184
FELSEFE – BİLİM ARAŞTIRMALARI PHILOSOPHY – SCIENCE RESEARCH 33 MART 2017 ISSN: 1303-3387

MART 2017 - Kutadgubilig

  • Upload
    others

  • View
    2

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: MART 2017 - Kutadgubilig

FELSEFE ndash BİLİM ARAŞTIRMALARI

PHILOSOPHY ndash SCIENCE RESEARCH

33MART 2017

ISSN 1303-3387

KUTADGUBİLİGFelsefe ndash Bilim Araştırmaları

Philosophy ndash Science ResearchSayı 33 Mart 2017

(Uumlccedil ayda bir yayımlanır)ISSN 1303-3387

Kutadgubilig Felsefe-Bilim Araştırmaları uluslararası hakemli dergidir Kutadgubilig Philosophy ndash Science Researches is a refereed journal

Kutadgubilig Felsefe-Bilim Araştırmaları TUumlBİTAK ULAKBİM tarafından dizinlenmektedirKutadgubilig Felsefe-Bilim Araştırmaları 1 sayısından itibaren PHILOSOPHERrsquoS INDEX

tarafından dizinlenmektedir

Satış AboneAna Basım Yayın Molla Fenari Sokak Yıldız Han

Nu 28 - 34110 Cağaloğlu İstanbulTel (212) 526 99 41 (3 hat) Faks (212) 519 04 21

Baskı Ana Basın Yayın Gıda İnş Tic AŞ

BOSB Mermerciler Sanayi Sitesi 10 Cad No 15Beylikduumlzuuml İs tan bulTel (212) 422 79 29

Yayım Kurulu Editorial Board

Osman Faruk AKYOL (İstanbul Medeniyet Uumlniversitesi Tuumlrkiye)Ayhan BICcedilAK (İstanbul Uumlniversitesi Tuumlrkiye)

Cengiz CcedilAKMAK (İstanbul Uumlniversitesi Tuumlrkiye)Şaban Teoman DURALI (İstanbul Uumlniversitesi Tuumlrkiye)

İhsan FAZLIOĞLU (İstanbul Medeniyet Uumlniversitesi Tuumlrkiye)İsmail KARA (Marmara Uumlniversitesi Tuumlrkiye)

Nebi MEHDİYEV (Trakya Uumlniversitesi Tuumlrkiye)Oumlmer Naci SOYKAN (Mimar Sinan G S Uumlniversitesi Tuumlrkiye)

Sadık TUumlRKER (Kırklareli Uumlniversitesi Tuumlrkiye)Erdal YILDIZ (Mimar Sinan G S Uumlniversitesi Tuumlrkiye)

Goumlkhan YILMAZ (İstanbul Tuumlrkiye)

Sahibi ve Yazı İşleri Muumlduumlruuml

Dergacirch Yayınları AŞ adınaAsım Onur ERVERDİ

Hakem ve Danışma Kurulu Advisory BoardRahim ACAR (Marmara Uumlniversitesi Tuumlrkiye)

Abdurrahman ALİY (İstanbul Uumlniversitesi Tuumlrkiye)Osman Faruk AKYOL (İstanbul Medeniyet Uumlniversitesi Tuumlrkiye)

Eşref ALTAŞ (İstanbul Medeniyet Uumlniversitesi Tuumlrkiye)Kaan ATA (İstanbul Uumlniversitesi Tuumlrkiye)

Kemal BATAK (Sakarya Uumlniversitesi Tuumlrkiye)Ali Sertan BEŞER (Trakya Uumlniversitesi Tuumlrkiye)Fagani BEYLER (Bingoumll Uumlniversitesi Tuumlrkiye)Ayhan BICcedilAK (İstanbul Uumlniversitesi Tuumlrkiye)

Petek BOYACI (İstanbul Medeniyet Uumlniversitesi Tuumlrkiye)Yaylaguumll CERAN (İstanbul Medeniyet Uumlniversitesi Tuumlrkiye)

Cengiz CcedilAKMAK (İstanbul Uumlniversitesi Tuumlrkiye)Ahmet Emre DAĞTAŞOĞLU (Trakya Uumlniversitesi Tuumlrkiye)

Hans DAIBER (Mainz Uumlniversitesi Almanya)Teoman DURALI (İstanbul Uumlniversitesi Tuumlrkiye)

Ccediliğdem DUumlRUumlŞKEN (İstanbul Uumlniversitesi Tuumlrkiye)Uğur EKREN (İstanbul Uumlniversitesi Tuumlrkiye)

İhsan FAZLIOĞLU (İstanbul Medeniyet Uumlniversitesi Tuumlrkiye)Oumlzkan GOumlZEL (İstanbul Medeniyet Uumlniversitesi Tuumlrkiye)

Mehmet GUumlNENCcedil (İstanbul Uumlniversitesi Tuumlrkiye)Oumlzguumlccedil GUumlVEN (İstanbul Uumlniversitesi Tuumlrkiye)Seda GUumlVEN (İstanbul Uumlniversitesi Tuumlrkiye)

Eldar HASANOV (Sakarya Uumlniversitesi Tuumlrkiye)İsmail KARA (Marmara Uumlniversitesi Tuumlrkiye)

Can KARABOumlCEK (Kırklareli Uumlniversitesi Tuumlrkiye)Ertan KARDEŞ (İstanbul Uumlniversitesi Tuumlrkiye)Cuumlneyt KAYA (İstanbul Uumlniversitesi Tuumlrkiye)

Mehmet Akif KAYAPINAR (İstanbul Şehir Uumlniversitesi)İlker KOumlMBE (İstanbul Medeniyet Uumlniversitesi Tuumlrkiye)

Nebi MEHDİYEV (Trakya Uumlniversitesi Tuumlrkiye)Jose Carlos Brandao Tiago de OLIVERIA

(Evora Uumlniversitesi Portekiz)Murad OMAY (İstanbul Uumlniversitesi Tuumlrkiye)

İhsan Berk OumlZCANGİLLER (Medeniyet Uumlniversitesi Tuumlrkiye)Ekin OumlYKEN (İstanbul Uumlniversitesi Tuumlrkiye)

Hakan POYRAZ (Mimar Sinan Guumlzel Sanatlar Uumlniversitesi Tuumlrkiye)Jamil RAGEP (Oklahoma Uumlniversitesi NormanABD)

Stanley N SALTHE (New York Uumlniversitesi ABD)Huumlseyin SARIOĞLU (İstanbul Uumlniversitesi Tuumlrkiye)

Guumlvenccedil ŞAR (Kocaeli Uumlniversitesi Tuumlrkiye)Fatih M ŞEKER (İstanbul Medeniyet Uumlniversitesi Tuumlrkiye)

Cahid ŞENEL (İstanbul Uumlniversitesi Tuumlrkiye)Huumlseyin Fırat ŞENOL (Anadolu Uumlniversitesi Tuumlrkiye)

Oktay TAFTALI (Medeniyet Uumlniversitesi Tuumlrkiye)Caner TASLAMAN (Yıldız Teknik Uumlniversitesi Tuumlrkiye)

Elif TOKAY (İstanbul Uumlniversitesi Tuumlrkiye)Oumlmer TUumlRKER (Marmara Uumlniversitesi Tuumlrkiye)Sadık TUumlRKER (Kırklareli Uumlniversitesi Tuumlrkiye)

Serdar USLU (Anadolu Uumlniversitesi Tuumlrkiye)Ali UTKU (Atatuumlrk Uumlniversitesi Tuumlrkiye)

Erdal YILDIZ (Mimar Sinan Guumlzel Sanatlar Uumlniversitesi Tuumlrkiye)Nedim YILDIZ (İstanbul Uumlniversitesi Tuumlrkiye)Yuumlcel YUumlKSEL (İstanbul Uumlniversitesi Tuumlrkiye)

Yazışma AdresiKlodfarer Caddesi Altan İşhanı Nu 320

34112 Sultanahmet İstanbulTel (212) 518 95 78 (3 hat)

Faks (212) 518 95 81

Web Sayfasıwwwkutadgubiligcom

e-postabilgikutadgubiligcom

Yayın Youmlnetmeni Editor in ChiefŞaban Teoman DURALI

Yurticcedili abonelik bedeliYıllık 4 sayı 80 TL

Kurumlar iccedilin abonelik bedeliYıllık 4 sayı 160 TL

Yurtdışı abonelik bedeliYıllık 4 sayı 80 ABD Doları

Abonelik iccedilin hesap numaralarıZiraat Bankası (Cağaloğlu Şubesi)

IBAN TR 91 0001 0008 8929 0448 1950 01

Posta Ccedileki Hesabı 6115869

Kendisine klasik İslacircm duumlşuumlnce geleneğini temel alan Kutadgubilig kendini bir felseficircleş-miş kuumlltuumlr inşacircasına katkıda bulunmak iddiasını taşıyan felsefe - ldquovarlıkrdquo ile ldquobilgirdquo oumlğre-tileri ldquobilim teorisirdquo ldquoahlacirckrdquo ldquodilrsquo ldquodinrdquo ldquotarihrdquo ile ldquotoplumrdquo- araştırmalarına mantık ile matematik ccedilalışmalarına ve bilim - ldquofizikrdquo ldquogoumlkbilimrdquo ldquoyer bilimlerirdquo ldquokimyardquo ldquocan-lılar bilimirdquo- incelemelerine accedilacaktır Kutadgubilig Felsefe-Bilim Araştırmalarırsquonda aranan başta gelen oumlzellik oumlzguumlnluumlk fel-sefe-bilim ciddicircliği enginlik derinlik ile ifacircde guumlzelliğidir Oumlzguumlnluumlkten kasdımız oumln-celikle Tuumlrk muumlellifinin ele aldığı soruna evvelemirde klasikleşmiş İslacircm duumlşuumlncesinin bakış accedilısını da dikkate alarak ccediloumlzuumlm oumlnermesi keyfiyetidir İfacircde guumlzelliğine gelince bundan murad olunan Tuumlrkcenin yuumlzyılların zevk ile letacircfet imbiğinden suumlzuumllerek guuml-nuumlmuumlze erişmiş soylu soumlz varlığı ile anlatım guumlcuumlnuumln alabildiğine ortaya koyulmasıdır Felsefe-bilim zihniyeti taassub ile tek taraflılığı reddeder Tersine eleştiri tavrıyla yola koyulunur Felsefe-bilim akılyuumlruumltme yolunun sonu yoktur Her akılyuumlruumltme silsilesinin sonu gibi goumlzuumlken vargı yeni bir gidişin başlangıcını bağrında taşır Ancak eleştirel tu-tum oumlzellikle ahlacirck-tarih-toplum-siyaset ccedilerccedilevesinde accedilısızlık goumlruumlşsuumlzluumlk ile ifacircde-sizlik anlamına gelmez gelemez gelmemelidirFelsefe-bilim bağlamında ortaya koyulan bir verim ilk bakışta nice oumlzguumln goumlzuumlkuumlrse gouml-zuumlksuumln belli bir geleneğin bağrında yer almıyorsa kalıcı bir anlam kazanamaz Havaya saccedilılmış tohumları andırır Ekinlerin yetişip serpilmeleri iccedilin tohumların muumlnbit toprak-lara atılmaları icacircb eder Benzer biccedilimde duumlşuumlnceler ile varsayımların kalıcı etkileyici ve evrensel anlamlar kazanabilmeleri de belli bir felsefe-bilim geleneğinin (eacutecole) iccedilerisine doğup bağrında neşvuumlnemacirc bulmalarına bağlıdır İşte Kutadgubilig Felsefe-Bilim Araş-tırmaları Tuumlrk duumlşuumlncesinde boumlyle bir geleneğin oluşmasına zemicircn hazırlayabilirse ku-ruluş amacı doğrultusunda hizmet goumlrmuumlş olacaktır Derginin sayfalarında yazılarıyla yer alacak felsefeci-bilimadamlarımızın dialektik bir anlatışta duumlşuumlncelerini ldquoccedilarpıştırıcakrdquo bir ortama kavuşmaları dileğimizdirKutadgubilig Felsefe-Bilim Araştırmaları 2002 yılından itibaren yayımlanmakta olan akademik ve hakemli bir felsefe dergisidir 2002-2015 yılları arasında Ekim ve Mart aylarında olmak uumlzere yılda iki defa yayımlanmış olan Kutadgubilig Felsefe-Bilim Araş-tırmaları 2016 yılından itibaren yılda doumlrt sayı olacak şekilde Mart Haziran Eyluumll ve Aralık aylarında yayımlanmaya devam edecektir ULAKBİM ve Philosopherrsquos Index tarafından dizinlenmekte olan Kutadgubilig Felsefe-Bi-lim Araştırmalarırsquonın yayım dili Tuumlrkccediledir ve farklı dillerde makalelere ccedilevirileri ile birlikte yer verilmektedir Ayrıca daha oumlnce değişik yayım organlarında oumlncelikle eski yazıyla ccedilık-mış oumlnemli ccedilalışmalar da Kutadgubilig Felsefe-Bilim Araştırmalarırsquonın sayfalarında unutul-maktan kurtarılacaklardır Her sayı sırasıyla varlık bilgi ahlacirck araştırmaları tarih toplum siyaset sanat araştırmaları bilim incelemeleri ve kitabiyat biccediliminde boumlluumlmlenecektirYayımlanma talebi ile goumlnderilmiş olan ccedilalışmalar iccedilerik ve biccedilim accedilısından hakemler ve yayım kurulu tarafından değerlendirildikten sonra yayımlanmaktadır Basılmayanlar da yayımlananlar gibi iacircde olunmayıp arşivlenmektedirler Yayım ilkeleri ve makale forma-tı hakkında detaylı bilgi iccedilin web sitemize (wwwkutadgubiligcom) bakınız Kutadgubilig Felsefe-Bilim Araştırmaları yayımladığı ccedilalışmalarda izhacircr olunmuş duuml-şuumlnceler ile goumlruumlşlerin sorumluluklarını uumlstlenmez Yalnız dil ile ifacircde biccedilimlerinde nisbicirc bir ortaklığı sağlamak amacıyla muumldacirchale hakkını mahfucircz tutar Saygılarımız ve selacircmla-rımızla ldquomutluluk veren bilgirdquo Kutadgubilig Felsefe-Bilim Araştırmaları

Kutadgubilig takes its ground on the Islamic philosophy tradition and now it is going to welcome in its pages the studies on philosophy ndashdoctrines on lsquoexistencersquo and lsquoknowled-gersquo lsquotheory of sciencersquo lsquoethicsrsquo lsquoreligionrsquo lsquolanguagersquo lsquohistoryrsquo and lsquosocietyrsquondash on logic and mathematics and researches on science ndashrsquophysicsrsquo lsquoastronomyrsquo lsquogeometryrsquo lsquoche-mistryrsquo lsquobiologyrsquondash that claim providing for the establishment of a philosophical tradition First requirements are individuality gravity on philosophy and science immensity depth and beauty of expression What we mean by individuality is the assessment of the classi-cal early Islamic thought by the author (especially the Turkish author) while examining the question that he chooses and then provide a solution As for the beauty of expression what is desired is the revealed Turkish eloquence with its esteemed charming and extant vocabulary The mentality of science and philosophy rejects the unilateralism On the contrary it sets off with an attitude of criticism It is an endless road Every end is a beginning However the attitude of criticism does not shall not and will not mean an agonic or expressionless attitude especially on the ethical-historical-social-political groundA philosophical and scientific fruit can not bear a permanent meaning unless it is suppor-ted by a tradition no matter how original it looks It resembles the seeds thrown to the air They should be sowed first It is the same with the ideas They should begin their exis-tence in an eacutecole That is why the periodicalsrsquo aim is to prepare a ground for a tradition of this kind Our hope is to get the authors lsquocrashrsquo their ideas with dialectical minds in the papers of the periodicalsKutadgubilig (the Blissful Wisdom) Philosophy-Science Studies is an academic and re-fereed philosophy periodical being published since 2002 It used to be published twice a year on October and March yet from 2016 on it will continue to be published four times a year on March June September and DecemberIts index is being prepared by ULAKBİM and Philosopherrsquos Index Turkish is its official language however it is also open to texts in some other languages together with their relevant Turkish translations Moreover some important works that were published with the ottoman script in various media organs are going to be revitalized Every issue is going to be classified in this order existence knowledge ethics studies history society politics arts studies science studies and bibliographyWorks submitted for publication are being published after the evaluation of the referees and the editorial board The ones that are not being published are not sent back but archi-ved For further information on publishing principles and the format of the articles please visit our website (wwwkutadgubiligcom)Kutadgubilig Philosophy-Science Studies does not take the responsibility of the views and thoughts expressed in the articles It does however keep the right of intervention so as to provide a relative cooperation on language and expression manners Best regards lsquouplifting knowledgersquo Kutadgubilig Philosophy-Science Studies

İCcedilİNDEKİLER CONTENTS

SELAMİ VARLIKJean-Luc Marionrsquoda Doygun Fenomen ve Yuumlce

Saturated Phenomenon And Sublime in Jean-Luc Marion 9

ENGİN KOCATheoretike İle Poietike Arasında Modern Bilimin Youmlntem Arayışı

Modern Science Searching For Methods Between Theoketike and Poietike29

B UTKAN ATBAKANNietzschersquonin Spinozarsquoya Youmlnelik Eleştirisi lsquoGuumlccedil İstemirsquo Contra lsquoConatusrsquo

Nietzschersquos Critique Of Spinoza lsquoThe Will To Powerrsquo Contra lsquoConatusrsquo 61

AHMET ERHAN ŞEKERCİSlavery As The Other Face Of The Enlightenment

Aydınlanmanın Oumlteki Yuumlzuuml Koumllelik 79

AHMET ERHAN ŞEKERCİAydınlanmanın Oumlteki Yuumlzuuml Koumllelik

Slavery As The Other Face Of Enlightenment 97

VARLIK ndash BİLGİ ndash AHLAcircK ARAŞTIRMALARI METAFİZİKEXISTENTIAL ndash INFORMATIONAL ndash ETHICAL STUDIES

METAPHYSICS

TARİH ndash TOPLUM ndash SİYASET ndash SANAT ARAŞTIRMALARIHISTORICAL ndash SOCIAL ndash POLITICAL ndash ARTISTIC STUDIES

GUumlVENCcedil ŞARldquoEvrdquoin Oumltesi Eski Yunanrsquoda ve Guumlnuumlmuumlzde Yabancı Uumlzerine Duumlşuumlnceler

Beyond ldquoHomerdquo Thoughts On The Foreigner in Ancient Greek and in Our Day 117

ARZU İBİŞİ TEMELLİDistopik Bir Gelecek Kurgusu Zamyatinrsquoin Bizrsquoi

A Dystopian Future Fiction We By Zamyatin 133

NICOLAUS COPERNICUSWernerrsquoe Karşı Mektup

The Letter Against WernerCcedilEV ve GİRİŞ C Cengiz CcedilEVİK

151

NICOLAUS COPERNICUSDe Octava Sphaera Contra Wernerum

165

MELİKE CcedilAKANBaconrsquoın De Sapientia Veterumrsquounda Mitlerin

Politik Yorumu Uumlzerine Bir İncelemeA Reading of Political Interpretation of the Myths in

Baconrsquos de Sapientia Veterum171

VARLIK ndash BİLGİ ndash AHLAcircK ARAŞTIRMALARI METAFİZİK

EXISTENTIAL ndash INFORMATIONAL ndash ETHICAL STUDIES METAPHYSICS

JEAN-LUC MARIONrsquoDA DOYGUN FENOMEN VE YUumlCE

Selami Varlık

SATURATED PHENOMENON AND SUBLIME IN JEAN-LUC MARION

OumlZFransız ccedilağdaş filozof Jean-Luc Marion oumlznenin algı guumlcuumlnuuml aşan fenomenlerin imkacircnını savunur ve bunların varlığını fenomenolojik bir ccedilerccedilevede temellen-dirir Normal fenomenlerde youmlnelim goumlruumlyuuml aşarken bu doygun fenomenlerde (saturated phenomena) tersi gerccedilekleşir ve youmlnelim goumlruumlnuumln karşısında eksik kalır Belirmenin sınırlarını zorlayan vahiy bu tuumlrden fenomenlerdendir Yalnız Marion doygun fenomenleri teolojik alanla sınırlamaz Descartesrsquota Tanrı fik-rini veya Kantrsquota yuumlceyi zikrederek felsefe tarihinden farklı doygun fenomen oumlrnekleri verir Ccedilalışmamızın amacı merkezi oumlzne fikrini imha eden bir doy-gun fenomen olarak yuumlceyi incelemektir Bu vesileyle Marion ile Kant arasında devamlılık ve karşıtlık ilişkisi değerlendirilecektir Ccedilalışmamız ayrıca doygun fenomenin felseficirc bir kavram mı yoksa teolojik bir kavram mı olduğunu tartışma imkacircnı sağlayacaktırAnahtar Kelimeler Marion Kant doygun fenomen yuumlce oumlzne saygı

ABSTRACTContemporary French philosopher Jean-Luc Marion defends the possibility of phenomena beyond the subjectrsquos perception and he justifies their existence in a phenomenological framework Whereas with normal phenomena the intention exceeds the intuition with this saturated phenomena the opposite occurs and the intention remains poor in front of the intuition Revelation which forces

Kutadgubilig Felsefe-Bilim Araştırmaları Mart 2017 Sayı 33 s 9-28

Yrd Doccedil Dr İstanbul 29 Mayıs Uumlniversitesi (selamivarlikgmailcom) Yazı geliş tarihi 30122016 Kabul tarihi 06032017

10 Selami Varlık

limits of the appearing belongs to this kind of phenomenon However Marion doesnrsquot confine saturated phenomena in the theological field referring to the idea of God in Descartes and the sublime in Kant he gives various examples of saturated phenomena in the history of philosophy In this paper we want to study the sublime as saturated phenomenon which is opposed to the idea of a central subject On this occasion we will evaluate the relationship of continuity and opposition between Marion and Kant Furthermore our reflexion will provide the opportunity to ask to what extent the saturated phenomenon is a philosophical or a theological conceptKeywords Marion Kant saturated phenomenon sublime subject respect

I Giriş

Fransız Fenomenolojisinin Teolojik Doumlnemeci kitabında Dominique Janicaudrsquonun iddiası Emmanuel Levinas Paul Ricoeur ve Jean-Luc Marion gibi ccedilağdaş Fransız filozofların fenomenolojiyi teolojiye doumlnuumlştuumlrduumlkleridir Bu doumlnemeci Buumltuumlnluumlk ve Sonsuz kitabında başlatan Levinas goumlruumlnmez Tanrının başkasının yuumlzuumlnde ifşasının bir fenomenolojisini yapmak ister1 Aşkın bir mutlakın goumlruumlnuumlmuumlnuumln tasvirini yapmayı hedefleyen fenomenoloji bu şekilde hem kesin bilimsellikten hem de duyusal verilerle bağlantıdan uzaklaşmıştır Levinasrsquotan sonra Marionrsquou eleştiren Janicaudrsquoya goumlre onun merkezicirc oumlnem taşıyan veriliş (donation)2 kuramı dolaylı olarak Tanrırsquoya goumlndermede bulunur Marion iccedilin eğer fenomenin oumlzuuml goumlruumlnmek ise bu goumlruumlnme daima kendinden oumlnce gelen bir verilmenin varlığını gerektirir Dolayısıyla fenomenolojik goumlruumlnmenin merkezi kurucu transandantal oumlzneden verilmenin kendisine kayar Oysa Janicaudrsquoya goumlre aslında Marion felsefe kılıflı teoloji yapmaktadır zira buradaki veriliş daima bir mutlak verene ndashyani bir Tanrırsquoyandash goumlndermede bulunur

Ricoeurrsquouumln benzer succedillamalara karşı kendisinin gizli teoloji yapmadığına dair sunduğu cevabı3 anımsatan Marion vahiy (revelation) olgusunu fenomenolojik olarak ele aldığını ve bunu daima felsefi bir bağlamda yaptığını vurgular Hatta o teologların

1 Dominique Janicaud ldquoLe Tournant theacuteologique de la pheacutenomeacutenologie franccedilaiserdquo Dominique Janicaud La pheacutenomeacutenologie dans tous ses eacutetats Paris Gallimard 2009 s 23

2 Kavramı Merleau-Pontyrsquonin felsefesi bağlamında kullanan Emre Şan ldquoverilişrdquo olarak ccedilevirmiştir Bkz Emre Şan Merleau-Ponty İstanbul Say Yayınları 2015 s 124

3 Bkz Paul Ricoeur Baskası Olarak Kendisi ccedilev Hakkı Huumlnler Ankara Doğu Batı Yayınları s 32-33 Ricoeur kendisini ldquoKutsal Kitabın imanına bağlayan inanccedilların bilinccedilli ve kararlı parantezerdquo alınmasının oumlnemini vurgular ve kendisinin sadece ldquoautonom felsefi bir soumlylemin izinderdquo yuumlruumlduumlğuumlnuuml ifade eder

Jean-Luc Marionrsquoda Doygun Fenomen ve Yuumlce 11

İncilrsquodeki vahiy hadisesini fenomenolojik bir ccedilerccedilevede okumaktansa genellikle tarihsel ve semiyotik yorumlamayla ele almalarını eleştirir4 Marionrsquou ilgilendiren vahyin ta-rihsel gerccedilekliği değil onun aşkın olanın goumlruumlnuumlrluumlğuuml olarak fenomenolojik imkacircnıdır ve bu imkacircnı doygun fenomen (saturated phenomenon) kuramını geliştirerek sergiler Doygun fenomen normal deneyimimizi oluşturan fakir veya eksik fenomenlerin zıddına duyusal olarak verilen goumlruumlnuumln (intuition) oumlznenin youmlnelim niyetini aştığı fenomendir Ve Marion vahyi en yuumlksek doygun fenomen olarak inceler Oysa felsefe tarihinde Descartes Kant ve Husserl gibi teoloji yapmadıklarından emin olacağımız filozoflar da duumlşuumlncelerinde doygun fenomen oumlrneklerine yer vermişlerdir

Ccedilalışmamızın amacı doygun fenomeni bu oumlrneklerden bir tanesini oluşturan ve dini bir boyut taşımayan Kantrsquoın yuumlcesi (sublime) bağlamında incelemektir Yuumlce algısında oumlzne dolup taşar ve onu aşan bu deneyim tarafından tamamıyla merkezdışı bırakılır Kant yuumlceyi Matematik yuumlce ve Dinamik yuumlce şeklinde ikiye ayırır Matematik yuumlce Samanyolu veya Mısır Piramitleri gibi bizim oumllccedilme ve sayma guumlcuumlmuumlzuuml aşan nesnelere işaret eder Biz bunları antropomorfik oumllccediluumlt birimlerle oumllccedileriz Oysa Dinamik yuumlce bu tuumlr oumllccedilmeleri de olanaksız kılar ve bora veya fırtına gibi bu yuumlce nesneler karşısında insan bir hiccedil sayılır zira onların formsuz buumlyuumlkluumlğuuml onu aşar5 Matematik yuumlce nicelik ve nitelik kategorilerine goumlndermede bulunur Nicelik accedilısından yuumlce ldquosaltık olarak buumlyuumlkrdquo6 olandır yani onun buumlyuumlkluumlğuuml goumlreceli değil de mutlaktır Nitelik accedilısından ise yuumlce buumlyuumlkluumlğuumlyle insanda saygı duygusunu uyandırır Diğer taraftan Kant dinamik yuumlceyi ilişki ve kiplik bağlamında duumlşuumlnuumlr İlişki accedilısından doğadaki dinamik yuumlce insanın uumlzerine ldquohiccedilbir erkirdquo7 olmamasına rağmen korku uyandırır Son olarak kiplikle Kant ne anlamda yuumlcelik duygusunun insanlar arasında paylaşılmasının kuumlltuumlruuml gerektirdiğini accedilıklar

Yuumlce duygusu bir sınır deneyimidir zira o formlar oumltesi olanı goumlruumlnuumlr kılar Amacımız Kantrsquota ve Marionrsquoda yuumlcenin veya doygun fenomenin deneyiminin nasıl egemen oumlzneyi imha ettiğini ele almaktır Bunun iccedilin oumlnce Marionrsquoun doygun feno-meni oumlzellikle fenomenolojik bir ccedilerccedilevede kuramsallaştırdığını inceledikten sonra Marionrsquoun yuumlceyi nasıl Kantrsquoın kategorileri accedilısından bir doygun fenomen olarak ele aldığını sergileyeceğiz Son olarak oumlzellikle ahlaki bir bağlamda yuumlce ile saygı arasın-daki ilişki vesilesiyle egemen oumlzneye karşıtlık accedilısından Marion ile Kant arasındaki ortaklıkları ve farklılıkları değerlendireceğiz

4 Jean-Luc Marion In Excess Studies of Saturated Phenomena New York Fordham University Press 2002 s 29 Metinlere ulaşımı kolaylaştırma accedilısından dipnotlarda Marionrsquoun eserlerinin İngilizceye ccedilevirirleri tercih edilmiştir Ayrıca Marionrsquoun ilk Tuumlrkccedile tercuumlmesi ndashLa croiseacutee du visiblendash Aralık 2014rsquode yayımlanmıştır Jean-Luc Marion Goumlruumlnuumlruumln Kesisimi ccedilev Murat Erşen İstanbul Monokl yay 2014

5 Neclacirc Arat ldquoKant Estetikrsquoinde Guumlzel ve Yuumlce Değerlerirdquo Felsefe Arkivi İstanbul Uumlniversitesi Edebiyat Fakuumlltesi Yayınları Sayı 21 İstanbul 1978 s 79-80

6 Immanuel Kant Yargı Yetisinin Elestirisi ccedilev Aziz Yardımlı İstanbul İdea 2011 sect 25 s 1057 Immanuel Kant Yargı Yetisinin Elestirisi sect 28 s 120

12 Selami Varlık

II Fenomen olarak doygun fenomen

a Husserl ve Kantrsquoın tersine

Husserlrsquoden yola ccedilıkan Jean-Luc Marion onun youmlnelimsellik goumlruumlşuumlnuuml tersine ccedilevirerek eksik fenomen fikrinden asırılık (excess) taşıyan fenomene ulaşır Husserlrsquode bilgi youmlnelim ile denk goumlruuml arasında ccedilakışma ile gerccedilekleşir Yalnız bu buluşmada tam bir denklik hiccedil bir zaman muumlmkuumln değildir ve bir anlam fazlalığı (surplus of meaning)8 soumlz konusudur Bir beyaz kacircğıt goumlrduumlğuumlmuumlzde ve ldquobu kacircğıt beyazdırrdquo dediğimizde goumlruumllen somut kacircğıt ldquobeyazrdquo teriminin youmlnelimselliğini tam olarak dolduramaz Oumlzel-likle ldquodirrdquoi hiccedil bir goumlruuml karşılamaz Anlam youmlnelimi olarak kurduğumuz cuumlmledeki ldquobeyazrdquo terimi ile goumlrduumlğuumlmuumlz beyazlık arasında tam bir denklik olduğunu haksız yere duumlşuumlnuumlruumlz Husserlrsquoin deyimiyle ldquolsquoBeyazrsquo kemilesinin niyeti sadece kısmen beliren nesnenin renksel goumlruumlnuumlşuumlyle ccedilakışır bir anlam fazlağı kalır bu belirmenin kendisinde kendini onaylayacak bir şey bulmayan bir formdurrdquo9 Nesnenin bir resmi olmayan dilsel ifade ifade ettiği deneyimi aşar Bu aşma sadece ifadedeki kavramsal ve genel olma boyutundan kaynaklanmaz Husserlrsquoe goumlre deneyimin ifadeleri ldquodirrdquo ldquodeğildirrdquo ldquobirrdquo ldquoveyardquo ldquoeğerrdquo gibi kategorik formlar iccedilerir Ve ldquokağıtrdquo kelimesinde bile ifade edilmeyen ldquovardırrdquo bir kategorik formdur10 Bu tespit Husserlrsquoi kategorik goumlruumller kuramına goumltuuml-recektir zira aranan ccedilakışma sadece bu goumlruumllerle anlam youmlnelmeleri arasında muumlmkuumln olacaktır Yani tam denklik sadece şekilsel goumlruuml gerektiren matematikte kategorik goumlruuml gerektiren mantıkta ve hiccedil goumlruuml gerektirmeyen totolojilerde muumlmkuumlnduumlr

Kavram ile goumlruuml arasında benzer ilişkiyi Marion Kantrsquota tespit eder Kantrsquota aslında goumlruuml kavramdan daha oumlnemli gibi durur Zira her ne kadar kavramsız goumlruuml koumlr ve goumlruumlsuumlz kavram boş olsa da sadece goumlruumlde verilmiş bir iccedilerik mevcuttur Oysa goumlruumlsuumlz kavram tam anlamıyla boştur yani onda hiccedil bir şey verilmemiştir Yani goumlruumlde algılanamayan bir iccedilerik varken goumlruumlsuumlz kavramda hiccedil bir şey yoktur Yalnız buradan goumlruumlnuumln kavrama uumlstuumlnluumlğuuml sonucuna varılmamalı Zira Kantrsquota da aslında goumlruuml ek-siktir ccediluumlnkuuml sadece duyusal goumlruumlye sınırlanmıştır Bu anlamda duyusal olmayan bir goumlruuml oumlrneğin entelektuumlel bir goumlruuml fenomenliğin yani goumlruumlnuumlrluumlğuumln dışına itilmiştir Duyusal goumlruumlnuumln oumlnceliği aynı zamanda temel bir eksikliğe doumlnuumlşuumlr11

Dolayısıyla Marionrsquoa goumlre goumlruuml daima eksiktir ve Kant ve Husserlrsquoin ele aldığı fenomenler bu eksiklik tarafından belirlenirler Goumlruumlnuumlrluumlğuumln bir şartını oluşturan ve bu

8 Edmund Husserl The Shorter Logical Investigations ccedilev John N Findlay London and New York Routledge 2001 s 341

9 Age s 34110 Jean-Luc Marion Being Given Toward a Phenomenology of Givenness ccedilev Jeffrey L Kosky

Stanford California Stanford University Press 2002 s 191 11 Immanuel Kant Arı Usun Elestirisi ccedilev Aziz Yardımlı İstanbul İdea 2008 s 285 Bkz Marion

Being Given s 194-196

Jean-Luc Marionrsquoda Doygun Fenomen ve Yuumlce 13

anlamda kesinlikle rastlantısal olmayan bu eksikliği Marion tersine ccedilevirir Yani fazlalık (surplus) taşıyan fenomenlerin imkacircnı sorusunu sorar12 ldquoGoumlruumlde fakir olduğu varsayılan fenomene goumlruuml ile doygun olan bir fenomen ile karşıkonulamaz mırdquo13 Boumlyle bir doygun fenomen (saturated phenomenon) hiccedil bir eksiklik taşımaz tam tersine o zengin dolup taşan bir fenomendir14 Bu fenomen bizim ona youmlnelmemizden bağımsız olarak vardır Burada goumlruuml youmlnelimin hiccedil hesaplayamayacağından fazlasını verir ve artık goumlruuml değil de youmlnelim eksik konuma duumlşer15 Doygun fenomenin youmlnelim tarafından doldurulma ihtiyacı yoktur Dolayısıyla doygun fenomen goumlruumlnuumlrluumlğuuml ve goumlruumlnmezliği bir arada taşır zira o hem goumlruumlnuumlr hem de bu goumlruumlnuumlrluumlğuumln arkasında kendisini gizler

Boumlyle bir fenomenin varlığını sorgulamak Marionrsquoa iki nedenden dolayı meşru goumlzuumlkuumlr İlk olarak her ne kadar Kant ve Husserl fenomenliği goumlruuml ile kavram arasındaki ilişkiyle accedilıklasalar da bu bağı sadece iki tuumlrden duumlşuumlnuumlrler Goumlruuml eksikliği veya tam uyum Ve uumlccediluumlncuuml bir olası ilişki tuumlruumlnuuml ndashyani goumlruumlnuumln fazlalığınındash hiccedil ele almazlar Oysa bu uumlccediluumlncuuml muhtemel ilişki tuumlruuml fenomenin tanımının doğal sonucudur İkinci olarak Marionrsquoa goumlre aslında estetik ide fikriyle Kant doygun fenomen imkacircnını sezmiştir Akıl idesi hiccedil bir zaman bir bilgiyle sonuccedillanamaz zira onda kavrama denk duumlşecek bir goumlruuml yoktur Estetik ide iccedilin ise sorun tam tersidir Yani onda goumlruuml denk bir kavram bulamaz16 Yani estetik ide daha oumlnce ele aldığımız goumlruuml eksikliğinin tam ters oumlrneğini oluşturur Burada eksik olan goumlruuml değil kavramdır Kavramları aşan bu estetik ideyi hiccedil bir dil ifade edip anlaşılır kılamaz Ve bu ifade edilemezliğin tek nedeni verilen goumlruumldeki aş-kınlıktan başka bir şey değildir Estetik ide ldquohayalin sergilenemez temsilirdquodir Marionrsquoun deyimiyle ldquoinexposable (inexponible) representation of the imaginationrdquo17 Yanı goumlruumlde verilen kavramların sergileyeceğinden oumltedir sergilenmenin a priori kurallarını aşar

b Oumlzne oumltesi fenomenler

Doygun fenomeni duumlşuumlnmek iccedilin Marion klasik fenomenin goumlruumlnuumlrluumlğuuml sorunundan yola ccedilıkar Oumlzellikle Kantccedilı ve Husserlci bağlamda bir fenomenin goumlruumlnuumlr olması kendi sayesinde değil tuumlm fenomenler iccedilin geccedilerli olan şartlar ccedilerccedilevesinde muumlmkuumlnduumlr18 Ve goumlruumlnuumlrluumlk imkacircnını oluşturan bu şartlar aynı zamanda bir sınır ccedilizer Marion oumlzel-

12 Bu eksiklik Kant iccedilin de geccedilerlidir ldquoThe phenomenon is therefore characterized according to Husserl and Kant by its lack of intuition which gives it only by limiting itrdquo Age s 194

13 Age s 197 14 Recep Alpyağıl ldquoCcedilağdaş Felsefedeki lsquoArmağanrsquo Tartışması Din Felsefesine ne Kazandırabilirrdquo

Ekev 1338 kış 2009 s 96 Muumlellif doygun fenomeni ldquomeşbu fenomenrdquo olarak ccedilevirmiştir Ayrıca doygun fenomen fikrinin Mevlanarsquoda bir karşılığı iccedilin bkz ldquoagmrdquo s 97

15 Jean-Luc Marion The Visible and the Revealed ccedilev Christina M Gschwandtner New York Fordham University Press 2008 s 32

16 Immanuel Kant Yargı Yetisinin Elestirisi sect 57 s 21817 Jean-Luc Marion ldquoThe Saturated Phenomenonrdquo Phenomenology and the ldquoTheological Turnrdquo The

French Debate ed Dominique Janicaud New York Fordham University Press 2000 s 196 18 ldquoAgmrdquo s 177

14 Selami Varlık

likle iki şarttan bahseder İlk olarak tuumlm fenomenler belli bir ufuk iccedilerisinde verilirler Ve ikinci olarak fenomenler bir Ben iccedilin goumlruumlnuumlrler19 Yani goumlruumlnuumlr olmak daima bir ufuk iccedilerisinde bir oumlzne iccedilin bir oumlzne karşısında goumlruumlnuumlr olmaktır Her fenomen Benrsquoe indirgenebilirliği ile tanımlanır ve belirli goumlruumlnuumlrluumlk şartlarına uymak zorundadır

Tam olarak bu noktada doygun fenomen kavramı ile Marionrsquoun amacı Kant ve Husserlrsquoin oluşturdukları bu iki sınırı aşmaktır20 Marion oumlzneye indirgenemez olan mutlak ve oumlzerk fenomenler imkacircnının sorusunu sorar Amaccedil oumlyle bir ldquogoumlruumlsel veril-merdquo (intuitive giveness) oluşturmaktır ki hem mutlak olarak koşulsuz olsun yani bir ufuk sınırı tanımasın hem de mutlak olarak indirgenemez olsun yanı oluşturucu bir Benrsquoe indirgenmesin ldquoUfkun şartlarını (iccediline dacirchil olmak yerine onu asarak) tersine ccedileviren ve indirgemeyi (Benrsquoe indirgenmek yerine Benrsquoi kendine dogru youmlnlendirerek) tersine ccedileviren bir fenomen tipi tasavvur edemez miyizrdquo21 Daha genel olarak burada sorulan soru duumlnyayı nesnelleştiren oumlzne merkezli bir fenomenolojiden oumlte oumlzneden bağımsız ve fenomenliğin sınırında bir fenomenoloji imkacircnıdır Hatta bunlar sınırda goumlruumlnduumlkleri iccedilin bir şekilde daha fazla goumlruumlnuumlrler Yani Marion oumlznenin youmlnelimsel-liğine tabi olmayan bir goumlruumlnuumlrluumlk imkacircnını savunur22 Doygun fenomen kuramı bu sorulara olumlu cevap verme olanağını sunar Hem goumlruumlnuumlrluumlk şartını oluşturan ufuk hem kurucu oumlzne hem de algılanan goumlruuml sonludur

Herhangi bir fenomenin bir ukfa dacirchil olabilmesi (ve burada imkacircn şartını bulabil-mesi) iccedilin bu ufkun sınırlanmış olması (ki bu onun tanımıdır) ve dolayısıyla fenomenin sonlu kalması gerekir Bir fenomenin onu belirleyen accedilıkccedila sonlu bir Benrsquoe indirgen-mesi iccedilin fenomen sonlu nesnellik statuumlsuumlne indirgenmiş olmalıdır Her iki durumda ufkun ve Benrsquoin sonluluğu goumlruumlnuumln kendisinin sonluluğu tarafından belirtilmiştir23

Marion hem doygun fenomenlerin varlığının muumlmkuumln olduğunu hem de felsefe tarihinde ndashhatta en oumlnemli metafizikccedililerin hepsindendash farklı oumlrneklerine rastladığımızı vurgular Temelde doumlrt tuumlr doygun fenomen mevcuttur ve bunların her biri Kantrsquoın ka-tegori gruplarının birini aşar Nicelik accedilısından doygun fenomen hadisedir (event) veya ldquosaf tarihi hadiselerrdquo Onlar ccediloğu kez hiccedil beklenmeden gerccedilekleşirler ve hiccedil bir zaman tam olarak tekrarlanmazlar Onlarda goumlruumlnuumln fazlalığı her tuumlr nesneleştirmeye engel olur ve anlaşılmaları hermeneutiğe başvurmayı gerektirir24 Bu tuumlr fenomenlere tanıklık

19 Bu iki sınırlandırmanın Kantccedilı versiyonu iccedilin bkz Kant Arı Usun Elestirisi s 176-17720 Wendy Wiseman ldquoThe Sublime Subject in Kantrsquos Metaphysic and Jean-Luc Marionrsquos Phenomenologyrdquo

Epocheacute The University of California Journal for the Study of Religion Yaz 2006 s 180 21 Marion ldquoThe Saturated Phenomenonrdquo s 184 ldquoCan we not envisage a type of phenomenon that would

reverse the condition of a horizon (by surpassing it instead of being inscribed within it) and that would reverse the reduction (by leading the I back to itself instead of being reduced to the Irdquo

22 Ruud Welten Pheacutenomeacutenologie du Dieu invisible Essais et eacutetudes sur Emmanuel Levinas Michel Henry et Jean-Luc Marion Ingilizceden ccedilev Sylvain Camilleri Paris LrsquoHarmattan 2011 s 190

23 Marion The Visible and the Revealed s 3124 Age s 47 Marion bu noktada Paul Ricoeurrsquouumln ccedilalışmalarına ve oumlzellikle Zaman ve Anlatırsquoya ccedilok

şey borccedillu olduğunu hatırlatır

Jean-Luc Marionrsquoda Doygun Fenomen ve Yuumlce 15

eden oumlzne onları kuşatamaz hatta tam tersine bu doygun fenomenler oumlzneyi kuşatırlar Burada oumlzne kuran değil kurulandır (constituted) Yalnız her ne kadar doygun fenomen olsalar da saf tarihi hadiseler geneldir ve bir şekilde iletilebilirler Nitelik kategorilerini aşan temel doygun fenomen idolduumlr veya daha genel olarak tablodur İdolde veya sanat eserinde goumlruuml daima onu idrak etmek isteyen kavramları aşar ve bu şekilde bakan oumlzne suumlrekli tekrar bakmasına rağmen tabloyu tam olarak goumlremez Dolayısıyla transandantal oumlzne egemen pozisyonunu kaybeder25 İlişki kategorileri accedilısından ten temel doygun fenomendir Zira tenin kendini duygulaması dışsal fenomenlerin algısını oumlnceler Tuumlm youmlnelimlerden oumlnce hissedenle hissedilenin birliği iccedilerisinde ten kendini duygular Yani ten deneyiminde goumlruuml kurguyu oumlnceler Ve son olarak kiplik accedilısından temel doygun fenomen ikon veya başkasının yuumlzuumlduumlr İlk uumlccedil doygun fenomenlerin temel oumlzelliklerini iccedileren ikon asla bakılamayan bir oumlzneye indirgenemeyendir İkon veya başkasının yuumlzuuml karşısında bakan ile bakılanın yerleri değişir ve artık oumlzne bakılandır26 Bu doumlrt temel doygun fenomen sonludur ve bunları aşan en yuumlksek doygun fenomen olan vahiy veya İsarsquonın ifşasıdır O hem bir tarihi olay hem goumlzleri kamaştıran bir idol hem acı ccedileken veya zevk veren bir ten hem de ikonik bir yuumlzduumlr27 Revelation ikinci derecede bir doygun fenomendir zira onda goumlruumlnuumlrluumlğuumln temel doumlrt şartını oluşturan doumlrt kategori grubu tamamı aynı anda aşılır28 Marionrsquoun temellendirmek istediği boumlyle bir vahyin teolojik gerccedilekliğinden ziyade fenomenolojik imkacircnıdır Kelime Fransızca hem ldquovahiyrdquo anlamını hem de ldquoifşa etmerdquo ldquoaccedilığa ccedilıkarmardquo anlamlarını iccedilerir Marion buradaki ifşa kavramının teolojik değil fenomenolojik bir kavram olduğunu vurgular ve onu şu şekilde tanımlar ldquoSadece kendinden olan ve kendinden başlayan ve imkacircnını herhangi bir oumln belirlemeye tabi tutmayan bir ifşardquo29

Descartesrsquota sonsuz fikri Husserlrsquode zaman bilinci veya Spinozarsquoda cevher kuramı gibi Kantrsquoın yuumlce fikri de doygun fenomen oumlrneklerinden bir tanesini oluşturur30 Bu oumlrnekler iki nedenden dolayı oumlzel bir oumlnem taşır İlk olarak somut oumlrneklerin varlığı imkacircndan gerccedilekliğe geccedilişi sağlar Az oumlnce ele aldığımız gibi Marion oumlnce bu tuumlr

25 Marion Being Given s 23026 Age s 233 27 Vincent Citot-Pierre Godo ldquoEntretien avec Jean-Luc Marionrdquo Le Philosophoire 200011 no 11 s

19 28 Marion Being Given s 235 Marion ldquodoygunluğun doygunluğundanrdquo bahseder 29 Marion The Visible and the Revealed s 47 Marion bu anlamda kullanılan uumlccedil tuumlr ifşa oumlrneği verir

insanın bakabildiği yalnız kuramadığı tablo yani idol insanın goumlremediği ama insanı goumlren ve goumlzleri kamaştıran ikon ve son olarak goumlruumlnmez bir bakışın insana goumlruumlluumlr bir şekilde bakması ve onu sevmesi yani teofani

30 Marion Being Given s 220 Marion The Visible and the Revealed s 46 Descartesrsquota fenomenin bir nesneye indirgenemediği tek fikir sonsuz fikridir Kantrsquoın kategorileri bağlamında nicelik accedilısında sonsuz fikri ilave ve sentezlerle değil de aniden (tota simul) gelir Nitelik accedilısından derecelendirme kabul etmeyip maksimuma en fazlaya goumlndermede bulunur İlişki kategorileri accedilısından sonsuz fikri anlaşılmazdır ve başka hiccedilbir fikirle kıyas olanağı sunmaz Ve son olarak kiplik accedilısından oumlzne tarafından kuşatılmaz tam tersine o oumlzneyi kuşatır (comprehend yani aynı zamanda anlar)

16 Selami Varlık

fenomenlerin olanağı sorusuyla başlar ve bir şekilde oumlrneklerin varlığı bu imkacircna gerccedileklik boyutu kazandırır31 İkinci olarak her ne kadar bunu accedilıkccedila ifade etmese de felsefe tarihinden oumlrnek vererek Marion felsefe dili alanında kalıp dini alana kayma-ma teşebbuumlsuumlnde bulunur Revelation yani vahyin en uumlst doygun fenomen olduğunu soumlylemiştik Ayrıca doygun fenomeni idol ve ikon gibi dini iccedilerikli fenomenler accedilı-sından da değerlendiren Marion daima youmlnteminin sadece fenomenolojik olduğunu vurgulamıştır32 Felsefe tarihinde farklı doygun fenomenler oumlrnekleri veren Marionrsquoa goumlre Kantrsquoın yuumlcesi Descartesrsquoin sonsuz fikrinden daha ilgi ccedilekicidir zira rasyonel teolojiyle hiccedil bir bağlantı kurmaz Ayrıca Kantrsquoın oumlnemi Marionrsquoun doygun feno-menleri Kantrsquoın kategorileri accedilısından tasvir etmesinde de fark edilir33

III Doygun fenomen olarak yuumlce

a Kantrsquota ve Marionrsquoda yuumlce

Marionrsquoda yuumlce kavramı temel bir kavram olarak değil de bir oumlrnek olarak karşımı-za ccedilıkar bir doygun fenomen oumlrneği olarak Marionrsquoa goumlre Kantrsquoın doygun fenomenrsquoin imkacircnını bir şekilde estetik ide fikriyle sezdiğini ifade etmiştik Estetik ide sergilenemez bir temsildir (inexponible Vorstellung)34 Oysa bilgi nesnesine doumlnuumlşemeyen bu aşkın goumlruuml hayalin ldquooumlzguumlr oyunurdquo vesilesiyle oumlnem ve anlam kazanır İşte bu oyunda bir yuumlcelik yer alır35 Doygun fenomenin Kantccedilı oumlngoumlruumlsuuml olarak estetik ideden yuumlcelik kavramına geccediliş tesaduumlfi değildir Zira Marion daha sonra yuumlceyi oumlnemli bir doygun fenomen oumlrneği olarak sunar Ve genel olarak doygun fenomen iccedilin yaptığı gibi Marion doygun fenomen olarak yuumlceyi de Kantrsquoın kategorileri ccedilerccedilevesinde ele alır Kantrsquoın kategorileri hem genel olarak doygun fenomenler hem oumlzel olarak yuumlce iccedilin geccedilerlidir36 Nicelik accedilısından yuumlce hem ldquobiccedilimsizrdquo37dir hem de izafi değil de mutlak olarak buumlyuumlk

31 Mikkel B Tin ldquoSaturated Phenomena From Picture to Revelation in Jean-Luc Marionrsquos Phenomenologyrdquo Filozofia 65 (9) Ocak 2010 s 872

32 Paris Katolik Enstituumlsuuml Felsefe fakuumlltesi dekanı Fransız filozof Emmanuel Falquersquoa goumlre her ne kadar Marion doygun fenomen kavramını sadece felsefi bir bağlamda geliştirdiğini vurgulasa da Marion bu fikri ilk olarak Katolik bir dergide ldquoTanrırsquoya İmkacircnsız Yokturrdquo başlıklı dini bir yazıda oumlne suumlrmuumlştuumlr Bkz Jean-Luc Marion ldquoAgrave Dieu rien drsquoimpossiblerdquo Communio 14 no 5 1989 43-58 Yalnız Falquersquoa goumlre bu durum kavramın felsefi değerini duumlşuumlrmez tam tersine felsefenin teolojik fikirlerden de beslenebileceğini goumlsterir Bkz Emmanuel Falque ldquoLarvatus pro Deo Pheacutenomeacutenologie et theacuteologie chez J-L Marionrdquo Gregorianum 86 1 2005 s 56 dn 23

33 Marion Being Given s 199 ldquoI will sketch a description of the saturated phenomenon by following the lead of the categories of the understanding defined by Kantrdquo

34 Kant Yargı Yetisinin Elestirisi sect 57 s 218 Kant burada İngilizce inexponible kelimesini kullanmıştır35 Age s 19836 Wiseman ldquoThe Sublime Subjectrdquo s 18237 Kant Yargı Yetisinin Elestirisi sect 23 s 101 Bu biccedilimsizlik sınırsızlıktan kaynaklanmaktadır

ldquoDoğanın Guumlzeli nesnenin sınırlardan oluşan biccedilimini ilgilendirir buna karşı Yuumlce ise biccedilimsiz bir

Jean-Luc Marionrsquoda Doygun Fenomen ve Yuumlce 17

olandır O ldquotuumlm kıyaslamalardan oumlterdquo buumlyuumlktuumlr38 Kantrsquoın ifadesiyle ldquoSaltık olarak (schlechthin groszlig) buumlyuumlk olana Yuumlce derizrdquo39 oysa ldquobirşeyin accedilıkca (simpliciter) buumlyuumlk olduğunu soumlylemek onun saltık olarak buumlyuumlk (absolute non comparative magnum) olduğunu soumlylemekten buumltuumlnuumlyle ayrı bir şeydirrdquo40 Kantrsquoın yuumlceye atfettiği buumlyuumlkluumlk tuumlm karşılaştırmaların oumltesinde bir buumlyuumlkluumlktuumlr

Nitelik accedilısından Marion Kantrsquola birlikte yuumlcenin yol accediltığı duyguyu ldquoolumsuz hazrdquo olarak tanımlar41 Burada buumltuumlnluumlğuumln idelerini sunmak iccedilin imgelemin yetersizli-ğinin duygusu soumlz konusudur Verdiği oumlrnekte Kant Romarsquoda St Pierre Kilisesirsquone ilk girildiğinde hissedilen duyguyu bu şekilde tarif eder Ayrıca nitelik accedilısından yuumlce kor-kunccedil bir boyut taşır bu da ldquobuumlyuumlkluumlğuuml yoluyla kavramını oluşturan ereği yok ediyorsardquo gerccedilekleşir42 İlişki accedilısından yuumlce tuumlm kıyaslar oumltesidir zira O ldquosınırsızdırrdquo43 Guumlzellik doğrudan nesnenin sınırlarını ccedilizen biccedilimi ile ilgiliyken biccedilimsiz bir nesnede bulunan yuumlce sınırsızlığıyla duumlşuumlnuumlluumlr Ve son olarak kiplik kategorileri accedilısından yuumlce yargı guumlcuumlnuumln ereğine karşı ccedilıkar Yani yuumlcede yargı guumlcuuml ile fenomen arasındaki ilişki tersine ccedilevrilir ve oumlzne pasifleşir Artık o kurucu değil kurulandır bakan değil bakılan Benrsquodir

Doygun fenomenin temel oumlzelliği fenomen olmasındadır Yani Marionrsquoun yuumlzleştiği sorun goumlruumlnmezin akledilirliği değildir goumlruumlnmesidir O bu noktada Platonrsquodan daha ileri gitmek ister Kimyada doygun bir sıvı ccediloumlzelti sabit basınccedil ve sıcaklıkta ccediloumlzebileceği en fazla maddeyi ccediloumlzmuumlş ccediloumlzeltidir Yani boumlyle bir sıvıda kesinlikle daha fazla madde ccediloumlzuumllemez aksi takdirde ccediloumlzeltinin kimyasal yapısı değişmiş olur Başka bir deyişle doygunluk sınır meselesidir Kantccedilı anlamda yuumlce de bu sınırla yuumlzleşir Zira yuumlcenin sorunu bir şeyin goumlruumlnmezliği veya goumlruumlnuumlrluumlğuuml değil de ldquosınırdardquo (agrave la limite) gouml-ruumlnmesidir44 Yuumlceyi doygun fenomen olarak duumlşuumlnecek olursak buradaki ldquofenomenrdquo kavramı oumlzel bir oumlnem iccedilerir zira sınırda olmanın oluşturduğu gerilimi o taşır Kantrsquota bu sınır hayalin sınırıdır Hayalin burada yuumlzleştiği buumlyuumlkluumlk mutlak bir buumlyuumlkluumlktuumlr Bu buumlyuumlkluumlğuumln oumlzelliği nicelik olarak diğer tuumlm buumlyuumlkluumlklerden daha buumlyuumlk olması değildir Marionrsquoun da vurguladığı gibi yuumlce tuumlm analojilerden oumlte buumlyuumlktuumlr

Nicelik accedilısından Marionrsquoun Kantrsquola birlikte yuumlceyi tuumlm kıyaslamalardan oumlte buuml-yuumlk olarak tasvir ettiğini soumlylemiştik Kant bu noktada magnitudo ile quantitas arasında bir ayrım yapar ldquoAma buumlyuumlk-olma ve bir buumlyuumlkluumlk olma buumltuumlnuumlyle ayrı kavramlardır (magnitudo und quantita)45 Quantitas oumllccediluumllene goumlnderirken magnitudo genel olarak

nesnede bulunacaktır ama ancak sınırsızlığın onda ya da onun vesilesiyle tasarımlanması oumllccediluumlsuumlnderdquo 38 Marion The Visible and the Revealed s 4639 Kant Yargı Yetisinin Elestirisi sect 25 s 105 40 Age s 10541 Age s 10242 Age s 111 Muumltercim Almanca ungeheuerrsquoi Tuumlrkccedile muazzamrsquola karşılamıştır Fransızca Marion

monstruositeacute yani monstrosityrsquoden bahseder Marion Being Given s 22043 Kant Yargı Yetisinin Elestirisi sect 23 s 10144 Jean-Luc Nancy ldquoLrsquooffrande sublimerdquo Du Sublime Paris Belin 1988 s 6645 Kant Yargı Yetisinin Elestirisi sect 25 s 105

18 Selami Varlık

oumllccedilebilmeye atıfta bulunur Yani quantitas somut bir buumlyuumlkluumlktuumlr oysa magnitudo buumlyuumlkluumlklerin varlığını bildirir Tikel olarak buumlyuumlkluumlkler olması iccedilin genel olarak bir buumlyuumlkluumlk fikri olmalıdır Burada nicelik olarak buumlyuumlkluumlk niteliksel bir boyut kazanır Guumlzellik şekille ilgilidir oysa yuumlce şeklin oumltesindedir Guumlzellik belirli ve sınırlı bir imgedir yuumlce ise imgelerin var olmasındadır Yani yuumlce sınırsızlığı hissettiren sınırların var olmasındadır Yuumlce bu sınırı goumlsterendir zira sınırları değilleyen sınırsızlık daima bir sınır ccedilerccedilevesinde veya bir sınırın oumltesinde vardır Bu anlamda doygun fenomen bir sınır fenomenidir ldquoYuumlce magnitudo sınırda ve sınırın kaldırılmasında ikamet eder ndash hatta ansızın gelir ve şaşırtırrdquo46 Artık mesele sınırı aşmak değil sınırda kalmaktır ama bu sınır aynı zamanda oumlteki yuumlzuumlnuuml oluşturan sınırsızlığı da goumlruumlnuumlr kılar Goumlruumlnuumlrluumlğuumln sınırı aynı zamanda sınırın goumlruumlnuumlrluumlğuuml sorunuyla ilgilidir Doygun fenomen daima kendinin oumltesini taşıyan bir sınır fenomenolojisini muumlmkuumln kılar Bu sınıra gelen insanın hisettiği de yuumlcelik duygusudur Yuumlce hayal bu sınıra iccedilerinden dokunur47

b Kategoriler accedilısından doygun fenomen

Doygun fenomen oumlrneği olarak yuumlce bize doygun fenomeni daha yakından ele almayı muumlmkuumln kılar O Kantrsquoın kategorilerinin oumltesindedir zira onda goumlruuml kavramı aşar ve benzer şekilde doygun fenomen de aslında bu kategorileri aşar Bu yuumlzden Marion Kantrsquoın kategorilerini tersine ccedilevirerek doygun fenomeni ele alır48 Doygun fenomenrsquoin hem ufku hem Benrsquoi aştığını soumlylemiştik O nicelik nitelik ve ilişki accedilı-sından ufku kiplik accedilısından da Benrsquoi aşar Nicelik accedilısından doygun fenomen nişan alınamazdır (invisable) nitelik accedilısından dayanılmaz katlanılmaz (unbearable) ilişkiye goumlre mutlak (absolute) ve kiplikrsquoe goumlre bakılamaz (irregardable)

İlk olarak nicelik accedilısından doygun fenomen nişan alınamazdır zira beklenmedik-tir49 Marion Kantrsquoın fenomen tasvirini iki accedilıdan ele alır İlk olarak niceliğe goumlre bir buumltuumln parccedilalarının birleşimiyle oluşur Buumltuumlnuumln temsili parccedilaların temsilinin toplamı sayesinde muumlmkuumln olur Bu da ikinci olarak fenomenin parccedilalardan oluşan bir buumltuumln olarak oumlnceden oumlngoumlruumllmesini sağlar50 Yani parccedilaların algısının toplamından oluşan bir buumltuumln aynı zamanda oumlnceden goumlruumllen bir fenomendir Doygun fenomen ise bu iki oumlzelliği tersine ccedilevirir Kavramı aşan bir goumlruuml sonlu parccedilaların birleşiminden oluşamaz Goumlruuml kavramı aştığı gibi buumltuumln de parccedilaları aşar Boumlyle bir fenomen oumllccediluumllemeyen oumllccediluumlsuumlz bir fenomendir Bu aşırılık ccedilok buumlyuumlk olan ve bundan dolayı sınırsız bir nicelik

46 Nancy ldquoLrsquooffrande sublimerdquo s 68 47 Age s 7748 Marion Being Given s 19949 Age s 199 Burada Marion Fransızca ldquone peut se viserrdquo (ldquocannot be aimed atrdquo) yani ldquonişan

alınamazrdquo ile ldquoimpreacutevisiblerdquo (unforeseeable) arasında bir kelime oyunu yapar Yani goumlruumllemeyen aynı zamanda beklenmeyen oumlngoumlruumllemeyendir

50 Kant Arı Usun Elestirisi s 223

Jean-Luc Marionrsquoda Doygun Fenomen ve Yuumlce 19

değildir O hiccedil bir zaman algılanamayan oumlngoumlruumllemeyendir Ccediluumlnkuuml doygun fenomende parccedilalardan buumltuumlne geccedilişi sağlayan ardışık sentez imkacircnsızdır Bu sentezin imkacircnsızlığı oumlzellikle hayret (amazement) duygusunda kendini goumlsterir Hayrette nesne daima onu goumlrmemizden oumlnce gelir o her zaman beklenmediktir bu yuumlzden insanı şaşırtır51 Yani oumlzet olarak doygun fenomen iki fenomenolojik nedenden dolayı nişan alınamazdır İlk olarak fenomeni suumlrekli doyuran goumlruuml sonlu sayıdan oluşan sonlu parccedilalar tespit etmeyi engeller Bu şekilde fenomeni goumlruumllmesinden oumlnce oumln-goumlrmek imkacircnsızlaşır İkinci olarak doygun fenomen insanı hayrete duumlşuumlruumlr

Nitelik accedilısından doygun fenomen ccedilekilmez dayanılmazdır (unbearable) Burada aşırılık goumlruumlnuumln niceliğiyle değil de yeğinliğiyle (intensity) ilgilidir52 Kantrsquota nitelik sayesinde goumlruuml nesneyi sınırlar hatta değiller ve bu şekilde ona bir gerccedileklik derecesi atfeder Nitelik iccedilin de tıpkı nicelikte olduğu gibi bir oumlngoumlruuml soumlz konusudur Yalnız nicelikte ardışık sentez homojen oumlğeler arasında gerccedilekleşirken nitelikte heterojen olan derece artışı bağlamında algılanır Fakat Kant yeğinliği sadece yeğinlik derecesi en duumlşuumlk olan nesneler ccedilerccedilevesinde ele alır53 Marionrsquoa goumlre Kantrsquoın yeğinliği bu şekilde sıfırla bağlantılı olarak duumlşuumlnmesi oumlzguumlr ve aşırı bir fenomenlik fikrine engel olur Oysa doygun fenomende hiccedil bir değilleme veya sınırlama (niteliğin ikinci ve uumlccediluumlncuuml kategorisi) olmadan goumlruuml fenomene gerccedileklik atfeder (birinci kategori) Fenomeni doyuran goumlruuml oumllccediluumlsuumlz bir yeğin buumlyuumlkluumlğe ulaşır ve bu şekilde tuumlm beklenti ve oumln-goumlruumlleri aşar Burada ışık o kadar guumlccedilluumlduumlr ki onu goumlrmek isteyen goumlzuuml kamaştırır ve yakar Yani nicelik ile nitelik kategorileri doygun fenomenin oumllccediluumlsuumlz aşırılığını hem uzam accedilısından hem yeğinlik accedilısından ele alır Nitelikteki koumlrelme goumlruumlnuumln nicelik-sel fazlalığından değil ondaki goumlruuml yeğinliğinden kaynaklanır Marion bu anlamda doygun fenomeni Platonrsquola accedilıklar54

Mahpuslardan birini kurtaralım zorla ayağa kaldıralım başını ccedilevirelim yuumlruuml-telim onu goumlzlerini ışığa kaldırsın Buumltuumln bu hareketler ona acı verecek Goumllgelerini goumlrduumlğuuml nesnelere goumlzuuml kamaşarak bakacak Ona demin goumlrduumlğuumln şeyler sadece hoş goumllgelerdi şimdiyse gerccedileğe daha yakınsın gerccedilek nesnelere daha ccedilevriksin daha doğru goumlruumlyorsun dersek oumlnuumlnden geccedilen her şeyi birer birer ona goumlsterir bunların ne olduğunu sorarsak ne der Şaşakalmaz mı Demin goumlrduumlğuuml şeyler ona şimdikilerden daha gerccedilek gibi gelmez mi55

Yalnız Platonrsquoda Kantrsquotan farklı olarak goumlruuml duyusallıkla sınırlı değildir Ve

51 Parccedilaların toplamını aşarak bir tuumlr hayrete yol accediltığı fenomen oumlrneği olarak Marion kuumlbist eserleri zikreder Bkz Marion Being Given s 201-202

52 Age s 203 53 Kant Arı Usun Elestirisi s 22854 Marion Being Given s 20455 Platon Devlet ccedilev Sabahattin Eyuumlboğlu-M Ali Cimcoz Tuumlrkiye İş Bankası Yayınları İstanbul

2014 s 232 515d Ayrıca İyirsquonin aşkınlığı iccedilin bkz Age s 225 509b ldquoİyi hiccedil de bir varlık değildir Varlıktan ccedilok daha parlak ccedilok daha guumlccedilluuml bir şeydirrdquo

20 Selami Varlık

goumlzlerin kamaşması hem duyusal hem akledilir goumlruuml iccedilin geccedilerlidir Yani mağara isti-aresinde Platonrsquoun akli bir suumlreci goumlrsel olarak resmetmeye ccedilalışması bu noktada ccedilok anlamlıdır Platon bize goumlzlerin kamaşmasının duyusallıkla sınırlı olmadığını vurgular Yani burada Platon ifade edilemezliğe veya resmedilemezliğe kare bir boyut kazandırır Zira hem duyusallık alanı dışında olanları anlatmak iccedilin bir allegoriye başvurur hem de o allegorinin iccedilinde bile goumlruumlnemezliği resmeder Zira insan İyi İdesini ldquokolay kolay goumlremezrdquo56 ama bu zorluk eksiklikten kaynaklanmaz tam tersine fazlalığın oluşturduğu bir zorluktur Platonrsquoda İyi idesini anlamayı muumlmkuumln kılan guumlneş ışığın kaynağıdır ışığın kendisi değil Yani O goumlruumlnen olmaktan ziyade nesnelerin goumlruumllmelerini sağlar

İlişki kategorileri accedilısından doygun fenomen mutlaktır yani deneyimin sundu-ğu tuumlm analojileri aşar Dinamik olan ilişki kategorileri a priori kurallar vesilesiyle fenomenleri aralarındaki ilişkiler ccedilerccedilevesinde belirlemeye ccedilalışırlar Bu ilişkilere Kant ldquodeneyimin analojilerirdquo der Bunlar uumlccedil kategoriden oluşur araz-cevher ilişkisi ve cevherin suumlrekliliği nedensellik ilişkisi ve bir cevherler topluluğunda karşılıklı etki Yani fenomenler belirli bağlantı kuralları ccedilerccedilevesinde oumlzne tarafından zaman iccedilerisinde algılanırlar Bu analojiler sayesinde deneyim bir birlik kazanır Oysa Mari-onrsquoa goumlre Kant bu analojilerin ldquofenomenolojik guumlcuumlnderdquo bir ldquokırılganlıkrdquo olduğunu sezmiştir57 Matematikte analoji nicelikseldir ve hesap sayesinde doumlrduumlncuuml rakamı bulmayı sağlar Oysa Kantrsquoa goumlre felsefede analojinin eşit kıldığı iki ilişki niceliksel değil nitelikseldir58 Bu felsefi analojide uumlccedil oumlğenin bilgisi matematik analojide olduğu gibi doumlrduumlncuuml oumlğenin bilgisine değil de onunla kurulan ilişkinin bilgisine goumltuumlruumlr Matematik alanda analoji niceliksel ve kurucudur yani deneyimin analojisi muumlmkuumlnduumlr Oysa fizik alanda analoji yetersiz kalır ve sadece niteliksel olarak duumlzenleyicidir Yani A Brsquonin nedeniyse Drsquonin ne olacağını kuramadan sadece Crsquoye goumlre sonuccedil konumunda olacağını ifade edebiliriz Dolayısıyla deneyiminin analojileri nesnelerini tam olarak kurmazlar onlar sadece anlama yetisinin ihtiyaccedillarını ifade ederler Oysa eğer bir doygun fenomen nicelik ve nitelik accedilısından kavramlardan oumlte ise bu aynı fenomen ilişki accedilısından da tuumlm analojilerin oumltesinde algılanır yani salt ve mutlak fenomen olarak Bu tuumlr fenomenler hiccedil bir ufka bağımlı değildir ve bu anlamda koşulsuzdur

Son olarak Marion doygun fenomeni kiplik accedilısından ele alır İlk uumlccedil kategori sınıfı ufuktan bağımsızlığı vurgularken kiplik oumlzneye indirgenmeyi aşmayı hedefler Bu noktada doygun fenomen bakılmazdır (irregardable) Artık sorun ufuk değil oumlznedir Zira bilindiği gibi kiplik kategorileri nesnelerin kendileriyle (nicelik nitelik) veya aralarındaki ilişkilerle (ilişki) değil de duumlşuumlnce ile veya bilgi yetisi ile kurdukları bağ ile ilgilenirler Bilinir olmak iccedilin nesneler aşkınsal Benrsquole uyum iccedilerisinde olmak zo-rundadır Marion iccedilin doygun fenomen bu zorunlu uyuma istisna oluşturur ldquoDoygun

56 Age s 234 517c 57 Marion Being Given s 20858 Kant Arı Usun Elestirisi s 237

Jean-Luc Marionrsquoda Doygun Fenomen ve Yuumlce 21

fenomen bir nesne gibi bakılmayı kabul etmez ccediluumlnkuuml O kurma gayretlerini iptal eden ccedilok youmlnluuml ve tarif edilemez bir aşırılık (multiple and indescribable excess) la birlikte goumlruumlnuumlrrdquo59 Doygun fenomen goumlruumlluumlr ama bakılamaz O bakılmaz olarak kendini ve-rir Bakmak goumlrmekten ccedilok farklıdır zira bakmada nesne belirli şartlara kavramlara indirgenmiş olur Oysa doygun fenomende o kadar goumlruuml fazlalığı vardır ki o kesinlikle Benrsquoin oluşturduğu deneyim şartlarını aşar

IV Yuumlcede ve ahlakta merkezdışı oumlzne

a Kantrsquota bencil oumlznenin imhası

Yuumlce kavramı etrafında oluşan bu benzerlik Marion ile Kantrsquoın arasında temel bir farkı oumlrtmemelidir Kant yuumlceyi oumlzneden bağımsız olamayan onun bir duygusu olarak goumlruumlr ve yuumlce duygusu ile oumlzne arasındaki bağlantıyı ahlaki amaccedil bağlamında kurar Oysa Marionrsquoun yuumlcesi oumlzneden tamamıyla bağımsızdır onun tarafından kurulmaz tam tersine doygun fenomen Benrsquoi kurar Marionrsquoda yuumlceyi deneyimleyen oumlzne tehdit altında uumlstuumlnluumlğuumlnden emin olmayan bir oumlznedir60 Eğer Kantrsquoa goumlre yuumlce doğada değil de insanda ise bu yuumlce duygusu insanın hem iccedilindeki hem dışındaki doğaya uumlstuumln olma duygusudur61 Ve bu uumlstuumlnluumlk her şeyden oumlnce ahlaki bir uumlstuumlnluumlktuumlr zira ldquodoğa korkuya yol accediltığı iccedilin yuumlce değildir (bu Burkersquouumln tezi olurdu) sadece bizde olan bir guumlce ccedilağrıda bulunduğu iccedilin yuumlcedirrdquo62

Bu accedilıdan Marionrsquoa goumlre oumlzguumlrluumlk sayesinde muumlmkuumln olan ahlaki amaccedil ccedilerccedileve-sinde yer alan Kantrsquoın yuumlceliği yeterince radikal değildir Zira onun yuumlceyi bir duygu olarak deneyimleyen oumlznesi fenomenler duumlnyasına uumlstuumln bir oumlznedir Marionrsquoun Benrsquoi riske girer her şeyi kontrol altında tutmaktan vaz geccediler Başka bir deyişle Kantrsquotan ccedilok farklı olarak doygun fenomen fikriyle Marionrsquoun gayesi ne fenomenlerin oumlznede temellendirmesi ne de oumlznenin kendini temellendirmesidir Oumlznenin tek varoluş modu onu mutlak bir şekilde aşarak ona verileni kabullenmektir Bu Benrsquoi Marion adonneacute olarak tanımlar İngilizce The gifted veya bazen The gifted one63 olarak ccedilevrilen adonneacutersquoye Tuumlrkccedile verilmiş verilen diyebiliriz Yalnız burada ifade edilen verilen şey değil verilenin verildiği kişidir yani alıcıdır Ve Marionrsquoda bu alıcı mutlak olarak pasif

59 Marion Being Given s 21360 Wiseman ldquoThe Sublime Subjectrdquo s 180 Marion ile Kant arasındaki bu fark Wisemanrsquoın makalesinin

temel tezini oluşturur 61 Alain Besanccedilon Lrsquoimage interdite Paris Folio 2000 s 36962 Michel Malherbe ldquoDu sublime Kant ou Burkerdquo Kant et la penseacutee moderne alternatives critiques

ed Charles Ramond Bordeaux Presses universitaires de Bordeaux 1996 s 7363 İngilizceye ccedileviren literal bir ccedilevirinin ldquohe who is given overrdquo olabileceğini not şeklinde belirtir

Marion Being Given s 369 s 22 Bu bağlamda Tuumlrkccedile ldquoverilen kişirdquo demek daha doğru olabilir

22 Selami Varlık

durumdadır64 Fransızca ldquosrsquoadonner agraverdquo kendini bir şeye vermek feda etmek anlamına gelir Bu accedilıdan bakıldığında Kantrsquoın yuumlcelik algısının oumlzneye atfettiği uumlstuumlnluumlk bir ldquobatı oumlznelciliğin zirvesirdquo (apotheosis of western subjectivism) gibi algılanabilir65

Yalnız Marionrsquola bu farka rağmen Kantrsquoın estetiğini radikal bir şekilde oumlznelci gibi sunmak ldquoaldatıcırdquo goumlzuumlkebilir66 Her ne kadar Kantrsquota yuumlce her şeyden oumlnce oumlzneye bağlı bir duygu olsa da o bir evrensellik veya bir oumlznelerarasılık iddiası taşır Yuumlcelik yargısı oumlznedeki ahlaki onura bağlıdır bu da insanın duyusal eğilimlerin etkisinden kurtulup oumlzguumlrleşmesidir ldquoYuumlce oumlznenin oumlzguumlrluumlğuumlnuuml accedilar ve oumlznenin aynı şekilde ahlaklılık talebine tabi olan başka oumlzguumlr insanlara yer veren ahlaki bir duumlzene uumlye-liğini ortaya koyarrdquo67 Dolayısıyla Marion ile Kant arasındaki bağı bu temel zıtlıkla sonuccedillandırmak biraz eksik goumlzuumlkebilir Zira Marionrsquoun doygun fenomenle yuumlce ara-sında kurduğu benzerliğinde tanıklık ettiği gibi farklılıkların yanında aralarında derin benzerliklerde bulunmaktadır Aslında Marionrsquoun Kantrsquoa karşı tutumu ccedilift taraflıdır O bir taraftan Kantrsquoın kurduğu aşkınsal Benrsquoi kendisinin adonneacute olarak tanımladığı oumlzne fikrinin tam tersi olduğunu vurgular68 Ama diğer taraftan da bir kaccedil sayfa son-ra Kantrsquoın adonneacutersquonin temel oumlzelliklerini oumlngoumlrduumlğuumlnuuml soumlyler69 Marion Kantrsquota da oumlznenin doygun fenomen karşısında merkezdışı bırakılmasını (decentering) goumlruumlr ve bunun ahlaki yasaya saygı bağlamında gerccedilekleştiğini duumlşuumlnuumlr Kendini ahlaki amaca adayan oumlzne kendi kendini temellendiren merkezi bir oumlzne olmaktan ccedilıkar Marion Kantrsquota Benrsquoin hem ahlaki hem ontolojik imhasının izleri bulunduğunu savunur Yani doygun fenomen kuramını oluştururken Marion hem bir taraftan yuumlce fikrinde hem diğer taraftan bu yuumlcenin karşısında aşağılanan oumlzne fikrinde Kantrsquola benzerlik taşır ve Kantrsquota mevcut bir imkacircnı fenomenlojik olarak geliştirir

İlk olarak ahlaki accedilıdan pratik akla goumlre yaşayan Ben duyusallığın etkisinden ampirik eğilimlerden kurtulan ve bu şekilde artık fenomenler iccedilinde bir fenomen ol-maktan ccedilıkan bir Benrsquodir Oysa bu eğilimlerin tamamı egoizmi (Selbstsucht) oluşturur70 Bencillik iki şekilde olabilir O ya kendine aşırı derecede oumlzen goumlstermeden oluşan bir kendi sevgisidir ya da kendinden tatmin olmadan kaynaklanan bir tuumlr kendini beğen-medir Kant birincisine bencillik (Eigenliebe) ikincisine ise kibir (Eigendunkel) der

64 Wiseman ldquoThe Sublime Subjectrdquo s 16965 Ronald Beiner ldquoKant the Sublime and Naturerdquo Kant and Political Philosophy The Contemporary

Legacy ed Ronald Beiner-William James Booth New Haven Yale University Press 1993 s 281 Gadamer de Kantrsquoın estetiğinin sanat felsefesinde oluşturduğu radikal oumlznelci virajı eleştirir Hans-Georg Gadamer Hakikat ve Youmlntem 1 cilt ccedilev Huumlsamettin Arslan-İsmail Yavuzcan İstanbul Paradigma 2008 s 58-112

66 Robert R Clewis The Kantian Sublime and the Revelation of Freedom Cambridge Cambridge University Press 2009 s 15

67 Age s 1568 Marion Being Given s 27869 Age s 27870 ldquoEğilimlerin hepsi (hellip) bencilliği (Solipsismusrsquou) oluştururlarrdquo Immanuel Kant Pratik Aklın Elestirisi

ccedilev İoanna Kuccediluradi Ankara Tuumlrkiye Felsefe Kurumu 1999 s 81

Jean-Luc Marionrsquoda Doygun Fenomen ve Yuumlce 23

Bir taraftan saf pratik akıl bu bencilliği ahlak yasasına uymaya zorlayarak ona sadece zarar verirken diğer taraftan akıl kibiri imha eder zira o ahlak yasasına tamamıyla terstir Kant bu egoizmi ldquosolipsizmrdquo olarak tanımlar Bu Marionrsquoa goumlre insanın kendisinin her şeyin yerine geccedilen veya her şeyden oumlnce gelen sevgisidir Bu şekilde ahlak yasasına uyum oumlznede bir başkalığa yer accedilar onun merkezi konumunu sorgular71 Oumlzne imha olmasa da ahlak yasası dışarıdan gelen insanın uumlretmediği bir yasadır Her ne kadar pratik akıl oumlzerk olsa da ldquooumlzerklik kendine başkalık olarak anlaşılması gereken bir başkalıktan ayrılmazdırrdquo72 Bu bir ldquodeacutes-individuationrdquo veya ldquodeacutes-eacutegoisatıonrdquodir yani bireyleşmeye egoizme karşıtlıktır Oumlzne cevap verendir onu ccedilağıran ona emreden ahlak yasasına cevap verme konumundadır Yalnız burada ccedilağıran dışsal bir oumlğe de-ğil saf aklın kendisidir Bencil oumlzne bağlamında Kantrsquoın merkezi Benrsquoe karşı ccedilıkışı oumlzellikle ahlaki accedilıdan gerccedilekleşir Paris Nanterre Uumlniversitesirsquonde Prof Dr Michegravele Cohen-Halimirsquonin oumlzellikle Entendre raison essai sur la philosophie pratique de Kant kitabında geliştirdiği temel tezi ahlak yasasına tabi oumlznenin dışarıdan gelen soumlzuuml tevazu ile dinleyen bir oumlzne olduğunu vurgulamaktır73 İnsan kendi aklının youmlnelttiği kayıtsız şartsız yasaya tabidir Ve yasanın kaynağını akıl oluşturması onu oumlznelciliğe indirgemez Burada insana ldquoyapmalısınrdquo diyen kendi aklıdır bir uumlccediluumlncuuml kişi yoktur Tam olarak bu anlamda ahlak yasası oumlznede bir başkalığa yer accedilar Bu da Cohen-Halimirsquoye goumlre oumlzne karşıtlığına değil tam tersine bencillik oumltesi bir oumlzneşlemeye yol accedilar

Yalnız Marion iccedilin oumlzne merkezciliği sadece bir ahlaki sorun değildir O sadece ahlaki bir bencillikten veya kibirden oluşmaz O aynı zamanda ve daha esas olarak metafizik bir sorundur yani fenomenal varlığın oumlzne tarafından kurulması ve bu şekilde Ona indirgenmesidir Solipsizm sorunu sadece bencil olan ampirik Ben iccedilin değil aynı zaman da ldquoBen duumlşuumlnuumlyorumrdquo iccedilin yani aşkınsal Ben iccedilin de geccedilerlidir Oysa Marionrsquoa goumlre Kantrsquota ikinci olarak bu ahlaki karşıtlığın arkasında metafizik bir Ben iddiasına karşı ccedilıkma da soumlz konusudur ldquosolipsizm kavramını kullanarak Kant sadece Benrsquoin ahlaki (veya gayriahlaki) tezahuumlruumlnuuml yani egoizmi değil Orsquonun metafizik figuumlruumlnuuml de reddetme teşebbuumlsuumlnde bulunuyorrdquo74 Kant saf ahlaki aklın kibiri imha ettiğini soumlylemişti Oysa burada Kant sadece ahlaki bir iddiada bulunmaz O aynı zamanda Benrsquoin metafizik merkeziliğini de sorgular Zira insanın kendini sevmesi insanın kendine oumlzdeş olmasıdır bu da Ben = Ben şeklini alan Benrsquoin oumlzdeşliğidir Kant iccedilin saygı iradenin bir yasaya bağlılığı bilincidir yani iradenin duyusallığın etkisinden tamamen kurtulup sadece yasaya uymasıdır75 Sadece saf pratik akla uyan ahlaki olarak

71 Michegravele Cohen-Halimi ldquoLa flexion politique du respect une lecture foucaldienne de lsquodes mobiles de la raison pure pratiquersquo (KpV AA 0571)rdquo Con-Textos Kantianos International Journal of Philosophy no 1 Kasim 2014 s 28

72 Cohen-Halimi ldquoLa flexion politique du respectrdquo s 2873 Michegravele Cohen-Halimi Entendre raison Essai sur la philosophie pratique de Kant Paris Vrin 2004 s 15274 Marion Being Given s 27975 ldquoİstemenin yasa tarafından belirlenmesinin ve bunun bilincinin adı saygıdırrdquo Immanuel Kant Ahlacirck

Metafiziğinin Temellendirilmesi ccedilev İoanna Kuccediluradi Ankara Tuumlrkiye Felsefe Kurumu 2002 s 17

24 Selami Varlık

oumlzguumlr ldquooumlznerdquo aşkınsal Benrsquodeki merkeziyeti de sorgulama olanağı sunar Ve oumlznede bu merkezdışılığı muumlmkuumln kılan duygu ahlak yasasına karşı saygıdır saygı bencilliğe zarar veren bir değerin temsilidir

b Saygı ve Yuumlce

Her ne kadar bir duygu da olasa saygı a posteriori değildir O a priori bilinir Saygı fenomenal duumlnyada herhangi bir deneyim nesnesinin yol accediltığı bir duygu değil duyular oumltesi olan yani bir numenal ahlak yasasının oluşturduğu bir duygudur Bunun iccedilin a priori olarak bilinir Adonneacutersquoyi bir doygun fenomende beliren bir ccedilağrıya (call) cevap veren bir oumlzne olarak sunan Marion Kantrsquoın koşulsuz buyruğunda da benzer bir ccedilağrı goumlruumlr76 Ve bu buyruğun a priori bilgisi Benrsquoin duumlnya deneyimine kapatılmış bir a priori bilgi değildir Ben bu bilgiyi a priori olarak keşfeder ama onu kurmaz onu daima kurulmuş olarak keşfeder ve bu şekilde onu a posteriori olarak kabul eder Oysa a priori bilginin oumlzneye indirgenmeyip daima a posteriori olarak deneyimlenmesi ccedilağrının temel oumlzelliklerindendir Dolayısıyla Marion saygıda ikinci bir oumlzellik goumlruumlr Benrsquoin a priori aşkınsal konumu karşı ccedilıkma ve Benrsquoin kendine oumlzdeşliğini sorgulama imkacircnı Saygı bilinci yasanın karşısında aşağılar Bu aşağılama ldquoBen (kendimi) duumlşuuml-nuumlyorumrdquo diyen oumlznenin bir dekonstruumlksiyonudur Bu accedilıdan oumldev daima bir kendine karşı oumldevdir Marion iccedilin Kantrsquoın saygı kavramı interloqueacute solipsizm dışı şaşırtılmış oumlznenin ccedilağrı karşısında şaşırmasının dengidir77 Hatta Kant ahlak yasasının insanı titreten sesinden (Stimme) bahseder Oumldev bilinci bu sesi dikkatle dinlemeyi gerektirir

Marion iccedilin ahlak yasasına karşı saygının ben merkezli oumlzneyi imha etmesi doy-gun fenomenrsquoin ccedilağrısına cevap veren adonneacute oumlzneyi anımsatır Oysa bu ahlaki saygı bizi tekrar yuumlce kuramına goumltuumlruumlr zira nesnede değil de oumlznenin duygularında yer alan yuumlce aynı zamanda ahlaki amacının bilincinde olan insanın yaşadığı duygudur Ahlaki duygu olmadan der Kant bizim iccedilin hiccedil bir guumlzel ve yuumlce şey olmaz Gerccedilek yuumlce ahlaki yuumlcedir yani duysallığın duyu oumltesi tarafından aşağılanmasıdır 3 Kritikrsquote Kant saygıyı yetimizin bir ideye ulaşma guumlcuumlne sahip olmaması duygusu olarak tanımlar78 Yasaya karşı saygı onun yuumlceliğine karşı saygıdır79 Zira hem saygı hem yuumlce insanı duyular oumltesine youmlnlendirir Bencil Benrsquoin aşağılanması aynı zamanda ahlaki olarak erdemleşme imkacircnıdır Bu accedilıdan bakıldığında yuumlcersquonin oumlzneden bağımsız olmaması merkezdışılığı savunan Marion ile aşkınsal Benrsquoi aşamayan Kant arasındaki ayrıma

76 Marion Being Given s 28277 Marion Being Given s 28278 ldquoBizim iccedilin yasa olan bir ideaya erişme yetimizin yetersizliğinin duygusu saygıdırrdquo Kant Yargı

Yetisinin Elestirisi sect 27 s 11679 Benoicirct Goetz ldquoLe respect et le sublimerdquo Le Portique 11 2003 s 2 httpleportiquerevuesorg559

(erişim 16 Nisan 2016) Marion saygı ile yuumlce arasındaki ilişkiye doygun fenomen olarak yuumlceyi ele aldığı kısımda da değinir ve kiplik kategorileri accedilısından bakandan bakılan pozisyonuna geccedilen Benrsquoin saygısından bahseder Bkz Marion Being Given s 220

Jean-Luc Marionrsquoda Doygun Fenomen ve Yuumlce 25

işaret ederken80 aynı zamanda ahlaki saygı vesilesiyle bir benzerlik imkacircnı da su-nar Yani Etant donneacute (Being Given) kitabında Marionrsquoun Kantccedilı yuumlceye ve Kantrsquoın ahlaki saygısına goumlndermede bulunmasını birlikte okuyup ikisini de benin merkezi konumunu sorgulama imkacircnı olarak goumlrebiliriz Hem saygıda hem yuumlcede insanın onu aşana boyun eğmesi soumlz konusudur zira ldquosaygı goumlstermek anlamadığımıza kulak vermektirrdquo81 Yuumlce yıldız dolu goumlkyuumlzuumlnuumln seyri ile ahlak yasası bilinci arasında bağı kurar82 Yalnız Kantrsquoın meşhur soumlzlerinde goumlkyuumlzuumlnuumln seyri insanı kuumlccediluumlltuumlrken ahlak yasasına saygı onda duyusallığı ve hayvaniliği aşıp ahlaki olarak yuumlkselme imkacircnını oluşturur Oumlznenin aşağılanması onun iccedilin aynı zamanda ahlaki olarak bir yuumlkselme imkacircnıdır Yani ahlak yasasının uyandırdığı saygı sadece bir aşağılanma değil aynı zamanda insanda doğal eğilimleri aşma guumlcuumlnuumln varlığının goumlstergesidir

Yalnız bu insandan ziyade insandaki ve onun da uyduğu ahlak yasasının doğaya uumlstuumlnluumlğuumlduumlr Bu da beraberinde bir tevazu haline yol accedilar ldquoahlak yasası doğal yapısının duyulara duumlşkuumlnluumlğuumlnuuml ahlak yasasıyla karşılaştıran her insanı kaccedilınılmaz olarak kendi goumlzuumlnde kuumlccediluumlk duumlşuumlruumlrrdquo83 Ahlak yasasının yuumlceliği bu imkacircnsızı yani insanın kişisel ve bencil arzularından arınmasını istemesindedir84 Boumlyle bir hedefin ulaşılmaz olması yuumlcelik boyutunu oluşturur Ahlak yasasının etkisi altında kalan bir oumlzne tevazu ile karşılaşır zira bu yasada kişisel arzularına karşı bir guumlccedil goumlruumlr Bunun iccedilin iradeyi youmlneten herhangi bir iyi niyet değil de sadece ahlak yasası olmalıdır Ahlak yasası ldquokendinin takdirirdquone (Sel-bstschaumltzung) de karşı ccedilıkar85 Ahlak yasası tarafından engel olunan bu kendinin sevgisi bir kişinin olduğundan veya yaptığından memnun olmasından ziyade ldquokendinin sevgisinin oumlznel şartlarını yasardquoya doumlnuumlştuumlrme eğilimidir Yani ahlak yasası insanın kişisel arzularını mutlak kurallar olarak sunma riskine engel olur ve bundan dolayı insanda saygıya yol accedilar Buradaki uumlstuumlnluumlk yasanın insandaki doğal eğilimlere uumlstuumlnluumlğuumlduumlr

V Sonuccedil

Her ne kadar daha oumlnce de ifade ettiğimiz gibi Kant ile Marion arasındaki farklar tartışılmaz olsalar da doygun fenomen olarak yuumlcelik ve insanda yol accediltığı tevazu bağlamında Kantrsquoın felsefesi Marionrsquodaki merkezdışı oumlzne fikrine tamamıyla yabancı

80 Wiseman ldquoThe Sublime Subjectrdquo s 169-17081 Goetz ldquoLe respect et le sublimerdquo s 382 Besanccedilon Lrsquoimage interdite s 37383 Kant Pratik Aklın Elestirisi s 82 Kantrsquota yuumlce ve tevazu iliskisi iccedilin bkz Cohen-Halimi Entendre

raison s 327 84 Jean Grondin ldquoLa pheacutenomeacutenologie de la loi moralerdquo Kant actuel hommage agrave Pierre Laberge ed

Franccedilois Duchesneau vdğr MontreacutealParis BerllarminVrin 2000 s 57 Dipnotta Jean Grondin Marionrsquoa atıfta bulunur ve onun tevazu ile saygı arasındaki bağı ahlak yasasının gerccedilektirilemezliği uumlzerine kurduğunu vurgular

85 Kant Pratik Aklın Elestirisi s 83

26 Selami Varlık

değildir Kantrsquoın yuumlce kuramı oumlznenin aşağılanması imkacircnını taşımakla birlikte onu sonuna kadar goumltuumlrmez ve oumlznelci bir şemaya bağlı kalır Marionrsquoun bu konuda ccedilalış-maları Kantccedilı bir imkacircnın somutlaşmasıdır Daha genel olarak ldquoHusserl fenomenolojisi gibi Marionrsquoun fenomenolojisi Kantccedilı mirasın bir uumlruumlnuuml olarak kalırrdquo86 Benzer bir ikili ilişki yine yuumlcelik bağlamında Adornorsquoda da goumlruumlnuumlr Adorno Kantrsquoın yuumlcelik algısının boyun eğmiş bir oumlzneye yol accediltığını belirtir yalnız doğaya uumlstuumlnluumlk fikriyle bu yenilmişliğin daha sonra bir onaya bir tasdike doumlnuumlştuumlğuumlnuuml ilave eder Oysa ldquotam tersine Adorno yuumlce tarafından yenilmişlik anını radikalleştirirrdquo87

Michegravele Cohen-Halimi Kantrsquota ccedilağrılmış ve aşağılanmış oumlznenin varlığına vurguda bulunduğunda bunu sesin imgeye oumlnceliği bağlamında yapar Kant ahlak alanında ahlakı figuumlrlerden imgelerden bağımsızlaştırmıştır Yasa goumlruumlnmez sadece bir emir şeklinde duyulur88 Marion da İsarsquonın ifşası sadece goumlruumlnuumlrluumlğe indirgenemez89 Zira goumlruumlnuumlrluumlk boyutu ne hadisede ne tende mevcuttur Dolayısıyla ldquoeğer vahiy fenome-ninin fenomenliğinden bahsedebilirsek bu goumlruumlnuumlr kadar goumlruumlnmezi de ilgilendirirrdquo90 Bu bağlamda Marion yuumlcesi bir tuumlr goumlruumlnmeze dayanır Bunun iccedilin doygun fenomen olarak ikon aslında hiccedilbir şey goumlstermez ve bakışı suumlrekli sonsuza doğru youmlnlendirir İdol bakışı kendine ccedilekip durdururken91 ikondaki bu youmlnlendirme bir youmlnelimdir (intention) bir şeye doğru işaret etmedir92 Ve goumlruumlnenin resmedilenin arkasında ccedilok daha aslolan bir goumlruumlnmez soumlz konusudur

Goumlruumlnmezlik ile yuumlce arasındaki bağlantıyı Kant kendisi de doğrudan Tevratrsquota tasvir yasağı bağlamında kurar ve ldquoKendine hiccedilbir imge yapmayasın ne de ne goumlkte ne yerde ne de yerin altında olanın herhangi bir benzerliğinirdquo buyruğunun Tevratrsquoın en yuumlce pasajı olduğunu vurgularrdquo93 Kantrsquoın yuumlcesi imgelere indirgenmeye karşı ccedilı-kan bir anlayıştır94 Ve bu imge yasaklığı temel olarak Tanrı iccedilindir Dolayısıyla yuumlce

86 Graham Ward ldquoThe Beauty of Godrdquo Theological Perspectives on God and Beauty ed John Milbank vdğr HarrisburgLondonNew York Trinity Press International 2003 s 41 Ayrıca muumlellif Marionrsquoun ikon kavramıyla Kantrsquoın yuumlcesi arasındaki yakınlığı vurgular Zaman kavramı bağlamında benzer bir sonuccedil iccedilin bkz Jason Alvis ldquoSubject and Time Jean-Luc Marionrsquos Alteration of Kantian Subjectivityrdquo Journal for Cultural and Religious Theory 14 Guumlz 2014 s 26 ldquoThe wager of this article is that Marionrsquos theory of the subject doesnrsquot necessarily contradict Kantrsquos but can be read as the attempt to logically complete it by taking it a short step furtherrdquo

87 Yves De Maeseneer ldquoThe Subjectrsquos Destruction A Note on Adornorsquos Sublimerdquo Ars Disputandi Supplement Series c 3 s 84

88 Cohen-Halimi Entendre raison s 16 89 Citot-Godo ldquoEntretien avec Jean-Luc Marionrdquo s 1990 ldquoAgmrdquo s 1991 Jean-Luc Marion God Without Being Hors-Texte ccedilev Thomas A Carlson 2 baskı Chicago and

London The University of Chicago Press 2012 s 11 Ayrıca doygun fenomen olarak ikon iccedilin bkz Marion Being Given s 232-233

92 Age s 1993 Kant Yargı Yetisinin Elestirisi sect 29 s 13794 Besanccedilon Lrsquoimage interdite s 373

Jean-Luc Marionrsquoda Doygun Fenomen ve Yuumlce 27

bir yasanın varlığı Tanrının goumlruumlnmez ve resmedilmez olmasından kaynaklanır95 Bu noktada Kantrsquoın yuumlce ile resmedilemezlik arasında kurduğu bağ ile Marionrsquoda yuumlce ve ikon arasındaki ilişki ortak bir zemine yerleşmiş gibi goumlzuumlkmektedir96 Her ne ka-dar Kantrsquota Tanrının ahlaki Tanrıya indirgenmesini eleştirse de97 Marionrsquoun ikon fikri Kantrsquoın yuumlcesine yabancı değildir98 Vahyi en uumlst doygun fenomen tipi olarak sunan Marion kavramın dini olmadığını vurgulamak iccedilin yuumlce oumlrneğini geliştirir Yalnız yazımızın başında deyindiğimiz felsefe ile teoloji bağı bağlamında doygun fenomen oumlrneği olarak yuumlce iccedilin de dini arkaplan ve oumlzellikle Tanrının goumlruumlnmezliği tartışılmaz olarak bir ilham kaynağı gibi goumlzuumlkmektedir

KAYNAKLAR Alpyağıl Recep ldquoCcedilağdaş Felsefedeki ldquoArmağanrdquo Tartışması Din Felsefesine Ne Kazandıra-

bilirrdquo Ekev 1338 kış 2009 s 87-102Alvis Jason ldquoSubject and Time Jean-Luc Marionrsquos Alteration of Kantian Subjectivityrdquo

Journal for Cultural and Religious Theory 14 Guumlz 2014 s 25-37Arat Neclacirc ldquoKant Estetikrsquoinde Guumlzel ve Yuumlce Değerlerirdquo Felsefe Arkivi İstanbul Uumlniversite-

si Edebiyat Fakuumlltesi Yayınları Sayı 21 İstanbul 1978 s 69-83 Besanccedilon Alain Lrsquoimage interdite Paris Folio 2000Beiner Ronald ldquoKant the Sublime and Naturerdquo Kant and Political Philosophy The Con-

temporary Legacy ed Ronald Beiner-William James Booth New Haven Yale University Press 1993

Citot Vincent ve Pierre Godo ldquoEntretien avec Jean-Luc Marionrdquo Le Philosophoire 200011 no 11 s 5-22

Clewis Robert R The Kantian Sublime and the Revelation of Freedom Cambridge Camb-ridge University Press 2009

Cohen-Halimi Michegravele Entendre raison Essai sur la philosophie pratique de Kant Paris Vrin 2004

Cohen-Halimi Michegravele ldquoLa flexion politique du respect une lecture foucaldienne de lsquodes mobiles de la raison pure pratiquersquo (KpV AA 05 71) raquo Con-Textos Kantianos Internati-onal Journal of Philosophy no 01 Kasim 2014 s 23-40

Cunningham David ldquoHow the Sublime Became lsquoNowrsquo Time Modernity and Aesthetics in Lyotardrsquos Rewriting of Kantrdquo Symposium Canadian Journal of Continental Philosophy 8 (3) 2004 s 549-571

De Maeseneer Yves ldquoThe Subjectrsquos Destruction A Note on Adornorsquos Sublimerdquo Ars Dispu-tandi Supplement Series c 3 s 81-87

95 Goetz ldquoLe respect et le sublimerdquo s 496 Lyotard yuumlce ile resmedilemezlik arasında bağı Kantrsquoa dayandırır Bkz David Cunningham ldquoHow the

Sublime Became lsquoNowrsquo Time Modernity and Aesthetics in Lyotardrsquos Rewriting of Kantrdquo Symposium Canadian Journal of Continental Philosophy 8 (3) 2004 s 551

97 Marion God Without Being s 31-3298 Beacuteatrice Han ldquoTranscendence and the Hermeneutic Circle Some Thoughts on Marion and Heideggerrdquo

Transcendence in Philosophy and Religion ed James E Faulconer Bloomington Indiana University Press 2003 s 124 ldquoJust as in the case of the Kantian sublime the resistance of the divine to disclosure becomes in itself the core of the iconic donation which thus can only work negatively by hinting at what it does not showrdquo

28 Selami Varlık

Falque Emmanuel ldquoLarvatus pro Deo Pheacutenomeacutenologie et theacuteologie chez J-L Marionrdquo Gre-gorianum 86 1 2005

Gadamer Hans-Georg Hakikat ve Youmlntem 1 cilt ccedilev Huumlsamettin Arslan-İsmail Yavuzcan İstanbul Paradigma 2008

Goetz Benoicirct ldquoLe respect et le sublimerdquo Le Portique 11 2003 Grondin Jean ldquoLa pheacutenomeacutenologie de la loi moralerdquo Kant actuel hommage agrave Pierre La-

berge ed Franccedilois Duchesneau vdğr MontreacutealParis BerllarminVrin 2000 s 51-65Han Beacuteatrice ldquoTranscendence and the Hermeneutic Circle Some Thoughts on Marion and

Heideggerrdquo Transcendence in Philosophy and Religion ed James E Faulconer Bloo-mington Indiana University Press 2003

Husserl Edmund The Shorter Logical Investigations ccedilev John N Findlay London and New York Routledge 2001

Janicaud Dominique La pheacutenomeacutenologie dans tous ses eacutetats Paris Folio 2009Kant Immanuel Ahlacirck Metafiziğinin Temellendirilmesi ccedilev İoanna Kuccediluradi Ankara Tuumlr-

kiye Felsefe Kurumu 2002 ndashndashndashndash Arı Usun Elestirisi ccedilev Aziz Yardımlı İstanbul İdea 2008ndashndashndashndash Pratik Aklın Elestirisi ccedilev İoanna Kuccediluradi Ankara Tuumlrkiye Felsefe Kurumu 1999ndashndashndashndash Yargı Yetisinin Elestirisi ccedilev Aziz Yardımlı İstanbul İdea 2011Malherbe Michel ldquoDu sublime Kant ou Burkerdquo Kant et la penseacutee moderne alternatives

critiques ed Charles Ramond Bordeaux Presses universitaires de Bordeaux 1996Marion Jean-Luc ldquoAgrave Dieu rien drsquoimpossiblerdquo Communio 14 ndeg 5 1989 43-58 ndashndashndashndash Being Given Toward a Phenomenology of Givenness ccedilev Jeffrey L Kosky Stanford

California Stanford University Press 2002ndashndashndashndash God Without Being Hors-Texte ccedilev Thomas A Carlson 2 baskı Chicago and Lon-

don The University of Chicago Press 2012ndashndashndashndash In Excess Studies of Saturated Phenomena New York Fordham University Press

2002Marion Jean-Luc ldquoThe Saturated Phenomenonrdquo Phenomenology and the ldquoTheological

Turnrdquo The French Debate ed Dominique Janicaud New York Fordham University Press 2000

ndashndashndashndash The Visible and the Revealed ccedilev Christina M Gschwandtner New York Fordham University Press 2008

Nancy Jean-Luc ldquoLrsquooffrande sublimerdquo Du Sublime Paris Belin 1988Platon Devlet ccedilev Sabahattin Eyuumlboğlu-M Ali Cimcoz Tuumlrkiye İş Bankası Yayınları İstan-

bul 2014Ricoeur Paul Baskası Olarak Kendisi ccedilev Hakkı Huumlnler Ankara Doğu Batı Yayınları Şan Emre Merleau-Ponty İstanbul Say Yayınları 2015Tin Mikkel B ldquoSaturated Phenomena From Picture to Revelation in Jean-Luc Marionrsquos

Phenomenologyrdquo Filozofia 65 (9) Ocak 2010 s 860-876Ward Graham ldquoThe Beauty of Godrdquo Theological Perspectives on God and Beauty ed John

Milbank vdğr HarrisburgLondonNew York Trinity Press International 2003Welten Ruud Pheacutenomeacutenologie du Dieu invisible Essais et eacutetudes sur Emmanuel Levinas

Michel Henry et Jean-Luc Marion Ingilizceden ccedilev Sylvain Camilleri Paris LrsquoHarmat-tan 2011

Wiseman Wendy ldquoThe Sublime Subject in Kantrsquos Metaphysic and Jean-Luc Marionrsquos Phe-nomenologyrdquo Epocheacute The University of California Journal for the Study of Religion Yaz 2006 s 167-191

THEORETİKE İLE POİETİKE ARASINDAMODERN BİLİMİN YOumlNTEM ARAYIŞI

Engin Koca

MODERN SCIENCE SEARCHING FOR METHODS BETWEEN THEOKETIKE AND POIETIKE

OumlZModern bilimin yuumlkselişi on yedinci yuumlzyılda gerccedilekleşen teorik ekonomik politik tarihsel ve coğrafi pek ccedilok kırılmaya yaslanır İnsanın iccedilinden doğaya baktığı ccedilerccedileveyi değiştirmesi anlamına gelen teorik kırılma ise metafiziksel fiziksel ve youmlntemsel olmak uumlzere uumlccedil doumlnuumlşuumlm ayağına sahiptir On yedinci yuumlzyıldaki youmlntemsel tartışmalar Aristotelesccedili anlamda amacı bilmek olan teo-rik bilimler (theoretike) ile amacı fayda uumlretmek olan uumlretici bilimler (poietike tekhne) arasında salınarak bilginin kesinliğini kaynağını ve amacını yeniden belirleme merkezinde yapılmıştır Bu makale zikredilen youmlntemsel tartışmaları kırılma noktaları olarak belirlenen doumlrt on yedinci yuumlzyıl figuumlruuml uumlzerinden ele almayı amaccedillamakta ve modern bilimin klasik anlamda theoretike ve poietike (sanatlar) arasında nerede durduğunu belirlemeye ccedilalışmaktadır Anahtar Kelimeler Modern Bilimsel Youmlntem Hipotetik Tuumlmdengelim Youmln-temi Deneysel Youmlntem On Yedinci Yuumlzyıl Teorik Bilimler Uumlretici Bilimler

ABSTRACTThe rise of modern science leans to a lot of breakings such as theoretical economic political historical and geographical realized in the seventeenth-century Theoretical breaking means changing the frame through which human being looks into nature has metaphysical physical and methodical transformation bases Methodical discussions in seventeenth-century were made in the center of

Kutadgubilig Felsefe-Bilim Araştırmaları Mart 2017 Sayı 33 s 29-59

Bu makale ldquoHareketin Nicelleşmesi Yeni Doğa Felsefesinin Yuumlkselişirdquo isimli doktora tezimin ilk boumlluumlmuumlnuumln oumlzetidir Atıf yapılan kaynak Tuumlrkccedile değilse ccedileviriler tarafımızca yapılmıştır

Araştırma Goumlrevlisi Felsefe Boumlluumlmuuml İstanbul Medeniyet Uumlniversitesi (kocaengingmailcom) Yazı geliş tarihi 13122016 kabul tarihi 06032017

30 Engin Koca

determining the certainty the source and the purpose of knowledge by weaving through in Aristotelian sense theoretical sciences (theoretike) whose aim is to know and productive sciences (poietike tekhne) whose aim is to produce This paper aims to describe the mentioned methodical discussions thorough four seventeenth-century figures and tries to determine where modern science stands between classical theoretike and poietikeKeywords Modern Scientific Method Hypothetic Deductive Method Experimental Method Seventeenth-Century Theoretical Sciences Productive Sciences

I Giriş

Aristoteles felsefeyi pratik poetik ve teorik olmak uumlzere uumlccedile ayırır Poetik (uumlre-tici) bilimlerin ya da sanatların konusu doğal duumlzenliliklerin nasıl youmlnlendirileceği amacı ise uumlretimdir Sanatccedilı doğal duumlzenlilikleri kendi amacı doğrultusunda yeniden organize ederek ve nesnedeki potansiyeli youmlnlendirerek insanlığın faydasına sonuccedillar uumlretir1 Sanatccedilı belli etkinliklerin ldquonasılrdquo yapılacağının pratik bilgisine ve bu ldquonasılrdquoa rehberlik eden teorik bilgiye sahiptir Bu teorik bilginin diğer adı ldquonedenrdquodir dola-yısıyla tecruumlbe sahibinin tersine sanatccedilı takip ettiği proseduumlrde ona rehberlik edecek ve onun proseduumlruumlnuuml meşrulaştıracak teorik bilgiye yani etkinliklerinin ldquonedenrdquoine sahiptir Sanatlar bu nedenle oumlğretilebilir ve oumlğrenilebilirdir2 Oumlrnek olarak tıp sana-tının icra edicisi hekim ldquosağlıkrdquo teorik bilgisine sahiptir3 Bu ldquosağlıkrdquo teorik bilgisi hekimin hastalığı teşhis ve tedavisinde ona rehberlik eder Sanatccedilının belli etkinlikleri

1 Aristotle ldquoPhysicsrdquo The Complate Works of Aristotle Vol 1 trans J Barnes (New Jersey Princeton University Press 1991) 199a8-20

2 Aristotle ldquoThe Metaphysicsrdquo The Complate Works of Aristotle Vol 1 trans J Barnes (New Jersey Princeton University Press 1991) 981a5-981b5 ve ayrıca bkz Richard Parry ldquoEpisteme and Tech-nerdquo The Stanford Encyclopedia of Philosophy (Fall 2014 Edition) ed Edward N Zalta lthttpplatostanfordeduarchivesfall2014entriesepisteme-technegt (erişim 10082016)

3 Aristotelesccedili buumltuumln formuumllasyonuna goumlre insanda doumlrt temel yeti vardır her yetiye tekabuumll edecek şekilde doumlrt erdem ve doumlrt toplumsal zuumlmre mevcuttur Doumlrt birincil form maddeye biccedilim vermiş ve doumlrt elementi oluşturmuştur Doumlrt elementin harmonik bileşimi kozmosu oluşturmuştur Kozmostaki hareketin doumlrt nedeni vardır Doumlrt beden sıvısı arasındaki hiyerarşik uyuma sağlık denir tıpkı adaletin doumlrt toplumsal zuumlmre arasındaki hiyerarşik uyum olması gibi Poetik bir bilim ya da sanat olan me-kanik soumlz konusu olduğunda da benzer bir durum soumlz konusudur Fakat mekanik sanatında niceliksel bir form kazanan bu uyumun adı denge ilkesidir Uyum ile dengenin farkı ilkinin unsurları arasında niteliksel bir hiyerarşi ikincisinin unsurları arasında ise niceliksel bir hiyerarşi olmasıdır Bu fark on yedinci yuumlzyıl duumlşuumlnuumlrlerinin neden doğadaki niteliksel hiyerarşiyi reddedip onun yerine niceliksel bir hiyerarşi koyduklarını da goumlstermektedir Bu belirlenim niteliksel hareketin niceliksel harekete indirgenmesinin ortaya ccedilıkardığı metafizik doumlnuumlşuumlmuumln bir sonucudur Niteliksellik oumlzdeşliği imler niceliksellik ise eşitliği

Theoretike İle Poietike Arasında Modern Bilimin Youmlntem Arayışı 31

ldquonasılrdquo yapacağı konusunda ona rehberlik eden teorik bilginin kaynağı ise sanatccedilı değil filozoftur Filozofun buumltuumln formuumllasyonu sanatccedilının teorik bilgisine meşruiyet verir Aristoteleccedili buumltuumln formuumllasyonunun ccedilekirdeğinde teorik bir bilim olan fizik durur Fizik soumlz konusu olduğunda ise kullanılan bilimsel youmlntem ldquogoumlzleme dayalı tuumlmevarımrdquo ldquosezgisel kavrayışrdquo ve ldquotuumlmdengelimli ccedilıkarımrdquo suumlreccedillerinden oluşur

Tuumlmdengelim bir analiz tuumlmel ve yalın olanı ccediloumlzuumlmleme ile tikel ve bileşik var olanlara dağıtma ve goumlzlemlenemez nedenlerden goumlzlemlenebilir sonuccedillar ya da feno-menler ccedilıkarsama işlemidir Bu şekilde doğal suumlreccedillerde gerekccedilelendirilmiş (apodicdic demostrated burhani) bilgi elde edilebilir Nedenleri bilinen şey deneyim bilgisinden ayrılarak oumlğretilebilir ve oumlğrenilebilir yani bilimsel bilgi haline gelir4 Tuumlmevarım ise tikel ve bileşik var olanların muumlşterek yanlarını yani yalın ve tuumlmel ilkeleri belirleme ve goumlzlemlenebilir fenomenlerden goumlzlemlenemez nedenlere ulaşma işlemidir Aris-totelesrsquoin ifadesiyle ldquobize ilkeleri bildirenin zorunlulukla tuumlmevarım olduğu apaccedilıktır duyum ancak bu yoldan tuumlmeli bizde guumln ışığına ccedilıkarabilirrdquo5 Dolayısıyla tuumlmdengelim bir accedilıklama-analiz youmlntemi tuumlmevarım bir keşif ya da inşa youmlntemidir

Tuumlmevarım duyusaldır ve bu nedenle nihai noktası yoktur ccediluumlnkuuml her daim bir istisna mevcut tuumlmeli revize etmeyi veya terk etmeyi gerektirebilir Tuumlmdengelim akılcıdır kendisinden hareket ettiği sabit değişmez ve nihai aksiyomları vardır tuumlm sistem bu aksiyomlara goumlre accedilıklanır sistem iccedilinde mevcut aksiyom ile accedilıklanamayan unsurlar anormal unsurlardır ve problem aksiyomlarda değil accedilıklanamayan unsurlar-dadır Dolayısıyla tuumlmevarım kaideyi bozacak istisnalar peşindeyken tuumlmdengelim kaideyi bozacak istisnaları ihmal etme eğilimindedir

Bu ccedilalışmada ele alınacak ilk isim olan Francis Bacon eleştirilerinin merkezine genel olarak Aristotelesccedili bilimsel youmlntemi oumlzel olarak ise ldquogoumlzlemsel tuumlmevarımırdquo koyarak yeni bir tuumlmevarım oumlnerir İkinci başlıkta ele alınacak olan Descartesrsquoa goumlre ise bilginin kaynağı ldquogoumlzlemsel tuumlmevarımrdquo değil ldquoakli sezgirdquo olmalıdır

Aristotelesccedili sistemde bazı sanatların ldquonasılrdquo bilgisi matematikseldir bu sanatlara Ortaccedilağda orta ya da matematiksel bilimler denmiştir Fakat bu bilimler teorik bilim olarak tasnif edilemez ccediluumlnkuuml Aristotelesccedili sistemde bir teorik bilim başka bir amacın aracı kılanamaz6 oysa bu sanatlar doğal duumlzenliliklerin youmlnlendirilmesi ile insanlığa fayda sağlayacak sonuccedillar uumlretmenin araccedillarıdır7

Bu ccedilerccedilevede fiziği matematiksel bir bilim ya da sanat olan mekaniğe indirge-meye ccedilalışan Galileo kendi bilimsel youmlnteminde fizik-matematik ilişkisini yeniden belirlemeye ve temellendirmeye girişir Uumlccediluumlncuuml boumlluumlm bu tartışmayı ele almayı he-

4 Aristotle ldquoPosterior Analyticsrdquo The Complate Works of Aristotle Vol 1 trans J Barnes (New Jersey Princeton University Press 1991) 71a1-10

5 Aristotle ldquoPosterior Analyticsrdquo 100b3-176 Aristotle ldquoThe Metaphysicsrdquo 993b20-25 ve 995a15-207 Aristotle ldquoPhysicsrdquo 199a15-17

32 Engin Koca

deflemektedir Doumlrduumlncuuml boumlluumlmde ise Newtonrsquoun kendisinden oumlnce yapılan youmlntem tartışmalarını sentezleyerek kendi bilimsel youmlntemini oluşturma suumlreci tartışılacaktır

II Bacon

ldquoBuumlyuumlk Yenilenmerdquo ismini verdiği projesiyle Bacon insan bilgisini yeniden inşa etmek istemiştir Ona goumlre geleneksel bilim anlayışı şeylerin kendilerinden ziyade onlar hakkında yazılmış kitaplara gerccedilekten ziyade yanlış inanışlara ve hurafelere oumlnem ver-mektedir Bu yanılgılardan kurtulmak iccedilin yeni bir youmlntem ile doğaya yaklaşılmalıdır8

Bacon doğa araştırmasının iki youmlntemi olduğunu doğru youmlntemin geleneğin kullanageldiği ldquogoumlzlemsel tuumlmevarımrdquo değil kendisinin teklif ettiği yeni ldquodeneysel tuumlmevarımrdquo olduğunu ifade eder

Araştırmanın veya gerccedileği keşfetmenin iki yolu vardır ve olabilir İlki duyulardan ve tikellerden en genel aksiyomlara uccedilar ve bu değişmez ilkelerden orta terimleri keşfederek ilerler Diğer youmlntem duyulardan ve tikellerden hiccedilbir halkayı atlamadan yavaş yavaş yuumlkselerek aksiyomlara ulaşır daha sonra bu şekilde devam ederek en genel aksiyomları elde eder Bu ikinci yol doğru olan yoldur ve henuumlz denenmemiştir9

Benzer şekilde Great Instauration isimli makalesinde Aristotelesccedili tuumlmevarımla ulaşılan ilk ilkeleri ve bu ilk ilkelerden hareketle yapılan kıyas işleminin doğadan kopuk gerccedilekleştirilmesini eleştirir

Amaccedil farklılaşınca ispatın doğası ve duumlzeni de farklılaşır Klasik mantık iccedilin neredeyse tuumlm işlemler kıyastır Kıyas oumlnermelerle yapılır oumlnermeler ise kelimelerden yapılır Ke-limeler fikirlerin simgeleridir Aklın fikirleri ise olgulardan yapılan soyutlamalardır ve bu soyutlamalar yeterince kesin değildir belirsizdir ve hatta yanlıştırhellip (Ccediluumlnkuuml) kıyasta duyular ile algılanan tikellerden sabit ve değişmez tuumlmellere bir anda uccedilulur daha sonra doğadan kopuk biccedilimde bunlardan orta terimler ccedilıkarsanır Benim planım duumlzenli ve yavaş bir biccedilimde bir aksiyomdan diğerine yapılan harekettir sonuccedilta en genel olan tuumlmel son aksiyoma ulaşılana kadar belirlenmez Her bir aksiyom belirlendiğinde şeylerin kalbinde yatan ilk ilkeler de belirlenmiş olacaktır10

Aristotelesrsquoin tuumlmdengelim mantığı tuumlmel ilkeler ile tikel fenomenleri karşılaş-tırarak-oranlayarak nedenleri ya da orta terimleri keşfetmeyi amaccedillar Bu tarz akıl yuumlruumltmede accedilıklamaların doğru olması iccedilin ilkelerin doğru ve elde edilen orta terimin buumlyuumlk ve kuumlccediluumlk oumlncuumlllerden zorunlu olarak ccedilıkması yani akıl yuumlruumltmenin geccedilerli ol-

8 Francis Bacon New Atlantis and The Great Instauration ed Jerry Wingberger (Illinois Harlan Da-vidson Inc 1989) 11-12 ve ayrıca bkz Barry Gower Scientific Method An Historical and Philosop-hical Introduction (London Routledge 1997) 41

9 Aktaran Michel Malherbe ldquoBaconrsquos Method of Sciencerdquo The Cambridge Companion to Bacon ed Markku Peltonen (Cambridge Cambridge University Press 1996) 79

10 Bacon New Atlantis and The Great Instauration 22

Theoretike İle Poietike Arasında Modern Bilimin Youmlntem Arayışı 33

ması gereklidir Baconrsquoa goumlre skolastik felsefenin kıyas iccedilin kullandığı ilkeler hatalıdır Bu hatanın kaynağı da duyuların ve hayal guumlcuumlnuumln doğru kullanılmamasıdır Duyular yanıltmakta hayal guumlcuuml de tikel ve muumlmkuumln fenomenlerden soumlzde tuumlmel ilkelere sıccedilramakta ve aklı hesabı verilmemiş genellemelerle doldurmaktadır11

Baconrsquoın ccedilizdiği şemaya goumlre duumlşuumlnsel fakuumllteler akıl (reason) hayal guumlcuuml (ima-gination) ve hafıza (memory) olmak uumlzere uumlccedil tanedir12 İlk olarak dış duumlnyanın duyu-larda bıraktığı izlenimler suretler olarak hafızaya kaydedilir Daha sonra hayal yetisi bu suretleri işler-yorumlar ve akıl bu suretlerden bir takım soyutlamalara ulaşır Bu suumlreccedilte duumlşuumlnsel hatalar ya tikel şeylerin suretlerinin hafızaya kaydedilmesi sırasında ya da bu suretlerin hayal guumlcuumlnde yorumlanması sırasında gerccedilekleşir13

Baconrsquoa goumlre bilginin kaynağı duyulardır fakat duyusal goumlzlem doğanın ger-ccedilekliğini sunmaz14 Oumlte yandan doğru youmlntem kullanılması şartıyla tikel suretlerin toplanmasında ve karşılaştırılmasında goumlruumlnmez olguları deney ve aletlerin yardımıyla goumlruumlnuumlr kılmada ve hepsinden oumlnemlisi aklı uygunsuz temayuumlllerden arındırmada duyuların yardımı zorunludur15

Baconrsquoa goumlre hatalı akıl yuumlruumltmenin ikinci nedeni hayal yetisidir ilk olarak hayal aklı doğal olguların dışına ccedilıkartıp onu kendi iccedil spekuumllasyonlarına hapseden bir yetidir16 Bacon buna ldquohayalin uccedilmasırdquo ismini verir17 Bunu engellemek iccedilin ona ldquokanat takmak yerine ayaklarına kurşun ve ağırlıklar bağlanmalıdırrdquo18 İkinci olarak hayal guumlcuuml ccedilabuk tatmin olan ve bu şekilde aklı tembelliğe alıştıran bir yetidir Tikel-leri yeterince soruşturmadan bir ccedilırpıda ulaşılan tuumlmeller ve elde edilen tuumlmellerden yapılan ccedilıkarımlar eğer hayali memnun ediyorsa bu durumda akıl fantezilerle dolar ve duumlşuumlnemez19 Bacon hayal guumlcuumlnden kaynaklanan bu tarz yanlışlara ldquoidolsrdquo yani rastgele soyutlamalar der Eğer amaccedil fantastik ruumlyalar yerine doğal olguları ve yara-tıcının o olgular uumlzerindeki muumlhruumlnuuml (form) goumlrmekse bu rastgele soyutlamalardan kurtulmak gereklidir20

Bacon hem duyulardan hem de hayal guumlcuumlnden kaynaklı hatalardan dolayı doğru bir biccedilimde bilgi uumlretemeyen doğa araştırmacılarına sırasıyla deneyciler ve dogmatikler isimlerini verir Deneyciler (simyacılar ve sihir ile uğraşanlar) felsefelerini ccedilok az sayıda deneye dayandırarak toumlz değişimlerini denetlemeye ve bu bilgileri hermetik gelenek-

11 Malherbe ldquoBaconrsquos Method of Sciencerdquo 79-8012 Koen Vermeir v dğr ldquoIdols of the Imagination Francis Bacon on the Imagination and the Medicine of

the Mindrdquo Perspective on Science 2 (2012) 183-18413 Vermeir v dğr ldquoIdols of the Imaginationrdquo 185-18614 Malherbe ldquoBaconrsquos Method of Sciencerdquo 8015 Francis Bacon Novum Organum ccedilev Sema Oumlnal (İstanbul Say Yayınları 2012) 37-4016 Bacon Novum Organum 91-9217 Bacon Novum Organum 36 ve 5518 Bacon Novum Organum 36 ve 5519 Vermeir v dğr ldquoIdols of the Imaginationrdquo 188-18920 Vermeir v dğr ldquoIdols of the Imaginationrdquo 185-186

34 Engin Koca

teki bilgilerle ilişkilendirmeye ccedilalışanlardır Dogmatikler ise buumltuumln bilgiyi sonuccedilsuz tartışmalar ile oumlzdeşleştirenlerdir21 Dogmatikler ile kastedilen Skolastik rasyonalizmdir ve bu felsefe hazmedilmemiş ve kesinleşmemiş genel fikirleri toplayarak gerisini meditasyona ve sezgiye bırakarak hata yapmaktadır22 Bacon deneycileri durmadan malumat yığan karıncalara dogmatikleri ise durmadan ağ oumlren oumlruumlmceklere benzetir Arı ise hem malumat toplar hem de bunları işleyerek faydalı olan balı uumlretir Bacon kendi youmlntemini arının youmlntemine benzetir bu nedenle bilimsel youmlntem duyuların hayalin ve aklın uyumlu birlikteliği ile muumlmkuumln olabilir23

Baconrsquoın yukarıda zikredilen tuumlm bu ccediloumlzuumlmlemeleri yapmasının nedeni ldquopratik faydardquo sağlamayan bilgiye olan duumlşmanlığıdır Bacon ldquooumlruumlmceklerrdquoin ve ldquokarıncalarrdquoın doğaya dair ulaştıkları sonuccedilların hiccedilbir pratik faydasının olmadığını ifade eder fayda veren araştırmalar deneylerle elde edilenlerdir24 Geleneksel doğa felsefesi ve youmlntemi sahip olduğu ve deneysel olarak hakkı verilmemiş bir takım kavramlar ile ccedilalışmakta ilk olarak bu ccedilalışmanın hiccedilbir pratik faydası olmamakta ikinci olarak yeni keşifler yolunda insanlığa rehberlik etmemektedir Novum Organumrsquoun ilk oumlzdeyişinde Ba-con doğayı anlamanın amacının ona hakim olmak ve onu kontrol etmek olduğunu soumlyler25 Bacon iccedilin bilgi guumlccediltuumlr insan onunla doğayı kontrol eder ve ondan faydalar elde eder Şu halde fayda sağlamayan bilgi felsefesinin dışındadır Doğa felsefenin amacı geleneksel felsefede olduğu gibi ilahi nizamı tefekkuumlr etmek değil guumlndelik yaşam iccedilindeki mekanik tarım tıp iletişim maden savaş gibi sanatlarda (poietike tekhne) insanlığın mevcut durumunu daha iyi ve guumlccedilluuml kılmaktır26 ldquoBilimlerin gerccedilek ve doğru hedefi yeni keşifler ve zenginliklerle insan yaşamını donatmaktırrdquo27 Bunun iccedilin sadece goumlzlemle yetinilmemeli doğaya işkence edilerek (deney) sahip olduğu sırlar (formların bilgisi) ondan soumlkuumllerek alınmalıdır Bu bilgi doğaya huumlkmetmenin aracıdır28 Bacon 1605 tarihli The Advencement of Learningrsquode şoumlyle der

Uumlretici bilimlerin (poietike) yardımı olmaksızın doğanın pek ccedilok parccedilası ya yeterli ince-likle belirlenmemiş ya yeterince accedilık biccedilimde goumlsterilmemiş ve insanın kullanımına accedilı-lamamış olurdu Uumlretici bilimler muumlzik astronomi kozmografya mimarlık muumlhendislik ve diğerleridirhellip Fakat bunlar iccedilinde en oumlnemli ve temel olan mekaniktir Bu bilimlerin yardımını alan boumlyle bir doğa felsefesi sadece spekuumllasyonlarda kaybolmamakla kalmaz insan yaşamına faydalar da sağlayan işlevsel bir hale gelir29

21 Paolo Rossi ldquoBaconrsquos Idea of Sciencerdquo The Cambridge Companion to Bacon ed Markku Peltonen (Cambridge Cambridge University Press 1996) 27-28

22 Vermeir v dğr ldquoIdols of the Imaginationrdquo 18923 Bacon Novum Organum 7924 Bacon Novum Organum 34-3625 Bacon Novum Organum 3326 Cohen The Newtonian Revolution 527 Bacon Novum Organum 15728 Malherbe ldquoBaconrsquos Method of Sciencerdquo 7629 Daniel Garber ldquoPhilosophia Historia Mathematica Shifting in the Dixciplinary Geography of the

Seventeenth Centuryrdquo Scientia in Early Modern Philosophy Seventeenth Century Thinkers on Dem-

Theoretike İle Poietike Arasında Modern Bilimin Youmlntem Arayışı 35

On altıncı yuumlzyıla kadar Baconrsquoın zikrettiği sanatlar iccedilin pratik becerinin gerekli olduğuna inanılmış ve bu nedenle sanatccedilıların doğa felsefesiyle ilişkileri olmamıştır Dolayısıyla theoretike ile poiteike arasında bir temassızlık teorisyenler ile teknisyen-ler arasında bir iletişim boşluğu vardır30 Bacon nedenlerin araştırılmasını sonuccedilların araştırılması ile ilişkilendirir ve pratik deneysel araştırmalara ccedilok oumlnemli bir yer vererek sanatccedilıların tezgacirchlarını yeni bilimin laboratuvarları olarak goumlruumlr31 Buna goumlre teorik doğru yararlıdır ve bu yarar doğruluğuna dayanır32 Cogitata et Visa isimli makalesinde Bacon şoumlyle der

Kulaklarını benim nadir ve şerefli pratik aktivite soumlylemlerime vermişlere bu ses ccedilok hoş gelmiyor olabilir ccediluumlnkuuml onlar kendilerini buumltuumlnuumlyle teemmuumlle vermişlerdir Bu kişiler kendi arzularının duumlşmanı olduklarını duumlşuumlnmeliler Doğada pratik sonuccedillar sadece insan varlığını daha iyi hale getirmekle kalmaz aynı zamanda doğruyu da garantiler Dinde bir insan imanını eylemleriyle goumlsterir bu doğa felsefesi iccedilin de geccedilerlidir Bilim ancak ey-lemlerle bilinebilir Mantık ve hatta goumlzlemlerle değil yalnızca pratik sonuccedillarla doğruyu kurabilir ve accedilığa ccedilıkartabiliriz Bir insanın duumlşuumlncesinin gelişmesi onun eylemlerinin gelişmesi ile aynı şeydir33

Bacon iccedilin doğal sonuccedilların yeniden uumlretilmesi dış duumlnyadaki doğal suumlreccedillere dair bilginin epistemolojik garantisidir34 Baconcı bilimde doğruluk ontolojik değil epistemolojik bir kategoridir ve sadece sağladığı fayda ile doğrulanır35 Eğer teorik bilgi yoksa doğa kontrol altına alınamaz pratik fayda sağlamıyorsa da o teorik bilginin doğruluğu garanti edilemez Bu nedenle teemmuumlle (contemplative) dayalı felsefede ortaya konan neden ile uygulamalı bilimlerdeki neden aynıdır36 Novum Organumrsquoda bu goumlruumlşuumlnuuml destekler mahiyette şu soumlzler sarf edilir

İdoller keyfi soyutlamalardır idealar (formlar) ise doğru ve zarif dokunuşlarla maddeye işlenmiş ve maddede belirlenmiş olarak yaratıcının yarattıkları uumlzerindeki gerccedilek işaretle-ridir Bu nedenle doğru ve fayda tam olarak oumlzdeştir ve sonuccedillar doğru yerine getirilmiş soumlzler olarak insanlara verdikleri faydadan daha fazla bir değere sahip değillerdir37

ostrative Knowledge from First Principles ed T Sorell v dğr (Dordrecht Heidelberg London New York Springer 2010) 4-5

30 Boris Hessen v dğr The Social and Economic Roots of the Scientific Revolutions ed Gideon Fruden-thal v dğr (Berlin Springer 2009) 3-9 ayrıca bkz Edgar Zilsel The Social Origins of Modern Scien-ce (Dordrecht Springer 2003) 5 ve bkz Matteo Valleriani Galileo Engineer (Dordrecht Springer 2010) 194

31 Gower Scientific Method 45-4632 Rossi ldquoBaconrsquos Idea of Sciencerdquo 36-3733 Aktaran Rossi ldquoBaconrsquos Idea of Sciencerdquo 36-3734 Antonio Peacuterez-Ramos Francis Baconrsquos Idea of Science and the Makerrsquos Knowledge Tradition (Ox-

ford Clarendon Press 1988) 5935 Christoph Meinel ldquoEarly Seventeenth-Century Atomism Theory Epistemology and the Insufficiency

of Experimentrdquo The Scientific Enterprise in Early Modern Europe Reading from Isis ed Peter Dear (Chicago The University of Chicago Press 1991) 210

36 Bacon Novum Organum 12037 Bacon Novum Organum 193

36 Engin Koca

Baconrsquoın Aristotelesccedili ldquogoumlzlemsel tuumlmevarımrdquoa youmlnelttiği eleştiri ve yapmış ol-duğu alternatif ldquodeneysel tuumlmevarımrdquo teklifinin arkasında doğa felsefesini istatiksel genellemeler yaparak doğadaki duumlzenilikleri keşfetme etkinliği olarak konumlandırma isteği vardır Fakat bu girişim doğaya iccedilinden bakılacak teorik bir ccedilerccedileve olmadan rehbersiz bir soruşturma halini alacak ve sistematik bir doğa bilimi oluşturmaya engel teşkil edecektir Diğer bir deyişle uumlretici bilimlere vurgu yapmak Aristotelesccedili fiziği tahtından edemez Poietike gelişebilmek iccedilin bir dinamik teorisine teorik bir ccedilerccedile-veye ihtiyaccedil duyar Yeni bir dinamik temel inşa etmek ise yeni bir metafizik ccedilerccedileve kurmayı gerektirir Baconrsquoın goumlremediğini goumlren Descartes yeni bir bilişsel teori ve yeni bir metafizik ile birlikte yeni bir dinamik teorisi (vortex teorisi) oumlnermiş ve ken-dinden sonraki felsefe ve bilimin youmlruumlngesini geri doumlnuumllmez biccedilimde değiştirmiştir Bir sonraki başlıkta Descartesrsquoın felsefi sistemi ccedilerccedilevesinde ortaya koyduğu bilimsel youmlntem analiz edilecektir

III Descartes

Rasyonalizm bilginin oumlncelikli ve tek kaynağını duyuların aksine akılda goumlren felsefi akımdır ve on yedinci yuumlzyıldaki en buumlyuumlk temsilcisi Descartesrsquotır Rasyonaliz-min oumlzellikleri doğuştancılık (zihnin doğuştan belirli temel kavramlar veya bazı temel doğrulukların bilgisi ile donanmış olduğu inancı) a prioricilik (duyulardan bağımsız olarak bilgiye ulaşma olanağı olduğuna inanmak) ve zorunlulukccediluluktur (gerccedileklik hakkındaki doğrulukların zorunlu olduğuna inanmak)38 Rasyonalist ccedilizginin doğuştan-cılığı a prioriciliği ve zorunlulukccediluluğu matematiksel oumlnermelerin tuumlmel ve zorunlu doğasından kaynaklanır Problem tanımlardan ve aksiyomlardan tuumlmdengelimli olarak tuumlretilen oumlnermelerde değil tanım ve aksiyomlarda ortaya ccedilıkmaktadır Aksiyomlar dizgenin başlangıccedil oumlnermeleridir sonsuzca geriye gidilme muumlmkuumln olmadığı iccedilin aksiyomlar kendinden sonraki buumltuumln sistemi ispat etmesine rağmen kendileri ispatsız (self-evident) olan oumlnermelerdir

Descartes Baconrsquoın aksine felsefenin kendinden hareket edeceği accedilık ve seccedilik idelerin39 tuumlmevarım ile değil ancak sezgi ile elde edilebileceğini duumlşuumlnuumlr40 Dolayısıyla doğadaki mekanizmaya dair kesin bilgiye accedilık ve seccedilik idelerden yapılan tuumlmdenge-limli ccedilıkarımla varılabilir41

İlk ilkelerden doğrudan ccedilıkarsanan oumlnermelerin hiccedil kuşkusuz bakış accedilımıza goumlre bir

38 John Cottingham Akılcılık ccedilev Buumllent Goumlzkan (İstanbul Doruk Yayıncılık 2003) 31-3239 Bilginin temeli oumlnermeler oumlnermelerin temeli de ideler olduğu iccedilin analiz ideler uumlzerinden yapılır 40 Reneacute Descartes ldquoAklın Youmlnetimi İccedilin Kurallarrdquo Soumlylem Kurallar Meditasyonlar ccedilev A Yardımlı

(İstanbul İdea 1996) 7141 Mary B Hesse Forces and Fields The Concept of Action at a Distance in the History of Physics

(London New York T Nelson 1961) 109

Theoretike İle Poietike Arasında Modern Bilimin Youmlntem Arayışı 37

zaman sezgi yoluyla bir başka zaman tuumlmdengelim yoluyla bilindiği soumlylenebilir ama ilk ilkelerin kendileri yalnızca sezgi yoluyla verilirken buna karşı uzak sonuccedillar ancak tuumlmdengelim yoluyla bilinebilirler42

Descartes tuumlmdengelim ile ilkelerden zorunlu yargılar ccedilıkarsamayı kastededer o halde accedilık ve seccedilik idelerden ve ideleri ilişkilendiren tuumlmel oumlnermelerden tuumlmdengelim ile ccedilıkarsanan oumlnermeler de zorunlu olarak doğrudur43 Accedilıklık idenin bir niteliği olarak kavranan şeyin varlığına bağlıyken seccediliklik onun diğer nesnelerden ayrıştırılmasına bağlıdır Accedilıklık ve seccediliklik doğruluğun kriterleridir bir ide doğru biccedilimde ancak onun iccedileriği daha oumlnceden biliniyorsa kavranabilir44 Doğru idenin a priori bilgisi insanda verilidir bu nedenle akletmek aklın zaten bildiği yalın doğruları fark etmesi anlamına gelir45 Guumlneş ışığının herşeyi goumlruumlnuumlr kılması ve duyusal algıya accedilması gibi doğanın ışığı da a priori bilgiyi aklın algısına accedilar46 Descartes iccedilin ldquoduumlşuumlnuumlruumlmrdquo veya ldquoiki ile uumlccediluumln toplamı beştirrdquo gibi oumlnermeler accedilık ve seccedilik oumlnermelerdir ve hiccedilbir şuumlphe iccedilermezler Ama oumlrnek olarak ldquoayağımda bir ağrı varrdquo oumlnermesi accedilıktır ama seccedilik değildir ccediluumlnkuuml ağrının bedensel mi yoksa zihinsel mi olduğu ayrıştırılamaz47 Principiarsquoda Descartes accedilık bilgi ile ldquodikkatli bir zihne goumlruumlnen bilgirdquoyi seccedilik bilgi ile de ldquokesin ve başka bilgilerden ayrı olan bilgirdquoyi kastettiğini soumlyler ve ekler ldquobilgi seccedilik olmadan accedilık olabilir ama accedilık olmadan seccedilik olamazrdquo48 Accedilık ve seccedilik ideler ancak akıl ile kavranır duyusal niteliklerin ortaya ccedilıkardığı ideler ise bulanıktır49

İdeler insan tarafından oluşturulmaz ve doğuştan gelir ama akıldan bağımsız değillerdir50 Bechlerrsquoe goumlre Descartes temsil eden (ide) ile temsil edilen (oumlz) arasında ayrım yapar ide akli bir suret olması nedeniyle değişir ve bu nedenle oumlz ile oumlzdeş olamaz Oumlz ideden ayrı bir varlıktır ccediluumlnkuuml hareket geometrik figuumlrler madde Tanrı gibi oumlzler akılda değillerdir bu nedenle Descartes onların oumlzlerinin akılda olduğunu iddia etmiş olamaz Oumlzler akıldan bağımsız varlıklardır ve değişmezler oumlte yandan ideler akıldan bağımsız var olamazlar ve oumlzlerin temsilleridirler51 İdelerin iccedileriklerinin doğru biccedilimde dolması ve oumlzuuml birebir temsil edebilmesinin yolu da akli sezgidir bu

42 Descartes ldquoAklın Youmlnetimi İccedilin Kurallarrdquo 6943 Descartes ldquoAklın Youmlnetimi İccedilin Kurallarrdquo 6944 Zev Bechler Newtonrsquos Physics and the Conceptual Structure of the Scientific Revolution (Dordrecht

Kluwer Academic Publishers 1991) 18145 Reneacute Descartes ldquoYoumlntem Uumlzerine Soumlylemrdquo Soumlylem Kurallar Meditasyonlar ccedilev Aziz Yardımlı (İs-

tanbul İdea 1996) 65-66 ayrıca bkz Reneacute Descartes Metafizik Duumlşuumlnceler ccedilev M Karasan (Anka-ra MEB yayınları 1967) 183

46 Cottingham Akılcılık 49-5047 John Cottingham A Descartes Dictionary (Cambridge Blackwell Publishers 1993) 33-3448 Descartes Felsefenin İlkeleri 7849 Reneacute Descartes ldquoİlk Felsefe Uumlzerine Meditasyonlarrdquo Soumlylem Kurallar Meditasyonlar ccedilev A Yar-

dımlı (İstanbul İdea 1996) 189 ayrıca bkz Stephan Gaukroger Descartesrsquo System of Natural Philo-sophy (Cambridge Cambridge University Press 2003) 80

50 Descartes Metafizik Duumlşuumlnceler 188-19051 Bechler Newtonrsquos Physics and the Conceptual Structure of the Scientific Revolution 181

38 Engin Koca

şekilde Descartes kesin bilgiyi temin etme yolunun accedilıldığını duumlşuumlnuumlrDescartes deneyim temelli doğa soruşturmasını eleştirir ve deneycileri hazine

avcılarına benzetir ccediluumlnkuuml zaman zaman elde ettikleri başarılar tuumlmuumlyle şans eseridir Bu tarz duumlzensiz incelemeler ve bununla beraber bulanık meditasyonlar52 doğal ışığı karıştırıp akli guumlccedillerimizi koumlreltir53 Peki deneyim bilimsel araştırmanın dışında mı tutulmalıdır Descartes Regulaersquode kendi youmlntemini şu şekilde oumlzetler

Aklın hayalin duyunun ve hafızanın tuumlm yardımını kullanmalıyız Ccediluumlnkuuml boumlylelikledir ki ilkin yalın oumlnermelerin seccedilik bir sezgisini elde edebilir sonra bilinmeyeni onun bulun-masını sağlayacak olan bilinenle karşılaştırabilir son olarak birbirleri ile insan ccedilabasının hiccedilbir parccedilası atlanmadan karşılaştırılması gerekenleri bulabiliriz54

Descartesrsquoa goumlre dış duyular tıpkı bir muumlhruumln balmumunda belli biz iz bırakma-sında olduğu gibi edilgendirler Cisim dış duyuları hareket ettirir ve sertlik puumlruumlzluumlk sıcaklık soğukluk renk ses tat gibi nitelikler algılanır Daha sonra bu nitelikler hiss-i muumlşterek (sensus communis) denilen beden parccedilasında birleştirilir Uumlccediluumlncuuml aşamada hiss-i muumlşterekin oluşturduğu duyusal form hayal yetisine darpedilir ve bu iz hafıza denilen yerde korunmaya alınır Ruh bu formları hayal yetisinden veya eş zamanlı olarak hiss-i muumlşterekten (common sense) alabildiği gibi hafızadan da alabilir Ruh kendini yalnızca hayal yetisine youmlneltiyorsa buna ldquohatırlamardquo denir eğer yeni izlenim-ler uumlretmek iccedilin hayal yetisine doumlnuumlyorsa ldquotasarlıyorrdquo denir eğer tek başına hareket ediyorsa o zaman ldquoaklediyorrdquo denir55

Discoursersquoda Descartes kendi youmlntemini doumlrt adımlı bir suumlreccedil olarak tasarlar İlk adım doğru olduğu accedilıkccedila bilinmeyen hiccedilbir şeyin doğru kabul edilmemesi anlamına gelen ldquokuşkudurrdquo Bu şekilde Descartes Baconrsquoın idoller dediği oumlnyargı gelenek oto-rite kaynaklı hatalara duumlşmekten kaccedilınmayı hedefler İkinci adım olabilecek en yalın olana ulaşmak iccedilin ccediloumlzuumlmlemeler yapmak ve karmaşık bilgileri onları oluşturan en yalın idelere kadar ayırmaktır (analiz) Uumlccediluumlncuumlsuuml olabilecek en yalın nesnelerle-ide-lerle başlayarak derece derece en bileşik olan nesneye-bilgiye ulaşmak ve bu zincirde hesabı verilmeyen hiccedilbir halka bırakmamak anlamına gelen tuumlmdengelim youmlntemidir Doumlrduumlncuuml adımda elde edilen sonuccedilların goumlzden geccedilirilmesi ve denetlenmesi vardır Descartes bu youmlntemi geometricilerin en guumlccedil ispatlara ulaşmak iccedilin yararlandıkları ve kesin bilginin yegacircne youmlntemi olarak zikreder56

Fiziğin genel ilkeleri ile tikel mekanizmalar arasında ayrım yapan Descartes maddi toumlzuumln uzam olması gibi genel ilkeleri akıldaki ldquodoğruluğun kesin tohumların-

52 Duyusal sezgi ile değil akli sezgi ile yapılan53 Descartes ldquoAklın Youmlnetimi İccedilin Kurallarrdquo 7054 Descartes ldquoAklın Youmlnetimi İccedilin Kurallarrdquo 9455 Descartes ldquoAklın Youmlnetimi İccedilin Kurallarrdquo 95-9756 Reneacute Descartes ldquoYoumlntem Uumlzerine Soumlylemrdquo Soumlylem Kurallar Meditasyonlar ccedilev Aziz Yardımlı (İs-

tanbul İdea 1996) 23-24

Theoretike İle Poietike Arasında Modern Bilimin Youmlntem Arayışı 39

danrdquo tuumlretirken57 manyetizma gibi olguları goumlzleme dayanarak belirler Ona goumlre goumlruumlnmez mekanizmaları accedilıklamak iccedilin pek ccedilok hipotez ortaya atılabilir bu nedenle doğa felsefecisi bu hipotezleri hipotezlerin sonuccedilları ile test etmelidir58 Fakat manye-tiklik gibi tikel bir olgunun nasıl gerccedilekleştiğine dair bir hipotez kurmak iccedilin doğanın buumltuumlnuumlne dair bir mekanizma zihinsel bir model varsaymak gerekmektedir Zihinsel model parccediladan buumltuumlne asla ulaşılamayacağı iccedilin filozofun buumltuumln olarak formuumlle ettiği mekanizmadır Bu mekanizmadan yapılan ccedilıkarımların tecruumlbeyle ccedilelişmesi durumunda modeli revize etmek yerine modelin gerektirdiği sonuccedilla karşılaşılmama-sının nedenleri soruşturulur Descartes Greklerin yaptığı gibi animistik model yerine mekanik bir model ile doğaya yaklaşır59 Klasik doğa felsefesi mıknatısın bir ruhu olduğunu kabul ederken Descartes bunu vida şekilli parccedilacıklarla accedilıklar Descartesrsquoa goumlre canlı hayvanlar bile ruh sahibi değillerdir onlar vida ve yaylardan değil kas ve kemikten yapılmış makinelerdir Descartes Meditationesrsquoda şoumlyle der

İnsan bedenini de sinirlerden kaslardan damarlardan kan ve deriden yapılmış olan ve eğer onda hiccedilbir akıl olmasaydı bile şimdi iradenin denetimi olmaksızın ve dolayısıyla aklın yardımı olmaksızın ama yalnızca organlarının duumlzenlenişi yoluyla devindirildiği zaman yaptıkları ile aynı devinimleri yerine getirecek bir tuumlr makine olarak goumlrebilirim60

Harveyrsquoin tıbbi ccedilalışmalarından haberdar olduğu anlaşılan kendisi de sinir sistemi fizyolojisi uumlzerine ccedilalışan Descartes hayvanların doğa yasalarına goumlre ccedilalışan otomatlar olduğunu duumlşuumlnmuumlştuumlr ldquoDuumlşuumlnuumlyorum o halde varımrdquo oumlnermesindeki ldquoduumlşuumlnen şeyrdquo (res cogitans) insanın bedensel varlığından tuumlmuumlyle bağımsız olan ve evrende doğa yasalarına tabi olmayan bu nedenle oumlzguumlr irade sahibi olan tek varlıktır İnsan bedeni bir ruha-akla sahiptir ama onu canlı yapan ve hareket ettiren şey akıl-ruh değildir ccediluumlnkuuml insanın bedeni otomattır Res cogitans (gayr-ı maddi toumlz) maddeden tuumlmuumlyle ayrıdır sadece insanda bulunur ve dolayısıyla fizik fiziksel olmayan herhangi ruhsal bir yapıya referans verilmeden yapılmalıdır61

Skolastik Aristotelesccedililiğe goumlre matematiksel ve metafiziksel nesneler dacirchil buuml-tuumln zihinsel iccedilerik hayal fakuumlltesinde bulunan duyusal suretlerden yapılan zihinsel soyutlama suumlreciyle oluşur Aristotelesccedili şemada akıl matematiksel nesneler veya doğal şeylerin oumlzlerini yakalamada oumlnemli bir rol onar Buna karşın Descartes mate-matiksel ve metafiziksel doğruların akıl tarafından duyulardan ve hayal fakuumlltesinden buumltuumlnuumlyle bağımsız olarak yakalandığını duumlşuumlnuumlr Fakat Descartesrsquoın zihinsel kapasite

57 Reneacute Descartes ldquoPrinciples of Philosophyrdquo The Philosophical Writings of Descartes Volume 1 ed J Cottingham R Stoothoff D Murdoch (Cambridge Cambridge University Press 1996) 224 ve 288

58 Descartes ldquoPrinciples of Philosophyrdquo 26759 Mary B Hesse Forces and Fields The Concept of Action at a Distance in the History of Physics

(London New York T Nelson 1961) 10160 Descartes ldquoİlk Felsefe Uumlzerine Meditasyonlarrdquo 19261 Hesse Forces and Fields The Concept of Action at a Distance in the History of Physics 104 ve

ayrıca bkz Ahmet Cevizci On Yedinci Yuumlzyıl Felsefesi (İstanbul Say 2013) 149-233

40 Engin Koca

şemasında doğa bilgisi tek başına akıldan doğmaz akıl bazı iccedilerikleri doğru olarak sunabilir ama tek başına bu iccedileriği doğrulayamaz veya yanlışlayamaz Bu fonksiyon Res Cogitansrsquoın aktif parccedilası olan irade tarafından gerccedilekleştirilir Bir yargının akıl tarafından sunulan iccedileriği irade onu onaylayana kadar doğru veya yanlış değildir62 Matematik ve metafiziğin tersine doğa bilgisinin hipotetik olması anlamına gelen bu belirlemeyi Descartes Principiarsquoda şoumlyle accedilıklar

Duyularla algılanamayan şeyler duumlşuumlnuumllduumlğuumlnde gerccedilek doğaları farklı olsa bile onların olası doğasını accedilıklamak yeterlidir ve Aristotelesrsquoin buumltuumln yapmaya ccedilalıştığı şey de budur Fakat bu youmlntem şeylerin doğasını anlamamızı sağlasa da gerccedilekte şeylerin doğasının bu şekilde olduğunu garantileyemez Bir zanaatkacircr zamanı aynı anda goumlsteren ve aynı goumlruumlnuumlşe sahip iki saati yapabilir ama bu iki saatin iccedilyapısı makaraların ve vidaların boyutları pek ccedilok farklı şekillerde yapılabilir Bunu itiraf etmek beni mutlu ediyor ccediluumlnkuuml fenomenlerin doğasına doğru biccedilimde tekabuumll eden şeyler yazarak yeterince başarılı ol-duğumu duumlşuumlnuumlyorum Bu gerccedilekten de guumlnluumlk yaşama uygulama iccedilin yeterli olacaktır ccediluumlnkuuml tıp ve mekanik ve tuumlm diğer sanatlar fiziğin yardımıyla buumltuumlnuumlyle gelişebilirler63

Bacon ile ilgili yapılan tartışmanın sonunda da ifade edildiği gibi Descartes tıp ve mekanik gibi Poetik bilimlerin gelişebilmesinin bir teorik ccedilerccedileveye yani doğanın arkasındaki goumlruumlnmez duumlzenliliğe dair bir fizik teorisine gereksinim duyduğunu ifade eder Fakat doğanın goumlruumlnmez duumlzenliliğine dair bir teorinin gerccedilekliği kendisinde nasılsa aynen oumlyle resmedip resmetmediğinden asla emin olunamaz Oumlnemli olan bu ccedilerccedilevenin Poetik bilimlere gelişebilmesi iccedilin gerekli olan zemini sağlayıp sağlama-dığıdır Descartes kendi fiziğinin bu zemini oluşturduğunu duumlşuumlnuumlr Descartes şeylerin doğasına dair bilgimizin şeylerin gerccedilek doğası ile bire bir uyuşmayacağını şu halde doğa bilgisinin hipotetik olduğunu soumlyler Bir sonraki ilkede (205 İlke) Descartes doğaya dair yapmış olduğu accedilıklamaların pratik olarak kesin olduğunu iddia ederek şoumlyle der

Fakat yine de benim accedilıklamalarım pratik (moral) olarak kesin goumlzuumlkmektedir Bazı şey-lerin pratik olarak kesin olduğunu soumlylememek ikiyuumlzluumlluumlk olurdu duumlşuumlnceler Tanrırsquonın mutlak kudreti ile karşılaştırıldığında kesin olmasa da guumlnluumlk yaşama uygulanabilirliği anlamında yani pratik olarak kesindirler64

Descartes tıpkı Bacon gibi doğa bilgisinin garantoumlrluumlğuumlnuuml ldquofaydardquo olarak be-lirlemiş goumlruumlnmektedir Descartes kendi mekaniği iccedilin ulaşmış olduğu ilkelerin ccedilok genel ilkeler olduğunu ve pek ccedilok farklı olası nedensel accedilıklamaya imkacircn sağladığını ifade eder Bu olasılıklar arasından doğru nedeni bulmak iccedilin ise yapılabilecek tek şey doğru kabul edilen ldquonedenrdquoden yapılan ccedilıkarımların deneyle kontrol edilmesi ile ldquonedenrdquoi test etmektir65 Moral kesinlik pratik fayda sağlayan bilgi anlamında

62 Hatfield ldquoReneacute Descartesrdquo63 Descartes ldquoPrinciples of Philosophyrdquo 28964 Descartes ldquoPrinciples of Philosophyrdquo 289-29065 Ernan McMullin ldquoHypothesisrdquo Encyclopedia of the Scientific Revolutions From Copernicus to New-

Theoretike İle Poietike Arasında Modern Bilimin Youmlntem Arayışı 41

kullanılmaktadır Bir sonraki ilkede Descartes kendi accedilıklamalarının pratik fayda sağlamaktan daha oumlte olduğunu iddia eder

Aslında benim accedilıklamalarım moral kesinlikten fazlasına sahiptir Dahası bazı konular doğadaki şeylerle ilişkisi bağlamında ahlaki kesinliğin oumltesinde mutlak kesin olarak goumlruumllebilir Mutlak kesinlik bir şeyin bizim belirlediğimiz şeyden başka tuumlrluuml olamaya-cağına inandığımız yerde ortaya ccedilıkar Kesinlik metafizik temele dayanır oumlrnek olarak Tanrırsquonın uumlstuumln olarak iyi olması ve bizi asla aldatmaması ve sonuccedilta bize verdiği doğruyu yanlıştan ayırma yetisi ile bizi yanlışa gitmekten alıkoyması gibi Matematiksel ispatlar da mutlak kesindirler66

Akıldan ccedilıkarılan tuumlm iccedilerikler saf değildir Descartesrsquoın şemasında Res Cogi-tansrsquoın iki guumlcuuml vardır anlama yetisi ve irade67 İrade herhangi bir zihinsel suumlrecin yardımı olmaksızın ccedilalışır fakat anlama yetisi duyusal algı hayal ve hafızanın yar-dımıyla ccedilalışır İkinci akletme biccedilimi daha az accedilık ve seccediliktir bu nedenle yanlış olma ihtimali her zaman soumlz konusudur Metafiziksel ilk ilkeler ise sezgisel olarak kavranarak iradeyle doğruluğuna huumlkmedilen ve bu nedenle mutlak olarak kesin olan oumlnermelerdir Ccediluumlnkuuml irade oumlzguumlrduumlr otoritenin ve anlamın nihai kaynağıdır ve tuumlm bunlar Tanrının garantisi altındadır Duyularla bilinen pratik bilgi faydası nispetinde kıymetlidir ve kesin değildir Doğa felsefesinin nesneleri saf akıl ve duyusal goumlzlemle bilinir saf akıl cisimlerin ne tuumlr oumlzsel niteliklere sahip olduğunu soumlyler ve duyular bu cisimlerin tikel oumlzelliklerini ortaya koyar Bilginin kesinliğini ortadan kaldıran şey duyusal iccedileriktir68

Descartes ortaya koymuş olduğu metafizik ve bilişsel teorilere dayanarak teklif ettiği fiziğin Poetik bilimlere yani sanatlara-tekniğe gelişebilmesi ve insanın ccedilıkarları doğrultusunda sonuccedillar uumlretebilmesi iccedilin ihtiyaccedil duyduğu zemini sağladığını duumlşuumlnuumlr Poetik bilimler doğayı kontrol etmenin ve onu insanın hizmetkacircrı kılmanın araccedillarıdır Doğa bilgisinin kendisinde bir değeri yoktur onun değeri tekniğin manipuumlle edeceği yeniden organize edeceği duumlzenlilikler sağlamasıyla doğru orantılıdır Diğer bir deyişle Theoretike Poietikersquonin hizmetkacircrıdır

Bir sonraki boumlluumlmde Galileorsquonun bu suumlrece yapmış olduğu katkılar ele alınacak ve onun matematiksel youmlnteminin doğa araştırmasındaki kullanımını neden ve nasıl temellendirdiği tartışılacaktır

ton ed W Applebaum (London New York Garland Publishing 2000) 496-49866 Descartes ldquoPrinciples of Philosophyrdquo 290 67 Descartes ldquoPrinciples of Philosophyrdquo 20468 Gary Hatfield ldquoReneacute Descartesrdquo The Stanford Encyclopedia of Philosophy (Fall 2015 Edition) ed E

N Zalta httpplatostanfordeduarchivesfall2015entriesdescartes (erişim 20052015) ayrıca bkz Larry Laudan Science and Hypothesis (Dordrecht Springer 1981) 30-32

42 Engin Koca

IV Galileo

Galileo Descartes ve Bacon gibi bir youmlntem kitabı yazmamıştır onun kullandığı youmlntemler kitaplarından hareketle deşifre edilebilir Farklı kitaplarında farklı youmln-temler kullanan Galileo 1580rsquode yazmaya başladığı ama vefatından sonra 1687rsquode yayınlanan ilk eseri De Motursquoda kendi youmlntemini şoumlyle accedilıklar ldquoKanıt gerektiren hiccedilbir şey doğru olarak varsayılmamalı ve soumlylenen her şey daha oumlnce soumlylenmiş olana dayanmalıdırrdquo69 Aristotelesrsquoe youmlnelttiği eleştiri de bu minvalde Aristotelesrsquoin varsayımlarına youmlneliktir ldquoAristotelesrsquoin aksiyomları sadece duyulara kapalı değil aynı zamanda hiccedilbir zaman kanıtlanamazdırrdquo70 Aynı eserde Galileo Aristotelesrsquoe youmlnelt-tiği eleştirinin kendi sonuccedilları iccedilin de geccedilerli olması durumunda bunun o sonuccedilların yanlışlığından değil bir takım arazicirc etkilerden kaynaklandığını ifade eder71 Galileo bu durumu Discorsirsquode şoumlyle accedilıklar

Soyut olarak ispatlanan sonuccedillar somut şeylere uygulandığında farklı ve dolayısıyla aldatıcı olacaktır Bu nedenle ne doğal yatay hareket duumlzguumln doğrusal harekete ne doğal ivmeli hareket ivme oranına ne de doğal serbest atışın izlediği yol parabole tam olarak benzemez72

Bu arazicirc etkiler fiziksel ilişkilerin idealize edilmesinden kaynaklanır En temelde astronomi ve mekanik olarak ikiye ayrılabilecek yazılarında Galileo nesne alanına goumlre değişen bir youmlntem kullanır Astronomi ile ilgili eserler okuyucusunu Kopernik sisteminin doğruluğuna ikna etmek iccedilin başvurulan diyalektik bir youmlntemle mekanik ile ilgili eserler ise hareketin matematiksel bir goumlsterimini yakalamaya ccedilalışan hipotetik tuumlmdengelim youmlntemiyle yazılmıştır73

Galileorsquonun Astronomi ile ilgili yazdığı eserler Siderus Nuncius (1610) Istoria e Dimostrazioni (1613) ve Dialogo (1632)rsquodur Kitaplarda genel olarak Sokratik sorgulama retorik olmayana ergi74 analoji ve retroduksiyon75 tekniklerine başvuran diyalektik bir youmlntem kullanılır Yeryuumlzuuml olayları ile analoji yapılarak goumlkyuumlzuumlne dair elde edilen yeni veriler yorumlanır ccediluumlnkuuml Galileo iccedilin yeryuumlzuuml olayları goumlksel olaylar iccedilin uygun bir model oluştururlar Aynı şekilde yeryuumlzuuml olaylarının nedenleri goumlksel

69 Aktaran Winifred L Wisan ldquoGalileorsquos Scientific Method A Reexaminationrdquo New Perspectives on Galileo ed R E Butts v dğr (Dordrecht D Reidel Publishing Company 1978) 7

70 Aktaran Wisan ldquoGalileorsquos Scientific Method A Reexaminationrdquo 771 Wisan ldquoGalileorsquos Scientific Method A Reexaminationrdquo 8 ayrıca bkz Bechler Newtonrsquos Physics

10972 Galileo Galilei Dialogues on Two New Sciences trans H Crew v dğr (New York William Andres

Publishing 2010) 10673 Wisan ldquoGalileorsquos Scientific Method A Reexaminationrdquo 374 Robert E Butts ldquoSome Tactics in Galileorsquos Propaganda for the Mathematization of Science Experien-

cerdquo New Perspectives on Galileo ed R E Butts v dğr (Dordrecht D Reidel Publishing Company 1978) 60

75 Ernan McMullin ldquoThe Conception of Science in Galileorsquos Worksrdquo New Perspectives on Galileo ed R E Butts v dğr (Dordrecht D Reidel Publishing Company 1978) 242

Theoretike İle Poietike Arasında Modern Bilimin Youmlntem Arayışı 43

olayların accedilıklamalarında kullanılırlar76 Fakat bu kitapların birincil amacı teleskop ile yapılan goumlzlemlerin sonuccedillarını ortaya koymak değildir en temel amaccedil geleneksel kozmolojinin (Batlamyus astronomisi ile Aristoteles fiziğinin ayrıntılı bir birleşimi) yanlış olduğunu goumlstermektir Galileo mevcut kozmolojinin yeni bir kozmoloji ile yer değiştirmesi gerektiğini duumlşuumlnmektedir yeni kozmolojinin astronomisi Kopernik tarafından doldurulmaktadır diğer kısmı iccedilin ise yeni ama tamamlanmamış Galileo fiziği vardır77

Şu halde Galileorsquonun bilimsel programı ilk olarak Batlamyus-Aristoteles kozmo-lojisinin oumlzellikle teleskop ile elde edilen yeni veriler ışığında bir eleştirisini yapmak daha sonra alternatifi olan Kopernik astronomisinin uumlstuumlnluumlklerini ortaya koymaktır İkinci olarak Kopernik sistemine dayanan kendi hareket teorisini temellendirmektir

Galileorsquonun Kopernik sistemini kabul etmesi Aristotelesccedili epistemolojinin redde-dilmesini ve yeni bir epistemolojik temelin inşa edilmesini zorunlu kılmıştır Discorsi (1638) isimli eserinde ortaya koyduğu hareket teorisinin (ya da yeni fiziğin) ihtiyaccedil duyduğu epistemolojik temel 1623rsquote yazdığı Il Saggiatore isimli eserinde şoumlyle accedilıklanır

Ne zaman herhangi cismi veya maddi bir şeyi kavrasam hemen onun sınırlı olduğunu duumlşuumlnmem gerektiğini hissediyorum Bir şekle sahip olduğunu diğer şeylerle ilişkisi bağlamında buumlyuumlk veya kuumlccediluumlk olduğunu bir yer ve zamanda olduğunu hareket halinde veya hareketsiz olduğunu sayısal olarak bir veya birkaccedil tane olduğunu duumlşuumlnuumlyorum Bu durumda herhangi bir toumlzuuml hayalimle genişletemem Oumlte yandan bu şey bir renge sahiptir tadı acı veya tatlıdır sesli veya sessizdir bir kokusu vardır ama aklım o şeyi algılarken bunları duumlşuumlnmek zorunda değildir Duyuların rehberliği olmadan akıl veya hayal asla boumlyle niteliklere ulaşamazdı Sonuccedilta tat koku renk gibi nitelikler sadece isimlerdir eğer canlı varlık olmasaydı bu niteliklerin hiccedilbiri olmazdıhellip Dışsal cisimler şekil sayı yavaş veya hızlı hareketten başka hiccedilbir niteliğe sahip değildir Duyular tasfiye edilse bile şekil sayı ve hareket var olmaya devam edecektir78

Galileorsquoya goumlre maddenin nesnel (oumlzsel) nitelikleri matematiksel ve oumllccediluumllebilir olanlardır yani şekil sayı ve harekettir Duyusal nitelikler duyu organı olmadan algılanamazlar ve bu nedenle bilimde yerleri yoktur ccediluumlnkuuml doğaya ait değillerdir ve matematiksel olarak goumlsterilemezler Hareketin niceliksel olana indirgenmesi nitelik-sel hareketin ise bilimin dışına ccedilıkartılması hamlesi olan birincil ve ikincil nitelikler ayrımı yeni fiziğin nesne alanını ve onu ele alma youmlntemini de belirlemektedir Ger-ccedilekte varolan sadece niceliksel hareket (yerel hareket) ise ve niteliksel hareket sadece duyusal bir yanılsama ise o zaman araştırma konusu niceliksel hareket onu ele alma youmlntemi ise matematik olmak zorundadır

76 Joseph C Pitt Galileo Human Knowledge and the Book of Nature Method Replaces Metaphysics (Netherlands Springer 1992) 100

77 Wisan ldquoGalileorsquos Scientific Method A Reexaminationrdquo 2678 Aktaran Butts ldquoSome Tactics in Galileorsquos Propaganda for the Mathematization of Science Experien-

cerdquo 64-65

44 Engin Koca

Galileo aynı eserinde fiziksel accedilıklamalarda matematiğin kullanılmasının şartlarını ortaya koyar Zamanın baskın entelektuumlel geleneği iccedilin matematiğin konusu nesnelerin oumlzellikleri ya da nitelikleri değil nicelikleridir Bu nedenle yeni fiziğin oumlnuumlndeki en buuml-yuumlk engel doğal olgulara dair accedilıklamalarda matematiğin epistemolojik olarak goumlrduumlğuuml yasaktır79 Kabul edilebilir matematiksel akıl yuumlruumltme kullanımı Aristotelesccedili doumlrtluuml değişim teorisinden yalnızca niceliksel değişim ve yer değiştirmenin nasıl gerccedilekleş-tiğine dair hipotetik kullanımıdır Diğer bir deyişle gerccedilek nesnelerin oumlzellikleri yani toumlzlere ve arazlara dair accedilıklamalar matematiksel terimlerle ifade edilmezdir Problem yalnızca hareketli bir yeryuumlzuumlnuumln kozmolojik dogmalarla ccedilelişmesi değil hareketi accedilıklamak iccedilin matematiğin kullanılmasının youmlntemsel olarak uygun olmamasıdır

Galileorsquonun birincil ve ikincil nitelikler ayrımı ve birincil nitelikleri oumlzsel ve ma-tematiksel olarak yeniden tanımlaması bu yasağı kırmaya youmlnelik atılmış bir adımdır Bu ayrım ile Galileo Aristotelesccedili epistemolojiye alternatif bir epistemoloji teklif ederek matematiğin bilgiyi uumlretmede ve temellendirmedeki fonksiyonunu yeniden tanımlamaya ccedilalışır

On yedinci yuumlzyılda ortaya ccedilıkan yeni doğa felsefesinin en oumlnemli oumlzelliklerinden biri oumlzcuuml değil ilişkisel bir epistemolojik pozisyona sahip olmasıdır80 Oumlzcuuml (essentia-lism) goumlruumlşe goumlre şeyler değişmez iccedilsel doğalara sahiptir ve bilimin hedefi bu doğaları keşfetmektir Bu anlamda oumlzcuumlluumlk bilimin şeylerin operasyonel veya fenomenolojik oumlzelliklerini inceleyebileceğini iddia eden goumlruumlşuumln tam karşıtıdır Klasik duumlnyada oumlzcuuml olmayan felsefi goumlruumlşler vardır bunların en oumlnemlisi dairesel hareketin kullanılmasıyla goumlksel cisimlerin hareketlerinin accedilıklandığı instrumentalismdir81

Epistemolojik olarak inşa edilen matematiksel şema ile gerccedilekliğin accedilıklanamaz olduğunu soumlyleyen Aristotelesccedili ccedilizginin itirazları Dialogorsquoda tartışılır Konuşma şu şekildedir

Simplicio hellip bu matematiksel incelikler soyut olarak ccedilok iyi ccedilalışmakta ama fiziksel olana uygulandığında ccedilalışmamaktadır Oumlrnek olarak bir matematikccedili tanjantın bir kuumlreyi bir noktada kestiğini ispatlayabilir ama gerccedilekliğe bakıldığında bu doğru değildir Salviati hellip bir bronz kuumlre ile ccedilelik bir yuumlzeyin bir noktada kesişmediklerini soumlyleyenler şuna cevap vermelidir doğadaki kuumlre tam olarak bir kuumlre midir82

Matematiksel nesneler iccedilin doğru olan fiziksel nesneler iccedilin doğru değildir diyen Aristotelesccedili Simpliciorsquonun tespitine karşılık Galileo (Salviati) Platoncu bir ccedilizgide maddenin kusurlu oluşunu ortaya koyarak maddenin geometrinin doğaya uygulanma-

79 Pitt Galileo Human Knowledge and the Book of Nature Method Replaces Metaphysics 163-16480 Margaret J Osler ldquoGalileo Motion and Essencesrdquo The Scientific Enterprise in Early Modern Europe

Reading from Isis ed Peter Dear (Chicago The University of Chicago Press 1991) 10781 Osler ldquoGalileo Motion and Essencesrdquo 10782 Galileo Galilei İki Buumlyuumlk Duumlnya Sistemi Hakkında Diyalog ccedilev Reşit Aşcıoğlu (İstanbul İş Bankası

Yayınları 2008) 281-288

Theoretike İle Poietike Arasında Modern Bilimin Youmlntem Arayışı 45

sının oumlnuumlnde bir engel teşkil etmediğini ifade eder Maddi duumlzenin karmaşıklığı onu matematiksel sistemin yalın ilişkileri şeklinde goumlrmeyi zorlaştırır Galileo bu zorluğu aşmak iccedilin maddenin kusurlarının soyutlanarak idealize edilmesi gerektiğini duumlşuumlnuumlr Bu kusurlar arasında harekete goumlsterilen suumlrtuumlnme direnci oumlnemli bir ihmal olacaktır83

Galileorsquonun ccedilalıştığı Cizvit Uumlniversitelerirsquonde yapılan en oumlnemli tartışma mate-matiksel bilimlerin nedensel accedilıklama sağlayamadığı ve sadece niceliksel betimleme yapabildiği iccedilin gerccedilek bir bilim olup olmadığı uumlzerinedir84 On beşinci ve on altıncı yuumlzyılın entelektuumlel merkezleri olan Cizvit Uumlniversitelerinde kabul edilen Aristotelesccedili kavramsal şemaya uygun olarak ele aldıkları nesne alanlarına goumlre (Tanrı muumlcerret akıllar varlık doğal cisimler ve nicelik) bilimler beşe ayrılır Matematik niceliği araştırma aracı olarak kabul edilir Matematiğin diğer bilimlerden ayrıldığı yer nice-liğin herhangi bir toumlze atıf yapılmadan da analiz edilebiliyor olmasından kaynaklanır Ancak diğer bilimler zorunlu olarak toumlze bağımlıdırlar Cisimler ve doğal fenomenler arasındaki ilişkiler matematiksel olmayan bilimlerin ele aldığı konulardır Oumlte yandan matematik kesinlik derecesi en yuumlksek bilim olmasına rağmen en az saygın (least noble) bilim olarak kabul edilmektedir ccediluumlnkuuml nedenlerle ilgilenmemektedir85

Doğru bilgi sağlamasına rağmen matematiğin doğa felsefesinde kullanılması felsefe tarihi boyunca tartışma konusu olmuştur Aristotelesccedililik iccedilin doğa felsefesi sadece tuumlmel ve zorunlu bilgiden yapılan ccedilıkarımlar ile sınırlı olmamalı aynı zaman-da bu olguların nedenlerini (accedilıklamasını) de vermelidir Matematiksel youmlntem ile olgunun ele alınması olgunun yalnızca niceliksel olarak ele alınmasını gerektirdiği iccedilin nedenleri vermez Oumlrnek olarak ldquoserbest duumlşen bir cismin hızı duumlşme suumlresi ile doğru orantılıdırrdquo matematiksel bir ccedilıkarımdır ama bu ccedilıkarım cismin bu şekilde davranmasının nedeni hakkında hiccedilbir bilgi vermez86

Bu tespitle Galileorsquonun geleneksel Aristotelesccedili ccedilizgide olduğu gibi oumlzlerin (ne-denlerin) araştırılmasından modern bilimde olduğu gibi fiziksel ccedilokluklar arasındaki ilişkiyi (unifying principle) accedilıklayan matematiksel oumlruumlntuumllerin araştırılmasına youmlnelik bir adım atmış olduğu soumlylenebilir87 Drake şoumlyle der ldquoGalileorsquonun youmlnteminde yeni olan şeylerden biri de doğanın nedenler uumlzerinden anlaşılmasına youmlnelik Arsitotelesccedili kavramsallaştırma yerine doğanın deneysel olarak doğrulanmış kesin yasalar olarak kavramsallaştırmasını koymasıdırrdquo88 Nitekim Galileo hareketi incelerken araştırdığı şey duumlzguumln ivmeli hareketin ldquonedenirdquo değildir Galileo bu hareketin neden (oumlz) ger-ccedilekleştiği ile değil nasıl (ilişki) gerccedilekleştiği ile ilgilenir ve bu harekette etkili olan

83 McMullin ldquoThe Conception of Science in Galileorsquos Worksrdquo 230-23184 Joseph C Pitt ldquoMeasurementrdquo Encyclopedia of the Scientific Revolutions From Copernicus to New-

ton ed Wilbur Applebaum (London New York Garland Publishing 2000) 631-63285 Pitt ldquoMeasurementrdquo 632-63386 Gower Scientific Method 24-2587 Bruce Stephenson Keplerrsquos Physical Astronomy (New York Springer 1987) 588 Aktaran McMullin ldquoThe Conception of Science in Galileorsquos Worksrdquo 237

46 Engin Koca

(bağımlı ve bağımsız) parametreleri (alınan yol yerccedilekimi ivmesi ve zaman) ve bu parametreler arasındaki ilişkiyi formuumlle eder

Platon iccedilin olduğu gibi Aristoteles iccedilin de bilimin modeli geometridir geometri en guumlccedilluuml bilgiyi yani tuumlmel ve zorunlu bilgiyi sağlayan bilim olması nedeniyle genel bilimsel proseduumlr iccedilin oumlrnek alınır Bu nedenle bilim kendisinden bir takım sonuccedilların ccedilıkarılacağı kanıta ihtiyaccedil duymayan bazı aksiyom ve oumlnermelere dayanmalıdır Diğer bir deyişle kanıta ihtiyaccedil duyulmayacak denli apaccedilık olan oumlnermelerin tuumlmelliğinden akıl yasalarına goumlre zorunlu sonuccedillar ccedilıkarılmalıdır Duumlşuumlncenin iki hareketi vardır Tuumlmevarım ile tuumlmel-genel89 oumlnermelere ulaşılır tuumlmdengelim (guumlvenli mantıksal kurallar kıyas oran) ile bu oumlnermelerden tikel olgulara dair zorunlu (apodicdic) sonuccedillar elde edilir Aristoteles tuumlmevarımın duyusal algı ile başladığını ve sıralı algıların hafızadaki birliğinden aklın (nous) tuumlmel olanı soyutladığını soumlyler Aklın tuumlmevarım ile elde ettiği ilk ilkeler bilimi oluşturan ispatı oumlnceler90

Galileo ve ccedilağdaşları iccedilin hareket hakkında doğru bilginin inşa edilmesi deneysel verileri değil ilk ilkelerin ispatını gerektirir Bu herhangi bir olguya dair accedilıklama-nın (reasoned fact)91 doğru olmasının bu accedilıklamanın ilkelerinin tuumlmel ve zorunlu (universal and necessary) olması gerektiğini ifade eden Aristotelesccedili ilkedir Tecruumlbe olguya dair accedilıklama bilgisini veremez ve accedilıklamayı kendisine dayandıracağı ilkeler-den yoksundur Tuumlmel ilkelerden yoksun olunca da yapılan olgusal accedilıklama zorunlu değil koşullu (hipotetik) olur92

Peki tuumlmevarımın elde ettiği oumlnermelerin tuumlmel olmasının garantoumlruuml nedir Ba-con kendi youmlntemiyle oumlnce doğruluğu pratik karşılığı ile garanti edilen ikinci derece aksiyomlara oradan da tuumlmel aksiyomlara ulaşılabileceğini duumlşuumlnuumlr Descartes ise saf akli sezgi ile tuumlmel oumlnermelerin ve dolayısıyla kesin bilginin elde edilebileceğini iddia eder Galileo matematikte sezgi ile elde edilen aksiyom veya postulatların aksine fizikte aksiyomların veya postulatların tuumlmevarımsal ve deneysel bir doğrulamaya ihtiyaccedil duyduğunu ama bunun iccedilinden olgulara bakacağımız bir teorik ccedilerccedileve olma-dan gerccedilekleştirilemeyeceğini teslim eder Matematiğin bir youmlntem olarak kullanıldığı fizikteki ilkelerin tuumlmevarımsal karakteri fiziksel ccedilıkarımlara zorunluluk atfetmeyi imkacircnsız kılmaktadır Bu nedenle olgusal accedilıklamalarda kullanılan her tuumlrluuml ilke ve bir olgunun nedenine dair ortaya atılan her iddia ldquohipotezrdquodir

Diyaloglarrsquoda Sagredo aklın ldquodoğal ışığırdquonın hiccedilbir zorluk yaşamadan oumlnemli postulatları belirleyebileceğini soumlyler Oumlrnek olarak bir postulat şudur ldquoFarklı eğimlerde duumlşen cismin hızı eğimin dikey yuumlksekliğine bağlıdırrdquo Buna karşılık Salviati şoumlyle

89 On yedinci yuumlzyıl boyunca yapılan youmlntemsel tartışmaların sertleştiği yer ilkelerin tuumlmel mi yoksa sadece genel (hipotez) mi olduğu uumlzerinedir

90 McMullin ldquoThe Conception of Science in Galileorsquos Worksrdquo 213-21491 Reasoned fact Tuumlmel ve zorunlu bir doğru ile ilişkilendirilerek accedilıklanmış olgu ve olay92 Gower Scientific Method 24

Theoretike İle Poietike Arasında Modern Bilimin Youmlntem Arayışı 47

der ldquoAkıl yuumlruumltme buumlyuumlk bir olasılık sağlar fakat ben senin olasılığını bir deneyle arttırmak istiyorumrdquo Sezgisel makucircliyet tek başına yeterli goumlruumlnmemektedir sezginin yanlış olma ihtimaline karşı ilkenin deneysel doğrulanması gerekmektedir Deneyle postulatın kesinliğine daha da yaklaşılır Galileo şoumlyle der ldquoSonuccedilta bu ilkeleri postulat olarak alalım onların doğruluğu onların sonuccedilları deneyle birebir bağdaştıktan sonra belirlenecektirrdquo Bu artık a priori bir bilim değildir oumlnermelerin mutlak doğruluğu kesin olmayan bir akıl yuumlruumltmeyle belirlenecektir Hipotetik tuumlmdengelim geometri-de olduğu gibi oumlnermeleri kendinde bir kanıt olarak kabul etmez ama doğrulukları ccedilıkarımlanan sonuccedilların doğrulanması (deney) ile belirlenir Bu belirleme ya da doğru-lama sonuccedillardan oumlnermelere doğru gider Oumlnermeyi doğru kabul etmenin gerekccedilesi oumlnermenin oumlngoumlrduumlğuuml sonucun doğrulanması ile gerccedilekleşir93

Oumlte yandan Galileo akıl yuumlruumltmeyle elde edilen ama tikel sonuccedillarla doğrulana-mayan durumlarda arazicirc etkileri succedillar Oumlrnek olarak serbest duumlşmede tuumlm cisimlerin madde ve ağırlıkları ne olursa olsun aynı hızda duumlşeceklerine dair ilkesinde Galileo deneysel olarak ortaya ccedilıkan anomalileri hava suumlrtuumlnmesine yuumlkler94 Galileo doğayı bir Oumlklid uzayı gibi duumlşuumlnuumlp ilkelerini belirlemekte daha sonra fiziksel uzayı idealize edip ortaya ccedilıkan anomalileri maddi kusurlar olarak ihmal etmektedir Discorsirsquode Ga-lileo şoumlyle der ldquoDeneyimin bize oumlğreteceği sınırlar altında onları kullanabilmek iccedilin deneyler yardımıyla sonuccedilları engellerden soyutlayarak bulmalı ve goumlstermeliyizrdquo95 Hatta zaman zaman ilkelerinden o kadar emindir ki deneysel olarak doğrulama ihtiyacı bile hissetmez Dialogorsquoda Galileo hareket halindeki bir geminin direğinden bırakılan cismin hareketini tartışarak cismin yere ve gemiye goumlre goumlreli hareketlerini ele alır Buna goumlre gemideki bir insan gemi direğinden duumlşen bir cismin hareketini hareketli gemiye nispetle goumlruumlr bu da doğrusal bir yoldur Gemi dışında hareketsiz bir goumlzlemci ise gemi direğinden duumlşen cismin parabolik bir yol ccedilizerek duumlştuumlğuumlnuuml goumlrecektir Bu accedilıklamadan sonra Aristotelesccedili arkadaşı ona deney yapıp yapmadığını sorar Galileo ldquoHayır yapmama da gerek yok boumlyle olduğunu deneysiz de ileri suumlrebilirim ccediluumlnkuuml başka tuumlrluuml olamazrdquo der96 Youmlntemsel duumlşuumlncenin epistemolojik duumlşuumlnceye ağır bastığı duumlzenleyici bir seviyede deney teoriyi doğrulamak iccedilin yapılmaz teorik olasılıkları serimlemek iccedilin yapılır97 Duumlzenleyici bir seviyeye ulaşılıncaya kadar deney ve goumlzleme ihtiyaccedil vardır ama bir yerden sonra hipotez kurmak bir soyutlama işi olduğu iccedilin deney ve goumlzleme olan bağlılık doğayı idealize etmenin oumlnuumlnde bir engel oluşturacağı iccedilin terk edilir Bu dereceden sonra yapılacak deneyler hipotezin fenomenal sonuccedillarını test etmek ve denetlemek iccedilindir

93 McMullin ldquoThe Conception of Science in Galileorsquos Worksrdquo 226-22794 Maurice A Finnocchiaro Galileo and the Art of Reasoning Rethorical Foundations of Logic and

Scientific Method (Dordrecth D Reidel Publishing Company 1980) 196-19995 Galilei Dialogues on Two New Sciences 25396 Alexandre Koyreacute Bilim Tarihi Yazıları ccedilev K Dinccediler (Ankara Tuumlbitak 2000) 208-20997 Butts ldquoSome Tactics in Galileorsquos Propaganda for the Mathematization of Science Experiencerdquo 81-82

48 Engin Koca

Galileo iccedilin doğa bilimi doğadaki kusurları idealize eden sezgisel bir akıl yuumlruumltme ile bir takım ilk ilkelere ulaşmak (hipotez) bu ilk ilkelerin doğruluğunu test etmek iccedilin de geometrik youmlntemle bu ilk ilkelerden ccedilıkarsanan tikel sonuccedilları (tuumlmdengelim) deneysel olarak sınamaktır Ama bu da yetmemekte deneysel doğrulama suumlrecinde karşılaşılan anomalilerin nerelerde ihmal edilmesi gereken fiziksel kusurlardan nere-lerde ilkenin yanlışlığından kaynaklandığının da belirlenmesi gerekmektedir

Galileorsquonun hipotetik tuumlmdengelim youmlntemi doumlrt adımlıdır 1) Doğanın goumlzlem-lenmesi ya da deneyim 2) deneyimden hareketle goumlzleme kapalı alana dair yapılan sezgisel ccedilıkarım 3) bu ccedilıkarımın matematiksel goumlsterimi ve 4) deney ile hipotezin kontrol edilmesi Galileo doğa olayları arasındaki ilişkiyi matematiksel karakterli bir oumlnerme ile ifade eder98 Oumlnce tekil durumları deneysel olarak ele alır sonra buradan hareketle ve sahip olduğu a priori ilkelerle birlikte bir oumlnerme kurar Bu oumlnerme ma-tematiksel karakterlidir daha sonra bunu deneyle doğrulamaya ccedilalışır Yine bu suumlreccedilte yapmış olduğu ihmaller de deneysel değil a priorirsquodir Şu halde ilk adım sentez ikinci adım analizdir denilebilir

Bir sonraki boumlluumlmde Newtoncu deneysel youmlntem ele alınacak Galileorsquonun hi-potetik tuumlmdengelim youmlntemi ile karşılaştırılmasına yer verilecektir

V Newton

Newton kendi kullandığı youmlntemi accedilıklamak iccedilin Principiarsquonın uumlccediluumlncuuml kitabının (De Mundi Systemate) girişine doumlrt kuraldan oluşan ldquoFelsefede Akıl Yuumlruumltme Kurallarırdquo (Rules of Reasoning in Philosophy) isimli bir boumlluumlm ekler Newton ilk kuralda doğal olgulara goumlruumlnuumlşleri doğru ve yeterli bir biccedilimde accedilıklayan nedenlerden başka neden atfetmediğini ccediluumlnkuuml doğanın boş şeyler yapmadığını ve yaptığı şeylerde hep en yalın olan yolu kullandığını ifade eder Bu kural Galileorsquonun gelgit teorisini accedilıklamaya başlamadan oumlnce zikrettiği kuraldır99 İkinci kural da yine Galileorsquonun ldquoevrensellik ilkesirdquosidir Aynı doğal sonuccedillar muumlmkuumln olduğu kadar aynı nedenlere tahsis edilme-lidir100 İlk iki kuralda fenomenlerden elde edilmemiş okuumllt nedenleri kabul etmediğini ve pek ccedilok benzer sonucun nedenlerinin bir ve aynı olduğunu ifade eden Newton uumlccediluumlncuuml kuralda şunları soumlyler

Kural 3 Cisimlerin nitelikleri yoğunlaşma ve seyrelme dereceleri dikkate alınmaksızın deneysel araştırmamız iccedilindeki tuumlm cisimlerde bulunur dolayısıyla bu nitelikler cisimlerin tuumlmel nitelikleridir Cisimlerin nitelikleri yalnızca deney ile bilinebilir evrensellik oumllccediluumltuuml

98 Pitt Galileo Human Knowledge and the Book of Nature Method Replaces Metaphysics 141 ve ayrıca bkz Gower Scientific Method 37-38

99 Galilei İki Buumlyuumlk Duumlnya Sistemi Hakkında Diyalog 571-634100 Isaac Newton Mathematical Principles of Natural Philosophy trans Florian Cajori v dğr (Berkeley

Los Angeles London University of California Press 1974) 398

Theoretike İle Poietike Arasında Modern Bilimin Youmlntem Arayışı 49

ise deneysel kanıtlamadır Deneysel kanıtlar insanların vehimleri uğruna terk edilemez Doğa analojileri de yalın olmadıkccedila ve sabit olmadıkccedila terk edilir Cisimlerin uzamsallığı duyularımızdan başka yolla bilinemez Uzamı sadece duyusal şeylerde kavradığımız iccedilin duyusal olan herşeye uzamı yuumlkleriz Deneyimin bize goumlsterdiği gibi cisimlerin buumlyuumlk ccediloğunluğu serttir buumltuumlndeki sertlik de duyulamayan boumlluumlnmez parccedilaların sertliğinden kaynaklanır Buumltuumln cisimler nuumlfuz edilemezdir bunu akıldan değil duyulardan elde ederiz Elimize aldığımız cisimler nuumlfuz edilemezdir bu nedenle nuumlfuz edilemezlik evrensel bir niteliktir sonucunu ccedilıkartırız Tuumlm cisimler hareket edebilirdir ve tuumlm cisimlere hareket-lerini veya suumlkucircnlarını muhafaza etme guumlccedilleri bahşedilmiştir (buna eylemsizlik diyoruz) Bu guumlccedilleri yalnızca goumlzlemlenmiş cisimlerden hareketle ccedilıkarsıyoruz Buumltuumlnuumln uzamı sertliği nuumlfuz edilemezliği hareket edebilirliği ve eylemsizliği parccedilaların uzamı sert-liği nuumlfuz edilmezliği hareket edebilirliği ve eylemsizliğinden kaynaklanır Bu nedenle tuumlm cisimlerin en kuumlccediluumlk parccedilacıkları da uzamsallık sertlik nuumlfuz edilemezlik hareket edebilirlik ve eylemsizlik niteliklerine sahiptir Bu tuumlm felsefenin temelidir Cismin boumlluuml-nebilir ardışık parccedilalarının bir birlerinden ayrılabilir olması bir goumlzlem meselesidir ama boumlluumlnmez parccedilacıklar aklımızın kavradığı matematiksel olarak goumlsterilen parccedilacıklardır Boumlluumlnmez kabul ettiğimiz parccedilacıklar da doğanın guumlccedilleri ile boumlluumlnebilir bunu bilemeyiz Boumlluumlnmez veya boumlluumlnebilir parccedilalar gerccedilekte sonsuza kadar da boumlluumlnebilir olabilir Son olarak deneysel ve astronomik goumlzlemler ile evrensel olarak goumlruumlnen tuumlm cisimlerin Duumlnyarsquonın merkezine ccedilekilmeleri ve bunun cismin niceliği (kuumltlesi) ile doğru orantılı olması Ayrsquoın Duumlnyarsquoya ccedilekilmesi ve denizlerin de Ay tarafından ccedilekilmesi aynı şekilde tuumlm gezegenlerin ve kuyruklu yıldızların Guumlneşrsquoe ccedilekilmeleri ile bu kuralın gereği olarak şu sonucu ccedilıkarmamıza yol accedilar Tuumlm cisimlere evrensel olarak karşılıklı ccedilekim ilkesi bahşedilmiştir Ccedilekim guumlcuumlnuumln cisimlerin oumlzsel niteliği olduğunu soumlylemiyorum ccediluumlnkuuml bu sabit değildir yeryuumlzuumlnden uzaklaştıkccedila azalan bir şeydir101

Newton bu kuralda cisimlerin evrensel niteliklerinin hareket edebilirlik nuumlfuz edilmezlik uzamsallık sertlik ve eylemsizlik olduğunu ccedilekim guumlcuumlnuumln karşılıklı olarak tuumlm cisimlerde olmasına rağmen şiddetinin uzaklıkla ters orantılı olarak azal-masından dolayı sabit olmadığını bu nedenle de cisimlerin oumlzsel niteliği olarak kabul edilemeyeceğini ifade eder Newton bu kuralda kendi ilk ilkelerini Principiarsquoya temel teşkil eden varsayımlarını ortaya koyar Newton iccedilin her bir ilke fenomenlerden elde edilmiştir Bunu nasıl elde ettiğini de doumlrduumlncuuml kuralda ifade eder Doumlrduumlncuuml kural şoumlyledir ldquoDeneysel felsefede oumlnermeleri genel tuumlmevarım ile fenomenlerden doğru bir biccedilimde ya da neredeyse doğru bir biccedilimde ccedilıkarsarız Hipotezler lehine tuumlmevarım terk edilemezrdquo102

Newtonrsquoun akıl yuumlruumltme kurallarında belirtiği youmlnteme Cohen ldquoNewtonian stylerdquo (Newtoncu tarz) ismini verir Cohenrsquoe goumlre bu youmlntem akıl yuumlruumltme ve o akla youmln veren guumlccedilluuml bir hayal guumlcuuml ile empirik verilere uygulanan matematiksel tekniğin oumlzel bir karışımıdır Bu youmlntemin en oumlnemli oumlzelliği matematiksel alana transfer edilebilir varsayılmış bir yalın fiziksel mevcutlar (entities) ve durumlar kuumlmesinden hareket et-mesidir Oumlrnek olarak gezegen hareketleri problemi oumlncelikle merkezi ccedilekim kuvveti

101 Newton Mathematical Principles of Natural Philosophy 398-400102 Newton Mathematical Principles of Natural Philosophy 400

50 Engin Koca

etkisi altında hareket eden tek-cisimli sisteme indirgenir burada noktasal bir kuumltlenin matematiksel uzayda ve zamanda hareketi tartışılır Bu inşa suumlrecinde Newton doğa-daki sistemi idalize etmekle kalmaz doğal sisteme paralel matematiksel ve hayali bir sistem yaratır Bu matematiksel sistem idealize edilmiş doğal sistemin bir taklididir matematiksel olarak ccedilıkarsanan kural ve oranlar deney ve goumlzlemden tuumlmevarım ile elde edilen kural ve oranlarla (genelleştirilmiş verilerle) karşılaştırılır Oumlrnek olarak birinci kitabın ilk iki oumlnermesinde ifade edilen ccedilekim kuvveti etkisi altında eylemsiz hareket yapan noktasal kuumltlenin durumu fenomenal olarak denetlenebilir bir ilişki olan alan yasası (Keplerrsquoin ikinci yasası) iccedilin gerek ve yeter koşuldur ve bunun uumlzerinden kontrol edilir Gerccedileklik ile modelin her karşılaştırılması bir modifikasyon her modifi-kasyon da yeni ccedilıkarımlar demektir yeni ccedilıkarımlar her seferinde gerccedileklikle yeniden kontrol edilerek dairesel bir suumlreccedil takip edilir Bu suumlreccedilte matematiksel modele her seferinde yeni ama hayalicirc mevcutlar kavramlar veya durumlar eklenebilir Bu nedenle Newtonrsquoun oluşturduğu fenomen temelli matematiksel model doğanın idealizasyonu (yalınlaştırılmış hali) olduğundan gerccedilekliğe yakınsar (approximation) ama ona oumlz-deş değildir103 Smithrsquoin de ifade ettiği gibi Newtoncu youmlntem mevcut teorideki her sistematik sapmanın ccediloumlzuumllmemiş bir problemin varlığına işaret etmesi anlamında seleflerinden ayrılır Dolayısıyla Newtoncu bilim bitimsiz bir soruşturmadır104

Burtt de Cohen ve Smith ile aynı şekilde duumlşuumlnuumlr ve Newtonrsquoun Descartes ve Galileorsquonun tersine matematiksel doğruları fiziksel doğrular olarak kabul etmediğini fiziksel ilkelerin Newton iccedilin fiziksel varsayımlardan ziyade matematiksel varsa-yımlar olduğunu soumlyler Newton iccedilin matematik suumlrekli olarak deneyde modellenir her ne kadar matematiksel ccedilıkarımlar yapmış olsa da Newton suumlrekli bu ccedilıkarımların deneylerle doğrulanması gerektiğini vurgular105

Newtoncu youmlntemin guumlcuuml yeni bir matematiksel analiz biccedilimi ile fiziksel neden araştırmasını birleştirmesi ve sonuccedilların suumlrekli olarak deneylerle kontrol edilmesinden kaynaklanır Onun youmlntemindeki en oumlnemli unsur matematiksel yasalar ile ldquonedenlerrdquo olarak fiziksel kuvvetlerin niteliklerinin ayırt edilebilmiş olmasıdır Bu suumlreccedilte Newton gerccedileklikten soyutlanmış matematiksel yapılar oluşturmamış ama yalınlaştırılmış ve idealize edilmiş fiziksel durumların daha sonra deney ve goumlzlemlerle accedilığa ccedilıkan gerccedilek fiziksel durumlarla ilişkiye sokulacak biccedilimde matematiksel karşılıklarını yaratmıştır106 Ama yaratılan matematiksel karşılıklar fiziksel fenomenleri niceliksel olana indirgeyip

103 I Bernard Cohen The Newtonian Revolution (Cambridge Cambridge University Press 1980) 69 ayrıca bkz I Bernard Cohen ldquoNewtonrsquos Third Law and Universal Gravityrdquo Journal of the History of Ideas 48IV (Oct-Dec 1987) 588-591

104 George E Smith ldquoThe Methodolgy of Principiardquo The Cambridge Companion to Newton ed I B Cohen v dğr (Cambridge Cambrdige University Press 2004) 159

105 Edwin Arthur Burtt The Metaphysical Foundations of Modern Physical Science (London Kegan Paul Trench Trubner amp CO LTD 1925) 206-207

106 Cohen The Newtonian Revolution 37

Theoretike İle Poietike Arasında Modern Bilimin Youmlntem Arayışı 51

tahrip etmeyi ve onları kurgusal kavramlarla ilişkilendirmeyi gerektirmektedir Christiaan Huygens Traiteacute de la Lumiegravere isimli eserinin girişinde muumlkemmel

olan bilimin geometri olduğunu fiziğin kesinliğe yaklaşabileceğini ama elde edilen teorilerin hep ihtimalicirc teoriler olarak kalacağını ifade eder

Bu konuda (oumlzelde mekanik genelde fizik) geometrideki kesinlik derecesinde bir ispat yapılamaz Bu nedenle kullanılan youmlntem oumlnermelerini inkacircr edilemez ilkelere dayandı-ran geometricilerin kullandığı youmlntemden oldukccedila farklıdır Bu konuda ilkeler onlardan ccedilıkarımlanan sonuccedillarla test edilir Konunun doğası başka tuumlrluuml bir youmlnteme izin vermez Fakat bu yolla kesinlikten ccedilok az yoksun olan ihtimalicirc teoriler kurulabilir Varsayılan ilkelerin sonuccedilları goumlzlemlenen fenomenlerle muumlkemmel şekilde uyumlu olabilir Ancak belirli bir hipotez kabul edilip yeni fenomenler tahmin edildiğinde beklentilerin gerccedilek-leştiği goumlruumlluumlecektir107

Hem Newtoncu deneysel youmlntem hem de Huygensrsquoin kabul ettiği Galileocu hi-potetik tuumlmdengelim youmlntemi ihtimalicirc teoriler ortaya koyma noktasında mutabık ise ayrım nerede ortaya ccedilıkmaktadır

Smith Newtoncu youmlntemin hareketi maddenin maddeye temasıyla accedilıklayan mekanik felsefenin kullandığı hipotetik tuumlmdengelim youmlnteminden farklı olduğunu ifade eder108 Ccediluumlnkuuml Galileo ve Huygensrsquoin matematiksel teorileri oumlncelikli olarak fenomenleri tahmin etmek ve accedilıklamak amacındadır Principiarsquonın ilk iki kitabında geliştirilen matematiksel teorilerin amacı ise empirik duumlnyanın ona sorulan sorulara cevap verebilmesi iccedilin kullanılacak deney ve goumlzlemlere rehberlik edecek ccedilerccedileveyi oluşturmaktır Diğer bir deyişle Newtonrsquoun matematiksel teorileri test edilemez formdaki soruları test edilebilir empirik sorulara doumlnuumlştuumlrmek amacını taşır109

Hipotetik tuumlmdengelim youmlnteminin uygulaması Huygensrsquoin Horologium Oscil-latorium isimli kitabındaki sarkaccedil hareketi teorisinde goumlruumlluumlr Bu teoride idealize edilmiş noktasal kuumltlelerin matematiksel olarak betimlenmiş salınımı farklı buumlyuumlkluumlk ve şekillerdeki fiziksel kuumltlelerin deneysel salınımları ile karşılaştırılır ve bazı yerlerde duumlzeltmeler yapılır Huygensrsquoin ulaştığı sonuccedil idealize edilmiş teori ile fiziksel ger-ccedilekliğin arasındaki farkın pratik bir oumlneminin olmadığı ve ihmal edilebilir olduğudur Huygens ikinci olarak gerccedilek duumlnyanın karmaşıklığının deneysel kanıtların oumlnuumlnde bir engel teşkil ettiğini ve kanıtların kalitesini sınırlandırdığını soumlyler bu nedenle de deneysel verilerden hareket edilmesinin yanıltıcı olacağını ifade eder110

Hipotetik tuumlmdengelim geometride olduğu gibi oumlnermeleri kendinde bir kanıt olarak kabul etmez ama doğrulukları ccedilıkarımlanan sonuccedilların doğrulanması (deney) ile belirlenir Bu belirleme ya da doğrulama sonuccedillardan oumlnermelere doğru gider

107 Aktaran Hesse Forces and Fields 107-108 ve 119-120108 Smith ldquoThe Methodolgy of Principiardquo 139109 Smith ldquoThe Methodolgy of Principiardquo 147110 Smith ldquoThe Methodolgy of Principiardquo 155

52 Engin Koca

Oumlnermeyi doğru kabul etmenin gerekccedilesi oumlnermenin oumlngoumlrduumlğuuml sonucun doğrulanması ile gerccedilekleşir111 Ccediluumlnkuuml hareket hakkında bazı varsayımlar kullanılarak matematik-sel olarak doğru sonuccedillar elde edilebilir fakat bu durum varsayımların doğruluğunu garanti etmez aynı sonuccedillar başka varsayımlar ile de elde edilebilir Geometride aksiyomlar temel oumlnermeler ve tanımlar apaccedilıktır (self-evident) fakat hareket bilimi iccedilin bu geccedilerli değildir112

Newtonrsquoun deneysel youmlntemi ile Galileorsquonun ve Huygensrsquoin hipotetik tuumlmden-gelim youmlnteminin birbirinden ayrıldığı yer de kanımızca burasıdır Newton pek ccedilok farklı hipotezin aynı goumlzlem ve deneylerle uyuşabileceğini ifade ederek Galileo ve Huygensrsquoin kullandığı hipotetik tuumlmdengelim youmlntemine karşı ccedilıkar Newtonrsquoa goumlre hipotetik tuumlmdengelim youmlntemi olguyu accedilıklıyor goumlruumlnen bir hipotezi doğru varsa-yarak yola ccedilıkıyor olmasından dolayı hatalıdır113 Newton kendi deneysel youmlnteminin daha guumlvenli bir youmlntem olduğunu hipotetik tuumlmdengelimin sınırlarının uumlstesinden geldiğini iddia eder114 Newton kendi youmlnteminin de her zaman mutlak kesin (doğayı nasıl ise oumlyle accedilıklama anlamında değil doğru ama eksik doğa kuvvetlerini belirleme anlamında) bilgiyi sağlamadığını ccediluumlnkuuml goumlzlemlenen olgulara dayanarak goumlzlemlene-mez alana dair yapılan ccedilıkarımın her zaman yanlış olabileceğini ifade eder Newtonrsquoa goumlre deneysel youmlntem mutlak olmasa da en yuumlksek derecede kesinliği verebilen tek youmlntemdir115

İki youmlntem biccedilimini birbirinden ayıran nokta iki youmlntemin hipotez oluşturma suumlrecinde tuumlmevarıma verdikleri oumlnemde accedilığa ccedilıkar Ccediluumlnkuuml Galileo ve Huygensrsquoin hipotetik tuumlmdengelim youmlntemi Newtonrsquoun deneysel-tuumlmevarımsal youmlteminin karşısına buumltuumlnuumlyle değil ama kısmen Descartesccedilı sezgiciliği koyar

Newton tuumlmevarım terimini ilk defa 1713 tarihli (ikinci baskı) Principiarsquonın Ge-neral Scholium boumlluumlmuumlnde kullanır116 ldquoBu felsefede tikel oumlnermeler fenomenlerden ccedilıkarsanır ve en sonunda tuumlmevarımla yorumlanırrdquo117 Daha sonra 1717 tarihli (ikinci baskı) Opticksrsquote tuumlmevarımı ldquoşeylerin doğasını ortaya koyma imkacircnı veren en iyi ispat yolurdquo118 olarak accedilıklar Yine Principiarsquonın 1726 tarihli basımında tuumlmevarım Newtoncu akıl yuumlruumltmeye karşı yapılan succedillamaların koruyucusu olarak accedilıklanır 1713-1726 tarihleri arasında Newton bir yandan suumlrekli olarak teorilerinin mutlak kesin olmadığını soumlylerken diğer yandan da teorilerinin hipotetik olduğu youmlnuumlndeki succedillamaları reddetmiştir Genelleştirme deneyimle ispatlanabilir değildir dolayısıyla

111 McMullin ldquoThe Conception of Science in Galileorsquos Worksrdquo 226-227112 Gower Scientific Method 26113 Gower Scientific Method 80114 Smith ldquoThe Methodolgy of Principiardquo 154115 Gower Scientific Method 74116 Bechler Newtonrsquos Physics 351117 Newton Mathematical Principles of Natural Philosophy 676118 Isaac Newton Opticks (London Printers to Royal Society 1704) 404

Theoretike İle Poietike Arasında Modern Bilimin Youmlntem Arayışı 53

yasalar mutlak olarak kesin değildir ama genel yasalardır Fakat deneyimden tuumlmeva-rımla elde edilen yasalar hipotetik değildir Tuumlmevarım suumlreci yasaların kesin olma-masının ama gerccedilek olmasının kaynağıdır Newton tuumlmevarımı kullanarak teorilerinin hipotetik statuumlsuumlne dair yapılan succedillamalardan kaccedilınmaya ccedilalışır119

Newtonrsquoun hipotetik terimi ile kastettiği şey buumlyuumlk oranda Descartesccedilı Vertex teorisi ve klasik kozmoloji teorileridir Newton iccedilin bir teorinin sonuccedillarının oumllccediluuml-lebilir mahiyeti haiz olması gerekmektedir ve kendi teorileri bu anlamda hipotetik değildir ccediluumlnkuuml oumllccediluumllebilirlerdir Newton iccedilin bir teorinin bilimsel sayılabilmesi onun matematiksel olarak formuumlle edilebilmesiyle ilgilidir120 Diğer bir deyişle Newton iccedilin bir ldquonedenrdquo varsayımının hipotez olmamasının şartı matematiksel olarak yeniden uumlretilebilmiş olmasıdır Principiarsquonın uumlccediluumlncuuml kitabına yazdığı General Scholiumrsquoda Newton şoumlyle der

Şimdiye dek fenomenlerden ccedilekim kuvvetinin niteliklerinin (fiziksel) nedenini keşfede-medim ve ben hipotezler uydurmam (hypotheses non fingo) fenomenden ccedilıkarsanmayan her şey hipotezdir ve hipotezlerin metafiziksel veya fiziksel olsun okuumllt nitelikte veya mekanik nitelikte olsun deneysel felsefede yeri yoktur Bu felsefede oumlzel oumlnermeler feno-menlerden elde edilir ve tuumlmevarım ile genelleştirilir Sonuccedilta nuumlfuz edilemezlik hareket edebilirlik cismin tepkisel kuvvetleri hareket yasaları ve ccedilekim kuvveti keşfedilmiştir Bize goumlre bunlar ccedilekim kuvvetinin gerccedilekliği iccedilin yeterlidir ve yasada belirlenen eyleme goumlre de buumltuumln goumlksel hareketler ve denizlerin hareketleri accedilıklanır121

Newton iccedilin hipotez demek fenomenlerden ccedilıkarsanmayan buumltuumlnuumlyle hayal guumlcuumlnuumln uumlrettiği iddialardır bu nedenle ldquoben hipotezler uydurmamrdquo der Newtoncu anlamda hipotezin en oumlnemli oumlzelliği genel ilkeden yapılan tikel ccedilıkarımın deneyle denetlenemez oluşunda ortaya ccedilıkar Descartesrsquoın Vertex teorisi boumlyle bir hipotezdir Bu nedenle Newton Principiarsquonın girişinde kendi teorisinin matematiksel bir teori olduğunu ifade ederek matematiksel kuvvetlerin fiziksel kuvvetler olarak duumlşuumlnuumll-memesi gerektiğini soumlyler

Aynı şekilde ccedilekimleri ve itimleri (attractions and impulses) ivmelenme ve itkiyi (mo-tive) veya merkeze youmlnelik her tuumlr eğilimi fark goumlzetmeksizin matematiksel kuvvetler olarak duumlşuumlnuumlyorum ama fiziksel kuvvetler olarak duumlşuumlnmuumlyorumhellip Hiccedilbir yerde bu tarz eylemleri fiziksel nedenler olarak goumlrmuumlyor bu kuvvetleri belirli merkezlere fiziksel anlamda atfetmiyorum122

Newton Opticksrsquote ise şoumlyle der Ccedilekim kuvvetlerinin nasıl ccedilalıştığıyla burada ilgilenmiyorum Ccedilekim kuvvetleri bilin-meyen bir şeyin itkisi ile gerccedilekleşiyor olabilir Bu soumlzcuumlğuuml sadece genel olarak nedeni ne olursa olsun bir cismin diğerini ccedilekmesi anlamında kullanıyorum Ccedilekimin nedeni ile

119 Bechler Newtonrsquos Physics 351-352120 Gower Scientific Method 72121 Newton Mathematical Principles of Natural Philosophy 547122 Newton Mathematical Principles of Natural Philosophy 5-6

54 Engin Koca

ilgili araştırma yapmadan oumlnce doğal fenomenlerden bir cismin diğerini ccedilektiğini ccedilekimin yasalarını ve oumlzelliklerini oumlğrenmeliyiz123

Newton inşa etmiş olduğu hayalicirc-matematiksel modelin en oumlnemli unsuru olan kuvvetlerin fiziksel nedenler olmadığını ama fiziksel nedenlerin doğada goumlrduumlğuuml işlevi kendi ccedilizmiş olduğu matematiksel doğa resminde kuvvetlerin goumlrduumlğuumlnuuml ima eder Newton fiziksel nedenlerin mahiyetlerini ortaya koyduğunu iddia etmez ve eleştirmen-lerini gerccedileklik ile gerccedilekliğin işlevsel modeli arasında ayrım yapamamakla succedillar

Goumlzlemlenebilir alandaki (mahsucircs) sonuccedilların nedenleri goumlzlemlenemez (makucircl) alandadır bu nedenle goumlreceli alan mutlak alana bağlıdır Goumlzlemlenebilir alandaki bir olgunun goumlzlemlenemez alandaki nedeni bilinmiyorsa olgu da bilinmiyor demektir Ama bir olgunun nedeninin gerccedilekte ne olduğundan hiccedilbir zaman kesin olarak emin olunamaz yani sonuccedillardan hareketle yapılacak soyutlamalar her zaman hipotetik olmak zorundadır Newton bunun bilinciyle fiziksel nedenler hakkında bir şey soumlylemekten kaccedilınır ve sadece matematiksel nedenleri doğru (burada doğruluk Baconcı ccedilizgide işlevsellik anlamındadır) olarak tespit ettiğini iddia eder Diğer bir deyişle Newton nedenlerle değil nedenlerin nicelikleriyle ilgilenir

Newton hiccedilbir zaman Baconrsquoa accedilık bir şekilde atıf yapmamıştır ama Newtoncu parccedilalı genelleştirmelerin dikkatli bir birikimi anlamında tuumlmevarım tekniği uumlzerinde Baconrsquoın buumlyuumlk bir etkisi vardır124 Baconrsquoa goumlre tikellerden tuumlmellere doğru asla gidilmemelidir tikellerden orta derece aksiyomlara (medial axioms) parccedilalı genelleştir-melerle gidilmelidir Orta dereceli aksiyomlar kısmi genelleştirmelerdir ccediluumlnkuuml sınırlı sayıda tikeller kuumlmesine dayanır Daha sonra kısmi genel aksiyomlar tek bir ilke olan tuumlmelde birleştirilmelidir Son olarak elde edilen en genel aksiyomdan ccedilıkarımlanan sonuccedillar test edilerek duumlzeltmeler yapılmalıdır125

Baconrsquoın tuumlmevarım youmlntemi fenomenlerden elde edilen duyusal deneyim ile başlar Daha sonra bu veriler tablolara doumlkuumlluumlr ve orta derece aksiyomlar elde edilecek şekilde kısmi genelleştirmeler yapılır126 Orta dereceli aksiyomlar fenomenler ile form-lar arasındaki ilişkiyi sağlayan aracılardır Bu nedenle tikellerden tuumlmellere geccedilerken orta dereceli aksiyomlar kullanılır Keşfedilen en genel nedenlerin doğadaki formların bilgisi olduğunun garantoumlruuml işte bu orta dereceli aksiyomlardır Newton bu şemada orta dereceli aksiyomları aynı Bacon gibi ayıklamalı bir analiz youmlntemi kullanarak ama şeyleri niteliksel youmlnleri ile değil niceliksel youmlnleri ele alarak oluşturur Elde ettiği orta

123 Aktaran Roderick W Home ldquoNewtonrsquos Subtle Matter The Opticks Queries and the Mechanical Phi-losophyrdquo Renaissance and Revolution Humanists Scholars Craftsmen and Natural Philosophers in Early Modern Europe ed JV Field v dğr (Cambridge Cambridge University Press 1993) 196

124 Antonio Peacuterez-Ramos ldquoBaconrsquos Legacyrdquo The Cambridge Companion to Bacon ed Markku Peltonen (Cambridge Cambridge University Press 1996) 319

125 Steffen Ducheyne ldquoBaconrsquos Idea and Newtonrsquos Practice of Inductionrdquo Philosophica 76 (2005) 116-117

126 Ducheyne ldquoBaconrsquos Idea and Newtonrsquos Practice of Inductionrdquo 118-119

Theoretike İle Poietike Arasında Modern Bilimin Youmlntem Arayışı 55

dereceli aksiyomlardan yani ilişkilerden daha sonra yaptığı ikincil bir soyutlama ile en genel doğa yasalarına ulaşır Buna goumlre oluşturulan merkezi ivmelenme (a = v

2 )

r ya da

serbest duumlşme (d = 1 a (Δt)2)

2 yasaları ikinci dereceden elde edilmiş olan aksiyom ve

tanımlar arasındaki ilişkiyi (hız ivme ve alınan yol arasındaki niceliksel ilişki) feno-menden orta dereceli aksiyomlara orta dereceli aksiyomlardan matematiksel ilişkilere yapılan soyutlamalarla elde edilmiştir Bir sonraki adımda Newton elde edilmiş olan matematiksel ilişkileri kendi iccedillerinde yeniden ilişkilendirmiş ve Baconrsquoın soumlylediği gibi en genel aksiyoma ya da forma ulaşmıştır Evrensel ccedilekim yasası

Grek felsefesinde analitik youmlntem (kısaca analiz veya ccediloumlzuumlmleme) bir keşif youmlntemi veya problem ccediloumlzme youmlntemi anlamında kullanılmıştır Analizde araştırılan şey sanki ona ulaşılmış gibi hareket noktası olarak alınır sonra adım adım bilinene ulaşılıncaya kadar geriye gidilir Sentetik youmlntemde (kısaca sentez ya da birleştirme) ise bilinenden hareket edilir daha sonra sonuccedillar boyunca yapılan araştırma ile ara-nan şeye ulaşılır Oumlklid geometrisinin aksiyomatik ve tuumlmdengelimli yapısı sentetik youmlntem iccedilin bir modeldir127 Newton Opticksrsquote şoumlyle der

Matematikte ve dolayısıyla doğa felsefesinde analiz youmlntem araştırması sentez youmlntemi ile devam etmelidir Bu analiz deney ve goumlzlem yapmayı ve tuumlmevarım ile sonuccedilları genelleştirmeyi iccedilerir Sonuccedillara yapılan itirazlar eğer başka deneylerden veya kesin doğrulardan hareket etmiyorsa ciddiye alınmamalıdır Hipotezlerin deneysel felsefede yeri yoktur Deney ve goumlzlem sonuccedillarının tuumlmevarım ile genelleştirilmesi her ne kadar genel sonuccedilların ispatı olmasa da şeylerin doğasını araştırmanın ve tartışmanın en iyi yoludurhellip Analiz muumlrekkep olandan yalın olana hareketten kuvvete yani sonuccedillardan nedenlere doğru yapılan harekettirhellip Sentez nedenleri keşfedilmiş ve inşa edilmiş ilkeler olarak varsaymayı iccedilerir bu nedenlerle onların sonuccedilları olan fenomenler accedilıklanır ve accedilıklamalar ispatlanır128

Newton iccedilin analiz muumlrekkep olandan yalın olanı idealize ederek elde etme suumlrecidir ve bu nedenle tuumlmevarım youmlntemiyle yapılır ccediluumlnkuuml ccediloklukta muumlşterek olanı bulmayı amaccedillar Sentez ise analiz ile ulaşılmış olan yalın nedenlerden (kuvvetlerden) tikel fenomenlere dair yapılan ccedilıkarımları yani tuumlmdengelim youmltemini iccedilerir Yine Opticksrsquoin 1706 tarihli ilk baskısında Newton şoumlyle der

Analitik youmlntem (analiz) deney yapmak ve fenomenleri goumlzlemlemektir buradan hareketle akıl muumlrekkep şeylerden yalın şeyleri ccedilıkarır Hareketten hareket ettirici kuvvetlerden ve genel olarak sonuccedillardan onların nedenlerini elde eder Tikel nedenlerden genel nedenlere ulaşır Bu işlem en genel olana ulaşıncaya kadar devam eder129

Goumlruumlleceği uumlzere Newton analiz terimi ile tuumlmevarımsal bir suumlreci sentez terimi ile tuumlmdengelimsel bir suumlreci anlar Diğer bir deyişle analiz ile Bacon ccedilizgisine rap-

127 Niccolo Guicciardini ldquoAnalysis and Synthesis in Newtonrsquos Mathematical Workrdquo The Cambridge Companion to Newton ed I B Cohen v dğr (Cambridge Cambrdige University Press 2004) 308

128 Aktaran Cohen The Newtonian Revolution 12-13129 Aktaran Bechler Newtonrsquos Physics 361

56 Engin Koca

tolduğunu soumlyleyen Newton sentez ile Oumlklidccedili anlamda tuumlmdengelim yani kadim geometrik youmlnteme eklemlendiğini ifade eder Bu youmlntemsel sentezde Newton Huy-gensrsquoin hipotetik tuumlmdengelim youmlntemini iccedilindeki Descartesccedilı unsurları arındırarak yeniden kurar ve adına ldquodeneysel youmlntemrdquo der

VI Değerlendirme

Baconrsquodan Newtonrsquoa uzanan suumlreccedilte yapılan youmlntem tartışmasının ulaştığı sonuccedil doğanın duyulara kapalı alanında matematiksel formda yasaların bulunduğu bu yasa-ların keşfedilmesinin ancak bu yasaların duyusal alanda neden oldukları sonuccedillardan hareketle gerccedilekleştirilebileceği inancıdır Bu sonuccedilların niteliksel youmlnleri niceliksel matematiksel formlara indirgenmeli ve bu şekilde hayalicirc-matematiksel bir doğa resmi ccedilizilmelidir Ccedilizilen resim goumlruumlnmez yasaların mahiyetleri hakkında herhangi bir şey soumlyleme iddiası taşımamaktadır dolayısıyla goumlruumlnmez alana dair yapılan spe-kuumllasyonlar yeni bilimin dışındadır Goumlruumlnmez alandaki guumlccedillerin fenomenal alanda ortaya ccedilıkardığı sonuccedillardan hareketle bu nedenlerin nicelikleri araştırma konusu olabilir O halde fizik şeyleri her ne iseler o yapan şeyi Aristotelesccedili ccedilizginin form dediği şeyi incelememektedir o guumlccedil her ne ise bilinemezdir bilinebilir olan o guumlcuumln fenomenal alanda ortaya ccedilıkardığı sonuccedillardır Bu sonuccedillarla etkin guumlccediller arasında zorunlu bağlantılar kurmanın hiccedilbir meşruiyeti yoktur Yeni fizik tıpkı klasik tekhne gibi nedenlerle ilgilenmemekte postula edilen bazı doğal guumlccedillerin fenomenal alanda ortaya ccedilıkardıkları duumlzenliliklerin nasıl gerccedilekleştiğini matematiksel olarak tasvir et-meye ccedilalışmaktadır Bu duumlzenliliklere fenomenal doğa yasaları denir fenomenal doğa yasaları istatistiksel genellemelerdir ve bu nedenle zorunlu değillerdir Bu resimden hareketle yapılan olgusal accedilıklamalar da her daim ihtimali kalmak130 (Duhemrsquoin tabi-riyle saving the phenomena131) durumundadır Bilginin kesinliğinin ortadan kalktığı bir noktada bilginin değeri onun işlevselliği ile doğru orantılı olacaktır Bu ise bilim ile tekhnenin oumlzdeşleşmesi yani fiziğin mekaniğe indirgenmesi anlamına gelir Yeni fizik ile klasik mekanik arasındaki fark ise Newton dinamiğidir

130 İshak Arslan Ccedilağdaş Doğa Duumlşuumlncesi (İstanbul Kuumlre Yayınları 2011) 22 ayrıca bkz James T Cus-hing Fizikte Felsefi Kavramlar 1 ccedilev Ouml Sarıoğlu (İstanbul Sabancı Uumlniversitesi Yayınları 2010) 55

131 Pierre Duhem To Save the Phenomena An Essay on the Idea of Physical Theory from Plato to Gali-leo trans Edmund Dolan v dğr (Chicago University of Chigaco Press 1969)

Theoretike İle Poietike Arasında Modern Bilimin Youmlntem Arayışı 57

KAYNAKLAR

Aristotle ldquoPhysicsrdquo The Complate Works of Aristotle Vol 1 trns J Barnes New Jersey Princeton University Press 1991

ndashndashndashndash ldquoThe Metaphysicsrdquo The Complate Works of Aristotle Vol 1 trns J Barnes New Jer-sey Princeton University Press 1991

ndashndashndashndash ldquoPosterior Analyticsrdquo The Complate Works of Aristotle Vol 1 trns J Barnes New Jersey Princeton University Press 1991

Arslan İshak Ccedilağdaş Doğa Duumlşuumlncesi İstanbul Kuumlre Yayınları 2011Bechler Zev Newtonrsquos Physics and the Conceptual Structure of the Scientific Revolution

Dordrecht Kluwer Academic Publishers 1991Bacon Francis New Atlantis and The Great Instauration ed Jerry Wingberger Illinois Har-

lan Davidson Inc 1989ndashndashndashndash Novum Organum ccedilev Sema Oumlnal İstanbul Say Yayınları 2012Butts Robert E ldquoSome Tactics in Galileorsquos Propaganda for the Mathematization of Science

Experiencerdquo New Perspectives on Galileo ed R E Butts and J C Pitt Dordrecht D Reidel Publishing Company 1978

Burtt Edwin Arthur The Metaphysical Foundations of Modern Physical Science London Kegan Paul Trench Trubner amp CO LTD 1925

Cevizci Ahmet On Yedinci Yuumlzyıl Felsefesi İstanbul Say 2013Cohen I Bernard The Newtonian Revolution Cambridge Cambridge University Press 1980ndashndashndashndash ldquoNewtonrsquoa Third Law and Universal Gravityrdquo Journal of the History of Ideas 48IV

(1987) 571-593Cottingham John A Descartes Dictionary Cambridge Blackwell Publishers 1993ndashndashndashndash Akılcılık ccedilev Buumllent Goumlzkan İstanbul Doruk Yayıncılık 2003Cushing James T Fizikte Felsefi Kavramlar 1 ccedilev Ouml Sarıoğlu İstanbul Sabancı Uumlniver-

sitesi Yayınları 2010Descartes Reneacute ldquoYoumlntem Uumlzerine Soumlylemrdquo Soumlylem Kurallar Meditasyonlar ccedilev A Yar-

dımlı İstanbul İdea 1996ndashndashndashndash ldquoPrinciples of Philosophyrdquo The Philosophical Writings of Descartes Volume 1 ed J

Cottingham R Stoothoff D Murdoch Cambridge Cambridge University Press 1996ndashndashndashndash Metafizik Duumlşuumlnceler ccedilev M Karasan Ankara MEB yayınları 1967ndashndashndashndash ldquoİlk Felsefe Uumlzerine Meditasyonlarrdquo Soumlylem Kurallar Meditasyonlar ccedilev A Yardım-

lı İstanbul İdea 1996ndashndashndashndash ldquoAklın Youmlnetimi İccedilin Kurallarrdquo Soumlylem Kurallar Meditasyonlar ccedilev A Yardımlı

İstanbul İdea 1996Ducheyne Steffen ldquoBaconrsquos Idea and Newtonrsquos Practice of Inductionrdquo Philosophica 76

(2005) 115-128Duhem Pierre To Save the Phenomena An Essay on the Idea of Physical Theory from Plato

to Galileo trns Edmund Dolan and Chaninah Maschler Chicago University of Chigaco Press 1969

Finnocchiaro Maurice A Galileo and the Art of Reasoning Rethorical Foundations of Logic and Scientific Method Dordrecth D Reidel Publishing Company 1980

Galilei Galileo Dialogues on Two New Sciences trns H Crew and A De Salvio New York William Andres Publishing 2010

ndashndashndashndash İki Buumlyuumlk Duumlnya Sistemi Hakkında Diyalog ccedilev R Aşcıoğlu İstanbul İş Bankası Yayınları 2008

Gaukroger Stephan Descartesrsquo System of Natural Philosophy Cambridge Cambridge Uni-versity Press 2003

58 Engin Koca

Garber Daniel ldquoPhilosophia Historia Mathematica Shifting in the Dixciplinary Geography of the Seventeenth Centuryrdquo Scientia in Early Modern Philosophy Seventeenth Century Thinkers on Demostrative Knowledge from First Principles ed T Sorell G Rogers and J Kraye Dordrecht Heidelberg London New York Springer 2010

Gower Barry Scientific Method An Historical and Philosophical Introduction London Routledge 1997

Guicciardini Niccolo ldquoAnalysis and Synthesis in Newtonrsquos Mathematical Workrdquo The Camb-ridge Companion to Newton ed I B Cohen ve G E Smith Cambridge Cambridge University Press 2004

Hatfield Gary ldquoReneacute Descartesrdquo The Stanford Encyclopedia of Philosophy (Fall 2015 Edi-tion) ed E N Zalta erişim 20052015 httpplatostanfordeduarchivesfall2015en-triesdescartes

Hesse Mary B Forces and Fields The Concept of Action at a Distance in the History of Physics London New York T Nelson 1961

Hessen Boris ve Henryk Grossmann The Social and Economic Roots of the Scientific Revo-lutions ed Gideon Frudenthal ve Peter Maclaughlin Berlin Springer 2009

Home Roderick W ldquoNewtonrsquos Subtle Matter The Opticks Queries and the Mechanical Phi-losophyrdquo Renaissance and Revolution Humanists Scholars Craftsmen and Natural Phi-losophers in Early Modern Europe ed JV Field and FA James Cambridge Cambridge University Press 1993

Koyreacute Alexandre Bilim Tarihi Yazıları ccedilev K Dinccediler Ankara Tuumlbitak 2000Laudan Larry Science and Hypothesis Dordrecht Springer 1981Malherbe Michel ldquoBaconrsquos Method of Sciencerdquo The Cambridge Companion to Bacon ed

Markku Peltonen Cambridge Cambridge University Press 1996McMullin Ernan ldquoThe Conception of Science in Galileorsquos Worksrdquo New Perspectives on Ga-

lileo ed R E Butts J C Pitt Dordrecht D Reidel Publishing Company 1978ndashndashndashndash ldquoHypothesisrdquo Encyclopedia of the Scientific Revolutions From Copernicus to Newton

ed W Applebaum London New York Garland Publishing 2000Meinel Christoph ldquoEarly Seventeenth-Century Atomism Theory Epistemology and the In-

sufficiency of Experimentrdquo The Scientific Enterprise in Early Modern Europe Reading from Isis ed Peter Dear Chicago The University of Chicago Press 1991

Newton Isaac Mathematical Principles of Natural Philosophy trns Florian Cajori and And-rew Motte Berkeley Los Angeles London University of California Press 1974

Osler Margaret J ldquoGalileo Motion and Essencesrdquo The Scientific Enterprise in Early Modern Europe Reading from Isis ed Peter Dear Chicago The University of Chicago Press 1991

Parry Richard ldquoEpisteme and Technerdquo The Stanford Encyclopedia of Philosophy (Fall 2014 Edition) ed Edward N Zalta erişim 10082016 lthttpplatostanfordeduarchivesfall2014entriesepisteme-technegt

Peacuterez-Ramos Antonio ldquoBaconrsquos Legacyrdquo The Cambridge Companion to Bacon ed Markku Peltonen Cambridge Cambridge University Press 1996

Peacuterez-Ramos Antonio Francis Baconrsquos Idea of Science and the Makerrsquos Knowledge Traditi-on Oxford Clarendon Press 1988

Pitt Joseph C ldquoMeasurementrdquo Encyclopedia of the Scientific Revolutions From Copernicus to Newton ed Wilbur Applebaum London New York Garland Publishing 2000

ndashndashndashndash Galileo Human Knowledge and the Book of Nature Method Replaces Metaphysics Netherlands Springer 1992

Smith George E ldquoThe Methodolgy of Principiardquo The Cambridge Companion to Newton ed I B Cohen and G E Smith Cambridge Cambrdige University Press 2004

Theoretike İle Poietike Arasında Modern Bilimin Youmlntem Arayışı 59

Stephenson Bruce Keplerrsquos Physical Astronomy New York Springer 1987Rossi Paolo ldquoBaconrsquos Idea of Sciencerdquo The Cambridge Companion to Bacon ed Markku

Peltonen Cambridge Cambridge University Press 1996Valleriani Matteo Galileo Engineer Dordrecht Springer 2010Vermeir Koen and Sorana Corneanu ldquoIdols of the Imagination Francis Bacon on the Imagi-

nation and the Medicine of the Mindrdquo Perspective on Science 2II (2012) 183-206Wisan Winifred L ldquoGalileorsquos Scientific Method A Reexaminationrdquo New Perspectives on

Galileo ed R E Butts J C Pitt Dordrecht D Reidel Publishing Company 1978Zilsel Edgar The Social Origins of Modern Science Dordrecht Springer 2003

NIETZSCHErsquoNİN SPINOZArsquoYA YOumlNELİK ELEŞTİRİSİ lsquoGUumlCcedil İSTEMİrsquo CONTRA lsquoCONATUSrsquo

B Utkan Atbakan

NIETZSCHErsquoS CRITIQUE OF SPINOZA lsquoTHE WILL TO POWERrsquo CONTRA lsquoCONATUSrsquo

OumlZNietzsche pek ccedilok metninde Spinozarsquodan oumlvguumlyle soumlz etmiş ve onu felsefi selefi olarak kabul etmiştir Boumlyle olmakla birlikte Spinozarsquoyı pek ccedilok farklı konu-da hararetle eleştirmekten de geri kalmamıştır Bu ccedilalışmada Nietzschersquonin Spinozarsquonın guumlccedil anlayışına youmlnelik eleştirileri ve bu eleştirilerin gerekccedileleri Nietzschersquonin lsquoguumlccedil istemirsquo kavramı ile Spinozarsquonın lsquoconatusrsquo kavramı merkeze alınarak ortaya konulmaya ve soumlz konusu eleştiri ve gerekccedilelerin yerinde olup olmadıkları anlaşılmaya ccedilalışılacaktırAnahtar Kelimeler Nietzsche Spinoza Guumlccedil Guumlccedil İstemi Conatus Kendini-Koruma Yaşam

ABSTRACTNietzsche had numerous times spoken in praise of Spinoza and recognized him as his philosophical precursor Nevertheless he had also vehemently criticized Spinoza on many different cases This paper will try to bring forward Nietzschersquos critique of Spinoza about the latterrsquos conception of power by paying a special attention to Nietzschersquos concept of lsquothe will to powerrsquo and Spinozarsquos concept of lsquoconatusrsquo and to understand whether the mentioned critique has been well grounded and accurately directed Keywords Nietzsche Spinoza Power Will to Power Conatus Self-Preservation Life

Kutadgubilig Felsefe-Bilim Araştırmaları Mart 2017 Sayı 33 s 61-76

Arş Goumlr Bartın Uumlniversitesi Felsefe Boumlluumlmuuml (utkanatbakangmailcom) Yazı geliş tarihi 24102016 kabul tarihi 06032017

62 B Utkan Atbakan

I Giriş

Nietzschersquonin Spinozarsquoya youmlnelik hayranlığı accedilıktır Kimi yerde Spinozarsquoyı ldquobil-gelerin en safırdquo olarak anarken1 kimi yerde onu insanlığın dacirchileri arasına yerleştirir2 Kimi zaman Spinozarsquonın duumlşuumlncesinin onun ldquoruhunun tutkulu bir tarihirdquoni yansıttı-ğından oumlvguumlyle soumlz eder3 ve tarzını ldquobasit ve olağanuumlstuumlrdquo bulduğunu soumlylerken4 kimi zaman ise bir filozof olarak kendi damarlarında Spinozarsquonın kanının dolaştığını soumlyler5 ve onu atası addeder6 Dahası arkadaşı Franz Overbeckrsquoe goumlnderdiği 30 Temmuz 1881 tarihli kartpostalda Spinoza hakkında şunları yazar

Tuumlmuumlyle hayrete duumlştuumlm baştan aşağı buumlyuumllendim Bir selefim varmış ki hem de ne selef Spinozarsquoyı neredeyse hiccedil tanımazdım7 ona tam da şimdi ihtiyaccedil duymam ldquoiccedilguumlduumlrdquoseldi Yalnızca onun benimkine benzeyen genel eğiliminde ndashyani bilgiyi en guumlccedilluuml duygu [affekt]8 haline getirmesindendash değil aynı zamanda oumlğretisinin beş temel noktasında da kendimi buluyorum bu pek sıra dışı ve yapayalnız duumlşuumlnuumlr şu konularda bana kesinlikle en yakın duran kişi istem oumlzguumlrluumlğuumlnuuml erekselliği ahlakicirc duumlnya duumlzenini diğergacircmlığı ve koumltuumlluumlğuuml9 reddediyor Fikir ayrılıklarımız elbette pek buumlyuumlk olmakla birlikte bunlar daha ziyade aramızdaki zaman kuumlltuumlr ve bilim farklılıklarından ileri geliyor

1 Bkz Friedrich Nietzsche İnsanca Pek İnsanca-1 ccedilev Mustafa Tuumlzel İstanbul Tuumlrkiye İş Bankası Kuumlltuumlr Yayınları 2012 sect475 s 279

2 Bkz Friedrich Nietzsche Daybreak - Thoughts on the Prejudices of Morality ccedilev RJ Hollingdale ed Maudemarie Clark amp Brian Leiter Cambridge Cambridge University Press 2006 sect497 s 203

3 Bkz age sect481 s 1984 Bkz Friedrich Nietzsche The Gay Science ccedilevWalter Kaufmann New York Vintage Books 1974

sect333 s 2615 Bkz Friedrich Nietzsche Saumlmtliche Werke Kritische Studienausgabe in 15 Baumlnden (KSA) ed Gior-

gio Colli amp Mazzino Montinari Berlin DTVde Gruyter 1988 c 9 12[52] s 585 Bundan boumlyle soumlz konusu eser KSA kısaltmasıyla anılacaktır

6 Bkz Nietzsche KSA c 11 25[454] s 1347 Nietzschersquonin buradaki ldquoSpinozarsquoyı neredeyse hiccedil tanımazdımrdquo beyanını esas alarak ccedilalışmamızda

Nietzschersquonin Spinozarsquoya ilişkin eleştirilerinden yalnızca 1881 sonrası yazılarında bulunanlarını dik-kate alacağız

8 Latince karşılığı lsquoaffectusrsquo olan ve Spinoza tarafından ldquobedenin etki guumlcuumlnuuml [potentia agendi] ccediloğaltan ya da azaltan bu guumlce yardımcı olan ya da onu engelleyen bedenin değişik hallerirdquo ldquove aynı zamanda bu haller hakkındaki fikirlerrdquo anlamında kullanılan (bkz Benedictus De Spinoza Ethica ccedilev Ccediliğdem Duumlruumlşken İstanbul Kabalcı Yayınevi 2011 III Boumlluumlm 3 Tanım s 317) bu terim Spinozarsquonın Et-hicarsquosında oldukccedila oumlnemli bir yer tutmaktadır Nietzsche bu terimi oumlncelikle bu anlamına goumlnderme yaparak kullanmış ve Spinoza ile kendisi arasında bu bağlamda ndashyani lsquoguumlccedilrsquo kavramını merkeze alan bir bağlamdandash bir paralellik kurmuş goumlruumlnuumlyor

9 Nietzschersquonin burada lsquokoumltuumlluumlkrsquo olarak karşıladığımız soumlzuumlnuumln Almanca karşılığı lsquodas Boumlsersquodir yani uumlnluuml lsquoİyinin ve Koumltuumlnuumln Oumltesinde (Jenseits von Gut und Boumlse)rsquo ifadesinde kullanılan soumlzcuumlğuumln aynı-sıdır yoksa yine lsquokoumltuumlrsquo lsquofenarsquo gibi anlamlara gelen lsquoschlechtrsquo değil Bu iki kavram arasındaki oumlnemli ayrımla ilgili oumlrneğin bkz Friedrich Nietzsche On the Genealogy of Morals ccedilev Walter Kaufmann New York Vintage Books 1989 I s 24-56

Nietzschersquonin Spinozarsquoya Youmlnelik Eleştirisi lsquoGuumlccedil İstemirsquo Contra lsquoConatusrsquo 63

Kısacası ccedilok yuumlksek dağlardaymışım gibi ccediloğu kez nefes almamı guumlccedilleştiren ve kanımı huumlcum ettiren yalnızlığım şimdi en azından iki kişilik bir yalnızlık Tuhaf10

Bu kısa metin Nietzschersquonin Spinozarsquoya youmlnelik gerek duygusal gerek felsefi yakınlığını goumlstermesi accedilısından oldukccedila dikkat ccedilekicidir Ne var ki Nietzsche Spi-nozarsquodan ldquoonun oumlğretisinin temel noktalarında kendimi buluyorumrdquo diyecek oumllccediluumlde etkilenmekle birlikte Spinozarsquoyı bir ccedilok bağlamda sert bir şekilde eleştirmekten de geri kalmamıştır Bu ccedilalışmada Nietzschersquonin Spinozarsquonın conatus ilkesine youmlnelik eleştirisinin gerekccedileleri irdelenecek soumlz konusu eleştiri ve gerekccedilelerin yerinde olup olmadıkları anlaşılmaya ccedilalışılacaktır

