Richelle Mead - Vampir Akademisi 6 Son Fedakarlık

8/16/2019 Richelle Mead - Vampir Akademisi 6 Son Fedakarlık

http://slidepdf.com/reader/full/richelle-mead-vampir-akademisi-6-son-fedakarlik 1/282

Richelle Mead - Son Fedakarlık

Vampir Akademisi 6

www.CepSitesi.Net





zeminli ve eh i çte ... H er yönü yle sade, ufak bir hücrede d’

Pırıi pınldı. Steril. Soğuk. .Aslında tozlu bir zindanındı

Icceğinden çok daha sinir bozucuydu. Kapının parmaklık

buz gibi, serr ve sağlamdı. Floresan ışıklar, mecalin gözleri

rahatsız edecek şekilde parlamasına yol açıyordu. Hücren^

girişinin yanında duran adam ın om zunu görebiliyordum k *

r idorda en az dört nöbetçi d.tha olduğuna em indim. AynCa

soru soracak olsam bile hiçbir inin bana yanıt vermeyeceğini

biliyordum ama bu durum son iki gün boyunca sürekli sorusormama engel olmadı.

İçeriye yeniden sessizlik hakim olduğunda sıkıntıyla iç Çc_

kip hücrenin köşesindeki yatağa yığıldım . Yeni evimdeki geri

kalan her şey gibi yatak da renksiz ve sadeydi. Evet. Yavaş ya-

vaş gerçek bir zindanda olmayı dilemeye başlamıştım. Öyle

olsa en azından fare leri ve örü m ce k ağlarını izleyerek vakit

geçirebilirdim. Yukarı baktığım anda başım döndü. Tavan ve

duvarlar üstüme üstüme geliyordu. Nefes alamıyordum. San-

ki hücrenin duvarları birbir in e yapışacak, içerdeki bütün havaboşalacaktı.

İnleyerek doğruldum. Duvarlara ve tavana bakma Rose,

diye kendimi azarladım. Bu nu n y erine eller im e bakıp nasıl buduruma düştüğümü düşündüm.

Yanıt açıkça ortadaydı. Bir i suçu üzerime yıktı . İşlemedi-

ğ im bir suçun cezas ını çekiyorum . Sı radan b ir suç da deği l. Ci -

nayet. Beni bir M oro i 'un veya dam pirin işleyebileceği en bü-

yük suçla itham erme cüretini gösterdiler . Daha önce kimseyi

öldürmediğimi iddia e tmiyorum. Öldürdüm. Ayr ıca pek çok

kc/ kuralları vç kanunları da çiğnedim. Anu soğuklardı bir

katıl değil,m. Hele Kraliçenin katili kesinlikledeğ,Um

Kraliçe T.ıtıana'nın arkadaşım olmadığı doğru. Soğuk, he

saplı hır Moroi hükümdarıydı. Moroi’lar yaşayan, büyü kul-

lanan ve kan için insanları öldürmeyen bir vampir ırkıydı

Tarlana'yla aramda inişli çıkışlı bir ilişki vardı. Sorunlarımız.

dan biri benim, onun yeğeni olan Adnan’la çıkmamdı. Diğt

ııvsc Sırigoi larl.ı savaşmak konusundaki politikalarım onay

lumamamdı. Strigoi lar hepimizin göğsüne kazık saplamaya

kararlı şeytanı vampirlerdi. Tatiana birkaç kere beni tuzağa

düşü rmüştü an u ölmesini hiç istemedim. Ancak anlaşılan biri

istemiş ve doğrudan beni gösteren bir sürü delil bırakmıştı

En kötüsü ise Tadana 'nın öldürüldüğü gumuş kazıkta parmak

izlerimin olmasıydı. Elbette kazık benim kazığım olduğu için,

doğal olarak üzerinde parmak izim vardı. Kimse bu detayın

önemli olduğunu düşünmedi.

Yeniden sıkıntıyla iç çekip cebimden buruşturulmuş bir

kağıt parçası çıkardım. Tek okuma malzemem. Elimde tut-

tum, zaten yazanlara bakmam gerekmiyor. Onları uzun za-

man önce ezberledim. Notun içeriği, latianayla ilgili bildiK

İcrımi gözden geçilmeme yol açtı. Pek çok şeyi sorgulamama

neden oldu.

İçinde bulunduğum durum beni boğduğu için oradan çı-

kıp bajlu birinin hayatına girdim. En iyi arkadajım Ussa nın.

Lıssa, Moroi'du ve zihinsel bir bağla birbirimize bağlıydık, zih-

nine girip dünyayı onun gö/Jennden görebiliyordum. Butun

M or oi ’lar farklı elemen tlere dayanan farklı büyülere sahiptir.



tin a ürere, duruşmanın sonu iyi bitmem işti. Ama tek b ^ If.

hücremde oturduğum günler boyun ca, b ir konud a haki, 0 [du

.umu kavramıştım. Ne kadar iyi olursa olsun, hiçbir avuk4l

duruşmada beni kurtaramazda Zaten kaybedilmiş bir dav*

yâ müdahale ermeye çalıştığı için ona hakkın. vermeliydi^

garip bir ilişkimiz vardı ve neden be ni k urtarm ak için ara^

girdiğinden emin değildim. En güçlü teorim, öncelikle soy-

lulara güvenmediği ve sonra da babam olduğu için kendinimecbur hissettiğiydi.

"Mükemmel bir performans sergiledim." diye itiraz etti.“Ama senin yaptığı n, katil ben olsaydım diye başlayan savun-

manın işimizi kolaylaştırdığını söyleyemem. Yargıcın beynine

ogörünrüyü sokmak çok akıllıca bir hareket değildi."

Söylediklerini duymazdan gelip kollarımı kavuşrurdum.

“Burada ne işin var? Aile ziyareti için gelmediğine eminim.

Geçerli bir nedenin olmadığı sürece h içbir şey yapm azsın .”

“Elbette yapmam, insan niye ne densiz yere bir ş ey yapsına?

•W .* '“Düz mantığına başlatma şimd i/’

Gözlerini kırpıştırdı. “Kıskançlığa ge rek yok . Ç o k ç alışır-

san ve kendini buna verirsen bir gün sen d e b en im kad ar iy i

mantık yürütmeye başlayabilirsin "

“Abe, diye uyardım. Ne söyleyecek sen söy le.”

Tamam tamam/ dedi. “Sana dava tarih inin ö ne alın dığ ınısöylemeye geldim/’

“Ne? Harika bir h t *** '

o "

Ne? Harika bir haber!” En azından ben öyle düşünü-

yordum. Abe’in yüz ifadesi ise aksini söylüyordu. Son duy-

duğumda davamın aylar ıonra yapılmasına karar verilmişti.

Hücrede o kadar uzun süre kalmanın dUşünerM bile »iıüı kını

geçirmeme yol açıyordu.

“Rose. davanın da ön duruşmanın aynısı olacağını anla

man getek. Aynı deliller ve aynı suçlu kararı."

“Evet a ma suçlu kararı çıkmadan ön ce yapabileceğimiz bir

şeyler olmalı. Beni remize çıkaracak deliller bulabiliriz/* Ani-

den sorunun ne olduğunu kavradım, “öne alındı derken, ne

kadar yakın bir tarihten bahsediyorsun?"

“Davanın, yeni kral veya kraliçe taç giydikten sonra yapıl-

masını istiyorlar. Ta ç giyme kutlamalarının b ir parçası olacak."

Normal bir ses tonuyla konuşmayı denemişti ama suratındaki

karamsar i fade gözümden kaçmadı.

N e demek istediğini anladım. Rakamlar zihnimde birbiri

ardına sıralandı. “Cen aze bu hafta, seçimler cenazeden hemen

sonra. Yani iki hafta içinde yargılanıp mahkum edilebileceği-

mi mi söylüyorsun?”

Abc başını sal ladı.

Yeniden parmaklıklara koştum, kalbim göğüs kafesimden

fırlayacak gibi çarpıyordu. “İki hafta mı? Ciddi misin?"

M ahke m e tarihinin öne alındığını söylediğinde, bir ay son-

rasına alınmış olabileceğini düşünmüştüm. Otuz gün, yeni

deliller bulmak için yeterli zamandı. Yeni delilleri nereden

bulacaktım bilmiyorum. Ama şimdi zaman akıp gidiyordu.

Saray böylesine karışmış durumdayken, iki hafta , hiçbir şey

yapmak iç in yeterli değildi. Birkaç dakika önce, hücrede ge-

ç ireceğim uz ı ın zaman canımı s ıkıyordu. Ş imdi ise sorunum,



büvüsiiydü. Ruh. zihinsel göÇ^rlo ve şifi.U^'mnki n * “ Moron ,r ansında ruh kullanıcıların,

renclh * h**b^ V Moroi d,h a firiksel elementlere bağlıdır

ender n sth nır . W ^ gen eM ik ie i na nı lm a ,, o la n ye te

Bu nedenle ruh ^ ÇÖKbilm iş değili/. U ssa bir ka ç y,|

döndürmek için ruh gü cünü kullandı ve

* n‘ h M , o /aman kuruldu. Z ihninde olma k beni

" a kurtardı am a s or un u m ., ç ö zm e k o n us u nd a b an a

^ I T l m a d ı . Ussa aleyhime delillerin sıralandığı duruş/ n beri masumiyetimi ispatlamaya çalışıyord u. Cin ayette

benim kazığımın * * * * * * o ' ™ * Düş

ll a n m hemen Kraliçeye karşı sergilediğim ka ba tav da n

hatırlatmış vc cinayet sırasında nerede olduğumu söyleyecek

rianc, bir tamlı bulmuşlardı. O ifade tab utum a çakılan son

çivi oklu. Konsey yargılanmam için yeterince debi olduğunaİta rar verdi, son kararı mahkeme verecekti .

Ussa çaresi/a insanların dikkatini çekmeye ve tu/ağa

düşürüldüğümü anlatmaya çalışıyordu ama onu dinleyecek

binlerini bulmakta güçlük çekiyordu. Çünkü bütün Moroi

soylıılan. kendilerini Tatiana'nın cenazesinin hazırlıklarına

kaptırmalardı. Kraliçenin ölümü büyük bir olaydır. Dünya-

nın her tarafından Moroi’lar vc benim gibi yarı vampir olan

dampirler gösteriyi izlemeye geliyordu. Yemek, çiçekler, süs-

lemeler vt haıta müzisyenler. Bi r şen lik te nc ara rsa nı z v ardı.

Tanınanın düğünü olsaydı tören ancak bu kadar gösterişli

obbilifdi. Tum bu hareketlilik ve karm aşa içi nd e kim se ben i

wftwwn’»y«tdu Çoğu insana göre, b ir y erlere ha ps ed ilm iştim

ve bir daha öldürcmcyccckrim. Tatiana'nın karili bulunmuş,

adalet yerini bulmuş, dava kapanmıştı.

Lissa’nın tam olarak nerede olduğunu henüz kavrayama-

mıştım ki hücremin yakınlarındaki bir gürültü, beni yeniden

kendi zihnime döndürdü. Biri hücrelerin yer aldığı bölüme

gelmiş, gardiyanlarla konuşuyor, beni görmeyi talep ediyordu.

Günlerdir gelen ilk ziyaretçi. Kalbim hızla çarparak parmak-

lıklara koştum, gelen kişinin bana tüm bunların büyük birhata olduğunu söylemesini umuyordum.

Ziyaretçim, beklediğim kişi değildi.

“Yaşlı adam." dedim yorgun bir sesle, “burada nc işin var?"

Abe Mazur karşımdaydı. Her zamanki gibi gözlere şenlik-

ti. Yaz ortasınday dık, Pensilvanya’da olduğu muz düşünülürse

hava sıcak vc nemliydi. Ama bu durum Abc’in takım elbise

giymesine engel olmamıştı. Gösterişli bir takımdı, işçiliği mü-

kemmeldi vc aşırıya kaçmak olarak nitelenebilecek parlak mor

ipek kravat vc kravata uyumlu bir mendille tamamlanmıştı.

Altın mücevherler tenini süslüyordu ve anlaşılan sakalını kısa

süre önce kısalttırm ıştı. Abc, b ir M oro i’du vc soylu olmasa da

etkili bir adamdı.A y r ıca babam dı .

"B en senin avuk atınım," dedi neşeli bir sesle. “Buraya sana

yasal tavsiyelerde bulunmaya geldim."

"Sen avukat değilsin," diye hatır latt ım ona. “Üstelik son

öğüdünün işe yaradığı söylenemez." Kabalık ediyordum. Hu-

k uk e ğ ir imi a lmamış o lsa da A be duruşmamda beni savun-

muştu . B ir hücr e de mahk e me y i bekleyişimden anlayabilece



g io us yd ı VC b ir »n r d c i s or um u ,, ^rok « **m*fllITl,n .. .. ı

* * ^ * ’f S S ’S l k » n ne kadar sonra cczayı Uy.•Mahkeme bir imdcki titremeyi ko ntro l al„.^ « c a k U rr diye sordum, ses

„ almaya çalışarak ^ mıras aldığımı bilmiyo rum ama

ora^ J İ i r olduğu kesindi: Körü haberi g öz üm ü *

(çırpmadan verebiliyorduk. ^

" , ^ nd‘m VÜCU‘dum adrenalinle doldu. Hemen mi? Yam ,k. haftam var. İkihaftt sonza ölmüş olab ilirim . _ _

ifte en büyük sorun buydu, b irinin suçu ustu me yıkacak

deliller yerleştirdiğini kavradığım anda asıl am ac ın ne

olduğunu çözmüştüm: Kraliçeleri öldüre n ins anl ar hapse

yollanmaz. İdam edilir. M oroi’lar ve d am pirler a rasın da ço k az

suç, bu cezaya çarptırılmayı gerektirir. M ed en i dav ranm aya,

kana susamış Strigoı'lardan daha iyi olduğumuzu göstermeye

çalışını. Ama bazı suçlar, kanun un gözü nde ö lü m ü ha k eder.

Bazı insanlar, örneğin hain katiller ölm eyi ha k eder. B en i b ek -

leyen geleceği gözümde canlandırırken elimde olmadan titre-

dim ve gözlerim, akmalarına güçlükle engel olduğum yaşlarladoldu.

Haksızlık bu! dedim Ab e’e. "H aks ızlık bu ve bu nude biliyorsun!"

"Benim ne düşündüğüm önemli d eğil," ded i sak ince,verilen kararlan aktarmak iç in bura dayım .”

sen

“Sana

Elinde hiç ipucu vaı nu? Ya da o zamar.ı k iU i

misin? Nc de o la uzmanlık alanın " Anlımvn

ve bunlann isterik, çareso. sözler olduğunun

Kendimi isterik ve çaresiz hissettiğim düşünülürle, garip dc

“Fazla bir şey başarmak zor olacak," d ıvc açıkladı "Saray,

cenaze vc seçimlerle ilgileniyor Bütü n düzen bozuldu aslın-

da bunun hem iyi hem kötü haber olduğu söylenebilir"

Ussa sayesinde hazırlıklarla ilgili her şeyi biliyordum . D ışa-rıdaki karmaşayı görm üştüm . O karmaşa içinde delil bulm ak

sadece zor değil büyük ölçüde imkansızdı.

İki hafta. İki hafta sonra ölmüş olabilirim.

“Olm az," dedim Abc'c titreyen bir sesle. “Böyle Ölmemeli-

yim. Kaderimde böyle ölmek yok."

"Nasıl yani?” Bir kaşım kaldırdı. “Kaderinde nasıl bir ölü-

mün olduğunu bil iyor musun?"

“Savaşarak.” Gözü m den bir damla yaş aktı, çabucak sildim

Hayatım boyunca dayanıklı biri gibi görünmüştüm. Bu ima-

jı n şi m d i b ozu lm as ın ı is te m iy or dum . “S avaşta, sevd ik ler im i

korurken ölmeliydim, önceden planlanmış bir idam töreniyle

değil.”

“Bu da bir tür savaş." diye fikrini dile getirdi «Abe. “Ama

fiziksel bir çarpışma değil. İki hafta, iki haftadır. Bizim için

kötü mü? Evet . Ama bir hafta olmasından iyi vc hiçbir şey

imk ansız d eğildir. B elki yeni deli l ler ortaya çıkar. Bekleyip gö-

receğiz.”



-B'ücm'k'cn nef t« ediyorum. Bu oda .. . Çok küçük. Ne.m Oilarttn önce bu oda beni oldunecc^

kSiUm,y0nL m " Abc in yüzündeki ifade soğuktu, Cn ufa,

u * * scyg‘ dcdM c n İ l£ 2 S û te d y ie k o r ku n c a d tm iftü n am a ufhk bir

i ân kaUamiv orsun. öyle mi ?“ S so run bu değil! A r tı k h e r d a k ik a n ın b e ni ö l ü m ü ş

«k teo n h g» . bilerek bu delikre beklemem gerekecek. ü stcIik

f l L , d e ğ i r m e k i çi n y ap ab ile ce ğim bu f ey y ok ."

Bazen gucûm fe i lk bakara tehlikeli görün m eyen durun, ,

/arla «naıur. If e ® en zor fey, hayan a kalmay ı baş arm akta."

“Ah, hayır. Hayır." Kalkıp odayı c arlam aya ba şlad ım . “B l.„ k bu soylu saçmalıkları. D im itri’nin bana haya t der si verdiği

zamanlan hazırlatıyorsun."«O da bir zamanlar, şimdi senin içinde bulunduğun du-

r u m a d ü ş t ü . Ama sağ kalmayı başardı. Üste l ik daha atlatması

gereken çok şey var.

Dimitri.

Derin bir nefes alıp yanıt vermeden önec kendimi sakin

leştirdim. Bu cinayet meselesine kadar hayatımdaki en büyük

sorun Dimitri'ydi. Şimdi çok ıızun zaman önce gibi gelse de,

sadece bir yıl önce okulda benim eğitm enim di. B ir M oro i ’u

koruyacakdampir gardiyanlardan biri olm am için be ni y etişti -riyordu. Bu görevi başarıyla yerine getirdi ama iş ler o noktada

bitmedi. Yasakolduğu halde birbirimize aşık olduk. Elimizden

geleni yapıp sonunda birlikte olmamızı sağlayacak bir çc

bile bulduk ama onun ıs ın l ıp S tr igoi ’a d önü ştürülm esiyle

çözüm

tü m

um utlanm ış tükendi O günden »onra benim * k

ne geldi. Derken kirmenin önceden mümkün

inanmadığı bir mucire gerçekledi, Lnta tuh gücünü

onu yeniden dampirc dönülürdü. Ama klışkımu. Sı

dırısmdan ö nceki haline bir türlü döncmedL

Öfkeyle Abcc baktım. “Dimim hücrede geçildiği çimlere

katlanmay ı başardı ama o bile depresyona girdi! H alı da dep-

resyonda. Bir türlü içine düştüğü karanlık çukurdan kurtula-mıyor.”

Srrigoı olduğu dönemde işlediği suçların ağalığı,

D im itri’nın vicdanını rahat bırakmıyordu. Kendim affedemiyordu vc bir daha kimseyi sevmeyeceğine yemin etmişti.

Adrian la çıkmaya başlamış olmam da işleri kolaylaştırmadı.

Bir siirc boşa çabalad ıktan sonra an ık Dim itri vc ben diye bir

şey olmadığını kabullendim. Hayatıma devam etme karan al-

dım , Ad rian'la gerçek bir şeyler yaşayabilmeyi umuyordum.

“Haklısın,’' dedi Abe kuru bir sesle. “Dimitri depresyonda

olabilir ama sen de mutluluk abidesi savılmazsm.”/

Sıkıntıyla iç çektim . “Bazen seninle konuşmak kendi ken-

dime konuşmak gibi , çok can sıkıcı . Burada olmanın başka

bir nedeni var mı? Sadece kötü haberleri vermeye mi geldik

H içbi r şey den haber im y ok k en daha mut luy dum."

Bu şekilde ölemem. Böyle olmamalı. Ölümüm takvimde işa

retlenm iş b ir günde gerçekleşmemek.

O m uz s i lk t i . “Seni ve k a ldığ ın y er i g örmek i s tedim.

Eve t , gerçekten de yaptığı buydu. A be in gözleri konu şur-

k en hep üzer imd ey di , dik k at in i bana verdiğ in i g örebi l iy or

u



lanmı cndbc|' nd,recck hiçbir Wd am . G *n ,r ‘n . la ,u „ « ra f ta doluy or , duvarlar , , hücroni

A r « ^ j c d e t a y l a r , in ce li yo rd u . A b e e b o |u ^

« d f i ^ bu'du£ d e m i y o r l a r d ı . Hesapl, biriydi. H e r rJ m i n

^ C d ö n d ü r m en i n yolunu arardı . Çı lgınca pla„Ur

dljn, J7nJ “ L j ondan ildiğim belliydi,yapma yerenep m en(. o la ca k b ir ş ey ler g etir.

Ayn a kolunun alnnd an ç<kard,|, dergi.

^ r ' b T k i r a b , p a rm a kl ık la r a ra sı nd a n b a na u z a rt ,. B e lk i

f,US r ^ e ' “ ! « f t a t i n d e n h içb ir şeyin neşem i yerine J ^ e c e ğ i n , sa nm ıyor du m D erg il er , m od a ve sa ç m o d e ll e

S t i S Kirap ise J * » * K * » « m r t r y d u K i o b , e lim e

Z c , ank i baş,ma gelenler h iç d e a d d ı şeyler değl !m,ş g,bi

a % Z îg ö r m û , t û m . Bu k irab. verm ekle neyi im a et t iğin

se bence çok aç ık. Ama iç ine gidi belgeler saklad.ysan onu

bilememi

fGa p her zaman f i lmden iyidir .” G itm ek üzere h arekete

geçti. “Belki gelecek sefer edebi bir ta r t ışm a yap ar ız . ’

“Bekle ." Okuma malzemeler in i ya tağa f ı r la t t ım . “G irm e-

den önce dinle . Bütün bu karmaşa içer is ind e k im se kra l içeyi

a sl ın da k im i n ö ld ü rd ü ğü ko n u su n u a ç m a d ı . ” A b e h em en

yanıt vermeyince devam ett im . “Bu su çu b en im iş lem ed iğim e

inanıyorsun, deği l mi?” Suç lu o lduğumu düşünüyor bi le

olabi l irdi . Bana yardım etmesi , suçsuz luğuma inandığın ı gös-

termiyordu.

T ad ı ku .m .n cina yet ışlcyefedeoegmc mantyoruıı».* dr<üsonunda 'Ama bu ctruvcu değjl*

“O a n u n kim işledi?"

“Bu konuyu arttırıyorum." dedi yürümeye bozmadanönce.

“Ama wruan.rn.xm tü ke n d in . söyledin! AbeT C itm ouü

istemiyordum . K orkulanınla baş başa kalmak iuemlyotdum.

"Bunu düzeltmenin yolu yok!"

“M ahkem ede söylediklerimi hatırla!* diye imlendi.

( dizden k aybolduğund a yatana oturup ön durulm anın ya-pıldığı günü düşündüm. Her şey bittiğinde bana idam edil-

meyeceğimi hatta mahkemeye bile çıkmayacağımı söylemişti.

Abc Mazu r bo ş sözler vermez ama demek ki onun bile s ınıt ları

vardı. Özellikle yeni zaman çizelgemiz düşünüldüğünde pek

şansı yoktu.

Buruşturduğum kağıt parçasını yeniden elime alıp açtım.

Kağıt , duruşma sa lonunda Tatiana’mn hizmetkan vc sevgilisi

A m b r o s s e tarafından bana veriimişü.

Rose,

Eğer bunu okuyorsan korkunç bir şey olmuş de

m ektir. B üyük ih tim alle benden nefret ediyorsun ve

sent suçlamıyorum. Senden sadece yaş kanunuyla

yaptığım şeyin, başkalarının halkın için planla

d ıklarından çok daha iy i olduğuna inanmanı i st i

yoru m . B azı M oroi ’lar, istemeseler de bütün da m

p ir le r in h iz m ete a lın m a la r ı ge re kt iğ in i düşünü yor .





2

Her zamanki gibi sersemlenci bir hisri. Şeffaf , parlakyüzler vc kurukafalar etrafım da uçu şuy ordu . Ç *.

resizce, söylemeleri gereken bir şeyler varmış g jb j

bana yöneliyorlardı. Büyük ibc imallc gerçek ten de söylemeler i

gereken şeyler vardı. Bu dünyada oyalanan hayaleder huzur-

suz ruhlardır ve burada kalmalarının her zaman bir nedeni

vardır. Ussa beni ö lümden döndürdüğünde, ö teki dünyayla

bağım kopmamışrı. Peşimde dolaşan hayalederi görmemeyi

öğrenmek uzun zamanımı aldı. Ç ok ça l ışt ım ve z ih nim i k on t-

rol ccmeyi öğrendim. M oroi sarayını ko ruy an sihir li kalk anlar,

çoğu hayaleti benden uzak tutar ama b u se fer ge lm ele rin i b en

istemişt im. Onlara bana ulaşma şansı tan ıdım , o nla r ı ken dim e

Çektim. Tehlikeli bir işd.

içimden bir his. ya o ğm c f e ö l d ü r ü l en b i r kr a l i ç en i . , h u z u r

bulup kolayca öedri dünyaya geçm eyece ğini sö ylü yo rdu . G ele n

« « " — da t an ıd ık y üzle r o lm a sa da u m u d u m u y i ri rm e d i m .

“ Tatıana." diye mırıldanıp düşüncelerimi medıum

Kraliçe ilin yüzüne odakladım, "tadana, bana gel "

Hayaletlerden birini kolaylıkla çağırmayı başardığım bir

denemem olmuştu. Strigpi tarafından öldürülen arkadaşım

Mason*ı çağırmıştım. Taüanayla. Masonla olduğum kadar

yakın değildik am a aramızda bir bağ vardı. B ir süre hiçbir şey

olmad ı. Aynı hayaletler hücremin önü nde dönüp durdvr Ça

rcsizl iğc düşmeye başladım. D erken Kral içe aniden karşımda

belirdi.

Üz erinde öldürüldüğü günk ü giysi ler vardı, elbisesi kanla

kaplıyd ı, renkleri solu ktu, bozu k bir televizyon görüntüsü gibibir bel ir ip bir kayboluyordu. Yine de tacı başındaydı vc soylu

duruşu ona kral içe havasını veriyordu. Karşımda bel irdikten

sonra nc bir şey söyledi n c dc bir şey yaptı. Bana bakm akla ye-

tindi, karanlık bakışları ruhum u del iyo rdu. İ ç im kar ış ık duy-

gularla doldu. Tatiana'yla her karşılaştığımda içimde bel iren

duygular, ö f k e vc içerleme, yeniden alevlendi . Ardından bir

anlayış dalgası, tüm bunların üstünü örttü. K i m s e n i n h a y au

onunki gibi sona ermemcliydi .

Nöbetç i ler in duymasından korktuğum iç in önce tered-

dü t et t im . Son ra k onuşm am ın bir zararı o lmayacağına karar

verdim. Nası lsa h içbir i benim gördükler imi göremezdi . Notuu z a t t ı m .

“B un u sen mi yazdın?" diye sordum. “Yazanlar doğru mu?

Ban a b akm ayı sürdürdü. M ason m haya let i de aynı şeyler i

yapmışt ı . Ölüler i çağırmak başka şeydi , onlar la i let iş im kura-

b i l m ek b a şka şey .



“Bilmem gerekiyor. Eğer bir D ragom ir daha varx| 1

Uçağım” Hiç kimseyi ya da hiçbir şeyi bu lab,lecc k (J°nu ^

olmadığımı o an için düşünm üyordum . “Am a b

söylemelisin. Bu mektubu sen mı yazdın? Yazanlar <]

Kanır vermek yerme bana bakmayı sürdürdü rtkhğım arttı ve ruhların baskısı başım, ağrın,Tânana nın ölüsü de dirisi kadar can sıkı cıyd ı. ' " },l*n

Tam duvarları indirip hay aletleri kovalam ak üzere L

u çok ufak bir hareket yaptı. Güçlükle farkedil^ l*'1* S n * ı k h,k,sh çözleri elimdeki „ot3 1, 2 ,, , U ^

rıana ç o k u rax Pir iuicaci yaû. vıuçıunjc rarnedıJcn bir l *

sallama. Soğuk bakışlı gözleri elimdeki nota kaydı vc he ^

ardından kayboldu. (>——«ardından kayboldu.

Zihnime yeniden duvarlar ördüm, oluler. dışarıda tutmak

için bütün irademi kullandım. Baş ağrısı kaybo lma dı amayüz.

ler kayboldu. Yatağa göm ülüp gö rm eyen göz lerle n ota baktım.

işte aradığım yanır. Not gerçekti. O nu Ta tian a ya zm ıştı. Ha-

yaletin yalan söylemesi için b ir ned en yok tu.

Gerinip başımı yastığa koydum ve korkunç zonklamanın

geçmesini bekledim. Gözlerimi kap ayıp ru h bağ ını kullanarak

Lissanın neler yaptığına baktım. Tu tuk land ığım dan beri beni

savunmakla ve beni kurcarabilecck insanlara yalvarmakla meş-

gul olduğu için, şimdi zihnine girdiğimde de böyic bir şeyle

karşılaşmayı bekliyordum. Oysa alışveriş yapıyordu.

En yakın arkadaşımın bunu yapması az kalsın kır ı lmama

yol açacaktı. Derken, cenaze elbisesi ba ktığın ı a nla dım . Sa-

rayın, sadece kraliyet ailelerine hizmet eden mağazalarından

birindeydi. Adrian m da onu nla oldu ğu nu gö rere k şaşırdım.

Tanıdık, yakışıklı yüzünü görm ek, içim de ki ko rku yu biraz

olıun dindirdi. I n ü n m t dutmı KonmA

neden orada olduğunu kavradım Adnan'dan

etmişti çünkü yalnız kdimmn ımımyotdu

Neden ini anlayabiliyordum Adıuın übttttM “

Ayaku durabilme»! bile mucurydl vr ı»«n gerçeği duvarı

yaslanmıyor olsa, buyûk İhtimalle yere y«pişildi kahvetengı

saçları karma karışıktı her lam an kl, »imayla şekil vc«d l£

dağınık saç modellerinden değıld». gerçekten urınmamıştı.

Yeşil gözleri kan çanağıydı. Ussa gibi Adnan da tuh kullanı-

cısıdır ve Lissanın sahip olmadığı bir yeteneğe tabiptir, in-

sanları rüyalarında ziyaret edebilir. Hapsedildikten sonu hem

ziyarete ge lmesini b eklemiştim ama ştrndı neden gelmediğini

anlıyordum. Alk ol, ruh gü cünü kırar. Tek çok açıdan böylesi

daha iyiydi. Aşırı ruh kullanım ı, kullanıcının delirmesine yol

açabilir. Ama hayatı sarhoş geçirmenin de çok sağlıklı olduğu

söylenemez tabii ki.

O n u Lissa'nın gözlerinden görmek bana duygusal bir kafa

karışıklığı hissettirdi, neredeyse demin Tatiana'yla yaşadığım

kadar yoğun bir duyguydu. Onun için üzüldüm. Endişeli ve

üzgün olduğu belliydi. Geçen hafta yaşananlar onu da. beni

etkilediği kadar etkilem işti üs telik kaba bir insan olsa da yine

i de çok sevdiği halas ını kaybetmişt i.Ama tüm bunlara karşın, ona kızgındım. Haksızlık ettiği-

mi bil iyorum ama elimde değildi. Ona önem veriyor, üzgün

olmasını anlıyordum ama kayıp hissiyle baş etmenin daha iyi

yolları vardı. Adrian korkakça davranıyordu. Kendini alkole

| vurup sorunlar ından kaçmaya ça l ış ıyordu. Bu davranış, benim





.‘ Lissa incelediği elbiseyi bırakıp hevesli gö x/crj c ( ^

döndü. Bu dünyada benden sonra er. çok ona güvc

Bürün hu karma ç döneminde en ö nem li dayunağ, q V%

olmuştu.Chrisnan mağazayı inceledi, elbiselerle çevrili 0j

pek hoşlanmadığı be lliydi. "Alışverişe mi çjJcrıniz?” ^

bakışlarını iJssa'dan Adnan’a kaydırdı. "Kız kıza v a k j ^ ^ ^ P

çinyorsunuz?" ,n ‘ gt.

“Hey, sen de bir kez olsun zevkli bir şey giy m ey i <J

lirsin." ded i Adrian. “İddiaya varım askılı bluzla h l '

nûrsün." §Ofii.

Lissa çekişmeyi görmezden g elip Ozera'Iara oda İd.buldunuz?" ^ andl X

■Şimdilik bir }cy yapmamaya karar vermişler» ,

Chrmian. Somumu. ■£„ azından herh ang i bir , ' *meyecek." b U CCZa veri],

_ Tarha bapm «üad,. “İW u n tehlikede o lduğunu a

°nUn ÜnÜnCad3d

^ d , ğ , m glinc _ H “ ^ d c n de koptum.

Dunitri ’ylc konujuyor, benimle p ™ " ^

" » W u m . O nu nl a if jm ı n h r c d d c r '< ğ‘ i ç in o nu

feamamd,. bir daha kalbi,n ^ v crm if c‘m . hu se

^ * * * « « * * * ■ « D t a , „ , s „ isoi

İ L W e y ı « ^ m e y e c e k birine

dönüştürdüğünü iddia etse de ışık hızıyla harekete geçip bcıü

savundu. Sayısal üstünlük gardiyanlarda olduğu İçin hiç şan-

sımız yoktu. Ama kazanma şansımızın olmaması Dimitri'nln

umrunda değildi. Yüzündeki iladc bana bilmem geteken het

şeyi söyledi Bir tehditle karşı karşıyaydım ve beni korumak

için her şeyi yapmaya hazırdı.

Gerçekten de beni korudu. Sı. Vladimir Akademisi’ndc ol-

duğumu z zaman ki gibi dövüştü, itana Sırigoi'larla savaşmasını

öğrettiği zamanki gibi hem de... O gün tek bit kışının alıede

bileccğ inde n ço k daha kazla gardiyanı etkisiz hale getirdi. O nudurduran tek şey gerçekten ölümüne dövüşeceğine inanıyor-

dum bcnırn araya girmem oldu. O sırada nelet olduğunu ve

neden gardiyanların beni tutuklamaya geldiğini bilmiyordum

ama Dimitri’nin kendini tehlikeye attığını kavramıştım. Za-

ten saraydaki konumu sallantıdaydı. Ona güvenmeyen pek

çok kişi vardı. Dövüşmeyi kesmesi için Dimitri'ye yalvardım,

kendi başıma geleceklerden çok onun başına gelebilecekler

beni korkutuyordu. Çünkü beni neyin beklediğinden haber-

sizdim.

Ö n duruşmama gelmişti e lbette nöbetçilerin gözetimin-

de ama Lissa’nın da benim de daha sonra onu görme şansımız

olm adı. Lissa, D im itri’yi temize çıkarmakla uğraşıyor, onu ye-niden hapsetmelerinden korkuyordu. Ya ben? Beni savunma-

sını abartmamaya kendimi ikna etmeyi deniyordum. Düşün-

mem gereken başka konular vardı. Örneğin tutuklanmam ve

idam ihtimali . Yine de merak ediyorum. Bunu neden yaptı?

Neden hayatını benim için tehlikeye attı? İçgüdüsel bir hare



; iyil ik olsun diye mi y a p * ,^ jy ll» B« "u' mi h issed iyordu' «V,

Mr& , ım a onu o halde görmek. Rt(

+ * * " " dü}0nd ü* üm h “ ler, t; J Diuusriyi h«.rl » n kopm an m uzun >

« n . Ko'di"’'' ’ çal,flvordum. Hala duvgu|

t “ s W n i çi n h a” " m " Wikcyc î

b° ,r ^ k; ; î ; tn Sövmedikleri. D i m im n i n

< * * * ” « . >çt, Ne de olsa va5amla olüm

pounda üinudin JcCe nen değildim. D im in i nin hala S«.

^ gidip P Je n kalbine k » ' ! * “ P la m ak ü “ * h * .i otöup** inanan ’

bdaiyorriu .m aln nJ aldılar,” ded i Ch ristia n.

^ Odasmm babına b irkaç gardiyan v er l^ ,

h ü c r e y e y a n ş a n a kadar sarayın etrafında ok

maam istonıyndar. it ir a f e tt i Lissa.

JT p k m arkadaştı veTaahanm on a a şı k o ld uğu d o n a *

Ü Ama il işkilerinin bir yere gitmeyeceğin, kavrayınca

arfadaşlâam olmuştu Dimim ye yapılan haksızlığa duydu

h l f e o ı a bizimki kadar güçlüydü . “D am p ir ’c dönüştüğü

znda onu « h a t bırakmalıydılar. Se çim ler bi tri ği nd e öıgütkalmasın» sağlayacağım.’

‘Garip olan da bu." Christian soluk mavi gözlerini kı-

sarak devam eui. “Tatıanamn şeyd en ö n c e .. . Cüm lesini

24

tamamlamadan önce tereddüt cdtp Adrurt a baktı. Normalde,akimdan geçen İter şeyi söyleyen bin olan Chtrnun için buduraklama çok olağandı şıydı.

öldü rülm ede n önce , dedi Adnan, hiçbirinin yüzünebakmadan, “devam et.”

Christian yutkundu. “Şey. evet. Duyduğumu*, kadarıy-

la herkesin içinde olmasa da pek çok kez Dimini'nin yeni-

den dampir olduğuna inandığını söylemiş. Planı, gürültüler

yatıştığında ona yardım çimekmiş." Gürültüler derken

kastettiği şey. Tatiananın notunda bahsi geçen kanundu. Okanuna göre dampirlcr, artık on altı yaşında mezun olup Mo-

roi savunmaya başlayacaktı. Bu durum beni öfkeden deliye

döndürmüştü. Ama şimdi düşündüğümde, artık tasalanmam

gereken başka konular vardı.

Adrian öksürür gibi garip bir ses çıkardı. "Yanılıyorsun."

Ch ristian o muz silkti. Danışman ları böyle söylüyor. En

azından dedikodulara göre durum bu."

'Ben dc inanmakta güçlük çekiyorum," dedi Tasha,

Adrian a. Tatiananın politik kararlarını hiçbir zaman onayla-

mamış ve pek çok kez bu düşüncelerini dile getirmişti. Ama

Adrian m inanmamasının nedeni, Tasha gibi politika değildi.

Halasını tanıd ığı için bu na inanm akta güçlük çekiyordu Ta

tiana, Dim itri’nin eski konum unu geri kazanmasını istediğine

dair hiçbir ipucu vermemişti.

Adrian herhangi bir yorum yapmadı. Ama bu konunun

kendisini kıskandırdığını biliyordu. Son konuşmamızda

Dimirri’nın geçmişte kaldığını vc hayatıma devam etmeye



„ cövk'n^ 1" 4 ........................ u,rr‘tdK

o v un "" * * "1” J r ‘ , " ’da y0tan " ^ . n L0 * » * * b£" ;KMplhV" y ^ nasıl kurcarah,lcccu

Liwa. I ,ın hjçJn ınijii ki. sa nc ı, onavlamad .,*,

^ * * ■ Lr , dıjd ağm i *İ p m,tn'.; ,n durumuyla M a , ,n ra .I. ılcn ece kp , „ >^ d n ı ^ M M m a a . « » soylu k « rolu o ynam j

* Adtoı(W'derf«®rfin“ nc}clcnJi ' “Ara,annda k ıl , o i^

'^HûcıcnK grti JSnüp yıkılmaya devam e den p ro bl em le

dnündüm. Adnan ve Dimitri beni e nd ifele nd iriy ord u. Kendi

dununum beni endifelcndirıycrdu. Ayrıca k ay ıp D ra g on ^ 'j

dûftiıtü)t>rduın. Hikayenin gerçek olabileceğine inanmaya

bylimifnm ama bu konuda yapabileceğim hiçbir şey yokeu

/} Lınaya yardım ermeye geldiğinde dikkatli olmalıydım. Ta

tıana mektubunda kimseye güvenmemem gerektiğini söyle-

mimi. Bu bilgiyi taftası na akrarmalı mı yd ım ? D iz gi n le ri ele

almak istiyordum ama demir parmaklıklar ve boğucıı duvar.

brb çevrelenmem hiçbir feyin kontrolünü ele alma «nsun

yoktu Kendi hayalımın bile.

İki hata

u * T ” “ “ s ™ e 'U

Î ra iftı ve onu okurken ölü Ç o k iyi

"• °,U " uma™ ^P arak hapishane

den kalamayacağımı anladım. Kitap eski anılan canlandır-

dı. Rhonda adlı Moroi’un tarot kanlarına bakıp geleceğimi

okuyuşunu hatırlayınca ürperdim. Amininse'un teyzesiydi ve

benim İçin seçtiği kartlardan birinde kılıçlara bağlanmış bir

kadın vardı. Yanlış yere hapsedilmek. Suçlama, iftira Kahret-

sin. O kartlardan gerçekten ncfıct etmeye başlamıştım. Baş-

tan beri do landırıcılık olduklarını düşünüyordum ama sürekli

doğuı çıkmak gibi bir eğilimleri vardı. Sonunda kartlar bir

yolculuğa çıkacağımı göstermişti ama nereye? Gerçek bir ha-

pishaneye doğru mu? Yoksa idamıma mı?

Yanıtı olmayan sorular. Dünyama hoşgeldiniz. Şimdilikhiçbir seçeneğim kalmadığından biraz dinlenmem gerektiği-

ne karar verdim. Bu düşünceleri zihnimden uzaklaştırmaya

çalıştım. Kolay olmadı. Ne zaman gözlerimi kaparsam çekici

indiren ve beni ölüme mahkum eden bir yargıç görüyordum.

Adım tarih kitaplarına kahraman değil hain olarak geçecekti.

Kendi korkumda boğularak öylece yartım, Dimitri 'yi dü-

şündüm . G üçl i i bakışlarını gözümde canlandırdım. Neredey-

se sesini duyabilecektim. Değiştiremeyeceğin şeyler konusunda

endişelenmeyi bırak . Dinlen ki, yarın yeni hır dövüşe hazır ola

bilesin. Bu hayali öğüt beni sakinleştirdi. Sonunda derin bir

uykuya daldım. Bütün hafta düzgün bir uyku çekmemiştim,

bu yüzden sonunda uyuyabi lmek güzeldi .

Derken, uyandım .

Yarağımda doğruldum, kalbim deliler gibi çarpıyordu. Et-

rafa bakınıp tehlikenin kaynağını aradım, beni uykudan neyin

uyandırdığını çözmeye çalıştım. Hiçbir şey yoktu. Karanlık.



Sessizlik. Kondorun ucundan ge len gürültü, nöhcr )ortalıkta olduğunu gösteriyordu. ç' Cr'n

Ruh İrağı, dedim birdenbire. Ruh bağ ı yüzünd en in, yakıcı bir acı hissettim. Hayır, ac ı j ”

Ü B . « a t t * " lt _ ~ 4a_ b i t d u y g u . G e r g i n l ik . Adrenalin. P anik duygusu «çjmi

issa'ya ulaşm aya çalıştım, ondan y ayılan d uygular, nUssa ya

n , öğrenmeye çahfamBulduğum bir biçti.

Ruh bağı gdmifti

3Ş

ey, ram olarak gitmiş denemez.

Sessizlcşnıiştı. Bir bakım a D irnitri’yi dampirc donudur

düğü zamank i gibi bir histi. O zaman kullandığı büyü

o kadar güçlüydü ki aramızdaki bağı tüketmişti Ama şimdi

büyü parlaması yoktu. Sanki Lıssa bilerek bağı kesiyordu. 11er

zamanki gibi onun varlığını hissedebiliyordum. Hayattaydı,

iyiydi, öyleyse neden onu hi.vsedcmiyordum? Uyumuyordu

çünkü duvarın diğer tarafında bilincinin alarmda okluğunu

hissedebiliyordum. Kend ini benden saklamak İçin ruh büyüsü

kullanıyordu.

Neden? Aramızdaki bağın tek yönlü olduğunu ikimiz de

kabullenmiştik. Ben onu hissedebiliyordum, o beni hissede•

iniyordu. Zihnin e girdiğim zaman konrrol bendeydi. Çoğu n-

lukla Lissa nın zihninden uzak durmaya çalışır, mahremiyetine

özen gösrenrdim. Lissa'nınsa böyle seçenekleri yoktu ve bazen

bana karşı savunmasız olma k, öfkelenm esine yol açardı. Arada



M b m p ı v ı» ? * * “J a n t a zor b ir i,i cm di vc büyük güç hJra.drrvnprrt duvar çekm eyi sçç m . N

« fadar güçlendiğini ferketüm. Beni d, '’ 0

jn * Ii ? . j , v değildi ama üstesinden geliyord u. A m, . ”

İ S ^ r u » * * * * n'd‘n^üvıik ihdmalle mahJcumiyerimın en kotu günüydü. Ken

din, için korkmak ba,ka bir jey di. o nu n ,çm kork ma k

lasının bapnrn belada ola bilec eğ e du?ü ndükç e ac, ^

yonhm. Eğer kendi hayatımla onun hayat, arasmda ^

yi?mm pnkse tereddüt et me de n «dama g id e rd im . ^

olup bittiğini öğrenmeliydim. Yeni bir şeyler öğrenmiş mjy

di? Konsey davayı es geçip doğrudan beni idam cimeyç ^

lanr vermişti? lissa beni bu haberden korumaya mı Ça]^

yordu? Ne kadar ruh kalkanı örerse hay arın ı o ka dar te h lik ^

itiyordu. Zihinsel duvan ayakta rurmak için çok fa^ja

kullanmak gerekliydi. Ama neden? Neden büyü kullanma

riskine giriyordu?

O anda Lissa'nın izini sürmek konusunda bağa nc kadar

güvendiğimi kavradım. Zihnimde başkalarının düşünceleriyle

fcarfjlifmakrsn hoflınmazdım. Durumu kontrol çtmeyi J

«mu,olmama kar,,n baaen hiç beklemediğim anlarda zihni

deâid ü s r r * A mı !im d' bu nia™ h i^biri

B,ofef

ç a ,T ' N c kad“,faf,ma <i"n . Çıldırtıcıy dı. Ayrıc a kim

jc ziyaretime gelmedi. kitap vc dergiler tiim çekiciliklerini

yitirmişti. Kendimi kafesteki hir hayvan gibi hissediyordum.

Zaman ımın çoğunu gardiyanlarıma bağırmak geçirdim el

betcc bir işe yaramadı. Yarın Tatian» n ın cenazesi vardı ve dava

zamanım yaklaşıyordu.

Yatma zamanı geldiğinde bağdaki duvar kalktı çünk ü Lissa

uyumuştu. Bağımız sağlamdı ama uyuduğu için zihni kapalıy-

dı. Uykusunda herhangi bir yanıt bulamadım. Yapabileceğim

başka bir şey olmadığından ben dc yatıp uyudum ve ertesi

gün uyandığımda duvarla karşılaşıp karşılaşmayacağımı me-

rak ettim.

Karşılaşmadım. Yeniden bağlıydık, dünyayı yine onun gözle-

rinden g örebiliyordum. Kalkmıştı vc cenazeye hazırlanıyordu,

önceki gün beni neden bloke ettiğine dair herhangi bir ipu

cuyla karşılaşmadım. Şimdi yeniden zihnine girmeme izin ve-

riyor. her şey normalmiş gibi davranıyordu. Aramızdaki bağın

kesilişinin bir hayal olduğunu düşünm eye başlamıştım.

Hayır. Oradaydı. Belirsizdi. Zihninin içinde hala benden

sakladığı düşünceler olduğunu hissettim. Kaygan düşünceler-

di. Ne zaman uzansam parm aklarımın arasından akıp gidiyor-

lardı. Hala bunu yapabilecek kadar büyüsünün olması beni

şaşırttı vc önceki gün bile isteye beni bloke ettiğinden emin

oldum. Neler oluyordu? Neden benden bir şeyler saklamaya

çalışıyordu? Bu cehennem deliğinde kilidiyken ne yapabilir-

dim? Rahatsızlığım artçı. Benden saklamaya çalıştığı korkunç

şey neydi?



tasanın luzınanışını ızıcoım, sıradışı bir

ğünc dair herhangi bir belirti yokru. Seçtiği \

kolluydu. Elbette siyaha. Kesinlikle parti elbjscsı k

insanların dikkatini çekeceği kesindi. F arkJı k o ş ^ * 1

bu durum beni memnun ed erdi. Am a şimdi dikkat **

iyi bir fikir olduğundan emin değ ildim . SaçIm açj j .

tercih eniği için san saçlar ı omuzlar ına dökü]i jyo / *** %

aynada kend ini izledi. u

Ardından dışarı çıkıp Christiarila buluştu. î t iraf

ki, Chrisüan hoş görünüyordu. Şık bir gömlek

takmışa. Cek et giymem işti. Y üz ün de ki if ad e y a n te d j f ^

ukalaydı. Ama Usszyı g ör dü ğü a n da b i r a n l ı ğ a b il e T * ^

bu ifâdeler kayboldu ve y e ri n i h a y ra n l ık a ld ı K ı J ° ^

gülümseyip yanına geld iğinde ona sarıldı. D o k u n l a

rahatlattı, biraz olsun sakinleştirdi. A y r ı lmış zrnJ k *

önce yeniden b i r f ^ e r d i v c a y n g e ç ir d ik l er i z amanT “?ne de aa veriyordu.

“Her yoluna gjre cek ;. djye ^

yarayacak. Bunu bajara biliriz.” ’ **

Lisa hiçbir şey s ö k m e d i ama Chrisr ian'a s,kr slk l , , , Ardından cenaze rön »n;k;„ ı sanidı.

T M I k yapdacağ, ycfc i ler lediler

ri 'Ç,n dÜ“ n,e nc n cen3ZC törenle

^ iKan^ v a hi çb ir j „ dc^ U" yOİU b u d u r R o m a n y 3y «ı

4 ^yüyle teknolojiyi GC'CnekiCrie m° d" '

Kraliçc’nin rabutu nöbetçiler tarafından saraydan çıkarılıp

büyük bir töıcnlc saray avlularından geçirilecek vc katedrale

götürülecekri. Sadece seçkin bit grup Moroi, katedrale girme

hakkına sahipti. Törenin ardından Tatiana kilise mezarlığına

gömü lecek, d iğer kral ve kraliçelerin yanındaki yerini alacaktı.

Tabutun izleyeceği rotayı çözmek kolaydı. Yol kırınızı ve

siyah bayraklarla donatılmış direklerle süslenmişti. Tabutun

geçeceği yerlere gül yaprakları serpiştirilmişti. Yolun İki tara-

fı rbreni izlemeye gelen insanlarla doluydu, eski kraliçelerin»son bir kez görebilmeyi umuyorlardı. Pek çok Moroi çok uzak

ülkelerden cenazeyi izlemeye vc yeni hükümdarın seçilişine şa-

hitlik ermeye gelmişti.

Kraliyet eşlikçilerinin çoğu, satıcı kadının onaylayacağı

türden ka dife elbiseler giym iş, saraya ilerliyordu. Ussa sarayın

önünde Chrisrian’dan ayrıldı, oğlan, kraliyet eşlikçilerinden

biri değildi. Vedalaşmadan önce son bir kez öpüşrüler. Chris

tian uzaklaşırken, gözlerinde garip bir parıltı vardı bir kere

daha benden bir şeyler sakladıklarını hissetrim.

Lissa kalabalığı ittirip törenin başlayacağı yere ulaşmaya ça-

lıştı ama biri onu durdurdu.

“Vasilisa?" Daniella îvashkov'du, Adriariın annesi. Daniella diğer soylular kad ar kötü değildi ve aslında Adrian'la çıkma -

mıza ses çıkarmıyord u cn azından ben cinayetle suçlanana

kadar ses çıkarm am ıştı. D aniella nm ilişkimizi kabullenmesi-

nin alımda yatan neden, gardiyan olarak görevlendirildiğim

zaman nasılsa ayrılacağımıza inanmasıydı. Daniella ayrıca

kuzenler inden bir ini, Damon Tarus’u avukatım olmaya ikna



„ k bu ncddcnim O f><

ben # * ) 5 , „ d e ğ il* " « büyük ı h ^

, n r t * ^ rW " n^ ’ a „|an b ütü n s ev gn m, y o k e tmi)ü

hjku Törtni '>^ ^ ' ^ “C t ' v o r d u . “M erh aba," dcd,

İPn Ü d . ^ renk *b‘' 1” J k ayık ^ ı „ „ Yüzünden endi j tl ı oldug,,

^ * ^ İ İ S 7 ^ müî ° nu içbir ycrdc buU

^ : n ondıyoktü'•Ak' u » e0 " ' ^ « d e v se sarsacakt ı. “Bi ldiğin birNc

f f * * " * ' .KU^dc olduğunu bilmiy orum ama dün

U s» iç Ç »0 * . b ir p artid en do n u yo rd u .” Ussa

^ “ “ " ^ T İ ^ d d ü c e u i ^ Ç o k

İ S * * bu kadar sarhos g ö r m e m e m Y an m ck fa *

G^7bümiyorum. Ço k üzgünüm Leyd i Ivashkov.B üy ük t a u l l e b ir y e ri e rd e a z ı p k a l m ı ş u r

talidir inanmadığım belli ederc esine eU erın. hav aya kal

diril Öfkesini paylıyordum. “Unun m kimSC >'okH unutüketmez. Bdkı yas yüzünden hastalandığını söyleyebiliriz.

Zaten onalık çok kancık. Kimse yokluğunu farketmcyeccktir.Sen de onlara söylersin değil mi? A dr ian ın n e k ad a r üzg ünolduğunu anlatırsın."

Danıeüa'yı seviyordum ama bu imaj takıntısı beni rahatsız

etmeye başlamıştı. Oğlunu sevdiğini bi liy or du m am a on un '

ani endişe»*. Tatiananın »on yolculuğuna yollanmanındım

çok, başkalarının nc düşüneceğiydi.

“Elbette." dedi Ussa. "Kimsenin.. . Şey.. . Bunun duyul-

masını ben dc istemem."

“Teşekkürler. Şimdi gitmelisin." Daniclla kapıyı işaret etti,

"lorcn başlamadan önce yerini alman gerekiyor"

Daniclla nazikçe kolunu okşayarak liisa’yi şaşırttı. "Ken-

dini gergin hissetine. Her şey yolunda gidecek. Başını dik tuı

yeter.”

Kapıya yerleştirilen gardiyanlar, Lissanın içeri girme yet-

kisine sahip olduğunu bildikleri için geçmesine izin verdiler.

Tatiananın tabutu holde duruyordu. Bu manzara Lissanın

nefesinin kesilmesine yol açu vc az kalsın neden orada oldu-

ğunu unutuyordu.

Tab ut tam bir sanat eseriydi. Parlak siyah ahşaptandı, dl a

lanmıştı. Her tarafı parlak metalik renklere boyanmış, detaylı

çiçek desenleriyle süslüydü. Altın parıltılar saçıyordu. Görev-

l i lerin taşıyacağı tabutun tutma çubukları altından yapılmış

ve gül oymalarıyla süslenmişti. Taşıyıcıların onları tutarken

büyük zorluklar yaşayacaklarını düşündüm ama bu onların

so runuydu.

Tabutta gül lerin üzerine yatırılmış Tatiana vardı. O nu böy-

le görmek g aripti . Sürekl i cesetlerle karşılaşıyordum. Binleriniö l dürüp duruyo rum ama bu kadar iyi korunmuş, b u kadar

huzur l u gö rünen vc bu kadar süslü biriyle karşılaşmak, ürkü-

tücü. Lissa için daha da garip bir durumdu çünkü o, ölümle

beni m kadar sık karşılaşmıyordu.

35



. -deneklere uygun olarak mo r hir clbi !(. .

T* ' T Ekelim u6k İncil er le rür lüydü. T « jan j . ’ S l

* * eöT *flraden

b İ a ire elnrarlarfa «ürfD l»r « t H eştrn lrm şt, . T „ j J ? l, , '“ “ İHW * uı ama renin.n heyaa ğm, saklamay,

^kv ai' Ç°k f Û , «t en soluk tenlidir, öldüklerinde d.

,* * * & ■ * 2 , b « y * ° lu tlir' B“ 8 ~ , U sa V> V

Sôi'U r £ * * j £ £ e ^ k° ku5U **•».leşine< & & k ‘° üme hissedilebiHyordu.

d o l d u t t n u j o l s a d a ç u f 3 r k c ( J c r c k o n a y e r i n c ^

Ctn“ C ‘ E U s a n ı n elb ise t er ci hi ni h oşntıtsuduk.möini emrern. ti W im clcri Lissa'y. ge rçe k dunyıyı

|4 sürdükten Ş»nrJ_ û yö iy ,c b irlik te t abutun H

geri döndürdü, j e bıkm am a).a ça lr jt .. Ktsa sür e so„n

J a T t f l i p yüklerini omuzladılar, gül işlemeli çubukla,,t a ş ı y r e d a r ge ^ kaldırdılar. T a ş ı y ı c ı l a r ı n tamamı

3 f H .v aş yavaş dışarıda bekleyen k alaba,^

doğru götürüldü. Biraz daha dikkatli b ak m a,

. ,*^ 1 ı\.nal İli [31

dunpirdi. Tabut yavaş yavaş dışarıda be kl ey en kala!

doğru götürüldü. Biraz daha dikkatli bakınca resmi giysiler

içindeki taşıyıcıların hepsinin saray gardiyanları olduğunu

gördüm biri hariç. Ambrosse. Her zam ank i gi b i yakışıklıydıvc işini yaparken neler hissettiği, yüzü nden anl aşıl mı yo rd u.

Ambrossc'un, Tatiana'nın yasını tu tup tu tm ad ığ ın ı merak

ettim. Kendi sorunlarıma o kadar odaklanmıştım ki birinin

öldüğünü, pek çokları tarafından sevilen bir kişinin hayatını

36

kaybettiğim unutuyordum Yaş kanununa olan öfbemtvjlffN

getirdiğimde Ambrosvc, Tatıa nay ı savunmuştu. O nu 1 İMfflUi L

gözlerinden gördüğümde orada olup bir şeyler söyleyebilmeyi

diledim Mahkemede ban a verdiği mektupla ilgili bu peyler

lultyor olmalıydı Sıradan bir kurye olmadığı kelindi. § j

t .ruj» ilerlerken Ambtossc’lı ilgili düşüncelerden kurtul*

d um. Tabu tun önünde ve arkasında törene dah il ba lûİİMtçl I

vjıdı. >ık giysili soylular güçlerini sergiliyorlardı, üniformalı

g.ırdıyantar bayrak taşıyor, müzisyenler yaslı bir melodi çala-

rak onları takıp ediyordu. Halk karşısında her ıam an çokİN ^î]yarılı olan İ m , za rif bir şekilde yavaş adımlarla ilerlemeyi ba

I çardı. Güven dolu bir görüntüsü vardı. Elbette onu dlfVtdta'

gö içmiyordu m aına seyircilerin ona olan bakışlarım görebil!»

yordum. Güzel vc soyluydu. Dragoınir mirasını devralmaya

hazırdı. Vc gittikçe daha fazla kişi bu durumu

Binlen oy verme kınıınlarmı değiştirse vc Ussa’mn kaMM

deşinı aramamız gerekmese hayatımla ç ok d a h a l jf lH

Tabutun ilerleyişi uzun zurnan aldı. Güneş

dığı halde hava hala çok sıcaktı. U su teftciMpljj!

on mı rahatsızlığı, rabut laşıyıcilannkiyİC

i ı içti İzleyenler sıcağı tı ıs sc d iyo rlu M ^ fl

i ek yaptıkları, boyunlarını U2atıp|görmeye çalışmaktı. Lissa s e y İ f d h M

baktıkları şeyin tabu t olmadığım I

izliyorlardı. Üımitri için

duyulmuştu ve hala şÜk! ona inananlar çoğunluktaydı, ı



» u « * • » « • ^ go,„ o * * » m ‘ u “ “ >” m ı?

ÎSlikle""1 mCt*\!S ‘kMpm|*da bcUuli ' UT '* KB t „ u n J . ‘“ ^ I r i g o . ' U n öldürdüğü gb ö l d û r ^

bir M0*01 u> ,dn rahatsız edic idir . Gcç it ^ J 4

G * S(,n«>8' hcr o.crcvd.. K il.scyc girmes in, ^

H ct jeym ne t a * r ironik o l ^

Errufr . ^ .d ı m . Kilise toprak lan*)* rf.

^ " “ " h İ d a s U r i n . gös.eren ik i dev heykelynfV, Moro. ^ u,n Uyan kral ve kralrçe. Krli^

MoIoi'Urn> güçlen"1 ^ lcf>cden bak iyorm u, ^

çok jak.» JL c .c heykelinin ya n.nd aki bahçeyi iyi

pninüycK İ"4 için « ba hçe de çalrymaVU

inliyordum. U s CP * . un kim sen in bilm ed iği gerçek

aMİındırılmıium . kurtarm aktı. V icto rcn büyük^ V i o o r D ^ h k o v u ^ n k ^ ^

düşmanlarımızdan ıny biliyorlardı. Eğeı

« v — » . " S i u . , ' , d , 6 , „ , s :

S £ E £ £ £ İ * " £, k , , , W . * * d“î ün‘i 'i m ld”

cd ıU c d .. . _ k k » r b * « « * » “ k‘ 1“ ,k '• . .Lisan ın gözleri heykellerden birine ta kıld ı. Ç o k lerlenuşü.

0 anda, terleme nedeninin sadece sıca klık o l m a d ı ğ ı n ı anladım. K

Gergindi. Ama neden? Neden bu kadar ge rgi nd i? B u sadece tö-

rendi. Tek yapması gereken şey görevin i y eri ne eerirn nrkr

İH

Aına İşte Hissedebiliyordum. On u ıah*ı.t/ . .1» ■>bu

Icr vardı Düşü ncelerin i benden «aklıyordu m u ,.1

Imdiğı isin banlarını yakalayabildim

Çok yakın, çok yakın. Fada hızlı gıdıyum* ____

1lı/iı mır Urn inı hesaplarıma göre değil Ik ıı ulımıı htçhl,

jry ı lxı kadar yavaş yapam azdım . Öze llikle ııbu tu tapyan Ul

ısın luııluy ordum F.ğer onlu dan b iri olsaydım kuralları Uf

r ıı da bırakır, hedefe doğru koymaya ballard ım. So nuç ta ccaet

biraz, sallanmış olurdu Cenaze koordinatörü l.isıa'nm elbise '

;ıuf bile kızmıştı, bir dc badananın tabuttan düştüğünü goıseydi herhalde ötkedcıı küplere binerdi.

Katedrale yaklaşmıştık, kubbeleri, batan güneşin altında

alrın rengi parıltılar saçıyordu. Ussa'ntn katedrale vfirıusına

hala metreler vardı ama artık rahibi görebiliyordum. Köf tdk ı

bir elbise giymişti. Her tarafı altınlarla süslüydü Ka l...uda,

tepesinde haç. olan altın işlemeli bir şapka vardı. Kraliçeden

daha iyi giyinmesinin görgüsüzlük olduğunu düşümlüm

Ama belki resmi törenlerde, tanrının dikkâtini ıtkimdl

böyle yapmaları gerekliydi Rah ip tabutu lelaıııUmâk

leriııi iki yana açtı. Kalaba lık da ben de gözlet t

giysisinden alamıyorduk .

hu yüzden, heykeller patladığı and* ite

lalımın edebilirsiniz.



4

Heykeller patladı derken, gerçekten p a t la d ,! ^

lastediyonım.

Alevler vc duman her yan ı s arar ken zava llı so yjuL

caş yağmuru altında kıldı. Bir an donup kaldım. Macera fi|.

mi izlemek gibiydi, patlama toprağın sarsılmasına yol açm,?tu

Ardındın gardiyan eğitimim devreye girdi. Gözlem vc hıılj

hesaplamalar, paniğin yerini aldı. Heykelin büyük kısmın^

bahçeye doğru devrildiğini gördüm. Küçük taklar töreni izle-

yenlerin üstüne yağdı ama can yakacak büyüklükte parçalar

yoktu. Heykellerin kendi kendilerine patlamadıklarını düşü-

necek olursak, onları havaya uçur an he r k im se ç o k iyi b ir işsergilemişti. ' *

H m d , aym vak ^ q ^

ckâdd h ^ tir karg3?a ° 'dU fnS3n ,ar d ö rt bir yana

* ’•TabutUn y*™*™ so n a y rı la n A m b r o *

oldu. Taıiana ya baktığında yüzünde hüzünlü bil «Ude virdi

Ardından heykellere bakıp izleyicilerin birbirini etmelini tu

grllenicyc çalışan gardiyanların yanına gitti. Gardlyanlaıdarı

hazıtan düzeni sağlamaya çalışıyor. kalanlar seyircileri a lo ytr

İtrine döndürmeye çalışıyordu ama kimsenin başarılı olduğu

söylenemezdi Herkes can dcrdindcydl. korku içindeki ıcyir

iilcr mantıklı düşiincmıyorlard».

I issa dışında herkes çıldırmış gibiydi.

l issa nın olan bitene şaşırmadığını farkedip şaşırdım.

Patlamayı bekliyordu.

Taş yağmuruna rağmen hemen kaçmadı. Heykeller patla-dığı anda neredeyse orada durdu vc hasarı inceledi. Kalaba

lıktakilerin zarar görmesinden endişeleniyordu. Ama hayır,

önceden gözlemlediğim gibi yaralanan yoktu. Vc olsaydı bile

patlama yüzünden değil izdiham yüzünden yaralanmış olur-

lardı.

Tatmin olmuş görünen Ussa dönüp diğerleriyle bitlikte

alandan uzaklaştı. (Diğerleri koşuyor, Lissa yürü yordu.) Fazla

ıızağa girmemişti kı gardiyanlardan oluşan büyük bir kalaba-

lığın son hız karedrale doğru koştuğunu gördü. Bazdan du-

rup patlamadan kaçanlara yardım ediyordu am a g u d İ T t t H l

çoğu, neler olduğunu görmek için parlama alanına

■iLissa bir kere daha duraksayıp arkasından gekft kişinin

<>na çarpmasına neden oldu.

gardiyanları izliyor, kaç tanesinin nereye gittiğini

alıyordu. Benden sakladığı düşünceler <MtSy*

41



j , pUın P, ^ l , n , go b i l ,v o rdum . Ddİ. Sona#*2 ? ^ di ^ cn baskın duygu— %

2 fc„ gürültü tend i zihnime do n ,, , .

M* ‘ W « rr üo bn hapishınc. fim d i b a g . r , " ^ * !

* *• ^ " " V s ,çm yp Pa^ aJd i k lara kof tum , ne ler 0 , > .

h * * “^ L m . Bü bina da p at la ya ca k mıydr? N S k

" “ « “^ T ^ t o r i d o n j n S t o i n i vey a g ir iş i g ör em i N

U “ İ n l a n n k op tu rd uğ un u d uy du m. S

^ b u n l a r ı n ne a nlam a i l d i ğ i n i b il m ed iğ im i çi „

d J M kütü ter » e hazırladım. G elenler do st da olab>

düftnai da. Radikal gruplardan biri saraya s ald .r,y et ^ *di Hücremi kontrol edip içimde n ku fre m m . kc nd imi '

nabilcceğim hiçbir şey yoktu. Tek sahip o lduğu m şey,

verdimi kitaptı, o da bir işe yaramazdı. Eğer gerçekten

ertiği kadar güçlü biri olsaydı kitabın içine gizli evraklar

leşcirmi? olurdu. Ya da bana daha biiyük bir kirap getiri,^

örneğin Savaf ve Barış.

Gürültüler sona erdi. Bana doğru gele n aya k ses lerin i duy

ium. Yiımruklanmı sıkıp birkaç a dım ge ri ç ek ild im ve kendi

mi savunmaya hazırlandım.

Gelenler Eddie Castilc ve Mikh ail Ta nn er çı kt ı.

Arkada? canlısı yüzler görmeyi b ek lem iyo rd um . Eddie, Sı

«zdimir'den bir arkadaşımdı, pek ço k kez bana destek olmuş,Wctor Dashkov’u hapishaneden kaçırmama bile yardım et

mifo. Mikhail bizden büyüktü, yirm ili y aşla nn ortalannday d,

* Dmutrty, kurtarmamıza yardım et m iş ti. B ir g ün aş,k ol

V V S m ^ i , d fi nü fn lr tl en S o n y , S a r p 1, k u f u r a b i l m ^ i

42

umuyordu Neler olduğunu anlunak Urercesinc sur

baktım.“Neler oluyor?” diye sordum. ____________

"Ren ılc seni gördüğüme sevindim," dedi Eddie. ~fct kffi*1

deydi ve dövüşün heyecanı hala üzerindeydi, yüzündeki

lekelerden. birkaç yumruk yediği anlaşılıyordu. Elinde

divanların cephaneliğinde gördüğüm bir silah vardı, insanı

öldürmeden etkisiz hale getiren bir tür cop. MUduU'dt be

daha değerli bir şey vardı: Hücremin kapısını açmaya yarayan

elektronik anahtar.

Arkadaşlarını beni hapisten kaçırıyordu, inanılmaz. Oysa

böylesi çılgınlıklar çoğunlukla ben im alanıma girerdi.

‘‘Sizler. . ." Duraksadım. Kaçma fikri keyfimi yerine ge-

tirmişti ama işimiz kolay olmayacaktı. Az önce gardiyanlarla

yapıldığım duyduğum dövüşün sorumlusunun onlar olduğu

kesindi. Binaya girmenin de kolay olmadığına emindim. "Bi-

nadaki bütün gardiyanları hallettiniz mi?"

Mikhail kapımı açtığında oyalanmadan dışarı çıkum.

Günlerce kapalı kaldıktan sonra bir dağın yamacından:

adamak gibiydi.

“Rose, binada gardiyan falan yok. Belki bir ilu

bu adamlar.” Eddie gardiyanlarımın baygın,

ret etti. Arkadaşlarımın hiç kimseyi'“Gardiyanların gerisi patlamayı,

rum u kav ram ışt ım . Parçalat , L i ss a 'n ^

da dahil olmak üzere yeril yerineo c

tarihi Moroi heykellerini hat



ArAi fddie. Bunu düşünmü* Qr

* ’T - h ^ İ " ° p‘'hmyd' * * " arcf kullan,c" n ^

/ ' ■ i S t * ^ w '^ u T 'nhr rfcdim h .

I•fydjytay1nereden ....................

Kapıda kimin durduğunu gö rünce cüm l em i t a ı n , ^

madun. Pimirri. ^Hapsedildiğim süre toyun ca nasıl oldu ğu nu bil mCt c|ç

can sıhcyd,. Chrisdan vr Tasha n«n söyledikleri bana

yordu. Aradığım yanır amfc ram kakımda ydı. Bir ^

özerindeki boyuyla Dimirri her zamanki kad ar lıaşrnctjj f

korkurucuydu. Kahverengi gözleri duru mu d e ğ e rl e n d ir ip

vücudu her rûr tehdidi aJrcrmcye hazırdı. Yüzünde t a r n a p

kendini adamı? bir ifade vardı, nasıl olup da insanların, on^

hala Strigoi olduğunu düşündüklerine inanamıyordum

mirri yaşam enerjisi saçıyordu. O na bakt ığ ım anda,

lannumdan önce beni savunuşu nu hatırlamıştım. Yüzündefc

aynı ideydi. Sayısız kere o yüzde gördüğüm ifade. İnsanlara»

korktuğu ve hayran olduğu, bir zamanlar aşık olduğum i f a

Sen de mı buradasın?" Kendime, ka rışık ro m an tik geçmi

ftoddn bu sefer bir önem, olmadığını hatırlatmaya çal,„,m.

enin ev hapsinde olman gerekmiyor mu?”

^ ^ ^ bir 5 ,rm *la Bu ™ 2 Ün gerçekanl am ını l am dım . O ve Mi khai l. Di m i ır i 'n i n k a ç m a s ın . . .

.hm etinişti "İman ların hala Strlgol olahilrcck vahşi bitindenIvklr,İlklen dr bu değil mi?"

"Ayrıca onun »eni kaçırması da kimseyi şajpttmâif dedi

nvvın.1 k.uıl.ııı Mikhail. "(bellikle geçen hafta ımıl «mi sa-

vunduğu düşünülecek olursa Gerçekten herkes onun seni tek

hışma kaçadığım düşünecek.**

Dimim hiçbir şey söylemedi. Gönleri hem etraf» hem de

beni İnceliyordu. Yaralanmadığımdan emin olmak istiyordu İyi olduğumu görünce rahatladı.

"Hadi," dedi Dinileri. "Fazla zamanımız yo k" Zamanımız

yok demek, durumu oldukça halife almaktı ama arkadaşları-

mın planında beni t ah atsız eden hır detay daha vardı.

“Beni rek başına kaçırmadığım biliyorlar!" dedim Mlk

hail’in nereye varmaya çalıştığını anlayınca. Bütün suçu

D im iıri’ye yıkmayı planlamışlardı. Baygın gardiyanları işaret

ettim . “Yüzlerinizi gördüler.”

"Pek sayılmaz," dedi bir şcs. "En azandan ruh kaynaklı unut-

kanlık büyüsünden sonra hamlamayacaklar. Uyandıklarında akıl-

larındaki rek kişi, dengesiz Rus olacak. Üzerine ı l ınma lütfen”

"Alınmadım," diyen Dimitri kenara çekilip Adriaria yol

verdi.

Şaşkınl ıktan gözlerim faltaşı gibi açıldı. Hayatımdaki

erkek, beni kurtarmak için işbirliği yapm ıştı. Adffetfl

İr yumruk dövüşüne giremezdi ama diğeffcfi

vıddıvdı Sevgi dolu gözleri zeka ışıltılar»

beni asıl şaşırtanın ne olduğunu kavradım»

değildi Öyleyse önceki gün gö



rh n ^ m' " rU m,î‘ ,? ° ' UKa Oİ‘ ^ ,

dcdim “B İI* * *«2■Usa .

biri>’lc bcni dö lle n d i,d j .

^ ° hn ^ içip m m ı k « ' ■ < >

w* s f „ " *unWnm w » ^ „ de(jl pim im .

T t o S * bürün gülümsemeler l^ b o ldtti I

J İ Pim im « ■ " * ' ™ d l' S“ “ * « « ö r >

L » » » J * 1 apn bir " W ° MBd5& y üz le ri"^ * bcnİm 'C a™ ' eyleri C

İ r i n , gbrrenyordu Dinrirn „.n emirlerine b

* T , J t a d u . Adrian bi le onun büyüsüne k ap ılm ,* .

İ t ^ i n , bir henara br^fcabild igi iç in A d na n'a f c j

oldum, özellikle de hiçbir tehlikeli m ace ray a kan şm ak ^

mtdigini de&iarca dile getirdiği için , diğ erle rin e yar dın , e r ^

5İ t a k d i r edilecek bir hareketti. Örneğin Las Vegas'ta olayl*,

izlemekle yetinmişti. Zaten çoğu zaman sarhoştu ama sariıoşolmasa da bir şeyin değişeceğini s an m ıy or um .

Öne doğru birkaç adım atrım ama Adrian elini kaldırıp

beni durdurdu. “Bekle bizimle bi rli kt e d ışa rı çı km ad an önce

bir şeyi bilmen gerekiyor.” Dim itri itiraz ed ec ek gib i oldu, a

bırsdandığı anlaşılıyordu.

"Bilmek zorunda." diye ısrar etti Adrian. “Rose, kaçarak

olursan suçlu olduğun varsayılır, kaçak olursun. Gardiyanla

sen, buluna davay, beklemez, seni oracıkta öldürürler."

46

Durumun ağırlığın» kavradığım tınıda dört Ç.h eör

odaklandı. Kaçar vCyakalan mam, ölüm kesindi K alma m da*

vunıa katlat olan tasa sürede düşük ihtimal dc olu beni kur-

taracak deliller bulabilirdik lmkanm değildi Ama hiç bir şey

orrava çıkmazsa kesin ölmüşüm demekti. Hct iki seçenek, de

aslında kumardı vc \ağ kalmama ihıimalım guçlüydü.

Adrian yarınımı bcklerccslne bana baktı, iki mir de seçe-

neklerimin parlak olmadığını biliyorduk Endişeliydi ve neleri

riske attığımın farkında olmamı istiyordu. Dimıtıi içime tir ;

i ışıtacak bir şey yoktu. Yüzünden düşüncelerini okuyablkyot dum. Her zaman kurallan vc doğru olanı yapmayı savunurdu

ama bu sefer işler farklıydı. İhtimaller benim alcyhımeydi K a-

çak olarak şansımı denemek vc ölümle dövüşerek yiuleşmek,

tek seçenekti.

Ölüm üm takvimde işaredenmişbir günde gerçekleşmemek

" G i d e l i m d e d i m .

Koşarak binadan çıktık. Elimde olmadan Adnan'ı süz-

düm. “Gardiyanları aldatmak için çok fazla ruh kullanıyor

olmalısın."

“Evet." diye düşüncelerimi doğruladı. “Vc bunu ç ok u n u

süre yapacak kadar güçlü değilim. Lıssa olsaydı

gardiyanı kandırabilirdi. Ben ise ancak Edıiıc ve

unutmalarını sağlayabiliyorum. Bu yüzden dikkatleri

biri olmak zorunda vc Dimitri ideal gunıh keçin ’

"Teşekkür ederim." Nazikçe elim uknm.

caklık oluşurken ona kalbımın henüz

meye zahmet etmedim. Bu



-Aei«tsfftet vani»- O * * * ! Zvyocclum.

1..

'••i%

^ j s S ' Eh’Miendcl,cc ».^ CnndCnbCn‘ " C t dN * 5

‘^ ’ « oka<b' . t '1BJ a E<«ic'nin 6üvcnl ik konÛ Bt

* » •**• Tt l " i sonJumkurur,cdT a'

^ * °^ Lg or Û T^r z , ' dcd, EJd ıc.

■S& ™ anu r ^ 1"»3 da <ic£G a n j U r ^ <* d niim . A j i I sorunu günde*,

uzun bu . de öldürü lmem riski vardı,

gdrmrdi® « ^ iç in ru h b üy üs ü k ul la *.

" A d r i a n Gücünün s .n ü la nn , zo rl uy ord u. U * ,

% £ * * . ‘ D ° H 3 " bi“ b ik m a d lk ! lr l SÜrc« b*

^ ^ ü 'n durup büc bak acağ ın , sanm,yorum," dedi Mik

hail. ‘Herkes kendini kargaşaya kaptırmış durumda.

Dışan bakına onun hakJı olduğunu gördüm. Hapishane

kilisenin uzağındaydı ama patlamad an kaçanlar hapishane ta-

rafına koşuyordu. Bazıları evlerine gitmeyi denerken bazılar

korunmak umuduyla gardiyanların yanma gitmeye karar ver

miştı. Azımsanamayacak sayıda kişi i se gar ajlar a ko şu yo rdu.

“İnsanlar saraydan ayrılmaya çalışacak kadar korkmuş/

dedim durumu kavrayınca. Grup olarak bizim kadar hızlı

48

hareket edemeyen Adrian ın hız ına ayak uydurmuştuk.

Moro i’un, dam piri er kadar zinde olmazı beklenemezdi"Garajlar kalabalık olacak." Hem kraliyet araçları Hem «

yaretçılcrin araçları aynı yerde tutuluyordu.

“Kalabalık kaçışımızı kolaylaştıracaktır.” dedi Mikhail

Kaçmakla meşgul olduğum için Lissa yı detaylıca kontrol

ceme şansını olmadı ama aramadaki bağ sayesinde güvende

olduğunu anladım.

“Tüm bunlarda Lissa’rıın rolü ne?" diye sordum.

Beni hapisten kaçırma çılgınlığına karışmadığına mem-

n u n d u m ama Adnan'ın da söylediği gibi onun ruh buyûftû

nerkesinkinden güçlüydü, yanımızda olsa işimiı kolaylaşıldı.

Ayrıca geri dönüp bakınca benden sakladığı bilginin kaçış pla-

nı olduğunu anlamıştım. Sırrı buydu.

"Lissa masumiyetini korumalı. Kaçışlarla veya patlamalarla

hiçbir ilişiği olmamalı," dedi Dimitri. Ses tonundan. Lissa'yt

hala kurtarıcısı olarak gördüğü anlaşılıyordu. "O ve Christian

diğer soylularla kalmalıydı. Nerede olduklarını herkesin gör-

mesi gerekiyordu.” İkisinden bahsederken neredeyse gülünue

yccekti. Neredeyse. “Ben olsaydım padama anında ilk olarak

onlardan şüphelenirdim ”

“Ama patlamanın büyü kaynaklı olmadığı ortaya

gardiyanlar onları rahat bırakacak." Mikhail'in hatırladım. “C 4’ü nereden buldunuz? Askeri

aşırıya kaçmak olmuyor mu?"

Sorum yanıtsız kaldı çünkü aniden

yan belirdi. Anlaşılan hepsi kiliseye



, o dSv0fPOIİSyOn A,, ti* » i l„ e ri K * fr |urö büyünün ı?c y « lmay^

* * * . * o la »k D im itr i nin „ | *d û H * 0 ^ i ^ olın3k istiyordum. K cn d.mi H

k r ^ f V r ü r n d* ' * h ar eke te g eç me de n b ,r . JcvftycS* mlI kavradım

O ^ C d ö v ü ş m ü ş ve her u m an

î î S ^ ı ! S ? “ * * » **■ J ^ e k Dbrirrf ve tlcisiyle, mem n oldu kun ^

pr d iy^ " s^ yd a çaltstynrbrdi ve bana kar* Ke,

«man naukfllcr

s a d e c e tamd.ğ.m birin i,nakJa ka lmry o^

J Z S M a e d it h ; S l

l a m d a n biriydi. Onun gözler ,nde de ben .mkifa ,

benzer duygular hissettiğini gösteren kıvılcımlar gördüm.

Olanlar ona da yanlış geliyordu. Am a ar tık bi r gardiyandı

vc benim gibi onun da yapması g ereken bir gö rev vardı.

Hayan boyunca bunun için yetiştirilmişti. Suçlu olduğuma

inanryordu. Serbcsr kaldığımı vc saldırı pozisyonu aldığımı

îörmûjrü. Prosedürlere göre beni yaka lama ya çalışmak

anındaydı vc dürüst olmak gerekirse be n ol sa m ben de

muini yapardım. Çünkü bu bir ölüm ka lım mesele siydi.

50

Her zamanki kadar hırlı vc sert olan Dimitri. diğer ik: par

diya.nla dövüşmeye başlamıştı. Mctcdith vc ben birbirimizi

.süzdük. Başlangıçta ağırlığım avantaj olarak kullanıp beni

devirmeye çalıştı, büyük ihtimalle beni sinüstü yere çivile-

meyi umuyordu. Ama ben daha güçlüydüm. Bunu bilmesi

gerekirdi. Okuldaki spor salonunda birçok k a dövüşmüştük.

Her zaman kazanırdım. Üstelik şimdiki antrenman veya pto

vu değildi. Saldırısını geri püskürtüp çenesine bir kroşe in-

dirdim ve hiçbir kemiğini kırmamış olmak için içimden dua

ettim. Acıya rağmen dövüşmeyi sürdürdü ama üstünlük ben-

tleydi. Omuzlarından yakalayıp onu yere devirdim. Başınıkötü çarptı ama bilinci hala açıktı. Sevineyim mi üzüleyim

mi bilemedim. Onu sıkı sıkı tutmayı sürdürdüm, boğazına

bastırdım ve bayılana kadar bekledim. Bilinci kapandığı anda

kolumu çektim, kalbim sızlıyordu.

Yan tarafa baktığımda D imitr i'nin de diğer ikisini halletti-

ğini gördüm . G tubum uz hiçbir Şey olmamış gibi yola devam

etti ama Eddic’ye baktığımda yüzünde benimkine benzer bir

acı vardı. O da koşulların b m içine düşürdüğü bu durumdan

hoşnut değildi, yine de beni teselli etti.

“Yapman gerekeni yaptın," dedi. “İyileşecektir. Kafasını

çarptı im a kötü değildi."

"Ona çok sert vurdum."

“Doktorların onunla ilgileneceğine eminim.

Ianla kaç kere kafamızı çarptığımızı düşünsene.*

Haklı olmasını umdum. Doğru ve yanlış

gi gittikçe belirsizleşiyordu. Tum bu kavganın



• İ h . < * )« *' o d ı k l m m ı fu t u E d * __ oUrn^ öıdufcr ge nde dur, * 4

‘‘f^ r u h p ad aim n ooJan gözirr do, îakJ dl«t

p ia u a i ve ben d ik la d er , T * ' ” 1)')

fdT " ‘! Î eaçd aen de her » m alik in d en « U a J,

« t H * Moxor’W an M " » Ç o k * " g i t m i ş

i w r 'u 'r ın 1"toûadcfili vc ladin, adamın nerene olduğunu biimi *

Gdip giden herkese »abaya dür. kon u k yapm asını bilip J

medilderini soruyordu.

Dimiuı harlı adımlarla bizi insanların arasından gerjrd.

bir kez bile tereddüt cuncdı. Kereye girrigimizi gaycr jyj ^ '

yordu. 0 zaman bu işin iyi planlandığını kavradım. P J^ ı^ **

çoğunu dün yapmış olmalıydılar. Neden Lissa bunu bçnd

saklarcu ihtiyacı duymuştur Önceden bilsem daha ivi ır l

miydi'

Koşuşturanların arasından geçip doğu tara fın da ki

ilerledik. Orada yola çıkmaya hazır gri bir H ond a C iv ic d *

jo rfu . W ü aralan,n <mcam ,™ in ce leye n b ir adam J Ü T

Yaklaştığımızı duyunca bize döndü. Abe! diye bağırdım.

süruki e^ b a -

Sekiyordu: «“ fcnyfc birlikte geride kalman

52

Abc omuz silini. Dımıtn nin öfken çok da air.rv.xvd* de*

ğiJdi. Ben olsaydım o ölkmin bana yönelmelini ıtıtmodam. |“V’asiîissa saraydaki birkaç kişinin tüm bunUz yalanırken *»—4 ]

gördüklerine emir, olmalarını sağlayacak.' Koyu renk göak s^

nı ban çevirdi. Ayrıca vedalaşmadan gitmene itin «n em a

Duyduklarıma inanamıyordum. "Avukatım olarak piatMI

bu muvduf Patlayıcıların, hukuk eğitiminin bir parçası oldei;unii biliniyordum . !

“Emmim ki Darnon iarus'un da hukuk eğitiminin bttptifc

çası değildi. Abc in gülümseme» hiç bozulmadı. ‘ Sa ıu tŞ f>

Icdim Rese. Asla idamla ve hatta mahkemeyle yüz )üxe gsi

rncycccks in. Yapmayı becerebilirsem bunlara engpl olacağımı l

söylemiştim. Duraksadı. “Gördüğün gibi becerdim."

Kararsızlıkla arabaya baktım. Dimitri elinde anahtarlıda

arabanın yanında duruyordu. Adnan’ın kelimeleri zihnimde

yankılandı.

“Kaçarsam suçlu olduğumu düşünecekler."

“Zaten suçlu olduğunu düşünüyorlar,'’ dedi Abc. “Hücrede

beklemek bunu değiştirmeyecek. Am a şimdi idam sorunu oU

m aks i 7. m neler oldu ğu nu çöz me kle ilgilenebileceğ iz.

"Tam olarak ne yapmayı planlıyorsunuz?"

"Masu m olduğunu is pa tlam ay ıde di Adrian. “Şey, dah|doğrusu halamı öldürm ediğini ispatlamayı. B ir

aaı da masum olmadığını bi l iyorum." . J

"Ne yani, del i lleri yok etmeyi mı p lanl ıyon un iBİj j

durn Adr i an'm yo rum unu d uym am ış jpbi

53



-Aedi Bddic. “Onu kimin öldü rdö fenû . \

& J İ* ...

J Z * » ■ • » * i ° ru,M,n e n, ,m " '*» İ S

laUmiBin zm> binlerinin burada a„

*£prt ama

• fc ro j* ** “ m3n M * * / 0 ™ 7' dcd‘ Oim j jr j f i Jyyüı. O ru bp h*h h n & ı bakimdi vc j

leşine kca& dcnien'ne düşmüşlerdi ki bizi krk et^ T ’ H

püoırri yine de atdifdiydi- E lim e g üm üş b ir k ^

da Neden diye sormadım. Si lik silabrır vc biri S12J. sik ^

n « gen (evirmezsiniz. > anda biıyük bir kargafa ^ ‘t

gardiyanların nc bd ar çabuk düzeni sağ lay aca kla r,,,, ^

garsın Ve düzen sağlanınca saray kap ıları kil itle ne cek ."0^

"KÜıdcmaclcr bile ifimiz zor, dedim yavaşça O

ddciyoludûjündûm. “Saraydan çıkmak kolay değil.

uiaşai bile bizi durduraaldar. Arabaların şimdiden aH

Mdiğmc vc uzun bir kuyruk o lduğuna e m in im ! ”

£b. dedi Abc boş boş parm akuçların a b aka rak “W ı

^layrakran duyduğum kadarıyla, birazda,, güney « W

* )W“ to Vaçılacakmış" ^ a™ '

** u>sİS îS İ? k "'“ <i““k"C4b*'*

54

Di mi tfi’ni n **h*ı (üVxmyorıiu l

şıındı gitmesi gerek i yo r . H*yau ır.tıbk«i«

ic b ile onu buxadan çıkarıyorum *

* B e n i m l e g e l m e k o m u n d a d e ğ i ls i n .* d i y e

Dımirri ylc yaptığımız raıtı^mahırm amiuı

du Ben i stvrıncycccğini, arkadaş bile

Icyipni hatırladın». “Ben kendi bayımın

Başka kimsenin bayının belaya girmesi

ları bana ver."

Diınitri anahtarları vermek yerine çok

miyim gibi azafl&rcasına bana baktı Sanki St

demişi1rıdeki derslerimize dönmüştük.

" Rose, bayımın daha fazla belaya germen

seni kaçırma suçunu üstlenmek zorunda ve en

benim/' Buna emin değildim. Tattan* gaçekim

tehdit olmadığına insanları inandırmak konurunda

olmuşsa. Dim itri'nin bir şansı var demekti ama bir

bu kaçış onun geleceğini mahvedecekti.

■'Gidin," dedi Abc ve bana sarılarak beni şafirm.

alığıyla görüşürüz.’' O zaman tanışarak hiçbir yey

yutağımı unladım. Gerçekten gitme zamanı

Mikhail’e de sarıldım. “Teşekkürler,

şekkür ederim. Yemin ederim onucağı/.,” diye mırıldandim kulağına,

bana baktı ama hiçbir şey

En zoru Adnan'dan ayı

sc görünsün onun için de



ol»,,,azdl’ Sar,,,5,m«ı. dijı' 4 # * * * 5CVİrun*ürdü Dudakların» b ir J j g k

d3 Vran a' ğ‘ m dü* * ü S

* ,ebil* ydi am3 ESv

^ kûçiik dampir ^FJinl * > * *

2E*f* r ; i <i ı‘juvc sagtarafta bir h3 n£jyük WrPat , çığ lık at tı .| «,n Kg »ld ü 0’ ' 0 0 „ > * d i y e s o r d u A b e , h a l i n d e n m e t n n tt ,

"Bak. gö'ûy01' 0 , 1 , . J ^ a k e ı n m e l z a m a n l a m a . "

„yu§ut*tMi/Y" ' u adım ve beni hemen b tr a la n ^

kek*» * oau ; ^ j ç[ cn d i. “A h sev gi li k , ^ .

w pjıfliım. Bae» t ' ^ imdidcn ci nay etle suçlandı»,

^ o» ju z ^ ^ h.çbir gardiya nm öl dü rm ed iğ i U a

İ ^ d ^ i ö l d ü r d ü n D u r a k s a d ı . “S e ni nl e gurur d».

^ r i m i devirdim. “Hogçakal W h adam ve ,eŞekküri„:

Suçlulara yardım kamını sormadım. A be ap tal d e ğ il i . Ha

paha neyi ona sormamdan kısa süre so nra V ic to r Dashkovo

hapishaneden kaçınca ncier olduğunu çö zm üş ol malıydı .

Böylecc Dimitri’ylc birlikte arabaya binip son lıız Abein

yeni kapısına gittik. Lissa yla ved aiaşam ad ığ ım iç in üzgün-

düm. Bağ sayesinde hiçbir zaman bi rb i r i m i zden tamamen

dvn düşmüyorduk ama yur yur* konuşmakla aynı şey dcğUdI.

Yine dc güvende olacağını vc kaçışım için kirmenin onu 1UÇl.ıyarnayacnğını bilm ek rahatlatıcıydı.

Her zamanki gibi arabayı Dimitri kullanıyordu. Büyük

haksızlık. Öğrencisi olduğum dönemde arabayı onun kullan

masını anlayabilirdim ama şimdi? Direksiyonu hiç bırakma-

yacak mıydı? Ama tartışacak zaman yoktu, zaten unut lütconıııda kalmayı düşünmüyordum.

Birkaç kişi duvardaki deliğe bakmaya gelmişti ama oru

lıkta resmi görevliler yokru. Dimitri boşluğa doğru arabayı

sürerken, Edd ie'nin larasov hapishanesinden bizi çıkarışını

hatırladım. Ama Honda bozuk arazide Alaska'daki SUV kadar

iyi değildi. Kendi çıkış kapınızı yaratmanın getirdiği en büyük

sorun kapının arkasında yol olmamasıdır. O kadarı Abe i bile

aşardı.

“Kaçış arabamız neden I lond a Civic?" diye sordum. "Arazi

aracı sayılmaz.”

Dimitri bana bakmak yerine yola konsantre oldu. “Çünkü

Civic’ler birçok kimsede var, bu yüzden dc dikkat çekmezler.

Bu kısmı arlatuk mı sorun yaşayacağımızı sanmıyorum. O to -

bana çıkıp sarayla aramızı açtıktan sonra arabadan kurtubbh

. . ç g | H k

Arabadan kurtulm akmış. Başımı iki yana salladım. HAMyola vardığımızda, engebeli arazinin ardından duandaki.*WM

Jü /g m ı yüz eye ul aş mı şız gib i ge ld i. “Ba k, a r t ı k . s a a y d p t â H f l

tığımıza gorc sözlerimde ciddi olduğumu bilmeni tsâyOCUtifc*

Benimle gelmek zorunda değilsin. Kaçışıma yardım « m e n i



, „ itti* b 'nimlc o lm ak > * * « , . ,

bir i?cyaTm“. Ayn',r,ak*Hir J jB tö * " " İnsanlar a r« ,n ı , N

* » * * J ^ * > * Bir gün. saraya b.lc m Şr ) ^ " „tu mJ"’u?° .varacaktır

f!8,,,'£k sh>*" iniÇ’n vermedi Sessizliği beni ^0 , ! 'n „ . um" süfC nsanlardun değilimdir. B o ş l^

S iyi k«î‘ " ' prn4 ihriy**3 duyuyordum. Süst#.

î 2 * ■ F VC£ ı İ " ’ uz f ik lİ kafi" T’ :' d * ' tb eri i lk kez gerç ekten ^

° ! f budalu gibi h isse ttim ama onumüj,^Tm Katdi"11o"1b" . .nne de Dim .tr. y. d u fu n t^

; v * *^ w » b; " t 1,”; *kadimi nnU çck,ci bu luy ord um . Be lk i dam,,!,,aitekndirdigin bi!c i c[k i|emeye b ay la n ıp .

„mibdoUf," ,^ n. o(sunı ^ n i etkile yen sadece Brik*

Hanginedenle öze||iklcrin dikkat.mı dağıtıp

rfıfckri değildi p*» banayakınlığı, kokusu. Hepti,» jdraf etmeliyim ' b y n ı y 0rd u. A m a D im it ri ’»#

! P * ( * g r I t c r a n küçük ord uyu yöneten hat,* beni haneden k* ™ bdar firibd fecilikleri kadar etkileyiciydi.

vardı, sonsuza kadar kaybettiğime in an dığ ım ad am . Kaybetmemiştim. Geri gelmişti.

Dimitri sonunda bana bir karş ılık v erdi . “S em bırakma-

yacağım Rosc. Mantığın bu seter işe y ar am ay ac ak . Benden

58

yaparım.

Yapacağına şüphem «almadığı için kafam daha da kaıışiı.

•‘Ama neden? Yanımda kalmanı Üte miyo rum * An ıtın da bala

bir çekim vardı ama hu çekim, bent incittiği gerçeğini değiş-

tirmiyordu. Beni reddetmişti vc onu unutmak torundaydım.

Adrian la ilişkimi sürdü rebilmek istiyor» a m bunu yapmam

gerekiyordu. Adımı remize çıkarmam vc normal bir hayat sür-

meni ihtimali u/aktı ama bir gün bunu yapabilirsem vicdanım !

rahac olarak Adrian a dönm ek istiyordum. :: 'T |

“Ne istediğin veya benim ne istediğim önemli değil," dedi."Lissa seni korumamı istedi."

“Kimsenin beni korumasına ihtiyacım—

' Ona söylediklerimde ciddiydim," diye devam etti, “ha-

yatım boyunca Lissa’ya hizmet edeceğime vc her istediğini

yapacağıma yemin etçiğimi biliyorsun. Eğer »cni korumamı

istiyorsa yapmam gerek en bu .” Bana tehlikeli hır bakış fırlattı.

“Benden kurrulmana imkan yok."



5

Dto joi fco ü ukiajma isteğimin kaynağl Jinişli çıkışlı roma ntik g eçm işim iz dcğı/^

benim yüzünden be l aya g i rm esi ni i s ten* * ?

riyferken ekkÜydim Gardiyanlar beni yakalasa bi|c

fimdi olduğundan farkh olmaz. Ama D im i en? Ufak a d ^

k da ola kendini toplumumuza kabu l et tirm e yo lu ,,^ ^

iivordu. Elbette bu kap* her şeyi bü yük ölç üd e m a h v *^

ama hala normal bir hayata sahip olabilirdi. Sarayda

insanlarla yaşamak istemiyorsa Sibirya'ya ve ailesine do*

bilirdi. Orada, hiçliğin ortasın da ki m se on u bulamazdı C

toplumun üyelerinin ne kadar birbirine bağlı olduğu dfc

nultcek olursa biri onu yakalamayı denese bile izin verme

U L Benimle bin as ı kesinlik]* yanll} se çim di. Onu ifaetmem gerekiyordu.

60

liumu tle kentli düşüncelenm ite gOmüldüftümito İçin Jtonuşrm mışuk. laş ıa yollan nın ardından cyaleıkrr CTZ

bana ulaşm ış ve nereye olduğunu bilme sem de saraydan

Lar» doğru «on hu yol almaya başlamıştık. İVmemle» bftfat

ret.,I*it»i taran felaketleri ve her |ryl tek baş um nasıl dttatiİMbt»

lrvcpm» duştınuyvidum .

" A n l a m a d ım * D ı m i t r ı Ş T d n ı t d ü m . |

Yiuümlc ulak bir gulutmcmc gördüğümü urıılım. Çok

'jç in j'ı« lı urıkıı ^tUKoı dau danıp ıre UOnimÛğûn4«H,b«ll^|t>

t.r duruğu en kotu duruin buydu.b e ya r a m a y a c a k , d j y e e k l e d i , ' i lenden k a ç m a y ı planlı

v u r s u n . t a n ı r ım b e n / i n a l m a k i ç in d u r d u ^ u m i l M İ l •'

pjca lom Kaçma şansın olduğunu kamyon un*

Çılgınca olan şu ki. gerçekten u m olarak buitUn

düşünüyordum. Dt mit li ço k iyi bir dövüş ortağıydı IIRI

düşüncelerimi t a h m i n cime becerisinden hoşlandığımı

sanmıyorum.

“Hoşa zaman k aybediyoruz." dedim arabayı işaret ederek.

“Ahr Sem idam etmeyi planlayan kişilerden kaçmaktan

daha önemli işlerin mı var? I.utfcn yeniden tttm bunlartQ

benim için nc kadar tehlikeli olduğu mavalını anlatm aya baş

lama."

Öfke li gözlerle ona baktım. Mesele vadece ten değilsin.

Ick soiunum »uçmak değil, adımı ıcrnize

•• • • ■*.:dıy ıı rı yanıtl ar sarayda*9 ...ş . m P

. . .a»;, r dadaşların senin ıçm bunları ar aft lfa ok .

veride oicîuğunu bilirlerse işlen daha kolay oitlfc*

61





. M sorumu duymam,* gibj. „

i iyi C ok önemli Kabına gör*

dt ;küstcU 5m s io K ,

£ Z ^ ' ^ c ydf erer t * **‘^ ^ ^ Z Z u a h * halletmekte ustad* j £

• s ^ b!T 8Vtof*?™- ° n,at M,

S * * ^ eden .nsanlatdtm oluşa,, *

^ « ^ Ü t u m * ^ hyct!a ( ct" > î 1 * » için yapnuyo«l“. Ç oğ u b i ^bonu iri X111* ünür ve to plu m lu m da n uaak dunsı

ntıi ffidugu>nuîU Bfn im gibi bir kaçak kWl%

için elkhnden p*e ^ ^ .^ç ee klc rı kesindi.

*■ ****** E b it ses tonuyla devam et ti ama p *

5T*W yollat, canyordu. “Sen in adına y ,^

^ T Î ' M ne düşünürsen düyun, içinde bulund^,

tamu tehlikedeyken seni hiç hayalkınkl.gma uğramak.

Geçmişte bana güvenmiştin şimdi de güvenmelisin.

Ona bu söylediklerinin doğru o lm ad ığ ın ı hanrUtmû

istedim. Beni M ^ ı ğ ı n a u ğra tm ıştı. Strig oi tarafmdan ele geçirildiğinde, mükemmel olmadığı ortaya çıto

ğında. zihnimdeki tanrısal Dim itri im ajı y ıkıldığınd a ben

hayalkınklığına uğratmıştı. Ama hayatını? Hayır, ben

hep güvende tuttu. Sırigoi’kcn bile beni öldürebilecekti’

64

den şüpheliydim. Akadermyc »ldınldığ» gece. Stugol’t

dönüştürüldüğü gece Kana emirlere uymamı söylemişti.

Onu Strigoi‘la savaşması için tek başına bırakmam anlam»•ı,ı gelse dc emrine uymuştum.

"Tamam. dedim sakince. “Ne söylenen yapacağım. Ama

konuşma biçimine dikkat et. Anık öğrencin değilim. Sefttijtfl

cşırız."

Şaşırdığım görebileceğim kadar uzun süreliğine göıicnn,

yoldan ayırıp bana baktı. “Her zaman eşittik Roza.*

Bana verdiği Rusça lakabı kullanm an, karşılık veremeyec ek

kadar şapşallaşmama yol açtı ama bir önemi yoktu. Saniyekî

sonra yeniden iş konuşmaya başlamıştık, “işte. Sinema Icvfcfc I

sun görüyor musun?"

Yolun ilerisine bakrım. Tabelaları parıldayan bir sürü m co

ran ve dükkan vardı. Sonunda kastettiği yen gördüm. Wen

iand Sineması.

“Orada buluşacağız."

Ayrılıyor muyduk? Kendi yoluma gitmek istiyordum ama

bu şekilde değil. Teh like karşısında aniden aynlmak kötü bit

fikirdi. Ama tartışmayacağıma söz v erdiğ im iç i n sö yl c d i U * ^

dinledim.

' Yarım saat içinde dönmemiş olursam bu numarayı ara

bensiz devam er." Dimitri cebinden çıkardığı kağıt

bana uzaccı. Üzerinde tanımadığım bir numara

Yarım saat içinde dönmemiş olursam... Bu

sarsmıştı, itiraz etme ihtiyacı duydum. “Yani



minyotüflb-Dımkıi bizi akpcriş merkezinin oto p3rj<l ^

lak M u . insan umanım öğrenmek îo ^ u . ,

bakam Gecenin sekin. Moroi gününün i /k ' <

km elenme umanı. O roparku b ir sü re d vc

ınbayı ÖzûrJüiere aynlan park y erine b ır* k Zl° ^

badar. indiğindeumarkasındaydım. *’ *•■ı

; dedi VCk a p ıl *» do S m i!cr l«Ü . \

’3^ ’ t o n u Al.ş verii m e r ke z in e g l r d , k « n

!>• » < * 0 “ “ D * çekersin. İn s an la r, n a ra şm a k ^ . ^

'“ ^ T L la olmayan çıkışlardan b.r ınd cn d,5an ğ

kal. arad an s i nem a sa l o nuna g i t; ^

' “ ’t o d T b r L o d e m e y c c e k m . ş g i b i h . s s e r s e m de, bttl

pjriiym merdivenleredoğru itti rdi. B ir y a n , m ö y l e c e d u r a *

iptal apul etmb bakınmak is tiyo rdu. İ n s a n k a l a b a l ı ğ ı , 1}1k n

iurektriilikyüzünden aptaiiaşmıştım. h a s a s ü r e sonra şaşkın

insanlın bir kenara ittirip a sa n s ör e y ö n e l d i m . N e y s e ki hızlıreâe/iıcr ve içgüdüsel tepkiler eğit im im in b i r p a r ç a s ı y d ı .

Pcştrac takılan birinden kurtulmakla i l g i l i öğrendiğin,

bu şeyi hatırladım. O an iç in ya pm ak i s t e d i ğ i m tek şey

etrafa bakınıp beni takip eden b iri le ri o lu p olmadı ğını

görmekti. Ama kimsenin dikkatini r ııkım kİ

Takipçilerimizden en az bir iki dakika bodc

emindim Oncc dönecek btr yer bulnuUnı

v, nereye bıraktığımızı keşfetmeler* M

merkezine girdiğimizi çözaclez bile işlen

Harrısburg’da fazla gardiyan o ld u ğ u ^ ‘

burada olanlar da büyük ihtimalle gruplar*

kısmı girişleri kontrol ederken kalanı

arayacaktı. Arna alışveriş merkezi büyüktü ve her

başına bir gardiyan dıkcmcyeceklet» W*M,r

di. >.ınsım yaver giderse ve nöbetçin

seçersem paçayı kurtarabilirdim.

Elimden geldiğince hızlı yürüdüm. Çiftlerin,

gülüşen gençlerin arasından geçtim. Gençlen

edem edim. Benimkiyle kıyaslandığında hayadan

basitti . Ayrıca isimlerine şöyle bir bakıam da fola dikkat:

meyerek dükkanların arasında dolaştım. Aım Tayfe*. Abete

rornbie, Forcvcr21. Alışveriş merkezinin ncTtdcyvc

ulaşmıştım, her yöne dağılan koridorlar vardı. Yakında

seçim yapmam gerekecekti.

Aksesuar mağazalarından birine daldım ve tokaba

yormuş gibi yaptım. Bunu yaparken vitrinden dıyra j s

rol ediyordum. Di kkat çekici bir şey yoktu. KİOM4

kimse peşimden mağazaya girmemiş t i

tılması daha uygun olacak bir sürü ıvır

rimde k ız beyzbol şapkalarındann

pembe bir yıldız işlenmişti Kork



^ ^ n U n n b'nd'n ^ı r-ınn ılıirm. K îr>,..T a n d d ta d ^ T ja t ta n p r u , y . . . -----------

n* em ekte PP^Y* * an d dım . K j^ '^ > .

*Kn>tfte#m için büyük ihu nulle p ır ın ım ^m sıkınası cisim ciğim düşünm üşlerdi. S3çlfT]ı ° ^ ^

•• J -nh M,m. bir gözüm sürckjj ** ''» %' " uyrutı bir üm 50rCJkli dükk***

„ ö ^ » f ' m , to pl a ve i9 P^

inun''«■>«*I

^ bi î ^ niB r,mavc Dimr rnin î ^ r î f S l ^ oidugumurda gorulmemiıboyv.

' * * ■ ^ a ^ n a u l ^ p a J ^ o n ş m c r t o .

A iı^ y ^ ' t .^ .g örânmck toemediğ'm i ç i n s„|,

o ioo ıosM "^ ' . ^ utanıyordum vc daha

b,rkaç dakib

ip

oyla kurulmu* nuoiafan birinin başındaydı. C ep t e l e f o n u

kapaklarda ilgileniyormuş gibi y a p ı y o r d u . Ne o l d u ğ u n u ilk

bakıpa anladun çfinkâduruşu ve zebra desenli r e le f o n k a p a ğ ı -

na gösterdiği yoğun ilgi onu c!e veriyordu. A y r ı c a d a m p ir i e r iinanlardan»yur etmek kolaydır, iki ırk bir birine ç o k b e n z e rama kimin bizden olduğunu Hemena n l a y a b i l i r i m .

^ O ı» bakmamaya özen göstererek y a n ı n d a n geçtim. Kim

oMuganutrilmipıdiim pn i büyük ihtimalle o da benim kim

olduğumu bilmiyordu. Saçlarımın dikkat çektiği bu io'uğrat ben» tanımaya valıçryor olmalıydı. Olabildiğince normal

davranıp vitrinlere bakmayı sürdürerek ilerledim. Vucudum

j an alarm sinyalleri yayılrrum asına özen gösteriyordum ama

Jcalbim göğüs kafesimden firlamak (nereydi. Gardiy anlara

gördükleri yerde öldürme emri verilmiş olmalıydı. Alış-

veriş merkezinin ortasında olsak bile bu emir geçerli miydi?

Yanıcı öğrenmek isccmiyordum.

İyice uzaklaştığımda adımlarımı hızlandırdım. Diğer

dükkanlardan daha büyük oluşuyla dikkat çeken Macy’igördüm. Kendi çıkış kapısı olabilirdi. Şansımı deneyip içeri

girdim, yürüyen merdivenlere yöneldim. Zemin kattaki çıkışa

ulaşmayı hedefliyordum. Bereler in ve fötr şapkaların arasından

geçerken duraksadım. Şap kamı y enilemek istediğimden değil,

ban;ı bir grup kızın arkasına takılma şansı tanıdığı için yaptım

bunu.

AJışveriş merkezinden kızlarla birlikte çıktık. Gözlerim ça -

bucak ışık değişimine alıştı. Etrafta bir sürü insan vardı ama

gardiyan yoktu. Peşlerine takıldığım kızlar sohbet etmek için

duraksadığında etrafa bakma şansı yakaladım. Sağ tarafa

Dimitri’yle geldiğimiz kalabalık yol vardı, oradan sinemaya

nasıl ulaşacağımı biliyordum. Derin bir nefes alıp ctrahmı

kontrol ccnıeyi sürdürerek otopa rkı geçtim .

Alışveriş merkezinden uzaklaştıkça otopark tcnhabçtı.

baiar sayesinde etraf çok karanlık değildi ama sessizlik

cüydü. İçgüdülerim doğrudan yola gitmem i ve et

nıemi söylüyordu. Soka k ayd ınlık ve kalabalıkxL.;

69



faınrato#'* ’" ' k»mdlm- O w .« m r ı l» ‘ nt" ’ ‘l ‘* m l .1 ( l ,k ^ h A ( A b u k u İ A f A İ , il ir d ir ıı C ^

<*>’ WrWf * " 1 klun» . Ge rekten di- s ın c ,na„ c

, k° 7 7 dl>rjI" ,m ' ^ a * Uİlf'"", I, i-ohk U m ar ın d ın l.ırının g ö lg ^ , %

s r * r * C f cVBrümeyi ördürdüm. W,rgm o/çode y a v ^ la n ,^ ^

İjjnm ama tela ™ , «Jdan M ma Jine Jcar,, gcr,'im, }1, ,Jj( « '

d,™ 6orı oln»M™ Kontrol bönde o/maljyd,.Saldırı zamanı geldigindo, benim beklediğimden sanj},çJ

öner beni tuzağa düfûmıeyr çalıjan kişi barekere geçn ç

ici/t'p cıMırıyr savuşturdum. Ikınmadığım bir dom pird i /p

nidikli olmam onu fiftrcu. Yanında durduğumuz arab

alarmı çalınmaya başlayınca ildiniz birden irkild ik . D ikka t'

toplayıp çenesine bir yumruk indirdim. Onu et ki si z ha le rirmek zorundaydım. ° e

Kakını arabaya vurdum ama kendini kurtarmak idn

Ptndı. Güçlü bit erkekti ve yalpalamama yo l a. n am , 7 " '

«om, kaybetmedim. Ondan güçsüz olsam da h ,? lm .

yordu. Saldırılarım savuyturdum. N e ya zık fa 7 '

alarmı rüm dikkaıieri iİ7, r,W , pialP « V tb n n ve polislerin s d < 7 D i â »

dolandım, beni U a l a' Çmi,mazd' a t a n ı n

* * ıki çocui( ^ durduk.*> / o * . B i rb ir i m i zi ral di t

70

c(jiyur<hık. hangi yöne gideceğimi uhmln etmeye çdışıyotıb»O foş ıpkt j belinde beni y ır ta n bir şey goldüm. Tabama

Kanım damarlarımda dondu. Gardiyanlar ateşli mUHIum

k u l l a n m a s ı n ı öğrenir ama nadiren tabancı taşır. Bizim Mil

silahım*2 kazıktır. Ne de olma işimiz Strigoi öldürmek ve ta*

|,.ınt:alar onları etkilemez. Ama bana karşı? Evet. Tabanca Işını

kolayiışiırırdı ama kullanmakta tereddüt edeceğine emin la

y ı ! irdim Araba alarmı için bahane uydurulabilirdi ama »ilah

sCSi? Kesin polis gelirdi vt bu da çözülmesi gereken başka bir

sürü sorun yaratırdı. Hayır, bir gardiyanın ilk tercihi asla ateş

ermek olmazdı ama diğer seçenekler tükenecek olursa aıe>

e d e c e ğ i n d e n e m i n d i m .

S o n u n d a a r a b a n ı n ö n tarafına doğru bir hamle yaptım.

Volunıu k e s m e y i d e n e d i ama arabanın üstünden kayarak onu

şaşırttım. O bir saniyelik avantajı iyi değerlendirip onu yere

devirdim. Yüzüstü yere düştü. Bütün ağırlığımla üstüne yük-

lenip boynuna bastırdım. Beni üstünden atmayı denedi vc az

kalsın başaracaktı. Ama nefessiz kaldı, bayıldığından emin

olunca onu bıraktım.

O an saraydan kaçışımı hatır ladım, aynı tekniği Meredith

üzerinde de kullanmıştım. Yerde yatışı aklıma gelince suçluluk

duygusu içimi kapladı. Ama bunlara ayıracak vaktim yoktu.

Meredirh iyiydi . Meredith burada bile değildi. T ü m bunların

b ir ö nem i yo ktu. Ö n em l i o lan tek şey bu gardiyanın bayılmış

olması vc bir an evvel kaçm am gerektiğiydi.

B a ş k a l a r ı n ı n gel ip gelmediğine bakmadan,

k j g e ç t i m . A l a r m ı çal ışan arabayla aramda yeterince



olduğun* emin olunca, başka bir arabanın aricaSlIotoparkı kontrol cnim. Yakınlarımda k imse yok [^ ** *\

İŞ m e r k e z i n i n girifinde bir hareketl ilik vardı. Mc ^ \ _ wi. ıw*«sıtnlmmıdırn. <$U|j *

VtTIf mCTKCZinin •iv v.{ gö rm ek için oyalanmadım.

Birkaç dakika sonra ne/irs nefese sin emaya uiaşt, m

laktan çok korku yıpratmıştı beni. Dimitri'den aldr ^ 0

«TO/nde uzun süre koşmaya dayanabilirim. A m a f y *

redeydi? Sinema müfterileri etrafta dolanıp beni ^ ^Dimferi'yi göremiyordum. Su^öy°^

Saatim yoktu. Ayrılalı ne kadar olmuştu> Ya

muş olamazdı. Sinemayı dolaşn m. ka lab al ığ ln S3ar ol.dım, gözlerim Dımıcri’yi ve gard iyanları ara dı. H ^ ^ ^ lar geçu. Parmaklarım, üzerinde telefon numara ^

olduğu kağıda dokundu. Gir, demişti bana e H r r * *

a*. Ebette cep telefonum yoktu ama bu. soru I küçüğüydü. nar,n ım CQ

“Roser

Sinemanın önüne hir araba vanaştı. P im ir • j f

urkıyordu. İçim o kadar rahatladı ki H ir • pCnccrc<kij

" * * . ne b 6 r U ' f j U r f P° '« W d ik Ju tin i te l.

p r S F ^m i n i, W . i y e , o r ( J u m o t o b j M „

B i n e r k e n d i k k a t

Yine sıradan görünüşlü hır a r a b / k ^ H°nda Accofd'dlün, Y e t m i ş t im . ^ o l m a d ı *

I )üz konuk mı yaptın*” Ar«4 l f , jd un:. "Arabayı çaldın mı? * " IO,U*U *>»»** « Ü rf 0 « *

"Gaııp ahlak, kuralların var" Ai*~ . ,

kaçmak seni rahatsız etmiyor ama k * " ' 1iyorsun." ^ araba n u y , öf l ^

(. 'fkclct ıme dim , şaşırdım ." diyerek arka» , ı

sekrim. Bir an iç in, çok korktum. Gclmevett J ! ! ^ ^ ,m‘ ^kalarnış olmalarından korktum.* ****& ****• * 1* 1*

RHr ır r r ,nço*uuygunb,r «** ***•*rkav Jaluka konuşmadık. "B an , neolduü,..

uedım hayalkırıJdığma uğramı, olarak.

"Sormama gerek yok. B ıu ıd* * * öne mli o l» W Uovuşmenı gerekti."

pl'ıVOfunı. Kolun yırtılnu,.*

GiynnU kon « ol a o m . E v « . y * ^ .

^ . i n u C M J d ü ^ a

t» ley bilmek Ütemiyor muiiu ıT * (

Ckljlerim yoldan ,y ,tn udl. M

yendm. Hubydrn ve iyiydim Çünkü ^

Söy led ik lerin i d üjü nd um l ı * “ « I P M *

r . n , „ 1‘ i r

“ P * “*> « « W * . g iu de n „ „ *P Ü,U ' "



"flûjiik iht im al le. Ama o a m an a ka da r mut ohcağız. Hakkında hiçbir şey b ilm ed ik /^ ' ^ » * l

“H a k k ın d a h i çb i r ş ey bilm edikleri bir 3 ^ ‘ r ar3ı * V

m r u. „ic buiu5uy °r u i

^ a a t n e r olm akta » nefret cÜ y oM

V i" “ * ’ T V > J Z yat Ik to tk et t Dimttrı ç. luş rabcl ,! , ,, ,,

i S M ? f £ U birilcrinin olup ol,nj(llfa.

Birkaç «*< ç o ğ u o/aşı ız geçti. Şehre yaklaşıntcu .......... ^

kontrol ermeye başladı. Peşimizde binler in in o lUp 0]'"' ,*nH tu yokladı. Kimse yoktu. Ticari araçlarla dolu 6ı> y j j ^ ‘1»•

McDonalds'm önüne gelince arabayı ot op ar ka soktu k« h ü »

İt o n ra k , arabamna buradan dac ağt* . d,ye kary.l.fc

fi Birrürc otoparkta dolandr. Göden. „ e olduğunu b i l ^

jim bir şeyi anyordu. Derken, ond an bt rk aç sa n,y e o nce aradv» ” Jrt"

Dlf A ıı..

f i i r s ü r e oroparku dolandı. Gözler i, Jl t u,UUöülıı< MJ4|j

m bir şeyi arıyordu. Derken, ondan birkaç saniye önce ara&

m tahmin eniğim şeyi gördüm. O to pa rk ın uzak kö şe sin ^

ûzü SUV tipi bir otomobile dönü k bir ka dı n vardı Siy^

jmleği ve sarı saçları dışında fazla bir şey gö rem iyordum

Dimim arabayı kadının arabasının yan ma pa rk ett i. D q J

ığu arıda arabadan fırladım. Yüzünü dön m ed en he m en önce«av;111u c u n n n e m e n ö n c eadını tanımıştım.

“Sydney?" Adı ağzımdan soru olarak ç ık tı am a o olduğuna•nindim

Başını çevirin» rahmin * •

indim

Başını çevirin» rahmin ettiğim insan la k ar şı la şt ım . Selam ;

iv." dedi dudaklarında temkinli bi r g ü lü m se m ey le . I't y

rlikıe subaya bindik, McDonalds tor ba sın ı b an a u/ atu .jırağım/ı düşündn*«"

Iı

6

Dİ üşününce, Sydney'in karşıma çıkman atlında O

I r..t.i.<r i » yarıp değil. Sydney. Kuıyada D ım ur ı'yl

I bulup öldürmeye çalıştığım donemde tanıştığım

İn simyacıydı. Benim yaşlanmdaydl ve orayı

r:ıaktan nefret ediyordu. Bana çok yardımı dokunmuştu.

I Ama om. rdrrı de söylediğim gibi simyacıların beni ytkaU

. c ık M uroı’lara yardım etmeleri ihtimali yüksekti. Yi n ed e

f)ımirri’nın vr o n u n tavırlarından, kaçışıma yardam etriğ?

arılaşılıyordu

İrademi kullanıp /ıhmmdrki somlan bir kenara mirdim,i l.ı / j kabaktık, hala rakip ediliyorduk Sy da e/in araban ycp>

yeni bir Honda ydı. Unutana pbktsı varda ve üar tm dAı cb

ketten kiralık olduğu anlaşılıyordu.

•Ne bu boyler d .yr sordum. K a b ı m a Honda m» spon-

sor oldu?' Bu jd*»im herhangi bir tepki almayınca bir somaki

» » u y u to n jı ım ” N r w O r l c m ‘« M j A r * * * $ & * / * * *



.......... *•■•r '■f* U 111 F|\»;„

e ö r * >’c r ‘ n . . â i | a im a ı n a i n s a n b i r y e r e k a ç I Vr

a k d u n * * " * J a ğ b a ş ı n a t e r c i h e d e r d i n , . ***• y e ıt g i^ y 0 ' 0 g J {1 V i r g i n i a ’y a g i d i y o r u z . ”

Hjy,r’_ L ’c si umuduyla D i m i t r i y e b a k ı , rn e

C S " ^ “ kcn" 1,ndaHawî V i^ ^ N İd.ona be n*r heyecan ver,e, bu yer,.

^ o l m a k g e r e ^ u ara heyecan dan ^

A üvda var," de11' S>rdne)r' A ' S<mra)ci ç ,| J^ e m e r i n i söyledi Sydney kaşlar ,ru çam . “B l „ y >

h « bir yerdir." .

Urah'li Olduğu için neym ,yı olduğunu anlamadl|_ pundum Ama kaW m,n kon trolün ü dah a ba ştan l u y ^

dm.Aklımdaki birsontaki soruy u so rd um . H

“Neden bize yardım edi yorsun ? j

Sydney’in gülümsediği h i s s i n e k a p ı l d ı m . “Nedeni*yorsun?’

"Abe." M

Iççekti. “NcNvOrlcans buna değer m iy di m er ak ediyorum'

Yakın zaman önce, güçlü ba ğla ntı ları ol an A bc ’in.Sydncv

Rusya'dan çıkardığım öğr enm iştim. N as ıl y ap ıı bilmiyorun

Tek bildiğim, Sydney'in ona bo rçlu ol du ğu ve biz e iyilik p

pıp durduğuydu. Bazen aralar.nda sa de ce b ir yerden tuşlu

b'» yere transfer edilmekten fazlası o lu p o lm ad ığ ın ı meni

‘Yorum, belki Abe’in başka iyilikler, de dokunmuşiufcft

Z Z s;dncy'*ycn,dcn Unla r im „ w , ı .,

/Viiij bu v«k akıllıca bir h amle oirna/.dı. Peşimde onc» gardi-

yan varktu bana yardım eden birine sataşmamalıydim. Ko-

nuyu değiştirdim.

“Neden Ran Vırginia’ya gidiyoruz?"

Sydney ağzını açacak olduysa da Dimitri onu susturdu*

“Ualıa clcğil."

I Donıip Dirnitri'ye öfkeli bir bakış firiamm. "Bu gizlilik-

ten sıkıldım! Altı saattir kaçıyoruz ve hala bütün detayları

bilmiyorum. Gardiyanlardan uzak durmama pfrUrlğ^l |

anlıyorum ama gerçekten Batı Virginiaya mı gkliyona?

K.ıra<gabimiz bir dağ kulübesi mi olacak? Kanalizasyonu bUe j

olmayan bir yerde mı yalayacağız?”

Sydney küçumserccsine bana bakıp İç çd af ttA j^ H

Vırgınia'yla ilgili hiçbir şey b ilmiyor musun?”

Onu n ve Dimitri’nin işbirliği yapıp beni Ib— MmM

malarından hoşlanmıyordum. Elbette Sydney'ini

pek çok şeyden kaynaklanıyor olabilirdi. Belki

yüzündendi veya benimle konuşmak

çoğu simyacı, da m pirleri ve vam pulen

sayardı. Bize karşı arkadaş canlısı davrandıkta 1

Sibirya'da birlikte geçirdiğimi!

biraz olsun değiştirmesin»

yordum. Bazen zaten çok konun ndavrandığı hiMinc kapılıyordum.

"Bana tuzak

dum. "Ben hiçbir

•öylOyoriarama— * t TL



&İrdİ SydnCy' "HCr fCyİ <İUydh a^ ^ Arananlar W Sİnin

Bürün»m/a fmalmi?gib, ko nu şm ay* v . %

iUtaad*** ^ h yo rd u . Onu asıl rahatsı* c/ *

£ £ * . « * w ,co" u" >'jn ,, '<i3ykc" ctdirein *

^ p p m d . m . d i r « tim Bunu b i,n ı« i önctn.

Sydney bjrj'onım y3pxoatiı. Yemek yem elisin , de di . Myç

m<ğin»ğuyor. Yolumuz üç saatten uzun ve b en zin al mak dı.

jıraü durmayacağı/.*

Ses tonundan konunun kapanmasını is tedi ği ni anladın.

Daha »azlakonuşmak istemiyordu. Torbada iki p ata r« ]azar(

ması, ûç çizburger vardı. Anlatılan beni iyi tanımıştı, ftuaics

leri olduğugibi ağzıma tıkmamak içitı bü tün irade mi kullar.,

mamgerekti. Çizburgerlerden bi nn iD im irri ’ye u zat tım ,

öirınt ister misin? Gücünü korumanı sağlar.”

Mmim 6 » .«cddüt «d. Mud*vi bir fey m ,; „jbi ciz

,U vcrdik«n Sonra Emeğime ı Ç * * * “ * kj7'arc jna*etmedim | L u Sydncy’c İk'am « '

* * » mc}' ,ur,lu A' " “ k * * » aç‘ ^zrım bu jenıij lçi ‘

> c vc rcrncl temizlik

.t.:I,«:lefinin olduğun u gördü m. Kıyafetleri iki kere kona ol

f,t,*Sort. i‘5ort vc clbisc Kunlarla “ vajam an. Kota ihtiyav r Elbisenin »irin olduğunu itiraf etmeliyim, alımdan

^yolu gcVcn ^ y ^ ,k bil clbi«y<ü »ma kuUam»\»

minn ettar değilsin, dedi Sydney. "Tü m olaylar çok

, yelimi. Tek topa rlay abild iğim bu giysiler oldu."

"^Lüınıtrı’yc bakınca kendine bırakılan çantayı karıştırdığını

(ordum. İçinde benimki gibi basit giysiler vardı ve bir dc—■° ..^kcrı palto mu?” diye bağırdım, paltoyu giyidin» izledim.

«Ona fiyakalı peyler bulmayı bahardın ama baru kot pantolon

bulamadın h11-''Sydney öfkemle ilgilenmedi. "Abe paltonun önemli oldu

söyledi. Ayrıca her şey yolunda gidene dövülmen gerek

li'cycceL" Bu sözden hoşlanmadım. Uzak ve güvenli bir yen k :

ohıuk istemiyordum.

Yoi arkadaşlarımın konuşmaya hiç hcveıiı olmadığını kav

.•»(lığım ıçm kendimi uç saatlik »csslzÜğp hazırladım. Budu

,um beni çok rah ats ız et m ed i çü nk ü L i ıa ’yı kontrol cdeb ile

,ckum Kaçışım yüzünden fazlaaıyU heyecanlı olduğum içıo

kıssanın zihninde çok vakit geçilemezdim, olup bitene föyic

bu goz atacaktım.

Dimıtri’oin tahm in ettiği g ibi gardiyanlar km »ürede

düzeni »ağlamıştı. Saray kilitlenmişti. Ve benimle dgisı

herkes sorguya çekiliyordu. Ama hepimin şahiden

Herke» müttefiklerimi cenazede görmüştü ya da *ümeğjn

v>



Z * i * Z * & M *» ' *«'■ “ " W * * * * *

kef mi r,ası1 **■** * » » ’T ı u t ı d » H jy atrn boyun ca so r u ,,^

~ UssJ'v' rchlikdcrdOT *t° ru>nüj

(*“ " Î L onadın W<l«n»fc * in >'t’ ,dan* ^ r z T ^ a s « ° » a Benim için D i m i ^

51 ” dmİd ebj’ 1™ onUncU<:rin‘1'r>'d'' Bu d,lrUm

! j s r £ ^ « a . — . ■ » . „ „ „ „

ıhfiın drçjMlm _ Sorçulımıür devamediyordu vc Lissa henuz sorgulan

^ ama içimden bir his arkadaşlarımın k urtu laca ğı

m ûftûyordiL Kaçışım için ceza land ırılm ayac aklar dı. Ve

şimdilik tenlütrde olan :ek kişi bendim. Böy lc sm i tercih

decm.

Ban Vi/ginia. Sydney'in söylediği kadar güzel bir yer ola bi-

lirdi ana onya geceyansı ndıg jnuz için karar ve rm e şansım

olmak Çoğunlukladağknnanısındangeçtik. Yol. tırmanışlar.

r f ^ d°İUydu' Ncrcdc c am öç saat so nra tek

olan ulak bir kasabay»

Bır ■ * ^ *

6nemüydi ^

«

ar abayı onuKıc Motel yazan yapıya yanaştırdı.

^ V „ ;,ra isim vermeye gelindiğinde, kasabalılar konu

^ ü n e girmeyi tercih ediyordu. Kasabanın adı KASABA,,UIA°* ırrnaZdım. M otelin otopark ında arabadan inip bina

^^^•ken bacaklarımın ağrıdığını keşfetmek beni şaşırttı.

Vj A ra l'ım ağrıyordu ve uykuya ihtiyacım * * *

r — M‘urken bacaklarımın ağrıdığını keşfetmek beni şaşırttı.

\ ' JI fim ağrıyordu ve uykuya ihtiyacım vardı. Macerama

' ! I, varını günden uzun /amam olmuştu. Sydney whte

l>l ;rr!c bizi morele kay dettirdi. U ykulu otel görevlisi hiç

* İm rinadı. Ne k irli nc da temiz olan koridoru geçtik. Dtt

5° U dibinde terkedilmiş görünüşlü bir temizlikçi araban Sydney o dal ardan b i ri nin ö nünde durup anahm Ur

dan birini bize uzattı. Kendisinin başka bir odaya gittiğini

İ>1 “Birlikte kalma yacak mıyız?” diye sordum. t | j

“Yakalanırsanız» yakınlarınızda olmak istemiyorum’

gülümseyerek. Ay nc . gecen in ı<yu,m y ^ .iU rv /U

i vum ak i stem ediğini tahm m ett im . S i k o İM b

konuşuruz.’

Bu durum başka bir şeyi kavramam a yol a p

süzdüm. “Ay nı odayı mı paylaşac ağa?"

Sydney o m ıız sil kc i. Savun*

Bu sözün ardından çekip gitri ‘

üe birbirimize baktık. O

olmaktan ara ka i n » İ)

takdir enim. Küçük

vardı. Odada cek bir v



. dfi raktık^n sonra odadaki v

w * » ‘ İ r f * *« iskcm,lcyd‘ ' Di^

«*•>* davra,u,yordu H *^ & “ c y o r g u n l u i u » E crin i6 gûdSgörûash'Oidu uru, bordun. Onun için de uzun birgccc olm Uşru

& # » A »* »*oturdum. "Şimdi nc olac k r

***töaxttğa." ded i.

' S # * * * j i n l t e m i 7 j e y i p K r a J , Ç e ' y i fenan‘Jf‘ ■—»«I

• • I

avapmıstn. bekledim ama y ap m Ô ^ 6 *11 yo rd u m . Dimirri’nin beni cinayeti

b ir g ö re ve g ö t ü r d ü ğ ü n ü düşün.

