14
,. DiN PSiKOLOJiSi: NEREDEYiZ VE NEREYE .... ,7 ., Psychology of Religi on in Turkey; Where are We and Where can We Go? Üzeyir Ok* Özet Bu yazann gqzlemlerine olarak Türkiye'deki din psikolojisi alaru ile ilgili bir aktivite modeli üzerinde ve önerilerini içermektedir. gibi din psikolojisi aktivitesini din psikologu, yön· tem, konu/nesne, amaç gibi birbiriyle halinde bulunan birkaç yönü Bu bu boyutlarla ilgili olarak din psikolojisinde veya nabilecek özgü gUçiUklere, yönteme, ekip önemine, takip edilmesi gereken etik kurallara, hem yerel hem de boyutlara ve teoloji ve din psikolojisi bu konulardaki muhtemel ve ilgili önerilere yer Anahtar l<elimeler Psikoloji, din psikolojisi, dini psikoloji, Türkiye, yöntem, etik, ampirik, maneviyat, inanç. Bu din psikolojisi Türkiye'de güçlü ve yönleri ile ilgilidir ve yöntem olarak literatür gözlemlerine, lisans ve yilksek lisans düzeyindeki deneyimleri ve gözlemlerine Bu güçlü(ük,ve bir yelpazeden bakmak suretiyle bu nitelik olarak .bulunmak- br. Bu türden din psikolojisinin ile ilgili yer bkz. Yavuz, 1988; Hökelekli, 1989; 2004) Burada Türkiye'deki din psikolojisi bir ak- tivite sistemi modeli Böyle bir modelin konunun ve yazar ve okuyucu için Aktivite • Yard.Doç.Dr.; CUmhuriyet Üniversitesi ilahiyat Fakültesi i Bu ko;uda bilgi için aktivite sistemi yazar bir (Ok, 2005a) Abst ract This study investigated the preseni conditions of psychology of religion in Turkey with particular_reference to the potenlials in order to enhance the developments in the field in Turkey. The dimensions of psychology of religion undertaken in this study are considered as interconnected in a framework so that any problem in one area may affect the other. The discussed topics which the author surveyed in the light of his observations Included various difficulties of studying psychology of religion in Turkey, issues in the methodology and paradigm, the need for networking, ethical values, the relation of the discipline to national and interna- tional works done in other social science areas and finally the relations between theology and psychology of religion. l<ey Words Turkey, psychology of religion, religious psychology, methodology, paradigm, ethics, empirical, spirituality, faith. dan yola bu tUrden modeller yay- olarak Din psikolojisi aktivite sistemi bu modele göre gibi sunulabilir: 1'de yer al an anlabma göre, din psikolojisi akademik aktivitesini bir özne ve bu din olarak Bu öznenin üzerinde bir nesne ve bu da genel olarak "dini" ya da anlam-yapma eylemidir. Özne bu "nesne" üzerinde aletler kullanarak bulunur. Bunlar da paradigma, yöntem ve teknikle ilgili kavramlarla temsil edilirler. Bir din psikologl an bir sonu- ca için takip etmeleri gereken ortak kural ve ilkel er bulunur. Bu arada din yani bulgular genellikle tek yapmaz. di- siplinlerden bir onun bulunur. Sonuçta din bireylerin anlarn-yapma ile ilgili veya betimleyici bulgular Bütün ötesinde din psikolojisi aktivite sis- teminin üzerinde yer veya üzerine kurulu SAYI: -3-,- 2006, Sayfa: 441-456, ISSN 1300-0373, TEK-DAV 1, -------- -

NEREDEYiZ VE NEREYE GİDEBİLİRİZ?isamveri.org/pdfdrg/D00064/2006_3/2006_3_OKU.pdf · TÜRKİYE'DE DiN PSiKOLOJiSi: NEREDEYiZ VE NEREYE GİDEBİLİRİZ? ,7., Psychology of Religion

  • Upload
    others

  • View
    12

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: NEREDEYiZ VE NEREYE GİDEBİLİRİZ?isamveri.org/pdfdrg/D00064/2006_3/2006_3_OKU.pdf · TÜRKİYE'DE DiN PSiKOLOJiSi: NEREDEYiZ VE NEREYE GİDEBİLİRİZ? ,7., Psychology of Religion

,.

TÜRKİYE'DE DiN PSiKOLOJiSi:

NEREDEYiZ VE NEREYE GİDEBİLİRİZ? .... , 7.,

Psychology of Religion in Turkey; Where are We and Where can We Go?

Üzeyir Ok* ~

Özet

Bu çalışma, yazann gqzlemlerine baglı olarak Türkiye'deki din psikolojisi alaru ile ilgili bir aktivite modeli üzerinde yapbğı değerlendirmeleri ve önerilerini içermektedir. Bilindiği gibi din psikolojisi aktivitesini oluşturan, din psikologu, kullanılan yön· tem, konu/nesne, amaç gibi birbiriyle karşılıklı etkileşim halinde bulunan birkaç yönü bulunmaktadır. Bu çalışmada bu boyutlarla ilgili olarak din psikolojisinde yaşanan veya yaşa­nabilecek bağlama özgü gUçiUklere, yönteme, ekip çalış· masının önemine, araşbrmalarda takip edilmesi gereken etik kurallara, hem yerel hem de uluslararası boyutlara ve teoloji ve din psikolojisi ilişkisine deginilmiş, bu konulardaki muhtemel sınıflılıklara ve ilgili birtakım önerilere yer verilmiştir.

Anahtar l<elimeler

Psikoloji, din psikolojisi, dini psikoloji, Türkiye, yöntem, etik, ampirik, maneviyat, inanç.

Giriş

Bu çalışma, din psikolojisi alanında Türkiye'de yapılan çalışmaların güçlü ve sınırlı oldu~u düşünülen yönleri ile ilgilidir ve yöntem olarak yazarın literatür gözlemlerine, lisans ve yilksek lisans düzeyindeki öğretim deneyimleri ve gözlemlerine dayanmaktadır. Bu güçlü(ük,ve sınırldıklan sunmanın amacı, geniş bir yelpazeden bakmak suretiyle bu alanın nitelik olarak gelişmesine katkıda .bulunmak­br. Bu türden din psikolojisinin pı:oblemleri ile ilgili geçmişte bazı de~erlendirmeler yer almışbr (Öme~in bkz. Yavuz, 1988; Hökelekli, 1989; Aydın, 2004)

Burada Türkiye'deki din psikolojisi gelene~i bir ak­tivite sistemi modeli oluşturularak değerlendirilecektir. Böyle bir modelin konunun ve de~işkenlerinin yazar tarafından de~erfendirilmesini ve okuyucu için anlaşıl­masını kolaylaşbracağı umulmuştur. Aktivite kuramın-

• Yard.Doç.Dr.; CUmhuriyet Üniversitesi ilahiyat Fakültesi

i Bu ko;uda bilgi için aktivite sistemi kullanılarak yazar tarafından yapılmış diğer bir çalışmaya bakılabilir (Ok, 2005a)

Abstract

This study investigated the preseni conditions of psychology of religion in Turkey with particular_reference to the potenlials in order to enhance the developments in the field in Turkey. The dimensions of psychology of religion undertaken in this study are considered as interconnected in a framework so that any problem in one area may affect the other. The discussed topics which the author surveyed in the light of his observations Included various difficulties of studying psychology of religion in Turkey, issues in the methodology and paradigm, the need for networking, ethical values, the relation of the discipline to national and interna­tional works done in other social science areas and finally the relations between theology and psychology of religion.

l<ey Words

Turkey, psychology of religion, religious psychology, methodology, paradigm, ethics, empirical, spirituality, faith.

dan yola çıkılarak getiştirilen bu tUrden modeller yay­gın olarak k.ullarulmaktadırl. Din psikolojisi aktivite sistemi bu modele göre şekil-l'deki gibi sunulabilir:

Şekil 1'de yer alan anlabma göre, din psikolojisi akademik aktivitesini gerçekleştiren bir özne vardır ve bu din psikol~ olarak belirlenmiştir. Bu öznenin üzerinde çalışbğı bir nesne vardır ve bu da insanın genel olarak "dini" davranışıdır ya da anlam-yapma eylemidir. Özne bu "nesne" üzerinde birtakım aletler kullanarak işlernde bulunur. Bunlar da paradigma, yöntem ve teknikle ilgili kavramlarla temsil edilirler. Bir işin din psikologlan tarafından başarılı bir sonu­ca ulaştırılabiEmesi için onların takip etmeleri gereken birtakım ortak kural ve ilkeler bulunur. Bu arada din psikoloğu yapbğı işi yani bulgular oluştur­mayı genellikle tek başına yapmaz. Diğer yakın di­siplinlerden bir şekilde işbirliği yapbğt meslektaşlan onun işine katkılarda bulunur. Sonuçta din psikolo~u bireylerin anlarn-yapma davranışlan ile ilgili açık­layıcı, yardayıcı veya betimleyici bulgular sağlar. Bütün bunların ötesinde din psikolojisi aktivite sis­teminin üzerinde yer aldı~ı veya üzerine kurulu

tsı.JJvü·ARAŞTIRMALAR-DERGiSl,.-.<:ILT~-19, SAYI:-3-,- 2006, Sayfa: 441-456, ISSN 1300-0373, TEK-DAV

1,

---------

Page 2: NEREDEYiZ VE NEREYE GİDEBİLİRİZ?isamveri.org/pdfdrg/D00064/2006_3/2006_3_OKU.pdf · TÜRKİYE'DE DiN PSiKOLOJiSi: NEREDEYiZ VE NEREYE GİDEBİLİRİZ? ,7., Psychology of Religion

ÜZEYİROK

Şekil 1: Türkiye'de Din Psikolojisi Aktivite Sistemi

An cı YapıU.ar tAfe:UrrlsembOIIer) ı

ı Par.1<i~;Ut {pcsl:r11:sm, ~ı.poslrAsm. y.ıpısalctlık ...o.)

K..:rım "e Jca~nmı• ttııcın.ma , y(ı lefeme. psKınii:DZ. n~ne lllkıleri vb.) VOotmı\MimiAa~m uamna. vık":a ç;ıl,m:tSl, n<t.ksekt;te{JiGel tas-anm, tımeJdem VS.)

Tdnik!er(ankd.. o5çek. gatJşme, ~.ı

Kura tır. Ues.let e(fOi

4 )fbılemitı v•re!c!Jidcri Ele;ti"d ~1d3iım

iGOYenn•. s<Ven•> TOrSciye'd.eld Qn pskdogiarı

Awııpa n cigtr Ollt. 01'1 pWcologlan

Te:doçbr

Din psikofojisirin fatihsel gcli$itn çizgisi

olduğu belirli baglamlar ·ya da ortamlar bulunmak­tadır. Bunlar da ki.içük birimden geniş olana dogru olmak üzere bir kurum olarak üniversitelerin ilahiyat fakülteleri, bir politik birim olarak Türkiye ·ve ulus­lararas~ıgı temsil eden diger uluslar olarak b~lirlen­miştir. Son olarak eklenmesi gereken bir başka un­sur da din psikolojisinin, geçirmiş oldugu bir tarihi süreçtir. Buraya kadar tek tek anlatılan din psikolo­jisi aktivite sistemini oluşturan birimlerden her biri karşılıklı oklarla gösterildigi gibi bir digeriyle veya digerleriyle karşılıklı etkileşim içinde görülmelidir. Açıkçası, din psikolojisi aktivitesi işte bu etkileşim halinde bulunan bütünün k~ndisi olarak düşünülme­lidir. Aşagıda belirlenmiş alt başlıklar altında yapılan degerlendirmelerin bütünsel bir görünrusünü elde etmek, yukanda sunulan din psikolojisinin aktivite modelini takip etmekle kolaylaşabilir.

