33

Slayt 1 - Bilkent Universitykadiri.bilkent.edu.tr/mat/mat.donem.odev/gizemkorkmaz... · 2009-04-30 · 1485 - 1490 yıllarında doğa, mekanik, geometri, uçan makinelerin yanı sıra,

  • Upload
    others

  • View
    9

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

LEONARDO DA VINCI

Leonardo Da Vinci (d. 15 Nisan1452 - ö. 2 Mayıs 1519) Rönesansdönemi İtalyan mimarı, mühendisi, muciti, geometricisi, anatomisti, müzisyeni, heykeltıraşı ve ressamıdır. En tanınmış yapıtları Mona Lisa (1503 - 1507) ve Son Yemek’tir (1495 - 1497). Rönesanssanatını doruğuna ulaştırmış, yalnız sanat yapıtlarıyla değil, çeşitli alanlardaki araştırmaları ve buluşlarıyla da tanınan, dünyanın gelmiş geçmiş en büyük sanatçılarından biridir.

Leonardo, genç bir noter olan Ser Piero da Vinci'nin ve muhtemelen bir çiftçi kızı olan Caterina'nın evlilik dışı çocuğu

olarak İtalya'da, Floransa kentine bağlı Vinci kasabası yakınlarındaki Anchiano'da dünyaya geldi. Avrupa'daki modern

isimlendirme kurallarının yerleşmesinden önce dünyaya tam ismi, "Vincili Piero'nun oğlu Leonardo" manasına gelen "Leonardo di Ser Piero da Vinci"dir. Eserlerini "Leonardo" ya da "Io, Leonardo (Ben,

Leonardo)" olarak imzalamıştır.Somut kanıtlar bulunmasa da, Leonardo annesi Caterina'nın, babası Piero'ya ait Ortadoğulu bir köle olduğu tahmin ediliyor. Babası, Leonardo’nun doğduğu yıl, Albiera adındaki ilk eşi ile

evlendi, Caterina ile ise hiçbir zaman evlenmedi.

Leonardo’ya bebekliğinde annesi baktı, ancak birkaç yıl sonra annesi başka biriyle evlendirilerek komşu kasabaya yerleşince, babasının nadiren uğradığı büyükbabasının evinde yaşamaya başladı; arada sırada Floransa’ya babasının evine giderdi. Babasının ilk eşinden çocuğu olmadığı için aileye kabul edilmişti ama hiçbir zaman meşru bir çocuk olarak görülmedi ve amcası Francesco dışında ailedeki kimseden sevgi görmedi.

14 yaşına kadar Vinci’de yaşayan Leonardo, büyükanne ve büyükbabasının ardı ardına ölmesi üzerine 1466’da babası ile birlikte Floransa’ya gitti. Evlilik dışı çocukların üniversiteye gitmesi yasak olduğundan üniversite öğrenimi görme şansı yoktu. Küçük yaştan itibaren çok güzel çizimler yapan Leonardo’nun resimlerini babası, dönemin ünlü ressam ve heykeltıraşı Andrea del Verrocchio'ya gösterince, Verrochio onu çırak olarak yanına aldı. Leonardo Verrocchio'nun yanında Lorenzo di Credi ve Pietro Perugino gibi ünlü sanatçılarla çalışma fırsatı buldu. Atölyede sadece resim yapmayı değil, lir çalmayı da öğrendi.

Floransa’yı 1482’de terk ederek Milano Dükü Sforza’nın hizmetine girdi. Dükün hizmetine girebilmek için köprüler, silahlar, gemiler, bronz, mermer ve kilden

heykeller yapabileceğini anlattığı ancak göndermediği mektubu bütün zamanların en olağanüstü iş başvurusu sayılır.