çtoDttnff «P ?* * . ' l . ; , davranmıştım. Bekleyeceğimi.^jpnbûtuag0* ___ U c r ^ : • ■

*1*»»“- . . , « d i b ir g ö r e v e ? • jSancisıı » Ç f ^ bır{l davranmıştım. Bek leyeceğ imi

5 £ 5 £ B d e b y ^ i z i kastediyor olabiUr

_ *Jh Imiydi?

‘Ne yapağa?* diye sordum. “Onlara nasıl yard ım e d eceğR?’

‘Sanı cara coae <k«yicdik, gidip s a r a y d a ipucu a r a y a

m as m. B e ş r â r . uzık d u m a n g e re k i y o r. G ü v e n d e o l m a İttin.*lan.* ^

Obp'aodcfattjnatn asıldı. “Ne yani Hepsi bu mu?

Bernhonrıırackaoksın:D i ğ e r l e r i n e y a r d ı m e d e c e k bir şeyktşıpa|ana:unaupıc.*

•W »d mû.<%dcnne varıit"» J 'oUo JÜS*5

............

^ ,m cdiy°r ." dedi o lanet

Avag, ürladım. “Bak ahbap. M am an da ciddi bir Krun

™ i , û " ‘ y.° ',zdan çck ,lcre k d®*™ scyı yapacağımınıyorsunuz.

•Bu konuşmadaki rek ciddi sorun, aynı şeyleri te k m i ş

olman , kanana yı kamın oidurdüğ üniın y ama sarayda, Arka

i daşların oıada. Bu sorunu unlar çözecek.”

“Ben. kaçırmanıza uyduruk b.r motele hapsolmak için izin

v e r m e d i m ! Burada ne kadar kılmam gerekiyor?"

Dimitri kolların, kavuşturdu. “Ne kadar gerekirse. Sonsuza

kadar burada kalmam sağlayacak paramız var."

"Eminim benim bile burada sonsuza kadar kalmaya yele-

rek kadar param varda. Ama öyle bir şey olmayacak ^ ‘ p jfc f

y.ıpm.ıiıvım Ö y l e c e oturup bcklcycmcm."

' S a ğ k ı l m a * , z a n n e t t iğ i n kadar kolay degLT

Ah Tanrım. İnledim. Abç’lç akıtmaya mş başl jdu&StiM

goi olduğun donemde bana ondan u«k A» ^

tin Belki kend i öğüd ünü dinlemelisin."

Bu kelimeler dudaklarımdan dökülür

diğımı anladım. K a ç ı ; süresince eski Dimim i

olabilirdi am a Sui go i o l duğu dönem

yordu.

“Öz ür dilerim/ d edim. mi

Bu k o n u y u t v t i f m s y £ j | £ ^ 1'

rada kalacağı m m

İçimdeki öfke, suçluluk du

yapma nedenin o mu ? Lissa âtı

"HJbccte.



kayt*', ım . <>nu yc_

»ma". ° '""'"1,ben'8u dolunmuş ta *u u ,r. . 0ys,

u l ^ ^ S u ^ V i c o r ' . n k . « W * * « ' » . Stri.

j* S» L ta ^ ir n s^ ncn dc. "'.’ Vlaor''

* * ** & ■ ■ ^ b û v i ^ P n M , vcW n” u * lü»'1"" L le k oldu^mu duşunuyord,,,

^ P » I»*,,,arfl luo Boı««*l“ l,T,aya<:aE,n",‘.

^ ıd uw r3 f' yaf c ta > « n“ d“ duıdur

»mâjbeÜö^® # { E lekl er im den yakal ayıp.^ l ob y o n ü P « M * " j

' " r r J S ’. * ” « M * «U»,^ t a U , . l u U » u ,‘L ^ u ^ . T O I ki bun LOKANTA mn yem ek

icnmknıdurisaMİcnuna. M » W suçsuzluğumu rspat

Umacını uruytyordum. En fi;üv<nii vc cn sıkıcı seçenekbuydu

İkinci»imek.Dimim''yledovüjmekti. Güvenli ile değildiV».jy <k Oıtclik. kjçmuu M Uyacık ama onu ö ld ii rm cyc

' ' ,J V1’ 1TJ?,ü ^ t pkıldedövüşmem gerekeceğindencaha cs ıwdii —— ~ ” '

i.

Ya üa bütün gücümle saldırırım . KarjınuUki »dam Sui

O,lalla vc saray gardiyanlarının yarısıyla dövü*roû*tU. lWm

rahatlıkla altedebllird». Elimden geleni ardıma koymamın ka(M)ı>rcnınc u n u m .

i .w»»1**r •S.,|»ılsı mıydım Oğırnınc /anuııı

Midesine d,z «m u . beklemediği b,r hzmlcyai Saslun!.!.

a£,y,a g ^ ri a p ld . . El inden kurrulmay, b*»rd,m ”« » .J ı n ,. Kup. kolunu uzanmama fır », kalrr., ,1 ru

tan , yakala.,, Ben, yüaus.ü ya,aAa »vurdu. B U d m " * ^ !

, ;ıkle,ul,|;ı ,ç ,n k . ,„ , da m am m üm kü n değildr l W l c r < L „

Inıyuk ununum budu,. Çoğu erkek olan raluplertm b e , Z

siiÇlü ve agudu. Hrzrrn en büyük a v a n t a j, r ama bir, £

Vücudu şırak ve guçlüydü. * „ , MHK ^

K .i t g ı ld , i a n iik m u y a k o n u H t n t L

"Mantıksız davranan ben değilim," d,ye homur

zümu O,ra dönmeyi deneyerek. "Anlamsa bir tâ ,

kolu bağlı olan sensin. Oturup beklemekten

vardım er. Katili bulmama ve

birjeyler yapm am » yardim et ." Çarpınmaya kesrim.

O turup beklemeyi sevmiyorum ama bayka bir

vok. İmkansız bir duru mu n içindeyiz!"İmkansız durumlar bizim uzmanlık alaıuzmz."

"i lanım. Bu arada beni turan « U e r ı n i n ^ ^ ^

yordum. Tutuyu gevyemedl. Soh bet , , , . Du nun’



Mc dikkat» dağılmazdı dn,a ÇoJ^

* " ° idUİUm ' ' ^ d,kklr '

A" l,ir sl,d'r'” scçip, kurrulAau 7 Tek Wf»biM'tim S'n,," Udön'" '*

dudaJdr* ° « b“ İ y o r d u m K ı « « t ek ju pt'g ım , kendi.

Tc„irin«u,n' h' f Ö' i ; ^« Irn uftu Dimitri vûcu rU .

m Jd .h Jk ö r f g ö r ü n m ü y o r d u . Y ü z ü n d e h e r

vardı ü ze r i md e o l ma sın a a l d ı rm a -

^ İ V ı d a m z m z J d ır r v o ı d ı ı m .

^ ^ “ f L r - B i , g ü n b i le b e k l e m e z, mıs ın ?

f ^ b'kicycbil,rdim ö r n c -

ğin kablolu yayınımız olsaydı.* ^

"Çakanınumanı değil Rûsc.*0 zaman bırak bir şeyler yapayım. Nc olursa ."

"Olmaz."Bu kelimelerin ona acı verdiği belliydi ve o zaman bi r şeyi

kamdım. Güvende olmamı istemesine o kadar öfk ele nm iş -

tim ki. onun da bu durumdan hoşlanmadığını fa rk etmem iş

ıim. Birbirimize benzediğimizi nasıl unutmuştum? İkim iz de

eylem adamıydık. Yararlı olmak istiyorduk. Se vd ik lerimize

yardımetmek istiyorduk. Onu burada tutan, bebek bakicik

li 'olanilaMttnomcyol m n Mdecc Lisaya vard.m

j W y J ga i P ™ 1" di UuB Ûlik ola

^ 6 cr ck m “ 'Hkoşa araya döneceğini hissediyordum.

ledim. kararlı gözlerine ve atkuytufeundan

Vo ‘nU r . n vunnışattığ. yur ifctdcs.ne baknm . Yüzü yü W r^Jan 5»«lar ku]ar yakındı. Çırp ınıp kurtulmayı dcncyc

J« ku!U! ^ var tma yaca ğmı an lam ıştı m. Ben den güçlü ve

''"irdim a>«3 dönm ck istediğini bildiğimi söylemem bir

I,‘f.ırl'H1 . D o ğ r u ya da yanlış. Rose mantığıyla bir şeyler

* ^ ‘ 7 ki»ypr pl ma l, yd l‘ ° D i m it ri ,y d i hcT ^ halir*a ı * « *

:ı> ;cVsc her şeye. u

Sc n fikir o kadar aniden ortaya çıktı kı analız ct‘ '^ f ra ks am ad ım . H emen ey leme geçt im. Vücudum

* in ‘ ur , c ’ ub i li rdi ama başım ve boynum serbestn.t,ra il>nm'’2*tıp onu öptüm,

joytıumu 11 bi rlc şt ipj an bi rk aç şey öğrendim. Oncelık

° ^ ı k s ıt yakalamışt ım. Vücudu donup kaldı, tkin

« onU kadar iyi öpüşüyordu. Son öpüştüğümüzde

:İSİ’ ha“ r ^ ’du Ü r k ü t ü c ü bir seksihği vardı ama şimdiki

ener',,siyle kıyaslandığında bir hiçt i . D u d * »

' S’ “ i e V l a d i m i r d e k i g ü n lc r i m U z d e n h a m l a d ı m g i b i y d i .

^ ü m e karş ıl ık v er ince , e lekt r ik akzm. bütün

‘ üçüncü keşfim de buydu. Öpü şüm e karyhk * » d l

idKC belki. D im in i de rd d.a ettiği kadar karad ı d eğikL

Belki bütün o suçluluğa ve y eniden soremeyroeği nidasına

ağmen hala beni istiyordu. Y an m « — İr W ı« m z öd erd i

ima zamanım yoktu.

Ona Kir vumruk att ım.



^ ^ ^ okk,j ,y:yuı" rukx

D° ^ * # " ' " I d ü ™ ) ^ «Pu,mc '• * * “ C r u g u m sararm a indiği ln d j

oda djn ç ,^ ,m;, r idö«ûP^ yoktU R ^ ^ dC °WuğUOUbi)ı

^tCmhl‘kÇİnİn ^Bit * * ^ .tutJim Birkaç sa n,y e son ra

^ k o t ^ 0 k ü f ü r d u y d u m , a ra b a y a ç a r p m a

bil tağ11! * ''JZjJa onu «n * * b,rla<; “ "*>* °^>ybiu» 9 * ^ 3 ^ , o t el gö re vlis in in s . k m t ıy l a k j ^

i a a i w û B ° 'y^şjnk itli ğim i gö rünce ayağa fo.0lcKi ^ ^ nrfin1'

M «toU . Dtmıtri'yl durdurmayı de ne ye cek btnne

jeraenırâtda k kimi® bir his, Dimitri’nin nazikçe dur-

ma» scykaSği k® dıemayacajuu söylüyordu. En kotu ,h

cmalâ araampdıû rnrlc Bövie bir kasabada polis, büyük

ihtimaSk bir şenfvt köpeği demekti.

Ycatdetümbocafarukbefiu ilgile ndir miy ordu . M ote lde nbçraşne•*hriccun uyuyorgöründüğü dağ kasab asının or

usreb&n Iteutn am «famda olabilirdi ama yakındaki

İK ıâ alı kaarj.m izimi kaybettirmenin kolay

7 orun şu ki. kısa sure soma ben de «uybolmı

Moricana kırsalında yaşadığım zamanlar meıiemytnen

| u z a k t a y d ı m v c g e c e dışarı 9ktığımda L ı n n l t p n

yutması na aiı?m ışcım . K aranl ık ormanlarda do bş a uş »

nuşcırn. A m a St . Vladimir’in yer aldığı bökeyi

pac: Virginia ormanlarıysa yeni vc yab ana bir

d e o lduğum , n c yö ne g i t t iğ i m ko n usunda en

yoktu.

Mo tel den yeterince uzaklaştığıma

vıp çev rem e bakın dım . G ccc

sor. yaz sıcağı tusjcdiüyofdt

turduğu ör tünün del ikler inden,

g o r e b diyordum. Şehir ışıklan

zamankinden patlaktı Büyükay

yıldızlan inc eledim vc hangi yönün kuzey

atim . Sydney’le birlikte geçtiğim iz



k'uzo* g,rt7icm cn mant,kJls*y<Ji. ç

* krbilir vcya m' d4

dcğiidl Jm a >'" pı ’Alm en k5,‘

r ^ « l d i ^ ‘a veya utun yürüyüşlere uygUn

* J L lc r im * « ■ » # • »ÜJ , nc »ğaçlar , ve di f oyinmonifnm 0 ° Kasab a yol un u takip

ama Dimirri ylc karş.laşma ihtima|i

Zl, * . I*.-.,. * * < M - « toa-u (« .vanların karargahında buldum. Kondora .skemleler d.admijtj.

Lisanın yanında Chrisrian ve Tıuha gibi başka M oto i’lar da

vardı.“Sizi sıkı sorguya çekecekler, diye mırıl dandı Tash a. Özci

iılde seni." Bu sözü Chrisrian’a söylemişti. "B ir şe yl er patlasa

ilk şüphelendiğim sen olurdun.' Herkes aynı fik ird e gö rü nü -

yordu. Tashanın yüzündeki ifadeden, onu n d a k açı şı m a şa-

şırdığını anladım. Aıkadaşlanm ona olup biteni anlatmamış

olsalar da, büyük ıhnmalic parçaları birleşt irm işt i. En az ından

bu ışre kimin parmağı olduğunu tahmin edebiliyordu.

Chrinuı ccıludınlmıknn kaçmaya çal,şan bir çocuk

r r r r* 8Ûli''“ ” li ' ’'Şimdiyc bd ar P â m an ın

Î T h S °'mid‘|,ni dedi. "Ga rdi-I™!**®. btykdlenn her milimini «açtırdığına c mİnim ." Ko-

kıUr, da duyabileceği için başka detay vermedi

f0ıtf* ba? fla m an ın elem entlerle ilgisi olmadığını çoktan

Arkadaşlarımdan şüphclcnsclcr bile, bir

I, ° 111' c d b ulabileceğin in merak konusu olacağı„ ficne»*1 na:*

g,rüp § Jjîndi ^ rca sin a başını salladı ve C.hristian ın elini tuttu.

^ “Tluna » < « < *. ' |*\\d&y miCri’yi Hem beni düşü nüyor, her şeyin yolunda

llem mcrak ediyordu. Gü vend e olduğumuzu bi

gjdip ®ltlTlCpaCiana,nın katilini bulmaya odaklanamazdı. Beni

daha büyük tehlikelerle karşı karşıya ol

ö*gûr bl mına geldiğini biliyordu . Du ygu lan karmakarışıktı.02jn an -un f ^ a ruh kul landı , d iye düşündümÇok dengçü

Ç o k fazla ruh kullanıyor. Okuldayken önce

^ ^ s o n İ otokontrol yardımıyla dengeyi sağlamayı başar

lİ3Çliir ma içine düştüğümüz durumlar karmaşıklaştıkça. gü

ml?tl daha fazla ruh kullanmaya başlamışu. Son zamanlarda

UkÇC ı miktarda ruh k ullan ıyord u v c bizler de buna fazlasıyla

'flııştık Er ya da geç, Lissa bu kadar fazla ruh kullanmanın

bedelini ödeyecekti.

‘Prenses?" Lissa’nın karşısındaki kap» açıldı. Gardiyanlar-

dan biri başını dışarı uzattı. “Sizinle konuş maya hannz.* ^

Gardiyan kenara çeki l ince Lissa tanıdık bir ses duyda. Seninle konuşmak her zaman b ü y ü k bir zevk H a a s . En kısa s

manda tekrarlayalım." Abe her zamanki tavırlarıyla Lissa n

karşısında belirdi. Gardiyanı g e ç u , M o r o i U n sela ı ve ı

nemayı sürdürerek tek kel ime c tm eks inn ç ıkışa yöneldi .



amJ kcnıiini ruııı, „

i S £ w * * * K ıp ' arka,wmdancflikçl'rt' 6 ‘ ,mda üf gard iyan ın otu rd uğ u bir n<n.

g ^ tA ,, Wrim görmüşlüğüm vardı artla *>

vadi. Gard ıH* Strtrdi. Diğer ikisini jyi 'S

^ Hans C ratv ' « C t

^^ «■d ijehom urd and ı Hans. Burun ekip geimiî .

Chriıtian. Ur* sorplUmrkcn omda olma kta ısrar e r ^

M ı ^ Chmtianm giıti? her yere gitm ek te ,sra rlIydj

Eğer Abc sorgu zamanın, biliyor olsayd ı onla ra ka tlImı?

olurdu, hiç şüphesiz annem de onla rla gi de rd i. An İaş ıJan

H a n s p a r t i y e ev sahipliği yaptığının f a r k ı n d a d e ğ i l d i . LjSSa

Chriıdan vc Tasha, gardiyanların karşısına g e ç r i . “ G a r d i y an

Petrov," dedi Lissa, Hans'ı duymamış g i b i d a v r a n d ı . ‘ Burada

nc işiniz var?"

Aibena, Ucaya hafifçe gülümsedi ama profesyonel cavıria

nnı bozmadı. “Cenaze için buradaydım. Gardiyan Croft sor-

gulamaya yardıma olabileceğime tarar verdi.”

■HjriöKj/i uıuym birinin ijimizc yarayacağ mı dü şündum. diye ekledi Hans A > *

adunladiadr & MU J ı ^ S 'r mey İ SCVenkrin üzerim de ydi, rahlCS'2 edefdi - o to r i te-

buyuyordum. “Bu g ö rü le j T “ “ yÖnet'5 ‘ne “ Wbu Pıeme," B ^ «rin olmanız gerekiyor

'Tckkdımcrrm^

^ " ^ u t r d e d i C h n . ü a o .

salladı. Yüzündeki kibar ifade değişmedi

Dssa scsj hafi f titriyordu. "Yardım etmek iuiyoruı

konuŞcü n |ır Ç ok şaşkın olduğum u söylemeliyim "b u O»311 ' *. j _.l: !*««— • L :» _ - __ 1.

•fUm • p i ç s i n izdir," dedi Ha ns kuru bir sesle “Heykel

E T ' d * " * n c . c d c y d i. i i . ? ,cr PatU ıcr|e birlikte ydim ," dedi. Tab utun yanında.*

.&!rnöndcki evrakları inceledi. "Doğruyu söylüyor. Pek

r t) M a * ',c ı : v e s o r d u H a n s . ‘ Kalabalık paniğe kapılıncaYi sonra u ı

, • y* İhınız.ncrcyC binasına d ö n d ü m . Herkes orada toplanıyordu.

yerin o r a s ı o l a c a ğ ı n ı düşündüm." Y ü z ü n ü göreme

t n ü r k m ü ş g ö r ü n m e y e çalıştığını hissediyordum, "işlerin

* * o l d en ç ık m a s ın d a n k o r k t u m . ” J S B

^ “Bunu destekleyen ş a h i t le r d e v a r , " de di S te e l î

H a n s ’m p a r m a k l a r ı m a s a d a r it im tutuyordu. “Neler ola

• ,n d an h a b e r i n i z v a r m ı y d ı ? Patlamalardan? Haihaway i n

^ t n . ik i yuna sa llad ı. “Hayır ! Hiçbir fikrim yoktu.

Hücre den ç ık mas ın ın m üm k ün olduğunu dahi b i lm

Güvenliğin çok daha sıkı o l d u ğ u n u san ıy or dum ' ^

Hans bu sözü duy m am ış g ibi y apt ı . *A ıan t td «r '

şey var, yan ılıyor m uy um ? O n u n l a ilgili

musun?”

“Ben onunla i lgil i hiçbir şey his

Ussa. "O be n im düş ünce le r imi

işler.”



• B u doğru," ^ ş i a r ı m ı n m asuı^

Hani i * » « * bi|gI sakladığınızı Veya Q S

inanmadığı bd l^ 1 kûjursak cezamzm onunk i kadar

d u n ettiğinizi mi? Hepiniz ihanetle y . ' f 'olacağının fârkıt1 1

mnl,nU\ , , n. v t r c ^ butchcİİt0nilkorkuû 5r,^ a sanabildiği^ inanamıyorum. A r k a d a ^ '

Sadece... Bunu f l * » * ^

r H ^ ^ ^ ^ kduygu!arın' b iimcscn’ ı>u^ P 'rt' Ro l vap,yor

benden yan, oinuiğ™ S * " rmck isrivurdu' Ç ok ^ « '« a bir

hamleydi.'Gerçekten mil Çünkü yanlış hatı rlamıyorsam kısa süre

önce onun nusoın olduğuna yemin ediyordunuz, diy e ha-

tırlattı Hanr.

Lissa haşmı kaldırıp kocaman açılmış gözlerle Hansa bak-

tı. “öyle olduğunu utuyordum! Ama so nra .. . Sonra kaçar-

ken o gardiyanlara neler yaptığına duydum...” Tedirginliği

f,i|iy0rdum

Ben de Meredith’le

H ^ S S nm1 bcnimut,uett‘* tt!Kkm^ "Ya Belikov?

.İd *, y L. >« ■ ««nk bir fcyferin yanlı?

iskemlesinde kıpırdandı. Dimitri’nin »vunu

('h r,ll> j^ u ğn içi o suçlamalar o nu da rahatsız ediyordu.ctflartnd»° 11 ^ ^ yapma fırsatı kalmadan LU». Hama

r"’'1 h<lct&- v 1 T 3kır*lllk Vt nrr,k Srri goi deği l!" Lissa’n ın bütün pişmanlığı

P |h! r vl,nrTlU Bgüclüs ü devreye girdi. Dimitri*y\e 11ktf . miva hazır değildi. Bu tepki Hans'ı memnungi|i sorg ulan may . T

crt‘ , isc karış mas ını nasıl açıklıyorsunuz?",l/"\ ylfp3n *- '

• ; olduğu için yapmadı,” dedi Ussa. Kendini topar

* % ama kalbi çok hızlı çarpıyordu. “Onun içinde.■ 3 T d a n e n u f ak bir p a r ç a dahi kalmadı.

.I A m a p e k ç o k kez gardiyanlara saldırdı.'Strig01

I YıSha d a araya g i r i p Dimîtri’yi savunmak istiyordu ama

iud_; ;n, ısırmakla y e t i n d i . O/eralar çenelerini tutmaya alış

^"•Strigoi olduğu için değil,” diye tekrarladı lissa. “Gardiyan

j,rdan hiçbirini öl dü rm ed i. Tek bir ini bile . Ama Rose yapaca-

ğ ı y ap '1 Ncdcn >,aPnSın ı b i lmiy or um. Be lki Tınm adan

nefret ediyordu Bunu herkes biliyor. Ama Dimim. Size

söylüyorum. Strigoi olmasının tüm bunlarla bir iigıs; yok.

Otu yardım etti çünk ü bir zamanlar R o s e u n “

Başının belada olduğunu düşünmüş olmalı *

Böylesi. bir öğretmen için aşırıya kıçıtuk

özellikle de Strigoi’a dönüşmeden önce

tanınan biri için."

"Mantıklı düşünemiyordu çü nk ü— ’



fanka?” diyc ,srar " ü H„

' Pi'”it'i 'nin yrn’d':n dam p,rr d«" î

Z ^ l':aJe°b'r hanard3İ r nd,ğ,n,3n° u

m * * # “ Dm"n 5 gü‘ ° “6^1k ta *,» 4 * M * I b » ^ A " 3 Dim i.r in in (*,

L:İS İ 5>KCf7İİ JvUiuu gU

t o i o * û » ö " i istem iyordu. /U na D i m i . r i n i n

kutnmus i eh kanjormıâ. Kendisini s o r g u l a y a n l a r a b a k

Lissa, Albera'rla göt göre geldi. Y ay lı g a r d i y a n h i ç b i r j

söylemedi. Gudiyanlın özgü ura/sız bir h a v a s ı v a r d ı . A y r ı

üzerinden biîgdılc yayjlıyonlu. Lissa, A i b c r t a ' m n a u r a s ı n ı pı

reöıimek için çok azruhkullandı. Kadından sa ğl am bir ene:

yayılıyordu, «nldcçokdihgündü ve gözlerinde b i r ş e y söylı

mek istercesine garipbir parıltı vardı.V « fe V,ö» gölleri. Sorunçrkacaknr ama ,in

f c * ' » » unau)undj ina hİMçni. Belki dc krndi Ar„" ı •

•roıJ“' » Ü On olduğu ö n J ' İ Î , " 1 y 'J m ' DR^ tegnibdmayu. CR L,wa nc yapmas

Rosc’a vardım etti çünkü onlar birlikteydi/*

^ '^ .^ctciğlrn gibi Aiberta şaşırmadı. Gerçek ortaya çık

!ah,nl"|ıaclamış görünüy ordu. Ancak H am ve Steel hazır

ug» '^âl an m cş tı. Hans şok geçiriyormuş gibiydi.

|ık<u j crkcn?" Doğ ru şekilde ifade edebilm ek için du

P' r '•*A r a l a r ı n d a romantik bir ilişki olduğunu mu söylüra k ^ 1*..

y■‘>r U1 başın» salladı. B u b üyük s ırrı açıkladığı için kendi

Y n hissediyordu. Kimseye söylemeyeceğine dair Un a

nl etmi ci ama şu an on u suçla mıy ordu m. Bu koşullar alY^ do ğru seçimi yapmışa. Aşk, Dimitr i’ninben i kurtarışını

-ıkJardı. n # a

^ 'Dimitri Rosc’a aşıktı," dedi Lissa. “Rose da ona aşıklı.

Kaçmasına yardım erciyse— "

A çm asına y ardım em. diye araya girdi Hans. ‘ Gaıdivan

jafa saldırdı ve yü zle rce yı ll ık pa ha biçilmez heykelleri patlara!’

Ussa omuz silkti. “Dediğim gibi, mannklı davranmıyor

j u. Mas um ol duğu nu düşündüğü için Rosc’a yardım etmek

istemiş olmalı. O nu n için he r şeyi yapmaya hazırdı ve

Strigoi’lukla bir ilgisi yok."

“İnsanın aşk için yapacaklannın da bir sıran

Hansın romantik biri olmadığı bell iydi “Yaşı monuyordu!" diyen Steel, il

şını iki yana salkıd ı. O kısım dikkatinde»!

“Rose on sekizinde, diyc düze ltti Ussa.

Hans bir bakışıyla Lissa yı

Prenses Lhmitri‘tunçoğunuıpİİSS*j



k f v ^ m a d . h r s a o z a r n a ^ ^

dcmck,ir■ Birilcri« w * 6 n t t ' ’ * j L d i ■ 1

w ***'T « r .* * « “ ama poz,'tuvla T*f.*^ f î ü Ha*"1?1' bir ?q' sö emc«lcr d<1*

a *1*'1ZZ***1* M>iyd'- Bu, dr : H a n s ' , n %d u r a ^ ^ f s s l a ’ n ı n , Dftmm y l c b e n d e n h a| > c , ( £

k e t e * » * # ® , m r t f e n d i m i k ö t ü h i s s e t t i m . D i m i w .

d ^ ^ bfr r^ T feno,do n u m M ö * i l ı jk ı m ı z ı b i l iy o r d u ? o „

^ « « i ç h n d e n b i r h , s . d a h , ° *SS»1£» ^ i n i Yu yo rdu . OkrddaM Ji m r «r d i | i m te p ki. D i m it r f y e o i a " h i s l e r ,m k o n u s u n * „

b ûs ü k i po eu şs iu . B ei ki d e H a n s a Ü i ji k i d c n b a h s e t m e k o k a d a r

d a Ö nc mii d eğ ild i. S ır rı m ız , z a n n e t t i ğ i m k a d a r g i z l i o l m a y a .

bi l i rd iA l b er a h a fi fç e ö b û ı d ü k r c n s o n r a s ö z i i d e v r a l d ı . “ Y a ş a n

m ı ? ve ya y aja n H am ı ş b ir a ? k ia i l g i l e n m e k t e n daha ö n e m l i i ş -

l e r i m i z o l d u r u r u i n m i y o r u m . "

S re d m j na m jy u ı g ö zl er le o r. a b a k r ı v e y u m r u ğ u n u m a s a y a

'adirdL ‘Buçok dddi bir iddia. Haberin var mıy dı? ”*MW%, tonudan umW r

3 K s r kr * « i r '» i« ¥ «hn» İnim • * . b‘r Ç0£ u a™rlarm,ş gibi

* * * * * Hs,hawjy'in *uç ortaklan

du* * • * o » “ s a n , y ° r ,n olduğumuz tek kişi

gclikov’un yardım etmesinin nedeni de manukaıı

pfflik°v 'C onuıi kayak ve budala olduğu anlamına gelir.

H‘ SC' oklukı, anlamın a gelme*." ' S>tf‘So1' , %: k. ,jişkim i hiçbi r zam an ma nt ık sa bir »evgi ola

P,nll" nu?cim ama Aiberta’nın s ö z l e r i gideceği yere ulaşn.

r.ık?°“'lCI ç.cCl'in surat ifadelerinden yakında bütün d ü n

V İ A n 5 ‘ 0 | , ' y m i z i ö ğ r e n e c e ğ i a n l a ş ı l ı y o r d u . Ama cinayetle kı

v a° ,n ' ^ ı ıu l a b u n u n b i r ö n e m i y o k t u . D i m l t r i' n l n S ı r ig p i>îS!j'K 'si suçunu hafıflctmczdi. Aradaki tek fark, yakalanırsa

,.k « plan m ak yerine hapse atılacak olmasıydı. Bü-s t ü n e k * ' r

.. , • fark sayılmaz..

^ Lissanın sorgulam ası, gardiyanlar suçsuz olduğuna karar

^ kadar en azından suçlu olduğun u ispatlayamayacak

' ^ 7 kırar verene kadar devam etti . Şaşkın kız rolünü çok

'ôvnadu gözyaşı bile döktü. Biraz ruh gücü de kullandı,

fo k değil.'ama Steel’in öfkesin i anlayışa dönüştürecek kadar.

Hans ın ne düşündüğünü anlamak zordu. Ama grup odadan

Rinadan önce Tasha ve Christiana onlarla da görüşeceğini

A d i l i k geriye b ir tek Eddie kalm ışa, Lissa dışan çıkarken

,n i g ü lü m s e d i . S ı r a d a n b i r gülümsemeydi, suç

olduklarını gösteren hiçbir şey yoktu. Eddie başın»

karşılık verdi ve adı söylendiğinde sorgulama

Lissa onun için endişeleniyordu a m a

eğitimi sayesinde sağ salim bu işten siyfl

Tahminimce istese o d a Uss a gibi »ğU ‘

oynamayı tercih edeceğini rahmin eti



, Christian vc Lissa'dan a w .,

D,pn örcc onlara dikkatli dav nn '» a|ai 'gitmede" h '* jn u gand.y3nk.rm .,izi , 1

• * * ^ ^ ^ d e H . * ' . » , "bjraiacağıı»sanm*?» kkab'lm™" dedi Ch rist ian.

nder olduğunu gördüm.'

dcd^ n'» t a K kümeyi 6u ip t o ^ a k »temedric

' SU anl:von.m «M H-* hcr f ^ da ^'S-a R«e kaçak. Dımiıri te ...' Sıkıntıyla .ç çekti. Sözünü

u m a m i a m a s u u g e .d e y ° k n ı . G ö d e n n d c k e n d i m i 5u ç j u

h i n e t m e m e jot a f » b ir h ü rü n « 1 . 0 4 . b i z i m g i b i

D i m i t r i 'n i n si ci li n in te m i z l en m e s i n i i s r e m i ş t i . K r a l i ç e n i n k a -

t il i o l m a k l a s u ç la n a n b i ri n i I c u n a rm a i c , t o p l u m u m u z c s r . ı f j r ı

ı i a n y e n i d e n k a b u l e d ilm e si i h t im a l in i c i d d i ö l ç ü d e a z a l t m ı ş t ı .

G e r çe k te n D im i t ri 'n i n b e n i k a ç ır m a p l a n ı n a k a r ı ş m a m ı ş o l -

m a s ı n ı i s t er d i m .

"Her şey yoluna girecek," dedi Christian. “G ö r e c e k s i n ." A m a

o kadar kendinden emin görünmüyordu. Tasha g ü l ü m s e d iT O t o h o t a , w S i z i d £ h û c r e d c g ö r m e ) [

^ * ° ‘ UP b i î r t m b ir * h a p i sh a n e z i y a r e t i n e»man ıramam.’ Yîafi ciddileşti w k .

j*>ZJ2z« • s s s r

>00

J

a . u « n . m . y . r u m , ” d e d i C h r i u i a n .

f r j r n o r v J V t e k i " d e d i T a s h a . " O n u k a s t e d i y o r u m , t e n i d e

M o t ° n Ü n ° a n ç v e r i c i b i r d u r u m a d ü ş ü r m e d e n ö n c e , b i r i

k o n ^ a l . " “V . . . ’ iVC* c r ' Mr > ı ı r** aydrrh’ c “D ur tahm in edeyim , biri derken kendini

^ te d ı> ^ ^ . Tasha “Şimdiden ideal adayların bir listc

^plbcnc. «yelerinin tek ihtiyacı olan şey, biraz ikna

* A ücd'l ı adar kötü davran mas alar onlar için üzülür

Pf C d^haUsıni uzaklaşırken izleyen Christian. Ann e vc

dam** 5trigoi’a dönüştürülmesinin etkileri hala geçme

btb*stntn. ai|e kararla rında etk ili olabilm eyi sürdürmek

^ ci * * mU ka b u ll en m i ş ti . A m a C h r i s ti a n medeni dav

3<ilpa Â lışm ıyo rd u. O na düş ük seviyeli bir yaratıkmış

rTd zv ra n. l m «' . d iğer M o ro i ' lan n aksine gardiyana utup

• a iz in v e ri lm e m e s i y e t e ri n c e k ö t ü yd ü . A m a ke n di a i

°lm^ n d a n r ed d ed il m ek ? B u d u ru m oğlana gerçekl en aa

'“ I nJu. Her şey normalmiş gibi davranmayı reddetmekle

kırarlıvdı."Bir gün hatalarını anlay acaklar," dedi Lissa.

Christian'm yanıt v erm e şansı olmadı . Başla

M geldi: Babam . A ni den ortaya çıkması tı a ma b e n ş a ş ı r m a d ı m . Lissa’nın sorguya

i ç i n büyük ihtimalle b inan ın etraf ında

“Dışansı ne hoş," dedi Abe

g ü n e ş doğunca h av a c e h e n n e m e



rmm

rn uundâ v*mpır c i c im i n

B'u Vut Z **'* *-*■ ^^jiım uitu un m|n ^ »por ccfcrttn *J,ır u **&

i £ r . » d — * * u k ~ d ı • nkicr Ju junüUugunde bı f gömiegua. fr .mın giymekten hofisnUig‘ •■hür onu görm em esi imkanstsd ı.

f Ai*' in hav*J«n W « * sohbetini g ö r m c * ^

Abe chİİİ: konuiar* gedmeden ö nce hep h avad an » u d j ^

nu#urdu. “Buny* sany havasından bahsetm eye g e / n ^ .^

eminim. ~ «sUç

- G ö r g ü l ü biri g ib i davranmaya çalışıyordum.” Moroy a n l a rın d a n g e ç e r k e n Abe sustu. Konuşulanla, d U V a , ^k ad ar u z a k l a ş t ı k l a r ı n d a d ev a m er ci . " G ö r ü j m e n i z d e h ç f

.■olunda gittiğin i varsayıyorum ." *> 1/1

“iyiydi," dem ekle yerinen Lissa mantıksız sevgi Jus

aksetmedi. Abeİn tek ilgilendiği şeyin, k im sen in y a jlT '

;a 5/ o i d u ğ u n u biliyordu."Gardiyanlar şim di Eddıe'yi sorguya çekiyorded'

İ n . “ D a h a s o n r a b e n im l e g ö r ü ş e c e k l e r m i ş * ~ W İki 6u.w * ama nlrinı

p « iç çete . “Sorgulama, iyin eri ^ .

müzdtki görev düşünüldiliündc" T ar i . • , yra//hasretmişti. ' ' a r ,an jn" ' f caci j

d u j . u , , ^

görev uu ^ C7 — —Mm

r r m i f r i .

ı ra s ıy i a,” d i y e m ı r ı ld a n d ı A b e H e r ş e y i d ü ş ü n ü ptr ıkyok. B ü t ü n s o r ı ı n J a ı ı s ı r a y l a ç ö z e c e ğ i z . ”

■d en b a ş l a y a c a ğ ı m ı z ı b i l i n i y o r u m , " d i y e n I.i ss a,

a k ı l t a şı n ı r d ü n e l e d ı . " U r i a ı ı . ’y : k i m ö l d ü r d i iy

10.'

•He* KT »ı»Miyiâ.* d*di AbeAıada bir brm t»hâuu ^ cn ^

d u * “ , n H ı g u n I I U J | K l n « o mbüidn cnerÛın* beni han|,lrn . ' *K,Hı

5/md/ uc üse n n * bu>rük b|, bak ,

l . ' l u n u I l u a ' n ı n o m s u n , „ „ e .danda. ,rtd‘*' * *

Ne/eden ba+layabllctc^tmb"" d,v' *'lduCMkUu, /£“ *

ve »uSu Ro«c 4 ttltukn s** WHnJ, Ut ^

varrın

yok'■ f t u r d e t a y l a r , M i l y o n a . » d i y e k a l d ı k s e r i l A b . « A ^ .

*»« 1'J,,anJ'>" h" kjm üldurdu ' «du«,Yani lı>te uzun değil “

"Kısa da de ğil." L issa parmaklarıyla şüphelileri ayd ı 'Km

i,yet gardiyanları, arkadaşları vc ailesi... tlbett* L "

h - ”~m“ « . s e s ;Oraya lylerımcmış aryarctçilcr dc olabilir. Sürekli g t a l ı m ltn

tıbr yaptığına eminim ."

“Yacakodasmda, geceliğiyle grali toplann y a p ı m d a n ^

hel iy rm." d ,y e dalg a g e yr , A be . " t lb cn e ne tür b i t lo p t« * Z ,

üuğuıu l) jğl 1

Aklına pail.sK b u tik.r gelen U tsa , olduğu VCtdc duidu

103



" i d ı i « « > A b * M G Ö 7 jc r in j ,

* £ " £ * » tah»W»« bilİy°rUm ° rU,lku

r S U y a t ı m a g ire biliy o r; dedi Lissa. An,a q

. iJrvebilcccğini sanmıyorum.

“ ^runu îyanducd.r.'dedi Abc. "Mahkemede R0sc'|a i;;

n u Ü "» * ' Ne<len b*h*ediy°rîun rAbe kirii adamlar gibi çenesini kaşıdı. “Rnse'la konuştu

Yı da ona bir şey verdi. Çok emin değilim ama aralarında bir

şeyler oldu.”

Zeki, dikkatli Abc. Ambrosscun bana notu verdiğini gör-

mese dc bir şeyler olduğunu anlamıştı.

"O uman onunla konuşmalıyız." dedi Christian.

Lissa başını salladı. Duyguları birbiriylc çelişkiliydi

ipucu bulmak onu heyecanlandırmıştı ama nazik, şelkatii

Ambrosscun şüpheli olması üzücüydü.

'Bu konuyla ben ilgilenirim," dedi Abe.

Ijua gözlerini Abc’c dikti. Yüzündeki ifadeyi görenıcscnıde Abc in şaşmp bir adım gerilediğini fârk et tim . C h r i s t i a n b i l eirkildi.

Ben de yanında olacağım," dedi Ussa. “ S a k ı n ben yokken işkence yapmayı dü,ünmc."

_ ‘'nda orada olmak mı istiyorsun? dıvc

İşkence yapmaman, iniyorum . Ambrosse'la medeni in

nlar îbt konuşacağız. Anlaşıldı mı?"

omuz silkti. Sanki yan yaşında bi r kızın sözünü dinlc

1(rk. onu kesinlikle rahatsız etmiyordu.

T a m a m , birlikte konuşuruz.

Bu gönüllü tavıt U ttrfy içlendirdi. Abc dc Ussamn

şüphelendiğini anladı.

“ Birlikte konuşacağız; dedi yeniden yürümeye başladıkla-

rında. “Araştırma yapmak için iyi bir zaman. Soylular seçim-

lerle meşgul olacak. H erke s bir şeylerle meşgul ve her gün yeni

birileri geliyor.”

Rüzgar Lissanın saç lar ın ı uçuşturdu. Gündüz o lunca hava-

nın daha da ıs ınacağı belliydi.

“ S eç i m l er n e z a m a n o l a c a k? " d i ye so r d u L i s^

" T a t i a n a s o n y o l c u l u ğ u n a y o l l a n ı r yol lanmaz. Bu işler

h ız lı h a l l ed i l ir . H ü k ü m et i n t o p a r l a n m a s ı n a i h t i y a c ı m a vır.

Y a r ı n k i l i sed e t ö r en ya p ı l a c a k v e c e n a z e t a m a m l a n a c a k . Bir

d ah a g e ç i r t ö r e n i d ü z e n l e n e c e ğ i n i s a n m ı y o r u m H e r ke s h a la

huzursuz."

Tadana kra l içele re y akışır bir şeki lde göm ü içmeyeceği iç in

ü z gü n d üm a m a g e r ç e k k a t i li n bulu nm as ını s ağlayacaks a onun

d a b ö yl es i n i t e r c i h ed ec eğ i n i b i l i yo r d u m .

"Cenaze t a m a m l a n d ı ğ ı n d a seç i m l er b a şl aya ca k , d iye d e -

vam ett i Ab e. “H er a i le nin taht iç in bir in i aday göstermeye

hakkı var ve hepsin in bir in i aday göstereceğine emin o labi l ir

sin. Daha ö n c e h i ç seç i m gö r d ü n m ü ? B ü y ü k b i r gö st eri d ir ,

k l b c t t c o y l a m a d a n ö n c e a d a yl a r ı n t es t ed i l m es i ger ekec ek .

105



devede garip bir belirsizlik vard,

Tö' T ü L U n bayka yerdeydi. Tan,d,ğl tck ^

U7 " 'nvd. « d ik liğ in in nc gibi 50„ Uç)at

M bilmiyordu. “Yeni bir kral veya kraliçe hcr .

* “ u r Umarını iyi biri seçilir. Be lki O ze ra’lardan > ‘

2 S S & - ch"st,Wabakjncaoğlan— İ ^ da Adana SzeUky. Ondan hoşlan,;yorum Gerçi ^

hojlandığımm bir bnemi yok. diye ekled i. N as ıl Oİ5a oy

kullanamayacağım" Seçimin galibi, konseym oyuyla belirl,

niyonlu ve Lissa bu sürecin dif.nd a b .ra lo lm .f ti.

■Seçimler sırasında pek çok ayak o yu nu oyn anaca k,” diyc

açıkladı Abe. “Her aile kendi çıkarlarını koruyacak birini isic.

yccek. Aynca— ”

“Ahh!"

Moroi politikalarının dünyasından koparılıp Batı Virgin:a

ormanına döndürüldüm. Hem dc acı verici bir şekilde. S e r r

bir şey bana çarpıp yere yığılmama yol aç tı. G ü çlü eller beni

yerde tutuyordu. Dim itri’nin sesini du yd um .

“Kasabada saklanmalıydın," dedi. Eğlendiği anlaşılıyordu.

Bütün ağırlığı ilerimde olduğu için h arek et e tm e şansım yokm. ‘ Son takacağım yer orası olurdu. O ys a ne rey e gide ceğini

gayet iyi biliyordum.”

er neyse. Kendini zeki zannetme," dedim dişlerimi gı

cırdatarak. Kahrnsin. Zekiydi. Bir kere daha bana bu tadar

“ W k dÖndÜrdÜ-' l* bir bulundun.'

...

güçleştireceğine karar v e r m e k sana

106

■ :

; So hbet edermiş gibi konuştuğu için durumumuz 1

‘Tha da s*Ç"u gö rün dü . Ay m şeyi tekrarlayıp durabiliriz ya 1

mantıki» da vran ıp Syd ney vc benimle kalırsın " 1

Ja «O na m antık l ı davranmak değil zamanı ziyan etmek denir" 1

Ter lemiş" . b w » ,«n koşmuş olmalıydı. Adrian

h c r z a m a n hoş b.r pil ma Dimitn nin teninin do

paJ kokusu da baş di rüc üydü. Tu m bu ufak detayları 6ar

kediy°r o l m a m garipti , ne dc olsa beni esir tuttuğu için ona

jyzgin olmalıydım. ı

«Sana tüm bunların alımda yatan manuğt kaç defi» açıkla-mam gerekiyor?’' diyc sordu bezgin b ir sesle.

“Pes edene k adar.” O n u ittirdim , kunuimayı denedim

ama tek y a p a b i l d i ğ i m , bizi birb irim ize daha da yaklaştırmak

oldu.Beni ayağa kaldırıp kollarımı vc ellerimi arkamda birleştir-

di. Manevra yapma şansım yok tu. Geldiğim iz yöne yürümeye

başladık.

“Sydney’e vc sana benimle beraber başımı: belaya sokma-

manızı söylüyorum. Başımın çaresine bakabilirim Beni bı-

rak!" dedim ayaklarım ı sürüyerek.

Dimitri homurdanıp be ni sü rükled i ' Rose," dedi kararlı

bir sesle. “Kazanamazsın.”

"Yüzün nasıl?” diye sordum. İşık az olduğundan attığım

yumruğun izini göremiyordum ama çenesin in moraracağına

emindim, ö y le bir yüze zarar vermek üzücüydü ama nasıl

olsa iyileşirdi. Ayrıca Rose Harhavvay’le uğraşmamayı öğre-

nirdi.

107



"Bıraa

u

Yi da belki öğrenmezdi.Yeniden beni *üriildCrn

dıhı çırpınırsın seni omzuma j r.p g 6tü ret^ * S .

jcin sabırsızlanıyorum

» • " " ‘ ' " d ı” r | h “ d 7 « W .

w . r * * < *■ P 1 ° n “ 1' “ “ « s » .

‘i:..

Jayb td eıs e on a n e o u c a g ın ı g ö re m iy o r n llUl lr

ı T s ü y l e ^ 4 0 1 b u J ı n u d j m ö l m e k i s t cm ‘ y ord Urp

^ toanmr .ehlikeyt atarken as ıl y apm ak i s tediğ im . k Cna . \

m, rnke atsam da bajkalarm. korum aktı. Yine de haklı oldu,

gunıı biliyordum. Bana bir {ey olursa L i s sa m a h v o l u r d u .

bu riski almak zorundaydım.

“Bana gü«n yoldaş. Kendimi öldürtmcyeccğim ,” dedin,

inatçı bir sole. ‘Hayatta kalacağım."

istediği yanıt bu değildi. “ Ona yardım ermen i n b aşU

yollan da var. Saraya dönmek gibi b ir çılgınlık yapmamalısın;

Aniden direnmeyi bıraktım. Bu ani tavır değişikiığ.

Dinum yi hazırlıksız yakaladı. “Sorun ne?” diye sordu. Hcrr.

fcatüi karışmıştı hem durumdan şüphelcnmişti.

Gfckhm i bocuğa diktim. L i a a ’m a v c Abe'in mahkemedjıhaller,* Usan ın kendini güçsüz hıssed ıyın, hatırlamm

'^rne özlemini. Tatıanımn notu aklım a geldi ve b:r ar.

meri»“ n kraliçenin sestni duydum . O . D , : ;-

Brn M a uar.• • • *Haklısın,

.. VJI Hin und a.

***& konuda hak lıyım >" rv •tvcrdığim zım • H ım ıtrı şa şk ın a dönm ıışruvtrd ığiın

— — n u rg e ne ld e b u t ep k iy i v e r i r .

“Saraya dönm em in lJssavaS ^ Y t o n d d t iif iJ " ^ 0^

diğine yemin ed ebilirdim . ^ «ma * * ^-Seninle birlikte m oteledir.. .. -. r

y a l ı t m a y a c a ğ ı m ^ *« 9 p saray,

Bajka bir Dragom.r B u lu n ç , JDerin bir neler aldım -Anu orurur " T " * * D«gonur.

Usa için yapmam gereken bir * T * 3* voleyardım edeceksiniz." ^ Sydney'le scn





d u t d a r d u v c ^ a b a km a k i ç i n a r ka ko l t u ğa ^

ikaJc

j^ İ . Keşke polis leri"

T i S * <*ni susruf ■"Hayır' *h^ İ tlerin i ^ dni î ek medcn SCVS lh K ı ş ın , ü

^ , 1 . K eşi* p o W f

’ onia* baktım. “Geri geld im ya. yermen mi,

t r kaşm, kaldırıp bana ba kara k g eri d ön m ek konu.

DT h i c de gönüllü olmadığımı h atır lar n. “Şim d i Lisaa’y,

L lım ermek için ne yapabileceğimizi b iliy or u m .’’

■Yapmamagereken; dedi Sydney, kalacak güven li bir j *

bulmak." . ^

“Medeniyete dönüp bir otel se ç. O d a se rv is i olsun. Bir son-

raki planımız üzerinde çalışır ken or ay ı o p e r a s y o n merkezimiz

yapabiliriz."

'0 kasabayı uzun araştırmalar so n u cu bulmu ştuk!"

dedi Sydney. “Rastgele bir yere g id em ey iz , e n azı nd an ya-

kınlardaki bir kasaba olmaz. P lak am ı a ld ık la rı n ı sanm ıyo-

rum ama benimkine benzeyen ar ab ala rı ç e v ir iy o r olabilir-

ler. Ayrıca tariflerimiz ellerin de. E ğ er e y al e t p o li si durumu

o l w u ^ ^ UrS1 S İm yaa U f n c e r o l d u ğu n u ö ğr en i r vc

nu$u bolu na d ok u nd u. Bu doku

^ ornunda vas r,lmİyCt ° na 1 onu°^nay»cağınl b ü ^ ^ :lanmiZ,n ct cis*nclc y d im . “ B u n u n olup

Neden Abe i a ramıy orsu n? ’

112

l j : " d edi kız som urtarak. uTam ihtiyacım olan sev.**CyCt tau ’ I l ı

. ha yin»* d6rt saal SeÇmcdcn Planı mahvettiğimi söy

m i i s t iyo rsun?

1C,T ch ” dedim , “ken din i d aha iyi hissetmem sağlayacaksa nc

, S i m a s ı n ? P l a n z a t en d eğ i şec ekti ."

‘‘Sus " diyc b eni azarladı. “İkin iz dc susun. D üşünm eliyim.”

p mitr» Vê birbir im ize bak t ık ama sustuk. Ussa ya yardım

enin b i r yolu nu bi ldiğim i söylediğimde merakı uyanmışt ı.

Ctm Un ö&renm ek istediğin i bi l iyordum am a önce Sydney'in

t p t u n m a s m ' b e k le m e li yd i k.

Tepe ışığımı yakıp eya let in har i tasın ı ç ıkardı . Bir dakika

kadar haritayı ince led ikten sonra kadayıp kaldırdı vc bir süre

la baktı. Yüzünü g ö r e m e s e m de kaşlarını çattığını tahmin

^ im. Sonunda her zamanki gibi sıkıntıyla iç çekip arabayıettimçalıştırdı. G P S ’ e A i t s w o o d , B a t ı V i r g ı n i a y az d ığ ın ı g ör dü m .

uAltswood’da n e var?” diye so r d u m , A t l a n t ic C i t y g i b i b i r

yer yazmadığı için hayalkırıklığına u ğr a m ı ş t ı m .

“Hiçbir şey,” dedi ve yeniden yola ç ıkt ık. Gideceğimiz

yere GPS’in b u l a b i l e c e ğ i e n y a k ı n n o k t a o r as ı ”

önümüzden geçen a r a b a n ı n f a r la r ı D i m i t r i n i n p r o fi li m

aydınlatınca onu n d a m e r a k l a n d ı ğ ı n ı g ö r d ü m . D e m e k h i çb i r

şey bilmeyen anık s a d e c e b e n d e ğ i l d i m . G P S e g ör e, g id e ce ğ i-

miz yere bir buçuk s a a d i k y o l u m u z v a r d ı. D i m i t ri , S y dn e y i n

seçimini sorgulamadı. Nereye gi t t i ğ i m i z i t a r t ı ş m a kt a n sa b a n a

döndü.

“Lissayla ilgili söylediklerin de n eyd i " Ş u h a r i ka p l a n ı n d a n

bahset bakalım.”

1 )3



olduğunu söylüyor " k"Konuşmalarınızdan o ka da rı nı ç ı k a r m a m , " dedi $

kuru bir sesle. Dimim beklenti dolu göz Jerin i ban a ^ S

Derin bir nefes ildim. Duruşmad an beri s a k la d ığ a ''

açklamanın ramanı gelmişti. Şey, anlaşılan Lissa’nin b ir

deşi yarmış. Onu bulmamız gerek tiğ ini d ü ş ü n ü y o r u m f

Son derece normal bir şeyden ba hse diy orm uş g i b i o U

ses tonuyla konuşmaya çalışmıştım. Oysa ka lb im hız la ^ ^

du. Tanana’mn notunu uzun uzun incele ye cek v ak tim I ^

sadabu kelimeleri daha önce yükse k se sle d ile get irm em ^

Bunu söylemeli beni de şok etti ve verdiğim bilginin g e r " ? '

lamım, hepimizin hzyıunı nısd de ğiş tire bile ceğ ini k av rü d ^

Elbette benim yaşatbğ.m yok , diğerler ininkiyle

bir putn! Sydney ş v h n h ğ m , safdam

“ t " » « İ M bir fikir 0 |J raJ f « ^ 1 . “ f " ” ' S Ö yi ed ik Jc ri ™ i

° nlafJ « < * erme f ^ ^ ^ « ^ e r d i .Tatiananın notunu 1 harek« e g e ç t i m .

* mektubu D i m i ? ° k u d u m v c k ° ” ™

0 n ara hayale tle

^ a rlta i? 'nanmJm' *9»dığ,nd ’k S crçck• B u m ? m f Qp h< % r f i baW i m . Y ine de

e ‘ nS d a i r i l i l i n y o k . e re .

Simyıal ıtd* b.r Drag „m ir daha „

dedi Sydney. 6 dair b" kayut I 1 _ > 1 « • .

' İkisi de, söyley ecek lerini tahm in ettiğim 5evi s I

Dimitri her zaman, hcr şeyde tuzak arayım adaZ , A u ^

lifi olmayan hcr şeyden şüp helen irdi. Sydney ise „ " u '

w toplanan verilerden oluşan bir dünyada yaşôrd^

dara ve bilgilerine sonsuzina nc ı vardı. Eğe S‘mya'feve in an m ıy ors a k e nd is i de in an m az dı. H a y * ? ? " ^

göstermem, ikisi için de yeterli değildi.

“Tariana’n.n r u h u n ed en b e ni kan dırmaya « U , » . ,

itiraz ettim. “A yrıca sim ya cılar her şeyi bilm iyor K ot h

rın Moroi’lardan bile saldand.ğmı söylüyor, s im y a c ü ^ Igizlenmiş olm ası no rm al. a

Simyacılarla ilgili yorum um dan hoşlanmayan Sydney so

murttu ama herhang i bir şey söylemedi. Beni zorlayan û L T

n oldu, daha fâzla d e lil olm ad an herhang i bir şeye ina

redded iyordu. 6 ?CyC

“Hayaletlerin ne söylemeye ç a l ı ş t ı ğ ı m a n l a m a nı n ko l a y o l

Z Z diyc >*> <*»

J ' I r ' T ' ' ' « f U & f yüıünü d u y u , .

C M * . ” * ° l î g “ ' " ”

" u J ' l ^ 8 e n d d e d ° t w t d t t i l l n l S i li y o r su n B u k o

ry güvenemez m isin?”

lık verd im' î ? ? " ' d İk t1 ' 0 n a a >’m İ ş k i l d e ka r ş ,

n md e n n e le r g e ç t i ğ i n i t a h m i n e d e b i li y o r d u m .



s a y ı

n a

. ]masl düşük ihtim aldi am a içgü dülerin, k

b il iy or du m . G e ç m i ş t e ı ç g ü d ü l "

Î a b ır ak ma m.? “ • N d e r ^ a m ' 5 ° l u * k ^beni ya» y°“ ^ dü?manldc olursa olsu n beni bu ^

aramızda fim 1 n fadar tanıyordu .

nuda bana güve b jjı m , salla dlm "A m a bu ^

^ t r d e ş i aramaya g idecek o l ursak L i ssa 'n ın ta l i m at|ar ,lyımsu _ „a kar?ı çıkmı? olacağız

•o not. inandın mı?" diye ç.k ift. Syd ney . R os c u dinle-meyi mi düşünüyorsun?”

B u Söz beni öfkelendirse de öfke m i ba stır m ay a ç a l ı ş t ı m .

Elbette, önümdeki bir sonraki engelin ne olacağı belliydi:

Dimitri'nin Lissa’nın emirlerine karşı çık m ak ta ki gönülsüz

lüğü. Sydney ise Abc’dcn korkuy ordu . Sy dn ey ’in ge rek çe leri-

ni anlayabiliyordum ama Dimitri’yi bağlayan sadece Lissa’ya

ettiği aptal şövalyelik yeminiydi. D eri n bi r n efe s a ld ım . Ne

kadar aptalca davrandığını söylemek bana bir şey kazandır-

mazdı.

Teknik olarak Lissa’nın emirlerine karşı çıkacağız, evet.

Ama ailesinin sonuncusu olmadığını isp at lay ab ilm ek Lissa’yabüyük yaratı olur. Bu şansı elimizin tersiyle bir kenara irtire

l C Z", SSS n i" ^ l ra f kc n be n i b e la d a n u z a k t u tm a y ı

b ir sorun ç d ü n i ; l UniCniCnlCye Çah?" m ’ “ m an herh an 8 ‘

işime ge ldiğ inin Wer'mi dü5Undii' Be ni ta nı yo rd u. Ay rıca

de bil iyordu. ^ nUnt kuUanm»kta n çek inm ey ece ğim i

. . dedi sonunda. Duruşu değişti . Katarını vermiş

,^ m ar n' V ara bağlı kalacaktı. “\şc nereden başlayacağız?

* artlk °_ u ,r ioucu var mı?"d Ua bir ipu cu var m ı.E li nde baŞ^ i ss i nc kap ı l d ım , L i ssa v c Chr i sü an m Abe’Ve yap

D e j * ^ ‘ h a t ı r l a d ı m . O n l a r d a a ra ş tı rm a y a n e re d en

1.1 « n k o n ^ Ş1113 An latılan Lissa vc ben naralclhamayı hat ı r ladım. ...................................

t ı ld»° ko " U? m l b i l m i yo rdu. A nl aş ı l ın L i ssa v e ben parale l ha

,aşlaya C 3 c i ukı Uûm ız de i m k ansız b i t bul m acanın peşin-

at l ar ya»‘y° tar t ışm al ar ım gö zden geçi rd i ğ im de, Abe 'i n

dcydik Z l htUa n u kul l an m aya katar v erd i m . İpucu yoksa

kullandı! 1 _ m i h u m a l l c r d c n i ş e b a ş l a m a k g e re k ir ,

aç ıkça o r tada ^ «Bü yü kb i r | lt . l nsan

“B u n u n ı . . . (\,\r k i . k i m s e n i n ö ğ r e n m e m e :Y „ b i t s ı r o l d u ğ u o c m , ....... — > -

“ • i s t e d i ğ i b i r s ı r. Ö y l e k i , k i m s e n i n ö ğ re n m e m e si

l ar , " Ö r tm CylMer in gü çsü z ka l m a sı i ç i n k ayı t l an ça l m ayı dahi

* B i r i s i m y a c ı l a r ın b i n a s ı n a g ir ip E r i c D r a g o m ir in

* * y“ k , * , „ p a r . U q W ) k « 0 »

v f f Ü t a k a d m » . » p , , ikadaşlar ım a b _ haur l sLr t ım . “B u ko nu yu araşt ırab .l ı r

nun ann esi o l a S sö zl erd i . Drag o m i r l ernun annesi diabi cegm ı ^ ^

Z 2 2 S 2 İ L * — “« a • -MA A

um ıu’* '—

çaldığım öğrenm ek istiyordu . m uî-

b ir d a k ik ., k ara rd ı ^ „ „ 4 .

o < * « * > ' - r r £ £ £ . ^ *yonkı. Gece boyunca ıs er y a .ajld , "Belki U aa'om

İç i* sürüklenm eye M * J *

emirlerine karşı çıkm ak ikin iz ıçm

benden Ab e’e karş, çıkm am , i s t i y o r s u n u z . O , L * * ka

U 7



h a k M 1 ^ ° ’ sarîa d *. d jvf Sv dn o 'cg ara nt i v erd i m . “AyrICs

jçrfT. ^ 1 i n a n K a m c .P “ P^ 1 * " « “ * t a “ b a n 2 5 ^

M d u ^ E ğ e r E r ic k a d ı n .n b i n n e p 5 rs '

0 “ i b i n o nan sevgili*’ o lm a sın ?

J0 “ î * b i n i n bi ri derk en b e li r tt iğ in gibi.» ^

j T h * * * ^ pknnte i m ‘“ " 1 dT ^Z L fen olduğunu b i l m i ş T e or in d e h a l t lr y ^ v;E* D racc ni ru . bi r sev gil is i v ana b . l e , k i m o l du ğu nu ö ğ * . , .

^ « h ı ^ . Çaünan evraklarda d a Ic ad tn m kim . o !d %

THEurordu

■Çıl ınınbıLı bağlanal ı başka kayıtlar var mı?

Dnsosıir in para yolladığı ban kayı ara ştır m a*: mö rnkü r

mü?*

Simyaalan endişelendiren şey. kantlarının çalınmasıyd:

Sydney’in mölcknşian kayıtların çalındığını farkecrr.iş ara

içtrği üzerine düşünmemişlerdi. Aynı konuda başka kan:

ohıp alnud^BH bakmadıkianna em ind im . S yd ne y bu düşün-

ceni dognıkdL

*Kaynkn arasa rinanın nasıl bir şey old u ğ u konusundab ^ ıt fikrin yok. yanıl ıyor muyum ? O b d a r k ola v deği ldir ,

km n am an alabi lir .' ' ~

b i r * * * g it ii >' Dr ° ! m a m ! r

■Çin am an a ihrıvTj Bir »n rak i a d ı m : arma.

^ JP a ıp a n cU uCmdU>\ | leC^ lm i2İ ke?fetrTlek » r u l m a n ;< W n u , c ^ , * * * k ay be t m e n in n asıl bir

l i bi r ye r . . . " Sydney başım iki yanasailads. “Göce

G u' ^ n rn a p ta l ca b i r şe y ya p m ry o tu m d u ı *

a ğ * ' V ı j j j i j k e l im e l e n n a r d ı n d a n ar ab a yı « i m l ik kapladı.ifU i 1 _ IBU jğimiake

^ ufak zaferi zorlamamam geıeknğimn rarkm

ima ^ {Cazandıeınıı düşündüğüm zaferi. Sydney'in yüzded a y ^ ujle olduğuna emin değildim ama Dim im nin ikna.

^ hissctmişüm. Şim dilik Sydney i zorlamamak en ryi

oldugUnurV uakum. Neredeyse bir saat. Ussayı kontrol etme «ivdi. ^ Y:>

kadar zaman.yc yetec^ olduğunu anlamak bir dakikamı aldı çün

odasında bulacağım ı düşünmüştüm. Ama bayu. bir

^ ° nl eittiğim için tanıdığım b iî Adnanm «

^ rde Sasım a. Birkaç dakika içeririnde zihninden

S r mânuk y ü r ü t t ü ğ ü n ü okudum . Şimdi kaldığı yer. sa

Z > m isafirlere ayn lan bölüm ündeydive —

^ y a çıkan p ik yüzünden o bina saraydan ayrılmaya =ab

olduğu bölge i*

d, saraydan ayrılm aya niyed i birkaç komşu yok değildi.

.Adrian koltuğa oturmuş ve ayaklarını tahminen — "

iç mimann y a r d ı m ı y l a seçtiği pahalı ona mas*ma uzarm*u

l Chnsuanla birlikte daha yeni g d m * «

kuşundan Adnan’ın kötü abşkaniıklanra dbndûgu

•Eğer şanslıysak," diyordu Ussa ve C h n s t i,^ an n e je j

bir rihe başlarını isten kaldıram az ve biz de biraz huzur bulu

119



görünen ama rahat olm ay a ^

UöaveChri«l ^ an,>yaslan.p iç Çekti. "Kötü değ'

p ô m rd u . L i ş a . ^ ^ 0 l m » d , ğ . n a inand.lat m, k;l.

Uose'un kaçıpy ’ . jy ç <lelil yok.

mivorum ama eUcnn ^ sorun; dcdi Christian. X .

•■Tasha Halam dah lcrn cdiğim iz iç in ço k kızdı. Bep..

c e heykeUerı kend Ç d , ğ ı m l I i ç i n k ı z g ı n , ” d i y c d ll .-Bence Dimıtn V 'îe }

I J j |

ş ü n c e s in i d i le g e t i r e d i l m e s i ş a n s ı n ı yo k etti“ T o p l u m u m u z »rafından k *

ğimizi düşünüyor. A dr ian . U za ktan kuman-

davı alıp plazma telev ) w

D .................L i ss a b aş ın ı s a l la d ı a m a i ç t e n i ç e f a r k ı n d a o lm ad an D im im y ı

u l a m ı ş o l u p o lm a d t ğ tn , d ü ş ü n ü y o r d u . D i m i t r i n i n L i s s a y a

e t t iğ i b a ğ l ıl ık y e m i n i s ı r d e ğ i ld i . C h r i s t i a n b u e n d i ş e l e n t a rk e t e i .

“ ö y l e o la c a ğ ın ı a s la b i l e m e y i z , z a t e n t o p l u m u m u z onu a r a -s ın a a l m a y a b i— ”

K a p ı ç a lı n ın c a l a fı b ö l ü n d ü .

“ K a h r e t si n ,” d i y e n A d r i a n , a y a ğ a k a l k t ı . Huzur buraya ka-d a r m ı ş . ”

A n n e n l e r o l sa k a p ıy ı ç a l m a z l a r d ı ,” d e d i C h r i s t i a n .

D o ğ r u a m a b ü y ü k ih t i m a l l e P o r t o ş a r a b ı i ç i p cani genÇ'

h ğ ın d e d ik o d u s u n u y a p m a k i s t e y e n a r k a d a ş l a r ı n d a n biridir,

d iy e k a r ş ıh k v e r d i A d r i a n k a p ı y , a ç m a y a g i d e r k e n .

120

i p i n i n açıldığım duydu, konuşmalar» net duyamadı.

U*Sa niye sonra A drian y anın da U ssa mn tanımadığı gene,

0İr1 oroi’la geri ge ldi.

b»r . u " diyo rdu genç, etrafa rahatsız bakışlar fırlatırken , /^ a a g e l e b i l i r ir n . ”

ve Ch ristian » görünce donup kaldı.

*Hay»r’ ha>f,r,W deClİ Ad rİa n‘ H u ysuz o v “ hr»W bırakıp res- bir havaya bürün m esi, sa niyeden kısa sürmüştü. “Annemin

011 peri dön ebileceğine em inim . Sizler birb irinizi tanıyor her an g

sunuz?”

mUQ ||an başını sallad ı ve g özle rini k arşısında ki yüzlerde do

la rd ı. “Elbette.”

Ussa kaşlarını çattı. “Seni tan ımıyorum ”

Adnan’ın yüzündeki gülümseme hiç değişmedi ama Lissa

önemli bir şeyler olu p b ittiğin i anladı. uBu, Joe. Joe.Tatiana

Hala öldürüldüğünde Rose’un yanında olmadığıma şahitlik

ederek bana yard ım cı o lan kapıcı. Rose’un binasında çalışan

adam.”

Lissa ve C hristian otu rdu kları yerde kıpırdandılar. Duruş

madan önce ortaya çıkm an bü yü k b ir şanstı,” dedi Ch risti

an temkinli b ir sesle. B ir süre A d rian ın da benim ıc birlikte

sulanabileceğiyle ilg ili b ir p an ik yaşanm ıştı. Ama Joe ortaya

çıkıp Adrian ve beni ne zaman binada gördüğüne dair şahitlik

etmişti.

Joe hole doğ ru birka ç ad ım ge riledi. “Gerçekten gitm eli

yim. Leydi İvash kov ’a uğ rad ığım ı söy lersiniz — saraydan ay a

kçağımı da sövlrvi1• a «m I____

121



_ ^ diyc »rd u W V * ^ L k sı |

^ 'n ın koıkunıcu bif görüntüsü o lm adığın : bi lI

s JZ * ^ *“ Joı n r ; fsö—* * * . ■ * * « * • 7 7 7 b , r 7 7 ^ , ;aaltydı. Abclc karşıl^rruU nnı h atırla dım . G erç ek ten .1* d:vç

cîedijoe, •gjiond gîın*Harekele geçecek gibi oldu ama an iden Lissa'dar. y a y ,^ ^

gücünü Kasettim. Joe donup laldı. Lissa, Joe'ya doğru ilerici‘Leydi Ivashkov’la ne konulman gerekiyordu?" diye sord.

Ussa.

Tava? ol kuzen," d iye mırıldandı A drian . “ B irk aç yanır a],

inak için o kadar ruh kullanman gerekmiyor.”

Lissa, Joe ûzennde o kadar fâzla ik na k ul lan ıy ordu k i oğlan

iplen bağlı bir kukhdzn farksızdı.

"Para,* diye inledi Joe. ‘ Para işini hallettik."

"Ne parasa?* diye sordu Lissa.

Joe tereddüt et ti , bi r an karşı koyac ağ ın ı san d ım am a he

men ardından pes en i. B ir ruh k ullan ıcısının ikn a güc üyle sa

« jamaalı . "Şahitliğim için verilen pa ra.. . O nu n nered e oldu

* “* da i t’ * * Adrian 'ı i ja ret et t i .

Adrian’m yüz ifedes, belli belirstz sarsıld .. “N e d em ek nere

dı. "Leydi İvaıhJ140 i j a/nafn ar amadığı cüm leyi camamla

d ü ğ ü n ü söylemen iç in sana

Ocu gördüm." diyebağırdı J o e . A m ihıidıydı.Ussa çok faaia nah k u lla n ,*, .!! Ad.

^ fav or du . " S a d ec e . . . S a d ec e . . . Z a m a n ı m j J n u n c aru ru

« ^ n r f a m ç o n m ,. Diğer a d a r ^ ^ ^

kdim * « “ " * Z 4m in d an en ü n m İs * * ^ b an a p a ra v erd i . • g « » 1 “ > n u î ® a jn

' Adnan bu durumcUnhiç ho,Unmadıcek olursak, sessizliğinikorudu . *D i~r 1 hllcfcWı ve.o ı te m n ? " **» • derken ^

Bajka kim ?’ diye tdcrariadı Lissa "r ■ •

onda kim v a r d a ? ’ ' ^ i « 4 k o »'1I11 ^

"K i m s e ? L e y d i İ v a s h k o v , o ğ l u n u n a d ın m

n n m cırnak istedi. Ben d e d e ta y cı uydm cCOaita so m a g e l d i ... H ıt h m /in ne D i8» a d a m .

zek istedi.” ?H o ld e n b i r k l ik s e s i d u y u l u n a ö n b

Ü a r Lissa öne e ğ ilip iknanın dereosm ^ a c -e m d i? N e is t iy o r d u r W ır c ı . 'D iğ e r a d a m

Joe'nun bü yük aca iç in d e o ld . .s ,, ı .

" K m o ld u ğ u n u b i l m i y o r u m ' G ö î ü T ^ ^ '

«• Hadıavvay', * b u ı B irM o -^ Sana Leydi lvashko v'dın i T « » » *r f birwu^ voktu çoaT ‘ * u l ikuıce *

* W " D a n , M ,

" A d " “ ' * » > . . 5 * „ p m ,

123



mv* * sw~ w~ “ T ; : r 1 5 5 5 ~ •* « » » “ * ' * « * » * » ^

;*« s ö û^ftûU' . .* .Jiwtî “Yr nrr» Ari—f r u a K * * » 1

ca rS a t a r i ç . . . h * » b u a k ıa « ? * > * “ *

C * . fce * * & « * « * r * 1* » * 11 “ " A dru r r r

j jf iü o i şadı & nup fakb % * * n a S ûcû « u u * r ,

^ ^ ^ d ı h ı ^ n ı i k ı a n i z .T 5a ‘ bocan onur. ' diye f iskUd ı A dna n. 'B u sohbec ^

npoadık.’

‘Admfl sen nc yapcğtm— *

Danidk oturma odasının g ihşind c durup k a n ı s ı n c a , p.

âp ja aa ı r n inezkeu. Christian bala k anep ede ydi ama Ads.

an »t Ussa :er kindeki Joe’nun başında d u r u y o r d u .

'Neier oluyor?* dive sordu Danieiia.

.Adnan ger; çekıiip yüzünde kadınlan etkileye n gu. zue

mekrinrffft biriyse annesine bakn. “Bu adam seni gönr.rri

gelmiş anne. Ser. gdene kadar onunla bekleyeceğimizi »;•*

«Us Şimdi dışan akıyoruz..'Darueîla ö r c e oğluna sonra Joe’va bakr ı . Durur :dır .

boşlanmamıştı vc curası karışmıştı. Lissa da dışa:, c>ın.s

kmnına şaşırdı ama Adnan a uydu. Chr ist ian da sesin : çı-

karmadı.

^ ssa* Adnan gibi gülense Jo en un kafası ka rış m ıştı . A d n an 'ı n so n ko rn o

j p f n ) ! . k a p u n s u y a * . u m a s s a e ıv asr _& rrw

iX1l ^ b d e u e u e m u ş m .

^ p i 3 a ı ı * ® , n . Dardeüaya bir şey söyierr . t fasatı•u<S '*’■ ı ----- J n z4»«an rz<~\ “ R. As >'

•— r ja îs â » » * 7* — *■“*’ ~ 7— a a i ijss>%< . ^jV^sından dışan ok u. 'Bu ra neve.:' drç

^ r . der . ç tkzıkbn nda . Lis sa nın âıkûtûc û r r r^ .

^ 0 ' İ50^ ‘ w * DUn s oy ie dıid erici m i k a s te s ^ a e c n in

değdik.’ dedi Adn an, yüzünde ka an ü. bir &ds

^ Ar^göfcmsexni>x)rûu. ‘M ikhail le koeuşrrabyu.*

*RiX5C.’p iairri m a ses i nazikti, yeniden amiaya d ö a c i r

3STİC1'cin yüzümdeki i&deyi am dığ: .e neeye ğ^ pan

f j j & ç belliydi.•Diğer orana her şey yolunda nur’ diye sordu. Diğer a

.1: leşken. arsako l t u ğ u d eğd sa r a y ı ka sc em ğm : b il iyo rd u m .

3aym salladım, gerçi her şey yolunda _a£ şana : - .

•^ânûidûğünde doğru ôçm ıyorcu. Gördâkkrim r.e

sdhonSu? Yalana şahitliğin irirah. Aleyhime dan cedilerin

:a hsmımn yalan olabileceğinin kabu.lL b e mim Adrian .

s o n sa k ıçm yalan söylemesi um rum ca değikiL .Adrian' m

Tannan ın d nayeriyie b ir ilgm yoktu, öz gü r nlrm c beni

* nuriu ederdi. Ama ya diğer kısın*.: Sımm**: r : Moroibm

j°cyz p ın \enp bina ya g iriş çık ış saatlerim le .an ., yalar, söv

ve cinayetin ^şlend.£: sıraca şahitsiz sjL.mama vo’

^ hiç hoş değildi.Ba hi^ûun ne anlama gddiğın. daha tam mmmamıştnn

^ “ - -V -t . .1



T

ğın

•. i tti r ip içinde bulunduğumu, c,

^ İ . ^ bi n' 3 Ç m ’ 5 b İr?C y'Crİ ko"N

ftneereden baktım . A rab an ,n farlar ,nı||

? £ * bir bcn2in is<asyonunu gör cbiliy »' dUn,d " dedi Dimitri.

'£ * *» * * * « r r istasT u; ,î,nda bir *>•Z “Burasıyl* layaslandı|,nda, son k a sa b am * New Y„rk

^Sydney bilgisayarın, kapat tı. Arka koltuğa uzatıp motelde

İnken almayı unutmadığı sırt çantalarının yanına koydu.

Arabayı park ettiği yerden çık ardı. O to y ol uzakta değildi vc 0utıh dönmesini bekliyordum. Ama Sydney benzin istasyo-

nunu geçip karanlığa daldı. So n g itt iğ im iz kasaba gibi burası

da dağlar vc ormanlarla çevriliydi. Bi r s üre kaplumbağa hızıyla

ilerledik, derken Sydney ormanın içinde kaybolan tali yolu

buldu. Sadece bir arabanın geçe bilec eği kadar genişti . Ama za

ten buralarda başka araba olduğunu düşünmüyordu. Yüzünü

göremesem dc Sydney’in gergin olduğu belliydi.

Dakikalar, saatler gibi gelirken dar yol pislikle dolu bir ala-

na açıldı. Orada eski görünüşlü başka araçlar da vardı. Oto-

park obrık kullanmak için garip bir yerdi, etrafta ağaçlardan

bjç b bir çey yoktu. Sydney motoru durdu rdu.

‘ Kamp alanında mıyız?" diye so rdum .

Sydney yanıt vermek yerine Dimitri’ye baktı. “Söyledikleribdar iyi muin? 7 7

“Efendim?” diye sordu şaşıran Dimitri.

126

ekte. H erkes nc ka dar tehl ikel i o lduğundan bah

D Ö v u ş ^ p 0 gru m u? O kadar iyi misin?”

<cd»P UrÜÎ*L le bir dü şün dü , “O ldu kça iyiyim.”

Dif p a t t ı m . “ Ç o k iy idir."

^ Sn ^ o kadar ı yeter ti d ir , " d i yen Sydney kapı ko l una‘•Umarınrî

aZanJl de kap ıc ı açt ım . “B en i so rm ayacak m ıs ın?”

• tehl ike l i o l duğ unu zaten b i li yo rum , ” dedi . “SeniSenm teni»»

üşürken gördümdövûşüfKc 5--------

Bu i l ti fat, ormanın ortasındaki otoparkı geçtiğimiz sırada

hiç içimi rah atla tm adı. “ N e d e n d u r d u k ? ”

‘' Ç ü n k ü y o l u n kalanını y ü r ü m e m i z g e r e k i y o r ."

Feneri yakıp etrafı ay d ınla ttı. Ağaçların arasında bir pa

t,ka vardı. Da rd ı ve g özd en kaçırması kolaydı çünkü her

iarafı uzun otlarla kaplıydı. “O taraftan. " Pat ikaya doğru

ilerledi.“Bekle," dedi D im itr i . K ızın ö nü ne geç ti , ben dc arka-

yı aldım. Klasik gardiyan poz isyon uyd u. Bir M oroi’u korur

gibi etrafını sarmıştık. Lissa’yla ilgili düşüncelerim uçup gitti.

Dikkatimi karşımda ki du ru m a verd im , bütün duyularım teh-

likede olduğumu zu sö ylü yo rdu . D im itr i de aynı havadaydı,

ikimiz de kazık larım ızı çe km işt ik .

Nereye gidiyoruz?” diy e sord um p a t i k a d a k i k ö k l e r e v e de-

l e r e t a kı lı p d ü ş m e m e k i ç i n d i k k a t l i a d ı m l a r a t a r k e n . D a l l a r

âllarımı çiziyordu .

Sizi yetkili lere teslim etm ey ece kle rini garan ti edebilece

WkîsÜlt*rttt VüIMnn M A m A l o..cî Ui/ H eP İİd İ.

127



sormak ÜKrcykcn par'*'*, io lu}»» karanl ığa alışuğ,

^ a n l^ ^ f L r l r k o a yakalanm .jbrdr

S > b i r v ü c u d a r U d° ' US * * * * İ r m e ,« * * kabu ğu m dahiöe™01vt " ‘ ^ li olduğunu g°r “ m-uyjın vamprd0 ' ”

9Njeysc ki karşım ızdakiler M oroi yüzleriydi.

Bu durum, kazığım ı kald ırıp Sydney’e yaklaşmama e:

olmadı. K imse bize saldırm adığı için pozisyonumu korud

- gerçi bir önem i yokeu. Gözlerim ışığa iyice alıştığında eı

onkişi taral ından etrafım ızın sarıldığını gördüm. Sydney’e

dövüştüğümüzü söylem iştik ve doğruydu. D im itri’yle birli

büyük ih t imal le bö yle b ir grubu a ltedebilirdik ama ormar

savaşmak çok risk liyd i. A yrıca grubun tamamen M oroi’larcoluşmadığını an lam ıştım . Yakınım ızda olanlar Moroi’du a

etraflarında da m pir lcr de vardı. Ve fenerlerden veya meşalci.

dengeldiğini düşündüğüm ışık , aslında M oroi’lardan birindindeki alev topundan geliyordu.

Moroi iardan b i r i ö n e çıktı, .Abc’in yaşlarında kahveren

^ bir idam dı, e l in d e g ü m ü ş b ir kazık tutuyordu. Benın

kyle kıyaslandığında k a z ı ğ ı n ı n çok u y d u r u k bir işçilik ürün

°Û ânad ikkat ettim. A m a o d a benimki kadar öîümcüldi

»29



l tısları Dimitri’ylo benim üzerimde dol^,,

Adr : n, Gürler i Sydney'e kaydı . Ve aniden k . ra doğr>

D im it ri v e b en o n u d u r d u r m a k i ç i n h a r e k e *

‘ ' T * eller u zan.p bizi d u r du r du . D ö v ü ş e b il ,, ,, ., ;

Sydney “Durun!" deyince donup kaldım. Sakal l , M o * ,^

J I i tuttu ve ya nag m, görm e ıç ın b a ş .n , çev ird i.

alnn rengi dövmeye baka. Ard ınd an k ız, b ırak ıp gen , ;, , ,“ L e y l a k kız,” diye homurdand,.

Diğerleri bu söz üzerine belli belirsiz r a h a t l a d ı l a r ar5lkazıklannı indirmediler. Kışkırtırsak saldır,ya geçe. ,.. .

belliydi. Moroi lider dik kat ini S yd ne y'd en , D im itri vc bara

kaydırdı.

“Bize bulm aya mı geldiniz?” diye sord u.

“Sığınacak bir yere ihtiyacımız var/’ dedi Sydney, hafifçe

boğazına dokundu. “Lekelenmiş olanlar, onların peşinde."

Elinde alev topu tutan kad ın, du ru m da n şüp hele ndi. “Asıl-

sa lekelenmiş olanların casusuna b en ziy ors un uz .”

“Lekeli kraliçe öldü,” dedi Sydne y. Ba na ba kıp b a ş ı n ı salla-

dı. “Onun yaptığını düşünüyorlar.”

Meraklı tarafım bir sürü soru so rm ak istiy ord u ama onususturdum, durumun garipliği düşünülecek olursa her şeyi

Sydney in çilerine bırakmak daha ak ıllıc ay dı . N e söylediğini

sö , (T W *'e 'ce'en mi5 o la n la rın peşimizde olduğunu

tüm k man k'r gruP Strigoi’dan ba hs ettiğ ini düşünmüş

dim. Am S° nra 1Ualll'e dedigl için a m lc ° 'cada r em i"

a e'Jmemişü0IGb'yCİ b'rkatl1 olduğu mu söylem esi de a k ı l l ı verengi sakal beni teslim ed ip ö dü l parasu"

Jm ay » hev es le neb il ,td ı. G iy si le rind en anlad ığı m ka da r,y İ,

paraya ihtiyacı vardt.

Ş a ş k ı n l ı k l a , Syd ney m sözlerinin adam , gülümsettiğini gör

düm. “Dem ek bir zorba daha dünyadan göçtü. Yeni bit tane

seçildi mi?"“Hayır,” dedi S ydney. “Yakın da seçim yapılacak vc yeni hü-

kümdar seçilecek.”

Seçim lafım duyduklar, anda gruptakilerin gülümsemeleri-

nin yerini küçümseme ve onaylamayan mırıltılar aldı. Kendi

n ı e engel olam adım .

“ Başka nasıl yeni b ir kral veya kraliçe seçilebilir?"

“Gerçek yolla,” dedi yakınımdaki bir dampir. “Uzun za-

man önce kullanılan yön tem le , ölümün e dövüşle. "

Espri yaptığını gösterecek bir kahkaha atmasını bekledim

ama adam ciddiydi. Sydney'e bizi neye bulaştırdığını sormak

istedim ama şimdilik testi geçmiş görünüyorduk. Grubun

lideri dönüp patikada ilerlemeye başladı. Grup da peşinden

gitti vc bizi de beraberinde görürdü. Konuşmaları dinlerken

kaşlarımı çatmaktan kendimi alamadım. Hayatımız tehlikede

olduğu i ç in değil, aksanları ilginç gelmişti. Oteldeki resepsi

yonistin koyu b i r güneyli aksam vardı, ülkenin bu tarafında

rastlamayı bekleyeceğiniz şekilde konuşuyordu. Ecrafımızda

kilcr ise kelimeleri farklı telaffuz ediyordu. Neredeyse D ımit

r i ninkini andıran bir aksanları vardı.

O kadar gergindim ki ne kadar yürüdüğümüze konsantre

olamadım. Sonunda iyi saklanmış bir kamp alanına ulaştık.

Ortada kamp ateşi yanıyordu vc etrafında insanlar vardı. Bir



h o r m a n a y a y t lm ı ? y * f ' ' * r ° l d u 6u n u g ö r ^ i l i y 0 rd

L 2 b ir yol d a v ard .. O n u n sayes in d e k a r ş ı m , ^ •

İl b a y a olmasa bile köye benzcm ıştı. B ina lar ufek vc ^

£ u ama urun süredir iç lerinde yaşandığı be l hydı. Attf in . .

fer taralındaki arazi, dağlarla sona e ny ord u. Alevlerin

âğında dağın kaba tadardan ve s.k ağaçlardan oluşan Zor!;j

dokusunu seçebiliyordum.

Dikkatimi dağlardan ayırıp canlılara çevirdim. Ateş in etra-

fina roplanan kalabalık bir düzine insan bizi g ö r ü n c e sessiz-

leşti. Başlangıçta tek gördüğüm, kaç kişi olduklarıydı. İçjm_

deki savaşçı, düşmanı sayacak saldın planı yapıyordu. Sonra

yüzleri seçmeye başladım. M oro i ve da m pir ler . V e -keşfetti

ğimde şok geçirecektim insanlar.

Üstelik yem olarak orada değillerdi. En azın da n b e n i m b il -

diğim ycminsanlara ben zem iyorlard ı. K ar an lık ta b i l e i n s a n -

ların boyunlarındaki ısırık izlerini gö reb iliy ord um a m a y ü z le -

rindeki meraklı ifadelerden, düzenli olarak kan v e r m e d i k l e r i

anlaşılıyordu. Kafaları bulan ık değild i, uç m u yo rla rd ı. M o r o i

ve dampirlerc karışmış oturuyor, duruyor, sohbet e d i y o r ,

arılarında hiçbir (ark yokmuş gibi dav ranıy orlard ı. H e p s i n i naynı toplumun parçalat, olduğu belliydi. Bu insanların da

i f e î ! r a r ° ' U P 0 İm a dl ğm ı m er ak e« ™ . B e l k i t ü r ü m l e İŞiiifkılerı vardı.

x x £ T b a î l a d ' ğ m d a S y d n 0 ' C

^Koruyucular," dedi dçak sesle.

Koruyucular m,? Bunun anlamı ne?"

132

* üedi sakall ı M oro i , “senin insanlarının aksine

^ ^ n c k l c r i k o r u y o r u z , t a ki p ed i lm e s i g er ek en y o lu tabizjer 6 C

>ruzkip e<İl)f0rrTllŞ giysiler içindeki koruyucuları ve çıplak ayakla

koşturan pislik iç indeki çocuklarını süzdüm. Mede

ortalıkt3 ^ uzakta olduğu mu zu düşündüm, ateşin etra

niyctten n a her yer karanlıktı, iddiaya girerim ki elektrikleri

^ $ayl Az. kalsın, insan nasıl böyle yalayabilir, diyecektim. Ar

y° kcU’ j ^ ^ d a k i l e n n ö l ü m ü n e d ö vü ş lerd en n e kad ar d oğal

j ın dan b a h se tt iğ in i h at ır la y ıp gö rü şler im i kend im e

bir şeymiş gmka r a r v er d i m .

“Neden buradalar Raymond?” diye sordu ateşin ba

, CoW ran k ad ın. İn san dı am a sakallı Moroi’ la , eşiuyle

k o n u şu y o rd u , t a t o k U j b

M o c o ı U ı U k o n u l u * k il d t d . » T —

p o ! u b y a p o ğ ı f b “ k o " u f ' " *

* Z 1 “ t » * ' H r u “ “ " 'lcrini öldürdükleri için o n l a r ı n p eş in d e .

B e n b u s ö z ü d ü z e l t e m e d e n Sydney'den sen btr dirsek ye-

d i m . D i ş l e r i m i s ı k ı p k e n d i m i haz ı r lay arak bana saldırmalarımbekledim. O ys a etra f tak i ler bana hayranl ık ve saygı) a a

ya başlam ıştı . , A,ve açıkladı Raym ond"On lara s ığın m a şansı tanıyacağız , , , .

d i ğ e r l e r i n e . B i z i i ş a r e t e t t i . K a t i l o ld u ğu m u z u u ş u ug

m i b iz i o n a y l ı y o r d u y o k s a g ö r d ü ğ ü i l g i h o ş u n a S > « > g >

. i v4,r,, “E lb et te ister sen izg ö s t e r i y i s ü r d ü r ü y o r d u e m i n o l a m a d ı

133



var.

b nlıp y ^ b ilirs' n ' 7' M iğ ar aU rd a * * *

~ r’ , Alc?in arkasındaki karanlık deliklere ha}.

J İ E Î p n İ * » d a f . do ğru g id i? g ö zd en ka y h0 |du klj

“ “ “ t f ışırî en s * s .R a^ o nd ’a karplrk verdi ‘ B üyük « e s a d e c e. .." D ,

S , planlanm am ne k ad ar k anşug , düşü nülürse ş ^ rtlC;

fcğildi, birkaç gün kalm ama gerek ecek.

•Ailemle kılabilirsiniz," dedi Raymond. Sen bile . S o n

öıû Sydney'e söylemişti ve sesi büyük bir iyilik yapıyormuş

;ibi çıkmıştı.

Teşekkürler," dedi Sydney. “Geceyi evinde geçirm ek bizi

auduedct’ Ev kelimesini benim için vurguladığını hissett im,

olıın kenınndakı ahşap yapıların da lük s bi r h a v a s ı yokru

ma onlan mağaralara tercih edeceğim k es indi .

Köy ya da topluluk ya da her neyse, g et i rdiğ im iz haber

•r yüzünden heyecan içindeydi. Bizi soru y a ğ m u r u n a tın-

ılar. Adlanma gibi sıradan detaylarla baş ladı la r ama sonra

ariana yı nasıl öldürdüğümle ilgili detaylara geçti ler.

Sorulan vamrlamaktan, Raymond'ın a2 ö n c e k o n u ş t u ğ u

idin sayesinde kurtuldum. “Yeter," diy erek ötekileri kovala

L ^ oluy°r’ cnünim misafirlerimiz açtır .”

çlıktan ölüyordum ama porsuk buğulam a ya da bu ralarda

ilmi ^ ^ nC ^0r^ rsa onu yiyecek kadar a ç mtvdım

S r V J * M M * n i j . i l , , , ' . t a ,

,n a ı a ı g „n b i ıi m l * k o n u f i b i l e c e k k t i n i "

k ( j j ğ e f l o r i n i uzaklaşt ırdı . Etrafa b a k t ı ğ ı m d a g ö k y ü z ü n

m 0 r l u k s a y e s i n d e d o ğ u n u n h a n g i y ö n d e o l d u ğ u n u

<icki G ü o d o ğ u m u . G e l e n e k s e l y ö n t e m l e r e b a ğ l ı k a l a n

W t t o r o İ g r u b u n u n g e c e s a a t i y l e h a t e k e ı e t t i ğ i k e s i n d i , y a n i

b “ ı a r o a n l a r ı n a b i r k a ç s a a t k a l m ı ş o l m a l ı y d ı .

Â dının S»1311 o ldu İ unu U din , kendisin i takip

i z i i s t e d i . R a y m o n d seslenerek birazdan yanımıza ge

Ctn' ni açıUa^1 Y ü r ü d ü ğ ü m ü z sırada etrafın, yıkık dökük

cvUrine gİUI,cktc o k n k i î i l e rl c d o l u b u ğ u n u g ö rd üm . S ar ah ,

Sydney'e baktı.‘ B i ze b i r şey ge t i rd i n m ı ."Hay ıf” dedi Syd ney. “O nla ra eş l ik etmek iç in buradayım."

Sarah haya lkın kl ığına uğram ış g öründ ü am a başım sa lladı.

“Önemli bir görev.”Sydney kaşlar ın ı ça t t ı v e d aha da hu zursuz o lmuş göründü.

i n s a n l a r ı m s i ze b i r şey l er ge t i r e l i n e k a d a r oldu?"

“Birkaç ay,” de di Sar ah şöy le bir düşünd ükten soc ıra.

Bu söz üzer ine Sydney’ in şuran ası ldı ama başka bir şev

söylemedi.Sarah biz i daha büyükçe ve diğer ler inden daha hoş görü-

nen bir eve a ldı . İ ç i d e d ış ı g ibi sadey di . Evin yapım ında kul la -

nı lan tahca lar boy an m am ışt ı . Z if ir i k aranl ık o idugundan faz ıa

bir şey gö r em i yo r d u k , S a r a h ’ m n esk i m o d a ten erleri yakma-

sını b ek led ik . T a h m i n i m d e h a k l ı ç ı km ı ş t ı m , t i ek t r i k yo ktu .

Kanalizasyon tesis atı o l u p o l m a d ı ğ ı m m e r a k et ti m .

Zemin ka l ı n a h şa p t a n d ı v e p a r l a k d esen l i h a l ı l a r l a kaplıydı.

Mutfak, oturma o d a s ı v c y e m e k o d a s ı k a r ı ş ım ı b i r odaday dık .

135

134



m i n e v a r d ı , b i r k e n a r a t a h r a m * a v < . .o m d a büyük b . Mo D . . er a n f a k o lt uk v c h n ( p t ^

trn ıld er ^''4? üm min derler vardı. Ratla r kurütlü_

fcuihmldığ'"1«« » vc iyc hoş bir kok u yay ıyorlar * . ^

mU? o d » * do . Sa rîh kap ılarda n bir ini rşarcr CUl

t a r d r a üç kap1S ° • b ili rs in iz ." d ed i.

mKalT I r”'ded im, oysa odanın nasıl o l d u ğ u n u g 6 r .

‘ ^ H e v e s l i d eğ il di m. M O TE L ’ İ ş i m d i d en öd em, ,.

mC CSarah nın yüzünü in celedim . R ay m on d 'ın y a ş l a r ı n *

T ' I vdı dizine kadar gelen sade mavi b ir e lbise giym işti. S a r ,

Î j İ e s i n d e t op la nm ı şa . Gö z ü m e b ü t ü n i n sa n la r g i bi iusa

göründü. "Raymond’ın kahyası mıs tn? diy e sordu rm O n a

verebildiğim tek tol buydu. Boynunda bir .kı ısırık v a r d , a m a

beslenmek için kullanılmadığı belliydi. En azından düzeni,

olarak. Belki buralarda yemler aynı z am an da hiz m etk ar o l a r a k

da kullanılıyordu.

Kadın gülümsedi. “Ben onun eşiyim.”

Bütün otokoncrolümü kullanmam a kar şın, H aa demek-

ten kendimi alamadım.

Sydney gözlerini üzerime diktiğinde beni uyardığı açıktı:

Bojver. Çenemi kapayıp başımı sallayarak ona durumu anla-

dığımı belli ettim .

Ama anlamamıştım. Dam pirler ve M or oi lar biraraya ge-

lebilirdi. Dampirlcr buna mecburdu. Daha kalıcı ilişkiler ise.

skandala yol açmakla beraber im kans ız de ğild i.

Ama Moroi vc insanlar? Bu, aklımın alabileceğinin ötesin-

deydi. O iki ırk, yüzyıllardır biraraya ge lm em işti . U zun yıllat

136

rleri yaratm ış l ard ı . Am a dünya m o dernl eşt i kçe

örxcc ^ ^ s a n l a r d a n u z a k la ş m ı şt ı. E n az ın d an bu ik i g ru p,

Ntero‘ lat' sam imi olm ak tan vazgeçm işlerdi . Hep imiz insan

b«rl>»r l c r l ^ 3 yaş,yorduk. M oro i ’ lar ve dam pirlcr dış dünyada

Ur ^ j 1 E r l i k t e çalışıyor, insan mahal lelerinde ev al ıyor ve

ins*nlar a ,jar gib i gizl i topluluklarla garip anlaşmalar

V c elbette bir M o ro i , i nsanl ardan bes l enird i ası l

buyj u> Bir insanı yakınınızda ancak yem eği ni z o l

m ■tu tar d ın ız A ranız dak i i l işk i n i n turu buydu. İnsanlar

maS‘ l<j \ bu ba si t . İy i ba kı l a n, i y i dav ranı l an y iyecekler .

’ „ m r P İ v l e arkadaş o l m azd ı . D am pi r l e se* .ışen b i ram a k im s e y c n « e /

i? Açık saç ık bir eğ lence. D am pi r l e sev işen ve kanını i çen

\ioroı. ^ ^ k ü ç ü k d ü ş ü r ü c ü . İ n sa n la s ev iş en b i r M o ro i?

K a n i n i z i n i ç m e s i n a n l a ş ı l m a s ı i m k a n s ı z b ir d u ru m .

Beni şok eden veya haz ır l ıksız yakalayan çok az şey vardır .

|, ro m anti zm e geldiğinde özgürlükçü o lduğum söyleneb. l ir

un» bi t insanın M or oi ’ la ev lenm esi f ikr i bi le sarsı lmam» yol

açmışa . İnsanın besleyic i lerden o lup o lmaması veya Sydney

gibi böyle şeylerin üzerindeki bir gruptan gelip gelmemesi

durumu değişt irme zdi . İnsa nlar ve M oro i biraraya gelmezdi,

tikel ve yanl ıştı , a r t ık k ab ul ed i lm ey en bir d urum du. E n az ın

dan benim geldiğim yerde.

"Senin insanlarının aksine b i z U r gel en ek le ri koruy oru z, takip

(dilmesi gereken yolu ta ki p ediyo ruz .

İş in ko m i k t a r a f ı b en b u n u n e k a d a r ko r ku n ç b u l u rsa m

bulayım, S yd n ey d a h a d a b e r b a t o l d u ğu n u d ü şü n ü yo r o l m a

bydı. Ama neyle k a r ş ı l a ş a c a ğ ı n a h a z ı r l ı k l ı o l d u ğu i ç i n h er



kj v e r ^ c / i t» >arm '5' • Kik,K>ngi W> ,ep|k‘l ' D im it r. m n d c h .s le n m , pıy|

duyguUnm sakl am akta b e n d e nbiliyordum ama

b a ^n lı y d ' M ı d a l d ı ğ ı m r ü y a d a n u y a n d ı , , );

Kapıdan g d « 8“ dcg,|di. O m uz ların da sekiz yaj.

Raymond gelmU" ^ da aynl yaylarda bir Mor,,, !

* * ®i ren h0? M o ro i ka( i ın ' y irmı!lbi eörünüyordu. Onun da arkasında benden

’ İ Û I b t M büyük o la bi le ce k h oş b i r d a m p ir g en ç vard,.

“ £ £ £ . » „ „ * O . I . I . . « «

Moro, kadının adı Paulette'ti. A n lıd a n hep si bu rad a yayıyordu

ama aralannda ne riir bir ilişki o l d u ğ u n u ç ö z em ed i m . B en ™

yaylarımdaki genç, Raymond ve Sarah'nın oğlu Joshua'ydı.

Hepimize özellikle Sydney'e ve bana gül üm süyo rdu.

Gözleri Ozeralar'ınki gibi krisul mavisiydi. Ama Christian m

lilesindekilerin saçları koyuyken. Jo sh ııa m nk ilc r a l ı n ı rengiy-

di. Çekici bir bileşim olduğunu it ira f et m el iy im am a beyni-

min şok geçiren kısmı bana onun insanmoroi birleşmesinden

doğduğunu hatırlattı, benim gibi dampirmoroi birleşimin-den gelmiyordu. Sonuç aynıydı ama araçlar bi r g arip ti.

Onları senin odana yerleştiriyorum." dedi Saralı.

Paulette e. Kalanlarımın daireyi pay laşab ilir.”

Kalanlarımın derken Paulette, Jo sh u a . M o ll y ve P h il l' i kas -

tettiğini anlamak birkaç saniyemi aldı. Yukarı baktığımda bir

tur asma kar olduğunu gördüm ama dört kişinin sığabileceğikadar büyük değildi.

S i z i f^ e s tz e tm e k i s t e m e y i z dedi benimlelifin* Dimim. Bütün bu macera boyunca *** isini korumuşru. “Burada da yatabiliriz* P Cncr*

1 Şişelenmeyin:d ed i Jo sh ua bana g ü l ü n ç . . .

i ç i nso ^ 0 ^ 1 ' A n ^ c l ı n e d c a j d l r t n a z .n B lz ,r r)

"Kimi* d»yc so r d u m .■■Kukardeşim." N e düşüneceğimi bilemedim r

oisandiye beşi birden o ufac.k yere sıkışacakt, T 'u ‘"

dediSydney. “Bu iyiliğiniz i ç i n minnettara U ,, " *

mayacağız.” Vampir dünyasından h oşlan m am alar,"^ '' Ubuzluksa, simya cılar diled ikleri zam an ço k nazik ve e d ^

“Ne şanssızlık,” d ed i Josh u a.

“Flört etmeyi k e s J o s h . ” d e d i S a r a h . “Üçüm

önce bir şeyler yem ek ister misiniz? Y i yec ek b i r Xi" m i d a n

dm. B i z P au l e tt e ’i n ekm eği y l e daha ö n c e b i r şey^r yem

^'dadığ, tcr a" ^ 51' rU ckm ck P'?irmi}ti. Sarah'nın

,nd,'< n e m i « i z in *^ b i r c k m e S ' ™ d c m , z cOda Sı. Vla dim ir’dck i odamla1 T’V.| ■ x . . ,1 ^ m ı v l r

139



örtülmüştü ama havalar sıcak olduğundan ayJardjr .

kullanılmadığı belliydi. Bek l enm ed ik ö lçü d e l e z ^ ' %

ekmeği yerken elim i örtünün üzerinde dolaştırd ım . ' ‘ JBana Rusya'da gördüğüm desenleri ha t ı r l a t ıyo r d

Dimitri dc desen i incele di. “Benziyor a m a a y n ı dc ,j ^

“Kültürün evrimi," dedi Sydneyr. Yorgundu, ama de

meleten vazgeçecek kadar değil. “Klasik Rus desenleri **

la dpik Amerikan desenleriyle k ar ı ş ıp bu na benze ■

oluşturmuş.’' ' e 'Her

Vay be.

“öğrendiğime sevindim.” A ile, od am ıza g ird iğ imİ2lJ

yalnız bırakmıştı. Kapıyı süzdüm. D ışar ıda n ge len J 1

bakılırsa bizi duyamayacak kadar m eşg uld üle r, yin e

« I e k o nu ştu m. “B u in sa nl ar ın k i m o l d u ğ u n u a p l d a y İ

mısırı?”

Svdncf omuz silkti. “Koruyucular.

“Evet, o kadarını anladım. Biz d e lek eli o lan larız . S t r i g o i ’ l a

ra yakışan bir isimmiş gibi geliyor.”

“Hayır." Sydney ahşap duvara yaslandı. “ S c r i g o i , k a y ı p

olanlar. Sizlcr, lekelisiniz çünkü modern dünyaya k a r ı ş ı p k e n -di saçma sapan geleneklerinizi geride bıraktınız.”

Hey, diye itiraz ettim. “Mağa ralar da yaşa ya n b i z d e ğ i li z

Eğer sana kendini iyi hissettirecekse,” dedi S y d n e y , s >'

zin yaşayışınızın daha iyi olduğunu dü şü nü yo ru m . İnsanların

■ampirlere karıştığım gö rm ek ..." K or uy uc ula rın karş ıs ınca

sergilediği profesyonel vc tepkisiz yüz ifadesi ortadan kaybol

u?. uysuz hali geri gelmişti. “İğren ç. Ü ze rin e alın m a."

140

d im " dcdim haflfçe ürpererek. “İnan banahissediyorum. Böyle yaşadıklarına.. . Böyle

»!"" Edikler ine inanam ıyorum .”

f p P 1 p ay laşn ğım ız için m em nu n olm uş gibiydi.

A>'n,_ . hend i üyele riyle birarada olmasını tercih ederim.

£ lb *tc / J j

“ElbcL^ı nl ycre çevir di. “E lbe tte sizink iler de insanlarla cv

- o bile ’ yİnC insanlarla Kinde İnsanlcn,y0 âl şeh irlerde yaşıy orsun uz. Buradakilerse insanlara

lann Y2 ?0 * *

^ ^ ' ^ ü i z d en s i m ya c ı l a r b u gr u b u t e rc i h edi yo r, " d iye ta h

•• “rcü Dim itri. “G ru bu n ge leneklerini onaylamasanız

I ^nran toplum und an uzak o lm alar ı işin ize gel iyor. "

S y d n e y b a ş ı n ı s a l l a d ı . “N e k adar vampir kendi başına or-

a n d a k a l ı r s a o k a d a r i y i . H ay at tarzları ç ılgınca olsa bile. Bu

“ p s a d e c e k e n d i y l e i lgileniyor ve başka kimseyle muhattap

o l m u y o r . ”“Ama gelenler i uzak tu tm ak iç in düşm anca yöntemler kul-

landıkları belli .” diy e h atır latt ım . Savaşçı bir g rup tarafından

karşı lanmışt ık ve Sydney o tür bir karşı lamaya tenl ikl iydi .

Gruptaki herkes de gerek irse b iz im le dövüşmeye haz ırdı. M o-

roi, dampir veya ins an o lm alar ı b ir şey değiştirmiyordu .

“Umarım fazla v a h ş i yö n t em l er ku ll a n m ı yo rl a rd ı r , d em ek

lc yerindi Sydney.“Geçmene izin verdi ler , " dedi D im itri. “Simyacıları biliyor

141



mb*>y*tai'ma bu:” ded‘ sr lncy-"Bu'.Un“ n İ Kir m a l i m e g e ti ri ri z h er ke s ı çln yi ^

gruplara arada b Q ^ a rs ız lığ ı duydum _U r irin ilaÇ*

'üjr^

Yi ne SC5JHU» v . . « . — «.•»51 uuydum. V

wnlir ' 1” çj îh haklıysa o a m a n simyacıların gel ^

" S t î U p * * n .o n u r a h a d a c a c a k ı ı m ki kurduğu cümledeki b , r d e t a y d i ^

■erkd “ B e k l e bir dakika. Bunlar g i b i g r u p l a r d e d i n . ü ,

T bunlardan kaç ranc var?” D im itr i ’ye döndü m . “S im y ^

eibi bir şeyden bahsetmiyoruz, değ il m ı? B ir kıs m ın ız, n lUOtIl

var ama geri kalan bizlerin bir şey bilmediği durun. lardan

değil, öyle mi?"

Dimitri başını iki yana salladı. Be n de en az senin kadar

şaşkınım.”

“Liderleriniz büyük ihtimalle koruyuculardan haberdar-

dır," dedi Sydney. “Ama detayları vc grupların yerlerini bik

mczler. Bu adamlar iyi saklanır ve çabucak yer değiştirebilir.

Sizin halkınızdan inak dururlar. Sizden hoşlanmıyorlar."

Sıkıntıyla iç çektim. “Bu yüzden bizi ele v e r m e y e c e k l e r .

Bu yüzden Tadana’yı öldü rmü ş ol m am i h c i m a l i onlar ,

heyecanlandırdı. Herkese beni katil olarak t a n ı t t ı ğ ı n içinteşekkürler."

Sydney’in hiç özür diley en b i r h a v a s ı yoktu. uK a t i l o l d u ğ u -

nu düşünmeleri, bizi koruma larını sağ ladı. K ala ca k bir yerimiz

u Esnedi. Yorgunluktan ö l ü y o r u m . K im sen in çılgınca

P a t ı n ı dinleyecek halim yok. Şim di b i r a z u y u y a c a ğ ı m . ’ '

142

o l d u ğ u n u biliyordum ama ancak o zaman ne kadar

V<>rgÜ|duğunU an lad ,m Sydn cy bhtim &ibl değildi. Bizimyor£un ° a ihtiy acım ız vardır am a gerekirse uykusuzluğa kat

. o y s a Sydney bütün gece ayaktaydı ve a lışk ın o l

U n a h ^ y a pm a y a z or la n m ı ş t ı . O r a c ık t a , du va ra ya sla nm ış

mad# 15 hi hrm i ş gibi görünüyordu. Dimitri ’ye döndüm.

^ 2 5 * ^ÖrdÜmla mı nöbet tutacağız?" diye sordum. İkimizin de,

kati l i kahramanlar olsak bi le böyle bir grubun içinde

krJİlÇ° asız kalmam am ız ge rektiğin i bi l iyordum .

^ Basıy l a o nayl adı . “İ lk ö n c e se n ve s o n r a

u , sonuna kad ar açıld ı. D im itri ve ben aynı anda aya

f Udık Kap ıda dur an d am pir kız öfkeyle bize bakıyordu.

^ d n birkaç yaş küçüktü, arkadaşım J il l M astr a n ö n u n yaş-

ındaydı J iU, S t . V l a d i m i r ’d e n , M o ro i dö v üşçüsü o lm ak i s-

en öğrenciydi . Bu k ız ın duruşundan da dövüşmeyi istediği

Taşıl ıyordu. D a m p i r l e r e özgü güçlü ve düzgün bir kas yapı

ima sahipti, her a n h e p i m i z e saldırabi l irmiş gibi duruyordu.

Beline gelen saçları altın ışıltılı hır kahv erengi ydi . Jo shua 'nın

kiylc aynı mavi gözleri vardı.

" D e m e k o d a m a e l k o y a n b ü y ü k k a h r a m a n l a r sizsinız.

dedi.

“Ang eline?" diye t a h m i n yü rüttü m Jo s hua nın söyl ed ik l eri -

ni hatırlayarak.

G ö zler ini k ıs t ı , k i m o l d u ğ u n u b i l m e m d e n h o ş la n m a m ı ş t ı.

"Ev ce" G ö zü nü dah i k ı r p m a d a n be ni i nce l ed i v e gö rdükl er in-

den hoşlanmadı. Bakımları D i m i c r i ’y e kaydı . K ız ın yum uşam a

143



, j „ „ibi Dimirri’nin yalaşıklılığ.na yeıli|

J * * hayır. Kız D im irri 'y i dc fü p h eci goa|er,^Jdedım A m* W ^ ^ ^►eıucuı.*—

d ü . A r d ı n d a n bana d o n d u ."Aldatılanların tek kelime sine bile ın an m .yo rü In;

Çok vumufaksın. Çok süslüsün/’

Südü mü? Koncana bakın! Savaş izleriyle dolu kot

ve tişörtüm içinde kendimi ne yumuşak nc süslü hissedip

dum ama kıza baktığım zaman bu tav rının anlaşılabilir o l ^ğunu düşündüm. Giysileri temizdi ama uzun zamandır avn

kotu giydiği anlaşılıyordu, diz yerler i y ıpr an m ıştı. Üzerind^

sade bir tişört vardı, elde dikildiği belliydi. Belki onunla ki

yaslandığımda süslü olduğum söylenebilirdi. Elbette o d a a3süslü lafını hak eden biri varsa o da Sy dn ey ’di. Üzerinde i$

toplannsma bile giyilcbilecek giysiler var dı, üste lik yakın u

manda hapisten kaçmayı denemediği için hepsi hala sağlam

durumdaydı.

A n g e l i n e ona bakmaya bi le gerek duymadı. S i m y a c ı l a r ı n

garip insanlar olduğunu hissetm eye baş lam ıştım . B u r a l a r d a

onlara koruyucularla evlenen insanlardan farklı g ö z l e b a k i l i yordu. Simyacılar mühim mat ge tirip gide rdi. Bu i n s a n l a r i ç i n

yemler gibiydiler. Ki bu da kafa k ar ıştı rıc ı b ir d u r u m d u . K or u -

yucular, benim kültürümde küçümsenen t ü r d e i n s a n l a r a d ah a

k a a Mygı duyuyordu.

nitelenmekt ^ ^ S° ^ C eCe^ m* bi lem edim . Yu mu şak olarak

hodanı». n VC yctc ne ğim in sorgulanmasından

krnyU Çaktl am a W Sahibİ‘onın yaratmamak iç in kendimi tut

. «anin ölümüyle ilgili detaylar uydurmaya ise b i r^ • Ü k t t i O m u z s il kt im .

n i ^ ^ ü c y a n d t ıa d 1 dedim .

0 0 dedi An gelin e buz gibi bir sesle. “Öyledir.”

T d ak i «anciISa SidiP gecel iği andıran bir şey çıkatdı.

m ı bozmasan ız iyi o lur,” diye beni uyardı. Diğer şüte

“Vâtf ^nrv’e baktı. Pau lette ink inc nc yaptığınız umrumda

deki Sydney

^ Pa ul ecte senin ab l an m ı?” d i ye sordu m. Hala aileyi çözme

^ y o r d u m .

* Ulaşılan söylediğim her şey bu kızı kızdırıyordu. “Elbet

değir &Yetl ^ iyl çıkü‘ Sîzlerle

kapıyaSydney esneyip gerindi . MPa ul ctte büyük ihtimalle

fcymond’ın .. . Şey, b i l m i y o r u m . Metresi . K u m a . "

“Ne?” diye bağ ırdım . İ nsa nla evli o lan vc başka bir Moroi'la

ilişki yaşayan bir M or oi! D ah a ne kad arına katlanabileceğimi

bilmiyordum. “Sev gilis i, aile siyle bir lik te mi yaşıyor?"

“Benden açık lam am ı istem e. Sap kın h am ınız la ilgili zaten

bilmek istediğ im den faz lasın ı bi l iyoru m . ’

“Bu, b i zi m ha yat ım ız d eğ i l ,” d i ye karşılık verdim.

Kısa süre sonra Sarah gelip Angeline adına özür diledi ve

bir şeye ihtiyacımız o l u p o l m a d ı ğ ı n ı sordu. O n a h e r şeyin

yolunda olduğunu söyledik ve misafirperverliği için teşek-

kür ettik. O g ittikten son ra D im itri ve ben nöbe t düzenini

planladık. İkimizin d c uy an ık ka lm asın ı tercih ederdim çünkü

Angelinc’ in uyuyan birinin gırtlağını kesmekten çekinmeye



. Ama di nl em em iz gerekiyordu vc h,rı

« # ne 'raharl.kU uyanabUirdik.

8 İK“ 1 nöbeti aidı. B en ise b oz m am aya ^

Dİn,'!n a i ına uzandım. Beklemedığ.m olçude ^

AnS1 nCb l ^ n (O k y o ^ n d u m . İ d a m la , k a y ıp b rdqSctlt

" 1 0 oyunlarıyla ilgili e n d e r im i bir kenara K,tak[|m

^ T b i r i beni sardı ve r üy a g ör m ey e b aş Ud ım ^

J tû ya değil, İ ç d û n y * ™ r ° , cu , u k Y1P ' » » « W .

S S h a n iç in de h em dı şı nd a yd ım . R u h l a yö ne ti le n b ,

™ M i S d Î ü n ö e b e n i h ey eca nla nd ırd ı. O n u ö z le m i ş i

* sarayda olanlardan sonra biriyle ko nu lm ay a hevesliydim.

Kaçışım sırasında konuşma şansım ız o lm am ıştı vc içine düş.

tüğüm garip orman halkından sonra bir parça normallik ve

medeniyet hoşuma gidecekti.

Etrafımda oluşan rüya dünyas ı net leşt i. D ah a ön ce gör-

mediğim bir yerdi, koltukları ve lavan ta rengi kanepeleri olan

resmi görünüşlü bir salondu. Duvarla! yağlı boya resim.ene

süslüydü vc bir köşede büyük bir arp vardı. Uzun zaman önce

Adnan’ın beni nereye yollayacağını ta hm in etm enin imkan-

sızlığım kabullenmiştim veya rüyada ne giym em i sağlayaca-

ğını. Neyse kı üzerimde kot ve tişört vardı, boynumda nazarkolyem asılıydı.

Gözlerim Adrian ı aradı. O na sarılm aya hazırlan dım . Ne

var ki, odayı taradığımda karşılaştığım A d na n 'ın yüz ü olmadı

Karşımdaki Roben Dorunun yüzüydü.

Ve yanında Victor D ashkov vard..

10E

rkek arkadaşınız rüya gezg iniyse, ondan birkaç numara

kapıyorsunuz. Bunlardan biri, rüyalarda fiziksel bir şey

y a p m a n ı n gerçek dünyada fiziksel bir şey yapmaktan

farksız olduğu. Ö rne ğin b i r in i ö p m ek g ib i . Ad rian vc ben

bütün vücudumun alev a lmas ına yo l aç ac ak pek ç o k rüya

öpüşmesi yaşamıştık. Ş im d iye kad ar rüyamd a b i rine s aldı r-

mamış olsam da, yine d e rüyamd aki b i r im yumruklad ığ ımd a

gerçek dünyadaki k a d a r c a n ı n ı y a k a c a ğ ı m a e m i n d im

Tereddüt etmeden V ic to r ’ a s a ld ı rd ım, o na v uracak mıy-

dım, yoksa on u b o ğ a z l a m a y a m ı n i y e t le n m i ş ti m b i lm i y o ru m .

İkisi dc olab ilirdi. N c yazık k i h iç b i r in i yapamad ım. Ona ula-

şamadan görünmez bir d uv a ra ç arp t ım . D u v ar , hem Vic to r ’a

ulaşmamı engelled i hem d c ç arp ıp g er iye s av rulmama yo l açt ı.

Yalpalayıp de ng em i k o r u m a y a ç a l ı ş t ım a m a p o p o ü st ü y er e

düştüm. Ever, insanın canı rüyad a d a gerç ek hayat ta o ld uğu

kadar yanıyordu.

146147



huzursuz bakışlarımı Roberraö ftc fi n u . I

j to m u z olduğumu W ü « m c v c ^

fc yetenekleri elan bir ruf, kulla nıcıs ı m u m ? « V

3 gamın mümkün olduğunu biliyordum am a L i* , dj ,

„ <U bu veteneşe sahip d eğ ild i. R o b o t ' » b an a b ir ^

tobrleceğrn, ve görünmez duvar lar o l u şa b i lec eğ im ^'

bajnma «irmedi. Benim için büyük bir dezavantaj o l ^ ' l

Robot gizemli havasmı korudu. ' R ü y a y ı ben kont,0; c.

Tonun."

Vicor'ın yüzünde her zamanki kib irli ifâde vardı. |vramda olmadığımı farkedip ayağa fa riadım . Sald ırıy a hazr ,..r

pozisyon aldım, vücudum gergind i. R o b er r m duv arı ne ka^

uzun >uıe tutabileceğini me rak e n im .

‘Öfkekrizin bini mi?r diyc sordu V ictor. “Med eni biri cjb

davranırsan bu sohber çok da ha ho ş g eçe r.”

‘Seninle sohbet etmekle ilgilenmiyorum," dedim öfkeyit

“Tele ilgilendiğim, gerçek dünyada seni avlayıp yeckilijerc tes-

lim etmek."

Ne noş, dedi Victor. "Belki ayn ı hü crey i paylaşabiliriz."irkildim.

'Ever.diye devam cnim . 'N eler olduğ unu biliyoru m. Za«II* Tztuna. Nc trajedi ama. B üyük k ayıp .”

l i r n ^ ! 5 0 ‘°0U: uhnimd c 'ndirgin edici bir iht imalin bc

V k t o r'm l T e 5' ” ” bu hır ilgin var mı?

^ M ° r0 İ’lar korku ve

«nindi . K^çula 2 ° * < 1‘ V,CTOr ın pcşier ınc düşeceğine

gerçekleri bildiğim için bu söylenenlc

vc bir yerlerde saklanacağım vanaymışım,

ri ^ fc,ir zamanlar Moroi halkı arasında devrim >apma5İO»di j * haurhyor vc Kraliçe yi öldürüp öldürmediğim

njali»01» , )• . ediyordum.* * homurtuyu andıran bir ses çıkardı “Lütfen.' Hle

^tasında birleşt irip odada dolaştı ve sana: eserlerini inı** £jhi yaptı. Robert ın duvarının haia yerinde olup

Aitram e ra k ctûm. “ B e n amaçlanma ulaşmak için çokyö n t em l er kullanırım. Kraliçeyi öldürmek gibi

f i , vupm am sen de yapm azsın.'

’ m zihniyle oynamanın hiç de kaliteli tnr hareket ol

dikkarini ç ekec ekt i m ki son sözüne takıldım. ‘C im

““ ^boüın işlediğimi düşünm üyor musun?'’T Tndır şapka lı ve basto nlu adamı incelemeyi bırakıp bana

dü “Elbette haytr. Uzun süre önceden planlanması ee

hiçbir şey yapm azsın . O lay yeriyle ilgili duyduklarım

doğruysa geride b ir s ürü de lil k alm ış, asla öyle bir hata sapma-

mağını d a b i l i yo r u m . ’Söyledikleri h e m h a k a r e t h e m iltifattı. “Masumiyetime

u t a n d ı ğ ı n i ç i n ç o k t eşekkü r l e r . B en de Victor nc düşünecek

diye endişeleniyordum.” Gülümsediğinde kollarımı göğsüm-de k a v u ş t u r d u m . “ S a r a yd a neler oldu ğunu nereden bıiıyorsu

nuz? Casuslarınız mı va r:“Böyle şeyler M o r o i d ü n y a s ın d a çabuk duyulur." aedi \ ıc

n>r. “Düny adan o ka da r da ko p uk de ğilim . Nerec». •> işicni.

işlenmez, c inavet i hab er a ldık . E tki le yic i k aç ış ın iç in uc nısı



™dc her ürpermeme yol açar. R uh k j,

^ « İ r i n m a ^ b i r o r n c ^ l ,

“Tüm bunlar seni neden ilgile nd iriy or? " d iy c s ord Um ■•, .

den beni rüyamda rahatsız ediyorsun?”

Vjoorodayı mrlamayı sürdürdü, arpın on un e g d inc(. pjr

jmldan nı ahşabın pürü zsüz yü ze yi nde d o la şt ır d ı. “ç ^ .

Moıoi polirikaJan beni ilgilendiriyor. C ina ye tte n kimin ^

rumJu olduğunu ve amacını öğ ren me k istiy or um ."

Sınram. "Benceiplerin bekasının elinde olmasını kıskan,.

yorsun. İğnelediğimi sanm a.

Elini arptan çekti vc Lissa’nınki gibi yeşil olan gözlerini

goalerime dikti. “Ukala yorumların seni bir yere ulaştırma*

Sana yardım etmemize izin verebilirsin ya da ver m eye bilirsin .'1

“Yardım isteyeceğim son insan se nsin . S an a iht iya cım yok

Evet, işler senin için çok iyi gidiyormuş gibi görünüyor.

Ne de olsa anık bir kaçaksın, yanınd a da ço ğu nlu ğu n Strigo.

olduğuna inandığı bir adam var." V ict or de va m et m ed en önceduraksadı. Gerçi Dimitri ylc olma nın sen i rah ats ız ettiğ. r

l - » T rnusun ikinizi bu lup vu raca k olursam.

buyukü,ünulleMoroi dünyasına kah ram an olara k dönerim. '

deeecmi ™ cmın ° 'mazdjn' İçim hem yapt ığı imalar hem

B ü r ü n i r a d e m i k X ^ J * 1* 1" y üz ün de n uvrtu

l ia & ® veozaman y e L î l " ^ ^ l’ U'M d ı l e r ı g ö re c ek k a d a r y a ş am a y a c a ks ın

yet İ ş le y e m e y e c e ğ in e ç o k t a n k a t a r v e r d i ğ i m i *

' ^ J v i c t o r k o l t u k l a r d a n b i r i n e o t u r d u . R o b c r t b a l a o r a

gibi bakmayı s ü r d ü r ü y o r d u . “ Ş i m d i , i l k yapma

d * ş e y . b i r i n i n n e d e n K r a l i ç e ’ y i ö l d ü r m e k i s t e d i ğ i n i

m * g ? l C ^ d e c e r a h a t s ı z e d i c i b i r i o l d u ğ u i ç i n ö l d ü r ü l d ü ğ ü n ü

b a l r n a k A s a n l a r g ü ç v e avantaj elde etmek i ç i n bu t ü r. v o r u n *

* rc başv urur . Duyduğum k a d a r ı y l a T a t i a n a m n e n

•^nlCÖ1 yaratan kararl* Y2* k a n u n u ° l m u * evet, O k a n u n .

5 a r m ^ e b a k m a n a yol a ç a n k a n u n . B e l k i k a t i l i , yaş k a n u

gana boy» jo ^ ı ş ı y d i n U l^ , l . u v er m ek i s t e m i y o r d u m . O nunl a m antık l ı b i ı

Victor a n a Kyapmak d a i s t e m i y o r d u m . I e k i s t e d i ğ i m , gerçek ha

İI° nU5 erede o l duğuna d a i r b i r i p u c u v d u . On dan sonra yeni

^ " rü n rn ez du vara ç a r p m a riskini göze alıp ona saldıra-

l ı m V i ct or ia z a ra r v e r m e y a n s ı m v a r s a bun a değerdi Bu

_ j c n b i r s o n r a k i s ö z l e r im e n ç o k beni yayımı. “Ya da belki

b i r i daha ko rkunç b i r y e y i d a y a t m a k niyetindeydi damp.r

l a i d ah a k ö t ü d u r u m a s o k a c a k b i r şeyi . K ral i çeni n katannın

ilasıyla yumuşak olduğunu düşündüler.

İ t iraf ed i yo rum , Vi c to r D ashk o v ’u h azır l. ks .z yakalam ak

hayat ım bo yun ca en zev k a l d ığ ım anl ardan b i n o l du. Sö zle-

r im in o nda yarat t ığ ı şaş k ınl ığ ı gö reb i l iyo rdu m . O nu n g i b i bu

k o m p l o u s t a s ı n ı n o a n a k a d a r d ü ş ü n m e m i ş o l d u ğ u b u ı h u

mali o ruy a atm ak azım san aca k şey deği l d i , i l g inç , dedi c n

sonunda. “Seni h af i fe a l m ış o l a b i l i r i m Ro se . Ha r i ka b i r ç ıkar

um a yapun. "

“Bu ç ıkarsamanın bana a i t o lduğunu söyleyemem.

151



e le n ti dola gözlerle bana baktı. Rübc

Vlı:TOr , u„ niP bana od ak lan dı. Ç ok ürkü

•“Bunu uc un a 51 Uü J Z * » b a n a b ı r a k t ı ğ ı notta bun u ırna £

2 t a adamlara bir şeyler anlaap duruyordum ! Er) ^ V

V l c t o r ’ ı yine şaşırtmışum• T a d a n a I v a s h k o v s a n a gizb bir n o t mu bıraktı? \ e d ( ^ .

D u d a â u n ı u m p d i k k a t i m i resimlerden birine kayd;:c;r.

Çoğu D a î h k o v u n vc D t a g o m i r 'in sa h ip old u ğu t urd c z ^

« p l i g ö z l e r e s a h i p z a r i f bi r M o ro i kad ınının resm iydi. . Ç

d e n R o b e n i n b u evi ç o c u k l u k l a r ı n d a n bildikleri bir Dashs. '.

m a l i k a n e s i n i d ü ş ü n e r e k y a r a t m ı ş olabileceğini kavradım. Gö

z u c u y b g ö r d ü ğ ü m h a r e k e t l e n m e üzerine yeniden kardeş.e:t

b ö n d ü m .

Victor ayağa kalkıp bana doğru b i r k a ç a d ı m a r t ı , y ü z ü n -

d e meraklı bir ifade vardı. aSöylediğinden fazlası v a r . K r a l ı

başka ne yazmış? Tehlikede olduğunu bi l i yo rdu. Ç ı k a r d ı ğ ı K a -

nunun bu tehlikenin parçası old uğ un u biliy ord u. Am a bir şey

daha 'ar. Kraliçe başka ne yazmış?”

Sessizliğimi korudum ama zih nimd e ç ı l g ı n c a b i r f i k i r b e l i r -

meye başlamıştı. Gerçekcen V ic to rın b a n a y a r d ım edip ede

mcycceğıni düşünüyordum. Geri dö nüp bakt ığ ım da ço k da

çılgına bir fikir değildi çünkü zaten bana yardım etmesini

İÇ,n hapishaneden ka çırm ışt ım .

ana... Söylemdi miydim? Li ssa ’nın b i l e b i l m e d i ğ i

sim onunla paylaşmalı mıydım? V ia o r b i r D r a g o m i r d a h a

g M U * * * * b i % i y i k o m p l o k u r m a k i ç i n k u l l a n a

• tl? Emin deği ldim ama ondan cn beklenmeyecek

gerektiğim öğrenmiştim. Yine de . . . Victor

pM # ^ çoi c s ı rnm b i li yo rdu. O nun v e Abe i n ta

ôrö‘>lar,n İ2 j cm ek eğ le n ce li yd i. V i a o r m Drago m ir’ lc r ve

^ a U r l ” 1 | i lgil i çok şey bi ldiğine emindim. Yutkundum.pıshkov

bir Drag om ir daha olduğun u yazmış. Ussa nm baba

TaCiana va rnu ş ve eğer diğe r Dra gom ir ı bulabilirsem,

^ ko nseydeki ko l tuğun a kav uşaca k '

U55* vc Ro be rt’ ın şok geçiren bakışlannı görünce plarn

VlCt0f rptiğin i an ladım . V ia o r h içbir şey bi lmiyordu. Bert

nun Scr l 'er l i bir bi lgiyi ağzımdan kaçırmıştım. Kahretsin,ise ço ^ dc®C ‘ .

c kahretsin.

^ ’ d i k ka ti ni b a n a y ö n e l t t i . D e m e k Eric Dragomir.Bünın dıwû

ndüeü gibi bir azi z deği l m i ş .

f e r i m i y u m r u k y ap t ım . “ L is sa 'm n b ab as m a U f a tm a.

T l u n a b i l e g e t i r m e m . E r i c ' i ç o k s e ve rd im . A m a e v e t .. .

Söylediğin doğruysa Tatiana hakl ı demeknr. Bir Dtagomir

, . g Vasd issa kon sey de ki yerim alabi l ir vc Liberal gt

b ü y ü k s a r s ı n t ıl a r a y o l a ç a r . ’ G ü l d ü . ’ E v e t. b u n u n ç e k

ü k iş iy i rahats ız ede ceğ i ni rah m i n edebil iyo rum . Ö zel li k le

l d a m pi rl cr i b ^ r m a k i s t e y e n b i r k a n lu B u b ilg in in d ış an

azmasını istemeyecektir

Bin leri çoktan Lissa 'mn b abastm n. metresiyle b a g . a m m m

ottava k ov an k a y ıt la rı y o k e t m e y e ç a l ı ş t ı y i n e düşünm eden

konuşmuştum ve b u yü z d en ken di m den nel re t e t t im K ardeş-

lere daha Uzl a b i l g i v e r m e k i s t e n i y o r d u m . B n i ı k r e ça lı ş ıy o .

