından feragat etmişti ; Sürupe'nin tahliyesiyle hakkında takibat yapılmaması kararı gerekiyordu. Komiser durumu surepa'ye izah ederek seni serbest bırakacağız;

bir daha böyle şeylere karışma ! Hayır komiser baba! Allah devlete, millete zeval vermesin; komiser, yalnız sizden şunu rica ediyorum ki Hamazasp'ı takip etmeyiniz.Onun kabahati yoktur; hep kabahat o melun eniştesi Nazar'dadır. Nazarı

ne yaparsanız yapınız. Bilirsiniz? Hamazasp da Corç'un hizmetçisidir. On seneden beri ona hizmet etmekteydi; devletine ve milletine hainlik etmeği kabul etmediğ inden Corç kendisini kovdu; şimdi biz Vali Paşa'ya bir arzuhal vereceğiz; Corç'u ihbar edeceğiz. Hakikati söyleyeceğiz. Bu olay sonrası i kin bir isyan Cami baskını önlenmiş oldu23•

Tahliye edilen Sürepe ile Hamazasp ve diğer arkadaşları Mampiri taratından Bitlis hadiseleri hakkında Bitlis Vilayet makamına 14 teşrinisan i (kasım) 1311 (1893) tarihli aşağıdaki dilekçeyi vermişlerdir24 •

Page 9: THE FOURTH INTERNATIONAL SYMPOSIUM OF VAN LAKE …isamveri.org/pdfdrg/D204501/2011/2011_MERCANMS1.pdfiv. uluslararasi van golu •• •• havzasi sempozyumu 17 -21 hazİran 2008

M. Salih MERCAN

N. Uluslararası Vmı Gölü Havzası s~mpozyımm

~------------------------Bitlis vilayeti celilesine:

"Üç senden beri Protestan Mister Corç'un hizmetinde bulunmaktayız. Vukuattan üç gün ewel ısiahat icra oluoacağına dair istanbul'dan bura hükümetine telgraf gelm iş olduğunu Mr. Core söyledi ve 1altı vilayet verildi, Ermenistan teşekkülünü tebşir ederim' diye milletimiz murahhası Agop Efendiye hitaben yazdığı tezkereyi gece saat 4'te bize verdi.

Biz de tezkereyi götürüp Murahhas (Papaz) efendiye verdik. Papaz efendi de 'Ermenistan'ı tebşir eden tezkerenizi aldı ,

memnun oldum, tebrik eylerim' diye Corç'a cevap olarak yazdığı tezkereyi bize verdi. Biz de Mr. Corç'a teslim ettiğim izi arz ve ihbar eyleriz 25•

Hampiri- Hemazasp- Sürepe"

Bu dilekçayi verenler daha sonra komite tarafından idam edilmişlerdir26•

Bitlis idare Meclisi ile Mahkeme üyeliğinde görevli Ermenilere Erzurum Ermenilerini örnek göstererek istifa tavsiyesinde bulunduğu ve bazı Ermenilere para vererek camilere baskınlar düzenleyip ahaliyi ihtilal için kışkırttığı ileri sürülen Amerikalı misyoner George Knapp hakkında verilecek karar için tahkikat sonucunun beklenmesi gerektiği ve tahkikat sonucunda işlem yapılması istenm iştir. Bu durum üzerine Amerikan Büyükelçiliği'nin Bitlis'te karışıklık çıkardığı için Diyarbakır'a oradan da Halep'e gönderilen Misyoner George Knaapp'a yapı lan uygulamayı protesto ederek kendisinin konsolosluk görevlilerine teslim edilmesi istenir27 • Birinci talep savuşturolmak istenir ancak , Amerikan Maslahatgüzarı 'nda

iskenderun'da Amerikan ajan konsolos Valker'a 24.4. 1896 tarihinde çekilen telgrafta; Knapp 'ın teslimini tekrar talep ediniz ve durumu bana derhal telgrafla bildiriniz emri üzerine, Knapp' ın tekrar teslimi istenir. Hariciye Nezareti, Halep valiliğine çekiği 24 Nisan 1896 tarihli telgrafta , Misyoner Core'un iskenderun Amerikan Konsolos Memuru Warkel 'e teslim edilmesi istenir. Halep Valisi Raif beyin Hariciye Nezareti'ne çektiği telgrafta; verilen emir üzerine, George Knapp, 25 Nisan 1896 tarihinde Amerikan konsoıosluğuna teslim edildiği bildirilir