Din psikolojisinin Türkiye'deki tarihi seyrini özet olarak sunarak başlamak uygun olur. Bilindigi gibi din psikolojisi bir alan olarak Birleşik Devletler'de 19. yy. sonlan ile 20. yüzyılın başlannda ortaya çık­mıştır ve dolayısıyla 100 küsi.ır yıllık bir geçmişe sahiptir. Bir karşılaştııina yapıldığında, Türkiye'de din psikolojisi olarak sayılabilecek ilk çalışmalar, ancak 50 yıl sonra ı950'1i yılfann başlannda (ı930'1arda Batı'da inişe geçen din psikolojisi çalış­malannın ı 950'1erin ortalannda yeniden ortaya çık­tıgı dönemlere denk gelerek) çıkinaya başlamıştır. İlk çalışmalarda ilgili ögrencilerin alarıı tanımasına

442

katkıda bulunmaya yönelik olarak din psikolojisinin tanımı, konusu ve yöntemleri gibi temel kavramlan ile Freud ve Jung'un dinle ilgili görüşleri ve özellikle Freud'un dine olumsuz bakışına yöneltilen eleştirileri yer alır (bkz. Egemen, ı952; Armaner, ı980) Bu türden kuramsal çalışmalan özellikle ı 980'1i yıllarda ve sonrasında ampirik araştırmalar takip etmiştir (Fırat, 1977; Peker, ı979; Fırat, 1982; Hökelekli, ı983; Yavuz, 1983; Peker, 1987; Yaparel, 1987).

İlk dönemlerde bu ilk ampirik araştırmalan yürüten kuşak halen olduğu gibi daha çok ilahiyat kökenli araştırmacılardır ve alanın Türkiye'deki öncüleri konumundadırlar. Başka bir deyişle, Türkiye'de bu gün din psikolojisinin aldıgı şekil, aniann temellerini attıgı bir vizyona baglı olarak gelişmiştir denebilir. Bu ilk araşbrmacılann çoğun­lugu çalışmalarında yabancı dilde (Fransızca, Almanca ve İngilizce) yazılmış literatürden yararlan­mak durumunda kalmışlar, araşbrma konusu ve kav­ramlan da buna göre şekillenmiştir. Bunun yanında·, çok az olmasına ragmen din psikolojisi konusunda ilahiyatiann dışında araşbrma yapanlar da bu alana katkıda bulunmuşlar ve yer yer bulunmaya da devam etmektedirler (Özbaydar, 1970 ilk örnek olarak gös­terilebilir). Çogunluğu alan araşbrmasına dayalı bu ampirik geleneğin yanında (öncesinde ve sonrasında olmak üzere) kuramsal olan felsefi agırlıklı (Örneğin Pazarlı, ı982 ve Topçu, 1998-derlenrniş olarak) ve -başlıklardan da çogu kez arılaşılabilecegi gibi-

Page 3: NEREDEYiZ VE NEREYE GİDEBİLİRİZ?isamveri.org/pdfdrg/D00064/2006_3/2006_3_OKU.pdf · TÜRKİYE'DE DiN PSiKOLOJiSi: NEREDEYiZ VE NEREYE GİDEBİLİRİZ? ,7., Psychology of Religion

İslam'i/dini yorum ağırlıklı çalışmalardan aynca söz edilmesi gerekir (Örneğin bkz. Şentürk, ı 984; Daryal, ı 994; Certel, 2000)

ı 990'Iı yıllarda çoğu özellikle bu ilk kuruculann yetiştirdikleri araştırmadardan oİuşan ikinci nesil din psikologlan, kısa sürede ampirik bulgulanyla diğerlerinin yanında yer alarak alana katkıda bulun­maya çalışmışlardır. Burada bu ikinci kuşağın çalış­malannın hepsine tek tek değinmek güçtür. Ancak (dinle bağlantılı olarak) çalışılan konularla ilgili bir fikir vermek açısından birkaçma yer verilebilir. Kimlik (Kula, 200ı), anlam arayışı (Bahadır, 2002b), din~ stres {şüphe, çelişki vb.) {Hökelekli, 1988; Ok, 2002; Bahadır, 2002a), dini başa çıkma (Kula·, 2005), ölüm psikolojisi (Karaca, 2000; Yıldız, 2006), yabancılaşma {Karaca, 200ı), dini dönüşüm (Köse, ı997), çoğulculuk ve farklılıklan algılama (Örneğin bkz. Ok, 2006; Yapıcı, 2004), kişilik ve diri (Mehmedoğlu, 2004; Uysal, ı996; Gürses, 2006) vb. bunlar arasında yer alır. Batı'da yapılan çalışmalardaki konularla ortaklığa sahip bu konuların yanında doğrudan İslami bir içerikle ilgili ya da dini gelişim aşamalan da dahil bazı dini davranışlar konu­sunda yapılan ampirik araştırmalar da hatın sayılır bir düzeye ulaşmıştır (Kayıklık, 2000; Kayıklık,

2003; Uysal, ı994; Karacoşkun, ı999). Bu arada önemli yabancı eserlerin Türkçe'ye yapılan tercüme­lerini, · derleme (edit) çalışmalan (Bkz. Hökelekli, 2006) ve artan sayıda "din psikolojisi" adlı alanla ilgi­li genel konulan kapsayan ve ders metni olabilecek kitaplan (Örneğin bkz. Hökelekli, ı993; Şentürk, ı997; Peker, 2000; Certel, 2003) da hatırlatmak gerekir: Yine tasavvuf psikolojisi bu alandaki araştır-

,. macıların ilgisini çeken başka bir konu olmuştur (bkz. Yavuz, ı990; Peker, ı993; Küşat, 2002)

Türkiye'de makale düzeyindeki çalışmalan

yayımlamak için sadece din psikolojisine özgü ya da genel olarak dinin sosyal-bilimsel ampirik araştır­

maları ile ilgili bir dergi bulunmamaktadır. Dolayısıyla çalışmalar genellikle ilahiyat fakül~ telerinin çıkardıklan dergiler ile ilahiyat alanında veya dinle ilgili yayın yapan sayıJim sınırlı birkaç akademik dergide yer almaktadır. Bu değer­lendirmeleri ve yöntemle ilgili aşağıdaki yorumlan göz önünde . bulundurarak din psikolojisinin Türkiye'de kendine özgü bir kimlik oluşturma sürecinin birkaç açıdan henüz tamamlanmadığı ama ciddi bir aşama k~ydettiği ileri sürülebilir.

Din psikolojisi nasıl tanımlanabilir? Din psikolo­jisinin kimliği (tanımı, yöntemi ve içeriği) ile ilgili değerlendirmel~r . şimdiye kadar yapıla gelmiştir. Bg.tson (ı 977) din ile psikoloji konularını birbirine bağlayan' üç ayrı disiplin olduğunu belirtir. Bunlardan birincisi psi\5olojinin din ta~fından ele · alınmasıdır (psychology by religion). Buna örnek . . '

TÜRKİYE'DE DiN PSİKOLOJİSİ...

olarak daha çok Hıristiyan Batı Avrupa geleneğinde din adamlannın kullandıklan terapötik psikoloji gös­terilmektedir ve buna bazen pastoral teoloji veya pastoral psikoloji adı verilmektedir. İkincisi, özellikle bir ruh çözümlemed (psikanalitik) görüngeyi benim­seyen ve 'dinin özünün ya da J.<aynağının ne olduğu' konusuyla ilgilenen psikoloji lillr.ffmcılannın kul~ landıklan bir yaklaşımdır. Bu model 'psikoloji tarafın­dan ele alınan din/teoloji' (religion by psychology) olarak isimlendirilir. Son olarak, (bireysel dinin diğer psiko-sosyal unsurtarla olan ilişkisini de içerecek şe­kilde) bireylerin dini inanç ve davranışlarını inceleyen bilimsel çalışma şeklidir. Batson işte bu sonuncusunu din psikolojisi olarak benimser (s. 3). Yukandaki şe­kilden yola çıkarak din psi(<olojisinin tanımıyla ilgi!! bir deneme yapmak gerekirse; din psikolojisi, din psikoloğu ismini hak eden bilim insanlannın diğer meslektaşlanyla iş birliği halinde·, geliştirilmiş .belirli bir paradigma, kuram, metodoloji ve tekniklerle belirli kurallan takip ederek veya onlan kullanarak bireylerin "dinsel" davranışlarını ya da anlamlandır­malannı (meaning-making) ve bunlarla ilgili diğer değişkenlerini belirleme, yordama, betimleme ve açıklama aktivitesidir denebilir.

Böyle tanımlanabilecek din psikolojisini diğer branşlardan ayıran özellikleri (kimliği), yakalaması gereken bir standardı ve elde etmesi gereken bir saygınlık düzeyi olmalıdır. Türkiye'de din psikolojisi çalışmalan yakalaması gereken standardı yakalamış mıdır ve arzu edilen saygınlığa sahip midir? Bunlar için kriterler neler olabilir ve bunl~r nasıl elde edilebilir?

Din psikolojisinin saygınlık düzeyini artırmaya, onun temelde metodolajik açıdan ortaklığı bulunan ve kimliğini belirlemesinde önemli rol oynayan sos­yal bilimlerle, bir alt branş olarak kendisinden aynidı­ğı genel psikoloji'nin başka alanlannda yapılan çalış­malar ile yapılacak karşılaştırmalar katkıda bulu­nabilir. Öte yandan bu akademik aktivitenin ortak olarak kabul edilen kendi temel prensiplerine bağlı kalınarak ortaya konacak nitelikli ve işlevsel araştır­malar da din psikolojisinin saygınlık düzeyini artı ra­

. bilir. Aşağıdaki bölümlerde yukarıda sunulan mo­delin öğeleri çerçevesinde, onun olumlu ve sınırlı yönleriyle ilgili yorumlarda bulunularak din psikolo­jisinin saygınlık düzeyi belirlenmeye çalışılacaktır.

A. Din psikolojisi aktivite sisteminin aktörü olarak din psikoloğu

Peki din psikoloğu kimdir? Kısaca söylemek gerekirse yukanda tanımlanan din psikolojisi aktivite sistemini işlevset yaparak özne rolünü alabilecek kişilerdir. Yani alanın kurallan çerçevesinde din psikolojisi çalışma alanındaki aletleri. kullanarak insanın anlamiandırma ile ilgili davranışlarını kısmen

443

' ·

----~--_____ ...

Page 4: NEREDEYiZ VE NEREYE GİDEBİLİRİZ?isamveri.org/pdfdrg/D00064/2006_3/2006_3_OKU.pdf · TÜRKİYE'DE DiN PSiKOLOJiSi: NEREDEYiZ VE NEREYE GİDEBİLİRİZ? ,7., Psychology of Religion

ÜZEYİROK

tutum ve görüşlerden uzaklaşma ya da onlan geçici olarak "askıya almayı" gerektirir mi? Hood dini araşbrmaya ilgi duyan psikologlann bir inanç görün­gesinden .kopmadan, bir dini terk etmeden ya da mevcut inanç görüngesini 'düzeltmek' istemeden açıklayıcı bakış açısına geçmeyece~ini ileri sürmek­tedir (Hood, 2000 s. 536). Açıkça belirtmek gerekirse, din psikolojisi konusunda araştırma yapanlar e~er araştırmalannda din psikolojisinin bu günkü yaygın "ana akım" bilimsel (scientific) para­digmasını merkez alırsa büyük bir olasılıkla teolojik dünya görüşünü o degeriere uygun olabilecek bir şekilde yeniden yorumlamak, ya da onlara . karşı vefasızlık duygusu yaşamak pahasına bazı temel de~erlerinden ödün vermek durumunda kalabilir, ya da alternatif olarak kendi değerlerine ba~lı kalarak din psik<?lojisin~ yeni bir paradigma peşinde olabilir veya din psikolojisinin prensiplerinden ödünler vere­bilir. BUÖun bir sonucu' olarak örneğin, din! şüpheyi çalışan bir kişi şüphe ve eleştirel yaklaşımın (çalış­masının eğitimle ilgili do~urgulanna değinirken) egitim açısından bir düzeye kadar yararlı olduğu fikrini kendi teolojik bakış açısıyla do~rulayabi~r veya reddedebilir.

Din psikolajisi aktivite sisteminin yöntemle ilgili sayılabilecek di~er bir konusu, eleştiri gelene~i ile ilgilidirS. Din psikolojisi çalışmalannda (belki diger alanlar da dahil) Türkiye'de kendine özgü arzu edilen düzeyde bir eleŞtirel gelene~in gelişmemiş olması

dikkat çekicidir6. Bunun nedenlerinin cesurca sorgu­lanması gerekir. Çünkü eleştirel gelenek, üniversite yerleşkesinde yer almanın kaçınılmaz en önemli belirleyicilerindendir. Bu eleştiri, içeri~e yönelik olmanın yanında içerikle ilgili düşüncelere yöneltilme cesareti gösteremezse tamamlanmış · sayılmaz. Oysa yerinde, uygun, bilimsel etik kurallan içinde ve seviyeli eleştirel bir yaklaşımın karşıt bir "saldınyı" zorunlu kılmaması gerektiği ve aksine böyle bir yaklaşımın din psikolojisi alanının gelişme­sine katkıda bulunacağından dolayı teşvik edilmesi gereken bir olgunluğu gerektirmektedir. Kısaca bu alanda Türj{iye'de öncelikle haklı ve yerinde eleştiriyi benimseme kültürünün yeterli bir düzeyde olup olmadığı sorgulanmalıdır.