IS 5



■Dur tahmin edeyim." dedi Victor. "Yapmaya çal,?t

mu? Dntgomirln piçini bulmak m . »t .yortun? W

“Hev. sö zlerine

"U f in g el iş i »y ledim ." ÜldÜ' iyi „yorum. Vasilissa’nın, sen Bel.kovla kaçımş Cin«üilt *

” . . . ’ " S *çalıştığına cmınn n

m a c e r a l a ra y e l k e n a ç a r k e n , s a r a y d a s e n i n a d ı n ı t e in i * ! U

“Bizimle ilgdi Hiçbir şey b il m i yo rsu n ," d iye h o m u r d , , ^

Cinsellik dolu maceraymış.Omuz silkti. “Yüzün her şeyi d e veriyor. A ma kötü bir f,]^

değil. Diğer Dragomir' i bulm ak yapabileceğin en iyi 5cy olnJ

sa da cn kötüsü olmadığı kesin. Vasilissa koltuğuna kavuşup

konseyde seni savunacak biri olur. Elinde hiçbir ipucu oldu

ğunu sanmıyorum.”

“Hala arattırıyoruz,” diyc karşılık verdim.

Victor, Robcrt’a baktı . Aralarında psişik derişim olma

dığinı biliyordum ama ba kışm aların da n aynı şeyi düşün-

dükler in i anladım. Vic tor başın ı sa l layıp bana döndü.

“Tamam o zaman. Sana yardım edeceğiz.” isteksizce bana

büyük bir iyilik yapıyormuş gibi konuşmuşnı.“Yardımınıza ihtiyacımız yok!”

“Elbette ih t iyac ın var . Boyundan büyük iş lere ka lkış-

mışs ın Rose. Pol i t ikanın ç irkin dünyasına adım a t ıyorsun

vc bu konuda hiç deneyimin yok. Bunu kabullenmekten

u r a n m a m a l ı s ı n . Ö r n eği n b en d e , sen i n b e n d en ü s tü n o l-

d u ğ u n a e m i n olduğum yumruk yumruğa kavga lardan Hiç

a n l a m a m . ”

154

. j£ jtla hakaret arası bir söz . “İdare ediyoruz. Bize yar

' bir simyacı var.”

d ı ^ B ü o n a k im i n b oy u nd a n b üy ük işe ka l k ı şa n ı

Işıt p Gcrçckten dc etkilenmiş göründü.

^ İcd!' beklcnileccğinden iyi bit iş çıkarmışsın. Simyacı

'İSC 0UCU bula bildi mı>"* QK rin<ie çalışıyor,’ ded im .

"0U, sıkılmış g>b‘ >? Çckci' “D em ck * in ta n a ihtiyacıma

Can‘v ilissa’mn sarayı ara ştırm ası ve senin çocuğun izinizaman alacaktır.”

S « cr şeyi biliyo rmu ş g ibi kon uşan serisin.” diye harırlat

^Bu konu da dâ bir ŞCyler bileceSini ummuştum."

^ ya2lk ki hayır ." G erç i V ic to r buna üzülmüş görün

1 nlu “A 1113 b i r ıpaCU bu ldu Sum uz anda» bu ki>

mUîr° ineceğime em in ola bi lirs in .” K arde şinin yanına gidip

tmaj c is tercesine R ob crc ın koluna dokundu. Robcrt

ham &öz lcr le on a b ak c ı * lSen i y cn ıdcn 2 iy arc t cdccc&i ı yarar bir şey öğ ren diğ in zam an bize habe r ver, o zaman bu-

luşuruz”

Gözler im kocaman aç ı ldı . “Öyle bir şey yapmaya . . .Tereddüt ettim . U s V ega s'ta V ict o r’ ı elim den kaçırmıştım.

Şimdi bana gelme yi t e k lif ed iyo rdu . B elki yaptığım hatayı

onarabilir, on a sav urd uğ um teh dit leri g etçekleştirebilitdim.

Çabucak cüm lem i top ar lad ım . Sana güvenebi leceğimi ne

ttdcn bileceğim?”

'‘Bilemezsin,” dedi a çık ça. ' D üş m an ının d ostunun, setıir

155



• o u f a n hep ne f r et e tmiş im dir .

nım oh&ksM-Robert miden can landığında şaşırmad ım d

olur. O M : <»“ bak“ “Aİ abc>, im «W bi r adam d, rT ‘, Ônun canını yakarsan. . . O n u incitirsen bedel ,nı H s

gelecek sefer geri gelemeyeceksin, ö l ü l e r d ü nysLSI V,

bir fam tanımayacak.’ 1

Deli bir adamın tehditlerini ciddiye almamam g„

bilsem dc ürperdim. “Ağa bey in psikopat ın— ”Dilsem a c ^ * ^ « u ı ı —“Bu kadar yeter." Victor yeniden R o b c r t ' ı n k o l

kundu. Bana kötü kötü bakmayı sürdüren k ü ç ü k D

geri çekildi. Ama görünmez duvar ı yer ine di kt i ğ i ne

dim. “Kavganın bize yararı yok. Z a m a n k ay bcd iy 0r^ '

öyie bir lüksümüz yok. Daha fazla bilgi e d i n m e l iy i ^

çimlerin balamasına çok az kaldı ve elimİ7İ r , k . . ı . '

™ I İ Z ı a D i ı g ı e d i n m e l i^ t .

çimlerin balamasına çok az kaldı ve e l i m i z i ç a b u k u

«k her fey Tatiana'mn k atil inin istediği gibi gdijcce^rT

5cç,mien yavaflatmanın bir yolu nu bu lm alıyız s ,d. '

m » » » . ( V . „ > B u n u m sıl

ü j " ' ■Eylediği hiçbir««*. old uğ un u dujununce

beni her T WJ,rmamaJlyd^ ‘ Y ine dc ç am lık lar . .™

a * * * » *

156

^da n betm iş hır şekilde ellcnm ı iki yana açtım. “Kn.

dikkat etmiyor muıunî Tüm bunların amacı

^ olarak ai la inin boklarına kavurmasını sağlal ^ n'n bi ic kul lanamıyor! Nasıl kral içeliğe aday olacakT

^ J l . n d a y * 5 2* 2 1 2 gÖrC aday ° labUir kanunlarınaher kraky^ ailesind en bir k işi, hükümdarUk pozisyonuna

^ cr i le b ü ir Kanu n başka bir şey söylemiyor. Her soydan

^ lcdc k3<; *“ * ' ° lmaSl gCrcklİg‘ ayncabLf .hliya(:ı olan şey. üç k işi tar afın da n aday gösterilmek vt

U ' i/jnununda bu kişilerin han gi aileden olmaian gerekti

eini belirtiln»ıyorVictor öylöinc kendinden emin bir tonla konuşuyordu ki ,

•>an bütün ka nu nları ez berleyip ezberlemediğini merak ct

’im D üşünü ldüğ ün de, kan un ları çiğnem eyi kariyer edinecek-

l e m annklı bir harekett i .

Kanunu yapan kişi, adayların aileleri tarafından aday

gösterileceklerini varsaymış. Ayrıca bu detayı eklemeye gerek

duymamış. Us sa a day olu rsa , insanlar bun u one sürerek karşı

çıkacak."

“Diledikleri kadar karşı çıkabi l ir ler . Tek bir satıra dayana-

rak konseydeki y erini alm asın a en gel olan kişi lerin şimdi va-

rolmayan bir satıra dayanarak kral içe adayl ığının önüne geç-

meye hiç haklan yok. İkisi birden olmaz. Ya bütün detayları

gpz önüne alarak k an un ları uy gulars ın ya da hep sini birden

görmezden gel irsin. K an u n , ad ayın ai lesinin o lması getekuği

nisöylemiyor. Yasalardaki açıkların güzel l iği budur. Lissanın

düşm anlarının yap abi l ece kl er i h i ç b i r şey yo k . Vi cto r m du

157



, X , , ]ı u i b ir g ü lü m s em e b e li rd i . " S e n , ^daklarınaa n of j (n un ajm a yo|a çatak J t

IcaJJU/J. L'5

* î £ * diye sordum. “P ren sler ve p r e n s l e r het

. * Prrnî veya prenses unv an, aile nin en ya,|, ^

I v olurdu. Aile başka birm, aday g österme ye karar ^

lirdi anu o raman bile bildiğim kadarıyla yaş!, ve ^

birini erl e rd i.Yasalar yetkin lerin aday olabi lece ğin. soylüyor; ^

Victor. “lissa on sekiz yadında. Ya sa lara gö re yet işkin . DiğCr

aileler kalabalık oldukları için dah a d en ey im li görü nen birini

seçebilirler. Ama Dr ag om irlcr in bö yle bi r ş ansı yok. yan,!,,

yor muyum? Aynca daha önce de genç hükümdarlar oldu.

AJaandra adında çok meşhur bir kraliçe vardı. Vasilissa’dan

büyük değildi. Sıradışı bir kra liçey di ve he rk es tarafın dan sevi-

lirdi. Sarayın avlusunda heykeli vardır/’

Huzursuzsa kıpırdandım. “Şeyy. . . Art ık yok. O n u patlat-

tık gibi oldu."

Victor bakakaldı. Anlaşılan kaçışımı duymuş am a detaylarduymamıştı.

Şimdi bunların bir önemi yok,” de d im , sevilen kraliçemi

heykelinin yok oluşundan duyduğum suçluluğu bastırmayı

çalışarak. “Ussayı kullanmak ço k saç m a."

"Böyle düşünen tek kişi sen olm ay aca ks ın." dedi Victoı

Bu konuyu tartışmalar. gerekecek. Kendi aralarında kavç

6 Sonunda ‘“ '«m ağır basacak. Lissa 'm n aday olmı

158

eler» gereke cek. Sınavlardan geçirilecek ve bu « .

t izin v,cr,n. nl 5amyorum. Sonra, oylama zamanı gcldiğin

^ •jeden birin in adaya destek vermesi gerektiğini

S * a^ " tımcy e başlam ıştı . Bütü n bu yasal boşluklar ve

Ba$,r° r tv ır beni yormuştu.

lckA‘k 'Vl baside*circrncZ m isin * dc d,m ^ Ü° U m an » g e ld iğ in d e k an u n la ra gö re s eç ilm e şa ns ı

4,0y*a,na deste k vere cek baş ka bir aile üyesi yok. Başka

o l ı f i t f * ^ l fe (j c cdc cek o l ursak , kanun a gö re aday o lab i li r vekelimd«fC 1 o na o y v erem ez çünkü i l k o yu

’ Ç0İt t l T v o r u m . " D u r a k s a d ı . S a n ı r ım i ki m iz dc bi r ko “Sana n**u* j. Ucmavı bek lem iyord uk.

“ 1 «Ussa bu du rum dan ne f ret e dec ek . K ral i çe o l m ayı kati yen

g e d i k l e r i m i d i n l em i y o r m u s u n ? " d iy e b ağ ır dı V ic to r.

“Kraliçe olma yacak . O lam az . K en diy le çe l işen körü yazi lrruş

bir kanundan bahsed i yo ruz. A m a bu duruna seç i m l er ,ö yl es i -

ne kat ış tı racak k i . Vas i l issa 'nm kard eşi m v eT attan ay ı bul m a

için vakit ka zan acağ ız. .

“Hey! Sana s ö y l e d i m . B i z d i y e b i r ş ey y o k. B e n s e n i n l e

Victor vc Robert birbirleriyle bakıştı .

“Vasilissa'nm aday gö ste rilm es ini sağla, dedi W . o r a n ı

den. “Yakında sen inle tem as a g eçip nerede b uluşacağımız

Eyleriz"

15 9



“öy le olmaz!"

Uyandım.

ilk tepkim küfretmek oldu. Ama s o nra ncrcd

hatırlayıp küfür lerimi kendime sak lad ım. Dim i'# ° Id% t

görebiliyordum, pür di kk at dışar ıy ı d in l iy o r J '

bilmesini isremedim. Gözlerimi kapa tıp ^ n^ ı>(

pozisyona geçtim, ge rç ek u y k u n u n Da s b kov i ^ %

aptal planlarını engellemesini umc fum I ^ t i ...Hif] L. , *

aday olması mı? lam bir çılgınlıktı. Y i n c d c . . .daha çılgınca şeyler yapmıştım. çoj.

Tam bunları bir ken ara bırak/p vücud um un rah

iain verdim ve k en dim i g e rç ek u y k u n u n k oi ia r m k " "

Başladım kelimesini ö ze l l ik le v urg ıd uv "

b j fh b ir n ıb rüyuınm beni sardığını b isse rrim ° fUm

Anlaşılan yoğun bir ge ce ol ac ak tı .

11K

endimi son dakika öğüdü için geri gelen Dash

kov kardeşleri görmeye hazırladım. Bunun verine

karşımda—

“Adrian!”

Rüyada beliren bahçeyi koşa koşa geçip ona sarıldım. Beni

kucaklayıp havaya kaldırdı.

"Küçük dampir,” dedi beni yere bıraktıktan sonra. Kolları-

nı belime dolamıştı. “Seni öz ledim."“Ben dc seni özledim.”

Söylediğimde gerçekten ciddiydim. Son birkaç günde va

jananlar h ay at ım ı a lt ü st e tm iş ti vc rü ya da bile olsa Ad na n'l a

olmak rahadatıcıydı. Parm aku cum a k alkıp onu öptüm, du-

daklarımız birleştiğinde oluşan sıcaklığın ve huzurun tadını

çıkardım.

tvi misin?” diyc sor du öp üşm eyi kest iğimizde. Kimse

tana seninle ilgili bir şe y söylem iyor. Baban güvende olduğu

161



nu vc bir aksilik 0' ursi, sim^ C,n,n kcnd'»"' habCr ,.cr

söylüyor.”Adnan’a bunun büyük ihtimalle doğru °!mad

man vampirlerinin yanında olduğumuzu Abc’jn bj|"' v'o,.

ı n v l e m e v e zabmet etmedim. ^^r , ,man V4 u*^—

söylemeye zahmet etmedim.

"İyiyim; diye g» ™ verdim Adrian a. “Caıllm Slfc

kasaba)^ gömülüp kaldık Kim sen in bizi aram aya ge| /

sanmıyorum. Kimsenin hiçbir şey için buraya gelmek .

ceğini sanmıyorum. re Yakjşıklt güzünde rahatladığını belli ed en bir ifacj.. u

Ancak o zaman nc kadar endişelen diğini anlad ım. Ugu

vindim Rose, sarayın nasıl olduğunu tahmin bile ede. ^

Sadccc işe karışmış olabilecek insanları so rgu lam aca kaT***

yorlar. Gardiyanlar seni avlamak için pla nlar yapıyor

cül güç kullanılacağından bahsed iliyor.*’ ^

“Beni bulamayacaklar. Oldukça ıssız bir yerdeyim ” ( ’ •çok ıssız. * ‘ ôx

“Keşke seninle gdebilsc ydim .”

Hala endişeliydi. “H a y , böyle söy lem e. Be ni m le aranda

hiçbir bagolmaması daha iyi. Sorguy a ç ek ildin mi?"

faz l as i H ^ yafar b İr W ö 8rcnem ecli ler. Şahidin,

ıhlar . Bu a r îi a ' ' Sİtdğ imd e beni SOr

Jo e dan h aber im var.”

« M » » « ı , |üsa , w a ,.K . çl ik d m p . t ^

âpmamak zor.”

162

u s,n belaya girdiği anda haberdar olacak birine sahip ol

1 1 ama kimseyle aramda bağ olmadığma scviniyorum.

jji*k gCçen le ri g ör m ele ri n i is te m ez di m .”

^ ^ e n ı n k a fe n d on ge ç en l er i ö ğ re n m e yi i st ed iğ in i s a n m ,

^ , Bu sözüm onu eğlendirdi am a ben c iddi konulara

O s u r a n as ıld ı. ' ‘ H er neyse . L i s sanın Jo e ’yu, ş cy . SOrgu_

d i n l e d i . C iddi bir kon u. M ikhail ne dedi? Eğer ]oc

!T n soylcÜYsc aleyhimdeki delillerin yansı ortadan kalkar."

^ Avrıca reorik olarak Adrian’ın şahidi dc ortadan kalkardı.

•4rısı değil Joe hiçbir şey hatırlamayan beceriksizin biri

buğunu iddia edeceğine, c inayet iş lendiğinde odanda oldu

L Vu söylese daha iyi olu rdu . A yrıca itira f ettiği şeyleri Lissa

S L gücünü kullanırk en söylem em iş olsa gardiyanlara haber

verebil irdik. Ş im di M ikh ail ' in du rum u rapor etme şansı yok.”

Sıkmayla iç çek tim . R ı ıh kullan ıc ı larıyla takı la takı la. ikna

yı normal bir şey gibi görm eye başla m ışt ım. M oroi’ lar aras ında

bu gücü kullanmanın tabu olduğunu unutmak kolaydı . Eğer

ikna kullandığı duyulursa, Li s san ın başı belaya girebilirdi.

Onu Joe’ya diled iğini söy letm ek le suçlayabil ir lerdi . Joen un

lehime söyleyeceği hiç bir şe ye hiç kim se inanm azdı .”

'Ayrıca,” diye ekledi Adrian, “Joe’nun söyledikleri duyulursa,

dünya annem in sevgisi yü zün den yap tığı aptalca ö dem i öğrenir.”

“Çok üzgünüm,” diyerek boy nu na sarıldım. Ailesinden ya-

kınırdı ama ann esin i sevd iğin i b iliyor du m . Joe’ya rüşvet verdi-

ğini öğrenmek Adrian için z or olm uşt u vc Ta tian an ın ölümü

yüzünden hala acı çekiyordu. "Aslında annen seni kurtardığı

‘Çin seviniyorum.”

163



• .nulov dj . Binlen öğrenecek ulursa |m"Y$PU& apra‘ ‘»'»ı |,f|

• m *girecek.

Mlkhâll ne dedi*’/oe’yu bulup * k başma W Ş imdi(l|(

^yapabileceğimi* bir şey yok. Yararl, ama yasal ^

Y a r d i m . bezmiş görünmemeye çal,ştlm.

hiç yoktan iyidir."

Adrian başını salladı ve karamsar havayı üzerinden

Gülümseyerek bana baktı. “Ne güzel elbise."Konu değişimi beni hazırlıksız ya ka lad ı, oysa buna a|,>.

mış olmalıydım. Bakışlarını takip edince üzerimde eski dbj.

selerimden birinin olduğunu gördüm. Victor şehvet büyüsü

yaptığında giydiğim seksi siyah elbise. Giysiyi Adrian seçme

diğinc göre bilinçaltını seçmiş olm alıyd ı. Bilinçalrımın bunu

seçmesine şaşırdım .

“A h..." Aniden utandım am a nedenini bilmiyordum.

“Giysilerim berbat durumda. Sa nırım farklı bir şey giymek

istedim."

Sana çok yakışmış.’ Adrian’ın parmakları elbisenin askı-

sında dolaştı. “Gerçekten çok yakışmış.”

Rüyada bile olsa parmaklarının dokunuşu tenimin karın-

calanmasına yol açtı. Ken dine ha kim o l İvas hk ov, b una vak-timiz yok "

Uyuyoruz. Başka ne yapacaktık?”

İ t / 31™ k*r ö p üc ii kl c sus tu rd u . O ö p ü şm ed e ken dim i

•r eli kalçama doğru kay dı vc on u durdurmak

•hinse* ene rjim i k ullanm am gerekti. İsteksizce gen

& t * * " *^ , fom in öldürd üğün ü bulacağız," dedim nefes

* «Tatian3yl

nCiesc y0 k,n de di . farkında olmadan Victor’a soy

tekrarlamıştı. "Ben varım, Ussa vat ve Chrıs

CU. de geri kala n yold an çıkm ış arkadaşlarımız var"

cian ***- * her»i kendine doğru çckı i ve yanağıma bir öpü

^çım»oK* ^ “ E n d işe len m e küçük dampır. Kendine dikkat

tük k0^ ft|na|aa lı bış ka bir şeyle i lgi lenme."

et ve sakı» ^ êd im "A nla m ıyor musun? Hiçb ir şey yap* » Kel imeler elimde olmadan ağzımdan dö

ura ^ ç , k j n a k başk a b ir şeydi Adrian a aklım

' [atrnak başka . O n un ve saraydaki diğerlerinin uslu

ia JulCr' * " in ınm alar ı g erek iy ordu.

° ld n lL u n y erde k a lm ak zorund as ın . Senin le i lg ileneceğ iz ."

Avlundakini an lam am ış t ı . B i r şey le r y apmay a ih t iy aç duy -

g u m u a n la m ı yo rd u . N iy e t i iy iy di , bana bak manın önemi ,

olduğunu d ü ş ü n ü y o r d u , g üvend e o lm am , i s tiy ordu. Ama «y

I S i ğ i n b en im i çin ne kadar acı verici olduğunu goremı

Z Z ! K aci li bulup yapmayı planlacLklar, her neyse onlara

engel olacağız. Ç o k z a m a n a l a b i l ir a m a d u r u m u d ü z e l te c e ğ iz

“Z a m a n . .. " d i y e m ırı ldan dım . Baş ımı g öğsüne y asayıp

tartışmayı bıra ktım . O n u ark adaş lar ıma y ardım e tmey e ih t i -

yacım olduğuna ikna e t m e n i n b i r y a r a r , o lm a z d ı . Z a te n a n ı

başka bir görev im va rdı. Ç o k ûzJa i ş , çok az zaman,

için varartıvı m an zara va ba ktım . Ağa çlara ve ç 01

165



, „ ,r m d m ii W s ç « m n d . ......

" T Krsbsr A k u n ir a m n heyke l, hala /* \

£ Ş » b Jd ,r a, U»*» * « «W ir d ,. İÇ ç d ,,„ n ~ ^

/ J Z w ' g ^ ü ' ■H,m m , Nclded;n>*Ona bıkıp dudağımı ısırdım . m ılyo nla /c a <îujur./> /; ,

de bubim * p & . A k v n d n y * bakıp kararım, verdim >, £

b,r budiükk rekoru kırmak üzere olup o lm a d ım J

düm Adnm’i döndüm.

D ah i fezia aıran a ihriyaamız var, ded im. Nasıl ,...T,U: ;

rjbdcocğirmo biliyorum... Ama... Benim için yapma;.

bir KT w vr’ prodıl^ Gv ay a bundan bahsermemdiün

Adnan'a aklımdan geçenleri anlatınca tahmır, ertığj.rı

fok geçirdi Tam konulmayı tama mlad ığım sırada Dim im t,..

bet: devralmam için beni uyand ırdı. Fazia kon uşm adık ;•>.

zamanki gibi gûçJü görünüyordu ama daha dikkarli bakıra

yorgun o ld uğu nu an la dı m . V i c to r vç R o b c r t 'l a k a :

pmdiiik ona anlatmamaya karar verdim. Adrian a iûyiedık-

lerimden de bansetmedim. Daha sonra konuşacak vi/Mu.u.

olacakı,. Dunun çabucak uykuya daldı ve Sydney b.r kere b:ieuyanmadı. Bürün gece uyuyabildiği için onu kıskandım Ama

«la aydinlanırken gülümıememe engel olamad ım i .m ge«

«um maceram,a n ardindan ürem eden de olsa varnp.r saauyfc

yaşamaya baş iarnifom .

bent Liua da aynı saatk yaşıyordu, yanı n o b e r t u t a r ı n

Uyİm edemctd‘m % l o i daha iy i. Za ten diyar,dak .onu

lüioğ* dikkat c rm r / ıu i c hyC% v* ıd ı K ^ r iffW odag

^ . e t ciurrı cuney » pUmarnıy ot o tû s i * * u m

î^ <İİ\ l tn a d ik ia r ı ke tind i A y r*a V/dner/m «tnyarAaıu»

»* vAS*n^ » te* i ıuifcu, ‘u * * armurxa/nÛfû^ fl fcaiar. lusmmda öğjodeo sonra oiduûsda

_ v nJ û yd>im D im it ri om otroi^ru d^lkna-

u Arrnm sodu mteye tez. Kalkma vaizcu Si.

aX 5 ^ m ^ Uya"iiyrı t tk r i m i z S yd n ey 'i uya n d a b a t d « sd ü ve

«m etr ed en sü zülen ışığa baietı. S*a£ kaç?* cıye^ kısıp

^ S aa um y ok ıu . 'O ğ ic d er . « m C ç r D ö n ?

w g><» ar î ® 1 ‘ O ğ M e a soma b u

^ O lu nc a h ald i o ld uğ um u anladı. 'Kanıoast vampu

L W o tan b ir zam a n ay arım a vae

• U se r o t o . ® r d e d i n ' B u m ı k eü m es er e ^ a n m a e u z un. -

^ k ura l la r ına ay k ın değ u m ı diye daig» * * *

d e t m e k g e r e k l id i r G â z i en m o vu çcurup k a p ?»

bakn. Ev' a n ık g ü rü ltü K in d ey d i. * B u p Un r i — g er e

•Ba planımız var.' d e d i m . * Lasaa mn k a rd e ş

'0 planı kabul em ğım ı h a u m m r y o r u r r . ' dne raunar

*Vt « d er d e kendinm b ü r ü n yanulan t>uıacuax« «nıru bem

hügisayaı uzmanı ianm aym .

‘Şey. en «an d ın.. / Akiım a her şo ı z o r^ r^ *a ft V ^ 9A#



. n n uvdu modemi var ama pili d

d<>Hdu' »“" * k j " 5 giySİİCrİn' dÜ2el" ' Kah.

“ ‘ i k l ^ a r d a r ı ? it b ak İStCrscn''' < V ^

' ‘ f i g ü l ü m s e y e l i. “Yalanlarda bilgisayar,m, ^

nabileceğirn bir kasaba olmalı."

■Bu eyalette arabayı kullanmamızın iyi bir fikir o ld u ğ a

sanmıyorum.” dedi Dim itri. “Mo teld ck iler plak ayı n ot

olabilir.”“Aynı fikirdeyim," dedi Sydney.

Harika planlarımız kapının çalınmasıyla bölündü. Saralı

yanıt vermemizi beklemeden başını içeri uzatıp gülümsedi.

“Ah, ne güzel. Hepiniz uy anm asın ız. Biz e k atı lm ak isterseniz

hep birlikte kahvaltı edeceğiz."

Kapıdan normal bir kahvaltıyı hatırlatan kokular yükseli-

yordu: Jambon, yum urta.. . Sadece e km ek yiye rek geceyi adat

mışum ama artık gerçek bir yemeğe ha zırdım ve R aymo nd'ın

ailesi ne verirse yiyecektim.

Saiona geçtiğimizde herkesin koş turd uğu nu gördük. Ravmond şöminede bir şeyler pişirirken, Paulette masayı kuru-

yordu. Masada son derece sıradan gö rünüşl ü bir o m l et duru-

yordu. Dünkü ekmekten dilimler vardı. R a y m o n d ş ö m in e n in

başından kalkıp üstü jambonla kaplı geniş metal parçasını

masaya getirdi. Bizi görünce sakallı yüzünde bir gülümseme

belirdi. Koruyucularla zaman geçirdikçe başka bir şeye daha

etmeye başlamıştım. Vampir dişlerini saklam aya çal ış

dlğun Morot'lara çocukluklarından itibaren

^.k arm ay ac ak şeki lde gülümsemeleri vc konuş

S B u ra da ku ra lla r fa rk lıy dı.

jja t1 °&rC n d i ycn Raym o nd, d i kkat li ce jam bo nlar ı masa

gktaraı . “Um arım açsınızdır .”

^ b ir j am bo n m u?" d i ye f ıs ı ldadım Sydney vC

"O f l o k s a s in c ap ta n f ala n m ı y ap ılm a? "

Diın*tri>yC c k j^ b o n gibi geldi." dedi Dim itri.

•gana gc ^ ^ $y(ı ney "Am a sana garanti ederim

Bence hay van ların etleridir, marketten aımamışkcndi ycaş tirdr klcr

Yf ^ ■ • " zü m d o be li re n if ad e yi gö rü n ce b ir k ah ka ha a ttı.

« T , e n d i şe le n d i rd i ğ in i g ö rm e y e b ay ılı yo ru m . S tr i

■ S f " “ lN e o l d u ğ u b e l l i o l m a y a n y i y e ce k le r ; E ve r."gol #

^ rieoi'a nc o l m u ş :I hu» ve A ng el ine içe ri girdi . O ğla nm el inde bir kase ka

vardı ve ka ufak l ık l ar i i t t i r i yo rdu. K üç ük ço cukl arın

^ s i i k iç in d ey d i v c dı şa rı da o yn am a ya geri d ön m ek is

moriaıdı. Soruyu so ran A ng d ine ’di.

Dimitr i yanl ış bir şey söylememe e n g e l o l m a k ı ç ı n d u r u -

ma müdahale et t i . “Rose’un ö ldürdüğü Strigoi lardan bahse

diyorduk.” . . .

Joshua kap ın ın eşiğ in d e d u ru p bana bakt ı , m av i gö zl e-

ri hayranlıkla parıldıyordu. “K ayıpl ardan ö l dürdükl er i n m ı

oldu? Şey Strig oi’lard an? " B izi m ter i m i m i zi kul l anm a g ir iş i

mi hoşuma gitti. " K aç tan e? ”

I ımıı** .11*--



musunuz?” diye sordu dVQcudunu7U '** ^ bır akt ığı nı bilin iyo rd um .” V'

" wnd mi? H“ ’ Sanmm n ÖVmCİCrİ k* " '’ W M vü cu du mu zu iş are tliy oru z. D o nu p ^diyors'zn HX duydum « bir parm ak te n in * ^

kaldırdım Av ai* imd e Jos hu a yla karş ılaştım ,

du. Irf^P ***“”*, d c6 i Daha önce bunlardan hiç o0rrTlç

' * * £ * + * « b W B i z ; l d ü r d ü ğ u m u 2 Stvız Sende bir sü rü ... î$aret var.

»ular iç in." dedi Raymond onay!sm,

b ü s * tonuyla. Ardından bakışın yerin, hayranhk ald,yan w

"DJ S İ « Angel ine'den yükselen inlemeler irkiltti beni.

“Ne?"

Savaş işareti." dedi Dimitri. “Artık kimse ona zvezda de-

m i y o r . Yıldız anlamına gelir.”

«Haa. Mantıklı." dedim. Öldürdüğü Sm go ı larm sayısını

hesaplayamayaağ. kadar büyük bir savaşta çarpışan kişilere

verilen dövme, yıldız şeklindeyd i. N c dc olsa boynunuzda ta-

şıyabileceğiniz molnija işaretlerinin sayısı sınırlıydı.

Josh ua bana gülümseyince m id em de kelebekler uçuştu. Bu

garip Amish tarikatının bir parçası olsa da, bu du rum yakışıklı

olduğu gerçeğini değiştirmiyordu. “Şi m di lek eli kraliçeyi nasıl

öldürdüğünü anlıyorum."

“Büyük ihtimalle sahtedir," dedi Angeline.

Kraliçeyi öldürme kısmına itiraz edecektim ama kızın yo

rumu beni çileden çıkardı. “Sahte değil! Strigoi , okulumuza

170

« « b r d ,m ü stcU k * * • — bi r sürû

^ j d e öldürdüm.* £ * * a r a d a bir Strigoi' larU b ü y ü k s a v a y l a

, d e d i D ı m , t n

' P e k JûSh“ f ^ ayırmadanmuz bırak dövüşmeyi, b yt p l a t d a n bitini görmedi bile

rahatsız etmezler.V > « O y sa o n la r ın ı d ca l St ti g oı he de fi ol m ıl an m

Uletdim, ne dc olsa hıçlığm ortasmda b it M oroi, damp,r vc

ınön grubuydular. “Neden size sald.rm.yorlaz?' diye sordum,

fkymond bana göz kırp tı. Çü nk ü dövüşerek karşılık vc

riyonızBu g i z e m l i y a n ı t ı düşünmeye vaktim olmadı çünkü he

ıaen a i l e c e k y e m e ğ e o t u r d u k . İl k ge ld i ğ im i z de ka r m u ğ u n u

insanların d ö v ü ş m e y e nc kadar hevesli oldukları aklıma gel-

di. G e r ç e k t e n o kadar ı S tr igoi ' la r ı korkutmaya « t e r miydi >

Bdki korkmasalar bÜe buna değmeyeceğini düşünüyorlardı.

D i m i t r i ' n i n g ö r ü ş l e r i n i m erak et t im . On un a ilesi dc Moroi

h a y a t ı n d a n kopmuş b ir topluluğ un parçasıydı.

Yemek yiyip soh be t et t iğ im iz s ırada b unlar , düşünme-

yi sürdürdüm. K oru yu cu ların biz im le ve Tariana'yla ılgi

iı bir sürü soru ları vardı. T artışm alara bu lm ay an tek kişi

Angeline'di. Syd ney gib i az y em ek yiy or v c çatık kaşlarla beni

‘üzüyordu.

"If ıtiyaamız olan malzemeler var.” dedi Sydnev aniden.

' tu ğu n h i b ye y i u m o r t a sm d a b ö l d ü . B en i m ç o k u m r um '* ' Ir t.

171



Kaf„ ,

u f hitocfiim en yakın kasaba nerede?" ' ' s «I4rcSCOr*? il bir saatlik me safe de, kuz eyd e, dedi p 1

yelecek y i y c c e ğ lm ^ 3rr P" % .

' X L k yemek delil * dedim hem en. “Yemekleri,,* h

J S r f c b* » "B 'T « « ■ * ° ^ kotii £ J*»

ve hafif bir kararsızl ığın ardından R a y ^

döndü. "Bir araba ödünç a lm a m a m ü m k ü n ^.ür ^

«İd kelimelerinin ona ad verdiği belliy di. Do ne ne kada,

bamın anahtarlarını s i * bıra kab ilirim

Raymond bir kaşını kaldırdı. Senin zaten hoş bir araban

Sydney omuz silkti. “Onu buralarda ne k a d a r a z kullanır-

sam o kadar iyi.”

Kamyonunu alabileceğimizi ve büyük ihtimalle b i z i m ara-

bamızı kullanmasına gerek olmayacağını söyledi. Sydney ada-

ma teşekkür etti ama zihninde arabasının üzerinde dans eden

vampirlerden oluşan bir görü ntü nü n belird iğine e m i n d i m .

Kısa süre sonra yola çıktık, güneş batmadan dönmek isti-

yordum. İnsanlar evlerinden ve ma ğa rala rın da n ç ıkm ış nor-malde nc yapıyorlarsa onu yapıyorlardı. Bir grup çocuk, kitap

okuyan bir dampirin etrafına top lan m ıştı, bur ada tıe tür bir

eğitim verildiğini merak ett im .

Yanlarından geçtiğimiz sırada tüm ko ru yu cu lar ellerindeki

1,1 b‘rakiP merakJl * 7 » « k ın gülü m sem elerle bizi süzdü. Ba

2 0 1 gülümseyerek karşılık verdim am a çoğ un luk la gözlerimi

tuttum Joshui ° ' ° P ırk i ka<Ur bi“ e$bk «t i VC yol

‘ unda yü rü dü.

boT11 çabu k döne rsiniz, dedi. “Biraz daha sohbet ede

„ dcaim . “Em inim eğlencel i olur."

onu gülümsetti ve bir şövalye tavrıyla önüme

&U ^ dalı çekti “Belk i san a m ağaram ı gösterebilirim/’

gckfl blf m>Bir dakika, ba ban la yaşamıyor musun?"Neyim.' —

jndiiik A m a y ak ın d a k en d i ycr im e l

Sesi gururluydu. “ B a b a m ı n e v i k a d a rivi bir başlangıç. N erede yse tam am a ^ ^ eIb« t e. terniziendi."

4

“Şim1

302 ıy * « '* • - ‘

•Şey, har ta G er i dö ndüğüm üzde kes i nl i k l e m ağaran,

bana göstermelisin." K e l i m e l er dudaklar ım dan, dökülürken

sıdece Raymond’ın evini, h e r h a n g i b i r in i n nasıl olup da bü

yük bulabileceğim dü şün üy ordu m .

Kaymond’ın kamyonuna ul anınca Jo sh u a ya nımızd an ay

nldı. Koruyucuların o r m a n d a n s ı k s ı k ayrılmadığı düşünülür-

se, kamyonun o kad ar kö tü d u r u m d a olması şaşırtıcıydı. Belki

deyıllardır kötü ku llan ılıy or o l m a s ı n ı n sonucuydu.

“Onu bu şekilde c e s a r e t l e n d i rmemelısin." dedi Dimitn

yola çıkmamızdan yaklaşık o n d a k ik a sonra. Sydney arabayıonun kullanmasına izin v e r m i ş t i . San ırım erkeksi bir kamyo-

nun, erkeksi bir şo fö rü h a k e t t i ğ in i d ü şü n d ü .

Artık hareket en iğim iz iç in a l d ı m yeniden görcvimizdeydi.

ign Dragomir i bu lm ak. Bu y ü z d e n D im itri nin ne dediğini

nılamadım. “H a?"

I Joshua. Onunla flört e d i y o r d u n . ”



E r m i y o r d u m ! S ad rc c k o n u y o r d u k .

A d r b n ’ U b i r l i k t e d e ğ i l m i , i n .

ö yl eyi m !” dedim ser tçe , ö fkeyl e D i m i t r i > b ak t, m

U y o ld ıv d , “Bu yüzden Jo shua 'y l a f l ö r t etmiy0rdum

böyle bir şey söyleyebi l irsin? Josh u a benden o Şckiidc ho^

0mıyor.

Aslında.” dedi aramızda oru ran Sydney, “hoşlanıyor;

Ö fkem i Sydney 'e çev i rd i m . “Nereden biliyorsun? ^

gizl i bir not m u verdi?”Sydney gö zl eri ni dev ird i . “H ayır . A m a sen v e D i t^

kampta yarı tanrı gibisiniz.

“Bizler yabancıy ız,” diye h a t ı r l a tt ı m o n a . “Lekelilerdeniz."

“Hayır . S îz l er Str i go i v e kra l i çe kat i l i asilersiniz. Şimdiye

kadar güneyl i m isafirp erve rl iğiyle karşı lanmış olabilirsiniz

ama bu insanlar asl ında vahşidir . Başkalarını dövüşte yenebil-

m e k , o n l a rı n g ö z ü n d e ö n e m taşı r. D u ru m düşünüldüğünde,

siz ikinizin bir süredir o o r m a n d a dolaşan en seksi yaratıklar

o lduğunuzu s ö yl eyeb i l ir i m . "

“Sen seksi değil misin?" diyc sordum.

“ B e n i m n e o l d u ğ u m u n konuyla i lgis i yok," dedi. “Onlar

simyacıları görmez bi le. D ö v ü ş m e d i ğ i m i z iç in güçsüz olduğu-

muzu düşünüyorlar .”

Ormanda karşı laşt ığımız insanlar ı düşündüm, çoğunun

yaşlı ve yorgun yüz ler i o lduğunu hat ır ladım. Çoğunun.

Raym ond’ın ailesind ekiler ho ş g örü nü şlü kişiler, diyc w

lirttim. Bunu Joshua'yla f lört e ttiğ im in yeni bir delili oh

gören Dimitr i homurdandı .

174

dedi S y d n e y . “Büyük i ht i m al l e kasabadaki e n

EVC i lc oldukları için daha iyi dürümdalar. Diğerlerinden

**iyotlar vc güneş al tında fazla çal ışmaları gerektiğini

iyi ” u in B u t ü r b a s i t ş e f l e r b ü y ü k fark yaratır."

sanfl liy0Jcvam ettiğ im iz sırad a b ir daha f lört konusu açıl

^ O l a y y a r a t tı ğ ım k a s a b ay a ü r k ü t ü cü ö l çü d e be nz ey en

^ İ li ç’e z a m a n ı n d a v a r d ı k . B e n z i n is t as y on u n d a d u rd u

R U b > t d a S y d n e y o f i se g i r i p b i rka ç so ru so rdu. G er i ge ld i ğ inde

^ b a d a b i l g i sayar ını şar j edeb i l eceği kafe l o kanta aras ı b i r yer

olduğunu söyledi.

K afeyi bul up o tu rd uk , kah v e ısm a r l ad ı , b iz i m karnım ız e t -

i ği miz sağlam kah v al t ı saye si nde t ıkabasa do l uydu.

U Bir şey ısm ar l am ad ığım ız i ç i n garso n b i ze kö tü bakış l ar f ır -

latınca D im itri ’yle bi rl ik te k asa bay ı dolaşm aya karar vcrdiK.

Sydney dc buna garso n kad ar sev i nm i şt i . O r ta l ık ta o lm am ız-

dan ho şl andığ ını san m ıyo ru m .

Bau Virgin ia konusunda Sydney’ in canını s ıkmış o labi l i -

rim ama itiraf etm eliy im ki m anzara harikaydı. Güçlü ağaç-

lar, kucaklıyormuş gib i kasa bay ı sa rm ışa. Ağaçlann ötesinde

dağlar vardı. St. V la d im ir’in yak ınlar ınd aki dağlardan farklı,ormanlarla kaplı d ağlard ı. O ku lu hatırlayınca garip bir nos-

talji Hissi içim i k ap lad ı. O ray ı bir daha asla goremeycbilir

dim. Hay atımın ka lan ını kaç arak geçirm em gerekecek olur

sa St. Vladim ir’e as la g ide m ezd im . V c beni yakalarlarsa...

n ta n ay ı b ir d a h a g ö r em eyec eğ i m kes in .

^ c ya b a ş k a b i r y e r i , " d i y c m ı r ı ld a n d ı m .

N e? d i y e s o r d u D i m i t r i .







Kilivordum ama dışarı çıkmak istenç

Hakh J t J L k , s ük un cr vc gü ve nlik h a ya lin e s ı ğ , ^

Kİ 'ÜPÎ Bîr eün g ^ kren m‘S‘ r “ ray'na gİdcbil^ r „ ,“ ' ' h L j r d u m . K ita bı D im it ri ye uza tt ım . " Bi rhayal etmek »sn.

* * * 1 bir sayfr açtı Gülümsemesi hem en kayboldu.

" ' S S t o * * « b y ı u h * doldu ' N os tllii " çünkü * *gü rd bit îchirtli. Hürün çün kü orayı ziyaret etriğ,mde

kodtuDç bü görevim vardı.

Dimim urun süre sayfty* baktı. Ben, cesaretlendirme,. ,

tornasına karyın onun da iyi durum da o lm ad ığın , o raman

kavradım. Ben Moncanaya kar?, neler hissediyorsam o da kay-

bettiği yerlere kar?ı aynı ?eyi hissediyordu.

Nazikçe omzunu dürttüm. “Hey. hayatta olmanın tadını

pkannahyız, bana söylediklerini ne ç a b u k u n u t t u n ? G i d e m e

yecegın yerleri düşünm e.

isteksizce kiabı kapattı. “Ne zaman bu kadar bilge biri

oldun?" diye dalga geç ti.

“iyi bir öğretmenim vardı.” Birbirimizde gülümsedik. Aklı-

ma bir şey geldi. Bunca zaman Lissa emrettiği için beni Kur-

tardığını düşünmüştüm. Belki daha fazlası vardı. “Benimle

bu yüzden mi kaçtın?" diye sordum. “D üny anın gö rebi ld i ğ in

kadarını görebilmek için mi?"

Şaşkınlığı kısa sürdü. “Sadece kısmen hakl ısın Rose.

.Moroi topiumu beni sonunda yeniden k a b u l l e n e b i l i r d i

anıa kabullenmemeleri riski dc vardı Str igo i a d ö n ü ş t ü k t e n

" Duraksadı. “Hayatı takdir £ Üd to * gelebilmiş değilim a ma ç a h ? , ^ ^ * » . H ila

aV&F od ıkknm ıknn b ah se diy ord uk ^ , ^ « e ğ e değ.l

^ y,0W geçm 'J»n Vuzier. Kabuslar. Ama ' ^ hlrık.

ayadan ne kadar uzakla?,rsam hav,,, 0 . ^ * * . 0Bu kitapların v e p a r ft m ün ün ^ * r k u c a k ] ^

^çeteden Süzülen ışığı g öreb il iy orum K “ aiablli>*orum.

dasıaııi cadı bile hoş geliyor." 0 ruvıûiarjn

“Şimdi d e ş i i r mi oldun.”

‘Hayır, gerçeği kavramaya ba?ladımRum uzun kurallarına sayg, duyuyoru m tof1'

hücrede geçirmek istemiyorum. Kaçmak hiyan 'n ı bir

fiızdaı yırdım ettim . Bu ve .* * Sana bu

W Y&ünü inceledim. DuyguUnnı Omiy. tamsam da hissemldenn,benden b ı t ^ T

"Bir önemi yok. Sy dney’ in van.n a - ^ ^ ^ r d u .

yybulmuş mu? Söylemesi ho? defni B î k î l l a ı b ir pni sanmıyorum." * **ansuun y»*er gini.

"Karılıyorum." Ayağa kalktım. “Büyük ihd r

^ ^ ° yD* m 3?a b a j l a m ıt f r " ^ ^

d o n du r m a a lm a k ir in A ı .Hanyürüyüphemdondun! l « * *

her şey m nıncu ^ » * “ ■Güneş utU

^ ^ s ı c a kt , Tü m A , a ma^ hendirnc. /(n ilrrjn " ' n ” ***■' A «r. dedim

^ f i m d i r Tadın ^ Ç ^ o l a

' ^ c o l m a , gcrckm ıv; n Q d'" ‘ P W için haşam ı,n

181



Kjlcyr ub|i»« Sydncy‘n b llgtay am ., k on «nir<. tj|

„ p i ,dük. > W n c <J ok u nn u m ı, tl B uy uk ‘ h “ ' M l c d Jûn cu Uhvel ini iç/yunJu. Ybnı n, ot ur du k.

•Hey' Oyun oynuyonutı!" Ekrjn.ı ba kmaya ça(<ft>rn *„

bı)gi»y« ‘ <**»««• ' £fi c'in met rcs,n' l r i"' ln K «clüy„rdu

'Aradım/ dedi.Dimirri’yte şaşkın şaşkın birbirimize bakınd ık.

“Ama ne kadar işe yarar bilm iy oru m .''“Bir fcy. hiçbir şeyden iyidir." dedim. “Ne buldun?"

“Banka kayıtlarının ve banka transferlerinin izin, sürünce

•inan kı hiç eğlenceli değildi gözden kaçmış bir bıiK,yc uj^

um Elimizdeki banka hesabı bej yıl önce başka bir b a n k a y a

rayınmış. Eski hesap hala Jane Doc adına kayıtlıydı ama yeni

hesapta akraba hanesine bir isim yazılmıştı."

Sefa imı tuttum. Para işinden anlamıyordum ama sağlam

bir şeye ulaştığımızı hissetmiştim. “Gerçek bir isim mi?"

Sydney başını salladı. “Sonyz Kar p .”

12D

H im itri’nin ve ben im donu p kaldığımızı gören

jgyd ne y'i n yü zü nde ta ts ız bi r gü lü m se m e bd ırdı .

“Sanır ım kim olduğunu biliyorsunuz."

•flbettc biliyorum." dedim. “Okuldayken öğretmemmdi.

D elirip S m g o i ’a d ö n d ü . "

Sydney baş ım sal ladı . “B i l iyo ru m '

Göderim kocaman açıldı . “O .. . Lissa'mn babasının sevgi-

lilerinden olamaz, yoksa öyle mi?" Alı Tanrım. Hayatımdakien beklenmedik gelişmeyd i b u. So nu çlar ını düşünm ek bile

atanıyordum.

“Sanmıyorum," d e d i . “ H e s a p onun adı e k le nme de n uzun

yıllar önce a çıl m ış O n s e k i z yaşına bastığında parayı çekebil-

mesi i ç i n onun adını e k l e m i ş l e r . H e s a b ı bebek doğ duğ unda

açnklannı varsayalım, S o n y a o d ö n e m d e ç o c u k sahibi olama*

V4ak kadar küçü k. H ayır, S on ya . h esab ın s ahibin in akrabası

olmalı.*



, , ı.frım heyecana dönüştü . Dim itri'nin

1 "Jdı& nı görebi liyordum. “Karp ai lesinin L . ^

dedi. "Süde yoksa bile bilen bir Moroi ^sizde varan. ı«r.,kardesPw ^

. akrabaii var mı? Kjz Jura cşı.

Sydney başın. iki yana solladn “Haytr. öylesi 6 * b

Olurdu. Ne yaa.k ki Sonya’nm çok ge m , b ir ailesi va, A„„cı

de babos, da kalabal.k ailelerden geliyor, y a n i b i r sürü

var. Aradığımız kifi olabilecek bir sürü teyze ve halada,, bah.

sediyoruz."“Onları araşrıramaz mıyız? diye sord um . H e y e c a n iç,n.

deydim. Dürüst olmak gerekirse böy le b ir i p u c u b u l m a y ı bek -

lemiyordum. Küçük olabilirdi ama hiç y o k t a n i y i y d i . S o n y a

Karp, Eric’in metresiyle akrab aydı. İzin i s ü r e b i l i r d i k .

“Bir sürü kişiyi araştırma mız g erek ir.” S y d n e y o m u z s i ik u.

“Ama evet, yapabiliriz. H erkes in h ay atı nı a r a ş t ı r m a k u z u n sü-

recektir, üstelik bu işin üstü nü ört m ek i ç i n c i d d i ç a b a h a r ca n -

dığını unutmayın. Aradığımız kadını b u l a m a y a b i l i r i z . ”

Dimitri’nin sesi düşünceliydi. “Jane D o e ’ n u n k ı r n o ld u ğ u -

nu bilen biri var."Sydney’le birlikte beklenti dolu gözle rle o na d ö n d ü k .

“Sonya Karp,” diye cümlesini tamamladı.

Ellerimi havaya kaldırdım. “Evet ama o n u n l a k o n u ş a m a -

yız. İmkansız. Mikhail Tanncr bir yılını o n u a r a y a r a k g e ç i r d i

ama Sonya yı bulamadı. O bularnadıysa biz hiç b u l a m a y ı z . "

Dimitri başım çevirip pencereden dışarı b a k t ı . K a h v c

«engı gözleri acı doluydu. Neler olduğunu tam anlamıyor-

dum ama kütüphanede paylaştığımız huzur d o l u a n k a yb o *

ül üphancdc gö rdüğüm Di m i tr i « t ık yo ktu.

jıav#ıs ,n a b ü rü n m ü ştü , om uz la rı nd a dü nya

*pidcn ***** t a ş ı y o r d u . Sonunda sıkıntıyla iç çekip bana

d doğru bağlantılara sahip olmadığı için onu

At i. •*

' erke k arkadaşıyd ı,” dedim . "Da ha fazla ncw* Lı il o n un . . >•

' Nİl o labi l ir bi lmiy orum .

l > r b 4U ‘ı dinlem edi . Yen iden düşüncelere daldı. İçin

Oitni^ bcf* cupUnu görebi l iyordu m. Sonunda kararınıbir fırtına W ? *

[e t>ir

erdidi.»Telefonun çekiyor m u ? ” d i y c s o r d u S y d n e y ’ e .

Sydney başını sallayıp ç a n t a s ı n a u r a n d ı v e t e l e f o n u

D i m i n i’ ) * « r d i D i m i t r i a c l v c r i a b i r ş e y m i ş g i b , t c lc f o ^

i d e , , . S o n u n d a s ı k ı n t ı l ı b i r i ç ç e k i ş i n a r d ı n d a n a y a ğ a k a l k ı p

lu p ıy a g i t t i . S y d n e y v e b e n soru s o r a n g ö z l e r l e b r r b m m ı z c

b d m l o a n sonra p e ş i n d e n g i t t i k . S yd n ey g e n d e k a l d ı , h e s a b ,

ödeşip b i lg i s a y a r ın ı a l d ı . B e n ise D i m i t r i n u m a r a y ı ç e v i r m e y i

b it i r di ğ in d e d ı ş a n d a y d ı m . S y d n e y b i z e katılınca k a r ş ı t a r a f t a k i

k iş i y a n ı t v e r m i ş t i .

" B o r i s ? " d i y c s o r d u D i m i t r i .S a d e c e b u k a d a r m ı a n l a d . m çünkü konuşmanın gerisi

Sıısçay d ı. K o n u ş m a y , dinlerken garip bir hisse b p ü d . m . K a-

b ı bnşmışn, k o n u ş u l a n dili garipsemiştim a m a heps i bu b

j ı d e ğ i l d e Tüylerim d i k e n diken oldu. Ö fke iç imi doldurdu

t a Z i r ran,y0rdum H f "> Dimitri’nin sesiydi hem

“Mı. Kabuslar,mın vc zalimliğin sesiydi.

S t r i g o i n u m a r a s ı yapıyordu.



N u n u » r *P n a k « “ f ^ & r if S * , . I

nlyVc demek d d u H jn S ,S' ° lu r u ° un o idu, ^ I

dırıaydı. ISydney k *» W “ ç am a ma b en im le ayn , ^ I

anmıyorum. Dimit r i 'n in S t r ig oi ha l in i g örm em; , , . ^ I

» d a n y ok tu . D i kk a ti m ç e ke n şey, D i m i tr i 'n i n t a v , ^ ^ I

değişiklik olmalıydı ne de olsa bu değişimi gözden i T * * I

İ B du n at dı . S yd n ey 'e b a k n ğı n da ko n u ş m a ya k o n s a n t j ^ I

ğunu anladım. Rusça bildiğini unu tmu şum . I

‘N c diyor?" diye fısıldadı m .

Kaslarını çara, ko nuşm adan ya d a benden a* .

dikkari dağılıyordu. “Uzun zamandır konuşmadığı biıjyfc

konuşuyor. Dim itri o kişiyi yan g elip y atmakla suçluya* I

Susup zihninden k o n u ş m a y ı çev i rm ey i sürd ürd ü Bir I

noktada Dimitri iyice öfkelendi, Sydney de ben de irkildik.

Soru soran gözlerle Sydn ey'e b ak tım . “Yetkisi sorgulancı

iç in çok kızdı . E m in değ il im am a diğer taraftaki kiş;

yalvanyormuş gibi geldi."

Konuşulanların h er kelim esin i bilm ek istiyordum

ama Sydney aynı anda hem dinleyip hem çevircmıyorda.

Dimitri nin sesi normale döndü. Sonya Karp ve Monrana .*:c

fimelcrini duydum.

Bayan Karp ı m ı, Sony a'yı mı soruy or? div c mırıldandım.

Uzun zamandır öğretm enim değ ildi , art ık S onv a dememin bir

sakıncası olacağını sanm ıyorum .

‘ Evet.“ dedi Sydney. G özle ri D i m im d ey d i. “Telefondaki

kşiyc Sonya’yı bulmasını söyledi. . . " Söylenenleri dinlemek

186

^ d ı . ‘A nlaşılan b , n W S o m * » « ^

^ a n û « o m u » " ' «t y o r.

* { 5 * * sr r a

bozdtet edadi. grup halinde nadı^ ^ ...

5 5 * U Yanı D ı n u tn ö nc ed en de sö y fc d ^ &

* ku lU n^ ordu . Scng o,T and an b ,ri D i m i n i ^ T T T

biliyor o l » b ile organize o t m a ^ , ^ ^^ kÜ n e ulaşm ası zordu. D i m i m nin ptznı ^ y a ıa v a b ,;^ ‘

‘ Yeniden öfkeli bir sesle, neredeyse bağmrosma k o n u ş a

Kzsdıtni tuzağa d üş m üş hissettim, Sydney bi le krakmaş gö

ıjBÛâdu.'Yann geceye kadar aradığı ya nıt la r bulmazsa adamın d

jeriaini p ar ça la yac ağ ın ı s ö y le d i. . . * Sy d nev ger is in i g et irm e

* gerek d u ym a dı . ’ H a ya l gü c ü n ü ku l l a n O l d u kç a ko rku nc

şederden bahsediyor . ’ So hb et in o kısm ım ^

nadim.Drnitıi k o n u ş m a ^ bitirip Sydney'e t e l e f o n u n u geri vC.

nner yü zü n deki m a ske d e ka y b o l d u . B i r ker e c a r i d a m Dimim y e dönüştü. Üzerinden ç a r e s e k y av ıiı vo rc u

I fcfcnin duvarına yaslanıp gökyüzüne baktı. Ne yaptığmı

I CCnî n i sa a n c5 t»rnıe >T . duypı lanmr. kont

I , Ç* l»?»vordu. İh t iya c ım ız o lan ipuç lar ına

I Pann L»0 ^ ^ v a c a k b ir K>’ y a p m ı ş o ; s a da ocûc l ı iğ . r

m karıncalandı. S a r ı l ı p o n u r a h a t l a t m a k , en



Min<fa" yalnız olmadığım g öster m ek için on ,zu„ ,

m ak is te dim . A m a bu n da n h o ş la n m a y a c a ğ m , b i l d i ^

. . .*. ^hiçbir fey yapmadım

i o n u n a j y f » t - * , 0llc

k o n t r o lü n ü g e ri k a z a m ı ? » . S o n y a y ı a r t t ı r m a s ı iç in b *

y o l l a d ı m . " d e d i . “ İşe y a r a m a y a b i l i r . S t r i g o i ’l a r ı n i z in i *

z o r d ur a m a k e n d il e r in i k o r u m a J c i ç in b a z e n b i r b ir l e r i n i k j

r o l e d e r l er , i p u c u b u l u n u r s a y a k ı n d a ö ğ r e n i r i z . ”

“Ben.. . Tefekkürler," dedim. Teşekküre ihtiyacı olmadlğlrv

biliyordum ama bana gerekli g eldi.

Başını salladı. “Koruyucu lara dö n m eli yi z.. . Ya da belki bu

kasabada kalabiliriz/'

“Medeniyenen uzak durmakta fayda var," diyen Sydney

kamyona doğru yürüdü. “Ayrıca anahtarlarımı ger i istiyorum."

Eve dönüş yolculuğu on kat uzun ge ldi. D im itri ’nin ruh

hali hepimizi etkisi altına aldı. Kendimizi çaresiz hissediyor-

duk. Sydney bile etkilenmişti. Kamyonu yine Dimitri’nin

kullanmasına izin verdi, iyi mi yaptı kö tü m ü yap tı bilmiyor-

dum. Araba kullanmak Dimitri’nin dikkatini dağ ıtm aya yeter

miydi? Yoksa Strigoi anıları, yola konsantre olm ası nı engelle-

yip uçurumdan aşağı uçmamıza mı yol açard ı?

Neyse ki sağ salim koru yucu ların yanına vardık. Moroi ka-

dınlarından biri ve insanlardan bir erke k bizi bekliyordu. Hala

bu iki ırkı yan yana görmeye alışamamıştım. Karşımdakilerin

de çif t olup olmadığını merak et tim .

Kampa döndüğümüzde ateş yakı lmış , insa nlar da ateşin et-

rafına toplanm ıştı . Kahvaltıda bana ateş başın da ro pl anm anır

188

SU anaa baz ı ailelerin evde kalmayı tercih ettiği

, evine dö nd ük , sadece Sarah vc Joshua oraday

* g > nİ â k l a r ı y ı k ıy o r, jo s h u a h u zu rs u zc a k o lt uk ta o cu

Jı Sarîh bÜnt g ö r d ü ğ ü an d a ay ağ a fı rl ad ı, yü zü nd e gü çl ü bir

ı* di. gjdin. Endi şe l enm eye başl am ışt ık . . . Sana b i r

R0SCİ dan korkmadık, ne k adar ye tenekl i o lduğunu bi li

terkecmiş o l m a n d a n k o rk t u k ."?vnH afna j ^ ^ d a n olmaz.” dedi Sydney. Kamyonun

.Arabam^‘ bır ak u. K en d i araba sının park yerinde

* * *yem ekleri istey ip istem ediğim iz, sordu, reddet

in istasyonunda karnımızı doyurmuştuk. “Tamam o

* . d o j i “yem ek yem eyec eksen i z a t eş in b a şm d a kil er e ka

S s i n i r . S a rh o ş e t m ey i b a şa rı r la r sa J ess M eb a le b u a kşam

iril söyleyebilir. Ay ık y a d a sarho ş o lm ası farketmez, o kadm

juyduğum en güzel sese sahip."

Dimitri ve Sydney’e ba k tım . Ba kışlar, dağlıların nasıl cg

kndiğini merak etm ed iğin i itir af ed iyord u. Ayışığı altında

tolk şarkılan söylem ek b en im için de eğlen ce sayılmazdı. D ı

mitti hala sarsılmış g ör ü nü y or d u .

Elinde olsa kendini odaya kapatacağını tahmin edebiliyor

«lumama Sydney evet deyince o t o m a t i k o la r a k , B en d e ge -

liyorum," dedi. N e ya p t ı ğ ı n ı h em en a n l a d ı m . S t ri go i o la ra k

geçildiği günler o n a işkence ed i y o r d u . S t r i go i l a ko n uşm a k

onun için işkenceydi a m a D i m i t ri , Dimitri ydi ve korunması



f an ıt d u . A ^ b ^ m d , o t u ru p f a ik H r t

tehlikeli görünmeyebilirdi ama Sydney gibl ^ ^

ipn tehlikenin nereden gekttğ.n, bilemezdin*.

« „ fflezdi. İkimiz yarımdayken Sdyney’in güvende o , ^

biliyordu.Ben de pl iyor um . diyecekken Joshu a araya girdi, o ,

mağaramı görmek istiyor m usun? D .şa r,da biraz tyık Vjr

lesı meşaleyle gitm ekten dah a iy i." *

Joshua yla soh be tim i tamamen unutmuştum. Teklifi.,.

dedecdetim ama Dimicri’nin gözlerinde kıvılcımlar çakrğ/

gördüm. Onaylamayan bir ifade. De m e k g e nç y ak ış ık ], b i r ^

gitmemi istemiy ordu. Ko ru yu cu lar konusunda endişelendi*

için mi? Kıskançlık mı? Hayır kıskançlık olamazdı. Bcnimk

romantik bir ilişki istemediğini defalarca söylemişti. Adnan'ı

savunmuştu. Eski erkek arkadaşlara özgü bir şey miydi? Ruby.

sville'dcyken D im kri'yle arkad aş o labilec eğim ize inanmıştan

ama beni vc aşk hayatımı kontrol edebileceğini sanıyorsa ar-

kada; olamazdık, öyle eski erkek arkadaşları olan kızlar tanı-

yorum. Onlardan biri olm ayaca ktım . K im le istersem gidebi-

lirdim.

Ha/ika,” dedim. Dimitri'nin yüzünde karanlık bir ifade

belirdi. “Mağaranı görmeyi çok isterim."

Jos hua yla birlikte dışarı çıkıp diğerlerini geride bıraktık.

Bağımsızlığımı ispatlamak için bu kararı verdiğ imi biliyorum.

Dimitri birbirimizin eşiti olduğumuzu söyledi ama kaç.y sü-

resince bana danışmadan bir sürü karar verdi. Bir kez olsun

verebilmek güzeldi. Ayrıca Joshua’dan hoşlanmışnm vc

190

Sr

yaşadığını öğrenmek iniyordu m. Sydney» a ,

hoşlandığın, sanmıyorum ama Dimitri o n , ^

* ^Jufdü^ W v f e b irlik te b ir sürü koruyucunun önünden

olduğu gibi bu sefer de gözlerini dikip bana b ^ '

l>S a beni dağın arkasına dolanan yola götûrdü ^

* 1 * * * * ROCky,Da ğb n' n<Jaj n bana ge lryo Vf U dağbıt konusunda züppe o lduğumu kabul edebi li rim

^ dr oldukça dik b u yoku şu arm an ,p koruyucuların yer’

uzaklaştık. Orm an şıkla şa, g üneş batmaya barfarmm

•Mağaram biraz uzakta," ded i Josh ua özür dilemesine. ‘ Sa

pj jp ir ikç e artıyor, kasaban ın merkezinde faz!, >Tr '

i ’ Kasaba yerleşimlerini ta nım lam ak için iyimser bir ifadeydi

' j be düşüncemi d i le get i rmed im. Evet , u m bir züppeydim

ijrj bir sürü mağara var. Yan i ha la yerim iz var."

‘Mağaralar doğal mı?” d i y e sordum.

‘Bazılan. Bazıları madencilerden kalma.’ '

‘Burası ço k hoşmuş, ’" ded im . H aşm etli ağaçlardan hoşianı

rcfdum. M ontan ayı özlemiş olabilirdim ama buradaki ağaç

irdîlu güzeldi. “En azından bu kadar uzakta olunca mahre

siyerine karışan olmuyordur."‘HaJduın.’ Gü lüm sedi. “B ilm iyorum , bizi f a lı kab a. . . Ya

anhşi bulabileceğini dü şü nd üm . İ lkel olduğum uzu düşu

‘uyonundeğil mi?”

, l>enİ îa5 ' r t t l ' K oru yu cular ın çoğu hayat tarz la-

s ı n UyÖk t“ r a r a , C s av u n u y ° r d u k i d ı şa rı d an b ak a n b i

sw8ul»yabi lcceğini düşündükler ini sanmıyordum.



n * « * * * * ? . dr P ü k *

« S m - M # * ” f b i * £ ,Ev * " * “ » ■ £. V l ru n ' , d * e r >

t , » > m ® . B u M ' 'J k ,t r o kt u v c * * * * » « U ^ ;

kontrol cdebilirdiın. .“İnsanların fcasabaûnnı gord um . diye devam « t i Ic^

“Lekelilerin başka yefferini de gördü m. N ed en orulird in .

Lmdıgmı anhyotum." Uanı>T>rmuş gibi devam «ti.

ğe hayır demezdim." N akn elekınk kuUanmn^rsunuz?"

•Kullanabi lsek kul lanıldık. Ço k ın ak ıa m ve kınısc b u ^

olduğumuzu bilmiyor. Leylak halkı, böyle olmasının sakla*

mam* açısından daha iyi olduğunu söylüyor.”

Kendilerini saklamak için bunlara katlandıkları aklıma şd

memifti. Sevimlerinin ne kadarının hayat tarzian ne kadarıma

simyacıların zorlaması olduğun u me rak e ttim .

‘ İşte geldik." diyen Josh ua , ben i hay allerim den uyandırdı.

Tam kabımd a ka n bir delik vardı. B ir yetişkin in geçebile-

ceği kadar büyüklü.

“Hoş," dedim. Bazı mağa raların d ağın yukarılarında oldu-

ğunu vc oralarda kalanların ka yalara tı rm an m ala rı veya merdi-

ven kullanmaları gerektiğin i fark etm iştim . D üz aya k bir kapı,

büyük bir lüks gibiydi bu ralarda.

llrifaum Joshuayı hazırlıksız yakaladı. “Gerçekten mi?’

"Gerçekten." I

Günışığınm çoğunu kaybetmiştik. Meşaleyi vakmak için

duraksadı. Peşinden gittim. Başlangıçta eği lmemiz gei?kn

192

r a v a n y ü k s e l d i v c g e n i ş b i t ü a r u u U ş u k

a IW d ^ ^ H nd e> d i. d u v a rl ar i « k a b ay d ı. D o ğ a l b it

•*1* f %u Na n U ş * 1* J o r d u A m A ‘ s' e rv İC S ' a U ş ü d ığ ı b e l l i y d i

*' nrj düzleştirilmışti. Köşeye toplanmış taşlarK rt »X *c n l . W : \ . _ _____ ı . t - ,

B i t fa ç P“ S » n w * ' l« « M ı V ıh u W

• W > ° P

Prn'»xkn ‘r

*Ufl

t * ıs'ük

I.

çûkt

* * ' * . ^ u ğ u n u düşünüyo rsun. değil mi ?" d iv c sordu

c r V l a d i m i r d c k ı v a ta k o d a m d a n b ü v ü k tü4 "tf il tfl®4

KU<,J d » h » k * Ç y a ş ı n d a s ı n ?

•O*1 7 7 * y a ş ta s ın ." d e d i m . B u n u d u y m a k o n u s ev in

* ^ n ’ V « K e n d i , ş ey . m a ğ a r a n a sa h ip o lm a k h o ş o l n u

^tniş Ç _n—r vc kan aliza syo n olsa daha hoş olurdu•Ekkmk. ınternet

bu ko nul an açm adım .

ele rim , göl lerinin par lam asına yol açtı . Mavi gözlerim

tonetnek imkan*»»!» N e kadar hoş göründükleri düşün

^ ü h n im d e n u m k l a ş t ı r d ım . K u r a v a e r k e k a rk ad aş bu lm a

„ şdmemiştim. A ma anl aş ı l an buna i nanan sadece bendi m .

Ujhıu bana doğru bir adım att ı .

' inersen burada kalabilirsin" dedi . "Diğer lekel i ler senitanda asla bu lam a Ev lenir i? , ç o c u k l a r ı m a o lu r , an n e m le

nnki gibi bir o* inşa ederiz vc—

Evlenmek kelimesi Strigoi sa l d ır ıs ına uğram ış g i b i şo k geçi

r? paniğe kapılmama yol açtı.

‘Hey. h e y . yavaş o l . ’ H a y ı r , kesinl ikle evl i l ik tekl i f i gelece

N k r k c a n e m i ş c im . “ D a h a y e n i tanış t ık !

193



Neyse ki daha **Biliy oru m am a ba2c„ ^

f » • M

bİrbirinİ ran'mayan inSan'ar CV'Cnir * 8 *««fam kul akl ım a i nanam ayarak *

"Elbette. Her raman olur. Üstelik şimdiden scai

m uşum g ib i geliyor M u h k e m s i n , g ü z el sin v e iyi r ^

olduğun belli Senin gib. b.rtn. daha once gormemiştim»

Yüzünde hayran b ir ifade vardı.

Keşke o kadar şirin ve nazik olmasaydı. Ürkütücü tipletfcuğraşmak daha kolaydır. Sydn ey’in söy ledik lerini hatırladlm '

"Joshua, çok hoşsun ama,” u mu tland ığını görünce hemw

ekledim, “evlenmek için ç ok ge nc im .”

fo fiann ı çam. “On sekiz o l d u ğ u n a s ö y l e m e d i n m i ? ”

Tamam. Yaş iyi bir bahane değildi. D im itr i’nin k a s a b a s ı n

da da genç yaşta cvlenildiğini gö rm üş tüm . B ö y l e b i r y er d e ç o-

cuk yaşta evleniyor bile olabilirlerdi.

“Evlenmek isteyip istemediğimi bilmiyorum.”

Bu sözlerim onu du rdurmadı. A nlayışlı b i r t a v ı r l a b a ş ı n ı s a ll a-

dı. “Söylediğin akıllıca. O halde ö nc e b i r l i k ç e y a ş a y a l ı m , g e çi ni p

geçinemediğimize bakalım.” Bana gülümsedi. “A m a b e n i m l e ge-

çinmek kolaydır. Tüm tanışmaları k azanm ana izin v e r i r i m . ”Elimde olmadan güldüm. “Tamam o zaman bu tanışmayı

kazanmama izin ver. Tüm bunlara hazır değilim. A y r ı c a b ir iy le

birlikteyim.”

“Dimitri mi?”

Hayır. Başka biri. Lekelilerin sarayında.” Söylediklerime

inanamıyordum.

194

“Ned en seninle değil? N eden seni koru

t * ^ ‘

^ r?” de biri Ayrıca be n ken dimi koruyabilirim.”

^cim olduğunun düşünülmesinden hoşlan

r Jn ^ a>,a ^ o o l m a s a y d ı bile burad an kısa süre sonra ayrı

t/miz asla yürümez.”

‘ aj ıin İl‘Ş •• j o s h u a hay alkırıkl ığına uğramış görünse de

1% l |)r°lUm’ mal karşıladı. “Belk i her şeyi çözdüğünde

n o r

gcii 6dirS,n. , ye m es ini , başkasıyla evlenm esin, söyleyecek

’ Baı* C ’ an lamsut b ir la f olac akt ı. Joshua’ ntn fantezi M oWum >ma bü yük ihtim alle baş ka biriyle evlenip beni

düşünülürse.^^ 7 ^ ^ o l m al l ydl BeUd; dedi m

it kun» genr^ rnek ist,yord um . Gö zlerim iskemleye kavdı.

Konuya d 1i5 ^ desen i vardı. “Ç o k h o ş.

Ojelinde yap isk em len in ya nm a gitti . Evlilik ko

" ^ d ö n m e d i . P a r m a k l a r ı n ı a h ş a b ı n ö z e ti n d e d ol aş tı rd ı.

’ S J m i r Ç o k ş a ş ırm ış tım . “Ç ok güzel.”

"Eğer istersen.. .” Eli hareket l eni nce ben. ö pm eye çahşa

J . t a k » » . A » . “ 2 1 ” “ a

S ı , A » d , o* ı>°> '“Jl f"bdar cilalanmıştı. “İşte.” B a n a b i l e z i ğ i u z a m .

“Benim için mi?” P a r m a k l a r ı m , bileziğin üzerinde dolaş

“Eğer istersen. Siz d ı ş a r ı d a y k e n y a p t ı m . G i t t i ğ i n d e b e n ,

195



“Çok teşekkürler Yüzündeki mutlu ifcded cn doğru kar an verdiğimi an|adl

Bana mağarayı gezdirdi, ardından ateşin başına dönm^'

karar verdik. Ağaçların arasından geç tiğimiz sırada m üz * ^

duyuluyordu. Bu topluluğun yaşantısında sıcak ve

canlısı bir şeyler vardı. Yaz kamp ına h iç gitm edim ama hcryde böyle bir şeydir.

Sydney ve Dimitri grub un bir uç un day dı. Sessiz vc cCrn

kinliydiler. Geri kalanlar alkış tutup şarkı söylüyordu. Dam

pirlerin, insanların ve Mo ro i’ların tek bir grupm uş gjjjj

hareket etmesi beni yine şaşırtm ıştı. H er t ar af farklı ırk

lordan çiftlerle doluydu. Bir ins an vc b ir M or oi, açık açık

öpüşüyordu. Bazen Moroi adam, insan kadının boynunu

öptükten sonra hafifçe ısırıyor vc biraz kanım emiyordu.

Utanıp başımı çevirdim.

Arkadaşlarıma döndüm. Beni g ören Syd ney rahatlamış gi-

biydi. Dimitri nin ne düşündüğü nü anlam ak im kansızdı. Geri

kalanlar hareketlerimi takip etti ve şaşkınlıkla baz. adamların

yüzlerinde kıskanç ifadeler olduğunu gürdüm. Joshua'yla ma-

ğarada bir şeyler yaptığımızı düşü nm edik leri ni um du m . Öyle

bir ünüm olmasını istemezdim.

>dneyle k o n u ş m a m gerek, diyerek Joshu a'dan uzakiaj

aşılan Sydney de yanına gitmemi istiyordu. Joshua

W

İki ad ım atm ıştım ki suratıma bir yum»kucakla11’

? JB fi» t^lanm ışum. Başımı çevirip burnumu kuru

^ ^ j f l ı k s »1 Y* ^ şaşkınl ığın ardından eğitimim dev

k taman,,n . n kaçıp dövüş pozisyonu aldım. Müzik vc

C i * S İ f B an a kim i n sa ld ır dığ ın a b ak n m .

AngclınC' benzer bir du ruşa ge çm ışn. yumruklarım sık

geO‘i,l^ nC dik m işti. “Ta m am ," dedi. Gerçekten nc

« * ^ C‘ İnİdi S u ğ u n u g ö r m e n in z a m a n , g eld i.'

^ bcCCC! örn cğ in ba ba sın ın devreye gin p on u azarlama&irilerın‘n ’ a tu ğ 1 için onu cezalandırmasını bekle

»<11. wiöfireJn ^du rdu rm aya çal ışmad ı. Hayır , doğru deği l,

din fc 'ıns ‘ °k i l ku teh l i ke de o l duğum u gö ren Di m i tri hare

gir kişi A ng eline ’i uza klaştır ma sını bekledim ama bir

ktregr?1' lP D im itri ’m n yan ına gidip kulağına bir şeyler

r t d durmad,ur ama her nc dcduerse Dimkri1o'ide durdu. N e söy ledik lerini sorac akn m ama AngeUr.e

S « I d ı r ı y a g e çt i. A n la şı la n te k b aş ım av dım .

o t e l i n e b u d a m p i r i ç in k ı sa y d , am a v üc ud u gu çlu yd u

Hul jd . am a i k i nci yum ruğu i ndi reb i l ecek kadar i nak deşı .

Yumruktan kur tul up m esafem i ko rud um , o na sa l d ıkÇ o r d u n , İy i b i r k av ga da ka rş ıs ın d ak in e zarar v e r e b ^

bdliydi ama dağ ınık dövü şüy ord u, lek niğ i zayi ı . Hğı *

fiayan güçlü biri gibiydi.

“Deli rd in m i ?” d i ye bağ ır ıp ö n ün de n çekil d i m , es şunu.

artını u a lr m n t i c r r m i v o r u m .



Tabii n * *<»• "HcrkC5İn * * * d a ?a n n ’« i " i i« ly 0_ ‘^ ' kd nin # * < * old„ğUna

mayı sürdürür ler. . . .D en eler im gerçek!" Yapn|. »ma ben, çileden ç lka

ama onunla dövüşmek istemiyordum.

İspatla Öyleyse." deyip yeniden saldırıya geçti. " S ö y l ^

kişi öldüğünü ispatla.

Onu kendimden uzak tutmaya çalışmak, dans etmek p

biydi. Bütün gece bunu yapma yı sürd üreb ilirdim. K a U a|,k_

ran. bitirin şu işi, bağırışları yükseldi.

“Hiçbir şey ispatlamak zorunda de ğilim ," ded in, kayılsl7

göriitımcye çalışarak.

“Demek hepsi bir yalan." Artık hızlı hızlı nefes alıp veri-

yordu. Dövüşmeye çalışıyorken zorlanıyordu. "Yaptığım söy-

ledikleri her şey yalan ."

Dimitri neden dövüşü durdurmuyordu? Gözucuyla ona

bakınca gülümsediğini gördüm.

Bu arada Angeline bağırmaya ve bana yumruk atma çaba-

larına devam ediyordu. “Yalancısınız. Zayıfsınız. Özellikle de

soylularınız. En kötüleriniz onlar.”

Onları tanımıyorsun. Haklarında hiçbir şey bilmiyorsun."

Konuşmayı sürdürmeye niyetliydi ama gittikçe öfkeleni-

yordu. Eğer bana arkadan saldıracağını bilm esem kendime

soylu bir duruş seçer ve yürüyüp gid erdim .

"Bilmem gerektiği kadarım biliyorum,” dedi. “Bencil ve

şımarık olduklarını, kendilerinden başka kimseyi düşünme-

diklerini biliyorum. Hepsi aynı."

usU old uğ un da Ange line in söyledikle

.U1*T $ör; ^ 2 kesinlikle hepsi öyle davranmıyordu.

y !ru olab,l,rC *. ndan hoşU nm am ışura. "Anlamadığın ko

i ^ e yap0 '*f. ‘diye bağ ırdım . “ Hepsi öyle değil."

Cpıda ni öfkelendirmek hoşuna gitmişti. “Keşke

# II»u y^ ölse" geçm em i sağlayacak kadar kmhrmam tşu

^ v o c e le r im i b u la n d ı r d ı, s av u nm a m ı k ır ma sı

sö* d ^ e^vîıs nvo r olsam buna asla mrHü$ünC* ^ 61 Bir Strig oi’la dövü şüyor olsam buna asla izin

*i l in ^ dirn' ı dağl ı kızı hafi fe almıştım. Bacağını

darbe indirdi , gaz kutusuna kibri t atmak Aizinfic d» u

* patladı.f * * H ' Şr i n i n a r d m d a n y a l p al a y .n c a ş a n sı n , t ytc e z or la

Bt" ° dül er i m dev reye g i rd i , o bana v urm adan o na

i DÖVÜ,5 s e ç e n e ğ i m y o k t u . D ö v ü ş gcrç'k t'n baj-

Jdır ınaktan ^ e u a f t l k i ıer d e te ıa h ü r a t ya pı yo rd u. Sa ld ırı

o n u k o n tro | al t ına a lm aya çal ış ıyo rdum

?MT t e e l t em as ım ı z ar tm ışt ı . O nd an i y i dö v üştüğüm e şüp

T İ ama ona ulaşm ak kolay deği ldi . Bana bi tkaç darbe

i mevi başardı, ciddi şeyler deği l , ben de onu yere devır

İ d Tv ü ş I orada sona e r m e s i n i u m m u ş t u m a m a e r m e d i .

Ben onu tamamen etk i s i z h al e g et i rem ed en yem den sa ld ırd ı.

Yuvarlandık., kontrolü el e geçi rm eyi denedi . Buna tzm v ere

a ıadim , yüzüne ser t o l m aya n b i r yum ruk ın i r »m.

Yine dö v üşün o no k tad a so n a ercccğ m i um d um . \ um nı

ğam onu benden uz ak l aşt ı rm ışt ı , ayağa kal km ak üzereydi m

»99



y o l d u ğ u ^ e m i n d i m v e o n ub u t u t a m s * ' h ğ i m l a ü s t ü n e y ü k l e n d i n , . V l

baiUn k u m ru m d a değildi. .

Ö * 6 * ilcri S '" " ' 15" Bmni" “ *»

^ m d k P ^ ^ k u rc u U m a y ac a ğ , „ t , ad ly .

* A n g ^ k “ r t u l r o a y a £ v c t e z a h ü r a t l a r y ü k s e ld i . B i r k ^

a , E r r a f a n . * ^ g ü n d e k i k ö t ü c ü l ifade k a y b o l d u ,saniye sonra T e E ° " U S^ Üm “ * «

S Ü b f^ İn m bir 5ak,n“ ‘y ° k ”

Î = S £ 2 S ?İstersen ağabeyim

13iç kom ik değil!"

“Bu kadar güldüğümü hatırlamıyorum ," dedi

Sydney.

fcyiDond’ın evine dö nm üş tük , o dam ızda başbaşaydık. Atqin

temdaki kutlamalardan uzaklaşmak çok zamanımızı almışu,

âıcllikie de koruy ucula rın gele nek lerin den birini öğrendikten

#na Anlaşıl3 0 buralarda biri evlenmeye karar verdiğinde da-

madın veya gelin in o ki şi n in cn yakın akrabasıyla dövüşmesi

gerekiyordu. Herkes kendi cinsiyetinden bir akrabayla dövü-

lüyordu. Angcline, Joshua nın bana olan i lgis ini görmüş, bi-

leziği görünce aram ızd a an laş tığ ım ıza karar vermişt i . Bu yüz-

den Joshuayla evlenmeye layık olup o l m a d ı ğ ı m ı g ö r m e k o n a

cüşüyordu. Bend en ho şla nm ıyo r, bana güv enmiyo rd u ama

.övüşte onu yenince saygısını k a z a n m ı ş t ı m . B i z e izin vermeye

^ v e r m i ş t i . N iş a n f a la n o l m a d ı ğ ı n a Joshua dahil herkesi

d e t m e k i çi n b o lc a ç e n e y o r m a m gerekt i . N iş an o ls ayd ı .



t e n i » a t a b « * D ‘ m ' m ri,n d

fyy^j ge rek ec ek ti

■ K a fu i.u .’ a n T a a ^ " ’ S y dn e y i . D i m i tr i o d a * , *

nnJ vasJaamı} beni izl iyordu A flgd inem yumruk « * * , ^

y u r d u m •■«dip» « * « * J“ dc£ ldi im a « W g ü ,

kamd ı. D imim gül ütmüyordu

onu cesaretlendirmemeni söylemiştim." ^

Dim im‘nin tepkisi.

Her neyse Sen de böyle olacağ ını bilmiyordun, e.

dece beni m — ' cüm l em i tam am l am ad ım A kl ım da ^

söylem eyecekti m. Di m i m ni n beni k ısk an d ığ ı^

bahsecneyecdcrim. Ya da sahiplendiğinden Joshm'^

adodaş canl ın davrandığımı görmenin onu rahatsa eteğini

ve Angehne’ın saldırısına öfkelenmemin onu eğlendirdiği^

biliyordum. Aniden Dimitri kadar eğlenıyormuş görünen

Sydney'e döndüm. Aslında hiç bu kadar güldüğünü

görmediğime yemin edebilirim. ‘ B u gelen eği biliyor muydun?"

'H ayır .’ diye ıdra f etti, “ama şaşırm adım . Sa na vahşi olduk

ianm söylemiştim. Burada pek ç ok k onu dövüş erek çözülür."

'Ç ok aptalca, ' dedim. Kafama d oku nu p vc Angc l ine’in burutam saç kopardığı yerin ne durumda olduğunu görebi lmek

»çın bir aynam olmasın ı d iledim. ' G e r ç i . .. Körü değildi. Kaba

bir tekniği vardı ama körü dövüşm üyordu . H epsi öyle mi 5 İn-

sanlar ve Moroi1ar da dövüşeb i l iyor m u?"

'Bildiğim kadarıyla evet.'

Bu konuyu zihnimde tarttım. Olanlar c a n ı m ı sıkmış vc

beni utandırmıştı ama koruyucuların bir anda bana ilginç

^ < * « « « kamu «açıiı ûavranmi

§cnCi dü şün üü rîc çok.

kül türüm deyse haia M o K o fba

^ Ö Cnndt CCİ">’o î İ sa> yfaiicv. onlara saidumıyor.’ diye mınldan

t? yicncnlerı hanriayaraıc Dim im nm g u W

l ^ v a h ^ ^ söyied i m i n b r tınc ia del d i m

S * • £ £ ! — *şûn ^ bulduğunu kon trol ctmcuymu Sy cscr t

0t o* * l *X** l xrm a- Hepimizin gitmesi gerekm.'yot. rana

. f J . g öte senin ara ba m i l a m o t u muT

^ p3trfyt<r^ ilkip anahtarlarına uzandı. Ön ca juü v

Sşdner 001111 tele fon un un çenm oe ha jiadığ 0“ * T mBCİ_ D inum h aklıydı ne P t i .— ^

1 ° ,1CnI1^ fc m D o v ^ h n a r d ı n d a n S y d n ey « b e n g ûv en

* İ S T fomsenm bana «İdm nayacağı kennd, TCine de

^ ■ s in g n i günlerini mk hapına yapzman fikn hopuma

gitm elisin.' dedim Sydney’e. 'Be n t a *

, Tam olarak yalan sayümızm Ancaua*» •‘~ r‘

W t a ö ğ re n d ik l er i hala kafamı kurobyord ' U s o ru r. zm

« g it tiğ im de etrafımda olup bitenler, ko n t r o l eA b d m m

uru İZ çıkarsa b u ra d a o lm a m a n d u M n , S i m y a ala n n

Rcknesi ihtimaline karşı önlem almalıyı*

Yürüttüğüm mantık kusurluydu a m a mcsıeKUâ

umnusı ihtim ali S yd n ey ’ i Hala c r.j s w



ı ça l ık ta n ge leceğini sann., yo rum .

i ' i » f t ‘ mfSC dC a ra ba S" " b a Ş U , n " ' k " ^ n İ

bu düşüncesini dile geçirdi ama ona bana yapnğ, g,b, ^

luk laslayanuyordn. Bökece ılu s,b n h ta yola ç.kcp bcni

«J m , bn k n ltt Arkalar,ndan baknm . B en.m lc alay ermeleri „c

bdarsrkrc, olsa da Dimitri 'nin durumu beni endişelendi,^,

du. Yapuğı son telefon konuşmasının etkilerini görmüştüm vc

onu rahatlatabilmek için yanında olabilmeyi diliyordum. lçitn.

den bir his buna izin vermeyeceğini söylüyordu. Bu yüzden

Sydney’e izin verişini ufak bir zafer kabul etrim.

Gittiklerinde artık gerçekten Lissa’yı kontrol etmem ge-

rektiğine karar verdim. Bahane olsun diye söylemiştim ama

diğer alternatiften yani dışarı çıkıp sosyalleşmekten iyiydi. Bi-

nlerinin beni rebrik etmesini istemiyordum ve Joshua, bileziği

kabul etmemi ona söz vermişim gibi algılamıştı. Hala çok hoş

bir çocuk olduğunu düşünüyordum ama şimdi onun hayran-

lığıyla uğraşamazdım.

Angeline'in yatağına bağdaş kurup ruh b a ğ ı a r a c ı l ı ğ ı y l a

Lissa’ya baktım. Tanımadığım bir binanın koridorundaydt.

Bir saniye sonra nerde olduğunu çözdüm. Sarayın güzellik

merkezinin olduğu binaydı ayrıca Çing en e R ho nd an ın sak-

lanma yeriydi. Lissa1mn fal baktırmaya gitmesi garipti ama

yanında kimlerin olduğunu görünce başka işler döndüğünü

anladım.

204

an onunla birlikteydi. Adnan’ı görünce

Jfian ve j os hu a o la yın dan öt ü rü su çl ul uk hi sset -

i m h 'zU ^ m u ç o k k ıs a s ür mü ştü .rf b' fl ruh ^ * 7 clini tutu yord u, tutuşu sıcak ve güven

. — 1 .15^ . . . . . r . _ . L . _______________

• ı içkli tû**1' L^ u vc kararl ı görünü yordu ama yüzünde het

P ^ Z6 UVC,la mSem e v ardı. Ge rgin görünen Lıssa’ydı

alaU haz ırladı^ bel l iydi . Gerek l i o lduğuna inan

CtC. ko rkuyo rdu.

ve

" İb ir ! t i ş e v d e n k ork u yo rd u ,r . n î & . ı .Ufilnn Vitrinii* önÛ* S rdu kapılardan birinin önün e vardıklarında.

” Ch r i s t i an. “Resepsi yo ni st , k ırm ızı kap.

, r r re d d ü t eni kten so nra kapıy ı ça l d ı . Sesir s aniy e j ı nm , c ın l , u , r.

oda bo ştu ya k i m se kapının ça l ınm asına a l d ır

(.elrnedi V» k . el in i kaldırd.ğınd a kapı açıldıf . . ıdu. Yemden ç al m a * v ____________

^ taU- r „ , Mnd a b e l i r d i, k o r v e m a v i t iş ö r t iç in d e b il e ne

^brnsseka | _ k a s la r ın ı o rtay a çıkarıyordu . G Q

^ I k a p a g m d a n f .r l a m r ş gib iy di.

£ £ S L i s s a

‘\robrosse başım odaya doğru eğdi. “ Ş u a n d a m e ş g u lü m .Lissa od adak i m a sa j m a s as m d a b ir M o r o i ^ m y a m g . n ,

gördü. Yüzü yastığa gö m üld üğ ü için görü lmü yord u. A k u m

havluyla örtülüydü am a srrtr ç.p lak r. ve s ü r ü l e n yağdan oturu

loş ışıkta parlıyordu. O d a k ok ul u m um larla s üsle nm işi..

*Vay be," dedi Ad rian . “H iç u m an k a y b e t m i y o r s u n degı

mi! Halam göm üleli birk aç saa t old u ve şimd iden yem ırrnı

205



T at ia na so n u n d a, g ü n b a t ı m ı n d a l

^ L , Gösterişsiz b ir cen azey di. '«

^ b r o s s e . A dn an 'a t ers te rs b a k tt . " O b e ni m

B u da beni m * » • Bazı lar ım ızın yaşam ak i ç i „ ça l 1?

riJini unutmu f giB‘sın ( *•‘LGcfcn?" diye sordu L issa, A dn an in ön ün e gCçti „

s ü r m c y e c c K .

Ambrosse arkadaşlarıma bak tp iç çe kt i . O daya döndü "t

nine? Dışarı çtkntam gerek. H em en dö ne ceğ im , tamam

"Tamam,'’ diye seslendi ka dın . B aş ın . k aldırd ı. Beklediği ’

den yaşlıydı, belki kırkla rınd a. “G ec ik m e. ” ''n

A m b ro ss e k a d ın a g ü l ü m s e d i k t e n s o n r a k a p ıy , ^

Arkadaşl ar ım l a baş başa kal d ığ ı anda, yüzündeki gül u^ '

m e kaybo ldu. “Nel er o l u yo r? Y ü zl er i n i zde ki i fadeden h0f.

Ja nm ad ım ."

Ambrosse, arak dampir hayatından fazlasıyla uzaklaşıp

olabilirdi ama o da g ardiya n eğit im i a lm ışt ı . İyi bir gözlemci)*

di. Her zaman potansiyel tehlikelere dikkat ederdi.

“Seninle. . ." Ussa tereddüt etti . Soruşturma yapmak-

tan bahsetmek başka şeyd i, s or u şt u rm a yap mak başka.

“Tatiana’nm Ölümünü kon uşm ak istiy oru z.”

Ambrosse’un bir kaşı k alk tı. “A nl ıy or um . Bu cinayeti

Rose un işlemediğine ina nm ad ığım da n başka ne söyleyece-

ğimi bilmiyorum. Senin de inandığını sanmıyorum. Herkes

şok geçirdiğinden ve üzgün olduğundan bahsediyor, sinsi

arkadaşın tarafından tuzağa düşürüldüğünü söylüyor. Seni

seviyorlar."

yanaklar* kızardı. Halk içinde suçlu olduğumu

US*» ’" " 1 uş gibi davranmak, onun başını beladan kurtar

jW51'ÜC r^c Tasha’n ın öğ üd üyd ü. U ssa da öyle davranması

jü jü AbC biUy o rd u . H e p si b ir n u m ara ol sa da su çl ul uk du

g f ^ ’^ b r is t la n h e m e n s av un m ay a ge çti.

^ n u . B un un iç in g e lm ed ik .”

geldiniz?” diye sordu A mbrosse.

^ " c h r i s t t a n ’ m i şl e ri z o r l a şt ır m a s ın d a n ko rkar ak araya

UT . be M »u r , du ruşm ada R ose 'a bir şey yaptığın ı söy

çildi.

k<i' brosse şaşırmış g örü nd ü, so n derece ikna ediciydi. "Bir

Am Drnışım? N e dem ek istiyorsunuz? Mazur herkesinçj*y * j ». •• ••

ünde ona asıldığım , m . düşü nüyor?

^Bilm iyoru m,” ded i U ssa. “Aran ızda bir şey olduğunu görmüş."

“Ona iyi şansla r dile d im ,” ded i Am brosse. “Bir sakıncası

ini vaf •“Elbette hayır.” L issa, Ab e’in yön tem lerinin tehdit ve kaba

kuvvet içerdiğinden korktuğu için Ambrosse'la konuşmak iş-

lemişti. Şim di d oğ ru b ir iş ya pıp yap m adığ ını merak ediyor-

du. “Dinle, Kr aliç ey i kim in öldü rdü ğün ü bulmaya çalışıyo-

ruz. Ona yak ındın . Biz e ya rdım ı d oku nabilece k herhangi bit

şey biliyorsan lütfen söyle.”

Ambrosse meraklı bakışlarını arkadaşlarımın üstünde do-

laştırdı. Ardından neler olduğunu anladı. ‘Benim yaptığımı

düşünüyorsunuz! D em ek m ese le b u!” Arkadaşlarım tepki veı

medi. “İnanam ıyoru m ! G ard iyan lard an bu suçlamaları dınlc

mtye dad anabilirim . am a siz? Be n i tan ıdığınızı sanıyordum.”

207



»mbil*.

*Seni Hfiımıyoruz." dedi A dn an dü z b ir SCsle .....

timiz halama ulanabildiğin." O da y, işaret etti . "Vç k>

fevanna devatn etmen raman almamış."

"Bunun benim işim olduğunu söylediğim krSltlI

unuttun. O na masaj y ap ıy or um , b az , ş ey le r g B r ü J ? » *

bidir.” Ambrosse başın, ik i yana sallad ,. “Tatian ay, ‘ »•

dum Onu asla incitmezdim.”

“İstatistikler, çoğu cinayetin insanların sevdikleri kj •

rafından işlendiğini gö ste rm iyo r m u?” d i ye so rdu C h / ^ Lissa öfkeyle Adriana b a k rı . “K e s in ş u n u .” A u ı ^ *

dondu. "Kimse seni suçlam ıyor. A m a Ro se un. K n ü * ? '

çevresindeydin. Vc R o s e ya ş k a n u n u y ü z ü n d e n ü z *

ğunu söyledi.” ^ °^ u

ullk duyduğumda öfkelenrni jc im,” dedi Ambros.se “o

man bile Ro se’a bir hara o lduğ unu, bi lm ediğim i? id . j .r . i , •er döndü.

gunu söyledim, fenan a asla seb eps iz y ere dam pirlcri tehiile

atmazdı.” 1 ^

“Sebebi neymiş? Korku i ç i nd eki so yl ul ara i y i gö rün™, ! ,

istemiş?" diye sordu Ch risti an . K™

Sözler ine dikkat et ,” diye uyardı Adrian . Lissa

gısının daha körü olduğuna karar veremedi, iki oğlan,„

Ambrosse a kabaday,|,k tasia m as, m ı yok sa birbiriyle da

« fması mı?

b , d Ü Î v A ? broSSe ’U n 5 0 1 k o r i d o r d a y a n kı la n d ı. “Amaç• a ; nunu nu çıkar m asa dah a körü şeyler olacaktı.

« a l a n d ö k m ey en v c ga r d iya n gö r ev i ü s t l en m eyen dampir

,n una ar lanm alar ı gere kt iğin i düşü nüy or . Ta tiana tüm

208

arlanmasını engellemek ir,ln yaş kanununu

|J,piderin 10 6

S ' , u Tatiar>a’n,n mektub u sayesinde bundan haberim

5 0 5 kadaŞlar,rn ‘S‘n ?ok ed ici bir bab crdi Avantaj, ele^ ‘ ^ . ' ^ o r e n A m b r o s s e d e v a m e t t i .

i lericiydi Ru h k ul lan ım ını araşurmayı ve Moro

' ’ M v ü ş m c y i ö ğ r e n m e s i n i i st iy o rd u .”

ilarin Ad rian’ı sar stı. Yü zü nd e ha la alaycı bir ifade vardı

S°çekci ğ ‘ni g ö reb i l i yo rdu m . C enaze o n un i ç in zo r geç

aJtlî~ i dimi?0 * onU nla ya tm asa m da,” dedi Adrian. “halamı iyi

' ^ B u n l a r l a i lg ili te k k el im e e tm e d i :

^Halk içinde asla,” diye ona hak verdi Ambrosse. “Arka

3 da söylem edi. Ço k. az kişi biliyordu. Ufak bir Moroi

^bunun gizlice cğic ilm esin i sağladı. Farklı yaşlarda erkek

ıs ın lardan o luşan bir grup. Moroi ' la r ın dövüşmesini

renip öğrenemey eceğini gö rm ek istedi. Ama çoğunluğun

bacağım bi ldiğind en gru bu ve eğitm enler in i giz li tuttu .”

Adnan'ın buna karşı söyleyecek sözü yoktu. Ambrosse’un

söylediği kötü ha be r d eğ ildi am a A drian , halası kendisindensır sakladığı için in cin m iş ti. Lis sa ise her yeni bilgiyi sindirip

a n a li z e d i y o r d u .

“Eğit ilen M oro i ’ la r kim ler?”

“Bilmiyorum,” d edi A m bro sse . “T ar lana bu konuda ko-

nuşmazdı. Ad lar ın ı bi lm iyo ru m am a eğitm eni bi l iyorum.

“K im ?" d i ye so r d u C h r i s t i a n .

209



„ U * . j a ,k . n b l rb .r lc ....... bl|t„

Graf1d mı?” diyc sordu Usa.

p d u r * * ; “" ‘S

tan* 1,b 2 bl,,nl u lW ‘ 1,11 yüzdcn onu 5ana >,a<h,,,

güvenirdı. Eylemedi amadüşüncelerin, ar,^

.........bJüyo'du1" ^ c()rjs[i3n’a kend ilerini savun man ,, o N

« , * * rcsadüfcniicrici bit e«<ıîr° ^ 5a lnla >,b n tu Krall<>c «in ^

" Î U » «em li b ir şeyl er d ah a v ar dı . i k im i .. d e ayn,

Ukjediyorduk ama o an için bağ lam ,y, kuramadtk. U u î

L fo Adrian ve Christian başk a soru lar sordu. Aml,msst

alınmıştı ama kendini zorlayıp sorular, yanıtladı. Sağlan, blr

■anığı vaıdı ve Tatianaya olan sevgisi tartışmasızdı. Lissa m inandı.

“Herkes benimle konulup duruyor, dedi Ambrosse, “ama

kimse Blake’i bu kadar uzun sorgulamadı.”

“Blake mi?" diyc sordu Liss a.

“Biake La zar.T atiana nın.. ."

“Bağlantıda olduğu bir i m i? ” diye naz ikçe ifade etti

Christian.

“0 mu?" Adrian suratını bu ruş turd u. “İm kan sız. Halam o

kadar düşmez."

Ussa zihninde Lazar adını araştırdı ve adamı hatırlamayı

denedi. İmkansızdı çün kü ç ok fazla Laz ar vard ı. “O da kim?

21 0

1

. dedi Adrian. “Onunla kıymUndıfcimd» ben

<0 İ* * limuxun saygm bir üyesi gibi görünüyorum."

gülü ms etti. "S ana kanlıyorum attta ya

pU ^ ı lak veT atiana y akışıkl ıları sever"

^ * b i r ; : da * nı yatıyo rdu?" d iye sordu U m». M r u n ,

' ° * f seks bayai ınm konuşulmasından hoşlanmamı,u

W**"*' : gaiil adaylarım ız vardı, “ bu konuda ne W, arük Ycw

fut»

a r/ ’ Jiy0 sSC'un gü lüm sem esi kesildi. “Öldürecek kadar kıs

kesin. N e k adar yakın olsak da sonuçta ikimizdegörüşüyorduk."

■ ide bir dakika," dedi C hris tian . Gerçekten eğlenmeye

C Tad ana cina yeti dalga ge çi lecek bir konu değildi

A f a l l a r ı n d a b i r t ü r p e m b e d i z i ş ek il le n m ey e b aş la mı şt ı.

***** ^ mi başkalarıyla yatıyo rdu n? Kim in kimle olduğunu

t p e tm e k n e k a d a r g ü ç . ”Lissanın düşünceleri farkl ıydı. 1atıana cinayetinin

l itik değil tutku cin ay eti o la bi lec eğ ini düşünüyotdu. Abcin

gib i kat i l . K ra l i çe n i n yatako dasm a ul aşabil en b ir ıyd,

Belki aş ığ ını Tat i a na ya ka pt ıra n k ıskan ç b i r b d . n l Eğer o İta

f obun ki m l er o l du ğu nu b i l seyd i k b i r şan sım * o lab il ird i.

• B a ş k a k i m l e r l e g ö r ü ş ü y o r d u n ?

“Tat ianayı ö l dü reb i l ecek b i r i l er i y l c deği l ." dedi Ambro sse

«İs im v erm eyeceğ i m . H erk esi n m ahrem i yet i ni ko rum aya hak

kı var.”

“ B i r i k ı s k a n ç l ı k k r i z i n e k a p ı l ı p halam, öldürmüş olabilir,

dedi A d r i a n . J o s h u a b e n i k o r u m a d ı ğ ı i ç i ” A d ri an \kuçû



roif ri u n . t e f " '™ " onurunu k oru**g un urini Jcsütirirdi. Ad r,*n,no hali çok sd aiy di . * ' * 1 . ^

..M ü r m r T 'S '^ c m i n im : d ,:d '

a i ’ *

Kend'5in «*—**

• m

rossc. ---

tığını sanmıyorum. Rose'u su çlam ayı ba şa ra ^ i* *** p l. ” Am brossc kapıyı işa ret e tt i. “Sizi ikn a ec^ K k«f4r ^

söyleyebilirim bilmiyorum. İş imin baş ln3 7 ^ İçir>b*. • • i W i n ı, m ° nnıCln *

değil

nekiyvr. Zorluk çıkardıysam üzgünüm ama cüm b 7 ^ ^

için hiç kolay değil. İnanın bana, bunu Tati3ll3' ^nin»nğını bulabilirseniz ço k s e v in e c e ğ im Y utku n ! k ^ ^ P *

yere çevirdi, sanki Tadanayı ne kadar sevdiğinjJ ,

istemiyordu. Başını kald ırdığ ınd a yü zü n d e ^ka7 l ’

vardı. “Elimden geld iğince s ize yard ım etm ek i 7 ' ? * * ifa ct.

bu cinayeti ijlcm ek için politik gerekçeleri olan birini irayın,

romanakdeg" .

Lissanın akl ında milyonlarca soru vardı, Ambrosse,

cinayetin kıskançl.k ve seksle ilgisi olm ad ığına eminse de

Lissa tereddütlüydü. Diğer kadınların kim olduğunu öğ

renmek istiyordu. Bir an Joe'ya yaptığı gibi Ambtosse'a

karp da ikna kullanmayı düşündü ama h ayır. O sınırı bir

daha geçmeyecekti. En azından şim d ilik . “Tamam ,” dedi

istebizce. “Teşekkürler. Biz e ya rd ım et tiğ in iç in teşekkürederiz.”

Nezaketi Ambrosse’u şaşırttı. “Size yardım ı dokunabilecek

bir şeyler bulup bulamayacağıma ba ka rım . Tac iana ’nın odaları

kilidi tutuluyor ama belki içeri gireb ilirim .”

Ussa minnettarca gülümsedi. “Teşekkürler. H a r i k a o lu r . "

212

, vnlum. dokununca Ba tı V i r g m U V U y odaBidk° vc Dim itri bana b a k ı y o r d u . "R n *, , ® ’ don

4»“’ İlk kez söylem ediği belliyd i. ' lmit

k ı™ m -

* £ £ * itg jn b i r tepki vermedi ama duymıktan h

J g in. b B° nS m ° lduklanndan

‘ “" n k m c a bir konuşmaydr," dedi Sydney. “Kı.

lizcc’ydi. ön cek ind en bile korkutucuydu."Ürperdim ve ko n u şm a yı duymadığına sevindim “İse

e , « v l e r bulabildiniz mi?" 'W* •• r i ,•Boris bana Sonya y. tanıyan ve büyük i h t i m a l l e nerede ol

duğunu bilen bir S trig oi’un adın, verdi,” dedi D i m i t r i “Tanış"

n ğ u n biri. Ama telefon açma şansımız yok. G i d i p gönnemiz

gerekiyor. Boris adresini verdi.”

“ N e r e d e y m i ş ? ” d i y e s o r d u m .

“Lexington, Ken tucky .”“ T a n r ı a ş b n a , " d i y c i n l e d i m . “ N e d e n B a h a m a l a r d e ğ i l î Ya

d a Mısır S a r a y ı ? ”D i m i t r i g ü l ü m s e m e s i n i saklamaya çalışa. O nu biraz olsun

n e ş e l e n d i r e b i l d i ğ im e s e v i n d i m . “ Ş i m d i y o l a ç ık a r s a k gün d o ğ

m a d an o n a u l a ş a b i l i r iz . ”E t r a f a b a k ı n d ı m . “ Z o r b i r k a r a r . T ü m b u n l a r ı b ı r a k ı p e le k t -

i k v e k a n a l i z a s y o n l a r d ü n y a s ı n a m ı d ö n e c e ğ i z ? ”

S ı r ı t m a s ı r a s ı S y d n e y ’d e y d i . “ V e a r t ı k e v l i l ik t e k l i f i o l m a

*

213



"Ve büyük ihtimalle Strigoi'larh dövüflr)c . ded i Dimitri. ^

Hemen ayığa fırladım. " Ne zam an y 0 /a Çlkv o r .Ua*

14G idişim ize, ko ruyu culard an farklı tepkiler geldi. Nor

malde yabancılardan kurtulmak onlatı memnun

ederdi, özellikle Sydney’in varlığı hoşlanna gitmi-

yordu.

Ama dövüşten sonra bir tür süper kahraman mertebesine

kavuşmuştum ve aileden biriyle evlenmem fikri hoşlanna git

mişti. Benim n as ıl döv üşt üğ üm ü g ördükte n sonra kadınlar

dan bazıları D im it ri’yc de g öz süzm eye başlamıştı. Kimsenin

kimseyle flört edişini izleyecek havada değildim, özellikle de

onların geleneklerine göre bu kadınların hepsiyle dövüşmem

gerekeceğinden kork uy ord um .

Doğal olarak koruyuculara planlarımızdan bahsetmedik

ama Strigoi’larla ka rşılaşm a ihtim alim iz olduğunu söyledik.

Bu sözümüz heyecan ve hayranlıkla karşılandı. Angelinein

tepkisi ise tama me n b ek len m ed ikti.

Beni dc yanınd a götü r," ded i ko lumd an yakalayarak.



“özür dilerini" dedim, kavgamızdan beri kç^ . p r i p g ed iy or du m . "Bunu yajnız

“Virdim edebilirim. Beni yendin ama nas,i döy.

gördün. İyiyim. Srr/goi u yenebi l ir im.”

Bütün cesaretine rağmen AngcJine’in, bir

dövüşmek konusunda en ufak bir f ikri o lm ad ığ a ba triW|j

Koruyucular ansında bulunan. Molnija işareti

kifi. neden bahsettiğimin farkındaydı. A n l ı y o ^ / ^ b«ıi^

anlamıyordu. Ayrıca. St. V lad im irc giden b e r b a t, b gc,i**

sınıf öğrencisinin onu yen ebile ceğ inin farkmd

Pötansiyeli vardı ama tekn iği s ıfırdı . d Eğildi.

"Belki Strigo i’u yenebilirsin." dedi m d uyguJarini •

istemediğim için. “Ama b izimle gelem ezsin .” Yajan

belki bir gün, diyebilirdim ama J o s h u a ’n ı n yarı • n ^ ey ip/diı j. i ,

gumuzu düşünmesi aklıma gelince susmanın en i * •

na karar verdim. ' ' ° ^ ugu

Israr etmesini bekiiyord unı. K am pta ki en iyi dövü

den biri oinralc görüldüğünü ve güzel bir k ız o ld uğ u ' r ^ '

çok hayranı olduğunu öğrenmiştik. Bu yüzden k e n d '" 'k ^

keşi yenebilirmiş gibi hissediyordu . Ban a y ine İMİ': J " '

Atn ajill daha temkinliydi. Bu yüzden A n g eJin em ş o n r l ^ ’

len beni hazırlıksız yakaladı.

' lütfen. Sadet* Sırigoi değil! Dünyay, görmek i.ciyorunt

d u lL İ^ r l r sörmdiyimr * * * seslek» ^ğtnda 1 r c e g İt tİ m v e ş e h ir le r le kıyaslandı

"H m ' 111»1 ° ^ uğ Un u sö ylü yo rlar.”

Haklılar, dedim. Ben Rubysvilie'ı şehir bile saymazdım.

216

diye yaivard‘ yc nıd cn Ucni dc yanınızda götü

y ^ n e n W teQldİ|m dc dün yada fe.

h ettW5« am a on un kis ' bu kaJ<!r değildi. lilckt| # I<W' o l a c a ğ ı " ' s ö y l e d i ğ in d e m o d e t n d ü n y a n m a v r m u j U .

* * s | a n d ' İ > n ' anUm ışttm. Ama A n g e l i n e d a l s a ç a te s ia a li

’ h .P‘olm an,n naS1' ° ‘du6u i' U bildi&im 'îin onu tedti tyere otunda olm am » üzgün düm .

J£'n'ck t0]ineı yap amam . Ken di ba şımıza gi tmek zorundayız.

G e r ç e k t e n . ”

0* ^fg öz lcri doldu vc ağladığım görmemem için ormana

Kendimi kork un ç h issettim . Dalgınlaştım. Vedalaşuken

W11, b sarılm asına bi le izin verdim.

C İ y ola , k . n ak r ah at la tıc ıy d ı. Koruyuculardan

r ]daşü6ımıza m em nu nd um . N ihay et l.issa’ya yardım cde

b l e c e k t i m . t ik adım Le xing tond ı . ö nüm üzd e a l tı saa tl ik yol

dı ve Sydney her zam ank i gib i arabayı başka kimsenin

kullanmasını istem iyo rd u. D im itr i’yie birlikte boş yere iti

je t t i k . Son un d a pe s e t t ik çü n k ü S tr ig o i’ larl a döv üşm emiz

gerekecekse en erjim izi ko ru m alıy dık . Donovan ’ın adresi

Konya’yı tanıdığı söylenen Serigoi geceleri kaldığı yerdi.Yani gündoğumundan önce Lexington’a varmazsak gündüz

sığınağına gittiği için onu kaybedecektik. Ayrıca Strıgoı’U

karanlıkta karşılaşmamız gerekeceğini anlamıştık, \olda (az-

la bir şey yaşanmayacağına karar vererek Dimitri ylc birlime

uykuya daldık, ik im iz de gec e bo yu nca düzgün bir uyku çe

kememiştik.



antf < r s r î £ır i» . “■kr t r 11"■"%-a fl e k * " , lavlardan binne denk düşmüştü v

S ? S i» <°k b3samaU' . scr msistcmi 4z**« içinhTkesı rr/ ^ j* ç im l« " r , n kim olacağı hep,m,za .\&,lendinyütiuü Yeni hQkum.. özkonusuydu.

ıMoroi'un g * « * l0 salonu nd aki iskemlelerden WiP,

pssa krakyct ^ yü ks ck ti vc her raraf aUmla4o.

oturmuştu- S ,°n“nCe bu odada bulunmuştum. Her Un(

nauln"î“- Df * . G ard iyan atam alar,n.n yap,İd,|, Si.

şamdanlarla do l“y ^ odas, g ibi düzenlenm.şti. Bir

londu. Ş'mdl ISC .y ko ltuk vard,. M asanın ka rcınais_

ulu u z u n masada o n n i aldığ,nda s e y i r c i l e r o ra y ,

kemlelcr dizilm işti- no rm alin dö rt ka tı iskemle vatdı,

oturacaktı ama u tıra,klerini tahmin ettim. Seyircilerbu yüzden salon eğiş ^ ^ yoktu. Yer bulama-

yerlerini almıştı, te G e rg in gö rün üş lü gardiyanla,

emin oluyordu- ^ ^ C hristia n m yanındaydı-Chr 'ıst ian L isa n ın ^ o lduğunU gbt

Memnunıyctlc, bddıc u,dasımızdır ve Moroi lanndüm. Mia, St. Vladım ır en at ^ Tasha kadat li

kendiler,ni savunmayı °6renmcs k o n u ş m u y o r d u . G«-taradır. Babam ortahkta yoktu. Kim se ko nt ş

Ti inde sohbet etmek xor olurdu. Herkes

^ Uûntn n d a k i manzarayı izliyordu. Hiçbiri kala

ka^‘ r ük 0 ıacağın ı düşü nmem işti. Abe in soy

V t ^ !** Tatian a göm üldükten sonra hemen işe

^ olduğumu b i l i y o r musun?”

«k Lissa’nın dikk atini çek ti. Lissa •

j ^ l n e baktı . Yan yana oturmuş

bakıyordu Pembe elbiseli kadm kot vc tisön . '

y a n ı n d a abartılı görün üyord u. S'ymU

^ d rn suratım buruşturdu. "Be n Marcella Bad.cz" luı

■bir tepki verme yince ekledi, “Prens Bad,a

Leyim, merhum Kraliçe ise kuzenimde Oturacak koltuk

plmamıŞ, benim gıb. btr.n.n ayakta durması beklenemez*

Çift birbiriyle bakış ı,, “ö y le ise daha erken gelmeliydim.

kvdi Badica,” dedi adam.

1 Maralla öfke içind e inle di. “Kim olduğum u duymadtntz

nü? Yerinizi bil m iyo r m us un uz ? İsk em len izi bana vermenizde

ısrar ediyorum.”

ildli etkilenmiş gö rün m ed i. “B u görüşme herkese açık v<

dileyen dilediği yere oturur,” dedi kadın. “Burada olmay:

b i z i m dc sizin kadar h ak kım ız var.”

Marcella yanındaki gardiyana döndü. Gardiyan omuz silk

i Görevi kadını koru m aktı, h içb ir ku ralı çiğnemeyen suçsu

'«sanlar, yerlerinden ermek değil. Marcella ayakİanm vu:

zun başka birilerin i rahatsız ermeye g itti.

‘Çok eğlenceli bir gün olacak," dedi Adrian.



, „ _ evip odayı incelemeye d o n d u . hullu

U * a S i i J u 'n . ( i f k e d . K i m i n k i m o l d u ğ u „ u b a * P’fen.

< f a ^ ‘ r D Ü " İ n , , soylulardan o l u ş m u y o r d u . / V fc ,d J > , jc a la b a lı g " 1 ta ^ jb i b i r s ü r ü s ı r a d a n Moroi vard X

y a ın n ı ia o t u r a " , i lg i l e n m e z Dış d ü n y a d a h a y a t i '

şar,

eu/n *ww,v“— jKaos bir süre devam erri, sonunda g a r d i y a n |l t

/onun dolduğunu d u y u r d u . D ı ş a r d a k a l a n l a r ö f l ^ n b i' i

di a m a gardiyanlar pr ot es to la ra a l d ı r m a y ı p k a p , ^ S 'Kısa süre sonra on bir konsey üyesi y e r l e r i n i . ! N

Adrian ın babası Nathan I v a s h k o v u n o n ikinci k o l ^

ğin/ gördüm . Pro to kol gö re vl is i h erkesi susm aya d a ^ ^ ' '

göreve gür sesli kimiler seç ilir di , d a i m a neden m i k f ®

mayı akıl etm ediklerini m e r a k e t m i ş im d i r . G e l e n e k / ' ^

den sanırım. B i r de m ü k e m m e l a k u s t i ğ e s a h i p s a l o r. J / ^ '

Nathan konuşmaya başladığında h e r k e s s u s t u . “ f Ç ^

zin yokluğunda... ’ s a y g ı s ı n ı g ö s t e r m e k i ç i n b i r s a n iy e ^

Bir bankası belki, d u y g u l a r ı n ı n s a h t e o ld u ğ u n d a n ü t

lenebilirdi ama h a y ı r . N a t h a n d a T a t i a n a ’y ı A d r i a n kalr verdi. f“1'~Jr î:

" . . . ye bu korkunç trajed inin g ö l g e s i n d e , ö n ü m ü z d e k im

ramları ve seçim leri ben y ö n e t e c e ğ i m . "

d l> e m ' r a i d a n d t A d r i a n . “ Ç o o o k eğ len etii

Nathan s e ç im i n önemi ve M o r o i g e l e n e k l e r i ü z e ri n d e dar

u. Uzunca bir konuşma y a p t ı . O y s a s a l o n d a k i h e r k e s b ir in

22 0

, Mrin a ç ı k l a m a n a g e ç i l m e s i n i i 5 li y o r d u

<#5* fotmı,itc'cri h,ilınd'rd‘vcsuı h~ . beC/ • |c t a h t a b i r k i ş i y i a d a y g ö s t e r e b i l i r , o k i , i ,

j Ş . * * h ü k ü m d a r l a r ı n k a d a n d l ğ , , l t u v U r ı g

^ a n ı n b a m d a n b e r i l a f ı , b e n c e ç o k ab l r tl h b ,

J ^ n a . a y n , a i l e d e n k ı ş ı e r a r t a r d , h ü k ü m d a r o U m ^

. iç i* . i v as h k° V ^ ‘Ç m b n d a n M o r o i u nf J , a d a y g ö s t e r m e s i g e r e k i y o r . A r d ı n d a n a y n , ^

İlen fada kişi aday gosterdırse ne olacağını ,„ bnı

Ljniın olmasl ‘humalln m î ° k du5uk olduğunu bdiyordum jütün aileler kendi adaylarının arkasmda birleşmeyi tercih

ederdiAnlatılanları h e r k e s i n a n l a d ı ğ ı n a e m i n o l u n c a N a t h a n b a şı

B sallayarak s e y i r c i le r i i ş a r e t e t t i . “A d a y l ık l a r b a ş l a s ın *

B i r s ü r e h i ç b i r ş e y o l m a d ı . O k u l d a k i g ü n l e r i m i b u d a d ı m ,

hani ö ğ r e tm e n i l k k i m k o n u ş m a k i s t e r d e r v e h e r k e s s u sa r y a '

H n k es ö n c e d i ğ e r l e r in i n b a ş l a m a s ı n ı b e k l i y o r d u .

Tanımadığım b i r adam ayağa kalktı. “Prenses A r i a n a

S td sk y’y i a d a y g ö s t e r i y o r u m . "

K o n se y ü y e l e r in d e n o l a n Prenses A r i a n a , herkesin t a h -

m in e t t iğ i i s i m l e r d e n d i . Zarifçe başını salladı. A i le l e r in d e n

ik in ci b i r k i ş i a d a y l ı ğ ı destekledi. Üçüncü o n a y b a ş k a b i r

S te ls k y'd c n g e l d i a m a beklenm edik birinden. A r i a n a ' n ı n k a r

<fe?i. neredeyse h i ç b i r z a m a n s a r a y a u ğ r a m a y a n vc a n n e m i n

a _ :— r İ P îT r k l e v e n

221



» o r a « i d i . J « i * M “ th ü w ay d e bu ra U rA ,

S U » . * * * ^ r :f z bakjn:p a n n c m t o t o " » s* im fcrc o da kJa nm ,5 r' B c n ' « » » i d e ^

,n N ıİdaylığın ardından Nathan r e s m i d u y u r ı ly u

“ P r e n s e s Adriana S z r ls k y s e ç i m d e k i a d a y l a r d a n b . ^ P C :“Prenses ------- , bjö n ü n d e k i k a ğ ı d a b i r şeyler k a r a l a d ı k t a n s o n r a

d ö n d ü . ‘ D e l m e d i n . ’

o an d a n s o n r a a d a y l ık l a r h ı z l a d e v a n ı e t t i . Ç 0 p re n sle r v c p re n s e sl er d e n o l u ş u y o r d u a m a başkalar, ^

lerinin saygın ü y el e ri n i a d a y g ö s t e r m i ş t i . Ö z e r i m J *

P o r ı a l d konsey üyesi değildi, onu t an ım ıy or du m . “T ^ ^

l am ı n id e a l a d a y l a r ın d a n d e ğ i l ,” d i y e m ı r ı ld a n d ı C h r U ti **

U s s a ’y a . “A m a h a l a m , a p t a l o l m a d ı ğ ı n ı s ö y l ü y o r . ”

D i ğ e r a d a y la r ı ta n ı m ı y o r d u m . A r i a n a S z e l s k y g i bi b ir jfc

t a n es iy l e i lg i li iy i in t i h a l a r ı m v a r d ı . R a h a t s ı z e d i c i b u ld u ğu m

b i rk a ç a d a y d a v a rd ı . O n u n c u a d a y D a n i e l l a 'n ı n k u z e n i R UÇ.S

T a n ı s t u . D a n i e ll a e v l e n i p İ v a s h k o v a i l e s i n e k a t ı l m ı ş o ls a 6

kalbi T a r u s ûilcsiyieydi v e k u z e n i n i n a d a y g ö s t e r i l d iğ i n i gö-

r ü n c e s e v in d i .

“ O n d a n h o ş l a n m a m , ” d e d i A d r i a n . “ B a n a s ü r e k l i h ay at ım a

ç e k id ü z en v e r m e m g e r e k t iğ i n i s ö y l ü y o r . ”

N a t h a n , R u f u s u n a d ı n ı y a z d ı k t a n s o n r a ö n ü n d e k i k a ğ ı d ı

r u Jo y a p u . G e l e n e k l e r e r a ğ m e n b i r y e r l e r d e k i b i r se kr et er in

her şeyi b il g i s a y a ra g e ç i r d i ğ i n e e m i n d i m .

ö y l e y s e , d e d i N a t h a n , “ b u s ö z l e r l e o t u r u m u k a p a —

P r en s es V a si l i s a D r a g o m i r ’i a d a y g ö s t e r i y o r u m . ”

22 2

Irktan neredeyse ayağa fırlayacaktı. Ses tamdık

ljss» Çl lc,na Ayağa ka lkıp ken din de n e min bir şekilde bu

fjşh» 02Cra'ti ve buz mavisi gözleri herkese meydan okuıi. ‘ . öy le m i1

> • kiler donup k»M> Nc bir f 'sl lt ‘ . ne kıpudannu.Yüzlerden anladığım kadarıyla bu söyle-

v i 0 bİf f t ş i r a n i k i nci k i ş i. O zera a i l es i nin daha önceden

£n ç0 R şaşıran e lbette Lissa ydı.

3 ,3> xvlevecek söz bulm ası b irkaç saniye aldı.

Buna ,zin ayağa fırlad ı. “Be n de Lissayı aday gösteChris«an nct

*»(iyorum. ye rine otu rm ad an Ad rian ayağa kalkmıştı.

Idadaki bütü n gözle r Lis sa ya ve arkadaşlarına döndü. Ar

, k j ,ba l ık N ath an İvash kov'a bak tı. Nathan ne söyleyedtndanKaı*efA[n\bilemiyormuş gibiyd i .

Sonunda, "B u , yasal bir ad ay l ık değ i l ,” dedi . “Konsey

kurallarına göre D ra g om ir ai le sin in bir aday sunm a hakkı

yot” ,Asla sözünü esirgemeyen ve zor mücadeleleri seven Tasha

miden ayağa kalktı . N u tu k atm ak ta başarıl ıydı ve sisteme

meydan okumayt severdi. “Aday olan soyluların konseyden

olması veya kon seye u yg un olm as ı gerek m iyor.

“Söyledi ği n ço k a nl am sız , " dedi N atha n. O nayl ayan m i ni

alar duyu ldu.

av i_. ı ı n i nrd İvashko v"

223



„ ktc Taktik uzmanı baban, konu.

. £ » . » l * » nda du; 7 y“ ' in ™ 5" Siyah ( , !> ■ J L vc W"«ût V^'1' kra'r't takm‘5u. Ann, ' X

f ^ « > a'nsûr°rdu Bi: an f rünü:lcnncT A n n e m : Mükemmel gardiyan. Babam: Nc V" , J o U « n amacına ulayan bir Mor oi. Yavay yavaş ga%

lifimin n e r e d e n geldiğim anlıyordum . P k *

Seçim yaralan, ada ylan n atle sın de ka ç kıy, 0 |mas,

[»ini belirlemem,î.' dedi Abe. “S adece soylu kanda,, J * '[Jafindan aday gösterilmeliler, diyor. ^

Nathan. Christian ı vc Adrian’. işaret etti. “Onlar aynı .

Jcdc nd cğ iJr

Tasalar aday gösteren kişilerin, adayın ailesinden oim

gcrckciğini söylemiyor,” diye karş. çıktı Abe. “Soylu

oimalan yeterli. Vasiiissa Dragomir’in ada ylığ ,. Prenses dc b

bui edecek olursa yasalara uygun.”

Herkes orada olduğunu yeni fa rk et m iş gib . Lissa’ya döndü.

Lissa ağzını açıp tek sö z etmemişti . Şokta olmalıydı. Bir yanı

neler olduğunu anlamaya çalışıyordu, zihninin geri kalanı ise

somlarla doluydu.

Neler oluyordu? Hepsi bir şaka mıydı? Ruh yüzünden ha-yal mi görüyordu? Delirmiş miydi? Hepsi bir oyun muydu'

öy le ise niye arkadaşları bu işe ale t olm uş tu ? O na neden bunu

yapıyorlardı?

İnsanların ilgisiyle baş e tm es in i biliy ord u. Bunun için

yetiştirilmişti lash a gibi Lissa d a n ııtu k a tm as ını vc cüretkar

yorumlar yapmasını bilirdi ha zırlık lı old uğ un da. Oysa şimdi

. Un mıştı. H ükü md ar adaylığım beklemiyor ve

?\ic giyeceğini bilemedi. Öylece donup kaldı.

c y , t r a n s t a n ç ı k m a s ı n , sa ğ la d ı . C h r i s a a n m

ıV sr 1 e l i n i t u t m u ş n a z ik ç e s ik i y o r d u . O n u n e n e rj i -

li- ^ d ü n y a y a g e r » d ö n d ü r d ü . Y a v a şç a s a lo n u t a ra d ı .

C. y t l gcrÇC rU b a k ı ş l a r ın ı , b a b a m ı n s i n si i & d c & ü g ö rd ü m .

^ h a ’ n ,n ^ n d e b i le b e k l e n t i d o l u b i r b a k ış v a rd ı. B u s o-

^ nCflt‘n ^ I ş ı r t ı c » o l a n d ı . H e r z a m a n d o ğ r u o l a n ı y a p a n )a -

f lUncüSü e n _ n a S l l b u o y u n a k a t ı l m ı şu ? L i ss a n ı n a r k a d a şl a n

^ ^ n a s ı ! y *P m , *u ? ° n U s c v m iy o rla r m ı y d l?0m bunL* n dûşü nd ü, keşke bu rada olup ne yapmam gark tiç-

* * * ’L d inKahrolası tek yön lü çal ışan n ıh bağı.

^ 'da en çok bana güvenirdi ama arkadaşlarına da gü

^ • ^ e rek t i ğ i n i kav radı be l k i Abe hari ç hepsine. Bunu

y i r m i n b ir ned en i o lm a lıy d ,

^ x*1 ôÜ nb nn h içbiri ona m an tıki , gelmese de Ussa kendini

»rfay.P a yağa t a l k a içini dolduran korkuya ve kata, «npkk

ğına rağmen kon uş tuğ un da s esi ne t ve güven doluydu.

“Adaylığı kab ul e diy oru m .



15ncıor J Jashkov un h akl ı çık tığını görm ■

rum ama bu sefer ram on ikiden vurmuştu'

Lissanın açıklamasının ardından salon birbi ‘

di. O ana kadar sakin kalan herkes b ir an da p a d a d ^ ^

tarihinde huzurlu konsey toplantısı diye b ir şe y var ^

miyorum ya da belki ben sürekli hassas konulara dcrT ^

yorumdur ama bugün olanlar bana dam pir ya< U r° ^

g eçt iğ i g ün o la n la n h a t tr la c n . B a ğ . n ç l a r , a r n p n a i a T ^

fırlayanlar. .. Norm alde dtıvarm d ibin de duran gardiv’J

M . m * , bel irdi . Kavg alar, £

t i d ik k a tle r in * . U t!1 —

Z , " T 1" * ™ * . C h r is t ia n ,e „ i d e „ U , ,, ' n„ *

d, an» İ ° " Üne bakly ° rdu ' Zi)™ uzaldarday

icisi Da" ■ h ”^ u g° rUy0rdum A rkad ^ l ar ım a i l gi gösteren

oldu, aile dışından birini aday gösterdiği için

, _ | a d . . A d r i a n o m u a s i l k t i ğ i n d e D a n i c l l a d a 0 f l a y , p

1 . n|3 t a r t ı ş m a n ı n b i r m a n a s ı yoktu.

^ A ^ n k e n d i a i l e s in i n a v a n t a jl a r ın , k o ru m a y a

' n d a c u m s o y l u l a r ı n l . is s a n ı n a d a y h ğ ı r u k a rş , ç ı k m a s ı *

b i r , d in ix A m a d u r u m b u d e ğ i l d i « e l l ik l e d e ı çC tid ck i

b so y l « o l m a d ı ğ ı n d a n . Ö n c e d e n d e b e li rt ti ğ im g ib i

hcrkCSn i n h c r t a r a f ı n d a n p e k ç o k M o r o i s e çi m l e r i i z le m e k iç in

C Ş i m d i p e k ç o ğ u D r a g o m i r P r e n s es i’ ni h a y ra n l ı k la ız

gelt,1du MuCİZe y a P3b Udİ |İ SÖyl e" en Prcn scs Çoktan onların^ is in i kazan mıştı . Hepsi Uss a nın ai lesini temsil «meye

olduğunu sö ylüy ordu . S oylu olmayan M oroi’lardan ba

h n sadece soy lula rın can ın ı sıkm ak için Lissa’yı destelde

11 tahmin e ttim . S oylu lar tarafından itilip kakılan tek kişi,

Jl d a ş la n m m y a n ın d a k i g en ç ç if t de ği ld i.