Leonardo, 1499’da şehir Fransızlar tarafından alınıncaya kadar 17 yıl boyunca Milano Dükü için çalıştı. Dük için sadece resim ve heykeller yapmak, festivaller organize etmekle uğraşmadı, aynı zamanda bina, makine ve silah tasarımları yaptı. 1485 - 1490 yıllarında doğa, mekanik, geometri, uçan makinelerin yanı

sıra, kilise, kale ve kanal yapımı gibi mimari yapılar ile ilgilendi, anatomi çalışmaları yaptı, öğrenciler yetiştirdi. İlgi alanı o kadar genişti ki, başladığı çoğu

işi bitiremiyordu. 1490 - 1495 yıllarında çalışmalarını ve çizimlerini deftere kaydetme alışkanlığı geliştirdi. Bu çizimler ve defter sayfaları, müzeler ve kişisel

koleksiyonlarda toplanmıştır. Bu koleksiyonculardan birisi de Leonardo’nun hidrolik alanındaki çalışmalarının el yazmalarını toplayan Bill Gates’dir.

1499’da Milano'yu terk eden ve yeni bir koruyucu (hami ) aramaya başlayan Leonardo, 16 yıl boyunca İtalya’da seyahat

etti. Pek çok kişi için çalıştı, çoğu eserini yarım bıraktı.İnsanlık tarihinin en iyi resimlerinden birisi kabul edilen Mona

Lisa için 1503’te çalışmaya başladığı söylenir. Bu resmi tamamladıktan sonra hiç yanından ayırmamış, tüm

seyahatlerinde yanında taşımıştı. 1504’te babasının ölüm haberi üzerine Floransa’ya döndü. Miras hakkı için kardeşleri ile

mücadele etti ancak çabası sonuçsuz kaldı. Ancak çok sevdiği amcası tüm varlığını ona bıraktı.

1506 yılında Leonardo, bir Lombardiya aristokratının 15 yaşındaki oğlu olan Kont Francesco Melzi'yle tanıştı. Melzi,

hayatının geri kalanında onun en iyi öğrencisi ve en yakını oldu. 1490’da 10 yaşında iken korumasına aldığı ve Salai adını

verdiği genç de 30 yıl boyunca onunla beraber olmuş, ancak öğrencisi olarak bilinen bu genç hiçbir sanatsal ürün

üretmemişti.1513 - 1516 arasında Roma’da yaşadı ve Papa için geliştirilen

çeşitli projelerde yer aldı. Anatomi ve fizyoloji alanında çalışmaya devam etti ancak Papa, kadavralar üzerinde

çalışmasını yasakladı.

1516’da koruyucusu Giuliano de' Medici’nin ölümü üzerine Kral 1. Francis’ten Fransa’nın baş ressam,

mühendis ve mimarı olmak üzere davet aldı. Paris’in güneybatısında, Amboise yakınlarındaki Kraliyet Sarayı’nın

hemen yanında kendisi için hazırlanan konağa yerleşti. Leonardo'ya büyük hayranlık duyan kral, sık sık ziyarete

gelir ve sohbet ederdi.Sağ koluna felç inen Leonardo da Vinci, resimden çok

bilimsel çalışmalara ağırlık verdi. Kendisine dostu Melzi yardımcı olmaktaydı. Salai ise Fransa’ya geldikten sonra

onu terk etmişti.Leonardo 2 Mayıs 1519’da Amboise ’deki evinde 67

yaşında öldü. Kralın kollarında can verdiği rivayet edilir, ancak, 1 Mayıs günü kralın bir başka şehirde olduğu ve bir gün içinde oraya gelemeyeceği bilinmektedir. Vasiyetinde mirasının esas bölümünü Melzi’ye bıraktı. Amboise'deki

Saint Florentin Kilisesi’nde toprağa verildi.

Mona Lisa, (İtalyanca ve İspanyolca: La Gioconda; Fransızca: La Joconde), İtalyan Rönesans sanatçısı Leonardo da Vinci'nin eseridir. Tablodaki kadın,

yüzündeki "gizemli gülümseme" ile sanat tarihinin bir parçası haline gelmiştir.Leonardo, "Mona Lisa" tablosu için çalışmalarına 1503 yılında başladı ve eseri

tamamlaması üç - dört yıl sürdü. Eser şu anda Fransa'daki Paris - Louvre Müzesi'nde sergilenmektedir. Ayrıca tablonun güvenliği gelişmiş bir X-ışını

sistemiyle sağlanmaktadır.