II Nietzschersquonin Eleştiri Oumllccediluumltleri

Nietzschersquonin oumlvuumlnduumlğuuml meziyetlerinden birisi felsefe tarihinin ilk ve eşsiz psi-kolog-filozofu oluşudur11 Bu bağlamda onun ccedileşitli filozoflara ve felsefi soumlylemlere youmlnelik eleştirilerini ccediloğu zaman bir ccedileşit psiko-analiz uumlzerinden yuumlruumlttuumlğuuml soumlylene-bilir12 Zira Nietzschersquoye goumlre bilinccedil bilinccedil olmayan bilinccedil dışında olan(lar) tarafın-dan başka deyişle guumlduumller tarafından youmlnlendirilir13 Filozofların lsquobilgirsquo lsquodoğrulukrsquo lsquohakikatrsquo gibi terimlerle ortaya koydukları şeyler de ne oumllccediluumlde rasyonel ve mantıksal olma iddiası taşırlarsa taşısınlar irrasyonel ve mantık-dışı temel(ler)e sahiptirler14

Buguumlne kadarki her buumlyuumlk felsefenin yazarının kişisel itirafı ve istemsiz ve bilinccedildışı bir yaşam oumlykuumlsuuml olduğu benim iccedilin tedricen accedilıklık kazandı15 Buumlyuumlk filozofların da bu tuumlrden bir masumiyetleri vardır kendilerinden soumlz ettiklerinin bilincinde değildirler ndash aslında soumlz konusu olan yalnızca kendileri olsa bile ldquohakikatinrdquo soumlz konusu olduğunu ileri suumlrerler16

10 Friedrich Nietzsche lsquoPostcard to Overbeckrsquo The Portable Nietzsche ed amp ccedilev Walter Kaufmann London Penguin Books 1976 s 92

11 Bkz Friedrich Nietzsche Ecce Homo ccedilev Can Alkor İstanbul İthaki Yayınları 2003 lsquoNeden Bir Yazgıyım Benrsquo sect6 s 120-21

12 Burada Nietzschersquonin buumltuumlnuumlyle Fruedccedilu anlamda bir psikanalist olduğunu elbette iddia etmiyoruz Oumlte yandan Freudrsquoun Nietzsche hakkında soumlylediği şu soumlzler Nietzschersquonin ismini psikanalizle bir-likte anma konusunda cesaret vericidir ldquoSonraki yıllarda psikanalitik fikirlerim uumlzerine ccedilalışmaları-mın daha oumlnceden duumlşuumlnuumllmuumlş herhangi bir fikir tarafından engellenmemesi adına bilinccedilli bir saikle Nietzschersquonin ccedilalışmalarını okuma zevkinden kaccedilındım Dolayısıyla meşakkatli psikanaliz ccedilalışma-larından ccedilıkan sonuccedilların da doğrulayacağı uumlzere filozoflar tarafından daha oumlnce sezgisel bir şekilde varılan oumlngoumlruumller konusunda ilk olma iddiasından ndashmemnuniyetlendash vazgeccedilmeye hazır olmak zorunda-yımrdquo Bkz Sigmund Freud The History of the Psychoanalytic Movement ccedilev A A Brill New York The Nervous and Mental Disease Publishing Company 1917 s 9

13 Bkz Friedrich Nietzsche Beyond Good and Evil ccedilev Walter Kaufmann New YorkVintage Books 1966 sect3 sect4 sect5 ve sect6 s 11-14 ayrıca krş Nietzsche Daybreak sect109 s 64-65 ve sect119 s 120

14 Bkz Nietzsche The Gay Science sect110 sect111 s 169-172 ayrıca krş Nietzsche İnsanca Pek İnsan-ca-1 sect31 s 27

15 Bkz Nietzsche Beyond Good and Evil sect6 s 13 16 Bkz Nietzsche KSA c 10 7[62] s 262

64 B Utkan Atbakan

Dolayısıyla Nietzschersquoye goumlre birincil ve asıl oumlnemli olan oumlnermelerin yargıla-rın ilkelerin ya da oumlğretilerin mantıksal tutarlılıkları veveya geccedilerliliklerin sınanması değil bunların ardlarında yatan belirleyici guumlduumllerin saptanmasıdır17 Bu bağlamda Nietzschersquonin felsefi soumlylemleri değerlendirmeeleştirme oumllccediluumltuuml bu soumlylemleri guumlden saiklerin lsquoyaşama karşıtrsquo olup olmadıkları soumlylemlerin yaşam lehine olup olmadıklarıdır

Bir yargının yanlışlığı bizim iccedilin bu yargıya zorunlu olarak bir itiraz gerektirmez [] Asıl soru o yargının ne oumllccediluumlde yaşamı teşvik edici yaşam-koruyucu tuumlr-koruyucu hatta belki tuumlr-yetiştirici olduğudur18

Nietzsche Spinozarsquoya youmlnelik eleştirisini de işte bu oumllccediluumlt uyarınca geliştirir ve ortaya koyar Bu doğrultuda Spinozarsquonın arguumlmanlarını mantıksal olarak ccediluumlruumltmek ya da bunlara karşı-arguumlmanlar geliştirmekten ziyade bu arguumlmanların ardındaki belirleyici guumlduumlyuuml ortaya ccedilıkarmaya ccedilalışır Bu bağlamda eleştirisini Spinozarsquonın felsefesinin temel kabullerinin ndashoumlzellikle conatus ilkesininndash ardında yatan belirleyici guumlduumlnuumln genel olarak yaşama karşıt yaşamın aleyhine olduğu kabuluuml uumlzerinden geliştirir Zira Nietzschersquoye goumlre Spinoza zayıf guumlccedilsuumlz hasta kırılgan ve acı ccedileken bir kişidir ve onun bu durumu hem yaşamına hem felsefesine hatta hem de metodolojisine yansımıştır Başka deyişle Nietzschersquoye goumlre Spinozarsquonın felsefesi ve felsefesini temellendirir-ken başvurduğu tanım aksiyom oumlnerme ve kanıtlara dayalı deduumlktif youmlntem onun zayıflığını dışa vuran ldquokişisel bir itirafrdquo ldquoistemsiz ve bilinccedildışı bir yaşam oumlykuumlsuumlrdquoduumlr

Spinozarsquonın felsefesini ndashsoumlzcuumlk doğru duumlruumlst soumlylendiğinde nihayet ldquokendi bilgeliğinin sevgisinirdquondash zırh ve maske ile kuşatmak ve boumlylece o alt edilmez bakireye Pallas Athenarsquoya bir goumlz atma cuumlretini goumlsterecek her saldırganın yuumlreğine korku salmak uumlzere kullandığı matematiksel formun hokus-pokusunu bir duumlşuumlnuumln bir muumlnzevi hastanın bu maskesi ne de ccedilok kişisel ccedilekingenliği ve incinebilirliği ele veriyor19

17 Nietzsche bir felsefenin anlamının ve dolayısıyla değerinin asıl oumllccediluumltuumlnuumln mantık olmadığı fikrinde-dir ldquoİnsanlar [hellip] bir felsefenin anlamını yeniden lsquoen kutsal iccedil duumlnyalarırsquona goumlre oumllccedilmeyi ne zaman oumlğreneceklerrdquo Bkz Friedrich Nietzsche Eğitici Olarak Schopenhauer ndash Zamana Aykırı Bakışlar-3 ccedilev Mustafa Tuumlzel 1 Baskı İstanbul İthaki Yayınları 2007 s 27 ayrıca krş Nietzsche Boumlyle Soumly-ledi Zerduumlşt ccedilev Mustafa Tuumlzel 4 Basım İstanbul Tuumlrkiye İş Bankası Kuumlltuumlr Yayınları 2013 lsquoOku-mak ve yazmak Uumlzerinersquo s 34-35

18 Nietzsche Beyond Good and Evil sect4 s 1119 Nietzsche Beyond Good and Evil sect5 s 13 Richard Schachtrsquoın pek isabetli bir şekilde işaret ettiği

uumlzere Nietzschersquonin bu ithamı haklılık payı taşıyor olabilir fakat eğer taşıyorsa bu itham Spinoza iccedilin olduğu kadar Nietzschersquonin kendisi iccedilin de bağlayıcıdır ldquo[]bu iki tarafı da keskin bir kılıccediltır ndash oumlzel-likle de bunları soumlyleyenin kendi goumlruumlşlerini sunarken [Spinozarsquonınkinden] farklı fakat en az [onun-ki] kadar problematik bir yol benimsemiş olan bir başka lsquohasta muumlnzevirsquo olduğu goumlz oumlnuumlne alınırsa Burada Nietzschersquoyi ve onun hararetli retoriğini kastediyorum ki bunun okur uumlzerinde Nietzschersquonin burada tarif ettiği aynı goumlz korkutucu etkiyi taşıması muhtemeldir ndash ve hatta temelde taşıması kaste-dilmiş dahi olabilir [] Spinoza ile Nietzsche birbirine tıpatıp benzeyen ikiz kardeşler olmayabilirler belki fakat bu accedilıdan pekacirclacirc kardeş olabilirler Sanırım Nietzsche de bunu belli oumllccediluumlde biliyor ve bun-dan endişe duyuyordurdquo Bkz Richard Schacht lsquoThe Spinoza-Nietzsche Problemrsquo Desire and Affect Spinoza as Psychologist ed Yirmiyahu Yovel New York Little Room Press 1999 s 219

Nietzschersquonin Spinozarsquoya Youmlnelik Eleştirisi lsquoGuumlccedil İstemirsquo Contra lsquoConatusrsquo 65

Bu noktada Nietzschersquonin Spinozarsquonın felsefesinde neyi yaşama karşıt bulduğunu irdelemeden oumlnce şu sorular cevap beklemektedir Nietzschersquoye goumlre yaşam nedir Yaşama karşıt olan nedir Yaşamı ilerleten geliştiren nedir

III Guumlccedil İstemi

Nietzsche iccedilin yaşam guumlccedil istemi (der Wille zur Macht) ile doğrudan ilişkilidir Nerede canlı goumlrduumlysem orada guumlccedil istemini goumlrduumlm20

Guumlccedil istemi kavramının tam ve kapsamlı bir şekilde ele alınması bu ccedilalışmanın sınırlarını aşacak ve başlı başına bir ccedilalışmayı gerektirecektir Ne var ki Nietzschersquonin Spinozarsquoya youmlnelik eleştirisini accedilıkccedila ortaya koyabilmek iccedilin bu boumlluumlmde guumlccedil istemine ilişkin birkaccedil temel belirleme yapmalıyız Nietzsche iccedilin lsquoguumlccedil istemirsquo oumlzelde tuumlm canlı ile cansız ya da organik ile inorganik varlıkların21 birbirleri arasındaki kuvvet ilişkilerini belirleyen ve genel olarak bize yaşamın duumlnyanın gerccedilekliğin oluşun yorumlanmasını muumlmkuumln kılan bir ilke konumundadır22

Nietzsche kimi zaman lsquoguumlccedil istemirsquoni lsquoyaşamrsquo ile eş anlamlı kullanır23 Kimi za-man guumlccedil istemini ldquovarlığın oumlzuumlrdquo olarak24 ldquoduumlnyanın oumlzuumlrdquo olarak25 hatta duumlnyanın ta kendisi olarak tarif eder

Ve duumlnya benim iccedilin nedir bilir misiniz [] Bu duumlnya başlangıccedilsız ve sonsuz bir enerji canavarıdır ne artan ne de azalan kendini genişletmeyen fakat yalnızca doumlnuumlştuumlren sapa-sağlam demirden bir guumlccedil buumlyuumlkluumlğuumlduumlr [hellip] birlikte akan ve huumlcum eden sayısız yıllar boyu tekrar ederek ezelden ebede değişen ve ezelden ebede hep yeniden taşan biccedilimleri gel-git halinde olan bir kuvvetler denizidir [hellip] en basit biccedilimlerden kalkarak en karmaşık olanlara en durgun en katı en soğuk biccedilimlerden en sıcak en ccedilalkantılı kendisiyle en ccedilelişik olanlara doğru muumlcadele eden ve ardından bu bolluktan yine basit olana geri doumlnen [hellip] benim ezeli-ebedi olarak kendini yaratan ezeli-ebedi olarak kendini imha eden bu Dionysosccedilu duumlnyama [hellip] benim ldquoiyinin ve koumltuumlnuumln oumltesinderdquo olanıma amacı olmayan [hellip] istemi olmayan [hellip] bu duumlnyaya bir isim ister misiniz [hellip] Bu duumlnya guumlccedil istemidir başka bir şey değil Ve sizler kendiniz de bu guumlccedil istemisiniz başka bir şey değil26

20 Nietzsche Boumlyle Soumlyledi Zerduumlşt lsquoKendine Uumlstuumln Gelme Uumlzerinersquo s 11121 Nietzsche guumlccedil istemi bağlamında organik-inorganik ya da canlı-cansız ayrımının gerccedilek bir ayrım

olmadığını ve bir oumlnyargıdan ibaret olduğunu kabul eder Bkz Nietzsche KSA c 11 36[21] s 560 KSA c 11 34 [247] s 504 Ayrıca krş Nietzsche Beyond Good and Evil sect36 s47-48

22 Bkz Friedrich Nietzsche The Will to Power ccedilev Walter Kaufmann amp RJ Hollingdale New YorkVintage Books 1968 sect619 s 332-33

23 Oumlrneğin bkz Nietzsche Beyond Good and Evil sect13 s 21 ve sect259 s 203 Friedrich Nietzsche Dec-cal Hıristiyanlığa Lanet ccedilev Oruccedil Aruoba İstanbul Hil Yayınları 1985 sect6 s 16 Nietzsche The Will to Power sect254 s 148

24 Bkz Nietzsche The Will to Power sect693 s 36925 Bkz Nietzsche Beyond Good and Evil sect186 s 9926 Nietzsche The Will to Power sect1067 s 549-50

66 B Utkan Atbakan

Nietzsche genel olarak duumlnyanın buumltuumlnuumlnuuml guumlccedil istemi olarak kabul etmenin yanın-da oumlzel olarak tek tek her lsquoşeyrsquoi her fenomeni guumlccedil isteminin bir ortaya ccedilıkışı olarak dahası bizzat birer guumlccedil istemi olarak goumlruumlr Başka deyişle Nietzsche iccedilin her şey ya da nesne bir ldquokuvvet merkezlerirdquo (Kraftcentren) ldquokuvvet noktalarırdquo (Kraft-Punkte) ya da aynı anlama gelecek şekilde ldquoguumlccedil niceliklerirdquo (Macht-Quanta) ccedilokluğudur27 Bu anlamda bir lsquobirliğersquo rsquoşeyrsquoe ya da lsquonesnersquoye karşılık gelen her guumlccedil miktarı esasında bir eş guumlduumlm altında bir arada bulunan oumlrguumltlenen kuvvetler ccedilokluğundan meydana gelir28 Nietzschersquoye goumlre yaşam da boumlyle belirli bir kuvvetler oumlrguumltlenmesine karşılık gelir

Ortak bir beslenme tarzı ile bağlanmış bir kuvvetler ccedilokluğuna ldquoyaşamrdquo diyoruz29

Başka deyişle yaşam guumlccedil isteminin oumlzel bir formu bir durumudur sadece ndash fakat yegacircne formu da değildir ldquoHer şeyin guumlccedil isteminin bu formuna girmeye ccedilabaladığını soumlylemek oldukccedila keyficircdirrdquo 30

27 Nietzsche kuvvet (Kraft) ve guumlccedil (Macht) kavramları arasında apaccedilık ve kesin bir ayrım yapmamakla birlikte kuvvet terimini hemen her zaman pozitif bilim ve oumlzellikle fizik ile ilgili bahislerde guumlccedil teri-mini ise ccedilok daha geniş bir anlam yelpazesinde kullandığı goumlruumllmektedir Zira tek başına salt mekanik nicel bir kuvvet mefhumu Nietzschersquonin nicel vecheleri olduğu kadar nitel vechelere de sahip olan guumlccedil anlayışını kuşatmak iccedilin yeterli değildir (bkz Nietzsche The Will to Power sect619 s 332-33 krş age sect564 s 304) Boumlyle olmakla birlikte guumlccedil istemi kavramı soumlz konusu olduğunda Nietzschersquonin lsquoguumlccedilrsquo ile lsquokuvvetrsquoi birbiri ile değişmeli olarak kullandığı da goumlruumllmektedir Oumlrneğin guumlccedil istemi bağla-mında bir guumlccedil niceliğini soumlz konusu ettiğinde kimi zaman lsquoguumlccedil niceliğirsquo (Macht Quantum bkz age sect382 s206) kimi zaman ise lsquokuvvet niceliğirsquo (Quantum Kraft bkz Nietzsche On the Genealogy of Morals 1 sect13 s45 ) terimlerini birbiri ile aynı anlama gelecek şekilde kullanmayı tercih eder

a Bunun yanında Nietzsche lsquoguumlccedil istemirsquone ilişkin ilk ayrıntılı tasvirini 1882rsquode Boumlyle Soumlyledi Zer-duumlştrsquouumln lsquoKendini Aşmak Uumlzerinersquo boumlluumlmuumlnde sunmuştur Oumlte yandan doumlneminin oumlnemli fizik teoris-yenlerini incelemeye ve bunlar hakkındaki duumlşuumlncelerini kaleme almaya ccedilok daha oumlnce başlamıştır Nitekim kendi lsquokuvvetrsquo anlayışına dair ilk ayrıntılı yazısı lsquoZaman-Atom Teorisirsquo (Zeitatomenlehre) ismiyle anılan 1873 tarihli bir fragmandır (bkz Nietzsche KSA c 7 26[12] s 575-79) Nietzsc-hersquonin kuvvet anlayışını şekillendirmeye lsquoguumlccedil istemirsquo anlayışını ortaya koymadan ccedilok oumlnce başlamış olmasından yola ccedilıkan Whitlock lsquoguumlccedil istemirsquonin Nietzschersquonin erken doumlnem fizik araştırmalarının bir uumlruumlnuuml olduğunu iddia etmiştir (bkz Greg Whitlock ldquoRoger J Boscovich and Friedrich Nietzsche A Re-Examinationrdquo Nietzsche Epistemology and Philosophy of Science Nietzsche and The Sciences c II ed Babette E Babich Dordrecht Springer 1999 s 187-201) Keza Nietzschersquonin kişisel yazı ve yazışmaları da dahil toplu eserlerinin eleştirel basımının editoumlrlerinden birisi olan Giorgio Colli de benzer bir tespitte bulunur ldquoNietzschersquonin oumlluumlmuumlnden sonra yayınlanan not defterlerinden 1885 yaz mevsimine ait olanlarda Nietzschersquonin gelişimine ilişkin ilgi ccedilekici bir durumla karşılaşıyoruz Guumlccedil istemi teorisinin oluşumu onun positivist olarak anılan doumlnemindeki soumlyleme mekanist formuumllasyon-lara ve bilimsel lsquokuvvetrsquo kavramına dayanmaktadırrdquo Bkz Nietzsche KSA c 11 Nachwort s 724 Nietzschersquonin lsquoguumlccedilrsquo lsquoguumlccedil istemirsquo ve lsquokuvvetrsquo ccedilerccedilevesindeki terminolojisiyle ilgili ayrıntılı bir tartışma iccedilin bkz Gilles Deleuze Nietzsche and Philosophy ccedilev Hugh Tomlinson London Continuum 2002 s 75-79 Yine lsquokuvvetrsquo ile lsquoguumlccedilrsquo arasındaki ayrımla ilgili olarak bkz Joan Stambaugh lsquoThe Distinc-tion between Power and Forcersquo The Problem of Time in Nietzsche ccedilev John F Humprey Lewisburg Bucknell University Press 1987 s 104-08

28 Bkz Nietzsche The Will to Power sect561 s 303 ve sect641 s 341-4229 Age sect641 s 64130 Bkz Age sect692 s 369

Nietzschersquonin Spinozarsquoya Youmlnelik Eleştirisi lsquoGuumlccedil İstemirsquo Contra lsquoConatusrsquo 67

Aslında Nietzschersquoye goumlre kendi başına ele alınabilecek hiccedilbir lsquoşeyrsquoden lsquoken-dinde şeyrsquoden yani kendi dışından yalıtılmış hiccedilbir fenomenden soumlz edilemez ldquoHer şey diğer her şey ile bağlı ve dolayımlıdırrdquo31 ve bu bağlantı oumlyle sıkıdır ki herhangi bir şeyin ortadan kalkması demek her şeyin ortadan kalkması anlamına gelir32 Şeyler arasındaki bu bağlılık ve dolayımlılık ilişkisi bir etkime-etkilenme ilişkisidir zira Nietzschersquoye goumlre ldquobir lsquoşeyrsquo etkilerinin toplamından ibarettirrdquo33 Başka deyişle belirli bir lsquoşeyrsquo den bahsediliyorsa aslında belirli bir etkiler toplamından yani bir etkime-etkilenme ilişkisinden bahsediliyor demektir Dolayısıyla Nietzsche iccedilin lsquoşeyrsquolerden ziyade kendilerini suumlrekli farklı guumlccedil derecelerinde ortaya koyan yani etkiyen ve suumlrekli birbirleriyle ilişki iccedilinde bulunan ldquokuvvet merkezlerirdquo ldquoguumlccedil niceliklerirdquo soumlz konusudur Bu anlamda esasen lsquoşeyrsquo lsquovarlıkrsquo lsquotoumlzrsquo lsquooumlznersquo lsquonesnersquo gibi kavramların her biri kendini ortaya koyan guumlcuuml yani guumlcuumln etkilerini tasvir etmek tarif etmek yorumlamak iccedilin ve bu tasvir tarif ve yorumlar uumlzerinde uzlaşmak uumlzere bizler tara-fından uydurulan ldquokurmacardquolardır34 Bu kurmacalar ortadan kaldırılacak olursa geriye kalan bir guumlccedil niceliği ile ilişki iccedilindeki bir diğer guumlccedil niceliği olacaktır35

Bu anlamda bir guumlccedil niceliğinin var oluşundan da ancak ve ancak bir başka guumlccedil niceliği ile ilişkisi iccedilinde soumlz edilebilir36 Ccediluumlnkuuml etkiyen her guumlccedil niceliği etkiye maruz kalan bir diğer guumlccedil niceliğini şart koşar yani ldquobir guumlccedil niceliği uumlrettiği etki ve direndiği etki ile belirlenirrdquo37 Dolayısıyla guumlcuumln en temel oumlzelliği kendisini bir başka guumlce karşı bir başka guumlce rağmen ortaya koymak istemesidir O halde guumlccedil istemini esasen lsquooumlznersquolerin ya da lsquoşeyrsquolerin birbirleri arasındaki guumlccedil ilişkileri bağlamında accedilıklamaya ccedilalışmaktansa guumlccedil niceliklerinin birbirleri arasındaki etkime-etkilenme yani lsquoguumlccedil ortaya koymarsquo ilişkileri bağlamında ele almak daha isabetli olacaktır

Oumlte yandan Nietzschersquoye goumlre guumlccedil istemi bir kuvvete dışarıdan eklenir ya da dayatılır bir şey değildir guumlccedil istemi kuvvetin iccedilsel istemidir kuvvete muumlndemiccediltir38

31 Age sect584 s31632 Bkz agy33 Age sect551 s29634 Bkz age sect481 s 267 sect556 s 301-02 sect559 s 302 sect634 s 337-38 Ayrıca krş Nietzsche On the

Genealogy of Morals 1 sect13 s 45 Bu nokta Nietzschersquonin hemen hemen buumltuumln fizik ve metafi-zik kuramlarına youmlnelik eleştirisinin temel gerekccedilelerinden birisi olarak goumlruumllebilir Buna goumlre lsquoşeyrsquo lsquotoumlzrsquo lsquooumlznersquo lsquonesnersquo lsquovarlıkrsquo vb kavramlar uumlzerine inşa edilen her tuumlr kuram ne gerccedilekliğe ya da gerccedilekliğin herhangi bir kısmına karşılık gelebilir ne de bir ldquokurmacardquo olmanın oumltesinde herhangi bir gerccedilekliğe sahip olabilir

35 Bkz Nietzsche The Will to Power sect635 s 338-39 36 Nietzsche lsquokendindersquo (an sich) kavramını kaccedilınılması gereken bir kuruntu bir oumlnyargı olarak goumlruumlr

Bkz Nietzsche The Will to Power sect557 s 302 ldquoBir şeyin oumlzellikleri başka laquoşeylerraquo uumlzerindeki etkileridir başka laquoşeylerraquo ortadan kaldırılacak olursa bir şeyin hiccedilbir oumlzelliği bulunamaz yani başka şeyler olmaksızın bir şey de olamaz yani hiccedilbir laquokendinde-şeyraquo yokturrdquo Dolayısıyla tıpkı lsquokendinde şeyrsquo gibi lsquokendinde guumlccedilrsquo de Nietzsche iccedilin kabul edilebilir değildir

37 Nietzsche The Will to Power sect634 s 337-3838 Bkz age sect619 s 332-33 ldquoFizikccedililerimizin Tanrırsquoyı ve duumlnyayı onun aracılığıyla yarattıkları şu

muzaffer lsquokuvvetrsquo kavramı henuumlz hala tamamlanmaya muhtaccediltır ona benim lsquoguumlccedil istemirsquo dediğim

68 B Utkan Atbakan

Ayrıca guumlccedil istemi bir oumlznenin guumlcuuml istemesi guumlccedil peşinde koşması da değildir zira verili her oumlzne aslında bir kuvvetler ccedilokluğuna karşılık geldiği iccedilin guumlccedil isteyen veveya guumlccedil peşinde koşan bir birlik olarak bir oumlzneden de istemden de soumlz edilemez Guumlcuumlnuuml direnccedil ve engellere rağmen ortaya koymak isteyen yani etkisini kendisine direnen diğer guumlccedil nicelikleri uumlzerinde uygulamak isteyen şey guumlccedilten ayrı ve bağım-sız bir oumlzne ya da istem değil guumlcuumln ta kendisidir Bu bağlamda lsquoguumlcuuml istemersquo değil lsquoguumlcuumln istemirsquo soumlz konusudur

Fakat guumlcuuml isteyen kim ndash Eğer guumlcuumln kendisi guumlccedil istemi ise bu saccedilma bir sorudur39

lsquoGuumlccedil istemirsquoni yorumlarken Arendtrsquoin de işaret ettiği uumlzere ldquoistem yalnızca iccedilteki bir direncin uumlstesinden gelerek kendi kaynağının farkına varır guumlccedil edinmek uumlzere doğmuş değildir guumlcuumln ta kendisidir onun kaynağırdquo40 Boumlylece guumlccedil hem isteyen hem de istenendir Deleuzersquouumln bir uyarı vurgusuyla ifade ettiği uumlzere ldquoguumlccedil istemi istem guumlcuuml istiyormuş gibi kavrandı guumlccedil istemin istediği şeymiş gibi kavrandı [] Guumlccedil istemi istemin guumlcuuml istemesi demek değildir [] Guumlccedil istemi tuumlmuumlyle başka tuumlrluuml yorumlanmalıdır Guumlccedil istemin iccedilinde isteyendirrdquo41

Nietzsche guumlcuumln kendini ortaya koymasını yani başka guumlccedil nicelikleri uumlzerinde etkide bulunmasını guumlccedil isteminin temel oumlzelliği olarak belirlemekle bununla oumlzdeş olan bir diğer oumlzelliği vurgular Buna goumlre bir guumlccedil niceliği her zaman iccedilin buumlyuumlmeye genişlemeye yayılmaya yani guumlccedil derecesini artırmaya ccedilalışır

Benim fikrim o ki her belirli beden uzayın tuumlmuumlne hacirckim olmaya ve kuvvetini (ndashguumlccedil is-temini) genişletmeye ve bu genişlemeye direnen her ne varsa geri puumlskuumlrtmeye ccedilabalar Fakat devamlı benzer gayretler goumlsteren başka bedenlerle karşılaşır ve nihayet bunlardan kendisi ile yeteri kadar ilişki kuranlar ile anlaşmaya (ldquoittifakardquo) varır bundan boumlyle guumlccedil iccedilin beraberce iş ccedilevirirler ve suumlreccedil boumlylece suumlruumlp giderndash42

O halde Nietzschersquoye goumlre bir guumlccedil niceliğinden etkin olmamayı yani guumlcuumlnuuml artırmamayı43 istemek ondan guumlccedil olmamayı istemekle aynı anlama gelir

Guumlccedilten kendisini guumlccedil olarak ifade etmemesini istemek [] zayıflıktan kendisini guumlccedil ola-rak ifade etmesini istemek kadar saccedilmadır Bir kuvvet niceliği bir itki bir istem bir etki niceliğine denktir ndash dahası [bu kuvvet niceliği] tam da bu itilmenin istemenin etkimenin kendisinden başka bir şey değildir []44

yani guumlcuuml ortaya koymaya youmlnelik dindirilemez bir arzu ya da guumlcuumln kullanımı ve icrası [] olarak tanımladığım iccedilsel bir istem atfetmek gerekirrdquo Krş Nietzsche KSA c 11 36[31] s 563

39 Age sect693 s 36940 Hannah Arendt lsquoNietzschersquos Repudiation of the Willrsquo The Life of the Mind Vol 2 Willing New York

HarvestHarcourt Inc 1978 s 162 41 Deleuze Nietzsche and Philosophy ccedilev Hugh Tomlinson London Continuum 2002 s 84-85 42 Nietzsche The Will to Power sect636 s 340 43 Nietzschersquoye goumlre etkin olmak demek guumlce erişmeye ccedilalışmak demektir Bkz Nietzsche The Will to

Power sect657 s 34744 Nietzsche On the Genealogy of Morals I sect13 s 45

Nietzschersquonin Spinozarsquoya Youmlnelik Eleştirisi lsquoGuumlccedil İstemirsquo Contra lsquoConatusrsquo 69

Yaşam da guumlccedil isteminin belirli bir formu olduğu iccedilin yaşayan her ne varsa suumlrekli etkin olmaya kendini ortaya koymaya guumlcuumlnuuml uygulamaya kendisini bundan alıko-yan her dış guumlce direnmeye her engeli aşmaya ve bunun iccedilin de guumlcuumlnuuml artırmaya ve yaymaya youmlnelir Nietzschersquonin ldquonerede canlı buldumsa orada guumlccedil istemini buldumrdquo demesinin başlıca sebebi bu olsa gerektir

Sahip olmak ve daha fazlasını istemek ndashtek kelimeyle buumlyuumlmendash bu yaşamın ta kendisidir45

Oumlzel bir durum olarak yaşam [] azami bir guumlccedil hissi elde etmeye ccedilabalar esasen daha fazla guumlccedil iccedilin bir ccedilabadır bu ccedilabalamak guumlccedil iccedilin ccedilabalamaktan başka bir şey değildir en temel ve en iccedilsel şey daima bu istemdir46

[Eğer beden] oumllmekte olan değil de yaşayan bir bedense [hellip] ete kemiğe buumlruumlnmuumlş bir guumlccedil istemi olmak zorundadır buumlyuumlmeye yayılmaya zapt etmeye uumlstuumln olmaya ccedilabala-yacaktır ndash [hellip] ccediluumlnkuuml yaşamaktadır ve ccediluumlnkuuml yaşam tam da guumlccedil istemidir47

Nietzschersquonin lsquoguumlccedil istemirsquo anlayışı bağlamında Spinozarsquoya youmlnelttiği temel eleştiri işte bu noktada temellenmektedir Nietzschersquoye goumlre Spinoza bizim lsquoconatus oumlğretisirsquo olarak andığımız anlayışı ile guumlcuumln bu artma buumlyuumlme yayılma youmlnelimini yadsımış guumlcuumln karakterini kendini-koruma hayatta-kalma ccedilabasına indirgemiş ve dolayısıyla aslen guumlccedil istemi demek olan yaşamı da yadsımıştır Boumlylelikle Spinoza guumlcuumln artma ve yayılma eğilimini goumlz ardı etmekle kalmamış etkilerinin toplamı demek olan guumlcuumln olmazsa olmazını oumlzuumlnuuml yani etkin olma istemini de yadsımıştır

Kendini koruma isteği bir sıkıntı durumunun yaşamın asıl temel guumlduumlsuumlnuumln bir sınırla-nışının semptomudur ndash o guumlduuml ki guumlcuumln genişlemesini hedefler ve bu istek uğruna ken-dini-korumayı sık sık tehlikeye atar ve hatta feda eder Kimi filozoflar ndashoumlrneğin veremli Spinozandash kendini-koruma guumlduumlsuumlnuuml belirleyici olarak goumlrduumlklerinde ve boumlyle goumlrmeye mecbur olduklarında bunun semptomatik olduğunu duumlşuumlnmek gerekir zira bunlar sıkıntı iccedilindeki kişilerdi [hellip] doğada egemen olanlar sıkıntı durumları değil taşma ve savurganlık durumlarıdır hem de saccedilmalık noktasına varasıya Varoluş muumlcadelesi yaşam isteminin yalnızca bir istisnası gelip geccedilici bir kısıtlanmasıdır Muumlcadele ister buumlyuumlk ister kuumlccediluumlk olsun daima uumlstuumlnluumlk ccedilevresinde buumlyuumlme ve genişleme ccedilevresinde guumlccedil ccedilevresinde doumlner ndash guumlccedil istemi uyarınca ki [guumlccedil istemi] de zaten yaşam istemidir48

Nietzsche oumlzetle guumlcuumln temel oumlzelliğini yani etkin oluş ve artış eğilimini yad-sımanın bir guumlccedilsuumlzluumlk ve hastalık semptomu olduğunu duumlşuumlnmektedir49 Buna goumlre akciğer hastalığından muzdarip olan Spinoza bu zayıflığı ve ızdırabı sebebiyle kendini-koruma istemini guumlcuumln temel oumlzelliği olarak goumlrmeye mecbur kalmıştır50 Boumlylece guumlccedil

45 Nietzsche The Will to Power sect125 s 7746 Nietzsche The Will to Power sect689 s 36847 Nietzsche Beyond Good and Evil sect259 s 20348 Nietzsche The Gay Science sect349 s 291-9249 Nietzschersquoye goumlre Spinozarsquonın toumlz ve doğada olup biten her şeyin zorunlu nedenselliği gibi fikirleri de

yine aynı guumlccedilsuumlzluumlğuumln semptomları olup acıdan değişimden tesaduumlften oluştan korkuyu ifade eder Spinoza bu yuumlzden suumlrekli suumlkucircnet ve huzur arayan bir filozoftur Bkz Nietzsche KSA c 11 26[280] s 223-24 Ayrıca bkz Nietzsche The Will to Power sect576 sect577 ve sect578 s 309-31

50 Nietzschersquonin iddia ettiği uumlzere Spinozarsquonın lsquokendini-koruma guumlduumlsuumlrsquonuuml belirleyici ilke olarak goumlrduuml-

70 B Utkan Atbakan

istemi demek olan yaşam istemini yadsımış yani yaşam istemini salt yaşamı-koruma istemine indirgeyerek yaşama karşıt bir oumlğreti geliştirmiştir

Fizyologlar kendini-koruma guumlduumlsuumlnuumln organik bir varlığın temel guumlduumlsuuml olduğunu ileri suumlrmeden oumlnce bir kez daha duumlşuumlnmeliler Yaşayan bir şey en oumlnce kuvvetini boşaltmanın yolunu arar ndash yaşamın kendisidir guumlccedil istemi kendini-koruma bunun dolaylı ve en sık rastlanan sonuccedillarından birisidir yalnızcaKısacası her yerde olduğu gibi burada da luumlzumsuz teleolojik ilkelerden sakınalım ndashbunlar-dan birisi de kendini-koruma iccedilguumlduumlsuumlduumlr (ki bunu Spinozarsquonın tutarsızlığına borccedilluyuz51)52

Nietzschersquoye goumlre modern doğa bilimleri de Spinozarsquonın ldquokendini-korumardquo ilkesini yani ldquoSpinozacı dogmardquoyı benimseyerek aldanmışlardır

Modern doğa bilimlerimizin ayakları bu Spinozacı dogmaya iyiden iyiye dolanmıştır (en yakın doumlnemde ve en fena olanı da akıl almaz derecede tek yanlı olan ldquovar olma muumlca-delesirdquo oumlğretisiyle Darwinizmdir)53

Oumlte yandanSpinozarsquonın kendini-koruma ilkesi değişime sahiden bir son vermek zorundaydı fakat bu ilke yanlıştır doğru olan bunun tam tersidir Bilhassa yaşayan her şey bize en accedilık şekilde goumlsterir ki kendini korumak iccedilin değil daha fazlası olmak iccedilin elinden gelen her şeyi yapar54

O halde şimdi dikkatimizi Nietzschersquonin Spinozarsquoya youmlnelik eleştirisinin odak-landığı noktaya yani conatus oumlğretisine ccedilevirmek ve bu noktayı bizzat Spinozarsquoya

ğuuml ve kendini-koruma istemini guumlcuumln temel oumlzelliği olarak sunduğu kabul edilse dahi (bu iddianın kabul edilebilirliği ccedilalışmamızın devamında tartışılacaktır) Nietzschersquonin bu iddiaya ilişkin sunduğu gerekccedileye iki youmlnden itiraz edilebilir Oumlncelikle gerek kişisel yazışmalarından ve kendi yayınladığı eserlerden gerekse yaşam oumlykuumlsuumlnden takip edebildiğimiz kadarıyla Spinoza conatus anlayışını geliş-tirmeye başladığı tarihte henuumlz akciğer hastalığından muzdarip değildi Herhangi bir sağlık problemi vardı ise dahi durumu henuumlz koumltuumlleşmemişti Oumlte yandan Spinozarsquonın soumlz konusu tarihler de dacirchil olmak uumlzere yaşamı boyunca ciddi bir sağlık sorunu yaşadığı varsayılsa dahi bu durum Nietzschersquonin ifade ettiği gibi ne lsquokendini-korumarsquo guumlduumlsuumlnuuml belirleyici guumlduuml olarak kabul etmeyi gerektirir ne de boumlyle bir kabuluumln bir hastalık semptomu olduğunu goumlsterir Zira Nietzsche de genccedillik yıllarından itiba-ren yaşamının sonuna dek ciddi sağlık sorunlarından muzdarip olmuştur fakat bu durum onu Spinoza gibi lsquosıkıntı iccedilindeki kişilerrsquoce ortaya konulmuş fikirleri benimsemeye zorlamamıştır

51 Nietzschersquonin bu pasajdaki eleştirisindeki dikkat ccedilekici bir diğer nokta Spinozarsquoyı teleolojik bir ilke benimsemekle itham etmesidir Ne var ki yukarıda goumlrduumlğuumlmuumlz uumlzere Overbeckrsquoe goumlnderdiği 1881 tarihli bir yazıda Nietzsche teleolojiyi reddetmesi bağlamında Spinozarsquoda kendisini bulduğunu ifade etmekteydi Keza Nietzschersquonin yaşarken yayınlanmamış 1884 tarihli bir başka notunda da Spinoza-cılık ile anti-teleolojiyi oumlzdeşleştirdiği goumlruumllmektedir (bkz Nietzsche KSA c 11 26[432] s 266) Ni-etzschersquonin Spinozarsquoyı teleoloji uumlzerinden eleştirmesini incelemeyi bir yana bırakıyoruz oumlte yandan teleolojiye ilişkin bu eleştiriyle yalnızca Nietzschersquonin yayınlanmış metinlerinde karşılaşmamız ve fakat yayınlanmamış kişisel notlarında ise bunun tam tersine şahit olmamız Nietzschersquonin Spinozarsquoya youmlnelik eleştirisini guumlden niyet accedilısından duumlşuumlnduumlruumlcuumlduumlr

52 Nietzsche Beyond Good and Evil sect13 s 21 ayrıca krş Nietzsche KSA c 11 26[313] s 233 53 Nietzsche The Gay Science sect349 s 29254 Nietzsche KSA c 13 14[121] s 301 krş Nietzsche The Will to Power sect688 s 366-67

Nietzschersquonin Spinozarsquoya Youmlnelik Eleştirisi lsquoGuumlccedil İstemirsquo Contra lsquoConatusrsquo 71

başvurarak incelemek yerinde olacaktır Dolayısıyla şu sorular cevap beklemektedir Conatus nedir Spinoza conatus ilkesi ile guumlcuuml salt kendini-koruma guumlduumlsuumlne mi in-dirgemiştir Conatus salt hacirclihazırı koruma ve suumlrduumlrme eğilimini mi ifade etmektedir ve bu bakımdan guumlccedil istemine ya da aynı anlama gelecek şekilde yaşama karşıt mıdır

IV Conatus

Spinozarsquoya goumlre var olan tek tek her sonlu şey ndashki sonlu şey demek bir başka şey tarafından belirlenen sınırlanan şey demektirndash başka bir şey tarafından etkilenir boumlylelikle var olmaya ve etkinlikte bulunmaya kendisi dışındaki şeyler tarafından belirlenir55 Dolayısıyla Nietzschersquonin guumlccedil anlayışında goumlrduumlğuumlmuumlze benzer şekilde Spinozarsquoya goumlre de her şey bir diğeriyle bir etkime-etkilenme ilişkisi iccedilindedir56 Doğadaki şeylerin varoluşları varoluşları suumlresince bulundukları etkinlikler ve hatta yok oluşları dış nedenler tarafından belirlenir Oumlyle ki bir şey dış bir neden tarafından belirlenmedikccedile nasıl var olamazsa aynı şekilde ldquodış bir neden işe karışmadıkccedila hiccedilbir şey yok edilemezrdquo57 Bu sebeple bir şeyin varoluşu dış bir neden tarafından sona erdirilmedikccedile daima suumlrer

Spinozarsquoya goumlre herhangi bir şeyin dış nedenler bulunmaksızın yok olmamasının sebebi o şeyin varoluşuna engel olabilecek hiccedilbir unsuru kendi doğasında barındır-mamasıdır Bu durum herhangi bir şeyin doğasına bakıldığında yani o şey tanımlan-dığında accedilıkccedila ortaya ccedilıkar58 Zira bir şeyin tanımı o şeyin oumlzuumlnuuml olumlar ve ortaya koyar Bu sebeple dış nedenler bir kenara bırakılıp yalnızca şeyin kendi doğasına yani tanımına bakıldığında o şeyin oumlzuumlnuuml olumsuzlayacak ve dolayısıyla o şeyi ortadan kaldıracak hiccedilbir şey bulunmaz59 Bunun bir sonucu olarak doğadaki hiccedilbir şey kendi varoluşunu sona erdirecek yani kendi doğasına aykırı olan hiccedilbir şey iccedilermez60 Zira aksi takdirde aynı şeyin doğası hem o şeyin oumlzuumlnuuml olumlayan hem de olumsuzlayan yani onu ortadan kaldıran bir şeye sahip olurdu ki bu durum şeyin tanımı gereği muumlmkuumln değildir61 Dolayısıyla bir şeyin doğası her zaman iccedilin o şeyi olumlar ve bu doğaya aykırı olan her ne varsa o şeyin dışında olmak zorundadır62

55 Spinoza Ethica I Boumlluumlm 28 Oumlnerme s 105 56 Krş Benedictus de Spinoza lsquoThe Lettersrsquo Complete Works ccedilev Samuel Shirley ed Michael L Mor-

gan IndianapolisCambridge Hackett Publishing Company 2002 Letter 4 s 767 ldquomaddenin bir parccedilası yok edilecek olsaydı Uzamrsquoın buumltuumlnuuml de aynı anda yok olurdurdquo

57 Spinoza Ethica III Boumlluumlm 4 Oumlnerme s 7558 Spinozarsquoya goumlre bir şeyin gerccedilek tanımı o şeyin doğasını yani oumlzuumlnuuml verir başka deyişle tanım ldquota-

nımlanan şeyin doğasından başka bir şey iccedilermez ve ifade etmezrdquo Bkz Spinoza Ethica I Boumlluumlm 8 Oumlnerme 2 Not s 47

59 Bkz Spinoza Ethica III Boumlluumlm 4 Oumlnerme Kanıtlama s 337-3960 Bkz Spinoza Ethica III Boumlluumlm 5 Oumlnerme s 33961 Bkz age III Boumlluumlm 5 Oumlnerme Kanıtlama s 33962 Bkz age IV Boumlluumlm 18 Oumlnerme Not s 557-63 ve 20 Oumlnerme Not s 565

72 B Utkan Atbakan

Boumlyle olmakla birlikte doğadaki her şey sonsuz sayıda başka şey tarafından kuşa-tılmıştır ve onlar tarafından etkilenir ve sınırlanır63 Bu anlamda daima var olabilecek yani varoluşunu daima suumlrduumlrebilecek sonlu bir şeyden soumlz etmek muumlmkuumln değildir Zira daima var olabilmek sonlu olmamayı yani hiccedilbir dış etki tarafından yok olmaya belirlenmemeyi gerektirir başka deyişle sonsuz bir var olma guumlcuumlnuuml (vis existendi) gerektirir Fakat Spinozarsquoya goumlre doğada sonsuz var olma guumlcuumlne sahip bir şey bulun-ması muumlmkuumln değildir ldquoDoğada hiccedilbir birey yoktur ki bir başkası ondan daha guumlccedilluuml ve daha cesur olmasın Varolan şey ne olursa olsun onu yok edebilecek kadar guumlccedilluumlsuuml de vardırrdquo64 Bu sebeple bir şey iccedilin dış etkiler nasıl kaccedilınılmaz ise o şeyin varoluşunun sona ermesi de oumlyle kaccedilınılmazdır Dolayısıyla bir şeyin varoluşunu suumlrduumlrmesi dış nedenlere karşı dış nedenlere rağmen suumlrduumlruumllen bir ccedilabadır65

Tuumlm bu sebeplerden dolayı Spinoza şu sonuca ulaşır Doğadaki her şey kendi-sini sınırlayan diğer şeylere ve tuumlm dış etkilere rağmen zorunlu olarak varoluşunu korumaya ve suumlrduumlrmeye uğraşır Başka deyişle ldquotek tek herşey varolduğu suumlrece varlığını suumlrduumlrmeye ccedilabalarrdquo66 Spinoza her şeyin kendi varoluşunu suumlrduumlrme ccedilaba-sına lsquoconatusrsquo ismini verir

Oumlte yandan Spinozarsquoya goumlre fiilen var olan her şey mutlak ve sonsuz guumlccedil olan Tanrı yani Doğarsquonın (Deus sive Natura) guumlcuumlnuumln belirli bir parccedilasıdır67 Bu anlamda varolan her şey bir guumlccedil derecesine karşılık gelir Dolayısıyla herhangi bir şeyin guumlcuuml yettiğince varlığını suumlrduumlrmeye ccedilabalaması yani conatusu o şeyin ifade ettiği guumlccedil derecesine karşılık gelir Sonuccedil olarak bir şeyin guumlcuuml oumllccediluumlsuumlnde varoluşta suumlrme ccedilabasını ifade eden conatus o şeyin varolma guumlcuumlnden yani fiilicirc oumlzuumlnden başka bir şey değildir68 Dahası Spinozarsquoya goumlre bir şeyin conatusu ile o şeyin kendisi arasında hiccedilbir ayrım yoktur

Şeyin kendisi ile conatusu arasında ayrım yapıyorlar [] fakat conatusun ne anlama geldiğinden bicirchaberler Zira şey ile onun conatusu akılla ya da daha ziyade soumlzcuumlkler aracılığıyla ayrıştırılsa da (ki bu hatanın temel sebebidir) gerccedilekte bu ikisi birbirinden hiccedilbir şekilde ayrı değildir69

Başka deyişle conatus bir şeyin kendisini fiilen ortaya koyması ve ifadesi olduğu guumlccedil derecesi oumllccediluumlsuumlnde varoluşunu ortaya koymayı suumlrduumlrmesidir Bu anlamda Spinoza Nietzschersquonin soumlylemi ile benzerlik goumlsterir bir şekilde conatus ile lsquoyaşamrsquoı kasteder70

63 Bkz age IV Boumlluumlm 3 Oumlnerme s 53164 Age IV Boumlluumlm Aksiyom s 52565 Bkz age IV Boumlluumlm 4 Oumlnerme Kanıtlama s 531-3366 Bkz age III Boumlluumlm 6 Oumlnerme s 33967 Bkz age IV Boumlluumlm 4 Oumlnerme Kanıtlama s 53168 Bkz age III Boumlluumlm 7 Oumlnerme s 341 69 Spinoza lsquoPrinciples of Cartesian Philosophy and Metaphysical Thoughtsrsquo Complete Works s 18870 Tıpkı Nietzschersquonin yaşama lsquoguumlccedil istemirsquo demesi gibi Spinoza da bir şeyin kendi varoluşunu suumlrduumlr-

meye ccedilabaladığı guumlce yani o şeyin conatusuna kimi zaman lsquoyaşamrsquo ismini verir ldquoKendi adıma yaşam deyince şeylerin kendi varlıklarını suumlrduumlrme ccedilabasını anlıyorumrdquo (Spinoza lsquoPrinciples of Cartesian

Nietzschersquonin Spinozarsquoya Youmlnelik Eleştirisi lsquoGuumlccedil İstemirsquo Contra lsquoConatusrsquo 73

Spinozarsquonın guumlccedil anlayışı uyarınca bir şeyin conatusu yani varolma guumlcuuml o şeyin kendi dışındaki şeyler ile girdiği etkime-etkilenme ya da aynı anlama gelecek şekilde etkinlik-edilginlik ilişkisini de belirler Oumlyle ki Spinoza lsquoetkin olmarsquoyı etki uumlretmek yani bir etkinin nedeni olmak ile lsquoedilgin olmarsquoyı ise etkiye maruz kalmak yani soumlz konusu etkinin nedeni olmamak ya da sadece kısmen nedeni olmak ile accedilıklar71 Bu bağlamda doğadaki hiccedilbir şey sonsuz bir var olma guumlcuumlne yani sonsuz bir conatusa sahip olmadığı iccedilin her şey sonlu guumlcuuml oumllccediluumlsuumlnde bir yetkinliğe (perfectio) sahiptir ve etkin olabileceği gibi edilgin de olabilir Zira doğada herhangi bir guumlccedil derecesine sahip olan herhangi bir şeyden daha guumlccedilluuml bir diğeri mutlaka vardır72 Dolayısıyla bir şeyin guumlcuumlnuuml ne oumllccediluumlde ortaya koyacağı onun başka bir şeyin guumlcuumlne ne oumllccediluumlde maruz kaldığı ya da bu başka şeyi kendi etkisine ne oumllccediluumlde maruz bıraktığı ile yani hangi oumllccediluumlde etkin ya da edilgin olduğu ile belirlenir Dolayısıyla etkinlik guumlcuumlnuumln artması yetkinliğin muumlkemmelliğin artmasıdır73

Boumlylelikle Spinozarsquonın soumlyleminde yetkinlik guumlccedil etkinlik ve conatus birbirleri ile sıkı bağlantı iccedilinde olan kavramlardır74 Bir şeyin yetkinliği guumlcuumlnuuml ne derecede ortaya koyduğuna bağlı olarak değerlendirilir Guumlcuumlnuuml ne derecede ortaya koyduğu ise şeyin etkin ya da edilgin olma durumuna bağlı olarak değişecektir Bir şeyin kendi varoluşunu guumlcuuml yettiğince koruma ve suumlrduumlrme ccedilabası başka deyişle var olma guumlcuumlnuuml ortaya koyması onun conatusu olduğuna goumlre bir şeyin bir oumlnceki durumuna goumlre daha az veya daha ccedilok yetkin bir duruma geccedilmesi anlamında conatusunu ne oumllccediluumlde ortaya koyduğu onun etkime guumlcuuml (potentia agendi) ile bağlantılıdır Zira bir şey ne denli etkin olursa guumlcuumlnuuml o oumllccediluumlde ortaya koyabilecektir ve tersine o şey ne denli etkileme guumlcuumlne sahipse o oumllccediluumlde etkin olacaktır Bu anlamda conatus bir şeyin sadece varlığını koruma ve suumlrduumlrme ccedilabası değil aynı zamanda yetkinliğini yuumlkseltme ya da etkime guumlcuumlnuuml artırma ccedilabası olmaktadır75 Başka deyişle doğadaki her şey varlığını korumaya ve suumlrduumlrmeye ccedilabalayacağı gibi bu ccedilabayı destekleyecek olan yetkinliğini yani etkinlik guumlcuumlnuuml artırmaya da ccedilalışır76 Bu anlamıyla conatus accedilıkccedila etkinlik guuml-

Philosophy and Metaphysical Thoughtsrsquo Complete Works s 197) Bu anlamda nasıl Nietzsche guumlccedil istemi bağlamında organik-inorganik ayrımını ortadan kaldırıyorsa Spinoza da organik ya da inorga-nik ayırdetmeksizin varolan her şeyin canlı olduğunu kabul eder ldquo şimdiye kadar soumlylediklerimiz tamamen genel ve bir insana olduğu kadar diğer bireylere de ilişkin şeyler ve bu bireylerin hepsi de farklı derecelerde olmakla birlikte birer canlırdquo (Spinoza Ethica II Boumlluumlm 13 Oumlnerme Not s 193)

71 Bkz Spinoza Ethica III Boumlluumlm 2 Tanım s 31772 Bkz age IV Boumlluumlm Aksiyom s 52573 Bkz age IV Boumlluumlm Oumlnsoumlz s 521 ldquobir insanın daha yetkin bir durumdan daha az yetkin bir duruma

geccediltiğini soumlylediğimde ya da bunun tam tersini dile getirdiğimde [] insanın etkinlik guumlcuumlnuumln ccediloğal-dığını ya da azaldığını kavradığımızı dile getiriyorumrdquo

74 Spinoza yetkinliği kimi zaman etkime guumlcuuml ya da etkinlik guumlcuumlne (potentia agendi) karşılık gelecek şekilde kullanır Bu anlamda etkinlik guumlcuumlndeki bir artış daha yuumlksek bir yetkinliğe etkinlik guumlcuumln-deki bir azalış ise daha duumlşuumlk bir yetkinliğe karşılık gelmektedir (bkz Spinoza Ethica III Boumlluumlm Duyguların Tanımları 3 Tanım Accedilıklama s 471 ayrıca bkz age IV Boumlluumlm Oumlnsoumlz s 513-21)

75 Krş Spinoza Ethica III Boumlluumlm 12 Oumlnerme s 351-5376 Spinoza Ethicarsquoda Doğarsquodaki her şeyin kendi varlığını korumaya ve suumlrduumlrmeye ccedilabalayacağını accedilık

74 B Utkan Atbakan

cuumlnuuml arttırma ccedilabasıdır77 Bu sebeple her şey conatusunu destekleyen yani var olma ve etkinlik guumlcuumlnuuml destekleyen şeylere youmlnelir iştah ve arzu duyar ve bu şeyleri ister78

V Sonuccedil

Ccediloğu zaman saldırıya geccediler ve bir duumlşman yaratırız kendimize saldırıya accedilık olduğumuzu gizlemek iccedilin79

Tuumlm bu veriler ışığında soumlylenebilir ki Nietzsche Spinozarsquonın conatus ilkesini salt bir kendini-koruma ilkesine indirgeyerek conatusun hem kendini-korumayı hem de etkin olmayı ve bu anlamda guumlccedil artışını ifade ettiğini goumlz ardı etmiş ya da goumlzden kaccedilırmış gibidir Zira Spinoza lsquovaroluşu suumlrduumlrme ccedilabasırsquo anlamını verdiği conatus terimini sık sık ve ısrarla varolma guumlcuuml (vis existendi) ve etkimeetkinlik guumlcuuml (potentia agendi) terimleriyle aynı anlama gelecek şekilde ve değişmeli olarak kullanmıştır

Boumlyle olmakla birlikte Nietzschersquonin guumlccedil istemi anlayışı ile Spinozarsquonın conatus anlayışının bir ve aynı şey olduğunu elbette iddia etmiyoruz zira bu iki anlayış birccedilok noktada farklılıklar taşımaktadır ve her iki filozofun da bu bağlamda belirli oumllccediluumller-de oumlzguumln yanlarının bulunduğu şuumlphesizce soumlylenebilir Oumlte yandan Nietzschersquonin lsquoconatusrsquou salt kendini-koruma guumlduumlsuumlne indirgemesi ve Spinozarsquoyı bu bağlamda eleştirmesini yerinde ve haklı bulmanın guumlccedilluumlğuumlnuuml ortaya koymak istiyoruz Başka deyişle ve oumlzetle Nietzschersquonin Spinozarsquoya youmlnelik geliştirdiği ve bu ccedilalışmada de-ğindiğimiz eleştirisi kusurlu ya da en azından eksiktir

bir şekilde ortaya koymaktadır Bununla birlikte conatusun aynı zamanda eyleme guumlcuumlnuuml artırma ccedilabasını da gerektireceği duumlşuumlncesini yalnızca insan bağlamında ortaya koymaktadır Dolayısıyla ey-leme guumlcuumlnuuml arttırma ccedilabasının insana mahsus olup olmadığı sorusu sorulabilir Oumlte yandan Spinoza bir başka yerde Doğarsquodaki her bireyin kendi varlığını korumaya ccedilalışmakla beraber kendisini geliş-tirmeye de ccedilabalaması gerektiğini soumlylemektedir (bkz Spinoza lsquoShort Treatise on God Man and His Well-Beingrsquo Complete Works Part I Chapter V s 53) Ayrıca doğadaki nedensel duumlzen ve bağlantının sadece insan iccedilin değil tuumlm bireyler iccedilin geccedilerli olduğu da goumlz oumlnuumlne alındığında conatusun doğadaki her şey iccedilin varoluşu koruma ccedilabası olduğu kadar etkinlik guumlcuumlnuuml artırma ccedilabası olduğu guumlvenle soumlylenebilir

77 Heidegger Nietzschersquonin guumlccedil istemi kavramını incelediği bir metninde salt kendini-korumanın yaşam-daki bir gerileyiş bir ccediloumlkuumlş olduğu konusunda Nietzsche ile hemfikir olmakla birlikte guumlcuumln artması buumlyuumlmesi genişlemesi yani daha yuumlksek bir seviyeye ccedilıkması iccedilin oumlncelikle guumlcuumln korunması gerek-tiğini de vurgular ve şoumlyle soumlyler ldquo[]guumlccedil isteminin bir seviyeye yuumlkselebilmesi iccedilin o seviyenin yalnızca ulaşılmış değil ayrıca tesis edilmiş ve emniyete alınmış olması gerekir Edinilmiş guumlcuumln yuumlk-seltilebilmesi ancak guumlcuumln boumlylesi bir emniyeti ile muumlmkuumlnduumlr Dolayısıyla guumlcuumln artırılması aynı zamanda kendi iccedilinde guumlcuumln korunmasıdır [] Bu da demektir ki guumlccedil artış ve korunma koşulları yalnızca guumlcuumln kendisi tarafından ve yalnız başına ortaya konulurrdquo Bkz Martin Heidegger Nietzsche vol III The Will to Power as Knowledge and as Metaphysics ccedilev David Farrell Krell San Francisco HarperSanFrancisco 1987 s 196-97

78 Spinozarsquoya goumlre iştah (appetitus) arzu (cupiditas) ve istem (voluntas) conatus ile bir ve aynı şeyler-dir Bkz Spinoza Ethica III Boumlluumlm 9 Oumlnerme Not s 340

79 Nietzsche Boumlyle Soumlyledi Zerduumlşt lsquoDostlar Uumlzerine s 50

Nietzschersquonin Spinozarsquoya Youmlnelik Eleştirisi lsquoGuumlccedil İstemirsquo Contra lsquoConatusrsquo 75

Bu bağlamda Nietzschersquonin Spinozarsquoya youmlnelik eleştirisinde tespit ettiğimiz kusurun olası iki sebebinin bulunduğu ileri suumlruumllebilir İlkin Nietzsche Spinozarsquonın eserlerini buumlyuumlk olasılıkla doğrudan incelememiş Spinozarsquoyı ikincil kaynaklardan okumuştur Bu da Spinozarsquoyı eksik ya da yanlış anlamış olmasına yol accedilmış olabilir Ne var ki Nietzschersquonin Spinoza okumaları hakkında yapılan ccedilalışmalar boumlyle bir yanlış anlama ihtimalinin zayıf olduğu youmlnuumlnde ikna edici veriler sunmaktadır80

İkinci olarak Nietzsche kendi lsquoguumlccedil istemirsquo anlayışının oumlzguumlnluumlğuumlne ve eşsizliğine okuyucularını (ve hatta belki kendi kendisini) ikna edebilmek ve vurgu yapabilmek iccedilin Spinozarsquonın genelde lsquoguumlccedilrsquo anlayışını oumlzelde ise lsquoconatusrsquo ilkesini ccedilarpıtmış ya da Spinozarsquonın lsquoconatusrsquou ile kendisinin lsquoguumlccedil istemirsquo arasına kasıtlı olarak suni bir mesafe yerleştirmiş olabilir81 Zira Spinozarsquonın guumlccedil anlayışının Nietzschersquonin guumlccedil anlayışı ile fazlasıyla benzerlik goumlsterdiği noktalar bulunmaktadır82 Fakat Nietzsche Spinoza ile kendisi arasındaki goumlruumlş benzerliklerini kacirch kişisel yazışmalarında kacirch kişisel notlarında her ne kadar accedilıkccedila belirtmiş olsa da bunlar arasına guumlccedil anlayışla-rındaki benzerliği eklemeyi ihmal etmiştir

Bu olası sebepler bir yana goumlruumllduumlğuuml uumlzere Nietzsche guumlccedil istemi anlayışını ccedilok defa Spinozarsquoya doumlnuumlk bir polemik uumlzerinden accedilıklamıştır Başka deyişle lsquoguumlccedil istemirsquonin ne olduğunu değil de aslında ne olmadığını vurgulamak iccedilin ccediloğu zaman Spinozarsquonın conatus ilkesine lsquoguumlccedil istemirsquonin bir tuumlr karşı-arguumlmanı olarak işaret etmiştir Bununla birlikte Nietzschersquonin Spinozarsquoya youmlnelik değişken tavrı da goumlz oumlnuumlne alındığında Nietzschersquonin not defterlerinde rastladığımız ve hayalicirc iki kişi arasında geccedilen şu kuumlccediluumlk diyalog ccedilalışmamızın sonucu bağlamında oldukccedila duumlşuumlnduumlruumlcuumlduumlr

A ldquoBeni boumlylesine alenen yanlış anlaması bana beni fazlasıyla doğru anlamış olduğunu kanıtlıyorrdquondash B ldquoBir de iyi tarafından bak Sana olan saygısı muumlthiş artmış zira daha şimdiden sana kara ccedilalmak gerektiğini duumlşuumlnuumlyorrdquo83

80 Nietzschersquonin Spinoza okumaları ile ilgili bkz Andreas Urs Sommer ldquoNietzschersquos Readings on Spi-noza A Contextualist Study Particularly on the Reception of Kuno Fischerrdquo Journal of Nietzsche Stu-dies c 432 2012 s 156-84 ayrıca bkz Maurizio Scandella ldquoDid Nietzsche Read Spinoza - Some Preliminary Notes on the Nietzsche-Spinoza Problem Kuno Fischer and Other Sourcesrdquo Nietzsche-Studien c 41 S 1 2012 s 308-32

81 Bu ihtimali goumlz oumlnuumlnde bulunduran kapsamlı bir inceleme iccedilin bkz Sommer ldquoNietzschersquos Readings on Spinoza A Contextualist Study Particularly on the Reception of Kuno Fischerrdquo Journal of Nietzs-che Studies 432 2012 s 156-84

82 Bu benzerliklerle ilgili bkz Deleuze Nietzsche and Philosophy s 61-64 ve bkz Richard Schacht ldquoThe Spinoza-Nietzsche Problemrdquo Desire and Affect Spinoza as Psychologist s 211-32

83 Nietzsche KSA c 9 16[17] s 663

76 B Utkan Atbakan

KAYNAKLAR

Arendt Hannah lsquoNietzschersquos Repudiation of the Willrsquo The Life of the Mind Vol 2 Willing New York HarvestHarcourt Inc 1978

Deleuze Gilles Nietzsche and Philosophy ccedilev Hugh Tomlinson London Continuum 2002Frued Sigmund The Basic Writings of Sigmund Freud ccedilev ve ed A A Brill New York The

Modern Library 1995Heidegger Martin Nietzsche vol III The Will to Power as Knowledge and as Metaphysics

ccedilev David Farrell Krell San Francisco HarperSanFrancisco 1987Kaufmann Walter The Portable Nietzsche Penguin Books London 1976Nietzsche Friedrich Beyond Good and Evil ccedilev Walter Kaufmann New York Vintage Bo-

oks 1966ndashndashndashndash Boumlyle Soumlyledi Zerduumlşt 4 Baskı ccedilev Mustafa Tuumlzel İstanbul Tuumlrkiye İş Bankası Kuumll-

tuumlr Yayınları 2013ndashndashndashndash Daybreak ccedilev RJ Hollingdale Cambridge Cambridge University Press 2006ndashndashndashndash Deccal Hıristiyanlığa Lanet ccedilev Oruccedil Aruoba İstanbul Hil Yayınları 1985ndashndashndashndash Ecce Homo ccedilev Can Alkor İstanbul İthaki Yayınları 2003ndashndashndashndash Eğitici olarak Schopenhauer ndash Zamana Aykırı Bakışlar 3 ccedilev Mustafa Tuumlzel İstanbul

Tuumlrkiye İş Bankası Kuumlltuumlr Yayınları 2007ndashndashndashndash İnsanca Pek İnsanca -1 (Oumlzguumlr Tinliler İccedilin Bir Kitap) ccedilev Mustafa Tuumlzel İstanbul

Tuumlrkiye İş Bankası Kuumlltuumlr Yayınları 2012ndashndashndashndash On the Genealogy of Morals ccedilev Walter Kaufmann New York Vintage Books 1989ndashndashndashndash Saumlmtliche Werke Kritische Studienausgabe in 15 Baumlnden ed Giorgio Colli amp Mazzino

Montinari Berlin DTVde Gruyter 1988ndashndashndashndash The Gay Science Walter Kaufmann New York Vintage Books 1974ndashndashndashndash The Will to Power ccedilev Walter Kaufmann amp R J Hollingdale New York Vintage

Books 1968Scandella Maurizio lsquoDid Nietzsche Read Spinoza - Some Preliminary Notes on the Nietzs-

che-Spinoza Problem Kuno Fischer and Other Sourcesrsquo Nietzsche-Studien c 41 S 1 2012

Schacht Richard lsquoThe Spinoza-Nietzsche Problemrsquo Desire and Affect Spinoza as Psycholo-gist ed Yirmiyahu Yovel New York Little Room Press 1999

Sommer Andreas Urs lsquoNietzschersquos Readings on Spinoza A Contextualist Study Particularly on the Reception of Kuno Fischerrsquo The Journal of Nietzsche Studies c 43(2) Penn State University Press 2012

Spinoza Benedictus de Complete Works ccedilev Samuel Shirley ed Michael L Morgan India-napolisCambridge Hackett Publishing Company 2002

ndashndashndashndash Ethica - Geometrik Youmlntemle Kanıtlanmış ve Beş Boumlluumlme Ayrılmış Ahlacirck ccedilev Ccediliğdem Duumlruumlşken İstanbul Kabalcı Yayınevi 2011

Stambaugh Joan The Problem of Time in Nietzsche ccedilev John F Humprey Lewisburg Buck-nell University Press 1987

TARİH ndash TOPLUM ndash SİYASET ndash SANAT ARAŞTIRMALARI

HISTORICAL ndash SOCIAL ndash POLITICAL ndash ARTISTIC STUDIES

SLAVERY AS THE OTHER FACE OF THE ENLIGHTENMENT

Ahmet Erhan Şekerci

AYDINLANMANIN OumlTEKİ YUumlZUuml KOumlLELİK

OumlZAydınlanma kuşkusuz duumlşuumlnce tarihinin en oumlnemli doumlnuumlm noktalarından biridir Biz buguumln modern duumlnyayı hangi kelimelerle tavsif ediyorsak (oumlzguumlrluumlk ba-ğımsızlık muumllkiyet insan hakları kadın hakları vb) Aydınlanma duumlşuumlncesinin mirasıdır Bu duumlşuumlnce kendisi bir doumlnuumlm noktası olmasının yanı sıra siyaset toplum ve felsefe gibi pek ccedilok artccedilı doumlnuumlm noktasına da zemin sağlamıştır Bu sebeplerden dolayı Aydınlanma monolitik bir yapı veya ontik bir varlıkmışccedila-sına pek ccedilok oumlvguumlye konu olmuştur Biz bu makalemizde Aydınlanmayı ortaya ccedilıkaran zihniyet ile onu oumlnceleyen koumllelik muumlessesinin girift ilişkisine değine-rek aslında idealize ettiğimiz bazı duumlşuumlncelerin sanıldığı kadar da masum olma-dığını goumlstermeye ccedilalışacağız Anahtar Kelimeler Aydınlanma Koumllelik J Locke D Hume I Kant A Smith Oumlzguumlrluumlk Kolonyalizm

ABSTRACTThe Enlightenment is no doubt among the greatest landmarks of history What-ever we today characterize the modern world with (such as freedom indepen-dence private property human and women right) is the heritage of this land-mark The Enlightenment was not only a landmark itself but paved the way for following landmarks in the fields of politics society and philosophy Because of these reasons it has been subject to praises as if it a monolithic structure or ontic entity This article aims to cast a light upon the entangled relationship between slavery and the intellectual background of the Enlightenment and touch upon the fact that afore mentioned ideals are not as innocent as they seem

Kutadgubilig Felsefe-Bilim Araştırmaları Mart 2017 Sayı 33 s 79-96

Assist Prof Dr İstanbul University Theology Faculty History of Philosophy (ahmetsekercigmailcom) Yazı geliş tarihi 16012017 kabul tarihi 06032017

80 Ahmet Erhan Şekerci

KeyWords The Enlightenment Slavery J Locke D Hume I Kant A Smith Freedom and Colonialism

Introduction

There are some crucial phases that have been regarded as turning points of history The Enlightenment that has played a vital role in the formation of modern global thought is among them For a more accurate understanding of the Enlightenment one should take a closer look at colonialism as a Western project and slavery of the 15th century as its natural consequence along with Reformation and Renaissance Some Western countries that are pioneered by England Spain Portugal France and Holland have colonized countries especially in America and Africa Those lands that have become subject to colonization were mostly larger than the lands owned by colonizer powers As a result of this expansion and settlement of large agriculture plantations set in America beginning from 16th century transformed colonialism into a huge economic act embracing the continents of Europe Africa and America Slavery has been the main source of labor to this act During this act of labor transportation that we call either commercial slavery in structural terms or transatlantic commerce of slavery in particular approximately twenty million people have been carried from Africa to America for about four centuries This human trafficking that has turned into a huge act of production in time provided the West a great wealth 18th century is the peak of slavery trade On the other hand this century is the century of the Enlightenment that had a great impact on Western world The Western values such as freedom independence human right and private property are among the positive outcomes of the Enlightenment The main focus of this article will be the intellectual background of the Enlightenment as we will try to prove the fact that those afore-mentioned valued are not as innocent as they seem and they came with high prices While trying to show this main source of reference will be European experience of slavery

A What is Colonialism and what is Slavery

Colonialism is the practice of acquiring political and economic control over another country This political policy is also called imperialism by colonized states or societies 1 On the other hand slavery is the state that describes a relationship whereby one person

1 Seyyar Ali İnsan ve Toplum Bilimleri Terimleri Değişim Yay İstanbul 2007 p 577

Slavery as the Other Face of the Enlightenment 81

has absolute power over anotherrsquos life fortune and liberty and forces him into work 2

Slavery that took place in pre-Enlightenment phase is on the other hand differs in many aspects from the above-given conventional description In this historical phase slavery used to refer to the condition whereby people were kidnapped and enslaved for only financial purposes Those people lacked any chance to go back to their homelands as they did not have hope for future On the hand slavery of the Enlightenment was an economic system that is based on the forced labor of slaves captured in Africa

B Historical Roots of Slavery

Slavery is almost as old as human history We witness slavery in most of the ancient civilizations as an outcome of wars In great civilizations as in the practice of Abrahamic religions slavery was a valid practice We read various passages that justify slavery and posit its existence in the scriptures In addition slavery has survived as a field of service from Greeks to Romans from Islamic civilization to the Western civilization This existence when taken within the context of religions and civilizations could shed a new light on these statements

B1 Religious Significance of Slavery

The oldest example given to slavery is found in scriptures is in Bible The passage in question recounts the incident between Ham and Noah and Noahrsquos leading to Canaanrsquos punishment The violation of an agreement has deserved the curse of slavery

3 Old Testament also refers to a type of slavery that is the result of an unpaid debt4 Debt has had such a significant role in the society so that if one person passes away with an unpaid debt the other party is entitled either to take his share from the heritage or enslave the children of the deceased5 Slavery was a part of the social structure of Jewish culture as well As for Christians slavery was a concrete result of original sin This inference brings forward the belief that what matters is not to be slave or freeman but to submit all belongings to God and be his slave 6 In Egypt in North West Asia in the lands of Syria and Palestine there used to be slavery justified theologically and institutionalized throughout history 7

2 ibid pp 589-5903 Genesis 920-294 Leviticus 25295 II Kings 41-76 Aydın M Akif ldquoKoumllerdquo DİA V26 Ankara 2002 p2377 C Snell Daniel ldquoSlavery in The Ancient Near Eastrdquo The Cambridge World History of Slavery vol I

ed K Brandley P Cartledge Cambridge 2011 p5

82 Ahmet Erhan Şekerci

In Judaism slavery has institutionalized via canonical justifications Slavery that emerged as a result of unpaid debt was limited to a sixth-month duration We find this practice in scripture as such ldquoWhen you buy a Hebrew slave he shall serve six years and in the seventh he shall of out free for nothingrdquo 8 The rest of the verse has extensive explanation on how slavery works9 Hammurabi has put the limit of three years for the slaves of debt whereas standard slaves have had the right of returning to the country of origin or location of sale only after forty-nine years of service 10

Slavery was a historical fact for Jewish people Jews who have been forced into work in Egypt for long years and been able to be free and go back to Palestine only under the guidance of Moses were mentioned in the scripture as such ldquoYou shall remember that you were a slave in the land of Egypt and the LORD your God brought you out from there with a mighty hand and an outstretched arm Therefore the LORD your God commanded you to keep the Sabbath dayrdquo11 God after this warning have asked Jewish people to look after slaves ldquoYou shall not give up to his master a slave who has escaped from his master to yourdquo12 Jewish society has survived within all civilizations of Mediterranean region either as slave or free citizens The Jewish people of Hellenistic Roman era and Islamic phase were used to set slaves free in the seventh year of their service as the holy book commands13

Christians have considered slavery in theological terms rather than from institutionalization perspective The factors that form their conception of slavery were the facts that St Thomas has associated slavery with the original sin and there is no difference between slavery and freedom before God Although Christianity did not command to cease slavery as an institution it has advised fair treatment from its followers Jesus has reminded opponent Jews how they were expelled from Egypt as slaves New testament emphasizes the fact that there is no ontological difference between slaves and free citizens as such ldquoA disciple is not above his teacher nor a servant above his master It is enough for the disciple to be like his teacher and the servant like his master If they have called the master of the house Beelzebul how much more will they malign those of his householdrdquo14 Moreover Jesus has described himself as a slave in service of people 15

Slavery is an institutional entity in Islam as in Christianity Slavery as a social

8 Exodus 2129 Exodus 213 eg Leviticus 2525-2810 C Snell Daniel ldquoSlavery in The Ancient Near Eastrdquo p1711 Deotronomy 51512 Deotronomy 231513 Hezser Catherine ldquoSlavery and The Jewsrdquo The Cambridge World History of Slavery vol I ed K

Brandley P Cartledge Cambridge 2011 p43814 Matthew 1024-2515 Corinthias 919

Slavery as the Other Face of the Enlightenment 83

fact of pre-Islamic Arab culture was usually referred to a group of people that emerged after wars Besides slave trade from Africa to Arab peninsula and its peripheries was quite common Quran has put forth messages commanding to respect slavery law and advising to handle slaves carefully In the Islamic society setting slaves free and helping them to participate social life were appraised Prophet Muhammad has bought and set free the slaves who are converted to Islam and recommended other Muslims to do so during his prophecy There were former slave companions of Prophet Muhammad such as Bilal Habshi and Salman al-Farsi Quran states that a Muslim slave is superior to a non-believer free citizen and thus denies ontological difference between slaves and others16 Quran recommends liberating slaves for the redemption of some specific sins For example Surah an-Nisa asks a Muslim who killed another Muslim accidently to liberate a slave17 Similarly Surah al-Maida mentions liberating slave for redemption 18 as Surah at-Tawbah assigns a share of zakah for liberating slaves19 and advises marriage with slaves and odalisques for their integration to the society20 These examples might let a better understanding of Islamic conception of slavery

B2 The Significance of Slavery Within Civilizations

Slavery was an after-war practice for Ancient Egypt Ancient Greece Mesopotamia Asia Rome and Islamic civilization Slavery has on the other hand survived as a source of service in especially Rome Egypt and Ancient Greece besides the fact that the population of slaves has sometimes surpassed the rest of the population For instance in Athens there were times in which population of slaves triples the population of free citizens Especially in Greek and Roman civilizations slavery was a part and parcel of the structure of society Although in these societies slaves were not regarded as free citizens but reached some level of life standards that they would never reach under normal circumstances Furthermore Rome that used to be an imperial power did not legitimize slavery before law 21 In ancient times slavery was in fact a way rehabilitation of war prisoners Slavery was a better alternative to death for war prisoners This is why slavery was never abolished throughout history Yet transatlantic slave trade is a quite different case

Almost all ancient texts have some kind of reference to the existence of slavery There used to be numerous narratives regarding slavery in Hammurabirsquos texts in Greek tragedies and epic poems including Odyssey of Homer 22 In ancient Anatolia

16 Surah Al-Baqarah 22117 Surah an-Nisa 9218 Surah al-Maida 8919 Surah at-Tawbah 6020 Surah an-Nur 3221 Aydın MAkif ldquoKoumllerdquo p23722 Homer The Odyssey of Homer trans G H Palmer The Riverside Press Cambridge 1892 s67 178

223 377

84 Ahmet Erhan Şekerci

Assyrians have has serfdom a former version of slavery that enables some people to buy and sell other just like an asset 23 In especially Ancient Greece slavery was firmly entrenched with the support of various thinkers including Aristotle Aristo regarded slaves as property to be owned sold and bought Obviously slavery was an economic phenomenon and natural as such 24 Aristotle also excluded slaves from any levels of government In many parts of Iliad and Odyssey include stories about the relation between slaves and owners and depictions of war captives who are slaves-to-be 25 In ancient historical texts by Herodotus Thucydides and Xenophon have sections on various versions of slavery from slaves as asset to war captives26 Slavery in old Athens had a significant role in continuance of service and maintenance of present life standards27

C Colonialism and Slavery

Geographical discoveries that happened as a result of Western attempt of finding new trade routes and reaching India brought Western civilization new opportunities for rise and power By the 18the century many of the European colonial states were dominating over lands larger than their original lands The new trade opportunities that came with this fact were accompanied by a huge mass of enslaved people The emergence of Industrial Revolution thus the Enlightenment was tightly related to the cycle of production that has reached a new level by this development This commercial slavery that survived for almost four centuries led inter-continental rotation of millions of people that sometimes resulted in deaths as it brought phenomenal wealth to Europe What we see as Western civilization today is the outcome of this collective human trafficking The Enlightenment is also an outcome of this rather than the cause

C 1 The Widespread of Colonialism

As the natural consequence of geographical expeditions and with the assistance of new marine technology Spain and Portugal set residential areas in America West Africa and Asia The first fruit of this development was transportation of newfound

23 C Snell Daniel ldquoSlavery in The Ancient Near Eastrdquo pp10-1624 Aristotle The Politics 1253b1-23 Penguin Books trans TA Sinclair London 1992 pp62-6425 Homeros İlyada Sanders Kitabevi trans A Erhat A Kadir 6 Section w465-466 İstanbul 1967

p183 Homeros Odyseia Can Yayınları ter A Erhat-A Kadir İstanbul-1984 s23 ln395 s54 ln622 s213

26 Peter Hunt ldquoSlaves in Greek Literary Culturerdquo The Cambridge World History of Slavery vol I ed K Brandley P Cartledge Cambridge 2011 p29

27 J Kyrtatas Dimitris ldquoSlavery and Economy in The Greek Worldrdquo The Cambridge World History of Slavery vol I ed K Brandley P Cartledge Cambridge 2011 p91

Slavery as the Other Face of the Enlightenment 85

precious metals to Europe Ancient cultures of Aztec and Inca in Mexico and Peru thus vanished 28 While Europe was building a new future for itself many civilization and society were perished Especially local population of America was endangered due to diseases caused and massacres carried out by Europe They had neither power to resist nor a support to rely upon 29 Catholics were baptizing newfound lands in the name of king and papacy as they were carrying on far-reaching missionary activities A century after Spain and Portugal England France Holland and some other European states began colonial activities By the 18th century American continent was slowly transforming into state and provinces with the arrival of European immigrants In America European colonies were carrying out economic activities that soon to be an isolated agriculture movement in the Eastern shores of America such as Barbados and Caribbean In this production-oriented structure built by Europeans people were going to be enslaved and transported to America from Africa When Europeans reached Western shores of Africa they have encountered an already-existing slave trade In this relatively cosmopolitan region of the world people were enslaving and selling their fellow beings However the local slaves of Africa have had the same rights with free people meaning they were getting marrying having children and living together with others This system was completely changed into a type of slavery in which slaves had no rights whatsoever or future30 This transatlantic slave trade type based on race and class is an invention of the Westerners

C 2 How Slavery did become a Trade System

We need to distinguish between slavery that existed throughout history and transatlantic slave trade that is an outcome of colonialism The latter is the term referred to millions of Africans who are pulled away from their homelands and brought to agriculture plantations of America just for economic purposes The slavery that came with colonization is divided into two as before the Enlightenment and after the Enlightenment 18th century is a remarkable slice of history as it witnesses the peak of slavery and also the emergence of the Enlightenment Portugal that is the pioneer state of professional slave trade has provided slaves to the plantations of Caribbean and Southern America on regular basis 31 By the mid of 17th century this market expanded with the participation of Spain England France and Holland European settlers have

28 Tatar Taner ldquoSoumlmuumlrgecilik ve Kızıl-Kara Katliamrdquo Sosyoloji Konferansları Dergisi (Istanbul Journal of Sociological Studies) V44 2011 p202 cf Townsend Richard F Aztekler Arkadaş Yay Ankara 2001 pp9-10

29 Regarding the tortures that Native Americans put to NB Bartelome deacute Las Casas Kızılderililer Nasıl Yokedildi Şule Yay trans Meryem Ural İstanbul 1997 p26 cf Novack George Kızılderili Soykırımı Maki Yay trans Mehmet Beyazıt Ankara 2003 pp7 55

30 httpwwwmgkgovtrcalismalarcalismalar021_transatlantik_kole_ticaretipdf p2 (19052016)31 httpwwwmgkgovtrcalismalarcalismalar021_transatlantik_kole_ticaretipdf p3 (19052016)

86 Ahmet Erhan Şekerci

formed new colonies in the central parts of America As a result of this agriculture has developed and need for slaves increased This need climaxed by the 18th century Two third of total slave trade took place in this century Numerous companies founded with the privileges on slave trade granted by European states have formed a strong economic power that was to be a tripartite trade structure in the following years In the 17th century this continent that was dominated by Western settlers has witnessed economic power battles between England France and Spain As a result of the war between France and England that prolonged for seven years England has won colonies This made England a great political and economic power that she never was before

First settlers of the colonies have used Europeans of whom they know the languages and cultures for their service Those servants were able to buy their own lands with their savings after some years of service Quarter million of people have migrated from England to America for economic religious and political reasons 32

First slave trade company Guniea was founded by Samuel Vassal in 1651 and headquartered in Massachusetts and Virginia33 Besides there were small-scale British companies founded for the same purpose Holland has founded Dutch West India in 1621 France French West India in 1661 England Royal African Company which was the greatest in the field in 1672 After the Glorious Revolution that paves way for the Enlightenment British Royal African Company has weakened thus slave trade was run more by independent traders By the last quarter of the 17th century slavery was official first in Maryland and Caroline the two states dominated by England later in the other states of North America

In large agriculture plantations where African slaves were forced to work the products such as coffee sugar beets cotton cacao blue dye and ginger were gathered The ships that transported slaves were transferring those products to Europe This act of England formed a trade triangle was going to be called tripartite trade structure afterwards The by-products of slave trade were ships cuffs and muzzles We may add weapons and textile products that are being exported to Africa to this The ships that transport those products to West Africa were returning to America with slaves America was the center for the production of luxury consumer goods such as coffee sugar cotton and blue dye34 This triangle that was run by British traders was a great source of wealth not only for them but also for the state People involved in this trade were soon the economic elite of England Alexander and David Barclay and Francis Baring who were the pioneers in slave trades earned more than over the pound7 million pound from this trade They used this money to provide their banks establishing Admiral Lord

32 Blackburn Robin The Making of New World Slavery From the Baroque to the Modern 1492-1800 Verso New York 1997 pp227-228

33 Ennals Richard From Slavery to Citizenship John WileyampSons 2007 p7534 ibid p102

Slavery as the Other Face of the Enlightenment 87

Rodney of Beckford family former mayor of London has amassed a great fortune from the plantations in Barbados35 This capital held in England was going to have a direct effect on the social and cultural development of the Enlightenment Some historians prefer to call this capital accumulation as early capitalism By the end of the century of the Enlightenment the movements against slavery were in peak levels the slavery was about to be prohibited not only for ethical but also for economical motivations Therefore slavery was no more sustainable36

Slave trade has become a professional field of work during the century of Enlightenment Many eminent clergymen statesmen official institutions churches educational centers and intellectuals were among the participants of this beneficial tripartite slave trade structure37 The fact that the pioneers of the Enlightenment who are supposedly guided by the principles of freedom equality and justice were involved in the slave trade is a bitter irony Those people who were satisfied with the profits they gained and the investment they made did not bother to think further on the question of how38 Church has considered slaves as movable goods and believed God permitted such a view until dissenting voices are raised39 Colonial acts contributed a great amount to enrichment of Europe and emergence of capitalism While African slaves were transforming into cheap labor in plantations England and British traders made a fortune40

C 3 The Dimensions of Transatlantic Slave Trade

Slavery as the phenomenon that existed throughout history has been strengthened gradually after 5th century as a result of colonialism and reached its peak in the 18th century Slave trade different from the sort of pre-colonization era had a great impact on both the demographics and political structures of the involved countries In order to have a better understanding of this impact we shall take a closer look at the statics Slave circulation that took place in 1440 and 1880 is unique in world history We believe that the slave trade that took place in this phase included slaves in between ten to twenty million41 Just in 18th century a total of six million slaves were transported Two and a half million of them was transferred to America by British traders42 Those slaves were employed and surpassed local population in time In some places like Haiti slaves were rebelled against the colonial state in order to set their own government Places

35 ibid p9536 ibid p11437 ibid p7938 ibid p20939 ibid p15440 Blackburn Robin p 21941 httpwwwmgkgovtrcalismalarcalismalar021_transatlantik_kole_ticaretipdf p3 (19052016)42 Ennals Richard From Slavery to Citizenship p22

88 Ahmet Erhan Şekerci

like Brazil that became a great economy have declared their independence eventually43

C 4 The Prohibition of Slavery

The century of Enlightenment witnesses both the peak and prohibition of slavery Slavery that became a field of profession bringing high profits was officially prohibited by the first quarter of the 19th century as a result of economic political religious ethical and social change What is remarkably ironic is that the groups entities or people that played a significant role in this prohibition were involved in and benefited from this trade once Quakers as one of the first religious groups who migrated from England to America had an active role in slave trade formerly It was also Quakers that rejected slavery on ethical and religious grounds and fought a political battle for its prohibition

After the United States Declaration of Independence slavery was gradually being prohibited in the states Quakers were already announced their opposition to slavery in Pennsylvania and Massachusetts Slavery was banned in Rhode Island in 1780 and in Connecticut in 1784 France that initially participated this banning failed to resist the compulsion of landowners and had to go back to previous order in 1794 In 1865 senate passed the law abolishing slavery completely London Manchester New York and Philadelphia ran the campaign against slavery On the other hand Quakers played the leading role in this fight Them and their meeting with William Pitt British president of the time was probably the source of inspiration for Pittrsquos famous speech made in favor of banning in 1792 and following prohibition44 First act of banning in Brazil Cuba and United States took place in 1807 But slave trade was only prevented officially in 1833 England that used to be a part of slave trade once also took a significant part in preserving this prohibition

D Slavery and the Enlightenment

Slavery is not just a historical event that took place in a specific time and region but furthermore an economic corporation that has been the vital force of the founding nations of the Enlightenment especially England and France Slaves with no recognized rights or freedoms were used merely for the purpose of service and production Those people who were subject to reductionist rhetoric were isolated from the rest of the world During the Middle Ages the slaves that were taken as captures after the wars within European nations were mostly white people as opposed to the black slaves of

43 httpwwwmgkgovtrcalismalarcalismalar021_transatlantik_kole_ticaretipdf p11 (19052016) 44 Outram Dorinda Aydınlanma Dost Kit trans Sevda Ccedilalışkan Hamit Ccedilalışkan Ankara 2007 pp98-

99 cf Şekerci Ahmet Erhan Aydınlanma ve Din İnsan Yay İstanbul 2016 p154

Slavery as the Other Face of the Enlightenment 89

the 18th century This difference represents one of the most distinguishing features of the slavery of the Enlightenment which is race Race is not only a criterion to decide who will be in and out but also a tool to legitimize this form of forced labor To serve this purpose there were generalizations made and racist approaches embraced On the other hand this fact and attitude contrast strongly with the ideals of the Enlightenment This significant contradiction has more concrete examples than that Third president of the United States Thomas Jefferson who is famous for his anti-slavery views and exhibited an institutional opposition to slavery was on the other hand owned hundreds of African-American slaves He aimed at the abolition of slavery in a way that will not cause social chaos or economic crisis45 This dilemma is not unique to him or any other person but is a general phenomenon that was caused by the tension between moral and practical concerns

D 1 The System of Slavery and Ideals of the Enlightenment

18th century is known to be the century of Enlightenment This phase is on the other hand the peak of Transatlantic human trade run primarily by England Enlightenment from the philosophical political ethical and social points of view represents a movement of independence as well as an intellectual progress Classical social and governmental structures were transformed And people were entitled to express and defend their basic rights Ironically the nations that underwent those radical changes that we can sum up as ldquofreedom independence and progressrdquo were either a part of Transatlantic slave trade or have benefited from it We are talking about a population that was sacrificed for the independence wealth and progress of European societies Nevertheless throughout the end of the process this deadlock became a source of discomfort not only for the intellectuals but also for the governing elite At least it was believed that slavery as a labor system is economically unsustainable Ethical religious and political arguments that made theoretical legitimization of slavery possible were afterwards used for the abolition of slavery Theological entities that were initially the main supporters of the legitimization of slavery became the main opponents of that in the course of time Anglican Church was the most famous of those entities which is also a concrete example of this shift

D 2 How Did the Pioneers of the Enlightenment View Slavery

In the last quarter of the 17th century there were two prominent names known with their ideas favoring slavery Newton and John Locke Those two thinkers were either an investor or director in transatlantic slave trade In addition to those two who are most

45 Outram D Aydınlanma p94

90 Ahmet Erhan Şekerci

famous 17th century supporters of forced labor we can also refer to the names such as Hume Smith Hutcheson Kant Rousseau Voltaire or Montesquieu Considering the most fundamental tenets and dictums of the Enlightenment it would be surprising to hear racist and reductionist ideas from afore-mentioned names While we read such surprising statements from them on the other side of the coin is the fact that slavery was banned with the philosophical ethical and social assistance of the same names John Locke who is known to be the founding father of the Enlightenment was served as the undersecretary of Lord Ashley and in charge of plantations as he also took active part in institutional organization of some colonies until he retired in 170146 However he opposed slavery intellectually as we observe in his works where he gave insightful details of the mechanism Newton who abstained to make any statement regarding the topic is among the shareholders of British State Company that is engaged in human trade Adam Smith who is the pioneer name of capitalism pointed explicitly to the end of slavery as he denounced the economic shortcomings of it and welcomed a new economic system

John Locke who has provided the political and intellectual framework and theoretical back ground to the Enlightenment with his Two Treaties of Government has outstanding views on slavery Having said that among three rights of man is private property Locke regrets greatly for the fact that one man is the property of the other He finds the fact that British people own slaves unacceptable and expresses his sorrow as following ldquoSlavery is so vile and miserable an estate of man and so directly opposite to the generous temper and courage of our nation that it is hardly to be conceived that an Englishman much less a gentleman should plead for itrdquo47

Although he was an officer engaged in trade business he never owned a slave During his service in trade commission he opposed to arbitrary punishment of the slaves But he per contra showed tendency to reductionist attitude when it comes to the status of people enslaved For him those whom he called primitive need a shelter or some sort of protection until they discover their potentials Slaves are slaves by definition in the sense that they are already incapable of using their minds 48 Thus for him slavery is an outcome of the relation between winner and loser 49 According to Locke slavery that is an outcome of wars should be taken as a historical fact since captives do not have any property and thus cannot be regarded as the part of civil society 50 He however bitterly opposed to Robert Filmer who attempted to justify slavery with patriarchy 51

46 Blackburn Robin The Making of New World Slavery From the Baroque to the Modern 1492-1800 p255

47 J Locke ldquoOf Goverment Book I First Treatiserdquo Two Treatises of Goverment and A Letter Concer-ning Toleration ed Ian Shapio Yale University Press New Haven 2003 p8

48 The Making of New World Slavery From the Baroque to the Modern 1492-1800 p26549 Locke J ldquoOf Civil Goverment Book II Second Treatiserdquo p11050 ibid p13651 ibid p136 cf pp 109-110 NB Locke J ldquoOf Goverment Book I First Treatiserdquo p9

Slavery as the Other Face of the Enlightenment 91

As a matter of fact if we take a closer look at his views on slavery with regard to his conception of freedom the matter would be more decipherable His expressions on freedom would assist the question reveal itself ldquoThe natural liberty of man is to be free from any superior power on earth and not to be under the will or legislative authority of man but to have only the law of nature for his rulerdquo 52 Defining freedom as a state of absolute independence he stated that no one could violate this willingly or unwillingly and therefore referred to the possibility of slavery ldquofor a man not having the power of his own life cannot by compact or his own consent enslave himself to any one nor put himself under the absolute arbitrary power of another to take away his life when he pleases Nobody can give more power than he has himself and he that cannot take away his own life cannot give another power over itrdquo 53

Although John Locke was engaged in the system of slavery ex officio he has had a great impact in American Revolution with his philosopher persona In fact Thomas Jefferson owes the intellectual background of his executions in the fields of freedom and equality to John Locke 54

Another thinker who exhibits an obvious opposition to slavery is Adam Smith He had strong objection to not only slavery but also mercantilism His objection to slavery was more for ethical reasons than for economic reasons Although for him slavery comes with its own economic advantages 55 it is not irreplaceable What he did with The Wealth of Nations was to offer an alternative way to present economic system that makes use of forced labor His approach to slavery and slaves was quite realistic 56 By arguing out the reason why slaves are being employed in the plantations he establishes grounds for such an employment It was indeed economically efficient to hire slaves However long-term consequences of this practice would be ldquofalling behindrdquo because heavy working conditions that slaves are subject to would result in exhaustion at some point Therefore short-term efficiency is not sustainable in long-terms The slaves that were held and forcibly working in the sugar beets coffee and cotton fields were vulnerable to arbitrary and uncontrolled treatments57 Those treatments were found inhumane and thus unsustainable for Smith as he offered a new economic order

Another thinker of the Enlightenment that is known for his objection to slavery is Voltaire According to him humiliating and abusing slaves on the grounds of race would contradict the ideals of the Enlightenment 58 This approach manifests his

52 Locke J ldquoOf Civil Goverment Book II Second Treatiserdquo p 110 cf J Locke Youmlnetim Uumlzerine İkinci İnceleme Ebabil Yay Ankara 2012 pp21-22

53 Locke J ldquoOf Civil Goverment Book II Second Treatiserdquo p11054 Uzgalis William ldquoAn Inconsistencey not to be Excused On Locke and Racisimrdquo Philosophers on

Race ed Julie K Ward Tommy L Lott Blackwell 2002 p8155 Adam Smith Ulusların Zenginliği VII trans Metin Saltoğlu Palme Yay Ankara 2011 p 16156 ibid p15357 ibid pp171-17258 NB Outram D Aydınlanma p90

92 Ahmet Erhan Şekerci

opposition to both racism and slavery For him to defend slavery in theological terms is a futile effort 59 French encyclopedists can also be added to the list of people known for anti-slavery views Diderot Condorcet Montesquieu and Hutcheson can be counted towards this line of thought Especially after John Locke J J Rousseau re-argued against the system of slavery in his Discourse on the Origin of Inequality 60 Montesquieu has criticized the popularly esteemed reductionist view on enslaving Africans In his times Westerns would favor white and Christians against the rest while Africans were seen inferior to white man intellectually culturally and morally as a separate species more closely related to apes than to whites He has described slavery as the possession of a human being in all aspects by another human being And such a possession cannot be regarded as a right by any means61 He claims that since there was no free man to work left in America because of Westerns Africans were enslaved for cultivation If that were not the case the production thus the consumption of sugar would be pricey He refers to Westerners who would hardly picture a God who implants a soul and even a good soul into a pitch-black body 62 The Westerners whom he referred to did in fact point to the so-called primitive patterns of behavior of the Africans in order to justify racist positions It should also be noted that this generalization and reductionism is not unique to the relations held with Africans but covers the people of all of the Western colonies

Rousseau another French thinker defined slavery a non-stop work a labor-oriented tough life whereas the only virtue of slavery is unconditional subordination63 Slavery is in other words giving up nature freedom rights and responsibilities peculiar to human beings therefore contradicts human nature64 Enslaving captives or black people is not a right not because it is illegitimate but because it is meaningless and absurd Slavery and legitimacy on the other hand are concepts that do not only contradict but also negate each other 65 Having said that he criticized Christian hypothesis that what matters is not to be slave or free what matters is faith (ldquoThere is neither Jew nor Greek slave nor free male nor female for you are all one in Christ Jesusrdquo- Galatians 328) According to him slavery is not meant for Christians In Social Contract he described slavery as anti-freedom 66

59 Blackburn Robin The Making of New World Slavery From the Baroque to the Modern 1492-1800 p 590

60 NB Montesquieu The Spirit of Laws vol I trans Thomas Nuget The Collonial Press London 1900 pp238-239

61 Montesquieu Kanunların Ruhu Uumlzerine I Toplumsal Doumlnuumlşuumlm Yay trans Fehmi Baldaş İstanbul1998 p339

62 ibid p34463 Rousseau İnsanlar Arasındaki Eşitsizliğin Kaynağı Say Yay trans Rasih Nuri İleri İstanbul 2015

p159 64 ibid p17265 Rousseau Toplum Soumlzleşmesi trans Alpagut Erenulu Oumlteki Yayınları Ankara1996 p4266 Rousseau Toplum Soumlzleşmesi pp165 204

Slavery as the Other Face of the Enlightenment 93

David Hume and Immanuel Kant are two Enlightenment thinkers who are in favor of slavery Especially Kantrsquos statements that support Western colonialism and condescend African slaves have led fiery debates in his time George Foster a scientist who has accompanied captain Cook in his geographical exploring expeditions and Kant got engaged in an interesting written dialogue on the matter of slavery Hume who has had a deep impact on Kant declared his belief that black people are inferior to white men and perceived them as a community ineligible for civilizing He is said to change course on slavery afterwards67 Just like Hume Kant had a strong belief in the superiority of white race over the black one and did not favor the abolition of slavery while supporting colonialism68 His following statements are worth quoting ldquowhich is too weak for hard labor too indifferent for industry and incapable of any culture - although there is enough of it as example and encouragement nearby - ranks still far below even the Negro who stands on the lowest of all the other steps that we have named as differences of the racesrdquo69 This perspective comes with ethical aporias and thus is not sustainable Therefore Kant is also believed to change his mind on the question through the end of his life70

Kantrsquos position on slavery and colonialism in fact contradicts itself in some ways This position was subject to various critiques in his era too The one that attracts most critiques is his claim that the slaves that are held in plantations of America were in fact free labor He on the one hand supported European colonialism and find enslaving on the basis of race legitimate71 Having regarded American natives as subspecies just like black people he characterized the former with instability and primitiveness Black Africans were brought to replace American natives who failed to accommodate to the conditions of agriculture plantations Thus Africans are for him meant for the service of free people72

E Concluding Remarks

Colonialism and the phenomenon of slavery that survived for almost four centuries on the earth came to an end by the first half of 19th century Western oriented expansionism that relied on factors such as quest for new markets and habitats imperialist and religious

67 Palter Robert ldquoHume and Prejudicerdquo Hume Studies vol XXI April 1995 p468 Flikschuh K L Ypi ldquoIntroductionrdquo ed Katrin Flikschuh and Lea Ypi Kant and Colonialism Oxford

University Press 2014 pp5 1769 I Kant ldquoOn the Use of Teleological Principles in Philosophyrdquo Anthropology History and Education

ed Guumlnter Zoumlller Robert B Louden trans Guumlnter Zoumlller Cambridge University Press 2007 p21170 Pauline Kleingeld ldquoKantrsquos Second Thoughts on Colonialismrdquo ed Katrin Flikschuh and Lea Ypi Kant

and Colonialism Oxford University Press 2014 p4571 ibid p5072 ibid p51

94 Ahmet Erhan Şekerci

concerns development in shipping and arms business existed from the 15th century to the 19th century During the 16th century European nations including England Spain France Portugal and Holland have begun a colonialist movement in South America and Africa This movement reached out to Far East especially by the British venture Those nations that used to sway lands larger and wealthier than their own began hauling the goods of the colonies to their own lands in the course of time For example agriculture plantations of America led Europeans enjoyed a life of money and comfort Products of European origin were sold to Africa in return for valuable agriculture products such as coffee cotton and sugar An enslavement process accompanied this trade With such a triad structure of trade the profit of European nations reached the peak levels in the 18th century

The Enlightenment and its accompanying concepts such as freedom human rights private property free enterprise women rights and slavery marked the 18th century The bitter irony lies in the fact that economic and cultural background of the Enlightenment benefited to a great extend from colonialism and slavery England that hosted pioneer movements of the Enlightenment was at the same time the greatest actor and profiteer of the slave trade The profit she made by abusing people from all around the world was for spoiling her own people The leading figure of the Enlightenment in science was in this business per se John Locke another pioneer name of the Enlightenment held a critical position in the committee in charge of plantations while providing a theoretical background to the Enlightenment Former supporters of slavery Hume and Kant raised two most important critiques of the system of slavery Kant did believe in the superiority of white race over the black one and formed a theory of legitimacy on this belief The problem with this theory is to depend merely on race while coming up with ethical and philosophical claims On the other hand Hutcheson and Smith lodged an ethical objection to Kantian position French Encylopedists including Rousseau and Montesquieu joined this line of thought afterwards as they did not believe in the possibility of advancing such a theory

The major profiteers of the capital begot by slavery were England and British people Surprisingly the same England showed a great intellectual and legal support to the efforts for abolishing slavery J Locke and A Smith were the main sources of inspiration for the declaration of independence of the American colonies Quakers dominated by British immigrants and Lunar Society of Birmingham contributed greatly to the abrogation of slavery Both rise and fall of slavery occurred in the century of Enlightenment Thus we can infer that Enlightenment made the realization and incarnation of the abstract concepts of freedom equality free enterprise and private property possible However it is an undeniable fact that this fruitage is only after the Industrial Revolution The Revolution that advanced by the second half of the century proved that slavery was unsustainable economic wise Pointing to this fact Smith underlined that wealth of nations is closely tied to an efficient economic system and thus he dropped the first hints of capitalism

Slavery as the Other Face of the Enlightenment 95

Despite everything slavery yielded great economic benefits to the Western civilization Nevertheless the axiology came with Enlightenment put ethical religious and humane aspects of slavery on trial Although slavery disappeared officially in that slice of history the economic system that is based on forced labor survived in the following economies such as socialism and capitalism The working conditions once the slaves were subject to still exist in some parts of todayrsquos world The center of the system is ironically still west as the peripheries remain the same Colonialism is formally dead whereas imperialism survived

BIBLIOGRAPHY

Aristotle The Politics 1253b1-23 Penguin Books trans TA Sinclair London 1992Aydın M Akif ldquoKoumllerdquo DİA V26 Ankara 2002Blackburn Robin The Making of New World Slavery From the Baroque to the Modern 1492-

1800 Verso New York 1997Ennals Richard From Slavery to Citizenship John Wiley amp Sons 2007Flikschuh K L Ypi ldquoIntroductionrdquo ed Katrin Flikschuh and Lea Ypi Kant and Colonialism

Oxford University Press 2014Hezser Catherine ldquoSlavery and The Jewsrdquo The Cambridge World History of Slavery vol I

ed K Brandley P Cartledge Cambridge 2011Homer The Odyssey of Homer trans G H Palmer The Riverside Press Cambridge 1892Homeros İlyada Sanders Kitabevi trans A Erhat A Kadir İstanbul 1967ndashndashndashndash Odyseia Can Yayınları ter A Erhat-A Kadir İstanbul-1984httpwwwmgkgovtrcalismalarcalismalar021_transatlantik_kole_ticaretipdf (Access

19052016)Hunt Peter ldquoSlaves in Greek Literary Culturerdquo The Cambridge World History of Slavery vol

I edK Brandley P Cartledge Cambridge 2011Kant Immanuel ldquoOn the Use of Teleological Principles in Philosophyrdquo Anthropohogy His-

tory and Education ed Guumlnter Zoumlller Robert B Louden trans Guumlnter Zoumlller Cambridge University Press 2007

Kleingeld Pauline ldquoKantrsquos Second Thoughts on Colonialismrdquo ed Katrin Flikschuh and Lea Ypi Kant and Colonialism Oxford University Press 2014

Kyrtatas Dimitris J ldquoSlavery and Economy in The Greek Worldrdquo The Cambridge World History of Slavery vol I ed K Brandley P Cartledge Cambridge 2011

Las Casas Bartelome deacute Kızılderililer Nasıl Yokedildi Şule Yay trans Meryem Ural İs-tanbul 1997

Locke John ldquoOf Goverment Book I First Treatiserdquo Two Treatises of Goverment and A Letter Concerning Toleration ed Ian Shapio Yale University Press New Haven 2003

ndashndashndashndash ldquoOf Civil Goverment Book II Second Treatiserdquo Two Treatises of Goverment and A Letter Concerning Toleration ed Ian Shapio Yale University Press New Haven 2003

ndashndashndashndash Youmlnetim Uumlzerine İkinci İnceleme Ebabil Yay Ankara 2012Montesquieu Baron De The Spirit of Laws vol I trans Thomas Nuget The Collonial Press

London 1900ndashndashndashndash Kanunların Ruhu Uumlzerine I Toplumsal Doumlnuumlşuumlm Yay trans Fehmi Baldaş İstanbul

1998

96 Ahmet Erhan Şekerci

Novack George Kızılderili Soykırımı Maki Yay trans Mehmet Beyazıt Ankara 2003Outram Dorinda Aydınlanma Dost Kit trans Sevda Ccedilalışkan Hamit Ccedilalışkan Ankara

2007Rousseau J J İnsanlar Arasındaki Eşitsizliğin Kaynağı Say Yay trans Rasih Nuri İleri

İstanbul 2015ndashndashndashndash Toplum Soumlzleşmesi trans Alpagut Erenulu Oumlteki Yayınları Ankara 1996Şekerci Ahmet E Aydınlanma ve Din İnsan Yay İstanbul 2016Seyyar Ali İnsan ve Toplum Bilimleri Terimleri Değişim Yay İstanbul 2007Smith Adam Ulusların Zenginliği VII trans Metin Saltoğlu Palme Yay Ankara 2011Snell Daniel C ldquoSlavery in The Ancient Near Eastrdquo The Cambridge World History of Sla-

very vol I ed K Brandley P Cartledge Cambridge 2011Tatar Taner ldquoSoumlmuumlrgecilik ve Kızıl-Kara Katiamrdquo Sosyoloji Konferansları Dergisi (Istanbul

Journal of Sociological Studies) 2011Townsend Richard F Aztekler Arkadaş Yay Ankara 2001Uzgalis William ldquoAn Inconsistency not to be Excused On Locke and Racismrdquo Philosophers

on Race ed Julie K Ward Tommy L Lott Blackwell 2002

AYDINLANMANIN OumlTEKİ YUumlZUuml KOumlLELİK

Ahmet Erhan Şekerci

SLAVERY AS THE OTHER FACE OF ENLIGHTENMENT

OumlZAydınlanma kuşkusuz duumlşuumlnce tarihinin en oumlnemli doumlnuumlm noktalarından biridir Biz buguumln modern duumlnyayı hangi kelimelerle tavsif ediyorsak (oumlzguumlrluumlk ba-ğımsızlık muumllkiyet insan hakları kadın hakları vb) Aydınlanma duumlşuumlncesinin mirasıdır Bu duumlşuumlnce kendisi bir doumlnuumlm noktası olmasının yanı sıra siyaset toplum ve felsefe gibi pek ccedilok artccedilı doumlnuumlm noktasına da zemin sağlamıştır Bu sebeplerden dolayı Aydınlanma monolitik bir yapı veya ontik bir varlıkmışccedila-sına pek ccedilok oumlvguumlye konu olmuştur Biz bu makalemizde Aydınlanmayı ortaya ccedilıkaran zihniyet ile onu oumlnceleyen koumllelik muumlessesinin girift ilişkisine değinerek aslında idealize ettiğimiz bazı duumlşuumlncelerin sanıldığı kadar da masum olmadığını goumlstermeye ccedilalışacağızAnahtar Kelimeler Aydınlanma Koumllelik J Locke D Hume I Kant A Smith Oumlzguumlrluumlk Kolonyalizm

ABSTRACTThe Enlightenment is no doubt among the greatest landmarks of history Whatever we today characterize the modern world with (such as freedom independence private property human and women right) is the heritage of this landmark The Enlightenment was not only a landmark itself but paved the way for following landmarks in the fields of politics society and philosophy Because of these reasons it has been subject to praises as if it a monolithic structure or ontic entity This article aims to cast a light upon the entangled relationship between slavery and the intellectual background of the Enlightenment and touch upon the fact that afore mentioned ideals are not as innocent as they seem

Kutadgubilig Felsefe-Bilim Araştırmaları Mart 2017 Sayı 33 s 97-115

Yrd Doccedil Dr Ahmet Erhan Şekerci İstanbul Uumlniversitesi İlahiyat Fakuumlltesi Felsefe Tarihi ABD (ah-metsekercigmailcom) Yazı geliş tarihi 16012017 kabul tarihi 06032017

98 Ahmet Erhan Şekerci

Keywords The Enlightenment Slavery J Locke D Hume I Kant A Smith Freedom and Colonialism

Giriş

İnsanlık tarihinde doumlnuumlm noktası olarak kabul edilen bazı oumlnemli doumlnemler vardır Modern duumlnya duumlşuumlncesinin teşekkuumlluumlnde oumlnemli bir rol oynayan Aydınlanma doumlnemi de bunlardan birisidir Aydınlanmayı doğru anlamak iccedilin onu doğuran Reform ve Roumlnesans hareketlerinin yanında on beşinci yuumlzyılın ortalarından itibaren merke-zinde Batılıların olduğu kolonyalizm dediğimiz suumlreci ve bunun doğal sonucu olan koumllelik muumlessesini anlamak oldukccedila oumlnemlidir Başını İngiltere İspanya Portekiz Fransa ve Hollanda gibi uumllkelerin ccedilektiği bazı Batılı uumllkeler başta Amerika ve Afrika olmak uumlzere duumlnyanın her tarafında kendi uumllkelerinden ccedilok daha buumlyuumlk yerleri ele geccedilirerek koloniler kurmuşlardı Bu yayılma ve yerleşmenin sonucu olarak on altıncı yuumlzyıldan itibaren Amerikarsquoda kurulan buumlyuumlk tarım plantasyonları kolonyalizmi Avrupa Afrika ve Amerika kıtalarının iccedilinde bulunduğu buumlyuumlk bir ekonomik faaliyet alanına doumlnuumlştuumlrmuumlştuumlr Koumllelik bu faaliyetin en oumlnemli iş guumlcuuml olarak karşımıza ccedilıkmaktadır Yapısal olarak ticari koumllelik oumlzel olarak ise transatlantik koumlle ticareti olarak adlandırılan bu faaliyet sırasında yirmi milyona yakın insan doumlrt asır boyunca Afrikarsquodan Amerikarsquoya sırf ccedilalıştırılmak iccedilin goumltuumlruumllmuumlştuumlr Zamanla tarihin goumlrduumlğuuml en buumlyuumlk insan ticaretine doumlnuumlşen bu yapı Amerikarsquoda buumlyuumlk bir uumlretim faaliyetine doumlnuumlşuumlrken Batırsquoya ise muumlthiş bir zenginlik sağlamıştır On sekizinci yuumlzyıl ticari koumllelik faaliyetinin zirveye ccedilıktığı asırdır Ancak bu asır aynı zamanda Batı duumlnyasını derinden etkileyen Aydınlanma duumlşuumlncesinin de yaşandığı doumlnemdir Guumlnuumlmuumlzde Batılı değerler olarak adlandırılan oumlzguumlrluumlk bağımsızlık muumllkiyet insan hakları gibi kazanımların ccediloğu Aydınlanmanın bizlere hediyesidir Biz bu ccedilalışmamızda Aydınlanmayı ortaya ccedilıkaran zihniyet ile onu oumlnceleyen koumllelik muumlessesinin girift ilişkisine değinerek aslında idealize ettiğimiz bazı duumlşuumlncelerin sanıldığı kadar da masum olmadığı ve oldukccedila ciddi bedeller sonucunda ortaya ccedilıktığını ortaya koy-maya ccedilalışacağız Bunu da pek ccedilok aydınlanma uumllkuumlsuumlnuumln temelinde yaşanmış acı tecruumlbelerin olduğunu koumllelik oumlzelinde goumlstermeye ccedilalışacağız

A Kolonyalizm ve Koumllelik Nedir

Kolonyalizm bir devletin veya bir başka grubun kendine ait olmayan topraklar ve devletler uumlzerinde siyasal ve ekonomik bir hacirckimiyet kurması durumudur Siyasal iccedileriğe sahip bu durum işgale uğrayan devletler ve topluluklar bakımından soumlmuumlrge-

Aydınlanmanın Oumlteki Yuumlzuuml Koumllelik 99

cilik olarak da isimlendirilmiştir1 Koumllelik ise insanın herhangi bir hakkı olmaksızın aşırı ccedilalıştırılma yani bir insanın başka bir insan tarafından tuumlm kullanım hakları ile beraber temelluumlk edilme durumudur2

Aydınlanma doumlnemi ve oumlncesinde gerccedilekleşen koumllelik ise klasik koumllelikten farklı olarak herhangi bir savaş durumu olmaksızın soumlmuumlrge alanlarındaki insanların sadece ticari amaccedillar goumlzetilerek kaccedilırılma ya da bizzat yerel unsurlar eliyle koumlleleştirilme yoluyla kendi vatanlarından ccedilok uzakta ve hiccedilbir şekilde doumlnme imkacircnı olmayacak bir yerde herhangi bir gelecek uumllkuumlsuuml olmaksızın sırf ccedilalıştırılmak uumlzere kullanı-mına verilen addır Aydınlanma doumlneminde karşımıza ccedilıkan koumllelik ise ccediloğunluğu Afrikarsquodan elde edilmiş koumlleleri Amerikarsquodaki plantasyonlarda ccedilalıştırılmak uumlzere kurulmuş ekonomik bir sistemdir

B Koumlleliğin Tarihi Koumlkenleri

Koumllelik kurumu neredeyse insanlık tarihiyle eş bir geccedilmişe sahiptir Genelde savaşlar sonucunda ortaya ccedilıkan bir kurum olan koumllelik varlığını ccediloğu kadim kuumlltuumlrde goumlstermiştir Semavi dinlerde ve buumlyuumlk medeniyetlerde koumllelik cari bir uygulamaydı Kutsal kitaplarda bu kurumun varlığını destekleyen pek ccedilok pasaj bulmak muumlm-kuumlnduumlr Ayrıca Yunanlılardan Romalılara İslam medeniyetinden Batı medeniyetine kadar bir hizmet alanı olarak koumllelik hep var olmuştur Bu var oluşu oumlzellikle dinler ve medeniyetler bağlamında kısaca ele alırsak ortaya koyacağımız oumlnermeler daha anlamlı olacaktır

B1 Koumlleliğin Dinlerdeki Yeri

Kutsal kitaplarda koumlleliğe dair en eski oumlrnek Hz Nuhrsquoun oğullarından Hamrsquoın işlediği guumlnah sebebiyle oğlu Kenanrsquoı Hamrsquoın kardeşleri Sam ve Yasefrsquoe kul olarak vererek cezalandırmasıdır3 Buradaki kulluk koumlleliğin ilk hali olarak karşımıza ccedilık-maktadır Kutsal kitaplardan oumlzellikle Ahd-i Atikrsquote borca karşılık ortaya ccedilıkan bir koumllelikten bahsedilmektedir4 Borccedil toplumda o kadar hayati bir rol oynamaktadır ki kişi borcunu oumldemeden oumlluumlrse alacaklı mirastan borcunu tahsil etme bu imkacircn yoksa ccedilocuklarını koumlle olarak alma hakkına da sahiptir5 Koumllelik oumlzellikle Yahudi toplumu accedilısından kurumsal bir yapıdır Hıristiyanlar accedilısından ise koumllelik asli guumlnaha bağlı reel bir sonuccedil olup koumlle ya da oumlzguumlr olmaktan daha oumlnemli olan Tanrırsquoya kul olabil-

1 Ali Seyyar İnsan ve Toplum Bilimleri Terimleri Değişim Yay İstanbul-2007 s5772 Seyyar age s589-5903 Tekvin 920-294 Levilier 25295 II Krallar 41-7

100 Ahmet Erhan Şekerci

mektir6 Mısırda Semitik dillerin konuşulduğu Kuzey Batı Asyarsquoda Suriye ve Filistin topraklarında dini olarak temellendirilmiş ve tarih boyunca oldukccedila kurumsallaşmış bir koumllelik vardır7

Yahudilikte kutsal kitaba bağlı olarak kurumsallaşan bir koumllelik anlayışı vardı Borca bağlı koumllelik iccedilin altı yıllık bir suumlre konmuştu Bu durum kutsal kitapta şu şekilde ifade edilir ldquoİbrani bir koumlle satın alırsan altı yıl koumllelik edecek ama yedinci yıl karşılık oumldemeden oumlzguumlr olacakrdquo8 ayetin devamında koumlleliğin nasıl işleyeceğine dair oldukccedila geniş accedilıklamalar vardır9 Borca bağlı koumllelik Yahudilerin kendilerinden edindikleri koumlleler iccedilin geccedilerli bir durumken Hammurabi borca dayalı koumlleliği uumlccedil yıl ile sınırlandırmıştır Bunun dışındaki normal bir koumlleye kırk dokuz yıl hizmetin sonunda kendi topraklarına veya satıldığı yere doumlnme imkacircnı verilmiştir10

Koumlleliğin aslında Yahudiler accedilısından tarihsel bir realitesi vardı Mısırda uzun yıllar koumlle olarak ccedilalıştırılan ve sonrasında Hz Musarsquonın oumlncuumlluumlğuumlnde oumlzguumlrluumlklerine kavuşup uzun bir yolculuktan sonra Filistinrsquoe doumlnebilen Yahudilere Tanrı bu durumu hatırlatarak koumllelikle ilgili ccedilok oumlnemli şu uyarıyı da yapmaktadır ldquoMısırrsquoda koumlle olduğunu ve Tanrın RABrsquobin seni oradan guumlccedilluuml ve kudretli eliyle ccedilıkardığını anım-sayacaksın Tanrın RAB bu yuumlzden Şabat Guumlnuumlrsquonuuml tutmanı buyurdurdquo11 Bu uyarıyı yapan Tanrı Yahudilere koumlleler hususunda hassas olmalarını salık vererek koumlleleri koruyup goumlzetmelerini şoumlyle tembihlemiştir ldquoEfendisinden kaccedilıp size sığınan koumlleyi efendisine teslim etmeyeceksinizrdquo12 Yahudiler hem koumlle hem de efendi olarak Akdeniz havzasındaki tuumlm medeniyet unsurları iccedilerisinde varlıklarını suumlrduumlrmuumlşlerdi Yahudiler Helenistik doumlnem Roma doumlnemi İslam doumlneminde Filistin boumllgesi ve Akdenizrsquodeki diaspora alanlarında kutsal kitapta kendilerine oumlğretildiği gibi altı yıllık koumlleleri ye-dinci yılda serbest bırakıyorlardı13

Hıristiyanlar koumlleliği kurumsal accedilıdan ziyade teolojik accedilıdan ele almaya ccedilalışmış-lardı St Thomasrsquoın koumllelik halini asli guumlnaha kadar goumltuumlrmesi ve Hıristiyanlar accedilısın-dan bir insanın Tanrı katında oumlzguumlr ya da koumlle olmasının bir anlamı olmaması onların koumlleliğe bakışlarını etkileyen unsurlardı Hıristiyanlık koumlleliği kurumsal olarak devam ettirse de Hz İsa insanlara ayrım goumlzetmeksizin engin hoşgoumlruumlnuumln bir gereği olarak koumllelere iyi muameleyi tavsiye etmişti Zira Hz İsa kendine karşı gelen Yahudilere

6 MAkif Aydın ldquoKoumllerdquo DİA c26 Ankara-2002 s2377 Daniel C Snell ldquoSlavery in The Ancient Near Eastrdquo The Cambridge World History of Slavery vol I

ed K Brandley P Cartledge Cambridge-2011 s58 Mısırrsquodan Ccedilıkış 2129 Mısırrsquodan Ccedilıkış 213 Borca bağlı koumllelik hususunda Ahdi Atikrsquote buna benzer ayetleri bulmak muumlm-

kuumlnduumlr Bkz Levililer 2525-2810 Snell ldquoSlavery in The Ancient Near Eastrdquo s1711 Yasanın Tekrarı 51512 Yasanın Tekrarı 231513 Catherine Hezser ldquoSlavery and The Jewsrdquo The Cambridge World History of Slavery vol I edK

Brandley P Cartledge Cambridge-2011 s438

Aydınlanmanın Oumlteki Yuumlzuuml Koumllelik 101

koumlle iken nasıl Mısırrsquodan ccedilıkarıldıklarını hatırlatmıştır Ahdi Cedidrsquode ise koumlle ile diğer insanlar arasında herhangi bir ontolojik ayrımın olmadığı şu şekilde vurgulanmıştır ldquoOumlğrenci oumlğretmeninden koumlle efendisinden uumlstuumln değildir Oumlğrencinin oumlğretmeni gibi koumllenin de efendisi gibi olması yeterlidir İnsanlar evin efendisine Beelzebul (şeytan) derlerse ev halkına neler demezlerrdquo14 Bunun oumltesinde Hz İsa kendisini daha ccedilok insan kazanmak iccedilin herkese hizmet eden bir koumlle olarak tavsif etmiştir15

Koumllelik İslamrsquoda da tıpkı Hıristiyanlıkta olduğu gibi kurumsal bir oluşumdur Cahiliye doumlneminde toplumsal bir gerccedileklik olan koumllelik genelde savaş sonucu ortaya ccedilıkan bir topluluğu ifade etmekteydi Bunun yanında genellikle Afrikarsquodan koumlle alımı Arap yarımadasında ve ccedilevre coğrafyalarda oldukccedila yaygındı Kurrsquoanrsquoda koumllelerin hu-kukuna ve onlara iyi davranılmasına dair oumlnemli mesajlar ortaya konmuştu Koumllelerin imkacircn olduğunca azat edilmesi ve topluma katılması amaccedillanmıştı Hz Muhammed (sav) tebliği boyunca kendine inanan koumlleleri satın almış ya da başkası vasıtasıyla azat edilmesi iccedilin uğraşmış ve bu youmlnde tavsiyelerde bulunmuştur Başta Hz Bilal-i Habeşi ve Hz Selman-ı Farisi gibi sahabeler olmak uumlzere pek ccedilok koumlle koumlkenli sahabe bulunmaktadır Kurrsquoan-ı Kerimrsquode iman eden bir koumllenin Allahrsquoa ortak koşan huumlr bir erkekten daha hayırlı olduğu vurgulanarak koumlle ile diğer insanların arasında herhangi bir ontolojik fark olmadığı ifade edilmiştir16 Kurrsquoan bazı guumlnahlara kefaret olarak koumlle azat edilmesini tavsiye ediyordu Mesela Nisa Suresinde bir Muumlsluumlman diğer bir Muumlsluumlmanı yanlışlıkla oumllduumlruumlrse ona bir muumlmin koumlle azat etmesi tavsiye edilmiştir17 Yine Maide Suresinde kefaret iccedilin koumlle azat edilmesi18 Tevbe Suresinde sadaka ve-rilecek kişiler arasında koumllelerin sayılması19 ayrıca onların topluma entegre edilmesi iccedilin bekacircr olanların koumlle ve cariyelerle evlendirilmesinin tavsiye edilmesi20 koumllelerin İslam toplumundaki yerini anlamamız accedilısından oumlnemlidir

B2 Koumlleliğin Medeniyetlerdeki Yeri

Kadim Mısır medeniyetinden Eski Yunanrsquoa Mezopotamyarsquoda Uzak Doğuda Romarsquoda ve İslam Medeniyetinde koumlleler genelde savaş sonucu alınan esirlerden meydana gelen bir topluluktu Ancak tarih boyunca koumllelik oumlzellikle Roma Mısır ve Eski Yunanlarda toplumu ayakta tutan bir hizmet unsuru olarak var olmuş koumlleler bazen de yerli nuumlfusu geccedilmiştir Mesela Eski Atinarsquoda zaman zaman koumlle nuumlfusu oumlz-guumlr vatandaşların uumlccedil katına ulaşmıştır Oumlzellikle Batı toplumumun temelini oluşturan

14 Matta 1024-2515 Korintliler 91916 Bakara 22117 Nisa 9218 Maide 8919 Tevbe 6020 Nur 32

102 Ahmet Erhan Şekerci

Eski Yunan ve Roma medeniyetlerinde koumlleler toplumu ayakta tutan oumlnemli yapısal unsurlardandır Bu topluluklarda koumlleler vatandaş sayılmamış ancak hiccedilbir zaman ulaşamayacağı bir yaşama efendisi sayesinde kavuşmuştur Ayrıca emperyal bir im-paratorluk olan Romarsquonın hiccedilbir vatandaşı da kanunen koumlleleştirilemiyordu21 Kadim doumlnemlerde koumllelik aslında savaş esirlerinin tasfiyesi ve topluma kazandırılması iccedilin bir ccediloumlzuumlm yoluydu Esirlere oumlluumlm yerine sunulan koumllelik onlara yaşama imkacircnı veri-yordu Bu nedenle tarih boyunca koumlleliğin neden kaldırılmadığı sorusunun cevabı da aslında ortaya ccedilıkmaktaydı Ancak konumuzu teşkil eden transatlantik koumlle ticaretinde ortaya ccedilıkan koumlleliğin durumu ise bundan oldukccedila farklıdır

Hemen hemen her kadim metinde koumlleliğe dair bazı ifadeler bulmak muumlmkuumlnduuml Hamurabirsquonin metinlerinde Eski Yunanrsquoın ccediloğu tragedyalarında Homerrsquoin uumlnluuml Odey-seiarsquosında koumllelikle ilgili pek ccedilok anlatı bulunmaktaydı22 Eski Anadolursquoda Asurluların koumlleliğin başka bir şekli olan serfliği kullandıkları koumllelerin menkul bir mal gibi miras olarak el değiştirdiğini goumlrmekteyiz23 Oumlzellikle eski Yunanrsquoda bizzat Aristo gibi duumlşuumlnuumlrlerin de katkısıyla oldukccedila yerleşmiş bir koumllelik kurumu bulunmaktadır Aristo koumlleyi oumlzguumlr insanların sahip olabileceği bir muumllk gibi goumlrmektedir Kendi zamanının Atinarsquosında ekonomik hayatın bir parccedilası durumunda olan koumllelik onun accedilısından oldukccedila doğal bir olgudur24 Aristo koumllelerin krallık sanatında da yerlerinin olmadığını beyan etmiştir İlyada ve Odeyseiarsquonın pek ccedilok boumlluumlmuumlnde koumlle efendi ilişkisine dair hikacircyeler anlatılmakta savaş meydanlarında koumlle duumlşmenin durumuna dair betimlemeler yapılmaktadır25 Eski tarih metinlerinde Herodot Thucydides ve Xenophonrsquoda mal cinsinden bir koumllelikten ccedilok savaş esirlerinin koumlleliğine dair bahisler bulunmaktadır26 Eski Atinarsquoda koumllelik uumlretim ve hizmetin devamı ve efendilerin hayat standartlarını suumlrduumlrmeleri accedilısından hayati bir oumlneme sahiptir27

21 Aydın ldquoKoumllerdquo s23722 Homer The Odyssey of Homer trans G H Palmer The Riverside Press Cambridge 1892 s67 178

223 37723 Daniel C Snell ldquoSlavery in The Ancient Near Eastrdquo s10-1624 Aristotle The Politics 1253b1-23 Penguin Books trans TA Sinclair London-1992 s62-6425 Homeros İlyada Sanders Kitabevi ter A Erhat A Kadir 6 Boumlluumlm İstanbul-1967 st 465-466

s183 Homeros Odyseia Can Yayınları ter A Erhat-A Kadir İstanbul-1984 s23 st395 s54 st622 s213

26 Peter Hunt ldquoSlaves in Greek Literary Culturerdquo The Cambridge World History of Slavery vol I ed K Brandley P Cartledge Cambridge-2011 s29

27 Dimitris J Kyrtatas ldquoSlavery and Economy in The Greek Worldrdquo The Cambridge World History of Slavery vol I edK Brandley P Cartledge Cambridge-2011 s91

Aydınlanmanın Oumlteki Yuumlzuuml Koumllelik 103

C Kolonyalizm ve Koumllelik

On beşinci yuumlzyılda Batılıların yeni ticaret yolları bulma ve Hindistanrsquoa ulaşma ccedilabalarının bir sonucu olarak gerccedilekleşen coğrafi keşifler Batı Medeniyeti iccedilin yeniden yuumlkselişi ve hacirckimiyeti getirecek imkacircnları doğurmuştur On sekizinci yuumlzyıla gelin-diğinde ccediloğu kolonyal Avrupa devleti asli topraklarından ccedilok daha buumlyuumlk bir alana ve oumlnemli ticari imkacircnlara kavuşmuştu Bu yeni imkacircnlara Aydınlanma ve Sanayi Devrimirsquoyle yeni bir aşamaya geccedilen uumlretim ccedilarkı iccedilinde duumlnyada ilk defa eşine az rastlanır boyutta sırf ccedilalıştırılmak uumlzere koumlleleştirilen insanlar yığını eşlik edecekti Yaklaşık doumlrt asır yoğun bir şekilde devam eden bu ticari koumllelik milyonlarca insanın kıtalar arasında rotasyonuna pek ccediloğunun oumlluumlmuumlne sebep olurken uumlretilen katma değerin sonucu olarak Avruparsquoda muumlthiş bir zenginlik ve ardından şaşalı bir Avrupa medeniyeti teşekkuumll etti Bu teşekkuumllde en oumlnemli roluuml Aydınlanma olarak adlandırılan duumlşuumlnsel ve siyasi doumlnuumlşuumlm oynamıştır

C1 Kolonyalizmin Yayılışı

Coğrafi keşiflerin doğal sonucu olarak ilk oumlnce İspanyollar ve Portekizliler sahip oldukları gemi teknolojisi sayesinde başta Amerika olmak uumlzere Batı Afrika kıyıları ve uzak doğuya uzanan bir coğrafyada kendi yerleşim alanlarını kurdular Bu yerleşim-lerin ilk uumlruumlnuuml ise bulundukları yerlerdeki değerli metallerin Avruparsquoya taşınmasıydı Yeni duumlnyanın Meksika ve Perursquodaki kadim kuumlltuumlrleri Aztek ve İnka medeniyetleri boumlylelikle yok oldu28 Avrupa kendine yeni bir gelecek inşa ederken pek ccedilok mede-niyet ve topluluğu da bir şekilde tarih sahnesinden silmekteydi Oumlzellikle Amerikarsquoda yerli nuumlfus Avrupalıların taşıdığı hastalıklar ve katliamlarla birlikte pek ccedilok yerde yok olma noktasına gelmişti Kendilerini savunacak guumlccedilleri olmayan bu topluluklar hem dayanıksız hem de savunmasızdılar29 Oumlzellikle Katolik Hıristiyanlar yeni ayak bastıkları her yeri kral ve papalık adına kutsamakta ve oralarda Hıristiyanlığı yay-maya ccedilalışmaktaydılar İspanyol ve Portekizlilerden yaklaşık bir asır sonra İngiltere Fransa Hollanda ve diğer bazı Avrupa devletleri kolonyal faaliyetlere başlamıştı On sekizinci yuumlzyıla gelindiğinde Amerika kıtası Avruparsquodan gelen yerleşimcilerle beraber eyalet ve devletlere doumlnuumlşmeye başlamıştı Temelde Avruparsquoya bağlı olan pek ccedilok koloni kendi ekonomik faaliyetlerini yuumlruumltmeye başlamıştı bu ise Amerikarsquonın doğu kıyılarındaki başta Barbados ve Karayipler olmak uumlzere pek ccedilok adada izole bir tarım faaliyetine doumlnuumlşecekti Avrupalıların kurduğu ticari koumlleliğe neden olacak bu

28 Taner Tatar ldquoSoumlmuumlrgecilik ve Kızıl-Kara Katliamrdquo Sosyoloji Konferansları Dergisi sy44 2011 s202 Richard F Townsend Aztekler Arkadaş Yay Ankara-2001 s9-10

29 Kızılderelilerin ve yerli halkların maruz kaldıkları işkencelere dair bkz Bartelome deacute Las Casas Kı-zılderililer Nasıl Yokedildi Şule Yay ccedilev Meryem Ural İstanbul-1997 s26 George Novack Kızıl-derili Soykırımı Maki Yay ccedilev Mehmet Beyazıt Ankara-2003 s7 55

104 Ahmet Erhan Şekerci

uumlretime dayalı yapıda pek ccedilok insan bir diğer koloni alanı olan Afrikarsquodan Amerikarsquoya taşınacaktı Avrupalılar Afrikarsquonın Batı kıyılarına ccedilıktıklarında zaten var olan bir koumlle ticaretiyle karşılaşmışlardı Birbirinden farklı pek ccedilok unsuru barındıran bu kıtada insanlar baskınlarla birbirlerini koumlleleştiriyor ve satıyorlardı Ancak buradaki koumlleler yine de toplumla aynı yerlerde yaşayıp aynı haklara sahip olabiliyor evlenebiliyor ve ccedilocukları oumlzguumlr oluyordu Bu sistem Batılıların kurduğu transatlantik koumlle ticareti sırasında tamamen değişerek herhangi bir hakkın ve geleceğin olmadığı sınıfsal ayrıma ve ırka dayanan bir koumllelik tuumlruumlne doumlnuumlşecektir30

C2 Koumlleliğin Ticari Bir Unsur Haline Gelmesi

Tarih boyunca var olan koumllelik kurumuyla kolonyalizmin bir sonucu olarak ortaya ccedilıkan transatlantik koumlle ticaretini yapısal olarak birbirinden ayırmak gerekmektedir Savaş sonucu olmayan sırf ccedilalıştırılmak iccedilin ana yurtlarından koparılıp hiccedil bilmedikleri Amerikarsquodaki tarım plantasyonlarına goumltuumlruumllen milyonlarca Afrikalının oluşturduğu yapıya ticari koumllelik kurumu adını veriyoruz Kolonyalizm iccedilinde ortaya ccedilıkan koumlleliği ise Aydınlanma oumlncesi ve sonrası olarak ikiye ayırmamız gerekmektedir On sekizinci yuumlzyıl Aydınlanmanın aydınlanma yuumlzyılı olmanın yanında ticari koumlleliğin en yoğun şekilde yaşandığı bir doumlnemdir İlk olarak profesyonel koumlle ihracatına başlayan Porte-kizliler başta Karayipler ve Guumlney Amerikarsquodaki plantasyonlara duumlzenli olarak koumlle tedarik etmişlerdir31 On yedinci yuumlzyılın ortalarından itibaren ise İspanyol İngiliz Fransız ve Hollandalıların bu ticarete katılımıyla pazar daha da buumlyuumlmuumlştuumlr Avruparsquodan gelen yerleşimcilerin Amerikarsquonın iccedillerine doğru yerleşerek yeni koloniler oluşturması tarımının giderek gelişmesi bu sahalarda ccedilalışacak koumlle ihtiyacını artıran unsurların başındadır Ancak on sekizinci yuumlzyılda bu oran zirveye ccedilıkar Toplam koumlle sevkiya-tının uumlccedilte ikisi bu doumlnemde gerccedilekleşmiştir Avrupalı devletlerin koumlle ticaretiyle ilgili verdiği imtiyazlarla kurulan pek ccedilok şirket ileride uumlccedilluuml bir ticaret haline gelecek ve devasa bir ekonomi oluşturacak bir yapıyı oluşturmuşlardı On yedinci yuumlzyılda Batılı yerleşimcilerin tamamen hacirckim olduğu bu yeni kıtada İngiltere Fransa ve İspanya arasında ticarete bağlı hacirckimiyet muumlcadeleleri gerccedilekleşmişti Oumlzellikle Fransa ve İngiltere arasındaki yedi yıl savaşlarının bir sonucu olarak İngilterersquoye bırakılan pek ccedilok koloni arazisi İngilterersquonin tarihinde olmadığı kadar buumlyuumlk bir siyasi ve ekonomik guumlccedil haline gelmesini sağlamıştır

Kolonilerdeki ilk yerleşimciler hizmet alanlarında genellikle Avruparsquodan getirilen dillerini ve kuumlltuumlrlerini bildikleri insanları kullanmışlardı Bu kişiler belli bir suumlre ccedilalışıp para biriktirdikten sonra kendi arazilerini alabiliyorlardı On yedinci yuumlzyıl

30 httpwwwmgkgovtrcalismalarcalismalar021_transatlantik_kole_ticaretipdf s2 a (Erişim 19052016)31 httpwwwmgkgovtrcalismalarcalismalar021_transatlantik_kole_ticaretipdf s3 a (Erişim 19052016)

Aydınlanmanın Oumlteki Yuumlzuuml Koumllelik 105

boyunca İngilterersquoden ccedileyrek milyon insan Amerikarsquoya ekonomik dini ve siyasi nedenlerle goumlccedil etmişlerdi32

İlk İngiliz koumlle ticaret şirketi Samuel Vassal tarafından 1651 yılında kurulan daha ccedilok Londra Massachusetts ve Virginiarsquoda faaliyet goumlsteren Guniea şirketidir33 Bunların yanında yine aynı doumlnemde koumlle ticareti iccedilin kurulmuş kuumlccediluumlk İngiliz şirketleri vardı Hollandarsquonın Dutch West India şirketi 1621rsquode Fransızların French West India Şirketi 1661rsquode ve İngilterersquonin ve koumlle ticaretinin en buumlyuumlk şirketi olan Royal African Company 1672 yılında kurulmuştur Aydınlanmayı muumljdeleyen Glorious devriminden sonra İngiliz Royal African Company etkinliğini yitirmiş faaliyet daha ccedilok bağımsız tuumlccarlar aracılığıyla suumlrduumlruumllmuumlştuumlr On yedinci yuumlzyılın son ccedileyreğinden itibaren Kuzey Amerikarsquonın başta Maryland ve Carolina gibi İngilizlerin hacirckim olduğu eya-letlerinde koumllelik resmileştirilmiştir

Yuumlzyıllar boyunca getirilen Afrikalı koumllelerin istihdam edildiği geniş tarım plan-tasyonlarında kahve şeker pancarı pamuk ccedilikolata ccedilivit ve zencefil gibi uumlruumlnler uumlre-tilmekteydi Bu uumlruumlnler koumlle getiren gemiler tarafından alınarak Avruparsquoya taşınıyordu İngilizler sonradan uumlccedilluuml ticaret olarak adlandırılan bu yapıda birbirini tamamlayan bir ticaret uumlccedilgeni kurmuşlardı İngilterersquode koumlle ticareti iccedilin gemiler kelepccedileler ağızlıklar ve pek ccedilok yan unsur uumlretilmekteydi Ayrıca Afrikarsquoya ihraccedil edilen silahlar ve tekstil uumlruumlnleri oumlnemli bir kalemdi Bu uumlruumlnler gemilerle Batı Afrikarsquoya naklediliyor ora-dan koumlleler alınıyor Amerikarsquodaki plantasyonlara goumltuumlruumlluumlyor Amerikarsquodan da luumlks tuumlketim uumlruumlnleri olan kahve şeker pamuk gibi tarım uumlruumlnlerinin yanında tekstilde kullanılan ccedilivit temin ediliyordu34 Bu uumlccedilluuml ccedilarkı youmlneten İngiliz tuumlccarlar sayesinde hem kendileri hem de devlet muumlthiş bir gelir elde etmişti Bu ticaretin iccedilinde bulunan pek ccedilok kişi zamanla İngilterersquonin en oumlnemli zenginleri haline gelmişlerdi Koumlle ticaretinin oumlncuumllerinden Alexander ve David Barclay ile Francis Baring bu ticaretten 7 milyon pounddan daha fazla para kazandılar Bu parayı da bankalarının kurulması iccedilin kullandılar Londra belediye başkanlığı yapan Beckford ailesinden amiral Lord Rodney Barbadosrsquotaki plantasyonlarından bir servet elde etmişti35 İngilterersquode biriken bu sermaye Aydınlanma yuumlzyılı boyunca yaşanan sosyal ve kuumlltuumlrel gelişmeye de doğrudan etki edecektir Hatta bu doumlnemki sermaye birikimini zaman zaman erken doumlnem kapitalizmi olarak da niteleyenler olmuştur Zaten aydınlanma yuumlzyılının son-larına doğru koumllelik karşıtı hareketlerin zirveye ccedilıktığı ve yasaklandığı doumlnemlerde ahlaki kaygıların yanında ekonomik olarak da koumllelik suumlrduumlruumllemez hale gelecekti36

Koumlle ticareti oumlzellikle aydınlanma yuumlzyılı boyunca profesyonel bir iş alanı haline

32 Robin Blackburn The Making of New World Slavery From the Baroque to the Modern 1492-1800 Verso New York-1997 s227-228

33 Richard Ennals From Slavery to Citizenship John WileyampSons 2007 s7534 R Ennals age s10235 R Ennals age s9536 R Ennals age s114

106 Ahmet Erhan Şekerci

gelmişti Uumlccedilluuml ticaret ağının kacircrlı yapısına katılan pek ccedilok seccedilkin din adamı resmi kurum kiliseler huumlkuumlmet yetkilisi eğitim kurumu ve aydın bulunmaktaydı37 Oumlzguumlrluumlk eşitlik ve adalet gibi oumlnemli ilkeleri kendine rehber edinen aydınlanmanın oumlncuumlleri olan kurum ve kişilerin aynı zamanda bu ticaret ccedilarkının iccedilinde yer almaları tartışılması gereken ilginccedil bir ironidir Bu insan ve kurumlar ortaya ccedilıkan gelir ve yatırımdan memnun olduklarından ccediloğunlukla işin iccedileriğiyle ilgilenmemişlerdir38 Kilise koumlleyi menkul bir mal gibi duumlşuumlnerek muhalif hareketler başlayana kadar koumlle ticaretini Tanrı tarafından kabul edilebilir bir durum olarak kabul etmiştir39 Kolonilerdeki faaliyetler Avruparsquonın zenginleşmesine ve kapitalizme doğru giden yolun ilk taşlarının doumlşeme-sine de katkıda bulunmuştur Afrikalı koumlleler plantasyonlarda iş ve mal guumlcuuml haline doumlnuumlşuumlrken bu durumdan en ccedilok İngiltere ve İngilizler yararlanmıştır40

C3 Transatlantik Koumlle Ticaretinin Boyutları

Tarih boyunca var olan bir olgu olan koumllelik kolonyalizmin sonucunda on beşinci yuumlzyıldan sonra giderek artan bir ivme kazanmış ve on sekizinci yuumlzyılda zirveye ulaşmıştır Tarihi koumllelik olgusundan farklı olarak oumlzellikle on yedinci ve on sekizinci yuumlzyıllar boyunca artarak devam eden ticari koumlleliğin sayısal boyutları hem uumllkelerin demografilerini hem de siyasi yapılarını derinden etkilemiştir Bu etkinin daha iyi anlaşılabilmesi iccedilin ortaya ccedilıkan rakamlara kısaca bakmak gerekmektedir İnsanlık tarihi boyunca 1440 ile 1880 yılları arasında gerccedilekleşen koumlle sirkuumllasyonunun bir benzerini bulma imkacircnı yoktur Bu doumlnem iccedilinde transatlantik koumlle ticaret sistemiyle on milyonla yirmi milyon arasında insanın Afrikarsquodan Amerikarsquoya taşındığı kabul edilmektedir41 Sırf on sekizinci yuumlzyıl boyunca toplam altı milyon koumllenin taşındığı bunların da iki buccediluk milyonunun İngilizlerce Amerikarsquoya getirildiği bilinmektedir42 Zamanla istihdam edilen bu koumllelerin bulundukları boumllgelerin bir ccediloğunda koumlle nuuml-fusları yerli nuumlfusu aşmıştır Haiti gibi yerlerde koumlleler kendi duumlzenlerini kurmak iccedilin kolonyal devlete karşı isyan etmişlerdir Brezilya gibi buumlyuumlk bir ekonomi haline gelen yerler zamanla kendi bağımsızlıklarını elde etmiştir43

37 R Ennals age s 7938 R Ennals age s20939 R Ennals age s15440 R Blackburn The Making of New World Slavery From the Baroque to the Modern 1492-1800 s21941 httpwwwmgkgovtrcalismalarcalismalar021_transatlantik_kole_ticaretipdf s3 a (Erişim 19052016)42 R Ennals From Slavery to Citizenship s2243 httpwwwmgkgovtrcalismalarcalismalar021_transatlantik_kole_ticaretipdf s11 a (Erişim 19052016)

Aydınlanmanın Oumlteki Yuumlzuuml Koumllelik 107

C4 Koumlleliğin Yasaklanması

Aydınlanma yuumlzyılı koumlleliğin zirveye ccedilıktığı ve aynı zamanda yasaklandığı douml-nemdir Koumllelik kurum olarak en kacircrlı olduğu bu doumlnemde yaşanan yeni ekonomik siyasi dini ahlaki ve sosyal değişimin bir sonucu olarak on dokuzuncu yuumlzyılın ilk ccedileyreğinde resmi olarak yasaklanmıştır İşin ilginccedil ve ironik tarafı ise koumlleliğin yasak-lanmasında etkin olan ccediloğu grup kurum devlet ya da insanın ccediloğunlukla bu ticaretin iccedilinde yer alması ve ekonomik olarak bir zamanlar bu sistemden faydalanmış olma-larıdır İngilterersquoden Amerikarsquoya ilk goumlccedil eden dini gruplardan birisi olan Kuveykırlar ilk zamanlar koumlle ticaretinde aktif rol almışlardı Ancak yine bu grup ahlaki ve dini gerekccedilelerle koumlle edinmeyi reddeden ve yasaklanması iccedilin siyasi ccedilaba harcayan ilk gruplardan olmuştur

Amerikan Bağımsızlık Bildirgesirsquoyle beraber siyasi accedilıdan koumlleliğin yasaklanma suumlreci de başlamıştır 1792rsquode İngiltere parlamentosu yasağa dair ilk icraatını yapmış ve 1807rsquode koumllelik resmi olarak yasaklanmıştır

Amerikan Bağımsızlık Bildirgesirsquonden sonra eyaletlerde koumllelik faaliyetleri ya-saklanmaya başlamıştı Pennsylvania ve Massachusettsrsquote Kuveykırlar zaten koumlle edinmeye karşı olduklarını ilan etmişlerdi 1780rsquode Rhode Islandrsquoda ve 1784rsquode ise Connecticutrsquota koumllelik yasaklanmıştı 1786rsquoda bu yasaklamaya katılan Fransa toprak sahiplerinin baskılarına dayanamayıp 1794 yılında eski duumlzeni yeniden ikame etmiş-tir Aslında koumlleliğin tam olarak kaldırılması 1865 yılına kadar suumlrmuumlştuumlr Londra Manchester New York ve Philadelphia gibi şehirler koumlle karşıtı kampanyada oumlncuumlluumlk yapmışlardır Koumlleliğin yasaklanmasında lider roluuml uumlstlenen Kuveykırlar zamanın İngiliz Başbakanı olan William Pitt ile goumlruumlşerek onun 1792rsquode Lordlar Kamarasında yaptıkları uumlnluuml konuşmaya ve akabindeki yasaklamaya ilham kaynağı olmuşlardır44 Brezilya Kuumlba ve ABDrsquode oumlnemli bir nuumlfusa sahip olan koumllelerle ilgili ilk yasaklama 1807 yılında gerccedilekleşmişti Ancak ticaretinin yasaklanması 1833 yılında muumlmkuumln oldu Koumlle ticaretinde aktif rol alan İngiltere bu yasağın korunmasında da etkin rol almıştır

D Koumllelik ve Aydınlanma

Koumllelik Aydınlanmayı oluşturan uluslara ve oumlzellikle de İngiliz ve Fransız im-paratorluklarına can veren oumlnemli bir ekonomik kurum olarak uzun suumlre varlığını suumlrduumlrmuumlştuumlr Ana kıtadan uzakta izole yerlerde sadece hizmet ve uumlretim iccedilin kullanılan bu insanların temel hak ve huumlrriyetlerini tanımak ve tartışmak bir yana haklarında

44 Dorinda Outram Aydınlanma Dost Kit ccedilev Sevda Ccedilalışkan Hamit Ccedilalışkan Ankara-2007 s98-99 Ahmet Erhan Şekerci Aydınlanma ve Din İnsan Yay İstanbul-2016 s154

108 Ahmet Erhan Şekerci

indirgemeci bir soumlylem benimsenmiştir Ortaccedilağ boyunca Avrupa uluslarının genel-likle kendi aralarında yaptıkları savaşlarda elde ettikleri koumllelerin ccediloğu Aydınlanma doumlnemindekiler gibi zenci değildi Aydınlanma doumlnemi koumllelik anlayışının en bariz oumlzelliklerinden biri de koumllelik kurumumun bu doumlnemde genelde Afrika koumlkenli zenci insanları kapsayacak şekilde oumlzelleşmiş olmasıydı İşin ilginccedil ve Aydınlanma ideal-leriyle tamamen ters duumlşen yanı ise zamanın koumllelik muumlessesini meşrulaştırmak iccedilin ırksal oumlzelliklere dair indirgemeci değerlendirmeler yapılmasıydı Koumllelik karşıtı goumlruumlşleriyle oumln plana ccedilıkan Amerikarsquonın uumlccediluumlncuuml başkanı Thomas Jefferson koumlleliğe kurumsal muhalefetine rağmen koumlle olarak tanımlanan Afrikalı-Amerikalılara menfi tutumuyla bilinmekteydi Onun asıl amacı bu kurumun toplumsal bir karmaşa ve ekonomik bir bozulmaya yol accedilmayacak bir şekilde kaldırılmasıydı45 Doumlnemin kouml-leliğe muhalefetiyle bilinen pek ccedilok ismi uzun suumlre koumlle edinmeye devam etmişlerdi

D1 Koumllelik Kurumu ve Aydınlanma idealleri

On sekizinci yuumlzyıl Aydınlanma yuumlzyılı olarak kabul edilmektedir Bu doumlnem aynı zamanda transatlantik koumlle ticaretinin zirveye ccedilıktığı ve oumlzellikle İngilterersquonin de bu ticareti youmlnettiği bir doumlnemdir Aydınlanma felsefi siyasi ahlaki ve toplumsal accedilıdan Batı toplumlarında buumlyuumlk kazanımların ortaya ccedilıktığı bir doumlnem olarak bir tuumlr zihinsel ve toplumsal bağımsızlaşmayı ifade etmektedir Bu doumlnem klasik toplum ve devlet formlarının değişime uğradığı insanların temel haklarına kavuşarak ken-dilerini ifade edebilme imkacircnının doğduğu bir doumlnem olarak tarihte yerini almıştır Ancak ilerleme oumlzguumlrleşme bağımsız hareket etme gibi uumllkuumllerin can verdiği bu duumlşuumlnce hareketinin iccedilinde yer alan devletler ve aydınlar aynı zamanda transatlantik koumlle ticaretinin ya iccedilinde yer almış ya da onun nimetlerinden yararlanmıştır Burada zenginleşen ilerleyen bağımsızlaşan Avrupa toplumları iccedilin kullanılırken yok edilen buumlyuumlk bir popuumllasyondan bahsediyoruz Ancak suumlrecin sonlarına doğru bu ccedilıkmazlar hem devletleri hem de aydınları rahatsız etmeye başlamıştır Ahlaki dini ve siyasi soumlzde gerekccedileler ortaya konmakla beraber aslında ekonomik accedilıdan devamı muumlmkuumln olmayan bu yapı yine aynı unsurlar tarafından lağvedilmiştir Başta koumlleliğin meşru-laştırılmasına destek olan dini kurumlar sonradan İngiltere Kilisesinin oumlncuumlluumlğuumlnde bu yasaklamaya karşı ccedilıkmışlardı Ticaretin oumlncuumlsuuml olan aynı kişiler yasaklamanın da oumlncuumlleri olmuşlardı

D2 Aydınlanma Duumlşuumlnuumlrlerinin Koumlleliğe Bakışı

Aydınlanma yuumlzyılının doğduğu on yedinci yuumlzyılın son ccedileyreğinde bu hareketi temsil eden iki oumlnemli duumlşuumlnuumlr bulunmaktadır Newton ve J Locke Her ikisi de bir

45 Outram Aydınlanma s94

Aydınlanmanın Oumlteki Yuumlzuuml Koumllelik 109

şekilde transatlantik koumlle ticaretinin iccedilinde ya yatırımcı ya da memur olarak bulun-muşlardır Bu iki duumlşuumlnuumlruumln yanında İskoccedil Hume Smith ve Hutcheson Alman Kant Fransız Rousseau Voltaire ve Montesquieu gibi duumlşuumlnuumlrler koumllelik kurumu hakkında birbirlerinden oldukccedila farklı goumlruumlşler serdetmişlerdir Aydınlanma uumllkuumlleri bakımından temelde birbirine muhalif olan bu duumlşuumlnuumlrlerin bir kısmı suumlreci destekledikleri gibi transatlantik koumlle ticaretinin temel unsuru olan zenci insanları oldukccedila indirgemeci bir tarzda ele almışlardır Ancak bununla birlikte felsefi ahlaki ve sosyal accedilıdan koumlleliğe karşı ccedilıkan ve yasaklanmasında etkin olan kişiler de bu aydınlar arasından ccedilıkmıştır Aydınlanmarsquonın babası olarak kabul edilen J Locke mihmandarı olan ve bir suumlre de başbakanlık yapan Lord Ashley (Shaftesbury)rsquonin siyaseti gereği uzun bir suumlre plan-tasyonlardan sorumlu kurumun sekreterliğinde bulunmuş46 ve başta Carolina olmak uumlzere bazı kolonilerdeki koumllelerin kurumsal duumlzenlemesinde rol almıştır Locke bu kurumdan 1701 yılında emekli olmuştur Ancak bununla birlikte Locke eserlerinde koumllelik kurumunun nasıl işlediğini anlatırken o zaman iccedilin oldukccedila erken olan ama sonralarda kendisine sıklıkla referans verilen entelektuumlel karşıtlığını ortaya koymuş-tur Bu hususta herhangi bir goumlruumlş bildirmeyen Newton ise koumlle ticareti yapan İngiliz devlet şirketinin hissedarları arasındadır Koumllelik kurumuna karşıtlığını doğrudan ortaya koyan duumlşuumlnuumlr İskoccedil Adam Smithrsquoti Kapitalizmin oumlncuumlsuuml olarak kabul edilen duumlşuumlnuumlr yeni bir ekonomiyi insanlara muumljdelerken bir anlamda koumlleliğin ekonomik oumlmruumlnuuml tamamladığını da goumlstermeye ccedilalışmıştır

Huumlkuumlmet Uumlzerine İki Deneme adlı eseriyle aydınlanmaya siyasi ve entelektuumlel accedilıdan oumlnemli bir youmln veren Locke koumllelik hakkında da ccedilok dikkat ccedilekici goumlruumlşlere sahiptir İnsanın uumlccedil temel oumlzguumlrluumlğe sahip olduğunu duumlşuumlnen Locke bir kişinin diğeri-nin malı olarak duumlşuumlnuumllmesini uumlzuumlcuuml ve alccedilaltıcı bir durum olarak nitelendirmektedir İngilizlerin koumlle sahibi olmasını muumldafaa edilemez bir durum olarak goumlren duumlşuumlnuumlr koumllelik durumunu şu şekilde ifade eder ldquoKoumllelik insanın oumlylesine koumltuuml ve alccedilaltıcı bir durumu ve ulusumuzun coumlmert karakterine ve cesaretine oumlylesine taban tabana zıttır ki bırakınız bir İngiliz Asilzadesini sıradan bir İngilizrsquoin bile koumlleliği savundu-ğu duumlşuumlnuumllemezrdquo47 Koumlle ticaretinde bir memur olarak yer alan Locke buna rağmen hiccedilbir zaman koumlle edinmemiştir Ticaret komisyonundaki goumlrevi sırasında koumllelerin keyfi olarak cezalandırılmasına karşı ccedilıkmıştır Ancak o da doumlnemindeki ccediloğu Batılı duumlşuumlnuumlr gibi zaman zaman indirgemeci bir tavra kapılmıştır İlkel olarak nitelendirdiği bu insanların potansiyellerini keşfedebilmeleri iccedilin bir suumlre korunmaya ihtiyaccedilları vardır İlkel insan ile kastedilen aklını kullanmadan oumlnce sınırsız oumlzguumlrluumlğuumlnuuml kay-betmiş olan insandır48 Duumlşuumlnuumlr aslında koumlleliği galip ile mağlup arasındaki ilişkiye

46 Blackburn The Making of New World Slavery From the Baroque to the Modern 1492-1800 s25547 J Locke ldquoOf Goverment Book I First Treatiserdquo Two Treatises of Goverment and A Letter Concer-

ning Toleration ed Ian Shapio Yale University Press New Haven 2003 s848 R Blackburn The Making of New World Slavery From the Baroque to the Modern 1492-1800 s265

110 Ahmet Erhan Şekerci

dayandırmaktadır49 Savaş sonucu oluşan esirlerin koumlle olarak kullanılmasını tarihi bir realite olarak goumlren duumlşuumlnuumlr bu kişilerin herhangi bir muumllkiyetleri olmadığından sivil toplumun bir parccedilası olarak duumlşuumlnuumllemeyeceğini ifade etmiştir50 Duumlşuumlnuumlr babalık otoritesi uumlzerinden kendi zamanında koumlleliği temellendirmeye ccedilalışan Robert Filmerrsquoa şiddetli bir şekilde karşı ccedilıkmıştır 51

Aslında Lockersquoun koumllelik dacirchil ortaya koyduğu goumlruumlşleri oumlzguumlrluumlk anlayışı bağ-lamında ele alındığında daha anlaşılır olacaktır Duumlşuumlnuumlr oumlzguumlrluumlğuuml şu şekilde ifade etmektedir ldquoİnsanın doğal huumlrriyeti yeryuumlzuumlndeki uumlstuumln bir iktidardan oumlzguumlr olmak ve insanın iradesi ya da yasama otoritesi altında olmamak kendi youmlnetimi iccedilin ise sadece doğa yasasına sahip olmaktırrdquo52 Oumlzguumlrluumlğuuml mutlak bir bağımsız unsur olarak nitelendiren duumlşuumlnuumlr kişinin bunu istese de ihlal edemeyeceğini belirterek şu ifadelerle koumlleliğin de imkan kapılarını kapatmıştır ldquoBir insan kendi yaşamı uumlzerinde iktidara sahip olmadığından anlaşmayla ya da kendi onayıyla ne kendisini birinin koumllesi haline getirebilir ne de kendisini dilediğinde yaşamına son vermesi iccedilin bir başkasının mut-lak keyfi iktidarı altına koyabilir Hiccedil kimse kendisinin sahip olduğundan daha fazla bir iktidarı başkasına veremez ve bu nedenle kendi yaşamına son veremeyen biri bu yaşam uumlzerinde başka bir iktidar koyamazrdquo53

J Locke bir memur olarak koumlle ticaretinin iccedilinde yer almış olmasına rağmen bir filozof olarak ortaya koyduğu duumlşuumlncelerle Amerikan devrimine kayda değer boyutlarda duumlşuumlnsel katkı sağlamıştır Amerikan başkanı T Jeffersonrsquoun oumlzguumlrluumlk ve eşitlik adına yazdıkları ve uygulamaya koyduklarının arka planında J Lockersquoun duumlşuumlnceleri vardır54

Koumllelik hususunda doğrudan karşıtlığını ortaya koyan diğer bir duumlşuumlnuumlr A Smith olmuştur Duumlşuumlnuumlr hem merkantilizme hem de koumlleliğe karşı bir tavır sergi-lemişti Koumllelik kurumuna daha ccedilok ahlaki accedilıdan yaklaşan Smith onun ekonomik değerini de vurgulayan goumlruumlşler ortaya koymakla beraber55 onun yerine başka bir tuumlr ekonominin ikame edileceğini uumlnluuml eseri Ulusların Zenginliğirsquonde goumlstermeye ccedilalışmıştır Duumlşuumlnuumlr bu eserde koumllelerin ticari oumlnemini oldukccedila realist bir yakla-şımla ele almıştır56 Plantasyonlarda zenci koumllelerin istihdam edilme nedenlerini de ele alan duumlşuumlnuumlr onların kullanımının ticari olarak daha etkili ama sonuccedillarının

49 J Locke ldquoOf Civil Goverment Book II Second Treatiserdquo Two Treatises of Goverment and A Letter Concerning Toleration ed Ian Shapio Yale University Press New Haven 2003 s110

50 Locke age s13651 Locke age s109-110 J Locke ldquoOf Goverment Book I First Treatiserdquo s9 52 J Locke age s 110 J Locke Youmlnetim Uumlzerine İkinci İnceleme Ebabil Yay Ankara-2012 s2153 Locke ldquoOf Civil Goverment Book II Second Treatiserdquo s110 J Locke Youmlnetim Uumlzerine İkinci İnce-

leme s21-2254 William Uzgalis ldquoAn Inconsistencey not to be Excused On Locke and Racisimrdquo Philosophers on

Race ed Julie K Ward Tommy L Lott Blackwell 2002 s8155 Adam Smith Ulusların Zenginliği cII ccedilev Metin Saltoğlu Palme Yay Ankara-2011 s 16156 Smith age s153

Aydınlanmanın Oumlteki Yuumlzuuml Koumllelik 111

ccedilok ağır olduğuna işaret etmiştir Oumlzellikle şeker kahve ve pamuk gibi tarlalarda ccedilok ağır şartlarda ccedilalıştırılan bu insanlara karşı herhangi bir kontrolden uzak keyfi uygulamaların olduğu bir youmlnetim usuluuml vardı57 Duumlşuumlnuumlr bu ağır ccedilalışma şartlarının insani olmadığına ve ekonomik olarak devam ettirilemeyeceğine işaret ederek yeni bir duumlzenin imkacircnlarına işaret etmiştir

Koumllelik karşıtı soumlylemlerde bulunan diğer bir aydınlanma duumlşuumlnuumlruuml Voltairersquodir Zenci koumllelerin fiziki oumlzelliklerinden dolayı aşağılanmasına karşı ccedilıkan duumlşuumlnuumlr bu durumun aydınlanma idealleriyle oumlrtuumlşmediğine işaret etmiştir58 Bu accedilıdan duumlşuumlnuumlr hem koumlleliğe hem de ırkccedilılığa karşı olduğunu accedilıkccedila ortaya koymuştur Ona goumlre koumlleliği dini accedilıdan savunmak da aslında saccedilma ve boş bir ccedilabadır59 Koumllelik karşıtlığını accedilıkccedila ortaya koyan grupların başında Fransız Ansiklopedistleri gelmektedir Başta Diderot olmak uumlzere Condercet Montesquieu ve Hutcheson da muhalif duumlşuumlnuumlrlerdendir Konu oumlzguumlrluumlk ve eşitlik bağlamında ele alındığında J Lockersquotan sonra oumlzellikle Rousseaursquonun İnsanlar Arasında Eşitsizliğin Kaynağı adlı eseri koumllelik kurumunun tekrar tartışılması gereğini ortaya koymuştur60 Montesquieu Kanunların Ruhu adlı eserinde Afrikalı-ların koumlleleştirilmesiyle ilgili kendi zamanında hacirckim olan indirgemeci bakış accedilısını eleştirmiştir Batılılar Hıristiyan ve beyaz ırkın uumlstuumlnluumlğuumlnuuml tartışmasız kabul etmiş zencileri insan yerine bile koymamışlardır Montesquieu koumlleliği bir kişinin malıyla muumllkuumlyle hayatıyla başka bir insanın avucunun iccedilinde olması olarak tanımlamıştır Ona goumlre boumlyle bir hak iyi olarak nitelendirilemez61 Duumlşuumlnuumlre goumlre Batılılar Amerikarsquoda ccedilalıştıracak insan bırakmadıklarından toprağı işlemek iccedilin Afrikalıları koumlle olarak kullanmışlardı Eğer oumlyle olmasıydı Batılılar şekeri ccedilok daha pahalıya tuumlketeceklerdi Ccediloğu Batılı zencileri hakir goumlrerek Tanrırsquonın boumlyle kapkara bir bedene bir ruh hele hele iyi bir ruh koyabileceğini tahayyuumll dahi etmediklerini ifade etmektedir62 Batılılar bu duumlşuumlncelerini temellendirmek iccedilin onların ilkel tavırlarını oumlrnek goumlstermişlerdir Bu indirgemeci tavır sadece zencilere karşı değil kolonyalizmin huumlkuumlm suumlrduumlğuuml her yerde yerli halka karşı hacirckim batılı unsurlarca hep ortaya konmuştur

Diğer bir Fransız duumlşuumlnuumlr olan Rousseau koumlleliği durup dinlenmeden ccedilalışan zorlu bir yaşam olarak nitelendirmektedir Ona goumlre koumlleliğin tek erdemi koumlruuml kouml-ruumlne boyun eğmektir63 Koumllelikle insan mecburi bir şekilde oumlzguumlrluumlklerinden insan olmak niteliğinden haklarından ve oumldevlerinden vaz geccedilmiş demektir Bu nedenle

57 Smith age cII s171-17258 Bkz Outram Aydınlanma s9059 Blackburn The Making of New World Slavery From the Baroque to the Modern 1492-1800 s 59060 Bkz Baron De Montesquieu The Spirit of Laws vol I trans Thomas Nuget The Collonial Press

London-1900 s238-23961 Montesquieu Kanunların Ruhu Uumlzerine I Toplumsal Doumlnuumlşuumlm Yay ccedilev Fehmi Baldaş İstan-

bul-1998 s33962 Montesquieu age s34463 J J Rousseau İnsanlar Arasındaki Eşitsizliğin Kaynağı Say Yay ccedilev Rasih Nuri İleri İstan-

bul-2015 s159

112 Ahmet Erhan Şekerci

bu durum insan doğasıyla bağdaşmaz64 Rousseaursquoya goumlre koumlleleştirmek gayrimeşru olduğundan değil saccedilma anlamsız olduğu iccedilin bir hak değildir Koumllelik ile hak soumlz-cuumlkleri birbirleriyle ccedilelişmektedir Biri oumltekinin varlığını yadsımaktadır65 Rousseau bu accedilıdan Hıristiyanların koumlle ya da oumlzguumlr olmanın oumlnemli olmadığı oumlnemli olanın cennete girmek olduğu şeklindeki kabullerini de eleştirmiştir Bu durum zorbalığa ccedilanak tutar Ona goumlre gerccedilek Hıristiyanlar koumlle olmak iccedilin yaratılmamıştır Duumlşuumlnuumlr Toplum Soumlzleşmelerinde koumlleliği oumlzguumlrluumlğuumln karşıtı olarak nitelendirmiştir66

Koumllelik hakkında negatif ve indirgemeci bir tavra sahip olan iki oumlnemli aydınlanma duumlşuumlnuumlruuml Hume ve Kantrsquotır Oumlzellikle Kantrsquoın Batı Kolonyalizmini destekleyici ve zenci koumlleleri indirgeyici accedilıklamaları zamanında oumlnemli tartışmalara neden olmuştur Coğrafi keşiflerde Kaptan Cookrsquoun yanında seyahatlere katılan bilim adamı George Fosterrsquoın Kantrsquoı eleştiren yazıları ve duumlşuumlnuumlruumln ona verdiği cevaplar ilginccedil fikirlerin ortaya ccedilıkmasına neden olmuştur Kantrsquoı felsefi accedilıdan derinden etkilemiş olan Hume da zencilerin tabiat olarak beyazlardan daha aşağı olduğunu beyan etmiş ve onları medenileşemeyen bir topluluk olarak goumlrmuumlştuumlr Ancak duumlşuumlnuumlruumln fikirlerinin daha sonraları değiştiğine dair beyanlar da vardır67 Kant da beyaz ırkın uumlstuumlnluumlğuumlnuuml savu-nurken koumlleliğin kaldırılmasına pek taraftar olmamış kolonyalizmi desteklemiştir68 Duumlşuumlnuumlruumln şu ifadeleri oldukccedila dikkat ccedilekicidir ldquoIrksal farklılıklara dayanarak yaptı-ğımız tasnifin en alt kademesinde bulunan zenciler zor işler iccedilin ccedilok zayıf enduumlstriye yabancı herhangi bir kuumlltuumlre intibak etmesi guumlccedil ndashki bu kaidenin pek ccedilok oumlrnekleri mevcutturndash insanlar kuumlmesini tek başına kapsamazrdquo69 Ahlaki accedilıdan belli ccedilıkmazları olan savunusunu uzun suumlre devam ettiren duumlşuumlnuumlruumln hayatının sonlarına doğru tıpkı Hume gibi bu fikrinden vazgeccediltiği soumlylenmektedir70

Kantrsquoın koumllelik ve kolonyalizm hakkındaki fikirleri oumlnemli ccedilelişkileri barındır-maktadır Doumlneminde de eleştiriye uğrayan bu fikirlerinden birisi de Amerikarsquodaki plantasyonlardaki koumllelerin aslında azat edilmiş oumlzguumlr koumlleler olduğu ve oradaki mevcudiyetlerinin tek sebebinin iş guumlcuuml temini olduğu savunusudur O ısrarla Avrupa kolonyalizmini desteklerken beyaz olmayanların koumlleliğini de meşru goumlrmuumlştuumlr71 Zenciler gibi Amerikan yerlilerini de tuumlr olarak alt bir kademe olarak kabul eden Kant onları dayanaksız ve sivil şartlara uyum sağlayamayan bir topluluk olarak tanımla-

64 Rousseau age s17265 J J Rousseau Toplum Soumlzleşmesi ccedilev Alpagut Erenulu Oumlteki Yayınları Ankara-1996 s4266 Rousseau age s165 20467 Robert Palter ldquoHume and Prejudicerdquo Hume Studies vol XXI April 1995 s468 K Flikschuh L Ypi ldquoIntroductionrdquo ed Katrin Flikschuh and Lea Ypi Kant and Colonialism Oxford

University Press 2014 s5 1769 I Kant ldquoOn the Use of Teleological Principles in Philosophyrdquo Anthropohogy History and Education

ed Guumlnter Zoumlller Robert B Louden trans Guumlnter Zoumlller Cambridge University Press 2007 s21170 Pauline Kleingeld ldquoKantrsquos Second Thoughts on Colonialismrdquo ed Katrin Flikschuh and Lea Ypi Kant

and Colonialism Oxford University Press 2014 s4571 Kleingeld ldquoKantrsquos Second Thoughts on Colonialismrdquo s50

Aydınlanmanın Oumlteki Yuumlzuuml Koumllelik 113

mıştır Tarım plantasyonlarındaki ccedilalışma şartlarına uyum sağlayamayan Amerikan yerlileri iccedilin Afrikarsquodan zenci koumlleler getirilmiştir Kant iccedilin zenciler bir anlamda diğer insanlara hizmet iccedilin yaratılmıştır72

E Sonuccedil ve Değerlendirme

Doumlrt yuumlzyıl kadar duumlnya uumlzerinde etkin bir şekilde devam eden kolonyalizm ve koumllelik olgusu ticari anlamda on dokuzuncu yuumlzyılın ilk yarısında sona ermiştir Yeni pazarlar ve yaşam alanları bulma ccedilabası dini kaygılar ve yayılmacılık istekleri gemi ve silah teknolojilerindeki gelişmelere bağlı olarak Batı merkezli yayılmacılık on be-şinci yuumlzyıldan on dokuzuncu yuumlzyıla kadar aktif bir şekilde varlığını suumlrduumlrmuumlştuumlr On altı ve on yedinci yuumlzyıl boyunca başta İngilizler İspanyollar Fransızlar Porte-kizliler ve Hollandalılar olmak uumlzere Guumlney Amerikarsquoda Afrikarsquoda kolonileşmeye başlamışlardı Bu koloni sistemi on sekizinci yuumlzyılda oumlzellikle İngiltere merkezli olarak uzak doğuya kadar uzanacaktı Kendi uumllkelerinden daha buumlyuumlk coğrafyalara huumlkmeden bu devletler zamanla kolonilerdeki zenginlikleri uumllkelerine taşımışlardı Ayrıca Amerikarsquodaki buumlyuumlk tarım plantasyonları Avrupalılara zengin bir yaşam imkacircnı sunmuştu Avruparsquoda uumlretilen uumlruumlnler Afrikarsquoya satılacak oradan elde edilen koumlleler plantasyonlara goumltuumlruumllecek ve onların yerine de başta kahve pamuk şeker gibi değerli tarım uumlruumlnleri alınacaktı Birbirini tamamlayan bir uumlccedilgene doumlnuumlşen bu ticaret yapısı on sekizinci yuumlzyılda koumlle ticaretini ve kacircrı zirveye taşımıştır

On sekizinci yuumlzyıl duumlşuumlnce tarihine Aydınlanma yuumlzyılı olarak geccedilmiştir Bu doumlnem insanlık tarihindeki başta oumlzguumlrluumlk insan hakları muumllkiyet teşebbuumls huumlrriyeti kadın hakları ve koumllelik gibi kavramların ortaya ccedilıkmasında etkili olmuş bir doumlnemdir Ama ironik olan durum Aydınlanmayı hazırlayan ekonomik ve kuumlltuumlrel yapının kolon-yalizminden ve koumllelik kurumundan doğrudan yararlanmış olmasıdır Aydınlanmanın doğduğu topraklar olan İngiltere aynı doumlnemde koumlle ticaretinin en buumlyuumlk aktoumlruuml ve kazananıdır Aydınlanmanın bilimsel oumlncuumlsuuml olan Newton ve bazı eğitim kurumları bizzat bu ticaretin iccedilinde yer almışlardı J Locke oumlnemli bir duumlşuumlnuumlr olarak aydın-lanmayı karakterize ederken koumllelik kurumunun işleyişinden sorumlu Plantasyonlar komitesinin sekreterliğini yuumlruumltmuumlştuuml Aydınlanmanın iccedileriden ilk eleştirisini yapan Hume ile Aydınlanma duumlşuumlncesinin zirvesini teşkil eden Kant beyaz ırkın uumlstuumlnluumlğuumlnuuml ve zencilerin koumlleliğinin meşruluğunu onları aşağı goumlrerek goumlstermeye ccedilalışmışlardı Ancak o daha sonra bu hususta karşıt bir tavır takınarak bu durumunu da felsefi ve ahlaki olarak temellendirmeye ccedilalışmıştı Ahlaki ve ekonomik accedilıdan karşıt goumlruumlşlerini ortaya koyan diğer iki duumlşuumlnuumlr de İskoccedil Hutcheson ve A Smithrsquoti Toplumsal aydınlanmanın oumlncuumlleri olan Fransız ansiklopedist ve duumlşuumlnuumlrleri ise genellikle karşıt tutumlarıyla

72 Kleingeld ldquoKantrsquos Second Thoughts on Colonialismrdquo s51

114 Ahmet Erhan Şekerci

oumln plana ccedilıkmışlardır Oumlzellikle Rousseau ve Montesquieu meseleye insani ve ahlaki youmlnden yaklaşarak koumllelik olgusunun temellendirilemez olduğunu ifade etmişlerdir

Koumllelik kurumunun ortaya ccedilıkardığı sermayeden en ccedilok istifade eden İngiltere ve İngilizler olmuştur Aynı şekilde koumlleliğin yasaklanmasına hukuki ve felsefi desteği veren de yine İngiltere ve İngilizler olmuştur Amerikarsquodaki bağımsızlık savaşına ilham veren duumlşuumlnuumlrlerin başında J Locke ve A Smith gelmekteydi Ayrıca İngi-liz goumlccedilmenlerin etkin olduğu Kuveykırlar ve Birminghamrsquodaki Lunar Cemiyeti de koumlleliğin yasaklanmasında oumlnemli katkılar sağlamışlardı Koumlleliğin zirveye ccedilıkış ve yasaklanma suumlreci tam olarak Aydınlanma ccedilağını kuşatacak şekilde yaşanmıştı Bu accedilıdan Aydınlanma koumllelik bağlamında oumlzguumlrluumlk eşitlik teşebbuumls huumlrriyeti muumllki-yet hakkı gibi kavramların tahakkukunu da sağlamış olacaktı Ancak şu bir gerccedilektir ki aydınlanmanın boumlyle bir sonuca ulaşmasında doumlnemin ikinci yarısından itibaren gelişmeye başlayan sanayi devriminin oluşturduğu yeni iş alanı ve pazar algısına bağlı olarak koumllelik kurumunun ekonomik olarak suumlrduumlruumllemez bir hale gelmesinin de etkisi vardır A Smith bu duruma işaret etmiş milletlerin refahının daha etkin bir ekonomik sistemden geccediltiğini belirtmiş ve boumlylelikle kapitalizmin ilk işaretlerini vermiştir

Tuumlm bu serencama rağmen koumllelik Batı medeniyetine ticari bir olgu olarak oumlnemli katkılar sağlamıştır Ancak Aydınlanmayla meydana ccedilıkan yeni değer yargıları bu ticaretin meşruiyetinin ahlaki dini ve insani olarak sorgulanmasını ve son kertede koumlleliğin yasaklanmasını da sağlamıştır Koumllelik resmi olarak kaldırılmış ancak insanla-rın koumlle gibi ccedilalıştırıldığı ekonomik sistem sonralarda kapitalizm sosyalizm gibi farklı şekillerde guumlnuumlmuumlze kadar gelmiştir Ancak ccedilalışma şartlarına bağlı olarak koumllelerin bir zamanlar maruz kaldığı zorlukları anımsatan ve sorgulatan şartlar yeni ekonomik sistemler bağlamında ve Batı merkezli olarak halen mevcuttur Kolonyalizm resmen bitmiş ama soumlmuumlrgecilik zımnen devam etmektedir

KAYNAKLAR

Aristotle The Politics 1253b1-23Penguin Books trans TA Sinclair London-1992Aydın M Akif ldquoKoumllerdquo DİA c26 Ankara-2002Baron De Montesquieu The Spirit of Laws vol I trans Thomas Nuget The Collonial Press

London-1900Bartelome deacute Las Casas Kızılderililer Nasıl Yokedildi Şule Yay ccedilev Meryem Ural İstan-

bul-1997Blackburn Robin The Making of New World Slavery From the Baroque to the Modern

1492-1800 Verso New York-1997Ennals Richard From Slavery to Citizenship John WileyampSons 2007Flikschuh K L Ypi ldquoIntroductionrdquo ed Katrin Flikschuh and Lea Ypi Kant and Colonialism

Oxford University Press 2014Hezser Catherine ldquoSlavery and The Jewsrdquo The Cambridge World History of Slavery vol I

edK Brandley P Cartledge Cambridge-2011Homer The Odyssey of Homer trans G H Palmer The Riverside Press Cambridge 1892

Aydınlanmanın Oumlteki Yuumlzuuml Koumllelik 115

Homeros İlyada Sanders Kitabevi ter A Erhat A Kadir 6 Boumlluumlm 465-466 İstanbul-1967ndashndashndashndash Odyseia Can Yayınları ter A Erhat-A Kadir İstanbul-1984httpwwwmgkgovtrcalismalarcalismalar021_transatlantik_kole_ticaretipdf

(19052016)Hunt Peter ldquoSlaves in Greek Literary Culturerdquo The Cambridge World History of Slavery vol

I edK Brandley P Cartledge Cambridge-2011Kant Immanuel ldquoOn the Use of Teleological Principles in Philosophyrdquo Anthropohogy His-

tory and Education ed Guumlnter Zoumlller Robert B Louden trans Guumlnter Zoumlller Cambridge University Press 2007

Kleingeld Pauline ldquoKantrsquos Second Thoughts on Colonialismrdquo ed Katrin Flikschuh and Lea Ypi Kant and Colonialism Oxford University Press 2014

Kyrtatas Dimitris J ldquoSlavery and Economy in The Greek Worldrdquo The Cambridge World History of Slavery vol I edK Brandley P Cartledge Cambridge-2011

Locke John ldquoOf Civil Goverment Book II Second Treatiserdquo Two Treatises of Goverment and A Letter Concerning Toleration ed Ian Shapio Yale University Press New Haven 2003

ndashndashndashndash ldquoOf Goverment Book I First Treatiserdquo Two Treatises of Goverment and A Letter Con-cerning Toleration ed Ian Shapio Yale University Press New Haven 2003

ndashndashndashndash Youmlnetim Uumlzerine İkinci İnceleme Ebabil Yay Ankara-2012Montesquieu Kanunların Ruhu Uumlzerine I Toplumsal Doumlnuumlşuumlm Yay ccedilev Fehmi Baldaş İs-

tanbul-1998Novack George Kızılderili Soykırımı Maki Yay ccedilev Mehmet Beyazıt Ankara-2003Outram Dorinda Aydınlanma Dost Kit ccedilev Sevda Ccedilalışkan Hamit Ccedilalışkan Ankara-2007Richard F Townsend Aztekler Arkadaş Yay Ankara-2001Rousseau J Jacques İnsanlar Arasındaki Eşitsizliğin Kaynağı Say Yay ccedilev Rasih Nuri

İleri İstanbul-2015ndashndashndashndash Toplum Soumlzleşmesi ccedilev Alpagut Erenulu Oumlteki Yayınları Ankara-1996Seyyar Ali İnsan ve Toplum Bilimleri Terimleri Değişim Yay İstanbul-2007Smith Adam Ulusların Zenginliği cII ccedilev Metin Saltoğlu Palme Yay Ankara-2011Snell Daniel C ldquoSlavery in The Ancient Near Eastrdquo The Cambridge World History of Sla-

very vol I edK Brandley P Cartledge Cambridge-2011Şekerci Ahmet Erhan Aydınlanma ve Din İnsan Yay İstanbul-2016Tatar Taner ldquoSoumlmuumlrgecilik ve Kızıl-Kara Katiamrdquo 2011Uzgalis William ldquoAn Inconsistencey not to be Excused On Locke and Racisimrdquo Philosop-

hers on Race ed Julie K Ward Tommy L Lott Blackwell 2002

ldquoEVrdquoİN OumlTESİ ESKİ YUNANrsquoDA VE GUumlNUumlMUumlZDE YABANCI UumlZERİNE DUumlŞUumlNCELER

Guumlvenccedil Şar

BEYOND ldquoHOMErdquo THOUGHTS ON THE FOREIGNER IN ANCIENT GREEK AND IN OUR DAY

OumlZBu makalede Eski Yunan duumlşuumlncesinin ve Eski Yunan dilinin olanaklarından yararlanarak ve guumlnuumlmuumlz duumlşuumlnuumlrlerinin goumlruumlşlerine başvurarak ldquoyabancırdquo kavramı duumlşuumlnmemizin konusu yapılmıştır Bunu yaparken oumlncelikle Eski Yu-nan duumlnyasına oumlzguuml bir yapı olan Polisrsquoteki toplumsal grupların neler olduğu ve Polisrsquote hangi politik hukuki haklara sahip oldukları uumlzerinde durulmuştur Eski Yunan duumlnyasının dışında yer alan Barbaroslar dışarıda bırakılarak ldquoyabancırdquonın kimler olduğu belirlenmiştir Makalemizde odak noktasını ise yerleşik yabancılar olarak tanımladığımız metoikoslar oluşturur Metoikosların Eski Yu-nan duumlnyasında oumlzellikle de Atina da yurttaşlar ve koumllelere oranla hangi politik toplumsal haklara sahip oldukları hakkında belirlemeler yapılmıştır Metoikos soumlzcuumlğuumlnuumln etimolojik koumlklerinden yola ccedilıkarak yabancının ev ve dolayısıyla mekacircn ile olan ilişkisi değerlendirilmiştir Makalede ev mekacircn sınır konukluk kavramları uumlzerinden yabancı hakkında belirlemeler yapılmıştırAnahtar Kelimeler Yabancı Metoikos Ev Eski Yunan Sınır

ABSTRACTIn this article the concept of ldquoforeignerrdquo is thought over by making references both to the possibilities of Ancient Greek Thinking and Ancient Greek as a language and to the thoughts of modern thinkers First it has been shown that what are the social groups in Polis which is intrinsic to the Ancient Greek world and what political legal rights these social groups have in Polis Then it has been

Kutadgubilig Felsefe-Bilim Araştırmaları Mart 2017 Sayı 33 s 117-132

Oumlğr Goumlr Dr Kocaeli Uumlniversitesi Felsefe Boumlluumlmuuml (guvencsarkocaeliedutr) Yazı geliş tarihi 15022017 kabul tarihi 06032017

118 Guumlvenccedil Şar

decided who the ldquoforeignersrdquo are while excluding the Barbarians in Ancient Greek world The focus point in our article is metics who we define as ldquosettled foreignersrdquo Some views are shared about which political social rights metics have with respect to citizens and slaves in Ancient Greek world especially in Athens With help from the etymological roots of the word metic it has been examined what is the relationship of foreigner with home and so with place In this article on the basis of the concepts like home place border sojourn some thoughts have been specifiedKeywords Foreigner Metics Home Ancient Greek Border

İnsan bir mekacircndadır mekacircnda yaşar İnsanın yaşadığı mekacircn adı ne olursa olsun onun evidir Ev insan iccedilin tanıdık bildik bir mekacircndır İnsan kendisi iccedilin tanıdık ve bildik mekacircnda daha huzurlu ve kaygıdan uzaktır Ev sadece yapıdan ibaret değildir İnsanın yaşadığı yapı yapının bulunduğu boumllge coğrafya accedilısından da tanıdık ve bildik oldukccedila insan iccedilin ev hacircline gelir İnsan evini taşıyabilir daha doğrusu kendi-sine başka bir boumllgede başka bir coğrafyada başka bir yapı edinebilir İnsan alışkın olduğu mekacircndan ayrı bir yerde yaşamaya başladığında artık bir yabancıdır Bir ya-bancı olarak insanın yerli olan insanlarla ilişkisi hukuki ve politik hakları muumllkiyet sorunları gibi konularda nasıl bir konuma sahip olduğu onun yabancı olarak kalıp kalmayacağı konusunda bize bir şeyler soumlyleyebilir Bu bakımdan bir yabancı olarak insanın başta yurttaşlık olmak uumlzere ne tuumlr haklara sahip olduğu ya da sahip olması gereken hakların ne olduğu konusu insanın yabancı olma durumu ile ilgili konumunu belirlememizde bize yardımcı olabilir Bundan dolayı hem felsefenin hem de politik bir youmlnetim biccedilimi olarak demokrasinin ortaya ccedilıktığı Eski Yunanrsquoda oumlzellikle de Atina πόλις [polis]rsquoinde1 yabancının ve yurttaşın ne durumda olduğuna bakmak bize yabancı yurttaş hakkındaki duumlşuumlnmemize bir temel oluşturacaktır

Eski Yunanrsquoa oumlzguuml bir devlet yapılanması olan πόλις [polis]rsquote farklı haklara sahip insan toplulukları deyim yerindeyse toplumsal sınıflar vardı Eski Yunan duumlnyasındaki toplulukları anlamak iccedilin oumlncelikle yurttaşvatandaş anlamına gelen πολίτης [polites] soumlzcuumlğuumlne bakmak istiyoruz Oumlncelikle belirtmek gerekir ki guumlnuumlmuumlzdeki yurttaş tanımı ya da algısıyla Eski Yunanrsquodaki aynı değildir Eski Yunan πόλις [polis]rsquoinde yaşayan herkes yurttaş kabul edilmiyordu Yurttaş olmak iccedilin oumlncelikle oumlzguumlr olmak

1 πόλις [polis] soumlzcuumlğuumlnuumln karşılığı olarak ldquodevletrdquo ldquokent devletirdquo ldquositerdquo gibi karşılıklar verilse de Eski Yunanrsquoa oumlzguuml olan kenti ve kentin ccedilevresini de kapsayan bir politik oumlrguumltlenme biccedilimini di-ğerleriyle karıştırmamak iccedilin πόλις [polis] soumlzcuumlğuumlnuuml metin boyunca olduğu gibi kullanmayı uygun goumlrduumlk πόλις [polis] soumlzcuumlğuumlnuumln anlamı ve Eski Yunanrsquodaki yapısı hakkında bkz Mehmet Ali Ağa-oğulları Kent Devletinden İmparatorluğa İmge Kitabevi Yayınları 2 Baskı Ankara 2000 s 11-12

ldquoEvrdquoin Oumltesi Eski Yunanrsquoda ve Guumlnuumlmuumlzde Yabancı Uumlzerine Duumlşuumlnceler 119

gerekiyordu Oumlzguumlr olmak koumlle olmamanın dışında başta mahkemede mecliste ol-mak uumlzere soumlz sahibi olmak kendisi ve yaşadığı πόλις [polis] hakkında karar verme yetkinliğine sahip olmak anlamına geliyordu Eski Yunanrsquodaki oumlzguumlrluumlk soumlzcuumlğuuml ve bunun yurttaş ve πόλις [polis] ile bağlantısı hakkında yapılan bir yorum şoumlyledir ldquoYunanrsquoda hem kişileri hem de πόλις [polis]rsquoleri nitelemesi bakımından oumlzguumlrluumlk soumlzcuumlğuuml ya da eleutheria kolayca başka dillere ccedilevrilemeyen bir soumlzcuumlktuumlr Kavram bir anlamda başına buyrukluğu iccedilermektedir Burada başına buyrukluk bir yandan ccedilalışıp ccedilalışmama oumlzguumlrluumlğuumlnuuml oumlzellikle de bir başkası iccedilin ccedilalışmak zorunda olma-mayı yani efendisizliği işaret etmekte ama aynı anda πόλις [polis]rsquoi de nitelemek iccedilin kullanılmaktadırrdquo2 Oumlzguumlr olmak ya da serbest olmak başına buyruk olmak yurttaş olmak iccedilin temel koşullardan biri olunca kadınların da bu nedenden dolayı yurttaş olamadığı yurttaşlık haklarından yararlanamadığı anlaşılır bir şeydir Kadın koumlle olmamakla birlikte yuumlkuumlmluumlluumlkleri ve ev iccediline sıkışması nedeniyle yurttaşlık haklarına sahip değildir ldquohellip kadın tam bir oumlzguumlrsuumlzluumlkle malulduumlr ccediluumlnkuuml tuumlmuumlyle zorunluluklar alanına aittir yani oikos hane alanınardquo3

Eski Yunanrsquoda oumlzguumlr erkek yurttaşlar kadınlar ve koumlleler dışında bir de yabancılar vardı Bu yabancılar oumlzguumlr idiler fakat yurttaş olmadıklarından politika hukuk gibi alanlar başta olmak uumlzere yurttaşlık haklarından yararlanamıyorlardı Burada hemen belirtmek gerekir ki Eski Yunan πόλις [polis]rsquoinde yaşayan yurttaş da Yunandır yabancı denilen kişi de Yunanrsquodır Eski Yunanrsquoda Yunan olmayanlar iccedilin kullanılan soumlzcuumlk ise buguumln dilimize barbar biccediliminden yerleşmiş olan soumlzcuumlğuumln koumlkeninde bulunan βάρβαρος [barbaros] soumlzcuumlğuumlduumlr Guumlnuumlmuumlzde uygarlıktan nasibini almamış kaba ilkel anlamında kullanılan barbar soumlzcuumlğuuml ile Yunanların βάρβαρος [barbaros] soumlz-cuumlğuumlnden anladıkları aynı şey değildir Yunanların βάρβαρος [barbaros] soumlzcuumlğuumlnuuml Yunan olmayan buumltuumln insan toplulukları iccedilin kullanırken aslında Yunanca konuşmayan buumltuumln toplumlara işaret ediyorlardı4 βάρβαρος [barbaros] soumlzcuumlğuuml tam anlamıyla

2 Ayhan Yalccedilınkaya ldquoYunan Uygarlığı İccedilinde Polis ve Siyasetrdquo Sokratesrsquoten Jakobenlere Batırsquoda Siya-sal Duumlşuumlnceler Editoumlr Mehmet Ali Ağaoğulları İletişim Yayınları 1 Baskı İstanbul 2011 s 43

3 Ayhan Yalccedilınkaya ldquoYunan Uygarlığı İccedilinde Polis ve Siyasetrdquo s 444 H G Liddell-R Scott A Greek-English Lexicon Clarendon Press 9 Baskı Oxford 1996 Barbar

soumlzcuumlğuumlnuumln Eski Yunanrsquodaki anlamı ve anlamındaki değişimler hakkında bkz ldquoYunanlar Yunan ol-mayan buumltuumln halklara barbaros adını taktılar Buguumln dilimizdeki barbar soumlzcuumlğuuml bu soumlzcuumlkten gel-mektedir Soumlzcuumlk başlangıccedilta guumlnuumlmuumlzdeki anlama (kaba medeniyetsiz) sahip değildi Yunanlardan genelde daha gelişmiş toplumlar olan Persler Fenikeliler ve Mısırlılar iccedilin de kullanılmaktaydı Bar-bar Yunanlarca ldquobar-barrdquo olarak algılanan farklı dilleri konuşan halkları ifade etmekteydi Ancak Pers Savaşlarırsquondan sonra Yunanlar psikolojik ve ahlaki olarak kendilerinin lsquoAsyarsquoda (bir başka deyişle Pers İmparatorluğursquonda) yaşayan barbarlardanrsquo uumlstuumln olduklarını hissetmeye başladılar Yunanlar oumlz-guumlrluumlğuumln tadını ccedilıkarıyor ve hiccedilbir despotun ayaklarına kapanmıyordu Elbette Yunanrsquoda ccedilok sayıda tiranlık vardı Atina ve Sparta diğer şehirlere despotccedila davranırdı ancak bu durum duumlnyanın ikiye boumlluumlnduumlğuumlne ilişkin Yunan goumlruumlşuumlnuuml değiştirmedi Yunanlar oumlzguumlr ve bağımsızdı Barbarlar zengin dahi olsalar ccediloğunlukla yozlaşmış ve daima koumlleydi Aiskhylosrsquoun ilk kez MOuml 472rsquode sahnelenen oyunu Persler bu tavrın bir oumlrneğidirrdquo Nigel Rodgers Antik Yunan Ccedilev Uumllkuuml Evrim Uysal Tuumlrkiye İş Bankası Kuumlltuumlr Yayınları 1 Baskı İstanbul 2015 s 60

120 Guumlvenccedil Şar

Yunan olmayan yabancıyı anlatan soumlzcuumlktuuml Buna karşılık Eski Yunanrsquoda Yunanlar iccedilin de yabancı denilebiliyordu Kendi πόλις [polis]rsquoinden başka bir πόλις [polis]rsquoe her ne sebeple ve ne kadar suumlreyle olursa olsun giden herhangi bir Yunanlı yabancı kabul ediliyordu Eski Yunanrsquoda kendi πόλις [polis]rsquoinden başka bir πόλις [polis]rsquoe giden Yunan iccedilin iki soumlzcuumlk kullanılıyordu ξένος [ksenos] ve μέτοικος [metoikos] Oumlncelikle ξένος [ksenos] soumlzcuumlğuumlnuuml ele alacağız ccediluumlnkuuml bu soumlzcuumlğuumln kullanım bağlamlarına bakıldığında hem yabancı hem de misafir konuk anlamında kullanıldığını goumlruumlruumlz ξένος [ksenos] soumlzcuumlğuumlnuumln ccedileşitli anlamları şunlardır misafir arkadaş (bir anlaşma ya da konukseverliğe bağlı olarak kişilere ve devletlere uygun olarak) misafir ziyaretccedili konuk oumlzellikle gezgin sığınmacı anlamında yabancı genel olarak yabancı uumlcretli kişi paralı asker tuhaf garip acayip alışılmadık olağandışı nadir5 ξένος [ksenos] soumlzcuumlğuuml anlaşıldığı kadarıyla ccediloğunlukla bir Yunan πόλις [polis]rsquoinden diğerine kısa suumlreliğine giden kişiler iccedilin kullanılıyordu Bundan dolayı ξένος [ksenos] aynı zaman-da hem yabancıydı hem de misafirdi Eski Yunanlar ccedileşitli nedenlerden dolayı πόλις [polis]rsquoten πόλις [polis]rsquoe seyahat ederlerdi Oumlncelikli olarak ticaret yapan tuumlccarların seyahati bunun dışında ise dinsel festivaller bayramlar ve duumlzenlenen oyunlar iccedilin yapılan seyahatler soumlz konusuydu ldquoYıl boyu yolculuk eden tuumlccarlar kuşkusuz hem karada hem de denizde yolculuk edenlerin en buumlyuumlk boumlluumlmuumlnuuml oluşturuyordu Ancak tuumlccarlar ve benzeri yolcular yılın belli doumlnemlerinde kara ve deniz yolları boyunca seferi hacirclde bulunan kalabalık insan toplulukları arasında kaybolurdu Bunlar buumlyuumlk panhellenik dini festivallere katılmak iccedilin koşuşturan toplulukturdquo6

Bu dinsel festivallerde ccedileşitli oyunlar ve yarışmalar duumlzenleniyordu Bu yuumlzden ccedilok farklı πόλις [polis]rsquolerden bu oyunlara festivallere gelenler oluyordu ldquoBirden fazla sayıda festivali birleştiren dini toumlrenler yapma fikri Yunan tarihinin erken bir doumlneminde oluşmuştu Yakınlardaki şehir devletlerinden gelen gruplar inandıkları ortak bir tanrıya tapınmak iccedilin belirli bir merkezde toplanma pratiği geliştirmişti Kesin olmayan nedenlerle bu tip toplantıların doumlrt tanesi giderek oumlnem kazandı ve her youmlreden Yunanın katıldığı ulusal festivallere doumlnuumlştuuml Bunlar Olimpik Oyunlar Pythian Oyunları Isthmian Oyunları ve Nemean Oyunlarırsquoydı Her biri tek bir tanrıya adanmıştı oumlzel kurban adama ve dua etme kuralları vardı Bunlara lsquooyunrsquo adı verilme-sinin nedeni muumlkemmel bir atletik ya da sanatsal performans sunmanın Yunanların tanrılarına adak adama biccedilimlerinden biri olmasıydırdquo7

Eski Yunanlar ister ticaret nedeniyle olsun ister dini festivaller ya da oyunlar nedeniyle olsun anlaşıldığı kadarıyla sıklıkla seyahat ediyorlardı Bu ise oumlnemli bir sorun olan konaklama sorununun ortaya ccedilıkmasına yol accedilıyordu ldquohellipbu erken doumlnemde gezginlerin genellikle konukseverlik dışında yararlanabilecekleri bir seccedilenek yoktu

5 H G Liddell-R Scott A Greek-English Lexicon6 Lionel Casson Antik Ccedilağda Seyahat Ccedilev Nalan Oumlzsoy MB Yayınevi 1 Baskı İstanbul 2008 s 657 Lionel Casson Antik Ccedilağda Seyahat s 65

ldquoEvrdquoin Oumltesi Eski Yunanrsquoda ve Guumlnuumlmuumlzde Yabancı Uumlzerine Duumlşuumlnceler 121

Yolculuğun hızla geliştiği doumlnemde ve her yerde hanların ortaya ccedilıkmasından ccedilok sonraları bile konukseverlikten yararlanma oumlnemli bir rol oynamaya devam etmiştir Konaklama konusunda tuumlccarlar iş ortaklarına asiller ve zenginler nuumlfuzlu arkadaş-larına ve sıradan kişiler de onları kim kabul ederse ona guumlveniyordu Dostluk bağıyla birbirine bağlı farklı şehirlerdeki aileler kuşaktan kuşağa birbirlerine konukseverlik goumlstermeye devam etti Bağların oumlzellikle ccedilok sıkı olması gerekmezdi hatta bazı haneler belli bir yerden gelen herkese tanıdık olsun ya da olmasın barınak sağlamak gibi coumlmert bir geleneğe sahipti Zenginlerin evlerinde daima en az bir tane ksenon8 yani misafir odası bulunurdu bu odanın genellikle ayrı girişi olurdu bazen de ayrı bir odaydı Ziyaretccedili gelişinin ertesi guumlnuuml ev sahibinin masasına davet edilirdi daha sonra yiyecek ve iccedilecekler ya ksenonrsquouna goumlnderilir ya da ziyaretccedili bunları kendisi satın alır hizmetccedililer de hazırlardı Ayrılık vakti geldiğinde misafir ve ev sahibi bir-birlerine hediye verirlerdirdquo9

Goumlruumllduumlğuuml gibi Eski Yunanrsquoda seyahat ve seyahatlerin yoğunluğuna bağlı olarak konaklama misafir ağırlama konularında ccedileşitli seccedilenekler ortaya ccedilıkmıştır Bu seccedile-neklerden insanların tanımasalar da yolculuk edenlere bir oda vermeleri ξένος [ksenos] soumlzcuumlğuumlnuumln iccedileriğini kavramamız accedilısından oumlnemli bir oumlrnektir ξένος [ksenos] hem yabancıdır hem de misafirdir konuktur ξένος [ksenos] soumlzcuumlğuuml bu bakımdan kısa suumlreli olarak ve belirli bir nedenden dolayı seyahat eden ldquoyabancılarrdquo iccedilin kullanılı-yordu Şimdi de kısa suumlreli ya da seyahat amacıyla değil de πόλις [polis]rsquoe yerleşen yabancıların konumuna yapısına bakalım

Eski Yunanrsquoda bir πόλις [polis]rsquoin yurttaşı olabilmek iccedilin soumlz konusu πόλις [polis]rsquoin yurttaşı olan bir anne-babadan doğmuş olmak gerekiyordu Bu bakımdan oumlrneğin Atina yurttaşı olmak Atinalı anne-babadan doğmuş olmak anlamına geliyordu Aristoteles Atinalıların Devleti adlı yapıtında yurttaş olmanın ve yurttaş listesine kayıt edilmenin koşullarını ayrıntılı bir biccedilimde accedilıklar ldquoDevletin buguumlnkuuml youmlnetimi şu şe-kildedir Anne ve babası Atinalı olanlar yurttaş sayılır ve on sekiz yaşlarında demotes [yurttaş] listelerine kaydedilirlerrdquo10 Buna karşın Atina dışından gelip Atinarsquoya yerleşen diğer Yunan πόλις [polis]rsquolerinin yurttaşları Atina yurttaşı olarak kabul edilmiyorlardı Atinarsquoya dışarıdan gelip yerleşen gelen Yunanlar iccedilin μέτοικος [metoikos] soumlzcuumlğuuml kullanılıyordu Soumlzluumlklere baktığımızda μέτοικος [metoikos] soumlzcuumlğuumlnuumln şu anlamlara geldiğini goumlruumlyoruz ldquoDışarıdan yerleşen yabancı bir kentte ikamet eden otuma izni olan bir kente dışarıdan gelen yabancırdquo11

8 Tuumlrkccedile ccedileviride ldquozenonrdquo biccediliminde yazılmış olmasına rağmen doğrusu ξενών [ksenōn] olacağından tarafımızdan duumlzeltilmiştir

9 Lionel Casson Antik Ccedilağda Seyahat s 7510 Aristoteles Atinalıların Devleti Ccedilev Ari Ccedilokona Tuumlrkiye İş Bankası Kuumlltuumlr Yayınları 1 Baskı

İstanbul 2013 s 4711 H G Liddell-R Scott A Greek-English Lexicon Guumller Ccedilelgin Eski Yunanca-Tuumlrkccedile Soumlzluumlk Kabalcı

Yayınevi 1 Baskı İstanbul 2011 Croix μέτοικος [metoikos] soumlzcuumlğuumlnuumln Eski Yunan duumlnyasının

122 Guumlvenccedil Şar

μέτοικος [metoikos] soumlzcuumlğuuml μετά [meta] ile οἶκος [oikos] soumlzcuumlklerinden oluşur μετά [meta] soumlzcuumlğuuml ldquoKatışık kelimelerde değişme ifade ederrdquo12 οἶκος [oi-kos] soumlzcuumlğuumlnuumln anlamları ise şoumlyledir ldquoev ev ile ilgili şeyler mal muumllk servet aile soyrdquo13 Buna goumlre μέτοικος [metoikos] soumlzcuumlğuuml evini yurdunu değiştiren kişiler iccedilin kullanılmaktadır Bu bakımdan μέτοικος [metoikos] soumlzcuumlğuumlne karşılık olarak goumlccedilmen soumlzcuumlğuuml ilk elde akla gelse de bu yeterince uygun bir karşılık olmayabilir Ccediluumlnkuuml Eski Yunancada goumlccedilmen soumlzcuumlğuuml karşılığı olarak kullanılan μετανάστης [metanastēs] soumlzcuumlğuuml bulunmaktadır Buna goumlre μέτοικος [metoikos] soumlzcuumlğuuml oumlzel bir duruma işaret etmektedir μέτοικος [metoikos] soumlzcuumlğuumlnuumln yurttaşlık haklarına sahip olmayan oumlzguumlr insanlar iccedilin kullanıldığını goumlz oumlnuumlne alarak belki de onlar iccedilin ldquoyerleşik yabancırdquo diyebiliriz

μέτοικος [metoikos]rsquoları πόλις [polis]rsquoin yurttaşlarından ayıran farklılaştıran bir başka youmln de πόλις [polis]rsquoin dinsel toumlrenlerine katılamamalarıydı Ccediluumlnkuuml yurttaşlık ile dinsel toumlrenlere katılmak arasında bağlantı vardı ldquoYurttaşı site tapınmasında yer alması nedeniyle tanıyoruz Tuumlm sivil ve siyasi hakları tapınmaya katılımından kaynak-lanır Tapınmadan vazgeccedilerse haklarından da vazgeccedilerhellip Atinarsquoda yurttaş tanrılarının bayramına katılmayan site uumlyesi hakkını kaybediyordurdquo14 Coulanges dini rituumlelleri gerccedilekleştirme ile yurttaş olma ve yurttaşlık haklarından yararlanma arasında keskin bir bağlantı kuruyordu Coulanges kitabında ξένος [ksenos] ile μέτοικος [metoikos] ayrımı yapmadan yabancıların πόλις [polis]rsquoin tanrılarına tapınamayacağını belirtir ldquoCcediluumlnkuuml yurttaşın tanrıları sadece yurttaşın duasını ve armağanlarını kabul eder yaban-cıyı reddederdi yabancıların tapınaklara girişleri yasaktır ve kurban sırasında orada bulunmaları bile dine saygısızlıktırrdquo15 Belirtmek gerekir ki Coulanges bu konudaki

buumltuumlnuumln de kullanılmadığını μέτοικος [metoikos] soumlzcuumlğuuml yerine geccedilebilecek başka soumlzcuumlkler de kullanıldığını belirtir ldquoBelirli bir polisrsquote kısa bir suumlreden fazla kalmak iccedilin resmicirc izne sahip olan ve resmicirc statuumlleri bazen (Atinarsquoda olduğu gibi) dikkatli bir şekilde duumlzenlenen lsquomukim yabancılarrsquo da bir başka lsquotabakarsquo olarak tespit edilebilir Bu ldquomukim yabancılarrdquo guumlnuumlmuumlzde genellikle lsquometiklerrsquo (Yu-nanca metoikoi) şeklinde adlandırılmaktadır ve ben de her ne kadar metoikoi terimi Klasik doumlnemde bile Yunan duumlnyasının her yerinde kullanılmasa ve Helenistik ccedilağda buumlyuumlk oranda ortadan kalksa da onlardan bu şekilde soumlz edeceğim (Yunan şehirlerinde metoikoi yerine kullanılabilecek diğer ifadeler arasında synoikoi epoikoi katoikoi ve daha sonrayla ağırlıklı olarak paroikoi bulunur)rdquo G E M De Ste Croix Antik Yunan Duumlnyasında Sınıf Muumlcadelesi Ccedilev Ccedilağdaş Suumlmer Yordam Kitap 1 Baskı İstanbul 2013 s 130

12 Suat Sinanoğlu Kelimelerin Etymonu Esas Tutularak Tertiplenen Yunanca Tuumlrkccedile Soumlzluumlk AUumlndashDTCF Yayınları Ankara 1953

13 Suat Sinanoğlu Kelimelerin Etymonu Esas Tutularak Tertiplenen Yunanca Tuumlrkccedile Soumlzluumlk14 Fustel De Coulanges Antik Site Ccedilev İsmail Kılınccedil Epos Yayınları 1 Baskı İstanbul 2011 s 18515 Fustel De Coulanges Antik Site s 186 Ayrıca μέτοικος [metoikos]rsquoların dinsel festivallerde yapılan

oyunlara spor yarışmalarına da katılmaları da yasaktı ldquoMOuml 350rsquode kesin biccedilimlerini alan oyunlara yalnızca on sekiz yaşından buumlyuumlk oumlzguumlr Yunan yurttaşları katılabilirdi Koumlleler bir Yunan sitesinde yaşayan ancak sitenin yerlisi olmayan kişiler (metoumlk) ve mahkucircmlar oyunlara alınmazlardırdquo Ali Te-kin-Guumllcan Tekin ldquoAntik Yunan Doumlnemi Spor ve Antik Olimpiyat Oyunlarırdquo Tarih Okulu Dergisi Yıl 7 Sayı 18 s 132

ldquoEvrdquoin Oumltesi Eski Yunanrsquoda ve Guumlnuumlmuumlzde Yabancı Uumlzerine Duumlşuumlnceler 123

oumlrneği Roma doumlneminden verir Coulanges dinsel rituumlellere katılmanın yurttaşlık ile birlikte diğer buumltuumln hakların elde edilmesini sağladığını ileri suumlrer ldquoTapınmaya ka-tılmak haklar elde edilmesine yol accedilıyordurdquo16 George Thomson da yabancıların hem yurttaşlık haklarından hem de dini rituumlellere katılma haklarından mahrum olmakla birlikte bir istisnası olduğunu da belirtir ldquohellip kentte ve onun ccedilevresinde ticaretin yarattığı fırsatların kendine ccedilektiği yerleşik yabancılardan (metoikoi) oluşan bir sınıf oluşmuştu Yabancılar olarak yurttaşlık haklarından ve devlet dininin kamusal toumlren-lerinden uzak tutulmuş olmalarına karşın huumlkuumlmetin politikası bunları geliştirmek youmlnuumlnde olmuştu Bununla birlikte yılda bir kez ulusal Panathenaia festivalinde bu yabancıların yalnızca festivale katılmasına izin verilmiyor aynı zamanda oumlzel onur nişanları dağıtılıyordu kendilerinerdquo17

μέτοικος [metoikos]rsquolar Eski Yunanrsquoda vatandaşlık haklarından yararlanama-maları yanında ayrıca bir de vergi vermek zorundaydılar μετοίκιον [metoikion] adı verilen bu vergiyi Finley yabancılardan alınan kelle vergisi olarak nitelendirmektedir Finleyrsquoe goumlre ldquoVatandaş olmayıp da şehirde kısa suumlreli yaşamakta olan belki de bir ay gibi kısa bir suumlre erkekler iccedilin ayda bir drakhme kadınlar iccedilin yarım drakhmerdquo oumllccediluumlsuumlnde bir μετοίκιον [metoikion] soumlz konusudur18 Deborah Kamen ise erkeklerin yıllık 12 drakhme kadınların yıllık 6 drakhme μετοίκιον [metoikion] oumldediğinden bahseder19 Friedell ise μετοίκιον [metoikion] ile ilgili olarak şoumlyle bir accedilıklama yapar ldquoBu insanlar Atinarsquoda on iki drakhmersquolik bir korunma parası oumlder yasal sınırlamalar dışında nuumlfusun geri kalanıyla aynı hakları paylaşırdırdquo20 μετοίκιον [metoikion]rsquoun oumldenmemesinin ise insanı oumlzguumlrluumlğuumlnden eden ciddi sonuccedilları vardı Diogenes Laerti-osrsquoun bildirdiğine goumlre Khalkedonrsquolu Ksenokrates μετοίκιον [metoikion] oumldemediği iccedilin Atinalılar onu satılığa ccedilıkarıp satmışlar Fakat Demetrios onu satın alarak oumlzguumlr-luumlğuumlnuuml geri vermiştir21

Eski Yunanrsquoda μέτοικος [metoikos]rsquolar politik hukuki hakları bakımından kouml-lelerle oumlzguumlr yurttaşlar arasında bir konuma sahipti μέτοικος [metoikos]rsquolar oumlzguumlr yurttaşlar gibi politikaya katılamıyorlar yani πόλις [polis]rsquoin youmlnetiminde soumlz sahibi olamıyorlardı bunun yanında oumlzguumlr yurttaşlar gibi ticaretle uğraşabiliyorlar ve hatta koumlle sahibi olabiliyorlardı ldquoLysias ve kardeşi Polemarchus beşinci yuumlzyılın sonlarında

16 Fustel De Coulanges Antik Site s 18617 George Thomson Aiskhylos ve Atina Ccedilev Mehmet H Doğan Payel Yayınları 1 Baskı İstanbul

1990 s33918 M I Finley Antik Ccedilağ Ekonomisi Ccedilev Hatice Palaz Erdemir Arkeoloji ve Sanat Yayınları İstanbul

2007 s 196 Ayrıca bkz Alacirceddin Şenel Eski Yunanda Eşitlik ve Eşitsizlik Uumlstuumlne Ankara Uumlniversi-tesi Siyasal Bilgiler Fakuumlltesi Yayınları 1 Baskı Ankara 1970 s 263

19 Deborah Kamen Status in Classical Athens Princeton University Press New Jersey 2013 s4420 Egon Friedell Antik Yunanrsquoın Kuumlltuumlr Tarihi Ccedilev Necati Accedila Dost Kitabevi Yayınları 1 Baskı An-

kara 1999 s 19821 Diogenes Laertios Leben und Meinungen beruumlhmter Philosophen Ccedilev Otto Apelt Verlag von Felix

Meiner 2 Baskı Hamburg 1967 614

124 Guumlvenccedil Şar

Atinarsquonın en zengin insanları arasında yer almış olabilirler ve kuşkusuz 404 yılında Klasik doumlnemde herhangi bir Yunanın guumlvenilir bir şekilde sahip olduğu soumlylenebile-cek en yuumlksek sayıda koumlleye sahip oldukları rivayet edilmiştir Fakat onlar Atinarsquoda birer metikti22 (yabancı sakin) ve hiccedilbir siyasi haktan yararlanamıyordurdquo23 Ayrıca oumlzguumlrluumlğuuml kendisine verilmiş olan koumllelerin durumu da Eski Yunanrsquoda oumlzellikle de Atinarsquoda μέτοικος [metoikos]rsquoların pozisyonunu anlamamız bakımından oumlnemli bir veridir ccediluumlnkuuml oumlzguumlrluumlğuumlne kavuşmuş koumlleler de μέτοικος [metoikos] statuumlsuumlne sahip olabiliyorlardı ldquoBir Yunan şehri yurttaşının azat edilmiş koumllesiyse hiccedilbir zaman efendisi tarafından azat edilmenin otomatik bir sonucu olarak metik statuumlsuumlnden daha fazlasını elde edememiş gibi goumlzuumlkmektedir Atinarsquodaysa azatlı koumlle kesin olarak metik statuumlsuumlne girerdirdquo24 Bundan dolayı Deborah Kamen μέτοικος [metoikos]rsquoun kapsamı hakkında bilgi verirken oumlzguumlrluumlğuumlne kavuşmuş koumllelerin de μέτοικος [metoikos] olduğunu belirtir25

μέτοικος [metoikos]rsquolar oumlzguumlr yurttaşların haklarına sahip olmamakla birlikte zaman zaman yurttaşlık haklarına kavuşabilmişlerdir Oumlrneğin Kleisthenes Atinarsquodaki youmlneticiliği doumlneminde ldquobirccedilok iyi halli metoikosrdquoa yurttaşlık hakkı tanımıştır26 Fakat bu oumlrnek dışında μέτοικος [metoikos]rsquoların yurttaşlık hakkı elde etmesi ccedilok fazla karşılaşılmayan bir durumdur ccediluumlnkuuml μέτοικος [metoikos]rsquoların yurttaşlığa geccedilmeleri iccedilin konulmuş olan koşullar ccedilok yuumlksek olabiliyordu Oumlrneğin Atinarsquoda μέτοικος [metoikos]rsquolar ldquoancak Atinarsquoya buumlyuumlk yararlıkları dokunduğunda altı bin oy ile Atina vatandaşı kılınabilirlerdi ki bu ccedilok guumlccedil bir şeydirdquo27

μέτοικος [metoikos]rsquoların sayısı πόλις [polis]rsquoin iccedilinde bulunduğu duruma goumlre değişiklik goumlsteriyordu Oumlzellikle Atina ekonomik ve politik olarak gelişkin bir du-rumdayken μέτοικος [metoikos] sayısı da buna uygun olarak artıyordu Buna karşın

22 μέτοικος [metoikos] soumlzcuumlğuuml ccedileşitli yabancı dillerden yapılan ccedilevirilerden dolayı Tuumlrkccedile kimi ccedilevi-rilerde farklı biccedilimlerde karşımıza ccedilıkmaktadır μέτοικος [metoikos] soumlzcuumlğuuml İngilizce ldquometicrdquo Al-manca ldquometoumlkrdquo Fransızca ldquomeacutetegravequerdquo soumlzcuumlkleriyle karşılandığından Tuumlrkccedileye ccedileviri kitaplarda ya da bu dillerden yapılan alıntılarda μέτοικος [metoikos] soumlzcuumlğuumlnuuml bu biccedilimlerde goumlrebiliyoruz Bundan dolayı metin iccedilersinde geccedilen ldquometicrdquo ldquometikrdquo ldquometoumlkrdquo gibi ifadelerin μέτοικος [metoikos] soumlzcuumlğuuml-nuumln karşılığı olduğu goumlz oumlnuumlnde tutulmalıdır

23 G E M De Ste Croix Antik Yunan Duumlnyasında Sınıf Muumlcadelesi s 12624 G E M De Ste Croix Antik Yunan Duumlnyasında Sınıf Muumlcadelesi s 227 Eski Yunanrsquoda oumlzguumlrluumlğuumlnuuml

kazanmış olan koumllelerin durumuyla ilgili olarak bakınız ldquoAzat edilen koumlleler ndashRomarsquoda olduğunun aksinendash yurttaş statuumlsuumlne değil metoikos statuumlsuumlne geccediltiği dolayısıyla Atinarsquoda oturabilmek iccedilin oumlz-guumlr bir yurttaşın himayesine ve hukuki temsiline ihtiyaccedil duyacağı ve bu kişi de muhtemelen eski efendi olacağından oumltuumlruuml koumllenin efendisine bağımlılık ilişkisi azatlık ile tamamen kopmuyordu Belli bir zaman ya da oumlluumlnceye kadar eski efendi iccedilin part-time ccedilalışmak tuumlruumlnden ilave koşulların da geti-rilmiş olabileceği duumlşuumlnuumllmelidirrdquo Guumlven Bakırezer ldquoAntik Yunan Duumlşuumlncesinde Koumllelikrdquo Ankara Uumlniversitesi Siyasal Bilgiler Fakuumlltesi Dergisi Cilt 63 Sayı1 s 24

25 Deborah Kamen Status in Classical Athens s4326 Alacirceddin Şenel Eski Yunanda Eşitlik ve Eşitsizlik Uumlstuumlne Ankara Uumlniversitesi Siyasal Bilgiler Fakuumll-

tesi Yayınları 1 Baskı Ankara 1970 s 22427 Alacirceddin Şenel Eski Yunanda Eşitlik ve Eşitsizlik Uumlstuumlne s 264

ldquoEvrdquoin Oumltesi Eski Yunanrsquoda ve Guumlnuumlmuumlzde Yabancı Uumlzerine Duumlşuumlnceler 125

savaş ve savaşın yenilgiyle sonuccedillanması gibi nedenlerden dolayı Atinarsquoda μέτοικος [metoikos] sayısı azalıyordu Whitby Demetriosrsquoun yaptığı bir nuumlfus sayımında 10000 gibi az sayıda μέτοικος [metoikos]rsquoun bulunduğu tespitini şu nedenlere bağlıyor ldquoBir yandan Lamia savaşında Atinarsquonın yenilgisini takip eden siyasi istikrarsızlık bir yandan da yuumlkselen Takipccedili rejimlerin sunduğu olanaklar yuumlzuumlnden Atinarsquoda bir yabancı olarak yaşamanın ccedilekiciliği adamakıllı azalmış olduğu bir zamanda bu sayım yapılmıştırdquo28 Atina πόλις [polis]rsquoinin nuumlfusu hakkındaki bilgiler tartışmalı olmakla birlikte Atina nuumlfusu ve μέτοικος [metoikos]rsquoların sayısı hakkındaki ccedileşitli bildirimler bir fikir verebilir ldquoİOuml V yuumlzyılda Atinarsquonın (Attikarsquoyı da iccedilermek uumlzere) nuumlfusu 300000 dolaylarında hellip Atina nuumlfusunun 155000rsquoinin Atinalılar 30000rsquoinin metoikoslar 115000rsquoinin de koumllelerden oluştuğu sanılmaktadırrdquo29 Atina nuumlfusu ve bunun iccedileriğinin ne olduğu tartışmalıdır Guumlnuumlmuumlzden yaklaşık 2500 sene oumlnce varol-muş bir kentin nuumlfusu konusunda kesin bir yargıda bulunmak oldukccedila zor olsa gerek Ayrıca bu nuumlfusun kaccedilının oumlzguumlr yurttaşlar kaccedilının kadın kaccedilının koumlle ve kaccedilının μέτοικος [metoikos] olduğu sorusunun yanıtlanması konusunda sıkıntılı bir durum oluşturmaktadır Alaeddin Şenel Perikles doumlnemi Atinarsquosının nuumlfus yapısı hakkındaki ccedileşitli araştırmacıların vardığı sonuccedilları şu biccedilimde derleyip toparlamıştır ldquoZimmern The Greek Commomvealth s 415 de 40 bin reşit erkek vatandaş 34 bin reşit er-kek metoikos 55 bin reşit koumlle olmak uumlzere 119 bin reşit erkek olarak tahmin eder Ferguson Greek Imperialism s 42 de Atinarsquonın Perikles devrinde 150 bini Atinarsquoda 150 bini Attikarsquoda [ 50 şehirleşme] olmak uumlzere 300 bin nuumlfuslu olduğunu bunun 13 uumlnuumln [100 bininin] koumlle 16 sının [50 bininin] metoikos 12 sinin [150 bininin] vatandaş ve vatandaşların aile ccedilevresi [karı ve ccedilocukları] olup bunun da 50 bininin askerlik yaşında erkek nuumlfus [yani tam vatandaş] olduğunu yazar Barker Greek Po-litical Theory s 31 de vatandaş ailelerinin 160 bin metoikosların 45 bin reşit 45 bin ccedilocuk olmak uumlzere 90 bin koumllelerinse 80 bin olduğunu yazarrdquo30

Buradan da anlaşılacağı gibi Atinarsquoda oumlzguumlr yurttaşlar yanında azımsanmayacak bir μέτοικος [metoikos] ve koumlle nuumlfusu soumlz konusudur Peki neden Atinarsquoda bu kadar yoğun μέτοικος [metoikos] ve koumlle nuumlfusu bulunmaktadır Oumlncelikle Atina Eski Yunan duumlnyasının ticaret politika ve kuumlltuumlr accedilısından deyim yerindeyse başkenti ko-numundaydı Bundan dolayı Atinarsquonın oumlzellikle pek ccedilok bakımdan yuumlkselişte olduğu doumlnemde diğer Yunan πόλις [polis]rsquolerinden Atinarsquoya bir akış soumlz konusuydu Oumlzel-likle ldquoPers Savaşları sonrası hızla gelişen polislerarası ticaret oumlzellikle deniz ticareti Atinarsquoya birccedilok yabancının gelmesine bunlardan bazılarının Atinarsquoya yerleşmelerine yol accediltırdquo31 Atinarsquoya yerleşen yabancılar genellikle ticaretle ilgilendiklerinden Atina

28 Michael Whitby ldquoM Ouml Doumlrduumlncuuml Yuumlzyılda Atinarsquonın Tahıl Ticaretirdquo Ticaret Tuumlccarlar ve Antik Kent Yay Haz Helen Parkins-Christopher Smith Ccedilev Oumlmuumlr Harmanşah Homer Kitabevi 1 Baskı İstanbul 2010 s 104

29 Kıvanccedil Ertop-Ccediletin Yetkin Siyasal Duumlşuumlnce Tarihi I Say Yayınları 1 Baskı İstanbul 1985 s 9130 Alacirceddin Şenel Eski Yunanda Eşitlik ve Eşitsizlik Uumlstuumlne s 26031 Alacirceddin Şenel Eski Yunanda Eşitlik ve Eşitsizlik Uumlstuumlne s 262

126 Guumlvenccedil Şar

ticaretinin oumlnemli bir kısmını ellerinde tutuyorlardı ldquoAşağı tabaka kent sakini oumlz-guumlr yabancı veya koumlle olabilen zanaatccedilıların faaliyetleri dışında agoranın diğer tuumlm gelişen ticari faaliyetleri metoikos32 adı verilen yabancıların elindeydihellip tek işleri para kazanmak olan siyasal anlamda dışlanmış azınlık idiler buumltuumln enerjilerini para kazanmaya ve paranın alabileceği şeyleri almaya harcamak zorundaydılarrdquo33 Genel olarak politik haklardan kısıtlanmış toplulukların sadece ticaretle uğraşması uğraşmak zorunda kalması goumlruumllen bir şeydi Uumlstelik Atinarsquodaki bu durum herkesin memnun olacağı sonuccedillar ortaya ccedilıkarıyordu ldquoİsokrates e goumlre Atina lsquotuumlccarlar yabancılar ve metiklerle dolu olduğundarsquo ndashccedilizdiği abartılı resme goumlrendash bu tuumlr insanların bulunmadığı kendi doumlnemine kıyasla iki kat daha fazla gelir elde etmiştirdquo34 Bunun sonucu olarak Atinalılar μέτοικος [metoikos]rsquoların getirdiği ekonomik guumlccedilten yaralanırken35 μέτοικος [metoikos]rsquolar da Atinarsquonın Eski Yunan duumlnyasının ticaret ve poltika merkezi olmasının getirdiği avantajlardan yararlanabiliyorlardı Uumlstelik μέτοικος [metoikos]rsquolar koumllelerin aksine istedikleri zaman başka bir πόλις [polis]rsquoe ya da kendi πόλις [polis]rsquolerine gitme oumlzguumlrluumlğuumlne sahiptiler ldquoAzatlı olmayan metikrsquolerin ccediloğu muhtemelen zama-nı gelince evlerine doumlnme niyetiyle bir suumlreliğine memleketleri olmayan bir şehirde goumlnuumllluuml olarak yaşayan başka bir πόλις [polis]rsquoin yurttaşları olmalıdır Ve kuşkusuz metikrsquoler yoğun bir şekilde soumlmuumlruumllemezlerdi Soumlmuumlruumllduumlkleri takdirde yapacakları şey basitccedile başka bir yere taşınmaktırdquo36

μέτοικος [metoikos]rsquoların Atinarsquoya katkısı etkisi sadece ticaret ile sınırlı değildi μέτοικος [metoikos]rsquolar Atinarsquonın ve dolayısıyla Eski Yunan duumlnyasının kuumlltuumlrel duumlşuumlnsel gelişimini sağlayan en oumlnemli unsurlardandı Bunu sağlamada en buumlyuumlk pay da sofistlere aitti Ccediloğunlukla μέτοικος [metoikos] olan sofistlerin Atinarsquonın eğitimi ve felsefesi soumlz konusu olduğunda doğrudan hukuk ve politika soumlz konusu olduğunda ise dolaylı olarak ccedilok buumlyuumlk katkıları olmuştur Sofistlerrsquoin Atinarsquoya etkisinin derecesi konusundaki bir yorum şoumlyledir ldquohellip Yunan sitesi bu can sıkıcı yabancılar [sofistler] olmasaydı her hacircluumlkacircrda var olmayacaktırdquo37

32 Tuumlrkccedile ccedileviride ldquometikosrdquo olarak verilmiş olan soumlzcuumlğuumln doğrusunu yazmayı uygun bulduk33 Lewis Mumford Tarih Boyunca Kent Ccedilev Guumlrol KocandashTamer Tosun Ayrıntı Yayınları 1 Baskı

İstanbul 2007 s 19334 G E M De Ste Croix Antik Yunan Duumlnyasında Sınıf Muumlcadelesi s 24635 ldquoGerccedilekten ticaret ve sanayi ile uğraşan metoikosların zengin Atina vatandaşları kadar koumlleleri vardı

ve hiccedil koumllesi olmayan ya da bir tek koumllesi olan vatandaşlar sınıfının yarısından fazlasına goumlre koumlle sahibi olma konusun da ve genel olarak ekonomik guumlccedilte uumlstuumln durumdaydılar Ancak Atina vatandaş-ları onların servetlerinin normal zamanlarda belli bir oumllccediluumlde olağanuumlstuuml zamanlarda tamamen genel yarar iccedilin kullanılacağını biliyordu Oumlrneğin zengin Metoikoslara gemi donatma tiyatro oyunlarının masrafını yuumlklenme goumlrevleri verilirdi Sanırız bu karşılıklı ekonomik ccedilıkarlar vatandaşlarla meto-ikosların arasının accedilılmamasının ve metoikosların siyasal amaccedillar peşinde koşmamalarının başlıca nedenleridirrdquo Alacirceddin Şenel Eski Yunanda Eşitlik ve Eşitsizlik Uumlstuumlne s 264-265

36 G E M De Ste Croix Antik Yunan Duumlnyasında Sınıf Muumlcadelesi s 36637 Barbara Cassin ldquoSofistlerrdquo Siyaset Felsefesi Soumlzluumlğuuml Yay Haz Philippe RaynaudndashStephane Rials

Ccedilev İsmail Yerguz İletişim Yayınları 1 Baskı İstanbul 2003 s 811

ldquoEvrdquoin Oumltesi Eski Yunanrsquoda ve Guumlnuumlmuumlzde Yabancı Uumlzerine Duumlşuumlnceler 127

Neredeyse tamamı μέτοικος [metoikos] olan sofistler Eski Yunan duumlnyasında oumlzellikle de Atinarsquoda eğitim konusunda en başta başvurulan kişilerdi ldquoYetişkinlerin eğitimi iccedilin uumlniversitelerin ya da kolejlerin olmadığı bir durumda boşluk sofist laka-bıyla uumlnlenen ve oumlvuumlnerek bir gence lsquokişisel işlerini uygun biccedilimde yuumlruumltmeyi kendi ev işlerini ve hem hatip hem de eylem adamı olarak gerccedilek bir guumlccedil haline gelebilmek iccedilin devlet işlerini en iyi şekilde youmlnetmeyirsquo kentte oumlğretme yeteneğinin reklamını yapan Protagoras gibi kimseler tarafından kendi yararlarına goumlre dolduruluyordurdquo38 Sofistler başta eğitim yoluyla Atinarsquonın toplumsal yapısını politik gelişimini tarihsel ve duumlşuumlnsel seyrini buumlyuumlk oranda değiştirdiler Sofistler politika ve hukuk alanında oumlzguumlr yurttaşların sahip olduğu haklardan mahrumdular buna karşın ders verdikleri oumlğrencileri aracılığıyla politika ve hukuk alanındaki değişimler konusunda belki de en buumlyuumlk etkiyi sağlamışlardı Sofistler doğrudan ya da dolaylı Yunan dili hukuk ve politika başta olmak uumlzere ccedilok ccedileşitli konularda Yunan duumlşuumlnmesine katkıda etkide bulunmuşlardı

μέτοικος [metoikos]rsquoların Eski Yunan duumlnyasında ve oumlzellikle de Atinarsquodaki konumunu değerlendirdikten sonra μέτοικος [metoikos] soumlzcuumlğuuml uumlzerinde biraz daha durmak istiyoruz Oumlzellikle de μέτοικος [metoikos] bileşik soumlzcuumlğuumlnuuml oluşturan iki soumlzcuumlkten biri olan οἶκος [oikos] soumlzcuumlğuumlnuumln anlamları ve kullanım bağlamları uumlzerinden μέτοικος [metoikos]rsquou ya da yabancıyı değerlendirmek istiyoruz οἶκος [oikos] soumlzcuumlğuumlnuumln ccedileşitli kullanımları konusunda ilk elde şunları buluruz Sadece inşa edilmiş yapı anlamıyla değil herhangi bir mesken anlamında ev kykloprsquoların mağarası ccediladır yuva oda yemek salonu muumlstakil ev ev ile ilgili kamusal binalar iccedilin toplantı eviyeri salon tapınak kuşlar iccedilin kafes arı kovanı astrolojide gezegenin meskeni birinin ev eşyaları Attika yasalarında emlak miras39 οἶκος [oikos] soumlzcuumlğuumlnuuml en genel anlamıyla ev ya da yaşama yeri mekacircnı olarak anlamak gerekiyor Bu bakımdan μετά [meta] - οἶκος [oikos] yaşama mekacircnından başka bir mekacircna yabancı bir mekacircna geccedilmek demektir bir başka deyişle tanıdık bildik alışıldık olandan tanınmayana bilinmeyene alışılmamış olana geccediliş yapmak demektir Hemen belirtmek gerekir ki μετά [meta] - οἶκος [oikos] yani evini mekacircnını terk etme ile ilgili Eski Yunancada bir de fiil vardır μετοικέω [metoikeō] Bu fiil ikametgacirch değiştirmek anlamına geldiği gibi oumllmek anlamında da kullanılırdı Nitekim Tuumlrkccedilede de oumllenler iccedilin ldquogoumlccediltuumlrdquo ldquogoumlccediluumlp gittirdquo ifadelerini kullanırız40 Burada insan yine kendi mekacircnından ayrılmak zorunda kalmıştır Bu zorundalık bize bir şeyler soumlyluumlyor olabilir İnsan zorunlu olmadıkccedila ya da istemesine neden olacak bir olay olmadıkccedila evini yurdunu mekacircnını terk etmez terk etmek istemez Yabancı olmak bundan dolayı bir ccedileşit suumlrguumln olma durumudur

38 W K C Guthrie The Sophists Cambridge University Press Cambridge 1977 s 2039 H G Liddell-R Scott A Greek-English Lexicon40 μετοικέω [metoikeō] fiilinin bu anlamıyla kullanımı hakkında bkz Euripides ldquoHippolytusrdquo Ion

Hippolytus Medea Alcestis Ccedilev Arthur S Way Loeb Classical Library Harvard University Press London 1946 837

128 Guumlvenccedil Şar

Suumlrguumlnuumln zorla olması ya da goumlnuumllluuml olması suumlrguumlndekinin yabancı olduğu gerccedileğini değiştirmez

İnsan varlığını suumlrduumlrduumlğuuml alışılageldiği mekacircnı bırakıp gittiğinde kendisinde daha doğrusu kendi varlığı ile ilgili duumlşuumlnmesinde bir takım eksiklikler ya da boşluklar oluşur Aynı şekilde insanın kendi yaşam ya da varlık alanına dışarıdan gelen ya da dışarıdan katılan herhangi bir varlık da kişiyi tedirgin eder Yabancı bu anlamıyla hem tedirgin olandır hem de tedirgin edendir Bundan dolayı yabancının alışılmış olana muumldahalesi girme ccedilabası karşısında bir dışlaştırma pratiğini de bulur ldquoYabancı olan her bir duumlzenin sınırlarındaki olağan-uumlstuuml ve duumlzen-dışı olan şeklinde ortaya ccedilıkar ki bu duumlzen dışı mevcut duumlzende yer bulamaz ama dışlanmış olan olarak vardırrdquo41

Yabancı kendi yaşama alanını evini terk eden ya da terk etmek zorunda kalandır Bu yanıyla kendi bildik tanıdık ve korunaklı sınırlarını aşarak bir başkasının korunaklı sınırına doğru hamle yapar Bundan dolayı da bir başkasıyla karşılaşır Bir başkasıyla karşılaşması ise bir başkasını yabancı olarak tanımaya başlamanın ilk adımıdır42 Bir başkasını tanımaya başladığımızda başkasının sınırına dayanırız ldquoYabancı bir sınır fenomenidir bilhassardquo43

Yabancıyı duumlşuumlnmeye başladığımızda sınırı da duumlşuumlnmeye başlarız Elbette sınır dediğimizde ndashkendi bedensel yapımın sınırlarından oumlncendash bir yeri bir mekacircnı duumlşuumln-memiz gerekir Bu mekacircn ile olan ilişki yerli ile yabancı olanın bakışında farklılaşır Yerli sanki kendisi hep oradaymış oranın sahibiymiş de mekacircn daha sonradan ona goumlre onun iccedilin oluşturulmuş duygusu iccedilindedir Yabancı ise yabancı olduğu mekacircnla kendisi arasında tam bir oumlzdeşlik kuramaz ya da kurmak istemez Bunun oumlrneğini yukarıda Eski Yunanrsquoda μέτοικος [metoikos]rsquoları anlatırken goumlrmuumlştuumlk μέτοικος [metoikos]rsquolar yabancısı oldukları πόλις [polis]rsquote ekonomik politik nedenlerden kalma koşulları ortadan kalktığında πόλις [polis]rsquoten ayrılarak diğer bir πόλις [polis]rsquoe ya da kendi πόλις [polis]rsquolerine geccedilme goumlccedilme konusunda teredduumlt yaşamıyorlardı44

Yabancının mekacircn ile ilişkisi bu bakımdan geccedilici teredduumltluuml bir seyir izler Mekacircn yabancı iccedilin hem kalıcı hem geccedilicidir deyim yerindeyse yabancının kendini ait his-setmediği mekacircndaki duruşu eğretidir ldquoNitekim yabancı terimin bildik anlamıyla burada sayılmaz buguumln gelip yarın giden gezgin gibi değil buguumln gelip yarın kalan

41 Bernhard Waldenfels Yabancı Fenomenolojisi Ccedilev Mesut Keskin Avesta Yayınları 1 Baskı İstan-bul 2010 s 15

42 Elbette her zaman bir yabancıyı tanıma pratiğine adım atılmayabilir ya da buna engel olunmaya ccedilalı-şılabilir Herakleitosrsquoun dediği gibi ldquoKoumlpekler tanımadıklarına havlarrdquo Herakleitos Fragmanlar Tes-timonia - Fragmenta -Imitationes Ccedilev Erdal Yıldız-Guumlvenccedil Şar Dergah Yayınları 1 Baskı İstanbul 2016 B97