Asıl şaşırtıcı olan bazı soyluların da Lissa lehine konuş

,nasıydı. Ailelerine sadıktılar ama doğru ve yanlış konusunda

kesin bir tu tum ları vardı. K an un Kıssadan yanaysa o zaman

Ussanın adaylığı doğruydu. Ayrıca çoğu soylu ona saygı du-

yuyordu. Örneğin Prenses Ariana. Ussanın adaylığını savun-

du. Hiç şüphesiz Ariana zamanı geldiğinde Lissa'nın seçileme-

yeceğini bilecek kadar yasalara hakimdi. Yine de arkadaşımın

hakkını koruyarak saygımı kazandı. Oylama zamanı geldiğin-

de Ariana'nın k aza nm asın ı di ledim . Z eki ve adildi Moroi la

nn i hti yaç duyduğu türde b i r hüküm dardı .

Elbetre kan un u bi len tek kişi Ariana deği ldi . Başkaları ıra-

ya girip seçilem ey ece k b irin in aday lığının anlamsız olduğunu

söyledi . Normalde onlara hak verirdim sonunda bu konunun

227



d, pek çok kararın ve M g mic çoz» ^ ^ J J f c O y i a y o l u y m u ş s u n k on se yd e yeri o] W

ön bir kişi içiliyordu. Alt, tan esi ada yhg , 0 & <çin. 1 .J. L ı . • *Vltw

S m i f e jn . U s a h ü k ü m d M seç im lerin , b u l ^ .

«»yfayınlann bir kısmının durumdan hoŞ!anmad ^ r tğ ,

fanunaaygrfanndan ötürü ever oyunu verdiğini tahnıin ' ^

Çoğu Moroi, konseyin ne dediğini umursamach. K 0

kapanmadığını d ü ş ü n d ü k le ri b e ll i y d i , V i c to r h a k i , Çlk^

söre öfke çtğüklan atılacak, Us sa s ı n a v l a r ı g e ç i p a d ay | ^ ^laşrıJtça tamama şiddetlenecekti. S o n u n d a k a l a b a l *

herkes dışın ç ıkıp bu skandali d i ğ e r le r i n e a n l a t m a k i s r i ^ *

Lissa arkadaşlarımla b e r a b e r s a l o n d a n a y r ı ld ı . O d a d a n U

karken tam bir soyluluk abidesiydi, öyle b i r d u r u ş u v ar d ı t

kraliçe ilan edildiğini sanırdınız. A m a o d a s ı n a d ö n ü p

l ı k c a n kurtuldukiannda g e r ç e k d u y g u l a r ı a ç ı ğ a ç ı k t ı.

‘Siz nc yaptığınızı san ıyorsu nu z?” diye bağırdı “3 ^

bunu neden yaptınız?”

Adrian, Christian, Edd ie ve k o m p l o c u l a r ı n g e r i k a la n ı o ra

daydı: Tasha, Abe ve an ne m . L i s s a n m t e p k i s i h e p s i n i şa şı r t -

mıştı.

"Beni tuzağa dünürdünüz! P o l i t i k b i r kabusun ortasına at-

tınız! Bana bunu neden y a p t ı n ı z ? K r a l i ç e o l m a k i s te d iğ i m i m i

sanıyorsunuz?”

İlk toparlanan doğal o l a r a k A b e o l d u . “ K ra li ç e

olmayacaksın; dedi yaptır ıcı b i r s e s l e . “ K a n u n u n i k i n c i

mini tartışmaya açanlar haklıydı. A i l e n d e s a n a o y v e re ce k

o madiği sürece geri kalanlar da sana o y v e r e m e z .”

türo bu nları n n c anla mı var?" diyc bağırdı. Öfke

•0 ^ S f c d e n m c y e h ak kl v ar dl A m a 0 öfkc e c c duru. . d cn kay nak lanm ıyord u. Ruh kullanımı etkisini

^ 1 k c n d l5 J>na Ş b m ı ş t ^ U s s a k e n d i n i k a y b e d i y o r d u ,

g & s^ ^ td a rm am acı ko nseyde gördüğün o karm aşa," dedi

u u z a d ı k ç a R o s e ’ u k u r t a rm a k v e T a n s u » ’ n ın“T a lt 1?11143 , n

ra 5 h u l m a k i ç i n z a m a n k a z a n ı y o r u z .V & » t i i ş le y c n k i ş i t a h t l a i l g i le n i y o r o l m a l ı, " d i y c a ç ı k

*Q**YCt' p j ı n i U s s a n ı n o m z u n a k o y d u a m a L i s sa g er i

|adi r ‘^ a ^ c n d i lc r i y a t a n ı d ı k l a r ı b i r i i ç i n t a h t ı i s tiy o rla r,ç e k i l i , g e c i k t ir i r s e k , k i m o l d u ğ u n u ö ğ r en m e ş an planl^r,nI ne ;

o kadar a r t a r .s » * * 0 ö f l , c i ç i n ( l c e l l e r i n i s a ç l a r ı n d a d o l a ş t ır d ı . K ı z g ın l ığ ı n

l ’SSa ° , o n d a n a l m a y a ç a l ı ş t ım . K ı s m e n b a şa r d ım . A m ab ir k ı s m ı n ı o

^ j İ v l a r U u ğ r a ş ı r k e n k a r i l i n a s t l a r a y a c a ğ ı m ? " d iy e

^ “A r a m a y a c a k s ı n , " ded i A be. “O işi biz yapacağız."

I jK^rur^&°zlcri k oc am an açıldı. “P landa bu yoktu! Rose'un

J l ihriyaa var ken kral iye t saçm alıklanna rakrlmayacağım.

Ona yardım e t m e k i s t i y o r u m !K o m i k den ebi l ecek b i r durum du. ıssa a n

l ir inin yardıma ihtiyaç, varken öylece oturam,yorduk,

önce h arekete g eç m e k is t iy or d u k ^ ^ ^ jm J

“O n a y a r d ım e d i y o r s u n , d e d ^ ^ foWl bir

y en id en d o k u n m a y ı d e n e m e d i . A m

229



için kullandıkları laflan kull^

* * ^ b e n im k a d a r k ı r d ı r d ı . R u h d a d cn te „ / ^/V'1a , nenim — — , VUn dC" ^ ,yiQnı nlaf ******

bnrmay* 0 dadak ,lcre ba kı,. “Ad aylığ ™ kimin Û ıı> « X 1" 0 *

riydi?" ^ ^ i k o lu ?™

H ^ rsa\ d i A d r i a n s o n u n d a .

■ R o s c ' u '1' C a b a k t ! . “ S a n a inanmıy orum! Bana bUnu

Lissa öfkeyk o n

s s l a yapm *^ „ ^ A d r ia n . " O n u n l a rüyada konuş,um

‘Ama yaP0' yc ^ bir fikirdi." İyi bir fikir olmaslna

Adaydın o n u n _^ gir m ed i. “A y rı ca se n d c on u kötü

sajıtmi} rûnm esı Ç a b a n ın nc kad ar sıkıcı olduğundurumdabıraknn.burcım

dan yakınıp <jun9f ^ y s s a y a k ın m ala rım , duyma

T a m a m , d j W ^ ^ R o s e b u h a r i U a f i k f i s a n ,

n u ş g ib i d a v r a n • ^ s ö y | c m e d i n ? S ı r . c e n e le r o la c a

s ö y l e d i k t e n sonra n f i , , ” Y a k ı n m a l a r ı y i n e b en im

kıznuştım*

" B ö y le b ir t e p k i v e r e c e ğ i n d e n k o r k t u ğ u m u z i ç i n s a n a h a-

b e r v e r m e d ik . H a z ı r l ı k s ız y a k a l a n ı r s a n , k a b u l e d e c e ğ i n k o n u -

s u n d a k u m a r o y n a d ı k , " d e d i A d r i a n .

“ R is k l i b i r h a m l e y d i , " d e d i L i s s a .

" A m a işe yaradı," d i y e k a r ş ı l ı k v e r d i T a s h a . " B i z i d e s te k -

l e y e c e ğ i n i biliyorduk." G ö z kırptı. “A y r ı c a s e n d e n h a r i k a bi rk r a l i ç e olurdu."

230

'

j ^ t n b ir bak ış fı rl at ın ca , içind eki ka ra rd an bir

U*» ° n*mcyi d ene dim . Du ygu fırtınasına konsantre o\

^ c sini alniay» başaramadım ama onu sakinleştirdim.

't* a ° ldU' bİf “ 6ÖlÛmQ kÖf Cttİ ama onud e r i n l i k l e r i n 0 ittirm eyi başardım. U ssa kendini çok

^ d s s e d i y o ^ ' Y org un lu k b an a da b ulaşa.

yorg1 h‘ aV ya n n " ded i sa kin ce. Êğer haşa mız olursam dc

WIlkd ^ ı ^ i ^ y ar am aZ •’,nifllT1' . n ye nid en on a sa rılm ay ı den ediğ ind e Ussa ona izin

ChrUuan /

kız başka bir şey söylemedi. Herkesin rahatladığını

dum Kim se b u du rum dan hoşlanacağını diişün

s e ç i m d e n k a ç m a y a c a ğ ı n ı b i l i y o r l a r d ı .

piç®1? Fd d ie h iç ko nu şm ad ı. Mükemm el gar pj ın cm vc G

[ar g‘bi’ M o ro ila r iflerİD‘ yaParken 0Illar d î arkaaiy'1" [nidalar. An cak i lk f ır t ın a yatıştığında annem öne

p ta Eddie ’y i i şare t e t t i . “ B i r im iz sürek li y anmda o lmaya

çalışacağız.”

“Neden?" diye sordu şaşırası Lissa.

“Çünkü dışarıda istediğin i elde etm ek için cinayet işitmek-

ten çekinmeyen b iri old uğ un u biliyoru z,” dedi Tasha Eddieyı ve annemi işaret etti. “Bu ikisi ve Mıkhail güvenebileceğimiz

ıck gardiyanlar.” , ..

“Emin misin?” Ab e sinsi s insi Tasha yı süzdü, öze l gudı

yan arkadaşını da bu işe dahil etmemene şaşırdım

“Ne özel arkad aşı?” diye sordu imayı kaçırmaya., nstıan. . . n

231



Hayran hayran peyinde dolayan bir i," d iyc

•Ad. neydi.' Evan m .?" "« A b ,

“Erhan." diye düzeltti kadın .

Bu S*nu konuşmadan sıkılmış görünen annen, ko

“Onu rahat bırak." diye uyardı Ab c i. “Buna ^ Ç

yok Erhan iyi biri aına bu iy aram ızda kalmalı. M ikhıul'j 7 " " 1

li b ir gdttryeri olduğu için güvenlikle Eddie ve ben i ^ "

Söylediklerine katılıyordu m am a an ne m in bu 'I*'®’'"

olman için birinin büyük ihtimalle Ab e' in ona 0 /a' ,^ ^

latmıy o lmas ı g erek tiğini k avramış tım. Y a p t ık la , , ^ "

yasa dıyıydı. Yani ya Ab e çok ikn a edic i ko nu şmUftu ^

annem sadece beni sevdiği için bu işin içindeydi. Mor

saraydayken gardiyanları sürekli onlara eşlik e r m e k ^

değildir, yani Lord Szelsky sarayda kaldığı sürece annem"^

gürdü. Eddie ise henüz bir görev e atan m am ıştı.

Lissa bir şey söyleyecek oldu ama ani bir sarsıntı kor

dünyama dönm eme yol açrı.

“özü r dilerim,” dedi Sydney ani fren yap m ışt ı. “O p j^

önüme geççi.”

S y d n e y ' in h a t a sı d e ğ i l d i a m a kız dığ ım için ona bağırmak

i st ed i m . D e r i n b i r n e f e s a l ı p hisse tt iklerim in ruhun yan et-

kileri o ld u ğ u n u h a t ı r la t t ım . Z a m a n l a geçecekti. Bit parçam

k a r an l ığ ı L ı ss a 'd a n a l m a y ı s o n s u z a kadar sürdüremeyeceğimi

hana h a t ı r la t t ı. B e n d e k o n t r o l ü m ü k a y b e d e b i l i r d i m .

Pencereden d ı ş a r ı b a k t ı m . A n ık dağlard a değildik. Şehir

} i? bir bölgedeydik, t r a f i k ç o k y o ğ u n değildi ama yolda

eskisinden hızla araba v a r d ı .

'

232

• 7/ * d i y c s o r d v ı ı n .

e t e k l e r i n d e . ” d e d i S y d n e y . B e n z i n i s t i s y e ı

Donovanm a d r e s i m g i r d i . Y e n b e ş k il o tt u

rl>*d cy İY İ b i r b ö l g e s i d e ğ i l m i ş , " d e d i D i m i t r i . “ D o n o v a n

“^ ' a h ş a n b i r d ö v m e d ü k k a n ı i ş le t i y o r m u ş . O n u n İçin

f f r * * k a S t r i g o i ’ l a r v a r m ı ş . P a r t i l e r e g i t m e y i s ev e n le r.

ç a l^ 0 3 ?u k [a r , o r t a d a n k a y b o l d u k l a r ı n d a i zl e r i s ü r ü l cr n c

d ü k k a n a g e l i y o r m u ş . S t r i g o i ’l a n n h o şl a n d ığ ı

I f wlûrfTokatlar beceriksiz olursa olsun polis bile aynı dövme

iren herkesin kaybolduğunu hrkcdeccktir."

Jiikkani ^ ^ k ^ h a a t u . “ K o m i k o l a n şu ki, herkesi öl

° üşTrlar. B azıların a gerç ekte n döv me yapıp yolluyorlar,

f a u y u şt u ru c u k a ç a kç ıl ığ ı d a y a pı yo rl ar m ış .”

Meraklı gözlerle onu süzdüm. “Çok şey biliyorsun,” dedi

S> Ç ok şey bilme yi k en di m e iş edinm iştim. Donov ın’la bit

ke karşılaştım. Söylediklerimin çoğu birinci el bilgiler. Ama

dükkanının yerini bilm iyo rdu m .

“Tamam, yerini biliyoruz. Şimdi ne yapacağız!“Onu dışarı çek ece ğiz . B ir m üşte riyi içeri yollayıp dışarıda

buluşmak için D on ov an 'ı ça ğıracağ ız. Benim isteğimi görmez-

den gelemez. Dışarı çıktığında onu kendi seçtiğimiz bir yete

g ö t ü r e c e ğ i z . "

Baş ımı sal ladım. “ Bu nu yapab i l i rim.

“ H a y ır y a p a m a z s ı n , ” dedi Dim itr i .

233



■ * * * * s r için f“ 13 whlikc,‘nU " « i ^ “ " T g ^ i ğ i n a n d a d a m p i r o ld u ğ u nu an|a ıljr

“ U r . H i ç b ir S td g o i . d a m p i r ç alı şt ır m a z, S a d e * „ >kunu iu,f

b " ^ ' ‘T l a t s t * e dici b ir se ssiz lik o lu şt u.

divc bağırdı Sydney. “Bunu yapmam!”

S r i başını iki yana saltad,. “Ben de bu durumdan^. .m'yorum ama fazla seçeneğimiz yok. Ben.m için ^

un a zarar vermez d a Ubana inan m a!" diye sordu Sydney.

I s k c girmeyecektir. S enin le g elip yala n söylediğin „rtayj

J L J o — n öldürebi lec eğini düş ünür .

Bu sözler Sydney'i sakinleştirm edi.

“Onu içeri yollayam azsın, dedim. S.myacı olduğunu « .

M ar. Onlardan birinin de Srrigo i için çalışmayacağım bilirler.

. bakın ki Dimitri bu ih tim ali düşünmemişti. İçerU,

sessizleşti. Ga riptir ki çö zü m üreten Sydney oldu. “Benzin

istasyonuna girdiğimde," dedi yavaşça, “makyaj malzemeleri

sattıklarını gördüm. Dövm elerim in çoğunu pudrayla

örtebiliriz.”

Öyle yaptık. Benzin istasyonunda satılan pudra, tem

birebir uymuyordu ama yanağındaki altın leylağı örtmeyi

başardık. Saçlarım da açınca tamam oldu. Donovanın yermedoğru yola çıktık. ,

Şehrin berbat bir bölgesiydi. Dövme d ü k k a n ı n ı n u

blok ötesinde bir gece k u l ü b ü vardı, m a h a l l e t e r k e i

234

, Am a görd üklerim e kanm adım. Ne olursa olsun

^ h a s ı n ı z a yürümeyi isteyeceğiniz yerlerden değildi

aray ıp rahat edccc6 lmi* bi r V * bulduk. Düldun

^ l a ö t e d ek i ar k a s o k a k i şi m iz i g ör ür dü . B ir u ra fm d a

dan ** * diğer tarafınd a tuğladan alçak bir bina vardı. Di

d ^ 'd n e y ’e Srr ig o iu nas ı l b ize g e ti receğin i an lam. Sydney

mi«'’ Sy, : dinleyip ba şım salladı am a korktuğunu görebil',

^ h ay ra n h a yr an b a k m a lıs ın ," d ed i Syd ney'e. “Strigo

“° a i e t eden insa nlar, efend ilerini memnu n etmeye he

1 ^ i S tr ig o i’la rla o ld u kla rı iç in diğerleri gibi kork

Bitaz kork arlar a m a se nin şimdi göründüğün kadarıtvazlar

İ i e y y u t k u n d u . “ E l im d e d e ğ i l . "

O n u a n l ı y o r d u m . B ü t ü n v a m p i r l e r i n ş e y ta n ı o ld u ğ u n a i n a

d u v e o n u b u v a m p i r l e r d e n e n k ö t ü l e r i n i n a ta s ın a y o llu

" t l u k . A y r ı c a h a y a t ı n d a t e k b i t k e z S t r ig o i ' l a k a ış ıl a ş m ı ş u ve

Dimitri n e k a d a r a ç ı k l a m a y a p a r s a y a p s ı n ş o k g e ç i r e c e ğ i ke si n -

di! D o n o v a n ı n k a r ş ı s ın d a d o n u p k a l ı r s a h e r şe y m a h v o l u r d u ,

i ç g ü d ü le ri m e k a p ı l ı p o n a s a r ı ld ı m . B e n i it t i rm e d i .

“ B u n u y a p a b i l i r s i n , ” d e d i m . “ G ü ç l ü s ü n v e D i m i m d e n ç o k

k o r k u yo rl a r, r a m a m m ı ?

D e r in d e r i n n e f e s a l a n S y d n e y b a ş ı n ı s a l la d ı . O n u b i ra z d a ha

c es a r et le n d ir d ik . A r d ı n d a n k ö ş e y i d ö n ü p g ö z d e n k a y b o l u p

D i m i tr i ’y e b a k t ı m . “ O n u ö l ü m ü n e y o l la m ı ş o la b il i r iz .

D i m i t r i ’ n i n y ü z ü n d e c i d d i b i r i b d e v a r d ı . B i li y o r u m a m a

. . . . _ , . . t . i \f M r t O T i i v i O l l i r. J . l ' l 1 *1 K •

23 5



ru8l a b i nanm , ep“ i n f Ç 'ktım h0 n U " ^ s e k i h i çb i r ta r a f y o k t u y i n e de k en di J " ' >’*■

tar ‘ « b i h i ssett im Po zi syo nlar ım ız , a ld ıktan J ' 1'^r i k ç a r p ı m ? i A r t ı k b e k l e m e k t e n başka yaD r* Dim i tr i d iğ e r t ar a f a g e ç y a p , ^

^ n T b T ^ İ S a d e c e kavga etm ey e haz.,rlandl^

, c d n e v ’i d ü ş ü n d ü ğ ü m ı ç m . G ö r e v ,m m a s u m |a r , , ^

S t d e n k o r u m a k t ı , k ö t ü l ü k l e r i n k u c a ğ m a a , m a k ^

t , m a bafansır olursa? Dakikalar geçtı. S o n u n d a l y a k

L ve m ırıltı la r d u yd u m . St rı g o, u t u z a ğa d ü ş ü r m ü ş

üçü birükte önd e Sydn ey le birlikte b i n a n m k o ^ , ,

döndü. Durduklarında Donovan ı n hangıs . o l d u ğ u n u tespit

ett im Dimini onu öldürm em em i ç i n b a n a t a r i f i n i v er m iş *

Donovanın adamlar, i lerlerken, gerilip k a z ı ğ ı m ı e li m e a ld m ,

“Belıkov?” diyc bağırdı D on ov an ser t b i r s e s l e . " N e r e d e s i n r

“Buradayım,” oldu D im itr in in t e p k i s i . Y i n e o k or ku r.ç

Strigoi sesiyle konuşmuştu. G ö l g e l e r d e k a l m a y a ö z e n g ö s t e r e -

rek Donovan'ın karşısına dik ildi.

Dimitri ’yi tanıyan Donovan r a h a t l a d ı a m a k a r a n lı k t a bile

Dimitr inin gerç ek görünüş ü b e l l i o l u y o r d u . D o n o v a n te h -

likeyi hissetti. Zihn i, du ru m u d e ğ e r l e n d i r d i , l a m b u s ırad a

adamlarından biri ona d ön dü . D a m p i r l e r ! d i y e b a ğ ır d ı. Bizi

ele veren Dimitri ’nin görünüşü d e ğ i l k o k u m u z d u .

O zaman ç at ıdan at ladım. A z b i r m e s a f e d e ğ i l d i a m a b e n i öl-

dürmezdi . A yr ıc a St r igoi ’un üs tüne d ü ş m ü ş t ü m . Do no van ...

adamlarından birini böy lece y e r e d e v i r m i ş o l d u m . K a lb i n i h e -

defledim ama rcfekslcri hızlıyd ı. H a fif o l d u ğ u m i ç i n b e n i ^

23 6

f ittirdi. Bu hamleyi beklediğim için d

W * lV|a Sydney'in tal imatlarımıza uyuD J ? ‘ kor^dum.

» y

hcklcnıes‘y hfciir,jrjbctte StrigofU işler hcr zaman kötü gider r,

, . . . r adam ı D ım ıtr ı ’yc sa ld ırd ı. ü ° n°van

’<|,îğ''n kadarıyla beni bü yük bir tehdit o la r lk Y ''' '1*1'’'1* "

^ .ya n m ad , am a denge s , bozuldu. K albin , kaz,k saD|

denedim ama benden kurtuldu. Yere devrildim 2baaklar .m ç im ento ya s ü r tünüp k anad, . K otum fa j 7kirlendiği için Sydney'in getirdiği şortlardan birini ü l

lorunda kalmrştrm. A cıy , g örm ezd en gelip Strigoi’un bcld

mediği bir hızla s ald rr.ya ge çtim . K az,ğ ,m kalbine sapland"

Darbe istediğim k ad ar g üçlü değildi am a onu sarsmıştı Boy

İrce kazığı daha derine sokup işini bitirdim. Yere düşmeslî

beklemeden kaz ığım ı çık arıp diğerlerine döndüm . m'

Normalde dövüş ürken tereddüt etmem ama gördükler im

duraks amama yol a ç t ı . D im itr in in yü zü . . . Dehş et vericiydi

ölümcüldü . Be ni tu tuk lam ay a geldiklerinde yüzünde beliren

ifede gibiydi. O an da bu kav gan ın o nu n için kişisel olduğunu

kavradım. Strigo i’la sava şm ak sad ece Sonya'yı bulmak demek

deği ldi. Gü nah lar ının bed el ini ödem ekt i .

i ki n ci S t r i g o i ' a k a z ı ğ ı s a p l a r k e n o n a k a t ı ld ı m . Ç o k se rt

ir h a m l e y d i . K a z ı ğ ı ö y l e b ü y ü k b i r g ü ç l e s a p l a d ı k i i m

s ız o l d u ğ u h a l d e v ü c u d u n d i ğ e r t a ra f ın d a n ç ık m ı ş o l a

eceğini d ü ş ü n d ü m . S t r i g o i ö l d ü ğ ü a n d a di ğe r t eh di de



b f ö y l e n e k o n s a n t r e o l m u ş t u k i

jjöoincUyî am N cysc ki ben D im itri ’nin •avanta jt & * *

Donovzn’mkinc yüklenip onu Dimi

Vücudum D .mi[r i kazığını öb ür vücutUn “cr‘

< ^ M t‘rd“dikk atini ban a çevirmişti ve ne yaz.k ki öldj>^ ^ n l a baş e t m e k z o r d u .

yc çal tş mada" o .yard ım a gel ! "

‘ “ " ’T y a r d . m a g eld i B i r k ü k re m e y le D o n o v t f ,,

T C n u yere devirdi . D er in bi r nefes alacakum

“ * k a z , e , D o n ov an 'ın k alb in e sa pla m ak ü z er eo l^p i m i m m n •

^ H ^ S i y e r e k D i m i tr i’n in k o lu n u t u ttu m . “ O na ihüyî.il»

ı Q nu öldürme:

^ t r i ’nin beni duyup du ym adığ , anlaş ,lnuyordu. Göric

M i t ölüm vardı. Do nov an’ı öld ür m ek isttyordu. B u arzu he,

baskın çıkmaya başlamıştı.

Bir elimle Donov an’, ko n trol altm d a tu tm ay a çalış ,tken

g r i y l e D im i tr i'y e bir t o k a t « u m . C an ,n m yandığın , san

^ o n ı m a m a d ik ka tin i çekmeyi b a ş a r d . m . O n u ö ld ürm e?

diye tekrarladım. „ , .

Bu talimat s onund a D im itr i ’ye u laş t ı am a mücadele-

niz Donovan a manevra ş ans ı tan ıdı . A z kals ın diz c n i

ulacaktı. Ama ikim iz birden üzer ine yüklendik. Normalde

ıir Strigoi’u dizginlemek için b i r sü r ü d a m p ü g ere

)imitri’nin doğaüstü bir gücü v a r d ı .

Tl‘Sorguya çekerken şöyle bir y ö n t e m

. j jendi s °r8 u yö nte m ine kendi karar verince keli

W *'t> rırn kaldı Donovan’ı omuılanndan tutup satıu.

C c n t o y a v u r d u .

f » *’ 5 ’" ' Ç K a r p n e r e d e ? ’’ d i y e k ü k r e d i D i m i n i .

•S°nyJ _rum .” diyc söze b aşladı Do nova n am a Dimitri'ni, ogilOT®

Jonya nerede? O nu tan .d .ğm , bi|iyon ım .

Ben—

/terede?" ponovarim yüzünde, b ir Strigo*’

.ediğim bir şey gördüm: KorU “l hiçyetisinecdiğim U“ t -/ « — /-----«•"-

? olma dıklarını san ırd ım . Veya sadece birbirlerine

^ klarmda ko rku yo rlard ı. Da mp irlcrdcn korkmakla

gider in i ziyan etm ezlerdi .

Ajnahayır, D o n o v a n , D i m i m d e n korkuyordu. Dürüstol

jakgerekirse ben b i le ko rkm uş tu m .

Kızıl gözleri k ork ud an bü yü m üş tü, onlarda çaresizlik görü-

lüyordu. Do no va n b ir so nr ak i k elim eleri söylediğinde doğru

olduklarına inan d ım . K or ku su on a ya lan söyleme şansı tanı-

madı. Hazırlıksız ya ka lan m ıştı .

“Paris’te,wdedi inleyerek. “Paris’te!"

“Hayır ," diye ba ğır dım . “P aris ’e arabayla gidemeyiz"

Donovan başını iki yana salladı. \a da belki Dimitri onu

»lladımışu. “Pa ris b ir sa at uza klıkta ufak bir kasaba. Ufak bir

gölü var. Kimse bilm ez . M av i ev."

Çok belirsiz bir t ar ifti . D ah a faz lı bilgiye ihtiyacımız vardı.

Elinde bir adres— n

238239

1



, u„ D im itrinin daha (kala bilgiye ihtiyacı

^ ramamlamadan kazığın, ç,karıp Do nov,n',n «t,

r r * * * s|meden ö n cc u° r kun ç b ,r ç,ği,k **> ı i s

L i t r i kazığını p t a n p D o n o v a n . ye m de n

Kkrat. Gözlerime inanam ayarak o n u izled i,n . v

H i c r i ’nin kolu nu y ak ala y.p o n u sa rs tım . B i r işe y ^

■O öldü Dimitri O oldu. Kes şun u.

Dimitri 'nin yüzünde hala o korku nç i fade vard , öfw

d i z l i k . S a nk i D o n ov a n'. y o k e d e b i li rs e hay at,nd aki büffi!S ü k l e n de y ok edebilecek ti.

N c yapacağımı bilemed im. G itm eliy dik . Cese dcri SydncyÇ

yok ettirmeliydik. Zam an hızla ile rliyord u.

O öldü! Gidel im. Lütfen. O öld ü.”

Derken bir şekilde söz lerim D i m i t r i ’y e u l a ş t ı . Donovan’,n

kalbine kazık saplamayı kesti. D o n o v a n d a n k a l a n l a r a b a k ı:.

Hoş bir manzara değildi. D im itr in in y ü z ü n d e k i ö f k e n in

ni çaresizlik aldı. Ardından u m u t s u z l u k g e l d i .

Nazikçe koluna do kun dum . “ B i t t i . B u k a d a r y e t e r . ”

“Asla yetmeyecek Ro za,” d iye f ı s ı l d a d ı . S e s i n d e k i a c ı b en i

öldürdü. “Asla yetm eye cek .”

“Şimdilik yeter ,” ded im . O n u k e n d i m e ç e k t i m . K ar ş ı çık-

m a dı , y ü zü n ü o m z u m a g ö m d ü . K a z ı ğ ı m ı b ı r a k ı p o n a sarıl-

dım. O da bana sarıldı , yaşayan b i r i n e d o k u n m a y a ih riy a ovardı.

“Sadece sen varsın.” Bana daha sıkı sarıldı. “Sadece sen an-

lıyorsun. Strigofkcn nasıl olduğumu gördün. Diğerleri anla

T

yeri

. . r scn anlıyorsun. Bunlar, sadece 5 a n a röyleyebi.$ • * * * '

ı i be ni sarsu ğı içi n gözlerim i kapattım. Lissa'ya

^ ini etm iş olabil irdi ama kalbindekiler! ona , çm ı.

yC(nbi5, birbirimizi anlıyorduk. Birlikte olmasak bile,

mü* ^ i t l i k te o l sam bi le ha la uy um içindey dik . Dimit ri

A ^ ^ ı ş a n a k a d ar k a l b in i v c d u yg u la rı nı h ep k on tr ol

* 0 * tınuştu His lerin i yenid en kilit altına aldığmı jan

0 * W . anlaşı lan bana hala kalbini açacak kadar gû.

^ »öze geldik. “ H er şey yolu nda ," dedim. “Hcr şey yo

U° B u r a d a y ı m . H e p y a n ı n d a o l a ca ğ ım . ’

laa^ bus|arımd a sürekli ö ldür dü ğüm masumlan görüyo

* Gözleri Do n o v an a kay dı. “Sü rekli aynı şeyleri düşii

rUB1' Be lki ye ter inc e fazla Strig oi öldürürsem kabuslar

b!T. Onlardan W l 0 l m a d , ğ ı m a e m i n o l ab i li ri m .”

"çenes ine dok unup bana bak mas ın ı sağ ladım. “Hay ır .

Smgoi’la rı y ok e tm el i s in çü nk ü onlar şeytani . Çünk ü bi

i şimiz on lar ı y o k e tm ek . Ka bus lar ın bi tmes in i is tiyor

y aşamal ı s ın . Tek k urtuluş y olu bu. Az önce ö lebi l i rdik .

ö lmedik. Be lk i y a r ın ö lürü z . K im bi l i r? ön em l i o lan ş imdi

hayatta ol m am ız.”

Saçma sapan bir şeyler geveliyordum. Dimitrı ’yı hiç bu ka-

dar k ötü g örm em iş t im . S t r ig oi o lm an ın duy g ular ın ı ö ldürdü

günü söylemişt i am a ya nıl ıyo rd u. Du ygular oradaydı . Hepsi

patlamaya haz ır bek liyo rd u . E ski D im itri gitmem işti Bir yer

leıdc ki l it l iydi vç on u na sı l d ışarı ç ıkara cağım ı bilmiyordum.

zıın

san

240 241





16

S^ n e / i n düzenli olarak ceset y o k e tm e k zo ru nd a y j

^düşünülürse, dövüşten sonraki halimizi gördüğünü,

şaprmas. bir garipti. Belki ölü Strigoi ' lar . caru.z nene

ler olarak gördüğü içindi. Dim itri ve ben canl.ydık ve kötü

durumdaydık. ^

-Umarım arabamı kirletmezsiniz, dedi cesetlerden kur

tuJup tonunda yola çıktığımızda. E s p r . y a p m a y a çalışuğım düşündüm.

"Pkris'e gidiyor muyuz?" diye s o r d u m D i m i c r i ’y c d ön üp .

"Paris mi?" diye sordu şaşıran S y d n e y .

"Henüz değil." dedi Dim itri, babını arkaya yasladı. Yine

kontrollü bir gardiyan gibi görünüyordu. Sinir kr izinin izlen

kaybolmuştu. Benim dc Sydney’e olanları anlatmaya niyetim

yoluu. Mahrem bir konuşmaydı.

Dimitri çok yorgun görünüyordu. “Güneş doğana kadir

beklemeliyiz. Donovan a gccc saldırmak zorundaydım ama

244

bir evi vana sürekli orada demektir. Günışığında

daha güvenli olur."un yaU^ söylemediğini nereden bihyortunuzT

• * * * ' Sydncy. Arabayı herhangi bir yöne doğru kuiian

W ^ A c c c o mahalleden kunulmaya çalışıyorduk

rf* * . n korku dolu yüzünü hatırladım. ‘ Bence yalan

D °p° y^ u

* * * ° ncrcye gitmesi gerektiği dışında başka soru sorma

SyCİnCy •temizlenebileceğimiz bir otel bulmamaı önadi.

^ ^ ki \jadn&ond2kullanabileceğimiz birkaç seçenekvar

l'ky* ^ otc|c gitm ediysek b ile temiz ve şık bir otel seç

^ ^ ey kayıtlar101121 yaptırdıktan sonra diğer müşterilerin

^ l İ d n i ç ek m em e k iç in blZİ ^ aU LI ü okiı b ir oda tut tuk . Kimse herhangi bir yorum

J ama hep imiz birarada kalmamız gerektiğini

^ “uorduk Dim itri be nden kötü durumda olduğu için. . . i-

dıua ilk o l a r a k onun girmesine rnn verdun.

" H a r i k a y d ı n , " dedim Sydney'e. Yataklar, kirletmemek .çın

vac oturdum. “ Ç o k c e s u r d u n . ”

Yüzünde ya r ım b ir gülüm s em e beli rdi. Çok t ipik ,

pk yiyors un ve neredeys e öldürülec ekt in ama bana i l t i fat

ediyorsun." .

"Ben s ürekli dö vü ş üy oru m . Senin yaptığıns a um i r ^

taret örneğiydi. Üsteltk o kadar da kötü durumda değ. Idmu

Dimitri gibi ben de durumumu hafihe a l t y o ^ S ^

dc nc halde olduğum uzun farkındayd1(v 'rncntl' ^

Çalamıştı. Bileğim şişmiş, vücudum morluklarla u? u*

245



b « , n . " N « ı l o l u p d a k a n gr en 0 ,

S y d n e y » n 3 n|, y0 r d u m . D a m p i r o la r ak d0 p "

ı ı ^ ' ^ H ^ n d ı . Moroi ' lar çok sağhkhd.r, Cnc> "

* * * ¥ \ özgü h^ctl.kJara yakalan,rlar. V i c t o r b u *

” k dendi Kronik bir hastalığı vard, ve Ussa’y, ^ £

eve zorlamıştı U s s a n ı n büyüsü V ictor’, iyil *^ ICfdS , k vavaş yavaş geri gel iyordu.

ü jma nin İ S İ bittiğinde duş alma sıras, bendeydi. Svd

çantasın, getirdi. Yaralarımız, dezenfekte edip W

1f H L Ardından bilgisayarını çıkarıp haritada, Kemucky'dt. t Paris’i buldu Birlikte ekrana baktık.

“Bir sürü koy ve ırm ak ," diy e y ük sek sesle d üşü nd ü Sydney.“Göl göremiyorum .

Haritadaki bir noktayı işaret e n im . “Ş u n ed ir?” App|ew00(jGöleri yazıyordu.

“Belki. Ah, bir tane dah a. Y a ş ura da ki?” E k r a n a t ı k l a d ı ğ ı n

da daha büyük bir s u or taya ç ık t ı : M ar t in G ö l ü .

Dimitri arkasına yaslanıp gözlerini o v u ş t u r d u v e e s n e d i ,

“En yüksek ihtimal orası . D eğ ilse bile r a h a t l ı k l a d i ğ e r l e r i n eulaşabiliriz.”

“Planınız bu mu?” diye sordu Sydney. “ M a v i b i r c v b u la n akadar ortalıkta mı d olan aca ğız? ”

Dimirri omuz silkti . Sydney bu y o l c u l u k t a h e r z a m a n k in -

den c es ur davranıyor olabi l i rdi am a plan a n l a y ı ş ı n ı n b iz im -

kinden ç ok farklı olduğun u bi l iyo rdu m . O i y i t a sa r la n m ı ş ,

belirgin amaçları olan planlardan hoşlanırdı . D e t a y l a r ı b e l l iplanlardan.

246

U n . m . z d ı t n d a h . s a g U o , d e d i m

S f bir ikİ d° g aCakt‘ n ı n . .% „ «b. ts ızlun,yordum ama Dimiui öğlene kadar

" l urar etti. Yataklardan birini o ald,. Sydney ve ben d '

. , aldık Dinlenmeye ihtiyacım olmad.ğuu s ,n

^"vücudum bana karşı ç ıktı . Başımı yaznğa koyar k o ^

zam anlarda hep olduğu gibi kendimi ruh rüy * mda

buldutn. Adrian o lm asm . um uy ord um am a arp, ve minderli

mobilyalar gö rün c e y an , İd ,ğ ,m , anlad .m. i ç çekip D as hw

^rdcşlete dö nd üm .

“Harika,’ d ed im . Yin e m i siz? Numaranızı,engellenenler

listesine katmalıyım.”

Victor beni selam lad ı. “ Be n de seninle karşılaştığıma sevin

dim Rose”Robert yine boşluğa bakıyordu. Bazı şeylerin hiç değişme-

diğini bilmek n c g üz el.

“Ne is t iyors un? ” diye s or du m .

“Ne istediğimi biliyorsun. Vasilissa’ya yardım etmene yar-

dım etmek için bu rad ay ız.” B un a b ir saniye bile inanmadım.

Victor ın b i r p l a n ı o l d u ğ u n a e m i n d i m a m a k i m se ye za ra r v er -

meden o n u y a k a l a m a y ı u m u y o r d u m . “ D i ğ e r D ra g o m ir 'i b ul-

dunuz mu? ” d iye s ord u.

İ n an a m a y a n g ö z l e r l e V i c t o r ’ a b a k t ı m . * D a h a b i r g ü n o l d u ! '

Zihnimden ne k ad ar za m an geç t iğin i hes aplamam gerekti . On

yıl gibi gel iyordu . H ay ır . V ic to r i a s o n ko nuş m amın üzerinden

bir gün ge çm işti .



r jyj olduğumuzu sanıyorsun?"

“N ° k* ndu “Ç ok iy» “

^ b,r„‘!r ^ n U'^ kkurler aml görÛndüSü ‘«dar u .r tm e k t ; h " . ç a b a h r

bU v î b i r şf) ' buldunuz, öyle m .? V ictor ısrar ediyQr

S S t ^ s l i bir p ar . lu b e i.r d i. B ir adu n 6 n c

Irtlim “Bir şey buldun uz.

» S C ^ Verm ' m gerCİÜ>'° rdU VİCt° r y«ar, , t hir şe yle r bi liy or m u y d u ? G e ç e n se fe r ban a ya ra n o W

t imdi daha fezla şey biliyo rdu m . N e demişti? lpucu

S ^ ^ e ^ n i s ö ^ m iy d i?

■ R « e ? ’ V i a o r b e n i m l e b i r ç o c u k l a k o n u ş u r g i bi konu-

rdu “Sana daha ö n ce d e sö yle dim . B an a ve iyi niyeti

^ g ü v e n i p g ü v e n m e m e n ö n e m l i d e ğ i l . Ş i m d i l ik a m a c ımm

iy K omik ama s öylediklerinde hak l iydi . G elec ekte ne oha-

öım bilemezdim. Am a şim di b ize y ar a n olabilirdi . Sonunda

L a lm ay a k ar ar v e rd im v e V i c r o n n b . z e y a rd .m e dc b.b r

sini um dum . ,

“Lissa'mn kardeşinin an ne sin in S on ya K arp m akrabası •

duğunu sanıyoruz." V icto r’ın kaş ları h av ay a kalktı . “Sonyanm

kim olduğunu biliyor m us un ? _ .

“Elbette. Rivayete göre delirdiği için Strig oi a dönüştü. ^

dc durumun bundan biraz daha kar ıc ık old uğ un u bi li )

248

n

vord^1^‘ ulberr Öyİ£ * * İU*Ü ÇCVİnli nered eyse vcrı ,

a k ı » " " K i m r u l . k u ll an ı cı sı ?" g r im d e n

< 5 r u h kullanıcısı." dedi Victor. sakinleştirici bir ses lo.

büriinmüşrü. Ku rtulm ak için Strigoi 'r dönüştü"

" “ R o be rt'm b a kı şl ar , y e n id e n d a l g a n . " E v e t .. . H er i im ı n

bir çekiciliği v a rd ır.. . Y aşa m ak i çin öld ür, öldürmek ,ç,n ^

öiûms üdük ve özg ür lük bu zinc ir lerde yatar , ama ne b ü S

*

fy îp .Bif delinin zırv ala m alar ıyd ı am a Ad nan 'ın söylediği şeylerle

ürkütücü bir benzerliği vardı. Bu durumdan hoşlanmadım

için Robert oda da değ ilmişgib i davra ndım . Victor'a döndüm

•Onunla ilgili hiçbir şey biliyor musun? Akrabaların, tanıyor

musun?”Victor başını iki y an a salladı. “ Bü yük b ir ailesi var ."

Bezgince ellerimi iki ya na aç tım . “H içbir işe yaramıyorsun.

Her şeyi bil iyorm uş gibi dav ranıyo rs un ama hiç bir şey bilmi-

y orsu n. H i ç y a r d ı m ı n d o k u n m u y o r ! "

“Yardımınpek ç ok türü vardır Ros e. Sonyayı buldunuz

mur“E v e t. ” D u r u m u d ü ş ü n d ü m . “ T a m o l a ra k d e ğ il . N e re de o l-

duğunu bi l iyoru z. Y ar ın gidip on u s orguya ç ekec eğiz.”

V i c to r ’ m y ü z ü n d e k i i f a d e d e n b u n u n e k a da r s aç m a b ul -

d uğ u a n l a ş ı l ı y o r d u . “ E m i n i m y a r d ı m e t m e y e h ev es li o l a -

caktır.”

O m u z s i l k t i m . “ D i m i t r i ç o k i k n a e d i ci o la bi li yo r."

s a lU d ı m . “ R u h k u l U m c m y d , . B u n u

249



■Duydum.- dedi Victor. "Ama Sonya Karp.

* * ^ i l e c e ğ i b ir e rg en değ i l. y umruk £ %

fandım ama Robert güvenlik kalkan,n, ar am ,* J 4

ö f k e m e a/d,rmad,. “Nerede o lduğunuzu söylc S i z i J . V

a ğ a . ' . % Veni bir açmaz. Kardeşlerin bize zarar verebi|CCc.

şünmedim- Belki on/arı yakalayabilirdik. Ay r.c* fah^ ni

şimdi olursa belki rüyalarım ı rah at bır akır dı. Cn W

“Kcnrucky’dcyiz»" ded im. Paris, Kc n tu ck y ” u

bahseuim. ' ^ Cv* «

“Varın orada oluruz," d ed i Vic tor .

“Şimdi nered esiniz ?"

Robert rüyayı aniden sona e r d i r d i . N e y e b u J a s

D a ha durumu ara m ad an yeni b i r r u h r ü y a s ı n a sü r ü ld

Herkes rüyamda benimle konuşmak i s t iy o r d u . N e y s e k ‘

ziyaret A dnan'dan geldi. nc‘

Konseyin buluştuğu balo saionundaydık. İçerisi b

Ayak seslerim du varla rd a y ank ı landı . Odanın bu ha ld T ıssız bir havası vardı.

Adrian kemerli pencerelerden b i r i n i n ö n ü n d e y d i . O n a sa

nldığımda gülümsedi. G erçe k d ü n y a d a h e r ş e y i n k i r l i v e k an i,

olduğu düşünülürse, p ırıl p lr,l b i r y e r d e o l m a k h o ş tu .

"Başardın." Dudaldarma bir ö p ü c ü k k o n d u r d u m . “ Lissa'vn

* f “ ™ d crin i “ İ ^ n ” ö n c e k i rü y a b u lu şm am da

lao rm haldi olabileceğini ka vray .p Adrian' , ikna etmişt im.

u i a etmek zor olm adı . A m a I . i s s a h i ç m u t lu olma

^ Buenas ti bağ, rdtğtn , görm el iydin . "

250

Durumdan hoşlanmad.ğ, doğru ama ,

'a , jzha var Ruh karan l.g,. Bir kısmmı a]dlm * * » h«

Ussa 'n .n öfk esin i emerk en iç imi n j s j ^

& U' ’U ” 7 d ^ Ctk'1 ' * b i < « f î O » a ma y ı ll a r . çe r ıs ı n d c, e m m e y i s üt dü re ce k o| '

etkilerdi Ad nan ' ,n e l in i rurup ya lvard.m "0 d

• J o lm a lın B e n e l i m d e n geleni yap,yorum ^ £

> 0 1 ^ kullan ıcılarını nastl etkilediğini cn * *

. L ts u n . Lütfen on a yardım et . Iy,5en

i ç t m . k u l a ğ ı m , n arkasına aldı, yeşil gözlen endişeliydi

jjaşlangıÇt* sadece Lıssa lçu ı en tM o n d iğ in i sand,m .

d(„ g e le n i y a p a c a ğ ı m , d e d . , “A m a R os e. . . Ben im başuru da

3yfUSi gelecek mi? B en d e ö yle m i ola cağ ım ?"

Adrian neredeyse hiç ru h kullan ma dığı için Lissa’da

ralen yan etkiler on da gö rülm üy ord u. A m a onun da ne ka

dar d a y a n a c a ğ ı n ı bilm iyo rd um . B ildiğim kadarıyla deliliği

g e c i k t i r c b i l e n çok az şe y vard ı. D isiplin, antideptesanlar vc

gölge öpücüğüyle birin e ba ğlan m ak , A drian bunlarla i lgilen

miyordu.Garipti ama o kırılganlık anında Dimitri yle olanlan ham-

ildim. İkisi de kendilerince güçlü erkeklerdi ama desteğime ihtiyaçduyuyorlardi. Güçlü olan tara fsentin Rose. diye fısıldadı

bir ses zi hn im de.

Adnan’ın bakışları uza kla ra k avd ı. “B az en . . . Bazen deli

ligin benim hayal ü rün üm oldu ğu na inanıyorum, ne demek

Hediğimi anlıyor m us u n? H iç b ir zam an Liss a vcva yaşlı Vlad

S* i hiss etmedim ken dim i . A m a b az en . . . ” duraks adı . Bi lmi



nı

^ m . Bazen uçurum a ço k yaklaş ,yo rum Ro sc . T

! Z « B e * # » - H e r a n k e n d ı m ıM Sİbi .

ö n c e dc böyle şeyler söylediğini duyniü &

anlamlı gelmeyen garip şeyler mırıldanıyordu. BSy, K%

larda ruh kul lanmanın onu n zahnini de ercki lediğini * V

d um . A m a k e nd is in in d e b u d u r u m u n f ar ki „ d a ^ S * .

bilmiyordum. “K i

Bana bakcı. “İçtiğim z am an . . . E ndişelerim kavb

Delirmek konusunda endişelenmiyorum. Sonra bazen °

del irm iş im gib i ge li yor . Be l k i ö y l ed i r v e sürekl i sa r h o f^

ğum için 6 rk anlaşılm ıyordu r.” '' 0lC'

"Sen deli değilsin,” diyerek on u ke nd im e çektim . s lU;|,.

h i ssett im . “G üçl üsün. H er şey y o l un a g i recek . ”

Yanağını aJnıma yasladı. “B i lm iyo ru m ,” dedi . “San,r .« .

cümu senden alıyorum .

T a d ı, ro m a n t i k b ir y o r u m d u a m a b e n i r a h a t s ı z c ct i %

inliyorsun," dedim. Hislerimin n e k a d a r ı n ı k e l im e l e r e d c

kebiieceğimi düşündüm. İ l i ş k i d e y k e n k a r ş ı n ı z d a k i n e yar

dım edebileceğinizi bi l iyord um . O nla r ı g ü ç l e n d i r e b i l ir vc

destekleyebilirsiniz.A m a

o n l a r i ç i nh e r ş e y i y a p a m a z s ı n ı z ,

Bürün problemler ini ç öze m ezs in iz . “ G ü c ü k e n d i iç in d e

bulmalı— n

Saatin alarmının çaimasıyla b e r a b e r o t e l o d a s ı n a g e ri d ün -

düm. Kızgındım çünkü Adrian a s ö y l e m e k i s te d i ğ i m h iç b ir

?cyi söyleyememiştim. Şimdilik onun için y a p a b i l e c e ğ i m b ir

Şey yoktu. Kendi başına ay akta kala bilm esini u m d u m .

252

ben uyku sersem iydik, uyku düzeninin ne kadar

VjC <ıınülccck o lursa onu n o halde olması normaldi.

j & P orgu ndu m. N c kadar fazla kişinin hana ihtiya

V cn L c ü n d ü m . H e p sin e bird en yardım erm ek çok

d u ş

^du Urak D im ü ri ayakta ydı ve gitmeye hazırdı. Biz

poğal ° * ntniştı . O ü n gece ki sin ir krizi hiç yaşanmamış

den önCC U[ 3 Şllan ka hve içm ek için ölüyordu ama uyurken

§ibi>,(li ^ ız bırakmak istemediği için dışarı çıkmamıştı .

bid saVUnn had ım » yirm i da kik a sonra kahve vc yiyecekle

QnU ^ âfl ^ nva*yl bu lduğ um uzd a kul lanmak için bir de f[ döndü öoi y 7

zincir^ ı r o c u ğ u m u z z a m an z ih nim de ki sorula

' f e i t t ird i m . Y eni de n şo r t g i ym ek to runda kalm aktan

, ,b i r tar l ’ u m am a So n y ay ıe l e geçi rm ek i ç in sab ıtsızl andı

l’0 llanm ^ v cr i ş m e rke t i ne u ğram a ko nusunda ısra etm edim .

^ m dan i şer l er i ne o l up b i tenl er i anl at t ım .

Î J t e d iy e s ö z e b a ş l a d t m d o ğ a l b it ş ey de n ba hse diy or

i bi “Vi c to r D ash ko v y akınd a b 'ıze kat ıl abi li r.

■>' * » k S ' 4" » ”

diye sordu.

“Şey, a s lı n d a k o m i k b i r h i k a y e . . . , j u rin

« t e l . , . » i » » * « ° » r

» „ anlattım. V .™ . '” * *

253



i n m e d i m ama i ç im d e n b , r h u D i m u r i ’n in

i r d i ğ i m söyledi. Liss a d a . b e n d e o n u h m * * . ^

y t j n r e m i e r e b u r d u ğ u m u z u d d e g e t i r m i ş t i k a m a , > u,

Zmzmvm bilmiyordu. K a r d e ş i n e u la ş m a k i ç i n V i ‘S ,

t e n kaprdığtmodan h a b e r i y o k t u . ■ h , &

Dinleyin, y a r d ım e d e b i l i r m i e d e m e z m i b j i m iy o

o n u yakalayabiliriz, d i y e e k l e d i m . ^

“Onunla sonra i l g i l e n ir iz D i m i tr i ’n i n ses t0n

d ı m . Sı. V l a d i r a ir 'd c y k e n s ı k s ı k k u l la n d ı ğ ı bir t o n ! ] ^ * *

çekte baş başa b i r k o n u ş m a y a p a c a ğ ı m ı z a n l a m ı n a g eh ^

Paris’e gittiğ imiz s ı r a d a K e n r u c k y ’ n i n h o ş bir y C r

n u keşfettim. Ş e h ir d e n ç ık t ı ğ ı m ı z d a e t r a f y e m y e ş i l i B i ^

buralarda ufak bir evde y a ş a m a y ı n e d e n i s t e y e b il ^

anlıyordum. Ama S o n y a ’n ı n n e a m a ç l a b u r a y a J u ^

merak ettim. D i m i t r i ’y e , S c r i g o i ’u n g ü z e l l i k l e r i ç o r m ^ 1

soylemişrim. Y a n ı l ı y o r m u y d u m ? S o n y a m a n z a r a y ı Scvd*

için mi buraya taşın m ıştı? “

GPS’imiz bizi M an in G ölü n e ulaştırdığında yanıt; bu|

dum. Gölün etrafında az sayıda ev va rdı ve sadece biri maviy

di. Sydney arabayı evin olabildiğince uzağına park etti , önü-

müzdeki yol iki tarafı ağaçlarla çevrili d a r bir yoldu. Arabadan

inip biraz yürüdük am a fazla y a k l a ş m a d ı k .

W size m av i cv ,” ded i Sydney . “A m a o nu n evi mi? Posn

kurusu görmüyorum."

B a h ç e y e b a k u k . P e m b e v e k ırm ız ı gü ller. B eya z çiçeklerle

dolu bir sepet. K enarlard a m a v i ç i ç e k l e r . Evin etrafında sarma

?»klı ahşap bir çit vardı.

254

1. h n j r r > d c bir g örün tü bel irdi . Sınıf ındaki çiv k

0 l"İ3 Bayan Ka rp. Ç içekler i her zaman çok güzeldi. O

.n>layin hniın ödev lerden kurtu lmay a çalışmakla meşgul

Z' ç i çekl ere d i kkat e tm em i şt i m . A ncak Ussan. n tuh

^ ‘İ s ı n d a b i t k i le r i n b ü y ü m e s i n i sa ğla yı şm ı gö rü nc e

peyl en ^ yapt ığ ını anl am ışt ım . Ş i m di b i le , tuh gücü

ja y f 1C’^ â ti i b ir in e d ö n ü şse d e S o n ya K ar p ha la çiçekler iyl e

o i ı o ^ ^ u .

ılgi 01 0 . d j d i ı n “Bu o n un cv l ” Di m i tr i bahçeye bakıp de

’EveI’ , J j Av luya do ğru ilerle di. “N e yaptığını sanıyor

alçak sesle. “Sen, görebi l ir . "

J ön dü . “ B u n la r k a ra rt m a pe rd ele ri. Işı ğın içer i girm esini

dar hiçbir şey g örm esine imkan yok. Aynca bodrumda

et ° ■ katta olduğu varsayımıyla hareket edebiliriz.”

M d ü ş ü n d ü ğ ü n ü a n l ı y o r d u m . “ İ y i h a b e r . " G e ç e n y ı l S t r i

• t ^ a fı n d a n y a k a l a n d ı ğ ı m d a b i z i b o d r u m d a t u t m u ş la r d ı ,

f k a l k a ç ış s e ç e n e ğ i m i z v a r d ı . S t r i g o i ’ l a r i ç in b o d r u m d a

^ i r ın , tu z a ğ a d ü ş ü r m e k k o l a y d ı r . K a p ı l a n n v e p e n c e r e l e r i n

y a o l m a s ı b i z i m i ş im i z e g e l i r .

“ D i ğ e r t a r a f , k o n t r o l e d e c e ğ i m . ” d e d i k t e n s o n r a a r k a b a h

çc>»e i le r le d i . o t u .Koşarak y a n ı n a g i d i p o n u k o l u n d a n y a k a la d ı m . ‘ B ı r a k b e n

y ap ay ım . O r t a d a b i r S r r i g o i v a r s a h i s s e d e r i m . D ı şa r ı d a o ld u -

ğ u n u s a n m ı y o r u m a m a h e r i h t i m a l e k a r ş ı b o y l e r i d a h a iy i

K a r a r s ız k a l ı n c a c a n ı m s ı k ı l d ı . Y a p a b i le c e ğ i m e i n a n m ı y o r

m u yd u? S o n r a , “ D i k k a t l i o l , ” d e d i . B e n i m i ç in e n d i ş e le n d i ğ i

n i a n l a d ı m .

255



OUblIdi&MCC sesi* hareket ederek evin etr>f

Bir s üre s onra arka bahç enin tam olarak g o r i , , ^ .H * , ,

^ çir /e karî.Ia^r.m Tirma n.rsam Sonya heni farr ,> l l t

Öz üm ü çiti" dibindeki kayaya ç .kntakta buldum ^ ili ^

olarak gdrem iyordt ım am a e l l er im i ç i t i n ürer i ne k o y ^ N

mi yukarı çekince inanılmaz bir m anzarayla k a r ç , ^ , ^ .

Cennet bahçesi gibiyd i. ' ^

ö n bahçedeki çiçekler bunlarla kıyaslandığmda hiçtj ,

fiala gül, manolya, elma ağaçla n, zam baklar vc adlj, , J

mediğim m ilyonlarca başka çiçek. Son ya’nın a r k a b a h ç e î ^

bir renk cennetiydi. Göz at t ıktan s onra hemen D i m^ ' ' ^

yanma döndüm. Sydney a r a b a n ı n ö n ü n d e d u r u y o r d u "

“Bir arka kapı ve iki pencere v a r , " d i y e r a p o r e t t i m “ H

sinin perdeleri sıkı sıkı kapatılmış . A y r ı c a a h ş a p b i r i s k e m t

kürek vc el arabası var.”

“Tırpan gördün m ü?”

“Nc yazık ki hayır ama çitin d ı ş ı n d a b ü y ü k ç e b i r b m î r

İçeri taşımak kolay olma yaca ktır am a ü s t ü n e ç ı k ı p ç i t t e n atla-

yabiliriz. Çitin kapısı yok. Bir t ü r k a l e ş e k l i n d e i n ş a e d i l m i ş .“

Dimitri söylediklerimi a n l a d ı ğ ı n ı b e l l i e t m e k i ç i n ba ş ı n ı

salladı. Konuşmamıza g e r e k y o k t ı ı . N e y a p m a m g e r e k t i ğ in i

biliyordum Zinciri arabadan ç ı k a r ı p S y d n c y c b ı r a k t ı k . B iz i

dışarıda beklemesini söyledik, o t u z d a k i k a i ç e r i s i n d e d ö n *

n ı c z s c k oradan ayrılacaktı . Böyle ş e y l e r s ö y l e m e k t e n h o ş l a n *

mıyordum, Sydney'in y ü z ü n d e n d c b ö y l e ş e y l e r d u y m a k t a n

hoşlanmadığı anlaşılıyordu am a dile g e t i r i l m e s i g e r e k e n şe v *

216

f a j a r W 2 n c rİ 5İ nd c S o ny ay t c t k i sa l c ş ü n a t ^

idi !\ arTiaVı başara maz dık. En «an da n canlı olarak dc

k U ct Sorx^ 'yi CİC içer i gelmesi için^ ret yol layacaktık.

W * endişeli gözlerle evin arkasına dolanışımızı izledi.

^ g e c e n i n ş em a n ı ya ra tı kl ar ı i çi n e n d i ş el en d i m ha*

» + > unla dalga geçecektim ama kendimi tam lamamn

°^ u m D üny adak i gen kal an bütün dam pi tl erden vC

iğreniyo r ola bilir am a yam anla Dim itri’yi vC beni

Sİof°‘ an_r^nrnişti. Bu n u n la alay etmem eliydim.

° l kaya*110 tepe sin e çı kıp bahç eyi izledi. Q ü n diğer

° irlUadam am a yard ım etm e den ö nce so n b irkaç tal im at

** d ı Ç i t i n ıy i yapmak

ItUnl Ufak bir g ü rü ltü yle y ere dü ştü m . Kısa süre sonra pe jOfdu

^ B u n u n ardından Hiç gecik m ed en işe koyulduk. Sony» bin

U k a y b e d e ce k z a m a n y o k t u . E li mi zd ek i b ü tü n avam

^ k u U ı n m a h y d ı k D i m i t r i k ü re ğ i k ap ıp ca ma in dird i

® jki kere. tik d arb esi baş hiza sınay dı. İkincisi daha aşağıya,

(hm her seferinde biraz daha çatladı. İkinci darbenin hemen

jrdın dan il eri a t ı lı p e l a r a b a s ın ı k a p ıy a ça rp tı m . Aıaba vı kaldı

„p cam a f ı r la tm ak ço k dah a hav al ı o l urdu am a v ukan kal dı

nmayacağım kadar ağırdı. Arabanın çarpmasının da etkisiyle

hl an cam l ar dö kül dü v e geçebi l eceği m i z b i r bo şl uk o l uştu

ama i k im i z dc i k i b ü kl ü m o l m ak zo rundayd ık .

No rm al ko şu l l arda ev i n i k i taraf ından sa ld ırıya geç an

daha i deald i am a S o n ya ö n kap ıdan kaçam azdı . O t u r m a

2V





" diyc homu rdandı. “Zincir . . .

■Sydney I ça®'rhıî)l h 3irk et ettim , yıldızlar Vc

. karın,n,kilidmi « V on ™ Dimitri’nin yanına koştu m. Sonva 0n

^ T h e t an başarabilirdi. D izler imin '* » ' * ' k3d' m k0 nr r° ' a ltm d 3 m ' maya « İ *

S T ^ n c dövüşçü gözle rine dön mü ştib orada Strigoi>

: görülüyordu Am a b ,r şc7 daha vard,. * *t a t r o l al t ında tuttuğunu, sokakta soy ed,klenm,n *

Sun gösteren bir şey. Yine de o nu uyardım .

“fonya'ya ihtiyacmuz v ar . . . O na ıhtryacımrz o ld u ğ a

salladığı sırada Sydney elinde zincirle içeri girdi. Ko.

am an açılmış gözlerle manzarayı inceledi ve hemen nmmıa

koştu. Bizimle biraz daha ka lm a o da bir sa v a y a dSnûfec

(Üye dükündü m.

Dimitri 'yle birl ikte işe koyulduk. Sonyayı nereye bağlayı

o ğ ımızı ç o ktan bulmuş tuk ; Köş e de k i a ğır kol tuk . Onu U

dırdık deliler gibi dövü ştüğü iç in tehlikeli bir işti vc koltuğa

yerleştirdik. Ardından kazığı boynunda tutarak onu kontrol ı lıma a lmayı d ened ik . D im i t r i çırp ın m ası nı engellerken zin

:iri elime aldım.

Sistemli çalışacak zaman yoktu. Zinciri rastgele doladım,

jacaklannı, gövdesini ve ko lların ı sıkı sıkı s ardım . Neyse ki

Dimitri upuzun bir zincir aJmıştı.

Zincirin sonuna geldiğimde Sonya olduğu yere çivilenmiş

i. Kaçıp kurtulabilir miydi? Kesinlikle . Boynuna yaslanmış

rkc n kaçıp kurtulab ilir miydi? O kadar ko

b ' fk aZ ,V \ T o n u ıu 7 a &a d ü ş ü r m ü ş t û k ’ c llm m ic n

uy wis ibü> U ı ,u Hasım dönüy ordu ama kendimi sakin

< b T d < S! f S n i z d aha b i t m e m i

es *10 m an ı " d ed im c id d i b i r s es le .



17

Sorgulama iyi gitmedi.

Ever tabii, bir sürü tehdit s a v u r d u k , k a z ı k l a , I I Î I J Z j

kence aracı olarak kullandık a m a b i r s o n u ç e ld r e f e ^

di k Dimitri hala korkutucuydu a m a D o n o v a n l a yaşanan!^'

dan sonra bir daha o tür bi r ö f k e y e k a p ı l m a m a k k o n u * ^

dikkatliydi. Uzun vadede bö yl es ı o n u n i ç in d a h a iy i ^

Sonyi'yı ko rkutm ak aç ıs ından b a ş a r ı l ı b i r h a m l e s ay ılm a z d ı

O m soracak ner bi r s orum uzun o l m a m a s ı d a i ş l e r i z o r l a ş t ı n

yordu. Ar tarda aynı soruları s o r u y o r d u k . B a ş k a b i r Dragomir

a n ı y o r muydu? O D ragom ir 'in a n n e s i y l e a k r a b a m ı y d ı ? Anne

ve çocuk neredeydi? Sonya, o n a i h t i y a c ı m ı z o ld u ğ u n u vç onu

öld üremeyeceğim izi anla dığ ınd a i ş l e r d a h a d a k ö t ü y e g it t i

Bir saattir uğraşıyorduk v e y o r u l m a y a b a ş la m ı ş tı k

Sonya nın yan rarafindaki duvara y a s l a n d ı m K a z ı ğ ı m ı s a p la -

maya hazır olsam da ayakta d u r a b i l m e k i ç i n duvara i h t i y a c ı m

vardı. Hiçbirimiz uzun süre ko nu şm ad ık. S o n y a b i l e t e h d i t l e r

262

& n . HiÇ *üph«*ı/. kaçı» planları y»pM*kUV>4,

^ b‘f i ^rd uıd ü. O ndan ormk yo*uW fctmw

** O anki s e ld ik . dünyadaki bUtün t*l4»ı> f

k ir't S u t go i ’l m n « U n l a

!‘rfl çenelerini kapayıp kr*u b ak ıcı b d ı o n k

^ ‘" 'r tb il ^ k le .ın ı d ü şü nm em işim .

oldu Kovc?" diyc ımdu Üıınıtri.n önOC benimle konuştuğunu anUnud,rı>

pakhfc10' jjû rd im . Parm akla nın kanlandı, masaya v*:p

hatırladım. Hissettiğim baş dönmeni bu

ı r j T p o m u i silk tim . W * ® “^ bıra^K 4ö n4ü. "O n u yaur ve yana nı trmirfe

DİC a m a s l g e çi ri p g e ç i r m e d i ğ i m anlayana kadar uyuma

sına idn vcr^ c * „ . . itiraz ct üm . “Seni onunla yalnız una“ H a y ı r , o l m a z , / -

W

k 2i ni m' " • » d e d i “ S i m d i d i nl e n k i » m a b a nı y ud un‘ B en i yıy un . d e d ‘ ?>

. . . . . . i n B a y ı l ı r s a n i ş i m e y a r a m a z s ı n

t e d e c i o l d u m a m a S y d n e y k o l u m u t u n u ğ u « r a d a

T l . y . o l m a d ı ğ ı m ı d e v e r , y o ı d u . b v d e k ı . e kyalpalamam, y dü çü nk ü blI Scngpi'un yau&n

yatjkodasına gıt u ıulluda öldüğümü bi l iyordum . Ya uğ , ^

bir ö n üy le ö r tü l m ü ş o l m a sı b ile b u ^ ^

T an rım ,’' d e d im , S yd ne y a l m m ^ ^ , ' ^ d ı

tağa uzanıp , ö n c e d e n ıuraz ^ ^ ^ d e y H *

“Strigoi’lardan birinin bu kadar kada



tck b ir iy i tarafi o l m a sa

G .U y u m a k y o k , " d i y e b e n ,a z a r la d , . O t u r v c b e n ım J

»Beyin kanaması geçirmiyorum, d i y e mırıldandım „ >

suuom Sonyayı nasıl konu şturacağım ız, taruşabiliri^

Sydney yatağın kenarına oturu p s om urt tu . «A lu,^ ^

konuşacağını sanm ıyoru m .”

“Birkaç gün kansız kalırsa ko nuşu r.

Sydney bembeyaz oldu. “Birkaç g ün m ü? ”

“Ne kadar gerekirse— " R uh b a ğ ı n d a n g e l e n g ü ç l ü d u ygü.

lada sarsıldım. Ben donup kalınca S y d n e y a y a ğ a f ı r la d ı . G * .

icri bir grup Strigoi içeri g irm iş gib i o d a d a d o l a ş t ı .

“Sorun nedir?" diye bağırdı.

“Lissa ya g itmeliyim .

“U yumaman gerekiyor !”

“Buna uyumak den m ez, ' ' diye kestirip attım . Bu sözün ar-

dından ruh bağını kullanarak L issa ya gittim .

Hükümdar adaylar ı olduğunu t a n ı d ı ğ ı m d i ğ e r b e ş k işiy le

beraber minibüsteydi. Sekiz k i ş i l i k b i r m i n i b ü s t ü . A r a b a y ı b ir

gardiyan kullanıyordu, yolcu k o l t u ğ u n d a o t u r a n b i r d i ğ er g ar-

diyan ise Lissa ve eşlikçilerine b ak ıyo rdu .

“Sizler i ormana götürüp el inize b i r e r h a r i ta v c pusuıa

verec eğiz . A mac ınız har i tada bel i r lenen n o k t a y a u l a ş ıp bir i

0 ir sure güneş alım da kalacaksınız znu gdıp m

i g g N«ist**” '^ Ussa v c d iğer adaylar ö nce b irbi rl er ine a d , ^

0 * iyrniş g‘bi tnin 'bi isün Peç etelerind en dışarıya bak

ttk ögl<.n di. Güneş atnnde b tkkn uk bo5 bit deneyin,

l n ama im k an sa değildi. Lissa kolundaki banda',ı

j l r a ^ 3 a so nra k en d in i d u rd u td u . Dü şü nc el er in de n, otada

irfdl ar"unU oku du m . T en ine yapılmış küçücük bit dövme,

ı* 0İCİUgnUki g ibiy di. K an ve top rak , iknayla kan şunlnu şu.

Sv<lncy' ^ M oro i içind e tabu sayılıyordu ama bu otel bir

1b13 D öv m ed ek i bü yü , aday ların süıece dahil olmayan

‘)'*rUnl vları an la tm as ın ı eng ell iyo rd u. B u, ilk sınavlanydı.

1 ^ “ . aC tür b ir araz iye y olluyorsunu z?" diye sotdu Marcus

» H e p i m i z aynı Fiziksel özelliklere sahip değiliz. Bazıla

,JîS r .« an ra il ı o lm a sı h iç ad il de ği l." Konuş urk en gözleri ııınıtın avanta,

nssanın üzerindeydi.

“Bolca yü rüm ek gere kec ek ,” ded i ciddi yüzlü gardiyan.

•Ama ya? 1 ne olursa olsun her adaym ilundan kaUabllc£‘:SiMcr. Dürü st o lm ak gere kirse kral veya kraliçe olmak enerji

gerektiriyor. B ilge lik ya şla geliy or olabilir am a hükümdar sağ

hklı olmalı.” M ar cu s'u n iriraz e tm ey e hazırlandığını görünce

hemen ekledi, “A de t o lm ak tan bahsetm iyorum ama Moroi’un

seçildikten bir yıl s on ra öl ec ek hasra b ir hüküm dan olması iyi

olmaz. Acı am a g er çe k. Ra ha tsızlık verici durumlara katlan-

masını başarmak zorundasınız. Güneş alımda bir g ü geç

meye dayanamıyorsanız konsey toplantısına hiç un. . ı - t r ı n rmin

265





" W

rt h m edeb ilmeyi d i led im. A m a b a j m . n ç a Tct*ğini tahmin etmem gerekirdi. Lissa pusulayı

zekiydi. Ormana girip kuzeybatıya doğru yürüdü B

patika yoktu ama zorlu bir orm an değildi . °^ g it ı ^ 1

Ormanda olm anın güzel taraf,, ağaçJarın ..

kermesiydi. Y in ed e M o ro i için id ea l k oş ulla r s a y ^ J ^ , ,

şakıyordu ve e tra f y eml ik le r le k apl ıy d, . Göz|erin i' ' ' S *

ayırmayan Lissa ra ha tlay ıp yü rü y ü şü n r a dm , ç ı k a r m ' ^ n

A ma z ih n i ç o k d o lu y d u. C i n a y e t i a r a ş t, r m a j?i V j ^

diğer arkadaşlarımıza kalm ıştı. Şi m d i he psi uyuy0rl C Vç

de olsa M o r o i g e c es in i n o r t a s ıy d ı v e L i s sa k e n d i n i ^ 1 ‘ ne

la zaman kaybediyormuş gibi hissediyordu. S a r a y a r r ^ '

dönebileceğinden em in de ğildi. A rk ad aş la rım ın onu ad *****

terişicrinin ardında y a t a n m a n t ı ğ ı s o n u n d a k a b u l l e n ^ §°^

durumdan hoş landığ ı söy leni lemezdi . O n l a r a yardın 111113

mek istiyordu. C(Hı l

Zihni karmakarışık olduğundan az kalsın bir sonraki *

teri atlayacaktı: Devri lmiş bi r ağaç. Ü stü yosunlarla l L , 7

ve ahşabın çoğu çürüm üştü . H ari tad ak i y ıldız işareti onun bi'

ipucu olduğunu gös ter iyordu. H ar i ta nın arkas ını ç evir i . " z an ia rı o k u du : Ç " ,p *

B ü yü rü m v e k ü ç ü l ü r ü m g e r e k i r s e e z i l i p b ü z ü l ü r ü m .

Sesimi takip et , gerçi sesim kısıktır .

A sla durmam dolan ır ım.

Vcrde sürünerek uz aklaşırım .

Hazînem para etmes e de s akl ıdır .

Sağlığın onu bulmana bağlıdır.

268

, J a r t t e k k e l ime anlamamış t ım ama U san ın z i h

^ k l » * d ö n m e y e b a ş la d ı. T e kr ar te kr ar y az anlar ı o ku

inceledi, birbirlerinin yanında nasıl durdukla

> ^ A sl a d u r m a m d o l a n ır ı m , l af ın ı d üş ün d ü, b aş la ng ıç

olabilirdi H ar ek et ed en bir şey. Ağaçlan eledi. Fi

^ °H götü rülm eleri mü m kün dü ama buna asla durma

bctte 1 «• Dev ri lmiş ağ aç tan uzak laşmamaya çalı şarak

7 jadı . f & f * b e r in i ka p ata , sesleri dinledi. Kuşlar . Yaprakların

purup

ni açıp sağa yürüdü. Duyduğu ses güçlendi. Ko

^ tıkırtılar . İşte. Ağ açların arasında bir dere vardı. Far

pükler ve A slın da de re bile denem eyecek kadar küçükkediim.es1 gu v

^ ' “Eminim y ağ m ur y ağd ığınd a büyüyors undur ,” diyc m.nl

ı ko n u ş t u ğu n u n bir dere olduğuna aldırmayarak, Ipu

w * baktığında parçaları birleştirdi . Tarife uyuyordu. İyi de

^ ü L ^ ' g ö d e r i a ra z iy i t a ra d ı . B ir az ile rid e b üy ük b it ak

caağaç görd ü. D ib in d e k ahv eren gi beyaz mantarlar vardı, ba-tılar . kararm ıştı . M an ta rla ra b ak m ak için eğilince aradıg, şey.

buldu: U fak bir de l ik . D el iğe yaklaş ınc a i çinde mor bi t ç ana

o l d u ğ u n u f a r k e u i .

İ h c d a . , 1 . W t ‘U r .p t a r i *

269



rdınce bulabileceği en degerii şeyi buldu, fil ,

tadar Lissa ne kadar susadığın, veya gü nc jip * •*. 0

İpled iğ im' farkemrem ı'şt i. Adaylara sağl an, a y a f c * * * 0

teri söylenmiş ama yanlarına ^ ^

verilmemişti- Suyu bulma k pa l,a b.çd m ezd i. ar‘«a ~

DevrilmiJ ağaca oturup ufak bir mola verdi, su

kullandı- Haritada diğer ödülleri göstere n işaretler di%

su bulup bulamayacağım bilmiy ordu . Böy|cte dakjj* dil S l ,

b i r dinlenmenin a rd ın da n s uy u ç a n ta y a k oy u p ^ %

na astı. Haritaya göre bauya gitm esi gerek liydi, 0 da ^ y ürü me ye de va m e tt ik ç e s ı c a k lı k i y i ce c a n ın a o k ^ ^ '

kaç kere su m o l as ı v erdi . K en di ne bu nu n b i r yar, 5 0| l>ir

ve kendini zorlamam ası ger ek tiğ in i h atı rla ttı, birka'* '3'1 "’1

nun ardından h a r it a n ın ö l ç ü l e r e u y g u n y a p ı l m a d a , \ 'PUc“'

Y ani t ı rm anış ın hcr k ısm ının ne uzunl ukta o l duğUnı

m e kg ü çt ü. Y in e de h e r i p u c u n u ç ö z d ü ğ ü n d e b ir az d a h a ^ "

yerine geldi . Am a ödü llerin baz ıları şaş ırtıcıyd ı. ^

ö dül l erden biri k a y a n ı n ü z e r i n d e d u r a n b i r d iz i

no rm alde hata yapt ığ ını dü şün ürd ü am a b i n l er i i p le çubuk J

bağlamıştı , yani doğan ın p arça sı o la m az lard ı. O nları da çanta'

ya. yeşi l tenteni n yanm a k ai d ırd ı . A r t ık gö m l eği ni n ko ll ar^kıvırmasının f ilan bir yararı o lm u y or d u . H ava aşırı sıcaktı

S ık s ık durup d i nl enm ek z o ru nd a ka l ıyo rd u. G ü neş yanıklar,

endişelendirici bir seviyeye u laş m ıştı . B ir şişe g ün eş kremi bu-

l u n a n e k ad a r r a h a t la d ı ğ ı n ı h i s s e t t i m .

G üneşl e bo ğuşarak geçen saat l er i n ard ından L i ssa o kadar

yo ru m uştu k i ar t ık sarayda ne l er o l u p b i t t i ğ i ni düşünm eyi bı

270

f digi şu sınav» kaza sız belasız atlatmaktı. Harita

Ittı- n ‘ ipucu ka lm ^ ı. B un u yakmda hedefe ulaş,cağ,nın

", k ka bu l e t t i. O a n d , t e n t en i n ne t şe y a r a y * ^

> Cİ° IİirJUİerkcn gün eşten k orun ma sını sağlayacaktı.

T şteuTick neşesini yerine getirdi, bir sonraki ödül de

0ÜÎlU dr Su ve koc am an bir şap ka. Ne yazık ki o ödülün

r a h ^ l p r n a s 1 g e r c k c n t ı r m a m ? ’ ö nc e ki le rd e n da ha z ord u.

^ ınd3° ul aşt 'ğ ında tck i s tcd i l i W su i çm ek i çi n m ol a* n ipucu**

b , .;* r •* o nu nlay dı. Ya rdım edebi lmeyi çok istiyordum.

ben im görev imd i. O rada yalnız olmamalıy

° flU k0fU İmalı mıy dı? B u da te stin parçası mıydı? Soylula

İU ÇeVrİİl ° ldUÛ b ‘r dûnyada bu b' rf,nSU ^ etk isi ya rat m ış ola bilird i. M oroi’lar sağlamdır

)alnl kıları gü çlü dü r am a s ıca k v c zorlu araziler onlara göre

* l c lr B en bü tün o m esafeyi rahat l ık l a ko şabil ird im . Am a

d f etmeliyim k i , Lissa g ibi k afa m ı çal ıştırıp ipuçlaıım çöze-

l i , m i yd im b i lm i y o r u m

Ussa'nın son ödülü çakmaktaşı ve çelıku ama neye yata

dıklanm bilmiyordu. Ben onların ateş yakmak için kullanıl-

ması gerektiğini he m en an lad ım am a sıcak bir günde neden

2tes yakması ge rek ece ğin i çö ze m ed im . O m uz silkip eşyalan

çantasına kaldırdı ve yürümeyi s ürdürdü.

O zam an K av a so ğ um ay a başl a d ı . İ s ı b irdenbi re düştü.

Lissa başlangıçta nelet olduğunu anlamadı çünkü güneş

parlıyordu. Beyni ona hava konusunda yanıldığını söyl

Ama dişleri birb irine v ur m ay a ba şlayınca yanılmadığına em'

271



oldu Çömleğinin kollarını indirdi, adımların, {

soğuğun kaynağının gelip geçecek bir bu!üt 0J

Midi yürüyerek vücut ısısını artırm aya Çlj1?c, ^

Yağmur yağmaya başlamasa işe y a ra y a b i l^

ö n c e u fak bir sis çö k tü , a rd ın d an y a g ^

başladı w sonra sağanağa d ön üş tü. Lissa’mn saç|ar,

sırılsıklam o/du. Haia gün eş va rdı am a ıs.t m ,yordu

Havanın büyüyle değiştir i ldiğini anladı. Sınavin

dı. Bir şeki lde Moroi hava ve su büyücüleri bir l^ j * * * * •

vay, yaratmıştı. Bu yüzden on a tente yi v crm iş|ep P bu ^

g ün eş te n d eğ il y a ğm u r da n d a k o r u n a b i lm e s i i ç ,n T " ^

k arı p p ele rin g ib i gi ym e y i d ü ş ü n d ü a m a s o n ra h e d e f i *

k ad ar b ek le m e ye k a r a r v e r d i. N e k a d a r y ü r ü m e si C ^

b ilm iy or du . Y ir m i m e t re ? Y i r m i k i lo m e t r e ? Y a ğ m u r ^ ^

güçlendi. ittikçe

Cep [defonu buradan k u r r u l u ş b i l e r i y d i . ö ğ l c d c n

ranın ilerleyen saatle rine ula şm ışla rd ı. Sınavın bit ^

nc daha ç ok zaman vardı . T e k y a p m a s ı g e r e k e n nunT^*

ç evirmekt i . . . B i r telefon ve s araya dönebi l i rdi . Hayır 1yeni bir kararlılıkla do ldu . Bu sın av ar tık M oro i tahtı veya

Tatiana’nm cinay etiyle ilgili de ği ld i . Ke nd isi için gcçme.

si gereken bir s ınavd ı. Sür ek li o la ra k ko ru nd uğ u rahat bir

h a ya t s ü rm ü ş t ü a m a b u s ın a v ı k e n d i b a ş ı n a geçebilirdi vc

geçecekti .

Bu kararlılık onu haritanın sonundaki açıklığa ulaştırdı.

Ağaçlardan iki tane si, te nte yi d al lar ın a a sab ileceğ i kadar kü-

çüktü. Soğuk tan titreyen pa rm ak larla çan tay ı güçlükle açc.

272

j yer le şt irm es i ger ek ti ğ in i çö zd ü vc alı ma girip

^ naS,kurtulduğunda biraz olsun rahatladı.

^ ^ I s r l d a m d 1. Y er d e s ı rı ls ı kl am ve ç am u rl uy du . T en te

M 1* S£ l n korum uyord u. Gard iyanın büyü kullanılabUc

* * lc<*i6ini ba ^r U a,&ın(ia canl sıkl lti ‘ i n d is i ateş veya> y ; s , o lm a d ı ğı n da n b ü y ü sü b ura da işe yaramazdı.

küllan‘n yan m da olm asını di ledi . Böyle durumlarda ruh

<*rİStİan un b ilm ek h iç işe yara m ıyord u. Be lki hastalanırsa

ktdlanIT,aS!l n re bi lird i am a şifa g üc ü de kend i üzerinde baş

j.cndın‘ 0 l d u ğ u kad ar e tki l i o lm azdı. Bu sınavda su velalar1 . n n ı n a v an ta jlı o ld u k la rı nı d üşü nd ü.

* £ £ a k i m a g e l d i .

^ t a s ı n d a k i d e m i r in v e ç a k m a k t aş ım n n e o ld uğ u

U Umad* arna nasl1 ateş yak l laca S lnl ha ulh 5ror Bu

1,11'"da hiç eğitim alm am ış olsa d a taşlan birbirine sürterek

t a k ı m ç ı k a r a c a ğ ı n ı biliyo rdu . E ğer kuru tahtalan olsa yaka-

bilirdi ama dışarıdaki bütün ağaçlar ıslanmıştı.

Dcrken ç a n t a s ı n d a k i çubukları hatırladı. Bir kahkaha aup

cubuklan ıslanm aya cakla rı bir yere yerleştirdi . Şimdi demir ve

okmaktaşıyla ne y ap m ası gere ktiğin i çözmeliydi. Filmlerde

onlan birbirine sü rtere k kıv ılcım çıkartıldığını görmüştü. Ay

nısmı yaptı.

Hiç bir ş ey olm ad ı .

Ü ç kere d a h a denedi ve bcceremcyince önceki heyecanı ,

ruhun daha da kö t ü l eş t i r d i ğ i b i r h a ya l k ı n kh ğm a d o n u şt * . U t

kesinin bir k ı sm ı n , e m d i m , dik ka t in i toplamalıydı . Dördüncü

27 3



denemede bir kıvılcım çıktı . Hem en söndü atn j .

ması gerekçisini kavram ,ştı. Bi r süre sonra „c

meye b * W > am a S in ir le ri iyj^ ' C '/Vs etme, demek istedim. N e g a t if e n e rj is in in b ^ S “

emdim. Bun u baş arab ilirdi. Stn«n. ^

Onu izlerken Lrssa’mn zekasın, ne kadar hafi f

k av ra dım . H a ri ka o ld u ğ u n u b i li y o rd u m a n ıa h ' ^

rumiarda çaresiz kalaca ğın, dü şü nü rd üm . O yS3 ylc dj.

ğıİdi. Mantık yürüteb i li yo rdu. O kü çük k ıv ,| c r 'S i l <k.

tutuşturmaya yetm ediyse dah a bü yü k kıv ,lCırnJ ° dutılatı

v a ^ ı. Ya d a k ü çü k kı v ıl cı m ı n t u t u ş t u r a b i i e o s T ‘ ^ ı

tahraya. 8 ' kfi® by

Gözleri haritayı ilişti. K ısa b i r t e red d ü d ü n ard

parçalayıp tahtaların ü zeri n e a t t i . Tı rm an ı şı n so n m ^ ^

ğına göre hari taya ihtiyacı kal m am ızı nasılsa. Elb * ^

v arsayı md ı ama y ap ı lacak b aşk a b i r şey y o k t u . Y e n i d ^ '" **

ve çakmaktaşını eline aldı. Cn eı?iri

Kıvılcımlardan biri , k ağ ıt p a r ç a s ın ı tu tu ştu rd u Ama

çabucak söndü. Lissa bir daha şa ns ım den edi , bu s e f a n

« - . - . iikisi de söndü. Lissa kendini top arla yıp üç ün cü bir kez şan""

Haydı , haydi , hayd i!” diy c m ırı ld an d,. Sanki iradegücüy

İt ateşi canlandıra bilirdi.

Bu sefer kıvdcım kağıdı tutuşturdu ve kağıt sönmedi, ü'falt

i r ateş ° uştu, tahtaların da tutu şm as ı için dua et t i yoksa kı-

rlğı için başka şansı olm ay ac ak tı . Şansı yaver gitti.

27 4

ya r, tutuşturdu. Ussa ateşi güçlendi, tnek içi„ hafif.

I<* Ç o n u n d» k a m p a te ş in e ka vu şm u şt u.

soğuğa karş, ateşin fazla bir etkisi yoktu ama

' 0 dini gün eşin sıcak lığın, ellerinde tutuyormuş gibi

psi» k<rnrdu. G ülü m se di, ken disiyle gurur duydu. Sonun

orm an ı izleme ye başladı. Ru h gücünü kullanıp

d» ki aur alan aradı. Eve t, uzakta, ağaçların «asinda iki

Oto1*0 gö reb iliyo rdu . Sa kla nm ış bekliyorlardı. Ussa gü

ş« l u * G a r di y a n l a r . Ya da belki havayı kontrol eden havı

iö ^ u lla n ıc d a rı. Aday lardan hiçb iri gerçekte yalnız değildi .veS“ . ozcra ’n m end işelenm esini gerektiren bir dutum yok

R°n adam bu nu asla bi lem eye cek ti . Sadece Lissa bil iyordu.

tUanlfuh ku l lanıcısı o lm ak o kad ar da kötü deği ldi.

^Y ağm ur hafifled i, ateşin sıcaklığı Lissa yı sakinleştirdi. Za

kestiremiyordu am a beklemekle bir sorunu yoktu ve—

^ “Rose?” bir ses be ni gerçek dünyaya geri döndürdü. “Rose,

rt

g ö z l e r i m i k ı rp ı ş t ı r ı p S y d n ey ’ i n y ü zü n e b akt ım. “N e v arT

diye çıkıştım. “N ed en be ni rahatsız ediyorsun?"

Sydney irkilip geri çek ildi. Lissa nın karanlığım emmek,

ona bağlıyken b eni etkilem iyor du am a art ık kendi vücuduma d ö n m ü ş t ü m v e ö f k e d o l u y d u m . Sorun Sydney değil, diye ken-

d ime h at ı r l a t t ı m. R u h u n etkileriydi, sakinleşmelıydim. Detin

bir nefes al ıp ruh a ka rşı ko yd um . O nd an daha güçlüydüra. En

a zı nd an ö y l e u m u y o r d u m . t

D u y g u l arı ml a sav aşı rk en e t ra t a b ak ı n ıp S o n y a Karp

t ako d asmd a o l d u ğ u m u h at ı r l ad ı m . P ro b leml eri m zih n ime



Ju ft u . Diğer odada bağlı birScrig oi va nJı

altında tutuyorduk ve bize istcdiğ iIrıjz y ’ ° n ü 8üÇl(ik]

Benden korkuyormu, gibi g ö r ü n e n

zür dilerim. Sana bağ ırm ak is tc m ed' ne/e" Ufak bir tereddüdün . liTt‘ Sadr~_

“Özür

t i m

kabul

s i t e m e d i m c • e h .ı." Ufak bir tereddüdün ardından b. • C(* ^

bmuû I e tt i. Yüzündek i ko rku if ades i k a v T u ^ ^ P

rahatsız eden başka bir şeyler oldu ğu nu °ı U* 0

uSorun nedir?” diyc s ord um . H ayat2 2 ^ ' ** S

bağlıydı, iş ler o kadar da kötü o lama zd, 2 2 VC H a L

Sydney geri çekilip kollarını kavu şn, a mi? 1:1ve kardeşi g e ld i ” ^ r d u . >

U^ v

27 6

18

Yİraktan f ır tadtm . B aşım hala aoyordu ama baş dĞn

mesi geçm işti . Yan i b eyin kanamam yoktu. Odadan

çıkm adan ön ce saate göz attım . Birkaç saattir Lissa’nm

zihninde old uğ um u gö rdü m . Sınavı tahmin ettiğimden daha

uzun sürmüştü.

O t u r m a o d a s ı n a g i t t i ğ i m d e n e re d e ys e k o m ik bi r m a n-

zar ay la kar ş ı laş t ım . V ict o r v e R o bcr t karş ım day dı. R o bert

bile ken dind ey m iş g ib i g ö r ün üy o r d u. V ic to r et rafı inceler -ken R o be r t ’ ın dik ka t i So ny a nın üzer indey di. Hay ran hay -

ran kadına bak ıy o r du . D im it r i nin po zisyo nu değ işm em iş-

ti am a b ak ışlar ın da n, kar d eşler i de tehdi t olarak gö rdüğü

açıkt ı . Her kesi bi r den ko ntr o l a l t ında tutm ay a ça l ı ş ıy o r du.

B un u y a p m a s ı i m k a n s ı z o l d u ğ u i ç i n g e ld i ği m i gö r ü n ce ra -

hatladı.

Sonya çırp ın m ay ı ke sm işti . B u iyiye işaret değildi, bir şey-

ler planladığı anlaşılıyordu.



Gergin vc tehl ikeli bir durumdu anıa y

ucdcrkcn garip bir tatmin duydum. Rüya '

ucıydı. Victor rüyada görü ntü sün ü değişü rip *r, *

(S vc sağbkJ. görünm üştü. Sim di yaf JdrğIn ve ' <kn ‘

e t k i l e d i ğ i " ' görebi l iyordum. G özlerin in alc.nda r0rb ı " %

gri saç/arı seyrelmişti- Yorgun bir görü ntüs ü vard, rvN,

tehlikeli biri olduğunu biliyo rdu m . ama

“Demek bizi buldun uz," de dim ellerim i kalça|ar *

“K asabada bi r tane gö l , gö l ün kenar ınd a b i r ta i ^ ^ h i p .var,” dedi Victor. “Belki bu car i f san a zo r gelmiş 0" 'b! * ,vi «V

geri k ahn biz ler için o l dukça k o l a y o ld u .” , r ^

“O bd ar zekiysen p/anın ne?” diye sordum Bir

da kendi planımı düşünüyordum. V ic tor ve Robc r t ’

mak istemiştim ama nas ıl yapac ağım ı bi lmiyordum ‘ 0 ^

tim Sonya ve kardeşler aras ında bölünd üğün den Di ^

takım halinde çalışamazdık. Fazladan zincirimizin

diledim. Kardeşleri sadece b a ğ l a m a m ı z y e tm e z d i . B ü

mamaları için ellerini dc kon trol al t ında tutmal ıydık ^ ^

Çok zeki olduğun için ," diy e k ar alık verdi V ictor “arad

ğm bilgiyi çoktan eld e e tm iş si ndir d iy e düşü ndüm ” ^ 'Sonyay, işaret ettim. “ Bize ya rd .m c, o ldu ğu söylenemez"

W , n gö zler i kad ın a k ay d ı. “S o n y a K a rp . Se ni son gör-

düğümden bu yana değişmişsin.”

“Hepinizi öldüreceğim,” diye hırladı Sonya. "Ve sizi tek tek

;l r ^ « NO rmald C m s a n k ba 5İ ay iP M o ro i a geçerim Ö f k e ı çm d e D t m i tr i v e b a n a b a k t ., “ S a n . n m siz ikini

na D u r a k s a d ı . “ E n ç o k siz can ım ı sıkımız."

. i2* Srrigoi kamplarında ayn, tehditleri savurmayı

"|W.r'()rlar?" Victor’a döndüm. “Görüyor musun? Hiç

Her şeyi denedik. Dövdük, işkence etük. Sydney

*>w , tek tek saydı. H iç tepki vermedi.”

>rr,blbr'ilk defa Sydney'e baktı. “ Dem ekevcil simyacın

V'İC'° rv kım ıldam adı. H em vam pir hem suçlu biriyle karş,

Sy Iduğu İÇİ" ko rktu ğu nd an emin dim . Korkusunu belli

için onu takdir ettim .

(! l ' « iş, " d>ye y °ru m yap t‘ V icto r “fahm in etmeliydim.GC° bu kaçışa yardım cı olmay a ikna edemezdiniz.”

V0İf 00da o lm ak istediğ im için buradayım,” dedi Sydney.

İadesi sakin ve güven doluydu. “Kimse beni hiçbir şeye

' 3 .A\" A be’ i n ş anta j ında n bahsetm eye gerek yo ktu.•I 2

“Yorumlarınız!3 bana işkence etmek için buraya gelme-

mek yoktu ,” diy e ç ıkıştım . “ Rüyalarımı işgal etmeyi

D'rdirebilirdiniz. B ir y ara rın ız o lm aya caks a defolup gidin ve

blrakın açlık Sonya’yı güçsüz düşürene kadar bekleyelim.”

Defolup gidin de rk en k as tett iği m aslında, dışarı çıkın ki

kafalarınızı birbirine çarpıp sizi gardiyanlara teslim edebi

leyimdi.“Yardım edebiliriz,” dedi Victor. Kardeşinin koluna do-

kundu. Robert irkilip bakışlarını Sonyadan Victor’a çevirdi.

“Metotlarınız başa rısız olm ay a m ahk um . Yanıt almanın tek

bir yolu var— ”

Sonya hamles ini y ap t ı . D im itr i hala yanındaydı ama

gözü bizim ü zeri m izde yd i. Be ns e tam am en \ i c to r a ko nsantre

olmuştum. Son ya ya aradığı f ı rs at ı v erm i şt i k .

27 9



. ,irlcrdc n kurtuldu, iki halkan,nVI W,i cûcüylc , hal» üzerine dolanmış» ' 4

' S,,‘£ lı ZinC,r"’ ' 'hem en karşı saldırıya geç,,. Bi, ^

S“"tİiU n i‘-ü m " d,n, Kokuktan kurcalama dan^*

kU hen ^ " ‘T dl zorlu bir dövüş olacakı,. Dimittî- S Özgü' ka^y düşünüyorduk. O n u nasılm

S güze g e ld ik , . huUanabiUtdik ama çözüp

fn di ve neredeyse imkansızdı. Ayrım ^

Samznuz ^ fımlzda masumlar varken onu tutr*ê kez. ^ e de « » diğerlerini kendi lebine ku llap .

r rlukÇel«biUrd* : : mifo n u olduğu yerde tutmaku. B i r i n i

,lrtli Tek yaP^11 1 ^ koltuğa bastırmak o kadar kolJy

«re burmak koM . ^ Dimitri’nin kazağı Sonya'*»S ,d i. Bütün gücü/ b.[ax avanuj sağlıyordu. Kazık**

renine acı dolu b it çığ lık yükseldi. Pes edeceğibamında 0ndan önce biz yorulacaktık. Vüca-umdum ama PcS e aösccrgcsiyciı.

dumu satan ağn-bunü g farketum. Rnbeıt

Derken g^cuyla ° b iıc doğru gdiyordu. Manzara

Doru ^ t d ^ U c n m e d ik il k i Dim im y i uyar-o kadar garip ~ ® 1 ^ ğ rn d a çok geçti.

makta geciktim. kax.ğv kaldırdığım go-■Hayır!" diye bağırdım-

tünce- “Onu öldürme!’’ ama yapabileceğO zaman D ,m itti donup Rob 8 uk s yl

* *„ , . w o » , »“»“ " “ ' ‘ “ a,, »obw'“ V u» . j u l » » iç in O n »*»+taydı. Ne yapabileceğim, bulmaya ya

280

b ı r a k m a m g e r e k i y o r d u . o n u d u r d u r m a n , w k

5 ^ ı rt lC l b ı r & U<;lc VÜ C u Ja » p W » . L U ^

’ Ç o * g i t r i ’y c s a p l a r k e n b ü y ü k g ü ç l ü k ç e k m i şt i. R o b c n

9 ‘ n d a h a d a z o r l a n a c a ğ ın ı v a r s a y m a m . W h a y u , ,k i

a s ı g e r e k s e d c k a z ı ğ ı S o n y a n m k a l b in e s a pl a d ı

> -n , n d u d a k l a r ı n d a n g ü ç l ü b i r ç ı ğ b k y ü k s e ld i. K ö r

> °n>’3 t b i r ı şı k o d a y ı d o l d u r d u . G ö r ü n m e z b ir g ü ç b e n i

^ r l a [ t ı . Evin s a l l a n d ı ğ ı m h i s s e t ti m . G ö z l e r im i aç ıp

d ^ ra ‘ i [ n a h a l a y ı ld ı z l a r g ö r ü y o r d u m . Z a m a n yavaşladı,

^ u ş l n r .m y a v a ş l a d ı .

KalP* ^c r şey du rd u. Işık. Titre me ler. Yeniden düzgün

D Jm ay a başladım . H er şey sakinleşti

nCfC!" I rimi kırpıştırıp neler olduğunu kavramaya çalıştım.

° k jiu^ ak için sakarca hareketler yaparken Dimitri 'nin

^ d u ru m d a o l d u ğ u n u g ö r d ü m . O da yere devrilmişti.

So nya’nın ayaklarının dibindeydi ve Viçıor yardım

için kardeşinin yanına koşmuştu. Sydney ise donup

kalmıştı. Ya Sonya?

‘ İnanılmaz.” di ye fısıldad ım . Son ya hala koltuktaydı,

«riye kaykılmış hali , bizi f ırlatan gücün ona da çarpı,ğ.

c ie ver iyordu. Zinc i r ler hala et rafmdayd. ama müc adele

etmeyi kesm işti . K u ca ğm d a R ob ert ' .n kazığı vardı. Sonya

zincirlerden ku rcu lm ay , baş ard ı. G özleri yemden deniz ma

visiydi.

Robert’ın ham lesi , So ny a K arp' ı normale dondurmuştu.

Aruk Strigoi de ğild i.



US,,. Dimimyi ku n,rd,ğm d, b„ğ » y« in<Jc

rîDû h i ^ a r , ^ A n» « h b ağ , „ ] m j d a n ^ V

bir deneyimdi. Victo r. Ro ber t Ja i lg i leniyo rdu S £

* * « k m * 7 ^ b ak 'VUrduk S ,r S Çgösteten ipuçl^n an dı m . ° ld%

yoktu. Moroi'largibı soluk tenliydi ama çatıl,vd gi bi bembeyaz değildi G ö zl er i kan çanağ , na dö nl 60^

go zv afhnndandı. İ ri s ler inde ar t ık k ırm ızı halkala . ^ ^

faşlarıysa kötü veya a lim değildi. Bizi ö ldü rn,c K

vuran birinin bakışlan hiç deği ldi . Ora da şok, k o d ^ '^ *»•

karışıklığı vatdı. ^ lt$

Bir jnud2 £.

Yeni bîr mucize. Lissa’nın, D im itr iy j k ur tan ŞJnı

ren sonra b i r d a h a as la ö y l e b i r m a n z a r a y l a b t ş , l

ğıma inanmıştım. M u c i z e l e r ö y l e o l u r d u . H a y a t t a

Scrigoi’lan k u r ta r m a k i çi n r u h k u l l a n m a k t a n b °

ama o k o nu ş m a la r ç a b u c a k s o l u p g i t m i ş t i . Ç o k - z \

lanıcısı olduğu i ç i n zat en b ü t ü n S t r i g o i ’ l an d o ' <U'"

imkansızdı. A y r ı ca h e r k es b i r M o r o i ' u n S t r ig o i 'a k a z ' k ^

lamasının ne k ad ar z o r o l d u ğ u n u b i l i rd i . E ğ er eğ it imi' ' ‘~

diyanlar b i l e S t r i g o i ’ l a d ö v ü şü rk en y e n i l i y o r ve ölûvom

bir Mo ro i ’u n n ası l b i r şan sı o l ab i l i rd i ? İ ş t e y a n ı t , : G a ı t

yanlar t a r a f ı n d a n k o n t r o l a l t ı n d a t u t u l a n b i r S t r i g o i ’a ka-

zığı s a pl am a . İ h t im a l l e r, n e f e s i m i n k e s i l m e s i n e y o l açt ı

Ro ber t ,„ b ü y ü s ü g ü ç l ü y d ü a m a k e n d i s i y a ş l ı ve tavtftı

Vm e de o bunu y a p a b i l d i y s e h e r h a n g i b i r ruh kullamcı*

y ı p a U r m , y d l; O n a b a k a n b i r i ç o k kolay olduğum

. A d r i a n b u n u y a p a b i l i r m i y d i ? U m , y e n i d c n

j 0,bi l'r S o nya K ar p ya şıyo r, t ıe fa alıy ordu.

8 ‘( " ' k ı z l ı k a t m ay a b a la d ı.lüci**

b a şl a y a n v e g i t t i k ç e g ü ç l e n e n b i r ç ı ğ ^ , . ^

A ^ . ,e k t i a m a n e y a p a c a ğ ı m ı b i l e m e d i m . O y » D i m i t -

K a n ğ ı n l b , r a k l P S o n y a ’n m y a m r u k o şt u . O n u

(i ‘ ® ! L ' t a m a m e n k u r t a r d ı . K a r şı m ı z d a ç o k k o rk m u ş b ir i

^ Özeür ka lınc a kend ine sarılıp ağlamasına izin verndum D im itri d c dönüştüğ ünde ağiamışu. Aklıma

& bebe klerin görü ntü sü geldi . Doğan ya da yeniden

f * f r a n k l a r ı n a ğ la m a s ı d o ğa l m ıy dı ?

^°Gözucuy& bir har eke tlenm e fer kem m. Sydney’in gözleri

açılmıştı, D im itri’ye do ğru gidiyordu. Onu durdu

f k ı ı “N c y ap ı y o rsu n ” d i y c b ağ ı rdı . "O n u ö zg ür b ırak a

î*rjıazsınî D i m i t r i , S y d n e y ’ e aldırmadı. Kolundan tutup kızı geriye

c k ı i m . “Bir şey y o k , h e r şey y o l u n d a , " d e d i m . Sydney’in pa

jrç e Sap ılm am as ı g ere k iy o rd u . “ S o n y a a r t ı k Stngoi d e ğ i l . Ona

bak. 0 an ık M o ro i . ”Sydney başını iki ya na salladı. “İm kansız. O bir Stngoidu.

“Dim im’ye de aynıs ı oldu . O nu n Stngoi olduğunu düşün-

müyorsun, değil m i? O n a g üven iyorsun ."

Sydney’i bıra ktım am a y üzü nd eki endişeli itadc kaybolmadı.

K a r d eş le r e b a k t ı ğ ı m d a d u r u m u n d ü şü n d üğ ü m d en d ah a

ciddi oldu ât ım ı kav radım . R ob er t bembeyazdı , gözlc ı i ooş

283





, «alt hala yakalamayı pla nla dığ a g.bırakacak ° ^ j m v e a lç a k sesle k onuîtu . ' * " * ı^

Hana d o ğ "1 , d<;rsj n i zi b ö l d ü ğ ü m iç in ö z ür d i , .

“ t n e n gerekiyor” dedi. “Dikkatl i o) ^

be"1 V bütün yü k senin om uzlat ,nda. £v

dikkatli 0 b j | d jk l c ri n i ö ğ r e n m e n e e n g e l o l ' ' W

dunun na’

“ X L O haklı ” diye bağırdım. “Daha beş dakika old

ıdıklan düş ünü lürse. . . İkisin, . , de yaşadık^,

J,r r t “ ûy » w * * “ • “ t a j î

* ■ “ J , i T s “ ” 4 îj -'nAe bize yardım e decektir.

* ^ £ n m is in ?" diy e s o rd u V i c to r . “ K u r ta n ld ,ğ m ,

k mi> U nut tuğun bir ş ey var , Bel ikov zor la dön üş türül^

* K adm kendi is teğiyle Srr igoi oldu .”

“Ne demek is tiyors un? Yem den Str ıgo . olmaya m, ç a ] ^

^V ic to r omuz s ilkti . “Bir an evvel i s tediğin yanıdan a l t»

söylüyorum. Ve kadını sakın ya lnız b ırak m a.”

Bu sözün ardında n V ic to r m utf ağ a g itti. Elinde bir bardak

suyla geri döndü . R ob erı s uy u içti k te n s o nr a de rin bir uykuya

daldı . İç ç ekip Sydney in y anın a gi t t im .

“Şimdi ne olac ak? ” diye s o rdu Sydne y.

Baş,m. iki yana salladım . “B ilm iyo ru m . Sanırım bckleye

ceğiz"

D i m it ri k ısa sü r e s o n r a g e ri d ö n ü p R o b e r ı a b u .

uyuyor,” dedi. “D eğ iş im . . . Ç o k zor .” Bakış larından, an ,ant

286

Y t is i » ' iş k c n c c « » ğ . * > !» ? , l.y o r d u «

^ s,rigoi anılan mı? s"‘Ur, m

’ -Sonyo'y' yalnra bıra km am a!^

& s r ‘“ smu— ' £ ^ p .' Dimitriyanıt vermek ycrine beni söldüğünü biliyordum. Neyse ki fazla fi * “■B»»fca bit

'Haki*'”- Onunla kalmanın b,r . m cdi“ ^

tordu Sy d n c/e. 53 " < * , v , f m f

Söyleyecek bir ş eyler arad ım. Syd ney himizcdönerse, onunla dövebilecekT m92dt- Sony,i . Aklımdan ge çe nle ri tahmin edenS d ' '" ' '^ " U zZ- y3im söylemekten ku rta rdı. 0Cy' Dimj .

“Bcni'»n^yor. Uyanıp beni Eörm * A yn » .. ." Yüzünde simyacılarda sık “ ^ « « b ilitbelirdi.“ B e ş dakika önce canavar olan be d e c e ğ im ! s a n m ı y o r u m . ” m w f a n ı n d a r a h a t

"OStrigoi*ğil,”d,yebarlrd, H, •— c« .r Ses« .u t,,.,/ t a 0 iiurumama gerçeklen değisri - ? »r bili-

J » onunla kahrım,” .

U ^ Z n T s lh ? " * ^ U r

•NtJerbuğunu anlayanbiri ^ ^^ m ı z d a S o n y a y , tanıva . T ° n U n L b Jm i5 ‘ i y i . ”

t3CaJt “'duysamda karde 1 l mW °lduBumu 'ula-h " fc* * daha iyi 0%UIU

287





19

Mi n ib ü s l e r , s a r a y a r a z i s i n i n u z a k b ö l ü m l e r i A

rine park edi l irdi . B u y ü z d e n M o r o i k a l a b ^

_ _ . . g ö r e n L i s s a ş a ş ı r d ı . G a r d i y a n l a r k a l a b a ] ^

a Jo n d a r u r m a y a ç a k ı y o r d u .

L i s s a a c e ş ii k a l a b a l ığ ı g ö r ü n c e n e r e d e y s e d ı şa r ı ç ı k ı -

y a k o r k t u . A r i a n a r a h a r l a r m a k i s t e r c e s i n e o n a g ü lü m se d i

“ Ç o k n o r m a i b i r d u r u m . K i m i n b a ş a r d ı ğ ı n ı , k i m i n başa

r a m a d ı ğ ın ı g ö r m e k i s t i y o r l a r s a d e c e . Ö z e l l i k l e d c o n la r"

B a ş ı n ı ö n e e ğ i p m i n i b ü s ü n ö n ü n ü i ş a r e t e t t i . P e n ce re d en

b a k a n L i s s a , d i ğ e r a l t ı a d a y ı g ö r d ü . O r m a n s ı n ı r l ı sayıda,k i ş iy i a l a b i l d i ğ i n d e n g r u b u i k i y e b ö l m ü ş l e r d i . G e r i kalan

a d a y la r y a r ı n s ı n a v d a n g e ç e c e k t i v e n e l e r o l d u ğ u n u m erak

e d i y o r l a r d ı .

S o y lu l a r ı n d ü z g ü n v c g ö r g ü l ü t a v ı r l a r ı n a a l ı ş k ı n o l a n Lissa.

k a r m a ş a y ı g ö r ü n c e ş a ş ı r m ı ş t ı . E l b e t t e b e k l e y e n l e r in h ep si soy-

l u d e ğ i l d i , sıradan M o r o i k ı r d a d i ğ e r l e r i n e k a r ı ş m ı ş t ı . Herkes

290

dikka t ettiği şeyler sınırlıydı. G üv en lim , katili

£ nCeden ^ g eçmek . Ş im di i se seç imin hay al e t t i# her

buln*k, s,£ âaah a bü yü k old uğ un u kavrıyordu. Bu insanlar

şcyacn Ç° . oyun değild i. Za m an kazanm ak için yapılan bir

için scÇ‘m er b ay a tla rı söz kon usu ydu . Bütü n ülkelerdeki

nttmara ^ ^ l e r k a n u n la r a u ya rd ı. A m a aynı zamanda

Ni° fOİ ve * bo yu n eğerlerdi vc hükümet hükümdarhükümete e ^ ^ ^ ^ ^

demekti Başa Kim * .

d i l e n e c e k t i. ^ ^ ü y e le n m n g eçm elerin e irin

Î U ssa’yv k a r ş ı l a y a n kims e yoktu . Janin vc î idieye.

I m baş ında d u r m a l ar » , engelleyen görevle, verilmen. Ussa nın başı tedirginlik verici duygu

ten sonra, başı d ik , g u ru r ta > “H aydi, gidelim

buradan." O m d a n < u ı» P ■ * » k a l a b a M »



« M » 'ar!

“Hey," diye gardiyanlara seslendi. “Prenses'-

misiniz?" ^tik kez soylu biri g ibi davrandığın,

,v,r> "Ir'ila ti inh-

W3

H

(

«ovlu 01" 8"” vc «nit Vr. Jllk İ m B enim için uka la. ş üp he ci C h t t a * ^ J f c *

gamyord otı scki2; jajm a bastığın dan tcknj, ' V

" Ç c t e T o lm uştu . B en b u n u u n u ta bilir di n, am , ° H

j e « u d iv a n la r u n u t m a d ı . L i s s a n ı n y a n ı n a . ^

S i n f c £ k a r ı k t ı a m a a r a d a h i ç b i r i l e r i n i n ^

i r d i ğ i n , d u y a bi liy o rd u . M o r o i la r. D r a g o m ı r a i , ö i n in

i d i l i m haykırıyorlardı. T nm W , r * er f e* ,r a ^ ^

^ G a S y a n l onlar , güven iç inde binaya s oktu . Tehlike 0I.

madığma emin olunca yeniden kalabalığın başına döndü]cr

Christian’la birlikte odasına d ön dü kle rind e L i s s a yatağa yığ,İd,.

“Tanrım," dedi, “hepsi çok çügınca."

Christian gülümsedi. “H an gi kısım ? H oşge ldin partisi mi

yoksa sınav mı? Ço k . . . Aslınd a n e diy ece ğim i bilemiyorum.’

Ussa üstünü bayını gözden geçirdi. Kurulanması için havlu

vermişlerdi ama giysileri hala ıslaktı. Ayakkabıları ve kotu ça-

mur içindeydi. Saçlarının h alini d ü şü nm ek bile istemiyordu.

“B iz — ’

Cümlesini bitireme di, an latm ak istem ed iği için değil anla

ramadığı için susnı.

“Büyü konuş mamı engel l iyor , diye m ır ı ldandı .

“Ne büyüsü? ” diye s ordu C hris t ia n .

Lissa kolunu sıyırıp dö vm eyi işarer ert i . ‘ Sınavda n bahset-

memem iç in yapılmış bi r büyü . S im ya c ı lar ın ki lc r gibi .

( j j l m i y o r * y a r a d ı

* 'V < k y a r ‘5' ° r m U Î - G e r ^ k “ » P r i p . A n l a t m a k „ •Çatamıyorum . ^ ^ ‘yorutn

“"'ön em 11 değ il.” dedi C hr istian , Lissa’nmn çekti* “ö n e m li olan sınavı geçmen .” yüzün

J t " Ha y'r’ * u a n İÇİ,n Önemli olan şey duş alm ık ,„dlğ,m düşünülürse ironik bir durum." Ama

jc yerin e d u va ra b ak rı . >ag* kalk

Hive sordı

n e duvara bakrı.

^ erl ?” diy e sord u C hr istia n. “Kalabalık seni korkumı‘ Sofim nc.

fflU

u?*Ussa, Christ ian’a döndü. “Hayır , sorun da bu Ko k,

cuydular ama ... Kend imden ç ok daha büyük bir şeyin

oldüğunıuhissettim, kökenleri ta— " v** “Tarihin başına dayanan bir şey nü?» 4

Christian. P ECçn

“Neredeyse." Lissanın gülümsemesi kayboldu. “Bu iş

leneklerin ötesinde Christian. Seçimler toplumumuzun öTü

Kanunları de ğiş tirm ek ten veya dövüşm ekten bahsedebiliriz

ama bu, çok d ah a es ki. Dışarıdak ileri gördün mü? Hepsi Ame-

rikalı değildi. B aşk a ülk ele rde n g elen ler vardı. Bazen saray bu-

rada ols a da dünyadaki bütün M or oi'la n etkileyen kanarlar

v e r i l d i ğ i n i u n u t u y o r u m . "N e de m ek istiyorsun ? ” diy c sordu Christian. Lissa düşün-

celere dald ığı için C^hrisctan’ı be nim kadar net göremiyordu.

Oğlan, Lissa yı tan ıyo rdu , on u anlıyor ve seviyordu. Aralann

dahı il işki D im itri v c b en im ki gibiydi. Ne var ki bazen Ussanın

29 2293



r h risttan’,n » hmin cd cmcdi&i M e ı* ks j k i n vc m anukl , o I m „ , n dl n h

' b l7 t" bck! cn mcd 'k 5cv '«di, .Yı"c Böyle » m a n l a r d a C h r i st ia n ı n h o ş u n , *

^ t0İUS ; , n , n ru h etkisiy le g e r ç e k l i ğ i n i

korkuyordu, U s» n.n « çrm lcr yüründfn £

d ind ed i r * * ^ k ö r ü o la b il ec e ğ in i n f e r k ı ^ u T

^ Bİ u k n âtaca^ım^ dedl L,ssa Almam» m ur

Îo T u r Amacım « * » ^ ^ î '■

S • « * * " kraliçc o lm ay ı p y orm uş 6 sm avij^

konuşmadan önce tered dür et , i . "Kraliçe o l* *

T l T u i v , rüyadan u ya nd .rd i. “H ay ,r ! Elbette S r .

“ „ x ka yaşındayım, içki içm ey e bile yaşın, tutmuyor* |

■Ama bunun seni durdurdu ğun u görm edim ," dedi he, a .

manla haline dönen Ch ristian.

■Ciddiyim! Üniversiteye g itm ek istiyo rum . Rose un gen

•dmesın. istiyorum. M oro i halk ım y ön etm ek istemiyorum.*

Christian',n mavi gözlerinde sinsi bir bakış belirdi. "Biliyor

sun, Tasha Halam h er ram an diğ erle rind en iyi bir kraliçe ola cağım söyler...

Lissa inledi. “Halanı s eviy orum am a biriicri onu kontrol

altında tutmalı. Biriler. yasaları de ğiş tirm ey i başaracaksa, bu

kendisi ve eylemci arkada şları o lac ak .

"Ben ols am yas anın değiş ec eğinden kork m azdım . Onunvc

eylemci arkadaşlarının pro testo ede cek leri o kada r çok ş , '

294

tck bir am aç uğruna b.raraya gdem,yortar" _ .

us s a' y kendine ç ekti . Bence de har ika bir k r , ^

>*"■ pfCnscs Dragom ir. * o lur

* * kirlenecek," diye uyardr Ussa.

•Çocukluğumu toz lu bi t tav an arasında saklanarak a •

.. . «k bir göm leğim vardı. Sen ce tişört umrumda m,>

Lissa bir kahkaha aup onu öptü. Yataku olduklaruu'dûşû

„a„cc, bağ kop arm am gerektiğine karar verdim. Blr ^

K sonra Lissa geri çekildi.* •‘Bazen seni sevdiğ imi d üşü nü yoru m ." dedi.

•Sadece bazen m i?” diye so rdu Christian sahte bir ö fk e *

U s s a o ğ l a n ı n s a ç l a r ı n ı k a r ı ş t ı r d ı . “Her u m a n . Am a

j ^ ş ı m a r t m a m a l ı y ı m .

“Şımarm adığımı varsay."

[ j s s a ’ y ı ö p m e k i ç i n e ğ i l d i ğ i s ı r a d a kapı ç a l ı n d ı .

“Kapıya b a k m a , ” dedi Chr is t ian .

Ussa duraksa yıp o tur m a o dasına baktı. Chrisdaı&an kurtu-

lup kapıya gitti. B irk aç ad ım kala başını salladı. ‘Adrian geldi."

“Yanı t vermem ek iç in b i r neden d a h a' dedi Christ ian.

Ussa onu din lem ed i ve kapıy ı açtı. Gerçeklen de yakışıklı

erkek arkadaşım ş i m d i karşısındaydı. Ch nstiah m "Berbat za-

manlama,” diye seslendiğini d uy du m .

Adrian ön ce Lissa ya a rdınd an diğer odada vacağa uzanmış

olan Christian a ba ktı . “D em ek aile sorununu böyle çözecek-

sin. Küçük D rag om ir’icr . tyi f ikir . t Uaiirm v a n la n m geldi. "Ev et . Resmi konsey işini

295



' Adn an'ın üstünde gü nlü k kıyafetler vardı. îç0

giymişti. Onu ( O k ödediğimi h is se tt im . H c psi ^

"Neler oluyor?" diye s or du Lissa. k

Christian, Adnan’ın gelişim üzerine aj,nsa d ^

iyi bir gerek çes i oldu ğu na e m in d i. A u ra sIn d ’ ^ o r

Yeni haberleri vardı. ^'V Of^

“Onu yakaladım, ”dedi Adrian. “Tuzağa dü

"Kimi?" diye sordu şaşıran Lissa. ?ürdurn*

“Blake Lazar apta lını.”“Ne dem ek nızağa düşürdüm?" diye sordu Li

ran Christian. “Tenis k or tu n a a yı tu za ğı m ı k u r d^ ^ f %

“Keşke öyle olsaydı. Şu anda barda içki içiy0r

bir kadeh içki ısmarladım, ya ni acele ccm eliyj2 5 N

çıktığımı san ıyor .” âra

Adrian’dan yayılan kokuya bakılırsa gerçekten '

ya çıkmıştı. İçki içtiği de belliyd i. *W

uBu kadar erken bir saat te barda m iydin? "

“Haydi kuzen.” Adnan’ın auras, sarhoş birine ah a ^

ama içtiği belliydi. “A m bro sse, T ad an a k on us un da hjkl|

adam bize kıskanç kadınların adlarını verebilir.”“Neden kendin sormadın?” diye sordu Christian

“Çünkü halamın seks hayatıyla ilgili SOru sormam vanlısvt

mide bulandırıcı .” dedi Ad rian . ‘A m a Blake, küçük prensi

m izle seve seve kon uşacak tır .”

Ussa yatmak istese de , b ana y at d .m et m e arzusuyla içi ye

° n e ne W , c d o l du ' ' T a m a m a m a e n a z ın d a n giysim i d *

« ip saçımı firçalayayım.”

29 6

nVo d» yk e n A d r W m C h r “ ' i ln ' a » y 't d i U c ıi n i d uy

0 S S a n * W î e r d „ Ö k İ İ l Ü y 0 r - P r C m e 5 İ C t f t e t f t m

dn1* ' . „iyinm e'>s ın 'İ & T L dakika sonra üçü birlikte saray, geçip yönctim fe._

° " dan bitindeki bara girdi. Böyle bir binada bara tasda

ad,r"’ ip olabilir ama işlerin nasıl yürüdüğünü bildiğim için

"’‘k C i n bi t iki kadeh içmeye ihtiyaç duyduklarım antaya

./İMftl•bİİİ)° loştu. Adriariın şakalarını bir tarafa bırakacak olut

. lo roi’lann içm esi için erken bir saatti ve sadece bir iki

Sik eri vardı. A dr ian ba rm en e b ir işaret yaptı. Sipariş verdiği

fllU?ier ediyor olmalıydı ki , kadın bir içkiyle geri geldi.

^ İvashkov! Nereye kayboldun?”

giri onlara doğru seslenmişti. Lissa o yana dönünce köşe

masada otu ran ada m ı gö rdü. A drian onlan masanın yanı

C örürünce, gen ç b iri o ldu ğun u farketti lcn Gözleri i lginçti ,

sanki biri Adrian ’ın ve C h ris tian ’ın gözlerini alıp birbirine ka

rtşurmışü Kaslı bir vü cu du vard ı. Yanın da erkek arkadaşı olan

Ussa bi le, ada m ın ne kad ar seksi o lduğ unu kendine i tiraf etme

ihtiyacı du ydu . ^ . .

“Arkadaşlar ım a bak m aya ç ık m ışt ım ; d i yen Adnan b ir is -

kemle çekt i.

Moroi o zam an A dr ian ’m y anın dak i leri tarkcdıp ayağa tır

ladt. Ussa nın e l i n i tutu p ö p tü. “Prenses Dtago m i r . S il in l e u

nış tnak b i r o nu r . U za kta n güzel o l duğunuzu düşünm üştüm

am a yakından da ha da güzel s i ni z .

“Bu," dedi A d rian, “ Blake Lazar .



Tan ı?ng,mJjU sevindim, ucdı Lissa.

Bloke gülümsedi. "Sana Vasi lissa diycbjjir ^ .

“Bana Ussa diyeb ilirsin:'

“Ayrıca Uss anın din i bırakab ilirsin/ diye <*j .

Bloke şaşkın şaşkın Christıan'a baktıkcan 1

Ussa'nın elini tuttuğunu buketti . “Seni de C

Orera. Adın Ch m dn miydi?”

"Christian," diye düzeltti Lissa.

"Doğru ya." Blok e bir centi lm en gibi iskemleyi t

fen, bize katıi.” Ch ristian'a he rha ng i bir şey sö/ ‘Uttü"U,.

içersin? Ben ısraa rltyoru m.” c,ncdi.

"Hiçbir şey" dedi Lissa.

Barmen dinde Adnan’ın ve Blakc’in içkileriyle

belirdi, “içmek için asla ço k erk en deği ld i r . İv as h ko ^ 1

taktan kalkar kalkmaz içmey e başlıyorsun değil mi?”3 ** '^

“Yatağımın yanındaki masada bir şişe viski duruVo

Adrian. Lissa oğlanın aura sını k o n tro l etti. R uh k II ^ ^

nmki gibi altın rengiydi a m a a l k o l y ü z ü n d e n b u l a n ı k T ^ '

ca biraz kırmızılık vardı ö f k e d e ğ i l a m a c a n s ı k ı n t ı s ı ] ^

Adnan'ın da, A mbros s c ’un da, Blake’ tc n hoşlanmadı*^ T

cırladı. 5 ,lJ'

"Seni ve Ch risroph er’ı buray a ge tire n ne?” diye sordu B t

kc. Amber renkli içkisini bitirip b,r tane daha ısmarladı.

Christian," diyc düzeltti Christian.

Hal am dan bahse diyord uk.” de di A drian . Ço k olağan bir

şeymiş gibi konuksa da Ja tia n a’n ın ölü m ün de n bahsetmek

onu rahatsız ediyordu .

gülümsemesi soldu. “Nc toücü. \Winfe ^ dç ,

B . ve Ussa’y» kast etm işti. “H athaw»y kon cun da

;\ılfi*n ' c cklcd* “K im in aklına gelirdi?”

I'0"'* dl^nUr>n yarandayken. ban» kinimi,gibi davran ^.

f i ğ i n i hatırladı “Kimsey i gerçekten ummak mümkün

ded'ı “M 'dy °nla rca 'P ucu va,dl dikkat etmedim."d^'1, JC üzülm üş olma lısın." dedi Cbtıstian. "KralkVv|,

' ^ n u z u duydu,"

’ Rlakcin s,rlt' 5‘ gC" gC' dl' " EV" ' bu b‘t" TUZİ V ' tam,dik

6zleyece&im ' B lsk ala r' onu n so8t‘k b'r' Qlduğunu dü° nUbüir ama ban a karşı öy le değildi, iyi am an geçirmesini

SU"C „ Adrian ’a ba ktı. “B un u bdiyor olmalısın.”

bll'«Senin bildiğin şekilde değil.” Adrian içkisinden bit yu

aldı O tok on tro l m ekanizm asını takdir ettim. Onun

^ "nde ben o l saydım ço ktan B l ake ' i yum ruki ım ışum . 'Y a

Ambrossc u.

Blake’in suratı asıldı . “O mu? O kan fahışesi mi! Kraliçenin

huturunda olmayı bile hak etmiyordu. Sarayda kalmasına hin

verdiklerine inanamıyorum.”

“Kraliçeyi senin öldürdüğünü düşünüyor,” diye araya girdi

Ltea. “Bü tün deliller Rose ’u gösterirken buna inanması açma."

“Ne düşünüyor?” Anık gülümsemiyordu. Gülümsemediği ra-

man eskisi kadar yaktş.kl, değildi. ”0 « la n a bu pısük? Şahidim

olduğunu biliyor. Kra liçe be m dah a ço k sevdiği için kızgın.

“O zam an ned en A m bros s e ' u ç evresinde tut tu? ' dıyesor

du Ch ristian m eleğ im si b ir masum iyetle. ”Ona yetmiyor

mııvrJıtn^r

299



flbfa. öfkcl, bir baki.m «ntodan rçluşinl bjr

* * . Barmen hemen yen, U r « k İ « e m * . BU kt d ^

Jc n önce bzfm, » l l ay .p teşekkür cer, . K « i nl il tI c ^

bi, dinine t a d ı » y e t er im a m a Am brosse gibi ^

Ha gönül eğlendirmedim.

Tacuna'mn cinsel hayat , ko nuşul urken, Ad

BU daha da asi ldi . Am a rolün ü oyn am ayı %

Amhrosscun başka k, z arkad aşla r, old uğ un u m u sö ,Urtl«.

yor.

Vç

supyanli“Evet. Ama kız demek yanlı? olur. Hepsi yaşlj

bence ona para ödüyorlar. Gerçi ann enin kimseye '

meşine gerek yok.” diye ekledi Bla kc. “O çok seksi birle ^

kiminle isterse olabilir.” n.

Blake’in ne söylediğini .anlamak birkaç saniyelerini *ld]

y h r a k Adrian sö yl en en leri kavradı. uN c dedin ?” '

“Al ı.” Bla kc gerçekten şaşırmış görünüyordu cima numa

yapıyor da olabilirdi. “Bildiğini s a n ı y o r d u m . A n n e n ve Asnh

rosse... Am a babanı düşününce , kim onu suçlayabilip Yjn

de bence Ambrosse’tan iyisini bu lab ilird i.” B lake ’ in ses tonun

dan, Daniella’ya kimi yakıştırdığı anlaş ı l ıyordu.

Lissa’mn gözü önünde Adrian’ın aurası alev k ı r m ı z ı s ı n a

döndü. “Seni pislikT Adrian kavgacı değildir ama her şeyin

bir ilki vardır ve Blake çizgiyi aşm ıştı. “A nn em babamı aldat

mıyordu. Aidatsa bile bunun için pa ra ö de m ezd i.”

Blake sarsılmış gö rün m ed i, b elki A dr ian on a gerçekten

vursa durum farklı olurd u. Lissa elini A d ria n m koluna koy-

du. Sakin ol , diye m ırıldandı. O n u sakin leştirme k için çok

'

•:sT "w■ ■ ■ ■ ■ ■

7 u»r.dı. A d" 1" bunu hemc" f ltWcd‘V W u nu çete jlciC* Wu )a „ ho şl an m am ış tı .

t scvm cdigin i sanıyordu m," dedi, verdiği babc

' Baba c a n sıkıcı o l d u ğ u n u a n l a y a m a y a n b l a k c . “ A yr ıc a

(in * * * * * A z ı y o r s u n , o n u n l a y a t a n b e n d e ğ i l d im . D u y d u -

şa n» " ‘^ u y o r u m . B il il e r in i s u ç l a y a c a k s a n 6 » A m b r o s se 'u

8“'"“/ . . .« d r i a h m k o n u ş m a s ı n a b u n v e r m e d e n ar a ya g m U.

U * kaç kadınl a b i rl ik teydi?"

' A ^ b r £ )f CB l a k e isimleri hemen saydı. “Martha Drozdov v e

ı C m ta İki ett i . D an iella sanıyorum, üç eder. Bit dc

vardı Dö rt ”t ’in toplama yapmaktaki beceriksizliği Ussayı dgilcn

C de ad am ın a pt al oldu ğu iddialarını destekliyordu.

jİrlTT Drozdov y aşlı olm as ına karşın dünyayı gezen yan asi

^ * j u Lissa nın ta hm inlerin e göre Martha, yıl ın yan

blf S° Amerika’da bile olm uy ord u. Ta tiana nın ölümü onu ılgi

Sm A- ezdi M irab el Co n ta ya gel ince, adı çıkmış bir kadındı.

S i l e r i n y a n s ı t y a t tı ğt bilin ir di.T e k b ir erkeğin peşine

^ “B^ kala nyb "yatması. Ambrosse un Kraliçeyi öldürdüğü

nayeri Hathaway'in işled iği kesin." Duraksadr. Çok uzuo.

Seksi bir kızdı. O nc vücu t. Ambrosse y. oi d u rm ^

kıskandığı için öldürmüştür çünkü Tatiana ben, daha çok

v e r d i . "

300301



*/)ylc bir durumda A m b r o ss e 'u n se n i j .

olmaz m ıydı?" diyc sordu C hristian. ^

glake’m yanıt yerme şans. olmadı çünkü Adrian l.

konuya geri döndü. “Annem kimseyle yatm,yordu * W

r

h a k . ,

bile yacnuyo^ %Bl ake dünyadan h a b e r s i z m i ş gi b i k o n u ş m a ^ ^

“ O n l a r ı gördüm. Sevgil i oldu klar ı bel l iydi . A n nc nin

seksi o lduğu ndan — ' ‘ kj>lir

“Kes funu," diye uyardı Lissa. Bu nların bize b

yok." ^ ^

Adrian bardağını masaya v u r d u . “ H i ç b i r şeyin b i z e

yok!” İşlerin, U s s a v c C h r i s t i a n ’ ı ç a ğ ı r ı r k e n g i d e c e ğ i n i

ğu gibi gitmediği be lliydi. “ B u s aç m a lık la rı d i n l e m e y i

İçkisini bırakıp masaya birkaç b a n k n o t f ı r l a t t ı k t a n s o n r a ^

p ı d a / ı çıkn.