• Modelin kimliği• "Mona Lisa" tablosunda betimlenmiş olan kişinin kimliği kesinlikle

belirlenememiş olmasına karşın; sanat tarihçileri, modelin kimliği ile ilgili pekçok fikir yürütmüş ve iddialarda bulunmuşlardır. Leonardo hakkındaki ilk biyografiyi yazan Vasari, dönemin önemli kişilerinden biri olan Francesco del Giocondo'nun eşi Mona Lisa'nın tabloda resmedilen kişi olduğunu düşünmüştür. Bu kişinin kimliği ile ilgili sayısız iddiadan sadece biridir. İşte bu nedenle "Mona Lisa", aynı zamanda "Jocondo" olarak da anılır.

• Bell Laboratuvarları'ndan, Dr. Lillian Schwartz Mona Lisa'nın, Leonardo'nun kendi-portresi olduğu fikrini ortaya atmıştır. Bunu savı ortaya atarken dayandığı kanıtlar, sayısal analizler yardımı ile elde edilen, Leonardo'nun ve tablodaki modelin yüz özelliklerinin aynı olduğununa dair sonuçlardır. Ayrıca bazı iddialar da Mona Lisa'nın Leonardo Da Vinci'nin yanında çalışan bir kişi olduğu yönündedir. Doğruluğu kanıtlanmasa da bu yönde iddialar vardır

Altın oran, doğada sayısız canlının ve cansızın şeklinde ve yapısında bulunan özel bir orandır. Doğada bir

bütünün parçaları arasında gözlemlenen, yüzyıllarca sanat ve mimaride uygulanmış, uyum açısından en

yetkin boyutları verdiği sanılan geometrik ve sayısal bir oran bağıntısıdır. Doğada en belirgin örneklerine insan

vücudunda, deniz kabuklarında ve ağaç dallarında rastlanır. Platon'a göre kozmik fiziğin anahtarı bu

orandır. Altın oranı bir dikdörtgenin boyunun enine olan "en estetik" oranı olarak tanımlayanlar da vardır.

Eski Mısırlılar ve Yunanlılar tarafından keşfedilmiş, mimaride ve sanatta kullanılmıştır. Göze çok hoş gelen

bir orandır.

Bir doğru parçasının (AB) Altın Oran'a uygun biçimde iki parçaya bölünmesi gerektiğinde, bu doğru öyle bir noktadan (C) bölünmelidir ki; küçük parçanın (AC) büyük parçaya (CB) oranı, büyük parçanın

(CB) bütün doğruya (AB)oranına eşit olsun.Altın Oran, pi (π) gibi irrasyonel bir sayıdır ve ondalık sistemde

yazılışı; 1.618033988749894... dür. (noktadan sonraki ilk 15 basamak). Bu oranın kısaca gösterimi:

olur. Altın Oranın ifade edilmesi için kullanılan sembol, PHI yani Φ 'dir.

Tarihçe

• Altın Oran, matematikte ve fiziksel evrende ezelden beri var olmasına rağmen, insanlar tarafından ne zaman keşfedildiğine ve kullanılmaya başlandığına dair kesin bir bilgi mevcut değildir. Tarih boyunca birçok defa yeniden keşfedilmiş olma olasılığı kuvvetlidir.

••• Leonardo da Vinci'nin günlüklerinin birinde bulunan, insan ve doğayı birbiriyle

ilgilendirme-bütünleştirme çalışması için bir dönüm noktası kabul edilen ve insan vücudundaki oranları gösteren Vitruvius Adamı çalışması (1492).

• Euclid (M.Ö. 365 – M.Ö. 300), "Elementler" adlı tezinde, bir doğruyu 0.6180399... noktasından bölmekten bahsetmiş ve bunu, bir doğruyu ekstrem ve önemli orandabölmek diye adlandırmıştır. Mısırlılar keops Piramidi'nin tasarımında hem pi hem de phi oranını kullanmışlardır. Yunanlılar, Parthenon'un tüm tasarımını Altın Oran'a dayandırmışlardır. Bu oran, ünlü Yunanlı heykeltraş Phidias tarafından da kullanılmıştır. Leonardo Fibonacci adındaki İtalyan matematikçi, adıyla anılan nümerik serinin olağanüstü özelliklerini keşfetmiştir fakat bunun Altın Oran ile ilişkisini kavrayıp kavramadığı bilinmemektedir. Leonardo da Vinci, 1509'da Luca Pacioli'nin yayımladığı İlahi Oran adlı bir çalışmasına resimler vermiştir. Bu kitapta Leonardo Leonardo da Vinci tarafından yapılmış Five Platonic Solids (Beş Platonik Cisim) adlı resimler bulunmaktadır. Bunlar, bir küp, bir Tetrahedron, bir Dodekahedron, bir Oktahedron ve bir Ikosahedronun resimleridir