43 Bernhard Waldenfels Yabancı Fenomenolojisi s 2144 Oumlrnek olarak Aristotelesrsquoin Atinarsquoda kendisine karşı oluşan tepkiyi goumlz oumlnuumlne alarak Atinarsquonın Sok-

ratesrsquoten sonra felsefeye karşı başka bir succedila daha bulaşmaması duumlşuumlncesinden hareketle Atinarsquoyı terk etmesini goumlsterebiliriz Bkz Frederick Copleston Aristoteles Ccedilev Aziz Yardımlı İdea Yayınevi 2 Baskı İstanbul 1997 s 9

ldquoEvrdquoin Oumltesi Eski Yunanrsquoda ve Guumlnuumlmuumlzde Yabancı Uumlzerine Duumlşuumlnceler 129

adam gibidir - yani artık daha oumlteye gitmeyecek olsa da gelip gitme oumlzguumlrluumlğuumlnuuml tam edinememiş potansiyel gezgin gibidir deyim yerindeyse Belli bir mekacircn dairesi iccedilinde ndashya da sınırları mekacircnsal sınırlara benzeyen bir grup iccedilindendash sabitlenmiştir ama onun iccedilindeki konumu temelde en başta ona ait olmamasının ve ona baştan beri onun bir parccedilası olmayan olamayacak nitelikler taşımasının etkisi altındadırrdquo45 Bu bakımdan bir yabancıdan soumlz etmemiz iccedilin bir mekacircndan da soumlz etmemiz gerekir Bir yer mekacircn hakkında konuşmadan yabancıdan soumlz edemeyiz ldquohellipkoumlkten bir yabancılık tuumlruuml başka bir yeri başka bir yerde olmuş olma şaşırtmacasını varsaymadan yani Aristotelesrsquoin temel kategorileri arasında goumlsterdiği belli bir lsquonerersquoye (που) goumlnderme yapmadan ortaya ccedilıkmazrdquo46

Yabancı ne kadar eğreti ya da geccedilici dursa da mekacircnla mekacircndakilerle bir iletişim etkileşim iccedilindedir Eski Yunanrsquoda yabancının durumunu incelerken goumlrduumlğuumlmuumlz gibi yabancı ekonomik politik kuumlltuumlrel ve duumlşuumlnsel olarak etkileyen ve elbette etkilenendir Bu bakımdan yabancının yerli olanla ve yerli olanın yabancı ile olan ilişkisi ilişki(li) olmama durumuna goumlre daha olumludur ldquoYabancı olma durumu şuumlphesiz buumltuumlnuumlyle olumlu bir ilişkidir oumlzguumll bir etkileşim biccedilimidir Sirius gezegeninin sakinleri bizim iccedilin tam manasıyla en azından sosyolojideki manasıyla yabancı değillerdir Bu bakımdan bizim iccedilin yokturlar uzak ve yakın olmanın oumltesindedirler Yabancı grubun kendisinin bir unsurudur tıpkı yoksullar ve muhtelif lsquoiccedil duumlşmanlarrsquo gibi - gruba mensubiyeti hem onun dışında olmayı hem de onunla karşı karşıya gelmeyi iccedileren bir unsurrdquo47

Yabancının yeni bir yere mekacircna geccedilmesinin en oumlnemli nedenlerinden birini ticaret oluşturmaktadır Kentten kente gezen tuumlccar gittiği her kentin yabancısıdır Son birkaccedil yuumlzyıla kadar kentdevlet ilk olarak ve ccediloğunlukla da yabancılara ticaret alanında rastlar Yukarıda da anlattığımız gibi μέτοικος [metoikos]rsquolar ticaret alanında son derece etkiliydiler hatta onlar olmadan πόλις [polis] ekonomik olarak o kadar da guumlccedilluuml olmuyordu Bu bakımdan kentindevletin yabancıyla ilk karşılaşması ticaret uumlzerindendir ldquoEkonomik faaliyetin buumltuumln tarihinde yabancı her yerde devreye tuumlccar tuumlccar da yabancı olarak girer Kendi ihtiyaccedillarını karşılamak uumlzere uumlretim yapmak genel kural olduğu ya da uumlruumlnler nispeten kuumlccediluumlk bir daire iccedilinde değiş tokuş edildiği suumlrece grup iccedilinde bir aracıya gerek yoktur Tuumlccara ancak grup dışında uumlretilmiş olan uumlruumlnler iccedilin ihtiyaccedil duyulur Bu zorunlu ihtiyaccedil maddelerini satın almak uumlzere yabancı diyarlara giden insanlar (ki bu durumda onlar da başka bir boumllgede ldquoyabancırdquo tacirler konuma gelirler) olmadığı suumlrece tuumlccarın bir yabancı olması gerekir başka birinin bu şekilde geccedilimini sağlaması muumlmkuumln değildirrdquo48

45 Georg Simmel Bireysellik ve Kuumlltuumlr Ccedilev Tuncay Birkan Metis Yayınları 1 Baskı İstanbul 2009 s 149

46 Bernhard Waldenfels ldquoYabancının Topolojisirdquo Pera Peras Poros Jacques Derrida ile Birlikte Disip-linlerarası Ccedilalışma Yay Haz Ferda Keskin-Oumlnay Soumlzer Ccedilev Nazlı Oumlzcan Yapı Kredi Yayınları İstanbul 1999 s 86

47 Georg Simmel Bireysellik ve Kuumlltuumlr s 14948 Georg Simmel Bireysellik ve Kuumlltuumlr s 150

130 Guumlvenccedil Şar

Kenttedevlette yabancılara ilk olarak ticaret alanında yer accedilmak işin doğallığıyla olmakla birlikte yabancıya bunun dışında yer accedilmamak yabancının da bu alanda sıkışıp kalmasına yol accedilar Ticaret geccedilmişte Eski Yunan başta olmak uumlzere pek ccedilok toplumda kuumlccediluumlmsendiğinden yabancılara bırakılmıştı Bunun en bilinen oumlrneklerinden biri Yahu-dilere ticaret alanı dışında bir alan bırakılmaması olarak goumlruumlnmektedir Eski Yunanrsquoda μέτοικος [metoikos]rsquolar politikaya katılamadıkları ve toprak sahibi olamadıkları iccedilin oumlncelikle ticaret alanında kendilerine yer buldular Hatta birer eğitimci dilbilimci ve duumlşuumlnuumlr olarak goumlruumlnen sofistler bile bir anlamıyla ticaret erbabıydı Hem Platonrsquoun sofistlerin para karşılığı ders vermesini eleştirmesinden hem de sofistlerin ccedilok buumlyuumlk kazanccedillar elde etmesinden dolayı sofistlere bir ccedileşit tuumlccar da denilebilir49

Yabancı tuumlccar olarak kentte yer ettiğinde bile mekacircn olarak oraya ait olmadığı duumlşuumlnuumlluumlr ve yabancı ile olan sınır tekrar konmaya tekrar oluşturulmaya ccedilalışılır Bu sınır elbette mekacircnsal bir sınırdır yine de Oumlrneğin Venedikrsquote Yahudilerin ldquogettordquo adı verilen ve sadece onlara ait olan yani onların girip ccedilıkabileceği boumllgeleri vardı

Yabancıya karşı tutum yabancının yerel olana davranışına ya da yerel olan iccedilin yararlı olup olmamasına ya da tehdit olup olmamasına goumlre değişebilir Yabancı kimi zaman davet edilmiş bir konuk olarak başka bir mekacircnda bulunabilir fakat konukluğu yabancı işe yarar olmaz goumlruumllmeye başladığından itibaren bir yuumlk olarak da goumlruumllmeye başlar Yabancının durumunu belirleyen yabancının kendisi değil yabancıyı mekacircnında ağırlayanın bakışıdır ldquoKonukluk elbette bir hak bir oumldev bir zorundalık bir yasadır yabancı oumltekinin dost olarak ağırlanmasıdır oumlyle olması gerekir ancak bunun koşulu ev sahibinin hostrsquoun Wirtrsquoin kabul eden veya barındıran ya da iltica hakkı verenin patron evin efendisi olarak kalması kendi evinde kendi otoritesini koruması kendini koruması kendine bakana bakması ve onu koruması dolayı sıyla konukluk yasasını evin oikonomiarsquonın yasası kendi evinin yasası yerin (ev hotel hastane yurt aile kent ulus dil) yasası olarak sunulan konukseverliğin kendisinin yerinin sınırlarını ccedili-zen ve onun uumlzerinde otoritesini koruyan otoritenin doğrulu ğunu koruyan korumanın yani doğruluğun yeri olarak kalan ve dolayısıyla sunulan armağanı sınırlayan ve bu sınırlamayı yani kendi evinde kendi-olmayı oumlduumlluumln ve konukseverliğin koşu lu yapan oumlzdeşlik yasası olarak olumlamasıdırrdquo50

Yabancı yerleştiği yerdeki insanlarla kurduğu birebir ilişkiyle oradaki insanlara yakınlaşır Yuumlz yuumlze ilişki yabancıyı yabancı olmaya yabancılaştırır Yuumlz yuumlze ilişki yakınlık bir suumlre sonra yabancıya sahte bir ldquoyerlilikrdquo duygusu kazandırır Yabancı ne kadar uzun suumlre bir mekacircnda yaşarsa yaşasın herhangi bir tarihsel olay ya da bir durum

49 Nitekim Platon Sofist diyaloğunda sofistin ne iş yaptığını bulmaya ccedilalışırken onu bir ccedileşit tuumlccar olarak da duumlşuumlnuumlr Bkz Plato ldquoSophistrdquo Theaetetus Sophist Ccedilev H N Fowler Loeb Classical Library Harvard University Press London 1921 223cd

50 Jacques Derrida ldquoKonuksev(-er--mez-)likrdquo Pera Peras Poros Jacques Derrida ile Birlikte Disiplin-lerarası Ccedilalışma Yay Haz Ferda Keskin-Oumlnay Soumlzer Ccedilev Ferda Keskin-Oumlnay Soumlzer Yapı Kredi Yayınları İstanbul 1999 s 48

ldquoEvrdquoin Oumltesi Eski Yunanrsquoda ve Guumlnuumlmuumlzde Yabancı Uumlzerine Duumlşuumlnceler 131

kişiye yabancı olduğunu hatırlatır Yukarıda verdiğimiz oumlrneği hatırlarsak Khalkedonrsquolu Ksenokrates uzun yıllardır yaşasa da yabancılara oumlzguuml vergiyi oumldemediğinde koumlle olarak satılmaktan kurtulamamıştır51 Yabancı bu bakımdan ne kadar yakınlık kurarsa kursun yeri geldiğinde yabancı olduğu hatırlanır hatırlatılır Bu yabancı isterse kuşak-lar boyu aynı yerde yaşasın yabancı olduğu gerccedileği değişmez Yabancı bu bakımdan yabancılığını kendisi unutmuş olsa bile yabancı olduğu kolay kolay unutulmayandır Bu bakımdan yabancı olana karşı olan duumlşuumlnce genellikle ldquoyabancısın sen yabancı kalrdquo biccedilimindedir

KAYNAKLAR

Ağaoğulları Mehmet Ali Kent Devletinden İmparatorluğa İmge Kitabevi Yayınları 2 Bas-kı Ankara 2000

Aristoteles Atinalıların Devleti Ccedilev Ari Ccedilokona Tuumlrkiye İş Bankası Kuumlltuumlr Yayınları 1 Baskı İstanbul 2013

Bakırezer Guumlven ldquoAntik Yunan Duumlşuumlncesinde Koumllelikrdquo Ankara Uumlniversitesi Siyasal Bilgiler Fakuumlltesi Dergisi Cilt 63 Sayı1

Cassin Barbara ldquoSofistlerrdquo Siyaset Felsefesi Soumlzluumlğuuml Yay Haz Philippe RaynaudndashStephane Rials Ccedilev İsmail Yerguz İletişim Yayınları 1 Baskı İstanbul 2003

Casson Lionel Antik Ccedilağda Seyahat Ccedilev Nalan Oumlzsoy MB Yayınevi 1 Baskı İstanbul 2008

Copleston FrederickAristoteles Ccedilev Aziz Yardımlı İdea Yayınevi 2 Baskı İstanbul 1997Coulanges Fustel De Antik Site Ccedilev İsmail Kılınccedil Epos Yayınları 1 Baskı İstanbul 2011Croix G E M De Ste Antik Yunan Duumlnyasında Sınıf Muumlcadelesi Ccedilev Ccedilağdaş Suumlmer

Yordam Kitap 1Baskı İstanbul 2013Ccedilelgin Guumller Eski Yunanca-Tuumlrkccedile Soumlzluumlk Kabalcı Yayınevi 1 Baskı İstanbul 2011 Derrida Jacques ldquoKonuksev(-er--mez-)likrdquo Pera Peras Poros Jacques Derrida ile Birlikte

Disiplinlerarası Ccedilalışma Yay Haz Ferda Keskin-Oumlnay Soumlzer Ccedilev Ferda Keskin-Oumlnay Soumlzer Yapı Kredi Yayınları İstanbul 1999

Diogenes Laertios Leben und Meinungen beruumlhmter Philosophen Ccedilev Otto Apelt Verlag von Felix Meiner 2 Baskı Hamburg 1967

Ertop Kıvanccedil - Yetkin Ccediletin Siyasal Duumlşuumlnce Tarihi I Say Yayınları 1 Baskı İstanbul 1985

51 Eski Yunanrsquodaki yabancılara youmlnelik kelle ya da baş vergisi olarak nitelenen μετοίκιον [metoikion] olarak adlandırılan vergi biccedilimine tarihin başka doumlnemlerinde de rastlarız ldquohellip ortaccedilağ boyunca Frankfurt ve başka yerlerde Yahudilere konan vergi gibi oumlzel vakalarda da rastlanır Hıristiyan yurt-taşların oumldedikleri vergi verili bir zaman dilimindeki servetlerine goumlre değişirken tek tek buumltuumln Yahu-dilerin oumldeyeceği vergi oumlnceden belirlenmişti Bu miktar sabitti ccediluumlnkuuml Yahudinin toplumsal mevkii belli nesnel iccedileriklerin taşıyıcısı olmasıyla değil Yahudi olmasıyla belirleniyordu Vergiler karşısında diğer buumltuumln yurttaşlar belli miktarda servete sahip kişiler olarak goumlruumlluumlyor oumldeyecekleri vergi de bu servetin dalgalanmalarına goumlre değişebiliyordu Ama vergi muumlkellefi olarak Yahudi her şeyden oumlnce bir Yahudiydi dolayısıyla mali konumu da değişmez bir unsur iccedileriyordu Bu da en bariz biccedilimde tek tek Yahudilerin iccedilinde bulundukları koşulların farklılığı dikkate alınmadığı (ki alındığında da sabit de-ğerlendirmeler hep daha ağır basıyordu) ve buumltuumln yabancılar tam tamına aynı kelle vergisini oumldedikleri zaman goumlruumlluumlr şuumlphesizrdquo Georg Simmel Bireysellik ve Kuumlltuumlr s 153-154

132 Guumlvenccedil Şar

Euripides ldquoHippolytusrdquo Ion Hippolytus Medea Alcestis Ccedilev Arthur S Way Loeb Classi-cal Library Harvard University Press London 1946

Finley M I Antik Ccedilağ Ekonomisi Ccedilev Hatice Palaz Erdemir Arkeoloji ve Sanat Yayınları İstanbul 2007

Friedell Egon Antik Yunanrsquoın Kuumlltuumlr Tarihi Ccedilev Necati Accedila Dost Kitabevi Yayınları 1 Baskı Ankara 1999

Guthrie W K C The Sophists Cambridge University Press Cambridge 1977Herakleitos Fragmanlar Testimonia - Fragmenta - Imitationes Ccedilev Erdal Yıldız-Guumlvenccedil

Şar Dergah Yayınları 1 Baskı İstanbul 2016Kamen Deborah Status in Classical Athens Princeton University Press New Jersey 2013Liddell H G - Scott R A Greek-English Lexicon Clarendon Press 9 Baskı Oxford 1996 Mumford Lewis Tarih Boyunca Kent Ccedilev Guumlrol KocandashTamer Tosun Ayrıntı Yayınları 1

Baskı İstanbul 2007Plato ldquoSophistrdquo Theaetetus Sophist Ccedilev H N Fowler Loeb Classical Library Harvard

University Press London 1921Rodgers Nigel Antik Yunan Ccedilev Uumllkuuml Evrim Uysal Tuumlrkiye İş Bankası Kuumlltuumlr Yayınları

1 Baskı İstanbul 2015Simmel Georg Bireysellik ve Kuumlltuumlr Ccedilev Tuncay Birkan Metis Yayınları 1 Baskı İstanbul

2009Sinanoğlu Suat Kelimelerin Etymonu Esas Tutularak Tertiplenen Yunanca Tuumlrkccedile Soumlzluumlk AUumlndashDTCF Yayınları Ankara 1953

Şenel Alacirceddin Eski Yunanda Eşitlik ve Eşitsizlik Uumlstuumlne Ankara Uumlniversitesi Siyasal Bilgi-ler Fakuumlltesi Yayınları 1 Baskı Ankara 1970

Tekin Ali - Tekin Guumllcan ldquoAntik Yunan Doumlnemi Spor ve Antik Olimpiyat Oyunlarırdquo Tarih Okulu Dergisi Yıl 7 Sayı 18

Thomson George Aiskhylos ve Atina Ccedilev Mehmet H Doğan Payel Yayınları 1 Baskı İstanbul 1990

Waldenfels Bernhard ldquoYabancının Topolijisirdquo Pera Peras Poros Jacques Derrida ile Birlik-te Disiplinlerarası Ccedilalışma Yay Haz Ferda Keskin-Oumlnay Soumlzer Ccedilev Nazlı Oumlzcan Yapı Kredi Yayınları İstanbul 1999

ndashndashndashndash Yabancı Fenomenolojisi Ccedilev Mesut Keskin Avest Yayınları 1 Baskı İstanbul 2010Whitby Michael ldquoM Ouml Doumlrduumlncuuml Yuumlzyılda Atinarsquonın Tahıl Ticaretirdquo Ticaret Tuumlccarlar ve

Antik Kent Yay Haz Helen Parkins-Christopher Smith Ccedilev Oumlmuumlr Harmanşah Homer Kitabevi 1 Baskı İstanbul 2010

Yalccedilınkaya Ayhan ldquoYunan Uygarlığı İccedilinde Polis ve Siyasetrdquo Sokratesrsquoten Jakobenlere Ba-tırsquoda Siyasal Duumlşuumlnceler Editoumlr Mehmet Ali Ağaoğulları İletişim Yayınları 1 Baskı İstanbul 2011

DİSTOPİK BİR GELECEK KURGUSU ZAMYATİNrsquoİN BİZrsquoİ

Arzu İbişi Temelli

A DYSTOPIAN FUTURE FICTION WE BY ZAMYATIN

OumlZYevgeni Zamyatinrsquoin bilim kurgu niteliğindeki dikkat ccedilekici eseri Biz gelece-ğe dair bir karamsarlığı yansıtmaktadır Soumlz konusu karamsarlık insanlık iccedilin olumlu goumlruumlnen bir takım oumlzelliklerin ardında saklıdır Bilimsel ilerlemenin artık neredeyse tamamlandığı bir doumlnemi anlatan eser oumlzguumlrluumlk mutluluk hayalguuml-cuuml gibi kavramların bilimsel gelişmeye bağlı yorumunu matematiksel bir dil uumlzerinden sunmaktadır Bu dil bireyselliğin olmadığı bir toplumsal duumlzende toplumun her uumlyesinin bir numaradan ibaret olduğunu vurgulayan bir anlatımla sunulmaktadır Bireysel oumlzguumlrluumlğuumln yitirilmesi nedeniyle ldquobizrdquo olarak nitelenen toplum uumlyelerinin var oluşları yalnızca Tek Devletrsquoe yani siyasi guumlce hizmet ve itaat uumlzerinden kurgulanmaktadır 26 yuumlzyılda geccedilen hikacircye totalitarizmin baş-goumlsterdiği aynı zamanda bilim ve teknolojideki ilerlemenin bir sonucu olarak matematiğin toplumsal yaşayışın her aşamasına her unsuruna işlediği ve insanın mekanikleştiği karanlık bir duumlzeni resmetmektedir Boumlylelikle eser uumltopik de-ğil distopik bir nitelik taşımaktadır Bu ccedilalışmada Orwell Huxley gibi isimleri etkileyen Zamyatinrsquoin Bizrsquoinde sunulan distopik gelecek kurgusu tartışılmaya ccedilalışılacaktırAnahtar Kelimeler Biz Zamyatin uumltopya distopya gelecek kurgusu

ABSTRACT We is a remarkable science fiction book by Yevgeni Zamyatin and reflects pessimism about the future This pessimism is concealed behind certain characteristics which appear to be positive for the human beings The book narrates a period when scientific progress has been almost completed and presents the interpretation of the concepts such as freedom happiness and imagination etc based on scientific progress by using a mathematical language

Kutadgubilig Felsefe-Bilim Araştırmaları Mart 2017 Sayı 33 s 133-149

Arş Goumlr Dr İstanbul Uumlniversitesi Felsefe Boumlluumlmuuml (arzuibisigmailcom) Yazı geliş tarihi 05022017 kabul tarihi 06032017

134 Arzu İbişi Temelli

This language is presented by expressions emphasizing that each member of the society consists of a number in a social order that does not accommodate individuality The existence of the members of the society who are described as ldquowerdquo is fictionalized only through service and obedience to the political power ie One State due to the loss of individual freedom The story is set in the 26th century and depicts a dark period which is dominated by totalitarianism and where mathematics affects all phases and elements of social life as a result of progress in science and technology and where humans are mechanized Therefore the book has a dystopian but not utopian nature In this study the dystopian future fiction presented in We by Zamyatin who affected significant figures such as Orwell Huxley etc will be dealt with Keywords We Zamyatin utopia dystopia future fiction

Giriş

Uumltopyalar insanın duumlzen ve mutluluk arayışının bir sonucu olarak geliştirilmiş olan tasarımlardır Distopyalarda ise mutluluk probleminin ccediloumlzuumlme kavuşturulmadığı karanlık bir tablo soumlz konusudur Hem uumltopik hem de distopik eserlerde ccediloğunlukla siyasal duumlzene ve buna bağlı toplumsal yaşayışa dair sorgulamalar yapılmaktadır Bu eserler bir altın ccedilağın muumlkemmelliğine işaret ederek geccedilmişe veya bir kurtuluş tablosu ccedilizerek geleceğe odaklanabilirler Bu ccedilalışmanın konusunu oluşturan Biz adlı romanda Zamyatin kendi doumlnemine dair bir eleştiri geliştirerek geleceğe odaklanmış ve olumsuz bir senaryo yaratmıştır Bu nedenle insan iccedilin kurtuluştan ccedilok bir ccediloumlkuumlş doumlnemi sunulmuştur

Guumlnluumlk biccediliminde yazılmış olan romandaki ana karakter D-503 yabancı okuyu-culara kendi toplumunu anlatmak iccedilin ccedilaba goumlsterir gelecek bilinci ve hatta gelecek dili aracılığıyla gerccedilekte var olan sosyal resim sunulur Yeni bir toplum duumlşuumlncesi yeni bir bilinccedil ve dili gerektirir ve bu da yalnızca futuristik bir kurgu tekniğiyle hakkıyla oumlnerilebilir Zamyatinrsquoin bu konudaki tasavvuru benzersiz bir bilim kurgu ccedilalışması olan Bizrsquode onun en radikal fikirleriyle oumlruumllerek ortaya konulmuştur1 Eserin futuristik yapısı felsefi olarak değerlendirilebilmesinin oumlnuumlnuuml accedilmaktadır Zira eserdeki gele-cek tasarımı oumlzellikle tarih felsefesinin problemleri oumllccediluumlsuumlnde duumlşuumlnuumllebilmektedir Bilimsel ilerleme insanın makineleştirilmesi hayalguumlcuumlnuumln bir hastalık şeklinde nitelendirilmesi vatandaşlarınsayıların Tek Devletrsquoin guumlcuuml karşısında boyun eğmesi

1 Bkz Patrick Parrinder ldquoImagining the Future Zamyatin and Wellsrdquo Science Fiction Studies Vol 1 No 1 SF-TH Inc 1973 ss 17-26 s 20 Stable URL httpwwwjstororgstable4238838 Accessed 20-12-2016 1205 UTC

Distopik Bir Gelecek Kurgusu Zamyatinrsquoin Bizrsquoi 135

ve isyan edenlerin cezalandırılma biccedilimleri uumlzerinden ccedilokccedila malzeme veren Biz bu problemlerle ilişkili olarak aşağıda değerlendirilmeye ccedilalışılacaktır Ancak oumlncelikle eserin niccedilin distopya olarak nitelendirilmesi gerektiğini accedilıklayabilmek adına uumltopya ve distopyanın anlamına kısaca değinmek yerinde olacaktır

I Uumltopya-Distopya

Bilindiği uumlzere uumltopya kavramı ilk kez 1516rsquoda Uumltopya adlı uumlnluuml eseri yayınlanan Thomas More tarafından kullanılmıştır More Grekccedile ldquoyokrdquo ve ldquoyerrdquo kavramlarını birleştirerek neredeyse evrensel geccedilerlilik kazanan bu ismi tuumlretmiştir2 Yani lsquouumltopyarsquo kavramı Yunanca iki ekin birleştirilmesi yoluyla ortaya ccedilıkmıştır Omayrsquoın belirttiği gibi lsquoutopiarsquo olumsuzluk bildiren lsquooursquo (ού) ile lsquoyerrsquo anlamına gelen lsquotoposrsquoun (τόπος) More tarafından birleştirilmesinden oluşan lsquoolmayan ya da bulunmayan yerrsquo anlamına gelen lsquooutopiarsquo kelimesinin lsquoutopiarsquo olan telaffuzundan gelmiş gibi goumlruumlnmektedir3 Duumlruumlşkenrsquoin utopia kavramına ilişkin accedilıklaması ise şoumlyledir

Bu kelime Yunanca utopeia ou [yokdeğil] ve topos [yer] soumlzcuumlklerinden gelir ve ldquoyok-yerrdquo ldquoyok-uumllkerdquo anlamına gelir ama Thomas Morersquoun Utopiarsquosı gibi her insanın yaşamak istediği bir yer olunca soumlzcuumlk oyunu yapılarak Eutopeia şekline buumlruumlnuumlr yani ldquoiyi-uumllkerdquo ldquoşanslı-uumllkerdquo ya da tam tabiriyle ldquoyaşanası-yerrdquo olur 4

Kavram More tarafından kullanılan biccedilimiyle yaşanası yer anlamı taşıdığından aynı zamanda bir iyiliğe hatta muumlkemmelliğe goumlnderimde bulunmaktadır Morersquoun uumlnluuml eserinin tam ismi de bunu yansıtmaktadır lsquoDe Optimo Reipublicae Statu Deque Nova Insula Utopia (Muumlkemmel Bir Devlet Modeli ve Yeni Uumltopia Adası)rsquo5

Morersquoun eserinde bir ada olarak tasvir edilen uumltopya aynı zamanda muumlkemmel bir youmlnetim biccedilimine işaret ettiği iccedilin de insanlar tarafından arzulanan bir duumlzeni yansıtmaktadır Boumlyle bir duumlzen insanlar tarafından suumlrekli arandığı iccedilin her ne kadar kavramın icadı Morersquoa ait olsa da uumltopik tasarımların insanların hayalguumlcuumlnuuml her zaman zorlamış olduğunu belirtmek gerekmektedir Hem hiccedilbir yer (outopia) hem de iyi bir yer (eutopia) anlamını taşıyarak bir imkacircnsızlığı yansıtan uumltopik kurgular hayalguumlcuuml var olduğu suumlrece yeni oumlrneklerle karşımıza ccedilıkmaya devam edecektir Nitekim Kumarrsquoın da bildirdiği gibi uumltopyanın kelime anlamıyla oumlzuuml şudur Muumlmkuumln olmayan ancak insanın bulunmak iccedilin heves ettiği bir duumlnyada yaşamak6 Muumlmkuumln olmadığı halde

2 George Kateb ldquoUtopias and Utopianismrdquo The Encyclopedia of Philosophy Ed by Paul Edwards Vol 8 New York The Macmillan Company amp The Free Press 1967 s 212

3 Murad Omay ldquoUumltopya Uumlzerine Genel Bir İncelemerdquo Sosyoloji Dergisi Sayı 18 İstanbul İstanbul Uumlniversitesi Edebiyat Fakuumlltesi Yayınları 2009 ss 1-14 s 2

4 Thomas More Uumltopya Ccedilev Ccediliğdem Duumlruumlşken 3 bs İstanbul Kabalcı Yayınları 2014 s 75 Bkz Ae6 Krishan Kumar Uumltopyacılık Ccedilev Ali Somel Ankara İmge Kitabevi 2005 s 9

136 Arzu İbişi Temelli

insanın arzuladığı ve aradığı duumlzeni yansıtan uumltopya oumlrnekleri bir başka hayali yerin tasarlanmasının oumlnuumlnuuml accedilmış distopya yazımına olanak sağlamıştır Morersquoun uumltopya yazımında bir oumlncuuml sayılması gibi uumltopyanın karşıtı şeklinde nitelenmesi gereken bir edebi tuumlr olarak beliren7 lsquodistopyarsquonın babası olarak Zamyatinrsquoi8 goumlstermek muumlmkuumlnduumlr

Anti-uumltopyakarşı-uumltopya adlandırmaları ile de soumlzuuml edilebilen distopya uumltopik kurgunun benzeri ancak aynı zamanda zıttı olan nitelikler taşıyan eserlerle oumlrnek-lendirilmiştir Krishan Kumar bu tuumlruumln uumltopyadan doğduğunu iddia etmektedir Ona goumlre uumltopyanın hicveden damarı zamanla ayrı bir alt tuumlruumln doğmasına neden olmuş ve distopya ya da antiuumltopya oluşmuştur 9 Kumar uumltopyanın distopya (karşı uumltopya) tuumlruumlnuumln anası olduğunu duumlşuumlnmekte ve bunu şu soumlzleriyle accedilığa vurmaktadır

Karşıuumltopya uumltopya tarafından alıştırılmıştır ve bir asalak gibi ondan beslenir Hayatını suumlrduumlrmek iccedilin uumltopyanın suumlrekliliğine yaslanır Uumltopya orijinal karşıuumltopya kopyadır yalnızca sanki daima siyah renktedir [hellip] Karşıuumltopya malzemesini uumltopyadan alır ve onu uumltopyanın olumlanmasını reddeden bir tavırla yeniden kurar Uumltopyanın aynadaki goumlruumlntuumlsuumlduumlr ama ccedilatlamış bir aynada goumlruumllen tahrif edilmiş bir goumlruumlntuumlduumlr bu10

Buna goumlre distopya veya karşıuumltopyanın karanlık ve korkutucu youmlnuuml baskın olan bir uumltopya olduğu soumlylenebilmektedir Bu ccedilalışmada Zamyatinrsquoin Biz adlı eseri Kumarrsquoın bu fikri takip edilerek değerlendirilecektir Distopya tuumlruumlnuumln en belirgin oumlrnekleri duumlşuumlnuumllduumlğuumlnde ilk sıralarda ldquoBizrdquo gelmektedir Biz Kumarrsquoın soumlzuumlnuuml ettiği

7 Distopyalar kelime anlamı olarak uumltopyaların tam karşıtı olarak goumlruumllemese de iccedilerik accedilısından uumltop-yaların karşı-tezi olarak nitelenebilirler

8 1884-1937 yılları arasında yaşamış olan Rus yazar Yevgeni Ivanovich Zamyatin StPetersburgrsquoda gemi muumlhendisiliği eğitimi alırken Bolşevik Partisirsquone katılmış 1905 devrimi sırasında yakalanıp hap-sedilmiştir 1906rsquoda ccedilalışmalarını tamamlamak uumlzere Finlandiyarsquoya gitmeden oumlnce StPetersburgrsquoda yeraltında yaşamıştır 1911rsquode ikinci kez hapse girmiştir Ekim devrimi sırasında Rusyarsquoda olan Zam-yatin devrim sonrasında başlayan edebiyat tartışmalarına katılmış bazı yazarlarla birlikte Serapion Kardeşler adlı bir edebiyatccedilılar grubu oluşturmuştur (Bkz YZamyatin Biz İstanbul Versus Yayın-ları 2016 s i) Edebiyatta yeni gerccedilekccedililik adını verdiği bir akımı savunan Zamyatin devrim sonra-sında edebiyat alanının oumlnemli figuumlrlerinden biri olmuştur 1920-21 yıllarında yazdığı oumlykuumllerde savaş komuumlnizmi ccedilağını insanlığın gelişmesinin tarihoumlncesi doumlnemi olarak saydığı goumlzlemlenmiştir (Bkz Yevgeni Zamyatin Biz CcedilevFatma Arıkan Serdar Arıkan 6 bs İstanbul İthaki Yayınları 2016) Zamyatin doumlneminin yasaklı yazarlarından biridir Bizrsquoin Zamyatinrsquoin kendi dilinde ve uumllkesinde yayınlanmasına uzun yıllar izin verilmemiş eserin İngilizcersquoye Fransızcarsquoya ve Ccedilekccedilersquoye ccedilevirileri yapılmıştır (Bkz Yevgeny Zamyatin We Transby Clarence Brown England Penguin Books 1993 s 10-11) Biz romanı Zamyatin hayattayken Rusyarsquoda yayımlanmadı fakat kitabı elyazmasından oku-yanlar eleştirdiler ve Sovyet Rusyarsquoya karşı bir karalama kitabı olarak yorumladılarZamyatinrsquoin edebi etkinlik alanı daraltıldı yazdığı tiyatro oyunlarının sahnelenmesi engellendi SSCBrsquode kalmasının ona yarar getirmediğini anlayan yazar 1931rsquode Stalinrsquoe mektup yazarak yurtdışına ccedilıkma izni istedi Bu kararı zor almıştı Gorkirsquonin desteğiyle 1932 yılında Fransarsquoya gitti SSCB karşıtı ccedilalışmalara katılmadı Parisrsquote 10 Mart 1937 guumlnuuml oumllduuml (BkzYevgeni Zamyatin Biz CcedilevFatma Arıkan Serdar Arıkan 6 bs İstanbul İthaki Yayınları 2016)

9 Ae s 4710 Krishan Kumar Modern Zamanlarda Uumltopya ve Karşıuumltopya Ccedilev Ali Galip İstanbul Kalkedon Ya-

yıncılık 2006 s 172

Distopik Bir Gelecek Kurgusu Zamyatinrsquoin Bizrsquoi 137

uumltopyanın ccedilatlamış aynadaki tahrif edilmiş goumlruumlntuumlsuumlnuuml yansıtan en oumlnemli eserlerden biridir Bu nedenle distopya yazımı konusunda Zamyatinrsquoin bir otorite oluşturduğu soumlylenebilmektedir 1920rsquode kaleme aldığı Biz ile George Orwell A Huxley Ursula Le Guin gibi yazarların oumlncuumlsuuml ve esin kaynağı olan Zamyatin onlardan ccedilok daha oumlnceki bir doumlnemde karamsar bir ccedilerccedileve iccedilinde kısıtlı kalmadan antiuumltopya tuumlruumlnuuml radikal bir eleştiri silahına doumlnuumlştuumlrmuumlştuumlr 11 Bu silah yazarın yaşantısı sırasında pek ccedilok ccedilileyle karşı karşıya kalmasına neden olsa da eseri yazım tarzı ve iccedilerdiği problemler nedeniyle yalnız edebiyat accedilısından değil felsefi accedilıdan da değerini korumaya devam etmektedir Aslında birer uumltopya sayılabilen distopya oumlrneklerinin felsefeyle ilişkisi ideal duumlzene dair sorgulama ve eleştirinin uumlruumlnuuml olmalarından kaynaklanmaktadır Eleştiri ve hic-vin etkisiyle bezenmiş olan distopyaların ccedilizdikleri karanlık tablo yazarlarının karşı duruşunu goumlstermektedir Karşı duruş eleştirinin sonucudur ve eleştirel bir zihnin de felsefeden uzak olduğu duumlşuumlnuumllemez Zamyatinrsquoin goumlruumlşleri bunun belirgin bir oumlrne-ğini vermektedir O devrimin hiccedilbir zaman sona erdirilemeyecek bir suumlreccedil olduğunu ldquogerccedilek edebiyatın guumlvenilir ve gayretkeş goumlrevliler tarafından değil ancak aykırı ve asi ruhlular ccedilılgınlar ve hayalciler tarafından gerccedilekleştirilebileceğinirdquo savunmuştur12 Aynı zamanda edebiyatta felsefi ufukların en korkusuz ldquonedenrdquo ve ldquopeki sonrardquo gibi ccedilocukccedila soruların gerekli olduğunu duumlşuumlnmuumlş ve bu soruların sahibi olan ccedilocukların en cesur filozoflar olduğunu dile getirmiştir13 Bu duumlşuumlnce mevcut duumlzen karşısında eleştirinin edebiyattaki dışsallaşmasının felsefi sorgulamadan bağımsız olamayacağını vurgulamaktadır Edebiyattaki bu dışsallaşmanın uumlruumlnuuml olan distopya ya da antiuumltopya yazarının yaşama duumlnyasındaki karanlık unsurları eleştirel bir metotla ortaya koymasına olanak tanımaktadır Kumarrsquoa goumlre Biz Cesur Yeni Duumlnya ve Bin Dokuz Yuumlz Seksen Doumlrt gibi eserlerde yabancılaşmış ve koumlleleşmiş bir duumlnyanın uumlrpertici manzarasını sunabilmek iccedilin modern romanın teknikleri kullanılmıştır14 Gerccedilekten de bu distopik eserler insanın kendine yabancılaştığı bir duumlnyanın resmini ccedilizmektedirler Biz bu yabancılaşmayı insanlık durumundan uzaklaşma şeklinde sergilemektedir

Distopyalarda ortaya serilen korkutucu manzaralar ccediloğunlukla gelecek kurgu-larının iccediline alınmıştır İnsan amacı olmadan yaşamını anlamlandıramayacağı iccedilin geleceği tasarlamak insanın vazgeccedilemediği bir durum olarak karşımıza ccedilıkmaktadır Pek ccedilok uumltopya ve aynı zamanda distopya bu durumdan beslenmiştir Kumarrsquoın da bildirdiği gibi uumltopyanın değeri guumlncel uygulanabilirliğinde değil olası bir gelecekle olan ilişkisindedir Ona goumlre goumlruumlnmeyen ve her zaman gizli kalacak olan Tanrı na-sıl penccedilesini kaldırmaya muumlkemmel gerccedileği ve muumlkemmel ahlakı ortaya ccedilıkarmaya kışkırtıyorsa uumltopyanın lsquohiccedilbir yerdeliğirsquo de onu aramaya bizi kışkırtmaktadır15 Bu

11 Yevgeni Zamyatin Biz Ccedilev Algan Sezgintuumlredi 3 bs İstanbul Versus Yayınları 2016 s i12 Bkz Ay13 Bkz Yevgeni Zamyatin Edebiyat Devrim Entropi ve Diğer Şeyler Uumlzerine Biz CcedilevFatma Arıkan-

Serdar Arıkan 6 bs İstanbul İthaki Yayınları 2016 s 24414 Bkz Kumar Uumltopyacılık s4715 Ae s12

138 Arzu İbişi Temelli

kışkırtma distopya accedilısından ise geleceğin karanlık yuumlzuumlnuuml duumlşuumlnmeye goumltuumlrmekte ve insanı iyi bir gelecek iccedilin var olan duumlzen iccedilerisindeki tehlikeleri goumlrmeye itmektedir

Uumltopyanın ldquoyok-uumllkerdquo ve ldquoiyi-uumllkerdquo olarak tanımlandığı bir durumda distopyanın bunun karşıtı olarak anlaşılması gerektiği soumlylenirse distopik kurguların ldquovar olanrdquo ldquokoumltuumlrdquo duumlzene işaret ettiği kabul edilmiş olur Ancak distopyalarda ccedilizilen genel tablo da aslında var olmayan bir duruma goumlnderimde bulunduğu iccedilin yukarıda bahsi geccedilen lsquodistopyanın uumltopyadan tuumlrediğirsquo şeklindeki goumlruumlş bu ccedilalışmada takip edilebilmektedir Uumltopyalarda olduğu gibi distopyalarda da kurgunun beslendiği unsur ldquovar olan duumlzenrdquodir Bu duumlzenin iccedilerdiği problemler nedeniyle eleştirilmesi iyi bir gelecek arzusuna dayalı olarak uumltopik veya distopik nitelikli eserlerin kaynağı olmuştur Yani her iki tuumlrde de mevcut duumlzendeki sorunlara dikkat ccedilekme denemeleri soumlz konusudur dolayısıyla amaccedilta bir ortaklık bulunmaktadır Bu ortaklık iki edebi tuumlruuml birbirine bağlı kılan unsurlardan biridir Dolayısıyla distopik bir romanın işlevsiz bir uumltopyadaki yaşamı goumlsteren hiciv niteliğinde bir roman tuumlruuml olduğu duumlşuumlnuumllmektedir16 Distopyalar yazıldıkları doumlnemde iccedilinde bulunulan duumlzenin getirdiği memnuniyetsizlik ve tehlikelere işaret etme amacı guumlttuumlkleri oranda sundukları gelecek kurgusunun olanaklılığı konusunda duumlşuumlnmeye de itmektedirler Bu anlamda bazı distopik kurgulardaki gerccedilekccedililik oranının uumltopik kur-gulardan daha fazla olduğu iddia edilebilmektedir Bizrsquodeki gibi aslında olumlu olarak değerlendirilen bir gelişmenin iyiye gitmiş goumlruumlnen bir tablonun ardında yatan uumlrkuumltuumlcuuml unsurlar ve işaret edilen tehlikeler distopyalarda oumlne ccedilıkan gelecek tasarımlarının bir kabusu andırdığını soumlylemeye olanak tanımaktadır Bizrsquode verilen mesaj bu kabustan uyanmanın yolunun da insanın elinde olduğu ve hayalguumlcuumlnden geccediltiğidir Zira hayal-guumlcuuml insana guumlzel bir gelecek tasarlamanın ve kendini koumltuuml duumlzenden sıyırmanın yolunu accedilmaktadır Bu nedenle Bizrsquode tiran veya İyilikccedili (Velinimet) hayalguumlcuumlnuuml yok ederek otoriteyi koruma yoluna gitmektedir Ancak bu şekilde insanın geleceği kendi istekleri doğrultusunda kurmasının ve youmlnlendirmesinin oumlnuumlne geccedililebilecektir Bu oumlrnek hem uumltopya hem distopyanın gelecek tasarımı ile bağını kurmak accedilısından oldukccedila oumlnemlidir

Mannheim gelecek ve uumltopya arasında kurduğu bağlantıda geleceğin buumlruumlnduuml-ğuuml şeklin olasılık olmasına karşılık insanın geleceğe youmlneliminin ldquoolsunrdquo uumlzerinden sağlandığını belirtmektedir ldquoOlsunrdquoun uumltopik olduğunu duumlşuumlnen Mannheimrsquoa goumlre ancak ldquoolsunrdquodan hareketle mevcut olasılıkların varlığı araştırılabilir ve bakışlar tarihe youmlnelir17 ldquoOlsunrdquo insanın geleceğe dair umudu ve arzusunu yansıtmaktadır Mannheimrsquoın yorumundan hareketle tarihin uumltopyaları ve onlardan doğmuş bir tuumlr olarak nitelenen distopyaları besleyen unsur olduğu ve aynı zamanda uumltopyaların da distopyaların da insanın tarihi değiştirme guumlcuuml ve iradesine vurgu yapan eserler olduğu soumlylenebilir Geleceğin uumltopik veya distopik tasarımı tarihte goumlze ccedilarpan sorunlardan

16 Bkz MLMikesell Jon Christian Suggs Zamyatinrsquos We and the Idea of the Dystopie Studies in 20th Century Literature Vol7 USA New Prairie Press 1982 ss89-102 s89

17 Karl Mannheim İdeoloji ve Uumltopya Ccedilev Mehmet Okyayuz 3 bs Ankara Nika Yayınları 2016 s 280

Distopik Bir Gelecek Kurgusu Zamyatinrsquoin Bizrsquoi 139

yola ccedilıkılarak kurulabilir ve aynı zamanda bu tasarımlar insanın geleceğe ilişkin umu-dunun da goumlstergesidir Mannheim uumltopyanın farklı şekillerinin yok olmasıyla birlikte insanın tarih yapma iradesinden ve tarihten ders alma yeteneğinden mahrum kalacağını soumlylerken18 oldukccedila haklıdır Zamyatin de insana bu guumlcuuml ve iradeyi hatırlatan ve aynı zamanda sorgulatan bir eser ortaya koymuştur Uumltopya ve distopyaya dair buraya kadar yapılan accedilıklamalardan sonra artık eserin incelenmesine geccedilmek yerinde olacaktır

II Hikacircye

Biz 26 yuumlzyılda otoriter bir devlete bağlı olarak şekillenmiş bir toplum yaşantısı iccedilinde bulunan D-503rsquouumln guumlnluumlğuumlne aktardıklarından oluşmaktadır Toplumun her uumlyesi-nin numaralardan oluşan kodlarla isimlendirildiği bu duumlzende D-503 Integral adlı uzay gemisinin yapımında yer alan bir muumlhendistir Uzaygemisi Integralrsquoin misyonu diğer gezegenlerin sakinlerini ilkel oumlzguumlrluumlk durumundan kurtarmak iccedilin aklın gerccedilekliğinin diğer gezegenlere de yayılmasına yardım etmektir19 D-503 kitabın başında vatandaşı olduğu Tek Devletrsquoi oumlverek bir bilgelik devleti şeklinde tanımlamakta bu devletin ccedilatısı altında yaşamayı da matematiksel bir muumlkemmellik iccedilerisinde yaşamak olarak nitelen-dirmektedir20 Oumlzguumlr olmayan bir yaşamın ideal yaşam olarak goumlruumllduumlğuuml21 bu duumlzende herkes birbirine benzerdir hatta bir oumlrnektir Matematiksel ve otoriter duumlzen iccedilerisinde ldquobenrdquo diye bir şeye yer yoktur Eserin baş kahramanı D-503rsquouumln yaşama duumlnyasına hacirc-kim olan matematik kullandığı dile de yansımıştır Soumlzgelimi kadınların yuumlzuumlnuuml tasvir ederken dahi geometrik şekillerden hareketle anlatmakta22 her şeyi matematiksel bir dil ile tanımlamakta ve sayılarla ifade edemediği herhangi bir şeyi rahatsız edici bulmak-tadır23 Yaşama mekacircnlarının tuumlmuumlyle camdan olduğu bu toplumda insanlar yaşamsal aktivitelerinin tuumlmuumlnuuml Tek Devlet tarafından belirlenmiş olan saatler tablosuna uygun şekilde gerccedilekleştirmektedirler D-503 guumlnluumlk yaşantının bir kesitini şoumlyle anlatmaktadır

Her sabah aynı saatte ve dakikada biz milyonlarca biz sanki tek vuumlcut olmuş gibi uya-nırız Aynı saatte milyonlarca biz ccedilalışmaya başlarız Sonra milyonlarca biz dururuz Ve sonra milyonlarca eli olan tek bir vuumlcut gibi tabloya uygun olarak aynı anda kaşık-larımızı ağzımıza goumltuumlruumlruumlz Ve aynı anda yuumlruumlyuumlş iccedilin kalkar oditoryuma gider Taylor egzersizleri iccedilin salona geccediler ve sonra da uyumaya gideriz24

18 Ae s 28219 Patrick A McCarthy ldquoZamyatin and the Nightmare of Technologyrdquo Science Fiction Studies Vol 11

No 2 SF-TH Inc 1984 ss 122-129 s122 Stable URL httpwwwjstororgstable4239611 Ac-cessed 20-12-2016 1209 UTC

20 Yevgeni Zamyatin We Trans by Clarence Brown England Penguin Books 1993 s 2821 Zamyatin We s 2922 Bkz Parrinder age s 2323 Zamyatin We s3124 Ae s 36

140 Arzu İbişi Temelli

Bu oumlzetten anlaşılacağı gibi insanlar bu duumlzen iccedilerisinde bir makinenin parccedilaları gibidirler yani birer otomattan ibarettirler Hayatlar zaman ccedilizelgesi ile sınırlanmış durumdadır Ne zaman ne yapılacağı saatler tablosuyla belirlenmiştir ve insanlar yal-nızca belli saat dilimlerinde evlerinin perdelerini indirebilirler Duygulara da fazla yer ayrılmayan hatta sevgiye savaş accedilılan25 bu toplumsal yapıda perdelerin kapatılabildiği belirli zaman dilimlerinde ndashkısmen gizli olarakndash yuumlruumltuumllebilen birliktelikler de ldquobir-birine kayıt olmardquo yoluyla gerccedilekleşmekte ve her şey gibi Tek Devletrsquoin kontroluumlnde tutulmaktadır D-503 eserin başlarında buumltuumln bunları anlatırken bir memnuniyetsizlik ifadesine yer vermemekte ve insanların istedikleri an istedikleri eylemi gerccedilekleştire-bildikleri doumlnemleri ilkel doumlnemler olarak tanımlamaktadır Ona goumlre boumlyle bir yaşam cinayet anlamına gelmektedir ve tuumlmuumlyle bilime aykırı akıldışıdır26 Bu nedenle Integral aracılığıyla Tek Devletrsquoin etki alanını genişletmesi daha fazla insanı ldquobizrdquoleştirerek youmlnetimi altına alması duumlnya iccedilin faydalı goumlruumllmektedir

Bizrsquode betimlenen toplumsal duumlzende oumlzguumlrluumlksuumlzluumlğuumln mekanik ideali toplumun tuumlmuumlne yayılır oumlzguumlrluumlğuumln ilkel değerlerine ve bireyselliğe geri doumlnmek isteyen bazı insanlar bilinse de bunlar makinenin kuumlccediluumlk bozulmuş parccedilaları olarak goumlruumlluumlrler ve makinenin sonsuz muumlkemmel işleyişi durdurulmaksızın kolaylıkla tamir edilebilirler27 Nitekim hikacircyenin sonunda ortaya ccedilıkan isyan bu şekilde bastırılmıştır

Hikacircye ana kahraman D-503rsquouumln I-330rsquola tanışmasından oumlnceki ve sonraki fikir-leri şeklinde ikiye ayrılarak değerlendirilebilir ve kitabın sonunda hayalguumlcuumlnuumln yok edilmesiyle birlikte kahraman en başa geri doumlner Soumlz konusu tanışma ise oumlzellikle oumlzguumlrluumlk accedilısından D-503rsquote bir bilincin gelişmesini sağlamıştır McCarthy hikacircyede I-330rsquoun devreye girmesinden sonra D-503rsquouumln oumlzguumlrluumlğe ve aşka youmlnelik iccedilguumlduumlsel arzuları ile devlete koşullu bağlılığı arasında kaldığını dile getirmektedir Bu nedenle D-503 George Orwellrsquoin 1984rsquouumlndeki Winston Smithrsquoin aksine hiccedilbir zaman gerccedilek bir isyancı olamamıştır28 Sorgulamaları sırasında sıklıkla ikilemler yaşamış ve hikacircyenin sonunda yine devlete bağlı kalan ve ldquobizrdquoden kopamayan bir duruma duumlşmuumlştuumlr Fakat yine de D-503rsquouumln I-330 sayesinde yaşadığı karmaşık duyguların sonucunda iccedilinde bulunduğu duumlzeni sorgulaması dikkate değerdir Oumlzellikle Tek Devletrsquoin egemenlik sınırlarını ayıran Yeşil Duvarrsquoın oumltesi D-503rsquouuml etkilemiş ve onun duumlnyanın ldquooumltekirdquo yuumlzuumlnuuml goumlrerek Tek Devletrsquoin lideri İyilikccedilirsquoye karşı yapılan oumlzguumlrluumlkccediluuml plana destek sağlamaya kalkmasının sebebi olmuştur

Oumlzetlemek gerekirse hikacircyenin temel unsurları D-503 I-330 İyilikccedili ve In-tegralrsquodir Bu unsurların her biri Tek Devletrsquoin oumlğeleridir Kumarrsquoın bildirdiği gibi hikacircyede Tek Devlet İyilikccedili ve muhafızları tarafından youmlnetilen eski uygarlığı ve

25 Ae s 4626 Ae s 36-3727 McCarthy age s 12328 Ae s 126

Distopik Bir Gelecek Kurgusu Zamyatinrsquoin Bizrsquoi 141

duumlnyanın nuumlfusunun ccediloğunu yok eden ldquoİkiyuumlz Yıl Savaşırdquonın ardından bin yıldır var-lığını suumlrduumlren bir mekanizmadır Tek Devletin şehirleri dışında hala geniş ormanlık ve ıssız boumllgeler vardır ama şehirlerde yaşayanların ccedilevresinde buumlyuumlk etkilenmez camdan duvarlar (Yeşil Duvarlar) bulunur ve kimsenin bunun dışına ccedilıkmasına izin verilmez Duvarların iccedil tarafında parıldayan mekanize tamamen uyumlulaşmış bir toplum vardır29 Hikacircyede Tek Devlet ccedilatısı altında yaşayan vatandaşların yani sa-yıların uyumluluğu rasyonel bir duumlzende yaşamalarına bağlanarak accedilıklanmaktadır Bilim ve matematik toplumun tuumlm unsurlarına işletilmiş durumdadır ve Tek Devlet egemenliğinin genişletilmesi de yine matematiğe dayalı bilim ve teknoloji yoluyla sağlanmaya ccedilalışılmaktadır Ana kahraman D-503rsquouumln yapımında yer aldığı Integral bu genişleme arzusunun aracı olarak tasarlanmıştır ve bu nedenle İyilikccedilirsquoye karşı ccedilıkışın da aracı Integral olmuştur Yeşil Duvarların ardında oumlrguumltlenen bir topluluk (Mephi) Integralrsquoi ele geccedilirmek suretiyle Tek Devlet otoritesini yok etmeye ccedilalışmıştır30 D-503 bu planı ilk duyduğu anda I-330rsquoa kendilerinin yapmış olduğu devrimin sonuncu dev-rim olduğunu ve bundan sonra devrim yapılamayacağını soumlylese de31 kendini isyanın iccedilinde bulmuştur Sayılar arasında bir lsquoen son sayırsquodan soumlz edilememesi gibi sayıların sonsuz olması gibi devrimlerin de sonunun olmayacağını soumlyleyen partneri32 D-503rsquouuml isyana dahil etmiştir Bu isyanın ilk anı iccedilin ise olay oumlrguumlsuumlnuumln oumlnemli bir noktasında yer alan ldquooybirliği guumlnuumlrdquo seccedililmiştir

Oybirliği guumlnuuml sayıların sayısı olarak nitelenen İyilikccedilirsquoye itaatin goumlsterildiği soumlzde seccedilim guumlnuumlduumlr Ancak ilk kez bin kişilik bir grup İyilikccedilirsquoye lsquohayırrsquo oyu ver-miş bir karşı ccedilıkış sergilemiştir33 Ccedilıkarılan isyanın arka planında daha oumlzguumlr daha mutlu kısaca daha iyi bir duumlzeni arzulayan hayal eden lsquobireyrsquoler vardır ve bu isyanın ccediloumlzuumlmuuml hayal etmenin otorite tarafından engellenmesi yoluyla olmuştur Bu da ha-yalguumlcuumlnuumln yok edildiği lsquobuumlyuumlk ameliyatrsquo ile sağlanacaktır lsquoBuumlyuumlk ameliyatrsquo ile sona eren Bizrsquode birey olma bilinci ve oumlzguumlrluumlk arzusu ile İyilikccedilirsquonin otoritesi arasındaki ccedilatışmanın ortadan kalkmasının yolu hayal etmenin engellenmesinden geccedilirilmiştir Ancak bu durum İyilikccedilirsquonin zaferi olarak goumlruumllememektedir Bunun ise iki nedeni vardır Birincisi yukarıda belirtilen lsquosayıların sonsuz olması gibi devrimlerin de sonsuz olacağırsquo duumlşuumlncesidir Tek Devlet otoritesine bağlı olarak yaşayan tuumlm sayılar tek tek buumlyuumlk ameliyata alınsalar da hayalguumlcuumlnuumln topyekuumln ortadan kaldırılması pek muumlmkuumln goumlruumlnmemektedir İkinci neden ise hayalguumlcuumlnuumln yok edilmesi ile Tek Devlet otoritesinin genişletilmesi arasında bir ters orantının bulunmasıdır Zira oto-ritenin yayılması iccedilin bilimsel gelişmenin bir uumlruumlnuuml olan Integral adlı uzay gemisinin kullanılması planlanmıştır Ancak bu tip bir aletin tasarlanabilmesi iccedilin de hayalguumlcuuml

29 Kumar Modern Zamanlarda Uumltopya ve Karşıuumltopya s 36330 Zamyatin We s 205-20631 Ae s 17032 Ay33 Ae s 144

142 Arzu İbişi Temelli

gerekliliktir Yani hayalguumlcuumlnuumln yok edilmesi ile ilerlemenin de oumlnuumlne geccedililmiş ol-maktadır Bu nedenle oumlzguumlrluumlk isteyen azınlığın isyanı bastırılmış olsa dahi İyilikccedilirsquonin tam bir zafer elde ettiğini ve bir daha kendisine asla karşı ccedilıkılmayacağını soumlylemek zordur Zamyatin eserinin kurgusundaki son olay olarak buumlyuumlk ameliyatı verip eseri İyilikccedilirsquonin zaferiyle sonlandırmış gibi goumlruumlnse de aslında okurlarını hayalguumlcuuml ko-nusunda duumlşuumlnmeye ccedilağırmış olmaktadır

Hikacircyenin ana unsurları ve olay oumlrguumlsuumlne ilişkin bu anlatılanlar ışığında oumlzellikle iki temel mesele uumlzerinde duumlşuumlnme gereği ortaya ccedilıkmaktadır Bunlardan ilki eserde olumsuz anlamla bezenmiş goumlruumlnen ldquokendinin bilincine varmakrdquo ikincisi ise mutluluk-oumlzguumlrluumlk ilişkisi ekseninde duumlşuumlnuumllebilecek olan kurtuluş-esaret karşıtlığıdır Aşağıda bu iki mesele eser bağlamında tartışılmaya ccedilalışılacaktır

III Kendinin Bilincine Varmak

ldquoBiz Tanrıdan Ben ise şeytandan gelirrdquo34 Bu ifade Zamyatinrsquoin distopyasında kendinin bilincine varmanın ne denli tehlikeli olduğuna işaret etmektedir Eserde birey olma durumunun Tek Devlet iccedilerisinde eridiği bir sistem soumlz konusudur Birey olarak var oluşunu suumlrduumlrme hakkı gasp edilmiş durumdadır Hak aynı oumlzguumlrluumlk gibi tartışmalı bir kavram olarak belirmektedir Hak kavramına ilişkin şu ifadeler oumlnemlidir

Diyelim ki haklar fikri uumlzerine bir asit damlattık Eskiler arasında bile en olgun kişiler hakkın kaynağının guumlccedil olduğunu hakkın guumlcuumln bir işlevi olduğunu bilirlerdi Bir tartının bir tarafına bir gram diğer tarafına bir ton koyun Bir tarafta ldquoBenrdquo diğer tarafta ldquoBizrdquo ldquoTek Devletrdquo Accedilık değil mi ldquoBenrdquoin devlete karşı ldquohaklarrdquoa sahip olduğunu iddia etmekle bir gramın bir tona eşit olduğunu iddia etmek aynı şeydir Bu boumlluumlşuumlmuuml şoumlyle accedilıklamanın yoludur haklar tona goumlrevler grama Ve hiccedillikten buumlyuumlkluumlğe giden doğal yol şudur Bir gram olduğunu unut ve kendini bir tonun milyonlarca parccedilasından biri olarak hisset35

Bu satırlardan anlaşılacağı gibi Tek Devlet ccedilatısı altındaki sayılar bir buumltuumlnuumln tamamlayıcı parccedilaları olmanın oumltesinde bir var oluşu duumlşuumlnemezler Tek başlarına iken gramdan ibaret olan sayılar devletin buumltuumlnluumlğuuml iccedilerisinde tona dacirchil olmaktadırlar Benliklerini bırakıp biz haline gelmek onlar iccedilin terazide hak sahibi olan tarafta bulunmanın yolu gibi goumlruumlnmektedir Bu yuumlzden Tek Devletrsquoin sayılarının kendilik bilinci olmamalı ve devlete karşı hak sahibi olma gibi ccedilılgınca fikirlerden uzak dur-malıdırlar Onların var oluşları Tek Devlet iccedilindir ve devlete karşı sorumlulukları ise sağlıklı kalarak goumlrevlerini yerine getirmektir Kendilik bilinci ise sağlıklı bir sayıda bulunmamalıdır Kendinin bilincine varmanın ilk aşaması olarak duumlşuumlnuumllebilecek olan ldquokendini duyumsamakrdquo olmaması gereken bir durum şeklinde nitelenmektedir Zira D-503rsquouumln guumlnluumlğuumlne goumlre ancak iccediline kirpik kaccedilmış bir goumlz şiş bir parmak ccediluumlruumlk

34 Ae s 13335 Ae s 123

Distopik Bir Gelecek Kurgusu Zamyatinrsquoin Bizrsquoi 143

bir diş kendini duyumsar kendi bireysel varoluşunun bilincine varır Sağlıklı bir goumlz parmak veya diş varmış gibi goumlruumlnmez Bu nedenle kendilik bilinci bir hastalık olarak nitelendirilir36 Hikacircyenin ikinci yarısında D-503rsquote I-330rsquoun etkisiyle baş goumlsteren bu hastalık onu bir otomat olmaktan uzaklaştırmaya başlamıştır Parrinderrsquoe goumlre bu durumda D-503rsquouumln beynini mantık radyatoumlruumlnden buharlaşan aşırı ısınmış bir makine gibi goumlrebiliriz Rahatsız edici bir şekilde kendini bilmeye başlamıştır ve artık zihinsel işlemleri duumlzguumln ve otomatik bir şekilde gerccedilekleşmemektedir37 D-503rsquouumln kendilik bilinci devletin faydacı boyunduruğundan uzaklaşıp duvarların ardına gittiği seyahatleri orada tanık olduğu Mephi adlı isyancı grubun faaliyetleri ve I-330rsquoun soruları yoluyla accedilığa ccedilıkmaya başlamış ve kendisi uumlzerine ldquoduumlşuumlnmesinirdquo sağlamıştır Bu durum Tek Devletrsquoin haklar ve oumlzguumlrluumlkleri yok eden politikasının bir sonucu olarak belirmiş olan yabancılaşmanın ortadan kalktığı bir suumlreci beraberinde getirmiştir D-503 bu rahatsız edici kendini duyumsama durumundan kurtulmak iccedilin mantığa gereksinim duymuştur38 Nitekim mantık matematik temelli toplumsal duumlzenin de temeli olarak goumlruumllmektedir ve bu duumlzenden uzaklaşmakta olan bir sayıyıvatandaşı yeniden sisteme dacirchil edebilir yeniden itaatkacircr bir sayı haline gelmesine yardımcı olabilir

Mikesel ve Suggsrsquoa goumlre yapımında rol aldığı Integral tamamlandıkccedila guumlnluumlk D-503rsquouumln dağıldığını goumlsterir D-503rsquote duygusal oumlzguumlrluumlğe dair bazı ilkel arzular Mephi olarak bilinen devrimci grubun oumlzel ajanı olan I-330 aracılığıyla uyandırılır39 Aslında bu bir dağılma değil kendilik bilinci ile benliğini otoriteye teslim etme arasındaki ccedilatışmadır Hastalık olarak nitelenmesi gereken durum gerccedilekte budur D-503 bir yanda tutkuları diğer yanda toplumsallığı aracılığıyla camdan duumlnya ile onu ccedilevreleyen duvarların ardında kalan duumlnya arasında esir durumdadır40 Romanın başında D-503rsquouumln zihnindeki aklın kesin ve tam egemenliği onu devletin muumlkemmel bir uumlruumlnuuml ve vatandaşı kılarken bilinci devletin denetiminde iken ve D-503 hayatının her aşamasında aklın kusursuzluğuna inanırken bilinccedilsiz ve akıldışı kısmının I-330 tarafından uyarılmasıyla41 birlikte kendini Yeşil Duvarrsquoın bir kısmının yıkılıp soumlzde vahşi insanların ve bazı hayvanların camdan duumlnyaya gelmesine sebep olan isyancıların arasında bulmuştur Ancak şunu da belirtmek gerekir ki bu aşamaya gelinceye kadar D-503 bilinccedilli bir tercihle ilerlememekte Tek Devletrsquoe karşı sorumluluğu ile arzuları arasındaki ikilemini terk edememektedir Bu nedenle D-503rsquouumln isyana katılması aslında tiranlığa karşı oumlzguumlrluumlk duumlşuumlncesine değil I-330rsquoa duyduğu tutkuya dayandırılmıştır42 Nitekim Tek Devlet tarafından da yeterince tehlikeli goumlruumllmemiş olacak ki isyancıların

36 Ae s 13337 Bkz Parrinder age s 2338 Zamyatin We s 13839 Mikesell age s 9040 Ae s 9541 Ae s 9242 Ae s 95

144 Arzu İbişi Temelli

idam edilmesi karşısında D-503 bir anlamda kendini rahatsızlıktan kurtaran ldquobuumlyuumlk operasyonrdquoa tabi tutulmuştur Bu operasyon kendilik bilincinin uyanması yoluyla ortaya ccedilıkabilecek olan isyanların engellenmesi iccedilin bir gereklilik olarak sunulmuştur

İsyancılar her ne kadar test uccedilusunu yapacak olan Integralrsquoi ele geccedilirme planla-rını yuumlruumltememiş olsalar da bir kargaşa yaratmayı başarmışlardır Bu tip durumların yeniden meydana gelmemesi iccedilin otoriter devletin ccediloumlzuumlmuuml yukarıda da belirtildiği gibi hayalguumlcuumlnuuml yok etmektir Kumarrsquoın bildirdiği gibi D-503 insanları ldquovahşi zevklerrdquoden temizleyen bir işlem olan ldquofantasieatomizasyonrdquoa tabi tutulur İyilikccedili ona şoumlyle der ldquoİnsanlar kundağa sarılı oldukları guumlnlerden beri ne iccedilin dua ediyor ruumlyalar goumlruumlyor ve kendilerine eziyet ediyorlar Neden Birilerinin onlara ilk ve son defa yalnızca mutluluğun ne olduğunu soumlylemesi ve sonra onları bu mutluluğa zincirlerle bağlaması iccedilin Eğer şimdi bunu yapmıyorsak ne yapıyoruzrdquo43 Bu ifa-de insanların mutluluğu arayışlarının aslında kendileri iccedilin eziyet olmanın oumltesine geccedilemeyecek bir arayış olduğunun altını ccedilizmektedir Yapılan operasyonun insanı isyana iten vahşilikten kurtarıp mutluluk getireceği ilan edilmektedir İşte Zamyatinrsquoin eserinin distopya olarak değerlendirilmesinin en temel nedenlerinden biri de budur Zira mutluluk oumlykuumlleri ancak uumltopik kurgularda goumlruumllebilmektedir Bizrsquode ise mut-luluk arayışı anlamsızlaştırılıp mutluluk sorununun ccediloumlzuumlmuuml olarak hayalguumlcuumlnden kurtulmak goumlsterilmiş olur Buumlyuumlk operasyon sayıların bundan boumlyle makinelerden bile daha muumlkemmel olmalarını sağlayacak bir işlem olarak anlatılmaktadır44 Devlet biliminin son keşfi olarak nitelenen bu işlemin sloganı ise şudur ldquoMekanizmanın hayalguumlcuuml yokturrdquo45 Bu işlemle insanları boş bir uğraş iccediline iten mutluluk arayışının oumlnuumlndeki engeller kalkmış ve kendilik bilinci denilen hastalığın ccedilaresi bulunmuştur Bilincin esaretinden kurtulmaya ilişkin bu ironi Zamyatinrsquoin otoriter rejimlere youmlne-lik bir mesajını iccedilermekte gibi goumlruumlnmektedir Bu mesaj ise insandaki hayalguumlcuuml var olduğu oumllccediluumlde insanın oumlzguumlrluumlğuumlnuumln elinden alınamayacağıdır Ancak hayalguumlcuuml yok edilebilirse mutlak itaatkacircr bir vatandaş tipi yaratılabilir Bu durumun Bizrsquode sunulan gelecek kurgusunda kurtuluşa mı yoksa esarete mi işaret ettiği ise aşağıda tartışılacaktır

IV Kurtuluş mu Esaret mi

Bizrsquode bu soru duvarın iccedili ile duvarın ardı arasındaki hayatların farkı uumlzerinden ortaya ccedilıkmaktadır Tek Devlet ccedilatısı altında yaşayanlar iccedilin Yeşil Duvarrsquoın oumltesinde bir kurtuluş olduğu soumlylenebilir Kurtuluşa ulaşmanın yolu muumlcadeleden ve isyandan geccediler Ancak bu noktada lsquoesir olmuş beyinler muumlcadele guumlcuumlnuuml nereden alabilirrsquo sorusu accedilığa ccedilıkmaktadır Bizrsquode bu sorunun yanıtı ilkel toplumda saklıdır Zira I-330

43 Kumar Modern Zamanlarda Uumltopya ve Karşıuumltopya s 36444 Zamyatin We s 17345 Ae s 173

Distopik Bir Gelecek Kurgusu Zamyatinrsquoin Bizrsquoi 145

ve onun geccedilmişte kalmış ilerlememiş goumlruumllen yoldaşları tarafından kılavuzluk edilen uumltopyacı tasavvur devrim yoluyla hem ruhsal hem de fenomenolojik olarak yeniden kazanılabilecek bir altın ccedilağ hakkındadır46 Yeşil Duvarrsquoın oumltesinin bir altın ccedilağ oumlzelliği goumlstermesinin sebebi henuumlz hayalguumlcuumlnuumln yitirilmediği ve oumlzguumlrluumlğuumln var olduğu bir duumlzeni iccedilermesindedir Zira altın ccedilağ insanların kimse zorlamadan ve herhangi bir yasaya tabi olmadan kendi iradeleriyle ilkelere bağlı kaldıkları ve doğru davrandıkları ccedilağdır47 Tek Devlet egemenliğine geccedilmemiş olan duvarın ardındaki insanların camdan duvarların iccedilinde yaşayanlara nisbetle boumlyle bir mutluluk sergiledikleri soumlylenebilir Bu durum onları camın iccedilindekileri de Tek Devlet egemenliğinden kurtarma girişiminde bulunma konusunda cesaretli kılmıştır Zira bu insanlar iradelerini yitirmemişlerdir

I-330rsquoun devreye girmesinden oumlnceki anlatımlarına bakıldığında D-503rsquouumln ldquokur-tuluş mu esaret mirdquo sorusuna karşılık tercihini kesinlikle Tek Devletrsquoin otoritesinde kurulmuş olan toplum duumlzeninden yana kullanacağını soumlylemek gerekmektedir Bu Yeşil Duvarrsquoın ardında yaşayanlar iccedilin bir esarete işaret ederken D-503 iccedilin muumlkemmelliği yansıtmaktadır Asla aksatılmayan bir duumlzen hatta bir sistem iccedilerisindeki hayatlar accedilısından oumlzguumln olmak ve belirlenmiş kurallara aykırı hareket etmek duumlşuumlnuumllemez bir durumdur Zira yukarıda belirtildiği gibi Tek Devletrsquoin sayıları ldquobenrdquo değil ldquobizrdquo durumundadır ve mutlak bir eşitlik altındadırlar Bu duumlzende oumlzguumlnluumlk eşitlik ilkesini ihlal etmek anlamına gelmektedir48 Henuumlz kendisinde oumlzguumlrluumlğe dair bir bilincin uyan-madığı durumdayken D-503 devletin boyunduruğundan kurtulmak iccedilin oluşturulan gizli oumlrguumltle ilgili olarak okuduğu bir haber karşısında ldquokurtuluşrdquo49 ifadesine youmlnelik alaycı bir tavır takınmakta ve bu ccedilabayı ldquosuccedilrdquo olarak değerlendirmektedir Kurtuluş amacını insan tuumlruumlnuumln succedila youmlnelik iccedilguumlduumlsel eğilimine bağlayan D-503 succediltan ndashveya kurtuluştanndash uzak olmanın yolunu ise oumlzguumlrluumlkten uzak olmakta bulmaktadır Ona goumlre iccedilinde yaşadıkları duumlzen zaten geccedilmişin ilkel oumlzguumlrluumlk durumundan kurtuluş-tur50 Ancak Yeşil Duvarrsquoın ardını goumlrmek ilkel yaşayış biccedilimini suumlrduumlren insanlarla karşılaşmak D-503rsquouumln bu konudaki fikrini bir suumlreliğine de olsa değiştirmiştir Zira orada saydam olmayan duvarların ardında eski bir evde oumlzguumlrluumlğuuml tecruumlbe etmiştir

Oumlzguumlrluumlğuumln bulunmadığı bir duumlzende iradeden soumlz etmek muumlmkuumln olmadığından mutlak otoriteden kurtulmak iccedilin ancak oumlzguumlrluumlğuumln bilincine varmış olmak gereklidir Duvarın oumlte tarafı Tek Devletrsquoin sayıları iccedilin mutlakiyetin sınırlarını aşan bir duumlnyayı ve bir gelişmemişlik durumunu goumlstermektedir Oumlteki yaşama duumlnyasını goumlruumlp etkilenen D-503 ruumlyalarına yansıyan oumlzguumlrluumlk arzusu nedeniyle hastalandığını duumlşuumlnmekte olsa da Yeşil Duvarrsquoın ardındaki soumlzde ilkellik iccedilinde yaşayanların kendilerinden daha mutlu olup olmadığını sorgulamaktan da geri duramamaktadır51 Bu sorgulama oumlzguumlrluumlk ve

46 Mikesel age s 9847 Kumar Modern Zamanlarda Uumltopya ve Karşıuumltopya s 1548 Zamyatin We s 5049 Burada ldquoliberationrdquo kavramı kullanılmıştır Oumlzguumlrleşmeye işaret eden bir kurtuluş kast edilmektedir50 Zamyatin We s 5651 Ae s105

146 Arzu İbişi Temelli

mutluluk arasındaki ilişkiye dairdir ve ruhsal bir uyanmanın sonucudur Bu uyanış eskatolojik kurtuluş fikri uumlzerinden değerlendirilebilmektedir

Bilimsel ilerlemenin geleceği daha iyi ve mutlu kılacağına ilişkin Modern Ccedilağ sonrasında ortaya ccedilıkan goumlruumlşler tarihe youmlnelik ilerlemeci bakış accedilısını da beslemiş ve uumltopik olarak goumlruumllen bir duumlşuumlnceyi doğurmuştur Kurtuluşun bu duumlnyada gerccedilek-leşebileceği bir yeryuumlzuuml cennetinin muumlmkuumlnluumlğuuml duumlşuumlncesi Bu noktada Cioranrsquoın şu sorusu akla gelmektedir Bir uumltopya hazırlamak bir kıyamet hazırlamaktan daha mı kolaydır52 Uumltopya hazırlayanlar dinlerin oumlte duumlnyaya yuumlklediği kurtuluşu bu duumlnyaya ccedilekmek istemişlerdir Birer kuumlccediluumlk kıyamet senaryosu olarak nitelenirse dis-topya hazırlayanlar ise kurtuluşu yererek geleceğin karanlık getireceğini goumlstermeye ccedilalışmışlardır Zamyatinrsquoin bu konuda oldukccedila başarılı olduğu goumlruumllmektedir Zira oumlzguumlrluumlğuumln olmadığı bir durumda varoluşun yalnızca devlete itaat uumlzerinden anlam kazandığı bir duumlzende ne mutluluktan ne de gerccedilek bir insandan soumlz etmek muumlmkuumlnduumlr

Zamyatinrsquoin eserinde ortaya konulan tablo bilimsel ilerlemeden destek alınarak kurgulanmıştır Matematik temelli bilimin ve teknolojinin ilerlemesinin bir sonucu olarak Tek Devlet youmlnetimiyle insan iccedilin muumlmkuumln olan en yuumlksek noktaya zirveye ulaşıldığı iddia edilmiştir53 Ancak yine de mutluluk sorunu ccediloumlzuumllebilmiş değildir Zira mutluluk matematikselleştirilebilen bir şey değildir Bu sorunun hikacircyenin sonunda bilim kanalıyla ldquobuumlyuumlk operasyonrdquo adlı işlemle hayalguumlcuumlnuumln yok edilmesi ve mut-luluğun arzulanmasının oumlnuumlne geccedililmesi ile ccediloumlzuumllduumlğuuml iddia edilmiştir Bu kurguda tek tip bir yaşantı iccedilinde birey olma bilincinden yoksun olan sayılar kendileri iccedilin bir amaccedil guumldemediklerinden yaşantılarının tek anlamı İyilikccedili iccedilin ccedilalışmak ve goumlrevlerini yerine getirmekten geccedilmektedir İşte Zamyatinrsquoin sisteme dair eleştirisi burada yatmak-tadır Kendi amaccedilları uğruna yaşamayan bireylerin mutlu olmaları beklenemez Kaldı ki Bizrsquode birey olma da yasaklanmış durumdadır Tek Devletrsquoin huumlkuumlmdarlığı aslında insanın doğasına youmlnelik bir huumlkuumlmdarlıktır Yeşil Duvarrsquoın ardında yaşayanların oumlzguumlr oldukları iccedilin ilkel olduğunu soumlylemek insanın doğuştan oumlzguumlr bir varlık olduğunu kabul etmek anlamına gelmektedir Tek Devlet buumlnyesinde yaşayanların kendilerini bu soumlzde ilkel durumdan kurtaran gelişmişlik duumlzeyine eriştikleri iddia edilmektedir Bu iddianın dayanakları ise insanın kendisini bir yandan bilime diğer yandan bilimi de elinde tutan bir devlet youmlnetimine esir kılmasındadır

Metinde bilimsel ilerlemenin odağı olarak goumlruumllen şey yani ilerlemenin amacı olarak beliren durum tarih felsefesi oumlrneklerinde rastladığımız tuumlrden bir kurtuluş modelinden ccedilok otoriter rejimin ve bu rejime bağlı esaretin genişletilmesi şeklinde sunulmuştur Bu sunuş da Zamyatinrsquoin eserini geleceğe dair oumlngoumlruumlnuumln uumlruumlnuuml kılmakta gelecekte olabileceklere karşı bir uyarı niteliğine buumlruumlmektedir Cioranrsquoın ilerlemeci tarih felsefelerindeki kurtuluş modellerine dair eleştirisi Zamyatinrsquoin yaptığı eleştiriyi

52 EMCioran Tarih ve Uumltopya Ccedilev Haldun Bayrı 4bs İstanbul Metis Yayınları 2015 s8453 Zamyatin We s112

Distopik Bir Gelecek Kurgusu Zamyatinrsquoin Bizrsquoi 147

destekler goumlruumlnmektedir Cioranrsquoa goumlre İsa ldquoTanrırsquonın krallığırsquonınrdquo ldquoburadardquo ya da ldquoşuradardquo değil iccedilimizde olduğunun guumlvencesini verirken ldquokrallığırdquo zorunlu olarak dışta goumlren onun derin benliğimizle ya da bireysel selametimizle bağını hiccedil kurmayan uumltop-ya inşaları bizi oumlylesine derinden etkilemişlerdir ki kurtuluşumuzu dışarıdan şeylerin akışından ya da toplulukların ilerlemesinden bekleriz54 Zamyatinrsquoin eserindeki eleştiri bu goumlruumlş doğrultusunda değerlendirildiğinde ilerlemenin her zaman kurtuluş değil bazen esaret de getirebileceği ve kurtuluşun ldquobizrdquo olup tek tipleşmekten ccedilok ldquobenrdquo olarak kalmakla muumlmkuumln olacağı şeklinde bir ccedilıkarım yapmaya olanak vermektedir Bu youmlnuumlyle eser Sovyet toplumu oumlzelinde55 her toplumdan okuyucusunu geleceğini sorgulamaya itmektedir Bilimsel gelişmeye dayandırılan kurtuluş senaryoları insanın guumlcuumlnuuml koumltuumlye kullanma eğilimi nedeniyle Bizrsquode olduğu gibi tehlikeli sonuccedillarla esaret senaryolarına ve ccediloumlkuumlşe doumlnuumlşebilir Tek Devlet kurgusu aklın egemen olduğu bir doumlnemin youmlnetim biccediliminin insanı kendi doğasından uzaklaştırabilecek kadar tehlike iccedilerebileceğini goumlstermektedir Bu nedenle Biz accedilısından ldquokurtuluş mu esaret mirdquo sorusuna verilebilecek yanıt her iki kavramın da altının nasıl doldurulduğu-na bağlı olacaktır Bu distopik gelecek kurgusunda ilerlemeyi yansıtan ve kurtuluş şeklinde goumlruumllen bir duumlzen aslında en ciddi esarete benliğin esir alınmasına neden olmuştur Bunu goumlsteren en temel oumlrnek ise D-503rsquote ldquoben bilincirdquonin canlanmasını sağlayan ve ironik bir isimle hikacircyede yerini alan I-330rsquoun hikacircyenin sonunda yok edilmesidir Burada Tek Devletrsquoin tanrısal nitelikler yuumlklenmiş bir yapısının olması ve tanrıya tapınırcasına Tek Devletrsquoe bağlı kalınması da toplumsal duumlzendeki esaretin yansımasını sunmaktadır Bu kabul edilmiş esaret ise devletin kendi buumlnyesi altında-ki sayıları her aşamada kontrol etmesini meşru kılmaktadır İşte bu durum eserdeki gelecek kurgusunun insanlık durumuna aykırı duracak uygulamalara işaret eden bir karanlığı goumlstermesinin sebebidir

Sonuccedil

Distopya tuumlruumlnuumln en oumlnemli oumlrneklerinden birini sunan Zamyatin Biz ile edebiyat duumlnyasına bir baş yapıt kazandırmış olmanın oumltesinde eserin guumlnuumlmuumlzde hala tartışılma-sı gereken pek ccedilok probleme değinmesi nedeniyle bizlere tazeliğini koruyan bir miras bırakmış olmaktadır Zamyatinrsquoin eseri iccedilinde bulunduğu doumlnemde pek oumlnemsenmemiş bir gelecek kurgusu ve toplumsal eleştirinin uumlruumlnuuml olarak nitelendirilmektedir56 Yazar bir bilim kurgu olmasının yanısıra siyasi ve sosyal problemlere de ışık tutan eseriyle

54 Cioran age s 9155 Kumarrsquoa goumlre Zamyatinrsquoin Bizrsquoi yeni Sovyet toplumunun suretini ve duumlşuumlnme yapılarını anlatan ve

geleceğini goumlsteren bir eserdir (Bkz K Kumar Uumltopyacılık s 106) eser hakkındaki genel kabul de bu youmlndedir

56 Bkz Parrinder age s 25

148 Arzu İbişi Temelli

kendisinden sonraki distopyalar uumlzerinde etki oluşturmuştur Kumarrsquoa goumlre faydacılığa ve acısız mekanize varoluş uumltopyasına saldırısı onu Huxley ile bağlantılandırır her yerde hazır olan casuslar ve devlet guumlcuumlnuumln acımasızca kullanımı aynı accedilıklıkla Orwellrsquoın kabusuna işaret eder Onun aktardığına goumlre ldquoBizrdquo Zamyatinrsquoin kendisinin 1932rsquode soumlylediği gibi ldquoİnsanlığı tehdit eden iki katlı tehlikeye karşı bir uyarı olarak yazıldı Makinelerin ve devletin fazla buumlyuumlk olan guumlcuumlrdquo57 Roman insanın otomat bir varlık haline gelmesinden hareketle makineleşmeyi eleştirirken aynı zamanda bu otomatlığı bir devlet guumlcuumlyle birleştirdiği iccedilin siyasi bir eleştiri de sunmuş olmaktadır Soumlz ko-nusu eleştiri ise gelecek tasarımı aracılığıyla yapılmaktadır Bu durum hem distopya geleneği accedilısından oumlnem taşımaktadır hem de Biz mekaniğin ve devlet guumlcuumlnuumln hatta bilimin devlet iccedilin kullanılmasının insanlık iccedilin tehdit edici boyutları ve gelecekte varılabilecek olası tabloya dikkat ccedilekmenin bir youmlntemini sunmuş olmaktadır

Uumltopyalarda beliren ldquodaha iyi bir duumlnyardquo tasarımı gibi distopyalarda işaret edilen karanlık gelecek tabloları da insanda bir gelecek tasavvuru oluşturulma ihtiyacına da-yanmaktadır İnsanlığın muumlkemmel bir sona doğru gitmesi konusundaki arzunun yol accedilacağı ilerleme Zamyatinrsquoin romanında tehlikeli boyutları uumlzerinden ele alınmıştır Romanda geleceğin her zaman iyiye işaret etmeyebileceği fikri uumlzerinden insan adeta hayalguumlcuumlne sarılmaya davet edilmektedir Bu eserde uumltopyalarda sunulan muumlkemmel duumlzene ulaşılsa dahi bir şeylerin koumltuuml gidebileceği goumlsterilmiştir İlerlemenin doru-ğuna erişilmiş bir ccedilağda geccedilen hikacircye bilimsel gelişmelerin bireylerin gelecekleri iccedilin bir felakete neden olabileceğini goumlstermektedir Hayalguumlcuumlnuumln devlet eliyle yok edilmesi her sayının veya vatandaşın aynı şekilde yaşamaya duumlşuumlnmeye youmlneltilmesi insanın geleceğini kurmasının engellenmesi anlamına gelir ki bu durum aynı zamanda insanlıktan ccedilıkmayı da beraberinde getirmektedir Zira burada ldquoben bilincirdquonin unuttu-rulmasıyla gerccedilekleşen bir kimlik katli insanlık kimliğinin yok edilişi soumlz konusudur

Bizrsquode akla matematiğe bilime dayanan yaşama ve youmlnetim duumlzeni tarihsel suumlreccedil-teki gelişmenin sonu gibi goumlsterilmiştir Bu son accedilısından altın vuruş ise hayalguumlcuumlnuumln yok edilmesiyle yapılmıştır Nitekim tarihsel suumlreccedilteki gelişmelerin ccedilatışmalardan beslendiği duumlşuumlnuumlluumlrse hiccedilbir ccedilatışmanın hiccedilbir karşı ccedilıkışın olmadığı bir duumlzende artık daha fazla gelişmeden soumlz edilemez Bu durum da Bizrsquode olduğu gibi insanlık durumuna aykırı bir tabloya bir ccediloumlkuumlş tablosuna neden olur Zamyatinrsquoin şu ifadeleri bu fikre destek vermektedir ldquoİnsanların kanı kızıl ve ateşli oldukccedila insanlık genccedil oldukccedila hep isyanlar hep devrimler olacakrdquo58 Bu soumlzlerden hareketle insana gerekli olan enerjiyi veren şeyin hayalguumlcuuml olduğu ve ancak hayalguumlcuuml toumlrpuumllenmemiş olan bireylerin oumlzguumlr ve mutlu olabileceği genccedil kalabileceği belirtilmelidir Zamyatinrsquoin oumlnemsediği gibi filozofccedila sorular sorabilen cesur bireyler ancak hayalguumlcuuml sağlam olan bireylerdir Bu nedenle Biz oumlrneği uumlzerinden distopyalarda oumlne ccedilıkarılan karan-

57 Kumar Modern Zamanlarda Uumltopya ve Karşıuumltopya s 364-36558 Zamyatin Biz İthaki Yayınları s9

Distopik Bir Gelecek Kurgusu Zamyatinrsquoin Bizrsquoi 149

lık tabloların verdiği mesajları ciddiye almak gerektiğini vurgulamak gerekmektedir Gelecek kurgusunu guumlvenli bir zemin uumlzerine oturtabilmek iccedilin oumlzguumlrluumlğuuml iradeyi hayalguumlcuumlnuuml birey olma oumlzguumln olma ve farklı olma durumunu korumanın oumlnemi eserde sunulmak istenen ana duumlşuumlncelerden biri olarak belirmektedir Zamyatinrsquoin bu eserle vermek istediği mesajı dikkate alarak gerccedilek bir ilerlemenin ve iyi bir gelece-ğin kendilik bilinci ve hayalguumlcuuml kuvvetli bireylerin oluşturduğu toplumlar accedilısından muumlmkuumln olabileceğini kabul etmek gerekmektedir

KAYNAKLAR

Cioran E M Tarih ve Uumltopya Ccedilev Haldun Bayrı 4 bs İstanbul Metis Yayınları 2015Kateb George ldquoUtopias and Utopianismrdquo The Encyclopedia of Philosophy Ed by Paul

Edwards Vol 8 New York The Macmillan Company amp The Free Press 1967 Kumar Krishan Uumltopyacılık Ccedilev Ali Somel Ankara İmge Kitabevi 2005ndashndashndashndash Modern Zamanlarda Uumltopya ve Karşıuumltopya Ccedilev Ali Galip İstanbul Kalkedon Ya-

yıncılık 2006Mannheim Karl İdeoloji ve Uumltopya Ccedilev Mehmet Okyayuz 3 bs Ankara Nika Yayınları

2016McCarthy Patrick A ldquoZamyatin and the Nightmare of Technologyrdquo Science Fiction Studies

Vol 11 No 2 SF-TH Inc 1984 ss 122-129 Stable URL httpwwwjstororgstab-le4239611 Accessed 20-12-2016 1209 UTC

Mikesell ML Suggs Jon Christian ldquoZamyatinrsquos We and the Idea of the Dystopierdquo Studies in 20th Century Literature Vol 7 USA New Prairie Press1982 ss89-102

More Thomas Uumltopya Ccedilev Ccediliğdem Duumlruumlşken 3 bs İstanbul Kabalcı Yayınları 2014Omay Murad ldquoUumltopya Uumlzerine Genel Bir İncelemerdquo Sosyoloji Dergisi Sayı 18 İstanbul

İstanbul Uumlniversitesi Edebiyat Fakuumlltesi Yayınları 2009 ss 1-14Parrinder Patrick ldquoImagining the Future Zamyatin and Wellsrdquo Science Fiction Studies Vol

1 No 1 SF-TH Inc 1973 ss 17-26 Stable URL httpwwwjstororgstable4238838 Accessed 20-12-2016 1205 UTC

Zamyatin Yevgeni We Trans by Clarence Brown England Penguin Books 1993ndashndashndashndash Biz Ccedilev Algan Sezgintuumlredi 3 bs İstanbul Versus Yayınları 2016ndashndashndashndash Biz Ccedilev Fatma Arıkan-Serdar Arıkan 6 bs İstanbul İthaki Yayınları 2016ndashndashndashndash ldquoEdebiyat Devrim Entropi ve Diğer Şeyler Uumlzerinerdquo Biz Ccedilev Fatma Arıkan-Serdar

Arıkan 6 bs İstanbul İthaki Yayınları 2016

WERNERrsquoE KARŞI MEKTUP

Nicolaus CopernicusCcedileviri ve Giriş C Cengiz Ccedilevik

THE LETTER AGAINST WERNER

OumlZNicolaus Copernicusrsquoun Goumlksel Kuumlrelerin Devinimleri Uumlzerine adlı devrimci yapıtının (1543) dışında astronomi konulu olan iki metni daha vardır bunlardan biri Commentariolus başlıklı risalesi (1510rsquolar) diğeri ise John Wernerrsquoin Seki-zinci Kuumlrenin Hareketirsquoyle ilgili eserine (1522) dair yazdığı eleştiri mektubudur (1524) Burada ccedilevirisini sunduğumuz bu mektup doumlnemin oumlnemli din ve bilim adamlarından biri olan Bernhard Wapowskirsquonin Copernicusrsquoun fikrini sorması uumlzerine ona yanıt olarak yazılmıştır Ccedileviri iccedilin temel aldığımız Latince met-nin kuumlnyesi şudur Mittheilungen des Coppernicus-Vereins fuumlr Wissenschaft und Kunst zu Thorn 1 ed M Curtze (Leipzig 1878) 1 23-33 Ayrıca ccedileviriden oumlnce mektubu tarihsel arka planı oluşumu elyazmaları basımı ve iccedileriğiyle ilgili tanıtıcı nitelikte bilgi aktarıyoruzAnahtar Kelimeler Astronomi Copernicus Goumlksel Kuumlrelerin Devinimleri Uumlzerine John Werner mektup Sekizinci Kuumlrenin Hareketi

ABSTRACTNicolaus Copernicus has two astronomical works besides the revolutionary On the Revolutions of the Heavenly Bodies one of them is Commentariolus (1510rsquos) thatrsquos a little book and the other one is the critical letter (1524) on John Wer-nerrsquos Motion of Eighth Sphere (1522) This letter whose translation we present was written to Bernhard Wapowski who had requested Copernicusrsquo judgment on Wernerrsquos contentions We used this Latin text as source for our translation Mittheilungen des Coppernicus-Vereins fuumlr Wissenschaft und Kunst zu Thorn 1

Kutadgubilig Felsefe-Bilim Araştırmaları Mart 2017 Sayı 33 s 151-163

İstanbul Uumlniversitesi Latin Dili ve Edebiyatı Boumlluumlmuuml Doktora Oumlğrencisi Yeditepe Uumlniversitesi La-tince Okutmanı (jengizgmailcom) Yazı geliş tarihi 10022017 kabul tarihi 06032017

152 Nicolaus Copernicus

ed M Curtze (Leipzig 1878) 1 23-33 Besides before the translation we intro-duce the Letter about its historical background formation manuscripts edition and contentKeywords Astronomy Copernicus John Werner letter Motion of Eighth Sphere On the Revolutions of the Heavenly Bodies

1 Giriş

A Ccedilalışma Uumlzerine

Bu ccedilalışmada astronomi tarihinin devrimci figuumlrlerinden olan Nicolaus Coper-nicusrsquoun Bernhard Wapowskirsquoye yazdığı astronomi konulu bir eleştiri mektubunun Tuumlrkccedileye yapılmış ilk ccedilevirisini paylaşıyoruz Ccedileviriden oumlnce sırasıyla iki boumlluumlmde mektubun tarihsel arka planı oluşumu elyazmaları ve basımı daha sonra da iccedileriği-ne ilişkin kısa bir değerlendirme yapıp mektubu tanıtıyoruz

B Mektubun Tarihsel Arka Planı Oluşumu Elyazmaları ve Basımı

John Werner (1468-1522)1 1522 yılında Nuumlrnbergrsquode matematik ve astronomi konulu metinlerini yayınladı Bunlardan biri de De Motu Octavae Sphaerae (Seki-zinci Kuumlrenin Hareketi Uumlzerine) başlıklı bir risaleydi Bu guumlnuumlmuumlzde olduğu gibi yayınlandıktan 60 yıl kadar sonra da akademi camiasının edinmekte zorluk ccedilektiği bir ccedilalışmaydı Bunu Edward Rosenrsquoın dikkat ccedilektiği kimi alıntılardan da anlarız Oumlrneğin Johannes Maior 1584rsquote uumlnluuml astronom Tycho Brahersquoye yazdığı bir mektupta bu ccedilalışmayı bulabilirse kendisini haberdar edeceğini soumlyler2 Keza Tycho Brahe de 1585rsquote Thaddeus Hageciusrsquoa bu ccedilalışmayı henuumlz edinemediğini yazar3 Ancak metin yayınlandıktan kısa bir suumlre sonra birinin edindiğini biliyoruz bu kişi hem Krakowrsquoda kanon hem de Polonya kralının sekreterlerinden biri olan Bernhard Wapowskirsquodir (1475-1535)4

1 Wernerrsquoin yaşamıyla ilgili detaylı bir doumlkuumlm iccedilin bkz P Czartoryski ed E Rosen trans Nicholas Copernicus Minor Works (London The Macmillan Press 1985) 127-129

2 J L E Dreyer ed Tychonis Brahe Opera Omnia VII (Copenhagen 1924) 8331-343 Dreyer Tychonis Brahe Opera Omnia VII 9510-18 Mektubun aranması ve bulunmasıyla ilgili son-

raki gelişmeler iccedilin bkz Edward Rosen ed amp trans Three Copernican Treatises The Commentari-olus of Copernicus The Letter Against Werner The Narratio Prima of Rheticus (New York Octagon Books 1971) 7-8 (n14)

4 Copernicus mektubunda Wapowskirsquonin Wernerrsquoin metninin ldquobirccedilokları tarafından oumlvuumllduumlğuumlnuumlrdquo soumly-lediğini belirtir (quod a multis laudari ducebas) bu da metnin en azından Wapowskirsquonin tanıklığıyla birccedilok kişiye ulaştığını goumlsterir

Wernerrsquoe Karşı Mektup 153

Wapowski Copernicusrsquoun eski arkadaşıydı hem Krakow Uumlniversitesirsquonde hem de Bologna Uumlniversitesirsquonde oumlğrenci olmuşlardı İtalyarsquodan doumlnduumlkten sonra Wapowski kartografi uumlzerinde ccedilalışırken Copernicusrsquotan yardım talebinde bulunmuş olabilir5 Ancak asıl talebi Wernerrsquoin yukarıda bahsettiğimiz metniyle ilgili olmuş ve muhte-melen tam tarihini bilmediğimiz6 bir mektup yazarak Copernicusrsquotan metnin astrono-mik iccedileriğini yorumlamasını istemiştir Copernicusrsquoun yanıt mektubunun girişinden anladığımız kadarıyla Wapowski Wernerrsquoin metnini de goumlndermiştir7

Copernicusrsquoun Wernerrsquoin metnini analiz ettiği yanıt mektubu yayınlanmak ama-cıyla yazılmamıştır bununla birlikte iccedileriği ve formundan da anlaşılacağı uumlzere bir accedilık mektup olduğu ve alıcının iznine tabi olarak kamuya accedilılabileceği duumlşuumlnuumllmuumlştuumlr8 Wapowskirsquonin Copernicusrsquotan aldığı mektubu yayınlamadığı bilinmektedir ancak ccedilağdaşlarının Copernicusrsquoun ccedilokccedila oumlvuumllen Wernerrsquoin astronomik tespitlerine doumlnuumlk eleştirilerini bilmesi gerektiğini duumlşuumlnerek mektubun elle kopyasının ccedilıkarılıp dağı-tılmasına izin verdiği duumlşuumlnuumllebilir9 Nitekim Rosenrsquoın da dikkat ccedilektiği gibi henuumlz eleştiri mahiyetinde makale kaleme alma geleneği gelişmemiş olduğundan bu tuumlr mektuplar adeta kitap yorumu yerine geccediliyordu10

Mektubun basılma oumlykuumlsuumlne gelirsek ilkin Berlinrsquode muhafaza edilen bir kopya-sının Jan Baranowskirsquonin De Revolutionibus edisyonunda basıldığını soumlyleyebiliriz11 Bu edisyon apaccedilık hatalar iccedilermesine rağmen Hipler ve Prowse tarafından yeniden basılmıştır12 Sonra Maximilian Curtze Viyanarsquoda mektubun ikinci bir elyazmasını

5 P Gassendi O Thill The Life of Copernicus (1473-1543) The Man Who Did Not Change the World (Xulon Press 2002) 142-143 Karş Rosen Three Copernican Treatises 8

6 Wapowskirsquonin muhtemel mektubunun tarihi bilinmemektedir ancak Copernicusrsquoun kendisine yolladı-ğı mektubun tarihi 3 Haziran 1524 olduğuna goumlre ilk mektubun ante post quemrsquoi budur

7 ldquoCum pridem ad me mittereshellip editum de motu Octavae Sphaerae opusculumrdquo (Sekizinci Kuumlrenin Hareketirsquoyle ilgili yayınlanan risalesini bana goumlnderdiniz)

8 Czartoryski Nicholas Copernicus 1339 Bkz Czartoryski Nicholas Copernicus 134 Bilinen bu tuumlr kopyalardan biri Pragrsquoda Haacutejekrsquoin elinde-

ki kopyanın kopyasıdır ve tarihi Ocak 1531rsquodir L Prowe ed Nicolaus Coppernicus II (Berlin 1883-1884) 1718 1578 yılında kıtayı dolaşarak farklı elyazmalarını toplayan Henry Savile isimli bir aka-demisyen Pragrsquoda Haacutejekrsquoi ziyaret ettiğinde ondan Copernicusrsquoun bu mektubunun kopyasını edinir bu kopya buguumln Oxfordrsquodaki Bodleian Kuumltuumlphanesirsquonde beş folyo halinde MS Savile 47 adıyla bulunur Viyanarsquodaki Avusturya Ulusal Kuumltuumlphanesirsquonde bulunan ve ilk kopyalar arasında yer aldığı duumlşuumlnuumllen diğer bir kopyanın kopyası ise 30 Mart 1575 tarihlidir Bu tarihten yedi ay sonra Tyc-ho Brahe Haacutejekrsquoten Commentariolusrsquoun bir kopyasını edinmişse de Copernicusrsquoun Wernerrsquoe Karşı Mektubursquonu kimden aldığını belirtmemiştir bununla birlikte asıl metnin ikinci ya da uumlccediluumlncuuml kopyası olduğunu soumlylemiştir Dreyer ed Tychonis Brahe Opera Omnia IV (Copenhagen 1922) 29219-20 Aynı metinsel oumlzellik ve hataları iccedilermesinden oumltuumlruuml anlaşılmıştır ki Brahersquodeki kopya ya doğrudan Viyanarsquodaki metinden kopya edilmiş ya da onun kopyasının kopyasıdır Bunlar ve diğer kopyalarla ilgili olarak bkz Czartoryski Nicholas Copernicus 134-144

10 Rosen Three Copernican Treatises 811 J Baranowski ed Nicolai Copernici Torunensis De Revolutionibus Orbium Coelestium Libri Sex

(Warsaw 1854) 575-58212 F Hipler ed Spicilegium Copernicanum (Braunsberg 1873) 172-193 L Prowe ed Nicolaus Cop-

154 Nicolaus Copernicus

bulmuş her iki elyazmasını toplayarak yorumlu bir şekilde yayınlamıştır13 Rosenrsquoın birccedilok ccedilalışmaya kaynak oluşturan İngilizce ccedilevirisi (1939 tekrar baskı 1971) Curt-zersquonin edisyonundaki Latince metne dayanır14 Rosenrsquoın ccedilevirisinden oumlnce ise Leh diline yapılmış olan iki ccedileviri daha vardır bunlardan biri Baranowskirsquoye diğeri Pol-kowskirsquoye aittir15

C İccedilerik Uumlzerine

Copernicus mektupta Wernerrsquoin Sekizinci Kuumlrenin Hareketirsquoyle ilgili astronomik tahlil ve hesaplarını eleştirir Mektubun ve dolayısıyla bu eleştirinin başında bilimsel yaklaşımının karakteriyle ilgili iki hususa dikkat ccedileker Bunlardan ilki nesnel bakış accedilısına sahip olduğudur buna goumlre duumlruumlstccedile ve accedilıkccedila onaylayabileceği tahlil ve he-saplarla karşılaşsaydı bunu keyifle yapmış olacağının guumlvencesini verir İkinci husus ise Aristotelesrsquoten yaptığı bir alıntıya dayanır buna goumlre sadece iyi konuşan (qui bene locuti sunt) değil aynı zamanda doğru konuşmayan (non recte locutis) filozoflara da şuumlkran duymamız gerektiğini duumlşuumlnuumlr Bu duumlşuumlncenin temelinde doğru yoldan gitmek isteyenler iccedilin ccedilıkmaz sokakları bilmenin hiccedil de yararsız olmadığı varsayımı yatar Copernicusrsquoa goumlre bilimsel yaklaşımının karakteriyle ilgili olan bu iki husus onu ldquohata aramardquo (reprehensio) hatasından kurtarıyor goumlruumlnuumlr dahası getirdiği bilimsel eleştirilerin ldquokırıcı konuşmak ve saldırmakrdquo (mordere et lacessere) değil ldquoyanılanı duumlzeltmek ve yeniden youmlnlendirmekrdquo (castigare et revocare errantem) bağlamında değerlendirilmesi gerektiğini varsayar Bu yuumlzden mektupta sadece Wernerrsquoin hatalı goumlrduumlğuumlnuuml soumlylediği tahlil ve hesaplara değindiğini soumlyler

Copernicusrsquoa goumlre Wernerrsquoin temel astronomik hataları şunlardır1 Ptolemaeusrsquoun goumlzlemine dayanarak sabit yıldızlar kataloğuna kaydedilen

imparator Antoninus Piusrsquoun ikinci yılının İS 150 olduğunu duumlşuumlnmuumlştuumlr ama ger-ccedilek tarih İS 139rsquodur Dolayısıyla Werner 11 yıl fazlalıkla yanılır Copernicusrsquoa goumlre Werner Ptolemaeusrsquoun goumlzlemlerinden şuumlphe etmediği başka deyişle daha kapsamlı bir şekilde sınayıp değerlendirmediği iccedilin hatalıdır

2 Ptolemaeusrsquotan oumlnceki 4 yuumlzyıl boyunca sabit yıldızların sadece eşit hare-ketle devindiği youmlnuumlndeki goumlruumlşuumlnuuml accedilıkladığı hipotezi başlı başına hatalıdır

3 Onuncu kuumlrenin ekliptiğinin ccedilemberlerinin ve titreme ccedilemberlerinin kesitle-rini bilmiyor goumlruumlnuumlr

pernicus 2 (Berlin 1883-1884) 145-15313 M Curtze ed Mitteilungen des Coppernicus-Vereins fuumlr Wissenschaft und Kunst zu Thorn 1 (Osnab-

ruumlck 1878) 23-3314 Rosenrsquoın ccedilevirisi iccedilin bkz Three Copernican Treatises 91-106 ve sonra Czartoryski Nicholas Coper-

nicus 145-5015 Baranowski De Revolutionibus 575-582 ve I Polkowski ed Kopernikijana czyli materyaly do pism

i zycia Mikolaja Kopernika (Gniezno 1873-1875) 68-74

Wernerrsquoe Karşı Mektup 155

4 Mevcut varsayımlarıyla eskilerin kaydedilen goumlzlemlerine yaklaşabilen so-nuccedillar bulamaz

5 Oumlzellikle de 22 Oumlnermersquosinde kendi ccedilalışmasını oumlvmek amacıyla eski astro-nomlardan Timocharisrsquoi gereksiz yere tenkit eder ve bu yuumlzden hatalı matematiksel sonuccedilları savunur

Bu noktada son hatayla ilgili olarak genelde yeryuumlzuumlnuumln hareketi ve evrenin merkezine yeryuumlzuumlnuuml yerleştirmeyle ilgili olarak eski gelenekten koptuğu ve bilimsel accedilıdan bir devrimci olduğu duumlşuumlnuumllen Copernicusrsquoun eski filozoflara ve bilim geleneğine olan bağlılığına dikkat ccedilekilebilir Nitekim mektupta ldquobize miras gibi bırakılan eskilerin ayak izlerini takip ederek onların goumlzlemlerinden yararlanmamız gerektiğinirdquo belirtir Bir kişinin eskilerin guumlvenilmez olduğunu duumlşuumlnmesi Copernicusrsquoa goumlre ilim kapısının ona kapanması anlamını taşır Werner Copernicusrsquoa tam da bu accedilıdan sekizinci kuumlrenin hareketiyle ilgili olarak ilmin dışına itilen kendi sanrısının desteklenmesi gerektiğini duumlşuumlnen biri olarak goumlruumlnuumlr Dahası Werner eskilerin goumlzlemlerinin guumlvenilmez ol-duğunu soumlylediğinde onlarla tutarlı bir buumltuumlnluumlk iccedilindeki matematiksel ve astronomik yaklaşımlara dayanan kendi goumlzlemlerinin de guumlvenilmez olduğunu kabullenmiş olur

Kısa mektubunda Wernerrsquoin eskilerle sorununa fazlasıyla değinmesi Coperni-cusrsquoun gelenekle bağına delildir aynı yaklaşımı Goumlksel Kuumlrelerin Devinimleri Uumlze-rinersquonin16 Papa 3 Paulusrsquoa atfedilen oumlnsoumlzuumlnde de goumlruumlruumlz Copernicus yeryuumlzuumlnuumln hareketiyle ilgili olarak Pythagorasccedilı Philolaus ile Ecphantus ve Pontuslu Heraclides gibi eskilerin teorilerinden bilhassa etkilendiğini belirtir onları kendisini bu konuda ccedilalışmaya iten kaynaklar olarak goumlruumlr Dahası bu temel metnini ve teorilerini kendi-sine ait olan ve yakın tarihte yapılmış olan goumlzlemler yanında eskilerin goumlzlemlerine de dayandırır eserin ilk kitabını buumlyuumlk oumllccediluumlde Euclides geometrisine ayırır ve Ptole-maeusrsquoun sabit yıldızlar kataloğunu kullanarak kendisine matematiksel olarak hatalı goumlruumlnen kısımları ve son kertede Aristotelesccedili Ptolemaeusccedilu ve Skolastik yermerkezli evren duumlşuumlncesini duumlzeltir Copernicusrsquoun yenilikccedililiği gelenekten kopukluğuna de-ğil onu değiştirerek geliştirmeyi amaccedillayan bağlılığına dayanır Kuhnrsquoun deyişiyle Copernicusrsquou ldquohem geccedilmiş geleneğin doruğu hem de gelecekteki yeni bir geleneğin kaynağırdquo17 yapan da bu karakteridir

16 Tuumlrkccediledeki ccedilevirisi iccedilin bkz Nicolaus Copernicus Goumlksel Kuumlrelerin Devinimleri Uumlzerine trans C Cengiz Ccedilevik (İstanbul İş Kuumlltuumlr 2010)

17 Thomas S Kuhn Kopernik Devrimi Batı Duumlşuumlncesinin Gelişiminde Gezegen Astronomisi trans H Turan D Bayrak S K Ccedilelik (Ankara İmge Kitabevi 2007) 227

156 Nicolaus Copernicus

2 Mektubun Tuumlrkccedile Ccedilevirisi

Krakow Kilisesirsquonin Kantoru ve Rahibi Majesteleri Polonya Kralının Sekreteri Saygıdeğer Efendim Bernhard Wapowskirsquoye

Sevgili Bernhard Nuumlrnbergli John Wernerrsquoin birccedilokları tarafından oumlvuumllduumlğuumlnuuml soumlylediğiniz Sekizinci Kuumlrenin Hareketirsquoyle ilgili yayınlanan risalesini bana goumlnder-diniz Haşmetmeapları eserle ilgili ne duumlşuumlnduumlğuumlmuuml soruyor Kuşkusuz duumlruumlstccedile ve accedilıkccedila desteklemem gerektiğini duumlşuumlnseydim bunu keyifle yapardım Ancak yine de yazarın azmini ve ccedilalışmasını oumlvebilirim nitekim Aristoteles der ki ldquofilozofların sa-dece doğru konuşanlarına değil aynı zamanda yanlış konuşanlarına da şuumlkran borccedillu olmalıyız zira doğru yoldan gitmek isteyenler iccedilin ccedilıkmaz sokakları bilmenin yararı hiccedil de az değildirrdquo18 Dahası hata aramanın yararı azdır fazla katkı sağlamaz zira bir şairden ziyade hata arayan biri19 gibi davranmayı istemek utanmaz bir karaktere yakışır Dolayısıyla kendim daha iyisini yaratamazken bir başkasını kınarsam oumlfke uyandırmaktan ccedilekinirim Bu nedenle bu konuları olduğu gibi başkalarının değer-lendirmesine bırakmayı istiyorum Haşmetmeapları da zevkle kabul ederse yanıtım genel ccedilerccedilevede olsun Ayrıca biliyorum ki bir insana karşı kırıcı konuşmak ve ona saldırmak başka yanılanı duumlzeltmek ve yeniden youmlnlendirmek başka bir şeydir keza oumlvmek de dalkavukluk yapmaktan ve bir parazit gibi davranmaktan farklı bir şeydir Dolayısıyla talebinize yanıt vermemek iccedilin herhangi bir neden goumlrmuumlyorum bilhassa etkin olduğunuz20 bu konulardaki azim ve ilginizi azaltıyor gibi goumlruumlnmek istemiyo-rum Sonuccedil olarak yazarda alelacele hata arıyor gibi goumlruumlnmemek iccedilin sabit yıldızlar kuumlresinin hareketiyle ilgili olarak hangi hususlarda hata yaptığını ve aktarımının yanlış olduğunu en uygun şekilde goumlstermeye ccedilalışacağım belki de bu konunun daha iyi anlaşılmasına hiccedil de az olmayan bir katkı sağlayacak

İlkin yazar zamanı hesaplarken hata yapmış zira Cl Ptolemaeusrsquoun kendi goumlz-lemine dayanarak sabit yıldızlar kataloğuna kaydettiği21 Antoninus Piusrsquoun ikinci yılının İS 150 olduğunu duumlşuumlnmuumlş oysa gerccedilek tarih İS 139rsquodur22 Nitekim Ptolemaeus

18 Copernicus burada aklında kaldığınca alıntı yapmaktadır Gerccedilekte Aristoteles Metaphysica 993brsquode şoumlyle der ldquoSadece goumlruumlşlerini paylaştığımız kişilere değil aynı zamanda ziyadesiyle uydurma olan goumlruumlşleri dile getirenlere de şuumlkran borccedillu olmalıyız Onlar da bir katkıda bulunmuş oluyor ilkel ccedila-lışmalarıyla zihinsel deneyimimizi şekillendiriyorlarrdquo (Ccedileviri bana ait)

19 Şiir yazmayan ama şiir eleştirisi iccedilin suumlrekli hata arayan biri 20 Mektubun muhatabı olan Wapowski Polonyarsquoda bilimsel kartografinin kurucusuydu oumlnemiyle ilgili

bkz P Czartoryski ed E Rosen trans Nicholas Copernicus Minor Works (London The Macmillan Press 1985) 152 (n20)

21 Copernicus Ptolemaeusrsquoun yıldız kataloğunun kendi goumlzlemlerine dayandığını duumlşuumlnuumlyordu Ancak Ptolemaeusrsquoun Hipparchusrsquoun yıldız kataloğunu kullandığı youmlnuumlnde tartışmalı bir iddia da vardır Bu iddia ve tartışmayla ilgili olarak bkz Edward Rosen ed amp trans Three Copernican Treatises The Commentariolus of Copernicus The Letter Against Werner The Narratio Prima of Rheticus (New York Octagon Books 1971) 94 (n2) Czartoryski Nicholas Copernicus 152-153 (n28)

22 Werner 4 Oumlnermersquode bu tarihlendirmeyi yapar Dahası Werner bu tarihlendirmeyi takiben Coperni-

Wernerrsquoe Karşı Mektup 157

Magna Constructiorsquonun23 3 Kitabının 1 Boumlluumlmuumlnde sonbahar ekinoksunun Buumlyuumlk İskenderrsquoin oumlluumlmuumlnden24 463 yıl sonra Antoninusrsquoun uumlccediluumlncuuml yılına denk duumlştuumlğuumlnuuml soumlyler25 Ancak İskenderrsquoin oumlluumlmuumlnden İsarsquonın doğumuna kadar 323 duumlzenli Mısır yılı26 130 guumln vardır zira Nabonassarrsquoın youmlnetiminin başlangıcı27 ile İsarsquonın doğumu arasındaki suumlre 747 duumlzenli yıl 130 guumln olarak hesaplanmıştır 22 Oumlnermersquoden de anlaşılacağı gibi yazarın bu hesaplamayı şuumlpheyle karşılamadığını goumlruumlyorum28 Alphonso Tablolarırsquona goumlre bir guumln eklenmiştir29 Bunun nedeni Ptolemaeusrsquoun ilk Mısır ayı olan Thothrsquoun ilk guumlnuumlnuumln oumlğlenini Nabonassar ve Buumlyuumlk İskenderrsquoden itibaren hesaplanan yılların başlangıccedil noktası olarak kabul ederken buna karşın bi-zim İsa yıllarını Aralık ayının son guumlnuumlnuumln oumlğleninden itibaren hesaplamamız gibi Alphonsorsquonun da oumlnceki yılın son guumlnuumlnuumln oumlğleninden başlatmış olmasıdır Bu du-rumda Ptolemaeus 3 Kitap 8 Boumlluumlmde Nabonassarrsquodan Buumlyuumlk İskenderrsquoin oumlluumlmuumlne kadarki suumlreyi 424 duumlzenli yıl olarak hesaplar Censorinus M Varrorsquoya30 dayanarak C Caerelliusrsquoa31 yazdığı De Die Natalirsquode bu hesaplamayı kabul eder32 747 yıl 130 guumlnden ccedilıkarıldığında İskenderrsquoin oumlluumlmuumlnden İsarsquonın doğumuna kadarki suumlre 323 yıl 130 guumln olarak bulunur Sonra İsarsquonın doğumundan Ptolemaeusrsquoun yukarıda bahsedilen goumlzlemine kadar 139 duumlzenli yıl ve 303 guumln vardır Dolayısıyla Ptole-

cusrsquoun odaklanmadığı Antoninusrsquoun yılıyla ilgili ikinci bir hata daha yapar Bkz Rosen Three Coper-nican Treatises 94 (n3)

23 Ptolemaeusrsquoun ldquoAlmagestrdquo olarak bilinen ldquoMatematik Ccedilalışmasırdquo (Μαθηματικὴ Σύνταξις Mathe-matike Syntaksis) başlıklı ccedilalışmasının bir adı da ldquoBuumlyuumlk Ccedilalışmardquo anlamındaki Μεγάλη Σύνταξιςrsquotir (Megale Syntaksis) buradaki Latincesi de aynı anlama gelen Magna Constructiorsquodur

24 İOuml 32325 Antoninus 11 Haziran 138rsquode Roma imparatoru olmuştu26 Copernicus hesaplamalarında Mısır yıllarını kullanmasıyla ilgili olarak Goumlksel Kuumlrelerin Devinimleri

Uumlzerine 36rsquoda accedilıklama yapar ona goumlre bu yıllar Romalıların Yunanların ve Perslerin kullandığı yıllara goumlre daha duumlzenli olup kişisel eklemeler iccedilermez

27 İOuml 747 (26 Şubat)28 Werner kendi metninde ldquoİsa ile Nebukadnezar yılları arasındaki suumlre Alphonso Tablolarırsquona goumlre 747

duumlzenli yıl 131 guumlnduumlrrdquo der oysa Nabonassarrsquoı Nebukadnezarrsquola karıştırır Copernicus burada bu hataya odaklanmaz ancak Goumlksel Kuumlrelerin Devinimleri Uumlzerine 311rsquode ccediloğu kişinin isim benzerli-ğinden oumltuumlruuml Nabonassarrsquoın Nebukadnezarrsquola karıştırıldığını belirtir

29 Kastil kral 10 Alphonsorsquonun astronomi kitapları iccedilinden bir folyo İspanya kraliccedilesinin emriyle Mad-ridrsquode basılmıştı İspanyolca yazılmış olan ve Alphonso Tabloları olarak bilinen bu folyo sabit yıldız-lar kataloğu iccedileriyordu Copernicus Goumlksel Kuumlrelerin Devinimleri Uumlzerinersquode Alphonso Tablolarırsquonı kaynak goumlstermeyi duumlşuumlnmemiştir Bkz Czartoryski Nicholas Copernicus 153 (n37)

30 Marcus Terentius Varro (İOuml 116-27) birccedilok konuda eser kaleme almış olan Romalı yazar31 Bu ismin farklı elyazmalarındaki yazılışıyla ilgili olarak bkz Rosen Three Copernican Treatises 95

(n14)32 Censorinus İS 238 yılında dostu Quintus Caerelliusrsquoa armağan olarak ldquoDoğum guumlnuuml Uumlzerinerdquo (De

Die Natali) başlığını taşıyan bir kitap verir Censorinus bu kitabında doğum guumlnleriyle ilgili goumlruumlşle-rini paylaşır bu goumlruumlşler Pythagorasccedilıların Sokrates oumlncesi filozofların Etruumlsklerin ve Keldanilerin astronomi ve astrolojiyle ilgili hesap ve tespitlerini yansıtır Bu eser Eskiccedilağdaki farklı kuumlltuumlrlerin kullandığı takvimlerin kıyasını ve farklı olaylarla ilgili tarihlendirmeleri iccedilerdiğinden sonraki ccedilağlarda yapılan geriye doumlnuumlk astronomik hesaplamalarda kaynak olarak kullanılmıştır

158 Nicolaus Copernicus

maeus tarafından goumlzlemlenen sonbahar ekinoksu Efendimizin doğumundan33 140 duumlzenli yıl sonra Athry ayının34 9 Guumlnuumlnde ya da 139 Roma yılının 25 Ekimrsquoinde Antoninusrsquoun uumlccediluumlncuuml yılında gerccedilekleşmiştir35

Yine Ptolemaeus Magna Constructiorsquonun 5 Kitabının 3 Boumlluumlmuumlnde Nabonas-sarrsquodan Antoninusrsquoun ikinci yılındaki Guumlneş ve Ay goumlzlemine kadar geccedilen suumlreyi 885 yıl 203 guumln olarak hesaplar Dolayısıyla İsarsquonın doğumundan itibaren 138 duumlzenli yıl 73 guumln geccedilmiş olması gerekir Bu yuumlzden Ptolemaeusrsquoun Leorsquoda Basiliscusrsquou36 goumlz-lemlediği sonraki 14 Guumln yani Pharmuthirsquonin37 9 Guumlnuuml İsarsquonın doğumundan sonraki 139 Roma yılının 22 Şubatıydı38 Bu yazar İS 150 olarak duumlşuumlnduumlğuuml Antoninusrsquoun ikinci yılıydı sonuccedil olarak yazar 11 yıl fazlalıkla yanılmıştır

Biri buraya kadarki kısımdan şuumlphe ederse oumlnceki eleştirimizden tatmin olmazsa ve bu ccedilalışmayla ilgili daha fazla değerlendirme isterse anımsamalıdır ki zaman goumlğuumln oumlnce ve sonra olarak duumlşuumlnuumllen hareketinin sayısı ya da oumllccediluumlsuumlduumlr Yıl ay guumln ve saati bu hareketten ccedilıkarırız Ancak oumllccediluuml ve oumllccediluumllen karşılıklı olarak etkileşim iccedilindedir39 Bu durumda Ptolaemausrsquoun tabloları temelde kendi doumlnemindeki yeni goumlzlemlere dayandığından bu tabloların kayda değer bir hata iccedilermesi ya da tabloları dayandıkları ilkelerle ccedilelişkili hale getiren goumlzlemlerden sapma olması şaşırtıcı değildir En niha-yetinde biri Ptolemaeusrsquoun Antoninusrsquoun ikinci yılında Pharmuthi ayının dokuzuncu guumlnuumlnde oumlğlenden 55 saat sonraki Basiliscus incelemesinde usturlapla tespit ettiği Guumlneş ile Ayrsquoın konumlarını ele alırsa ve Ptolemaeusrsquoun tablolarını bu konumlara goumlre değerlendirirse İsarsquodan sonraki 149 değil 138 yıl 88 guumln 55 saatin Nabonassarrsquodan sonraki 885 yıl 218 guumln 55 saate eşit olduğunu bulacaktır40 Dolayısıyla yazar suumlreden soumlz ettiğinde sekizinci kuumlrenin hareketiyle ilgili incelemesini bozan apaccedilık bir hata yapar Yazarın Ptolemaeusrsquotan oumlnceki 4 yuumlzyıl boyunca sabit yıldızların sadece eşit hareketle devindiği youmlnuumlndeki goumlruumlşuumlnuuml accedilıkladığı hipotezi ilkinden oumlnemsiz olmayan ikinci bir hata iccedilerir Bunu accedilıklayabilmek ve daha anlaşılabilir kılmak iccedilin aşağıda bahsedilen oumlnermelere dikkat kesilmemiz gerektiğini duumlşuumlnuumlyorum

33 İsarsquonın doğumundan34 Juumllyen takvimine ccedilevrildiğinde yılın uumlccediluumlncuuml ayı35 Bu kısımla ilgili kapsamlı bir değerlendirme iccedilin bkz Rosen Three Copernican Treatises 96 (n17)36 Basiliscus yıldızı Leorsquonun (Aslan) kalbinin batısında bulunur Leo 8 ve Regulus (Prens) olarak da

bilinir Aynı yıldızla ilgili olarak bkz ldquoNicolaus Copernicusrsquoun Goumlksel Hareketlere İlişkin Kendisi Tarafından Geliştirilen Hipotezlere Dair Kısa Accedilıklamasırdquo trans C Cengiz Ccedilevik Kutadgubilig 16 (2009) 246 Goumlksel Kuumlrelerin Devinimleri Uumlzerine 214 (140)

37 Juumllyen takvimine ccedilevrildiğinde yılın sekizinci ayı38 Copernicus Goumlksel Kuumlrelerin Devinimleri Uumlzerine 214rsquote (141) aynı goumlzlemle ilgili olarak ldquoPtolema-

eusrsquoun bu goumlzlemi İsarsquodan sonra Roma takvimine goumlre 139 yılında Şubat ayının 24rsquouumlnde 229 Olim-piyatrsquoın ilk yılında gerccedilekleşmiştirdquo der Copernicusrsquoun duumlzeltmesiyle ilgili olarak bkz Rosen Three Copernican Treatises 97 (n21)

39 Burada Aristotelesrsquoin zaman hareket ve konumla ilgili kapsamlı goumlruumlşuuml oumlzetlenmiş oluyor Karş Aris-toteles Physica 219b1-2 22b14-16 223b21-23 235a10-24

40 Hesaplama iccedilin bkz Rosen Three Copernican Treatises 97 (n23)

Wernerrsquoe Karşı Mektup 159

Yıldızlar bilimi doğadan farklı bir şekilde oumlğrendiğimiz sahalardan biridir41 Oumlrneğin doğa goumlstermiştir ki gezegenler yeryuumlzuumlne sabit yıldızlardan daha yakındır Sonra buna bağlı olarak gezegenler bize titremiyor goumlruumlnuumlr oysa tam tersi olur Oumlnce parıldamıyor goumlruumlnuumlrler sonra da yeryuumlzuumlne daha yakın olduklarını sanırız42 Aynı şekilde oumlnce gezegenlerin hareketlerinin duumlzensizmiş gibi olduğunu kavrarız sonra kendileri sayesinde gezegenlerin hareket ettiği dış tekerleme eğrilerinin dış merkezli ccedilemberlerin ve diğer ccedilemberlerin olduğunu duumlşuumlnuumlruumlz O halde şunun soumlylenmesi gerektiğini duumlşuumlnuumlyorum Eski filozoflar oumlncelikle gezegenlerin konumlarını tespit etme daha sonra bu bilgiyi temel alarak goumlğuumln hareketiyle ilgili inceleme bitimsiz kalmasın diye gezegenlerin goumlzlemlenen ve belirlenen tuumlm konumlarıyla uyumlu olduğunu duumlşuumlnduumlkleri bir gezegen teorisi geliştirme zorunluluğunu hissediyordu Sekizinci kuumlrenin hareketiyle ilgili durum da aynıdır Bununla birlikte bu hareketin aşırı yavaşlığından oumltuumlruuml eski matematikccedililer bize onunla ilgili tam bir accedilıklama yapa-mamıştır Ancak bu konuyu incelemek istersek bize bir miras gibi bırakılan eskilerin ayak izlerini takip ederek onların goumlzlemlerinden yararlanmalıyız Eğer biri ccedilıkar da eskilerin bu konuda guumlvenilmez olduğunu duumlşuumlnuumlrse kuşkusuz bu ilmin kapıları ona kapanır İlmin girişinde uzanarak sekizinci kuumlrenin hareketiyle ilgili duumlzensiz bir duumlş goumlrecek ve eskileri hatalı bir şekilde itham ederek kendi sanrısının desteklenmesi ge-rektiğini duumlşuumlnecektir İyi bilinir ki eskiler tuumlm bu goumlksel olayları buumlyuumlk bir dikkatle ve uzman becerisiyle goumlzlemledi ve bize uumlnluuml ve oumlvguumlye değer birccedilok keşif miras bıraktı En nihayetinde gezegen konumlarını tespit ederken yazarın inandığı gibi 14˚ 15˚ ya da 16˚ oranında hata yaptıkları duumlşuumlncesini kabul edemem Aşağıda bunu daha kapsamlı bir şekilde ele alacağım

Atlanmaması gereken bir husus daha var Sapma iccedileren her goumlksel harekette her şeyden oumlnce tuumlm devinim boyunca goumlruumlnen tuumlm hareketlerin farklı noktalardan geccediltiği anlaşılır Bir harekette goumlruumlnen sapma oumlyle engel olur ki tuumlm devinim ve yapı parccedilaları boyunca oumllccediluumllemez Ptolemaeus ve ondan oumlnce Rodoslu Hipparchus43 Ayrsquoın rotasıyla ilgili kendi incelemelerinde keskin bir goumlruumlş yeteneğiyle bir sapmanın deviniminde birbiriyle taban tabana zıt doumlrt nokta aşırı hızlanma ve aşırı yavaşlama noktaları her dikey uccedilta eşit ortalama hareketin iki noktası olması gerektiğini oumlngoumlrduumller Bu noktalar ccedilemberi doumlrt parccedilaya boumller boumlylece ilk ccedileyrekte en hızlı hareket yavaşlar ikinci ccedileyrekte ortalama hareket yavaşlar uumlccediluumlncuuml ccedileyrekte en yavaş hareket hızlanır ve doumlrduumlncuuml ccedileyrekte ortalama hareket hızlanır Bu formuumll sayesinde Ayrsquoın goumlzlem-lenen ve incelenen hareketlerinden ccedilemberin her bir kısmının belli bir zamandaki

41 Burada kastedilen yıldızlar biliminin yani astronominin her daim goumlzuumlmuumlzle ve goumlzlem yeteneğimiz-le kavradığımız edindiğimiz bilgilerle yetinmeyen aynı zamanda goumlz yanılgısının olmaması iccedilin doğ-ru hesaplamayı gerektiren bir bilim dalı olmasıdır

42 Burada Aristotelesrsquoin goumlruumlşleri tekrarlanıyor Bkz De Caelo 290a17-24 ve Analytica Posteriora 78a30-78b4

43 Eskiccedilağın uumlnluuml astronomu Hipparchus (İOuml 190-120) Bithynialıdır ancak goumlzlemlerini Rodosrsquota yap-mıştır bu yuumlzden Rodoslu olarak da anılır

160 Nicolaus Copernicus

durumunu anlayabildiler Buna bağlı olarak benzer bir hareket kendini goumlsterdiğinde sapma deviniminin tamamlandığını biliyorlardı Ptolemaeus bu uygulamayı Magna Constructiorsquonun doumlrduumlncuuml kitabında kapsamlı bir şekilde anlatmıştır

Bu youmlntem sekizinci kuumlrenin hareketini incelerken de kullanılmalıydı Ancak soumlylediğim gibi bu hareket aşırı yavaştır sapma hareketi binlerce yıl sonra bile tam anlamıyla başa doumlnmuumlyordu Dolayısıyla birccedilok insan neslini aşan boumlyle bir hareket-le ilgili son değerlendirmeyi yapmaya muktedir değiliz Bununla birlikte makul bir bağlantı ile hedefimize ulaşmamız da muumlmkuumlnduumlr nitekim Ptolemaeusrsquoun katkısından beri bu accedilıklama ile uyumlu olan bazı goumlzlemler bize yardımcı olmaktadır Zira duumlz bir ccedilizgide verili uumlccedil nokta uumlzerinden bir ccedilember ccedilizildiğinde ccedilizilen bu ccedilemberden daha uzun ya da daha kısa bir yay ccedilizilememesi gibi belirlenebilen bir şeyin sayısız ccediloumlzuumlmuuml olamaz

Şimdi de yazarın dediği gibi sabit yıldızların Ptolemaeusrsquotan oumlnceki 4 yuumlzyıl boyunca sadece eşit hızla hareket edip etmediğini goumlrelim Ancak oumlncelikle kullan-dığımız terimlerde hata yapmayalım ldquoEşit hızrdquo ile genellikle ldquoortalama hareketirdquo kastediyorum bu en yavaş ile en hızlı hareketin ortalamasıdır Yedinci oumlnermenin ilk sonucu bizi aldatmasın Yazar orada diyor ki sabit yıldızların hareketi hipotezinde eşit hareket belirdiğinde daha yavaştır geri kalan hareket ise daha hızlıdır bu yuumlzden hiccedilbir vakit eşit hareketten daha yavaş olmaz Daha sonra ldquoccedilok daha yavaşrdquo ifadesini kullandığında bu konuda tutarlı bir tavır sergileyip sergilemediğini bilmiyorum Eşit hareketin oumllccediluumlsuumlnuuml şu tek biccedilimlilikten ccedilıkarıyor sabit yıldızların en eski goumlzlemcileri olan Aristarchus44 ile Timocharisrsquoten45 Ptolemaeusrsquoa kadarki doumlnemde ve eşit zaman dilimlerinde sabit yıldızlar eşit mesafede yani bir yuumlzyılda yaklaşık 1˚ kadar hareket etti Bu oran Ptolemaeus tarafından da accedilıkccedila belirtilmiş ve yazar tarafından yedinci oumlnermesinde tekrarlanmıştır Ancak buumlyuumlk bir matematikccedili olan yazar eşitliğin noktala-rını yani onuncu kuumlrenin ekliptiğinin ccedilemberlerinin ve onun isimlendirmesiyle titreme ccedilemberlerinin kesitlerini bilmediğinden yıldızların hareketleri başka yerde olduğundan daha eşit goumlruumlnemiyor46 oysa tersinin doğru olması gerekir Goumlruumlnen hareket en hızlı ve en yavaş halindeyken aynı hareket en ccedilok ve en az değiştiği haldedir Bunu kendi hipotezinden sisteminden ve onlara dayanan tablolardan ama oumlzellikle de tuumlm eşitli-ğin ya da titremenin devinimi iccedilin ccedilizdiği son tablodan47 hareketle goumlrmuumlş olmalıydı

Bu tabloda goumlruumlnen hareket oumlnceki hesaplamaya goumlre sadece İOuml 200rsquouuml takip eden yuumlzyıl iccedilin 49acute ve sonraki yuumlzyıl iccedilin 57acute olarak bulunur İS birinci yuumlzyıl boyunca yıldızlar 1˚6acute ve ikinci yuumlzyılda ise 1˚15acute kadar hareket etmiş olmalıydı Dolayısıyla

44 Samoslu Aristarchus (İOuml 310-230) evrenin merkezine yeryuumlzuumlnuuml değil Guumlneşrsquoi yerleştiren ilk astro-nomdur

45 İskenderiyeli Timocharis (İOuml 320-260) goumlk goumlzlemleriyle bilinen en oumlnemli Eskiccedilağ astronomların-dan biridir

46 Bkz 13 Oumlnerme47 Bu tablo Wernerrsquoin 30 Oumlnermersquosinin sonunda bulunur

Wernerrsquoe Karşı Mektup 161

eşit zaman dilimlerinde hareketler birbirini takiben 16˚den biraz az oranda artmıştır Eğer herbir doumlnemdeki iki ccedilağ hareketini toplarsanız ilk aralık iccedilin toplam 15˚den daha fazla oranla 2˚ kadar azalacak ikinci aralık iccedilin toplam 14˚ oranla 2˚ artacaktır Bu yuumlzden eşit doumlnemlerde sonraki hareket oumlncekini yaklaşık 34acute kadar aşacaktır oysa yazarın daha oumlnce Ptolemaeusrsquoa dayanarak soumlylediği gibi sabit yıldızlar bir yuumlzyılda 1˚ hareket etmiştir Oumlte yandan onun bahsettiği aynı ccedilemberler yasasına goumlre sekizinci kuumlrenin en hızlı hareketinde olan şudur İS 600-100 yıllarıyla ilgili olan aynı tablo-da da goumlruumllebileceği gibi goumlruumlnen harekette 400 yıl boyunca sadece 1acutersquolık değişim bulunur benzer şekilde en yavaş harekette İOuml 2000rsquoden itibaren 400 yıl bulunur Bu durumda yukarıda bahsettiğimiz eşitsizliği belirleyen yasa şudur titremenin bir yarım ccedilemberinde en yavaş halden en hızlı hale geccedilen goumlruumlnen hareket suumlrekli olarak hızlanır ve diğer yarım ccedilemberde en hızlı halden en yavaş hale geccedilen hareket oumlnceki hızını suumlrekli olarak kaybeder En buumlyuumlk hız artışı ve azalması eşitlik noktalarında ccedilapa goumlre zıt olarak gerccedilekleşir Dolayısıyla birbirini izleyen iki eşit zaman diliminde eşit goumlruumlnen hareket bulunamaz biri diğerinden daha hızlı ya da daha yavaş olur Bunun tek istisnası hız ve yavaşlık noktalarında olur buralarda hareketler diğer tarafa eşit yaylar uumlzerinden eşit suumlrelerde geccediler karşı tarafa geccedilerken hızları artarak ya da azalarak birbirleriyle eşitlenirler Dolayısıyla Ptolemaeusrsquotan oumlnceki 400 yıl boyunca hareket her daim ortalama değil aksine en yavaş haldeydi Daha yavaş bir hareket olduğunu savunmak iccedilin de herhangi bir neden goumlrmuumlyorum zira buguumlne dek boumlyle bir harekete ilişkin bir kanıtımız olmamıştır Timocharisrsquoten oumlnce sabit yıldızlarla ilgili yapılmış bir goumlzlem yoktur Ptolemaeusrsquoun da yoktu En hızlı hareket zaten gerccedilekleştiğinden doğal olarak Ptolemaeusrsquola aynı yarı ccedilemberde değiliz Bizim yarı ccedilemberde hız azalır ve kuumlccediluumlk parccedilası bile gerccedilekleşmemiştir Bu yuumlzden yazarın bu varsayımlarla eskilerin kaydedilen goumlzlemlerine yaklaşamaması ve temel duumlşuumlncesinde 14˚ ya da 15˚ hatta 12˚ ve daha fazla hata yapmış olması şaşırtıcı değildir Bununla birlikte Ptolemaeus hiccedilbir yerde bize sabit yıldızların hareketiyle ilgili hatasız bir accedilıklama sunmaya ccedilabaladığı yerdekinden daha dikkatli bir analiz yapıyor goumlruumlnmez Tuumlm devinimi oluşturmasının gerektiği analizinin sadece kuumlccediluumlk bir kısmında başarılı bir sonuca ulaşabilmiştir Kavranması zor da olsa bir hata engin bir alana girdiğinde alınacak sonucu oumlnemli oumllccediluumlde etkileyebilir Dolayısıyla Aristarchusrsquou ccedilağdaşı olan İskenderiyeli Timocharisrsquoe ve Bithynialı Agripparsquoyı da48 Romalı Menelausrsquoa49 katıyor goumlruumlnuumlr boumlylece buumlyuumlk farklarla birbirlerinden ayrıldıkları halde bunları birbirleriyle uyumlu hale getirdiğinde ziyadesiyle kesin ve sorgulanmaz bir kanıt elde etmiş olur Buumlyuumlk adamlar tarafından ya da en azından ccedilok daha zor olan başka problemleri ccedilouml-zen ve bir deyişte de geccediltiği uumlzere adeta onlara bitirici dokunuşu yapan Ptolemaeus tarafından boumlyle buumlyuumlk hatalar yapılmasına inanmak zordur

48 Agrippa (İS birinci yuumlzyıl) Ptolemaeusrsquoun bahsettiği 92 yılındaki goumlzlemle bilinir49 Ptolemaeus esasta İskenderiyeli olan Menelausrsquoun (İS 70-140) 98 yılındaki iki goumlzleminden bahseder

162 Nicolaus Copernicus

Yine yazar hiccedilbir yerde yirmi ikinci oumlnermesinde ama oumlzellikle de sonraki so-nuccedilta olduğu kadar budala goumlruumlnmuumlyor Zira kendi ccedilalışmasını oumlvmek maksadıyla iki yıldızla Arista Virginis50 ve Scorpiorsquonun51 tepesindeki uumlccedil yıldızdan en kuzeyde olanıyla ilgili olarak Timocharisrsquoi tenkit ediyor bahane olarak da Timocharisrsquoin hesap-larından ilk yıldızla ilgili olanının eksik ikinci yıldızla ilgili olanın ise fazla ccedilıktığını soumlyluumlyor52 Oysa yazar burada ccedilocukccedila bir hata yapıyor Zira Timocharisrsquoin ve aynı şekilde Ptolemaeusrsquoun yaptığı hesaba goumlre iki yıldız uzaklık bakımından birbirinden farklıdır bu farklılık eşit zaman aralığına goumlre 4˚20acutersquodır bu yuumlzden hesabın sonucu uygulamada aynıdır Buna karşın yazar Timocharisrsquoin Scorpiorsquonun 2˚rsquosinde bulduğu yıldızın konumuna 4˚7acute eklenmesinin muhtemelen Ptolemaeusrsquoun yıldızı bulduğu konum olan Scorpiorsquonun 6˚20acutersquosını vermeyeceğini goumlz ardı ediyor Aksine aynı tutar 26˚40acutersquodan ccedilıkarıldığında Aristarsquonın konumu Ptolemaeusrsquoa goumlre 22˚20acutersquoyi vermez asıl sonuccedil 22˚32acutersquodir Dolayısıyla yazar duumlşuumlnuumlyor ki birinci durumda hesaplama toplamda eksiktir aynı toplamdan oumltuumlruuml ikinci durumda da fazlalık vardır oysa bu duumlzensizlik goumlzlemlerden kaynaklanmaktadır tıpkı Atinarsquodan Thebaersquoa giden yolun Thebaersquodan Atinarsquoya giden yoldan farklı olması gibi Dahası aynı rakamı iki durumda da eklese ya da ccedilıkarsaydı eşitlik mantığının gerektirdiği uumlzere iki durumda da toplamı aynı bulmuş olmalıydı

Ayrıca Timocharis ile Ptolemaeus arasında gerccedilekte 443 yıl yoktu53 başta da soumly-lediğim gibi 432 yıl vardı Aralık daha az olduğundan farklılık da daha az olmalıdır dolayısıyla yazar yıldızların goumlzlemlenen hareketinden sadece 13acute değil 13˚ kadar da ayrılır Adı geccedilen eski goumlkbilimcilerin kayıtlarının guumlvenilir olmadığını soumlylediğinde bize kendi goumlzlemlerinin de guumlvenilmez olduğu sonucundan başka ne bırakıyor

Sekizinci kuumlrenin boylamındaki hareket iccedilin ccedilok konuştum Yukarıdaki değer-lendirmelerden sapma hareketiyle ilgili ne duumlşuumlnmemiz gerektiği kolayca anlaşıla-bilir Yazar kendi adlandırmasıyla iki titremeyi birbirine karıştırıyor ikinciyi ilkinin uumlzerine yığıyor54 Ancak temel burada ccediloumlkertildiğine goumlre kaccedilınılmaz olarak uumlzerine inşa edilen bağsız ve zayıf yapı da soumlker Peki sonuccedil olarak sabit yıldızlar kuumlresinin hareketiyle ilgili duumlşuumlncem nedir Goumlruumlşlerimi başka bir yerde yayınlamak istediğim-den bu mektubu daha da uzatmanın gereksiz ve yersiz olduğunu duumlşuumlnuumlyorum Bu ccedilalışmayla ilgili duumlşuumlncemi talep etmiştiniz bu talebini karşılayabildiysem bu kadarı yeter Haşmetmeaplarına sağlık ve iyi bir talih dilerim

NİCOLAUS COPERNİCUSFrauenburg 3 Haziran 1524

50 Spica ve Tuumlrkccedilede Mızraksız Simak olarak da bilinen yıldız51 Akrep52 Bkz 22 Oumlnermersquonin sonucu53 Bkz 22 Oumlnerme54 Bkz 18 Oumlnerme

Wernerrsquoe Karşı Mektup 163

KAYNAKLAR

Baranowski J ed Nicolai Copernici Torunensis De Revolutionibus Orbium Coelestium Libri Sex Warsaw 1854

Copernicus Nicolaus Goumlksel Kuumlrelerin Devinimleri Uumlzerine Translated by C Cengiz Ccedilevik İstanbul İş Kuumlltuumlr Yayınları 2010

ndashndashndashndash ldquoNicolaus Copernicusrsquoun Goumlksel Hareketlere İlişkin Kendisi Tarafından Geliştiri-len Hipotezlere Dair Kısa Accedilıklamasırdquo Translated by C Cengiz Ccedilevik Kutadgubilig 16 (2009) 227-252

Curtze M ed Mitteilungen des Coppernicus-Vereins fuumlr Wissenschaft und Kunst zu Thorn 1 Osnabruumlck 1878

Czartoryski P ed Rosen E trans Nicholas Copernicus Minor Works London The Mac-millan Press 1985

Dreyer J L E ed Tychonis Brahe Opera Omnia IV amp VII Copenhagen 1922 amp 124Gassendi P Thill O The Life of Copernicus (1473-1543) The Man Who Did Not Change

the World Xulon Press 2002Hipler F ed Spicilegium Copernicanum Braunsberg 1873Kuhn Thomas S Kopernik Devrimi Batı Duumlşuumlncesinin Gelişiminde Gezegen Astronomisi

Translated by H Turan D Bayrak S K Ccedilelik Ankara İmge Kitabevi 2007Prowe L ed Nicolaus Coppernicus II Berlin 1883-1884Rosen Edward ed amp trans Three Copernican Treatises The Commentariolus of Copernicus

The Letter Against Werner The Narratio Prima of Rheticus New York Octagon Books 1971

BACONrsquoIN DE SAPIENTIA VETERUMrsquoUNDA MİTLERİNPOLİTİK YORUMU UumlZERİNE BİR İNCELEME

Melike Ccedilakan

A READING OF POLITICAL INTERPRETATION OF THE MYTHS IN BACONrsquoS DE SAPIENTIA VETERUM

OumlZBu ccedilalışma Francis Baconrsquoın (1561-1626) De Sapientia Veterum (Eskilerin Bil-geliği Uumlzerine) adlı eserindeki mitlerden politik olanlarını incelemektedir Ba-con De Sapientia Veterumrsquonin oumlnsoumlzuuml iccedilin kaleme aldığı metnin hemen başında mitolojideki kıssaların ldquoadeta duvaklardquo oumlrtuumlluuml olduğunu ve bu duvak kaldırıldı-ğında altından eskilerin kayıp bilgeliğinin ccedilıkacağını iddia eder eser boyunca verdiği oumlğuumlt ve analizlerle bir nevi bunu kanıtlamaya ccedilalışır Baconrsquoa goumlre mitler iki amaccedil iccedilin kullanılır gerccedileği gizlemek ya da gerccedileği daha goumlruumlnuumlr kılmak De Sapientia Veterumrsquode aldığı mitleri ikinci amacı iccedilin yazar Bununla birlik-te Baconrsquoın diğer eserlerinde de mitolojik oumlğelere rastlamaktayız Bu yuumlzden De Sapientia Veterumrsquodaki politik bağlamda ele alınan mitolojik oumlğeleri hem Baconrsquoın şahit olduğu ve bildiği tarihsel oumlrnekleri hem de diğer eserlerindeki benzer yaklaşımlarını goumlz oumlnuumlnde tutarak değerlendiriyoruzAnahtar Kelimeler Francis Bacon De Sapientia Veterum Eskilerin Bilgeliği Uumlzerine Mit Politika İngiltere

ABSTRACTThis study aims to discuss mythsmdashin particular political relatedmdashfrom Francis Baconrsquos (1561-1626) De Sapientia Veterum (The Wisdom of the Ancients) In the preface of De Sapientia Veterum Bacon writes that the myths of antiquity are covered with veil and if someone dares to lift it up one can find the lost wisdom

Kutadgubilig Felsefe-Bilim Araştırmaları Mart 2017 Sayı 33 s 171-190

Yeditepe Uumlniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Yuumlksek Lisans mezunu (melikecakanngmailcom) Yazı geliş tarihi 02012017 kabul tarihi 06032017

172 Melike Ccedilakan

of the ancients Throughout the work he tries to prove this point According to Bacon there are two main reasons of using myths to hide truth or to show truth He writes his interpretations to show truth In addition to De Sapientia Veterum Bacon uses mythological factors in his other works such as the Essays and the Advancement of Learning Therefore while discussing the mythological factors in De Sapientia Veterum his other works as well as his own experiences and observations will be used Keywords Francis Bacon De Sapientia Veterum Wisdom of the Ancients Myths Politics England

1 Giriş De Sapientia Veterum uumlzerine

De Sapientia Veterum1 (Eskilerin Bilgeliği Uumlzerine) ilk defa 1609 yılında duodecimo2 formunda Latince olarak yayımlanır Francis Baconrsquoın eseri Latince yayımlamasının iki nedeni vardır İlki onun İngilizcenin geleceğine olan guumlvensizliği ikincisiyse eserine okuyucu kitlesi olarak Avruparsquodaki entelektuumlel zuumlmreyi hedeflemesidir Bacon De Sapientia Veterumrsquou Elizabeth doumlnemi politikasının bilindik isimlerinden Robert Cecilrsquoe Earl of Salisbury3 ve kardeşiyle birlikte eğitimini tamamladığı Cambridge Uumlniversitesirsquone4 ithaf eder Bacon bu atıfta De Sapientia Veterumrsquoun tamamıyla felsefi bir metin olduğunu Cecilrsquoi asla guumlcendiremeyeceğini Cambridge Uumlniversitesirsquone atfedilen her şeyin rektoumlruuml olduğu iccedilin ona da atfedilebileceğini hatta metnin ona

1 De Sapientia Veterum Baconrsquoın yaşamı boyunca İngilizce ve İtalyanca ccedilevirilerinin yanı sıra iki kez yeniden baskı yapar Bu kitabın onun doumlneminde popuumller olduğunun bir goumlstergedir Kendisi de yakın arkadaşı Tobie Matthewrsquoe yazdığı bir mektubunda buna değinir ldquokuumlccediluumlk kitabım duumlnya ccedilapında yankı uyandırdırdquo (Jardine amp Stewart 309) Ccedilalışma boyunca Baconrsquodan yapılan tuumlm alıntılar iccedilin ldquo(Eds) J Spedding R L Ellis D D Heath The Works of Francis Bacon 14 Cilt London Longman amp Co 1857-74rdquo kuumlnyeli ccedilalışma kullanılmıştır Ccedilalışma iccedilinde Works kısaltması ile verilmiştir Roma rakam-ları cilt sayısını bildirmektedir İlk baskısı Latince olduğu iccedilin alıntılar aslına goumlre alınacak ccedilevirileri dipnotta belirtilecektir ccedilalışmanın iccedilinde geccedilen mitolojik karakterlerin isimleri de Latince aslına goumlre alınacaktır Ccedilalışma boyunca Latince alıntılarda ve klasik metinler uumlzerindeki bilgisini esirgemeyen klasik filolog C Cengiz Ccedilevikrsquoe şuumlkran borccedilluyum

2 I Elizabeth doumlneminde matbaada sıklıkla kullanılan bir kacircğıdın on iki sayfaya katlanmasıyla meyda-na getirilen A5 boyutunda (13cm x 20cm) bir baskı tuumlruuml

3 Robert Cecil (1562-1612) I Elizabethrsquoin başdanışmanı olan William Cecilrsquoin oğludur Aynı zamanda Baconrsquoın anne tarafından birinci derece kuzenidir Cecil hem Hazinedacircr (Lord High Treasurer of Eng-land) hem de Cambridge Uumlniversitesirsquonin rektoumlruumlduumlr Elizabeth saray hayatının en oumlnemli ailelerinden olan Cecil aynı zamanda en buumlyuumlk iki politik taraftan biridir Zamanında Bacon William Cecilrsquoin politik kutsamasını almak iccedilin ccedilok uğraşmış fakat bir tuumlrluuml onun sevgisini yahut ilgisini ccedilekememiştir Bunun uumlzerine Bacon diğer buumlyuumlk politik taraf olan Earl of Essexrsquoin yanında yer almıştır

4 Bacon kardeşi Anthony Bacon (1558-1601) ile birlikte eğitimini Trinity College Cambridgersquode ta-mamlamıştır

Baconrsquoın De Sapientia Veterumrsquounda Mitlerin Politik Yorumu Uumlzerine Bir İnceleme 173

atfedildiği iccedilin daha da değerli olduğunu yazar (Works VI 689) De Sapientia Veterumrsquoun oumlnsoumlzuumlnde mitolojideki hikayelerin ldquoadeta duvaklardquo (tanquam velo)5 oumlrtuumlluuml olduğunu iddia eder bu oumlrtuuml kaldırılsa altından eskilere ait bilgeliğin ccedilıkacağını yazar Eser iccedilinde ele aldığı otuz bir mitte de eski bilgelikleri listelemeye onlardan guumlnuumlmuumlze doumlnuumlk dersler ccedilıkartmaya krallara doumlnuumlk oumlğuumltler vermeye ccedilalışır6

Bacon mitlerin din ile olan ilişkilerindense insanlık ve insan bilgeliği ile ilgili olan ilişkine dikkat ccedilekeceğini soumlyler ccediluumlnkuuml ona goumlre bu metni ele almasındaki sebep eski ccedilağlara duyduğu hayranlık değildir asıl ilgilendiği şey hikacircyelerin nasıl anlatıldığı ve eski ccedilağlardaki mitolojik karakterlerin guumlnuumlmuumlz yaşamına ne kadar uygun olduğudur (Works VI 698) Bacon mitlerin iki amaccedil iccedilin yazıldığını iddia eder ya gerccedileği gizlemek (ya da oumlrtmek) ya da gerccedileği daha goumlruumlnuumlr kılmak Bacon ikinci amaccedil iccedilin mitleri yeniden ele alır aynı zamanda bu mitlerin birer oumlğretme-oumlğrenme metodu olduğunu soumlyler (Works VI 699) Oumlnemli bir Bacon uzmanı olan James Spedding 19yuumlzyılda yazdığı oumlnsoumlzde kitabın modern okur iccedilin en az Essays or Councils Civil and Moral7 (Denemeler) kadar eğlenceli ve oumlğretici olduğunu yazar (Works VI 609) bunu biraz da Baconrsquoın uumlslubuna bağlar ccediluumlnkuuml Bacon duumlşuumlncelerini ve goumlzlemlerini aktarırken didaktik bir dil kullanmak yerine daha objektif bir dil seccediler bu da ona bir tuumlr zamansızlık kazandırır Speddingrsquoin bu satırları 19yuumlzyılda yazdığı duumlşuumlnuumlluumlrse aradan geccedilen iki yuumlz yıllık zaman Baconrsquoın kelimelerini eskitememiştir

Bacon mesleki konularda ndashhukuk ve politikandash yazmadığı zamanlarda yalnızca bilimsel gelişimi hedefleyen yazılar kaleme almıştır bu yuumlzden Brian Vickers Baconrsquoın eserlerini edebi felsefi gibi ayrı tuumlrler altında yazmadığını iddia eder (Francis Bacon and Renaissance Prose 53) Baconrsquoın benzer konuları farklı eserlerinde yeniden ele alışında ya da eserlerini suumlrekli olarak genişletip geliştirerek yeniden yayınlamasında da bu guumlduuml hacirckimdir Nitekim bu ccedilalışmada da goumlruumlleceği gibi De Sapientia Veterum accedilıklanırken Essays ve Advancement of Learning metinleri başta olmak uumlzere diğer felsefe eserlerine goumlndermeler yapmaktadır Başka bir deyişle Baconrsquoın eserlerini bir buumltuumlnuumln zaman zaman tekrarlayan parccedilaları olarak değerlendirmek metinlerinin anlaşılmasında yardımcı olacaktır Bununla birlikte bu buumltuumlnluumlğuumln değerlendirilmesinde ndashdiğer eserlerinde de olduğu gibindash Baconrsquoın kişisel deneyimleri de buumlyuumlk oumlnem taşır Bacon bazı mitleri doumlnemin politik durum ve olaylarına ilişkin yorumlarının hareket noktası olarak belirler ve yine krallara mitler aracılığıyla oumlğuumltler verir Guumlncelliğini korumasının metnin temel karakteristiği olduğunu duumlşuumlnen Speddingrsquoe goumlre (Works

5 Bacon bu benzetmeyi başka eserlerinde de aynı bağlamda kullanır Bkz De Augmentis Scientiarum 2 VII 146 De Principiis Atque Originibus III 87

6 Works VI 625 Ayrıca bkz Farrington 717 Essays or Councils Civil and Moral 1597 1612 ve 1625 yıllarında olmak uumlzere 3 ayrı edisyona sahip-

tir En yetkin ve gelişmiş edisyon oumlluumlmuumlnden bir yıl oumlnce yayımladığı 1625 yılına aittir Bacon her geccedilen edisyonla birlikte yeni denemeler eklemiştir toplamda 58 deneme ile neticelenmiştir Metinde bu eserden verilecek alıntılar iccedilin Works VI kısaltması kullanılacaktır

174 Melike Ccedilakan

VI 609) sosyal ahlaki ya da felsefi konularda ele alınan mitlerin Baconrsquoın kişisel goumlruumlş ve goumlzlemleriyle bir araya gelince zaman sınırı olmayan evrensel oumlğuumltlere doumlnuumlşmesi şaşırtıcı değildir

Tom van Malssen Baconrsquoın bu eseri iccedilin felsefi politik eserleri iccedilinde kronolojik olarak ikinci ama oumlnem bakımından birinci sırada olduğu yorumunda bulunur (The Political Philosophy of Francis Bacon 48) Malssenrsquoa goumlre eser Baconrsquoın ilk ve tek teolojik-politik metnidir felsefenin De Sapiantia Veterumrsquou muumlkemmelleştirerek politikaya geri verdiğini iddia eder (age 49) Fakat eser aynı zamanda ezoterik olarak yorumladığı iccedilin8 politik kısmı uumlzerinde ccedilok fazla ccedilalışılmamıştır Bu ccedilalışmanın amacı Baconrsquoın De Sapientia Veterumrsquoda politik ccedilerccedilevede ele alarak yorumladığı mitleri incelemektir Toplamda otuz bir mit bulunan eserde politikayla ilgili olan yedi mitndash(1) ldquoCassandra sive Parrhesiardquo (30) ldquoMetis sive Consiliumrdquo (7) ldquoPerseus sive Bellumrdquo (3) ldquoCyclopes sive Ministri Terrorisrdquo (2) ldquoTyphon sive Rebellisrdquo (5) ldquoStyx sive Foederardquo (8) ldquoEndymion sive Gratiosusrdquondashseccedililerek hem teorik hem de guumlncel politika bağlamında ele alınacaktır Bu mitlerden ilk ikisi konularının benzerliğinden oumltuumlruuml birlikte diğer mitler ise ayrı ayrı incelenecektir oumlnce mitlerin oumlzetleri ardından analizleri verilecektir

2 Mit ve Politika

21 Cassandra ve Metis Nasihat

Bacon De Sapientia Veterumrsquoda iki miti nasihat konusuna ayırmıştır Birincisi Troialı Cassandra (1 ldquoCassandra sive Parrhesiardquo) uumlzerine ikincisi ise titan Metis (30 ldquoMetis sive Consiliumrdquo) uumlzerinedir Birinci mite goumlre tanrı Apollon Troiarsquonın seccedilkin kadınlarından olan Cassandrarsquoya aşık olur bir tanrı olarak kendisinden uumlstuumln olsa da yine de karşı cins karşısında aşkının yeterli olmadığını anlamış olacak ki ona bir insanın kolay kolay reddedemeyeceği bir armağan sunar Bu armağan kehanet (divinatio) yeteneğidir Ancak Cassandra armağanı alır almaz Apollonrsquoun talebini reddeder Bunun uumlzerine Apollon verdiği armağanı geri almaz (ya da alamaz) karşılıksız kalan aşkının bedelini ona başka bir ceza vererek oumldetmek ister Buna goumlre Cassandra kendisine bahşedilen kehanet yeteneğiyle geleceği ldquodoğru bir şekilderdquo goumlrebilecekse de kimse ona inanmayacaktır Oumlrneğin Troiarsquonın yıkımını oumlnceden goumlruumlp soumlylemişse de hiccedilbir Troialırsquoyı buna inandıramamıştır

Baconrsquoın De Sapiantia Veterumrsquoa ldquoparrhesiardquo yani ldquoaccedilık soumlzluumlluumlkrdquo alt başlığıyla başlaması bile onun felsefeci kimliğini politik yorumcu kimliğiyle değiştirdiğini goumlsterir Cassandra miti Baconrsquoa ldquonasihatlerin yersiz ve yararsız oumlzguumlrluumlğuuml ile

8 Karş White Antiquity Forgot 109

Baconrsquoın De Sapientia Veterumrsquounda Mitlerin Politik Yorumu Uumlzerine Bir İnceleme 175

nasihatccedililerin bitik oumlzguumlrluumlğuumlnuumlrdquo9 anımsatır Mitten farklı olarak nasihatccedililer tanrı tarafından cezalandırılmamıştır Apollonrsquoun temsil ettiği uyuma teslim olmayı reddedecek oumllccediluumlde dediğim dedik ve sert mizaccedillı oldukları iccedilin10 meselelerde oumllccediluumlyuuml ve sınırı konuşmalarındaki tonu kesin mi yoksa ağdalı bir dil mi kullanacaklarını avamın mı yoksa uzmanların mı kulaklarına sesleneceklerini ve ne zaman konuşup ne zaman susmaları gerektiğini bilmezler Baconrsquoa goumlre boumlyle nasihatccedililer ne kadar bilge ve oumlzguumlr nasihatleri de ne kadar sağlam ve iyi olursa olsun ikna ccedilabaları boşa ccedilıkar hatta nasihat verdikleri kişilerin yıkımlarını hızlandırırlar Bacon bu noktada eski Romarsquodan oumlrnek verir Uticalı Marcus Catorsquonun Pompeius ile Julius Caesar arasındaki iccedil savaş sırasında takındığı tavrı anımsatarak adeta onunla Cassandra arasında bir analoji kurar Baconrsquoa goumlre Cato da uumllkenin ccediloumlkuumlşuumlnuuml hızlandırmıştır Bu bağlamda Bacon Cicerorsquonun Catoyla ilgili tespitine yer vererek bu boumlluumlmuuml bitirir ldquoCato en iyi şekilde duumlşuumlnuumlyor ancak bazen devlete zarar veriyor Romulusrsquoun posasında değilmiş de Platonrsquoun devletindeymiş gibi konuşuyorrdquo11

Burada iki sorun belirmektedir Birincisi Cassandra mitine ilişkin hiccedilbir aktarımda ve Baconrsquoın aktarımında Cassandrarsquonın geleceğe doumlnuumlk doğru ccedilıkan oumlngoumlruumllerinin Troiarsquonın yıkılışını hızlandırdığı soumlylenmemektedir dahası bu varsayım oumlykuumlnuumln akışı ve genel olarak Troia miti duumlşuumlnuumllduumlğuumlnde alakasız goumlruumlnmektedir Zira Cassandrarsquoyla ilgili aktarımlar genelde iki şekildedir Birincisi burada bahsedilen oumlykuumlnuumln daha kapsamlı halidir buna goumlre tapınakta uyuyakalmış olan Cassandra tanrı Apollon tarafından taciz edilir Apollon kehanet ilmini armağan ettiği halde kendisiyle birlikte olmayan Cassandrarsquoyı tek bir oumlpuumlcuumlğe ikna eder ama bu bir tuzaktır oumlpuumllmeyi bekleyen kızın ağzına tuumlkuumlruumlr12 İkinci aktarıma goumlreyse Troia kralı Priamusrsquoun karısı olan kraliccedile Hecuba bir şenlik sırasında bebek Cassandrarsquoyı Helenusrsquola birlikte Apollon tapınağında unutur Tapınağa doumlnduumlğuumlnde yılanların bebekleri yaladığını goumlruumlr anlatılana goumlre Cassandrarsquonın kacirchinlik ayrıcalığı buradan gelir13

9 ldquode intempestiva et inutili libertate consiliorum et monitorum confictardquo (Works VI 629)10 Brumblersquoın soumlzluumlğuumlnde (ldquoCassandrardquo maddesi) buradaki metnin yanlış okumasına dayanan sorunlu

bir değerlendirme vardır Yazara goumlre Bacon Cassandrarsquoyı ldquoUyumrsquoun tanrısı olan Apollonrsquoun sundu-ğu bilgilere kendisini kaptırmayacak kadar kendi aklıyla gurur duyanrdquo (devamı yukarıdaki metinde ldquomeselelerderdquo diye başlayan kısımla aynı) biri olarak tasvir eder Burada iki sorun vardır Birincisi Baconrsquoın buradaki aktarımında ldquoqui enim ingenio suntrdquo şeklinde başlayan ilgi yan cuumlmlesiyle tasvir edilmiş kişi Cassandra olamaz zira ilgi zamiri eril olmakla birlikte (qui) yuumlklemi de ccediloğuldur (sunt) Bacon cuumlmlenin akışından da anlaşılacağı uumlzere burada nasihatccedilileri tasvir etmektedir ldquomonitorum quirdquo İkinci sorun ise şudur Bahsi geccedilen kişiler akıllarıyla gurur duyan değil ldquodediğim dedik ve sert mizaccedillırdquo (ingenio pervicaci et aspero) oldukları iccedilin nasihatle ilgili olumsuz durumlara yol accedilmak-tadır Aynı yazarın aktarımında da geccediltiği uumlzere Lemmi (191-192) Baconrsquoın Cassandra figuumlruumlnuuml Ovi-diusrsquoun Oenonersquosi (Heroides 5115-120) ile Chaucerrsquoin Troylusrsquouyla (Troylus and Criseyde 51513-1519) aynı duumlzlemde değerlendirmek istediğini soumlyler

11 ldquoCato optime sentit sed nocet interdum Reipublicae loquitur enim tanquam in Republica Platonis non tanquam in faece Romulirdquo Bkz Cicero Att 218

12 Bkz Hyginus Fabula 93 Apollodorus 3125 Servius In Vergilii Aeneidos 224713 Bkz Pseudo-Apollodorus 1911

176 Melike Ccedilakan

İkinci sorun Catorsquonun Romarsquoda takındığı politik tavrın ndashsonuccedillarıyla birliktendashtuumlmuumlyle Baconrsquoın yansıttığı gibi olup olmamasıyla ilgilidir Cato da Cassandra gibi oumlngoumlruumlleriyle devletinin yıkımını mı hızlandırmıştır yoksa bu tarihsel oumlykuumldeki tek roluuml başından itibaren farkında olduğu ve oumlngoumlrduumlğuuml bir yıkımı dile getirmiş olmasıyla ve buna direnmesiyle mi sınırlıdır Plutarchusrsquoun aktarımına baktığımızda diğer birccedilok aristokrat Romalı gibi Cato da ldquobaşından itibarenrdquo Caesarrsquoın popuumllist iccedilerikli etkileyici konuşmaları ve eylemleriyle mevcut politik rejim iccedilin bir tehdit unsuru olduğunun farkındadır14 Aralarındaki politik ccedilekişmeler temelde Catorsquonun bu oumlngoumlruumlsuumlne dayanıyor olabilir Bu noktada Plutarchus gibi evlilik bağıyla Caesar ile akraba olmayı reddedip Pompeiusrsquoun aynı bağla Caesarrsquoın akrabası olmasına izin vermesi15 Caesarrsquoın topraksız yoksul halk kesimine doumlnuumlk popuumllist toprak politikası geliştirmiş olmasından rahatsızlık duyup Senatusrsquou harekete geccedilirmeye ccedilalışması16 Senatusrsquota Caesarrsquoa doumlnuumlk sempatiyi ortadan kaldırmaya ccedilalışması hatalı bir oumlngoumlruumlnuumln neticeleri olarak değerlendirilip sonraki politik etkileri bağlamında devletin yıkımını hızlandıran birer etken olarak goumlruumllebilir mi Ancak son kertede Catorsquonun Caesarrsquoa karşı goumlsterdiği direniş ve kendisini karşı tarafta konumlandırması onu politik zeminde yalnızca oumlngoumlruuml sunan değil aynı zamanda oumlngoumlruumllerinin gereğini yerine getiren politik bir aktivist kılar Caesarrsquoın Pharsalus Savaşırsquonda kazandığı zaferle Romarsquoda neredeyse tek adam konumuna ulaşması uumlzerine Catorsquonun kılıcına eğilerek intihar etmesi ve otokrasiye karşı direnccedil ve cesaretin temsili olması da17 bu durumun bir kanıtıdır Dahası Caesarrsquoın iktidarı ele geccedilirmesi Troiarsquonın yıkılması tuumlruumlnden bir devlet yıkımıyla eş tutuluyorsa ki burada boumlyle bir sonuca varılıyor bu durumda Cato oumlngoumlruumlleri dinlenmemiş Cassandrarsquoyla değil yıkımı oumlnlemeye ya da geciktirmeye ccedilalışan Hector ve diğer Troialı savaşccedilılarla bir tutulmalıdır

Bacon Cicerorsquodan alıntıladığı Cato oumlrneğini başka bir eserinde ndashAdvancement of Learning (Works III 278)ndash de kullanır Bağlamda hakkında okuma yapılan doumlnemlerin yaşanan doumlnemlerden oumlğretilen yuumlkuumlmluumlluumlklerin de deneyimlenen yuumlkuumlmluumlluumlklerden daha iyi olduğunu soumlyler Metinde verilen bir oumlrneğe goumlre Solon kendisine vatandaşlara en iyi yasaları verdiği soumlylendiğinde ldquosadece onların kabul edebileceği kadar iyi yasalar verdiğinirdquo soumlylemiş Platon da uumllkesindeki yozlaşmışlığı gerekccedile goumlstererek boumlyle bir durumda devlet memurluğunu kabul edemeyeceğini soumlylemiştir18 Aynı yerdeki bir diğer oumlrneğe goumlre Caesarrsquoa ldquohalihazırda sahtekacircrlıktan oumltuumlruuml niteliklerinin bozulduğu

14 Plutarchus Cato Minor 223-231 15 Plutarchus Cato Minor 30616 Plutarchus Cato Minor 26117 Bu konuyla ilgili olarak bkz Suetonius Julius Caesar 14 19 20 30 53 Augustus 13 85 8718 Bkz Platon Epistulae Z 3331 ve P3316 Bacon guumlncel gerccedileklikten kopuk olmakla succedilladığı Pla-

tonrsquoun mevcut politik ortamı eleştirdiği iccedilin kurgusal bir devlet fikri geliştirdiğini goumlz ardı etmektedir Nitekim Platon Crito 51b2-10rsquoda filozofların oumlnce kendi uumllkelerindeki vatandaşları ya da devleti doğ-runun ne olduğu konusunda eğitmesi gerektiğini soumlyler Socratesrsquoin meşhur savunması da aynı şekilde guumlncel politikaya doumlnuumlk bir eleştiri metni olarak okunabilir Bkz Malssen 53-54

Baconrsquoın De Sapientia Veterumrsquounda Mitlerin Politik Yorumu Uumlzerine Bir İnceleme 177

kurumları eski halleriyle karıştırmamasırdquo gerektiği konusunda bir nasihat verilmiş Bacon bu nasihatin ardından burada uumlzerinde durduğumuz Cato oumlrneğini paylaşır ona goumlre bu iki durum oumlncekiler gibi ideal olarak sunulan ile gerccedilekte olanın karıştırılmasına oumlrnektir Aynı yerde bu oumlrneğin hemen ardından yine Cicerorsquonun ldquoerdemin oumlğretmenleri ve ustaları olanların [yani filozofların] yuumlkuumlmluumlluumlklerin sınırlarını doğanın olmasını istediğinden biraz daha uzun tuttuğurdquo19 youmlnuumlndeki şikacircyetini paylaşır Anlaşılan o ki gerek De Sapientia Veterumrsquoda gerekse Advancement of Learningrsquode bulunan Cicero alıntılarında genel itibariyle Platon ve Cato gibi duumlşuumlnuumlrlerin guumlncel politikaya doumlnuumlk gerccedilekccedili okuma yapamamaları ve dolayısıyla gerccedilekccedili faydalı nasihat verememeleri eleştirilmektedir20

Burada uumlzerinde duracağımız ikinci mitin adının (μῆτις) Yunancadaki anlamı ldquonasihatrdquo olan21 ve metinde consilium olarak geccedilen titan Metisrsquole ilgilidir Bu noktada consiliumrsquoun ldquonasihatrdquo yanında ldquonasihat verenrdquoi de imlediği dolayısıyla nasihat veren ldquomeclisrdquo ya da ldquodanışmanrdquo anlamında da kullanılabileceği hatırlanmalıdır Nitekim klasik mitolojide de Metis bu anlamlara uygun bir karakter olarak goumlruumlnuumlr Iupiterrsquoin kardeşleri olan diğer tanrı ve tanrıccedilaları kurtarıp titanlar ile tanrılar arasındaki savaşı başlatmadan oumlnce Idarsquodaki ccedilobanların arasında buumlyuumlduumlğuuml sırada Oceanus kıyısında yaşayan Metisrsquole karşılaştığı ve onun nasihati uumlzerine annesi Rhearsquoyı ziyaret ettiği anlatılır Metis sadece bu nasihati vermekle kalmaz aynı zamanda Iupiterrsquoe babasının kardeşlerini kusmalarını sağlayacak olan iksiri hazırlaması iccedilin yardım eder ona iksiri ballı şurupla karıştırmasını soumlyler22 Baconrsquoın De Sapientia Veterumrsquoda aktardığı Metis karakteri yukarıda oumlzetlediğimiz ldquonasihat verenrdquo Metis betimlemesine uygundur Bununla birlikte aşağıda inceleyeceğimiz bu mit Baconrsquoın Essays23 metninde nasihat konusunun daha detaylı bir şekilde irdelendiği yirminci denemede de (ldquoOf Counselrdquo) bulunur dolayısıyla iki metni birlikte değerlendirmek yararlı olacaktır

Bacon De Sapientia Veterumrsquoda Metisrsquoin anlamını aktarırken diğer yandan mitolojik figuumlr olarak Metisrsquoin Iupiterrsquoden24 hamile kalışını anlatır Ancak Iupiter Metisrsquoi doğurmadan oumlnce yutar boumlylece Metisrsquoin karnındaki bebek Iupiterrsquoin iccediline geccediler daha sonra bebek Iupiterrsquoin ldquokafasından ya da beyninden silahla donatılmış Pallas

19 Cicero Pro Murena 65 ldquoisti ipsi praeceptores virtutis et magistri videntur fines officiorum paulo longius quam natura vellet protulisserdquo (Metnin orijinaliyle kelime farklılıkları bulunsa da Baconrsquoın alıntısındaki anlam genel itibariyle aynıdır)

20 Karş Malssen 5321 Oumlrneğin bkz Homeros Iliad 732422 Hyginus Poetica Astronomica 213 Apollodorus 121 Hesiodos Theogonia 471 Bkz Graves Yu-

nan Mitleri 43 Tanrıların titanları yenmesiyle birlikte eril titanlar adeta esir duumlşer ve cezalandırılır buna karşın dişil titanlar Rhea ve Metis yaptıkları yardımdan oumltuumlruuml affedilir Bkz Graves Yunan Mit-leri 44

23 Works VI 36724 Iupiter Yunan mitolojisindeki Zeusrsquoun Romarsquodaki Latince karşılığıdır ccedilalışmamız boyunca bu ismiy-

le anılacaktır

178 Melike Ccedilakan

olarak doğarrdquo25 Baconrsquoa goumlre ldquotuhaf ve ilk duyulduğunda oldukccedila saccedilma gelen bu mit youmlnetimle ilgili bir sır barındırmaktadırrdquo26 Klasik mitoloji yorumlarında geccedilmeyen bu sır27 bir ilme işaret eder bu kralların otoritesi ile azametini sadece korumakla kalmayan aynı zamanda onları halkın goumlzuumlnde artırıp daha değerli kılan bir ilimdir Bacon bir ilim olarak goumlrduumlğuuml bu nasihat mekanizmasına oumlyle anlam yuumlkler ki kralların nasihatlere ve nasihat veren ilgili kurumlara olan bağlılığının eşlerin evlilik yatağına dayandırdığı bağ gibi olduğunu ileri suumlrer Krallar oumlnemli meselelerde danışmanlarına danışarak doğru karar alır ve boumlylece azametini korumuş olur Bacon ldquoOf Counselrdquo (ldquoNasihat Uumlzerinerdquo) denemesinde de aynı duumlşuumlnceyi savunur ona goumlre en bilge krallar nasihat dinlemeyi azametlerine goumllge duumlşuumlren değerlerini kuumlccediluumllten bir unsur olarak goumlrmeyenlerdir (Works VI 424) Dahası ldquoTanrı bile bundan muaf değildir aksine kutlu Oğlunun yuumlce isimlerinden birini Nasihatccedili yapmıştırrdquo28

Bununla birlikte De Sapientia Veterumrsquoda kralın nasihatlerinin danışmanlarının ağzından topluma accedilıklanmasına izin vermemesi gerektiği de soumlylenir zira boumlyle bir durumda toplum alınan kararın krala değil danışmanlara ait olduğunu goumlruumlr ve boumlylece kralın otoritesi ile azameti zarar goumlruumlr Bu yuumlzden yapılması gereken kralların Iupiterrsquoin Metisrsquoi yutarak Pallasrsquoı kendisinden doğurması gibi danışmanların nasihatlerini kendi kafalarından ccedilıkmış ldquokendi yargılarının ve bilgeliklerininrdquo29 eseriymiş gibi accedilıklamasıdır Baconrsquoa goumlre nasihate bağlı olarak alınan kararın mitteki karşılığının silahla donatılmış Pallas olması idam (executio) gibi guumlcuuml (potestas) gerektiren ve zorunluluk (neccesitas) iccedileren kararlara bir goumlndermedir

Denemede yukarıdaki accedilıklamadan daha fazlasının bulunduğunu soumlylemiştik Bu bağlamda nasihatlerin sakıncaları ve bu sakıncalardan kaccedilınma yolları uumlzerinde durulur Oumlrneğin kralların danışmanlarla yaptığı goumlruumlşmelerin gizli tutulması danışmanların nasihat verirken kendi ccedilıkarlarını oumlne almamaları kralın oumlzel hayatına karışmamaları ya da kralın bu tuumlr durumlara izin vermemesi kralların nasihat almakla kendilerini kuumlccediluumlk duumlşmuumlş hissetmemeleri gerektiği belirtilir Bununla birlikte Bacon denemenin sonunda kendi doumlnemindeki danışma kurulundan bahseder ve bu tuumlr kurulların belli politik konuların şiddetle muumlzakere edildiği değil daha ccedilok konuşulduğu bir yer olduğuna dikkat ccedileker Oumlrneğin İngiltere ile İskoccedilyarsquonın birleşmesini goumlruumlşen kurul boumlyledir30

25 ldquoex capite sive cerebro Palladem armatam peperisserdquo (Works VI 683)26 ldquohuius fabulae monstrosae et primo auditu insulsissimae sensus arcanum Imperii continererdquo (Works

VI 683)27 Gravesrsquoin de (49-50) aktardığı gibi tanrıccedila Pallasrsquoın doğumuyla ilgili anlatılardan birine goumlre toprak

ana Metisrsquoin doğuracağı erkek ccedilocuğun Saturnusrsquoun Coelumu Iupiterrsquoin de Saturnusrsquou devirdiği gibi babası olan Iupiterrsquoi devireceğini soumlylemiştir Iupiterrsquoin Metisrsquoi yutmasının temel gerekccedilesi budur Bkz Apollodorus 135-6

28 ldquoGod himself is not without but hath made it one of the great names of his blessed Son the Counsel-lorrdquo (Works VI 423)

29 ldquoex judicio et prudentia propriardquo (VI 683)30 I James İskoccedilya kralıyken İngiltere kraliccedilesi I Elizabethrsquoin oumlluumlmuumlyle (1603) İngiltere tahtına gelir

Baconrsquoın De Sapientia Veterumrsquounda Mitlerin Politik Yorumu Uumlzerine Bir İnceleme 179

Deneme kurul toplantılarındaki oturma duumlzeniyle ilgili bilgi vererek kurula getirilen bir eleştiriyle son bulur Bacon kurulun krala doğru tavsiyelerde bulunacağı yerde sadece kralı oumlvecek soumlzlerin sarf edildiğini soumlyler Ona goumlre bunun kurulun guumlvenilirliği iccedilin iyi olmadığını dile getirmeye gerek yoktur Bununla birlikte kralın kendisine bilhassa oumlğuumlt vermeleri iccedilin seccediltiği insanlardan oluşan gizli kurul (privy council) İngiliz politikası iccedilin buumlyuumlk oumlnem arz eder Bu kurul krala doğrudan oumlnerilerde bulunur ve seccedilime gerek duyulmadan salt kralın iradesiyle parlamentoda da yer alırdı I Elizabeth doumlneminde Baconrsquoın kişisel danışmanlık yaptığı Earl of Essex de bu kurulun bir uumlyesiydi Dolayısıyla Baconrsquoın fikirlerinin de dolaylı olarak bu kurulda dile getirilebildiğini duumlşuumlnebiliriz Bacon 1594 yılında kraliccedilenin kişisel hukuk danışmanlığına (learned counsel) atanır aynı goumlrevi 1604 yılında I James huumlkuumlmeti iccedilin de yerine getirir Bu goumlrevleri ve James huumlkuumlmetinde aldığı diğer goumlrevleri goumlz oumlnuumlne aldığımızda Baconrsquoın profesyonel yaşamında nasihatin yerinin ccedilok buumlyuumlk olduğunu iddia edebiliriz

En nihayetinde Baconrsquoın krallar ile danışmanları arasında idealize ettiği ilişki kralın orta yolu arayıp youmlnetiminde nasihat almak iccedilin bilgeleri tercih etmesi ve sadece onlara kendisiyle oumlzguumlrce konuşma hakkını tanıması gerektiğini duumlşuumlnen Machiavellirsquonin bu yaklaşımından ccedilok daha fazla politik gerccedilekccedililik iccedilerir Bununla birlikte iki duumlşuumlnuumlr kralın danışmanlarının bilgece nasihatlerden yararlanıp kararı kendisi almış gibi accedilıklaması konusunda uzlaşıyor goumlruumlnuumlr31

22 Typhon İsyan

De Sapientia Veterumrsquodaki mitlerin ikincisi canavar Typhon konusunu işler Tanrıccedila Iuno kocası olan baş tanrı ldquoIupiterrsquoin Pallasrsquoı kafasından kendisinin yardımı olmadan doğurmasına kızarakrdquo32 ldquotoprağı oumlyle sarsar ki bu sarsıntıdan buumlyuumlk ve korkutucu canavar Typhon doğarrdquo33 Typhon beslenip buumlyuumltuumllmesi iccedilin bir yılana teslim edilir buumlyuumlr buumlyuumlmez de Iupiterrsquoe savaş accedilar Savaşta Typhon Iupiterrsquoi esir alarak onu uzaktaki bilinmeyen bir yere goumltuumlruumlr elleri ve ayaklarındaki kasları keserek onu sakat ve koumltuumlruumlm bırakır Haberci tanrı Mercurius kasları Typhonrsquodan ccedilalıp Iupiterrsquoe geri verince baş tanrı guumlcuumlnuuml toplar ve canavara saldırır Oumlnce yıldırım okunu fırlatır ve canavarda yılanlar tarafından zerk edilmiş olan kanın aktığı bir yara accedilar boumlylece

boumlylece Hanedanların Birleşmesi (Union of the Crowns) gerccedilekleşir boumlylece İskoccedilya ile İngiltere aynı kral altında birleşmiş olur Jamesrsquoin tahta geldiği yıl Bacon ldquoSirrdquo unvanı alır aynı yıl A Brief Dis-course Touching the Happy Union of the Kingdoms of England and Scotland isimli risalesini yayımla-yarak bu konuda Jamesrsquoin yanında olduğunu accedilıkccedila goumlsterir 1607 yılında Parlamentorsquoda İngiltere ve İskoccedilyarsquonın birleşmesi gerektiği uumlzerine ccedilok etkili bir konuşma yapar akabinde Başsavcılığa atanır Dahası iccedilin bkz Francis Bacon ldquoİngiltere ve İskoccedilya Krallıklarının Kutlu Birleşmesi Uumlzerine Kısa Bir Soumlylevrdquo ccedilev Melike Ccedilakan Kutadgubilig Ekim 2014 (no 26) s 231-252

31 Bkz Machiavelli Il Principe 23 Rossi 81-8232 ldquoIunonem indignatam quod Iuppiter Palladem ex sese sine ea peperissetrdquo (Works VI 630)33 ldquoterram illa concussit ex quo motu Typhon natus est monstrum ingens et horrendumrdquo (Works VI 630)

180 Melike Ccedilakan

canavar guumlcuumlnuuml yitirir Iupiter onu Etna yanardağına atar ve uumlzerine yığdığı ağırlığın altında ezer34

Baconrsquoa goumlre bu mit iki politik olguyu anlatır Birincisi ldquokralların değişken talihirdquo35 ikincisi ldquokimileyin monarşilerde goumlruumllen isyanlarırdquo36 Birinci olgu bir alegoriye dayanır buna goumlre kralın krallığıyla olan ilişkisi Iupiter ile Iuno yani karı koca arasındaki ilişkiye benzer Kimileyin kral uzun suumlre tahtta kaldığı iccedilin bozulur ve bir tirana doumlnuumlşuumlr her şeyi elinde toplar soyluların ve meclisin duumlşuumlncelerini oumlnemsemez ldquoher şeyi kendi kanaatine ve mutlak iradesine goumlre youmlnetirrdquo37 Halk bundan rahatsız olur ve kendisine bir oumlnder bulur Baconrsquoa goumlre bu isyan soyluların ve oumlnemli kişilerin gizli kışkırtmasıyla başlar oumlnder de halkın kışkırtıcısı olur En nihayetinde uumllkede Typhonrsquoun doğumunu andıran ldquoisyanrdquo olarak yorumlayabileceğimiz bir sarsıntı olur Bacon bu durumu besleyen asıl unsurun ldquoplebsrsquoin bozukluğu ve koumltuuml karakterirdquo38 olduğunu soumlyler ve krallar iccedilin bu karakterin koumltuumlluumlk ve art niyetle dolu bir yılan olduğunu duumlşuumlnuumlr İsyan anlamına gelen Typhon yuumlz başıyla bu isyanın neden olduğu birccedilok koumltuumlluumlğuuml anlatır alev dolu ağızlar isyanların neden olduğu yangınları yılanlardan oluşan kuşaklar salgın hastalıkları demirden eller katliamcıları kartal penccedileleri yağmaları tuumlyluuml beden ise ardı arkası kesilmeyen dedikoduları bildirimleri ve yayılan korkuları imler Baconrsquoa goumlre bu tuumlr isyanlar bazen oumlyle buumlyuumlr ki kral baskı altına alınır mal varlığı ve otoritesi (yani Iupiterrsquoin kasları) ccedilalınır isyancıların sırtında taşınır ve krallıktan uzak bir yere goumltuumlruumlluumlr talihi yardım ederse Mercuriusrsquoun becerisi ve yardımı sayesinde mal varlığı ile otoritesine yeniden kavuşur Bacon Mercurius alegorisiyle bilgece kararlar etkili konuşmalar yoluyla kralın halkını ikna etmesini ve otoritesine yeniden kavuşmasını sağlayacağını soumlyler Dahası kralın boumlyle durumda bire bir savaştan ziyade isyancıların şoumlhretini sarsması gerektiğini iddia eder kral bunu başarırsa isyancıların oumlzguumlveni sarsılır umutsuz bir şekilde tıpkı yılanın tıslaması gibi zararsız boş tehditler savurmaya başlarlar Sonunda isyancılar parccedilalanır kral tuumlm guumlcuumlne ve

34 Klasik mitolojide Typhon karakteri tartışmalıdır Homerosrsquoa goumlre (Iliad 2782) Arimi boumllgesinde sak-lanır ve Iupiter tarafından yıldırım oklarıyla buraya goumlmuumllmuumlştuumlr Hesiodosrsquoa goumlre ise Typhaon ve Typhoeus adlarında iki farklı karakter vardır Typhaon Typhoeusrsquoun oğlu olan korkunccedil bir fırtınadır (Theogonia 869) Dahası koumlpek Orthus Cerberus Larnea Hydrarsquosı Chimaera ve Sphynxrsquoin babasıdır (Theogonia 306 Apollodorus 231 358) Baconrsquoın bahsettiği karaktere daha yakın olan Typhoeus ise ya Tartarus ile Gaearsquonın en kuumlccediluumlk oğlu ya da buradaki mitte de geccediltiği gibi sadece Iunorsquonun oğlu-dur Yaygın tekrar edilen tasvire goumlre Typhoeus yuumlz kafası iğrenccedil goumlzleri ve korkunccedil bir sesi olan bir yaratıktır (Pindarus Pythia 131 821) Hesiodos Typhonrsquoun tanrılar ile insanlar uumlzerinde egemenlik kurmak istediğini ancak buumlyuumlk bir savaş sonunda Zeus tarafından mağlup edildiğini anlatır (Theogo-nia 821) Başka bir anlatıma goumlreyse Typhon oumlluumlmsuumlz tanrılarla savaşa girişmiş ve Zeus tarafından yıldırım okuyla oumllduumlruumllmuumlş Etna yanardağına goumlmuumllmuumlştuumlr (Ovidius Epistulae Ex Ponto 1511 Fas-ti 4491 Pindarus Pythia 129)

35 ldquofortuna regum variardquo (Works VI 630)36 ldquorebellionibus quae in monarchiis quandoque evenire consueveruntrdquo (Works VI 630)37 ldquoex arbitrio proprio et imperio mero cuncta administrentrdquo (Works VI 630)38 ldquoplebis pravitate et natura malignardquo (Works VI 631)

Baconrsquoın De Sapientia Veterumrsquounda Mitlerin Politik Yorumu Uumlzerine Bir İnceleme 181

krallığa hacirckim olur isyancıları Iupiterrsquoin Typhonrsquou Etnarsquoya kapatması gibi hapsederBaconrsquoın bu mitte isyanın temel unsuru olarak goumlrduumlğuuml kitleyi betimlerken populus

(halk) ya da vulgus (avam) terimleri yerine plebsrsquoi tercih etmesi Romarsquoya atfı olarak değerlendirilebilir (White 1978 132) Bacon Nemesisrsquole ilgili olan yirmi ikinci mitteki (ldquoNemesis Sive Vices Rerumrdquo) ldquoavamda bulunan doğal ccedilekememezlik ve koumltuumlluumlkrdquo39 ifadesini hatırlatır Typhon miti Nemesis mitinden farklı olarak Romarsquoda goumlruumllen tuumlrde isyanları imler ancak genel olarak Baconrsquoın isyan ve iccedil savaş korkusunu da yansıtır40 Aynı korkuyu ya da bir sorun olarak goumlrduumlğuuml bu duruma ilişkin kullandığı nasihat dolu dili Essaysrsquoin on beşinci denemesinde de (ldquoOf Seditions and Troublesrdquo) goumlruumllebilir Nitekim denemenin hemen başında kralların devlet işlerindeki fırtınaları oumlnceden kestirebilmesi gerektiğinden bahseder ona goumlre devlerin kız kardeşi olan soumlylentiler ldquogelecekteki isyanların giriş kısmıdırrdquo41 dolayısıyla krallar soumlylentilere oumlnem vermelidir Ancak Bacon kralların halkın arasında yayılan muhalif soumlylentileri baskı uygulayarak ortadan kaldırmaya ccedilalışmasını hatalı bulur Boumlyle bir durumda yapılması gereken soumlylentilerin uumlzerinde durmamak en azından yumuşak tedbirler almaktır Bununla birlikte Baconrsquoa goumlre kralın devleti oluşturan unsurlardan yalnızca birine daha fazla ağırlık vermesi diğerlerini es geccedilmesi uzlaşmazlıklar ve boumlluumlnmelerin uluorta suumlrduumlruumllmesine ve birlik beraberliğin bozulmasına neden olur Boumlyle bir ortamda isyanların baş goumlstermesi kaccedilınılmaz bir olgudur

Ayrıca Bacon denemede devletin doumlrt temel unsuru olan din adalet youmlnetim ve hazineden birinin sarsılması ya da guumlccedilten duumlşmesinin de isyanlara neden olduğunu belirtir Başka bir deyişle Bacon devlet youmlnetimindeki dengenin sarsılmasını isyanın temel gerekccedilesi sayıyor goumlruumlnuumlr Aynı varsayımın Typhon mitinde de bulunduğu soumlylenebilir nitekim Iunorsquonun oumlfkesi ya da isyanı Iupiter ile kurdukları dengenin bozulmuş olduğu gerekccedilesine dayanır

39 ldquonaturam vulgi invidam et malignamrdquo (Works VI 631)40 Whitersquoin da bildirdiği gibi Bacon uumllkesinin Antik Yunan ya da Roma gibi yara alırsa asla iyileşeme-

yeceğini duumlşuumlnuumlyordu (Peace Among the Willows 63) bu yuumlzden bu mitte Romarsquoya doumlnuumlk kavramları kullandığı iddia edilebilir (Bkz White Peace Among the Willows 132) Bacon sivil isyanların ve iccedil savaşların bol bol yaşandığı bir doumlnemden sonra tam refaha kavuşmuş olan Elizabeth doumlneminde yaşar Bu doumlnemin ruhunda genel olarak iccedil savaşa ve isyana karşı tedirginlik ve oumlnyargı vardır İngil-tere Tudor Hanedanlığı kurulana dek yaklaşık bir yuumlzyıl kadar suumlren kanlı bir iccedil savaştan ccedilıkmıştır (Wars of the Roses) Tudor Hanedanlığıyla birlikte daha sakin guumlnlere başlayan İngiltere VIII Henry Roma Katolik Kilisesirsquonden ayrılıp uumllkenin dinini Protestanizmrsquoe ccedilevirince uumllkede iccedil savaşı diriltmiş oldu Ardından gelen tek erkek varisi VI Edward doumlnemi ccedilok daha sakin ve huzurlu geccedilmesine rağ-men genccedil kralın erken oumlluumlmuuml ile son buldu yerine başlattığı Protestan avıyla Kanlı Mary lakabını kazanan Roma Katolikrsquoi I Mary geccedilti Kraliccedileliği sadece beş yıl suumlrmuumlş olsa da Mary milyonlarca insanın katledilmesine neden olur I Maryrsquoı takiben I Elizabeth Protestan kraliccedilesi olarak tahta geccediler Tudor Hanedanlığırsquonın son kraliccedilesi olan Elizabethrsquoin huumlkmuuml kırk beş yıl suumlrer Bu suumlre zarfında iccedilte oluşan sorunlardan ziyade dıştaki sorunlar halk iccedilin huzursuzluk yaratır Spanish Armada ve Paparsquonın Elizabethrsquoi ldquodin dışırdquo ilan etmesi uumllkenin başlıca sorunları haline gelir Fakat bunlar dışında Elizabeth doumlnemi ndashguumlnuumlmuumlzde dendash İngilterersquonin Altın Ccedilağı olarak geccediler

41 ldquopreludes of seditions to comerdquo (Works VI 407)

182 Melike Ccedilakan

23 Endymion Goumlzde

De Sapientia Veterumrsquoun sekizinci miti ccediloban Endymion ile tanrıccedila Luna arasındaki aşk uumlzerinden kralların goumlzdelerini anlatır Efsaneye goumlre ay tanrıccedilası Luna ccediloban Endymionrsquoa aşıktır aralarında tuhaf ve goumlruumllmemiş tuumlrden bir sevgi vardır Bir guumln Endymion her zaman yaptığı gibi Latmosrsquoun42 taşları altındaki bir mağarada uyurken Luna goumlkyuumlzuumlnden inerek onu oumlper sonra yeniden goumlğe ccedilıkar Bacon mitin devamında Endymionrsquoun guumln iccedilinde yaptığı şekerlemelerin suumlruumlsuumlne hiccedil bir zeval getirmediğini anlatır Zira ay tanrıccedilası sevgilisinin suumlruumlsuumlyle bizzat ilgilenerek onların semirmesini ve ccediloğalmasını muumlmkuumln kılar boumlylece hiccedilbir ccedilobanın suumlruumlsuuml Endymionrsquoinki kadar şen ve kalabalık olmaz

Baconrsquoa goumlre bu mit ldquokralların karakter nitelikleri ve adetleriyle ilgilidirrdquo43 Zihni duumlşuumlncelerle dolu olup şuumlpheye meyleden krallar inatccedilı meraklı ve uyanık insanlarla değil kendilerine soumlyleneni harfiyen yerine getiren oumltesini kurcalamayan iyi bir goumlzlem yeteneğine sahip olmaktan ziyade sadakatiyle oumlne ccedilıkan kişilerle ccedilevrilmeyi yeğlerler Boumlyle insanlarla birlikte olan krallar Lunarsquonın goumlkten ayrılması gibi kendi goumlrkemli konumlarından ayrılarak maskelerini ccedilıkarır ldquobu şekilde kendilerini guumlvenli kılabileceklerini duumlşuumlnuumlrlerrdquo44 Bacon bu noktada Roma imparatoru Tiberius Caesar45 ile Fransa kralı XI Louisrsquoi46 oumlrnek goumlsterir Şuumlpheci ve ihtiyatlı karakterlerinden oumltuumlruuml birbirine benzetilen47 bu iki youmlnetici figuumlruumlnuumln tuumlm politik deneyimleri hayati risklerin

42 Latmos guumlnuumlmuumlz Muğlarsquosının kuzeyinde bir dağın ismi Luna ve Endymionrsquoun mitinde geccediler bu sebeple Romalı şairler Latmius heros ve Latmius venator diye anarlar Bkz William Smith Classical Dictionary (Wordsworth 1996) 235

43 ldquoad ingenia et mores principium pertinererdquo (Works VI 644)44 ldquoidque se tuto facere posse putantrdquo (Works VI 644)45 Tiberius Caesar (İOuml 42-37) tam adıyla Tiberius Cladius Nero Caesar 14-37 İOuml yılları arası Roma

İmparatorudur Romarsquonın Augustusrsquotan sonra ikinci imparatoru olmuştur Livia ve T Claudius Ne-rorsquonun oğludur Annesi Livia Roma İmparatoru Augustus ile evlenmeden oumlnce Tiberius iyi bir eğitim-den geccedilirilmiş Yunan ve Latin edebiyatı uumlzerine eğitim goumlrmuumlştuumlr 20li yaşlarından itibaren orduda goumlrev almıştır Romarsquonın kuzeydeki sınırının ccedilizilmesinde payı buumlyuumlktuumlr Oğlunun erken yaşta oumll-mesiyle krallığı tehlikeye duumlşmuumlştuumlr goumlnuumllluuml bir suumlrguumlne gitmiş uumllkenin youmlnetimini goumlzdesi Lucius Aelius Sejanusrsquoa bırakmıştır Tiberius şuumlpheci karakterine rağmen Sejanusrsquoa sonsuz bir guumlven duy-muştur Tiberiusrsquoun şehri terk etmesinden sonra youmlnetimi devralan Sejanus ise vatana ihanet succedilu ile yargılanmış ve idam edilmiştir Bkz Suetonius Tiberius 523 Tacitus Annales 180 4122-5

46 XI Louis (1423ndash1483) Babası VII Charlesrsquoin oumlluumlmuumlnden sonra 1461rsquode 38 yaşında tahta gelmiş 1483 yılına dek huumlkuumlm suumlrmuumlştuumlr 1440rsquote babasına accedilıkccedila baş kaldırmıştır bu isyanı kısa suumlrmuumlş babası tarafından affedildikten sonra Dauphinersquoin youmlnetimi verilmiştir İsyanına yine de devam eden Loius babası tarafından saray yasağına ccedilarptırılmıştır Babasının arzusu dışında Charlotte of Savoy ile evlenmiştir babası karşı ccedilıkınca da Charlesrsquoin buumlyuumlk duumlşmanı Philip the Good Duke of Burgundyrsquoe sığınmıştır Kindar ve zalim bir kral olsa da becerikli ve kurnaz bir kişi olup feodaliteyi temizleyerek Fransarsquoyı birleştirme işini başarır Daha fazlası iccedilin bkz H İnalcık Roumlnesans Avrupası (İstanbul İş Bankası Kuumlltuumlr Yay 2015)

47 Bkz The Foreign Quarterly Review 38 1831 190 E Penrose A History of France From the Conqu-est of Gaul By Julius Caesar to the Reign of Louis Philippe Harper amp Brothers 1862 268

Baconrsquoın De Sapientia Veterumrsquounda Mitlerin Politik Yorumu Uumlzerine Bir İnceleme 183

de bulunduğu gerginliklerden oluşur dolayısıyla goumlzdelerini kendilerini gergin politik ortamdan ccedilekip kurtaracak kişilerden seccedilerler Nitekim Bacon metnin devamında Endymionrsquoun mağarasının da sığınılası bir rahatlama mekacircnı olduğunu ima eder48 Dahası kralların goumlzdeleriyle birlikteyken deneyimlediği rahatlamadan Endymionrsquoun suumlruumlsuumlndeki bereket gibi olumlu bir sonuccedil doğar Baconrsquoın burada klasik Yunan mitolojisinde olmayan bir yorum yaptığı goumlruumlluumlr Genel olarak Endymionrsquoun Latmosrsquotaki bir mağarada Luna tarafından şehvetle oumlpuumllmesinin ardından tekrar mağaraya doumlnduumlğuuml ve orada sonsuz uykuya daldığı anlatılır Kimilerine goumlre bu Endymionrsquoun Iupiterrsquoe sonsuz guumlzellik iccedilin yalvarmasının neticesi olan bir oumlduumlllendirme kimilerine goumlreyse yine Iupiterrsquoin Endymion ile Iuno arasındaki gizli ilişkiyi oumlğrenmesinin neticesi olan bir cezalandırmadır49

Bacon İngiliz saray tarihinde goumlzdelerinin varlığıyla sık sık anılan ve hatta bu yuumlzden birccedilok eleştirinin hedefi olan iki kralın doumlneminde yaşamıştır Biri İngilterersquonin Altın Ccedilağırsquonın kraliccedilesi I Elizabeth diğeriyse Stuart Hanedanlığırsquonın ilk kralı I Jamesrsquotir Bacon her iki kralın da huumlkuumlmetinde goumlrev almıştır ama oumlzellikle James doumlneminde yuumlksek ruumltbeli goumlrevlere gelmiştir ldquoHırs Uumlzerinerdquo (ldquoOf Ambitionrdquo) denemesinde50 Bacon bazı kimselerin kralları goumlzdeleri olduğu iccedilin aciz goumlrduumlklerinden bahseder ve bu fikri kralların goumlzdelerinin olmasının faydalarını goumlstererek ccediluumlruumltuumlr Baconrsquoın dost ccedilevresi iccedilinde bu iki kralın da goumlzdelerinden isimler bulunur Robert Devereus Earl of Essex51 Elizabethrsquoin en etkili ve en sevdiği goumlzdelerinden biridir guumlce giden basamakları hızlı hızlı aşarak gizli kurula kadar gelmeyi başarır Bunda başdanışmanı olan Baconrsquoın verdiği nasihatlerin de etkisi olabilir Bacon Essex ve Ceciller52 arasında

48 Karş Malssen 62 49 Karş Apollodorus 175-6 Pausanias 581 512 Graves 244-24650 Works VI 46551 Robert Devereux II Earl of Essex (1565-1601) İngiliz asker soylu ve Kraliccedile Elizabethrsquoin goumlzdesiy-

di Birccedilok savaşta komutanlık yapmış 1599 yılında Elizabeth tarafından Lord Lieutenant olarak İrlan-darsquodaki isyanı bastırmaya goumlnderilmiştir başarısızlıkla sonuccedillanan bir ccedilatışma sonrası kaccedilarak İngil-terersquoye doumlnmuumlştuumlr Neticesinde tuumlm goumlrevlerinden alınmış ve kraliccedileyle olan ilişkisi de bozulmuştur 1601 yılında Elizabethrsquoe karşı bir ayaklanma başlatmaya girişmiş bunda da başarısız olmuştur Yaka-landıktan sonra Baconrsquoın hacirckimlik ettiği mahkemede vatana ihanet ile succedillanmış ve idama mahkum edilmiştir Elizabeth doumlnemi saray yaşamının ve siyasetinin en etkili ismidir diğeri Cecillerrsquodir Eli-zabethrsquoin sevgisi ve ilgisi iccedilin kıyasıya savaşmışlardır bu sevgi ve ilgili onlara uumllkenin en guumlccedilluuml ismi olma ayrıcalığı kazandırır Bacon kardeşi Anthony Bacon ile birlikte Essexrsquoin yanında olmayı seccediler (ya da seccedilmek zorunda kalır) başdanışmanlığını yapar Essexrsquoin Elizabethrsquoin goumlzuumlnden duumlştuumlğuumlnde ve vatana ihanet succedilundan yargılandığında Bacon onu oumlnceden uyardığını ama Essexrsquoin dinlemediğini anlattığı bir nevi kendini vatana ihanet succedilundan kurtarmak iccedilin bir risale yayımlar ldquoA Declaration of the Practices and Treasons Attempted and Committed by the Late Earl of Essexrdquo (1601)

a Elizabethrsquoin vefatından sonra tahta gelen I Jamesrsquoin yakın arkadaşı olan Essex hakkında ağır eleştiri ve ithamların olduğu bu risalenin uumlzerine bir de Essexrsquoi aklamaya doumlnuumlk kaleme aldığı ldquoSir Francis Bacon His Apologie in Certain Imputations Concerning the Late Earl of Essexrdquo (1604) risalesini ya-yımlar

52 Sir William Cecil I Elizabethrsquoin başdanışmanı olarak hizmet vermesinin yanında başka yuumlksek ruumltbeli goumlrevlere de getirilmiştir doumlneminin en guumlccedilluuml ve etkili siyaset adamıdır Kendisinden sonra goumlreve

184 Melike Ccedilakan

ccedilıkan tartışmalarda Essexrsquoten yana olmuş ve kendi kariyerinin gelişmesini de yine onun buumlyuumlmesine bağlamıştır (Zagorin 1998 8) Her ne kadar bu mitte goumlzdelerin kralın zor zamanlarında başlarını yaslayacakları bir omuz olmasını istese ya da onların boş laflarla avutulmaması gerektiğini soumlylese de Baconrsquoın verdiği nasihatler gerccedilekte ters youmlndedir

Hem Essexrsquoe hem de I Jamesrsquoin en guumlccedilluuml goumlzdesi Sir George Villiersrsquoa53 (Duke of Buckingham) verdiği nasihatlerde54 genellikle krala boş da olsa oumlvguuml soumlzlerinin sarf edilmesini salık verir Bu konuyu biraz accedilalım Speddingrsquoin Baconrsquoın mektuplarını derlediği kitapta55 belirttiğine goumlre Baconrsquoın goumlzdelerin seccediliminde oumlnem verdiği bir kural vardır kralın kişisel ilgisiyle seccedililmiş oumlzel ve guumlvenilir kişiler olmaları Fakat bu sorumluluk Baconrsquoın şahsen desteklediği bir şey değildir56 Spedding Baconrsquoı bu konuyu işleme amacının kralların goumlzde sahibi olmasını engelleyemediği iccedilin en azından onları krala karşı iyi ve duumlruumlst davranmaları youmlnuumlnde uyarmak olduğunu duumlşuumlnmuumlştuumlr (Letters and Life 1872 13) Bu goumlrevi desteklemiyor oluşunun bir diğer nedeniyse konsuumlllere olan guumlvenini tamamen yitirmiş olmasıdır bundan bir ccedilok eserinde bahseder57 Konsuumlller iccedilin vardığı sonuccedil neredeyse her seferinde aynıdır Eninde sonunda her bir uumlye dalkavuk ve uumlccedilkağıtccedilıdır Bu Baconrsquoın kendi deneyimleri ya da kariyer basamaklarını hızla tırmanma hikacircyelerini bilenler iccedilin ikircikli bir durumdur Zira Bacon I James doumlneminde yuumlksek ruumltbeli goumlrevlere gelebilmek iccedilin pek ccedilok kişiye dalkavukluk etmiş karşısındaki ne istediyse vermiş hatta bu uğurda uzun bir suumlreyi birlikte geccedilirdiği insanlara bile sırt ccedilevirmiştir58 Bu bilgiler goumlz oumlnuumlnde tutulduğunda

oğlu Sir Robert Cecil geccedilmiştir I Jamesrsquoin kral olması iccedilin gerekli duumlzenlemeleri yapan yine oğul Cecilrsquodir Cecil aynı zamanda Baconrsquoın anne tarafından birinci dereceden kuzenidir

53 Sir George Villiers Duke of Buckingham (1592-1628) oumlnce I Jamesrsquoin ardından da I Charlesrsquoın goumlzdesi olan İngiliz politikacı ve soylu Aldığı birccedilok dış politika kararı felaketle sonuccedillanmıştır oumlzel-likle İspanya ve Fransarsquoya yapılan askeri seferler en nihayetinde yuumlruumlttuumlğuuml politikalar Parlamenterler ile Kralcılar arasındaki gerilimi iyice koumlruumlkledi Gerek guumlcuuml kullanması gerekse yanlış politikalar izlemesinden oumltuumlruuml doumlneminde pek popuumller değildi bir askerin suikast girişimi ile oumllduumlruumllduuml Hem I James hem de I Charlesrsquoin goumlzdesi olan Villiers etrafında kralın ilgisini isteyenlerin toplandığı bir arkadaş ccedilevresine sahiptir Grubun iccedilinde Bacon da vardır meşhur kitabı Esssaysrsquoın son edisyonunu (1625) Duke of Buckinghamrsquoa ithaf etmiştir

54 Spedding Letters VI 13-2655 James Spedding The Letters and the Life of Francis Bacon Vol VI London Longmans Green Rea-

der and Dyer 1872 1256 Spedding age VI 425 57 Bkz Essays De Sapientia Veterum Advancement of Learning 58 I Elizabethrsquoin goumlzdesi Earl of Essex Baconrsquoın uzun suumlre arkadaş ccedilevresinde kalır Bacon ve kardeşi

Essex iccedilin ccedilalışırlar Bacon Essexrsquoe sırt ccedilevirdiğinde kardeşi Anthoy Bacon Earlrsquoun yanında kalmayı tercih eder Essexrsquoin yargılandığı vatana ihanet davasındaki savcılardan birisi Bacon olur ve onun idam kararı de yine Baconrsquoın elinden geccediler Bacon 1601 yılında Elizabethrsquoin kontroluumlnden de geccedilen A Declaration of the Practices and Treasons Attempted and Committed by the Late Earl of Essex isimli bir risale yayımlar Burada Essexrsquoi yeren succedillayan iddialarda bulunur 1604 yılındaysa Sir Francis Bacon His Apologie in Certain Imputations Concerning the Late Earl of Essex isimli yeni bir risale yayımlar Bu sefer Essexrsquoi oumlver ve ona haksızlık yapıldığını iddia eder Arada değişen şey ise 1603 yılında I Elizabethrsquoin oumlluumlmuuml uumlzerine tahta I Jamesrsquoin gelmesidir

Baconrsquoın De Sapientia Veterumrsquounda Mitlerin Politik Yorumu Uumlzerine Bir İnceleme 185

Baconrsquoın soumlyledikleriyle yaptıklarının ccedilelişkili olduğu soumlylenebilir

24 Cyclopes Korku Bakanları

De Sapientia Veterumrsquoun uumlccediluumlncuuml miti59 Cyclopesrsquoları korku bakanlarına benzeterek kralların kendi amelleri iccedilin onları nasıl kullandıklarını anlatır Hikacircyeye goumlre Iupiter Cyclopesrsquoları Tartarusrsquoa ebediyen mahkum eder Fakat sonra Tellus Iupiterrsquoı mahkumları serbest bırakır ve şimşek yapımıyla goumlrevlendirirse daha işe yarar olacakları konusunda ikna eder Iupiter de bu fikri uygular Cyclopesrsquolar karanlık bir zindanda durmaksızın Iupiterrsquoin şimşeklerini doumlver ve diğer korku aletlerini uumlretirler Zaman iccedilinde Iupiterrsquoin oumlfkesi oumllmuumlş insanları ilaccedil yardımıyla dirilttiği iccedilin Apollorsquonun oğlu AEligsculapiusrsquoa kabarır Fakat yapılan işin yuumlce olması ve ona youmlnelik herhangi bir memnuniyetsizliği olmaması nedeniyle Iupiter oumlfkesini kendine saklar ve gizlice elinin altında olan Cyclopesrsquoları AEligsculapiusrsquoun uumlzerine salar Bunun uumlzerine ndashIupiterrsquoin izniylendash Apollo oğlunun intikamını almak iccedilin oklarıyla Cyclopesrsquoları katleder

Bacon Iupiterrsquoin bu davranışını kralların kirli işlerini bakanlarına yaptırmalarına benzetir Ona goumlre acımasız hunhar ve ndashtuumlm bunlar iccedilinndash hevesli bakanlar oumlnce bu oumlzellikleri nedeniyle yerlerinden edilirler sonra faydayı goumlzeten onursuz ve aşağılık konsuumll (burada Tellus) tarafından ikna edilerek goumlrevlerine iade edilirler Bu bakanlar doğaları gereği acımasız ve kaderleri gereği oumlfkelidirler kendilerinin hangi işler iccedilin istendiklerinin farkındalardır ve kendilerini bu işe titizlikle adarlar Kral kendi uumlzerine hasetlik ya da oumlfke ccedilekmek istemediği iccedilin elinin altında her zaman hazır bir şekilde bulunan bu araccedilları kullanabileceğini ve onlardan kanun ya da kurbanların yakınlarının intikamları gibi youmlntemlerle kurtulabileceklerini bildikleri iccedilin kirli işleri halletmek iccedilin bunları oumlne suumlrer

Kralların koumltuuml ya da pis işleri iccedilin yetkileri altındaki insanları kullanması yeni bir politik hamle değildir oumlrneğin Zagorin Machiavellirsquonin Il Principersquode (Huumlkuumlmdar) anlattığı bir anekdotu aktarır Bu anekdota goumlre Machiavellirsquonin eseri yazarken ki en buumlyuumlk ilhamı olan Cesare Borgia60 zalim Ramiro drsquoOrcorsquoyu Romagnarsquoda huumlkuumlm suumlrmesi iccedilin işe aldıktan sonra onu idam ettirir ve halkın nefret ettiği bu bakandan kendisini ayıklamış olur Bacon Essaysrsquodeki ldquoOf Envyrdquo (ldquoCcedilekememezlik Uumlzerinerdquo)

59 Cyclopesrsquolar farklı yazarlar tarafından birccedilok hikacircyede kullanılmışlardır oumlrneğin Homer onlardan Siciliarsquoda yaşayan Iupiterrsquoi umursamayan ve insan yiyen alınlarının ortasında tek goumlzleri olan vahşi dev ccedilobanlar olarak bahseder Hesiodrsquoun anlatımı Baconrsquoınkiyle aynıdır Daha sonraki anlatılarda Cyclopesrsquoların Hephaestusrsquoun yardımcıları oldukları yazılır

60 Cesare Borgia (1475-1476) Valentinois Duumlkuuml İtalyan soylu siyasetccedili kardinal Papa VI Alexanderrsquoin (1492-1503) gayri meşru ccedilocuğudur Kardinal seccedilildikten sonra bir suumlruuml yuumlksek ruumltbeli devlet goumlrev-lerine getirilmiştir Romagnarsquoda kendi prensliğini kurmaya ccedilalışmıştır buranın youmlnetimini başarıyla suumlrduumlrmuumlştuumlr Politik yaşamı Machiavellirsquoye Prensrsquoi yazmada esin kaynağı olmuştur zalim bir kral olmuştur

186 Melike Ccedilakan

denemesinde kamu ccedilekememezliğinden bahsederken bunun ldquokrallar ya da soylular sınıfından ziyade yuumlksek ruumltbeli devlet goumlrevlileri ya da bakanlara youmlnelikrdquo olduğuna dikkat ccedileker61 Bacon bakanlara ya da devlet goumlrevlilerine youmlneltilmiş hoşnutsuzlukların aslında saklı olarak devletin kendisine yani krala youmlnetildiğinin de her zaman iccedilin doğru olduğunu da ekler62

25 Styx Antlaşmalar

Kitabın beşinci miti Styx nehrine edilen yeminleri konu alır Geleneğe goumlre tanrılar aralarında pişmanlığa yer bırakmayacak şekilde yemin etmek iccedilin kendilerine ndashher hikacircyede olabilecekndash bir şahit tutmak isterler cehennem boumllgesinde yer alan birccedilok kolu Dis sarayına kadar ulaşan Styx nehrinde karar kılarlar63 Bu tuumlr bir yemin tartışmasız ve bozulamaz sayılacak ve yemini bozmaya kalkan her kim olursa olsun tanrıların en ccedilok korktuğu şeyle cezalandırılacaktır ndashyani yemini bozan uzun yıllar boyunca tanrıların verdiği şoumllenlerden mahrum kalacaktır

Baconrsquoa goumlre bu mit kralların yazılı ve soumlzluuml antlaşmalarına bir tuumlr goumlndermedir Kralların ettikleri yeminler her ne kadar kutsal ve heybetli olsa da guumlvenilirlikleri pek az olur bu yeminler oumlncelikli olarak toumlrenler uumln ve itibar iccedilin yapılır guumlvenlik oumlnem ve teminat ikinci planda kalır64 Bacon ldquoonu geccedilenlerin bir daha geri gelemediği oumlluumlmcuumll Styx nehrinin (guumlccedilluumllerin muazzam tanrısı olan) Gereklilikrsquoin en guumlzel şekilde ifade edildiğinirdquo65 soumlyler Bacon bu tanrıyı antlaşmalara şahitlik etsin diye uyandırmasını kutlamak iccedilin Atinalı Iphicratesrsquoin oumlnemli soumlzlerine yer verilmesi gerektiğini not duumlşer ldquoAramızda seni ve beni bir arada tutan oumlzel bir bağ ve teminat var ndashbizim iccedilin o kadar yararlı oldun ki bize zarar verebilecek olsan bile bunu yapmazsınrdquo 66 Tabii bu bağı sağlayan şey Styxrsquoe ettikleri yemin ya da ndashBaconrsquoın yorumuylandash yaptıkları antlaşmadır Antlaşma ya da yemin bozulduğunda şoumllenlerden mahrum kalma riski oluşur ki bu şoumllenler eski doumlnemlerde imparatorluk zenginlik ve refah haklarını temsil

61 ldquoThis public envy seemeth to beat chiefly upon principal officers or ministers rather than upon kings and estates themselvesrdquo (Works VI 396)

62 ldquoBut this is a sure rule that if the envy upon the minister be great when the cause of it in him is small or if the envy be general in a manner upon all the ministers of the estate then the envy (though hidden) is truly upon the state itselfrdquo (Works VI 396)

63 ldquoIllud juramentum nullam majestatem coelestam nullum attributum divinum advocabat et testabatur sed Stygem fluvium quendam apud inferos qui atria Ditis multis spiris interfusus cingebatrdquo (Works VI 633)

64 ldquo() adeo ut fere ad existimationem quandam et famam et ceremoniam magis quam ad fidem et secu-ritatem et effectum adhibeanturrdquo (Works VI 634)

65 ldquoItaque unum assumitur verum et proprium fidei firmamentum neque illud divinitas aliqua coelestis ea est Necessitas (magnum potentibus numen) et periculum status et communicatio utilitatisrdquo (Works VI 634)

66 ldquoAtque hoc numen advocavit ad foedera Iphicrates Atheniensis qui quoniam inventus est qui ea aperte loqueretur quae plerique tacite animo volvunt non abs re sit ipsius verba referrerdquo (Works VI 634)

Baconrsquoın De Sapientia Veterumrsquounda Mitlerin Politik Yorumu Uumlzerine Bir İnceleme 187

eder67 bu hakların kaybedilmesi doumlnemi iccedilin ccedilok buumlyuumlk bir cezadırKlasik mitoloji anlatılarında Styx aşağı duumlnyada yedi kat akan bir nehirdir Styx

zaman zaman Oceanus ve Tethysrsquoin kızı olarak geccediler bir peri olarak Hadesrsquoin girişinde guumlmuumlş suumltunların desteklediği bir mağarada yaşar Nehir olarak Styx Oceanusrsquoun dallarından birisi olarak tarif edilir Pallas sayesinde Zelus (şevk) Nice (zafer) Bia (kuvvet) Cratos (guumlccedil) isminde doumlrt ccedilocuğu olur Bu ccedilocuklar Iupiterrsquoe Titanlarla olan savaşında yardımcı olurlar bu iyilik karşısında Styx ilahi bir guumlccedil kazanarak yeminlerin edildiği nehir haline gelirken ccedilocukları da sonsuza dek Iupiter ile yaşarlar Barbara C Garner Cyclopes Styx ve Endymion mitlerinin politik bir ccedilerccedileve uumlzerinden ele alınmasını ccedilok oumlzguumln bulur (1970 289) tıpkı Perseus Diomedes Achelous ve Tyhon mitlerini savaş youmlntemleriyle bağdaştırarak accedilıklamasını oumlzguumln bulduğu gibi (age 289) Fakat geri kalan mitleri pek oumlzguumln goumlrmez hatta Baconrsquoın De Sapientia Veterumrsquou yazarken ziyadesiyle Natalis Comesrsquoten68 etkilendiğini iddia eder69 bu iddia ayrı bir makale konusu olarak tartışılabileceği iccedilin bu makalenin konusu değildir Paolo Rossi ise Baconrsquoın Styx mitinin yorumunda Machiavellirsquonin etkisinin ccedilok belirgin olduğunu iddia eder (2009 115)

26 Perseus Savaş

De Sapientia Veterumrsquoun yedinci mitinde Bacon Perseus uumlzerinden savaş taktiklerini accedilıklar ve krallara savaş uumlzerine oumlğuumltlerde bulunur Hikacircyeye goumlre Pallas Perseusrsquou İspanyarsquonın en uumlcra kısımlarında bile sayısız felakete neden olan bakışlarıyla insanları taşa ccedileviren korkunccedil canavar Medusarsquonın başını kesmesi iccedilin yollar70 Bu soylu goumlreve yollanırken tanrılar Perseusrsquoa hediyeler verirler Mercurius ayaklarına takması iccedilin kanat verir Pluto bir başlık Pallas ise bir kalkan ve ayna verir Her ne kadar iyi donanmış olsa da Perseus hemen Medusarsquonın peşine duumlşmez oumlnce Yunanistanrsquoa giderek Medusarsquonın uumlvey kardeşleri olan Gorgonrsquoları ziyaret eder bunlar beyaz saccedillı yaşlı kadınlardır tek bir goumlzuuml ve dişi uumlccedil kardeş arasında paylaşırlar Onlardan Medusarsquonın yerini oumlğrenir yanına vardığında canavarı uyurken bulur Perseus hemen yanına yanaşmaz Pallasrsquoın verdiği aynayı canavara tutarak kafasını keser71 Kanayan

67 ldquo() sub quo nomine imperii jura et praerogative et affluentia et felicitas antiquis significanturrdquo (Works VI 634)

68 Natalis Comes (1520-1582) İtalyan mitoloji yazarı şair huumlmanist tarihccedilidir 1567 yılında Latince ya-yımlanan Myhologiae adlı eseri tuumlm Roumlnesans Avrupasırsquonı etkilemiştir ve klasik mitoloji iccedilin birincil kaynak haline gelmiştir Comesrsquoin mitolojik yorumları birccedilok Roumlnesans yazarı tarafından paylaşılmıştır

69 Karş P Rossi Francis Bacon From Magic to Science (1957) Charles W Lemmi The Classic Deities in Bacon (1933) F Anderson The Philosophy of Francis Bacon (1948)

70 ldquoPerseus traditur fuisse a Pallade missus ad obtruncandam Medusam quaelig populis plurimis ad occi-dentem in extremis Hiberiaelig partibus maximaelig calamitati fuit Monstrum enim hoc tam dirum atque horrendum fuit ut aspectu solo homines in saxa verteretrdquo (Works VI 641)

71 ldquoNeque tamen aspectui ejus (si evigilaret) se committere audebat sed cervice reflexa in speculum Palladis inspiciens atque hos modo ictus dirigens capur ei absciditrdquo (Works VI 641)

188 Melike Ccedilakan

yarasından kanatlı Pegasus ccedilıkar72 Perseus hacirclacirc taş etme etkisi olan kafayı Pallasrsquoın kalkanına mıhlar

Baconrsquoa goumlre bu hikacircye geccedilerli sebeplerle savaş accedilma ve savaş sanatını anlatan bir mittir Buna goumlre oumlnce savaşın tuumlruuml seccedililir ardından bu savaşın tuumlruumlnuumln tasarlanmasında etkili olacak uumlccedil kural oluşturulur Birinci kural komşu uumllkeleri fethetmekle uğraşma Mirasın buumlyuumlmesiyle ilgili olan kuralları imparatorluğun genişlemesiyle birbirine karıştırma İkincisi savaş iccedilin geccedilerli ve onurlu bir nedenin olsun boumlylece hem askerleri hem de erzakı verecek olan halkı savaşa ikna etmek kolaylaşır Ayrıca muumlttefiklerin savaşa katılmasına da sebep olur dost kazandırır ve daha birccedilok avantaj sağlar Baconrsquoa goumlre Medusa gibi baktığı şeyi taşa ccedileviren bir canavarın tiranlığını sonlandırmaktan daha iyi bir savaş nedeni olamaz Uumlccediluumlncuumlsuuml Baconrsquoa goumlre mitte akıllıca eklenmiş bir ayrıntı vardır (her biri savaşın tuumlrlerini temsil eden) Gorgonrsquolardan uumlccedil tane olmasına rağmen Perseus savaşmak iccedilin oumlluumlmluuml olan Medusarsquoyı seccedilmiştir boumlylece sonsuz savaş taktiklerindense bitebilecek bir savaşa girmiştir Bacon Perseusrsquoun savaşı kazanması iccedilin gerekli olan her şeye ihtiyacı olduğunu savunur Mercuriusrsquodan ccedileviklik Plutorsquodan oumlğuumlduumln gizliliği Pallasrsquotan takdir almıştır Savaş iki şeyle sonuccedillanır Biri Pegasusrsquoun doğumu ve uumlnuuml uzak diyarlara uccedilmayı ve zafer kutlamayı beraberinde getirmesi Diğeriyse en etkili kendini koruma silahı haline gelen Medusarsquonın kalkana mıhlanmış başı Her ikisi de ileriki savaşlarda kullanılacak guumlccedilluuml silahlardır Tek zeki ve unutulmaz kahramanlık tuumlm duumlşmanlardan gelebilecek o koumltuuml muumldahalelerin ortadan kalkmasına sebep olur

Yukarıda geccedililen oumlzetten de anlaşılabileceği gibi Baconrsquoın Perseus miti savaşa girmeyi duumlşuumlnen yahut girecek olan okuyucularına oumlğuumlt verme goumlrevi taşır ndashburada hedef kitlesi elbette krallardır Bu oumlğuumltler bir savaşın kazanılmasında krallara yardımcı olacak onlara yol goumlsterecektir Baconrsquoın oumlzellikle dikkat ccedilektiği şey savaşın nedeninin geccedilerli ve onurlu olması şartıdır boumlylelikle etrafında seninle birlikte ve senin iccedilin savaşacak insanlar bir araya gelirler ve duumlşmana birlikte goumlğuumls gererler Bacon iccedilin savaş devletin bir ccedileşit egzersiz şeklidir bunu Essaysrsquoin yirmi dokuzuncu denemesinde ndashldquoOf True Greatness of Kingdoms and Estatesrdquo (ldquoKrallıkların ve Devletlerin Gerccedilek Buumlyuumlkluumlğuuml Uumlzerinerdquo)ndash dile getirir Başka uluslara karşı yapılan savaşı bir insanın sağlıklı kalabilmesi iccedilin yaptığı egzersizlere benzetir iccedil savaşıysa ateşli bir hastalığa

Sonuccedil

Yukarıdaki incelememizde de goumlruumllduumlğuuml uumlzere Baconrsquoın De Sapientia Veterumrsquoda politik bağlamda ele aldığı mitler onun kendi politik duruşunu duumlşuumlncelerini ve ideal bir kralın sahip olması gereken melekeleri iccedilerir Bacon bu mitleri iccedilinde bilgelik

72 ldquoEx sanguine autem Medusaelig fuso statim Pegasus alatus emicuitrdquo (Works VI 641)

Baconrsquoın De Sapientia Veterumrsquounda Mitlerin Politik Yorumu Uumlzerine Bir İnceleme 189

olduğuna inandığı iccedilin yeniden ele almıştır Buna goumlre Cassandra ve Metis mitleriyle nasihatin ve nasihatccedilinin kral iccedilin oumlnemini Typhon mitiyle soumlylentilere kulak asılması gerektiğini ve isyanları yumuşak tedbirlerle bastırmanın kral iccedilin yararlı olacağını Endymion mitinde kralın goumlzdelerinin olmasını kralların şuumlphe ve tedirginlikle geccedilen guumlnlerinde onlara bir rahatlama yeri tahsis ettiklerini fakat yine de goumlzdelere karşı da dikkatli olunması gerektiğini Cyclopes mitinde bu canavarları kralların pis işlerini yaptırarak sorumluluğundan kurtulabileceği bir ccedileşit bakanlara benzetir Styx mitiyle bu nehre yapılan geri doumlnuumlşuuml olmayan yeminleri kralların yaptığı soumlzluuml ve yazılı antlaşmalara benzetir son olarak Perseus mitiyle kralların savaşlarda nasıl tedbirler almaları gerektiğini anlatır

Bacon politik goumlndermelerini yaparken kendi ccedilağından yahut klasik duumlnyadan ccedilok bilindik oumlrnekler kullanır boumlylece okurunun aşina olduğu hatta belki de felaketle biten hikacircyeleri sebebiyle kendilerine ders ccedilıkarttıkları hikacircyeler uumlzerinden kendi politik oumlnermelerini ve oumlğuumltlerini verir Baconrsquoın kendi politik geccedilmişi ve saray yaşamı bahsettiği birccedilok durumu birincil elden deneyimlemesine yardım etmiş boumlylece daha sağlam politik oumlğuumltlerde bulunmasına katkı sağlamıştır Bacon mitleri ele alırken zaman zaman klasik mitolojinin sınırlarının dışına ccedilıkan yorumlarda bulunur Politik bağlamda yorumladığı mitolojik hikacircyeleri kendi politik suumlzgecinden geccedilirerek hem kendi zamanına hem de guumlnuumlmuumlz politikasına ve politik aktoumlrlerine doumlnuumlk oumlnemli oumlğuumltler sunar

KAYNAKLAR

Bacon Francis The Works of Francis Bacon 14 Vols Ed J Spedding R L Ellis D D He-ath London Longmans amp Co 1870

Brumble H David Classical Myths and Legends in the Middle Ages and Renaissance A Dictionary of Allegorical Meanings Routledge 2013

Farrington Benjamin Francis Bacon Philosopher of Industrial Science London Lawrence and Wishard Ltd 1951

Garner B C ldquoFrancis Bacon Natilis Comes and The Mythological Traditionrdquo Journal of the Warburg and Courtauld Institutes Vol 33 (1970)

Graves Robert Yunan Mitleri Ccedilev U Akpur İstanbul Say Yayınları 2004Jardine Lisa amp Alan Stewart Hostage to Fortune The Troubled Life of Francis Bacon 1561-

1626 London Phoenix Giant 1998İnalcık Halil Roumlnesans AvrupasıTuumlrkiyersquonin Batı Medeniyetiyle Oumlzdeşleşme Suumlreci İstan-

bul Tuumlrkiye İş Kuumlltuumlr Yayınları 2015Lemmi Charles W The Classic Deities in Bacon A Study in Mythological Symbolism Balti-

more The Johns Hopkins Press 1933Machiavelli Niccolo The Prince Trans Peter Bondanella New York Oxford Worldrsquos Clas-

sics 2005Van Malssen Tom The Political Philosophy of Francis Bacon On the Unity of Knowledge

SUNY Press 2015 AlbanyPeltonen Markku ldquoPolitics and Science Francis Bacon and the True Greatness of Statesrdquo

The Historical Journal vol35 no2 (Jun 1992) 279-305

190 Melike Ccedilakan

Penrose Elizabeth Cartwright A History of France From the Conquest of Gaul By Julius Caesar to the Reign of Louis Philippe Harper and Brothers 1862

Rossi Paolo Francis Bacon From Magic to Science ccedilev Sacha Rabinovitch London Rout-ledge amp Kegan Paul 2009

Spedding James The Letters and the Life of Francis Bacon Vol VI London Longmans Green Reader and Dyer 1872

Vickers Brian Francis Bacon and Renaissance Prose Cambridge CUP 1968White Howard B Antiquity Forgot Essays on Shakespeare Bacon and Rembrandt Boston

Martinus Nijhoff The Hague 1978ndashndashndashndash Peace Among the Willows The Political Philosophy of Francis Bacon Netherlands

Martinus Nijhoff ndash The Hague 1968 Zagorin Perez Francis Bacon New Jersey Princeton University Press 1998

Page 2: MART 2017 - Kutadgubilig

KUTADGUBİLİGFelsefe ndash Bilim Araştırmaları

Philosophy ndash Science ResearchSayı 33 Mart 2017

(Uumlccedil ayda bir yayımlanır)ISSN 1303-3387

Kutadgubilig Felsefe-Bilim Araştırmaları uluslararası hakemli dergidir Kutadgubilig Philosophy ndash Science Researches is a refereed journal

Kutadgubilig Felsefe-Bilim Araştırmaları TUumlBİTAK ULAKBİM tarafından dizinlenmektedirKutadgubilig Felsefe-Bilim Araştırmaları 1 sayısından itibaren PHILOSOPHERrsquoS INDEX

tarafından dizinlenmektedir

Satış AboneAna Basım Yayın Molla Fenari Sokak Yıldız Han

Nu 28 - 34110 Cağaloğlu İstanbulTel (212) 526 99 41 (3 hat) Faks (212) 519 04 21

Baskı Ana Basın Yayın Gıda İnş Tic AŞ

BOSB Mermerciler Sanayi Sitesi 10 Cad No 15Beylikduumlzuuml İs tan bulTel (212) 422 79 29

Yayım Kurulu Editorial Board

Osman Faruk AKYOL (İstanbul Medeniyet Uumlniversitesi Tuumlrkiye)Ayhan BICcedilAK (İstanbul Uumlniversitesi Tuumlrkiye)

Cengiz CcedilAKMAK (İstanbul Uumlniversitesi Tuumlrkiye)Şaban Teoman DURALI (İstanbul Uumlniversitesi Tuumlrkiye)

İhsan FAZLIOĞLU (İstanbul Medeniyet Uumlniversitesi Tuumlrkiye)İsmail KARA (Marmara Uumlniversitesi Tuumlrkiye)

Nebi MEHDİYEV (Trakya Uumlniversitesi Tuumlrkiye)Oumlmer Naci SOYKAN (Mimar Sinan G S Uumlniversitesi Tuumlrkiye)

Sadık TUumlRKER (Kırklareli Uumlniversitesi Tuumlrkiye)Erdal YILDIZ (Mimar Sinan G S Uumlniversitesi Tuumlrkiye)

Goumlkhan YILMAZ (İstanbul Tuumlrkiye)

Sahibi ve Yazı İşleri Muumlduumlruuml

Dergacirch Yayınları AŞ adınaAsım Onur ERVERDİ

Hakem ve Danışma Kurulu Advisory BoardRahim ACAR (Marmara Uumlniversitesi Tuumlrkiye)

Abdurrahman ALİY (İstanbul Uumlniversitesi Tuumlrkiye)Osman Faruk AKYOL (İstanbul Medeniyet Uumlniversitesi Tuumlrkiye)

Eşref ALTAŞ (İstanbul Medeniyet Uumlniversitesi Tuumlrkiye)Kaan ATA (İstanbul Uumlniversitesi Tuumlrkiye)

Kemal BATAK (Sakarya Uumlniversitesi Tuumlrkiye)Ali Sertan BEŞER (Trakya Uumlniversitesi Tuumlrkiye)Fagani BEYLER (Bingoumll Uumlniversitesi Tuumlrkiye)Ayhan BICcedilAK (İstanbul Uumlniversitesi Tuumlrkiye)

Petek BOYACI (İstanbul Medeniyet Uumlniversitesi Tuumlrkiye)Yaylaguumll CERAN (İstanbul Medeniyet Uumlniversitesi Tuumlrkiye)

Cengiz CcedilAKMAK (İstanbul Uumlniversitesi Tuumlrkiye)Ahmet Emre DAĞTAŞOĞLU (Trakya Uumlniversitesi Tuumlrkiye)

Hans DAIBER (Mainz Uumlniversitesi Almanya)Teoman DURALI (İstanbul Uumlniversitesi Tuumlrkiye)

Ccediliğdem DUumlRUumlŞKEN (İstanbul Uumlniversitesi Tuumlrkiye)Uğur EKREN (İstanbul Uumlniversitesi Tuumlrkiye)

İhsan FAZLIOĞLU (İstanbul Medeniyet Uumlniversitesi Tuumlrkiye)Oumlzkan GOumlZEL (İstanbul Medeniyet Uumlniversitesi Tuumlrkiye)

Mehmet GUumlNENCcedil (İstanbul Uumlniversitesi Tuumlrkiye)Oumlzguumlccedil GUumlVEN (İstanbul Uumlniversitesi Tuumlrkiye)Seda GUumlVEN (İstanbul Uumlniversitesi Tuumlrkiye)

Eldar HASANOV (Sakarya Uumlniversitesi Tuumlrkiye)İsmail KARA (Marmara Uumlniversitesi Tuumlrkiye)

Can KARABOumlCEK (Kırklareli Uumlniversitesi Tuumlrkiye)Ertan KARDEŞ (İstanbul Uumlniversitesi Tuumlrkiye)Cuumlneyt KAYA (İstanbul Uumlniversitesi Tuumlrkiye)

Mehmet Akif KAYAPINAR (İstanbul Şehir Uumlniversitesi)İlker KOumlMBE (İstanbul Medeniyet Uumlniversitesi Tuumlrkiye)

Nebi MEHDİYEV (Trakya Uumlniversitesi Tuumlrkiye)Jose Carlos Brandao Tiago de OLIVERIA

(Evora Uumlniversitesi Portekiz)Murad OMAY (İstanbul Uumlniversitesi Tuumlrkiye)

İhsan Berk OumlZCANGİLLER (Medeniyet Uumlniversitesi Tuumlrkiye)Ekin OumlYKEN (İstanbul Uumlniversitesi Tuumlrkiye)

Hakan POYRAZ (Mimar Sinan Guumlzel Sanatlar Uumlniversitesi Tuumlrkiye)Jamil RAGEP (Oklahoma Uumlniversitesi NormanABD)

Stanley N SALTHE (New York Uumlniversitesi ABD)Huumlseyin SARIOĞLU (İstanbul Uumlniversitesi Tuumlrkiye)

Guumlvenccedil ŞAR (Kocaeli Uumlniversitesi Tuumlrkiye)Fatih M ŞEKER (İstanbul Medeniyet Uumlniversitesi Tuumlrkiye)

Cahid ŞENEL (İstanbul Uumlniversitesi Tuumlrkiye)Huumlseyin Fırat ŞENOL (Anadolu Uumlniversitesi Tuumlrkiye)

Oktay TAFTALI (Medeniyet Uumlniversitesi Tuumlrkiye)Caner TASLAMAN (Yıldız Teknik Uumlniversitesi Tuumlrkiye)

Elif TOKAY (İstanbul Uumlniversitesi Tuumlrkiye)Oumlmer TUumlRKER (Marmara Uumlniversitesi Tuumlrkiye)Sadık TUumlRKER (Kırklareli Uumlniversitesi Tuumlrkiye)

Serdar USLU (Anadolu Uumlniversitesi Tuumlrkiye)Ali UTKU (Atatuumlrk Uumlniversitesi Tuumlrkiye)