Din psikolo~unun din psikolojisi aktivite sistemi­ni yürütmek için kullanabileceği aracılardan bir

5 Eleştiri becerisi bu çalışmadaki aktivite modeli çerçevesinde düşünüldügünde din psikologunun yaşam boyu gelişiminin bir özeUigi olarak düşünülebilecegi gibi, onun kullanabUe­cegi bir "alet" olarak ta ele alınabilir. Bir alet olarak uygu­lanması açısından da din psikolojisi aktivite sisteminin kural- · lanyla da yakından ilgilidir.

6 Ömegin, referans gösterme konusunda da deginildigi gibi lit­eratürdeki referans gösterme biçimleri genellikle eleştirel bir nitelik taşımadan argüman destekleme amaçlı yapılmaktadır.

446

di~eri psikoloji ekaileri ve psikolojik kuramlardır. Argyle (2000) din psikolojisi ile ilgili olabilecek genel psikoloji okullarından bahsederken artık davranışçılann nesiinin tükendiğini belirtir. Ona göre, psikanaliz geleneksel olarak dine olumsuz yak­laşmış olmasına ragmen yer yer din psikologlan ve özellikle de dini psikologlar tarafıı:ıdan kullanılmışbr. Bununla birlikte psikanaliz normal bir bilim (science) branşı oldugunu daha az iddia eder ve bu yüzden de akademik ve araşbrma çevrelerince de çok ciddi olarak ele alınmaz. Dine pek çok açıdan daha yakın olmasına ragmen Jung'un yaklaşımını bilimsel açı­dan doğrulamak ise daha zordur (s. 9-10).

Türkiye'de din psikolojisi alanında yapılan çalış­malarda bu ülkenin kültürüne özgü ya da bu kültürde yapılan ampirik çalışmalarqan yola çıkarak gelişti­rilmiş veya yaygınlık kazanmış bir psikoloji ekolünün ya da kuramının varlıgından söz etmek henüz erken gözükmektedir. Çalışmalar daha çok Kuzey Amerika ve Batı Avrupa (Hıristiyan) geleneginde geliştirilen­lerin İslami ortamdaj<i bir tekran, test edilmesi, ya da onlara yapılan katkılardan ibaret olmaya devam etmektedir. Yerel olmayan bu türden kurarrılara ve tipiemelere (fürkiye'de yapılan bazı çalışmalarla bir­likte) örnek olarak psikanaliz (Köse, 2000), yük­leme/atıf kuramı (Yaparel, 1994; Yapıcı, 2003), logoterapi (Bahadır, 2002b), çeşitli dindarlık öpolo­ji/eri (Detay için bkz. Subaşı, 2002; Çelik, 2005), nesne ilişkileri kuramı, bağlanma kuramı (attach­ment theory), inanç ve ahlak gelişim kuramlan7, bi­lişsel uyumsuzluk (dissonance) kuramı, kişisel kurgu psikolojisi {personal construct psycho/ogy) (Ok & Cross, 2003) gösterilebilir. Bu tür kuramiann bazen ampirik çalışmalarla destektenerek ya da yanlışla­narak yerel literatüre kazandıniması önemli bir katkı olmakla birlikte bu konudaki sorunlardan biri de bunlann (ampirik çalışmalarla test edilme~e birlikte) sık sık kuramsal olarak ele alınması ve çok fazla köklü eleştiriye tabi tutulmadan bireysel yorumlarla

·okuyucuya sunulmasıdır. Dolayısıyla, bu tür kuram-lara yönelik yerel güçlü eleştiriler geliştirilmelidir.

Ancak böylelikle bir kurarn Türkiye bağiarnı için özümsenmiş ve uygun bir hale getirilmiş olabilir.

Burada ampirik çalışmaların mutlaka bir kurarn çerçevesi içinde gerçekleştirilmesi gerektiği sonucu çıkarılmamalıdır. Kültüre özgü kurarn geliştirme, aynı konuda sistematik ve birden çok ampirik araşbrmalann sonuçlanndan yola çıkılarak gerçek­leştirilmiştir (Detay için bkz.Strauss & Corbin, 1990 veya diğer baskılar). Ancak, bunun uzun zaman ve enerji gerektirdi~i de ortadadır.

7 Tamamen inanç gelişimi kuramı konusunda teorik ve ampirik nitelikli bir çalışma yazar tarafından 2007'de yayımlanmak üzere tamamlanma aşamasına gelmiştir.

Page 5: NEREDEYiZ VE NEREYE GİDEBİLİRİZ?isamveri.org/pdfdrg/D00064/2006_3/2006_3_OKU.pdf · TÜRKİYE'DE DiN PSiKOLOJiSi: NEREDEYiZ VE NEREYE GİDEBİLİRİZ? ,7., Psychology of Religion

,.

Kurarn ile · ilgili deg~rlendinneler (Deney, vak'a çalışması VE} tarama. modelleri gibi) onlara uygun genel stratejileri ya da tasaninlan ve bu tasanmlar ya da stratejiler için (görüşme/mülakat, anket, gözlem, vb. gibi) uygun veri toplama tekniklerini akla getinnektedir. Din psikolojisi her iki anlamda da yöntem bakımından kendine özgü degildir.· Sosyal bilimlerin kullandıgı araşbnna tasanmında yer alan unsurlar (paradigma, teknik/alet, strateji, vb.) sosyal bilimler (sosyoloji; psikoloji, sosyal psikoloji, antropoloji, etnografya vb.) tarafından çogu kez ortak olarak kullanılmaktadır. Dolayısıyla din psikolojisi de yöntem bakımından bu disiplinlerle büyük oranda ortaklık içindedir. . .

Bilindigi gibi din psikolojisi aktivitesinde kul­lanılan yöntemle ilgili kavramlar Türkiye'deki akademik kültüre bu branşın dogup geliştiği Kuzey Amerika ve Bab Avru~a ülkelerinden !:!eçmiştir. Bu geçişle ilgili bir sorun, özellikle Ingilizce'den Türkçe'ye yapılan teknik kavram tercümelerinde sık­lıkla karşılaşılan kavram kargaşalan gözlemlenmek­tedir. Ömegin ömeWem seçme yöntemlerinden biri olan rastgele/seçkisiz (random) kavramı farklı bir biçimde amaçsal (purposive) ya da uygun (conve­nient). ömeklem seçme biçimlerinin yerine kullanıla­bilmektedir. Örnek vennek gerekirse, bir araşbnna­cı söz gelimi evren olarak seçtigi 500 kişilik bir egitim fakültesinde ögrencilerinin bir konudaki tutu­munu rast gele örneklem seçimini kullanarak ömegin 200 ögrenciden öğrenmek istediğinde 500 ögrenciden her birinin bu 200 kişi arasında bulunma şansı eşit olmalıdır. Dolayısıyla 200 kişi eger belirfi bir günde kantinde bulunanlardan, koridorcia gezi­nenlerden ya· da sınıfa o gün derse gelenlerden seçildiyse bu seçilen ömeklem gerçek anlamda rast­gele ömeklem olarak isimlendirilemez (bu konuda bkz. ömegin Fraenkel & Wallen, 1990). Yine bir araşbnna modelini veya tasanmını niteleyen "deney­sel" (experimental) kelimesi, bulgulann genel özel-

. liğini niteleyen "ampirik" kelimesi yerine kullanıla­bilmektedir. Bu tür belirsizlikterin üstesinden gelmek, her halde din psikologlarmın ortak tenni­noloji konusuna egilmelerini gerektinnektedir.

Türkiye'de din psikolojisi çalışmalan içerisinde son yıllardaki degerli niceliksel çalışmalara ragmen, (ampirik olmayan) kuramsal çalışmalar agırlıgını korumaktadır. Yürütülen niceliksel tasanmlar (quan­titative studies) diger uluslarda oldugu gibi bağıntısal (correlational) çalışmalar şeklinde katılımcının

ömegin sosyo-ekonomik yapısı ile dini degeriere inanma ya da dini davranışlar sergileme arasında illntinin _olup olmadıgı gibi daha çok bağınbsal, sebep-sonuçsal olmak üzere kesitsel/enlemesine yöntem (cross-sectional) tasanmı Kullanma boyla­masma (longitudinal) tasanmlara göre agırligını

TÜRKİYE'DE DiN PSiKOLOJiSi...

korumaktadır. Bu istatistiksel karşılaştınn.alarda, sonu.çlar daha çok %'lerle, bazen Çhi karesi •. varyans ve faktör analizi veya benzeri daha çok betimsel ista­tistik işlemler biçiminde yer almaktadır. Bu türden

. betimsel istatistiksel araşbnna tasanmlan, deneysel (experimental) olmasa bile· deney benzeri (quasi­experimental) tasanmlarla ve regre$9on analizi, çok değişkenli analiz (ma1tivariate analysis) gibi ileri düzey istatisRk çalışmalannın kullanılması ile gelişti­riJip zenginleştirilebilir.

Ampirik araştinnalar içerisinde ise niteliksel (qualitative) tasanmlara niceliksel çalışmalara göre daha az rastlanmakta ve bu yöntemle elde edilen bulgular bazen son derece. öznel yorumtarla sunula­bilmektedir. Oysa bilindigii gibi niteliksel çalışmalar için geçerlilik ve güvenirlik konusunda üçleme/ çeşitierne (triangulation), cevaplayıcı dotjrulaması

(respondent validation) (bkz. Silvennan, 2000, s. 1 77) kodlayıcılar arası güvenirlik (inter-rater reliabi­lity) gibi yöntemler bulunmaktadır. Bu ve benzeri yöntemlerle son yıllarda önem kazanan niteliksel veriler safi öznel yorumlar olmaktan çıkanlabilir ve böylece derinlemesine yapılan bu türden çalışmalar bilgi birikimine önemli katkıda bulunabilir.

Türkiye'de din psikolojisi alanında ölçek geliştinne ya da uyarlama çalışmalan ·da etkin bir şekilde devam etmektedir (Hökelekli 1 989'da bu konudaki eksikliğe dikkat çekmişti). Türkiye'ye özgü orijinal ölçek geliştinne çabalan artbgında başka kültürlerden uyarlanan ölçekierin kültürel uyarla­masındaki muhtemel aksaklıklar ile daha az karşılaşılmış olur.

Netice olarak belirtmek gerekirse, ampirik araşbnnalar bir birinden ayniamayacak öğelere sahiptir ve bir araşbnnacının kendisini bu konularda yenilerneye çalışması .bir gereksinimdir. Genel olarak söylemek gerekirse bu bileşerder arasında

proje önerisi hazırlama, araştırma tasarlama, ölçek/anket geliştinne ya da araşbnna paradigma ve stratejilerini tarhşma vb. gibi unsurlar yer alabilir.

C. Din Psikolojisinde Uyulması Gereken Etik kurallar: intihal ve kaynak gösterme örneği

Din psikolojisi aktivite sisteminde yer alan birey­lerin ve özelliWe de özne konumunda bulunan psikologun uyması gereken bir dizi kurallar bulun­maktadır. İşievsel veriler elde etmek için metodolajik kurallan takip etmenin yanında etik kurallar din · psikologunun diğer meslektaşiara ve onların çalış­malanna yönelik tutumlanyla ilgilidir ve bu da özel­likle alınbda ve atıfta bulunma konusunu gündeme getinnektedir.