“Zaval l ı ç oc uk,” dedi Blake. Y e n i d e n k i b i r l i h a v a s ı n a bii

r ü n m ü ş t ü . “ H a l a s ı , a n n e s i v e k a t i l k ı z a r k a d a ş ı d e r k e n bir

s ürü şeyle yüzleş mes i gere kt i . B u y ü z d e n k a d ı n l a r a a s l a gü ve-

nilmez.” Lissa’ya g ö z k ı r p t ı . “ E l b e t t e s e n h a r i ç . ”

L i s s a d a A d r i a n k a d a r r a h a t s ı z o l m u ş t u v e C h r i s t i a n m da

benzer ş eyler düş ü nd üğü b e l l i y d i . “ S e n i n l e k o n u ş m a k ç o k gü -

z eld i a m a g i t m e m i z g e r e k . *

Blake yalvarırcasına L i s s a ’y a b a k t ı . “ D a h a y e n i g e l d i n ! B ir -

b ir im i zi y a k ı n d a n t a n ı y a c a ğ ı m ı z ı u m u y o r d u m . ” N e d e m ek

bcediği bel liydi. “V e K res k in’ i d e .”

Christian bu sefer a d ı n ı d ü z e l t m e y e g e r e k d u ym a d ı.

Lisanın elini tuttu. “Gitmeliyiz.”

dedi Lissa.

g l a ke ' or nU Z s i l k İ p b İ r ^ k i d a h a « m a r U t k

* o ı i " a k i s tc r s e n S e l , P b c m b u l .” y

'7 ? k ‘ P ' y ‘ V 6" ' U L " U ” " “ » M « .iştir,” dedi Christian.

Ôn u n dünyasını tammasam da olur," dedi Ussa. Ad '

df 7 ı k 0 n " 0 ' . ' , ' i l' ' 1 H * t ” W w„in neden o n d a n hoşlanmadıgmı anlıyorum. Blake tam bir "

■■Pislik mi?” diye cümleyi t a m a m l a d ı C h r is ti a n . K a u ı ' b i .

n a s ı n a yöneldiler.

“ S a n ı r ı m . ”

“Cinayet işleye bilir mi?”

“Dürüst olm ak gerekirse hiç sanm ıyorum.” Lissa iç çekti.

"Ambrosse’a hak veriyorum . Bence Blake cinayet işleyecek ka-

dar z e k i değil. Zaten gerekçesi de yok. İçerdeyken şaka yapan

a m a Ambrosse ya da o kıskançlık yüzünden cinayet işleyecek

o l s a birbirlerini öldürürlerdi, Kraliçe yi değil."

“Ama Tatiana’ya ulaşm aları çok kolaydı,” dedi Christian.

“B iliyorum ama işin içinde aşk ve seks var... Bu bir tutku

cinayetiyse, K ra iiçe’yi kıskanan biri tarafından işlenmiş olma-

lı. Yani bir kadın taralınd an . ’

Aralarında uzun bir sessizlik yaşandı. İkisi de düşündük-

lerini dile getirmek istem iyordu. Sonunda Christian sessizliği

bozdu.

Örneğin Daniella İvashkov mu?”

Lissa başını iki yana salladı. “Buna inanamam. Cinayet iş

ItyebiJecek bir tipe benzem iyor.”

302 303



•Katiller geneld e kat ile be nz em ez . Q s:ıycd<" T

P*ç*

rırlaryı

M vakitlerinde krim ino lo j i m i ç a lı şm a y a b * ^

B i nanın kapıs ına vardıklarında LiSSa*

S .

“Hayır.l|n?"

Hırıiç in kapy. c ut tu . “G e r ç e k le r i s ö y lü y o r u m . A d r i ^ ^ N

„in T a t i a n a ' d a n ho şl anm adığım b i l i yo ruz. Ş i m di ^

sevgiliyi paylaştıkların' ö ğ r e n d i k . "

“ O n u n b i r ş a h i d i v a r , d e d i Li ssa i natç ı bir ravırla

« H e r k e s i n ş a h i d i v a r , d i y e ha tır la ttı C hris tian . ,<yc ..

ş a h i t l e r i n s a t ı n a l ı n a b i l d i ğ i n i b i l i y o r u z . Aslında D a n i d U ^ ^. ı j , *> u a Ç o k -

t a n b i r i n i s a t ı n a l d ı .

“Y i ne de i nanam am . B i ze del i l l az ım . Am bro ssc , c jn

pol it ik a m a çl ı o ld u ğ u n a e m i n g ö r ü n ü y o r . " ^

“Am bro sse u da l i s teden s i l m i ş d eği l i m

Li ssanın o dasına g i rd i l er . “Bu i ş bekl ed i ğ i m den zo r

C h r is ti a n L is s a y a s a r ı l d ı . “ B i l i y o r u m a m a b a ş ar a c ^

Bi rl ik te ne l er o l duğu nu çö z ece ği z . A m a düşüncel eri m izi n bir

k ısm ını kendi m i ze sakl asa k i y i o l aca k , ö rn eğ i n Adnan'a, an-

n e sin in c in a y e t z a n l ıs ı o l d u ğ u n u s ö y l e m e y e l i m . ”

“Nasıl istersen." Lissa ba şını C h ris tia n ’m göğsüne yaslayıp

esnedi.

“Uyku zam anı , ” d e d i C h r i s t i a n .

“ ö n c e d u ş a l m a m g e r e k .”

ö n ce biraz uz an. S on ra du ş alırs ın.” Y atağın Örtülerini

aç tı . Ben de s eninle ya tac a ğım ."

Yatacak mısın yoksa yatacak mıs ın?” diye sordu Lissa ya-

tağa uzanırken.

^ s e c b y o r u m . U y u m a y a i h ti ya c ın va r." L is sa ya

UykuCİft0 uy an dı kt an son ra kon sey işlerine devam cde■’ «fjbccc

biliri* p ra g o m irle r diyecek olursan yemin ederim seni

“KÛ<ÎÜnü ne k o y a rı m ”

wPın,n ° Uen dinc özgü bir karşıl ık verecekti ama kapı ça

Chdslia a b a k m a , l ü t f e n /

ly,dı. in d in e eng el ola m ad ı. Yataktan kalktı. “Adrian^ Lissa Ken

önemli bir şey olamaz,” dedi Christian.

« 0 ıarn*."emc yİ7 ;> K alk ıp k apıyı açın ca annemle karşılaşu.

“BunU H at haw ay, A dr ian gibi, ço k olağan bir şeymişçesine

Q 5z leri içe rde bir tehlike olup olmadığım aradı.

^ d a n ayr ı ldığım iç in ü zg ü n ü m ; dedi Liss aya. “Eddie’yle

"tem olu ştur m ay a ça lışıyord uk am a ikimiz de etkenden

blt S' S ’ i ldik .” Y atağ a b akıp Chris t ian’ ı gördü ama roman

Ç £ f a Î m a n t ı k s a l b i r s o n u c a u l a ş a . “ T a m za m an ın d a g el-

i ş im . Sınavdan s o nra uy um ak is teyeceğini tahmin ett im.

Endişelenme. B u r a d a n ö b e t t u t a c a ğ ı m . ”

Christian ve Lissa pişmanlıkla birbirlerine baku.

“Teşekkürler ,” d ed i Lissa .

odaya

"Yanı

304305



20

T pl0ltrrdcn bahsedince pe ettim ,d k . istek size Sydney'in yan ın j n l * ^

ktun. Eterken k ap ^ n ^H e m e n a y a ğ a f ı r l a d ı m . b j f * * ' d ^ d u m .

, ıdum ama pencerelerden süzülen pf görrr»cyi beki-

«n™» w%* e r ? 1®* 4 Cf * “ w » r , o l ,„ T * *

Jöndüm. ■ « e m e n Sy d “

»Banyoda.” dedi s o r u m u t a h m

Demek duyduğum onun sesiydi. D \ .s a a t uyuman,n bile beni ne bdar[ * «* ve

' , 2 . I™' d ilin i

ayumaiıs

USydney’in sesi, yüreğimin ağzına gelmesine Vo

açtı. Sony anın karan lık oturma odasına ^

dönmûşrüm. Sydney' dışında her şey sessiz ve sakindi. *

“Yaşayan ölüler gibi gö rü nü yo rsu n,” diye devam etti. “C ii

diyim’

“Nöbet tutmalıyım,” dedim.

“Ben nöbet tutarım. Sen uyu.”

“Sen benim gibi eğitimli değilsin,” diye hatırlattım. “Bir

şeyleri atlayabilirsin.”

“Ben b i l e k açmay a ça l ı şan b i r S t r i g o i ’ u a tl a m a m / ' diye

karşılık verdi güvenle. " D i n l e , s a ğ l a m o l d u ğ u n u z u biliyo-

ru m, b u k o n u d a b en i i k n a e t m e n g e r e k m i y o r a m a b u n d a n

so n ra i ş l er i mi z d ah a d a zo rl aşacak . B e n c e ş i m d i d in le n m e n

en i yi si . S en ş i md i u y u rsan D i m i t r i d e d a h a s o n r a d i n l e n e

bilir."

g°

birkaç saat uyurum,,.,rüppırdım. Bir dc yemek oisayd, b , , , “ »

,’nm ev inde elberte h iç yiyccek . J V * * * «And**.

mıoldum. Dashkov kardeşler evlerinde l ' j * su^

lanujn. Ce ketleri askıdaydı, araba a n a h u rfa l• i , , ™ “ '«gaha btlamışn. ^danışlardı. An ah tarı alıp Sydney’e seslendim.

Yanıma geldiğinde anahtarları ona verdim.

“Hala arabadan anlıyor musun?” diye mırıldandım.

Bakışı, bana bunun saçma bir soru olduğunu söyledi.

“Tamam. Gidip yiyecek bir şeyler alır mısın? Yemeğe ihti-

yacımız olacak. İşini bitirdikten sonra da arabalarının moto-

runda bir sorun yaratabilir misin? Araba buradan gidemesin

ama kesik lastik g ibi belirgin bir şey olmasın.”

Anahtarları cebine attı. “Kolay. Özellikle istediğin bir yiye-

cek var mı?”Şöyle bir düşündüm. "Şekerli bir şeyler. Ve Dimitri için

kahve.”

30 6

307



"Kahve zaten alacaktım," dedi .rArA'r V . ' ! r

v ıcco ı » «• « « w I ^ d c d ç n

arabalarını sabote etmesini istediğ imi duym ad ’ 5W ıw.

“S.v dney a/ışv cr işe g i d i yo r ," de di m di kk at i ni j ^ , ni * ı| J^

rak. t i r ş ey e iht iyacınız var m ı? ” ^ ^ y ı ^

"Kanını em ebileceğim iz b ir in sa n h o ş o l u ^ ^

rara/â b ırakacak olursak. Robert e lmah cam, ^ ^ ^ u*>u k

bayılıyor.'' Sydney'e gü lü m se di. " B i r s im y a c ı n ^

bakuğı günleri gördüğü me inan am ıyor um \r ? ^— o ^ ^ ^ ---- v u‘um. fVc h *>Sydney ığunı açacak oHu am a baş,m , sa]| ° f '

dum. “G/r in ik,” dedim. , V1P ° nü S(1S(Sydney d/farı çılanca Vieror da, Robert

Kardeşlerin arabas.z bir yere gidemeyeceğine' yan" ’3

için Dimitri yi kontrol etm eye karar verdim So0" 1"1 ° ldl

Bağdaş kurup yarağa oturmuştu. Saç. baş, b rmT

üzerinde en uiak bir yara yoktu. Dim itri d ö n f i^ !* 0 **

nmolm uşm. Srrigoi gücü yaraların, iy ileş t in^ ^ ndede*

ve beyin kanama olas,l,ğ,m d ö n ü lü rs e b e n T ) ^ ^ ' hay/rdemezdim. n de bl*fc ?ifaya

h r i girdiğimde Sonya, D im itri’y i b ırak,o b

™ k u - Şaşkınlık. Tan,ma. P ana bîit«

p e k l e r i n e inanam,yordu

Kendimi gülümsemeye zorladım “ c •

« » * » A . «fer b i z , ö ld ü r m e y i 1 g ° r m ek S ü* ' ” &

^ c in i e llerine ce • n n n ty ° r M n , d i y e ek l em edim .

‘‘ di- UzUn süre canava 7 ParmakJar,n' d i ^ « l i c e ince

r i ne k a v u ş m a b a t i k * ı ° Y * ^ a ? a d , ^ c a n s ° n r a e sk i elle

3 A k l ım a d eğ iş im d en s o ,

m ı

nim

D l m i o l 'n i n depres yona gi rdiği geldi . Sony, d

^ C d . ’ ~ b * ? Y o k il yen id en Srrigoi d m *

aeP' J u ’i5ti c S e y a l ı ^ e d ş e g i t t i ." d e d i m D i m i t r i' y e . "A y n ca be

i ç i n d ü n g e c e n ö b e t t u t t u . "

< J l l y o r u m , ” d e d i D i m i r r i g ü l ü m s e y e r e k . “S e n i k o n tm l e r

i çi n uğram i şt ını .

U »n cım dan k l za rd l m “Sc n d e ^ 'n^ enm eli si n ,” dedim ona

. ^ v a l u e t B e n e tr a ft ı g ö z k u la k o lu r u m . V i a o r m araban

ın ç a l ı ş m a ğ ı n ı d u y d u m . A yr ıc a R ob e rt kurabiye seviyor

111 Scn de kurabiye i s t iyors an ac ele etmel isin ç ünkü paylaş-

maktan hoşlanan biri değilmiş ."

Dimitr i gülüm s edi . Son ya anide n baş ını kaldırdı .

“Burada bir ruh kullanıcısı daha var,” dedi neredeyse çıldır

mış gibi. “O nu his s e diy oru m . O n u hat ı r l ıyorum.” Dim im ye

ve bana bak tı . “ G üv en li de ğil . Bizler tehlikeliyiz. Etrafımızda

olmamalısınız.”

“Her şey yo lun da ,” dedi D im itr i . Na diren kul landığı nazik

bir ses to n u y l a k o n u ş u y o r d u . " E n d i ş e l e n m e . ”

Sonya başını iki ya na sallad ı. "H ay ır . Anlamıyorsunuz. Biz

ler hem k en dim ize h em baş k alar ına korku nç ş eyler yapabil i-

riz. Bu deli l iği du rd ur m ak iç in S t r igoi ’a dönüş rüm ama bir

bak ım a d a h a k ö t ü o l d u . Y a p t ı k l a r ı m . .. "

Dim itri gibi o da piş m an dı . "O s en deği ldin , başka bir ş e-

yin k o n t r o l ü a l t ı n d a y d ı n ” d e d i m .

Y ü z ü n ü e ll e r i n e g ö m d ü . “A m a o n u b e n s e çt im . Ö y le o lm a -

sını sağla dım ."

3 0830 9



"Ruh yiltûnden." dedim. “Ka r ş ı k o y n , ^ /

eliğin gibi korkunç şeyler yap t,rab iliyo r D (j ' (' r; 'S r,if|^

y o l d u n . Ussa da sürekli aynı savaş, veriyor." 'Rl‘"

*Vasllissa m ı?" Sonya gözler ini boşjUyı

fi düşünüyo rdu . Şim di n e k a d a r da d e n g e s i f " ' Gfç

dönüştüğü zamanki kadar kötü olduğU nu '■ Stıfc,'

Şifanın, ruhun deliliğini azaltabildiğini dUymıl

Rob en in yaptığı ham le, Sonya' nın i ç indeki k a r ! ^"'ly

mını almıştı. “Ever, elbette, V as il is sa 'da da var ^ 0 ' ^ n

Panik içinde bana d ö n d ü . “ O n a y a rd ım • •

“E t ri m ." D i m i t ri n i n n e z a k e t i n i t a k d i r e r ^ ^

dum. Lissa ve ben S o n ya ’n ı n u ya rı la rı y ü zü n d en ^ ^ ^ ı

nıştık. “Gittik döndük v e o n u r a ha ts ız e d e n ^ Aç

mayı başardık.” Bir adım ö n e çık tım . “Şim di dUr(İur

rardım edebilirsin. Bilmemiz g e r e k e n şey ler v j - " ^ ^

Hayır, dedi Dımı'rri . Bana attığı bakış b ir w

li. “Henüz olmaz.” c

"A ma — ”

“Daha değil.”

Ona öfkeli bir bakış f,rlanım a m a b if ^ ..

Sonyaya zaman t anım ak is t iyo rdu m am a SOylemedi“ Konya’n ın b ild ik le rin , ö ğ r e n m e l i y i * *

Çiçeklerimi görebilir m i v im ? ” a - ı

çiçe kle rim i g ör eb ilir m i y im ? ” ^ “D 'îar'

tt.riT baknk: “E!bette;’dedimd‘m “Nısıl 0Jdu j y J y u r u d u e ü n ı i i z s ı ra d a d ay an aım

ç sç erk y e t i ş t i r m e y i s ü r d ü r c b i l d i n ? "

31 0

j^ d » . “ B c n h cr “ m an & & y e t i r i r i m . ’*

î S J o " * " * ’ H M t*rl ,y 0 r ÇİÇf " ln « • "unlarD e m e k ,« e d i ğ i m . . . S t t f c ü V n d e 8 Û îd b i,

t ı n a s ı m m * is t e d i n ?lın^sl1< rum o nu h a zır lı ks ız y a ka la m „ t ,. ‘ H a y , , . ^

. l up o l m ad* l ; * n* düş ünm üyo rdum . Yapacak b i , , ey|cro l

İ W yC tİŞtİtdim YetencW erimi denemek Utedlm

5ar,Dirnitr‘ nir> SÜ7İcrin C b a k ,lm H>klı ydım . Güzellik, Stri

oi dünyas ının parçası değildi. Bu Çiçekler kibir göstergesiydi,

Oturma o d a s ı n d a n g e ç t i k . V i c t o r v c Robert bizi görünce

ustular. Sony a v e R ob ert birbirlerini süzdü. Victor ukala ulu

3 gülümsedi.

“ B a k ı y o r u m ay ağa kalkm ışız. Aradığımızı bulduk mu?"

Di m i tr i ban a f ı r l a t t ığ ına benze yen b i r bakış hr l auı ona da .

' D a h a d e ğ i l ”

Sonya bakışlarını güçlükle Robert’tan ayırdı vc kapıya yö-

neldi. “K apım ı kırm ışsınız ,” ded i.

“ B aş k a s e ç e n e ğ i m i z y o k t u , ” d e d i m .

Sonya kapıyı açıp dışarı ç ıktı . Mavi gökyüzünü vc güneşi

gördüğü an da , elin de olm ad an inledi. Ben dc peşinden dışarı

;ık tım . S ıc a k b ir g ü n o la c a ğ ı his se dil iy ord u.

Herkes dış ar ı ç ık t ı am a hiç bir im iz Sonya nın umrunda de-

lildik. K uc ak lam ak isterce sine ellerini gökyüzüne doğru uzat

:ı. “Nc kad ar g üz el .” G öz ler im e bakt ı . “H iç bu kadar güzel bu

? V o n r m i i c

31 i



■Evrr çok güzel." diye «k rar hd im . Kendimj ,

t em hüzünlü W a«r fm . B *bçcy , dolaş ıp ç i çekJ

-Hepsiçok farklı--" diyordu kendi kendine. “ G ü

da &rkii görünüyorlar.. ." Baz, ç,çekler dikfeatini ' T »i,,''

te gece/eri açrmyor. ' G örü yor m usun uz? Ş u V

Kokularını alabiliyor m usu nu z?" c, 'c

Bu sorular kimseye yöneltilm iş değ ildi. H ipno tİ2t

o n u izledik. S o n u n d a bahçedeki i s k e m l e y e ç ö k t ü c *

tekında olmadığı güzelliklerin a d ın ı çıkardı. Bir sünA80 n

kalacağı anlaşılınca Dimitri’ye dönüp Sydney’in öğüdü1

ladım ve uyuması gerektiğini söyledim . H ak vererek b ^

“Akıll ıca . Sonya b ilm ek isted ikler im izi anlattı"*

harekete geç memiz gerekec ek.” G ülüm s edi . “ÇVH Zamjfl'.. .. n / Qney t an-, ı .

savaşçıya donuşuyor. 1 Dir

“Hey, burada komutan o değil ,” d iye dalga geç t im vs

dece asker." ° »

“Doğru y a .” P a r m a ğ ı m y a n a ğ ı m a d e ğ d i r d i “ Ö z ü r jı

kaptan.” dlier,m

“General ,” diye düz el t t im. D ok un uş u nefes imi kes ti

Sonya'ylavedalaşan

D im itri ev e gird i . S on ya başın, salladı

ama duyduğunu s anm ıyoru m . V ic to r ve Ro ber t mutfak is-

kemlelerin, alıp bahçey e çık tı . K en dile rin e g ölg e bir yer bul-

dular. Yere otu rdu m . K i m s e k o n u ş m u y o r d u . Y aş ad ığ ım en

# n p * cy değildi ama gar ipt i .

J . . ^ y fX cc e ! d er le g e r i d ö n d ü ğ ü z a m a n o n u k on tr ol et

" ,ÇUl gr “bun ay r ı ldım . V ic to r ’ ,n anahtar lar , ye

tezgahın üzerindeydi. Sydney yiyec ekler i bana uzat t ı .

312

,ırı bu kadarı yeter" dedi.

d,5an bir ^•i Sadece mangal eksik.

g ö r ü n d ü T d f l S° ? k in ldl& — »to n ek istedİğİm l * " k ar* M o h e 1 ^ .

nC, .y dc Victor da bu şey yemedi. Sonya'ya bit kurabi*

tüm b»k‘5lan nl ° “ m ln bailS«ien ayırdı. Elindeki kurau

bi>!^y eb i l i t miy im b i lmiy o rum .”

“Elbe^c yi ye bil ir s in ” D im itri de daha önce yiyecekleri

hey,e süzmüştü. “Çikolata1, ."

Çekingen bir ısırığın ardından kurabiyeyi yemeye başladı.

Her parçay1 >mcm aclan önC c m iiy on lar ca kere Çiğniyordu. “Ne

^ ı» Q nun y em ek y em es in i iz le rk en ben de k amımı doyur-

dum Ardından s a b ı r s ı z l a n m a y a başlad ım , Lissa’nın işine yara-

y s a k b ir ş e yl er b u l m a k i s ti y o r d u m .

“Sonya,” d ed im olab ildiğin ce nazikçe. Dim im nin bana

kızacağını biliyord um am a um rum da değildi. “Sana sormak

istediğimiz b ir ş ey var .”

“Hıhı ,” dediğinde, gözü vızıldayan bir bal ansının

üzerindeydi.

“A krabalar ından b ir in in . . . B i r s üre önc e ç ocuğu oldu mur”

“Elbette,” ded i. A n gü le k on du . “Bir sürüsünün bebeği

oldu.”

“Ne güzel sord un R ose m aric , dedi V ictor , çok çok başa

rıhsın.”

D u d a ğ ı m ı ı s ı r d ı m , S o n y a y ı ü z m e k i st em i vo *d u m .



'iyor/1

-Gizli bir bebekten bahsediyorum," dcfJj

bele için * ‘hn bunka hesabm da * “ " 'n d e a d , ^ ° rü . ,

O n g o t n i r ' in p a « y » < « l ' 6 ' b <> h e s a p . ”

5onya miden dönüp bana bakrı. A r t ı k rijyada . *

m/yordu. Konuşm adan ön ce b irk aç san iy e b e k ] ^ ' S ,

ve semi Srrigoi sesi değildi ama katıy d,. .hiçbir şey bi lmiyoru m." '

“Ya/an söylüyor.” dedi R ob er t.

“Bunu anlamaJc için özel güçlere sahip olmak

diye karşılık verdi Sydney. gereW

ikisini de görmezden g e l d i m . “ S o n y a . b i l d i ğ i

ve o bebeğ i . . . Şey, ç o c u ğ u b u l m a m ı z ç o k ö "'

konusunda t a h m i n y ü r ü t m ü ş t ü k a m a yüzde ^

olmamız imkansızdı. “ Lis sa i ç in endiş elendiğini s “T ^

Bu bilginin ona yararı olacak. Ailesinin bir üyesi

olmadığını bilmesi gerek.” a °%

Sonya dikkatini yen iden an lara çev irdi am a ar İr

izlemiyordu. “Hiç bir şe y b i l m i y o r u m , " d ed i . Sesi titrj ^

İçimden bir his, o n u z o r l a m a m a m g e r e k t i ğ i n i s ö y l e d i T ^ '

yor muydu yoksa ö fke l i m i y d i , a n l a y a m a d ı m . °'

“O zaman neden ban ka he sab m da sen in de ad.n ya21TO,

du. Bunu soran V icto r’dı .

Bır jey bilm iyorum ," diye te krarla dı Son ya. Sesi buzgibiydi.

Valan soylem ey, ke s," diy e b ağ .rd , V icto r. “ Bir şey biliyor

sun ve bize söyleyeceksin.”

y* hakkı Sessiz o l . Se nin kimse yi sorgulama

314

dc iyi bir iş çıkardığın söylenemez/’

nui,nr s?nyı'r’ . dönûP BüW «wdiye yalvardrm. Us sa n.n baş, belada. Bunan « .

uab- ° na yard‘m Ctmek ‘SKdieini «V'emişün-

K * dcd i S o n ya * * * * kon^ u ^rklc duyn«*5curn

K a c # * verdİn?" dİyC S° rdu m Kcnd imc olmam1.t iğ in i h a c ır la t c ım . H j s

C o d c r in i k* Pau P el ler im «f ar ın d a dolaşnrdı. “Kimseye

(nayacağıma söz verdim.”

i0y^.na g*diP onU sarsmak ,s tiy ° r < W Sahr. rab.r, diye

, f la tuın ken di m e. “ S ö z ü n ü b o z m a m istemezdik ama çok

r ^ J i . B e lk i o kişiyle remasa geçip bize ulaşmasım söyleyebi

^ j n K i m e s ö z v e r m i ş t i ? E r i c in metresine mi? “Ya da onu

, 3y]p bize sö yl em ek i ç i n i z i n a l ab i li r s in?”

“Tanrı aşkına,” diye araya girdi Victor. “Bu iş çok uzadı.”

Kardeşine dö nd ü. R ob ert?

Robert o an a kadar s akindi a m a V ic tor m emriyle öne eğil-

di. “Sony a?”

Sonya, Rob er t ’a d ö n d ü . . . V c bi r anda donup kaldı.

“Bize bilmek istediklerimizi anlat," dedi Robert. Sesi ninni

gibiydi. “Ço cu ğu n kim ol du ğu nu ve nerede olduğunu söyle.

Annesinin kim olduğunu söyle."

Bu seier ayağ a fırla dım . R ob ert ikna kullanıyordu.

Sonya’mn vü cud u titre m ey e başlam ıştı . İkna sayesinde bilmek

istediklerimizi öğ ren eb ilirdik am a içimd en bir his , bunu yap-

manın doğru olm ad ığın ı—

315



Conyamn yüzündeki ifide değişti. t k n i d i n

« öfke içindeydi. Ru h öfkesini görür görmez

So m * haz . r bır bom bay dı. *». 0^

■Bu ne cü ret . . . " diye fis .Idadt. “Hangi cüretic k

rimde ikna kullanmaya ç ahş . rs .n? " * * ^

Robert’m erraf indaki birktler birdenbire canlandı

maz yüksekliklere ulaştılar. S a r m a ş ı k l a r ,n d a ll at , u? N

kemleye dolandı ve ku vvetle ç e k e r e k i s k em l e y le RC)b 0lP k

devirdi. V i c t o r kardeşinin y a n ı n a k o ş t u a m a R o b c n ' ' ' >tr'

kontrolü eline almıştı. Gözlerini k ıs ıp S on y a y a b a k , ^ "ya geri geri uçup çite yapıştı . Ruhun tclek inc tık yeten(.y

Anlaşılan Robert rüyalar dış ında da yetenekler ini korr '~ f U>'0r<iu,

Aman nc güzel.

Avery Lazar ve Liss a s av ru k lar ı zam an rul ı kullanic ıl

nasıl dövüştüğünü görm üşt ü m . H oş bi r deneyim deği l i ft.

bere ve Sonya nm onlara kıyasla ne ka da r gü çlü olduğu düşü

nülürse bu işin sonu iyi o l m a y a c a k t ı .

“Dim itri !” diye bağırıp S on ya y a do ğru koştum. Ne yapa-

cağımı bilmiyordum . Am a d en ey im leri m e g öre, ruh kullanıcı

sının karşısındakiyle göz t em as ınd a ol m ası gerekirdi .

Ben Sonyayı yerde tutm ay a ça lışırk en bakışlarını Robm'm

üzerinde turmay a çalıştı . R o b er t ç ığ lık a tıp ye re devrildi. Son

ya, adamın beyniyle oynuyordu.

Dimitri o anda koşarak dışarı ç ıktı . Roberûn, zihniyle

Sonyaya fırlattığı iskem leyi g ör d ü am a m üd aha le etme şan»

olmadı . A rada ben olduğ um iç in i s kem le ban a ç arpt ı. Dimim

neler olduğunu a nlayıp be ni m le ay nı taktiğ i uygulamak üzere

316

ına koştu. Kard eşinin tehl ikede olduğunu düşü

,n va girm eyi den edi am a işe yaramadı. Bu arada

> > < *^nidcn Ro bcr t 'a sa l d ırd ı .

sokr diyc bağ ırdım Dim itri'ye. “Onu SonyaVbm

< * • ?

J j t f - , ktan bu nu yapm ası gerektiğim kavramış olduğu

piın*trl “ j sür uk lüyo rdu. V icto r'm müdahalesine rağ

|(ia|lobCrt'.ı içeri almaya gücü yetti. Hedefi gözden kaybo

,-fORobt’r' n)n bü tü n e nerjisi u çup gitti. Benimic savaşmadı.

lünc»S° n^g in d c b an a saldırm aya başlamadığı için içim ra ‘Ulb" t $onya’nın d oğru lm asına yardım ettim.

^ lıasar ko ntro lün de n ibaretti, iki tuh kullanıcısını

uzak tutm ak için D im itri , Ro be ru içeri götürüp

btbitın onu n|â bır ak m ıştı. R ob er t da S onya kadar tükenmiş

W °' . . kardeşi baş başa bıraka n Dim itri yanımıza geldi,

neler oldu ğun u a nlat t ım . Ço k öfkelendi.

‘Sana daha erken olduğunu söylemiştim!" diye bağırdı .

<Me yapağım sa nıy ord un ? H ala çok zay ıfi

' ‘Buna zayıf mı diyorsun? Ayrıca Victor ve Robert araya

drene kadar iyi gidiyordu.”

° Dimitri öfke iç ind e üz erim e y ürü dü . “Bu işe asla karışma

malıydılar. M an tık sız d av ran ıy or su n, sonuçlarını düşünme

den harekete ge çiy or su n.”

Ben de öfk elen dim . “İle rlem ey e çalışıyorum . Terapiye ayı

racak vaktimiz yo k. B ir şeyle r yap m am ız gerekiyor. ^

“Ne dediğini bi lm iy or su n , diye bağırdı . Birbirimizi ı

Iisına dikilmiştik. “Bu olanlar bizi daha ea geciktircbil

317



Tam a te ı« bi raz i ler ledik . Sonya' n* , . Erıc

ö ^ n a ik . S oa m ş u ki ku naeyc b e ^ ^

^ * * * °Sydney'in yapn#.m.z kavgay, duyab.ldildenni

* A i m " z*rt fa' \Sydney. Sonya' nm el ini s ü n . "Bi liyoruz. S o ^

J tu tm an g e re k ti ğ in i a n lı y o ru m . «« S.k

S on y» m in n e tt ar g ö z le rl e o n a b a k u . " T e ş e k l ^ ,

“A ma * dedi Sydney tem kinl i bi r s es le , “U s » j s önems ediğin ' duydum."

Y a p a m a m , ” d e d i S o n v a .

“A n i , y o ru m . A n l ı y o r u m . A m a b e l k i d e s ö zü nü

U ss a’y a v ar d ım « m e n i n b i r y o l u v a r d ı r. ”

S o n y a. S y d n e y ’e b a k t ı . D i m i t r i s o r u s o r a n g ö z l ^ ^

s üz d ü. O m u z s il k ip S y d n e y ’ e d ö n d ü m . D e l i b i t k ı d n » . ^

aklım başına getire bilir diy e so rsa lard ı. S ydne y demezdie.

S o n y a b ü t ü n d i k k a t i n i S y d n e y ’ e v e r d i . " N e d em e k;»

yors un? "

“Tam o larak ne ye s öz v erd in ? K im sey e E ric Dragomirin

m e t r e s i v e b e b e ğ i o l d u ğ u n u s ö y l e m e y e c e ğ i n e m i ?

Sonya baş ını s al ladı .

“ Ve o n l a rı n k i m o l d u ğ u n u s ö y le m e y e c e ğ i n e ? "

S o n y a y e n i d e n b a ş ı n ı s a l l a d ı .

Sydney bir s imy ac ıdan be kle nm ey ec ek kadar arkada* ^

bir gülüms emeyle Sony a ya b ak t ı . “H iç kims eye, nerede, ^

lannı s öylemeyec eğine dair s öz verd in m i? Sonvi u_

g ü lü m s e m e s i b o z u l d u . A r d ı n d a n y e n i d e ^

n t i l . K i m s o n o n l a r a g ö t ü re c e ğ in e kk ^

tereddüt edip s ö y l e n e n l e r , t ar tt ı. Y a v ^

•‘H ay ır.”

53 . gizi on lara götüreb ilirsin. Ama bite nerede olduk

"^ ^ ' l erne Böy lcce sözünü bozmam ış o lunun.*

! ,,,n I ' l ' ğ u m e n s a ç m a s a p a n t n a n n k u . ö v k İÜ, b u nu ^

^ ancak bana yakışırdı.

Belki ” ha la Cmm ° *am avan Sony*.nnû bozm am ış olacak sın." diye tekrarladı Sydney ‘ \>

SolUI . , . ». •„ vardım edecek s in .

g j r adım ö ne ç ık t ım . “M ik h a i t ’e dc var ın o lurdu. '

Eski sevgilISİnin ad ını du yu nc a, Sonya wn ağn açık kaldı.

“Mikhail mi? O n u tan ıyo r mu sunu z?”

‘ uq benim ark ad aşı m . L issa nın da arkadaşı.’ Az kalsın ka

pnıgo m ir i b uldu ktan s onra Sonya yı MikhaiTc götüre-

bileceğimizi sö yle ye ce kti m . D im itri ’nin dönüştükten sonra

kendini değersiz his set m esi ni h atırla yın ca, şimdilik bu taktiği

kullanmamaya ka rar verdim. So ny a m n sevgilisiyle buluşmaya

nasıl bir repki vereceğini gerçekten bilmiyordum. “Mîkhaii.

Lissa’ya yardım erm ek istiyor. A m a yapam az. Hiçbirimiz va

pamayız. Elim izd e yeterince bilgi yok.

“M ikh ai l . . . ” Son ya yen iden el lerine bakn, vanaklınndan

aşağı yaşlar ak ıyo rd u.

“S ö z ün ü b o z m u ş o l m a y a c a k s ı n . S y d n e y o k a d ar So m

ciydi ki, ruh ku llan ıcısı b ile ola bili rdi. Bizi orava görür. Mik

hail ve Lissa bu nu isterd i . Yap ılm ası gereken bu.

3 l?



a n nc olciu bi lmiyorum. M iV W^ r f . • - ikn» eden ^ olablUr. Belki

50 va yfiPllTlUiSt * bedelini ödemek isliyordu. Vt

■*t f î * * ° u r a k &örmü5tü’ Bl,mı U s ^k a ^ ı s ı n a " d i y e f ı s ı l d a d ı .

dıyc beuruı x****. na duruyorduk, aıamudAi ^

îirlarun- yatı ya diyle gurur duyuyor»,..D i111 , ,«,. Sydn^ Ken '

W ._ e - — ’ ..........H “••

_ o|uy VCSonya’yı sakin leştirmeye çalış.yordu.

C rf» *» yüzündeki gülüms:T dev cUaı *»0,duğumuzun fcrkm . vardrğ.nr anladrm. Ger,i n<

S i n emin değildim, y ü z ü düzceler,n, ele vermiyot,

Bana gelince, yakmlrğ— ferkmdayd.m, vucudu vc *

su başımı döndürüyordu. Kahreuın. Neden her dovü ^

7 rrkici buluyorum? Başıyla Sydney ı i ş a r e t etemüzde onu ç c k j / . . . •

Ten gülümsedi. “Yanılm ışsrn. Yen, general,m,z oymu, *

^ S r s e d i m v c bu k a d a r y a k ı n d u r m a m , za vü cu d u *

verdiği tepki leri farketm em es i ni u m d u m . B el k, ama « t

i — * * * *“Şoför," dedim.

21 1

Arabayı kullanmama izin vermediler .

General Sydney de ne kadar öfkelenirse öfkelensin

arabayı kullanamadı. Dimitri ’nin onu ikna etmek

için çok uğraş mas , gerekt i .

Her şey, Vi cto r arab asının m otorun da sorun çıktığını keş-

f e d i n c e b a ş l a d ı . D u ru m a hiç sevinmedi. Kimseyi suçlamadı

a ma herkes So ny a v e R ob ert bile bu am anın tesadüfi ol-

madığını tah m in ed eb iliyo rd u. B u kad ar insan için tasarlan-

mamış olan C R V ’nin içine sıkışm amız gerekecekti. Bu yüz-den Dim itri , y ara tıcı bir o tu rm a düz eni planı yaptı. Elbette

bu oturma yerlerinden biri arka taraftaki bagajdı. Geniş bir

bölümdü am a S yd ne y ora nın kendisine layık bulunduğunu

öğreninc e D im itr i ’yi on a hak aret etmekie s uç ladı.

Araya girm ed im am a on u arkaya yerleştirmek akıllıca bir

tercihti. D im itri ’ nin ot u rm a dü zen i, arabadaki tehditleri en

•»» — j . . a n k ı m D im itri kullanır» Robert

321



w.

öndc oturura bun de . ırka koltukça Vfctor Vf

smd> oturabilirdim. B öylc cc he r strada bir garcJ. ° n^'t,lrı

dcşkrveruh kullanıcıl ın b ir b ir in d e n ayr,|(rtJ| rjVan o|Ut

d eği şt i reb i lec eği m izi ve ara hay, ben im icUilanm " " H i c "

açısından riskli olma dığını sö yle dim . D i m i tr i a n ; ? "

beynine sıçramam ihtimaline karşı , ara ba y, kuJJJ cn

venli olmadığım söyledi. Ha klıydı. Sy dn ey'eKcJ^ nni:>niı„^

ti nc dc koruyuculardan biri , bu yüzde n en arka "** " e " H

“Victor vc Robert ran ku rtulm am ız gereki ■ V»

dandım Dimitri ye. Bagaja yiyecekleri ve ih tiv a ^ ^ nı"ü.

na karar verdiğimiz diğer m alze m eler i dol duru ° l<luğu.

malan gerekeni yaptı lar . On lar ı yanımızda tu m T ^ ' “V

Kardeşleri gardiyanlara tes l im etm en in bi t yolu3

yız." Kardeşler. Lissan ın a krab asını bu lm ak îçjn ^ bulnıjl1

mek ist iyordu. Onlar ı yan ım ıza aldık am a c öm c d " 11' ® 1'

değil, o n l a r ı g ö z ü m ü z ü n ö n ü n d e n a y ı r m a n ı n iv'iV®""2^ madiğim düşün düğ üm üzde n. , r °l

Haldısm. dedi D i m i t r i . " A m a ş i m d i l i k b u n u w

yolu yok. Onlar, bağlayıp y ol k en a r ın a b ıra ka m ay ız E ?

y a p a b ı ] i r j e r A y r , c a ° n ja r ı ^ * s

Hazırladığım çantayı arabaya yerleştirdikten sonra tanpo

na yaslandım. Sydney onlar ı tes l im ede bi l i r ”

Dim ini başın, salladı. “E n iyi seçen eğ im iz bu ama her nc

«7 gidiyorsak oraya v aran a ka d ar Syd ney 'den ayrılmak İsıt

" » y o r u m . Y a rd ı m ın a i h t i y a c ı m ı z o l a b i l i r. ”

Ç ç ekt im. “Ö yleys e karde ş ler d e bizim le gel iyor.”

322

derim Ö «U*»" dcdi' Endi5cli&AtAeb,nıbaİ!t,S n ki turoklan dıkJa tında yetkililere bizimle ttgiii pek £

li! ,° a n l a t ‘l C 3 ^ i r ' u f f er ” Ben de bu kon uyu düşünüyordum . bu da.h

'h a l le tm em iz g ereken bit problem. Once karşım,7<U1*

S<’n nları çö zm el iy iz .

S°rDimitri gü lüms eyerek ben i şaşırt, ,. Oysa bi lgece bi t W « .

ipi bekliyordum. “Baştan beri stratejimiz bu değil miydi?'

I S y g S O f d U '

G ü l ü m s e d i m a m a k ı s a ö m ü r l ü b i r g ü lü m s e m e y d i . F az la

b e k l e m e d e n y o l a ç ı k t ı k . N e y s e k i V i c t o r h e r T a m i k i n i n a k s i-

n e k o n u $ u P d u r m u y o r d u . K a n i ç e rm e d iğ i i ç in z a y ı f d ü ş m e s in -

d en ş ü p h e l e n d i m . S o n y a v e R o b e r t d a b e n z e r ş e y l e r h is se d iy o r

o im a l ıy d * . Y a k ı n z a m a n d a o n l a r ı b e s le m e y e g ö n ü l lü b ir in sa n

b u la m a z sa k b u d u r u m b ü y ü k b i r s o r u n a d ö n ü ş e c e k t i a m a n e-

r ed e n b i r b e s l e y i c i b u l a c a ğ ı m ı z ı b i l m i y o r d u k . S y d n e y ’ i n d u ru -

m u f a r k e r t iğ i n i s a n m ı y o r d u m , k i b ö y l e s i d a h a iy i y d i . B i r g ru p

a ç v a m p i r in a r a s ı n d a k i t e k i n s a n o l m a k , b e n o ls a y d ı m b e n i d c

t ed i rg in e d e r d i . A s l ı n d a h e r k e s i n a r k a s ı n d a , d iğ e r k o şu l l a r d a

o l a c a ğ ı n d a n d a h a g ü v e n d e o ld u ğ u k e s i n d i .S o n y a n ı n y o l t a r i f i ç o k b e l i r s i z d i v e s a d e ce b i lm e m i z g e r e-

k e n le r i s ö y l ü y o r d u . S o n a n a k a d a r n e t a r a f a s a p a c a ğ ım ı z ı * e y a

n e y ö n e g i d e c e ğ i m i z i b i l m i y o r d u k , k o l c u l u ğ u n n e Kadar s i i r c

c e ğ i konusunda h i ç b i r f i k r i m i z y o k t u . H a r it a y a b a k a n k a d ın

D i m i tr i V e , 1 7 5 ’t e n k u z e y e g i t m e s i n i s ö y le d i , k o l u n n c k a d a r

s ü r e c e ğ i n i s o r d u ğ u m u z d a y a n ı t ı . “ Ç o k d e ğ il B i r k a ç s a a ı . B e .

k i b i ra z d a h a f a z l a , " o l d u .

32 3



Bu gizeml i aç ık laman ın ardından koJ(

bir daha konuşm adı. Yüzünd e düşü nceli &%■rlini nasıl hissetticini h a va i e r m ^ ^ ^ ^<lt Ul(*Ü

W U ~ £ L Z S T İ2 'S ? " « ■ o »dini nasıl hissettiğini hayal e rm eye çahşU^ Chr i s t i an ko tunu g iym iş , ü st ü n e ü " ^

önce Strigoi'du. Nele r old uğ un u ka Vnii ’ bA ^ İ5C g ar diy an la r» s ü zü y or du . D ü şü nc el er in i u h mi c

Dimitri gibi o da kurbanlarının yüzlerini m i ^ y 85 . * J , tdfr

r*4

•ili - rtyoluluk duygusundan kıvr anıy or m uydu?

mı istiyordu? en ^trigoi

O n u yalnız b ırakt ım . Ş i m di terapi zam an

yaslanıp kendimi sabırlı dav ranm aya zo r lad ı ^

‘ " .......................................................... , _ J " 1 *

miftı . Saare bakanı insanlar l& ö ğ l e d e n T r ! : ^ ’ ^

bağı hareketlendi vc d i k k a t i m k e n d i içime 1 ^

m ış cı . S aa re b a k a n ı i n s a n l ar i ç f n ö ğ l e d e n 1 ^ u’ M oroi 'la nn uyum a saat i. A m a h ayır , b i r şev

Yüzleri buz gibi iki gardiyan kapld3 d ur° " “

ge lmeli sin iz," d ed i b ir tanesi . “Bir sonraki s,

aV,nız‘n ge ldi. "

Lissa şaşkındı. S o n rak i s ı n a v , n y a k , n n U s

du ama dayanıklı l ık test ind en dö nd üğ ün de n Is biliyor'

verilmemişti. O s e y a h a t d e M o r o i ’I a r için v e “ T b%

gündüzünde yapılmışçı a m a e n a z tn d a n b u n a L d Î "

için onu uyarmışlardı. B i r k a ç s a a t ö n r e a ®

yatağınaT * * >*■ o f » » « I h .e r k e k

, . . . . . . / — — k nj ıdar g

^ d u g u i ç in o n u s u ç l a m ı y o r d u m

. « . U m .Acele ed i n , d ed , g ard i y ;

^ ' " 7 * *« * . t ^ * * *

cjd fc ,5C .. , j 11 , '*t“ ,‘,*',cxın' uh min edeW ordum ç ^ k u benim de aklımda aynışcyıcrvıtdl „

bir ç4 « Blbi «“ ÜnSe dc ° F a n f a n tan,m,yot vt onUnbiiıy0

ıtıi(7Üvc n^ iyord um *^ Ona eşl ik edebi l ir m ıyım.” diyc sordu.

«$ınâv alan ına kadar, dedi ikinci gardiyan.

“Ya ben?” diye sordu Ch ristian.

“Sınav alanına kadar.Ga rdiyan ların y an ıtı be ni şaşırttı ama sonra soylu adayların

sınavlara etraflarında yardımcılarıyla gitmelerinin yayg,n bir

uygulama olabileceğine karar verdim. Sınavın beklenmedik

bir zamanda yapıldığını düşünmüştüm ama 'belki dc o kadar

beklenmedik değildi. Saray arazisi neredeyse bomboştu ama

crrup hede fe va rdığ ınd a e ski tuğ la bir binanın uzak kısmı or-

talık M oro i ka yn ıyo rdu . A nlaşılan sınavın nerede yapılacağı

duyulmuştu.

Top lanm ış o lan M or oi ’ lar, Lissa’nın geçmesi için kenara

çeki ldi . Diğ er ai leleri t u t a n l a r o n a k ö r ü bakışlar Arlara ama

çoğu kişi g ü l ü m s e y i p e j d e r h a n ı n d ö n ü ş ü y l e i lg il i tezahüratyaptı. B i r k a ç k i ş i ş a n s v e y a g ü ç a l m a k u m u d u y l a koluna do-

kunm ayı b i l e d e n e d i . K a l a b a l ı k , i lk s ın a v d a n sonra toplanan

kalabal ıktan k ü ç ü k t ü . B u d u r u m U s s a nın t e d i r g i n l i ğ i n i azalt-

t ı a m a k a r a r l ı l ı ğ ı n ı e t k i l e m e d i . S e y i r c il e r in g ö z l e r in d e n merak

ve hayranl ık o k u n u y o r d u . K ı z ın b i r s o n r a tt ı h ü k ü m d a r o.up

o l m a y a c a ğ ı n ı m e r a k e d i y o r l a r d ı .

324 325



Koridorun sonunda ki kapı, yolun sonuna Cc,

vW u . C hrisıiana d.t Ed d.cy c dc daha j|Cn

nın söylenmesi gerekiyordu. Lissa om/unun

bakrıktjn sonra gardiyan/ardan birinin cşliğlrujç ^

İlk sı na vd ak i e pi k m a c e r a n ın a r d ı n d an L i s . J ^ ' 8 * * ^

ürküru’cû bir şeyle karşılaşmayı bekliyordu. O y / ^

Icbilecek bir odada, rahatça k oltu ğa yer le şm iş ^ ^

Vforoi k adının ın k anıs ınday dı . Kad ın e l le r i, ” ? ^ bj

jiHeşuraiifd. Kumaşa sarılmış bir şey t u t u y o r ^

memnun görünüyor ve bir şey ler mır ı ldanıy ordu

ken. gerçekten yaşlı dem ek istiyoru m . M o r o i ' 1 35,1 dcr

fara kadar yaşayabilir ve bu kad ın o çizgiyi çoh n , ° *Öyah

Solgun teni kırışık içindeydi vc gri saçla rı seyret ,ni”

görünce gülümsedi vc b oş ko ltuğ u ibaret er t i .

sürafıı suyun yer a/dığı ufak bir masa vardı. C , annaa ^

kadını baş başa bır ak tı. 3r lVan^r ,kj

ü * a etrafi inceledi. Başka m obi ly a y ok tu a tna Kirdi ,

p.mn tam karşısında bir kapı dah a vardı O t„ „ ln , ,S‘

döndü. “Merhaba," ded, U s s a, s e si n in g ü çl ü ç ı k m a k

den gelem yapa. Ben Vasiiissa Dragomir.”

Kadının g ülümsemes i bü tün y üzü ne y ay dd , Sar, A1

ortaya çıkrı . Vamp ir dişlerind en biri yo kıu "Ailen h ^

görgülü olmuştur,1' dedi çat lak bir sesle "C oâ u 7 *

y or um o d a b u s m a v s ı r a s ın d a ç o k n a z i k t i ."

m İ , ” : ^ b . g . u , l «

küç ükken ölmüştü. Ardından kadının sö:

32 6

ju o ö » ,m iy ' yi lU İa d' * * » » «'m ak iç in yan, mı.

, ,n başıo* » IUd‘ " Butü ' ' Mn«U n g eçt i. B e **

yazaoabi^di ama son anda yan,u„ çeluld,. Ondan

|cr Tatiana tvashkov vc Jacob Tatus anumda yuı Iu„

H Sibiydl' ' f T lV“ hkOV 9011 “ b il flrW l 'inandı.a »jar ha b on lara km tutar.

tirÜssa bunları ilk kez duyuyordu. “Büyükbabam neden çe

J i"

tJİ ..Çünkü kar de şin dü ny aya gelm işti. Frederick enct|uin, ,kc ycrine ai lesin e har ca m as ı ge rek tiğ ine karar verdi."

Ussa söyleneni tam anlayamadı. O zamanlar kaç Drago

,nir vard ı? B ü yü kbabası , ba ba sı ve An drcv ve evlilik yoluyla

^leye katılan annesi. Eric Dragomir’in kardeşi yoktu. Ussa

büyükbabasıyla ilgili çok az şey biliyordu ama onun yerinde

olsaydı, kendisinin de hükümet konuşmaları venne oğlu ve

torunuyla vakit geç irm eyi tercih edeceğine karar verdi.

Yaşlı kadın dikkatli gözlerle Lissayı izliyordu. “Sınav bu

mu?” diyc sordu Lissa sessizliğin fazla uzadığına kanaat gcü

rince. “Bir tür görüşme mi?”

Yaşlı kadın başını iki yana salladı. “Hayır bu.’ Kucağındaki

nesnenin örtü sü nü aç tı. Bir kade hti. Işık saçan bir tüt gümüş-

ten yapılmıştı. H e r ta rafın da kan rengi yakutlar vardı. Kadın

sevgi dolu gözlerle kadehi süzdü.

“Bin yı ldan uzun zaman oldu anı a hala parlıyor. Kadehi

alıp suyla doldurdu. Bin yıl mı? Metal uzmanı değildim ama

gümüşün bile o kadar zamanda yıpranacağını bılıvordum.



f 7 ,ÎOllrak1îudehc " * * * v " j L ak is te di ği nd e d er ke n .ç m cy ı kCsm ek rcn nv *

fa lİ," dU^ khr, m era l, d ok un ur d o k u n * » „ * £ ' V

bor ün vücudunu tap W .

»Kadeh büyülü, ded, L ta a.

Yj<lı kadm başını salladı. “D o rt elemen, ve uzUn

önce unutulmuş bir büyüyle gü çlend iri ldi ."

içinde ruh da var, diye dü şün dü Us sa. Ruh konu|d da unutmuş olmalıydılar. Elind e olm ad an gerildi, »

sımlarmın ferkh etkileri vard,. Dünya nls.mlar, ona ^

dövme gibi çeşidi » « * büyü lerine bağh olurdu . D ört elemcn.

dn bir kazıkta veya kalkanda birleşmesi büyük bir savurımı

sağlardı. Ama r u h ... Ru h tılsım ları ta hm in edilem ez etkiler

yapardı. Suyun büyüyü harekete geçirdiği kesindi ama Lj»

ruhun anahtar olduğunu hissediyordu. Kanında akan güç 0

olsa bile, bir ruh tılsımıyla ka rşılaş m ak Lissa yı korkuttu. Ka-

dehe yapılan büyü karışıktı, onun yeteneklerinin ö t e s i n d e y d i

ve Lissa ne yapacağını bilemiyordu. Yaşl ı kadın g ö z ü n ü d ah i

kırpmadan ona bakmayı sü rdürd ü.

Lissa bir anlığına duraksadıktan sonra iççi.

Dünya kayboldu ve s onra tam am en farklı bir şeye dönüştü.

İkimiz de ne olduğunu an ladık: Ru h rüyası .

Artık sade odada d eğildi. D ı ş a r ı d a y d ı , s a ç l a r ı y ü z ü n e d ö k ü -

lüyordu. Saçlarını yüzünden ç e k m e y e ç a l ı ş t ı . E t r a f ı n d a h epsi

32 8

N ü » * * ba şkaları vardı. Kısa süre sonra saray,n küt

^ wm d‘ KcndİSl dC SlythW * toekorun ma k için yünlü bir palto vardı. M curın

S a n m ış la rd ı, rahip o gri günde renkli giysiler giytn

^ k,'S° » * ın da yaZaU adl gÖrmcW ‘Sin önc Kesfct^ ü şo k e tt i: R O S E M A R Y H ATH AW AY.

ı# & ° ranite so ylu harflerle işlenm işti. Adımın yanında sa

Îdızi v*cdl' say,lamayaCak kadar çok SlrıS°l öldürdüğü«s yl. f iy or d u . A ferin bana. D aha aşağıda Rusça, Pomcncc

&IrfUzce üç sa tır v ardı. N e oldu kların ı an lamak içm Ingiliz

? c bakm ak g erekmiyordu. Çü nkü aynı cümleler bü

* ^ rdiyaldar ln m c2a nn da °ûr<*u; ' l onsuz Hizmet."

klasik cenaze konuşmasını yaptı ama işin en garibi,

cenazemi izlemem değildi. Tören bitince Albcru rahi

kCI1 • i aldı . G ard iya nla rın cenazelerind e, başarılarından

bahsedilir. A lberta be nim kile ri anla ttı. O rada olsaydım, kesin-

likle gözyaşlarına b oğ ulu rd um . So n savaşımı anlatarak konuş-

masını noktaladı, Lissa’yı savunurken ölmüştüm.

* B un a şaşırmadım. Yanlış a nlama yın, o lup biten her şey çıl

otncaydı. Am a m an tık lı dü şü nm ek gerekirse, kendi ccnızrm

gerçekse, Lissa’yı k oru rk en ö lm üş olm am akia yatkındı.Lissa ben im le ayn ı fikirde değildi. Bu haber yüzüne Dır

tokat gibi indi . Aniden göğsündeki boşluğun farkına vanh,

sanki bir parçası git m işti. R u h b ağı te k yontu ça.ışsa ua,

bert bağlandığı kişiyi kay be tm en in, onu acı içinde bıraktığına

32 9



fim di anl ıyordu. Sahip oldu ğu nu bijniccJj.

du. Gözleri yaşlarla doldu. ,r şey*

Bu bir rüya, diyc h aurlatrı kendine . A ,n %

bir ruh rüyası görm em işd . D e ne yim Je rin in “ ^ .

v e o rüyalar celefon görüşm esini a nd ,nyordu ° 8u

Yas ruran/ar m eza rlık ta n a yr ılırk en k ; P; r • ^* * 1 i I j ç . >

dokundu. Chrisdan. Ussa kendini on u n k o l i . ^ %

m a n e n ger çe k g ib iy di . Gü ven li . “Bu, nasl l ^

“Nasıl olm uş o l ab il ir ?” • diyc ^

Chrisdan'ın mavi gözlerinde ciddi ve hüzün]

dı. Nasıl olduğunu biliyorsun. Serigoi seni

yordu. R ose seni kurrarm ak i ç i n kendi ni f eda e

Lissa olanları h a t ır la m ı yo rd u a m a b i r ö n e ^ *

nun olduğuna i n a n a m ı y o r u m . .. ” İ ç i n d e k i * \

büy üdü . C1 VCric» boj|

“Başka kötü h ab er le r im d e v ar , ” d ed i C h r •

Lö sa j a fk ın şişk m o n a b ak , . “ D a h a k ö * T o U h-

Gidiyorum. ur

“Gidiyor musun? Saray d an m ı?”

^ ' n a ^ a ç i k k a l d , . “S o ru n n e rN e r d e haca yapnm>»Hiçbir yerde. U s a n ın el in i haf i fçe s ı lup b .rak t, «4

* J n ı ı , H ep seveceğim . A m a sen k i n r s e L u n d İ

o k c a T L T a r a k T il8 i,e n rn c n g« <* en bir şeyler «Jc. ben ayak bag , o lmakran ba?ka b i r i fe yaram,yol .

Aileni yeniden k u rm ak s ın . i h t i y ac ın o l an k iş i b en d eğ i l . ”

330

E b e t t e oy— ™ ^t ek k iş i s cn s ın . w » » .

bö yle sö yl üyo rsun ş ™ sonra

L d ah a iy i r * » • A d ri an ,n ja ka s. m d u y d u k

^ i f . c r . B ^ y.1 s o n » î 0 ^

Ig u n d a b i r cane dcğ . l bu suru ço cuk yapnun gcI( .

tg o m ir ' le r yem den güçlenm eli . Ya ben> Bunlann alnndan

ıılcak kadar sorum luluk sahibi değil im;*

10 Hadk a bir b aba olurdu n," diyc i ti raz etti kız.

Evet” diyen Ch ristia n som urttu , “nc kadar işine yarardım scnin içi«* aÜesi S tn go i olan çocu kla evlenen prenses derlerdi."

‘•Tüm bunların umrumda olmadığım biliyorsun!" Gitme

sine izin ve rm em ek için oğla nı gömleğinden yakaladı. "Seni

seviyorum Ha ya tım ın parç ası olm anı istiyorum. Tüm bunlar

hiç man tıkl ı deği l . K ork uy or musun? Sorun bu mu? Soyadım

seni ko rkutuyo r m u?”

Oğlan gözlerini kaçırdı. “Taşınması kolay bir isim değil."

Lissa, Christian’ı sarstı. “Sana inanmıyorum! Sen hiçbir

şeyden korkmazsın! Asla geri çekilmezsin"

“Şimdi geri ç ek iliy or um .” Kibarca Lissa'dan kurtuldu.

“Seni gerçek ten sevd iğim için bun u yapıyorum. Böylesi ikimiz

için dc en iyisi.”

“Yap am az sın . . .” Lissa mezarım ı işaret cni ama Chrisdan

dönüp bakmadı. “Yapamazsın! Rose yok. Sen de gidersen ha-

y at ım d a k i m s e k a l m a y a c a k . . . ”

Ama Christian çoktan gitmiş , bir dakika önce orada ol-

mayan sisin için de ka yb olm uşt u. Lissa m ezar taşımla baş baş<



I^ld. Havarında ilk kez gerç ekte n ya lnt^ Ju Ai|c

âündeytltuıhk çekm işti am a teselli buUHilc ‘‘

Christian ge ld iğ in de ise kalbı sevgiyle do,an { ^ v * *

kendini hiç y d n * hissetm em izi . 1 •bi , ^

Ve fimdi... /kimiz dc yo kt uk . Ail esi yo|<tl| j . U

lak onu tüketmeye h a s a d ı. Ü s t e l ik ru h b a ğ ,Mln y l ' n ^ 1 S

fazlası virdi. Yalnız olm ak k o r k u n ç b i r h i s r i . Kolla , , , , Ufc,S ,

kimse yok. güvenecek kimse yok. başınıza g e l e n i ^

kimse yok. Orm anda y ainıs k a l m ı ş t ı a m a ş imdi h j s ^ ^

kıyaslandığında o b i r h içt i . H iç .

Etrafa bakınıp benim y e r i m e ö l m ü ş o l m a y ı , |,„

nin bitmesini diledi. H a y ı r . . . B i r s a n i y e . T ü m b i u ' i ' ^ ^ *

erdirebilirdi. Yaşlı kadın d u r d e , d e m i ş t i . A c ı y ı S O n a / p ^

i ç i n yapması g e r e k e n bu k a d a r m ı y d ı ? B u b i r r u h rü "

miydi? O g ü n e k a d a r k a r ş ı la ş t ığ ı b ü t ü n r ü y a la r d a n , '

olduğu doğruydu ama s o n u n d a r ü y a g ö r e n h e r k e .

kelimeyi söylediği anda t ü m b u n l a r s o l u p g i d e n b i r k a h ^

dönüşecekti. )ü‘sa

Boş sarayda otururken az k a l s ı n k e l i m e y i s ö y l e y e c e k t i [)u

raksadı. Tüm bunların b i t m e s i n i i s t iy o r m u y d u ? S ı n a v l a ı d

mücadele edeceğine yemin e t m i ş t i . B i r r ü y a yüzünden pes miedecekti? Hem de yalnız k a l m a k l a i l g i l i b i r r ü y a y ü zü n d en

Çok ufak bir detay g i b i g e l s e d e a c ı g e r ç e k a ç ı k ç a o rta da yd ı:

Daha oncc h iç yalnız k a l m a m ı ş t ı . T e k b a ş ı n a y o l a d e v a n ı e tm e-

yi başarıp b aşaram ayacağını b i l m i y o r d u . O a n d a , tü m b u n la r

rüya olmasa, her şeyin ne k a d a r k o r k u n ç o l a c a ğ ı n ı d ü ş ü nd ü.

G e r ç e k hay at ta dur diy erek o lup b i t e n l e r i d e ğ i ş t i r e m e z d i n i z .

bilc yalnızlıkla baş ed em er * «yatukken nt»ı\ bu

g W < “ Kork** bi le geri çekilmemeye katar vetdl . Rif J ,

doğru ilerlemeye dave, ctü. U ı a b i li n m e * d e Z

** cek baş m a.

^ .‘‘‘''içinden geçtikten sonra kilisenin bahçesine varmış ol

Sl tekirdi Ama kendini bir konsey toplantısında buldu.

%Ce aÇlk top lan tılard an dı. M oro i’lar konseyi izliyordu.

HCrkC mânkiniı^ ak sin e U ss a seyir cilerle oturm uyordu. On üç

konsey m asastndayd ı. Dragom ir koltuğuna ycdq .

k° ltU Ortada, hükümdar koltuğunda Ariana Szelsky oturu

* . Kesinl ikle bu b ir rüya, dedi içinden bit ses. Kendisinin

1° veri vard ı ve Ar iana kraliçey di. Gerçek olamayacakm * " ylcU

^Konsey her zamanki gibi ateşli bir tartışmaya dalmıştı vc

tanıdıktı: Yaş ka nu nu , bazı konsey üyeleri kanunun vic-

dansızlık olduğunu söylüyordu. Diğerleri ise, Strigoi’Unn çok

büyük bir tehlike olduğundan ve daha fazla gardiyana ihtiyaç

duyulduğundan bahsediyorlardı. Zor zamanlar zor çözümler

gerektirir, diy orl ard ı.

Ariana, Lissaya baktı. “Dragomir ailesi nc düşünüyor?

Ariana ne m inib üs te oldu ğu kadar nazik nc de Tadanı gibidum anca d avra nıyo rdu . Ta rafsızdı , konseyi yöneten ve bilgi

toplamay, hedefleyen bir kraliçe gibi hareket ed,yordu. Bütün

gözler Lissa’ya dö nd ü.

Kızın zihni bir sürü tutarsız f ikirle dolucu Ağzı kurudu.

Ne dü çün üyo rdu î Yas ka nu nu yla ilgili düşünceleri nelerdi? Ya

mu di le ee t i rmevi den edi . _____________________________ ’

333



Bern*. . . Bence kötü.

Arüna hükümdar iç i ldiğinde onun konsev . .

na S e « n S « İ 5 k y s o m u m u . " B i r a * ^

Prenses’" " «îj.LUssa yurkundu. G ard iyanla rın yaşın, kuçö|r

manıtzJ sağlamaz. Kendimizi korumaz,n, ö g * K \

Bu kelimeler hoşnutsuzluk vc şok ifkdcleriyjc T'V

Kendimizi nasıl koruyacakmışız?” diye sordu

Jos, “Ö ne ri n nedi r? H ep im iz in d ö v ü ş e ğ i t i m i a l ı ^ ^

y or su n? O k u l m ü f r ed a t ın a d ö v ü ş m e y i d e m i d d e J ? 1 ^ Ussa kelimeleri toparlamakta g ü ç l ü k ç e k t i , p ; ^

T ash a i le b u k o n uy u k o n u ş m u ş , e ğ ic i m s t r a t e j i s i n i * ^

lirdi, l issa 'mn bir gün sesini d u y u r a b i l e c e ğ i n i d ü ş ü r ^ ^ '

kızın zihnini d e ta y la rl a d o l d u r m u ş t u . İ ş t e ş im cii ^ i3i^

şeydeki yerini alm ış ai lesini tem sil e d i y o r d u , M o r o i h ^

değişt irme şansı vardı . Te k y ap m ası g e r e k e n , d ü ş û n ^

açıklamaktı. Pek çok kişi o na g ü v e n i y o r , t u t k u y l a in a n d ı * ^

şünceleri duymayı bekliyordu. İyi d e n e y d i o d ü ş ü n c e l i

sa neden hatırlayamıyordu? C e v a p v e r m e s i ç o k u z u n sürm,,

o lacakt ı ki Hovvard k üçü m sem es ine e l l e r i n i h a v a y a k ald m k

“Bi l iy ordum. Küçük bi r k ı z ı n k o n s e y d e o l m a s ı n a izin vere-rek aptall ık ett ik . Bize s u n a b i l e c e ğ i işe y a r a r h i ç b i r şey yok.

Drag omir ' i e r b i t t i . B u k ız la b e r a b e r D r a g o m i r a il e s i s o na er i

y or . G e r ç ek l er i b b u l l e n m c l i y i z . "

Bu kızla beraber Dragomir ai l es i sona er iyor . Lis sa ailesinin

son ü y e s i olmanın ağır l ığ ın ı h i s s e t t i . D o k t o r kendisine aile

sinin vc k a r d e ş i n i n ö l d ü ğ ü n ü h a b er v er d i ğ i n d en beri bunu

33*1

j 0 . M o rOİ'u1' 01 kr llarmda n v c k ıa l ı r ç ^ ^^karm ış bir ai lenin son üyesi oln ak kıç W

t * G e n ç k ız k en d i k en d in e ö te kile ri h a y a i k ^ ^

W " acagma söz vertnışn. Aiksm m onurunu kurtaracak,

^ . v a ı n t n i s ağ la ya ca kt ı. O y s a şim d i h er şey p a ı a m p ûn »

öter'■°'aUmn yanda? olar ak görd üğü Artana bile hay^kınid

görünüyordu. Seyirciler konseyi yuhalamaya a ğ .

f* ket ime edem eyen kızın konseyden kovulması ,ö n

* * 3 ' !Pr atmaya başladı . O na defolup gitmesini söyledi!e.

İ : C g 3 d a k ötüsü: "E jderh a ö ldül E j d e r h a öldül' d i y e b a ğ j r d ı i a ı .

^ s a yeniden k onuşm ay a ça l ı şınca bi r s e s , ona b a ş m ı ç e v i

tak m as ın ı söy ledi . Duvarda on iki a i l e n i n sembolü

Nereden geldiği betti olmayan bir adam Dragomifle

35 de tha lı am blem ini duvardan indirdi . S e y i r c i l e r i n h a ğ m ş

T lGüçlendikçe Lissa 'mn kalb i d uracak gibi oldu. A y a ğ a kalk

b ç ı p saklanmak, bu utançtan kurtulmak ist iyordu. B u n u n

jürine ay ak lar ı o n u se m b o ll e r in as ıl ı ol duğu duv ara götür dü,

fchip olduğunu bilm ediğ i b ir kuv vede e jderha s e m b o l ü n ü

a d a m ı n ellerinden çekip aldı.

“Hayır!" diye bağırdı . Seyirci lere dönüp amblemi havaya

kaldırdı . Konseyde hakkı olan yer i ondan almaya kalkar, her-

kese mey dan ok uy ord u. “B u b enim . O m dun uz mu: Bu amb-

lem benim!"

Duyup duymadıklarını hiç öğrenemedi çünkü mcra>iı.ta

olduğu gibi h er şe v bir de nb ire kay bo ldu. O rtalık sessizleşti.

Şimdi S t . V lad imir ’dc ki m ua yen e odalar ından birindeydı.Tu

331





' • O r a y a girmeyecek." diye bağırdı R 0 . s e .

“Bunu yapmak istediğimizi mi san,yorsun3.,

Deni re . Y üzündeki m aske kaybo l du ve „e ^ « iye

eördüm. “Onu yol lamayı biz de istemiyoru z ' S,r*> W J

hun L is sa ya y a p r ı k la n . . . B i z e b a ş k a s e ç e n e k b ı r a u ' * ' " \

Tarasov'a yaptığ ımız ziyar etin gö rün tüle ri J, '*

n in d e b el ir di S o ğ u k k o r id o r la r . İn l e m e l e r . K ü ç ü ^ ’ " a k

Ruh kullanıcılarının kap atıldığ ı ps ikiya tri koğUçiln üc cr.

yordu. Oradan çıkı? yo ktu . ni1

“Hayır.r diye bağırıp ayağa fı rlad ı. “B en i TaraSo .

m a yı n! ” K a çı ? y o lu ar a d ı. K a d ı n l a r , k a p , y |a a r a s , * , ^ * ^

için koşmasına imkan yoktu. Ne tür bir büyü kulla

Yapabileceği bir şeyler olm alıyd ı. Z ihn i r u h a d o k u n d u

diği büyüleri gözd en g eç ird i. UVc bik

Oradaki Rose , L issanın e l in i turru çünkü k ıZ Jn

ianacağını hissetmiş v e o n u d u r d u r m a y a k a r ar t .

“Bir yolu d a h a v a r , ” d e d i r ü y a d a k i R o s e , D e i r d r e v ^ r v '

tor Olen dzki’ye. “ O n u L i s s a ’d a n ç e k i p a l a b i l i r i m A n

Aziz V l a d i m i r i ç i n y a p a ğ ı g i b i t a m a m ı n ı o n d a n a l a ^ T * '

Karanlığı ve dengesizliği a l ı r ı m . L i s s a y e n i d e n n o r m a l £

olur."

Herkes öteki bana bak tı.

O zaman karanlık senin i ç i n e y e r l e ş m e z m i ? ” d i y e D ok to r

O l c n d z ki . “K a y b o l u p g i t m e z , y e r d e ğ i ş t i r m i ş o l u r . ”

Umrumda değil,” dedim onlara. “Tarasov’a ben giderim.

Onu yollamayın, beni yollayın. B a n a i h t i y a ç d u y d u ğ u sü rece

bunu yapabilirim."

blk 3n Ussa duyduk larına inanamıyordu. K am ,,»

duygubrl b' raI ° Uun “ kinieşmişu. nenıltndi. K a lpzl . rm rycc eku Tataso Va g itm csı

1,11 b ir h a t ı r la d ı

S " " " na i nt ih ar e tt i. ” d, ye m ı rı ld a nd ı L U » . Ç i ç eğ i w

“* * rdu ama bu korkunç bilgiyi hamlamak, bit anhfcuu

^ i n açıklığına kavuşmasın, sağlamışa. “Anna, Aziz

d» 0 ic'c yardım ccciği için delirdi."

V'lldi<!!d ak i R ° sc' U ssa ’ya bakm ama ya çalışu. “Hepsi hikaye

r L kat l anab i l ir i m . ”

Ussa ne yapacağını veya ne düşüneceğini hiimiyotdu.

ov’a gitm ek istem iyor du . O hapishane, kabus görmesine

TaflS, ordu. Ve be n tutm uş ona bir çıkış yolu öneriyor, haya

f° kurWrmayı ce klif ed iyor du m . Lissa kurtulmak istiyordu.

Iin! m ), ku llan ıcıları g ibi delirm ek istemiyordu. Teklifimi

y ,u l ederse özgür o lacak t ı .

Yine de. D elir m ek üzere olsun olmasın beni çok seviyor-

du Onun için pek çok fedakarlık yapmıştım. Bunu yapmama

İ2jn verebilir m iyd i? N c tü r b ir arkad aş, arkadaşını öyle bir ha

l a mahkum ederdi? Tarasov L issayı korkutuyordu. Hapse-

dilmek Lissa’yı korkutuyordu ama benim bunlın üstlenmem

onu daha çok korkutuyordu.

Bu sorunun iyi b ir ç özü m ü yok tu. Hepsinin geçip git -

mesini diledi. Belki gözlerini kaparsa.. . Bir dakika. Ham-

lıyordu. Rüy a. B ir r ulı rüyas m dav dı. Te k yapması gereen

uyanmaktı.

Dur de.

33 9



B u s c f c r d a h a k o l a y d ı . O k r l i t n c y , s ö y l r , n<;J,

Mükemmel Ç ö z ü m d ü . İ k i m i z i n dc T i r u o ^

m e y e r e k t i . D e r k e n z r h n . n d c b i r h a f i f l e m e h i * * *

o n d u ! ç e k m e y e b * U m * c ı « n . D u r k e l i m e n U n "

“Hayır?" / ç i n d e k i r u h g ü c u a l e v l e n d i , İ c a r a n U ,

m e m ı engelleyen b i r d u v a r o l u ş ı u r d u . c " ) d » n ^

• N e yapıyorsun?" diye sordu öt ek i b e n .

“Seni kurtarıyorum," dedi Lissa. "Kendimi ku

Doktor Oicndrkı ve Dcirdrc'yc d ö n d ü . “ N e ya p^ ,yorU ;

fiğini aniryorum. Sorun değil. Beni Tarasov!a °l . O Ûfj jn r.

kimseye zarar veremeyeceğim bir yere götürün."

Tarasov. Koridorlarında kabusların dola jnğ, yer (

dini rüyanın bir sonraki b ö l ü m ü n e h a z ır la d ı : Ta j d ^

ğuk hücre. Du varlardaki z inc ir ler , ç ığl ıklar a tan m a h k ^

Ama kendine geldiği zaman or tada Tarasov f ı ü * 1** '"

Yifh kadın ve gümüş ka d eh l e b o ş o d a d a yd ı . L ssa ^ ^

kındı. Kalbi deli g ibi ç arpıyord u v c z a m a n algıs, t a n ^ * ^

aşmıştı. Sınav yüzyıllar sürm üş g i b i g e li y o rd u . A ma a ^ T °

en fazla birkaç saniye geç t i ğ i n i h i s sed eb i l iyo r d u . *"

*Bu da neydi?’ diye s o rd u L i s s a. A ğ z ı k u r u m u z u , su i ç ^

iyi bir fikir ola bili rdi.. . A m a k a d e h b o ş a l m ı ş tı .

'Korkuların," dedi yaşlı k a d ı n , gözleri ışıldıyordu. “Bütünkorkuların a n arda diz i lmişt i . "

tassa titreyen ellerle kadehi masaya bıraktı . “Korkunçtu

Ruh güc üydü ama önceden yaşadığım hıçbı t şeve bcnıemı

, _ n,n>ı işgal e d i p dü şü nce ler ime ba ktı. Hepsi çok ger

tekti Gerçek olduğuna i n a n d ı ğ ı m z a m a n l a r o l d u . ’

o n u d u r d u r m a d ı n . ’

’ * * * ş i a r ı n . ç » ıp d u r d u r m a y a n e k a d a r t a k k e n , ^

< U jd ın gü lü m se di a m a h iç b ir şey » y it m e di.

* b i td m i ?" d i ye » rd u L issa . ‘ G i debÜıı nüyi m r

"îTkadm başım sal ladı. Ussa ayığa kalkıp kapüaa bakn.

i rd iğ i kapıy ' v c ^ taraftak i d iğer kapm i te ledi . Hah

İv*1 ^ idu|u için o tom atik olarak içeri gırdığ, kapıyı yöneldi.

f°^d otd ak i kişi lerle k arşılaşm ak istemiyordu ama başka ıeçe

^0rl ktıı . H em dışarıdak i kalaba l ık, son si iavdakine byas

eşhrdı. A dım lan yaşl ı kadın ın k öimcicny ic Dölündü.

Î ^ i r o i d iğ er k a p m işaret e t t i

•O kap» başarısız olanlar için. Sen bu kapıdan akacaksın.*

U s s a diğer kapıy» yaklaş t ı . Dış ar ı aalmemnş ğbi £>r i

rdu Belk i bu sefer biraz huz ur hu hb iırdL Kendini yaşlı

Udm» bir şey'er söylemesi gerekliymiş pbi hissem ama ne

söyleyeceğini b ilem ed i. B u yüz den kapı kolunu çevınp dışan

jdun atnK al abal ık ş i m di e i derh a i ç i n tezahürat vapryo rdu.

T

MO



I1

22şın mut lu g örünüy orsun.

Gözlerimi k ırpışt ırdığ ım da Sony a nın bana k

ağını gördüm . Araba son h ız i lerl iyordu S0okuldaki veya evindeki k ad a r d eli g ö rü n m ü y o r d u. Ç o ğ u ^

la ürkmüş ve kafası karışık hir hav ası vard ı. Y anıt verm j '

önce tereddüt ett im am a son un da öğ ren dik lerim i saklamadı

bir anlamı olmadığına ka rar v erdim .

“Lissa ikinci sınavı geçti.”

“Elbetre geçer,” dedi Vicror. Pencereden dışarı bakıyordu

Ses ronundan, zaten bilinen bir şeyi söyleyerek zamanını har-cadığımı düşündüğü anlaşılıyordu.

“Bir şeyi yok ya?” diye sordu D im itr i . "Y aralan dı mı?”

Eskiden olsa bu soruyu kısk an ab il ird im . O ysa şimdi ikimiz

aynı endişeleri paylaşıyorduk.

Bir şeyi yok, dedim am a bı ı sözü n d oğ rulu ğu nd an şüphe-

l iydim, Fizikse! olarak zarar gö rm em işti am a gördüklerinden

342

Sa r5 ilmtş olmalıydı. Böyle deneyimler ferkh yatalar

rlca k^P1 Lam k*r »ûtpf iall . İ lk kapının önündeki

fe| gö rün ce, o s aatte ço k az insanın ayakta olacağmı

Ama yanılıyordu. Anlaşılan herkes, zafer kazananları

$a°inl k' i<?n dİSer iarafb tüplanmiŞU Ussa Um bir prenses^ L r a n d ı . Baş ı d ik o lar ak sey irc i le r in ve hay ranlar ın a ıa

ci

gelm iş olsa da Lissa nın zaferi beni uzun süre gü

U y • S o n s u z , o t o b a n ı n y o r u c u b i r u r a f ı v a r d ı . V i c t o r | ö z

^ p 3 tı p b aş ın ı c a m a ya sl am ı şn . Syd ney ’i görem ediğim çlCr'nl da u/^nm ış olm alıyd ı. Esned im, uyuma riskini alıp

%Ö*C' ım l d üşü nd üm . D im itr i . Sonya’nın evinden ayrıl

^ da uvum am k onu sund a ı sr ar e tmişt i . B irk aç saa t daha

i h t i y a c ım o l d u ğ u n u b i li y o rd u .

uy , n koltu ğa yaslayıp gözler imi kapattım. Hemen o anda

R ü v a n m k a r an i ıs ı m h ° i du su nu ^

uy Uordu içim pa ni k ve neşeyle doldu. Lissa nm sınavındın

" ' T r u h r ü y a l a r ı n a ş ü p h e y l e y a kl aş m a ya b aş la nu şn m . A yn ı

^ d a b u n u n A d r i an ’ , g ö rm e ş an s, o l d ^ u n u biliyord um .

Ke s in l ik le b e k le nm e d ik bir y e r de y dik . Sonya n,n bahçesm

, ç aşkm şa şkın m avi göky üzü ne ve parlak ç ,çeklere W

dun A z k a ls ın A d r ia n ’, g ör m ey ec ek ri m . • " ‘ U e ^ m a ^

sına yol açan koyu yeşi l kaşmir kazak giymışu. Ben, m ,ç»

bahçedek i her şey den çok daha g üzeldi. ^

" A d r i a n ! ” O n a d o ğ r u k o ş u n c a b e m asav ^

343



« v t i n »ar. E lb e tt e b e n im l e ç r k e ğ m a g ö r c b » * » . |y j .

■yeri senin seçmene ir in vermeliyim, derken ne dyor UZ b Üİ.

ic n neKdin>” diye sordum, ellerimi bo yn un a d oladlm N u

Omuz si lkti . “Uzanıp uyuduğunu an!aylnca

i m ama b i r yer seçm ek i s tem edi m . B , rak t , m b i li n J ' *»'■

sin." Kaşmir kazağı çekiştirdi. A m a du ru m a uygUtl ' lris<:ç.

« m s ö y le n em e z." K a za k ı? ı ld a d ı ve y e r i n i aç ı k g ri l 8 ^

aldı. “Buna ne dersin?” Ir“Çok daha iyi.”

Sıritarak ainımı öptü. “Sen i öz ledim dam pir. $en h

man casusluk yapıp L i ssay ı v c b i z i gö reb i i i yo rsun ^ J '1'

elimde sadece r üy ala r v ar v e d ü r ü s t o lm a k g e r e k i rs c Uy^ C

zenini bir riiriü çözemedim. u'

Casusluğum sayesinde s a r a y d a o l u p b i t e n i o n d a n iyi ^

ğimi kavradım. “Lissa ik inc i s ı n a v ı g e ç t i , ” d e d i m o n a .

Haklıydım. Yüz ifadesi, dü şü nc eler im i doğruluyordu

Uyuduğu için sınavı d u y m a m ı ş o l m a l ı . “ N c z a m a n o ld u? '’

“Az önce . Zor b ir s ınavdı a m a ge çt i .”

“Eminim çok s e v i n m i ş t i r . Y i n e d c . . . G e ç t i ğ i h e r s ın a v , a d ı-

nı temizlemek v e s e n i e v e d ö n d ü r m e k i ç i n b i z e z a m a n k a z a n -

dırıyor. Gerçi şu a r a s e n i n y e r i n d e o l s a m b u r a y a g e l m e k is te r

miydim bilmiyorum.” B a h ç e y e b a k t ı . “ B a t ı V i r g i n i a d ü ş ü n d ü

ğümden güzelmiş.”

B i r kahkaha attım. B u r a s ı B a t ı V i r g i n i a d e ğ i l o r a s ı d a

k ö t ü değildi. Am a b u r a s ı S o n y a K a r p ’ ı n — ”

344

eylediğime inanamayarak donup Udim. Onu

PunU „ ita dar sevin miş tim ki kendimi ele •

r ünde ciddi bir ifade belirdi. ,t,m'

^ r p m t d ed in ?”

' T imd= birkaç seçene k belirdi. Yalan söylemek en kolay,yd,

„ uzun zaman ön ce gördüğüm bir yer olduğunu öyleye'.

BU *;' ı öğr etm eni mi zin bizi b ir keresinde beni evine görürdü

d bahsederdim am a sağlam bir yılan olmazdı. Aynca sura

^ den suç luluğ um un anlaşıldığını tahmin edebiliyordum,

' ^ i n m i ş ti m . U fak bir yalan , Ad rian'. kandırmaya yetmezdi.^ E v e ı ,” d e d im s o n u n d a .

■Rose, Sonya Karp bit Strigoi.”

“Artık değil"

A d r i a n İÇ Çekli' “Beladan uzak durduğun lafının, gerçek

cak kadar güzel oldu ğun u biliyordum. Neler oldu?”

° ‘ “Şey , Ro ber t D o r u o nu i y i leş t i rd i . "

“Robert.” Adrian'ın dudaklarında küçümseyen bir gü

l ' mseme bel irdi İki ruh kul lanıcısı , tanıştıkları dönemde iyi

anlaşamazdı. “T am am en de l ice şeylerden bahsetmeye başla-

d ığ ım ıza gö re , ta hm i n yü rütü p V i cto r Dashko v'un da siz inle

olduğunu söyleyeceğim.'

Başım ı sa l l ad ım , çares i zc e b i r i ni n beni uyandırm asını ve

Adri an ' ın so ru l ar ın da n ku r tul m ayı d i li yo rdum . K ahretsi n.

Nasıl böyle b ir h ata yap abi lm işt im?

Adr ian beni b ı ra kıp bah çey i adımlamaya baş ladı, "lamam.

Sen, Be l ikov, S im ya cı , So ny a K arp. Victo r Dashkovve Rober t

Doru hep b ir l ik te Bat ı V irginiada takı l ıyorsunuz.



•H *y j r dedim.•*Hayjr n v ? "

■Şey. Barı V irginia’da de ğiliz."

“Roser Adr i an ad ım l ann, h . z l andır . p y

zatnan neredesiniz>Baban. Ussa, h e p i m * güv^ M * . . Q

sanıyorduk. <*ügtıa

“Güvendeyim, ' d .ye karşıl ık verdim . “A m a Batl y

değilim.” ‘t8" H

“O zaman neredesin.

*‘Sana s öyley em em .” Bu kelimeleri söylemekten ,

tim. “Kısmen güvenlik nedeniyle , kısmen de, fcy * e>tec Ol-duğumu bilmediğim i ç in sa n a sö y lem em m ü m kü n

Ellerimi t ut tu . “B u n u y ap a m a z s ın . Ç ı lg m c a i ş l e j f

mazsın. Anlam ıyor mu sun? Sen i bulur larsa ö ldürecek! » '

“Çılgınca i şl er e ka l k ı şm ı yo r u m ! Ç o k ö n em l i b ir *

şindeyiz. Hepim ize yararı olaca k bir şey in.” pt'

“Bana söyleyemeyeceğin bir şey,” diye tahmin yürüttü

“Bu işe kar ışmasan daha iyi ,” de dim . E l in i s ık t ım “Dc.

ları bilmemen daha iyi.”

“Bu arada arkanı kollayan çok seçkin bir ekip olduğu içir

rahat etmemi mi bekliyorsun?”

“Adrian lütfen bana gü ve n. İyi b ir g erek çem olduğum

inan.” diye yalvardım.

Ellerimi bıraktı . “İyi bir g ere kç en old uğ un a eminim ama

hayat ın ı tehl ikeye a tman ı h ak l ı ç ık ard ığın a inanmıyorum."

Ben böyle bir iyim, de dim ken di c idd iyet im e kendim dt

şaşarak. Bazı şeyler uğ run a ö l m e y e d e ğ e r .”

346

örüntü bozuldu, sanki biri televizyonun

Dü nya kayb olma ya başladı. “Neler oluyor?” dive

(ff*

nı ** ttu * Bir i ya da bİr 5Cy bcni uyandmYor üyûVKÛrl nncrT»yine beni kontrol etmeye gelmiştir*

i h t i ^ ^ n d ı m a m a k a y b o l u y o rd u . "A d n a n ! L üt fe n kim se ye

° na Th i ç ki m seye . "

d o y d u ğ u n a e m i n o l a m a d ı m ç ü n kü rü ya bi t

^ Var l< lan ka yb o l m uş tu. A rabada uyandım . Uk tepkim

° rtakt i am a ya pt ığ ım ap ta l l ığ ı e l e v erm ek is tem edi m .

r b a k ı n c a S o n y a ' m n g ö z l e r in i ü ze ri m e d ik ti ği ni

pigcr tara Jf lm . .

rüyası görüyordun " d e d i .

“Sereden bil iyorsun?"•4

“Aurandan.hn rus turd um . “ Esk i den aural ann Kavalı ol duğu

Suraumı oud ü şü n ü r d ü m . Ş i m d i ise sadece can sıkıcılar .

“O nlar ı o ku m asın ı b i l m ek ö nem l i d i r . Vasi li ssa’y k m ı bi r

». V>. . .din'

nu

likteydin?din?“Hayır . Erk ek ark ad aşım l a . O da ruh kull anıc ıs ı .

G ö z le ri ş a ş k ı n l ı k l a a ç ı l d ı . “ O n u n l a m i y di n? "

“Evet . Neden? So run ned ir?”

Kaşlarım çattı , şaşırmış görünüyordu. Bükaç dakika sonra

n ko lt uğa, D i m i t r i v e R o b er n n o t u r d u kl a n yöne bakıyordu,

rdmdan ürpermeme yol açan gözlerle beni suzdu.

«u: ”

347



“Onyi!" So ny a a n id en ö n e eğ ili p y o|u

ran Ç*L*etti. *•

rı Vj,v* ç,ıAz lalsın o çıfaf i geçiyorduk . D im ,rri 'n,n fa.

y ap m a ,, ge nr kr i. Ar ab a s ar s .h p H eri a t , b r k cn S y d ' % ,

bi r ç ,ğ i,k arr.gm, duydum. ' y i 0 | ^r £ r J - L as _ I 1

Gelecek sefer biraz daha erken ha ber verire

sevidedi Dimkrir\ *

Sonya onu dinlemiyordu. Bakışları yoidayci l

ğa ge ld iğ im iz de vişn e re ng i t ab e la y ı g ö rd ü m : A M * * «ft

M I C H I G A N ’A H O Ş G E L D İ N İ Z . S o ny a'd a g örd ü. . ^ 0 ^

k ıv ıl cı m la rı k a y b o lm u ş t u . R o b o t u m s a h a l in e P r aUn>^

. . _______ 1.2. = . . ^ n aön n,Sydneyin zekice p a za rl ığ ı na r a ğ m e n , b u s ey ah at fe0 0 * ^

kendini rahat hi ssetm i yo rdu. S u çl u l uk hi ss i ço k g

“G el d i k m i ?” d i ye so rdu m hev es l e . “N e kadardır'

t a d a rd ı r v o ld a o l d u ğ u m u z a e m i n r W ; U . ..

>'°iun

N e k ad ar dı r y o ld a o ld u ğ u m u z a e m i n d e ğ il d im ç ü ^

bi r k ısm ı L i ssa v e Adr i an ' Ja g eçm i şt i .

“Altı saat,” dedi D im itri .

“İk i nci ı ş ık tan so la sapa cak sın , ” de di So nv a “c

d ön ." ' ' W i

Arabanın i ç indeki geri l im iy ice artt ı. A rtık herkes uya^

t ı. Taşra kasabasında i ler l erke n ka l b i m hızla çarpmaya başudû

Hangi ev di? Y aklaşm ış m ıyd ık? B u e v l e r d e n b i r i miydi? Kıu b i t y o l c u lu k t u a m a b a n a çok u zu n g e l d i . Sonya aniden ev:

i şa re t e t t iğ i z a m a n , a y n ı a n d a d e r i n b i r n e f e s aldık.

Dim itri, çim enleri düzgü n b içi lm iş ev in ön ün e arabayı ya-

naştırdı. Akrabalarının hala burada yaşayıp yaşamadıklarını

biliyor musun?” diye sordum S o n y a ' y a .

34 8

v jnı t v e r m e d i ğ i için , ye niden verdiği roAcec

îçb‘r y Ycniöcn kendi ıçınc kapanmışa.

k 2 < l a r m l Ş - “ S a m n m ö ^ n m e n 'm « V W1|C diyerek emniyet kemerimi çözdüm. "Pbm.mu >ym

, >

/ ' den D im itri 'yle birl ikte. Sonya bizi doğru eve

° * C\ o lursa ne y ap ac ğ.m .zı konuşm uştuk. Kardeşleri

^ 'Tb . ra k m am ız gerekt i ğ ini b i l iyo rdum . Asıl so run, ki m in

1 başımla nö bet tutacağ ıydı. D imitri mn nöbet tutma

o"13" " Sydney 'le ben im akra balar ı ziyarete gitmemize katar

su** ve ojc cciici bir ziyare t olacağı kesindi.

'<f»plan aynı,” diye on ay lad ı D im itri. “ Evi siz kontrol edin.

h3 az tehdi tkar gö rünü yo rsunu z.

,|edikleri m an tık lıyd ı. R ah at olduğ u zamanlarda bile

. ° tri ’nin ürk ütü cü bir yanı v ardı. Ö n kapıya giden üç ka

•ısanlan daha az korkuturdu. Üstel ik Sonyarun akraba

UİJ1 hal en o rada ya şayıp yaşam adıkl ar ını bi lm i yorduk. B iz i

bile bi le yanl ış b ir ev e ge tirm iş b i le olabi l irdi .

“Dikkatl i o lu n,” d edi D im itri , arabadan indiğimiz sırada.

“Sen de,” diye ka rşıl ık v erd im . Ba na yeniden gülümsedi.

a c a k b i r g ü l ü m s e m e y d i .

So nya, Sydney v e ben kal d ır ım da yürürken i ç i m gar i p

duygularl a do l du . G ö ğ sü m s ık ış t ı . İ ş te bekl ed i ğ i m an. Y oksa

değil m i ydi ? Y o l c ul u ğu m uz un so n un a ul aşm ış m ıydık ulaş-

m am ış m ıyd ık? B ah i s l er a l ey hi m i ze o l sa da so n Drago m ıt ı

b u l m u ş m u y d u k ? Y o k s a b a ş t a n b e r i b i z e o y u n m u o y n a n ı

yordu?

349



Gergin «lan tek kişi ben de ğiidim . Sytjf.„.

gindi. Evin önündeki banm aklar* u l ^ n k f

zili çaldım. 1,11,11 r ^ ıSaniyeler sonra b i r a dam kap, ya bokt, _ ^ S

verici bir iş*** ' " ' " ' V

l/zun »üre yüzlerimizi ince led i, bir M oroju ^

insanın kapa nd a n e aradıkların , m erak cd iy f^ ' S %

Iağa kötü bir fıkranın başlangıcı gibi geIiyordu ° £

“Sizin için ne yap abilirim ?“ d iy e sordu.

Ne diyeceğimi bilemedim. Planımız arıa

yordu: Erıcin metresini ve ço cu ğu nu b u l m a i c .^ ? ^ ' Vne söyleyeceğim izi k o n ul m a m ış tı k. A r k a d a ş l a r ı n

konuşmasın/ bekledim ama g e r e k k a l ma d ı . M • ** W

bir kenara ittirdi. Jl b

“Sonya?” diye bağırdı. " G e r ç e k t e n s en misin?"

Ard ında n g en ç b ir k ız ın se s le n d iğ in i duydum “fa

Uzun ince biri b i rd en a d a m ı n a rk a sı nd a b elird i ^

biri. Yeşil gözlerini v e a ç ı k k a h v e r e n g i saçlarını g ö r ^ ^

neredeyse nefesim kesildi. N e l e r o l d u ğ u n u çok m u T ^

önce kavramalıydım. S ö y l e y e c e k s ö z b u l a m a d ı m . ' ^

“Rose,” diye bağırdı Ji ll M as rr an o şaşkın lıkla. “Burada

arıyorsun?”

23

Sonraki birkaç saniyelik sessizlik, bana sonsuz gibi gel-

di. Farklı nedenlerle olmakla birlikte herkesin kafan

karışmışı». JiU'in ilk tepkisi heyecanlanmaktı ama tek

y ü z l e r i m i z e bakınca bu heyecanı ve gülümsemesi kay-

boldu."Neler oluyor?” diye sordu yeni bir ses. Santyeier vjnra

gmily Mastrano, kızının yanında belirdi. Emıly. Sydney’i vc

beni meraklı gözlerle süzdü. Ardından, grubun üçüncü üyesi-

ni görüp ufak bi r ç ığl ık att ı. “ So ny a!" EmÜv korku içinde JiiTi

geriye çekti. Gardiyanlar kadar hızlı değildi ama tepki vçrmc

hızını takd ir et tim .

“Emily.. ." S on ya nın sesi ço k zayıftL "Be nim . . I jerçek

ı tn . .. B e n i m . . .”

Emily, adamı da içeri çektikten sonra Sonyaya yakından

baktı. Geri kalan herk es gibi Em ily dc açıkça ortada olan

detayları farkeeti. Sonya. artık Strigoi özelliklerine sahip dc*

551



ğildi. Ayrıca gündüz olmasına karşın dı$artf,

bir şey söyleyecek old u ama kel imeleri b üJ %nunda bana döndü. ' ** o rL V

“Ro se. . . N eler oluyor?" %

Beni orori te kabul etme sine şaşırdım çün^

Şaşmıştık v e a çı k k o n u l m a k ge re k ir se n c d i * ^ ^ c l

yordum.“San ırını. . . Sanırım içeri girsek iyi 0 |acak u

Emüy’nin bakıdan yeniden Sonya’ya kaydl

l odram ın neyl e il g il i o l duğun u gö rm ek i ç i n ^ Jlt| K ^

lış ıy or du . A m a E m il y, o n u n l a a ra m ı z d a d ı ı r u y o J ^ H

o lm a d ığ ım ı za e m i n d e ğ i ld i . O n u s u ç l a y a m a ^ J ’

babını sallayıp ken ara çe kild i. 1

Sydney’in gözleri arabay a k aydı. V ict0r

Dim itri yi işarer etti . “O n lar ne ola ca k? ” diye sordu *

Tereddüt e t t i m . B o m bay ı ar t ığ ım da Di m i tr i ’n i n d

Je ol m as ın ı is ti y o rd u m a m a E m il y rü m bu nla rı bir

rem eyebil ird i. Vi cto r D ash ko v ’un k i m o l duğunu ve

zedi ğ ini b i l m ek i ç i n i ll a saraydan o l m ak g e r e k m e z . U y ^

seyahat i m i z bunun kanıt ıyd ı . S y d n e y ’ e bakıp başımı iki

sa ll adım . “O nl a r arabada ka l ab i l i r . ”

Orurma odas ına g e ç t i ğ i m i z d e kapıya bakan adan»,

Emily nin kocası Jo h n M a s t r a n o o l d u ğ u n u Ö ğ r e n dik . Emily

yaptığımız sanki son d e r e c e s ı r a d a n b i r z i y a r e t m i ş gibi b şı

içecek ikram etti . Am a y ü z ü n d e n h a la şo kta o l d u ğ u a n ı -

yordu. Bir robot gibi h e p i m i z e b i r e r b a r d a k s u v er di , yüzöo

kadar beyazdı ki Strigoi o l d u ğ u n u s a n ır d ın ı z .

35 2

,vtirduk l*r,na a jo h n Cİm‘ jEmUy’nin clSni« fecrine koydu

0 n di fd * ^ lCflC SÜ7Üy° r du a m a * " « ^ k on usu old u.pİÎ ‘ f kalbi"dc *»dece scv^ y « vardı. “Neler o\uyor>"

P' ,lv hala ^ k‘ nd‘ WBcn“ * BU^y oru m . Kuzenim, o l d u ğ u n u an lam ıyo ru m ..." Bakışları sırayh benim'

j ev in So nya ’ nm üze ri m iz de dol aşı yor du . "Na sıl müm

S) olabiltr?” Ses i titriy ord u.

y3P cl’ d cS il m i?” diyc b a&,rd‘ h,Ç Şüphesiz akra

njn hikayesin i b ilen Jill . O da şok geçiriyordu vc biraz^ ’ indi anıa he yeca nı geri gelmişti . “Dim itri ye olanları

î^ d u m . ^ crn ek d ° ^ U’ LİS Sa S tr i& °n a n iyile ştirebili yor.

itri’yi kurtardı.” Sonya’ya döndü, heyecanı biraz azaldı.

S ^ a ’yU i lgdi ne g ibi hikay eler duyduğunu merak ettim.

- S e n i k u r t a r d ı ”

“I issa yapm adı,” d ed im . “ Başk a bir ruh kullanıcısı yapa."

Jj ll ’in yü zü a y d ın la n d ı. “Ad ri a n m ı? ” Se vgilim e aşık oldu-

ğunu unutmuşcum.

«H ayır . . . Başk a bir i . K im olduğ u önemli değil ," diye ek-

ledim. “Sonya y en iden M oro i old u. A ma biraz kafası kanşık.

Kendinde değil.”

O ana kadar kuzenine bakmakla yetinen Sonya, bi lmiş bir

gülümsemeyle bana ba ktı. “ Ke nd i adıma konuşabil ir im Rose"

“ö z ü r d i l e r im , ” d e d i m .

Emily, Sydney’e dönüp kaşlarını çattı . Birbirleriylc unişn

rılmışlardı am a hep si o kadar. Bura da nc arıyorsun, kmıly

akl ından geçenleri birebir di le getirmedi , asıl bi lmek istediği

bir insanın orada nc aradığıydı. “Besleyici lerden misin.

353



. . b 3 f e . r a . Sydney D a h a o n c c h i ç h u "Hay,r!” d ' y r e n a , g , n . görmemiştim. “ B u n u b i t *

kelendiBinİ * 'glluP giderim ! Ben b ir simya cıyı*,- S - İrisen b ^ " J rş llışt l. Sydney’e o tu r* * * , -

BOŞ bjk,5‘ olduğuno b ildikle rin. sanm ıyoru*- ^

-S im ^ nınnescvinmiştim- Simyacılar, ke şfet ti^ %

b i l m c ^ ^ b ilm e yen te k k iş in in ben o ld uğ u* ^ onların « rh g j „ da bilm ediğim göt*ek kaprlmrîcrm. M ^ demekle yetindim.

»Sydney b ı * X E m i ly ’ n i n m a v i gö z l en y a ş l a r l a ^

Kuzenine b a ^ d a r gördü ğüm en güzel kadml .Emily M l St ra " ° ’ ° sla r , bile ona yakışıyordu. “Gerçekten^ dan biriydi- D oz) ^ ^ Tanrım .” Emily ayapü.

misin? Seni bana g özled im ki. Bunainanwttap kuzenine sarıldı.

yo n» "1'' , , anlaya caktım am a kendim e buraya W

Ben dc az kJsm U uım . O layla rın ne kadar şaştracgörevle geldiğim 11' ^

M as tra n o ailes inin hayaunı altüst olduğunun farkın a)' ı _ ^ ^ k a n ş n rm a m ız gerekiyor.

O T İİo k. O a d ı k l '” t u ı m K e şk e o rf et a d e . e m . J *

— * • ' A , n ı k ” 1 “ k *««■ n bir nedeni daha var.” ama Emtly d *

Ses tonum yü zü nd en m ı . o[U [du. Sanının»

lupSonya'dan u z la ş t ı ve ko ca sın • WuVlld > -* *anda neden geldiğimizi anladı. Gözl e r in

354

ler»

b öy le b ir ziy are ti b e k l i y i , ^

\ jn u hayal e tm i ş ti . ^ « r c e ^ ^

p Onu zorlamam gerekiyordu. **£„.0(3g0mir'i biliyoruz." «gom ir'i... ^

..Hay,r," dedi Em ily çaresiz bir sesle. Tavrd e

j andırıyordu. " H a y ı r . B u n u k o n u ş n u y , ^ .

Jill 'i gördüğü m a nda, o gözleri ta nıd ığ ,*olduğumuzu anlamıştım. Emily'nin söllcti “ S**

j^r etmeyişi dü şüncelerim i doğruladı. * °Sfusu în

Konuşm ak zorundayız ” dedim. “Bu cidd KEmily. S on ya ya dö nd ü. "S öz v e r m i ş i S ö y İ L

söz v erm işti n! ^ n ç

“Söylemedim,” dedi Sonya.

" S ö y l e m e d i , " diye araya girdim. »Neler olduğunu « t u

mak zor ama Sonya sözünü tuttu."

“Hayır.” diye tekra rladı Em ily. »Bu gerçek olamaz Bunlar,

konuşmayacağız.

f 7 ' V r d U h , Ç b i r * H aGözler, öfke doluydu. Yabancıların, eşini üzmelerinden hos

lanmamıştı.

Em ılyy c yö neld im . “Bu konuyu konuşmak zorundayız.

Lütfen. Yardımınıza ihtiyacımız var. Onun yardımına ihnva

cimiz var . J i l l ’ i işaret ettim .

“N e de m ek istiyo rsun ?" diy e sordu JUL Annesinin tepkisin,

görünc e önc eki heves inden es er kalmamış tı .

S en in . . . Su stum . Lissan ın kardeşini bulma işini aceleye

getirmiş , doğabilecek sorunları düşünmemiştim. Kimsenin.



%

"t

ö z e l ! i U c d e ç o c u ğ u n h ı ç b ı r ş e y b i l m c d i ğ j n i

O n u n i ç in n a s .1 b i r ç o k o l a c a ğ ı a k l ı m a b i | c ,

, j ( ( b i r y a b a n c ı d a n b a h s e t m i y o r d u m . K a r Î I r r ı , ^ ^ i * . l .

A r k a d a ş ı m . H e p i m i z i n z a t e n k a r d e ş , m i i r . g i b j J i ^ *

| a d , g « n . z f a z . O n a n e y a p m a k ü z e r e y d i m ? / o h „ ' a ^ C

ş e y i n kötüye g i d e c e ğ i n i a n l a d ı m . J i l l o n u a H ı r , ^ ^

A i l e y i ö z ü n d e n s a r s m a k ü z e r e y d i m v e b w n u n ^

a lmam gerekiyordu. " ' " 'S * , , ,

“Hayır!" diye bağıran EmiJy ayağa fırlad,. “Dd

niz! Sizi b u r a d a istemiyorum!" ' ° Ur>! HÇpi

“Bayan Ma scra no ...” diye söze banladım. “Bu

mjş gibi davranamazsınız. Ge çm işle yüzleşmeniz %

“Hayır!” Kapıyı işaret erci. “G idi ni Yoksa p o|js ^ Y%''

d a gardiyanları! Se n . . .” Son yay ı gö rm enin şoku

benim durumumu h a tı rl am ı ş tı . V i c to r , M o t o r i a ^ ^ ^

meşhurdan tek suçlu değildi. “Sen kaçaksın! Katile

“Değil!” diyen Ji l l öne atı ldı . “Sana söyledim T

bunlar bir haca!” ° e ^

‘Gidin evimden!” diye tekrarlad ı Emily.

Bizi yollam ak gerçeği d eğ işt irm ey ec ek ," ded im, kendimi

sakin davranmaya zorlayarak.

“Bir i bana neler old uğu nu an latab ilir m i?” John un yfei

kıpkırmızıydı ' Eğer ot uz s an iy e iç er isi n d e bi r yanıt alamaı

sam, gardiyanlara ve polise ha be r v erece ğim .”

Ji ll e bak tım . Sö y le y ece k sö z b u la m a d ım . Bu haber naşı!

alıştıra aiışura verilirdi b ilm iyo rd um . A m a Syd ney ’in benimki

gibi dertleri yoktu.

35 6

0İI, baban değil: dedi John'u ij ırt, rdclcy

“Z rk cs S“st u' Ji " uk'>nt„ g6rünftyo[duH a,ha heyecanlı bit haber bekliyordu.

nll biliyorum ‘ ° bcnım üv«y babam ama bana g(„t

o l d u ğ u m tek baba o." |

**"1 lily kanepeye yığılıp yüzünü etlerinin atatma gümdü.

, ormuS ğ ib1 gör ün üyo rdu am a her an ayağa fırlayıp yet

W ? ■yayabileceğine emindim. Bu i , i çabucak halletmeltiUlcf1 * 1

ll>^Doğru Biy olo j ik baban o değil,” dedim ]iU’c bıkmayı

tiürerek. O gözler. Nasıl oldu da daha önce farketmedim?

“Baban F.ric Dragomir.”Emily acı çeke rces ine inledi. Hayır,” diye yalvardı. "Lüt-

fen bunu ya pma.’J o h n un yüzündeki öfkenin yerini kafa karışıklığı aldı.

“Nc??” *“Ben H a y ı r ” J i l l başını iki yana salladı. “İmkansız. Ba

bam Ben kü çük ken çek ip giden sıradan biriydi '

' pck ç o k açıdan bu söylediği doğruydu. “Baban Ene

Dragomir’di,” ded im . “S cn o ailenin parçasısın. lissa'mn W

kardeşisin. S e n . . JÜ l’e yep yen i bir gözle bakma m gerekuğm.

kavradığımda şaşırdım. “Sen soylusun."

Ji ll h er zam an e n e rj i do lu , iy im ser bir faz olmuştu, umur

J yi niy et d o lu n a if b ir ^ v a s . v ard,. Ama finıd,

ciddi ve onu olduğundan çok daha büyük

belirmişti. “H ayır . B u bir şaka olmalı. Babam aşağı

357



Em.lv " Sony* nınsesi beni şaş ım , . yÜ2 .

«a , , i t iciy i Otori terdi C i d d i y d i . K a m di y d, . S0rT ‘ .

; n „ . . k a ç ? En a z o n y a ş ^ ü ç ü k o i m a J ı y d » . Vi ^ İ | J *

E m i i y ’n i n kendim y a r a m a z l ı k y a p m ı ş b i r ç o c u k ^

s i n c y o / a ç n . “ E m i i y . g e r ç e k l e r i an la tm an ,n

jn h e m ^ sm . J o h n a a n l a t m a l ı s ı n . GerçckJeri gİ2İİ t

Emily b a s ı n ı k a l d ı r ı p S b n y a ’y J a göz g ö z e g c | d i

N e l e r o l a c a ğ ı n ı b i l i y o r s u n . . . O n a b u n u y a p a m ^ .. a p < t l ^

“Neler o l a c a ğ ı n ı hiçbir imiz bilmiyoruz.* ' J c d , S o

i ş l e r i k o n t r o l a l t ı n a a l m a z s a n h e r ş ey d ah a d a k ö t ü ^ / " ’ K

U z u n b i r b e k l e y i ş in a r d ı n d a n Em ily bak ışlar,n. * g,dt<*k '

d i . Y ü z ü n d e k i h ü z ü n l ü i f â d e k alb im i sızla tt ı. K albi ^

d e c e b e n d e ğ i l d i m . ac,yan sa.

"Anne?" diye sordu Jili titre ye n bir sesle. \\jcjCr

Hepsinin büyük bir yanlış anla m a old uğ un u söyle ” ^

Emily iç çekip kızına b akrı . “Ha yır . S en Eric Drag0

kızısın. Rose haklı ." Jo h n boğ ulu yo rm uş gibi bir ses ^

ama eşinin laf tnı bölm edi. "S ize sö yled ikler im . Büyük '1’1

çûde doğruydu. K ısa b ir ilişk im iz o ld u . U cu z bir ilişkimde,; '

ama kısay dı. " Dur ak say ıp J oh n ’a d ön dü , y üz i f ade s i yumu,

dı. “Sana söy le m iş t im . . .”

Adam başını salladı. “Sana ge çm işin ben i ilgilendirmedi,

ğini söyledim. H içb ir şey sana veya Jill'e karşı hissettiklerimi

değiştiremez ama bö ylesı aklım a b i le g e l m e z d i . .. ”

Benim de," dedi k ad ın. “İl k tanıştığımızda Etic

Dragomir in kim olduğu nu bile bilm iyo rdu m . Las Vegas'a

yaşıyordum. İ lk işim, cad ı saa tind e bi r şov da dans etmekti."

k oc am an * ' ' * • G c " W * *> « f«V rt nw m l i W

* * • 0ra<U , bil Ima'nın W Ji ' * 0v ku lA oy U ilgi le nd iğ in i im a cu ni yi V.mrty'nm

, b a l e s i n d e ç a l ış tı ğ ı m . b u n ü d e n M t c h ig , n d a vzud.k

^ b i l iy o r d u m . E s k i d e n U s Vcgas'ta ,ov U l ,ğ , vapufclru

U a h n d n e d e m e z d i m . A m a n e d e n o lm a s ın ? I * b ir y erd en

1 m * z o r u n d a y d ı v e n e k a d a r g ü r e l o ld u ğ u d ü şü n ül ü rs e

• d an s» y a p a b i l e c e ğ i n e e m i n d i m .

h f , - ç l k t a d ı VC ç o k h ü z ü n l ü b i r a d a m d ı , - d iy e d ev am e n i

i “ B a b a s ı y e n i Ö l m ü ş t ü . A c ı l a n n ı i ç er e k b a s tı rm a y a ç a l,.

£ f l ll l f d u . O i m a n l a r ö l ü m ü n o n u n e d e n y ı k tı ğ ın ı a nU d ığ ,m .

*,y° rj unl a m a an cak şim di anlıyorum. Ailesinden bit ki

'vidâha kaybetmişti. Sayıları gittikçe azalıyordu. Düşüncc

^^düşünceli başını salladı, “iyi bir adamdı ve eşini sevdiğine

11 ^ j um . Ama karan lık bir yerdeydi. Beni kullandığını

^" dü şü nm ed im . Be ni önemsiyordu ama koşullar farklı ol

'!dı, aramızdakiler asla yaşanmazdı. İlişkimiz sona erdiğinde

hayatımdan m em nu nd um , her şeye bırakuğım yetden devam

etmek istiyordum ama Jill’e hamile kalmıştım. Bilmesi gerek

“ğini düşündüğüm için Ertele temasa geçttm. Ondan hiçbir

sev istem ediğ im i s öy led im . Be nce izin verseydtm sem resmi

olarak ailesine alırd ı ." Em ily nin gözlen amkJiU müzenndey

di “Ama o dünyanın nasıl olduğunu Ediyorum. Saray hayat,

p o li ti ka d an , y a l an l a rd a n v e b i rb i ri n i s ,t un d an K o r k u n

İbaret. S o n u n d a b a n a ö d e m e yapmasın, kabul emm. H dapu

ray. aldığım için rahatsızım, ona şantaj y a p t ı m , düşünmesin,

■ J L J L L r i = « s « — ■>“ k

559





] a * çd0 Pİ»r harekete geçm eyecek mi? Q n, .

ailesinin gücünü ele geçirmek arasında , ,k b

yapacaklar,n. «" .yo rsu n? d^ \

/malan şok ediciydi am a hiç biri imka nsı, ^

b a k rı n d a midem düğ üm lendi. O n., „c M<Ü. j,,,.

ediyordum? Tath. masum Ji l l . Erkeklerle j * *

ko nujam aya" J i ll . Dö v üşm eyi ö ğrenm e ve halL M

arzu su d u y a n ji ll . S o y lu l ar ın d ü n y a s .n a a d ,m a t J " ^

o la ra k h al kı na ya rd ım e t m e s i a n l a m ı n a g e l i y o ^ J d ,' %

böyle düşüneceğini sanm ıyordu m. 0^.‘

Emily sessizl iğimden, söylediklerini onayladı

nu çıkardı. Yüz ünd e zafe r do lu bi r if ad e be lirdi ve İm "°nUcu

na kadar rahatlamış görü nü yord u. ‘

“Yapacağım."

Hepimiz aynı anda ona dö n dü k. O ana kadar J iI J' 1

oiarak görüyordum. Oy sa şim di c esur vc kararlı bir h av ^ ^

di. Yüz ifadesinden hala korktuğu anlaşıl ıyordu a ^

çelik gibi sağlamdı.

“Ne?” diye bağırdı Emily.

“Yapacağım,” dedi Jill kararlı bir sesle. “Lissa'ya vc Dr. „

mir’lere yardım ede ceğim . R o sc la be rab er saraya gideceğim'

Benim as la saraya g idem eyeceğ imd en, o an için bahsetme

ye gerek duymad ım. D ürü st olm ak gerekirse kendimi ipi®.

rinde yürüyormuş g ibi his setm ey e baş lam ıştım ve Emily'nin

öfkesinin benim dışımda birine odaklandığını görmek rahat

iarıcıydı.

" G i tm e y e c e k s in ! İ z in v e r m i y o r u m ! ”

n ün a dı ma b u s e ç im i s e n y a p a m a * ^ d ly t b^ rdı

.ocuk değilim.

^ i ş l u n o l m adığ ın da kes in ." d i yc iüra i c tü Emily

urttşmay» başladıklat, «m an , John ^ ^

c kl e. nc k i ç i " A il' ^ v p s , nı W , ^

İC‘a ev ban a dÖndli Em ,m m *0 kurtarıcını lıuldU6un

an, C" büYak SOIununun »""«inden izin almak oUcafelnı

•,cüntocrmi şn n '

0u cspdnin asıl köıü tarafı, içinde doğruluk payı olmasıy.

jiU’c ih ti y acım ız vard ı vc ol as ı so ru nl ar ı düşün memiş tim.

Emily reddederse? Hayat, boyunca Jill in soyunu sakla-

mak konusunda kararlı davranmıştı. İş o noktaya gelirse ]\\\

dc kaçıp saraya gid eb ilird i. O zam an hc r şey daha da kan

^Sonya beklenmedik bir şekilde tartışmaya müdahale etti .

‘•Emily. söy led ikle rim i d uy ma dın mı? İstcsen dc istemesen de

j bu nja r g er çe kle şe cek . Ji lT in şim di girm esin e izin vermez

C11ön üm üz dek i h aft a gider. Vey a gelecek yıl. Veya beş yıl son

a. Er ya da geç gidip kimliğini açıklayacaktır:

E m i l y kolruğ a yığ ıldı. “H ayır! Böyle olmasını istemiyorum"

So ny an m tath yüz ünd e acı bir ifade belirdi. Hayat bizim

te istediğimize a ldırm az. H er şeyin felakete dönüşmesine cm

kel olma şansın varken harek ete geç melisin’

’ “Lütfen a nn e.” d iyc ya lvardı Jill . Zümrü t yeşil. Dragomir

gözleriyle, Em ily y c b ak tı. JilT in annesine karşı çıkıp saraya

açab i leceğin i b i l iyordu m am a bu hiçbirimizin i lk tercihi

riim

sen

363



Fmilv bir «üre bojluga bakn. Planla,,ma

o l f , harekerler in in re m el in d e k „ „ a d u ydufeu^ ^

J d ^ m bifijordmn.

- T a m a m . " dedi Em ,ly «onu nda. S ,k ,m ,y|a iç

raya gidebil ir ama ben de geliyorum. Yan,nda ^

«« va eidenıC2s*n* '^ u“Va da ben olmadan.” dedi John. Eşini Vc

d ^ e m e j T k a m r h y d , J il l ik is in e d c S

e ^ i l y ve J o h n 'u n b i zi m l e g e l m e l e r , p l a n l a r ,m , n pa S

’ ,y am az d ı~ — 1 ' ' ^

£m il/nln, tn c ic yaşau.ıu~* a—o. *«ıacmasma ^ liy

0iız vardı.“Teşekkürler," dedim. “Çok teşekkürler."

Jo h n be ni süzdü. “B u d u ru m se n in k aç ak olduğun ^

n i değiştirmiyor.

“Kraliçeyi Rose öldürm edi!” J i l l , an laşıldığı kada rıyla^

birsavunucumdu. “Hepsi bir tuzaktı .”

“ Ö y l e y d i . ” Te red dü t ett im . “T ah m in en Lissa yı istemcyCn.

icr tarafından kurulmuş bir ruzak.

Emily bembeyaz oldu ama doğruyu söylemem gerekiyor

du. Derin bir nefes aldı. “S an a ina nıy or u m . C inayeti işlemedi-

ğine inanıyorum . Ned enin i bilm iyo ru m am a.. . İnanıyorum.*

Neredeyse gülü m scyecck ci. “H ayır , ne de nin i biliyorum. Sa-

raydaki yılanlar yüzünden. Böyle şeyleri onlar yapar, senin

gibiler değil.”

“Emin m isin?” diye sord u Jo h n . “Jill in d urumu yeterino

karışık , bir de suça ortaklık etm ey elim ."

364

, ^ dedi Emily. “Sonya ve Jill. W a güveniyorsa

yorum He pin iz gece burada kaUbttlrünfe. Ya

be" İC ^ d of tru yob ç ıUa m ."^ ıp hem en yola çıkm am ız gerektiğini söyleye

z Sydney bana dirsek atu. “Teşekkürler Bayan

cCk ö'aül*l dedi tam bir simya cı diplomatlığıyla.

ularimi güçlükle bastırdım. 2* 1*™ akıp gidiyor

H ^ ^ s t r a n o l a r ’ ın y ol cu lu ğ a h az ır la nm ay a h ak kı var-

an Alt'a ün düz yolcu luk etm ek daha iyiydi. Zihnimdeki

di. W * * * tüm gü n arab a kullanırsak saraya varabilirdik.

ba şım ı salla dım ve Mastran o’larda kalma fık

s^ y" o ld u m .rinc t011 lcr Ç o k na zik siniz " Aniden John’un söyledikleri

" ^ v e l d i ' Ji P in d urumu yftcrince ka nftk' btr ^ ,u*a or~ak1»1*1* gC Ug[im M C ya zık k i ev sahip liği yapmalan gereken

'jklık ("»ey* dc ği\dim. En ikna edici gülümsememle

‘ y d ö n d ü m . “ Şe y. b i r dc a ra ba da fa t i b ek le ye n a rk ad *

lantn» var



24• •

O, ■ Pişmanlıkları düşünülecek olursa, S o ^

nCf • n b ir lik t e ç a l ış ıp D “ h ko v ^ c ş l e , ifo

boyama büyüsü yapmalar, beni ^

b‘r 8° ■ üzerine sahte isimler dc ekleGörüntüler* değıŞ'P o l d u k i a n a a

j ^ k , gerilimin * » * • * * »

__________ w . . cKtcnincCıMascrano ai lesi onların garip e kib im izin parçası o lduk U.

kikinin daha onla rda ka lm ası, M as tr an o ’ların problemlerin^

en küçüğüydü.

İyi M oro i ev sahib i ro lü oy na dı kla rı için sadece akşam

yemeği yapmak yeterli değildi. Emily, besleyicilik yapan bir

insanın eve gelme sini s ağla dı bi r tü r eve kan servisi. Nor-

malde insanlar arasınd a ya şay an M o ro i’la rm gizli besleyicileri

vardır. Genelde bu besleyicilerin başında bir nöbetçi durur.

Bu nöbetçi M or oi’dur. D iğe r M o ro i’Iar be slenm ek istedikleri

zaman nö betçin in evin e uğrar. A m a E m ily besleyicinin bize

getirilmesini sağlamıştı.

3 66

kete« y»P«* bir harckwi’ hl"& Moroi misafiri oUjY j„,m «d a getirdiğimiz Motor'ların nc karim

< * V U * b ^ duklan m Ka,dC5' " İn acı tekmesiw düşmesi beni ilgilendirmiyordu .m , Sonya'nm w

^ i ç i n k>n> ih ü ya c. va rd ı.

ekten de b esley ici ve nöb etçi geldiğinde ilk içe„ Sonva

C,Cnim itti ve be n üst ka tta kaldık. Sonya ve Robert gü ^.

^ . ■r l eşürm i ş olsa da yap abilecekleri büyü miktar, smırbydı.

|İ<" „ için ön em li ola n R ob ert vc Victo r m kimliklerini, Mo

Vt° 6betÇİden gizlemekti. Üstüne bir de Dimitri’yi ve beni

101 n° melerini istemek, fazlasıyla risk almak olurdu.

Kaîdcşlerm başında kimse olmaması, Dimkri’yle beni te

etse dc öylesine kan açlığı çekerken bir şey denemcyc

1Merine emin sayılırdık. Ayrıca sabah duş almaya vaktimiz

L|rrtadığı için tem izl en m em iz de gerekiyordu. Yazı tu n anık.

0n kazandım. Ama giysilerimi karıştırınca temiz kıyafetleri-

min tükendiğini ve Sydney’in getirdiği giysilere kaldığımı gör-

düm Surat astım am a bi r g eceli ğine elbise giymenin sakmcası

olmazdı Zaten yola çıkana kadar beklemekten başka yapıla-

cak bir şey yo ktu . H em belk i Em ily çamaşır yıkamama izin

verirdi. Duş alıp sa çım ı k uru ttuk tan sonra kendimi yenidenmedeni biri gib i his se ttim .

Sydney ve ben ön odayı paylaşıyorduk. Kardeşler başka bir

odadaydı. So ny a, Ji ll'l e ka lac ak tı. D im im yc ise kanepe veril-

mişti. Geri kalanlar uyuyunca nöbet tutmaya başlayacağına

emindim. Ben de ona eşlik edecektim. Ama şimdilik duş

alıyordu. Birin ci ka tı ko ntr ol e ttim . Mastranolar, Sonya

367







delili vekorumanaltındaki Vasiltssa frra dc onunizindengittiği kesin. VasıliSSa-yı * £ * * *

dirtrekDragomir soyununçöküşünühıZil^d^' sun, oysa buaileninadı onurlu bir Şekl/dc^ ! ° K

s a y f a la r ın a gö m ülm elı , y ü zk ar as ı b ir ÇJ

ğ i l On u de st ek le mek le y eğ en im d e ris ke ac2yor

ikimiz de böyle bir şeyin gerçekleşmesini isteÜ T**'

Bunca suçlamayla üzer indek i yükü ağl^ * '

dığım içirt üzgünüm. Sana saygı duyduğum^'

halkımızı yönetiş biçimini desteklediğimi bilit !* Yakında uygun kararlar alacağına eminim ^

diğerleri sana olan güvenimi paylaşmıyor olfbih

Bazıları, ifler i kend i e llerine alm ayı deneyebilir *'

bunun sonuçları ben i korkutuyor.

Mektup bilgisayar çıkosıydı, imza yoktu. Lissa başiarı

okuduklarını algı layamadı. D rag om ir adın ın tarihe karf

sına ve çılgınlık yorum una tak ı lm ış, s ınavd a gördüklerini ha

fırlamıştı.

O nu ken dine getiren C hr ist ia n old u. “An laşı lan Tatiananm

düşmanları varmış. Am a san ırım bu nu zaten bil iyorduk.”

“M ektup k im den ?” diye sord u A d ria n. Yüzünde karanlık,

öfkeli bir ifade vardı.

Bi lmiy orum , dedi A m bro sse . “M ek tub u g örüyorsunuz.

Be lk i Ta t iana da onu k imin y ol ladığ ın ı bi lmiy ordu.”

Lissa başını sal ladı . "M ek tu b u n an on im bir havası var. Yine

de Tatiana nın iyi tanıdığ ı biri tar afın da n yazı lm ış gibi."

37 2

. j r ian g öz le ri,=A m W „ ^

M a7rnadığmt nereden bileceğiz?

e n i n î l n , " « ü y ' o n u 1 “ r U d l U s s l D ^ ü n c o i n i d i l e „ Ü I .

"A s olsa da. Ad na n'ın da Ambrosse'un autu m, komroi

ummll5CU'. r u deli l ik.” diyen Chnstıan kağıda vutdu. Dampife*

■ . n oln™ya xorlama O n u n d an bahsediyorum. S izce ön

ncBen im bu nd an ha ber im vardı. Tatianainın bana yazdığı

C 2| Mo roi’u n iknayı kullanıp dampirleri gardiyanlara

^ I m a y* z o r l a m a s ı n d a n b a h se d il iy o rd u .

^ “E min d e ği l im ” d ed i L is s a . M ektubu baş tan okud u. “Ya de-

ne d iyo rs unuz? S » »* O ra n t ın M o r o i ’ larıeğ itmesind enneylere ne

. kah$edıyorî n11 uên öy le düş ün dü m ," dedi Ambrosse. “Ama emin de

^ G e r i s i n i d e g ö re b ili r miyiz?" diye soran Adnan evraklan

^ S o s s e e v ra k la r ı o n la r a ve rd i a m a U s a neler yazdığına

Röz arınca işe yarar bir şey olmadığım gördü Çoğu yasalarla

L l i y d i v e b i r k a ç r a n e k i ş is e l y a zı şm a va rd ı, ^ n ı n a l d m a

Ambro s s e ’ un b i r ş ey ler s ak l ıyo r o lab i lec eğ i gc l i . Ş ımd d ık

t a is p at la m an ın y o lu y o k » , t * " ” » 1” f ^ T İ .

p p A m b r o s s e ’a , e Se k k n , e „ i « d * » ™ * k *

ayri ldl* , , ;h n i mektubun al ımda yaB i ra z u y u m a y ı u m u y o r d u a m a z ıh ,

373



■ M e k t u p , 7 â r i a n a ' n ı n b i n l e r i n i R u s o ' „ ^

f o l a ( e z d i r d i ğ i m " i s p a t ı . ” d i y e y o r u m y a p t , C | , ğ " > d a „ .

y ü r ü r k e n . " T a s h a H a l a m , h e s a p l . ö f k e n i n k o n t r D > * n >

ç o k d a h a t e h l i k e l i o l d u ğ u n u s ö y l e r . " o f j ^ '

■ / f a la n t a m b i r f i l o z o f . ” d e d i Adrian. "Ama dj

tün deliller göreceli."

Ambrosse. mektubun l.issa'da kalmasına i2İn v

da mektubu katlayıp k otunun c e b i n e k a l d m n ı ^

ne söyleyeceğini duymak için M b.rsızlan,y orum y

Özlemle iç çekti . “Keşke G ran t hayatta olsaydı, j . , ,

dı, işe yarar bir şeyler sö yle yeb ilird i." ‘ lr >da„

Çıkışa vardıklar ında Eddie diğer ler inin geçmcsi •

turru. Dışarı adım atark en C hris t ian . Lissa’y a bak tı V ^ 111)1

Serena nc kad ar ya kın — ” rat>t vc

Eddie , Lissa sorunun ne o ldu ğ un u anlamadan

bir saniye ö nc e h a re ke te ge ç ti a m a o b i r sa ni ye h a y j " ^

taşıyordu. Ağaçların arasında dışarı ç ıkmalarını bcid °n'''1adam bir M oroi vardı . İyi giz lenm iş olduğ u söylene ” "

ama eğitimsiz biri o n u g ö r m e y e b i l i rd i . nie7<l1Adam öne at ı l ınca, Ed die ’nin ke n d in e doğr u geldiğini ö

rüp çok şaşırdı . Lissa diişün em ese d e b en dövüşün n3S,|

şeceğini hesa playa biliyord um . A d am ın açıs ına ve hareketine

bakılacak olursa, hedefi I.issa’ydı. Elindeki bıçak ne yapma

yr planladığını açıkça gösteriyordu. Lissa donup kaldı, dövüş

eğitimi almamış birinden beklenebilecek bir tepkiydi. Ama

Christian onu geri çek t iğ in de can lan d ı ve o nlar la beraber k aç

U. Saldırgan ve Eddie b i rbi r le r in e g i rdi le r . Liss anın imdat diyc

b a H ' f dUytdUm d 'k^ d ö v ,Ad3m Mo ro, olm asına karşm güç|,,ydü üzcrind

ınWUyordu a m a Ed die kadar iyir i r k a s l a ” ” 3 s a h i p d e ğ i l d i . ' * 0 , a j n ^ , V ç , ^

Kısa süre içerisin de F.ddie adam ı *

je n bıç ağ ı a lm ak iç in UMnd| M oro i S a t elin

bıç.tls kullanmakta başanbyd, vc so) . t ' * 0İr" * a da.

d ni" üst boğ um u kesikti. B ,çak k u l l a n ™ b ibüy ük çaba lar harcad.ğ , aç ık t, . O dur, T Ö|" n"* k i cin

savurmayı başa rdı. E d d ien in bo ynunu ykcn bÜe b1Clfc

die daha hız lıyd ı. Sa ld ırıy , kolu yla sav miRİ >"ıa Ed

Ama bu ham le . M oroi ' a harek et fi“} ' U'du '

lüm olan M oro i , Edd ie’yi üzerinden a T l ' * ' " " " " ' ' lk i b “k

düt etmeden yeniden saldırdı . A d a m ,^ " ^ lUed

k on us un da şü p h ey e y er yo k tu , ö l d u ; ^ 0 " 1" ^ ° 'duİ u

kana b u la n ma d a n k ım n a g irm ey ece k ti c ' m ^

n nasd e dds iz h a l e g e t i r e ce k le r in i biliri k İ ns Jn ,i

i r r d u r u mu s ö z k o n u s u y s a Ua v h . J trr a m j y ı k , z y a o n .

eminizdir. E d d i e r a k i b i n d e n hızlıydT ^ n" ° n b f 0İduSunil

* * * ■ » * • A d,™ U ta , * *

E d d f c d , « „ d d d „ k

M o r o i a kazığı sapladı.