Erdal YILDIZ (Mimar Sinan Guumlzel Sanatlar Uumlniversitesi Tuumlrkiye)Nedim YILDIZ (İstanbul Uumlniversitesi Tuumlrkiye)Yuumlcel YUumlKSEL (İstanbul Uumlniversitesi Tuumlrkiye)

Yazışma AdresiKlodfarer Caddesi Altan İşhanı Nu 320

34112 Sultanahmet İstanbulTel (212) 518 95 78 (3 hat)

Faks (212) 518 95 81

Web Sayfasıwwwkutadgubiligcom

e-postabilgikutadgubiligcom

Yayın Youmlnetmeni Editor in ChiefŞaban Teoman DURALI

Yurticcedili abonelik bedeliYıllık 4 sayı 80 TL

Kurumlar iccedilin abonelik bedeliYıllık 4 sayı 160 TL

Yurtdışı abonelik bedeliYıllık 4 sayı 80 ABD Doları

Abonelik iccedilin hesap numaralarıZiraat Bankası (Cağaloğlu Şubesi)

IBAN TR 91 0001 0008 8929 0448 1950 01

Posta Ccedileki Hesabı 6115869

Kendisine klasik İslacircm duumlşuumlnce geleneğini temel alan Kutadgubilig kendini bir felseficircleş-miş kuumlltuumlr inşacircasına katkıda bulunmak iddiasını taşıyan felsefe - ldquovarlıkrdquo ile ldquobilgirdquo oumlğre-tileri ldquobilim teorisirdquo ldquoahlacirckrdquo ldquodilrsquo ldquodinrdquo ldquotarihrdquo ile ldquotoplumrdquo- araştırmalarına mantık ile matematik ccedilalışmalarına ve bilim - ldquofizikrdquo ldquogoumlkbilimrdquo ldquoyer bilimlerirdquo ldquokimyardquo ldquocan-lılar bilimirdquo- incelemelerine accedilacaktır Kutadgubilig Felsefe-Bilim Araştırmalarırsquonda aranan başta gelen oumlzellik oumlzguumlnluumlk fel-sefe-bilim ciddicircliği enginlik derinlik ile ifacircde guumlzelliğidir Oumlzguumlnluumlkten kasdımız oumln-celikle Tuumlrk muumlellifinin ele aldığı soruna evvelemirde klasikleşmiş İslacircm duumlşuumlncesinin bakış accedilısını da dikkate alarak ccediloumlzuumlm oumlnermesi keyfiyetidir İfacircde guumlzelliğine gelince bundan murad olunan Tuumlrkcenin yuumlzyılların zevk ile letacircfet imbiğinden suumlzuumllerek guuml-nuumlmuumlze erişmiş soylu soumlz varlığı ile anlatım guumlcuumlnuumln alabildiğine ortaya koyulmasıdır Felsefe-bilim zihniyeti taassub ile tek taraflılığı reddeder Tersine eleştiri tavrıyla yola koyulunur Felsefe-bilim akılyuumlruumltme yolunun sonu yoktur Her akılyuumlruumltme silsilesinin sonu gibi goumlzuumlken vargı yeni bir gidişin başlangıcını bağrında taşır Ancak eleştirel tu-tum oumlzellikle ahlacirck-tarih-toplum-siyaset ccedilerccedilevesinde accedilısızlık goumlruumlşsuumlzluumlk ile ifacircde-sizlik anlamına gelmez gelemez gelmemelidirFelsefe-bilim bağlamında ortaya koyulan bir verim ilk bakışta nice oumlzguumln goumlzuumlkuumlrse gouml-zuumlksuumln belli bir geleneğin bağrında yer almıyorsa kalıcı bir anlam kazanamaz Havaya saccedilılmış tohumları andırır Ekinlerin yetişip serpilmeleri iccedilin tohumların muumlnbit toprak-lara atılmaları icacircb eder Benzer biccedilimde duumlşuumlnceler ile varsayımların kalıcı etkileyici ve evrensel anlamlar kazanabilmeleri de belli bir felsefe-bilim geleneğinin (eacutecole) iccedilerisine doğup bağrında neşvuumlnemacirc bulmalarına bağlıdır İşte Kutadgubilig Felsefe-Bilim Araş-tırmaları Tuumlrk duumlşuumlncesinde boumlyle bir geleneğin oluşmasına zemicircn hazırlayabilirse ku-ruluş amacı doğrultusunda hizmet goumlrmuumlş olacaktır Derginin sayfalarında yazılarıyla yer alacak felsefeci-bilimadamlarımızın dialektik bir anlatışta duumlşuumlncelerini ldquoccedilarpıştırıcakrdquo bir ortama kavuşmaları dileğimizdirKutadgubilig Felsefe-Bilim Araştırmaları 2002 yılından itibaren yayımlanmakta olan akademik ve hakemli bir felsefe dergisidir 2002-2015 yılları arasında Ekim ve Mart aylarında olmak uumlzere yılda iki defa yayımlanmış olan Kutadgubilig Felsefe-Bilim Araş-tırmaları 2016 yılından itibaren yılda doumlrt sayı olacak şekilde Mart Haziran Eyluumll ve Aralık aylarında yayımlanmaya devam edecektir ULAKBİM ve Philosopherrsquos Index tarafından dizinlenmekte olan Kutadgubilig Felsefe-Bi-lim Araştırmalarırsquonın yayım dili Tuumlrkccediledir ve farklı dillerde makalelere ccedilevirileri ile birlikte yer verilmektedir Ayrıca daha oumlnce değişik yayım organlarında oumlncelikle eski yazıyla ccedilık-mış oumlnemli ccedilalışmalar da Kutadgubilig Felsefe-Bilim Araştırmalarırsquonın sayfalarında unutul-maktan kurtarılacaklardır Her sayı sırasıyla varlık bilgi ahlacirck araştırmaları tarih toplum siyaset sanat araştırmaları bilim incelemeleri ve kitabiyat biccediliminde boumlluumlmlenecektirYayımlanma talebi ile goumlnderilmiş olan ccedilalışmalar iccedilerik ve biccedilim accedilısından hakemler ve yayım kurulu tarafından değerlendirildikten sonra yayımlanmaktadır Basılmayanlar da yayımlananlar gibi iacircde olunmayıp arşivlenmektedirler Yayım ilkeleri ve makale forma-tı hakkında detaylı bilgi iccedilin web sitemize (wwwkutadgubiligcom) bakınız Kutadgubilig Felsefe-Bilim Araştırmaları yayımladığı ccedilalışmalarda izhacircr olunmuş duuml-şuumlnceler ile goumlruumlşlerin sorumluluklarını uumlstlenmez Yalnız dil ile ifacircde biccedilimlerinde nisbicirc bir ortaklığı sağlamak amacıyla muumldacirchale hakkını mahfucircz tutar Saygılarımız ve selacircmla-rımızla ldquomutluluk veren bilgirdquo Kutadgubilig Felsefe-Bilim Araştırmaları

Kutadgubilig takes its ground on the Islamic philosophy tradition and now it is going to welcome in its pages the studies on philosophy ndashdoctrines on lsquoexistencersquo and lsquoknowled-gersquo lsquotheory of sciencersquo lsquoethicsrsquo lsquoreligionrsquo lsquolanguagersquo lsquohistoryrsquo and lsquosocietyrsquondash on logic and mathematics and researches on science ndashrsquophysicsrsquo lsquoastronomyrsquo lsquogeometryrsquo lsquoche-mistryrsquo lsquobiologyrsquondash that claim providing for the establishment of a philosophical tradition First requirements are individuality gravity on philosophy and science immensity depth and beauty of expression What we mean by individuality is the assessment of the classi-cal early Islamic thought by the author (especially the Turkish author) while examining the question that he chooses and then provide a solution As for the beauty of expression what is desired is the revealed Turkish eloquence with its esteemed charming and extant vocabulary The mentality of science and philosophy rejects the unilateralism On the contrary it sets off with an attitude of criticism It is an endless road Every end is a beginning However the attitude of criticism does not shall not and will not mean an agonic or expressionless attitude especially on the ethical-historical-social-political groundA philosophical and scientific fruit can not bear a permanent meaning unless it is suppor-ted by a tradition no matter how original it looks It resembles the seeds thrown to the air They should be sowed first It is the same with the ideas They should begin their exis-tence in an eacutecole That is why the periodicalsrsquo aim is to prepare a ground for a tradition of this kind Our hope is to get the authors lsquocrashrsquo their ideas with dialectical minds in the papers of the periodicalsKutadgubilig (the Blissful Wisdom) Philosophy-Science Studies is an academic and re-fereed philosophy periodical being published since 2002 It used to be published twice a year on October and March yet from 2016 on it will continue to be published four times a year on March June September and DecemberIts index is being prepared by ULAKBİM and Philosopherrsquos Index Turkish is its official language however it is also open to texts in some other languages together with their relevant Turkish translations Moreover some important works that were published with the ottoman script in various media organs are going to be revitalized Every issue is going to be classified in this order existence knowledge ethics studies history society politics arts studies science studies and bibliographyWorks submitted for publication are being published after the evaluation of the referees and the editorial board The ones that are not being published are not sent back but archi-ved For further information on publishing principles and the format of the articles please visit our website (wwwkutadgubiligcom)Kutadgubilig Philosophy-Science Studies does not take the responsibility of the views and thoughts expressed in the articles It does however keep the right of intervention so as to provide a relative cooperation on language and expression manners Best regards lsquouplifting knowledgersquo Kutadgubilig Philosophy-Science Studies

İCcedilİNDEKİLER CONTENTS

SELAMİ VARLIKJean-Luc Marionrsquoda Doygun Fenomen ve Yuumlce

Saturated Phenomenon And Sublime in Jean-Luc Marion 9

ENGİN KOCATheoretike İle Poietike Arasında Modern Bilimin Youmlntem Arayışı

Modern Science Searching For Methods Between Theoketike and Poietike29

B UTKAN ATBAKANNietzschersquonin Spinozarsquoya Youmlnelik Eleştirisi lsquoGuumlccedil İstemirsquo Contra lsquoConatusrsquo

Nietzschersquos Critique Of Spinoza lsquoThe Will To Powerrsquo Contra lsquoConatusrsquo 61

AHMET ERHAN ŞEKERCİSlavery As The Other Face Of The Enlightenment

Aydınlanmanın Oumlteki Yuumlzuuml Koumllelik 79

AHMET ERHAN ŞEKERCİAydınlanmanın Oumlteki Yuumlzuuml Koumllelik

Slavery As The Other Face Of Enlightenment 97

VARLIK ndash BİLGİ ndash AHLAcircK ARAŞTIRMALARI METAFİZİKEXISTENTIAL ndash INFORMATIONAL ndash ETHICAL STUDIES

METAPHYSICS

TARİH ndash TOPLUM ndash SİYASET ndash SANAT ARAŞTIRMALARIHISTORICAL ndash SOCIAL ndash POLITICAL ndash ARTISTIC STUDIES

GUumlVENCcedil ŞARldquoEvrdquoin Oumltesi Eski Yunanrsquoda ve Guumlnuumlmuumlzde Yabancı Uumlzerine Duumlşuumlnceler

Beyond ldquoHomerdquo Thoughts On The Foreigner in Ancient Greek and in Our Day 117

ARZU İBİŞİ TEMELLİDistopik Bir Gelecek Kurgusu Zamyatinrsquoin Bizrsquoi

A Dystopian Future Fiction We By Zamyatin 133

NICOLAUS COPERNICUSWernerrsquoe Karşı Mektup

The Letter Against WernerCcedilEV ve GİRİŞ C Cengiz CcedilEVİK

151

NICOLAUS COPERNICUSDe Octava Sphaera Contra Wernerum

165

MELİKE CcedilAKANBaconrsquoın De Sapientia Veterumrsquounda Mitlerin

Politik Yorumu Uumlzerine Bir İncelemeA Reading of Political Interpretation of the Myths in

Baconrsquos de Sapientia Veterum171

VARLIK ndash BİLGİ ndash AHLAcircK ARAŞTIRMALARI METAFİZİK

EXISTENTIAL ndash INFORMATIONAL ndash ETHICAL STUDIES METAPHYSICS

JEAN-LUC MARIONrsquoDA DOYGUN FENOMEN VE YUumlCE

Selami Varlık

SATURATED PHENOMENON AND SUBLIME IN JEAN-LUC MARION

OumlZFransız ccedilağdaş filozof Jean-Luc Marion oumlznenin algı guumlcuumlnuuml aşan fenomenlerin imkacircnını savunur ve bunların varlığını fenomenolojik bir ccedilerccedilevede temellen-dirir Normal fenomenlerde youmlnelim goumlruumlyuuml aşarken bu doygun fenomenlerde (saturated phenomena) tersi gerccedilekleşir ve youmlnelim goumlruumlnuumln karşısında eksik kalır Belirmenin sınırlarını zorlayan vahiy bu tuumlrden fenomenlerdendir Yalnız Marion doygun fenomenleri teolojik alanla sınırlamaz Descartesrsquota Tanrı fik-rini veya Kantrsquota yuumlceyi zikrederek felsefe tarihinden farklı doygun fenomen oumlrnekleri verir Ccedilalışmamızın amacı merkezi oumlzne fikrini imha eden bir doy-gun fenomen olarak yuumlceyi incelemektir Bu vesileyle Marion ile Kant arasında devamlılık ve karşıtlık ilişkisi değerlendirilecektir Ccedilalışmamız ayrıca doygun fenomenin felseficirc bir kavram mı yoksa teolojik bir kavram mı olduğunu tartışma imkacircnı sağlayacaktırAnahtar Kelimeler Marion Kant doygun fenomen yuumlce oumlzne saygı

ABSTRACTContemporary French philosopher Jean-Luc Marion defends the possibility of phenomena beyond the subjectrsquos perception and he justifies their existence in a phenomenological framework Whereas with normal phenomena the intention exceeds the intuition with this saturated phenomena the opposite occurs and the intention remains poor in front of the intuition Revelation which forces

Kutadgubilig Felsefe-Bilim Araştırmaları Mart 2017 Sayı 33 s 9-28

Yrd Doccedil Dr İstanbul 29 Mayıs Uumlniversitesi (selamivarlikgmailcom) Yazı geliş tarihi 30122016 Kabul tarihi 06032017

10 Selami Varlık

limits of the appearing belongs to this kind of phenomenon However Marion doesnrsquot confine saturated phenomena in the theological field referring to the idea of God in Descartes and the sublime in Kant he gives various examples of saturated phenomena in the history of philosophy In this paper we want to study the sublime as saturated phenomenon which is opposed to the idea of a central subject On this occasion we will evaluate the relationship of continuity and opposition between Marion and Kant Furthermore our reflexion will provide the opportunity to ask to what extent the saturated phenomenon is a philosophical or a theological conceptKeywords Marion Kant saturated phenomenon sublime subject respect

I Giriş

Fransız Fenomenolojisinin Teolojik Doumlnemeci kitabında Dominique Janicaudrsquonun iddiası Emmanuel Levinas Paul Ricoeur ve Jean-Luc Marion gibi ccedilağdaş Fransız filozofların fenomenolojiyi teolojiye doumlnuumlştuumlrduumlkleridir Bu doumlnemeci Buumltuumlnluumlk ve Sonsuz kitabında başlatan Levinas goumlruumlnmez Tanrının başkasının yuumlzuumlnde ifşasının bir fenomenolojisini yapmak ister1 Aşkın bir mutlakın goumlruumlnuumlmuumlnuumln tasvirini yapmayı hedefleyen fenomenoloji bu şekilde hem kesin bilimsellikten hem de duyusal verilerle bağlantıdan uzaklaşmıştır Levinasrsquotan sonra Marionrsquou eleştiren Janicaudrsquoya goumlre onun merkezicirc oumlnem taşıyan veriliş (donation)2 kuramı dolaylı olarak Tanrırsquoya goumlndermede bulunur Marion iccedilin eğer fenomenin oumlzuuml goumlruumlnmek ise bu goumlruumlnme daima kendinden oumlnce gelen bir verilmenin varlığını gerektirir Dolayısıyla fenomenolojik goumlruumlnmenin merkezi kurucu transandantal oumlzneden verilmenin kendisine kayar Oysa Janicaudrsquoya goumlre aslında Marion felsefe kılıflı teoloji yapmaktadır zira buradaki veriliş daima bir mutlak verene ndashyani bir Tanrırsquoyandash goumlndermede bulunur

Ricoeurrsquouumln benzer succedillamalara karşı kendisinin gizli teoloji yapmadığına dair sunduğu cevabı3 anımsatan Marion vahiy (revelation) olgusunu fenomenolojik olarak ele aldığını ve bunu daima felsefi bir bağlamda yaptığını vurgular Hatta o teologların

1 Dominique Janicaud ldquoLe Tournant theacuteologique de la pheacutenomeacutenologie franccedilaiserdquo Dominique Janicaud La pheacutenomeacutenologie dans tous ses eacutetats Paris Gallimard 2009 s 23

2 Kavramı Merleau-Pontyrsquonin felsefesi bağlamında kullanan Emre Şan ldquoverilişrdquo olarak ccedilevirmiştir Bkz Emre Şan Merleau-Ponty İstanbul Say Yayınları 2015 s 124

3 Bkz Paul Ricoeur Baskası Olarak Kendisi ccedilev Hakkı Huumlnler Ankara Doğu Batı Yayınları s 32-33 Ricoeur kendisini ldquoKutsal Kitabın imanına bağlayan inanccedilların bilinccedilli ve kararlı parantezerdquo alınmasının oumlnemini vurgular ve kendisinin sadece ldquoautonom felsefi bir soumlylemin izinderdquo yuumlruumlduumlğuumlnuuml ifade eder

Jean-Luc Marionrsquoda Doygun Fenomen ve Yuumlce 11

İncilrsquodeki vahiy hadisesini fenomenolojik bir ccedilerccedilevede okumaktansa genellikle tarihsel ve semiyotik yorumlamayla ele almalarını eleştirir4 Marionrsquou ilgilendiren vahyin ta-rihsel gerccedilekliği değil onun aşkın olanın goumlruumlnuumlrluumlğuuml olarak fenomenolojik imkacircnıdır ve bu imkacircnı doygun fenomen (saturated phenomenon) kuramını geliştirerek sergiler Doygun fenomen normal deneyimimizi oluşturan fakir veya eksik fenomenlerin zıddına duyusal olarak verilen goumlruumlnuumln (intuition) oumlznenin youmlnelim niyetini aştığı fenomendir Ve Marion vahyi en yuumlksek doygun fenomen olarak inceler Oysa felsefe tarihinde Descartes Kant ve Husserl gibi teoloji yapmadıklarından emin olacağımız filozoflar da duumlşuumlncelerinde doygun fenomen oumlrneklerine yer vermişlerdir

Ccedilalışmamızın amacı doygun fenomeni bu oumlrneklerden bir tanesini oluşturan ve dini bir boyut taşımayan Kantrsquoın yuumlcesi (sublime) bağlamında incelemektir Yuumlce algısında oumlzne dolup taşar ve onu aşan bu deneyim tarafından tamamıyla merkezdışı bırakılır Kant yuumlceyi Matematik yuumlce ve Dinamik yuumlce şeklinde ikiye ayırır Matematik yuumlce Samanyolu veya Mısır Piramitleri gibi bizim oumllccedilme ve sayma guumlcuumlmuumlzuuml aşan nesnelere işaret eder Biz bunları antropomorfik oumllccediluumlt birimlerle oumllccedileriz Oysa Dinamik yuumlce bu tuumlr oumllccedilmeleri de olanaksız kılar ve bora veya fırtına gibi bu yuumlce nesneler karşısında insan bir hiccedil sayılır zira onların formsuz buumlyuumlkluumlğuuml onu aşar5 Matematik yuumlce nicelik ve nitelik kategorilerine goumlndermede bulunur Nicelik accedilısından yuumlce ldquosaltık olarak buumlyuumlkrdquo6 olandır yani onun buumlyuumlkluumlğuuml goumlreceli değil de mutlaktır Nitelik accedilısından ise yuumlce buumlyuumlkluumlğuumlyle insanda saygı duygusunu uyandırır Diğer taraftan Kant dinamik yuumlceyi ilişki ve kiplik bağlamında duumlşuumlnuumlr İlişki accedilısından doğadaki dinamik yuumlce insanın uumlzerine ldquohiccedilbir erkirdquo7 olmamasına rağmen korku uyandırır Son olarak kiplikle Kant ne anlamda yuumlcelik duygusunun insanlar arasında paylaşılmasının kuumlltuumlruuml gerektirdiğini accedilıklar

Yuumlce duygusu bir sınır deneyimidir zira o formlar oumltesi olanı goumlruumlnuumlr kılar Amacımız Kantrsquota ve Marionrsquoda yuumlcenin veya doygun fenomenin deneyiminin nasıl egemen oumlzneyi imha ettiğini ele almaktır Bunun iccedilin oumlnce Marionrsquoun doygun feno-meni oumlzellikle fenomenolojik bir ccedilerccedilevede kuramsallaştırdığını inceledikten sonra Marionrsquoun yuumlceyi nasıl Kantrsquoın kategorileri accedilısından bir doygun fenomen olarak ele aldığını sergileyeceğiz Son olarak oumlzellikle ahlaki bir bağlamda yuumlce ile saygı arasın-daki ilişki vesilesiyle egemen oumlzneye karşıtlık accedilısından Marion ile Kant arasındaki ortaklıkları ve farklılıkları değerlendireceğiz

4 Jean-Luc Marion In Excess Studies of Saturated Phenomena New York Fordham University Press 2002 s 29 Metinlere ulaşımı kolaylaştırma accedilısından dipnotlarda Marionrsquoun eserlerinin İngilizceye ccedilevirirleri tercih edilmiştir Ayrıca Marionrsquoun ilk Tuumlrkccedile tercuumlmesi ndashLa croiseacutee du visiblendash Aralık 2014rsquode yayımlanmıştır Jean-Luc Marion Goumlruumlnuumlruumln Kesisimi ccedilev Murat Erşen İstanbul Monokl yay 2014

5 Neclacirc Arat ldquoKant Estetikrsquoinde Guumlzel ve Yuumlce Değerlerirdquo Felsefe Arkivi İstanbul Uumlniversitesi Edebiyat Fakuumlltesi Yayınları Sayı 21 İstanbul 1978 s 79-80

6 Immanuel Kant Yargı Yetisinin Elestirisi ccedilev Aziz Yardımlı İstanbul İdea 2011 sect 25 s 1057 Immanuel Kant Yargı Yetisinin Elestirisi sect 28 s 120

12 Selami Varlık

II Fenomen olarak doygun fenomen

a Husserl ve Kantrsquoın tersine

Husserlrsquoden yola ccedilıkan Jean-Luc Marion onun youmlnelimsellik goumlruumlşuumlnuuml tersine ccedilevirerek eksik fenomen fikrinden asırılık (excess) taşıyan fenomene ulaşır Husserlrsquode bilgi youmlnelim ile denk goumlruuml arasında ccedilakışma ile gerccedilekleşir Yalnız bu buluşmada tam bir denklik hiccedil bir zaman muumlmkuumln değildir ve bir anlam fazlalığı (surplus of meaning)8 soumlz konusudur Bir beyaz kacircğıt goumlrduumlğuumlmuumlzde ve ldquobu kacircğıt beyazdırrdquo dediğimizde goumlruumllen somut kacircğıt ldquobeyazrdquo teriminin youmlnelimselliğini tam olarak dolduramaz Oumlzel-likle ldquodirrdquoi hiccedil bir goumlruuml karşılamaz Anlam youmlnelimi olarak kurduğumuz cuumlmledeki ldquobeyazrdquo terimi ile goumlrduumlğuumlmuumlz beyazlık arasında tam bir denklik olduğunu haksız yere duumlşuumlnuumlruumlz Husserlrsquoin deyimiyle ldquolsquoBeyazrsquo kemilesinin niyeti sadece kısmen beliren nesnenin renksel goumlruumlnuumlşuumlyle ccedilakışır bir anlam fazlağı kalır bu belirmenin kendisinde kendini onaylayacak bir şey bulmayan bir formdurrdquo9 Nesnenin bir resmi olmayan dilsel ifade ifade ettiği deneyimi aşar Bu aşma sadece ifadedeki kavramsal ve genel olma boyutundan kaynaklanmaz Husserlrsquoe goumlre deneyimin ifadeleri ldquodirrdquo ldquodeğildirrdquo ldquobirrdquo ldquoveyardquo ldquoeğerrdquo gibi kategorik formlar iccedilerir Ve ldquokağıtrdquo kelimesinde bile ifade edilmeyen ldquovardırrdquo bir kategorik formdur10 Bu tespit Husserlrsquoi kategorik goumlruumller kuramına goumltuuml-recektir zira aranan ccedilakışma sadece bu goumlruumllerle anlam youmlnelmeleri arasında muumlmkuumln olacaktır Yani tam denklik sadece şekilsel goumlruuml gerektiren matematikte kategorik goumlruuml gerektiren mantıkta ve hiccedil goumlruuml gerektirmeyen totolojilerde muumlmkuumlnduumlr

Kavram ile goumlruuml arasında benzer ilişkiyi Marion Kantrsquota tespit eder Kantrsquota aslında goumlruuml kavramdan daha oumlnemli gibi durur Zira her ne kadar kavramsız goumlruuml koumlr ve goumlruumlsuumlz kavram boş olsa da sadece goumlruumlde verilmiş bir iccedilerik mevcuttur Oysa goumlruumlsuumlz kavram tam anlamıyla boştur yani onda hiccedil bir şey verilmemiştir Yani goumlruumlde algılanamayan bir iccedilerik varken goumlruumlsuumlz kavramda hiccedil bir şey yoktur Yalnız buradan goumlruumlnuumln kavrama uumlstuumlnluumlğuuml sonucuna varılmamalı Zira Kantrsquota da aslında goumlruuml ek-siktir ccediluumlnkuuml sadece duyusal goumlruumlye sınırlanmıştır Bu anlamda duyusal olmayan bir goumlruuml oumlrneğin entelektuumlel bir goumlruuml fenomenliğin yani goumlruumlnuumlrluumlğuumln dışına itilmiştir Duyusal goumlruumlnuumln oumlnceliği aynı zamanda temel bir eksikliğe doumlnuumlşuumlr11

Dolayısıyla Marionrsquoa goumlre goumlruuml daima eksiktir ve Kant ve Husserlrsquoin ele aldığı fenomenler bu eksiklik tarafından belirlenirler Goumlruumlnuumlrluumlğuumln bir şartını oluşturan ve bu

8 Edmund Husserl The Shorter Logical Investigations ccedilev John N Findlay London and New York Routledge 2001 s 341

9 Age s 34110 Jean-Luc Marion Being Given Toward a Phenomenology of Givenness ccedilev Jeffrey L Kosky

Stanford California Stanford University Press 2002 s 191 11 Immanuel Kant Arı Usun Elestirisi ccedilev Aziz Yardımlı İstanbul İdea 2008 s 285 Bkz Marion

Being Given s 194-196

Jean-Luc Marionrsquoda Doygun Fenomen ve Yuumlce 13

anlamda kesinlikle rastlantısal olmayan bu eksikliği Marion tersine ccedilevirir Yani fazlalık (surplus) taşıyan fenomenlerin imkacircnı sorusunu sorar12 ldquoGoumlruumlde fakir olduğu varsayılan fenomene goumlruuml ile doygun olan bir fenomen ile karşıkonulamaz mırdquo13 Boumlyle bir doygun fenomen (saturated phenomenon) hiccedil bir eksiklik taşımaz tam tersine o zengin dolup taşan bir fenomendir14 Bu fenomen bizim ona youmlnelmemizden bağımsız olarak vardır Burada goumlruuml youmlnelimin hiccedil hesaplayamayacağından fazlasını verir ve artık goumlruuml değil de youmlnelim eksik konuma duumlşer15 Doygun fenomenin youmlnelim tarafından doldurulma ihtiyacı yoktur Dolayısıyla doygun fenomen goumlruumlnuumlrluumlğuuml ve goumlruumlnmezliği bir arada taşır zira o hem goumlruumlnuumlr hem de bu goumlruumlnuumlrluumlğuumln arkasında kendisini gizler

Boumlyle bir fenomenin varlığını sorgulamak Marionrsquoa iki nedenden dolayı meşru goumlzuumlkuumlr İlk olarak her ne kadar Kant ve Husserl fenomenliği goumlruuml ile kavram arasındaki ilişkiyle accedilıklasalar da bu bağı sadece iki tuumlrden duumlşuumlnuumlrler Goumlruuml eksikliği veya tam uyum Ve uumlccediluumlncuuml bir olası ilişki tuumlruumlnuuml ndashyani goumlruumlnuumln fazlalığınındash hiccedil ele almazlar Oysa bu uumlccediluumlncuuml muhtemel ilişki tuumlruuml fenomenin tanımının doğal sonucudur İkinci olarak Marionrsquoa goumlre aslında estetik ide fikriyle Kant doygun fenomen imkacircnını sezmiştir Akıl idesi hiccedil bir zaman bir bilgiyle sonuccedillanamaz zira onda kavrama denk duumlşecek bir goumlruuml yoktur Estetik ide iccedilin ise sorun tam tersidir Yani onda goumlruuml denk bir kavram bulamaz16 Yani estetik ide daha oumlnce ele aldığımız goumlruuml eksikliğinin tam ters oumlrneğini oluşturur Burada eksik olan goumlruuml değil kavramdır Kavramları aşan bu estetik ideyi hiccedil bir dil ifade edip anlaşılır kılamaz Ve bu ifade edilemezliğin tek nedeni verilen goumlruumldeki aş-kınlıktan başka bir şey değildir Estetik ide ldquohayalin sergilenemez temsilirdquodir Marionrsquoun deyimiyle ldquoinexposable (inexponible) representation of the imaginationrdquo17 Yanı goumlruumlde verilen kavramların sergileyeceğinden oumltedir sergilenmenin a priori kurallarını aşar

b Oumlzne oumltesi fenomenler

Doygun fenomeni duumlşuumlnmek iccedilin Marion klasik fenomenin goumlruumlnuumlrluumlğuuml sorunundan yola ccedilıkar Oumlzellikle Kantccedilı ve Husserlci bağlamda bir fenomenin goumlruumlnuumlr olması kendi sayesinde değil tuumlm fenomenler iccedilin geccedilerli olan şartlar ccedilerccedilevesinde muumlmkuumlnduumlr18 Ve goumlruumlnuumlrluumlk imkacircnını oluşturan bu şartlar aynı zamanda bir sınır ccedilizer Marion oumlzel-

12 Bu eksiklik Kant iccedilin de geccedilerlidir ldquoThe phenomenon is therefore characterized according to Husserl and Kant by its lack of intuition which gives it only by limiting itrdquo Age s 194

13 Age s 197 14 Recep Alpyağıl ldquoCcedilağdaş Felsefedeki lsquoArmağanrsquo Tartışması Din Felsefesine ne Kazandırabilirrdquo

Ekev 1338 kış 2009 s 96 Muumlellif doygun fenomeni ldquomeşbu fenomenrdquo olarak ccedilevirmiştir Ayrıca doygun fenomen fikrinin Mevlanarsquoda bir karşılığı iccedilin bkz ldquoagmrdquo s 97

15 Jean-Luc Marion The Visible and the Revealed ccedilev Christina M Gschwandtner New York Fordham University Press 2008 s 32

16 Immanuel Kant Yargı Yetisinin Elestirisi sect 57 s 21817 Jean-Luc Marion ldquoThe Saturated Phenomenonrdquo Phenomenology and the ldquoTheological Turnrdquo The

French Debate ed Dominique Janicaud New York Fordham University Press 2000 s 196 18 ldquoAgmrdquo s 177

14 Selami Varlık

likle iki şarttan bahseder İlk olarak tuumlm fenomenler belli bir ufuk iccedilerisinde verilirler Ve ikinci olarak fenomenler bir Ben iccedilin goumlruumlnuumlrler19 Yani goumlruumlnuumlr olmak daima bir ufuk iccedilerisinde bir oumlzne iccedilin bir oumlzne karşısında goumlruumlnuumlr olmaktır Her fenomen Benrsquoe indirgenebilirliği ile tanımlanır ve belirli goumlruumlnuumlrluumlk şartlarına uymak zorundadır

Tam olarak bu noktada doygun fenomen kavramı ile Marionrsquoun amacı Kant ve Husserlrsquoin oluşturdukları bu iki sınırı aşmaktır20 Marion oumlzneye indirgenemez olan mutlak ve oumlzerk fenomenler imkacircnının sorusunu sorar Amaccedil oumlyle bir ldquogoumlruumlsel veril-merdquo (intuitive giveness) oluşturmaktır ki hem mutlak olarak koşulsuz olsun yani bir ufuk sınırı tanımasın hem de mutlak olarak indirgenemez olsun yanı oluşturucu bir Benrsquoe indirgenmesin ldquoUfkun şartlarını (iccediline dacirchil olmak yerine onu asarak) tersine ccedileviren ve indirgemeyi (Benrsquoe indirgenmek yerine Benrsquoi kendine dogru youmlnlendirerek) tersine ccedileviren bir fenomen tipi tasavvur edemez miyizrdquo21 Daha genel olarak burada sorulan soru duumlnyayı nesnelleştiren oumlzne merkezli bir fenomenolojiden oumlte oumlzneden bağımsız ve fenomenliğin sınırında bir fenomenoloji imkacircnıdır Hatta bunlar sınırda goumlruumlnduumlkleri iccedilin bir şekilde daha fazla goumlruumlnuumlrler Yani Marion oumlznenin youmlnelimsel-liğine tabi olmayan bir goumlruumlnuumlrluumlk imkacircnını savunur22 Doygun fenomen kuramı bu sorulara olumlu cevap verme olanağını sunar Hem goumlruumlnuumlrluumlk şartını oluşturan ufuk hem kurucu oumlzne hem de algılanan goumlruuml sonludur

Herhangi bir fenomenin bir ukfa dacirchil olabilmesi (ve burada imkacircn şartını bulabil-mesi) iccedilin bu ufkun sınırlanmış olması (ki bu onun tanımıdır) ve dolayısıyla fenomenin sonlu kalması gerekir Bir fenomenin onu belirleyen accedilıkccedila sonlu bir Benrsquoe indirgen-mesi iccedilin fenomen sonlu nesnellik statuumlsuumlne indirgenmiş olmalıdır Her iki durumda ufkun ve Benrsquoin sonluluğu goumlruumlnuumln kendisinin sonluluğu tarafından belirtilmiştir23

Marion hem doygun fenomenlerin varlığının muumlmkuumln olduğunu hem de felsefe tarihinde ndashhatta en oumlnemli metafizikccedililerin hepsindendash farklı oumlrneklerine rastladığımızı vurgular Temelde doumlrt tuumlr doygun fenomen mevcuttur ve bunların her biri Kantrsquoın ka-tegori gruplarının birini aşar Nicelik accedilısından doygun fenomen hadisedir (event) veya ldquosaf tarihi hadiselerrdquo Onlar ccediloğu kez hiccedil beklenmeden gerccedilekleşirler ve hiccedil bir zaman tam olarak tekrarlanmazlar Onlarda goumlruumlnuumln fazlalığı her tuumlr nesneleştirmeye engel olur ve anlaşılmaları hermeneutiğe başvurmayı gerektirir24 Bu tuumlr fenomenlere tanıklık

19 Bu iki sınırlandırmanın Kantccedilı versiyonu iccedilin bkz Kant Arı Usun Elestirisi s 176-17720 Wendy Wiseman ldquoThe Sublime Subject in Kantrsquos Metaphysic and Jean-Luc Marionrsquos Phenomenologyrdquo

Epocheacute The University of California Journal for the Study of Religion Yaz 2006 s 180 21 Marion ldquoThe Saturated Phenomenonrdquo s 184 ldquoCan we not envisage a type of phenomenon that would

reverse the condition of a horizon (by surpassing it instead of being inscribed within it) and that would reverse the reduction (by leading the I back to itself instead of being reduced to the Irdquo

22 Ruud Welten Pheacutenomeacutenologie du Dieu invisible Essais et eacutetudes sur Emmanuel Levinas Michel Henry et Jean-Luc Marion Ingilizceden ccedilev Sylvain Camilleri Paris LrsquoHarmattan 2011 s 190

23 Marion The Visible and the Revealed s 3124 Age s 47 Marion bu noktada Paul Ricoeurrsquouumln ccedilalışmalarına ve oumlzellikle Zaman ve Anlatırsquoya ccedilok

şey borccedillu olduğunu hatırlatır

Jean-Luc Marionrsquoda Doygun Fenomen ve Yuumlce 15

eden oumlzne onları kuşatamaz hatta tam tersine bu doygun fenomenler oumlzneyi kuşatırlar Burada oumlzne kuran değil kurulandır (constituted) Yalnız her ne kadar doygun fenomen olsalar da saf tarihi hadiseler geneldir ve bir şekilde iletilebilirler Nitelik kategorilerini aşan temel doygun fenomen idolduumlr veya daha genel olarak tablodur İdolde veya sanat eserinde goumlruuml daima onu idrak etmek isteyen kavramları aşar ve bu şekilde bakan oumlzne suumlrekli tekrar bakmasına rağmen tabloyu tam olarak goumlremez Dolayısıyla transandantal oumlzne egemen pozisyonunu kaybeder25 İlişki kategorileri accedilısından ten temel doygun fenomendir Zira tenin kendini duygulaması dışsal fenomenlerin algısını oumlnceler Tuumlm youmlnelimlerden oumlnce hissedenle hissedilenin birliği iccedilerisinde ten kendini duygular Yani ten deneyiminde goumlruuml kurguyu oumlnceler Ve son olarak kiplik accedilısından temel doygun fenomen ikon veya başkasının yuumlzuumlduumlr İlk uumlccedil doygun fenomenlerin temel oumlzelliklerini iccedileren ikon asla bakılamayan bir oumlzneye indirgenemeyendir İkon veya başkasının yuumlzuuml karşısında bakan ile bakılanın yerleri değişir ve artık oumlzne bakılandır26 Bu doumlrt temel doygun fenomen sonludur ve bunları aşan en yuumlksek doygun fenomen olan vahiy veya İsarsquonın ifşasıdır O hem bir tarihi olay hem goumlzleri kamaştıran bir idol hem acı ccedileken veya zevk veren bir ten hem de ikonik bir yuumlzduumlr27 Revelation ikinci derecede bir doygun fenomendir zira onda goumlruumlnuumlrluumlğuumln temel doumlrt şartını oluşturan doumlrt kategori grubu tamamı aynı anda aşılır28 Marionrsquoun temellendirmek istediği boumlyle bir vahyin teolojik gerccedilekliğinden ziyade fenomenolojik imkacircnıdır Kelime Fransızca hem ldquovahiyrdquo anlamını hem de ldquoifşa etmerdquo ldquoaccedilığa ccedilıkarmardquo anlamlarını iccedilerir Marion buradaki ifşa kavramının teolojik değil fenomenolojik bir kavram olduğunu vurgular ve onu şu şekilde tanımlar ldquoSadece kendinden olan ve kendinden başlayan ve imkacircnını herhangi bir oumln belirlemeye tabi tutmayan bir ifşardquo29

Descartesrsquota sonsuz fikri Husserlrsquode zaman bilinci veya Spinozarsquoda cevher kuramı gibi Kantrsquoın yuumlce fikri de doygun fenomen oumlrneklerinden bir tanesini oluşturur30 Bu oumlrnekler iki nedenden dolayı oumlzel bir oumlnem taşır İlk olarak somut oumlrneklerin varlığı imkacircndan gerccedilekliğe geccedilişi sağlar Az oumlnce ele aldığımız gibi Marion oumlnce bu tuumlr

25 Marion Being Given s 23026 Age s 233 27 Vincent Citot-Pierre Godo ldquoEntretien avec Jean-Luc Marionrdquo Le Philosophoire 200011 no 11 s

19 28 Marion Being Given s 235 Marion ldquodoygunluğun doygunluğundanrdquo bahseder 29 Marion The Visible and the Revealed s 47 Marion bu anlamda kullanılan uumlccedil tuumlr ifşa oumlrneği verir

insanın bakabildiği yalnız kuramadığı tablo yani idol insanın goumlremediği ama insanı goumlren ve goumlzleri kamaştıran ikon ve son olarak goumlruumlnmez bir bakışın insana goumlruumlluumlr bir şekilde bakması ve onu sevmesi yani teofani

30 Marion Being Given s 220 Marion The Visible and the Revealed s 46 Descartesrsquota fenomenin bir nesneye indirgenemediği tek fikir sonsuz fikridir Kantrsquoın kategorileri bağlamında nicelik accedilısında sonsuz fikri ilave ve sentezlerle değil de aniden (tota simul) gelir Nitelik accedilısından derecelendirme kabul etmeyip maksimuma en fazlaya goumlndermede bulunur İlişki kategorileri accedilısından sonsuz fikri anlaşılmazdır ve başka hiccedilbir fikirle kıyas olanağı sunmaz Ve son olarak kiplik accedilısından oumlzne tarafından kuşatılmaz tam tersine o oumlzneyi kuşatır (comprehend yani aynı zamanda anlar)

16 Selami Varlık

fenomenlerin olanağı sorusuyla başlar ve bir şekilde oumlrneklerin varlığı bu imkacircna gerccedileklik boyutu kazandırır31 İkinci olarak her ne kadar bunu accedilıkccedila ifade etmese de felsefe tarihinden oumlrnek vererek Marion felsefe dili alanında kalıp dini alana kayma-ma teşebbuumlsuumlnde bulunur Revelation yani vahyin en uumlst doygun fenomen olduğunu soumlylemiştik Ayrıca doygun fenomeni idol ve ikon gibi dini iccedilerikli fenomenler accedilı-sından da değerlendiren Marion daima youmlnteminin sadece fenomenolojik olduğunu vurgulamıştır32 Felsefe tarihinde farklı doygun fenomenler oumlrnekleri veren Marionrsquoa goumlre Kantrsquoın yuumlcesi Descartesrsquoin sonsuz fikrinden daha ilgi ccedilekicidir zira rasyonel teolojiyle hiccedil bir bağlantı kurmaz Ayrıca Kantrsquoın oumlnemi Marionrsquoun doygun feno-menleri Kantrsquoın kategorileri accedilısından tasvir etmesinde de fark edilir33

III Doygun fenomen olarak yuumlce

a Kantrsquota ve Marionrsquoda yuumlce

Marionrsquoda yuumlce kavramı temel bir kavram olarak değil de bir oumlrnek olarak karşımı-za ccedilıkar bir doygun fenomen oumlrneği olarak Marionrsquoa goumlre Kantrsquoın doygun fenomenrsquoin imkacircnını bir şekilde estetik ide fikriyle sezdiğini ifade etmiştik Estetik ide sergilenemez bir temsildir (inexponible Vorstellung)34 Oysa bilgi nesnesine doumlnuumlşemeyen bu aşkın goumlruuml hayalin ldquooumlzguumlr oyunurdquo vesilesiyle oumlnem ve anlam kazanır İşte bu oyunda bir yuumlcelik yer alır35 Doygun fenomenin Kantccedilı oumlngoumlruumlsuuml olarak estetik ideden yuumlcelik kavramına geccediliş tesaduumlfi değildir Zira Marion daha sonra yuumlceyi oumlnemli bir doygun fenomen oumlrneği olarak sunar Ve genel olarak doygun fenomen iccedilin yaptığı gibi Marion doygun fenomen olarak yuumlceyi de Kantrsquoın kategorileri ccedilerccedilevesinde ele alır Kantrsquoın kategorileri hem genel olarak doygun fenomenler hem oumlzel olarak yuumlce iccedilin geccedilerlidir36 Nicelik accedilısından yuumlce hem ldquobiccedilimsizrdquo37dir hem de izafi değil de mutlak olarak buumlyuumlk

31 Mikkel B Tin ldquoSaturated Phenomena From Picture to Revelation in Jean-Luc Marionrsquos Phenomenologyrdquo Filozofia 65 (9) Ocak 2010 s 872

32 Paris Katolik Enstituumlsuuml Felsefe fakuumlltesi dekanı Fransız filozof Emmanuel Falquersquoa goumlre her ne kadar Marion doygun fenomen kavramını sadece felsefi bir bağlamda geliştirdiğini vurgulasa da Marion bu fikri ilk olarak Katolik bir dergide ldquoTanrırsquoya İmkacircnsız Yokturrdquo başlıklı dini bir yazıda oumlne suumlrmuumlştuumlr Bkz Jean-Luc Marion ldquoAgrave Dieu rien drsquoimpossiblerdquo Communio 14 no 5 1989 43-58 Yalnız Falquersquoa goumlre bu durum kavramın felsefi değerini duumlşuumlrmez tam tersine felsefenin teolojik fikirlerden de beslenebileceğini goumlsterir Bkz Emmanuel Falque ldquoLarvatus pro Deo Pheacutenomeacutenologie et theacuteologie chez J-L Marionrdquo Gregorianum 86 1 2005 s 56 dn 23

33 Marion Being Given s 199 ldquoI will sketch a description of the saturated phenomenon by following the lead of the categories of the understanding defined by Kantrdquo

34 Kant Yargı Yetisinin Elestirisi sect 57 s 218 Kant burada İngilizce inexponible kelimesini kullanmıştır35 Age s 19836 Wiseman ldquoThe Sublime Subjectrdquo s 18237 Kant Yargı Yetisinin Elestirisi sect 23 s 101 Bu biccedilimsizlik sınırsızlıktan kaynaklanmaktadır

ldquoDoğanın Guumlzeli nesnenin sınırlardan oluşan biccedilimini ilgilendirir buna karşı Yuumlce ise biccedilimsiz bir

Jean-Luc Marionrsquoda Doygun Fenomen ve Yuumlce 17

olandır O ldquotuumlm kıyaslamalardan oumlterdquo buumlyuumlktuumlr38 Kantrsquoın ifadesiyle ldquoSaltık olarak (schlechthin groszlig) buumlyuumlk olana Yuumlce derizrdquo39 oysa ldquobirşeyin accedilıkca (simpliciter) buumlyuumlk olduğunu soumlylemek onun saltık olarak buumlyuumlk (absolute non comparative magnum) olduğunu soumlylemekten buumltuumlnuumlyle ayrı bir şeydirrdquo40 Kantrsquoın yuumlceye atfettiği buumlyuumlkluumlk tuumlm karşılaştırmaların oumltesinde bir buumlyuumlkluumlktuumlr

Nitelik accedilısından Marion Kantrsquola birlikte yuumlcenin yol accediltığı duyguyu ldquoolumsuz hazrdquo olarak tanımlar41 Burada buumltuumlnluumlğuumln idelerini sunmak iccedilin imgelemin yetersizli-ğinin duygusu soumlz konusudur Verdiği oumlrnekte Kant Romarsquoda St Pierre Kilisesirsquone ilk girildiğinde hissedilen duyguyu bu şekilde tarif eder Ayrıca nitelik accedilısından yuumlce kor-kunccedil bir boyut taşır bu da ldquobuumlyuumlkluumlğuuml yoluyla kavramını oluşturan ereği yok ediyorsardquo gerccedilekleşir42 İlişki accedilısından yuumlce tuumlm kıyaslar oumltesidir zira O ldquosınırsızdırrdquo43 Guumlzellik doğrudan nesnenin sınırlarını ccedilizen biccedilimi ile ilgiliyken biccedilimsiz bir nesnede bulunan yuumlce sınırsızlığıyla duumlşuumlnuumlluumlr Ve son olarak kiplik kategorileri accedilısından yuumlce yargı guumlcuumlnuumln ereğine karşı ccedilıkar Yani yuumlcede yargı guumlcuuml ile fenomen arasındaki ilişki tersine ccedilevrilir ve oumlzne pasifleşir Artık o kurucu değil kurulandır bakan değil bakılan Benrsquodir

Doygun fenomenin temel oumlzelliği fenomen olmasındadır Yani Marionrsquoun yuumlzleştiği sorun goumlruumlnmezin akledilirliği değildir goumlruumlnmesidir O bu noktada Platonrsquodan daha ileri gitmek ister Kimyada doygun bir sıvı ccediloumlzelti sabit basınccedil ve sıcaklıkta ccediloumlzebileceği en fazla maddeyi ccediloumlzmuumlş ccediloumlzeltidir Yani boumlyle bir sıvıda kesinlikle daha fazla madde ccediloumlzuumllemez aksi takdirde ccediloumlzeltinin kimyasal yapısı değişmiş olur Başka bir deyişle doygunluk sınır meselesidir Kantccedilı anlamda yuumlce de bu sınırla yuumlzleşir Zira yuumlcenin sorunu bir şeyin goumlruumlnmezliği veya goumlruumlnuumlrluumlğuuml değil de ldquosınırdardquo (agrave la limite) gouml-ruumlnmesidir44 Yuumlceyi doygun fenomen olarak duumlşuumlnecek olursak buradaki ldquofenomenrdquo kavramı oumlzel bir oumlnem iccedilerir zira sınırda olmanın oluşturduğu gerilimi o taşır Kantrsquota bu sınır hayalin sınırıdır Hayalin burada yuumlzleştiği buumlyuumlkluumlk mutlak bir buumlyuumlkluumlktuumlr Bu buumlyuumlkluumlğuumln oumlzelliği nicelik olarak diğer tuumlm buumlyuumlkluumlklerden daha buumlyuumlk olması değildir Marionrsquoun da vurguladığı gibi yuumlce tuumlm analojilerden oumlte buumlyuumlktuumlr

Nicelik accedilısından Marionrsquoun Kantrsquola birlikte yuumlceyi tuumlm kıyaslamalardan oumlte buuml-yuumlk olarak tasvir ettiğini soumlylemiştik Kant bu noktada magnitudo ile quantitas arasında bir ayrım yapar ldquoAma buumlyuumlk-olma ve bir buumlyuumlkluumlk olma buumltuumlnuumlyle ayrı kavramlardır (magnitudo und quantita)45 Quantitas oumllccediluumllene goumlnderirken magnitudo genel olarak

nesnede bulunacaktır ama ancak sınırsızlığın onda ya da onun vesilesiyle tasarımlanması oumllccediluumlsuumlnderdquo 38 Marion The Visible and the Revealed s 4639 Kant Yargı Yetisinin Elestirisi sect 25 s 105 40 Age s 10541 Age s 10242 Age s 111 Muumltercim Almanca ungeheuerrsquoi Tuumlrkccedile muazzamrsquola karşılamıştır Fransızca Marion

monstruositeacute yani monstrosityrsquoden bahseder Marion Being Given s 22043 Kant Yargı Yetisinin Elestirisi sect 23 s 10144 Jean-Luc Nancy ldquoLrsquooffrande sublimerdquo Du Sublime Paris Belin 1988 s 6645 Kant Yargı Yetisinin Elestirisi sect 25 s 105

18 Selami Varlık

oumllccedilebilmeye atıfta bulunur Yani quantitas somut bir buumlyuumlkluumlktuumlr oysa magnitudo buumlyuumlkluumlklerin varlığını bildirir Tikel olarak buumlyuumlkluumlkler olması iccedilin genel olarak bir buumlyuumlkluumlk fikri olmalıdır Burada nicelik olarak buumlyuumlkluumlk niteliksel bir boyut kazanır Guumlzellik şekille ilgilidir oysa yuumlce şeklin oumltesindedir Guumlzellik belirli ve sınırlı bir imgedir yuumlce ise imgelerin var olmasındadır Yani yuumlce sınırsızlığı hissettiren sınırların var olmasındadır Yuumlce bu sınırı goumlsterendir zira sınırları değilleyen sınırsızlık daima bir sınır ccedilerccedilevesinde veya bir sınırın oumltesinde vardır Bu anlamda doygun fenomen bir sınır fenomenidir ldquoYuumlce magnitudo sınırda ve sınırın kaldırılmasında ikamet eder ndash hatta ansızın gelir ve şaşırtırrdquo46 Artık mesele sınırı aşmak değil sınırda kalmaktır ama bu sınır aynı zamanda oumlteki yuumlzuumlnuuml oluşturan sınırsızlığı da goumlruumlnuumlr kılar Goumlruumlnuumlrluumlğuumln sınırı aynı zamanda sınırın goumlruumlnuumlrluumlğuuml sorunuyla ilgilidir Doygun fenomen daima kendinin oumltesini taşıyan bir sınır fenomenolojisini muumlmkuumln kılar Bu sınıra gelen insanın hisettiği de yuumlcelik duygusudur Yuumlce hayal bu sınıra iccedilerinden dokunur47

b Kategoriler accedilısından doygun fenomen

Doygun fenomen oumlrneği olarak yuumlce bize doygun fenomeni daha yakından ele almayı muumlmkuumln kılar O Kantrsquoın kategorilerinin oumltesindedir zira onda goumlruuml kavramı aşar ve benzer şekilde doygun fenomen de aslında bu kategorileri aşar Bu yuumlzden Marion Kantrsquoın kategorilerini tersine ccedilevirerek doygun fenomeni ele alır48 Doygun fenomenrsquoin hem ufku hem Benrsquoi aştığını soumlylemiştik O nicelik nitelik ve ilişki accedilı-sından ufku kiplik accedilısından da Benrsquoi aşar Nicelik accedilısından doygun fenomen nişan alınamazdır (invisable) nitelik accedilısından dayanılmaz katlanılmaz (unbearable) ilişkiye goumlre mutlak (absolute) ve kiplikrsquoe goumlre bakılamaz (irregardable)

İlk olarak nicelik accedilısından doygun fenomen nişan alınamazdır zira beklenmedik-tir49 Marion Kantrsquoın fenomen tasvirini iki accedilıdan ele alır İlk olarak niceliğe goumlre bir buumltuumln parccedilalarının birleşimiyle oluşur Buumltuumlnuumln temsili parccedilaların temsilinin toplamı sayesinde muumlmkuumln olur Bu da ikinci olarak fenomenin parccedilalardan oluşan bir buumltuumln olarak oumlnceden oumlngoumlruumllmesini sağlar50 Yani parccedilaların algısının toplamından oluşan bir buumltuumln aynı zamanda oumlnceden goumlruumllen bir fenomendir Doygun fenomen ise bu iki oumlzelliği tersine ccedilevirir Kavramı aşan bir goumlruuml sonlu parccedilaların birleşiminden oluşamaz Goumlruuml kavramı aştığı gibi buumltuumln de parccedilaları aşar Boumlyle bir fenomen oumllccediluumllemeyen oumllccediluumlsuumlz bir fenomendir Bu aşırılık ccedilok buumlyuumlk olan ve bundan dolayı sınırsız bir nicelik

46 Nancy ldquoLrsquooffrande sublimerdquo s 68 47 Age s 7748 Marion Being Given s 19949 Age s 199 Burada Marion Fransızca ldquone peut se viserrdquo (ldquocannot be aimed atrdquo) yani ldquonişan

alınamazrdquo ile ldquoimpreacutevisiblerdquo (unforeseeable) arasında bir kelime oyunu yapar Yani goumlruumllemeyen aynı zamanda beklenmeyen oumlngoumlruumllemeyendir

50 Kant Arı Usun Elestirisi s 223

Jean-Luc Marionrsquoda Doygun Fenomen ve Yuumlce 19

değildir O hiccedil bir zaman algılanamayan oumlngoumlruumllemeyendir Ccediluumlnkuuml doygun fenomende parccedilalardan buumltuumlne geccedilişi sağlayan ardışık sentez imkacircnsızdır Bu sentezin imkacircnsızlığı oumlzellikle hayret (amazement) duygusunda kendini goumlsterir Hayrette nesne daima onu goumlrmemizden oumlnce gelir o her zaman beklenmediktir bu yuumlzden insanı şaşırtır51 Yani oumlzet olarak doygun fenomen iki fenomenolojik nedenden dolayı nişan alınamazdır İlk olarak fenomeni suumlrekli doyuran goumlruuml sonlu sayıdan oluşan sonlu parccedilalar tespit etmeyi engeller Bu şekilde fenomeni goumlruumllmesinden oumlnce oumln-goumlrmek imkacircnsızlaşır İkinci olarak doygun fenomen insanı hayrete duumlşuumlruumlr

Nitelik accedilısından doygun fenomen ccedilekilmez dayanılmazdır (unbearable) Burada aşırılık goumlruumlnuumln niceliğiyle değil de yeğinliğiyle (intensity) ilgilidir52 Kantrsquota nitelik sayesinde goumlruuml nesneyi sınırlar hatta değiller ve bu şekilde ona bir gerccedileklik derecesi atfeder Nitelik iccedilin de tıpkı nicelikte olduğu gibi bir oumlngoumlruuml soumlz konusudur Yalnız nicelikte ardışık sentez homojen oumlğeler arasında gerccedilekleşirken nitelikte heterojen olan derece artışı bağlamında algılanır Fakat Kant yeğinliği sadece yeğinlik derecesi en duumlşuumlk olan nesneler ccedilerccedilevesinde ele alır53 Marionrsquoa goumlre Kantrsquoın yeğinliği bu şekilde sıfırla bağlantılı olarak duumlşuumlnmesi oumlzguumlr ve aşırı bir fenomenlik fikrine engel olur Oysa doygun fenomende hiccedil bir değilleme veya sınırlama (niteliğin ikinci ve uumlccediluumlncuuml kategorisi) olmadan goumlruuml fenomene gerccedileklik atfeder (birinci kategori) Fenomeni doyuran goumlruuml oumllccediluumlsuumlz bir yeğin buumlyuumlkluumlğe ulaşır ve bu şekilde tuumlm beklenti ve oumln-goumlruumlleri aşar Burada ışık o kadar guumlccedilluumlduumlr ki onu goumlrmek isteyen goumlzuuml kamaştırır ve yakar Yani nicelik ile nitelik kategorileri doygun fenomenin oumllccediluumlsuumlz aşırılığını hem uzam accedilısından hem yeğinlik accedilısından ele alır Nitelikteki koumlrelme goumlruumlnuumln nicelik-sel fazlalığından değil ondaki goumlruuml yeğinliğinden kaynaklanır Marion bu anlamda doygun fenomeni Platonrsquola accedilıklar54

Mahpuslardan birini kurtaralım zorla ayağa kaldıralım başını ccedilevirelim yuumlruuml-telim onu goumlzlerini ışığa kaldırsın Buumltuumln bu hareketler ona acı verecek Goumllgelerini goumlrduumlğuuml nesnelere goumlzuuml kamaşarak bakacak Ona demin goumlrduumlğuumln şeyler sadece hoş goumllgelerdi şimdiyse gerccedileğe daha yakınsın gerccedilek nesnelere daha ccedilevriksin daha doğru goumlruumlyorsun dersek oumlnuumlnden geccedilen her şeyi birer birer ona goumlsterir bunların ne olduğunu sorarsak ne der Şaşakalmaz mı Demin goumlrduumlğuuml şeyler ona şimdikilerden daha gerccedilek gibi gelmez mi55

Yalnız Platonrsquoda Kantrsquotan farklı olarak goumlruuml duyusallıkla sınırlı değildir Ve

51 Parccedilaların toplamını aşarak bir tuumlr hayrete yol accediltığı fenomen oumlrneği olarak Marion kuumlbist eserleri zikreder Bkz Marion Being Given s 201-202

52 Age s 203 53 Kant Arı Usun Elestirisi s 22854 Marion Being Given s 20455 Platon Devlet ccedilev Sabahattin Eyuumlboğlu-M Ali Cimcoz Tuumlrkiye İş Bankası Yayınları İstanbul

2014 s 232 515d Ayrıca İyirsquonin aşkınlığı iccedilin bkz Age s 225 509b ldquoİyi hiccedil de bir varlık değildir Varlıktan ccedilok daha parlak ccedilok daha guumlccedilluuml bir şeydirrdquo

20 Selami Varlık

goumlzlerin kamaşması hem duyusal hem akledilir goumlruuml iccedilin geccedilerlidir Yani mağara isti-aresinde Platonrsquoun akli bir suumlreci goumlrsel olarak resmetmeye ccedilalışması bu noktada ccedilok anlamlıdır Platon bize goumlzlerin kamaşmasının duyusallıkla sınırlı olmadığını vurgular Yani burada Platon ifade edilemezliğe veya resmedilemezliğe kare bir boyut kazandırır Zira hem duyusallık alanı dışında olanları anlatmak iccedilin bir allegoriye başvurur hem de o allegorinin iccedilinde bile goumlruumlnemezliği resmeder Zira insan İyi İdesini ldquokolay kolay goumlremezrdquo56 ama bu zorluk eksiklikten kaynaklanmaz tam tersine fazlalığın oluşturduğu bir zorluktur Platonrsquoda İyi idesini anlamayı muumlmkuumln kılan guumlneş ışığın kaynağıdır ışığın kendisi değil Yani O goumlruumlnen olmaktan ziyade nesnelerin goumlruumllmelerini sağlar

İlişki kategorileri accedilısından doygun fenomen mutlaktır yani deneyimin sundu-ğu tuumlm analojileri aşar Dinamik olan ilişki kategorileri a priori kurallar vesilesiyle fenomenleri aralarındaki ilişkiler ccedilerccedilevesinde belirlemeye ccedilalışırlar Bu ilişkilere Kant ldquodeneyimin analojilerirdquo der Bunlar uumlccedil kategoriden oluşur araz-cevher ilişkisi ve cevherin suumlrekliliği nedensellik ilişkisi ve bir cevherler topluluğunda karşılıklı etki Yani fenomenler belirli bağlantı kuralları ccedilerccedilevesinde oumlzne tarafından zaman iccedilerisinde algılanırlar Bu analojiler sayesinde deneyim bir birlik kazanır Oysa Mari-onrsquoa goumlre Kant bu analojilerin ldquofenomenolojik guumlcuumlnderdquo bir ldquokırılganlıkrdquo olduğunu sezmiştir57 Matematikte analoji nicelikseldir ve hesap sayesinde doumlrduumlncuuml rakamı bulmayı sağlar Oysa Kantrsquoa goumlre felsefede analojinin eşit kıldığı iki ilişki niceliksel değil nitelikseldir58 Bu felsefi analojide uumlccedil oumlğenin bilgisi matematik analojide olduğu gibi doumlrduumlncuuml oumlğenin bilgisine değil de onunla kurulan ilişkinin bilgisine goumltuumlruumlr Matematik alanda analoji niceliksel ve kurucudur yani deneyimin analojisi muumlmkuumlnduumlr Oysa fizik alanda analoji yetersiz kalır ve sadece niteliksel olarak duumlzenleyicidir Yani A Brsquonin nedeniyse Drsquonin ne olacağını kuramadan sadece Crsquoye goumlre sonuccedil konumunda olacağını ifade edebiliriz Dolayısıyla deneyiminin analojileri nesnelerini tam olarak kurmazlar onlar sadece anlama yetisinin ihtiyaccedillarını ifade ederler Oysa eğer bir doygun fenomen nicelik ve nitelik accedilısından kavramlardan oumlte ise bu aynı fenomen ilişki accedilısından da tuumlm analojilerin oumltesinde algılanır yani salt ve mutlak fenomen olarak Bu tuumlr fenomenler hiccedil bir ufka bağımlı değildir ve bu anlamda koşulsuzdur

Son olarak Marion doygun fenomeni kiplik accedilısından ele alır İlk uumlccedil kategori sınıfı ufuktan bağımsızlığı vurgularken kiplik oumlzneye indirgenmeyi aşmayı hedefler Bu noktada doygun fenomen bakılmazdır (irregardable) Artık sorun ufuk değil oumlznedir Zira bilindiği gibi kiplik kategorileri nesnelerin kendileriyle (nicelik nitelik) veya aralarındaki ilişkilerle (ilişki) değil de duumlşuumlnce ile veya bilgi yetisi ile kurdukları bağ ile ilgilenirler Bilinir olmak iccedilin nesneler aşkınsal Benrsquole uyum iccedilerisinde olmak zo-rundadır Marion iccedilin doygun fenomen bu zorunlu uyuma istisna oluşturur ldquoDoygun

56 Age s 234 517c 57 Marion Being Given s 20858 Kant Arı Usun Elestirisi s 237

Jean-Luc Marionrsquoda Doygun Fenomen ve Yuumlce 21

fenomen bir nesne gibi bakılmayı kabul etmez ccediluumlnkuuml O kurma gayretlerini iptal eden ccedilok youmlnluuml ve tarif edilemez bir aşırılık (multiple and indescribable excess) la birlikte goumlruumlnuumlrrdquo59 Doygun fenomen goumlruumlluumlr ama bakılamaz O bakılmaz olarak kendini ve-rir Bakmak goumlrmekten ccedilok farklıdır zira bakmada nesne belirli şartlara kavramlara indirgenmiş olur Oysa doygun fenomende o kadar goumlruuml fazlalığı vardır ki o kesinlikle Benrsquoin oluşturduğu deneyim şartlarını aşar

IV Yuumlcede ve ahlakta merkezdışı oumlzne

a Kantrsquota bencil oumlznenin imhası

Yuumlce kavramı etrafında oluşan bu benzerlik Marion ile Kantrsquoın arasında temel bir farkı oumlrtmemelidir Kant yuumlceyi oumlzneden bağımsız olamayan onun bir duygusu olarak goumlruumlr ve yuumlce duygusu ile oumlzne arasındaki bağlantıyı ahlaki amaccedil bağlamında kurar Oysa Marionrsquoun yuumlcesi oumlzneden tamamıyla bağımsızdır onun tarafından kurulmaz tam tersine doygun fenomen Benrsquoi kurar Marionrsquoda yuumlceyi deneyimleyen oumlzne tehdit altında uumlstuumlnluumlğuumlnden emin olmayan bir oumlznedir60 Eğer Kantrsquoa goumlre yuumlce doğada değil de insanda ise bu yuumlce duygusu insanın hem iccedilindeki hem dışındaki doğaya uumlstuumln olma duygusudur61 Ve bu uumlstuumlnluumlk her şeyden oumlnce ahlaki bir uumlstuumlnluumlktuumlr zira ldquodoğa korkuya yol accediltığı iccedilin yuumlce değildir (bu Burkersquouumln tezi olurdu) sadece bizde olan bir guumlce ccedilağrıda bulunduğu iccedilin yuumlcedirrdquo62

Bu accedilıdan Marionrsquoa goumlre oumlzguumlrluumlk sayesinde muumlmkuumln olan ahlaki amaccedil ccedilerccedileve-sinde yer alan Kantrsquoın yuumlceliği yeterince radikal değildir Zira onun yuumlceyi bir duygu olarak deneyimleyen oumlznesi fenomenler duumlnyasına uumlstuumln bir oumlznedir Marionrsquoun Benrsquoi riske girer her şeyi kontrol altında tutmaktan vaz geccediler Başka bir deyişle Kantrsquotan ccedilok farklı olarak doygun fenomen fikriyle Marionrsquoun gayesi ne fenomenlerin oumlznede temellendirmesi ne de oumlznenin kendini temellendirmesidir Oumlznenin tek varoluş modu onu mutlak bir şekilde aşarak ona verileni kabullenmektir Bu Benrsquoi Marion adonneacute olarak tanımlar İngilizce The gifted veya bazen The gifted one63 olarak ccedilevrilen adonneacutersquoye Tuumlrkccedile verilmiş verilen diyebiliriz Yalnız burada ifade edilen verilen şey değil verilenin verildiği kişidir yani alıcıdır Ve Marionrsquoda bu alıcı mutlak olarak pasif

59 Marion Being Given s 21360 Wiseman ldquoThe Sublime Subjectrdquo s 180 Marion ile Kant arasındaki bu fark Wisemanrsquoın makalesinin

temel tezini oluşturur 61 Alain Besanccedilon Lrsquoimage interdite Paris Folio 2000 s 36962 Michel Malherbe ldquoDu sublime Kant ou Burkerdquo Kant et la penseacutee moderne alternatives critiques

ed Charles Ramond Bordeaux Presses universitaires de Bordeaux 1996 s 7363 İngilizceye ccedileviren literal bir ccedilevirinin ldquohe who is given overrdquo olabileceğini not şeklinde belirtir

Marion Being Given s 369 s 22 Bu bağlamda Tuumlrkccedile ldquoverilen kişirdquo demek daha doğru olabilir

22 Selami Varlık

durumdadır64 Fransızca ldquosrsquoadonner agraverdquo kendini bir şeye vermek feda etmek anlamına gelir Bu accedilıdan bakıldığında Kantrsquoın yuumlcelik algısının oumlzneye atfettiği uumlstuumlnluumlk bir ldquobatı oumlznelciliğin zirvesirdquo (apotheosis of western subjectivism) gibi algılanabilir65

Yalnız Marionrsquola bu farka rağmen Kantrsquoın estetiğini radikal bir şekilde oumlznelci gibi sunmak ldquoaldatıcırdquo goumlzuumlkebilir66 Her ne kadar Kantrsquota yuumlce her şeyden oumlnce oumlzneye bağlı bir duygu olsa da o bir evrensellik veya bir oumlznelerarasılık iddiası taşır Yuumlcelik yargısı oumlznedeki ahlaki onura bağlıdır bu da insanın duyusal eğilimlerin etkisinden kurtulup oumlzguumlrleşmesidir ldquoYuumlce oumlznenin oumlzguumlrluumlğuumlnuuml accedilar ve oumlznenin aynı şekilde ahlaklılık talebine tabi olan başka oumlzguumlr insanlara yer veren ahlaki bir duumlzene uumlye-liğini ortaya koyarrdquo67 Dolayısıyla Marion ile Kant arasındaki bağı bu temel zıtlıkla sonuccedillandırmak biraz eksik goumlzuumlkebilir Zira Marionrsquoun doygun fenomenle yuumlce ara-sında kurduğu benzerliğinde tanıklık ettiği gibi farklılıkların yanında aralarında derin benzerliklerde bulunmaktadır Aslında Marionrsquoun Kantrsquoa karşı tutumu ccedilift taraflıdır O bir taraftan Kantrsquoın kurduğu aşkınsal Benrsquoi kendisinin adonneacute olarak tanımladığı oumlzne fikrinin tam tersi olduğunu vurgular68 Ama diğer taraftan da bir kaccedil sayfa son-ra Kantrsquoın adonneacutersquonin temel oumlzelliklerini oumlngoumlrduumlğuumlnuuml soumlyler69 Marion Kantrsquota da oumlznenin doygun fenomen karşısında merkezdışı bırakılmasını (decentering) goumlruumlr ve bunun ahlaki yasaya saygı bağlamında gerccedilekleştiğini duumlşuumlnuumlr Kendini ahlaki amaca adayan oumlzne kendi kendini temellendiren merkezi bir oumlzne olmaktan ccedilıkar Marion Kantrsquota Benrsquoin hem ahlaki hem ontolojik imhasının izleri bulunduğunu savunur Yani doygun fenomen kuramını oluştururken Marion hem bir taraftan yuumlce fikrinde hem diğer taraftan bu yuumlcenin karşısında aşağılanan oumlzne fikrinde Kantrsquola benzerlik taşır ve Kantrsquota mevcut bir imkacircnı fenomenlojik olarak geliştirir

İlk olarak ahlaki accedilıdan pratik akla goumlre yaşayan Ben duyusallığın etkisinden ampirik eğilimlerden kurtulan ve bu şekilde artık fenomenler iccedilinde bir fenomen ol-maktan ccedilıkan bir Benrsquodir Oysa bu eğilimlerin tamamı egoizmi (Selbstsucht) oluşturur70 Bencillik iki şekilde olabilir O ya kendine aşırı derecede oumlzen goumlstermeden oluşan bir kendi sevgisidir ya da kendinden tatmin olmadan kaynaklanan bir tuumlr kendini beğen-medir Kant birincisine bencillik (Eigenliebe) ikincisine ise kibir (Eigendunkel) der

64 Wiseman ldquoThe Sublime Subjectrdquo s 16965 Ronald Beiner ldquoKant the Sublime and Naturerdquo Kant and Political Philosophy The Contemporary

Legacy ed Ronald Beiner-William James Booth New Haven Yale University Press 1993 s 281 Gadamer de Kantrsquoın estetiğinin sanat felsefesinde oluşturduğu radikal oumlznelci virajı eleştirir Hans-Georg Gadamer Hakikat ve Youmlntem 1 cilt ccedilev Huumlsamettin Arslan-İsmail Yavuzcan İstanbul Paradigma 2008 s 58-112

66 Robert R Clewis The Kantian Sublime and the Revelation of Freedom Cambridge Cambridge University Press 2009 s 15

67 Age s 1568 Marion Being Given s 27869 Age s 27870 ldquoEğilimlerin hepsi (hellip) bencilliği (Solipsismusrsquou) oluştururlarrdquo Immanuel Kant Pratik Aklın Elestirisi

ccedilev İoanna Kuccediluradi Ankara Tuumlrkiye Felsefe Kurumu 1999 s 81

Jean-Luc Marionrsquoda Doygun Fenomen ve Yuumlce 23

Bir taraftan saf pratik akıl bu bencilliği ahlak yasasına uymaya zorlayarak ona sadece zarar verirken diğer taraftan akıl kibiri imha eder zira o ahlak yasasına tamamıyla terstir Kant bu egoizmi ldquosolipsizmrdquo olarak tanımlar Bu Marionrsquoa goumlre insanın kendisinin her şeyin yerine geccedilen veya her şeyden oumlnce gelen sevgisidir Bu şekilde ahlak yasasına uyum oumlznede bir başkalığa yer accedilar onun merkezi konumunu sorgular71 Oumlzne imha olmasa da ahlak yasası dışarıdan gelen insanın uumlretmediği bir yasadır Her ne kadar pratik akıl oumlzerk olsa da ldquooumlzerklik kendine başkalık olarak anlaşılması gereken bir başkalıktan ayrılmazdırrdquo72 Bu bir ldquodeacutes-individuationrdquo veya ldquodeacutes-eacutegoisatıonrdquodir yani bireyleşmeye egoizme karşıtlıktır Oumlzne cevap verendir onu ccedilağıran ona emreden ahlak yasasına cevap verme konumundadır Yalnız burada ccedilağıran dışsal bir oumlğe de-ğil saf aklın kendisidir Bencil oumlzne bağlamında Kantrsquoın merkezi Benrsquoe karşı ccedilıkışı oumlzellikle ahlaki accedilıdan gerccedilekleşir Paris Nanterre Uumlniversitesirsquonde Prof Dr Michegravele Cohen-Halimirsquonin oumlzellikle Entendre raison essai sur la philosophie pratique de Kant kitabında geliştirdiği temel tezi ahlak yasasına tabi oumlznenin dışarıdan gelen soumlzuuml tevazu ile dinleyen bir oumlzne olduğunu vurgulamaktır73 İnsan kendi aklının youmlnelttiği kayıtsız şartsız yasaya tabidir Ve yasanın kaynağını akıl oluşturması onu oumlznelciliğe indirgemez Burada insana ldquoyapmalısınrdquo diyen kendi aklıdır bir uumlccediluumlncuuml kişi yoktur Tam olarak bu anlamda ahlak yasası oumlznede bir başkalığa yer accedilar Bu da Cohen-Halimirsquoye goumlre oumlzne karşıtlığına değil tam tersine bencillik oumltesi bir oumlzneşlemeye yol accedilar

Yalnız Marion iccedilin oumlzne merkezciliği sadece bir ahlaki sorun değildir O sadece ahlaki bir bencillikten veya kibirden oluşmaz O aynı zamanda ve daha esas olarak metafizik bir sorundur yani fenomenal varlığın oumlzne tarafından kurulması ve bu şekilde Ona indirgenmesidir Solipsizm sorunu sadece bencil olan ampirik Ben iccedilin değil aynı zaman da ldquoBen duumlşuumlnuumlyorumrdquo iccedilin yani aşkınsal Ben iccedilin de geccedilerlidir Oysa Marionrsquoa goumlre Kantrsquota ikinci olarak bu ahlaki karşıtlığın arkasında metafizik bir Ben iddiasına karşı ccedilıkma da soumlz konusudur ldquosolipsizm kavramını kullanarak Kant sadece Benrsquoin ahlaki (veya gayriahlaki) tezahuumlruumlnuuml yani egoizmi değil Orsquonun metafizik figuumlruumlnuuml de reddetme teşebbuumlsuumlnde bulunuyorrdquo74 Kant saf ahlaki aklın kibiri imha ettiğini soumlylemişti Oysa burada Kant sadece ahlaki bir iddiada bulunmaz O aynı zamanda Benrsquoin metafizik merkeziliğini de sorgular Zira insanın kendini sevmesi insanın kendine oumlzdeş olmasıdır bu da Ben = Ben şeklini alan Benrsquoin oumlzdeşliğidir Kant iccedilin saygı iradenin bir yasaya bağlılığı bilincidir yani iradenin duyusallığın etkisinden tamamen kurtulup sadece yasaya uymasıdır75 Sadece saf pratik akla uyan ahlaki olarak

71 Michegravele Cohen-Halimi ldquoLa flexion politique du respect une lecture foucaldienne de lsquodes mobiles de la raison pure pratiquersquo (KpV AA 0571)rdquo Con-Textos Kantianos International Journal of Philosophy no 1 Kasim 2014 s 28

72 Cohen-Halimi ldquoLa flexion politique du respectrdquo s 2873 Michegravele Cohen-Halimi Entendre raison Essai sur la philosophie pratique de Kant Paris Vrin 2004 s 15274 Marion Being Given s 27975 ldquoİstemenin yasa tarafından belirlenmesinin ve bunun bilincinin adı saygıdırrdquo Immanuel Kant Ahlacirck

Metafiziğinin Temellendirilmesi ccedilev İoanna Kuccediluradi Ankara Tuumlrkiye Felsefe Kurumu 2002 s 17

24 Selami Varlık

oumlzguumlr ldquooumlznerdquo aşkınsal Benrsquodeki merkeziyeti de sorgulama olanağı sunar Ve oumlznede bu merkezdışılığı muumlmkuumln kılan duygu ahlak yasasına karşı saygıdır saygı bencilliğe zarar veren bir değerin temsilidir

b Saygı ve Yuumlce

Her ne kadar bir duygu da olasa saygı a posteriori değildir O a priori bilinir Saygı fenomenal duumlnyada herhangi bir deneyim nesnesinin yol accediltığı bir duygu değil duyular oumltesi olan yani bir numenal ahlak yasasının oluşturduğu bir duygudur Bunun iccedilin a priori olarak bilinir Adonneacutersquoyi bir doygun fenomende beliren bir ccedilağrıya (call) cevap veren bir oumlzne olarak sunan Marion Kantrsquoın koşulsuz buyruğunda da benzer bir ccedilağrı goumlruumlr76 Ve bu buyruğun a priori bilgisi Benrsquoin duumlnya deneyimine kapatılmış bir a priori bilgi değildir Ben bu bilgiyi a priori olarak keşfeder ama onu kurmaz onu daima kurulmuş olarak keşfeder ve bu şekilde onu a posteriori olarak kabul eder Oysa a priori bilginin oumlzneye indirgenmeyip daima a posteriori olarak deneyimlenmesi ccedilağrının temel oumlzelliklerindendir Dolayısıyla Marion saygıda ikinci bir oumlzellik goumlruumlr Benrsquoin a priori aşkınsal konumu karşı ccedilıkma ve Benrsquoin kendine oumlzdeşliğini sorgulama imkacircnı Saygı bilinci yasanın karşısında aşağılar Bu aşağılama ldquoBen (kendimi) duumlşuuml-nuumlyorumrdquo diyen oumlznenin bir dekonstruumlksiyonudur Bu accedilıdan oumldev daima bir kendine karşı oumldevdir Marion iccedilin Kantrsquoın saygı kavramı interloqueacute solipsizm dışı şaşırtılmış oumlznenin ccedilağrı karşısında şaşırmasının dengidir77 Hatta Kant ahlak yasasının insanı titreten sesinden (Stimme) bahseder Oumldev bilinci bu sesi dikkatle dinlemeyi gerektirir

Marion iccedilin ahlak yasasına karşı saygının ben merkezli oumlzneyi imha etmesi doy-gun fenomenrsquoin ccedilağrısına cevap veren adonneacute oumlzneyi anımsatır Oysa bu ahlaki saygı bizi tekrar yuumlce kuramına goumltuumlruumlr zira nesnede değil de oumlznenin duygularında yer alan yuumlce aynı zamanda ahlaki amacının bilincinde olan insanın yaşadığı duygudur Ahlaki duygu olmadan der Kant bizim iccedilin hiccedil bir guumlzel ve yuumlce şey olmaz Gerccedilek yuumlce ahlaki yuumlcedir yani duysallığın duyu oumltesi tarafından aşağılanmasıdır 3 Kritikrsquote Kant saygıyı yetimizin bir ideye ulaşma guumlcuumlne sahip olmaması duygusu olarak tanımlar78 Yasaya karşı saygı onun yuumlceliğine karşı saygıdır79 Zira hem saygı hem yuumlce insanı duyular oumltesine youmlnlendirir Bencil Benrsquoin aşağılanması aynı zamanda ahlaki olarak erdemleşme imkacircnıdır Bu accedilıdan bakıldığında yuumlcersquonin oumlzneden bağımsız olmaması merkezdışılığı savunan Marion ile aşkınsal Benrsquoi aşamayan Kant arasındaki ayrıma

76 Marion Being Given s 28277 Marion Being Given s 28278 ldquoBizim iccedilin yasa olan bir ideaya erişme yetimizin yetersizliğinin duygusu saygıdırrdquo Kant Yargı

Yetisinin Elestirisi sect 27 s 11679 Benoicirct Goetz ldquoLe respect et le sublimerdquo Le Portique 11 2003 s 2 httpleportiquerevuesorg559

(erişim 16 Nisan 2016) Marion saygı ile yuumlce arasındaki ilişkiye doygun fenomen olarak yuumlceyi ele aldığı kısımda da değinir ve kiplik kategorileri accedilısından bakandan bakılan pozisyonuna geccedilen Benrsquoin saygısından bahseder Bkz Marion Being Given s 220

Jean-Luc Marionrsquoda Doygun Fenomen ve Yuumlce 25

işaret ederken80 aynı zamanda ahlaki saygı vesilesiyle bir benzerlik imkacircnı da su-nar Yani Etant donneacute (Being Given) kitabında Marionrsquoun Kantccedilı yuumlceye ve Kantrsquoın ahlaki saygısına goumlndermede bulunmasını birlikte okuyup ikisini de benin merkezi konumunu sorgulama imkacircnı olarak goumlrebiliriz Hem saygıda hem yuumlcede insanın onu aşana boyun eğmesi soumlz konusudur zira ldquosaygı goumlstermek anlamadığımıza kulak vermektirrdquo81 Yuumlce yıldız dolu goumlkyuumlzuumlnuumln seyri ile ahlak yasası bilinci arasında bağı kurar82 Yalnız Kantrsquoın meşhur soumlzlerinde goumlkyuumlzuumlnuumln seyri insanı kuumlccediluumlltuumlrken ahlak yasasına saygı onda duyusallığı ve hayvaniliği aşıp ahlaki olarak yuumlkselme imkacircnını oluşturur Oumlznenin aşağılanması onun iccedilin aynı zamanda ahlaki olarak bir yuumlkselme imkacircnıdır Yani ahlak yasasının uyandırdığı saygı sadece bir aşağılanma değil aynı zamanda insanda doğal eğilimleri aşma guumlcuumlnuumln varlığının goumlstergesidir

Yalnız bu insandan ziyade insandaki ve onun da uyduğu ahlak yasasının doğaya uumlstuumlnluumlğuumlduumlr Bu da beraberinde bir tevazu haline yol accedilar ldquoahlak yasası doğal yapısının duyulara duumlşkuumlnluumlğuumlnuuml ahlak yasasıyla karşılaştıran her insanı kaccedilınılmaz olarak kendi goumlzuumlnde kuumlccediluumlk duumlşuumlruumlrrdquo83 Ahlak yasasının yuumlceliği bu imkacircnsızı yani insanın kişisel ve bencil arzularından arınmasını istemesindedir84 Boumlyle bir hedefin ulaşılmaz olması yuumlcelik boyutunu oluşturur Ahlak yasasının etkisi altında kalan bir oumlzne tevazu ile karşılaşır zira bu yasada kişisel arzularına karşı bir guumlccedil goumlruumlr Bunun iccedilin iradeyi youmlneten herhangi bir iyi niyet değil de sadece ahlak yasası olmalıdır Ahlak yasası ldquokendinin takdirirdquone (Sel-bstschaumltzung) de karşı ccedilıkar85 Ahlak yasası tarafından engel olunan bu kendinin sevgisi bir kişinin olduğundan veya yaptığından memnun olmasından ziyade ldquokendinin sevgisinin oumlznel şartlarını yasardquoya doumlnuumlştuumlrme eğilimidir Yani ahlak yasası insanın kişisel arzularını mutlak kurallar olarak sunma riskine engel olur ve bundan dolayı insanda saygıya yol accedilar Buradaki uumlstuumlnluumlk yasanın insandaki doğal eğilimlere uumlstuumlnluumlğuumlduumlr

V Sonuccedil

Her ne kadar daha oumlnce de ifade ettiğimiz gibi Kant ile Marion arasındaki farklar tartışılmaz olsalar da doygun fenomen olarak yuumlcelik ve insanda yol accediltığı tevazu bağlamında Kantrsquoın felsefesi Marionrsquodaki merkezdışı oumlzne fikrine tamamıyla yabancı

80 Wiseman ldquoThe Sublime Subjectrdquo s 169-17081 Goetz ldquoLe respect et le sublimerdquo s 382 Besanccedilon Lrsquoimage interdite s 37383 Kant Pratik Aklın Elestirisi s 82 Kantrsquota yuumlce ve tevazu iliskisi iccedilin bkz Cohen-Halimi Entendre

raison s 327 84 Jean Grondin ldquoLa pheacutenomeacutenologie de la loi moralerdquo Kant actuel hommage agrave Pierre Laberge ed

Franccedilois Duchesneau vdğr MontreacutealParis BerllarminVrin 2000 s 57 Dipnotta Jean Grondin Marionrsquoa atıfta bulunur ve onun tevazu ile saygı arasındaki bağı ahlak yasasının gerccedilektirilemezliği uumlzerine kurduğunu vurgular

85 Kant Pratik Aklın Elestirisi s 83

26 Selami Varlık

değildir Kantrsquoın yuumlce kuramı oumlznenin aşağılanması imkacircnını taşımakla birlikte onu sonuna kadar goumltuumlrmez ve oumlznelci bir şemaya bağlı kalır Marionrsquoun bu konuda ccedilalış-maları Kantccedilı bir imkacircnın somutlaşmasıdır Daha genel olarak ldquoHusserl fenomenolojisi gibi Marionrsquoun fenomenolojisi Kantccedilı mirasın bir uumlruumlnuuml olarak kalırrdquo86 Benzer bir ikili ilişki yine yuumlcelik bağlamında Adornorsquoda da goumlruumlnuumlr Adorno Kantrsquoın yuumlcelik algısının boyun eğmiş bir oumlzneye yol accediltığını belirtir yalnız doğaya uumlstuumlnluumlk fikriyle bu yenilmişliğin daha sonra bir onaya bir tasdike doumlnuumlştuumlğuumlnuuml ilave eder Oysa ldquotam tersine Adorno yuumlce tarafından yenilmişlik anını radikalleştirirrdquo87

Michegravele Cohen-Halimi Kantrsquota ccedilağrılmış ve aşağılanmış oumlznenin varlığına vurguda bulunduğunda bunu sesin imgeye oumlnceliği bağlamında yapar Kant ahlak alanında ahlakı figuumlrlerden imgelerden bağımsızlaştırmıştır Yasa goumlruumlnmez sadece bir emir şeklinde duyulur88 Marion da İsarsquonın ifşası sadece goumlruumlnuumlrluumlğe indirgenemez89 Zira goumlruumlnuumlrluumlk boyutu ne hadisede ne tende mevcuttur Dolayısıyla ldquoeğer vahiy fenome-ninin fenomenliğinden bahsedebilirsek bu goumlruumlnuumlr kadar goumlruumlnmezi de ilgilendirirrdquo90 Bu bağlamda Marion yuumlcesi bir tuumlr goumlruumlnmeze dayanır Bunun iccedilin doygun fenomen olarak ikon aslında hiccedilbir şey goumlstermez ve bakışı suumlrekli sonsuza doğru youmlnlendirir İdol bakışı kendine ccedilekip durdururken91 ikondaki bu youmlnlendirme bir youmlnelimdir (intention) bir şeye doğru işaret etmedir92 Ve goumlruumlnenin resmedilenin arkasında ccedilok daha aslolan bir goumlruumlnmez soumlz konusudur

Goumlruumlnmezlik ile yuumlce arasındaki bağlantıyı Kant kendisi de doğrudan Tevratrsquota tasvir yasağı bağlamında kurar ve ldquoKendine hiccedilbir imge yapmayasın ne de ne goumlkte ne yerde ne de yerin altında olanın herhangi bir benzerliğinirdquo buyruğunun Tevratrsquoın en yuumlce pasajı olduğunu vurgularrdquo93 Kantrsquoın yuumlcesi imgelere indirgenmeye karşı ccedilı-kan bir anlayıştır94 Ve bu imge yasaklığı temel olarak Tanrı iccedilindir Dolayısıyla yuumlce

86 Graham Ward ldquoThe Beauty of Godrdquo Theological Perspectives on God and Beauty ed John Milbank vdğr HarrisburgLondonNew York Trinity Press International 2003 s 41 Ayrıca muumlellif Marionrsquoun ikon kavramıyla Kantrsquoın yuumlcesi arasındaki yakınlığı vurgular Zaman kavramı bağlamında benzer bir sonuccedil iccedilin bkz Jason Alvis ldquoSubject and Time Jean-Luc Marionrsquos Alteration of Kantian Subjectivityrdquo Journal for Cultural and Religious Theory 14 Guumlz 2014 s 26 ldquoThe wager of this article is that Marionrsquos theory of the subject doesnrsquot necessarily contradict Kantrsquos but can be read as the attempt to logically complete it by taking it a short step furtherrdquo

87 Yves De Maeseneer ldquoThe Subjectrsquos Destruction A Note on Adornorsquos Sublimerdquo Ars Disputandi Supplement Series c 3 s 84

88 Cohen-Halimi Entendre raison s 16 89 Citot-Godo ldquoEntretien avec Jean-Luc Marionrdquo s 1990 ldquoAgmrdquo s 1991 Jean-Luc Marion God Without Being Hors-Texte ccedilev Thomas A Carlson 2 baskı Chicago and

London The University of Chicago Press 2012 s 11 Ayrıca doygun fenomen olarak ikon iccedilin bkz Marion Being Given s 232-233

92 Age s 1993 Kant Yargı Yetisinin Elestirisi sect 29 s 13794 Besanccedilon Lrsquoimage interdite s 373

Jean-Luc Marionrsquoda Doygun Fenomen ve Yuumlce 27

bir yasanın varlığı Tanrının goumlruumlnmez ve resmedilmez olmasından kaynaklanır95 Bu noktada Kantrsquoın yuumlce ile resmedilemezlik arasında kurduğu bağ ile Marionrsquoda yuumlce ve ikon arasındaki ilişki ortak bir zemine yerleşmiş gibi goumlzuumlkmektedir96 Her ne ka-dar Kantrsquota Tanrının ahlaki Tanrıya indirgenmesini eleştirse de97 Marionrsquoun ikon fikri Kantrsquoın yuumlcesine yabancı değildir98 Vahyi en uumlst doygun fenomen tipi olarak sunan Marion kavramın dini olmadığını vurgulamak iccedilin yuumlce oumlrneğini geliştirir Yalnız yazımızın başında deyindiğimiz felsefe ile teoloji bağı bağlamında doygun fenomen oumlrneği olarak yuumlce iccedilin de dini arkaplan ve oumlzellikle Tanrının goumlruumlnmezliği tartışılmaz olarak bir ilham kaynağı gibi goumlzuumlkmektedir

KAYNAKLAR Alpyağıl Recep ldquoCcedilağdaş Felsefedeki ldquoArmağanrdquo Tartışması Din Felsefesine Ne Kazandıra-

bilirrdquo Ekev 1338 kış 2009 s 87-102Alvis Jason ldquoSubject and Time Jean-Luc Marionrsquos Alteration of Kantian Subjectivityrdquo

Journal for Cultural and Religious Theory 14 Guumlz 2014 s 25-37Arat Neclacirc ldquoKant Estetikrsquoinde Guumlzel ve Yuumlce Değerlerirdquo Felsefe Arkivi İstanbul Uumlniversite-

si Edebiyat Fakuumlltesi Yayınları Sayı 21 İstanbul 1978 s 69-83 Besanccedilon Alain Lrsquoimage interdite Paris Folio 2000Beiner Ronald ldquoKant the Sublime and Naturerdquo Kant and Political Philosophy The Con-

temporary Legacy ed Ronald Beiner-William James Booth New Haven Yale University Press 1993

Citot Vincent ve Pierre Godo ldquoEntretien avec Jean-Luc Marionrdquo Le Philosophoire 200011 no 11 s 5-22

Clewis Robert R The Kantian Sublime and the Revelation of Freedom Cambridge Camb-ridge University Press 2009

Cohen-Halimi Michegravele Entendre raison Essai sur la philosophie pratique de Kant Paris Vrin 2004

Cohen-Halimi Michegravele ldquoLa flexion politique du respect une lecture foucaldienne de lsquodes mobiles de la raison pure pratiquersquo (KpV AA 05 71) raquo Con-Textos Kantianos Internati-onal Journal of Philosophy no 01 Kasim 2014 s 23-40

Cunningham David ldquoHow the Sublime Became lsquoNowrsquo Time Modernity and Aesthetics in Lyotardrsquos Rewriting of Kantrdquo Symposium Canadian Journal of Continental Philosophy 8 (3) 2004 s 549-571

De Maeseneer Yves ldquoThe Subjectrsquos Destruction A Note on Adornorsquos Sublimerdquo Ars Dispu-tandi Supplement Series c 3 s 81-87

95 Goetz ldquoLe respect et le sublimerdquo s 496 Lyotard yuumlce ile resmedilemezlik arasında bağı Kantrsquoa dayandırır Bkz David Cunningham ldquoHow the

Sublime Became lsquoNowrsquo Time Modernity and Aesthetics in Lyotardrsquos Rewriting of Kantrdquo Symposium Canadian Journal of Continental Philosophy 8 (3) 2004 s 551

97 Marion God Without Being s 31-3298 Beacuteatrice Han ldquoTranscendence and the Hermeneutic Circle Some Thoughts on Marion and Heideggerrdquo

Transcendence in Philosophy and Religion ed James E Faulconer Bloomington Indiana University Press 2003 s 124 ldquoJust as in the case of the Kantian sublime the resistance of the divine to disclosure becomes in itself the core of the iconic donation which thus can only work negatively by hinting at what it does not showrdquo

28 Selami Varlık

Falque Emmanuel ldquoLarvatus pro Deo Pheacutenomeacutenologie et theacuteologie chez J-L Marionrdquo Gre-gorianum 86 1 2005

Gadamer Hans-Georg Hakikat ve Youmlntem 1 cilt ccedilev Huumlsamettin Arslan-İsmail Yavuzcan İstanbul Paradigma 2008

Goetz Benoicirct ldquoLe respect et le sublimerdquo Le Portique 11 2003 Grondin Jean ldquoLa pheacutenomeacutenologie de la loi moralerdquo Kant actuel hommage agrave Pierre La-

berge ed Franccedilois Duchesneau vdğr MontreacutealParis BerllarminVrin 2000 s 51-65Han Beacuteatrice ldquoTranscendence and the Hermeneutic Circle Some Thoughts on Marion and

Heideggerrdquo Transcendence in Philosophy and Religion ed James E Faulconer Bloo-mington Indiana University Press 2003

Husserl Edmund The Shorter Logical Investigations ccedilev John N Findlay London and New York Routledge 2001

Janicaud Dominique La pheacutenomeacutenologie dans tous ses eacutetats Paris Folio 2009Kant Immanuel Ahlacirck Metafiziğinin Temellendirilmesi ccedilev İoanna Kuccediluradi Ankara Tuumlr-

kiye Felsefe Kurumu 2002 ndashndashndashndash Arı Usun Elestirisi ccedilev Aziz Yardımlı İstanbul İdea 2008ndashndashndashndash Pratik Aklın Elestirisi ccedilev İoanna Kuccediluradi Ankara Tuumlrkiye Felsefe Kurumu 1999ndashndashndashndash Yargı Yetisinin Elestirisi ccedilev Aziz Yardımlı İstanbul İdea 2011Malherbe Michel ldquoDu sublime Kant ou Burkerdquo Kant et la penseacutee moderne alternatives

critiques ed Charles Ramond Bordeaux Presses universitaires de Bordeaux 1996Marion Jean-Luc ldquoAgrave Dieu rien drsquoimpossiblerdquo Communio 14 ndeg 5 1989 43-58 ndashndashndashndash Being Given Toward a Phenomenology of Givenness ccedilev Jeffrey L Kosky Stanford

California Stanford University Press 2002ndashndashndashndash God Without Being Hors-Texte ccedilev Thomas A Carlson 2 baskı Chicago and Lon-

don The University of Chicago Press 2012ndashndashndashndash In Excess Studies of Saturated Phenomena New York Fordham University Press

2002Marion Jean-Luc ldquoThe Saturated Phenomenonrdquo Phenomenology and the ldquoTheological

Turnrdquo The French Debate ed Dominique Janicaud New York Fordham University Press 2000

ndashndashndashndash The Visible and the Revealed ccedilev Christina M Gschwandtner New York Fordham University Press 2008

Nancy Jean-Luc ldquoLrsquooffrande sublimerdquo Du Sublime Paris Belin 1988Platon Devlet ccedilev Sabahattin Eyuumlboğlu-M Ali Cimcoz Tuumlrkiye İş Bankası Yayınları İstan-

bul 2014Ricoeur Paul Baskası Olarak Kendisi ccedilev Hakkı Huumlnler Ankara Doğu Batı Yayınları Şan Emre Merleau-Ponty İstanbul Say Yayınları 2015Tin Mikkel B ldquoSaturated Phenomena From Picture to Revelation in Jean-Luc Marionrsquos

Phenomenologyrdquo Filozofia 65 (9) Ocak 2010 s 860-876Ward Graham ldquoThe Beauty of Godrdquo Theological Perspectives on God and Beauty ed John

Milbank vdğr HarrisburgLondonNew York Trinity Press International 2003Welten Ruud Pheacutenomeacutenologie du Dieu invisible Essais et eacutetudes sur Emmanuel Levinas

Michel Henry et Jean-Luc Marion Ingilizceden ccedilev Sylvain Camilleri Paris LrsquoHarmat-tan 2011

Wiseman Wendy ldquoThe Sublime Subject in Kantrsquos Metaphysic and Jean-Luc Marionrsquos Phe-nomenologyrdquo Epocheacute The University of California Journal for the Study of Religion Yaz 2006 s 167-191

THEORETİKE İLE POİETİKE ARASINDAMODERN BİLİMİN YOumlNTEM ARAYIŞI

Engin Koca

MODERN SCIENCE SEARCHING FOR METHODS BETWEEN THEOKETIKE AND POIETIKE

OumlZModern bilimin yuumlkselişi on yedinci yuumlzyılda gerccedilekleşen teorik ekonomik politik tarihsel ve coğrafi pek ccedilok kırılmaya yaslanır İnsanın iccedilinden doğaya baktığı ccedilerccedileveyi değiştirmesi anlamına gelen teorik kırılma ise metafiziksel fiziksel ve youmlntemsel olmak uumlzere uumlccedil doumlnuumlşuumlm ayağına sahiptir On yedinci yuumlzyıldaki youmlntemsel tartışmalar Aristotelesccedili anlamda amacı bilmek olan teo-rik bilimler (theoretike) ile amacı fayda uumlretmek olan uumlretici bilimler (poietike tekhne) arasında salınarak bilginin kesinliğini kaynağını ve amacını yeniden belirleme merkezinde yapılmıştır Bu makale zikredilen youmlntemsel tartışmaları kırılma noktaları olarak belirlenen doumlrt on yedinci yuumlzyıl figuumlruuml uumlzerinden ele almayı amaccedillamakta ve modern bilimin klasik anlamda theoretike ve poietike (sanatlar) arasında nerede durduğunu belirlemeye ccedilalışmaktadır Anahtar Kelimeler Modern Bilimsel Youmlntem Hipotetik Tuumlmdengelim Youmln-temi Deneysel Youmlntem On Yedinci Yuumlzyıl Teorik Bilimler Uumlretici Bilimler

ABSTRACTThe rise of modern science leans to a lot of breakings such as theoretical economic political historical and geographical realized in the seventeenth-century Theoretical breaking means changing the frame through which human being looks into nature has metaphysical physical and methodical transformation bases Methodical discussions in seventeenth-century were made in the center of

Kutadgubilig Felsefe-Bilim Araştırmaları Mart 2017 Sayı 33 s 29-59

Bu makale ldquoHareketin Nicelleşmesi Yeni Doğa Felsefesinin Yuumlkselişirdquo isimli doktora tezimin ilk boumlluumlmuumlnuumln oumlzetidir Atıf yapılan kaynak Tuumlrkccedile değilse ccedileviriler tarafımızca yapılmıştır

Araştırma Goumlrevlisi Felsefe Boumlluumlmuuml İstanbul Medeniyet Uumlniversitesi (kocaengingmailcom) Yazı geliş tarihi 13122016 kabul tarihi 06032017

30 Engin Koca

determining the certainty the source and the purpose of knowledge by weaving through in Aristotelian sense theoretical sciences (theoretike) whose aim is to know and productive sciences (poietike tekhne) whose aim is to produce This paper aims to describe the mentioned methodical discussions thorough four seventeenth-century figures and tries to determine where modern science stands between classical theoretike and poietikeKeywords Modern Scientific Method Hypothetic Deductive Method Experimental Method Seventeenth-Century Theoretical Sciences Productive Sciences

I Giriş

Aristoteles felsefeyi pratik poetik ve teorik olmak uumlzere uumlccedile ayırır Poetik (uumlre-tici) bilimlerin ya da sanatların konusu doğal duumlzenliliklerin nasıl youmlnlendirileceği amacı ise uumlretimdir Sanatccedilı doğal duumlzenlilikleri kendi amacı doğrultusunda yeniden organize ederek ve nesnedeki potansiyeli youmlnlendirerek insanlığın faydasına sonuccedillar uumlretir1 Sanatccedilı belli etkinliklerin ldquonasılrdquo yapılacağının pratik bilgisine ve bu ldquonasılrdquoa rehberlik eden teorik bilgiye sahiptir Bu teorik bilginin diğer adı ldquonedenrdquodir dola-yısıyla tecruumlbe sahibinin tersine sanatccedilı takip ettiği proseduumlrde ona rehberlik edecek ve onun proseduumlruumlnuuml meşrulaştıracak teorik bilgiye yani etkinliklerinin ldquonedenrdquoine sahiptir Sanatlar bu nedenle oumlğretilebilir ve oumlğrenilebilirdir2 Oumlrnek olarak tıp sana-tının icra edicisi hekim ldquosağlıkrdquo teorik bilgisine sahiptir3 Bu ldquosağlıkrdquo teorik bilgisi hekimin hastalığı teşhis ve tedavisinde ona rehberlik eder Sanatccedilının belli etkinlikleri

1 Aristotle ldquoPhysicsrdquo The Complate Works of Aristotle Vol 1 trans J Barnes (New Jersey Princeton University Press 1991) 199a8-20

2 Aristotle ldquoThe Metaphysicsrdquo The Complate Works of Aristotle Vol 1 trans J Barnes (New Jersey Princeton University Press 1991) 981a5-981b5 ve ayrıca bkz Richard Parry ldquoEpisteme and Tech-nerdquo The Stanford Encyclopedia of Philosophy (Fall 2014 Edition) ed Edward N Zalta lthttpplatostanfordeduarchivesfall2014entriesepisteme-technegt (erişim 10082016)

3 Aristotelesccedili buumltuumln formuumllasyonuna goumlre insanda doumlrt temel yeti vardır her yetiye tekabuumll edecek şekilde doumlrt erdem ve doumlrt toplumsal zuumlmre mevcuttur Doumlrt birincil form maddeye biccedilim vermiş ve doumlrt elementi oluşturmuştur Doumlrt elementin harmonik bileşimi kozmosu oluşturmuştur Kozmostaki hareketin doumlrt nedeni vardır Doumlrt beden sıvısı arasındaki hiyerarşik uyuma sağlık denir tıpkı adaletin doumlrt toplumsal zuumlmre arasındaki hiyerarşik uyum olması gibi Poetik bir bilim ya da sanat olan me-kanik soumlz konusu olduğunda da benzer bir durum soumlz konusudur Fakat mekanik sanatında niceliksel bir form kazanan bu uyumun adı denge ilkesidir Uyum ile dengenin farkı ilkinin unsurları arasında niteliksel bir hiyerarşi ikincisinin unsurları arasında ise niceliksel bir hiyerarşi olmasıdır Bu fark on yedinci yuumlzyıl duumlşuumlnuumlrlerinin neden doğadaki niteliksel hiyerarşiyi reddedip onun yerine niceliksel bir hiyerarşi koyduklarını da goumlstermektedir Bu belirlenim niteliksel hareketin niceliksel harekete indirgenmesinin ortaya ccedilıkardığı metafizik doumlnuumlşuumlmuumln bir sonucudur Niteliksellik oumlzdeşliği imler niceliksellik ise eşitliği

Theoretike İle Poietike Arasında Modern Bilimin Youmlntem Arayışı 31

ldquonasılrdquo yapacağı konusunda ona rehberlik eden teorik bilginin kaynağı ise sanatccedilı değil filozoftur Filozofun buumltuumln formuumllasyonu sanatccedilının teorik bilgisine meşruiyet verir Aristoteleccedili buumltuumln formuumllasyonunun ccedilekirdeğinde teorik bir bilim olan fizik durur Fizik soumlz konusu olduğunda ise kullanılan bilimsel youmlntem ldquogoumlzleme dayalı tuumlmevarımrdquo ldquosezgisel kavrayışrdquo ve ldquotuumlmdengelimli ccedilıkarımrdquo suumlreccedillerinden oluşur

Tuumlmdengelim bir analiz tuumlmel ve yalın olanı ccediloumlzuumlmleme ile tikel ve bileşik var olanlara dağıtma ve goumlzlemlenemez nedenlerden goumlzlemlenebilir sonuccedillar ya da feno-menler ccedilıkarsama işlemidir Bu şekilde doğal suumlreccedillerde gerekccedilelendirilmiş (apodicdic demostrated burhani) bilgi elde edilebilir Nedenleri bilinen şey deneyim bilgisinden ayrılarak oumlğretilebilir ve oumlğrenilebilir yani bilimsel bilgi haline gelir4 Tuumlmevarım ise tikel ve bileşik var olanların muumlşterek yanlarını yani yalın ve tuumlmel ilkeleri belirleme ve goumlzlemlenebilir fenomenlerden goumlzlemlenemez nedenlere ulaşma işlemidir Aris-totelesrsquoin ifadesiyle ldquobize ilkeleri bildirenin zorunlulukla tuumlmevarım olduğu apaccedilıktır duyum ancak bu yoldan tuumlmeli bizde guumln ışığına ccedilıkarabilirrdquo5 Dolayısıyla tuumlmdengelim bir accedilıklama-analiz youmlntemi tuumlmevarım bir keşif ya da inşa youmlntemidir

Tuumlmevarım duyusaldır ve bu nedenle nihai noktası yoktur ccediluumlnkuuml her daim bir istisna mevcut tuumlmeli revize etmeyi veya terk etmeyi gerektirebilir Tuumlmdengelim akılcıdır kendisinden hareket ettiği sabit değişmez ve nihai aksiyomları vardır tuumlm sistem bu aksiyomlara goumlre accedilıklanır sistem iccedilinde mevcut aksiyom ile accedilıklanamayan unsurlar anormal unsurlardır ve problem aksiyomlarda değil accedilıklanamayan unsurlar-dadır Dolayısıyla tuumlmevarım kaideyi bozacak istisnalar peşindeyken tuumlmdengelim kaideyi bozacak istisnaları ihmal etme eğilimindedir

Bu ccedilalışmada ele alınacak ilk isim olan Francis Bacon eleştirilerinin merkezine genel olarak Aristotelesccedili bilimsel youmlntemi oumlzel olarak ise ldquogoumlzlemsel tuumlmevarımırdquo koyarak yeni bir tuumlmevarım oumlnerir İkinci başlıkta ele alınacak olan Descartesrsquoa goumlre ise bilginin kaynağı ldquogoumlzlemsel tuumlmevarımrdquo değil ldquoakli sezgirdquo olmalıdır

Aristotelesccedili sistemde bazı sanatların ldquonasılrdquo bilgisi matematikseldir bu sanatlara Ortaccedilağda orta ya da matematiksel bilimler denmiştir Fakat bu bilimler teorik bilim olarak tasnif edilemez ccediluumlnkuuml Aristotelesccedili sistemde bir teorik bilim başka bir amacın aracı kılanamaz6 oysa bu sanatlar doğal duumlzenliliklerin youmlnlendirilmesi ile insanlığa fayda sağlayacak sonuccedillar uumlretmenin araccedillarıdır7

Bu ccedilerccedilevede fiziği matematiksel bir bilim ya da sanat olan mekaniğe indirge-meye ccedilalışan Galileo kendi bilimsel youmlnteminde fizik-matematik ilişkisini yeniden belirlemeye ve temellendirmeye girişir Uumlccediluumlncuuml boumlluumlm bu tartışmayı ele almayı he-

4 Aristotle ldquoPosterior Analyticsrdquo The Complate Works of Aristotle Vol 1 trans J Barnes (New Jersey Princeton University Press 1991) 71a1-10

5 Aristotle ldquoPosterior Analyticsrdquo 100b3-176 Aristotle ldquoThe Metaphysicsrdquo 993b20-25 ve 995a15-207 Aristotle ldquoPhysicsrdquo 199a15-17

32 Engin Koca

deflemektedir Doumlrduumlncuuml boumlluumlmde ise Newtonrsquoun kendisinden oumlnce yapılan youmlntem tartışmalarını sentezleyerek kendi bilimsel youmlntemini oluşturma suumlreci tartışılacaktır

II Bacon

ldquoBuumlyuumlk Yenilenmerdquo ismini verdiği projesiyle Bacon insan bilgisini yeniden inşa etmek istemiştir Ona goumlre geleneksel bilim anlayışı şeylerin kendilerinden ziyade onlar hakkında yazılmış kitaplara gerccedilekten ziyade yanlış inanışlara ve hurafelere oumlnem ver-mektedir Bu yanılgılardan kurtulmak iccedilin yeni bir youmlntem ile doğaya yaklaşılmalıdır8

Bacon doğa araştırmasının iki youmlntemi olduğunu doğru youmlntemin geleneğin kullanageldiği ldquogoumlzlemsel tuumlmevarımrdquo değil kendisinin teklif ettiği yeni ldquodeneysel tuumlmevarımrdquo olduğunu ifade eder

Araştırmanın veya gerccedileği keşfetmenin iki yolu vardır ve olabilir İlki duyulardan ve tikellerden en genel aksiyomlara uccedilar ve bu değişmez ilkelerden orta terimleri keşfederek ilerler Diğer youmlntem duyulardan ve tikellerden hiccedilbir halkayı atlamadan yavaş yavaş yuumlkselerek aksiyomlara ulaşır daha sonra bu şekilde devam ederek en genel aksiyomları elde eder Bu ikinci yol doğru olan yoldur ve henuumlz denenmemiştir9

Benzer şekilde Great Instauration isimli makalesinde Aristotelesccedili tuumlmevarımla ulaşılan ilk ilkeleri ve bu ilk ilkelerden hareketle yapılan kıyas işleminin doğadan kopuk gerccedilekleştirilmesini eleştirir

Amaccedil farklılaşınca ispatın doğası ve duumlzeni de farklılaşır Klasik mantık iccedilin neredeyse tuumlm işlemler kıyastır Kıyas oumlnermelerle yapılır oumlnermeler ise kelimelerden yapılır Ke-limeler fikirlerin simgeleridir Aklın fikirleri ise olgulardan yapılan soyutlamalardır ve bu soyutlamalar yeterince kesin değildir belirsizdir ve hatta yanlıştırhellip (Ccediluumlnkuuml) kıyasta duyular ile algılanan tikellerden sabit ve değişmez tuumlmellere bir anda uccedilulur daha sonra doğadan kopuk biccedilimde bunlardan orta terimler ccedilıkarsanır Benim planım duumlzenli ve yavaş bir biccedilimde bir aksiyomdan diğerine yapılan harekettir sonuccedilta en genel olan tuumlmel son aksiyoma ulaşılana kadar belirlenmez Her bir aksiyom belirlendiğinde şeylerin kalbinde yatan ilk ilkeler de belirlenmiş olacaktır10

Aristotelesrsquoin tuumlmdengelim mantığı tuumlmel ilkeler ile tikel fenomenleri karşılaş-tırarak-oranlayarak nedenleri ya da orta terimleri keşfetmeyi amaccedillar Bu tarz akıl yuumlruumltmede accedilıklamaların doğru olması iccedilin ilkelerin doğru ve elde edilen orta terimin buumlyuumlk ve kuumlccediluumlk oumlncuumlllerden zorunlu olarak ccedilıkması yani akıl yuumlruumltmenin geccedilerli ol-

8 Francis Bacon New Atlantis and The Great Instauration ed Jerry Wingberger (Illinois Harlan Da-vidson Inc 1989) 11-12 ve ayrıca bkz Barry Gower Scientific Method An Historical and Philosop-hical Introduction (London Routledge 1997) 41

9 Aktaran Michel Malherbe ldquoBaconrsquos Method of Sciencerdquo The Cambridge Companion to Bacon ed Markku Peltonen (Cambridge Cambridge University Press 1996) 79

10 Bacon New Atlantis and The Great Instauration 22

Theoretike İle Poietike Arasında Modern Bilimin Youmlntem Arayışı 33

ması gereklidir Baconrsquoa goumlre skolastik felsefenin kıyas iccedilin kullandığı ilkeler hatalıdır Bu hatanın kaynağı da duyuların ve hayal guumlcuumlnuumln doğru kullanılmamasıdır Duyular yanıltmakta hayal guumlcuuml de tikel ve muumlmkuumln fenomenlerden soumlzde tuumlmel ilkelere sıccedilramakta ve aklı hesabı verilmemiş genellemelerle doldurmaktadır11

Baconrsquoın ccedilizdiği şemaya goumlre duumlşuumlnsel fakuumllteler akıl (reason) hayal guumlcuuml (ima-gination) ve hafıza (memory) olmak uumlzere uumlccedil tanedir12 İlk olarak dış duumlnyanın duyu-larda bıraktığı izlenimler suretler olarak hafızaya kaydedilir Daha sonra hayal yetisi bu suretleri işler-yorumlar ve akıl bu suretlerden bir takım soyutlamalara ulaşır Bu suumlreccedilte duumlşuumlnsel hatalar ya tikel şeylerin suretlerinin hafızaya kaydedilmesi sırasında ya da bu suretlerin hayal guumlcuumlnde yorumlanması sırasında gerccedilekleşir13

Baconrsquoa goumlre bilginin kaynağı duyulardır fakat duyusal goumlzlem doğanın ger-ccedilekliğini sunmaz14 Oumlte yandan doğru youmlntem kullanılması şartıyla tikel suretlerin toplanmasında ve karşılaştırılmasında goumlruumlnmez olguları deney ve aletlerin yardımıyla goumlruumlnuumlr kılmada ve hepsinden oumlnemlisi aklı uygunsuz temayuumlllerden arındırmada duyuların yardımı zorunludur15

Baconrsquoa goumlre hatalı akıl yuumlruumltmenin ikinci nedeni hayal yetisidir ilk olarak hayal aklı doğal olguların dışına ccedilıkartıp onu kendi iccedil spekuumllasyonlarına hapseden bir yetidir16 Bacon buna ldquohayalin uccedilmasırdquo ismini verir17 Bunu engellemek iccedilin ona ldquokanat takmak yerine ayaklarına kurşun ve ağırlıklar bağlanmalıdırrdquo18 İkinci olarak hayal guumlcuuml ccedilabuk tatmin olan ve bu şekilde aklı tembelliğe alıştıran bir yetidir Tikel-leri yeterince soruşturmadan bir ccedilırpıda ulaşılan tuumlmeller ve elde edilen tuumlmellerden yapılan ccedilıkarımlar eğer hayali memnun ediyorsa bu durumda akıl fantezilerle dolar ve duumlşuumlnemez19 Bacon hayal guumlcuumlnden kaynaklanan bu tarz yanlışlara ldquoidolsrdquo yani rastgele soyutlamalar der Eğer amaccedil fantastik ruumlyalar yerine doğal olguları ve yara-tıcının o olgular uumlzerindeki muumlhruumlnuuml (form) goumlrmekse bu rastgele soyutlamalardan kurtulmak gereklidir20

Bacon hem duyulardan hem de hayal guumlcuumlnden kaynaklı hatalardan dolayı doğru bir biccedilimde bilgi uumlretemeyen doğa araştırmacılarına sırasıyla deneyciler ve dogmatikler isimlerini verir Deneyciler (simyacılar ve sihir ile uğraşanlar) felsefelerini ccedilok az sayıda deneye dayandırarak toumlz değişimlerini denetlemeye ve bu bilgileri hermetik gelenek-

11 Malherbe ldquoBaconrsquos Method of Sciencerdquo 79-8012 Koen Vermeir v dğr ldquoIdols of the Imagination Francis Bacon on the Imagination and the Medicine of

the Mindrdquo Perspective on Science 2 (2012) 183-18413 Vermeir v dğr ldquoIdols of the Imaginationrdquo 185-18614 Malherbe ldquoBaconrsquos Method of Sciencerdquo 8015 Francis Bacon Novum Organum ccedilev Sema Oumlnal (İstanbul Say Yayınları 2012) 37-4016 Bacon Novum Organum 91-9217 Bacon Novum Organum 36 ve 5518 Bacon Novum Organum 36 ve 5519 Vermeir v dğr ldquoIdols of the Imaginationrdquo 188-18920 Vermeir v dğr ldquoIdols of the Imaginationrdquo 185-186

34 Engin Koca

teki bilgilerle ilişkilendirmeye ccedilalışanlardır Dogmatikler ise buumltuumln bilgiyi sonuccedilsuz tartışmalar ile oumlzdeşleştirenlerdir21 Dogmatikler ile kastedilen Skolastik rasyonalizmdir ve bu felsefe hazmedilmemiş ve kesinleşmemiş genel fikirleri toplayarak gerisini meditasyona ve sezgiye bırakarak hata yapmaktadır22 Bacon deneycileri durmadan malumat yığan karıncalara dogmatikleri ise durmadan ağ oumlren oumlruumlmceklere benzetir Arı ise hem malumat toplar hem de bunları işleyerek faydalı olan balı uumlretir Bacon kendi youmlntemini arının youmlntemine benzetir bu nedenle bilimsel youmlntem duyuların hayalin ve aklın uyumlu birlikteliği ile muumlmkuumln olabilir23

Baconrsquoın yukarıda zikredilen tuumlm bu ccediloumlzuumlmlemeleri yapmasının nedeni ldquopratik faydardquo sağlamayan bilgiye olan duumlşmanlığıdır Bacon ldquooumlruumlmceklerrdquoin ve ldquokarıncalarrdquoın doğaya dair ulaştıkları sonuccedilların hiccedilbir pratik faydasının olmadığını ifade eder fayda veren araştırmalar deneylerle elde edilenlerdir24 Geleneksel doğa felsefesi ve youmlntemi sahip olduğu ve deneysel olarak hakkı verilmemiş bir takım kavramlar ile ccedilalışmakta ilk olarak bu ccedilalışmanın hiccedilbir pratik faydası olmamakta ikinci olarak yeni keşifler yolunda insanlığa rehberlik etmemektedir Novum Organumrsquoun ilk oumlzdeyişinde Ba-con doğayı anlamanın amacının ona hakim olmak ve onu kontrol etmek olduğunu soumlyler25 Bacon iccedilin bilgi guumlccediltuumlr insan onunla doğayı kontrol eder ve ondan faydalar elde eder Şu halde fayda sağlamayan bilgi felsefesinin dışındadır Doğa felsefenin amacı geleneksel felsefede olduğu gibi ilahi nizamı tefekkuumlr etmek değil guumlndelik yaşam iccedilindeki mekanik tarım tıp iletişim maden savaş gibi sanatlarda (poietike tekhne) insanlığın mevcut durumunu daha iyi ve guumlccedilluuml kılmaktır26 ldquoBilimlerin gerccedilek ve doğru hedefi yeni keşifler ve zenginliklerle insan yaşamını donatmaktırrdquo27 Bunun iccedilin sadece goumlzlemle yetinilmemeli doğaya işkence edilerek (deney) sahip olduğu sırlar (formların bilgisi) ondan soumlkuumllerek alınmalıdır Bu bilgi doğaya huumlkmetmenin aracıdır28 Bacon 1605 tarihli The Advencement of Learningrsquode şoumlyle der

Uumlretici bilimlerin (poietike) yardımı olmaksızın doğanın pek ccedilok parccedilası ya yeterli ince-likle belirlenmemiş ya yeterince accedilık biccedilimde goumlsterilmemiş ve insanın kullanımına accedilı-lamamış olurdu Uumlretici bilimler muumlzik astronomi kozmografya mimarlık muumlhendislik ve diğerleridirhellip Fakat bunlar iccedilinde en oumlnemli ve temel olan mekaniktir Bu bilimlerin yardımını alan boumlyle bir doğa felsefesi sadece spekuumllasyonlarda kaybolmamakla kalmaz insan yaşamına faydalar da sağlayan işlevsel bir hale gelir29

21 Paolo Rossi ldquoBaconrsquos Idea of Sciencerdquo The Cambridge Companion to Bacon ed Markku Peltonen (Cambridge Cambridge University Press 1996) 27-28

22 Vermeir v dğr ldquoIdols of the Imaginationrdquo 18923 Bacon Novum Organum 7924 Bacon Novum Organum 34-3625 Bacon Novum Organum 3326 Cohen The Newtonian Revolution 527 Bacon Novum Organum 15728 Malherbe ldquoBaconrsquos Method of Sciencerdquo 7629 Daniel Garber ldquoPhilosophia Historia Mathematica Shifting in the Dixciplinary Geography of the

Seventeenth Centuryrdquo Scientia in Early Modern Philosophy Seventeenth Century Thinkers on Dem-

Theoretike İle Poietike Arasında Modern Bilimin Youmlntem Arayışı 35

On altıncı yuumlzyıla kadar Baconrsquoın zikrettiği sanatlar iccedilin pratik becerinin gerekli olduğuna inanılmış ve bu nedenle sanatccedilıların doğa felsefesiyle ilişkileri olmamıştır Dolayısıyla theoretike ile poiteike arasında bir temassızlık teorisyenler ile teknisyen-ler arasında bir iletişim boşluğu vardır30 Bacon nedenlerin araştırılmasını sonuccedilların araştırılması ile ilişkilendirir ve pratik deneysel araştırmalara ccedilok oumlnemli bir yer vererek sanatccedilıların tezgacirchlarını yeni bilimin laboratuvarları olarak goumlruumlr31 Buna goumlre teorik doğru yararlıdır ve bu yarar doğruluğuna dayanır32 Cogitata et Visa isimli makalesinde Bacon şoumlyle der

Kulaklarını benim nadir ve şerefli pratik aktivite soumlylemlerime vermişlere bu ses ccedilok hoş gelmiyor olabilir ccediluumlnkuuml onlar kendilerini buumltuumlnuumlyle teemmuumlle vermişlerdir Bu kişiler kendi arzularının duumlşmanı olduklarını duumlşuumlnmeliler Doğada pratik sonuccedillar sadece insan varlığını daha iyi hale getirmekle kalmaz aynı zamanda doğruyu da garantiler Dinde bir insan imanını eylemleriyle goumlsterir bu doğa felsefesi iccedilin de geccedilerlidir Bilim ancak ey-lemlerle bilinebilir Mantık ve hatta goumlzlemlerle değil yalnızca pratik sonuccedillarla doğruyu kurabilir ve accedilığa ccedilıkartabiliriz Bir insanın duumlşuumlncesinin gelişmesi onun eylemlerinin gelişmesi ile aynı şeydir33

Bacon iccedilin doğal sonuccedilların yeniden uumlretilmesi dış duumlnyadaki doğal suumlreccedillere dair bilginin epistemolojik garantisidir34 Baconcı bilimde doğruluk ontolojik değil epistemolojik bir kategoridir ve sadece sağladığı fayda ile doğrulanır35 Eğer teorik bilgi yoksa doğa kontrol altına alınamaz pratik fayda sağlamıyorsa da o teorik bilginin doğruluğu garanti edilemez Bu nedenle teemmuumlle (contemplative) dayalı felsefede ortaya konan neden ile uygulamalı bilimlerdeki neden aynıdır36 Novum Organumrsquoda bu goumlruumlşuumlnuuml destekler mahiyette şu soumlzler sarf edilir

İdoller keyfi soyutlamalardır idealar (formlar) ise doğru ve zarif dokunuşlarla maddeye işlenmiş ve maddede belirlenmiş olarak yaratıcının yarattıkları uumlzerindeki gerccedilek işaretle-ridir Bu nedenle doğru ve fayda tam olarak oumlzdeştir ve sonuccedillar doğru yerine getirilmiş soumlzler olarak insanlara verdikleri faydadan daha fazla bir değere sahip değillerdir37

ostrative Knowledge from First Principles ed T Sorell v dğr (Dordrecht Heidelberg London New York Springer 2010) 4-5

30 Boris Hessen v dğr The Social and Economic Roots of the Scientific Revolutions ed Gideon Fruden-thal v dğr (Berlin Springer 2009) 3-9 ayrıca bkz Edgar Zilsel The Social Origins of Modern Scien-ce (Dordrecht Springer 2003) 5 ve bkz Matteo Valleriani Galileo Engineer (Dordrecht Springer 2010) 194

31 Gower Scientific Method 45-4632 Rossi ldquoBaconrsquos Idea of Sciencerdquo 36-3733 Aktaran Rossi ldquoBaconrsquos Idea of Sciencerdquo 36-3734 Antonio Peacuterez-Ramos Francis Baconrsquos Idea of Science and the Makerrsquos Knowledge Tradition (Ox-

ford Clarendon Press 1988) 5935 Christoph Meinel ldquoEarly Seventeenth-Century Atomism Theory Epistemology and the Insufficiency

of Experimentrdquo The Scientific Enterprise in Early Modern Europe Reading from Isis ed Peter Dear (Chicago The University of Chicago Press 1991) 210

36 Bacon Novum Organum 12037 Bacon Novum Organum 193

36 Engin Koca

Baconrsquoın Aristotelesccedili ldquogoumlzlemsel tuumlmevarımrdquoa youmlnelttiği eleştiri ve yapmış ol-duğu alternatif ldquodeneysel tuumlmevarımrdquo teklifinin arkasında doğa felsefesini istatiksel genellemeler yaparak doğadaki duumlzenilikleri keşfetme etkinliği olarak konumlandırma isteği vardır Fakat bu girişim doğaya iccedilinden bakılacak teorik bir ccedilerccedileve olmadan rehbersiz bir soruşturma halini alacak ve sistematik bir doğa bilimi oluşturmaya engel teşkil edecektir Diğer bir deyişle uumlretici bilimlere vurgu yapmak Aristotelesccedili fiziği tahtından edemez Poietike gelişebilmek iccedilin bir dinamik teorisine teorik bir ccedilerccedile-veye ihtiyaccedil duyar Yeni bir dinamik temel inşa etmek ise yeni bir metafizik ccedilerccedileve kurmayı gerektirir Baconrsquoın goumlremediğini goumlren Descartes yeni bir bilişsel teori ve yeni bir metafizik ile birlikte yeni bir dinamik teorisi (vortex teorisi) oumlnermiş ve ken-dinden sonraki felsefe ve bilimin youmlruumlngesini geri doumlnuumllmez biccedilimde değiştirmiştir Bir sonraki başlıkta Descartesrsquoın felsefi sistemi ccedilerccedilevesinde ortaya koyduğu bilimsel youmlntem analiz edilecektir

III Descartes

Rasyonalizm bilginin oumlncelikli ve tek kaynağını duyuların aksine akılda goumlren felsefi akımdır ve on yedinci yuumlzyıldaki en buumlyuumlk temsilcisi Descartesrsquotır Rasyonaliz-min oumlzellikleri doğuştancılık (zihnin doğuştan belirli temel kavramlar veya bazı temel doğrulukların bilgisi ile donanmış olduğu inancı) a prioricilik (duyulardan bağımsız olarak bilgiye ulaşma olanağı olduğuna inanmak) ve zorunlulukccediluluktur (gerccedileklik hakkındaki doğrulukların zorunlu olduğuna inanmak)38 Rasyonalist ccedilizginin doğuştan-cılığı a prioriciliği ve zorunlulukccediluluğu matematiksel oumlnermelerin tuumlmel ve zorunlu doğasından kaynaklanır Problem tanımlardan ve aksiyomlardan tuumlmdengelimli olarak tuumlretilen oumlnermelerde değil tanım ve aksiyomlarda ortaya ccedilıkmaktadır Aksiyomlar dizgenin başlangıccedil oumlnermeleridir sonsuzca geriye gidilme muumlmkuumln olmadığı iccedilin aksiyomlar kendinden sonraki buumltuumln sistemi ispat etmesine rağmen kendileri ispatsız (self-evident) olan oumlnermelerdir

Descartes Baconrsquoın aksine felsefenin kendinden hareket edeceği accedilık ve seccedilik idelerin39 tuumlmevarım ile değil ancak sezgi ile elde edilebileceğini duumlşuumlnuumlr40 Dolayısıyla doğadaki mekanizmaya dair kesin bilgiye accedilık ve seccedilik idelerden yapılan tuumlmdenge-limli ccedilıkarımla varılabilir41

İlk ilkelerden doğrudan ccedilıkarsanan oumlnermelerin hiccedil kuşkusuz bakış accedilımıza goumlre bir

38 John Cottingham Akılcılık ccedilev Buumllent Goumlzkan (İstanbul Doruk Yayıncılık 2003) 31-3239 Bilginin temeli oumlnermeler oumlnermelerin temeli de ideler olduğu iccedilin analiz ideler uumlzerinden yapılır 40 Reneacute Descartes ldquoAklın Youmlnetimi İccedilin Kurallarrdquo Soumlylem Kurallar Meditasyonlar ccedilev A Yardımlı

(İstanbul İdea 1996) 7141 Mary B Hesse Forces and Fields The Concept of Action at a Distance in the History of Physics

(London New York T Nelson 1961) 109

Theoretike İle Poietike Arasında Modern Bilimin Youmlntem Arayışı 37

zaman sezgi yoluyla bir başka zaman tuumlmdengelim yoluyla bilindiği soumlylenebilir ama ilk ilkelerin kendileri yalnızca sezgi yoluyla verilirken buna karşı uzak sonuccedillar ancak tuumlmdengelim yoluyla bilinebilirler42

Descartes tuumlmdengelim ile ilkelerden zorunlu yargılar ccedilıkarsamayı kastededer o halde accedilık ve seccedilik idelerden ve ideleri ilişkilendiren tuumlmel oumlnermelerden tuumlmdengelim ile ccedilıkarsanan oumlnermeler de zorunlu olarak doğrudur43 Accedilıklık idenin bir niteliği olarak kavranan şeyin varlığına bağlıyken seccediliklik onun diğer nesnelerden ayrıştırılmasına bağlıdır Accedilıklık ve seccediliklik doğruluğun kriterleridir bir ide doğru biccedilimde ancak onun iccedileriği daha oumlnceden biliniyorsa kavranabilir44 Doğru idenin a priori bilgisi insanda verilidir bu nedenle akletmek aklın zaten bildiği yalın doğruları fark etmesi anlamına gelir45 Guumlneş ışığının herşeyi goumlruumlnuumlr kılması ve duyusal algıya accedilması gibi doğanın ışığı da a priori bilgiyi aklın algısına accedilar46 Descartes iccedilin ldquoduumlşuumlnuumlruumlmrdquo veya ldquoiki ile uumlccediluumln toplamı beştirrdquo gibi oumlnermeler accedilık ve seccedilik oumlnermelerdir ve hiccedilbir şuumlphe iccedilermezler Ama oumlrnek olarak ldquoayağımda bir ağrı varrdquo oumlnermesi accedilıktır ama seccedilik değildir ccediluumlnkuuml ağrının bedensel mi yoksa zihinsel mi olduğu ayrıştırılamaz47 Principiarsquoda Descartes accedilık bilgi ile ldquodikkatli bir zihne goumlruumlnen bilgirdquoyi seccedilik bilgi ile de ldquokesin ve başka bilgilerden ayrı olan bilgirdquoyi kastettiğini soumlyler ve ekler ldquobilgi seccedilik olmadan accedilık olabilir ama accedilık olmadan seccedilik olamazrdquo48 Accedilık ve seccedilik ideler ancak akıl ile kavranır duyusal niteliklerin ortaya ccedilıkardığı ideler ise bulanıktır49

İdeler insan tarafından oluşturulmaz ve doğuştan gelir ama akıldan bağımsız değillerdir50 Bechlerrsquoe goumlre Descartes temsil eden (ide) ile temsil edilen (oumlz) arasında ayrım yapar ide akli bir suret olması nedeniyle değişir ve bu nedenle oumlz ile oumlzdeş olamaz Oumlz ideden ayrı bir varlıktır ccediluumlnkuuml hareket geometrik figuumlrler madde Tanrı gibi oumlzler akılda değillerdir bu nedenle Descartes onların oumlzlerinin akılda olduğunu iddia etmiş olamaz Oumlzler akıldan bağımsız varlıklardır ve değişmezler oumlte yandan ideler akıldan bağımsız var olamazlar ve oumlzlerin temsilleridirler51 İdelerin iccedileriklerinin doğru biccedilimde dolması ve oumlzuuml birebir temsil edebilmesinin yolu da akli sezgidir bu

42 Descartes ldquoAklın Youmlnetimi İccedilin Kurallarrdquo 6943 Descartes ldquoAklın Youmlnetimi İccedilin Kurallarrdquo 6944 Zev Bechler Newtonrsquos Physics and the Conceptual Structure of the Scientific Revolution (Dordrecht

Kluwer Academic Publishers 1991) 18145 Reneacute Descartes ldquoYoumlntem Uumlzerine Soumlylemrdquo Soumlylem Kurallar Meditasyonlar ccedilev Aziz Yardımlı (İs-

tanbul İdea 1996) 65-66 ayrıca bkz Reneacute Descartes Metafizik Duumlşuumlnceler ccedilev M Karasan (Anka-ra MEB yayınları 1967) 183

46 Cottingham Akılcılık 49-5047 John Cottingham A Descartes Dictionary (Cambridge Blackwell Publishers 1993) 33-3448 Descartes Felsefenin İlkeleri 7849 Reneacute Descartes ldquoİlk Felsefe Uumlzerine Meditasyonlarrdquo Soumlylem Kurallar Meditasyonlar ccedilev A Yar-

dımlı (İstanbul İdea 1996) 189 ayrıca bkz Stephan Gaukroger Descartesrsquo System of Natural Philo-sophy (Cambridge Cambridge University Press 2003) 80

50 Descartes Metafizik Duumlşuumlnceler 188-19051 Bechler Newtonrsquos Physics and the Conceptual Structure of the Scientific Revolution 181

38 Engin Koca

şekilde Descartes kesin bilgiyi temin etme yolunun accedilıldığını duumlşuumlnuumlrDescartes deneyim temelli doğa soruşturmasını eleştirir ve deneycileri hazine

avcılarına benzetir ccediluumlnkuuml zaman zaman elde ettikleri başarılar tuumlmuumlyle şans eseridir Bu tarz duumlzensiz incelemeler ve bununla beraber bulanık meditasyonlar52 doğal ışığı karıştırıp akli guumlccedillerimizi koumlreltir53 Peki deneyim bilimsel araştırmanın dışında mı tutulmalıdır Descartes Regulaersquode kendi youmlntemini şu şekilde oumlzetler

Aklın hayalin duyunun ve hafızanın tuumlm yardımını kullanmalıyız Ccediluumlnkuuml boumlylelikledir ki ilkin yalın oumlnermelerin seccedilik bir sezgisini elde edebilir sonra bilinmeyeni onun bulun-masını sağlayacak olan bilinenle karşılaştırabilir son olarak birbirleri ile insan ccedilabasının hiccedilbir parccedilası atlanmadan karşılaştırılması gerekenleri bulabiliriz54

Descartesrsquoa goumlre dış duyular tıpkı bir muumlhruumln balmumunda belli biz iz bırakma-sında olduğu gibi edilgendirler Cisim dış duyuları hareket ettirir ve sertlik puumlruumlzluumlk sıcaklık soğukluk renk ses tat gibi nitelikler algılanır Daha sonra bu nitelikler hiss-i muumlşterek (sensus communis) denilen beden parccedilasında birleştirilir Uumlccediluumlncuuml aşamada hiss-i muumlşterekin oluşturduğu duyusal form hayal yetisine darpedilir ve bu iz hafıza denilen yerde korunmaya alınır Ruh bu formları hayal yetisinden veya eş zamanlı olarak hiss-i muumlşterekten (common sense) alabildiği gibi hafızadan da alabilir Ruh kendini yalnızca hayal yetisine youmlneltiyorsa buna ldquohatırlamardquo denir eğer yeni izlenim-ler uumlretmek iccedilin hayal yetisine doumlnuumlyorsa ldquotasarlıyorrdquo denir eğer tek başına hareket ediyorsa o zaman ldquoaklediyorrdquo denir55

Discoursersquoda Descartes kendi youmlntemini doumlrt adımlı bir suumlreccedil olarak tasarlar İlk adım doğru olduğu accedilıkccedila bilinmeyen hiccedilbir şeyin doğru kabul edilmemesi anlamına gelen ldquokuşkudurrdquo Bu şekilde Descartes Baconrsquoın idoller dediği oumlnyargı gelenek oto-rite kaynaklı hatalara duumlşmekten kaccedilınmayı hedefler İkinci adım olabilecek en yalın olana ulaşmak iccedilin ccediloumlzuumlmlemeler yapmak ve karmaşık bilgileri onları oluşturan en yalın idelere kadar ayırmaktır (analiz) Uumlccediluumlncuumlsuuml olabilecek en yalın nesnelerle-ide-lerle başlayarak derece derece en bileşik olan nesneye-bilgiye ulaşmak ve bu zincirde hesabı verilmeyen hiccedilbir halka bırakmamak anlamına gelen tuumlmdengelim youmlntemidir Doumlrduumlncuuml adımda elde edilen sonuccedilların goumlzden geccedilirilmesi ve denetlenmesi vardır Descartes bu youmlntemi geometricilerin en guumlccedil ispatlara ulaşmak iccedilin yararlandıkları ve kesin bilginin yegacircne youmlntemi olarak zikreder56

Fiziğin genel ilkeleri ile tikel mekanizmalar arasında ayrım yapan Descartes maddi toumlzuumln uzam olması gibi genel ilkeleri akıldaki ldquodoğruluğun kesin tohumların-

52 Duyusal sezgi ile değil akli sezgi ile yapılan53 Descartes ldquoAklın Youmlnetimi İccedilin Kurallarrdquo 7054 Descartes ldquoAklın Youmlnetimi İccedilin Kurallarrdquo 9455 Descartes ldquoAklın Youmlnetimi İccedilin Kurallarrdquo 95-9756 Reneacute Descartes ldquoYoumlntem Uumlzerine Soumlylemrdquo Soumlylem Kurallar Meditasyonlar ccedilev Aziz Yardımlı (İs-

tanbul İdea 1996) 23-24

Theoretike İle Poietike Arasında Modern Bilimin Youmlntem Arayışı 39

danrdquo tuumlretirken57 manyetizma gibi olguları goumlzleme dayanarak belirler Ona goumlre goumlruumlnmez mekanizmaları accedilıklamak iccedilin pek ccedilok hipotez ortaya atılabilir bu nedenle doğa felsefecisi bu hipotezleri hipotezlerin sonuccedilları ile test etmelidir58 Fakat manye-tiklik gibi tikel bir olgunun nasıl gerccedilekleştiğine dair bir hipotez kurmak iccedilin doğanın buumltuumlnuumlne dair bir mekanizma zihinsel bir model varsaymak gerekmektedir Zihinsel model parccediladan buumltuumlne asla ulaşılamayacağı iccedilin filozofun buumltuumln olarak formuumlle ettiği mekanizmadır Bu mekanizmadan yapılan ccedilıkarımların tecruumlbeyle ccedilelişmesi durumunda modeli revize etmek yerine modelin gerektirdiği sonuccedilla karşılaşılmama-sının nedenleri soruşturulur Descartes Greklerin yaptığı gibi animistik model yerine mekanik bir model ile doğaya yaklaşır59 Klasik doğa felsefesi mıknatısın bir ruhu olduğunu kabul ederken Descartes bunu vida şekilli parccedilacıklarla accedilıklar Descartesrsquoa goumlre canlı hayvanlar bile ruh sahibi değillerdir onlar vida ve yaylardan değil kas ve kemikten yapılmış makinelerdir Descartes Meditationesrsquoda şoumlyle der

İnsan bedenini de sinirlerden kaslardan damarlardan kan ve deriden yapılmış olan ve eğer onda hiccedilbir akıl olmasaydı bile şimdi iradenin denetimi olmaksızın ve dolayısıyla aklın yardımı olmaksızın ama yalnızca organlarının duumlzenlenişi yoluyla devindirildiği zaman yaptıkları ile aynı devinimleri yerine getirecek bir tuumlr makine olarak goumlrebilirim60

Harveyrsquoin tıbbi ccedilalışmalarından haberdar olduğu anlaşılan kendisi de sinir sistemi fizyolojisi uumlzerine ccedilalışan Descartes hayvanların doğa yasalarına goumlre ccedilalışan otomatlar olduğunu duumlşuumlnmuumlştuumlr ldquoDuumlşuumlnuumlyorum o halde varımrdquo oumlnermesindeki ldquoduumlşuumlnen şeyrdquo (res cogitans) insanın bedensel varlığından tuumlmuumlyle bağımsız olan ve evrende doğa yasalarına tabi olmayan bu nedenle oumlzguumlr irade sahibi olan tek varlıktır İnsan bedeni bir ruha-akla sahiptir ama onu canlı yapan ve hareket ettiren şey akıl-ruh değildir ccediluumlnkuuml insanın bedeni otomattır Res cogitans (gayr-ı maddi toumlz) maddeden tuumlmuumlyle ayrıdır sadece insanda bulunur ve dolayısıyla fizik fiziksel olmayan herhangi ruhsal bir yapıya referans verilmeden yapılmalıdır61

Skolastik Aristotelesccedililiğe goumlre matematiksel ve metafiziksel nesneler dacirchil buuml-tuumln zihinsel iccedilerik hayal fakuumlltesinde bulunan duyusal suretlerden yapılan zihinsel soyutlama suumlreciyle oluşur Aristotelesccedili şemada akıl matematiksel nesneler veya doğal şeylerin oumlzlerini yakalamada oumlnemli bir rol onar Buna karşın Descartes mate-matiksel ve metafiziksel doğruların akıl tarafından duyulardan ve hayal fakuumlltesinden buumltuumlnuumlyle bağımsız olarak yakalandığını duumlşuumlnuumlr Fakat Descartesrsquoın zihinsel kapasite

57 Reneacute Descartes ldquoPrinciples of Philosophyrdquo The Philosophical Writings of Descartes Volume 1 ed J Cottingham R Stoothoff D Murdoch (Cambridge Cambridge University Press 1996) 224 ve 288

58 Descartes ldquoPrinciples of Philosophyrdquo 26759 Mary B Hesse Forces and Fields The Concept of Action at a Distance in the History of Physics

(London New York T Nelson 1961) 10160 Descartes ldquoİlk Felsefe Uumlzerine Meditasyonlarrdquo 19261 Hesse Forces and Fields The Concept of Action at a Distance in the History of Physics 104 ve

ayrıca bkz Ahmet Cevizci On Yedinci Yuumlzyıl Felsefesi (İstanbul Say 2013) 149-233

40 Engin Koca

şemasında doğa bilgisi tek başına akıldan doğmaz akıl bazı iccedilerikleri doğru olarak sunabilir ama tek başına bu iccedileriği doğrulayamaz veya yanlışlayamaz Bu fonksiyon Res Cogitansrsquoın aktif parccedilası olan irade tarafından gerccedilekleştirilir Bir yargının akıl tarafından sunulan iccedileriği irade onu onaylayana kadar doğru veya yanlış değildir62 Matematik ve metafiziğin tersine doğa bilgisinin hipotetik olması anlamına gelen bu belirlemeyi Descartes Principiarsquoda şoumlyle accedilıklar

Duyularla algılanamayan şeyler duumlşuumlnuumllduumlğuumlnde gerccedilek doğaları farklı olsa bile onların olası doğasını accedilıklamak yeterlidir ve Aristotelesrsquoin buumltuumln yapmaya ccedilalıştığı şey de budur Fakat bu youmlntem şeylerin doğasını anlamamızı sağlasa da gerccedilekte şeylerin doğasının bu şekilde olduğunu garantileyemez Bir zanaatkacircr zamanı aynı anda goumlsteren ve aynı goumlruumlnuumlşe sahip iki saati yapabilir ama bu iki saatin iccedilyapısı makaraların ve vidaların boyutları pek ccedilok farklı şekillerde yapılabilir Bunu itiraf etmek beni mutlu ediyor ccediluumlnkuuml fenomenlerin doğasına doğru biccedilimde tekabuumll eden şeyler yazarak yeterince başarılı ol-duğumu duumlşuumlnuumlyorum Bu gerccedilekten de guumlnluumlk yaşama uygulama iccedilin yeterli olacaktır ccediluumlnkuuml tıp ve mekanik ve tuumlm diğer sanatlar fiziğin yardımıyla buumltuumlnuumlyle gelişebilirler63

Bacon ile ilgili yapılan tartışmanın sonunda da ifade edildiği gibi Descartes tıp ve mekanik gibi Poetik bilimlerin gelişebilmesinin bir teorik ccedilerccedileveye yani doğanın arkasındaki goumlruumlnmez duumlzenliliğe dair bir fizik teorisine gereksinim duyduğunu ifade eder Fakat doğanın goumlruumlnmez duumlzenliliğine dair bir teorinin gerccedilekliği kendisinde nasılsa aynen oumlyle resmedip resmetmediğinden asla emin olunamaz Oumlnemli olan bu ccedilerccedilevenin Poetik bilimlere gelişebilmesi iccedilin gerekli olan zemini sağlayıp sağlama-dığıdır Descartes kendi fiziğinin bu zemini oluşturduğunu duumlşuumlnuumlr Descartes şeylerin doğasına dair bilgimizin şeylerin gerccedilek doğası ile bire bir uyuşmayacağını şu halde doğa bilgisinin hipotetik olduğunu soumlyler Bir sonraki ilkede (205 İlke) Descartes doğaya dair yapmış olduğu accedilıklamaların pratik olarak kesin olduğunu iddia ederek şoumlyle der

Fakat yine de benim accedilıklamalarım pratik (moral) olarak kesin goumlzuumlkmektedir Bazı şey-lerin pratik olarak kesin olduğunu soumlylememek ikiyuumlzluumlluumlk olurdu duumlşuumlnceler Tanrırsquonın mutlak kudreti ile karşılaştırıldığında kesin olmasa da guumlnluumlk yaşama uygulanabilirliği anlamında yani pratik olarak kesindirler64

Descartes tıpkı Bacon gibi doğa bilgisinin garantoumlrluumlğuumlnuuml ldquofaydardquo olarak be-lirlemiş goumlruumlnmektedir Descartes kendi mekaniği iccedilin ulaşmış olduğu ilkelerin ccedilok genel ilkeler olduğunu ve pek ccedilok farklı olası nedensel accedilıklamaya imkacircn sağladığını ifade eder Bu olasılıklar arasından doğru nedeni bulmak iccedilin ise yapılabilecek tek şey doğru kabul edilen ldquonedenrdquoden yapılan ccedilıkarımların deneyle kontrol edilmesi ile ldquonedenrdquoi test etmektir65 Moral kesinlik pratik fayda sağlayan bilgi anlamında

62 Hatfield ldquoReneacute Descartesrdquo63 Descartes ldquoPrinciples of Philosophyrdquo 28964 Descartes ldquoPrinciples of Philosophyrdquo 289-29065 Ernan McMullin ldquoHypothesisrdquo Encyclopedia of the Scientific Revolutions From Copernicus to New-

Theoretike İle Poietike Arasında Modern Bilimin Youmlntem Arayışı 41

kullanılmaktadır Bir sonraki ilkede Descartes kendi accedilıklamalarının pratik fayda sağlamaktan daha oumlte olduğunu iddia eder

Aslında benim accedilıklamalarım moral kesinlikten fazlasına sahiptir Dahası bazı konular doğadaki şeylerle ilişkisi bağlamında ahlaki kesinliğin oumltesinde mutlak kesin olarak goumlruumllebilir Mutlak kesinlik bir şeyin bizim belirlediğimiz şeyden başka tuumlrluuml olamaya-cağına inandığımız yerde ortaya ccedilıkar Kesinlik metafizik temele dayanır oumlrnek olarak Tanrırsquonın uumlstuumln olarak iyi olması ve bizi asla aldatmaması ve sonuccedilta bize verdiği doğruyu yanlıştan ayırma yetisi ile bizi yanlışa gitmekten alıkoyması gibi Matematiksel ispatlar da mutlak kesindirler66

Akıldan ccedilıkarılan tuumlm iccedilerikler saf değildir Descartesrsquoın şemasında Res Cogi-tansrsquoın iki guumlcuuml vardır anlama yetisi ve irade67 İrade herhangi bir zihinsel suumlrecin yardımı olmaksızın ccedilalışır fakat anlama yetisi duyusal algı hayal ve hafızanın yar-dımıyla ccedilalışır İkinci akletme biccedilimi daha az accedilık ve seccediliktir bu nedenle yanlış olma ihtimali her zaman soumlz konusudur Metafiziksel ilk ilkeler ise sezgisel olarak kavranarak iradeyle doğruluğuna huumlkmedilen ve bu nedenle mutlak olarak kesin olan oumlnermelerdir Ccediluumlnkuuml irade oumlzguumlrduumlr otoritenin ve anlamın nihai kaynağıdır ve tuumlm bunlar Tanrının garantisi altındadır Duyularla bilinen pratik bilgi faydası nispetinde kıymetlidir ve kesin değildir Doğa felsefesinin nesneleri saf akıl ve duyusal goumlzlemle bilinir saf akıl cisimlerin ne tuumlr oumlzsel niteliklere sahip olduğunu soumlyler ve duyular bu cisimlerin tikel oumlzelliklerini ortaya koyar Bilginin kesinliğini ortadan kaldıran şey duyusal iccedileriktir68

Descartes ortaya koymuş olduğu metafizik ve bilişsel teorilere dayanarak teklif ettiği fiziğin Poetik bilimlere yani sanatlara-tekniğe gelişebilmesi ve insanın ccedilıkarları doğrultusunda sonuccedillar uumlretebilmesi iccedilin ihtiyaccedil duyduğu zemini sağladığını duumlşuumlnuumlr Poetik bilimler doğayı kontrol etmenin ve onu insanın hizmetkacircrı kılmanın araccedillarıdır Doğa bilgisinin kendisinde bir değeri yoktur onun değeri tekniğin manipuumlle edeceği yeniden organize edeceği duumlzenlilikler sağlamasıyla doğru orantılıdır Diğer bir deyişle Theoretike Poietikersquonin hizmetkacircrıdır

Bir sonraki boumlluumlmde Galileorsquonun bu suumlrece yapmış olduğu katkılar ele alınacak ve onun matematiksel youmlnteminin doğa araştırmasındaki kullanımını neden ve nasıl temellendirdiği tartışılacaktır

ton ed W Applebaum (London New York Garland Publishing 2000) 496-49866 Descartes ldquoPrinciples of Philosophyrdquo 290 67 Descartes ldquoPrinciples of Philosophyrdquo 20468 Gary Hatfield ldquoReneacute Descartesrdquo The Stanford Encyclopedia of Philosophy (Fall 2015 Edition) ed E

N Zalta httpplatostanfordeduarchivesfall2015entriesdescartes (erişim 20052015) ayrıca bkz Larry Laudan Science and Hypothesis (Dordrecht Springer 1981) 30-32

42 Engin Koca

IV Galileo

Galileo Descartes ve Bacon gibi bir youmlntem kitabı yazmamıştır onun kullandığı youmlntemler kitaplarından hareketle deşifre edilebilir Farklı kitaplarında farklı youmln-temler kullanan Galileo 1580rsquode yazmaya başladığı ama vefatından sonra 1687rsquode yayınlanan ilk eseri De Motursquoda kendi youmlntemini şoumlyle accedilıklar ldquoKanıt gerektiren hiccedilbir şey doğru olarak varsayılmamalı ve soumlylenen her şey daha oumlnce soumlylenmiş olana dayanmalıdırrdquo69 Aristotelesrsquoe youmlnelttiği eleştiri de bu minvalde Aristotelesrsquoin varsayımlarına youmlneliktir ldquoAristotelesrsquoin aksiyomları sadece duyulara kapalı değil aynı zamanda hiccedilbir zaman kanıtlanamazdırrdquo70 Aynı eserde Galileo Aristotelesrsquoe youmlnelt-tiği eleştirinin kendi sonuccedilları iccedilin de geccedilerli olması durumunda bunun o sonuccedilların yanlışlığından değil bir takım arazicirc etkilerden kaynaklandığını ifade eder71 Galileo bu durumu Discorsirsquode şoumlyle accedilıklar

Soyut olarak ispatlanan sonuccedillar somut şeylere uygulandığında farklı ve dolayısıyla aldatıcı olacaktır Bu nedenle ne doğal yatay hareket duumlzguumln doğrusal harekete ne doğal ivmeli hareket ivme oranına ne de doğal serbest atışın izlediği yol parabole tam olarak benzemez72

Bu arazicirc etkiler fiziksel ilişkilerin idealize edilmesinden kaynaklanır En temelde astronomi ve mekanik olarak ikiye ayrılabilecek yazılarında Galileo nesne alanına goumlre değişen bir youmlntem kullanır Astronomi ile ilgili eserler okuyucusunu Kopernik sisteminin doğruluğuna ikna etmek iccedilin başvurulan diyalektik bir youmlntemle mekanik ile ilgili eserler ise hareketin matematiksel bir goumlsterimini yakalamaya ccedilalışan hipotetik tuumlmdengelim youmlntemiyle yazılmıştır73

Galileorsquonun Astronomi ile ilgili yazdığı eserler Siderus Nuncius (1610) Istoria e Dimostrazioni (1613) ve Dialogo (1632)rsquodur Kitaplarda genel olarak Sokratik sorgulama retorik olmayana ergi74 analoji ve retroduksiyon75 tekniklerine başvuran diyalektik bir youmlntem kullanılır Yeryuumlzuuml olayları ile analoji yapılarak goumlkyuumlzuumlne dair elde edilen yeni veriler yorumlanır ccediluumlnkuuml Galileo iccedilin yeryuumlzuuml olayları goumlksel olaylar iccedilin uygun bir model oluştururlar Aynı şekilde yeryuumlzuuml olaylarının nedenleri goumlksel

69 Aktaran Winifred L Wisan ldquoGalileorsquos Scientific Method A Reexaminationrdquo New Perspectives on Galileo ed R E Butts v dğr (Dordrecht D Reidel Publishing Company 1978) 7

70 Aktaran Wisan ldquoGalileorsquos Scientific Method A Reexaminationrdquo 771 Wisan ldquoGalileorsquos Scientific Method A Reexaminationrdquo 8 ayrıca bkz Bechler Newtonrsquos Physics

10972 Galileo Galilei Dialogues on Two New Sciences trans H Crew v dğr (New York William Andres

Publishing 2010) 10673 Wisan ldquoGalileorsquos Scientific Method A Reexaminationrdquo 374 Robert E Butts ldquoSome Tactics in Galileorsquos Propaganda for the Mathematization of Science Experien-

cerdquo New Perspectives on Galileo ed R E Butts v dğr (Dordrecht D Reidel Publishing Company 1978) 60

75 Ernan McMullin ldquoThe Conception of Science in Galileorsquos Worksrdquo New Perspectives on Galileo ed R E Butts v dğr (Dordrecht D Reidel Publishing Company 1978) 242

Theoretike İle Poietike Arasında Modern Bilimin Youmlntem Arayışı 43

olayların accedilıklamalarında kullanılırlar76 Fakat bu kitapların birincil amacı teleskop ile yapılan goumlzlemlerin sonuccedillarını ortaya koymak değildir en temel amaccedil geleneksel kozmolojinin (Batlamyus astronomisi ile Aristoteles fiziğinin ayrıntılı bir birleşimi) yanlış olduğunu goumlstermektir Galileo mevcut kozmolojinin yeni bir kozmoloji ile yer değiştirmesi gerektiğini duumlşuumlnmektedir yeni kozmolojinin astronomisi Kopernik tarafından doldurulmaktadır diğer kısmı iccedilin ise yeni ama tamamlanmamış Galileo fiziği vardır77

Şu halde Galileorsquonun bilimsel programı ilk olarak Batlamyus-Aristoteles kozmo-lojisinin oumlzellikle teleskop ile elde edilen yeni veriler ışığında bir eleştirisini yapmak daha sonra alternatifi olan Kopernik astronomisinin uumlstuumlnluumlklerini ortaya koymaktır İkinci olarak Kopernik sistemine dayanan kendi hareket teorisini temellendirmektir

Galileorsquonun Kopernik sistemini kabul etmesi Aristotelesccedili epistemolojinin redde-dilmesini ve yeni bir epistemolojik temelin inşa edilmesini zorunlu kılmıştır Discorsi (1638) isimli eserinde ortaya koyduğu hareket teorisinin (ya da yeni fiziğin) ihtiyaccedil duyduğu epistemolojik temel 1623rsquote yazdığı Il Saggiatore isimli eserinde şoumlyle accedilıklanır

Ne zaman herhangi cismi veya maddi bir şeyi kavrasam hemen onun sınırlı olduğunu duumlşuumlnmem gerektiğini hissediyorum Bir şekle sahip olduğunu diğer şeylerle ilişkisi bağlamında buumlyuumlk veya kuumlccediluumlk olduğunu bir yer ve zamanda olduğunu hareket halinde veya hareketsiz olduğunu sayısal olarak bir veya birkaccedil tane olduğunu duumlşuumlnuumlyorum Bu durumda herhangi bir toumlzuuml hayalimle genişletemem Oumlte yandan bu şey bir renge sahiptir tadı acı veya tatlıdır sesli veya sessizdir bir kokusu vardır ama aklım o şeyi algılarken bunları duumlşuumlnmek zorunda değildir Duyuların rehberliği olmadan akıl veya hayal asla boumlyle niteliklere ulaşamazdı Sonuccedilta tat koku renk gibi nitelikler sadece isimlerdir eğer canlı varlık olmasaydı bu niteliklerin hiccedilbiri olmazdıhellip Dışsal cisimler şekil sayı yavaş veya hızlı hareketten başka hiccedilbir niteliğe sahip değildir Duyular tasfiye edilse bile şekil sayı ve hareket var olmaya devam edecektir78

Galileorsquoya goumlre maddenin nesnel (oumlzsel) nitelikleri matematiksel ve oumllccediluumllebilir olanlardır yani şekil sayı ve harekettir Duyusal nitelikler duyu organı olmadan algılanamazlar ve bu nedenle bilimde yerleri yoktur ccediluumlnkuuml doğaya ait değillerdir ve matematiksel olarak goumlsterilemezler Hareketin niceliksel olana indirgenmesi nitelik-sel hareketin ise bilimin dışına ccedilıkartılması hamlesi olan birincil ve ikincil nitelikler ayrımı yeni fiziğin nesne alanını ve onu ele alma youmlntemini de belirlemektedir Ger-ccedilekte varolan sadece niceliksel hareket (yerel hareket) ise ve niteliksel hareket sadece duyusal bir yanılsama ise o zaman araştırma konusu niceliksel hareket onu ele alma youmlntemi ise matematik olmak zorundadır

76 Joseph C Pitt Galileo Human Knowledge and the Book of Nature Method Replaces Metaphysics (Netherlands Springer 1992) 100

77 Wisan ldquoGalileorsquos Scientific Method A Reexaminationrdquo 2678 Aktaran Butts ldquoSome Tactics in Galileorsquos Propaganda for the Mathematization of Science Experien-

cerdquo 64-65

44 Engin Koca

Galileo aynı eserinde fiziksel accedilıklamalarda matematiğin kullanılmasının şartlarını ortaya koyar Zamanın baskın entelektuumlel geleneği iccedilin matematiğin konusu nesnelerin oumlzellikleri ya da nitelikleri değil nicelikleridir Bu nedenle yeni fiziğin oumlnuumlndeki en buuml-yuumlk engel doğal olgulara dair accedilıklamalarda matematiğin epistemolojik olarak goumlrduumlğuuml yasaktır79 Kabul edilebilir matematiksel akıl yuumlruumltme kullanımı Aristotelesccedili doumlrtluuml değişim teorisinden yalnızca niceliksel değişim ve yer değiştirmenin nasıl gerccedilekleş-tiğine dair hipotetik kullanımıdır Diğer bir deyişle gerccedilek nesnelerin oumlzellikleri yani toumlzlere ve arazlara dair accedilıklamalar matematiksel terimlerle ifade edilmezdir Problem yalnızca hareketli bir yeryuumlzuumlnuumln kozmolojik dogmalarla ccedilelişmesi değil hareketi accedilıklamak iccedilin matematiğin kullanılmasının youmlntemsel olarak uygun olmamasıdır

Galileorsquonun birincil ve ikincil nitelikler ayrımı ve birincil nitelikleri oumlzsel ve ma-tematiksel olarak yeniden tanımlaması bu yasağı kırmaya youmlnelik atılmış bir adımdır Bu ayrım ile Galileo Aristotelesccedili epistemolojiye alternatif bir epistemoloji teklif ederek matematiğin bilgiyi uumlretmede ve temellendirmedeki fonksiyonunu yeniden tanımlamaya ccedilalışır

On yedinci yuumlzyılda ortaya ccedilıkan yeni doğa felsefesinin en oumlnemli oumlzelliklerinden biri oumlzcuuml değil ilişkisel bir epistemolojik pozisyona sahip olmasıdır80 Oumlzcuuml (essentia-lism) goumlruumlşe goumlre şeyler değişmez iccedilsel doğalara sahiptir ve bilimin hedefi bu doğaları keşfetmektir Bu anlamda oumlzcuumlluumlk bilimin şeylerin operasyonel veya fenomenolojik oumlzelliklerini inceleyebileceğini iddia eden goumlruumlşuumln tam karşıtıdır Klasik duumlnyada oumlzcuuml olmayan felsefi goumlruumlşler vardır bunların en oumlnemlisi dairesel hareketin kullanılmasıyla goumlksel cisimlerin hareketlerinin accedilıklandığı instrumentalismdir81

Epistemolojik olarak inşa edilen matematiksel şema ile gerccedilekliğin accedilıklanamaz olduğunu soumlyleyen Aristotelesccedili ccedilizginin itirazları Dialogorsquoda tartışılır Konuşma şu şekildedir

Simplicio hellip bu matematiksel incelikler soyut olarak ccedilok iyi ccedilalışmakta ama fiziksel olana uygulandığında ccedilalışmamaktadır Oumlrnek olarak bir matematikccedili tanjantın bir kuumlreyi bir noktada kestiğini ispatlayabilir ama gerccedilekliğe bakıldığında bu doğru değildir Salviati hellip bir bronz kuumlre ile ccedilelik bir yuumlzeyin bir noktada kesişmediklerini soumlyleyenler şuna cevap vermelidir doğadaki kuumlre tam olarak bir kuumlre midir82

Matematiksel nesneler iccedilin doğru olan fiziksel nesneler iccedilin doğru değildir diyen Aristotelesccedili Simpliciorsquonun tespitine karşılık Galileo (Salviati) Platoncu bir ccedilizgide maddenin kusurlu oluşunu ortaya koyarak maddenin geometrinin doğaya uygulanma-

79 Pitt Galileo Human Knowledge and the Book of Nature Method Replaces Metaphysics 163-16480 Margaret J Osler ldquoGalileo Motion and Essencesrdquo The Scientific Enterprise in Early Modern Europe

Reading from Isis ed Peter Dear (Chicago The University of Chicago Press 1991) 10781 Osler ldquoGalileo Motion and Essencesrdquo 10782 Galileo Galilei İki Buumlyuumlk Duumlnya Sistemi Hakkında Diyalog ccedilev Reşit Aşcıoğlu (İstanbul İş Bankası

Yayınları 2008) 281-288

Theoretike İle Poietike Arasında Modern Bilimin Youmlntem Arayışı 45

sının oumlnuumlnde bir engel teşkil etmediğini ifade eder Maddi duumlzenin karmaşıklığı onu matematiksel sistemin yalın ilişkileri şeklinde goumlrmeyi zorlaştırır Galileo bu zorluğu aşmak iccedilin maddenin kusurlarının soyutlanarak idealize edilmesi gerektiğini duumlşuumlnuumlr Bu kusurlar arasında harekete goumlsterilen suumlrtuumlnme direnci oumlnemli bir ihmal olacaktır83

Galileorsquonun ccedilalıştığı Cizvit Uumlniversitelerirsquonde yapılan en oumlnemli tartışma mate-matiksel bilimlerin nedensel accedilıklama sağlayamadığı ve sadece niceliksel betimleme yapabildiği iccedilin gerccedilek bir bilim olup olmadığı uumlzerinedir84 On beşinci ve on altıncı yuumlzyılın entelektuumlel merkezleri olan Cizvit Uumlniversitelerinde kabul edilen Aristotelesccedili kavramsal şemaya uygun olarak ele aldıkları nesne alanlarına goumlre (Tanrı muumlcerret akıllar varlık doğal cisimler ve nicelik) bilimler beşe ayrılır Matematik niceliği araştırma aracı olarak kabul edilir Matematiğin diğer bilimlerden ayrıldığı yer nice-liğin herhangi bir toumlze atıf yapılmadan da analiz edilebiliyor olmasından kaynaklanır Ancak diğer bilimler zorunlu olarak toumlze bağımlıdırlar Cisimler ve doğal fenomenler arasındaki ilişkiler matematiksel olmayan bilimlerin ele aldığı konulardır Oumlte yandan matematik kesinlik derecesi en yuumlksek bilim olmasına rağmen en az saygın (least noble) bilim olarak kabul edilmektedir ccediluumlnkuuml nedenlerle ilgilenmemektedir85

Doğru bilgi sağlamasına rağmen matematiğin doğa felsefesinde kullanılması felsefe tarihi boyunca tartışma konusu olmuştur Aristotelesccedililik iccedilin doğa felsefesi sadece tuumlmel ve zorunlu bilgiden yapılan ccedilıkarımlar ile sınırlı olmamalı aynı zaman-da bu olguların nedenlerini (accedilıklamasını) de vermelidir Matematiksel youmlntem ile olgunun ele alınması olgunun yalnızca niceliksel olarak ele alınmasını gerektirdiği iccedilin nedenleri vermez Oumlrnek olarak ldquoserbest duumlşen bir cismin hızı duumlşme suumlresi ile doğru orantılıdırrdquo matematiksel bir ccedilıkarımdır ama bu ccedilıkarım cismin bu şekilde davranmasının nedeni hakkında hiccedilbir bilgi vermez86

Bu tespitle Galileorsquonun geleneksel Aristotelesccedili ccedilizgide olduğu gibi oumlzlerin (ne-denlerin) araştırılmasından modern bilimde olduğu gibi fiziksel ccedilokluklar arasındaki ilişkiyi (unifying principle) accedilıklayan matematiksel oumlruumlntuumllerin araştırılmasına youmlnelik bir adım atmış olduğu soumlylenebilir87 Drake şoumlyle der ldquoGalileorsquonun youmlnteminde yeni olan şeylerden biri de doğanın nedenler uumlzerinden anlaşılmasına youmlnelik Arsitotelesccedili kavramsallaştırma yerine doğanın deneysel olarak doğrulanmış kesin yasalar olarak kavramsallaştırmasını koymasıdırrdquo88 Nitekim Galileo hareketi incelerken araştırdığı şey duumlzguumln ivmeli hareketin ldquonedenirdquo değildir Galileo bu hareketin neden (oumlz) ger-ccedilekleştiği ile değil nasıl (ilişki) gerccedilekleştiği ile ilgilenir ve bu harekette etkili olan

83 McMullin ldquoThe Conception of Science in Galileorsquos Worksrdquo 230-23184 Joseph C Pitt ldquoMeasurementrdquo Encyclopedia of the Scientific Revolutions From Copernicus to New-

ton ed Wilbur Applebaum (London New York Garland Publishing 2000) 631-63285 Pitt ldquoMeasurementrdquo 632-63386 Gower Scientific Method 24-2587 Bruce Stephenson Keplerrsquos Physical Astronomy (New York Springer 1987) 588 Aktaran McMullin ldquoThe Conception of Science in Galileorsquos Worksrdquo 237

46 Engin Koca

(bağımlı ve bağımsız) parametreleri (alınan yol yerccedilekimi ivmesi ve zaman) ve bu parametreler arasındaki ilişkiyi formuumlle eder

Platon iccedilin olduğu gibi Aristoteles iccedilin de bilimin modeli geometridir geometri en guumlccedilluuml bilgiyi yani tuumlmel ve zorunlu bilgiyi sağlayan bilim olması nedeniyle genel bilimsel proseduumlr iccedilin oumlrnek alınır Bu nedenle bilim kendisinden bir takım sonuccedilların ccedilıkarılacağı kanıta ihtiyaccedil duymayan bazı aksiyom ve oumlnermelere dayanmalıdır Diğer bir deyişle kanıta ihtiyaccedil duyulmayacak denli apaccedilık olan oumlnermelerin tuumlmelliğinden akıl yasalarına goumlre zorunlu sonuccedillar ccedilıkarılmalıdır Duumlşuumlncenin iki hareketi vardır Tuumlmevarım ile tuumlmel-genel89 oumlnermelere ulaşılır tuumlmdengelim (guumlvenli mantıksal kurallar kıyas oran) ile bu oumlnermelerden tikel olgulara dair zorunlu (apodicdic) sonuccedillar elde edilir Aristoteles tuumlmevarımın duyusal algı ile başladığını ve sıralı algıların hafızadaki birliğinden aklın (nous) tuumlmel olanı soyutladığını soumlyler Aklın tuumlmevarım ile elde ettiği ilk ilkeler bilimi oluşturan ispatı oumlnceler90

Galileo ve ccedilağdaşları iccedilin hareket hakkında doğru bilginin inşa edilmesi deneysel verileri değil ilk ilkelerin ispatını gerektirir Bu herhangi bir olguya dair accedilıklama-nın (reasoned fact)91 doğru olmasının bu accedilıklamanın ilkelerinin tuumlmel ve zorunlu (universal and necessary) olması gerektiğini ifade eden Aristotelesccedili ilkedir Tecruumlbe olguya dair accedilıklama bilgisini veremez ve accedilıklamayı kendisine dayandıracağı ilkeler-den yoksundur Tuumlmel ilkelerden yoksun olunca da yapılan olgusal accedilıklama zorunlu değil koşullu (hipotetik) olur92

Peki tuumlmevarımın elde ettiği oumlnermelerin tuumlmel olmasının garantoumlruuml nedir Ba-con kendi youmlntemiyle oumlnce doğruluğu pratik karşılığı ile garanti edilen ikinci derece aksiyomlara oradan da tuumlmel aksiyomlara ulaşılabileceğini duumlşuumlnuumlr Descartes ise saf akli sezgi ile tuumlmel oumlnermelerin ve dolayısıyla kesin bilginin elde edilebileceğini iddia eder Galileo matematikte sezgi ile elde edilen aksiyom veya postulatların aksine fizikte aksiyomların veya postulatların tuumlmevarımsal ve deneysel bir doğrulamaya ihtiyaccedil duyduğunu ama bunun iccedilinden olgulara bakacağımız bir teorik ccedilerccedileve olma-dan gerccedilekleştirilemeyeceğini teslim eder Matematiğin bir youmlntem olarak kullanıldığı fizikteki ilkelerin tuumlmevarımsal karakteri fiziksel ccedilıkarımlara zorunluluk atfetmeyi imkacircnsız kılmaktadır Bu nedenle olgusal accedilıklamalarda kullanılan her tuumlrluuml ilke ve bir olgunun nedenine dair ortaya atılan her iddia ldquohipotezrdquodir

Diyaloglarrsquoda Sagredo aklın ldquodoğal ışığırdquonın hiccedilbir zorluk yaşamadan oumlnemli postulatları belirleyebileceğini soumlyler Oumlrnek olarak bir postulat şudur ldquoFarklı eğimlerde duumlşen cismin hızı eğimin dikey yuumlksekliğine bağlıdırrdquo Buna karşılık Salviati şoumlyle

89 On yedinci yuumlzyıl boyunca yapılan youmlntemsel tartışmaların sertleştiği yer ilkelerin tuumlmel mi yoksa sadece genel (hipotez) mi olduğu uumlzerinedir

90 McMullin ldquoThe Conception of Science in Galileorsquos Worksrdquo 213-21491 Reasoned fact Tuumlmel ve zorunlu bir doğru ile ilişkilendirilerek accedilıklanmış olgu ve olay92 Gower Scientific Method 24

Theoretike İle Poietike Arasında Modern Bilimin Youmlntem Arayışı 47

der ldquoAkıl yuumlruumltme buumlyuumlk bir olasılık sağlar fakat ben senin olasılığını bir deneyle arttırmak istiyorumrdquo Sezgisel makucircliyet tek başına yeterli goumlruumlnmemektedir sezginin yanlış olma ihtimaline karşı ilkenin deneysel doğrulanması gerekmektedir Deneyle postulatın kesinliğine daha da yaklaşılır Galileo şoumlyle der ldquoSonuccedilta bu ilkeleri postulat olarak alalım onların doğruluğu onların sonuccedilları deneyle birebir bağdaştıktan sonra belirlenecektirrdquo Bu artık a priori bir bilim değildir oumlnermelerin mutlak doğruluğu kesin olmayan bir akıl yuumlruumltmeyle belirlenecektir Hipotetik tuumlmdengelim geometri-de olduğu gibi oumlnermeleri kendinde bir kanıt olarak kabul etmez ama doğrulukları ccedilıkarımlanan sonuccedilların doğrulanması (deney) ile belirlenir Bu belirleme ya da doğru-lama sonuccedillardan oumlnermelere doğru gider Oumlnermeyi doğru kabul etmenin gerekccedilesi oumlnermenin oumlngoumlrduumlğuuml sonucun doğrulanması ile gerccedilekleşir93

Oumlte yandan Galileo akıl yuumlruumltmeyle elde edilen ama tikel sonuccedillarla doğrulana-mayan durumlarda arazicirc etkileri succedillar Oumlrnek olarak serbest duumlşmede tuumlm cisimlerin madde ve ağırlıkları ne olursa olsun aynı hızda duumlşeceklerine dair ilkesinde Galileo deneysel olarak ortaya ccedilıkan anomalileri hava suumlrtuumlnmesine yuumlkler94 Galileo doğayı bir Oumlklid uzayı gibi duumlşuumlnuumlp ilkelerini belirlemekte daha sonra fiziksel uzayı idealize edip ortaya ccedilıkan anomalileri maddi kusurlar olarak ihmal etmektedir Discorsirsquode Ga-lileo şoumlyle der ldquoDeneyimin bize oumlğreteceği sınırlar altında onları kullanabilmek iccedilin deneyler yardımıyla sonuccedilları engellerden soyutlayarak bulmalı ve goumlstermeliyizrdquo95 Hatta zaman zaman ilkelerinden o kadar emindir ki deneysel olarak doğrulama ihtiyacı bile hissetmez Dialogorsquoda Galileo hareket halindeki bir geminin direğinden bırakılan cismin hareketini tartışarak cismin yere ve gemiye goumlre goumlreli hareketlerini ele alır Buna goumlre gemideki bir insan gemi direğinden duumlşen bir cismin hareketini hareketli gemiye nispetle goumlruumlr bu da doğrusal bir yoldur Gemi dışında hareketsiz bir goumlzlemci ise gemi direğinden duumlşen cismin parabolik bir yol ccedilizerek duumlştuumlğuumlnuuml goumlrecektir Bu accedilıklamadan sonra Aristotelesccedili arkadaşı ona deney yapıp yapmadığını sorar Galileo ldquoHayır yapmama da gerek yok boumlyle olduğunu deneysiz de ileri suumlrebilirim ccediluumlnkuuml başka tuumlrluuml olamazrdquo der96 Youmlntemsel duumlşuumlncenin epistemolojik duumlşuumlnceye ağır bastığı duumlzenleyici bir seviyede deney teoriyi doğrulamak iccedilin yapılmaz teorik olasılıkları serimlemek iccedilin yapılır97 Duumlzenleyici bir seviyeye ulaşılıncaya kadar deney ve goumlzleme ihtiyaccedil vardır ama bir yerden sonra hipotez kurmak bir soyutlama işi olduğu iccedilin deney ve goumlzleme olan bağlılık doğayı idealize etmenin oumlnuumlnde bir engel oluşturacağı iccedilin terk edilir Bu dereceden sonra yapılacak deneyler hipotezin fenomenal sonuccedillarını test etmek ve denetlemek iccedilindir

93 McMullin ldquoThe Conception of Science in Galileorsquos Worksrdquo 226-22794 Maurice A Finnocchiaro Galileo and the Art of Reasoning Rethorical Foundations of Logic and

Scientific Method (Dordrecth D Reidel Publishing Company 1980) 196-19995 Galilei Dialogues on Two New Sciences 25396 Alexandre Koyreacute Bilim Tarihi Yazıları ccedilev K Dinccediler (Ankara Tuumlbitak 2000) 208-20997 Butts ldquoSome Tactics in Galileorsquos Propaganda for the Mathematization of Science Experiencerdquo 81-82

48 Engin Koca

Galileo iccedilin doğa bilimi doğadaki kusurları idealize eden sezgisel bir akıl yuumlruumltme ile bir takım ilk ilkelere ulaşmak (hipotez) bu ilk ilkelerin doğruluğunu test etmek iccedilin de geometrik youmlntemle bu ilk ilkelerden ccedilıkarsanan tikel sonuccedilları (tuumlmdengelim) deneysel olarak sınamaktır Ama bu da yetmemekte deneysel doğrulama suumlrecinde karşılaşılan anomalilerin nerelerde ihmal edilmesi gereken fiziksel kusurlardan nere-lerde ilkenin yanlışlığından kaynaklandığının da belirlenmesi gerekmektedir

Galileorsquonun hipotetik tuumlmdengelim youmlntemi doumlrt adımlıdır 1) Doğanın goumlzlem-lenmesi ya da deneyim 2) deneyimden hareketle goumlzleme kapalı alana dair yapılan sezgisel ccedilıkarım 3) bu ccedilıkarımın matematiksel goumlsterimi ve 4) deney ile hipotezin kontrol edilmesi Galileo doğa olayları arasındaki ilişkiyi matematiksel karakterli bir oumlnerme ile ifade eder98 Oumlnce tekil durumları deneysel olarak ele alır sonra buradan hareketle ve sahip olduğu a priori ilkelerle birlikte bir oumlnerme kurar Bu oumlnerme ma-tematiksel karakterlidir daha sonra bunu deneyle doğrulamaya ccedilalışır Yine bu suumlreccedilte yapmış olduğu ihmaller de deneysel değil a priorirsquodir Şu halde ilk adım sentez ikinci adım analizdir denilebilir

Bir sonraki boumlluumlmde Newtoncu deneysel youmlntem ele alınacak Galileorsquonun hi-potetik tuumlmdengelim youmlntemi ile karşılaştırılmasına yer verilecektir

V Newton

Newton kendi kullandığı youmlntemi accedilıklamak iccedilin Principiarsquonın uumlccediluumlncuuml kitabının (De Mundi Systemate) girişine doumlrt kuraldan oluşan ldquoFelsefede Akıl Yuumlruumltme Kurallarırdquo (Rules of Reasoning in Philosophy) isimli bir boumlluumlm ekler Newton ilk kuralda doğal olgulara goumlruumlnuumlşleri doğru ve yeterli bir biccedilimde accedilıklayan nedenlerden başka neden atfetmediğini ccediluumlnkuuml doğanın boş şeyler yapmadığını ve yaptığı şeylerde hep en yalın olan yolu kullandığını ifade eder Bu kural Galileorsquonun gelgit teorisini accedilıklamaya başlamadan oumlnce zikrettiği kuraldır99 İkinci kural da yine Galileorsquonun ldquoevrensellik ilkesirdquosidir Aynı doğal sonuccedillar muumlmkuumln olduğu kadar aynı nedenlere tahsis edilme-lidir100 İlk iki kuralda fenomenlerden elde edilmemiş okuumllt nedenleri kabul etmediğini ve pek ccedilok benzer sonucun nedenlerinin bir ve aynı olduğunu ifade eden Newton uumlccediluumlncuuml kuralda şunları soumlyler

Kural 3 Cisimlerin nitelikleri yoğunlaşma ve seyrelme dereceleri dikkate alınmaksızın deneysel araştırmamız iccedilindeki tuumlm cisimlerde bulunur dolayısıyla bu nitelikler cisimlerin tuumlmel nitelikleridir Cisimlerin nitelikleri yalnızca deney ile bilinebilir evrensellik oumllccediluumltuuml

98 Pitt Galileo Human Knowledge and the Book of Nature Method Replaces Metaphysics 141 ve ayrıca bkz Gower Scientific Method 37-38

99 Galilei İki Buumlyuumlk Duumlnya Sistemi Hakkında Diyalog 571-634100 Isaac Newton Mathematical Principles of Natural Philosophy trans Florian Cajori v dğr (Berkeley

Los Angeles London University of California Press 1974) 398

Theoretike İle Poietike Arasında Modern Bilimin Youmlntem Arayışı 49

ise deneysel kanıtlamadır Deneysel kanıtlar insanların vehimleri uğruna terk edilemez Doğa analojileri de yalın olmadıkccedila ve sabit olmadıkccedila terk edilir Cisimlerin uzamsallığı duyularımızdan başka yolla bilinemez Uzamı sadece duyusal şeylerde kavradığımız iccedilin duyusal olan herşeye uzamı yuumlkleriz Deneyimin bize goumlsterdiği gibi cisimlerin buumlyuumlk ccediloğunluğu serttir buumltuumlndeki sertlik de duyulamayan boumlluumlnmez parccedilaların sertliğinden kaynaklanır Buumltuumln cisimler nuumlfuz edilemezdir bunu akıldan değil duyulardan elde ederiz Elimize aldığımız cisimler nuumlfuz edilemezdir bu nedenle nuumlfuz edilemezlik evrensel bir niteliktir sonucunu ccedilıkartırız Tuumlm cisimler hareket edebilirdir ve tuumlm cisimlere hareket-lerini veya suumlkucircnlarını muhafaza etme guumlccedilleri bahşedilmiştir (buna eylemsizlik diyoruz) Bu guumlccedilleri yalnızca goumlzlemlenmiş cisimlerden hareketle ccedilıkarsıyoruz Buumltuumlnuumln uzamı sertliği nuumlfuz edilemezliği hareket edebilirliği ve eylemsizliği parccedilaların uzamı sert-liği nuumlfuz edilmezliği hareket edebilirliği ve eylemsizliğinden kaynaklanır Bu nedenle tuumlm cisimlerin en kuumlccediluumlk parccedilacıkları da uzamsallık sertlik nuumlfuz edilemezlik hareket edebilirlik ve eylemsizlik niteliklerine sahiptir Bu tuumlm felsefenin temelidir Cismin boumlluuml-nebilir ardışık parccedilalarının bir birlerinden ayrılabilir olması bir goumlzlem meselesidir ama boumlluumlnmez parccedilacıklar aklımızın kavradığı matematiksel olarak goumlsterilen parccedilacıklardır Boumlluumlnmez kabul ettiğimiz parccedilacıklar da doğanın guumlccedilleri ile boumlluumlnebilir bunu bilemeyiz Boumlluumlnmez veya boumlluumlnebilir parccedilalar gerccedilekte sonsuza kadar da boumlluumlnebilir olabilir Son olarak deneysel ve astronomik goumlzlemler ile evrensel olarak goumlruumlnen tuumlm cisimlerin Duumlnyarsquonın merkezine ccedilekilmeleri ve bunun cismin niceliği (kuumltlesi) ile doğru orantılı olması Ayrsquoın Duumlnyarsquoya ccedilekilmesi ve denizlerin de Ay tarafından ccedilekilmesi aynı şekilde tuumlm gezegenlerin ve kuyruklu yıldızların Guumlneşrsquoe ccedilekilmeleri ile bu kuralın gereği olarak şu sonucu ccedilıkarmamıza yol accedilar Tuumlm cisimlere evrensel olarak karşılıklı ccedilekim ilkesi bahşedilmiştir Ccedilekim guumlcuumlnuumln cisimlerin oumlzsel niteliği olduğunu soumlylemiyorum ccediluumlnkuuml bu sabit değildir yeryuumlzuumlnden uzaklaştıkccedila azalan bir şeydir101

Newton bu kuralda cisimlerin evrensel niteliklerinin hareket edebilirlik nuumlfuz edilmezlik uzamsallık sertlik ve eylemsizlik olduğunu ccedilekim guumlcuumlnuumln karşılıklı olarak tuumlm cisimlerde olmasına rağmen şiddetinin uzaklıkla ters orantılı olarak azal-masından dolayı sabit olmadığını bu nedenle de cisimlerin oumlzsel niteliği olarak kabul edilemeyeceğini ifade eder Newton bu kuralda kendi ilk ilkelerini Principiarsquoya temel teşkil eden varsayımlarını ortaya koyar Newton iccedilin her bir ilke fenomenlerden elde edilmiştir Bunu nasıl elde ettiğini de doumlrduumlncuuml kuralda ifade eder Doumlrduumlncuuml kural şoumlyledir ldquoDeneysel felsefede oumlnermeleri genel tuumlmevarım ile fenomenlerden doğru bir biccedilimde ya da neredeyse doğru bir biccedilimde ccedilıkarsarız Hipotezler lehine tuumlmevarım terk edilemezrdquo102

Newtonrsquoun akıl yuumlruumltme kurallarında belirtiği youmlnteme Cohen ldquoNewtonian stylerdquo (Newtoncu tarz) ismini verir Cohenrsquoe goumlre bu youmlntem akıl yuumlruumltme ve o akla youmln veren guumlccedilluuml bir hayal guumlcuuml ile empirik verilere uygulanan matematiksel tekniğin oumlzel bir karışımıdır Bu youmlntemin en oumlnemli oumlzelliği matematiksel alana transfer edilebilir varsayılmış bir yalın fiziksel mevcutlar (entities) ve durumlar kuumlmesinden hareket et-mesidir Oumlrnek olarak gezegen hareketleri problemi oumlncelikle merkezi ccedilekim kuvveti

101 Newton Mathematical Principles of Natural Philosophy 398-400102 Newton Mathematical Principles of Natural Philosophy 400

50 Engin Koca

etkisi altında hareket eden tek-cisimli sisteme indirgenir burada noktasal bir kuumltlenin matematiksel uzayda ve zamanda hareketi tartışılır Bu inşa suumlrecinde Newton doğa-daki sistemi idalize etmekle kalmaz doğal sisteme paralel matematiksel ve hayali bir sistem yaratır Bu matematiksel sistem idealize edilmiş doğal sistemin bir taklididir matematiksel olarak ccedilıkarsanan kural ve oranlar deney ve goumlzlemden tuumlmevarım ile elde edilen kural ve oranlarla (genelleştirilmiş verilerle) karşılaştırılır Oumlrnek olarak birinci kitabın ilk iki oumlnermesinde ifade edilen ccedilekim kuvveti etkisi altında eylemsiz hareket yapan noktasal kuumltlenin durumu fenomenal olarak denetlenebilir bir ilişki olan alan yasası (Keplerrsquoin ikinci yasası) iccedilin gerek ve yeter koşuldur ve bunun uumlzerinden kontrol edilir Gerccedileklik ile modelin her karşılaştırılması bir modifikasyon her modifi-kasyon da yeni ccedilıkarımlar demektir yeni ccedilıkarımlar her seferinde gerccedileklikle yeniden kontrol edilerek dairesel bir suumlreccedil takip edilir Bu suumlreccedilte matematiksel modele her seferinde yeni ama hayalicirc mevcutlar kavramlar veya durumlar eklenebilir Bu nedenle Newtonrsquoun oluşturduğu fenomen temelli matematiksel model doğanın idealizasyonu (yalınlaştırılmış hali) olduğundan gerccedilekliğe yakınsar (approximation) ama ona oumlz-deş değildir103 Smithrsquoin de ifade ettiği gibi Newtoncu youmlntem mevcut teorideki her sistematik sapmanın ccediloumlzuumllmemiş bir problemin varlığına işaret etmesi anlamında seleflerinden ayrılır Dolayısıyla Newtoncu bilim bitimsiz bir soruşturmadır104

Burtt de Cohen ve Smith ile aynı şekilde duumlşuumlnuumlr ve Newtonrsquoun Descartes ve Galileorsquonun tersine matematiksel doğruları fiziksel doğrular olarak kabul etmediğini fiziksel ilkelerin Newton iccedilin fiziksel varsayımlardan ziyade matematiksel varsa-yımlar olduğunu soumlyler Newton iccedilin matematik suumlrekli olarak deneyde modellenir her ne kadar matematiksel ccedilıkarımlar yapmış olsa da Newton suumlrekli bu ccedilıkarımların deneylerle doğrulanması gerektiğini vurgular105

Newtoncu youmlntemin guumlcuuml yeni bir matematiksel analiz biccedilimi ile fiziksel neden araştırmasını birleştirmesi ve sonuccedilların suumlrekli olarak deneylerle kontrol edilmesinden kaynaklanır Onun youmlntemindeki en oumlnemli unsur matematiksel yasalar ile ldquonedenlerrdquo olarak fiziksel kuvvetlerin niteliklerinin ayırt edilebilmiş olmasıdır Bu suumlreccedilte Newton gerccedileklikten soyutlanmış matematiksel yapılar oluşturmamış ama yalınlaştırılmış ve idealize edilmiş fiziksel durumların daha sonra deney ve goumlzlemlerle accedilığa ccedilıkan gerccedilek fiziksel durumlarla ilişkiye sokulacak biccedilimde matematiksel karşılıklarını yaratmıştır106 Ama yaratılan matematiksel karşılıklar fiziksel fenomenleri niceliksel olana indirgeyip

103 I Bernard Cohen The Newtonian Revolution (Cambridge Cambridge University Press 1980) 69 ayrıca bkz I Bernard Cohen ldquoNewtonrsquos Third Law and Universal Gravityrdquo Journal of the History of Ideas 48IV (Oct-Dec 1987) 588-591

104 George E Smith ldquoThe Methodolgy of Principiardquo The Cambridge Companion to Newton ed I B Cohen v dğr (Cambridge Cambrdige University Press 2004) 159

105 Edwin Arthur Burtt The Metaphysical Foundations of Modern Physical Science (London Kegan Paul Trench Trubner amp CO LTD 1925) 206-207

106 Cohen The Newtonian Revolution 37

Theoretike İle Poietike Arasında Modern Bilimin Youmlntem Arayışı 51

tahrip etmeyi ve onları kurgusal kavramlarla ilişkilendirmeyi gerektirmektedir Christiaan Huygens Traiteacute de la Lumiegravere isimli eserinin girişinde muumlkemmel

olan bilimin geometri olduğunu fiziğin kesinliğe yaklaşabileceğini ama elde edilen teorilerin hep ihtimalicirc teoriler olarak kalacağını ifade eder

Bu konuda (oumlzelde mekanik genelde fizik) geometrideki kesinlik derecesinde bir ispat yapılamaz Bu nedenle kullanılan youmlntem oumlnermelerini inkacircr edilemez ilkelere dayandı-ran geometricilerin kullandığı youmlntemden oldukccedila farklıdır Bu konuda ilkeler onlardan ccedilıkarımlanan sonuccedillarla test edilir Konunun doğası başka tuumlrluuml bir youmlnteme izin vermez Fakat bu yolla kesinlikten ccedilok az yoksun olan ihtimalicirc teoriler kurulabilir Varsayılan ilkelerin sonuccedilları goumlzlemlenen fenomenlerle muumlkemmel şekilde uyumlu olabilir Ancak belirli bir hipotez kabul edilip yeni fenomenler tahmin edildiğinde beklentilerin gerccedilek-leştiği goumlruumlluumlecektir107

Hem Newtoncu deneysel youmlntem hem de Huygensrsquoin kabul ettiği Galileocu hi-potetik tuumlmdengelim youmlntemi ihtimalicirc teoriler ortaya koyma noktasında mutabık ise ayrım nerede ortaya ccedilıkmaktadır

Smith Newtoncu youmlntemin hareketi maddenin maddeye temasıyla accedilıklayan mekanik felsefenin kullandığı hipotetik tuumlmdengelim youmlnteminden farklı olduğunu ifade eder108 Ccediluumlnkuuml Galileo ve Huygensrsquoin matematiksel teorileri oumlncelikli olarak fenomenleri tahmin etmek ve accedilıklamak amacındadır Principiarsquonın ilk iki kitabında geliştirilen matematiksel teorilerin amacı ise empirik duumlnyanın ona sorulan sorulara cevap verebilmesi iccedilin kullanılacak deney ve goumlzlemlere rehberlik edecek ccedilerccedileveyi oluşturmaktır Diğer bir deyişle Newtonrsquoun matematiksel teorileri test edilemez formdaki soruları test edilebilir empirik sorulara doumlnuumlştuumlrmek amacını taşır109

Hipotetik tuumlmdengelim youmlnteminin uygulaması Huygensrsquoin Horologium Oscil-latorium isimli kitabındaki sarkaccedil hareketi teorisinde goumlruumlluumlr Bu teoride idealize edilmiş noktasal kuumltlelerin matematiksel olarak betimlenmiş salınımı farklı buumlyuumlkluumlk ve şekillerdeki fiziksel kuumltlelerin deneysel salınımları ile karşılaştırılır ve bazı yerlerde duumlzeltmeler yapılır Huygensrsquoin ulaştığı sonuccedil idealize edilmiş teori ile fiziksel ger-ccedilekliğin arasındaki farkın pratik bir oumlneminin olmadığı ve ihmal edilebilir olduğudur Huygens ikinci olarak gerccedilek duumlnyanın karmaşıklığının deneysel kanıtların oumlnuumlnde bir engel teşkil ettiğini ve kanıtların kalitesini sınırlandırdığını soumlyler bu nedenle de deneysel verilerden hareket edilmesinin yanıltıcı olacağını ifade eder110

Hipotetik tuumlmdengelim geometride olduğu gibi oumlnermeleri kendinde bir kanıt olarak kabul etmez ama doğrulukları ccedilıkarımlanan sonuccedilların doğrulanması (deney) ile belirlenir Bu belirleme ya da doğrulama sonuccedillardan oumlnermelere doğru gider

107 Aktaran Hesse Forces and Fields 107-108 ve 119-120108 Smith ldquoThe Methodolgy of Principiardquo 139109 Smith ldquoThe Methodolgy of Principiardquo 147110 Smith ldquoThe Methodolgy of Principiardquo 155

52 Engin Koca

Oumlnermeyi doğru kabul etmenin gerekccedilesi oumlnermenin oumlngoumlrduumlğuuml sonucun doğrulanması ile gerccedilekleşir111 Ccediluumlnkuuml hareket hakkında bazı varsayımlar kullanılarak matematik-sel olarak doğru sonuccedillar elde edilebilir fakat bu durum varsayımların doğruluğunu garanti etmez aynı sonuccedillar başka varsayımlar ile de elde edilebilir Geometride aksiyomlar temel oumlnermeler ve tanımlar apaccedilıktır (self-evident) fakat hareket bilimi iccedilin bu geccedilerli değildir112

Newtonrsquoun deneysel youmlntemi ile Galileorsquonun ve Huygensrsquoin hipotetik tuumlmden-gelim youmlnteminin birbirinden ayrıldığı yer de kanımızca burasıdır Newton pek ccedilok farklı hipotezin aynı goumlzlem ve deneylerle uyuşabileceğini ifade ederek Galileo ve Huygensrsquoin kullandığı hipotetik tuumlmdengelim youmlntemine karşı ccedilıkar Newtonrsquoa goumlre hipotetik tuumlmdengelim youmlntemi olguyu accedilıklıyor goumlruumlnen bir hipotezi doğru varsa-yarak yola ccedilıkıyor olmasından dolayı hatalıdır113 Newton kendi deneysel youmlnteminin daha guumlvenli bir youmlntem olduğunu hipotetik tuumlmdengelimin sınırlarının uumlstesinden geldiğini iddia eder114 Newton kendi youmlnteminin de her zaman mutlak kesin (doğayı nasıl ise oumlyle accedilıklama anlamında değil doğru ama eksik doğa kuvvetlerini belirleme anlamında) bilgiyi sağlamadığını ccediluumlnkuuml goumlzlemlenen olgulara dayanarak goumlzlemlene-mez alana dair yapılan ccedilıkarımın her zaman yanlış olabileceğini ifade eder Newtonrsquoa goumlre deneysel youmlntem mutlak olmasa da en yuumlksek derecede kesinliği verebilen tek youmlntemdir115

İki youmlntem biccedilimini birbirinden ayıran nokta iki youmlntemin hipotez oluşturma suumlrecinde tuumlmevarıma verdikleri oumlnemde accedilığa ccedilıkar Ccediluumlnkuuml Galileo ve Huygensrsquoin hipotetik tuumlmdengelim youmlntemi Newtonrsquoun deneysel-tuumlmevarımsal youmlteminin karşısına buumltuumlnuumlyle değil ama kısmen Descartesccedilı sezgiciliği koyar

Newton tuumlmevarım terimini ilk defa 1713 tarihli (ikinci baskı) Principiarsquonın Ge-neral Scholium boumlluumlmuumlnde kullanır116 ldquoBu felsefede tikel oumlnermeler fenomenlerden ccedilıkarsanır ve en sonunda tuumlmevarımla yorumlanırrdquo117 Daha sonra 1717 tarihli (ikinci baskı) Opticksrsquote tuumlmevarımı ldquoşeylerin doğasını ortaya koyma imkacircnı veren en iyi ispat yolurdquo118 olarak accedilıklar Yine Principiarsquonın 1726 tarihli basımında tuumlmevarım Newtoncu akıl yuumlruumltmeye karşı yapılan succedillamaların koruyucusu olarak accedilıklanır 1713-1726 tarihleri arasında Newton bir yandan suumlrekli olarak teorilerinin mutlak kesin olmadığını soumlylerken diğer yandan da teorilerinin hipotetik olduğu youmlnuumlndeki succedillamaları reddetmiştir Genelleştirme deneyimle ispatlanabilir değildir dolayısıyla

111 McMullin ldquoThe Conception of Science in Galileorsquos Worksrdquo 226-227112 Gower Scientific Method 26113 Gower Scientific Method 80114 Smith ldquoThe Methodolgy of Principiardquo 154115 Gower Scientific Method 74116 Bechler Newtonrsquos Physics 351117 Newton Mathematical Principles of Natural Philosophy 676118 Isaac Newton Opticks (London Printers to Royal Society 1704) 404

Theoretike İle Poietike Arasında Modern Bilimin Youmlntem Arayışı 53

yasalar mutlak olarak kesin değildir ama genel yasalardır Fakat deneyimden tuumlmeva-rımla elde edilen yasalar hipotetik değildir Tuumlmevarım suumlreci yasaların kesin olma-masının ama gerccedilek olmasının kaynağıdır Newton tuumlmevarımı kullanarak teorilerinin hipotetik statuumlsuumlne dair yapılan succedillamalardan kaccedilınmaya ccedilalışır119

Newtonrsquoun hipotetik terimi ile kastettiği şey buumlyuumlk oranda Descartesccedilı Vertex teorisi ve klasik kozmoloji teorileridir Newton iccedilin bir teorinin sonuccedillarının oumllccediluuml-lebilir mahiyeti haiz olması gerekmektedir ve kendi teorileri bu anlamda hipotetik değildir ccediluumlnkuuml oumllccediluumllebilirlerdir Newton iccedilin bir teorinin bilimsel sayılabilmesi onun matematiksel olarak formuumlle edilebilmesiyle ilgilidir120 Diğer bir deyişle Newton iccedilin bir ldquonedenrdquo varsayımının hipotez olmamasının şartı matematiksel olarak yeniden uumlretilebilmiş olmasıdır Principiarsquonın uumlccediluumlncuuml kitabına yazdığı General Scholiumrsquoda Newton şoumlyle der

Şimdiye dek fenomenlerden ccedilekim kuvvetinin niteliklerinin (fiziksel) nedenini keşfede-medim ve ben hipotezler uydurmam (hypotheses non fingo) fenomenden ccedilıkarsanmayan her şey hipotezdir ve hipotezlerin metafiziksel veya fiziksel olsun okuumllt nitelikte veya mekanik nitelikte olsun deneysel felsefede yeri yoktur Bu felsefede oumlzel oumlnermeler feno-menlerden elde edilir ve tuumlmevarım ile genelleştirilir Sonuccedilta nuumlfuz edilemezlik hareket edebilirlik cismin tepkisel kuvvetleri hareket yasaları ve ccedilekim kuvveti keşfedilmiştir Bize goumlre bunlar ccedilekim kuvvetinin gerccedilekliği iccedilin yeterlidir ve yasada belirlenen eyleme goumlre de buumltuumln goumlksel hareketler ve denizlerin hareketleri accedilıklanır121

Newton iccedilin hipotez demek fenomenlerden ccedilıkarsanmayan buumltuumlnuumlyle hayal guumlcuumlnuumln uumlrettiği iddialardır bu nedenle ldquoben hipotezler uydurmamrdquo der Newtoncu anlamda hipotezin en oumlnemli oumlzelliği genel ilkeden yapılan tikel ccedilıkarımın deneyle denetlenemez oluşunda ortaya ccedilıkar Descartesrsquoın Vertex teorisi boumlyle bir hipotezdir Bu nedenle Newton Principiarsquonın girişinde kendi teorisinin matematiksel bir teori olduğunu ifade ederek matematiksel kuvvetlerin fiziksel kuvvetler olarak duumlşuumlnuumll-memesi gerektiğini soumlyler

Aynı şekilde ccedilekimleri ve itimleri (attractions and impulses) ivmelenme ve itkiyi (mo-tive) veya merkeze youmlnelik her tuumlr eğilimi fark goumlzetmeksizin matematiksel kuvvetler olarak duumlşuumlnuumlyorum ama fiziksel kuvvetler olarak duumlşuumlnmuumlyorumhellip Hiccedilbir yerde bu tarz eylemleri fiziksel nedenler olarak goumlrmuumlyor bu kuvvetleri belirli merkezlere fiziksel anlamda atfetmiyorum122

Newton Opticksrsquote ise şoumlyle der Ccedilekim kuvvetlerinin nasıl ccedilalıştığıyla burada ilgilenmiyorum Ccedilekim kuvvetleri bilin-meyen bir şeyin itkisi ile gerccedilekleşiyor olabilir Bu soumlzcuumlğuuml sadece genel olarak nedeni ne olursa olsun bir cismin diğerini ccedilekmesi anlamında kullanıyorum Ccedilekimin nedeni ile

119 Bechler Newtonrsquos Physics 351-352120 Gower Scientific Method 72121 Newton Mathematical Principles of Natural Philosophy 547122 Newton Mathematical Principles of Natural Philosophy 5-6

54 Engin Koca

ilgili araştırma yapmadan oumlnce doğal fenomenlerden bir cismin diğerini ccedilektiğini ccedilekimin yasalarını ve oumlzelliklerini oumlğrenmeliyiz123

Newton inşa etmiş olduğu hayalicirc-matematiksel modelin en oumlnemli unsuru olan kuvvetlerin fiziksel nedenler olmadığını ama fiziksel nedenlerin doğada goumlrduumlğuuml işlevi kendi ccedilizmiş olduğu matematiksel doğa resminde kuvvetlerin goumlrduumlğuumlnuuml ima eder Newton fiziksel nedenlerin mahiyetlerini ortaya koyduğunu iddia etmez ve eleştirmen-lerini gerccedileklik ile gerccedilekliğin işlevsel modeli arasında ayrım yapamamakla succedillar

Goumlzlemlenebilir alandaki (mahsucircs) sonuccedilların nedenleri goumlzlemlenemez (makucircl) alandadır bu nedenle goumlreceli alan mutlak alana bağlıdır Goumlzlemlenebilir alandaki bir olgunun goumlzlemlenemez alandaki nedeni bilinmiyorsa olgu da bilinmiyor demektir Ama bir olgunun nedeninin gerccedilekte ne olduğundan hiccedilbir zaman kesin olarak emin olunamaz yani sonuccedillardan hareketle yapılacak soyutlamalar her zaman hipotetik olmak zorundadır Newton bunun bilinciyle fiziksel nedenler hakkında bir şey soumlylemekten kaccedilınır ve sadece matematiksel nedenleri doğru (burada doğruluk Baconcı ccedilizgide işlevsellik anlamındadır) olarak tespit ettiğini iddia eder Diğer bir deyişle Newton nedenlerle değil nedenlerin nicelikleriyle ilgilenir

Newton hiccedilbir zaman Baconrsquoa accedilık bir şekilde atıf yapmamıştır ama Newtoncu parccedilalı genelleştirmelerin dikkatli bir birikimi anlamında tuumlmevarım tekniği uumlzerinde Baconrsquoın buumlyuumlk bir etkisi vardır124 Baconrsquoa goumlre tikellerden tuumlmellere doğru asla gidilmemelidir tikellerden orta derece aksiyomlara (medial axioms) parccedilalı genelleştir-melerle gidilmelidir Orta dereceli aksiyomlar kısmi genelleştirmelerdir ccediluumlnkuuml sınırlı sayıda tikeller kuumlmesine dayanır Daha sonra kısmi genel aksiyomlar tek bir ilke olan tuumlmelde birleştirilmelidir Son olarak elde edilen en genel aksiyomdan ccedilıkarımlanan sonuccedillar test edilerek duumlzeltmeler yapılmalıdır125

Baconrsquoın tuumlmevarım youmlntemi fenomenlerden elde edilen duyusal deneyim ile başlar Daha sonra bu veriler tablolara doumlkuumlluumlr ve orta derece aksiyomlar elde edilecek şekilde kısmi genelleştirmeler yapılır126 Orta dereceli aksiyomlar fenomenler ile form-lar arasındaki ilişkiyi sağlayan aracılardır Bu nedenle tikellerden tuumlmellere geccedilerken orta dereceli aksiyomlar kullanılır Keşfedilen en genel nedenlerin doğadaki formların bilgisi olduğunun garantoumlruuml işte bu orta dereceli aksiyomlardır Newton bu şemada orta dereceli aksiyomları aynı Bacon gibi ayıklamalı bir analiz youmlntemi kullanarak ama şeyleri niteliksel youmlnleri ile değil niceliksel youmlnleri ele alarak oluşturur Elde ettiği orta

123 Aktaran Roderick W Home ldquoNewtonrsquos Subtle Matter The Opticks Queries and the Mechanical Phi-losophyrdquo Renaissance and Revolution Humanists Scholars Craftsmen and Natural Philosophers in Early Modern Europe ed JV Field v dğr (Cambridge Cambridge University Press 1993) 196

124 Antonio Peacuterez-Ramos ldquoBaconrsquos Legacyrdquo The Cambridge Companion to Bacon ed Markku Peltonen (Cambridge Cambridge University Press 1996) 319

125 Steffen Ducheyne ldquoBaconrsquos Idea and Newtonrsquos Practice of Inductionrdquo Philosophica 76 (2005) 116-117

126 Ducheyne ldquoBaconrsquos Idea and Newtonrsquos Practice of Inductionrdquo 118-119

Theoretike İle Poietike Arasında Modern Bilimin Youmlntem Arayışı 55

dereceli aksiyomlardan yani ilişkilerden daha sonra yaptığı ikincil bir soyutlama ile en genel doğa yasalarına ulaşır Buna goumlre oluşturulan merkezi ivmelenme (a = v

2 )

r ya da

serbest duumlşme (d = 1 a (Δt)2)

2 yasaları ikinci dereceden elde edilmiş olan aksiyom ve

tanımlar arasındaki ilişkiyi (hız ivme ve alınan yol arasındaki niceliksel ilişki) feno-menden orta dereceli aksiyomlara orta dereceli aksiyomlardan matematiksel ilişkilere yapılan soyutlamalarla elde edilmiştir Bir sonraki adımda Newton elde edilmiş olan matematiksel ilişkileri kendi iccedillerinde yeniden ilişkilendirmiş ve Baconrsquoın soumlylediği gibi en genel aksiyoma ya da forma ulaşmıştır Evrensel ccedilekim yasası

Grek felsefesinde analitik youmlntem (kısaca analiz veya ccediloumlzuumlmleme) bir keşif youmlntemi veya problem ccediloumlzme youmlntemi anlamında kullanılmıştır Analizde araştırılan şey sanki ona ulaşılmış gibi hareket noktası olarak alınır sonra adım adım bilinene ulaşılıncaya kadar geriye gidilir Sentetik youmlntemde (kısaca sentez ya da birleştirme) ise bilinenden hareket edilir daha sonra sonuccedillar boyunca yapılan araştırma ile ara-nan şeye ulaşılır Oumlklid geometrisinin aksiyomatik ve tuumlmdengelimli yapısı sentetik youmlntem iccedilin bir modeldir127 Newton Opticksrsquote şoumlyle der

Matematikte ve dolayısıyla doğa felsefesinde analiz youmlntem araştırması sentez youmlntemi ile devam etmelidir Bu analiz deney ve goumlzlem yapmayı ve tuumlmevarım ile sonuccedilları genelleştirmeyi iccedilerir Sonuccedillara yapılan itirazlar eğer başka deneylerden veya kesin doğrulardan hareket etmiyorsa ciddiye alınmamalıdır Hipotezlerin deneysel felsefede yeri yoktur Deney ve goumlzlem sonuccedillarının tuumlmevarım ile genelleştirilmesi her ne kadar genel sonuccedilların ispatı olmasa da şeylerin doğasını araştırmanın ve tartışmanın en iyi yoludurhellip Analiz muumlrekkep olandan yalın olana hareketten kuvvete yani sonuccedillardan nedenlere doğru yapılan harekettirhellip Sentez nedenleri keşfedilmiş ve inşa edilmiş ilkeler olarak varsaymayı iccedilerir bu nedenlerle onların sonuccedilları olan fenomenler accedilıklanır ve accedilıklamalar ispatlanır128

Newton iccedilin analiz muumlrekkep olandan yalın olanı idealize ederek elde etme suumlrecidir ve bu nedenle tuumlmevarım youmlntemiyle yapılır ccediluumlnkuuml ccediloklukta muumlşterek olanı bulmayı amaccedillar Sentez ise analiz ile ulaşılmış olan yalın nedenlerden (kuvvetlerden) tikel fenomenlere dair yapılan ccedilıkarımları yani tuumlmdengelim youmltemini iccedilerir Yine Opticksrsquoin 1706 tarihli ilk baskısında Newton şoumlyle der

Analitik youmlntem (analiz) deney yapmak ve fenomenleri goumlzlemlemektir buradan hareketle akıl muumlrekkep şeylerden yalın şeyleri ccedilıkarır Hareketten hareket ettirici kuvvetlerden ve genel olarak sonuccedillardan onların nedenlerini elde eder Tikel nedenlerden genel nedenlere ulaşır Bu işlem en genel olana ulaşıncaya kadar devam eder129

Goumlruumlleceği uumlzere Newton analiz terimi ile tuumlmevarımsal bir suumlreci sentez terimi ile tuumlmdengelimsel bir suumlreci anlar Diğer bir deyişle analiz ile Bacon ccedilizgisine rap-

127 Niccolo Guicciardini ldquoAnalysis and Synthesis in Newtonrsquos Mathematical Workrdquo The Cambridge Companion to Newton ed I B Cohen v dğr (Cambridge Cambrdige University Press 2004) 308

128 Aktaran Cohen The Newtonian Revolution 12-13129 Aktaran Bechler Newtonrsquos Physics 361

56 Engin Koca

tolduğunu soumlyleyen Newton sentez ile Oumlklidccedili anlamda tuumlmdengelim yani kadim geometrik youmlnteme eklemlendiğini ifade eder Bu youmlntemsel sentezde Newton Huy-gensrsquoin hipotetik tuumlmdengelim youmlntemini iccedilindeki Descartesccedilı unsurları arındırarak yeniden kurar ve adına ldquodeneysel youmlntemrdquo der

VI Değerlendirme

Baconrsquodan Newtonrsquoa uzanan suumlreccedilte yapılan youmlntem tartışmasının ulaştığı sonuccedil doğanın duyulara kapalı alanında matematiksel formda yasaların bulunduğu bu yasa-ların keşfedilmesinin ancak bu yasaların duyusal alanda neden oldukları sonuccedillardan hareketle gerccedilekleştirilebileceği inancıdır Bu sonuccedilların niteliksel youmlnleri niceliksel matematiksel formlara indirgenmeli ve bu şekilde hayalicirc-matematiksel bir doğa resmi ccedilizilmelidir Ccedilizilen resim goumlruumlnmez yasaların mahiyetleri hakkında herhangi bir şey soumlyleme iddiası taşımamaktadır dolayısıyla goumlruumlnmez alana dair yapılan spe-kuumllasyonlar yeni bilimin dışındadır Goumlruumlnmez alandaki guumlccedillerin fenomenal alanda ortaya ccedilıkardığı sonuccedillardan hareketle bu nedenlerin nicelikleri araştırma konusu olabilir O halde fizik şeyleri her ne iseler o yapan şeyi Aristotelesccedili ccedilizginin form dediği şeyi incelememektedir o guumlccedil her ne ise bilinemezdir bilinebilir olan o guumlcuumln fenomenal alanda ortaya ccedilıkardığı sonuccedillardır Bu sonuccedillarla etkin guumlccediller arasında zorunlu bağlantılar kurmanın hiccedilbir meşruiyeti yoktur Yeni fizik tıpkı klasik tekhne gibi nedenlerle ilgilenmemekte postula edilen bazı doğal guumlccedillerin fenomenal alanda ortaya ccedilıkardıkları duumlzenliliklerin nasıl gerccedilekleştiğini matematiksel olarak tasvir et-meye ccedilalışmaktadır Bu duumlzenliliklere fenomenal doğa yasaları denir fenomenal doğa yasaları istatistiksel genellemelerdir ve bu nedenle zorunlu değillerdir Bu resimden hareketle yapılan olgusal accedilıklamalar da her daim ihtimali kalmak130 (Duhemrsquoin tabi-riyle saving the phenomena131) durumundadır Bilginin kesinliğinin ortadan kalktığı bir noktada bilginin değeri onun işlevselliği ile doğru orantılı olacaktır Bu ise bilim ile tekhnenin oumlzdeşleşmesi yani fiziğin mekaniğe indirgenmesi anlamına gelir Yeni fizik ile klasik mekanik arasındaki fark ise Newton dinamiğidir

130 İshak Arslan Ccedilağdaş Doğa Duumlşuumlncesi (İstanbul Kuumlre Yayınları 2011) 22 ayrıca bkz James T Cus-hing Fizikte Felsefi Kavramlar 1 ccedilev Ouml Sarıoğlu (İstanbul Sabancı Uumlniversitesi Yayınları 2010) 55

131 Pierre Duhem To Save the Phenomena An Essay on the Idea of Physical Theory from Plato to Gali-leo trans Edmund Dolan v dğr (Chicago University of Chigaco Press 1969)

Theoretike İle Poietike Arasında Modern Bilimin Youmlntem Arayışı 57

KAYNAKLAR

Aristotle ldquoPhysicsrdquo The Complate Works of Aristotle Vol 1 trns J Barnes New Jersey Princeton University Press 1991

ndashndashndashndash ldquoThe Metaphysicsrdquo The Complate Works of Aristotle Vol 1 trns J Barnes New Jer-sey Princeton University Press 1991

ndashndashndashndash ldquoPosterior Analyticsrdquo The Complate Works of Aristotle Vol 1 trns J Barnes New Jersey Princeton University Press 1991

Arslan İshak Ccedilağdaş Doğa Duumlşuumlncesi İstanbul Kuumlre Yayınları 2011Bechler Zev Newtonrsquos Physics and the Conceptual Structure of the Scientific Revolution

Dordrecht Kluwer Academic Publishers 1991Bacon Francis New Atlantis and The Great Instauration ed Jerry Wingberger Illinois Har-

lan Davidson Inc 1989ndashndashndashndash Novum Organum ccedilev Sema Oumlnal İstanbul Say Yayınları 2012Butts Robert E ldquoSome Tactics in Galileorsquos Propaganda for the Mathematization of Science

Experiencerdquo New Perspectives on Galileo ed R E Butts and J C Pitt Dordrecht D Reidel Publishing Company 1978

Burtt Edwin Arthur The Metaphysical Foundations of Modern Physical Science London Kegan Paul Trench Trubner amp CO LTD 1925

Cevizci Ahmet On Yedinci Yuumlzyıl Felsefesi İstanbul Say 2013Cohen I Bernard The Newtonian Revolution Cambridge Cambridge University Press 1980ndashndashndashndash ldquoNewtonrsquoa Third Law and Universal Gravityrdquo Journal of the History of Ideas 48IV

(1987) 571-593Cottingham John A Descartes Dictionary Cambridge Blackwell Publishers 1993ndashndashndashndash Akılcılık ccedilev Buumllent Goumlzkan İstanbul Doruk Yayıncılık 2003Cushing James T Fizikte Felsefi Kavramlar 1 ccedilev Ouml Sarıoğlu İstanbul Sabancı Uumlniver-

sitesi Yayınları 2010Descartes Reneacute ldquoYoumlntem Uumlzerine Soumlylemrdquo Soumlylem Kurallar Meditasyonlar ccedilev A Yar-

dımlı İstanbul İdea 1996ndashndashndashndash ldquoPrinciples of Philosophyrdquo The Philosophical Writings of Descartes Volume 1 ed J

Cottingham R Stoothoff D Murdoch Cambridge Cambridge University Press 1996ndashndashndashndash Metafizik Duumlşuumlnceler ccedilev M Karasan Ankara MEB yayınları 1967ndashndashndashndash ldquoİlk Felsefe Uumlzerine Meditasyonlarrdquo Soumlylem Kurallar Meditasyonlar ccedilev A Yardım-

lı İstanbul İdea 1996ndashndashndashndash ldquoAklın Youmlnetimi İccedilin Kurallarrdquo Soumlylem Kurallar Meditasyonlar ccedilev A Yardımlı

İstanbul İdea 1996Ducheyne Steffen ldquoBaconrsquos Idea and Newtonrsquos Practice of Inductionrdquo Philosophica 76

(2005) 115-128Duhem Pierre To Save the Phenomena An Essay on the Idea of Physical Theory from Plato

to Galileo trns Edmund Dolan and Chaninah Maschler Chicago University of Chigaco Press 1969

Finnocchiaro Maurice A Galileo and the Art of Reasoning Rethorical Foundations of Logic and Scientific Method Dordrecth D Reidel Publishing Company 1980

Galilei Galileo Dialogues on Two New Sciences trns H Crew and A De Salvio New York William Andres Publishing 2010

ndashndashndashndash İki Buumlyuumlk Duumlnya Sistemi Hakkında Diyalog ccedilev R Aşcıoğlu İstanbul İş Bankası Yayınları 2008

Gaukroger Stephan Descartesrsquo System of Natural Philosophy Cambridge Cambridge Uni-versity Press 2003

58 Engin Koca

Garber Daniel ldquoPhilosophia Historia Mathematica Shifting in the Dixciplinary Geography of the Seventeenth Centuryrdquo Scientia in Early Modern Philosophy Seventeenth Century Thinkers on Demostrative Knowledge from First Principles ed T Sorell G Rogers and J Kraye Dordrecht Heidelberg London New York Springer 2010

Gower Barry Scientific Method An Historical and Philosophical Introduction London Routledge 1997

Guicciardini Niccolo ldquoAnalysis and Synthesis in Newtonrsquos Mathematical Workrdquo The Camb-ridge Companion to Newton ed I B Cohen ve G E Smith Cambridge Cambridge University Press 2004

Hatfield Gary ldquoReneacute Descartesrdquo The Stanford Encyclopedia of Philosophy (Fall 2015 Edi-tion) ed E N Zalta erişim 20052015 httpplatostanfordeduarchivesfall2015en-triesdescartes

Hesse Mary B Forces and Fields The Concept of Action at a Distance in the History of Physics London New York T Nelson 1961

Hessen Boris ve Henryk Grossmann The Social and Economic Roots of the Scientific Revo-lutions ed Gideon Frudenthal ve Peter Maclaughlin Berlin Springer 2009

Home Roderick W ldquoNewtonrsquos Subtle Matter The Opticks Queries and the Mechanical Phi-losophyrdquo Renaissance and Revolution Humanists Scholars Craftsmen and Natural Phi-losophers in Early Modern Europe ed JV Field and FA James Cambridge Cambridge University Press 1993

Koyreacute Alexandre Bilim Tarihi Yazıları ccedilev K Dinccediler Ankara Tuumlbitak 2000Laudan Larry Science and Hypothesis Dordrecht Springer 1981Malherbe Michel ldquoBaconrsquos Method of Sciencerdquo The Cambridge Companion to Bacon ed

Markku Peltonen Cambridge Cambridge University Press 1996McMullin Ernan ldquoThe Conception of Science in Galileorsquos Worksrdquo New Perspectives on Ga-

lileo ed R E Butts J C Pitt Dordrecht D Reidel Publishing Company 1978ndashndashndashndash ldquoHypothesisrdquo Encyclopedia of the Scientific Revolutions From Copernicus to Newton

ed W Applebaum London New York Garland Publishing 2000Meinel Christoph ldquoEarly Seventeenth-Century Atomism Theory Epistemology and the In-

sufficiency of Experimentrdquo The Scientific Enterprise in Early Modern Europe Reading from Isis ed Peter Dear Chicago The University of Chicago Press 1991

Newton Isaac Mathematical Principles of Natural Philosophy trns Florian Cajori and And-rew Motte Berkeley Los Angeles London University of California Press 1974

Osler Margaret J ldquoGalileo Motion and Essencesrdquo The Scientific Enterprise in Early Modern Europe Reading from Isis ed Peter Dear Chicago The University of Chicago Press 1991

Parry Richard ldquoEpisteme and Technerdquo The Stanford Encyclopedia of Philosophy (Fall 2014 Edition) ed Edward N Zalta erişim 10082016 lthttpplatostanfordeduarchivesfall2014entriesepisteme-technegt

Peacuterez-Ramos Antonio ldquoBaconrsquos Legacyrdquo The Cambridge Companion to Bacon ed Markku Peltonen Cambridge Cambridge University Press 1996

Peacuterez-Ramos Antonio Francis Baconrsquos Idea of Science and the Makerrsquos Knowledge Traditi-on Oxford Clarendon Press 1988

Pitt Joseph C ldquoMeasurementrdquo Encyclopedia of the Scientific Revolutions From Copernicus to Newton ed Wilbur Applebaum London New York Garland Publishing 2000

ndashndashndashndash Galileo Human Knowledge and the Book of Nature Method Replaces Metaphysics Netherlands Springer 1992

Smith George E ldquoThe Methodolgy of Principiardquo The Cambridge Companion to Newton ed I B Cohen and G E Smith Cambridge Cambrdige University Press 2004

Theoretike İle Poietike Arasında Modern Bilimin Youmlntem Arayışı 59

Stephenson Bruce Keplerrsquos Physical Astronomy New York Springer 1987Rossi Paolo ldquoBaconrsquos Idea of Sciencerdquo The Cambridge Companion to Bacon ed Markku

Peltonen Cambridge Cambridge University Press 1996Valleriani Matteo Galileo Engineer Dordrecht Springer 2010Vermeir Koen and Sorana Corneanu ldquoIdols of the Imagination Francis Bacon on the Imagi-

nation and the Medicine of the Mindrdquo Perspective on Science 2II (2012) 183-206Wisan Winifred L ldquoGalileorsquos Scientific Method A Reexaminationrdquo New Perspectives on

Galileo ed R E Butts J C Pitt Dordrecht D Reidel Publishing Company 1978Zilsel Edgar The Social Origins of Modern Science Dordrecht Springer 2003

NIETZSCHErsquoNİN SPINOZArsquoYA YOumlNELİK ELEŞTİRİSİ lsquoGUumlCcedil İSTEMİrsquo CONTRA lsquoCONATUSrsquo

B Utkan Atbakan

NIETZSCHErsquoS CRITIQUE OF SPINOZA lsquoTHE WILL TO POWERrsquo CONTRA lsquoCONATUSrsquo

OumlZNietzsche pek ccedilok metninde Spinozarsquodan oumlvguumlyle soumlz etmiş ve onu felsefi selefi olarak kabul etmiştir Boumlyle olmakla birlikte Spinozarsquoyı pek ccedilok farklı konu-da hararetle eleştirmekten de geri kalmamıştır Bu ccedilalışmada Nietzschersquonin Spinozarsquonın guumlccedil anlayışına youmlnelik eleştirileri ve bu eleştirilerin gerekccedileleri Nietzschersquonin lsquoguumlccedil istemirsquo kavramı ile Spinozarsquonın lsquoconatusrsquo kavramı merkeze alınarak ortaya konulmaya ve soumlz konusu eleştiri ve gerekccedilelerin yerinde olup olmadıkları anlaşılmaya ccedilalışılacaktırAnahtar Kelimeler Nietzsche Spinoza Guumlccedil Guumlccedil İstemi Conatus Kendini-Koruma Yaşam

ABSTRACTNietzsche had numerous times spoken in praise of Spinoza and recognized him as his philosophical precursor Nevertheless he had also vehemently criticized Spinoza on many different cases This paper will try to bring forward Nietzschersquos critique of Spinoza about the latterrsquos conception of power by paying a special attention to Nietzschersquos concept of lsquothe will to powerrsquo and Spinozarsquos concept of lsquoconatusrsquo and to understand whether the mentioned critique has been well grounded and accurately directed Keywords Nietzsche Spinoza Power Will to Power Conatus Self-Preservation Life

Kutadgubilig Felsefe-Bilim Araştırmaları Mart 2017 Sayı 33 s 61-76

Arş Goumlr Bartın Uumlniversitesi Felsefe Boumlluumlmuuml (utkanatbakangmailcom) Yazı geliş tarihi 24102016 kabul tarihi 06032017

62 B Utkan Atbakan

I Giriş

Nietzschersquonin Spinozarsquoya youmlnelik hayranlığı accedilıktır Kimi yerde Spinozarsquoyı ldquobil-gelerin en safırdquo olarak anarken1 kimi yerde onu insanlığın dacirchileri arasına yerleştirir2 Kimi zaman Spinozarsquonın duumlşuumlncesinin onun ldquoruhunun tutkulu bir tarihirdquoni yansıttı-ğından oumlvguumlyle soumlz eder3 ve tarzını ldquobasit ve olağanuumlstuumlrdquo bulduğunu soumlylerken4 kimi zaman ise bir filozof olarak kendi damarlarında Spinozarsquonın kanının dolaştığını soumlyler5 ve onu atası addeder6 Dahası arkadaşı Franz Overbeckrsquoe goumlnderdiği 30 Temmuz 1881 tarihli kartpostalda Spinoza hakkında şunları yazar

Tuumlmuumlyle hayrete duumlştuumlm baştan aşağı buumlyuumllendim Bir selefim varmış ki hem de ne selef Spinozarsquoyı neredeyse hiccedil tanımazdım7 ona tam da şimdi ihtiyaccedil duymam ldquoiccedilguumlduumlrdquoseldi Yalnızca onun benimkine benzeyen genel eğiliminde ndashyani bilgiyi en guumlccedilluuml duygu [affekt]8 haline getirmesindendash değil aynı zamanda oumlğretisinin beş temel noktasında da kendimi buluyorum bu pek sıra dışı ve yapayalnız duumlşuumlnuumlr şu konularda bana kesinlikle en yakın duran kişi istem oumlzguumlrluumlğuumlnuuml erekselliği ahlakicirc duumlnya duumlzenini diğergacircmlığı ve koumltuumlluumlğuuml9 reddediyor Fikir ayrılıklarımız elbette pek buumlyuumlk olmakla birlikte bunlar daha ziyade aramızdaki zaman kuumlltuumlr ve bilim farklılıklarından ileri geliyor

1 Bkz Friedrich Nietzsche İnsanca Pek İnsanca-1 ccedilev Mustafa Tuumlzel İstanbul Tuumlrkiye İş Bankası Kuumlltuumlr Yayınları 2012 sect475 s 279

2 Bkz Friedrich Nietzsche Daybreak - Thoughts on the Prejudices of Morality ccedilev RJ Hollingdale ed Maudemarie Clark amp Brian Leiter Cambridge Cambridge University Press 2006 sect497 s 203

3 Bkz age sect481 s 1984 Bkz Friedrich Nietzsche The Gay Science ccedilevWalter Kaufmann New York Vintage Books 1974

sect333 s 2615 Bkz Friedrich Nietzsche Saumlmtliche Werke Kritische Studienausgabe in 15 Baumlnden (KSA) ed Gior-

gio Colli amp Mazzino Montinari Berlin DTVde Gruyter 1988 c 9 12[52] s 585 Bundan boumlyle soumlz konusu eser KSA kısaltmasıyla anılacaktır

6 Bkz Nietzsche KSA c 11 25[454] s 1347 Nietzschersquonin buradaki ldquoSpinozarsquoyı neredeyse hiccedil tanımazdımrdquo beyanını esas alarak ccedilalışmamızda

Nietzschersquonin Spinozarsquoya ilişkin eleştirilerinden yalnızca 1881 sonrası yazılarında bulunanlarını dik-kate alacağız

8 Latince karşılığı lsquoaffectusrsquo olan ve Spinoza tarafından ldquobedenin etki guumlcuumlnuuml [potentia agendi] ccediloğaltan ya da azaltan bu guumlce yardımcı olan ya da onu engelleyen bedenin değişik hallerirdquo ldquove aynı zamanda bu haller hakkındaki fikirlerrdquo anlamında kullanılan (bkz Benedictus De Spinoza Ethica ccedilev Ccediliğdem Duumlruumlşken İstanbul Kabalcı Yayınevi 2011 III Boumlluumlm 3 Tanım s 317) bu terim Spinozarsquonın Et-hicarsquosında oldukccedila oumlnemli bir yer tutmaktadır Nietzsche bu terimi oumlncelikle bu anlamına goumlnderme yaparak kullanmış ve Spinoza ile kendisi arasında bu bağlamda ndashyani lsquoguumlccedilrsquo kavramını merkeze alan bir bağlamdandash bir paralellik kurmuş goumlruumlnuumlyor

9 Nietzschersquonin burada lsquokoumltuumlluumlkrsquo olarak karşıladığımız soumlzuumlnuumln Almanca karşılığı lsquodas Boumlsersquodir yani uumlnluuml lsquoİyinin ve Koumltuumlnuumln Oumltesinde (Jenseits von Gut und Boumlse)rsquo ifadesinde kullanılan soumlzcuumlğuumln aynı-sıdır yoksa yine lsquokoumltuumlrsquo lsquofenarsquo gibi anlamlara gelen lsquoschlechtrsquo değil Bu iki kavram arasındaki oumlnemli ayrımla ilgili oumlrneğin bkz Friedrich Nietzsche On the Genealogy of Morals ccedilev Walter Kaufmann New York Vintage Books 1989 I s 24-56

Nietzschersquonin Spinozarsquoya Youmlnelik Eleştirisi lsquoGuumlccedil İstemirsquo Contra lsquoConatusrsquo 63

Kısacası ccedilok yuumlksek dağlardaymışım gibi ccediloğu kez nefes almamı guumlccedilleştiren ve kanımı huumlcum ettiren yalnızlığım şimdi en azından iki kişilik bir yalnızlık Tuhaf10

Bu kısa metin Nietzschersquonin Spinozarsquoya youmlnelik gerek duygusal gerek felsefi yakınlığını goumlstermesi accedilısından oldukccedila dikkat ccedilekicidir Ne var ki Nietzsche Spi-nozarsquodan ldquoonun oumlğretisinin temel noktalarında kendimi buluyorumrdquo diyecek oumllccediluumlde etkilenmekle birlikte Spinozarsquoyı bir ccedilok bağlamda sert bir şekilde eleştirmekten de geri kalmamıştır Bu ccedilalışmada Nietzschersquonin Spinozarsquonın conatus ilkesine youmlnelik eleştirisinin gerekccedileleri irdelenecek soumlz konusu eleştiri ve gerekccedilelerin yerinde olup olmadıkları anlaşılmaya ccedilalışılacaktır

II Nietzschersquonin Eleştiri Oumllccediluumltleri

Nietzschersquonin oumlvuumlnduumlğuuml meziyetlerinden birisi felsefe tarihinin ilk ve eşsiz psi-kolog-filozofu oluşudur11 Bu bağlamda onun ccedileşitli filozoflara ve felsefi soumlylemlere youmlnelik eleştirilerini ccediloğu zaman bir ccedileşit psiko-analiz uumlzerinden yuumlruumlttuumlğuuml soumlylene-bilir12 Zira Nietzschersquoye goumlre bilinccedil bilinccedil olmayan bilinccedil dışında olan(lar) tarafın-dan başka deyişle guumlduumller tarafından youmlnlendirilir13 Filozofların lsquobilgirsquo lsquodoğrulukrsquo lsquohakikatrsquo gibi terimlerle ortaya koydukları şeyler de ne oumllccediluumlde rasyonel ve mantıksal olma iddiası taşırlarsa taşısınlar irrasyonel ve mantık-dışı temel(ler)e sahiptirler14

Buguumlne kadarki her buumlyuumlk felsefenin yazarının kişisel itirafı ve istemsiz ve bilinccedildışı bir yaşam oumlykuumlsuuml olduğu benim iccedilin tedricen accedilıklık kazandı15 Buumlyuumlk filozofların da bu tuumlrden bir masumiyetleri vardır kendilerinden soumlz ettiklerinin bilincinde değildirler ndash aslında soumlz konusu olan yalnızca kendileri olsa bile ldquohakikatinrdquo soumlz konusu olduğunu ileri suumlrerler16

10 Friedrich Nietzsche lsquoPostcard to Overbeckrsquo The Portable Nietzsche ed amp ccedilev Walter Kaufmann London Penguin Books 1976 s 92

11 Bkz Friedrich Nietzsche Ecce Homo ccedilev Can Alkor İstanbul İthaki Yayınları 2003 lsquoNeden Bir Yazgıyım Benrsquo sect6 s 120-21

12 Burada Nietzschersquonin buumltuumlnuumlyle Fruedccedilu anlamda bir psikanalist olduğunu elbette iddia etmiyoruz Oumlte yandan Freudrsquoun Nietzsche hakkında soumlylediği şu soumlzler Nietzschersquonin ismini psikanalizle bir-likte anma konusunda cesaret vericidir ldquoSonraki yıllarda psikanalitik fikirlerim uumlzerine ccedilalışmaları-mın daha oumlnceden duumlşuumlnuumllmuumlş herhangi bir fikir tarafından engellenmemesi adına bilinccedilli bir saikle Nietzschersquonin ccedilalışmalarını okuma zevkinden kaccedilındım Dolayısıyla meşakkatli psikanaliz ccedilalışma-larından ccedilıkan sonuccedilların da doğrulayacağı uumlzere filozoflar tarafından daha oumlnce sezgisel bir şekilde varılan oumlngoumlruumller konusunda ilk olma iddiasından ndashmemnuniyetlendash vazgeccedilmeye hazır olmak zorunda-yımrdquo Bkz Sigmund Freud The History of the Psychoanalytic Movement ccedilev A A Brill New York The Nervous and Mental Disease Publishing Company 1917 s 9

13 Bkz Friedrich Nietzsche Beyond Good and Evil ccedilev Walter Kaufmann New YorkVintage Books 1966 sect3 sect4 sect5 ve sect6 s 11-14 ayrıca krş Nietzsche Daybreak sect109 s 64-65 ve sect119 s 120

14 Bkz Nietzsche The Gay Science sect110 sect111 s 169-172 ayrıca krş Nietzsche İnsanca Pek İnsan-ca-1 sect31 s 27

15 Bkz Nietzsche Beyond Good and Evil sect6 s 13 16 Bkz Nietzsche KSA c 10 7[62] s 262

64 B Utkan Atbakan

Dolayısıyla Nietzschersquoye goumlre birincil ve asıl oumlnemli olan oumlnermelerin yargıla-rın ilkelerin ya da oumlğretilerin mantıksal tutarlılıkları veveya geccedilerliliklerin sınanması değil bunların ardlarında yatan belirleyici guumlduumllerin saptanmasıdır17 Bu bağlamda Nietzschersquonin felsefi soumlylemleri değerlendirmeeleştirme oumllccediluumltuuml bu soumlylemleri guumlden saiklerin lsquoyaşama karşıtrsquo olup olmadıkları soumlylemlerin yaşam lehine olup olmadıklarıdır

Bir yargının yanlışlığı bizim iccedilin bu yargıya zorunlu olarak bir itiraz gerektirmez [] Asıl soru o yargının ne oumllccediluumlde yaşamı teşvik edici yaşam-koruyucu tuumlr-koruyucu hatta belki tuumlr-yetiştirici olduğudur18

Nietzsche Spinozarsquoya youmlnelik eleştirisini de işte bu oumllccediluumlt uyarınca geliştirir ve ortaya koyar Bu doğrultuda Spinozarsquonın arguumlmanlarını mantıksal olarak ccediluumlruumltmek ya da bunlara karşı-arguumlmanlar geliştirmekten ziyade bu arguumlmanların ardındaki belirleyici guumlduumlyuuml ortaya ccedilıkarmaya ccedilalışır Bu bağlamda eleştirisini Spinozarsquonın felsefesinin temel kabullerinin ndashoumlzellikle conatus ilkesininndash ardında yatan belirleyici guumlduumlnuumln genel olarak yaşama karşıt yaşamın aleyhine olduğu kabuluuml uumlzerinden geliştirir Zira Nietzschersquoye goumlre Spinoza zayıf guumlccedilsuumlz hasta kırılgan ve acı ccedileken bir kişidir ve onun bu durumu hem yaşamına hem felsefesine hatta hem de metodolojisine yansımıştır Başka deyişle Nietzschersquoye goumlre Spinozarsquonın felsefesi ve felsefesini temellendirir-ken başvurduğu tanım aksiyom oumlnerme ve kanıtlara dayalı deduumlktif youmlntem onun zayıflığını dışa vuran ldquokişisel bir itirafrdquo ldquoistemsiz ve bilinccedildışı bir yaşam oumlykuumlsuumlrdquoduumlr

Spinozarsquonın felsefesini ndashsoumlzcuumlk doğru duumlruumlst soumlylendiğinde nihayet ldquokendi bilgeliğinin sevgisinirdquondash zırh ve maske ile kuşatmak ve boumlylece o alt edilmez bakireye Pallas Athenarsquoya bir goumlz atma cuumlretini goumlsterecek her saldırganın yuumlreğine korku salmak uumlzere kullandığı matematiksel formun hokus-pokusunu bir duumlşuumlnuumln bir muumlnzevi hastanın bu maskesi ne de ccedilok kişisel ccedilekingenliği ve incinebilirliği ele veriyor19

17 Nietzsche bir felsefenin anlamının ve dolayısıyla değerinin asıl oumllccediluumltuumlnuumln mantık olmadığı fikrinde-dir ldquoİnsanlar [hellip] bir felsefenin anlamını yeniden lsquoen kutsal iccedil duumlnyalarırsquona goumlre oumllccedilmeyi ne zaman oumlğreneceklerrdquo Bkz Friedrich Nietzsche Eğitici Olarak Schopenhauer ndash Zamana Aykırı Bakışlar-3 ccedilev Mustafa Tuumlzel 1 Baskı İstanbul İthaki Yayınları 2007 s 27 ayrıca krş Nietzsche Boumlyle Soumly-ledi Zerduumlşt ccedilev Mustafa Tuumlzel 4 Basım İstanbul Tuumlrkiye İş Bankası Kuumlltuumlr Yayınları 2013 lsquoOku-mak ve yazmak Uumlzerinersquo s 34-35