Altın Oran'ın Latince karşılığını ilk kullanan muhtemelen Leonardo da Vinci 'dir. Rönesans sanatçıları Altın Oran'ı

tablolarında ve heykellerinde denge ve güzelliği elde etmek amacıyla sıklıkla kullanmışlardır. Örneğin Leonardo da Vinci, Son Yemek adlı tablosunda, İsa'nın ve havarilerin oturduğu

masanın boyutlarından, arkadaki duvar ve pencerelere kadar Altın Oran'ı uygulamıştır. Güneş etrafındaki gezegenlerin yörüngelerinin eliptik yapısını keşfeden Johannes Kepler

(1571-1630), Altın Oran'ı şu şekilde belirtmiştir: "Geometrinin iki büyük hazinesi vardır; biri Pythagoras'ın teoremi, diğeri,

bir doğrunun Altın Oran'a göre bölünmesidir." Bu oranı göstermek için, Parthenon'un mimarı ve bu oranı resmen kullandığı bilinen ilk kişi olan Phidias'a ithafen, 1900'lerde

Yunan alfabesindeki Phi harfini Amerika'lı matematikçi Mark Barr kullanmıştır. Aynı zamanda Yunan alfabesindekine

karşılık gelen F harfi de, Fibonacci'nin ilk harfidir.Altın Oran, bir sayının insanlık, bilim ve sanat tarihinde

oynadığı inanılmaz bir roldür. Phi, evren ve yaşamı anlama konusunda bizlere yeni kapılar açmaya devam etmektedir. 1970'lerde Roger Penrose, o güne kadar imkansız olduğu düşünülen, "yüzeylerin beşli simetri ile katlanması"nı Altın

Oran sayesinde bulmuştur.

Fibonacci Sayıları ve Altın Oran Fibonacci sayıları (1, 1, 2, 3, 5, 8, 13, 21, 34, 55, 89,

144, 233, 377, 610, 987, 1597, 2584, 4181, 6765... şeklinde devam eder) ile Altın Oran arasında ilginç bir ilişki vardır. Dizideki ardışık iki sayının oranı, sayılar

büyüdükçe Altın Oran'a yaklaşır.Fibonacci ardışıkları, Altın Oran ilişkisi

yorumlamasıdır.

Altın Oran'ı anlatmanın en iyi yollarından biri, işe bir kare ile başlamaktır

Bir kareyi tam ortasından iki eşit diktörgen oluşturacak şekilde ikiye bölelim.

Dikdörtgenlerin ortak kenarının, karenin tabanını kestiği noktaya pergelimizi koyalım. Pergelimizi öyle açalım ki, çizeceğimiz daire, karenin karşı köşesine değsin, yani yarı çapı, bir dikdörtgenin köşegeni olsun.

Sonra, karenin tabanını, çizdiğimiz daireyle kesişene kadar uzatalım

Yeni çıkan şekli bir dikdörtgene tamamladığımızda, karenin yanında yeni bir dikdörtgen elde etmiş olacağız.

İşte bu yeni dikdörtgenin taban uzunluğunun (B) karenin taban uzunluğuna (A) oranı Altın Oran'dır. Karenin taban uzunluğunun (A) büyük dikdörtgenin taban uzunluğuna (C) oranı da Altın Oran'dır. A / B = 1.6180339 = Altın Oran C / A = 1.6180339 = Altın Oran

Elde ettiğimiz bu dikdörtgen ise, bir Altın Dikdörtgen'dir. Çünkü kısa kenarının, uzun kenarına oranı 1.618 dir, yani Altın Oran'dır

Artık bu dikdörtgenden her bir kare çıkardığımızda elimizde kalan, bir Altın Dikdörtgen olacaktır.