* " d t * “ * » “

% « . b C T ™ f f 1* ü "P a nan ka zık can yakmaz, doğrudan öldürür.

•*« Fddie’nin boynunu



,<m am» daha ileri gidemeden saldırgan

tU' " r jc y bitm iş,ad am ölm üştü . Eddic t o p u y j ^ N

Vf n etraf, kontrol etti, vücudu adrenalin yüldü ^

S S S i «*• ^ T : 7 ‘r k • £ > j - M Katşmnda bir grup gardiyan vardı. Lissa’n,n ° >S

r eelmişlerdi-Duruma baktıktan sonra

0 lü b ır M ° - - C j sT S° b i r 7 v a r d i . G a r d i y a n l a r E d d i e y e s a l d . r , p o n u d u v * ‘ %

İ , e l i n d e n k a z . ğ , a i d i . L i s s a o n l a r a h e r şeyi y a n l ; ş ^

nı Eddie’nin onun hayau n. kurtardığın, söylemeye

R o s e !” D i m i t r i ’n i n s e si M a s t n a n o l a n n ev,n e d ö ^

sağladı. Yatağa oturm uştum , D ,m ,m ,se onümde

J m ü ş t ü . B en i o m u rl arı m d a n y ak ala y ıp sarstı. “R ^ ^

oluyor? İyi misin?”

“Hayır!” t

O nu ittirip kapıya ilerle dim . ‘Saraya dönmeliyim. U *

tehlikede. Bana ihtiy ac ı var ,

“Rose Yavaş ol.” B en i ko lum d an ya ka ladı. O ndan kUTOll.

m a m m ü m k ü n değildi. Beni kendine doğru çevirdi. Saçkn

hala ıslaktı ve üzerinden sabun kokusu yayılıyordu. “Banant-

ler olduğunu anlat.

Gö rdük lerimi tekrarladım . “ B ir. onu öldürmeyi denei

D im itri! Ve ben yanında yo ktum !

“Am a Eddie oradaym .ş,” de di D im itri. Lissa nm iyi ol ,

ğunu söyledin. H ala hayatta.” Ben , bırak ınca duvara ya d

dım. Kalbim d eli g ibi çarpıyo rdu . Arkada şlarım gusctı

da panik duygusunu içim den atam ıyordum .

Vc »'°,dİ Eddie’nİn W bcUdl' G“ *»»bU» çok öfV*.

1 '^ ‘L nk Ü tüm h ik ay ey i b ilmiy orlar . B ir « « t ve l iU _6 t .

Ç he ps i bu ' GcrÇCk '" ‘ 0® "ndlU ' r ‘ “ mın h « şey y „lunaf dd ie bir M or oi u k or uyor du. Onun $ bu."

S ^ ck a bu nu yapm ak için bir Moroi u öldürdü; diyc H*

“Bunu yapmamamız gerekir." Aptalca bir laftı «na

I,flatt‘7 nc de m ek iste diğim i anladı. Gardiyanların «nac,

P < u k or umak t ı . Mor oi önce g e li rdi . Onlardan bir in i öl N*°r° l ^ Çzu. Ama daha önce birbirini öldürmeye çalışan

4 <rf° i’larla karşıla şm am ıştık.

**$ rad»Ş‘ bir du ru m ,” d iye d üşün düklerim i doğruladı Di

m,cn‘ rrpnvc dev irdim . “Biliy orum , biliyorum. AmaB a şi m l 5 c ı v .

savu nm asız oldu ğun u düşünmeye katlanamıyorum.

^ d ö n ü p g ü v e n d e o l m a s ı n ı s a ğl am a k i st iy or um . H em dc

GCrl u Ya rın ç o k uza k ge liyo rd u. “Ya yeniden saldınrlarsa?"

ko ruya cak başk alân var.” Dim itr i yanıma geldi. Gü

l çe d iğ in i g ör ü nce şaş ı r thm . “ inan bana be n de onu k or u

L l Î y o r u m a m a ş im d i y o l a ç ık a rs ak h ay an mı z, boşu boşu

r iske atm ış o lur uz . Bira z d aha b ekle ki haşatını riske atmanna

bir işe yarasın ”

Panik duygusu azaldı. “Üstelik Jill Önemli, değil mi?’

“Çok .” ,D oğru ldum . B ey nim in bir ku m , sakinleşmeye çalış ırken

diğ er k isr m başar d ık lanm ız ı de ğ e t le ndir i^td u . Onu buUuk ,b “İmkansa abı gptunse

377



f c U — k a y p k ^ l n i ^ d u k . B u n u , n e '

j t h v o r m u s u n ? Ussa . u m h akla tm a kavuşabilcc^ f c u > , . L n m a h r u m e d e m e y e c e k l e r . İ s t e r s e k r a l f a b i , U ^ C '

; - T ' K d d ü l « d m . “ V e J i l l e n k ö k l ü a i l e l e r ^ , 0 l i b %

y o l d u ğ u n u ö g - n d k ö u k a d a r d a k ö r ü o l , m a 2 ^ > 1, ^

• J i l l ’e b a ğ h , d e d ' D i m ı t n . V e o l a y ı n n e g j f , j

a t a c a ğ ı m * - " ' P l t i W y>_

J i l l ’i n h a y a . m . m a h v e r m i ? o l a b i l e c e ğ i m i d ü ş ü n d ü k

hık duygusu içimi kapl.yordu, “Her şey yoluna ^ * H . |

Dimini, çenemden rurup baş ,m. yuka rı kaldırdı ^

g ö z le r i s e v g i d o l u y d u . “ D o ğ r u o l a n , y a p r , n . K i r r , S c T ' C r' s >«i

i m k a n s a b i r m a c e r a y a a t ı l m a z d ı . Sadece R o s e H a t t u

mimar oynadın ve Jili'i buldun. Üstelik A bc’in k u r a l^ ' Bit

oeyerekhayannı rehlik eyeattın . Am a başard ın . H e p s j J? ^

« U m a r ı m A d r i a n d a ö y l e d ü ş ü n ü r , ’ ' d i y e y ü k s e k s' j

sündüm. “Güvenli evden ay rılm am ın, yapabileceğim dS'i*, m » 5 cn âp !

ca şey olduğunu düşün üyor. w

Dimitri cJini çekti. "Ona o l anl ar : anl at t ın m ı?”

"Jill'den bahsermedim ama y a n l ı ş l ı k l a a r t ı k B an V i r g j ^

olmadığımızı söyledim. Ama s ı r o l a r a k s a k l a d ı , ” d i y e e k l e d in

“Diğerlerine söylemedi.’

“Buna inanırım,” d e d i D i m i t r i , ö n c e k i s ı c a k l ı ğ ı n d a n c ı c r

kalmamıştı. “Sana... Sana o l d u k ç a s a d ı k g ö r ü n ü y o r . ”

" ö y l e . H e r ş e y im l e o n a g ü v e n i y o r u m . ”

“Seni mutlu ediyor mu?” D i m i t r i ’ n i n s e s t o n u s e n d e ğ i l

di ama öyle bir gerilimle yüklüydü ki bana polis sorgulanın

anımsattı.

37B

,b geçi rd i # " ' » m a n i a n düşündüm, urw .■«“‘f «c öpüSmcl« " tv « onnnUyken cğW,yu,um (ş,.

ut * c ıntnan beni kızdmyot ama görünüşe ald an m a.^

! ' CMÜ bi '1$■<*' biri olm ad ığın , biliyorum,” dedi Dim im. “O, iyibi,

' i k a l a r ' bunu gö çm üyor o lab il ir am a ben gö rüyorum .

^ 1 " B j inj toparlama aşamasında ama başaracakuı. KaWu

tfd» ke" m . V e. •" B ir a n k elim eleri söyleyemedi. “Sibirya’da.,sil&Ör , , var dım ett i mi? "m*ydl? Sana yardım erü mi

y*rin «alladım, soru lar kafam ı karıştırmıştı. Meğer bunlar

. ka . s ı n m a k ’

O nu sev 'y°r m usunC.° da bana bu kada r kişisel bir soru sorup yumruk

çok az insan vardı ve Dimitri onlardan biriydi.

yCmCy* Ja sır y ok tu am a ilişkim izin karışık yapısı bu konu

‘ XVXl küstü bir ha va kazan dırıy ordu . Bir zamanlar sevdiğim

y* & ^ b a ş k a b i ri n i se vm e yi na sı l a nlata bilitd ım ? Haia

aÛna’ âtLamti, d edi içim de n bir ses. Belki. Mümkün. Ken

’^ y e n i d e n D i m i tr i ’ye o l an hi sl eri m i n zam anla solacağım

tutlarr ım . O nu nk ilet gibi ben imk iler de geçeceku. O geçmi

s i m d i , A d r i a n ise g e le ce ğ im . . . . .

“Evet,’’ dedim am a ya nıt ı verm em ço k uzun sutmuştu.

"Onu sev i yo rum "“Güzel Bu na se v i ndi m . " Am a D i m i m nın yuzu h . ç de se-

mtmiş bi tinin yüzü gibi deği ldi . Kafa kanşrklrğım ant, . Ne

den üzülmüştü? H ar ek etle ri ve sözleri birbirin. tutmuyordu.

O na yakl aşt ım . “So run nedi r?



-Hiçbir şey. ‘yİ vc mut lu o lduğ una c„„0

Bana bakarken ken dini gü lü m sem ey e zorladl ' ,,,Jk

yordu anu akimdan geçen sadece bunla ,

hızlı değişiyor. D on ov an ’d an b e ri . . . Vc ^ '''« e ,3

fe y çok garip. Ussa beni kurtard ığında her u*

düşünmüştüm ama değişmemiş. İyi leşmesi l

var." Tam düşün celetr dalaca kken kendini " »İt^

gün yeni bir şey keşfediyoru m . U nu ttuğu , , , "k

çıkıyor. Görmediğim güzellikleri fark ed iy0 n , nı UV8ul,r Otu^

“Saçlarımın ara sokaktaki halini güzcllikJcr

malısın, tamam mı?" diye dalga geçt im . “Şoktaydı"

Zoraki gülümsemenin yerini d oğ al b ir g öj ^

“Hayır, Roza, saçların ç o k g üze ldi . Ş i m d i d e ç ok ^

“A n l at ıl an b u e l b i se s e n i h a z ı r l ık s ı z y a k a l a d ı ^ 1

yapmaya çai ışrım. A slında bakışlar ı i ç i m i t i tr et iy or d u ^

O gözler odaya g i r d i ğ i n d e n ber i il k k e z g e r ç e k c J b

kıyordu. Çelişkil i d u y g u l a r i ç i n d e o l d u ğ u n u eörAsıL • * I I o yordllhf

ama ne hissettiğim ram o l a ra k ç ö z e m e m i ş im . H avr ,

rak? Üzüntü? Pişmanlık? 11 ‘ "

“Ne var?" diye sord um hu zur suz ca. “N eden bana öde b,

kıyorsun?”

Başını iki yana salladı. “Ç ü n k ü ba ze n in san detaylara kap.

Iıp resmin bütünün ü unu tuyo r . M ese le e lbise veya saçın

Şensin . Çok g üzelsin . O kad ar gü zelsin ki canım yanıyor"

İçim de keleb ekler uçu ştu. Ya da b el k i kalp Itrili

geçiriyordum. H a n gi s i o l d u ğu n u sö y l em ek gü çt ü. A mıo

anda artık M astran oiarın m isa fir od asın d a değildim, Bu

) ıa b,n a bu kelimeleri sbylcm ş, , . Sl .

V *' ıek sevişmemizde l iana uyn, Uyic bakm.y, Yu*

ilk nneleri duyduğum auda kalbimde kilidi ,u„„ ş„ n , .

” r , ldl vc bütü n yaşadıklarıma, bütün deney,.nüm,, ,

Z * hisvi iç ime duldu. Ona bak„ğlm and. kendimi ha

W' , m,ş.z gibi hissettim . Sanki birbirimize bağhyd.k '

a> vc benim bağ l ı o lduğ um uz g ibi deği l, krmuolü birde

^ a y a n b i r b a ğd ı b u .

Ç o c u k l a r s ız a h ! ’ S y d ne y iç er i a dı m « a . u m » < W u .

. j ju n g er i ledi , “Özü r di le r im . . . ben . . . uz .„ *

BlJHc,„en o and a D im im yic birbirimizd en uzaklaşuk. Ancak

^ a n birb irim izin nc kadar yakınında olduğumuzu buVet

U. Q na ya kla ştığ ım ı ha tırlam ıyo rd um bile, ideler olmuştur

IHnsa geçmek gibiydi. Ya da gündüz düşü.

Yutkunu p k alp a tışlar ım ı yavaşlatmaya çahşutn. ‘Sorun

değil Neler oluyor?”

Sydney rahatsız oldu ğu nu bell i eden bak ılan»; iaetirr uv

dolaşt ırdı, ö z e l hay atı o lma yabil irdi am a ne g^duğûnu bil i

y or du . “ B e n . . . S a d c c c . . . Ö y l e s in e g d m ı şu m . A * a £ d ı o b a l a-

ra k a t lanamıy orum da . . .

Gülüm semey i d en ed im , duy g ular ım k afamı kanşunyofdu

Dimitri bam ı ne den oyle b ak ,d Neden reyle dedi' Hala ben, « o

yor olamaz. Ia em ed ip n i «jylemişn. Onu rahar bırakmamı *7

Itmifti. .“Elbette b u r a d a k a l a b i li r s in . B i * s adec e. . . Konuşuyorduk.

dedim. Ban a in anm adığ ı bel l iydi . On u vc kendimi

yi denedim. “Jiil ’dcn bahsediyorduk. Kanun kaçağı o.duğu

381



muz düşünülürse. onu nasıl saraya

bir fikrin var mi?" ,

Sydney ilişkiler konuşundu ıunıan °

tür sorular ona tanıdıktı. RahatUy” ,

probleme yöneltti. P d,^ t i nj Ç ^

“Her zaman annesinden— ” *

/Ur kaçtan gelen gü rültü , laf lnın y a . ^

Dimim ylc beraber ileri atıldım, V j Cro) 3 ^ ' ^ i n

ğ, sorunları çözmeye hazırdık. M e r d i v e n ^ ^

ağ ıd a n ge/c n gürültüleri duyduk. ^

nni emrediyordu. erkese y v*rı.|r

“Gardiyanlar," de di Dim icri “GzrA- )d'‘Xd ,y a n i^ e v ib a

382

25E

Vİ kaplayan ayak seslerini duyunca 0d

kata ç ık m as ın a sa niy ele r old uğun u a n l l j l n ^

birden geri çekildik, tik tepki veten Svdney old ^” ”“Dıjarı çıkın. Ben onları oyalarım.”

Oyalarım dediği, büyük ihtimalle önlerini kesip bükar

niyeliğinc geçm elerine engel olm aktı. Ama o birkaç 2 l“

yük fark yaratabilirdi. Sydney'i tek başına b.rakma

boşlanmadım ama D im itri 'ni n böyle bir sorunu ş’ofctu A :

seslerini duyduğu anda fırladı.

"Haydi!” diye bağırıp beni kolumdan sürükledi.

Koridordan cn uzaktaki yatakodasına koştuk. O od

Victoria R ob er t’a ayrılm ıştı, içe ri dalmadan önce Sydney',

Jil l ı saraya götür!” diye bağırdım. Duydu mu bilmivoruı

Çünkü seslerden anlaşıldığına göre gardiyanlar ona ulaşmı:

«■ Dim itri oda nın pen ceresin i a çt ı , konuşmaya gerek dm



ilk olarak O »dadı. Aşağıda bir teh l i k e V î r s ı .

feusıya g=iecck“ Hem £n PeS‘ndCn 8İttin' 8 J S * * * W ^ Y " e i nd 'ğ i m dc Qkolumdan tutup dengem , bul m am a yard .m ett j > H ^

yine b il eğ im i i ndtt ım am a ac ıy ı duym azdan gel dj ^

üzer im i * gelen binlen vardı, arka ba}ı._

«rdivan doluydu. Ma ntıki,. Sad ece ön kap,dan ■ * % ,

Lnınez lerdi Dünl er i y l e b ir lik te sald ,rg anlara | * H

Her zamanki gibi öldürm eden düşm anlar,m,z, ‘"H t

getiriyorduk. Zordu ama başardık. Halkımdan fa* * ^

remezdim. Ama elbise giymiş o lmam büyük d ez ay ^

caklanm kumaşa takılıyordu. ' K

“Diğerleri her an burada olabilir ,” diye honıurdj^

mirri son gardiyan, da yere devirdi. “Hemen g U n *** J

pıya koş.”

Hiçbir şey söylemeden b a h ç e k a p ı s ı n a k o ş t u * . ^

bahçeden uzaklaştığımız anda bahçe yeni den ^

yanlar la doldu. M astra no ’ lar ın ev i ni n yan taraf ı , ^

ara sokaklardan bir ine da l ıp ko ştu m . A m a k ısa jûi^

D i m i tr i y e ay ak u y d u r m a y a c a ğ ı m ortaya çıktı . Zihnim

bileğimin acısını gö rm ez de n gel se de , v ücudum tak

hareket edem iyordu.

Dimitri kolunu v ücud um a dolay ıp koşmama yardım n

Yoldan uzaklaşıp ba hç ele rd en ge çe re k ilerlemeye başUdıl

Böylecc bizi izlemeleri zorlaşacaktı.

“Koşarak onl arda n ka ça m ay ız,” ded im . Bizi yavaşhtnv

m m . S en in — ”

384

, trakmami ö ylem e." diyc lafımı Uld ü. "Hu İv,c d$en»n

lik < ' "rtnümü zdek, saks, patladı vc uşindekt topn U „ ü|u

e d i y o r la r .” d e d i m m a n a m . y a . a k “ B b c

o r U d ” O n c a d ö v ü ş e ğ i t im i n d e n w n n » ila h k u l W

* * t î f y a p * B i bİydlAm a ' ** kra' İÇCWatilinl ve^ h ’ a Va g e li n c e ö n e m l i o l a n o n u r d e ğ i l ç ö * ü m ü re tm e k t i

^ b , k u r ş u n ç o k y a k ın ım d a n g e ç t i . “ S u ı t u ru c u lu ;

Baî • İtri. “Te m kin li davranacaklardır. M a l u l l e d c k i l c r ı n

^ i m istemezler. Saklanmalıyız." K u r şu n l a r d a n kaçıyor

k°r^ d i k afn3 b i le&, m daha fazk dayanm ı^ 1l f • d ö n ü n c e i k i m i z i b a n l i y ö b a h ç e l e r in i n o t t a ı ın ı vık

q c : { d ö n ü p b a k m a ş a n s ı m y o k t u a m a « r .l er ı d uy a-

mu?olduK i l iv o f d u m -

■ o t a ra f a ,” d e d i D i m i t r i .

ö n ü m ü z d e S o n y a n ı n e v i n i a n d ı r a n b u e v va rd ı O n k a p ı n

d a n d ı v e a r a l ı k t ı , c a m ı n ö n ü n e i s e s in e k l ik ta k ıl m ı şt ı

Ü t r i s i n e k l i ğ i k e s t i . Z a v a l l , a i le . H e m e n i ç e ri p n p

s a l d a n d ı k . .

S a n i y e l e r s o n r a g a r d i y a n l a r b a h ç e l e r i a r a m a y a b a d a d ı. B u

a r a ş t ı r m a y ı s ü r d ü r ü r k e n d . ğ e r l e r , i le r l e d . ğ .m m v a rs ay ıp

»Kaklara dald ı. S i n e k l i ğ e baktım. Temiz bir kesıku ve d.kkaılı

b a k ı l m a d ı ğ ı s ü r e c e d e l i k o l d u ğ u a n l a ş ı l m ı y o r d u . Y ı n e d e p e şı-

mizdckiler durumu farkcdcbilirdi.

A ynı ş eyi düş ünen Dim itr i gürül tü yap m ıdın oc u r ı ruo ^

385



o«ind cn gicrim. M utfck üzerinde

^ T h ır F ord M ustang vardı.

« » b al . W r’ i l c ' ^ m ' rlldand^ Be Ja s

n d e h*

*»*h“* N .

yordum çıktıla r ve eve döndük lerinde m>h

* *M U basıldığım gördüler, " diyc J j Snin sw « tk,b |yesenin kendiler in , görmesine izin V

"G; rd,fn nan3h r , n n . a r a m aya koyu l du m . S on un d, ^ , Mıırn.

[ lf la r. d o b P ^ “ ^ A n a h t a r l a r b e n d e o l d u ^

r ’a r a b a y ku l la n m a m a i zi n v er ec eğ in iD İm ltn T , im yüzünden arabayı kullanmamm zor0W

' ■ “ ‘ ■ S * 1 * nl hatırlattı m iî" diy e sord um , Dtmitri 'ye. % .

^ 3 r a b 3 l 3 r d a n d 3 h a d İk k a t * * *11

görüntüsü var ^ Sy dn cy olsa baylll[d, ^

t m , eeride bıra ktığ ım ız iç in suçluluk duyuyor.ğ,mı mrdım, o 7 İhnim den uzaklaşt ırdım.

^ ö d e " diye h a k verdi D i m i t r i . “A m a so k a k ta başka arab,

^ v 1r , n b i r k ısm ı e vle ri araştırıyor, (%ılcr.

lar da var. D ar ıyan Sa yıl arı sınır lı. Bir şansımaMastıano' larla i lgileniyor olacak. .

nn da gardiy anları g ö rd ü ğ ü m ü S<1" hava karardığıHe r arabayı tek tek kontrol edemezlerdi. Aş

için yüzlerimiz seçilmiyordu.

pintitd oraya na. , lge ldiğ,mizi h „ ,r,

• » « O » ardından otoban, ulaşuk. Belirli bir T ‘ ^ J Kk derdimiz uzaklaşmak». Takip cd ih r. lmtta yok

— "Im ad r*. iein, nEİ bi r ibaret ouru şum u değiştirip baea1 ilendim. Vücud um adrenalin doluydu.

ele verdiler, değil mi?" diye sordum. "Viaor ve R„.

ö'nce bizi ispiyonlayıp sonra da kaçu. Onları gözetlemebcfC M(ivdim."

' Bi lmiyorum," dedi Dimit r i . "M ümk ün Sc

madan hemen önce onlar, gördüm vc h e r ' ™ " ! '

Bizimle J i ll ’i bu lm ay a gelrnek istediler am.ı o d ttnda* t

etmemizin an meselesi olduğunu bilîvtT7

planları olması be ni ş a ş ı r t m a d ı . B e s le n d i kl e * * *

lan çağırmış olab ilirler.” Slra a ^ iy a n

‘ K a h r e t s i n . " S ı k m a y l a i ç ç e k i p a ç la n m |

Keşke tokam olsayd , . “Şan s,m ,z varken onlardan kurtulT '

dik. Şim di ne olac ak? ” kurtulmahy

D im itri b irk aç s an iye bo yu nc a sessizdi. “Mastrano'lar sor

guya çekilec ek. So rg ula m ak içi n Son ya’yr kilit al,ma alacaklar

ve Sydney simy acı lar a y o l lanacak .”

“S imy ac ı la r ona nc y apar?”

Bilmiyorum. Ama vampir kaçaklarına yardım etmenin

o na p u an k a z ı n d ı r a c a ğ ı n ı s a n m ı y o r u m ”

fo h m sin , " diy e tek rar ladım. H er şey paramparça o lmuş-

tu. “N e yap acağız?"

“Gardiyanlardan uzaklaşacağız. Saklanacağız. Bileğinisaıa

cağız."

m 587



.«Çakıyorum hct şey\baktım. >Ü o** ■ 4<

G ö ^ c U y . g a l i n i ç a t a r a k . “ B u n W k o t y ^

“ “Ç r r y ar i ’m cu M c" u;"1^ 'Sonra «* * L W * ^

H ^ ıyd’' aan s '*laI' ■m yacUra geri ydb m m onu*4l, . , ,W tar»fın ' S^nCy5 , b iıf le n n c sö y V m e k M ru u i,,.

? 5 > S £ İ ^ ‘^ lT TU r î l k ° nU&11

"* *Utıa r a x s a K i a y a jn a M jm .

Dimitri otobandan ayrılan yollardan birine sapı

ya g er i d ön dü m . “O r el m i b a k a ca ğ ız ?” diy e s o r d u k ^

“Pek sayılmaz,” dedi. A nn A rbo ur’dan çok u?^

rican bir bölgedeydik. Decroit banliyölerinden biriydi

kenarı restoranlar ve m ağazalarla do luy du . H er ?Cyi ^ V

iddia eden bir süpermarketin önünde durduk. D i m i tr i a r a l f

park edip kapıyı açtı. “Bura da ka l.” a'uı nAma—

Dimirr i anlamlı anlamlı beni süzdü. Bakışlarımı yere t

virdim. Kavga beni ta hm in e ttiğ im d en dah a çok yıpratmışaElbisem paramparçaydı. İnsanlar o halim i görseydi, neler ol

duğunu merak ederdi . Anladığımı göstermek iç in başımı al-

ladım. Dimitri süpermarkete girdi.

Zihnimde sorunlarımızı gözden geçirdim. Ve Roben,

Sonyayı iyileştirdikten son ra kar de şleri yetkililere teslim çi-

menin bir yolunu b u l m a d ı ğ ı m i ç i n ke n d im e k ızdım. Kendimi

388

■iril bir saldırıya hazırlam ıştım. U ardiu, ,baSİt bir şey beklem iyord un, 1,1 haber vctrnck

P' Jyj uzatmayan alışv crişçilcrd en oU n D _

^m edeti iki torba vc omzunda * ,|, bir foJa «m ,„

Lpsini arka koltuğa b.raktr. “O da „c>" ir ^ d6nd5

,inısi bir görüntüsü vardı, kum aşla örtülüydü'"1'1'1' * ^

“Çadır."“Çadırı n e y a p a ” İn led im . “D e n * ^

«Kamp yaparsak bızı bulm aları daha zor ol'ş ia rım engellem iş oluruz. Şim d ilik « a b a d l L ^

jınu z yo k. h el e ay ağ ın b u ha ld ey ke n .” ” Unulma S»n

«Zavajlı insanlar." dedim . “Um ar,m •kapsıyordun” ^ r ra la n hus,zl,Jı

Otobana döndükten kısa süre sonra seh

lerden u z ak la şı nc a, k a m p a la n la n nı n r e k l a m ! b6lg' '

başladık. Dim irr i a rabayı Huzurlu Çamlar d lT gÖm’ ' y'

naştırdı. Kam pın gir iş indeki of iste oturan a d a ^

em ve nakit ödem e yaptı . O zaman neden otelde L a m

yacağımızı an lad ım . Ç oğ u orel kredi kan , talep edivordu“

kartların hep s, S yd ne y de yd i. Elim izdek i nakille idam ermek

zorundaydık.

Görevli bize kamp alanının diğer tarafına uzanan volu ip.

ret etti. E tr a f tatile g elen ailelerle doluydu ve kimse bize dikkat

etmedi. D ,m itt i ar abay ı ağ açların yanm a park etti. Itirazlzn

™ nıgmen ça dır, kurm asına yardım ermeme izin sermedi.

ensız daha hızlı hareket edeceğini söyledi. Ben itiraz eder

O çadırı ku rm ay a ba^ Iamıjrı b ile. Parçaları ne kadar çabuk

389



Ljrlcjtindiğini görünce ağzım aç ,k ka|dl. y y

dah i e " * d ^ m ad ’ B‘r tü ; rckr r k ,rn ı,>Çadır uftk ve sağlamd ı. ikimiz in de ^

. .. .^v nrW ı. Am .ı or ıır du nı ı 7ıiMar, ı^. u,1 ilc^ «b ile ce ği yer vardı. A m a o tu rd uğ u „ m an D i m j S *

durması gerekiyordu. Çadırın içine girip

aldıgır» bakrım. İlkyardım malzem eleri . Fener Vc bir " * ^

Bileğine bakayım, diye em re tti. 'aırıb,

Bacağımı uzattım. Eteği d izim e kada r sıyırdl[)ı

„ hafi f ti . Bir dqa vu yaşadım. Son zamanlarda b„

k a p , fiyordum. Vanalarıma ba kt ığı diğ er zam anlar, [’ H

Bileğimi kontrol etti . Parmakları beni her zaman

Bir adamın boynunu k ırabi l ir , yaray ı sara bi l ir vc .

nazikçe dok un abilirle r. 'p Jİt tcne

“K ı rı k o ld u ğ u n u s a n m ı y o r u m , ” d ed i sonunda ç

burkmuşsun.” '

“Çandan adayınca başa ge l en şeyl er , ” dedim.

rahats ız lığ ım ı sakl am a nın tek yo l uy du . “O ku l d ı h ,. , ^! . I rt 3i)J.

renmanjm hiç yapm amıştık.

Gülümseyip bacağımı sarmak iç in gerekli malzcmdcrj

kardı. Bandajla sabitleyene kada r bile ğim i sardı. Sonr , '

“Dondurulmuş bezelye mi? ”

Dim itri omuz silkip pak eti bil eğ im in üstüne koydu, h ket in soğukluğu, hemen o anda bana kendimi iyi h i s s e t t i r d i .

“Bir paket buz bulmaktan ko lay dı .”

"Ne kadar beceriklisin B eli kov. Ba şka nelerin var?”

Torbaların içinden battaniye vc yiyecek çıktı. Bana patates

cipsi vc ç ikolata aldığını g ö rü n ce sır ıtt ım . H ang i tür patates

390

vdiğinı gibi kaçü k dc uy U n hatırlama», ho*unu

unumu hatırUymca gülümsemem soldu. “Hlcfchıl.

gıy»,

al rı v » n,i?m J m p a ' * 1 Cİ bU Cm İ C" l m " B u n U l Karnem. Nc

L t ? « r o u n i y e y i b ağ la y ıp k c n d .m c c i b i * m i

y‘P*Tfr erkeksin. e m i n i m aklına bite gelmemiştir."

TJTv 'L z rın . ve nasıl hayatta kalacağ.mm d^ünuyordum.

iysilet gereklilik değil lüks.”

cnl . ^ Kile mi?** diy c sor du m sinsice.'•pılıon u‘

n m i M İö n c c d o n u p k a l J l ' i r J m d a n k üf re tti . M u t n n o U ı paltosunu giymesine gerek yoluu gerçi dianda d,

CCSİ)1C ger ek yo kt u ya vc palto yu üstün den çdurdığı için,

E # * * 1* o » * 13 unutmu5tuBattaniyeleri çadırın zeminine yayıp utetletine uundı,

ünde kom ik d en eb i lece k dertl i bir i fade belirdi . Bulun

1 7 kursunl ar, su çl u l ar . . . So run deği l. Unutulan palto? K ın.

“Sana yeni bit palto alırız,” dedim. “Jill’i bulup adımı temize

ç .kard .ktan v e dün yay ı ku r tard ıktan so nra . ”

"O ka da rcık m ı?” d iye soru p ikim izi dc guldutdü. Ardın

dan y a n ı n a u z a n d ı m v c i k i m i z d c c i d d i l i l i k .

“Ne yapacağ ız?” d iyc so rdu m . G ece nin c n popüler sorusuydu.“Uyuy acağız,” d cd . , “Y an n A b cc veya Tashaya veya başka

bitine ulaşır ız. JÜl ’ l g irm esi gerek en yete goıurmelcnm sağlam.

K o nuştuğunda ses i m k ıs . k t t . “Y eni l m i ş i z g ıb . gd ıyo r . O ra-

dayken ç o k m utl u yd um , İm kans. za başard ığ ım ! sanıyordum

m



"Hi ç mi?” diyc sordu şaşkınlıkla. "I nan|,

f 3rd,k. Ussanın k a rd e şi ni b u ld u k . Ye n i b i r D f ^ hi« ^

önemini cam olarak kavradığım san m ıy0 ru m R b*

?c/ yokken, onu bulmayı başard ık.” ' hj >

"Bu arada Vi cto r Da shko v u e l im d en k açi r j j

“Bi liyorsun ki asla uzun süre saklan niay , j )a ^ VirV

reJdi orcalıkra olm a ihtiy acı du yan bir tip. $0

hamle yapacak ve on u ya ka lay ac ağ ız." ya d* geç bj‘

Dudaklarımda bir gülümseme bel irdi . İÇerisi ,

duğu için D i m i m n in g ö rm e s i m ü m k ü n de ğild i « b ^ *

dimi iyimser san ıyord um .” n dc

“Bul aşıc ı, ” d i ye yanır v erd i . A rdın da n e l i m i tuttu

lanmız birbirine do l and ı . “ İ y i iş b a ş a r d ı n R 0 z a . r 0 L

uyu.”

Başka hi çb i r yer i m i z b i rb i r i ne d eğ m ese d e e li d "

bürün sıcaklığına sahi pt i . K ü t ü p h a n e d e k i g i b i m ü k

an değil d i am a ken di m i i y i h i s s e t ti m . U y u m a k i s t em i y d i

Orada olm ak ve o n u n l a o l m a n ı n c a d ı n ı ç ı k a r m a k isri T *

Bu aldatmak değil, d e d i m k e n d i k e n d i m e . S a d e ce o n a ' ^

olmanın cadını ç ı k a r ıy o r d u m .

Ama uyku hayat i önem ta şıy or du . İk im izin de sırayla nö bet tutacağı bir düzende k arar k ı l d ı k . Ben u y u rk en o nöbet

tutacaktı ve u y u m a z s a m s ı ra o n a g el d i ğ i n d e o n u n d a u y u m, ,

yacağını hisset t im . G öz ler im i k a p a ttı m . B u sefer yavaşlaması

g er ek en b i b i m d e ğ il b e y n i m d i . B i r tü rl ü çıkış y olu bulamı-

yordum. J i l l i saraya götiir . JiU 'i sa ra y a götür, ö n em l i o lan tek

jc y bu yd u. J i l l e u la şa c a k b ir iy le tem as a geçm eliydik. Sonu

bC" W kbnaCak ' l k VC het k" ' d l > « « * * yol un,

olsun."

? ba kın dım , ruh rüyasına gildlğimi far1(c

•nın bahçcs tndcyd ım. * lm*

^ B ü c a n gece u y a n ı k k a l m a n d a n k o r k t u m . diyc devan, «t i

S°nS m d e olsaydı yap ardım ," diye yantdadım. Rüvaianmda

.örmeyi bekled iğim kişi o değildi ama en az.ndan dış dünyayU

* n a * Ü z e r i m d e hala siyah beyaz d b « c vardı amaperçck düny adak inin aks ine temiz ve sağlamdı. "Dimitri güven

jje ol du ğu m uz u d ü şü n ü y o r e lb et te şim di uya nık , n öbette."

“ E l b e t t e . ” G ö zl er i n de eğ l endi ğ i ni gösteren b i r tşıln belirdi

j m a kısa sürdü.

“Neredesin?” diye sordum. “Gardiyanlar seni nere,e hap

“Bana ula şam ad ılar,” de di kibirli bir sesle. “Öncelikleri sîz-

diniz ve birazcık ikna kullanıp beni görmemelerini sağladım.

Oradan ayr ılm am ge rek ti. E m ily yi bıraktığıma üzüldüğümü

söylemeliyim.”

Sonya’nm kaçışı beni heyecanlandırmıştı . Sonunda iyi ha-

ber . “JiU’i saraya götürebilirsin, özgürsün.”

Sonya sa nk i F ran sızca konu şuyorm uşum gibi baktı. “Ji l l e

ulaşamam.”

Kaşlarımı ça ttım . “O n u kilir alt ında mı tutuyorlar .' *

“Rose,” dedi Sonya, “Ji l l gardiyanlarla değil . V j o o t v c R o-

ber t onu götürdü."

393



26

as ı l?” d iye ba ğırdım . Rüyadaki bak

y a n k u ş s u s t u . “ O n u yanl ar ında

j L ^ 1er? B u y ü z d en m i g a r d i y a n l a r ı ç a ğ ı r n ^ L ^

Sonya s ü k u n e t i n i k o r u d u a m a k a ş l a r ı n ; ç a t t l «y* rıccor j|

ben gardiyanları çağ ı rmad ı . N e d e n ö y le b i r şe y y a p s u ^

“ Ç ü n k ü . . . D i m i tr i v e b e n d e n k u r ru l m a k istediler *"

“Bel k i , ” dedi So nya. “A m a ha la evd eyk en bunu vapmai

a p t al ca o l u rd u . V i c t o r ’ ın d a a r a n d ı ğ ı n ı u n u t m a . Roben'mby

yüsü sayesinde dışar ı ç ıkabi ld i ler .”

“O z a m a n k i m . . . ” B i r d e n b e y n i m e d a n k e tt i. İ n le d i“John ve Emily . İ ş ler in o ka da r ko lay olm ayaca ğını tahmin«.

mel iydim. Kan un kaç ak lar ını ça bu ca k evler in e kabul ettiler’

B e n c e s a d ec e J o h n d u . E m i l y s e n i n m a s u m i y et in e inanı-

yordu. Ayrıca gardiy an ları ç ağ ırm an ın , Ji l l ’ in kimliğine dikkâ-

ti çekeceğini dü şün m üştü r . Jo h n ’un gard iyanlar ı aradığını om

s ö yl em e d iğ in i d u y s a m ş a ş ı r m a z d ı m . ”

394

. u mdi û « y k « m , kaybetu . dcdım. ^ ^

n ed en o n u g ör ür sü n? A y n c a dri ^

ı kontrol al ımda tuttu?

Vp0ltL otnuz si lkti . “Büyük ihtimalle göründüklerin^

50 dit ikn4 ku lland ıklarını sanıyorum. Nedemnc p ^ ^ ‘ ylemesi güç. Victor güç sahibi olmay, «tiyo,.

l,n *' . .J yan ında tutm ak , güç elde etmenin en ufcbm yot

' " ‘ ""^dard an birin e yaslan dlm ' ~M İ3 onu götûreme

V ^ ö n c c o n ü b u l m a l ı ^ " d e d i S o n ya . “ O u y u du ku n sonra

u Y»p abilir*lın *

Ûn*Daha fezla rüya yolculuğu " dedim. Ama umuüannuşam.

• nn a â t m e l i â n N e l e r "

Ya maya ça l ıştım . Am a uyum uyor. Bad en uzaklaşmak için

a^ ju k tut tuk l ar ına em i ni m . Denem eyi sürdüreceçm

°nUŞim dil ik el im izd en ge len in en iyisi buydu. “Sydney ve

Uru yoriar .” So ny a'm n sura t, asıldı. Kuzenimb.rakn

* , id n k e n d i n i k ö t ü h i s s e t t i ğ i n i b il iy o r d u m .

N a z ik ç e S o n y a ’ m n k o l u n a d o k u n d u m . H e r şe y y ol un a p

r^cck İyi oİ2C3.kl^r*

Başım sa l ladı. “ N as ıl i letiş im ku racağız? Sürekl i uyumam

bekl eyem em . ”

Sess iz l ik . H ak l ıyd ı . r i n n -

B e lk i b u g ü n b i r c e p t e l e fo n u a l ı n z . .. B i r t ^

m a o ld u ğ u k e s i n . “ N e d e n y a n ı m ı z a ge lm i y or s un ? •



S ı r m a k l a h a t a y a p ı p y a m a d ı ğ ı m , m e n *

° " U X v e r i g i z l i t u r m a k i ç i n ç o k ç a b a h a * * * . V| u n d u g u » ° “ ^ l o b ı n y a k a l a y a c a k o l m a l a r , h i ç , '• S .

d i y » n l a t ' n . v c i d a m g i b i o l a s ı l ı k l a r , b i r t a r a f a b , , * ' ^ ! .

H a p ^ elindeyke» Lissa’ya yard.m edemezd^ 1«■s a k b i l e o n a r ı olduğuna emindim ve J , | r l c \

S 0 n y î ' n ' u t n u o o l a b i l i r d i

daki tek bag ıiz . s5ylerken benzer b ir k u m a r 0

VİCCOra A L i tepse de başlangıçta bize yardim „ n *

t,m' v a t o m p m a d ı n ' * * * G ' H a ,

s ° n ya y a u l a m a y ı d e n e y e c e k tes ö y ^ ’ VC J . Ter ed d ü t e t t i m , b e l k i d e t ü ya y , sona

“S° nya" ’ , iydim. Soracağ ımd an ço k daha büyük

SİnC İ2‘n A klım dak i so ru , şah si ko nu lar kapsam,w

Ur7 Zb a b a d a n e d e m e k is t ed i n * E r k e k a r k a d a ş ım l a ,^

* ° sö v led i ğ im d e ç o k şa ş ı r m ı ş gö t ü n d ü n ,

paylattığımı in cclc d i, m avi gözleri çok uzunsa,,

Sonya uzu " ^ çû k şcy an la t ır Rose ve ben onlm

üzerimde ka • s e n in arkad aşlarınd an çok dibi

okum akta ustayun^ au ras m , altın rengine dönüşü.

iyiyim. Ru h X ora da n anla dım . Helkesin auta

tür, ruh rüyası go g ^ ru h u n u yan sıtır. İnsanlar ışık

kendine özeldir, duy f \ A ura la rı parlat, rüya gördüğünolduklarında hemen beli. olur. A u r a l P ^ ^ ^

sırada auran pa rlıyo rdu , ren er Elbette her « 0

kadaşm yaratacağ. tü rd e b , r - ^ ,

birbirinin aym değildir. İnsanlar .hşkrlen

şar. Fazla aldırmazdım am a .. .

>'^ 'm l ’y le b it l ik teyken . uran güne, gi bi , ll r|lynı Q

"D‘ . •• G ül üm seyi nce , şaşkm , aşkın ,uu u, u U , „ „

d u y d u ğ u n a ş a ş ı rd ı n m ,? «

■8ü"11 Bi ı i m i li şk im i z b i t t i. Hakiden büt ik .eydi k ama yt .

^ d a m p u ' d önüştüğ ünden beri beni istemiyor. Ben de

"iJc" a devam e tlim ." A ma anlaşılan hayırmıa devam eı

' ^ T m e k . e l cl e tu t u }u p a t e îl i a n b r W m a k de mek ıl. " Bu* * nC'Adrian'layım . O nu nla mutluyum." Son cümleyi ke„

» L u . ı u r g i b i s ö y le m i ş t im . K i m i ik na e tm ey e ç aU ş.yo,.

* * * ' ; o n u m u k en d i m i m i?

^ H ar ek et le r vc duygu lar ender olarak uyum içindedir ."

• 'inde, konu şm ası D im itri 'n in Z cn konuşmalarını andırı

^ î “ ^ n i a n l a m a a m a ç ö z m e n g er ek en b az ı lo ru n

^ r ”'^ Harika H ay atı m da bir tek d eli bir karlınla terapi seansı

e ‘ ‘Tam am , d i yel i m k i hakl ıs ın . D i m i m d en sadece bir

fc f hafta ön ce vaz ge çtim . H ala baz.ı duygular besliyor olmam

ümkün ” M üm kü n mü ? F iziksel vatl ığının nc kadar farkm

a “o l duğum u, kü tüp ha ned eki uyum um uzu, b i rl ik te hareket

« m e n i n b a n a n e k a d a r iyi geldiğini düşündüm. Bit de saa.ler

önce misafir odasında yaşananlar vardı.

Sonya gülme cüretini gösterdi. “Mümkün mut Sadece ılu

hafta sonra mı? R os e, pek ç ok açıdan bilge olabilirsin an» «a

ko nularda ço k ace m i si n .

Bir i ler in in be ni yaşım a b akip yarg. lamas.ndan neftet

ed er i m a m a ö f ke l en ec ek v a k i , yo kt u . “ Ta m a m . h e . n ey* .

397



u llV* u l a r b e s l i y o r u m a m a o n u n i ç i „ . ' /

H aİJ l e n son ra o nu g ör m e d im . K o r k m u ş * > 1 ^

DÖ" a N e p ah a sı na o l u rs a o l su n b e n d en u, a k V .

y °n<)a>' b ir daha be n i as la se v e m e y e c e ğ e

t # X aH ' ba' layana kadar kendİ 6İbİ bilc I& * * * ' , K lI k onuy u k on uştu k ." de di Sony a . “ iv

0 , u * » ” ■ ° ld “ k “meSC|cs.m sonra Yaşamayı hak c ımiyorrnuj ^

^ r / k e n d i m Suçlulu k, k aran l ık ve yapt lğ ln ^

seûx' y ar w Ü r p e r t

r . o n d a n &rk l, d av ra n,y ors u n JS ve t. bazen f c *

n *ma diğer za m an lard a. . . H içbir şey yaşanma

Î S h alin e d ön dü n bile . B ü y ü k ö lç üd e. İkiniz

. / f M a suç luluk çekiy oru m , in an bana. Rober t beni *

rdi ' ind e ” Ad ınI zeh İrl‘ b ‘r Şeym '? g‘b ‘ SÖykm‘5ti “£‘ve « t a s ı m d a n a y r ı l m a k i s t e m e d i m . K e n d im d e n ve

u ld an m d an n e fr e t e n i m . B i r i n i n b e n i öld ür m es ini diledim,

ç „ D i m i tr i b e n i m l e k o n u ş t u . Suçluluk duygusunun «■

a n ı l m a z o l d u ğ u n u sö y l e d i . H i s s e d e b i l i y o r ol m am ın , Strigoi

olmadığımı ispatladığın, s ö yl ed i. H a y a t ı k u c a k l a m a l „ m

Bize ikfnci bir şans verilm iş. O n u f ı r l a tı p a r am a z m ı şı z t a

tüm bunlar , anlamasının za m an a l d ı ğ ı n ı v e b en ,m aynı ha •

lan yapmam, is temediğini s ö y l e d i . H a y a t ı v e # * * * ”£

ç ü n k ü W . ç o k ^

miattı. Strigoi geçm işind en k u r t u l m a ç o 10

„ binen b i r yük gibi. Dirn i t r i gcÇmit.izin v e r m e y e c e ğ i n i söyledi, hayat,n| ° n“ kontro,

^ k m t , B az, ş e y l e r , ^ *'

Lbcımcyecckmış. ' m ,5 » m , J

öyle mi dedi? Bunların nc anlama p .,

« " ' • ,Z Z n: ^ H -çünkü ilende ço k g e ç o la ca ğ m , a n U , ^

■•Bazen ben d e em in o lam i).orunı Q

si ^ m a s ı n d a n kolay . Y ine de o n u n J L , ' 8" " ,gİbi' « f a * ,

toparlandım. D im irr iy e m inn ettar,m . Si'm'yla dahj Çabuk

gel ince . ’ ' Gü lümsem esi geri ge ld i . "Bun12C~V' ^ n n , »

/or. Ruh eşi diy e b ir şey olduğ una ««ek i-

miz iÇ'n b ir k iş inin olduğunu düşünmek s T * * hepi‘Zimbabwede yaşıyorsa? Ya g en ç g j ^ , B“ Çma' Y» ruh eş|n

saçmalık olduğu nu düşü nüy orum . Kendi k ü V * da

lısın. Am a uy um lu ruh lara ina nırım O ' '®'nC ‘Utumnı

lür. Senin au ran d a sev giyi g ö r e b i l i y o r u ^ ' 8Örİ’

B “ b " 8 i>'1' “ n r , = g , n „inanır ister ina nm az sın .” ^ aî£Unr* mer

“Hiç baskı yapm ıyorsun ,” d iye mınldandım.

R u y ay , b i t i r e c e k g i b i y k e n d u r u p id m c , 5 İr ıT n . . , , ,

« k h ra n bk v a r a m a seninki azalm.yor.”

Lissa. O n d an em diğim karanlıktan bahsediyor

399



“Evet. R uh bağ ıy l a il g il i f a z la b i r ^ . . ■

yapt ı ğ ı n ş ey ç ok t eh l i k e l i . R uh b i z i pa) f

y o k ama bazı aç ı lardan ru h k u lla n ıc ı la rın ,^ ^ ^ S

Iccek yapıya sahip o ld u k la rın a i n aıu y 0r u ^ ^ <U J S

masa bi l e ." diye ek l edi . “A m a s e n ? H a y ı r £

fa zl as ıy la i ç i n d e t u t a r s a n n e l e r o l a c a ğ ı m b il °

d e b i r ik m e s i n d e n k o r k u y o r u m . B i r k ı v j J t $

k o r k u y o r u m . ^ > m U M * * , *

“ O z a m a n n e o l u r ? ” d i y e f ı s ı ld a d ı m .

Babını yavaşça salladı. “Bilmiyorum.’'Bu sözün ardından r ü y a k a y b o l d u .

R üyası z b i r uykuya da l d ı m . Saa t l e r s on ra n

n ı n g e ld iğ in i a n la m ış ça sm a k e n d i l iğ im d e n uya ndı * * *

karanl ığ ı b ir k e r e d a h a b e n i k u c a k l a d ı . D i m i t ri ’ ^

ver i ş ini duyabi l iyor , s ı cak l ığını h i s s e d e b i l i y o r d u m

k o n u ş tu k la r ım ı z ı h a m l a d ı m . Ş i m d i k a l d ı r a b il r

hızlaydı. ^ CCgUndc« Ü J

İ şe n e r ed e n b u l a y a c a ğ ı m ı d a h i b i l m i y o r d u m . Vc .

S o n y a ’m n s ö y l e d i k l e r in e i n a n d ı ğ ı m a e m i n d eğ ild im T -

h a y a tt a g ö r d ü k l e r im a k s i n e i ş a r e t e d i y o r d u . H a r e k e t le r ^

g u lar en d er o la ra k uyu m iç in d ed ir . D e r i n b i r n e f es alı p k e n di

d u y g u s a l s a r s ı n t ı g e ç i r e n b i r k ı z d e ğ i l d c . b i r g a r di ıa r . olm™

zorladım.

“Uyuma sırası sende y o l d a ş . ”

Karanlığın içinde sesi ışık g i b i y d i . “ İ h t i y a c ı n vat a birsi

daha uyuyabilirsin.”

Hayır iyiyim, dedim ona. “Ve unutma sen— ’

400

.lw oru m . b ili yo ru m . C .û ld ü. ^ <k^ .

„ b i rb i r im i z i n şa k a la r ın , t a m a m la m a ^ b a ş l a ^ ^

d e ki r u h l a r . .. K e n d i m e S o m u r u n .

W ” * Z d g ili olm a d ığ ın ı h a n d a n ım . R ü y ^

t»'’3* " ’ . bahs ertim. Jo hn ’un ihanetini ve Ji lTu, kaçmiıpu,

l Son ya ’ya n erede olduğum uzu söylemekle dc*m

um ?”1° u ' ^ v e r m e d e n ö n c e d ü ş ü n d ü . “ E v e t Y ar dı ma ı h n y a o a a

V3nl j iU’i bulabi l ir S oru n şu k i , bun u V lcıor ve Robert da

J m a h •” Y o rg u n lu k la iç çe k ti . ‘ H a klm n , b i m d .n l^

“ola ca k” jyi Old^^-

bİr ŞC>f SÖ ylCm edİ‘ “ “ S° nra * * vcnû vk uy a d a ld ı ğ ı m a n l a d ı m . B u k a d a r ça b uc a k u y u y a b i l »

İCn Um clydı. E lbe tte gard iyan l ık eğitim i maund a bize Duna

S f İt amiz öğreti l i r . U yu yab i leceğ iniz îam an uyuyun çünkü

nc zam an uy um a şan sınız o l acağım b ı i em ezsm iı , der in

Ama ben hi çb i r zam an uyu m a ko n usund a haşinl i o Ununu

ştrndır K aranl ığa ba kıp du ral a r ım ı açt ım , tehute ışuo kr i ni

kolladım.Hem en uyum a becer i s i ne sahi p o l m ayabi l i r i m arsa rem

n öb et tu t u p h e m L i ss a y ı k o n t r o l e d e b i li ri m . ] ı i l * k a ç * = my üz ün de n b ü t ü n g ü n m e ş g u l d ü m a m a s ar ay da o i a a k : b e u

hala tedirgin ediyordu. Biri U s sa 'y ı öl d ü rm e y e ç t ş m * •* p r -

diyanlar Ed di e ’y i gö tü rm ü ştü .

L i s s a ’ m n g ö z l e r i n d e n d ü n y a y a b a i u n c a * ı k a d a $ û n ® r b a -

mda gö rm ek b en i ş aş ır t m ad ı . D ah a ö nc e so rguç* yCkoizÇne

K/*n7Ar k îf r\A*A*\\tA ı l^ r A m i K u o da daha bürü ttü vc çer. s. nc :

401



f e s i m d e n g ö r e v li le r le d o l u y d u . A d r i a n V c Q ,

y a n r n r M ' - H e p s in i n h u z u r s u z o l d u g ^ « •> . L |

i a n a u r a o k u m a s m , b i l m e m e g e r e k ^ 8 4 ^

k a rş ı s ın d a , u z a k d u v a r m d i b i n d e E d d i e * ’ ' % I

s a n ı n d a g a r d i y a n l a r v a r d ı . D u r u ş la r ı n d a n , E d d j ,. y ^ 1| 1

o / d u ğ u n ı ı d ü ş ü n d ü k l e r i a n l a ş ı l ı y o r d u . A n r a a n U . ı ’n

onlarla aynı fikirdey di. n HJo,^

Hans parmağını masadaki fotoğrafın ûzerine ,

adım öne çıkan Lissa, fotoğrafrakinin kendisine sa|d°yd'* 8;.olduğunu gördü . Irjn

“Bir Moroi öldürdün!” diye bağırdı Hans. Anla •

nuşmaoın ortasında gelmiştim. “Nası l b un un b ir s o r ^ ^

J jğ ın j söylersin? O nla rı ko ru m ak üzere eğitildin!" Un °!tn,‘ ’

“Yaptığım da buyd u,” dedi Ed die . O kadar sakindi k

espri yapabilen bir yanım , on u n kü çü k b ir Dim itr i ’yi ard

ğmı düşündü. “Lissa’yi ko ru du m . Teh liken in M oroi’daa

Srr igoi’dan gelmesi b ir şeyi değ iştir ir m i?”

“Saldırıya dair en ufak bir i p u c u m u z y o k ” d i y c k ü k r e d i H a r

“Oç şahit var!” diyc b a ğ ı r d ı C h r i s t i a n . “ Y a l a n s ö y l e d i ğ i ^ '

mi iddia ediyorsunuz?”

“O n u n a rk a d aş ı o l d u ğ u n u z i ç i n ş a h i t l i ğ i n i z i n ş a i b e li oldu-

ğunu söylüyorum. Söylenenler i d o ğ r u l a y a c a k b i r g a r d iy a n o l-

masını tercih ederdim.”

öfke lenm e s ıras ı L issa ’da yd ı . “ O r a d a b i r g a r d i y a n vardı!

Eddie yanımızdaydı !”

“M oro i’u öld ürm ed en Lis sa yı ko ru m an ın yolu yok muy-

du?" d iye sordu H ans .

hemen yam t vermedi. Soruyu dü,uni (du ,

,a l n s s ık m n y h İÇ ç e kt i. b a k ı şl a r , endişeliydi. Benim w .

. d e n m e k k o la y d , a m a ke n d im e H a n s ı n i şi ni

" m m a l . y d ' m - F o ' ° g r a f ' k a i d ' t d l - ‘'b i ri n iz b u « w , ^

" * . ö r m e d i n i z m i ?

6 A d a m ı n y ü z ü n e b a k a n U s s a e l i n d e o l m a d a n C r p e r d i . H a -

0 „ U e m m i y o r d u . A d a m ı n y ü z ü n ü n d i k k a t ç ek en b i r ya „ ,

T u . D i ğ e r a r k a d a ş l a r ım d a b a ş l a r ı m salladı. U s s a k a ş l a ,,

yOW ^'»Evet?” d i y e s o r d u H a n s , L i s s a d a k i d e ğ iş i m i f a ık e tm i şt i.

„ O n u t a n ı m ı y o r u m . . . d i y e te k r a r la d ı L is sa . A m a k ap ıc ı

. | a y a p ı la n k o n u ş m a y ı h a t ır l a m ı şt ı .

Adam neye benziyordu, diye sorduğunda, )oe, eli dışında

sıradan biri o lduğunu söylemişti .

Lissa fotoğrafı inceledi, adamın eli bıçak kullanmaktan

deforme olm u ştu am a b aşk a h içbir dikkat çekici özelliği

yoktu. Ba kışla rın ı H an s’a çevird i . "On u tanımıyorum,” diye

'tekrarladı. “A m a tan ıya n birin i tanıyorum . Bir kapıcı v ır ..

Eskiden kapıcıydı. Rose’un aleyhine şahitlik eden adam.

Onu n bu ada m ı tan ıdığ ım sanıyo rum , i lginç bir iş i lişkilerivarmış. M ikh ai l , ka p ıcın ın saraydan ayrılmamasını sağlaya

cağını sö y l em i şt i . " .

jo e k o n u s u n u n a ç ıl m a s ı A d n a n 'ı m utl u etm edi çun ku rüş-

v et yüzünden ann esi d e s u çl a n ab i l d i . "K apıc ıyı ko nuşturma••4 *

n ın k o la y o l a c a ğ ı n ı s a n m ı y o r u m .



H®M götlerini kıstı. “Eğer hır şeyizim emin olabilirsin." °Ru vCjc a ğ m a a------------ ^

K a p ıy ı « n . E d d ı e 'n i n y a a n j d a f o - ^

b a s e n h a r e k e t e g e ç t i . A d a m ı b u l u n . V ~ 5

y a f l a j n n - * G i r d i y i * b a ş ı n ı s a l l a y ı p o d a d a n ^

“ N e m i s a f i r i ? * d i y e s o r d u L i s s a . c U cC j' '^ *j

“Eh." dedi Haas. “H atfu« ay’den hahsezr* a r k ıf a n o n u yakalıyo rduk. " ^ ^ n ı i k „

Panik duygusu Ussu mn içini kap ladı. R0 % .

auaJFAbe, lazmın Ban V irpm ada güv ende .mtşti. e ° du^ u ^

“O ve Bdikov Derroir'cc görü ld ü , bir j.:ı, .

‘Onlar ısl ı... * Lissa. duraksadı. “Detro i t

Adnan'a soru soran baiaşiar atm am ak içi n Ir • >

hakim oldu. ’ ‘ ^ g û çi^

Kans başını salladı. Arkadaşlarımı

S ın dıy d ım . Ymi Ussa nın şaşk ınl ığı o nl ar ır J

andı. Tanlarında birkaç kişi daha varmış. BarI

birini yak alad ık 3 * r' ^Ça «o*

Kimi kaçırmışlar?” d i ye sordu C h r i s t i a n O n

da numara değildi. O ana kadar güven iç inde

landıgımızı sanıyordu. ‘■ ^ sr d a sfc

: ^ r , ^ H l m , B ıI r n e m n e

21

Orada olsayd ım şaşkınlıktan a ğam açık saknü. Hem

Syd ney 'i gö rm ek garipti hem de saray aoBsbrfe bir

insan görmek, tnsar.lar demeliydim çünkü yacm

jja iki kiş i da ha va rd ı, bi r ad am ve bir >0 6 3 . Adam gaçd,

Sydney’den bel k i b i rkaç yaş büyüktü. K adm d ah ay a^ L

Sert bir görünüşü vardı, Albena'yt andmvocdu. Icvr

Üzerinde altın renk li sim ya a dövmeleri vardı.

Bıı simyacıların hiç mutlu olmadıkları bdfepdi Yaşu

iyi numara yapıyordu ama gözlerine bakına, orada olmak-

tansa cehennemin dibinde olmayı tercih etriğ. ıc^şıkyoccu

Sydney ve diğer adam korkularım saklamaya şeret iırmu.

yordu. Sydne y ba na ve D im im ye alışmış atabilirdi amaçsan

için buraya gelme k, k ötülüğü n inm e adım annasn

Raha tsız ola n s ade ce simy acıla r değ.’«i Or._ır cer. girer

girmez gardiyanlar Eddie’yi tehdit olarak görmeyi birsen. na-

kışlan insanlara kaydı, onlan Strigoi maş gibi icğencndirdc:



mfrak içindcydi' Lissa v' ben ide W * * ^ Christian v e A d r i .„ ln .

o n l a r / a çok a z t e m a s , vardı. Simyacıları b i 2 İ , n ^ d. "

mcksc d a h a d a g a r ı p r ı .

S y d n e y ' i o r a d a g ö r m e k b e n . şaşır tmışu. G a

basmasının ü z e r i n d e n n e k a d a r z a m a n g c ç m i j t i , *

r a y a g i d e c e k k a d a r u z u n z a m a n değil a m a u ç m u ? ' b | » U , u

S y d n e y ' i n ü z e r i n d e a y n ı k ı y a f e t l e r vard, ama görfe,

çökmüfrii. Y a k a l a n d ı ğ ı n d a n b e r i onu sorguya çektikle""" ^

min e r r i m . Asıl a n l a m a d ı ğ ı m şe y, s im y a d a n , n c d c n " 0l >4

kim o l d u ğ u bilinmeyen b i r M oro i'u öldürüşünün göru' . f " ' "

r a d u r u ş m a y a gctirdikJer iydi. ik i konu b i r b i r i n d e , T U !U İ< i“ 6 , ' anWHtrayrıydı.

Ussa da aynı şeyi düşünüyordu. “Bunlar da kim?" 4

sordu. Aslında Sydney’in kim old uğ un u biliyordu çünky ^

simyacıyı rarif etmiş tim . Sy dney ’ in bakışlar ından. 0 nun^

Ussanın kim olduğunu rahmin ett iği anlaşıl ıyordu.

“Simyacılar," dedi Hans. “Bunun nc anlama geldiğini bil*

yor musunuz?”

Ussa vc arkadaşlarım ba şlar ını salla dı. “E dd ie ve bana saldı-ran adamla nc ilgileri var?” diyc sordu Lissa.

"Belki bir ilgileri var, belk i y o k .” H an s o m uz silkti. “Ama

garip şeyler oluyor ve h ep iniz işin için d esin iz. O ,” Sydney'i

işaret etti, Hathavvay 1c b irl ik te D ec ro ir ’teydi ve hiçbirinizin

bu konuda bir şey bilm ed iğine ina nm ak ta güç lük çekiyorum."

Adrian kollarını k avuşturup duvara yaslanmıştı. Tam bir

aldırışsızIık timsaliydi. “Neye isterseniz inan abi lirsiniz ama bu

406

ı a n » m i y o « u m . S i m y a c ı l a r b i z d e n n e f r e t c t m c , m l >

i ^ L a d a U r r A drian, fe n V irgm uda o lm a d ığ a W n

l * * " li ama tavırlarına bakınca bunu asla tahmin edemrz

İdi 9*VnAc oiduSumuz b,r kanun kaçağı Vir vç^ Un ahsen sorgula ma m gerekiyordu.'’ dedi Hans.

o r f nl kalsın b eni savunmaya başlayacaktı ama yaşh ,ım.

V f * * dav randı. “Bay an S agc ’in suçlunuza yardım ctügırn

f p 6nCebir delil yok. Hala sorgulama işini bize bırakmama

^ tcrCn oldu ğunu düşünüyorum."r»ıtlS*Çn ‘ .1 1 ___ 1 _________ 1. W

rdi H ans. Arala rı b uz g ibiydi. “Ama bu suçlu diğcılerin

, ^ raliçemiz in karilinden bahsediyoruz." Arfl ftrWl. , __ _.. _ J _Ui

n^“KoŞullar fark i' ° ls3yd l yapa rdlk Bayan Sıan lon " <üyc kar

den tariM* ^ sim ya cıla r arasın daki gerilim artu. Arala

dişki hiç de mutluluk verici bir ilişki değildi. Ayrıca

rU\ ,in am irle rin in , kızın suçlu olduğunu düşünseler bile

^ asla halk ım ın ön ün de itiraf etmeyeceklerini kavradım.

t',,nUu , n ’1n ko rku lan temelsiz d eğildi. Simyacılardan birıı r ı * 115 i l i,ki gelmeyince Hans, Sydney’i sorgulamaya başladı.

Bu üçünü tanıyor musun?” Arkadaşlanmı işaret etti.

Sydney başın , o lu m su z anla m da salladı. “Onlarla hiç görüş

bunu

Yani

tep

tün mur•■Hayır.” H an s, Sy dn ey ’ in ya nıt ın ı değiştirmesini bekhyor

mUş gibi dur aksad ı. Syd ney gözü nü bile kırpmadı. O raman

Hathaway'i nereden tanıyorsun?”

Sydney, H an s, inc eled i, kahverengi gözlerinde korku sar

di. Özellikle H an s’tan ko rku yo r değildi. B u, sarayda oımanın

407



e re ce ğ i ce « n .n korkusuydu. V4i

ona. tu p ta as^ buU 5m “ mı: n' 4 " " o y Cvesi t ^ " k o U 't ^ i n o "3 an” ' yapur ı

c e t e t e * A , Au am a Abe in öfkesiyle k*r ,| ' , “ “ 't 5 » ' ‘ “ s v in n y » * " ” ” 1 ,

* * t »sua»"***Rose

“Evet , evet ," dedi Hans. “Ama onun bur. ıdd3n fer*n?" ^

k^ m a s,y ,a b ir iig im y° k r ^ w

Söylediği doğru sayılırdı. “Birkaç gün ö n ce b e„ im lt ^1 D erro it y ala nla rm d a b . r eve uhşm as .na y ard„n^

S . Masum Olduğunu ve bu sayede masumiyetini .. I J* w

h ^ S a r l o n u n k a n un k a ça ğ ı old u ğ u b ild ir i lm i ş

H a n s “O n u g ör dü ğü nd e bize hab er verebil irdin;

İ l a tanıştığımda k at i l olab i leceğ in i düşünmedim.S*

voi’lan öld ürm esini sa ym ıyo ru m , z aten on a cinayet denner.'

Sy dney iy i ro l y ap .y ° rd u. “M asu m oldu ğ un u ve bunu ispaık

yabileceğini söyleyince o n a ya rd ım etm ey e karar verdim. Or,

^ S T t ir ^ a T iz d e s o r d u k ,” d ed i S tanton .

yanıt lar, i let t ik . Yaptıği budalal ıkt ı . Bizi i lgdendıtenbırfamu,

* * • ° r

5 r £ i s t=ı.;.— i — Sydney’i b ı r ak m a y a c a ğ ı n ı b i l iy o r d u m .

408

v «n yanmda kimler vardı?” diyt Wtdu Hlm

tn ey ’i" hoşnutsuzdufeu .m ., "Bir tanesini Un

5)t Belikov. İyileştiğini düşündüğünüz ,d3m ’

° C “ " “ ” ‘,m '■ k " fc,d " H '<< ,Z , w T * ? - * 4 ^

yanımdaki diğer insanlarla tanışma ibriyae, düymamuı

a c i l d i ' n' nşsa öne eğ ilip H an s k onuşam adan araya girdi. "D « roit'te

tdi? Rose nasıl adını temizleyecekmiş? Tüm bunljrm

J e ne Üg k1 va r? ”

Hans sorgu sunu n bölü nm esind en hoşlanmamıştı ima o da

n ^ D ctro it i m erak ediyordu. Hiçbir şey söylemedi, belki

dc eline bir ipucu geçeceğini ummuştu ama Sydney mesafeli

vc soğuk tavnm koru du .

“Hiçb ir fikr im yo k. Jil l den ilen kız da bir şey biliyormuş

ibi görü nm üy ord u. Ro se kıza ulaşm amız gerektiğim söyledi,

f j d e k e n d is in e y a rd ı m e c r im . ”

“Körü kö rü ne m i?” diyc sordu Hans. Hiçbir açıklama

beklemeden ona güvendiğine nasıl inanabiliriz?"

“O b en im ...” Sy dn ey dud ağını ısırdı, sanırım arkadaşım

diyecekti. Yüzünde yeniden profesyonel bir ifade belirdi.

"İnandırıcı bir havası vardı vc simyacılar yanlış katili avlama-nıza yardım ediyorsa, kaynaklarımızı ziyan ediyoruz dcmckıi.

Suçlu oldu ğun a k ara r ve rseyd im on u ele verebilirdim Eğer bu

meseleyi çöze tsem terfi ede bilece ğim i düşündüm. Çok >yı b.r

yalandı. Fırsat, değerlendirip katiyetini ilerletmeyi düşünen

hırsl ı bir kız? Ç o k iyi num ara. Am a kimse yutm



H a n s başını iki y a n a sallad,. “H i ç b i r i n i *

£ r f c c k s i m y a c ı b i r a d ı m ö n e ç ı l a p t ü m ^ ” n , ; ) W ,

m e ş i n e y o l a f * . “ Ö y l e o l d u ğ u n u s ö y l ü y o r s a ö y )ç ' 0 %

d a S t a n t o n g i b i y d i a m a t a v ı r l a r ı n d a g ü v e n s i z ^ d [ “ U î ^ r

d a h a v a r d ı . S y d n e y ' i k o r u m a k i s t e d i ğ i a ç , k t l . ^

“ S a k i n ol l a n . " dedi Stanton. Gözlerini H ans,ran

K a d m b a n a g e r ç e k t e n A J b c r t a ' y ı a n ı m s a t ı y o r d u .

dolu bir odada o l m a n ı n k o l a y o l m a d ı ğ ı k e s i n d i

e t m i y o r d u . " O n a i n a n ı p i n a n m a m a n ı z b i r f e y i ^ * ! * * M ,

B a y a n S a g c s o r u l a r ı n ı z ı y a n ı t l a d ı . B u r a d a i ş j m İ2 b i u f ^ ^

"Jill’in ailesi b ir şey biliy or mu?" d i y e s o r d u Li * * H

i ç i n d e y d i a m a a d ı m ı t e m i z e ç ı k a r m a a r z u s u f a z l a S J y [a

d ü . tşin p e ş i n i b ı r a k a m a z d ı .

Sydney Lissa’ya dönünce, s i m yacının düşünceleri^

bildiğim hissine kapıldım . Lissa’yla nc kadar yakın old ^

bildiğinden onu rah atlatm ak isdyordu. A m a y a p a b i l e c e k ^

şey yoktu. Ayrıca Ji ll ’den , Lissa’ya bahsetm ediğimi bil iy0rd

“Hayır," dedi Sydney. “O raya g i t t i k . Rose, JiU ‘in j . ^

riyle gelmesi gerektiğini söyledi. M a s t r a n o ’ la r nedenini bilmi

yor. Sonra Rose, Jiil’i kaçırdı. Veya J i l l , Rose’la gitti. Hangisi

doğru bilmiyorum. H er şe y k a r m a k a r ı ş ı k t ı. ”

Simyacılar da gardiyanlar da b e n i m J i l l ’i kaç ırmam kısmı-

na itiraz etmedikleri için bu k o n u d a hemfikir olduklarım an-

ladım. Jill in ailesi ve Sydney aynı hikayeyi anlatmış olmalıydı.

İçinde inanılacak kadar g e r ç e k p a y ı vardı ve Jill'in kaybolu-

şunu açıklıyordu. Ama D rag om ir sırrı, sır olarak kalmıştı ve

Emily nin buna sevindiğine em ind im .

410

. f C d e d i S t a n t o n . A y n , ö n c e d e n s ö y l e d i f a m i , o V

J l 8itmelİyb'" KlPlyU d° ğrU

dcd' H ^ ; B u d d,ii bir ve, ipucu Bayan Sagc. Stanton tomurttu. "S i* bi, yım ,

*, u l ir m * S ‘b l g ö m m ü y o r . Am a e n l e n m e y i n o nu *>.

,„„d» tuta cağ ta. Ba ,ka sorunu z olursa bizimle temasa g £ .

f ı r l a r u .

dedi Ha ns. "K ız burada kalacak."piger simyacı lan, tartışmaya katılıp korumak «tcıce*.*

s J neyi o ö nü ne geç ti. “Aram ızdan birini burada buakma

c & d * Yine ° âr‘P hİSS° «n ınm . Sydney'e^tkn ve tüm bu nla rı kişisel bir mesele olarak görüyordu. Stan-

^n, ona konuyu kendisinin halledeceğini gösteren bit bakış

itti.Hepiniz burada kalabilirsiniz.” dedi Hans. ‘Benim için

bir şey ferketmez. Size oda ayarlanmasını sağlanm.'

“Kabul edilem ez b ir du rum ." O noktadan sonra Hans’la

öfkeli bir tart ışm aya daldı lar. İş yum ruklaşmaya kadar gıtn mı

bilmiyorum.

lanın gözleri, Stanton ve Sydney' arasında dolaştı ama ye-rinden kımıldamadı. Tek bir kez bakışları Hans’m yaslandığı

masaya kaydı ve irk ildi, la n ın irkilişi saniyelik bir şeydi ama

Lissa bunu farketti.

lana doğru bir adım atçı. Gardiyanlardan biri durumu

farketti, Lissa'mn güvende olduğuna karar verdikten sonra

Stancon’ı izleme ye d ön dü . "O n u tanıyorsun, diye mırıldan

41 !







" E v e t , ' d i} * i s t e d i Christian. "Hat ı r la tmas

'Tsshi seksi bir ladin," diye belir tt i A dri^ ** ° Irn^

“ B ö y l e k o n u ş m a , " d e d i C h r i s t i a n .

“Bu kadar alıngan o l m a , ” ded i A b c . “p »

yan lar ın dan b i r i . Gnayet i ş l endiğinde o r a d a y ^ ^

y a r a n d o k u n a b i l i r . ” ' ‘ "

Christian başını iki yana salladı. “ N ö b c t c i jc *

Ethan bildiklerini çoktan a n k e ti .” S 'Ci ,fadt v>

"Buna o kadar emin o l m a , " d e d i A b c . “%Cs

her zaman eksikler vardır. Ga rdiy an lara n e a n i a j ^

yacaklan söylenmiş olm alı . H a i a n g i z l en e n b i r s e v ^

adı mı za öğr en eb i l i r A b e s ık ınt ıyla i ç çekt i , P W a „ ^ S

ması hoşuna g ıune m ışu . K e şk e S y d n e y s o rg u lar7la;

ndabi l scydi de onu sorgulayabi l seydim. Simdi «•0 J IV1 f « y |

ga rdiya nla rı aşmam gerekecek . Ve s iz in de s ınavım *

ger ek iy or sevg ili Prenses.” &lrTlcniz

“O lafı bana u l a ş m a k i ç i n s ö y l e d i ğ i n i san m

Lissa. '5 tlm ; dedi

“Hay ,: , seni bekliyorlar .” K ıza ne rey e gid eceğin i söyledi

nav ikinci sınavla aynı b ina da yd ı . “H ep b ir l ik te g id in v

dönerken bir gardiyan s a n a e ş l i k e t s i n . J a n i n v e y a Tad kadar odandan a yr ılm a .” T a d , A b e ' in a d am l arın d an d , C

bir sürpriz saldınyla k a r ş ı l a ş m a y a l ı m . ”

I İ M ç v ba p si n e a l ın m a k i s te m e d i ğ i n i sö yl em ey e niyetlendi

ama ş i md il ik en i y is i A b e ’ in d e d i k l eri n i yapmakt ı . Abe yanla

ayrıl ınca, diğerleri sınavın yapılacağı binaya yöneldi.

Ab e g e r çe k te n k ı z d ı , ” d e d i A d r i a n .

41 6

s u ç b y a b i |ir m i s i n ? " d i y e s o r d u C . h r is ti a u “ W

^ K u l ü b ü n e ü y e li ğ i n i k a y b e tt i D a h i c e p l a n , p j ^

^ | c t f i t e y i p * ~ i s s i z l i ğ i n i k o r u d u .

İ a n m ^ d , y e n U “ a * * f a L “ J i U * m t û m

h f l , n e U t * ' v a r î

" M a n s e f f ° b u 5° m y a V" eC y a m “ y° W S mav » la mn a1 İdar i zaman Lissa öncekinin aynı bit manzarayla karştU,

( e r i ş i i z l e y i c i l e r l e d o l u y d u . G a r d i y a n l a r k a p . y , t u , m u ş t u

V ç ö k k i ? 1 L i s s a n ı n a d l n l h a y ' u r > y ° r d u . Ö z e l l i k le h a lk u m

^ U n n , a r k a d a ş ı m ı n t a r a f ın , t u t tu ğ u a ç ı k t ı . K o r k u te s t i n i

V <e m e y e n P e k ç o k a d a y ° l d u ğ U İ Ç İ" ° a İ l d e r i n d c a r ^ b a ş k a a d a y l a r ı d e s t e k l e m e y e b a ş l a m ı ş t ı .

' ^ L i s s a t e k b a ş ı n a o d a y a g i r d i . A y n ı y a ş l ı k a d ı n l a k a r ş ı l a ş ın -

c a k a lb i d e l i g i b i ç a r p m a y a b a ş l a d ı . Y i n e k o r k u n ç ş e y l e r m i

“ r ec ek ti ? O r t a d a k a d e h y o k t u a m a y i n e d c L i s s a g ü v e n d e o l -

uğ undan e m i n d e ğ i l d i . O d a d a b a ş k a k o l t u k d a y o k tu . L i s sa ,

y a şlı k a d ı n ı n k a r ş ı s ın a g e ç i p d u r d u .

“İyi günler” dedi Lissa saygılı bir tavır la. “Sizi gördüğüme

s e v i n d i m .

Yaşiı kadın sır ıt ın ca e ks ik d işi ortaya çık tı . 'Bun a şüpheliyim

ama ikna edici bir ton la s öy ledin . Po lit ika senin kanında var .”

“Teşekkür ler . . .” d iyen Lissa bunun i l t i fa t mı hakaret mi

olduğuna em in ola m ad ı . ' ‘Bu s ınavda n e sapma m gerekecek.7“S ad ec e d i n l e y e c e k s i n . H e p s i b u . K o l a y b i r s ın av ."

Yaşlı kadının gö zle r ind ek i k ıv ı lc ım lar , L issa ya iş ler in hiç de

u kadar k o la y o l m a y a c a ğ ı n ı g ö s t e r i y o r d u .



Tek yapm an gereken b i r so ruya ya

radarsan oylamaya kalab i leceksin . Ç0^ { j

İcadın son közleri kend ine Söy l em i şci . o|a }

“Tam am . " dedi L i ssa . "H azır ım . ” \ ı

Kadın. Lissa'yı sözdü. Gördüklerinden h

"tşcesoru: Kraliçenin halkına g er çe kte n h ’ L ^ ^ « ı .

neye sahip olması gerek i r?” U H

Lissa'nın zihni bir an için b o m b o ş r u S

k t - l i r A i R i l o e J i k ? D i i r i i s r l n l r } A Î . . I _ _ t _ . * * ^ b a > . i . .

m illili ı/ı ı <111 lyjrı oo mb oşru So

belirdi. Bilgelik.’ Dürüstlük? Akıl sağl,ğ,> ^ kc;

"Hayır, yanır verme," dedi yaşl ı kadın . { j

aynı saate kadar vakt in var . D oğru yan , t l 2 " “* dcSi].\ ge çm if olac ak sın .’' G öz k ı r p t ı. “ K i m sey e b u n d ' ^ ’

yeceğini söylemem e gerek y ok .” 3n k*hscdc^

Lissa başını sa llayıp k olu nd aki dövm eyi ov

den yardım alam ayacaktı. O dad an ç ıkar ke n s Kim*

n üp d u ru y or du . V e ri le b i le c e k ç o k f a z la v an ^

b i r ş e y ^ ' Vardj H e ı h ^

A n id en o n u n ger ç ek l i ğ i n d en k o r kt u m S o n v '

daldığını g ö rm e y i b e k li y or d u m a m a d i k k a ti m , 1 7 " 7 *

Dimitr i kollarımdaydı .

ift

28kalsın n c f c s a l a m a ya c a kt ı m . İ k i m i z i n d e ken d i b a t

Â^ İ y e l er i m i z v a rd ı a m a ya z o rt a s ı o lsa b i le gec e o l d u -

ğun da ı sı d ü şü yo r d u . D i m i t r i u yku su n d a b a n a d o ğr u

mış, iki ba ttaniyeyi birbir i üzer ine a tmışt ı . Vücudu

^ imkinin yanındaydı , s ıcak ve tan ıdık b ir poz isyondu.

^ U yku su n da b u n u ya p ı yo r sa t a h m i n e t t i ğ i m d en d a h a yo r -

gun olmalıydı. Ne de olsa çoğu zaman bir gözü açık uyuyan

bir a d a m d a n b a h sed i yo r d u k . A m a ş im d i t ü m ka l ka n l a r ın ı in -

dirmişti, vücudu b i l in çs izc e. . . N e ar ıyordu? S ıcakl ığı? Beni?

Kahretsin . Neden Sonya ’ya o soruyu sormuştum? Neden

Adrian'ın kız arkadaşı ve D im itr i ’n in arkadaşı o larak h a h a -

ma devam edem iyordu m ? Ç ü n k ü ikis i ko nu sun da da başar ıl ı

değildim.

H af if ko r ka r ak d a o l sa b i r k o l u m u D i m i t r i ’ n i n d i ğer t a r a-

fına at ıp o n u ken d i m e y a k l a ş t ı r d ı m . R i sk l i o l d u ğu n u v e o n u

u ya nd ır ab il eceği mi b i l i yo r d u m . U ya n ı r sa b ü y ü b o z u l u r d u .



{urdu. Am a uyanm ad,. R ahat l am ış gö ründü o

yakınımda hissetmek vc ona sarılma k duygu l j [ " u *>u l

m e si ne y o l a ç tı . O n u k a y b e t m e n i n a c ı sı n , O *

Aynı zamanda ona böyle sarılm ak acıy, ha fi f ict j İÇİ^/

parçam a kav uşm uşum gi b i h i ssetm em e y o | açi) !^ ° !' ' ‘Hfc ,

parçanın eksik olduğunun farkında bi le dcği]di l J

sözleri beni sarsana kadar, her şeyi zihnimjp a '. ‘ e ri nli« i ''hapsetmiştim.

Dim hri’ylc ne kadar ö yle kal d ık b i lm i yo rum a

doğmaya ve ilk ışıklar ça d ır ın t e n te si ni a y d ı n l a ^ * 8S

mışu. A n ı k D i m i t r i y i g ö r e b i l i y o r d u m . Saçlar,n a ' ^ ^ li*yl , « k i s i g ib i h is sed ip h i s s e t m e y e c e ğ i n i g ö r m e y i ısJ ^

Saçlar ı değişm i ş m i ydi ? Apta l cayd ı e l bet te . Saç l ar ı

olamazdı. Y in e d e . .. S o n u n d a a rz u y a ka rş ı k o y a m ^ 0^

p a r m a kl ar ım ı u z a t ıp s a ç l a r ı n a d o k u n d u m . Y u m u ş a k v '

s i b ir h a va la rı v a rd ı , e l im d e o l m a d a n ü r p e r d im D i n ü ^

uyandı. 1

Göd er i aç ı l ı r aç ı l m az hem en ala rm durum una geç ti Ben

den uzaklaşmasını bekledim am a duru m u değer lendirdi

kıpırdamadı. Elimi yü zün den çek m ed im , saçlarını okşamayı

sürdürdüm. Gözler imiz k i l i tlendiğin de aramızda pek ç ok * y

yaşandı . O anda o nu nl a bera ber ç ad ırda değildim , düşmanlar-

dan kaçm ıyo rdum . Cin ayet veya S t r igoi t ravm as ı yoktu . Sade-

ce o ve ben vardık, geri kalan her ş ey ' kaybolmuş tu .

Hareket e t t i ğ i nde g e r i ç e k i l m e k yerine bana bakabilmek

için başını kaldırdı . A ram ızda birka ç sa n ti m vard ı ve gözleri

kendine i hanet ed i yo rdu. B e ni ö p m e k istiyo rdu . Ben i öpmesi

« iyordum. Bana doğru eğilip clini y ^ * t l öpüşmeye haz,r lad, m. D erken don up k aj d , < / K c n ‘

^ , n n , benden kaçtrd ,N e fe s n ef es e doğ ru ldun, P

“Sorun nedir ? diyc sordum.ucuylabana baktı. "Dilediği seçebil e .

bol bir şeyyok. * hrundan

Pırmığım ı duda klarım a g ö t ü r d ü m . Ç o k-H er şeyin d eğ iştiğ im b i l i yo r um . Y anı l d ı», Vaki a î tnı?« k .^ biliyo rsun ." g 1 b l l, y or u m . Y i n e

Beni yan,dadtğmda yüzüne her zamanki ^ ,mıştı . “Bunun sevgiyle ilgisi yo k." m ask esm i takın

Son dakikay, gözden geçirdim. Birlikte tSony» bile uyumlu olduğumuzu söylem’ • cmmcldik.

ilgisi yoksa neyIe JDoğruşey, yapmakla."dedia lç ak L ’ * ° r<W

Doğru şey m i? S r. V h d im ir>dev k .

sıkaraştığımızşeylerdi.O n s e k iz L In, f W e n

r U f - " t ^ n , < wA l m a m ı z iç jn

men

onun ------

>ek ç ok geç er li n ed en v a r d ı . A m a a n ı k b u n l a r ı n b i r ö n em i

floktu.

O n a sor u so r m a ya h a z ı r l a n ı yo r d u m k i b i r i ka p ı m ı z d a b e -

lirdi.

İk i yan a ç ek i li p ka z ı k l a r ı m ı z ı h a z ı r l a d ı k . A s l ı n d a i ç gü d ü se l

bir h a reke tt i ç ü n k ü d ı şa r ı d a k i n i n S t r i go i o l m a d ı ğ ı n ı

biliyordum.ttn %r\• •

421



Güçlükle duyulu ı camdık b ir ses. Raha:l l

maann ı açarak Sonya’ya ba k tım . 0 „ Un da ^

f e / e r v a r d ı . İç e r i g i r e b i l m e s i i ç i n k e n a r a ç e k i | d l

“Ne h o ş , " dedi çadıra b a k ıp . " K a m p a k n m ı n

ru: yed m işsin iz. Tarif çeviğin arab ayı bu |maJ. ^

“Buraya nasıl ge ld in?” d iy e so rd u m. sfyj !*

Göz kırptı. "Araba çalabilen sadece siz dcğ ilsi

söz konusu olduğum da, insanlar ara ba la rın , l ^ ^ ç ı L. //•• ı « na ödi; 11meye oluy or . Qunç Vçr

“Takip edildin mi?" diye sord u D i m i t r i. Ç 0 j .niyeler önce yaşananlar s anki hiç olm am ış t ı . ^

“Görebildiğim kadarıyla hayır ,” dedi Sonya “p

kaç gardiyan vardı ama uzun süre önce onları ' atlat ^ r‘

Ic değil sizinle i l g i l e n i y o r l a r d ı t l m ' ^ ni ^ .

“Tahmin edeb i l iyorum," diye m ı r ıl d a n d ı m . “V

mış olması üzücü, yok sa l istenin ilk sırasına o ae c t ı *

“O kraliçe katili değil,” diye hatırlattı Sonya. Sonu'nd ”

V i ct o ri a k im o ld u ğ un u a n l a tm a m ı z g e r ek e c ck r i ^ ^

değil. “ İyi bir haber im var , nerede o lduklar ın , bi l ivoml

“Neredeler?" diye so rdu k ayn ı a n d a .

Dudaklarında bilm iş bir gü l ü m sem e b e l i r d i. “ B at , M i *

gan," dedi. “Sarayın zıt yö n ü n e g i r m i ş l e r . ”

“Kahretsin; diye m ınldand ım . D im itri ve ben gü nryfe

yonunu seçip O hio'ya g elm iştik. Y an lış yö nd evd ik. “JilFi gör-

dun mü? İyi mi?”

Sonya başın, salladı. “B ir şeyi y ok . ü rk m ü ş ama iyi. Erra

L etmeyi başardı, m o te llerini b u la b ile ce ğ imi sanıyorum.

42 2

o ncc bul dum , ş im di d i nl eniyo r l ar. Vi cto r i y i

u jjirk3^ * \ c ld c olabilirler.•ı i : vdla çıkm alıyız,” diyen D im itri hareke te

1 4 n * *0 , Har ında J i l l uyana cak v c tüm tem asım ıza kay

...y0UÇllctlW

P c ^ ' 2' j an dı k. B i l e ğ i m d a h a i y i y d i a m a h a l a a c ı y o r d u .

H‘*{a ç r k e de n S o n y a a r a b a y a b i n m e m i z d e n h e m e n

c 've *^ ^ d i z Ç'°küp b i l e ğ i m i i n c e l e d i . D e r i n b i r n e f e s a l d ı ,

m e k o y d u . V ü c u d u m a y a y ı la n e l e k t r ik a k ı m ı n ı

d,Cnn D e r k e n h e r şe y b i t t i . A c ı v e ş i şm e g e ç m i ş t i. B i l e ğ i m

ti***01'. k u l l a n ı c ı l a r ı b e n i p e k ç o k k e z i y il e ş ti r d iğ i i ç in

o lm a m g e r e k i y o rd u a m a y i n e d e ş a şı r m ı ş tı m .

Teşekkürler,” d e d im . “A m a b u n u y a p m a m a l ıy d ı n . .. B ü y ü

kullanmam alısın... *

“İyi o l m a n gerekiyor ,” dedi . Bakışlar ı benden uzaklaşıp

ağaçlara kaydı. “B üyü ye g el in ce .. . Ku llan m am ak zor.”

* öyle o l d u ğ u n u b i l s e m d e k e n d i m i s u ç l u h i s s e t t i m ç ü n k ü

büyü kullandıkça del i l iğe y aklaşıy ord u. R ob ert , S ony a 'mn

zihnini de biraz iyile ştirm işti, bü yü ku llanıp ye nid enkötüleşmesini is tem iyo rdu m . A m a n utu k a tacak zaman

değildi.

Sonya’nın tar i f et t iği yere d oğ ru yola ç ıkt ık . Bu sefer yol

tar i f inde bel irs iz l ik yoktu. Tek bir kez yeni bir a raba elde et

mek için durduk ve bir har i ta sa t ın a ldık . Son ya ’m n j i l l ’den

öğrendikleri , b iz i S tu rgis k asa ba sına yö ne lt t i . M ich iga n ın ba

42 3



tamdaydı ama güneyde kaldığı iç in, uzakJjL

Fa/h değildi. Yine de Dimitri'nin hız s,n,r|

kullanması gerekti. n'nN t . ^

*‘i$rc,” dedi Sonya. Stu rgis’e girdiğirnjzdc . ' %

o r ta karar m o te le yaklaşt ık . "T ar i f ect if ri Z ' , 01 ^ ha,

M o te li.” K r 5 J *

D i m it ri a ra ba yı m o t eli n a rk a sı na p ark c t t‘ r> ^

tel i gözetledik. Hepimiz cn iyi taktiğin ne

çalışıyorduk. Jill ın rüy ad a verd iği bilgi|Cr £ n‘ bü| ^

ge tirm işti am a odayı nasıl b u la ca ğ ım ızı b ü / j ^ K

motelde olup o l m adıkl ar ını da b i l m i yo rduk

kaydolmuş olamazlard ı. T e k t e k k a p ı l a r ı n ö n ü » /

zi vc Sonya n ı n , Ro b er t ' ı h i s s e t m e s i n i ö n r r ^ ı ^. . . . " irecektim ki e

ileriyi işaret em . ** 001^

“Jşre arabaları,” dedi. “ H a l a b u r a d a l a r .”

Jil l* in ev in e giderken k u l l a n d ı ğ ı m ı z a r a ba orada r I

dedikleri bu olsa gerek. Ben V i c to r m a n a ht ar la rın / ' ^

tüm o da benimkileri ç a l a r a k k a r ş ı l ı k v e r m i ş t i. ^

“Dikkatsizlik,” diyc m ı r ıl d a n d ı D i m i t r i “ A r a U j

meyi akil ermel iydiler .” ' * * * *

“O Sydney’ in arabas ı . ” diye h at ır l a t t ım . “Tekni k o larak»lıntı değil. Yani polisler tara f ınd an aran m ıyo r . Ayr ıca iç imj„

bir his, V i c t o r v e R o b e r t ’ ı n arabalara di iz kontak yapman,»

b i l m edi ği ni s öylüyor .”

O r t a b a t ı d a b i r s ü r ü ç a l ı n r ı a r a b a b ı r a k m ı ş t ı k .

D im itri iltifat etm işim gibi baş ını sa llad ı. “Nedeni ncoluı*

« o l su n i şi m iz e g e l en b i r d u r u m . ”

■rina

ıi*

424

d i y e s o r d u S o n y a .

. r. n»51' vazgeçtim Son ya. Ro be rt'ı hissederse.

’° ° .flib’16" ” uusederrii. Ayrıca kardeşleri buld uğu mu z

fU" <)»Son>,a yl kesind i ve m ot eld e döv üşm ek dik ka tleri

o to p ark i se gö zden uzaktaydı .

J.» 0 ç<beX [, , “Bu kadar uzun süre oyalanmaları

< k 1 l , a r <İ varsa y ak ın d a y ola ç ık ar la r.”

|tı. öiraZ‘l u ,n.” dedi D im itri . Uy um lu ruhlar. D ah a

h* c ö pü şecek o l duğu m u z akl ım a gel d i . Y ü

. „tin. fi* ' T ‘ e t e t m e s i n d e n k o r k a r a k b a ş ı m ı ç e v i rd i m .

İ l i n b J n J ‘ ,ü5m e k k ol ay . K a ç a c a k y e r y o k .” D o ğ r u y d u .

K İ d i ğer taraf ta beto n duv ar v ard ı . Y akınl arda

Bill3ra * „örm üyo rd um - jjj kabma. tab am ız ı o to p a rk ın d iğ er u cu n a p ark e tt i, böy lc ce

pimim » göreb ilecektik. Ara bad a oturm ayı düşünd ük

f i t l in ç lklS^ ‘benim dışar ıda be klem em iz daha mantıkl ıydı .

* * D'ma'"b ld a bırak tık. B u, o nu n dövüşü de ğildi.

SonylA ri’yle beraber araba nın yan ınd aki ağacın gölgesinde

T e i n e ka da r ya k ı n ı n d a o l d u ğu m u n ga yet b a tk ı nd a yd ım .

O t o su n u ö z lü yo r o l a b i l ir d i a m a b en b u h a l d eyken on u

i d e m e y i seviyordum.

"Sanırım sabah yaşan anlard an ba hs etm ek istem iyorsu n,

dedimalçak sesle.

Dimitr i 'n in göz ler i a rabanın üzer indeydi . "Konuşacak bir

< cy y o k . ” *

“Bunu söyleyeceğini b i l iyord um . A sl ında ya bu nu söyleye-

cektin ya da neden bahsettiğim bilmiyorum, d i yec ekt i n .

*125



r . r ı v l a Î Ç ç e ^ c *- « f c y c c k r v a r a

D * ® * * 1 * L p şe y l e r v a r . B e n » n e r e d e y s e V

o u ^ u i n ^ 1 S * d c g k e n ^ d e m e k istedin?*’ ' ^

ru ot»^ VJfTn5

£ £ • * ^ n ! '' Ba* ,ro M m ik iç in büvdk « û B t li v ° rU g >

^ z d u m ^ o a u n d o ğ r u o l d u ğ u anlamına

^ S e r i m d e hlk J‘y dm ' ' ‘le ğl‘ m İ? SCVCbUl^ ^ n . İO!' ^ « a sla s ev em e y ec eğ in e in an m a n, a n l ^ ,

Ba5t ak K » , . | ^ h a lin e d ö nü y or su n .”

^ r r f ^ c u y b bana bakrı. “Ever. Baz, şeyicr ^

J T , . d o ğ ru ş e y , y a p m a k de rk en ne dOT, W

Kt ?llk,nklığ.na uğram a gib iyd i- “Rose. ramir edemeş .

kötülük vapütn. Ş i m d i elimden gelen reis şey t

u trolünü el e almak, geleceğe b a k m a k , kötülükleri

rrJ Z S Z »'■» ^ " î »vd&rn b ir adamın k a d m , m cim den ainrak. Araba

X * g İ * * " ama 1Şmay lmS™W

Val'" u ... acılınca dikkatimiz o yöne kaydı. h .

“ ° 1 ” T . ^ O İ . . Aö z£ l a n l ar ,m m s u ı e k l l m i S l n a w m ı m a Lo l u m , a ş k h a y a t ım m k a r m a k m ı ş ^

A s lı nd a d i k k a t im i z i n d a ğ ı l m a s ı n a s e v i , „

söyleyeceğini h ay atta ta h m i n e d e m e z d m , ^ ,

Z £„ n u » w ""“rhmk

. , ,1 b i r tarata b ırakt ık . V i cto r . arkasında Ro ber ı

M j , ş » « Cık'1' J l l n n c ll e t in i b a ğl a m , , o l a t a k l „ l n ı

r f J ^ r ü m a m a y a n ıl m ış ım . S a k i n c e on la r » e , l ,k e d ,

sürede aş ır ı sak i n dav ra nd ığm , kav radın, Ha

d oğ al d e ğ i l ro b o r g i b i y d i . Ü z e r i n d e i k n a k u l l l n ı .

yf, b dedi D i m i tr i . düşü ncel er i m i o kum uş g i b i . “Sen

" R a i l e r . B en Ro b er t ’ı a l ır ı m .”

* £ * * “ l la d im “ l k n a b ° ZUİU t b ° I U İ m “ J ‘ U k o ş u p k a ç a J ’ f.n azından öyle u m u yoru m .” U m arı m kal ıp dö vü şm e

ajıştn& d1’jÇtyse ki etrafta başka kim se y ok tu. Sab ahın erken saatle

di Dimini ve ben saklandığım,* yerden çıktık. İka sağURl,

W pili hcr ko?uJ<k İkİ yaf i' M ° rul' u ye nebilir. Ü stelik kar-

d ı r bizi beklemiyordu.Dimitri tam bir savaş tanr ısına d ön üş tü. Ben de V icror'a

ionsantıe oldum, üzerine atlayıp onu yere devirdim. Asfalta

yapıştığında yum ruğum u yü zün e in dir di m . B urn u kan amaya

baladı.İy i numara," diye in ledi .

‘Uzun zamandır bunu ya p m a k i ç i n f ı r sa t ko l l u yo r d u m . "

divcyanıdadım onu.• •Vic tor acıya rağm en gü lüm sed i . “E lb ette öyled ir . Eskiden

M ko v'u n v ah şi o l d u ğu n u d ü şü n ü r d ü m a m a a s ı l v a h şi s c n s ın

Mantığı olmayan bir hayvansın.”

u Ö b e ğ i n d e n y a ka la d m , “ B en m i> K e nd , ç ,k ar la t.

K ^n r W , h m . {^c n J j j U I ı n ı 5tr ıgoia

427



dönüştüren be n değil im. O n b eş yaşında f •kaçıran da ben değilim!" Ir ı İ J ^ ^ ▼

Yüzünde çıldırtıcı bir gülüm sem e bc |jrtj U' \

ğerli Rose. Ç o k ç o k de ğe rl i. N c ka dar 0 ^ ,gtrr|i oj dllX Çok

namazsın. oldO,J»a O * n i n o y u n c ağ ı n d e ğ i l! ' diye bağ,rd,m . Q

Toprak a s ı l d ı , o to parkı sarsan mini bir dcprcm

A.für kat lanıp Vi cto r 'a bend en k urtu lm a ,an s, ıa«,d,

Z okyanus dalgaları g ibi kıvrılıp üaerime gel, ^

L d e n k u rt ula m az dı . A m a t o p ra k bu y us u k u l l a n * * , , 01An.a kolav bir büyü deği ldi . V ic tor yaşl ı bir adamd,

ruk yemiş yaşb bir adam. Acı iç indeydi ve y0tgUndu« p m a k i çin s o n g ü ç kır ınt ı la r ım ku l anıyordu.

Tek i ht iyacım o l an bi r yu m ru k d aha indirmekti. Sağlam

bi r yum ruk o nu yere yap.ştm rdı. Am a yere yap,5an

Sarsmalar yüzünden yere yığı lm ışt ım . Bir de apta l e lb ise^

selesi vardı. Bacaklarım yeniden yara içinde kaldı. Asfidt«.

rahmi sarmaya başladı. Viccor'ın beni hapsetmeye çalışttğuy

anladım. Buna iz in verem ezdim.

“Bütün o bağınşlar bir h iç iç in ,” d i y e s e s l e n d i V i a o t . “Fi

ai lesel gücün bir önem i yok. G erç ek g ü ç z e k a d ı r . J i l l i a n ’ ı k o n ;

rol edersem, Vasilissa’yı kontrol e d e r i m . V a s i l i s s a ' y ı k o n t r o l

edersem de D r a go m i r ’ l e r i ko n t r o l e d e r i m . S o n r a d a M o r o i .

gûÇ bü ” , , ..... ,Kibirli tiradını d i n l e m e d i m . T e k b i r şeyi duydum J iII ubu

kontrol (dersem, Vasilissa’yı ko ntrol ederim. Lissayı incitmesine

etin veremezdim. Jill’i kullanmasına iz in veremezdim.

hi, chotfci verm işıi, bilezilde tesp ih aras, bi r sevHı r>

.insinin bi r parças ıydı . Ben i m gö rev i m Dr

< * - Gardiyan Sözünü ba uH ad un . O n ,a r ö n ^

•• c , ™ b l lmcdıg ,n , b i r g ü ç l e a y ağ a F . C a ^ p‘ . , âumU d u u ' ^ o — - • • - Jjjı ip 0 m en d en g em i k o ru m a y a ça lı ş tı m . D a n s ed er

xeînC ^ narak aram ızdaki m esafeyi aşt ım . Vi cto r ’a

’ jbi ^ d a Sonya'o m u y a r ı s ı n ı h a t ı r l a d ı m . U s s a d a n a l

SlF! m ateşlenm esi için tek b ir kıvılcım yeteri iydi .

,,2im hay at ım d aki bü tün kö tü l ükl er i n tek b i r

V ic **’* ba E d i ğ i n i g ö r ü y o r d u m . D o ğ r u b i r g ö z l e m m i y

iCU ^ a t°^ j ı ıa cn yakrn a rkada şım ı i nc i tm i ş , neredeyse ö l

Ji? p im it r i ve b e n im le o y n a m ış t ı. S ü re k li b a şk a la rı n ı

dÛrmÜ*CUtmeye çali?ıyo r^ u T ü m b u n la r n c za m an bite ce kti?

^ ^ k l c r i n e z a m a n s o n a e r ec e k ti ? G ö z ü m k a r ar ır k en b i ri

na s e sl en d iğ in i d u y d u m S o n y a , s a n ı r ı m . A m a o a n d a

T ^vc o na d u y d u ğ u m n e f r e t t e n b a ş k a h i ç b i r ş ey y o k tu .

^ Adrenal i nl e güçl enm i ş o l arak üzer i ne adadım . B i r kere

jdı a ileri sa v ru ld u k a m a b u s e fe r y e re d ü ş m e d ik , b e t o n d u -

vara ç ar pt ık . O g ü ç l e b i r S t r i g o i ’ u b i l e s a r s a b i l i r d i m . V i c t o r ’ ı n

kalası ser tçe duv ara çarp r ı , b i r k ır ı l m a ses i du yd um v e V i cto r

baygın, yere y ığ ı l d ı . O n u b ır ak m ad ım , ko l l ar ınd an tutu p sars-

mayı sürd ürd üm .

“Ayağa kal k ! '’ d i ye ç ığ l ık a t ıy o rd u m . “Ayağ a kai k v e b en i m -

le dövüş.” Am a n e ka da r ba ğır ır s am ba ğıra yım V i cto r ayağa

kal km ıyordu. H arek er e tm i yo rd u .

B irileri b e n i tu t u p u z a k l a ş t ı r m a y ı d e n e d i . “ R o s e ! R o s e ! K e s

şunu.’ Se si d u y m a z d a n g e l d i m , e l l e r i i t t i r d i m . S a d e c e ö t k e d e n



ibarettim, v /u/l^ n ic v c Vc ıihtiyacım vardı. An ide n ga rip bi r hi> >u *$i bit|

MM İstemiyordum ama bir saniye için Ina ‘ ^ « t i , ' %

gibi geldi. Onu bıraktım. Kend imi bir rü bir 4 i ■

gibi hissettim ve nefer olduğunu kavradlnı ^ d*n Uh ,N

Sonya'ydı, üzerimde ikna kul lanmışa. O k a d j CMİ ÇcO ‘>

göz temasına ihtiyacı yoktu. Jr §ûÇİiiy^^

"Onu durdurmalıyım,” diye bağırdım, ‘ y,

delini ödemek zorunda.” Yeniden Vieror'a sald^ ' ^ ' ^ ı oc

Sonya beni kontrol altında tutmayı

“Rose, her şey bini! O öldü. Gö r m ü yo r musun?V^* ^Hayır, görmüyordum, e n a zın da n b aş la ng ,ç u j . ^ d *

diğim kö r edici tak ınt ım , Vic ror’ ı ele geçirme 4 ^ gÖ,c

sonra Sonya nın sözleri b ana u laştı. V ic to r’ı s a r s a r ' ^sonra ônya nın sozıen Dana ulaştı. V ict o r’ı sa

dunun tepki vermediğini hissetmiştim . G özleri b o ^ ' ^

du. Beynimdeki uğultu kesildi, yerini şok i fadesi aid '*

Sonya’nın sözlerinin g e r çe k a n l a m ı n ı kavradım * ° ^

Ne yapağımı anladım.

Derken korkunç bir ses duydum. İç ir„dckj d ,

gusunu kırıp geçen bir haykırış. Arkama bakınca d T y'

Robert’, gördüm. Ro bert ’ ,n e l ler i a rk am d a bir leş ,, t,lT '- '*

Dmmri t e l a b ir g ö ç h a r ca m a k s .z .n o n u t ut uy or du . D * *

raftaki Jil l ise ko rkm u ş gö r ü n ü yo r d u .

•VicrorlViaoriRobert’ ,n haykınjlar, , h.çkırıkJarlabolün

du. Bakışlarım, yeniden yerdeki cesede çevirdim, bunu yap,

Ç ‘nani|miy° rcJum’ G ard iyan lar , , , , td d .e ’n in bir Motoi'u

oldurmes, kara m d a verdikleri tep kin ,n ç .lg.nca olduğunu

3 şimdi nedenini anl ıyordum. Strigoi gibi

. m i n 1 3 r n J . a v r , y d ı a m a c a n l ı b i r i n i , k ö t ü y ü r e k l i

ao**1 ? ı Aûrtne* y JÎ ^ r* İ n birin i ö l d ü r m e k . . .

& ft f ' *cür!f# b u r 3 a d a r g y a k ı n i m d a y d ı k i . b a ğ ı r m a s ı b e n i i r k i l t t i .

$ b # ° nk pi m i tr i'y^ dö nd ü.dan g ö t ü r ! O l a b i l d i ğ i n c e uzağa görür!"

Önü bUr3 ış g ö r ü n d ü a m a k a d ı n ı n s e s t o n u , o n u n d a

p ^ itr' ^ cSini sağladı. Ro ber t ’ ı sürükl em eye başl ad ı v e

^ u ğ r a ş m a k t a n v az ge çip o n u o m z u n a a t a . İt ir az

li,sbKS°nri ., b e k l iy o r d u m a m a R o b e r t ta m a m e n s es si z

U > V i c r o r ’ ı n v ü c u d u n d a y d ı . Ö y l e s i n e y o ğ u n d u k i

j bi r d d ik a ç ıl a c a ğ ın ı s a n ır d ın ız . S o n y a kard eş le ri n

b fr&F . k e n d i v ü c u d u y l a V i c c o r ’ m k i n i ö r t t ü .

’^ f b û r a d a n u z a k la ş tı r! " d i y e b a ğ ı rd ı . “ V i c t o r , g e ri ge

"çaüşıyor! R u h ö p ü c ü ğ ü n ü d e n i y o r !”

“ fo&nı karışıktı ve üzgü nd üm , yap tığım da n iğreniyo r

ama Sonyanın söylediği te hl ikey i kavradım . R ob ert m ,

1 r*|„cd get irmesine iz in ver i lemezdi . Kardeşler ş imdiden

«erince tehlikeliydi. Vi cto r h aya letleri çağ ırm a ye tene ğine

ghipolmamalıydı. V ict or ölü ka lm alıy d ı.

‘Ruh bağı iç in vücu da do ku nm as ı ger ek m iyo r mu ?‘ diyc

■ordum.

“Bağı tamamlamak iç in . A m a b ir to n ruh g ücü ku l lanıp

Vıctor'ın ruhunu geri çağ ırıy or ,” d iy c aç ık lad ı.

Dimitri ve Robert g idin ce, So ny a ce sed i taş ım asına y ar-

dımetmemi söyledi . O kada r gü rü ltü y ap m ışt ık ki . k im sen in



d,şan çıkmamı? olması mucize ydi. Ha reke , Cc,

yaptığ ım»" farkında değildim. Sonya, ViCCo ! yoıS 4e ı j .. d • .>ı • . i n r

anahtarlarını buldu. Bagaj alanını arttırm ak , ' ,n

d ia lcfd nd i. Bir sü re r on ra s es le r d uy uld u, i ns a n l O

guna bakmak için d,şar, çıktı. Ne kadar orada kala

.. . . . .m am a nevse İd arabaları araştır m adı!, . A ‘. ‘W k;, J 'yorum am a neyse k i arabal arı araşurm addar. Aç,| G V

ger ekirs e düzgün d ü ş ü ne m iy o rd u m . Z i h n im k ar X k

Tek yaptığım Sonya’nın emirlerini takip ctm çk ^ N ı l *

cesed ine bak ma ma ya ça lış m ak tı. Ve Vict0r>)r|

Sesler kesildiğinde d c arabada kal d ık . So nunda s

r in bi r n ef es a lı p b a n a o d a k l a n d ı . “ R o s e ? ” H e m e n ^ ^

med im. “Ros e? " * yani1 V*.

“Efendim?” dedim çatlak bir sesle.

Beni yatıştırmaya çal ışan bir sesle konusrn T„ •. J L • • * n , n Ü 0 k

nncaJandıginı hissettim ve iç im onu m em nun erine

doldu, “ö lülere bakmanı is t iyorum . G özler in i aç °

Ölülere mi? Hayır. Z ihn im kontrolden

hayaletlere bakmanın iyi fikir olm ad ığı nı biliy0r(ju °

“Yapamam.”

“Yapabilirsin,” dedi. “Sana yardım e d e c e ğ i m . L ü t f e n ”

İkna kullandığı iç in ona k a r ş ı k o y a m a d ı m . Z i h n i m d d .

duvarları indirdim. Saniyeler i ç i n d e e t r a f ı m ş e f f a f y ü zJ e r k :

doldu. Ağızları açıktı , kon uş m ak i s t i y o r a m a k o n u ş a m ı y o r l a r d ı .

“Ne görüyorsun?” diye so rdu Son ya .

“Ruhlar,” diyc f ısıldadım .

Vic tor ’ ı görüyor musun?"

R u h la r a b a k ı p t a n ı d ı k yü z l er a r a d ı m . “ H a yı r. "

43 2

dedi “Z i hn i ni kap at"d ı •_ am a zord u. İrade m yetersizd i.

t i m . So nya yeni den i kna kul

tek ^ " < , 1 am a i radem i güçl endi rd i . Z i hni

* ledcr‘^° . n olusttırabi ldim

5 ' ^ ^ l d i S o n y a. “Y a ö lü ler dü n y a s , ta ra f,n d an

, gitö' dcd b . r ru h o l a ta k d ü n y a y , d o l a ş, y o r. N e

P aaThi»KaaeğiLGeri 8eleme7'" 3iUedöndû' Jl ,ls u n *rı

K 0Dimitrl y! 2 b i l m i yo r u m , ” d ed i J i ll .

M ama göz ler i gülmüyordu. “Yakınlarda

BİZİ iz liyordur . M otel in etra f ,nda do la* , o

• na e{nin,rTl

Î Î İ " k o lm a da n J il l . D i m i t r i ’y i a r a m a ya g i t t i.

I W * r fim ü e l le r i m e g ö m d ü m . “ T a n r , m ! B u n c a

1 Yd iy o r u m am a d o ğ ru , b e n b i r k a n i i m . ”

b u n u d ü şü n m e, ” d ed i S o n ya . i ş l e r i ko n t r o l ü n e

"5 i ş t , b en i E m i r a l m a k , ka r a r v er m ekt en ko

t S * " d“rer ,u 5i” “ “ “ “

“S Z t X ^ vi” ',a“ t * “■f1”'irkahkaha a tt ım . “ K e ş k e S y d n e y b u r a d a o l s a y d ı . A m a s i h i r l ialîlerimiz yok. Gü neş o nu yo k e rm ey ece k. G ar ip , dcğ i ı mı?

trigoi’uöldürmek d a h a z o r a m a t e m i z l e m e k d a h a k o l ay . B i r

ahkaha daha a tt ım ç ü n k ü s ö y l e d i k l e ri m A d r i a n ın z ı r v a la m a

ırına benziyordu. “B uyd u de ği l mi? diy e sor d um So n y ay a . _ ■ | 1*1* .

43 3



Ay„ , A n n a g ^ Ar rayad:,1' İR İbi" H ,cn inanmayacağım.. .

°hY ° 'T « ^ rindc k ° r k u vcya 1 3Ydolu w « *S ° n ’ ' a ' , K a f im k a r ı ş ı k t ı , c m m o l a m ' y o r d U l T 1 a S i ,

bana k J R °se Karanllğ1 İUlt«<=gk;dimi tut"* ,m aîl ikimizi de 5a5.ru, SorP e n c e re m t ı »

n>’a.J i l l

Çevirdi.

D itnitriV ’ i çe n diye sordu.

şöyle bit bak,p ba5.ni ...... ^

^ j ^ o n y . . “Sence onu orada blr,ktnak-Nc gûz

ru tttu?" sük ti. “Kollarım da baygın biriyle gö rüV

Dimitri omua aüşündüm. Bence onu otldlW

menin daha dogr K a n u n değil. Ve arakVic.

«kabüiriz. Sonun . denm ese bile zararlı ohU,

söylenemez- attım , iste rik b ir kahkahaydı. "Bay.

Yeniden b u k3 öld ürm em es ini becerebiliyorsun,

gm- Elbette- ba ktım . “Ba na sen bit hayvan,»

Ben beceriksi*»"- „ K oU ar,m l vücuduma dola

dedi, haklıydı K a am u . Fiziks el acı,zihimd

Sony.’»» tata "s7 "*■

434

k<>Uar. Zamanını be kle r. . . " Kaşlarını çatt ı , belki

fi^Vor»utmaya başladığını farketmişti. Jill 'c dondu.^ b i k o n

k a lp şek l indek i madaly ona bak t ı . “Sa

i ^ . y)

<“ ^libil|r rn!yl . kolyeyi uza ttı. Son ya kolyeyi avcun da tu

jill, ^ ‘^ ‘^ p j t t i ve d ud ak la rı n ı büzd ü. B ir k a ç sa ni ye so n

r f ^ f l !l dı . K o ly ey i b a n a u z at tı . “ T a k o n u . ”

<1 bile , tenimin karıncalanmasına vol açt ı .

V ^ l t ak ark en Dim it r i* y c bak t ım . “Unu t tun mu? J 0 P-' ede diy e sorm uştun . İş te k a lb im . . . İ ş te . . . "

£jlb»°ner p ün y2 an idcn ne t leş t i . Düşünce le r im düzene

purf ndaki le re bak t ım , ş imd i onlar ı g örebi liy ordum,girdi Yanırbiyeye dokun dum . _

Bu bir Şife tıb>,mıSonva başım salladı . “Z ih in söz ko nu su o lduğ und a işe

y m y a r a m a y a c a ğ ı n a e m i n d e ğ i l i m . K a l ı c ı b i r ç ö z ü m d e ği l

i radenle bi r leş t iğ inde b i r sü re d aha day anm anı sağ lar ."

Bir süre daha sözünd ek i k aram sarl ığ a k apı lm am ay a ça l ı ş

,ım olup b it en i a n l a m a y ı d e n e d i m . Ö n ü m d e k i c es e d e b a k -

tım.

“Ben ne y apt ım ?” diy e f ı s ı lda d ım .

Jill bana sa rı ld ı a m a k o n u ş a n D im i t r i ’y d i.

‘‘Yapman gerekeni yaptın."

435



29, r ü v a g i b i g e ç t i. S o n y a ru h u n d o k u n u * ,

o n r a k i o l a y ‘ a r / ^ d a b i l i r a m a b i r ö n e m i y * .

nu benden u * iyordum. Ben i ön kot ,m. Şoktaydım, duş __ , ~‘ l KoiUığa

V ictor ’dan olabildiğince uzağa y cr lcşr irdilcr . D i m i t r i b iz i b ir

yere götürdü nereye oldu ğun a b a k m a d ı m v e S o n y a yU ccSet.

ren kurtuldular. Ne yaptıklarını söy lem ed iler, hallettik, dedi| _ J J . J* ** 'ler ben dc sorm adım.

Ardından saraya doğru yola çıktık. Sonya vc Dimitri sa

raya vardığımız zaman nc y ap aca ğım ızı kon uştu . Adım henüz

temize çıkarılmadığı için, plan şimdilik Sonyanın, JilTi saraya

götürmesiydi. Jill, ailesine haber vermeyi istedi ama Dimit-

ri bunun güvenlik açısından riskli olacağını düşündü. Sonya

rüyasında Em ily’yle konu şm ayı ön erd i. Bu kadarı şimdilik Jill

için ycrcrliydi.

Yol boyunca Lissa'yı ko ntro l et t im . Ke nd im den ve Viccor’a

yaptığım şeyin ko rku nçlu ğun dan uzak lanm ak istiyordum. Lis*

436

j d im delildim vc o un için cn büyük arzum buy

A d m ° ,rn yonun için de yolunda girmiyordu. Çözmesi „

C ^ * • « » v d u T arran a n m karilini bu lm ay a ço k

C * h İt d ‘y0l d ü k r ab 'le ğ ' kadar y £ama b . r tu rlu u l u y o r d u . C a rd i ya n ta , k Z ,

O tu k ia 'Ş « u ru n b . r so r gu n u n a rd .n d an a da m b J T

r ;&'nm elinde A m bross eun verdiği m ck .

* “

h k u l l a n ı m ı n

* • X i l e t 4 * r J n d e A m b ro ss e’ un verdiği . _ ^ ' h d U ettiğini göstermeye yeterdi. M ektubu yazan

.jna'y1 rc ' ı)UŞ3k olma kla suçluyor ve ruh kullan ımın ıM ' k“ " son derece nazik olsa

^ ' T î n ' i n Kraliçeye kin güttüğü açıktı. Yani p o litik ge

Trsöıkonusu olabilirdi.‘Ç bir sürü kişisel neden de vardı. Ambrosse, Blake

^ k a d ı n l a r d a n biri katil olab ilirdi. D aniella İvashkov’un

^ o lm a sı Lissa’y. geriyordu. Öğren dikleriyle ilgili tek iyi

* ^ d ia n ın beni suç lu duruma düşürmek iç in değil

2li beladan k u r t a r m a k için rüşvet verm iş olm asıydı. E ğ e r

)aniella,Tacianayı öldürmüş olsaydı Joe’ya her iki yalan için

ic ödeme yapmış olurdu.Lissanın aklını kurcalayan bir diğer sorunsa bilmeceydi.

Hembir sürü yanıtı vardı hem h içbir yan ıtı yoktu. Kraliçenin--i— u ı medebilmek için neye sahip olması ge-

437





Kapı ça l ındığ ında anne m savunmaya Kt.

an ," dedi Lissa. CÇt,‘ Cc|çn ^

“En az ından zamanlamas ı nor m alde n ' !djy*

Ch ristian. ■ fr>ir ı)^

Er k e k ar k adaş ım içeri girdiğinde her zama l

ve alkol kokuyordu. Dü zgün davranm ak için^ c §'bi

ta o lmama ih t iy aç duy ması , canımı sıkmaya ba ^ ° H

g ücünü be nde n aldığını söyleyişini hatır ladım \

“Kalk ın çocuk lar , " d e d i . H a l i n d e n m e m n u n

“Ziy ar e t e tme miz g e r e k e n b ir i var.” ^ r^rıüy0tt|

U ssa şaş ı r mış o lar ak ay ağ a kalkt ı . “ N e d e n bahsed '

“ Yi n e B l a kc L a z a r la t a k ı lm a y a n i y e ti m y o k ” ı .^ 0^ '

C h ris tia n. C llVjri

“Benim de ,” dedi Adr ian. “Daha iy i b ir ini buld

daha çekic i. Screna i le Gra nt ’ ın yakın o lup olmadık! T ^

rak e tmiyor muydunuz? is tersen so rabi l i r s in . O nu buld • "

evet, bir şey değil.”

Annem kaşlar ını çat t ı . “Son du yd uğ um da Sercna öğrn

m e n l i k y a p m a k ü z er e y o l l a n m ı ş t ı. D o ğ u kıyısında o l m a s ı ge-

rekiyordu.” Grar ı t ’ ın öldürüldüğü Strigoi saldırısından soıırı

S c r c n a y ı a k t i f g ö re v d e n a l m ı ş l a r d ı . O sa ld ırıd a hayana kalır

tek gardiyan oydu.

‘Öyle ama yaz ta t i l i o lduğu i ç i n s e ç i m d e saraya gelen b

labal ığ ın kontrol edi lmesinde gö re v len d iril m ek üzere burayı

getiri lmiş. Ö n k a p ı d a ç a lı ş ıy o r . ”

Lissa vc Christ ian birb ir iy le bak ış t ı . “O n u n la konuşmalıyız,

dedi Lissa. G ran t ’ı n g i z l ice k i m i e ğ i t t i ğ i n i biliyor olabilir.

. 0 n U « i * " b U i n İ n T a t İ l n i > t m m

J<:dt *'

“ V ba»‘n >“ 1 Ud ,; _Vlc* y r * * * * *

‘pıda

‘ d n o n a

U s $ x -çd ae arada bağ lam , vJr. Ser en , »n mc|t, ,

"Evet,” d e d i A d ri,n ; »üstc|ik kon^ ^ P ı d , ^

pa rlam am ız gerekeceğini sanmıyorum.

Gidelim .” Lissa ayakkabılarına uu nd ı 1

- E m i n misin?” diye sordu Christian. “D ^ 1

beklediğini bi liy or su n. ” ‘Hr J scn' ncyin

Ussa tered dü t ett i. M oro i’lar için gcccnin ]

a m a h e r k e s i n y a t a k t a olduğu nu düşünmek * £ h T a ! '^

ce değildi. Kapı lar ın önü t ı k l ı m t, kim, dolu oUb iWj

a d ı m ı t e m i z e ç ık ar manın daha ö n e m i , olduğuna k a t a r ^

“Gidelim.” S

Annem önd e , a r k adaş larım arkada sarayın kapurnı p a k t

Abc’in açtığı kapı onarılm ıştı .

Sarayın etrafi, insanların oranın seçkin bir okul olduğunu

düşünmesini sağlayacak şekilde, yüksek duvarlarla çevrelen-

mişti. G irişte ki d em ir kap ılar açık duruyordu ama yol gar-

diyanlar carafından kesilmişti. Normalde sadece iki gardiyannöbet tu tar dı. A m a ka lab alık nedeniyle gardiyanların sayısı

arttırılmıştı. İzleyiciler yolun iki tarafına dizilmiş, kırmıza halı

töreninini izlermiş gibi saraya gelen arabaları izliyordu.

Un utm a, se n kr aliç e a dayısın. Buna uygun davran. Drago-

mir lerin so nu nc us us uı ı. S oylu sun , dedi Christian, Ussa ya

Lissa oğlanın bunları söylemesine şaşırdı ama ürkmüş

bali kayboldu. Hayranlarına dönüp el salladı. Kendi ken



d i n e Drago m i r a i l es i ni n a d ı n ı yü c e l t m e ,

ja rıyor du .

So nunda kalabaJıkia uğraşmanın Sercnavl

ran daha kolay olduğunu keşfettiler. Gardi 4

i hdyaçhr t o l duğu konu sund a ısrarcıydı. ^

başındaki gardiyanla kon uştu . Lissa’mn önemi «C

b i r k a ç dakikal ığına Serena’mn yerini almayı

S e r e n i ’n ı n y a r al a n u z u n z a m a n ö n c e i yi le şm .. ^ '

bir kızdı. Prensesi gördüğüne şaşırdığı açıktı . *p

resm i yeti ni ko ruyarak “Si ze nas ı l yard ım edebi l ^

Li ssa , Scrcnayı d i ğer gard i yanl ardan uzaki L !^

Lissa diyebileceğini biliyorsu n. N e d e ols a bana •> ^

saplamayı öğrettin.”

Serena gül üm sedi . “îşler değişti. Sonraki kraiiemu •t .t. • . B * Llbilirsiniz

Lissa sırıttı . “H iç san m ıyo rum .” özellikle de bikn^

çözemediği düşünülürse. “Ya rdım ına ihtiyacımız var. f e !

Gram birlikte ço k vakit g eçiriyo rdu nuz . Taciana için Monfr

n eğittiğinden bahseeti mi? Gizli çalışmalan kastediyoma’

Serena nın yüz ifâd esi, d ur um u bild iğini ele veriyordu.’h.

konudan b ahsetm cme iiyim. G ra m ın bana bile söylene»gerekiyordu.”

Heyecanlanan Lissa, Serenanın elini tuttu. “NcbiÜyoaa

anla tma lısın. K im i eğ iriy ord u? Bu ko nu da ne hissediyor!#!?

Kim başarılı olmuştu? Her şey.”

Serena b em bey az o ld u . “Ya pam am ," diye tâuii**

Kra liçe n in emriyle h epsi giz l i tutuluyordu .”

H a U * ö l d ö : d cd İ A d rU n d' k û m u u.k r a l iv c r n i i l c k o n u 5 u >’o r o l a b i l i r s in . " ” * * *

r' k„u f r . l i ö » ' “ , n ö fk d i b l W ^ y U k jr 5ıU ;tlS— r er ed dü r « r ik r e n d crin w n ç fc

rtpabilitim. He psini hinr tun an, ,miunsn , B«

* İV İ g i d ip ? i t m c d l ? i n i P i y o n u n ^ b i . , r ^ -

9 j fdiğini bi liyorum. G ram . Tjru rum n b, ( " u" “M*

S s e ç r i ğ i n i düşünüyordu.” ^

* Uö * b a n e l i n i nazi kçe s ıkn. “Teşekkûr lc t: Ç * ^

[ c ü r f ^ *

S e r e n a g i z l i b i l g i l e r i v e r m e k t e n h o ş la n m ı y o r d u

jk iy c b ö l ü n m e s i z o r i ş t i r . “ B u n u d a h a s o n r a foUcdefc Ş t m d i

ö re v i m i n b a ş ı n a d ö n m e l i y i m . ’'

S e r e n a g ö r e v i n i n b a ş ı n a d ö n ü n c e , a n n e m Li ssa '

gp<

nın yanma

geldi

Ben dc kendi gerçekliğime döndüm. Etrafa bakındım. Bir

otel daha. “Neler oluyor?”

"Duruyoruz,” dedi Dimitri. “Dinlenmelisin*

“Hayır, yola de va m etm eliy iz. Jill seçimler için zamanın-

da saraya va rm alı .” Ba şla ng ıçt ak i am acımız Lissa’mn kon-

seydeki koltuğuna kavuşabilmesi için Jill'i bulmaktı ima

şimdi, Jill'in ortaya çıkışının yaratacağı karmaşanın da bize

zaman kazandıracağını düşünüyordum. Pek çok kişi duy-

duklarına in an m ay ac ak ları için, genetik test sapılması şc

rekecekti. Tü m b u n la r b ize zam an kazandırırdı. Vc ne vazık

ki cinayeti kim in işle diğ ini bu lm ak için zamana ibnyacımı.

vardı.

443



Dimitriitirazlarıma aldırmadı. “L u * ^

mm. Seçimler başlamış mı?” °

'Hayır.” diyc itira f ettim . >.

“O zaman dinlenecek sin."

“Ben iyiyim,” diye bağırdım. ı

A m a o budalalar beni dinlem edi. O d a t u t r ..

d ı çünkü hiçbirimizin k r e d i karcı yoktu v e o t c | -litobırakılmasını kabul etmiyordu. A m a S o n v ^ L ^ ' ^ r

ve yan yana iki oda cuccuk. 7 ^

"Onunla yalnız konuşayım," d i y e mırıldaSonya’ya. “Sanırım halledebilirim.” n 1

uD i k k a d i ol,” diye uyardı S o n y a . “ Ç o k k ı r ı l

“Ben cam yanınızdayım!" diye s e s l e n d i m . ^

Sonya, J ill’in elinden cuctu v e o n u diğer o d a

“Haydi, oda servisini arayalım.” ^

Dimitri kapıyı açıp girmemi b e k l e r c e s i n e b a n a DafT 3.1

kırdıkla iç çekip içeri girdim v e y a t a ğ a o t u r d u m . O d L

Virginia’dakinden yüz kat daha g ü z e ld i . “ O d a s e rv is in i -1 rabilir miyiz?”

Bir iskemle çekip karşıma o t u r d u . “ V i c t o r ' a y a p a ğ abahsetmemiz gerekiyor.”

Konuşulacak birşey y o k , ” dedim z a y ı f b i r s e s l e . B as tı rd ığ ın ı

karanlık duygular yeniden g ü ç l e n d i . K e n d i m i h ü c r e y e kapm

mış gibi hissettim. Duvarları s u ç l u l u k d u y g u m d a n yapılmaiir

hapishane. Herkesin söylediği gibi b e n b i r k a t i l i m . S oğ uk b/

lılıkla öldürdüğüm kişinin Victor olması b i r ş e y i d c ğ i şc ır m e z.

Soğukkanlılıkla işlenmiş bir cinayer o l d u ğ u s ö y l e n e ^

öyleydf d İ y C ^ l t d l m • • vc Robert 1 etkisiz haic ge tirm e k ti^ * * *

r j ı d * d c ^ i l < l i' Y a ş U b ‘ r a d a m d » ’ ’ :Ct° r^ L a t e h d ü gibi gör ünd ü,” dedi Dimitri I

^ e t n o . o k a d a r k i n d i . “ B ü y ü k u l l a p £ * ^

B a s ' " 11 i k İ y a n 3 S 3 İ U d ' m ’ y Ü Z Ü m û c U c r im uu$çniöldürm eyecckt ı . Uzun süre d ^

S ü n ü n t ü k e n m e s i n i b e k le y e b il i r v e y a f a ç a b i M ^

t a a u n ! A " 5 3 o n U y a k a l a m ı k y e r ‘ n e b e t o n d u v ar a ,• ı T ”

S ^ j “ td t u ' Yr bb,' “t ™‘' ^ w 2 Sdürdün’■K ötü yü re k li, yoz laşnuş b ir yaşlr oUbdir a m / T e İ

gcrekmiyor<:lu-H ap se g irm es ini istiyordum ."