18 Nietzsche Beyond Good and Evil sect4 s 1119 Nietzsche Beyond Good and Evil sect5 s 13 Richard Schachtrsquoın pek isabetli bir şekilde işaret ettiği

uumlzere Nietzschersquonin bu ithamı haklılık payı taşıyor olabilir fakat eğer taşıyorsa bu itham Spinoza iccedilin olduğu kadar Nietzschersquonin kendisi iccedilin de bağlayıcıdır ldquo[]bu iki tarafı da keskin bir kılıccediltır ndash oumlzel-likle de bunları soumlyleyenin kendi goumlruumlşlerini sunarken [Spinozarsquonınkinden] farklı fakat en az [onun-ki] kadar problematik bir yol benimsemiş olan bir başka lsquohasta muumlnzevirsquo olduğu goumlz oumlnuumlne alınırsa Burada Nietzschersquoyi ve onun hararetli retoriğini kastediyorum ki bunun okur uumlzerinde Nietzschersquonin burada tarif ettiği aynı goumlz korkutucu etkiyi taşıması muhtemeldir ndash ve hatta temelde taşıması kaste-dilmiş dahi olabilir [] Spinoza ile Nietzsche birbirine tıpatıp benzeyen ikiz kardeşler olmayabilirler belki fakat bu accedilıdan pekacirclacirc kardeş olabilirler Sanırım Nietzsche de bunu belli oumllccediluumlde biliyor ve bun-dan endişe duyuyordurdquo Bkz Richard Schacht lsquoThe Spinoza-Nietzsche Problemrsquo Desire and Affect Spinoza as Psychologist ed Yirmiyahu Yovel New York Little Room Press 1999 s 219

Nietzschersquonin Spinozarsquoya Youmlnelik Eleştirisi lsquoGuumlccedil İstemirsquo Contra lsquoConatusrsquo 65

Bu noktada Nietzschersquonin Spinozarsquonın felsefesinde neyi yaşama karşıt bulduğunu irdelemeden oumlnce şu sorular cevap beklemektedir Nietzschersquoye goumlre yaşam nedir Yaşama karşıt olan nedir Yaşamı ilerleten geliştiren nedir

III Guumlccedil İstemi

Nietzsche iccedilin yaşam guumlccedil istemi (der Wille zur Macht) ile doğrudan ilişkilidir Nerede canlı goumlrduumlysem orada guumlccedil istemini goumlrduumlm20

Guumlccedil istemi kavramının tam ve kapsamlı bir şekilde ele alınması bu ccedilalışmanın sınırlarını aşacak ve başlı başına bir ccedilalışmayı gerektirecektir Ne var ki Nietzschersquonin Spinozarsquoya youmlnelik eleştirisini accedilıkccedila ortaya koyabilmek iccedilin bu boumlluumlmde guumlccedil istemine ilişkin birkaccedil temel belirleme yapmalıyız Nietzsche iccedilin lsquoguumlccedil istemirsquo oumlzelde tuumlm canlı ile cansız ya da organik ile inorganik varlıkların21 birbirleri arasındaki kuvvet ilişkilerini belirleyen ve genel olarak bize yaşamın duumlnyanın gerccedilekliğin oluşun yorumlanmasını muumlmkuumln kılan bir ilke konumundadır22

Nietzsche kimi zaman lsquoguumlccedil istemirsquoni lsquoyaşamrsquo ile eş anlamlı kullanır23 Kimi za-man guumlccedil istemini ldquovarlığın oumlzuumlrdquo olarak24 ldquoduumlnyanın oumlzuumlrdquo olarak25 hatta duumlnyanın ta kendisi olarak tarif eder

Ve duumlnya benim iccedilin nedir bilir misiniz [] Bu duumlnya başlangıccedilsız ve sonsuz bir enerji canavarıdır ne artan ne de azalan kendini genişletmeyen fakat yalnızca doumlnuumlştuumlren sapa-sağlam demirden bir guumlccedil buumlyuumlkluumlğuumlduumlr [hellip] birlikte akan ve huumlcum eden sayısız yıllar boyu tekrar ederek ezelden ebede değişen ve ezelden ebede hep yeniden taşan biccedilimleri gel-git halinde olan bir kuvvetler denizidir [hellip] en basit biccedilimlerden kalkarak en karmaşık olanlara en durgun en katı en soğuk biccedilimlerden en sıcak en ccedilalkantılı kendisiyle en ccedilelişik olanlara doğru muumlcadele eden ve ardından bu bolluktan yine basit olana geri doumlnen [hellip] benim ezeli-ebedi olarak kendini yaratan ezeli-ebedi olarak kendini imha eden bu Dionysosccedilu duumlnyama [hellip] benim ldquoiyinin ve koumltuumlnuumln oumltesinderdquo olanıma amacı olmayan [hellip] istemi olmayan [hellip] bu duumlnyaya bir isim ister misiniz [hellip] Bu duumlnya guumlccedil istemidir başka bir şey değil Ve sizler kendiniz de bu guumlccedil istemisiniz başka bir şey değil26

20 Nietzsche Boumlyle Soumlyledi Zerduumlşt lsquoKendine Uumlstuumln Gelme Uumlzerinersquo s 11121 Nietzsche guumlccedil istemi bağlamında organik-inorganik ya da canlı-cansız ayrımının gerccedilek bir ayrım

olmadığını ve bir oumlnyargıdan ibaret olduğunu kabul eder Bkz Nietzsche KSA c 11 36[21] s 560 KSA c 11 34 [247] s 504 Ayrıca krş Nietzsche Beyond Good and Evil sect36 s47-48

22 Bkz Friedrich Nietzsche The Will to Power ccedilev Walter Kaufmann amp RJ Hollingdale New YorkVintage Books 1968 sect619 s 332-33

23 Oumlrneğin bkz Nietzsche Beyond Good and Evil sect13 s 21 ve sect259 s 203 Friedrich Nietzsche Dec-cal Hıristiyanlığa Lanet ccedilev Oruccedil Aruoba İstanbul Hil Yayınları 1985 sect6 s 16 Nietzsche The Will to Power sect254 s 148

24 Bkz Nietzsche The Will to Power sect693 s 36925 Bkz Nietzsche Beyond Good and Evil sect186 s 9926 Nietzsche The Will to Power sect1067 s 549-50

66 B Utkan Atbakan

Nietzsche genel olarak duumlnyanın buumltuumlnuumlnuuml guumlccedil istemi olarak kabul etmenin yanın-da oumlzel olarak tek tek her lsquoşeyrsquoi her fenomeni guumlccedil isteminin bir ortaya ccedilıkışı olarak dahası bizzat birer guumlccedil istemi olarak goumlruumlr Başka deyişle Nietzsche iccedilin her şey ya da nesne bir ldquokuvvet merkezlerirdquo (Kraftcentren) ldquokuvvet noktalarırdquo (Kraft-Punkte) ya da aynı anlama gelecek şekilde ldquoguumlccedil niceliklerirdquo (Macht-Quanta) ccedilokluğudur27 Bu anlamda bir lsquobirliğersquo rsquoşeyrsquoe ya da lsquonesnersquoye karşılık gelen her guumlccedil miktarı esasında bir eş guumlduumlm altında bir arada bulunan oumlrguumltlenen kuvvetler ccedilokluğundan meydana gelir28 Nietzschersquoye goumlre yaşam da boumlyle belirli bir kuvvetler oumlrguumltlenmesine karşılık gelir

Ortak bir beslenme tarzı ile bağlanmış bir kuvvetler ccedilokluğuna ldquoyaşamrdquo diyoruz29

Başka deyişle yaşam guumlccedil isteminin oumlzel bir formu bir durumudur sadece ndash fakat yegacircne formu da değildir ldquoHer şeyin guumlccedil isteminin bu formuna girmeye ccedilabaladığını soumlylemek oldukccedila keyficircdirrdquo 30

27 Nietzsche kuvvet (Kraft) ve guumlccedil (Macht) kavramları arasında apaccedilık ve kesin bir ayrım yapmamakla birlikte kuvvet terimini hemen her zaman pozitif bilim ve oumlzellikle fizik ile ilgili bahislerde guumlccedil teri-mini ise ccedilok daha geniş bir anlam yelpazesinde kullandığı goumlruumllmektedir Zira tek başına salt mekanik nicel bir kuvvet mefhumu Nietzschersquonin nicel vecheleri olduğu kadar nitel vechelere de sahip olan guumlccedil anlayışını kuşatmak iccedilin yeterli değildir (bkz Nietzsche The Will to Power sect619 s 332-33 krş age sect564 s 304) Boumlyle olmakla birlikte guumlccedil istemi kavramı soumlz konusu olduğunda Nietzschersquonin lsquoguumlccedilrsquo ile lsquokuvvetrsquoi birbiri ile değişmeli olarak kullandığı da goumlruumllmektedir Oumlrneğin guumlccedil istemi bağla-mında bir guumlccedil niceliğini soumlz konusu ettiğinde kimi zaman lsquoguumlccedil niceliğirsquo (Macht Quantum bkz age sect382 s206) kimi zaman ise lsquokuvvet niceliğirsquo (Quantum Kraft bkz Nietzsche On the Genealogy of Morals 1 sect13 s45 ) terimlerini birbiri ile aynı anlama gelecek şekilde kullanmayı tercih eder

a Bunun yanında Nietzsche lsquoguumlccedil istemirsquone ilişkin ilk ayrıntılı tasvirini 1882rsquode Boumlyle Soumlyledi Zer-duumlştrsquouumln lsquoKendini Aşmak Uumlzerinersquo boumlluumlmuumlnde sunmuştur Oumlte yandan doumlneminin oumlnemli fizik teoris-yenlerini incelemeye ve bunlar hakkındaki duumlşuumlncelerini kaleme almaya ccedilok daha oumlnce başlamıştır Nitekim kendi lsquokuvvetrsquo anlayışına dair ilk ayrıntılı yazısı lsquoZaman-Atom Teorisirsquo (Zeitatomenlehre) ismiyle anılan 1873 tarihli bir fragmandır (bkz Nietzsche KSA c 7 26[12] s 575-79) Nietzsc-hersquonin kuvvet anlayışını şekillendirmeye lsquoguumlccedil istemirsquo anlayışını ortaya koymadan ccedilok oumlnce başlamış olmasından yola ccedilıkan Whitlock lsquoguumlccedil istemirsquonin Nietzschersquonin erken doumlnem fizik araştırmalarının bir uumlruumlnuuml olduğunu iddia etmiştir (bkz Greg Whitlock ldquoRoger J Boscovich and Friedrich Nietzsche A Re-Examinationrdquo Nietzsche Epistemology and Philosophy of Science Nietzsche and The Sciences c II ed Babette E Babich Dordrecht Springer 1999 s 187-201) Keza Nietzschersquonin kişisel yazı ve yazışmaları da dahil toplu eserlerinin eleştirel basımının editoumlrlerinden birisi olan Giorgio Colli de benzer bir tespitte bulunur ldquoNietzschersquonin oumlluumlmuumlnden sonra yayınlanan not defterlerinden 1885 yaz mevsimine ait olanlarda Nietzschersquonin gelişimine ilişkin ilgi ccedilekici bir durumla karşılaşıyoruz Guumlccedil istemi teorisinin oluşumu onun positivist olarak anılan doumlnemindeki soumlyleme mekanist formuumllasyon-lara ve bilimsel lsquokuvvetrsquo kavramına dayanmaktadırrdquo Bkz Nietzsche KSA c 11 Nachwort s 724 Nietzschersquonin lsquoguumlccedilrsquo lsquoguumlccedil istemirsquo ve lsquokuvvetrsquo ccedilerccedilevesindeki terminolojisiyle ilgili ayrıntılı bir tartışma iccedilin bkz Gilles Deleuze Nietzsche and Philosophy ccedilev Hugh Tomlinson London Continuum 2002 s 75-79 Yine lsquokuvvetrsquo ile lsquoguumlccedilrsquo arasındaki ayrımla ilgili olarak bkz Joan Stambaugh lsquoThe Distinc-tion between Power and Forcersquo The Problem of Time in Nietzsche ccedilev John F Humprey Lewisburg Bucknell University Press 1987 s 104-08

28 Bkz Nietzsche The Will to Power sect561 s 303 ve sect641 s 341-4229 Age sect641 s 64130 Bkz Age sect692 s 369

Nietzschersquonin Spinozarsquoya Youmlnelik Eleştirisi lsquoGuumlccedil İstemirsquo Contra lsquoConatusrsquo 67

Aslında Nietzschersquoye goumlre kendi başına ele alınabilecek hiccedilbir lsquoşeyrsquoden lsquoken-dinde şeyrsquoden yani kendi dışından yalıtılmış hiccedilbir fenomenden soumlz edilemez ldquoHer şey diğer her şey ile bağlı ve dolayımlıdırrdquo31 ve bu bağlantı oumlyle sıkıdır ki herhangi bir şeyin ortadan kalkması demek her şeyin ortadan kalkması anlamına gelir32 Şeyler arasındaki bu bağlılık ve dolayımlılık ilişkisi bir etkime-etkilenme ilişkisidir zira Nietzschersquoye goumlre ldquobir lsquoşeyrsquo etkilerinin toplamından ibarettirrdquo33 Başka deyişle belirli bir lsquoşeyrsquo den bahsediliyorsa aslında belirli bir etkiler toplamından yani bir etkime-etkilenme ilişkisinden bahsediliyor demektir Dolayısıyla Nietzsche iccedilin lsquoşeyrsquolerden ziyade kendilerini suumlrekli farklı guumlccedil derecelerinde ortaya koyan yani etkiyen ve suumlrekli birbirleriyle ilişki iccedilinde bulunan ldquokuvvet merkezlerirdquo ldquoguumlccedil niceliklerirdquo soumlz konusudur Bu anlamda esasen lsquoşeyrsquo lsquovarlıkrsquo lsquotoumlzrsquo lsquooumlznersquo lsquonesnersquo gibi kavramların her biri kendini ortaya koyan guumlcuuml yani guumlcuumln etkilerini tasvir etmek tarif etmek yorumlamak iccedilin ve bu tasvir tarif ve yorumlar uumlzerinde uzlaşmak uumlzere bizler tara-fından uydurulan ldquokurmacardquolardır34 Bu kurmacalar ortadan kaldırılacak olursa geriye kalan bir guumlccedil niceliği ile ilişki iccedilindeki bir diğer guumlccedil niceliği olacaktır35

Bu anlamda bir guumlccedil niceliğinin var oluşundan da ancak ve ancak bir başka guumlccedil niceliği ile ilişkisi iccedilinde soumlz edilebilir36 Ccediluumlnkuuml etkiyen her guumlccedil niceliği etkiye maruz kalan bir diğer guumlccedil niceliğini şart koşar yani ldquobir guumlccedil niceliği uumlrettiği etki ve direndiği etki ile belirlenirrdquo37 Dolayısıyla guumlcuumln en temel oumlzelliği kendisini bir başka guumlce karşı bir başka guumlce rağmen ortaya koymak istemesidir O halde guumlccedil istemini esasen lsquooumlznersquolerin ya da lsquoşeyrsquolerin birbirleri arasındaki guumlccedil ilişkileri bağlamında accedilıklamaya ccedilalışmaktansa guumlccedil niceliklerinin birbirleri arasındaki etkime-etkilenme yani lsquoguumlccedil ortaya koymarsquo ilişkileri bağlamında ele almak daha isabetli olacaktır

Oumlte yandan Nietzschersquoye goumlre guumlccedil istemi bir kuvvete dışarıdan eklenir ya da dayatılır bir şey değildir guumlccedil istemi kuvvetin iccedilsel istemidir kuvvete muumlndemiccediltir38

31 Age sect584 s31632 Bkz agy33 Age sect551 s29634 Bkz age sect481 s 267 sect556 s 301-02 sect559 s 302 sect634 s 337-38 Ayrıca krş Nietzsche On the

Genealogy of Morals 1 sect13 s 45 Bu nokta Nietzschersquonin hemen hemen buumltuumln fizik ve metafi-zik kuramlarına youmlnelik eleştirisinin temel gerekccedilelerinden birisi olarak goumlruumllebilir Buna goumlre lsquoşeyrsquo lsquotoumlzrsquo lsquooumlznersquo lsquonesnersquo lsquovarlıkrsquo vb kavramlar uumlzerine inşa edilen her tuumlr kuram ne gerccedilekliğe ya da gerccedilekliğin herhangi bir kısmına karşılık gelebilir ne de bir ldquokurmacardquo olmanın oumltesinde herhangi bir gerccedilekliğe sahip olabilir

35 Bkz Nietzsche The Will to Power sect635 s 338-39 36 Nietzsche lsquokendindersquo (an sich) kavramını kaccedilınılması gereken bir kuruntu bir oumlnyargı olarak goumlruumlr

Bkz Nietzsche The Will to Power sect557 s 302 ldquoBir şeyin oumlzellikleri başka laquoşeylerraquo uumlzerindeki etkileridir başka laquoşeylerraquo ortadan kaldırılacak olursa bir şeyin hiccedilbir oumlzelliği bulunamaz yani başka şeyler olmaksızın bir şey de olamaz yani hiccedilbir laquokendinde-şeyraquo yokturrdquo Dolayısıyla tıpkı lsquokendinde şeyrsquo gibi lsquokendinde guumlccedilrsquo de Nietzsche iccedilin kabul edilebilir değildir

37 Nietzsche The Will to Power sect634 s 337-3838 Bkz age sect619 s 332-33 ldquoFizikccedililerimizin Tanrırsquoyı ve duumlnyayı onun aracılığıyla yarattıkları şu

muzaffer lsquokuvvetrsquo kavramı henuumlz hala tamamlanmaya muhtaccediltır ona benim lsquoguumlccedil istemirsquo dediğim

68 B Utkan Atbakan

Ayrıca guumlccedil istemi bir oumlznenin guumlcuuml istemesi guumlccedil peşinde koşması da değildir zira verili her oumlzne aslında bir kuvvetler ccedilokluğuna karşılık geldiği iccedilin guumlccedil isteyen veveya guumlccedil peşinde koşan bir birlik olarak bir oumlzneden de istemden de soumlz edilemez Guumlcuumlnuuml direnccedil ve engellere rağmen ortaya koymak isteyen yani etkisini kendisine direnen diğer guumlccedil nicelikleri uumlzerinde uygulamak isteyen şey guumlccedilten ayrı ve bağım-sız bir oumlzne ya da istem değil guumlcuumln ta kendisidir Bu bağlamda lsquoguumlcuuml istemersquo değil lsquoguumlcuumln istemirsquo soumlz konusudur

Fakat guumlcuuml isteyen kim ndash Eğer guumlcuumln kendisi guumlccedil istemi ise bu saccedilma bir sorudur39

lsquoGuumlccedil istemirsquoni yorumlarken Arendtrsquoin de işaret ettiği uumlzere ldquoistem yalnızca iccedilteki bir direncin uumlstesinden gelerek kendi kaynağının farkına varır guumlccedil edinmek uumlzere doğmuş değildir guumlcuumln ta kendisidir onun kaynağırdquo40 Boumlylece guumlccedil hem isteyen hem de istenendir Deleuzersquouumln bir uyarı vurgusuyla ifade ettiği uumlzere ldquoguumlccedil istemi istem guumlcuuml istiyormuş gibi kavrandı guumlccedil istemin istediği şeymiş gibi kavrandı [] Guumlccedil istemi istemin guumlcuuml istemesi demek değildir [] Guumlccedil istemi tuumlmuumlyle başka tuumlrluuml yorumlanmalıdır Guumlccedil istemin iccedilinde isteyendirrdquo41

Nietzsche guumlcuumln kendini ortaya koymasını yani başka guumlccedil nicelikleri uumlzerinde etkide bulunmasını guumlccedil isteminin temel oumlzelliği olarak belirlemekle bununla oumlzdeş olan bir diğer oumlzelliği vurgular Buna goumlre bir guumlccedil niceliği her zaman iccedilin buumlyuumlmeye genişlemeye yayılmaya yani guumlccedil derecesini artırmaya ccedilalışır

Benim fikrim o ki her belirli beden uzayın tuumlmuumlne hacirckim olmaya ve kuvvetini (ndashguumlccedil is-temini) genişletmeye ve bu genişlemeye direnen her ne varsa geri puumlskuumlrtmeye ccedilabalar Fakat devamlı benzer gayretler goumlsteren başka bedenlerle karşılaşır ve nihayet bunlardan kendisi ile yeteri kadar ilişki kuranlar ile anlaşmaya (ldquoittifakardquo) varır bundan boumlyle guumlccedil iccedilin beraberce iş ccedilevirirler ve suumlreccedil boumlylece suumlruumlp giderndash42

O halde Nietzschersquoye goumlre bir guumlccedil niceliğinden etkin olmamayı yani guumlcuumlnuuml artırmamayı43 istemek ondan guumlccedil olmamayı istemekle aynı anlama gelir

Guumlccedilten kendisini guumlccedil olarak ifade etmemesini istemek [] zayıflıktan kendisini guumlccedil ola-rak ifade etmesini istemek kadar saccedilmadır Bir kuvvet niceliği bir itki bir istem bir etki niceliğine denktir ndash dahası [bu kuvvet niceliği] tam da bu itilmenin istemenin etkimenin kendisinden başka bir şey değildir []44

yani guumlcuuml ortaya koymaya youmlnelik dindirilemez bir arzu ya da guumlcuumln kullanımı ve icrası [] olarak tanımladığım iccedilsel bir istem atfetmek gerekirrdquo Krş Nietzsche KSA c 11 36[31] s 563

39 Age sect693 s 36940 Hannah Arendt lsquoNietzschersquos Repudiation of the Willrsquo The Life of the Mind Vol 2 Willing New York

HarvestHarcourt Inc 1978 s 162 41 Deleuze Nietzsche and Philosophy ccedilev Hugh Tomlinson London Continuum 2002 s 84-85 42 Nietzsche The Will to Power sect636 s 340 43 Nietzschersquoye goumlre etkin olmak demek guumlce erişmeye ccedilalışmak demektir Bkz Nietzsche The Will to

Power sect657 s 34744 Nietzsche On the Genealogy of Morals I sect13 s 45

Nietzschersquonin Spinozarsquoya Youmlnelik Eleştirisi lsquoGuumlccedil İstemirsquo Contra lsquoConatusrsquo 69

Yaşam da guumlccedil isteminin belirli bir formu olduğu iccedilin yaşayan her ne varsa suumlrekli etkin olmaya kendini ortaya koymaya guumlcuumlnuuml uygulamaya kendisini bundan alıko-yan her dış guumlce direnmeye her engeli aşmaya ve bunun iccedilin de guumlcuumlnuuml artırmaya ve yaymaya youmlnelir Nietzschersquonin ldquonerede canlı buldumsa orada guumlccedil istemini buldumrdquo demesinin başlıca sebebi bu olsa gerektir

Sahip olmak ve daha fazlasını istemek ndashtek kelimeyle buumlyuumlmendash bu yaşamın ta kendisidir45

Oumlzel bir durum olarak yaşam [] azami bir guumlccedil hissi elde etmeye ccedilabalar esasen daha fazla guumlccedil iccedilin bir ccedilabadır bu ccedilabalamak guumlccedil iccedilin ccedilabalamaktan başka bir şey değildir en temel ve en iccedilsel şey daima bu istemdir46

[Eğer beden] oumllmekte olan değil de yaşayan bir bedense [hellip] ete kemiğe buumlruumlnmuumlş bir guumlccedil istemi olmak zorundadır buumlyuumlmeye yayılmaya zapt etmeye uumlstuumln olmaya ccedilabala-yacaktır ndash [hellip] ccediluumlnkuuml yaşamaktadır ve ccediluumlnkuuml yaşam tam da guumlccedil istemidir47

Nietzschersquonin lsquoguumlccedil istemirsquo anlayışı bağlamında Spinozarsquoya youmlnelttiği temel eleştiri işte bu noktada temellenmektedir Nietzschersquoye goumlre Spinoza bizim lsquoconatus oumlğretisirsquo olarak andığımız anlayışı ile guumlcuumln bu artma buumlyuumlme yayılma youmlnelimini yadsımış guumlcuumln karakterini kendini-koruma hayatta-kalma ccedilabasına indirgemiş ve dolayısıyla aslen guumlccedil istemi demek olan yaşamı da yadsımıştır Boumlylelikle Spinoza guumlcuumln artma ve yayılma eğilimini goumlz ardı etmekle kalmamış etkilerinin toplamı demek olan guumlcuumln olmazsa olmazını oumlzuumlnuuml yani etkin olma istemini de yadsımıştır

Kendini koruma isteği bir sıkıntı durumunun yaşamın asıl temel guumlduumlsuumlnuumln bir sınırla-nışının semptomudur ndash o guumlduuml ki guumlcuumln genişlemesini hedefler ve bu istek uğruna ken-dini-korumayı sık sık tehlikeye atar ve hatta feda eder Kimi filozoflar ndashoumlrneğin veremli Spinozandash kendini-koruma guumlduumlsuumlnuuml belirleyici olarak goumlrduumlklerinde ve boumlyle goumlrmeye mecbur olduklarında bunun semptomatik olduğunu duumlşuumlnmek gerekir zira bunlar sıkıntı iccedilindeki kişilerdi [hellip] doğada egemen olanlar sıkıntı durumları değil taşma ve savurganlık durumlarıdır hem de saccedilmalık noktasına varasıya Varoluş muumlcadelesi yaşam isteminin yalnızca bir istisnası gelip geccedilici bir kısıtlanmasıdır Muumlcadele ister buumlyuumlk ister kuumlccediluumlk olsun daima uumlstuumlnluumlk ccedilevresinde buumlyuumlme ve genişleme ccedilevresinde guumlccedil ccedilevresinde doumlner ndash guumlccedil istemi uyarınca ki [guumlccedil istemi] de zaten yaşam istemidir48

Nietzsche oumlzetle guumlcuumln temel oumlzelliğini yani etkin oluş ve artış eğilimini yad-sımanın bir guumlccedilsuumlzluumlk ve hastalık semptomu olduğunu duumlşuumlnmektedir49 Buna goumlre akciğer hastalığından muzdarip olan Spinoza bu zayıflığı ve ızdırabı sebebiyle kendini-koruma istemini guumlcuumln temel oumlzelliği olarak goumlrmeye mecbur kalmıştır50 Boumlylece guumlccedil

45 Nietzsche The Will to Power sect125 s 7746 Nietzsche The Will to Power sect689 s 36847 Nietzsche Beyond Good and Evil sect259 s 20348 Nietzsche The Gay Science sect349 s 291-9249 Nietzschersquoye goumlre Spinozarsquonın toumlz ve doğada olup biten her şeyin zorunlu nedenselliği gibi fikirleri de

yine aynı guumlccedilsuumlzluumlğuumln semptomları olup acıdan değişimden tesaduumlften oluştan korkuyu ifade eder Spinoza bu yuumlzden suumlrekli suumlkucircnet ve huzur arayan bir filozoftur Bkz Nietzsche KSA c 11 26[280] s 223-24 Ayrıca bkz Nietzsche The Will to Power sect576 sect577 ve sect578 s 309-31

50 Nietzschersquonin iddia ettiği uumlzere Spinozarsquonın lsquokendini-koruma guumlduumlsuumlrsquonuuml belirleyici ilke olarak goumlrduuml-

70 B Utkan Atbakan

istemi demek olan yaşam istemini yadsımış yani yaşam istemini salt yaşamı-koruma istemine indirgeyerek yaşama karşıt bir oumlğreti geliştirmiştir

Fizyologlar kendini-koruma guumlduumlsuumlnuumln organik bir varlığın temel guumlduumlsuuml olduğunu ileri suumlrmeden oumlnce bir kez daha duumlşuumlnmeliler Yaşayan bir şey en oumlnce kuvvetini boşaltmanın yolunu arar ndash yaşamın kendisidir guumlccedil istemi kendini-koruma bunun dolaylı ve en sık rastlanan sonuccedillarından birisidir yalnızcaKısacası her yerde olduğu gibi burada da luumlzumsuz teleolojik ilkelerden sakınalım ndashbunlar-dan birisi de kendini-koruma iccedilguumlduumlsuumlduumlr (ki bunu Spinozarsquonın tutarsızlığına borccedilluyuz51)52

Nietzschersquoye goumlre modern doğa bilimleri de Spinozarsquonın ldquokendini-korumardquo ilkesini yani ldquoSpinozacı dogmardquoyı benimseyerek aldanmışlardır

Modern doğa bilimlerimizin ayakları bu Spinozacı dogmaya iyiden iyiye dolanmıştır (en yakın doumlnemde ve en fena olanı da akıl almaz derecede tek yanlı olan ldquovar olma muumlca-delesirdquo oumlğretisiyle Darwinizmdir)53

Oumlte yandanSpinozarsquonın kendini-koruma ilkesi değişime sahiden bir son vermek zorundaydı fakat bu ilke yanlıştır doğru olan bunun tam tersidir Bilhassa yaşayan her şey bize en accedilık şekilde goumlsterir ki kendini korumak iccedilin değil daha fazlası olmak iccedilin elinden gelen her şeyi yapar54

O halde şimdi dikkatimizi Nietzschersquonin Spinozarsquoya youmlnelik eleştirisinin odak-landığı noktaya yani conatus oumlğretisine ccedilevirmek ve bu noktayı bizzat Spinozarsquoya

ğuuml ve kendini-koruma istemini guumlcuumln temel oumlzelliği olarak sunduğu kabul edilse dahi (bu iddianın kabul edilebilirliği ccedilalışmamızın devamında tartışılacaktır) Nietzschersquonin bu iddiaya ilişkin sunduğu gerekccedileye iki youmlnden itiraz edilebilir Oumlncelikle gerek kişisel yazışmalarından ve kendi yayınladığı eserlerden gerekse yaşam oumlykuumlsuumlnden takip edebildiğimiz kadarıyla Spinoza conatus anlayışını geliş-tirmeye başladığı tarihte henuumlz akciğer hastalığından muzdarip değildi Herhangi bir sağlık problemi vardı ise dahi durumu henuumlz koumltuumlleşmemişti Oumlte yandan Spinozarsquonın soumlz konusu tarihler de dacirchil olmak uumlzere yaşamı boyunca ciddi bir sağlık sorunu yaşadığı varsayılsa dahi bu durum Nietzschersquonin ifade ettiği gibi ne lsquokendini-korumarsquo guumlduumlsuumlnuuml belirleyici guumlduuml olarak kabul etmeyi gerektirir ne de boumlyle bir kabuluumln bir hastalık semptomu olduğunu goumlsterir Zira Nietzsche de genccedillik yıllarından itiba-ren yaşamının sonuna dek ciddi sağlık sorunlarından muzdarip olmuştur fakat bu durum onu Spinoza gibi lsquosıkıntı iccedilindeki kişilerrsquoce ortaya konulmuş fikirleri benimsemeye zorlamamıştır

51 Nietzschersquonin bu pasajdaki eleştirisindeki dikkat ccedilekici bir diğer nokta Spinozarsquoyı teleolojik bir ilke benimsemekle itham etmesidir Ne var ki yukarıda goumlrduumlğuumlmuumlz uumlzere Overbeckrsquoe goumlnderdiği 1881 tarihli bir yazıda Nietzsche teleolojiyi reddetmesi bağlamında Spinozarsquoda kendisini bulduğunu ifade etmekteydi Keza Nietzschersquonin yaşarken yayınlanmamış 1884 tarihli bir başka notunda da Spinoza-cılık ile anti-teleolojiyi oumlzdeşleştirdiği goumlruumllmektedir (bkz Nietzsche KSA c 11 26[432] s 266) Ni-etzschersquonin Spinozarsquoyı teleoloji uumlzerinden eleştirmesini incelemeyi bir yana bırakıyoruz oumlte yandan teleolojiye ilişkin bu eleştiriyle yalnızca Nietzschersquonin yayınlanmış metinlerinde karşılaşmamız ve fakat yayınlanmamış kişisel notlarında ise bunun tam tersine şahit olmamız Nietzschersquonin Spinozarsquoya youmlnelik eleştirisini guumlden niyet accedilısından duumlşuumlnduumlruumlcuumlduumlr

52 Nietzsche Beyond Good and Evil sect13 s 21 ayrıca krş Nietzsche KSA c 11 26[313] s 233 53 Nietzsche The Gay Science sect349 s 29254 Nietzsche KSA c 13 14[121] s 301 krş Nietzsche The Will to Power sect688 s 366-67

Nietzschersquonin Spinozarsquoya Youmlnelik Eleştirisi lsquoGuumlccedil İstemirsquo Contra lsquoConatusrsquo 71

başvurarak incelemek yerinde olacaktır Dolayısıyla şu sorular cevap beklemektedir Conatus nedir Spinoza conatus ilkesi ile guumlcuuml salt kendini-koruma guumlduumlsuumlne mi in-dirgemiştir Conatus salt hacirclihazırı koruma ve suumlrduumlrme eğilimini mi ifade etmektedir ve bu bakımdan guumlccedil istemine ya da aynı anlama gelecek şekilde yaşama karşıt mıdır

IV Conatus

Spinozarsquoya goumlre var olan tek tek her sonlu şey ndashki sonlu şey demek bir başka şey tarafından belirlenen sınırlanan şey demektirndash başka bir şey tarafından etkilenir boumlylelikle var olmaya ve etkinlikte bulunmaya kendisi dışındaki şeyler tarafından belirlenir55 Dolayısıyla Nietzschersquonin guumlccedil anlayışında goumlrduumlğuumlmuumlze benzer şekilde Spinozarsquoya goumlre de her şey bir diğeriyle bir etkime-etkilenme ilişkisi iccedilindedir56 Doğadaki şeylerin varoluşları varoluşları suumlresince bulundukları etkinlikler ve hatta yok oluşları dış nedenler tarafından belirlenir Oumlyle ki bir şey dış bir neden tarafından belirlenmedikccedile nasıl var olamazsa aynı şekilde ldquodış bir neden işe karışmadıkccedila hiccedilbir şey yok edilemezrdquo57 Bu sebeple bir şeyin varoluşu dış bir neden tarafından sona erdirilmedikccedile daima suumlrer

Spinozarsquoya goumlre herhangi bir şeyin dış nedenler bulunmaksızın yok olmamasının sebebi o şeyin varoluşuna engel olabilecek hiccedilbir unsuru kendi doğasında barındır-mamasıdır Bu durum herhangi bir şeyin doğasına bakıldığında yani o şey tanımlan-dığında accedilıkccedila ortaya ccedilıkar58 Zira bir şeyin tanımı o şeyin oumlzuumlnuuml olumlar ve ortaya koyar Bu sebeple dış nedenler bir kenara bırakılıp yalnızca şeyin kendi doğasına yani tanımına bakıldığında o şeyin oumlzuumlnuuml olumsuzlayacak ve dolayısıyla o şeyi ortadan kaldıracak hiccedilbir şey bulunmaz59 Bunun bir sonucu olarak doğadaki hiccedilbir şey kendi varoluşunu sona erdirecek yani kendi doğasına aykırı olan hiccedilbir şey iccedilermez60 Zira aksi takdirde aynı şeyin doğası hem o şeyin oumlzuumlnuuml olumlayan hem de olumsuzlayan yani onu ortadan kaldıran bir şeye sahip olurdu ki bu durum şeyin tanımı gereği muumlmkuumln değildir61 Dolayısıyla bir şeyin doğası her zaman iccedilin o şeyi olumlar ve bu doğaya aykırı olan her ne varsa o şeyin dışında olmak zorundadır62

55 Spinoza Ethica I Boumlluumlm 28 Oumlnerme s 105 56 Krş Benedictus de Spinoza lsquoThe Lettersrsquo Complete Works ccedilev Samuel Shirley ed Michael L Mor-

gan IndianapolisCambridge Hackett Publishing Company 2002 Letter 4 s 767 ldquomaddenin bir parccedilası yok edilecek olsaydı Uzamrsquoın buumltuumlnuuml de aynı anda yok olurdurdquo

57 Spinoza Ethica III Boumlluumlm 4 Oumlnerme s 7558 Spinozarsquoya goumlre bir şeyin gerccedilek tanımı o şeyin doğasını yani oumlzuumlnuuml verir başka deyişle tanım ldquota-

nımlanan şeyin doğasından başka bir şey iccedilermez ve ifade etmezrdquo Bkz Spinoza Ethica I Boumlluumlm 8 Oumlnerme 2 Not s 47

59 Bkz Spinoza Ethica III Boumlluumlm 4 Oumlnerme Kanıtlama s 337-3960 Bkz Spinoza Ethica III Boumlluumlm 5 Oumlnerme s 33961 Bkz age III Boumlluumlm 5 Oumlnerme Kanıtlama s 33962 Bkz age IV Boumlluumlm 18 Oumlnerme Not s 557-63 ve 20 Oumlnerme Not s 565

72 B Utkan Atbakan

Boumlyle olmakla birlikte doğadaki her şey sonsuz sayıda başka şey tarafından kuşa-tılmıştır ve onlar tarafından etkilenir ve sınırlanır63 Bu anlamda daima var olabilecek yani varoluşunu daima suumlrduumlrebilecek sonlu bir şeyden soumlz etmek muumlmkuumln değildir Zira daima var olabilmek sonlu olmamayı yani hiccedilbir dış etki tarafından yok olmaya belirlenmemeyi gerektirir başka deyişle sonsuz bir var olma guumlcuumlnuuml (vis existendi) gerektirir Fakat Spinozarsquoya goumlre doğada sonsuz var olma guumlcuumlne sahip bir şey bulun-ması muumlmkuumln değildir ldquoDoğada hiccedilbir birey yoktur ki bir başkası ondan daha guumlccedilluuml ve daha cesur olmasın Varolan şey ne olursa olsun onu yok edebilecek kadar guumlccedilluumlsuuml de vardırrdquo64 Bu sebeple bir şey iccedilin dış etkiler nasıl kaccedilınılmaz ise o şeyin varoluşunun sona ermesi de oumlyle kaccedilınılmazdır Dolayısıyla bir şeyin varoluşunu suumlrduumlrmesi dış nedenlere karşı dış nedenlere rağmen suumlrduumlruumllen bir ccedilabadır65

Tuumlm bu sebeplerden dolayı Spinoza şu sonuca ulaşır Doğadaki her şey kendi-sini sınırlayan diğer şeylere ve tuumlm dış etkilere rağmen zorunlu olarak varoluşunu korumaya ve suumlrduumlrmeye uğraşır Başka deyişle ldquotek tek herşey varolduğu suumlrece varlığını suumlrduumlrmeye ccedilabalarrdquo66 Spinoza her şeyin kendi varoluşunu suumlrduumlrme ccedilaba-sına lsquoconatusrsquo ismini verir

Oumlte yandan Spinozarsquoya goumlre fiilen var olan her şey mutlak ve sonsuz guumlccedil olan Tanrı yani Doğarsquonın (Deus sive Natura) guumlcuumlnuumln belirli bir parccedilasıdır67 Bu anlamda varolan her şey bir guumlccedil derecesine karşılık gelir Dolayısıyla herhangi bir şeyin guumlcuuml yettiğince varlığını suumlrduumlrmeye ccedilabalaması yani conatusu o şeyin ifade ettiği guumlccedil derecesine karşılık gelir Sonuccedil olarak bir şeyin guumlcuuml oumllccediluumlsuumlnde varoluşta suumlrme ccedilabasını ifade eden conatus o şeyin varolma guumlcuumlnden yani fiilicirc oumlzuumlnden başka bir şey değildir68 Dahası Spinozarsquoya goumlre bir şeyin conatusu ile o şeyin kendisi arasında hiccedilbir ayrım yoktur

Şeyin kendisi ile conatusu arasında ayrım yapıyorlar [] fakat conatusun ne anlama geldiğinden bicirchaberler Zira şey ile onun conatusu akılla ya da daha ziyade soumlzcuumlkler aracılığıyla ayrıştırılsa da (ki bu hatanın temel sebebidir) gerccedilekte bu ikisi birbirinden hiccedilbir şekilde ayrı değildir69

Başka deyişle conatus bir şeyin kendisini fiilen ortaya koyması ve ifadesi olduğu guumlccedil derecesi oumllccediluumlsuumlnde varoluşunu ortaya koymayı suumlrduumlrmesidir Bu anlamda Spinoza Nietzschersquonin soumlylemi ile benzerlik goumlsterir bir şekilde conatus ile lsquoyaşamrsquoı kasteder70

63 Bkz age IV Boumlluumlm 3 Oumlnerme s 53164 Age IV Boumlluumlm Aksiyom s 52565 Bkz age IV Boumlluumlm 4 Oumlnerme Kanıtlama s 531-3366 Bkz age III Boumlluumlm 6 Oumlnerme s 33967 Bkz age IV Boumlluumlm 4 Oumlnerme Kanıtlama s 53168 Bkz age III Boumlluumlm 7 Oumlnerme s 341 69 Spinoza lsquoPrinciples of Cartesian Philosophy and Metaphysical Thoughtsrsquo Complete Works s 18870 Tıpkı Nietzschersquonin yaşama lsquoguumlccedil istemirsquo demesi gibi Spinoza da bir şeyin kendi varoluşunu suumlrduumlr-

meye ccedilabaladığı guumlce yani o şeyin conatusuna kimi zaman lsquoyaşamrsquo ismini verir ldquoKendi adıma yaşam deyince şeylerin kendi varlıklarını suumlrduumlrme ccedilabasını anlıyorumrdquo (Spinoza lsquoPrinciples of Cartesian

Nietzschersquonin Spinozarsquoya Youmlnelik Eleştirisi lsquoGuumlccedil İstemirsquo Contra lsquoConatusrsquo 73

Spinozarsquonın guumlccedil anlayışı uyarınca bir şeyin conatusu yani varolma guumlcuuml o şeyin kendi dışındaki şeyler ile girdiği etkime-etkilenme ya da aynı anlama gelecek şekilde etkinlik-edilginlik ilişkisini de belirler Oumlyle ki Spinoza lsquoetkin olmarsquoyı etki uumlretmek yani bir etkinin nedeni olmak ile lsquoedilgin olmarsquoyı ise etkiye maruz kalmak yani soumlz konusu etkinin nedeni olmamak ya da sadece kısmen nedeni olmak ile accedilıklar71 Bu bağlamda doğadaki hiccedilbir şey sonsuz bir var olma guumlcuumlne yani sonsuz bir conatusa sahip olmadığı iccedilin her şey sonlu guumlcuuml oumllccediluumlsuumlnde bir yetkinliğe (perfectio) sahiptir ve etkin olabileceği gibi edilgin de olabilir Zira doğada herhangi bir guumlccedil derecesine sahip olan herhangi bir şeyden daha guumlccedilluuml bir diğeri mutlaka vardır72 Dolayısıyla bir şeyin guumlcuumlnuuml ne oumllccediluumlde ortaya koyacağı onun başka bir şeyin guumlcuumlne ne oumllccediluumlde maruz kaldığı ya da bu başka şeyi kendi etkisine ne oumllccediluumlde maruz bıraktığı ile yani hangi oumllccediluumlde etkin ya da edilgin olduğu ile belirlenir Dolayısıyla etkinlik guumlcuumlnuumln artması yetkinliğin muumlkemmelliğin artmasıdır73

Boumlylelikle Spinozarsquonın soumlyleminde yetkinlik guumlccedil etkinlik ve conatus birbirleri ile sıkı bağlantı iccedilinde olan kavramlardır74 Bir şeyin yetkinliği guumlcuumlnuuml ne derecede ortaya koyduğuna bağlı olarak değerlendirilir Guumlcuumlnuuml ne derecede ortaya koyduğu ise şeyin etkin ya da edilgin olma durumuna bağlı olarak değişecektir Bir şeyin kendi varoluşunu guumlcuuml yettiğince koruma ve suumlrduumlrme ccedilabası başka deyişle var olma guumlcuumlnuuml ortaya koyması onun conatusu olduğuna goumlre bir şeyin bir oumlnceki durumuna goumlre daha az veya daha ccedilok yetkin bir duruma geccedilmesi anlamında conatusunu ne oumllccediluumlde ortaya koyduğu onun etkime guumlcuuml (potentia agendi) ile bağlantılıdır Zira bir şey ne denli etkin olursa guumlcuumlnuuml o oumllccediluumlde ortaya koyabilecektir ve tersine o şey ne denli etkileme guumlcuumlne sahipse o oumllccediluumlde etkin olacaktır Bu anlamda conatus bir şeyin sadece varlığını koruma ve suumlrduumlrme ccedilabası değil aynı zamanda yetkinliğini yuumlkseltme ya da etkime guumlcuumlnuuml artırma ccedilabası olmaktadır75 Başka deyişle doğadaki her şey varlığını korumaya ve suumlrduumlrmeye ccedilabalayacağı gibi bu ccedilabayı destekleyecek olan yetkinliğini yani etkinlik guumlcuumlnuuml artırmaya da ccedilalışır76 Bu anlamıyla conatus accedilıkccedila etkinlik guuml-

Philosophy and Metaphysical Thoughtsrsquo Complete Works s 197) Bu anlamda nasıl Nietzsche guumlccedil istemi bağlamında organik-inorganik ayrımını ortadan kaldırıyorsa Spinoza da organik ya da inorga-nik ayırdetmeksizin varolan her şeyin canlı olduğunu kabul eder ldquo şimdiye kadar soumlylediklerimiz tamamen genel ve bir insana olduğu kadar diğer bireylere de ilişkin şeyler ve bu bireylerin hepsi de farklı derecelerde olmakla birlikte birer canlırdquo (Spinoza Ethica II Boumlluumlm 13 Oumlnerme Not s 193)

71 Bkz Spinoza Ethica III Boumlluumlm 2 Tanım s 31772 Bkz age IV Boumlluumlm Aksiyom s 52573 Bkz age IV Boumlluumlm Oumlnsoumlz s 521 ldquobir insanın daha yetkin bir durumdan daha az yetkin bir duruma

geccediltiğini soumlylediğimde ya da bunun tam tersini dile getirdiğimde [] insanın etkinlik guumlcuumlnuumln ccediloğal-dığını ya da azaldığını kavradığımızı dile getiriyorumrdquo

74 Spinoza yetkinliği kimi zaman etkime guumlcuuml ya da etkinlik guumlcuumlne (potentia agendi) karşılık gelecek şekilde kullanır Bu anlamda etkinlik guumlcuumlndeki bir artış daha yuumlksek bir yetkinliğe etkinlik guumlcuumln-deki bir azalış ise daha duumlşuumlk bir yetkinliğe karşılık gelmektedir (bkz Spinoza Ethica III Boumlluumlm Duyguların Tanımları 3 Tanım Accedilıklama s 471 ayrıca bkz age IV Boumlluumlm Oumlnsoumlz s 513-21)

75 Krş Spinoza Ethica III Boumlluumlm 12 Oumlnerme s 351-5376 Spinoza Ethicarsquoda Doğarsquodaki her şeyin kendi varlığını korumaya ve suumlrduumlrmeye ccedilabalayacağını accedilık

74 B Utkan Atbakan

cuumlnuuml arttırma ccedilabasıdır77 Bu sebeple her şey conatusunu destekleyen yani var olma ve etkinlik guumlcuumlnuuml destekleyen şeylere youmlnelir iştah ve arzu duyar ve bu şeyleri ister78

V Sonuccedil

Ccediloğu zaman saldırıya geccediler ve bir duumlşman yaratırız kendimize saldırıya accedilık olduğumuzu gizlemek iccedilin79

Tuumlm bu veriler ışığında soumlylenebilir ki Nietzsche Spinozarsquonın conatus ilkesini salt bir kendini-koruma ilkesine indirgeyerek conatusun hem kendini-korumayı hem de etkin olmayı ve bu anlamda guumlccedil artışını ifade ettiğini goumlz ardı etmiş ya da goumlzden kaccedilırmış gibidir Zira Spinoza lsquovaroluşu suumlrduumlrme ccedilabasırsquo anlamını verdiği conatus terimini sık sık ve ısrarla varolma guumlcuuml (vis existendi) ve etkimeetkinlik guumlcuuml (potentia agendi) terimleriyle aynı anlama gelecek şekilde ve değişmeli olarak kullanmıştır

Boumlyle olmakla birlikte Nietzschersquonin guumlccedil istemi anlayışı ile Spinozarsquonın conatus anlayışının bir ve aynı şey olduğunu elbette iddia etmiyoruz zira bu iki anlayış birccedilok noktada farklılıklar taşımaktadır ve her iki filozofun da bu bağlamda belirli oumllccediluumller-de oumlzguumln yanlarının bulunduğu şuumlphesizce soumlylenebilir Oumlte yandan Nietzschersquonin lsquoconatusrsquou salt kendini-koruma guumlduumlsuumlne indirgemesi ve Spinozarsquoyı bu bağlamda eleştirmesini yerinde ve haklı bulmanın guumlccedilluumlğuumlnuuml ortaya koymak istiyoruz Başka deyişle ve oumlzetle Nietzschersquonin Spinozarsquoya youmlnelik geliştirdiği ve bu ccedilalışmada de-ğindiğimiz eleştirisi kusurlu ya da en azından eksiktir

bir şekilde ortaya koymaktadır Bununla birlikte conatusun aynı zamanda eyleme guumlcuumlnuuml artırma ccedilabasını da gerektireceği duumlşuumlncesini yalnızca insan bağlamında ortaya koymaktadır Dolayısıyla ey-leme guumlcuumlnuuml arttırma ccedilabasının insana mahsus olup olmadığı sorusu sorulabilir Oumlte yandan Spinoza bir başka yerde Doğarsquodaki her bireyin kendi varlığını korumaya ccedilalışmakla beraber kendisini geliş-tirmeye de ccedilabalaması gerektiğini soumlylemektedir (bkz Spinoza lsquoShort Treatise on God Man and His Well-Beingrsquo Complete Works Part I Chapter V s 53) Ayrıca doğadaki nedensel duumlzen ve bağlantının sadece insan iccedilin değil tuumlm bireyler iccedilin geccedilerli olduğu da goumlz oumlnuumlne alındığında conatusun doğadaki her şey iccedilin varoluşu koruma ccedilabası olduğu kadar etkinlik guumlcuumlnuuml artırma ccedilabası olduğu guumlvenle soumlylenebilir

77 Heidegger Nietzschersquonin guumlccedil istemi kavramını incelediği bir metninde salt kendini-korumanın yaşam-daki bir gerileyiş bir ccediloumlkuumlş olduğu konusunda Nietzsche ile hemfikir olmakla birlikte guumlcuumln artması buumlyuumlmesi genişlemesi yani daha yuumlksek bir seviyeye ccedilıkması iccedilin oumlncelikle guumlcuumln korunması gerek-tiğini de vurgular ve şoumlyle soumlyler ldquo[]guumlccedil isteminin bir seviyeye yuumlkselebilmesi iccedilin o seviyenin yalnızca ulaşılmış değil ayrıca tesis edilmiş ve emniyete alınmış olması gerekir Edinilmiş guumlcuumln yuumlk-seltilebilmesi ancak guumlcuumln boumlylesi bir emniyeti ile muumlmkuumlnduumlr Dolayısıyla guumlcuumln artırılması aynı zamanda kendi iccedilinde guumlcuumln korunmasıdır [] Bu da demektir ki guumlccedil artış ve korunma koşulları yalnızca guumlcuumln kendisi tarafından ve yalnız başına ortaya konulurrdquo Bkz Martin Heidegger Nietzsche vol III The Will to Power as Knowledge and as Metaphysics ccedilev David Farrell Krell San Francisco HarperSanFrancisco 1987 s 196-97

78 Spinozarsquoya goumlre iştah (appetitus) arzu (cupiditas) ve istem (voluntas) conatus ile bir ve aynı şeyler-dir Bkz Spinoza Ethica III Boumlluumlm 9 Oumlnerme Not s 340

79 Nietzsche Boumlyle Soumlyledi Zerduumlşt lsquoDostlar Uumlzerine s 50

Nietzschersquonin Spinozarsquoya Youmlnelik Eleştirisi lsquoGuumlccedil İstemirsquo Contra lsquoConatusrsquo 75

Bu bağlamda Nietzschersquonin Spinozarsquoya youmlnelik eleştirisinde tespit ettiğimiz kusurun olası iki sebebinin bulunduğu ileri suumlruumllebilir İlkin Nietzsche Spinozarsquonın eserlerini buumlyuumlk olasılıkla doğrudan incelememiş Spinozarsquoyı ikincil kaynaklardan okumuştur Bu da Spinozarsquoyı eksik ya da yanlış anlamış olmasına yol accedilmış olabilir Ne var ki Nietzschersquonin Spinoza okumaları hakkında yapılan ccedilalışmalar boumlyle bir yanlış anlama ihtimalinin zayıf olduğu youmlnuumlnde ikna edici veriler sunmaktadır80

İkinci olarak Nietzsche kendi lsquoguumlccedil istemirsquo anlayışının oumlzguumlnluumlğuumlne ve eşsizliğine okuyucularını (ve hatta belki kendi kendisini) ikna edebilmek ve vurgu yapabilmek iccedilin Spinozarsquonın genelde lsquoguumlccedilrsquo anlayışını oumlzelde ise lsquoconatusrsquo ilkesini ccedilarpıtmış ya da Spinozarsquonın lsquoconatusrsquou ile kendisinin lsquoguumlccedil istemirsquo arasına kasıtlı olarak suni bir mesafe yerleştirmiş olabilir81 Zira Spinozarsquonın guumlccedil anlayışının Nietzschersquonin guumlccedil anlayışı ile fazlasıyla benzerlik goumlsterdiği noktalar bulunmaktadır82 Fakat Nietzsche Spinoza ile kendisi arasındaki goumlruumlş benzerliklerini kacirch kişisel yazışmalarında kacirch kişisel notlarında her ne kadar accedilıkccedila belirtmiş olsa da bunlar arasına guumlccedil anlayışla-rındaki benzerliği eklemeyi ihmal etmiştir

Bu olası sebepler bir yana goumlruumllduumlğuuml uumlzere Nietzsche guumlccedil istemi anlayışını ccedilok defa Spinozarsquoya doumlnuumlk bir polemik uumlzerinden accedilıklamıştır Başka deyişle lsquoguumlccedil istemirsquonin ne olduğunu değil de aslında ne olmadığını vurgulamak iccedilin ccediloğu zaman Spinozarsquonın conatus ilkesine lsquoguumlccedil istemirsquonin bir tuumlr karşı-arguumlmanı olarak işaret etmiştir Bununla birlikte Nietzschersquonin Spinozarsquoya youmlnelik değişken tavrı da goumlz oumlnuumlne alındığında Nietzschersquonin not defterlerinde rastladığımız ve hayalicirc iki kişi arasında geccedilen şu kuumlccediluumlk diyalog ccedilalışmamızın sonucu bağlamında oldukccedila duumlşuumlnduumlruumlcuumlduumlr

A ldquoBeni boumlylesine alenen yanlış anlaması bana beni fazlasıyla doğru anlamış olduğunu kanıtlıyorrdquondash B ldquoBir de iyi tarafından bak Sana olan saygısı muumlthiş artmış zira daha şimdiden sana kara ccedilalmak gerektiğini duumlşuumlnuumlyorrdquo83

80 Nietzschersquonin Spinoza okumaları ile ilgili bkz Andreas Urs Sommer ldquoNietzschersquos Readings on Spi-noza A Contextualist Study Particularly on the Reception of Kuno Fischerrdquo Journal of Nietzsche Stu-dies c 432 2012 s 156-84 ayrıca bkz Maurizio Scandella ldquoDid Nietzsche Read Spinoza - Some Preliminary Notes on the Nietzsche-Spinoza Problem Kuno Fischer and Other Sourcesrdquo Nietzsche-Studien c 41 S 1 2012 s 308-32

81 Bu ihtimali goumlz oumlnuumlnde bulunduran kapsamlı bir inceleme iccedilin bkz Sommer ldquoNietzschersquos Readings on Spinoza A Contextualist Study Particularly on the Reception of Kuno Fischerrdquo Journal of Nietzs-che Studies 432 2012 s 156-84

82 Bu benzerliklerle ilgili bkz Deleuze Nietzsche and Philosophy s 61-64 ve bkz Richard Schacht ldquoThe Spinoza-Nietzsche Problemrdquo Desire and Affect Spinoza as Psychologist s 211-32

83 Nietzsche KSA c 9 16[17] s 663

76 B Utkan Atbakan

KAYNAKLAR

Arendt Hannah lsquoNietzschersquos Repudiation of the Willrsquo The Life of the Mind Vol 2 Willing New York HarvestHarcourt Inc 1978

Deleuze Gilles Nietzsche and Philosophy ccedilev Hugh Tomlinson London Continuum 2002Frued Sigmund The Basic Writings of Sigmund Freud ccedilev ve ed A A Brill New York The

Modern Library 1995Heidegger Martin Nietzsche vol III The Will to Power as Knowledge and as Metaphysics

ccedilev David Farrell Krell San Francisco HarperSanFrancisco 1987Kaufmann Walter The Portable Nietzsche Penguin Books London 1976Nietzsche Friedrich Beyond Good and Evil ccedilev Walter Kaufmann New York Vintage Bo-

oks 1966ndashndashndashndash Boumlyle Soumlyledi Zerduumlşt 4 Baskı ccedilev Mustafa Tuumlzel İstanbul Tuumlrkiye İş Bankası Kuumll-

tuumlr Yayınları 2013ndashndashndashndash Daybreak ccedilev RJ Hollingdale Cambridge Cambridge University Press 2006ndashndashndashndash Deccal Hıristiyanlığa Lanet ccedilev Oruccedil Aruoba İstanbul Hil Yayınları 1985ndashndashndashndash Ecce Homo ccedilev Can Alkor İstanbul İthaki Yayınları 2003ndashndashndashndash Eğitici olarak Schopenhauer ndash Zamana Aykırı Bakışlar 3 ccedilev Mustafa Tuumlzel İstanbul

Tuumlrkiye İş Bankası Kuumlltuumlr Yayınları 2007ndashndashndashndash İnsanca Pek İnsanca -1 (Oumlzguumlr Tinliler İccedilin Bir Kitap) ccedilev Mustafa Tuumlzel İstanbul

Tuumlrkiye İş Bankası Kuumlltuumlr Yayınları 2012ndashndashndashndash On the Genealogy of Morals ccedilev Walter Kaufmann New York Vintage Books 1989ndashndashndashndash Saumlmtliche Werke Kritische Studienausgabe in 15 Baumlnden ed Giorgio Colli amp Mazzino

Montinari Berlin DTVde Gruyter 1988ndashndashndashndash The Gay Science Walter Kaufmann New York Vintage Books 1974ndashndashndashndash The Will to Power ccedilev Walter Kaufmann amp R J Hollingdale New York Vintage

Books 1968Scandella Maurizio lsquoDid Nietzsche Read Spinoza - Some Preliminary Notes on the Nietzs-

che-Spinoza Problem Kuno Fischer and Other Sourcesrsquo Nietzsche-Studien c 41 S 1 2012

Schacht Richard lsquoThe Spinoza-Nietzsche Problemrsquo Desire and Affect Spinoza as Psycholo-gist ed Yirmiyahu Yovel New York Little Room Press 1999

Sommer Andreas Urs lsquoNietzschersquos Readings on Spinoza A Contextualist Study Particularly on the Reception of Kuno Fischerrsquo The Journal of Nietzsche Studies c 43(2) Penn State University Press 2012

Spinoza Benedictus de Complete Works ccedilev Samuel Shirley ed Michael L Morgan India-napolisCambridge Hackett Publishing Company 2002

ndashndashndashndash Ethica - Geometrik Youmlntemle Kanıtlanmış ve Beş Boumlluumlme Ayrılmış Ahlacirck ccedilev Ccediliğdem Duumlruumlşken İstanbul Kabalcı Yayınevi 2011

Stambaugh Joan The Problem of Time in Nietzsche ccedilev John F Humprey Lewisburg Buck-nell University Press 1987

TARİH ndash TOPLUM ndash SİYASET ndash SANAT ARAŞTIRMALARI

HISTORICAL ndash SOCIAL ndash POLITICAL ndash ARTISTIC STUDIES

SLAVERY AS THE OTHER FACE OF THE ENLIGHTENMENT

Ahmet Erhan Şekerci

AYDINLANMANIN OumlTEKİ YUumlZUuml KOumlLELİK

OumlZAydınlanma kuşkusuz duumlşuumlnce tarihinin en oumlnemli doumlnuumlm noktalarından biridir Biz buguumln modern duumlnyayı hangi kelimelerle tavsif ediyorsak (oumlzguumlrluumlk ba-ğımsızlık muumllkiyet insan hakları kadın hakları vb) Aydınlanma duumlşuumlncesinin mirasıdır Bu duumlşuumlnce kendisi bir doumlnuumlm noktası olmasının yanı sıra siyaset toplum ve felsefe gibi pek ccedilok artccedilı doumlnuumlm noktasına da zemin sağlamıştır Bu sebeplerden dolayı Aydınlanma monolitik bir yapı veya ontik bir varlıkmışccedila-sına pek ccedilok oumlvguumlye konu olmuştur Biz bu makalemizde Aydınlanmayı ortaya ccedilıkaran zihniyet ile onu oumlnceleyen koumllelik muumlessesinin girift ilişkisine değine-rek aslında idealize ettiğimiz bazı duumlşuumlncelerin sanıldığı kadar da masum olma-dığını goumlstermeye ccedilalışacağız Anahtar Kelimeler Aydınlanma Koumllelik J Locke D Hume I Kant A Smith Oumlzguumlrluumlk Kolonyalizm

ABSTRACTThe Enlightenment is no doubt among the greatest landmarks of history What-ever we today characterize the modern world with (such as freedom indepen-dence private property human and women right) is the heritage of this land-mark The Enlightenment was not only a landmark itself but paved the way for following landmarks in the fields of politics society and philosophy Because of these reasons it has been subject to praises as if it a monolithic structure or ontic entity This article aims to cast a light upon the entangled relationship between slavery and the intellectual background of the Enlightenment and touch upon the fact that afore mentioned ideals are not as innocent as they seem

Kutadgubilig Felsefe-Bilim Araştırmaları Mart 2017 Sayı 33 s 79-96

Assist Prof Dr İstanbul University Theology Faculty History of Philosophy (ahmetsekercigmailcom) Yazı geliş tarihi 16012017 kabul tarihi 06032017

80 Ahmet Erhan Şekerci

KeyWords The Enlightenment Slavery J Locke D Hume I Kant A Smith Freedom and Colonialism

Introduction

There are some crucial phases that have been regarded as turning points of history The Enlightenment that has played a vital role in the formation of modern global thought is among them For a more accurate understanding of the Enlightenment one should take a closer look at colonialism as a Western project and slavery of the 15th century as its natural consequence along with Reformation and Renaissance Some Western countries that are pioneered by England Spain Portugal France and Holland have colonized countries especially in America and Africa Those lands that have become subject to colonization were mostly larger than the lands owned by colonizer powers As a result of this expansion and settlement of large agriculture plantations set in America beginning from 16th century transformed colonialism into a huge economic act embracing the continents of Europe Africa and America Slavery has been the main source of labor to this act During this act of labor transportation that we call either commercial slavery in structural terms or transatlantic commerce of slavery in particular approximately twenty million people have been carried from Africa to America for about four centuries This human trafficking that has turned into a huge act of production in time provided the West a great wealth 18th century is the peak of slavery trade On the other hand this century is the century of the Enlightenment that had a great impact on Western world The Western values such as freedom independence human right and private property are among the positive outcomes of the Enlightenment The main focus of this article will be the intellectual background of the Enlightenment as we will try to prove the fact that those afore-mentioned valued are not as innocent as they seem and they came with high prices While trying to show this main source of reference will be European experience of slavery

A What is Colonialism and what is Slavery

Colonialism is the practice of acquiring political and economic control over another country This political policy is also called imperialism by colonized states or societies 1 On the other hand slavery is the state that describes a relationship whereby one person

1 Seyyar Ali İnsan ve Toplum Bilimleri Terimleri Değişim Yay İstanbul 2007 p 577

Slavery as the Other Face of the Enlightenment 81

has absolute power over anotherrsquos life fortune and liberty and forces him into work 2

Slavery that took place in pre-Enlightenment phase is on the other hand differs in many aspects from the above-given conventional description In this historical phase slavery used to refer to the condition whereby people were kidnapped and enslaved for only financial purposes Those people lacked any chance to go back to their homelands as they did not have hope for future On the hand slavery of the Enlightenment was an economic system that is based on the forced labor of slaves captured in Africa

B Historical Roots of Slavery

Slavery is almost as old as human history We witness slavery in most of the ancient civilizations as an outcome of wars In great civilizations as in the practice of Abrahamic religions slavery was a valid practice We read various passages that justify slavery and posit its existence in the scriptures In addition slavery has survived as a field of service from Greeks to Romans from Islamic civilization to the Western civilization This existence when taken within the context of religions and civilizations could shed a new light on these statements

B1 Religious Significance of Slavery

The oldest example given to slavery is found in scriptures is in Bible The passage in question recounts the incident between Ham and Noah and Noahrsquos leading to Canaanrsquos punishment The violation of an agreement has deserved the curse of slavery

3 Old Testament also refers to a type of slavery that is the result of an unpaid debt4 Debt has had such a significant role in the society so that if one person passes away with an unpaid debt the other party is entitled either to take his share from the heritage or enslave the children of the deceased5 Slavery was a part of the social structure of Jewish culture as well As for Christians slavery was a concrete result of original sin This inference brings forward the belief that what matters is not to be slave or freeman but to submit all belongings to God and be his slave 6 In Egypt in North West Asia in the lands of Syria and Palestine there used to be slavery justified theologically and institutionalized throughout history 7

2 ibid pp 589-5903 Genesis 920-294 Leviticus 25295 II Kings 41-76 Aydın M Akif ldquoKoumllerdquo DİA V26 Ankara 2002 p2377 C Snell Daniel ldquoSlavery in The Ancient Near Eastrdquo The Cambridge World History of Slavery vol I

ed K Brandley P Cartledge Cambridge 2011 p5

82 Ahmet Erhan Şekerci

In Judaism slavery has institutionalized via canonical justifications Slavery that emerged as a result of unpaid debt was limited to a sixth-month duration We find this practice in scripture as such ldquoWhen you buy a Hebrew slave he shall serve six years and in the seventh he shall of out free for nothingrdquo 8 The rest of the verse has extensive explanation on how slavery works9 Hammurabi has put the limit of three years for the slaves of debt whereas standard slaves have had the right of returning to the country of origin or location of sale only after forty-nine years of service 10

Slavery was a historical fact for Jewish people Jews who have been forced into work in Egypt for long years and been able to be free and go back to Palestine only under the guidance of Moses were mentioned in the scripture as such ldquoYou shall remember that you were a slave in the land of Egypt and the LORD your God brought you out from there with a mighty hand and an outstretched arm Therefore the LORD your God commanded you to keep the Sabbath dayrdquo11 God after this warning have asked Jewish people to look after slaves ldquoYou shall not give up to his master a slave who has escaped from his master to yourdquo12 Jewish society has survived within all civilizations of Mediterranean region either as slave or free citizens The Jewish people of Hellenistic Roman era and Islamic phase were used to set slaves free in the seventh year of their service as the holy book commands13

Christians have considered slavery in theological terms rather than from institutionalization perspective The factors that form their conception of slavery were the facts that St Thomas has associated slavery with the original sin and there is no difference between slavery and freedom before God Although Christianity did not command to cease slavery as an institution it has advised fair treatment from its followers Jesus has reminded opponent Jews how they were expelled from Egypt as slaves New testament emphasizes the fact that there is no ontological difference between slaves and free citizens as such ldquoA disciple is not above his teacher nor a servant above his master It is enough for the disciple to be like his teacher and the servant like his master If they have called the master of the house Beelzebul how much more will they malign those of his householdrdquo14 Moreover Jesus has described himself as a slave in service of people 15

Slavery is an institutional entity in Islam as in Christianity Slavery as a social

8 Exodus 2129 Exodus 213 eg Leviticus 2525-2810 C Snell Daniel ldquoSlavery in The Ancient Near Eastrdquo p1711 Deotronomy 51512 Deotronomy 231513 Hezser Catherine ldquoSlavery and The Jewsrdquo The Cambridge World History of Slavery vol I ed K

Brandley P Cartledge Cambridge 2011 p43814 Matthew 1024-2515 Corinthias 919

Slavery as the Other Face of the Enlightenment 83

fact of pre-Islamic Arab culture was usually referred to a group of people that emerged after wars Besides slave trade from Africa to Arab peninsula and its peripheries was quite common Quran has put forth messages commanding to respect slavery law and advising to handle slaves carefully In the Islamic society setting slaves free and helping them to participate social life were appraised Prophet Muhammad has bought and set free the slaves who are converted to Islam and recommended other Muslims to do so during his prophecy There were former slave companions of Prophet Muhammad such as Bilal Habshi and Salman al-Farsi Quran states that a Muslim slave is superior to a non-believer free citizen and thus denies ontological difference between slaves and others16 Quran recommends liberating slaves for the redemption of some specific sins For example Surah an-Nisa asks a Muslim who killed another Muslim accidently to liberate a slave17 Similarly Surah al-Maida mentions liberating slave for redemption 18 as Surah at-Tawbah assigns a share of zakah for liberating slaves19 and advises marriage with slaves and odalisques for their integration to the society20 These examples might let a better understanding of Islamic conception of slavery

B2 The Significance of Slavery Within Civilizations

Slavery was an after-war practice for Ancient Egypt Ancient Greece Mesopotamia Asia Rome and Islamic civilization Slavery has on the other hand survived as a source of service in especially Rome Egypt and Ancient Greece besides the fact that the population of slaves has sometimes surpassed the rest of the population For instance in Athens there were times in which population of slaves triples the population of free citizens Especially in Greek and Roman civilizations slavery was a part and parcel of the structure of society Although in these societies slaves were not regarded as free citizens but reached some level of life standards that they would never reach under normal circumstances Furthermore Rome that used to be an imperial power did not legitimize slavery before law 21 In ancient times slavery was in fact a way rehabilitation of war prisoners Slavery was a better alternative to death for war prisoners This is why slavery was never abolished throughout history Yet transatlantic slave trade is a quite different case

Almost all ancient texts have some kind of reference to the existence of slavery There used to be numerous narratives regarding slavery in Hammurabirsquos texts in Greek tragedies and epic poems including Odyssey of Homer 22 In ancient Anatolia

16 Surah Al-Baqarah 22117 Surah an-Nisa 9218 Surah al-Maida 8919 Surah at-Tawbah 6020 Surah an-Nur 3221 Aydın MAkif ldquoKoumllerdquo p23722 Homer The Odyssey of Homer trans G H Palmer The Riverside Press Cambridge 1892 s67 178

223 377

84 Ahmet Erhan Şekerci

Assyrians have has serfdom a former version of slavery that enables some people to buy and sell other just like an asset 23 In especially Ancient Greece slavery was firmly entrenched with the support of various thinkers including Aristotle Aristo regarded slaves as property to be owned sold and bought Obviously slavery was an economic phenomenon and natural as such 24 Aristotle also excluded slaves from any levels of government In many parts of Iliad and Odyssey include stories about the relation between slaves and owners and depictions of war captives who are slaves-to-be 25 In ancient historical texts by Herodotus Thucydides and Xenophon have sections on various versions of slavery from slaves as asset to war captives26 Slavery in old Athens had a significant role in continuance of service and maintenance of present life standards27

C Colonialism and Slavery

Geographical discoveries that happened as a result of Western attempt of finding new trade routes and reaching India brought Western civilization new opportunities for rise and power By the 18the century many of the European colonial states were dominating over lands larger than their original lands The new trade opportunities that came with this fact were accompanied by a huge mass of enslaved people The emergence of Industrial Revolution thus the Enlightenment was tightly related to the cycle of production that has reached a new level by this development This commercial slavery that survived for almost four centuries led inter-continental rotation of millions of people that sometimes resulted in deaths as it brought phenomenal wealth to Europe What we see as Western civilization today is the outcome of this collective human trafficking The Enlightenment is also an outcome of this rather than the cause

C 1 The Widespread of Colonialism

As the natural consequence of geographical expeditions and with the assistance of new marine technology Spain and Portugal set residential areas in America West Africa and Asia The first fruit of this development was transportation of newfound

23 C Snell Daniel ldquoSlavery in The Ancient Near Eastrdquo pp10-1624 Aristotle The Politics 1253b1-23 Penguin Books trans TA Sinclair London 1992 pp62-6425 Homeros İlyada Sanders Kitabevi trans A Erhat A Kadir 6 Section w465-466 İstanbul 1967

p183 Homeros Odyseia Can Yayınları ter A Erhat-A Kadir İstanbul-1984 s23 ln395 s54 ln622 s213

26 Peter Hunt ldquoSlaves in Greek Literary Culturerdquo The Cambridge World History of Slavery vol I ed K Brandley P Cartledge Cambridge 2011 p29

27 J Kyrtatas Dimitris ldquoSlavery and Economy in The Greek Worldrdquo The Cambridge World History of Slavery vol I ed K Brandley P Cartledge Cambridge 2011 p91

Slavery as the Other Face of the Enlightenment 85

precious metals to Europe Ancient cultures of Aztec and Inca in Mexico and Peru thus vanished 28 While Europe was building a new future for itself many civilization and society were perished Especially local population of America was endangered due to diseases caused and massacres carried out by Europe They had neither power to resist nor a support to rely upon 29 Catholics were baptizing newfound lands in the name of king and papacy as they were carrying on far-reaching missionary activities A century after Spain and Portugal England France Holland and some other European states began colonial activities By the 18th century American continent was slowly transforming into state and provinces with the arrival of European immigrants In America European colonies were carrying out economic activities that soon to be an isolated agriculture movement in the Eastern shores of America such as Barbados and Caribbean In this production-oriented structure built by Europeans people were going to be enslaved and transported to America from Africa When Europeans reached Western shores of Africa they have encountered an already-existing slave trade In this relatively cosmopolitan region of the world people were enslaving and selling their fellow beings However the local slaves of Africa have had the same rights with free people meaning they were getting marrying having children and living together with others This system was completely changed into a type of slavery in which slaves had no rights whatsoever or future30 This transatlantic slave trade type based on race and class is an invention of the Westerners

C 2 How Slavery did become a Trade System

We need to distinguish between slavery that existed throughout history and transatlantic slave trade that is an outcome of colonialism The latter is the term referred to millions of Africans who are pulled away from their homelands and brought to agriculture plantations of America just for economic purposes The slavery that came with colonization is divided into two as before the Enlightenment and after the Enlightenment 18th century is a remarkable slice of history as it witnesses the peak of slavery and also the emergence of the Enlightenment Portugal that is the pioneer state of professional slave trade has provided slaves to the plantations of Caribbean and Southern America on regular basis 31 By the mid of 17th century this market expanded with the participation of Spain England France and Holland European settlers have

28 Tatar Taner ldquoSoumlmuumlrgecilik ve Kızıl-Kara Katliamrdquo Sosyoloji Konferansları Dergisi (Istanbul Journal of Sociological Studies) V44 2011 p202 cf Townsend Richard F Aztekler Arkadaş Yay Ankara 2001 pp9-10

29 Regarding the tortures that Native Americans put to NB Bartelome deacute Las Casas Kızılderililer Nasıl Yokedildi Şule Yay trans Meryem Ural İstanbul 1997 p26 cf Novack George Kızılderili Soykırımı Maki Yay trans Mehmet Beyazıt Ankara 2003 pp7 55

30 httpwwwmgkgovtrcalismalarcalismalar021_transatlantik_kole_ticaretipdf p2 (19052016)31 httpwwwmgkgovtrcalismalarcalismalar021_transatlantik_kole_ticaretipdf p3 (19052016)

86 Ahmet Erhan Şekerci

formed new colonies in the central parts of America As a result of this agriculture has developed and need for slaves increased This need climaxed by the 18th century Two third of total slave trade took place in this century Numerous companies founded with the privileges on slave trade granted by European states have formed a strong economic power that was to be a tripartite trade structure in the following years In the 17th century this continent that was dominated by Western settlers has witnessed economic power battles between England France and Spain As a result of the war between France and England that prolonged for seven years England has won colonies This made England a great political and economic power that she never was before

First settlers of the colonies have used Europeans of whom they know the languages and cultures for their service Those servants were able to buy their own lands with their savings after some years of service Quarter million of people have migrated from England to America for economic religious and political reasons 32

First slave trade company Guniea was founded by Samuel Vassal in 1651 and headquartered in Massachusetts and Virginia33 Besides there were small-scale British companies founded for the same purpose Holland has founded Dutch West India in 1621 France French West India in 1661 England Royal African Company which was the greatest in the field in 1672 After the Glorious Revolution that paves way for the Enlightenment British Royal African Company has weakened thus slave trade was run more by independent traders By the last quarter of the 17th century slavery was official first in Maryland and Caroline the two states dominated by England later in the other states of North America

In large agriculture plantations where African slaves were forced to work the products such as coffee sugar beets cotton cacao blue dye and ginger were gathered The ships that transported slaves were transferring those products to Europe This act of England formed a trade triangle was going to be called tripartite trade structure afterwards The by-products of slave trade were ships cuffs and muzzles We may add weapons and textile products that are being exported to Africa to this The ships that transport those products to West Africa were returning to America with slaves America was the center for the production of luxury consumer goods such as coffee sugar cotton and blue dye34 This triangle that was run by British traders was a great source of wealth not only for them but also for the state People involved in this trade were soon the economic elite of England Alexander and David Barclay and Francis Baring who were the pioneers in slave trades earned more than over the pound7 million pound from this trade They used this money to provide their banks establishing Admiral Lord

32 Blackburn Robin The Making of New World Slavery From the Baroque to the Modern 1492-1800 Verso New York 1997 pp227-228

33 Ennals Richard From Slavery to Citizenship John WileyampSons 2007 p7534 ibid p102

Slavery as the Other Face of the Enlightenment 87

Rodney of Beckford family former mayor of London has amassed a great fortune from the plantations in Barbados35 This capital held in England was going to have a direct effect on the social and cultural development of the Enlightenment Some historians prefer to call this capital accumulation as early capitalism By the end of the century of the Enlightenment the movements against slavery were in peak levels the slavery was about to be prohibited not only for ethical but also for economical motivations Therefore slavery was no more sustainable36

Slave trade has become a professional field of work during the century of Enlightenment Many eminent clergymen statesmen official institutions churches educational centers and intellectuals were among the participants of this beneficial tripartite slave trade structure37 The fact that the pioneers of the Enlightenment who are supposedly guided by the principles of freedom equality and justice were involved in the slave trade is a bitter irony Those people who were satisfied with the profits they gained and the investment they made did not bother to think further on the question of how38 Church has considered slaves as movable goods and believed God permitted such a view until dissenting voices are raised39 Colonial acts contributed a great amount to enrichment of Europe and emergence of capitalism While African slaves were transforming into cheap labor in plantations England and British traders made a fortune40

C 3 The Dimensions of Transatlantic Slave Trade

Slavery as the phenomenon that existed throughout history has been strengthened gradually after 5th century as a result of colonialism and reached its peak in the 18th century Slave trade different from the sort of pre-colonization era had a great impact on both the demographics and political structures of the involved countries In order to have a better understanding of this impact we shall take a closer look at the statics Slave circulation that took place in 1440 and 1880 is unique in world history We believe that the slave trade that took place in this phase included slaves in between ten to twenty million41 Just in 18th century a total of six million slaves were transported Two and a half million of them was transferred to America by British traders42 Those slaves were employed and surpassed local population in time In some places like Haiti slaves were rebelled against the colonial state in order to set their own government Places

35 ibid p9536 ibid p11437 ibid p7938 ibid p20939 ibid p15440 Blackburn Robin p 21941 httpwwwmgkgovtrcalismalarcalismalar021_transatlantik_kole_ticaretipdf p3 (19052016)42 Ennals Richard From Slavery to Citizenship p22

88 Ahmet Erhan Şekerci

like Brazil that became a great economy have declared their independence eventually43

C 4 The Prohibition of Slavery

The century of Enlightenment witnesses both the peak and prohibition of slavery Slavery that became a field of profession bringing high profits was officially prohibited by the first quarter of the 19th century as a result of economic political religious ethical and social change What is remarkably ironic is that the groups entities or people that played a significant role in this prohibition were involved in and benefited from this trade once Quakers as one of the first religious groups who migrated from England to America had an active role in slave trade formerly It was also Quakers that rejected slavery on ethical and religious grounds and fought a political battle for its prohibition

After the United States Declaration of Independence slavery was gradually being prohibited in the states Quakers were already announced their opposition to slavery in Pennsylvania and Massachusetts Slavery was banned in Rhode Island in 1780 and in Connecticut in 1784 France that initially participated this banning failed to resist the compulsion of landowners and had to go back to previous order in 1794 In 1865 senate passed the law abolishing slavery completely London Manchester New York and Philadelphia ran the campaign against slavery On the other hand Quakers played the leading role in this fight Them and their meeting with William Pitt British president of the time was probably the source of inspiration for Pittrsquos famous speech made in favor of banning in 1792 and following prohibition44 First act of banning in Brazil Cuba and United States took place in 1807 But slave trade was only prevented officially in 1833 England that used to be a part of slave trade once also took a significant part in preserving this prohibition

D Slavery and the Enlightenment

Slavery is not just a historical event that took place in a specific time and region but furthermore an economic corporation that has been the vital force of the founding nations of the Enlightenment especially England and France Slaves with no recognized rights or freedoms were used merely for the purpose of service and production Those people who were subject to reductionist rhetoric were isolated from the rest of the world During the Middle Ages the slaves that were taken as captures after the wars within European nations were mostly white people as opposed to the black slaves of

43 httpwwwmgkgovtrcalismalarcalismalar021_transatlantik_kole_ticaretipdf p11 (19052016) 44 Outram Dorinda Aydınlanma Dost Kit trans Sevda Ccedilalışkan Hamit Ccedilalışkan Ankara 2007 pp98-

99 cf Şekerci Ahmet Erhan Aydınlanma ve Din İnsan Yay İstanbul 2016 p154

Slavery as the Other Face of the Enlightenment 89

the 18th century This difference represents one of the most distinguishing features of the slavery of the Enlightenment which is race Race is not only a criterion to decide who will be in and out but also a tool to legitimize this form of forced labor To serve this purpose there were generalizations made and racist approaches embraced On the other hand this fact and attitude contrast strongly with the ideals of the Enlightenment This significant contradiction has more concrete examples than that Third president of the United States Thomas Jefferson who is famous for his anti-slavery views and exhibited an institutional opposition to slavery was on the other hand owned hundreds of African-American slaves He aimed at the abolition of slavery in a way that will not cause social chaos or economic crisis45 This dilemma is not unique to him or any other person but is a general phenomenon that was caused by the tension between moral and practical concerns

D 1 The System of Slavery and Ideals of the Enlightenment

18th century is known to be the century of Enlightenment This phase is on the other hand the peak of Transatlantic human trade run primarily by England Enlightenment from the philosophical political ethical and social points of view represents a movement of independence as well as an intellectual progress Classical social and governmental structures were transformed And people were entitled to express and defend their basic rights Ironically the nations that underwent those radical changes that we can sum up as ldquofreedom independence and progressrdquo were either a part of Transatlantic slave trade or have benefited from it We are talking about a population that was sacrificed for the independence wealth and progress of European societies Nevertheless throughout the end of the process this deadlock became a source of discomfort not only for the intellectuals but also for the governing elite At least it was believed that slavery as a labor system is economically unsustainable Ethical religious and political arguments that made theoretical legitimization of slavery possible were afterwards used for the abolition of slavery Theological entities that were initially the main supporters of the legitimization of slavery became the main opponents of that in the course of time Anglican Church was the most famous of those entities which is also a concrete example of this shift

D 2 How Did the Pioneers of the Enlightenment View Slavery

In the last quarter of the 17th century there were two prominent names known with their ideas favoring slavery Newton and John Locke Those two thinkers were either an investor or director in transatlantic slave trade In addition to those two who are most

45 Outram D Aydınlanma p94

90 Ahmet Erhan Şekerci

famous 17th century supporters of forced labor we can also refer to the names such as Hume Smith Hutcheson Kant Rousseau Voltaire or Montesquieu Considering the most fundamental tenets and dictums of the Enlightenment it would be surprising to hear racist and reductionist ideas from afore-mentioned names While we read such surprising statements from them on the other side of the coin is the fact that slavery was banned with the philosophical ethical and social assistance of the same names John Locke who is known to be the founding father of the Enlightenment was served as the undersecretary of Lord Ashley and in charge of plantations as he also took active part in institutional organization of some colonies until he retired in 170146 However he opposed slavery intellectually as we observe in his works where he gave insightful details of the mechanism Newton who abstained to make any statement regarding the topic is among the shareholders of British State Company that is engaged in human trade Adam Smith who is the pioneer name of capitalism pointed explicitly to the end of slavery as he denounced the economic shortcomings of it and welcomed a new economic system

John Locke who has provided the political and intellectual framework and theoretical back ground to the Enlightenment with his Two Treaties of Government has outstanding views on slavery Having said that among three rights of man is private property Locke regrets greatly for the fact that one man is the property of the other He finds the fact that British people own slaves unacceptable and expresses his sorrow as following ldquoSlavery is so vile and miserable an estate of man and so directly opposite to the generous temper and courage of our nation that it is hardly to be conceived that an Englishman much less a gentleman should plead for itrdquo47

Although he was an officer engaged in trade business he never owned a slave During his service in trade commission he opposed to arbitrary punishment of the slaves But he per contra showed tendency to reductionist attitude when it comes to the status of people enslaved For him those whom he called primitive need a shelter or some sort of protection until they discover their potentials Slaves are slaves by definition in the sense that they are already incapable of using their minds 48 Thus for him slavery is an outcome of the relation between winner and loser 49 According to Locke slavery that is an outcome of wars should be taken as a historical fact since captives do not have any property and thus cannot be regarded as the part of civil society 50 He however bitterly opposed to Robert Filmer who attempted to justify slavery with patriarchy 51

46 Blackburn Robin The Making of New World Slavery From the Baroque to the Modern 1492-1800 p255

47 J Locke ldquoOf Goverment Book I First Treatiserdquo Two Treatises of Goverment and A Letter Concer-ning Toleration ed Ian Shapio Yale University Press New Haven 2003 p8

48 The Making of New World Slavery From the Baroque to the Modern 1492-1800 p26549 Locke J ldquoOf Civil Goverment Book II Second Treatiserdquo p11050 ibid p13651 ibid p136 cf pp 109-110 NB Locke J ldquoOf Goverment Book I First Treatiserdquo p9

Slavery as the Other Face of the Enlightenment 91

As a matter of fact if we take a closer look at his views on slavery with regard to his conception of freedom the matter would be more decipherable His expressions on freedom would assist the question reveal itself ldquoThe natural liberty of man is to be free from any superior power on earth and not to be under the will or legislative authority of man but to have only the law of nature for his rulerdquo 52 Defining freedom as a state of absolute independence he stated that no one could violate this willingly or unwillingly and therefore referred to the possibility of slavery ldquofor a man not having the power of his own life cannot by compact or his own consent enslave himself to any one nor put himself under the absolute arbitrary power of another to take away his life when he pleases Nobody can give more power than he has himself and he that cannot take away his own life cannot give another power over itrdquo 53

Although John Locke was engaged in the system of slavery ex officio he has had a great impact in American Revolution with his philosopher persona In fact Thomas Jefferson owes the intellectual background of his executions in the fields of freedom and equality to John Locke 54

Another thinker who exhibits an obvious opposition to slavery is Adam Smith He had strong objection to not only slavery but also mercantilism His objection to slavery was more for ethical reasons than for economic reasons Although for him slavery comes with its own economic advantages 55 it is not irreplaceable What he did with The Wealth of Nations was to offer an alternative way to present economic system that makes use of forced labor His approach to slavery and slaves was quite realistic 56 By arguing out the reason why slaves are being employed in the plantations he establishes grounds for such an employment It was indeed economically efficient to hire slaves However long-term consequences of this practice would be ldquofalling behindrdquo because heavy working conditions that slaves are subject to would result in exhaustion at some point Therefore short-term efficiency is not sustainable in long-terms The slaves that were held and forcibly working in the sugar beets coffee and cotton fields were vulnerable to arbitrary and uncontrolled treatments57 Those treatments were found inhumane and thus unsustainable for Smith as he offered a new economic order

Another thinker of the Enlightenment that is known for his objection to slavery is Voltaire According to him humiliating and abusing slaves on the grounds of race would contradict the ideals of the Enlightenment 58 This approach manifests his

52 Locke J ldquoOf Civil Goverment Book II Second Treatiserdquo p 110 cf J Locke Youmlnetim Uumlzerine İkinci İnceleme Ebabil Yay Ankara 2012 pp21-22

53 Locke J ldquoOf Civil Goverment Book II Second Treatiserdquo p11054 Uzgalis William ldquoAn Inconsistencey not to be Excused On Locke and Racisimrdquo Philosophers on

Race ed Julie K Ward Tommy L Lott Blackwell 2002 p8155 Adam Smith Ulusların Zenginliği VII trans Metin Saltoğlu Palme Yay Ankara 2011 p 16156 ibid p15357 ibid pp171-17258 NB Outram D Aydınlanma p90

92 Ahmet Erhan Şekerci

opposition to both racism and slavery For him to defend slavery in theological terms is a futile effort 59 French encyclopedists can also be added to the list of people known for anti-slavery views Diderot Condorcet Montesquieu and Hutcheson can be counted towards this line of thought Especially after John Locke J J Rousseau re-argued against the system of slavery in his Discourse on the Origin of Inequality 60 Montesquieu has criticized the popularly esteemed reductionist view on enslaving Africans In his times Westerns would favor white and Christians against the rest while Africans were seen inferior to white man intellectually culturally and morally as a separate species more closely related to apes than to whites He has described slavery as the possession of a human being in all aspects by another human being And such a possession cannot be regarded as a right by any means61 He claims that since there was no free man to work left in America because of Westerns Africans were enslaved for cultivation If that were not the case the production thus the consumption of sugar would be pricey He refers to Westerners who would hardly picture a God who implants a soul and even a good soul into a pitch-black body 62 The Westerners whom he referred to did in fact point to the so-called primitive patterns of behavior of the Africans in order to justify racist positions It should also be noted that this generalization and reductionism is not unique to the relations held with Africans but covers the people of all of the Western colonies

Rousseau another French thinker defined slavery a non-stop work a labor-oriented tough life whereas the only virtue of slavery is unconditional subordination63 Slavery is in other words giving up nature freedom rights and responsibilities peculiar to human beings therefore contradicts human nature64 Enslaving captives or black people is not a right not because it is illegitimate but because it is meaningless and absurd Slavery and legitimacy on the other hand are concepts that do not only contradict but also negate each other 65 Having said that he criticized Christian hypothesis that what matters is not to be slave or free what matters is faith (ldquoThere is neither Jew nor Greek slave nor free male nor female for you are all one in Christ Jesusrdquo- Galatians 328) According to him slavery is not meant for Christians In Social Contract he described slavery as anti-freedom 66

59 Blackburn Robin The Making of New World Slavery From the Baroque to the Modern 1492-1800 p 590

60 NB Montesquieu The Spirit of Laws vol I trans Thomas Nuget The Collonial Press London 1900 pp238-239

61 Montesquieu Kanunların Ruhu Uumlzerine I Toplumsal Doumlnuumlşuumlm Yay trans Fehmi Baldaş İstanbul1998 p339

62 ibid p34463 Rousseau İnsanlar Arasındaki Eşitsizliğin Kaynağı Say Yay trans Rasih Nuri İleri İstanbul 2015

p159 64 ibid p17265 Rousseau Toplum Soumlzleşmesi trans Alpagut Erenulu Oumlteki Yayınları Ankara1996 p4266 Rousseau Toplum Soumlzleşmesi pp165 204

Slavery as the Other Face of the Enlightenment 93

David Hume and Immanuel Kant are two Enlightenment thinkers who are in favor of slavery Especially Kantrsquos statements that support Western colonialism and condescend African slaves have led fiery debates in his time George Foster a scientist who has accompanied captain Cook in his geographical exploring expeditions and Kant got engaged in an interesting written dialogue on the matter of slavery Hume who has had a deep impact on Kant declared his belief that black people are inferior to white men and perceived them as a community ineligible for civilizing He is said to change course on slavery afterwards67 Just like Hume Kant had a strong belief in the superiority of white race over the black one and did not favor the abolition of slavery while supporting colonialism68 His following statements are worth quoting ldquowhich is too weak for hard labor too indifferent for industry and incapable of any culture - although there is enough of it as example and encouragement nearby - ranks still far below even the Negro who stands on the lowest of all the other steps that we have named as differences of the racesrdquo69 This perspective comes with ethical aporias and thus is not sustainable Therefore Kant is also believed to change his mind on the question through the end of his life70

Kantrsquos position on slavery and colonialism in fact contradicts itself in some ways This position was subject to various critiques in his era too The one that attracts most critiques is his claim that the slaves that are held in plantations of America were in fact free labor He on the one hand supported European colonialism and find enslaving on the basis of race legitimate71 Having regarded American natives as subspecies just like black people he characterized the former with instability and primitiveness Black Africans were brought to replace American natives who failed to accommodate to the conditions of agriculture plantations Thus Africans are for him meant for the service of free people72

E Concluding Remarks

Colonialism and the phenomenon of slavery that survived for almost four centuries on the earth came to an end by the first half of 19th century Western oriented expansionism that relied on factors such as quest for new markets and habitats imperialist and religious

67 Palter Robert ldquoHume and Prejudicerdquo Hume Studies vol XXI April 1995 p468 Flikschuh K L Ypi ldquoIntroductionrdquo ed Katrin Flikschuh and Lea Ypi Kant and Colonialism Oxford

University Press 2014 pp5 1769 I Kant ldquoOn the Use of Teleological Principles in Philosophyrdquo Anthropology History and Education

ed Guumlnter Zoumlller Robert B Louden trans Guumlnter Zoumlller Cambridge University Press 2007 p21170 Pauline Kleingeld ldquoKantrsquos Second Thoughts on Colonialismrdquo ed Katrin Flikschuh and Lea Ypi Kant

and Colonialism Oxford University Press 2014 p4571 ibid p5072 ibid p51

94 Ahmet Erhan Şekerci

concerns development in shipping and arms business existed from the 15th century to the 19th century During the 16th century European nations including England Spain France Portugal and Holland have begun a colonialist movement in South America and Africa This movement reached out to Far East especially by the British venture Those nations that used to sway lands larger and wealthier than their own began hauling the goods of the colonies to their own lands in the course of time For example agriculture plantations of America led Europeans enjoyed a life of money and comfort Products of European origin were sold to Africa in return for valuable agriculture products such as coffee cotton and sugar An enslavement process accompanied this trade With such a triad structure of trade the profit of European nations reached the peak levels in the 18th century

The Enlightenment and its accompanying concepts such as freedom human rights private property free enterprise women rights and slavery marked the 18th century The bitter irony lies in the fact that economic and cultural background of the Enlightenment benefited to a great extend from colonialism and slavery England that hosted pioneer movements of the Enlightenment was at the same time the greatest actor and profiteer of the slave trade The profit she made by abusing people from all around the world was for spoiling her own people The leading figure of the Enlightenment in science was in this business per se John Locke another pioneer name of the Enlightenment held a critical position in the committee in charge of plantations while providing a theoretical background to the Enlightenment Former supporters of slavery Hume and Kant raised two most important critiques of the system of slavery Kant did believe in the superiority of white race over the black one and formed a theory of legitimacy on this belief The problem with this theory is to depend merely on race while coming up with ethical and philosophical claims On the other hand Hutcheson and Smith lodged an ethical objection to Kantian position French Encylopedists including Rousseau and Montesquieu joined this line of thought afterwards as they did not believe in the possibility of advancing such a theory

The major profiteers of the capital begot by slavery were England and British people Surprisingly the same England showed a great intellectual and legal support to the efforts for abolishing slavery J Locke and A Smith were the main sources of inspiration for the declaration of independence of the American colonies Quakers dominated by British immigrants and Lunar Society of Birmingham contributed greatly to the abrogation of slavery Both rise and fall of slavery occurred in the century of Enlightenment Thus we can infer that Enlightenment made the realization and incarnation of the abstract concepts of freedom equality free enterprise and private property possible However it is an undeniable fact that this fruitage is only after the Industrial Revolution The Revolution that advanced by the second half of the century proved that slavery was unsustainable economic wise Pointing to this fact Smith underlined that wealth of nations is closely tied to an efficient economic system and thus he dropped the first hints of capitalism

Slavery as the Other Face of the Enlightenment 95

Despite everything slavery yielded great economic benefits to the Western civilization Nevertheless the axiology came with Enlightenment put ethical religious and humane aspects of slavery on trial Although slavery disappeared officially in that slice of history the economic system that is based on forced labor survived in the following economies such as socialism and capitalism The working conditions once the slaves were subject to still exist in some parts of todayrsquos world The center of the system is ironically still west as the peripheries remain the same Colonialism is formally dead whereas imperialism survived

BIBLIOGRAPHY

Aristotle The Politics 1253b1-23 Penguin Books trans TA Sinclair London 1992Aydın M Akif ldquoKoumllerdquo DİA V26 Ankara 2002Blackburn Robin The Making of New World Slavery From the Baroque to the Modern 1492-

1800 Verso New York 1997Ennals Richard From Slavery to Citizenship John Wiley amp Sons 2007Flikschuh K L Ypi ldquoIntroductionrdquo ed Katrin Flikschuh and Lea Ypi Kant and Colonialism

Oxford University Press 2014Hezser Catherine ldquoSlavery and The Jewsrdquo The Cambridge World History of Slavery vol I

ed K Brandley P Cartledge Cambridge 2011Homer The Odyssey of Homer trans G H Palmer The Riverside Press Cambridge 1892Homeros İlyada Sanders Kitabevi trans A Erhat A Kadir İstanbul 1967ndashndashndashndash Odyseia Can Yayınları ter A Erhat-A Kadir İstanbul-1984httpwwwmgkgovtrcalismalarcalismalar021_transatlantik_kole_ticaretipdf (Access

19052016)Hunt Peter ldquoSlaves in Greek Literary Culturerdquo The Cambridge World History of Slavery vol

I edK Brandley P Cartledge Cambridge 2011Kant Immanuel ldquoOn the Use of Teleological Principles in Philosophyrdquo Anthropohogy His-

tory and Education ed Guumlnter Zoumlller Robert B Louden trans Guumlnter Zoumlller Cambridge University Press 2007

Kleingeld Pauline ldquoKantrsquos Second Thoughts on Colonialismrdquo ed Katrin Flikschuh and Lea Ypi Kant and Colonialism Oxford University Press 2014

Kyrtatas Dimitris J ldquoSlavery and Economy in The Greek Worldrdquo The Cambridge World History of Slavery vol I ed K Brandley P Cartledge Cambridge 2011

Las Casas Bartelome deacute Kızılderililer Nasıl Yokedildi Şule Yay trans Meryem Ural İs-tanbul 1997

Locke John ldquoOf Goverment Book I First Treatiserdquo Two Treatises of Goverment and A Letter Concerning Toleration ed Ian Shapio Yale University Press New Haven 2003

ndashndashndashndash ldquoOf Civil Goverment Book II Second Treatiserdquo Two Treatises of Goverment and A Letter Concerning Toleration ed Ian Shapio Yale University Press New Haven 2003

ndashndashndashndash Youmlnetim Uumlzerine İkinci İnceleme Ebabil Yay Ankara 2012Montesquieu Baron De The Spirit of Laws vol I trans Thomas Nuget The Collonial Press

London 1900ndashndashndashndash Kanunların Ruhu Uumlzerine I Toplumsal Doumlnuumlşuumlm Yay trans Fehmi Baldaş İstanbul

1998

96 Ahmet Erhan Şekerci

Novack George Kızılderili Soykırımı Maki Yay trans Mehmet Beyazıt Ankara 2003Outram Dorinda Aydınlanma Dost Kit trans Sevda Ccedilalışkan Hamit Ccedilalışkan Ankara

2007Rousseau J J İnsanlar Arasındaki Eşitsizliğin Kaynağı Say Yay trans Rasih Nuri İleri

İstanbul 2015ndashndashndashndash Toplum Soumlzleşmesi trans Alpagut Erenulu Oumlteki Yayınları Ankara 1996Şekerci Ahmet E Aydınlanma ve Din İnsan Yay İstanbul 2016Seyyar Ali İnsan ve Toplum Bilimleri Terimleri Değişim Yay İstanbul 2007Smith Adam Ulusların Zenginliği VII trans Metin Saltoğlu Palme Yay Ankara 2011Snell Daniel C ldquoSlavery in The Ancient Near Eastrdquo The Cambridge World History of Sla-

very vol I ed K Brandley P Cartledge Cambridge 2011Tatar Taner ldquoSoumlmuumlrgecilik ve Kızıl-Kara Katiamrdquo Sosyoloji Konferansları Dergisi (Istanbul

Journal of Sociological Studies) 2011Townsend Richard F Aztekler Arkadaş Yay Ankara 2001Uzgalis William ldquoAn Inconsistency not to be Excused On Locke and Racismrdquo Philosophers

on Race ed Julie K Ward Tommy L Lott Blackwell 2002

AYDINLANMANIN OumlTEKİ YUumlZUuml KOumlLELİK

Ahmet Erhan Şekerci

SLAVERY AS THE OTHER FACE OF ENLIGHTENMENT

OumlZAydınlanma kuşkusuz duumlşuumlnce tarihinin en oumlnemli doumlnuumlm noktalarından biridir Biz buguumln modern duumlnyayı hangi kelimelerle tavsif ediyorsak (oumlzguumlrluumlk ba-ğımsızlık muumllkiyet insan hakları kadın hakları vb) Aydınlanma duumlşuumlncesinin mirasıdır Bu duumlşuumlnce kendisi bir doumlnuumlm noktası olmasının yanı sıra siyaset toplum ve felsefe gibi pek ccedilok artccedilı doumlnuumlm noktasına da zemin sağlamıştır Bu sebeplerden dolayı Aydınlanma monolitik bir yapı veya ontik bir varlıkmışccedila-sına pek ccedilok oumlvguumlye konu olmuştur Biz bu makalemizde Aydınlanmayı ortaya ccedilıkaran zihniyet ile onu oumlnceleyen koumllelik muumlessesinin girift ilişkisine değinerek aslında idealize ettiğimiz bazı duumlşuumlncelerin sanıldığı kadar da masum olmadığını goumlstermeye ccedilalışacağızAnahtar Kelimeler Aydınlanma Koumllelik J Locke D Hume I Kant A Smith Oumlzguumlrluumlk Kolonyalizm

ABSTRACTThe Enlightenment is no doubt among the greatest landmarks of history Whatever we today characterize the modern world with (such as freedom independence private property human and women right) is the heritage of this landmark The Enlightenment was not only a landmark itself but paved the way for following landmarks in the fields of politics society and philosophy Because of these reasons it has been subject to praises as if it a monolithic structure or ontic entity This article aims to cast a light upon the entangled relationship between slavery and the intellectual background of the Enlightenment and touch upon the fact that afore mentioned ideals are not as innocent as they seem

Kutadgubilig Felsefe-Bilim Araştırmaları Mart 2017 Sayı 33 s 97-115

Yrd Doccedil Dr Ahmet Erhan Şekerci İstanbul Uumlniversitesi İlahiyat Fakuumlltesi Felsefe Tarihi ABD (ah-metsekercigmailcom) Yazı geliş tarihi 16012017 kabul tarihi 06032017

98 Ahmet Erhan Şekerci

Keywords The Enlightenment Slavery J Locke D Hume I Kant A Smith Freedom and Colonialism

Giriş

İnsanlık tarihinde doumlnuumlm noktası olarak kabul edilen bazı oumlnemli doumlnemler vardır Modern duumlnya duumlşuumlncesinin teşekkuumlluumlnde oumlnemli bir rol oynayan Aydınlanma doumlnemi de bunlardan birisidir Aydınlanmayı doğru anlamak iccedilin onu doğuran Reform ve Roumlnesans hareketlerinin yanında on beşinci yuumlzyılın ortalarından itibaren merke-zinde Batılıların olduğu kolonyalizm dediğimiz suumlreci ve bunun doğal sonucu olan koumllelik muumlessesini anlamak oldukccedila oumlnemlidir Başını İngiltere İspanya Portekiz Fransa ve Hollanda gibi uumllkelerin ccedilektiği bazı Batılı uumllkeler başta Amerika ve Afrika olmak uumlzere duumlnyanın her tarafında kendi uumllkelerinden ccedilok daha buumlyuumlk yerleri ele geccedilirerek koloniler kurmuşlardı Bu yayılma ve yerleşmenin sonucu olarak on altıncı yuumlzyıldan itibaren Amerikarsquoda kurulan buumlyuumlk tarım plantasyonları kolonyalizmi Avrupa Afrika ve Amerika kıtalarının iccedilinde bulunduğu buumlyuumlk bir ekonomik faaliyet alanına doumlnuumlştuumlrmuumlştuumlr Koumllelik bu faaliyetin en oumlnemli iş guumlcuuml olarak karşımıza ccedilıkmaktadır Yapısal olarak ticari koumllelik oumlzel olarak ise transatlantik koumlle ticareti olarak adlandırılan bu faaliyet sırasında yirmi milyona yakın insan doumlrt asır boyunca Afrikarsquodan Amerikarsquoya sırf ccedilalıştırılmak iccedilin goumltuumlruumllmuumlştuumlr Zamanla tarihin goumlrduumlğuuml en buumlyuumlk insan ticaretine doumlnuumlşen bu yapı Amerikarsquoda buumlyuumlk bir uumlretim faaliyetine doumlnuumlşuumlrken Batırsquoya ise muumlthiş bir zenginlik sağlamıştır On sekizinci yuumlzyıl ticari koumllelik faaliyetinin zirveye ccedilıktığı asırdır Ancak bu asır aynı zamanda Batı duumlnyasını derinden etkileyen Aydınlanma duumlşuumlncesinin de yaşandığı doumlnemdir Guumlnuumlmuumlzde Batılı değerler olarak adlandırılan oumlzguumlrluumlk bağımsızlık muumllkiyet insan hakları gibi kazanımların ccediloğu Aydınlanmanın bizlere hediyesidir Biz bu ccedilalışmamızda Aydınlanmayı ortaya ccedilıkaran zihniyet ile onu oumlnceleyen koumllelik muumlessesinin girift ilişkisine değinerek aslında idealize ettiğimiz bazı duumlşuumlncelerin sanıldığı kadar da masum olmadığı ve oldukccedila ciddi bedeller sonucunda ortaya ccedilıktığını ortaya koy-maya ccedilalışacağız Bunu da pek ccedilok aydınlanma uumllkuumlsuumlnuumln temelinde yaşanmış acı tecruumlbelerin olduğunu koumllelik oumlzelinde goumlstermeye ccedilalışacağız

A Kolonyalizm ve Koumllelik Nedir

Kolonyalizm bir devletin veya bir başka grubun kendine ait olmayan topraklar ve devletler uumlzerinde siyasal ve ekonomik bir hacirckimiyet kurması durumudur Siyasal iccedileriğe sahip bu durum işgale uğrayan devletler ve topluluklar bakımından soumlmuumlrge-

Aydınlanmanın Oumlteki Yuumlzuuml Koumllelik 99

cilik olarak da isimlendirilmiştir1 Koumllelik ise insanın herhangi bir hakkı olmaksızın aşırı ccedilalıştırılma yani bir insanın başka bir insan tarafından tuumlm kullanım hakları ile beraber temelluumlk edilme durumudur2

Aydınlanma doumlnemi ve oumlncesinde gerccedilekleşen koumllelik ise klasik koumllelikten farklı olarak herhangi bir savaş durumu olmaksızın soumlmuumlrge alanlarındaki insanların sadece ticari amaccedillar goumlzetilerek kaccedilırılma ya da bizzat yerel unsurlar eliyle koumlleleştirilme yoluyla kendi vatanlarından ccedilok uzakta ve hiccedilbir şekilde doumlnme imkacircnı olmayacak bir yerde herhangi bir gelecek uumllkuumlsuuml olmaksızın sırf ccedilalıştırılmak uumlzere kullanı-mına verilen addır Aydınlanma doumlneminde karşımıza ccedilıkan koumllelik ise ccediloğunluğu Afrikarsquodan elde edilmiş koumlleleri Amerikarsquodaki plantasyonlarda ccedilalıştırılmak uumlzere kurulmuş ekonomik bir sistemdir

B Koumlleliğin Tarihi Koumlkenleri

Koumllelik kurumu neredeyse insanlık tarihiyle eş bir geccedilmişe sahiptir Genelde savaşlar sonucunda ortaya ccedilıkan bir kurum olan koumllelik varlığını ccediloğu kadim kuumlltuumlrde goumlstermiştir Semavi dinlerde ve buumlyuumlk medeniyetlerde koumllelik cari bir uygulamaydı Kutsal kitaplarda bu kurumun varlığını destekleyen pek ccedilok pasaj bulmak muumlm-kuumlnduumlr Ayrıca Yunanlılardan Romalılara İslam medeniyetinden Batı medeniyetine kadar bir hizmet alanı olarak koumllelik hep var olmuştur Bu var oluşu oumlzellikle dinler ve medeniyetler bağlamında kısaca ele alırsak ortaya koyacağımız oumlnermeler daha anlamlı olacaktır

B1 Koumlleliğin Dinlerdeki Yeri

Kutsal kitaplarda koumlleliğe dair en eski oumlrnek Hz Nuhrsquoun oğullarından Hamrsquoın işlediği guumlnah sebebiyle oğlu Kenanrsquoı Hamrsquoın kardeşleri Sam ve Yasefrsquoe kul olarak vererek cezalandırmasıdır3 Buradaki kulluk koumlleliğin ilk hali olarak karşımıza ccedilık-maktadır Kutsal kitaplardan oumlzellikle Ahd-i Atikrsquote borca karşılık ortaya ccedilıkan bir koumllelikten bahsedilmektedir4 Borccedil toplumda o kadar hayati bir rol oynamaktadır ki kişi borcunu oumldemeden oumlluumlrse alacaklı mirastan borcunu tahsil etme bu imkacircn yoksa ccedilocuklarını koumlle olarak alma hakkına da sahiptir5 Koumllelik oumlzellikle Yahudi toplumu accedilısından kurumsal bir yapıdır Hıristiyanlar accedilısından ise koumllelik asli guumlnaha bağlı reel bir sonuccedil olup koumlle ya da oumlzguumlr olmaktan daha oumlnemli olan Tanrırsquoya kul olabil-

1 Ali Seyyar İnsan ve Toplum Bilimleri Terimleri Değişim Yay İstanbul-2007 s5772 Seyyar age s589-5903 Tekvin 920-294 Levilier 25295 II Krallar 41-7

100 Ahmet Erhan Şekerci

mektir6 Mısırda Semitik dillerin konuşulduğu Kuzey Batı Asyarsquoda Suriye ve Filistin topraklarında dini olarak temellendirilmiş ve tarih boyunca oldukccedila kurumsallaşmış bir koumllelik vardır7

Yahudilikte kutsal kitaba bağlı olarak kurumsallaşan bir koumllelik anlayışı vardı Borca bağlı koumllelik iccedilin altı yıllık bir suumlre konmuştu Bu durum kutsal kitapta şu şekilde ifade edilir ldquoİbrani bir koumlle satın alırsan altı yıl koumllelik edecek ama yedinci yıl karşılık oumldemeden oumlzguumlr olacakrdquo8 ayetin devamında koumlleliğin nasıl işleyeceğine dair oldukccedila geniş accedilıklamalar vardır9 Borca bağlı koumllelik Yahudilerin kendilerinden edindikleri koumlleler iccedilin geccedilerli bir durumken Hammurabi borca dayalı koumlleliği uumlccedil yıl ile sınırlandırmıştır Bunun dışındaki normal bir koumlleye kırk dokuz yıl hizmetin sonunda kendi topraklarına veya satıldığı yere doumlnme imkacircnı verilmiştir10

Koumlleliğin aslında Yahudiler accedilısından tarihsel bir realitesi vardı Mısırda uzun yıllar koumlle olarak ccedilalıştırılan ve sonrasında Hz Musarsquonın oumlncuumlluumlğuumlnde oumlzguumlrluumlklerine kavuşup uzun bir yolculuktan sonra Filistinrsquoe doumlnebilen Yahudilere Tanrı bu durumu hatırlatarak koumllelikle ilgili ccedilok oumlnemli şu uyarıyı da yapmaktadır ldquoMısırrsquoda koumlle olduğunu ve Tanrın RABrsquobin seni oradan guumlccedilluuml ve kudretli eliyle ccedilıkardığını anım-sayacaksın Tanrın RAB bu yuumlzden Şabat Guumlnuumlrsquonuuml tutmanı buyurdurdquo11 Bu uyarıyı yapan Tanrı Yahudilere koumlleler hususunda hassas olmalarını salık vererek koumlleleri koruyup goumlzetmelerini şoumlyle tembihlemiştir ldquoEfendisinden kaccedilıp size sığınan koumlleyi efendisine teslim etmeyeceksinizrdquo12 Yahudiler hem koumlle hem de efendi olarak Akdeniz havzasındaki tuumlm medeniyet unsurları iccedilerisinde varlıklarını suumlrduumlrmuumlşlerdi Yahudiler Helenistik doumlnem Roma doumlnemi İslam doumlneminde Filistin boumllgesi ve Akdenizrsquodeki diaspora alanlarında kutsal kitapta kendilerine oumlğretildiği gibi altı yıllık koumlleleri ye-dinci yılda serbest bırakıyorlardı13

Hıristiyanlar koumlleliği kurumsal accedilıdan ziyade teolojik accedilıdan ele almaya ccedilalışmış-lardı St Thomasrsquoın koumllelik halini asli guumlnaha kadar goumltuumlrmesi ve Hıristiyanlar accedilısın-dan bir insanın Tanrı katında oumlzguumlr ya da koumlle olmasının bir anlamı olmaması onların koumlleliğe bakışlarını etkileyen unsurlardı Hıristiyanlık koumlleliği kurumsal olarak devam ettirse de Hz İsa insanlara ayrım goumlzetmeksizin engin hoşgoumlruumlnuumln bir gereği olarak koumllelere iyi muameleyi tavsiye etmişti Zira Hz İsa kendine karşı gelen Yahudilere

6 MAkif Aydın ldquoKoumllerdquo DİA c26 Ankara-2002 s2377 Daniel C Snell ldquoSlavery in The Ancient Near Eastrdquo The Cambridge World History of Slavery vol I

ed K Brandley P Cartledge Cambridge-2011 s58 Mısırrsquodan Ccedilıkış 2129 Mısırrsquodan Ccedilıkış 213 Borca bağlı koumllelik hususunda Ahdi Atikrsquote buna benzer ayetleri bulmak muumlm-

kuumlnduumlr Bkz Levililer 2525-2810 Snell ldquoSlavery in The Ancient Near Eastrdquo s1711 Yasanın Tekrarı 51512 Yasanın Tekrarı 231513 Catherine Hezser ldquoSlavery and The Jewsrdquo The Cambridge World History of Slavery vol I edK

Brandley P Cartledge Cambridge-2011 s438

Aydınlanmanın Oumlteki Yuumlzuuml Koumllelik 101

koumlle iken nasıl Mısırrsquodan ccedilıkarıldıklarını hatırlatmıştır Ahdi Cedidrsquode ise koumlle ile diğer insanlar arasında herhangi bir ontolojik ayrımın olmadığı şu şekilde vurgulanmıştır ldquoOumlğrenci oumlğretmeninden koumlle efendisinden uumlstuumln değildir Oumlğrencinin oumlğretmeni gibi koumllenin de efendisi gibi olması yeterlidir İnsanlar evin efendisine Beelzebul (şeytan) derlerse ev halkına neler demezlerrdquo14 Bunun oumltesinde Hz İsa kendisini daha ccedilok insan kazanmak iccedilin herkese hizmet eden bir koumlle olarak tavsif etmiştir15

Koumllelik İslamrsquoda da tıpkı Hıristiyanlıkta olduğu gibi kurumsal bir oluşumdur Cahiliye doumlneminde toplumsal bir gerccedileklik olan koumllelik genelde savaş sonucu ortaya ccedilıkan bir topluluğu ifade etmekteydi Bunun yanında genellikle Afrikarsquodan koumlle alımı Arap yarımadasında ve ccedilevre coğrafyalarda oldukccedila yaygındı Kurrsquoanrsquoda koumllelerin hu-kukuna ve onlara iyi davranılmasına dair oumlnemli mesajlar ortaya konmuştu Koumllelerin imkacircn olduğunca azat edilmesi ve topluma katılması amaccedillanmıştı Hz Muhammed (sav) tebliği boyunca kendine inanan koumlleleri satın almış ya da başkası vasıtasıyla azat edilmesi iccedilin uğraşmış ve bu youmlnde tavsiyelerde bulunmuştur Başta Hz Bilal-i Habeşi ve Hz Selman-ı Farisi gibi sahabeler olmak uumlzere pek ccedilok koumlle koumlkenli sahabe bulunmaktadır Kurrsquoan-ı Kerimrsquode iman eden bir koumllenin Allahrsquoa ortak koşan huumlr bir erkekten daha hayırlı olduğu vurgulanarak koumlle ile diğer insanların arasında herhangi bir ontolojik fark olmadığı ifade edilmiştir16 Kurrsquoan bazı guumlnahlara kefaret olarak koumlle azat edilmesini tavsiye ediyordu Mesela Nisa Suresinde bir Muumlsluumlman diğer bir Muumlsluumlmanı yanlışlıkla oumllduumlruumlrse ona bir muumlmin koumlle azat etmesi tavsiye edilmiştir17 Yine Maide Suresinde kefaret iccedilin koumlle azat edilmesi18 Tevbe Suresinde sadaka ve-rilecek kişiler arasında koumllelerin sayılması19 ayrıca onların topluma entegre edilmesi iccedilin bekacircr olanların koumlle ve cariyelerle evlendirilmesinin tavsiye edilmesi20 koumllelerin İslam toplumundaki yerini anlamamız accedilısından oumlnemlidir

B2 Koumlleliğin Medeniyetlerdeki Yeri

Kadim Mısır medeniyetinden Eski Yunanrsquoa Mezopotamyarsquoda Uzak Doğuda Romarsquoda ve İslam Medeniyetinde koumlleler genelde savaş sonucu alınan esirlerden meydana gelen bir topluluktu Ancak tarih boyunca koumllelik oumlzellikle Roma Mısır ve Eski Yunanlarda toplumu ayakta tutan bir hizmet unsuru olarak var olmuş koumlleler bazen de yerli nuumlfusu geccedilmiştir Mesela Eski Atinarsquoda zaman zaman koumlle nuumlfusu oumlz-guumlr vatandaşların uumlccedil katına ulaşmıştır Oumlzellikle Batı toplumumun temelini oluşturan

14 Matta 1024-2515 Korintliler 91916 Bakara 22117 Nisa 9218 Maide 8919 Tevbe 6020 Nur 32

102 Ahmet Erhan Şekerci

Eski Yunan ve Roma medeniyetlerinde koumlleler toplumu ayakta tutan oumlnemli yapısal unsurlardandır Bu topluluklarda koumlleler vatandaş sayılmamış ancak hiccedilbir zaman ulaşamayacağı bir yaşama efendisi sayesinde kavuşmuştur Ayrıca emperyal bir im-paratorluk olan Romarsquonın hiccedilbir vatandaşı da kanunen koumlleleştirilemiyordu21 Kadim doumlnemlerde koumllelik aslında savaş esirlerinin tasfiyesi ve topluma kazandırılması iccedilin bir ccediloumlzuumlm yoluydu Esirlere oumlluumlm yerine sunulan koumllelik onlara yaşama imkacircnı veri-yordu Bu nedenle tarih boyunca koumlleliğin neden kaldırılmadığı sorusunun cevabı da aslında ortaya ccedilıkmaktaydı Ancak konumuzu teşkil eden transatlantik koumlle ticaretinde ortaya ccedilıkan koumlleliğin durumu ise bundan oldukccedila farklıdır

Hemen hemen her kadim metinde koumlleliğe dair bazı ifadeler bulmak muumlmkuumlnduuml Hamurabirsquonin metinlerinde Eski Yunanrsquoın ccediloğu tragedyalarında Homerrsquoin uumlnluuml Odey-seiarsquosında koumllelikle ilgili pek ccedilok anlatı bulunmaktaydı22 Eski Anadolursquoda Asurluların koumlleliğin başka bir şekli olan serfliği kullandıkları koumllelerin menkul bir mal gibi miras olarak el değiştirdiğini goumlrmekteyiz23 Oumlzellikle eski Yunanrsquoda bizzat Aristo gibi duumlşuumlnuumlrlerin de katkısıyla oldukccedila yerleşmiş bir koumllelik kurumu bulunmaktadır Aristo koumlleyi oumlzguumlr insanların sahip olabileceği bir muumllk gibi goumlrmektedir Kendi zamanının Atinarsquosında ekonomik hayatın bir parccedilası durumunda olan koumllelik onun accedilısından oldukccedila doğal bir olgudur24 Aristo koumllelerin krallık sanatında da yerlerinin olmadığını beyan etmiştir İlyada ve Odeyseiarsquonın pek ccedilok boumlluumlmuumlnde koumlle efendi ilişkisine dair hikacircyeler anlatılmakta savaş meydanlarında koumlle duumlşmenin durumuna dair betimlemeler yapılmaktadır25 Eski tarih metinlerinde Herodot Thucydides ve Xenophonrsquoda mal cinsinden bir koumllelikten ccedilok savaş esirlerinin koumlleliğine dair bahisler bulunmaktadır26 Eski Atinarsquoda koumllelik uumlretim ve hizmetin devamı ve efendilerin hayat standartlarını suumlrduumlrmeleri accedilısından hayati bir oumlneme sahiptir27

21 Aydın ldquoKoumllerdquo s23722 Homer The Odyssey of Homer trans G H Palmer The Riverside Press Cambridge 1892 s67 178

223 37723 Daniel C Snell ldquoSlavery in The Ancient Near Eastrdquo s10-1624 Aristotle The Politics 1253b1-23 Penguin Books trans TA Sinclair London-1992 s62-6425 Homeros İlyada Sanders Kitabevi ter A Erhat A Kadir 6 Boumlluumlm İstanbul-1967 st 465-466

s183 Homeros Odyseia Can Yayınları ter A Erhat-A Kadir İstanbul-1984 s23 st395 s54 st622 s213

26 Peter Hunt ldquoSlaves in Greek Literary Culturerdquo The Cambridge World History of Slavery vol I ed K Brandley P Cartledge Cambridge-2011 s29

27 Dimitris J Kyrtatas ldquoSlavery and Economy in The Greek Worldrdquo The Cambridge World History of Slavery vol I edK Brandley P Cartledge Cambridge-2011 s91

Aydınlanmanın Oumlteki Yuumlzuuml Koumllelik 103

C Kolonyalizm ve Koumllelik

On beşinci yuumlzyılda Batılıların yeni ticaret yolları bulma ve Hindistanrsquoa ulaşma ccedilabalarının bir sonucu olarak gerccedilekleşen coğrafi keşifler Batı Medeniyeti iccedilin yeniden yuumlkselişi ve hacirckimiyeti getirecek imkacircnları doğurmuştur On sekizinci yuumlzyıla gelin-diğinde ccediloğu kolonyal Avrupa devleti asli topraklarından ccedilok daha buumlyuumlk bir alana ve oumlnemli ticari imkacircnlara kavuşmuştu Bu yeni imkacircnlara Aydınlanma ve Sanayi Devrimirsquoyle yeni bir aşamaya geccedilen uumlretim ccedilarkı iccedilinde duumlnyada ilk defa eşine az rastlanır boyutta sırf ccedilalıştırılmak uumlzere koumlleleştirilen insanlar yığını eşlik edecekti Yaklaşık doumlrt asır yoğun bir şekilde devam eden bu ticari koumllelik milyonlarca insanın kıtalar arasında rotasyonuna pek ccediloğunun oumlluumlmuumlne sebep olurken uumlretilen katma değerin sonucu olarak Avruparsquoda muumlthiş bir zenginlik ve ardından şaşalı bir Avrupa medeniyeti teşekkuumll etti Bu teşekkuumllde en oumlnemli roluuml Aydınlanma olarak adlandırılan duumlşuumlnsel ve siyasi doumlnuumlşuumlm oynamıştır

C1 Kolonyalizmin Yayılışı

Coğrafi keşiflerin doğal sonucu olarak ilk oumlnce İspanyollar ve Portekizliler sahip oldukları gemi teknolojisi sayesinde başta Amerika olmak uumlzere Batı Afrika kıyıları ve uzak doğuya uzanan bir coğrafyada kendi yerleşim alanlarını kurdular Bu yerleşim-lerin ilk uumlruumlnuuml ise bulundukları yerlerdeki değerli metallerin Avruparsquoya taşınmasıydı Yeni duumlnyanın Meksika ve Perursquodaki kadim kuumlltuumlrleri Aztek ve İnka medeniyetleri boumlylelikle yok oldu28 Avrupa kendine yeni bir gelecek inşa ederken pek ccedilok mede-niyet ve topluluğu da bir şekilde tarih sahnesinden silmekteydi Oumlzellikle Amerikarsquoda yerli nuumlfus Avrupalıların taşıdığı hastalıklar ve katliamlarla birlikte pek ccedilok yerde yok olma noktasına gelmişti Kendilerini savunacak guumlccedilleri olmayan bu topluluklar hem dayanıksız hem de savunmasızdılar29 Oumlzellikle Katolik Hıristiyanlar yeni ayak bastıkları her yeri kral ve papalık adına kutsamakta ve oralarda Hıristiyanlığı yay-maya ccedilalışmaktaydılar İspanyol ve Portekizlilerden yaklaşık bir asır sonra İngiltere Fransa Hollanda ve diğer bazı Avrupa devletleri kolonyal faaliyetlere başlamıştı On sekizinci yuumlzyıla gelindiğinde Amerika kıtası Avruparsquodan gelen yerleşimcilerle beraber eyalet ve devletlere doumlnuumlşmeye başlamıştı Temelde Avruparsquoya bağlı olan pek ccedilok koloni kendi ekonomik faaliyetlerini yuumlruumltmeye başlamıştı bu ise Amerikarsquonın doğu kıyılarındaki başta Barbados ve Karayipler olmak uumlzere pek ccedilok adada izole bir tarım faaliyetine doumlnuumlşecekti Avrupalıların kurduğu ticari koumlleliğe neden olacak bu

28 Taner Tatar ldquoSoumlmuumlrgecilik ve Kızıl-Kara Katliamrdquo Sosyoloji Konferansları Dergisi sy44 2011 s202 Richard F Townsend Aztekler Arkadaş Yay Ankara-2001 s9-10

29 Kızılderelilerin ve yerli halkların maruz kaldıkları işkencelere dair bkz Bartelome deacute Las Casas Kı-zılderililer Nasıl Yokedildi Şule Yay ccedilev Meryem Ural İstanbul-1997 s26 George Novack Kızıl-derili Soykırımı Maki Yay ccedilev Mehmet Beyazıt Ankara-2003 s7 55

104 Ahmet Erhan Şekerci

uumlretime dayalı yapıda pek ccedilok insan bir diğer koloni alanı olan Afrikarsquodan Amerikarsquoya taşınacaktı Avrupalılar Afrikarsquonın Batı kıyılarına ccedilıktıklarında zaten var olan bir koumlle ticaretiyle karşılaşmışlardı Birbirinden farklı pek ccedilok unsuru barındıran bu kıtada insanlar baskınlarla birbirlerini koumlleleştiriyor ve satıyorlardı Ancak buradaki koumlleler yine de toplumla aynı yerlerde yaşayıp aynı haklara sahip olabiliyor evlenebiliyor ve ccedilocukları oumlzguumlr oluyordu Bu sistem Batılıların kurduğu transatlantik koumlle ticareti sırasında tamamen değişerek herhangi bir hakkın ve geleceğin olmadığı sınıfsal ayrıma ve ırka dayanan bir koumllelik tuumlruumlne doumlnuumlşecektir30

C2 Koumlleliğin Ticari Bir Unsur Haline Gelmesi

Tarih boyunca var olan koumllelik kurumuyla kolonyalizmin bir sonucu olarak ortaya ccedilıkan transatlantik koumlle ticaretini yapısal olarak birbirinden ayırmak gerekmektedir Savaş sonucu olmayan sırf ccedilalıştırılmak iccedilin ana yurtlarından koparılıp hiccedil bilmedikleri Amerikarsquodaki tarım plantasyonlarına goumltuumlruumllen milyonlarca Afrikalının oluşturduğu yapıya ticari koumllelik kurumu adını veriyoruz Kolonyalizm iccedilinde ortaya ccedilıkan koumlleliği ise Aydınlanma oumlncesi ve sonrası olarak ikiye ayırmamız gerekmektedir On sekizinci yuumlzyıl Aydınlanmanın aydınlanma yuumlzyılı olmanın yanında ticari koumlleliğin en yoğun şekilde yaşandığı bir doumlnemdir İlk olarak profesyonel koumlle ihracatına başlayan Porte-kizliler başta Karayipler ve Guumlney Amerikarsquodaki plantasyonlara duumlzenli olarak koumlle tedarik etmişlerdir31 On yedinci yuumlzyılın ortalarından itibaren ise İspanyol İngiliz Fransız ve Hollandalıların bu ticarete katılımıyla pazar daha da buumlyuumlmuumlştuumlr Avruparsquodan gelen yerleşimcilerin Amerikarsquonın iccedillerine doğru yerleşerek yeni koloniler oluşturması tarımının giderek gelişmesi bu sahalarda ccedilalışacak koumlle ihtiyacını artıran unsurların başındadır Ancak on sekizinci yuumlzyılda bu oran zirveye ccedilıkar Toplam koumlle sevkiya-tının uumlccedilte ikisi bu doumlnemde gerccedilekleşmiştir Avrupalı devletlerin koumlle ticaretiyle ilgili verdiği imtiyazlarla kurulan pek ccedilok şirket ileride uumlccedilluuml bir ticaret haline gelecek ve devasa bir ekonomi oluşturacak bir yapıyı oluşturmuşlardı On yedinci yuumlzyılda Batılı yerleşimcilerin tamamen hacirckim olduğu bu yeni kıtada İngiltere Fransa ve İspanya arasında ticarete bağlı hacirckimiyet muumlcadeleleri gerccedilekleşmişti Oumlzellikle Fransa ve İngiltere arasındaki yedi yıl savaşlarının bir sonucu olarak İngilterersquoye bırakılan pek ccedilok koloni arazisi İngilterersquonin tarihinde olmadığı kadar buumlyuumlk bir siyasi ve ekonomik guumlccedil haline gelmesini sağlamıştır

Kolonilerdeki ilk yerleşimciler hizmet alanlarında genellikle Avruparsquodan getirilen dillerini ve kuumlltuumlrlerini bildikleri insanları kullanmışlardı Bu kişiler belli bir suumlre ccedilalışıp para biriktirdikten sonra kendi arazilerini alabiliyorlardı On yedinci yuumlzyıl

30 httpwwwmgkgovtrcalismalarcalismalar021_transatlantik_kole_ticaretipdf s2 a (Erişim 19052016)31 httpwwwmgkgovtrcalismalarcalismalar021_transatlantik_kole_ticaretipdf s3 a (Erişim 19052016)

Aydınlanmanın Oumlteki Yuumlzuuml Koumllelik 105

boyunca İngilterersquoden ccedileyrek milyon insan Amerikarsquoya ekonomik dini ve siyasi nedenlerle goumlccedil etmişlerdi32

İlk İngiliz koumlle ticaret şirketi Samuel Vassal tarafından 1651 yılında kurulan daha ccedilok Londra Massachusetts ve Virginiarsquoda faaliyet goumlsteren Guniea şirketidir33 Bunların yanında yine aynı doumlnemde koumlle ticareti iccedilin kurulmuş kuumlccediluumlk İngiliz şirketleri vardı Hollandarsquonın Dutch West India şirketi 1621rsquode Fransızların French West India Şirketi 1661rsquode ve İngilterersquonin ve koumlle ticaretinin en buumlyuumlk şirketi olan Royal African Company 1672 yılında kurulmuştur Aydınlanmayı muumljdeleyen Glorious devriminden sonra İngiliz Royal African Company etkinliğini yitirmiş faaliyet daha ccedilok bağımsız tuumlccarlar aracılığıyla suumlrduumlruumllmuumlştuumlr On yedinci yuumlzyılın son ccedileyreğinden itibaren Kuzey Amerikarsquonın başta Maryland ve Carolina gibi İngilizlerin hacirckim olduğu eya-letlerinde koumllelik resmileştirilmiştir

Yuumlzyıllar boyunca getirilen Afrikalı koumllelerin istihdam edildiği geniş tarım plan-tasyonlarında kahve şeker pancarı pamuk ccedilikolata ccedilivit ve zencefil gibi uumlruumlnler uumlre-tilmekteydi Bu uumlruumlnler koumlle getiren gemiler tarafından alınarak Avruparsquoya taşınıyordu İngilizler sonradan uumlccedilluuml ticaret olarak adlandırılan bu yapıda birbirini tamamlayan bir ticaret uumlccedilgeni kurmuşlardı İngilterersquode koumlle ticareti iccedilin gemiler kelepccedileler ağızlıklar ve pek ccedilok yan unsur uumlretilmekteydi Ayrıca Afrikarsquoya ihraccedil edilen silahlar ve tekstil uumlruumlnleri oumlnemli bir kalemdi Bu uumlruumlnler gemilerle Batı Afrikarsquoya naklediliyor ora-dan koumlleler alınıyor Amerikarsquodaki plantasyonlara goumltuumlruumlluumlyor Amerikarsquodan da luumlks tuumlketim uumlruumlnleri olan kahve şeker pamuk gibi tarım uumlruumlnlerinin yanında tekstilde kullanılan ccedilivit temin ediliyordu34 Bu uumlccedilluuml ccedilarkı youmlneten İngiliz tuumlccarlar sayesinde hem kendileri hem de devlet muumlthiş bir gelir elde etmişti Bu ticaretin iccedilinde bulunan pek ccedilok kişi zamanla İngilterersquonin en oumlnemli zenginleri haline gelmişlerdi Koumlle ticaretinin oumlncuumllerinden Alexander ve David Barclay ile Francis Baring bu ticaretten 7 milyon pounddan daha fazla para kazandılar Bu parayı da bankalarının kurulması iccedilin kullandılar Londra belediye başkanlığı yapan Beckford ailesinden amiral Lord Rodney Barbadosrsquotaki plantasyonlarından bir servet elde etmişti35 İngilterersquode biriken bu sermaye Aydınlanma yuumlzyılı boyunca yaşanan sosyal ve kuumlltuumlrel gelişmeye de doğrudan etki edecektir Hatta bu doumlnemki sermaye birikimini zaman zaman erken doumlnem kapitalizmi olarak da niteleyenler olmuştur Zaten aydınlanma yuumlzyılının son-larına doğru koumllelik karşıtı hareketlerin zirveye ccedilıktığı ve yasaklandığı doumlnemlerde ahlaki kaygıların yanında ekonomik olarak da koumllelik suumlrduumlruumllemez hale gelecekti36

Koumlle ticareti oumlzellikle aydınlanma yuumlzyılı boyunca profesyonel bir iş alanı haline

32 Robin Blackburn The Making of New World Slavery From the Baroque to the Modern 1492-1800 Verso New York-1997 s227-228

33 Richard Ennals From Slavery to Citizenship John WileyampSons 2007 s7534 R Ennals age s10235 R Ennals age s9536 R Ennals age s114

106 Ahmet Erhan Şekerci

gelmişti Uumlccedilluuml ticaret ağının kacircrlı yapısına katılan pek ccedilok seccedilkin din adamı resmi kurum kiliseler huumlkuumlmet yetkilisi eğitim kurumu ve aydın bulunmaktaydı37 Oumlzguumlrluumlk eşitlik ve adalet gibi oumlnemli ilkeleri kendine rehber edinen aydınlanmanın oumlncuumlleri olan kurum ve kişilerin aynı zamanda bu ticaret ccedilarkının iccedilinde yer almaları tartışılması gereken ilginccedil bir ironidir Bu insan ve kurumlar ortaya ccedilıkan gelir ve yatırımdan memnun olduklarından ccediloğunlukla işin iccedileriğiyle ilgilenmemişlerdir38 Kilise koumlleyi menkul bir mal gibi duumlşuumlnerek muhalif hareketler başlayana kadar koumlle ticaretini Tanrı tarafından kabul edilebilir bir durum olarak kabul etmiştir39 Kolonilerdeki faaliyetler Avruparsquonın zenginleşmesine ve kapitalizme doğru giden yolun ilk taşlarının doumlşeme-sine de katkıda bulunmuştur Afrikalı koumlleler plantasyonlarda iş ve mal guumlcuuml haline doumlnuumlşuumlrken bu durumdan en ccedilok İngiltere ve İngilizler yararlanmıştır40

C3 Transatlantik Koumlle Ticaretinin Boyutları

Tarih boyunca var olan bir olgu olan koumllelik kolonyalizmin sonucunda on beşinci yuumlzyıldan sonra giderek artan bir ivme kazanmış ve on sekizinci yuumlzyılda zirveye ulaşmıştır Tarihi koumllelik olgusundan farklı olarak oumlzellikle on yedinci ve on sekizinci yuumlzyıllar boyunca artarak devam eden ticari koumlleliğin sayısal boyutları hem uumllkelerin demografilerini hem de siyasi yapılarını derinden etkilemiştir Bu etkinin daha iyi anlaşılabilmesi iccedilin ortaya ccedilıkan rakamlara kısaca bakmak gerekmektedir İnsanlık tarihi boyunca 1440 ile 1880 yılları arasında gerccedilekleşen koumlle sirkuumllasyonunun bir benzerini bulma imkacircnı yoktur Bu doumlnem iccedilinde transatlantik koumlle ticaret sistemiyle on milyonla yirmi milyon arasında insanın Afrikarsquodan Amerikarsquoya taşındığı kabul edilmektedir41 Sırf on sekizinci yuumlzyıl boyunca toplam altı milyon koumllenin taşındığı bunların da iki buccediluk milyonunun İngilizlerce Amerikarsquoya getirildiği bilinmektedir42 Zamanla istihdam edilen bu koumllelerin bulundukları boumllgelerin bir ccediloğunda koumlle nuuml-fusları yerli nuumlfusu aşmıştır Haiti gibi yerlerde koumlleler kendi duumlzenlerini kurmak iccedilin kolonyal devlete karşı isyan etmişlerdir Brezilya gibi buumlyuumlk bir ekonomi haline gelen yerler zamanla kendi bağımsızlıklarını elde etmiştir43

37 R Ennals age s 7938 R Ennals age s20939 R Ennals age s15440 R Blackburn The Making of New World Slavery From the Baroque to the Modern 1492-1800 s21941 httpwwwmgkgovtrcalismalarcalismalar021_transatlantik_kole_ticaretipdf s3 a (Erişim 19052016)42 R Ennals From Slavery to Citizenship s2243 httpwwwmgkgovtrcalismalarcalismalar021_transatlantik_kole_ticaretipdf s11 a (Erişim 19052016)

Aydınlanmanın Oumlteki Yuumlzuuml Koumllelik 107

C4 Koumlleliğin Yasaklanması

Aydınlanma yuumlzyılı koumlleliğin zirveye ccedilıktığı ve aynı zamanda yasaklandığı douml-nemdir Koumllelik kurum olarak en kacircrlı olduğu bu doumlnemde yaşanan yeni ekonomik siyasi dini ahlaki ve sosyal değişimin bir sonucu olarak on dokuzuncu yuumlzyılın ilk ccedileyreğinde resmi olarak yasaklanmıştır İşin ilginccedil ve ironik tarafı ise koumlleliğin yasak-lanmasında etkin olan ccediloğu grup kurum devlet ya da insanın ccediloğunlukla bu ticaretin iccedilinde yer alması ve ekonomik olarak bir zamanlar bu sistemden faydalanmış olma-larıdır İngilterersquoden Amerikarsquoya ilk goumlccedil eden dini gruplardan birisi olan Kuveykırlar ilk zamanlar koumlle ticaretinde aktif rol almışlardı Ancak yine bu grup ahlaki ve dini gerekccedilelerle koumlle edinmeyi reddeden ve yasaklanması iccedilin siyasi ccedilaba harcayan ilk gruplardan olmuştur

Amerikan Bağımsızlık Bildirgesirsquoyle beraber siyasi accedilıdan koumlleliğin yasaklanma suumlreci de başlamıştır 1792rsquode İngiltere parlamentosu yasağa dair ilk icraatını yapmış ve 1807rsquode koumllelik resmi olarak yasaklanmıştır

Amerikan Bağımsızlık Bildirgesirsquonden sonra eyaletlerde koumllelik faaliyetleri ya-saklanmaya başlamıştı Pennsylvania ve Massachusettsrsquote Kuveykırlar zaten koumlle edinmeye karşı olduklarını ilan etmişlerdi 1780rsquode Rhode Islandrsquoda ve 1784rsquode ise Connecticutrsquota koumllelik yasaklanmıştı 1786rsquoda bu yasaklamaya katılan Fransa toprak sahiplerinin baskılarına dayanamayıp 1794 yılında eski duumlzeni yeniden ikame etmiş-tir Aslında koumlleliğin tam olarak kaldırılması 1865 yılına kadar suumlrmuumlştuumlr Londra Manchester New York ve Philadelphia gibi şehirler koumlle karşıtı kampanyada oumlncuumlluumlk yapmışlardır Koumlleliğin yasaklanmasında lider roluuml uumlstlenen Kuveykırlar zamanın İngiliz Başbakanı olan William Pitt ile goumlruumlşerek onun 1792rsquode Lordlar Kamarasında yaptıkları uumlnluuml konuşmaya ve akabindeki yasaklamaya ilham kaynağı olmuşlardır44 Brezilya Kuumlba ve ABDrsquode oumlnemli bir nuumlfusa sahip olan koumllelerle ilgili ilk yasaklama 1807 yılında gerccedilekleşmişti Ancak ticaretinin yasaklanması 1833 yılında muumlmkuumln oldu Koumlle ticaretinde aktif rol alan İngiltere bu yasağın korunmasında da etkin rol almıştır

D Koumllelik ve Aydınlanma

Koumllelik Aydınlanmayı oluşturan uluslara ve oumlzellikle de İngiliz ve Fransız im-paratorluklarına can veren oumlnemli bir ekonomik kurum olarak uzun suumlre varlığını suumlrduumlrmuumlştuumlr Ana kıtadan uzakta izole yerlerde sadece hizmet ve uumlretim iccedilin kullanılan bu insanların temel hak ve huumlrriyetlerini tanımak ve tartışmak bir yana haklarında

44 Dorinda Outram Aydınlanma Dost Kit ccedilev Sevda Ccedilalışkan Hamit Ccedilalışkan Ankara-2007 s98-99 Ahmet Erhan Şekerci Aydınlanma ve Din İnsan Yay İstanbul-2016 s154

108 Ahmet Erhan Şekerci

indirgemeci bir soumlylem benimsenmiştir Ortaccedilağ boyunca Avrupa uluslarının genel-likle kendi aralarında yaptıkları savaşlarda elde ettikleri koumllelerin ccediloğu Aydınlanma doumlnemindekiler gibi zenci değildi Aydınlanma doumlnemi koumllelik anlayışının en bariz oumlzelliklerinden biri de koumllelik kurumumun bu doumlnemde genelde Afrika koumlkenli zenci insanları kapsayacak şekilde oumlzelleşmiş olmasıydı İşin ilginccedil ve Aydınlanma ideal-leriyle tamamen ters duumlşen yanı ise zamanın koumllelik muumlessesini meşrulaştırmak iccedilin ırksal oumlzelliklere dair indirgemeci değerlendirmeler yapılmasıydı Koumllelik karşıtı goumlruumlşleriyle oumln plana ccedilıkan Amerikarsquonın uumlccediluumlncuuml başkanı Thomas Jefferson koumlleliğe kurumsal muhalefetine rağmen koumlle olarak tanımlanan Afrikalı-Amerikalılara menfi tutumuyla bilinmekteydi Onun asıl amacı bu kurumun toplumsal bir karmaşa ve ekonomik bir bozulmaya yol accedilmayacak bir şekilde kaldırılmasıydı45 Doumlnemin kouml-leliğe muhalefetiyle bilinen pek ccedilok ismi uzun suumlre koumlle edinmeye devam etmişlerdi

D1 Koumllelik Kurumu ve Aydınlanma idealleri

On sekizinci yuumlzyıl Aydınlanma yuumlzyılı olarak kabul edilmektedir Bu doumlnem aynı zamanda transatlantik koumlle ticaretinin zirveye ccedilıktığı ve oumlzellikle İngilterersquonin de bu ticareti youmlnettiği bir doumlnemdir Aydınlanma felsefi siyasi ahlaki ve toplumsal accedilıdan Batı toplumlarında buumlyuumlk kazanımların ortaya ccedilıktığı bir doumlnem olarak bir tuumlr zihinsel ve toplumsal bağımsızlaşmayı ifade etmektedir Bu doumlnem klasik toplum ve devlet formlarının değişime uğradığı insanların temel haklarına kavuşarak ken-dilerini ifade edebilme imkacircnının doğduğu bir doumlnem olarak tarihte yerini almıştır Ancak ilerleme oumlzguumlrleşme bağımsız hareket etme gibi uumllkuumllerin can verdiği bu duumlşuumlnce hareketinin iccedilinde yer alan devletler ve aydınlar aynı zamanda transatlantik koumlle ticaretinin ya iccedilinde yer almış ya da onun nimetlerinden yararlanmıştır Burada zenginleşen ilerleyen bağımsızlaşan Avrupa toplumları iccedilin kullanılırken yok edilen buumlyuumlk bir popuumllasyondan bahsediyoruz Ancak suumlrecin sonlarına doğru bu ccedilıkmazlar hem devletleri hem de aydınları rahatsız etmeye başlamıştır Ahlaki dini ve siyasi soumlzde gerekccedileler ortaya konmakla beraber aslında ekonomik accedilıdan devamı muumlmkuumln olmayan bu yapı yine aynı unsurlar tarafından lağvedilmiştir Başta koumlleliğin meşru-laştırılmasına destek olan dini kurumlar sonradan İngiltere Kilisesinin oumlncuumlluumlğuumlnde bu yasaklamaya karşı ccedilıkmışlardı Ticaretin oumlncuumlsuuml olan aynı kişiler yasaklamanın da oumlncuumlleri olmuşlardı

D2 Aydınlanma Duumlşuumlnuumlrlerinin Koumlleliğe Bakışı

Aydınlanma yuumlzyılının doğduğu on yedinci yuumlzyılın son ccedileyreğinde bu hareketi temsil eden iki oumlnemli duumlşuumlnuumlr bulunmaktadır Newton ve J Locke Her ikisi de bir

45 Outram Aydınlanma s94

Aydınlanmanın Oumlteki Yuumlzuuml Koumllelik 109

şekilde transatlantik koumlle ticaretinin iccedilinde ya yatırımcı ya da memur olarak bulun-muşlardır Bu iki duumlşuumlnuumlruumln yanında İskoccedil Hume Smith ve Hutcheson Alman Kant Fransız Rousseau Voltaire ve Montesquieu gibi duumlşuumlnuumlrler koumllelik kurumu hakkında birbirlerinden oldukccedila farklı goumlruumlşler serdetmişlerdir Aydınlanma uumllkuumlleri bakımından temelde birbirine muhalif olan bu duumlşuumlnuumlrlerin bir kısmı suumlreci destekledikleri gibi transatlantik koumlle ticaretinin temel unsuru olan zenci insanları oldukccedila indirgemeci bir tarzda ele almışlardır Ancak bununla birlikte felsefi ahlaki ve sosyal accedilıdan koumlleliğe karşı ccedilıkan ve yasaklanmasında etkin olan kişiler de bu aydınlar arasından ccedilıkmıştır Aydınlanmarsquonın babası olarak kabul edilen J Locke mihmandarı olan ve bir suumlre de başbakanlık yapan Lord Ashley (Shaftesbury)rsquonin siyaseti gereği uzun bir suumlre plan-tasyonlardan sorumlu kurumun sekreterliğinde bulunmuş46 ve başta Carolina olmak uumlzere bazı kolonilerdeki koumllelerin kurumsal duumlzenlemesinde rol almıştır Locke bu kurumdan 1701 yılında emekli olmuştur Ancak bununla birlikte Locke eserlerinde koumllelik kurumunun nasıl işlediğini anlatırken o zaman iccedilin oldukccedila erken olan ama sonralarda kendisine sıklıkla referans verilen entelektuumlel karşıtlığını ortaya koymuş-tur Bu hususta herhangi bir goumlruumlş bildirmeyen Newton ise koumlle ticareti yapan İngiliz devlet şirketinin hissedarları arasındadır Koumllelik kurumuna karşıtlığını doğrudan ortaya koyan duumlşuumlnuumlr İskoccedil Adam Smithrsquoti Kapitalizmin oumlncuumlsuuml olarak kabul edilen duumlşuumlnuumlr yeni bir ekonomiyi insanlara muumljdelerken bir anlamda koumlleliğin ekonomik oumlmruumlnuuml tamamladığını da goumlstermeye ccedilalışmıştır

Huumlkuumlmet Uumlzerine İki Deneme adlı eseriyle aydınlanmaya siyasi ve entelektuumlel accedilıdan oumlnemli bir youmln veren Locke koumllelik hakkında da ccedilok dikkat ccedilekici goumlruumlşlere sahiptir İnsanın uumlccedil temel oumlzguumlrluumlğe sahip olduğunu duumlşuumlnen Locke bir kişinin diğeri-nin malı olarak duumlşuumlnuumllmesini uumlzuumlcuuml ve alccedilaltıcı bir durum olarak nitelendirmektedir İngilizlerin koumlle sahibi olmasını muumldafaa edilemez bir durum olarak goumlren duumlşuumlnuumlr koumllelik durumunu şu şekilde ifade eder ldquoKoumllelik insanın oumlylesine koumltuuml ve alccedilaltıcı bir durumu ve ulusumuzun coumlmert karakterine ve cesaretine oumlylesine taban tabana zıttır ki bırakınız bir İngiliz Asilzadesini sıradan bir İngilizrsquoin bile koumlleliği savundu-ğu duumlşuumlnuumllemezrdquo47 Koumlle ticaretinde bir memur olarak yer alan Locke buna rağmen hiccedilbir zaman koumlle edinmemiştir Ticaret komisyonundaki goumlrevi sırasında koumllelerin keyfi olarak cezalandırılmasına karşı ccedilıkmıştır Ancak o da doumlnemindeki ccediloğu Batılı duumlşuumlnuumlr gibi zaman zaman indirgemeci bir tavra kapılmıştır İlkel olarak nitelendirdiği bu insanların potansiyellerini keşfedebilmeleri iccedilin bir suumlre korunmaya ihtiyaccedilları vardır İlkel insan ile kastedilen aklını kullanmadan oumlnce sınırsız oumlzguumlrluumlğuumlnuuml kay-betmiş olan insandır48 Duumlşuumlnuumlr aslında koumlleliği galip ile mağlup arasındaki ilişkiye

46 Blackburn The Making of New World Slavery From the Baroque to the Modern 1492-1800 s25547 J Locke ldquoOf Goverment Book I First Treatiserdquo Two Treatises of Goverment and A Letter Concer-

ning Toleration ed Ian Shapio Yale University Press New Haven 2003 s848 R Blackburn The Making of New World Slavery From the Baroque to the Modern 1492-1800 s265

110 Ahmet Erhan Şekerci

dayandırmaktadır49 Savaş sonucu oluşan esirlerin koumlle olarak kullanılmasını tarihi bir realite olarak goumlren duumlşuumlnuumlr bu kişilerin herhangi bir muumllkiyetleri olmadığından sivil toplumun bir parccedilası olarak duumlşuumlnuumllemeyeceğini ifade etmiştir50 Duumlşuumlnuumlr babalık otoritesi uumlzerinden kendi zamanında koumlleliği temellendirmeye ccedilalışan Robert Filmerrsquoa şiddetli bir şekilde karşı ccedilıkmıştır 51

Aslında Lockersquoun koumllelik dacirchil ortaya koyduğu goumlruumlşleri oumlzguumlrluumlk anlayışı bağ-lamında ele alındığında daha anlaşılır olacaktır Duumlşuumlnuumlr oumlzguumlrluumlğuuml şu şekilde ifade etmektedir ldquoİnsanın doğal huumlrriyeti yeryuumlzuumlndeki uumlstuumln bir iktidardan oumlzguumlr olmak ve insanın iradesi ya da yasama otoritesi altında olmamak kendi youmlnetimi iccedilin ise sadece doğa yasasına sahip olmaktırrdquo52 Oumlzguumlrluumlğuuml mutlak bir bağımsız unsur olarak nitelendiren duumlşuumlnuumlr kişinin bunu istese de ihlal edemeyeceğini belirterek şu ifadelerle koumlleliğin de imkan kapılarını kapatmıştır ldquoBir insan kendi yaşamı uumlzerinde iktidara sahip olmadığından anlaşmayla ya da kendi onayıyla ne kendisini birinin koumllesi haline getirebilir ne de kendisini dilediğinde yaşamına son vermesi iccedilin bir başkasının mut-lak keyfi iktidarı altına koyabilir Hiccedil kimse kendisinin sahip olduğundan daha fazla bir iktidarı başkasına veremez ve bu nedenle kendi yaşamına son veremeyen biri bu yaşam uumlzerinde başka bir iktidar koyamazrdquo53

J Locke bir memur olarak koumlle ticaretinin iccedilinde yer almış olmasına rağmen bir filozof olarak ortaya koyduğu duumlşuumlncelerle Amerikan devrimine kayda değer boyutlarda duumlşuumlnsel katkı sağlamıştır Amerikan başkanı T Jeffersonrsquoun oumlzguumlrluumlk ve eşitlik adına yazdıkları ve uygulamaya koyduklarının arka planında J Lockersquoun duumlşuumlnceleri vardır54

Koumllelik hususunda doğrudan karşıtlığını ortaya koyan diğer bir duumlşuumlnuumlr A Smith olmuştur Duumlşuumlnuumlr hem merkantilizme hem de koumlleliğe karşı bir tavır sergi-lemişti Koumllelik kurumuna daha ccedilok ahlaki accedilıdan yaklaşan Smith onun ekonomik değerini de vurgulayan goumlruumlşler ortaya koymakla beraber55 onun yerine başka bir tuumlr ekonominin ikame edileceğini uumlnluuml eseri Ulusların Zenginliğirsquonde goumlstermeye ccedilalışmıştır Duumlşuumlnuumlr bu eserde koumllelerin ticari oumlnemini oldukccedila realist bir yakla-şımla ele almıştır56 Plantasyonlarda zenci koumllelerin istihdam edilme nedenlerini de ele alan duumlşuumlnuumlr onların kullanımının ticari olarak daha etkili ama sonuccedillarının

49 J Locke ldquoOf Civil Goverment Book II Second Treatiserdquo Two Treatises of Goverment and A Letter Concerning Toleration ed Ian Shapio Yale University Press New Haven 2003 s110

50 Locke age s13651 Locke age s109-110 J Locke ldquoOf Goverment Book I First Treatiserdquo s9 52 J Locke age s 110 J Locke Youmlnetim Uumlzerine İkinci İnceleme Ebabil Yay Ankara-2012 s2153 Locke ldquoOf Civil Goverment Book II Second Treatiserdquo s110 J Locke Youmlnetim Uumlzerine İkinci İnce-

leme s21-2254 William Uzgalis ldquoAn Inconsistencey not to be Excused On Locke and Racisimrdquo Philosophers on

Race ed Julie K Ward Tommy L Lott Blackwell 2002 s8155 Adam Smith Ulusların Zenginliği cII ccedilev Metin Saltoğlu Palme Yay Ankara-2011 s 16156 Smith age s153

Aydınlanmanın Oumlteki Yuumlzuuml Koumllelik 111

ccedilok ağır olduğuna işaret etmiştir Oumlzellikle şeker kahve ve pamuk gibi tarlalarda ccedilok ağır şartlarda ccedilalıştırılan bu insanlara karşı herhangi bir kontrolden uzak keyfi uygulamaların olduğu bir youmlnetim usuluuml vardı57 Duumlşuumlnuumlr bu ağır ccedilalışma şartlarının insani olmadığına ve ekonomik olarak devam ettirilemeyeceğine işaret ederek yeni bir duumlzenin imkacircnlarına işaret etmiştir

Koumllelik karşıtı soumlylemlerde bulunan diğer bir aydınlanma duumlşuumlnuumlruuml Voltairersquodir Zenci koumllelerin fiziki oumlzelliklerinden dolayı aşağılanmasına karşı ccedilıkan duumlşuumlnuumlr bu durumun aydınlanma idealleriyle oumlrtuumlşmediğine işaret etmiştir58 Bu accedilıdan duumlşuumlnuumlr hem koumlleliğe hem de ırkccedilılığa karşı olduğunu accedilıkccedila ortaya koymuştur Ona goumlre koumlleliği dini accedilıdan savunmak da aslında saccedilma ve boş bir ccedilabadır59 Koumllelik karşıtlığını accedilıkccedila ortaya koyan grupların başında Fransız Ansiklopedistleri gelmektedir Başta Diderot olmak uumlzere Condercet Montesquieu ve Hutcheson da muhalif duumlşuumlnuumlrlerdendir Konu oumlzguumlrluumlk ve eşitlik bağlamında ele alındığında J Lockersquotan sonra oumlzellikle Rousseaursquonun İnsanlar Arasında Eşitsizliğin Kaynağı adlı eseri koumllelik kurumunun tekrar tartışılması gereğini ortaya koymuştur60 Montesquieu Kanunların Ruhu adlı eserinde Afrikalı-ların koumlleleştirilmesiyle ilgili kendi zamanında hacirckim olan indirgemeci bakış accedilısını eleştirmiştir Batılılar Hıristiyan ve beyaz ırkın uumlstuumlnluumlğuumlnuuml tartışmasız kabul etmiş zencileri insan yerine bile koymamışlardır Montesquieu koumlleliği bir kişinin malıyla muumllkuumlyle hayatıyla başka bir insanın avucunun iccedilinde olması olarak tanımlamıştır Ona goumlre boumlyle bir hak iyi olarak nitelendirilemez61 Duumlşuumlnuumlre goumlre Batılılar Amerikarsquoda ccedilalıştıracak insan bırakmadıklarından toprağı işlemek iccedilin Afrikalıları koumlle olarak kullanmışlardı Eğer oumlyle olmasıydı Batılılar şekeri ccedilok daha pahalıya tuumlketeceklerdi Ccediloğu Batılı zencileri hakir goumlrerek Tanrırsquonın boumlyle kapkara bir bedene bir ruh hele hele iyi bir ruh koyabileceğini tahayyuumll dahi etmediklerini ifade etmektedir62 Batılılar bu duumlşuumlncelerini temellendirmek iccedilin onların ilkel tavırlarını oumlrnek goumlstermişlerdir Bu indirgemeci tavır sadece zencilere karşı değil kolonyalizmin huumlkuumlm suumlrduumlğuuml her yerde yerli halka karşı hacirckim batılı unsurlarca hep ortaya konmuştur

Diğer bir Fransız duumlşuumlnuumlr olan Rousseau koumlleliği durup dinlenmeden ccedilalışan zorlu bir yaşam olarak nitelendirmektedir Ona goumlre koumlleliğin tek erdemi koumlruuml kouml-ruumlne boyun eğmektir63 Koumllelikle insan mecburi bir şekilde oumlzguumlrluumlklerinden insan olmak niteliğinden haklarından ve oumldevlerinden vaz geccedilmiş demektir Bu nedenle

57 Smith age cII s171-17258 Bkz Outram Aydınlanma s9059 Blackburn The Making of New World Slavery From the Baroque to the Modern 1492-1800 s 59060 Bkz Baron De Montesquieu The Spirit of Laws vol I trans Thomas Nuget The Collonial Press

London-1900 s238-23961 Montesquieu Kanunların Ruhu Uumlzerine I Toplumsal Doumlnuumlşuumlm Yay ccedilev Fehmi Baldaş İstan-

bul-1998 s33962 Montesquieu age s34463 J J Rousseau İnsanlar Arasındaki Eşitsizliğin Kaynağı Say Yay ccedilev Rasih Nuri İleri İstan-

bul-2015 s159

112 Ahmet Erhan Şekerci

bu durum insan doğasıyla bağdaşmaz64 Rousseaursquoya goumlre koumlleleştirmek gayrimeşru olduğundan değil saccedilma anlamsız olduğu iccedilin bir hak değildir Koumllelik ile hak soumlz-cuumlkleri birbirleriyle ccedilelişmektedir Biri oumltekinin varlığını yadsımaktadır65 Rousseau bu accedilıdan Hıristiyanların koumlle ya da oumlzguumlr olmanın oumlnemli olmadığı oumlnemli olanın cennete girmek olduğu şeklindeki kabullerini de eleştirmiştir Bu durum zorbalığa ccedilanak tutar Ona goumlre gerccedilek Hıristiyanlar koumlle olmak iccedilin yaratılmamıştır Duumlşuumlnuumlr Toplum Soumlzleşmelerinde koumlleliği oumlzguumlrluumlğuumln karşıtı olarak nitelendirmiştir66

Koumllelik hakkında negatif ve indirgemeci bir tavra sahip olan iki oumlnemli aydınlanma duumlşuumlnuumlruuml Hume ve Kantrsquotır Oumlzellikle Kantrsquoın Batı Kolonyalizmini destekleyici ve zenci koumlleleri indirgeyici accedilıklamaları zamanında oumlnemli tartışmalara neden olmuştur Coğrafi keşiflerde Kaptan Cookrsquoun yanında seyahatlere katılan bilim adamı George Fosterrsquoın Kantrsquoı eleştiren yazıları ve duumlşuumlnuumlruumln ona verdiği cevaplar ilginccedil fikirlerin ortaya ccedilıkmasına neden olmuştur Kantrsquoı felsefi accedilıdan derinden etkilemiş olan Hume da zencilerin tabiat olarak beyazlardan daha aşağı olduğunu beyan etmiş ve onları medenileşemeyen bir topluluk olarak goumlrmuumlştuumlr Ancak duumlşuumlnuumlruumln fikirlerinin daha sonraları değiştiğine dair beyanlar da vardır67 Kant da beyaz ırkın uumlstuumlnluumlğuumlnuuml savu-nurken koumlleliğin kaldırılmasına pek taraftar olmamış kolonyalizmi desteklemiştir68 Duumlşuumlnuumlruumln şu ifadeleri oldukccedila dikkat ccedilekicidir ldquoIrksal farklılıklara dayanarak yaptı-ğımız tasnifin en alt kademesinde bulunan zenciler zor işler iccedilin ccedilok zayıf enduumlstriye yabancı herhangi bir kuumlltuumlre intibak etmesi guumlccedil ndashki bu kaidenin pek ccedilok oumlrnekleri mevcutturndash insanlar kuumlmesini tek başına kapsamazrdquo69 Ahlaki accedilıdan belli ccedilıkmazları olan savunusunu uzun suumlre devam ettiren duumlşuumlnuumlruumln hayatının sonlarına doğru tıpkı Hume gibi bu fikrinden vazgeccediltiği soumlylenmektedir70

Kantrsquoın koumllelik ve kolonyalizm hakkındaki fikirleri oumlnemli ccedilelişkileri barındır-maktadır Doumlneminde de eleştiriye uğrayan bu fikirlerinden birisi de Amerikarsquodaki plantasyonlardaki koumllelerin aslında azat edilmiş oumlzguumlr koumlleler olduğu ve oradaki mevcudiyetlerinin tek sebebinin iş guumlcuuml temini olduğu savunusudur O ısrarla Avrupa kolonyalizmini desteklerken beyaz olmayanların koumlleliğini de meşru goumlrmuumlştuumlr71 Zenciler gibi Amerikan yerlilerini de tuumlr olarak alt bir kademe olarak kabul eden Kant onları dayanaksız ve sivil şartlara uyum sağlayamayan bir topluluk olarak tanımla-

64 Rousseau age s17265 J J Rousseau Toplum Soumlzleşmesi ccedilev Alpagut Erenulu Oumlteki Yayınları Ankara-1996 s4266 Rousseau age s165 20467 Robert Palter ldquoHume and Prejudicerdquo Hume Studies vol XXI April 1995 s468 K Flikschuh L Ypi ldquoIntroductionrdquo ed Katrin Flikschuh and Lea Ypi Kant and Colonialism Oxford

University Press 2014 s5 1769 I Kant ldquoOn the Use of Teleological Principles in Philosophyrdquo Anthropohogy History and Education

ed Guumlnter Zoumlller Robert B Louden trans Guumlnter Zoumlller Cambridge University Press 2007 s21170 Pauline Kleingeld ldquoKantrsquos Second Thoughts on Colonialismrdquo ed Katrin Flikschuh and Lea Ypi Kant

and Colonialism Oxford University Press 2014 s4571 Kleingeld ldquoKantrsquos Second Thoughts on Colonialismrdquo s50

Aydınlanmanın Oumlteki Yuumlzuuml Koumllelik 113

mıştır Tarım plantasyonlarındaki ccedilalışma şartlarına uyum sağlayamayan Amerikan yerlileri iccedilin Afrikarsquodan zenci koumlleler getirilmiştir Kant iccedilin zenciler bir anlamda diğer insanlara hizmet iccedilin yaratılmıştır72

E Sonuccedil ve Değerlendirme

Doumlrt yuumlzyıl kadar duumlnya uumlzerinde etkin bir şekilde devam eden kolonyalizm ve koumllelik olgusu ticari anlamda on dokuzuncu yuumlzyılın ilk yarısında sona ermiştir Yeni pazarlar ve yaşam alanları bulma ccedilabası dini kaygılar ve yayılmacılık istekleri gemi ve silah teknolojilerindeki gelişmelere bağlı olarak Batı merkezli yayılmacılık on be-şinci yuumlzyıldan on dokuzuncu yuumlzyıla kadar aktif bir şekilde varlığını suumlrduumlrmuumlştuumlr On altı ve on yedinci yuumlzyıl boyunca başta İngilizler İspanyollar Fransızlar Porte-kizliler ve Hollandalılar olmak uumlzere Guumlney Amerikarsquoda Afrikarsquoda kolonileşmeye başlamışlardı Bu koloni sistemi on sekizinci yuumlzyılda oumlzellikle İngiltere merkezli olarak uzak doğuya kadar uzanacaktı Kendi uumllkelerinden daha buumlyuumlk coğrafyalara huumlkmeden bu devletler zamanla kolonilerdeki zenginlikleri uumllkelerine taşımışlardı Ayrıca Amerikarsquodaki buumlyuumlk tarım plantasyonları Avrupalılara zengin bir yaşam imkacircnı sunmuştu Avruparsquoda uumlretilen uumlruumlnler Afrikarsquoya satılacak oradan elde edilen koumlleler plantasyonlara goumltuumlruumllecek ve onların yerine de başta kahve pamuk şeker gibi değerli tarım uumlruumlnleri alınacaktı Birbirini tamamlayan bir uumlccedilgene doumlnuumlşen bu ticaret yapısı on sekizinci yuumlzyılda koumlle ticaretini ve kacircrı zirveye taşımıştır

On sekizinci yuumlzyıl duumlşuumlnce tarihine Aydınlanma yuumlzyılı olarak geccedilmiştir Bu doumlnem insanlık tarihindeki başta oumlzguumlrluumlk insan hakları muumllkiyet teşebbuumls huumlrriyeti kadın hakları ve koumllelik gibi kavramların ortaya ccedilıkmasında etkili olmuş bir doumlnemdir Ama ironik olan durum Aydınlanmayı hazırlayan ekonomik ve kuumlltuumlrel yapının kolon-yalizminden ve koumllelik kurumundan doğrudan yararlanmış olmasıdır Aydınlanmanın doğduğu topraklar olan İngiltere aynı doumlnemde koumlle ticaretinin en buumlyuumlk aktoumlruuml ve kazananıdır Aydınlanmanın bilimsel oumlncuumlsuuml olan Newton ve bazı eğitim kurumları bizzat bu ticaretin iccedilinde yer almışlardı J Locke oumlnemli bir duumlşuumlnuumlr olarak aydın-lanmayı karakterize ederken koumllelik kurumunun işleyişinden sorumlu Plantasyonlar komitesinin sekreterliğini yuumlruumltmuumlştuuml Aydınlanmanın iccedileriden ilk eleştirisini yapan Hume ile Aydınlanma duumlşuumlncesinin zirvesini teşkil eden Kant beyaz ırkın uumlstuumlnluumlğuumlnuuml ve zencilerin koumlleliğinin meşruluğunu onları aşağı goumlrerek goumlstermeye ccedilalışmışlardı Ancak o daha sonra bu hususta karşıt bir tavır takınarak bu durumunu da felsefi ve ahlaki olarak temellendirmeye ccedilalışmıştı Ahlaki ve ekonomik accedilıdan karşıt goumlruumlşlerini ortaya koyan diğer iki duumlşuumlnuumlr de İskoccedil Hutcheson ve A Smithrsquoti Toplumsal aydınlanmanın oumlncuumlleri olan Fransız ansiklopedist ve duumlşuumlnuumlrleri ise genellikle karşıt tutumlarıyla

72 Kleingeld ldquoKantrsquos Second Thoughts on Colonialismrdquo s51

114 Ahmet Erhan Şekerci

oumln plana ccedilıkmışlardır Oumlzellikle Rousseau ve Montesquieu meseleye insani ve ahlaki youmlnden yaklaşarak koumllelik olgusunun temellendirilemez olduğunu ifade etmişlerdir

Koumllelik kurumunun ortaya ccedilıkardığı sermayeden en ccedilok istifade eden İngiltere ve İngilizler olmuştur Aynı şekilde koumlleliğin yasaklanmasına hukuki ve felsefi desteği veren de yine İngiltere ve İngilizler olmuştur Amerikarsquodaki bağımsızlık savaşına ilham veren duumlşuumlnuumlrlerin başında J Locke ve A Smith gelmekteydi Ayrıca İngi-liz goumlccedilmenlerin etkin olduğu Kuveykırlar ve Birminghamrsquodaki Lunar Cemiyeti de koumlleliğin yasaklanmasında oumlnemli katkılar sağlamışlardı Koumlleliğin zirveye ccedilıkış ve yasaklanma suumlreci tam olarak Aydınlanma ccedilağını kuşatacak şekilde yaşanmıştı Bu accedilıdan Aydınlanma koumllelik bağlamında oumlzguumlrluumlk eşitlik teşebbuumls huumlrriyeti muumllki-yet hakkı gibi kavramların tahakkukunu da sağlamış olacaktı Ancak şu bir gerccedilektir ki aydınlanmanın boumlyle bir sonuca ulaşmasında doumlnemin ikinci yarısından itibaren gelişmeye başlayan sanayi devriminin oluşturduğu yeni iş alanı ve pazar algısına bağlı olarak koumllelik kurumunun ekonomik olarak suumlrduumlruumllemez bir hale gelmesinin de etkisi vardır A Smith bu duruma işaret etmiş milletlerin refahının daha etkin bir ekonomik sistemden geccediltiğini belirtmiş ve boumlylelikle kapitalizmin ilk işaretlerini vermiştir

Tuumlm bu serencama rağmen koumllelik Batı medeniyetine ticari bir olgu olarak oumlnemli katkılar sağlamıştır Ancak Aydınlanmayla meydana ccedilıkan yeni değer yargıları bu ticaretin meşruiyetinin ahlaki dini ve insani olarak sorgulanmasını ve son kertede koumlleliğin yasaklanmasını da sağlamıştır Koumllelik resmi olarak kaldırılmış ancak insanla-rın koumlle gibi ccedilalıştırıldığı ekonomik sistem sonralarda kapitalizm sosyalizm gibi farklı şekillerde guumlnuumlmuumlze kadar gelmiştir Ancak ccedilalışma şartlarına bağlı olarak koumllelerin bir zamanlar maruz kaldığı zorlukları anımsatan ve sorgulatan şartlar yeni ekonomik sistemler bağlamında ve Batı merkezli olarak halen mevcuttur Kolonyalizm resmen bitmiş ama soumlmuumlrgecilik zımnen devam etmektedir

KAYNAKLAR

Aristotle The Politics 1253b1-23Penguin Books trans TA Sinclair London-1992Aydın M Akif ldquoKoumllerdquo DİA c26 Ankara-2002Baron De Montesquieu The Spirit of Laws vol I trans Thomas Nuget The Collonial Press

London-1900Bartelome deacute Las Casas Kızılderililer Nasıl Yokedildi Şule Yay ccedilev Meryem Ural İstan-

bul-1997Blackburn Robin The Making of New World Slavery From the Baroque to the Modern

1492-1800 Verso New York-1997Ennals Richard From Slavery to Citizenship John WileyampSons 2007Flikschuh K L Ypi ldquoIntroductionrdquo ed Katrin Flikschuh and Lea Ypi Kant and Colonialism

Oxford University Press 2014Hezser Catherine ldquoSlavery and The Jewsrdquo The Cambridge World History of Slavery vol I

edK Brandley P Cartledge Cambridge-2011Homer The Odyssey of Homer trans G H Palmer The Riverside Press Cambridge 1892

Aydınlanmanın Oumlteki Yuumlzuuml Koumllelik 115

Homeros İlyada Sanders Kitabevi ter A Erhat A Kadir 6 Boumlluumlm 465-466 İstanbul-1967ndashndashndashndash Odyseia Can Yayınları ter A Erhat-A Kadir İstanbul-1984httpwwwmgkgovtrcalismalarcalismalar021_transatlantik_kole_ticaretipdf

(19052016)Hunt Peter ldquoSlaves in Greek Literary Culturerdquo The Cambridge World History of Slavery vol

I edK Brandley P Cartledge Cambridge-2011Kant Immanuel ldquoOn the Use of Teleological Principles in Philosophyrdquo Anthropohogy His-

tory and Education ed Guumlnter Zoumlller Robert B Louden trans Guumlnter Zoumlller Cambridge University Press 2007

Kleingeld Pauline ldquoKantrsquos Second Thoughts on Colonialismrdquo ed Katrin Flikschuh and Lea Ypi Kant and Colonialism Oxford University Press 2014

Kyrtatas Dimitris J ldquoSlavery and Economy in The Greek Worldrdquo The Cambridge World History of Slavery vol I edK Brandley P Cartledge Cambridge-2011

Locke John ldquoOf Civil Goverment Book II Second Treatiserdquo Two Treatises of Goverment and A Letter Concerning Toleration ed Ian Shapio Yale University Press New Haven 2003

ndashndashndashndash ldquoOf Goverment Book I First Treatiserdquo Two Treatises of Goverment and A Letter Con-cerning Toleration ed Ian Shapio Yale University Press New Haven 2003

ndashndashndashndash Youmlnetim Uumlzerine İkinci İnceleme Ebabil Yay Ankara-2012Montesquieu Kanunların Ruhu Uumlzerine I Toplumsal Doumlnuumlşuumlm Yay ccedilev Fehmi Baldaş İs-

tanbul-1998Novack George Kızılderili Soykırımı Maki Yay ccedilev Mehmet Beyazıt Ankara-2003Outram Dorinda Aydınlanma Dost Kit ccedilev Sevda Ccedilalışkan Hamit Ccedilalışkan Ankara-2007Richard F Townsend Aztekler Arkadaş Yay Ankara-2001Rousseau J Jacques İnsanlar Arasındaki Eşitsizliğin Kaynağı Say Yay ccedilev Rasih Nuri

İleri İstanbul-2015ndashndashndashndash Toplum Soumlzleşmesi ccedilev Alpagut Erenulu Oumlteki Yayınları Ankara-1996Seyyar Ali İnsan ve Toplum Bilimleri Terimleri Değişim Yay İstanbul-2007Smith Adam Ulusların Zenginliği cII ccedilev Metin Saltoğlu Palme Yay Ankara-2011Snell Daniel C ldquoSlavery in The Ancient Near Eastrdquo The Cambridge World History of Sla-

very vol I edK Brandley P Cartledge Cambridge-2011Şekerci Ahmet Erhan Aydınlanma ve Din İnsan Yay İstanbul-2016Tatar Taner ldquoSoumlmuumlrgecilik ve Kızıl-Kara Katiamrdquo 2011Uzgalis William ldquoAn Inconsistencey not to be Excused On Locke and Racisimrdquo Philosop-

hers on Race ed Julie K Ward Tommy L Lott Blackwell 2002

ldquoEVrdquoİN OumlTESİ ESKİ YUNANrsquoDA VE GUumlNUumlMUumlZDE YABANCI UumlZERİNE DUumlŞUumlNCELER

Guumlvenccedil Şar

BEYOND ldquoHOMErdquo THOUGHTS ON THE FOREIGNER IN ANCIENT GREEK AND IN OUR DAY

OumlZBu makalede Eski Yunan duumlşuumlncesinin ve Eski Yunan dilinin olanaklarından yararlanarak ve guumlnuumlmuumlz duumlşuumlnuumlrlerinin goumlruumlşlerine başvurarak ldquoyabancırdquo kavramı duumlşuumlnmemizin konusu yapılmıştır Bunu yaparken oumlncelikle Eski Yu-nan duumlnyasına oumlzguuml bir yapı olan Polisrsquoteki toplumsal grupların neler olduğu ve Polisrsquote hangi politik hukuki haklara sahip oldukları uumlzerinde durulmuştur Eski Yunan duumlnyasının dışında yer alan Barbaroslar dışarıda bırakılarak ldquoyabancırdquonın kimler olduğu belirlenmiştir Makalemizde odak noktasını ise yerleşik yabancılar olarak tanımladığımız metoikoslar oluşturur Metoikosların Eski Yu-nan duumlnyasında oumlzellikle de Atina da yurttaşlar ve koumllelere oranla hangi politik toplumsal haklara sahip oldukları hakkında belirlemeler yapılmıştır Metoikos soumlzcuumlğuumlnuumln etimolojik koumlklerinden yola ccedilıkarak yabancının ev ve dolayısıyla mekacircn ile olan ilişkisi değerlendirilmiştir Makalede ev mekacircn sınır konukluk kavramları uumlzerinden yabancı hakkında belirlemeler yapılmıştırAnahtar Kelimeler Yabancı Metoikos Ev Eski Yunan Sınır

ABSTRACTIn this article the concept of ldquoforeignerrdquo is thought over by making references both to the possibilities of Ancient Greek Thinking and Ancient Greek as a language and to the thoughts of modern thinkers First it has been shown that what are the social groups in Polis which is intrinsic to the Ancient Greek world and what political legal rights these social groups have in Polis Then it has been

Kutadgubilig Felsefe-Bilim Araştırmaları Mart 2017 Sayı 33 s 117-132

Oumlğr Goumlr Dr Kocaeli Uumlniversitesi Felsefe Boumlluumlmuuml (guvencsarkocaeliedutr) Yazı geliş tarihi 15022017 kabul tarihi 06032017

118 Guumlvenccedil Şar

decided who the ldquoforeignersrdquo are while excluding the Barbarians in Ancient Greek world The focus point in our article is metics who we define as ldquosettled foreignersrdquo Some views are shared about which political social rights metics have with respect to citizens and slaves in Ancient Greek world especially in Athens With help from the etymological roots of the word metic it has been examined what is the relationship of foreigner with home and so with place In this article on the basis of the concepts like home place border sojourn some thoughts have been specifiedKeywords Foreigner Metics Home Ancient Greek Border

İnsan bir mekacircndadır mekacircnda yaşar İnsanın yaşadığı mekacircn adı ne olursa olsun onun evidir Ev insan iccedilin tanıdık bildik bir mekacircndır İnsan kendisi iccedilin tanıdık ve bildik mekacircnda daha huzurlu ve kaygıdan uzaktır Ev sadece yapıdan ibaret değildir İnsanın yaşadığı yapı yapının bulunduğu boumllge coğrafya accedilısından da tanıdık ve bildik oldukccedila insan iccedilin ev hacircline gelir İnsan evini taşıyabilir daha doğrusu kendi-sine başka bir boumllgede başka bir coğrafyada başka bir yapı edinebilir İnsan alışkın olduğu mekacircndan ayrı bir yerde yaşamaya başladığında artık bir yabancıdır Bir ya-bancı olarak insanın yerli olan insanlarla ilişkisi hukuki ve politik hakları muumllkiyet sorunları gibi konularda nasıl bir konuma sahip olduğu onun yabancı olarak kalıp kalmayacağı konusunda bize bir şeyler soumlyleyebilir Bu bakımdan bir yabancı olarak insanın başta yurttaşlık olmak uumlzere ne tuumlr haklara sahip olduğu ya da sahip olması gereken hakların ne olduğu konusu insanın yabancı olma durumu ile ilgili konumunu belirlememizde bize yardımcı olabilir Bundan dolayı hem felsefenin hem de politik bir youmlnetim biccedilimi olarak demokrasinin ortaya ccedilıktığı Eski Yunanrsquoda oumlzellikle de Atina πόλις [polis]rsquoinde1 yabancının ve yurttaşın ne durumda olduğuna bakmak bize yabancı yurttaş hakkındaki duumlşuumlnmemize bir temel oluşturacaktır

Eski Yunanrsquoa oumlzguuml bir devlet yapılanması olan πόλις [polis]rsquote farklı haklara sahip insan toplulukları deyim yerindeyse toplumsal sınıflar vardı Eski Yunan duumlnyasındaki toplulukları anlamak iccedilin oumlncelikle yurttaşvatandaş anlamına gelen πολίτης [polites] soumlzcuumlğuumlne bakmak istiyoruz Oumlncelikle belirtmek gerekir ki guumlnuumlmuumlzdeki yurttaş tanımı ya da algısıyla Eski Yunanrsquodaki aynı değildir Eski Yunan πόλις [polis]rsquoinde yaşayan herkes yurttaş kabul edilmiyordu Yurttaş olmak iccedilin oumlncelikle oumlzguumlr olmak

1 πόλις [polis] soumlzcuumlğuumlnuumln karşılığı olarak ldquodevletrdquo ldquokent devletirdquo ldquositerdquo gibi karşılıklar verilse de Eski Yunanrsquoa oumlzguuml olan kenti ve kentin ccedilevresini de kapsayan bir politik oumlrguumltlenme biccedilimini di-ğerleriyle karıştırmamak iccedilin πόλις [polis] soumlzcuumlğuumlnuuml metin boyunca olduğu gibi kullanmayı uygun goumlrduumlk πόλις [polis] soumlzcuumlğuumlnuumln anlamı ve Eski Yunanrsquodaki yapısı hakkında bkz Mehmet Ali Ağa-oğulları Kent Devletinden İmparatorluğa İmge Kitabevi Yayınları 2 Baskı Ankara 2000 s 11-12

ldquoEvrdquoin Oumltesi Eski Yunanrsquoda ve Guumlnuumlmuumlzde Yabancı Uumlzerine Duumlşuumlnceler 119

gerekiyordu Oumlzguumlr olmak koumlle olmamanın dışında başta mahkemede mecliste ol-mak uumlzere soumlz sahibi olmak kendisi ve yaşadığı πόλις [polis] hakkında karar verme yetkinliğine sahip olmak anlamına geliyordu Eski Yunanrsquodaki oumlzguumlrluumlk soumlzcuumlğuuml ve bunun yurttaş ve πόλις [polis] ile bağlantısı hakkında yapılan bir yorum şoumlyledir ldquoYunanrsquoda hem kişileri hem de πόλις [polis]rsquoleri nitelemesi bakımından oumlzguumlrluumlk soumlzcuumlğuuml ya da eleutheria kolayca başka dillere ccedilevrilemeyen bir soumlzcuumlktuumlr Kavram bir anlamda başına buyrukluğu iccedilermektedir Burada başına buyrukluk bir yandan ccedilalışıp ccedilalışmama oumlzguumlrluumlğuumlnuuml oumlzellikle de bir başkası iccedilin ccedilalışmak zorunda olma-mayı yani efendisizliği işaret etmekte ama aynı anda πόλις [polis]rsquoi de nitelemek iccedilin kullanılmaktadırrdquo2 Oumlzguumlr olmak ya da serbest olmak başına buyruk olmak yurttaş olmak iccedilin temel koşullardan biri olunca kadınların da bu nedenden dolayı yurttaş olamadığı yurttaşlık haklarından yararlanamadığı anlaşılır bir şeydir Kadın koumlle olmamakla birlikte yuumlkuumlmluumlluumlkleri ve ev iccediline sıkışması nedeniyle yurttaşlık haklarına sahip değildir ldquohellip kadın tam bir oumlzguumlrsuumlzluumlkle malulduumlr ccediluumlnkuuml tuumlmuumlyle zorunluluklar alanına aittir yani oikos hane alanınardquo3

Eski Yunanrsquoda oumlzguumlr erkek yurttaşlar kadınlar ve koumlleler dışında bir de yabancılar vardı Bu yabancılar oumlzguumlr idiler fakat yurttaş olmadıklarından politika hukuk gibi alanlar başta olmak uumlzere yurttaşlık haklarından yararlanamıyorlardı Burada hemen belirtmek gerekir ki Eski Yunan πόλις [polis]rsquoinde yaşayan yurttaş da Yunandır yabancı denilen kişi de Yunanrsquodır Eski Yunanrsquoda Yunan olmayanlar iccedilin kullanılan soumlzcuumlk ise buguumln dilimize barbar biccediliminden yerleşmiş olan soumlzcuumlğuumln koumlkeninde bulunan βάρβαρος [barbaros] soumlzcuumlğuumlduumlr Guumlnuumlmuumlzde uygarlıktan nasibini almamış kaba ilkel anlamında kullanılan barbar soumlzcuumlğuuml ile Yunanların βάρβαρος [barbaros] soumlz-cuumlğuumlnden anladıkları aynı şey değildir Yunanların βάρβαρος [barbaros] soumlzcuumlğuumlnuuml Yunan olmayan buumltuumln insan toplulukları iccedilin kullanırken aslında Yunanca konuşmayan buumltuumln toplumlara işaret ediyorlardı4 βάρβαρος [barbaros] soumlzcuumlğuuml tam anlamıyla

2 Ayhan Yalccedilınkaya ldquoYunan Uygarlığı İccedilinde Polis ve Siyasetrdquo Sokratesrsquoten Jakobenlere Batırsquoda Siya-sal Duumlşuumlnceler Editoumlr Mehmet Ali Ağaoğulları İletişim Yayınları 1 Baskı İstanbul 2011 s 43

3 Ayhan Yalccedilınkaya ldquoYunan Uygarlığı İccedilinde Polis ve Siyasetrdquo s 444 H G Liddell-R Scott A Greek-English Lexicon Clarendon Press 9 Baskı Oxford 1996 Barbar

soumlzcuumlğuumlnuumln Eski Yunanrsquodaki anlamı ve anlamındaki değişimler hakkında bkz ldquoYunanlar Yunan ol-mayan buumltuumln halklara barbaros adını taktılar Buguumln dilimizdeki barbar soumlzcuumlğuuml bu soumlzcuumlkten gel-mektedir Soumlzcuumlk başlangıccedilta guumlnuumlmuumlzdeki anlama (kaba medeniyetsiz) sahip değildi Yunanlardan genelde daha gelişmiş toplumlar olan Persler Fenikeliler ve Mısırlılar iccedilin de kullanılmaktaydı Bar-bar Yunanlarca ldquobar-barrdquo olarak algılanan farklı dilleri konuşan halkları ifade etmekteydi Ancak Pers Savaşlarırsquondan sonra Yunanlar psikolojik ve ahlaki olarak kendilerinin lsquoAsyarsquoda (bir başka deyişle Pers İmparatorluğursquonda) yaşayan barbarlardanrsquo uumlstuumln olduklarını hissetmeye başladılar Yunanlar oumlz-guumlrluumlğuumln tadını ccedilıkarıyor ve hiccedilbir despotun ayaklarına kapanmıyordu Elbette Yunanrsquoda ccedilok sayıda tiranlık vardı Atina ve Sparta diğer şehirlere despotccedila davranırdı ancak bu durum duumlnyanın ikiye boumlluumlnduumlğuumlne ilişkin Yunan goumlruumlşuumlnuuml değiştirmedi Yunanlar oumlzguumlr ve bağımsızdı Barbarlar zengin dahi olsalar ccediloğunlukla yozlaşmış ve daima koumlleydi Aiskhylosrsquoun ilk kez MOuml 472rsquode sahnelenen oyunu Persler bu tavrın bir oumlrneğidirrdquo Nigel Rodgers Antik Yunan Ccedilev Uumllkuuml Evrim Uysal Tuumlrkiye İş Bankası Kuumlltuumlr Yayınları 1 Baskı İstanbul 2015 s 60

120 Guumlvenccedil Şar

Yunan olmayan yabancıyı anlatan soumlzcuumlktuuml Buna karşılık Eski Yunanrsquoda Yunanlar iccedilin de yabancı denilebiliyordu Kendi πόλις [polis]rsquoinden başka bir πόλις [polis]rsquoe her ne sebeple ve ne kadar suumlreyle olursa olsun giden herhangi bir Yunanlı yabancı kabul ediliyordu Eski Yunanrsquoda kendi πόλις [polis]rsquoinden başka bir πόλις [polis]rsquoe giden Yunan iccedilin iki soumlzcuumlk kullanılıyordu ξένος [ksenos] ve μέτοικος [metoikos] Oumlncelikle ξένος [ksenos] soumlzcuumlğuumlnuuml ele alacağız ccediluumlnkuuml bu soumlzcuumlğuumln kullanım bağlamlarına bakıldığında hem yabancı hem de misafir konuk anlamında kullanıldığını goumlruumlruumlz ξένος [ksenos] soumlzcuumlğuumlnuumln ccedileşitli anlamları şunlardır misafir arkadaş (bir anlaşma ya da konukseverliğe bağlı olarak kişilere ve devletlere uygun olarak) misafir ziyaretccedili konuk oumlzellikle gezgin sığınmacı anlamında yabancı genel olarak yabancı uumlcretli kişi paralı asker tuhaf garip acayip alışılmadık olağandışı nadir5 ξένος [ksenos] soumlzcuumlğuuml anlaşıldığı kadarıyla ccediloğunlukla bir Yunan πόλις [polis]rsquoinden diğerine kısa suumlreliğine giden kişiler iccedilin kullanılıyordu Bundan dolayı ξένος [ksenos] aynı zaman-da hem yabancıydı hem de misafirdi Eski Yunanlar ccedileşitli nedenlerden dolayı πόλις [polis]rsquoten πόλις [polis]rsquoe seyahat ederlerdi Oumlncelikli olarak ticaret yapan tuumlccarların seyahati bunun dışında ise dinsel festivaller bayramlar ve duumlzenlenen oyunlar iccedilin yapılan seyahatler soumlz konusuydu ldquoYıl boyu yolculuk eden tuumlccarlar kuşkusuz hem karada hem de denizde yolculuk edenlerin en buumlyuumlk boumlluumlmuumlnuuml oluşturuyordu Ancak tuumlccarlar ve benzeri yolcular yılın belli doumlnemlerinde kara ve deniz yolları boyunca seferi hacirclde bulunan kalabalık insan toplulukları arasında kaybolurdu Bunlar buumlyuumlk panhellenik dini festivallere katılmak iccedilin koşuşturan toplulukturdquo6

Bu dinsel festivallerde ccedileşitli oyunlar ve yarışmalar duumlzenleniyordu Bu yuumlzden ccedilok farklı πόλις [polis]rsquolerden bu oyunlara festivallere gelenler oluyordu ldquoBirden fazla sayıda festivali birleştiren dini toumlrenler yapma fikri Yunan tarihinin erken bir doumlneminde oluşmuştu Yakınlardaki şehir devletlerinden gelen gruplar inandıkları ortak bir tanrıya tapınmak iccedilin belirli bir merkezde toplanma pratiği geliştirmişti Kesin olmayan nedenlerle bu tip toplantıların doumlrt tanesi giderek oumlnem kazandı ve her youmlreden Yunanın katıldığı ulusal festivallere doumlnuumlştuuml Bunlar Olimpik Oyunlar Pythian Oyunları Isthmian Oyunları ve Nemean Oyunlarırsquoydı Her biri tek bir tanrıya adanmıştı oumlzel kurban adama ve dua etme kuralları vardı Bunlara lsquooyunrsquo adı verilme-sinin nedeni muumlkemmel bir atletik ya da sanatsal performans sunmanın Yunanların tanrılarına adak adama biccedilimlerinden biri olmasıydırdquo7

Eski Yunanlar ister ticaret nedeniyle olsun ister dini festivaller ya da oyunlar nedeniyle olsun anlaşıldığı kadarıyla sıklıkla seyahat ediyorlardı Bu ise oumlnemli bir sorun olan konaklama sorununun ortaya ccedilıkmasına yol accedilıyordu ldquohellipbu erken doumlnemde gezginlerin genellikle konukseverlik dışında yararlanabilecekleri bir seccedilenek yoktu

5 H G Liddell-R Scott A Greek-English Lexicon6 Lionel Casson Antik Ccedilağda Seyahat Ccedilev Nalan Oumlzsoy MB Yayınevi 1 Baskı İstanbul 2008 s 657 Lionel Casson Antik Ccedilağda Seyahat s 65

ldquoEvrdquoin Oumltesi Eski Yunanrsquoda ve Guumlnuumlmuumlzde Yabancı Uumlzerine Duumlşuumlnceler 121

Yolculuğun hızla geliştiği doumlnemde ve her yerde hanların ortaya ccedilıkmasından ccedilok sonraları bile konukseverlikten yararlanma oumlnemli bir rol oynamaya devam etmiştir Konaklama konusunda tuumlccarlar iş ortaklarına asiller ve zenginler nuumlfuzlu arkadaş-larına ve sıradan kişiler de onları kim kabul ederse ona guumlveniyordu Dostluk bağıyla birbirine bağlı farklı şehirlerdeki aileler kuşaktan kuşağa birbirlerine konukseverlik goumlstermeye devam etti Bağların oumlzellikle ccedilok sıkı olması gerekmezdi hatta bazı haneler belli bir yerden gelen herkese tanıdık olsun ya da olmasın barınak sağlamak gibi coumlmert bir geleneğe sahipti Zenginlerin evlerinde daima en az bir tane ksenon8 yani misafir odası bulunurdu bu odanın genellikle ayrı girişi olurdu bazen de ayrı bir odaydı Ziyaretccedili gelişinin ertesi guumlnuuml ev sahibinin masasına davet edilirdi daha sonra yiyecek ve iccedilecekler ya ksenonrsquouna goumlnderilir ya da ziyaretccedili bunları kendisi satın alır hizmetccedililer de hazırlardı Ayrılık vakti geldiğinde misafir ve ev sahibi bir-birlerine hediye verirlerdirdquo9

Goumlruumllduumlğuuml gibi Eski Yunanrsquoda seyahat ve seyahatlerin yoğunluğuna bağlı olarak konaklama misafir ağırlama konularında ccedileşitli seccedilenekler ortaya ccedilıkmıştır Bu seccedile-neklerden insanların tanımasalar da yolculuk edenlere bir oda vermeleri ξένος [ksenos] soumlzcuumlğuumlnuumln iccedileriğini kavramamız accedilısından oumlnemli bir oumlrnektir ξένος [ksenos] hem yabancıdır hem de misafirdir konuktur ξένος [ksenos] soumlzcuumlğuuml bu bakımdan kısa suumlreli olarak ve belirli bir nedenden dolayı seyahat eden ldquoyabancılarrdquo iccedilin kullanılı-yordu Şimdi de kısa suumlreli ya da seyahat amacıyla değil de πόλις [polis]rsquoe yerleşen yabancıların konumuna yapısına bakalım

Eski Yunanrsquoda bir πόλις [polis]rsquoin yurttaşı olabilmek iccedilin soumlz konusu πόλις [polis]rsquoin yurttaşı olan bir anne-babadan doğmuş olmak gerekiyordu Bu bakımdan oumlrneğin Atina yurttaşı olmak Atinalı anne-babadan doğmuş olmak anlamına geliyordu Aristoteles Atinalıların Devleti adlı yapıtında yurttaş olmanın ve yurttaş listesine kayıt edilmenin koşullarını ayrıntılı bir biccedilimde accedilıklar ldquoDevletin buguumlnkuuml youmlnetimi şu şe-kildedir Anne ve babası Atinalı olanlar yurttaş sayılır ve on sekiz yaşlarında demotes [yurttaş] listelerine kaydedilirlerrdquo10 Buna karşın Atina dışından gelip Atinarsquoya yerleşen diğer Yunan πόλις [polis]rsquolerinin yurttaşları Atina yurttaşı olarak kabul edilmiyorlardı Atinarsquoya dışarıdan gelip yerleşen gelen Yunanlar iccedilin μέτοικος [metoikos] soumlzcuumlğuuml kullanılıyordu Soumlzluumlklere baktığımızda μέτοικος [metoikos] soumlzcuumlğuumlnuumln şu anlamlara geldiğini goumlruumlyoruz ldquoDışarıdan yerleşen yabancı bir kentte ikamet eden otuma izni olan bir kente dışarıdan gelen yabancırdquo11

8 Tuumlrkccedile ccedileviride ldquozenonrdquo biccediliminde yazılmış olmasına rağmen doğrusu ξενών [ksenōn] olacağından tarafımızdan duumlzeltilmiştir

9 Lionel Casson Antik Ccedilağda Seyahat s 7510 Aristoteles Atinalıların Devleti Ccedilev Ari Ccedilokona Tuumlrkiye İş Bankası Kuumlltuumlr Yayınları 1 Baskı

İstanbul 2013 s 4711 H G Liddell-R Scott A Greek-English Lexicon Guumller Ccedilelgin Eski Yunanca-Tuumlrkccedile Soumlzluumlk Kabalcı

Yayınevi 1 Baskı İstanbul 2011 Croix μέτοικος [metoikos] soumlzcuumlğuumlnuumln Eski Yunan duumlnyasının

122 Guumlvenccedil Şar

μέτοικος [metoikos] soumlzcuumlğuuml μετά [meta] ile οἶκος [oikos] soumlzcuumlklerinden oluşur μετά [meta] soumlzcuumlğuuml ldquoKatışık kelimelerde değişme ifade ederrdquo12 οἶκος [oi-kos] soumlzcuumlğuumlnuumln anlamları ise şoumlyledir ldquoev ev ile ilgili şeyler mal muumllk servet aile soyrdquo13 Buna goumlre μέτοικος [metoikos] soumlzcuumlğuuml evini yurdunu değiştiren kişiler iccedilin kullanılmaktadır Bu bakımdan μέτοικος [metoikos] soumlzcuumlğuumlne karşılık olarak goumlccedilmen soumlzcuumlğuuml ilk elde akla gelse de bu yeterince uygun bir karşılık olmayabilir Ccediluumlnkuuml Eski Yunancada goumlccedilmen soumlzcuumlğuuml karşılığı olarak kullanılan μετανάστης [metanastēs] soumlzcuumlğuuml bulunmaktadır Buna goumlre μέτοικος [metoikos] soumlzcuumlğuuml oumlzel bir duruma işaret etmektedir μέτοικος [metoikos] soumlzcuumlğuumlnuumln yurttaşlık haklarına sahip olmayan oumlzguumlr insanlar iccedilin kullanıldığını goumlz oumlnuumlne alarak belki de onlar iccedilin ldquoyerleşik yabancırdquo diyebiliriz

μέτοικος [metoikos]rsquoları πόλις [polis]rsquoin yurttaşlarından ayıran farklılaştıran bir başka youmln de πόλις [polis]rsquoin dinsel toumlrenlerine katılamamalarıydı Ccediluumlnkuuml yurttaşlık ile dinsel toumlrenlere katılmak arasında bağlantı vardı ldquoYurttaşı site tapınmasında yer alması nedeniyle tanıyoruz Tuumlm sivil ve siyasi hakları tapınmaya katılımından kaynak-lanır Tapınmadan vazgeccedilerse haklarından da vazgeccedilerhellip Atinarsquoda yurttaş tanrılarının bayramına katılmayan site uumlyesi hakkını kaybediyordurdquo14 Coulanges dini rituumlelleri gerccedilekleştirme ile yurttaş olma ve yurttaşlık haklarından yararlanma arasında keskin bir bağlantı kuruyordu Coulanges kitabında ξένος [ksenos] ile μέτοικος [metoikos] ayrımı yapmadan yabancıların πόλις [polis]rsquoin tanrılarına tapınamayacağını belirtir ldquoCcediluumlnkuuml yurttaşın tanrıları sadece yurttaşın duasını ve armağanlarını kabul eder yaban-cıyı reddederdi yabancıların tapınaklara girişleri yasaktır ve kurban sırasında orada bulunmaları bile dine saygısızlıktırrdquo15 Belirtmek gerekir ki Coulanges bu konudaki

buumltuumlnuumln de kullanılmadığını μέτοικος [metoikos] soumlzcuumlğuuml yerine geccedilebilecek başka soumlzcuumlkler de kullanıldığını belirtir ldquoBelirli bir polisrsquote kısa bir suumlreden fazla kalmak iccedilin resmicirc izne sahip olan ve resmicirc statuumlleri bazen (Atinarsquoda olduğu gibi) dikkatli bir şekilde duumlzenlenen lsquomukim yabancılarrsquo da bir başka lsquotabakarsquo olarak tespit edilebilir Bu ldquomukim yabancılarrdquo guumlnuumlmuumlzde genellikle lsquometiklerrsquo (Yu-nanca metoikoi) şeklinde adlandırılmaktadır ve ben de her ne kadar metoikoi terimi Klasik doumlnemde bile Yunan duumlnyasının her yerinde kullanılmasa ve Helenistik ccedilağda buumlyuumlk oranda ortadan kalksa da onlardan bu şekilde soumlz edeceğim (Yunan şehirlerinde metoikoi yerine kullanılabilecek diğer ifadeler arasında synoikoi epoikoi katoikoi ve daha sonrayla ağırlıklı olarak paroikoi bulunur)rdquo G E M De Ste Croix Antik Yunan Duumlnyasında Sınıf Muumlcadelesi Ccedilev Ccedilağdaş Suumlmer Yordam Kitap 1 Baskı İstanbul 2013 s 130

12 Suat Sinanoğlu Kelimelerin Etymonu Esas Tutularak Tertiplenen Yunanca Tuumlrkccedile Soumlzluumlk AUumlndashDTCF Yayınları Ankara 1953

13 Suat Sinanoğlu Kelimelerin Etymonu Esas Tutularak Tertiplenen Yunanca Tuumlrkccedile Soumlzluumlk14 Fustel De Coulanges Antik Site Ccedilev İsmail Kılınccedil Epos Yayınları 1 Baskı İstanbul 2011 s 18515 Fustel De Coulanges Antik Site s 186 Ayrıca μέτοικος [metoikos]rsquoların dinsel festivallerde yapılan

oyunlara spor yarışmalarına da katılmaları da yasaktı ldquoMOuml 350rsquode kesin biccedilimlerini alan oyunlara yalnızca on sekiz yaşından buumlyuumlk oumlzguumlr Yunan yurttaşları katılabilirdi Koumlleler bir Yunan sitesinde yaşayan ancak sitenin yerlisi olmayan kişiler (metoumlk) ve mahkucircmlar oyunlara alınmazlardırdquo Ali Te-kin-Guumllcan Tekin ldquoAntik Yunan Doumlnemi Spor ve Antik Olimpiyat Oyunlarırdquo Tarih Okulu Dergisi Yıl 7 Sayı 18 s 132

ldquoEvrdquoin Oumltesi Eski Yunanrsquoda ve Guumlnuumlmuumlzde Yabancı Uumlzerine Duumlşuumlnceler 123

oumlrneği Roma doumlneminden verir Coulanges dinsel rituumlellere katılmanın yurttaşlık ile birlikte diğer buumltuumln hakların elde edilmesini sağladığını ileri suumlrer ldquoTapınmaya ka-tılmak haklar elde edilmesine yol accedilıyordurdquo16 George Thomson da yabancıların hem yurttaşlık haklarından hem de dini rituumlellere katılma haklarından mahrum olmakla birlikte bir istisnası olduğunu da belirtir ldquohellip kentte ve onun ccedilevresinde ticaretin yarattığı fırsatların kendine ccedilektiği yerleşik yabancılardan (metoikoi) oluşan bir sınıf oluşmuştu Yabancılar olarak yurttaşlık haklarından ve devlet dininin kamusal toumlren-lerinden uzak tutulmuş olmalarına karşın huumlkuumlmetin politikası bunları geliştirmek youmlnuumlnde olmuştu Bununla birlikte yılda bir kez ulusal Panathenaia festivalinde bu yabancıların yalnızca festivale katılmasına izin verilmiyor aynı zamanda oumlzel onur nişanları dağıtılıyordu kendilerinerdquo17

μέτοικος [metoikos]rsquolar Eski Yunanrsquoda vatandaşlık haklarından yararlanama-maları yanında ayrıca bir de vergi vermek zorundaydılar μετοίκιον [metoikion] adı verilen bu vergiyi Finley yabancılardan alınan kelle vergisi olarak nitelendirmektedir Finleyrsquoe goumlre ldquoVatandaş olmayıp da şehirde kısa suumlreli yaşamakta olan belki de bir ay gibi kısa bir suumlre erkekler iccedilin ayda bir drakhme kadınlar iccedilin yarım drakhmerdquo oumllccediluumlsuumlnde bir μετοίκιον [metoikion] soumlz konusudur18 Deborah Kamen ise erkeklerin yıllık 12 drakhme kadınların yıllık 6 drakhme μετοίκιον [metoikion] oumldediğinden bahseder19 Friedell ise μετοίκιον [metoikion] ile ilgili olarak şoumlyle bir accedilıklama yapar ldquoBu insanlar Atinarsquoda on iki drakhmersquolik bir korunma parası oumlder yasal sınırlamalar dışında nuumlfusun geri kalanıyla aynı hakları paylaşırdırdquo20 μετοίκιον [metoikion]rsquoun oumldenmemesinin ise insanı oumlzguumlrluumlğuumlnden eden ciddi sonuccedilları vardı Diogenes Laerti-osrsquoun bildirdiğine goumlre Khalkedonrsquolu Ksenokrates μετοίκιον [metoikion] oumldemediği iccedilin Atinalılar onu satılığa ccedilıkarıp satmışlar Fakat Demetrios onu satın alarak oumlzguumlr-luumlğuumlnuuml geri vermiştir21

Eski Yunanrsquoda μέτοικος [metoikos]rsquolar politik hukuki hakları bakımından kouml-lelerle oumlzguumlr yurttaşlar arasında bir konuma sahipti μέτοικος [metoikos]rsquolar oumlzguumlr yurttaşlar gibi politikaya katılamıyorlar yani πόλις [polis]rsquoin youmlnetiminde soumlz sahibi olamıyorlardı bunun yanında oumlzguumlr yurttaşlar gibi ticaretle uğraşabiliyorlar ve hatta koumlle sahibi olabiliyorlardı ldquoLysias ve kardeşi Polemarchus beşinci yuumlzyılın sonlarında

16 Fustel De Coulanges Antik Site s 18617 George Thomson Aiskhylos ve Atina Ccedilev Mehmet H Doğan Payel Yayınları 1 Baskı İstanbul

1990 s33918 M I Finley Antik Ccedilağ Ekonomisi Ccedilev Hatice Palaz Erdemir Arkeoloji ve Sanat Yayınları İstanbul

2007 s 196 Ayrıca bkz Alacirceddin Şenel Eski Yunanda Eşitlik ve Eşitsizlik Uumlstuumlne Ankara Uumlniversi-tesi Siyasal Bilgiler Fakuumlltesi Yayınları 1 Baskı Ankara 1970 s 263

19 Deborah Kamen Status in Classical Athens Princeton University Press New Jersey 2013 s4420 Egon Friedell Antik Yunanrsquoın Kuumlltuumlr Tarihi Ccedilev Necati Accedila Dost Kitabevi Yayınları 1 Baskı An-

kara 1999 s 19821 Diogenes Laertios Leben und Meinungen beruumlhmter Philosophen Ccedilev Otto Apelt Verlag von Felix

Meiner 2 Baskı Hamburg 1967 614

124 Guumlvenccedil Şar

Atinarsquonın en zengin insanları arasında yer almış olabilirler ve kuşkusuz 404 yılında Klasik doumlnemde herhangi bir Yunanın guumlvenilir bir şekilde sahip olduğu soumlylenebile-cek en yuumlksek sayıda koumlleye sahip oldukları rivayet edilmiştir Fakat onlar Atinarsquoda birer metikti22 (yabancı sakin) ve hiccedilbir siyasi haktan yararlanamıyordurdquo23 Ayrıca oumlzguumlrluumlğuuml kendisine verilmiş olan koumllelerin durumu da Eski Yunanrsquoda oumlzellikle de Atinarsquoda μέτοικος [metoikos]rsquoların pozisyonunu anlamamız bakımından oumlnemli bir veridir ccediluumlnkuuml oumlzguumlrluumlğuumlne kavuşmuş koumlleler de μέτοικος [metoikos] statuumlsuumlne sahip olabiliyorlardı ldquoBir Yunan şehri yurttaşının azat edilmiş koumllesiyse hiccedilbir zaman efendisi tarafından azat edilmenin otomatik bir sonucu olarak metik statuumlsuumlnden daha fazlasını elde edememiş gibi goumlzuumlkmektedir Atinarsquodaysa azatlı koumlle kesin olarak metik statuumlsuumlne girerdirdquo24 Bundan dolayı Deborah Kamen μέτοικος [metoikos]rsquoun kapsamı hakkında bilgi verirken oumlzguumlrluumlğuumlne kavuşmuş koumllelerin de μέτοικος [metoikos] olduğunu belirtir25

μέτοικος [metoikos]rsquolar oumlzguumlr yurttaşların haklarına sahip olmamakla birlikte zaman zaman yurttaşlık haklarına kavuşabilmişlerdir Oumlrneğin Kleisthenes Atinarsquodaki youmlneticiliği doumlneminde ldquobirccedilok iyi halli metoikosrdquoa yurttaşlık hakkı tanımıştır26 Fakat bu oumlrnek dışında μέτοικος [metoikos]rsquoların yurttaşlık hakkı elde etmesi ccedilok fazla karşılaşılmayan bir durumdur ccediluumlnkuuml μέτοικος [metoikos]rsquoların yurttaşlığa geccedilmeleri iccedilin konulmuş olan koşullar ccedilok yuumlksek olabiliyordu Oumlrneğin Atinarsquoda μέτοικος [metoikos]rsquolar ldquoancak Atinarsquoya buumlyuumlk yararlıkları dokunduğunda altı bin oy ile Atina vatandaşı kılınabilirlerdi ki bu ccedilok guumlccedil bir şeydirdquo27

μέτοικος [metoikos]rsquoların sayısı πόλις [polis]rsquoin iccedilinde bulunduğu duruma goumlre değişiklik goumlsteriyordu Oumlzellikle Atina ekonomik ve politik olarak gelişkin bir du-rumdayken μέτοικος [metoikos] sayısı da buna uygun olarak artıyordu Buna karşın

22 μέτοικος [metoikos] soumlzcuumlğuuml ccedileşitli yabancı dillerden yapılan ccedilevirilerden dolayı Tuumlrkccedile kimi ccedilevi-rilerde farklı biccedilimlerde karşımıza ccedilıkmaktadır μέτοικος [metoikos] soumlzcuumlğuuml İngilizce ldquometicrdquo Al-manca ldquometoumlkrdquo Fransızca ldquomeacutetegravequerdquo soumlzcuumlkleriyle karşılandığından Tuumlrkccedileye ccedileviri kitaplarda ya da bu dillerden yapılan alıntılarda μέτοικος [metoikos] soumlzcuumlğuumlnuuml bu biccedilimlerde goumlrebiliyoruz Bundan dolayı metin iccedilersinde geccedilen ldquometicrdquo ldquometikrdquo ldquometoumlkrdquo gibi ifadelerin μέτοικος [metoikos] soumlzcuumlğuuml-nuumln karşılığı olduğu goumlz oumlnuumlnde tutulmalıdır

23 G E M De Ste Croix Antik Yunan Duumlnyasında Sınıf Muumlcadelesi s 12624 G E M De Ste Croix Antik Yunan Duumlnyasında Sınıf Muumlcadelesi s 227 Eski Yunanrsquoda oumlzguumlrluumlğuumlnuuml

kazanmış olan koumllelerin durumuyla ilgili olarak bakınız ldquoAzat edilen koumlleler ndashRomarsquoda olduğunun aksinendash yurttaş statuumlsuumlne değil metoikos statuumlsuumlne geccediltiği dolayısıyla Atinarsquoda oturabilmek iccedilin oumlz-guumlr bir yurttaşın himayesine ve hukuki temsiline ihtiyaccedil duyacağı ve bu kişi de muhtemelen eski efendi olacağından oumltuumlruuml koumllenin efendisine bağımlılık ilişkisi azatlık ile tamamen kopmuyordu Belli bir zaman ya da oumlluumlnceye kadar eski efendi iccedilin part-time ccedilalışmak tuumlruumlnden ilave koşulların da geti-rilmiş olabileceği duumlşuumlnuumllmelidirrdquo Guumlven Bakırezer ldquoAntik Yunan Duumlşuumlncesinde Koumllelikrdquo Ankara Uumlniversitesi Siyasal Bilgiler Fakuumlltesi Dergisi Cilt 63 Sayı1 s 24

25 Deborah Kamen Status in Classical Athens s4326 Alacirceddin Şenel Eski Yunanda Eşitlik ve Eşitsizlik Uumlstuumlne Ankara Uumlniversitesi Siyasal Bilgiler Fakuumll-

tesi Yayınları 1 Baskı Ankara 1970 s 22427 Alacirceddin Şenel Eski Yunanda Eşitlik ve Eşitsizlik Uumlstuumlne s 264

ldquoEvrdquoin Oumltesi Eski Yunanrsquoda ve Guumlnuumlmuumlzde Yabancı Uumlzerine Duumlşuumlnceler 125

savaş ve savaşın yenilgiyle sonuccedillanması gibi nedenlerden dolayı Atinarsquoda μέτοικος [metoikos] sayısı azalıyordu Whitby Demetriosrsquoun yaptığı bir nuumlfus sayımında 10000 gibi az sayıda μέτοικος [metoikos]rsquoun bulunduğu tespitini şu nedenlere bağlıyor ldquoBir yandan Lamia savaşında Atinarsquonın yenilgisini takip eden siyasi istikrarsızlık bir yandan da yuumlkselen Takipccedili rejimlerin sunduğu olanaklar yuumlzuumlnden Atinarsquoda bir yabancı olarak yaşamanın ccedilekiciliği adamakıllı azalmış olduğu bir zamanda bu sayım yapılmıştırdquo28 Atina πόλις [polis]rsquoinin nuumlfusu hakkındaki bilgiler tartışmalı olmakla birlikte Atina nuumlfusu ve μέτοικος [metoikos]rsquoların sayısı hakkındaki ccedileşitli bildirimler bir fikir verebilir ldquoİOuml V yuumlzyılda Atinarsquonın (Attikarsquoyı da iccedilermek uumlzere) nuumlfusu 300000 dolaylarında hellip Atina nuumlfusunun 155000rsquoinin Atinalılar 30000rsquoinin metoikoslar 115000rsquoinin de koumllelerden oluştuğu sanılmaktadırrdquo29 Atina nuumlfusu ve bunun iccedileriğinin ne olduğu tartışmalıdır Guumlnuumlmuumlzden yaklaşık 2500 sene oumlnce varol-muş bir kentin nuumlfusu konusunda kesin bir yargıda bulunmak oldukccedila zor olsa gerek Ayrıca bu nuumlfusun kaccedilının oumlzguumlr yurttaşlar kaccedilının kadın kaccedilının koumlle ve kaccedilının μέτοικος [metoikos] olduğu sorusunun yanıtlanması konusunda sıkıntılı bir durum oluşturmaktadır Alaeddin Şenel Perikles doumlnemi Atinarsquosının nuumlfus yapısı hakkındaki ccedileşitli araştırmacıların vardığı sonuccedilları şu biccedilimde derleyip toparlamıştır ldquoZimmern The Greek Commomvealth s 415 de 40 bin reşit erkek vatandaş 34 bin reşit er-kek metoikos 55 bin reşit koumlle olmak uumlzere 119 bin reşit erkek olarak tahmin eder Ferguson Greek Imperialism s 42 de Atinarsquonın Perikles devrinde 150 bini Atinarsquoda 150 bini Attikarsquoda [ 50 şehirleşme] olmak uumlzere 300 bin nuumlfuslu olduğunu bunun 13 uumlnuumln [100 bininin] koumlle 16 sının [50 bininin] metoikos 12 sinin [150 bininin] vatandaş ve vatandaşların aile ccedilevresi [karı ve ccedilocukları] olup bunun da 50 bininin askerlik yaşında erkek nuumlfus [yani tam vatandaş] olduğunu yazar Barker Greek Po-litical Theory s 31 de vatandaş ailelerinin 160 bin metoikosların 45 bin reşit 45 bin ccedilocuk olmak uumlzere 90 bin koumllelerinse 80 bin olduğunu yazarrdquo30

Buradan da anlaşılacağı gibi Atinarsquoda oumlzguumlr yurttaşlar yanında azımsanmayacak bir μέτοικος [metoikos] ve koumlle nuumlfusu soumlz konusudur Peki neden Atinarsquoda bu kadar yoğun μέτοικος [metoikos] ve koumlle nuumlfusu bulunmaktadır Oumlncelikle Atina Eski Yunan duumlnyasının ticaret politika ve kuumlltuumlr accedilısından deyim yerindeyse başkenti ko-numundaydı Bundan dolayı Atinarsquonın oumlzellikle pek ccedilok bakımdan yuumlkselişte olduğu doumlnemde diğer Yunan πόλις [polis]rsquolerinden Atinarsquoya bir akış soumlz konusuydu Oumlzel-likle ldquoPers Savaşları sonrası hızla gelişen polislerarası ticaret oumlzellikle deniz ticareti Atinarsquoya birccedilok yabancının gelmesine bunlardan bazılarının Atinarsquoya yerleşmelerine yol accediltırdquo31 Atinarsquoya yerleşen yabancılar genellikle ticaretle ilgilendiklerinden Atina

28 Michael Whitby ldquoM Ouml Doumlrduumlncuuml Yuumlzyılda Atinarsquonın Tahıl Ticaretirdquo Ticaret Tuumlccarlar ve Antik Kent Yay Haz Helen Parkins-Christopher Smith Ccedilev Oumlmuumlr Harmanşah Homer Kitabevi 1 Baskı İstanbul 2010 s 104

29 Kıvanccedil Ertop-Ccediletin Yetkin Siyasal Duumlşuumlnce Tarihi I Say Yayınları 1 Baskı İstanbul 1985 s 9130 Alacirceddin Şenel Eski Yunanda Eşitlik ve Eşitsizlik Uumlstuumlne s 26031 Alacirceddin Şenel Eski Yunanda Eşitlik ve Eşitsizlik Uumlstuumlne s 262

126 Guumlvenccedil Şar

ticaretinin oumlnemli bir kısmını ellerinde tutuyorlardı ldquoAşağı tabaka kent sakini oumlz-guumlr yabancı veya koumlle olabilen zanaatccedilıların faaliyetleri dışında agoranın diğer tuumlm gelişen ticari faaliyetleri metoikos32 adı verilen yabancıların elindeydihellip tek işleri para kazanmak olan siyasal anlamda dışlanmış azınlık idiler buumltuumln enerjilerini para kazanmaya ve paranın alabileceği şeyleri almaya harcamak zorundaydılarrdquo33 Genel olarak politik haklardan kısıtlanmış toplulukların sadece ticaretle uğraşması uğraşmak zorunda kalması goumlruumllen bir şeydi Uumlstelik Atinarsquodaki bu durum herkesin memnun olacağı sonuccedillar ortaya ccedilıkarıyordu ldquoİsokrates e goumlre Atina lsquotuumlccarlar yabancılar ve metiklerle dolu olduğundarsquo ndashccedilizdiği abartılı resme goumlrendash bu tuumlr insanların bulunmadığı kendi doumlnemine kıyasla iki kat daha fazla gelir elde etmiştirdquo34 Bunun sonucu olarak Atinalılar μέτοικος [metoikos]rsquoların getirdiği ekonomik guumlccedilten yaralanırken35 μέτοικος [metoikos]rsquolar da Atinarsquonın Eski Yunan duumlnyasının ticaret ve poltika merkezi olmasının getirdiği avantajlardan yararlanabiliyorlardı Uumlstelik μέτοικος [metoikos]rsquolar koumllelerin aksine istedikleri zaman başka bir πόλις [polis]rsquoe ya da kendi πόλις [polis]rsquolerine gitme oumlzguumlrluumlğuumlne sahiptiler ldquoAzatlı olmayan metikrsquolerin ccediloğu muhtemelen zama-nı gelince evlerine doumlnme niyetiyle bir suumlreliğine memleketleri olmayan bir şehirde goumlnuumllluuml olarak yaşayan başka bir πόλις [polis]rsquoin yurttaşları olmalıdır Ve kuşkusuz metikrsquoler yoğun bir şekilde soumlmuumlruumllemezlerdi Soumlmuumlruumllduumlkleri takdirde yapacakları şey basitccedile başka bir yere taşınmaktırdquo36

μέτοικος [metoikos]rsquoların Atinarsquoya katkısı etkisi sadece ticaret ile sınırlı değildi μέτοικος [metoikos]rsquolar Atinarsquonın ve dolayısıyla Eski Yunan duumlnyasının kuumlltuumlrel duumlşuumlnsel gelişimini sağlayan en oumlnemli unsurlardandı Bunu sağlamada en buumlyuumlk pay da sofistlere aitti Ccediloğunlukla μέτοικος [metoikos] olan sofistlerin Atinarsquonın eğitimi ve felsefesi soumlz konusu olduğunda doğrudan hukuk ve politika soumlz konusu olduğunda ise dolaylı olarak ccedilok buumlyuumlk katkıları olmuştur Sofistlerrsquoin Atinarsquoya etkisinin derecesi konusundaki bir yorum şoumlyledir ldquohellip Yunan sitesi bu can sıkıcı yabancılar [sofistler] olmasaydı her hacircluumlkacircrda var olmayacaktırdquo37

32 Tuumlrkccedile ccedileviride ldquometikosrdquo olarak verilmiş olan soumlzcuumlğuumln doğrusunu yazmayı uygun bulduk33 Lewis Mumford Tarih Boyunca Kent Ccedilev Guumlrol KocandashTamer Tosun Ayrıntı Yayınları 1 Baskı

İstanbul 2007 s 19334 G E M De Ste Croix Antik Yunan Duumlnyasında Sınıf Muumlcadelesi s 24635 ldquoGerccedilekten ticaret ve sanayi ile uğraşan metoikosların zengin Atina vatandaşları kadar koumlleleri vardı

ve hiccedil koumllesi olmayan ya da bir tek koumllesi olan vatandaşlar sınıfının yarısından fazlasına goumlre koumlle sahibi olma konusun da ve genel olarak ekonomik guumlccedilte uumlstuumln durumdaydılar Ancak Atina vatandaş-ları onların servetlerinin normal zamanlarda belli bir oumllccediluumlde olağanuumlstuuml zamanlarda tamamen genel yarar iccedilin kullanılacağını biliyordu Oumlrneğin zengin Metoikoslara gemi donatma tiyatro oyunlarının masrafını yuumlklenme goumlrevleri verilirdi Sanırız bu karşılıklı ekonomik ccedilıkarlar vatandaşlarla meto-ikosların arasının accedilılmamasının ve metoikosların siyasal amaccedillar peşinde koşmamalarının başlıca nedenleridirrdquo Alacirceddin Şenel Eski Yunanda Eşitlik ve Eşitsizlik Uumlstuumlne s 264-265

36 G E M De Ste Croix Antik Yunan Duumlnyasında Sınıf Muumlcadelesi s 36637 Barbara Cassin ldquoSofistlerrdquo Siyaset Felsefesi Soumlzluumlğuuml Yay Haz Philippe RaynaudndashStephane Rials

Ccedilev İsmail Yerguz İletişim Yayınları 1 Baskı İstanbul 2003 s 811

ldquoEvrdquoin Oumltesi Eski Yunanrsquoda ve Guumlnuumlmuumlzde Yabancı Uumlzerine Duumlşuumlnceler 127

Neredeyse tamamı μέτοικος [metoikos] olan sofistler Eski Yunan duumlnyasında oumlzellikle de Atinarsquoda eğitim konusunda en başta başvurulan kişilerdi ldquoYetişkinlerin eğitimi iccedilin uumlniversitelerin ya da kolejlerin olmadığı bir durumda boşluk sofist laka-bıyla uumlnlenen ve oumlvuumlnerek bir gence lsquokişisel işlerini uygun biccedilimde yuumlruumltmeyi kendi ev işlerini ve hem hatip hem de eylem adamı olarak gerccedilek bir guumlccedil haline gelebilmek iccedilin devlet işlerini en iyi şekilde youmlnetmeyirsquo kentte oumlğretme yeteneğinin reklamını yapan Protagoras gibi kimseler tarafından kendi yararlarına goumlre dolduruluyordurdquo38 Sofistler başta eğitim yoluyla Atinarsquonın toplumsal yapısını politik gelişimini tarihsel ve duumlşuumlnsel seyrini buumlyuumlk oranda değiştirdiler Sofistler politika ve hukuk alanında oumlzguumlr yurttaşların sahip olduğu haklardan mahrumdular buna karşın ders verdikleri oumlğrencileri aracılığıyla politika ve hukuk alanındaki değişimler konusunda belki de en buumlyuumlk etkiyi sağlamışlardı Sofistler doğrudan ya da dolaylı Yunan dili hukuk ve politika başta olmak uumlzere ccedilok ccedileşitli konularda Yunan duumlşuumlnmesine katkıda etkide bulunmuşlardı

μέτοικος [metoikos]rsquoların Eski Yunan duumlnyasında ve oumlzellikle de Atinarsquodaki konumunu değerlendirdikten sonra μέτοικος [metoikos] soumlzcuumlğuuml uumlzerinde biraz daha durmak istiyoruz Oumlzellikle de μέτοικος [metoikos] bileşik soumlzcuumlğuumlnuuml oluşturan iki soumlzcuumlkten biri olan οἶκος [oikos] soumlzcuumlğuumlnuumln anlamları ve kullanım bağlamları uumlzerinden μέτοικος [metoikos]rsquou ya da yabancıyı değerlendirmek istiyoruz οἶκος [oikos] soumlzcuumlğuumlnuumln ccedileşitli kullanımları konusunda ilk elde şunları buluruz Sadece inşa edilmiş yapı anlamıyla değil herhangi bir mesken anlamında ev kykloprsquoların mağarası ccediladır yuva oda yemek salonu muumlstakil ev ev ile ilgili kamusal binalar iccedilin toplantı eviyeri salon tapınak kuşlar iccedilin kafes arı kovanı astrolojide gezegenin meskeni birinin ev eşyaları Attika yasalarında emlak miras39 οἶκος [oikos] soumlzcuumlğuumlnuuml en genel anlamıyla ev ya da yaşama yeri mekacircnı olarak anlamak gerekiyor Bu bakımdan μετά [meta] - οἶκος [oikos] yaşama mekacircnından başka bir mekacircna yabancı bir mekacircna geccedilmek demektir bir başka deyişle tanıdık bildik alışıldık olandan tanınmayana bilinmeyene alışılmamış olana geccediliş yapmak demektir Hemen belirtmek gerekir ki μετά [meta] - οἶκος [oikos] yani evini mekacircnını terk etme ile ilgili Eski Yunancada bir de fiil vardır μετοικέω [metoikeō] Bu fiil ikametgacirch değiştirmek anlamına geldiği gibi oumllmek anlamında da kullanılırdı Nitekim Tuumlrkccedilede de oumllenler iccedilin ldquogoumlccediltuumlrdquo ldquogoumlccediluumlp gittirdquo ifadelerini kullanırız40 Burada insan yine kendi mekacircnından ayrılmak zorunda kalmıştır Bu zorundalık bize bir şeyler soumlyluumlyor olabilir İnsan zorunlu olmadıkccedila ya da istemesine neden olacak bir olay olmadıkccedila evini yurdunu mekacircnını terk etmez terk etmek istemez Yabancı olmak bundan dolayı bir ccedileşit suumlrguumln olma durumudur

38 W K C Guthrie The Sophists Cambridge University Press Cambridge 1977 s 2039 H G Liddell-R Scott A Greek-English Lexicon40 μετοικέω [metoikeō] fiilinin bu anlamıyla kullanımı hakkında bkz Euripides ldquoHippolytusrdquo Ion

Hippolytus Medea Alcestis Ccedilev Arthur S Way Loeb Classical Library Harvard University Press London 1946 837

128 Guumlvenccedil Şar

Suumlrguumlnuumln zorla olması ya da goumlnuumllluuml olması suumlrguumlndekinin yabancı olduğu gerccedileğini değiştirmez

İnsan varlığını suumlrduumlrduumlğuuml alışılageldiği mekacircnı bırakıp gittiğinde kendisinde daha doğrusu kendi varlığı ile ilgili duumlşuumlnmesinde bir takım eksiklikler ya da boşluklar oluşur Aynı şekilde insanın kendi yaşam ya da varlık alanına dışarıdan gelen ya da dışarıdan katılan herhangi bir varlık da kişiyi tedirgin eder Yabancı bu anlamıyla hem tedirgin olandır hem de tedirgin edendir Bundan dolayı yabancının alışılmış olana muumldahalesi girme ccedilabası karşısında bir dışlaştırma pratiğini de bulur ldquoYabancı olan her bir duumlzenin sınırlarındaki olağan-uumlstuuml ve duumlzen-dışı olan şeklinde ortaya ccedilıkar ki bu duumlzen dışı mevcut duumlzende yer bulamaz ama dışlanmış olan olarak vardırrdquo41

Yabancı kendi yaşama alanını evini terk eden ya da terk etmek zorunda kalandır Bu yanıyla kendi bildik tanıdık ve korunaklı sınırlarını aşarak bir başkasının korunaklı sınırına doğru hamle yapar Bundan dolayı da bir başkasıyla karşılaşır Bir başkasıyla karşılaşması ise bir başkasını yabancı olarak tanımaya başlamanın ilk adımıdır42 Bir başkasını tanımaya başladığımızda başkasının sınırına dayanırız ldquoYabancı bir sınır fenomenidir bilhassardquo43

Yabancıyı duumlşuumlnmeye başladığımızda sınırı da duumlşuumlnmeye başlarız Elbette sınır dediğimizde ndashkendi bedensel yapımın sınırlarından oumlncendash bir yeri bir mekacircnı duumlşuumln-memiz gerekir Bu mekacircn ile olan ilişki yerli ile yabancı olanın bakışında farklılaşır Yerli sanki kendisi hep oradaymış oranın sahibiymiş de mekacircn daha sonradan ona goumlre onun iccedilin oluşturulmuş duygusu iccedilindedir Yabancı ise yabancı olduğu mekacircnla kendisi arasında tam bir oumlzdeşlik kuramaz ya da kurmak istemez Bunun oumlrneğini yukarıda Eski Yunanrsquoda μέτοικος [metoikos]rsquoları anlatırken goumlrmuumlştuumlk μέτοικος [metoikos]rsquolar yabancısı oldukları πόλις [polis]rsquote ekonomik politik nedenlerden kalma koşulları ortadan kalktığında πόλις [polis]rsquoten ayrılarak diğer bir πόλις [polis]rsquoe ya da kendi πόλις [polis]rsquolerine geccedilme goumlccedilme konusunda teredduumlt yaşamıyorlardı44

Yabancının mekacircn ile ilişkisi bu bakımdan geccedilici teredduumltluuml bir seyir izler Mekacircn yabancı iccedilin hem kalıcı hem geccedilicidir deyim yerindeyse yabancının kendini ait his-setmediği mekacircndaki duruşu eğretidir ldquoNitekim yabancı terimin bildik anlamıyla burada sayılmaz buguumln gelip yarın giden gezgin gibi değil buguumln gelip yarın kalan

41 Bernhard Waldenfels Yabancı Fenomenolojisi Ccedilev Mesut Keskin Avesta Yayınları 1 Baskı İstan-bul 2010 s 15

42 Elbette her zaman bir yabancıyı tanıma pratiğine adım atılmayabilir ya da buna engel olunmaya ccedilalı-şılabilir Herakleitosrsquoun dediği gibi ldquoKoumlpekler tanımadıklarına havlarrdquo Herakleitos Fragmanlar Tes-timonia - Fragmenta -Imitationes Ccedilev Erdal Yıldız-Guumlvenccedil Şar Dergah Yayınları 1 Baskı İstanbul 2016 B97

43 Bernhard Waldenfels Yabancı Fenomenolojisi s 2144 Oumlrnek olarak Aristotelesrsquoin Atinarsquoda kendisine karşı oluşan tepkiyi goumlz oumlnuumlne alarak Atinarsquonın Sok-

ratesrsquoten sonra felsefeye karşı başka bir succedila daha bulaşmaması duumlşuumlncesinden hareketle Atinarsquoyı terk etmesini goumlsterebiliriz Bkz Frederick Copleston Aristoteles Ccedilev Aziz Yardımlı İdea Yayınevi 2 Baskı İstanbul 1997 s 9

ldquoEvrdquoin Oumltesi Eski Yunanrsquoda ve Guumlnuumlmuumlzde Yabancı Uumlzerine Duumlşuumlnceler 129

adam gibidir - yani artık daha oumlteye gitmeyecek olsa da gelip gitme oumlzguumlrluumlğuumlnuuml tam edinememiş potansiyel gezgin gibidir deyim yerindeyse Belli bir mekacircn dairesi iccedilinde ndashya da sınırları mekacircnsal sınırlara benzeyen bir grup iccedilindendash sabitlenmiştir ama onun iccedilindeki konumu temelde en başta ona ait olmamasının ve ona baştan beri onun bir parccedilası olmayan olamayacak nitelikler taşımasının etkisi altındadırrdquo45 Bu bakımdan bir yabancıdan soumlz etmemiz iccedilin bir mekacircndan da soumlz etmemiz gerekir Bir yer mekacircn hakkında konuşmadan yabancıdan soumlz edemeyiz ldquohellipkoumlkten bir yabancılık tuumlruuml başka bir yeri başka bir yerde olmuş olma şaşırtmacasını varsaymadan yani Aristotelesrsquoin temel kategorileri arasında goumlsterdiği belli bir lsquonerersquoye (που) goumlnderme yapmadan ortaya ccedilıkmazrdquo46

Yabancı ne kadar eğreti ya da geccedilici dursa da mekacircnla mekacircndakilerle bir iletişim etkileşim iccedilindedir Eski Yunanrsquoda yabancının durumunu incelerken goumlrduumlğuumlmuumlz gibi yabancı ekonomik politik kuumlltuumlrel ve duumlşuumlnsel olarak etkileyen ve elbette etkilenendir Bu bakımdan yabancının yerli olanla ve yerli olanın yabancı ile olan ilişkisi ilişki(li) olmama durumuna goumlre daha olumludur ldquoYabancı olma durumu şuumlphesiz buumltuumlnuumlyle olumlu bir ilişkidir oumlzguumll bir etkileşim biccedilimidir Sirius gezegeninin sakinleri bizim iccedilin tam manasıyla en azından sosyolojideki manasıyla yabancı değillerdir Bu bakımdan bizim iccedilin yokturlar uzak ve yakın olmanın oumltesindedirler Yabancı grubun kendisinin bir unsurudur tıpkı yoksullar ve muhtelif lsquoiccedil duumlşmanlarrsquo gibi - gruba mensubiyeti hem onun dışında olmayı hem de onunla karşı karşıya gelmeyi iccedileren bir unsurrdquo47

Yabancının yeni bir yere mekacircna geccedilmesinin en oumlnemli nedenlerinden birini ticaret oluşturmaktadır Kentten kente gezen tuumlccar gittiği her kentin yabancısıdır Son birkaccedil yuumlzyıla kadar kentdevlet ilk olarak ve ccediloğunlukla da yabancılara ticaret alanında rastlar Yukarıda da anlattığımız gibi μέτοικος [metoikos]rsquolar ticaret alanında son derece etkiliydiler hatta onlar olmadan πόλις [polis] ekonomik olarak o kadar da guumlccedilluuml olmuyordu Bu bakımdan kentindevletin yabancıyla ilk karşılaşması ticaret uumlzerindendir ldquoEkonomik faaliyetin buumltuumln tarihinde yabancı her yerde devreye tuumlccar tuumlccar da yabancı olarak girer Kendi ihtiyaccedillarını karşılamak uumlzere uumlretim yapmak genel kural olduğu ya da uumlruumlnler nispeten kuumlccediluumlk bir daire iccedilinde değiş tokuş edildiği suumlrece grup iccedilinde bir aracıya gerek yoktur Tuumlccara ancak grup dışında uumlretilmiş olan uumlruumlnler iccedilin ihtiyaccedil duyulur Bu zorunlu ihtiyaccedil maddelerini satın almak uumlzere yabancı diyarlara giden insanlar (ki bu durumda onlar da başka bir boumllgede ldquoyabancırdquo tacirler konuma gelirler) olmadığı suumlrece tuumlccarın bir yabancı olması gerekir başka birinin bu şekilde geccedilimini sağlaması muumlmkuumln değildirrdquo48

45 Georg Simmel Bireysellik ve Kuumlltuumlr Ccedilev Tuncay Birkan Metis Yayınları 1 Baskı İstanbul 2009 s 149

46 Bernhard Waldenfels ldquoYabancının Topolojisirdquo Pera Peras Poros Jacques Derrida ile Birlikte Disip-linlerarası Ccedilalışma Yay Haz Ferda Keskin-Oumlnay Soumlzer Ccedilev Nazlı Oumlzcan Yapı Kredi Yayınları İstanbul 1999 s 86

47 Georg Simmel Bireysellik ve Kuumlltuumlr s 14948 Georg Simmel Bireysellik ve Kuumlltuumlr s 150

130 Guumlvenccedil Şar

Kenttedevlette yabancılara ilk olarak ticaret alanında yer accedilmak işin doğallığıyla olmakla birlikte yabancıya bunun dışında yer accedilmamak yabancının da bu alanda sıkışıp kalmasına yol accedilar Ticaret geccedilmişte Eski Yunan başta olmak uumlzere pek ccedilok toplumda kuumlccediluumlmsendiğinden yabancılara bırakılmıştı Bunun en bilinen oumlrneklerinden biri Yahu-dilere ticaret alanı dışında bir alan bırakılmaması olarak goumlruumlnmektedir Eski Yunanrsquoda μέτοικος [metoikos]rsquolar politikaya katılamadıkları ve toprak sahibi olamadıkları iccedilin oumlncelikle ticaret alanında kendilerine yer buldular Hatta birer eğitimci dilbilimci ve duumlşuumlnuumlr olarak goumlruumlnen sofistler bile bir anlamıyla ticaret erbabıydı Hem Platonrsquoun sofistlerin para karşılığı ders vermesini eleştirmesinden hem de sofistlerin ccedilok buumlyuumlk kazanccedillar elde etmesinden dolayı sofistlere bir ccedileşit tuumlccar da denilebilir49

Yabancı tuumlccar olarak kentte yer ettiğinde bile mekacircn olarak oraya ait olmadığı duumlşuumlnuumlluumlr ve yabancı ile olan sınır tekrar konmaya tekrar oluşturulmaya ccedilalışılır Bu sınır elbette mekacircnsal bir sınırdır yine de Oumlrneğin Venedikrsquote Yahudilerin ldquogettordquo adı verilen ve sadece onlara ait olan yani onların girip ccedilıkabileceği boumllgeleri vardı