DiPNOTLAR

1 - Şamil Mutlu; Osmanli Devleti'nde Misyoner Okullari, s. 285-Kamuran Gürün, Ermeni Dosyas1, s. 40

2- Kamuran Gürün, Ermeni Dosyas1, s.41

3- Gürün, a.g.e. s.41

4- Uygur Kocaba~oğlu, Anadolu'daki Amerika, 19. Yüzyilda Osmanli imparatorluğunda Amerikan Misyoner Okullar, s.14

432

5 - Kocabaşoğlu, a.g.e. s.1 5

6 - Kocabaşoğlu, a.g.e. s.76

7 - Necdet Sevinç, Osmanlllardan Günümüze Misyoner Faaliyetleri, s.234

8 - Bilal N. Şimşir, Ermeni propagandasmm Amerikan Boyutu, Tarih Boyunca Türklerin Ermeni Toplumu lle Ilişkileri,

Sempozyumu, s. 99 ( 8-12 Ekim 1984)

9 - ilknur Polat, uosmanll imparatorfuğu'nda AÇilan Amerikan Okul/art Üzerine Bir inceleme", Belleten c. L~. S. 2003, s. 648.

10- Hocaoğlu, a.g.e. s.275, Hüseyin Naz1m Paşa,Ermeni Olayian Tali, ı , s. 174

11- Seviç a.g.e, 5.182.

12- Sevinç. a.g.e. s. 183

13- Şamil Mutlu, Osmanli Devleti'nde Misyoner Okul/an, s.369

14-Hü5eyin Nazım Pa~a, Hat1ralanm "Ermeni Olaylanm /çyüzü", yayma hazirlayan Tahsin Y1ldmm,.s. 127

15 - Nazım paşa, a.g. e. s.128

16- Nazım Paşa, a.g.e. s129; BOA, Dosya 619/8; Hüseyin Naztm Paşa, Ermeni Olaylafi Tarihi, ı, 5.174

17 - Nazım Paşa, Hat1rafanm, "Ermeni Olaylarmm iç Yüzü", s.130,· Ahmed Hocaoğlu, Arşiv ve Vesikalarwla Tarihte Ermeni mezalimi ve Ermenifer, s. 272

18- Nazım Paşa, a.g.e. 5.129; Hocaoğlu, a.g.e. s.273

19 - Hüseyin Nazım Paşa, Ermeni Olaylafi Tarihi, ı , s. 175

20 - Nazım Pa~a , Hatlfafaflm, "Ermeni Ofayfarmm iç Yüzü", s. 132

21 - Nazım Paşa, a.g.e. 5.133

22 -Nazım Paşa , a.g.e. s.134

23 -Nazım Paşa , a.g.e. s.135

24- Nazım Paşa, a.g.e. 5.138

25- Nazım Paşa , a.g.e 5.142; Osmanli Belgelerinde ErmenL Amerikan ilişkileri ( 1896- 1919), s.17

26 - Nazım Paşa, a.g.e 5.143

27- Hüseyin Paşa, a.g.e. s. 143

28- BOA, A.MKT.MHM, Dosya:. 536/14

29-Şamil Mutlu, Osmanli imparatorluğunda Misyoner okul/an, s.341

Page 10: THE FOURTH INTERNATIONAL SYMPOSIUM OF VAN LAKE …isamveri.org/pdfdrg/D204501/2011/2011_MERCANMS1.pdfiv. uluslararasi van golu •• •• havzasi sempozyumu 17 -21 hazİran 2008