V i c t o r ’d a n n c k a d a r n e f r e t e t t i ğ i m d ü ş ü n ü l ü r se . b ö y f c b b c \

s co n e m g a r i p t i . A m a d o ğ r u y u s ö y l ü y o r d u m : A d i l bir dü vi,

d eğ il d i. D ü ş ü n m e d e n h a r e k e t e t m i ş ti m . N o r m a ld e o n u n ,

y a n d ü ş ü n m e z d i m a m a n e d e n s e b ir d e n ö n em

“O n u ö l d ü r ü ş ü m d e o n u r y o k t u . ”

“ S o n y a s e n i n h a t a n o l m a d ı ğ ı n ı s ö y l e d i. " D i m i tr i' n i n s e r i

h a la n a z i k t i . K e ş k e b e n i a z a r l a s a y d ı . H i s se t ti ğ im s u çlu lu ğu

d o ğ r u l a m a s ın ı i s t i y o r d u m . " R u h u n y a n e t k i s i o ld u ğ u n u sö y -

l e d i . ”D ö v ü ş ü h a t ı r l a m a y a ç a l ı ş t ı m . " L ı s s a n ı n n e h i ss et t i ğ in i h iç

a n l a y a m a m ı ş ım . V i c t o r ’ a b a k t ı m v e . . . D ü n y a d ı r b ü t ü n k ö -

t ü l ü k le r o n d a t o p l a n m ı ş t ı . O n u ö l d ü r m e m g e r e k t i ğ in i h i s s e -

n in . K ö t ü b i r i y d i a m a b u n u h a k e d e c e k k a d a r k o ru o ü n ad ıg m ı

b i l i y o r s u n . B a n a k a r ş ı h i ç ş a n s ı v o k t u . Onur, d ı v e d ü ş ü n ü y o r -

u m . Onur bucinayetinneresinde?

lu.

u m

445



r ) in k m l y o " u n * » * • S f n i n h « ' » n d cg | | d ildm « tanı oUn>k anlamıyor. Karanlık ..ualmih '

re ı ı ’ l asaMdiğini bdlyonu. Konrm l

Götlerine bakrım. O m , k o n t r o l e d e c e k k a jAr * > V

l ıy d ı m ” İ 5« s u ç l u l u k d u y g u m u n a l r . n d a y , „ n

olmalıyd,nl ama »y ıfım . ^

D i m i t r i y a n ı t v e r m e k t e a c e l e e ı m e d , ' Y e n i l ,

dedi sonunda. “Kimse k u s u r s u z o l m a n , b e k l e , , , , V H r ^

•Ben bekliyorum. Y a p t ı ğ ı m ş e y Yutk„ndum

J : * Hk m c t d ı

D i m i t r i n i n g ö z l e r i ş a ş k ı n l ı k t a n a ç ı l d ı . “ S ö y l e d i k ] ^

ma Rose. K o n t r o l ü n d e o l m a y a n b i r şey içi,, kcnd,„i

m a z s ı n "

"öyle mi? öyleyse sen n e d e n h a l a . . . n

Dimirri yi ken dini c e z a l a n d ı r m a y ı s ü rd ü r m e k le

cakken sustum. A nık ken din i c e z a l a n d ı r m ı y o r d u . S t t ı g ^

yaptıkları yüzünden s u ç lu l u k d u y m u y o r muydu? Duyuya

Ama yolculuğumuz sırasında h a y a t ı y e n i d e n s a h i p le n m e d i^

rcnmişîi.

“Nc zaman suçluluk duygusuna rağmen yaşayabileceğim

keşfettin?’’ di yc s o rd u m . " H e r ş ey n e zaman değişti?"

“Emin değilim.”

Sorum onu ş a ş ı r t t ı y s a b i l e ş a ş k ı n l ı ğ ı n ı s a k l a m a y ı becerdi,

(»özleri gözleri m d e y d i a m a b en i g ö r m ü y o r d u . 1 l e ı ş rv uv ty

yavaş oldu. Lissa vc Abe g e l i p s e n i k a ç ı r m a m ı s d\ I cv lik le ti ıu .

Ussa be nde n is te di ği iç in b u n u y a p ı m ı . A m a b u k o n u r u dü

şündükçe kişisel nedenlerim de o l d u ğ u n u k a v r a d ı m H ücrede

^ tl tnam tyo rdum . D o ğ r u değildi e

o l d u f e m m U , k c , " m Ş lm 'd lve fırlatıp atm aya niyetim yok "

V* 'n u Y 8 u ' a n m h a U W j rm a k i " ' ' ,k l ' > m , a n U t | 1 . .

, * o k u » toplamam, sağlad,. D u y g u U n n , ^ ^

^ ı n ı b i l İ Y o t a u t n .

. D e t a y ' » " gormey, ve ,ak, l i r r„„cvı

1, , e t l i ğ i m i d u y d u n . " d i y r d e v a m c , „ , y

i / a m « * e tk < ;n k İ m o l d u 8 “ m u b a ı u l a d imk ir s a v a şç ı d e ğ i l i m . S a v a ş m a k k o l a v d u . ö „ c m ll

ic n s a v a ş t ı ğ ı m ı z A t a s o k a k t a D o n o v a n ' l , d ö v u , ^ .

O r p e td i. “A z b a l s ı n s a d e c e ö l d ü r m e k iç in d d vü }e n ^

^ ü ş ü y o r d u m . A m a s e n b e n i k u t ıa t d ı n R o sc B tn im

d ö n üm n o k t a s , o y d u . L i s s a g i b i s en d e b e n i U t a n l m S tr l

g ol g e ç m i ş im i g e r i d e b ı r a k m a k i ç i n , o n l a rı n o la m l ya ca » ,

tü rd e b i r i o l m a m g e r e k t i ğ i n i a n l a d ı m . G ü t e l li ğ i. a şk ı, o nu -

ru s a h i p l e n m e l iy d i m " W M

B u s ö z l er ü z e r i n e s a n k i i k i y e b ö l ü n d ü m . B i : y an ım m u tlu -

lu kta n h a v a y a u ç u y o r d u K e n d i s iy l e ve rd iğ i « v *> ı U u n m a k

iİ 7e re yd i. O n u n a d ı n a m u t l u l u k t a n ağ la y a b il ir d im A vn u

m a n da b u s ö z l e r b a n a k e n d i d u r u m u m u n a cı ı u sü ıÇ " ( u n -la tıy o rd u . Y e n i d e n k e n d i m e a c ı m a y a b a şla d ım

“ O z a m a n d u r u m u m u a n l ı y o r s u n d u r * " d ed im a o b .r vc s

“S e n d e s ö y l e d i n : O n u r ö n e m l id i r . B e n k en d i " r,\ ►; d v .

tim . O t o p a r k t a m a s u m b i r i n i o ld u r d u m

“ B e n d c y ü z l c r c c s i n i ö l d ü r d ü m , d e vii d u : !'• » ev e

d c V i c t o r D a ş h k o v ’d a n ç o k d a h a m a s u n » ■ •nsan .u d i.



Çflnkü dinde dc8ildi!" Yine prt. _ » m » u l a ş t ı m . “ N e d e n a y n . ş e y l e r i k o n u ş u p d u

“ Ç ü n k ü k a f i n b a s m ı y o r ! S e n i n d e e l i n d e d e ğ ; | d i , , .

s ı n ı r l a r ı n a d a y a n m ı ş t ı . “ S u ç l u h i s s e d e b i l i r . , ^ Y a s ( J N , .

a m a h a y a r ı n a d e v a m e r m e k , k e n d i n i a f F c r m e k 7 0 ru ' a b '! "> ir.

A y a ğ a A t l a y a r a k o n u ş a ş ı r t t ım , ü n e e ğ i ld i m , y ü z

“ K e n d i m i a f f e t m e k m i ? İ s t e d i ğ i n b u m u ? B U n u se n m 8<%

y o r s u n r

K e l i m e l e r i d u y m a m ı ? g i b i y d i . Y a k ı n ı n d a o l m a m l a il •.

m a l » . B a ş ı m s a l l a d ı . g lS l

“ O z a m a n ş u n u s ö y l e , s u ç l u l u k d u y g u s u n u a ş ı p y a ç a n . .

k a r a r v e r d i ğ i n i a n i a r ı y o r s u n . T a m a m . A m a g e r ç e k te n k çnd P

a f f e c r i n m i ? S i b i r y a ' d a o l a n l a r i ç i n s e n i a ff e t t i ğ i m i u zu n

ö n c e s a n a s ö y l e d i m a m a s e n k e n d i n i a f f e d e b i l d i n m i ?”

“ A z ö n c e d e d i ğ i m — ”

“ H a y ı r . A y n ı ş e y d e ğ i l . B a n a k e n d i m i a f f e tm e m i söylüyor-

s u n a m a s e n a y n ı s ı n ı y a p a m ı y o r s u n , i k i y ü z l ü n ü n b ir is in >xk

d a ş . Y a i k i m i z d c s u ç l u y u z y a i k i m i z d e m a s u m u z . B i ri n i seç"

O d a a y a ğ a k a l k ı p b a n a y u k a r d a n b a k t ı . O t ad a r basiı

d e ğ i l . " |K o l l a r ım ı k a v u ş t u r a r a k g e r i ç e k i l m e y i r e d d e t t i m . “O kadar

b a s i t. B i z a y n ı y ı z ! S o n y a b i l e ö y l e s ö y l ü y o r . H e p a y n ı olduk.

D i m i t r i k a ş l a r ı n ı ç a t t ı . “ S o n y a m ı ? O n u n b u n l a r l a n e % â

v a r . '

A u r a l a r ı m ı z ı n u y d u ğ u n u s ö y l e d i . B i r b i r im i z i n ya nınd a}

k e n a y d m l a n ı y o r m u ş u z . B e n i , s e v d i ğ i n i v e u y u m iç in de ol

d u ğ u m u z u s ö y l e d i . B i l m i y o r u m . B u k o n u y u a ç m am a lı y d ı 151

. l i b ü y ü k u l l a n ı c ı l a r ı s ö z k o n u s u o l d u ğ u n d a a u

|ân!’ 1 r r te y e g i d i P b a 5 ' m l c a m ı y a si ay . p b i r U n r „

f je r e d e o l d u ğ u m u z u b i l m i y o r d u m . A n b a h , v

İ ü t n ü n ö t ıü n d c a k ıp g i d , y o r d u . D e r i n b ir n efe ^

8 o r u n t u s u u z u n s ü r e tü m ü n d e n ^

' i K o r k u n ç b i r ş e y y a p m ı ş u m ™ n iy e t i m k ö tü d e si d i

u M d e d i ğ e r le r i h a k l ı y d ı , k e n d i m d e d e ğ il d im . B u n u b ib r ekla n l a n d e ğ i r i r m i y d . ! V . e t o t ' ı g e r i ge t i r i r ^ p .

p ü r ü st o l m a k g e r e k i r s e y a p t ı k l a r ım l a n as ü y a ş ^ ğ m u *

^ y o rd u m . A m a Y ° ^ d e v a m e t m c ^ z or un d a y d ım .

“ B u n u n b e n i d u r d u r m a s ı n a i z i n v e re m e m , ” d iy e m ır ıld an

iım > “ O z a m a n k ö t ü l ü ğ ü n k a z a n m a s ı n a i z in v er m iş o lu ru m ,

^ a y ar ta k a l m a l ı y ı m . S a v a ş ı p d i ğ e r l e r i n i k o ru m a y ı sü rd ür m e

liyinfi.”“ N e d i y o r s u n ? ” d i y e s o r d u D i m i t r i .

“ K e n d i m i a f f e t t i ğ i m i s ö y l ü y o r u m . H e r ş e y m ü ke m m e l

d iy e m e m a m a b u d a b i r b a ş l a n g ı ç t ır . " P ar m a k l a n ın ca m da ki

u fa k ç a t l a ğ ı n ü z e r i n d e d o l a ş t ı . “ K i m b i l ir ? B e lk i o to p ar kt ak i

p a tla m a , i ç i m d e k i k a r a n l ı ğ ı n b i r k ı s m ı n d a n k u r tu lm a m ı sağ-

l am ı şt ır . Ş ü p h e c i n i n t e k i o l s a m d a S o n y a n u ı h a k k ı n ı v er m cû

y im , p a t l a m a k ü z e r e o l d u ğ u m k o n u s u n d a h a k lı ç ık tı .

“ B i r k o n u d a d a h a h a k l ı y d ı , " d e d i D i m i tr i . S ı r t ım d ö n ü k t ü

«m a s e s to n u o n a y ö n e l m e m i s a ğ la d ı .

‘N e y m i ş ? ” d i y e s o r d u m .

" H a la s e n i s e v i y o r u m . ”

4* 9



I , y l e b i r l i k t e e v r e n d e k i h e r 5c y d e ğ i } ti

B u C ,‘ m « s l i d ı D ü n y a ş i m d i s a d e c e o n u n .

Z a m a " ^ « G e r ç e k o la m a z d , G e r ç e k o b J J H ,

f Î n R u T r ü y » « g i b i m i . G ö z l e r i m i k a p a , ™ V *

C t r ş . koydum. Hayır Nc k a d a r rnanrtanraz. ^1 b i r r ü y a d e ğ i l d i G e r ç e k t i G e r ç e k h a y a n , . D i ^ ^

c ^ n l ı k a r a n ı ^ ^ s o r m a y t b a ş a r d ı m .

* o e “ mS « tonu, y a n ı n " a ç ı k ç a o r t a d a o l d u ğ a ^

' T “ Y e n i d e n d a m p i r e d ö n ü ş t ü ğ ü m d e b u n u i „ k , r ( (e d iy o r d u s u ç l u l u k d u y g u s u n d a n b a şk a h i ^ ,

m e y i d e n e s e n i n ı e i lg i l i k o n u l a r d a s u ^

s e y e y c r f j K a l b i m d e d i ğ e r d u y g u l a r a y e r o l m a i p *duyuyor u • g e r i g e l d i . S e n i h e p s e v d im w .

İ n a n m T ‘T kadar bunu f a r k e d e m e d i m . A r a s ok a k ta n ra

hazır olan tcindeki iyiliği, u m u d u n u ve ınancıp,.

düğümdeZamSeni güzel kılan şey. tüm bu özelliklerin. Ç«

ÇOk£ ^ m değildi.” dedim, nasıl e s p r i y a p a b i ld i ğ i m e f e

dim de şaşarak. _ l<Hcr ^

“ S a ç ı n d a ç o k g ü z e l . Ü M İ d i n . H e r z am a n s a fto

z e ls in . t i k t a n ı ş t ığ ı m ı z d a a ç J k c , n ı r o l « m e y i öğrendir,enerjiyle doluydun, zamanla t ^ ^ ^ ^Tanıdığım cn baş döndürücü a m ^

ma seviniyorum. Bu duyguyu ay et™ hçr şeyimi vz-Düşüncelcrc daldı. “Geçm işi değişti

tirdim. Ussa beni geri getirdiğinde kolla

45 0

K c 5 k e b i t l i k t e b i t ö m ü r g e ç i r e b i l * ^

o k g e ç v e b u n u k a b u l l e n d i m l r , ı k ( ,e r

‘‘ ‘ " ^ e d e n ç o k g e ç ? "

p j r n i t r i'n i n g ö z l e r i n d e h ü z ü n l ü b i r if ad e b e U , . . .

s „ d en . Ç “ n k ü s c n h a y a l m a e n in . H ^ ' a V T ? * j i y e r e k i t i r a z l a r ı m ı s ü s t ü r d ü , “ ö y l e d a v r a n ^

- * * ™ t l u 0 lm ü u yo r u m . ^^ m u t lu « t ı ğ ı n ı s ö y l ed i n . O n u s ev d iğ in i s ö y U n » *

A m a B a n a b e n i s e v d i ğ i n i sö y l e d i n .. . Benimle o ln > t

t ed iğ m » s ö y l e d i n ! " K e l i m e l e r i m z a r a f e t te n u z a k tı . ‘ * ^“ S a n a s ö y l e d i m . B a ş k a b i r a d a m ı n k ı z a r k a d a ş . 4 y a ro ft ,

y a c a ğ ı m . O n u r d a n m » b a h s e t m e k i s t i y o r s u n ? İ ş t e a n ı e n y ^

h a l iy l e o n u r . "

O n a d o ğ r u y ü r ü d ü m , h e r a d ı m ı m l a ar am ı zd ak i g erilim

a r tt ı. D i m i t r i a r a s o k a ğ ı n k e n d i s i i ç in d ö n ü m n o kt as ı o ld u-

ğ u n u s ö y l ü y o r d u . B e n i m i ç i n s e ş i m d i y d i . H a y a tı m de ğişm ek

Ü z e re y d i. G e ç e n h a f t a b o y u n c a D i m i t r i ’y l c i lg il i r o m a n tik d ü-

ş ü n c e le r d e n u z a k d u r m u ş t u m . Y o k s a d u r am a m ı ş m ıy dım ? A şk

n e y d i? Ç i ç e k l e r , ç i k o l a t a v c ş i i r l e r m i y d i ? Y o k sa ba ş ka b ir ş ey

m i yd i? B i r b i r i n i n ş a k a l a r ı m t a m a m l a m a k m ıy d ı? Bi r in in ark a-

n ı k o l la y a c a ğ ı n ı b i l m e k m i y d i ? B i r i n i k e n d i n i ta n ıd ığ ın ka dariyi t a n ı m a k m ı y d ı ?

B ü t ü n h a f t a D i m i t r i ’ y e o l a n a ş k ı m ı n so la ca ğ ın ı id dia e t-

m i ş ti m . G e r ç e k h a y a t t a y s a g i t t i k ç e g ü ç le n iy o rd u m . N ele r o l-

d u ğ u n u a n c a k ş i m d i f a r k e d i y o r d u m . İ li şk i m i z e sk i h alm e d ön -

m e y e b a ş l a m ı ş t ı . Ş u d ü n y a d a b e n i g e r ç ek t e n s ad c cc ' c v Ju c.e

D i m i tr i a n l ı y o r d u . L i s s a b i l e b a n a o n u n k ad .iı y ak ın u . ğ

451



Yalın söylememiştim. Adrian! sevdim n. « _ _ _ _ _ _ w _ _ _ _ _ _ _ _ •. . ' b *

1 t

k e t i . e ş l e n m e n i z n o r m a l d i r a m a o n u d û ş ü n d ü ^ ^ ^ 3^

d ü ş ü n m e k z o r d u a m a M a s c r a n o ' l a r d a s ö y l e d i ^ ^ ^ V n ,

eriyordu: Onunla eğleniyorum. Sevdiğin^ I r i ş ^ T ^ i

ken, eğlenmeniznormaldir ama onu d ^ û n d û g J/ ^ V

mza gelenilk şey. eğlenmeko l m a m a l ı . B i r b i r i n i ^ ^

ri>oruz ya da beni daha iyi b i r i y a p ıy o r d i y e b i l i r , ^ ^

Önemlisi: Beni anlıyor. ^ t*

Ama bunların h i ç b i r i A d r i a n i ç i n g e ç e r l i d e ğ il d i b ,

den onları s ö y l e m e m i ş t i m . A d n a n ’d a h u z u r b u lm a * , ^

nuştım. Tanıdıkiığı. r a h a r l ı ğ ı v e e s p r i a n l a y ı ş a dö ^

önemli bir parçasıydı. H a y a t ı t e h l i k e y e girerse onu k '

için kendimi rchiikeye a t a r d ı m . A m a b e n d e n il h a m ^

söylenemezdi. D e n i y o r , d a h a i y i b i r i o l m a y a ç a l ı ş ı v o c

hayatının amacı b a ş k a l a r ın ı e t k i l e m e k t i b e n i c t k ü e n ^

D e ğ i ş m e k l e aslında i l g i le n m i y o r d u . K ö t ü v e y a z a y ı f b i n i

ğ i l d i a m a ben onun için b i r t ü r o y u n d u m . B i r g ü n b e n de

sıkılacağına emindim. Tum b u n l a r ı a ş ı p h a r i k a b i r i n e d ön ü-

şeceği günler de gelecekti a m a h e n ü z o n o k t a v a g e l m e m i ş i

B e n s e o noktaya çoktan u l a ş m ı ş t ı m .

Dimitri nin karşısına d i k i l ip g ö z l e r i n e b a k t ım . E l le rim

g ö ğ s ü n e y a s l a y ıp kalp atışlarını h i s s e t t i m . S ı c a k l ı ğ ı , p a m u k la -

r ım d a n v ü c u d u m a yayıldı. U z a n ı p b i l e k l e r i m i tuttu ama bes

i t t i r m e d i . .Artık yakışıklı yüzünde b a n a o l a n s e v g i s in : gö re bili-

yordum. S e v g i v c arzu. O kadar a ç ı k t ı k i .

"Bana söyleme!iydin." dedim. " B a n a b u n u u z u n zım zn

önce söylemeliydin. Seni seviyorum. S e n i s e v m e y i hiç b ı r a k -

madım. Bunu bilme lisin"

452

S e o i « v i y o r u n , ı k d ı ğ im d * « f e » , ^

. ^ l i y o n i u m A d n a n ı ş ı n . ç m d e y k a ,

? d e d i, İ t t i r m e k i s t e r c e s i n e b . ic U c n ı tu « k .

Od diy^ Ro^ ö>'le biti„ın, e lin de n aU m ac n. Ş im d i l û & n ç , ^ ^

K c t n a c ^

b *

d r j n « B u t a le b i g ö r m e z d e n g e l d i m . B e n d e n j

^ a ş a b i l i r d i . O n u ö z l e m i ş t i m . P a n a u " ™ "

l a m a y ı s ü r d ü ğ ü S ° S « a e 4>

“BenAdrian’ın malı değilim." dedim jkjakstsjrv .. '!d ah a d a y a k l a ş t ım . K a l b i n d e o k a d a r d o y g u . » o d i T ' *

« r k e n d o ğ r u y u y a n l ış t a n a y ı r m a k z o r d u . S o c n '

^ b ir a u r a y ı v e y a t e k b i r r u h u p a y l a ş m a d ı ğ ı n . | „ *

b iz im a m a l a r ı m ı z b i r li k t e o l m a k i ç i n y a . a n j a ş n B ı rm d ,

i k im i zi n t o p l a m ı n d a n d a h a b ü y ü k b i r şeş o ü.v w da . * Be n

k im s e y e a i t d e ğ i l i m . K e n d i se ç i m l e r i m i k e n d u n n f m n . '

“ A d r i a h l a o l m a y ı s e ç t i n , ” d e d i D i m i t ri .

“A m a k a d e r i m d e s e n v a r s ı n . "

B u s ö z l e r l e h e r ş e y d e ğ i ş t i . .A r a m a d a k i b ü tü n d m a ria r

k a y b o l d u . B ü t ü n d u y g u l a r ı m ı z o r t a y a çı k tı . O n u ö p m e k » on

u z a n d ı m , g e r i ç e k i l m e d i . B u s e f e r k i ö p ü ş m e m e o n u > tm r uk

l a m a m l a s o n u ç l a n m a d ı . B e n i k o l la r ı n a a lı p y a rı ğ a ç ö r l c

V u c u d u m d a k i b ü t ü n s i n i r u ç la n a l o ı k i ı . O n u r , c a x ı

a r z u l a d ı ğ ı n ı h i s s e t t i m . Ö l ü m l e d o l u b i r d ü r.y a da us u *, setpy.

ö k d i r e t m e s i n i ö ğ r e n i y o r . S a d e c e b u o a c eg . Nc v g . 't ıb ..v a o

H a y a t a i h t i y a c ı v a r d ı . B a n a i h t i y a ç v a r d ı N i ce ce h a k *

b i r ş e y d e n b a h s e t m i y o r u m , b e n im k a lb ım ; ." ' t — . . . . . . . .

4*3



o n u ö z l e m e s i g ib i o ^ b e n i ö z l ü y o r d u . c . ^

V ü c u d u m u * s * d c c c a r z u d a n f a z l a s ı y l a b i r le t !

* d n d e bolca ş e h v e t de vardı.

,Ç Birlikte onca şeyden sonra. k a tU j, ,

çileden sonra yeniden biraraya gelmek, ade,, eve do

L i . Sonunda a ,, olduğum yerdeydim. Düny^, fej>

Onu kaybettiğimde her şeyi kaybettiğim, «n m ,,,, * '

omdi bana bakarken, dudaklar,ndan ben,m ad„n

ke„ bütün parçalar yenid en yer ler,ne oturuyordu. O )ri,

d o ğ r u olan, yaptığımı kavradım. Raşka biriyle olm, m b i r hata o l d u .

Sevişmemiz bittiğinde birbirimize s a r , İ d , k . B a c a k l * ^

birbirine dolanm ış olarak yatmayı s ü r d ü r d ü k . S a n k i ayn k*l.

d,ğımı? zamanların acısını çıkarmaya ç a l ı ş ı y o r d u k .

Gözlerimi kapayıp rüyada gibi mutlulukla iç çektim, “fe

etmene sevindim. Neyse ki o to ko nt ro lü n benimki kadar güçlü

değil.”

Bu s ö z ü m onu g ü l d ü r d ü . “ R o z a , o t o k o n t r o l ü m sen in k u v

den on b t g ü ç l ü d ü r . ”

Gözlerimi açıp ona bakabilmek i ç i n p o z i s y o n d eğ iş tir dim .

Saçlarım geriye ittirdim. “ B a n a h i ç d c ö y l e y m i ş g jb i g c l n u j :

“Gelecek sefere g ö r ü ş ü r ü z . ” d i y e b e n i u y a r d ı. "Sanıydcı

içinde kontrolünü byb etm en c yol açacak ş e v l e r >.ıpacağı

Bu söz aslında Rose Hathavvay u k a l a l ı k l a r ı n d a n h ır ı m

ediyordu ama durumumuzu hatırladım. G e l e c e k s

bir şey olmayabilir.”

Dimit r i donup kaldı. “Ne? Neden?

454

Çözmemiz gereken birkav sorim „

"^drlan." dedi.«Hadım. " V c o b c n i l t l

1 0 * b cm m Bd inc c.. ■ A , ? "■ *

rc inanamıyord um.. “Birlikte Âc, içinde sura un , buru ş,utdu. . lffe®>cnprt|t.

C i d d i y i m . ” Gözlerine baktım,

da.nnGerçekten. Hepimiz scn, aHCttik Aff

M devam edemezsin. Birlikte olanuyu. “" ’ S t .

Hayatımın en büyük kumarlardan bj[.som sormaksızın ona koşar, onunla 0|m bludt" oba

dun. Ama yaşadığımız onca şeyden soma düL*1*1"" 9İ“W'

jeviyordum ve onu istiyordum. Ama bu m‘K"n’ ° ““

tünden onu zorlamak zorundaydım B u l^ rT '", * * *

doğru yapmalıydık. Sek s harikayd, ama her „ , * * •edav, değildi. Kahretsin. An,aş,lan,

mantıki, davranmay, öğrenmiştim. Hah Adnan'la vudesT

genekryurdu ve Dinn tri ondan istediğim, „ pnuıla J Z

mflpgidecektim. İkisini de kaybetmiş olurdum ama vanlı,

bir ilişkide olmaktansa böylesi daha iyiydi.

Bilmiyorum," dedi Dimun sonund a . ‘ H a z ı r olup oinuağımı bilmiyorum ."

Ç a b u k k a r a r v e r m e l i s i n , ” d e d i m . “ H e m e n şim d i va p m an

gedemiyor ama y ak ınd a... "^brar etmedim. Ş i m d i l i k b u n u b i r t ar a fa b ır ak a bilir d im

k 3 , 5 r a r c ı davranmakta h a k l ı o l d u ğ u m u b i li yo r d u m . K cn

y C m u t ,u olamazsa b e n i m l e d c m u t lu o la m a z d ı .

455



B a ş ı m ı g ö ğ s ü n e y a s l a y ı n c a r a h a d a d ı ğ , n ı ^

a d ı n ı ç ı k a r d ı k . S o n y a d i n l e n m e m i z g e r e k t i ^ ' * 1 * O

ö n ü m ü z d e ha la u z u n b i r y o l v a r d ı . D i m i t r i ^ ‘ n i *ö y i ç \

n l m ı ş k c n u y u m a k i s t e d i ğ i m i f a r k e t t i m . « s s s

d ü ş ü r m u ş r u . S u ç l u l u k d u y g u m v e h i s s e t t i ğ e 1

e t k i s i n i g ö s t e r i y o r d u . B o y n u m d a k i ş i fa t J j s ı n ■'

y e r e k a d a r d ı . A y r ı c a , d i y e d ü k ü n d ü m v e i ç t c n e tk iıj ^

D i m i t r i y i t y a p t ı k l a rı m ı z d a b e r t iy o r d u . A n ı a b ü

r a la n m a m a n e d e n o l m a y a n b i r ş e y y ü z ü n d e n y 0 ^ ^ 'fî D i m i t r i ' n i n k o l l a r ı n d a u y u y a k a l d ı m . K ı r j n l

O k a d a r b a s i t o l a b i l i r d i . H u z u r l u , m u t l u b i r l ^

E l b e t t e o k a d a r ş a n s l ı d e ğ i l d i m . V U ° ^ ^ l i r(j;

R u h r ü y a s ı b e n i k e n d i n e ç e k t i , b i r s a b i y e i j

D o m y i a k a r ç ı l a j a c a ğ ı m ı s a h e f t m . A ğ a b e y i n i ö l d ü r d ü ! ^ ’ '

i i . t i k a m a l m a y ı d e n e y e b i l i r d i .

A m a h a y ır . K a r ? ım d a k i n d a r b i r D a r s h k o v y o k t u K ,

b i r ç i f t z ü m r ü t y e ç i l i g ö z e b a k a r k e n b u l d u m . M C:,r'i

A d r i a n .

30H

e r z a m a n y a p t .ğ ı m g i b i k o ll a r m a W m , ı v

t o p U M » , H e l e

N u m a r a y a p a m a z d a n . D i m i tr iy l e ^

ne o l a c a ğ ı n ı b i l m i y o r d u m a m a A d n a n ’ ı ö z g ü r b ır a km a lıy dım

O n a o l a n h i s l e r i m g ü ç l ü y d ü v e b e l k i a rk a d aş k a l a b i l ir d i

A m a D i m i t r i y l e y a t t ı k t a n h e m e n s o n r a o n u o y ala ya m az dım .

C i n a y et k a d a r o l m a s a d a o n u r s u z b i r h a re k e t o lu rd u .

Y i n e d e o n a o a n d a h e r ş e y i a n l a t a m a z d ı m . O n u n la b ir r ü -

y a d a a y r ı l a m a z d ı m . M e s a j a t ı p a y r ı lm a k k a d a r k ö tü o lu rd u .

O n u r b u r a y a k a d a r m ı ş . Ç o k y a k ı n d a o n a h e r ş ey i a n l a ta ca ğım ,

d iy e k e n d i k e n d i m e s ö z v e r d i m .

O n a s a r ı l m a d ı ğ ı m ı f a r k e t m e d i a m a b a ş k a b i r ş e y i f a rk eı t i .

uI n a n ı l m a z . ”

B a ş k a y e r y o k m u ş g i b i S c . V l a d i m i r ’i n k ü tü p h an e s in d ey

d ik . N c o l d u ğ u n u a n l a m a y a n g ö z l e r l e o n a b a k t ı m . İ n an ılm a /

o l a n n e ? ”



“A y r a n N e k a d a r p a r l a t t ı ğ ı n a i n a n a m .rü l n

l a m a b u g ü n H i ç b o y l c p a r l a d ı ğ , , , , "

S a l a r d a n s o n r a s e n i b ö y l e g ö r m e y i b d d e n , , ^ ^

R a h a t s ız c a l o p t a n d ı m . N o r m a l d e D ı m i t r i ' n jn

k e n auram , d d a r . a c a b a ş e r i k t e n s o n r a d a h a d a > •

m, baflanuftı? “Neyik a s t e d , y o r s u n ? d , y e s o r d u n , yor Smaktan k a ç ı n a r a k . \

Gülüp bana yaklaştı. E l i s i g a r a p a k e t i n e u z a n d ı ,

dr. s i g a r a y a k m a d ı . “ H a y d i a m a . H e r k e s b u n d a n b ih sc T *

B e l i k o v ' l a . JiU'İ kaç ırış ınızı a n l a t ı y o r l a r . Simya c.y , SİZf *

ma z o r l a m ı ş s ın ı z . Seçimler s a y ı lm a z s a cn heyecan ^ *

kodular bunlar. Son sınava az kaldı."

“Doğruya.. .” diye mırıldandım. L i s s a b i l m e c e y i d u y j

redeyse yirmi dört saat olm uş tu. Ç o k a z z a m a n k a l m > $ tl ve #ıı

kontrol ettiğimde ark adaşımın h a l a v e r e c e k b i r y a n ı t, y o k tu .

“Neden gün ortasında uyuyorsun?" d i y c s o r d u A d rian .

“Seni uyur bulmayı beklemiyordum. İ n s a n s a a t i y l e h arek e,

edeceğini düşün müştüm .

“Zorlu bir geceydi. G a r d i y a n l a r d a n k a ç m a k k o la y olm ad ı.’

Adrian elimi cuctu ve ben e l i r n i ç e k i n c e k a ş l a r ın ı ça m .A n u

kısa sürede toparlanıp g ü l ü m s e d i . * B e n o l s a m g ar d iy an la rd ançok baban konusunda e n d i ş e l e n i r d i m . B ı r a k t ı ğ ı y e r d e k alm a -

dığın için çok öfkeli. A m a s i m y a c ı l a r l a g ö r ü ş m e y i b a ş a r a m i ü

İnan bana Sydney’e u l a ş m a y a ç a l ı ş ı p d u r u y o r .

Bu söz beni neredeyse g ü l d ü r e c e k t i . “ D e r n e k d ü ş ü n d ü ğ ü

kadar güçlü değilmiş." So nra s ı k ı n t ı y l a i ç ç e k t i m .

nuşmaya ihtiyacımız var. S y d n e y ’ l e , d a h a d o ğ r u s u ya n ın

adan *” W ın yüz ifadesinde a l d ır a n a d a m ı t a n ı y o r d u C^ i r n i ^

■Duyduklarımdan anU(1■■prdiyınhr o t e l i n crraf,nda k i t W ı y l a ı» d

n şey, »»»••/---------- . _ _ _______

ıkmıyorlar. Bizler veya diğer s i m y ^ * " Klmin Bildiğe

r siitü insan var. Abe insan k,l,ğ,na „lr ^ ' ^ a ı n ,

b a ş a r a m a m ı ş . " E " m ^ * * * * ^

Z a v a l l ı

Zm ei. Gardiyanlar ın onu vakalJya ■di. Bizim dünyamızdan kimsenin girip r,km b‘lmd^

lcr. Aniden dura ksadım. “İşte bu.. .” IZlnv" m'z

Adrian şüpheci gözlerle beni süzdü. “Ah ha

t a n ı y o r u m . Yin e çılgın ca bir şeyler yapataksln."iyU U^ Aşktan değil, heyecandan ellerini tuttum. “ M i k h a Ü ' l c k o n

Bizimle...” duraksayıp düşündüm. Simyaalann Wd,p

y, görmüştüm. Hafızam, zorladım. “Kasabanın uzak ucundaki

kırmızı tabela], restoranda buluşmasın, sağla. En son omdan

geçtiğimde et ra f aç,k büfesiyle ilgili reklamlarla doluydu."

“Söylemesi yapmasından kolay küçük dampir. Saraydaki

bütün ga rdiyan lar se çim le r içi n gelen halkı kontrol altında tutmakta kullanılıyor. Lissa saldırıya uğramasaydı annenin

bile onunla kalmasına izin verilmezdi. Mikhıil'in dışan çıka-

bileceğini sanmıyorum."Bir yolunu bulacaktır,” dedim güven içinde. “Ona bunun

C|nayeti çö zm en in anahtarı oldue ıınu söyle. Mikhail becerikli

biridir.”



r ^ H A d r i a * buna benim kadar emin değildi ama ban;ı,,

j j “ i s le z a m a n ? ^ r öJ,

^ G e r ç e k t e n ne »man? N e r e d e y s e ö ğ l e n o l * ^

. i . ı m u „ dikkat etmemiştim. S a r a y a u l a ş m a m , , . ' H

I t f e k t i » Seçim sürecini çok i y i b i l m i y o r d u m a n , a J S

; geçenler. Moroi günü b a ş l a d ı ğ ı n d a k o n u ş m a y a p

Teoride o andan sonra o y l a m a y a g e ç i l m e s i g e t e k lr d l. ^

nım,z işe yaratsa Lissa s a y e s i n d e o y l a m a g ü n l e r c e

E l b e t t e s o n s ı n a v ı g e ç e r s e .“ G e c e y a r ı s ı , ” d e d i m . D o ğ r u t a h m m e d i y o r s a m s a ra y ,

m e l o d r a m ı y ü z ü n d e n k a r m a k a r ı ş ı k o l a c a k t ı . M i k h a ,l ’irı ı

m a s , d a h a k o l a y o l u r d u . “ O n a s ö y l e y e c e k m i s in ? "

“ S e n i n i ç i n h e r ş e y i y a p a r ı m . " A d n a n e ğ i le r e k b e n , ,e W | |

d ı “ G e r ç i bu i ş e k a r ı ş m a n ı n t e h l i k e l i o l d u ğ u n u d ü ş ü n ü p .

“Bu i ş i k e n d i m y a p m a l ı y ı m , d e d i m . S a k l a n ı p b r|(|t .

y e m e m . "A n l ı y o r m u ş g i b i b a ş ı n ı s a l l a d ı a m a a n l a d ı ğ ı n a e m i n dc

ğildim.“ T e ş e k k ü r l e r , ” d e d i m o n a . “ H e r ş e y i ç i n t e ş e k k ü r le r . Şim di

« n

A d r i a n s ı r ı t t ı . “ Ş u i ş e b a k , bir e r k e ğ i y a t a k ı a n a tm a k ışın

h i ç zaman k a y b e t m i y o r s u n h a r ’

Şakası i r k i l m e m e y o l a ç t ı . “ M i k h a ı l m h a z ı r la n m a n

g e r e k e c e k ti r . A y r ı c a L i s s a y ı i z l e m e k i s t i y o r u m .

Bu s ö z Adnan'ı c i d d i l e ş t i r d i . H i ç ş a n s ı v a r m ı .

çecekmi?” „

“Bilmiyorum,” d i y e i t i r a f e t t i m . B u s ı n a v z o ı u

4 6 0

Ama uyandığımda ^Ördüklerim rüya gibiydi. H*U

v i c y a t a k t a y d ı k , b i r b i r i m i z s a n l m r ş u k . Y üz ü nd e h u.

n i m i t n y * , i . . . . . . . . . . » . .

n e y a p a b i l e c e ğ i m i * b a k a , , , . .

‘ ^ o n d u r d u . D u d a k l a r ı n ı r e t t e k s o h , * 0 l u , ' j * * *

W®*6 kalbim orada değildi "Rosc Utlen dikkat^ Sh çakınında olacaksm. H e, ye,. * „ i « *»

fjdjS‘y emri »İmiş gardiyanlarla dolu.”

0 f* C>rum ” diyc karş ılık verdim.

Z * * ün ard‘na'A:\ Admn . ^ o l d u ve ben

rjUtd

bui& de vardı. O nu uyandırıp yola çıkmama«“* “ |.k konusunda tereddüt ettim. Ama saaıe baktığımda bu

*^îddüt kayboldu. Zamanımız vatdı ama şansımın «ulamanın

U kıu Yi nc de ö nce LUsa’yı kontrol «meye kaıat veıdlm

**eml js e k Sony a mn bizi çağırmak için geleceğini umdum.

* 6CC1 zam anını doğtu hesaplamıştım. Lissa satay bahçesin

SUl*L n a ıe y c gid en biri gibi matş adımlarıyla yftrüyoıdu.

■ içekierin vc kuşların farkında değildi. Yanındakiler

S S ^ ı y e n n c s c m c m ı y o t d u c l u U u > n ’ ı n n e m v ' T M h *

0nt l , 'yapamam."dcdibt ,dakib inayab,kaIak."lWı,m

d ’ Döv me yüzünden başka bir şey söyleyemiyordu.v ı g e ç e m e m . D Y , ^ b ı s a ' n ı n bclındcy

“Scn zeki bir kızsın. Ch nsu an *o ^

di. Arkadaşıma destek olduğu ıçm onu bu ke

nüm. "Başara bil irs in. ' g[r lü(ü yamt bul

“Anlam ıyorsun.” diyen l ıssa ç rımıvordu. Yani pla

muştu ama hiçbirinin doğru olduğunu sa

nımız t e h l i k e d e y d i .

461



“H a yır a n l ı y o r . " dedi Tasha alaycı bir scslc "y

b a c a k s ın . Hepimiz sana güveniyoruz." 'lp ,l >ilit5,r

T a s h a ' n m güven dolu sözleri. Lissa'ya kenditli i . *'

medi. Tam aksine üzerindeki baskıy. arttırd,. K a d L S i , .

gördüğü rüyada olduğu gib i başar,sız olacakt,. ' sX j ,

"Lissa!”

Ses duraksamasına yol açtı. D ö n ü n c e , S c r e n a' n ı

doğru koştuğunu gördü. Atletik yapıl, g a r d i y a n , ^

mesafeyi çabucak aştı. “Merhaba Serena,” d e d i

duramayız. S ın a v -'' >‘*4

“Biliyorum , biliyoru m ." Serena’nın yüzü kıpk,,m

koşmaktan değÜ heyecandan kızardığını tahmin etti*^’

kağıt parçası uzattı. “Listeni hazırladım . Hatırlayabildiğiherkes."

“Ne listesi?” diye sordu Tasha.

“Kraliçenin eğitilm esini em rettiği M oroi’la r”

Tasha bu habere şaşırdı. B u n l a r k o n u ş u l u r k e n a r k a d a ş ı-

mın yanında değildi. “Tadana, M o r o i ’ l a r ı m i e ğitr ir iy or m u şr

Hiç haberim yoktu.” İçim den b i r h i s , b u n d a n h a b e r d a r olm ayı

tercih edeceğini söylüyordu.

“Kimsenin haberi yokm uş,” d i y e n L i s s a k e n d i s i n e uzatılan

kağıdı aldı. “Büyük b ir sırm ış.”

Biraraya gelip listedeki i s i m l e r e b a k t ı l a r . C h r i s t i a n b ir ıslık

çaldı. “Tatiana kendini s a v u n m a f i k r i n e a ç ı k o l a b i li r arr.a ak-

l ı n d a sadece belirli bir grubun o l d u ğ u k e s i n . ”

“ E v e t , ” diye ona hak verdi T a s h a . “ B u l i s t e k e s i n l i k l e b ın ük

isimlerden oluşuy or."

4 6 2

U s ,c d < * i h e r k e s s o y l u y d u . T a t i a n , .

. d ah il e r m e m i ş t i . L i s t e d e k i l e r s o v l , ^ ,

, C ' n b r o SS C 'U n * b d İ r tC İ ğ İ s i h i T u t i a n " t S oH u l ^ ? ' J d ı c i n s i y e t l e rd e n M o r o i ' u to p | a m a , . f,r | d ı y a,|J r > k

^ d i m . B e d e n d e r s i n d e ç o k k ö t ü y d ü . " H *“ K u z e n l e r i n i z d e n b i r i d a h a , " d i y c ^

O r t a 'y ı i ş a r e t e d i p I a s h a y a b a k t ı . “ H a h ç ^ ” ^

“H a y ır . T a h m i n d e e d e m e z d i m . ” ^ V* r ^ y d ı ? *

“Adayların y a r ı s ı d a l i s t e d e v a r, ” d ‘ü L i s s a R u f u s T a n ı ş . A v a D r o z d o v v e Î t * * d û * S "

b j k ı n a m a n T a n r ı m ! A d r i a n ' ı n a n n e s i de r j > “ t ' " ? i n S i

D a n i e ll a î v a s h k o v . * W o ra d ay d ı:

“A d r i a n ı n b u n d a n h a b e r d a r o l m a d l ö l n a _ ,

C h r i s t i a n . B e n d e a y n ı ş e y i d ü ş ü n ü y o r d u m m n J m ;

M ™

so rd u b i z i m k a d a r ş a ş ı r a n a n n e m . y c

U » I » . * « f c * . H . , , , 0 „ „ , ,

. . . o l ursam . k esm l M , , > £

zt r , , “ h k o v ' ' "

n C f r C t C d İ y ° r d u ' " d i >T b n d a r t l T “ h a T *

bini i * n m ° n U d ö v Ü f m e y ' öğrenmeye z o r l a m a s ı , ilişki

h in ı V ,C C s ° k ı n u ş t u r . O i k i s i , s ü r e k l i b i rb i rl er i a le v

^konuşurdu."

bir sessizlik oluştu.

46 3



U s s a . S c r e n a ’y a b a k t ı . " B u i n s a n l a r d a n K r a l

g ö r ü j c n k i m s e v a r m ı ? O n a u l a ş a b i l i r le r m i y d ^ " * * *

“ E v e r , ” d e d i S e r e n a . “ G r a n t ’a gö r e T a t i a n a h *

m a n i a n iz le r m i ş . G r a n t ö l d ü k t e n s o n r a n a s U d ~ ^

g ö r m e k i ç i n b ü r ü n ö ğ r e n c i l e r l e g ö r ü ş t ü . ” D u ,

r ü l d ü ğ ü g e c e . . . Ö ğ r e n c i l e r d e n b i r i y l e b u l u ^ / * 1 'C s ^

“ K a z ı k s a p l a m a s ı n ı ö ğ r e n e c e k k a d a r i l e r , » J

d i y c s o r d u L i s s a . * ^

S c r c n a s ı r ı t t ı . “ E v e t . H a c c a b a z ı l a r ı b u k o r .

m i f o . " ' ^ " N *

L i s s a l i s t e y e b a k t ı . Ç o ğ u n u n f ı r s a t ı v e g e r e k ç e v

d i p y a n ı t l a r b u k a ğ ı t p a r ç a s ı n d a m ı y d ı ? K a t l i l i s t j " ^

S c r e n a , T a d a n a n ı n ö z e l l i k l e e ğ ı r i l m e k i s t e m e y e n i n s a n i ^

d ğ i n i s ö y l e m i ş t i . L i s t e d e k i l e r d c n b i r i n i s e ç e r k e n fa z U

g i t m i ş t i ? Ö z e l l ik l e b i r i s i m , L i s s a n ı n z i h n i n d e d ö n ü p d

y o r d u .

“ K o n u ş m a y ı b ö l m e k i s t e m e z d i m , ' ’ d e d i a n n e m . . Ju jü ti

ses tonu, görüşmenin b i t t i ğ i n i h a b e r v e r i y o r d u , ş im d i y ç ı i

ması gereken başka i ş l e r vardı. “ G i t m e l i y i z , y o k sa g e ç h a

çaksın."

Annemin haklı olduğunu a n l a y a n L i s s a k a ğ ı d ı c eb ir e İl

dirdi. Geç kalmak, b a ş a r ı s ı z o l m a k d e m e k t i . L i s sa , Sata? teşekkür etti, yapılm ası g e r e k e n i y a p t ı ğ ı n ı s ö y le y ip k i m i c e

rahatlattı. Ardından a r k a d a ş l a r ı m v e a n n e m h ı z l a sın a vın

pılacağı binaya doğru ilerledi.

Kahretsin,” diye m ırıldan dı L i s s a . " O y a ş l ı k a d m ır . j v ' J

lışım ı afFedeceğini sanm ıyorum .

4 6 4

. V i} „ l u a . n m ı ? " A n n e m b i t k a k k ü * , .H e p t e n h ı z l ı , h a r e k e , c d c b . l d . ğ , «

^ . a k a ^ " 1 3 ° 7c l h k l c y a v a f l a d ı g , « , l c

b i l e y i m ? d i y e s o r d u U s s a * ' ■ ■ ■ * '

kjıi olduğunu d ü ş ü n d ü m . " ‘ırı

b n ,.s 'ı r3 d a n b i r i d e ğ i l . O , E k a t e r i n a Z e k l o s .*

• N e ?? ?" L i s s a a z k a l s ı n o l d u ğ u y e r d e d o n u p ValacdcnnTat i a n â d a n ö n c e k i k r a l i ç e d e ğ i l m i y d i r

‘ J Emekli o l u p b i r a d a y a y e r le ş ti ğ in i sa m u r d u m , * d e *

Christian. o d a ş a ş ı r m ı ş t ı .

• A d a k ı s m ı n d a n e m i n d e ğ i l i m , ” d e d i T a sh a . * a m » b u iğ e

jç in f a z la y a ş l ı o l d u ğ u n a k a r a t v e r i p l ü k s iç in d e v e p o f e

a d a n u z a k t a y a ş a m a k i ç i n s a r a y d a n a y n l d ı . S o m a T a d a n ı

n h t a g e ç t i .”

Ç o k y a ş lı o l d u ğ u i ç i n m i ç e k i lm i ş t i ? O z a m a n la r y ir m i y ı!

ö n ce y di. B u k a d a r y a ş l ı g ö r ü n m e s i n e ş a şm a m a k . " M ü k a d a n

k u rc u ld u ğ u n a m e m n u n s a n e d e n g e r i d ö n m ü ş ? * d iv e so rd u

Ussa .

A n n e m h e r k e s i n g e ç m e s i i ç i n k a p ı y ı r u m ı . i l k o la ra k k en

disi g i ri p i ç e r i y i k o n t r o l e t m i ş t i . “ Ç ü n k ü g e l en e k l e r g ör e

a da yla rı s o n h ü k ü m d a r s ı n a v a t a b i r u t a r . .A m a b u se fe r ö v .e b i r

se ç en ek y o k t u . B u y ü z d e n E k a t e r i n a . g ö r e v in i v c n r . e g e c rı r : .

iç in s ar ay a g e r i d ö n d ü ”

L is sa , M o r o i ’ u n b i r ö n c e k i k r a l i ç e s i y l e ö y le s in e so h b et ed i*

•!n* f ı r l a y ı n c a k e n d i n e i n a n a m a d ı . O , z a m a n ın d a ç o k gü çlü

* s e v ile n k i r I t m I . v _ . ~ j : n p i r in c e . e a i d ı y a n b r

4*5



lissa’yt s ı n a v ı n y a p ı l a c a ğ ı o d a y a g ö t ü r d ü . Y ü / .

y e t i n m e y e c e ğ i n i d ü ş ü n d ü k l e r , a n l a ş , I l y o ı d | ı > Vd c e n d i ş e l e n d i ğ i b e l l iy d i a m a k ı z , B Ö r ü n c c

ejderhalarla ilgili t e z a h ü r a c i a n n a b a ş l a d ı l a r . n

bir t e p k i v e r e c e k v c h a t t a a r k a d a ş la r ı y l a v c d a l ^ f S

o l m a d ı. K e n d i n i h e m e n o d a n ı n i ç i n d e b u l d u . G a r d i y a %

y e t i ş t iğ i i ç i n r a h a t l a m ı ş t ı . a n * lk li

K a p ı k a p a n d ı k t a n s o n r a L i s s a y e n i d e n E k a t a r i n * ,

k a r ş ıs ın d a y d ı . Y a ş lı k a d ı n ö n c e d e n d e ü r k ü t ü c ü y d ü ^ d i . . . L i s s a ’n ı n g e r g i n l iğ i i k i k a t ı n a ç ı k t ı . E b t e r i n a ^

g ü l ü m s e m e y l e o n a b a k t ı . ••

“ Z a m a n ı n d a g e l e m e y e c e ğ i n d e n k o r k m u ş t u m ; d e d i . &(V .

o l m a y a c a ğ ı n ı b i l m e l i y d i m . G e r i ç e k i l e c e k t ip l e r d e n d e ğ ii j j jp

L i s s a y ı l d ı r ı m ç a r p m ı ş a d ö n m ü ş t ü , g e c i k m e s i n i n nedeni,

n i a ç ı k l a m a v e h a c r a S e r e n a n ı n l i s t e s i n d e n b a h s e t m e ihâyacı

d u y d u a m a h a y ı r . T ü m b u n l a r o a n E k a e e r i n a n ı n u m ıu n d j

d e ğ i l d i , z a t e n o n u n g i b i b i r i n e b a h a n e l e r i s ı r a l a m a n ı n anlam:

y o k r u . İş l e r i m a h v e d e r s e n i z , ö z ü r d i l e m e k l e y e ti n i r d in i z ,

“ ö z ü r d i l e r i m , ” d e d i L i s s a .

“ G e r e k y o k , " d e d i E k a t e r i n a . “ Z a m a n ı n d a g e ld i n . Yanınb i l i y o r m u s u n ? K r a l i ç e , h a l k ı n a h ü k m e d e b i l m e k i ç in n ey e sa-

h i p o l m a l ı ? ”

L i ss a ’n ı n a ğ z ı k u r u d u . Y a n ı t ı b i l m i y o r d u . A y n ı k on se y rü-

y a s ın d a k i g i b i y d i . T a t i a n a ’ n ı n c i n a y e t i n i a r a ş t ı r m a k o kadar

f â z l a z a m a n ı n ı a lm ı ş t ı k i , y a n ı t ı d ü ş ü n m e y e v a k t i o lm a m ı ş

B i r a n L i s s a ’n ı n b e y n i t ü m b u n l a r ı b i r t a r a f a b ı r a k t ı ve ö U

k r a l i ç e y i d ü ş ü n e n g e n ç k ı z ı n i ç i , b ü y ü k b i r s e m p a t iy i

. i Ç ‘ n d o & r U o l d u S u n a « n a n d ı ğ ,d * M ° a a ö l m ü ş t ü . E k a t e r i n a y a b a k a n U s s a . W

^ k i k r a l i ç e n i n , e m e k l i l i k t e n ç a ğ r ı l ı p

h İ0 C tt c z o r l a n a c a ğ ı m d ü ş ü n m e m i ş o l d u ğ u W m d i y I T ?d & n ^ n c i h t i y a ç d u y u l d u ğ u n d a g e r i g e l m i ş . ' d c

k < n d ‘ 5 ‘ a n d a L i s s a y a n ı t ı a n l a d ı . |

S r ş e y ” * * * * ^ * * * * k m * ş e y e s a K . p *^ . d . r ç ü n M h e r ş e y i n i h a l k ı n , v e r m e s i g e r * , , ,

^ E k a t e r i n a m n g ü l ü m s e m e s i . U s s i y z d o ğ r u y , n m v a d i | m

e r d i . “ T e b r i k l e r h a y a t ı m . Y a r ı n k i o y l a m a y a k a lm a y , b ı p u .

^ " u m a r ı m k o n s e y i n k a l b i n i k a z a n a c a k b i r k o n u ş m a h a u r

n c i ı r . Y a r ı n s a b a h h a l k a b i r s ö y l e v v e r e c e k s in . '

^ B ı r a k ı n r e s m i b i r k o n u ş m a y ı , o a n n a s ı l t e ş e k k ü r e d e c i n i

Jlhi bilemeyen L i s s a d e n g e s i n i k a y b e d e c e k m i ş g ib i o l d u . E k a

e t i n J L i s s a n m ş o k g e ç i r d i ğ i n i h i s s e t t i ğ i i ç i n , g ü lü m s e m e s i

n a z i k b ü h a v a y a b ü r ü n d ü .

“ H e r şey y o l u n d a g i d e c e k . B u r a y a k a d a r g d m e y i b a ş a rd ın .

K o n u ş m a i ş i n k o l a y k ı s m ı . B a b a n o l s a s e n i n l e g u r u r d u y a rd ı .

B ü t ü n D r a g o m i r ' l e r s e n i n l e g u r u r d u y a r d ı . "

B u s ö z l e r L i s s a y . n e r e d e y s e a ğ l a t a c a k t ı . B u n a e m ı n d e ğ i -

l i m . G e r ç e k b i r a d a y b i l e s a y ı l m a m . B u B . r t u r n u m a r a

H e r n e d e n s e b u n u E k a t e r i n a ’ y a i t i r a f e t m e k o n u « h a r s a e s

m e d i . “ T a h t ı a s ı l h a k e d e n A r i a n a . "

E k a t c r i n a ’ n ı n g ö z . l e r i L i s s a ' y a o d a k l a n d ı , g u u m

b o l d u . “ D e m e k d u y m a d ı n . E l b e t t e d u y m a m ı ş ı n W

Ç o k h ı z l ı g e l i ş i y o r . ”

467



“ N e y * d u y m a d ı m ?Eiuterina’nın yüzünde önce »nlayı?l, sonra Ja ^

vermeye hazırlanan insanlann yüzünde bellrcn

b e l i r d i . ^"Ariana Szeiskysmav. geçemedi... Bulmacay, çö

“Rose, Rose.”Dimitri beni sarsıyordu. Şok geç.rcn I,iSSa'djn

Rosea dönmem birkaç saniyemi aldı. ' ***»»

“Gitmemiz’’ d i y e s ö z e b a ş l a d ı .

“Aman Tannm!" d i y e lafın, b ö l d ü m . “ G ö r d ü k l e r, m c

namayacaksın.

Kaskatı kesildi. “Ussa iyi mi?"

“Evet iyi a m a —

“ O z a m a n o n u n l a il g i l i d a h a s o n r a e n d i ş e l e n i r i z . Ş im d i

m e k z o r u n d a y ı z .

B i r a n d a h a l a ç ı p l a k o l d u ğ u m h a l d e o n u n ç o k r a n g iy i n di|ini

f â r k e t t im . “ N e l e r o l u y o r ? ”

“Sonya geldi endişelenme." Y ü z ü m d e k i ş o k i f ad e si onu

gülümsetmiş olmalı. “ G i y i n d i m v c i ç e r i g i r m e s i n e i z in verm e

dim. Resepsiyondakilerin b i z i a r a d ı ğ ı n ı s ö y l e d i . K ay do lu rk en

bir şeylerin yanlış g i t t i ğ i n i f a r k e t m i ş l c r . H e m e n b u ra d an git-meliyiz.”

G e c c y a r ıs ı . G c c e y a r ıs ı M i k h a i l ’l e b u l u ş u p b u l m a c a n ı n s on

p a r ç a s ın ı ç ö z m e l iy d i k . “ S o r u n d e ğ i l , ’ d i y e r e K ö r t ü l e r i b i r tara-

f a f ı r l a t t ım . B u n u y a p t ı ğ ı m a n d a D i m i t r i ’ n i n g ö z l e ri v ü cu du -

m a k a y d ı . O g ö z l e r d e h a y r a n l ı k v e a ç l ı k v a r d ı . S e v iş t i k te n son

r a b e n d e n u z a k l a ş a c a ğ ı n ı d ü ş ü n m ü ş t ü m a m a ö y l e o l m a m ı ş a

46 8

ç o k . ” d e d , .

E c r i n d e a l e v a l e v y a n a n d u y g u l u ,

t a m a m l a m a d ı m , z a te n t a m a t n l a m ™ g c r c W

b i l i y o r u m R o za . Un utm a dı m.”

e a k k a b ı l a r » 111 1 g i y d i m , i ç t e n i ç e d a h a z a y ı f b i r i o l m a y ı v t

v e r m e s i g e r e k e n y a n ı t ı u n u t a b i lm c y i d il i y o rd u m . A * .

^ d a n e l e r g e ç t i ğ i v c n e l e r k o n u ş t u ğ u m u z v ç y * n u u i l i r a \a .

T b i r s o n a u l a ş m a y a n e k a d a r y a k l a ş t ığ ı m ı z ö n e m l i d e ğ il d i.

, i n i a f f e t m e d i ğ i s ü r e c e b i z i m i ç in b i r g e l e c e k y o k tu .

Sonya v e Jil l, b iz o d a d a n ç ı k t ı ğ ı m ı z d a ç o k t a n h a z ır d ı . I ç i m

b ı r h i s S o n y a n ı n D i m i t r i ' y l e a r a m ı z d a y a ş a n ı r d a n b i l d i

< k l ! l e d i . K a h r o l a s ı a u r a l a r . B e l k i d e b ö y l e ş ey le r i a n l a m a k

f j n b ü y ü g ü c ü n e s a h i p o l m a y a g e r e k y o k t u . B e l k i o p a r ı l t ı y ı

h e r k e s g ö r e b i l i y o r d u .

“Bit t ı l s ı m y a p m a n g e r e k i y o r ” d e d i m S o n y a y a . y o l a ç ı k tı

e ı m ı z d a . “ G r e e n s t o n ’d a d u r a c a ğ ı z .“ G r e c n s t o n m ı ? ” d i y e s o r d u D i m i m . • ■ * * » •

“ S i m y a c ı l a r , o r a d a t u t u y o r l a r . ” P a r ç a l a n M * ™ ? *

l a m ı ş t ı m . T a t i a n a ’ d a n h e m k i ş i l i ğ i h e m d c A m

f + r Z S E i t Sü r e d i ğ i i ç i n k i m i ç e r l e m . ş n ? R u h W ^ ^

A d ri an g i b i l e r i t e h l i k e y e a t m a s ı k i m . t ed ır g

469



t a h r a f a k l ı b ir Ail ey i g ö r m e y i U f n

k i m i m u d u e d e r d i ? S ö y l e y e c e k l e r i m ^ Ü ?

inandığ ım i çin der in b i r n e f es a ld ım C n c * i r n ^

"Danicl la İvashkov'an Tatiana'yı ö l d ü r d

>ntda bulac ağ ız." r ^ S ü r i e H ,

47 0

31

Bu ş a ş ı r t ıc ı s o n u c a v a r a n t e k k iş i b e n d e ş il d im . M

r o i s a r a y l ı d a k i l e r u y a n m a y a b a şl a d ık la rı nd a . U s sa t

p a r ç a l a r ı b i r l e ş t ir i y o r d u . S e ç i m ö n c e s i k o n u ş m a s ı

a r l a r k e n k o n u ş t u k l a r ı m ı z ı v e D a n i c i l a n m d av r a m şla n

h a t ı r l a d ı. A d r i a n m d a s u ç l u d u r u m a d ü ş e b i l e c e ğ i m ö ş r e n i

d e l i r e c e k h a l e g e l i ş i n i ö ğ r e n i n c e ç o k k o rk m u şt u . B i r »

D a n i el la n ı n k u z e n i D a m o n T a r t ış u n a v u k a u m o lm a sı ö r

r is i v a r d ı . B a n a y a r d ı m e t m e k i ç i n m ı b ı ı n u ön e rm i şt i y o k

D a m o n , s a v u n m a m ı z a y ı f l a t m a k i ç i n m ı o ra da yd ı? B e l k i .

A b e ’i n a r a y a g i r m e s i g e r ç e k b i r l ü t u f t u .

U s s a n ı n k a l b i d e l i g i b i ç a r p ı y o r d u . S a ç l a n n ı t o p a ya p

A ç ı k b ı r a k m a y ı t e r c i h e d e r d i a m a t o p l a d ı ğ ın d a d ah a s av şın s

tündüğünü b i l i y o r d u . İ p e k e l b i s e s i t ıl d i ş i vC

daydı. O r e n g i g i y i n c e g e l i n g i b i g ö r ü n e c e ğ in i uüşüncö ^

i m a aynada o n u g ö r ü n c e k i m s e n i n b ö y l e

iadım. I ş ı lt ı l a r s a ç ı y o r d u . T a m b i r k r a Ü ç c g ib i g ö r ü n ü m ü



■£Wru olama*." d e d i b i r «manlar a n n „ i n ç

. „ ı J , a k a r k e n . T e o r i s i n i C h r i s c u n v c J a n ı l l c .c ‘ » ar , ,

a T d i f t ı n i s ö y l e m e l e r in i b e k l i y o r d u . S ö y l c m c d i l ç r

■Cok n u n tik li." dedi Christian . Sesinde eski

^ S m iz dc de lil yok," dedi Annem. "Hepsi g ö ^ ..»Tasha Halam Erhan’la konu şup Dan iell ,’nın .

• r a d a olupo l m a d a n , ö ğ r e n e c e k , d e d i C h r i s ti a n . g " * ,

J i n h a l a h a l a s m m e r k e k a r k a d a ş , o l m a s , f i k r i n c a, '? t

Î J ‘ na n la ş d . y o r d u . “ D a n i c l l a ’ n . n a d , z i y a r e r ç , h s r e s i e ^

H a l a m l i s t e l e r le o y n a n m ı ş o l a b , l e c e ğ , „ , d ü şü n ü y o r "

" " B u n u ö ğ r e n m e k b e n i ş a ş , r t m a z d ı . A y r , « ô r a d a o l d u ğ u n u i s p a d a s a k b , l e k r a li ç e y i o l d u r d u ğ u

g e l m e z . " A n n e m a v u k a t o l m a l . y m . ş , O v e A h e b i r li k t e hukuk.b ü r o s u açabilirler.

“Rose’u suçlamak için de b u n d a n f a z l a d e b i le r i y o k efdiye bağırdı Lissa.

“ K a z ı k h a r i ç , " diye hatırlattı J a n i n e . “A y r ı c a in s a n la r R ok |a

ilerili uyduruk delillere i n a n m a y a g ö n ü l l ü o l s a b i le . U y d i D ,,

n i c l la t v a s h k o v ' u suçlamak o k a d a r k o l a y d e ğ ı l . ”

Söylenenlerin doğru olduğunu b i l e n U s s a s ı k ı n t ıy l a ,ç çek

ri “Eğer Abe simyacılarla k o n u ş a b i l i r s e b e l k i b i r şe y l e r öğrene

b iliri.. Ama önce nc bildiklerini ö ğ r e n m e l i y e .

“Sonunda başaracağına e m i n i m , ” d e d , a n n e m g u v c n t t

bir sesle. “Ama zaman alacaktır.” j , ai,ritmsi

“ Z a m a n ı m ı z y o k ! ” O l a y l a r ı n b i r d e n y o n d g l

L i s s a 'n ı n z i h n i n i b u l a n d ı r m a y a v c r u h u n e t

P k ı n a s ı n , sa ğ l a m a y a b a ş l a n u ş , ,. t ç in d ( :k i |U [ . .

ç a k ş o m . V i c t o r i a o la n l a r d a n s o m a d e rs im i a l a c a ğ L s " T

l i r d i n i z A m a ı n s a n a l . ş k a n l ,İ d a r in , b u a k a n n y o , M or

gclir “ M a r i c C o n t a v e R u f u s T a r u s g e r i k a U s o n a d a y l a r R , 7

f t , T a r u s k a z a n ı r s a D a n i e U a t a h t ü z e r i n d e s ö z s a h i b i o l a ^ û

A s l a R o s e u n m a s u m o l d u ğ u n u i s p a d a y a m a y ı z ”

A r i a n a n ı n s o n s ı n a v , g e ç e m e m e s i h e r k e s i, ö z e l l ik l e d

L is sa 'y : s a r s m ı ş tı . A n a n a o l m a y ı n c a s o n u ç l a r p a d ^ • °

n ı i i y o r d u . L i s s a M a r i e C o n u ’y , p e k s e v m e z d i a m a R r L t a n

d a h a i y i b i r h ü k ü m d a r a d a y , o l d u ğ u n a e m i n d i N e y a z ık k i

C o n t a a il e s i b i r s ü r e d i r p o l it i k a d a n u z a k d u r d u k l a r ın d a n f a a l '

m ü t t e f ik l e r i y o k t u . I s c a t i s ı i l d e r R u f u s le h i n e y d i . S ı n i r b o z u c u

b i r d u r u m d u . J i l l ı z a m a n ı n d a o r a y a u l a ş t ır a b i l i r s e k L is s a o v

v e r e b il i rd i v e o n i k i k i ş i l i k b i r k o n s e y d e t e k b i r o y u n b i l e ö n e

m i v a r d ı r .

“ Z a m a n ı m ı z v a r ,” d e d i a n n e m s a k i n b i r s e s l e . B u g ü n o y

l a m a y a p ı l m a y a c a k . H a l a s e n i n y a r a t t ı ğ ı n k a r m a ş a y ı ç ö z m e y e

ç a l ı ş , y o r i a r . S e ç i m l e r n e k a d a r g e c i k i r s e a v a n t a j ı m ı z o k a d a r

a r ta r . Ç o k y a k l a ş t ık . B a ş a r a b i li r iz . ”

“A d r i a n ’ a b u n l a r d a n b a h s e d e m e y . z ," d i y e h a m l a t t ı L i s s a

k a p ıy a d o ğ r u i l e r l e r k e n . K o n u ş m a z a m a n ı g e lm i ş t i .

C h r i s t i a n ’ ,n u k a l a s ı r ı t ı ş , g e r i g e l d i . “ B u k o n u d a k i m s e n i n

s a n a i t ir a z e d e c e ğ i n i s a n m ı y o r u m . "

V ı n c d a h a b ü y ü k o l d u ğ u i ç i n k o n s e y s a l o n u n a t e r c i h e d i -

l e n b a lo s a l o n u k o n s e r v a r m ı ş g i b i t ı k l ı m a k l i m d ı . M o r o i ’b r

y e r b u l a b i lm e k i ç i n b i r b i r le r i y i e d ö v ü ş ü y o r d u . İ ç e r i g i r m e n i n

l m n s ı z l ı ğ m ı a n l a y a n d i ğ e r l e r i p i k n i k y a p a r m ı ş g i b i b i n a n ı n

47247 3



U u r m u î 'u N e y * U b i r i l' r l < * '» « ' b o p a , l s

* * * * % ! * » * « d c içeri r r t ; f ^ &leştirf1 ' **“ konojmalar. dinleyebilecekti.

S '1"’*, MOfl.n d n dolaş,P k arm ^jr. yat.şt,rmayaluUbal‘61" |, .- indc hcr şey iy>« kontrolden ç,k„.Ju. Adaylar g« g .dan heme n önce geldi. Fada fc»

M a f İ ' C° 1 'destekçileri vardt. K a l a b a l ı k tezahüta, y j f , ‘şansı olmasa ^ geçebilm esi için kalabalığı ittirdi, o k.Gardiyan'1'' 1 ' IUCU olmalıydı ama Marie’nin y ü z ^

dar ilgi görm lm,yordu. G ururlu bir tavırla, kendisini des-

ne hissettiği an U£meycnlere gülümseyerek ilerledi. l;lsiitekleyenlere ve s ö z l e n n i hatırladrk: Unutma, urı

veb e n aynı a" 1 f a v r a n . D r a g o m ir 'terin sonuncu-kraliçe adayan. Buna uygu

susun. Soylusun. davrandı. A rtık üç sınavı da

* r ^ r kanma işlem eye başlam ıştı. Baş, dik> * * ^V ü cu d u n u görem iyordum ama hisler, tamdık-olarak yürudu. .... £m indim . K alab alık ona bayılıyordu,

u. Z arif görundugu -A|exand ra'nın va risi!” diye bağı-özellikle de halktan o an - „ llan içinsc adını haykırmak

S S< = ü * l V “ l t o ! "

*edemezdi. H iç b elli ctmıyo ( issa'nm pozisy0önünü açarak ilerliyordu . O an .çın abasının da bununu ve otoritesin, sorgulayamazdı. >’

yolu yürüdüğünü hamlayarak güven dolu

*l.ğ» » Y g m ama i ç t e n b i r g ü lü m s c m c y , ctiOUf olmalıydı çünkütezahüratlar a r tm ,/ P.'?Sedi' ** ya„>ıyınbir adamhkonuçmak içindur3ks3* Vdcrhaf)aiTlasj

an*ıçıaz kaktnheyecandan bay,|acak ' boya.

ö r n e ğ i g ö r ü l m e m i , b i r d ü r ü m , " d i v c L ,

s d i m i ç e r i v a r d ı k l a r ı n d a . “ D a h a ö n c e b ö v l k T " a n n c r " s a ğ

W ı . S o n s e ç im l e r d e b ö y l e ş e y J e r o l m J Vaşan

’U

^d ı . Son scç ınueıuc ^ 7 .wym dı neden bu kadar büyük bir ha ^ ed ilik var>“ d'

sordu k e n d i m s a k i n l e ş t i r m e y e ç a l ı ş a n L i s s a y cb * * , b u W

çJâyCC VC 5C1I1Ü rw4Xi*UİUÖIUÛIU ÜUUlUUlb ü y ü k g ü r ü l r ü y a r a t m ı ş t ı Ü s t e l i k h a l k a k a r ş ı h i ç b i r s o y

1816,1 d a v r a n m a d ı ğ ı g i b i d a v r a n ı y o r s u n . D a m p i r l e r d e s e n i

*U n U n M o l a i ç i n ç e k i l d i ğ i m i z o d a l a r e j d e r h a a m b l e m l c r i y

^ o l u b e l k i d u y m u ş s u n d u r . S o y l u l a r d a n b 'ı r k ı s m ı n ı n b i l e

V d e s te k l e d i ğ i n i s a n ı y o r u m . Ş u k a d a n n ı s ö y le y e y i m , e ğ e r

h ü k ü m d a r s a d e c e k o n s e y i n o y u y l a s e ç ü m e s e y d i , h a l k d a o y

v e re b il s e y d i k e s i n k a z a n ı r d ı n . ”

L is s a g ü l ü m s e d i v e is t e k s i z c e e k l e d i . “ D ü r ü s t o l m a m g e -

r e k ir s e b e n c e b u t ü r s e ç i m l e r d e h e r k e s o y k u l la n m a l ı . S a d e c e

s o yl u a i l e l e r i n d e ğ i l b ü t ü n M o r o i ’ l a r ı n o y h a k k ı o l m a l ı . ”

“ D i k k a t l i o l P r e n s e s , ” d i y e d a l g a g e ç t i C h r i s t i a n , “ b u t ü rk o n u ş m a la r ı n y o l u d e v r i m e g i d e r . Ş i m d i b i r d c d e v r i m l e u ğ -

r a l a m a y ı z . ”

B a l o s a l o n u n u n i ç i , d ı ş a r ı s ı k a d a r k a r ı ş ı k d e ğ i l d i a m a s a -

k i n o l d u ğ u d a s ö y l e n e m e z d i . G a r d i y a n l a r ı n s a y ı s ı a r t t ır ı l m ı ş

h e r k e s k o n t r o l a l t ı n a a l ı n m ı ş t ı . İ ç e r d e k i l c r i n s a y ı s ı k o n u s u n

d a k e s i n e m i r l e r o l d u ğ u n d a n , s o y l u o l s u n o l m a s ı n g e ç k a

4744 7 5



Izrıhr durduruluyordu. Yine de ko rk UcUC|Jr L~r%rti Ic^ ndin e b u m ifi ~,J ^İr

^ U c i j L U s s a k e n d i k e n d i n e b u r o l ü o y n a m a n ı n b a

dırdığını hatırlattı . B e n i m i ç in h e r ş Cy c k r i ^

s e k i b u s e f e r k o l a y l ı k l a o d a n ı n d i ğ e r u c u n ^ ^ H ^

a y r ı l a n b ö l ü m d e k i ü ç i s k e m l e y e y e r l e ş t i l e r V * 1? 1*1

ç o k t a n o t u r m u ş a i l e ü y e l e r i y l e g ö r ü ş ü y o r d u V'c

y a n d o l u y d u . L i s s a ’m n k o n u ş a b i l e c e ğ i b i r ı

T a s h a n ı n g e l d i ğ i n i g ö r ü n c e b a ş ı n ı s a J ] a y j p * ' J ; U ye si y0 ] ^

i z in vermel er in i i şaret c r r i . T a s h a , L i s s a ^

ç a k ses l e k o n u ş t u . “ K ö r ü h a b e r l e r i m v a r. D a h ^ d ^ g e ii P T

d e ğ e r l e n d i r d i ğ i n e b a ğ l ı . E r h a n , D a n i e l l a ’ n ı n 3 ° ^ ÜSu

d u ğ u n u s ö y l e d i . O v e T a d a n a b a ş b a ş a g ö r ü ş ü ° r ad a « t

n i n k a y ı r l a r d a n ç ı k a r ı l d ı ğ ı n ı b i l m e d i ğ i n i d e s ö T d ' ^ ^

g a rd iy a n la r a d ın a b a ş k a b i r i y a z m ış a m a E c l ^ 6 *

g ö r d ü ğ ü n e y e m i n e d i y o r . ^ a n i e l |a’ ,

L i s s a i r k i l d i , i ç t e n i ç e y a n ı l m ı ş o l m a k i d n d u a ,

A d n a n 'ı n a n n e s i n i n k a n i ç ı k m a s ı n ı i s t e m i y o r d u A n ^ T ’' ^

a n i a d ığ ı m g ö s t e r m e k i ç i n b a b ı n ı s a l l a d ı

r « t , . -o „ d , „ ks » , T ü m b u n | j n

J a y a c a g m ı b i l m i y o r u m . ”

s i ^ T J r T ^ ^ T î S h a a Ç , k f a ' C h n s t i a n ' ı n ^ş . y J e y a f a d ı k i a r ı n d a n s o n r a , a i i c d e n g e i e n i h a n e t i n n a s ı l o l d ,

g u n u ç o k i y i b i l i y o r d u . “ A m a a t l a t a c a k t ı r . D e l i l l e r , g ös r e r d ı* .

0 1 l m j t r l v e R o s c g e r i g e l e b i l e c e k . ”

j .. ° ^ c r ^ * s s a n ı n ‘ Ç i n i u m u t l a d o l d u r d u . “ O n u ç o k ö z it

< W d e d i . “ K e ş k e b u r a d a o l s a y d ı . "

İJ b i r g ü l ü m s e m e y l e o n a b a k j p n a z ik ç e o m z u n a

U * u r 0 k y a k ı n d a . Ç o k y a k ı n d a h e r ş e y y o l u n a g i re c e k .

^ t a p m a m ı z g e r e k e n b u g ü n ü a t l a t m a k . B a ş a r a b i l i r s in .

t e * b ü tÛ n c n S d l C r İ a * a c a k s ı n ”O nönC u n a o k a d a r d a e m i n d e ğ i l d i a m a T a s h a , eylemci a r

^ ı n y a n » n 3 d ö n e r k e n o n u n y e r i n i D a n i e l l a a ld ı .

^ \ R u h ı s ’l a k o n u ş m a y a g e l m i ş t i , o n a d e s t e ğ i n i g ö s te r -

i y o r d u L i s s a k a d ı n a b a k a m ı y o r d u b i l e , D a n i e ll a k e n

^ ^ k o n u ş t u ğ u n d a d a h a d a k ö t ü o l d u .

^ T ü r t ı b u n l a r a n a s ı l k a r ı ş t ın b i l m i y o r u m h a y a t ı m a m a i y i

” D a n i e l la n ı n g ü l ü m s e m e s i i ç t e n d i a m a k i m i d e s t e k

^ lS ‘ â ç ık u * B , r s o n r a k i s o r u s u y l a b i r l i k t e y ü z ü n d e k i n a z i k

f r e n i n y e r in i e n d i ş e l i b i r i f a d e a l d ı . “ A d r i a n ’ ı g ö r d ü n m ü ?

g ra j â o l a c a ğ ı n a e m i n d i m . G a r d i y a n l a r o n u i ç e r i a l a c a k tı r . ”

^ M ü k e m m e l b i r s o r u . L i s s a , A d r i a n ı g ö r m e m i ş t i . “ B e l k i g e ç

k al m ış t ır . S a ç ı n ı f a l a n t a r a m a k l a m e ş g u l d ü r : ’ U m a r ım b i r ye r-

hrde sızıp ka lm am ıştır.

D a n i e l l a s ı k ı n t ı y l a i ç ç e k t i . “ U m a r ı m h a k l ı s ı n d ı r .”

A d a y la r ı n d u r d u ğ u b ö l ü m d e n a y r ı l ı p s e y i r c i l e r i n a r a s ı n a

g e n d ö n d ü . O t u r u m u A d r i a n ı n b a b a s ı y ö n e t e c e k t i. U z u n ç a -

b ala rın a r d ı n d a n n i h a y e t i ç e r i s i s e s s i z l e ş t i .

“S o n b i r h a f t a i ç i n d e , ” d i y e s ö z e b a ş l a d ı N a t h a n , “ a d a y la

h a l k ım ı z ı y ö n e t e c e k n i c e l i k l e r e s a h i p o l d u k l a r ı n ı i s p a t l a n ı l

iç in ç e ş i tl i s ı n a v l a r d a n g e ç t i . K a r ş ı m ı z d a b u n o k t a y a k a d a

g e l m e y i b a ş a r a n ü ç a d a y o t u r u y o r : R u f u s k a n ı ş , M a r i e C o n t

vc V a si l i s sa D r a g o m i r .” N a t h a n ’ ın s o n u n c u i s m i s ö y l e m e k t e

m e m n u n o l m a d ı ğ ı b e l l i y d i a m a y a s a l a r a g ö r e , L i s s a ’ m n

47 64 7 7



mastnı yapm aya hık l a v ardı . O n o k ta m j f

tu arsızlık devreye g i r e c e k v e k ı y a m e t k o p a ( " ' ra

“Üçü de hükm etme kabiliyetine sahip 0 /d ^

l c r yeşimdi halkım,z iç in y a p a k l a r ı p J a n i a r d a n f ^ ^ k ilk konuşan Rufiıs oldu, tam beklediği

yaptı. M o r o i ’I a n n k o r k u l a r ı n a o y n a d ı k o r ' ' h i r W , ı ı ı u n » ia | a r '‘fcu

m ık i ç i n a ş ı r ı önlemler a l ı n a c a ğ ı n a söz verdi k j l ' * ağ |.

n n ç o ğ u dampirlcri i ç e r i y o r d u a m a R u f U s ’ U n k

detayları yer y o k r u . rJnu?ma.SJî lJj

“ G ü v e n l i ğ i m i z ö n c e l i ğ i m i z d i r , ” d i y e b a ğ ı r d ı “ vo l u r s a o l s u n . Z o r o l a c a k m ı ? E v e r . E c d a k a r l , k j a r C

E v e t . A m a ç o c u k l a r ı m ı z b u n a d e ğ m e z m i ? O n l a r / ^

m u y u z ? " Ç o c u k l a r ı i ç i n i ç i n e k a r ı ş t ı r m a k , b e l d e n

u . N e y s e , e n a z ı n d a n y a v r u k ö p e k l e r d e n b a b s e n ^

P i s p o l i r i k i c i t a k t i k l e r i k u l l a n d ı , r a k ip l e r in i k ö T

r i e , ailesinin eylemsizliği y ü z ü n d e n e l e ş t i r il d i . A m a ^

ü s s a ’ y d ı . Y a ş ı n ı v e r u h k u l l a n ı m ı n ı n t e h l i k e l e r i n i T ^

o r a d a o lm a s ı n ı n b i l e k a n u n l a r a u y g u n o l m a d ığ m , s ö v l ^ ’ I

M a r i e n i n k o n u ş m a s ı d a h a d ü ş ü n c e l i v e d e t a y h j .

konuda d c t a y l , p l a n l a n v a r d , v e ç o ğ u a k l a u y g u n d u . S ö y t a '

h e rf e y e

İ c a t ı l m a d t m a m a y e t k i nb i r i o l d u ğ u b e ll iy d i R a f e ] ! I

r i y f c alay e t m e d i . N e y a z , k k i R u f i s s k a d a r k a r i z t n a t ik d eğ ili

v e p o l m k a s o z k o n u s u o l d u ğ u n d a b u t ü r ö z e l l i k l e r b ü y ü k 6 tk

y a r a t a b i l i y o r d u .

“ B u y ü z d e n k r a l i ç e o l m a m g e r e k t i ğ i n i d ü şü nü yo ru m .

® a n m b u k o n u ş m a h o ş u n u z a g i t m i ş t i r v e z a m a n ı geldiğin

d e b a n a o y v e r i r s i n i z . T e ş e k k ü r l e r . ”

47 8

a y , k e s i p y e r i n e d ö n d ü .K ° r u n c u y d u . M i k r o f o n u n o n u n d c d u r u r k e n a k l ı n a

t f * 8 g ö r d ü ğ ü r ü y a g e l d i . O r a d a , k o n s e y k a r ş ı s ı n d a

jf cj ıı ci s ,n ^ u Ş C U a m a h a y ı r , b u r a s ı g e r ç e k d ü n y a y d ı . B a ş a r ı s ı z

^ g u e n g e l i d e a ş a c a k t ı .

^ ^ s a v a ş t a o l a n b i r h a l k ı z , ” d i y e s ö z e b a ş l a d ı , s e s i g ü ç l ü

B l Z “ S ü r e k l i s a l d ı r ı a l t ı n d a y ı z a m a d ü ş m a n ı m ı z s a d e c e

'* “ i l . B i r b i r i m i z i n d e d ü ş m a n ı y ı z . B ö l ü n d ü k . B i r b i

5 ‘ r İ g ° l s ^ v a ş « y o r u z A i l c l c r b i r b i r l e r i n e k a r ş ı . S o y l u l a r h a l k a

^ M o r o i ’ k r d a m p i r l e r c k a r ş ı . E l b e t t e S t n g o i i ç i n k o l a y b i r

O n l a r t e k b i r a m a ç u ğ r u n a b i r l e ş m i ş d u r u m d a : Ö l ı\cde*ız~

e k /İ « e t s e y i r c i l e r i n a r a s ı n d a o l s a y d ı m a ğ z ı m a ç ı k L is s a ’ y ı d i n -

il ,0 r o lu r d u m . Ç o ğ u s e y i r c i ö y l e y d i . L i s s a m n k e l im e l e ri g ü ç

K y d ü . jo k e d i c i v e e t k i l i y d i .

“ Biz t ek b i r h a l k ı z , ” d i y e d e v a m e t t i . “ M o r o i ’ l a r v e d a m

pirlcr. H e r k e s in d i l e k l e r i n i y e r i n e g e t i r m e k m ü m k ü n o l m a s a

da, b ir ar ay a g e l m e z s e k v e o r t a y o l d a b u l u ş m a z s a k h i ç b i r i m i z i n

h iç b ir d ile ğ i g e r ç e k l e ş m e y e c e k . Z o r k a r a r l a r v e r m e m i z g e r ek s e

b ile b u n u y a p m a l ı y ı z . ”

A r d ı n d a n n e l e r y a p ı lm a s ı g e r e k t i ğ i n i a ç ı k l a d ı . H e r k o n u v u

r c k ı e k d e ca y la n d ı r m a s ı m ü m k ü n d e ğ i l d i a m a a n a h a r l a rı y la k a -

l b ın d a k il e ri a n l a t t ı v e b u n u ç o ğ u n l u ğ u k ı z d ı r m a d a n y a p m a y ı

b a şard ı. S ö y l e d i k l e r in e k e s i n l i k l e k a r ş ı o l a n l a r v a r d ı , n c d e o l s a

V am p ir le r le M o r o i ’l a n n e ş i t l i ğ i n i s a v u n u y o r d u . D a m p i r l e r c

d ah a f a zla h a k t a n ı n m a s ı g e r e k t i ğ i n i s ö y l e d i . H a l k ı n s e s i n i n

d uy u lm as ı g e r e k t iğ i n i s ö y l e d i . S o n u n d a M o r o i ’ l a n n k c n d i le

47 9



{ ?

rini s a v u n m f ll a r J g c r e k c i ğ i n i n a l t ı n ı ç i z e r e k k

m W a d ı . M o r o i ’/ a n n s a v a ş m a y ı ö ğ r e n m e s i z ^ ° n üŞ r T >;>S lf l

p a r ç a s ı o l m a s a d a , hepsine t a n ı n a n b i r h a k ^Harika b i r k o n u ş m a y d ı , L i s s a s o n r U , y t i ! . ^

O k o n u ş m a n ı n a r d ı n d a n seyirciler n e r e y e g , ^

t a kip etmeye hazırdı. Lissa nın son s ö z | c r i 8 ' h i j j

z a m a n eskice yeniyi birleştirebiliriz. Hem c °Û:

nolojiyi kullanıyoruz. H e m e f y a z m a l a r i m i z h e m ^ h c r î l 4

n m j z v a r . B i z b ö y l e h a y a t ç a k a l d ı k . H e m g e ç m j ^ ^ H

k u c a k l a d ı k . İ k i s i n i n d e e n i y i ö z e l l i k l e r i n i r u t a r j ^ § e l c 4

Bugüne k a d a r b ö y l e dayandık ve b u n d a n s o n j y a t t a kalacağız.” 1 a ^ v j ç

B u s ö z l e r ö n c e s e s s i z l i k a r d ı n d a n k i i k r ^ .« ' . ı i i s . r e m e y ı j

z a h ü r a t i a r / a k a r ş ıl a n d ı. D ı ş a n d a k i l c r i n n i d a l a r ı b i l n te'

d u y u la b il iy o rd u . ö n c e d e n b a ş k a l a r ı n ı d e s t e k l e y e n ki S^ ° n ^ n

di gözyaşları i ç i n d e L i s s a i ç i n t e z a h ü r a t y a p ı y o r ^ . :}İltl'

ağ l amak i s t i yordu a m a k e n d i n i t u t t u . Y e r i n e o t u r V

s a k in l e ş t i l c te r ı s o n r a N a t h a n g ö r e v i n i n b a ş ı n a d ö n d ü ^

“ E v e t , " d e d i. “ Ç o k h o ş b i r k o n u ş m a y d ı , h e p i m i z i n ,

k on sc y ‘n b h so n ^ M e r im iz i s e ç m e s i n i n M m a n ,

v e k a n u n l a r a g ö r e s a d e c e i k i a d a y o y l a m a y a k a t ı l a b i l e c e k !

f i ı s T a r u s v c M a r i e C o n t a . ”

T a r u s v e C o n t a a i l e l e r i n i n a d a y l a r ı ö n e ç ı k t ı . N a t h a n ’m I» ,

k ı ş la r , d i ğ e r l e r i g i b i a y a ğ a k a l k a n a m a y e r i n d e n k ım ı ld a m a y a,

L i ss a y a k a y d ı . “ S e ç i m k a n u n l a r ı n a g ö r e h e r a d a y k e n d i kan

( a r ı n d a n b i r i n i n e ş l i ğ i n d e k o n s e y i n k a r ş ı s ı n d a d u r m a lı . Scn.

d e s t e k le y e c e k b i r i v a r m ı ? ”

48 0

g ö z ü n üd a h i k ı r p m a d a n a d a m a b a k t ı . " H a y ı r L o r d

i * r ~l ^ h k o * b u o y u n d a k i r o l ü n ü z r a m a m l a n d ı P r e n s e s D r a

"O7****. c „ d i “ Y e r i n i z e o t u r a b i l i r s i n i z . ", G ü l ü ^ s c a ı

& a n d a k ı y a m c t k o P t u ’ f e * |k ç ı ld ı r d ı l a f ı n ı ç o k d u y d u m a m a h i ç b ö y l e b i r

l a k a r ş ı la ş m a m ı ş t ı m . K i m i n k i m e b a ğ ı r d ı ğ ı n ı v e n c

c c5 p * c e r m e k m ü m k ü n d e ğ i l d i . İ n s a n l a r b i r b i r i ü z c

^ I 4 a . K o t p a n t o l o n l u M o r o i ’ l a r iy i g i y i m l i le r e s a l d ı

rİJlC h e r n e d e n s e i y i g i y i m l i le r i n s o y l u o l d u k l a r ı v e b ü t ü n

^ 0\ I i n L i s s a ’d a n n e f r e r e t t i ğ i g i b i b i r ö n y a r g ı o l u ş m u ş t u .

*°y L i s sa y a s e v g i s i , h a y r a n l ı k u y a n d ı r ıc ı y d ı . Ü r k ü t ü c ü y d ü

a h a y r a n l ık u y a n d ı r ıc ı y d ı . T a r u s a i l e s i n d e n b i r g r u p , C o n

2 W a n b i r g r u b u n k a r ş ıs ı n a d i k i l d i , k a v g a v e y a d a n s e d e c e k

iki ç e t e g i b iy d i le r . G e r ç e k t e n g a r i p b i r m a n z a r a y d ı .

T a r t ı ş m a l a r d e v a m e t t i . H e r k e s L i s s a ’m n a d a y l ığ ı k o n u s u n -

da t a r t ı ş ı y o r d u . K a n u n l a r ı n d e ğ i ş m e s i i ç i n o t u r u m y a p ı l m a s ı

g e r e k t i ğ i s ö y l e n d i . K a p ı l a r d a k i g a r d i y a n l a r i ç e r i g i r m e y e ç a -

lk a n k a la b a l ı ğ a g ü ç l ü k l e h a k i m o l u y o r d u . A n n e m s a v u n m a

h at t ı n d a o l a n l a r d a n d ı . O a n d a o n u n n e k a d a r h a k l ı o ld u ğ u n u

a n l a d ı m , b u g ü n e k a d a r h i ç b i r o y l a m a d a b ö y l e b i r a n a r ş i g ö -r ü lm e m i ş t i . O t u r u m e r t e s i g ü n e e r t e l e n d i .

L is s a n e d ü ş ü n e c e ğ i n i b i l e m e d e n k a l a b a l ı ğ a b a k t ı . F a r k ı n a

v a r d ığ ı b i r ş e y , m i d e s i n i n d ü ğ ü m l e n m e s i n e y o l a ç m ı ş t ı . B u n c a

z a m a n s e ç i m g e l e n e ğ i n i n s a y g ı n l ı ğ ı m k o r u y a c a ğ ı n a y e m i n e t -

m iş t i a m a ş im d i o n u n y ü z ü n d e n h e r ş e y k o n t r o l d e n ç ı k m ı ş a .

H ep s i k e n d i h a t a s ı y d ı . D e r k e n s a l o n u n u z a k k ö ş e s i n d e , k a r

48 1



maf»n,n ötesinde duran birini g ö r d ü . Ekater in ,

göagcJdiklerindc eski kraliçe, L i s s a y a g ö z k i r p t l s %

Oradan ayrılıp arabaya d ö n d ü m . A k l ım a yenj ^

mişd. Lissanın kelimeleri r u h u m u d e r in d e n e t k i l e ^ ÎCy

kalbime yerleşmişti Bana / .a m a n k a z a n d ı r m a k i ç i n

yapmış olsa da, kelim eleri t u t k u d o l u y d u . K r a l i ç e s e ç i u “>

di sözlerinin arkasınd a d u r u r d u . “S

o zaman yapmam g e r e k e n i a n l a d ı m . U s s a K r a l i »o l m a .l ı y d ı

H e m e n o a n d a k a r a r ı m ı v e r d i m . J i l f i s a d e c e L is sa *) *

ş e y d e k i y e r i n i k a z a n d ı r m a k i ç i n s a r a y g ö t ü r m e y e c e k t i k ı jı

s a y e s i n d e M o r o i ’l a r , L i s s a y a o y v e r e b i l e c e k t i . L i s s a k r a l i ç e *^

b i l i r d i .

D o ğ a l o l a r a k b u d ü ş ü n c e l e r i k e n d i m e s a k la d ı m .

" Y ı i z ü n d c k i t e h l ik e l i b i r i f a d e , ” d e d i D i m i t r i b e n i sü zerek

“ H a n g i i f a d e ? ” d i y e s o r d u m m a s u m m a s u m .

“A k l ın a b i r ş e y g e l d i ğ i n i s ö y l e y e n i f a d e . ”

“ H e r h a n g i b i r ş e y d e ğ i l . B u s e f e r h a r i k a b i r f ik r i m v ar.”

E s k i d e n b ö y l e l a f l a r e t t i ğ i m d e J i l l k a h k a h a l a r l a g ü l e rd i ama

b u s e fe r s ö y l e d i k l e r im i k o m i k b u l m a d ı ğ ı b e l li y d i .

“ İ y i m i s i n ? ” d i y c s o r d u m .Z ü m r ü t g ö z l e r i n i b a n a d i k t i . “ E m i n d e ğ i li m . B i r sü rü şey

y a ş a n d ı . B u n d a n s o n r a n e o l a c a ğ ı n ı b i l m i y o r u m . K en d im i pi-

y o n g i b i h i s s e d i y o r u m , s a n k i b i r i l e r i n i n p l a n ı n ı n k ü ç ü cü k b ir

p a r ç a s ı y ı m . ”

S u ç l u l u k d u y d u m . V i c t o r h e r z a m a n p l a n l a n i ç in b a ş t a b

r ın ı k u l l a n ı r d ı . B e n d e o n u n g i b i m i y d i m ? H a y ı r . J i l l i Öne

-182

-sen p iy°n fa lan dce iU in* dcdım ona- Ç°k çokr f * * * " • n k ü s e n i n s a y e n d e b i r s ü r ü g ü z e l ş e y o l a c a k . ”

^ k o l a y o l m a y a c a k , d e ğ i l m i ? ” S e s i y a ş lı b i r i

° » ı d ü z e l m e d e n ö n c e i y i c e k ö t ü l e ş e c e k . Y a n ı l ı y o r

Şr >

l a n s ö y l e y e m e z d i m . “ E v e t . A m a a n n e n i n y a n ı n a d ö

v c in a n b a n a i y i ş e y l e r o l a c a k . G a r d i y a n l a r h c r

t M ^ ^ ^ r o r te e g d *r d e r M o r o i 'u h e r ş e y i n ü z e r in d e t u t a r ız .

^ 0T>- a y m k u r a l l a r g e ç e r l i d e ğ i l a m a b u y a p t ı ğ ı n . . .”

SC nm | ü m s ed i a m a m u t l u b i r g ü l ü m s e m e d e ğ i ld i . u E v c t b i

r o ^ n H e r k e s i n i y i l i ğ i i ç i n b u n u y a p m a m g e r e k l i . D o ğ r u

^ a m ı ş m ı y ı m ? ”S on y a y o l c u l u ğ u n b ü y ü k k ı s m ı m , b a n a i s t e d i ğ i m t ıl s ı m ı

h az ır la y a ra k g e ç i r d i . Y o l k e n a r ı n d a k i h e d i y e l i k e ş y a d ü k k a n l a -

r d a n b i r in d e n a l d ı ğ ı m ı z g ü m ü ş b i le z i ğ i k u l l a n d ı . Z e v k s i z b i r

b ile z ik ti a m a g e r ç e k t e n g ü m ü ş t e n d i v e ö n e m l i o l a n d a b u y d u .

G r e e n sc on ’a y a r ı m s a a t l i k y o l u m u z k a l m ı ş k e n b i l e z i ğ i b i t i r i p

b a n a u z a tt ı . T a k ı p d i ğ e r l e r i n e b a k t ı m .

“ E e e ? ”

“ B e n b i r f a r k g ö r m ü y o r u m , ” d e d i S o n y a . “ Z a t e n g ö r s e m

g a rip o l u r d u . "

J i l l g ö z l e r i n i k ı s t ı . “ S a n k i b u l a n ı k l a ş t ı m . . S e n i n e t g ö r e b i l -

m ek iç in g ö z l e r i m i k ı r p ı ş t ı r ı p d u r m a m g e r e k iy o r .

B e n d e a y n ı ş e y i y a ş ı y o r u m , " d e d i D i m i t r i .

S o n y a d u r u m d a n m e m n u n d u . “ T ı l s ı m t a k t ı ğ ı n ı b i l d i ğ in i z

iç in ö y le o l m a s ı d o ğ a l . U m a r ı m d i ğ e r g a r d i y a n l a r o n a b a k t ı k l a

t ı n d a taiT,* a m e n f a r k l ı b i r i n i g ö r e c e k . L i s s a n ı n V i c t o r ı h a p i s *

483



t o n o * » t o p * f * W . . A rn a hbüyü kullanmak gecekmuc, çQnfc. ^ ^

* * «pm a* ««rfcm. fcrkh b . r : gib. görünmemi

Ona&on'd* buluşmamızı önerdiğim resroran 1 ^

« * * * * O m p a r k k a r a n l ı k u a m a u z a k k ö ş e d e b i r <*

M g ö r ü y o r d u m . O r a d a g a r d i y a n c a d e ğ i f , M , ° *4u.

İcuşıhşnvvi SkdSm.

A r a b a y ı p a rk e rr i ğ r m i z d e a r a ç r a n i n e n i n M i k h a i l o Jd , .g ö r d ü m . V ^ m d a A d n a n v a rd ı . ^ n u

3 e n i g ö r ü n c e gû li im se d i , a s l ı n d a b u n u y a p a c a ğ a ,

c O Tîe fiv dİ m . M i d e m a J r ü s t o l d u . H a y ı r , ş i m d i o l m a 2

7 3o n d a u ğ r aş a c a k z a m a n ı m y o k . A d n a n ' a n e » ö y le y e *"

bilmiyordum. Neyse k i k o n u ş m a ş a n s ı m o l m a d ı .

M ikha il g a r d i y a n la r a ö z g ü h ı z l ı a d ı m l a r l a b i z e d o * r J g r u y|j.

rüyordu. S o n y a ’n m a r a b a d a n i n d i ğ i m g ö r ü n c e b ir d en b ir e

d u r d u . S o n y a d a d o n u p k a l d ı . İ k i s i d e ş a ş k ı n ş a ş k ı n b i r b i r i n e

b a k n . O a n d a o n l a r i ç i n b ü r ü n d ü n y a y o k o l d u . £ n rr ik a | a r

g ö r e v le r . . . h e p si k a y b o l u p g i r r i . O anda s a d e c e i k ı s ; v a r d ı

S o n y a g a r i p b i r ç ı ğ l ı k açıp ö n e d o ğ r u k o ş r u . O s es M ik h aiT i

u y k u d a n u y a n d ı r d ı , S o n y a ’y ı k o l l a r ı n a a l d ı , i k i s i n i n d e ağ la -

d ı ğ ı n ı g ö r e b il i y o r d u m . M i k h a i l S o n y a n ı n s a ç i a r ım y ü z ü n d e nç e k r ı . “ Ş e n s i n . . . G e r ç e k r e n s e n s i n . . . "

S o n y a g ö z y a ş l a r ın ı s i lm e y i d e n e d i a m a b i r i ş e ya ra m a d ı.

“M i k / ıa il , ç o k ü z g ü n ü m . . . "

B i r ö n e m i y o k . S o n y a ’ y ı öpüp g ö z l e r i n e b a k a b i l m e k iç in

g e r i çeki ldi . A r t ık h i ç b i r ş e y i n bir ö n e m i y o k . T e k ö n em l i

o b a y e n i d e n b i r a r a d a o l m a m ı z . "

Su Jtota daJw da aSiaTtI ^ n û Mikiuufingömüp ona »la »kr a n ld ,. Breler donup ld mcfalc

bir ana ş a h i t l i k «ağimizı h i s s e d i p u t a n d a n Orada" ' >^den dan,-üğsün c §OUj^1 ,-lhrrm b ır — * ^ , r , ! f e^m alıydık. B ir yandan da Liaa. D im i'

jited ön ü ştü rd ü ğ ü n d ebulufmarmzu, f y a n d a , ^

ged iyordum . Aşk. Bağ.flamafc. Kabulf° m“ ' ' ğ ü ’i

Dimitriyle göz göze gelince, onun d ı Jüğüeû m i a d ı m . Söylediklerim , h a u r f^ T "m e f c . n . Gözlerimin dolduğunu e û r ~ ' K e a d i o i a i f

• —d m z M i k h a i l v c S o n y a n . n s a f o p o !(J ‘ J 0 b ^ n n ı t 1

' G e ç m i f , b i r idisin. içirdim. M ikh ail v e S o n y a n ı n s a ı u pûvordum. Mu thı so n i s t i y o r d u m . G e ç m i ş i ı f f î . T ı

s a h i p l e n m e k i s t iy o r d u m . ' “ Î Ö C ^ g ^ c

' — « İ l b u n

üplenmek istiyorum*».Y a n ım d a duran Jill burnunu çekri. Ona sarıldım.

hareket Mikhail m gerçek dünyaya dönmesin:

sarılmayı sürdürerek bana bakn.ooya’ya sarılmayı su ra uıcı vcv w* __ Teşekkürler. T eşekk ür ederim. Ne istediğim söyle. Ne jj_

rsen!“K e s ş u n u , " dedim. G ö z y a ş l a r ı m ı g ü ç l ü k l e b a ş a r ı y o r d u m .

lcr şey iy i s o n u ç l a n d ı ğ ı i ç i n m u t l u y u m . . . Ü s t e l i k b e n b i r

f. y a p m a d ı m . "

“Yine d c . . . ” M i k h a i l g ö z y a ş la r ı i ç i n d e o n a gülümseyenayaya b a k t ı. “ B a n a d ü n y a l a r ı v e r d i n . ”

‘‘ S e n i n a d ı n a s e v i n d i m . B u a n ı n t a d ı n ı ç ı k a r m a n ı i s t e r d i m

n a b i r iy i li ğ e i h t i y a c ı m v a r . ”

• S o ny a v c M i k h a i T i n b a k ı ş m a l a r ı n d a n , y ı l la r d ı r a y n o l d u k i a

n ı a s la t a h m i n e d e m e z d i n i z . S o n y a b a ş ı n ı s a l l a y ı n c a M i k h a i l— *•

4S5



ŞfayMalznn kaldığı o r d c g i r m e m g e r e k iy o r . "Mi k hûl'm gülümsemesi bozuldu. “Rose... sCni 0;

lamam. Saraya bu kadar yak ın olm an bile tehlikeli." ya s°

BiJeziği cebimden çıkardım. " Kıl ık de ğişt irece ğe ^

buğumu anlamayacaklar. S imyacı lar, görm ek iç in W ^ *1

uydurabilir m isi n i

’ S o n y a . Mikhail’in k o l l a r ı n d a n a y r ı l m a d ı a r n a M i k h . .

düşünceleri o n d a n u z a k l a ş t ı . “ O d a l a r ı n ı n e t r a f ı n d a n ö b e ^

u n g a d i p n i a r v a r . G ö r e v i d e v r a l m a y a g i r m i ş g i b i y a p a b " ‘ U;

D i m i r r i b a b ı n ı s a l l a d ı . " V a r d i y a d e ğ i ş i m s a a t i n i n ( J .‘ "

d a gidersek k a f a l a r ın d a s o m i ş a r e t l e r i u y a n a c a k t ı r . . . y ^ '

u m a n ı n ih r i y a a n o l a n b i l g i l e r i ö ğ r e n e c e k k a d a r z a m a n ı n ” ^ *

G a r d i y a n l a n n i ç e r i g i re n l e r d e n ç o k , s i m y a c ı l a r ı n d ı ş a r ı ç ı k n T

m a s ı yla i lg i le n d i ğ i n e e m i n i m . "

“ K e s in l ik l e ,” d e d i M i k h a i l . “Sen ve be n mi gid eceğiz Rose>

• •E vet,” d e d i m . “ N e k a d a r az olursak o k a d a r iyi. Sydney v

l a n la k o n u ş m a m g e r e k . K a l a n l a r burada bekleyebilir.”

Sonya. M i k h a i l ’i y a n a ğ ı n d a n ö p t ü . “ B i r y e r e a y rı lm a v a c a

ğ ı m . "

Adr ian . J i l J ’i n y a n m a g i r r i . “ B e n d c b u r a d a k a l ıp s e n in bu

iş e n a s ıl b u l a ş t ığ ı n ı d i n l e y e c e ğ i m . "

J i l l , A d r ia n 'a g ü l ü m s e d i . B i r z a m a n l a r o n a a ş ı k t ı v e o a n d a

k ı z a r m a m a s ı , g e r ç e k t e n b a s k ı a l t ı n d a olduğunu gösteriyor

d u . S o h b e t e t m e y e b a ş l a d ı k l a r ı n d a D i m i t r i b e n i b i r k en a r aç e k t i .

" Y a p m a y ı p l a n l a d ı ğ ı n ş e y ç o k t e h l i k e l i , ” d e d i a l ç a k se sle .

T ı l s ı m iş e y a r a m a z s a o t e l d e n ç ı k m a y ı d a h i b a ş a r a b i le c e ğ in i

. b c l ir t m c s c d c c a " U Ç ll" a | ‘m ’

s o n y a bu i ^ r d e ç o k i y i A y r ı c a y a

n c k a d y a v a ş la t a c a ğ ı m d ü ş ü n s e n e .

Sû" ^ be n ciddıy'm olmayacak. Bit saat iç inde

K “ ” ' " T t j ı p d ö n ^ j UfÜ , m “ D ö n m em i ş o l u r sa k J i l l ı , A d ı u n l a

t i * * * vT s o n y a da b ir y er le rd e s ak la m rs tm z .. . S on ra

^ »t

J b c a g 'n ' o l y e t e r .* Ö n e e ğ i li p a l n ı m ı

B i z i b o ş v e r ,

° P ‘ K ü ç ü k d a m p m u r a f m a g c l e n A d r i a n . o ö p ü c ü ğ ü

Î S T d S * e l i n d e n ç e k t i m . H i ç b i r i m i z h i ç b i r

^ T d ı k a m a A d r i a n ' ı n g ö z l e r i . . . D ü n y a s ı n ı n p a r ç a l a n

K e n d i m i k ö t ü h i s s e t t i m . K e n d i m i b i t S t r i g o .

s J o n u rl u o l u n a c a ğ ı n , ö ğ r e t i y o r s a b i l e a n l a ş ı l a n b e n ö ğ r e n e -

n e , d iy e s e s l e n d i M i k h a i l , k a r ş ı s ı n d a k i m e l o d r a m -

d a n h a b e r s i z d i. “ S o n y a s a r a y d a k i i ş i n i z i n d e a c i l o l d u ğ u n u

sö y l e d i . ” _ _ _

Y u tk u n u p g ö z l e r i m i A d n a n ' d a n k a ç ı r d ı m . K a l b i m d u ğ u m

A: UC . .^ "le n di. “ E v e t . . .

“ G i t ,” d e d i D i m i t r i .

487



"Unutma.* diye mır ı ldan dım ona. “Onunla k0t,u,

tûm sorumluluğum. Senin değil." ^

M ı k h a tl 'i n p l i n d e n a r a b a s ı n a b i n d i m , n b ı r rı l ı b i !c •.

a n ı . İçeri girmeden hemen önce a r k a y a b a k t ı m . J il} ** '

bir şeyler konuşuyordu. D i m i m cek başınaydı. Ve A(i[. °n>*

a n ı d ö n m i i f . s ig a r as ın ı y a k m a y a h a z ı r la n ı y o r d u . ^ s ,n“ R ez ii b i r iy i m . " d e d i m M i k h a ı i a r a b a y ı ç a l« 5 ü r i r k c

gu hn au Özetleyen b i r Ukdeydi. • * V

M ik ha il h e r h a n g i b i r ş e y s ö y l e m e d i . Y a g ö r e v i m i z J c

olmadığı için b u s ö z e a l d ı r m a d ı y a d a k e n d i d ü ş ü n ^ J ‘d a l d ı ğ ı iç in beni duymadı . En azından bir imizin a ş k

İyi gidiyordu * ^

O c c ie v a r m a m ı z u z u n s ü r m e d i . G a r d i y a n l a r e t r a f t a ^

i n s an la r ı n d i k k a t in i ç e k m e m e k i ç in d i k k a t l i d a v r a n ı y 0 r |^

îçeri g i r er k e n h i ç b i r i b i z i d u r d u r m a d ı . B i r i M i k h a i l ’ i ı * *

başını salladı. Ben i t a n ı y o r m u ş g i b i d a v r a n m a d ı l a r . D e m e k , f

s im i şe y a r a m ı ş t ı.

“Hangi odadahr?” d i y e so rdu M i k h a i l l o b i d e k i g ar d iy a n a

“ V a rd iy a y ı d e v r a lm a m ı z g e r e k i y o r . ” T a v ı r la r ı g ü v e n d o l u y d u

d i ğ e r g a r d iy a n ş a ş ı rm ı ş o ls a d a s o r u n o l d u ğ u n u düşünmedi“ S a d e c e ik i n iz m i ? Y u k a r d a d ö r t g a r d i y a n b e k l i y o r . ”

B i z i k u r t a r a n , b e n i m s ö z l e r i m o l d u . “ S a r a y d a g a r d i y a n la r a

i h ti y a ç v a r. İ ş l e r k o n t r o l d e n ç ı k ı y o r . B u y ü z d e n s a d e c e i k i k işi

y o l l a d ı l a r . ”

Z a t e n f a z l a sı n a i h t i y a ç y o k , ” d i y e h a k v e r d i g a rd iy a n .“ Ü ç ü n c ü k a r . "

u t R A *

s a n s n r d r *

J ç ü n c ü k a r . ”

“ H ı z lı d ü ş ü n d ü n ” d e d i

48 8

p K e n d i m i ç o k d a h a k o t u d u r u m l a r d a n

. j > a , , , c ü n k ü ö n l e r i n d e b i r g a r d i y a n n ö

S & İ * * - " Î J i ç e r i d e o l m a l ı y d ı . B u n u n b i r s o r u n

0 ^ ' V ° * İ , m e r a k e r r i m a m a M i k h a i l a y n . o r o ✓ W ' 1' Z rak e r r i m a m a M i k h a i l a y n ı o r o

v c d i ğ e r l e r i n i n s a r a y a ç a ğ r ı l d ı ğ ı m

^ İ y 3 n ! s l e k r a Ş l a r m ı ç a ğ ı r d ı v c h e r b i r i b i r s i m y a

e C d u m r a p o r u v e ı -

>?' ı « , n d a b c K 1 „ . , r , l d ı .b ' ' d a n a y r ı l d ı .

^ s ^ ^ t h a i l b a n a d ö n d ü . “ S y d n e y . ” d e d i m .

G ^ t,in de U l a n ı p S y d n e y ' ü . o d a s ı n a g i r d i k . B a ğ d a ,. n ı v o r d u . B i z i g ö r ü n c e b e z g i n i . k l e r ç ç e k u .

ü i r n M k u l l a n ı p o y u n ^ — ^ m r u y o r d u . B i z i g ö r ü n c e b e z g r n h k l e r ç ç e k u .

y

■5im d İ n r d . m v e ü z e r i m d e k i g ö z b o y a m a b ü y ü s ü k a y

B i l e t ' İ *

a ş ı r m a d ı . B e n i b e k l i y o r m u ş g i b i b a k u . “ B e n i

^ " T a m ı g e l d i n i z ? ” S e s i u m u d u y d u .( j ir i ı r m a y a . a i m a s ı h o ş u m a g i t m e m i ş t i

* * “ ■ • ‘ “ ' u' t * . * y an mııul. o l a » 1/1 o l ” '. O n o r i l b ir * ? biUyoı.

0 b ilg iy e ih t i y a c ı m ı z v a r .i n . ç a ta r a k k a p r y ı i ş a r e t e t d . “ B i r b u ı m r z l e k o n u ş m a

. . • _ _ 1 __ _

m iza i z in v e r m i y o r l a r .

“D ış a r d a k i m s e y o k , ” d e d i m k e n d i n i b e ğ e n m i ş b i r t a v ı r l a .

S y d ne y p i ş m a n l ı k l a b a ş ı n ı s a l l a d ı . R o s e , b a z e n b e n i g e r

çekten k o r k u tu y o r s u n . H a y d i g e l . l a n y a n o d a d a a m a k o n u ş _ .. . £ ı * 1 • i * • |



*

• • B u y ü z d e n y a i d t m m g e r e k , ” d e d i m . B i l e z i ğ i r a k t i m ^

a f i k . N e İ & B & y ^ P * * ' Sa f>aT a h m i n e t t i ğ i m g i b i S y d n e y ' i n , l a n ı n r m k U s u n d ..

yoktu. " N e ! H i ç <1= b i l e ! " ^ J a r n n o d a s ı n a g i r e r k e n a ğ z ı n ı k a p a d . . T e I C v j Z y o n .

g e n ç a d a m b i z i g ö r ü n c e a y a ğ a f ı r l a d ı . * ^ n

" S y d n e y ! İ y i m i s i n >

A n l a m l ı a n l a m l ı o n a b a k r ı m .

B a n a t er s b i r b a kı ç h r ı a t a n S y d n e y , l a n a d ö n d ü . ‘Y a 1n a i h t iy n ç k n v ar . B i r ş e y b i l iy o r m u ş s u n . ” ‘ r ‘m *

f e n b iz e d ö n d ü ğ ü n d e b a k ı r l a n b u z g i b i y d i . “ S 0 r u j

yüzlerce kez ya nıtladım " art I i lZl

" H e p s i n i değil,’' d e d i m . " S a r a y d a y k e n m a s a d a b i r a d a m

f o t o ğ r a f ı n ı g ö r d ü n . ö l m ü $ b i r a d a m ı n . O a d a m k i m ? ” ^

lan dudaklarını b ü z d ü . “ B i l m i y o r u m . ”

“ O n u tanıdığını b i l iy o r u z , ” d i y e i ti r a z e t t i m . “ F o r o & r ,r ~r i . j * m o l g ö -

r ü n c e tepkj verdin .

" V e r d i ğ in t e p k i y i b e n d c g ö r d ü m , ” d i y e i t i r a f e t t i Sy d n e y

lanın s es t o n u y a l v a r ır b i r h a v a y a b ü r ü n d ü . " O n l a r a yardım

e tm e m i z g e r e k m i y o r . O t e l d e h a p s o l m a k y e t e r i n c e k ö t ü . B i r dc

b u o y u n l a rd a n s ı k ı ld ı m . ”

O n u suç lamasam da yard ım ına ih t iy ac ım ız vardı . Soru s o -

r a r c a s ın a S y d n e y ’e b a k t ı m .

S y d n e y , l a n a d ö n d ü . “ F o t o ğ r a f t a k i a d a m k i m ? K im l iğ in i

giz li t u t m a n m ı g e r e k i y o r ? ”

l a n o m u z s i l k t i . “ H a y ı r . S a d e c e o n l a r a y a r d ı m e t m e k

i s t e m e d i ğ i m i ç i n s u s u y o r u m . Z a t e n k o n u y l a b i r i l g i s i y o k ."

49 0

ır’ M o r ^ ı z r ^ ’ jj fo r , . b if şevdi," dedi la n . “ Ora

s> ı “ d " ' “ “ p• i o l * n ? ”

î " ‘ “ ‘ " " ’ l " “ o n . * b « “

« * ■ * Z J d a m . ^ . n k » * ”âil. MaZU , » c. u> k ir vana kafam karışmış-

p , y u

f i V " * t L l « i ç ° k b ^ a r l U y d l

- diyc sor du

K f 1' 0 - * " ’ * c i d d i y d i m . K i m o ld u ğ u n uM o r o i k a d m l a n n d a n

k e r e s * n y •*

5 İZ İ Z İ y a r e t e “ 6 e '

V £bİ ..Siz i xiyarcr e rr iğ im ^ b i bazen

£ » * A haPStl"

s' A b e r ^ ' ş a k a b i r I a 6 m k-r0 daha çok « f1 J di ler ini koru m ak iç in bazen diğer

* " * MOt0' d ? Ama bunun nedeni gardiyanlarının ol

' T S * I * gibi birinin bdyle b i, soıun»

" f i « ta y sınıflattntn d « ı » , yıkacak ■>!«

% emindim, iy i d i r im l i

£ t o n e d e n M n ı o f l u k u ll an sı n! Y m e d e k ı a l ^ u

ir en b i r in i n g a r i p davranışlar sergilemesi ş aş ım a olmazdı,

dmkimdi?” diye sordum.

Uı l m i v A

a ıy e s o r a u m .

» MUîr \nn larından se çtim .

491



ihdya.“Nasü biri olduğunu b a u r l ı y o r musun? " H

'—am a »sd , . Ne o l u n * D ii „ „ " 8 ' b ;

C3nf edebilirse belki iflch^ ^

n* S a

/an, Dani'lella'yı2 JTJJ İAJif

bilirdik.“Onu tarif edebilirimdedi l a n . “ K o l a v

değÜdi." J1UtUlac bir,Bu sözün arkasından gelensessizlik irL-ü

J " v “N e y e benz iyordu?n yo1 açtJ“Ece?"diye sordum. Kadını tarifen i.

Kesiolüdc beklediğim c a r İ f değildi .

49 2

32

Onları da yanımızda gö türemeyeceğimizi söyleyince

Sydney ve arkadaşları hiç mutlu olmadı.

“Normalde seni de yanıma alırdım,’* dedim

Sydney'e. Yeniden öğrendiklerim beni sarsmıştı. “Ama bizim

bile otele girip çıkmamız zor. Sizinle dışarı çıkarsak hepimizi

yakalarlar. Ayrıca yakında tüm bunların bir önemi kalmaya-

cak. Adımı temizlediğimizde gardiyanlar gitmene izin vere-

cektir."

“Beni endişelendiren gardiyanlar d e ğ i l , " diye karşılık verdi.Her zamanki mesafeli ses tonuyla konuşmuştu ama gözlerin-

den korktuğu anlaşılıyordu. S i m y a c ı l a r d a n m ı korkuyordu pksabaşka birinden mi?

“S y d n ey ," d e d i m t e r e d d ü t l e , M i k h a i l ’ l e h e m e n o r a d a n

^kmamız g e r e k t i ğ i n i b i l i y o r d u m a m a s o r m a d a n e d e m e d i m .

olma! ^ ^ >U’>^Cf c&tırmcn(cnfazlasını sağlamış

49 3





, d e ş t i r e c e ğ i n i b i l i y o r d u , h . p i s h » ^n i i j i in i i b j r b ü y ü k u l U n m . ç u a m a y a p , l l 5 , ^

f im s ır a S ' ? b u n l l y a p ı p y a p a m a y a c a ğ ı n ı b i l m i y „ r d u n > ^

« ^ " i m k i l g i l i c e k k e l i m e e t m e m i ş o l s a d a

t1S mciiyiz':dcfm;icahmayanrv c t ^ > t ü k e n i y o r . L ü t f e n . L ü t f e n b i z e y a r d ı m t ( ; , h

g " ' l h u y s a y a lv a rm a y a r a z ı y d ı m .

^ " , L f r u z a t m a m g e r e k m e d , . A d r i a n d e r in b i r n c fts

• ' t a n a c t ı S o n u n d a b a ş ı n , s a l l a d ı . “ G i d e li m . "a l ıp g ö z l e r i m k a p l ) c , , •» -

ı ~ o • m i ,

İ k in c i a r a b a n ı n a n a h t a r l a r ı n ı S o n y a ’ y a b ı r a k t ı k î J ı. . ı . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . ' T ' ^ a y a j ,

n yo]

k a d ı n , k a t i l i n y a p m ı ş o l d u ğ u n u d ü ş ü n d ü ğ ü m ü z h e r ^

, , ı ş ı l d a , i 7 |e d i D i m i t r i , M i k h a i l v e b e n y o lg ö z l e r l e u z a n m a m » . » ■ , . . . . . . . . . . . . . . . .

u y .

b o y u n c a b i ld i k l e r i m i z i g ö z d e n g e ç i r d i k . I a n ’ .n t a r i f

şeyiy a p m ı ş o l a m a z d ı .

A r k a k o l tu k t a A d r i a n v e j i l l ’ l c o t u r u y o r d u m . P ar m a k la rı m ı

u z a t ıp sa y d ı m . “ G e r e k ç e ? V a r . Y e t e n e k ? V a r . J o e ’ y a p a ra ö d e-

m e şa n s ı? V a r. T a t ia n a ’ n ı n o d a s ı n a u l a ş a b i l m e i h t i m a l i . . .” L a

ş a y ia y k e n d u y d u k l a r ı m ı h a t ı r l a d ı m . “ V a r . ”

B u s ö z ü m D i m i t r i ’y i ş a ş ı r t t ı . “ G e r ç e k t e n m i ? İş in o k ısm ım

ç ö z e m e m i ş t i m . ”

“ N a s ı l y a p t ığ ı n ı b i l d i ğ i m e e m i n s a y ı l ı r ı m , ” d e d i m . "A m a

T a t ia n a y a g i d e n i m z a s ı z m e k t u p ç o k a n l a m s ı z . L i s sa ’ n ı n ailesi

m e s e l es i v e y a o n u ö l d ü r m e y e ç a l ı ş m a s ı d a m a n t ı k l ı d e ğ i l . " W

s u çu b a n a a t m a s ı .

B i r d e n f a z l a k i ş i y l e k a r ş ı k a r ş ı y a o l a b i l i r i z , ” d e d i D i m itr i.

K o m p l o m u ? ” d i y e s o r d u m ş a ş ı r a r a k .

49 6

Başını iki sallad'' "Hay" ' dcm ck ‘ « e d i ğ i m belki kta1un tutan ba şkas.yd . ama on u öldürecek kadar ileti '

S . İki kişi, iki plan. B i r b i r l e r in d e n h a b e r d a r » I m a y a b . lö t ji ll e r i birbirine k a r ı ş t ı r ı y o r o l a b i l i r i z . "

D e S‘ u s u p b u k e l im e l e r i t a r t t ı r m B i r y a n d a n m a n u k l . g e li y o rd u

« y a n d a n d a d i ğ e r k i ş id e n b a h s e d e r k e n D a n i e ll a 'y , k a s r c td f c .

n i a n l a m ı ş t ım . T a r i a n a d a n h o ş l a n m a m a n e d e n le r i k o n u s u n d a

h a k lı y d ık d ö v ü ş ç a l ı ş m a l a r ı , y a ş k a n u n u n u n y e te r i n e * ,e n

o lm a m a s ı, r u h k u l l a n ı m ı n , d e s t e k l e m e s i . . . A m a rü m b u n la ,

c in a y e t i ş le m e k i ç i n y e t e r l i d e ğ i ld i , ö f k e l i b i r m e k t u p y a zm a k

v e o ğ l u n u k o r u m a k i ç in r ü ş v e t v e r m e k o n u n y a p a b i l e c e ğ i şe y

[ e r d i. K a z ı k s a p l a m a k i s e o n a g o r e d e ğ i ld i .

A r a b a y ı k a p l a y a n s e s s i z l i k , J i l l v e A d n a n ' ı n f ıs ı l d a m a l a r ın a

d i k k a t ç e k t i .

“ N e y a p a c a ğ ı m ? ” d i y c s o r d u J i l l , A d n a n ' a .

A d r i a n ’ ı n y a n ı t ı n e t t i . “ O r a d a o l m a k s e n i n h a k k ı n m ı ş g ib i

d a v ra n . S e n i k o r k u t m a l a r ı n a i z i n v e r m e . ”

“ Y a L i s s a ? B e n i m l e i l g i l i n e d ü ş ü n e c e k ? ”

A d r i a n t e r e d d ü t e t t i . “ B i r ö n e m i y o k . S a n a d e d iğ im g ib i

h a r e k et e t s e n y e t e r . ”

A d r i a n ’ı n b u k a d a r i y i ö ğ ü t v e r d i ğ i n i d u y u n c a c a n ım d a h a

d a y a n d ı . K a b a s a b a , k i b i r l i v e u k a l a b i r i o l a b il ir d i a m a iy i

k a l p l i y d i . V e b e n o k a l b i k ı r m ı ş t ı m . A d r i a n k o n u s u n d a y a -

n ı l m a d ı ğ ı m ı b i l i y o r d u m . B ü y ü k p o t a n s i y e l i v a rd ı v c ö n e m l i

i ş le r b a ş a r a b i l i r d i . O n u ç o k k ı r m a m ı ş o ld u ğ u m u u m d u m . E n

a z ın d a n o n a a n n e s i n i n k a t i l o l d u ğ u n u s ö y l e m e m g e r e k m e y e

4 97



K a p ı y a vardığımızda hep imiz sessizleştik. A r,b a,

„ k u y r u k / e r i n d e y d i v e i l e r l e d i k ç e d a h a d a t e d i r g j ^ " 0| “

L i ^ n m z i h n i n e g ö z a t ı n c a k o n s e y i n h a l a k a r m a ş a i ç i ,

d u ğ u n u g ö r d ü m . N a t h a n ı n y ü z U h d e s i n d e n o t u r u m u ' ° ' '

mcye h a z ı r o l d u ğ u a n r ı l ı y o r d u . B u i y i t n i y o k i a

o l u r d u b i l m i y o r u m ü » » û

G a r d i y a n l a r M i k h a i l ' i t a n ı d ı v e a r a b a y a ü s t ü n k ö r ü

m a k i a y e t i n d i . A d r i a n ' ı n a r a b a d a o l m a s ı d a i ş l e r i k o l a y l a , ^

B a g a j ı k o n t r o l « t i k t e n s o n r a b i z i i ç e r i a l d ı l a r . a S " r d '

“Aman T a n n m . İ ş e y a r a d ı/ ' d e d i m . M i k h a i l a r a b a v ,ı t • y ı g a r d i y a n l a r ı n oiop^kjn 2 p « ı r k eveı.

“J i m d i n e olacak?” d i y e s o r d u J i l l .

" D r a g o m i r s o y u n u h a k k ı o l a n k o l t u ğ a k a v u ş t u r u p j

açıklayacağız,” ded im .

"Hepsi bu m u ? ” A d r i a n h e r z a m a n k i g i b i a l a y c ıy d ı

“ B i li y o r su n k i ü z e r i n i z d e k i b ü y ü k a l k t ı ğ ı a n d a , ” d i y e h a n

latu M i k h a i l , “g a r d i y a n l a r i k i n i z i y a k a l a y ı p h a p s e a t a c a k v

s i z i ö ldürecek l er .n '

D i m i tr i v e b e n b a k ı ş m a k l a y e t i n d i k . “ B i l i y o r u z , ” d e d im

H a p i s f ik r i n i z i h n i m d e n u z a k l a ş t ır m a y a ç a l ı ş ı y o r d u m . “A m a

h e r ş e y y o l u n d a g i d e r s e u z u n s ü r e h a p i s te k a l m a m ı z g e r e k m e -y e c e k G e r ç e k l e r i ö ğ r e n i p b i z i s e r b e s t b ı r a k a c a k l a r . ” F a zla sı y la

i y i m s e r d i m .

A r a b a y ı p a r k e t t i k t e n s o n r a b a l o s a l o n u n u n y e r a l d ı ğ ı b in a -

y a d o ğ r u i l e r l e d i k E t r a f ı n d a k i k a l a b a l ı k y ü z ü n d e n b i n a y ı fa r

k e t m e m e k i m k a n s ı z d ı . U z u n z a m a n ö n c e y a n ı m d a n e r e d e y se

a y n ı in s a n la r la a y n ı y o l u k a t e t m i ş t i m a m a o z a m a n s a ra y d a n

498

« m d i b i le i s t e y e d ü ş m a n ı n i n i n e y ü r ü y o rd u k .

p ç t f ° r dÜİC* c ç c n l c r i k i m s e y e y a k a l a n m a d a n a ç ı k l a y a b i le c e k'flfrtpA9** gC i n y o l u n d a g i d e c e ğ i n e e m i n d i m . S o n y a n ı n u i

0 |Ur ^ hC^ a r i n ü z e r i n d e i ş e y a r a m ı ş tı . Ş im d i i şe y a r a m a m a s ı

5>IflJ 5,rî l>raC I j b i r n e d e n y o k t u . A m a y a b ü y ü s ü b i te r s e ? Y a b i

jç in h c f h a n ^ c n b e n i t a n ı r l a r s a ? Y a t u t u k l a n ı r s a m ? Y o k s a ö n c e

r t f 3p r ' " C) n C„ m ı t u t u k l a r l a t d ı ?

aÇ,.r c i le r in i ç e r i g i r m e s i y a s a k t ı a m a g a r d i y a n o l d u ğ u m u z

S C y , r C I i z i n v e r i l d i . M i k h a i l . A d n a n ' ı k u l l a n ı p i ç e r i g ı r m c

‘în blZC| A K r a l i Ç e n i n y e ğ e n i n i n d ı ş a r ıd a k a l m a s m a iz i n v e

m i z i s a ğ l a d u

^ ^ ^ d i l m e d e n b a l o s a l o n u n a g i r m e y i b a şa r d ı k . T a r r ış m a

’ n in g ö z l e r i n d e n g ö r m ü ş t ü m a m a o r a d a o lm a k b a ş

^ J f p a h a g ü r ü l t ü l ü y d ü . D a h a v a h ş i y d i . K e n d i m i k a la b a iı k

k a V 1 U c m e v e h a z ı r l a d ı m , i lk k e z o l m a y a c a k t ı a m a b e n i m i ç i n ja y ü z ie ? n > ^ ^

b i l e b ü y ü k b i r s ı n a v s a y ı l ı r d ı .

« j ç c r d e k i le r i n d i k k a t i n i ç e k m e y i b a ş a r m a l ıy ı z , ” d e d i m .

“G ü r ü lt ü ç ı k a r m a k t a n k o r k m a y a c a k b i r i la z ı m b e n h a r i ç :

“ M i k h a i l? N e r e l e r d e y d i n ? ”

B a ş ı m ı z ı ç e v i r d i ğ i m i z d e , A b e k a r ş ı m ı z d a d u r u y o r d u ,

“ İt i a n ç o m a ğ ı h a z ı r l a , ” d e d i m , “ l a m i h t i y a c ı m ı z o l a n k iş i .A b e b a n a b a k ı p k a ş l a r ı n ı ç a t t ı . T ı l s ı m l a r d a n a n la y a n i n -

s an la r o n l a r ı n k u l l a n ı l d ı ğ ı n ı f a r k e d e r . a y r ı c a k u l l a n a n k i ş i y i

t a n ı y o rs a n ız e t k i l e r i a z a l ı r . V i c t o r , T a r a s o v d a b e n i t a n ı m ı ş tı .

S on y a ’ n ı n b ü y ü s ü g ü ç l ü y d ü a m a A b e b i r g a r ip l ik o ld u ğ u n u

a n l a d ı .