Yabancıya karşı tutum yabancının yerel olana davranışına ya da yerel olan iccedilin yararlı olup olmamasına ya da tehdit olup olmamasına goumlre değişebilir Yabancı kimi zaman davet edilmiş bir konuk olarak başka bir mekacircnda bulunabilir fakat konukluğu yabancı işe yarar olmaz goumlruumllmeye başladığından itibaren bir yuumlk olarak da goumlruumllmeye başlar Yabancının durumunu belirleyen yabancının kendisi değil yabancıyı mekacircnında ağırlayanın bakışıdır ldquoKonukluk elbette bir hak bir oumldev bir zorundalık bir yasadır yabancı oumltekinin dost olarak ağırlanmasıdır oumlyle olması gerekir ancak bunun koşulu ev sahibinin hostrsquoun Wirtrsquoin kabul eden veya barındıran ya da iltica hakkı verenin patron evin efendisi olarak kalması kendi evinde kendi otoritesini koruması kendini koruması kendine bakana bakması ve onu koruması dolayı sıyla konukluk yasasını evin oikonomiarsquonın yasası kendi evinin yasası yerin (ev hotel hastane yurt aile kent ulus dil) yasası olarak sunulan konukseverliğin kendisinin yerinin sınırlarını ccedili-zen ve onun uumlzerinde otoritesini koruyan otoritenin doğrulu ğunu koruyan korumanın yani doğruluğun yeri olarak kalan ve dolayısıyla sunulan armağanı sınırlayan ve bu sınırlamayı yani kendi evinde kendi-olmayı oumlduumlluumln ve konukseverliğin koşu lu yapan oumlzdeşlik yasası olarak olumlamasıdırrdquo50

Yabancı yerleştiği yerdeki insanlarla kurduğu birebir ilişkiyle oradaki insanlara yakınlaşır Yuumlz yuumlze ilişki yabancıyı yabancı olmaya yabancılaştırır Yuumlz yuumlze ilişki yakınlık bir suumlre sonra yabancıya sahte bir ldquoyerlilikrdquo duygusu kazandırır Yabancı ne kadar uzun suumlre bir mekacircnda yaşarsa yaşasın herhangi bir tarihsel olay ya da bir durum

49 Nitekim Platon Sofist diyaloğunda sofistin ne iş yaptığını bulmaya ccedilalışırken onu bir ccedileşit tuumlccar olarak da duumlşuumlnuumlr Bkz Plato ldquoSophistrdquo Theaetetus Sophist Ccedilev H N Fowler Loeb Classical Library Harvard University Press London 1921 223cd

50 Jacques Derrida ldquoKonuksev(-er--mez-)likrdquo Pera Peras Poros Jacques Derrida ile Birlikte Disiplin-lerarası Ccedilalışma Yay Haz Ferda Keskin-Oumlnay Soumlzer Ccedilev Ferda Keskin-Oumlnay Soumlzer Yapı Kredi Yayınları İstanbul 1999 s 48

ldquoEvrdquoin Oumltesi Eski Yunanrsquoda ve Guumlnuumlmuumlzde Yabancı Uumlzerine Duumlşuumlnceler 131

kişiye yabancı olduğunu hatırlatır Yukarıda verdiğimiz oumlrneği hatırlarsak Khalkedonrsquolu Ksenokrates uzun yıllardır yaşasa da yabancılara oumlzguuml vergiyi oumldemediğinde koumlle olarak satılmaktan kurtulamamıştır51 Yabancı bu bakımdan ne kadar yakınlık kurarsa kursun yeri geldiğinde yabancı olduğu hatırlanır hatırlatılır Bu yabancı isterse kuşak-lar boyu aynı yerde yaşasın yabancı olduğu gerccedileği değişmez Yabancı bu bakımdan yabancılığını kendisi unutmuş olsa bile yabancı olduğu kolay kolay unutulmayandır Bu bakımdan yabancı olana karşı olan duumlşuumlnce genellikle ldquoyabancısın sen yabancı kalrdquo biccedilimindedir

KAYNAKLAR

Ağaoğulları Mehmet Ali Kent Devletinden İmparatorluğa İmge Kitabevi Yayınları 2 Bas-kı Ankara 2000

Aristoteles Atinalıların Devleti Ccedilev Ari Ccedilokona Tuumlrkiye İş Bankası Kuumlltuumlr Yayınları 1 Baskı İstanbul 2013

Bakırezer Guumlven ldquoAntik Yunan Duumlşuumlncesinde Koumllelikrdquo Ankara Uumlniversitesi Siyasal Bilgiler Fakuumlltesi Dergisi Cilt 63 Sayı1

Cassin Barbara ldquoSofistlerrdquo Siyaset Felsefesi Soumlzluumlğuuml Yay Haz Philippe RaynaudndashStephane Rials Ccedilev İsmail Yerguz İletişim Yayınları 1 Baskı İstanbul 2003

Casson Lionel Antik Ccedilağda Seyahat Ccedilev Nalan Oumlzsoy MB Yayınevi 1 Baskı İstanbul 2008

Copleston FrederickAristoteles Ccedilev Aziz Yardımlı İdea Yayınevi 2 Baskı İstanbul 1997Coulanges Fustel De Antik Site Ccedilev İsmail Kılınccedil Epos Yayınları 1 Baskı İstanbul 2011Croix G E M De Ste Antik Yunan Duumlnyasında Sınıf Muumlcadelesi Ccedilev Ccedilağdaş Suumlmer

Yordam Kitap 1Baskı İstanbul 2013Ccedilelgin Guumller Eski Yunanca-Tuumlrkccedile Soumlzluumlk Kabalcı Yayınevi 1 Baskı İstanbul 2011 Derrida Jacques ldquoKonuksev(-er--mez-)likrdquo Pera Peras Poros Jacques Derrida ile Birlikte

Disiplinlerarası Ccedilalışma Yay Haz Ferda Keskin-Oumlnay Soumlzer Ccedilev Ferda Keskin-Oumlnay Soumlzer Yapı Kredi Yayınları İstanbul 1999

Diogenes Laertios Leben und Meinungen beruumlhmter Philosophen Ccedilev Otto Apelt Verlag von Felix Meiner 2 Baskı Hamburg 1967

Ertop Kıvanccedil - Yetkin Ccediletin Siyasal Duumlşuumlnce Tarihi I Say Yayınları 1 Baskı İstanbul 1985

51 Eski Yunanrsquodaki yabancılara youmlnelik kelle ya da baş vergisi olarak nitelenen μετοίκιον [metoikion] olarak adlandırılan vergi biccedilimine tarihin başka doumlnemlerinde de rastlarız ldquohellip ortaccedilağ boyunca Frankfurt ve başka yerlerde Yahudilere konan vergi gibi oumlzel vakalarda da rastlanır Hıristiyan yurt-taşların oumldedikleri vergi verili bir zaman dilimindeki servetlerine goumlre değişirken tek tek buumltuumln Yahu-dilerin oumldeyeceği vergi oumlnceden belirlenmişti Bu miktar sabitti ccediluumlnkuuml Yahudinin toplumsal mevkii belli nesnel iccedileriklerin taşıyıcısı olmasıyla değil Yahudi olmasıyla belirleniyordu Vergiler karşısında diğer buumltuumln yurttaşlar belli miktarda servete sahip kişiler olarak goumlruumlluumlyor oumldeyecekleri vergi de bu servetin dalgalanmalarına goumlre değişebiliyordu Ama vergi muumlkellefi olarak Yahudi her şeyden oumlnce bir Yahudiydi dolayısıyla mali konumu da değişmez bir unsur iccedileriyordu Bu da en bariz biccedilimde tek tek Yahudilerin iccedilinde bulundukları koşulların farklılığı dikkate alınmadığı (ki alındığında da sabit de-ğerlendirmeler hep daha ağır basıyordu) ve buumltuumln yabancılar tam tamına aynı kelle vergisini oumldedikleri zaman goumlruumlluumlr şuumlphesizrdquo Georg Simmel Bireysellik ve Kuumlltuumlr s 153-154

132 Guumlvenccedil Şar

Euripides ldquoHippolytusrdquo Ion Hippolytus Medea Alcestis Ccedilev Arthur S Way Loeb Classi-cal Library Harvard University Press London 1946

Finley M I Antik Ccedilağ Ekonomisi Ccedilev Hatice Palaz Erdemir Arkeoloji ve Sanat Yayınları İstanbul 2007

Friedell Egon Antik Yunanrsquoın Kuumlltuumlr Tarihi Ccedilev Necati Accedila Dost Kitabevi Yayınları 1 Baskı Ankara 1999

Guthrie W K C The Sophists Cambridge University Press Cambridge 1977Herakleitos Fragmanlar Testimonia - Fragmenta - Imitationes Ccedilev Erdal Yıldız-Guumlvenccedil

Şar Dergah Yayınları 1 Baskı İstanbul 2016Kamen Deborah Status in Classical Athens Princeton University Press New Jersey 2013Liddell H G - Scott R A Greek-English Lexicon Clarendon Press 9 Baskı Oxford 1996 Mumford Lewis Tarih Boyunca Kent Ccedilev Guumlrol KocandashTamer Tosun Ayrıntı Yayınları 1

Baskı İstanbul 2007Plato ldquoSophistrdquo Theaetetus Sophist Ccedilev H N Fowler Loeb Classical Library Harvard

University Press London 1921Rodgers Nigel Antik Yunan Ccedilev Uumllkuuml Evrim Uysal Tuumlrkiye İş Bankası Kuumlltuumlr Yayınları

1 Baskı İstanbul 2015Simmel Georg Bireysellik ve Kuumlltuumlr Ccedilev Tuncay Birkan Metis Yayınları 1 Baskı İstanbul

2009Sinanoğlu Suat Kelimelerin Etymonu Esas Tutularak Tertiplenen Yunanca Tuumlrkccedile Soumlzluumlk AUumlndashDTCF Yayınları Ankara 1953

Şenel Alacirceddin Eski Yunanda Eşitlik ve Eşitsizlik Uumlstuumlne Ankara Uumlniversitesi Siyasal Bilgi-ler Fakuumlltesi Yayınları 1 Baskı Ankara 1970

Tekin Ali - Tekin Guumllcan ldquoAntik Yunan Doumlnemi Spor ve Antik Olimpiyat Oyunlarırdquo Tarih Okulu Dergisi Yıl 7 Sayı 18

Thomson George Aiskhylos ve Atina Ccedilev Mehmet H Doğan Payel Yayınları 1 Baskı İstanbul 1990

Waldenfels Bernhard ldquoYabancının Topolijisirdquo Pera Peras Poros Jacques Derrida ile Birlik-te Disiplinlerarası Ccedilalışma Yay Haz Ferda Keskin-Oumlnay Soumlzer Ccedilev Nazlı Oumlzcan Yapı Kredi Yayınları İstanbul 1999

ndashndashndashndash Yabancı Fenomenolojisi Ccedilev Mesut Keskin Avest Yayınları 1 Baskı İstanbul 2010Whitby Michael ldquoM Ouml Doumlrduumlncuuml Yuumlzyılda Atinarsquonın Tahıl Ticaretirdquo Ticaret Tuumlccarlar ve

Antik Kent Yay Haz Helen Parkins-Christopher Smith Ccedilev Oumlmuumlr Harmanşah Homer Kitabevi 1 Baskı İstanbul 2010

Yalccedilınkaya Ayhan ldquoYunan Uygarlığı İccedilinde Polis ve Siyasetrdquo Sokratesrsquoten Jakobenlere Ba-tırsquoda Siyasal Duumlşuumlnceler Editoumlr Mehmet Ali Ağaoğulları İletişim Yayınları 1 Baskı İstanbul 2011

DİSTOPİK BİR GELECEK KURGUSU ZAMYATİNrsquoİN BİZrsquoİ

Arzu İbişi Temelli

A DYSTOPIAN FUTURE FICTION WE BY ZAMYATIN

OumlZYevgeni Zamyatinrsquoin bilim kurgu niteliğindeki dikkat ccedilekici eseri Biz gelece-ğe dair bir karamsarlığı yansıtmaktadır Soumlz konusu karamsarlık insanlık iccedilin olumlu goumlruumlnen bir takım oumlzelliklerin ardında saklıdır Bilimsel ilerlemenin artık neredeyse tamamlandığı bir doumlnemi anlatan eser oumlzguumlrluumlk mutluluk hayalguuml-cuuml gibi kavramların bilimsel gelişmeye bağlı yorumunu matematiksel bir dil uumlzerinden sunmaktadır Bu dil bireyselliğin olmadığı bir toplumsal duumlzende toplumun her uumlyesinin bir numaradan ibaret olduğunu vurgulayan bir anlatımla sunulmaktadır Bireysel oumlzguumlrluumlğuumln yitirilmesi nedeniyle ldquobizrdquo olarak nitelenen toplum uumlyelerinin var oluşları yalnızca Tek Devletrsquoe yani siyasi guumlce hizmet ve itaat uumlzerinden kurgulanmaktadır 26 yuumlzyılda geccedilen hikacircye totalitarizmin baş-goumlsterdiği aynı zamanda bilim ve teknolojideki ilerlemenin bir sonucu olarak matematiğin toplumsal yaşayışın her aşamasına her unsuruna işlediği ve insanın mekanikleştiği karanlık bir duumlzeni resmetmektedir Boumlylelikle eser uumltopik de-ğil distopik bir nitelik taşımaktadır Bu ccedilalışmada Orwell Huxley gibi isimleri etkileyen Zamyatinrsquoin Bizrsquoinde sunulan distopik gelecek kurgusu tartışılmaya ccedilalışılacaktırAnahtar Kelimeler Biz Zamyatin uumltopya distopya gelecek kurgusu

ABSTRACT We is a remarkable science fiction book by Yevgeni Zamyatin and reflects pessimism about the future This pessimism is concealed behind certain characteristics which appear to be positive for the human beings The book narrates a period when scientific progress has been almost completed and presents the interpretation of the concepts such as freedom happiness and imagination etc based on scientific progress by using a mathematical language

Kutadgubilig Felsefe-Bilim Araştırmaları Mart 2017 Sayı 33 s 133-149

Arş Goumlr Dr İstanbul Uumlniversitesi Felsefe Boumlluumlmuuml (arzuibisigmailcom) Yazı geliş tarihi 05022017 kabul tarihi 06032017

134 Arzu İbişi Temelli

This language is presented by expressions emphasizing that each member of the society consists of a number in a social order that does not accommodate individuality The existence of the members of the society who are described as ldquowerdquo is fictionalized only through service and obedience to the political power ie One State due to the loss of individual freedom The story is set in the 26th century and depicts a dark period which is dominated by totalitarianism and where mathematics affects all phases and elements of social life as a result of progress in science and technology and where humans are mechanized Therefore the book has a dystopian but not utopian nature In this study the dystopian future fiction presented in We by Zamyatin who affected significant figures such as Orwell Huxley etc will be dealt with Keywords We Zamyatin utopia dystopia future fiction

Giriş

Uumltopyalar insanın duumlzen ve mutluluk arayışının bir sonucu olarak geliştirilmiş olan tasarımlardır Distopyalarda ise mutluluk probleminin ccediloumlzuumlme kavuşturulmadığı karanlık bir tablo soumlz konusudur Hem uumltopik hem de distopik eserlerde ccediloğunlukla siyasal duumlzene ve buna bağlı toplumsal yaşayışa dair sorgulamalar yapılmaktadır Bu eserler bir altın ccedilağın muumlkemmelliğine işaret ederek geccedilmişe veya bir kurtuluş tablosu ccedilizerek geleceğe odaklanabilirler Bu ccedilalışmanın konusunu oluşturan Biz adlı romanda Zamyatin kendi doumlnemine dair bir eleştiri geliştirerek geleceğe odaklanmış ve olumsuz bir senaryo yaratmıştır Bu nedenle insan iccedilin kurtuluştan ccedilok bir ccediloumlkuumlş doumlnemi sunulmuştur

Guumlnluumlk biccediliminde yazılmış olan romandaki ana karakter D-503 yabancı okuyu-culara kendi toplumunu anlatmak iccedilin ccedilaba goumlsterir gelecek bilinci ve hatta gelecek dili aracılığıyla gerccedilekte var olan sosyal resim sunulur Yeni bir toplum duumlşuumlncesi yeni bir bilinccedil ve dili gerektirir ve bu da yalnızca futuristik bir kurgu tekniğiyle hakkıyla oumlnerilebilir Zamyatinrsquoin bu konudaki tasavvuru benzersiz bir bilim kurgu ccedilalışması olan Bizrsquode onun en radikal fikirleriyle oumlruumllerek ortaya konulmuştur1 Eserin futuristik yapısı felsefi olarak değerlendirilebilmesinin oumlnuumlnuuml accedilmaktadır Zira eserdeki gele-cek tasarımı oumlzellikle tarih felsefesinin problemleri oumllccediluumlsuumlnde duumlşuumlnuumllebilmektedir Bilimsel ilerleme insanın makineleştirilmesi hayalguumlcuumlnuumln bir hastalık şeklinde nitelendirilmesi vatandaşlarınsayıların Tek Devletrsquoin guumlcuuml karşısında boyun eğmesi

1 Bkz Patrick Parrinder ldquoImagining the Future Zamyatin and Wellsrdquo Science Fiction Studies Vol 1 No 1 SF-TH Inc 1973 ss 17-26 s 20 Stable URL httpwwwjstororgstable4238838 Accessed 20-12-2016 1205 UTC

Distopik Bir Gelecek Kurgusu Zamyatinrsquoin Bizrsquoi 135

ve isyan edenlerin cezalandırılma biccedilimleri uumlzerinden ccedilokccedila malzeme veren Biz bu problemlerle ilişkili olarak aşağıda değerlendirilmeye ccedilalışılacaktır Ancak oumlncelikle eserin niccedilin distopya olarak nitelendirilmesi gerektiğini accedilıklayabilmek adına uumltopya ve distopyanın anlamına kısaca değinmek yerinde olacaktır

I Uumltopya-Distopya

Bilindiği uumlzere uumltopya kavramı ilk kez 1516rsquoda Uumltopya adlı uumlnluuml eseri yayınlanan Thomas More tarafından kullanılmıştır More Grekccedile ldquoyokrdquo ve ldquoyerrdquo kavramlarını birleştirerek neredeyse evrensel geccedilerlilik kazanan bu ismi tuumlretmiştir2 Yani lsquouumltopyarsquo kavramı Yunanca iki ekin birleştirilmesi yoluyla ortaya ccedilıkmıştır Omayrsquoın belirttiği gibi lsquoutopiarsquo olumsuzluk bildiren lsquooursquo (ού) ile lsquoyerrsquo anlamına gelen lsquotoposrsquoun (τόπος) More tarafından birleştirilmesinden oluşan lsquoolmayan ya da bulunmayan yerrsquo anlamına gelen lsquooutopiarsquo kelimesinin lsquoutopiarsquo olan telaffuzundan gelmiş gibi goumlruumlnmektedir3 Duumlruumlşkenrsquoin utopia kavramına ilişkin accedilıklaması ise şoumlyledir

Bu kelime Yunanca utopeia ou [yokdeğil] ve topos [yer] soumlzcuumlklerinden gelir ve ldquoyok-yerrdquo ldquoyok-uumllkerdquo anlamına gelir ama Thomas Morersquoun Utopiarsquosı gibi her insanın yaşamak istediği bir yer olunca soumlzcuumlk oyunu yapılarak Eutopeia şekline buumlruumlnuumlr yani ldquoiyi-uumllkerdquo ldquoşanslı-uumllkerdquo ya da tam tabiriyle ldquoyaşanası-yerrdquo olur 4

Kavram More tarafından kullanılan biccedilimiyle yaşanası yer anlamı taşıdığından aynı zamanda bir iyiliğe hatta muumlkemmelliğe goumlnderimde bulunmaktadır Morersquoun uumlnluuml eserinin tam ismi de bunu yansıtmaktadır lsquoDe Optimo Reipublicae Statu Deque Nova Insula Utopia (Muumlkemmel Bir Devlet Modeli ve Yeni Uumltopia Adası)rsquo5

Morersquoun eserinde bir ada olarak tasvir edilen uumltopya aynı zamanda muumlkemmel bir youmlnetim biccedilimine işaret ettiği iccedilin de insanlar tarafından arzulanan bir duumlzeni yansıtmaktadır Boumlyle bir duumlzen insanlar tarafından suumlrekli arandığı iccedilin her ne kadar kavramın icadı Morersquoa ait olsa da uumltopik tasarımların insanların hayalguumlcuumlnuuml her zaman zorlamış olduğunu belirtmek gerekmektedir Hem hiccedilbir yer (outopia) hem de iyi bir yer (eutopia) anlamını taşıyarak bir imkacircnsızlığı yansıtan uumltopik kurgular hayalguumlcuuml var olduğu suumlrece yeni oumlrneklerle karşımıza ccedilıkmaya devam edecektir Nitekim Kumarrsquoın da bildirdiği gibi uumltopyanın kelime anlamıyla oumlzuuml şudur Muumlmkuumln olmayan ancak insanın bulunmak iccedilin heves ettiği bir duumlnyada yaşamak6 Muumlmkuumln olmadığı halde

2 George Kateb ldquoUtopias and Utopianismrdquo The Encyclopedia of Philosophy Ed by Paul Edwards Vol 8 New York The Macmillan Company amp The Free Press 1967 s 212

3 Murad Omay ldquoUumltopya Uumlzerine Genel Bir İncelemerdquo Sosyoloji Dergisi Sayı 18 İstanbul İstanbul Uumlniversitesi Edebiyat Fakuumlltesi Yayınları 2009 ss 1-14 s 2

4 Thomas More Uumltopya Ccedilev Ccediliğdem Duumlruumlşken 3 bs İstanbul Kabalcı Yayınları 2014 s 75 Bkz Ae6 Krishan Kumar Uumltopyacılık Ccedilev Ali Somel Ankara İmge Kitabevi 2005 s 9

136 Arzu İbişi Temelli

insanın arzuladığı ve aradığı duumlzeni yansıtan uumltopya oumlrnekleri bir başka hayali yerin tasarlanmasının oumlnuumlnuuml accedilmış distopya yazımına olanak sağlamıştır Morersquoun uumltopya yazımında bir oumlncuuml sayılması gibi uumltopyanın karşıtı şeklinde nitelenmesi gereken bir edebi tuumlr olarak beliren7 lsquodistopyarsquonın babası olarak Zamyatinrsquoi8 goumlstermek muumlmkuumlnduumlr

Anti-uumltopyakarşı-uumltopya adlandırmaları ile de soumlzuuml edilebilen distopya uumltopik kurgunun benzeri ancak aynı zamanda zıttı olan nitelikler taşıyan eserlerle oumlrnek-lendirilmiştir Krishan Kumar bu tuumlruumln uumltopyadan doğduğunu iddia etmektedir Ona goumlre uumltopyanın hicveden damarı zamanla ayrı bir alt tuumlruumln doğmasına neden olmuş ve distopya ya da antiuumltopya oluşmuştur 9 Kumar uumltopyanın distopya (karşı uumltopya) tuumlruumlnuumln anası olduğunu duumlşuumlnmekte ve bunu şu soumlzleriyle accedilığa vurmaktadır

Karşıuumltopya uumltopya tarafından alıştırılmıştır ve bir asalak gibi ondan beslenir Hayatını suumlrduumlrmek iccedilin uumltopyanın suumlrekliliğine yaslanır Uumltopya orijinal karşıuumltopya kopyadır yalnızca sanki daima siyah renktedir [hellip] Karşıuumltopya malzemesini uumltopyadan alır ve onu uumltopyanın olumlanmasını reddeden bir tavırla yeniden kurar Uumltopyanın aynadaki goumlruumlntuumlsuumlduumlr ama ccedilatlamış bir aynada goumlruumllen tahrif edilmiş bir goumlruumlntuumlduumlr bu10

Buna goumlre distopya veya karşıuumltopyanın karanlık ve korkutucu youmlnuuml baskın olan bir uumltopya olduğu soumlylenebilmektedir Bu ccedilalışmada Zamyatinrsquoin Biz adlı eseri Kumarrsquoın bu fikri takip edilerek değerlendirilecektir Distopya tuumlruumlnuumln en belirgin oumlrnekleri duumlşuumlnuumllduumlğuumlnde ilk sıralarda ldquoBizrdquo gelmektedir Biz Kumarrsquoın soumlzuumlnuuml ettiği

7 Distopyalar kelime anlamı olarak uumltopyaların tam karşıtı olarak goumlruumllemese de iccedilerik accedilısından uumltop-yaların karşı-tezi olarak nitelenebilirler

8 1884-1937 yılları arasında yaşamış olan Rus yazar Yevgeni Ivanovich Zamyatin StPetersburgrsquoda gemi muumlhendisiliği eğitimi alırken Bolşevik Partisirsquone katılmış 1905 devrimi sırasında yakalanıp hap-sedilmiştir 1906rsquoda ccedilalışmalarını tamamlamak uumlzere Finlandiyarsquoya gitmeden oumlnce StPetersburgrsquoda yeraltında yaşamıştır 1911rsquode ikinci kez hapse girmiştir Ekim devrimi sırasında Rusyarsquoda olan Zam-yatin devrim sonrasında başlayan edebiyat tartışmalarına katılmış bazı yazarlarla birlikte Serapion Kardeşler adlı bir edebiyatccedilılar grubu oluşturmuştur (Bkz YZamyatin Biz İstanbul Versus Yayın-ları 2016 s i) Edebiyatta yeni gerccedilekccedililik adını verdiği bir akımı savunan Zamyatin devrim sonra-sında edebiyat alanının oumlnemli figuumlrlerinden biri olmuştur 1920-21 yıllarında yazdığı oumlykuumllerde savaş komuumlnizmi ccedilağını insanlığın gelişmesinin tarihoumlncesi doumlnemi olarak saydığı goumlzlemlenmiştir (Bkz Yevgeni Zamyatin Biz CcedilevFatma Arıkan Serdar Arıkan 6 bs İstanbul İthaki Yayınları 2016) Zamyatin doumlneminin yasaklı yazarlarından biridir Bizrsquoin Zamyatinrsquoin kendi dilinde ve uumllkesinde yayınlanmasına uzun yıllar izin verilmemiş eserin İngilizcersquoye Fransızcarsquoya ve Ccedilekccedilersquoye ccedilevirileri yapılmıştır (Bkz Yevgeny Zamyatin We Transby Clarence Brown England Penguin Books 1993 s 10-11) Biz romanı Zamyatin hayattayken Rusyarsquoda yayımlanmadı fakat kitabı elyazmasından oku-yanlar eleştirdiler ve Sovyet Rusyarsquoya karşı bir karalama kitabı olarak yorumladılarZamyatinrsquoin edebi etkinlik alanı daraltıldı yazdığı tiyatro oyunlarının sahnelenmesi engellendi SSCBrsquode kalmasının ona yarar getirmediğini anlayan yazar 1931rsquode Stalinrsquoe mektup yazarak yurtdışına ccedilıkma izni istedi Bu kararı zor almıştı Gorkirsquonin desteğiyle 1932 yılında Fransarsquoya gitti SSCB karşıtı ccedilalışmalara katılmadı Parisrsquote 10 Mart 1937 guumlnuuml oumllduuml (BkzYevgeni Zamyatin Biz CcedilevFatma Arıkan Serdar Arıkan 6 bs İstanbul İthaki Yayınları 2016)

9 Ae s 4710 Krishan Kumar Modern Zamanlarda Uumltopya ve Karşıuumltopya Ccedilev Ali Galip İstanbul Kalkedon Ya-

yıncılık 2006 s 172

Distopik Bir Gelecek Kurgusu Zamyatinrsquoin Bizrsquoi 137

uumltopyanın ccedilatlamış aynadaki tahrif edilmiş goumlruumlntuumlsuumlnuuml yansıtan en oumlnemli eserlerden biridir Bu nedenle distopya yazımı konusunda Zamyatinrsquoin bir otorite oluşturduğu soumlylenebilmektedir 1920rsquode kaleme aldığı Biz ile George Orwell A Huxley Ursula Le Guin gibi yazarların oumlncuumlsuuml ve esin kaynağı olan Zamyatin onlardan ccedilok daha oumlnceki bir doumlnemde karamsar bir ccedilerccedileve iccedilinde kısıtlı kalmadan antiuumltopya tuumlruumlnuuml radikal bir eleştiri silahına doumlnuumlştuumlrmuumlştuumlr 11 Bu silah yazarın yaşantısı sırasında pek ccedilok ccedilileyle karşı karşıya kalmasına neden olsa da eseri yazım tarzı ve iccedilerdiği problemler nedeniyle yalnız edebiyat accedilısından değil felsefi accedilıdan da değerini korumaya devam etmektedir Aslında birer uumltopya sayılabilen distopya oumlrneklerinin felsefeyle ilişkisi ideal duumlzene dair sorgulama ve eleştirinin uumlruumlnuuml olmalarından kaynaklanmaktadır Eleştiri ve hic-vin etkisiyle bezenmiş olan distopyaların ccedilizdikleri karanlık tablo yazarlarının karşı duruşunu goumlstermektedir Karşı duruş eleştirinin sonucudur ve eleştirel bir zihnin de felsefeden uzak olduğu duumlşuumlnuumllemez Zamyatinrsquoin goumlruumlşleri bunun belirgin bir oumlrne-ğini vermektedir O devrimin hiccedilbir zaman sona erdirilemeyecek bir suumlreccedil olduğunu ldquogerccedilek edebiyatın guumlvenilir ve gayretkeş goumlrevliler tarafından değil ancak aykırı ve asi ruhlular ccedilılgınlar ve hayalciler tarafından gerccedilekleştirilebileceğinirdquo savunmuştur12 Aynı zamanda edebiyatta felsefi ufukların en korkusuz ldquonedenrdquo ve ldquopeki sonrardquo gibi ccedilocukccedila soruların gerekli olduğunu duumlşuumlnmuumlş ve bu soruların sahibi olan ccedilocukların en cesur filozoflar olduğunu dile getirmiştir13 Bu duumlşuumlnce mevcut duumlzen karşısında eleştirinin edebiyattaki dışsallaşmasının felsefi sorgulamadan bağımsız olamayacağını vurgulamaktadır Edebiyattaki bu dışsallaşmanın uumlruumlnuuml olan distopya ya da antiuumltopya yazarının yaşama duumlnyasındaki karanlık unsurları eleştirel bir metotla ortaya koymasına olanak tanımaktadır Kumarrsquoa goumlre Biz Cesur Yeni Duumlnya ve Bin Dokuz Yuumlz Seksen Doumlrt gibi eserlerde yabancılaşmış ve koumlleleşmiş bir duumlnyanın uumlrpertici manzarasını sunabilmek iccedilin modern romanın teknikleri kullanılmıştır14 Gerccedilekten de bu distopik eserler insanın kendine yabancılaştığı bir duumlnyanın resmini ccedilizmektedirler Biz bu yabancılaşmayı insanlık durumundan uzaklaşma şeklinde sergilemektedir

Distopyalarda ortaya serilen korkutucu manzaralar ccediloğunlukla gelecek kurgu-larının iccediline alınmıştır İnsan amacı olmadan yaşamını anlamlandıramayacağı iccedilin geleceği tasarlamak insanın vazgeccedilemediği bir durum olarak karşımıza ccedilıkmaktadır Pek ccedilok uumltopya ve aynı zamanda distopya bu durumdan beslenmiştir Kumarrsquoın da bildirdiği gibi uumltopyanın değeri guumlncel uygulanabilirliğinde değil olası bir gelecekle olan ilişkisindedir Ona goumlre goumlruumlnmeyen ve her zaman gizli kalacak olan Tanrı na-sıl penccedilesini kaldırmaya muumlkemmel gerccedileği ve muumlkemmel ahlakı ortaya ccedilıkarmaya kışkırtıyorsa uumltopyanın lsquohiccedilbir yerdeliğirsquo de onu aramaya bizi kışkırtmaktadır15 Bu

11 Yevgeni Zamyatin Biz Ccedilev Algan Sezgintuumlredi 3 bs İstanbul Versus Yayınları 2016 s i12 Bkz Ay13 Bkz Yevgeni Zamyatin Edebiyat Devrim Entropi ve Diğer Şeyler Uumlzerine Biz CcedilevFatma Arıkan-

Serdar Arıkan 6 bs İstanbul İthaki Yayınları 2016 s 24414 Bkz Kumar Uumltopyacılık s4715 Ae s12

138 Arzu İbişi Temelli

kışkırtma distopya accedilısından ise geleceğin karanlık yuumlzuumlnuuml duumlşuumlnmeye goumltuumlrmekte ve insanı iyi bir gelecek iccedilin var olan duumlzen iccedilerisindeki tehlikeleri goumlrmeye itmektedir

Uumltopyanın ldquoyok-uumllkerdquo ve ldquoiyi-uumllkerdquo olarak tanımlandığı bir durumda distopyanın bunun karşıtı olarak anlaşılması gerektiği soumlylenirse distopik kurguların ldquovar olanrdquo ldquokoumltuumlrdquo duumlzene işaret ettiği kabul edilmiş olur Ancak distopyalarda ccedilizilen genel tablo da aslında var olmayan bir duruma goumlnderimde bulunduğu iccedilin yukarıda bahsi geccedilen lsquodistopyanın uumltopyadan tuumlrediğirsquo şeklindeki goumlruumlş bu ccedilalışmada takip edilebilmektedir Uumltopyalarda olduğu gibi distopyalarda da kurgunun beslendiği unsur ldquovar olan duumlzenrdquodir Bu duumlzenin iccedilerdiği problemler nedeniyle eleştirilmesi iyi bir gelecek arzusuna dayalı olarak uumltopik veya distopik nitelikli eserlerin kaynağı olmuştur Yani her iki tuumlrde de mevcut duumlzendeki sorunlara dikkat ccedilekme denemeleri soumlz konusudur dolayısıyla amaccedilta bir ortaklık bulunmaktadır Bu ortaklık iki edebi tuumlruuml birbirine bağlı kılan unsurlardan biridir Dolayısıyla distopik bir romanın işlevsiz bir uumltopyadaki yaşamı goumlsteren hiciv niteliğinde bir roman tuumlruuml olduğu duumlşuumlnuumllmektedir16 Distopyalar yazıldıkları doumlnemde iccedilinde bulunulan duumlzenin getirdiği memnuniyetsizlik ve tehlikelere işaret etme amacı guumlttuumlkleri oranda sundukları gelecek kurgusunun olanaklılığı konusunda duumlşuumlnmeye de itmektedirler Bu anlamda bazı distopik kurgulardaki gerccedilekccedililik oranının uumltopik kur-gulardan daha fazla olduğu iddia edilebilmektedir Bizrsquodeki gibi aslında olumlu olarak değerlendirilen bir gelişmenin iyiye gitmiş goumlruumlnen bir tablonun ardında yatan uumlrkuumltuumlcuuml unsurlar ve işaret edilen tehlikeler distopyalarda oumlne ccedilıkan gelecek tasarımlarının bir kabusu andırdığını soumlylemeye olanak tanımaktadır Bizrsquode verilen mesaj bu kabustan uyanmanın yolunun da insanın elinde olduğu ve hayalguumlcuumlnden geccediltiğidir Zira hayal-guumlcuuml insana guumlzel bir gelecek tasarlamanın ve kendini koumltuuml duumlzenden sıyırmanın yolunu accedilmaktadır Bu nedenle Bizrsquode tiran veya İyilikccedili (Velinimet) hayalguumlcuumlnuuml yok ederek otoriteyi koruma yoluna gitmektedir Ancak bu şekilde insanın geleceği kendi istekleri doğrultusunda kurmasının ve youmlnlendirmesinin oumlnuumlne geccedililebilecektir Bu oumlrnek hem uumltopya hem distopyanın gelecek tasarımı ile bağını kurmak accedilısından oldukccedila oumlnemlidir

Mannheim gelecek ve uumltopya arasında kurduğu bağlantıda geleceğin buumlruumlnduuml-ğuuml şeklin olasılık olmasına karşılık insanın geleceğe youmlneliminin ldquoolsunrdquo uumlzerinden sağlandığını belirtmektedir ldquoOlsunrdquoun uumltopik olduğunu duumlşuumlnen Mannheimrsquoa goumlre ancak ldquoolsunrdquodan hareketle mevcut olasılıkların varlığı araştırılabilir ve bakışlar tarihe youmlnelir17 ldquoOlsunrdquo insanın geleceğe dair umudu ve arzusunu yansıtmaktadır Mannheimrsquoın yorumundan hareketle tarihin uumltopyaları ve onlardan doğmuş bir tuumlr olarak nitelenen distopyaları besleyen unsur olduğu ve aynı zamanda uumltopyaların da distopyaların da insanın tarihi değiştirme guumlcuuml ve iradesine vurgu yapan eserler olduğu soumlylenebilir Geleceğin uumltopik veya distopik tasarımı tarihte goumlze ccedilarpan sorunlardan

16 Bkz MLMikesell Jon Christian Suggs Zamyatinrsquos We and the Idea of the Dystopie Studies in 20th Century Literature Vol7 USA New Prairie Press 1982 ss89-102 s89

17 Karl Mannheim İdeoloji ve Uumltopya Ccedilev Mehmet Okyayuz 3 bs Ankara Nika Yayınları 2016 s 280

Distopik Bir Gelecek Kurgusu Zamyatinrsquoin Bizrsquoi 139

yola ccedilıkılarak kurulabilir ve aynı zamanda bu tasarımlar insanın geleceğe ilişkin umu-dunun da goumlstergesidir Mannheim uumltopyanın farklı şekillerinin yok olmasıyla birlikte insanın tarih yapma iradesinden ve tarihten ders alma yeteneğinden mahrum kalacağını soumlylerken18 oldukccedila haklıdır Zamyatin de insana bu guumlcuuml ve iradeyi hatırlatan ve aynı zamanda sorgulatan bir eser ortaya koymuştur Uumltopya ve distopyaya dair buraya kadar yapılan accedilıklamalardan sonra artık eserin incelenmesine geccedilmek yerinde olacaktır

II Hikacircye

Biz 26 yuumlzyılda otoriter bir devlete bağlı olarak şekillenmiş bir toplum yaşantısı iccedilinde bulunan D-503rsquouumln guumlnluumlğuumlne aktardıklarından oluşmaktadır Toplumun her uumlyesi-nin numaralardan oluşan kodlarla isimlendirildiği bu duumlzende D-503 Integral adlı uzay gemisinin yapımında yer alan bir muumlhendistir Uzaygemisi Integralrsquoin misyonu diğer gezegenlerin sakinlerini ilkel oumlzguumlrluumlk durumundan kurtarmak iccedilin aklın gerccedilekliğinin diğer gezegenlere de yayılmasına yardım etmektir19 D-503 kitabın başında vatandaşı olduğu Tek Devletrsquoi oumlverek bir bilgelik devleti şeklinde tanımlamakta bu devletin ccedilatısı altında yaşamayı da matematiksel bir muumlkemmellik iccedilerisinde yaşamak olarak nitelen-dirmektedir20 Oumlzguumlr olmayan bir yaşamın ideal yaşam olarak goumlruumllduumlğuuml21 bu duumlzende herkes birbirine benzerdir hatta bir oumlrnektir Matematiksel ve otoriter duumlzen iccedilerisinde ldquobenrdquo diye bir şeye yer yoktur Eserin baş kahramanı D-503rsquouumln yaşama duumlnyasına hacirc-kim olan matematik kullandığı dile de yansımıştır Soumlzgelimi kadınların yuumlzuumlnuuml tasvir ederken dahi geometrik şekillerden hareketle anlatmakta22 her şeyi matematiksel bir dil ile tanımlamakta ve sayılarla ifade edemediği herhangi bir şeyi rahatsız edici bulmak-tadır23 Yaşama mekacircnlarının tuumlmuumlyle camdan olduğu bu toplumda insanlar yaşamsal aktivitelerinin tuumlmuumlnuuml Tek Devlet tarafından belirlenmiş olan saatler tablosuna uygun şekilde gerccedilekleştirmektedirler D-503 guumlnluumlk yaşantının bir kesitini şoumlyle anlatmaktadır

Her sabah aynı saatte ve dakikada biz milyonlarca biz sanki tek vuumlcut olmuş gibi uya-nırız Aynı saatte milyonlarca biz ccedilalışmaya başlarız Sonra milyonlarca biz dururuz Ve sonra milyonlarca eli olan tek bir vuumlcut gibi tabloya uygun olarak aynı anda kaşık-larımızı ağzımıza goumltuumlruumlruumlz Ve aynı anda yuumlruumlyuumlş iccedilin kalkar oditoryuma gider Taylor egzersizleri iccedilin salona geccediler ve sonra da uyumaya gideriz24

18 Ae s 28219 Patrick A McCarthy ldquoZamyatin and the Nightmare of Technologyrdquo Science Fiction Studies Vol 11

No 2 SF-TH Inc 1984 ss 122-129 s122 Stable URL httpwwwjstororgstable4239611 Ac-cessed 20-12-2016 1209 UTC

20 Yevgeni Zamyatin We Trans by Clarence Brown England Penguin Books 1993 s 2821 Zamyatin We s 2922 Bkz Parrinder age s 2323 Zamyatin We s3124 Ae s 36

140 Arzu İbişi Temelli

Bu oumlzetten anlaşılacağı gibi insanlar bu duumlzen iccedilerisinde bir makinenin parccedilaları gibidirler yani birer otomattan ibarettirler Hayatlar zaman ccedilizelgesi ile sınırlanmış durumdadır Ne zaman ne yapılacağı saatler tablosuyla belirlenmiştir ve insanlar yal-nızca belli saat dilimlerinde evlerinin perdelerini indirebilirler Duygulara da fazla yer ayrılmayan hatta sevgiye savaş accedilılan25 bu toplumsal yapıda perdelerin kapatılabildiği belirli zaman dilimlerinde ndashkısmen gizli olarakndash yuumlruumltuumllebilen birliktelikler de ldquobir-birine kayıt olmardquo yoluyla gerccedilekleşmekte ve her şey gibi Tek Devletrsquoin kontroluumlnde tutulmaktadır D-503 eserin başlarında buumltuumln bunları anlatırken bir memnuniyetsizlik ifadesine yer vermemekte ve insanların istedikleri an istedikleri eylemi gerccedilekleştire-bildikleri doumlnemleri ilkel doumlnemler olarak tanımlamaktadır Ona goumlre boumlyle bir yaşam cinayet anlamına gelmektedir ve tuumlmuumlyle bilime aykırı akıldışıdır26 Bu nedenle Integral aracılığıyla Tek Devletrsquoin etki alanını genişletmesi daha fazla insanı ldquobizrdquoleştirerek youmlnetimi altına alması duumlnya iccedilin faydalı goumlruumllmektedir

Bizrsquode betimlenen toplumsal duumlzende oumlzguumlrluumlksuumlzluumlğuumln mekanik ideali toplumun tuumlmuumlne yayılır oumlzguumlrluumlğuumln ilkel değerlerine ve bireyselliğe geri doumlnmek isteyen bazı insanlar bilinse de bunlar makinenin kuumlccediluumlk bozulmuş parccedilaları olarak goumlruumlluumlrler ve makinenin sonsuz muumlkemmel işleyişi durdurulmaksızın kolaylıkla tamir edilebilirler27 Nitekim hikacircyenin sonunda ortaya ccedilıkan isyan bu şekilde bastırılmıştır

Hikacircye ana kahraman D-503rsquouumln I-330rsquola tanışmasından oumlnceki ve sonraki fikir-leri şeklinde ikiye ayrılarak değerlendirilebilir ve kitabın sonunda hayalguumlcuumlnuumln yok edilmesiyle birlikte kahraman en başa geri doumlner Soumlz konusu tanışma ise oumlzellikle oumlzguumlrluumlk accedilısından D-503rsquote bir bilincin gelişmesini sağlamıştır McCarthy hikacircyede I-330rsquoun devreye girmesinden sonra D-503rsquouumln oumlzguumlrluumlğe ve aşka youmlnelik iccedilguumlduumlsel arzuları ile devlete koşullu bağlılığı arasında kaldığını dile getirmektedir Bu nedenle D-503 George Orwellrsquoin 1984rsquouumlndeki Winston Smithrsquoin aksine hiccedilbir zaman gerccedilek bir isyancı olamamıştır28 Sorgulamaları sırasında sıklıkla ikilemler yaşamış ve hikacircyenin sonunda yine devlete bağlı kalan ve ldquobizrdquoden kopamayan bir duruma duumlşmuumlştuumlr Fakat yine de D-503rsquouumln I-330 sayesinde yaşadığı karmaşık duyguların sonucunda iccedilinde bulunduğu duumlzeni sorgulaması dikkate değerdir Oumlzellikle Tek Devletrsquoin egemenlik sınırlarını ayıran Yeşil Duvarrsquoın oumltesi D-503rsquouuml etkilemiş ve onun duumlnyanın ldquooumltekirdquo yuumlzuumlnuuml goumlrerek Tek Devletrsquoin lideri İyilikccedilirsquoye karşı yapılan oumlzguumlrluumlkccediluuml plana destek sağlamaya kalkmasının sebebi olmuştur

Oumlzetlemek gerekirse hikacircyenin temel unsurları D-503 I-330 İyilikccedili ve In-tegralrsquodir Bu unsurların her biri Tek Devletrsquoin oumlğeleridir Kumarrsquoın bildirdiği gibi hikacircyede Tek Devlet İyilikccedili ve muhafızları tarafından youmlnetilen eski uygarlığı ve

25 Ae s 4626 Ae s 36-3727 McCarthy age s 12328 Ae s 126

Distopik Bir Gelecek Kurgusu Zamyatinrsquoin Bizrsquoi 141

duumlnyanın nuumlfusunun ccediloğunu yok eden ldquoİkiyuumlz Yıl Savaşırdquonın ardından bin yıldır var-lığını suumlrduumlren bir mekanizmadır Tek Devletin şehirleri dışında hala geniş ormanlık ve ıssız boumllgeler vardır ama şehirlerde yaşayanların ccedilevresinde buumlyuumlk etkilenmez camdan duvarlar (Yeşil Duvarlar) bulunur ve kimsenin bunun dışına ccedilıkmasına izin verilmez Duvarların iccedil tarafında parıldayan mekanize tamamen uyumlulaşmış bir toplum vardır29 Hikacircyede Tek Devlet ccedilatısı altında yaşayan vatandaşların yani sa-yıların uyumluluğu rasyonel bir duumlzende yaşamalarına bağlanarak accedilıklanmaktadır Bilim ve matematik toplumun tuumlm unsurlarına işletilmiş durumdadır ve Tek Devlet egemenliğinin genişletilmesi de yine matematiğe dayalı bilim ve teknoloji yoluyla sağlanmaya ccedilalışılmaktadır Ana kahraman D-503rsquouumln yapımında yer aldığı Integral bu genişleme arzusunun aracı olarak tasarlanmıştır ve bu nedenle İyilikccedilirsquoye karşı ccedilıkışın da aracı Integral olmuştur Yeşil Duvarların ardında oumlrguumltlenen bir topluluk (Mephi) Integralrsquoi ele geccedilirmek suretiyle Tek Devlet otoritesini yok etmeye ccedilalışmıştır30 D-503 bu planı ilk duyduğu anda I-330rsquoa kendilerinin yapmış olduğu devrimin sonuncu dev-rim olduğunu ve bundan sonra devrim yapılamayacağını soumlylese de31 kendini isyanın iccedilinde bulmuştur Sayılar arasında bir lsquoen son sayırsquodan soumlz edilememesi gibi sayıların sonsuz olması gibi devrimlerin de sonunun olmayacağını soumlyleyen partneri32 D-503rsquouuml isyana dahil etmiştir Bu isyanın ilk anı iccedilin ise olay oumlrguumlsuumlnuumln oumlnemli bir noktasında yer alan ldquooybirliği guumlnuumlrdquo seccedililmiştir

Oybirliği guumlnuuml sayıların sayısı olarak nitelenen İyilikccedilirsquoye itaatin goumlsterildiği soumlzde seccedilim guumlnuumlduumlr Ancak ilk kez bin kişilik bir grup İyilikccedilirsquoye lsquohayırrsquo oyu ver-miş bir karşı ccedilıkış sergilemiştir33 Ccedilıkarılan isyanın arka planında daha oumlzguumlr daha mutlu kısaca daha iyi bir duumlzeni arzulayan hayal eden lsquobireyrsquoler vardır ve bu isyanın ccediloumlzuumlmuuml hayal etmenin otorite tarafından engellenmesi yoluyla olmuştur Bu da ha-yalguumlcuumlnuumln yok edildiği lsquobuumlyuumlk ameliyatrsquo ile sağlanacaktır lsquoBuumlyuumlk ameliyatrsquo ile sona eren Bizrsquode birey olma bilinci ve oumlzguumlrluumlk arzusu ile İyilikccedilirsquonin otoritesi arasındaki ccedilatışmanın ortadan kalkmasının yolu hayal etmenin engellenmesinden geccedilirilmiştir Ancak bu durum İyilikccedilirsquonin zaferi olarak goumlruumllememektedir Bunun ise iki nedeni vardır Birincisi yukarıda belirtilen lsquosayıların sonsuz olması gibi devrimlerin de sonsuz olacağırsquo duumlşuumlncesidir Tek Devlet otoritesine bağlı olarak yaşayan tuumlm sayılar tek tek buumlyuumlk ameliyata alınsalar da hayalguumlcuumlnuumln topyekuumln ortadan kaldırılması pek muumlmkuumln goumlruumlnmemektedir İkinci neden ise hayalguumlcuumlnuumln yok edilmesi ile Tek Devlet otoritesinin genişletilmesi arasında bir ters orantının bulunmasıdır Zira oto-ritenin yayılması iccedilin bilimsel gelişmenin bir uumlruumlnuuml olan Integral adlı uzay gemisinin kullanılması planlanmıştır Ancak bu tip bir aletin tasarlanabilmesi iccedilin de hayalguumlcuuml

29 Kumar Modern Zamanlarda Uumltopya ve Karşıuumltopya s 36330 Zamyatin We s 205-20631 Ae s 17032 Ay33 Ae s 144

142 Arzu İbişi Temelli

gerekliliktir Yani hayalguumlcuumlnuumln yok edilmesi ile ilerlemenin de oumlnuumlne geccedililmiş ol-maktadır Bu nedenle oumlzguumlrluumlk isteyen azınlığın isyanı bastırılmış olsa dahi İyilikccedilirsquonin tam bir zafer elde ettiğini ve bir daha kendisine asla karşı ccedilıkılmayacağını soumlylemek zordur Zamyatin eserinin kurgusundaki son olay olarak buumlyuumlk ameliyatı verip eseri İyilikccedilirsquonin zaferiyle sonlandırmış gibi goumlruumlnse de aslında okurlarını hayalguumlcuuml ko-nusunda duumlşuumlnmeye ccedilağırmış olmaktadır

Hikacircyenin ana unsurları ve olay oumlrguumlsuumlne ilişkin bu anlatılanlar ışığında oumlzellikle iki temel mesele uumlzerinde duumlşuumlnme gereği ortaya ccedilıkmaktadır Bunlardan ilki eserde olumsuz anlamla bezenmiş goumlruumlnen ldquokendinin bilincine varmakrdquo ikincisi ise mutluluk-oumlzguumlrluumlk ilişkisi ekseninde duumlşuumlnuumllebilecek olan kurtuluş-esaret karşıtlığıdır Aşağıda bu iki mesele eser bağlamında tartışılmaya ccedilalışılacaktır

III Kendinin Bilincine Varmak

ldquoBiz Tanrıdan Ben ise şeytandan gelirrdquo34 Bu ifade Zamyatinrsquoin distopyasında kendinin bilincine varmanın ne denli tehlikeli olduğuna işaret etmektedir Eserde birey olma durumunun Tek Devlet iccedilerisinde eridiği bir sistem soumlz konusudur Birey olarak var oluşunu suumlrduumlrme hakkı gasp edilmiş durumdadır Hak aynı oumlzguumlrluumlk gibi tartışmalı bir kavram olarak belirmektedir Hak kavramına ilişkin şu ifadeler oumlnemlidir

Diyelim ki haklar fikri uumlzerine bir asit damlattık Eskiler arasında bile en olgun kişiler hakkın kaynağının guumlccedil olduğunu hakkın guumlcuumln bir işlevi olduğunu bilirlerdi Bir tartının bir tarafına bir gram diğer tarafına bir ton koyun Bir tarafta ldquoBenrdquo diğer tarafta ldquoBizrdquo ldquoTek Devletrdquo Accedilık değil mi ldquoBenrdquoin devlete karşı ldquohaklarrdquoa sahip olduğunu iddia etmekle bir gramın bir tona eşit olduğunu iddia etmek aynı şeydir Bu boumlluumlşuumlmuuml şoumlyle accedilıklamanın yoludur haklar tona goumlrevler grama Ve hiccedillikten buumlyuumlkluumlğe giden doğal yol şudur Bir gram olduğunu unut ve kendini bir tonun milyonlarca parccedilasından biri olarak hisset35

Bu satırlardan anlaşılacağı gibi Tek Devlet ccedilatısı altındaki sayılar bir buumltuumlnuumln tamamlayıcı parccedilaları olmanın oumltesinde bir var oluşu duumlşuumlnemezler Tek başlarına iken gramdan ibaret olan sayılar devletin buumltuumlnluumlğuuml iccedilerisinde tona dacirchil olmaktadırlar Benliklerini bırakıp biz haline gelmek onlar iccedilin terazide hak sahibi olan tarafta bulunmanın yolu gibi goumlruumlnmektedir Bu yuumlzden Tek Devletrsquoin sayılarının kendilik bilinci olmamalı ve devlete karşı hak sahibi olma gibi ccedilılgınca fikirlerden uzak dur-malıdırlar Onların var oluşları Tek Devlet iccedilindir ve devlete karşı sorumlulukları ise sağlıklı kalarak goumlrevlerini yerine getirmektir Kendilik bilinci ise sağlıklı bir sayıda bulunmamalıdır Kendinin bilincine varmanın ilk aşaması olarak duumlşuumlnuumllebilecek olan ldquokendini duyumsamakrdquo olmaması gereken bir durum şeklinde nitelenmektedir Zira D-503rsquouumln guumlnluumlğuumlne goumlre ancak iccediline kirpik kaccedilmış bir goumlz şiş bir parmak ccediluumlruumlk

34 Ae s 13335 Ae s 123

Distopik Bir Gelecek Kurgusu Zamyatinrsquoin Bizrsquoi 143

bir diş kendini duyumsar kendi bireysel varoluşunun bilincine varır Sağlıklı bir goumlz parmak veya diş varmış gibi goumlruumlnmez Bu nedenle kendilik bilinci bir hastalık olarak nitelendirilir36 Hikacircyenin ikinci yarısında D-503rsquote I-330rsquoun etkisiyle baş goumlsteren bu hastalık onu bir otomat olmaktan uzaklaştırmaya başlamıştır Parrinderrsquoe goumlre bu durumda D-503rsquouumln beynini mantık radyatoumlruumlnden buharlaşan aşırı ısınmış bir makine gibi goumlrebiliriz Rahatsız edici bir şekilde kendini bilmeye başlamıştır ve artık zihinsel işlemleri duumlzguumln ve otomatik bir şekilde gerccedilekleşmemektedir37 D-503rsquouumln kendilik bilinci devletin faydacı boyunduruğundan uzaklaşıp duvarların ardına gittiği seyahatleri orada tanık olduğu Mephi adlı isyancı grubun faaliyetleri ve I-330rsquoun soruları yoluyla accedilığa ccedilıkmaya başlamış ve kendisi uumlzerine ldquoduumlşuumlnmesinirdquo sağlamıştır Bu durum Tek Devletrsquoin haklar ve oumlzguumlrluumlkleri yok eden politikasının bir sonucu olarak belirmiş olan yabancılaşmanın ortadan kalktığı bir suumlreci beraberinde getirmiştir D-503 bu rahatsız edici kendini duyumsama durumundan kurtulmak iccedilin mantığa gereksinim duymuştur38 Nitekim mantık matematik temelli toplumsal duumlzenin de temeli olarak goumlruumllmektedir ve bu duumlzenden uzaklaşmakta olan bir sayıyıvatandaşı yeniden sisteme dacirchil edebilir yeniden itaatkacircr bir sayı haline gelmesine yardımcı olabilir

Mikesel ve Suggsrsquoa goumlre yapımında rol aldığı Integral tamamlandıkccedila guumlnluumlk D-503rsquouumln dağıldığını goumlsterir D-503rsquote duygusal oumlzguumlrluumlğe dair bazı ilkel arzular Mephi olarak bilinen devrimci grubun oumlzel ajanı olan I-330 aracılığıyla uyandırılır39 Aslında bu bir dağılma değil kendilik bilinci ile benliğini otoriteye teslim etme arasındaki ccedilatışmadır Hastalık olarak nitelenmesi gereken durum gerccedilekte budur D-503 bir yanda tutkuları diğer yanda toplumsallığı aracılığıyla camdan duumlnya ile onu ccedilevreleyen duvarların ardında kalan duumlnya arasında esir durumdadır40 Romanın başında D-503rsquouumln zihnindeki aklın kesin ve tam egemenliği onu devletin muumlkemmel bir uumlruumlnuuml ve vatandaşı kılarken bilinci devletin denetiminde iken ve D-503 hayatının her aşamasında aklın kusursuzluğuna inanırken bilinccedilsiz ve akıldışı kısmının I-330 tarafından uyarılmasıyla41 birlikte kendini Yeşil Duvarrsquoın bir kısmının yıkılıp soumlzde vahşi insanların ve bazı hayvanların camdan duumlnyaya gelmesine sebep olan isyancıların arasında bulmuştur Ancak şunu da belirtmek gerekir ki bu aşamaya gelinceye kadar D-503 bilinccedilli bir tercihle ilerlememekte Tek Devletrsquoe karşı sorumluluğu ile arzuları arasındaki ikilemini terk edememektedir Bu nedenle D-503rsquouumln isyana katılması aslında tiranlığa karşı oumlzguumlrluumlk duumlşuumlncesine değil I-330rsquoa duyduğu tutkuya dayandırılmıştır42 Nitekim Tek Devlet tarafından da yeterince tehlikeli goumlruumllmemiş olacak ki isyancıların

36 Ae s 13337 Bkz Parrinder age s 2338 Zamyatin We s 13839 Mikesell age s 9040 Ae s 9541 Ae s 9242 Ae s 95

144 Arzu İbişi Temelli

idam edilmesi karşısında D-503 bir anlamda kendini rahatsızlıktan kurtaran ldquobuumlyuumlk operasyonrdquoa tabi tutulmuştur Bu operasyon kendilik bilincinin uyanması yoluyla ortaya ccedilıkabilecek olan isyanların engellenmesi iccedilin bir gereklilik olarak sunulmuştur

İsyancılar her ne kadar test uccedilusunu yapacak olan Integralrsquoi ele geccedilirme planla-rını yuumlruumltememiş olsalar da bir kargaşa yaratmayı başarmışlardır Bu tip durumların yeniden meydana gelmemesi iccedilin otoriter devletin ccediloumlzuumlmuuml yukarıda da belirtildiği gibi hayalguumlcuumlnuuml yok etmektir Kumarrsquoın bildirdiği gibi D-503 insanları ldquovahşi zevklerrdquoden temizleyen bir işlem olan ldquofantasieatomizasyonrdquoa tabi tutulur İyilikccedili ona şoumlyle der ldquoİnsanlar kundağa sarılı oldukları guumlnlerden beri ne iccedilin dua ediyor ruumlyalar goumlruumlyor ve kendilerine eziyet ediyorlar Neden Birilerinin onlara ilk ve son defa yalnızca mutluluğun ne olduğunu soumlylemesi ve sonra onları bu mutluluğa zincirlerle bağlaması iccedilin Eğer şimdi bunu yapmıyorsak ne yapıyoruzrdquo43 Bu ifa-de insanların mutluluğu arayışlarının aslında kendileri iccedilin eziyet olmanın oumltesine geccedilemeyecek bir arayış olduğunun altını ccedilizmektedir Yapılan operasyonun insanı isyana iten vahşilikten kurtarıp mutluluk getireceği ilan edilmektedir İşte Zamyatinrsquoin eserinin distopya olarak değerlendirilmesinin en temel nedenlerinden biri de budur Zira mutluluk oumlykuumlleri ancak uumltopik kurgularda goumlruumllebilmektedir Bizrsquode ise mut-luluk arayışı anlamsızlaştırılıp mutluluk sorununun ccediloumlzuumlmuuml olarak hayalguumlcuumlnden kurtulmak goumlsterilmiş olur Buumlyuumlk operasyon sayıların bundan boumlyle makinelerden bile daha muumlkemmel olmalarını sağlayacak bir işlem olarak anlatılmaktadır44 Devlet biliminin son keşfi olarak nitelenen bu işlemin sloganı ise şudur ldquoMekanizmanın hayalguumlcuuml yokturrdquo45 Bu işlemle insanları boş bir uğraş iccediline iten mutluluk arayışının oumlnuumlndeki engeller kalkmış ve kendilik bilinci denilen hastalığın ccedilaresi bulunmuştur Bilincin esaretinden kurtulmaya ilişkin bu ironi Zamyatinrsquoin otoriter rejimlere youmlne-lik bir mesajını iccedilermekte gibi goumlruumlnmektedir Bu mesaj ise insandaki hayalguumlcuuml var olduğu oumllccediluumlde insanın oumlzguumlrluumlğuumlnuumln elinden alınamayacağıdır Ancak hayalguumlcuuml yok edilebilirse mutlak itaatkacircr bir vatandaş tipi yaratılabilir Bu durumun Bizrsquode sunulan gelecek kurgusunda kurtuluşa mı yoksa esarete mi işaret ettiği ise aşağıda tartışılacaktır

IV Kurtuluş mu Esaret mi

Bizrsquode bu soru duvarın iccedili ile duvarın ardı arasındaki hayatların farkı uumlzerinden ortaya ccedilıkmaktadır Tek Devlet ccedilatısı altında yaşayanlar iccedilin Yeşil Duvarrsquoın oumltesinde bir kurtuluş olduğu soumlylenebilir Kurtuluşa ulaşmanın yolu muumlcadeleden ve isyandan geccediler Ancak bu noktada lsquoesir olmuş beyinler muumlcadele guumlcuumlnuuml nereden alabilirrsquo sorusu accedilığa ccedilıkmaktadır Bizrsquode bu sorunun yanıtı ilkel toplumda saklıdır Zira I-330

43 Kumar Modern Zamanlarda Uumltopya ve Karşıuumltopya s 36444 Zamyatin We s 17345 Ae s 173

Distopik Bir Gelecek Kurgusu Zamyatinrsquoin Bizrsquoi 145

ve onun geccedilmişte kalmış ilerlememiş goumlruumllen yoldaşları tarafından kılavuzluk edilen uumltopyacı tasavvur devrim yoluyla hem ruhsal hem de fenomenolojik olarak yeniden kazanılabilecek bir altın ccedilağ hakkındadır46 Yeşil Duvarrsquoın oumltesinin bir altın ccedilağ oumlzelliği goumlstermesinin sebebi henuumlz hayalguumlcuumlnuumln yitirilmediği ve oumlzguumlrluumlğuumln var olduğu bir duumlzeni iccedilermesindedir Zira altın ccedilağ insanların kimse zorlamadan ve herhangi bir yasaya tabi olmadan kendi iradeleriyle ilkelere bağlı kaldıkları ve doğru davrandıkları ccedilağdır47 Tek Devlet egemenliğine geccedilmemiş olan duvarın ardındaki insanların camdan duvarların iccedilinde yaşayanlara nisbetle boumlyle bir mutluluk sergiledikleri soumlylenebilir Bu durum onları camın iccedilindekileri de Tek Devlet egemenliğinden kurtarma girişiminde bulunma konusunda cesaretli kılmıştır Zira bu insanlar iradelerini yitirmemişlerdir

I-330rsquoun devreye girmesinden oumlnceki anlatımlarına bakıldığında D-503rsquouumln ldquokur-tuluş mu esaret mirdquo sorusuna karşılık tercihini kesinlikle Tek Devletrsquoin otoritesinde kurulmuş olan toplum duumlzeninden yana kullanacağını soumlylemek gerekmektedir Bu Yeşil Duvarrsquoın ardında yaşayanlar iccedilin bir esarete işaret ederken D-503 iccedilin muumlkemmelliği yansıtmaktadır Asla aksatılmayan bir duumlzen hatta bir sistem iccedilerisindeki hayatlar accedilısından oumlzguumln olmak ve belirlenmiş kurallara aykırı hareket etmek duumlşuumlnuumllemez bir durumdur Zira yukarıda belirtildiği gibi Tek Devletrsquoin sayıları ldquobenrdquo değil ldquobizrdquo durumundadır ve mutlak bir eşitlik altındadırlar Bu duumlzende oumlzguumlnluumlk eşitlik ilkesini ihlal etmek anlamına gelmektedir48 Henuumlz kendisinde oumlzguumlrluumlğe dair bir bilincin uyan-madığı durumdayken D-503 devletin boyunduruğundan kurtulmak iccedilin oluşturulan gizli oumlrguumltle ilgili olarak okuduğu bir haber karşısında ldquokurtuluşrdquo49 ifadesine youmlnelik alaycı bir tavır takınmakta ve bu ccedilabayı ldquosuccedilrdquo olarak değerlendirmektedir Kurtuluş amacını insan tuumlruumlnuumln succedila youmlnelik iccedilguumlduumlsel eğilimine bağlayan D-503 succediltan ndashveya kurtuluştanndash uzak olmanın yolunu ise oumlzguumlrluumlkten uzak olmakta bulmaktadır Ona goumlre iccedilinde yaşadıkları duumlzen zaten geccedilmişin ilkel oumlzguumlrluumlk durumundan kurtuluş-tur50 Ancak Yeşil Duvarrsquoın ardını goumlrmek ilkel yaşayış biccedilimini suumlrduumlren insanlarla karşılaşmak D-503rsquouumln bu konudaki fikrini bir suumlreliğine de olsa değiştirmiştir Zira orada saydam olmayan duvarların ardında eski bir evde oumlzguumlrluumlğuuml tecruumlbe etmiştir

Oumlzguumlrluumlğuumln bulunmadığı bir duumlzende iradeden soumlz etmek muumlmkuumln olmadığından mutlak otoriteden kurtulmak iccedilin ancak oumlzguumlrluumlğuumln bilincine varmış olmak gereklidir Duvarın oumlte tarafı Tek Devletrsquoin sayıları iccedilin mutlakiyetin sınırlarını aşan bir duumlnyayı ve bir gelişmemişlik durumunu goumlstermektedir Oumlteki yaşama duumlnyasını goumlruumlp etkilenen D-503 ruumlyalarına yansıyan oumlzguumlrluumlk arzusu nedeniyle hastalandığını duumlşuumlnmekte olsa da Yeşil Duvarrsquoın ardındaki soumlzde ilkellik iccedilinde yaşayanların kendilerinden daha mutlu olup olmadığını sorgulamaktan da geri duramamaktadır51 Bu sorgulama oumlzguumlrluumlk ve

46 Mikesel age s 9847 Kumar Modern Zamanlarda Uumltopya ve Karşıuumltopya s 1548 Zamyatin We s 5049 Burada ldquoliberationrdquo kavramı kullanılmıştır Oumlzguumlrleşmeye işaret eden bir kurtuluş kast edilmektedir50 Zamyatin We s 5651 Ae s105

146 Arzu İbişi Temelli

mutluluk arasındaki ilişkiye dairdir ve ruhsal bir uyanmanın sonucudur Bu uyanış eskatolojik kurtuluş fikri uumlzerinden değerlendirilebilmektedir

Bilimsel ilerlemenin geleceği daha iyi ve mutlu kılacağına ilişkin Modern Ccedilağ sonrasında ortaya ccedilıkan goumlruumlşler tarihe youmlnelik ilerlemeci bakış accedilısını da beslemiş ve uumltopik olarak goumlruumllen bir duumlşuumlnceyi doğurmuştur Kurtuluşun bu duumlnyada gerccedilek-leşebileceği bir yeryuumlzuuml cennetinin muumlmkuumlnluumlğuuml duumlşuumlncesi Bu noktada Cioranrsquoın şu sorusu akla gelmektedir Bir uumltopya hazırlamak bir kıyamet hazırlamaktan daha mı kolaydır52 Uumltopya hazırlayanlar dinlerin oumlte duumlnyaya yuumlklediği kurtuluşu bu duumlnyaya ccedilekmek istemişlerdir Birer kuumlccediluumlk kıyamet senaryosu olarak nitelenirse dis-topya hazırlayanlar ise kurtuluşu yererek geleceğin karanlık getireceğini goumlstermeye ccedilalışmışlardır Zamyatinrsquoin bu konuda oldukccedila başarılı olduğu goumlruumllmektedir Zira oumlzguumlrluumlğuumln olmadığı bir durumda varoluşun yalnızca devlete itaat uumlzerinden anlam kazandığı bir duumlzende ne mutluluktan ne de gerccedilek bir insandan soumlz etmek muumlmkuumlnduumlr

Zamyatinrsquoin eserinde ortaya konulan tablo bilimsel ilerlemeden destek alınarak kurgulanmıştır Matematik temelli bilimin ve teknolojinin ilerlemesinin bir sonucu olarak Tek Devlet youmlnetimiyle insan iccedilin muumlmkuumln olan en yuumlksek noktaya zirveye ulaşıldığı iddia edilmiştir53 Ancak yine de mutluluk sorunu ccediloumlzuumllebilmiş değildir Zira mutluluk matematikselleştirilebilen bir şey değildir Bu sorunun hikacircyenin sonunda bilim kanalıyla ldquobuumlyuumlk operasyonrdquo adlı işlemle hayalguumlcuumlnuumln yok edilmesi ve mut-luluğun arzulanmasının oumlnuumlne geccedililmesi ile ccediloumlzuumllduumlğuuml iddia edilmiştir Bu kurguda tek tip bir yaşantı iccedilinde birey olma bilincinden yoksun olan sayılar kendileri iccedilin bir amaccedil guumldemediklerinden yaşantılarının tek anlamı İyilikccedili iccedilin ccedilalışmak ve goumlrevlerini yerine getirmekten geccedilmektedir İşte Zamyatinrsquoin sisteme dair eleştirisi burada yatmak-tadır Kendi amaccedilları uğruna yaşamayan bireylerin mutlu olmaları beklenemez Kaldı ki Bizrsquode birey olma da yasaklanmış durumdadır Tek Devletrsquoin huumlkuumlmdarlığı aslında insanın doğasına youmlnelik bir huumlkuumlmdarlıktır Yeşil Duvarrsquoın ardında yaşayanların oumlzguumlr oldukları iccedilin ilkel olduğunu soumlylemek insanın doğuştan oumlzguumlr bir varlık olduğunu kabul etmek anlamına gelmektedir Tek Devlet buumlnyesinde yaşayanların kendilerini bu soumlzde ilkel durumdan kurtaran gelişmişlik duumlzeyine eriştikleri iddia edilmektedir Bu iddianın dayanakları ise insanın kendisini bir yandan bilime diğer yandan bilimi de elinde tutan bir devlet youmlnetimine esir kılmasındadır

Metinde bilimsel ilerlemenin odağı olarak goumlruumllen şey yani ilerlemenin amacı olarak beliren durum tarih felsefesi oumlrneklerinde rastladığımız tuumlrden bir kurtuluş modelinden ccedilok otoriter rejimin ve bu rejime bağlı esaretin genişletilmesi şeklinde sunulmuştur Bu sunuş da Zamyatinrsquoin eserini geleceğe dair oumlngoumlruumlnuumln uumlruumlnuuml kılmakta gelecekte olabileceklere karşı bir uyarı niteliğine buumlruumlmektedir Cioranrsquoın ilerlemeci tarih felsefelerindeki kurtuluş modellerine dair eleştirisi Zamyatinrsquoin yaptığı eleştiriyi

52 EMCioran Tarih ve Uumltopya Ccedilev Haldun Bayrı 4bs İstanbul Metis Yayınları 2015 s8453 Zamyatin We s112

Distopik Bir Gelecek Kurgusu Zamyatinrsquoin Bizrsquoi 147

destekler goumlruumlnmektedir Cioranrsquoa goumlre İsa ldquoTanrırsquonın krallığırsquonınrdquo ldquoburadardquo ya da ldquoşuradardquo değil iccedilimizde olduğunun guumlvencesini verirken ldquokrallığırdquo zorunlu olarak dışta goumlren onun derin benliğimizle ya da bireysel selametimizle bağını hiccedil kurmayan uumltop-ya inşaları bizi oumlylesine derinden etkilemişlerdir ki kurtuluşumuzu dışarıdan şeylerin akışından ya da toplulukların ilerlemesinden bekleriz54 Zamyatinrsquoin eserindeki eleştiri bu goumlruumlş doğrultusunda değerlendirildiğinde ilerlemenin her zaman kurtuluş değil bazen esaret de getirebileceği ve kurtuluşun ldquobizrdquo olup tek tipleşmekten ccedilok ldquobenrdquo olarak kalmakla muumlmkuumln olacağı şeklinde bir ccedilıkarım yapmaya olanak vermektedir Bu youmlnuumlyle eser Sovyet toplumu oumlzelinde55 her toplumdan okuyucusunu geleceğini sorgulamaya itmektedir Bilimsel gelişmeye dayandırılan kurtuluş senaryoları insanın guumlcuumlnuuml koumltuumlye kullanma eğilimi nedeniyle Bizrsquode olduğu gibi tehlikeli sonuccedillarla esaret senaryolarına ve ccediloumlkuumlşe doumlnuumlşebilir Tek Devlet kurgusu aklın egemen olduğu bir doumlnemin youmlnetim biccediliminin insanı kendi doğasından uzaklaştırabilecek kadar tehlike iccedilerebileceğini goumlstermektedir Bu nedenle Biz accedilısından ldquokurtuluş mu esaret mirdquo sorusuna verilebilecek yanıt her iki kavramın da altının nasıl doldurulduğu-na bağlı olacaktır Bu distopik gelecek kurgusunda ilerlemeyi yansıtan ve kurtuluş şeklinde goumlruumllen bir duumlzen aslında en ciddi esarete benliğin esir alınmasına neden olmuştur Bunu goumlsteren en temel oumlrnek ise D-503rsquote ldquoben bilincirdquonin canlanmasını sağlayan ve ironik bir isimle hikacircyede yerini alan I-330rsquoun hikacircyenin sonunda yok edilmesidir Burada Tek Devletrsquoin tanrısal nitelikler yuumlklenmiş bir yapısının olması ve tanrıya tapınırcasına Tek Devletrsquoe bağlı kalınması da toplumsal duumlzendeki esaretin yansımasını sunmaktadır Bu kabul edilmiş esaret ise devletin kendi buumlnyesi altında-ki sayıları her aşamada kontrol etmesini meşru kılmaktadır İşte bu durum eserdeki gelecek kurgusunun insanlık durumuna aykırı duracak uygulamalara işaret eden bir karanlığı goumlstermesinin sebebidir

Sonuccedil

Distopya tuumlruumlnuumln en oumlnemli oumlrneklerinden birini sunan Zamyatin Biz ile edebiyat duumlnyasına bir baş yapıt kazandırmış olmanın oumltesinde eserin guumlnuumlmuumlzde hala tartışılma-sı gereken pek ccedilok probleme değinmesi nedeniyle bizlere tazeliğini koruyan bir miras bırakmış olmaktadır Zamyatinrsquoin eseri iccedilinde bulunduğu doumlnemde pek oumlnemsenmemiş bir gelecek kurgusu ve toplumsal eleştirinin uumlruumlnuuml olarak nitelendirilmektedir56 Yazar bir bilim kurgu olmasının yanısıra siyasi ve sosyal problemlere de ışık tutan eseriyle

54 Cioran age s 9155 Kumarrsquoa goumlre Zamyatinrsquoin Bizrsquoi yeni Sovyet toplumunun suretini ve duumlşuumlnme yapılarını anlatan ve

geleceğini goumlsteren bir eserdir (Bkz K Kumar Uumltopyacılık s 106) eser hakkındaki genel kabul de bu youmlndedir

56 Bkz Parrinder age s 25

148 Arzu İbişi Temelli

kendisinden sonraki distopyalar uumlzerinde etki oluşturmuştur Kumarrsquoa goumlre faydacılığa ve acısız mekanize varoluş uumltopyasına saldırısı onu Huxley ile bağlantılandırır her yerde hazır olan casuslar ve devlet guumlcuumlnuumln acımasızca kullanımı aynı accedilıklıkla Orwellrsquoın kabusuna işaret eder Onun aktardığına goumlre ldquoBizrdquo Zamyatinrsquoin kendisinin 1932rsquode soumlylediği gibi ldquoİnsanlığı tehdit eden iki katlı tehlikeye karşı bir uyarı olarak yazıldı Makinelerin ve devletin fazla buumlyuumlk olan guumlcuumlrdquo57 Roman insanın otomat bir varlık haline gelmesinden hareketle makineleşmeyi eleştirirken aynı zamanda bu otomatlığı bir devlet guumlcuumlyle birleştirdiği iccedilin siyasi bir eleştiri de sunmuş olmaktadır Soumlz ko-nusu eleştiri ise gelecek tasarımı aracılığıyla yapılmaktadır Bu durum hem distopya geleneği accedilısından oumlnem taşımaktadır hem de Biz mekaniğin ve devlet guumlcuumlnuumln hatta bilimin devlet iccedilin kullanılmasının insanlık iccedilin tehdit edici boyutları ve gelecekte varılabilecek olası tabloya dikkat ccedilekmenin bir youmlntemini sunmuş olmaktadır

Uumltopyalarda beliren ldquodaha iyi bir duumlnyardquo tasarımı gibi distopyalarda işaret edilen karanlık gelecek tabloları da insanda bir gelecek tasavvuru oluşturulma ihtiyacına da-yanmaktadır İnsanlığın muumlkemmel bir sona doğru gitmesi konusundaki arzunun yol accedilacağı ilerleme Zamyatinrsquoin romanında tehlikeli boyutları uumlzerinden ele alınmıştır Romanda geleceğin her zaman iyiye işaret etmeyebileceği fikri uumlzerinden insan adeta hayalguumlcuumlne sarılmaya davet edilmektedir Bu eserde uumltopyalarda sunulan muumlkemmel duumlzene ulaşılsa dahi bir şeylerin koumltuuml gidebileceği goumlsterilmiştir İlerlemenin doru-ğuna erişilmiş bir ccedilağda geccedilen hikacircye bilimsel gelişmelerin bireylerin gelecekleri iccedilin bir felakete neden olabileceğini goumlstermektedir Hayalguumlcuumlnuumln devlet eliyle yok edilmesi her sayının veya vatandaşın aynı şekilde yaşamaya duumlşuumlnmeye youmlneltilmesi insanın geleceğini kurmasının engellenmesi anlamına gelir ki bu durum aynı zamanda insanlıktan ccedilıkmayı da beraberinde getirmektedir Zira burada ldquoben bilincirdquonin unuttu-rulmasıyla gerccedilekleşen bir kimlik katli insanlık kimliğinin yok edilişi soumlz konusudur

Bizrsquode akla matematiğe bilime dayanan yaşama ve youmlnetim duumlzeni tarihsel suumlreccedil-teki gelişmenin sonu gibi goumlsterilmiştir Bu son accedilısından altın vuruş ise hayalguumlcuumlnuumln yok edilmesiyle yapılmıştır Nitekim tarihsel suumlreccedilteki gelişmelerin ccedilatışmalardan beslendiği duumlşuumlnuumlluumlrse hiccedilbir ccedilatışmanın hiccedilbir karşı ccedilıkışın olmadığı bir duumlzende artık daha fazla gelişmeden soumlz edilemez Bu durum da Bizrsquode olduğu gibi insanlık durumuna aykırı bir tabloya bir ccediloumlkuumlş tablosuna neden olur Zamyatinrsquoin şu ifadeleri bu fikre destek vermektedir ldquoİnsanların kanı kızıl ve ateşli oldukccedila insanlık genccedil oldukccedila hep isyanlar hep devrimler olacakrdquo58 Bu soumlzlerden hareketle insana gerekli olan enerjiyi veren şeyin hayalguumlcuuml olduğu ve ancak hayalguumlcuuml toumlrpuumllenmemiş olan bireylerin oumlzguumlr ve mutlu olabileceği genccedil kalabileceği belirtilmelidir Zamyatinrsquoin oumlnemsediği gibi filozofccedila sorular sorabilen cesur bireyler ancak hayalguumlcuuml sağlam olan bireylerdir Bu nedenle Biz oumlrneği uumlzerinden distopyalarda oumlne ccedilıkarılan karan-

57 Kumar Modern Zamanlarda Uumltopya ve Karşıuumltopya s 364-36558 Zamyatin Biz İthaki Yayınları s9

Distopik Bir Gelecek Kurgusu Zamyatinrsquoin Bizrsquoi 149

lık tabloların verdiği mesajları ciddiye almak gerektiğini vurgulamak gerekmektedir Gelecek kurgusunu guumlvenli bir zemin uumlzerine oturtabilmek iccedilin oumlzguumlrluumlğuuml iradeyi hayalguumlcuumlnuuml birey olma oumlzguumln olma ve farklı olma durumunu korumanın oumlnemi eserde sunulmak istenen ana duumlşuumlncelerden biri olarak belirmektedir Zamyatinrsquoin bu eserle vermek istediği mesajı dikkate alarak gerccedilek bir ilerlemenin ve iyi bir gelece-ğin kendilik bilinci ve hayalguumlcuuml kuvvetli bireylerin oluşturduğu toplumlar accedilısından muumlmkuumln olabileceğini kabul etmek gerekmektedir

KAYNAKLAR

Cioran E M Tarih ve Uumltopya Ccedilev Haldun Bayrı 4 bs İstanbul Metis Yayınları 2015Kateb George ldquoUtopias and Utopianismrdquo The Encyclopedia of Philosophy Ed by Paul

Edwards Vol 8 New York The Macmillan Company amp The Free Press 1967 Kumar Krishan Uumltopyacılık Ccedilev Ali Somel Ankara İmge Kitabevi 2005ndashndashndashndash Modern Zamanlarda Uumltopya ve Karşıuumltopya Ccedilev Ali Galip İstanbul Kalkedon Ya-

yıncılık 2006Mannheim Karl İdeoloji ve Uumltopya Ccedilev Mehmet Okyayuz 3 bs Ankara Nika Yayınları

2016McCarthy Patrick A ldquoZamyatin and the Nightmare of Technologyrdquo Science Fiction Studies

Vol 11 No 2 SF-TH Inc 1984 ss 122-129 Stable URL httpwwwjstororgstab-le4239611 Accessed 20-12-2016 1209 UTC

Mikesell ML Suggs Jon Christian ldquoZamyatinrsquos We and the Idea of the Dystopierdquo Studies in 20th Century Literature Vol 7 USA New Prairie Press1982 ss89-102

More Thomas Uumltopya Ccedilev Ccediliğdem Duumlruumlşken 3 bs İstanbul Kabalcı Yayınları 2014Omay Murad ldquoUumltopya Uumlzerine Genel Bir İncelemerdquo Sosyoloji Dergisi Sayı 18 İstanbul

İstanbul Uumlniversitesi Edebiyat Fakuumlltesi Yayınları 2009 ss 1-14Parrinder Patrick ldquoImagining the Future Zamyatin and Wellsrdquo Science Fiction Studies Vol

1 No 1 SF-TH Inc 1973 ss 17-26 Stable URL httpwwwjstororgstable4238838 Accessed 20-12-2016 1205 UTC

Zamyatin Yevgeni We Trans by Clarence Brown England Penguin Books 1993ndashndashndashndash Biz Ccedilev Algan Sezgintuumlredi 3 bs İstanbul Versus Yayınları 2016ndashndashndashndash Biz Ccedilev Fatma Arıkan-Serdar Arıkan 6 bs İstanbul İthaki Yayınları 2016ndashndashndashndash ldquoEdebiyat Devrim Entropi ve Diğer Şeyler Uumlzerinerdquo Biz Ccedilev Fatma Arıkan-Serdar

Arıkan 6 bs İstanbul İthaki Yayınları 2016

WERNERrsquoE KARŞI MEKTUP

Nicolaus CopernicusCcedileviri ve Giriş C Cengiz Ccedilevik

THE LETTER AGAINST WERNER

OumlZNicolaus Copernicusrsquoun Goumlksel Kuumlrelerin Devinimleri Uumlzerine adlı devrimci yapıtının (1543) dışında astronomi konulu olan iki metni daha vardır bunlardan biri Commentariolus başlıklı risalesi (1510rsquolar) diğeri ise John Wernerrsquoin Seki-zinci Kuumlrenin Hareketirsquoyle ilgili eserine (1522) dair yazdığı eleştiri mektubudur (1524) Burada ccedilevirisini sunduğumuz bu mektup doumlnemin oumlnemli din ve bilim adamlarından biri olan Bernhard Wapowskirsquonin Copernicusrsquoun fikrini sorması uumlzerine ona yanıt olarak yazılmıştır Ccedileviri iccedilin temel aldığımız Latince met-nin kuumlnyesi şudur Mittheilungen des Coppernicus-Vereins fuumlr Wissenschaft und Kunst zu Thorn 1 ed M Curtze (Leipzig 1878) 1 23-33 Ayrıca ccedileviriden oumlnce mektubu tarihsel arka planı oluşumu elyazmaları basımı ve iccedileriğiyle ilgili tanıtıcı nitelikte bilgi aktarıyoruzAnahtar Kelimeler Astronomi Copernicus Goumlksel Kuumlrelerin Devinimleri Uumlzerine John Werner mektup Sekizinci Kuumlrenin Hareketi

ABSTRACTNicolaus Copernicus has two astronomical works besides the revolutionary On the Revolutions of the Heavenly Bodies one of them is Commentariolus (1510rsquos) thatrsquos a little book and the other one is the critical letter (1524) on John Wer-nerrsquos Motion of Eighth Sphere (1522) This letter whose translation we present was written to Bernhard Wapowski who had requested Copernicusrsquo judgment on Wernerrsquos contentions We used this Latin text as source for our translation Mittheilungen des Coppernicus-Vereins fuumlr Wissenschaft und Kunst zu Thorn 1

Kutadgubilig Felsefe-Bilim Araştırmaları Mart 2017 Sayı 33 s 151-163

İstanbul Uumlniversitesi Latin Dili ve Edebiyatı Boumlluumlmuuml Doktora Oumlğrencisi Yeditepe Uumlniversitesi La-tince Okutmanı (jengizgmailcom) Yazı geliş tarihi 10022017 kabul tarihi 06032017

152 Nicolaus Copernicus

ed M Curtze (Leipzig 1878) 1 23-33 Besides before the translation we intro-duce the Letter about its historical background formation manuscripts edition and contentKeywords Astronomy Copernicus John Werner letter Motion of Eighth Sphere On the Revolutions of the Heavenly Bodies

1 Giriş

A Ccedilalışma Uumlzerine

Bu ccedilalışmada astronomi tarihinin devrimci figuumlrlerinden olan Nicolaus Coper-nicusrsquoun Bernhard Wapowskirsquoye yazdığı astronomi konulu bir eleştiri mektubunun Tuumlrkccedileye yapılmış ilk ccedilevirisini paylaşıyoruz Ccedileviriden oumlnce sırasıyla iki boumlluumlmde mektubun tarihsel arka planı oluşumu elyazmaları ve basımı daha sonra da iccedileriği-ne ilişkin kısa bir değerlendirme yapıp mektubu tanıtıyoruz

B Mektubun Tarihsel Arka Planı Oluşumu Elyazmaları ve Basımı

John Werner (1468-1522)1 1522 yılında Nuumlrnbergrsquode matematik ve astronomi konulu metinlerini yayınladı Bunlardan biri de De Motu Octavae Sphaerae (Seki-zinci Kuumlrenin Hareketi Uumlzerine) başlıklı bir risaleydi Bu guumlnuumlmuumlzde olduğu gibi yayınlandıktan 60 yıl kadar sonra da akademi camiasının edinmekte zorluk ccedilektiği bir ccedilalışmaydı Bunu Edward Rosenrsquoın dikkat ccedilektiği kimi alıntılardan da anlarız Oumlrneğin Johannes Maior 1584rsquote uumlnluuml astronom Tycho Brahersquoye yazdığı bir mektupta bu ccedilalışmayı bulabilirse kendisini haberdar edeceğini soumlyler2 Keza Tycho Brahe de 1585rsquote Thaddeus Hageciusrsquoa bu ccedilalışmayı henuumlz edinemediğini yazar3 Ancak metin yayınlandıktan kısa bir suumlre sonra birinin edindiğini biliyoruz bu kişi hem Krakowrsquoda kanon hem de Polonya kralının sekreterlerinden biri olan Bernhard Wapowskirsquodir (1475-1535)4

1 Wernerrsquoin yaşamıyla ilgili detaylı bir doumlkuumlm iccedilin bkz P Czartoryski ed E Rosen trans Nicholas Copernicus Minor Works (London The Macmillan Press 1985) 127-129

2 J L E Dreyer ed Tychonis Brahe Opera Omnia VII (Copenhagen 1924) 8331-343 Dreyer Tychonis Brahe Opera Omnia VII 9510-18 Mektubun aranması ve bulunmasıyla ilgili son-

raki gelişmeler iccedilin bkz Edward Rosen ed amp trans Three Copernican Treatises The Commentari-olus of Copernicus The Letter Against Werner The Narratio Prima of Rheticus (New York Octagon Books 1971) 7-8 (n14)

4 Copernicus mektubunda Wapowskirsquonin Wernerrsquoin metninin ldquobirccedilokları tarafından oumlvuumllduumlğuumlnuumlrdquo soumly-lediğini belirtir (quod a multis laudari ducebas) bu da metnin en azından Wapowskirsquonin tanıklığıyla birccedilok kişiye ulaştığını goumlsterir

Wernerrsquoe Karşı Mektup 153

Wapowski Copernicusrsquoun eski arkadaşıydı hem Krakow Uumlniversitesirsquonde hem de Bologna Uumlniversitesirsquonde oumlğrenci olmuşlardı İtalyarsquodan doumlnduumlkten sonra Wapowski kartografi uumlzerinde ccedilalışırken Copernicusrsquotan yardım talebinde bulunmuş olabilir5 Ancak asıl talebi Wernerrsquoin yukarıda bahsettiğimiz metniyle ilgili olmuş ve muhte-melen tam tarihini bilmediğimiz6 bir mektup yazarak Copernicusrsquotan metnin astrono-mik iccedileriğini yorumlamasını istemiştir Copernicusrsquoun yanıt mektubunun girişinden anladığımız kadarıyla Wapowski Wernerrsquoin metnini de goumlndermiştir7

Copernicusrsquoun Wernerrsquoin metnini analiz ettiği yanıt mektubu yayınlanmak ama-cıyla yazılmamıştır bununla birlikte iccedileriği ve formundan da anlaşılacağı uumlzere bir accedilık mektup olduğu ve alıcının iznine tabi olarak kamuya accedilılabileceği duumlşuumlnuumllmuumlştuumlr8 Wapowskirsquonin Copernicusrsquotan aldığı mektubu yayınlamadığı bilinmektedir ancak ccedilağdaşlarının Copernicusrsquoun ccedilokccedila oumlvuumllen Wernerrsquoin astronomik tespitlerine doumlnuumlk eleştirilerini bilmesi gerektiğini duumlşuumlnerek mektubun elle kopyasının ccedilıkarılıp dağı-tılmasına izin verdiği duumlşuumlnuumllebilir9 Nitekim Rosenrsquoın da dikkat ccedilektiği gibi henuumlz eleştiri mahiyetinde makale kaleme alma geleneği gelişmemiş olduğundan bu tuumlr mektuplar adeta kitap yorumu yerine geccediliyordu10

Mektubun basılma oumlykuumlsuumlne gelirsek ilkin Berlinrsquode muhafaza edilen bir kopya-sının Jan Baranowskirsquonin De Revolutionibus edisyonunda basıldığını soumlyleyebiliriz11 Bu edisyon apaccedilık hatalar iccedilermesine rağmen Hipler ve Prowse tarafından yeniden basılmıştır12 Sonra Maximilian Curtze Viyanarsquoda mektubun ikinci bir elyazmasını

5 P Gassendi O Thill The Life of Copernicus (1473-1543) The Man Who Did Not Change the World (Xulon Press 2002) 142-143 Karş Rosen Three Copernican Treatises 8

6 Wapowskirsquonin muhtemel mektubunun tarihi bilinmemektedir ancak Copernicusrsquoun kendisine yolladı-ğı mektubun tarihi 3 Haziran 1524 olduğuna goumlre ilk mektubun ante post quemrsquoi budur

7 ldquoCum pridem ad me mittereshellip editum de motu Octavae Sphaerae opusculumrdquo (Sekizinci Kuumlrenin Hareketirsquoyle ilgili yayınlanan risalesini bana goumlnderdiniz)

8 Czartoryski Nicholas Copernicus 1339 Bkz Czartoryski Nicholas Copernicus 134 Bilinen bu tuumlr kopyalardan biri Pragrsquoda Haacutejekrsquoin elinde-

ki kopyanın kopyasıdır ve tarihi Ocak 1531rsquodir L Prowe ed Nicolaus Coppernicus II (Berlin 1883-1884) 1718 1578 yılında kıtayı dolaşarak farklı elyazmalarını toplayan Henry Savile isimli bir aka-demisyen Pragrsquoda Haacutejekrsquoi ziyaret ettiğinde ondan Copernicusrsquoun bu mektubunun kopyasını edinir bu kopya buguumln Oxfordrsquodaki Bodleian Kuumltuumlphanesirsquonde beş folyo halinde MS Savile 47 adıyla bulunur Viyanarsquodaki Avusturya Ulusal Kuumltuumlphanesirsquonde bulunan ve ilk kopyalar arasında yer aldığı duumlşuumlnuumllen diğer bir kopyanın kopyası ise 30 Mart 1575 tarihlidir Bu tarihten yedi ay sonra Tyc-ho Brahe Haacutejekrsquoten Commentariolusrsquoun bir kopyasını edinmişse de Copernicusrsquoun Wernerrsquoe Karşı Mektubursquonu kimden aldığını belirtmemiştir bununla birlikte asıl metnin ikinci ya da uumlccediluumlncuuml kopyası olduğunu soumlylemiştir Dreyer ed Tychonis Brahe Opera Omnia IV (Copenhagen 1922) 29219-20 Aynı metinsel oumlzellik ve hataları iccedilermesinden oumltuumlruuml anlaşılmıştır ki Brahersquodeki kopya ya doğrudan Viyanarsquodaki metinden kopya edilmiş ya da onun kopyasının kopyasıdır Bunlar ve diğer kopyalarla ilgili olarak bkz Czartoryski Nicholas Copernicus 134-144

10 Rosen Three Copernican Treatises 811 J Baranowski ed Nicolai Copernici Torunensis De Revolutionibus Orbium Coelestium Libri Sex

(Warsaw 1854) 575-58212 F Hipler ed Spicilegium Copernicanum (Braunsberg 1873) 172-193 L Prowe ed Nicolaus Cop-

154 Nicolaus Copernicus

bulmuş her iki elyazmasını toplayarak yorumlu bir şekilde yayınlamıştır13 Rosenrsquoın birccedilok ccedilalışmaya kaynak oluşturan İngilizce ccedilevirisi (1939 tekrar baskı 1971) Curt-zersquonin edisyonundaki Latince metne dayanır14 Rosenrsquoın ccedilevirisinden oumlnce ise Leh diline yapılmış olan iki ccedileviri daha vardır bunlardan biri Baranowskirsquoye diğeri Pol-kowskirsquoye aittir15

C İccedilerik Uumlzerine

Copernicus mektupta Wernerrsquoin Sekizinci Kuumlrenin Hareketirsquoyle ilgili astronomik tahlil ve hesaplarını eleştirir Mektubun ve dolayısıyla bu eleştirinin başında bilimsel yaklaşımının karakteriyle ilgili iki hususa dikkat ccedileker Bunlardan ilki nesnel bakış accedilısına sahip olduğudur buna goumlre duumlruumlstccedile ve accedilıkccedila onaylayabileceği tahlil ve he-saplarla karşılaşsaydı bunu keyifle yapmış olacağının guumlvencesini verir İkinci husus ise Aristotelesrsquoten yaptığı bir alıntıya dayanır buna goumlre sadece iyi konuşan (qui bene locuti sunt) değil aynı zamanda doğru konuşmayan (non recte locutis) filozoflara da şuumlkran duymamız gerektiğini duumlşuumlnuumlr Bu duumlşuumlncenin temelinde doğru yoldan gitmek isteyenler iccedilin ccedilıkmaz sokakları bilmenin hiccedil de yararsız olmadığı varsayımı yatar Copernicusrsquoa goumlre bilimsel yaklaşımının karakteriyle ilgili olan bu iki husus onu ldquohata aramardquo (reprehensio) hatasından kurtarıyor goumlruumlnuumlr dahası getirdiği bilimsel eleştirilerin ldquokırıcı konuşmak ve saldırmakrdquo (mordere et lacessere) değil ldquoyanılanı duumlzeltmek ve yeniden youmlnlendirmekrdquo (castigare et revocare errantem) bağlamında değerlendirilmesi gerektiğini varsayar Bu yuumlzden mektupta sadece Wernerrsquoin hatalı goumlrduumlğuumlnuuml soumlylediği tahlil ve hesaplara değindiğini soumlyler

Copernicusrsquoa goumlre Wernerrsquoin temel astronomik hataları şunlardır1 Ptolemaeusrsquoun goumlzlemine dayanarak sabit yıldızlar kataloğuna kaydedilen

imparator Antoninus Piusrsquoun ikinci yılının İS 150 olduğunu duumlşuumlnmuumlştuumlr ama ger-ccedilek tarih İS 139rsquodur Dolayısıyla Werner 11 yıl fazlalıkla yanılır Copernicusrsquoa goumlre Werner Ptolemaeusrsquoun goumlzlemlerinden şuumlphe etmediği başka deyişle daha kapsamlı bir şekilde sınayıp değerlendirmediği iccedilin hatalıdır

2 Ptolemaeusrsquotan oumlnceki 4 yuumlzyıl boyunca sabit yıldızların sadece eşit hare-ketle devindiği youmlnuumlndeki goumlruumlşuumlnuuml accedilıkladığı hipotezi başlı başına hatalıdır

3 Onuncu kuumlrenin ekliptiğinin ccedilemberlerinin ve titreme ccedilemberlerinin kesitle-rini bilmiyor goumlruumlnuumlr

pernicus 2 (Berlin 1883-1884) 145-15313 M Curtze ed Mitteilungen des Coppernicus-Vereins fuumlr Wissenschaft und Kunst zu Thorn 1 (Osnab-

ruumlck 1878) 23-3314 Rosenrsquoın ccedilevirisi iccedilin bkz Three Copernican Treatises 91-106 ve sonra Czartoryski Nicholas Coper-

nicus 145-5015 Baranowski De Revolutionibus 575-582 ve I Polkowski ed Kopernikijana czyli materyaly do pism

i zycia Mikolaja Kopernika (Gniezno 1873-1875) 68-74

Wernerrsquoe Karşı Mektup 155

4 Mevcut varsayımlarıyla eskilerin kaydedilen goumlzlemlerine yaklaşabilen so-nuccedillar bulamaz

5 Oumlzellikle de 22 Oumlnermersquosinde kendi ccedilalışmasını oumlvmek amacıyla eski astro-nomlardan Timocharisrsquoi gereksiz yere tenkit eder ve bu yuumlzden hatalı matematiksel sonuccedilları savunur

Bu noktada son hatayla ilgili olarak genelde yeryuumlzuumlnuumln hareketi ve evrenin merkezine yeryuumlzuumlnuuml yerleştirmeyle ilgili olarak eski gelenekten koptuğu ve bilimsel accedilıdan bir devrimci olduğu duumlşuumlnuumllen Copernicusrsquoun eski filozoflara ve bilim geleneğine olan bağlılığına dikkat ccedilekilebilir Nitekim mektupta ldquobize miras gibi bırakılan eskilerin ayak izlerini takip ederek onların goumlzlemlerinden yararlanmamız gerektiğinirdquo belirtir Bir kişinin eskilerin guumlvenilmez olduğunu duumlşuumlnmesi Copernicusrsquoa goumlre ilim kapısının ona kapanması anlamını taşır Werner Copernicusrsquoa tam da bu accedilıdan sekizinci kuumlrenin hareketiyle ilgili olarak ilmin dışına itilen kendi sanrısının desteklenmesi gerektiğini duumlşuumlnen biri olarak goumlruumlnuumlr Dahası Werner eskilerin goumlzlemlerinin guumlvenilmez ol-duğunu soumlylediğinde onlarla tutarlı bir buumltuumlnluumlk iccedilindeki matematiksel ve astronomik yaklaşımlara dayanan kendi goumlzlemlerinin de guumlvenilmez olduğunu kabullenmiş olur

Kısa mektubunda Wernerrsquoin eskilerle sorununa fazlasıyla değinmesi Coperni-cusrsquoun gelenekle bağına delildir aynı yaklaşımı Goumlksel Kuumlrelerin Devinimleri Uumlze-rinersquonin16 Papa 3 Paulusrsquoa atfedilen oumlnsoumlzuumlnde de goumlruumlruumlz Copernicus yeryuumlzuumlnuumln hareketiyle ilgili olarak Pythagorasccedilı Philolaus ile Ecphantus ve Pontuslu Heraclides gibi eskilerin teorilerinden bilhassa etkilendiğini belirtir onları kendisini bu konuda ccedilalışmaya iten kaynaklar olarak goumlruumlr Dahası bu temel metnini ve teorilerini kendi-sine ait olan ve yakın tarihte yapılmış olan goumlzlemler yanında eskilerin goumlzlemlerine de dayandırır eserin ilk kitabını buumlyuumlk oumllccediluumlde Euclides geometrisine ayırır ve Ptole-maeusrsquoun sabit yıldızlar kataloğunu kullanarak kendisine matematiksel olarak hatalı goumlruumlnen kısımları ve son kertede Aristotelesccedili Ptolemaeusccedilu ve Skolastik yermerkezli evren duumlşuumlncesini duumlzeltir Copernicusrsquoun yenilikccedililiği gelenekten kopukluğuna de-ğil onu değiştirerek geliştirmeyi amaccedillayan bağlılığına dayanır Kuhnrsquoun deyişiyle Copernicusrsquou ldquohem geccedilmiş geleneğin doruğu hem de gelecekteki yeni bir geleneğin kaynağırdquo17 yapan da bu karakteridir

16 Tuumlrkccediledeki ccedilevirisi iccedilin bkz Nicolaus Copernicus Goumlksel Kuumlrelerin Devinimleri Uumlzerine trans C Cengiz Ccedilevik (İstanbul İş Kuumlltuumlr 2010)

17 Thomas S Kuhn Kopernik Devrimi Batı Duumlşuumlncesinin Gelişiminde Gezegen Astronomisi trans H Turan D Bayrak S K Ccedilelik (Ankara İmge Kitabevi 2007) 227

156 Nicolaus Copernicus

2 Mektubun Tuumlrkccedile Ccedilevirisi

Krakow Kilisesirsquonin Kantoru ve Rahibi Majesteleri Polonya Kralının Sekreteri Saygıdeğer Efendim Bernhard Wapowskirsquoye

Sevgili Bernhard Nuumlrnbergli John Wernerrsquoin birccedilokları tarafından oumlvuumllduumlğuumlnuuml soumlylediğiniz Sekizinci Kuumlrenin Hareketirsquoyle ilgili yayınlanan risalesini bana goumlnder-diniz Haşmetmeapları eserle ilgili ne duumlşuumlnduumlğuumlmuuml soruyor Kuşkusuz duumlruumlstccedile ve accedilıkccedila desteklemem gerektiğini duumlşuumlnseydim bunu keyifle yapardım Ancak yine de yazarın azmini ve ccedilalışmasını oumlvebilirim nitekim Aristoteles der ki ldquofilozofların sa-dece doğru konuşanlarına değil aynı zamanda yanlış konuşanlarına da şuumlkran borccedillu olmalıyız zira doğru yoldan gitmek isteyenler iccedilin ccedilıkmaz sokakları bilmenin yararı hiccedil de az değildirrdquo18 Dahası hata aramanın yararı azdır fazla katkı sağlamaz zira bir şairden ziyade hata arayan biri19 gibi davranmayı istemek utanmaz bir karaktere yakışır Dolayısıyla kendim daha iyisini yaratamazken bir başkasını kınarsam oumlfke uyandırmaktan ccedilekinirim Bu nedenle bu konuları olduğu gibi başkalarının değer-lendirmesine bırakmayı istiyorum Haşmetmeapları da zevkle kabul ederse yanıtım genel ccedilerccedilevede olsun Ayrıca biliyorum ki bir insana karşı kırıcı konuşmak ve ona saldırmak başka yanılanı duumlzeltmek ve yeniden youmlnlendirmek başka bir şeydir keza oumlvmek de dalkavukluk yapmaktan ve bir parazit gibi davranmaktan farklı bir şeydir Dolayısıyla talebinize yanıt vermemek iccedilin herhangi bir neden goumlrmuumlyorum bilhassa etkin olduğunuz20 bu konulardaki azim ve ilginizi azaltıyor gibi goumlruumlnmek istemiyo-rum Sonuccedil olarak yazarda alelacele hata arıyor gibi goumlruumlnmemek iccedilin sabit yıldızlar kuumlresinin hareketiyle ilgili olarak hangi hususlarda hata yaptığını ve aktarımının yanlış olduğunu en uygun şekilde goumlstermeye ccedilalışacağım belki de bu konunun daha iyi anlaşılmasına hiccedil de az olmayan bir katkı sağlayacak

İlkin yazar zamanı hesaplarken hata yapmış zira Cl Ptolemaeusrsquoun kendi goumlz-lemine dayanarak sabit yıldızlar kataloğuna kaydettiği21 Antoninus Piusrsquoun ikinci yılının İS 150 olduğunu duumlşuumlnmuumlş oysa gerccedilek tarih İS 139rsquodur22 Nitekim Ptolemaeus

18 Copernicus burada aklında kaldığınca alıntı yapmaktadır Gerccedilekte Aristoteles Metaphysica 993brsquode şoumlyle der ldquoSadece goumlruumlşlerini paylaştığımız kişilere değil aynı zamanda ziyadesiyle uydurma olan goumlruumlşleri dile getirenlere de şuumlkran borccedillu olmalıyız Onlar da bir katkıda bulunmuş oluyor ilkel ccedila-lışmalarıyla zihinsel deneyimimizi şekillendiriyorlarrdquo (Ccedileviri bana ait)

19 Şiir yazmayan ama şiir eleştirisi iccedilin suumlrekli hata arayan biri 20 Mektubun muhatabı olan Wapowski Polonyarsquoda bilimsel kartografinin kurucusuydu oumlnemiyle ilgili

bkz P Czartoryski ed E Rosen trans Nicholas Copernicus Minor Works (London The Macmillan Press 1985) 152 (n20)

21 Copernicus Ptolemaeusrsquoun yıldız kataloğunun kendi goumlzlemlerine dayandığını duumlşuumlnuumlyordu Ancak Ptolemaeusrsquoun Hipparchusrsquoun yıldız kataloğunu kullandığı youmlnuumlnde tartışmalı bir iddia da vardır Bu iddia ve tartışmayla ilgili olarak bkz Edward Rosen ed amp trans Three Copernican Treatises The Commentariolus of Copernicus The Letter Against Werner The Narratio Prima of Rheticus (New York Octagon Books 1971) 94 (n2) Czartoryski Nicholas Copernicus 152-153 (n28)

22 Werner 4 Oumlnermersquode bu tarihlendirmeyi yapar Dahası Werner bu tarihlendirmeyi takiben Coperni-

Wernerrsquoe Karşı Mektup 157

Magna Constructiorsquonun23 3 Kitabının 1 Boumlluumlmuumlnde sonbahar ekinoksunun Buumlyuumlk İskenderrsquoin oumlluumlmuumlnden24 463 yıl sonra Antoninusrsquoun uumlccediluumlncuuml yılına denk duumlştuumlğuumlnuuml soumlyler25 Ancak İskenderrsquoin oumlluumlmuumlnden İsarsquonın doğumuna kadar 323 duumlzenli Mısır yılı26 130 guumln vardır zira Nabonassarrsquoın youmlnetiminin başlangıcı27 ile İsarsquonın doğumu arasındaki suumlre 747 duumlzenli yıl 130 guumln olarak hesaplanmıştır 22 Oumlnermersquoden de anlaşılacağı gibi yazarın bu hesaplamayı şuumlpheyle karşılamadığını goumlruumlyorum28 Alphonso Tablolarırsquona goumlre bir guumln eklenmiştir29 Bunun nedeni Ptolemaeusrsquoun ilk Mısır ayı olan Thothrsquoun ilk guumlnuumlnuumln oumlğlenini Nabonassar ve Buumlyuumlk İskenderrsquoden itibaren hesaplanan yılların başlangıccedil noktası olarak kabul ederken buna karşın bi-zim İsa yıllarını Aralık ayının son guumlnuumlnuumln oumlğleninden itibaren hesaplamamız gibi Alphonsorsquonun da oumlnceki yılın son guumlnuumlnuumln oumlğleninden başlatmış olmasıdır Bu du-rumda Ptolemaeus 3 Kitap 8 Boumlluumlmde Nabonassarrsquodan Buumlyuumlk İskenderrsquoin oumlluumlmuumlne kadarki suumlreyi 424 duumlzenli yıl olarak hesaplar Censorinus M Varrorsquoya30 dayanarak C Caerelliusrsquoa31 yazdığı De Die Natalirsquode bu hesaplamayı kabul eder32 747 yıl 130 guumlnden ccedilıkarıldığında İskenderrsquoin oumlluumlmuumlnden İsarsquonın doğumuna kadarki suumlre 323 yıl 130 guumln olarak bulunur Sonra İsarsquonın doğumundan Ptolemaeusrsquoun yukarıda bahsedilen goumlzlemine kadar 139 duumlzenli yıl ve 303 guumln vardır Dolayısıyla Ptole-

cusrsquoun odaklanmadığı Antoninusrsquoun yılıyla ilgili ikinci bir hata daha yapar Bkz Rosen Three Coper-nican Treatises 94 (n3)

23 Ptolemaeusrsquoun ldquoAlmagestrdquo olarak bilinen ldquoMatematik Ccedilalışmasırdquo (Μαθηματικὴ Σύνταξις Mathe-matike Syntaksis) başlıklı ccedilalışmasının bir adı da ldquoBuumlyuumlk Ccedilalışmardquo anlamındaki Μεγάλη Σύνταξιςrsquotir (Megale Syntaksis) buradaki Latincesi de aynı anlama gelen Magna Constructiorsquodur

24 İOuml 32325 Antoninus 11 Haziran 138rsquode Roma imparatoru olmuştu26 Copernicus hesaplamalarında Mısır yıllarını kullanmasıyla ilgili olarak Goumlksel Kuumlrelerin Devinimleri

Uumlzerine 36rsquoda accedilıklama yapar ona goumlre bu yıllar Romalıların Yunanların ve Perslerin kullandığı yıllara goumlre daha duumlzenli olup kişisel eklemeler iccedilermez

27 İOuml 747 (26 Şubat)28 Werner kendi metninde ldquoİsa ile Nebukadnezar yılları arasındaki suumlre Alphonso Tablolarırsquona goumlre 747

duumlzenli yıl 131 guumlnduumlrrdquo der oysa Nabonassarrsquoı Nebukadnezarrsquola karıştırır Copernicus burada bu hataya odaklanmaz ancak Goumlksel Kuumlrelerin Devinimleri Uumlzerine 311rsquode ccediloğu kişinin isim benzerli-ğinden oumltuumlruuml Nabonassarrsquoın Nebukadnezarrsquola karıştırıldığını belirtir

29 Kastil kral 10 Alphonsorsquonun astronomi kitapları iccedilinden bir folyo İspanya kraliccedilesinin emriyle Mad-ridrsquode basılmıştı İspanyolca yazılmış olan ve Alphonso Tabloları olarak bilinen bu folyo sabit yıldız-lar kataloğu iccedileriyordu Copernicus Goumlksel Kuumlrelerin Devinimleri Uumlzerinersquode Alphonso Tablolarırsquonı kaynak goumlstermeyi duumlşuumlnmemiştir Bkz Czartoryski Nicholas Copernicus 153 (n37)

30 Marcus Terentius Varro (İOuml 116-27) birccedilok konuda eser kaleme almış olan Romalı yazar31 Bu ismin farklı elyazmalarındaki yazılışıyla ilgili olarak bkz Rosen Three Copernican Treatises 95

(n14)32 Censorinus İS 238 yılında dostu Quintus Caerelliusrsquoa armağan olarak ldquoDoğum guumlnuuml Uumlzerinerdquo (De

Die Natali) başlığını taşıyan bir kitap verir Censorinus bu kitabında doğum guumlnleriyle ilgili goumlruumlşle-rini paylaşır bu goumlruumlşler Pythagorasccedilıların Sokrates oumlncesi filozofların Etruumlsklerin ve Keldanilerin astronomi ve astrolojiyle ilgili hesap ve tespitlerini yansıtır Bu eser Eskiccedilağdaki farklı kuumlltuumlrlerin kullandığı takvimlerin kıyasını ve farklı olaylarla ilgili tarihlendirmeleri iccedilerdiğinden sonraki ccedilağlarda yapılan geriye doumlnuumlk astronomik hesaplamalarda kaynak olarak kullanılmıştır

158 Nicolaus Copernicus

maeus tarafından goumlzlemlenen sonbahar ekinoksu Efendimizin doğumundan33 140 duumlzenli yıl sonra Athry ayının34 9 Guumlnuumlnde ya da 139 Roma yılının 25 Ekimrsquoinde Antoninusrsquoun uumlccediluumlncuuml yılında gerccedilekleşmiştir35

Yine Ptolemaeus Magna Constructiorsquonun 5 Kitabının 3 Boumlluumlmuumlnde Nabonas-sarrsquodan Antoninusrsquoun ikinci yılındaki Guumlneş ve Ay goumlzlemine kadar geccedilen suumlreyi 885 yıl 203 guumln olarak hesaplar Dolayısıyla İsarsquonın doğumundan itibaren 138 duumlzenli yıl 73 guumln geccedilmiş olması gerekir Bu yuumlzden Ptolemaeusrsquoun Leorsquoda Basiliscusrsquou36 goumlz-lemlediği sonraki 14 Guumln yani Pharmuthirsquonin37 9 Guumlnuuml İsarsquonın doğumundan sonraki 139 Roma yılının 22 Şubatıydı38 Bu yazar İS 150 olarak duumlşuumlnduumlğuuml Antoninusrsquoun ikinci yılıydı sonuccedil olarak yazar 11 yıl fazlalıkla yanılmıştır

Biri buraya kadarki kısımdan şuumlphe ederse oumlnceki eleştirimizden tatmin olmazsa ve bu ccedilalışmayla ilgili daha fazla değerlendirme isterse anımsamalıdır ki zaman goumlğuumln oumlnce ve sonra olarak duumlşuumlnuumllen hareketinin sayısı ya da oumllccediluumlsuumlduumlr Yıl ay guumln ve saati bu hareketten ccedilıkarırız Ancak oumllccediluuml ve oumllccediluumllen karşılıklı olarak etkileşim iccedilindedir39 Bu durumda Ptolaemausrsquoun tabloları temelde kendi doumlnemindeki yeni goumlzlemlere dayandığından bu tabloların kayda değer bir hata iccedilermesi ya da tabloları dayandıkları ilkelerle ccedilelişkili hale getiren goumlzlemlerden sapma olması şaşırtıcı değildir En niha-yetinde biri Ptolemaeusrsquoun Antoninusrsquoun ikinci yılında Pharmuthi ayının dokuzuncu guumlnuumlnde oumlğlenden 55 saat sonraki Basiliscus incelemesinde usturlapla tespit ettiği Guumlneş ile Ayrsquoın konumlarını ele alırsa ve Ptolemaeusrsquoun tablolarını bu konumlara goumlre değerlendirirse İsarsquodan sonraki 149 değil 138 yıl 88 guumln 55 saatin Nabonassarrsquodan sonraki 885 yıl 218 guumln 55 saate eşit olduğunu bulacaktır40 Dolayısıyla yazar suumlreden soumlz ettiğinde sekizinci kuumlrenin hareketiyle ilgili incelemesini bozan apaccedilık bir hata yapar Yazarın Ptolemaeusrsquotan oumlnceki 4 yuumlzyıl boyunca sabit yıldızların sadece eşit hareketle devindiği youmlnuumlndeki goumlruumlşuumlnuuml accedilıkladığı hipotezi ilkinden oumlnemsiz olmayan ikinci bir hata iccedilerir Bunu accedilıklayabilmek ve daha anlaşılabilir kılmak iccedilin aşağıda bahsedilen oumlnermelere dikkat kesilmemiz gerektiğini duumlşuumlnuumlyorum

33 İsarsquonın doğumundan34 Juumllyen takvimine ccedilevrildiğinde yılın uumlccediluumlncuuml ayı35 Bu kısımla ilgili kapsamlı bir değerlendirme iccedilin bkz Rosen Three Copernican Treatises 96 (n17)36 Basiliscus yıldızı Leorsquonun (Aslan) kalbinin batısında bulunur Leo 8 ve Regulus (Prens) olarak da

bilinir Aynı yıldızla ilgili olarak bkz ldquoNicolaus Copernicusrsquoun Goumlksel Hareketlere İlişkin Kendisi Tarafından Geliştirilen Hipotezlere Dair Kısa Accedilıklamasırdquo trans C Cengiz Ccedilevik Kutadgubilig 16 (2009) 246 Goumlksel Kuumlrelerin Devinimleri Uumlzerine 214 (140)

37 Juumllyen takvimine ccedilevrildiğinde yılın sekizinci ayı38 Copernicus Goumlksel Kuumlrelerin Devinimleri Uumlzerine 214rsquote (141) aynı goumlzlemle ilgili olarak ldquoPtolema-

eusrsquoun bu goumlzlemi İsarsquodan sonra Roma takvimine goumlre 139 yılında Şubat ayının 24rsquouumlnde 229 Olim-piyatrsquoın ilk yılında gerccedilekleşmiştirdquo der Copernicusrsquoun duumlzeltmesiyle ilgili olarak bkz Rosen Three Copernican Treatises 97 (n21)

39 Burada Aristotelesrsquoin zaman hareket ve konumla ilgili kapsamlı goumlruumlşuuml oumlzetlenmiş oluyor Karş Aris-toteles Physica 219b1-2 22b14-16 223b21-23 235a10-24

40 Hesaplama iccedilin bkz Rosen Three Copernican Treatises 97 (n23)

Wernerrsquoe Karşı Mektup 159

Yıldızlar bilimi doğadan farklı bir şekilde oumlğrendiğimiz sahalardan biridir41 Oumlrneğin doğa goumlstermiştir ki gezegenler yeryuumlzuumlne sabit yıldızlardan daha yakındır Sonra buna bağlı olarak gezegenler bize titremiyor goumlruumlnuumlr oysa tam tersi olur Oumlnce parıldamıyor goumlruumlnuumlrler sonra da yeryuumlzuumlne daha yakın olduklarını sanırız42 Aynı şekilde oumlnce gezegenlerin hareketlerinin duumlzensizmiş gibi olduğunu kavrarız sonra kendileri sayesinde gezegenlerin hareket ettiği dış tekerleme eğrilerinin dış merkezli ccedilemberlerin ve diğer ccedilemberlerin olduğunu duumlşuumlnuumlruumlz O halde şunun soumlylenmesi gerektiğini duumlşuumlnuumlyorum Eski filozoflar oumlncelikle gezegenlerin konumlarını tespit etme daha sonra bu bilgiyi temel alarak goumlğuumln hareketiyle ilgili inceleme bitimsiz kalmasın diye gezegenlerin goumlzlemlenen ve belirlenen tuumlm konumlarıyla uyumlu olduğunu duumlşuumlnduumlkleri bir gezegen teorisi geliştirme zorunluluğunu hissediyordu Sekizinci kuumlrenin hareketiyle ilgili durum da aynıdır Bununla birlikte bu hareketin aşırı yavaşlığından oumltuumlruuml eski matematikccedililer bize onunla ilgili tam bir accedilıklama yapa-mamıştır Ancak bu konuyu incelemek istersek bize bir miras gibi bırakılan eskilerin ayak izlerini takip ederek onların goumlzlemlerinden yararlanmalıyız Eğer biri ccedilıkar da eskilerin bu konuda guumlvenilmez olduğunu duumlşuumlnuumlrse kuşkusuz bu ilmin kapıları ona kapanır İlmin girişinde uzanarak sekizinci kuumlrenin hareketiyle ilgili duumlzensiz bir duumlş goumlrecek ve eskileri hatalı bir şekilde itham ederek kendi sanrısının desteklenmesi ge-rektiğini duumlşuumlnecektir İyi bilinir ki eskiler tuumlm bu goumlksel olayları buumlyuumlk bir dikkatle ve uzman becerisiyle goumlzlemledi ve bize uumlnluuml ve oumlvguumlye değer birccedilok keşif miras bıraktı En nihayetinde gezegen konumlarını tespit ederken yazarın inandığı gibi 14˚ 15˚ ya da 16˚ oranında hata yaptıkları duumlşuumlncesini kabul edemem Aşağıda bunu daha kapsamlı bir şekilde ele alacağım

Atlanmaması gereken bir husus daha var Sapma iccedileren her goumlksel harekette her şeyden oumlnce tuumlm devinim boyunca goumlruumlnen tuumlm hareketlerin farklı noktalardan geccediltiği anlaşılır Bir harekette goumlruumlnen sapma oumlyle engel olur ki tuumlm devinim ve yapı parccedilaları boyunca oumllccediluumllemez Ptolemaeus ve ondan oumlnce Rodoslu Hipparchus43 Ayrsquoın rotasıyla ilgili kendi incelemelerinde keskin bir goumlruumlş yeteneğiyle bir sapmanın deviniminde birbiriyle taban tabana zıt doumlrt nokta aşırı hızlanma ve aşırı yavaşlama noktaları her dikey uccedilta eşit ortalama hareketin iki noktası olması gerektiğini oumlngoumlrduumller Bu noktalar ccedilemberi doumlrt parccedilaya boumller boumlylece ilk ccedileyrekte en hızlı hareket yavaşlar ikinci ccedileyrekte ortalama hareket yavaşlar uumlccediluumlncuuml ccedileyrekte en yavaş hareket hızlanır ve doumlrduumlncuuml ccedileyrekte ortalama hareket hızlanır Bu formuumll sayesinde Ayrsquoın goumlzlem-lenen ve incelenen hareketlerinden ccedilemberin her bir kısmının belli bir zamandaki

41 Burada kastedilen yıldızlar biliminin yani astronominin her daim goumlzuumlmuumlzle ve goumlzlem yeteneğimiz-le kavradığımız edindiğimiz bilgilerle yetinmeyen aynı zamanda goumlz yanılgısının olmaması iccedilin doğ-ru hesaplamayı gerektiren bir bilim dalı olmasıdır

42 Burada Aristotelesrsquoin goumlruumlşleri tekrarlanıyor Bkz De Caelo 290a17-24 ve Analytica Posteriora 78a30-78b4

43 Eskiccedilağın uumlnluuml astronomu Hipparchus (İOuml 190-120) Bithynialıdır ancak goumlzlemlerini Rodosrsquota yap-mıştır bu yuumlzden Rodoslu olarak da anılır

160 Nicolaus Copernicus

durumunu anlayabildiler Buna bağlı olarak benzer bir hareket kendini goumlsterdiğinde sapma deviniminin tamamlandığını biliyorlardı Ptolemaeus bu uygulamayı Magna Constructiorsquonun doumlrduumlncuuml kitabında kapsamlı bir şekilde anlatmıştır

Bu youmlntem sekizinci kuumlrenin hareketini incelerken de kullanılmalıydı Ancak soumlylediğim gibi bu hareket aşırı yavaştır sapma hareketi binlerce yıl sonra bile tam anlamıyla başa doumlnmuumlyordu Dolayısıyla birccedilok insan neslini aşan boumlyle bir hareket-le ilgili son değerlendirmeyi yapmaya muktedir değiliz Bununla birlikte makul bir bağlantı ile hedefimize ulaşmamız da muumlmkuumlnduumlr nitekim Ptolemaeusrsquoun katkısından beri bu accedilıklama ile uyumlu olan bazı goumlzlemler bize yardımcı olmaktadır Zira duumlz bir ccedilizgide verili uumlccedil nokta uumlzerinden bir ccedilember ccedilizildiğinde ccedilizilen bu ccedilemberden daha uzun ya da daha kısa bir yay ccedilizilememesi gibi belirlenebilen bir şeyin sayısız ccediloumlzuumlmuuml olamaz

Şimdi de yazarın dediği gibi sabit yıldızların Ptolemaeusrsquotan oumlnceki 4 yuumlzyıl boyunca sadece eşit hızla hareket edip etmediğini goumlrelim Ancak oumlncelikle kullan-dığımız terimlerde hata yapmayalım ldquoEşit hızrdquo ile genellikle ldquoortalama hareketirdquo kastediyorum bu en yavaş ile en hızlı hareketin ortalamasıdır Yedinci oumlnermenin ilk sonucu bizi aldatmasın Yazar orada diyor ki sabit yıldızların hareketi hipotezinde eşit hareket belirdiğinde daha yavaştır geri kalan hareket ise daha hızlıdır bu yuumlzden hiccedilbir vakit eşit hareketten daha yavaş olmaz Daha sonra ldquoccedilok daha yavaşrdquo ifadesini kullandığında bu konuda tutarlı bir tavır sergileyip sergilemediğini bilmiyorum Eşit hareketin oumllccediluumlsuumlnuuml şu tek biccedilimlilikten ccedilıkarıyor sabit yıldızların en eski goumlzlemcileri olan Aristarchus44 ile Timocharisrsquoten45 Ptolemaeusrsquoa kadarki doumlnemde ve eşit zaman dilimlerinde sabit yıldızlar eşit mesafede yani bir yuumlzyılda yaklaşık 1˚ kadar hareket etti Bu oran Ptolemaeus tarafından da accedilıkccedila belirtilmiş ve yazar tarafından yedinci oumlnermesinde tekrarlanmıştır Ancak buumlyuumlk bir matematikccedili olan yazar eşitliğin noktala-rını yani onuncu kuumlrenin ekliptiğinin ccedilemberlerinin ve onun isimlendirmesiyle titreme ccedilemberlerinin kesitlerini bilmediğinden yıldızların hareketleri başka yerde olduğundan daha eşit goumlruumlnemiyor46 oysa tersinin doğru olması gerekir Goumlruumlnen hareket en hızlı ve en yavaş halindeyken aynı hareket en ccedilok ve en az değiştiği haldedir Bunu kendi hipotezinden sisteminden ve onlara dayanan tablolardan ama oumlzellikle de tuumlm eşitli-ğin ya da titremenin devinimi iccedilin ccedilizdiği son tablodan47 hareketle goumlrmuumlş olmalıydı

Bu tabloda goumlruumlnen hareket oumlnceki hesaplamaya goumlre sadece İOuml 200rsquouuml takip eden yuumlzyıl iccedilin 49acute ve sonraki yuumlzyıl iccedilin 57acute olarak bulunur İS birinci yuumlzyıl boyunca yıldızlar 1˚6acute ve ikinci yuumlzyılda ise 1˚15acute kadar hareket etmiş olmalıydı Dolayısıyla

44 Samoslu Aristarchus (İOuml 310-230) evrenin merkezine yeryuumlzuumlnuuml değil Guumlneşrsquoi yerleştiren ilk astro-nomdur

45 İskenderiyeli Timocharis (İOuml 320-260) goumlk goumlzlemleriyle bilinen en oumlnemli Eskiccedilağ astronomların-dan biridir

46 Bkz 13 Oumlnerme47 Bu tablo Wernerrsquoin 30 Oumlnermersquosinin sonunda bulunur

Wernerrsquoe Karşı Mektup 161

eşit zaman dilimlerinde hareketler birbirini takiben 16˚den biraz az oranda artmıştır Eğer herbir doumlnemdeki iki ccedilağ hareketini toplarsanız ilk aralık iccedilin toplam 15˚den daha fazla oranla 2˚ kadar azalacak ikinci aralık iccedilin toplam 14˚ oranla 2˚ artacaktır Bu yuumlzden eşit doumlnemlerde sonraki hareket oumlncekini yaklaşık 34acute kadar aşacaktır oysa yazarın daha oumlnce Ptolemaeusrsquoa dayanarak soumlylediği gibi sabit yıldızlar bir yuumlzyılda 1˚ hareket etmiştir Oumlte yandan onun bahsettiği aynı ccedilemberler yasasına goumlre sekizinci kuumlrenin en hızlı hareketinde olan şudur İS 600-100 yıllarıyla ilgili olan aynı tablo-da da goumlruumllebileceği gibi goumlruumlnen harekette 400 yıl boyunca sadece 1acutersquolık değişim bulunur benzer şekilde en yavaş harekette İOuml 2000rsquoden itibaren 400 yıl bulunur Bu durumda yukarıda bahsettiğimiz eşitsizliği belirleyen yasa şudur titremenin bir yarım ccedilemberinde en yavaş halden en hızlı hale geccedilen goumlruumlnen hareket suumlrekli olarak hızlanır ve diğer yarım ccedilemberde en hızlı halden en yavaş hale geccedilen hareket oumlnceki hızını suumlrekli olarak kaybeder En buumlyuumlk hız artışı ve azalması eşitlik noktalarında ccedilapa goumlre zıt olarak gerccedilekleşir Dolayısıyla birbirini izleyen iki eşit zaman diliminde eşit goumlruumlnen hareket bulunamaz biri diğerinden daha hızlı ya da daha yavaş olur Bunun tek istisnası hız ve yavaşlık noktalarında olur buralarda hareketler diğer tarafa eşit yaylar uumlzerinden eşit suumlrelerde geccediler karşı tarafa geccedilerken hızları artarak ya da azalarak birbirleriyle eşitlenirler Dolayısıyla Ptolemaeusrsquotan oumlnceki 400 yıl boyunca hareket her daim ortalama değil aksine en yavaş haldeydi Daha yavaş bir hareket olduğunu savunmak iccedilin de herhangi bir neden goumlrmuumlyorum zira buguumlne dek boumlyle bir harekete ilişkin bir kanıtımız olmamıştır Timocharisrsquoten oumlnce sabit yıldızlarla ilgili yapılmış bir goumlzlem yoktur Ptolemaeusrsquoun da yoktu En hızlı hareket zaten gerccedilekleştiğinden doğal olarak Ptolemaeusrsquola aynı yarı ccedilemberde değiliz Bizim yarı ccedilemberde hız azalır ve kuumlccediluumlk parccedilası bile gerccedilekleşmemiştir Bu yuumlzden yazarın bu varsayımlarla eskilerin kaydedilen goumlzlemlerine yaklaşamaması ve temel duumlşuumlncesinde 14˚ ya da 15˚ hatta 12˚ ve daha fazla hata yapmış olması şaşırtıcı değildir Bununla birlikte Ptolemaeus hiccedilbir yerde bize sabit yıldızların hareketiyle ilgili hatasız bir accedilıklama sunmaya ccedilabaladığı yerdekinden daha dikkatli bir analiz yapıyor goumlruumlnmez Tuumlm devinimi oluşturmasının gerektiği analizinin sadece kuumlccediluumlk bir kısmında başarılı bir sonuca ulaşabilmiştir Kavranması zor da olsa bir hata engin bir alana girdiğinde alınacak sonucu oumlnemli oumllccediluumlde etkileyebilir Dolayısıyla Aristarchusrsquou ccedilağdaşı olan İskenderiyeli Timocharisrsquoe ve Bithynialı Agripparsquoyı da48 Romalı Menelausrsquoa49 katıyor goumlruumlnuumlr boumlylece buumlyuumlk farklarla birbirlerinden ayrıldıkları halde bunları birbirleriyle uyumlu hale getirdiğinde ziyadesiyle kesin ve sorgulanmaz bir kanıt elde etmiş olur Buumlyuumlk adamlar tarafından ya da en azından ccedilok daha zor olan başka problemleri ccedilouml-zen ve bir deyişte de geccediltiği uumlzere adeta onlara bitirici dokunuşu yapan Ptolemaeus tarafından boumlyle buumlyuumlk hatalar yapılmasına inanmak zordur

48 Agrippa (İS birinci yuumlzyıl) Ptolemaeusrsquoun bahsettiği 92 yılındaki goumlzlemle bilinir49 Ptolemaeus esasta İskenderiyeli olan Menelausrsquoun (İS 70-140) 98 yılındaki iki goumlzleminden bahseder

162 Nicolaus Copernicus

Yine yazar hiccedilbir yerde yirmi ikinci oumlnermesinde ama oumlzellikle de sonraki so-nuccedilta olduğu kadar budala goumlruumlnmuumlyor Zira kendi ccedilalışmasını oumlvmek maksadıyla iki yıldızla Arista Virginis50 ve Scorpiorsquonun51 tepesindeki uumlccedil yıldızdan en kuzeyde olanıyla ilgili olarak Timocharisrsquoi tenkit ediyor bahane olarak da Timocharisrsquoin hesap-larından ilk yıldızla ilgili olanının eksik ikinci yıldızla ilgili olanın ise fazla ccedilıktığını soumlyluumlyor52 Oysa yazar burada ccedilocukccedila bir hata yapıyor Zira Timocharisrsquoin ve aynı şekilde Ptolemaeusrsquoun yaptığı hesaba goumlre iki yıldız uzaklık bakımından birbirinden farklıdır bu farklılık eşit zaman aralığına goumlre 4˚20acutersquodır bu yuumlzden hesabın sonucu uygulamada aynıdır Buna karşın yazar Timocharisrsquoin Scorpiorsquonun 2˚rsquosinde bulduğu yıldızın konumuna 4˚7acute eklenmesinin muhtemelen Ptolemaeusrsquoun yıldızı bulduğu konum olan Scorpiorsquonun 6˚20acutersquosını vermeyeceğini goumlz ardı ediyor Aksine aynı tutar 26˚40acutersquodan ccedilıkarıldığında Aristarsquonın konumu Ptolemaeusrsquoa goumlre 22˚20acutersquoyi vermez asıl sonuccedil 22˚32acutersquodir Dolayısıyla yazar duumlşuumlnuumlyor ki birinci durumda hesaplama toplamda eksiktir aynı toplamdan oumltuumlruuml ikinci durumda da fazlalık vardır oysa bu duumlzensizlik goumlzlemlerden kaynaklanmaktadır tıpkı Atinarsquodan Thebaersquoa giden yolun Thebaersquodan Atinarsquoya giden yoldan farklı olması gibi Dahası aynı rakamı iki durumda da eklese ya da ccedilıkarsaydı eşitlik mantığının gerektirdiği uumlzere iki durumda da toplamı aynı bulmuş olmalıydı

Ayrıca Timocharis ile Ptolemaeus arasında gerccedilekte 443 yıl yoktu53 başta da soumly-lediğim gibi 432 yıl vardı Aralık daha az olduğundan farklılık da daha az olmalıdır dolayısıyla yazar yıldızların goumlzlemlenen hareketinden sadece 13acute değil 13˚ kadar da ayrılır Adı geccedilen eski goumlkbilimcilerin kayıtlarının guumlvenilir olmadığını soumlylediğinde bize kendi goumlzlemlerinin de guumlvenilmez olduğu sonucundan başka ne bırakıyor

Sekizinci kuumlrenin boylamındaki hareket iccedilin ccedilok konuştum Yukarıdaki değer-lendirmelerden sapma hareketiyle ilgili ne duumlşuumlnmemiz gerektiği kolayca anlaşıla-bilir Yazar kendi adlandırmasıyla iki titremeyi birbirine karıştırıyor ikinciyi ilkinin uumlzerine yığıyor54 Ancak temel burada ccediloumlkertildiğine goumlre kaccedilınılmaz olarak uumlzerine inşa edilen bağsız ve zayıf yapı da soumlker Peki sonuccedil olarak sabit yıldızlar kuumlresinin hareketiyle ilgili duumlşuumlncem nedir Goumlruumlşlerimi başka bir yerde yayınlamak istediğim-den bu mektubu daha da uzatmanın gereksiz ve yersiz olduğunu duumlşuumlnuumlyorum Bu ccedilalışmayla ilgili duumlşuumlncemi talep etmiştiniz bu talebini karşılayabildiysem bu kadarı yeter Haşmetmeaplarına sağlık ve iyi bir talih dilerim

NİCOLAUS COPERNİCUSFrauenburg 3 Haziran 1524

50 Spica ve Tuumlrkccedilede Mızraksız Simak olarak da bilinen yıldız51 Akrep52 Bkz 22 Oumlnermersquonin sonucu53 Bkz 22 Oumlnerme54 Bkz 18 Oumlnerme

Wernerrsquoe Karşı Mektup 163

KAYNAKLAR

Baranowski J ed Nicolai Copernici Torunensis De Revolutionibus Orbium Coelestium Libri Sex Warsaw 1854

Copernicus Nicolaus Goumlksel Kuumlrelerin Devinimleri Uumlzerine Translated by C Cengiz Ccedilevik İstanbul İş Kuumlltuumlr Yayınları 2010

ndashndashndashndash ldquoNicolaus Copernicusrsquoun Goumlksel Hareketlere İlişkin Kendisi Tarafından Geliştiri-len Hipotezlere Dair Kısa Accedilıklamasırdquo Translated by C Cengiz Ccedilevik Kutadgubilig 16 (2009) 227-252

Curtze M ed Mitteilungen des Coppernicus-Vereins fuumlr Wissenschaft und Kunst zu Thorn 1 Osnabruumlck 1878

Czartoryski P ed Rosen E trans Nicholas Copernicus Minor Works London The Mac-millan Press 1985

Dreyer J L E ed Tychonis Brahe Opera Omnia IV amp VII Copenhagen 1922 amp 124Gassendi P Thill O The Life of Copernicus (1473-1543) The Man Who Did Not Change

the World Xulon Press 2002Hipler F ed Spicilegium Copernicanum Braunsberg 1873Kuhn Thomas S Kopernik Devrimi Batı Duumlşuumlncesinin Gelişiminde Gezegen Astronomisi

Translated by H Turan D Bayrak S K Ccedilelik Ankara İmge Kitabevi 2007Prowe L ed Nicolaus Coppernicus II Berlin 1883-1884Rosen Edward ed amp trans Three Copernican Treatises The Commentariolus of Copernicus

The Letter Against Werner The Narratio Prima of Rheticus New York Octagon Books 1971

BACONrsquoIN DE SAPIENTIA VETERUMrsquoUNDA MİTLERİNPOLİTİK YORUMU UumlZERİNE BİR İNCELEME

Melike Ccedilakan

A READING OF POLITICAL INTERPRETATION OF THE MYTHS IN BACONrsquoS DE SAPIENTIA VETERUM

OumlZBu ccedilalışma Francis Baconrsquoın (1561-1626) De Sapientia Veterum (Eskilerin Bil-geliği Uumlzerine) adlı eserindeki mitlerden politik olanlarını incelemektedir Ba-con De Sapientia Veterumrsquonin oumlnsoumlzuuml iccedilin kaleme aldığı metnin hemen başında mitolojideki kıssaların ldquoadeta duvaklardquo oumlrtuumlluuml olduğunu ve bu duvak kaldırıldı-ğında altından eskilerin kayıp bilgeliğinin ccedilıkacağını iddia eder eser boyunca verdiği oumlğuumlt ve analizlerle bir nevi bunu kanıtlamaya ccedilalışır Baconrsquoa goumlre mitler iki amaccedil iccedilin kullanılır gerccedileği gizlemek ya da gerccedileği daha goumlruumlnuumlr kılmak De Sapientia Veterumrsquode aldığı mitleri ikinci amacı iccedilin yazar Bununla birlik-te Baconrsquoın diğer eserlerinde de mitolojik oumlğelere rastlamaktayız Bu yuumlzden De Sapientia Veterumrsquodaki politik bağlamda ele alınan mitolojik oumlğeleri hem Baconrsquoın şahit olduğu ve bildiği tarihsel oumlrnekleri hem de diğer eserlerindeki benzer yaklaşımlarını goumlz oumlnuumlnde tutarak değerlendiriyoruzAnahtar Kelimeler Francis Bacon De Sapientia Veterum Eskilerin Bilgeliği Uumlzerine Mit Politika İngiltere

ABSTRACTThis study aims to discuss mythsmdashin particular political relatedmdashfrom Francis Baconrsquos (1561-1626) De Sapientia Veterum (The Wisdom of the Ancients) In the preface of De Sapientia Veterum Bacon writes that the myths of antiquity are covered with veil and if someone dares to lift it up one can find the lost wisdom

Kutadgubilig Felsefe-Bilim Araştırmaları Mart 2017 Sayı 33 s 171-190

Yeditepe Uumlniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Yuumlksek Lisans mezunu (melikecakanngmailcom) Yazı geliş tarihi 02012017 kabul tarihi 06032017

172 Melike Ccedilakan

of the ancients Throughout the work he tries to prove this point According to Bacon there are two main reasons of using myths to hide truth or to show truth He writes his interpretations to show truth In addition to De Sapientia Veterum Bacon uses mythological factors in his other works such as the Essays and the Advancement of Learning Therefore while discussing the mythological factors in De Sapientia Veterum his other works as well as his own experiences and observations will be used Keywords Francis Bacon De Sapientia Veterum Wisdom of the Ancients Myths Politics England

1 Giriş De Sapientia Veterum uumlzerine

De Sapientia Veterum1 (Eskilerin Bilgeliği Uumlzerine) ilk defa 1609 yılında duodecimo2 formunda Latince olarak yayımlanır Francis Baconrsquoın eseri Latince yayımlamasının iki nedeni vardır İlki onun İngilizcenin geleceğine olan guumlvensizliği ikincisiyse eserine okuyucu kitlesi olarak Avruparsquodaki entelektuumlel zuumlmreyi hedeflemesidir Bacon De Sapientia Veterumrsquou Elizabeth doumlnemi politikasının bilindik isimlerinden Robert Cecilrsquoe Earl of Salisbury3 ve kardeşiyle birlikte eğitimini tamamladığı Cambridge Uumlniversitesirsquone4 ithaf eder Bacon bu atıfta De Sapientia Veterumrsquoun tamamıyla felsefi bir metin olduğunu Cecilrsquoi asla guumlcendiremeyeceğini Cambridge Uumlniversitesirsquone atfedilen her şeyin rektoumlruuml olduğu iccedilin ona da atfedilebileceğini hatta metnin ona

1 De Sapientia Veterum Baconrsquoın yaşamı boyunca İngilizce ve İtalyanca ccedilevirilerinin yanı sıra iki kez yeniden baskı yapar Bu kitabın onun doumlneminde popuumller olduğunun bir goumlstergedir Kendisi de yakın arkadaşı Tobie Matthewrsquoe yazdığı bir mektubunda buna değinir ldquokuumlccediluumlk kitabım duumlnya ccedilapında yankı uyandırdırdquo (Jardine amp Stewart 309) Ccedilalışma boyunca Baconrsquodan yapılan tuumlm alıntılar iccedilin ldquo(Eds) J Spedding R L Ellis D D Heath The Works of Francis Bacon 14 Cilt London Longman amp Co 1857-74rdquo kuumlnyeli ccedilalışma kullanılmıştır Ccedilalışma iccedilinde Works kısaltması ile verilmiştir Roma rakam-ları cilt sayısını bildirmektedir İlk baskısı Latince olduğu iccedilin alıntılar aslına goumlre alınacak ccedilevirileri dipnotta belirtilecektir ccedilalışmanın iccedilinde geccedilen mitolojik karakterlerin isimleri de Latince aslına goumlre alınacaktır Ccedilalışma boyunca Latince alıntılarda ve klasik metinler uumlzerindeki bilgisini esirgemeyen klasik filolog C Cengiz Ccedilevikrsquoe şuumlkran borccedilluyum

2 I Elizabeth doumlneminde matbaada sıklıkla kullanılan bir kacircğıdın on iki sayfaya katlanmasıyla meyda-na getirilen A5 boyutunda (13cm x 20cm) bir baskı tuumlruuml

3 Robert Cecil (1562-1612) I Elizabethrsquoin başdanışmanı olan William Cecilrsquoin oğludur Aynı zamanda Baconrsquoın anne tarafından birinci derece kuzenidir Cecil hem Hazinedacircr (Lord High Treasurer of Eng-land) hem de Cambridge Uumlniversitesirsquonin rektoumlruumlduumlr Elizabeth saray hayatının en oumlnemli ailelerinden olan Cecil aynı zamanda en buumlyuumlk iki politik taraftan biridir Zamanında Bacon William Cecilrsquoin politik kutsamasını almak iccedilin ccedilok uğraşmış fakat bir tuumlrluuml onun sevgisini yahut ilgisini ccedilekememiştir Bunun uumlzerine Bacon diğer buumlyuumlk politik taraf olan Earl of Essexrsquoin yanında yer almıştır

4 Bacon kardeşi Anthony Bacon (1558-1601) ile birlikte eğitimini Trinity College Cambridgersquode ta-mamlamıştır

Baconrsquoın De Sapientia Veterumrsquounda Mitlerin Politik Yorumu Uumlzerine Bir İnceleme 173

atfedildiği iccedilin daha da değerli olduğunu yazar (Works VI 689) De Sapientia Veterumrsquoun oumlnsoumlzuumlnde mitolojideki hikayelerin ldquoadeta duvaklardquo (tanquam velo)5 oumlrtuumlluuml olduğunu iddia eder bu oumlrtuuml kaldırılsa altından eskilere ait bilgeliğin ccedilıkacağını yazar Eser iccedilinde ele aldığı otuz bir mitte de eski bilgelikleri listelemeye onlardan guumlnuumlmuumlze doumlnuumlk dersler ccedilıkartmaya krallara doumlnuumlk oumlğuumltler vermeye ccedilalışır6

Bacon mitlerin din ile olan ilişkilerindense insanlık ve insan bilgeliği ile ilgili olan ilişkine dikkat ccedilekeceğini soumlyler ccediluumlnkuuml ona goumlre bu metni ele almasındaki sebep eski ccedilağlara duyduğu hayranlık değildir asıl ilgilendiği şey hikacircyelerin nasıl anlatıldığı ve eski ccedilağlardaki mitolojik karakterlerin guumlnuumlmuumlz yaşamına ne kadar uygun olduğudur (Works VI 698) Bacon mitlerin iki amaccedil iccedilin yazıldığını iddia eder ya gerccedileği gizlemek (ya da oumlrtmek) ya da gerccedileği daha goumlruumlnuumlr kılmak Bacon ikinci amaccedil iccedilin mitleri yeniden ele alır aynı zamanda bu mitlerin birer oumlğretme-oumlğrenme metodu olduğunu soumlyler (Works VI 699) Oumlnemli bir Bacon uzmanı olan James Spedding 19yuumlzyılda yazdığı oumlnsoumlzde kitabın modern okur iccedilin en az Essays or Councils Civil and Moral7 (Denemeler) kadar eğlenceli ve oumlğretici olduğunu yazar (Works VI 609) bunu biraz da Baconrsquoın uumlslubuna bağlar ccediluumlnkuuml Bacon duumlşuumlncelerini ve goumlzlemlerini aktarırken didaktik bir dil kullanmak yerine daha objektif bir dil seccediler bu da ona bir tuumlr zamansızlık kazandırır Speddingrsquoin bu satırları 19yuumlzyılda yazdığı duumlşuumlnuumlluumlrse aradan geccedilen iki yuumlz yıllık zaman Baconrsquoın kelimelerini eskitememiştir

Bacon mesleki konularda ndashhukuk ve politikandash yazmadığı zamanlarda yalnızca bilimsel gelişimi hedefleyen yazılar kaleme almıştır bu yuumlzden Brian Vickers Baconrsquoın eserlerini edebi felsefi gibi ayrı tuumlrler altında yazmadığını iddia eder (Francis Bacon and Renaissance Prose 53) Baconrsquoın benzer konuları farklı eserlerinde yeniden ele alışında ya da eserlerini suumlrekli olarak genişletip geliştirerek yeniden yayınlamasında da bu guumlduuml hacirckimdir Nitekim bu ccedilalışmada da goumlruumlleceği gibi De Sapientia Veterum accedilıklanırken Essays ve Advancement of Learning metinleri başta olmak uumlzere diğer felsefe eserlerine goumlndermeler yapmaktadır Başka bir deyişle Baconrsquoın eserlerini bir buumltuumlnuumln zaman zaman tekrarlayan parccedilaları olarak değerlendirmek metinlerinin anlaşılmasında yardımcı olacaktır Bununla birlikte bu buumltuumlnluumlğuumln değerlendirilmesinde ndashdiğer eserlerinde de olduğu gibindash Baconrsquoın kişisel deneyimleri de buumlyuumlk oumlnem taşır Bacon bazı mitleri doumlnemin politik durum ve olaylarına ilişkin yorumlarının hareket noktası olarak belirler ve yine krallara mitler aracılığıyla oumlğuumltler verir Guumlncelliğini korumasının metnin temel karakteristiği olduğunu duumlşuumlnen Speddingrsquoe goumlre (Works

5 Bacon bu benzetmeyi başka eserlerinde de aynı bağlamda kullanır Bkz De Augmentis Scientiarum 2 VII 146 De Principiis Atque Originibus III 87

6 Works VI 625 Ayrıca bkz Farrington 717 Essays or Councils Civil and Moral 1597 1612 ve 1625 yıllarında olmak uumlzere 3 ayrı edisyona sahip-

tir En yetkin ve gelişmiş edisyon oumlluumlmuumlnden bir yıl oumlnce yayımladığı 1625 yılına aittir Bacon her geccedilen edisyonla birlikte yeni denemeler eklemiştir toplamda 58 deneme ile neticelenmiştir Metinde bu eserden verilecek alıntılar iccedilin Works VI kısaltması kullanılacaktır

174 Melike Ccedilakan

VI 609) sosyal ahlaki ya da felsefi konularda ele alınan mitlerin Baconrsquoın kişisel goumlruumlş ve goumlzlemleriyle bir araya gelince zaman sınırı olmayan evrensel oumlğuumltlere doumlnuumlşmesi şaşırtıcı değildir

Tom van Malssen Baconrsquoın bu eseri iccedilin felsefi politik eserleri iccedilinde kronolojik olarak ikinci ama oumlnem bakımından birinci sırada olduğu yorumunda bulunur (The Political Philosophy of Francis Bacon 48) Malssenrsquoa goumlre eser Baconrsquoın ilk ve tek teolojik-politik metnidir felsefenin De Sapiantia Veterumrsquou muumlkemmelleştirerek politikaya geri verdiğini iddia eder (age 49) Fakat eser aynı zamanda ezoterik olarak yorumladığı iccedilin8 politik kısmı uumlzerinde ccedilok fazla ccedilalışılmamıştır Bu ccedilalışmanın amacı Baconrsquoın De Sapientia Veterumrsquoda politik ccedilerccedilevede ele alarak yorumladığı mitleri incelemektir Toplamda otuz bir mit bulunan eserde politikayla ilgili olan yedi mitndash(1) ldquoCassandra sive Parrhesiardquo (30) ldquoMetis sive Consiliumrdquo (7) ldquoPerseus sive Bellumrdquo (3) ldquoCyclopes sive Ministri Terrorisrdquo (2) ldquoTyphon sive Rebellisrdquo (5) ldquoStyx sive Foederardquo (8) ldquoEndymion sive Gratiosusrdquondashseccedililerek hem teorik hem de guumlncel politika bağlamında ele alınacaktır Bu mitlerden ilk ikisi konularının benzerliğinden oumltuumlruuml birlikte diğer mitler ise ayrı ayrı incelenecektir oumlnce mitlerin oumlzetleri ardından analizleri verilecektir

2 Mit ve Politika

21 Cassandra ve Metis Nasihat

Bacon De Sapientia Veterumrsquoda iki miti nasihat konusuna ayırmıştır Birincisi Troialı Cassandra (1 ldquoCassandra sive Parrhesiardquo) uumlzerine ikincisi ise titan Metis (30 ldquoMetis sive Consiliumrdquo) uumlzerinedir Birinci mite goumlre tanrı Apollon Troiarsquonın seccedilkin kadınlarından olan Cassandrarsquoya aşık olur bir tanrı olarak kendisinden uumlstuumln olsa da yine de karşı cins karşısında aşkının yeterli olmadığını anlamış olacak ki ona bir insanın kolay kolay reddedemeyeceği bir armağan sunar Bu armağan kehanet (divinatio) yeteneğidir Ancak Cassandra armağanı alır almaz Apollonrsquoun talebini reddeder Bunun uumlzerine Apollon verdiği armağanı geri almaz (ya da alamaz) karşılıksız kalan aşkının bedelini ona başka bir ceza vererek oumldetmek ister Buna goumlre Cassandra kendisine bahşedilen kehanet yeteneğiyle geleceği ldquodoğru bir şekilderdquo goumlrebilecekse de kimse ona inanmayacaktır Oumlrneğin Troiarsquonın yıkımını oumlnceden goumlruumlp soumlylemişse de hiccedilbir Troialırsquoyı buna inandıramamıştır

Baconrsquoın De Sapiantia Veterumrsquoa ldquoparrhesiardquo yani ldquoaccedilık soumlzluumlluumlkrdquo alt başlığıyla başlaması bile onun felsefeci kimliğini politik yorumcu kimliğiyle değiştirdiğini goumlsterir Cassandra miti Baconrsquoa ldquonasihatlerin yersiz ve yararsız oumlzguumlrluumlğuuml ile

8 Karş White Antiquity Forgot 109

Baconrsquoın De Sapientia Veterumrsquounda Mitlerin Politik Yorumu Uumlzerine Bir İnceleme 175

nasihatccedililerin bitik oumlzguumlrluumlğuumlnuumlrdquo9 anımsatır Mitten farklı olarak nasihatccedililer tanrı tarafından cezalandırılmamıştır Apollonrsquoun temsil ettiği uyuma teslim olmayı reddedecek oumllccediluumlde dediğim dedik ve sert mizaccedillı oldukları iccedilin10 meselelerde oumllccediluumlyuuml ve sınırı konuşmalarındaki tonu kesin mi yoksa ağdalı bir dil mi kullanacaklarını avamın mı yoksa uzmanların mı kulaklarına sesleneceklerini ve ne zaman konuşup ne zaman susmaları gerektiğini bilmezler Baconrsquoa goumlre boumlyle nasihatccedililer ne kadar bilge ve oumlzguumlr nasihatleri de ne kadar sağlam ve iyi olursa olsun ikna ccedilabaları boşa ccedilıkar hatta nasihat verdikleri kişilerin yıkımlarını hızlandırırlar Bacon bu noktada eski Romarsquodan oumlrnek verir Uticalı Marcus Catorsquonun Pompeius ile Julius Caesar arasındaki iccedil savaş sırasında takındığı tavrı anımsatarak adeta onunla Cassandra arasında bir analoji kurar Baconrsquoa goumlre Cato da uumllkenin ccediloumlkuumlşuumlnuuml hızlandırmıştır Bu bağlamda Bacon Cicerorsquonun Catoyla ilgili tespitine yer vererek bu boumlluumlmuuml bitirir ldquoCato en iyi şekilde duumlşuumlnuumlyor ancak bazen devlete zarar veriyor Romulusrsquoun posasında değilmiş de Platonrsquoun devletindeymiş gibi konuşuyorrdquo11

Burada iki sorun belirmektedir Birincisi Cassandra mitine ilişkin hiccedilbir aktarımda ve Baconrsquoın aktarımında Cassandrarsquonın geleceğe doumlnuumlk doğru ccedilıkan oumlngoumlruumllerinin Troiarsquonın yıkılışını hızlandırdığı soumlylenmemektedir dahası bu varsayım oumlykuumlnuumln akışı ve genel olarak Troia miti duumlşuumlnuumllduumlğuumlnde alakasız goumlruumlnmektedir Zira Cassandrarsquoyla ilgili aktarımlar genelde iki şekildedir Birincisi burada bahsedilen oumlykuumlnuumln daha kapsamlı halidir buna goumlre tapınakta uyuyakalmış olan Cassandra tanrı Apollon tarafından taciz edilir Apollon kehanet ilmini armağan ettiği halde kendisiyle birlikte olmayan Cassandrarsquoyı tek bir oumlpuumlcuumlğe ikna eder ama bu bir tuzaktır oumlpuumllmeyi bekleyen kızın ağzına tuumlkuumlruumlr12 İkinci aktarıma goumlreyse Troia kralı Priamusrsquoun karısı olan kraliccedile Hecuba bir şenlik sırasında bebek Cassandrarsquoyı Helenusrsquola birlikte Apollon tapınağında unutur Tapınağa doumlnduumlğuumlnde yılanların bebekleri yaladığını goumlruumlr anlatılana goumlre Cassandrarsquonın kacirchinlik ayrıcalığı buradan gelir13

9 ldquode intempestiva et inutili libertate consiliorum et monitorum confictardquo (Works VI 629)10 Brumblersquoın soumlzluumlğuumlnde (ldquoCassandrardquo maddesi) buradaki metnin yanlış okumasına dayanan sorunlu

bir değerlendirme vardır Yazara goumlre Bacon Cassandrarsquoyı ldquoUyumrsquoun tanrısı olan Apollonrsquoun sundu-ğu bilgilere kendisini kaptırmayacak kadar kendi aklıyla gurur duyanrdquo (devamı yukarıdaki metinde ldquomeselelerderdquo diye başlayan kısımla aynı) biri olarak tasvir eder Burada iki sorun vardır Birincisi Baconrsquoın buradaki aktarımında ldquoqui enim ingenio suntrdquo şeklinde başlayan ilgi yan cuumlmlesiyle tasvir edilmiş kişi Cassandra olamaz zira ilgi zamiri eril olmakla birlikte (qui) yuumlklemi de ccediloğuldur (sunt) Bacon cuumlmlenin akışından da anlaşılacağı uumlzere burada nasihatccedilileri tasvir etmektedir ldquomonitorum quirdquo İkinci sorun ise şudur Bahsi geccedilen kişiler akıllarıyla gurur duyan değil ldquodediğim dedik ve sert mizaccedillırdquo (ingenio pervicaci et aspero) oldukları iccedilin nasihatle ilgili olumsuz durumlara yol accedilmak-tadır Aynı yazarın aktarımında da geccediltiği uumlzere Lemmi (191-192) Baconrsquoın Cassandra figuumlruumlnuuml Ovi-diusrsquoun Oenonersquosi (Heroides 5115-120) ile Chaucerrsquoin Troylusrsquouyla (Troylus and Criseyde 51513-1519) aynı duumlzlemde değerlendirmek istediğini soumlyler

11 ldquoCato optime sentit sed nocet interdum Reipublicae loquitur enim tanquam in Republica Platonis non tanquam in faece Romulirdquo Bkz Cicero Att 218

12 Bkz Hyginus Fabula 93 Apollodorus 3125 Servius In Vergilii Aeneidos 224713 Bkz Pseudo-Apollodorus 1911

176 Melike Ccedilakan

İkinci sorun Catorsquonun Romarsquoda takındığı politik tavrın ndashsonuccedillarıyla birliktendashtuumlmuumlyle Baconrsquoın yansıttığı gibi olup olmamasıyla ilgilidir Cato da Cassandra gibi oumlngoumlruumlleriyle devletinin yıkımını mı hızlandırmıştır yoksa bu tarihsel oumlykuumldeki tek roluuml başından itibaren farkında olduğu ve oumlngoumlrduumlğuuml bir yıkımı dile getirmiş olmasıyla ve buna direnmesiyle mi sınırlıdır Plutarchusrsquoun aktarımına baktığımızda diğer birccedilok aristokrat Romalı gibi Cato da ldquobaşından itibarenrdquo Caesarrsquoın popuumllist iccedilerikli etkileyici konuşmaları ve eylemleriyle mevcut politik rejim iccedilin bir tehdit unsuru olduğunun farkındadır14 Aralarındaki politik ccedilekişmeler temelde Catorsquonun bu oumlngoumlruumlsuumlne dayanıyor olabilir Bu noktada Plutarchus gibi evlilik bağıyla Caesar ile akraba olmayı reddedip Pompeiusrsquoun aynı bağla Caesarrsquoın akrabası olmasına izin vermesi15 Caesarrsquoın topraksız yoksul halk kesimine doumlnuumlk popuumllist toprak politikası geliştirmiş olmasından rahatsızlık duyup Senatusrsquou harekete geccedilirmeye ccedilalışması16 Senatusrsquota Caesarrsquoa doumlnuumlk sempatiyi ortadan kaldırmaya ccedilalışması hatalı bir oumlngoumlruumlnuumln neticeleri olarak değerlendirilip sonraki politik etkileri bağlamında devletin yıkımını hızlandıran birer etken olarak goumlruumllebilir mi Ancak son kertede Catorsquonun Caesarrsquoa karşı goumlsterdiği direniş ve kendisini karşı tarafta konumlandırması onu politik zeminde yalnızca oumlngoumlruuml sunan değil aynı zamanda oumlngoumlruumllerinin gereğini yerine getiren politik bir aktivist kılar Caesarrsquoın Pharsalus Savaşırsquonda kazandığı zaferle Romarsquoda neredeyse tek adam konumuna ulaşması uumlzerine Catorsquonun kılıcına eğilerek intihar etmesi ve otokrasiye karşı direnccedil ve cesaretin temsili olması da17 bu durumun bir kanıtıdır Dahası Caesarrsquoın iktidarı ele geccedilirmesi Troiarsquonın yıkılması tuumlruumlnden bir devlet yıkımıyla eş tutuluyorsa ki burada boumlyle bir sonuca varılıyor bu durumda Cato oumlngoumlruumlleri dinlenmemiş Cassandrarsquoyla değil yıkımı oumlnlemeye ya da geciktirmeye ccedilalışan Hector ve diğer Troialı savaşccedilılarla bir tutulmalıdır

Bacon Cicerorsquodan alıntıladığı Cato oumlrneğini başka bir eserinde ndashAdvancement of Learning (Works III 278)ndash de kullanır Bağlamda hakkında okuma yapılan doumlnemlerin yaşanan doumlnemlerden oumlğretilen yuumlkuumlmluumlluumlklerin de deneyimlenen yuumlkuumlmluumlluumlklerden daha iyi olduğunu soumlyler Metinde verilen bir oumlrneğe goumlre Solon kendisine vatandaşlara en iyi yasaları verdiği soumlylendiğinde ldquosadece onların kabul edebileceği kadar iyi yasalar verdiğinirdquo soumlylemiş Platon da uumllkesindeki yozlaşmışlığı gerekccedile goumlstererek boumlyle bir durumda devlet memurluğunu kabul edemeyeceğini soumlylemiştir18 Aynı yerdeki bir diğer oumlrneğe goumlre Caesarrsquoa ldquohalihazırda sahtekacircrlıktan oumltuumlruuml niteliklerinin bozulduğu

14 Plutarchus Cato Minor 223-231 15 Plutarchus Cato Minor 30616 Plutarchus Cato Minor 26117 Bu konuyla ilgili olarak bkz Suetonius Julius Caesar 14 19 20 30 53 Augustus 13 85 8718 Bkz Platon Epistulae Z 3331 ve P3316 Bacon guumlncel gerccedileklikten kopuk olmakla succedilladığı Pla-

tonrsquoun mevcut politik ortamı eleştirdiği iccedilin kurgusal bir devlet fikri geliştirdiğini goumlz ardı etmektedir Nitekim Platon Crito 51b2-10rsquoda filozofların oumlnce kendi uumllkelerindeki vatandaşları ya da devleti doğ-runun ne olduğu konusunda eğitmesi gerektiğini soumlyler Socratesrsquoin meşhur savunması da aynı şekilde guumlncel politikaya doumlnuumlk bir eleştiri metni olarak okunabilir Bkz Malssen 53-54

Baconrsquoın De Sapientia Veterumrsquounda Mitlerin Politik Yorumu Uumlzerine Bir İnceleme 177

kurumları eski halleriyle karıştırmamasırdquo gerektiği konusunda bir nasihat verilmiş Bacon bu nasihatin ardından burada uumlzerinde durduğumuz Cato oumlrneğini paylaşır ona goumlre bu iki durum oumlncekiler gibi ideal olarak sunulan ile gerccedilekte olanın karıştırılmasına oumlrnektir Aynı yerde bu oumlrneğin hemen ardından yine Cicerorsquonun ldquoerdemin oumlğretmenleri ve ustaları olanların [yani filozofların] yuumlkuumlmluumlluumlklerin sınırlarını doğanın olmasını istediğinden biraz daha uzun tuttuğurdquo19 youmlnuumlndeki şikacircyetini paylaşır Anlaşılan o ki gerek De Sapientia Veterumrsquoda gerekse Advancement of Learningrsquode bulunan Cicero alıntılarında genel itibariyle Platon ve Cato gibi duumlşuumlnuumlrlerin guumlncel politikaya doumlnuumlk gerccedilekccedili okuma yapamamaları ve dolayısıyla gerccedilekccedili faydalı nasihat verememeleri eleştirilmektedir20

Burada uumlzerinde duracağımız ikinci mitin adının (μῆτις) Yunancadaki anlamı ldquonasihatrdquo olan21 ve metinde consilium olarak geccedilen titan Metisrsquole ilgilidir Bu noktada consiliumrsquoun ldquonasihatrdquo yanında ldquonasihat verenrdquoi de imlediği dolayısıyla nasihat veren ldquomeclisrdquo ya da ldquodanışmanrdquo anlamında da kullanılabileceği hatırlanmalıdır Nitekim klasik mitolojide de Metis bu anlamlara uygun bir karakter olarak goumlruumlnuumlr Iupiterrsquoin kardeşleri olan diğer tanrı ve tanrıccedilaları kurtarıp titanlar ile tanrılar arasındaki savaşı başlatmadan oumlnce Idarsquodaki ccedilobanların arasında buumlyuumlduumlğuuml sırada Oceanus kıyısında yaşayan Metisrsquole karşılaştığı ve onun nasihati uumlzerine annesi Rhearsquoyı ziyaret ettiği anlatılır Metis sadece bu nasihati vermekle kalmaz aynı zamanda Iupiterrsquoe babasının kardeşlerini kusmalarını sağlayacak olan iksiri hazırlaması iccedilin yardım eder ona iksiri ballı şurupla karıştırmasını soumlyler22 Baconrsquoın De Sapientia Veterumrsquoda aktardığı Metis karakteri yukarıda oumlzetlediğimiz ldquonasihat verenrdquo Metis betimlemesine uygundur Bununla birlikte aşağıda inceleyeceğimiz bu mit Baconrsquoın Essays23 metninde nasihat konusunun daha detaylı bir şekilde irdelendiği yirminci denemede de (ldquoOf Counselrdquo) bulunur dolayısıyla iki metni birlikte değerlendirmek yararlı olacaktır

Bacon De Sapientia Veterumrsquoda Metisrsquoin anlamını aktarırken diğer yandan mitolojik figuumlr olarak Metisrsquoin Iupiterrsquoden24 hamile kalışını anlatır Ancak Iupiter Metisrsquoi doğurmadan oumlnce yutar boumlylece Metisrsquoin karnındaki bebek Iupiterrsquoin iccediline geccediler daha sonra bebek Iupiterrsquoin ldquokafasından ya da beyninden silahla donatılmış Pallas

19 Cicero Pro Murena 65 ldquoisti ipsi praeceptores virtutis et magistri videntur fines officiorum paulo longius quam natura vellet protulisserdquo (Metnin orijinaliyle kelime farklılıkları bulunsa da Baconrsquoın alıntısındaki anlam genel itibariyle aynıdır)

20 Karş Malssen 5321 Oumlrneğin bkz Homeros Iliad 732422 Hyginus Poetica Astronomica 213 Apollodorus 121 Hesiodos Theogonia 471 Bkz Graves Yu-

nan Mitleri 43 Tanrıların titanları yenmesiyle birlikte eril titanlar adeta esir duumlşer ve cezalandırılır buna karşın dişil titanlar Rhea ve Metis yaptıkları yardımdan oumltuumlruuml affedilir Bkz Graves Yunan Mit-leri 44

23 Works VI 36724 Iupiter Yunan mitolojisindeki Zeusrsquoun Romarsquodaki Latince karşılığıdır ccedilalışmamız boyunca bu ismiy-

le anılacaktır

178 Melike Ccedilakan

olarak doğarrdquo25 Baconrsquoa goumlre ldquotuhaf ve ilk duyulduğunda oldukccedila saccedilma gelen bu mit youmlnetimle ilgili bir sır barındırmaktadırrdquo26 Klasik mitoloji yorumlarında geccedilmeyen bu sır27 bir ilme işaret eder bu kralların otoritesi ile azametini sadece korumakla kalmayan aynı zamanda onları halkın goumlzuumlnde artırıp daha değerli kılan bir ilimdir Bacon bir ilim olarak goumlrduumlğuuml bu nasihat mekanizmasına oumlyle anlam yuumlkler ki kralların nasihatlere ve nasihat veren ilgili kurumlara olan bağlılığının eşlerin evlilik yatağına dayandırdığı bağ gibi olduğunu ileri suumlrer Krallar oumlnemli meselelerde danışmanlarına danışarak doğru karar alır ve boumlylece azametini korumuş olur Bacon ldquoOf Counselrdquo (ldquoNasihat Uumlzerinerdquo) denemesinde de aynı duumlşuumlnceyi savunur ona goumlre en bilge krallar nasihat dinlemeyi azametlerine goumllge duumlşuumlren değerlerini kuumlccediluumllten bir unsur olarak goumlrmeyenlerdir (Works VI 424) Dahası ldquoTanrı bile bundan muaf değildir aksine kutlu Oğlunun yuumlce isimlerinden birini Nasihatccedili yapmıştırrdquo28

Bununla birlikte De Sapientia Veterumrsquoda kralın nasihatlerinin danışmanlarının ağzından topluma accedilıklanmasına izin vermemesi gerektiği de soumlylenir zira boumlyle bir durumda toplum alınan kararın krala değil danışmanlara ait olduğunu goumlruumlr ve boumlylece kralın otoritesi ile azameti zarar goumlruumlr Bu yuumlzden yapılması gereken kralların Iupiterrsquoin Metisrsquoi yutarak Pallasrsquoı kendisinden doğurması gibi danışmanların nasihatlerini kendi kafalarından ccedilıkmış ldquokendi yargılarının ve bilgeliklerininrdquo29 eseriymiş gibi accedilıklamasıdır Baconrsquoa goumlre nasihate bağlı olarak alınan kararın mitteki karşılığının silahla donatılmış Pallas olması idam (executio) gibi guumlcuuml (potestas) gerektiren ve zorunluluk (neccesitas) iccedileren kararlara bir goumlndermedir

Denemede yukarıdaki accedilıklamadan daha fazlasının bulunduğunu soumlylemiştik Bu bağlamda nasihatlerin sakıncaları ve bu sakıncalardan kaccedilınma yolları uumlzerinde durulur Oumlrneğin kralların danışmanlarla yaptığı goumlruumlşmelerin gizli tutulması danışmanların nasihat verirken kendi ccedilıkarlarını oumlne almamaları kralın oumlzel hayatına karışmamaları ya da kralın bu tuumlr durumlara izin vermemesi kralların nasihat almakla kendilerini kuumlccediluumlk duumlşmuumlş hissetmemeleri gerektiği belirtilir Bununla birlikte Bacon denemenin sonunda kendi doumlnemindeki danışma kurulundan bahseder ve bu tuumlr kurulların belli politik konuların şiddetle muumlzakere edildiği değil daha ccedilok konuşulduğu bir yer olduğuna dikkat ccedileker Oumlrneğin İngiltere ile İskoccedilyarsquonın birleşmesini goumlruumlşen kurul boumlyledir30

25 ldquoex capite sive cerebro Palladem armatam peperisserdquo (Works VI 683)26 ldquohuius fabulae monstrosae et primo auditu insulsissimae sensus arcanum Imperii continererdquo (Works

VI 683)27 Gravesrsquoin de (49-50) aktardığı gibi tanrıccedila Pallasrsquoın doğumuyla ilgili anlatılardan birine goumlre toprak

ana Metisrsquoin doğuracağı erkek ccedilocuğun Saturnusrsquoun Coelumu Iupiterrsquoin de Saturnusrsquou devirdiği gibi babası olan Iupiterrsquoi devireceğini soumlylemiştir Iupiterrsquoin Metisrsquoi yutmasının temel gerekccedilesi budur Bkz Apollodorus 135-6

28 ldquoGod himself is not without but hath made it one of the great names of his blessed Son the Counsel-lorrdquo (Works VI 423)

29 ldquoex judicio et prudentia propriardquo (VI 683)30 I James İskoccedilya kralıyken İngiltere kraliccedilesi I Elizabethrsquoin oumlluumlmuumlyle (1603) İngiltere tahtına gelir

Baconrsquoın De Sapientia Veterumrsquounda Mitlerin Politik Yorumu Uumlzerine Bir İnceleme 179

Deneme kurul toplantılarındaki oturma duumlzeniyle ilgili bilgi vererek kurula getirilen bir eleştiriyle son bulur Bacon kurulun krala doğru tavsiyelerde bulunacağı yerde sadece kralı oumlvecek soumlzlerin sarf edildiğini soumlyler Ona goumlre bunun kurulun guumlvenilirliği iccedilin iyi olmadığını dile getirmeye gerek yoktur Bununla birlikte kralın kendisine bilhassa oumlğuumlt vermeleri iccedilin seccediltiği insanlardan oluşan gizli kurul (privy council) İngiliz politikası iccedilin buumlyuumlk oumlnem arz eder Bu kurul krala doğrudan oumlnerilerde bulunur ve seccedilime gerek duyulmadan salt kralın iradesiyle parlamentoda da yer alırdı I Elizabeth doumlneminde Baconrsquoın kişisel danışmanlık yaptığı Earl of Essex de bu kurulun bir uumlyesiydi Dolayısıyla Baconrsquoın fikirlerinin de dolaylı olarak bu kurulda dile getirilebildiğini duumlşuumlnebiliriz Bacon 1594 yılında kraliccedilenin kişisel hukuk danışmanlığına (learned counsel) atanır aynı goumlrevi 1604 yılında I James huumlkuumlmeti iccedilin de yerine getirir Bu goumlrevleri ve James huumlkuumlmetinde aldığı diğer goumlrevleri goumlz oumlnuumlne aldığımızda Baconrsquoın profesyonel yaşamında nasihatin yerinin ccedilok buumlyuumlk olduğunu iddia edebiliriz

En nihayetinde Baconrsquoın krallar ile danışmanları arasında idealize ettiği ilişki kralın orta yolu arayıp youmlnetiminde nasihat almak iccedilin bilgeleri tercih etmesi ve sadece onlara kendisiyle oumlzguumlrce konuşma hakkını tanıması gerektiğini duumlşuumlnen Machiavellirsquonin bu yaklaşımından ccedilok daha fazla politik gerccedilekccedililik iccedilerir Bununla birlikte iki duumlşuumlnuumlr kralın danışmanlarının bilgece nasihatlerden yararlanıp kararı kendisi almış gibi accedilıklaması konusunda uzlaşıyor goumlruumlnuumlr31

22 Typhon İsyan

De Sapientia Veterumrsquodaki mitlerin ikincisi canavar Typhon konusunu işler Tanrıccedila Iuno kocası olan baş tanrı ldquoIupiterrsquoin Pallasrsquoı kafasından kendisinin yardımı olmadan doğurmasına kızarakrdquo32 ldquotoprağı oumlyle sarsar ki bu sarsıntıdan buumlyuumlk ve korkutucu canavar Typhon doğarrdquo33 Typhon beslenip buumlyuumltuumllmesi iccedilin bir yılana teslim edilir buumlyuumlr buumlyuumlmez de Iupiterrsquoe savaş accedilar Savaşta Typhon Iupiterrsquoi esir alarak onu uzaktaki bilinmeyen bir yere goumltuumlruumlr elleri ve ayaklarındaki kasları keserek onu sakat ve koumltuumlruumlm bırakır Haberci tanrı Mercurius kasları Typhonrsquodan ccedilalıp Iupiterrsquoe geri verince baş tanrı guumlcuumlnuuml toplar ve canavara saldırır Oumlnce yıldırım okunu fırlatır ve canavarda yılanlar tarafından zerk edilmiş olan kanın aktığı bir yara accedilar boumlylece

boumlylece Hanedanların Birleşmesi (Union of the Crowns) gerccedilekleşir boumlylece İskoccedilya ile İngiltere aynı kral altında birleşmiş olur Jamesrsquoin tahta geldiği yıl Bacon ldquoSirrdquo unvanı alır aynı yıl A Brief Dis-course Touching the Happy Union of the Kingdoms of England and Scotland isimli risalesini yayımla-yarak bu konuda Jamesrsquoin yanında olduğunu accedilıkccedila goumlsterir 1607 yılında Parlamentorsquoda İngiltere ve İskoccedilyarsquonın birleşmesi gerektiği uumlzerine ccedilok etkili bir konuşma yapar akabinde Başsavcılığa atanır Dahası iccedilin bkz Francis Bacon ldquoİngiltere ve İskoccedilya Krallıklarının Kutlu Birleşmesi Uumlzerine Kısa Bir Soumlylevrdquo ccedilev Melike Ccedilakan Kutadgubilig Ekim 2014 (no 26) s 231-252

31 Bkz Machiavelli Il Principe 23 Rossi 81-8232 ldquoIunonem indignatam quod Iuppiter Palladem ex sese sine ea peperissetrdquo (Works VI 630)33 ldquoterram illa concussit ex quo motu Typhon natus est monstrum ingens et horrendumrdquo (Works VI 630)

180 Melike Ccedilakan

canavar guumlcuumlnuuml yitirir Iupiter onu Etna yanardağına atar ve uumlzerine yığdığı ağırlığın altında ezer34

Baconrsquoa goumlre bu mit iki politik olguyu anlatır Birincisi ldquokralların değişken talihirdquo35 ikincisi ldquokimileyin monarşilerde goumlruumllen isyanlarırdquo36 Birinci olgu bir alegoriye dayanır buna goumlre kralın krallığıyla olan ilişkisi Iupiter ile Iuno yani karı koca arasındaki ilişkiye benzer Kimileyin kral uzun suumlre tahtta kaldığı iccedilin bozulur ve bir tirana doumlnuumlşuumlr her şeyi elinde toplar soyluların ve meclisin duumlşuumlncelerini oumlnemsemez ldquoher şeyi kendi kanaatine ve mutlak iradesine goumlre youmlnetirrdquo37 Halk bundan rahatsız olur ve kendisine bir oumlnder bulur Baconrsquoa goumlre bu isyan soyluların ve oumlnemli kişilerin gizli kışkırtmasıyla başlar oumlnder de halkın kışkırtıcısı olur En nihayetinde uumllkede Typhonrsquoun doğumunu andıran ldquoisyanrdquo olarak yorumlayabileceğimiz bir sarsıntı olur Bacon bu durumu besleyen asıl unsurun ldquoplebsrsquoin bozukluğu ve koumltuuml karakterirdquo38 olduğunu soumlyler ve krallar iccedilin bu karakterin koumltuumlluumlk ve art niyetle dolu bir yılan olduğunu duumlşuumlnuumlr İsyan anlamına gelen Typhon yuumlz başıyla bu isyanın neden olduğu birccedilok koumltuumlluumlğuuml anlatır alev dolu ağızlar isyanların neden olduğu yangınları yılanlardan oluşan kuşaklar salgın hastalıkları demirden eller katliamcıları kartal penccedileleri yağmaları tuumlyluuml beden ise ardı arkası kesilmeyen dedikoduları bildirimleri ve yayılan korkuları imler Baconrsquoa goumlre bu tuumlr isyanlar bazen oumlyle buumlyuumlr ki kral baskı altına alınır mal varlığı ve otoritesi (yani Iupiterrsquoin kasları) ccedilalınır isyancıların sırtında taşınır ve krallıktan uzak bir yere goumltuumlruumlluumlr talihi yardım ederse Mercuriusrsquoun becerisi ve yardımı sayesinde mal varlığı ile otoritesine yeniden kavuşur Bacon Mercurius alegorisiyle bilgece kararlar etkili konuşmalar yoluyla kralın halkını ikna etmesini ve otoritesine yeniden kavuşmasını sağlayacağını soumlyler Dahası kralın boumlyle durumda bire bir savaştan ziyade isyancıların şoumlhretini sarsması gerektiğini iddia eder kral bunu başarırsa isyancıların oumlzguumlveni sarsılır umutsuz bir şekilde tıpkı yılanın tıslaması gibi zararsız boş tehditler savurmaya başlarlar Sonunda isyancılar parccedilalanır kral tuumlm guumlcuumlne ve

34 Klasik mitolojide Typhon karakteri tartışmalıdır Homerosrsquoa goumlre (Iliad 2782) Arimi boumllgesinde sak-lanır ve Iupiter tarafından yıldırım oklarıyla buraya goumlmuumllmuumlştuumlr Hesiodosrsquoa goumlre ise Typhaon ve Typhoeus adlarında iki farklı karakter vardır Typhaon Typhoeusrsquoun oğlu olan korkunccedil bir fırtınadır (Theogonia 869) Dahası koumlpek Orthus Cerberus Larnea Hydrarsquosı Chimaera ve Sphynxrsquoin babasıdır (Theogonia 306 Apollodorus 231 358) Baconrsquoın bahsettiği karaktere daha yakın olan Typhoeus ise ya Tartarus ile Gaearsquonın en kuumlccediluumlk oğlu ya da buradaki mitte de geccediltiği gibi sadece Iunorsquonun oğlu-dur Yaygın tekrar edilen tasvire goumlre Typhoeus yuumlz kafası iğrenccedil goumlzleri ve korkunccedil bir sesi olan bir yaratıktır (Pindarus Pythia 131 821) Hesiodos Typhonrsquoun tanrılar ile insanlar uumlzerinde egemenlik kurmak istediğini ancak buumlyuumlk bir savaş sonunda Zeus tarafından mağlup edildiğini anlatır (Theogo-nia 821) Başka bir anlatıma goumlreyse Typhon oumlluumlmsuumlz tanrılarla savaşa girişmiş ve Zeus tarafından yıldırım okuyla oumllduumlruumllmuumlş Etna yanardağına goumlmuumllmuumlştuumlr (Ovidius Epistulae Ex Ponto 1511 Fas-ti 4491 Pindarus Pythia 129)

35 ldquofortuna regum variardquo (Works VI 630)36 ldquorebellionibus quae in monarchiis quandoque evenire consueveruntrdquo (Works VI 630)37 ldquoex arbitrio proprio et imperio mero cuncta administrentrdquo (Works VI 630)38 ldquoplebis pravitate et natura malignardquo (Works VI 631)

Baconrsquoın De Sapientia Veterumrsquounda Mitlerin Politik Yorumu Uumlzerine Bir İnceleme 181

krallığa hacirckim olur isyancıları Iupiterrsquoin Typhonrsquou Etnarsquoya kapatması gibi hapsederBaconrsquoın bu mitte isyanın temel unsuru olarak goumlrduumlğuuml kitleyi betimlerken populus

(halk) ya da vulgus (avam) terimleri yerine plebsrsquoi tercih etmesi Romarsquoya atfı olarak değerlendirilebilir (White 1978 132) Bacon Nemesisrsquole ilgili olan yirmi ikinci mitteki (ldquoNemesis Sive Vices Rerumrdquo) ldquoavamda bulunan doğal ccedilekememezlik ve koumltuumlluumlkrdquo39 ifadesini hatırlatır Typhon miti Nemesis mitinden farklı olarak Romarsquoda goumlruumllen tuumlrde isyanları imler ancak genel olarak Baconrsquoın isyan ve iccedil savaş korkusunu da yansıtır40 Aynı korkuyu ya da bir sorun olarak goumlrduumlğuuml bu duruma ilişkin kullandığı nasihat dolu dili Essaysrsquoin on beşinci denemesinde de (ldquoOf Seditions and Troublesrdquo) goumlruumllebilir Nitekim denemenin hemen başında kralların devlet işlerindeki fırtınaları oumlnceden kestirebilmesi gerektiğinden bahseder ona goumlre devlerin kız kardeşi olan soumlylentiler ldquogelecekteki isyanların giriş kısmıdırrdquo41 dolayısıyla krallar soumlylentilere oumlnem vermelidir Ancak Bacon kralların halkın arasında yayılan muhalif soumlylentileri baskı uygulayarak ortadan kaldırmaya ccedilalışmasını hatalı bulur Boumlyle bir durumda yapılması gereken soumlylentilerin uumlzerinde durmamak en azından yumuşak tedbirler almaktır Bununla birlikte Baconrsquoa goumlre kralın devleti oluşturan unsurlardan yalnızca birine daha fazla ağırlık vermesi diğerlerini es geccedilmesi uzlaşmazlıklar ve boumlluumlnmelerin uluorta suumlrduumlruumllmesine ve birlik beraberliğin bozulmasına neden olur Boumlyle bir ortamda isyanların baş goumlstermesi kaccedilınılmaz bir olgudur

Ayrıca Bacon denemede devletin doumlrt temel unsuru olan din adalet youmlnetim ve hazineden birinin sarsılması ya da guumlccedilten duumlşmesinin de isyanlara neden olduğunu belirtir Başka bir deyişle Bacon devlet youmlnetimindeki dengenin sarsılmasını isyanın temel gerekccedilesi sayıyor goumlruumlnuumlr Aynı varsayımın Typhon mitinde de bulunduğu soumlylenebilir nitekim Iunorsquonun oumlfkesi ya da isyanı Iupiter ile kurdukları dengenin bozulmuş olduğu gerekccedilesine dayanır

39 ldquonaturam vulgi invidam et malignamrdquo (Works VI 631)40 Whitersquoin da bildirdiği gibi Bacon uumllkesinin Antik Yunan ya da Roma gibi yara alırsa asla iyileşeme-

yeceğini duumlşuumlnuumlyordu (Peace Among the Willows 63) bu yuumlzden bu mitte Romarsquoya doumlnuumlk kavramları kullandığı iddia edilebilir (Bkz White Peace Among the Willows 132) Bacon sivil isyanların ve iccedil savaşların bol bol yaşandığı bir doumlnemden sonra tam refaha kavuşmuş olan Elizabeth doumlneminde yaşar Bu doumlnemin ruhunda genel olarak iccedil savaşa ve isyana karşı tedirginlik ve oumlnyargı vardır İngil-tere Tudor Hanedanlığı kurulana dek yaklaşık bir yuumlzyıl kadar suumlren kanlı bir iccedil savaştan ccedilıkmıştır (Wars of the Roses) Tudor Hanedanlığıyla birlikte daha sakin guumlnlere başlayan İngiltere VIII Henry Roma Katolik Kilisesirsquonden ayrılıp uumllkenin dinini Protestanizmrsquoe ccedilevirince uumllkede iccedil savaşı diriltmiş oldu Ardından gelen tek erkek varisi VI Edward doumlnemi ccedilok daha sakin ve huzurlu geccedilmesine rağ-men genccedil kralın erken oumlluumlmuuml ile son buldu yerine başlattığı Protestan avıyla Kanlı Mary lakabını kazanan Roma Katolikrsquoi I Mary geccedilti Kraliccedileliği sadece beş yıl suumlrmuumlş olsa da Mary milyonlarca insanın katledilmesine neden olur I Maryrsquoı takiben I Elizabeth Protestan kraliccedilesi olarak tahta geccediler Tudor Hanedanlığırsquonın son kraliccedilesi olan Elizabethrsquoin huumlkmuuml kırk beş yıl suumlrer Bu suumlre zarfında iccedilte oluşan sorunlardan ziyade dıştaki sorunlar halk iccedilin huzursuzluk yaratır Spanish Armada ve Paparsquonın Elizabethrsquoi ldquodin dışırdquo ilan etmesi uumllkenin başlıca sorunları haline gelir Fakat bunlar dışında Elizabeth doumlnemi ndashguumlnuumlmuumlzde dendash İngilterersquonin Altın Ccedilağı olarak geccediler

41 ldquopreludes of seditions to comerdquo (Works VI 407)

182 Melike Ccedilakan

23 Endymion Goumlzde

De Sapientia Veterumrsquoun sekizinci miti ccediloban Endymion ile tanrıccedila Luna arasındaki aşk uumlzerinden kralların goumlzdelerini anlatır Efsaneye goumlre ay tanrıccedilası Luna ccediloban Endymionrsquoa aşıktır aralarında tuhaf ve goumlruumllmemiş tuumlrden bir sevgi vardır Bir guumln Endymion her zaman yaptığı gibi Latmosrsquoun42 taşları altındaki bir mağarada uyurken Luna goumlkyuumlzuumlnden inerek onu oumlper sonra yeniden goumlğe ccedilıkar Bacon mitin devamında Endymionrsquoun guumln iccedilinde yaptığı şekerlemelerin suumlruumlsuumlne hiccedil bir zeval getirmediğini anlatır Zira ay tanrıccedilası sevgilisinin suumlruumlsuumlyle bizzat ilgilenerek onların semirmesini ve ccediloğalmasını muumlmkuumln kılar boumlylece hiccedilbir ccedilobanın suumlruumlsuuml Endymionrsquoinki kadar şen ve kalabalık olmaz

Baconrsquoa goumlre bu mit ldquokralların karakter nitelikleri ve adetleriyle ilgilidirrdquo43 Zihni duumlşuumlncelerle dolu olup şuumlpheye meyleden krallar inatccedilı meraklı ve uyanık insanlarla değil kendilerine soumlyleneni harfiyen yerine getiren oumltesini kurcalamayan iyi bir goumlzlem yeteneğine sahip olmaktan ziyade sadakatiyle oumlne ccedilıkan kişilerle ccedilevrilmeyi yeğlerler Boumlyle insanlarla birlikte olan krallar Lunarsquonın goumlkten ayrılması gibi kendi goumlrkemli konumlarından ayrılarak maskelerini ccedilıkarır ldquobu şekilde kendilerini guumlvenli kılabileceklerini duumlşuumlnuumlrlerrdquo44 Bacon bu noktada Roma imparatoru Tiberius Caesar45 ile Fransa kralı XI Louisrsquoi46 oumlrnek goumlsterir Şuumlpheci ve ihtiyatlı karakterlerinden oumltuumlruuml birbirine benzetilen47 bu iki youmlnetici figuumlruumlnuumln tuumlm politik deneyimleri hayati risklerin

42 Latmos guumlnuumlmuumlz Muğlarsquosının kuzeyinde bir dağın ismi Luna ve Endymionrsquoun mitinde geccediler bu sebeple Romalı şairler Latmius heros ve Latmius venator diye anarlar Bkz William Smith Classical Dictionary (Wordsworth 1996) 235

43 ldquoad ingenia et mores principium pertinererdquo (Works VI 644)44 ldquoidque se tuto facere posse putantrdquo (Works VI 644)45 Tiberius Caesar (İOuml 42-37) tam adıyla Tiberius Cladius Nero Caesar 14-37 İOuml yılları arası Roma

İmparatorudur Romarsquonın Augustusrsquotan sonra ikinci imparatoru olmuştur Livia ve T Claudius Ne-rorsquonun oğludur Annesi Livia Roma İmparatoru Augustus ile evlenmeden oumlnce Tiberius iyi bir eğitim-den geccedilirilmiş Yunan ve Latin edebiyatı uumlzerine eğitim goumlrmuumlştuumlr 20li yaşlarından itibaren orduda goumlrev almıştır Romarsquonın kuzeydeki sınırının ccedilizilmesinde payı buumlyuumlktuumlr Oğlunun erken yaşta oumll-mesiyle krallığı tehlikeye duumlşmuumlştuumlr goumlnuumllluuml bir suumlrguumlne gitmiş uumllkenin youmlnetimini goumlzdesi Lucius Aelius Sejanusrsquoa bırakmıştır Tiberius şuumlpheci karakterine rağmen Sejanusrsquoa sonsuz bir guumlven duy-muştur Tiberiusrsquoun şehri terk etmesinden sonra youmlnetimi devralan Sejanus ise vatana ihanet succedilu ile yargılanmış ve idam edilmiştir Bkz Suetonius Tiberius 523 Tacitus Annales 180 4122-5

46 XI Louis (1423ndash1483) Babası VII Charlesrsquoin oumlluumlmuumlnden sonra 1461rsquode 38 yaşında tahta gelmiş 1483 yılına dek huumlkuumlm suumlrmuumlştuumlr 1440rsquote babasına accedilıkccedila baş kaldırmıştır bu isyanı kısa suumlrmuumlş babası tarafından affedildikten sonra Dauphinersquoin youmlnetimi verilmiştir İsyanına yine de devam eden Loius babası tarafından saray yasağına ccedilarptırılmıştır Babasının arzusu dışında Charlotte of Savoy ile evlenmiştir babası karşı ccedilıkınca da Charlesrsquoin buumlyuumlk duumlşmanı Philip the Good Duke of Burgundyrsquoe sığınmıştır Kindar ve zalim bir kral olsa da becerikli ve kurnaz bir kişi olup feodaliteyi temizleyerek Fransarsquoyı birleştirme işini başarır Daha fazlası iccedilin bkz H İnalcık Roumlnesans Avrupası (İstanbul İş Bankası Kuumlltuumlr Yay 2015)

47 Bkz The Foreign Quarterly Review 38 1831 190 E Penrose A History of France From the Conqu-est of Gaul By Julius Caesar to the Reign of Louis Philippe Harper amp Brothers 1862 268

Baconrsquoın De Sapientia Veterumrsquounda Mitlerin Politik Yorumu Uumlzerine Bir İnceleme 183

de bulunduğu gerginliklerden oluşur dolayısıyla goumlzdelerini kendilerini gergin politik ortamdan ccedilekip kurtaracak kişilerden seccedilerler Nitekim Bacon metnin devamında Endymionrsquoun mağarasının da sığınılası bir rahatlama mekacircnı olduğunu ima eder48 Dahası kralların goumlzdeleriyle birlikteyken deneyimlediği rahatlamadan Endymionrsquoun suumlruumlsuumlndeki bereket gibi olumlu bir sonuccedil doğar Baconrsquoın burada klasik Yunan mitolojisinde olmayan bir yorum yaptığı goumlruumlluumlr Genel olarak Endymionrsquoun Latmosrsquotaki bir mağarada Luna tarafından şehvetle oumlpuumllmesinin ardından tekrar mağaraya doumlnduumlğuuml ve orada sonsuz uykuya daldığı anlatılır Kimilerine goumlre bu Endymionrsquoun Iupiterrsquoe sonsuz guumlzellik iccedilin yalvarmasının neticesi olan bir oumlduumlllendirme kimilerine goumlreyse yine Iupiterrsquoin Endymion ile Iuno arasındaki gizli ilişkiyi oumlğrenmesinin neticesi olan bir cezalandırmadır49

Bacon İngiliz saray tarihinde goumlzdelerinin varlığıyla sık sık anılan ve hatta bu yuumlzden birccedilok eleştirinin hedefi olan iki kralın doumlneminde yaşamıştır Biri İngilterersquonin Altın Ccedilağırsquonın kraliccedilesi I Elizabeth diğeriyse Stuart Hanedanlığırsquonın ilk kralı I Jamesrsquotir Bacon her iki kralın da huumlkuumlmetinde goumlrev almıştır ama oumlzellikle James doumlneminde yuumlksek ruumltbeli goumlrevlere gelmiştir ldquoHırs Uumlzerinerdquo (ldquoOf Ambitionrdquo) denemesinde50 Bacon bazı kimselerin kralları goumlzdeleri olduğu iccedilin aciz goumlrduumlklerinden bahseder ve bu fikri kralların goumlzdelerinin olmasının faydalarını goumlstererek ccediluumlruumltuumlr Baconrsquoın dost ccedilevresi iccedilinde bu iki kralın da goumlzdelerinden isimler bulunur Robert Devereus Earl of Essex51 Elizabethrsquoin en etkili ve en sevdiği goumlzdelerinden biridir guumlce giden basamakları hızlı hızlı aşarak gizli kurula kadar gelmeyi başarır Bunda başdanışmanı olan Baconrsquoın verdiği nasihatlerin de etkisi olabilir Bacon Essex ve Ceciller52 arasında

48 Karş Malssen 62 49 Karş Apollodorus 175-6 Pausanias 581 512 Graves 244-24650 Works VI 46551 Robert Devereux II Earl of Essex (1565-1601) İngiliz asker soylu ve Kraliccedile Elizabethrsquoin goumlzdesiy-

di Birccedilok savaşta komutanlık yapmış 1599 yılında Elizabeth tarafından Lord Lieutenant olarak İrlan-darsquodaki isyanı bastırmaya goumlnderilmiştir başarısızlıkla sonuccedillanan bir ccedilatışma sonrası kaccedilarak İngil-terersquoye doumlnmuumlştuumlr Neticesinde tuumlm goumlrevlerinden alınmış ve kraliccedileyle olan ilişkisi de bozulmuştur 1601 yılında Elizabethrsquoe karşı bir ayaklanma başlatmaya girişmiş bunda da başarısız olmuştur Yaka-landıktan sonra Baconrsquoın hacirckimlik ettiği mahkemede vatana ihanet ile succedillanmış ve idama mahkum edilmiştir Elizabeth doumlnemi saray yaşamının ve siyasetinin en etkili ismidir diğeri Cecillerrsquodir Eli-zabethrsquoin sevgisi ve ilgisi iccedilin kıyasıya savaşmışlardır bu sevgi ve ilgili onlara uumllkenin en guumlccedilluuml ismi olma ayrıcalığı kazandırır Bacon kardeşi Anthony Bacon ile birlikte Essexrsquoin yanında olmayı seccediler (ya da seccedilmek zorunda kalır) başdanışmanlığını yapar Essexrsquoin Elizabethrsquoin goumlzuumlnden duumlştuumlğuumlnde ve vatana ihanet succedilundan yargılandığında Bacon onu oumlnceden uyardığını ama Essexrsquoin dinlemediğini anlattığı bir nevi kendini vatana ihanet succedilundan kurtarmak iccedilin bir risale yayımlar ldquoA Declaration of the Practices and Treasons Attempted and Committed by the Late Earl of Essexrdquo (1601)

a Elizabethrsquoin vefatından sonra tahta gelen I Jamesrsquoin yakın arkadaşı olan Essex hakkında ağır eleştiri ve ithamların olduğu bu risalenin uumlzerine bir de Essexrsquoi aklamaya doumlnuumlk kaleme aldığı ldquoSir Francis Bacon His Apologie in Certain Imputations Concerning the Late Earl of Essexrdquo (1604) risalesini ya-yımlar

52 Sir William Cecil I Elizabethrsquoin başdanışmanı olarak hizmet vermesinin yanında başka yuumlksek ruumltbeli goumlrevlere de getirilmiştir doumlneminin en guumlccedilluuml ve etkili siyaset adamıdır Kendisinden sonra goumlreve

184 Melike Ccedilakan

ccedilıkan tartışmalarda Essexrsquoten yana olmuş ve kendi kariyerinin gelişmesini de yine onun buumlyuumlmesine bağlamıştır (Zagorin 1998 8) Her ne kadar bu mitte goumlzdelerin kralın zor zamanlarında başlarını yaslayacakları bir omuz olmasını istese ya da onların boş laflarla avutulmaması gerektiğini soumlylese de Baconrsquoın verdiği nasihatler gerccedilekte ters youmlndedir

Hem Essexrsquoe hem de I Jamesrsquoin en guumlccedilluuml goumlzdesi Sir George Villiersrsquoa53 (Duke of Buckingham) verdiği nasihatlerde54 genellikle krala boş da olsa oumlvguuml soumlzlerinin sarf edilmesini salık verir Bu konuyu biraz accedilalım Speddingrsquoin Baconrsquoın mektuplarını derlediği kitapta55 belirttiğine goumlre Baconrsquoın goumlzdelerin seccediliminde oumlnem verdiği bir kural vardır kralın kişisel ilgisiyle seccedililmiş oumlzel ve guumlvenilir kişiler olmaları Fakat bu sorumluluk Baconrsquoın şahsen desteklediği bir şey değildir56 Spedding Baconrsquoı bu konuyu işleme amacının kralların goumlzde sahibi olmasını engelleyemediği iccedilin en azından onları krala karşı iyi ve duumlruumlst davranmaları youmlnuumlnde uyarmak olduğunu duumlşuumlnmuumlştuumlr (Letters and Life 1872 13) Bu goumlrevi desteklemiyor oluşunun bir diğer nedeniyse konsuumlllere olan guumlvenini tamamen yitirmiş olmasıdır bundan bir ccedilok eserinde bahseder57 Konsuumlller iccedilin vardığı sonuccedil neredeyse her seferinde aynıdır Eninde sonunda her bir uumlye dalkavuk ve uumlccedilkağıtccedilıdır Bu Baconrsquoın kendi deneyimleri ya da kariyer basamaklarını hızla tırmanma hikacircyelerini bilenler iccedilin ikircikli bir durumdur Zira Bacon I James doumlneminde yuumlksek ruumltbeli goumlrevlere gelebilmek iccedilin pek ccedilok kişiye dalkavukluk etmiş karşısındaki ne istediyse vermiş hatta bu uğurda uzun bir suumlreyi birlikte geccedilirdiği insanlara bile sırt ccedilevirmiştir58 Bu bilgiler goumlz oumlnuumlnde tutulduğunda

oğlu Sir Robert Cecil geccedilmiştir I Jamesrsquoin kral olması iccedilin gerekli duumlzenlemeleri yapan yine oğul Cecilrsquodir Cecil aynı zamanda Baconrsquoın anne tarafından birinci dereceden kuzenidir

53 Sir George Villiers Duke of Buckingham (1592-1628) oumlnce I Jamesrsquoin ardından da I Charlesrsquoın goumlzdesi olan İngiliz politikacı ve soylu Aldığı birccedilok dış politika kararı felaketle sonuccedillanmıştır oumlzel-likle İspanya ve Fransarsquoya yapılan askeri seferler en nihayetinde yuumlruumlttuumlğuuml politikalar Parlamenterler ile Kralcılar arasındaki gerilimi iyice koumlruumlkledi Gerek guumlcuuml kullanması gerekse yanlış politikalar izlemesinden oumltuumlruuml doumlneminde pek popuumller değildi bir askerin suikast girişimi ile oumllduumlruumllduuml Hem I James hem de I Charlesrsquoin goumlzdesi olan Villiers etrafında kralın ilgisini isteyenlerin toplandığı bir arkadaş ccedilevresine sahiptir Grubun iccedilinde Bacon da vardır meşhur kitabı Esssaysrsquoın son edisyonunu (1625) Duke of Buckinghamrsquoa ithaf etmiştir

54 Spedding Letters VI 13-2655 James Spedding The Letters and the Life of Francis Bacon Vol VI London Longmans Green Rea-

der and Dyer 1872 1256 Spedding age VI 425 57 Bkz Essays De Sapientia Veterum Advancement of Learning 58 I Elizabethrsquoin goumlzdesi Earl of Essex Baconrsquoın uzun suumlre arkadaş ccedilevresinde kalır Bacon ve kardeşi

Essex iccedilin ccedilalışırlar Bacon Essexrsquoe sırt ccedilevirdiğinde kardeşi Anthoy Bacon Earlrsquoun yanında kalmayı tercih eder Essexrsquoin yargılandığı vatana ihanet davasındaki savcılardan birisi Bacon olur ve onun idam kararı de yine Baconrsquoın elinden geccediler Bacon 1601 yılında Elizabethrsquoin kontroluumlnden de geccedilen A Declaration of the Practices and Treasons Attempted and Committed by the Late Earl of Essex isimli bir risale yayımlar Burada Essexrsquoi yeren succedillayan iddialarda bulunur 1604 yılındaysa Sir Francis Bacon His Apologie in Certain Imputations Concerning the Late Earl of Essex isimli yeni bir risale yayımlar Bu sefer Essexrsquoi oumlver ve ona haksızlık yapıldığını iddia eder Arada değişen şey ise 1603 yılında I Elizabethrsquoin oumlluumlmuuml uumlzerine tahta I Jamesrsquoin gelmesidir

Baconrsquoın De Sapientia Veterumrsquounda Mitlerin Politik Yorumu Uumlzerine Bir İnceleme 185

Baconrsquoın soumlyledikleriyle yaptıklarının ccedilelişkili olduğu soumlylenebilir

24 Cyclopes Korku Bakanları

De Sapientia Veterumrsquoun uumlccediluumlncuuml miti59 Cyclopesrsquoları korku bakanlarına benzeterek kralların kendi amelleri iccedilin onları nasıl kullandıklarını anlatır Hikacircyeye goumlre Iupiter Cyclopesrsquoları Tartarusrsquoa ebediyen mahkum eder Fakat sonra Tellus Iupiterrsquoı mahkumları serbest bırakır ve şimşek yapımıyla goumlrevlendirirse daha işe yarar olacakları konusunda ikna eder Iupiter de bu fikri uygular Cyclopesrsquolar karanlık bir zindanda durmaksızın Iupiterrsquoin şimşeklerini doumlver ve diğer korku aletlerini uumlretirler Zaman iccedilinde Iupiterrsquoin oumlfkesi oumllmuumlş insanları ilaccedil yardımıyla dirilttiği iccedilin Apollorsquonun oğlu AEligsculapiusrsquoa kabarır Fakat yapılan işin yuumlce olması ve ona youmlnelik herhangi bir memnuniyetsizliği olmaması nedeniyle Iupiter oumlfkesini kendine saklar ve gizlice elinin altında olan Cyclopesrsquoları AEligsculapiusrsquoun uumlzerine salar Bunun uumlzerine ndashIupiterrsquoin izniylendash Apollo oğlunun intikamını almak iccedilin oklarıyla Cyclopesrsquoları katleder

Bacon Iupiterrsquoin bu davranışını kralların kirli işlerini bakanlarına yaptırmalarına benzetir Ona goumlre acımasız hunhar ve ndashtuumlm bunlar iccedilinndash hevesli bakanlar oumlnce bu oumlzellikleri nedeniyle yerlerinden edilirler sonra faydayı goumlzeten onursuz ve aşağılık konsuumll (burada Tellus) tarafından ikna edilerek goumlrevlerine iade edilirler Bu bakanlar doğaları gereği acımasız ve kaderleri gereği oumlfkelidirler kendilerinin hangi işler iccedilin istendiklerinin farkındalardır ve kendilerini bu işe titizlikle adarlar Kral kendi uumlzerine hasetlik ya da oumlfke ccedilekmek istemediği iccedilin elinin altında her zaman hazır bir şekilde bulunan bu araccedilları kullanabileceğini ve onlardan kanun ya da kurbanların yakınlarının intikamları gibi youmlntemlerle kurtulabileceklerini bildikleri iccedilin kirli işleri halletmek iccedilin bunları oumlne suumlrer

Kralların koumltuuml ya da pis işleri iccedilin yetkileri altındaki insanları kullanması yeni bir politik hamle değildir oumlrneğin Zagorin Machiavellirsquonin Il Principersquode (Huumlkuumlmdar) anlattığı bir anekdotu aktarır Bu anekdota goumlre Machiavellirsquonin eseri yazarken ki en buumlyuumlk ilhamı olan Cesare Borgia60 zalim Ramiro drsquoOrcorsquoyu Romagnarsquoda huumlkuumlm suumlrmesi iccedilin işe aldıktan sonra onu idam ettirir ve halkın nefret ettiği bu bakandan kendisini ayıklamış olur Bacon Essaysrsquodeki ldquoOf Envyrdquo (ldquoCcedilekememezlik Uumlzerinerdquo)

59 Cyclopesrsquolar farklı yazarlar tarafından birccedilok hikacircyede kullanılmışlardır oumlrneğin Homer onlardan Siciliarsquoda yaşayan Iupiterrsquoi umursamayan ve insan yiyen alınlarının ortasında tek goumlzleri olan vahşi dev ccedilobanlar olarak bahseder Hesiodrsquoun anlatımı Baconrsquoınkiyle aynıdır Daha sonraki anlatılarda Cyclopesrsquoların Hephaestusrsquoun yardımcıları oldukları yazılır

60 Cesare Borgia (1475-1476) Valentinois Duumlkuuml İtalyan soylu siyasetccedili kardinal Papa VI Alexanderrsquoin (1492-1503) gayri meşru ccedilocuğudur Kardinal seccedilildikten sonra bir suumlruuml yuumlksek ruumltbeli devlet goumlrev-lerine getirilmiştir Romagnarsquoda kendi prensliğini kurmaya ccedilalışmıştır buranın youmlnetimini başarıyla suumlrduumlrmuumlştuumlr Politik yaşamı Machiavellirsquoye Prensrsquoi yazmada esin kaynağı olmuştur zalim bir kral olmuştur

186 Melike Ccedilakan

denemesinde kamu ccedilekememezliğinden bahsederken bunun ldquokrallar ya da soylular sınıfından ziyade yuumlksek ruumltbeli devlet goumlrevlileri ya da bakanlara youmlnelikrdquo olduğuna dikkat ccedileker61 Bacon bakanlara ya da devlet goumlrevlilerine youmlneltilmiş hoşnutsuzlukların aslında saklı olarak devletin kendisine yani krala youmlnetildiğinin de her zaman iccedilin doğru olduğunu da ekler62

25 Styx Antlaşmalar

Kitabın beşinci miti Styx nehrine edilen yeminleri konu alır Geleneğe goumlre tanrılar aralarında pişmanlığa yer bırakmayacak şekilde yemin etmek iccedilin kendilerine ndashher hikacircyede olabilecekndash bir şahit tutmak isterler cehennem boumllgesinde yer alan birccedilok kolu Dis sarayına kadar ulaşan Styx nehrinde karar kılarlar63 Bu tuumlr bir yemin tartışmasız ve bozulamaz sayılacak ve yemini bozmaya kalkan her kim olursa olsun tanrıların en ccedilok korktuğu şeyle cezalandırılacaktır ndashyani yemini bozan uzun yıllar boyunca tanrıların verdiği şoumllenlerden mahrum kalacaktır

Baconrsquoa goumlre bu mit kralların yazılı ve soumlzluuml antlaşmalarına bir tuumlr goumlndermedir Kralların ettikleri yeminler her ne kadar kutsal ve heybetli olsa da guumlvenilirlikleri pek az olur bu yeminler oumlncelikli olarak toumlrenler uumln ve itibar iccedilin yapılır guumlvenlik oumlnem ve teminat ikinci planda kalır64 Bacon ldquoonu geccedilenlerin bir daha geri gelemediği oumlluumlmcuumll Styx nehrinin (guumlccedilluumllerin muazzam tanrısı olan) Gereklilikrsquoin en guumlzel şekilde ifade edildiğinirdquo65 soumlyler Bacon bu tanrıyı antlaşmalara şahitlik etsin diye uyandırmasını kutlamak iccedilin Atinalı Iphicratesrsquoin oumlnemli soumlzlerine yer verilmesi gerektiğini not duumlşer ldquoAramızda seni ve beni bir arada tutan oumlzel bir bağ ve teminat var ndashbizim iccedilin o kadar yararlı oldun ki bize zarar verebilecek olsan bile bunu yapmazsınrdquo 66 Tabii bu bağı sağlayan şey Styxrsquoe ettikleri yemin ya da ndashBaconrsquoın yorumuylandash yaptıkları antlaşmadır Antlaşma ya da yemin bozulduğunda şoumllenlerden mahrum kalma riski oluşur ki bu şoumllenler eski doumlnemlerde imparatorluk zenginlik ve refah haklarını temsil

61 ldquoThis public envy seemeth to beat chiefly upon principal officers or ministers rather than upon kings and estates themselvesrdquo (Works VI 396)

62 ldquoBut this is a sure rule that if the envy upon the minister be great when the cause of it in him is small or if the envy be general in a manner upon all the ministers of the estate then the envy (though hidden) is truly upon the state itselfrdquo (Works VI 396)

63 ldquoIllud juramentum nullam majestatem coelestam nullum attributum divinum advocabat et testabatur sed Stygem fluvium quendam apud inferos qui atria Ditis multis spiris interfusus cingebatrdquo (Works VI 633)

64 ldquo() adeo ut fere ad existimationem quandam et famam et ceremoniam magis quam ad fidem et secu-ritatem et effectum adhibeanturrdquo (Works VI 634)

65 ldquoItaque unum assumitur verum et proprium fidei firmamentum neque illud divinitas aliqua coelestis ea est Necessitas (magnum potentibus numen) et periculum status et communicatio utilitatisrdquo (Works VI 634)

66 ldquoAtque hoc numen advocavit ad foedera Iphicrates Atheniensis qui quoniam inventus est qui ea aperte loqueretur quae plerique tacite animo volvunt non abs re sit ipsius verba referrerdquo (Works VI 634)

Baconrsquoın De Sapientia Veterumrsquounda Mitlerin Politik Yorumu Uumlzerine Bir İnceleme 187

eder67 bu hakların kaybedilmesi doumlnemi iccedilin ccedilok buumlyuumlk bir cezadırKlasik mitoloji anlatılarında Styx aşağı duumlnyada yedi kat akan bir nehirdir Styx

zaman zaman Oceanus ve Tethysrsquoin kızı olarak geccediler bir peri olarak Hadesrsquoin girişinde guumlmuumlş suumltunların desteklediği bir mağarada yaşar Nehir olarak Styx Oceanusrsquoun dallarından birisi olarak tarif edilir Pallas sayesinde Zelus (şevk) Nice (zafer) Bia (kuvvet) Cratos (guumlccedil) isminde doumlrt ccedilocuğu olur Bu ccedilocuklar Iupiterrsquoe Titanlarla olan savaşında yardımcı olurlar bu iyilik karşısında Styx ilahi bir guumlccedil kazanarak yeminlerin edildiği nehir haline gelirken ccedilocukları da sonsuza dek Iupiter ile yaşarlar Barbara C Garner Cyclopes Styx ve Endymion mitlerinin politik bir ccedilerccedileve uumlzerinden ele alınmasını ccedilok oumlzguumln bulur (1970 289) tıpkı Perseus Diomedes Achelous ve Tyhon mitlerini savaş youmlntemleriyle bağdaştırarak accedilıklamasını oumlzguumln bulduğu gibi (age 289) Fakat geri kalan mitleri pek oumlzguumln goumlrmez hatta Baconrsquoın De Sapientia Veterumrsquou yazarken ziyadesiyle Natalis Comesrsquoten68 etkilendiğini iddia eder69 bu iddia ayrı bir makale konusu olarak tartışılabileceği iccedilin bu makalenin konusu değildir Paolo Rossi ise Baconrsquoın Styx mitinin yorumunda Machiavellirsquonin etkisinin ccedilok belirgin olduğunu iddia eder (2009 115)

26 Perseus Savaş

De Sapientia Veterumrsquoun yedinci mitinde Bacon Perseus uumlzerinden savaş taktiklerini accedilıklar ve krallara savaş uumlzerine oumlğuumltlerde bulunur Hikacircyeye goumlre Pallas Perseusrsquou İspanyarsquonın en uumlcra kısımlarında bile sayısız felakete neden olan bakışlarıyla insanları taşa ccedileviren korkunccedil canavar Medusarsquonın başını kesmesi iccedilin yollar70 Bu soylu goumlreve yollanırken tanrılar Perseusrsquoa hediyeler verirler Mercurius ayaklarına takması iccedilin kanat verir Pluto bir başlık Pallas ise bir kalkan ve ayna verir Her ne kadar iyi donanmış olsa da Perseus hemen Medusarsquonın peşine duumlşmez oumlnce Yunanistanrsquoa giderek Medusarsquonın uumlvey kardeşleri olan Gorgonrsquoları ziyaret eder bunlar beyaz saccedillı yaşlı kadınlardır tek bir goumlzuuml ve dişi uumlccedil kardeş arasında paylaşırlar Onlardan Medusarsquonın yerini oumlğrenir yanına vardığında canavarı uyurken bulur Perseus hemen yanına yanaşmaz Pallasrsquoın verdiği aynayı canavara tutarak kafasını keser71 Kanayan

67 ldquo() sub quo nomine imperii jura et praerogative et affluentia et felicitas antiquis significanturrdquo (Works VI 634)

68 Natalis Comes (1520-1582) İtalyan mitoloji yazarı şair huumlmanist tarihccedilidir 1567 yılında Latince ya-yımlanan Myhologiae adlı eseri tuumlm Roumlnesans Avrupasırsquonı etkilemiştir ve klasik mitoloji iccedilin birincil kaynak haline gelmiştir Comesrsquoin mitolojik yorumları birccedilok Roumlnesans yazarı tarafından paylaşılmıştır

69 Karş P Rossi Francis Bacon From Magic to Science (1957) Charles W Lemmi The Classic Deities in Bacon (1933) F Anderson The Philosophy of Francis Bacon (1948)

70 ldquoPerseus traditur fuisse a Pallade missus ad obtruncandam Medusam quaelig populis plurimis ad occi-dentem in extremis Hiberiaelig partibus maximaelig calamitati fuit Monstrum enim hoc tam dirum atque horrendum fuit ut aspectu solo homines in saxa verteretrdquo (Works VI 641)

71 ldquoNeque tamen aspectui ejus (si evigilaret) se committere audebat sed cervice reflexa in speculum Palladis inspiciens atque hos modo ictus dirigens capur ei absciditrdquo (Works VI 641)

188 Melike Ccedilakan

yarasından kanatlı Pegasus ccedilıkar72 Perseus hacirclacirc taş etme etkisi olan kafayı Pallasrsquoın kalkanına mıhlar

Baconrsquoa goumlre bu hikacircye geccedilerli sebeplerle savaş accedilma ve savaş sanatını anlatan bir mittir Buna goumlre oumlnce savaşın tuumlruuml seccedililir ardından bu savaşın tuumlruumlnuumln tasarlanmasında etkili olacak uumlccedil kural oluşturulur Birinci kural komşu uumllkeleri fethetmekle uğraşma Mirasın buumlyuumlmesiyle ilgili olan kuralları imparatorluğun genişlemesiyle birbirine karıştırma İkincisi savaş iccedilin geccedilerli ve onurlu bir nedenin olsun boumlylece hem askerleri hem de erzakı verecek olan halkı savaşa ikna etmek kolaylaşır Ayrıca muumlttefiklerin savaşa katılmasına da sebep olur dost kazandırır ve daha birccedilok avantaj sağlar Baconrsquoa goumlre Medusa gibi baktığı şeyi taşa ccedileviren bir canavarın tiranlığını sonlandırmaktan daha iyi bir savaş nedeni olamaz Uumlccediluumlncuumlsuuml Baconrsquoa goumlre mitte akıllıca eklenmiş bir ayrıntı vardır (her biri savaşın tuumlrlerini temsil eden) Gorgonrsquolardan uumlccedil tane olmasına rağmen Perseus savaşmak iccedilin oumlluumlmluuml olan Medusarsquoyı seccedilmiştir boumlylece sonsuz savaş taktiklerindense bitebilecek bir savaşa girmiştir Bacon Perseusrsquoun savaşı kazanması iccedilin gerekli olan her şeye ihtiyacı olduğunu savunur Mercuriusrsquodan ccedileviklik Plutorsquodan oumlğuumlduumln gizliliği Pallasrsquotan takdir almıştır Savaş iki şeyle sonuccedillanır Biri Pegasusrsquoun doğumu ve uumlnuuml uzak diyarlara uccedilmayı ve zafer kutlamayı beraberinde getirmesi Diğeriyse en etkili kendini koruma silahı haline gelen Medusarsquonın kalkana mıhlanmış başı Her ikisi de ileriki savaşlarda kullanılacak guumlccedilluuml silahlardır Tek zeki ve unutulmaz kahramanlık tuumlm duumlşmanlardan gelebilecek o koumltuuml muumldahalelerin ortadan kalkmasına sebep olur

Yukarıda geccedililen oumlzetten de anlaşılabileceği gibi Baconrsquoın Perseus miti savaşa girmeyi duumlşuumlnen yahut girecek olan okuyucularına oumlğuumlt verme goumlrevi taşır ndashburada hedef kitlesi elbette krallardır Bu oumlğuumltler bir savaşın kazanılmasında krallara yardımcı olacak onlara yol goumlsterecektir Baconrsquoın oumlzellikle dikkat ccedilektiği şey savaşın nedeninin geccedilerli ve onurlu olması şartıdır boumlylelikle etrafında seninle birlikte ve senin iccedilin savaşacak insanlar bir araya gelirler ve duumlşmana birlikte goumlğuumls gererler Bacon iccedilin savaş devletin bir ccedileşit egzersiz şeklidir bunu Essaysrsquoin yirmi dokuzuncu denemesinde ndashldquoOf True Greatness of Kingdoms and Estatesrdquo (ldquoKrallıkların ve Devletlerin Gerccedilek Buumlyuumlkluumlğuuml Uumlzerinerdquo)ndash dile getirir Başka uluslara karşı yapılan savaşı bir insanın sağlıklı kalabilmesi iccedilin yaptığı egzersizlere benzetir iccedil savaşıysa ateşli bir hastalığa

Sonuccedil

Yukarıdaki incelememizde de goumlruumllduumlğuuml uumlzere Baconrsquoın De Sapientia Veterumrsquoda politik bağlamda ele aldığı mitler onun kendi politik duruşunu duumlşuumlncelerini ve ideal bir kralın sahip olması gereken melekeleri iccedilerir Bacon bu mitleri iccedilinde bilgelik

72 ldquoEx sanguine autem Medusaelig fuso statim Pegasus alatus emicuitrdquo (Works VI 641)

Baconrsquoın De Sapientia Veterumrsquounda Mitlerin Politik Yorumu Uumlzerine Bir İnceleme 189

olduğuna inandığı iccedilin yeniden ele almıştır Buna goumlre Cassandra ve Metis mitleriyle nasihatin ve nasihatccedilinin kral iccedilin oumlnemini Typhon mitiyle soumlylentilere kulak asılması gerektiğini ve isyanları yumuşak tedbirlerle bastırmanın kral iccedilin yararlı olacağını Endymion mitinde kralın goumlzdelerinin olmasını kralların şuumlphe ve tedirginlikle geccedilen guumlnlerinde onlara bir rahatlama yeri tahsis ettiklerini fakat yine de goumlzdelere karşı da dikkatli olunması gerektiğini Cyclopes mitinde bu canavarları kralların pis işlerini yaptırarak sorumluluğundan kurtulabileceği bir ccedileşit bakanlara benzetir Styx mitiyle bu nehre yapılan geri doumlnuumlşuuml olmayan yeminleri kralların yaptığı soumlzluuml ve yazılı antlaşmalara benzetir son olarak Perseus mitiyle kralların savaşlarda nasıl tedbirler almaları gerektiğini anlatır

Bacon politik goumlndermelerini yaparken kendi ccedilağından yahut klasik duumlnyadan ccedilok bilindik oumlrnekler kullanır boumlylece okurunun aşina olduğu hatta belki de felaketle biten hikacircyeleri sebebiyle kendilerine ders ccedilıkarttıkları hikacircyeler uumlzerinden kendi politik oumlnermelerini ve oumlğuumltlerini verir Baconrsquoın kendi politik geccedilmişi ve saray yaşamı bahsettiği birccedilok durumu birincil elden deneyimlemesine yardım etmiş boumlylece daha sağlam politik oumlğuumltlerde bulunmasına katkı sağlamıştır Bacon mitleri ele alırken zaman zaman klasik mitolojinin sınırlarının dışına ccedilıkan yorumlarda bulunur Politik bağlamda yorumladığı mitolojik hikacircyeleri kendi politik suumlzgecinden geccedilirerek hem kendi zamanına hem de guumlnuumlmuumlz politikasına ve politik aktoumlrlerine doumlnuumlk oumlnemli oumlğuumltler sunar

KAYNAKLAR

Bacon Francis The Works of Francis Bacon 14 Vols Ed J Spedding R L Ellis D D He-ath London Longmans amp Co 1870

Brumble H David Classical Myths and Legends in the Middle Ages and Renaissance A Dictionary of Allegorical Meanings Routledge 2013

Farrington Benjamin Francis Bacon Philosopher of Industrial Science London Lawrence and Wishard Ltd 1951

Garner B C ldquoFrancis Bacon Natilis Comes and The Mythological Traditionrdquo Journal of the Warburg and Courtauld Institutes Vol 33 (1970)

Graves Robert Yunan Mitleri Ccedilev U Akpur İstanbul Say Yayınları 2004Jardine Lisa amp Alan Stewart Hostage to Fortune The Troubled Life of Francis Bacon 1561-

1626 London Phoenix Giant 1998İnalcık Halil Roumlnesans AvrupasıTuumlrkiyersquonin Batı Medeniyetiyle Oumlzdeşleşme Suumlreci İstan-

bul Tuumlrkiye İş Kuumlltuumlr Yayınları 2015Lemmi Charles W The Classic Deities in Bacon A Study in Mythological Symbolism Balti-

more The Johns Hopkins Press 1933Machiavelli Niccolo The Prince Trans Peter Bondanella New York Oxford Worldrsquos Clas-

sics 2005Van Malssen Tom The Political Philosophy of Francis Bacon On the Unity of Knowledge

SUNY Press 2015 AlbanyPeltonen Markku ldquoPolitics and Science Francis Bacon and the True Greatness of Statesrdquo

The Historical Journal vol35 no2 (Jun 1992) 279-305

190 Melike Ccedilakan

Penrose Elizabeth Cartwright A History of France From the Conquest of Gaul By Julius Caesar to the Reign of Louis Philippe Harper and Brothers 1862

Rossi Paolo Francis Bacon From Magic to Science ccedilev Sacha Rabinovitch London Rout-ledge amp Kegan Paul 2009

Spedding James The Letters and the Life of Francis Bacon Vol VI London Longmans Green Reader and Dyer 1872

Vickers Brian Francis Bacon and Renaissance Prose Cambridge CUP 1968White Howard B Antiquity Forgot Essays on Shakespeare Bacon and Rembrandt Boston

Martinus Nijhoff The Hague 1978ndashndashndashndash Peace Among the Willows The Political Philosophy of Francis Bacon Netherlands

Martinus Nijhoff ndash The Hague 1968 Zagorin Perez Francis Bacon New Jersey Princeton University Press 1998

Page 3: MART 2017 - Kutadgubilig

Kendisine klasik İslacircm duumlşuumlnce geleneğini temel alan Kutadgubilig kendini bir felseficircleş-miş kuumlltuumlr inşacircasına katkıda bulunmak iddiasını taşıyan felsefe - ldquovarlıkrdquo ile ldquobilgirdquo oumlğre-tileri ldquobilim teorisirdquo ldquoahlacirckrdquo ldquodilrsquo ldquodinrdquo ldquotarihrdquo ile ldquotoplumrdquo- araştırmalarına mantık ile matematik ccedilalışmalarına ve bilim - ldquofizikrdquo ldquogoumlkbilimrdquo ldquoyer bilimlerirdquo ldquokimyardquo ldquocan-lılar bilimirdquo- incelemelerine accedilacaktır Kutadgubilig Felsefe-Bilim Araştırmalarırsquonda aranan başta gelen oumlzellik oumlzguumlnluumlk fel-sefe-bilim ciddicircliği enginlik derinlik ile ifacircde guumlzelliğidir Oumlzguumlnluumlkten kasdımız oumln-celikle Tuumlrk muumlellifinin ele aldığı soruna evvelemirde klasikleşmiş İslacircm duumlşuumlncesinin bakış accedilısını da dikkate alarak ccediloumlzuumlm oumlnermesi keyfiyetidir İfacircde guumlzelliğine gelince bundan murad olunan Tuumlrkcenin yuumlzyılların zevk ile letacircfet imbiğinden suumlzuumllerek guuml-nuumlmuumlze erişmiş soylu soumlz varlığı ile anlatım guumlcuumlnuumln alabildiğine ortaya koyulmasıdır Felsefe-bilim zihniyeti taassub ile tek taraflılığı reddeder Tersine eleştiri tavrıyla yola koyulunur Felsefe-bilim akılyuumlruumltme yolunun sonu yoktur Her akılyuumlruumltme silsilesinin sonu gibi goumlzuumlken vargı yeni bir gidişin başlangıcını bağrında taşır Ancak eleştirel tu-tum oumlzellikle ahlacirck-tarih-toplum-siyaset ccedilerccedilevesinde accedilısızlık goumlruumlşsuumlzluumlk ile ifacircde-sizlik anlamına gelmez gelemez gelmemelidirFelsefe-bilim bağlamında ortaya koyulan bir verim ilk bakışta nice oumlzguumln goumlzuumlkuumlrse gouml-zuumlksuumln belli bir geleneğin bağrında yer almıyorsa kalıcı bir anlam kazanamaz Havaya saccedilılmış tohumları andırır Ekinlerin yetişip serpilmeleri iccedilin tohumların muumlnbit toprak-lara atılmaları icacircb eder Benzer biccedilimde duumlşuumlnceler ile varsayımların kalıcı etkileyici ve evrensel anlamlar kazanabilmeleri de belli bir felsefe-bilim geleneğinin (eacutecole) iccedilerisine doğup bağrında neşvuumlnemacirc bulmalarına bağlıdır İşte Kutadgubilig Felsefe-Bilim Araş-tırmaları Tuumlrk duumlşuumlncesinde boumlyle bir geleneğin oluşmasına zemicircn hazırlayabilirse ku-ruluş amacı doğrultusunda hizmet goumlrmuumlş olacaktır Derginin sayfalarında yazılarıyla yer alacak felsefeci-bilimadamlarımızın dialektik bir anlatışta duumlşuumlncelerini ldquoccedilarpıştırıcakrdquo bir ortama kavuşmaları dileğimizdirKutadgubilig Felsefe-Bilim Araştırmaları 2002 yılından itibaren yayımlanmakta olan akademik ve hakemli bir felsefe dergisidir 2002-2015 yılları arasında Ekim ve Mart aylarında olmak uumlzere yılda iki defa yayımlanmış olan Kutadgubilig Felsefe-Bilim Araş-tırmaları 2016 yılından itibaren yılda doumlrt sayı olacak şekilde Mart Haziran Eyluumll ve Aralık aylarında yayımlanmaya devam edecektir ULAKBİM ve Philosopherrsquos Index tarafından dizinlenmekte olan Kutadgubilig Felsefe-Bi-lim Araştırmalarırsquonın yayım dili Tuumlrkccediledir ve farklı dillerde makalelere ccedilevirileri ile birlikte yer verilmektedir Ayrıca daha oumlnce değişik yayım organlarında oumlncelikle eski yazıyla ccedilık-mış oumlnemli ccedilalışmalar da Kutadgubilig Felsefe-Bilim Araştırmalarırsquonın sayfalarında unutul-maktan kurtarılacaklardır Her sayı sırasıyla varlık bilgi ahlacirck araştırmaları tarih toplum siyaset sanat araştırmaları bilim incelemeleri ve kitabiyat biccediliminde boumlluumlmlenecektirYayımlanma talebi ile goumlnderilmiş olan ccedilalışmalar iccedilerik ve biccedilim accedilısından hakemler ve yayım kurulu tarafından değerlendirildikten sonra yayımlanmaktadır Basılmayanlar da yayımlananlar gibi iacircde olunmayıp arşivlenmektedirler Yayım ilkeleri ve makale forma-tı hakkında detaylı bilgi iccedilin web sitemize (wwwkutadgubiligcom) bakınız Kutadgubilig Felsefe-Bilim Araştırmaları yayımladığı ccedilalışmalarda izhacircr olunmuş duuml-şuumlnceler ile goumlruumlşlerin sorumluluklarını uumlstlenmez Yalnız dil ile ifacircde biccedilimlerinde nisbicirc bir ortaklığı sağlamak amacıyla muumldacirchale hakkını mahfucircz tutar Saygılarımız ve selacircmla-rımızla ldquomutluluk veren bilgirdquo Kutadgubilig Felsefe-Bilim Araştırmaları

Kutadgubilig takes its ground on the Islamic philosophy tradition and now it is going to welcome in its pages the studies on philosophy ndashdoctrines on lsquoexistencersquo and lsquoknowled-gersquo lsquotheory of sciencersquo lsquoethicsrsquo lsquoreligionrsquo lsquolanguagersquo lsquohistoryrsquo and lsquosocietyrsquondash on logic and mathematics and researches on science ndashrsquophysicsrsquo lsquoastronomyrsquo lsquogeometryrsquo lsquoche-mistryrsquo lsquobiologyrsquondash that claim providing for the establishment of a philosophical tradition First requirements are individuality gravity on philosophy and science immensity depth and beauty of expression What we mean by individuality is the assessment of the classi-cal early Islamic thought by the author (especially the Turkish author) while examining the question that he chooses and then provide a solution As for the beauty of expression what is desired is the revealed Turkish eloquence with its esteemed charming and extant vocabulary The mentality of science and philosophy rejects the unilateralism On the contrary it sets off with an attitude of criticism It is an endless road Every end is a beginning However the attitude of criticism does not shall not and will not mean an agonic or expressionless attitude especially on the ethical-historical-social-political groundA philosophical and scientific fruit can not bear a permanent meaning unless it is suppor-ted by a tradition no matter how original it looks It resembles the seeds thrown to the air They should be sowed first It is the same with the ideas They should begin their exis-tence in an eacutecole That is why the periodicalsrsquo aim is to prepare a ground for a tradition of this kind Our hope is to get the authors lsquocrashrsquo their ideas with dialectical minds in the papers of the periodicalsKutadgubilig (the Blissful Wisdom) Philosophy-Science Studies is an academic and re-fereed philosophy periodical being published since 2002 It used to be published twice a year on October and March yet from 2016 on it will continue to be published four times a year on March June September and DecemberIts index is being prepared by ULAKBİM and Philosopherrsquos Index Turkish is its official language however it is also open to texts in some other languages together with their relevant Turkish translations Moreover some important works that were published with the ottoman script in various media organs are going to be revitalized Every issue is going to be classified in this order existence knowledge ethics studies history society politics arts studies science studies and bibliographyWorks submitted for publication are being published after the evaluation of the referees and the editorial board The ones that are not being published are not sent back but archi-ved For further information on publishing principles and the format of the articles please visit our website (wwwkutadgubiligcom)Kutadgubilig Philosophy-Science Studies does not take the responsibility of the views and thoughts expressed in the articles It does however keep the right of intervention so as to provide a relative cooperation on language and expression manners Best regards lsquouplifting knowledgersquo Kutadgubilig Philosophy-Science Studies

İCcedilİNDEKİLER CONTENTS

SELAMİ VARLIKJean-Luc Marionrsquoda Doygun Fenomen ve Yuumlce

Saturated Phenomenon And Sublime in Jean-Luc Marion 9

ENGİN KOCATheoretike İle Poietike Arasında Modern Bilimin Youmlntem Arayışı

Modern Science Searching For Methods Between Theoketike and Poietike29

B UTKAN ATBAKANNietzschersquonin Spinozarsquoya Youmlnelik Eleştirisi lsquoGuumlccedil İstemirsquo Contra lsquoConatusrsquo

Nietzschersquos Critique Of Spinoza lsquoThe Will To Powerrsquo Contra lsquoConatusrsquo 61

AHMET ERHAN ŞEKERCİSlavery As The Other Face Of The Enlightenment

Aydınlanmanın Oumlteki Yuumlzuuml Koumllelik 79

AHMET ERHAN ŞEKERCİAydınlanmanın Oumlteki Yuumlzuuml Koumllelik

Slavery As The Other Face Of Enlightenment 97

VARLIK ndash BİLGİ ndash AHLAcircK ARAŞTIRMALARI METAFİZİKEXISTENTIAL ndash INFORMATIONAL ndash ETHICAL STUDIES

METAPHYSICS

TARİH ndash TOPLUM ndash SİYASET ndash SANAT ARAŞTIRMALARIHISTORICAL ndash SOCIAL ndash POLITICAL ndash ARTISTIC STUDIES

GUumlVENCcedil ŞARldquoEvrdquoin Oumltesi Eski Yunanrsquoda ve Guumlnuumlmuumlzde Yabancı Uumlzerine Duumlşuumlnceler

Beyond ldquoHomerdquo Thoughts On The Foreigner in Ancient Greek and in Our Day 117

ARZU İBİŞİ TEMELLİDistopik Bir Gelecek Kurgusu Zamyatinrsquoin Bizrsquoi

A Dystopian Future Fiction We By Zamyatin 133

NICOLAUS COPERNICUSWernerrsquoe Karşı Mektup

The Letter Against WernerCcedilEV ve GİRİŞ C Cengiz CcedilEVİK

151

NICOLAUS COPERNICUSDe Octava Sphaera Contra Wernerum

165

MELİKE CcedilAKANBaconrsquoın De Sapientia Veterumrsquounda Mitlerin

Politik Yorumu Uumlzerine Bir İncelemeA Reading of Political Interpretation of the Myths in

Baconrsquos de Sapientia Veterum171

VARLIK ndash BİLGİ ndash AHLAcircK ARAŞTIRMALARI METAFİZİK

EXISTENTIAL ndash INFORMATIONAL ndash ETHICAL STUDIES METAPHYSICS

JEAN-LUC MARIONrsquoDA DOYGUN FENOMEN VE YUumlCE

Selami Varlık

SATURATED PHENOMENON AND SUBLIME IN JEAN-LUC MARION

OumlZFransız ccedilağdaş filozof Jean-Luc Marion oumlznenin algı guumlcuumlnuuml aşan fenomenlerin imkacircnını savunur ve bunların varlığını fenomenolojik bir ccedilerccedilevede temellen-dirir Normal fenomenlerde youmlnelim goumlruumlyuuml aşarken bu doygun fenomenlerde (saturated phenomena) tersi gerccedilekleşir ve youmlnelim goumlruumlnuumln karşısında eksik kalır Belirmenin sınırlarını zorlayan vahiy bu tuumlrden fenomenlerdendir Yalnız Marion doygun fenomenleri teolojik alanla sınırlamaz Descartesrsquota Tanrı fik-rini veya Kantrsquota yuumlceyi zikrederek felsefe tarihinden farklı doygun fenomen oumlrnekleri verir Ccedilalışmamızın amacı merkezi oumlzne fikrini imha eden bir doy-gun fenomen olarak yuumlceyi incelemektir Bu vesileyle Marion ile Kant arasında devamlılık ve karşıtlık ilişkisi değerlendirilecektir Ccedilalışmamız ayrıca doygun fenomenin felseficirc bir kavram mı yoksa teolojik bir kavram mı olduğunu tartışma imkacircnı sağlayacaktırAnahtar Kelimeler Marion Kant doygun fenomen yuumlce oumlzne saygı

ABSTRACTContemporary French philosopher Jean-Luc Marion defends the possibility of phenomena beyond the subjectrsquos perception and he justifies their existence in a phenomenological framework Whereas with normal phenomena the intention exceeds the intuition with this saturated phenomena the opposite occurs and the intention remains poor in front of the intuition Revelation which forces

Kutadgubilig Felsefe-Bilim Araştırmaları Mart 2017 Sayı 33 s 9-28

Yrd Doccedil Dr İstanbul 29 Mayıs Uumlniversitesi (selamivarlikgmailcom) Yazı geliş tarihi 30122016 Kabul tarihi 06032017

10 Selami Varlık

limits of the appearing belongs to this kind of phenomenon However Marion doesnrsquot confine saturated phenomena in the theological field referring to the idea of God in Descartes and the sublime in Kant he gives various examples of saturated phenomena in the history of philosophy In this paper we want to study the sublime as saturated phenomenon which is opposed to the idea of a central subject On this occasion we will evaluate the relationship of continuity and opposition between Marion and Kant Furthermore our reflexion will provide the opportunity to ask to what extent the saturated phenomenon is a philosophical or a theological conceptKeywords Marion Kant saturated phenomenon sublime subject respect