İçinden defalarca kareler çıkardığımız bu Altın Dikdörtgen'in karelerinin kenar uzunluklarını yarıçap alan bir çember parçasını her karenin içine çizersek, bir Altın Spiral elde ederiz. Altın Spiral, birçok canlı ve cansız varlığın biçimini ve yapı taşını oluşturur.Buna örnek olarak Ayçiçeği bitkisini gösterebiliriz. Ayçiçeğinin çekirdekleri altın oranı takip eden bir spiral oluşturacak şekilde dizilirler

Bu karelerin kenar uzunlukları sırasıyla Fibonacci sayılarını verir.

Phi’yi göstermenin bir yolu da, basit bir beşgen kullanmaktır. Yani, birbiriyle beş eşit açı oluşturarak birleşen beş kenar. Basitçe Phi, herhangi bir köşegenin herhangi bir kenara oranıdır.

AC / AB = 1,618 = PHIBeşgenin içine ikinci bir köşegen

([BD]) çizelim. AC ve BD birbirlerini O noktasında keseceklerdir.

Böylece her iki çizgi de, bir noktadan ikiye bölünmüş olacaktır ve her parça diğeriyle Phi oranı ilişkisi içindedir. Yani AO / OC =Phi, AC / AO = Phi, DO / OB = Phi, BD / DO = Phi. Bir diğeri ile bölünen her köşegende, aynı oran tekrarlanacaktır.

Bütün köşegenleri çizdiğimiz zaman ise, beş köşeli bir yıldız elde ederiz.

Bu yıldızın içinde, ters duran diğer bir beşgen meydana gelir (yeşil). Her köşegen, başka iki köşegen tarafından kesilmiştir ve her bölüm, daha büyük bölümlerle ve bütünle, Phi oranını korur. Böylece, içteki ters beşgen, dıştaki beşgenle de Phioranındadır.

Bir beşgenin içindeki beş köşeli yıldız, Pentagram diye adlandırılır ve Pythagoras'ın kurduğu antik Yunan Matematik Okulu'nun sembolüdür. Eski gizemciler Phi'yi bilirlerdi ve Altın Oran'ın fiziksel ve biyolojik dünyamızın kurulmasındaki önemli yerini anlamışlardıBir beşgenin köşegenlerini birleştirdiğimizde, iki değişik Altın Üçgen elde ederiz. Mavi üçgenin kenarları tabanı ile ve kırmızı üçgenin tabanı da kenarı ile Altın Oran ilişkisi içerisindedir

Phi kendini tekrarlayan bir özelliğe de sahiptir. Altın Orana sahip her şekil, Altın Oranı kendi içinde sonsuz sayıda tekrarlayabilir. Aşağıdaki şekilde, her beşgenin içinde meydana gelen pentagramı ve her pentagramın oluşturduğu beşgeni ve bunun makro kozmik ve mikro kozmik sonsuza kadar Altın Oranı tekrarlayarak devam ettiğini görebiliriz

Beşgen, Altın Oranı açıklamak için oldukça basit ve iyi bir yöntem olmakla birlikte, bu oranın belirtilmesi gereken çok daha karmaşık ve anlaşılması zor bir takım özellikleri de vardır. Altın Oran daha iyi anlaşıldıkça, biyolojik ve kozmolojik birçok büyük uygulama örnekleri daha iyi görülebilecektir

Yandaki diagram, Altın Oran'ın bir çember yarıçapı üzerinde nasıl bulunabileceğini gösterir. Kenar

uzunluğu dairenin yarıçapına eşit olan FCGO karesinin FC kenarının orta

noktası olan T'den GO kenarının orta noktası olan A'ya dik çizilen bir çizgi ile

ikiye bölünmesinden elde edilen TCAO dikdörtgeninin köşegenini (AC) bir ikizkenar üçgenin kenarlarından biri

olarak kabul edip ABC üçgenini oluşturursak, üçgenin yüksekliğini 1

kabul ettiğimizde (ki bu dairenin yarıçapıdır) COB üçgeninin OB kenarı,

Altın Oran olan 1.618034 olur.Bir trigonometrik cetvelden

baktığımızda, OCB açısının 31"43' ve dolayısıyla OBC açısınında 58"17'

olduğunu buluruz. Yukarıdaki diyagram önemini korumak şartıyla

bizi başka bir konstrüksiyona götürür ki, bu belki de Mısır'lı rahiplerce çok

daha önemli bulunmuş olabilir.