Diger alanlarda oldugu gibi din pslkologlannın

447

1 ,

_ ... _ ...• ---.---

Page 6: NEREDEYiZ VE NEREYE GİDEBİLİRİZ?isamveri.org/pdfdrg/D00064/2006_3/2006_3_OKU.pdf · TÜRKİYE'DE DiN PSiKOLOJiSi: NEREDEYiZ VE NEREYE GİDEBİLİRİZ? ,7., Psychology of Religion

ÜZEYİROK

bir konudaki çalışması {eğer yapılmışsa) ken­disininkinden önce yürütülen çalışmalara bir şekilde entegre olmasıyla zenginlik ve önem kazanmaktadır. Ancak bu şekilde mevcut literatür geliştirilebilir ve araştırmacılar gelecekteki çalışmalannın konulannı belirlemek için hangi alanlarda boşluk olduğunu görebilir. Bazı araştırmacılar, çalıştıklan konu lle ilgili literatür oluştururlarken bazen kendi çalışma konu­lanyla doğrudan ilgili diğer bir çalışmadan (yayımda bulunduğu derginin bir kaç sayı öncesinde konuyla ilgili böyle bir çalışma yayıt111anmış olmasına rağ­men) genellikle söz etmemeyi ve. ~tıda bulunma­mayı tercih etmektedirler. Bu yüzden örneğin bir araştırmacının, çalışmasına aynı konu ile ilgili iki çalışmadan birinden alıntıda bulunma diğerinden bulunmama tutumunun (her iki çalışmadan haberdar olunduğuna dair açık ipuçlan bulundugu halde) ciddi olarak sorgulanması ge~ekmektedir. Bu konu eleştirel yaklaşım geleneğinin gelişip yaygınlaşması ve ortak bir veri tabanı oluşturma gibi diğer konular­la yakından ·ilgili gözükmektedir.

Öte yandan, .din psikolojisi araştırmalannda Türkiye'de bir atıfta bulunma ya da kaynak gösterme (Örneğin metin içinde veya dipnotta gösterme gibi) geleneği kuşkus~ bulunmaktadır. Ancak, bu konuda APA, MLA veya CBE gibi kurumlaşma gerçek­leşernemiş ve ortak bir kriter (her üniversite enstitüsünün kendi düzenlemesi haricinde) geliştirilememiştir. -Türkiye'de din psikologlaı:ının kullandığı referans gösterme ve atıfta bulunma biçi­minin bir ismi bulunmalıdır ve bu sistemin yukanda bahsedilen uluslararası yaygın olarak kullanılan referans kullanma sistemlerine tercih edilmesi gerekiyorsa bunun gerekçelerinin belirtilmesi gerek­mektedir. Bu konuda belirli bir standardın olmayışı, araştırmacılann ortak bilimsel dil geliştirmelerini engelleyebilir.

Kaynak gösterme ve alıntılarda bulunma bu alandaki akademik etik kurallarla birlikte düşünülür. İntihal, "başka bir kaynaktan alınan kelime ya da düşüncenin kasıtlı ya da k~ıtsız olarak sana aitmiş izlenimi vererek sunmak" olarak tanımlanmaktadır (Ciines & Cobb, 1997, s. 40). Tanımdan da anlaşılabilecegi gibi, başkasına ait bir düşünceyi temsil eden ifadeler, kelimeler degiştirilerek alındıgtnda bile yazanna atıfta bulunmak gerekmek­tedir. Yine yapılan alıntıda kullanılan kelimeler araştırınacıya ait değilse, bunlann tırnak işareti içinde gösterilerek yazara atfedilmesi gerekmektedir. Burada intihal ile ilgili sadece iki kriteri sunmak intihal'in ne kadar detaylı akademik bir etik kural oldugu konusunda okuyucuya bir ipucu verebilir (Örnekler Clines ve Cobb, 1997, s. 40-41'den uyarlanmıştır).

448

Orijinal Cüml~: (Ok, 2005b, s. 38'den alınmıştır)

Sorgulanla ve kuşku duyma modem egitim sistemlerinin en önemli özeUiklerinden biridir. Genel egitim içinde yer alan din egitiminin kendini bundan bagımsız tutması bek­lenemez.

Örnek 1: Kelimesi kelimesine intihal:

Üzeyir Ok'a göre (2005) sorgulama ve kuşku duyma mo- · dem egitim sistemlerinin en önemli özelliklerinden biridir. Genel egitim içinde yer alan dirı egitiminin kendini bun­dan bagımsız tutması beklenemez (s. 38).

Yorum: Görüldügü gibi yazar burada Üzeyir Ok'tan alıntı yaptığını atıfta bulunarak göstermiştir ancak yine de tırnak işareti kullanmamak suretiyle kelimeler kendine aitmiş gibi izienim vermektedir. Dolayısıyla bu bir intihal sayılmalrtadır.

Örnek 2: Alıntı yapılan bütün bilgilerin alıntı oldugunu göstermemede intihal:

Üzeyir Ok'a göre (2005) sorgulama ve kuşku duyma mod­em egitim sistemlerirıiİl en önemli özeUiklerinden biridir. "Genel egitim içinde yer alan din egitiminin kendini bun­dan ba!;!ımsız tutması beklenemez" (s. 38)

Yorum: Burada yazar alıntının sadece bir parça­sını tırnak içinde göstermiştir. Tırnak içinde olmayan bölüm kendine aitmiş gibi izienim uyandırmaktadır. Dolayısıyla bu da bir intihal kabul edilmektedir.

Bu bölümde bahsedilen iki ömegin dışında, araştırmaya katılan katılımcılann kimliklerinin gizli­liğini koruma konusunda güvenirlik gibi diger etik ilkeler de bulunmaktadır. Bu ve benzeri ilkelerin ciddi olarak uygulanması, din psikolojisi araştır­malanna katılacak katılımcılar için güven telkin ·edici olacaktır. Etik kurallara uymanın din psikolojisi derslerinin içeriginin önemli bir parçası olarak görülmesi ve yapılan araşbrmalann ihmal edilmeme­si gereken önemli bir bileşeni olarak ele alınması kaçınılmaz gözükmektedir.

D. Din Psikolojisinin Nesnesi: Din psikolojisinde teoloji'ye ya da teoloji'de din psikolojisine yer bulmak

Reich'in belirttigi gibi, din psikolojisi aktivitesinin konu nesnesi neTann ne de dinlerin dünya görüş­leri; ne akıl karşısında inanç ne de bilim karşısında· dindir. Din psikolojisinin konusu insandır (1998). Din psikolojisi daha çok psikolojinin sosyal psikoloji ve ilgili yakın alaniann konulan çerçevesinde yapıl­maktadır. (Belki bu yüzden din psikolojisi alanında yapılan hatın sayılır sayıdaki çalışmalar nesneleri veya değişkenleri itibanyla safi bir 'din psikolojisi' olmaktan ziyade bir 'din sosyal psikolojisi' isim­lendirilmesine yakın gözükmektedir). Böyle bir e~i­lim, insan psikolojisi ile ilgilenen psikologlann, "bireyin içinde davranışta bulunduğu ortamlan da bilme" ye istekli oluşlanndan kaynaklanmış olabilir

Page 7: NEREDEYiZ VE NEREYE GİDEBİLİRİZ?isamveri.org/pdfdrg/D00064/2006_3/2006_3_OKU.pdf · TÜRKİYE'DE DiN PSiKOLOJiSi: NEREDEYiZ VE NEREYE GİDEBİLİRİZ? ,7., Psychology of Religion

(Yaparel, 1998, s. 118). Aynca Yaparet'in belirtti~! gibi dil ve sosyal tutumlar ömeginde oldu~ gibi psi­koloji ve sosyolojinin kaçınılmaz biçimde bazı alanlardaki ayn tutulması güç olan iç içeligi bulun­maktadır (s. 120). Bu alanlar sosyal davranışı, inançtan, sosyal ilişkileri, dil konusunu, kişili~i ve iyi olma (well-being) gibi din psikOlojisinin pek çok · yönünÜ içeren geniş bir kullanım alanına sahiptir (Argyle, 2000).

Din psikologlarının görevi do~rudan dini de~il, zihinde, toplumda ve kültürde dini düşünce ve davranışm keyfiyetin!, dini davranışı, güdüyü, algı ve bilişi psikolojik görüngeden yola çıkarak araşhrmak­hr (Spilka, Hood, Hunsberger, & Gorsuch, 2003, s. 3). Dolayısıyla din psikolojisi teolojiyi çalışmasının dogrudan bir nesnesi olarak bile görmez. O, teolojik içeri~in insan düşüncesine yansımasının nasıl oldu~unu ya da "aş~" ya da "metafizik" boyuta sahip insan eylemlerini (güdülerini, algıl~nnı, davranışlarını, duygularını vs.) inceler. Insan yaşamının diger de~işkenlerinden ba~ımsız olmadı~ından bu yön, incelenirken insan yaşarnını etlqleyen diger psikolojik özellikler de dikkate alınır. Belirli denencelerden yola çıkan din psikol$ bakış açısına göre bazen dini bazen de psişik diger unsurlan ba~ımlı degişken olarak ele alabilir.

Din psikologlannın normatif ifadelerden ve de~er koyuculuktan kaçınması gere~i ilkesi onların zorunlu olarak dini içerige kayıtsız kalması, onunla ilgisinin olmaması aniamma gelmemektedir. Nesnesi, degerierin zihinde temsil edilişi olan din

,. psikolojisinin teolojik argümanlardan kendini tama­men bagımsız tutması gerekti~i fikri gözden geçi­rilmelidir. Çünkü teolojinin uygulama alanını çalışırken, bir psikol~ o de~erlere karşı bir tutum geliştirrnemesi ya da en azından bir tutumunun öte­den beri varlı~ının farkına vannaması çok güçtür. Bu konu yukarıda tarhşılan 'bir özne olarak din psikolo~unun hem kendisiyle hem de kullanaca~ı paradigmayla yakından ilgilidir. Yukarıda da değinildigi gibi din psikolojisi konusunda araşhrma yapmak, zorunlu olarak dinsel de~erler karşısında bir tutum belirlemek demektir. Teolojik içerik, din psikologlannm dogTUdan çalışma nesnesi olmamak­la birlikte, bir bireyin dindar olma biçimine teolojik içerigin yapısının etkisinin olup olmadı~ı sorusu, ister istemez din psikologlannı teolojik içerikle ilgilenmeye götürür. Kaldı ki yukanda da deginildigi gibi din psikologlannın, insanların dini deneyimlerini genel psikolojinin. geleneksel egiUmine baglı olarak sadece ·zihinsel ya da fizyolojik olanla açıklama gi­rişimi, zaman zaman eleştiriimiş v~ zihinsel veya . davranışsal eylemleriri onlan!'l dışındaki etkileyici unsurlardan ba~ımsız qlarak ele alınmasının tamam-

TÜRKİYE'DE DiN PSIKOLOJiSi...

layıcı olmayaca~ı düşünülmüşruı-8. Hiç kuşkusuz teolojik bir içerik olarak İslami

degerierin pozitivist paradigmayla ele alınması araştırmacılar için !ek alternatif oluşturmaz. Pozitivist yaklaşım tarzının . dışında bilindigi gibi, post-positivizm, yapısalcılık, iortirnculuk, yapı boz­macılık (destructuralism), feminizm gibi paradig­malar da bulunmaktadır. Böyle olunca Hood'un da ileri sürdü~ü -gibi din psikolojisi meşruiyetini, güve­nirlik ve geçerliligini genel bilimsel (scientific) çerçe­vede kabul ettirebildiği sürece her hangi mevcut bir paradigmayı seçebilir ya da yenisini geliştirebilir.

Reich'in belirttiği gibi. bir araşhrmacının dini . tanımlama biçimi onun diG psikolojisini algılayışını ve o alanda araşhrma yapma biçimini etkiler. Reich bununla ilgili olarak dinin Durkeim'e uzanan sosyo­lojik anlaşılışma paralel olarak sosyal d~ psikolojisi çalışmalan ile James'in dinin klasik bireysel tanımına uygun. olarak yapılan birey yönelimli din psikolojisi çalışmalarını örnek verir (Reich, 1992). Türkiye'de din psikologlannın yukanda Hood'un önerdi~i gibi teolojik içeri~i dikkate aları, hem niteliksel deneyim betimlemelerini hem de bireysel ampirik psikolojik yönü birlikte bulundurabitecek bir teoloji veya "din" anlayışı geliştirmeleri önemlidir. Gerçi ortalama her bir bireyin bütünsel ya da parçasal, açık ya da zımni bir din teorisi vardır ve her din psikoloğunun, araşhr­ması gereği kendi bireysel din teorisinin yanında (onunla entegre halinde) "birlikte" araştırma yaph~ı diğer kahlımc~annın "din teorileri" konusunda bir teorisi olması gerekir. Aşagıda bu bireysel "din teori­leri" ile ilgili ampirik din psikolojisi geleneği ile uyumlu olabilecek yeni bir "din teorisi" geliştirilmeye, kısaca din psikolojisinin nesnesiyle ilgili içeri~! yeniden tanımlanmaya çalışılacakh~. Bu denemede, sosyo-kültürel aktivite kuramı ile inanç gelişimi kuramından yararlarulmışhr. (Bu konuda yazann daha önceki bir denemesi için bkz. Ok, 2005a). Buna göre:

"Din" kelimesi bugün "kurumlaşmış" "yerleşik" "birikerek çoğalmış" ve "geleneksel" değer sistem­lerini isimlendirrnek için kullanılan bir kavramdır. Oysa din psikologlan, alanın sadece kurumsal bir dine mensup ki~ilerin psikolojilerini değil (ki genel­likle insanlar Bab Avrupa'dakinden farklı düzeyde Türkiye'de m!ıneviyatlannı geleneksel bir dinle [ki bu genellikle İslam'dır] isimlendirirler) aynı zamanda kurumsal dinden ayrılan (deconverts) ya da tama­men kurumsal bir geleneğin dışında m!ıneviyat (spirituality) geli~tiren bireylerin (sayılan az da olsa)

8 Öme~in inanç gelişimi 'kuramına zihinsel yapılara öncelik ve a~ırlık verdi~i ve içeıi~e yeterince yer verrnedi~i gerekçesiyle ciddi eleştiriler yöneltilmektedir (Streib, 2001).