I Giriş

Fransız Fenomenolojisinin Teolojik Doumlnemeci kitabında Dominique Janicaudrsquonun iddiası Emmanuel Levinas Paul Ricoeur ve Jean-Luc Marion gibi ccedilağdaş Fransız filozofların fenomenolojiyi teolojiye doumlnuumlştuumlrduumlkleridir Bu doumlnemeci Buumltuumlnluumlk ve Sonsuz kitabında başlatan Levinas goumlruumlnmez Tanrının başkasının yuumlzuumlnde ifşasının bir fenomenolojisini yapmak ister1 Aşkın bir mutlakın goumlruumlnuumlmuumlnuumln tasvirini yapmayı hedefleyen fenomenoloji bu şekilde hem kesin bilimsellikten hem de duyusal verilerle bağlantıdan uzaklaşmıştır Levinasrsquotan sonra Marionrsquou eleştiren Janicaudrsquoya goumlre onun merkezicirc oumlnem taşıyan veriliş (donation)2 kuramı dolaylı olarak Tanrırsquoya goumlndermede bulunur Marion iccedilin eğer fenomenin oumlzuuml goumlruumlnmek ise bu goumlruumlnme daima kendinden oumlnce gelen bir verilmenin varlığını gerektirir Dolayısıyla fenomenolojik goumlruumlnmenin merkezi kurucu transandantal oumlzneden verilmenin kendisine kayar Oysa Janicaudrsquoya goumlre aslında Marion felsefe kılıflı teoloji yapmaktadır zira buradaki veriliş daima bir mutlak verene ndashyani bir Tanrırsquoyandash goumlndermede bulunur

Ricoeurrsquouumln benzer succedillamalara karşı kendisinin gizli teoloji yapmadığına dair sunduğu cevabı3 anımsatan Marion vahiy (revelation) olgusunu fenomenolojik olarak ele aldığını ve bunu daima felsefi bir bağlamda yaptığını vurgular Hatta o teologların

1 Dominique Janicaud ldquoLe Tournant theacuteologique de la pheacutenomeacutenologie franccedilaiserdquo Dominique Janicaud La pheacutenomeacutenologie dans tous ses eacutetats Paris Gallimard 2009 s 23

2 Kavramı Merleau-Pontyrsquonin felsefesi bağlamında kullanan Emre Şan ldquoverilişrdquo olarak ccedilevirmiştir Bkz Emre Şan Merleau-Ponty İstanbul Say Yayınları 2015 s 124

3 Bkz Paul Ricoeur Baskası Olarak Kendisi ccedilev Hakkı Huumlnler Ankara Doğu Batı Yayınları s 32-33 Ricoeur kendisini ldquoKutsal Kitabın imanına bağlayan inanccedilların bilinccedilli ve kararlı parantezerdquo alınmasının oumlnemini vurgular ve kendisinin sadece ldquoautonom felsefi bir soumlylemin izinderdquo yuumlruumlduumlğuumlnuuml ifade eder

Jean-Luc Marionrsquoda Doygun Fenomen ve Yuumlce 11

İncilrsquodeki vahiy hadisesini fenomenolojik bir ccedilerccedilevede okumaktansa genellikle tarihsel ve semiyotik yorumlamayla ele almalarını eleştirir4 Marionrsquou ilgilendiren vahyin ta-rihsel gerccedilekliği değil onun aşkın olanın goumlruumlnuumlrluumlğuuml olarak fenomenolojik imkacircnıdır ve bu imkacircnı doygun fenomen (saturated phenomenon) kuramını geliştirerek sergiler Doygun fenomen normal deneyimimizi oluşturan fakir veya eksik fenomenlerin zıddına duyusal olarak verilen goumlruumlnuumln (intuition) oumlznenin youmlnelim niyetini aştığı fenomendir Ve Marion vahyi en yuumlksek doygun fenomen olarak inceler Oysa felsefe tarihinde Descartes Kant ve Husserl gibi teoloji yapmadıklarından emin olacağımız filozoflar da duumlşuumlncelerinde doygun fenomen oumlrneklerine yer vermişlerdir

Ccedilalışmamızın amacı doygun fenomeni bu oumlrneklerden bir tanesini oluşturan ve dini bir boyut taşımayan Kantrsquoın yuumlcesi (sublime) bağlamında incelemektir Yuumlce algısında oumlzne dolup taşar ve onu aşan bu deneyim tarafından tamamıyla merkezdışı bırakılır Kant yuumlceyi Matematik yuumlce ve Dinamik yuumlce şeklinde ikiye ayırır Matematik yuumlce Samanyolu veya Mısır Piramitleri gibi bizim oumllccedilme ve sayma guumlcuumlmuumlzuuml aşan nesnelere işaret eder Biz bunları antropomorfik oumllccediluumlt birimlerle oumllccedileriz Oysa Dinamik yuumlce bu tuumlr oumllccedilmeleri de olanaksız kılar ve bora veya fırtına gibi bu yuumlce nesneler karşısında insan bir hiccedil sayılır zira onların formsuz buumlyuumlkluumlğuuml onu aşar5 Matematik yuumlce nicelik ve nitelik kategorilerine goumlndermede bulunur Nicelik accedilısından yuumlce ldquosaltık olarak buumlyuumlkrdquo6 olandır yani onun buumlyuumlkluumlğuuml goumlreceli değil de mutlaktır Nitelik accedilısından ise yuumlce buumlyuumlkluumlğuumlyle insanda saygı duygusunu uyandırır Diğer taraftan Kant dinamik yuumlceyi ilişki ve kiplik bağlamında duumlşuumlnuumlr İlişki accedilısından doğadaki dinamik yuumlce insanın uumlzerine ldquohiccedilbir erkirdquo7 olmamasına rağmen korku uyandırır Son olarak kiplikle Kant ne anlamda yuumlcelik duygusunun insanlar arasında paylaşılmasının kuumlltuumlruuml gerektirdiğini accedilıklar

Yuumlce duygusu bir sınır deneyimidir zira o formlar oumltesi olanı goumlruumlnuumlr kılar Amacımız Kantrsquota ve Marionrsquoda yuumlcenin veya doygun fenomenin deneyiminin nasıl egemen oumlzneyi imha ettiğini ele almaktır Bunun iccedilin oumlnce Marionrsquoun doygun feno-meni oumlzellikle fenomenolojik bir ccedilerccedilevede kuramsallaştırdığını inceledikten sonra Marionrsquoun yuumlceyi nasıl Kantrsquoın kategorileri accedilısından bir doygun fenomen olarak ele aldığını sergileyeceğiz Son olarak oumlzellikle ahlaki bir bağlamda yuumlce ile saygı arasın-daki ilişki vesilesiyle egemen oumlzneye karşıtlık accedilısından Marion ile Kant arasındaki ortaklıkları ve farklılıkları değerlendireceğiz

4 Jean-Luc Marion In Excess Studies of Saturated Phenomena New York Fordham University Press 2002 s 29 Metinlere ulaşımı kolaylaştırma accedilısından dipnotlarda Marionrsquoun eserlerinin İngilizceye ccedilevirirleri tercih edilmiştir Ayrıca Marionrsquoun ilk Tuumlrkccedile tercuumlmesi ndashLa croiseacutee du visiblendash Aralık 2014rsquode yayımlanmıştır Jean-Luc Marion Goumlruumlnuumlruumln Kesisimi ccedilev Murat Erşen İstanbul Monokl yay 2014

5 Neclacirc Arat ldquoKant Estetikrsquoinde Guumlzel ve Yuumlce Değerlerirdquo Felsefe Arkivi İstanbul Uumlniversitesi Edebiyat Fakuumlltesi Yayınları Sayı 21 İstanbul 1978 s 79-80

6 Immanuel Kant Yargı Yetisinin Elestirisi ccedilev Aziz Yardımlı İstanbul İdea 2011 sect 25 s 1057 Immanuel Kant Yargı Yetisinin Elestirisi sect 28 s 120

12 Selami Varlık

II Fenomen olarak doygun fenomen

a Husserl ve Kantrsquoın tersine

Husserlrsquoden yola ccedilıkan Jean-Luc Marion onun youmlnelimsellik goumlruumlşuumlnuuml tersine ccedilevirerek eksik fenomen fikrinden asırılık (excess) taşıyan fenomene ulaşır Husserlrsquode bilgi youmlnelim ile denk goumlruuml arasında ccedilakışma ile gerccedilekleşir Yalnız bu buluşmada tam bir denklik hiccedil bir zaman muumlmkuumln değildir ve bir anlam fazlalığı (surplus of meaning)8 soumlz konusudur Bir beyaz kacircğıt goumlrduumlğuumlmuumlzde ve ldquobu kacircğıt beyazdırrdquo dediğimizde goumlruumllen somut kacircğıt ldquobeyazrdquo teriminin youmlnelimselliğini tam olarak dolduramaz Oumlzel-likle ldquodirrdquoi hiccedil bir goumlruuml karşılamaz Anlam youmlnelimi olarak kurduğumuz cuumlmledeki ldquobeyazrdquo terimi ile goumlrduumlğuumlmuumlz beyazlık arasında tam bir denklik olduğunu haksız yere duumlşuumlnuumlruumlz Husserlrsquoin deyimiyle ldquolsquoBeyazrsquo kemilesinin niyeti sadece kısmen beliren nesnenin renksel goumlruumlnuumlşuumlyle ccedilakışır bir anlam fazlağı kalır bu belirmenin kendisinde kendini onaylayacak bir şey bulmayan bir formdurrdquo9 Nesnenin bir resmi olmayan dilsel ifade ifade ettiği deneyimi aşar Bu aşma sadece ifadedeki kavramsal ve genel olma boyutundan kaynaklanmaz Husserlrsquoe goumlre deneyimin ifadeleri ldquodirrdquo ldquodeğildirrdquo ldquobirrdquo ldquoveyardquo ldquoeğerrdquo gibi kategorik formlar iccedilerir Ve ldquokağıtrdquo kelimesinde bile ifade edilmeyen ldquovardırrdquo bir kategorik formdur10 Bu tespit Husserlrsquoi kategorik goumlruumller kuramına goumltuuml-recektir zira aranan ccedilakışma sadece bu goumlruumllerle anlam youmlnelmeleri arasında muumlmkuumln olacaktır Yani tam denklik sadece şekilsel goumlruuml gerektiren matematikte kategorik goumlruuml gerektiren mantıkta ve hiccedil goumlruuml gerektirmeyen totolojilerde muumlmkuumlnduumlr

Kavram ile goumlruuml arasında benzer ilişkiyi Marion Kantrsquota tespit eder Kantrsquota aslında goumlruuml kavramdan daha oumlnemli gibi durur Zira her ne kadar kavramsız goumlruuml koumlr ve goumlruumlsuumlz kavram boş olsa da sadece goumlruumlde verilmiş bir iccedilerik mevcuttur Oysa goumlruumlsuumlz kavram tam anlamıyla boştur yani onda hiccedil bir şey verilmemiştir Yani goumlruumlde algılanamayan bir iccedilerik varken goumlruumlsuumlz kavramda hiccedil bir şey yoktur Yalnız buradan goumlruumlnuumln kavrama uumlstuumlnluumlğuuml sonucuna varılmamalı Zira Kantrsquota da aslında goumlruuml ek-siktir ccediluumlnkuuml sadece duyusal goumlruumlye sınırlanmıştır Bu anlamda duyusal olmayan bir goumlruuml oumlrneğin entelektuumlel bir goumlruuml fenomenliğin yani goumlruumlnuumlrluumlğuumln dışına itilmiştir Duyusal goumlruumlnuumln oumlnceliği aynı zamanda temel bir eksikliğe doumlnuumlşuumlr11

Dolayısıyla Marionrsquoa goumlre goumlruuml daima eksiktir ve Kant ve Husserlrsquoin ele aldığı fenomenler bu eksiklik tarafından belirlenirler Goumlruumlnuumlrluumlğuumln bir şartını oluşturan ve bu

8 Edmund Husserl The Shorter Logical Investigations ccedilev John N Findlay London and New York Routledge 2001 s 341

9 Age s 34110 Jean-Luc Marion Being Given Toward a Phenomenology of Givenness ccedilev Jeffrey L Kosky

Stanford California Stanford University Press 2002 s 191 11 Immanuel Kant Arı Usun Elestirisi ccedilev Aziz Yardımlı İstanbul İdea 2008 s 285 Bkz Marion

Being Given s 194-196

Jean-Luc Marionrsquoda Doygun Fenomen ve Yuumlce 13

anlamda kesinlikle rastlantısal olmayan bu eksikliği Marion tersine ccedilevirir Yani fazlalık (surplus) taşıyan fenomenlerin imkacircnı sorusunu sorar12 ldquoGoumlruumlde fakir olduğu varsayılan fenomene goumlruuml ile doygun olan bir fenomen ile karşıkonulamaz mırdquo13 Boumlyle bir doygun fenomen (saturated phenomenon) hiccedil bir eksiklik taşımaz tam tersine o zengin dolup taşan bir fenomendir14 Bu fenomen bizim ona youmlnelmemizden bağımsız olarak vardır Burada goumlruuml youmlnelimin hiccedil hesaplayamayacağından fazlasını verir ve artık goumlruuml değil de youmlnelim eksik konuma duumlşer15 Doygun fenomenin youmlnelim tarafından doldurulma ihtiyacı yoktur Dolayısıyla doygun fenomen goumlruumlnuumlrluumlğuuml ve goumlruumlnmezliği bir arada taşır zira o hem goumlruumlnuumlr hem de bu goumlruumlnuumlrluumlğuumln arkasında kendisini gizler

Boumlyle bir fenomenin varlığını sorgulamak Marionrsquoa iki nedenden dolayı meşru goumlzuumlkuumlr İlk olarak her ne kadar Kant ve Husserl fenomenliği goumlruuml ile kavram arasındaki ilişkiyle accedilıklasalar da bu bağı sadece iki tuumlrden duumlşuumlnuumlrler Goumlruuml eksikliği veya tam uyum Ve uumlccediluumlncuuml bir olası ilişki tuumlruumlnuuml ndashyani goumlruumlnuumln fazlalığınındash hiccedil ele almazlar Oysa bu uumlccediluumlncuuml muhtemel ilişki tuumlruuml fenomenin tanımının doğal sonucudur İkinci olarak Marionrsquoa goumlre aslında estetik ide fikriyle Kant doygun fenomen imkacircnını sezmiştir Akıl idesi hiccedil bir zaman bir bilgiyle sonuccedillanamaz zira onda kavrama denk duumlşecek bir goumlruuml yoktur Estetik ide iccedilin ise sorun tam tersidir Yani onda goumlruuml denk bir kavram bulamaz16 Yani estetik ide daha oumlnce ele aldığımız goumlruuml eksikliğinin tam ters oumlrneğini oluşturur Burada eksik olan goumlruuml değil kavramdır Kavramları aşan bu estetik ideyi hiccedil bir dil ifade edip anlaşılır kılamaz Ve bu ifade edilemezliğin tek nedeni verilen goumlruumldeki aş-kınlıktan başka bir şey değildir Estetik ide ldquohayalin sergilenemez temsilirdquodir Marionrsquoun deyimiyle ldquoinexposable (inexponible) representation of the imaginationrdquo17 Yanı goumlruumlde verilen kavramların sergileyeceğinden oumltedir sergilenmenin a priori kurallarını aşar

b Oumlzne oumltesi fenomenler

Doygun fenomeni duumlşuumlnmek iccedilin Marion klasik fenomenin goumlruumlnuumlrluumlğuuml sorunundan yola ccedilıkar Oumlzellikle Kantccedilı ve Husserlci bağlamda bir fenomenin goumlruumlnuumlr olması kendi sayesinde değil tuumlm fenomenler iccedilin geccedilerli olan şartlar ccedilerccedilevesinde muumlmkuumlnduumlr18 Ve goumlruumlnuumlrluumlk imkacircnını oluşturan bu şartlar aynı zamanda bir sınır ccedilizer Marion oumlzel-

12 Bu eksiklik Kant iccedilin de geccedilerlidir ldquoThe phenomenon is therefore characterized according to Husserl and Kant by its lack of intuition which gives it only by limiting itrdquo Age s 194

13 Age s 197 14 Recep Alpyağıl ldquoCcedilağdaş Felsefedeki lsquoArmağanrsquo Tartışması Din Felsefesine ne Kazandırabilirrdquo

Ekev 1338 kış 2009 s 96 Muumlellif doygun fenomeni ldquomeşbu fenomenrdquo olarak ccedilevirmiştir Ayrıca doygun fenomen fikrinin Mevlanarsquoda bir karşılığı iccedilin bkz ldquoagmrdquo s 97

15 Jean-Luc Marion The Visible and the Revealed ccedilev Christina M Gschwandtner New York Fordham University Press 2008 s 32

16 Immanuel Kant Yargı Yetisinin Elestirisi sect 57 s 21817 Jean-Luc Marion ldquoThe Saturated Phenomenonrdquo Phenomenology and the ldquoTheological Turnrdquo The

French Debate ed Dominique Janicaud New York Fordham University Press 2000 s 196 18 ldquoAgmrdquo s 177

14 Selami Varlık

likle iki şarttan bahseder İlk olarak tuumlm fenomenler belli bir ufuk iccedilerisinde verilirler Ve ikinci olarak fenomenler bir Ben iccedilin goumlruumlnuumlrler19 Yani goumlruumlnuumlr olmak daima bir ufuk iccedilerisinde bir oumlzne iccedilin bir oumlzne karşısında goumlruumlnuumlr olmaktır Her fenomen Benrsquoe indirgenebilirliği ile tanımlanır ve belirli goumlruumlnuumlrluumlk şartlarına uymak zorundadır

Tam olarak bu noktada doygun fenomen kavramı ile Marionrsquoun amacı Kant ve Husserlrsquoin oluşturdukları bu iki sınırı aşmaktır20 Marion oumlzneye indirgenemez olan mutlak ve oumlzerk fenomenler imkacircnının sorusunu sorar Amaccedil oumlyle bir ldquogoumlruumlsel veril-merdquo (intuitive giveness) oluşturmaktır ki hem mutlak olarak koşulsuz olsun yani bir ufuk sınırı tanımasın hem de mutlak olarak indirgenemez olsun yanı oluşturucu bir Benrsquoe indirgenmesin ldquoUfkun şartlarını (iccediline dacirchil olmak yerine onu asarak) tersine ccedileviren ve indirgemeyi (Benrsquoe indirgenmek yerine Benrsquoi kendine dogru youmlnlendirerek) tersine ccedileviren bir fenomen tipi tasavvur edemez miyizrdquo21 Daha genel olarak burada sorulan soru duumlnyayı nesnelleştiren oumlzne merkezli bir fenomenolojiden oumlte oumlzneden bağımsız ve fenomenliğin sınırında bir fenomenoloji imkacircnıdır Hatta bunlar sınırda goumlruumlnduumlkleri iccedilin bir şekilde daha fazla goumlruumlnuumlrler Yani Marion oumlznenin youmlnelimsel-liğine tabi olmayan bir goumlruumlnuumlrluumlk imkacircnını savunur22 Doygun fenomen kuramı bu sorulara olumlu cevap verme olanağını sunar Hem goumlruumlnuumlrluumlk şartını oluşturan ufuk hem kurucu oumlzne hem de algılanan goumlruuml sonludur

Herhangi bir fenomenin bir ukfa dacirchil olabilmesi (ve burada imkacircn şartını bulabil-mesi) iccedilin bu ufkun sınırlanmış olması (ki bu onun tanımıdır) ve dolayısıyla fenomenin sonlu kalması gerekir Bir fenomenin onu belirleyen accedilıkccedila sonlu bir Benrsquoe indirgen-mesi iccedilin fenomen sonlu nesnellik statuumlsuumlne indirgenmiş olmalıdır Her iki durumda ufkun ve Benrsquoin sonluluğu goumlruumlnuumln kendisinin sonluluğu tarafından belirtilmiştir23

Marion hem doygun fenomenlerin varlığının muumlmkuumln olduğunu hem de felsefe tarihinde ndashhatta en oumlnemli metafizikccedililerin hepsindendash farklı oumlrneklerine rastladığımızı vurgular Temelde doumlrt tuumlr doygun fenomen mevcuttur ve bunların her biri Kantrsquoın ka-tegori gruplarının birini aşar Nicelik accedilısından doygun fenomen hadisedir (event) veya ldquosaf tarihi hadiselerrdquo Onlar ccediloğu kez hiccedil beklenmeden gerccedilekleşirler ve hiccedil bir zaman tam olarak tekrarlanmazlar Onlarda goumlruumlnuumln fazlalığı her tuumlr nesneleştirmeye engel olur ve anlaşılmaları hermeneutiğe başvurmayı gerektirir24 Bu tuumlr fenomenlere tanıklık

19 Bu iki sınırlandırmanın Kantccedilı versiyonu iccedilin bkz Kant Arı Usun Elestirisi s 176-17720 Wendy Wiseman ldquoThe Sublime Subject in Kantrsquos Metaphysic and Jean-Luc Marionrsquos Phenomenologyrdquo

Epocheacute The University of California Journal for the Study of Religion Yaz 2006 s 180 21 Marion ldquoThe Saturated Phenomenonrdquo s 184 ldquoCan we not envisage a type of phenomenon that would

reverse the condition of a horizon (by surpassing it instead of being inscribed within it) and that would reverse the reduction (by leading the I back to itself instead of being reduced to the Irdquo

22 Ruud Welten Pheacutenomeacutenologie du Dieu invisible Essais et eacutetudes sur Emmanuel Levinas Michel Henry et Jean-Luc Marion Ingilizceden ccedilev Sylvain Camilleri Paris LrsquoHarmattan 2011 s 190

23 Marion The Visible and the Revealed s 3124 Age s 47 Marion bu noktada Paul Ricoeurrsquouumln ccedilalışmalarına ve oumlzellikle Zaman ve Anlatırsquoya ccedilok

şey borccedillu olduğunu hatırlatır

Jean-Luc Marionrsquoda Doygun Fenomen ve Yuumlce 15

eden oumlzne onları kuşatamaz hatta tam tersine bu doygun fenomenler oumlzneyi kuşatırlar Burada oumlzne kuran değil kurulandır (constituted) Yalnız her ne kadar doygun fenomen olsalar da saf tarihi hadiseler geneldir ve bir şekilde iletilebilirler Nitelik kategorilerini aşan temel doygun fenomen idolduumlr veya daha genel olarak tablodur İdolde veya sanat eserinde goumlruuml daima onu idrak etmek isteyen kavramları aşar ve bu şekilde bakan oumlzne suumlrekli tekrar bakmasına rağmen tabloyu tam olarak goumlremez Dolayısıyla transandantal oumlzne egemen pozisyonunu kaybeder25 İlişki kategorileri accedilısından ten temel doygun fenomendir Zira tenin kendini duygulaması dışsal fenomenlerin algısını oumlnceler Tuumlm youmlnelimlerden oumlnce hissedenle hissedilenin birliği iccedilerisinde ten kendini duygular Yani ten deneyiminde goumlruuml kurguyu oumlnceler Ve son olarak kiplik accedilısından temel doygun fenomen ikon veya başkasının yuumlzuumlduumlr İlk uumlccedil doygun fenomenlerin temel oumlzelliklerini iccedileren ikon asla bakılamayan bir oumlzneye indirgenemeyendir İkon veya başkasının yuumlzuuml karşısında bakan ile bakılanın yerleri değişir ve artık oumlzne bakılandır26 Bu doumlrt temel doygun fenomen sonludur ve bunları aşan en yuumlksek doygun fenomen olan vahiy veya İsarsquonın ifşasıdır O hem bir tarihi olay hem goumlzleri kamaştıran bir idol hem acı ccedileken veya zevk veren bir ten hem de ikonik bir yuumlzduumlr27 Revelation ikinci derecede bir doygun fenomendir zira onda goumlruumlnuumlrluumlğuumln temel doumlrt şartını oluşturan doumlrt kategori grubu tamamı aynı anda aşılır28 Marionrsquoun temellendirmek istediği boumlyle bir vahyin teolojik gerccedilekliğinden ziyade fenomenolojik imkacircnıdır Kelime Fransızca hem ldquovahiyrdquo anlamını hem de ldquoifşa etmerdquo ldquoaccedilığa ccedilıkarmardquo anlamlarını iccedilerir Marion buradaki ifşa kavramının teolojik değil fenomenolojik bir kavram olduğunu vurgular ve onu şu şekilde tanımlar ldquoSadece kendinden olan ve kendinden başlayan ve imkacircnını herhangi bir oumln belirlemeye tabi tutmayan bir ifşardquo29

Descartesrsquota sonsuz fikri Husserlrsquode zaman bilinci veya Spinozarsquoda cevher kuramı gibi Kantrsquoın yuumlce fikri de doygun fenomen oumlrneklerinden bir tanesini oluşturur30 Bu oumlrnekler iki nedenden dolayı oumlzel bir oumlnem taşır İlk olarak somut oumlrneklerin varlığı imkacircndan gerccedilekliğe geccedilişi sağlar Az oumlnce ele aldığımız gibi Marion oumlnce bu tuumlr

25 Marion Being Given s 23026 Age s 233 27 Vincent Citot-Pierre Godo ldquoEntretien avec Jean-Luc Marionrdquo Le Philosophoire 200011 no 11 s

19 28 Marion Being Given s 235 Marion ldquodoygunluğun doygunluğundanrdquo bahseder 29 Marion The Visible and the Revealed s 47 Marion bu anlamda kullanılan uumlccedil tuumlr ifşa oumlrneği verir

insanın bakabildiği yalnız kuramadığı tablo yani idol insanın goumlremediği ama insanı goumlren ve goumlzleri kamaştıran ikon ve son olarak goumlruumlnmez bir bakışın insana goumlruumlluumlr bir şekilde bakması ve onu sevmesi yani teofani

30 Marion Being Given s 220 Marion The Visible and the Revealed s 46 Descartesrsquota fenomenin bir nesneye indirgenemediği tek fikir sonsuz fikridir Kantrsquoın kategorileri bağlamında nicelik accedilısında sonsuz fikri ilave ve sentezlerle değil de aniden (tota simul) gelir Nitelik accedilısından derecelendirme kabul etmeyip maksimuma en fazlaya goumlndermede bulunur İlişki kategorileri accedilısından sonsuz fikri anlaşılmazdır ve başka hiccedilbir fikirle kıyas olanağı sunmaz Ve son olarak kiplik accedilısından oumlzne tarafından kuşatılmaz tam tersine o oumlzneyi kuşatır (comprehend yani aynı zamanda anlar)

16 Selami Varlık

fenomenlerin olanağı sorusuyla başlar ve bir şekilde oumlrneklerin varlığı bu imkacircna gerccedileklik boyutu kazandırır31 İkinci olarak her ne kadar bunu accedilıkccedila ifade etmese de felsefe tarihinden oumlrnek vererek Marion felsefe dili alanında kalıp dini alana kayma-ma teşebbuumlsuumlnde bulunur Revelation yani vahyin en uumlst doygun fenomen olduğunu soumlylemiştik Ayrıca doygun fenomeni idol ve ikon gibi dini iccedilerikli fenomenler accedilı-sından da değerlendiren Marion daima youmlnteminin sadece fenomenolojik olduğunu vurgulamıştır32 Felsefe tarihinde farklı doygun fenomenler oumlrnekleri veren Marionrsquoa goumlre Kantrsquoın yuumlcesi Descartesrsquoin sonsuz fikrinden daha ilgi ccedilekicidir zira rasyonel teolojiyle hiccedil bir bağlantı kurmaz Ayrıca Kantrsquoın oumlnemi Marionrsquoun doygun feno-menleri Kantrsquoın kategorileri accedilısından tasvir etmesinde de fark edilir33

III Doygun fenomen olarak yuumlce

a Kantrsquota ve Marionrsquoda yuumlce

Marionrsquoda yuumlce kavramı temel bir kavram olarak değil de bir oumlrnek olarak karşımı-za ccedilıkar bir doygun fenomen oumlrneği olarak Marionrsquoa goumlre Kantrsquoın doygun fenomenrsquoin imkacircnını bir şekilde estetik ide fikriyle sezdiğini ifade etmiştik Estetik ide sergilenemez bir temsildir (inexponible Vorstellung)34 Oysa bilgi nesnesine doumlnuumlşemeyen bu aşkın goumlruuml hayalin ldquooumlzguumlr oyunurdquo vesilesiyle oumlnem ve anlam kazanır İşte bu oyunda bir yuumlcelik yer alır35 Doygun fenomenin Kantccedilı oumlngoumlruumlsuuml olarak estetik ideden yuumlcelik kavramına geccediliş tesaduumlfi değildir Zira Marion daha sonra yuumlceyi oumlnemli bir doygun fenomen oumlrneği olarak sunar Ve genel olarak doygun fenomen iccedilin yaptığı gibi Marion doygun fenomen olarak yuumlceyi de Kantrsquoın kategorileri ccedilerccedilevesinde ele alır Kantrsquoın kategorileri hem genel olarak doygun fenomenler hem oumlzel olarak yuumlce iccedilin geccedilerlidir36 Nicelik accedilısından yuumlce hem ldquobiccedilimsizrdquo37dir hem de izafi değil de mutlak olarak buumlyuumlk

31 Mikkel B Tin ldquoSaturated Phenomena From Picture to Revelation in Jean-Luc Marionrsquos Phenomenologyrdquo Filozofia 65 (9) Ocak 2010 s 872

32 Paris Katolik Enstituumlsuuml Felsefe fakuumlltesi dekanı Fransız filozof Emmanuel Falquersquoa goumlre her ne kadar Marion doygun fenomen kavramını sadece felsefi bir bağlamda geliştirdiğini vurgulasa da Marion bu fikri ilk olarak Katolik bir dergide ldquoTanrırsquoya İmkacircnsız Yokturrdquo başlıklı dini bir yazıda oumlne suumlrmuumlştuumlr Bkz Jean-Luc Marion ldquoAgrave Dieu rien drsquoimpossiblerdquo Communio 14 no 5 1989 43-58 Yalnız Falquersquoa goumlre bu durum kavramın felsefi değerini duumlşuumlrmez tam tersine felsefenin teolojik fikirlerden de beslenebileceğini goumlsterir Bkz Emmanuel Falque ldquoLarvatus pro Deo Pheacutenomeacutenologie et theacuteologie chez J-L Marionrdquo Gregorianum 86 1 2005 s 56 dn 23

33 Marion Being Given s 199 ldquoI will sketch a description of the saturated phenomenon by following the lead of the categories of the understanding defined by Kantrdquo

34 Kant Yargı Yetisinin Elestirisi sect 57 s 218 Kant burada İngilizce inexponible kelimesini kullanmıştır35 Age s 19836 Wiseman ldquoThe Sublime Subjectrdquo s 18237 Kant Yargı Yetisinin Elestirisi sect 23 s 101 Bu biccedilimsizlik sınırsızlıktan kaynaklanmaktadır

ldquoDoğanın Guumlzeli nesnenin sınırlardan oluşan biccedilimini ilgilendirir buna karşı Yuumlce ise biccedilimsiz bir

Jean-Luc Marionrsquoda Doygun Fenomen ve Yuumlce 17

olandır O ldquotuumlm kıyaslamalardan oumlterdquo buumlyuumlktuumlr38 Kantrsquoın ifadesiyle ldquoSaltık olarak (schlechthin groszlig) buumlyuumlk olana Yuumlce derizrdquo39 oysa ldquobirşeyin accedilıkca (simpliciter) buumlyuumlk olduğunu soumlylemek onun saltık olarak buumlyuumlk (absolute non comparative magnum) olduğunu soumlylemekten buumltuumlnuumlyle ayrı bir şeydirrdquo40 Kantrsquoın yuumlceye atfettiği buumlyuumlkluumlk tuumlm karşılaştırmaların oumltesinde bir buumlyuumlkluumlktuumlr

Nitelik accedilısından Marion Kantrsquola birlikte yuumlcenin yol accediltığı duyguyu ldquoolumsuz hazrdquo olarak tanımlar41 Burada buumltuumlnluumlğuumln idelerini sunmak iccedilin imgelemin yetersizli-ğinin duygusu soumlz konusudur Verdiği oumlrnekte Kant Romarsquoda St Pierre Kilisesirsquone ilk girildiğinde hissedilen duyguyu bu şekilde tarif eder Ayrıca nitelik accedilısından yuumlce kor-kunccedil bir boyut taşır bu da ldquobuumlyuumlkluumlğuuml yoluyla kavramını oluşturan ereği yok ediyorsardquo gerccedilekleşir42 İlişki accedilısından yuumlce tuumlm kıyaslar oumltesidir zira O ldquosınırsızdırrdquo43 Guumlzellik doğrudan nesnenin sınırlarını ccedilizen biccedilimi ile ilgiliyken biccedilimsiz bir nesnede bulunan yuumlce sınırsızlığıyla duumlşuumlnuumlluumlr Ve son olarak kiplik kategorileri accedilısından yuumlce yargı guumlcuumlnuumln ereğine karşı ccedilıkar Yani yuumlcede yargı guumlcuuml ile fenomen arasındaki ilişki tersine ccedilevrilir ve oumlzne pasifleşir Artık o kurucu değil kurulandır bakan değil bakılan Benrsquodir

Doygun fenomenin temel oumlzelliği fenomen olmasındadır Yani Marionrsquoun yuumlzleştiği sorun goumlruumlnmezin akledilirliği değildir goumlruumlnmesidir O bu noktada Platonrsquodan daha ileri gitmek ister Kimyada doygun bir sıvı ccediloumlzelti sabit basınccedil ve sıcaklıkta ccediloumlzebileceği en fazla maddeyi ccediloumlzmuumlş ccediloumlzeltidir Yani boumlyle bir sıvıda kesinlikle daha fazla madde ccediloumlzuumllemez aksi takdirde ccediloumlzeltinin kimyasal yapısı değişmiş olur Başka bir deyişle doygunluk sınır meselesidir Kantccedilı anlamda yuumlce de bu sınırla yuumlzleşir Zira yuumlcenin sorunu bir şeyin goumlruumlnmezliği veya goumlruumlnuumlrluumlğuuml değil de ldquosınırdardquo (agrave la limite) gouml-ruumlnmesidir44 Yuumlceyi doygun fenomen olarak duumlşuumlnecek olursak buradaki ldquofenomenrdquo kavramı oumlzel bir oumlnem iccedilerir zira sınırda olmanın oluşturduğu gerilimi o taşır Kantrsquota bu sınır hayalin sınırıdır Hayalin burada yuumlzleştiği buumlyuumlkluumlk mutlak bir buumlyuumlkluumlktuumlr Bu buumlyuumlkluumlğuumln oumlzelliği nicelik olarak diğer tuumlm buumlyuumlkluumlklerden daha buumlyuumlk olması değildir Marionrsquoun da vurguladığı gibi yuumlce tuumlm analojilerden oumlte buumlyuumlktuumlr

Nicelik accedilısından Marionrsquoun Kantrsquola birlikte yuumlceyi tuumlm kıyaslamalardan oumlte buuml-yuumlk olarak tasvir ettiğini soumlylemiştik Kant bu noktada magnitudo ile quantitas arasında bir ayrım yapar ldquoAma buumlyuumlk-olma ve bir buumlyuumlkluumlk olma buumltuumlnuumlyle ayrı kavramlardır (magnitudo und quantita)45 Quantitas oumllccediluumllene goumlnderirken magnitudo genel olarak

nesnede bulunacaktır ama ancak sınırsızlığın onda ya da onun vesilesiyle tasarımlanması oumllccediluumlsuumlnderdquo 38 Marion The Visible and the Revealed s 4639 Kant Yargı Yetisinin Elestirisi sect 25 s 105 40 Age s 10541 Age s 10242 Age s 111 Muumltercim Almanca ungeheuerrsquoi Tuumlrkccedile muazzamrsquola karşılamıştır Fransızca Marion

monstruositeacute yani monstrosityrsquoden bahseder Marion Being Given s 22043 Kant Yargı Yetisinin Elestirisi sect 23 s 10144 Jean-Luc Nancy ldquoLrsquooffrande sublimerdquo Du Sublime Paris Belin 1988 s 6645 Kant Yargı Yetisinin Elestirisi sect 25 s 105

18 Selami Varlık

oumllccedilebilmeye atıfta bulunur Yani quantitas somut bir buumlyuumlkluumlktuumlr oysa magnitudo buumlyuumlkluumlklerin varlığını bildirir Tikel olarak buumlyuumlkluumlkler olması iccedilin genel olarak bir buumlyuumlkluumlk fikri olmalıdır Burada nicelik olarak buumlyuumlkluumlk niteliksel bir boyut kazanır Guumlzellik şekille ilgilidir oysa yuumlce şeklin oumltesindedir Guumlzellik belirli ve sınırlı bir imgedir yuumlce ise imgelerin var olmasındadır Yani yuumlce sınırsızlığı hissettiren sınırların var olmasındadır Yuumlce bu sınırı goumlsterendir zira sınırları değilleyen sınırsızlık daima bir sınır ccedilerccedilevesinde veya bir sınırın oumltesinde vardır Bu anlamda doygun fenomen bir sınır fenomenidir ldquoYuumlce magnitudo sınırda ve sınırın kaldırılmasında ikamet eder ndash hatta ansızın gelir ve şaşırtırrdquo46 Artık mesele sınırı aşmak değil sınırda kalmaktır ama bu sınır aynı zamanda oumlteki yuumlzuumlnuuml oluşturan sınırsızlığı da goumlruumlnuumlr kılar Goumlruumlnuumlrluumlğuumln sınırı aynı zamanda sınırın goumlruumlnuumlrluumlğuuml sorunuyla ilgilidir Doygun fenomen daima kendinin oumltesini taşıyan bir sınır fenomenolojisini muumlmkuumln kılar Bu sınıra gelen insanın hisettiği de yuumlcelik duygusudur Yuumlce hayal bu sınıra iccedilerinden dokunur47

b Kategoriler accedilısından doygun fenomen

Doygun fenomen oumlrneği olarak yuumlce bize doygun fenomeni daha yakından ele almayı muumlmkuumln kılar O Kantrsquoın kategorilerinin oumltesindedir zira onda goumlruuml kavramı aşar ve benzer şekilde doygun fenomen de aslında bu kategorileri aşar Bu yuumlzden Marion Kantrsquoın kategorilerini tersine ccedilevirerek doygun fenomeni ele alır48 Doygun fenomenrsquoin hem ufku hem Benrsquoi aştığını soumlylemiştik O nicelik nitelik ve ilişki accedilı-sından ufku kiplik accedilısından da Benrsquoi aşar Nicelik accedilısından doygun fenomen nişan alınamazdır (invisable) nitelik accedilısından dayanılmaz katlanılmaz (unbearable) ilişkiye goumlre mutlak (absolute) ve kiplikrsquoe goumlre bakılamaz (irregardable)

İlk olarak nicelik accedilısından doygun fenomen nişan alınamazdır zira beklenmedik-tir49 Marion Kantrsquoın fenomen tasvirini iki accedilıdan ele alır İlk olarak niceliğe goumlre bir buumltuumln parccedilalarının birleşimiyle oluşur Buumltuumlnuumln temsili parccedilaların temsilinin toplamı sayesinde muumlmkuumln olur Bu da ikinci olarak fenomenin parccedilalardan oluşan bir buumltuumln olarak oumlnceden oumlngoumlruumllmesini sağlar50 Yani parccedilaların algısının toplamından oluşan bir buumltuumln aynı zamanda oumlnceden goumlruumllen bir fenomendir Doygun fenomen ise bu iki oumlzelliği tersine ccedilevirir Kavramı aşan bir goumlruuml sonlu parccedilaların birleşiminden oluşamaz Goumlruuml kavramı aştığı gibi buumltuumln de parccedilaları aşar Boumlyle bir fenomen oumllccediluumllemeyen oumllccediluumlsuumlz bir fenomendir Bu aşırılık ccedilok buumlyuumlk olan ve bundan dolayı sınırsız bir nicelik

46 Nancy ldquoLrsquooffrande sublimerdquo s 68 47 Age s 7748 Marion Being Given s 19949 Age s 199 Burada Marion Fransızca ldquone peut se viserrdquo (ldquocannot be aimed atrdquo) yani ldquonişan

alınamazrdquo ile ldquoimpreacutevisiblerdquo (unforeseeable) arasında bir kelime oyunu yapar Yani goumlruumllemeyen aynı zamanda beklenmeyen oumlngoumlruumllemeyendir

50 Kant Arı Usun Elestirisi s 223

Jean-Luc Marionrsquoda Doygun Fenomen ve Yuumlce 19

değildir O hiccedil bir zaman algılanamayan oumlngoumlruumllemeyendir Ccediluumlnkuuml doygun fenomende parccedilalardan buumltuumlne geccedilişi sağlayan ardışık sentez imkacircnsızdır Bu sentezin imkacircnsızlığı oumlzellikle hayret (amazement) duygusunda kendini goumlsterir Hayrette nesne daima onu goumlrmemizden oumlnce gelir o her zaman beklenmediktir bu yuumlzden insanı şaşırtır51 Yani oumlzet olarak doygun fenomen iki fenomenolojik nedenden dolayı nişan alınamazdır İlk olarak fenomeni suumlrekli doyuran goumlruuml sonlu sayıdan oluşan sonlu parccedilalar tespit etmeyi engeller Bu şekilde fenomeni goumlruumllmesinden oumlnce oumln-goumlrmek imkacircnsızlaşır İkinci olarak doygun fenomen insanı hayrete duumlşuumlruumlr

Nitelik accedilısından doygun fenomen ccedilekilmez dayanılmazdır (unbearable) Burada aşırılık goumlruumlnuumln niceliğiyle değil de yeğinliğiyle (intensity) ilgilidir52 Kantrsquota nitelik sayesinde goumlruuml nesneyi sınırlar hatta değiller ve bu şekilde ona bir gerccedileklik derecesi atfeder Nitelik iccedilin de tıpkı nicelikte olduğu gibi bir oumlngoumlruuml soumlz konusudur Yalnız nicelikte ardışık sentez homojen oumlğeler arasında gerccedilekleşirken nitelikte heterojen olan derece artışı bağlamında algılanır Fakat Kant yeğinliği sadece yeğinlik derecesi en duumlşuumlk olan nesneler ccedilerccedilevesinde ele alır53 Marionrsquoa goumlre Kantrsquoın yeğinliği bu şekilde sıfırla bağlantılı olarak duumlşuumlnmesi oumlzguumlr ve aşırı bir fenomenlik fikrine engel olur Oysa doygun fenomende hiccedil bir değilleme veya sınırlama (niteliğin ikinci ve uumlccediluumlncuuml kategorisi) olmadan goumlruuml fenomene gerccedileklik atfeder (birinci kategori) Fenomeni doyuran goumlruuml oumllccediluumlsuumlz bir yeğin buumlyuumlkluumlğe ulaşır ve bu şekilde tuumlm beklenti ve oumln-goumlruumlleri aşar Burada ışık o kadar guumlccedilluumlduumlr ki onu goumlrmek isteyen goumlzuuml kamaştırır ve yakar Yani nicelik ile nitelik kategorileri doygun fenomenin oumllccediluumlsuumlz aşırılığını hem uzam accedilısından hem yeğinlik accedilısından ele alır Nitelikteki koumlrelme goumlruumlnuumln nicelik-sel fazlalığından değil ondaki goumlruuml yeğinliğinden kaynaklanır Marion bu anlamda doygun fenomeni Platonrsquola accedilıklar54

Mahpuslardan birini kurtaralım zorla ayağa kaldıralım başını ccedilevirelim yuumlruuml-telim onu goumlzlerini ışığa kaldırsın Buumltuumln bu hareketler ona acı verecek Goumllgelerini goumlrduumlğuuml nesnelere goumlzuuml kamaşarak bakacak Ona demin goumlrduumlğuumln şeyler sadece hoş goumllgelerdi şimdiyse gerccedileğe daha yakınsın gerccedilek nesnelere daha ccedilevriksin daha doğru goumlruumlyorsun dersek oumlnuumlnden geccedilen her şeyi birer birer ona goumlsterir bunların ne olduğunu sorarsak ne der Şaşakalmaz mı Demin goumlrduumlğuuml şeyler ona şimdikilerden daha gerccedilek gibi gelmez mi55

Yalnız Platonrsquoda Kantrsquotan farklı olarak goumlruuml duyusallıkla sınırlı değildir Ve

51 Parccedilaların toplamını aşarak bir tuumlr hayrete yol accediltığı fenomen oumlrneği olarak Marion kuumlbist eserleri zikreder Bkz Marion Being Given s 201-202

52 Age s 203 53 Kant Arı Usun Elestirisi s 22854 Marion Being Given s 20455 Platon Devlet ccedilev Sabahattin Eyuumlboğlu-M Ali Cimcoz Tuumlrkiye İş Bankası Yayınları İstanbul

2014 s 232 515d Ayrıca İyirsquonin aşkınlığı iccedilin bkz Age s 225 509b ldquoİyi hiccedil de bir varlık değildir Varlıktan ccedilok daha parlak ccedilok daha guumlccedilluuml bir şeydirrdquo

20 Selami Varlık

goumlzlerin kamaşması hem duyusal hem akledilir goumlruuml iccedilin geccedilerlidir Yani mağara isti-aresinde Platonrsquoun akli bir suumlreci goumlrsel olarak resmetmeye ccedilalışması bu noktada ccedilok anlamlıdır Platon bize goumlzlerin kamaşmasının duyusallıkla sınırlı olmadığını vurgular Yani burada Platon ifade edilemezliğe veya resmedilemezliğe kare bir boyut kazandırır Zira hem duyusallık alanı dışında olanları anlatmak iccedilin bir allegoriye başvurur hem de o allegorinin iccedilinde bile goumlruumlnemezliği resmeder Zira insan İyi İdesini ldquokolay kolay goumlremezrdquo56 ama bu zorluk eksiklikten kaynaklanmaz tam tersine fazlalığın oluşturduğu bir zorluktur Platonrsquoda İyi idesini anlamayı muumlmkuumln kılan guumlneş ışığın kaynağıdır ışığın kendisi değil Yani O goumlruumlnen olmaktan ziyade nesnelerin goumlruumllmelerini sağlar

İlişki kategorileri accedilısından doygun fenomen mutlaktır yani deneyimin sundu-ğu tuumlm analojileri aşar Dinamik olan ilişki kategorileri a priori kurallar vesilesiyle fenomenleri aralarındaki ilişkiler ccedilerccedilevesinde belirlemeye ccedilalışırlar Bu ilişkilere Kant ldquodeneyimin analojilerirdquo der Bunlar uumlccedil kategoriden oluşur araz-cevher ilişkisi ve cevherin suumlrekliliği nedensellik ilişkisi ve bir cevherler topluluğunda karşılıklı etki Yani fenomenler belirli bağlantı kuralları ccedilerccedilevesinde oumlzne tarafından zaman iccedilerisinde algılanırlar Bu analojiler sayesinde deneyim bir birlik kazanır Oysa Mari-onrsquoa goumlre Kant bu analojilerin ldquofenomenolojik guumlcuumlnderdquo bir ldquokırılganlıkrdquo olduğunu sezmiştir57 Matematikte analoji nicelikseldir ve hesap sayesinde doumlrduumlncuuml rakamı bulmayı sağlar Oysa Kantrsquoa goumlre felsefede analojinin eşit kıldığı iki ilişki niceliksel değil nitelikseldir58 Bu felsefi analojide uumlccedil oumlğenin bilgisi matematik analojide olduğu gibi doumlrduumlncuuml oumlğenin bilgisine değil de onunla kurulan ilişkinin bilgisine goumltuumlruumlr Matematik alanda analoji niceliksel ve kurucudur yani deneyimin analojisi muumlmkuumlnduumlr Oysa fizik alanda analoji yetersiz kalır ve sadece niteliksel olarak duumlzenleyicidir Yani A Brsquonin nedeniyse Drsquonin ne olacağını kuramadan sadece Crsquoye goumlre sonuccedil konumunda olacağını ifade edebiliriz Dolayısıyla deneyiminin analojileri nesnelerini tam olarak kurmazlar onlar sadece anlama yetisinin ihtiyaccedillarını ifade ederler Oysa eğer bir doygun fenomen nicelik ve nitelik accedilısından kavramlardan oumlte ise bu aynı fenomen ilişki accedilısından da tuumlm analojilerin oumltesinde algılanır yani salt ve mutlak fenomen olarak Bu tuumlr fenomenler hiccedil bir ufka bağımlı değildir ve bu anlamda koşulsuzdur

Son olarak Marion doygun fenomeni kiplik accedilısından ele alır İlk uumlccedil kategori sınıfı ufuktan bağımsızlığı vurgularken kiplik oumlzneye indirgenmeyi aşmayı hedefler Bu noktada doygun fenomen bakılmazdır (irregardable) Artık sorun ufuk değil oumlznedir Zira bilindiği gibi kiplik kategorileri nesnelerin kendileriyle (nicelik nitelik) veya aralarındaki ilişkilerle (ilişki) değil de duumlşuumlnce ile veya bilgi yetisi ile kurdukları bağ ile ilgilenirler Bilinir olmak iccedilin nesneler aşkınsal Benrsquole uyum iccedilerisinde olmak zo-rundadır Marion iccedilin doygun fenomen bu zorunlu uyuma istisna oluşturur ldquoDoygun

56 Age s 234 517c 57 Marion Being Given s 20858 Kant Arı Usun Elestirisi s 237

Jean-Luc Marionrsquoda Doygun Fenomen ve Yuumlce 21

fenomen bir nesne gibi bakılmayı kabul etmez ccediluumlnkuuml O kurma gayretlerini iptal eden ccedilok youmlnluuml ve tarif edilemez bir aşırılık (multiple and indescribable excess) la birlikte goumlruumlnuumlrrdquo59 Doygun fenomen goumlruumlluumlr ama bakılamaz O bakılmaz olarak kendini ve-rir Bakmak goumlrmekten ccedilok farklıdır zira bakmada nesne belirli şartlara kavramlara indirgenmiş olur Oysa doygun fenomende o kadar goumlruuml fazlalığı vardır ki o kesinlikle Benrsquoin oluşturduğu deneyim şartlarını aşar

IV Yuumlcede ve ahlakta merkezdışı oumlzne

a Kantrsquota bencil oumlznenin imhası

Yuumlce kavramı etrafında oluşan bu benzerlik Marion ile Kantrsquoın arasında temel bir farkı oumlrtmemelidir Kant yuumlceyi oumlzneden bağımsız olamayan onun bir duygusu olarak goumlruumlr ve yuumlce duygusu ile oumlzne arasındaki bağlantıyı ahlaki amaccedil bağlamında kurar Oysa Marionrsquoun yuumlcesi oumlzneden tamamıyla bağımsızdır onun tarafından kurulmaz tam tersine doygun fenomen Benrsquoi kurar Marionrsquoda yuumlceyi deneyimleyen oumlzne tehdit altında uumlstuumlnluumlğuumlnden emin olmayan bir oumlznedir60 Eğer Kantrsquoa goumlre yuumlce doğada değil de insanda ise bu yuumlce duygusu insanın hem iccedilindeki hem dışındaki doğaya uumlstuumln olma duygusudur61 Ve bu uumlstuumlnluumlk her şeyden oumlnce ahlaki bir uumlstuumlnluumlktuumlr zira ldquodoğa korkuya yol accediltığı iccedilin yuumlce değildir (bu Burkersquouumln tezi olurdu) sadece bizde olan bir guumlce ccedilağrıda bulunduğu iccedilin yuumlcedirrdquo62

Bu accedilıdan Marionrsquoa goumlre oumlzguumlrluumlk sayesinde muumlmkuumln olan ahlaki amaccedil ccedilerccedileve-sinde yer alan Kantrsquoın yuumlceliği yeterince radikal değildir Zira onun yuumlceyi bir duygu olarak deneyimleyen oumlznesi fenomenler duumlnyasına uumlstuumln bir oumlznedir Marionrsquoun Benrsquoi riske girer her şeyi kontrol altında tutmaktan vaz geccediler Başka bir deyişle Kantrsquotan ccedilok farklı olarak doygun fenomen fikriyle Marionrsquoun gayesi ne fenomenlerin oumlznede temellendirmesi ne de oumlznenin kendini temellendirmesidir Oumlznenin tek varoluş modu onu mutlak bir şekilde aşarak ona verileni kabullenmektir Bu Benrsquoi Marion adonneacute olarak tanımlar İngilizce The gifted veya bazen The gifted one63 olarak ccedilevrilen adonneacutersquoye Tuumlrkccedile verilmiş verilen diyebiliriz Yalnız burada ifade edilen verilen şey değil verilenin verildiği kişidir yani alıcıdır Ve Marionrsquoda bu alıcı mutlak olarak pasif

59 Marion Being Given s 21360 Wiseman ldquoThe Sublime Subjectrdquo s 180 Marion ile Kant arasındaki bu fark Wisemanrsquoın makalesinin

temel tezini oluşturur 61 Alain Besanccedilon Lrsquoimage interdite Paris Folio 2000 s 36962 Michel Malherbe ldquoDu sublime Kant ou Burkerdquo Kant et la penseacutee moderne alternatives critiques

ed Charles Ramond Bordeaux Presses universitaires de Bordeaux 1996 s 7363 İngilizceye ccedileviren literal bir ccedilevirinin ldquohe who is given overrdquo olabileceğini not şeklinde belirtir

Marion Being Given s 369 s 22 Bu bağlamda Tuumlrkccedile ldquoverilen kişirdquo demek daha doğru olabilir

22 Selami Varlık

durumdadır64 Fransızca ldquosrsquoadonner agraverdquo kendini bir şeye vermek feda etmek anlamına gelir Bu accedilıdan bakıldığında Kantrsquoın yuumlcelik algısının oumlzneye atfettiği uumlstuumlnluumlk bir ldquobatı oumlznelciliğin zirvesirdquo (apotheosis of western subjectivism) gibi algılanabilir65

Yalnız Marionrsquola bu farka rağmen Kantrsquoın estetiğini radikal bir şekilde oumlznelci gibi sunmak ldquoaldatıcırdquo goumlzuumlkebilir66 Her ne kadar Kantrsquota yuumlce her şeyden oumlnce oumlzneye bağlı bir duygu olsa da o bir evrensellik veya bir oumlznelerarasılık iddiası taşır Yuumlcelik yargısı oumlznedeki ahlaki onura bağlıdır bu da insanın duyusal eğilimlerin etkisinden kurtulup oumlzguumlrleşmesidir ldquoYuumlce oumlznenin oumlzguumlrluumlğuumlnuuml accedilar ve oumlznenin aynı şekilde ahlaklılık talebine tabi olan başka oumlzguumlr insanlara yer veren ahlaki bir duumlzene uumlye-liğini ortaya koyarrdquo67 Dolayısıyla Marion ile Kant arasındaki bağı bu temel zıtlıkla sonuccedillandırmak biraz eksik goumlzuumlkebilir Zira Marionrsquoun doygun fenomenle yuumlce ara-sında kurduğu benzerliğinde tanıklık ettiği gibi farklılıkların yanında aralarında derin benzerliklerde bulunmaktadır Aslında Marionrsquoun Kantrsquoa karşı tutumu ccedilift taraflıdır O bir taraftan Kantrsquoın kurduğu aşkınsal Benrsquoi kendisinin adonneacute olarak tanımladığı oumlzne fikrinin tam tersi olduğunu vurgular68 Ama diğer taraftan da bir kaccedil sayfa son-ra Kantrsquoın adonneacutersquonin temel oumlzelliklerini oumlngoumlrduumlğuumlnuuml soumlyler69 Marion Kantrsquota da oumlznenin doygun fenomen karşısında merkezdışı bırakılmasını (decentering) goumlruumlr ve bunun ahlaki yasaya saygı bağlamında gerccedilekleştiğini duumlşuumlnuumlr Kendini ahlaki amaca adayan oumlzne kendi kendini temellendiren merkezi bir oumlzne olmaktan ccedilıkar Marion Kantrsquota Benrsquoin hem ahlaki hem ontolojik imhasının izleri bulunduğunu savunur Yani doygun fenomen kuramını oluştururken Marion hem bir taraftan yuumlce fikrinde hem diğer taraftan bu yuumlcenin karşısında aşağılanan oumlzne fikrinde Kantrsquola benzerlik taşır ve Kantrsquota mevcut bir imkacircnı fenomenlojik olarak geliştirir

İlk olarak ahlaki accedilıdan pratik akla goumlre yaşayan Ben duyusallığın etkisinden ampirik eğilimlerden kurtulan ve bu şekilde artık fenomenler iccedilinde bir fenomen ol-maktan ccedilıkan bir Benrsquodir Oysa bu eğilimlerin tamamı egoizmi (Selbstsucht) oluşturur70 Bencillik iki şekilde olabilir O ya kendine aşırı derecede oumlzen goumlstermeden oluşan bir kendi sevgisidir ya da kendinden tatmin olmadan kaynaklanan bir tuumlr kendini beğen-medir Kant birincisine bencillik (Eigenliebe) ikincisine ise kibir (Eigendunkel) der

64 Wiseman ldquoThe Sublime Subjectrdquo s 16965 Ronald Beiner ldquoKant the Sublime and Naturerdquo Kant and Political Philosophy The Contemporary

Legacy ed Ronald Beiner-William James Booth New Haven Yale University Press 1993 s 281 Gadamer de Kantrsquoın estetiğinin sanat felsefesinde oluşturduğu radikal oumlznelci virajı eleştirir Hans-Georg Gadamer Hakikat ve Youmlntem 1 cilt ccedilev Huumlsamettin Arslan-İsmail Yavuzcan İstanbul Paradigma 2008 s 58-112

66 Robert R Clewis The Kantian Sublime and the Revelation of Freedom Cambridge Cambridge University Press 2009 s 15

67 Age s 1568 Marion Being Given s 27869 Age s 27870 ldquoEğilimlerin hepsi (hellip) bencilliği (Solipsismusrsquou) oluştururlarrdquo Immanuel Kant Pratik Aklın Elestirisi

ccedilev İoanna Kuccediluradi Ankara Tuumlrkiye Felsefe Kurumu 1999 s 81

Jean-Luc Marionrsquoda Doygun Fenomen ve Yuumlce 23

Bir taraftan saf pratik akıl bu bencilliği ahlak yasasına uymaya zorlayarak ona sadece zarar verirken diğer taraftan akıl kibiri imha eder zira o ahlak yasasına tamamıyla terstir Kant bu egoizmi ldquosolipsizmrdquo olarak tanımlar Bu Marionrsquoa goumlre insanın kendisinin her şeyin yerine geccedilen veya her şeyden oumlnce gelen sevgisidir Bu şekilde ahlak yasasına uyum oumlznede bir başkalığa yer accedilar onun merkezi konumunu sorgular71 Oumlzne imha olmasa da ahlak yasası dışarıdan gelen insanın uumlretmediği bir yasadır Her ne kadar pratik akıl oumlzerk olsa da ldquooumlzerklik kendine başkalık olarak anlaşılması gereken bir başkalıktan ayrılmazdırrdquo72 Bu bir ldquodeacutes-individuationrdquo veya ldquodeacutes-eacutegoisatıonrdquodir yani bireyleşmeye egoizme karşıtlıktır Oumlzne cevap verendir onu ccedilağıran ona emreden ahlak yasasına cevap verme konumundadır Yalnız burada ccedilağıran dışsal bir oumlğe de-ğil saf aklın kendisidir Bencil oumlzne bağlamında Kantrsquoın merkezi Benrsquoe karşı ccedilıkışı oumlzellikle ahlaki accedilıdan gerccedilekleşir Paris Nanterre Uumlniversitesirsquonde Prof Dr Michegravele Cohen-Halimirsquonin oumlzellikle Entendre raison essai sur la philosophie pratique de Kant kitabında geliştirdiği temel tezi ahlak yasasına tabi oumlznenin dışarıdan gelen soumlzuuml tevazu ile dinleyen bir oumlzne olduğunu vurgulamaktır73 İnsan kendi aklının youmlnelttiği kayıtsız şartsız yasaya tabidir Ve yasanın kaynağını akıl oluşturması onu oumlznelciliğe indirgemez Burada insana ldquoyapmalısınrdquo diyen kendi aklıdır bir uumlccediluumlncuuml kişi yoktur Tam olarak bu anlamda ahlak yasası oumlznede bir başkalığa yer accedilar Bu da Cohen-Halimirsquoye goumlre oumlzne karşıtlığına değil tam tersine bencillik oumltesi bir oumlzneşlemeye yol accedilar

Yalnız Marion iccedilin oumlzne merkezciliği sadece bir ahlaki sorun değildir O sadece ahlaki bir bencillikten veya kibirden oluşmaz O aynı zamanda ve daha esas olarak metafizik bir sorundur yani fenomenal varlığın oumlzne tarafından kurulması ve bu şekilde Ona indirgenmesidir Solipsizm sorunu sadece bencil olan ampirik Ben iccedilin değil aynı zaman da ldquoBen duumlşuumlnuumlyorumrdquo iccedilin yani aşkınsal Ben iccedilin de geccedilerlidir Oysa Marionrsquoa goumlre Kantrsquota ikinci olarak bu ahlaki karşıtlığın arkasında metafizik bir Ben iddiasına karşı ccedilıkma da soumlz konusudur ldquosolipsizm kavramını kullanarak Kant sadece Benrsquoin ahlaki (veya gayriahlaki) tezahuumlruumlnuuml yani egoizmi değil Orsquonun metafizik figuumlruumlnuuml de reddetme teşebbuumlsuumlnde bulunuyorrdquo74 Kant saf ahlaki aklın kibiri imha ettiğini soumlylemişti Oysa burada Kant sadece ahlaki bir iddiada bulunmaz O aynı zamanda Benrsquoin metafizik merkeziliğini de sorgular Zira insanın kendini sevmesi insanın kendine oumlzdeş olmasıdır bu da Ben = Ben şeklini alan Benrsquoin oumlzdeşliğidir Kant iccedilin saygı iradenin bir yasaya bağlılığı bilincidir yani iradenin duyusallığın etkisinden tamamen kurtulup sadece yasaya uymasıdır75 Sadece saf pratik akla uyan ahlaki olarak

71 Michegravele Cohen-Halimi ldquoLa flexion politique du respect une lecture foucaldienne de lsquodes mobiles de la raison pure pratiquersquo (KpV AA 0571)rdquo Con-Textos Kantianos International Journal of Philosophy no 1 Kasim 2014 s 28

72 Cohen-Halimi ldquoLa flexion politique du respectrdquo s 2873 Michegravele Cohen-Halimi Entendre raison Essai sur la philosophie pratique de Kant Paris Vrin 2004 s 15274 Marion Being Given s 27975 ldquoİstemenin yasa tarafından belirlenmesinin ve bunun bilincinin adı saygıdırrdquo Immanuel Kant Ahlacirck

Metafiziğinin Temellendirilmesi ccedilev İoanna Kuccediluradi Ankara Tuumlrkiye Felsefe Kurumu 2002 s 17

24 Selami Varlık

oumlzguumlr ldquooumlznerdquo aşkınsal Benrsquodeki merkeziyeti de sorgulama olanağı sunar Ve oumlznede bu merkezdışılığı muumlmkuumln kılan duygu ahlak yasasına karşı saygıdır saygı bencilliğe zarar veren bir değerin temsilidir

b Saygı ve Yuumlce

Her ne kadar bir duygu da olasa saygı a posteriori değildir O a priori bilinir Saygı fenomenal duumlnyada herhangi bir deneyim nesnesinin yol accediltığı bir duygu değil duyular oumltesi olan yani bir numenal ahlak yasasının oluşturduğu bir duygudur Bunun iccedilin a priori olarak bilinir Adonneacutersquoyi bir doygun fenomende beliren bir ccedilağrıya (call) cevap veren bir oumlzne olarak sunan Marion Kantrsquoın koşulsuz buyruğunda da benzer bir ccedilağrı goumlruumlr76 Ve bu buyruğun a priori bilgisi Benrsquoin duumlnya deneyimine kapatılmış bir a priori bilgi değildir Ben bu bilgiyi a priori olarak keşfeder ama onu kurmaz onu daima kurulmuş olarak keşfeder ve bu şekilde onu a posteriori olarak kabul eder Oysa a priori bilginin oumlzneye indirgenmeyip daima a posteriori olarak deneyimlenmesi ccedilağrının temel oumlzelliklerindendir Dolayısıyla Marion saygıda ikinci bir oumlzellik goumlruumlr Benrsquoin a priori aşkınsal konumu karşı ccedilıkma ve Benrsquoin kendine oumlzdeşliğini sorgulama imkacircnı Saygı bilinci yasanın karşısında aşağılar Bu aşağılama ldquoBen (kendimi) duumlşuuml-nuumlyorumrdquo diyen oumlznenin bir dekonstruumlksiyonudur Bu accedilıdan oumldev daima bir kendine karşı oumldevdir Marion iccedilin Kantrsquoın saygı kavramı interloqueacute solipsizm dışı şaşırtılmış oumlznenin ccedilağrı karşısında şaşırmasının dengidir77 Hatta Kant ahlak yasasının insanı titreten sesinden (Stimme) bahseder Oumldev bilinci bu sesi dikkatle dinlemeyi gerektirir

Marion iccedilin ahlak yasasına karşı saygının ben merkezli oumlzneyi imha etmesi doy-gun fenomenrsquoin ccedilağrısına cevap veren adonneacute oumlzneyi anımsatır Oysa bu ahlaki saygı bizi tekrar yuumlce kuramına goumltuumlruumlr zira nesnede değil de oumlznenin duygularında yer alan yuumlce aynı zamanda ahlaki amacının bilincinde olan insanın yaşadığı duygudur Ahlaki duygu olmadan der Kant bizim iccedilin hiccedil bir guumlzel ve yuumlce şey olmaz Gerccedilek yuumlce ahlaki yuumlcedir yani duysallığın duyu oumltesi tarafından aşağılanmasıdır 3 Kritikrsquote Kant saygıyı yetimizin bir ideye ulaşma guumlcuumlne sahip olmaması duygusu olarak tanımlar78 Yasaya karşı saygı onun yuumlceliğine karşı saygıdır79 Zira hem saygı hem yuumlce insanı duyular oumltesine youmlnlendirir Bencil Benrsquoin aşağılanması aynı zamanda ahlaki olarak erdemleşme imkacircnıdır Bu accedilıdan bakıldığında yuumlcersquonin oumlzneden bağımsız olmaması merkezdışılığı savunan Marion ile aşkınsal Benrsquoi aşamayan Kant arasındaki ayrıma

76 Marion Being Given s 28277 Marion Being Given s 28278 ldquoBizim iccedilin yasa olan bir ideaya erişme yetimizin yetersizliğinin duygusu saygıdırrdquo Kant Yargı

Yetisinin Elestirisi sect 27 s 11679 Benoicirct Goetz ldquoLe respect et le sublimerdquo Le Portique 11 2003 s 2 httpleportiquerevuesorg559

(erişim 16 Nisan 2016) Marion saygı ile yuumlce arasındaki ilişkiye doygun fenomen olarak yuumlceyi ele aldığı kısımda da değinir ve kiplik kategorileri accedilısından bakandan bakılan pozisyonuna geccedilen Benrsquoin saygısından bahseder Bkz Marion Being Given s 220

Jean-Luc Marionrsquoda Doygun Fenomen ve Yuumlce 25

işaret ederken80 aynı zamanda ahlaki saygı vesilesiyle bir benzerlik imkacircnı da su-nar Yani Etant donneacute (Being Given) kitabında Marionrsquoun Kantccedilı yuumlceye ve Kantrsquoın ahlaki saygısına goumlndermede bulunmasını birlikte okuyup ikisini de benin merkezi konumunu sorgulama imkacircnı olarak goumlrebiliriz Hem saygıda hem yuumlcede insanın onu aşana boyun eğmesi soumlz konusudur zira ldquosaygı goumlstermek anlamadığımıza kulak vermektirrdquo81 Yuumlce yıldız dolu goumlkyuumlzuumlnuumln seyri ile ahlak yasası bilinci arasında bağı kurar82 Yalnız Kantrsquoın meşhur soumlzlerinde goumlkyuumlzuumlnuumln seyri insanı kuumlccediluumlltuumlrken ahlak yasasına saygı onda duyusallığı ve hayvaniliği aşıp ahlaki olarak yuumlkselme imkacircnını oluşturur Oumlznenin aşağılanması onun iccedilin aynı zamanda ahlaki olarak bir yuumlkselme imkacircnıdır Yani ahlak yasasının uyandırdığı saygı sadece bir aşağılanma değil aynı zamanda insanda doğal eğilimleri aşma guumlcuumlnuumln varlığının goumlstergesidir

Yalnız bu insandan ziyade insandaki ve onun da uyduğu ahlak yasasının doğaya uumlstuumlnluumlğuumlduumlr Bu da beraberinde bir tevazu haline yol accedilar ldquoahlak yasası doğal yapısının duyulara duumlşkuumlnluumlğuumlnuuml ahlak yasasıyla karşılaştıran her insanı kaccedilınılmaz olarak kendi goumlzuumlnde kuumlccediluumlk duumlşuumlruumlrrdquo83 Ahlak yasasının yuumlceliği bu imkacircnsızı yani insanın kişisel ve bencil arzularından arınmasını istemesindedir84 Boumlyle bir hedefin ulaşılmaz olması yuumlcelik boyutunu oluşturur Ahlak yasasının etkisi altında kalan bir oumlzne tevazu ile karşılaşır zira bu yasada kişisel arzularına karşı bir guumlccedil goumlruumlr Bunun iccedilin iradeyi youmlneten herhangi bir iyi niyet değil de sadece ahlak yasası olmalıdır Ahlak yasası ldquokendinin takdirirdquone (Sel-bstschaumltzung) de karşı ccedilıkar85 Ahlak yasası tarafından engel olunan bu kendinin sevgisi bir kişinin olduğundan veya yaptığından memnun olmasından ziyade ldquokendinin sevgisinin oumlznel şartlarını yasardquoya doumlnuumlştuumlrme eğilimidir Yani ahlak yasası insanın kişisel arzularını mutlak kurallar olarak sunma riskine engel olur ve bundan dolayı insanda saygıya yol accedilar Buradaki uumlstuumlnluumlk yasanın insandaki doğal eğilimlere uumlstuumlnluumlğuumlduumlr

V Sonuccedil

Her ne kadar daha oumlnce de ifade ettiğimiz gibi Kant ile Marion arasındaki farklar tartışılmaz olsalar da doygun fenomen olarak yuumlcelik ve insanda yol accediltığı tevazu bağlamında Kantrsquoın felsefesi Marionrsquodaki merkezdışı oumlzne fikrine tamamıyla yabancı

80 Wiseman ldquoThe Sublime Subjectrdquo s 169-17081 Goetz ldquoLe respect et le sublimerdquo s 382 Besanccedilon Lrsquoimage interdite s 37383 Kant Pratik Aklın Elestirisi s 82 Kantrsquota yuumlce ve tevazu iliskisi iccedilin bkz Cohen-Halimi Entendre

raison s 327 84 Jean Grondin ldquoLa pheacutenomeacutenologie de la loi moralerdquo Kant actuel hommage agrave Pierre Laberge ed

Franccedilois Duchesneau vdğr MontreacutealParis BerllarminVrin 2000 s 57 Dipnotta Jean Grondin Marionrsquoa atıfta bulunur ve onun tevazu ile saygı arasındaki bağı ahlak yasasının gerccedilektirilemezliği uumlzerine kurduğunu vurgular

85 Kant Pratik Aklın Elestirisi s 83

26 Selami Varlık

değildir Kantrsquoın yuumlce kuramı oumlznenin aşağılanması imkacircnını taşımakla birlikte onu sonuna kadar goumltuumlrmez ve oumlznelci bir şemaya bağlı kalır Marionrsquoun bu konuda ccedilalış-maları Kantccedilı bir imkacircnın somutlaşmasıdır Daha genel olarak ldquoHusserl fenomenolojisi gibi Marionrsquoun fenomenolojisi Kantccedilı mirasın bir uumlruumlnuuml olarak kalırrdquo86 Benzer bir ikili ilişki yine yuumlcelik bağlamında Adornorsquoda da goumlruumlnuumlr Adorno Kantrsquoın yuumlcelik algısının boyun eğmiş bir oumlzneye yol accediltığını belirtir yalnız doğaya uumlstuumlnluumlk fikriyle bu yenilmişliğin daha sonra bir onaya bir tasdike doumlnuumlştuumlğuumlnuuml ilave eder Oysa ldquotam tersine Adorno yuumlce tarafından yenilmişlik anını radikalleştirirrdquo87

Michegravele Cohen-Halimi Kantrsquota ccedilağrılmış ve aşağılanmış oumlznenin varlığına vurguda bulunduğunda bunu sesin imgeye oumlnceliği bağlamında yapar Kant ahlak alanında ahlakı figuumlrlerden imgelerden bağımsızlaştırmıştır Yasa goumlruumlnmez sadece bir emir şeklinde duyulur88 Marion da İsarsquonın ifşası sadece goumlruumlnuumlrluumlğe indirgenemez89 Zira goumlruumlnuumlrluumlk boyutu ne hadisede ne tende mevcuttur Dolayısıyla ldquoeğer vahiy fenome-ninin fenomenliğinden bahsedebilirsek bu goumlruumlnuumlr kadar goumlruumlnmezi de ilgilendirirrdquo90 Bu bağlamda Marion yuumlcesi bir tuumlr goumlruumlnmeze dayanır Bunun iccedilin doygun fenomen olarak ikon aslında hiccedilbir şey goumlstermez ve bakışı suumlrekli sonsuza doğru youmlnlendirir İdol bakışı kendine ccedilekip durdururken91 ikondaki bu youmlnlendirme bir youmlnelimdir (intention) bir şeye doğru işaret etmedir92 Ve goumlruumlnenin resmedilenin arkasında ccedilok daha aslolan bir goumlruumlnmez soumlz konusudur

Goumlruumlnmezlik ile yuumlce arasındaki bağlantıyı Kant kendisi de doğrudan Tevratrsquota tasvir yasağı bağlamında kurar ve ldquoKendine hiccedilbir imge yapmayasın ne de ne goumlkte ne yerde ne de yerin altında olanın herhangi bir benzerliğinirdquo buyruğunun Tevratrsquoın en yuumlce pasajı olduğunu vurgularrdquo93 Kantrsquoın yuumlcesi imgelere indirgenmeye karşı ccedilı-kan bir anlayıştır94 Ve bu imge yasaklığı temel olarak Tanrı iccedilindir Dolayısıyla yuumlce

86 Graham Ward ldquoThe Beauty of Godrdquo Theological Perspectives on God and Beauty ed John Milbank vdğr HarrisburgLondonNew York Trinity Press International 2003 s 41 Ayrıca muumlellif Marionrsquoun ikon kavramıyla Kantrsquoın yuumlcesi arasındaki yakınlığı vurgular Zaman kavramı bağlamında benzer bir sonuccedil iccedilin bkz Jason Alvis ldquoSubject and Time Jean-Luc Marionrsquos Alteration of Kantian Subjectivityrdquo Journal for Cultural and Religious Theory 14 Guumlz 2014 s 26 ldquoThe wager of this article is that Marionrsquos theory of the subject doesnrsquot necessarily contradict Kantrsquos but can be read as the attempt to logically complete it by taking it a short step furtherrdquo

87 Yves De Maeseneer ldquoThe Subjectrsquos Destruction A Note on Adornorsquos Sublimerdquo Ars Disputandi Supplement Series c 3 s 84

88 Cohen-Halimi Entendre raison s 16 89 Citot-Godo ldquoEntretien avec Jean-Luc Marionrdquo s 1990 ldquoAgmrdquo s 1991 Jean-Luc Marion God Without Being Hors-Texte ccedilev Thomas A Carlson 2 baskı Chicago and

London The University of Chicago Press 2012 s 11 Ayrıca doygun fenomen olarak ikon iccedilin bkz Marion Being Given s 232-233

92 Age s 1993 Kant Yargı Yetisinin Elestirisi sect 29 s 13794 Besanccedilon Lrsquoimage interdite s 373

Jean-Luc Marionrsquoda Doygun Fenomen ve Yuumlce 27

bir yasanın varlığı Tanrının goumlruumlnmez ve resmedilmez olmasından kaynaklanır95 Bu noktada Kantrsquoın yuumlce ile resmedilemezlik arasında kurduğu bağ ile Marionrsquoda yuumlce ve ikon arasındaki ilişki ortak bir zemine yerleşmiş gibi goumlzuumlkmektedir96 Her ne ka-dar Kantrsquota Tanrının ahlaki Tanrıya indirgenmesini eleştirse de97 Marionrsquoun ikon fikri Kantrsquoın yuumlcesine yabancı değildir98 Vahyi en uumlst doygun fenomen tipi olarak sunan Marion kavramın dini olmadığını vurgulamak iccedilin yuumlce oumlrneğini geliştirir Yalnız yazımızın başında deyindiğimiz felsefe ile teoloji bağı bağlamında doygun fenomen oumlrneği olarak yuumlce iccedilin de dini arkaplan ve oumlzellikle Tanrının goumlruumlnmezliği tartışılmaz olarak bir ilham kaynağı gibi goumlzuumlkmektedir

KAYNAKLAR Alpyağıl Recep ldquoCcedilağdaş Felsefedeki ldquoArmağanrdquo Tartışması Din Felsefesine Ne Kazandıra-

bilirrdquo Ekev 1338 kış 2009 s 87-102Alvis Jason ldquoSubject and Time Jean-Luc Marionrsquos Alteration of Kantian Subjectivityrdquo

Journal for Cultural and Religious Theory 14 Guumlz 2014 s 25-37Arat Neclacirc ldquoKant Estetikrsquoinde Guumlzel ve Yuumlce Değerlerirdquo Felsefe Arkivi İstanbul Uumlniversite-

si Edebiyat Fakuumlltesi Yayınları Sayı 21 İstanbul 1978 s 69-83 Besanccedilon Alain Lrsquoimage interdite Paris Folio 2000Beiner Ronald ldquoKant the Sublime and Naturerdquo Kant and Political Philosophy The Con-

temporary Legacy ed Ronald Beiner-William James Booth New Haven Yale University Press 1993

Citot Vincent ve Pierre Godo ldquoEntretien avec Jean-Luc Marionrdquo Le Philosophoire 200011 no 11 s 5-22

Clewis Robert R The Kantian Sublime and the Revelation of Freedom Cambridge Camb-ridge University Press 2009

Cohen-Halimi Michegravele Entendre raison Essai sur la philosophie pratique de Kant Paris Vrin 2004

Cohen-Halimi Michegravele ldquoLa flexion politique du respect une lecture foucaldienne de lsquodes mobiles de la raison pure pratiquersquo (KpV AA 05 71) raquo Con-Textos Kantianos Internati-onal Journal of Philosophy no 01 Kasim 2014 s 23-40

Cunningham David ldquoHow the Sublime Became lsquoNowrsquo Time Modernity and Aesthetics in Lyotardrsquos Rewriting of Kantrdquo Symposium Canadian Journal of Continental Philosophy 8 (3) 2004 s 549-571

De Maeseneer Yves ldquoThe Subjectrsquos Destruction A Note on Adornorsquos Sublimerdquo Ars Dispu-tandi Supplement Series c 3 s 81-87

95 Goetz ldquoLe respect et le sublimerdquo s 496 Lyotard yuumlce ile resmedilemezlik arasında bağı Kantrsquoa dayandırır Bkz David Cunningham ldquoHow the

Sublime Became lsquoNowrsquo Time Modernity and Aesthetics in Lyotardrsquos Rewriting of Kantrdquo Symposium Canadian Journal of Continental Philosophy 8 (3) 2004 s 551

97 Marion God Without Being s 31-3298 Beacuteatrice Han ldquoTranscendence and the Hermeneutic Circle Some Thoughts on Marion and Heideggerrdquo

Transcendence in Philosophy and Religion ed James E Faulconer Bloomington Indiana University Press 2003 s 124 ldquoJust as in the case of the Kantian sublime the resistance of the divine to disclosure becomes in itself the core of the iconic donation which thus can only work negatively by hinting at what it does not showrdquo

28 Selami Varlık

Falque Emmanuel ldquoLarvatus pro Deo Pheacutenomeacutenologie et theacuteologie chez J-L Marionrdquo Gre-gorianum 86 1 2005

Gadamer Hans-Georg Hakikat ve Youmlntem 1 cilt ccedilev Huumlsamettin Arslan-İsmail Yavuzcan İstanbul Paradigma 2008

Goetz Benoicirct ldquoLe respect et le sublimerdquo Le Portique 11 2003 Grondin Jean ldquoLa pheacutenomeacutenologie de la loi moralerdquo Kant actuel hommage agrave Pierre La-

berge ed Franccedilois Duchesneau vdğr MontreacutealParis BerllarminVrin 2000 s 51-65Han Beacuteatrice ldquoTranscendence and the Hermeneutic Circle Some Thoughts on Marion and

Heideggerrdquo Transcendence in Philosophy and Religion ed James E Faulconer Bloo-mington Indiana University Press 2003

Husserl Edmund The Shorter Logical Investigations ccedilev John N Findlay London and New York Routledge 2001

Janicaud Dominique La pheacutenomeacutenologie dans tous ses eacutetats Paris Folio 2009Kant Immanuel Ahlacirck Metafiziğinin Temellendirilmesi ccedilev İoanna Kuccediluradi Ankara Tuumlr-

kiye Felsefe Kurumu 2002 ndashndashndashndash Arı Usun Elestirisi ccedilev Aziz Yardımlı İstanbul İdea 2008ndashndashndashndash Pratik Aklın Elestirisi ccedilev İoanna Kuccediluradi Ankara Tuumlrkiye Felsefe Kurumu 1999ndashndashndashndash Yargı Yetisinin Elestirisi ccedilev Aziz Yardımlı İstanbul İdea 2011Malherbe Michel ldquoDu sublime Kant ou Burkerdquo Kant et la penseacutee moderne alternatives

critiques ed Charles Ramond Bordeaux Presses universitaires de Bordeaux 1996Marion Jean-Luc ldquoAgrave Dieu rien drsquoimpossiblerdquo Communio 14 ndeg 5 1989 43-58 ndashndashndashndash Being Given Toward a Phenomenology of Givenness ccedilev Jeffrey L Kosky Stanford

California Stanford University Press 2002ndashndashndashndash God Without Being Hors-Texte ccedilev Thomas A Carlson 2 baskı Chicago and Lon-

don The University of Chicago Press 2012ndashndashndashndash In Excess Studies of Saturated Phenomena New York Fordham University Press

2002Marion Jean-Luc ldquoThe Saturated Phenomenonrdquo Phenomenology and the ldquoTheological

Turnrdquo The French Debate ed Dominique Janicaud New York Fordham University Press 2000

ndashndashndashndash The Visible and the Revealed ccedilev Christina M Gschwandtner New York Fordham University Press 2008

Nancy Jean-Luc ldquoLrsquooffrande sublimerdquo Du Sublime Paris Belin 1988Platon Devlet ccedilev Sabahattin Eyuumlboğlu-M Ali Cimcoz Tuumlrkiye İş Bankası Yayınları İstan-

bul 2014Ricoeur Paul Baskası Olarak Kendisi ccedilev Hakkı Huumlnler Ankara Doğu Batı Yayınları Şan Emre Merleau-Ponty İstanbul Say Yayınları 2015Tin Mikkel B ldquoSaturated Phenomena From Picture to Revelation in Jean-Luc Marionrsquos

Phenomenologyrdquo Filozofia 65 (9) Ocak 2010 s 860-876Ward Graham ldquoThe Beauty of Godrdquo Theological Perspectives on God and Beauty ed John

Milbank vdğr HarrisburgLondonNew York Trinity Press International 2003Welten Ruud Pheacutenomeacutenologie du Dieu invisible Essais et eacutetudes sur Emmanuel Levinas

Michel Henry et Jean-Luc Marion Ingilizceden ccedilev Sylvain Camilleri Paris LrsquoHarmat-tan 2011

Wiseman Wendy ldquoThe Sublime Subject in Kantrsquos Metaphysic and Jean-Luc Marionrsquos Phe-nomenologyrdquo Epocheacute The University of California Journal for the Study of Religion Yaz 2006 s 167-191

THEORETİKE İLE POİETİKE ARASINDAMODERN BİLİMİN YOumlNTEM ARAYIŞI

Engin Koca

MODERN SCIENCE SEARCHING FOR METHODS BETWEEN THEOKETIKE AND POIETIKE

OumlZModern bilimin yuumlkselişi on yedinci yuumlzyılda gerccedilekleşen teorik ekonomik politik tarihsel ve coğrafi pek ccedilok kırılmaya yaslanır İnsanın iccedilinden doğaya baktığı ccedilerccedileveyi değiştirmesi anlamına gelen teorik kırılma ise metafiziksel fiziksel ve youmlntemsel olmak uumlzere uumlccedil doumlnuumlşuumlm ayağına sahiptir On yedinci yuumlzyıldaki youmlntemsel tartışmalar Aristotelesccedili anlamda amacı bilmek olan teo-rik bilimler (theoretike) ile amacı fayda uumlretmek olan uumlretici bilimler (poietike tekhne) arasında salınarak bilginin kesinliğini kaynağını ve amacını yeniden belirleme merkezinde yapılmıştır Bu makale zikredilen youmlntemsel tartışmaları kırılma noktaları olarak belirlenen doumlrt on yedinci yuumlzyıl figuumlruuml uumlzerinden ele almayı amaccedillamakta ve modern bilimin klasik anlamda theoretike ve poietike (sanatlar) arasında nerede durduğunu belirlemeye ccedilalışmaktadır Anahtar Kelimeler Modern Bilimsel Youmlntem Hipotetik Tuumlmdengelim Youmln-temi Deneysel Youmlntem On Yedinci Yuumlzyıl Teorik Bilimler Uumlretici Bilimler

ABSTRACTThe rise of modern science leans to a lot of breakings such as theoretical economic political historical and geographical realized in the seventeenth-century Theoretical breaking means changing the frame through which human being looks into nature has metaphysical physical and methodical transformation bases Methodical discussions in seventeenth-century were made in the center of

Kutadgubilig Felsefe-Bilim Araştırmaları Mart 2017 Sayı 33 s 29-59

Bu makale ldquoHareketin Nicelleşmesi Yeni Doğa Felsefesinin Yuumlkselişirdquo isimli doktora tezimin ilk boumlluumlmuumlnuumln oumlzetidir Atıf yapılan kaynak Tuumlrkccedile değilse ccedileviriler tarafımızca yapılmıştır

Araştırma Goumlrevlisi Felsefe Boumlluumlmuuml İstanbul Medeniyet Uumlniversitesi (kocaengingmailcom) Yazı geliş tarihi 13122016 kabul tarihi 06032017

30 Engin Koca

determining the certainty the source and the purpose of knowledge by weaving through in Aristotelian sense theoretical sciences (theoretike) whose aim is to know and productive sciences (poietike tekhne) whose aim is to produce This paper aims to describe the mentioned methodical discussions thorough four seventeenth-century figures and tries to determine where modern science stands between classical theoretike and poietikeKeywords Modern Scientific Method Hypothetic Deductive Method Experimental Method Seventeenth-Century Theoretical Sciences Productive Sciences

I Giriş

Aristoteles felsefeyi pratik poetik ve teorik olmak uumlzere uumlccedile ayırır Poetik (uumlre-tici) bilimlerin ya da sanatların konusu doğal duumlzenliliklerin nasıl youmlnlendirileceği amacı ise uumlretimdir Sanatccedilı doğal duumlzenlilikleri kendi amacı doğrultusunda yeniden organize ederek ve nesnedeki potansiyeli youmlnlendirerek insanlığın faydasına sonuccedillar uumlretir1 Sanatccedilı belli etkinliklerin ldquonasılrdquo yapılacağının pratik bilgisine ve bu ldquonasılrdquoa rehberlik eden teorik bilgiye sahiptir Bu teorik bilginin diğer adı ldquonedenrdquodir dola-yısıyla tecruumlbe sahibinin tersine sanatccedilı takip ettiği proseduumlrde ona rehberlik edecek ve onun proseduumlruumlnuuml meşrulaştıracak teorik bilgiye yani etkinliklerinin ldquonedenrdquoine sahiptir Sanatlar bu nedenle oumlğretilebilir ve oumlğrenilebilirdir2 Oumlrnek olarak tıp sana-tının icra edicisi hekim ldquosağlıkrdquo teorik bilgisine sahiptir3 Bu ldquosağlıkrdquo teorik bilgisi hekimin hastalığı teşhis ve tedavisinde ona rehberlik eder Sanatccedilının belli etkinlikleri

1 Aristotle ldquoPhysicsrdquo The Complate Works of Aristotle Vol 1 trans J Barnes (New Jersey Princeton University Press 1991) 199a8-20

2 Aristotle ldquoThe Metaphysicsrdquo The Complate Works of Aristotle Vol 1 trans J Barnes (New Jersey Princeton University Press 1991) 981a5-981b5 ve ayrıca bkz Richard Parry ldquoEpisteme and Tech-nerdquo The Stanford Encyclopedia of Philosophy (Fall 2014 Edition) ed Edward N Zalta lthttpplatostanfordeduarchivesfall2014entriesepisteme-technegt (erişim 10082016)

3 Aristotelesccedili buumltuumln formuumllasyonuna goumlre insanda doumlrt temel yeti vardır her yetiye tekabuumll edecek şekilde doumlrt erdem ve doumlrt toplumsal zuumlmre mevcuttur Doumlrt birincil form maddeye biccedilim vermiş ve doumlrt elementi oluşturmuştur Doumlrt elementin harmonik bileşimi kozmosu oluşturmuştur Kozmostaki hareketin doumlrt nedeni vardır Doumlrt beden sıvısı arasındaki hiyerarşik uyuma sağlık denir tıpkı adaletin doumlrt toplumsal zuumlmre arasındaki hiyerarşik uyum olması gibi Poetik bir bilim ya da sanat olan me-kanik soumlz konusu olduğunda da benzer bir durum soumlz konusudur Fakat mekanik sanatında niceliksel bir form kazanan bu uyumun adı denge ilkesidir Uyum ile dengenin farkı ilkinin unsurları arasında niteliksel bir hiyerarşi ikincisinin unsurları arasında ise niceliksel bir hiyerarşi olmasıdır Bu fark on yedinci yuumlzyıl duumlşuumlnuumlrlerinin neden doğadaki niteliksel hiyerarşiyi reddedip onun yerine niceliksel bir hiyerarşi koyduklarını da goumlstermektedir Bu belirlenim niteliksel hareketin niceliksel harekete indirgenmesinin ortaya ccedilıkardığı metafizik doumlnuumlşuumlmuumln bir sonucudur Niteliksellik oumlzdeşliği imler niceliksellik ise eşitliği

Theoretike İle Poietike Arasında Modern Bilimin Youmlntem Arayışı 31

ldquonasılrdquo yapacağı konusunda ona rehberlik eden teorik bilginin kaynağı ise sanatccedilı değil filozoftur Filozofun buumltuumln formuumllasyonu sanatccedilının teorik bilgisine meşruiyet verir Aristoteleccedili buumltuumln formuumllasyonunun ccedilekirdeğinde teorik bir bilim olan fizik durur Fizik soumlz konusu olduğunda ise kullanılan bilimsel youmlntem ldquogoumlzleme dayalı tuumlmevarımrdquo ldquosezgisel kavrayışrdquo ve ldquotuumlmdengelimli ccedilıkarımrdquo suumlreccedillerinden oluşur

Tuumlmdengelim bir analiz tuumlmel ve yalın olanı ccediloumlzuumlmleme ile tikel ve bileşik var olanlara dağıtma ve goumlzlemlenemez nedenlerden goumlzlemlenebilir sonuccedillar ya da feno-menler ccedilıkarsama işlemidir Bu şekilde doğal suumlreccedillerde gerekccedilelendirilmiş (apodicdic demostrated burhani) bilgi elde edilebilir Nedenleri bilinen şey deneyim bilgisinden ayrılarak oumlğretilebilir ve oumlğrenilebilir yani bilimsel bilgi haline gelir4 Tuumlmevarım ise tikel ve bileşik var olanların muumlşterek yanlarını yani yalın ve tuumlmel ilkeleri belirleme ve goumlzlemlenebilir fenomenlerden goumlzlemlenemez nedenlere ulaşma işlemidir Aris-totelesrsquoin ifadesiyle ldquobize ilkeleri bildirenin zorunlulukla tuumlmevarım olduğu apaccedilıktır duyum ancak bu yoldan tuumlmeli bizde guumln ışığına ccedilıkarabilirrdquo5 Dolayısıyla tuumlmdengelim bir accedilıklama-analiz youmlntemi tuumlmevarım bir keşif ya da inşa youmlntemidir

Tuumlmevarım duyusaldır ve bu nedenle nihai noktası yoktur ccediluumlnkuuml her daim bir istisna mevcut tuumlmeli revize etmeyi veya terk etmeyi gerektirebilir Tuumlmdengelim akılcıdır kendisinden hareket ettiği sabit değişmez ve nihai aksiyomları vardır tuumlm sistem bu aksiyomlara goumlre accedilıklanır sistem iccedilinde mevcut aksiyom ile accedilıklanamayan unsurlar anormal unsurlardır ve problem aksiyomlarda değil accedilıklanamayan unsurlar-dadır Dolayısıyla tuumlmevarım kaideyi bozacak istisnalar peşindeyken tuumlmdengelim kaideyi bozacak istisnaları ihmal etme eğilimindedir

Bu ccedilalışmada ele alınacak ilk isim olan Francis Bacon eleştirilerinin merkezine genel olarak Aristotelesccedili bilimsel youmlntemi oumlzel olarak ise ldquogoumlzlemsel tuumlmevarımırdquo koyarak yeni bir tuumlmevarım oumlnerir İkinci başlıkta ele alınacak olan Descartesrsquoa goumlre ise bilginin kaynağı ldquogoumlzlemsel tuumlmevarımrdquo değil ldquoakli sezgirdquo olmalıdır

Aristotelesccedili sistemde bazı sanatların ldquonasılrdquo bilgisi matematikseldir bu sanatlara Ortaccedilağda orta ya da matematiksel bilimler denmiştir Fakat bu bilimler teorik bilim olarak tasnif edilemez ccediluumlnkuuml Aristotelesccedili sistemde bir teorik bilim başka bir amacın aracı kılanamaz6 oysa bu sanatlar doğal duumlzenliliklerin youmlnlendirilmesi ile insanlığa fayda sağlayacak sonuccedillar uumlretmenin araccedillarıdır7

Bu ccedilerccedilevede fiziği matematiksel bir bilim ya da sanat olan mekaniğe indirge-meye ccedilalışan Galileo kendi bilimsel youmlnteminde fizik-matematik ilişkisini yeniden belirlemeye ve temellendirmeye girişir Uumlccediluumlncuuml boumlluumlm bu tartışmayı ele almayı he-

4 Aristotle ldquoPosterior Analyticsrdquo The Complate Works of Aristotle Vol 1 trans J Barnes (New Jersey Princeton University Press 1991) 71a1-10

5 Aristotle ldquoPosterior Analyticsrdquo 100b3-176 Aristotle ldquoThe Metaphysicsrdquo 993b20-25 ve 995a15-207 Aristotle ldquoPhysicsrdquo 199a15-17

32 Engin Koca

deflemektedir Doumlrduumlncuuml boumlluumlmde ise Newtonrsquoun kendisinden oumlnce yapılan youmlntem tartışmalarını sentezleyerek kendi bilimsel youmlntemini oluşturma suumlreci tartışılacaktır

II Bacon

ldquoBuumlyuumlk Yenilenmerdquo ismini verdiği projesiyle Bacon insan bilgisini yeniden inşa etmek istemiştir Ona goumlre geleneksel bilim anlayışı şeylerin kendilerinden ziyade onlar hakkında yazılmış kitaplara gerccedilekten ziyade yanlış inanışlara ve hurafelere oumlnem ver-mektedir Bu yanılgılardan kurtulmak iccedilin yeni bir youmlntem ile doğaya yaklaşılmalıdır8

Bacon doğa araştırmasının iki youmlntemi olduğunu doğru youmlntemin geleneğin kullanageldiği ldquogoumlzlemsel tuumlmevarımrdquo değil kendisinin teklif ettiği yeni ldquodeneysel tuumlmevarımrdquo olduğunu ifade eder

Araştırmanın veya gerccedileği keşfetmenin iki yolu vardır ve olabilir İlki duyulardan ve tikellerden en genel aksiyomlara uccedilar ve bu değişmez ilkelerden orta terimleri keşfederek ilerler Diğer youmlntem duyulardan ve tikellerden hiccedilbir halkayı atlamadan yavaş yavaş yuumlkselerek aksiyomlara ulaşır daha sonra bu şekilde devam ederek en genel aksiyomları elde eder Bu ikinci yol doğru olan yoldur ve henuumlz denenmemiştir9

Benzer şekilde Great Instauration isimli makalesinde Aristotelesccedili tuumlmevarımla ulaşılan ilk ilkeleri ve bu ilk ilkelerden hareketle yapılan kıyas işleminin doğadan kopuk gerccedilekleştirilmesini eleştirir

Amaccedil farklılaşınca ispatın doğası ve duumlzeni de farklılaşır Klasik mantık iccedilin neredeyse tuumlm işlemler kıyastır Kıyas oumlnermelerle yapılır oumlnermeler ise kelimelerden yapılır Ke-limeler fikirlerin simgeleridir Aklın fikirleri ise olgulardan yapılan soyutlamalardır ve bu soyutlamalar yeterince kesin değildir belirsizdir ve hatta yanlıştırhellip (Ccediluumlnkuuml) kıyasta duyular ile algılanan tikellerden sabit ve değişmez tuumlmellere bir anda uccedilulur daha sonra doğadan kopuk biccedilimde bunlardan orta terimler ccedilıkarsanır Benim planım duumlzenli ve yavaş bir biccedilimde bir aksiyomdan diğerine yapılan harekettir sonuccedilta en genel olan tuumlmel son aksiyoma ulaşılana kadar belirlenmez Her bir aksiyom belirlendiğinde şeylerin kalbinde yatan ilk ilkeler de belirlenmiş olacaktır10

Aristotelesrsquoin tuumlmdengelim mantığı tuumlmel ilkeler ile tikel fenomenleri karşılaş-tırarak-oranlayarak nedenleri ya da orta terimleri keşfetmeyi amaccedillar Bu tarz akıl yuumlruumltmede accedilıklamaların doğru olması iccedilin ilkelerin doğru ve elde edilen orta terimin buumlyuumlk ve kuumlccediluumlk oumlncuumlllerden zorunlu olarak ccedilıkması yani akıl yuumlruumltmenin geccedilerli ol-

8 Francis Bacon New Atlantis and The Great Instauration ed Jerry Wingberger (Illinois Harlan Da-vidson Inc 1989) 11-12 ve ayrıca bkz Barry Gower Scientific Method An Historical and Philosop-hical Introduction (London Routledge 1997) 41

9 Aktaran Michel Malherbe ldquoBaconrsquos Method of Sciencerdquo The Cambridge Companion to Bacon ed Markku Peltonen (Cambridge Cambridge University Press 1996) 79

10 Bacon New Atlantis and The Great Instauration 22

Theoretike İle Poietike Arasında Modern Bilimin Youmlntem Arayışı 33

ması gereklidir Baconrsquoa goumlre skolastik felsefenin kıyas iccedilin kullandığı ilkeler hatalıdır Bu hatanın kaynağı da duyuların ve hayal guumlcuumlnuumln doğru kullanılmamasıdır Duyular yanıltmakta hayal guumlcuuml de tikel ve muumlmkuumln fenomenlerden soumlzde tuumlmel ilkelere sıccedilramakta ve aklı hesabı verilmemiş genellemelerle doldurmaktadır11

Baconrsquoın ccedilizdiği şemaya goumlre duumlşuumlnsel fakuumllteler akıl (reason) hayal guumlcuuml (ima-gination) ve hafıza (memory) olmak uumlzere uumlccedil tanedir12 İlk olarak dış duumlnyanın duyu-larda bıraktığı izlenimler suretler olarak hafızaya kaydedilir Daha sonra hayal yetisi bu suretleri işler-yorumlar ve akıl bu suretlerden bir takım soyutlamalara ulaşır Bu suumlreccedilte duumlşuumlnsel hatalar ya tikel şeylerin suretlerinin hafızaya kaydedilmesi sırasında ya da bu suretlerin hayal guumlcuumlnde yorumlanması sırasında gerccedilekleşir13

Baconrsquoa goumlre bilginin kaynağı duyulardır fakat duyusal goumlzlem doğanın ger-ccedilekliğini sunmaz14 Oumlte yandan doğru youmlntem kullanılması şartıyla tikel suretlerin toplanmasında ve karşılaştırılmasında goumlruumlnmez olguları deney ve aletlerin yardımıyla goumlruumlnuumlr kılmada ve hepsinden oumlnemlisi aklı uygunsuz temayuumlllerden arındırmada duyuların yardımı zorunludur15

Baconrsquoa goumlre hatalı akıl yuumlruumltmenin ikinci nedeni hayal yetisidir ilk olarak hayal aklı doğal olguların dışına ccedilıkartıp onu kendi iccedil spekuumllasyonlarına hapseden bir yetidir16 Bacon buna ldquohayalin uccedilmasırdquo ismini verir17 Bunu engellemek iccedilin ona ldquokanat takmak yerine ayaklarına kurşun ve ağırlıklar bağlanmalıdırrdquo18 İkinci olarak hayal guumlcuuml ccedilabuk tatmin olan ve bu şekilde aklı tembelliğe alıştıran bir yetidir Tikel-leri yeterince soruşturmadan bir ccedilırpıda ulaşılan tuumlmeller ve elde edilen tuumlmellerden yapılan ccedilıkarımlar eğer hayali memnun ediyorsa bu durumda akıl fantezilerle dolar ve duumlşuumlnemez19 Bacon hayal guumlcuumlnden kaynaklanan bu tarz yanlışlara ldquoidolsrdquo yani rastgele soyutlamalar der Eğer amaccedil fantastik ruumlyalar yerine doğal olguları ve yara-tıcının o olgular uumlzerindeki muumlhruumlnuuml (form) goumlrmekse bu rastgele soyutlamalardan kurtulmak gereklidir20

Bacon hem duyulardan hem de hayal guumlcuumlnden kaynaklı hatalardan dolayı doğru bir biccedilimde bilgi uumlretemeyen doğa araştırmacılarına sırasıyla deneyciler ve dogmatikler isimlerini verir Deneyciler (simyacılar ve sihir ile uğraşanlar) felsefelerini ccedilok az sayıda deneye dayandırarak toumlz değişimlerini denetlemeye ve bu bilgileri hermetik gelenek-

11 Malherbe ldquoBaconrsquos Method of Sciencerdquo 79-8012 Koen Vermeir v dğr ldquoIdols of the Imagination Francis Bacon on the Imagination and the Medicine of

the Mindrdquo Perspective on Science 2 (2012) 183-18413 Vermeir v dğr ldquoIdols of the Imaginationrdquo 185-18614 Malherbe ldquoBaconrsquos Method of Sciencerdquo 8015 Francis Bacon Novum Organum ccedilev Sema Oumlnal (İstanbul Say Yayınları 2012) 37-4016 Bacon Novum Organum 91-9217 Bacon Novum Organum 36 ve 5518 Bacon Novum Organum 36 ve 5519 Vermeir v dğr ldquoIdols of the Imaginationrdquo 188-18920 Vermeir v dğr ldquoIdols of the Imaginationrdquo 185-186

34 Engin Koca

teki bilgilerle ilişkilendirmeye ccedilalışanlardır Dogmatikler ise buumltuumln bilgiyi sonuccedilsuz tartışmalar ile oumlzdeşleştirenlerdir21 Dogmatikler ile kastedilen Skolastik rasyonalizmdir ve bu felsefe hazmedilmemiş ve kesinleşmemiş genel fikirleri toplayarak gerisini meditasyona ve sezgiye bırakarak hata yapmaktadır22 Bacon deneycileri durmadan malumat yığan karıncalara dogmatikleri ise durmadan ağ oumlren oumlruumlmceklere benzetir Arı ise hem malumat toplar hem de bunları işleyerek faydalı olan balı uumlretir Bacon kendi youmlntemini arının youmlntemine benzetir bu nedenle bilimsel youmlntem duyuların hayalin ve aklın uyumlu birlikteliği ile muumlmkuumln olabilir23

Baconrsquoın yukarıda zikredilen tuumlm bu ccediloumlzuumlmlemeleri yapmasının nedeni ldquopratik faydardquo sağlamayan bilgiye olan duumlşmanlığıdır Bacon ldquooumlruumlmceklerrdquoin ve ldquokarıncalarrdquoın doğaya dair ulaştıkları sonuccedilların hiccedilbir pratik faydasının olmadığını ifade eder fayda veren araştırmalar deneylerle elde edilenlerdir24 Geleneksel doğa felsefesi ve youmlntemi sahip olduğu ve deneysel olarak hakkı verilmemiş bir takım kavramlar ile ccedilalışmakta ilk olarak bu ccedilalışmanın hiccedilbir pratik faydası olmamakta ikinci olarak yeni keşifler yolunda insanlığa rehberlik etmemektedir Novum Organumrsquoun ilk oumlzdeyişinde Ba-con doğayı anlamanın amacının ona hakim olmak ve onu kontrol etmek olduğunu soumlyler25 Bacon iccedilin bilgi guumlccediltuumlr insan onunla doğayı kontrol eder ve ondan faydalar elde eder Şu halde fayda sağlamayan bilgi felsefesinin dışındadır Doğa felsefenin amacı geleneksel felsefede olduğu gibi ilahi nizamı tefekkuumlr etmek değil guumlndelik yaşam iccedilindeki mekanik tarım tıp iletişim maden savaş gibi sanatlarda (poietike tekhne) insanlığın mevcut durumunu daha iyi ve guumlccedilluuml kılmaktır26 ldquoBilimlerin gerccedilek ve doğru hedefi yeni keşifler ve zenginliklerle insan yaşamını donatmaktırrdquo27 Bunun iccedilin sadece goumlzlemle yetinilmemeli doğaya işkence edilerek (deney) sahip olduğu sırlar (formların bilgisi) ondan soumlkuumllerek alınmalıdır Bu bilgi doğaya huumlkmetmenin aracıdır28 Bacon 1605 tarihli The Advencement of Learningrsquode şoumlyle der

Uumlretici bilimlerin (poietike) yardımı olmaksızın doğanın pek ccedilok parccedilası ya yeterli ince-likle belirlenmemiş ya yeterince accedilık biccedilimde goumlsterilmemiş ve insanın kullanımına accedilı-lamamış olurdu Uumlretici bilimler muumlzik astronomi kozmografya mimarlık muumlhendislik ve diğerleridirhellip Fakat bunlar iccedilinde en oumlnemli ve temel olan mekaniktir Bu bilimlerin yardımını alan boumlyle bir doğa felsefesi sadece spekuumllasyonlarda kaybolmamakla kalmaz insan yaşamına faydalar da sağlayan işlevsel bir hale gelir29

21 Paolo Rossi ldquoBaconrsquos Idea of Sciencerdquo The Cambridge Companion to Bacon ed Markku Peltonen (Cambridge Cambridge University Press 1996) 27-28

22 Vermeir v dğr ldquoIdols of the Imaginationrdquo 18923 Bacon Novum Organum 7924 Bacon Novum Organum 34-3625 Bacon Novum Organum 3326 Cohen The Newtonian Revolution 527 Bacon Novum Organum 15728 Malherbe ldquoBaconrsquos Method of Sciencerdquo 7629 Daniel Garber ldquoPhilosophia Historia Mathematica Shifting in the Dixciplinary Geography of the

Seventeenth Centuryrdquo Scientia in Early Modern Philosophy Seventeenth Century Thinkers on Dem-

Theoretike İle Poietike Arasında Modern Bilimin Youmlntem Arayışı 35

On altıncı yuumlzyıla kadar Baconrsquoın zikrettiği sanatlar iccedilin pratik becerinin gerekli olduğuna inanılmış ve bu nedenle sanatccedilıların doğa felsefesiyle ilişkileri olmamıştır Dolayısıyla theoretike ile poiteike arasında bir temassızlık teorisyenler ile teknisyen-ler arasında bir iletişim boşluğu vardır30 Bacon nedenlerin araştırılmasını sonuccedilların araştırılması ile ilişkilendirir ve pratik deneysel araştırmalara ccedilok oumlnemli bir yer vererek sanatccedilıların tezgacirchlarını yeni bilimin laboratuvarları olarak goumlruumlr31 Buna goumlre teorik doğru yararlıdır ve bu yarar doğruluğuna dayanır32 Cogitata et Visa isimli makalesinde Bacon şoumlyle der

Kulaklarını benim nadir ve şerefli pratik aktivite soumlylemlerime vermişlere bu ses ccedilok hoş gelmiyor olabilir ccediluumlnkuuml onlar kendilerini buumltuumlnuumlyle teemmuumlle vermişlerdir Bu kişiler kendi arzularının duumlşmanı olduklarını duumlşuumlnmeliler Doğada pratik sonuccedillar sadece insan varlığını daha iyi hale getirmekle kalmaz aynı zamanda doğruyu da garantiler Dinde bir insan imanını eylemleriyle goumlsterir bu doğa felsefesi iccedilin de geccedilerlidir Bilim ancak ey-lemlerle bilinebilir Mantık ve hatta goumlzlemlerle değil yalnızca pratik sonuccedillarla doğruyu kurabilir ve accedilığa ccedilıkartabiliriz Bir insanın duumlşuumlncesinin gelişmesi onun eylemlerinin gelişmesi ile aynı şeydir33

Bacon iccedilin doğal sonuccedilların yeniden uumlretilmesi dış duumlnyadaki doğal suumlreccedillere dair bilginin epistemolojik garantisidir34 Baconcı bilimde doğruluk ontolojik değil epistemolojik bir kategoridir ve sadece sağladığı fayda ile doğrulanır35 Eğer teorik bilgi yoksa doğa kontrol altına alınamaz pratik fayda sağlamıyorsa da o teorik bilginin doğruluğu garanti edilemez Bu nedenle teemmuumlle (contemplative) dayalı felsefede ortaya konan neden ile uygulamalı bilimlerdeki neden aynıdır36 Novum Organumrsquoda bu goumlruumlşuumlnuuml destekler mahiyette şu soumlzler sarf edilir

İdoller keyfi soyutlamalardır idealar (formlar) ise doğru ve zarif dokunuşlarla maddeye işlenmiş ve maddede belirlenmiş olarak yaratıcının yarattıkları uumlzerindeki gerccedilek işaretle-ridir Bu nedenle doğru ve fayda tam olarak oumlzdeştir ve sonuccedillar doğru yerine getirilmiş soumlzler olarak insanlara verdikleri faydadan daha fazla bir değere sahip değillerdir37

ostrative Knowledge from First Principles ed T Sorell v dğr (Dordrecht Heidelberg London New York Springer 2010) 4-5

30 Boris Hessen v dğr The Social and Economic Roots of the Scientific Revolutions ed Gideon Fruden-thal v dğr (Berlin Springer 2009) 3-9 ayrıca bkz Edgar Zilsel The Social Origins of Modern Scien-ce (Dordrecht Springer 2003) 5 ve bkz Matteo Valleriani Galileo Engineer (Dordrecht Springer 2010) 194

31 Gower Scientific Method 45-4632 Rossi ldquoBaconrsquos Idea of Sciencerdquo 36-3733 Aktaran Rossi ldquoBaconrsquos Idea of Sciencerdquo 36-3734 Antonio Peacuterez-Ramos Francis Baconrsquos Idea of Science and the Makerrsquos Knowledge Tradition (Ox-

ford Clarendon Press 1988) 5935 Christoph Meinel ldquoEarly Seventeenth-Century Atomism Theory Epistemology and the Insufficiency

of Experimentrdquo The Scientific Enterprise in Early Modern Europe Reading from Isis ed Peter Dear (Chicago The University of Chicago Press 1991) 210

36 Bacon Novum Organum 12037 Bacon Novum Organum 193

36 Engin Koca

Baconrsquoın Aristotelesccedili ldquogoumlzlemsel tuumlmevarımrdquoa youmlnelttiği eleştiri ve yapmış ol-duğu alternatif ldquodeneysel tuumlmevarımrdquo teklifinin arkasında doğa felsefesini istatiksel genellemeler yaparak doğadaki duumlzenilikleri keşfetme etkinliği olarak konumlandırma isteği vardır Fakat bu girişim doğaya iccedilinden bakılacak teorik bir ccedilerccedileve olmadan rehbersiz bir soruşturma halini alacak ve sistematik bir doğa bilimi oluşturmaya engel teşkil edecektir Diğer bir deyişle uumlretici bilimlere vurgu yapmak Aristotelesccedili fiziği tahtından edemez Poietike gelişebilmek iccedilin bir dinamik teorisine teorik bir ccedilerccedile-veye ihtiyaccedil duyar Yeni bir dinamik temel inşa etmek ise yeni bir metafizik ccedilerccedileve kurmayı gerektirir Baconrsquoın goumlremediğini goumlren Descartes yeni bir bilişsel teori ve yeni bir metafizik ile birlikte yeni bir dinamik teorisi (vortex teorisi) oumlnermiş ve ken-dinden sonraki felsefe ve bilimin youmlruumlngesini geri doumlnuumllmez biccedilimde değiştirmiştir Bir sonraki başlıkta Descartesrsquoın felsefi sistemi ccedilerccedilevesinde ortaya koyduğu bilimsel youmlntem analiz edilecektir

III Descartes

Rasyonalizm bilginin oumlncelikli ve tek kaynağını duyuların aksine akılda goumlren felsefi akımdır ve on yedinci yuumlzyıldaki en buumlyuumlk temsilcisi Descartesrsquotır Rasyonaliz-min oumlzellikleri doğuştancılık (zihnin doğuştan belirli temel kavramlar veya bazı temel doğrulukların bilgisi ile donanmış olduğu inancı) a prioricilik (duyulardan bağımsız olarak bilgiye ulaşma olanağı olduğuna inanmak) ve zorunlulukccediluluktur (gerccedileklik hakkındaki doğrulukların zorunlu olduğuna inanmak)38 Rasyonalist ccedilizginin doğuştan-cılığı a prioriciliği ve zorunlulukccediluluğu matematiksel oumlnermelerin tuumlmel ve zorunlu doğasından kaynaklanır Problem tanımlardan ve aksiyomlardan tuumlmdengelimli olarak tuumlretilen oumlnermelerde değil tanım ve aksiyomlarda ortaya ccedilıkmaktadır Aksiyomlar dizgenin başlangıccedil oumlnermeleridir sonsuzca geriye gidilme muumlmkuumln olmadığı iccedilin aksiyomlar kendinden sonraki buumltuumln sistemi ispat etmesine rağmen kendileri ispatsız (self-evident) olan oumlnermelerdir

Descartes Baconrsquoın aksine felsefenin kendinden hareket edeceği accedilık ve seccedilik idelerin39 tuumlmevarım ile değil ancak sezgi ile elde edilebileceğini duumlşuumlnuumlr40 Dolayısıyla doğadaki mekanizmaya dair kesin bilgiye accedilık ve seccedilik idelerden yapılan tuumlmdenge-limli ccedilıkarımla varılabilir41

İlk ilkelerden doğrudan ccedilıkarsanan oumlnermelerin hiccedil kuşkusuz bakış accedilımıza goumlre bir

38 John Cottingham Akılcılık ccedilev Buumllent Goumlzkan (İstanbul Doruk Yayıncılık 2003) 31-3239 Bilginin temeli oumlnermeler oumlnermelerin temeli de ideler olduğu iccedilin analiz ideler uumlzerinden yapılır 40 Reneacute Descartes ldquoAklın Youmlnetimi İccedilin Kurallarrdquo Soumlylem Kurallar Meditasyonlar ccedilev A Yardımlı

(İstanbul İdea 1996) 7141 Mary B Hesse Forces and Fields The Concept of Action at a Distance in the History of Physics

(London New York T Nelson 1961) 109

Theoretike İle Poietike Arasında Modern Bilimin Youmlntem Arayışı 37

zaman sezgi yoluyla bir başka zaman tuumlmdengelim yoluyla bilindiği soumlylenebilir ama ilk ilkelerin kendileri yalnızca sezgi yoluyla verilirken buna karşı uzak sonuccedillar ancak tuumlmdengelim yoluyla bilinebilirler42

Descartes tuumlmdengelim ile ilkelerden zorunlu yargılar ccedilıkarsamayı kastededer o halde accedilık ve seccedilik idelerden ve ideleri ilişkilendiren tuumlmel oumlnermelerden tuumlmdengelim ile ccedilıkarsanan oumlnermeler de zorunlu olarak doğrudur43 Accedilıklık idenin bir niteliği olarak kavranan şeyin varlığına bağlıyken seccediliklik onun diğer nesnelerden ayrıştırılmasına bağlıdır Accedilıklık ve seccediliklik doğruluğun kriterleridir bir ide doğru biccedilimde ancak onun iccedileriği daha oumlnceden biliniyorsa kavranabilir44 Doğru idenin a priori bilgisi insanda verilidir bu nedenle akletmek aklın zaten bildiği yalın doğruları fark etmesi anlamına gelir45 Guumlneş ışığının herşeyi goumlruumlnuumlr kılması ve duyusal algıya accedilması gibi doğanın ışığı da a priori bilgiyi aklın algısına accedilar46 Descartes iccedilin ldquoduumlşuumlnuumlruumlmrdquo veya ldquoiki ile uumlccediluumln toplamı beştirrdquo gibi oumlnermeler accedilık ve seccedilik oumlnermelerdir ve hiccedilbir şuumlphe iccedilermezler Ama oumlrnek olarak ldquoayağımda bir ağrı varrdquo oumlnermesi accedilıktır ama seccedilik değildir ccediluumlnkuuml ağrının bedensel mi yoksa zihinsel mi olduğu ayrıştırılamaz47 Principiarsquoda Descartes accedilık bilgi ile ldquodikkatli bir zihne goumlruumlnen bilgirdquoyi seccedilik bilgi ile de ldquokesin ve başka bilgilerden ayrı olan bilgirdquoyi kastettiğini soumlyler ve ekler ldquobilgi seccedilik olmadan accedilık olabilir ama accedilık olmadan seccedilik olamazrdquo48 Accedilık ve seccedilik ideler ancak akıl ile kavranır duyusal niteliklerin ortaya ccedilıkardığı ideler ise bulanıktır49

İdeler insan tarafından oluşturulmaz ve doğuştan gelir ama akıldan bağımsız değillerdir50 Bechlerrsquoe goumlre Descartes temsil eden (ide) ile temsil edilen (oumlz) arasında ayrım yapar ide akli bir suret olması nedeniyle değişir ve bu nedenle oumlz ile oumlzdeş olamaz Oumlz ideden ayrı bir varlıktır ccediluumlnkuuml hareket geometrik figuumlrler madde Tanrı gibi oumlzler akılda değillerdir bu nedenle Descartes onların oumlzlerinin akılda olduğunu iddia etmiş olamaz Oumlzler akıldan bağımsız varlıklardır ve değişmezler oumlte yandan ideler akıldan bağımsız var olamazlar ve oumlzlerin temsilleridirler51 İdelerin iccedileriklerinin doğru biccedilimde dolması ve oumlzuuml birebir temsil edebilmesinin yolu da akli sezgidir bu

42 Descartes ldquoAklın Youmlnetimi İccedilin Kurallarrdquo 6943 Descartes ldquoAklın Youmlnetimi İccedilin Kurallarrdquo 6944 Zev Bechler Newtonrsquos Physics and the Conceptual Structure of the Scientific Revolution (Dordrecht

Kluwer Academic Publishers 1991) 18145 Reneacute Descartes ldquoYoumlntem Uumlzerine Soumlylemrdquo Soumlylem Kurallar Meditasyonlar ccedilev Aziz Yardımlı (İs-

tanbul İdea 1996) 65-66 ayrıca bkz Reneacute Descartes Metafizik Duumlşuumlnceler ccedilev M Karasan (Anka-ra MEB yayınları 1967) 183

46 Cottingham Akılcılık 49-5047 John Cottingham A Descartes Dictionary (Cambridge Blackwell Publishers 1993) 33-3448 Descartes Felsefenin İlkeleri 7849 Reneacute Descartes ldquoİlk Felsefe Uumlzerine Meditasyonlarrdquo Soumlylem Kurallar Meditasyonlar ccedilev A Yar-

dımlı (İstanbul İdea 1996) 189 ayrıca bkz Stephan Gaukroger Descartesrsquo System of Natural Philo-sophy (Cambridge Cambridge University Press 2003) 80

50 Descartes Metafizik Duumlşuumlnceler 188-19051 Bechler Newtonrsquos Physics and the Conceptual Structure of the Scientific Revolution 181

38 Engin Koca

şekilde Descartes kesin bilgiyi temin etme yolunun accedilıldığını duumlşuumlnuumlrDescartes deneyim temelli doğa soruşturmasını eleştirir ve deneycileri hazine

avcılarına benzetir ccediluumlnkuuml zaman zaman elde ettikleri başarılar tuumlmuumlyle şans eseridir Bu tarz duumlzensiz incelemeler ve bununla beraber bulanık meditasyonlar52 doğal ışığı karıştırıp akli guumlccedillerimizi koumlreltir53 Peki deneyim bilimsel araştırmanın dışında mı tutulmalıdır Descartes Regulaersquode kendi youmlntemini şu şekilde oumlzetler

Aklın hayalin duyunun ve hafızanın tuumlm yardımını kullanmalıyız Ccediluumlnkuuml boumlylelikledir ki ilkin yalın oumlnermelerin seccedilik bir sezgisini elde edebilir sonra bilinmeyeni onun bulun-masını sağlayacak olan bilinenle karşılaştırabilir son olarak birbirleri ile insan ccedilabasının hiccedilbir parccedilası atlanmadan karşılaştırılması gerekenleri bulabiliriz54

Descartesrsquoa goumlre dış duyular tıpkı bir muumlhruumln balmumunda belli biz iz bırakma-sında olduğu gibi edilgendirler Cisim dış duyuları hareket ettirir ve sertlik puumlruumlzluumlk sıcaklık soğukluk renk ses tat gibi nitelikler algılanır Daha sonra bu nitelikler hiss-i muumlşterek (sensus communis) denilen beden parccedilasında birleştirilir Uumlccediluumlncuuml aşamada hiss-i muumlşterekin oluşturduğu duyusal form hayal yetisine darpedilir ve bu iz hafıza denilen yerde korunmaya alınır Ruh bu formları hayal yetisinden veya eş zamanlı olarak hiss-i muumlşterekten (common sense) alabildiği gibi hafızadan da alabilir Ruh kendini yalnızca hayal yetisine youmlneltiyorsa buna ldquohatırlamardquo denir eğer yeni izlenim-ler uumlretmek iccedilin hayal yetisine doumlnuumlyorsa ldquotasarlıyorrdquo denir eğer tek başına hareket ediyorsa o zaman ldquoaklediyorrdquo denir55

Discoursersquoda Descartes kendi youmlntemini doumlrt adımlı bir suumlreccedil olarak tasarlar İlk adım doğru olduğu accedilıkccedila bilinmeyen hiccedilbir şeyin doğru kabul edilmemesi anlamına gelen ldquokuşkudurrdquo Bu şekilde Descartes Baconrsquoın idoller dediği oumlnyargı gelenek oto-rite kaynaklı hatalara duumlşmekten kaccedilınmayı hedefler İkinci adım olabilecek en yalın olana ulaşmak iccedilin ccediloumlzuumlmlemeler yapmak ve karmaşık bilgileri onları oluşturan en yalın idelere kadar ayırmaktır (analiz) Uumlccediluumlncuumlsuuml olabilecek en yalın nesnelerle-ide-lerle başlayarak derece derece en bileşik olan nesneye-bilgiye ulaşmak ve bu zincirde hesabı verilmeyen hiccedilbir halka bırakmamak anlamına gelen tuumlmdengelim youmlntemidir Doumlrduumlncuuml adımda elde edilen sonuccedilların goumlzden geccedilirilmesi ve denetlenmesi vardır Descartes bu youmlntemi geometricilerin en guumlccedil ispatlara ulaşmak iccedilin yararlandıkları ve kesin bilginin yegacircne youmlntemi olarak zikreder56

Fiziğin genel ilkeleri ile tikel mekanizmalar arasında ayrım yapan Descartes maddi toumlzuumln uzam olması gibi genel ilkeleri akıldaki ldquodoğruluğun kesin tohumların-

52 Duyusal sezgi ile değil akli sezgi ile yapılan53 Descartes ldquoAklın Youmlnetimi İccedilin Kurallarrdquo 7054 Descartes ldquoAklın Youmlnetimi İccedilin Kurallarrdquo 9455 Descartes ldquoAklın Youmlnetimi İccedilin Kurallarrdquo 95-9756 Reneacute Descartes ldquoYoumlntem Uumlzerine Soumlylemrdquo Soumlylem Kurallar Meditasyonlar ccedilev Aziz Yardımlı (İs-

tanbul İdea 1996) 23-24

Theoretike İle Poietike Arasında Modern Bilimin Youmlntem Arayışı 39

danrdquo tuumlretirken57 manyetizma gibi olguları goumlzleme dayanarak belirler Ona goumlre goumlruumlnmez mekanizmaları accedilıklamak iccedilin pek ccedilok hipotez ortaya atılabilir bu nedenle doğa felsefecisi bu hipotezleri hipotezlerin sonuccedilları ile test etmelidir58 Fakat manye-tiklik gibi tikel bir olgunun nasıl gerccedilekleştiğine dair bir hipotez kurmak iccedilin doğanın buumltuumlnuumlne dair bir mekanizma zihinsel bir model varsaymak gerekmektedir Zihinsel model parccediladan buumltuumlne asla ulaşılamayacağı iccedilin filozofun buumltuumln olarak formuumlle ettiği mekanizmadır Bu mekanizmadan yapılan ccedilıkarımların tecruumlbeyle ccedilelişmesi durumunda modeli revize etmek yerine modelin gerektirdiği sonuccedilla karşılaşılmama-sının nedenleri soruşturulur Descartes Greklerin yaptığı gibi animistik model yerine mekanik bir model ile doğaya yaklaşır59 Klasik doğa felsefesi mıknatısın bir ruhu olduğunu kabul ederken Descartes bunu vida şekilli parccedilacıklarla accedilıklar Descartesrsquoa goumlre canlı hayvanlar bile ruh sahibi değillerdir onlar vida ve yaylardan değil kas ve kemikten yapılmış makinelerdir Descartes Meditationesrsquoda şoumlyle der

İnsan bedenini de sinirlerden kaslardan damarlardan kan ve deriden yapılmış olan ve eğer onda hiccedilbir akıl olmasaydı bile şimdi iradenin denetimi olmaksızın ve dolayısıyla aklın yardımı olmaksızın ama yalnızca organlarının duumlzenlenişi yoluyla devindirildiği zaman yaptıkları ile aynı devinimleri yerine getirecek bir tuumlr makine olarak goumlrebilirim60

Harveyrsquoin tıbbi ccedilalışmalarından haberdar olduğu anlaşılan kendisi de sinir sistemi fizyolojisi uumlzerine ccedilalışan Descartes hayvanların doğa yasalarına goumlre ccedilalışan otomatlar olduğunu duumlşuumlnmuumlştuumlr ldquoDuumlşuumlnuumlyorum o halde varımrdquo oumlnermesindeki ldquoduumlşuumlnen şeyrdquo (res cogitans) insanın bedensel varlığından tuumlmuumlyle bağımsız olan ve evrende doğa yasalarına tabi olmayan bu nedenle oumlzguumlr irade sahibi olan tek varlıktır İnsan bedeni bir ruha-akla sahiptir ama onu canlı yapan ve hareket ettiren şey akıl-ruh değildir ccediluumlnkuuml insanın bedeni otomattır Res cogitans (gayr-ı maddi toumlz) maddeden tuumlmuumlyle ayrıdır sadece insanda bulunur ve dolayısıyla fizik fiziksel olmayan herhangi ruhsal bir yapıya referans verilmeden yapılmalıdır61

Skolastik Aristotelesccedililiğe goumlre matematiksel ve metafiziksel nesneler dacirchil buuml-tuumln zihinsel iccedilerik hayal fakuumlltesinde bulunan duyusal suretlerden yapılan zihinsel soyutlama suumlreciyle oluşur Aristotelesccedili şemada akıl matematiksel nesneler veya doğal şeylerin oumlzlerini yakalamada oumlnemli bir rol onar Buna karşın Descartes mate-matiksel ve metafiziksel doğruların akıl tarafından duyulardan ve hayal fakuumlltesinden buumltuumlnuumlyle bağımsız olarak yakalandığını duumlşuumlnuumlr Fakat Descartesrsquoın zihinsel kapasite

57 Reneacute Descartes ldquoPrinciples of Philosophyrdquo The Philosophical Writings of Descartes Volume 1 ed J Cottingham R Stoothoff D Murdoch (Cambridge Cambridge University Press 1996) 224 ve 288

58 Descartes ldquoPrinciples of Philosophyrdquo 26759 Mary B Hesse Forces and Fields The Concept of Action at a Distance in the History of Physics

(London New York T Nelson 1961) 10160 Descartes ldquoİlk Felsefe Uumlzerine Meditasyonlarrdquo 19261 Hesse Forces and Fields The Concept of Action at a Distance in the History of Physics 104 ve

ayrıca bkz Ahmet Cevizci On Yedinci Yuumlzyıl Felsefesi (İstanbul Say 2013) 149-233

40 Engin Koca

şemasında doğa bilgisi tek başına akıldan doğmaz akıl bazı iccedilerikleri doğru olarak sunabilir ama tek başına bu iccedileriği doğrulayamaz veya yanlışlayamaz Bu fonksiyon Res Cogitansrsquoın aktif parccedilası olan irade tarafından gerccedilekleştirilir Bir yargının akıl tarafından sunulan iccedileriği irade onu onaylayana kadar doğru veya yanlış değildir62 Matematik ve metafiziğin tersine doğa bilgisinin hipotetik olması anlamına gelen bu belirlemeyi Descartes Principiarsquoda şoumlyle accedilıklar

Duyularla algılanamayan şeyler duumlşuumlnuumllduumlğuumlnde gerccedilek doğaları farklı olsa bile onların olası doğasını accedilıklamak yeterlidir ve Aristotelesrsquoin buumltuumln yapmaya ccedilalıştığı şey de budur Fakat bu youmlntem şeylerin doğasını anlamamızı sağlasa da gerccedilekte şeylerin doğasının bu şekilde olduğunu garantileyemez Bir zanaatkacircr zamanı aynı anda goumlsteren ve aynı goumlruumlnuumlşe sahip iki saati yapabilir ama bu iki saatin iccedilyapısı makaraların ve vidaların boyutları pek ccedilok farklı şekillerde yapılabilir Bunu itiraf etmek beni mutlu ediyor ccediluumlnkuuml fenomenlerin doğasına doğru biccedilimde tekabuumll eden şeyler yazarak yeterince başarılı ol-duğumu duumlşuumlnuumlyorum Bu gerccedilekten de guumlnluumlk yaşama uygulama iccedilin yeterli olacaktır ccediluumlnkuuml tıp ve mekanik ve tuumlm diğer sanatlar fiziğin yardımıyla buumltuumlnuumlyle gelişebilirler63

Bacon ile ilgili yapılan tartışmanın sonunda da ifade edildiği gibi Descartes tıp ve mekanik gibi Poetik bilimlerin gelişebilmesinin bir teorik ccedilerccedileveye yani doğanın arkasındaki goumlruumlnmez duumlzenliliğe dair bir fizik teorisine gereksinim duyduğunu ifade eder Fakat doğanın goumlruumlnmez duumlzenliliğine dair bir teorinin gerccedilekliği kendisinde nasılsa aynen oumlyle resmedip resmetmediğinden asla emin olunamaz Oumlnemli olan bu ccedilerccedilevenin Poetik bilimlere gelişebilmesi iccedilin gerekli olan zemini sağlayıp sağlama-dığıdır Descartes kendi fiziğinin bu zemini oluşturduğunu duumlşuumlnuumlr Descartes şeylerin doğasına dair bilgimizin şeylerin gerccedilek doğası ile bire bir uyuşmayacağını şu halde doğa bilgisinin hipotetik olduğunu soumlyler Bir sonraki ilkede (205 İlke) Descartes doğaya dair yapmış olduğu accedilıklamaların pratik olarak kesin olduğunu iddia ederek şoumlyle der

Fakat yine de benim accedilıklamalarım pratik (moral) olarak kesin goumlzuumlkmektedir Bazı şey-lerin pratik olarak kesin olduğunu soumlylememek ikiyuumlzluumlluumlk olurdu duumlşuumlnceler Tanrırsquonın mutlak kudreti ile karşılaştırıldığında kesin olmasa da guumlnluumlk yaşama uygulanabilirliği anlamında yani pratik olarak kesindirler64

Descartes tıpkı Bacon gibi doğa bilgisinin garantoumlrluumlğuumlnuuml ldquofaydardquo olarak be-lirlemiş goumlruumlnmektedir Descartes kendi mekaniği iccedilin ulaşmış olduğu ilkelerin ccedilok genel ilkeler olduğunu ve pek ccedilok farklı olası nedensel accedilıklamaya imkacircn sağladığını ifade eder Bu olasılıklar arasından doğru nedeni bulmak iccedilin ise yapılabilecek tek şey doğru kabul edilen ldquonedenrdquoden yapılan ccedilıkarımların deneyle kontrol edilmesi ile ldquonedenrdquoi test etmektir65 Moral kesinlik pratik fayda sağlayan bilgi anlamında

62 Hatfield ldquoReneacute Descartesrdquo63 Descartes ldquoPrinciples of Philosophyrdquo 28964 Descartes ldquoPrinciples of Philosophyrdquo 289-29065 Ernan McMullin ldquoHypothesisrdquo Encyclopedia of the Scientific Revolutions From Copernicus to New-

Theoretike İle Poietike Arasında Modern Bilimin Youmlntem Arayışı 41

kullanılmaktadır Bir sonraki ilkede Descartes kendi accedilıklamalarının pratik fayda sağlamaktan daha oumlte olduğunu iddia eder

Aslında benim accedilıklamalarım moral kesinlikten fazlasına sahiptir Dahası bazı konular doğadaki şeylerle ilişkisi bağlamında ahlaki kesinliğin oumltesinde mutlak kesin olarak goumlruumllebilir Mutlak kesinlik bir şeyin bizim belirlediğimiz şeyden başka tuumlrluuml olamaya-cağına inandığımız yerde ortaya ccedilıkar Kesinlik metafizik temele dayanır oumlrnek olarak Tanrırsquonın uumlstuumln olarak iyi olması ve bizi asla aldatmaması ve sonuccedilta bize verdiği doğruyu yanlıştan ayırma yetisi ile bizi yanlışa gitmekten alıkoyması gibi Matematiksel ispatlar da mutlak kesindirler66

Akıldan ccedilıkarılan tuumlm iccedilerikler saf değildir Descartesrsquoın şemasında Res Cogi-tansrsquoın iki guumlcuuml vardır anlama yetisi ve irade67 İrade herhangi bir zihinsel suumlrecin yardımı olmaksızın ccedilalışır fakat anlama yetisi duyusal algı hayal ve hafızanın yar-dımıyla ccedilalışır İkinci akletme biccedilimi daha az accedilık ve seccediliktir bu nedenle yanlış olma ihtimali her zaman soumlz konusudur Metafiziksel ilk ilkeler ise sezgisel olarak kavranarak iradeyle doğruluğuna huumlkmedilen ve bu nedenle mutlak olarak kesin olan oumlnermelerdir Ccediluumlnkuuml irade oumlzguumlrduumlr otoritenin ve anlamın nihai kaynağıdır ve tuumlm bunlar Tanrının garantisi altındadır Duyularla bilinen pratik bilgi faydası nispetinde kıymetlidir ve kesin değildir Doğa felsefesinin nesneleri saf akıl ve duyusal goumlzlemle bilinir saf akıl cisimlerin ne tuumlr oumlzsel niteliklere sahip olduğunu soumlyler ve duyular bu cisimlerin tikel oumlzelliklerini ortaya koyar Bilginin kesinliğini ortadan kaldıran şey duyusal iccedileriktir68

Descartes ortaya koymuş olduğu metafizik ve bilişsel teorilere dayanarak teklif ettiği fiziğin Poetik bilimlere yani sanatlara-tekniğe gelişebilmesi ve insanın ccedilıkarları doğrultusunda sonuccedillar uumlretebilmesi iccedilin ihtiyaccedil duyduğu zemini sağladığını duumlşuumlnuumlr Poetik bilimler doğayı kontrol etmenin ve onu insanın hizmetkacircrı kılmanın araccedillarıdır Doğa bilgisinin kendisinde bir değeri yoktur onun değeri tekniğin manipuumlle edeceği yeniden organize edeceği duumlzenlilikler sağlamasıyla doğru orantılıdır Diğer bir deyişle Theoretike Poietikersquonin hizmetkacircrıdır

Bir sonraki boumlluumlmde Galileorsquonun bu suumlrece yapmış olduğu katkılar ele alınacak ve onun matematiksel youmlnteminin doğa araştırmasındaki kullanımını neden ve nasıl temellendirdiği tartışılacaktır

ton ed W Applebaum (London New York Garland Publishing 2000) 496-49866 Descartes ldquoPrinciples of Philosophyrdquo 290 67 Descartes ldquoPrinciples of Philosophyrdquo 20468 Gary Hatfield ldquoReneacute Descartesrdquo The Stanford Encyclopedia of Philosophy (Fall 2015 Edition) ed E

N Zalta httpplatostanfordeduarchivesfall2015entriesdescartes (erişim 20052015) ayrıca bkz Larry Laudan Science and Hypothesis (Dordrecht Springer 1981) 30-32

42 Engin Koca

IV Galileo

Galileo Descartes ve Bacon gibi bir youmlntem kitabı yazmamıştır onun kullandığı youmlntemler kitaplarından hareketle deşifre edilebilir Farklı kitaplarında farklı youmln-temler kullanan Galileo 1580rsquode yazmaya başladığı ama vefatından sonra 1687rsquode yayınlanan ilk eseri De Motursquoda kendi youmlntemini şoumlyle accedilıklar ldquoKanıt gerektiren hiccedilbir şey doğru olarak varsayılmamalı ve soumlylenen her şey daha oumlnce soumlylenmiş olana dayanmalıdırrdquo69 Aristotelesrsquoe youmlnelttiği eleştiri de bu minvalde Aristotelesrsquoin varsayımlarına youmlneliktir ldquoAristotelesrsquoin aksiyomları sadece duyulara kapalı değil aynı zamanda hiccedilbir zaman kanıtlanamazdırrdquo70 Aynı eserde Galileo Aristotelesrsquoe youmlnelt-tiği eleştirinin kendi sonuccedilları iccedilin de geccedilerli olması durumunda bunun o sonuccedilların yanlışlığından değil bir takım arazicirc etkilerden kaynaklandığını ifade eder71 Galileo bu durumu Discorsirsquode şoumlyle accedilıklar

Soyut olarak ispatlanan sonuccedillar somut şeylere uygulandığında farklı ve dolayısıyla aldatıcı olacaktır Bu nedenle ne doğal yatay hareket duumlzguumln doğrusal harekete ne doğal ivmeli hareket ivme oranına ne de doğal serbest atışın izlediği yol parabole tam olarak benzemez72

Bu arazicirc etkiler fiziksel ilişkilerin idealize edilmesinden kaynaklanır En temelde astronomi ve mekanik olarak ikiye ayrılabilecek yazılarında Galileo nesne alanına goumlre değişen bir youmlntem kullanır Astronomi ile ilgili eserler okuyucusunu Kopernik sisteminin doğruluğuna ikna etmek iccedilin başvurulan diyalektik bir youmlntemle mekanik ile ilgili eserler ise hareketin matematiksel bir goumlsterimini yakalamaya ccedilalışan hipotetik tuumlmdengelim youmlntemiyle yazılmıştır73

Galileorsquonun Astronomi ile ilgili yazdığı eserler Siderus Nuncius (1610) Istoria e Dimostrazioni (1613) ve Dialogo (1632)rsquodur Kitaplarda genel olarak Sokratik sorgulama retorik olmayana ergi74 analoji ve retroduksiyon75 tekniklerine başvuran diyalektik bir youmlntem kullanılır Yeryuumlzuuml olayları ile analoji yapılarak goumlkyuumlzuumlne dair elde edilen yeni veriler yorumlanır ccediluumlnkuuml Galileo iccedilin yeryuumlzuuml olayları goumlksel olaylar iccedilin uygun bir model oluştururlar Aynı şekilde yeryuumlzuuml olaylarının nedenleri goumlksel

69 Aktaran Winifred L Wisan ldquoGalileorsquos Scientific Method A Reexaminationrdquo New Perspectives on Galileo ed R E Butts v dğr (Dordrecht D Reidel Publishing Company 1978) 7

70 Aktaran Wisan ldquoGalileorsquos Scientific Method A Reexaminationrdquo 771 Wisan ldquoGalileorsquos Scientific Method A Reexaminationrdquo 8 ayrıca bkz Bechler Newtonrsquos Physics

10972 Galileo Galilei Dialogues on Two New Sciences trans H Crew v dğr (New York William Andres

Publishing 2010) 10673 Wisan ldquoGalileorsquos Scientific Method A Reexaminationrdquo 374 Robert E Butts ldquoSome Tactics in Galileorsquos Propaganda for the Mathematization of Science Experien-

cerdquo New Perspectives on Galileo ed R E Butts v dğr (Dordrecht D Reidel Publishing Company 1978) 60

75 Ernan McMullin ldquoThe Conception of Science in Galileorsquos Worksrdquo New Perspectives on Galileo ed R E Butts v dğr (Dordrecht D Reidel Publishing Company 1978) 242

Theoretike İle Poietike Arasında Modern Bilimin Youmlntem Arayışı 43

olayların accedilıklamalarında kullanılırlar76 Fakat bu kitapların birincil amacı teleskop ile yapılan goumlzlemlerin sonuccedillarını ortaya koymak değildir en temel amaccedil geleneksel kozmolojinin (Batlamyus astronomisi ile Aristoteles fiziğinin ayrıntılı bir birleşimi) yanlış olduğunu goumlstermektir Galileo mevcut kozmolojinin yeni bir kozmoloji ile yer değiştirmesi gerektiğini duumlşuumlnmektedir yeni kozmolojinin astronomisi Kopernik tarafından doldurulmaktadır diğer kısmı iccedilin ise yeni ama tamamlanmamış Galileo fiziği vardır77

Şu halde Galileorsquonun bilimsel programı ilk olarak Batlamyus-Aristoteles kozmo-lojisinin oumlzellikle teleskop ile elde edilen yeni veriler ışığında bir eleştirisini yapmak daha sonra alternatifi olan Kopernik astronomisinin uumlstuumlnluumlklerini ortaya koymaktır İkinci olarak Kopernik sistemine dayanan kendi hareket teorisini temellendirmektir

Galileorsquonun Kopernik sistemini kabul etmesi Aristotelesccedili epistemolojinin redde-dilmesini ve yeni bir epistemolojik temelin inşa edilmesini zorunlu kılmıştır Discorsi (1638) isimli eserinde ortaya koyduğu hareket teorisinin (ya da yeni fiziğin) ihtiyaccedil duyduğu epistemolojik temel 1623rsquote yazdığı Il Saggiatore isimli eserinde şoumlyle accedilıklanır

Ne zaman herhangi cismi veya maddi bir şeyi kavrasam hemen onun sınırlı olduğunu duumlşuumlnmem gerektiğini hissediyorum Bir şekle sahip olduğunu diğer şeylerle ilişkisi bağlamında buumlyuumlk veya kuumlccediluumlk olduğunu bir yer ve zamanda olduğunu hareket halinde veya hareketsiz olduğunu sayısal olarak bir veya birkaccedil tane olduğunu duumlşuumlnuumlyorum Bu durumda herhangi bir toumlzuuml hayalimle genişletemem Oumlte yandan bu şey bir renge sahiptir tadı acı veya tatlıdır sesli veya sessizdir bir kokusu vardır ama aklım o şeyi algılarken bunları duumlşuumlnmek zorunda değildir Duyuların rehberliği olmadan akıl veya hayal asla boumlyle niteliklere ulaşamazdı Sonuccedilta tat koku renk gibi nitelikler sadece isimlerdir eğer canlı varlık olmasaydı bu niteliklerin hiccedilbiri olmazdıhellip Dışsal cisimler şekil sayı yavaş veya hızlı hareketten başka hiccedilbir niteliğe sahip değildir Duyular tasfiye edilse bile şekil sayı ve hareket var olmaya devam edecektir78

Galileorsquoya goumlre maddenin nesnel (oumlzsel) nitelikleri matematiksel ve oumllccediluumllebilir olanlardır yani şekil sayı ve harekettir Duyusal nitelikler duyu organı olmadan algılanamazlar ve bu nedenle bilimde yerleri yoktur ccediluumlnkuuml doğaya ait değillerdir ve matematiksel olarak goumlsterilemezler Hareketin niceliksel olana indirgenmesi nitelik-sel hareketin ise bilimin dışına ccedilıkartılması hamlesi olan birincil ve ikincil nitelikler ayrımı yeni fiziğin nesne alanını ve onu ele alma youmlntemini de belirlemektedir Ger-ccedilekte varolan sadece niceliksel hareket (yerel hareket) ise ve niteliksel hareket sadece duyusal bir yanılsama ise o zaman araştırma konusu niceliksel hareket onu ele alma youmlntemi ise matematik olmak zorundadır

76 Joseph C Pitt Galileo Human Knowledge and the Book of Nature Method Replaces Metaphysics (Netherlands Springer 1992) 100

77 Wisan ldquoGalileorsquos Scientific Method A Reexaminationrdquo 2678 Aktaran Butts ldquoSome Tactics in Galileorsquos Propaganda for the Mathematization of Science Experien-

cerdquo 64-65

44 Engin Koca

Galileo aynı eserinde fiziksel accedilıklamalarda matematiğin kullanılmasının şartlarını ortaya koyar Zamanın baskın entelektuumlel geleneği iccedilin matematiğin konusu nesnelerin oumlzellikleri ya da nitelikleri değil nicelikleridir Bu nedenle yeni fiziğin oumlnuumlndeki en buuml-yuumlk engel doğal olgulara dair accedilıklamalarda matematiğin epistemolojik olarak goumlrduumlğuuml yasaktır79 Kabul edilebilir matematiksel akıl yuumlruumltme kullanımı Aristotelesccedili doumlrtluuml değişim teorisinden yalnızca niceliksel değişim ve yer değiştirmenin nasıl gerccedilekleş-tiğine dair hipotetik kullanımıdır Diğer bir deyişle gerccedilek nesnelerin oumlzellikleri yani toumlzlere ve arazlara dair accedilıklamalar matematiksel terimlerle ifade edilmezdir Problem yalnızca hareketli bir yeryuumlzuumlnuumln kozmolojik dogmalarla ccedilelişmesi değil hareketi accedilıklamak iccedilin matematiğin kullanılmasının youmlntemsel olarak uygun olmamasıdır

Galileorsquonun birincil ve ikincil nitelikler ayrımı ve birincil nitelikleri oumlzsel ve ma-tematiksel olarak yeniden tanımlaması bu yasağı kırmaya youmlnelik atılmış bir adımdır Bu ayrım ile Galileo Aristotelesccedili epistemolojiye alternatif bir epistemoloji teklif ederek matematiğin bilgiyi uumlretmede ve temellendirmedeki fonksiyonunu yeniden tanımlamaya ccedilalışır

On yedinci yuumlzyılda ortaya ccedilıkan yeni doğa felsefesinin en oumlnemli oumlzelliklerinden biri oumlzcuuml değil ilişkisel bir epistemolojik pozisyona sahip olmasıdır80 Oumlzcuuml (essentia-lism) goumlruumlşe goumlre şeyler değişmez iccedilsel doğalara sahiptir ve bilimin hedefi bu doğaları keşfetmektir Bu anlamda oumlzcuumlluumlk bilimin şeylerin operasyonel veya fenomenolojik oumlzelliklerini inceleyebileceğini iddia eden goumlruumlşuumln tam karşıtıdır Klasik duumlnyada oumlzcuuml olmayan felsefi goumlruumlşler vardır bunların en oumlnemlisi dairesel hareketin kullanılmasıyla goumlksel cisimlerin hareketlerinin accedilıklandığı instrumentalismdir81

Epistemolojik olarak inşa edilen matematiksel şema ile gerccedilekliğin accedilıklanamaz olduğunu soumlyleyen Aristotelesccedili ccedilizginin itirazları Dialogorsquoda tartışılır Konuşma şu şekildedir

Simplicio hellip bu matematiksel incelikler soyut olarak ccedilok iyi ccedilalışmakta ama fiziksel olana uygulandığında ccedilalışmamaktadır Oumlrnek olarak bir matematikccedili tanjantın bir kuumlreyi bir noktada kestiğini ispatlayabilir ama gerccedilekliğe bakıldığında bu doğru değildir Salviati hellip bir bronz kuumlre ile ccedilelik bir yuumlzeyin bir noktada kesişmediklerini soumlyleyenler şuna cevap vermelidir doğadaki kuumlre tam olarak bir kuumlre midir82

Matematiksel nesneler iccedilin doğru olan fiziksel nesneler iccedilin doğru değildir diyen Aristotelesccedili Simpliciorsquonun tespitine karşılık Galileo (Salviati) Platoncu bir ccedilizgide maddenin kusurlu oluşunu ortaya koyarak maddenin geometrinin doğaya uygulanma-

79 Pitt Galileo Human Knowledge and the Book of Nature Method Replaces Metaphysics 163-16480 Margaret J Osler ldquoGalileo Motion and Essencesrdquo The Scientific Enterprise in Early Modern Europe

Reading from Isis ed Peter Dear (Chicago The University of Chicago Press 1991) 10781 Osler ldquoGalileo Motion and Essencesrdquo 10782 Galileo Galilei İki Buumlyuumlk Duumlnya Sistemi Hakkında Diyalog ccedilev Reşit Aşcıoğlu (İstanbul İş Bankası

Yayınları 2008) 281-288

Theoretike İle Poietike Arasında Modern Bilimin Youmlntem Arayışı 45

sının oumlnuumlnde bir engel teşkil etmediğini ifade eder Maddi duumlzenin karmaşıklığı onu matematiksel sistemin yalın ilişkileri şeklinde goumlrmeyi zorlaştırır Galileo bu zorluğu aşmak iccedilin maddenin kusurlarının soyutlanarak idealize edilmesi gerektiğini duumlşuumlnuumlr Bu kusurlar arasında harekete goumlsterilen suumlrtuumlnme direnci oumlnemli bir ihmal olacaktır83

Galileorsquonun ccedilalıştığı Cizvit Uumlniversitelerirsquonde yapılan en oumlnemli tartışma mate-matiksel bilimlerin nedensel accedilıklama sağlayamadığı ve sadece niceliksel betimleme yapabildiği iccedilin gerccedilek bir bilim olup olmadığı uumlzerinedir84 On beşinci ve on altıncı yuumlzyılın entelektuumlel merkezleri olan Cizvit Uumlniversitelerinde kabul edilen Aristotelesccedili kavramsal şemaya uygun olarak ele aldıkları nesne alanlarına goumlre (Tanrı muumlcerret akıllar varlık doğal cisimler ve nicelik) bilimler beşe ayrılır Matematik niceliği araştırma aracı olarak kabul edilir Matematiğin diğer bilimlerden ayrıldığı yer nice-liğin herhangi bir toumlze atıf yapılmadan da analiz edilebiliyor olmasından kaynaklanır Ancak diğer bilimler zorunlu olarak toumlze bağımlıdırlar Cisimler ve doğal fenomenler arasındaki ilişkiler matematiksel olmayan bilimlerin ele aldığı konulardır Oumlte yandan matematik kesinlik derecesi en yuumlksek bilim olmasına rağmen en az saygın (least noble) bilim olarak kabul edilmektedir ccediluumlnkuuml nedenlerle ilgilenmemektedir85

Doğru bilgi sağlamasına rağmen matematiğin doğa felsefesinde kullanılması felsefe tarihi boyunca tartışma konusu olmuştur Aristotelesccedililik iccedilin doğa felsefesi sadece tuumlmel ve zorunlu bilgiden yapılan ccedilıkarımlar ile sınırlı olmamalı aynı zaman-da bu olguların nedenlerini (accedilıklamasını) de vermelidir Matematiksel youmlntem ile olgunun ele alınması olgunun yalnızca niceliksel olarak ele alınmasını gerektirdiği iccedilin nedenleri vermez Oumlrnek olarak ldquoserbest duumlşen bir cismin hızı duumlşme suumlresi ile doğru orantılıdırrdquo matematiksel bir ccedilıkarımdır ama bu ccedilıkarım cismin bu şekilde davranmasının nedeni hakkında hiccedilbir bilgi vermez86

Bu tespitle Galileorsquonun geleneksel Aristotelesccedili ccedilizgide olduğu gibi oumlzlerin (ne-denlerin) araştırılmasından modern bilimde olduğu gibi fiziksel ccedilokluklar arasındaki ilişkiyi (unifying principle) accedilıklayan matematiksel oumlruumlntuumllerin araştırılmasına youmlnelik bir adım atmış olduğu soumlylenebilir87 Drake şoumlyle der ldquoGalileorsquonun youmlnteminde yeni olan şeylerden biri de doğanın nedenler uumlzerinden anlaşılmasına youmlnelik Arsitotelesccedili kavramsallaştırma yerine doğanın deneysel olarak doğrulanmış kesin yasalar olarak kavramsallaştırmasını koymasıdırrdquo88 Nitekim Galileo hareketi incelerken araştırdığı şey duumlzguumln ivmeli hareketin ldquonedenirdquo değildir Galileo bu hareketin neden (oumlz) ger-ccedilekleştiği ile değil nasıl (ilişki) gerccedilekleştiği ile ilgilenir ve bu harekette etkili olan

83 McMullin ldquoThe Conception of Science in Galileorsquos Worksrdquo 230-23184 Joseph C Pitt ldquoMeasurementrdquo Encyclopedia of the Scientific Revolutions From Copernicus to New-

ton ed Wilbur Applebaum (London New York Garland Publishing 2000) 631-63285 Pitt ldquoMeasurementrdquo 632-63386 Gower Scientific Method 24-2587 Bruce Stephenson Keplerrsquos Physical Astronomy (New York Springer 1987) 588 Aktaran McMullin ldquoThe Conception of Science in Galileorsquos Worksrdquo 237

46 Engin Koca

(bağımlı ve bağımsız) parametreleri (alınan yol yerccedilekimi ivmesi ve zaman) ve bu parametreler arasındaki ilişkiyi formuumlle eder

Platon iccedilin olduğu gibi Aristoteles iccedilin de bilimin modeli geometridir geometri en guumlccedilluuml bilgiyi yani tuumlmel ve zorunlu bilgiyi sağlayan bilim olması nedeniyle genel bilimsel proseduumlr iccedilin oumlrnek alınır Bu nedenle bilim kendisinden bir takım sonuccedilların ccedilıkarılacağı kanıta ihtiyaccedil duymayan bazı aksiyom ve oumlnermelere dayanmalıdır Diğer bir deyişle kanıta ihtiyaccedil duyulmayacak denli apaccedilık olan oumlnermelerin tuumlmelliğinden akıl yasalarına goumlre zorunlu sonuccedillar ccedilıkarılmalıdır Duumlşuumlncenin iki hareketi vardır Tuumlmevarım ile tuumlmel-genel89 oumlnermelere ulaşılır tuumlmdengelim (guumlvenli mantıksal kurallar kıyas oran) ile bu oumlnermelerden tikel olgulara dair zorunlu (apodicdic) sonuccedillar elde edilir Aristoteles tuumlmevarımın duyusal algı ile başladığını ve sıralı algıların hafızadaki birliğinden aklın (nous) tuumlmel olanı soyutladığını soumlyler Aklın tuumlmevarım ile elde ettiği ilk ilkeler bilimi oluşturan ispatı oumlnceler90

Galileo ve ccedilağdaşları iccedilin hareket hakkında doğru bilginin inşa edilmesi deneysel verileri değil ilk ilkelerin ispatını gerektirir Bu herhangi bir olguya dair accedilıklama-nın (reasoned fact)91 doğru olmasının bu accedilıklamanın ilkelerinin tuumlmel ve zorunlu (universal and necessary) olması gerektiğini ifade eden Aristotelesccedili ilkedir Tecruumlbe olguya dair accedilıklama bilgisini veremez ve accedilıklamayı kendisine dayandıracağı ilkeler-den yoksundur Tuumlmel ilkelerden yoksun olunca da yapılan olgusal accedilıklama zorunlu değil koşullu (hipotetik) olur92

Peki tuumlmevarımın elde ettiği oumlnermelerin tuumlmel olmasının garantoumlruuml nedir Ba-con kendi youmlntemiyle oumlnce doğruluğu pratik karşılığı ile garanti edilen ikinci derece aksiyomlara oradan da tuumlmel aksiyomlara ulaşılabileceğini duumlşuumlnuumlr Descartes ise saf akli sezgi ile tuumlmel oumlnermelerin ve dolayısıyla kesin bilginin elde edilebileceğini iddia eder Galileo matematikte sezgi ile elde edilen aksiyom veya postulatların aksine fizikte aksiyomların veya postulatların tuumlmevarımsal ve deneysel bir doğrulamaya ihtiyaccedil duyduğunu ama bunun iccedilinden olgulara bakacağımız bir teorik ccedilerccedileve olma-dan gerccedilekleştirilemeyeceğini teslim eder Matematiğin bir youmlntem olarak kullanıldığı fizikteki ilkelerin tuumlmevarımsal karakteri fiziksel ccedilıkarımlara zorunluluk atfetmeyi imkacircnsız kılmaktadır Bu nedenle olgusal accedilıklamalarda kullanılan her tuumlrluuml ilke ve bir olgunun nedenine dair ortaya atılan her iddia ldquohipotezrdquodir

Diyaloglarrsquoda Sagredo aklın ldquodoğal ışığırdquonın hiccedilbir zorluk yaşamadan oumlnemli postulatları belirleyebileceğini soumlyler Oumlrnek olarak bir postulat şudur ldquoFarklı eğimlerde duumlşen cismin hızı eğimin dikey yuumlksekliğine bağlıdırrdquo Buna karşılık Salviati şoumlyle

89 On yedinci yuumlzyıl boyunca yapılan youmlntemsel tartışmaların sertleştiği yer ilkelerin tuumlmel mi yoksa sadece genel (hipotez) mi olduğu uumlzerinedir

90 McMullin ldquoThe Conception of Science in Galileorsquos Worksrdquo 213-21491 Reasoned fact Tuumlmel ve zorunlu bir doğru ile ilişkilendirilerek accedilıklanmış olgu ve olay92 Gower Scientific Method 24

Theoretike İle Poietike Arasında Modern Bilimin Youmlntem Arayışı 47

der ldquoAkıl yuumlruumltme buumlyuumlk bir olasılık sağlar fakat ben senin olasılığını bir deneyle arttırmak istiyorumrdquo Sezgisel makucircliyet tek başına yeterli goumlruumlnmemektedir sezginin yanlış olma ihtimaline karşı ilkenin deneysel doğrulanması gerekmektedir Deneyle postulatın kesinliğine daha da yaklaşılır Galileo şoumlyle der ldquoSonuccedilta bu ilkeleri postulat olarak alalım onların doğruluğu onların sonuccedilları deneyle birebir bağdaştıktan sonra belirlenecektirrdquo Bu artık a priori bir bilim değildir oumlnermelerin mutlak doğruluğu kesin olmayan bir akıl yuumlruumltmeyle belirlenecektir Hipotetik tuumlmdengelim geometri-de olduğu gibi oumlnermeleri kendinde bir kanıt olarak kabul etmez ama doğrulukları ccedilıkarımlanan sonuccedilların doğrulanması (deney) ile belirlenir Bu belirleme ya da doğru-lama sonuccedillardan oumlnermelere doğru gider Oumlnermeyi doğru kabul etmenin gerekccedilesi oumlnermenin oumlngoumlrduumlğuuml sonucun doğrulanması ile gerccedilekleşir93

Oumlte yandan Galileo akıl yuumlruumltmeyle elde edilen ama tikel sonuccedillarla doğrulana-mayan durumlarda arazicirc etkileri succedillar Oumlrnek olarak serbest duumlşmede tuumlm cisimlerin madde ve ağırlıkları ne olursa olsun aynı hızda duumlşeceklerine dair ilkesinde Galileo deneysel olarak ortaya ccedilıkan anomalileri hava suumlrtuumlnmesine yuumlkler94 Galileo doğayı bir Oumlklid uzayı gibi duumlşuumlnuumlp ilkelerini belirlemekte daha sonra fiziksel uzayı idealize edip ortaya ccedilıkan anomalileri maddi kusurlar olarak ihmal etmektedir Discorsirsquode Ga-lileo şoumlyle der ldquoDeneyimin bize oumlğreteceği sınırlar altında onları kullanabilmek iccedilin deneyler yardımıyla sonuccedilları engellerden soyutlayarak bulmalı ve goumlstermeliyizrdquo95 Hatta zaman zaman ilkelerinden o kadar emindir ki deneysel olarak doğrulama ihtiyacı bile hissetmez Dialogorsquoda Galileo hareket halindeki bir geminin direğinden bırakılan cismin hareketini tartışarak cismin yere ve gemiye goumlre goumlreli hareketlerini ele alır Buna goumlre gemideki bir insan gemi direğinden duumlşen bir cismin hareketini hareketli gemiye nispetle goumlruumlr bu da doğrusal bir yoldur Gemi dışında hareketsiz bir goumlzlemci ise gemi direğinden duumlşen cismin parabolik bir yol ccedilizerek duumlştuumlğuumlnuuml goumlrecektir Bu accedilıklamadan sonra Aristotelesccedili arkadaşı ona deney yapıp yapmadığını sorar Galileo ldquoHayır yapmama da gerek yok boumlyle olduğunu deneysiz de ileri suumlrebilirim ccediluumlnkuuml başka tuumlrluuml olamazrdquo der96 Youmlntemsel duumlşuumlncenin epistemolojik duumlşuumlnceye ağır bastığı duumlzenleyici bir seviyede deney teoriyi doğrulamak iccedilin yapılmaz teorik olasılıkları serimlemek iccedilin yapılır97 Duumlzenleyici bir seviyeye ulaşılıncaya kadar deney ve goumlzleme ihtiyaccedil vardır ama bir yerden sonra hipotez kurmak bir soyutlama işi olduğu iccedilin deney ve goumlzleme olan bağlılık doğayı idealize etmenin oumlnuumlnde bir engel oluşturacağı iccedilin terk edilir Bu dereceden sonra yapılacak deneyler hipotezin fenomenal sonuccedillarını test etmek ve denetlemek iccedilindir

93 McMullin ldquoThe Conception of Science in Galileorsquos Worksrdquo 226-22794 Maurice A Finnocchiaro Galileo and the Art of Reasoning Rethorical Foundations of Logic and

Scientific Method (Dordrecth D Reidel Publishing Company 1980) 196-19995 Galilei Dialogues on Two New Sciences 25396 Alexandre Koyreacute Bilim Tarihi Yazıları ccedilev K Dinccediler (Ankara Tuumlbitak 2000) 208-20997 Butts ldquoSome Tactics in Galileorsquos Propaganda for the Mathematization of Science Experiencerdquo 81-82

48 Engin Koca

Galileo iccedilin doğa bilimi doğadaki kusurları idealize eden sezgisel bir akıl yuumlruumltme ile bir takım ilk ilkelere ulaşmak (hipotez) bu ilk ilkelerin doğruluğunu test etmek iccedilin de geometrik youmlntemle bu ilk ilkelerden ccedilıkarsanan tikel sonuccedilları (tuumlmdengelim) deneysel olarak sınamaktır Ama bu da yetmemekte deneysel doğrulama suumlrecinde karşılaşılan anomalilerin nerelerde ihmal edilmesi gereken fiziksel kusurlardan nere-lerde ilkenin yanlışlığından kaynaklandığının da belirlenmesi gerekmektedir

Galileorsquonun hipotetik tuumlmdengelim youmlntemi doumlrt adımlıdır 1) Doğanın goumlzlem-lenmesi ya da deneyim 2) deneyimden hareketle goumlzleme kapalı alana dair yapılan sezgisel ccedilıkarım 3) bu ccedilıkarımın matematiksel goumlsterimi ve 4) deney ile hipotezin kontrol edilmesi Galileo doğa olayları arasındaki ilişkiyi matematiksel karakterli bir oumlnerme ile ifade eder98 Oumlnce tekil durumları deneysel olarak ele alır sonra buradan hareketle ve sahip olduğu a priori ilkelerle birlikte bir oumlnerme kurar Bu oumlnerme ma-tematiksel karakterlidir daha sonra bunu deneyle doğrulamaya ccedilalışır Yine bu suumlreccedilte yapmış olduğu ihmaller de deneysel değil a priorirsquodir Şu halde ilk adım sentez ikinci adım analizdir denilebilir

Bir sonraki boumlluumlmde Newtoncu deneysel youmlntem ele alınacak Galileorsquonun hi-potetik tuumlmdengelim youmlntemi ile karşılaştırılmasına yer verilecektir

V Newton

Newton kendi kullandığı youmlntemi accedilıklamak iccedilin Principiarsquonın uumlccediluumlncuuml kitabının (De Mundi Systemate) girişine doumlrt kuraldan oluşan ldquoFelsefede Akıl Yuumlruumltme Kurallarırdquo (Rules of Reasoning in Philosophy) isimli bir boumlluumlm ekler Newton ilk kuralda doğal olgulara goumlruumlnuumlşleri doğru ve yeterli bir biccedilimde accedilıklayan nedenlerden başka neden atfetmediğini ccediluumlnkuuml doğanın boş şeyler yapmadığını ve yaptığı şeylerde hep en yalın olan yolu kullandığını ifade eder Bu kural Galileorsquonun gelgit teorisini accedilıklamaya başlamadan oumlnce zikrettiği kuraldır99 İkinci kural da yine Galileorsquonun ldquoevrensellik ilkesirdquosidir Aynı doğal sonuccedillar muumlmkuumln olduğu kadar aynı nedenlere tahsis edilme-lidir100 İlk iki kuralda fenomenlerden elde edilmemiş okuumllt nedenleri kabul etmediğini ve pek ccedilok benzer sonucun nedenlerinin bir ve aynı olduğunu ifade eden Newton uumlccediluumlncuuml kuralda şunları soumlyler

Kural 3 Cisimlerin nitelikleri yoğunlaşma ve seyrelme dereceleri dikkate alınmaksızın deneysel araştırmamız iccedilindeki tuumlm cisimlerde bulunur dolayısıyla bu nitelikler cisimlerin tuumlmel nitelikleridir Cisimlerin nitelikleri yalnızca deney ile bilinebilir evrensellik oumllccediluumltuuml

98 Pitt Galileo Human Knowledge and the Book of Nature Method Replaces Metaphysics 141 ve ayrıca bkz Gower Scientific Method 37-38

99 Galilei İki Buumlyuumlk Duumlnya Sistemi Hakkında Diyalog 571-634100 Isaac Newton Mathematical Principles of Natural Philosophy trans Florian Cajori v dğr (Berkeley

Los Angeles London University of California Press 1974) 398

Theoretike İle Poietike Arasında Modern Bilimin Youmlntem Arayışı 49

ise deneysel kanıtlamadır Deneysel kanıtlar insanların vehimleri uğruna terk edilemez Doğa analojileri de yalın olmadıkccedila ve sabit olmadıkccedila terk edilir Cisimlerin uzamsallığı duyularımızdan başka yolla bilinemez Uzamı sadece duyusal şeylerde kavradığımız iccedilin duyusal olan herşeye uzamı yuumlkleriz Deneyimin bize goumlsterdiği gibi cisimlerin buumlyuumlk ccediloğunluğu serttir buumltuumlndeki sertlik de duyulamayan boumlluumlnmez parccedilaların sertliğinden kaynaklanır Buumltuumln cisimler nuumlfuz edilemezdir bunu akıldan değil duyulardan elde ederiz Elimize aldığımız cisimler nuumlfuz edilemezdir bu nedenle nuumlfuz edilemezlik evrensel bir niteliktir sonucunu ccedilıkartırız Tuumlm cisimler hareket edebilirdir ve tuumlm cisimlere hareket-lerini veya suumlkucircnlarını muhafaza etme guumlccedilleri bahşedilmiştir (buna eylemsizlik diyoruz) Bu guumlccedilleri yalnızca goumlzlemlenmiş cisimlerden hareketle ccedilıkarsıyoruz Buumltuumlnuumln uzamı sertliği nuumlfuz edilemezliği hareket edebilirliği ve eylemsizliği parccedilaların uzamı sert-liği nuumlfuz edilmezliği hareket edebilirliği ve eylemsizliğinden kaynaklanır Bu nedenle tuumlm cisimlerin en kuumlccediluumlk parccedilacıkları da uzamsallık sertlik nuumlfuz edilemezlik hareket edebilirlik ve eylemsizlik niteliklerine sahiptir Bu tuumlm felsefenin temelidir Cismin boumlluuml-nebilir ardışık parccedilalarının bir birlerinden ayrılabilir olması bir goumlzlem meselesidir ama boumlluumlnmez parccedilacıklar aklımızın kavradığı matematiksel olarak goumlsterilen parccedilacıklardır Boumlluumlnmez kabul ettiğimiz parccedilacıklar da doğanın guumlccedilleri ile boumlluumlnebilir bunu bilemeyiz Boumlluumlnmez veya boumlluumlnebilir parccedilalar gerccedilekte sonsuza kadar da boumlluumlnebilir olabilir Son olarak deneysel ve astronomik goumlzlemler ile evrensel olarak goumlruumlnen tuumlm cisimlerin Duumlnyarsquonın merkezine ccedilekilmeleri ve bunun cismin niceliği (kuumltlesi) ile doğru orantılı olması Ayrsquoın Duumlnyarsquoya ccedilekilmesi ve denizlerin de Ay tarafından ccedilekilmesi aynı şekilde tuumlm gezegenlerin ve kuyruklu yıldızların Guumlneşrsquoe ccedilekilmeleri ile bu kuralın gereği olarak şu sonucu ccedilıkarmamıza yol accedilar Tuumlm cisimlere evrensel olarak karşılıklı ccedilekim ilkesi bahşedilmiştir Ccedilekim guumlcuumlnuumln cisimlerin oumlzsel niteliği olduğunu soumlylemiyorum ccediluumlnkuuml bu sabit değildir yeryuumlzuumlnden uzaklaştıkccedila azalan bir şeydir101

Newton bu kuralda cisimlerin evrensel niteliklerinin hareket edebilirlik nuumlfuz edilmezlik uzamsallık sertlik ve eylemsizlik olduğunu ccedilekim guumlcuumlnuumln karşılıklı olarak tuumlm cisimlerde olmasına rağmen şiddetinin uzaklıkla ters orantılı olarak azal-masından dolayı sabit olmadığını bu nedenle de cisimlerin oumlzsel niteliği olarak kabul edilemeyeceğini ifade eder Newton bu kuralda kendi ilk ilkelerini Principiarsquoya temel teşkil eden varsayımlarını ortaya koyar Newton iccedilin her bir ilke fenomenlerden elde edilmiştir Bunu nasıl elde ettiğini de doumlrduumlncuuml kuralda ifade eder Doumlrduumlncuuml kural şoumlyledir ldquoDeneysel felsefede oumlnermeleri genel tuumlmevarım ile fenomenlerden doğru bir biccedilimde ya da neredeyse doğru bir biccedilimde ccedilıkarsarız Hipotezler lehine tuumlmevarım terk edilemezrdquo102

Newtonrsquoun akıl yuumlruumltme kurallarında belirtiği youmlnteme Cohen ldquoNewtonian stylerdquo (Newtoncu tarz) ismini verir Cohenrsquoe goumlre bu youmlntem akıl yuumlruumltme ve o akla youmln veren guumlccedilluuml bir hayal guumlcuuml ile empirik verilere uygulanan matematiksel tekniğin oumlzel bir karışımıdır Bu youmlntemin en oumlnemli oumlzelliği matematiksel alana transfer edilebilir varsayılmış bir yalın fiziksel mevcutlar (entities) ve durumlar kuumlmesinden hareket et-mesidir Oumlrnek olarak gezegen hareketleri problemi oumlncelikle merkezi ccedilekim kuvveti

101 Newton Mathematical Principles of Natural Philosophy 398-400102 Newton Mathematical Principles of Natural Philosophy 400

50 Engin Koca

etkisi altında hareket eden tek-cisimli sisteme indirgenir burada noktasal bir kuumltlenin matematiksel uzayda ve zamanda hareketi tartışılır Bu inşa suumlrecinde Newton doğa-daki sistemi idalize etmekle kalmaz doğal sisteme paralel matematiksel ve hayali bir sistem yaratır Bu matematiksel sistem idealize edilmiş doğal sistemin bir taklididir matematiksel olarak ccedilıkarsanan kural ve oranlar deney ve goumlzlemden tuumlmevarım ile elde edilen kural ve oranlarla (genelleştirilmiş verilerle) karşılaştırılır Oumlrnek olarak birinci kitabın ilk iki oumlnermesinde ifade edilen ccedilekim kuvveti etkisi altında eylemsiz hareket yapan noktasal kuumltlenin durumu fenomenal olarak denetlenebilir bir ilişki olan alan yasası (Keplerrsquoin ikinci yasası) iccedilin gerek ve yeter koşuldur ve bunun uumlzerinden kontrol edilir Gerccedileklik ile modelin her karşılaştırılması bir modifikasyon her modifi-kasyon da yeni ccedilıkarımlar demektir yeni ccedilıkarımlar her seferinde gerccedileklikle yeniden kontrol edilerek dairesel bir suumlreccedil takip edilir Bu suumlreccedilte matematiksel modele her seferinde yeni ama hayalicirc mevcutlar kavramlar veya durumlar eklenebilir Bu nedenle Newtonrsquoun oluşturduğu fenomen temelli matematiksel model doğanın idealizasyonu (yalınlaştırılmış hali) olduğundan gerccedilekliğe yakınsar (approximation) ama ona oumlz-deş değildir103 Smithrsquoin de ifade ettiği gibi Newtoncu youmlntem mevcut teorideki her sistematik sapmanın ccediloumlzuumllmemiş bir problemin varlığına işaret etmesi anlamında seleflerinden ayrılır Dolayısıyla Newtoncu bilim bitimsiz bir soruşturmadır104

Burtt de Cohen ve Smith ile aynı şekilde duumlşuumlnuumlr ve Newtonrsquoun Descartes ve Galileorsquonun tersine matematiksel doğruları fiziksel doğrular olarak kabul etmediğini fiziksel ilkelerin Newton iccedilin fiziksel varsayımlardan ziyade matematiksel varsa-yımlar olduğunu soumlyler Newton iccedilin matematik suumlrekli olarak deneyde modellenir her ne kadar matematiksel ccedilıkarımlar yapmış olsa da Newton suumlrekli bu ccedilıkarımların deneylerle doğrulanması gerektiğini vurgular105

Newtoncu youmlntemin guumlcuuml yeni bir matematiksel analiz biccedilimi ile fiziksel neden araştırmasını birleştirmesi ve sonuccedilların suumlrekli olarak deneylerle kontrol edilmesinden kaynaklanır Onun youmlntemindeki en oumlnemli unsur matematiksel yasalar ile ldquonedenlerrdquo olarak fiziksel kuvvetlerin niteliklerinin ayırt edilebilmiş olmasıdır Bu suumlreccedilte Newton gerccedileklikten soyutlanmış matematiksel yapılar oluşturmamış ama yalınlaştırılmış ve idealize edilmiş fiziksel durumların daha sonra deney ve goumlzlemlerle accedilığa ccedilıkan gerccedilek fiziksel durumlarla ilişkiye sokulacak biccedilimde matematiksel karşılıklarını yaratmıştır106 Ama yaratılan matematiksel karşılıklar fiziksel fenomenleri niceliksel olana indirgeyip

103 I Bernard Cohen The Newtonian Revolution (Cambridge Cambridge University Press 1980) 69 ayrıca bkz I Bernard Cohen ldquoNewtonrsquos Third Law and Universal Gravityrdquo Journal of the History of Ideas 48IV (Oct-Dec 1987) 588-591

104 George E Smith ldquoThe Methodolgy of Principiardquo The Cambridge Companion to Newton ed I B Cohen v dğr (Cambridge Cambrdige University Press 2004) 159

105 Edwin Arthur Burtt The Metaphysical Foundations of Modern Physical Science (London Kegan Paul Trench Trubner amp CO LTD 1925) 206-207

106 Cohen The Newtonian Revolution 37

Theoretike İle Poietike Arasında Modern Bilimin Youmlntem Arayışı 51

tahrip etmeyi ve onları kurgusal kavramlarla ilişkilendirmeyi gerektirmektedir Christiaan Huygens Traiteacute de la Lumiegravere isimli eserinin girişinde muumlkemmel

olan bilimin geometri olduğunu fiziğin kesinliğe yaklaşabileceğini ama elde edilen teorilerin hep ihtimalicirc teoriler olarak kalacağını ifade eder

Bu konuda (oumlzelde mekanik genelde fizik) geometrideki kesinlik derecesinde bir ispat yapılamaz Bu nedenle kullanılan youmlntem oumlnermelerini inkacircr edilemez ilkelere dayandı-ran geometricilerin kullandığı youmlntemden oldukccedila farklıdır Bu konuda ilkeler onlardan ccedilıkarımlanan sonuccedillarla test edilir Konunun doğası başka tuumlrluuml bir youmlnteme izin vermez Fakat bu yolla kesinlikten ccedilok az yoksun olan ihtimalicirc teoriler kurulabilir Varsayılan ilkelerin sonuccedilları goumlzlemlenen fenomenlerle muumlkemmel şekilde uyumlu olabilir Ancak belirli bir hipotez kabul edilip yeni fenomenler tahmin edildiğinde beklentilerin gerccedilek-leştiği goumlruumlluumlecektir107

Hem Newtoncu deneysel youmlntem hem de Huygensrsquoin kabul ettiği Galileocu hi-potetik tuumlmdengelim youmlntemi ihtimalicirc teoriler ortaya koyma noktasında mutabık ise ayrım nerede ortaya ccedilıkmaktadır

Smith Newtoncu youmlntemin hareketi maddenin maddeye temasıyla accedilıklayan mekanik felsefenin kullandığı hipotetik tuumlmdengelim youmlnteminden farklı olduğunu ifade eder108 Ccediluumlnkuuml Galileo ve Huygensrsquoin matematiksel teorileri oumlncelikli olarak fenomenleri tahmin etmek ve accedilıklamak amacındadır Principiarsquonın ilk iki kitabında geliştirilen matematiksel teorilerin amacı ise empirik duumlnyanın ona sorulan sorulara cevap verebilmesi iccedilin kullanılacak deney ve goumlzlemlere rehberlik edecek ccedilerccedileveyi oluşturmaktır Diğer bir deyişle Newtonrsquoun matematiksel teorileri test edilemez formdaki soruları test edilebilir empirik sorulara doumlnuumlştuumlrmek amacını taşır109

Hipotetik tuumlmdengelim youmlnteminin uygulaması Huygensrsquoin Horologium Oscil-latorium isimli kitabındaki sarkaccedil hareketi teorisinde goumlruumlluumlr Bu teoride idealize edilmiş noktasal kuumltlelerin matematiksel olarak betimlenmiş salınımı farklı buumlyuumlkluumlk ve şekillerdeki fiziksel kuumltlelerin deneysel salınımları ile karşılaştırılır ve bazı yerlerde duumlzeltmeler yapılır Huygensrsquoin ulaştığı sonuccedil idealize edilmiş teori ile fiziksel ger-ccedilekliğin arasındaki farkın pratik bir oumlneminin olmadığı ve ihmal edilebilir olduğudur Huygens ikinci olarak gerccedilek duumlnyanın karmaşıklığının deneysel kanıtların oumlnuumlnde bir engel teşkil ettiğini ve kanıtların kalitesini sınırlandırdığını soumlyler bu nedenle de deneysel verilerden hareket edilmesinin yanıltıcı olacağını ifade eder110

Hipotetik tuumlmdengelim geometride olduğu gibi oumlnermeleri kendinde bir kanıt olarak kabul etmez ama doğrulukları ccedilıkarımlanan sonuccedilların doğrulanması (deney) ile belirlenir Bu belirleme ya da doğrulama sonuccedillardan oumlnermelere doğru gider

107 Aktaran Hesse Forces and Fields 107-108 ve 119-120108 Smith ldquoThe Methodolgy of Principiardquo 139109 Smith ldquoThe Methodolgy of Principiardquo 147110 Smith ldquoThe Methodolgy of Principiardquo 155

52 Engin Koca

Oumlnermeyi doğru kabul etmenin gerekccedilesi oumlnermenin oumlngoumlrduumlğuuml sonucun doğrulanması ile gerccedilekleşir111 Ccediluumlnkuuml hareket hakkında bazı varsayımlar kullanılarak matematik-sel olarak doğru sonuccedillar elde edilebilir fakat bu durum varsayımların doğruluğunu garanti etmez aynı sonuccedillar başka varsayımlar ile de elde edilebilir Geometride aksiyomlar temel oumlnermeler ve tanımlar apaccedilıktır (self-evident) fakat hareket bilimi iccedilin bu geccedilerli değildir112

Newtonrsquoun deneysel youmlntemi ile Galileorsquonun ve Huygensrsquoin hipotetik tuumlmden-gelim youmlnteminin birbirinden ayrıldığı yer de kanımızca burasıdır Newton pek ccedilok farklı hipotezin aynı goumlzlem ve deneylerle uyuşabileceğini ifade ederek Galileo ve Huygensrsquoin kullandığı hipotetik tuumlmdengelim youmlntemine karşı ccedilıkar Newtonrsquoa goumlre hipotetik tuumlmdengelim youmlntemi olguyu accedilıklıyor goumlruumlnen bir hipotezi doğru varsa-yarak yola ccedilıkıyor olmasından dolayı hatalıdır113 Newton kendi deneysel youmlnteminin daha guumlvenli bir youmlntem olduğunu hipotetik tuumlmdengelimin sınırlarının uumlstesinden geldiğini iddia eder114 Newton kendi youmlnteminin de her zaman mutlak kesin (doğayı nasıl ise oumlyle accedilıklama anlamında değil doğru ama eksik doğa kuvvetlerini belirleme anlamında) bilgiyi sağlamadığını ccediluumlnkuuml goumlzlemlenen olgulara dayanarak goumlzlemlene-mez alana dair yapılan ccedilıkarımın her zaman yanlış olabileceğini ifade eder Newtonrsquoa goumlre deneysel youmlntem mutlak olmasa da en yuumlksek derecede kesinliği verebilen tek youmlntemdir115

İki youmlntem biccedilimini birbirinden ayıran nokta iki youmlntemin hipotez oluşturma suumlrecinde tuumlmevarıma verdikleri oumlnemde accedilığa ccedilıkar Ccediluumlnkuuml Galileo ve Huygensrsquoin hipotetik tuumlmdengelim youmlntemi Newtonrsquoun deneysel-tuumlmevarımsal youmlteminin karşısına buumltuumlnuumlyle değil ama kısmen Descartesccedilı sezgiciliği koyar

Newton tuumlmevarım terimini ilk defa 1713 tarihli (ikinci baskı) Principiarsquonın Ge-neral Scholium boumlluumlmuumlnde kullanır116 ldquoBu felsefede tikel oumlnermeler fenomenlerden ccedilıkarsanır ve en sonunda tuumlmevarımla yorumlanırrdquo117 Daha sonra 1717 tarihli (ikinci baskı) Opticksrsquote tuumlmevarımı ldquoşeylerin doğasını ortaya koyma imkacircnı veren en iyi ispat yolurdquo118 olarak accedilıklar Yine Principiarsquonın 1726 tarihli basımında tuumlmevarım Newtoncu akıl yuumlruumltmeye karşı yapılan succedillamaların koruyucusu olarak accedilıklanır 1713-1726 tarihleri arasında Newton bir yandan suumlrekli olarak teorilerinin mutlak kesin olmadığını soumlylerken diğer yandan da teorilerinin hipotetik olduğu youmlnuumlndeki succedillamaları reddetmiştir Genelleştirme deneyimle ispatlanabilir değildir dolayısıyla

111 McMullin ldquoThe Conception of Science in Galileorsquos Worksrdquo 226-227112 Gower Scientific Method 26113 Gower Scientific Method 80114 Smith ldquoThe Methodolgy of Principiardquo 154115 Gower Scientific Method 74116 Bechler Newtonrsquos Physics 351117 Newton Mathematical Principles of Natural Philosophy 676118 Isaac Newton Opticks (London Printers to Royal Society 1704) 404

Theoretike İle Poietike Arasında Modern Bilimin Youmlntem Arayışı 53

yasalar mutlak olarak kesin değildir ama genel yasalardır Fakat deneyimden tuumlmeva-rımla elde edilen yasalar hipotetik değildir Tuumlmevarım suumlreci yasaların kesin olma-masının ama gerccedilek olmasının kaynağıdır Newton tuumlmevarımı kullanarak teorilerinin hipotetik statuumlsuumlne dair yapılan succedillamalardan kaccedilınmaya ccedilalışır119

Newtonrsquoun hipotetik terimi ile kastettiği şey buumlyuumlk oranda Descartesccedilı Vertex teorisi ve klasik kozmoloji teorileridir Newton iccedilin bir teorinin sonuccedillarının oumllccediluuml-lebilir mahiyeti haiz olması gerekmektedir ve kendi teorileri bu anlamda hipotetik değildir ccediluumlnkuuml oumllccediluumllebilirlerdir Newton iccedilin bir teorinin bilimsel sayılabilmesi onun matematiksel olarak formuumlle edilebilmesiyle ilgilidir120 Diğer bir deyişle Newton iccedilin bir ldquonedenrdquo varsayımının hipotez olmamasının şartı matematiksel olarak yeniden uumlretilebilmiş olmasıdır Principiarsquonın uumlccediluumlncuuml kitabına yazdığı General Scholiumrsquoda Newton şoumlyle der

Şimdiye dek fenomenlerden ccedilekim kuvvetinin niteliklerinin (fiziksel) nedenini keşfede-medim ve ben hipotezler uydurmam (hypotheses non fingo) fenomenden ccedilıkarsanmayan her şey hipotezdir ve hipotezlerin metafiziksel veya fiziksel olsun okuumllt nitelikte veya mekanik nitelikte olsun deneysel felsefede yeri yoktur Bu felsefede oumlzel oumlnermeler feno-menlerden elde edilir ve tuumlmevarım ile genelleştirilir Sonuccedilta nuumlfuz edilemezlik hareket edebilirlik cismin tepkisel kuvvetleri hareket yasaları ve ccedilekim kuvveti keşfedilmiştir Bize goumlre bunlar ccedilekim kuvvetinin gerccedilekliği iccedilin yeterlidir ve yasada belirlenen eyleme goumlre de buumltuumln goumlksel hareketler ve denizlerin hareketleri accedilıklanır121

Newton iccedilin hipotez demek fenomenlerden ccedilıkarsanmayan buumltuumlnuumlyle hayal guumlcuumlnuumln uumlrettiği iddialardır bu nedenle ldquoben hipotezler uydurmamrdquo der Newtoncu anlamda hipotezin en oumlnemli oumlzelliği genel ilkeden yapılan tikel ccedilıkarımın deneyle denetlenemez oluşunda ortaya ccedilıkar Descartesrsquoın Vertex teorisi boumlyle bir hipotezdir Bu nedenle Newton Principiarsquonın girişinde kendi teorisinin matematiksel bir teori olduğunu ifade ederek matematiksel kuvvetlerin fiziksel kuvvetler olarak duumlşuumlnuumll-memesi gerektiğini soumlyler

Aynı şekilde ccedilekimleri ve itimleri (attractions and impulses) ivmelenme ve itkiyi (mo-tive) veya merkeze youmlnelik her tuumlr eğilimi fark goumlzetmeksizin matematiksel kuvvetler olarak duumlşuumlnuumlyorum ama fiziksel kuvvetler olarak duumlşuumlnmuumlyorumhellip Hiccedilbir yerde bu tarz eylemleri fiziksel nedenler olarak goumlrmuumlyor bu kuvvetleri belirli merkezlere fiziksel anlamda atfetmiyorum122

Newton Opticksrsquote ise şoumlyle der Ccedilekim kuvvetlerinin nasıl ccedilalıştığıyla burada ilgilenmiyorum Ccedilekim kuvvetleri bilin-meyen bir şeyin itkisi ile gerccedilekleşiyor olabilir Bu soumlzcuumlğuuml sadece genel olarak nedeni ne olursa olsun bir cismin diğerini ccedilekmesi anlamında kullanıyorum Ccedilekimin nedeni ile

119 Bechler Newtonrsquos Physics 351-352120 Gower Scientific Method 72121 Newton Mathematical Principles of Natural Philosophy 547122 Newton Mathematical Principles of Natural Philosophy 5-6

54 Engin Koca

ilgili araştırma yapmadan oumlnce doğal fenomenlerden bir cismin diğerini ccedilektiğini ccedilekimin yasalarını ve oumlzelliklerini oumlğrenmeliyiz123

Newton inşa etmiş olduğu hayalicirc-matematiksel modelin en oumlnemli unsuru olan kuvvetlerin fiziksel nedenler olmadığını ama fiziksel nedenlerin doğada goumlrduumlğuuml işlevi kendi ccedilizmiş olduğu matematiksel doğa resminde kuvvetlerin goumlrduumlğuumlnuuml ima eder Newton fiziksel nedenlerin mahiyetlerini ortaya koyduğunu iddia etmez ve eleştirmen-lerini gerccedileklik ile gerccedilekliğin işlevsel modeli arasında ayrım yapamamakla succedillar

Goumlzlemlenebilir alandaki (mahsucircs) sonuccedilların nedenleri goumlzlemlenemez (makucircl) alandadır bu nedenle goumlreceli alan mutlak alana bağlıdır Goumlzlemlenebilir alandaki bir olgunun goumlzlemlenemez alandaki nedeni bilinmiyorsa olgu da bilinmiyor demektir Ama bir olgunun nedeninin gerccedilekte ne olduğundan hiccedilbir zaman kesin olarak emin olunamaz yani sonuccedillardan hareketle yapılacak soyutlamalar her zaman hipotetik olmak zorundadır Newton bunun bilinciyle fiziksel nedenler hakkında bir şey soumlylemekten kaccedilınır ve sadece matematiksel nedenleri doğru (burada doğruluk Baconcı ccedilizgide işlevsellik anlamındadır) olarak tespit ettiğini iddia eder Diğer bir deyişle Newton nedenlerle değil nedenlerin nicelikleriyle ilgilenir

Newton hiccedilbir zaman Baconrsquoa accedilık bir şekilde atıf yapmamıştır ama Newtoncu parccedilalı genelleştirmelerin dikkatli bir birikimi anlamında tuumlmevarım tekniği uumlzerinde Baconrsquoın buumlyuumlk bir etkisi vardır124 Baconrsquoa goumlre tikellerden tuumlmellere doğru asla gidilmemelidir tikellerden orta derece aksiyomlara (medial axioms) parccedilalı genelleştir-melerle gidilmelidir Orta dereceli aksiyomlar kısmi genelleştirmelerdir ccediluumlnkuuml sınırlı sayıda tikeller kuumlmesine dayanır Daha sonra kısmi genel aksiyomlar tek bir ilke olan tuumlmelde birleştirilmelidir Son olarak elde edilen en genel aksiyomdan ccedilıkarımlanan sonuccedillar test edilerek duumlzeltmeler yapılmalıdır125

Baconrsquoın tuumlmevarım youmlntemi fenomenlerden elde edilen duyusal deneyim ile başlar Daha sonra bu veriler tablolara doumlkuumlluumlr ve orta derece aksiyomlar elde edilecek şekilde kısmi genelleştirmeler yapılır126 Orta dereceli aksiyomlar fenomenler ile form-lar arasındaki ilişkiyi sağlayan aracılardır Bu nedenle tikellerden tuumlmellere geccedilerken orta dereceli aksiyomlar kullanılır Keşfedilen en genel nedenlerin doğadaki formların bilgisi olduğunun garantoumlruuml işte bu orta dereceli aksiyomlardır Newton bu şemada orta dereceli aksiyomları aynı Bacon gibi ayıklamalı bir analiz youmlntemi kullanarak ama şeyleri niteliksel youmlnleri ile değil niceliksel youmlnleri ele alarak oluşturur Elde ettiği orta

123 Aktaran Roderick W Home ldquoNewtonrsquos Subtle Matter The Opticks Queries and the Mechanical Phi-losophyrdquo Renaissance and Revolution Humanists Scholars Craftsmen and Natural Philosophers in Early Modern Europe ed JV Field v dğr (Cambridge Cambridge University Press 1993) 196

124 Antonio Peacuterez-Ramos ldquoBaconrsquos Legacyrdquo The Cambridge Companion to Bacon ed Markku Peltonen (Cambridge Cambridge University Press 1996) 319

125 Steffen Ducheyne ldquoBaconrsquos Idea and Newtonrsquos Practice of Inductionrdquo Philosophica 76 (2005) 116-117

126 Ducheyne ldquoBaconrsquos Idea and Newtonrsquos Practice of Inductionrdquo 118-119

Theoretike İle Poietike Arasında Modern Bilimin Youmlntem Arayışı 55

dereceli aksiyomlardan yani ilişkilerden daha sonra yaptığı ikincil bir soyutlama ile en genel doğa yasalarına ulaşır Buna goumlre oluşturulan merkezi ivmelenme (a = v

2 )

r ya da

serbest duumlşme (d = 1 a (Δt)2)

2 yasaları ikinci dereceden elde edilmiş olan aksiyom ve

tanımlar arasındaki ilişkiyi (hız ivme ve alınan yol arasındaki niceliksel ilişki) feno-menden orta dereceli aksiyomlara orta dereceli aksiyomlardan matematiksel ilişkilere yapılan soyutlamalarla elde edilmiştir Bir sonraki adımda Newton elde edilmiş olan matematiksel ilişkileri kendi iccedillerinde yeniden ilişkilendirmiş ve Baconrsquoın soumlylediği gibi en genel aksiyoma ya da forma ulaşmıştır Evrensel ccedilekim yasası

Grek felsefesinde analitik youmlntem (kısaca analiz veya ccediloumlzuumlmleme) bir keşif youmlntemi veya problem ccediloumlzme youmlntemi anlamında kullanılmıştır Analizde araştırılan şey sanki ona ulaşılmış gibi hareket noktası olarak alınır sonra adım adım bilinene ulaşılıncaya kadar geriye gidilir Sentetik youmlntemde (kısaca sentez ya da birleştirme) ise bilinenden hareket edilir daha sonra sonuccedillar boyunca yapılan araştırma ile ara-nan şeye ulaşılır Oumlklid geometrisinin aksiyomatik ve tuumlmdengelimli yapısı sentetik youmlntem iccedilin bir modeldir127 Newton Opticksrsquote şoumlyle der

Matematikte ve dolayısıyla doğa felsefesinde analiz youmlntem araştırması sentez youmlntemi ile devam etmelidir Bu analiz deney ve goumlzlem yapmayı ve tuumlmevarım ile sonuccedilları genelleştirmeyi iccedilerir Sonuccedillara yapılan itirazlar eğer başka deneylerden veya kesin doğrulardan hareket etmiyorsa ciddiye alınmamalıdır Hipotezlerin deneysel felsefede yeri yoktur Deney ve goumlzlem sonuccedillarının tuumlmevarım ile genelleştirilmesi her ne kadar genel sonuccedilların ispatı olmasa da şeylerin doğasını araştırmanın ve tartışmanın en iyi yoludurhellip Analiz muumlrekkep olandan yalın olana hareketten kuvvete yani sonuccedillardan nedenlere doğru yapılan harekettirhellip Sentez nedenleri keşfedilmiş ve inşa edilmiş ilkeler olarak varsaymayı iccedilerir bu nedenlerle onların sonuccedilları olan fenomenler accedilıklanır ve accedilıklamalar ispatlanır128

Newton iccedilin analiz muumlrekkep olandan yalın olanı idealize ederek elde etme suumlrecidir ve bu nedenle tuumlmevarım youmlntemiyle yapılır ccediluumlnkuuml ccediloklukta muumlşterek olanı bulmayı amaccedillar Sentez ise analiz ile ulaşılmış olan yalın nedenlerden (kuvvetlerden) tikel fenomenlere dair yapılan ccedilıkarımları yani tuumlmdengelim youmltemini iccedilerir Yine Opticksrsquoin 1706 tarihli ilk baskısında Newton şoumlyle der

Analitik youmlntem (analiz) deney yapmak ve fenomenleri goumlzlemlemektir buradan hareketle akıl muumlrekkep şeylerden yalın şeyleri ccedilıkarır Hareketten hareket ettirici kuvvetlerden ve genel olarak sonuccedillardan onların nedenlerini elde eder Tikel nedenlerden genel nedenlere ulaşır Bu işlem en genel olana ulaşıncaya kadar devam eder129

Goumlruumlleceği uumlzere Newton analiz terimi ile tuumlmevarımsal bir suumlreci sentez terimi ile tuumlmdengelimsel bir suumlreci anlar Diğer bir deyişle analiz ile Bacon ccedilizgisine rap-

127 Niccolo Guicciardini ldquoAnalysis and Synthesis in Newtonrsquos Mathematical Workrdquo The Cambridge Companion to Newton ed I B Cohen v dğr (Cambridge Cambrdige University Press 2004) 308

128 Aktaran Cohen The Newtonian Revolution 12-13129 Aktaran Bechler Newtonrsquos Physics 361

56 Engin Koca

tolduğunu soumlyleyen Newton sentez ile Oumlklidccedili anlamda tuumlmdengelim yani kadim geometrik youmlnteme eklemlendiğini ifade eder Bu youmlntemsel sentezde Newton Huy-gensrsquoin hipotetik tuumlmdengelim youmlntemini iccedilindeki Descartesccedilı unsurları arındırarak yeniden kurar ve adına ldquodeneysel youmlntemrdquo der

VI Değerlendirme

Baconrsquodan Newtonrsquoa uzanan suumlreccedilte yapılan youmlntem tartışmasının ulaştığı sonuccedil doğanın duyulara kapalı alanında matematiksel formda yasaların bulunduğu bu yasa-ların keşfedilmesinin ancak bu yasaların duyusal alanda neden oldukları sonuccedillardan hareketle gerccedilekleştirilebileceği inancıdır Bu sonuccedilların niteliksel youmlnleri niceliksel matematiksel formlara indirgenmeli ve bu şekilde hayalicirc-matematiksel bir doğa resmi ccedilizilmelidir Ccedilizilen resim goumlruumlnmez yasaların mahiyetleri hakkında herhangi bir şey soumlyleme iddiası taşımamaktadır dolayısıyla goumlruumlnmez alana dair yapılan spe-kuumllasyonlar yeni bilimin dışındadır Goumlruumlnmez alandaki guumlccedillerin fenomenal alanda ortaya ccedilıkardığı sonuccedillardan hareketle bu nedenlerin nicelikleri araştırma konusu olabilir O halde fizik şeyleri her ne iseler o yapan şeyi Aristotelesccedili ccedilizginin form dediği şeyi incelememektedir o guumlccedil her ne ise bilinemezdir bilinebilir olan o guumlcuumln fenomenal alanda ortaya ccedilıkardığı sonuccedillardır Bu sonuccedillarla etkin guumlccediller arasında zorunlu bağlantılar kurmanın hiccedilbir meşruiyeti yoktur Yeni fizik tıpkı klasik tekhne gibi nedenlerle ilgilenmemekte postula edilen bazı doğal guumlccedillerin fenomenal alanda ortaya ccedilıkardıkları duumlzenliliklerin nasıl gerccedilekleştiğini matematiksel olarak tasvir et-meye ccedilalışmaktadır Bu duumlzenliliklere fenomenal doğa yasaları denir fenomenal doğa yasaları istatistiksel genellemelerdir ve bu nedenle zorunlu değillerdir Bu resimden hareketle yapılan olgusal accedilıklamalar da her daim ihtimali kalmak130 (Duhemrsquoin tabi-riyle saving the phenomena131) durumundadır Bilginin kesinliğinin ortadan kalktığı bir noktada bilginin değeri onun işlevselliği ile doğru orantılı olacaktır Bu ise bilim ile tekhnenin oumlzdeşleşmesi yani fiziğin mekaniğe indirgenmesi anlamına gelir Yeni fizik ile klasik mekanik arasındaki fark ise Newton dinamiğidir

130 İshak Arslan Ccedilağdaş Doğa Duumlşuumlncesi (İstanbul Kuumlre Yayınları 2011) 22 ayrıca bkz James T Cus-hing Fizikte Felsefi Kavramlar 1 ccedilev Ouml Sarıoğlu (İstanbul Sabancı Uumlniversitesi Yayınları 2010) 55

131 Pierre Duhem To Save the Phenomena An Essay on the Idea of Physical Theory from Plato to Gali-leo trans Edmund Dolan v dğr (Chicago University of Chigaco Press 1969)

Theoretike İle Poietike Arasında Modern Bilimin Youmlntem Arayışı 57

KAYNAKLAR

Aristotle ldquoPhysicsrdquo The Complate Works of Aristotle Vol 1 trns J Barnes New Jersey Princeton University Press 1991

ndashndashndashndash ldquoThe Metaphysicsrdquo The Complate Works of Aristotle Vol 1 trns J Barnes New Jer-sey Princeton University Press 1991

ndashndashndashndash ldquoPosterior Analyticsrdquo The Complate Works of Aristotle Vol 1 trns J Barnes New Jersey Princeton University Press 1991

Arslan İshak Ccedilağdaş Doğa Duumlşuumlncesi İstanbul Kuumlre Yayınları 2011Bechler Zev Newtonrsquos Physics and the Conceptual Structure of the Scientific Revolution

Dordrecht Kluwer Academic Publishers 1991Bacon Francis New Atlantis and The Great Instauration ed Jerry Wingberger Illinois Har-

lan Davidson Inc 1989ndashndashndashndash Novum Organum ccedilev Sema Oumlnal İstanbul Say Yayınları 2012Butts Robert E ldquoSome Tactics in Galileorsquos Propaganda for the Mathematization of Science

Experiencerdquo New Perspectives on Galileo ed R E Butts and J C Pitt Dordrecht D Reidel Publishing Company 1978

Burtt Edwin Arthur The Metaphysical Foundations of Modern Physical Science London Kegan Paul Trench Trubner amp CO LTD 1925

Cevizci Ahmet On Yedinci Yuumlzyıl Felsefesi İstanbul Say 2013Cohen I Bernard The Newtonian Revolution Cambridge Cambridge University Press 1980ndashndashndashndash ldquoNewtonrsquoa Third Law and Universal Gravityrdquo Journal of the History of Ideas 48IV

(1987) 571-593Cottingham John A Descartes Dictionary Cambridge Blackwell Publishers 1993ndashndashndashndash Akılcılık ccedilev Buumllent Goumlzkan İstanbul Doruk Yayıncılık 2003Cushing James T Fizikte Felsefi Kavramlar 1 ccedilev Ouml Sarıoğlu İstanbul Sabancı Uumlniver-

sitesi Yayınları 2010Descartes Reneacute ldquoYoumlntem Uumlzerine Soumlylemrdquo Soumlylem Kurallar Meditasyonlar ccedilev A Yar-

dımlı İstanbul İdea 1996ndashndashndashndash ldquoPrinciples of Philosophyrdquo The Philosophical Writings of Descartes Volume 1 ed J

Cottingham R Stoothoff D Murdoch Cambridge Cambridge University Press 1996ndashndashndashndash Metafizik Duumlşuumlnceler ccedilev M Karasan Ankara MEB yayınları 1967ndashndashndashndash ldquoİlk Felsefe Uumlzerine Meditasyonlarrdquo Soumlylem Kurallar Meditasyonlar ccedilev A Yardım-

lı İstanbul İdea 1996ndashndashndashndash ldquoAklın Youmlnetimi İccedilin Kurallarrdquo Soumlylem Kurallar Meditasyonlar ccedilev A Yardımlı

İstanbul İdea 1996Ducheyne Steffen ldquoBaconrsquos Idea and Newtonrsquos Practice of Inductionrdquo Philosophica 76

(2005) 115-128Duhem Pierre To Save the Phenomena An Essay on the Idea of Physical Theory from Plato

to Galileo trns Edmund Dolan and Chaninah Maschler Chicago University of Chigaco Press 1969

Finnocchiaro Maurice A Galileo and the Art of Reasoning Rethorical Foundations of Logic and Scientific Method Dordrecth D Reidel Publishing Company 1980

Galilei Galileo Dialogues on Two New Sciences trns H Crew and A De Salvio New York William Andres Publishing 2010

ndashndashndashndash İki Buumlyuumlk Duumlnya Sistemi Hakkında Diyalog ccedilev R Aşcıoğlu İstanbul İş Bankası Yayınları 2008

Gaukroger Stephan Descartesrsquo System of Natural Philosophy Cambridge Cambridge Uni-versity Press 2003

58 Engin Koca

Garber Daniel ldquoPhilosophia Historia Mathematica Shifting in the Dixciplinary Geography of the Seventeenth Centuryrdquo Scientia in Early Modern Philosophy Seventeenth Century Thinkers on Demostrative Knowledge from First Principles ed T Sorell G Rogers and J Kraye Dordrecht Heidelberg London New York Springer 2010

Gower Barry Scientific Method An Historical and Philosophical Introduction London Routledge 1997

Guicciardini Niccolo ldquoAnalysis and Synthesis in Newtonrsquos Mathematical Workrdquo The Camb-ridge Companion to Newton ed I B Cohen ve G E Smith Cambridge Cambridge University Press 2004

Hatfield Gary ldquoReneacute Descartesrdquo The Stanford Encyclopedia of Philosophy (Fall 2015 Edi-tion) ed E N Zalta erişim 20052015 httpplatostanfordeduarchivesfall2015en-triesdescartes

Hesse Mary B Forces and Fields The Concept of Action at a Distance in the History of Physics London New York T Nelson 1961

Hessen Boris ve Henryk Grossmann The Social and Economic Roots of the Scientific Revo-lutions ed Gideon Frudenthal ve Peter Maclaughlin Berlin Springer 2009

Home Roderick W ldquoNewtonrsquos Subtle Matter The Opticks Queries and the Mechanical Phi-losophyrdquo Renaissance and Revolution Humanists Scholars Craftsmen and Natural Phi-losophers in Early Modern Europe ed JV Field and FA James Cambridge Cambridge University Press 1993

Koyreacute Alexandre Bilim Tarihi Yazıları ccedilev K Dinccediler Ankara Tuumlbitak 2000Laudan Larry Science and Hypothesis Dordrecht Springer 1981Malherbe Michel ldquoBaconrsquos Method of Sciencerdquo The Cambridge Companion to Bacon ed

Markku Peltonen Cambridge Cambridge University Press 1996McMullin Ernan ldquoThe Conception of Science in Galileorsquos Worksrdquo New Perspectives on Ga-

lileo ed R E Butts J C Pitt Dordrecht D Reidel Publishing Company 1978ndashndashndashndash ldquoHypothesisrdquo Encyclopedia of the Scientific Revolutions From Copernicus to Newton

ed W Applebaum London New York Garland Publishing 2000Meinel Christoph ldquoEarly Seventeenth-Century Atomism Theory Epistemology and the In-

sufficiency of Experimentrdquo The Scientific Enterprise in Early Modern Europe Reading from Isis ed Peter Dear Chicago The University of Chicago Press 1991

Newton Isaac Mathematical Principles of Natural Philosophy trns Florian Cajori and And-rew Motte Berkeley Los Angeles London University of California Press 1974

Osler Margaret J ldquoGalileo Motion and Essencesrdquo The Scientific Enterprise in Early Modern Europe Reading from Isis ed Peter Dear Chicago The University of Chicago Press 1991

Parry Richard ldquoEpisteme and Technerdquo The Stanford Encyclopedia of Philosophy (Fall 2014 Edition) ed Edward N Zalta erişim 10082016 lthttpplatostanfordeduarchivesfall2014entriesepisteme-technegt

Peacuterez-Ramos Antonio ldquoBaconrsquos Legacyrdquo The Cambridge Companion to Bacon ed Markku Peltonen Cambridge Cambridge University Press 1996

Peacuterez-Ramos Antonio Francis Baconrsquos Idea of Science and the Makerrsquos Knowledge Traditi-on Oxford Clarendon Press 1988

Pitt Joseph C ldquoMeasurementrdquo Encyclopedia of the Scientific Revolutions From Copernicus to Newton ed Wilbur Applebaum London New York Garland Publishing 2000

ndashndashndashndash Galileo Human Knowledge and the Book of Nature Method Replaces Metaphysics Netherlands Springer 1992

Smith George E ldquoThe Methodolgy of Principiardquo The Cambridge Companion to Newton ed I B Cohen and G E Smith Cambridge Cambrdige University Press 2004

Theoretike İle Poietike Arasında Modern Bilimin Youmlntem Arayışı 59

Stephenson Bruce Keplerrsquos Physical Astronomy New York Springer 1987Rossi Paolo ldquoBaconrsquos Idea of Sciencerdquo The Cambridge Companion to Bacon ed Markku

Peltonen Cambridge Cambridge University Press 1996Valleriani Matteo Galileo Engineer Dordrecht Springer 2010Vermeir Koen and Sorana Corneanu ldquoIdols of the Imagination Francis Bacon on the Imagi-

nation and the Medicine of the Mindrdquo Perspective on Science 2II (2012) 183-206Wisan Winifred L ldquoGalileorsquos Scientific Method A Reexaminationrdquo New Perspectives on

Galileo ed R E Butts J C Pitt Dordrecht D Reidel Publishing Company 1978Zilsel Edgar The Social Origins of Modern Science Dordrecht Springer 2003

NIETZSCHErsquoNİN SPINOZArsquoYA YOumlNELİK ELEŞTİRİSİ lsquoGUumlCcedil İSTEMİrsquo CONTRA lsquoCONATUSrsquo

B Utkan Atbakan

NIETZSCHErsquoS CRITIQUE OF SPINOZA lsquoTHE WILL TO POWERrsquo CONTRA lsquoCONATUSrsquo

OumlZNietzsche pek ccedilok metninde Spinozarsquodan oumlvguumlyle soumlz etmiş ve onu felsefi selefi olarak kabul etmiştir Boumlyle olmakla birlikte Spinozarsquoyı pek ccedilok farklı konu-da hararetle eleştirmekten de geri kalmamıştır Bu ccedilalışmada Nietzschersquonin Spinozarsquonın guumlccedil anlayışına youmlnelik eleştirileri ve bu eleştirilerin gerekccedileleri Nietzschersquonin lsquoguumlccedil istemirsquo kavramı ile Spinozarsquonın lsquoconatusrsquo kavramı merkeze alınarak ortaya konulmaya ve soumlz konusu eleştiri ve gerekccedilelerin yerinde olup olmadıkları anlaşılmaya ccedilalışılacaktırAnahtar Kelimeler Nietzsche Spinoza Guumlccedil Guumlccedil İstemi Conatus Kendini-Koruma Yaşam

ABSTRACTNietzsche had numerous times spoken in praise of Spinoza and recognized him as his philosophical precursor Nevertheless he had also vehemently criticized Spinoza on many different cases This paper will try to bring forward Nietzschersquos critique of Spinoza about the latterrsquos conception of power by paying a special attention to Nietzschersquos concept of lsquothe will to powerrsquo and Spinozarsquos concept of lsquoconatusrsquo and to understand whether the mentioned critique has been well grounded and accurately directed Keywords Nietzsche Spinoza Power Will to Power Conatus Self-Preservation Life

Kutadgubilig Felsefe-Bilim Araştırmaları Mart 2017 Sayı 33 s 61-76

Arş Goumlr Bartın Uumlniversitesi Felsefe Boumlluumlmuuml (utkanatbakangmailcom) Yazı geliş tarihi 24102016 kabul tarihi 06032017

62 B Utkan Atbakan

I Giriş

Nietzschersquonin Spinozarsquoya youmlnelik hayranlığı accedilıktır Kimi yerde Spinozarsquoyı ldquobil-gelerin en safırdquo olarak anarken1 kimi yerde onu insanlığın dacirchileri arasına yerleştirir2 Kimi zaman Spinozarsquonın duumlşuumlncesinin onun ldquoruhunun tutkulu bir tarihirdquoni yansıttı-ğından oumlvguumlyle soumlz eder3 ve tarzını ldquobasit ve olağanuumlstuumlrdquo bulduğunu soumlylerken4 kimi zaman ise bir filozof olarak kendi damarlarında Spinozarsquonın kanının dolaştığını soumlyler5 ve onu atası addeder6 Dahası arkadaşı Franz Overbeckrsquoe goumlnderdiği 30 Temmuz 1881 tarihli kartpostalda Spinoza hakkında şunları yazar

Tuumlmuumlyle hayrete duumlştuumlm baştan aşağı buumlyuumllendim Bir selefim varmış ki hem de ne selef Spinozarsquoyı neredeyse hiccedil tanımazdım7 ona tam da şimdi ihtiyaccedil duymam ldquoiccedilguumlduumlrdquoseldi Yalnızca onun benimkine benzeyen genel eğiliminde ndashyani bilgiyi en guumlccedilluuml duygu [affekt]8 haline getirmesindendash değil aynı zamanda oumlğretisinin beş temel noktasında da kendimi buluyorum bu pek sıra dışı ve yapayalnız duumlşuumlnuumlr şu konularda bana kesinlikle en yakın duran kişi istem oumlzguumlrluumlğuumlnuuml erekselliği ahlakicirc duumlnya duumlzenini diğergacircmlığı ve koumltuumlluumlğuuml9 reddediyor Fikir ayrılıklarımız elbette pek buumlyuumlk olmakla birlikte bunlar daha ziyade aramızdaki zaman kuumlltuumlr ve bilim farklılıklarından ileri geliyor

1 Bkz Friedrich Nietzsche İnsanca Pek İnsanca-1 ccedilev Mustafa Tuumlzel İstanbul Tuumlrkiye İş Bankası Kuumlltuumlr Yayınları 2012 sect475 s 279

2 Bkz Friedrich Nietzsche Daybreak - Thoughts on the Prejudices of Morality ccedilev RJ Hollingdale ed Maudemarie Clark amp Brian Leiter Cambridge Cambridge University Press 2006 sect497 s 203

3 Bkz age sect481 s 1984 Bkz Friedrich Nietzsche The Gay Science ccedilevWalter Kaufmann New York Vintage Books 1974

sect333 s 2615 Bkz Friedrich Nietzsche Saumlmtliche Werke Kritische Studienausgabe in 15 Baumlnden (KSA) ed Gior-

gio Colli amp Mazzino Montinari Berlin DTVde Gruyter 1988 c 9 12[52] s 585 Bundan boumlyle soumlz konusu eser KSA kısaltmasıyla anılacaktır

6 Bkz Nietzsche KSA c 11 25[454] s 1347 Nietzschersquonin buradaki ldquoSpinozarsquoyı neredeyse hiccedil tanımazdımrdquo beyanını esas alarak ccedilalışmamızda

Nietzschersquonin Spinozarsquoya ilişkin eleştirilerinden yalnızca 1881 sonrası yazılarında bulunanlarını dik-kate alacağız

8 Latince karşılığı lsquoaffectusrsquo olan ve Spinoza tarafından ldquobedenin etki guumlcuumlnuuml [potentia agendi] ccediloğaltan ya da azaltan bu guumlce yardımcı olan ya da onu engelleyen bedenin değişik hallerirdquo ldquove aynı zamanda bu haller hakkındaki fikirlerrdquo anlamında kullanılan (bkz Benedictus De Spinoza Ethica ccedilev Ccediliğdem Duumlruumlşken İstanbul Kabalcı Yayınevi 2011 III Boumlluumlm 3 Tanım s 317) bu terim Spinozarsquonın Et-hicarsquosında oldukccedila oumlnemli bir yer tutmaktadır Nietzsche bu terimi oumlncelikle bu anlamına goumlnderme yaparak kullanmış ve Spinoza ile kendisi arasında bu bağlamda ndashyani lsquoguumlccedilrsquo kavramını merkeze alan bir bağlamdandash bir paralellik kurmuş goumlruumlnuumlyor

9 Nietzschersquonin burada lsquokoumltuumlluumlkrsquo olarak karşıladığımız soumlzuumlnuumln Almanca karşılığı lsquodas Boumlsersquodir yani uumlnluuml lsquoİyinin ve Koumltuumlnuumln Oumltesinde (Jenseits von Gut und Boumlse)rsquo ifadesinde kullanılan soumlzcuumlğuumln aynı-sıdır yoksa yine lsquokoumltuumlrsquo lsquofenarsquo gibi anlamlara gelen lsquoschlechtrsquo değil Bu iki kavram arasındaki oumlnemli ayrımla ilgili oumlrneğin bkz Friedrich Nietzsche On the Genealogy of Morals ccedilev Walter Kaufmann New York Vintage Books 1989 I s 24-56

Nietzschersquonin Spinozarsquoya Youmlnelik Eleştirisi lsquoGuumlccedil İstemirsquo Contra lsquoConatusrsquo 63

Kısacası ccedilok yuumlksek dağlardaymışım gibi ccediloğu kez nefes almamı guumlccedilleştiren ve kanımı huumlcum ettiren yalnızlığım şimdi en azından iki kişilik bir yalnızlık Tuhaf10

Bu kısa metin Nietzschersquonin Spinozarsquoya youmlnelik gerek duygusal gerek felsefi yakınlığını goumlstermesi accedilısından oldukccedila dikkat ccedilekicidir Ne var ki Nietzsche Spi-nozarsquodan ldquoonun oumlğretisinin temel noktalarında kendimi buluyorumrdquo diyecek oumllccediluumlde etkilenmekle birlikte Spinozarsquoyı bir ccedilok bağlamda sert bir şekilde eleştirmekten de geri kalmamıştır Bu ccedilalışmada Nietzschersquonin Spinozarsquonın conatus ilkesine youmlnelik eleştirisinin gerekccedileleri irdelenecek soumlz konusu eleştiri ve gerekccedilelerin yerinde olup olmadıkları anlaşılmaya ccedilalışılacaktır

II Nietzschersquonin Eleştiri Oumllccediluumltleri

Nietzschersquonin oumlvuumlnduumlğuuml meziyetlerinden birisi felsefe tarihinin ilk ve eşsiz psi-kolog-filozofu oluşudur11 Bu bağlamda onun ccedileşitli filozoflara ve felsefi soumlylemlere youmlnelik eleştirilerini ccediloğu zaman bir ccedileşit psiko-analiz uumlzerinden yuumlruumlttuumlğuuml soumlylene-bilir12 Zira Nietzschersquoye goumlre bilinccedil bilinccedil olmayan bilinccedil dışında olan(lar) tarafın-dan başka deyişle guumlduumller tarafından youmlnlendirilir13 Filozofların lsquobilgirsquo lsquodoğrulukrsquo lsquohakikatrsquo gibi terimlerle ortaya koydukları şeyler de ne oumllccediluumlde rasyonel ve mantıksal olma iddiası taşırlarsa taşısınlar irrasyonel ve mantık-dışı temel(ler)e sahiptirler14

Buguumlne kadarki her buumlyuumlk felsefenin yazarının kişisel itirafı ve istemsiz ve bilinccedildışı bir yaşam oumlykuumlsuuml olduğu benim iccedilin tedricen accedilıklık kazandı15 Buumlyuumlk filozofların da bu tuumlrden bir masumiyetleri vardır kendilerinden soumlz ettiklerinin bilincinde değildirler ndash aslında soumlz konusu olan yalnızca kendileri olsa bile ldquohakikatinrdquo soumlz konusu olduğunu ileri suumlrerler16

10 Friedrich Nietzsche lsquoPostcard to Overbeckrsquo The Portable Nietzsche ed amp ccedilev Walter Kaufmann London Penguin Books 1976 s 92

11 Bkz Friedrich Nietzsche Ecce Homo ccedilev Can Alkor İstanbul İthaki Yayınları 2003 lsquoNeden Bir Yazgıyım Benrsquo sect6 s 120-21

12 Burada Nietzschersquonin buumltuumlnuumlyle Fruedccedilu anlamda bir psikanalist olduğunu elbette iddia etmiyoruz Oumlte yandan Freudrsquoun Nietzsche hakkında soumlylediği şu soumlzler Nietzschersquonin ismini psikanalizle bir-likte anma konusunda cesaret vericidir ldquoSonraki yıllarda psikanalitik fikirlerim uumlzerine ccedilalışmaları-mın daha oumlnceden duumlşuumlnuumllmuumlş herhangi bir fikir tarafından engellenmemesi adına bilinccedilli bir saikle Nietzschersquonin ccedilalışmalarını okuma zevkinden kaccedilındım Dolayısıyla meşakkatli psikanaliz ccedilalışma-larından ccedilıkan sonuccedilların da doğrulayacağı uumlzere filozoflar tarafından daha oumlnce sezgisel bir şekilde varılan oumlngoumlruumller konusunda ilk olma iddiasından ndashmemnuniyetlendash vazgeccedilmeye hazır olmak zorunda-yımrdquo Bkz Sigmund Freud The History of the Psychoanalytic Movement ccedilev A A Brill New York The Nervous and Mental Disease Publishing Company 1917 s 9

13 Bkz Friedrich Nietzsche Beyond Good and Evil ccedilev Walter Kaufmann New YorkVintage Books 1966 sect3 sect4 sect5 ve sect6 s 11-14 ayrıca krş Nietzsche Daybreak sect109 s 64-65 ve sect119 s 120

14 Bkz Nietzsche The Gay Science sect110 sect111 s 169-172 ayrıca krş Nietzsche İnsanca Pek İnsan-ca-1 sect31 s 27

15 Bkz Nietzsche Beyond Good and Evil sect6 s 13 16 Bkz Nietzsche KSA c 10 7[62] s 262

64 B Utkan Atbakan

Dolayısıyla Nietzschersquoye goumlre birincil ve asıl oumlnemli olan oumlnermelerin yargıla-rın ilkelerin ya da oumlğretilerin mantıksal tutarlılıkları veveya geccedilerliliklerin sınanması değil bunların ardlarında yatan belirleyici guumlduumllerin saptanmasıdır17 Bu bağlamda Nietzschersquonin felsefi soumlylemleri değerlendirmeeleştirme oumllccediluumltuuml bu soumlylemleri guumlden saiklerin lsquoyaşama karşıtrsquo olup olmadıkları soumlylemlerin yaşam lehine olup olmadıklarıdır

Bir yargının yanlışlığı bizim iccedilin bu yargıya zorunlu olarak bir itiraz gerektirmez [] Asıl soru o yargının ne oumllccediluumlde yaşamı teşvik edici yaşam-koruyucu tuumlr-koruyucu hatta belki tuumlr-yetiştirici olduğudur18

Nietzsche Spinozarsquoya youmlnelik eleştirisini de işte bu oumllccediluumlt uyarınca geliştirir ve ortaya koyar Bu doğrultuda Spinozarsquonın arguumlmanlarını mantıksal olarak ccediluumlruumltmek ya da bunlara karşı-arguumlmanlar geliştirmekten ziyade bu arguumlmanların ardındaki belirleyici guumlduumlyuuml ortaya ccedilıkarmaya ccedilalışır Bu bağlamda eleştirisini Spinozarsquonın felsefesinin temel kabullerinin ndashoumlzellikle conatus ilkesininndash ardında yatan belirleyici guumlduumlnuumln genel olarak yaşama karşıt yaşamın aleyhine olduğu kabuluuml uumlzerinden geliştirir Zira Nietzschersquoye goumlre Spinoza zayıf guumlccedilsuumlz hasta kırılgan ve acı ccedileken bir kişidir ve onun bu durumu hem yaşamına hem felsefesine hatta hem de metodolojisine yansımıştır Başka deyişle Nietzschersquoye goumlre Spinozarsquonın felsefesi ve felsefesini temellendirir-ken başvurduğu tanım aksiyom oumlnerme ve kanıtlara dayalı deduumlktif youmlntem onun zayıflığını dışa vuran ldquokişisel bir itirafrdquo ldquoistemsiz ve bilinccedildışı bir yaşam oumlykuumlsuumlrdquoduumlr

Spinozarsquonın felsefesini ndashsoumlzcuumlk doğru duumlruumlst soumlylendiğinde nihayet ldquokendi bilgeliğinin sevgisinirdquondash zırh ve maske ile kuşatmak ve boumlylece o alt edilmez bakireye Pallas Athenarsquoya bir goumlz atma cuumlretini goumlsterecek her saldırganın yuumlreğine korku salmak uumlzere kullandığı matematiksel formun hokus-pokusunu bir duumlşuumlnuumln bir muumlnzevi hastanın bu maskesi ne de ccedilok kişisel ccedilekingenliği ve incinebilirliği ele veriyor19

17 Nietzsche bir felsefenin anlamının ve dolayısıyla değerinin asıl oumllccediluumltuumlnuumln mantık olmadığı fikrinde-dir ldquoİnsanlar [hellip] bir felsefenin anlamını yeniden lsquoen kutsal iccedil duumlnyalarırsquona goumlre oumllccedilmeyi ne zaman oumlğreneceklerrdquo Bkz Friedrich Nietzsche Eğitici Olarak Schopenhauer ndash Zamana Aykırı Bakışlar-3 ccedilev Mustafa Tuumlzel 1 Baskı İstanbul İthaki Yayınları 2007 s 27 ayrıca krş Nietzsche Boumlyle Soumly-ledi Zerduumlşt ccedilev Mustafa Tuumlzel 4 Basım İstanbul Tuumlrkiye İş Bankası Kuumlltuumlr Yayınları 2013 lsquoOku-mak ve yazmak Uumlzerinersquo s 34-35

18 Nietzsche Beyond Good and Evil sect4 s 1119 Nietzsche Beyond Good and Evil sect5 s 13 Richard Schachtrsquoın pek isabetli bir şekilde işaret ettiği

uumlzere Nietzschersquonin bu ithamı haklılık payı taşıyor olabilir fakat eğer taşıyorsa bu itham Spinoza iccedilin olduğu kadar Nietzschersquonin kendisi iccedilin de bağlayıcıdır ldquo[]bu iki tarafı da keskin bir kılıccediltır ndash oumlzel-likle de bunları soumlyleyenin kendi goumlruumlşlerini sunarken [Spinozarsquonınkinden] farklı fakat en az [onun-ki] kadar problematik bir yol benimsemiş olan bir başka lsquohasta muumlnzevirsquo olduğu goumlz oumlnuumlne alınırsa Burada Nietzschersquoyi ve onun hararetli retoriğini kastediyorum ki bunun okur uumlzerinde Nietzschersquonin burada tarif ettiği aynı goumlz korkutucu etkiyi taşıması muhtemeldir ndash ve hatta temelde taşıması kaste-dilmiş dahi olabilir [] Spinoza ile Nietzsche birbirine tıpatıp benzeyen ikiz kardeşler olmayabilirler belki fakat bu accedilıdan pekacirclacirc kardeş olabilirler Sanırım Nietzsche de bunu belli oumllccediluumlde biliyor ve bun-dan endişe duyuyordurdquo Bkz Richard Schacht lsquoThe Spinoza-Nietzsche Problemrsquo Desire and Affect Spinoza as Psychologist ed Yirmiyahu Yovel New York Little Room Press 1999 s 219

Nietzschersquonin Spinozarsquoya Youmlnelik Eleştirisi lsquoGuumlccedil İstemirsquo Contra lsquoConatusrsquo 65

Bu noktada Nietzschersquonin Spinozarsquonın felsefesinde neyi yaşama karşıt bulduğunu irdelemeden oumlnce şu sorular cevap beklemektedir Nietzschersquoye goumlre yaşam nedir Yaşama karşıt olan nedir Yaşamı ilerleten geliştiren nedir

III Guumlccedil İstemi

Nietzsche iccedilin yaşam guumlccedil istemi (der Wille zur Macht) ile doğrudan ilişkilidir Nerede canlı goumlrduumlysem orada guumlccedil istemini goumlrduumlm20

Guumlccedil istemi kavramının tam ve kapsamlı bir şekilde ele alınması bu ccedilalışmanın sınırlarını aşacak ve başlı başına bir ccedilalışmayı gerektirecektir Ne var ki Nietzschersquonin Spinozarsquoya youmlnelik eleştirisini accedilıkccedila ortaya koyabilmek iccedilin bu boumlluumlmde guumlccedil istemine ilişkin birkaccedil temel belirleme yapmalıyız Nietzsche iccedilin lsquoguumlccedil istemirsquo oumlzelde tuumlm canlı ile cansız ya da organik ile inorganik varlıkların21 birbirleri arasındaki kuvvet ilişkilerini belirleyen ve genel olarak bize yaşamın duumlnyanın gerccedilekliğin oluşun yorumlanmasını muumlmkuumln kılan bir ilke konumundadır22

Nietzsche kimi zaman lsquoguumlccedil istemirsquoni lsquoyaşamrsquo ile eş anlamlı kullanır23 Kimi za-man guumlccedil istemini ldquovarlığın oumlzuumlrdquo olarak24 ldquoduumlnyanın oumlzuumlrdquo olarak25 hatta duumlnyanın ta kendisi olarak tarif eder

Ve duumlnya benim iccedilin nedir bilir misiniz [] Bu duumlnya başlangıccedilsız ve sonsuz bir enerji canavarıdır ne artan ne de azalan kendini genişletmeyen fakat yalnızca doumlnuumlştuumlren sapa-sağlam demirden bir guumlccedil buumlyuumlkluumlğuumlduumlr [hellip] birlikte akan ve huumlcum eden sayısız yıllar boyu tekrar ederek ezelden ebede değişen ve ezelden ebede hep yeniden taşan biccedilimleri gel-git halinde olan bir kuvvetler denizidir [hellip] en basit biccedilimlerden kalkarak en karmaşık olanlara en durgun en katı en soğuk biccedilimlerden en sıcak en ccedilalkantılı kendisiyle en ccedilelişik olanlara doğru muumlcadele eden ve ardından bu bolluktan yine basit olana geri doumlnen [hellip] benim ezeli-ebedi olarak kendini yaratan ezeli-ebedi olarak kendini imha eden bu Dionysosccedilu duumlnyama [hellip] benim ldquoiyinin ve koumltuumlnuumln oumltesinderdquo olanıma amacı olmayan [hellip] istemi olmayan [hellip] bu duumlnyaya bir isim ister misiniz [hellip] Bu duumlnya guumlccedil istemidir başka bir şey değil Ve sizler kendiniz de bu guumlccedil istemisiniz başka bir şey değil26

20 Nietzsche Boumlyle Soumlyledi Zerduumlşt lsquoKendine Uumlstuumln Gelme Uumlzerinersquo s 11121 Nietzsche guumlccedil istemi bağlamında organik-inorganik ya da canlı-cansız ayrımının gerccedilek bir ayrım

olmadığını ve bir oumlnyargıdan ibaret olduğunu kabul eder Bkz Nietzsche KSA c 11 36[21] s 560 KSA c 11 34 [247] s 504 Ayrıca krş Nietzsche Beyond Good and Evil sect36 s47-48

22 Bkz Friedrich Nietzsche The Will to Power ccedilev Walter Kaufmann amp RJ Hollingdale New YorkVintage Books 1968 sect619 s 332-33

23 Oumlrneğin bkz Nietzsche Beyond Good and Evil sect13 s 21 ve sect259 s 203 Friedrich Nietzsche Dec-cal Hıristiyanlığa Lanet ccedilev Oruccedil Aruoba İstanbul Hil Yayınları 1985 sect6 s 16 Nietzsche The Will to Power sect254 s 148

24 Bkz Nietzsche The Will to Power sect693 s 36925 Bkz Nietzsche Beyond Good and Evil sect186 s 9926 Nietzsche The Will to Power sect1067 s 549-50

66 B Utkan Atbakan

Nietzsche genel olarak duumlnyanın buumltuumlnuumlnuuml guumlccedil istemi olarak kabul etmenin yanın-da oumlzel olarak tek tek her lsquoşeyrsquoi her fenomeni guumlccedil isteminin bir ortaya ccedilıkışı olarak dahası bizzat birer guumlccedil istemi olarak goumlruumlr Başka deyişle Nietzsche iccedilin her şey ya da nesne bir ldquokuvvet merkezlerirdquo (Kraftcentren) ldquokuvvet noktalarırdquo (Kraft-Punkte) ya da aynı anlama gelecek şekilde ldquoguumlccedil niceliklerirdquo (Macht-Quanta) ccedilokluğudur27 Bu anlamda bir lsquobirliğersquo rsquoşeyrsquoe ya da lsquonesnersquoye karşılık gelen her guumlccedil miktarı esasında bir eş guumlduumlm altında bir arada bulunan oumlrguumltlenen kuvvetler ccedilokluğundan meydana gelir28 Nietzschersquoye goumlre yaşam da boumlyle belirli bir kuvvetler oumlrguumltlenmesine karşılık gelir

Ortak bir beslenme tarzı ile bağlanmış bir kuvvetler ccedilokluğuna ldquoyaşamrdquo diyoruz29

Başka deyişle yaşam guumlccedil isteminin oumlzel bir formu bir durumudur sadece ndash fakat yegacircne formu da değildir ldquoHer şeyin guumlccedil isteminin bu formuna girmeye ccedilabaladığını soumlylemek oldukccedila keyficircdirrdquo 30

27 Nietzsche kuvvet (Kraft) ve guumlccedil (Macht) kavramları arasında apaccedilık ve kesin bir ayrım yapmamakla birlikte kuvvet terimini hemen her zaman pozitif bilim ve oumlzellikle fizik ile ilgili bahislerde guumlccedil teri-mini ise ccedilok daha geniş bir anlam yelpazesinde kullandığı goumlruumllmektedir Zira tek başına salt mekanik nicel bir kuvvet mefhumu Nietzschersquonin nicel vecheleri olduğu kadar nitel vechelere de sahip olan guumlccedil anlayışını kuşatmak iccedilin yeterli değildir (bkz Nietzsche The Will to Power sect619 s 332-33 krş age sect564 s 304) Boumlyle olmakla birlikte guumlccedil istemi kavramı soumlz konusu olduğunda Nietzschersquonin lsquoguumlccedilrsquo ile lsquokuvvetrsquoi birbiri ile değişmeli olarak kullandığı da goumlruumllmektedir Oumlrneğin guumlccedil istemi bağla-mında bir guumlccedil niceliğini soumlz konusu ettiğinde kimi zaman lsquoguumlccedil niceliğirsquo (Macht Quantum bkz age sect382 s206) kimi zaman ise lsquokuvvet niceliğirsquo (Quantum Kraft bkz Nietzsche On the Genealogy of Morals 1 sect13 s45 ) terimlerini birbiri ile aynı anlama gelecek şekilde kullanmayı tercih eder

a Bunun yanında Nietzsche lsquoguumlccedil istemirsquone ilişkin ilk ayrıntılı tasvirini 1882rsquode Boumlyle Soumlyledi Zer-duumlştrsquouumln lsquoKendini Aşmak Uumlzerinersquo boumlluumlmuumlnde sunmuştur Oumlte yandan doumlneminin oumlnemli fizik teoris-yenlerini incelemeye ve bunlar hakkındaki duumlşuumlncelerini kaleme almaya ccedilok daha oumlnce başlamıştır Nitekim kendi lsquokuvvetrsquo anlayışına dair ilk ayrıntılı yazısı lsquoZaman-Atom Teorisirsquo (Zeitatomenlehre) ismiyle anılan 1873 tarihli bir fragmandır (bkz Nietzsche KSA c 7 26[12] s 575-79) Nietzsc-hersquonin kuvvet anlayışını şekillendirmeye lsquoguumlccedil istemirsquo anlayışını ortaya koymadan ccedilok oumlnce başlamış olmasından yola ccedilıkan Whitlock lsquoguumlccedil istemirsquonin Nietzschersquonin erken doumlnem fizik araştırmalarının bir uumlruumlnuuml olduğunu iddia etmiştir (bkz Greg Whitlock ldquoRoger J Boscovich and Friedrich Nietzsche A Re-Examinationrdquo Nietzsche Epistemology and Philosophy of Science Nietzsche and The Sciences c II ed Babette E Babich Dordrecht Springer 1999 s 187-201) Keza Nietzschersquonin kişisel yazı ve yazışmaları da dahil toplu eserlerinin eleştirel basımının editoumlrlerinden birisi olan Giorgio Colli de benzer bir tespitte bulunur ldquoNietzschersquonin oumlluumlmuumlnden sonra yayınlanan not defterlerinden 1885 yaz mevsimine ait olanlarda Nietzschersquonin gelişimine ilişkin ilgi ccedilekici bir durumla karşılaşıyoruz Guumlccedil istemi teorisinin oluşumu onun positivist olarak anılan doumlnemindeki soumlyleme mekanist formuumllasyon-lara ve bilimsel lsquokuvvetrsquo kavramına dayanmaktadırrdquo Bkz Nietzsche KSA c 11 Nachwort s 724 Nietzschersquonin lsquoguumlccedilrsquo lsquoguumlccedil istemirsquo ve lsquokuvvetrsquo ccedilerccedilevesindeki terminolojisiyle ilgili ayrıntılı bir tartışma iccedilin bkz Gilles Deleuze Nietzsche and Philosophy ccedilev Hugh Tomlinson London Continuum 2002 s 75-79 Yine lsquokuvvetrsquo ile lsquoguumlccedilrsquo arasındaki ayrımla ilgili olarak bkz Joan Stambaugh lsquoThe Distinc-tion between Power and Forcersquo The Problem of Time in Nietzsche ccedilev John F Humprey Lewisburg Bucknell University Press 1987 s 104-08

28 Bkz Nietzsche The Will to Power sect561 s 303 ve sect641 s 341-4229 Age sect641 s 64130 Bkz Age sect692 s 369

Nietzschersquonin Spinozarsquoya Youmlnelik Eleştirisi lsquoGuumlccedil İstemirsquo Contra lsquoConatusrsquo 67

Aslında Nietzschersquoye goumlre kendi başına ele alınabilecek hiccedilbir lsquoşeyrsquoden lsquoken-dinde şeyrsquoden yani kendi dışından yalıtılmış hiccedilbir fenomenden soumlz edilemez ldquoHer şey diğer her şey ile bağlı ve dolayımlıdırrdquo31 ve bu bağlantı oumlyle sıkıdır ki herhangi bir şeyin ortadan kalkması demek her şeyin ortadan kalkması anlamına gelir32 Şeyler arasındaki bu bağlılık ve dolayımlılık ilişkisi bir etkime-etkilenme ilişkisidir zira Nietzschersquoye goumlre ldquobir lsquoşeyrsquo etkilerinin toplamından ibarettirrdquo33 Başka deyişle belirli bir lsquoşeyrsquo den bahsediliyorsa aslında belirli bir etkiler toplamından yani bir etkime-etkilenme ilişkisinden bahsediliyor demektir Dolayısıyla Nietzsche iccedilin lsquoşeyrsquolerden ziyade kendilerini suumlrekli farklı guumlccedil derecelerinde ortaya koyan yani etkiyen ve suumlrekli birbirleriyle ilişki iccedilinde bulunan ldquokuvvet merkezlerirdquo ldquoguumlccedil niceliklerirdquo soumlz konusudur Bu anlamda esasen lsquoşeyrsquo lsquovarlıkrsquo lsquotoumlzrsquo lsquooumlznersquo lsquonesnersquo gibi kavramların her biri kendini ortaya koyan guumlcuuml yani guumlcuumln etkilerini tasvir etmek tarif etmek yorumlamak iccedilin ve bu tasvir tarif ve yorumlar uumlzerinde uzlaşmak uumlzere bizler tara-fından uydurulan ldquokurmacardquolardır34 Bu kurmacalar ortadan kaldırılacak olursa geriye kalan bir guumlccedil niceliği ile ilişki iccedilindeki bir diğer guumlccedil niceliği olacaktır35

Bu anlamda bir guumlccedil niceliğinin var oluşundan da ancak ve ancak bir başka guumlccedil niceliği ile ilişkisi iccedilinde soumlz edilebilir36 Ccediluumlnkuuml etkiyen her guumlccedil niceliği etkiye maruz kalan bir diğer guumlccedil niceliğini şart koşar yani ldquobir guumlccedil niceliği uumlrettiği etki ve direndiği etki ile belirlenirrdquo37 Dolayısıyla guumlcuumln en temel oumlzelliği kendisini bir başka guumlce karşı bir başka guumlce rağmen ortaya koymak istemesidir O halde guumlccedil istemini esasen lsquooumlznersquolerin ya da lsquoşeyrsquolerin birbirleri arasındaki guumlccedil ilişkileri bağlamında accedilıklamaya ccedilalışmaktansa guumlccedil niceliklerinin birbirleri arasındaki etkime-etkilenme yani lsquoguumlccedil ortaya koymarsquo ilişkileri bağlamında ele almak daha isabetli olacaktır