Yandaki diagramda, üçgenin dik açıya ortak kenarlarından biri yine yarıçapın 0.618034'üdür fakat

bu defa 1'e yani yarıçapa eşit olan komşu kenar değil, hipotenüstür. Yine bir trigonometrik tablo

yardımıyla, 0.618034'ün karşı açısının 38"10' ve diğer açının da 51"50' olduğunu görürüz. Pisagor

Teoremini kullanarak, OD kenarının uzunluğunun da yarıçapın 0.78615'i olduğu görülür.

Bu konstrüksiyonda onu özel yapan iki önemli nokta vardır. Birincisi; ED kenarının uzunluğu (0.618034)

OD kenarının uzunluğuna (0.78615) bölünürse sonuç OD kenarının uzunluğuna (0.78615) eşit çıkmaktadır.

Trigonometrik ilişkiler açısından bu şu anlama gelmektedir: 38"10' un tanjantı (karşı kenar ÷ komşu

kenar), 38"10' un cosinüsüne (komşu kenar ÷hipotenüs) eşittir. Tersi, 51"50' nin kotanjantı, 51"50'

nin sinüsüne eşittir.İkinci ve belki en önemli husus: OD kenar uzunluğu (0.78615) 4 ile çarpıldığında 3.1446 yı verir ki bu,

hemen hemen Pi'ye (3.1416) eşittir. Bu buluş, 38"10' açıya sahip bir dik üçgenin Pi oranı ile Altın Oran

fenomeninin çok özel ve ilginç bir kesişimini kapsadığını ortaya koymaktadır.

Kadim Mısır Krallığı döneminin rahipleri bu üçgenin özelliklerinden haberdar mıydılar? Bu diagram Büyük Piramit'in dış hatlarını

göstermektedir. Bilinçli olarak ya da değil, bu piramit 38"10' lık bir üçgeni ihtiva edecek biçimde inşa edilmiştir. Yüzeyinin eğimi, çok kesin bir şekilde

yerle 51"50' lık açı yapmaktadır. Bu piramit kesitini bir önceki ile kıyaslarsak, BC uzunluğunun yarıçapın 0.618034'ü olduğunu, AB

uzunluğunun 0.78615 olduğunu ve AC uzunluğunun 1 yani yarıçap olduğunu görebiliriz.

Keops Piramidi'nin gerçek ölçüleri şöyledir (feet ölçüsünden metreye çevrilmiştir): AB=146.6088m BC=115.1839m AC=186.3852m).

Bu XXX noktadan itibaren işler biraz karmaşık ama çok çok ilginç bir hale gelmektedir.

Görüleceği gibi, BC uzunluğu, piramidin kenar uzunluğunun yarısıdır. Bu nedenle piramidin çevresinin uzunluğu BC x 8 dir. Yani piramidin relatif çevresi 0.618034 x 8 = 4.9443 dür. Yine piramidin relatif yüksekliği 0.78615 in bir çemberin yarıçapı

olduğu farz edilirse bu çemberin uzunluğu (çevresi) yine 4.9443 olacaktır.Bu beklenmedik uyum şu şekilde gerçekleşmektedir:

1)38"10'lık üçgene göre 0.618034 ÷ 0.78615 = 0.78615 dir (yukarıda bahsedilmişti). Demek ki, 8 x 0.618034 olarak belirlenen piramit çevresi 8 x

0.78618 x 0.78615 şeklinde de gösterilebilir.

2)Yine yukarıda, 4 x 0.78615 in Pi (Π) ye çok yakın bir değer verdiğini söylemiştik. Demek ki 2Π' nin de 8 x 0.78615 e çok yakın bir değer olduğu görülür. Böylelikle, yarıçapı 0.78615 olan bir dairenin çevresi şu şekilde ifade edilebilir: C=2πr= (8 x 0.78615) x 0.78615

Bundan şu sonuç çıkmaktadır: Büyük Piramit, yatay bir düzlem üzerinden ölçüm yapıldığında sahip olduğu kare şeklindeki çevre uzunluğunun aynına, düşey bir düzlem üzerinde yapılan ölçümde de bu defa daire şeklinde olmak üzere sahiptir