449

1 .

-· _____ ,..-

Page 8: NEREDEYiZ VE NEREYE GİDEBİLİRİZ?isamveri.org/pdfdrg/D00064/2006_3/2006_3_OKU.pdf · TÜRKİYE'DE DiN PSiKOLOJiSi: NEREDEYiZ VE NEREYE GİDEBİLİRİZ? ,7., Psychology of Religion

ÜZEYİROK

"inanç"lannı ya da deger yöneUmlerini de kap­sadıgını iddia ederler. Bu yüzden akla, alanın isminde geçen "din" kelimesinin daha kapsamlı bir isimle degiştirilmesi düşüncesi gelmektedir. Bu çalış­mada muhtemel alternatiflerden biri olarak . din kelimesinden daha genel bir kavram olan "inanç psikolojisi" ya da "mane-vi-yat psikolojisi" isimleri önerilebilir. (Birincisinin "iman" olarak algılanması halinde kurumsal diniere özgü bir kavram olarak algılanacak olmasından. dolayı) Özellikle ikincisi baz alındıgında, kurumsal bir gelenek içinde veya dışında olsun bireyin anlam-yapmalannda (veya anlam-oluş­turmalarında) yer alan zihinsel, davranışsal ve ilişkisel he~ eylem bu kelimenin içerigine dahil olmuş olacaktır. Böylelikle din psikolojisi ismi arılam yap­manın/maneviyatın belirli bir biçimini (yani kurum­sal dinlere. baglı ,.Piarak anlam-yapmayı} dayatma durumund~ kalmayabilir.

' Ne inanç (faith) kelimesi ne de bazen maneviyat diye tercüme edjlen ruhsaUık (spirituality) kelimesi genel olarak anlam-yapma diye isimlendirilen eylemi tam olarak tanımlar. Çünkü bu kelimelerin arılamlan geleneksel anlamda dinseldir. Maneviyat kelimesi her ne kadar günlük dilde bazılan için İslam'a özgü bir kavram olarak algılansa ya da gözükse de eti­molojik geçmişi dikkate alındıgında onun kuramsal qlarak İslami olmadı~ görülür. Yaygın olarak kul­lanılabilir Türkçe bir karşılıgı olmayan, bu kelimenin Arapça kökü ma nan'dır ve bunun türevleri de manevi ve maneviyatbr. Mana sözlülde duyu, ­anlam, önemseme, kavram, fikir, düşünce gibi soyut kelimelerle tanımlanmıştır (bkz. Wehr, 1980 ilgili madde). Bununla uyumlu olarak manevi kelimesinin "anlamla, düşünceyle, soyut, zihinsel (maddi olanın karşıtı olarak) olanla ilgili" gibi anlamlan bulunmak­tadır. Kelimenin maneviyat türevinin ise ideal, maddi olmayan şeyler gibi içerikleri vardır. Kelimenin eylem kipi olan ana ''zihinde bir şey edin­me/(' anlamına gelmektedir. Böylece bireyin zihniyle dış dünya arasındaki ilişki ve etkileşime vurgu yapılmış olmaktadır.

Bu anlamda insanoglu zorunlu olarak belirli bir tarihsel deger· gelenegi içerisinde olmak zorunda kalmaksızın yapısı geregi anlam üreten bir yaratıktır. Bu anlam yapma eylemi, teorik açıdan düşünül­dügünde, bilişsel bir eylem olarak algılanabilir .ancak o tamamen bir insan grubu içinde oluşturulur yani sosyaldir. Sosyal olmayan zihin/bilinç içeriginden söz etmek mümkün degildir. Bu yüzden anlam yapma bireysel düzeyde aynı içeri~i kendine özgü kılma bakımından büyük bir benzerlige sahiptir ve sayılamayacak ve belidenemeyecek kadar çok birey­sel ve sosyal degişkenler tarafından etkilenebilir.

Bireysel anlam yapma eyleminin sosyal boyutu-

450

nun dışında diger. aynlmaz bir bileşeni daha vardır: yaşamın bu bireysel ve sosyolojik yönünden kuram­sal olarak bagımsız olan maddi yönü. Anlam ve·. madde, birey ve toplum ikileminde de oldugu gibi birbirinin karşıtı degildir. Bunlar karşılıklı etkileşirnde bulunarak birbirini etkiler ve tamarrılar. Bu, anlam

· yapmanın her şeyden önce tarafsız bir eylem oldugu anlamına gelir. Bir kömür madencisinin, makine mühendisinin, çiftçinin, sosyologun vb. maneviyat­lan (yani organizmalann kendi çevreleri ile etki­leşimleri sonucu onların zihninde oluşan ve kişiligin bilinç veya bilinçaltı tabakaianna yerleşik olan V? kişinin şimdiki ve gelecek planlannı ve kararlarını etkileme gücüne sahip artarak birikmiş ve birikmeye devam eden soyut kümeleşmeler} vardır . . Bilişsel olarak oluşturulan bu soyut anlamlar, geniş çaplı "dil oyunlan", sanatlar, eylemler vb. gibi sembol ve göstergeler (signs) tarafından terrısil edilirler ve bun­lar bireyin anlam yapmasına aracılık ederler. Bilişsel düzeyde bireyler arılam yapmaya aracılık eden sem­bolleri hafızada tutma yetisinden dolayı makro düzeylerde (tek ve basit kavramalardan} yapmalanna ragmen, bunlar bilişsel olarak yıgılırlar ve bir hiye­rarşik (ideolojik) düzen içerisinde organize olurlar. GelenekSel dini düşünceler ve kururnlar bu tür biri­kerek çogalan geleneklerin tek otnlasa da en yaygın ve en çekici türlerinden biridir. İşte bir teoloji olarak İslami degerler, insanların yaşamlarını anlamlı kıl­malarına katkıda bulunan ve yorum biçimi orılar tarafından oluşturulmuş bir dil semboller sistemi olarak ele alınabilir. Buna göre o, insanların yaşam­Ianna aracılık eden degerler sisteminden biridir. İslami degerierin zihinde temsil edilişi sayısı belirsiz degişkenlerle etkileşim içindedir ve bu yüzden her bireyin kültürün sundugu semboller sistemini yorum­laması (hermenötigi) temelde farklıdır.

Geleneklerin bu kadar uzun süreli ve çekici olmasını saglayan faktörlerin neler oldugu önemli bir konudur. Bu, orılann aşkın veya "kutsal" boyutu olmalanndan dolayı mıdır? · Onların bireyler arasın­daki ilişkiler için gerekli erdemli degerieri barındır­malan ile ilgili olması mıdır? Yoksa orılar üzerindeki gizli sosyal konsensüsün gücü müdür? Kısaca özetle­mek gerekirse geleneksel "din psikolojisi" disiplini paradigma düzeyinde de ele alınıp bu konuda yeni kurarnlar geliştirilebilir gözükmektedir. 9

E. Din psikolojisi aktivitesinin sonuçlan

Koç (2004) bir ilahiyat fakültesinde din psikolo­jisi alanında 12 yıl içerisinde yapılan araşhrmalan incelemesine dayanarak bu çalışmalann çogununun betimsel, uluslararası çalışmaların tekran, dini

9 Burada yazann yaklaşımında aktivite kuramı, sembolik etk­U~im kuramı (symbolic interactionism) ve hermenötik yak­laşımiann bir sentezini hissetmek milmkündür.

'

Page 9: NEREDEYiZ VE NEREYE GİDEBİLİRİZ?isamveri.org/pdfdrg/D00064/2006_3/2006_3_OKU.pdf · TÜRKİYE'DE DiN PSiKOLOJiSi: NEREDEYiZ VE NEREYE GİDEBİLİRİZ? ,7., Psychology of Religion

gelişim konusu ile ilgili olduğu ve metodolajik nite­"liklerin yeterli düzeyde olmadığı sonucuna ulaşır. Böyle bir genellerneyi bir bütün olarak Türkiye'deki din psikolojisi için yapmak zor olmakla birlikte, din psikolojisi alanındaki literatüre bir' göz atıldığında, bu alanda yapılan ampirik çalışmalann kuramsal çalış­malara göre daha az yer aldığı ve niteliksel olarak önemli bir mesafe kat etmesine rağmen belki arzu edilen bir düzeye . henüz ulaşılamadığı. ileri sürülebilir.lO Bu durum ampirik verilere yönelmek için kullanılacak teknik konusunda gerekli . hazırlığın olup · olmadığı sorusunu akla getirmektedir. Alan araştırması gözlemleri, ampirik araştırmalar yürüt­menin özellikle aşağıda betirrılenecek yerel bağlamla ilişkilendirilebilecek bir dizi güçlüklerinin bulun-duğunu göstermektedir. ·

Diğer taraftan, aı:npirik araştırma sonucu elde edilen bulgular belirli bir konuyla ilgili henüz az

1

düzeyde bütünsel bitı görüntü sağlayabilmekte ve bazen aynı konuda çok farklı sonuçlar ortaya çıka­bilmektedfr. Bu durum örneklem özelliklerinin ötesinde, yöntemler konusundaki farklı arılayıştan, araştırmacılar arası iletişim eksikliğinden veya buna bağlı olarak ortak literatür kullanımının gelişmemesinden kaynaklanmış olabilir.

Din· psikolojisi aktivite sisteminde üretilen bilgi­lerin hitap ettiği kitlenin veya uygulama alanının tanımlanması gerekir. Üretilen bulgular doğrudan din eğitimi alanlan (okul ve yetişkin din eğitimi), ruh sağlığı, klinik psikoloji, dinsel psikolojik danışmanlık, kampus danışmanlığı (university chaplaincy), kışla moral hizmetleri gibi alarılarla ilişkilendirilebilir. Din psikolojisi ismi sadece alana verilen bir isimdir. Oysa yukanda değinildiği gibi, din psikoloğu bireyin yaşamını dini olan ya da olmayan olarak ikiye ayır­ması · söz konusu değildir. Dirıle ilgili ya da daha geniş anlamda anlam-yaprnayla ilgili olan yaşamın her boyutu ve bağiarnı din psikoloğunun ilgi çerçevesi içinde yer ak

Din psikolojisi doğrudan "inanç besleyici" ya da "dinsel kültüre uyüm sağlayıcı" gibi bir hedefe sahip olmamakla birlikte, elde ettiği gü~enilir ampirik ve­riler uygun bulunduğu yerlerde din. eğitimcileri, uygulama yapan klinikçiler ve din görevlileri tarafın-

. dan bu amaçlarla kullanılabilir. Din psikolojisinin Hökelekli'İıin, 80'1i yılların sonlarında belirttiği "günümüz ·şartlarında uyumlu, dengeli, sağlam kişilik sahibi mürnin , fertleri n yetiştirilmesinde:.. din psikolojisi araştırmaları[nın) önemli katkılar"ının ola­bileceği ile ilgili düşüncesi (din psikolojisi için nor­matıf bir çıkaı:ıı"!l. <?larak değerlendirilebilir olmasına

~

10 Son dönemle~de yapılan degerli ampirik çalışmalann sayısı artmaktadır. Bunlar arasında özellikle, Yapıcı'nın (Yapıcı, 2002; Yapıcı & Zengin, 200~; Yapıcı, 2003) degerli çalış­malannı habrlatmak gerekir.