N. Uluslararası Van Gölü Havzası Smıpozyumu r, .f't•z /

--------------~------~ M. Salih MERCAN

Bitlis ViHiyeti'nde Bulunan Amerikan Okulları

r Okulun

~

' Rulanduf!• 5. \"cr

=

ı ·~1·2 ~a..:ı:-ar; kı~ n'__j_

ı Jlı~''· H''«''-"•

ı \lııh•U<:>ı. ;;n.,~

Md..:rehi)~l

Okıılun :;::; c

hııti \C [ B:.!:tı -Outundt~j:u ~

Crn1i~·l'1 c;

~~~ı·U

1----'--

t\ıncrıkaı\

1 l -'VX Mokl<-bı

~r~;,::~ıı:b. ::ı~ı M~.M.!g~~

M..ıı~llcsL Ci•llu l·ımu·· Serif r ı~ 7(, 1 ,..:cnk.ın ı- :J --r

}' '.hı:n. :\1: ıc-. .. ıı· .. ~

\tu,·un :'ur,;:\1

ı t(.'c.\0\lı.!kÇT I

M;ılı3llesı

l

A~U!-(1."$ ,:.Jı,

;\kLı.-n. 1

-ı- ,. J ... 7. M k •l r\gu._h., , ,l'lr.>crık.ın 1 ·'

' e h.;,. ' ı' 1<•

Amcnbn 1 '!rktthı .~:

l

'€ 1;l c: ~--· !::. ;, ı ~· ı ~ ı

~T! i~

Bakkalyan N azar ve Bakkalyan Ağaca'nın Dilekçeleri (Misyoner George Knapp'm Te;viki ile Krvork a_yz 0/dünnek Amacı ile Yapz/an Tejebbiis)

433

r-o;;~IICI --·ı· -· -,..

1 Ö;.'trcrtucn ~~:'olU

~l ,.. O(lrcınıcolcr 4 Osın:mlı, ı

1 rr\)t:!:st.;ın. ~nı~ ?:nm~m lct1i1 .:d ı h\tı>:' Mlllk .

.. t-.::,; -.:..'(??"

1 a:-~.».g~.e•ı:;,~ırn~: \ ;) .. . . ' u. ~... ~ . . ... ~.!,)'. . \

'j!{jı.J;;,

)~' ---·--.• 7'Y ...;~")ı:cC

.....:::.-: 'L:" ~ı' ı· •• J .:t ~)J;..·:.f

}iô~~ ,~(6;,\(;.ı

.. :, ~-

~ ı. ~ l:} ,,\· t ~~ ~-- ~ ~ . :.

~;.-!l-1.:-.1

;~~~~ (V

.~ı;.(ı;;. ', ... '

~~ . ~ \

l \ ~ .... L ~ ~ R f-- l· .. ~-ı : ~= t t. ~\ ~

.,:!.... \~ f.:l ::: ~~ 1\ .... .... \·' .. ı ~·~ ,. ,ı ı-::.:;. " ft. ·~ ...

AmerikaLı Misyoner George Knapp'ın Amerika Konsoiosluğuna Teslim Ediidiğine dair Yazı ( Ha/ep VaLisi Ra.i/25.04.1896)

Page 11: THE FOURTH INTERNATIONAL SYMPOSIUM OF VAN LAKE …isamveri.org/pdfdrg/D204501/2011/2011_MERCANMS1.pdfiv. uluslararasi van golu •• •• havzasi sempozyumu 17 -21 hazİran 2008

M. Salih MERCAN

az~Zt~\~ ~·~-V

~ , ... ..

Bitlis Hadisesinde Rolü Bulunan Amerikalı Misyoner George Knapp'ın istanbul'da Yargılanacağı

Amerika lVIaslahat Güzarı Riddle'nirı, lskenderun'da Amerikan Ajan Konso/os Wolker'e Çektiği Telgraf (Knapp'ın Teslimini Tekrar İsteyiniz ve Bana Bildiriniz)

434

lV Uluslararası Vtın Gölü Havzası Sempozyumıı

~~~ -

Knap'm Konsolosluğa Teslimi Hakkında Yazı (Hariciye Nazırı Tevfik 23.4.1876)

/~ ~r·~ ...... """'. ~.~ ..... ._-...... - ..... .._... ~ /~,.,.,..: c;ı..c_ /[,~~"' 4 ı<,.-.7c~·4: ~ ~ ~ A.... /1~ ., ~ c..v,_ ,_/!.~

/'-~~

~~ "1.-v~~.

~ /~__.,_ :;1 .. ~.~

~&~ ' e..,'

İskenderun'da Amerikan Ajan Konso/os Wolker·'in Amerika Sefaretine Çektiği Telgraf (Knap'ın Cuma Günü Vapurla Hareket Edeceği) 23. 04.1896)