“ N e le r o l u y o r ? ” d i y c s o r d u .m /



h d v a t '' d i y e y a n ı t v e r d i m n e ş e l i b i r s< a.• H e r « ^ n k j 8 ‘ p l a n l a r B i l i r s i n a i l e g e l e n e ğ im » ; .

B o l c a r a ı t i k c . d r " * b a k l l . H a l a n e t g ö r e m i y o r d u ., c * ; k ı s « P v c n , d c

B ^ t r n g « e k i y ° r . " dedim. Yikün-Herkesi" dıkka" ^ bir ,fade vardı. Acaba gizlice

deo o ^ İlİ"". Z yakalanınca benim şim di hissetti*e v d e n k a ç a n ç o « W s o n a e r d i r m e n i n y o l u ,

g i b i m i h i s s ed i y 0u ; i: . . — ^ ’

ICC

;i ın

n u

hİİ‘v Z d o ğ r u s u y e n i b i r t a r t ı ş m a b a ş l a t m a n ı n y o l u n u b i l i ,

j —• d jy e d ü z e l t t i A d r i a n .“D u r u ş m a m d a sa n a g ü v e n d i m . " d e d i m A b e ’ e . "Ş i m d i de

t e n b a n a g ü v e n e b i l ir m i s in ?

A b e ’i n y ü z ü n d e ş ü p h e c i b i r i f a d e b e l i r d i . “A m a b a n a B a n

V i r g in i a ’d a k a l a c a k k a d a r g ü v e n m e d i n . ”

•Ivır zıvtrları boşver şimdi." dedim. “Lütfen, yatd.mm g e r e k ”

“ Z a m a n ı m ı z a z a l ı y o r , ” d i y e e k l e d i D i m i t r i .

A b e o n u d a in c e le d i . “ T a h m i n e d e y i m . B e l i k o v ? ” E m i n d e -

ğ i l d i . O z a m a n A d n a n ' ı n i y i i ş ç ı k a r d ı ğ ı n ı a n l a d ı m .

“ B a b a , a c e le m i z v a r v e L i s s a . . . ” N a s ı l a ç ı k l a y a b i l i r d i m ?

" L is s a ’m n h a y a n d e ğ i ş m e k ü z e r e . ”A b c ’i f â z l a b i r ş e y ş a ş ı r t m a z a m a b a b a d e m e m o n u ş a şı r t-

m ı ş t ı . G ö z l e r i s a l o n u t a r a d ı , b i r i n i b u l d u v c b a ş ı n ı s a l l a d ı .

S a n iy e le r s o n r a a n n e m b i z e d o ğ r u g e l i y o r d u . H a r i k a . O ç a -

ğ ı r ıy o r d u , a n n e m g e l iy o r d u . A m a n n c h o ş . U m a r ı m b a n a d a

s ü r p r iz b i r k a r d e ş g e l m e z d i .

50 0

& k i m ? ” d * yc s o r d u a n n c m y ü r ü t , " d i y e y a n ı t l a d ı A b e . “ K i m s a r a y d a n

B i r c a h m ı n . j 5 n c C c k k a d a r b u d a l a o l a b i l i r ? "

m " g ö J e r i k o c a m a n a ç ı l d l “ N a s d r

A " n C l T “ m a n y o k . " d e d i A b c . A n n e m k a ş l a r ı n ı ç a t t ı . B e l k i

f a k n 8 e l m c l d ' “ Y a k ı n d a iç e r d e k i g a r d iy a n l a

ie b » " a . g r i m i z e y ü r ü y e c e k . B u n a K a z ı r m ı s ı n ? "

„n f * “ . k a n u n l a r a u y a n b i r v a t a n d a ş o la n a n n e m , a c ı ç e

r l ° r m i b i g ö r ü n d ü . “ E v e t . "

■ ^ S T d e haz ır ım," d i y e e k l e d i M i k h a i l .

b iz e b a k t ı . “ D a h a k ö t ü d u r u m l a r a d ü ş t ü ğ ü m ü z o h

^ a t h a n t v a s h k o v u n y a n m a g i t t i . A d n a n ’ ı n b a b a s ı e n d iş e l i

n i l m i ş g ö r ü n ü y o r d u , n c y a p a c a ğ ı n ı b i l e m e d i ğ i a ç ı k u . B a ğ

n d e a n i b i r ş a ş k ı n l ı k d a l g a s ı h i s s e t t i m . L i s s a b e n i g ö r -

m ü şt ü . Ş o k . k o r k u v c r a h a t l a m a d u y g u l a n p e ş p e ş e z ih n i m d e

d o la şt ı . B i r d e k a f a k a r ı ş ı k l ı ğ ı . B e n i g ö r d ü ğ ü n e o k a d a r s e-

v in m i ş ti k i , s e ç i m l e r i u n u t m u ş t u . Y a n ı m ı z a g e l m e k i ç i n a y ağ a

k a l k ın c a b a ş ı m ı s a l la y ı p o n u d u r d u r d u m . E n d i ş e l e n m i ş t i v e

ş a şk ın d ı a m a b a n a g ü v e n i y o r d u , b u y ü z d e n y e r i n e o t u r d u .

B iz i g ö r d ü ğ ü a n d a N a t h a n c a n l a n d ı . A b c o n u i t t i r ip m i k -

r o fo n u k a p ı n c a , ş a ş k ı n l ı k t a n k ü ç ü k d i l i n i y u t a c a k t ı . “ N e y a p -

t ı ğ ın ı s a n ı y o r — ”

A b e ’ i n b a ğ ı r ı p h e r k e s i s u s t u r m a y a ç a l ı ş m a s ı n ı b e k l e d i m .

N a t h a n b i r s ü r e s e y i r c i l e r e s u s m a l a r ı n ı s ö y l e m i ş a m a h e r h a n -

g i b ir s o n u ç e l d e e d e m e m i ş t i . B u y ü z d e n A b e i n p a r m a ğ ı n ı

d u d a k la r ı n a e ö t ü r ü n ı s l ı k r a i m a s ı r a m b i r s o k d a l g a s ı v a r a t o .

501



M i k r o fo n d a n g e l e n » f a k * « n e r e d e y s e k u l a k l a n m , p j t ,

„ M n r o , ' l a r i ç in d a h a d a k o r k u n ç o l m a ! , .

S a l o n b i r a n d a s e s s iz l e ş il . Ş « « n d , ç e n e n i z i k a p a t

e a r e d e d i A b e . “s ö y l e y e c e k l e r im i z v a r .” H e r z a m a n k i ^

* / W r s e s t o n u y l a k o n u l u y o r d u . M i k r o f o n u b iz e u z * ^

“Aceleet; diye m ı r ı ld a n d ı .

M i k r o f o n u e l i m e a l ı p h a f i f ç e ö k s ü r d ü m . “ B u r a y a t J f t j

m a y ı s o n a e r d i r m e y e g e l d i k . ” S a lo n d a y e n i d e n h o m u ^

l a r d u y u l d u . “ K a n u n l a r ı n d e ğ i ş m e s i g e r e k m i y o r . V a s i l i ^

D r a g o m i r ' i n k o n s e y d e k i k o l c u ğ u n a o t u r m a y a h a k k ı ^

T a h t a a d a y o l m a y a h a k k ı v a r . A i l e s i n d e k i t e k k i ş i 0 d e ğ i

So n D r a g o m i r o d e ğ i l ”

M ı n J n l a r v c f ı s ı lt ı l a r d u y u l d u a m a ö n c e i d g i b i b i r g ü r ü l t ü

d e ğ il d i . M o r o i 'l a r e n t r i k a y ı s e v d i k l e r i i ç i n n e s ö y l e y e c e ğ im i

d u y m a k i l i y o r l a r d ı . G ö z u c u y l a g a r d i y a n l a r ı n t o p la n d ı ğ ı n ı

g ö r d ü m . O n l a r s k a n d a i l a d e ğ i l g ü v e n l i k l e i l g i l e n i y o r d u .

J i l T i ö n e i t t i r d i m . B i r a n d o n u p k a l d ı , a r d ı n d a n A d r i a n ’ ın

s ö z l e r i n i h a t ı r l a d ı . B a y ı l a c a k g i b i g ö r ü n ü y o r d u . B e n b i l e b ay ı

l a b il i r d im . A m a h a y ı r . P e s e d e m e y e c e k k a d a r i le r l e m i ş t i k .

B u : J il l ı a n M a s t r a n o D r a g o m i r . E r i c D r a g o m i r ’i n g a y r i-

m e ş r u k ı z ı , y i n e d e o n u n k a n ı n d a n v e r e s m i o l a r a k L i s s a n ı n• ü le şin in ü y e si s a y ı l ı r . G a y r i m e ş r u l a f ı n d a n h o ş l a n m a s a m d a

« u l a n m a k z o r u n d a y d ı m .

O l u ş a n s e s s i z l i k a n ı n d a J i l l m i k r o f o n a d o ğ r u e ğ i l d i . “ B en

n C I s c s c a r n a e i I c r i d i r i y o r d u . “A r

b i l i r " 3 ° ^ u § u m a g ö r e , a b l a m b ü r ü n h a k l a r ı n a s a h i p o la

50 2

B ü y ü k b i r p a t l a m a n ı n y ^

J i l l ’ l e a r a m ı z a g i r i p m i k r o f o n u ^ ^ ‘ ^ ^ i y o r d u m . A b e .

y a n l a r D N A t e s t i n i n s o n u ç l a r , T ■ S ° y l c n c n l c r c « n a n n u

h a y r a n d t m . O d a b u b i l g ^ j O C U I c y c ' 5 l i j r A b c ’ ı n h ı z ı n a

p N A t e s t i n i k e n d i y a p ı p k m 6 S t c n m ı i t i « n a

b a n a o l a n i n a n c ı n d a n h e m d c b u i r ' * ° n u v u y o rd u H c ms a n ı r ı m . ‘ “ * * " * y « « 0 n d e n

B u l ıa b e r t a m d a b e k l e d i ğ i m r r « L ;

b i l g i y i s i n d i r d i ğ i n d e b a ğ ı r ış l a r b a ş la d ı , ^ b U

‘ E r i c D r a g o m i r ’ i n b a ş k a ç o c u ğ u yo k !* * â

“ B u b i r s a h t c k a r l ı k l "“ B i z e d e l i l g ö s t e r in ! "

“ E h . . . F l ö r t e t m e k t e n h o ş la n a n b ir iy d i . . . * *

“ B i r k ı z ı d a h a v a r d ı . ”

S o n s ö z k a l a b a l ı ğ ı s u s t u r d u . Ç ü n k ü o t o ri t e r b ir se sle sö y -

l e n m i ş t i v e o n u s ö y l e y e n D a n i e l i a İ v as h k o v 'd u . A y a ğk k a lk t ı .

M i k r o f o n a i h t i y a c ı y o k t u , s e si b ü t ü n s a lo n d a d u y u ld u . Ö n e m -

l i b i r i o l d u ğ u i ç i n o n u n a y a ğ a k a l k t ığ ı n ı g ö r en h er k es s u s tu .

S a l o n t a m a m e n s e s s i z le ş i n c e , D a n i e l ia k o n u şm a s ı n ı s ü rd ü r d ü .

“ E r i c D r a g o m i r i n g a y r i m e ş r u b i r k ı z ı v a r d ı , y a n ı l m ı y o r ^

s a m E m i l y M a s t r a n o a d l ı b i r d a n sç ı d a n . B u n u b ir s ır o l a n k 1s a k l a m a k i s t i y o r d u a m a y a p ı lm a s ı n ı i s te d iğ i ş ey le r v a rd ı . B e n

d c o n a s ı r r ı n ı s a k l a m a s ı n d a y a r d ı m e d en le rd e n b ir iy d im . " D u -

d a k l a r ı n d a a c ı b i r g ü l ü m s e m e b e li r d i. Açıkça** bunun * * * *r a k k a l m a s ı n ı t e r c ih e d e r d i m .

P a r ç a l a r z . h n i m d c y e r i , y e n n e onttfc S i m y a c d a n n k a y ı t -

l a r ,m k i m i n ç a l d ı ğ ı n ı v c b u n u n e d e n y a p tı ğ ım bıbyotdum.

503





33

Ki m o l d u ğ u m o r t a y a ç ı k a r ç ı k m a z , b a ğ ı r ı ş la r v e ç ığ j,^ .

l a r s a lo n u d o l d u r d u .

, G ö z l e r im D i m i m ’ y c k a y d ı . A d r i a n o n u n ü z e r in -

d e k i b ü y ü y ü k a l d ı r m ı ş t ı . G a r d i y a n l a r e t r a f ı m ı z ı s a rd ı , ç 0 ğu

s il a h l ı y d ı . H a l a s i l a h k u l l a n m a n ı n h i l e y a p m a k o l d u ğ u n u d ü-

ş ü n ü y o r d u m . N e y s e k i a n n e m v c M i k h a i l , v u r u lm a m ı z ı e n -

g e l l e m e k i ç i n g a r d i y a n l a r la a r a m ı z a g e ç t i .

“ Y a p m a , ” d i y e r e k s a v u n m a y a g e ç e n D i m i t r i 'y i d u r d u r -

d u m . O n u n v e b e n i m h a r e k e t s i z d u r m a m ı z , t e h d i t o la r a k g ö-

r ü l m e m e m i z ö n e m l i y d i . E l l e r i m i y u k a r ı k a l d ı r a c a k k a d a r ileri

g i t t im , D i m i t r i d c i s te k s i z c e b e n i t a k l i t e t t i . “ B e k l e y i n . Ö n c e

d i n l e y i n . "

G a r d i y a n l a r e t r a f ı m ı z ı s a r m ı ş t ı . O r a d a b i z i ö ld ü r m e le r i n e

e n g e l o l a n t e k ş ey , M i k h a i l v e a n n e m d i . G a r d i y a n l a r g ard ı

y a n l a rl a d ö v ü ş m e z . A n n e m i v c M i k h a i l i a l t e d e b i li r l e r d i a n u

h e m e n h a r e k e t e g e ç m e d i l e r . J i l l v c A b c d c , v u r u l m a m ı z ı e n gd

506

,c l 0 c k i ç i n ö n ü m ü z e g e ç ti . S i v i l l e r i n ^ , . , ,

0 K O . A d r i a n y o i n d en k ıp lr d a m a d l a J o ^ ^ . . ş t ı r

o lm a s » d i ğ e r l e r i i ç i n b i r s o r u n d u . ' Y a k ı n ım ı zd a

• • D a h a s o n r a b i z i t u t u k l a y a b i l i r s i n i z , ” d e d i m “Karo tn ı a y a c a ğ ı . A m a k o n u ş m a n ^ i z i n v e t i , ^

d u r d u ğ u n u b i l i y o r u z .

“ B i z d e b i l i y o r u z . " d e d i g a r d i y a „ l a r d a n b i r i U a n .

l a r ın ı z g e r i ç e k i l s in . B u n l a r t e h l i k e li k a ça k la r .'

“ E l l e r i n d e d e l i l v a r ,” d e d i A b e .

Y i n e k o n u y l a i l g i li h i ç b i r ş e y b il m e s e d c k e n d in d e n e m i n

b i r ş e k i l d e m ü d a h a l e e t m i ş t i . B a n a g ü v e n ip h er ş ey in i r is k e

a t ı y o r d u . O n d a n h o ş l a n m a y a b a ş l a m ı ş t ı m . D e li l i m i z y ü zd e

y ü z s a ğ l a m d e ğ i l d i a m a ö n c e d e n d e d e d i ğ im g i b i . .. Iv ır z ıv ın

b i r t a r a f a b ı r a k m a k g e r e k .

“ B ı r a k ı n k o n u ş s u n l a r . ”

Y e n i a m a ç o k i y i t a n ı d ı ğ ı m b i r s e s ti . L i s sa , ik i g a r d iy a n ı i tt i-

r ip ö n e ç ı k t ı . E t r a f ı m ı z d a k i g a r d i y a n l a r p o z i s y o n la r ın ı k o ru d u

a m a o n u n g e ç m e s i n e i z i n v e r d i.

“ B u r a y a k a d a r g e l d i le r . J i l l k o n u s u n d a h a k lı y d ı la r ." B u s ö z ü

s ö y l e m e n i n o n a h i ç d e k o l a y g e lm e d i ğ i n i b i l i y o r d u m K a rd e ş

s a h i b i o l m a y a h e n ü z a l ı ş a m a m ı ş tı . O d a b a n a g ü v e n i p h e r ş o

y i n i r is k e a t ı y o r d u . D o ğ r u y u s ö y l e d i ğ im e in a n ıy o r d u . " O n l a r ı

e l e g e ç i r d i n i z . H i ç b i r y e r e g i d e m e z l e r . B ı r a k ın k o n u ş s u n l a r.

B e n i m d c e l i m d e s ö y l e y e c e k l e r i n i d e s t ek l e y e c e k d e l i l l e r

“ B u n d a n o k a d a r e m i n o l m a z d ı m ü s s . " d e d im a l ç a k se sl e .

H a l a k a r i l i D a n i e l la s a n ı y o r d u v e g e rç e k le r , d u y m a k h o ş u n a

p i r m m / ı »r ^ b ri Ç a t k ı n s a s k ı n b a n a b a k t ı a m a i ti r a z c t

507



“S ö y le y e c e k l er in i d in l eye l im. ’ ' d ed i jnufu ı h e rhang i b i r gard iyan değ i l H zns r ■ — • < > S C•r Konuşan wuUnonları neyingeri getirdiğini merdecdH a sis bize yardımmı ediyordur 0rUr"d i f l d a n 0

b i ld i k l e r i " ^ a ç ı k i a m a d a n ö n c e s i z i t u t u k l a ş“Ama dug »^1 '

" “ S S r i y e birbirimize b a l e n l e N e y e b u l d u ğ u n *

b o i b i l i ş t i k v e d ü r ü s t o l m a k g e r e k i r s e t a h m i n e n i ğ , * ^

(jaba iyi bir senaryoydu.

Tamam,’ dedi Dimim, ö n ü m ü z e d i z i l e n l e r e b a k t ı . %

rakın geçsinler*A n n e m vc diğerleri hemen k e n a r a ç e k il m e d i . “ Ç d ^ *

dcdinLBizimle hücre arkadaşı o l m a n ı z a g e r e k y o k ."

Bir an o sevgi d o l u b u d a l a l a r ın b e n i d i n l e m e y e c e ğ m j du

jöndüm ama ilk önce M i k h a i l . a r d ı n d a n d i ğ e r le r i k e n a r * p .

kildi. Gardiyanlar onları uzaklaştırd i . . A r d ı n d a n i k i ga rd iy an

benim yanıma, iki gardiyan da D i m i t r i n i n y a n ı n a g e çt i .

‘Konuşun; dedi H a n s . S ı k ı s ı k ı k o l u m d a n t u t u y o r d u .

Lissanın gözlerine baktım, s ö y l e m e k z o r u n d a old uğ um

eylerden nefret ediyordum ama e n ç o k k ı r ı l a c a k o l a n o değil-

di. Kalabalığın içinde C h r i s r i a n ’ı b u l d u m . P ü r d i k k a t m a n z a -

rayı izliyordu. Başımı çevirip k a l a b a l ı ğ a b a k t ı m , t e k te k y ü z k r

görmemeye çalıştım.

“ T a d a n a î v a s h k o v ’ u ben ö l d ü r m e d i m , d e d i m S a lo n d a

p e k ç o k k i ş i n i n homurdanmasından o l u ş m u ş b i r u ğ u l t u >*&

s e ld i. ‘ O n d a n h o ş la n m a z d ı m a m a o n u ö l d ü r m e d i m ,

b a k n m . ’ G n a y c t s ı r a s ın d a n e r e d e o l d u ğ u m k o n ı ı s u n d î b p

50B

görevlisini sorguya çekm edin * mı> ^

o n 4 p a r a v e r d i ğ i n , v e n e r e d e o l d u ğ u *

^ n i i t i r a f e r m e d i m ı r ^CUflLHans k a j l a n n t ç z tı p d e v z *

“ G a r d i y a n l a r L i ss a y a s a ld ı ra n M » .

m r y o r a m a s i m y a c ı l a r b i l i y o t B i r in i n J r u r ° *< İU İU OU M ‘

s i s l c r i n d e n b i n n i z i y a r e t e t n ü j■ S r r " * " k

S e y i r c il e r d e n y ü k s e l e n b a ğ n ^ l a n a n la tm a m a « d r b i l e

y o k İ l k a y a ğ a f i r l a y a n T a s h , o l d u . C b r is r ia n ' ın y a n ı n d a k i k o k

t u ğ u n d a n f ı r l a y ı p t > an a b a ğ ı r d ı .

‘ Ne demeye çalışıyorsun Rose? diyc sonlu. 'ÇMudmm ı r

D u r d u ğ u m y e r d e k a l a b a l ık l a y ü z l eş m e y e v e ad a le t t a l e p c t

m e y e h a z ı r d ı m . A m a o n u n y ü z ü n e b a k m a k , b e r u ı m ı m d a n

b ı ç a k l a d ı ğ ı n ı d ü ş ü n m e k , h i ç u m m a ı ü ğ ı m ç a m m : y a k ı -

y o r d u .

“ K e ş k e y a n ı l ı y o r o l s a m . . . .A m a s ö y le d i k l e r im i n d o ğ r u o l -

d u ğ u n u i k i m i z d e b i l i y o r u z T a d a n a y ı ö l d ü r d ü n . ”T a s h a i n a n a m a y a n g ö z l e r ic b a n a b a k t ı , ö f k e i ç in d e y d i a m a

b a n a s ö z l e r im i g e n a l m a m i ç in b i r ş a n s t a n ır m ı ş g ib i d a v r a n ı-

y o r d u . “ S e n i n k r a l iç e y i ö l d ü r d ü ğ ü n e h i ç m a n m a d u n . A d ı n ı

t e m i z l e m e k i ç i n s a v a ş t ım ! B u n u n e d e n y a p ıy o rs u n . * A i le m i z -

d e k i S t r i g o i le k e s i n i , a le y h i m e k u l la n m a y ı m ı p l a n l ıy o r s u n ?

ö n y a r g ı l ı o l m a d ı ğ ı n ı s a n ır d ı m . ”

509

1 1

V

V

f



İsin W>r k ı s m ı n ı n d e l i l l e r i e l d e e , m ^

V “ t k u n d U in ;d u m o v m a s » « r o U n ' o n b r ' 4 * ^d ^ u n u S r n g o i ' U r U h i ç b i r i l g i s i y o t ^

* ‘ t a f t u n u g ü n d e n v e M o r o , u n d 5 >

o b a v d > ^ Z * T a t i a n a d a n n e t r e r c d r v o r d u r r . ^

d e ^ ^ J b n e ğ i t t i ğ i n i d u y d u ğ u z a m a n

^ i ç e n i n o 2 a m â r .k i h i s s m i n s u ç l u l u k

v e r d iğ i t e p k i g c ■. K r a l i ç e y i y a n l ı ş değerlendi^.g e su o l d u ğ u n u a n .

g it t i a m a i l k h a r e k e t e g e ç e n t a n ı m a d ı m W

^ H s a k a lk ı p k o l la r ı n ı g ö ğ s ü n d e k a v u ş t u r d u . V

O a r o ld u ' ' y l r l ü n ( i c n T a t i a n a ’d a n n e f r e t e d i y o r d u . S e na y m y a n s ı o y a s a '

d e o n u r d a n d ı n . f ü f v e t v e r m e d i m v e y a P re n

• K o r u m a m d Ü 2e n l e t m c d i m . Ü s t e l i k a d a m ı ta n u r u

' ' m r ^ g ib i*1d a v r a n d ı n . ’ d e d i m T a s h a y a d ö n ü p . “A m a o n u

ı l k u l la n d ı ğ ı n ı b i l iv o r u z . B i r l i k t e g ö r ü lm ü ş ü ,

T J ttl -«— f—" İ , b u » İ M i ^ m y o r u m . m . U m » i l »

a d ı b u o n a s ö y l e d i ğ i m ş e y l e r i y a p m ı ş s a b i l e t e k a ş ı n a“ . H e t z a m a n r a d i k a l f ik i r le r i v a r d ı . B e n i k o r u m a s . t ç ı n u

t u tt u ğ u m d a b ö y l e f i k i r le r i o l d u ğ u n u b i l i y o r d u m a m a o ) »

i ş le y e b i l e c e ğ in i d ü ş ü n m e m i ş t i m . G ö z l e n c ı r a

y e t k il i b i r i n i a r a d ı . “ H e r z a m a n R o s e ’ u n m a s u m o . u

t R o s e un a d ı n ıi n a n d ı m . E ğ e r c i n a y e t t e n J a m e s s o r u m l u y s ,

t e m i z le m e k iç i n n c g e r e k i y o r s a s ö y l e m e y e r a z ı y ı m .

51 0

p e m e k b u k a d a r k o l a * , . G w m U M o r o ı

g ' r o > ^ ” T ^ v e r m e k v e U s s a y a s a l d ı r

m t r ndU, m A d i n V‘ k U t Q t ,P t U m SUÇU o m ı n u r m c j r a b , l , r d , m . A d a m z a , e n ö l ü y d ü . T a s h a v e b e n a r k a d a ş k a l a b i

l ir d i k . N e d e o l s a p r e n s i p le r i u ğ r u n a h a r r W « ~n c y a n l ı ş v a r d ı ? g h a r e k e , e r m ı ş u . b u n d a

C h r i s t i a n a y a ğ a k a l k , , b a n a b i r y a b a n e ry a b a k a , g . b i b a k ı -

y o r d u . R o s e . b u n u n a s ı l s ö y l e y e b i l i r s i n ? T a s h a v r o n ı y o r s u n

B u n u y a p m a y a c a ğ ı n ı b i l i y o r s u n . O l a y y a r a m * d a . J a m e s m

K r a l i ç e y i n a s ı l ö l d ü r d ü ğ ü n ü ç ö z e l i m . "

ö l ü y ü s u ç l a m a k n e k a d a r k o l a y o l u r d u .

J a m e s , T a d a n a y a k a z ı k s a p l a m ı ş o l a m a z ," d e d im . “ E li

b ı ç a k y ü z ü n d e n y a r a l ıy d ı . B i r M o r o i ’u n k a z ık s a p la y a b il m e k

i ç i n i k i e l i n i b i r d e n k u l la n m a s ı g e r e k ir , i k i k e r e b u n u n y a p ı l -

d ı ğ ı n ı g ö r d ü m , a k s i m ü m k ü n d e ğ i l . A y n c a E t h a n M o o r c 'd a n

d o ğ r u d ü z g ü n b i r y a n ı t a l a b i l i r s e n i z . . . " B e m b e y a z o l a n g a r d i-

y a n a b a k r ı m . Ö l ü m ü n e d ö v ü ş e b i l e c e k b i r iy d i a m a s o r g u y a d a -

y a n a b i l i r m i y d i ? D a y a n a c a ğ ı m s a n m ı y o r d u m . “ T a n ı n a ö ld ü -

ğ ü n d e . o r a d a o l a n ı n J a m e s o l m a d ı ğ ı n ı s ö y le y e ce k t i r . P r e n s e s

D r a g o m i r ’ in d ü ş ü n d ü ğ ü n ü n a k s i n e o r a d a k i D a n i c ll a İ v a s h k o v

d a d e ğ i l d i , T a s h a ’y d ı . " E t h a n a d ö n d ü m . “ K r a l i ç e * n i n o d a s ı n ag i r d i v e s e n o n u r a p o r e r m e d i n . "

E t h a n k a ç m a k i s r iy o r m u ş g i b i g ö r ü n ü y o r d u a m a k a ç ıp

k u r t u l m a ş a n s ı , e n a z D i m i t r i v c b e n i m k i k a d a r z a y ı ft ı . B a ş ı n ı

i k i y a n a s a l l a d ı . “ T a s h a k i m s e v i ö l d ü r m e z . '* İ s t e d i ğ i m k a d a r iy i

b i r d o ğ r u l a m a s a y ı l m a z d ı a m a y a k ı n d ı G a r d i y a n l a r s o r g u y a

ç e k t i k l e r in d e , o n d a n d a h a f a z l a s ı n ı ö ğ r e n i r d i .

5 !l



" R o s e r C h r is t ia n a r t ık ö f k e i ç i n d e y d i . Y ü z ü n d e

aıiş h e m ö f k e l i b i r i f c d c v a r d ı . “ K e s j u n u ! " C nı 'n Cj n

U s s a ö n e d o ğ r u b i r k a ç a d ı m a t t ı . S ö y l e d i k l c r i m ç .

i s t e m e d i ğ i n i g ö r e b i l iy o r d u m a m a b a n a g ü v e n i y o r d u

y a r a t a c a k b i r ç ö z ü m d ü ş ü n m ü ş t ü . ’

“ Y an lı ? o l d u ğ u n u b i l i y o r u m . .. A m a . . . Ş ü p h c l i l er d

k u l l a n ı r s a k . . . ” e

“ B u n u a k i m a b i l e g e t i r m e ? ” d i y e b a ğ ı r d ı T a s h a . ö f

k j ş l a n n ı l i s s a ’y a ç e v ir d i . “ B u i ş in d ı ş ı n d a k a l . G e l e c e ^ ba '

k e d e. İ le r id e b ü y ü k ş e y l e r b a ş a r a b i l i r s i n . ” g m t c ^ “S e n i n d e k a t k ı n ı n o l a c a ğ ı b i r g e l e c e k , ” d e d i m d ü

r in i o k u m u ş ç a sm a . “ L i s s a y a p t ı ğ ı n r e f o r m l a r a i n a m y o r” ” 0^

m a d i ğ i r e fo r m l a r k o n u s u n d a d a o n u i k n a e d e b i l e c e ğ i

ş ü n ü y o r su n . Y e ğ e n in l e o l d u ğ u i ç i n o n u k o n t r o l e d e b il ^

s a n ı y o r s u n . B u y ü z d e n y a s a l a r ı n d e ğ i ş m e s i n i i s t e d i n 0 ^

k r a l i ç e o l m a s ı n ı i s te m e n e d e n i n d e b u . ”

C h r i s t ia n ö n e f i r la y a c a k o l u n c a T a s h a e l i n i o m z u n a k o

r a fe o n u d u r d u rd u a m a o ğ l a n ı n k o n u ş m a s ı n a e n g e l 0 1 3 0 1 3 /

“ Ç o k a p t a l a . L i s s a ’m n k r a l i ç e o l m a s ı n ı i s ti y o r s a neden

J a m e s ’i o n u n ü z e r i n e s a l s ı n ? ”

B e n d e ı ş ın o k ı s m ı n ı a n l a m a m ı ş t ı m , h i k a y e m i z d e k i b o yu ld a rd a n b i r iy d i . A m a D i m i t r i o l a y ı ç ö z m ü ş t ü . O n u t u ta n iki

g a r d i y a n a r a ğ m e n b a n a y a k l a ş t ı .

i k İ ^ 1 S C m n ^ m e m e s * g c r e k i y o r d u . ” D i m i t r i ’n i n s e si rahat*

3 b ü t ü n d o n d a n d u y u l u y o r d u . T a s h a ’ y a h i ta p ederk en

o o n a i h t iy a c ı y o k t u . “ Y a n ı n d a b i r g a r d i y a n o lm asın ı

b e k l e m i y o r d u n . ”

51 2

4. . . . . . . 6K * „ u K a v r a d ı m . E d d i c

y e t i ş m i ş t i . “ J a m e s s a i d ı n y o r m u 5 P İ l ° * * * U s s a V a u c u u c u n a

c e V a s i l i s s a . h a l k ı n s e m p a t i s i n i k a ! * * * ' * k a ç a c a k u o l d u . " z a n j c a k t ı . S o n u ç t a d a ö y l e

T a s h a ’ n ı n y ü z ü n d e k i ö f k e , n c o l d b

b i r ş e y e d ö n ü ş t ü . B e n i m s u ç l a m ^ , , ^ ^ ^ • n '

t i a m a D i m i t r i ’n i n s u ç l a m a s ı ç o k d a h T k T 0 fk c !c n d ir m i ?m * * » * . , o

A d r o . ' ı n d . y U ı d c ^ n ,

“ S e n d e m i D i m k a d e d i .

L i s s a ’ m n g ö z l e r i n d e n D i m i t r i ’y e b a k ı n c a T a s h a n ı n a u ra s ı

1 d e ğ i ş m e s i n i i z l e d i m . S o n y a ’ m n b a n a a ç ı k la d ı ğ ı ş ey i.

“ B u y ü z d e n s u ç u b a n a a r a n , ” d i y e m ı r ıl d a n d ım . D i m i tr iK / l h r ^ r . 1 ^ *- J ^ « k 1 - - 1

, v ^ ..asıUVU4KIİU1. uım urı vcg a r d i y a n l a r d a n b a ş k a k i m s e b e n i d u y m a d ı .

“ N e ? ” d i y e s o r d u D i m i tr i ?

B a ş ı m ı i k i y a n a s a l l a d ı m . B u n c a z a m a n d ı r T a s h a ,

D i m i t r i ’y e a ş ı k t ı . G e ç e n y ı l o n a a ş ı k o l d u ğ u n u v e ç o c u k ya p *

m a l a r ı n ı t e k l i f e t t i ğ i n i b i l iy o r d u m . Ç o ğ u d a m p i r e r k e ğ i b u

ş a n s a s a h i p o l m a z d ı . A m a D i m i t r i, T a s h a ’y ı r e d d e tm i şt i. G e n ç

k a d ı n ı n b u d u r u m u k a b u l l e n d i ğ i n i s a n m ı şt ık a m a a n la ş ı l a n

h a l a D i m i t r i ’y e a ş ı k t ı . L i s sa , D i m i t r i ’y l e o l a n il iş k im i H a n s aa ç ı k l a d ı ğ ı n d a T a s h a b u n d a n z a t e n h a b e r d a r d ı . A m a n e k a d a r

z a m a n d ı r ? E m i n d e ğ i l d i m . A m a T a t i a n a y ı ö l d ü r m e d e n ö n c e

b u n u b i l d i ğ i k e s i n d i . B e n i c in a y e t l e su ç l a y ın c a D i m i t r i ’y l e b i r

ş a n s ı o l a b i l e c e ğ i n i d ü ş ü n m ü ş t ü .

K i ş i s e l n e d e n l e r i o r t a y a d ö k m e y e g e r e k y o k t u , ö n e m l i

o l a n T a t i a n a ’n ı n k a t i l i n i b u l m a k t ı . H a n s a b a k t ı m . B e n i t u

513



t * * * * * * ^ s i t c c d c o n u v c K , h a n ' , d a

ge rekt ire cek k ad ar del il y o k m u ? ^Hansın yüzünden ne d ü ş ü n d ü ğ ü * n h ş , l m , y 0 rd ı

baklamdaki duygulan karışıktı . B a z e n ta m b i r \,aş g “ * B cH

ğUmu dü şünü rdü b a z e n s e b / r g ü n i y i b i r J id c r 0lahT ' ° <

inanırdı . Kati l olduğuma inandığ, halde k a J a b a l ,^

m e m e izin vermişti. Ama a r k a d a ş la r ım d a n v c b e n d e , **■

n a z d ı . Şimdi nc yapac aktı ? C fl S h r , .

Ö a k ı ş la n b e n i m ü z e r i m d e n a y r ı l ı p s e y i r c i l e r i n

g a r d i y a n la r a k a y d ı . "Ijrydi Ozera’yı v C M o o r c u

lan sorgulayacağı?.." r , n ‘ O n

T a s h a seyirci l erin ortasında olduğu i ç i n d ö r t g a rd *

doğru ilerlerken büyük bir p a n i k y a ş a n d ı . K i m s e y a r j ^ ^

ama b o l ca it iş k a k ı ş o l d u . B e n i a s ı l ş a ş ı r t a n T a s b a ’ n ı n k

y u şu y d u. Ç o k i y i d ö v ü ş t ü . O z a m a n d ö v ü ş e ğ i t i m i a ld *

h a t ı rl ad ı m . G a r d i y a n l a r k a d a r i y i d e ğ i ld i a m a y u m r u k v e ! " '

m e a ta b i li y o rd u . G a r d i y a n l a r d a n b i r i n i d e v i r m e y i b i l e b r

S a v a r a k bu ra da n ku r tu lm a y a ç a ltfa b U ir , d iy e d ü ^ Z l

ı m b u n u b e c e r m e s i n e i m f a n y o k t u . İ ç e r i s i ç o k kalabalrfc

o . G a r d iy a n l a r o n a d o ğ r u i l e r l iy o r , k o r k m u ş M o r o i ' l a r on

d an u z a k l a ş ıy o r d u . A n i d e n b i r b ı ı m s e s i d u y u l d u . S il a h m iM o r u i k r y e r e k a p a k l a n d ı . T a s h a g a r d i y a n l a r d a n b ir in d en al

'ğ ı s i l ah ı k a l d ır ı p M o r o i ’l a r d a n b i r i n i y a k a l a d ı . C h r is ti an ',n

P m o t u r a n M i a R i n a J d i y d i . T â s h a ’ n ı n o n a d i k ic a t ettiğ ini

‘) ,i c A n m ı y o r u m .

^ p ır d a m a y m ! d i y e b a ğ ı r d ı T a s h a g a r d i y a n l a r a . S ild ıı

f e sı n a d a y a d ı . K a l b i m d u r a c a k g i b i o l d u . İş le r n ail

514

b u n o k t a y a g e l m i ş t i . H e r s e v i n a *

e t l i l e r i n d e n f k “ ‘ T

d i . T a s h a M i a y , s ü r ü k l e y e r e k ç . l c ş , y ö n e l d i " Y ^ ‘ t i t e r İ y o r

d u . İ s k e m l e l e r e v e s c y , r c , l c r e t a k ı l ,y o t d u . B u g e c i k m e , g z r d i

y a n l a r , ç . r k m b . r s e ç . m l e b a ş b a ş , b . r a k n M a , o l o n c c g c l. r

M i a m n h a y a t , b i r M o r o i 'u n h a y a n . c h h k c d e y d i . G a r d . y a n

l a r M ı a n ı n ö l m e s i n i i s t e m i y o r d u , a m a T a s h a ’y ı s a ld u m a k k o n ı ı s u n d a k a r a r s r z d ı l a r .

S o r u n ş u k i i ç e r id e k i t e k s a v aş ç , M o r o i T a s h a d e ğ i ld i . O l a -

b i l e c e k e n k ö t ü r e h i n e y i s e ç m i şt i. M i a m n g ö z l e r i n d e n p c s <

e t m e y e c e ğ i a n l a ş ı l ı y o r d u . B i r i yu d a ik i s i b i r d e n k e n d i l e r i n i

ö l d ü r t c c c k t i . L i s s a b u n u n o l m a s ı n a iz in v e r e m e z d i . T a s h a ' n ı r ^

k e n d i s i n e b a k m a s ın ı s a ğ l a m a y a ç a l ı ş ıy o r d u , b e l k i i k n a k u l l a -

n a b i l i r d i .

Hayır, hayır, hayır, d i y e d ü ş ü n d ü m . B i r a r k a d a ş ı m ı n d a

b u i ş e k a r ı ş m a s ı n ı i s te m i y o rd u m .

H e r n L i s s a , h e m b e n M i a ’n t n , T a s n a ' m ı ı e l i n d e n k u r t u l m a ^

y a h a z ı r la n d ı ğ ı n ı g ö r d ü k . L i s s a h e m e n o a n d a h a r e k e te g e ç m e -

s i g e r e k t i ğ i n i k a v r a d ı . A r a m ı z d a k i b a ğ sa y es in d e k a r a r v e r m ea n ı n ı h i s s e t t i m . D a h a U s s a h a re k e te g e ç m e d e n n c y a p a c a ğ ın ı

b i li y o r d u m .

“T a s h a , y a p m a ! ”L i s s a b u n u s ö y l e y e r e k ö n e a t ı l d ı . M i a i s e b i r t e k m e a t ı p

•• • t • ı n m r î

515





34

Uy a n d ı ğ ı m z a m a n ö l ü l e r d ü n y a s ı n d a d e ğ i l d i m .

U y a n d ı ğ ı m y e r h a s r a n e f a l a n d a d e ğ i l d i . H a y ı r ,

m o b i l y a l a r la k a p l ı d e v b i r y a t a k o d a s ı n d a u y a n d ı m .

C e n n e t m i ? T a v ı r la r ım v e y a ş a m b i ç i m i m d ü ş ü n ü l ü r s e , ö y lc

o ld u ğ u n u h i ç s a n m ı y o r u m . Y a t a ğ ı n ü z e r i n d e k ı r m ı z ı v c a lt ı n

r e n g i b i r ö r t ü v a r d ı. D u v a r ı n d i b i n d e k i m a s a d a m u m l a r y a n ı-

y o r d u v e y a s e m i n k o k u s u İ ç e r i y i d o l d u r m u ş t u . N e r e d e o l d u -

ğ u m u v ey a o r a y a n a s ı l v a r d ı ğ ı m ı b i l m i y o r d u m . S a d e c e a c ıy ı v e

k a r an lı ğ ı h a t ı r l ı y o r d u m . N e f e s a l m a n ı n y e t e r i n c e i y i o l d u ğ u n a

k a r ar v e ri p z ih n i m i z o r l a m a k r a n v a z g e ç t i m .

“ U y u y a n g ü z e l u y a n ı y o r . "

0 s e s . . . O g ü z e l, b a l ı m s ı s e s v c y u m u ş a k a k s a n . B e n i s a r ı p

g er ç eğ i k a v ra m a m ı s a ğ la d ı . H a y a t t a y d ı m . H a y a t t a y d ı m v e D i -

m i t ri y a n ı m d a y d ı .

O n u g ö r e m e se m d c g ü l ü m s e d i m .

“ H e m ş i re m s e n m i s i n ? "

51 8

İskemleden kalkıp yanıma geldiğini duydum. Yanımda

ik ilm iş halını gördüğümde nc kadar uzun boylu olduğunu

hatırladım. Bana gülümsüyordu. Son gördüğümden bu

yana temizlenmiş, kahverengi saçlarını arkada toplayıp

üstüne başına çekidüzen vermişti. Bir iki gündür tıraş

olmad ığı görülü yord u. Doğrulmaya çalıştım ama buna izin

v erm edi .

“Hayır, hayır, dinlenmelisin." Göğsümdeki ağrıdan, haklı

olduğunu anladım. Zihnim uyanık olabilirdi ama vücudum

yorgundu. Ne kadar zaman geçtiğini bilmiyordum ama içim-

den b ir his, bu nca zaman dır vücudumun büyük bir savaş ver-

mekte olduğunu söyledi. StrigoTla değil, kendimle savaşıyor-

dum. Hayatta kalmak iç in mücadele ediyordum.

“Daha yaklaş,” dedim ona, 'seni görmek istiyorum.”

B i r s a n i y e d ü ş ü n d ü k t e n s o n r a a y a k k a b ı la r ın ı ç ı k a r d ı . Y a n

d ö n e r e k b u h a r e k e t ç o k c a n ı m ı y a k t ı y a ta k ta o n a y e r a ç u m .

Y a n ı m a u z a n d ı . Y ü z l e r im i z a y n ı y a s t ı ğ ı n ü z e r i n d e y d i , a r a m ı z -

d a b i r k a ç s a n t i m v a r d ı .

“ B ö y l e s i d a h a m ı i y i ? " d i y e s o r d u .

“ Ç o k d a h a i y i. ”

U z u n z a r i f p a r m a k l a r ı y l a y a n a k l a r ım a d ö k ü l e n sa ç la r ı it ti r -

d i . “ N a s ı l s ı n ? "

“A ç . "Y u m u ş a k b i r k a h k a h a n ı n a r d ı n d a n e l i n i s ı r t ı m d a n a ş a ğ ı

k a y d ı r ı p b a n a s a r ı l d ı . " E l b e r t c ö y l e s i n d i r . S e r u m l a s a n a v e r e b i -

l e c e k l e r i ş e y l e r i n b i r s ı n ı r ı v a r. B ü y ü k i h t i m a l l e ç ik o l a t a k r a ı

y a ş ı y o r s u ı ı d u r . ”

M 9



, „ öyleydi, İğn elerin vc tüplerden h o ,^GtKekt'ö y t4k(lkJatl,u memnunum. Nc . J".

O n l r . K " J ' *

'B ı r li J* , g **” ' Q r p c r d i m . Ü ş ü d ü ğ ü m ü < l u ) (l r ıü n

• B i r lu f g “ n . H a y a t t i l o l m a m a l ı y d ı m . " d j

* * * " V * * * * £ £da£,,m , " ri mi? Elimi göğsüme götürdüm. Tam ,

S e ^ l d u l u m u bilmiyordum. Her urafim slzllyordu

, m L İ sU b e n i iyUcîrirdı. deg.l mı? Ço k f i u b r u h ^

, < o l m a l ı B u n U W '"31" 351 S e r c k İ l d İ ° r u h

■ ı r tr m is o ls a y d ı s o n u n a k a d a r g i d e r d i .iyiJoormif •.»‘ H a y ı f seni Ussa iyileştirmedi.

• o d e ği l m i y d i? ’ K ı l a r ı m ı ç a t t ı m , s ö y l e n e n l e r i k a v r a y a m ı .

y o r d u m . N a s d h a y a t t a k a l m ı ş t ı m ? A k l ı m a ş a ş ı m a b i r i h t i m a l

g e l d i. “ Y o k sa A d r i a n m ı y d ı ? O n a ç o k k ö t ü d a v r a n d ı m . .. H a

yır... 0 olamaz...

“Seni ölüme terkedeccğini mi s a n ı y o r s u n ? ”

Yanıt vermedim. K u r ş u n g i t m i ş o l a b i l i r d i a m a A d n a n ' ı d ü -

şünmek hala bibimi a c ı t ı y o r d u .

“Ne hissederse h i s s e t s i n . . . * * D i m i t r i t e r e d d ü t e t t i . N e d c

olsa hassas bir konuydu, “ ö l m e n e i z i n v e r m e z d i . S e n i iy il e ş -

tirmek istedi ama hayır, o da d e ğ i l d i . ”

Adnan'la ilgili d ü ş ü n c e l e r i m d e n ö t ü r ü k e n d i m i k ö tü h i s -

s e t t im . Dimitri haklıydı. A d r i a n a s l a b e n i k ö t ü d u r u m d a b ı-

rakmazdı. “0 zaman kim? Son ya m ı?”

\

520

“Hiç kirmc." d e d i Dimitri T u liyileştirdin.” d o f c n u u kendi kendini

“B en . . . Na.nl?"

“ B ü y ü o l m a d a n d a ivilr mû «

e ğ l e n d i ğ i ^ ı l ı y o r d u “

a a . K i m s e « ğ l u b u f r n , d ü ş ü n t n « h L I ^

h e p i m i z n e o l a c a ğ ı n ı g ü t m e k i ç i n b e k l e d i k . ’ * *

^ m s neden?" Kşbirli blr unu ^

t n a d ı m . N e d e n A d n a n v e y a U r » b e n. iy i l eş m e d i ? ’

İstediler ama olaylardan so„ta buyuk bi, katma» aktıSatay kilit al,ma alındı. Hatcketc geçemeden onrc ıku, de

koruma alcına alınmış ve alandan uraklaştmlmı*, VUh ka

dİ olabileceğinden şüphelenildiği için yanma gelmelerine bin

verilemezdi. OnccTasha'mn katil olduğundan emin olunması• • J » ^

g e r e k i y o r d u .

M o d e r n t ı b b ı n b e n i i y i le ş t i r d i ğ i f ik r i n e a l ı şm a m zaman

a l d ı . R u h k u l l a n ı l m a s ı n a a l ış m ı ş t ı m . B o y l e r i n in mümkün ol-

d u ğ u a k l ı m a b i l e g e l m e m i ş t i . O s ır a d a başka b i r konu aklıma

g e l d i . “ T a s h a . . . H a l a h a y a t ta m ı ? "

D i m i t r i n i n s u r a t ı a s ı l d ı . “ E v e t . S e n i v u r d u k ta n h e m e n

s o n r a o n u y a k a l a d ı l a r . B a ş k a k i m s e y i i n c i tm e ş a n s ı olmadı.H a p s e a t ı l d ı v e b a ş k a d e l i l le r d c b u l u n d u . "

“ O n u n s u ç l u o l d u ğ u n u s ö y l e m e k y a p t ı ğ ı m cn zor işlerden

b i r i y d i , ” d e d i m . “ S t r i g o i ' l a r l a s a v a ş m a k b i l e bundan kolay."

“ B i l i y o r u m . B e n i m i ç i n de i n a n m a s ı zor." Yüzündeki ifade

b a n a D i m i t r i ’ n i n T a s h a ’y ı b e n d e n u z u n zamandır tanıdığını

h a t ı r l a t t ı . “ Y a p t ı ğ ı s e ç i m l e r i n b e d e l in i ödüyor. Senin aleyhine



lardü}ürü!aü.Muk ö z g ü r s ü n . H a t u H ı

u ç U n * 1 A b e . h c r ş e y i n k e n d i b a ş ln , n[ >ü IÜ . , h r a r n a n U0 h u B |r , „ re k ö v ü n ü y o r

d r * t b S ' a i , a l ^ ö y l e d i r . E m i n i m e n k ı s a z a m a n d

“ " S S ^ 0 1 ' ' v o l i " '' * M n d n i n k t a n v e ş a ş k ı n h k c a n b a ş l n ı

S k 6“ ^ m ‘ w r M m S n ç U m a U r v e ö l ü m c e z a s l n , n JV J m

Sonsuza kadar ö y l e k a l a b i l m e jr d D i I i c r i b i r ^ / Ç r d , k . T a m a m , b e l k i ç e k t i ğ i m a c ı Vc

w * B » üd cce İ Z iyiolurau Amı Dimic;i,y'c 0 ^b a n d a j U r ^ I r d u k k i b ö y l e z a m a n l a r ı n d e ğ e r i n i

c n d e r o l a r a k 7* * ’ y e n i y e n i d ü z e l m e y e b a ş l a m ı ş

b i„ n ey i „ ç o k g e ç o l a c a k t ı . H a l a h e r ş e y i ç i n ç o k32 k a l s ı n n e r $ •

g « kal^l di sordum.

« Ş i m d i n e o l a c 1 a l n , m a y a s l a d . . “ H a y a t t a o l m a

“E m i n d e ğ i l i m b c ı m c y e o k a d a r y a k l a ş m ı ş t ı m k i . . .

M ç o k s e v i n d i m . Sem ^ h i s s e t t i m . 0 a n d a h a k i ,

Y e r e d ü ş t ü ğ ü " a n u v c i n d i n e a c u n ^

“ * ■ " * *anindim. Beni seviyordun. söylemiş olsam da

* * ^ » i » ,

*£ZZ£* -S» d 4 " “

" £ £ £ £ £ o » * * 6 “ *

52 2

B e n h c r z a m a n o l d u ğ u n a i n a n d ı m . " B e n i k e n d i n e ç e k t i .

G e r i ç e k i l m e m e n e d e n o l a n b u y d u . N e s ö y le r s e n s ö y l e , s a n a

i n a n m ı y o r d u m . S i b i r y a 'd a y a p t ı k l a r ı m ı a f f e t t i ğ i n e i n a n a m ı

y o r d u m . K e n d i n i k a n d ı r d ı ğ ı n ı s a n d ı m . "

“ K e n d i m i i l k k a n d ı r ı ş ı m o l m a z d ı a m a h a y ı r , s e n i a f f e t m e k

k o n u s u n d a k e n d i m i k a n d ı r m ı y o r u m . "

“ B i l i y o r u m . B u n u a n l a d ı ğ ı m a n d a b e n d e k e n d i m i a f f e t -

m e y i b a ş a r d ı m . S e n i n b e n i a f f e t t i ğ i n i v C b a n a a ş ı k o l d u ğ u n u

b i l m e k , g e ç m i ş i n y ü k ü n ü ü z e r i m d e n k a l d ı r d ı . K e n d i m i . . M

" ö z g ü r m ü h i s s e t t i n ? " ™

E v e t a m a . . . Ç o k g e ç o lm a s ın d a n k o r k t u m . S a n a d e li c e

g e l e c e k a m a y e r d e k i h a l i n e b a k a r k e n a k l ı m d a b ir u r a f t a n b u ^

d ü ş ü n c e l e r v a r d ı , d i ğ e r t a r a f t a n ö l ü m ü n s a n a u z a n d ı ğ ı m g ö r e -

b i l i y o r d u m . Y a p a b i l e c e ğ i m h i ç b i r ş e y y o k t u . Ç a r e s i z d i m ’ ^

“ Y a p a b i l e c e ğ i n h c r ş e y i y a p t ın , " d e d i m o n a . “ B a y ı l m a d a n ®

ö n c e s o n g ö r d ü ğ ü m s e n v e U s s a 'y d ı .” B i r d c is k c lc . i t n . l s u -

r a t l a r v a r d ı a m a o n l a r d a n b a h s e d i p a n ı n r o m a n t iz m i n i ö \ ^

d ü r m e k i s t e m e d i m . “ N a s ı l s a ğ k a ld ı ğ ım ı b il m i y o r u m a m a

a ş k ı n ı n , b a n a ö l ü m l e s a v a ş a c a k g ü c ü v e r d i ğ i n e e m i n i m . S î z -

l e r e g e r i d ö n m e l i y d i m . B e n o l m a s a m b a ş ın ı z ı b e la d a n k i m

k u r t a r a c a k ? ”D i m i t r i b i r ş e y l e r s ö y l e m e k y e r in e d u d a k l a r ın ı d u d a k l a r ı -

m a y a s l a d ı , ö p ü ş t ü k , b a ş l a n g ı ç t a y u m u ş a k b ir ö p ü c ü k t ü v .

t a t l ı l ı ğ ı y l a , h i s s e t t i ğ i m b ü t ü n a c ı y ı y o k e t t i .

“ S o r u n n e d i r ? ’ d i y e s o r d u m , o g e r i ç e k i l i r k e n .

“ H a l a i y i l e ş i y o r s u n , ” d i y c b e n i a z a r l a d ı . İ y i le ş t iğ i n i s a n

b i l i r s i n a m a d a h a i y i l e ş m e d i n . ”

523





it k t b iü r . D imim yi süzdüm.

« " ■ * " K i m ı ^

^ «niyeler boyunca y ü z ü m ü i n c e l e d i .

« b i li rd i . J ü ® ^ ' W r de n k u r r a rm a v ja < a , ' * “ ğ " > . id d u / ; '■

£ U A m a D i m i tr i y a l a n s ö y le m e d e “ B , l m i y o r ü r n ^

Bilmiyorum- S ı n a v l a i ç çckı im. " B u i ş k o i a y o l m a y a c a k .'1“ H i ç o l m a d ı .’ d e y i p b e n i k o l l a n m a a i d i . B a ş , m ı g ö

yıllayıp gözlerimi k a p a n ı m . K o l a y o l m a y a c a k t ı a m a b UP.2T

’ ğ p d i. Biramda o ld u ğ u m u z s ü r e c e h e r ş e y e d e ğ e r d i .

U z u n s û re ö y l e c e o t u r d u k . D e r k e n y a r ı a r a l ı k k a p u k , b ;

ukhtnı d u y u l d u . L is s a e ş ik t e d u r u y o r d u .

“ ö z ü r dilerim," dedi, b e n i g ö r d ü ğ ü i ç i n s e v i n ç i ç in d e y i

“ İ ç e r i d e işi p i ş ir e c e ğ in i z z a m a n k a p ı y a ç o r a p a ş m a l ıs ı n ı z . "

“ K a çı n ıl m a z b ir d u r u m d u , 1' d e d i m D i m i t r i ’ n i n e l i n i tu t u p

‘ N e z a m a n y a n ı m d a o l s a i ş l e r k ı z ı ş ı y o r . ”

Dimim şok g e ç ir iy o r m u ş g i b i g ö r ü n d ü . M a h r e m i y e ti n e

aşın önem verdiği için böyle ş e y l e r i n k o n u ş u l m a s ı o n u ç o k

utandırır. Yaptığım a c ım a s ız l ı k t ı a m a g ü l ü p y a n a ğ ı n a b i r ö p ü -

c ü k k o n d u r d u m .

“Ç ° k e ğ le n c e l i o l a c a k , " d e d i m . " A r t ı k h e r ş e y a ç ı ğ a ç k t .ğ ı

M g ö re n e le r o l a c a ğ ın ı g ö r e c e ğ i z . "

. £ m ; b a b a n P ^ H İ c r d e b a n a ç o k eğlenceli b i r b a k ı ş f ı r l a t

y a b a k ı p b a ş ı n ı s a l l a d ı k t a n s o n r a a y a ğ a k a l k t ı . E ğ i ii p

b a m d a n Ö P “ G i d ip i k i n i z i b a ş b a ş a b t r a k a y t m . " ‘

g e l e c e k m ı s ı n ? " d i y e s o r d u m k a p ı y a i l e r l e d i ğ i s ır ad a .

52 6

U u r a K s a y j p o a n a g ü l ü m s e d i . K o y * renk ^ > 1 •

d a n ö n c e y a n ı t l a d ı . " E l b e t t e " ^ ° n ‘

U s s a o n u n y e r i n i a l ı p v a t a f r m

n l d ı . y a r a l a r ı m y ü z ü n d e n c n d i ş d e n d ı ^ ^ “ u ı c n Q ı g ı a n l a ş ı l ıy o r d u . O t u r

d u ğ u m i ç i n b e n , a * a r l l ) n

u m u r s a m a d ı m . Ç o k m u t l u y d u m . I y , o l m a s a . e v i n m i p i m

v c —

K e n d i n i n a s ı l h i s s e t ti ğ i k o n u s u n d a h i ç b i r f ik r im y o k u ı

B a ğ g i t m i ş t i . H a p i s h a n e k a ç . ,, s .r a s .n d a a r a m . z a < W

ö r d ü ğ ü z a m a n k i g i b i d e ğ i ld i . B a ğ y o k t u . K e n d u n d i m . y ü la r

ö n c e o l d u ğ u g i b i y a p a y a l m z d u n . G ö z l e ri m k o c a m a n a ç ıl d ı.L i s s a b i r k a h k a h a a t t ı.

“ N e z a m a n f a r k e d c c e ğ i n i m e r a k e d i y o r d u m . " d e d i .

“ i y i d e b u n a s ı l m ü m k ü n o l u r ? " D o n u p k a lm ı ş v c ap ta ll a ş

m ı ş ı ı m . B a ğ . R u h b a ğ ı g i t m i ş ti . K o l u m k e s il m i ş g i b i h i s se d i-

y o r d u m . “ S e n n e r e d e n b i li y o r s u n ? "

D u r a k s a d ı . “ İ ç g ü d ü s e l d i y e b i l i r s in . . . A m a A d r i a n b a ğ ı n

k o p t u ğ u n u g ü r d ü . A u r a l a r ı m ı z a r a k b a ğ l ı d e ğ il . "

“ İ y i d e n a s ı l ? B u n a s ı l o l a b i l i r ? " S e s i m ç o k ç a re s iz ç ı k t ı . R u h

b a ğ ı g i t m i ş o l a m a z d ı . H a y ı r .“ E m i n d e ğ i l i m , " d i y e i t i r a f e t t i . " S o n y a v e şe y, A d n a n ' l a

b u k o n u y u k o n u ş t u k . S e n i i lk g e r i g e t ir iş i m d e ö lü l e r d ü n y a -

s ı n d a n s e n i k o r u y a n ş e y i n r u h o l d u ğ u n u d ü ş ü n ü y o r u z . B a n a

b a ğ l ıy d ı n . B u s e f e r . . . Y i n e a z k a l s ı n ö l ü y o r d u n . V e y a b e l k i b i r

a n l ığ ı n a ö l d ü n . A m a g e r i d ö n ü ş y o l u n u b u i a n k e n d in o l d u n .

R u h t a n y a r d ı m a l m a d a n o r a d a n k u r t u l d u n v e b u g e r ç e k l e ş t i -

ğ i n d e . . . ” O m u z s i l k t i . “ D e d i ğ i m g i b i , h e p s i t a h m i n . S o n y a

527



, lt oo So « « » 'anlden kUmt lkiçİn ^ u n

rSSd û n " m d in ' ■ *

ölüC oUnt " c m iW » r " c klWT „ scyi" bir gün oleccğm, »nlatt, . AUI1„

nü ^ ^ C r k r i r . S rri go i ö lü m sü z a ma ca ni , dcğ .l. lu.^ anüs»n dem v arsa ^ » c

rabo ^ „ t a b a . . “Hor neyse. San.r.m uzanm,. Düny* dönmcyo *»

iıyıtu" «rek tigini söylemiştim."•Sana uzanman 6 ^ .^ k l e r i r n i unutm ak istiyordum

Y at # utandım inceled im. O da tahmin cta

gerçckd'S' « J “ T o dalara açılıy ordu . Bir süitti. İletidegünden büyüktm gö reb iliyo rdu m. “Nederi kaplı m o b ıly ^ P

^ .T l konaklarında," İy e yanıt verdi.■ S konağımı? Nasıl oldu da buraya gçldık.

•Sence?’ iy e ® bula m adım . Neler olduğu•R#n Bir an so ylc yc c^ şey , . ,

Seni kraUçe mi seçtiler? “R ,n im verdiBaşını salladı, neredeyse kahkaha atacaktı,

ğim tepki, kahtetsinden biraz daha g üçlüydü Rose. ^ y*

neye çevirdiğin konusunda cn ufak bi r fikrin var mı.

528

G e r g i n , y o r g u n v c b a s k . a l ı m d a « * ■

U c a b i l m c y i i s t e r d i m ı m , g ü l ü m s e n S m J y o r d u “ ° n u r a h a l *

I r ı Je d i t C n b e n d i m i a l a m a d ı m .

“ M u t l u s u n ! "

* L i s s s e n b u g ö r e v i ç i n y a r a t ı l m ı ş s ı n ! D U n , . a ,d a h a i y i y d i n . " l ^ r a d a y l a r d a n ç o k

L i s sa b a ş m n k i y a n a s al l a d ı . « A l ^ n d ^ b a h se d ilm e si n

d e n b ı k t ı m O . y ü z y ı ll a r ö n c e y a ş a m , ,. O z a m a n l a , i n sa n la ro t u z y a ş ı n d a ö l ü y o r d u . Y a n i o n s e k i z i n d e y k e n . o t t a y a ş l , b i rk a d ı n s a y ı l ıy o r d u n . "

E l i n i t u t t u m . “ H a r i k a b i r k r a li çe o l a ca k s ın . K a ç y aş ın d a

o l d u ğ u n f a r k e t m e z . Z a t e n t o p l a n t ı y ap ı p k a n u n k i ta p la r ın ı

c e l e m e n g e r e k m i y o r . Y e t k i le r i n i p a y l a şa b Ü e c c ğ i n b ir sü r ü ak

i n s a n v a r . A r i a n a S z c l s k y s o n s ı n a v ı g e ç e m e m i ş o l a b i l i r a m a

y a r d ı m ı n ı i s t e r s e n , s a n a y a r d ı m c d e c c k ı ir . G ü v e n e b i le c e ğ in

b a ş k a l a r ı n ın d a o l d u ğ u n a e m i n im . T e k y a p m a m ı z g e r e k e n ,

o n l a r ı n k i m o l d u k l a r ın ı b u l m a k . S a n a i n a n ıy o r u m . "

L i s s a ş ö y l e b i r i ç ç e k i p y e r e b a k t ı . S a ç la r ı ö n ü n e d ö k ü ^

l ü y o r d u . “ B i l i y o r u m . B i r p a r ç a m h e y e ca n i ç in d e , a i le m i n

o n u r u k u r t u l m u ş o l a c a k . S a n ı r ı m s i n ir k r iz i g e ç i r m e m e e n -g e l o l a n r e k ş e y b u d ü ş ü n c e . K r a l i ç e o l m a k i s te m i y o r d u m

a m a s e ç im i k a z a n d ı ğ ı m a g ö r e d o ğ r u o l a n ı y a p a c a ğ ım . D ü n y a

p a r m a k l a r ı m ı n u c u n d a y m ı ş g i b i h i s s e d iy o r u m k e n d i m i , d ü -

z e l te b i le c e ğ i m p e k ç o k ş e y v a r . A m a h e r ş e y i m a h v e t m e k t e n

ı n

; a k ı l l ı

529



ı nı *Aynca ha>’ ‘m<Un

t* * * ° n % T £ ‘nn' * * * * * * ' * * " l l k ^

Vim pü ^ tonscî'^ âdcvk« u »enin «n nc y»p«ık bini,*.,

a id if f * *All‘ meielCS'"1' s ' Unck Ro*

uri«e* a,’^ ! l m P" b>nupn»« «pmemu ge«kti j, .Çi&rJ»’i*'"" oimJ>^3kt. " C ^ “ un **•"“ olm*dıi * * * <* * “* °“ j rUdan seni ü ımek ı«m Mls ; ^

^ ^ n s e n u n

f j ü e c ^ . n ı & i y * n a s u U a d » . G e r ç e k t e n . ı x u

^ olmadığı için * * tonundan ne hostm

« ^ y d it n Çok garipti, «nk s duyulanından

o , , ® ‘Kudrn m*?'

^ « t e e t a i T Bunu nasıl düşünemedin?

o l a c a ğ ı n ı «nnuşnm... . .

‘Babım* annem, aldamğ.m öğrendiğim .çın mı. lam

bu kokardeyım olduğu .çan mı? Onunla k o n u lu

ZZ ama Ussa iç çekti. 'Ç o k garip Aniden tekç e

oia k tada. ganp. Se yapacağımı bilmiyorum. Babamla ılpU

ne düşüneceğimi bilmiyorum. Hele kıakardeyıme ne diyeceğimi bç biinüyorum.*

‘Ailenisev.’ dedim yumuşak bir sesle. ‘Jil l harikadır, Vru

fona yakından uru Bu keşfin heyecanına kapıl.

530

Y a p a b i l , , n u y i m M * ^ ^

^ «yılırsın . U s » b o * * , ^ ^

•*ıx Am*

C h r i s r i a n U aralarında b „ s c v i n , " ^

O n e » e n d . s e arasında " ™

s ö z l e r i m d e k a s v e t i ı b „ h a . ,

A c ı i ç i n d e b * n * d o n d u . “ Z o r p û n l r r

g ü n l e r g e c ı n ı o r u m + t t k * £ £ £ * £

ondan nefret erse d e Tasha onun halas. Ch

mnın jmnd.ğm, biliyorum. Nasıl hm olduğunu bn,ıWUO ~

Ever. Ch ruı ian hayaom n bûvûk kısmın, dm e u l a n n ,

alaycılık perdesinin arkasına saklatarak geçirmen. v ^ , ____

k a n d ı r m a k t a u s t a y d ı .

Z a m a n l a d ü z e l e c e k t ir U m a n m o n a d e sr ek o l ab i li ri m .

O l u p b i l e n o k a d a r ç o k s e v v a r k i . Ü n i v e r s i t e , b i l i y e o l m a k

v e a s l a b e n i r a h a t b ı ra k m a y a n r u h . S û t e k li h a s b i m i h ıs s ed i

y o r u m . “ ı

Z i h n i m a l a r m a g e ç t i . V c p a n i k . U s s a m n n e le r h i ss e tt iğ i ni

b i l e m e m e k t e n ç o k d a h a k ö t ü i h ti m a l le r in o l d u ğ u n u h a m l a d ı -

ğ ı m a n d a p a n i k d u y g u s u b ü r ü n v ü c u d u m u k ap la d ı R u h t a n

k o r k u y o r d u m . B a ğ d a k o p t u ğ u i ç i n o n u n la L i ss a a d ı n ı » ' a ş a -

m a y a c a k t ı m . "A r t ık , k a r a n l ığ ı n ı e m e m e t n N c 't ap a ca ğ ı» ? ’

D u d a k l a r ı n d a z o r a k i b i r g ü l ü m s e m e b e li rd i * N c y a p a ca k

s ı n . d e m e k i s t iy o r s u n . R u h b e n i m p r o b le m i m R o s e . H c p c S y ico l m a l ıy d ı .' *

*

‘ H a y ı r . . . Y a p a m a z s ın . .A zı? M a d i m i r — *

‘ İ k i m i z ha r kl t insanlarız. Beni koruyabileceğin ş e v l e r v a r .

k o r ü y a m a \ * a c a ğ ı n ş e v l e r var.”

SJ!





35

Kq i x L i s s a ' m n i h c i y a a o l a n ş e y . S r r i g o i o r d u l a r ı y l a

d öv üş m em o fs ay d ı O n u y a p m a k b a n a d a h a k o la y

k 'iırdı. O y sa b en d e n i s t ed i ğ i , t a ç g i y m e t ö r e n i n i u r

n p c a k iç in J i l l l e b u lu ş m a s ı n a g d m e m d ı . L i s s a d e s t e k o l m a k

i ç i n y a n ı n d a o l m a m ı i s t i y o r d u . H e n ü z y ü r ü y e c e k d u r u m d a

o lm a d ığ ım d a n b ir g ü n d a h a b e k l e d i k . U s s a b u g e c i k m e y e s e -

v indi .

J il l b ir d a h a g ö r m e y i b e k l e m e d iğ i m u f a k o d a d a T a t i a n a nın

Ad n a n ’ la o Imum y as a k la d ığ ı o ci a b i 2 İ b e k l i y o r d u . T a t i a n a yla

. ıp d ı k h ı u n ga n g b ir d e n e y im d i ç ü n k ü o z a m a n l a : A d n a n ’la

b ir ük re b ile « r d m a z d ı k . Ş i m d i is e o n u n l a a r a m ı z d a y a ş a n a n -

la r g ar ip g d ıy o rd u K a f a k a n ş n n a y d ı . T a s i ı a ruruklandıkran

s on ra A d n a n 'a n e o l d u ğ u n u b i l m i y o r d u m .

o o d t Y i id i m z n r i t e n k e n d i m i ç o k y a l n ı z h i s s e t t im . Y a l n ız

d «| ıl d c « t e r s iz . k ı r ı lg a n . J i i i k o l t u ğ a o t u r m u ş e l l e r i n i k u c a

| ın da b i rl eş ti rm i ş ti . Y ü z ü n d e n e o l d u ğ u a n l a ş ı l m a z b i r i fa d e y

( e ö n ü n e b a k ı y o r d u . Y a n ı m d a d u r a n L » t

g i b i i f a d e s i z d i . K e n d i n i n a s ı l h a s ™ • J " " y ' “ U "

T . t ■ w . / C I U Û C î' g e r ç e k d ü n y a n ı n b ö v l c o l d o ğ u n u h a n r l a m m . Y a l n ız K a r e k e t e d e c d n u , G ı n p d u n u n

b r d a n k u r t u l m a k r ç u , e l i n i z d e n g e l e n i b u y u y e b e l b ^ a

n a z d ı n ı z . A m a r u h b a ğ ı n ı n i l i ş k i n i z d e n e k a d a r b ü y ü b a Z t

b j r f a d ı ğ m ı . o n u k a y b e d e n e k a d a r g e r ç e k te n a n l z n u m ı ş u m

E m i n o l d u ğ u m t e k b i r ş e y v a r s a o d a U s a n ı n « e J d l i n b i r -

b i r l e r i n d e n ü r k t ü k l e r i y d i . A m a , k » ı d e b e n i s e v i s e n i z . T o p

U n u y a k a t ı l m a m b u y ü z d e n g e r e k l i y d i

“ S e l a m J i l l . " d e d i m g ü l ü m s c y c r c * . ‘ N a s ı l s ı n : ’

D a l d ı ğ ı d ü ş ü n c e l e r d e n u y a n ı p a y a ğ a h r i a d ı . ö n c e n e d e n

a y a ğ a k a l k t ı ğ ı n ı a n l a y a m a d ı m a m a s o n r a h e r ş e y y e r l i y e r i n e

o t u r d u . L i s s a . K r a l i ç e o d a y a g i r i n c e a y a ğ a k a l k ı lı r d ı .

“ G e r e k v o k . ' d e d i L i s s a . n e s ö y le y e ce ğ in i b i le m i y o r d u .

' L ü t f e n o t u r . ’ j i lT i n k a r ş ıs ın d a k i k o l tu ğ a g e çt i. T a t ia n a m n 1h e r z a m a n o t u r d u ğ u b ü y ü k k o lt u k tu

J i l l k ıs a b i r t e r e d d ü d ü n a r d ı n d a n b a n a b a k tı . B e n d e n c e s a r e t

b u l m u ş o l m a l ı k i » k o l tu ğ u n a g e r i d o n d u . B e n d c La s sa n ı n ya -

n ı n d a k i k o l tu ğ a g e ç t i m , g ö ğ s ü m h a l a ağ r ıy o r d u »e y u t ü m d e n

a c ı ç e k t i ğ i m a n l a ş ı lm ı ş o l m a l ı .c l i l: i n d i k k a t : d a ğ ıl d ı . L i k a y ı

b ı r a k ı p b a n a d ö n d ü .“ N a s ı l s ın ? İ y i m i s in ? Y a t a k t a n ç ı k m a m ı ş o l m a n g e r e k m e z

m i y d i ? ” S e v i m l i k ı z . Ç o k i y i b i ri y d i v e o n u g ö r d ü ğ ü m e ç o k

s e v i n m i ş t im .

55$



, «svfedim. “Vcpycn‘yim T r e n d in ,.

^'"21*+ O I *n b n g^ u gi ı m d e . . O k ,.• Z » * » V t k i< * ‘ b^ rab.lcceğm , d u,unmüyor.

d * 6* * > » » i y o n u n . H ep s * 9° * ^ k u t u c u y d u . t y ı7 D u r ^ * / '

o l * * * * ’* * " a t fr d ü * . Bu şekilde ° n“ ~haUatmjy,

Gûiönua"^ “ Gerili™ »™ Normalde bu tü[

umdum W * * „ LİSSaydr. doğru kel imeleri kullanad u r u m l a r d a u r m * 1 ^ ^ s i n i r b o z u c u d u m m

a k her şeyi ba?kaların. şok «l ece k şeyler söylerraratmrn.n usı»)■ ; js|€medigj ey ler i dile geçirmekte üa

dim Kûm«,ın batan birj içinde bulu ndu ğum uz dü-rüm' yoktu D ış * "" 0|duğunu düşün ebilirdi ama b e n ,rumun ram * 3 > bj]jyordum.

dizginleri ede i mu™ taren ind e rol al m ak istey ip iste“Jill, dedim. »Ç gv,,K'

medieini bilmek istiyoruz" . .. . .

X göden Lissa'ya kaydrktan sonra bana ger. dondu.

■Rol almlderken ne demek istiyorsun? Ne yapmam gere

kccek?"

“Zor şeyler değil." diyc ona güven v erd im. A ile üyelerinin

yaptıkları formaliteler. Tören işleri. Oylamada yaptığın gibi

şeyler." N'dcr olduğuna daha önce şahi t ol m ad ıys am da J il l in,

Lissanın yanında durması gerektiği ni d uy m uş tu m . Küç ücü k

bir detay nc kadar çok şeyi değişti rebil iyord u. “Ço ğ u ort alık ta

olmak ve gülümsemeklc ilgili.”

•Eh,” diye söze başladı Jill. “Bütün hafta zaten bunuyaptım.”

536

“Benim hayatım bunu y,nny . ,

prd ,. Y ine bağ.n eksikliğin, h , U “ 1' 1111 **

n e h i s s e t t i ğ i a n l a ş ı l m , y o r d u |i u v ^ , n ı n “ * ' “ " u n d a n

durumunu anlad.ğm, m i i i c ° ku,roKİl1 yok“

“ Z a m a n l a a l ış i r s m " d e d i m . JiU b „ , n , * ^ ^

n e d e n s e b u n a e m i n o l a m ı y o r u m . "

A s l ı n d a b e n d e e m i n d e ğ i l d i m . H c r h a n g , b i r i o n u n k i

g i b i b i r d u r u m u n a l t ı n d a n n a s ı l k a l k a , b i lm i y o r d u m Z i h -

n i m s ö y l e y e b i l e c e ğ i m ş e y l e r d e n o l u ş a n l i s t e y i u r a d . ' ç o ğ u

a n l a m s ı z d ı . A m a U s s a s o n u n d a o l a y a m ü d a h a l e c t ü .

Durumun ne kadar garip olduğunu biliyorum," dedi JÜl 'in yeşil gözlerin e bak u iki kızkardcşin tek ortak özellik-

leri o gözlerdi. İkisine dc dikkadi baktığımda başka bir ben-

zerlik b ula mıy ord um . JiU, E mily ye benziyordu. Lissa. anne

ve babasının karışımıydı. “Bu durum benim için dc garip,

yapacağımı bilmiyorum."

“Nc istiyorsun?” diye sordu Jill.

Bu sorunun altında yatan gerçek soruyu duydum. Jill

Lissa’nın on u isteyip istem ediğini soruyoıdu. Lissa, kardeşinin

ölümüyle yıkılmıştı. Gayrimeşru bir kardeş Andrc’nin yeri

tutamazdı. Onların yerinde obam ne hissedeceğimi hayal et-

meye çalıştım. Başaramadım.

“Bi lm iyo rum ,” diyc itiraf etti Lissa. “Nc istediğimi bilm i-yorum.”

Ji ll ba şını sal lad ı, bakışla rını yere çevirdi ama yüzünde do -

laşan duyguları yakaladım. En belirgini hayalkırıklığıydı ama

Ussanın yanıtının onu şaşırtmadığı anlaşılıyordu.

537



r d u “ T ö r c r * c k a u i m a m ı « l iy o rrAkı

Jdl kaldı . İyi t i r soru ydu . On u t* .

* * * * * , & ' * * * * * im a USS2’ Jİ ln tÖrcndc^ rftîik İÇ»0 b eliy o r ama nc istediğini «U y*.

■ * * ^ z ü n d e n m ' b U r â d a y d lk ? * 8*

s c r c k t * i n ı s ö y lc y c n l a n u n U rk » " 11113^ ' i m * d e d i u « a c n s o n u n d a . O

^ ■ ^ S S U d u n . U s » . P ' i n sadeceK a fta n b e n n e . o n U h a y a u n d a i st iy o r d u .

^ ‘ “ u ca t e o . Y i n e d e b a ş l a n g ı ç . b a ş l a n g ı çb u n u ^ d i r e t t i . . . . . . . . .

n c g e r e k n g m , s öy le T a m a ® ' ^ , t a ( J a r y a n ı l t ıc ı o l d u ğ u n u d ü şü n

* . • J T » ^ ' " ' n c ü r c t k ı v ı l c ım l a r ı v a r d ı . E v e t , o b i rd û m . S e s i n d e c e s a r e t v e

D r ag û ff lu 'd t n e d c n i t ö r c n h a z ı r lı k l a r ın -

l a * * f e u n n a y ı b a ş a r m ı ş o l m a s ıy d ı ,dan P * . b lb fd e^ K t e k t iğ i n i a ç ı k l a ş a c a k . D ü r ü s t o l m a k

B i n s a n a n e > ^ ^ la Rose h a k l ı , rot şeyler d e b e n de b i l m i ş i n i m , A m a » o

İ d d i n *

Jf lbaşınısallamakla yetmdi. uü ve ben dc" 'T eş ek k ut ic r.* d e d i U s s a . A y a ğ a k a l k ı n c a j . U v e ben

ğ , k aik uk . G e r ç e k te n y a r d ı m ı n , t a k d i r e d i y o r u m .

Ü ç ü n ü z ö y le ce d u r u r k en h a v a y e m d e n g a r i p l e ş t i .

B e ş l e t i n bitterine s a n l m ı s ı için u y g u n bir andı ama

538

noktaya gelmemişlerdi. İkisi de h, u

baktığında babasının başka bir b JT ı **** ‘İCîWl*Uwa*

Ji ll . Lissa'ya baktığınd a hayatım *! * ° lduûnu götüyordu.

İkisinin dc kaderini dcR iştire r^J* ^ ° ‘u,unu görüyordu.

d i m . D i k i ş l e r im e a ld ı r m a k s a n ][\ yT ° U 'U U a n W > ü u *“ T e ş e k k ü r l e r ; dedim L m a ' r u n

ş e y y o l u n a g i r e c e k . ” U* n 0r c c c U » n , h e r

Ji ll yen iden baş ını salladı ve başka h.r j

Usuyla b e r a b e r kap .y. ilerledik. JiU ,„ "

Törenden sonra bana nc olacak? B i z e nc olacak?”

G ö z u c u v l a L i s s a y a b a k t ı m . İ y i b i r s o r u r la h a . U s s a , W td ö n d ü a m a g ö z l e ri n e b a k m a d ı . “ B i r b ir im i z i u m y a c a ğ u . H e rş e y y o l u n a g i r e c e k ."

J i l l ’ i n y ü z ü n d e k i g ü lü m s e m e iç t e n d i. " T a m a m ; d e d e O

g ü l ü m s e m e d e u m u t d a v a r d ı . " B u h o ş u m a g id e r .”

B a n a g e l in c e , k a ş l a r ım ı ç a tm a m a k i ç in k e n d i m i zo r t u n u m .

A n l a ş ı l a n b a ğ o l m a d a n d a k a f a m ç a lı ş ıy o r d u ç ü n k ü U s sa n ı n

b i r ş e y l e r s a k l a d ı ğ ı n a e m i n d i m . J i ll e s ö y le m e d i ğ i ne yd i? U s -

s a i ş le r i n d ü z e l m e s i n i i s t iy o r d u a m a i k im i z e d c s ö y le m e d i ğ i

v e h i ç b i r ş e y i n d ü z e l m e y e c e ğ i n e i n a n m a s ı n a y ol aç a n b ir ş eyv a r d ı .

B i r d e n b i r e z i h n i m d e V i c to r D a s h k o v u n s e s in i d u y -

d u m . B iraz kafa sı ça l ışıyorsa . Vasi l ıssa k ız : uzaklara yol la yacak t ı r .

B u s ö z ü n e d e n h a n r l a d ı m b i l m i y o r u m a m a ü r p e r d im , i k i

k a r d e ş g ü l ü m s ü y o r d u . B e n d e g ü l ü m s e d im , e n d i şe le r im i b e ll i

e t m e m e y e ç a l ı ş t ım . G ö r ü ş m e d e n s o n r a L i s s a y b b i r li k t e o d a

539



« b o t a « f i « im d c n a y 0 r u m u 5 ' u m vc k i a fn» > ^ iu k ' m dc u»nmafc istiyordum.

„ „ * k f * 0 1 " * ” ^ L i s s 'y z . JM'I <o r u P s o r m a m a k k o „ uO * 1" 3va' * Bdy dr önce Dim itri'nin fikrini a|ma|

sunds Jf 1” , ' ltlcnmrdj'k bir ziyaretçiyle k zr şd aş t.ğ ,,,, ^

d,m. 0 * m ^ o] Ju Adnan brni bekJiyordu.

i T o m t m u f , t o p » “ ' * n a f e v i r m İ 5 ti ' A m a " u m a r j„ (klandaydım çünkü yaklaştığımız anda. en ^

P P,f l valdajnfii anda, varbğ.mtz. hissettiğini biliyordum.

Êşikte duıdum. Sonunda dönüp bize baktı. Uzun zanıan

d,ruvaımam,fgibi görünüyordu. Gözlerinin alımda mor ha).

f a l a r v a ı d t . H o f y ü z ü y o r g u n l u ğ u n e t k i s i y l e b o z u l m u ş t u . Z i -

h in s e l b i r y o r g u n l u k m u y o k s a f iz i k s e l b i r y o r g u n l u k m u e m i n

olamadım" Y i n e de gülümsemesi aynıyd i.

•Majesteleri.’ dedi aba nd ı b i r tavırla.

“ K e s ş u n u ," d iy e o n u a z a r l a d ı L i s s a . “ E n a z ı n d a n s e n i n a k

İ i n b a ş ı n d a o l m a l ı .“ B e n im a k l ım h i ç b i r z a m a n b a ş ı m d a o l m a d ı k i , ” d i y e k a r -

şı l ık verdi A d r i a n . “ B u n u b i lm e n g e r e k i r .”

U s sa g ü lü m s ey ec ek g ib i o ld u . D e r k e n b a n a b a k ı p c i d d i le ş -

t i. A d r ia n 'la iy i v a k it g e ç i r m e 2 a m a n ı o l m a d ı ğ ı n ı k a v r a d ı .

“Y a pm a m g er ek e n iş le r v a r ," d e d i n e y a p a c a ğ ı m b i l e m e d i -

ğ in d en . H i ç d c k r a ii çe r m i b i r h a v a s ı y o k t u o a n d a . K a ç m a y a

h a zı r la nd ığ ın ı a nl ad ı m . B e n a i le s o h b e t i n d e o n a e ş l i k e t m i ş r im

a m a o b en i t er k ed iy o rd u . Ş u i ş e b a k . A d r i a n ’ l a b u k o n u ş m a y ı

y ap m am ı z k a ç ın ı lm a z d ı . B u b e l a y ı b a ş ı m a k e n d i m a ç m ı ş t ı m .

D i m it ri y e d c sö y le d iğ im g i b i b u i şi k e n d i m h a l le t m e l i y d i m .

E m i n i m ö y l e d i r ." d c d ic n l 4 s sa V T

b a n a b a k t ı . S u ç l u l u k d u y u y or d u , f i . d dflt b e s i n eb a n a d e s t ek o l m a k is ti y o rd u . t " ™ ^ e n tM » y U i v c

Ö n e m l i d e ğ i l L i s s . S o n r a g p r ö ş ü rü z d o k u n d ü « ' O d a h a f i f ç e e l i m i s ı k t ı v c o d a d jl ,

i y i ş a n s l a r d i l e d i . A d r i a n ’ l a v e d a l a ş ı n a C ‘Ö I İ cr iy l c b a n aa r k a s ı n d a n k a p a t t ı . P a d l n v e k a pı y,

A r t ık A d r i a n 'l a baş h a ş a y d ı k .

Y a t a ğ ı m d a k a l ıp b e n i i z le m e y i s ü z d ür d ü . Y ü z ün d e ha l

a l d ı rı şs ız g ü l ü m s e m e v a r d t . G e r ç e k o lm a d ı ğ l n , b a . y ^

d u y g u l a r ım , s a k l a m a ı h t . y a c , d u y m a d ı m . A y ak ta du r m a k

y o r d u ğ u i ç i n y a t a ğ ı n y a n ı n d a k i k o l t u ğ a o tu r d u m , n e s ö yl ey e ,c e ğ im i d ü ş ü n d ü m . • 7

“A d r i a n — ”

“ t ş e ş u r d a n b a ş l a y a l ı m k ü ç ü k d a m p i r, ” d e d i r e sm i b ir se s

t o n u y l a . H e r ş e y si z s a r a y d a n a y r ı lm a d a n ö n c e m i b a ş la d ı ?'

A d r i a n a a y a k u y d u r m a k b i rk a ç s a n iy e m i a ld ı . T u t u k la n -

m a d a n ö n c e d e D i m i t r i ’y l c o l u p o l m a d ı ğ ı m ı s or u yo rd u . B aş ı

m ı ik i y a n a s a l la d ı m .

“ H a y ı r . O s ı r a d a s a d e c e s c n i n l c y d i m . ” D u y g u l a rı m k a r m a -

k a r ı ş ık t ı a m a k ö t ü b i r n i y e t i m y o k t u .

“ B u d a b i r ş e y d i r , ” d e d i . N e z a k e t i ya v a ş y a va ş k a y b o l u y o r -

d u . O z a m a n a l k o l v e s ig a r a k o k u s u n u a ld ı m . “ H e r k es in g öz ü

ö n ü n d e b e n i a l d a t ı y o r o l m a n d a n s a , s a va ş ın h e y ec a n ıy la ale v-

l e n e n k ı v ı l c ı m l a r ı t e r c ih e d e r i m . "

“ H a y ı r , y e m i n e d e r i m . O z a m a n l a r a r am ı z d a h i ç b ir şe y y o k m

T a k i . . . " N a s ı l d i l e g e ti r e c eğ i m i b il m e d i ğ im d e n t e re d d ü t c n im

541



. d i y c u h m i n y ü r ü t t ü . " B e n i , 1 < u

Ad n,n'' u r3 y d ^ c " » u , , .v . , J c r u n . l f ' e r' a | J a , m a J . ğ ' " ' a n b ' " " " ^ " ' ' V o r d , , .

^ ( 0l m ^ 5° n r t in o t e l o t o m d a b o ş l u b i t , d a m l a y j ,

S i f t a t • S S * ddı[makur'Yitü6,n'1 l u y ı "

İ Î “7 ^ S m f ^ k ” ^ 7 ^* O ıü r <i| lcn # , |c r i rn Y a p n ğ « m y î n l ‘ $n C )> , c o l m a n ı

cfycli Ç « k ÖZÜr. İ l e i l i ş k i m ü i n b i t t if e in i d v ^ ü n m ^ ü m .

is [c m « d i m . ^ b " d i m a m a 5° n n ' "

S r t t io M i m Ş c n ‘ e l j n i k a i a . r . p b e n i s u s t u r d u . S e s , Rc ,“K e s ş un u A . ^ r a o l d ı ğ t n m k e ş f c d i ş .n i z i d i n le m e k

g i„ d i. « * # * 1 Ç in X

i st et tt iy o rü m . ' t i m d a b u y d u .

S u sr um ç ü n k ü y a r a s ın c [a d o l a ş t ı r d ı . “ H e p s i b e n im

A drİİ>n f l L h f c o o r a d a y d t . K a ç k e r e g ö r d ü m . B il i y o r

h ata m . d u r d u . A r a m a d a k i h e r ş e y i n b i t ,i ğ ,

S y S ' i . s a n a i n a m y o r d u m o y s a g ö z l e n m e i n a r t ^ y

S ö yl e di k le ri n in b , r b s m n l a ^ 6

J Z L + . B e n o n “ d d % « “ “ i ” ” ' " ” '

£ T „ O l t u ,» H o t e l “A d r ia n , b e n — "

542

-Seni »evdim !" diye b»|lr<]t 0

h a z ı r l ı k s ı z yakalandım. " S c n ( ^ ' hl’11 f . t l a d , k i

tin- Kalbim i alıp p,rçaladm, Ka,,k"' *? * " b" ,) M ct-

Y ü z ü n d e k i d e ğ i ş im d e b e n i hazı r j , . U p a ' * n d a l u iytydlV

d o l d u r d u . Ç o k f a / l a a a , ç o k ^ S f 4 ‘ « d a y ı

birleştirip b a n a doğru yürüdü. "Seni ' , H l r ' İ n i Rftft»ûnde

ku llanıyo rdu n." *CV( im' y** « n beni

“ H a y ı r , b u d o ğ r u d e ğ il " A d n a n ' d a n k n t km u .

O kadar öfkeliyken elimde olmadan eri,,,, 1 , ^ “

kullanmadım. Sen, sevdim. Hala seviyorum ,n » _ “

Yüzünde iğrenm eyi and,ran bir ifade belird,. ‘Haydl MR o s e . "

“ C i d d i y i m . S e n i s e v i y o r u m . " A y a ğ a k a l k n m . g ö zl er in e

b a k m a y a ç a l ı ş t ım . “ S e n i h e p s e v ec e ğ im a m a b i z . . . İ yi b i , ç if to l d u ğ u m u z u s a n m ı y o r u m . "

" B u ç o k a p t a l b i r a y r ı lı k c ü m l e s i. "

H a k l ı y d ı a m a D i m i t r i ’y l e o l d u ğ u m z a m a n la rı , n a u l u yu rn

i ç i n d e o l d u ğ u m u z u , h i s l e ri m i a n l a m a s ı n ı d ü k ün d ü m . S ö y le -

d i k l e r i m d e i ç t e n d i m : A d r i a n ’ı s ev d i m . K u s u rl ar ın a r ağ m e n

h a r i k a b i r i y d i . Z a t e n k u s u r s u z k i m s e v a r m ı y d ı ? B i r l i k t e ç o k

e ğ l e n m i ş t ik . S e v g i e l b e n e v a r d ı a m a D i m i t r i’y l ca r a m ı z d a k il e

r e d e n k o l a r r u o d ı .“ B e n s e n i n i ç i n d o ğ r u k i ş i d e ğ i l im . " d e d i m z a y ıf b i r se s le .

" B a ş k a b i r in e a ş ı k o l d u ğ u n i çi n m i ? "

“ H a y ı r A d r i a n . Ç ü n k ü . .. D e ğ i l i m . B i l m i y o r u m . B e n . ..

K e l i m e l e r i a r d a r d a d i le m i y o r d u m . H i ss e tt ik l e ri m i n a s ıl a ç ı k -

l a y a c a ğ ı m ı b i l m i y o r d u m . B i r i n e o n u n l a o l m a y ı se v d iğ i n i z i



n a s ı l s ö y l e r s i n i z ? " B e n s e n . d e n ■ „ ırür^0 1 ^ıHskln‘xi •

" H vo r ? " b a ^

« « >-apuğ,mw s r r r dümK a f t f* n l u m . ' B u n u s o r m i n ° W ‘ o ld ü

a n k i s i y i b u l d u ğ u n d a n c d e m e k » s t c d iğ im ı

d ü ş ü n ü l ü r s e d a h a p e k ç o k h a u y a.

« o #»1d * t ü n e c e k s in . » » g ' ^ k t e n a r k a d a ş

r oa k is ti yo r um b i r k a h k a h a a r t ı i ç i n d e

B a n a u z u n ^ H a r ik a o l a n n e b i l i y o r m u s u n ? S enc n ufak b ir n e? e K e n d im i g ö r e b i l ir m i ş im g i b i yüzümü

a6SS1"' b e k t e n b u r a d a o t u r u p s e n in m u d u s o n a k a v u ş.

£ 1 * 3 * ^ rsun Hr ika fuyaünl sürdürût• • I r v ec e â im i s a n a b i l i y o r s u n .

».!■ S u ^ * w r t ötey1' bu!? ri:. "Gtt n« f e r y a # b i l i y o r m u s u n ? M a s o n m o lu m u n e * iu :

İ . , S r . V U d im ir’d e « W R u s y a d a S m g o , la ra c s u d u y

ro ü } v e kr al i ç en in k a r il i o l m a k U s u ç l a n m r ş n m . K u l a ğ a h i ç d eh a r i b g e l m i y or d u .

T in e d e i ş te bu r a d as ın , h e p s i n d e n z a f e r l e ç ı k t ı n . Ö l ü m d e n

d ö nd ü n ve k e n d in i ru h b a ğ ı n d a n k u r t a r d ı n . U s s a k r a l iç e . S e v -

d iğ in a d am a k a v u şt u n v e s o n s u z a k a d a r m u t l u y a ş a y a b i li ı

S ır tı m ı d ö n ü p o n d a n u z a k l a ş t ım . “A d r i a n , n c d e m e m i

y or su n? So n su z a k a d a r ö z ü r d i le y e b i li r im a m a y a p a b i le c e ğ i m

b aşk a b i r ş ey y o k . H i ç b i r z a m a n s e n i i n c i t m e k i st e m e d i m ,

J ı r s ı n .”

u ısn

ın ön&nc attın,

ona ne

b u n u n c k a d a r t c k r a r l a s a m a7 A

l a n . ? H e r ş e y m u t l u s o n l a b it tif e» T g e r i k a s u n ? H a la n ın k a r i l i o lm a k l a » u d j « « i b c k l ly o r g e r e k ? " K i n a g | 4 n u m I m

“ H a y ı r . " d e d i . “A c ı ç e k m e n i

a c . ç e k m e n i i s t e m i y o r u m a m a & :\ c J^ T \ ^ * * ln d a n ç o k

r a m a n , b i r s a n i y e d u r u p e t r a f ı n d a k i V Y . U W l a

y a n ı k l ı o l m a d ı ğ ı n ı h a t ı r l a . ” * 0 , 0 S C n m k a d l r d a *

O n a b a k m a k i ç i n d ö n d ü m . “A d r ia n . b en a s l a

■ • S a d c c b e n d e ğ i l , k ü ç ü k d a m p u , ' d iy e e k le d i. ‘ D u n y . y U

s a v a ş ı rk e n y a r a la n m a s m a a ld u m a d . ğ m b , r r t r ü k m n , L k u r b a n l a r d a n b i r iy i m . Y a J iU ! O n u k u r t la n n ön ü n ,

Ş i m d i n c o l a ca k ? Y a E d d i e ? S i c i l i m a h v o l d u ğ u n a g ö r e

o l a c a ğ ı n ı d ü ş ü n d ü n m ü ? S e v g i li S i m y a c ı n er ed e ?”

H e r k e l i m e s i o k g i b i k a l b i m e s ap l a n d ı, k u r şu n d a n ç o k

d a h a f a z l a c a n ı m , y a k u . J i l l y ü z ü n d e n z a t e n su ç lu l u k d u y u y or -

d u m a m a d i ğ e r l e r i a k l ı m d a n ç ı k m ı ş t ı. E d d i e 'y l c ı lg il . s ö y le n ti -

l e r d u y s a m d a i y i l e ş t iğ i m d e n b e r i o n u g ö r m e m i şt im . J a m e s ' ır

ö l ü m ü k o n u s u n d a s u ç s u z b u lu n m u ş t u . A m a M o r o i ö ld ü rm e k

a ğ ı r b i r s u ç t u . D i ğ e r g a r d i y a n l a r , o n u ö l d ü r m e d e n e t k is iz h a k

g e t i r e b i l e c e ğ i n e i n a n d ı ğ ı i ç in i ş i d a h a d a z o rd u . H e r ş e y iy i b i

a m a ç u ğ r u n a y a p ı l m ı ş b i le o l sa E d d i c ' n ı n ö n c e k i it aa t si zl ik le r

d e d ü ş ü n ü l ü r s e , k a r i y e r i n i n b i t t i ğ i b i l e s ö y l e n e b i l i r d i . K r a İ i ço l a r a k L i s s a n ı n y a p a b i le c e k l e r i s ın ı r lı y d ı . G a rd i y a n la r M o r o

i ’l a r a h i z m e t e d e r d i a m a M o r o i , g a r d iy a n la r ın i ç iş le r in e k a n ;

m a z d ı . E d d i e h a p s e a t ı l m a m ı ş v ey a u z a k la ş tı rı lm a m ı ş o la b ü i ı

d i a m a o n a n e t ü r b i r g ö r e v v e r il eb i le c e ğ in i sö y l em e k z ^ r d u .

545



O daha da büyük blrgi^m di . 5imyac,/an

M * , o « W sim y K ,U r xrb7 b ‘n h , m ' " - Cb& bn kurtulJ&nu a n m ı y o r d u m .

T v t a o r 0*W “»’? 0 bu römin nercsind«ydi? Emin de

u m b iti ° U u n °'m İS'n CyhmIcrimin b e l i n i « , rA f e n U f d v t ölümünü * i a u n u t a m a y a c a k t ım . 6

H a rca d ığ ım k i f f c W « < * X > d a « * > d ü f e n p e k ç „ k f a .Pimden . ü rû k l e m i jh m . A d r i a n ', n k e l i m e l e r i z i h n i m e i ?| „

içen.bir tanesi aniden duraksamama yo l açtı.‘Kurban,’ dedim yavaşça. “Aramızdaki fo k bu.”W tekadaşhnmm kaderlerini d ü ş ü n d ü ğ ü m s i r a d a

beniyakından izliyordu. "Neden bahsediyorsun?”Kurban olduğunu söyledim. Bu yüzden sen vC ben bir

lirimize uygun değiliz. Tüm olanlara rağmen hiçbir zaman endimi kurban olarak görmedim. Kurban olmak, güçsüz ol

lak demektir. Eyleme geçemeyeceğin anlamına gelir. Ben

er zamankendim ve başkaları için savaştım Onu hiç bu kadar öfkeli görmemiştim. "Benim hak

ımda bunu mu düşünüyorsun>Sence tembel velü y ü m ? " g ç u z

T arn o la ra k d e ğ il . A m a b u k o n u j m a m n a r d m d a n , i ç k is in e

■sıgaralanna koşacağına emindim.

. fidbdl T Bfn“ harİka5,n Güçlüsün A™ bunlat " U b U Ö “ " İ f c J e r İ k u ll “ — n , b i l d i

k m e lc , n ed im " ’ 0 n U " * b İ r Ö m c k

“ B u . " d i y e r e k l u p , v , l s , r r ır /■ ‘ftret etti "L j i

H a y a t ı m » m a h v e t t i k t e n sonra b\r A r , ® " ' »n şeydi,y o r s u n ? " d c * * * n u tu k la r m , , u

K c n d i m i b e r b a t h i s s e t t i m , b . r k c * D '

yx d i l e d i m . O t o k o n t r o l k o n u s u n d a ^ P » ^ a m a y e t e r l i d e ğ i l d i . c V k ş e y ö ğ r e n m i ş t im

“ S a n a d o ğ r u y u s ö y lü y o r u m . S e n b ö v V k • ud a h a g ü ç l ü b i r i s i n . " ' 1 ,1 ç o k

A d n a n e l i n i k a p , k o k m a k o y u p y l l m , ^ ^ ^

d u . R o s e , b e n , ş a h l a k , o l m a y a n v e d e l ir m e i h u m a l ı v ü k s e k

b i r a l k o l i ğ i m . S e n i n g i b i d e ğ i l i m . K a h r a m a n o l d u ğ u m « v

l e n e m e z .

“ H e n ü z , " d e d i m .

O m u z s i l k i p b a ş ı n ı s a l l a d ı . K a p ı y ı a ç t ı . Ç ı k m a d a n ö n c e s o n

b i r k e z g ö z u c u y l a b a n a b a k t ı . “A n l a ş m a m ı z d a b ö v ic c e i p t a l

o l d u . ”

K e n d i m i t o k a t y e m i ş g i b i h i s s e t t i m . R o s e H a t h a w a y i n

s ö y l e y e c e k s ö z b u l a m a d ı ğ ı e n d e r a n l a r d a n b i r iy d i . U k a l a b i r

y o r u m u m , d e t a y l ı a ç ı k l a m a m v e y a s a r f e d e c e k ö z l ü s ö z le r i m

y o k t u .A d r i a n g i t t i k t e n s o n r a , o n u a r a k b i r d a h a g ö r ü p g ö r m e y e -

c e ğ i m i b i l m i y o r d u m .



36S ı k s ık D i m i t r i ’ n i n y a n ı n d a u y a n m a n ı n n a s ı l o l a c a ğ , n ı

h a y a l e t m i ş im d i r . S ı r a d a n b i r u y k u n u n a r d ı n d a n g e l e n

g ü n d e n b a h s e d i y o r u m . D ü ş m a n l a r ı m d a s a v a ş m a k t a n

y o r g u n d ü ş m e m i ş t i k . S e v i ş t i k t e n s o n r a d i n l e n m i y o r d u k . S a -

d e c e u y u m u ş v e b i r b i r im i z i n k o l l a r ı n d a u y a n m ı ş t ı k .

H a y a l e t t iğ i m g ü n b u g ü n d ü .

“N e k ad a rd ı r u y a n ı k sı n ?" d i y e s o r d u m u y k u s e r s e m i . B a ş ım

g ö ğs ün d e yd i, o n a o l a b i ld i ğ i n c e s a r ı l m ı ş t ı m . Y a r a l a r ı m i y i le ş i -

y ord u a m a h a la d i k k a d i o l m a k z o r u n d a y d ı m . P e n c e r e l e r d e n

g ir en g üm ş ığ ı, y a ra k o d a m ı a l t ın r e n g i n e b o y a m ı ş t ı .

H e r z a m a n k i s e s s iz v e b i l g e i f â d e s i y l e b e n i i z l e d i . G ö z l e -

r in d e k a y b o l m a k n e k a d a r k o l a y d ı . “ B i r s ü r e d i r , " d i y e i t i r a fa t i . B a k ı ş l a r ı p e n c e r e y e k a y d ı . “ S a n ı r ı m h a l a i n s a n s a a t l e r i n e

g ö r e ş a ş ı y o r u m . Y a d a v ü c u d u m g ü n e ş d o ğ d u ğ u n d a u y a n m a k

i n i y o r . G ü n q i g ö r e b i l m e k h a l a b ü y ü l e y i c i g e l i y o r . ”

E s n e d i m . " Y a t a k t a n k a l k a b i l i r d i n . ”

548

“ S e n i rahatsız etmek inemedim *

P a r m a k l a r ı m ı g ö ğ s ü n d e d o l a s ı m n 1,

k e m m e l b i r a n ,” d e d i m . “ B ü t ü n D . C “ » “ M ü

D i m i r r i e l i n i y a n a l a

n e m e k a y d ı r ı p y ü z ü m ü y n k a r , k a ld u d ı . ^

s a d a ç o ğ u g ü n ü m ü z . " u m u z ° ' m a '

D u d a k l a r ı m ı z b i r ik t i ğ i n d e , i ç im d e ^

k . y a s l a n d ı ğ ı n d a g u n e ç . n , s , s , b i r h i ç t i . " Y a n , l m „ , m ; d i y e

m ı r ı l d a n d ı m ö p ü 5 m e m i z b i t t iğ i n d e . " M ü k e m m e l d e n i l e nş e y b u . '

G ü l ü m s e d i . S o n z a m a n l a r d a s ı k s ık g ü lü m s ü y o r d u , b u n a

b a y ı l ı y o r d u m . G e r ç e k d ü n y a y a d ö n d ü ğ ü m ü z d e h c r ş e y i n

y e n i d e n d e ğ i ş e c e ğ i n i b i l i y o r d u m . A n ı k b i r l i k te o l s a k b i le

D i m i t r i ’ n i n g a r d i y a n t a r a f ı h e p o r a d a o l a c a k v c o n u t e m k i n li

d a v r a n m a y a z o r l a y a c a k t ı . A m a ş i m d i d e ğ i l. B u a n s a d e c e i k i-

m i z e a i t t i .

“ S o r u n n e d i r ? ” d i y e s o r d u b a n a .

K a ş l a r ı m ı ç a t t ı ğ ı m ı f a r k e d i p ş a ş ı r d ı m . Y ü z ü m ü g e v ş e t m e

y e ç a l ı ş t ı m . A d n a n ' ı n s ö z l e r i n i h a t ır l a d ı m . D i m i tr i y l c y a t a k t a

o l d u ğ u m d a , b i z i m k a d a r ş a n s l ı o l m a y a n l a r ı d ü ş ü n m e m i is t e

i n i ş t i . _ r“ S c n c c b a ş k a l a r ı n ı n h a y a t ı n ı m a h v e t t i m m ı ’ d i y c s o r d u m .

“ N c ? E l b e t t e h a y ı r . "G ü l ü m s e m e s i n i n y e r i n i « k ı n b i r if a d e » İ d , B u f i k r e d e

n e r e d e n k a p ı l d ı n ? ” L < . •O m u z s i l k t i m . “ H a y a t l a r , a l t ü s t o l m u * b ı r s u r u M ' v a r .

ö r n e ğ i n a r k a d a ş l a r ı m .

549



Unun edeyim, herkesin problemle...Durwhm

rtniÇazsn J .

y a n .r ^ r / n fd , m * R o z a / d e du " s e v d i k l e r i n e y a r d ı m e t

D im i cr i b e r i “ P ™ A m a h c r ş e y i d ü z e l t e m e z s i n . "

f l ° ^ . d i « l c a ^ Ç ‘ k . . m “ B e n i m g ö r e v i m , d i .- B e n i m i?»01 bU * '

ğeHerini korumak.""Bifyvrum v e seni sevme nedenlerimden biri d e h u

im dilik tek b ir kişiy i korumaya kon san tre olm an U ,S C f e / c i y 0 r .şımL i s s a ' y ı ’

I .n m i y i l e ş m e y o l u n d a y d ı . V ü c u d u m y a

' L . « J * m i > " d i y e s o r d u m .

' “ Î o r t o ı r C r . * d e d i, p a r m a k l a r ı n ı k a l ç a m d a d o l a ş t ı r d ı .

V ü c u d u m u i n c e le m e k t e n h i ç s , ( a l m ı y o r d u . “ O n l a r ö n c e g e l i r . ”

D u d a k la r ı m ı d u d a k l a r ı n a y a s l a d ı m . “A m a h e m e n ş ı m d i

d e ğ i l . "

“ E v e t. " d i y e b a n a h a k v e r d i . E l i b o y n u m a k a y d ı v e b e n i

k e n d in e ç e k ti . ‘ B i r s ü r e d a h a y a t a k t a k a l a b i l i r i m ”

D a h a ö n c e h i ç t a ç g i y m e t ö r e n i n e ş a h i t o l m a m ı ş t ı m v c b u n -

d a n s o n r a d a u m a r ı m b i r d a h a ş a h i t o l m a m . H a y a t ı m b o y u n -

c a b u k r a l iç e n i n h ü k ü m d a r o l m a s ı n ı i s t i y o r u m .

T a ç g i y m e t ö r e n i T a t i a n a ’ n ı n c e n a z e s i n i n t a m t e r s i y d i . N a -s ıl d e r le r ? K r a l i ç e ö l d ü , y a ş a s ı n k r a l i ç e !

Geleneklere göre hükümdar, törenlerin ilk gününü kilise-

de tek başına geçirmeliydi. Yol göstermesi için Tanrı’ya dua

550

sekste esrr-d u a e t m e k s o r u n d e ğ i l d i . 4 n a

A r d ı n d a n L i s s a ’n ı n p e ş i n d e

m e s i g e r e k i y o r d u . S o y T J

m ü z i s y e n l e r c e n a z e d e ç a l d ı k l a , m d . „ d t h z c S le n M l

f d l 7 s ı ; y a u « w ı . u „ l n m j Sd a n o l u ş a n o r d u s u d a , u n u n l a b c u b c , v ü r ûv „ „ı . u ,i y i s i y a h b e y a z g i y s i m i g i y m , ş . o n l a ( , n « * «

n r y g a n y a n l a r ı n d a n b i r i o l d u ğ u m i ç i n k ı r n m , y J İ Ü

d u n , H e p i m i z p ü r d i k k a t s e y i r c i l e r i g ö z lü y o r d u k C m S ı

t a ç g i y m e t ö r e n i a t a s ı n d a k i e n b ü y ü k f a tk b u y d u . T a d a n , ö lü

o l d u ğ u ı ç m , c e n a z e d e k i g a r d i y a n la r g ö s t e r m e l i k t i. U s s a is e

h a y a t t a y d ı v e p e k ç o k d ü ş m a n ı v a r d ı . M e s le k t a ş U t ım v e b e n

s ü r e k l i a l a r m d a y d ı k .

G e r ç i s e y i r c i l e r i n t e z a h ü r a t ı e n a z ı n d a n h a l k ın L i a a ’y ı s e v -

d i ğ i n i n i s p a t ı y d ı . S ı n a v l a r v e s e ç i m s ü r e s i n c e s a r a y ın ç ı r a l ın a

k a m p k u r u p s o n u ç l a r ı b e k le y e n l e r b ü t ü n g ü ç l e ri y l e L i m ’ y a

a l k ı ş t u t u y o r d u . D a h a ö n c e h i ç b u k a d a r M o r o i’ u b i r a r a d a

g ö r m e m i ş t i m .

A n a b i n a y a g i r d i k t e n s o n r a s o y l u l a r d a n o l u ş a n k o r t e j , M o -

r o i t a h t o d a s ı n a i le r l e d i . T a h t o d a s ı m o d e r n i ş l e r i ç i n k u l la n ı l

m a z d ı a m a k r a l i ç e n i n y e m i n t ö r e n i g i b i g e le n e k s e l e t k i n l i k l e r

s ö z k o n u s u o l d u ğ u z a m a n o r a s ı t e r c i h e d i l i y o r d u . O d a k ü ç ü k

o l d u ğ u i ç i n , h e r k e s i n i ç e r i a l ı n m a s ı m ü m k ü n d e ğ i l d i K o r t e j i n

b i l e t a m a m ı i ç e r i s ı ğ m a z d ı . K o n s e y ü y e l e r i , ü s t d ü z e y s o y l u l a r

v e L i s s a ’ m n d a v e t l i l e r i i ç e r i a l ı n m ı ş t ı .

55t



| ,t ,n S i k i n l c j m c s i n i b e k l e d im . L « s a

B i r k ^ ^ î c i " h e r k e s b i * i r İ y ' C “ * * * ' C d i y “ ' d u J x H * « ‘ " " i s b a k im d i G e l e n e k l e r e g ö r e h u k n m

S * J , , n İ « <’ , ı r a k ° d a y C n f " ° r C C d iUt a n a i k * ^ « " 2 j ç i n d c p e k ç o k ç a l ı ş m a y a p ı l m , , , ,

M i f i n b ‘ ! , b L n a W a r . n t e p e s i n d e y d i . N c o l d u ğ u n u

T a iıi u za k d u va ™ 1 ' l ]m l j ı ı . M o r o i h O k ü m d a r l a n n m

b i l f f i c d i ğ ' m l " r 1 " k u l l a n d ı ğ ı n * b i l i y o r d u m . H e r k e s g ö r ev

y ü z y ı l la ^ a)'""3! ( r İ5 j j ç i n h a z ı r la n d ı . B e n s e y e n i ; a m y e rle rin c ge P P L ı ss a n ^ ç ( )k g c rÇ e k g ö r ü n ü y o r d u . A s l ın d a

^ £ £ b'byotdumama “ naalkar çok lyi bir i5a m p w o l ^ . r j ^ e n i d ü r t t ü .k a r m ı ş 0 s ,r a J „ , ı r d i m . “ R o s e H a t h a w a y i d ü n y a y a

^ f j m m l u olan k i ş il e r . H e s a p v e r m e n i z g e r e k e n p e k

• A n n e m v e b a b a m b i r b i r i n e t a m a m e n u t k ı y a ç o k k o n u s ar . b e y a z g a r d i y a n ü n i f o r m a s ı i ç i n d efe d e r g i y m i ş» . A n n Y P a r l a k s iv a hc o k c id d i g ö r ü n ü y or d u . A b e i s e . . . z s B 7 .

^ y e S , y a h g ö m le k g i y m i ş t i . K r a v a t , l i m o n y ^ ı l . y d n C e k e

tin i n ce b in d e d e a y n ı r e n k b i r m e n d i l v a r d ı . B ı r d e s i y a h ş a p k a

t a k m ı ş n . En azından konan ,a p k a ı, t akm am , ; , d i y e k e n d . m ,

t e s el li c n i m .

“ B iz i s u ç la m a , " d e d i a n n e m . “ S a r a y ı n y a r ı s ı y l a b i r l i k l e b i r

d ü zin e a ra b ay ı h a v a ya u ç u r a n , k a l a b a l ı ğ ı n o r t a s ı n d a b i r i n i k a -

t il il an ed e n v e a r k a d a ş ı n ı k r a l iç e y a p a n b i z d e ğ i l i z . "

“A s l ı nd a ," d e d i A b e , “s a r a y ı h a v a y a u ç u r a n b e n d i m .

A n n e m o n u d u y m a z d a n g e l d i . G a r d i y a n g ö z l e r i y l e b e n i i n -

c ele d iğ i z a m a n y ü z ü n d e k i i fa d e y u m u ş a d ı . “ K e n d i n i n a s ı l h i s

552

s e d i y o r s u n ? " U y a n d , ğ ,m t U n b e ri ,e ü m v c a n c a k ü rt ü n k o p . k o ^ W ik i w

a y a k r a d u r m a n g e r ek e c ek . g « W n A r

v e r m e m e s i n i r i ca e t ti m . " 0 ,r » urc ^ R|,

O n d a n d u y d u ğ u m c n a n aç «ö ^ , . .

d i b i l e g ö r e v e ç ı k a b i l ir i m . " n y d l " iy i y im . Ş i m .

“ K e s i n l i ğ e ö y l e b i r şe y y , p m ay a

O a n t a m d a y ü k s ek rütbeli b ir W r d ’ * " ' * l 0 h u y h

“ O n u ş ım a r tm a y ı b ı r a k J a n in e . " ^ k ° nu »m ^ *

“ O n u ş u n a r t m , y o r u m ! O n u k oU u v otu m SimŞ a ş k ı n l ı k l a o n l a r , i z l e d i m .

e d i y o r l a r e m i n o l a m a d ı m . İ k i s eç en e k A* K >UVK'* m *“ B u k a d a r y e r e r. S o n u ç t a h a y a t u k ald ım .

“ ö y l e , ” d e d i A b e . Y ü z ü n d e b a b a c a n b i r i fa de b e li ri nc e

d a h a d a t e d i r g i n o l d u m . “ M a l la r a h a sa r ve rm e n e v c p e k ç o k

k a n u n u ç i ğ n e m e n e r a ğ m e n s e n i n le g u r ut d u y uy o ru m " İç te n

i ç e b e n i m l e b u n l a r a r a ğ m e n d e ğ i l, b u n la r y ü zü n d en g u ru t

d u y d u ğ u n a e m i n d i m . A r n a a ğ z ım ı a ç ıp b ir şe y s öy lc yc m cd cn

a n n e m m ü d a h a l e e t t i .

“ B e n d e s e n i n l e g u r u r d u y u y o r u m . Y ö n te m le rin in i de al o l-

d u ğ u s ö y l e n e m e z a m a b ü y ü k iş le r b a şa rı yo rs u n. H e m k a ti li

h e m J i l H b u l d u n . " K a t i l k e l im e s in i sö y le rk en se s t o n u d e ğ iş -m i ş t i . H a l a T a s h a n ı n k a t il o lm a s ı f ık n n c a lı şa m a d ığ ın ı a n l a -

d ı m . “ J i l l s a y e s i n d e p e k ç o k ş ey d eğ iş ec ek .

H e p b i r l i k t e t a h t ı n d i b i n e b a k t ı k . E k a te r i n a , e l i n d e k t a

l i y e t y e m i n l e r i n i n y a n l ı o l d u ğ u k i t a p l a b i r t o t o i t ı y d ı . D i ğ e r

553



, } lü k ü m d * r > n c e k ü y e s i , y a n ı Ju l d u r u y o r d u .

, r i i n ü f o r r f u . S a ç ı n ı v e m a k y a j ı n , k i m y a p m ı ş e n f c

D i z i c r in e k a d a r g e l e n h a , ı b i r e l b i s e g i y m i ş ,

, Z ü i ç i n d e Ç o k h o f g ö r ü n ü y o r d u , l a h r ı n y a n ı n d a b 3 .

n c M a r g cr g i n o ld u * u a ç ı k döndüm. Sormak i s t e d i ğ i m bir suru soru vardı Vc

o n u n b a n a d o ğ r u y u s ö y l e y e c e ğ i n i b i J i y o r d ı ı m . A m a h a n g i s o -

r u d a n t a ş t a n * ? L a m b a d a n ç ı k a n c i n g , b ı y d i . s i n i r i , 5 a y j ( i j

soru sorma şansım vardı.

' j iU'en coka kr d iyc sordum e n s o n u n d a . " O k u l a g e r , m i

dönecek? O n u pr en s es o l m a s ı i ç i n y e n d i r e c e k l e r m î ? ” L i ss a

hem p re ns es h e m k n l i ç e o la m a y a c a ğ ı i ç i n e s k i u n v a n ı J i j j ' e

geçmifti.

. A b e u z u n s ü r e b e n i y a n ı d a m a d ı . " L i s s a y a s a y ı d e ğ i ş t i r e n e

k a d ar o n u r ah rc a c u ta n t e k ş e y J i l l . J iU e b i r ş e y o l u r s a L i s s a

kraliçeliği k a yb e d er . S e n o l s a n n e y a p a r d ı n . ^ '

“O n u n g ü v e nd e o lm a s ı n ı s a ğ l a r d ı m . "

“ İş t e s a n a a r a d ı ğ ı n y a n ı r . "

" Ç o k g e niş ç e rç e ve li b ir y a n ı t , " d e d i m . “ G ü v e n d e t u t m a kp e k ç o k anlama g e l e b i l i r ."

" İb r a h im . " d i ye u ya rd ı a n n e m . “ B u k a d a r y e t e r . B u r a s t n ey e ri n e z a m a n ı . "

A b e u zu n u z un ba n a b a k t ık t a n s o n r a g ü l ü m s e d i . “ E l b e t t e ,

m C Z F “ — v -

X X » d c b “ ^ v -a a ° k u n m a m a y a ö z e n g ö s t e r i *

554

y o r d u ‘ B ^ M a z u C d ^ .H a t h a v v a y . " H i m " • ı r c ' n ’ü b »r

k a r ş ıs ın d a o „ „ n » t

^ l , c der , A v , w r ^ r « ■ £ £ £

g u n b i r l i k t e a v a ç ı l u l l m . O r n ^ ' ^ ^ ^ r . u n . B r

Ç o k ç o k u z a k t a . S o r m a k ı st e d ığ , ,, , J h ir W r i t i y o r u mi s te d i ğ i m d e b i r k a ç ş e y . " ' S U t u w ' “ v a r . S ü y |c m t , k

P a n i k i ç i n d e a n n e m e b a lu p A b e 'i d a

“ ° n a y a lV a r d l m ' A b c . A d r i a n ' l a ^ * “ * *k e n a r a ç e k i p b a n a „ a s,| d a v r a n m l ,

a n l a t m ı ş a . A y r ıc a A b e ’i n D i m i n i y , » J *7 T U U d ^

l a n g ö t ü r m e s i n i k e s in l ik l e i st em i y o rd u m " " " " "A s l ı n d a , d e d i a n n e m o l aö ^ n k

g e l m e k i s t e r i m . A k l ım d a b i r J T * ^ *

V l a d i m i r ' d e o l d u ğ u n u z d o n e m l e t g n i r i ^ ^ ^ 5 '

m n b a ş k a b i r y e r e g e çm e n i z g e re k m iy o r m u > * d i y e s o r d u m e n d i ş e l i b i r s e sl e . “ T ö r e n b a ş la y a ca k ."

E n a z ı n d a n b u d o ğ r u y d u . H e r k e s y e rl er in i a lm ı ş tı . K a l a b a

ı ı k s e s s i z l e ş t i .E l b e t t e , d e d i A b e . G i r m e d e n o n c c a im m d a n ö p ü p b en i

ş a ş ı r t t ı. D ö n d ü ğ ü n e s e v i n d i m . " A r d ın d a n D i m ı tr ı ’y c g ö z

k ı r p t ı . S o h b e t i m i z i s a b ır s ız l ık l a b e k li yo r u m *

K a ç , " d e d i m , g ı ı t i k i c r in d c . “ Ş i m d i k a ça rs an b e lk i f a rk e t

m c z J c r . S i b i r y a ' y a d ö n . "



, Dunltll A İ k ' İ " f=*.kcdcccftinc c m t n i m

"Adında." d Kork„ı»>'>rl' ,n He r styC •“ «•“ “ ••‘lirim .

S M — t " C b u n l a r a d c f C IS e n i n k i r J ' r J l İ 4 1 m . n . " d e d i m o n . .

■r.md*'1” * " 1 odanın gmtme kaydı. "Anlatılan 1itM (jıililımedl . dj)W a.rddandı

pîni y r ^ ^ |llunmdm" d i y e f».ldad,m.

£ £ k a ta b a l ' o t u r d u . A r u k k i m s e d e n ç „ ç . k m ,

yo,^Ü' dirildi“Prenses Vaıilissa Sabina RJtca DmGörevli kenara çelüiaı.

PT İ içeri Birdi. Onu daha yar.nı saa, önce görm ü, o l s a n ,

J , « fe n , kesildi. Rem i elbiseyi giym i} a m a kolların, kesri,

m j T e r o n ın b u n a ö f k e le n d i ğ in e k u f k u m y o k r u . E l b . s e s m ı n

e ,e k le r, se rl er e k a d a r u z a n ıy o r , k u y r u ğ u U s s a ' m n a r k a s ı n d a n

s û m k le n ıy o ıd u . K u m * . U s a n ı n g ö z l e r in i n r e n g i n d e bir

i pe k ti . E l b i se n i n e t eğ i z ü m r ü t l e r l e s ü s l e n m i ş t i . S a ç l a r ı a ç ı k t ı ,

p ar ıld a ya na k a d a r fı r ça l a n m ı ş o l d u k l a r ı a n l a ş ı l ı y o r d u , b i r a u t a

g i b i ı ş ı l d ı y o r l a r d ı .

Sıyalı giysiler içindeki Christian. Ussa’mn yanındaydı. N o r -

malde Ustaya ailesinden birinin eşlik etmesi gerekirdi ama ö y l e

bir seçenek yoktu. Chrisıian'tn çok yakışıklı göründüğünü i t i r . ı l

etmeliyim. lo r d O z tu , diye kendime hatırlattım . L i s s a yı t a h t a

bdargötürdükten sonra, Oz m iar ın yanına dönd ü.

E J u te r in a y e rd e k i s a t e n y a s t ığ ı i ş a r e t e t t i . " D i z ç ö k . "

L is sa b ir an t e re d d ü t e t t i, s a d e c e b e n i m f a r k e t t i ğ i m b ir

t er ed d ü tt ü. R u h b a ğ ı o l m a s a d a b ö y l e ş e y l e r i y a k a l a y a b i l *

y o r d u m . Ç ö z l e r i )W c Wayü|

g u l a rı n ın n e o l d u ğ u n u b i l m i ş ^ * * * * * v e d u y

g e r e k s e , k a f a s ı n ın k ^ rı v, k o l d u » ,, . * ? “ U h m l n V ^ u n a nA m a b u t er ed d ü t ç o k k l u

y e r e y a y ı p d i z ç ö k t ü . S ın a vla r ' ‘ u ^ e d n l ta r if çe

g ö r ü n e n yu şl ı k a d m , ş im d i t a m b u L , t ' , , * ^

h i M o r o i k i u b ı n ı t u tu y o rd u . * ' f R' ^ İm ic u r i *

K i t a p R o m e n c e o lm a s ı n a k a r s ı , , p u .d a n ^ a n l a n , c , u , m r c t u v c S Q k ü m d lJ " J

, lg ı l . b i r n u t u k m u . A r d m d a n y c m i n i cr t g eç ild i“ H i z m e t e d e c e k m i t i n ? "

“ H a l k ı n ı k o r u y a c a k m ı s ın ? "

" A d i l o l a c a k m ı sı n ? "

O n i k i s o r u v a r d ı v c l i s s a n ı n h e p s i n e e v et y a n ıt ın ı v e ım c s l

g e r e k i y o r d u . H e r y a n ı t İ n g i li z c e . R u s ça v e R u m e n c e te k ra rl a

n ı y o r d u . A t t ı k r u h b a ğ ı o l m a d ı ğ ı i ç in n e h is s et ti ğ in d e n e m i n

o l m a m i m k a n s ı z d ı a m a y e m i n le r i e d er k en i çt en o ld u ğu n u g ö -

r e b i l iy o r d u m . T ö r e n i n b u b ö lü m ü t a m a m l an m a E k ate rin a.

J i l l ’c ö n e ç ı k m a s ı n ı s ö y le d i. S o n b a k tı ğ ım d a n b er i, b ir i ta c ı

k ı z ı n e l i n e t u t u ş t u r m u ş t u . L i s sa i ç in ö z el ya p ıl m ış b i r t a ç tı ,

E l m a s l a r v e z ü m r ü t l e r l e s ü s lü y d ü . U s t a n ı n k ıy a fe ti ne t amu y u y o r d u .

G e l e n e k l e r d e n b i r d i ğ e r i d c ra cı y em h ü k ü m d a r ın b a ş .r ua i l e ü y e l e r i n d e n b i r i n i n a k m ış ıy d ı. T ö r e n d e J il l» b ek le y er

e n ö n e m l i g ö r e v b u y d u . G e n ç k ı z ın e l le ,i n ,n m , c d i j. n l g o .e

b i l i y o r d u m . T a c ı a b l a r ın ı n b a t ın a y e r le ş ir d i. B U m , g oz 8° “

g e l d i l e r . L i j s a n ı n g ö z l e ri n d e y in e u m b ir d uy gu » * »

5*7



^ J İ İ P r ö r r n d ~ u » e t i ğ i n d e b u k a r t u ş

. m * * • * d e d i " B i r J a h ıV » d i n i t u t a n k r a l i ç e . o n u K y j r c ı.

dU g ^ d u . ^ ^ ‘ K r J ‘ ÇC V “ İ l k “ S l U j

jfr ıD ta S*» '' . J a k l h c r k « d i z Ç * k ü P ş i a r ı n ı ö n e j ^ t o n n * h a r is * * " * “ j “ K a l k ı n . " d e d i . B i z e . h ü k ü m

^ d , B i İ K k a d a r u z u n s ü r e y e r d e r u c a b i l e c e ğ j

d an / ı s e y ı ^ " 1 ' ı v c k r a l i ç e l e r i n s a n l a r ı s ü r ü n d ü r

r f v f c n n u t n 8 * “ > ^ o n |j r J a n d e ğ i l d i ,

n e f a c n h o ş • L o a k r a l i ç e o l d u ğ u n u b e t g e t e

■V d ' " f " C' r „ u d l k ı n d ı n ş z h i t l e r i m r a a r a . H e r b i r i ,KSi ificmc!‘t . rnüsha2 T t e r fa n n u ş t t . B i r d e d ü z b e r a z m e k t u p k a ğ ı d ı n a y a z .1

„ b ild ir i « r f ı . o n u n t u r n a cı la r a g i d e c e ğ i s ö y l e n m i ş t i .

İ m za la r d a ta m a m l a n d ı ğ ı n d a U s s a t a h t a o t u t d u .

M e r d n rn l cn ç ık ı şı m o d « n c k " < f a k e s i c i y d i . H a y a t ı m

b o y u n a o m a n za r ay ı u n u t m a y a c a ğ ı m . İ ç e r i s i a l k ı ş s e s l e r i y l e

d o ld u . N o r m a l d e c i d d i g ö r ü n e n g a r d i y a n l a r b i l e k e n d i l e r i n i

k u t la m a n ı n c o ş k u su n a k a p t ır ı p a l k ı ş l a m a y a b a ş l a d ı . U s s a

h e r k e s e g ü l ü m s ü y o r . T e d i r g i n l i k l e r i n i s a k l a m a y ı ç o k i y i

b a ş a n y o n i u .

G ö zl er i o d ad a d o la ş tı v c C h r i s ti a n ’ ı g ö r d ü ğ ü n d e g ü l ü m s e -

m e si g e n iş le d i. A r d ı n d a n g ö z l e r i b e n i a r a d ı . C h r i s t i a n ’ a o l a n

g ü lü m s em e si ne k a d a r s e v g i d o l u y s a b a n a o l a n g ü l ü m s e m e s i

d e o k ad a r e sp r il iy d i G ü l ü m s e y e r e k k a r ş ı l ı k v e r d i m .

B u k a d a r k o m t k o l a n n e ! ' d i „ » t d u D i m i m .

R u h b a g ı n a s a h i p o l s a y d ı k . U s s a ’ n ı n n d c ^^üşünüyordum. ^

O z a m a n , D i m i t r i g a r d i y a n l a r ı n p r o t o k o l k u r a l la r ı m çi ğ -

n e y e n b i r h a r e k e t y a p ı p b a n a s a r ı l d ı . ‘ N c d ct d i> " d iy c s o rd u

“ S a n ı r ı m . Neye bulad ık böylr. d i y e s o r a r d ı . '

“ B u s o r u y a v e r e c e k b i r y a n ı t ın v a r m ı ? " S ı c a k lı ğ ı v c s e v g is i

b e n i s a r m a l a d ı . B ü t ü n o l d u ğ u m u h i s s e t t im . D ü n y a m ı n e k ıı V

p a r ç a s ı n a k a v u ş m u ş t u m . R u h u m u t a m a m l a y a n r u h . o o u n k iy

d i . E ş i m . E ş i t im . S a d e c e b u d a d e ğ i l , h a y a u m ı g e n a l m ı ş t ı m

L i s s a ’y » k o r u y a c a k , h i z m e t e d e c e k a m a k e n d i h a y a u m ı ya şa y a -b i l e c e k t i m .

“ B i l m i y o r u m , ” d e d i m b a ş ı m ı D i m i m n i n g ö ğ s ü n e y a s la r -

k e n . “ A m a b i z i g ü z e l g ü n l e r b e k l i y o r ."



C i n a y e t , a ş k . k i s k a n ç l | K

Vt S O N B İ R S F Ç İ M

Documents

Richelle Mead - Vampir Akademisi 6 Son Fedakarlık