TÜRKiYE'DE. DİN PSİKOLOJİSİ...

ve betimsel ve açıklayıcı olmaya öncelik veren bu alanın bu konuyla doğrudan ilgilenip ilgilenmemesi tartışılabilir olmasına rağmen) bu anlamda değer­lendirilebilir. Yine, Francis'in de belirttiği gibi, teolo­ji din hizmetlerini şekillendirmek için psikolojinin bulgulanndan yardım alabilir., Söz gelimi, inanç gelişimine psikolojik bir yakf'aşrtn din öğretimi sürecine yardım edebilir. Din hizmetlerine psikolojik yaklaşım, din adamlannın sağlığını ve. etkinliğini artırabilir· (Francis, 2005). ·Hatta Kur'an metnine ta­rihsel-etkileŞimsel ve psiko-linguistik bir yaklaşım teolojik içerikle ilgili argümarılara farklı bir boyut katabilir (Örneğin bkz. Ok, 2004)

F. Din Psikolojişine Katkıda bulunan Topluluklar: İyi bir ~ışma ağı ve alanlar arası ilişki gereksinimi

Aydın din psikologları arasında bir iletişim eksik­liği olduğunu gözlemlemiştir (Aydın, 2004). Hökelekli'nin (1989) "araştırmacıların sıkı bir işbir­liğine girerek, bilgi ve tecrübe alışverişinde bulun­malan gerekir" önerisi ve bir sempozyum özlemi hala güncelliğini koruyor ve Türkiye'de din psi­kologlan genellikle bireysel çalışmaktan hoşlanıyar gözükmektedir. Çünkü birden çok yazarlı makale sayısı oldukça sınırlıdır. Oysa günümüzde ekip çalış­malanna çok önem verilmekte ve ekip çalışması, araştırmalann kalitesinin artmasına katkıda bulun- · makta ve büyük ve kapsamlı projelerin üstesinden gelinerek çalışılan konuyu daha iyi aydınlatabilmek­tedir. Ayrıca ekip çalışmasında bulunabilme, kablım­cı araştırmacıların ekip halinde çalışma becerisine sahip olduklannın da bir göstergesi olarak kabul edilmektedir. Günümüzde gelişmiş teknoloji iyi değerlendirildiği takdirde, aynı ekibi oluşturan kişi­lerin aynı üniversitede ya da şehirde olmalan zorun­luluğunu ortadan kaldırmaktadır. Ekip çalışması sadece ilahiyat araştırmacılan arasında değil, diğer sosyal bilimler disiplinlerinde çalışanlar arasında da gerçekleştirilebilir. İyi bir çalışma ağı sadece ekip çalışmasını değil aynı zamanda araştırmacıların ortak bir literatürü etkin kullanmalan ile de iliş­kilendirilebilir.

Din psikologlanndan ve hatta diğer sosyal bilimcilerden çalıştıklan · konularda literatür bölüm­lerini en azından ulusal düzeyde önceki çalışmalarla bütünlük içinde görmek isteyenler için konulanyla ilgili makale ve kitap özetlerini ve başlıklarını içeren (uluslararası bir veri tabanı olan ATLA benzeri) ulusal bir veritabanı geliştirilmesi gereği yine son derece acil ve önemli bir konudur. Buna TÜBİTAK ve İSAM gibi devlet kurumlanndan biri aracılık ede­bileceği gibi, geniş projeleri destekleyen Avrupa Birliği proje . destek üniteleri de katkıda bulunabilir.

Diğer taraftan din psikolojisi, bilindiği üzere din

451

__ ____ _... ____ .-~ ..

Page 10: NEREDEYiZ VE NEREYE GİDEBİLİRİZ?isamveri.org/pdfdrg/D00064/2006_3/2006_3_OKU.pdf · TÜRKİYE'DE DiN PSiKOLOJiSi: NEREDEYiZ VE NEREYE GİDEBİLİRİZ? ,7., Psychology of Religion

ÜZEYiROK

eğitimi ve din sosyolojisi gibi ilahiyat disiplinleri ile yöntem ve konular açısından yakından ilgilidir ve bu ~~ alanlarla etkili çalışma işbirli!;li gerçekleştirilebilir. ÇUnkü Gnernli sayıda din e!;Jitlmcilerinin ve din sos­yologlannın hatta ilahiyat dışındaki sosyolog ve psikologlann yapbğı bazı araşbrmalar din psikolojisi olarak isirnlendirilme özelliğine sahiptırll.

Uygulamalı alanlar olan din egitimi, din hizmet­leri ve din politikası gibi alanlarda problemleri çözmek için ampirik bulgulara asgaıi düzeyde başvu­rulması, bu sınırlılığın bir sonucu olarak görülebilir. Yine dini danışmanlık (pastoral counsellingin tam tercümesi belki dinsel psikolojik danışmaniıli şek­linde ol.abilir) din psikolojisinin geliştirumeye açık bir alt dalıdır12 ve din psikolojisinin bulgularının din eğitim-öğretimi etkinlikleri için etkin bir uygulama alanı olarak düşünülmelidir (Bu konunun önemine Yavuz'da (1988, s. 2Ş7) deginmiştir). Din psikolo­jisinin bir alt alanı olan dinsel psikolojik danışmanlık, din psikolojisi araşbrmalannı uygulamaya taşırnak için önemli bir araç işlevi görebilir. Ne var ki, baş­langıç düzeyindeki bu alanın kendini güçlü bir şekilde akademik düzeyde ortaya koyması zorunludur.

Bu alanda yapılan bazı çalışmalann verilerine sosyal biliml~r alanında çalışanlar tarafından yapılan atıflar sınırlı olabilmektedir. Bunun muhtemel nedenleri arasında (bazı dindarlann psikolojiye yöne­lik olabileceği gibi) mesleki psikologların da dine karşı önyargıya maruz kalmalan olabilir (Spilka ve ark., 2003, s. 4). Bu ön yargı, din psikolojisinin an/am-yapma gibi teolojik bir alt yapıya dayandınlmış olabileceği düşüncesine ve/veya "din" konusuna psikoloji gele'neğinin olumsuz yaklaşması­na dayandınlabilir. Dolayısıyla bu tür tutumlann din konusundaki araşbrma ve yorumlara yansıdı!;lı ileri sürülmektedir. Yine bir neden olarak, din psikologlarının ortaya koyduğu çalışmaların niteliginin ilahiyat dışındaki psikoloji araşbrrnalarının fonnabyla uyumlu olup olmadığının gözden geçi­rilmesi gerekir. Diğer taraftan ampirik yöntemle elde edilen din psikolojisi verileri, bazı teolojik çevreler tarafından belki teolojik içeriğe kayıtsız, kab ve soğuk algılanabilme riski taşıyabilir.

G. Din Psikolojisinin Bağlamları: Kurumsallıl<, Ulusallık ve Uluslararasılık

Din psikolojisi aktivite sistemini şekillendiren ve

ll Muhafazakarlık, türban vb. gibi elinin sosyal-psikolojik yönüyle ilgili alanlarda son dönemlerde yürütülen yaygın etkiye sahip stratejik geniş çap~ ampirik çalışmalann ilahiyat dışındaki araşbnna kurumlannda yer alması ilahiyat fakültelerindeki özellikle psikoloji ve sosyoloji gibi branşlann işlevi ve araştınna gizil güçleri konusunda düşündürücü olmuştur.

12 Hood'da aynı görüştedir (kişisel görilşme, Bielefeld, 2005)

452

etkileyen ve onun içinde yer aldıgı üç baglamdan söz etmek mümkündür. (a) kurum olarak üniversite'lerin ilahiyat fakülteleri (b) sosyo-politik şartlan ile siyasi ve kültürel bir birim olarak Türkiye ve (c) Yerelligin ötesinde kültürler üstülügu t~msil eden diğer ulus­Iann oluşturdugu uluslararası ortam.

Hökelekli'nin (1989) din psikolojisinin "Müslüman ülkelerde hangi temele oturtutması gerektigi" konusundaki sorusu din psikolojisi aktivitesinin yerellikle uluslararası boyutu arasındaki uyurnla' ilgili önemli b!r konudur (s. lll). Bir soruy­la dile getirmek gerekirse, yerel kültüre özgü ulusal çalışmalarla uluslararası çalışmalar arasındaki ilişki nasıl olmalıdır?

Din psikolojisini Türkiye'ye özgü kılan. özellikleri arasında her şeyden önce ömeklem ve popiliasyon özelliklerini · belirleyen sosyo-kültürel şartların kendine özgü olmasıdır Yani Türkiye'de nüfusun tamamına yakınının farklı versiyonlanyla bii-likte kendine özgü biçimde Müslüman olmasıdır. Beit­Hallahmi'nin belirttigi gibi araşbrmacılann dinle ilgili geliştirdJkleri araştırma sorulan onlann içinde bulun­duklan kültürel şartlardan etkilendi!;linden (Beit­Hallahmi, 1985, s. 18), elde edilen veriler Türkiye'ye özgü bir araşbrma probleminden (di~ psikolojisinin nesnesi) yola çıkılarak elde edilmiş olmaktadır. Bu da ölçekierin kültürler-arası uyarlan­ması, popülasyon parametrelerinin dikkate alınması gibi sonuçlan beraberinde getirir.

Araşbrmacılann gündeminin kültürel şartlan ta­rafından beUrlenmişli!;line ve ömeklem özelliklerinin farklılığına ra!;Jmen, Türkiye'deki din psikolojisi ile Bab Avrupa ve Kuzey Amerika'daki din psikolojisi çalışmalarının ortak yönleri vardır. Bu gUn din psiko­lojisine hakim olan paradigma ve temel varsayımlar Hıristiyan kültürü de dahil kültürler üstü kabul edil­mektedir. Yukanda da belirtildiği gibi bu özellikler için geliştlgi kültürel d~gerlerle de her zaman banşık değillerdir. Bu yüzden Islami içerigin diger her hangi bir içerik gibi din psikolojisinin geleneksel yöntem­bilimini {kullandıgı kavramları, ölçekleri, teknikleri) yeniden şekillendirip şekillendirmemesi geregi önemli bir konudur. Kuzey Amerika ve Bab Avrupa kökenli din psikolojisinin "kültürler üstü" temel pren­siplerinin kabul edilmesi istenirse, o zaman onlar. üzerinde yapılacal< kültüre özgü yeniden yorumlar, · tanımlamalar ve şekillendirmeler geleneksel anlam­da din psikolojisi olma niteligini kaybedecektir. Buna karşılık, bu materyalierin bağlamsal ve kültürel özel­liklerinin dikkate alınmaması basit bir taklitçilik ve farklı kültürlerin normlannın yerel kültüre zorla uyarlanması anlamına gelecektir.l3

13 Bu konuda.J.ü tamşmalar ve önerler için bkz. (ai-Hashimi 1981) . .

Page 11: NEREDEYiZ VE NEREYE GİDEBİLİRİZ?isamveri.org/pdfdrg/D00064/2006_3/2006_3_OKU.pdf · TÜRKİYE'DE DiN PSiKOLOJiSi: NEREDEYiZ VE NEREYE GİDEBİLİRİZ? ,7., Psychology of Religion

Din psikolojisi branşının konu · olarak birey yaşammda "din"i ele alınası ya da Türkiye'de bir ilahiyat disiplini olması saygınlıgının azalması anlamına gelınemelidir. Ne var ki din psikolojisinin yukanda deginildigi gibi psikoloji merkezli olmasının bir geregi olarak kullandıgı yöntemin özellikleri arasmda değer serbestliği, nesnellik, yeniden test edilebilirlik, gözlemlenebilirlik vb. bulunmakta ve böylece bu kavramlar birlikte bütünsel ~bir paradig­mayı temsil etmektedir. Bu tür özellikleri ile din psikolojisi, sınıf gözlemlerinden de anlaşılabilecegi gibi özellikle bazı lisans ögrencileri için inançlan bakımından güçlük oluşturabilmektedir14. Bilim-din konusunda ikilem yaşayabilecek ögrencilerle ilgili neler yapılabilecegi, ilahiyat egitimi için üzerinde durulması gereken önemli konulardan biridir.

Din psikologlannır.ı içinde bulundugu baglama özgü olarak yakındarl ilgilenmesi gereken birkaç güçlük bulunmaktadır. Bunlardan birincisi, din psikolojisi dersinin ilahiyat fakültelerinde (belki diger benzeri din bilimleri dersleri ile birlikte) ögrenciler tarafından diger temel İslam bilimlerine göre daha az tercih edilmesiyle ilgilidir15. Bazı araşhrmacılar için sınıf gözlemlerinden de çıkanlabilecegi gibi, özellik­le, din psikolojisinin kullandıgı 'degerlerden bagımsız olma' ve 'dogruluk ve gerçekligin ne oldugu ya da olması gerektigi düşüncesi peşinde koşmama' gibi ilkeler bazı ögrencilerin geleneksel düşünme biçim­leriyle örtüşmemekte ve bilişsel çelişkiler ve karşıt tepkiler geliştirmeye sebep olabilmektedir. Buna ilahiyat müfredatının temel İslam bilimleri agırlıklı olınası ve sosyal bilimler derslerinin çogunlukla son iki yıla dagıhlmış olmasının ve böylece ögrencilerin insan merkezli düşünme alışkanlıgı geliştir~memiş olmalannın veya normatif {naslara dayalı) düşünme alışkanlıkİannm da katkısı oldugu söylenebilir. Ne var ki bu durum bunlardan daha kapsamlı olarak öğrencilerin içinde bulunduğu "inanç bakım çevresi ya da atmosferinin ortalama beklentisi", {"moda! level of faith development"), inanç gelişimi aşamalan

14 Bir çalışmada (Ok, 2002, s. 258) d1n konusunda farklı düzeylerde çelişki yaşayan ögrencUer arasında dinin iddi­alan ile diğer bilimlerin bulgulan arasında çelişki yaşadıgını belirten Uahiyat·ögrencisi %10.2 olarak belirlenmiştir.

15 2002 tarihinde yazar tarafından bir ilahiyat fakültesinde 85 kişiyle yapılan ankette ögrencilerin bilimsel disiplinler topluluguna ilgi duyma yüzdeleri şöyle belirlenmiştir. Diller %15.2, Temel İslam bilimleri, %55.7, felsefe ve din bUim­leri %20.3, Türk Islam tarihi ve sanatlan %8.9. Kuşkusuz küç~ bir ömeklemle yapılan bir fakültedeki tutum diger fakülteler i·çin genelleştirilemez. Ancak ileriki çalışmalar

için bir denence olUŞturmaya ışık tutabilir. Yine bir ilahiyat ~ fakültesrnden yapılan başka bir araştırmada ilahiya~ oku­

tulan 19 ders arasından ögrencilerin. yaklaşık 14%'ü (n=25) din psikolojisine ilgi .duydugunıi belirtmiştir (Özdemir, 2003).

TÜRKİYE'DE DİN PSİKOLO~Sİ...

ve ilahiyat ögrencilerinin bilimden ve mesleklerinden beklentileri ile ilintili olarak ele alınabilir {Fowler, 1981, s. 294), Fowler'in inanç gelişimi kuramı ışıgında söylemek gerekirse temel İslam bilimlerinin ögrencilerin geleneksal ve mitolojik düşünme biçimi­ni felsefe ve din bilimlerine Höre-daha fazla besleme gizilgücüne sahip olduŞtı anlaşıin;'akt:adır.l6

İkinci güçlük, Türkiye baglamıyla ilgilidir. Türkiye, nüTüsunun farklı versiyonlanyla tamamına yakınının Müslüman olınası nedeniyle din konusun­daki araşhrmalar için adeta bir laboratuar gibidir. Buna ragmen, din psikolojisi çalışmalannın ya da din konusunda ampirik çalışmalar yürütmenin hala bir­takım sosyo-politik ve teoiÇ>jik güçlükleri ve sınırlılık­lan devam etmektedir (İ4ökelekli aynı problemi 1989'da dile getirmiştir, bkz. s. 112).

Türkiye'nin gelişim tarihinin dinle ve dinsel konu­larla iç içe olmasının bir sonucu olarak din genellik­le hem bireyler hem de siyasi oluşumlar için 'hassas' bir konu olma özelligine sahip olagelmiştir. Türkiye'deki laiklik anlayış ve uygulamalarının

zaman zaman samimi dindar insanları da rencide edecek {ideolojik ırkçılık olarak isimlendirilebilecek), bir tür din karşıtı kampanyalara dönüşmesi sonucu, yer yer samimi dini tutumlann saklı kalmasını ya da tepkisel bir aşınlıga varmasını doguran atmosferin oluşmasına yol açtıgı dile getirilebilir. Bazılan için din eger bir işieve sahip. olması. gerekiyorsa, bireylerin kişisel anlam yapma araçları olarak görülmesinden önce, milli birlik ve vatandaşlık egitimi için bir araç olarak görülebilmektedir. Böyle bir atmo.sferde insanlar arasında din konusunda bireysel tutum ve düşünceleri samimi olarak dile getirme özgüveninin yeterince gelişmemiş olması olasılıgı yüksektir. Bunun bir yansıması olarak, kimi devlet kurumları {milli egitim, diyanet, üniversite vb.) din konusunda­ki bilimsel araştırmalarda gereginden fazla temkinli davranabilmektedirler. Bunu benzeri kurumlara yönelik araştırma yapma girişiminde dogrudan gözlemleme.k mümkündür. Buna baglı olarak bireyler de böyle "modem" olmayla ve milli güven­likle ilişkilendirilen dinsel tutumlannı ve düşünceleri­ni daha çok kendilerine. saklamayı tercih edebilmek­tedirler. Böyle durumlarda ampirik araşhrma yap­manın güçlügü ortadadır.

Din psikolojisi her ne kadar farklı cografyalarda­ki farklı dini degerieri incelese de sosyal bilimler merkezli alınasından dolayı temel düzeyde ya da "din" ortak kelimesinde çok kültürlü ve uluslararası bir alan olma iddiasını taşır. Bir sosyal bilim branşı olarak din psikolojisinin entegre olması gereken bir

16 İnanç gelişimi ve aşama kuramı ile ilgili çoğunluğu yurt dışında olmak üzere büyük bir literatür oluşmuştur. (Fowler, 2000; Ok, 2005a) ·

453

' ·

Page 12: NEREDEYiZ VE NEREYE GİDEBİLİRİZ?isamveri.org/pdfdrg/D00064/2006_3/2006_3_OKU.pdf · TÜRKİYE'DE DiN PSiKOLOJiSi: NEREDEYiZ VE NEREYE GİDEBİLİRİZ? ,7., Psychology of Religion

üZEYİROK

uluslararası boyutu bulunmaktadır. Din psikologlannın Türkiye'de yürüttükleri ve Türkiye'deki akademik dergilerde yayımlanan değer­li çalışmalannın yanı sıra, yabancı bir dille sosyal bi­limler abf indeksi (SSCQ; sanat ve insan bilimleri indeksi (A&HCO veya benzeri veri tabanlarında yer alan uluslararası dergilerde yayımda bulunmalanru teşvik etmek ulusal din psikolojisine uluslararası bir boyut kazandıracaktır. Böyle belirli bir standardı takip eden dergilerde.yayımlanan çalışmalarla ulusal dergilerde yayımlanan çalışmalar arasında genelde bir dizi belirgin farklar olduğu bir: gerçektir. Bu fark­lar özellikle araştırma konusunda, kullanılan yön­temde ve kullanılan literatürün ortaklık düzeyinde, yayım için gerekli diğer kriterlerde ve onlara bağlılık­ta vb. görülebilir. Globalleşmenin hızla gerçekleştiği bir· dünyada geniş bir literatür ağına sahip deneyim­lere entegre olonması ôzelde din psikolojisi için arzu edilen bir hedef olmalıf:hr. .

Sonuç Din psikolojisinin bir gelenek olarak b.elirli aralık­

larla mevcut durumunu gözden geçirmek ve sınır­lılıkianna işaret etmek, bu alandaki araştırmacılar için yenileyici bir fırsat sağlayabilir. Bu çalışma böyle bir düşünceden kaynaklanmıştır. Yazar, pek çok konuya değinmekle birlikte bu konularda detaylı bir tartışmaya ·girmemiştir .. Burada yazann gözlem ve deneyimlerinden elde edilen bulgular onun görünge­siyle kısa notlar şeklinde sınırlandırılmıştır.

Şimdiye kadar ki tartışmalar özetlerıecek olursa, bu gün yaygın olarak kabul edilen görüşe göre, Spilka ve arkadaşlannın (Spilka ve ark., 2003) da belirttiği gibi din psikolojisinin yaklaşımı ampirik ve bilimseldir (scientific) (s. 3). Din psikolojisinin pek çok açıdan psikoloji merkezli olmasının bir gereği olarak kullandığı yöntemin özellikleri arasında değer serbestliği, nesnellik, yeniden test edilebilirlik, gözlemlenebilirlik vb. bulunmakta ve bu kavramlar bütünsel bir paradigmayı_ temsil ebnektedir. Bu yüz­den, din psikologlan tarafından din psikolojine yönelik tutum, farkında olunsun ya da olunmasın aslında paradigmatik bir tavır alıştır ve bu alandaki araştırmalann şekillenmesinde de önemli rol oyna­maktadır. Din psikolojisini güçlü alternatif paradig­malar ve stratejiler geliştirildiği müddetçe katı pozi­tivist bir görüngeye bağlı kalmasını zorunlu kılacak bir neden gözükmemektedir.

Öte yandan, yöntem de din psikologlannın bir araya gelebilecekleri ortaklık platformunu belirleme­si açısından merkezi bir öneme sahiptir ve din psikolojisinin saygınlık ve güvenirlik kazanması, din psikologlannın etik kurallar ve yöntem konusunda ortak bir dil ve gelenek geliştirmeleri ve bu geleneği sıkı ve eleştirel bir biçimde revize ederek koruyup

. 454

sürdürebilmeleri ile yakından ilgili olabilir. Din psikolojisi aktivite sistemi ve unsurlan bir

bütün olarak birbiriyle ilişki halindedir ve bir alanda­ki sorun diğer alarılan da yakından etkiler. ·Din psikolojisi sorunlanndan bazıları doğrudan din psikologlan ile ilgili olduğu halde diğerleri din psikolojisinin içinde bulunduğu bağlarola ilgilidir ve dolayısıyla yalnızca bilim insanlan tarafından çözüm­l~nemeyebilir. Bu konuda bilimsel çalışmalara yöne­lık bürokratik iyileştirmelere ve kolaylaştırmaiara ihtiyaç duyulmaktadır.

Birbiri~den kopuk bireysel din psikolojisi çalış­":~l~n •. bır yandan bu alanda belli bir araştırma bırikirrune neden olurken, öte yandan da birlikte çalışmanın gizilgücünün atıl kalmasına neden ola­?ilmektedir. Bu yüzden düzenlenebilecek ortak pro­Jeler ve meslektaşlar arası işbirlikleri ve yıllık seminer toplantılan bu alanın gelişmesine önemeli katkıda bulunabilir.

Bu ,çalışmada, din psikologlarının teolojide din psikolojisine ya da din psikolojisinde teolojiye nasıl yer verdikleri ya da verebilecekleri üzerinde duru­larak, özellikle alanda yeni çalışmaya başlayan araştırmacılarin din psikoloğu kimliğine dönük farkındalık geliştirmeleri sağlanmaya çalışılmıştır. Kuşkusuz bu konu, sonuç itibariyle yöntem konusun­daki görünge edinişte kendirtl hissettirecektir. Yine din psikolojisi başlığında geçen din olgusunun taİumı yükselme trendi içinde olan bu alanm yöntem anlayışına uygun biçimde tanımlanması da bir gerekliliktir. . .

.. . ~On!JÇ~ o~arak söylemek gerekirse, din psikolo­Jı~ını~ .Islamı bağlamdaki ulusal kimlik oluşturma surecını tamamlayarak ve gücünü kendine özgü ori­jinal yaklaşımlanndan alarak uluslararası tartışmalara entegre olması beklenmektedir.

Kaynakça

al·Hashimi, A. H. (1981). On lslarnizing the discipline of pscyhology. In I.R.al-Faruki & A. O. Nassef (Eds.), Social and Na~ral_ Sciences (pp. 49-70). Jedde: King Abdul Aziz Unıversıty. .

Argyle, M. (2000). Psychology and Religion. London: Routledge. ·

Annaner, N. (1980). Din Psikolojisine Giriş I. Ankara: Ayyıldız Matbaası. ·

. Ay~~· A. . R. (2004). Çagdaş araşbrrnalar ışığında din psıkoloıısıne bır bakış. Din Bilimleri Akademik Araşbrrn Dergisi, 4, 49-59. a

sa:,ıad.ır, fl: .. (2002a). Ergenlik döneminde dini şüphe ve tereddutler. (lçınde) H.Hökelekli (Ed.), Gençlik Din ve Degerler Psikolojisi, Ankara: Ankara Okulu.

~ahadır, A. (2002b). İnsanın Anlam Arayışı ve Din. İstan­bul: Insan.

Batson, C. D. (1977). An agenda item for psychology of

Page 13: NEREDEYiZ VE NEREYE GİDEBİLİRİZ?isamveri.org/pdfdrg/D00064/2006_3/2006_3_OKU.pdf · TÜRKİYE'DE DiN PSiKOLOJiSi: NEREDEYiZ VE NEREYE GİDEBİLİRİZ? ,7., Psychology of Religion

religion: getiing respecl In B.Spilka and D.N.Mclntosh (Eel.), The Psychology of Religion: Theoretical Approaches (Oxford: Westview Press.

Beit·Hallahmi, B. (1985). Religiously based differences in approaches to the psychology of religion: Freud, Fromm Allport and Zilboorg. In L.B.Brown (Ed.), Advances in the psychology of religion {pp. 18-33). Oxford: Pergamon.

Certel, H. {2000). Kur'an'da insan. Isparta: Tugra Matbaası.

Certel, H. (2003). Din Psikolojisi. Ankara: Aziz Andaç.

Clines, R. H. & Cobb, E. R. {1997). Research writing simplified: a documentation guide. North Florida: Addison­Wesley.

Çelik, C. (2005). Dindarlık tipolojilerine metodolejik bir yakl~ım. İslamiyat, 8, 71-90.

Daryal, A. M. (1994). Kurban Kesmenin Psikolojik Temelleri. İstanbul: lFA V yay.

Egemen, B. Z. (195211 Din Psikolojisi: Saha, Kaynak ve Metot Üzerine bir Deneme, Ankara: Türk Tarih Kwumu.

Fırat, E. (1977). Ünive~ite ögrencilerinde Allah inancı ve Din Duygusu {Yayınlanmamış doktora tezi). Ankara: Ankara Üniversitesi ilahiyat Fakültesi.

Fırat, E. (1982}. Şahsiyet Gelişiminde Tövbenin Fonksiyonu (yayımlanmamış doçentlik tezi}. Ankara Üniver· sitesi Ilahiyat Fakültesi, Ankara.

Fowler, J. W. (1981). Stages of faith: the psycholcigy of human development and the quest for meaning. New York: HarperCollins.

Fowler, J. W. {2000). lman bilincinin evreleri (Çev. Mehmedo1)1u, A. U.). M.Ü. Ilahiyat Fakültesi Dergisi, 85-104.

Fraenkel, J. R. & Wallen, N. E. (1990}. How to Design and Evaluate Research in Education. New York: McGraw-HUI Pub.

,. Francis, L. J. (2005). Faith and Psychology: personality, religion and the individual. London: Darton, Longman and Todd. .

Gtirses, 1. {2006). Dindarlık İle Ilgili Tutumlar ve Otoriteryen Kişilik ilişkisi. In H.Hokelekli {Ed.), ( istanbul: DEM.

Hood, R. W. {2000). AmeriCiiJl psychology of religion and the Journal for the Scientific Study of Religion. Journal for the Scientific Study of Religion, 39, 531-543.

Hökelekli, H. (1983). Ergenlik Ça1)ı •. Gençlerinin Dini Gelişimi {yayınlanmamış doktora tezi). Uludag Üniversitesi Ilahiyat Fakültesi, Bursa. ·

Hökelekli, H. (1988}. Ergenlik döneminde dini ştipheler. M.E.B. Din Ögretimi Dergisi, 73-82.

Hökelekli, H. (1989). Türkiye'de din psikolojisi çalış­

malannda karşılaşılan gtiçltikler ve bazı temel meseleler. Ôçinde} Gtintimüz Din· Bilimleri Araşbrmalan Sempozyurnu (27-30 Haziran 1989} Samsun: Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ilahiyat Fakültesi Yayırılan.

Hökelekli, H . . (l.Q9Ş}. Din Psikolojisi. Ankara: TDV Yayınlan. · , ,

Hökelekli, H. (2006}. Gençlik, Din ve Degerler Psikolojisi. (2 ed.} istanbul: DEM. -

. . Karaca, F. (2000). Öltim. Psikolojisi. istanbul: Beyan.

TÜRKİYE'DE DİN PSIKOLOJiSI...

Karaca, F. (2001). Psiko-sosyal açıdan yabancı!~ ve dini hayat. İstanbul: Bil.

Karacoşkun, M. (1999}. Psik<>1iosyal açıdan iman (dini inanç). Ondokuz mayıs üniversitesi, Samsun.

Kayıklık, H. (2000). ~Dini Yaşayaş Biçimleri: Psikolojik temelleri açısından bir degerlendirme. E>okuz Eylül Üniversite· si, !zmir. ., .:,

Kayıklık, H. (2003).' Orta Yaş ve Vaşlılıkta Dinsel Egilimler. AdaM: Baki Kitabevi.

Koç, M. (2004). Uludag Üniversitesi'nde din psikolojisi ile ilgili yapılan tezler (198Q-2002) üzerine bir araşbrma. Sakarya Üniversitesi ilahiyat Fakültesi Dergisi, 9, 43-66.

Köse, A. (1997). Neden lslam'ı Seçiyorlar. Istanbul: !SAM. ·

Köse, A. (2000}. Freud ve i'i>in. Istanbul: Iz yayıncılık. Kuhn, T. (1970). The Structure of Scientific Revolutions.

Chicago: Universi~· of Chicago Press.

Kula, N. (2001). Kimlik ve Din. İstanbul: Ayışıgı.

Kula, N. (2005). Bedensel Engellilik ve Dini Başaçıkma. Istanbul: DEM.

Ktişat, A. (2002}. Nefis mertebelerine psikolojik yak­laşımlar. Tasawuf, 9. 119-128.

Mehmediı!llu, A. U. (2004). Kişilik ve Din. Istanbul: DEM yay.

Ok, U. (2006}. Faith Development and Perception of Diversity: Implications for religious education. In International Seminar on Religious Educalian and Values X)./ Driebergen. Özbaydar, B. (1970}. DinveTann inancının gelişmesi üzerine bir araşbrma. istanbul: Saha Matbaası.

Ok, O. & Cross, V. (2003}. Islami Dindarlık Bilinci: bir grup Müslüman Uahiyatçının 'hakiki' Müslümaniann arzu edilir nitelikleri konusunda oluşturduldan bilişsel kurgular. Degerler Egitimi Dergisi, 1, 149-171. ·

Ok, O. (2002). Challenges of Studying Religion at University Level: an inquiry into stress experienced by Turkish Muslim theology srudents in their thinking about religion. (Basılmamıs Doktora Tezi), University of Birmingham, Birmingham, İngiltere.

Ok, O. (2004). Kur'an okı.ımanın "metalinguistik" yapısı: bir sosyo-külturel aktivite yakl~ımı.lslarniyat, 6, 151-170.

Ok, Ü. (2005a}. Bir Aktivite Sistemi Olarak "İnanç": inanç ' gelişimine sosyo-külturel bir yaklaşım. Din Bilimleri, 5, 111-ı3s.

Ok, O. (2005b). Dini düştincede y~an siresin (şüphe, uyumsll21uk, çelişki vb.) boyutlan. Dini Araşbrmalar, 8, 11-40.

Özdemir, Ş. (2003). ilahiyat fakültesi ö1)rencilerinin e1)itim-ögretim beklentileri (Darende ilahiyat faktillesi öme1)i). Akademik Araştırmalar Dergisi, 85-106.

Özbaydar, B. (1970). Din ve Tann inancının gelişmesi üzerine bir araşbrma. İstanbul: Saha Matbaası.

Pazarlı, O. (1982). Din Psikolojisi. istanbul: Remzi Kitabevi.

Peker, H. (1979). Din De1)iştirmede Psiko-sosyolojik Etmenler (yayırılanmamış doktora tezi). Ankara Üniversitesi ilahiyat Fakültesi, Ankara.

Peker, H. (1987). Suçlularda Dini Davranışlar. Samsun:

455

--·----- - ·~- .. _ ...... ---..----

Page 14: NEREDEYiZ VE NEREYE GİDEBİLİRİZ?isamveri.org/pdfdrg/D00064/2006_3/2006_3_OKU.pdf · TÜRKİYE'DE DiN PSiKOLOJiSi: NEREDEYiZ VE NEREYE GİDEBİLİRİZ? ,7., Psychology of Religion

üZEYiROK

Peker, H. (1993). Tasawuf ·psikolojisi. Ondokuz Mayıs Üniversitesi bahiyat Fakültesi Dergisi, 35-52.

Peker, H. (2000). Din Psikolojisi. Samsun: Aksisecia Matbaası. -

Reich, K. H. (1992). Religious development across the life span: conventional and cognitive developmental approaches. In D.L.Featherman, R. M. Lemer,. & M. Perlmutter (Eds.), Ufe-span development and behavıor (pp. 145-188). London: Lawrence Erlbaum.

Reich, K. H. (1998i. Psychology of "religion: what one needs to know. Zygon, 33, 113-120.

Silverman, D. (2000). Doing qualitative research: a prac­tical handbook. London: Sage.

Spilka, B., Hood, R. W., Hunsberger, B., & Gorsuch, R. (2003). The psychology of religion. (3 ed.) London: The

Guilford. sıra~. A. ~ Corbın: J. (1990). Basics of Qualitative

Research: Grounded Theoıy Procedures and Techniques. London: Sage.

Streib, H. (2001). Faith development theoıy revisited: the religious styles perspective. The International Journal for the Psychology of Religion, ll, 143-158.

Subaşı, N. (2002). Türk(iye) dindarlıgı: yeni tipolojiler.

islamiyat, 5, 1 ~40.

Şentürk, H: (1984). Psikoloji Açısından Hz. Peygamberin ibadet Hayab. istanbul: Bahar Yay

Şentürk, H. (1997). Din Psikolojisi. Konya: Esra.

Topçu, N. (İ998). Bütün Eserleri 6 islam ve Insan; Mevlana ve Tasawuf. istanbul: Dergah

Uysal, V. (1994). Psikososyal Açıdan Oruç. Ankara:

TOV. Uysal, V. (1996). Din Psikolojisi Açısından Dini .!utum

Davranış ve Şahsiyet Özellikleri. Istanbul: Marmara Univer-

456

sitesi ilahiyat Fakültesi Vakfı.

Wehr, H. (1980). A dictionaıy of modem written Arabic. London: Macdonald &Evans.

Yaparel, R. (1987). Yirmi-Kırk Yaşlar Arası Kişilerde Dini Hayat ile Psiko-Sosyal Uyum Arasındaki Ilişki üzerine Bir Araşbrma (yayınlanmamış doktora tezi). Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitusü, Ankara.

Yaparel, R. (1994). Depresyon ve dini inançlar ile tabi­atastü nedensel yüklemeler arasındaki Uişkiler. D.E.Ü. Ilahiyat Fakültesi Dergisi, 275-299.

Yaparel, R. (1998). Din psikolojisi-sosyal psikoloji ilişkisi: sosyal psikolojide konu ve metod sorunu. D.E.Ü.llahiyat Fakültesi Dergisi, 113-132.

Yapıcı, A. & Zengin, S. (2003). ilahiyat fakültesi ögrenci­lerinin dinin etkisini hissetme düzeyleriyle psiko-sosyal uyumlan arasındaki ilişki. Ç.Ü.Ilahiyat Fakültesi Dergisi, 3, 65-127.

Yapıcı, A. (2002). Dini yaşayışın farklı görüntüleri ve dogmatik dindarlık. Ç.Ü.İiahiyat Fakültesi Dergisi, 2, 75-117.

Yapıcı, A. (2003). Fiziksel ve sosyal hadiselere sebep atfetrnede dinin rolü. Ç.Ü.IIahiyat Fakültesi Dergisi, 3, 127-165.

Yapıcı, A. (2004). Din Kimlik ve Ön yargı (Biz ve Onlar). Adana: Karahan

Yavuz, K. (1983). Çocukta dini duygu ve düşüncenin gelişmesi. Ankara: DİB yay.

Yavuz, K. (1988). Günümüzde din psikolojisi. Atatürk Üniversitesi ilahiyat Fakültesi Dergisi, 8, 253-262.

Yavuz, K. (1990). Yunus Emre'nin iç benine dini ve psikolojik yaklaşımlar. Atatürk Üniversitesi Ilahiyat Fakültesi Dergisi, 9, 12-21

Yıldız, M. (2006). Ölüm Kaygısı ve Dindarlık. !zmir: Birleşik Mat.