Oumlte yandan Nietzschersquoye goumlre guumlccedil istemi bir kuvvete dışarıdan eklenir ya da dayatılır bir şey değildir guumlccedil istemi kuvvetin iccedilsel istemidir kuvvete muumlndemiccediltir38

31 Age sect584 s31632 Bkz agy33 Age sect551 s29634 Bkz age sect481 s 267 sect556 s 301-02 sect559 s 302 sect634 s 337-38 Ayrıca krş Nietzsche On the

Genealogy of Morals 1 sect13 s 45 Bu nokta Nietzschersquonin hemen hemen buumltuumln fizik ve metafi-zik kuramlarına youmlnelik eleştirisinin temel gerekccedilelerinden birisi olarak goumlruumllebilir Buna goumlre lsquoşeyrsquo lsquotoumlzrsquo lsquooumlznersquo lsquonesnersquo lsquovarlıkrsquo vb kavramlar uumlzerine inşa edilen her tuumlr kuram ne gerccedilekliğe ya da gerccedilekliğin herhangi bir kısmına karşılık gelebilir ne de bir ldquokurmacardquo olmanın oumltesinde herhangi bir gerccedilekliğe sahip olabilir

35 Bkz Nietzsche The Will to Power sect635 s 338-39 36 Nietzsche lsquokendindersquo (an sich) kavramını kaccedilınılması gereken bir kuruntu bir oumlnyargı olarak goumlruumlr

Bkz Nietzsche The Will to Power sect557 s 302 ldquoBir şeyin oumlzellikleri başka laquoşeylerraquo uumlzerindeki etkileridir başka laquoşeylerraquo ortadan kaldırılacak olursa bir şeyin hiccedilbir oumlzelliği bulunamaz yani başka şeyler olmaksızın bir şey de olamaz yani hiccedilbir laquokendinde-şeyraquo yokturrdquo Dolayısıyla tıpkı lsquokendinde şeyrsquo gibi lsquokendinde guumlccedilrsquo de Nietzsche iccedilin kabul edilebilir değildir

37 Nietzsche The Will to Power sect634 s 337-3838 Bkz age sect619 s 332-33 ldquoFizikccedililerimizin Tanrırsquoyı ve duumlnyayı onun aracılığıyla yarattıkları şu

muzaffer lsquokuvvetrsquo kavramı henuumlz hala tamamlanmaya muhtaccediltır ona benim lsquoguumlccedil istemirsquo dediğim

68 B Utkan Atbakan

Ayrıca guumlccedil istemi bir oumlznenin guumlcuuml istemesi guumlccedil peşinde koşması da değildir zira verili her oumlzne aslında bir kuvvetler ccedilokluğuna karşılık geldiği iccedilin guumlccedil isteyen veveya guumlccedil peşinde koşan bir birlik olarak bir oumlzneden de istemden de soumlz edilemez Guumlcuumlnuuml direnccedil ve engellere rağmen ortaya koymak isteyen yani etkisini kendisine direnen diğer guumlccedil nicelikleri uumlzerinde uygulamak isteyen şey guumlccedilten ayrı ve bağım-sız bir oumlzne ya da istem değil guumlcuumln ta kendisidir Bu bağlamda lsquoguumlcuuml istemersquo değil lsquoguumlcuumln istemirsquo soumlz konusudur

Fakat guumlcuuml isteyen kim ndash Eğer guumlcuumln kendisi guumlccedil istemi ise bu saccedilma bir sorudur39

lsquoGuumlccedil istemirsquoni yorumlarken Arendtrsquoin de işaret ettiği uumlzere ldquoistem yalnızca iccedilteki bir direncin uumlstesinden gelerek kendi kaynağının farkına varır guumlccedil edinmek uumlzere doğmuş değildir guumlcuumln ta kendisidir onun kaynağırdquo40 Boumlylece guumlccedil hem isteyen hem de istenendir Deleuzersquouumln bir uyarı vurgusuyla ifade ettiği uumlzere ldquoguumlccedil istemi istem guumlcuuml istiyormuş gibi kavrandı guumlccedil istemin istediği şeymiş gibi kavrandı [] Guumlccedil istemi istemin guumlcuuml istemesi demek değildir [] Guumlccedil istemi tuumlmuumlyle başka tuumlrluuml yorumlanmalıdır Guumlccedil istemin iccedilinde isteyendirrdquo41

Nietzsche guumlcuumln kendini ortaya koymasını yani başka guumlccedil nicelikleri uumlzerinde etkide bulunmasını guumlccedil isteminin temel oumlzelliği olarak belirlemekle bununla oumlzdeş olan bir diğer oumlzelliği vurgular Buna goumlre bir guumlccedil niceliği her zaman iccedilin buumlyuumlmeye genişlemeye yayılmaya yani guumlccedil derecesini artırmaya ccedilalışır

Benim fikrim o ki her belirli beden uzayın tuumlmuumlne hacirckim olmaya ve kuvvetini (ndashguumlccedil is-temini) genişletmeye ve bu genişlemeye direnen her ne varsa geri puumlskuumlrtmeye ccedilabalar Fakat devamlı benzer gayretler goumlsteren başka bedenlerle karşılaşır ve nihayet bunlardan kendisi ile yeteri kadar ilişki kuranlar ile anlaşmaya (ldquoittifakardquo) varır bundan boumlyle guumlccedil iccedilin beraberce iş ccedilevirirler ve suumlreccedil boumlylece suumlruumlp giderndash42

O halde Nietzschersquoye goumlre bir guumlccedil niceliğinden etkin olmamayı yani guumlcuumlnuuml artırmamayı43 istemek ondan guumlccedil olmamayı istemekle aynı anlama gelir

Guumlccedilten kendisini guumlccedil olarak ifade etmemesini istemek [] zayıflıktan kendisini guumlccedil ola-rak ifade etmesini istemek kadar saccedilmadır Bir kuvvet niceliği bir itki bir istem bir etki niceliğine denktir ndash dahası [bu kuvvet niceliği] tam da bu itilmenin istemenin etkimenin kendisinden başka bir şey değildir []44

yani guumlcuuml ortaya koymaya youmlnelik dindirilemez bir arzu ya da guumlcuumln kullanımı ve icrası [] olarak tanımladığım iccedilsel bir istem atfetmek gerekirrdquo Krş Nietzsche KSA c 11 36[31] s 563

39 Age sect693 s 36940 Hannah Arendt lsquoNietzschersquos Repudiation of the Willrsquo The Life of the Mind Vol 2 Willing New York

HarvestHarcourt Inc 1978 s 162 41 Deleuze Nietzsche and Philosophy ccedilev Hugh Tomlinson London Continuum 2002 s 84-85 42 Nietzsche The Will to Power sect636 s 340 43 Nietzschersquoye goumlre etkin olmak demek guumlce erişmeye ccedilalışmak demektir Bkz Nietzsche The Will to

Power sect657 s 34744 Nietzsche On the Genealogy of Morals I sect13 s 45

Nietzschersquonin Spinozarsquoya Youmlnelik Eleştirisi lsquoGuumlccedil İstemirsquo Contra lsquoConatusrsquo 69

Yaşam da guumlccedil isteminin belirli bir formu olduğu iccedilin yaşayan her ne varsa suumlrekli etkin olmaya kendini ortaya koymaya guumlcuumlnuuml uygulamaya kendisini bundan alıko-yan her dış guumlce direnmeye her engeli aşmaya ve bunun iccedilin de guumlcuumlnuuml artırmaya ve yaymaya youmlnelir Nietzschersquonin ldquonerede canlı buldumsa orada guumlccedil istemini buldumrdquo demesinin başlıca sebebi bu olsa gerektir

Sahip olmak ve daha fazlasını istemek ndashtek kelimeyle buumlyuumlmendash bu yaşamın ta kendisidir45

Oumlzel bir durum olarak yaşam [] azami bir guumlccedil hissi elde etmeye ccedilabalar esasen daha fazla guumlccedil iccedilin bir ccedilabadır bu ccedilabalamak guumlccedil iccedilin ccedilabalamaktan başka bir şey değildir en temel ve en iccedilsel şey daima bu istemdir46

[Eğer beden] oumllmekte olan değil de yaşayan bir bedense [hellip] ete kemiğe buumlruumlnmuumlş bir guumlccedil istemi olmak zorundadır buumlyuumlmeye yayılmaya zapt etmeye uumlstuumln olmaya ccedilabala-yacaktır ndash [hellip] ccediluumlnkuuml yaşamaktadır ve ccediluumlnkuuml yaşam tam da guumlccedil istemidir47

Nietzschersquonin lsquoguumlccedil istemirsquo anlayışı bağlamında Spinozarsquoya youmlnelttiği temel eleştiri işte bu noktada temellenmektedir Nietzschersquoye goumlre Spinoza bizim lsquoconatus oumlğretisirsquo olarak andığımız anlayışı ile guumlcuumln bu artma buumlyuumlme yayılma youmlnelimini yadsımış guumlcuumln karakterini kendini-koruma hayatta-kalma ccedilabasına indirgemiş ve dolayısıyla aslen guumlccedil istemi demek olan yaşamı da yadsımıştır Boumlylelikle Spinoza guumlcuumln artma ve yayılma eğilimini goumlz ardı etmekle kalmamış etkilerinin toplamı demek olan guumlcuumln olmazsa olmazını oumlzuumlnuuml yani etkin olma istemini de yadsımıştır

Kendini koruma isteği bir sıkıntı durumunun yaşamın asıl temel guumlduumlsuumlnuumln bir sınırla-nışının semptomudur ndash o guumlduuml ki guumlcuumln genişlemesini hedefler ve bu istek uğruna ken-dini-korumayı sık sık tehlikeye atar ve hatta feda eder Kimi filozoflar ndashoumlrneğin veremli Spinozandash kendini-koruma guumlduumlsuumlnuuml belirleyici olarak goumlrduumlklerinde ve boumlyle goumlrmeye mecbur olduklarında bunun semptomatik olduğunu duumlşuumlnmek gerekir zira bunlar sıkıntı iccedilindeki kişilerdi [hellip] doğada egemen olanlar sıkıntı durumları değil taşma ve savurganlık durumlarıdır hem de saccedilmalık noktasına varasıya Varoluş muumlcadelesi yaşam isteminin yalnızca bir istisnası gelip geccedilici bir kısıtlanmasıdır Muumlcadele ister buumlyuumlk ister kuumlccediluumlk olsun daima uumlstuumlnluumlk ccedilevresinde buumlyuumlme ve genişleme ccedilevresinde guumlccedil ccedilevresinde doumlner ndash guumlccedil istemi uyarınca ki [guumlccedil istemi] de zaten yaşam istemidir48

Nietzsche oumlzetle guumlcuumln temel oumlzelliğini yani etkin oluş ve artış eğilimini yad-sımanın bir guumlccedilsuumlzluumlk ve hastalık semptomu olduğunu duumlşuumlnmektedir49 Buna goumlre akciğer hastalığından muzdarip olan Spinoza bu zayıflığı ve ızdırabı sebebiyle kendini-koruma istemini guumlcuumln temel oumlzelliği olarak goumlrmeye mecbur kalmıştır50 Boumlylece guumlccedil

45 Nietzsche The Will to Power sect125 s 7746 Nietzsche The Will to Power sect689 s 36847 Nietzsche Beyond Good and Evil sect259 s 20348 Nietzsche The Gay Science sect349 s 291-9249 Nietzschersquoye goumlre Spinozarsquonın toumlz ve doğada olup biten her şeyin zorunlu nedenselliği gibi fikirleri de

yine aynı guumlccedilsuumlzluumlğuumln semptomları olup acıdan değişimden tesaduumlften oluştan korkuyu ifade eder Spinoza bu yuumlzden suumlrekli suumlkucircnet ve huzur arayan bir filozoftur Bkz Nietzsche KSA c 11 26[280] s 223-24 Ayrıca bkz Nietzsche The Will to Power sect576 sect577 ve sect578 s 309-31

50 Nietzschersquonin iddia ettiği uumlzere Spinozarsquonın lsquokendini-koruma guumlduumlsuumlrsquonuuml belirleyici ilke olarak goumlrduuml-

70 B Utkan Atbakan

istemi demek olan yaşam istemini yadsımış yani yaşam istemini salt yaşamı-koruma istemine indirgeyerek yaşama karşıt bir oumlğreti geliştirmiştir

Fizyologlar kendini-koruma guumlduumlsuumlnuumln organik bir varlığın temel guumlduumlsuuml olduğunu ileri suumlrmeden oumlnce bir kez daha duumlşuumlnmeliler Yaşayan bir şey en oumlnce kuvvetini boşaltmanın yolunu arar ndash yaşamın kendisidir guumlccedil istemi kendini-koruma bunun dolaylı ve en sık rastlanan sonuccedillarından birisidir yalnızcaKısacası her yerde olduğu gibi burada da luumlzumsuz teleolojik ilkelerden sakınalım ndashbunlar-dan birisi de kendini-koruma iccedilguumlduumlsuumlduumlr (ki bunu Spinozarsquonın tutarsızlığına borccedilluyuz51)52

Nietzschersquoye goumlre modern doğa bilimleri de Spinozarsquonın ldquokendini-korumardquo ilkesini yani ldquoSpinozacı dogmardquoyı benimseyerek aldanmışlardır

Modern doğa bilimlerimizin ayakları bu Spinozacı dogmaya iyiden iyiye dolanmıştır (en yakın doumlnemde ve en fena olanı da akıl almaz derecede tek yanlı olan ldquovar olma muumlca-delesirdquo oumlğretisiyle Darwinizmdir)53

Oumlte yandanSpinozarsquonın kendini-koruma ilkesi değişime sahiden bir son vermek zorundaydı fakat bu ilke yanlıştır doğru olan bunun tam tersidir Bilhassa yaşayan her şey bize en accedilık şekilde goumlsterir ki kendini korumak iccedilin değil daha fazlası olmak iccedilin elinden gelen her şeyi yapar54

O halde şimdi dikkatimizi Nietzschersquonin Spinozarsquoya youmlnelik eleştirisinin odak-landığı noktaya yani conatus oumlğretisine ccedilevirmek ve bu noktayı bizzat Spinozarsquoya

ğuuml ve kendini-koruma istemini guumlcuumln temel oumlzelliği olarak sunduğu kabul edilse dahi (bu iddianın kabul edilebilirliği ccedilalışmamızın devamında tartışılacaktır) Nietzschersquonin bu iddiaya ilişkin sunduğu gerekccedileye iki youmlnden itiraz edilebilir Oumlncelikle gerek kişisel yazışmalarından ve kendi yayınladığı eserlerden gerekse yaşam oumlykuumlsuumlnden takip edebildiğimiz kadarıyla Spinoza conatus anlayışını geliş-tirmeye başladığı tarihte henuumlz akciğer hastalığından muzdarip değildi Herhangi bir sağlık problemi vardı ise dahi durumu henuumlz koumltuumlleşmemişti Oumlte yandan Spinozarsquonın soumlz konusu tarihler de dacirchil olmak uumlzere yaşamı boyunca ciddi bir sağlık sorunu yaşadığı varsayılsa dahi bu durum Nietzschersquonin ifade ettiği gibi ne lsquokendini-korumarsquo guumlduumlsuumlnuuml belirleyici guumlduuml olarak kabul etmeyi gerektirir ne de boumlyle bir kabuluumln bir hastalık semptomu olduğunu goumlsterir Zira Nietzsche de genccedillik yıllarından itiba-ren yaşamının sonuna dek ciddi sağlık sorunlarından muzdarip olmuştur fakat bu durum onu Spinoza gibi lsquosıkıntı iccedilindeki kişilerrsquoce ortaya konulmuş fikirleri benimsemeye zorlamamıştır

51 Nietzschersquonin bu pasajdaki eleştirisindeki dikkat ccedilekici bir diğer nokta Spinozarsquoyı teleolojik bir ilke benimsemekle itham etmesidir Ne var ki yukarıda goumlrduumlğuumlmuumlz uumlzere Overbeckrsquoe goumlnderdiği 1881 tarihli bir yazıda Nietzsche teleolojiyi reddetmesi bağlamında Spinozarsquoda kendisini bulduğunu ifade etmekteydi Keza Nietzschersquonin yaşarken yayınlanmamış 1884 tarihli bir başka notunda da Spinoza-cılık ile anti-teleolojiyi oumlzdeşleştirdiği goumlruumllmektedir (bkz Nietzsche KSA c 11 26[432] s 266) Ni-etzschersquonin Spinozarsquoyı teleoloji uumlzerinden eleştirmesini incelemeyi bir yana bırakıyoruz oumlte yandan teleolojiye ilişkin bu eleştiriyle yalnızca Nietzschersquonin yayınlanmış metinlerinde karşılaşmamız ve fakat yayınlanmamış kişisel notlarında ise bunun tam tersine şahit olmamız Nietzschersquonin Spinozarsquoya youmlnelik eleştirisini guumlden niyet accedilısından duumlşuumlnduumlruumlcuumlduumlr

52 Nietzsche Beyond Good and Evil sect13 s 21 ayrıca krş Nietzsche KSA c 11 26[313] s 233 53 Nietzsche The Gay Science sect349 s 29254 Nietzsche KSA c 13 14[121] s 301 krş Nietzsche The Will to Power sect688 s 366-67

Nietzschersquonin Spinozarsquoya Youmlnelik Eleştirisi lsquoGuumlccedil İstemirsquo Contra lsquoConatusrsquo 71

başvurarak incelemek yerinde olacaktır Dolayısıyla şu sorular cevap beklemektedir Conatus nedir Spinoza conatus ilkesi ile guumlcuuml salt kendini-koruma guumlduumlsuumlne mi in-dirgemiştir Conatus salt hacirclihazırı koruma ve suumlrduumlrme eğilimini mi ifade etmektedir ve bu bakımdan guumlccedil istemine ya da aynı anlama gelecek şekilde yaşama karşıt mıdır

IV Conatus

Spinozarsquoya goumlre var olan tek tek her sonlu şey ndashki sonlu şey demek bir başka şey tarafından belirlenen sınırlanan şey demektirndash başka bir şey tarafından etkilenir boumlylelikle var olmaya ve etkinlikte bulunmaya kendisi dışındaki şeyler tarafından belirlenir55 Dolayısıyla Nietzschersquonin guumlccedil anlayışında goumlrduumlğuumlmuumlze benzer şekilde Spinozarsquoya goumlre de her şey bir diğeriyle bir etkime-etkilenme ilişkisi iccedilindedir56 Doğadaki şeylerin varoluşları varoluşları suumlresince bulundukları etkinlikler ve hatta yok oluşları dış nedenler tarafından belirlenir Oumlyle ki bir şey dış bir neden tarafından belirlenmedikccedile nasıl var olamazsa aynı şekilde ldquodış bir neden işe karışmadıkccedila hiccedilbir şey yok edilemezrdquo57 Bu sebeple bir şeyin varoluşu dış bir neden tarafından sona erdirilmedikccedile daima suumlrer

Spinozarsquoya goumlre herhangi bir şeyin dış nedenler bulunmaksızın yok olmamasının sebebi o şeyin varoluşuna engel olabilecek hiccedilbir unsuru kendi doğasında barındır-mamasıdır Bu durum herhangi bir şeyin doğasına bakıldığında yani o şey tanımlan-dığında accedilıkccedila ortaya ccedilıkar58 Zira bir şeyin tanımı o şeyin oumlzuumlnuuml olumlar ve ortaya koyar Bu sebeple dış nedenler bir kenara bırakılıp yalnızca şeyin kendi doğasına yani tanımına bakıldığında o şeyin oumlzuumlnuuml olumsuzlayacak ve dolayısıyla o şeyi ortadan kaldıracak hiccedilbir şey bulunmaz59 Bunun bir sonucu olarak doğadaki hiccedilbir şey kendi varoluşunu sona erdirecek yani kendi doğasına aykırı olan hiccedilbir şey iccedilermez60 Zira aksi takdirde aynı şeyin doğası hem o şeyin oumlzuumlnuuml olumlayan hem de olumsuzlayan yani onu ortadan kaldıran bir şeye sahip olurdu ki bu durum şeyin tanımı gereği muumlmkuumln değildir61 Dolayısıyla bir şeyin doğası her zaman iccedilin o şeyi olumlar ve bu doğaya aykırı olan her ne varsa o şeyin dışında olmak zorundadır62

55 Spinoza Ethica I Boumlluumlm 28 Oumlnerme s 105 56 Krş Benedictus de Spinoza lsquoThe Lettersrsquo Complete Works ccedilev Samuel Shirley ed Michael L Mor-

gan IndianapolisCambridge Hackett Publishing Company 2002 Letter 4 s 767 ldquomaddenin bir parccedilası yok edilecek olsaydı Uzamrsquoın buumltuumlnuuml de aynı anda yok olurdurdquo

57 Spinoza Ethica III Boumlluumlm 4 Oumlnerme s 7558 Spinozarsquoya goumlre bir şeyin gerccedilek tanımı o şeyin doğasını yani oumlzuumlnuuml verir başka deyişle tanım ldquota-

nımlanan şeyin doğasından başka bir şey iccedilermez ve ifade etmezrdquo Bkz Spinoza Ethica I Boumlluumlm 8 Oumlnerme 2 Not s 47

59 Bkz Spinoza Ethica III Boumlluumlm 4 Oumlnerme Kanıtlama s 337-3960 Bkz Spinoza Ethica III Boumlluumlm 5 Oumlnerme s 33961 Bkz age III Boumlluumlm 5 Oumlnerme Kanıtlama s 33962 Bkz age IV Boumlluumlm 18 Oumlnerme Not s 557-63 ve 20 Oumlnerme Not s 565

72 B Utkan Atbakan

Boumlyle olmakla birlikte doğadaki her şey sonsuz sayıda başka şey tarafından kuşa-tılmıştır ve onlar tarafından etkilenir ve sınırlanır63 Bu anlamda daima var olabilecek yani varoluşunu daima suumlrduumlrebilecek sonlu bir şeyden soumlz etmek muumlmkuumln değildir Zira daima var olabilmek sonlu olmamayı yani hiccedilbir dış etki tarafından yok olmaya belirlenmemeyi gerektirir başka deyişle sonsuz bir var olma guumlcuumlnuuml (vis existendi) gerektirir Fakat Spinozarsquoya goumlre doğada sonsuz var olma guumlcuumlne sahip bir şey bulun-ması muumlmkuumln değildir ldquoDoğada hiccedilbir birey yoktur ki bir başkası ondan daha guumlccedilluuml ve daha cesur olmasın Varolan şey ne olursa olsun onu yok edebilecek kadar guumlccedilluumlsuuml de vardırrdquo64 Bu sebeple bir şey iccedilin dış etkiler nasıl kaccedilınılmaz ise o şeyin varoluşunun sona ermesi de oumlyle kaccedilınılmazdır Dolayısıyla bir şeyin varoluşunu suumlrduumlrmesi dış nedenlere karşı dış nedenlere rağmen suumlrduumlruumllen bir ccedilabadır65

Tuumlm bu sebeplerden dolayı Spinoza şu sonuca ulaşır Doğadaki her şey kendi-sini sınırlayan diğer şeylere ve tuumlm dış etkilere rağmen zorunlu olarak varoluşunu korumaya ve suumlrduumlrmeye uğraşır Başka deyişle ldquotek tek herşey varolduğu suumlrece varlığını suumlrduumlrmeye ccedilabalarrdquo66 Spinoza her şeyin kendi varoluşunu suumlrduumlrme ccedilaba-sına lsquoconatusrsquo ismini verir

Oumlte yandan Spinozarsquoya goumlre fiilen var olan her şey mutlak ve sonsuz guumlccedil olan Tanrı yani Doğarsquonın (Deus sive Natura) guumlcuumlnuumln belirli bir parccedilasıdır67 Bu anlamda varolan her şey bir guumlccedil derecesine karşılık gelir Dolayısıyla herhangi bir şeyin guumlcuuml yettiğince varlığını suumlrduumlrmeye ccedilabalaması yani conatusu o şeyin ifade ettiği guumlccedil derecesine karşılık gelir Sonuccedil olarak bir şeyin guumlcuuml oumllccediluumlsuumlnde varoluşta suumlrme ccedilabasını ifade eden conatus o şeyin varolma guumlcuumlnden yani fiilicirc oumlzuumlnden başka bir şey değildir68 Dahası Spinozarsquoya goumlre bir şeyin conatusu ile o şeyin kendisi arasında hiccedilbir ayrım yoktur

Şeyin kendisi ile conatusu arasında ayrım yapıyorlar [] fakat conatusun ne anlama geldiğinden bicirchaberler Zira şey ile onun conatusu akılla ya da daha ziyade soumlzcuumlkler aracılığıyla ayrıştırılsa da (ki bu hatanın temel sebebidir) gerccedilekte bu ikisi birbirinden hiccedilbir şekilde ayrı değildir69

Başka deyişle conatus bir şeyin kendisini fiilen ortaya koyması ve ifadesi olduğu guumlccedil derecesi oumllccediluumlsuumlnde varoluşunu ortaya koymayı suumlrduumlrmesidir Bu anlamda Spinoza Nietzschersquonin soumlylemi ile benzerlik goumlsterir bir şekilde conatus ile lsquoyaşamrsquoı kasteder70

63 Bkz age IV Boumlluumlm 3 Oumlnerme s 53164 Age IV Boumlluumlm Aksiyom s 52565 Bkz age IV Boumlluumlm 4 Oumlnerme Kanıtlama s 531-3366 Bkz age III Boumlluumlm 6 Oumlnerme s 33967 Bkz age IV Boumlluumlm 4 Oumlnerme Kanıtlama s 53168 Bkz age III Boumlluumlm 7 Oumlnerme s 341 69 Spinoza lsquoPrinciples of Cartesian Philosophy and Metaphysical Thoughtsrsquo Complete Works s 18870 Tıpkı Nietzschersquonin yaşama lsquoguumlccedil istemirsquo demesi gibi Spinoza da bir şeyin kendi varoluşunu suumlrduumlr-

meye ccedilabaladığı guumlce yani o şeyin conatusuna kimi zaman lsquoyaşamrsquo ismini verir ldquoKendi adıma yaşam deyince şeylerin kendi varlıklarını suumlrduumlrme ccedilabasını anlıyorumrdquo (Spinoza lsquoPrinciples of Cartesian

Nietzschersquonin Spinozarsquoya Youmlnelik Eleştirisi lsquoGuumlccedil İstemirsquo Contra lsquoConatusrsquo 73

Spinozarsquonın guumlccedil anlayışı uyarınca bir şeyin conatusu yani varolma guumlcuuml o şeyin kendi dışındaki şeyler ile girdiği etkime-etkilenme ya da aynı anlama gelecek şekilde etkinlik-edilginlik ilişkisini de belirler Oumlyle ki Spinoza lsquoetkin olmarsquoyı etki uumlretmek yani bir etkinin nedeni olmak ile lsquoedilgin olmarsquoyı ise etkiye maruz kalmak yani soumlz konusu etkinin nedeni olmamak ya da sadece kısmen nedeni olmak ile accedilıklar71 Bu bağlamda doğadaki hiccedilbir şey sonsuz bir var olma guumlcuumlne yani sonsuz bir conatusa sahip olmadığı iccedilin her şey sonlu guumlcuuml oumllccediluumlsuumlnde bir yetkinliğe (perfectio) sahiptir ve etkin olabileceği gibi edilgin de olabilir Zira doğada herhangi bir guumlccedil derecesine sahip olan herhangi bir şeyden daha guumlccedilluuml bir diğeri mutlaka vardır72 Dolayısıyla bir şeyin guumlcuumlnuuml ne oumllccediluumlde ortaya koyacağı onun başka bir şeyin guumlcuumlne ne oumllccediluumlde maruz kaldığı ya da bu başka şeyi kendi etkisine ne oumllccediluumlde maruz bıraktığı ile yani hangi oumllccediluumlde etkin ya da edilgin olduğu ile belirlenir Dolayısıyla etkinlik guumlcuumlnuumln artması yetkinliğin muumlkemmelliğin artmasıdır73

Boumlylelikle Spinozarsquonın soumlyleminde yetkinlik guumlccedil etkinlik ve conatus birbirleri ile sıkı bağlantı iccedilinde olan kavramlardır74 Bir şeyin yetkinliği guumlcuumlnuuml ne derecede ortaya koyduğuna bağlı olarak değerlendirilir Guumlcuumlnuuml ne derecede ortaya koyduğu ise şeyin etkin ya da edilgin olma durumuna bağlı olarak değişecektir Bir şeyin kendi varoluşunu guumlcuuml yettiğince koruma ve suumlrduumlrme ccedilabası başka deyişle var olma guumlcuumlnuuml ortaya koyması onun conatusu olduğuna goumlre bir şeyin bir oumlnceki durumuna goumlre daha az veya daha ccedilok yetkin bir duruma geccedilmesi anlamında conatusunu ne oumllccediluumlde ortaya koyduğu onun etkime guumlcuuml (potentia agendi) ile bağlantılıdır Zira bir şey ne denli etkin olursa guumlcuumlnuuml o oumllccediluumlde ortaya koyabilecektir ve tersine o şey ne denli etkileme guumlcuumlne sahipse o oumllccediluumlde etkin olacaktır Bu anlamda conatus bir şeyin sadece varlığını koruma ve suumlrduumlrme ccedilabası değil aynı zamanda yetkinliğini yuumlkseltme ya da etkime guumlcuumlnuuml artırma ccedilabası olmaktadır75 Başka deyişle doğadaki her şey varlığını korumaya ve suumlrduumlrmeye ccedilabalayacağı gibi bu ccedilabayı destekleyecek olan yetkinliğini yani etkinlik guumlcuumlnuuml artırmaya da ccedilalışır76 Bu anlamıyla conatus accedilıkccedila etkinlik guuml-

Philosophy and Metaphysical Thoughtsrsquo Complete Works s 197) Bu anlamda nasıl Nietzsche guumlccedil istemi bağlamında organik-inorganik ayrımını ortadan kaldırıyorsa Spinoza da organik ya da inorga-nik ayırdetmeksizin varolan her şeyin canlı olduğunu kabul eder ldquo şimdiye kadar soumlylediklerimiz tamamen genel ve bir insana olduğu kadar diğer bireylere de ilişkin şeyler ve bu bireylerin hepsi de farklı derecelerde olmakla birlikte birer canlırdquo (Spinoza Ethica II Boumlluumlm 13 Oumlnerme Not s 193)

71 Bkz Spinoza Ethica III Boumlluumlm 2 Tanım s 31772 Bkz age IV Boumlluumlm Aksiyom s 52573 Bkz age IV Boumlluumlm Oumlnsoumlz s 521 ldquobir insanın daha yetkin bir durumdan daha az yetkin bir duruma

geccediltiğini soumlylediğimde ya da bunun tam tersini dile getirdiğimde [] insanın etkinlik guumlcuumlnuumln ccediloğal-dığını ya da azaldığını kavradığımızı dile getiriyorumrdquo

74 Spinoza yetkinliği kimi zaman etkime guumlcuuml ya da etkinlik guumlcuumlne (potentia agendi) karşılık gelecek şekilde kullanır Bu anlamda etkinlik guumlcuumlndeki bir artış daha yuumlksek bir yetkinliğe etkinlik guumlcuumln-deki bir azalış ise daha duumlşuumlk bir yetkinliğe karşılık gelmektedir (bkz Spinoza Ethica III Boumlluumlm Duyguların Tanımları 3 Tanım Accedilıklama s 471 ayrıca bkz age IV Boumlluumlm Oumlnsoumlz s 513-21)

75 Krş Spinoza Ethica III Boumlluumlm 12 Oumlnerme s 351-5376 Spinoza Ethicarsquoda Doğarsquodaki her şeyin kendi varlığını korumaya ve suumlrduumlrmeye ccedilabalayacağını accedilık

74 B Utkan Atbakan

cuumlnuuml arttırma ccedilabasıdır77 Bu sebeple her şey conatusunu destekleyen yani var olma ve etkinlik guumlcuumlnuuml destekleyen şeylere youmlnelir iştah ve arzu duyar ve bu şeyleri ister78

V Sonuccedil

Ccediloğu zaman saldırıya geccediler ve bir duumlşman yaratırız kendimize saldırıya accedilık olduğumuzu gizlemek iccedilin79

Tuumlm bu veriler ışığında soumlylenebilir ki Nietzsche Spinozarsquonın conatus ilkesini salt bir kendini-koruma ilkesine indirgeyerek conatusun hem kendini-korumayı hem de etkin olmayı ve bu anlamda guumlccedil artışını ifade ettiğini goumlz ardı etmiş ya da goumlzden kaccedilırmış gibidir Zira Spinoza lsquovaroluşu suumlrduumlrme ccedilabasırsquo anlamını verdiği conatus terimini sık sık ve ısrarla varolma guumlcuuml (vis existendi) ve etkimeetkinlik guumlcuuml (potentia agendi) terimleriyle aynı anlama gelecek şekilde ve değişmeli olarak kullanmıştır

Boumlyle olmakla birlikte Nietzschersquonin guumlccedil istemi anlayışı ile Spinozarsquonın conatus anlayışının bir ve aynı şey olduğunu elbette iddia etmiyoruz zira bu iki anlayış birccedilok noktada farklılıklar taşımaktadır ve her iki filozofun da bu bağlamda belirli oumllccediluumller-de oumlzguumln yanlarının bulunduğu şuumlphesizce soumlylenebilir Oumlte yandan Nietzschersquonin lsquoconatusrsquou salt kendini-koruma guumlduumlsuumlne indirgemesi ve Spinozarsquoyı bu bağlamda eleştirmesini yerinde ve haklı bulmanın guumlccedilluumlğuumlnuuml ortaya koymak istiyoruz Başka deyişle ve oumlzetle Nietzschersquonin Spinozarsquoya youmlnelik geliştirdiği ve bu ccedilalışmada de-ğindiğimiz eleştirisi kusurlu ya da en azından eksiktir

bir şekilde ortaya koymaktadır Bununla birlikte conatusun aynı zamanda eyleme guumlcuumlnuuml artırma ccedilabasını da gerektireceği duumlşuumlncesini yalnızca insan bağlamında ortaya koymaktadır Dolayısıyla ey-leme guumlcuumlnuuml arttırma ccedilabasının insana mahsus olup olmadığı sorusu sorulabilir Oumlte yandan Spinoza bir başka yerde Doğarsquodaki her bireyin kendi varlığını korumaya ccedilalışmakla beraber kendisini geliş-tirmeye de ccedilabalaması gerektiğini soumlylemektedir (bkz Spinoza lsquoShort Treatise on God Man and His Well-Beingrsquo Complete Works Part I Chapter V s 53) Ayrıca doğadaki nedensel duumlzen ve bağlantının sadece insan iccedilin değil tuumlm bireyler iccedilin geccedilerli olduğu da goumlz oumlnuumlne alındığında conatusun doğadaki her şey iccedilin varoluşu koruma ccedilabası olduğu kadar etkinlik guumlcuumlnuuml artırma ccedilabası olduğu guumlvenle soumlylenebilir

77 Heidegger Nietzschersquonin guumlccedil istemi kavramını incelediği bir metninde salt kendini-korumanın yaşam-daki bir gerileyiş bir ccediloumlkuumlş olduğu konusunda Nietzsche ile hemfikir olmakla birlikte guumlcuumln artması buumlyuumlmesi genişlemesi yani daha yuumlksek bir seviyeye ccedilıkması iccedilin oumlncelikle guumlcuumln korunması gerek-tiğini de vurgular ve şoumlyle soumlyler ldquo[]guumlccedil isteminin bir seviyeye yuumlkselebilmesi iccedilin o seviyenin yalnızca ulaşılmış değil ayrıca tesis edilmiş ve emniyete alınmış olması gerekir Edinilmiş guumlcuumln yuumlk-seltilebilmesi ancak guumlcuumln boumlylesi bir emniyeti ile muumlmkuumlnduumlr Dolayısıyla guumlcuumln artırılması aynı zamanda kendi iccedilinde guumlcuumln korunmasıdır [] Bu da demektir ki guumlccedil artış ve korunma koşulları yalnızca guumlcuumln kendisi tarafından ve yalnız başına ortaya konulurrdquo Bkz Martin Heidegger Nietzsche vol III The Will to Power as Knowledge and as Metaphysics ccedilev David Farrell Krell San Francisco HarperSanFrancisco 1987 s 196-97

78 Spinozarsquoya goumlre iştah (appetitus) arzu (cupiditas) ve istem (voluntas) conatus ile bir ve aynı şeyler-dir Bkz Spinoza Ethica III Boumlluumlm 9 Oumlnerme Not s 340

79 Nietzsche Boumlyle Soumlyledi Zerduumlşt lsquoDostlar Uumlzerine s 50

Nietzschersquonin Spinozarsquoya Youmlnelik Eleştirisi lsquoGuumlccedil İstemirsquo Contra lsquoConatusrsquo 75

Bu bağlamda Nietzschersquonin Spinozarsquoya youmlnelik eleştirisinde tespit ettiğimiz kusurun olası iki sebebinin bulunduğu ileri suumlruumllebilir İlkin Nietzsche Spinozarsquonın eserlerini buumlyuumlk olasılıkla doğrudan incelememiş Spinozarsquoyı ikincil kaynaklardan okumuştur Bu da Spinozarsquoyı eksik ya da yanlış anlamış olmasına yol accedilmış olabilir Ne var ki Nietzschersquonin Spinoza okumaları hakkında yapılan ccedilalışmalar boumlyle bir yanlış anlama ihtimalinin zayıf olduğu youmlnuumlnde ikna edici veriler sunmaktadır80

İkinci olarak Nietzsche kendi lsquoguumlccedil istemirsquo anlayışının oumlzguumlnluumlğuumlne ve eşsizliğine okuyucularını (ve hatta belki kendi kendisini) ikna edebilmek ve vurgu yapabilmek iccedilin Spinozarsquonın genelde lsquoguumlccedilrsquo anlayışını oumlzelde ise lsquoconatusrsquo ilkesini ccedilarpıtmış ya da Spinozarsquonın lsquoconatusrsquou ile kendisinin lsquoguumlccedil istemirsquo arasına kasıtlı olarak suni bir mesafe yerleştirmiş olabilir81 Zira Spinozarsquonın guumlccedil anlayışının Nietzschersquonin guumlccedil anlayışı ile fazlasıyla benzerlik goumlsterdiği noktalar bulunmaktadır82 Fakat Nietzsche Spinoza ile kendisi arasındaki goumlruumlş benzerliklerini kacirch kişisel yazışmalarında kacirch kişisel notlarında her ne kadar accedilıkccedila belirtmiş olsa da bunlar arasına guumlccedil anlayışla-rındaki benzerliği eklemeyi ihmal etmiştir

Bu olası sebepler bir yana goumlruumllduumlğuuml uumlzere Nietzsche guumlccedil istemi anlayışını ccedilok defa Spinozarsquoya doumlnuumlk bir polemik uumlzerinden accedilıklamıştır Başka deyişle lsquoguumlccedil istemirsquonin ne olduğunu değil de aslında ne olmadığını vurgulamak iccedilin ccediloğu zaman Spinozarsquonın conatus ilkesine lsquoguumlccedil istemirsquonin bir tuumlr karşı-arguumlmanı olarak işaret etmiştir Bununla birlikte Nietzschersquonin Spinozarsquoya youmlnelik değişken tavrı da goumlz oumlnuumlne alındığında Nietzschersquonin not defterlerinde rastladığımız ve hayalicirc iki kişi arasında geccedilen şu kuumlccediluumlk diyalog ccedilalışmamızın sonucu bağlamında oldukccedila duumlşuumlnduumlruumlcuumlduumlr

A ldquoBeni boumlylesine alenen yanlış anlaması bana beni fazlasıyla doğru anlamış olduğunu kanıtlıyorrdquondash B ldquoBir de iyi tarafından bak Sana olan saygısı muumlthiş artmış zira daha şimdiden sana kara ccedilalmak gerektiğini duumlşuumlnuumlyorrdquo83

80 Nietzschersquonin Spinoza okumaları ile ilgili bkz Andreas Urs Sommer ldquoNietzschersquos Readings on Spi-noza A Contextualist Study Particularly on the Reception of Kuno Fischerrdquo Journal of Nietzsche Stu-dies c 432 2012 s 156-84 ayrıca bkz Maurizio Scandella ldquoDid Nietzsche Read Spinoza - Some Preliminary Notes on the Nietzsche-Spinoza Problem Kuno Fischer and Other Sourcesrdquo Nietzsche-Studien c 41 S 1 2012 s 308-32

81 Bu ihtimali goumlz oumlnuumlnde bulunduran kapsamlı bir inceleme iccedilin bkz Sommer ldquoNietzschersquos Readings on Spinoza A Contextualist Study Particularly on the Reception of Kuno Fischerrdquo Journal of Nietzs-che Studies 432 2012 s 156-84

82 Bu benzerliklerle ilgili bkz Deleuze Nietzsche and Philosophy s 61-64 ve bkz Richard Schacht ldquoThe Spinoza-Nietzsche Problemrdquo Desire and Affect Spinoza as Psychologist s 211-32

83 Nietzsche KSA c 9 16[17] s 663

76 B Utkan Atbakan

KAYNAKLAR

Arendt Hannah lsquoNietzschersquos Repudiation of the Willrsquo The Life of the Mind Vol 2 Willing New York HarvestHarcourt Inc 1978

Deleuze Gilles Nietzsche and Philosophy ccedilev Hugh Tomlinson London Continuum 2002Frued Sigmund The Basic Writings of Sigmund Freud ccedilev ve ed A A Brill New York The

Modern Library 1995Heidegger Martin Nietzsche vol III The Will to Power as Knowledge and as Metaphysics

ccedilev David Farrell Krell San Francisco HarperSanFrancisco 1987Kaufmann Walter The Portable Nietzsche Penguin Books London 1976Nietzsche Friedrich Beyond Good and Evil ccedilev Walter Kaufmann New York Vintage Bo-

oks 1966ndashndashndashndash Boumlyle Soumlyledi Zerduumlşt 4 Baskı ccedilev Mustafa Tuumlzel İstanbul Tuumlrkiye İş Bankası Kuumll-

tuumlr Yayınları 2013ndashndashndashndash Daybreak ccedilev RJ Hollingdale Cambridge Cambridge University Press 2006ndashndashndashndash Deccal Hıristiyanlığa Lanet ccedilev Oruccedil Aruoba İstanbul Hil Yayınları 1985ndashndashndashndash Ecce Homo ccedilev Can Alkor İstanbul İthaki Yayınları 2003ndashndashndashndash Eğitici olarak Schopenhauer ndash Zamana Aykırı Bakışlar 3 ccedilev Mustafa Tuumlzel İstanbul

Tuumlrkiye İş Bankası Kuumlltuumlr Yayınları 2007ndashndashndashndash İnsanca Pek İnsanca -1 (Oumlzguumlr Tinliler İccedilin Bir Kitap) ccedilev Mustafa Tuumlzel İstanbul

Tuumlrkiye İş Bankası Kuumlltuumlr Yayınları 2012ndashndashndashndash On the Genealogy of Morals ccedilev Walter Kaufmann New York Vintage Books 1989ndashndashndashndash Saumlmtliche Werke Kritische Studienausgabe in 15 Baumlnden ed Giorgio Colli amp Mazzino

Montinari Berlin DTVde Gruyter 1988ndashndashndashndash The Gay Science Walter Kaufmann New York Vintage Books 1974ndashndashndashndash The Will to Power ccedilev Walter Kaufmann amp R J Hollingdale New York Vintage

Books 1968Scandella Maurizio lsquoDid Nietzsche Read Spinoza - Some Preliminary Notes on the Nietzs-

che-Spinoza Problem Kuno Fischer and Other Sourcesrsquo Nietzsche-Studien c 41 S 1 2012

Schacht Richard lsquoThe Spinoza-Nietzsche Problemrsquo Desire and Affect Spinoza as Psycholo-gist ed Yirmiyahu Yovel New York Little Room Press 1999

Sommer Andreas Urs lsquoNietzschersquos Readings on Spinoza A Contextualist Study Particularly on the Reception of Kuno Fischerrsquo The Journal of Nietzsche Studies c 43(2) Penn State University Press 2012

Spinoza Benedictus de Complete Works ccedilev Samuel Shirley ed Michael L Morgan India-napolisCambridge Hackett Publishing Company 2002

ndashndashndashndash Ethica - Geometrik Youmlntemle Kanıtlanmış ve Beş Boumlluumlme Ayrılmış Ahlacirck ccedilev Ccediliğdem Duumlruumlşken İstanbul Kabalcı Yayınevi 2011

Stambaugh Joan The Problem of Time in Nietzsche ccedilev John F Humprey Lewisburg Buck-nell University Press 1987

TARİH ndash TOPLUM ndash SİYASET ndash SANAT ARAŞTIRMALARI

HISTORICAL ndash SOCIAL ndash POLITICAL ndash ARTISTIC STUDIES

SLAVERY AS THE OTHER FACE OF THE ENLIGHTENMENT

Ahmet Erhan Şekerci

AYDINLANMANIN OumlTEKİ YUumlZUuml KOumlLELİK

OumlZAydınlanma kuşkusuz duumlşuumlnce tarihinin en oumlnemli doumlnuumlm noktalarından biridir Biz buguumln modern duumlnyayı hangi kelimelerle tavsif ediyorsak (oumlzguumlrluumlk ba-ğımsızlık muumllkiyet insan hakları kadın hakları vb) Aydınlanma duumlşuumlncesinin mirasıdır Bu duumlşuumlnce kendisi bir doumlnuumlm noktası olmasının yanı sıra siyaset toplum ve felsefe gibi pek ccedilok artccedilı doumlnuumlm noktasına da zemin sağlamıştır Bu sebeplerden dolayı Aydınlanma monolitik bir yapı veya ontik bir varlıkmışccedila-sına pek ccedilok oumlvguumlye konu olmuştur Biz bu makalemizde Aydınlanmayı ortaya ccedilıkaran zihniyet ile onu oumlnceleyen koumllelik muumlessesinin girift ilişkisine değine-rek aslında idealize ettiğimiz bazı duumlşuumlncelerin sanıldığı kadar da masum olma-dığını goumlstermeye ccedilalışacağız Anahtar Kelimeler Aydınlanma Koumllelik J Locke D Hume I Kant A Smith Oumlzguumlrluumlk Kolonyalizm

ABSTRACTThe Enlightenment is no doubt among the greatest landmarks of history What-ever we today characterize the modern world with (such as freedom indepen-dence private property human and women right) is the heritage of this land-mark The Enlightenment was not only a landmark itself but paved the way for following landmarks in the fields of politics society and philosophy Because of these reasons it has been subject to praises as if it a monolithic structure or ontic entity This article aims to cast a light upon the entangled relationship between slavery and the intellectual background of the Enlightenment and touch upon the fact that afore mentioned ideals are not as innocent as they seem

Kutadgubilig Felsefe-Bilim Araştırmaları Mart 2017 Sayı 33 s 79-96

Assist Prof Dr İstanbul University Theology Faculty History of Philosophy (ahmetsekercigmailcom) Yazı geliş tarihi 16012017 kabul tarihi 06032017

80 Ahmet Erhan Şekerci

KeyWords The Enlightenment Slavery J Locke D Hume I Kant A Smith Freedom and Colonialism

Introduction

There are some crucial phases that have been regarded as turning points of history The Enlightenment that has played a vital role in the formation of modern global thought is among them For a more accurate understanding of the Enlightenment one should take a closer look at colonialism as a Western project and slavery of the 15th century as its natural consequence along with Reformation and Renaissance Some Western countries that are pioneered by England Spain Portugal France and Holland have colonized countries especially in America and Africa Those lands that have become subject to colonization were mostly larger than the lands owned by colonizer powers As a result of this expansion and settlement of large agriculture plantations set in America beginning from 16th century transformed colonialism into a huge economic act embracing the continents of Europe Africa and America Slavery has been the main source of labor to this act During this act of labor transportation that we call either commercial slavery in structural terms or transatlantic commerce of slavery in particular approximately twenty million people have been carried from Africa to America for about four centuries This human trafficking that has turned into a huge act of production in time provided the West a great wealth 18th century is the peak of slavery trade On the other hand this century is the century of the Enlightenment that had a great impact on Western world The Western values such as freedom independence human right and private property are among the positive outcomes of the Enlightenment The main focus of this article will be the intellectual background of the Enlightenment as we will try to prove the fact that those afore-mentioned valued are not as innocent as they seem and they came with high prices While trying to show this main source of reference will be European experience of slavery

A What is Colonialism and what is Slavery

Colonialism is the practice of acquiring political and economic control over another country This political policy is also called imperialism by colonized states or societies 1 On the other hand slavery is the state that describes a relationship whereby one person

1 Seyyar Ali İnsan ve Toplum Bilimleri Terimleri Değişim Yay İstanbul 2007 p 577

Slavery as the Other Face of the Enlightenment 81

has absolute power over anotherrsquos life fortune and liberty and forces him into work 2

Slavery that took place in pre-Enlightenment phase is on the other hand differs in many aspects from the above-given conventional description In this historical phase slavery used to refer to the condition whereby people were kidnapped and enslaved for only financial purposes Those people lacked any chance to go back to their homelands as they did not have hope for future On the hand slavery of the Enlightenment was an economic system that is based on the forced labor of slaves captured in Africa

B Historical Roots of Slavery

Slavery is almost as old as human history We witness slavery in most of the ancient civilizations as an outcome of wars In great civilizations as in the practice of Abrahamic religions slavery was a valid practice We read various passages that justify slavery and posit its existence in the scriptures In addition slavery has survived as a field of service from Greeks to Romans from Islamic civilization to the Western civilization This existence when taken within the context of religions and civilizations could shed a new light on these statements

B1 Religious Significance of Slavery

The oldest example given to slavery is found in scriptures is in Bible The passage in question recounts the incident between Ham and Noah and Noahrsquos leading to Canaanrsquos punishment The violation of an agreement has deserved the curse of slavery

3 Old Testament also refers to a type of slavery that is the result of an unpaid debt4 Debt has had such a significant role in the society so that if one person passes away with an unpaid debt the other party is entitled either to take his share from the heritage or enslave the children of the deceased5 Slavery was a part of the social structure of Jewish culture as well As for Christians slavery was a concrete result of original sin This inference brings forward the belief that what matters is not to be slave or freeman but to submit all belongings to God and be his slave 6 In Egypt in North West Asia in the lands of Syria and Palestine there used to be slavery justified theologically and institutionalized throughout history 7

2 ibid pp 589-5903 Genesis 920-294 Leviticus 25295 II Kings 41-76 Aydın M Akif ldquoKoumllerdquo DİA V26 Ankara 2002 p2377 C Snell Daniel ldquoSlavery in The Ancient Near Eastrdquo The Cambridge World History of Slavery vol I

ed K Brandley P Cartledge Cambridge 2011 p5

82 Ahmet Erhan Şekerci

In Judaism slavery has institutionalized via canonical justifications Slavery that emerged as a result of unpaid debt was limited to a sixth-month duration We find this practice in scripture as such ldquoWhen you buy a Hebrew slave he shall serve six years and in the seventh he shall of out free for nothingrdquo 8 The rest of the verse has extensive explanation on how slavery works9 Hammurabi has put the limit of three years for the slaves of debt whereas standard slaves have had the right of returning to the country of origin or location of sale only after forty-nine years of service 10

Slavery was a historical fact for Jewish people Jews who have been forced into work in Egypt for long years and been able to be free and go back to Palestine only under the guidance of Moses were mentioned in the scripture as such ldquoYou shall remember that you were a slave in the land of Egypt and the LORD your God brought you out from there with a mighty hand and an outstretched arm Therefore the LORD your God commanded you to keep the Sabbath dayrdquo11 God after this warning have asked Jewish people to look after slaves ldquoYou shall not give up to his master a slave who has escaped from his master to yourdquo12 Jewish society has survived within all civilizations of Mediterranean region either as slave or free citizens The Jewish people of Hellenistic Roman era and Islamic phase were used to set slaves free in the seventh year of their service as the holy book commands13

Christians have considered slavery in theological terms rather than from institutionalization perspective The factors that form their conception of slavery were the facts that St Thomas has associated slavery with the original sin and there is no difference between slavery and freedom before God Although Christianity did not command to cease slavery as an institution it has advised fair treatment from its followers Jesus has reminded opponent Jews how they were expelled from Egypt as slaves New testament emphasizes the fact that there is no ontological difference between slaves and free citizens as such ldquoA disciple is not above his teacher nor a servant above his master It is enough for the disciple to be like his teacher and the servant like his master If they have called the master of the house Beelzebul how much more will they malign those of his householdrdquo14 Moreover Jesus has described himself as a slave in service of people 15

Slavery is an institutional entity in Islam as in Christianity Slavery as a social

8 Exodus 2129 Exodus 213 eg Leviticus 2525-2810 C Snell Daniel ldquoSlavery in The Ancient Near Eastrdquo p1711 Deotronomy 51512 Deotronomy 231513 Hezser Catherine ldquoSlavery and The Jewsrdquo The Cambridge World History of Slavery vol I ed K

Brandley P Cartledge Cambridge 2011 p43814 Matthew 1024-2515 Corinthias 919

Slavery as the Other Face of the Enlightenment 83

fact of pre-Islamic Arab culture was usually referred to a group of people that emerged after wars Besides slave trade from Africa to Arab peninsula and its peripheries was quite common Quran has put forth messages commanding to respect slavery law and advising to handle slaves carefully In the Islamic society setting slaves free and helping them to participate social life were appraised Prophet Muhammad has bought and set free the slaves who are converted to Islam and recommended other Muslims to do so during his prophecy There were former slave companions of Prophet Muhammad such as Bilal Habshi and Salman al-Farsi Quran states that a Muslim slave is superior to a non-believer free citizen and thus denies ontological difference between slaves and others16 Quran recommends liberating slaves for the redemption of some specific sins For example Surah an-Nisa asks a Muslim who killed another Muslim accidently to liberate a slave17 Similarly Surah al-Maida mentions liberating slave for redemption 18 as Surah at-Tawbah assigns a share of zakah for liberating slaves19 and advises marriage with slaves and odalisques for their integration to the society20 These examples might let a better understanding of Islamic conception of slavery

B2 The Significance of Slavery Within Civilizations

Slavery was an after-war practice for Ancient Egypt Ancient Greece Mesopotamia Asia Rome and Islamic civilization Slavery has on the other hand survived as a source of service in especially Rome Egypt and Ancient Greece besides the fact that the population of slaves has sometimes surpassed the rest of the population For instance in Athens there were times in which population of slaves triples the population of free citizens Especially in Greek and Roman civilizations slavery was a part and parcel of the structure of society Although in these societies slaves were not regarded as free citizens but reached some level of life standards that they would never reach under normal circumstances Furthermore Rome that used to be an imperial power did not legitimize slavery before law 21 In ancient times slavery was in fact a way rehabilitation of war prisoners Slavery was a better alternative to death for war prisoners This is why slavery was never abolished throughout history Yet transatlantic slave trade is a quite different case

Almost all ancient texts have some kind of reference to the existence of slavery There used to be numerous narratives regarding slavery in Hammurabirsquos texts in Greek tragedies and epic poems including Odyssey of Homer 22 In ancient Anatolia

16 Surah Al-Baqarah 22117 Surah an-Nisa 9218 Surah al-Maida 8919 Surah at-Tawbah 6020 Surah an-Nur 3221 Aydın MAkif ldquoKoumllerdquo p23722 Homer The Odyssey of Homer trans G H Palmer The Riverside Press Cambridge 1892 s67 178

223 377

84 Ahmet Erhan Şekerci

Assyrians have has serfdom a former version of slavery that enables some people to buy and sell other just like an asset 23 In especially Ancient Greece slavery was firmly entrenched with the support of various thinkers including Aristotle Aristo regarded slaves as property to be owned sold and bought Obviously slavery was an economic phenomenon and natural as such 24 Aristotle also excluded slaves from any levels of government In many parts of Iliad and Odyssey include stories about the relation between slaves and owners and depictions of war captives who are slaves-to-be 25 In ancient historical texts by Herodotus Thucydides and Xenophon have sections on various versions of slavery from slaves as asset to war captives26 Slavery in old Athens had a significant role in continuance of service and maintenance of present life standards27

C Colonialism and Slavery

Geographical discoveries that happened as a result of Western attempt of finding new trade routes and reaching India brought Western civilization new opportunities for rise and power By the 18the century many of the European colonial states were dominating over lands larger than their original lands The new trade opportunities that came with this fact were accompanied by a huge mass of enslaved people The emergence of Industrial Revolution thus the Enlightenment was tightly related to the cycle of production that has reached a new level by this development This commercial slavery that survived for almost four centuries led inter-continental rotation of millions of people that sometimes resulted in deaths as it brought phenomenal wealth to Europe What we see as Western civilization today is the outcome of this collective human trafficking The Enlightenment is also an outcome of this rather than the cause

C 1 The Widespread of Colonialism

As the natural consequence of geographical expeditions and with the assistance of new marine technology Spain and Portugal set residential areas in America West Africa and Asia The first fruit of this development was transportation of newfound

23 C Snell Daniel ldquoSlavery in The Ancient Near Eastrdquo pp10-1624 Aristotle The Politics 1253b1-23 Penguin Books trans TA Sinclair London 1992 pp62-6425 Homeros İlyada Sanders Kitabevi trans A Erhat A Kadir 6 Section w465-466 İstanbul 1967

p183 Homeros Odyseia Can Yayınları ter A Erhat-A Kadir İstanbul-1984 s23 ln395 s54 ln622 s213

26 Peter Hunt ldquoSlaves in Greek Literary Culturerdquo The Cambridge World History of Slavery vol I ed K Brandley P Cartledge Cambridge 2011 p29

27 J Kyrtatas Dimitris ldquoSlavery and Economy in The Greek Worldrdquo The Cambridge World History of Slavery vol I ed K Brandley P Cartledge Cambridge 2011 p91

Slavery as the Other Face of the Enlightenment 85

precious metals to Europe Ancient cultures of Aztec and Inca in Mexico and Peru thus vanished 28 While Europe was building a new future for itself many civilization and society were perished Especially local population of America was endangered due to diseases caused and massacres carried out by Europe They had neither power to resist nor a support to rely upon 29 Catholics were baptizing newfound lands in the name of king and papacy as they were carrying on far-reaching missionary activities A century after Spain and Portugal England France Holland and some other European states began colonial activities By the 18th century American continent was slowly transforming into state and provinces with the arrival of European immigrants In America European colonies were carrying out economic activities that soon to be an isolated agriculture movement in the Eastern shores of America such as Barbados and Caribbean In this production-oriented structure built by Europeans people were going to be enslaved and transported to America from Africa When Europeans reached Western shores of Africa they have encountered an already-existing slave trade In this relatively cosmopolitan region of the world people were enslaving and selling their fellow beings However the local slaves of Africa have had the same rights with free people meaning they were getting marrying having children and living together with others This system was completely changed into a type of slavery in which slaves had no rights whatsoever or future30 This transatlantic slave trade type based on race and class is an invention of the Westerners

C 2 How Slavery did become a Trade System

We need to distinguish between slavery that existed throughout history and transatlantic slave trade that is an outcome of colonialism The latter is the term referred to millions of Africans who are pulled away from their homelands and brought to agriculture plantations of America just for economic purposes The slavery that came with colonization is divided into two as before the Enlightenment and after the Enlightenment 18th century is a remarkable slice of history as it witnesses the peak of slavery and also the emergence of the Enlightenment Portugal that is the pioneer state of professional slave trade has provided slaves to the plantations of Caribbean and Southern America on regular basis 31 By the mid of 17th century this market expanded with the participation of Spain England France and Holland European settlers have

28 Tatar Taner ldquoSoumlmuumlrgecilik ve Kızıl-Kara Katliamrdquo Sosyoloji Konferansları Dergisi (Istanbul Journal of Sociological Studies) V44 2011 p202 cf Townsend Richard F Aztekler Arkadaş Yay Ankara 2001 pp9-10

29 Regarding the tortures that Native Americans put to NB Bartelome deacute Las Casas Kızılderililer Nasıl Yokedildi Şule Yay trans Meryem Ural İstanbul 1997 p26 cf Novack George Kızılderili Soykırımı Maki Yay trans Mehmet Beyazıt Ankara 2003 pp7 55

30 httpwwwmgkgovtrcalismalarcalismalar021_transatlantik_kole_ticaretipdf p2 (19052016)31 httpwwwmgkgovtrcalismalarcalismalar021_transatlantik_kole_ticaretipdf p3 (19052016)

86 Ahmet Erhan Şekerci

formed new colonies in the central parts of America As a result of this agriculture has developed and need for slaves increased This need climaxed by the 18th century Two third of total slave trade took place in this century Numerous companies founded with the privileges on slave trade granted by European states have formed a strong economic power that was to be a tripartite trade structure in the following years In the 17th century this continent that was dominated by Western settlers has witnessed economic power battles between England France and Spain As a result of the war between France and England that prolonged for seven years England has won colonies This made England a great political and economic power that she never was before

First settlers of the colonies have used Europeans of whom they know the languages and cultures for their service Those servants were able to buy their own lands with their savings after some years of service Quarter million of people have migrated from England to America for economic religious and political reasons 32

First slave trade company Guniea was founded by Samuel Vassal in 1651 and headquartered in Massachusetts and Virginia33 Besides there were small-scale British companies founded for the same purpose Holland has founded Dutch West India in 1621 France French West India in 1661 England Royal African Company which was the greatest in the field in 1672 After the Glorious Revolution that paves way for the Enlightenment British Royal African Company has weakened thus slave trade was run more by independent traders By the last quarter of the 17th century slavery was official first in Maryland and Caroline the two states dominated by England later in the other states of North America

In large agriculture plantations where African slaves were forced to work the products such as coffee sugar beets cotton cacao blue dye and ginger were gathered The ships that transported slaves were transferring those products to Europe This act of England formed a trade triangle was going to be called tripartite trade structure afterwards The by-products of slave trade were ships cuffs and muzzles We may add weapons and textile products that are being exported to Africa to this The ships that transport those products to West Africa were returning to America with slaves America was the center for the production of luxury consumer goods such as coffee sugar cotton and blue dye34 This triangle that was run by British traders was a great source of wealth not only for them but also for the state People involved in this trade were soon the economic elite of England Alexander and David Barclay and Francis Baring who were the pioneers in slave trades earned more than over the pound7 million pound from this trade They used this money to provide their banks establishing Admiral Lord

32 Blackburn Robin The Making of New World Slavery From the Baroque to the Modern 1492-1800 Verso New York 1997 pp227-228

33 Ennals Richard From Slavery to Citizenship John WileyampSons 2007 p7534 ibid p102

Slavery as the Other Face of the Enlightenment 87

Rodney of Beckford family former mayor of London has amassed a great fortune from the plantations in Barbados35 This capital held in England was going to have a direct effect on the social and cultural development of the Enlightenment Some historians prefer to call this capital accumulation as early capitalism By the end of the century of the Enlightenment the movements against slavery were in peak levels the slavery was about to be prohibited not only for ethical but also for economical motivations Therefore slavery was no more sustainable36

Slave trade has become a professional field of work during the century of Enlightenment Many eminent clergymen statesmen official institutions churches educational centers and intellectuals were among the participants of this beneficial tripartite slave trade structure37 The fact that the pioneers of the Enlightenment who are supposedly guided by the principles of freedom equality and justice were involved in the slave trade is a bitter irony Those people who were satisfied with the profits they gained and the investment they made did not bother to think further on the question of how38 Church has considered slaves as movable goods and believed God permitted such a view until dissenting voices are raised39 Colonial acts contributed a great amount to enrichment of Europe and emergence of capitalism While African slaves were transforming into cheap labor in plantations England and British traders made a fortune40

C 3 The Dimensions of Transatlantic Slave Trade

Slavery as the phenomenon that existed throughout history has been strengthened gradually after 5th century as a result of colonialism and reached its peak in the 18th century Slave trade different from the sort of pre-colonization era had a great impact on both the demographics and political structures of the involved countries In order to have a better understanding of this impact we shall take a closer look at the statics Slave circulation that took place in 1440 and 1880 is unique in world history We believe that the slave trade that took place in this phase included slaves in between ten to twenty million41 Just in 18th century a total of six million slaves were transported Two and a half million of them was transferred to America by British traders42 Those slaves were employed and surpassed local population in time In some places like Haiti slaves were rebelled against the colonial state in order to set their own government Places

35 ibid p9536 ibid p11437 ibid p7938 ibid p20939 ibid p15440 Blackburn Robin p 21941 httpwwwmgkgovtrcalismalarcalismalar021_transatlantik_kole_ticaretipdf p3 (19052016)42 Ennals Richard From Slavery to Citizenship p22

88 Ahmet Erhan Şekerci

like Brazil that became a great economy have declared their independence eventually43

C 4 The Prohibition of Slavery

The century of Enlightenment witnesses both the peak and prohibition of slavery Slavery that became a field of profession bringing high profits was officially prohibited by the first quarter of the 19th century as a result of economic political religious ethical and social change What is remarkably ironic is that the groups entities or people that played a significant role in this prohibition were involved in and benefited from this trade once Quakers as one of the first religious groups who migrated from England to America had an active role in slave trade formerly It was also Quakers that rejected slavery on ethical and religious grounds and fought a political battle for its prohibition

After the United States Declaration of Independence slavery was gradually being prohibited in the states Quakers were already announced their opposition to slavery in Pennsylvania and Massachusetts Slavery was banned in Rhode Island in 1780 and in Connecticut in 1784 France that initially participated this banning failed to resist the compulsion of landowners and had to go back to previous order in 1794 In 1865 senate passed the law abolishing slavery completely London Manchester New York and Philadelphia ran the campaign against slavery On the other hand Quakers played the leading role in this fight Them and their meeting with William Pitt British president of the time was probably the source of inspiration for Pittrsquos famous speech made in favor of banning in 1792 and following prohibition44 First act of banning in Brazil Cuba and United States took place in 1807 But slave trade was only prevented officially in 1833 England that used to be a part of slave trade once also took a significant part in preserving this prohibition

D Slavery and the Enlightenment

Slavery is not just a historical event that took place in a specific time and region but furthermore an economic corporation that has been the vital force of the founding nations of the Enlightenment especially England and France Slaves with no recognized rights or freedoms were used merely for the purpose of service and production Those people who were subject to reductionist rhetoric were isolated from the rest of the world During the Middle Ages the slaves that were taken as captures after the wars within European nations were mostly white people as opposed to the black slaves of

43 httpwwwmgkgovtrcalismalarcalismalar021_transatlantik_kole_ticaretipdf p11 (19052016) 44 Outram Dorinda Aydınlanma Dost Kit trans Sevda Ccedilalışkan Hamit Ccedilalışkan Ankara 2007 pp98-

99 cf Şekerci Ahmet Erhan Aydınlanma ve Din İnsan Yay İstanbul 2016 p154

Slavery as the Other Face of the Enlightenment 89

the 18th century This difference represents one of the most distinguishing features of the slavery of the Enlightenment which is race Race is not only a criterion to decide who will be in and out but also a tool to legitimize this form of forced labor To serve this purpose there were generalizations made and racist approaches embraced On the other hand this fact and attitude contrast strongly with the ideals of the Enlightenment This significant contradiction has more concrete examples than that Third president of the United States Thomas Jefferson who is famous for his anti-slavery views and exhibited an institutional opposition to slavery was on the other hand owned hundreds of African-American slaves He aimed at the abolition of slavery in a way that will not cause social chaos or economic crisis45 This dilemma is not unique to him or any other person but is a general phenomenon that was caused by the tension between moral and practical concerns

D 1 The System of Slavery and Ideals of the Enlightenment

18th century is known to be the century of Enlightenment This phase is on the other hand the peak of Transatlantic human trade run primarily by England Enlightenment from the philosophical political ethical and social points of view represents a movement of independence as well as an intellectual progress Classical social and governmental structures were transformed And people were entitled to express and defend their basic rights Ironically the nations that underwent those radical changes that we can sum up as ldquofreedom independence and progressrdquo were either a part of Transatlantic slave trade or have benefited from it We are talking about a population that was sacrificed for the independence wealth and progress of European societies Nevertheless throughout the end of the process this deadlock became a source of discomfort not only for the intellectuals but also for the governing elite At least it was believed that slavery as a labor system is economically unsustainable Ethical religious and political arguments that made theoretical legitimization of slavery possible were afterwards used for the abolition of slavery Theological entities that were initially the main supporters of the legitimization of slavery became the main opponents of that in the course of time Anglican Church was the most famous of those entities which is also a concrete example of this shift

D 2 How Did the Pioneers of the Enlightenment View Slavery

In the last quarter of the 17th century there were two prominent names known with their ideas favoring slavery Newton and John Locke Those two thinkers were either an investor or director in transatlantic slave trade In addition to those two who are most

45 Outram D Aydınlanma p94

90 Ahmet Erhan Şekerci

famous 17th century supporters of forced labor we can also refer to the names such as Hume Smith Hutcheson Kant Rousseau Voltaire or Montesquieu Considering the most fundamental tenets and dictums of the Enlightenment it would be surprising to hear racist and reductionist ideas from afore-mentioned names While we read such surprising statements from them on the other side of the coin is the fact that slavery was banned with the philosophical ethical and social assistance of the same names John Locke who is known to be the founding father of the Enlightenment was served as the undersecretary of Lord Ashley and in charge of plantations as he also took active part in institutional organization of some colonies until he retired in 170146 However he opposed slavery intellectually as we observe in his works where he gave insightful details of the mechanism Newton who abstained to make any statement regarding the topic is among the shareholders of British State Company that is engaged in human trade Adam Smith who is the pioneer name of capitalism pointed explicitly to the end of slavery as he denounced the economic shortcomings of it and welcomed a new economic system

John Locke who has provided the political and intellectual framework and theoretical back ground to the Enlightenment with his Two Treaties of Government has outstanding views on slavery Having said that among three rights of man is private property Locke regrets greatly for the fact that one man is the property of the other He finds the fact that British people own slaves unacceptable and expresses his sorrow as following ldquoSlavery is so vile and miserable an estate of man and so directly opposite to the generous temper and courage of our nation that it is hardly to be conceived that an Englishman much less a gentleman should plead for itrdquo47

Although he was an officer engaged in trade business he never owned a slave During his service in trade commission he opposed to arbitrary punishment of the slaves But he per contra showed tendency to reductionist attitude when it comes to the status of people enslaved For him those whom he called primitive need a shelter or some sort of protection until they discover their potentials Slaves are slaves by definition in the sense that they are already incapable of using their minds 48 Thus for him slavery is an outcome of the relation between winner and loser 49 According to Locke slavery that is an outcome of wars should be taken as a historical fact since captives do not have any property and thus cannot be regarded as the part of civil society 50 He however bitterly opposed to Robert Filmer who attempted to justify slavery with patriarchy 51

46 Blackburn Robin The Making of New World Slavery From the Baroque to the Modern 1492-1800 p255

47 J Locke ldquoOf Goverment Book I First Treatiserdquo Two Treatises of Goverment and A Letter Concer-ning Toleration ed Ian Shapio Yale University Press New Haven 2003 p8

48 The Making of New World Slavery From the Baroque to the Modern 1492-1800 p26549 Locke J ldquoOf Civil Goverment Book II Second Treatiserdquo p11050 ibid p13651 ibid p136 cf pp 109-110 NB Locke J ldquoOf Goverment Book I First Treatiserdquo p9

Slavery as the Other Face of the Enlightenment 91

As a matter of fact if we take a closer look at his views on slavery with regard to his conception of freedom the matter would be more decipherable His expressions on freedom would assist the question reveal itself ldquoThe natural liberty of man is to be free from any superior power on earth and not to be under the will or legislative authority of man but to have only the law of nature for his rulerdquo 52 Defining freedom as a state of absolute independence he stated that no one could violate this willingly or unwillingly and therefore referred to the possibility of slavery ldquofor a man not having the power of his own life cannot by compact or his own consent enslave himself to any one nor put himself under the absolute arbitrary power of another to take away his life when he pleases Nobody can give more power than he has himself and he that cannot take away his own life cannot give another power over itrdquo 53

Although John Locke was engaged in the system of slavery ex officio he has had a great impact in American Revolution with his philosopher persona In fact Thomas Jefferson owes the intellectual background of his executions in the fields of freedom and equality to John Locke 54

Another thinker who exhibits an obvious opposition to slavery is Adam Smith He had strong objection to not only slavery but also mercantilism His objection to slavery was more for ethical reasons than for economic reasons Although for him slavery comes with its own economic advantages 55 it is not irreplaceable What he did with The Wealth of Nations was to offer an alternative way to present economic system that makes use of forced labor His approach to slavery and slaves was quite realistic 56 By arguing out the reason why slaves are being employed in the plantations he establishes grounds for such an employment It was indeed economically efficient to hire slaves However long-term consequences of this practice would be ldquofalling behindrdquo because heavy working conditions that slaves are subject to would result in exhaustion at some point Therefore short-term efficiency is not sustainable in long-terms The slaves that were held and forcibly working in the sugar beets coffee and cotton fields were vulnerable to arbitrary and uncontrolled treatments57 Those treatments were found inhumane and thus unsustainable for Smith as he offered a new economic order

Another thinker of the Enlightenment that is known for his objection to slavery is Voltaire According to him humiliating and abusing slaves on the grounds of race would contradict the ideals of the Enlightenment 58 This approach manifests his

52 Locke J ldquoOf Civil Goverment Book II Second Treatiserdquo p 110 cf J Locke Youmlnetim Uumlzerine İkinci İnceleme Ebabil Yay Ankara 2012 pp21-22

53 Locke J ldquoOf Civil Goverment Book II Second Treatiserdquo p11054 Uzgalis William ldquoAn Inconsistencey not to be Excused On Locke and Racisimrdquo Philosophers on

Race ed Julie K Ward Tommy L Lott Blackwell 2002 p8155 Adam Smith Ulusların Zenginliği VII trans Metin Saltoğlu Palme Yay Ankara 2011 p 16156 ibid p15357 ibid pp171-17258 NB Outram D Aydınlanma p90

92 Ahmet Erhan Şekerci

opposition to both racism and slavery For him to defend slavery in theological terms is a futile effort 59 French encyclopedists can also be added to the list of people known for anti-slavery views Diderot Condorcet Montesquieu and Hutcheson can be counted towards this line of thought Especially after John Locke J J Rousseau re-argued against the system of slavery in his Discourse on the Origin of Inequality 60 Montesquieu has criticized the popularly esteemed reductionist view on enslaving Africans In his times Westerns would favor white and Christians against the rest while Africans were seen inferior to white man intellectually culturally and morally as a separate species more closely related to apes than to whites He has described slavery as the possession of a human being in all aspects by another human being And such a possession cannot be regarded as a right by any means61 He claims that since there was no free man to work left in America because of Westerns Africans were enslaved for cultivation If that were not the case the production thus the consumption of sugar would be pricey He refers to Westerners who would hardly picture a God who implants a soul and even a good soul into a pitch-black body 62 The Westerners whom he referred to did in fact point to the so-called primitive patterns of behavior of the Africans in order to justify racist positions It should also be noted that this generalization and reductionism is not unique to the relations held with Africans but covers the people of all of the Western colonies

Rousseau another French thinker defined slavery a non-stop work a labor-oriented tough life whereas the only virtue of slavery is unconditional subordination63 Slavery is in other words giving up nature freedom rights and responsibilities peculiar to human beings therefore contradicts human nature64 Enslaving captives or black people is not a right not because it is illegitimate but because it is meaningless and absurd Slavery and legitimacy on the other hand are concepts that do not only contradict but also negate each other 65 Having said that he criticized Christian hypothesis that what matters is not to be slave or free what matters is faith (ldquoThere is neither Jew nor Greek slave nor free male nor female for you are all one in Christ Jesusrdquo- Galatians 328) According to him slavery is not meant for Christians In Social Contract he described slavery as anti-freedom 66

59 Blackburn Robin The Making of New World Slavery From the Baroque to the Modern 1492-1800 p 590

60 NB Montesquieu The Spirit of Laws vol I trans Thomas Nuget The Collonial Press London 1900 pp238-239

61 Montesquieu Kanunların Ruhu Uumlzerine I Toplumsal Doumlnuumlşuumlm Yay trans Fehmi Baldaş İstanbul1998 p339

62 ibid p34463 Rousseau İnsanlar Arasındaki Eşitsizliğin Kaynağı Say Yay trans Rasih Nuri İleri İstanbul 2015

p159 64 ibid p17265 Rousseau Toplum Soumlzleşmesi trans Alpagut Erenulu Oumlteki Yayınları Ankara1996 p4266 Rousseau Toplum Soumlzleşmesi pp165 204

Slavery as the Other Face of the Enlightenment 93

David Hume and Immanuel Kant are two Enlightenment thinkers who are in favor of slavery Especially Kantrsquos statements that support Western colonialism and condescend African slaves have led fiery debates in his time George Foster a scientist who has accompanied captain Cook in his geographical exploring expeditions and Kant got engaged in an interesting written dialogue on the matter of slavery Hume who has had a deep impact on Kant declared his belief that black people are inferior to white men and perceived them as a community ineligible for civilizing He is said to change course on slavery afterwards67 Just like Hume Kant had a strong belief in the superiority of white race over the black one and did not favor the abolition of slavery while supporting colonialism68 His following statements are worth quoting ldquowhich is too weak for hard labor too indifferent for industry and incapable of any culture - although there is enough of it as example and encouragement nearby - ranks still far below even the Negro who stands on the lowest of all the other steps that we have named as differences of the racesrdquo69 This perspective comes with ethical aporias and thus is not sustainable Therefore Kant is also believed to change his mind on the question through the end of his life70

Kantrsquos position on slavery and colonialism in fact contradicts itself in some ways This position was subject to various critiques in his era too The one that attracts most critiques is his claim that the slaves that are held in plantations of America were in fact free labor He on the one hand supported European colonialism and find enslaving on the basis of race legitimate71 Having regarded American natives as subspecies just like black people he characterized the former with instability and primitiveness Black Africans were brought to replace American natives who failed to accommodate to the conditions of agriculture plantations Thus Africans are for him meant for the service of free people72

E Concluding Remarks

Colonialism and the phenomenon of slavery that survived for almost four centuries on the earth came to an end by the first half of 19th century Western oriented expansionism that relied on factors such as quest for new markets and habitats imperialist and religious

67 Palter Robert ldquoHume and Prejudicerdquo Hume Studies vol XXI April 1995 p468 Flikschuh K L Ypi ldquoIntroductionrdquo ed Katrin Flikschuh and Lea Ypi Kant and Colonialism Oxford

University Press 2014 pp5 1769 I Kant ldquoOn the Use of Teleological Principles in Philosophyrdquo Anthropology History and Education

ed Guumlnter Zoumlller Robert B Louden trans Guumlnter Zoumlller Cambridge University Press 2007 p21170 Pauline Kleingeld ldquoKantrsquos Second Thoughts on Colonialismrdquo ed Katrin Flikschuh and Lea Ypi Kant

and Colonialism Oxford University Press 2014 p4571 ibid p5072 ibid p51

94 Ahmet Erhan Şekerci

concerns development in shipping and arms business existed from the 15th century to the 19th century During the 16th century European nations including England Spain France Portugal and Holland have begun a colonialist movement in South America and Africa This movement reached out to Far East especially by the British venture Those nations that used to sway lands larger and wealthier than their own began hauling the goods of the colonies to their own lands in the course of time For example agriculture plantations of America led Europeans enjoyed a life of money and comfort Products of European origin were sold to Africa in return for valuable agriculture products such as coffee cotton and sugar An enslavement process accompanied this trade With such a triad structure of trade the profit of European nations reached the peak levels in the 18th century

The Enlightenment and its accompanying concepts such as freedom human rights private property free enterprise women rights and slavery marked the 18th century The bitter irony lies in the fact that economic and cultural background of the Enlightenment benefited to a great extend from colonialism and slavery England that hosted pioneer movements of the Enlightenment was at the same time the greatest actor and profiteer of the slave trade The profit she made by abusing people from all around the world was for spoiling her own people The leading figure of the Enlightenment in science was in this business per se John Locke another pioneer name of the Enlightenment held a critical position in the committee in charge of plantations while providing a theoretical background to the Enlightenment Former supporters of slavery Hume and Kant raised two most important critiques of the system of slavery Kant did believe in the superiority of white race over the black one and formed a theory of legitimacy on this belief The problem with this theory is to depend merely on race while coming up with ethical and philosophical claims On the other hand Hutcheson and Smith lodged an ethical objection to Kantian position French Encylopedists including Rousseau and Montesquieu joined this line of thought afterwards as they did not believe in the possibility of advancing such a theory

The major profiteers of the capital begot by slavery were England and British people Surprisingly the same England showed a great intellectual and legal support to the efforts for abolishing slavery J Locke and A Smith were the main sources of inspiration for the declaration of independence of the American colonies Quakers dominated by British immigrants and Lunar Society of Birmingham contributed greatly to the abrogation of slavery Both rise and fall of slavery occurred in the century of Enlightenment Thus we can infer that Enlightenment made the realization and incarnation of the abstract concepts of freedom equality free enterprise and private property possible However it is an undeniable fact that this fruitage is only after the Industrial Revolution The Revolution that advanced by the second half of the century proved that slavery was unsustainable economic wise Pointing to this fact Smith underlined that wealth of nations is closely tied to an efficient economic system and thus he dropped the first hints of capitalism

Slavery as the Other Face of the Enlightenment 95

Despite everything slavery yielded great economic benefits to the Western civilization Nevertheless the axiology came with Enlightenment put ethical religious and humane aspects of slavery on trial Although slavery disappeared officially in that slice of history the economic system that is based on forced labor survived in the following economies such as socialism and capitalism The working conditions once the slaves were subject to still exist in some parts of todayrsquos world The center of the system is ironically still west as the peripheries remain the same Colonialism is formally dead whereas imperialism survived

BIBLIOGRAPHY

Aristotle The Politics 1253b1-23 Penguin Books trans TA Sinclair London 1992Aydın M Akif ldquoKoumllerdquo DİA V26 Ankara 2002Blackburn Robin The Making of New World Slavery From the Baroque to the Modern 1492-

1800 Verso New York 1997Ennals Richard From Slavery to Citizenship John Wiley amp Sons 2007Flikschuh K L Ypi ldquoIntroductionrdquo ed Katrin Flikschuh and Lea Ypi Kant and Colonialism

Oxford University Press 2014Hezser Catherine ldquoSlavery and The Jewsrdquo The Cambridge World History of Slavery vol I

ed K Brandley P Cartledge Cambridge 2011Homer The Odyssey of Homer trans G H Palmer The Riverside Press Cambridge 1892Homeros İlyada Sanders Kitabevi trans A Erhat A Kadir İstanbul 1967ndashndashndashndash Odyseia Can Yayınları ter A Erhat-A Kadir İstanbul-1984httpwwwmgkgovtrcalismalarcalismalar021_transatlantik_kole_ticaretipdf (Access

19052016)Hunt Peter ldquoSlaves in Greek Literary Culturerdquo The Cambridge World History of Slavery vol

I edK Brandley P Cartledge Cambridge 2011Kant Immanuel ldquoOn the Use of Teleological Principles in Philosophyrdquo Anthropohogy His-

tory and Education ed Guumlnter Zoumlller Robert B Louden trans Guumlnter Zoumlller Cambridge University Press 2007

Kleingeld Pauline ldquoKantrsquos Second Thoughts on Colonialismrdquo ed Katrin Flikschuh and Lea Ypi Kant and Colonialism Oxford University Press 2014

Kyrtatas Dimitris J ldquoSlavery and Economy in The Greek Worldrdquo The Cambridge World History of Slavery vol I ed K Brandley P Cartledge Cambridge 2011

Las Casas Bartelome deacute Kızılderililer Nasıl Yokedildi Şule Yay trans Meryem Ural İs-tanbul 1997

Locke John ldquoOf Goverment Book I First Treatiserdquo Two Treatises of Goverment and A Letter Concerning Toleration ed Ian Shapio Yale University Press New Haven 2003

ndashndashndashndash ldquoOf Civil Goverment Book II Second Treatiserdquo Two Treatises of Goverment and A Letter Concerning Toleration ed Ian Shapio Yale University Press New Haven 2003

ndashndashndashndash Youmlnetim Uumlzerine İkinci İnceleme Ebabil Yay Ankara 2012Montesquieu Baron De The Spirit of Laws vol I trans Thomas Nuget The Collonial Press

London 1900ndashndashndashndash Kanunların Ruhu Uumlzerine I Toplumsal Doumlnuumlşuumlm Yay trans Fehmi Baldaş İstanbul

1998

96 Ahmet Erhan Şekerci

Novack George Kızılderili Soykırımı Maki Yay trans Mehmet Beyazıt Ankara 2003Outram Dorinda Aydınlanma Dost Kit trans Sevda Ccedilalışkan Hamit Ccedilalışkan Ankara

2007Rousseau J J İnsanlar Arasındaki Eşitsizliğin Kaynağı Say Yay trans Rasih Nuri İleri

İstanbul 2015ndashndashndashndash Toplum Soumlzleşmesi trans Alpagut Erenulu Oumlteki Yayınları Ankara 1996Şekerci Ahmet E Aydınlanma ve Din İnsan Yay İstanbul 2016Seyyar Ali İnsan ve Toplum Bilimleri Terimleri Değişim Yay İstanbul 2007Smith Adam Ulusların Zenginliği VII trans Metin Saltoğlu Palme Yay Ankara 2011Snell Daniel C ldquoSlavery in The Ancient Near Eastrdquo The Cambridge World History of Sla-

very vol I ed K Brandley P Cartledge Cambridge 2011Tatar Taner ldquoSoumlmuumlrgecilik ve Kızıl-Kara Katiamrdquo Sosyoloji Konferansları Dergisi (Istanbul

Journal of Sociological Studies) 2011Townsend Richard F Aztekler Arkadaş Yay Ankara 2001Uzgalis William ldquoAn Inconsistency not to be Excused On Locke and Racismrdquo Philosophers

on Race ed Julie K Ward Tommy L Lott Blackwell 2002

AYDINLANMANIN OumlTEKİ YUumlZUuml KOumlLELİK

Ahmet Erhan Şekerci

SLAVERY AS THE OTHER FACE OF ENLIGHTENMENT

OumlZAydınlanma kuşkusuz duumlşuumlnce tarihinin en oumlnemli doumlnuumlm noktalarından biridir Biz buguumln modern duumlnyayı hangi kelimelerle tavsif ediyorsak (oumlzguumlrluumlk ba-ğımsızlık muumllkiyet insan hakları kadın hakları vb) Aydınlanma duumlşuumlncesinin mirasıdır Bu duumlşuumlnce kendisi bir doumlnuumlm noktası olmasının yanı sıra siyaset toplum ve felsefe gibi pek ccedilok artccedilı doumlnuumlm noktasına da zemin sağlamıştır Bu sebeplerden dolayı Aydınlanma monolitik bir yapı veya ontik bir varlıkmışccedila-sına pek ccedilok oumlvguumlye konu olmuştur Biz bu makalemizde Aydınlanmayı ortaya ccedilıkaran zihniyet ile onu oumlnceleyen koumllelik muumlessesinin girift ilişkisine değinerek aslında idealize ettiğimiz bazı duumlşuumlncelerin sanıldığı kadar da masum olmadığını goumlstermeye ccedilalışacağızAnahtar Kelimeler Aydınlanma Koumllelik J Locke D Hume I Kant A Smith Oumlzguumlrluumlk Kolonyalizm

ABSTRACTThe Enlightenment is no doubt among the greatest landmarks of history Whatever we today characterize the modern world with (such as freedom independence private property human and women right) is the heritage of this landmark The Enlightenment was not only a landmark itself but paved the way for following landmarks in the fields of politics society and philosophy Because of these reasons it has been subject to praises as if it a monolithic structure or ontic entity This article aims to cast a light upon the entangled relationship between slavery and the intellectual background of the Enlightenment and touch upon the fact that afore mentioned ideals are not as innocent as they seem

Kutadgubilig Felsefe-Bilim Araştırmaları Mart 2017 Sayı 33 s 97-115

Yrd Doccedil Dr Ahmet Erhan Şekerci İstanbul Uumlniversitesi İlahiyat Fakuumlltesi Felsefe Tarihi ABD (ah-metsekercigmailcom) Yazı geliş tarihi 16012017 kabul tarihi 06032017

98 Ahmet Erhan Şekerci

Keywords The Enlightenment Slavery J Locke D Hume I Kant A Smith Freedom and Colonialism

Giriş

İnsanlık tarihinde doumlnuumlm noktası olarak kabul edilen bazı oumlnemli doumlnemler vardır Modern duumlnya duumlşuumlncesinin teşekkuumlluumlnde oumlnemli bir rol oynayan Aydınlanma doumlnemi de bunlardan birisidir Aydınlanmayı doğru anlamak iccedilin onu doğuran Reform ve Roumlnesans hareketlerinin yanında on beşinci yuumlzyılın ortalarından itibaren merke-zinde Batılıların olduğu kolonyalizm dediğimiz suumlreci ve bunun doğal sonucu olan koumllelik muumlessesini anlamak oldukccedila oumlnemlidir Başını İngiltere İspanya Portekiz Fransa ve Hollanda gibi uumllkelerin ccedilektiği bazı Batılı uumllkeler başta Amerika ve Afrika olmak uumlzere duumlnyanın her tarafında kendi uumllkelerinden ccedilok daha buumlyuumlk yerleri ele geccedilirerek koloniler kurmuşlardı Bu yayılma ve yerleşmenin sonucu olarak on altıncı yuumlzyıldan itibaren Amerikarsquoda kurulan buumlyuumlk tarım plantasyonları kolonyalizmi Avrupa Afrika ve Amerika kıtalarının iccedilinde bulunduğu buumlyuumlk bir ekonomik faaliyet alanına doumlnuumlştuumlrmuumlştuumlr Koumllelik bu faaliyetin en oumlnemli iş guumlcuuml olarak karşımıza ccedilıkmaktadır Yapısal olarak ticari koumllelik oumlzel olarak ise transatlantik koumlle ticareti olarak adlandırılan bu faaliyet sırasında yirmi milyona yakın insan doumlrt asır boyunca Afrikarsquodan Amerikarsquoya sırf ccedilalıştırılmak iccedilin goumltuumlruumllmuumlştuumlr Zamanla tarihin goumlrduumlğuuml en buumlyuumlk insan ticaretine doumlnuumlşen bu yapı Amerikarsquoda buumlyuumlk bir uumlretim faaliyetine doumlnuumlşuumlrken Batırsquoya ise muumlthiş bir zenginlik sağlamıştır On sekizinci yuumlzyıl ticari koumllelik faaliyetinin zirveye ccedilıktığı asırdır Ancak bu asır aynı zamanda Batı duumlnyasını derinden etkileyen Aydınlanma duumlşuumlncesinin de yaşandığı doumlnemdir Guumlnuumlmuumlzde Batılı değerler olarak adlandırılan oumlzguumlrluumlk bağımsızlık muumllkiyet insan hakları gibi kazanımların ccediloğu Aydınlanmanın bizlere hediyesidir Biz bu ccedilalışmamızda Aydınlanmayı ortaya ccedilıkaran zihniyet ile onu oumlnceleyen koumllelik muumlessesinin girift ilişkisine değinerek aslında idealize ettiğimiz bazı duumlşuumlncelerin sanıldığı kadar da masum olmadığı ve oldukccedila ciddi bedeller sonucunda ortaya ccedilıktığını ortaya koy-maya ccedilalışacağız Bunu da pek ccedilok aydınlanma uumllkuumlsuumlnuumln temelinde yaşanmış acı tecruumlbelerin olduğunu koumllelik oumlzelinde goumlstermeye ccedilalışacağız

A Kolonyalizm ve Koumllelik Nedir

Kolonyalizm bir devletin veya bir başka grubun kendine ait olmayan topraklar ve devletler uumlzerinde siyasal ve ekonomik bir hacirckimiyet kurması durumudur Siyasal iccedileriğe sahip bu durum işgale uğrayan devletler ve topluluklar bakımından soumlmuumlrge-

Aydınlanmanın Oumlteki Yuumlzuuml Koumllelik 99

cilik olarak da isimlendirilmiştir1 Koumllelik ise insanın herhangi bir hakkı olmaksızın aşırı ccedilalıştırılma yani bir insanın başka bir insan tarafından tuumlm kullanım hakları ile beraber temelluumlk edilme durumudur2

Aydınlanma doumlnemi ve oumlncesinde gerccedilekleşen koumllelik ise klasik koumllelikten farklı olarak herhangi bir savaş durumu olmaksızın soumlmuumlrge alanlarındaki insanların sadece ticari amaccedillar goumlzetilerek kaccedilırılma ya da bizzat yerel unsurlar eliyle koumlleleştirilme yoluyla kendi vatanlarından ccedilok uzakta ve hiccedilbir şekilde doumlnme imkacircnı olmayacak bir yerde herhangi bir gelecek uumllkuumlsuuml olmaksızın sırf ccedilalıştırılmak uumlzere kullanı-mına verilen addır Aydınlanma doumlneminde karşımıza ccedilıkan koumllelik ise ccediloğunluğu Afrikarsquodan elde edilmiş koumlleleri Amerikarsquodaki plantasyonlarda ccedilalıştırılmak uumlzere kurulmuş ekonomik bir sistemdir

B Koumlleliğin Tarihi Koumlkenleri

Koumllelik kurumu neredeyse insanlık tarihiyle eş bir geccedilmişe sahiptir Genelde savaşlar sonucunda ortaya ccedilıkan bir kurum olan koumllelik varlığını ccediloğu kadim kuumlltuumlrde goumlstermiştir Semavi dinlerde ve buumlyuumlk medeniyetlerde koumllelik cari bir uygulamaydı Kutsal kitaplarda bu kurumun varlığını destekleyen pek ccedilok pasaj bulmak muumlm-kuumlnduumlr Ayrıca Yunanlılardan Romalılara İslam medeniyetinden Batı medeniyetine kadar bir hizmet alanı olarak koumllelik hep var olmuştur Bu var oluşu oumlzellikle dinler ve medeniyetler bağlamında kısaca ele alırsak ortaya koyacağımız oumlnermeler daha anlamlı olacaktır

B1 Koumlleliğin Dinlerdeki Yeri

Kutsal kitaplarda koumlleliğe dair en eski oumlrnek Hz Nuhrsquoun oğullarından Hamrsquoın işlediği guumlnah sebebiyle oğlu Kenanrsquoı Hamrsquoın kardeşleri Sam ve Yasefrsquoe kul olarak vererek cezalandırmasıdır3 Buradaki kulluk koumlleliğin ilk hali olarak karşımıza ccedilık-maktadır Kutsal kitaplardan oumlzellikle Ahd-i Atikrsquote borca karşılık ortaya ccedilıkan bir koumllelikten bahsedilmektedir4 Borccedil toplumda o kadar hayati bir rol oynamaktadır ki kişi borcunu oumldemeden oumlluumlrse alacaklı mirastan borcunu tahsil etme bu imkacircn yoksa ccedilocuklarını koumlle olarak alma hakkına da sahiptir5 Koumllelik oumlzellikle Yahudi toplumu accedilısından kurumsal bir yapıdır Hıristiyanlar accedilısından ise koumllelik asli guumlnaha bağlı reel bir sonuccedil olup koumlle ya da oumlzguumlr olmaktan daha oumlnemli olan Tanrırsquoya kul olabil-

1 Ali Seyyar İnsan ve Toplum Bilimleri Terimleri Değişim Yay İstanbul-2007 s5772 Seyyar age s589-5903 Tekvin 920-294 Levilier 25295 II Krallar 41-7

100 Ahmet Erhan Şekerci

mektir6 Mısırda Semitik dillerin konuşulduğu Kuzey Batı Asyarsquoda Suriye ve Filistin topraklarında dini olarak temellendirilmiş ve tarih boyunca oldukccedila kurumsallaşmış bir koumllelik vardır7

Yahudilikte kutsal kitaba bağlı olarak kurumsallaşan bir koumllelik anlayışı vardı Borca bağlı koumllelik iccedilin altı yıllık bir suumlre konmuştu Bu durum kutsal kitapta şu şekilde ifade edilir ldquoİbrani bir koumlle satın alırsan altı yıl koumllelik edecek ama yedinci yıl karşılık oumldemeden oumlzguumlr olacakrdquo8 ayetin devamında koumlleliğin nasıl işleyeceğine dair oldukccedila geniş accedilıklamalar vardır9 Borca bağlı koumllelik Yahudilerin kendilerinden edindikleri koumlleler iccedilin geccedilerli bir durumken Hammurabi borca dayalı koumlleliği uumlccedil yıl ile sınırlandırmıştır Bunun dışındaki normal bir koumlleye kırk dokuz yıl hizmetin sonunda kendi topraklarına veya satıldığı yere doumlnme imkacircnı verilmiştir10

Koumlleliğin aslında Yahudiler accedilısından tarihsel bir realitesi vardı Mısırda uzun yıllar koumlle olarak ccedilalıştırılan ve sonrasında Hz Musarsquonın oumlncuumlluumlğuumlnde oumlzguumlrluumlklerine kavuşup uzun bir yolculuktan sonra Filistinrsquoe doumlnebilen Yahudilere Tanrı bu durumu hatırlatarak koumllelikle ilgili ccedilok oumlnemli şu uyarıyı da yapmaktadır ldquoMısırrsquoda koumlle olduğunu ve Tanrın RABrsquobin seni oradan guumlccedilluuml ve kudretli eliyle ccedilıkardığını anım-sayacaksın Tanrın RAB bu yuumlzden Şabat Guumlnuumlrsquonuuml tutmanı buyurdurdquo11 Bu uyarıyı yapan Tanrı Yahudilere koumlleler hususunda hassas olmalarını salık vererek koumlleleri koruyup goumlzetmelerini şoumlyle tembihlemiştir ldquoEfendisinden kaccedilıp size sığınan koumlleyi efendisine teslim etmeyeceksinizrdquo12 Yahudiler hem koumlle hem de efendi olarak Akdeniz havzasındaki tuumlm medeniyet unsurları iccedilerisinde varlıklarını suumlrduumlrmuumlşlerdi Yahudiler Helenistik doumlnem Roma doumlnemi İslam doumlneminde Filistin boumllgesi ve Akdenizrsquodeki diaspora alanlarında kutsal kitapta kendilerine oumlğretildiği gibi altı yıllık koumlleleri ye-dinci yılda serbest bırakıyorlardı13

Hıristiyanlar koumlleliği kurumsal accedilıdan ziyade teolojik accedilıdan ele almaya ccedilalışmış-lardı St Thomasrsquoın koumllelik halini asli guumlnaha kadar goumltuumlrmesi ve Hıristiyanlar accedilısın-dan bir insanın Tanrı katında oumlzguumlr ya da koumlle olmasının bir anlamı olmaması onların koumlleliğe bakışlarını etkileyen unsurlardı Hıristiyanlık koumlleliği kurumsal olarak devam ettirse de Hz İsa insanlara ayrım goumlzetmeksizin engin hoşgoumlruumlnuumln bir gereği olarak koumllelere iyi muameleyi tavsiye etmişti Zira Hz İsa kendine karşı gelen Yahudilere

6 MAkif Aydın ldquoKoumllerdquo DİA c26 Ankara-2002 s2377 Daniel C Snell ldquoSlavery in The Ancient Near Eastrdquo The Cambridge World History of Slavery vol I

ed K Brandley P Cartledge Cambridge-2011 s58 Mısırrsquodan Ccedilıkış 2129 Mısırrsquodan Ccedilıkış 213 Borca bağlı koumllelik hususunda Ahdi Atikrsquote buna benzer ayetleri bulmak muumlm-

kuumlnduumlr Bkz Levililer 2525-2810 Snell ldquoSlavery in The Ancient Near Eastrdquo s1711 Yasanın Tekrarı 51512 Yasanın Tekrarı 231513 Catherine Hezser ldquoSlavery and The Jewsrdquo The Cambridge World History of Slavery vol I edK

Brandley P Cartledge Cambridge-2011 s438

Aydınlanmanın Oumlteki Yuumlzuuml Koumllelik 101

koumlle iken nasıl Mısırrsquodan ccedilıkarıldıklarını hatırlatmıştır Ahdi Cedidrsquode ise koumlle ile diğer insanlar arasında herhangi bir ontolojik ayrımın olmadığı şu şekilde vurgulanmıştır ldquoOumlğrenci oumlğretmeninden koumlle efendisinden uumlstuumln değildir Oumlğrencinin oumlğretmeni gibi koumllenin de efendisi gibi olması yeterlidir İnsanlar evin efendisine Beelzebul (şeytan) derlerse ev halkına neler demezlerrdquo14 Bunun oumltesinde Hz İsa kendisini daha ccedilok insan kazanmak iccedilin herkese hizmet eden bir koumlle olarak tavsif etmiştir15

Koumllelik İslamrsquoda da tıpkı Hıristiyanlıkta olduğu gibi kurumsal bir oluşumdur Cahiliye doumlneminde toplumsal bir gerccedileklik olan koumllelik genelde savaş sonucu ortaya ccedilıkan bir topluluğu ifade etmekteydi Bunun yanında genellikle Afrikarsquodan koumlle alımı Arap yarımadasında ve ccedilevre coğrafyalarda oldukccedila yaygındı Kurrsquoanrsquoda koumllelerin hu-kukuna ve onlara iyi davranılmasına dair oumlnemli mesajlar ortaya konmuştu Koumllelerin imkacircn olduğunca azat edilmesi ve topluma katılması amaccedillanmıştı Hz Muhammed (sav) tebliği boyunca kendine inanan koumlleleri satın almış ya da başkası vasıtasıyla azat edilmesi iccedilin uğraşmış ve bu youmlnde tavsiyelerde bulunmuştur Başta Hz Bilal-i Habeşi ve Hz Selman-ı Farisi gibi sahabeler olmak uumlzere pek ccedilok koumlle koumlkenli sahabe bulunmaktadır Kurrsquoan-ı Kerimrsquode iman eden bir koumllenin Allahrsquoa ortak koşan huumlr bir erkekten daha hayırlı olduğu vurgulanarak koumlle ile diğer insanların arasında herhangi bir ontolojik fark olmadığı ifade edilmiştir16 Kurrsquoan bazı guumlnahlara kefaret olarak koumlle azat edilmesini tavsiye ediyordu Mesela Nisa Suresinde bir Muumlsluumlman diğer bir Muumlsluumlmanı yanlışlıkla oumllduumlruumlrse ona bir muumlmin koumlle azat etmesi tavsiye edilmiştir17 Yine Maide Suresinde kefaret iccedilin koumlle azat edilmesi18 Tevbe Suresinde sadaka ve-rilecek kişiler arasında koumllelerin sayılması19 ayrıca onların topluma entegre edilmesi iccedilin bekacircr olanların koumlle ve cariyelerle evlendirilmesinin tavsiye edilmesi20 koumllelerin İslam toplumundaki yerini anlamamız accedilısından oumlnemlidir

B2 Koumlleliğin Medeniyetlerdeki Yeri

Kadim Mısır medeniyetinden Eski Yunanrsquoa Mezopotamyarsquoda Uzak Doğuda Romarsquoda ve İslam Medeniyetinde koumlleler genelde savaş sonucu alınan esirlerden meydana gelen bir topluluktu Ancak tarih boyunca koumllelik oumlzellikle Roma Mısır ve Eski Yunanlarda toplumu ayakta tutan bir hizmet unsuru olarak var olmuş koumlleler bazen de yerli nuumlfusu geccedilmiştir Mesela Eski Atinarsquoda zaman zaman koumlle nuumlfusu oumlz-guumlr vatandaşların uumlccedil katına ulaşmıştır Oumlzellikle Batı toplumumun temelini oluşturan

14 Matta 1024-2515 Korintliler 91916 Bakara 22117 Nisa 9218 Maide 8919 Tevbe 6020 Nur 32

102 Ahmet Erhan Şekerci

Eski Yunan ve Roma medeniyetlerinde koumlleler toplumu ayakta tutan oumlnemli yapısal unsurlardandır Bu topluluklarda koumlleler vatandaş sayılmamış ancak hiccedilbir zaman ulaşamayacağı bir yaşama efendisi sayesinde kavuşmuştur Ayrıca emperyal bir im-paratorluk olan Romarsquonın hiccedilbir vatandaşı da kanunen koumlleleştirilemiyordu21 Kadim doumlnemlerde koumllelik aslında savaş esirlerinin tasfiyesi ve topluma kazandırılması iccedilin bir ccediloumlzuumlm yoluydu Esirlere oumlluumlm yerine sunulan koumllelik onlara yaşama imkacircnı veri-yordu Bu nedenle tarih boyunca koumlleliğin neden kaldırılmadığı sorusunun cevabı da aslında ortaya ccedilıkmaktaydı Ancak konumuzu teşkil eden transatlantik koumlle ticaretinde ortaya ccedilıkan koumlleliğin durumu ise bundan oldukccedila farklıdır

Hemen hemen her kadim metinde koumlleliğe dair bazı ifadeler bulmak muumlmkuumlnduuml Hamurabirsquonin metinlerinde Eski Yunanrsquoın ccediloğu tragedyalarında Homerrsquoin uumlnluuml Odey-seiarsquosında koumllelikle ilgili pek ccedilok anlatı bulunmaktaydı22 Eski Anadolursquoda Asurluların koumlleliğin başka bir şekli olan serfliği kullandıkları koumllelerin menkul bir mal gibi miras olarak el değiştirdiğini goumlrmekteyiz23 Oumlzellikle eski Yunanrsquoda bizzat Aristo gibi duumlşuumlnuumlrlerin de katkısıyla oldukccedila yerleşmiş bir koumllelik kurumu bulunmaktadır Aristo koumlleyi oumlzguumlr insanların sahip olabileceği bir muumllk gibi goumlrmektedir Kendi zamanının Atinarsquosında ekonomik hayatın bir parccedilası durumunda olan koumllelik onun accedilısından oldukccedila doğal bir olgudur24 Aristo koumllelerin krallık sanatında da yerlerinin olmadığını beyan etmiştir İlyada ve Odeyseiarsquonın pek ccedilok boumlluumlmuumlnde koumlle efendi ilişkisine dair hikacircyeler anlatılmakta savaş meydanlarında koumlle duumlşmenin durumuna dair betimlemeler yapılmaktadır25 Eski tarih metinlerinde Herodot Thucydides ve Xenophonrsquoda mal cinsinden bir koumllelikten ccedilok savaş esirlerinin koumlleliğine dair bahisler bulunmaktadır26 Eski Atinarsquoda koumllelik uumlretim ve hizmetin devamı ve efendilerin hayat standartlarını suumlrduumlrmeleri accedilısından hayati bir oumlneme sahiptir27

21 Aydın ldquoKoumllerdquo s23722 Homer The Odyssey of Homer trans G H Palmer The Riverside Press Cambridge 1892 s67 178

223 37723 Daniel C Snell ldquoSlavery in The Ancient Near Eastrdquo s10-1624 Aristotle The Politics 1253b1-23 Penguin Books trans TA Sinclair London-1992 s62-6425 Homeros İlyada Sanders Kitabevi ter A Erhat A Kadir 6 Boumlluumlm İstanbul-1967 st 465-466

s183 Homeros Odyseia Can Yayınları ter A Erhat-A Kadir İstanbul-1984 s23 st395 s54 st622 s213

26 Peter Hunt ldquoSlaves in Greek Literary Culturerdquo The Cambridge World History of Slavery vol I ed K Brandley P Cartledge Cambridge-2011 s29

27 Dimitris J Kyrtatas ldquoSlavery and Economy in The Greek Worldrdquo The Cambridge World History of Slavery vol I edK Brandley P Cartledge Cambridge-2011 s91

Aydınlanmanın Oumlteki Yuumlzuuml Koumllelik 103

C Kolonyalizm ve Koumllelik

On beşinci yuumlzyılda Batılıların yeni ticaret yolları bulma ve Hindistanrsquoa ulaşma ccedilabalarının bir sonucu olarak gerccedilekleşen coğrafi keşifler Batı Medeniyeti iccedilin yeniden yuumlkselişi ve hacirckimiyeti getirecek imkacircnları doğurmuştur On sekizinci yuumlzyıla gelin-diğinde ccediloğu kolonyal Avrupa devleti asli topraklarından ccedilok daha buumlyuumlk bir alana ve oumlnemli ticari imkacircnlara kavuşmuştu Bu yeni imkacircnlara Aydınlanma ve Sanayi Devrimirsquoyle yeni bir aşamaya geccedilen uumlretim ccedilarkı iccedilinde duumlnyada ilk defa eşine az rastlanır boyutta sırf ccedilalıştırılmak uumlzere koumlleleştirilen insanlar yığını eşlik edecekti Yaklaşık doumlrt asır yoğun bir şekilde devam eden bu ticari koumllelik milyonlarca insanın kıtalar arasında rotasyonuna pek ccediloğunun oumlluumlmuumlne sebep olurken uumlretilen katma değerin sonucu olarak Avruparsquoda muumlthiş bir zenginlik ve ardından şaşalı bir Avrupa medeniyeti teşekkuumll etti Bu teşekkuumllde en oumlnemli roluuml Aydınlanma olarak adlandırılan duumlşuumlnsel ve siyasi doumlnuumlşuumlm oynamıştır

C1 Kolonyalizmin Yayılışı

Coğrafi keşiflerin doğal sonucu olarak ilk oumlnce İspanyollar ve Portekizliler sahip oldukları gemi teknolojisi sayesinde başta Amerika olmak uumlzere Batı Afrika kıyıları ve uzak doğuya uzanan bir coğrafyada kendi yerleşim alanlarını kurdular Bu yerleşim-lerin ilk uumlruumlnuuml ise bulundukları yerlerdeki değerli metallerin Avruparsquoya taşınmasıydı Yeni duumlnyanın Meksika ve Perursquodaki kadim kuumlltuumlrleri Aztek ve İnka medeniyetleri boumlylelikle yok oldu28 Avrupa kendine yeni bir gelecek inşa ederken pek ccedilok mede-niyet ve topluluğu da bir şekilde tarih sahnesinden silmekteydi Oumlzellikle Amerikarsquoda yerli nuumlfus Avrupalıların taşıdığı hastalıklar ve katliamlarla birlikte pek ccedilok yerde yok olma noktasına gelmişti Kendilerini savunacak guumlccedilleri olmayan bu topluluklar hem dayanıksız hem de savunmasızdılar29 Oumlzellikle Katolik Hıristiyanlar yeni ayak bastıkları her yeri kral ve papalık adına kutsamakta ve oralarda Hıristiyanlığı yay-maya ccedilalışmaktaydılar İspanyol ve Portekizlilerden yaklaşık bir asır sonra İngiltere Fransa Hollanda ve diğer bazı Avrupa devletleri kolonyal faaliyetlere başlamıştı On sekizinci yuumlzyıla gelindiğinde Amerika kıtası Avruparsquodan gelen yerleşimcilerle beraber eyalet ve devletlere doumlnuumlşmeye başlamıştı Temelde Avruparsquoya bağlı olan pek ccedilok koloni kendi ekonomik faaliyetlerini yuumlruumltmeye başlamıştı bu ise Amerikarsquonın doğu kıyılarındaki başta Barbados ve Karayipler olmak uumlzere pek ccedilok adada izole bir tarım faaliyetine doumlnuumlşecekti Avrupalıların kurduğu ticari koumlleliğe neden olacak bu

28 Taner Tatar ldquoSoumlmuumlrgecilik ve Kızıl-Kara Katliamrdquo Sosyoloji Konferansları Dergisi sy44 2011 s202 Richard F Townsend Aztekler Arkadaş Yay Ankara-2001 s9-10

29 Kızılderelilerin ve yerli halkların maruz kaldıkları işkencelere dair bkz Bartelome deacute Las Casas Kı-zılderililer Nasıl Yokedildi Şule Yay ccedilev Meryem Ural İstanbul-1997 s26 George Novack Kızıl-derili Soykırımı Maki Yay ccedilev Mehmet Beyazıt Ankara-2003 s7 55

104 Ahmet Erhan Şekerci

uumlretime dayalı yapıda pek ccedilok insan bir diğer koloni alanı olan Afrikarsquodan Amerikarsquoya taşınacaktı Avrupalılar Afrikarsquonın Batı kıyılarına ccedilıktıklarında zaten var olan bir koumlle ticaretiyle karşılaşmışlardı Birbirinden farklı pek ccedilok unsuru barındıran bu kıtada insanlar baskınlarla birbirlerini koumlleleştiriyor ve satıyorlardı Ancak buradaki koumlleler yine de toplumla aynı yerlerde yaşayıp aynı haklara sahip olabiliyor evlenebiliyor ve ccedilocukları oumlzguumlr oluyordu Bu sistem Batılıların kurduğu transatlantik koumlle ticareti sırasında tamamen değişerek herhangi bir hakkın ve geleceğin olmadığı sınıfsal ayrıma ve ırka dayanan bir koumllelik tuumlruumlne doumlnuumlşecektir30

C2 Koumlleliğin Ticari Bir Unsur Haline Gelmesi

Tarih boyunca var olan koumllelik kurumuyla kolonyalizmin bir sonucu olarak ortaya ccedilıkan transatlantik koumlle ticaretini yapısal olarak birbirinden ayırmak gerekmektedir Savaş sonucu olmayan sırf ccedilalıştırılmak iccedilin ana yurtlarından koparılıp hiccedil bilmedikleri Amerikarsquodaki tarım plantasyonlarına goumltuumlruumllen milyonlarca Afrikalının oluşturduğu yapıya ticari koumllelik kurumu adını veriyoruz Kolonyalizm iccedilinde ortaya ccedilıkan koumlleliği ise Aydınlanma oumlncesi ve sonrası olarak ikiye ayırmamız gerekmektedir On sekizinci yuumlzyıl Aydınlanmanın aydınlanma yuumlzyılı olmanın yanında ticari koumlleliğin en yoğun şekilde yaşandığı bir doumlnemdir İlk olarak profesyonel koumlle ihracatına başlayan Porte-kizliler başta Karayipler ve Guumlney Amerikarsquodaki plantasyonlara duumlzenli olarak koumlle tedarik etmişlerdir31 On yedinci yuumlzyılın ortalarından itibaren ise İspanyol İngiliz Fransız ve Hollandalıların bu ticarete katılımıyla pazar daha da buumlyuumlmuumlştuumlr Avruparsquodan gelen yerleşimcilerin Amerikarsquonın iccedillerine doğru yerleşerek yeni koloniler oluşturması tarımının giderek gelişmesi bu sahalarda ccedilalışacak koumlle ihtiyacını artıran unsurların başındadır Ancak on sekizinci yuumlzyılda bu oran zirveye ccedilıkar Toplam koumlle sevkiya-tının uumlccedilte ikisi bu doumlnemde gerccedilekleşmiştir Avrupalı devletlerin koumlle ticaretiyle ilgili verdiği imtiyazlarla kurulan pek ccedilok şirket ileride uumlccedilluuml bir ticaret haline gelecek ve devasa bir ekonomi oluşturacak bir yapıyı oluşturmuşlardı On yedinci yuumlzyılda Batılı yerleşimcilerin tamamen hacirckim olduğu bu yeni kıtada İngiltere Fransa ve İspanya arasında ticarete bağlı hacirckimiyet muumlcadeleleri gerccedilekleşmişti Oumlzellikle Fransa ve İngiltere arasındaki yedi yıl savaşlarının bir sonucu olarak İngilterersquoye bırakılan pek ccedilok koloni arazisi İngilterersquonin tarihinde olmadığı kadar buumlyuumlk bir siyasi ve ekonomik guumlccedil haline gelmesini sağlamıştır

Kolonilerdeki ilk yerleşimciler hizmet alanlarında genellikle Avruparsquodan getirilen dillerini ve kuumlltuumlrlerini bildikleri insanları kullanmışlardı Bu kişiler belli bir suumlre ccedilalışıp para biriktirdikten sonra kendi arazilerini alabiliyorlardı On yedinci yuumlzyıl

30 httpwwwmgkgovtrcalismalarcalismalar021_transatlantik_kole_ticaretipdf s2 a (Erişim 19052016)31 httpwwwmgkgovtrcalismalarcalismalar021_transatlantik_kole_ticaretipdf s3 a (Erişim 19052016)

Aydınlanmanın Oumlteki Yuumlzuuml Koumllelik 105

boyunca İngilterersquoden ccedileyrek milyon insan Amerikarsquoya ekonomik dini ve siyasi nedenlerle goumlccedil etmişlerdi32

İlk İngiliz koumlle ticaret şirketi Samuel Vassal tarafından 1651 yılında kurulan daha ccedilok Londra Massachusetts ve Virginiarsquoda faaliyet goumlsteren Guniea şirketidir33 Bunların yanında yine aynı doumlnemde koumlle ticareti iccedilin kurulmuş kuumlccediluumlk İngiliz şirketleri vardı Hollandarsquonın Dutch West India şirketi 1621rsquode Fransızların French West India Şirketi 1661rsquode ve İngilterersquonin ve koumlle ticaretinin en buumlyuumlk şirketi olan Royal African Company 1672 yılında kurulmuştur Aydınlanmayı muumljdeleyen Glorious devriminden sonra İngiliz Royal African Company etkinliğini yitirmiş faaliyet daha ccedilok bağımsız tuumlccarlar aracılığıyla suumlrduumlruumllmuumlştuumlr On yedinci yuumlzyılın son ccedileyreğinden itibaren Kuzey Amerikarsquonın başta Maryland ve Carolina gibi İngilizlerin hacirckim olduğu eya-letlerinde koumllelik resmileştirilmiştir

Yuumlzyıllar boyunca getirilen Afrikalı koumllelerin istihdam edildiği geniş tarım plan-tasyonlarında kahve şeker pancarı pamuk ccedilikolata ccedilivit ve zencefil gibi uumlruumlnler uumlre-tilmekteydi Bu uumlruumlnler koumlle getiren gemiler tarafından alınarak Avruparsquoya taşınıyordu İngilizler sonradan uumlccedilluuml ticaret olarak adlandırılan bu yapıda birbirini tamamlayan bir ticaret uumlccedilgeni kurmuşlardı İngilterersquode koumlle ticareti iccedilin gemiler kelepccedileler ağızlıklar ve pek ccedilok yan unsur uumlretilmekteydi Ayrıca Afrikarsquoya ihraccedil edilen silahlar ve tekstil uumlruumlnleri oumlnemli bir kalemdi Bu uumlruumlnler gemilerle Batı Afrikarsquoya naklediliyor ora-dan koumlleler alınıyor Amerikarsquodaki plantasyonlara goumltuumlruumlluumlyor Amerikarsquodan da luumlks tuumlketim uumlruumlnleri olan kahve şeker pamuk gibi tarım uumlruumlnlerinin yanında tekstilde kullanılan ccedilivit temin ediliyordu34 Bu uumlccedilluuml ccedilarkı youmlneten İngiliz tuumlccarlar sayesinde hem kendileri hem de devlet muumlthiş bir gelir elde etmişti Bu ticaretin iccedilinde bulunan pek ccedilok kişi zamanla İngilterersquonin en oumlnemli zenginleri haline gelmişlerdi Koumlle ticaretinin oumlncuumllerinden Alexander ve David Barclay ile Francis Baring bu ticaretten 7 milyon pounddan daha fazla para kazandılar Bu parayı da bankalarının kurulması iccedilin kullandılar Londra belediye başkanlığı yapan Beckford ailesinden amiral Lord Rodney Barbadosrsquotaki plantasyonlarından bir servet elde etmişti35 İngilterersquode biriken bu sermaye Aydınlanma yuumlzyılı boyunca yaşanan sosyal ve kuumlltuumlrel gelişmeye de doğrudan etki edecektir Hatta bu doumlnemki sermaye birikimini zaman zaman erken doumlnem kapitalizmi olarak da niteleyenler olmuştur Zaten aydınlanma yuumlzyılının son-larına doğru koumllelik karşıtı hareketlerin zirveye ccedilıktığı ve yasaklandığı doumlnemlerde ahlaki kaygıların yanında ekonomik olarak da koumllelik suumlrduumlruumllemez hale gelecekti36

Koumlle ticareti oumlzellikle aydınlanma yuumlzyılı boyunca profesyonel bir iş alanı haline

32 Robin Blackburn The Making of New World Slavery From the Baroque to the Modern 1492-1800 Verso New York-1997 s227-228

33 Richard Ennals From Slavery to Citizenship John WileyampSons 2007 s7534 R Ennals age s10235 R Ennals age s9536 R Ennals age s114

106 Ahmet Erhan Şekerci

gelmişti Uumlccedilluuml ticaret ağının kacircrlı yapısına katılan pek ccedilok seccedilkin din adamı resmi kurum kiliseler huumlkuumlmet yetkilisi eğitim kurumu ve aydın bulunmaktaydı37 Oumlzguumlrluumlk eşitlik ve adalet gibi oumlnemli ilkeleri kendine rehber edinen aydınlanmanın oumlncuumlleri olan kurum ve kişilerin aynı zamanda bu ticaret ccedilarkının iccedilinde yer almaları tartışılması gereken ilginccedil bir ironidir Bu insan ve kurumlar ortaya ccedilıkan gelir ve yatırımdan memnun olduklarından ccediloğunlukla işin iccedileriğiyle ilgilenmemişlerdir38 Kilise koumlleyi menkul bir mal gibi duumlşuumlnerek muhalif hareketler başlayana kadar koumlle ticaretini Tanrı tarafından kabul edilebilir bir durum olarak kabul etmiştir39 Kolonilerdeki faaliyetler Avruparsquonın zenginleşmesine ve kapitalizme doğru giden yolun ilk taşlarının doumlşeme-sine de katkıda bulunmuştur Afrikalı koumlleler plantasyonlarda iş ve mal guumlcuuml haline doumlnuumlşuumlrken bu durumdan en ccedilok İngiltere ve İngilizler yararlanmıştır40

C3 Transatlantik Koumlle Ticaretinin Boyutları

Tarih boyunca var olan bir olgu olan koumllelik kolonyalizmin sonucunda on beşinci yuumlzyıldan sonra giderek artan bir ivme kazanmış ve on sekizinci yuumlzyılda zirveye ulaşmıştır Tarihi koumllelik olgusundan farklı olarak oumlzellikle on yedinci ve on sekizinci yuumlzyıllar boyunca artarak devam eden ticari koumlleliğin sayısal boyutları hem uumllkelerin demografilerini hem de siyasi yapılarını derinden etkilemiştir Bu etkinin daha iyi anlaşılabilmesi iccedilin ortaya ccedilıkan rakamlara kısaca bakmak gerekmektedir İnsanlık tarihi boyunca 1440 ile 1880 yılları arasında gerccedilekleşen koumlle sirkuumllasyonunun bir benzerini bulma imkacircnı yoktur Bu doumlnem iccedilinde transatlantik koumlle ticaret sistemiyle on milyonla yirmi milyon arasında insanın Afrikarsquodan Amerikarsquoya taşındığı kabul edilmektedir41 Sırf on sekizinci yuumlzyıl boyunca toplam altı milyon koumllenin taşındığı bunların da iki buccediluk milyonunun İngilizlerce Amerikarsquoya getirildiği bilinmektedir42 Zamanla istihdam edilen bu koumllelerin bulundukları boumllgelerin bir ccediloğunda koumlle nuuml-fusları yerli nuumlfusu aşmıştır Haiti gibi yerlerde koumlleler kendi duumlzenlerini kurmak iccedilin kolonyal devlete karşı isyan etmişlerdir Brezilya gibi buumlyuumlk bir ekonomi haline gelen yerler zamanla kendi bağımsızlıklarını elde etmiştir43

37 R Ennals age s 7938 R Ennals age s20939 R Ennals age s15440 R Blackburn The Making of New World Slavery From the Baroque to the Modern 1492-1800 s21941 httpwwwmgkgovtrcalismalarcalismalar021_transatlantik_kole_ticaretipdf s3 a (Erişim 19052016)42 R Ennals From Slavery to Citizenship s2243 httpwwwmgkgovtrcalismalarcalismalar021_transatlantik_kole_ticaretipdf s11 a (Erişim 19052016)

Aydınlanmanın Oumlteki Yuumlzuuml Koumllelik 107

C4 Koumlleliğin Yasaklanması

Aydınlanma yuumlzyılı koumlleliğin zirveye ccedilıktığı ve aynı zamanda yasaklandığı douml-nemdir Koumllelik kurum olarak en kacircrlı olduğu bu doumlnemde yaşanan yeni ekonomik siyasi dini ahlaki ve sosyal değişimin bir sonucu olarak on dokuzuncu yuumlzyılın ilk ccedileyreğinde resmi olarak yasaklanmıştır İşin ilginccedil ve ironik tarafı ise koumlleliğin yasak-lanmasında etkin olan ccediloğu grup kurum devlet ya da insanın ccediloğunlukla bu ticaretin iccedilinde yer alması ve ekonomik olarak bir zamanlar bu sistemden faydalanmış olma-larıdır İngilterersquoden Amerikarsquoya ilk goumlccedil eden dini gruplardan birisi olan Kuveykırlar ilk zamanlar koumlle ticaretinde aktif rol almışlardı Ancak yine bu grup ahlaki ve dini gerekccedilelerle koumlle edinmeyi reddeden ve yasaklanması iccedilin siyasi ccedilaba harcayan ilk gruplardan olmuştur

Amerikan Bağımsızlık Bildirgesirsquoyle beraber siyasi accedilıdan koumlleliğin yasaklanma suumlreci de başlamıştır 1792rsquode İngiltere parlamentosu yasağa dair ilk icraatını yapmış ve 1807rsquode koumllelik resmi olarak yasaklanmıştır

Amerikan Bağımsızlık Bildirgesirsquonden sonra eyaletlerde koumllelik faaliyetleri ya-saklanmaya başlamıştı Pennsylvania ve Massachusettsrsquote Kuveykırlar zaten koumlle edinmeye karşı olduklarını ilan etmişlerdi 1780rsquode Rhode Islandrsquoda ve 1784rsquode ise Connecticutrsquota koumllelik yasaklanmıştı 1786rsquoda bu yasaklamaya katılan Fransa toprak sahiplerinin baskılarına dayanamayıp 1794 yılında eski duumlzeni yeniden ikame etmiş-tir Aslında koumlleliğin tam olarak kaldırılması 1865 yılına kadar suumlrmuumlştuumlr Londra Manchester New York ve Philadelphia gibi şehirler koumlle karşıtı kampanyada oumlncuumlluumlk yapmışlardır Koumlleliğin yasaklanmasında lider roluuml uumlstlenen Kuveykırlar zamanın İngiliz Başbakanı olan William Pitt ile goumlruumlşerek onun 1792rsquode Lordlar Kamarasında yaptıkları uumlnluuml konuşmaya ve akabindeki yasaklamaya ilham kaynağı olmuşlardır44 Brezilya Kuumlba ve ABDrsquode oumlnemli bir nuumlfusa sahip olan koumllelerle ilgili ilk yasaklama 1807 yılında gerccedilekleşmişti Ancak ticaretinin yasaklanması 1833 yılında muumlmkuumln oldu Koumlle ticaretinde aktif rol alan İngiltere bu yasağın korunmasında da etkin rol almıştır

D Koumllelik ve Aydınlanma

Koumllelik Aydınlanmayı oluşturan uluslara ve oumlzellikle de İngiliz ve Fransız im-paratorluklarına can veren oumlnemli bir ekonomik kurum olarak uzun suumlre varlığını suumlrduumlrmuumlştuumlr Ana kıtadan uzakta izole yerlerde sadece hizmet ve uumlretim iccedilin kullanılan bu insanların temel hak ve huumlrriyetlerini tanımak ve tartışmak bir yana haklarında

44 Dorinda Outram Aydınlanma Dost Kit ccedilev Sevda Ccedilalışkan Hamit Ccedilalışkan Ankara-2007 s98-99 Ahmet Erhan Şekerci Aydınlanma ve Din İnsan Yay İstanbul-2016 s154

108 Ahmet Erhan Şekerci

indirgemeci bir soumlylem benimsenmiştir Ortaccedilağ boyunca Avrupa uluslarının genel-likle kendi aralarında yaptıkları savaşlarda elde ettikleri koumllelerin ccediloğu Aydınlanma doumlnemindekiler gibi zenci değildi Aydınlanma doumlnemi koumllelik anlayışının en bariz oumlzelliklerinden biri de koumllelik kurumumun bu doumlnemde genelde Afrika koumlkenli zenci insanları kapsayacak şekilde oumlzelleşmiş olmasıydı İşin ilginccedil ve Aydınlanma ideal-leriyle tamamen ters duumlşen yanı ise zamanın koumllelik muumlessesini meşrulaştırmak iccedilin ırksal oumlzelliklere dair indirgemeci değerlendirmeler yapılmasıydı Koumllelik karşıtı goumlruumlşleriyle oumln plana ccedilıkan Amerikarsquonın uumlccediluumlncuuml başkanı Thomas Jefferson koumlleliğe kurumsal muhalefetine rağmen koumlle olarak tanımlanan Afrikalı-Amerikalılara menfi tutumuyla bilinmekteydi Onun asıl amacı bu kurumun toplumsal bir karmaşa ve ekonomik bir bozulmaya yol accedilmayacak bir şekilde kaldırılmasıydı45 Doumlnemin kouml-leliğe muhalefetiyle bilinen pek ccedilok ismi uzun suumlre koumlle edinmeye devam etmişlerdi

D1 Koumllelik Kurumu ve Aydınlanma idealleri

On sekizinci yuumlzyıl Aydınlanma yuumlzyılı olarak kabul edilmektedir Bu doumlnem aynı zamanda transatlantik koumlle ticaretinin zirveye ccedilıktığı ve oumlzellikle İngilterersquonin de bu ticareti youmlnettiği bir doumlnemdir Aydınlanma felsefi siyasi ahlaki ve toplumsal accedilıdan Batı toplumlarında buumlyuumlk kazanımların ortaya ccedilıktığı bir doumlnem olarak bir tuumlr zihinsel ve toplumsal bağımsızlaşmayı ifade etmektedir Bu doumlnem klasik toplum ve devlet formlarının değişime uğradığı insanların temel haklarına kavuşarak ken-dilerini ifade edebilme imkacircnının doğduğu bir doumlnem olarak tarihte yerini almıştır Ancak ilerleme oumlzguumlrleşme bağımsız hareket etme gibi uumllkuumllerin can verdiği bu duumlşuumlnce hareketinin iccedilinde yer alan devletler ve aydınlar aynı zamanda transatlantik koumlle ticaretinin ya iccedilinde yer almış ya da onun nimetlerinden yararlanmıştır Burada zenginleşen ilerleyen bağımsızlaşan Avrupa toplumları iccedilin kullanılırken yok edilen buumlyuumlk bir popuumllasyondan bahsediyoruz Ancak suumlrecin sonlarına doğru bu ccedilıkmazlar hem devletleri hem de aydınları rahatsız etmeye başlamıştır Ahlaki dini ve siyasi soumlzde gerekccedileler ortaya konmakla beraber aslında ekonomik accedilıdan devamı muumlmkuumln olmayan bu yapı yine aynı unsurlar tarafından lağvedilmiştir Başta koumlleliğin meşru-laştırılmasına destek olan dini kurumlar sonradan İngiltere Kilisesinin oumlncuumlluumlğuumlnde bu yasaklamaya karşı ccedilıkmışlardı Ticaretin oumlncuumlsuuml olan aynı kişiler yasaklamanın da oumlncuumlleri olmuşlardı

D2 Aydınlanma Duumlşuumlnuumlrlerinin Koumlleliğe Bakışı

Aydınlanma yuumlzyılının doğduğu on yedinci yuumlzyılın son ccedileyreğinde bu hareketi temsil eden iki oumlnemli duumlşuumlnuumlr bulunmaktadır Newton ve J Locke Her ikisi de bir

45 Outram Aydınlanma s94

Aydınlanmanın Oumlteki Yuumlzuuml Koumllelik 109

şekilde transatlantik koumlle ticaretinin iccedilinde ya yatırımcı ya da memur olarak bulun-muşlardır Bu iki duumlşuumlnuumlruumln yanında İskoccedil Hume Smith ve Hutcheson Alman Kant Fransız Rousseau Voltaire ve Montesquieu gibi duumlşuumlnuumlrler koumllelik kurumu hakkında birbirlerinden oldukccedila farklı goumlruumlşler serdetmişlerdir Aydınlanma uumllkuumlleri bakımından temelde birbirine muhalif olan bu duumlşuumlnuumlrlerin bir kısmı suumlreci destekledikleri gibi transatlantik koumlle ticaretinin temel unsuru olan zenci insanları oldukccedila indirgemeci bir tarzda ele almışlardır Ancak bununla birlikte felsefi ahlaki ve sosyal accedilıdan koumlleliğe karşı ccedilıkan ve yasaklanmasında etkin olan kişiler de bu aydınlar arasından ccedilıkmıştır Aydınlanmarsquonın babası olarak kabul edilen J Locke mihmandarı olan ve bir suumlre de başbakanlık yapan Lord Ashley (Shaftesbury)rsquonin siyaseti gereği uzun bir suumlre plan-tasyonlardan sorumlu kurumun sekreterliğinde bulunmuş46 ve başta Carolina olmak uumlzere bazı kolonilerdeki koumllelerin kurumsal duumlzenlemesinde rol almıştır Locke bu kurumdan 1701 yılında emekli olmuştur Ancak bununla birlikte Locke eserlerinde koumllelik kurumunun nasıl işlediğini anlatırken o zaman iccedilin oldukccedila erken olan ama sonralarda kendisine sıklıkla referans verilen entelektuumlel karşıtlığını ortaya koymuş-tur Bu hususta herhangi bir goumlruumlş bildirmeyen Newton ise koumlle ticareti yapan İngiliz devlet şirketinin hissedarları arasındadır Koumllelik kurumuna karşıtlığını doğrudan ortaya koyan duumlşuumlnuumlr İskoccedil Adam Smithrsquoti Kapitalizmin oumlncuumlsuuml olarak kabul edilen duumlşuumlnuumlr yeni bir ekonomiyi insanlara muumljdelerken bir anlamda koumlleliğin ekonomik oumlmruumlnuuml tamamladığını da goumlstermeye ccedilalışmıştır

Huumlkuumlmet Uumlzerine İki Deneme adlı eseriyle aydınlanmaya siyasi ve entelektuumlel accedilıdan oumlnemli bir youmln veren Locke koumllelik hakkında da ccedilok dikkat ccedilekici goumlruumlşlere sahiptir İnsanın uumlccedil temel oumlzguumlrluumlğe sahip olduğunu duumlşuumlnen Locke bir kişinin diğeri-nin malı olarak duumlşuumlnuumllmesini uumlzuumlcuuml ve alccedilaltıcı bir durum olarak nitelendirmektedir İngilizlerin koumlle sahibi olmasını muumldafaa edilemez bir durum olarak goumlren duumlşuumlnuumlr koumllelik durumunu şu şekilde ifade eder ldquoKoumllelik insanın oumlylesine koumltuuml ve alccedilaltıcı bir durumu ve ulusumuzun coumlmert karakterine ve cesaretine oumlylesine taban tabana zıttır ki bırakınız bir İngiliz Asilzadesini sıradan bir İngilizrsquoin bile koumlleliği savundu-ğu duumlşuumlnuumllemezrdquo47 Koumlle ticaretinde bir memur olarak yer alan Locke buna rağmen hiccedilbir zaman koumlle edinmemiştir Ticaret komisyonundaki goumlrevi sırasında koumllelerin keyfi olarak cezalandırılmasına karşı ccedilıkmıştır Ancak o da doumlnemindeki ccediloğu Batılı duumlşuumlnuumlr gibi zaman zaman indirgemeci bir tavra kapılmıştır İlkel olarak nitelendirdiği bu insanların potansiyellerini keşfedebilmeleri iccedilin bir suumlre korunmaya ihtiyaccedilları vardır İlkel insan ile kastedilen aklını kullanmadan oumlnce sınırsız oumlzguumlrluumlğuumlnuuml kay-betmiş olan insandır48 Duumlşuumlnuumlr aslında koumlleliği galip ile mağlup arasındaki ilişkiye

46 Blackburn The Making of New World Slavery From the Baroque to the Modern 1492-1800 s25547 J Locke ldquoOf Goverment Book I First Treatiserdquo Two Treatises of Goverment and A Letter Concer-

ning Toleration ed Ian Shapio Yale University Press New Haven 2003 s848 R Blackburn The Making of New World Slavery From the Baroque to the Modern 1492-1800 s265

110 Ahmet Erhan Şekerci

dayandırmaktadır49 Savaş sonucu oluşan esirlerin koumlle olarak kullanılmasını tarihi bir realite olarak goumlren duumlşuumlnuumlr bu kişilerin herhangi bir muumllkiyetleri olmadığından sivil toplumun bir parccedilası olarak duumlşuumlnuumllemeyeceğini ifade etmiştir50 Duumlşuumlnuumlr babalık otoritesi uumlzerinden kendi zamanında koumlleliği temellendirmeye ccedilalışan Robert Filmerrsquoa şiddetli bir şekilde karşı ccedilıkmıştır 51

Aslında Lockersquoun koumllelik dacirchil ortaya koyduğu goumlruumlşleri oumlzguumlrluumlk anlayışı bağ-lamında ele alındığında daha anlaşılır olacaktır Duumlşuumlnuumlr oumlzguumlrluumlğuuml şu şekilde ifade etmektedir ldquoİnsanın doğal huumlrriyeti yeryuumlzuumlndeki uumlstuumln bir iktidardan oumlzguumlr olmak ve insanın iradesi ya da yasama otoritesi altında olmamak kendi youmlnetimi iccedilin ise sadece doğa yasasına sahip olmaktırrdquo52 Oumlzguumlrluumlğuuml mutlak bir bağımsız unsur olarak nitelendiren duumlşuumlnuumlr kişinin bunu istese de ihlal edemeyeceğini belirterek şu ifadelerle koumlleliğin de imkan kapılarını kapatmıştır ldquoBir insan kendi yaşamı uumlzerinde iktidara sahip olmadığından anlaşmayla ya da kendi onayıyla ne kendisini birinin koumllesi haline getirebilir ne de kendisini dilediğinde yaşamına son vermesi iccedilin bir başkasının mut-lak keyfi iktidarı altına koyabilir Hiccedil kimse kendisinin sahip olduğundan daha fazla bir iktidarı başkasına veremez ve bu nedenle kendi yaşamına son veremeyen biri bu yaşam uumlzerinde başka bir iktidar koyamazrdquo53

J Locke bir memur olarak koumlle ticaretinin iccedilinde yer almış olmasına rağmen bir filozof olarak ortaya koyduğu duumlşuumlncelerle Amerikan devrimine kayda değer boyutlarda duumlşuumlnsel katkı sağlamıştır Amerikan başkanı T Jeffersonrsquoun oumlzguumlrluumlk ve eşitlik adına yazdıkları ve uygulamaya koyduklarının arka planında J Lockersquoun duumlşuumlnceleri vardır54

Koumllelik hususunda doğrudan karşıtlığını ortaya koyan diğer bir duumlşuumlnuumlr A Smith olmuştur Duumlşuumlnuumlr hem merkantilizme hem de koumlleliğe karşı bir tavır sergi-lemişti Koumllelik kurumuna daha ccedilok ahlaki accedilıdan yaklaşan Smith onun ekonomik değerini de vurgulayan goumlruumlşler ortaya koymakla beraber55 onun yerine başka bir tuumlr ekonominin ikame edileceğini uumlnluuml eseri Ulusların Zenginliğirsquonde goumlstermeye ccedilalışmıştır Duumlşuumlnuumlr bu eserde koumllelerin ticari oumlnemini oldukccedila realist bir yakla-şımla ele almıştır56 Plantasyonlarda zenci koumllelerin istihdam edilme nedenlerini de ele alan duumlşuumlnuumlr onların kullanımının ticari olarak daha etkili ama sonuccedillarının

49 J Locke ldquoOf Civil Goverment Book II Second Treatiserdquo Two Treatises of Goverment and A Letter Concerning Toleration ed Ian Shapio Yale University Press New Haven 2003 s110

50 Locke age s13651 Locke age s109-110 J Locke ldquoOf Goverment Book I First Treatiserdquo s9 52 J Locke age s 110 J Locke Youmlnetim Uumlzerine İkinci İnceleme Ebabil Yay Ankara-2012 s2153 Locke ldquoOf Civil Goverment Book II Second Treatiserdquo s110 J Locke Youmlnetim Uumlzerine İkinci İnce-

leme s21-2254 William Uzgalis ldquoAn Inconsistencey not to be Excused On Locke and Racisimrdquo Philosophers on

Race ed Julie K Ward Tommy L Lott Blackwell 2002 s8155 Adam Smith Ulusların Zenginliği cII ccedilev Metin Saltoğlu Palme Yay Ankara-2011 s 16156 Smith age s153

Aydınlanmanın Oumlteki Yuumlzuuml Koumllelik 111

ccedilok ağır olduğuna işaret etmiştir Oumlzellikle şeker kahve ve pamuk gibi tarlalarda ccedilok ağır şartlarda ccedilalıştırılan bu insanlara karşı herhangi bir kontrolden uzak keyfi uygulamaların olduğu bir youmlnetim usuluuml vardı57 Duumlşuumlnuumlr bu ağır ccedilalışma şartlarının insani olmadığına ve ekonomik olarak devam ettirilemeyeceğine işaret ederek yeni bir duumlzenin imkacircnlarına işaret etmiştir

Koumllelik karşıtı soumlylemlerde bulunan diğer bir aydınlanma duumlşuumlnuumlruuml Voltairersquodir Zenci koumllelerin fiziki oumlzelliklerinden dolayı aşağılanmasına karşı ccedilıkan duumlşuumlnuumlr bu durumun aydınlanma idealleriyle oumlrtuumlşmediğine işaret etmiştir58 Bu accedilıdan duumlşuumlnuumlr hem koumlleliğe hem de ırkccedilılığa karşı olduğunu accedilıkccedila ortaya koymuştur Ona goumlre koumlleliği dini accedilıdan savunmak da aslında saccedilma ve boş bir ccedilabadır59 Koumllelik karşıtlığını accedilıkccedila ortaya koyan grupların başında Fransız Ansiklopedistleri gelmektedir Başta Diderot olmak uumlzere Condercet Montesquieu ve Hutcheson da muhalif duumlşuumlnuumlrlerdendir Konu oumlzguumlrluumlk ve eşitlik bağlamında ele alındığında J Lockersquotan sonra oumlzellikle Rousseaursquonun İnsanlar Arasında Eşitsizliğin Kaynağı adlı eseri koumllelik kurumunun tekrar tartışılması gereğini ortaya koymuştur60 Montesquieu Kanunların Ruhu adlı eserinde Afrikalı-ların koumlleleştirilmesiyle ilgili kendi zamanında hacirckim olan indirgemeci bakış accedilısını eleştirmiştir Batılılar Hıristiyan ve beyaz ırkın uumlstuumlnluumlğuumlnuuml tartışmasız kabul etmiş zencileri insan yerine bile koymamışlardır Montesquieu koumlleliği bir kişinin malıyla muumllkuumlyle hayatıyla başka bir insanın avucunun iccedilinde olması olarak tanımlamıştır Ona goumlre boumlyle bir hak iyi olarak nitelendirilemez61 Duumlşuumlnuumlre goumlre Batılılar Amerikarsquoda ccedilalıştıracak insan bırakmadıklarından toprağı işlemek iccedilin Afrikalıları koumlle olarak kullanmışlardı Eğer oumlyle olmasıydı Batılılar şekeri ccedilok daha pahalıya tuumlketeceklerdi Ccediloğu Batılı zencileri hakir goumlrerek Tanrırsquonın boumlyle kapkara bir bedene bir ruh hele hele iyi bir ruh koyabileceğini tahayyuumll dahi etmediklerini ifade etmektedir62 Batılılar bu duumlşuumlncelerini temellendirmek iccedilin onların ilkel tavırlarını oumlrnek goumlstermişlerdir Bu indirgemeci tavır sadece zencilere karşı değil kolonyalizmin huumlkuumlm suumlrduumlğuuml her yerde yerli halka karşı hacirckim batılı unsurlarca hep ortaya konmuştur

Diğer bir Fransız duumlşuumlnuumlr olan Rousseau koumlleliği durup dinlenmeden ccedilalışan zorlu bir yaşam olarak nitelendirmektedir Ona goumlre koumlleliğin tek erdemi koumlruuml kouml-ruumlne boyun eğmektir63 Koumllelikle insan mecburi bir şekilde oumlzguumlrluumlklerinden insan olmak niteliğinden haklarından ve oumldevlerinden vaz geccedilmiş demektir Bu nedenle

57 Smith age cII s171-17258 Bkz Outram Aydınlanma s9059 Blackburn The Making of New World Slavery From the Baroque to the Modern 1492-1800 s 59060 Bkz Baron De Montesquieu The Spirit of Laws vol I trans Thomas Nuget The Collonial Press

London-1900 s238-23961 Montesquieu Kanunların Ruhu Uumlzerine I Toplumsal Doumlnuumlşuumlm Yay ccedilev Fehmi Baldaş İstan-

bul-1998 s33962 Montesquieu age s34463 J J Rousseau İnsanlar Arasındaki Eşitsizliğin Kaynağı Say Yay ccedilev Rasih Nuri İleri İstan-

bul-2015 s159

112 Ahmet Erhan Şekerci

bu durum insan doğasıyla bağdaşmaz64 Rousseaursquoya goumlre koumlleleştirmek gayrimeşru olduğundan değil saccedilma anlamsız olduğu iccedilin bir hak değildir Koumllelik ile hak soumlz-cuumlkleri birbirleriyle ccedilelişmektedir Biri oumltekinin varlığını yadsımaktadır65 Rousseau bu accedilıdan Hıristiyanların koumlle ya da oumlzguumlr olmanın oumlnemli olmadığı oumlnemli olanın cennete girmek olduğu şeklindeki kabullerini de eleştirmiştir Bu durum zorbalığa ccedilanak tutar Ona goumlre gerccedilek Hıristiyanlar koumlle olmak iccedilin yaratılmamıştır Duumlşuumlnuumlr Toplum Soumlzleşmelerinde koumlleliği oumlzguumlrluumlğuumln karşıtı olarak nitelendirmiştir66

Koumllelik hakkında negatif ve indirgemeci bir tavra sahip olan iki oumlnemli aydınlanma duumlşuumlnuumlruuml Hume ve Kantrsquotır Oumlzellikle Kantrsquoın Batı Kolonyalizmini destekleyici ve zenci koumlleleri indirgeyici accedilıklamaları zamanında oumlnemli tartışmalara neden olmuştur Coğrafi keşiflerde Kaptan Cookrsquoun yanında seyahatlere katılan bilim adamı George Fosterrsquoın Kantrsquoı eleştiren yazıları ve duumlşuumlnuumlruumln ona verdiği cevaplar ilginccedil fikirlerin ortaya ccedilıkmasına neden olmuştur Kantrsquoı felsefi accedilıdan derinden etkilemiş olan Hume da zencilerin tabiat olarak beyazlardan daha aşağı olduğunu beyan etmiş ve onları medenileşemeyen bir topluluk olarak goumlrmuumlştuumlr Ancak duumlşuumlnuumlruumln fikirlerinin daha sonraları değiştiğine dair beyanlar da vardır67 Kant da beyaz ırkın uumlstuumlnluumlğuumlnuuml savu-nurken koumlleliğin kaldırılmasına pek taraftar olmamış kolonyalizmi desteklemiştir68 Duumlşuumlnuumlruumln şu ifadeleri oldukccedila dikkat ccedilekicidir ldquoIrksal farklılıklara dayanarak yaptı-ğımız tasnifin en alt kademesinde bulunan zenciler zor işler iccedilin ccedilok zayıf enduumlstriye yabancı herhangi bir kuumlltuumlre intibak etmesi guumlccedil ndashki bu kaidenin pek ccedilok oumlrnekleri mevcutturndash insanlar kuumlmesini tek başına kapsamazrdquo69 Ahlaki accedilıdan belli ccedilıkmazları olan savunusunu uzun suumlre devam ettiren duumlşuumlnuumlruumln hayatının sonlarına doğru tıpkı Hume gibi bu fikrinden vazgeccediltiği soumlylenmektedir70

Kantrsquoın koumllelik ve kolonyalizm hakkındaki fikirleri oumlnemli ccedilelişkileri barındır-maktadır Doumlneminde de eleştiriye uğrayan bu fikirlerinden birisi de Amerikarsquodaki plantasyonlardaki koumllelerin aslında azat edilmiş oumlzguumlr koumlleler olduğu ve oradaki mevcudiyetlerinin tek sebebinin iş guumlcuuml temini olduğu savunusudur O ısrarla Avrupa kolonyalizmini desteklerken beyaz olmayanların koumlleliğini de meşru goumlrmuumlştuumlr71 Zenciler gibi Amerikan yerlilerini de tuumlr olarak alt bir kademe olarak kabul eden Kant onları dayanaksız ve sivil şartlara uyum sağlayamayan bir topluluk olarak tanımla-

64 Rousseau age s17265 J J Rousseau Toplum Soumlzleşmesi ccedilev Alpagut Erenulu Oumlteki Yayınları Ankara-1996 s4266 Rousseau age s165 20467 Robert Palter ldquoHume and Prejudicerdquo Hume Studies vol XXI April 1995 s468 K Flikschuh L Ypi ldquoIntroductionrdquo ed Katrin Flikschuh and Lea Ypi Kant and Colonialism Oxford

University Press 2014 s5 1769 I Kant ldquoOn the Use of Teleological Principles in Philosophyrdquo Anthropohogy History and Education

ed Guumlnter Zoumlller Robert B Louden trans Guumlnter Zoumlller Cambridge University Press 2007 s21170 Pauline Kleingeld ldquoKantrsquos Second Thoughts on Colonialismrdquo ed Katrin Flikschuh and Lea Ypi Kant

and Colonialism Oxford University Press 2014 s4571 Kleingeld ldquoKantrsquos Second Thoughts on Colonialismrdquo s50

Aydınlanmanın Oumlteki Yuumlzuuml Koumllelik 113

mıştır Tarım plantasyonlarındaki ccedilalışma şartlarına uyum sağlayamayan Amerikan yerlileri iccedilin Afrikarsquodan zenci koumlleler getirilmiştir Kant iccedilin zenciler bir anlamda diğer insanlara hizmet iccedilin yaratılmıştır72

E Sonuccedil ve Değerlendirme

Doumlrt yuumlzyıl kadar duumlnya uumlzerinde etkin bir şekilde devam eden kolonyalizm ve koumllelik olgusu ticari anlamda on dokuzuncu yuumlzyılın ilk yarısında sona ermiştir Yeni pazarlar ve yaşam alanları bulma ccedilabası dini kaygılar ve yayılmacılık istekleri gemi ve silah teknolojilerindeki gelişmelere bağlı olarak Batı merkezli yayılmacılık on be-şinci yuumlzyıldan on dokuzuncu yuumlzyıla kadar aktif bir şekilde varlığını suumlrduumlrmuumlştuumlr On altı ve on yedinci yuumlzyıl boyunca başta İngilizler İspanyollar Fransızlar Porte-kizliler ve Hollandalılar olmak uumlzere Guumlney Amerikarsquoda Afrikarsquoda kolonileşmeye başlamışlardı Bu koloni sistemi on sekizinci yuumlzyılda oumlzellikle İngiltere merkezli olarak uzak doğuya kadar uzanacaktı Kendi uumllkelerinden daha buumlyuumlk coğrafyalara huumlkmeden bu devletler zamanla kolonilerdeki zenginlikleri uumllkelerine taşımışlardı Ayrıca Amerikarsquodaki buumlyuumlk tarım plantasyonları Avrupalılara zengin bir yaşam imkacircnı sunmuştu Avruparsquoda uumlretilen uumlruumlnler Afrikarsquoya satılacak oradan elde edilen koumlleler plantasyonlara goumltuumlruumllecek ve onların yerine de başta kahve pamuk şeker gibi değerli tarım uumlruumlnleri alınacaktı Birbirini tamamlayan bir uumlccedilgene doumlnuumlşen bu ticaret yapısı on sekizinci yuumlzyılda koumlle ticaretini ve kacircrı zirveye taşımıştır

On sekizinci yuumlzyıl duumlşuumlnce tarihine Aydınlanma yuumlzyılı olarak geccedilmiştir Bu doumlnem insanlık tarihindeki başta oumlzguumlrluumlk insan hakları muumllkiyet teşebbuumls huumlrriyeti kadın hakları ve koumllelik gibi kavramların ortaya ccedilıkmasında etkili olmuş bir doumlnemdir Ama ironik olan durum Aydınlanmayı hazırlayan ekonomik ve kuumlltuumlrel yapının kolon-yalizminden ve koumllelik kurumundan doğrudan yararlanmış olmasıdır Aydınlanmanın doğduğu topraklar olan İngiltere aynı doumlnemde koumlle ticaretinin en buumlyuumlk aktoumlruuml ve kazananıdır Aydınlanmanın bilimsel oumlncuumlsuuml olan Newton ve bazı eğitim kurumları bizzat bu ticaretin iccedilinde yer almışlardı J Locke oumlnemli bir duumlşuumlnuumlr olarak aydın-lanmayı karakterize ederken koumllelik kurumunun işleyişinden sorumlu Plantasyonlar komitesinin sekreterliğini yuumlruumltmuumlştuuml Aydınlanmanın iccedileriden ilk eleştirisini yapan Hume ile Aydınlanma duumlşuumlncesinin zirvesini teşkil eden Kant beyaz ırkın uumlstuumlnluumlğuumlnuuml ve zencilerin koumlleliğinin meşruluğunu onları aşağı goumlrerek goumlstermeye ccedilalışmışlardı Ancak o daha sonra bu hususta karşıt bir tavır takınarak bu durumunu da felsefi ve ahlaki olarak temellendirmeye ccedilalışmıştı Ahlaki ve ekonomik accedilıdan karşıt goumlruumlşlerini ortaya koyan diğer iki duumlşuumlnuumlr de İskoccedil Hutcheson ve A Smithrsquoti Toplumsal aydınlanmanın oumlncuumlleri olan Fransız ansiklopedist ve duumlşuumlnuumlrleri ise genellikle karşıt tutumlarıyla

72 Kleingeld ldquoKantrsquos Second Thoughts on Colonialismrdquo s51

114 Ahmet Erhan Şekerci

oumln plana ccedilıkmışlardır Oumlzellikle Rousseau ve Montesquieu meseleye insani ve ahlaki youmlnden yaklaşarak koumllelik olgusunun temellendirilemez olduğunu ifade etmişlerdir

Koumllelik kurumunun ortaya ccedilıkardığı sermayeden en ccedilok istifade eden İngiltere ve İngilizler olmuştur Aynı şekilde koumlleliğin yasaklanmasına hukuki ve felsefi desteği veren de yine İngiltere ve İngilizler olmuştur Amerikarsquodaki bağımsızlık savaşına ilham veren duumlşuumlnuumlrlerin başında J Locke ve A Smith gelmekteydi Ayrıca İngi-liz goumlccedilmenlerin etkin olduğu Kuveykırlar ve Birminghamrsquodaki Lunar Cemiyeti de koumlleliğin yasaklanmasında oumlnemli katkılar sağlamışlardı Koumlleliğin zirveye ccedilıkış ve yasaklanma suumlreci tam olarak Aydınlanma ccedilağını kuşatacak şekilde yaşanmıştı Bu accedilıdan Aydınlanma koumllelik bağlamında oumlzguumlrluumlk eşitlik teşebbuumls huumlrriyeti muumllki-yet hakkı gibi kavramların tahakkukunu da sağlamış olacaktı Ancak şu bir gerccedilektir ki aydınlanmanın boumlyle bir sonuca ulaşmasında doumlnemin ikinci yarısından itibaren gelişmeye başlayan sanayi devriminin oluşturduğu yeni iş alanı ve pazar algısına bağlı olarak koumllelik kurumunun ekonomik olarak suumlrduumlruumllemez bir hale gelmesinin de etkisi vardır A Smith bu duruma işaret etmiş milletlerin refahının daha etkin bir ekonomik sistemden geccediltiğini belirtmiş ve boumlylelikle kapitalizmin ilk işaretlerini vermiştir

Tuumlm bu serencama rağmen koumllelik Batı medeniyetine ticari bir olgu olarak oumlnemli katkılar sağlamıştır Ancak Aydınlanmayla meydana ccedilıkan yeni değer yargıları bu ticaretin meşruiyetinin ahlaki dini ve insani olarak sorgulanmasını ve son kertede koumlleliğin yasaklanmasını da sağlamıştır Koumllelik resmi olarak kaldırılmış ancak insanla-rın koumlle gibi ccedilalıştırıldığı ekonomik sistem sonralarda kapitalizm sosyalizm gibi farklı şekillerde guumlnuumlmuumlze kadar gelmiştir Ancak ccedilalışma şartlarına bağlı olarak koumllelerin bir zamanlar maruz kaldığı zorlukları anımsatan ve sorgulatan şartlar yeni ekonomik sistemler bağlamında ve Batı merkezli olarak halen mevcuttur Kolonyalizm resmen bitmiş ama soumlmuumlrgecilik zımnen devam etmektedir

KAYNAKLAR

Aristotle The Politics 1253b1-23Penguin Books trans TA Sinclair London-1992Aydın M Akif ldquoKoumllerdquo DİA c26 Ankara-2002Baron De Montesquieu The Spirit of Laws vol I trans Thomas Nuget The Collonial Press

London-1900Bartelome deacute Las Casas Kızılderililer Nasıl Yokedildi Şule Yay ccedilev Meryem Ural İstan-

bul-1997Blackburn Robin The Making of New World Slavery From the Baroque to the Modern

1492-1800 Verso New York-1997Ennals Richard From Slavery to Citizenship John WileyampSons 2007Flikschuh K L Ypi ldquoIntroductionrdquo ed Katrin Flikschuh and Lea Ypi Kant and Colonialism

Oxford University Press 2014Hezser Catherine ldquoSlavery and The Jewsrdquo The Cambridge World History of Slavery vol I

edK Brandley P Cartledge Cambridge-2011Homer The Odyssey of Homer trans G H Palmer The Riverside Press Cambridge 1892

Aydınlanmanın Oumlteki Yuumlzuuml Koumllelik 115

Homeros İlyada Sanders Kitabevi ter A Erhat A Kadir 6 Boumlluumlm 465-466 İstanbul-1967ndashndashndashndash Odyseia Can Yayınları ter A Erhat-A Kadir İstanbul-1984httpwwwmgkgovtrcalismalarcalismalar021_transatlantik_kole_ticaretipdf

(19052016)Hunt Peter ldquoSlaves in Greek Literary Culturerdquo The Cambridge World History of Slavery vol

I edK Brandley P Cartledge Cambridge-2011Kant Immanuel ldquoOn the Use of Teleological Principles in Philosophyrdquo Anthropohogy His-

tory and Education ed Guumlnter Zoumlller Robert B Louden trans Guumlnter Zoumlller Cambridge University Press 2007

Kleingeld Pauline ldquoKantrsquos Second Thoughts on Colonialismrdquo ed Katrin Flikschuh and Lea Ypi Kant and Colonialism Oxford University Press 2014

Kyrtatas Dimitris J ldquoSlavery and Economy in The Greek Worldrdquo The Cambridge World History of Slavery vol I edK Brandley P Cartledge Cambridge-2011

Locke John ldquoOf Civil Goverment Book II Second Treatiserdquo Two Treatises of Goverment and A Letter Concerning Toleration ed Ian Shapio Yale University Press New Haven 2003

ndashndashndashndash ldquoOf Goverment Book I First Treatiserdquo Two Treatises of Goverment and A Letter Con-cerning Toleration ed Ian Shapio Yale University Press New Haven 2003

ndashndashndashndash Youmlnetim Uumlzerine İkinci İnceleme Ebabil Yay Ankara-2012Montesquieu Kanunların Ruhu Uumlzerine I Toplumsal Doumlnuumlşuumlm Yay ccedilev Fehmi Baldaş İs-

tanbul-1998Novack George Kızılderili Soykırımı Maki Yay ccedilev Mehmet Beyazıt Ankara-2003Outram Dorinda Aydınlanma Dost Kit ccedilev Sevda Ccedilalışkan Hamit Ccedilalışkan Ankara-2007Richard F Townsend Aztekler Arkadaş Yay Ankara-2001Rousseau J Jacques İnsanlar Arasındaki Eşitsizliğin Kaynağı Say Yay ccedilev Rasih Nuri

İleri İstanbul-2015ndashndashndashndash Toplum Soumlzleşmesi ccedilev Alpagut Erenulu Oumlteki Yayınları Ankara-1996Seyyar Ali İnsan ve Toplum Bilimleri Terimleri Değişim Yay İstanbul-2007Smith Adam Ulusların Zenginliği cII ccedilev Metin Saltoğlu Palme Yay Ankara-2011Snell Daniel C ldquoSlavery in The Ancient Near Eastrdquo The Cambridge World History of Sla-

very vol I edK Brandley P Cartledge Cambridge-2011Şekerci Ahmet Erhan Aydınlanma ve Din İnsan Yay İstanbul-2016Tatar Taner ldquoSoumlmuumlrgecilik ve Kızıl-Kara Katiamrdquo 2011Uzgalis William ldquoAn Inconsistencey not to be Excused On Locke and Racisimrdquo Philosop-

hers on Race ed Julie K Ward Tommy L Lott Blackwell 2002

ldquoEVrdquoİN OumlTESİ ESKİ YUNANrsquoDA VE GUumlNUumlMUumlZDE YABANCI UumlZERİNE DUumlŞUumlNCELER

Guumlvenccedil Şar

BEYOND ldquoHOMErdquo THOUGHTS ON THE FOREIGNER IN ANCIENT GREEK AND IN OUR DAY

OumlZBu makalede Eski Yunan duumlşuumlncesinin ve Eski Yunan dilinin olanaklarından yararlanarak ve guumlnuumlmuumlz duumlşuumlnuumlrlerinin goumlruumlşlerine başvurarak ldquoyabancırdquo kavramı duumlşuumlnmemizin konusu yapılmıştır Bunu yaparken oumlncelikle Eski Yu-nan duumlnyasına oumlzguuml bir yapı olan Polisrsquoteki toplumsal grupların neler olduğu ve Polisrsquote hangi politik hukuki haklara sahip oldukları uumlzerinde durulmuştur Eski Yunan duumlnyasının dışında yer alan Barbaroslar dışarıda bırakılarak ldquoyabancırdquonın kimler olduğu belirlenmiştir Makalemizde odak noktasını ise yerleşik yabancılar olarak tanımladığımız metoikoslar oluşturur Metoikosların Eski Yu-nan duumlnyasında oumlzellikle de Atina da yurttaşlar ve koumllelere oranla hangi politik toplumsal haklara sahip oldukları hakkında belirlemeler yapılmıştır Metoikos soumlzcuumlğuumlnuumln etimolojik koumlklerinden yola ccedilıkarak yabancının ev ve dolayısıyla mekacircn ile olan ilişkisi değerlendirilmiştir Makalede ev mekacircn sınır konukluk kavramları uumlzerinden yabancı hakkında belirlemeler yapılmıştırAnahtar Kelimeler Yabancı Metoikos Ev Eski Yunan Sınır

ABSTRACTIn this article the concept of ldquoforeignerrdquo is thought over by making references both to the possibilities of Ancient Greek Thinking and Ancient Greek as a language and to the thoughts of modern thinkers First it has been shown that what are the social groups in Polis which is intrinsic to the Ancient Greek world and what political legal rights these social groups have in Polis Then it has been

Kutadgubilig Felsefe-Bilim Araştırmaları Mart 2017 Sayı 33 s 117-132

Oumlğr Goumlr Dr Kocaeli Uumlniversitesi Felsefe Boumlluumlmuuml (guvencsarkocaeliedutr) Yazı geliş tarihi 15022017 kabul tarihi 06032017

118 Guumlvenccedil Şar

decided who the ldquoforeignersrdquo are while excluding the Barbarians in Ancient Greek world The focus point in our article is metics who we define as ldquosettled foreignersrdquo Some views are shared about which political social rights metics have with respect to citizens and slaves in Ancient Greek world especially in Athens With help from the etymological roots of the word metic it has been examined what is the relationship of foreigner with home and so with place In this article on the basis of the concepts like home place border sojourn some thoughts have been specifiedKeywords Foreigner Metics Home Ancient Greek Border

İnsan bir mekacircndadır mekacircnda yaşar İnsanın yaşadığı mekacircn adı ne olursa olsun onun evidir Ev insan iccedilin tanıdık bildik bir mekacircndır İnsan kendisi iccedilin tanıdık ve bildik mekacircnda daha huzurlu ve kaygıdan uzaktır Ev sadece yapıdan ibaret değildir İnsanın yaşadığı yapı yapının bulunduğu boumllge coğrafya accedilısından da tanıdık ve bildik oldukccedila insan iccedilin ev hacircline gelir İnsan evini taşıyabilir daha doğrusu kendi-sine başka bir boumllgede başka bir coğrafyada başka bir yapı edinebilir İnsan alışkın olduğu mekacircndan ayrı bir yerde yaşamaya başladığında artık bir yabancıdır Bir ya-bancı olarak insanın yerli olan insanlarla ilişkisi hukuki ve politik hakları muumllkiyet sorunları gibi konularda nasıl bir konuma sahip olduğu onun yabancı olarak kalıp kalmayacağı konusunda bize bir şeyler soumlyleyebilir Bu bakımdan bir yabancı olarak insanın başta yurttaşlık olmak uumlzere ne tuumlr haklara sahip olduğu ya da sahip olması gereken hakların ne olduğu konusu insanın yabancı olma durumu ile ilgili konumunu belirlememizde bize yardımcı olabilir Bundan dolayı hem felsefenin hem de politik bir youmlnetim biccedilimi olarak demokrasinin ortaya ccedilıktığı Eski Yunanrsquoda oumlzellikle de Atina πόλις [polis]rsquoinde1 yabancının ve yurttaşın ne durumda olduğuna bakmak bize yabancı yurttaş hakkındaki duumlşuumlnmemize bir temel oluşturacaktır

Eski Yunanrsquoa oumlzguuml bir devlet yapılanması olan πόλις [polis]rsquote farklı haklara sahip insan toplulukları deyim yerindeyse toplumsal sınıflar vardı Eski Yunan duumlnyasındaki toplulukları anlamak iccedilin oumlncelikle yurttaşvatandaş anlamına gelen πολίτης [polites] soumlzcuumlğuumlne bakmak istiyoruz Oumlncelikle belirtmek gerekir ki guumlnuumlmuumlzdeki yurttaş tanımı ya da algısıyla Eski Yunanrsquodaki aynı değildir Eski Yunan πόλις [polis]rsquoinde yaşayan herkes yurttaş kabul edilmiyordu Yurttaş olmak iccedilin oumlncelikle oumlzguumlr olmak

1 πόλις [polis] soumlzcuumlğuumlnuumln karşılığı olarak ldquodevletrdquo ldquokent devletirdquo ldquositerdquo gibi karşılıklar verilse de Eski Yunanrsquoa oumlzguuml olan kenti ve kentin ccedilevresini de kapsayan bir politik oumlrguumltlenme biccedilimini di-ğerleriyle karıştırmamak iccedilin πόλις [polis] soumlzcuumlğuumlnuuml metin boyunca olduğu gibi kullanmayı uygun goumlrduumlk πόλις [polis] soumlzcuumlğuumlnuumln anlamı ve Eski Yunanrsquodaki yapısı hakkında bkz Mehmet Ali Ağa-oğulları Kent Devletinden İmparatorluğa İmge Kitabevi Yayınları 2 Baskı Ankara 2000 s 11-12

ldquoEvrdquoin Oumltesi Eski Yunanrsquoda ve Guumlnuumlmuumlzde Yabancı Uumlzerine Duumlşuumlnceler 119

gerekiyordu Oumlzguumlr olmak koumlle olmamanın dışında başta mahkemede mecliste ol-mak uumlzere soumlz sahibi olmak kendisi ve yaşadığı πόλις [polis] hakkında karar verme yetkinliğine sahip olmak anlamına geliyordu Eski Yunanrsquodaki oumlzguumlrluumlk soumlzcuumlğuuml ve bunun yurttaş ve πόλις [polis] ile bağlantısı hakkında yapılan bir yorum şoumlyledir ldquoYunanrsquoda hem kişileri hem de πόλις [polis]rsquoleri nitelemesi bakımından oumlzguumlrluumlk soumlzcuumlğuuml ya da eleutheria kolayca başka dillere ccedilevrilemeyen bir soumlzcuumlktuumlr Kavram bir anlamda başına buyrukluğu iccedilermektedir Burada başına buyrukluk bir yandan ccedilalışıp ccedilalışmama oumlzguumlrluumlğuumlnuuml oumlzellikle de bir başkası iccedilin ccedilalışmak zorunda olma-mayı yani efendisizliği işaret etmekte ama aynı anda πόλις [polis]rsquoi de nitelemek iccedilin kullanılmaktadırrdquo2 Oumlzguumlr olmak ya da serbest olmak başına buyruk olmak yurttaş olmak iccedilin temel koşullardan biri olunca kadınların da bu nedenden dolayı yurttaş olamadığı yurttaşlık haklarından yararlanamadığı anlaşılır bir şeydir Kadın koumlle olmamakla birlikte yuumlkuumlmluumlluumlkleri ve ev iccediline sıkışması nedeniyle yurttaşlık haklarına sahip değildir ldquohellip kadın tam bir oumlzguumlrsuumlzluumlkle malulduumlr ccediluumlnkuuml tuumlmuumlyle zorunluluklar alanına aittir yani oikos hane alanınardquo3

Eski Yunanrsquoda oumlzguumlr erkek yurttaşlar kadınlar ve koumlleler dışında bir de yabancılar vardı Bu yabancılar oumlzguumlr idiler fakat yurttaş olmadıklarından politika hukuk gibi alanlar başta olmak uumlzere yurttaşlık haklarından yararlanamıyorlardı Burada hemen belirtmek gerekir ki Eski Yunan πόλις [polis]rsquoinde yaşayan yurttaş da Yunandır yabancı denilen kişi de Yunanrsquodır Eski Yunanrsquoda Yunan olmayanlar iccedilin kullanılan soumlzcuumlk ise buguumln dilimize barbar biccediliminden yerleşmiş olan soumlzcuumlğuumln koumlkeninde bulunan βάρβαρος [barbaros] soumlzcuumlğuumlduumlr Guumlnuumlmuumlzde uygarlıktan nasibini almamış kaba ilkel anlamında kullanılan barbar soumlzcuumlğuuml ile Yunanların βάρβαρος [barbaros] soumlz-cuumlğuumlnden anladıkları aynı şey değildir Yunanların βάρβαρος [barbaros] soumlzcuumlğuumlnuuml Yunan olmayan buumltuumln insan toplulukları iccedilin kullanırken aslında Yunanca konuşmayan buumltuumln toplumlara işaret ediyorlardı4 βάρβαρος [barbaros] soumlzcuumlğuuml tam anlamıyla

2 Ayhan Yalccedilınkaya ldquoYunan Uygarlığı İccedilinde Polis ve Siyasetrdquo Sokratesrsquoten Jakobenlere Batırsquoda Siya-sal Duumlşuumlnceler Editoumlr Mehmet Ali Ağaoğulları İletişim Yayınları 1 Baskı İstanbul 2011 s 43

3 Ayhan Yalccedilınkaya ldquoYunan Uygarlığı İccedilinde Polis ve Siyasetrdquo s 444 H G Liddell-R Scott A Greek-English Lexicon Clarendon Press 9 Baskı Oxford 1996 Barbar

soumlzcuumlğuumlnuumln Eski Yunanrsquodaki anlamı ve anlamındaki değişimler hakkında bkz ldquoYunanlar Yunan ol-mayan buumltuumln halklara barbaros adını taktılar Buguumln dilimizdeki barbar soumlzcuumlğuuml bu soumlzcuumlkten gel-mektedir Soumlzcuumlk başlangıccedilta guumlnuumlmuumlzdeki anlama (kaba medeniyetsiz) sahip değildi Yunanlardan genelde daha gelişmiş toplumlar olan Persler Fenikeliler ve Mısırlılar iccedilin de kullanılmaktaydı Bar-bar Yunanlarca ldquobar-barrdquo olarak algılanan farklı dilleri konuşan halkları ifade etmekteydi Ancak Pers Savaşlarırsquondan sonra Yunanlar psikolojik ve ahlaki olarak kendilerinin lsquoAsyarsquoda (bir başka deyişle Pers İmparatorluğursquonda) yaşayan barbarlardanrsquo uumlstuumln olduklarını hissetmeye başladılar Yunanlar oumlz-guumlrluumlğuumln tadını ccedilıkarıyor ve hiccedilbir despotun ayaklarına kapanmıyordu Elbette Yunanrsquoda ccedilok sayıda tiranlık vardı Atina ve Sparta diğer şehirlere despotccedila davranırdı ancak bu durum duumlnyanın ikiye boumlluumlnduumlğuumlne ilişkin Yunan goumlruumlşuumlnuuml değiştirmedi Yunanlar oumlzguumlr ve bağımsızdı Barbarlar zengin dahi olsalar ccediloğunlukla yozlaşmış ve daima koumlleydi Aiskhylosrsquoun ilk kez MOuml 472rsquode sahnelenen oyunu Persler bu tavrın bir oumlrneğidirrdquo Nigel Rodgers Antik Yunan Ccedilev Uumllkuuml Evrim Uysal Tuumlrkiye İş Bankası Kuumlltuumlr Yayınları 1 Baskı İstanbul 2015 s 60

120 Guumlvenccedil Şar

Yunan olmayan yabancıyı anlatan soumlzcuumlktuuml Buna karşılık Eski Yunanrsquoda Yunanlar iccedilin de yabancı denilebiliyordu Kendi πόλις [polis]rsquoinden başka bir πόλις [polis]rsquoe her ne sebeple ve ne kadar suumlreyle olursa olsun giden herhangi bir Yunanlı yabancı kabul ediliyordu Eski Yunanrsquoda kendi πόλις [polis]rsquoinden başka bir πόλις [polis]rsquoe giden Yunan iccedilin iki soumlzcuumlk kullanılıyordu ξένος [ksenos] ve μέτοικος [metoikos] Oumlncelikle ξένος [ksenos] soumlzcuumlğuumlnuuml ele alacağız ccediluumlnkuuml bu soumlzcuumlğuumln kullanım bağlamlarına bakıldığında hem yabancı hem de misafir konuk anlamında kullanıldığını goumlruumlruumlz ξένος [ksenos] soumlzcuumlğuumlnuumln ccedileşitli anlamları şunlardır misafir arkadaş (bir anlaşma ya da konukseverliğe bağlı olarak kişilere ve devletlere uygun olarak) misafir ziyaretccedili konuk oumlzellikle gezgin sığınmacı anlamında yabancı genel olarak yabancı uumlcretli kişi paralı asker tuhaf garip acayip alışılmadık olağandışı nadir5 ξένος [ksenos] soumlzcuumlğuuml anlaşıldığı kadarıyla ccediloğunlukla bir Yunan πόλις [polis]rsquoinden diğerine kısa suumlreliğine giden kişiler iccedilin kullanılıyordu Bundan dolayı ξένος [ksenos] aynı zaman-da hem yabancıydı hem de misafirdi Eski Yunanlar ccedileşitli nedenlerden dolayı πόλις [polis]rsquoten πόλις [polis]rsquoe seyahat ederlerdi Oumlncelikli olarak ticaret yapan tuumlccarların seyahati bunun dışında ise dinsel festivaller bayramlar ve duumlzenlenen oyunlar iccedilin yapılan seyahatler soumlz konusuydu ldquoYıl boyu yolculuk eden tuumlccarlar kuşkusuz hem karada hem de denizde yolculuk edenlerin en buumlyuumlk boumlluumlmuumlnuuml oluşturuyordu Ancak tuumlccarlar ve benzeri yolcular yılın belli doumlnemlerinde kara ve deniz yolları boyunca seferi hacirclde bulunan kalabalık insan toplulukları arasında kaybolurdu Bunlar buumlyuumlk panhellenik dini festivallere katılmak iccedilin koşuşturan toplulukturdquo6

Bu dinsel festivallerde ccedileşitli oyunlar ve yarışmalar duumlzenleniyordu Bu yuumlzden ccedilok farklı πόλις [polis]rsquolerden bu oyunlara festivallere gelenler oluyordu ldquoBirden fazla sayıda festivali birleştiren dini toumlrenler yapma fikri Yunan tarihinin erken bir doumlneminde oluşmuştu Yakınlardaki şehir devletlerinden gelen gruplar inandıkları ortak bir tanrıya tapınmak iccedilin belirli bir merkezde toplanma pratiği geliştirmişti Kesin olmayan nedenlerle bu tip toplantıların doumlrt tanesi giderek oumlnem kazandı ve her youmlreden Yunanın katıldığı ulusal festivallere doumlnuumlştuuml Bunlar Olimpik Oyunlar Pythian Oyunları Isthmian Oyunları ve Nemean Oyunlarırsquoydı Her biri tek bir tanrıya adanmıştı oumlzel kurban adama ve dua etme kuralları vardı Bunlara lsquooyunrsquo adı verilme-sinin nedeni muumlkemmel bir atletik ya da sanatsal performans sunmanın Yunanların tanrılarına adak adama biccedilimlerinden biri olmasıydırdquo7

Eski Yunanlar ister ticaret nedeniyle olsun ister dini festivaller ya da oyunlar nedeniyle olsun anlaşıldığı kadarıyla sıklıkla seyahat ediyorlardı Bu ise oumlnemli bir sorun olan konaklama sorununun ortaya ccedilıkmasına yol accedilıyordu ldquohellipbu erken doumlnemde gezginlerin genellikle konukseverlik dışında yararlanabilecekleri bir seccedilenek yoktu

5 H G Liddell-R Scott A Greek-English Lexicon6 Lionel Casson Antik Ccedilağda Seyahat Ccedilev Nalan Oumlzsoy MB Yayınevi 1 Baskı İstanbul 2008 s 657 Lionel Casson Antik Ccedilağda Seyahat s 65

ldquoEvrdquoin Oumltesi Eski Yunanrsquoda ve Guumlnuumlmuumlzde Yabancı Uumlzerine Duumlşuumlnceler 121

Yolculuğun hızla geliştiği doumlnemde ve her yerde hanların ortaya ccedilıkmasından ccedilok sonraları bile konukseverlikten yararlanma oumlnemli bir rol oynamaya devam etmiştir Konaklama konusunda tuumlccarlar iş ortaklarına asiller ve zenginler nuumlfuzlu arkadaş-larına ve sıradan kişiler de onları kim kabul ederse ona guumlveniyordu Dostluk bağıyla birbirine bağlı farklı şehirlerdeki aileler kuşaktan kuşağa birbirlerine konukseverlik goumlstermeye devam etti Bağların oumlzellikle ccedilok sıkı olması gerekmezdi hatta bazı haneler belli bir yerden gelen herkese tanıdık olsun ya da olmasın barınak sağlamak gibi coumlmert bir geleneğe sahipti Zenginlerin evlerinde daima en az bir tane ksenon8 yani misafir odası bulunurdu bu odanın genellikle ayrı girişi olurdu bazen de ayrı bir odaydı Ziyaretccedili gelişinin ertesi guumlnuuml ev sahibinin masasına davet edilirdi daha sonra yiyecek ve iccedilecekler ya ksenonrsquouna goumlnderilir ya da ziyaretccedili bunları kendisi satın alır hizmetccedililer de hazırlardı Ayrılık vakti geldiğinde misafir ve ev sahibi bir-birlerine hediye verirlerdirdquo9

Goumlruumllduumlğuuml gibi Eski Yunanrsquoda seyahat ve seyahatlerin yoğunluğuna bağlı olarak konaklama misafir ağırlama konularında ccedileşitli seccedilenekler ortaya ccedilıkmıştır Bu seccedile-neklerden insanların tanımasalar da yolculuk edenlere bir oda vermeleri ξένος [ksenos] soumlzcuumlğuumlnuumln iccedileriğini kavramamız accedilısından oumlnemli bir oumlrnektir ξένος [ksenos] hem yabancıdır hem de misafirdir konuktur ξένος [ksenos] soumlzcuumlğuuml bu bakımdan kısa suumlreli olarak ve belirli bir nedenden dolayı seyahat eden ldquoyabancılarrdquo iccedilin kullanılı-yordu Şimdi de kısa suumlreli ya da seyahat amacıyla değil de πόλις [polis]rsquoe yerleşen yabancıların konumuna yapısına bakalım

Eski Yunanrsquoda bir πόλις [polis]rsquoin yurttaşı olabilmek iccedilin soumlz konusu πόλις [polis]rsquoin yurttaşı olan bir anne-babadan doğmuş olmak gerekiyordu Bu bakımdan oumlrneğin Atina yurttaşı olmak Atinalı anne-babadan doğmuş olmak anlamına geliyordu Aristoteles Atinalıların Devleti adlı yapıtında yurttaş olmanın ve yurttaş listesine kayıt edilmenin koşullarını ayrıntılı bir biccedilimde accedilıklar ldquoDevletin buguumlnkuuml youmlnetimi şu şe-kildedir Anne ve babası Atinalı olanlar yurttaş sayılır ve on sekiz yaşlarında demotes [yurttaş] listelerine kaydedilirlerrdquo10 Buna karşın Atina dışından gelip Atinarsquoya yerleşen diğer Yunan πόλις [polis]rsquolerinin yurttaşları Atina yurttaşı olarak kabul edilmiyorlardı Atinarsquoya dışarıdan gelip yerleşen gelen Yunanlar iccedilin μέτοικος [metoikos] soumlzcuumlğuuml kullanılıyordu Soumlzluumlklere baktığımızda μέτοικος [metoikos] soumlzcuumlğuumlnuumln şu anlamlara geldiğini goumlruumlyoruz ldquoDışarıdan yerleşen yabancı bir kentte ikamet eden otuma izni olan bir kente dışarıdan gelen yabancırdquo11

8 Tuumlrkccedile ccedileviride ldquozenonrdquo biccediliminde yazılmış olmasına rağmen doğrusu ξενών [ksenōn] olacağından tarafımızdan duumlzeltilmiştir

9 Lionel Casson Antik Ccedilağda Seyahat s 7510 Aristoteles Atinalıların Devleti Ccedilev Ari Ccedilokona Tuumlrkiye İş Bankası Kuumlltuumlr Yayınları 1 Baskı

İstanbul 2013 s 4711 H G Liddell-R Scott A Greek-English Lexicon Guumller Ccedilelgin Eski Yunanca-Tuumlrkccedile Soumlzluumlk Kabalcı

Yayınevi 1 Baskı İstanbul 2011 Croix μέτοικος [metoikos] soumlzcuumlğuumlnuumln Eski Yunan duumlnyasının

122 Guumlvenccedil Şar

μέτοικος [metoikos] soumlzcuumlğuuml μετά [meta] ile οἶκος [oikos] soumlzcuumlklerinden oluşur μετά [meta] soumlzcuumlğuuml ldquoKatışık kelimelerde değişme ifade ederrdquo12 οἶκος [oi-kos] soumlzcuumlğuumlnuumln anlamları ise şoumlyledir ldquoev ev ile ilgili şeyler mal muumllk servet aile soyrdquo13 Buna goumlre μέτοικος [metoikos] soumlzcuumlğuuml evini yurdunu değiştiren kişiler iccedilin kullanılmaktadır Bu bakımdan μέτοικος [metoikos] soumlzcuumlğuumlne karşılık olarak goumlccedilmen soumlzcuumlğuuml ilk elde akla gelse de bu yeterince uygun bir karşılık olmayabilir Ccediluumlnkuuml Eski Yunancada goumlccedilmen soumlzcuumlğuuml karşılığı olarak kullanılan μετανάστης [metanastēs] soumlzcuumlğuuml bulunmaktadır Buna goumlre μέτοικος [metoikos] soumlzcuumlğuuml oumlzel bir duruma işaret etmektedir μέτοικος [metoikos] soumlzcuumlğuumlnuumln yurttaşlık haklarına sahip olmayan oumlzguumlr insanlar iccedilin kullanıldığını goumlz oumlnuumlne alarak belki de onlar iccedilin ldquoyerleşik yabancırdquo diyebiliriz

μέτοικος [metoikos]rsquoları πόλις [polis]rsquoin yurttaşlarından ayıran farklılaştıran bir başka youmln de πόλις [polis]rsquoin dinsel toumlrenlerine katılamamalarıydı Ccediluumlnkuuml yurttaşlık ile dinsel toumlrenlere katılmak arasında bağlantı vardı ldquoYurttaşı site tapınmasında yer alması nedeniyle tanıyoruz Tuumlm sivil ve siyasi hakları tapınmaya katılımından kaynak-lanır Tapınmadan vazgeccedilerse haklarından da vazgeccedilerhellip Atinarsquoda yurttaş tanrılarının bayramına katılmayan site uumlyesi hakkını kaybediyordurdquo14 Coulanges dini rituumlelleri gerccedilekleştirme ile yurttaş olma ve yurttaşlık haklarından yararlanma arasında keskin bir bağlantı kuruyordu Coulanges kitabında ξένος [ksenos] ile μέτοικος [metoikos] ayrımı yapmadan yabancıların πόλις [polis]rsquoin tanrılarına tapınamayacağını belirtir ldquoCcediluumlnkuuml yurttaşın tanrıları sadece yurttaşın duasını ve armağanlarını kabul eder yaban-cıyı reddederdi yabancıların tapınaklara girişleri yasaktır ve kurban sırasında orada bulunmaları bile dine saygısızlıktırrdquo15 Belirtmek gerekir ki Coulanges bu konudaki

buumltuumlnuumln de kullanılmadığını μέτοικος [metoikos] soumlzcuumlğuuml yerine geccedilebilecek başka soumlzcuumlkler de kullanıldığını belirtir ldquoBelirli bir polisrsquote kısa bir suumlreden fazla kalmak iccedilin resmicirc izne sahip olan ve resmicirc statuumlleri bazen (Atinarsquoda olduğu gibi) dikkatli bir şekilde duumlzenlenen lsquomukim yabancılarrsquo da bir başka lsquotabakarsquo olarak tespit edilebilir Bu ldquomukim yabancılarrdquo guumlnuumlmuumlzde genellikle lsquometiklerrsquo (Yu-nanca metoikoi) şeklinde adlandırılmaktadır ve ben de her ne kadar metoikoi terimi Klasik doumlnemde bile Yunan duumlnyasının her yerinde kullanılmasa ve Helenistik ccedilağda buumlyuumlk oranda ortadan kalksa da onlardan bu şekilde soumlz edeceğim (Yunan şehirlerinde metoikoi yerine kullanılabilecek diğer ifadeler arasında synoikoi epoikoi katoikoi ve daha sonrayla ağırlıklı olarak paroikoi bulunur)rdquo G E M De Ste Croix Antik Yunan Duumlnyasında Sınıf Muumlcadelesi Ccedilev Ccedilağdaş Suumlmer Yordam Kitap 1 Baskı İstanbul 2013 s 130

12 Suat Sinanoğlu Kelimelerin Etymonu Esas Tutularak Tertiplenen Yunanca Tuumlrkccedile Soumlzluumlk AUumlndashDTCF Yayınları Ankara 1953

13 Suat Sinanoğlu Kelimelerin Etymonu Esas Tutularak Tertiplenen Yunanca Tuumlrkccedile Soumlzluumlk14 Fustel De Coulanges Antik Site Ccedilev İsmail Kılınccedil Epos Yayınları 1 Baskı İstanbul 2011 s 18515 Fustel De Coulanges Antik Site s 186 Ayrıca μέτοικος [metoikos]rsquoların dinsel festivallerde yapılan

oyunlara spor yarışmalarına da katılmaları da yasaktı ldquoMOuml 350rsquode kesin biccedilimlerini alan oyunlara yalnızca on sekiz yaşından buumlyuumlk oumlzguumlr Yunan yurttaşları katılabilirdi Koumlleler bir Yunan sitesinde yaşayan ancak sitenin yerlisi olmayan kişiler (metoumlk) ve mahkucircmlar oyunlara alınmazlardırdquo Ali Te-kin-Guumllcan Tekin ldquoAntik Yunan Doumlnemi Spor ve Antik Olimpiyat Oyunlarırdquo Tarih Okulu Dergisi Yıl 7 Sayı 18 s 132

ldquoEvrdquoin Oumltesi Eski Yunanrsquoda ve Guumlnuumlmuumlzde Yabancı Uumlzerine Duumlşuumlnceler 123

oumlrneği Roma doumlneminden verir Coulanges dinsel rituumlellere katılmanın yurttaşlık ile birlikte diğer buumltuumln hakların elde edilmesini sağladığını ileri suumlrer ldquoTapınmaya ka-tılmak haklar elde edilmesine yol accedilıyordurdquo16 George Thomson da yabancıların hem yurttaşlık haklarından hem de dini rituumlellere katılma haklarından mahrum olmakla birlikte bir istisnası olduğunu da belirtir ldquohellip kentte ve onun ccedilevresinde ticaretin yarattığı fırsatların kendine ccedilektiği yerleşik yabancılardan (metoikoi) oluşan bir sınıf oluşmuştu Yabancılar olarak yurttaşlık haklarından ve devlet dininin kamusal toumlren-lerinden uzak tutulmuş olmalarına karşın huumlkuumlmetin politikası bunları geliştirmek youmlnuumlnde olmuştu Bununla birlikte yılda bir kez ulusal Panathenaia festivalinde bu yabancıların yalnızca festivale katılmasına izin verilmiyor aynı zamanda oumlzel onur nişanları dağıtılıyordu kendilerinerdquo17

μέτοικος [metoikos]rsquolar Eski Yunanrsquoda vatandaşlık haklarından yararlanama-maları yanında ayrıca bir de vergi vermek zorundaydılar μετοίκιον [metoikion] adı verilen bu vergiyi Finley yabancılardan alınan kelle vergisi olarak nitelendirmektedir Finleyrsquoe goumlre ldquoVatandaş olmayıp da şehirde kısa suumlreli yaşamakta olan belki de bir ay gibi kısa bir suumlre erkekler iccedilin ayda bir drakhme kadınlar iccedilin yarım drakhmerdquo oumllccediluumlsuumlnde bir μετοίκιον [metoikion] soumlz konusudur18 Deborah Kamen ise erkeklerin yıllık 12 drakhme kadınların yıllık 6 drakhme μετοίκιον [metoikion] oumldediğinden bahseder19 Friedell ise μετοίκιον [metoikion] ile ilgili olarak şoumlyle bir accedilıklama yapar ldquoBu insanlar Atinarsquoda on iki drakhmersquolik bir korunma parası oumlder yasal sınırlamalar dışında nuumlfusun geri kalanıyla aynı hakları paylaşırdırdquo20 μετοίκιον [metoikion]rsquoun oumldenmemesinin ise insanı oumlzguumlrluumlğuumlnden eden ciddi sonuccedilları vardı Diogenes Laerti-osrsquoun bildirdiğine goumlre Khalkedonrsquolu Ksenokrates μετοίκιον [metoikion] oumldemediği iccedilin Atinalılar onu satılığa ccedilıkarıp satmışlar Fakat Demetrios onu satın alarak oumlzguumlr-luumlğuumlnuuml geri vermiştir21

Eski Yunanrsquoda μέτοικος [metoikos]rsquolar politik hukuki hakları bakımından kouml-lelerle oumlzguumlr yurttaşlar arasında bir konuma sahipti μέτοικος [metoikos]rsquolar oumlzguumlr yurttaşlar gibi politikaya katılamıyorlar yani πόλις [polis]rsquoin youmlnetiminde soumlz sahibi olamıyorlardı bunun yanında oumlzguumlr yurttaşlar gibi ticaretle uğraşabiliyorlar ve hatta koumlle sahibi olabiliyorlardı ldquoLysias ve kardeşi Polemarchus beşinci yuumlzyılın sonlarında

16 Fustel De Coulanges Antik Site s 18617 George Thomson Aiskhylos ve Atina Ccedilev Mehmet H Doğan Payel Yayınları 1 Baskı İstanbul

1990 s33918 M I Finley Antik Ccedilağ Ekonomisi Ccedilev Hatice Palaz Erdemir Arkeoloji ve Sanat Yayınları İstanbul

2007 s 196 Ayrıca bkz Alacirceddin Şenel Eski Yunanda Eşitlik ve Eşitsizlik Uumlstuumlne Ankara Uumlniversi-tesi Siyasal Bilgiler Fakuumlltesi Yayınları 1 Baskı Ankara 1970 s 263

19 Deborah Kamen Status in Classical Athens Princeton University Press New Jersey 2013 s4420 Egon Friedell Antik Yunanrsquoın Kuumlltuumlr Tarihi Ccedilev Necati Accedila Dost Kitabevi Yayınları 1 Baskı An-

kara 1999 s 19821 Diogenes Laertios Leben und Meinungen beruumlhmter Philosophen Ccedilev Otto Apelt Verlag von Felix

Meiner 2 Baskı Hamburg 1967 614

124 Guumlvenccedil Şar

Atinarsquonın en zengin insanları arasında yer almış olabilirler ve kuşkusuz 404 yılında Klasik doumlnemde herhangi bir Yunanın guumlvenilir bir şekilde sahip olduğu soumlylenebile-cek en yuumlksek sayıda koumlleye sahip oldukları rivayet edilmiştir Fakat onlar Atinarsquoda birer metikti22 (yabancı sakin) ve hiccedilbir siyasi haktan yararlanamıyordurdquo23 Ayrıca oumlzguumlrluumlğuuml kendisine verilmiş olan koumllelerin durumu da Eski Yunanrsquoda oumlzellikle de Atinarsquoda μέτοικος [metoikos]rsquoların pozisyonunu anlamamız bakımından oumlnemli bir veridir ccediluumlnkuuml oumlzguumlrluumlğuumlne kavuşmuş koumlleler de μέτοικος [metoikos] statuumlsuumlne sahip olabiliyorlardı ldquoBir Yunan şehri yurttaşının azat edilmiş koumllesiyse hiccedilbir zaman efendisi tarafından azat edilmenin otomatik bir sonucu olarak metik statuumlsuumlnden daha fazlasını elde edememiş gibi goumlzuumlkmektedir Atinarsquodaysa azatlı koumlle kesin olarak metik statuumlsuumlne girerdirdquo24 Bundan dolayı Deborah Kamen μέτοικος [metoikos]rsquoun kapsamı hakkında bilgi verirken oumlzguumlrluumlğuumlne kavuşmuş koumllelerin de μέτοικος [metoikos] olduğunu belirtir25

μέτοικος [metoikos]rsquolar oumlzguumlr yurttaşların haklarına sahip olmamakla birlikte zaman zaman yurttaşlık haklarına kavuşabilmişlerdir Oumlrneğin Kleisthenes Atinarsquodaki youmlneticiliği doumlneminde ldquobirccedilok iyi halli metoikosrdquoa yurttaşlık hakkı tanımıştır26 Fakat bu oumlrnek dışında μέτοικος [metoikos]rsquoların yurttaşlık hakkı elde etmesi ccedilok fazla karşılaşılmayan bir durumdur ccediluumlnkuuml μέτοικος [metoikos]rsquoların yurttaşlığa geccedilmeleri iccedilin konulmuş olan koşullar ccedilok yuumlksek olabiliyordu Oumlrneğin Atinarsquoda μέτοικος [metoikos]rsquolar ldquoancak Atinarsquoya buumlyuumlk yararlıkları dokunduğunda altı bin oy ile Atina vatandaşı kılınabilirlerdi ki bu ccedilok guumlccedil bir şeydirdquo27

μέτοικος [metoikos]rsquoların sayısı πόλις [polis]rsquoin iccedilinde bulunduğu duruma goumlre değişiklik goumlsteriyordu Oumlzellikle Atina ekonomik ve politik olarak gelişkin bir du-rumdayken μέτοικος [metoikos] sayısı da buna uygun olarak artıyordu Buna karşın

22 μέτοικος [metoikos] soumlzcuumlğuuml ccedileşitli yabancı dillerden yapılan ccedilevirilerden dolayı Tuumlrkccedile kimi ccedilevi-rilerde farklı biccedilimlerde karşımıza ccedilıkmaktadır μέτοικος [metoikos] soumlzcuumlğuuml İngilizce ldquometicrdquo Al-manca ldquometoumlkrdquo Fransızca ldquomeacutetegravequerdquo soumlzcuumlkleriyle karşılandığından Tuumlrkccedileye ccedileviri kitaplarda ya da bu dillerden yapılan alıntılarda μέτοικος [metoikos] soumlzcuumlğuumlnuuml bu biccedilimlerde goumlrebiliyoruz Bundan dolayı metin iccedilersinde geccedilen ldquometicrdquo ldquometikrdquo ldquometoumlkrdquo gibi ifadelerin μέτοικος [metoikos] soumlzcuumlğuuml-nuumln karşılığı olduğu goumlz oumlnuumlnde tutulmalıdır

23 G E M De Ste Croix Antik Yunan Duumlnyasında Sınıf Muumlcadelesi s 12624 G E M De Ste Croix Antik Yunan Duumlnyasında Sınıf Muumlcadelesi s 227 Eski Yunanrsquoda oumlzguumlrluumlğuumlnuuml

kazanmış olan koumllelerin durumuyla ilgili olarak bakınız ldquoAzat edilen koumlleler ndashRomarsquoda olduğunun aksinendash yurttaş statuumlsuumlne değil metoikos statuumlsuumlne geccediltiği dolayısıyla Atinarsquoda oturabilmek iccedilin oumlz-guumlr bir yurttaşın himayesine ve hukuki temsiline ihtiyaccedil duyacağı ve bu kişi de muhtemelen eski efendi olacağından oumltuumlruuml koumllenin efendisine bağımlılık ilişkisi azatlık ile tamamen kopmuyordu Belli bir zaman ya da oumlluumlnceye kadar eski efendi iccedilin part-time ccedilalışmak tuumlruumlnden ilave koşulların da geti-rilmiş olabileceği duumlşuumlnuumllmelidirrdquo Guumlven Bakırezer ldquoAntik Yunan Duumlşuumlncesinde Koumllelikrdquo Ankara Uumlniversitesi Siyasal Bilgiler Fakuumlltesi Dergisi Cilt 63 Sayı1 s 24

25 Deborah Kamen Status in Classical Athens s4326 Alacirceddin Şenel Eski Yunanda Eşitlik ve Eşitsizlik Uumlstuumlne Ankara Uumlniversitesi Siyasal Bilgiler Fakuumll-

tesi Yayınları 1 Baskı Ankara 1970 s 22427 Alacirceddin Şenel Eski Yunanda Eşitlik ve Eşitsizlik Uumlstuumlne s 264

ldquoEvrdquoin Oumltesi Eski Yunanrsquoda ve Guumlnuumlmuumlzde Yabancı Uumlzerine Duumlşuumlnceler 125

savaş ve savaşın yenilgiyle sonuccedillanması gibi nedenlerden dolayı Atinarsquoda μέτοικος [metoikos] sayısı azalıyordu Whitby Demetriosrsquoun yaptığı bir nuumlfus sayımında 10000 gibi az sayıda μέτοικος [metoikos]rsquoun bulunduğu tespitini şu nedenlere bağlıyor ldquoBir yandan Lamia savaşında Atinarsquonın yenilgisini takip eden siyasi istikrarsızlık bir yandan da yuumlkselen Takipccedili rejimlerin sunduğu olanaklar yuumlzuumlnden Atinarsquoda bir yabancı olarak yaşamanın ccedilekiciliği adamakıllı azalmış olduğu bir zamanda bu sayım yapılmıştırdquo28 Atina πόλις [polis]rsquoinin nuumlfusu hakkındaki bilgiler tartışmalı olmakla birlikte Atina nuumlfusu ve μέτοικος [metoikos]rsquoların sayısı hakkındaki ccedileşitli bildirimler bir fikir verebilir ldquoİOuml V yuumlzyılda Atinarsquonın (Attikarsquoyı da iccedilermek uumlzere) nuumlfusu 300000 dolaylarında hellip Atina nuumlfusunun 155000rsquoinin Atinalılar 30000rsquoinin metoikoslar 115000rsquoinin de koumllelerden oluştuğu sanılmaktadırrdquo29 Atina nuumlfusu ve bunun iccedileriğinin ne olduğu tartışmalıdır Guumlnuumlmuumlzden yaklaşık 2500 sene oumlnce varol-muş bir kentin nuumlfusu konusunda kesin bir yargıda bulunmak oldukccedila zor olsa gerek Ayrıca bu nuumlfusun kaccedilının oumlzguumlr yurttaşlar kaccedilının kadın kaccedilının koumlle ve kaccedilının μέτοικος [metoikos] olduğu sorusunun yanıtlanması konusunda sıkıntılı bir durum oluşturmaktadır Alaeddin Şenel Perikles doumlnemi Atinarsquosının nuumlfus yapısı hakkındaki ccedileşitli araştırmacıların vardığı sonuccedilları şu biccedilimde derleyip toparlamıştır ldquoZimmern The Greek Commomvealth s 415 de 40 bin reşit erkek vatandaş 34 bin reşit er-kek metoikos 55 bin reşit koumlle olmak uumlzere 119 bin reşit erkek olarak tahmin eder Ferguson Greek Imperialism s 42 de Atinarsquonın Perikles devrinde 150 bini Atinarsquoda 150 bini Attikarsquoda [ 50 şehirleşme] olmak uumlzere 300 bin nuumlfuslu olduğunu bunun 13 uumlnuumln [100 bininin] koumlle 16 sının [50 bininin] metoikos 12 sinin [150 bininin] vatandaş ve vatandaşların aile ccedilevresi [karı ve ccedilocukları] olup bunun da 50 bininin askerlik yaşında erkek nuumlfus [yani tam vatandaş] olduğunu yazar Barker Greek Po-litical Theory s 31 de vatandaş ailelerinin 160 bin metoikosların 45 bin reşit 45 bin ccedilocuk olmak uumlzere 90 bin koumllelerinse 80 bin olduğunu yazarrdquo30

Buradan da anlaşılacağı gibi Atinarsquoda oumlzguumlr yurttaşlar yanında azımsanmayacak bir μέτοικος [metoikos] ve koumlle nuumlfusu soumlz konusudur Peki neden Atinarsquoda bu kadar yoğun μέτοικος [metoikos] ve koumlle nuumlfusu bulunmaktadır Oumlncelikle Atina Eski Yunan duumlnyasının ticaret politika ve kuumlltuumlr accedilısından deyim yerindeyse başkenti ko-numundaydı Bundan dolayı Atinarsquonın oumlzellikle pek ccedilok bakımdan yuumlkselişte olduğu doumlnemde diğer Yunan πόλις [polis]rsquolerinden Atinarsquoya bir akış soumlz konusuydu Oumlzel-likle ldquoPers Savaşları sonrası hızla gelişen polislerarası ticaret oumlzellikle deniz ticareti Atinarsquoya birccedilok yabancının gelmesine bunlardan bazılarının Atinarsquoya yerleşmelerine yol accediltırdquo31 Atinarsquoya yerleşen yabancılar genellikle ticaretle ilgilendiklerinden Atina

28 Michael Whitby ldquoM Ouml Doumlrduumlncuuml Yuumlzyılda Atinarsquonın Tahıl Ticaretirdquo Ticaret Tuumlccarlar ve Antik Kent Yay Haz Helen Parkins-Christopher Smith Ccedilev Oumlmuumlr Harmanşah Homer Kitabevi 1 Baskı İstanbul 2010 s 104

29 Kıvanccedil Ertop-Ccediletin Yetkin Siyasal Duumlşuumlnce Tarihi I Say Yayınları 1 Baskı İstanbul 1985 s 9130 Alacirceddin Şenel Eski Yunanda Eşitlik ve Eşitsizlik Uumlstuumlne s 26031 Alacirceddin Şenel Eski Yunanda Eşitlik ve Eşitsizlik Uumlstuumlne s 262

126 Guumlvenccedil Şar

ticaretinin oumlnemli bir kısmını ellerinde tutuyorlardı ldquoAşağı tabaka kent sakini oumlz-guumlr yabancı veya koumlle olabilen zanaatccedilıların faaliyetleri dışında agoranın diğer tuumlm gelişen ticari faaliyetleri metoikos32 adı verilen yabancıların elindeydihellip tek işleri para kazanmak olan siyasal anlamda dışlanmış azınlık idiler buumltuumln enerjilerini para kazanmaya ve paranın alabileceği şeyleri almaya harcamak zorundaydılarrdquo33 Genel olarak politik haklardan kısıtlanmış toplulukların sadece ticaretle uğraşması uğraşmak zorunda kalması goumlruumllen bir şeydi Uumlstelik Atinarsquodaki bu durum herkesin memnun olacağı sonuccedillar ortaya ccedilıkarıyordu ldquoİsokrates e goumlre Atina lsquotuumlccarlar yabancılar ve metiklerle dolu olduğundarsquo ndashccedilizdiği abartılı resme goumlrendash bu tuumlr insanların bulunmadığı kendi doumlnemine kıyasla iki kat daha fazla gelir elde etmiştirdquo34 Bunun sonucu olarak Atinalılar μέτοικος [metoikos]rsquoların getirdiği ekonomik guumlccedilten yaralanırken35 μέτοικος [metoikos]rsquolar da Atinarsquonın Eski Yunan duumlnyasının ticaret ve poltika merkezi olmasının getirdiği avantajlardan yararlanabiliyorlardı Uumlstelik μέτοικος [metoikos]rsquolar koumllelerin aksine istedikleri zaman başka bir πόλις [polis]rsquoe ya da kendi πόλις [polis]rsquolerine gitme oumlzguumlrluumlğuumlne sahiptiler ldquoAzatlı olmayan metikrsquolerin ccediloğu muhtemelen zama-nı gelince evlerine doumlnme niyetiyle bir suumlreliğine memleketleri olmayan bir şehirde goumlnuumllluuml olarak yaşayan başka bir πόλις [polis]rsquoin yurttaşları olmalıdır Ve kuşkusuz metikrsquoler yoğun bir şekilde soumlmuumlruumllemezlerdi Soumlmuumlruumllduumlkleri takdirde yapacakları şey basitccedile başka bir yere taşınmaktırdquo36

μέτοικος [metoikos]rsquoların Atinarsquoya katkısı etkisi sadece ticaret ile sınırlı değildi μέτοικος [metoikos]rsquolar Atinarsquonın ve dolayısıyla Eski Yunan duumlnyasının kuumlltuumlrel duumlşuumlnsel gelişimini sağlayan en oumlnemli unsurlardandı Bunu sağlamada en buumlyuumlk pay da sofistlere aitti Ccediloğunlukla μέτοικος [metoikos] olan sofistlerin Atinarsquonın eğitimi ve felsefesi soumlz konusu olduğunda doğrudan hukuk ve politika soumlz konusu olduğunda ise dolaylı olarak ccedilok buumlyuumlk katkıları olmuştur Sofistlerrsquoin Atinarsquoya etkisinin derecesi konusundaki bir yorum şoumlyledir ldquohellip Yunan sitesi bu can sıkıcı yabancılar [sofistler] olmasaydı her hacircluumlkacircrda var olmayacaktırdquo37

32 Tuumlrkccedile ccedileviride ldquometikosrdquo olarak verilmiş olan soumlzcuumlğuumln doğrusunu yazmayı uygun bulduk33 Lewis Mumford Tarih Boyunca Kent Ccedilev Guumlrol KocandashTamer Tosun Ayrıntı Yayınları 1 Baskı

İstanbul 2007 s 19334 G E M De Ste Croix Antik Yunan Duumlnyasında Sınıf Muumlcadelesi s 24635 ldquoGerccedilekten ticaret ve sanayi ile uğraşan metoikosların zengin Atina vatandaşları kadar koumlleleri vardı

ve hiccedil koumllesi olmayan ya da bir tek koumllesi olan vatandaşlar sınıfının yarısından fazlasına goumlre koumlle sahibi olma konusun da ve genel olarak ekonomik guumlccedilte uumlstuumln durumdaydılar Ancak Atina vatandaş-ları onların servetlerinin normal zamanlarda belli bir oumllccediluumlde olağanuumlstuuml zamanlarda tamamen genel yarar iccedilin kullanılacağını biliyordu Oumlrneğin zengin Metoikoslara gemi donatma tiyatro oyunlarının masrafını yuumlklenme goumlrevleri verilirdi Sanırız bu karşılıklı ekonomik ccedilıkarlar vatandaşlarla meto-ikosların arasının accedilılmamasının ve metoikosların siyasal amaccedillar peşinde koşmamalarının başlıca nedenleridirrdquo Alacirceddin Şenel Eski Yunanda Eşitlik ve Eşitsizlik Uumlstuumlne s 264-265

36 G E M De Ste Croix Antik Yunan Duumlnyasında Sınıf Muumlcadelesi s 36637 Barbara Cassin ldquoSofistlerrdquo Siyaset Felsefesi Soumlzluumlğuuml Yay Haz Philippe RaynaudndashStephane Rials

Ccedilev İsmail Yerguz İletişim Yayınları 1 Baskı İstanbul 2003 s 811

ldquoEvrdquoin Oumltesi Eski Yunanrsquoda ve Guumlnuumlmuumlzde Yabancı Uumlzerine Duumlşuumlnceler 127

Neredeyse tamamı μέτοικος [metoikos] olan sofistler Eski Yunan duumlnyasında oumlzellikle de Atinarsquoda eğitim konusunda en başta başvurulan kişilerdi ldquoYetişkinlerin eğitimi iccedilin uumlniversitelerin ya da kolejlerin olmadığı bir durumda boşluk sofist laka-bıyla uumlnlenen ve oumlvuumlnerek bir gence lsquokişisel işlerini uygun biccedilimde yuumlruumltmeyi kendi ev işlerini ve hem hatip hem de eylem adamı olarak gerccedilek bir guumlccedil haline gelebilmek iccedilin devlet işlerini en iyi şekilde youmlnetmeyirsquo kentte oumlğretme yeteneğinin reklamını yapan Protagoras gibi kimseler tarafından kendi yararlarına goumlre dolduruluyordurdquo38 Sofistler başta eğitim yoluyla Atinarsquonın toplumsal yapısını politik gelişimini tarihsel ve duumlşuumlnsel seyrini buumlyuumlk oranda değiştirdiler Sofistler politika ve hukuk alanında oumlzguumlr yurttaşların sahip olduğu haklardan mahrumdular buna karşın ders verdikleri oumlğrencileri aracılığıyla politika ve hukuk alanındaki değişimler konusunda belki de en buumlyuumlk etkiyi sağlamışlardı Sofistler doğrudan ya da dolaylı Yunan dili hukuk ve politika başta olmak uumlzere ccedilok ccedileşitli konularda Yunan duumlşuumlnmesine katkıda etkide bulunmuşlardı

μέτοικος [metoikos]rsquoların Eski Yunan duumlnyasında ve oumlzellikle de Atinarsquodaki konumunu değerlendirdikten sonra μέτοικος [metoikos] soumlzcuumlğuuml uumlzerinde biraz daha durmak istiyoruz Oumlzellikle de μέτοικος [metoikos] bileşik soumlzcuumlğuumlnuuml oluşturan iki soumlzcuumlkten biri olan οἶκος [oikos] soumlzcuumlğuumlnuumln anlamları ve kullanım bağlamları uumlzerinden μέτοικος [metoikos]rsquou ya da yabancıyı değerlendirmek istiyoruz οἶκος [oikos] soumlzcuumlğuumlnuumln ccedileşitli kullanımları konusunda ilk elde şunları buluruz Sadece inşa edilmiş yapı anlamıyla değil herhangi bir mesken anlamında ev kykloprsquoların mağarası ccediladır yuva oda yemek salonu muumlstakil ev ev ile ilgili kamusal binalar iccedilin toplantı eviyeri salon tapınak kuşlar iccedilin kafes arı kovanı astrolojide gezegenin meskeni birinin ev eşyaları Attika yasalarında emlak miras39 οἶκος [oikos] soumlzcuumlğuumlnuuml en genel anlamıyla ev ya da yaşama yeri mekacircnı olarak anlamak gerekiyor Bu bakımdan μετά [meta] - οἶκος [oikos] yaşama mekacircnından başka bir mekacircna yabancı bir mekacircna geccedilmek demektir bir başka deyişle tanıdık bildik alışıldık olandan tanınmayana bilinmeyene alışılmamış olana geccediliş yapmak demektir Hemen belirtmek gerekir ki μετά [meta] - οἶκος [oikos] yani evini mekacircnını terk etme ile ilgili Eski Yunancada bir de fiil vardır μετοικέω [metoikeō] Bu fiil ikametgacirch değiştirmek anlamına geldiği gibi oumllmek anlamında da kullanılırdı Nitekim Tuumlrkccedilede de oumllenler iccedilin ldquogoumlccediltuumlrdquo ldquogoumlccediluumlp gittirdquo ifadelerini kullanırız40 Burada insan yine kendi mekacircnından ayrılmak zorunda kalmıştır Bu zorundalık bize bir şeyler soumlyluumlyor olabilir İnsan zorunlu olmadıkccedila ya da istemesine neden olacak bir olay olmadıkccedila evini yurdunu mekacircnını terk etmez terk etmek istemez Yabancı olmak bundan dolayı bir ccedileşit suumlrguumln olma durumudur

38 W K C Guthrie The Sophists Cambridge University Press Cambridge 1977 s 2039 H G Liddell-R Scott A Greek-English Lexicon40 μετοικέω [metoikeō] fiilinin bu anlamıyla kullanımı hakkında bkz Euripides ldquoHippolytusrdquo Ion

Hippolytus Medea Alcestis Ccedilev Arthur S Way Loeb Classical Library Harvard University Press London 1946 837

128 Guumlvenccedil Şar

Suumlrguumlnuumln zorla olması ya da goumlnuumllluuml olması suumlrguumlndekinin yabancı olduğu gerccedileğini değiştirmez

İnsan varlığını suumlrduumlrduumlğuuml alışılageldiği mekacircnı bırakıp gittiğinde kendisinde daha doğrusu kendi varlığı ile ilgili duumlşuumlnmesinde bir takım eksiklikler ya da boşluklar oluşur Aynı şekilde insanın kendi yaşam ya da varlık alanına dışarıdan gelen ya da dışarıdan katılan herhangi bir varlık da kişiyi tedirgin eder Yabancı bu anlamıyla hem tedirgin olandır hem de tedirgin edendir Bundan dolayı yabancının alışılmış olana muumldahalesi girme ccedilabası karşısında bir dışlaştırma pratiğini de bulur ldquoYabancı olan her bir duumlzenin sınırlarındaki olağan-uumlstuuml ve duumlzen-dışı olan şeklinde ortaya ccedilıkar ki bu duumlzen dışı mevcut duumlzende yer bulamaz ama dışlanmış olan olarak vardırrdquo41

Yabancı kendi yaşama alanını evini terk eden ya da terk etmek zorunda kalandır Bu yanıyla kendi bildik tanıdık ve korunaklı sınırlarını aşarak bir başkasının korunaklı sınırına doğru hamle yapar Bundan dolayı da bir başkasıyla karşılaşır Bir başkasıyla karşılaşması ise bir başkasını yabancı olarak tanımaya başlamanın ilk adımıdır42 Bir başkasını tanımaya başladığımızda başkasının sınırına dayanırız ldquoYabancı bir sınır fenomenidir bilhassardquo43

Yabancıyı duumlşuumlnmeye başladığımızda sınırı da duumlşuumlnmeye başlarız Elbette sınır dediğimizde ndashkendi bedensel yapımın sınırlarından oumlncendash bir yeri bir mekacircnı duumlşuumln-memiz gerekir Bu mekacircn ile olan ilişki yerli ile yabancı olanın bakışında farklılaşır Yerli sanki kendisi hep oradaymış oranın sahibiymiş de mekacircn daha sonradan ona goumlre onun iccedilin oluşturulmuş duygusu iccedilindedir Yabancı ise yabancı olduğu mekacircnla kendisi arasında tam bir oumlzdeşlik kuramaz ya da kurmak istemez Bunun oumlrneğini yukarıda Eski Yunanrsquoda μέτοικος [metoikos]rsquoları anlatırken goumlrmuumlştuumlk μέτοικος [metoikos]rsquolar yabancısı oldukları πόλις [polis]rsquote ekonomik politik nedenlerden kalma koşulları ortadan kalktığında πόλις [polis]rsquoten ayrılarak diğer bir πόλις [polis]rsquoe ya da kendi πόλις [polis]rsquolerine geccedilme goumlccedilme konusunda teredduumlt yaşamıyorlardı44

Yabancının mekacircn ile ilişkisi bu bakımdan geccedilici teredduumltluuml bir seyir izler Mekacircn yabancı iccedilin hem kalıcı hem geccedilicidir deyim yerindeyse yabancının kendini ait his-setmediği mekacircndaki duruşu eğretidir ldquoNitekim yabancı terimin bildik anlamıyla burada sayılmaz buguumln gelip yarın giden gezgin gibi değil buguumln gelip yarın kalan

41 Bernhard Waldenfels Yabancı Fenomenolojisi Ccedilev Mesut Keskin Avesta Yayınları 1 Baskı İstan-bul 2010 s 15

42 Elbette her zaman bir yabancıyı tanıma pratiğine adım atılmayabilir ya da buna engel olunmaya ccedilalı-şılabilir Herakleitosrsquoun dediği gibi ldquoKoumlpekler tanımadıklarına havlarrdquo Herakleitos Fragmanlar Tes-timonia - Fragmenta -Imitationes Ccedilev Erdal Yıldız-Guumlvenccedil Şar Dergah Yayınları 1 Baskı İstanbul 2016 B97

43 Bernhard Waldenfels Yabancı Fenomenolojisi s 2144 Oumlrnek olarak Aristotelesrsquoin Atinarsquoda kendisine karşı oluşan tepkiyi goumlz oumlnuumlne alarak Atinarsquonın Sok-

ratesrsquoten sonra felsefeye karşı başka bir succedila daha bulaşmaması duumlşuumlncesinden hareketle Atinarsquoyı terk etmesini goumlsterebiliriz Bkz Frederick Copleston Aristoteles Ccedilev Aziz Yardımlı İdea Yayınevi 2 Baskı İstanbul 1997 s 9

ldquoEvrdquoin Oumltesi Eski Yunanrsquoda ve Guumlnuumlmuumlzde Yabancı Uumlzerine Duumlşuumlnceler 129

adam gibidir - yani artık daha oumlteye gitmeyecek olsa da gelip gitme oumlzguumlrluumlğuumlnuuml tam edinememiş potansiyel gezgin gibidir deyim yerindeyse Belli bir mekacircn dairesi iccedilinde ndashya da sınırları mekacircnsal sınırlara benzeyen bir grup iccedilindendash sabitlenmiştir ama onun iccedilindeki konumu temelde en başta ona ait olmamasının ve ona baştan beri onun bir parccedilası olmayan olamayacak nitelikler taşımasının etkisi altındadırrdquo45 Bu bakımdan bir yabancıdan soumlz etmemiz iccedilin bir mekacircndan da soumlz etmemiz gerekir Bir yer mekacircn hakkında konuşmadan yabancıdan soumlz edemeyiz ldquohellipkoumlkten bir yabancılık tuumlruuml başka bir yeri başka bir yerde olmuş olma şaşırtmacasını varsaymadan yani Aristotelesrsquoin temel kategorileri arasında goumlsterdiği belli bir lsquonerersquoye (που) goumlnderme yapmadan ortaya ccedilıkmazrdquo46

Yabancı ne kadar eğreti ya da geccedilici dursa da mekacircnla mekacircndakilerle bir iletişim etkileşim iccedilindedir Eski Yunanrsquoda yabancının durumunu incelerken goumlrduumlğuumlmuumlz gibi yabancı ekonomik politik kuumlltuumlrel ve duumlşuumlnsel olarak etkileyen ve elbette etkilenendir Bu bakımdan yabancının yerli olanla ve yerli olanın yabancı ile olan ilişkisi ilişki(li) olmama durumuna goumlre daha olumludur ldquoYabancı olma durumu şuumlphesiz buumltuumlnuumlyle olumlu bir ilişkidir oumlzguumll bir etkileşim biccedilimidir Sirius gezegeninin sakinleri bizim iccedilin tam manasıyla en azından sosyolojideki manasıyla yabancı değillerdir Bu bakımdan bizim iccedilin yokturlar uzak ve yakın olmanın oumltesindedirler Yabancı grubun kendisinin bir unsurudur tıpkı yoksullar ve muhtelif lsquoiccedil duumlşmanlarrsquo gibi - gruba mensubiyeti hem onun dışında olmayı hem de onunla karşı karşıya gelmeyi iccedileren bir unsurrdquo47

Yabancının yeni bir yere mekacircna geccedilmesinin en oumlnemli nedenlerinden birini ticaret oluşturmaktadır Kentten kente gezen tuumlccar gittiği her kentin yabancısıdır Son birkaccedil yuumlzyıla kadar kentdevlet ilk olarak ve ccediloğunlukla da yabancılara ticaret alanında rastlar Yukarıda da anlattığımız gibi μέτοικος [metoikos]rsquolar ticaret alanında son derece etkiliydiler hatta onlar olmadan πόλις [polis] ekonomik olarak o kadar da guumlccedilluuml olmuyordu Bu bakımdan kentindevletin yabancıyla ilk karşılaşması ticaret uumlzerindendir ldquoEkonomik faaliyetin buumltuumln tarihinde yabancı her yerde devreye tuumlccar tuumlccar da yabancı olarak girer Kendi ihtiyaccedillarını karşılamak uumlzere uumlretim yapmak genel kural olduğu ya da uumlruumlnler nispeten kuumlccediluumlk bir daire iccedilinde değiş tokuş edildiği suumlrece grup iccedilinde bir aracıya gerek yoktur Tuumlccara ancak grup dışında uumlretilmiş olan uumlruumlnler iccedilin ihtiyaccedil duyulur Bu zorunlu ihtiyaccedil maddelerini satın almak uumlzere yabancı diyarlara giden insanlar (ki bu durumda onlar da başka bir boumllgede ldquoyabancırdquo tacirler konuma gelirler) olmadığı suumlrece tuumlccarın bir yabancı olması gerekir başka birinin bu şekilde geccedilimini sağlaması muumlmkuumln değildirrdquo48

45 Georg Simmel Bireysellik ve Kuumlltuumlr Ccedilev Tuncay Birkan Metis Yayınları 1 Baskı İstanbul 2009 s 149

46 Bernhard Waldenfels ldquoYabancının Topolojisirdquo Pera Peras Poros Jacques Derrida ile Birlikte Disip-linlerarası Ccedilalışma Yay Haz Ferda Keskin-Oumlnay Soumlzer Ccedilev Nazlı Oumlzcan Yapı Kredi Yayınları İstanbul 1999 s 86

47 Georg Simmel Bireysellik ve Kuumlltuumlr s 14948 Georg Simmel Bireysellik ve Kuumlltuumlr s 150

130 Guumlvenccedil Şar

Kenttedevlette yabancılara ilk olarak ticaret alanında yer accedilmak işin doğallığıyla olmakla birlikte yabancıya bunun dışında yer accedilmamak yabancının da bu alanda sıkışıp kalmasına yol accedilar Ticaret geccedilmişte Eski Yunan başta olmak uumlzere pek ccedilok toplumda kuumlccediluumlmsendiğinden yabancılara bırakılmıştı Bunun en bilinen oumlrneklerinden biri Yahu-dilere ticaret alanı dışında bir alan bırakılmaması olarak goumlruumlnmektedir Eski Yunanrsquoda μέτοικος [metoikos]rsquolar politikaya katılamadıkları ve toprak sahibi olamadıkları iccedilin oumlncelikle ticaret alanında kendilerine yer buldular Hatta birer eğitimci dilbilimci ve duumlşuumlnuumlr olarak goumlruumlnen sofistler bile bir anlamıyla ticaret erbabıydı Hem Platonrsquoun sofistlerin para karşılığı ders vermesini eleştirmesinden hem de sofistlerin ccedilok buumlyuumlk kazanccedillar elde etmesinden dolayı sofistlere bir ccedileşit tuumlccar da denilebilir49

Yabancı tuumlccar olarak kentte yer ettiğinde bile mekacircn olarak oraya ait olmadığı duumlşuumlnuumlluumlr ve yabancı ile olan sınır tekrar konmaya tekrar oluşturulmaya ccedilalışılır Bu sınır elbette mekacircnsal bir sınırdır yine de Oumlrneğin Venedikrsquote Yahudilerin ldquogettordquo adı verilen ve sadece onlara ait olan yani onların girip ccedilıkabileceği boumllgeleri vardı

Yabancıya karşı tutum yabancının yerel olana davranışına ya da yerel olan iccedilin yararlı olup olmamasına ya da tehdit olup olmamasına goumlre değişebilir Yabancı kimi zaman davet edilmiş bir konuk olarak başka bir mekacircnda bulunabilir fakat konukluğu yabancı işe yarar olmaz goumlruumllmeye başladığından itibaren bir yuumlk olarak da goumlruumllmeye başlar Yabancının durumunu belirleyen yabancının kendisi değil yabancıyı mekacircnında ağırlayanın bakışıdır ldquoKonukluk elbette bir hak bir oumldev bir zorundalık bir yasadır yabancı oumltekinin dost olarak ağırlanmasıdır oumlyle olması gerekir ancak bunun koşulu ev sahibinin hostrsquoun Wirtrsquoin kabul eden veya barındıran ya da iltica hakkı verenin patron evin efendisi olarak kalması kendi evinde kendi otoritesini koruması kendini koruması kendine bakana bakması ve onu koruması dolayı sıyla konukluk yasasını evin oikonomiarsquonın yasası kendi evinin yasası yerin (ev hotel hastane yurt aile kent ulus dil) yasası olarak sunulan konukseverliğin kendisinin yerinin sınırlarını ccedili-zen ve onun uumlzerinde otoritesini koruyan otoritenin doğrulu ğunu koruyan korumanın yani doğruluğun yeri olarak kalan ve dolayısıyla sunulan armağanı sınırlayan ve bu sınırlamayı yani kendi evinde kendi-olmayı oumlduumlluumln ve konukseverliğin koşu lu yapan oumlzdeşlik yasası olarak olumlamasıdırrdquo50

Yabancı yerleştiği yerdeki insanlarla kurduğu birebir ilişkiyle oradaki insanlara yakınlaşır Yuumlz yuumlze ilişki yabancıyı yabancı olmaya yabancılaştırır Yuumlz yuumlze ilişki yakınlık bir suumlre sonra yabancıya sahte bir ldquoyerlilikrdquo duygusu kazandırır Yabancı ne kadar uzun suumlre bir mekacircnda yaşarsa yaşasın herhangi bir tarihsel olay ya da bir durum

49 Nitekim Platon Sofist diyaloğunda sofistin ne iş yaptığını bulmaya ccedilalışırken onu bir ccedileşit tuumlccar olarak da duumlşuumlnuumlr Bkz Plato ldquoSophistrdquo Theaetetus Sophist Ccedilev H N Fowler Loeb Classical Library Harvard University Press London 1921 223cd

50 Jacques Derrida ldquoKonuksev(-er--mez-)likrdquo Pera Peras Poros Jacques Derrida ile Birlikte Disiplin-lerarası Ccedilalışma Yay Haz Ferda Keskin-Oumlnay Soumlzer Ccedilev Ferda Keskin-Oumlnay Soumlzer Yapı Kredi Yayınları İstanbul 1999 s 48

ldquoEvrdquoin Oumltesi Eski Yunanrsquoda ve Guumlnuumlmuumlzde Yabancı Uumlzerine Duumlşuumlnceler 131

kişiye yabancı olduğunu hatırlatır Yukarıda verdiğimiz oumlrneği hatırlarsak Khalkedonrsquolu Ksenokrates uzun yıllardır yaşasa da yabancılara oumlzguuml vergiyi oumldemediğinde koumlle olarak satılmaktan kurtulamamıştır51 Yabancı bu bakımdan ne kadar yakınlık kurarsa kursun yeri geldiğinde yabancı olduğu hatırlanır hatırlatılır Bu yabancı isterse kuşak-lar boyu aynı yerde yaşasın yabancı olduğu gerccedileği değişmez Yabancı bu bakımdan yabancılığını kendisi unutmuş olsa bile yabancı olduğu kolay kolay unutulmayandır Bu bakımdan yabancı olana karşı olan duumlşuumlnce genellikle ldquoyabancısın sen yabancı kalrdquo biccedilimindedir

KAYNAKLAR

Ağaoğulları Mehmet Ali Kent Devletinden İmparatorluğa İmge Kitabevi Yayınları 2 Bas-kı Ankara 2000

Aristoteles Atinalıların Devleti Ccedilev Ari Ccedilokona Tuumlrkiye İş Bankası Kuumlltuumlr Yayınları 1 Baskı İstanbul 2013

Bakırezer Guumlven ldquoAntik Yunan Duumlşuumlncesinde Koumllelikrdquo Ankara Uumlniversitesi Siyasal Bilgiler Fakuumlltesi Dergisi Cilt 63 Sayı1

Cassin Barbara ldquoSofistlerrdquo Siyaset Felsefesi Soumlzluumlğuuml Yay Haz Philippe RaynaudndashStephane Rials Ccedilev İsmail Yerguz İletişim Yayınları 1 Baskı İstanbul 2003

Casson Lionel Antik Ccedilağda Seyahat Ccedilev Nalan Oumlzsoy MB Yayınevi 1 Baskı İstanbul 2008

Copleston FrederickAristoteles Ccedilev Aziz Yardımlı İdea Yayınevi 2 Baskı İstanbul 1997Coulanges Fustel De Antik Site Ccedilev İsmail Kılınccedil Epos Yayınları 1 Baskı İstanbul 2011Croix G E M De Ste Antik Yunan Duumlnyasında Sınıf Muumlcadelesi Ccedilev Ccedilağdaş Suumlmer

Yordam Kitap 1Baskı İstanbul 2013Ccedilelgin Guumller Eski Yunanca-Tuumlrkccedile Soumlzluumlk Kabalcı Yayınevi 1 Baskı İstanbul 2011 Derrida Jacques ldquoKonuksev(-er--mez-)likrdquo Pera Peras Poros Jacques Derrida ile Birlikte

Disiplinlerarası Ccedilalışma Yay Haz Ferda Keskin-Oumlnay Soumlzer Ccedilev Ferda Keskin-Oumlnay Soumlzer Yapı Kredi Yayınları İstanbul 1999

Diogenes Laertios Leben und Meinungen beruumlhmter Philosophen Ccedilev Otto Apelt Verlag von Felix Meiner 2 Baskı Hamburg 1967

Ertop Kıvanccedil - Yetkin Ccediletin Siyasal Duumlşuumlnce Tarihi I Say Yayınları 1 Baskı İstanbul 1985

51 Eski Yunanrsquodaki yabancılara youmlnelik kelle ya da baş vergisi olarak nitelenen μετοίκιον [metoikion] olarak adlandırılan vergi biccedilimine tarihin başka doumlnemlerinde de rastlarız ldquohellip ortaccedilağ boyunca Frankfurt ve başka yerlerde Yahudilere konan vergi gibi oumlzel vakalarda da rastlanır Hıristiyan yurt-taşların oumldedikleri vergi verili bir zaman dilimindeki servetlerine goumlre değişirken tek tek buumltuumln Yahu-dilerin oumldeyeceği vergi oumlnceden belirlenmişti Bu miktar sabitti ccediluumlnkuuml Yahudinin toplumsal mevkii belli nesnel iccedileriklerin taşıyıcısı olmasıyla değil Yahudi olmasıyla belirleniyordu Vergiler karşısında diğer buumltuumln yurttaşlar belli miktarda servete sahip kişiler olarak goumlruumlluumlyor oumldeyecekleri vergi de bu servetin dalgalanmalarına goumlre değişebiliyordu Ama vergi muumlkellefi olarak Yahudi her şeyden oumlnce bir Yahudiydi dolayısıyla mali konumu da değişmez bir unsur iccedileriyordu Bu da en bariz biccedilimde tek tek Yahudilerin iccedilinde bulundukları koşulların farklılığı dikkate alınmadığı (ki alındığında da sabit de-ğerlendirmeler hep daha ağır basıyordu) ve buumltuumln yabancılar tam tamına aynı kelle vergisini oumldedikleri zaman goumlruumlluumlr şuumlphesizrdquo Georg Simmel Bireysellik ve Kuumlltuumlr s 153-154

132 Guumlvenccedil Şar

Euripides ldquoHippolytusrdquo Ion Hippolytus Medea Alcestis Ccedilev Arthur S Way Loeb Classi-cal Library Harvard University Press London 1946

Finley M I Antik Ccedilağ Ekonomisi Ccedilev Hatice Palaz Erdemir Arkeoloji ve Sanat Yayınları İstanbul 2007

Friedell Egon Antik Yunanrsquoın Kuumlltuumlr Tarihi Ccedilev Necati Accedila Dost Kitabevi Yayınları 1 Baskı Ankara 1999

Guthrie W K C The Sophists Cambridge University Press Cambridge 1977Herakleitos Fragmanlar Testimonia - Fragmenta - Imitationes Ccedilev Erdal Yıldız-Guumlvenccedil

Şar Dergah Yayınları 1 Baskı İstanbul 2016Kamen Deborah Status in Classical Athens Princeton University Press New Jersey 2013Liddell H G - Scott R A Greek-English Lexicon Clarendon Press 9 Baskı Oxford 1996 Mumford Lewis Tarih Boyunca Kent Ccedilev Guumlrol KocandashTamer Tosun Ayrıntı Yayınları 1

Baskı İstanbul 2007Plato ldquoSophistrdquo Theaetetus Sophist Ccedilev H N Fowler Loeb Classical Library Harvard

University Press London 1921Rodgers Nigel Antik Yunan Ccedilev Uumllkuuml Evrim Uysal Tuumlrkiye İş Bankası Kuumlltuumlr Yayınları

1 Baskı İstanbul 2015Simmel Georg Bireysellik ve Kuumlltuumlr Ccedilev Tuncay Birkan Metis Yayınları 1 Baskı İstanbul

2009Sinanoğlu Suat Kelimelerin Etymonu Esas Tutularak Tertiplenen Yunanca Tuumlrkccedile Soumlzluumlk AUumlndashDTCF Yayınları Ankara 1953

Şenel Alacirceddin Eski Yunanda Eşitlik ve Eşitsizlik Uumlstuumlne Ankara Uumlniversitesi Siyasal Bilgi-ler Fakuumlltesi Yayınları 1 Baskı Ankara 1970

Tekin Ali - Tekin Guumllcan ldquoAntik Yunan Doumlnemi Spor ve Antik Olimpiyat Oyunlarırdquo Tarih Okulu Dergisi Yıl 7 Sayı 18

Thomson George Aiskhylos ve Atina Ccedilev Mehmet H Doğan Payel Yayınları 1 Baskı İstanbul 1990

Waldenfels Bernhard ldquoYabancının Topolijisirdquo Pera Peras Poros Jacques Derrida ile Birlik-te Disiplinlerarası Ccedilalışma Yay Haz Ferda Keskin-Oumlnay Soumlzer Ccedilev Nazlı Oumlzcan Yapı Kredi Yayınları İstanbul 1999

ndashndashndashndash Yabancı Fenomenolojisi Ccedilev Mesut Keskin Avest Yayınları 1 Baskı İstanbul 2010Whitby Michael ldquoM Ouml Doumlrduumlncuuml Yuumlzyılda Atinarsquonın Tahıl Ticaretirdquo Ticaret Tuumlccarlar ve

Antik Kent Yay Haz Helen Parkins-Christopher Smith Ccedilev Oumlmuumlr Harmanşah Homer Kitabevi 1 Baskı İstanbul 2010

Yalccedilınkaya Ayhan ldquoYunan Uygarlığı İccedilinde Polis ve Siyasetrdquo Sokratesrsquoten Jakobenlere Ba-tırsquoda Siyasal Duumlşuumlnceler Editoumlr Mehmet Ali Ağaoğulları İletişim Yayınları 1 Baskı İstanbul 2011

DİSTOPİK BİR GELECEK KURGUSU ZAMYATİNrsquoİN BİZrsquoİ

Arzu İbişi Temelli

A DYSTOPIAN FUTURE FICTION WE BY ZAMYATIN

OumlZYevgeni Zamyatinrsquoin bilim kurgu niteliğindeki dikkat ccedilekici eseri Biz gelece-ğe dair bir karamsarlığı yansıtmaktadır Soumlz konusu karamsarlık insanlık iccedilin olumlu goumlruumlnen bir takım oumlzelliklerin ardında saklıdır Bilimsel ilerlemenin artık neredeyse tamamlandığı bir doumlnemi anlatan eser oumlzguumlrluumlk mutluluk hayalguuml-cuuml gibi kavramların bilimsel gelişmeye bağlı yorumunu matematiksel bir dil uumlzerinden sunmaktadır Bu dil bireyselliğin olmadığı bir toplumsal duumlzende toplumun her uumlyesinin bir numaradan ibaret olduğunu vurgulayan bir anlatımla sunulmaktadır Bireysel oumlzguumlrluumlğuumln yitirilmesi nedeniyle ldquobizrdquo olarak nitelenen toplum uumlyelerinin var oluşları yalnızca Tek Devletrsquoe yani siyasi guumlce hizmet ve itaat uumlzerinden kurgulanmaktadır 26 yuumlzyılda geccedilen hikacircye totalitarizmin baş-goumlsterdiği aynı zamanda bilim ve teknolojideki ilerlemenin bir sonucu olarak matematiğin toplumsal yaşayışın her aşamasına her unsuruna işlediği ve insanın mekanikleştiği karanlık bir duumlzeni resmetmektedir Boumlylelikle eser uumltopik de-ğil distopik bir nitelik taşımaktadır Bu ccedilalışmada Orwell Huxley gibi isimleri etkileyen Zamyatinrsquoin Bizrsquoinde sunulan distopik gelecek kurgusu tartışılmaya ccedilalışılacaktırAnahtar Kelimeler Biz Zamyatin uumltopya distopya gelecek kurgusu

ABSTRACT We is a remarkable science fiction book by Yevgeni Zamyatin and reflects pessimism about the future This pessimism is concealed behind certain characteristics which appear to be positive for the human beings The book narrates a period when scientific progress has been almost completed and presents the interpretation of the concepts such as freedom happiness and imagination etc based on scientific progress by using a mathematical language

Kutadgubilig Felsefe-Bilim Araştırmaları Mart 2017 Sayı 33 s 133-149

Arş Goumlr Dr İstanbul Uumlniversitesi Felsefe Boumlluumlmuuml (arzuibisigmailcom) Yazı geliş tarihi 05022017 kabul tarihi 06032017

134 Arzu İbişi Temelli

This language is presented by expressions emphasizing that each member of the society consists of a number in a social order that does not accommodate individuality The existence of the members of the society who are described as ldquowerdquo is fictionalized only through service and obedience to the political power ie One State due to the loss of individual freedom The story is set in the 26th century and depicts a dark period which is dominated by totalitarianism and where mathematics affects all phases and elements of social life as a result of progress in science and technology and where humans are mechanized Therefore the book has a dystopian but not utopian nature In this study the dystopian future fiction presented in We by Zamyatin who affected significant figures such as Orwell Huxley etc will be dealt with Keywords We Zamyatin utopia dystopia future fiction

Giriş

Uumltopyalar insanın duumlzen ve mutluluk arayışının bir sonucu olarak geliştirilmiş olan tasarımlardır Distopyalarda ise mutluluk probleminin ccediloumlzuumlme kavuşturulmadığı karanlık bir tablo soumlz konusudur Hem uumltopik hem de distopik eserlerde ccediloğunlukla siyasal duumlzene ve buna bağlı toplumsal yaşayışa dair sorgulamalar yapılmaktadır Bu eserler bir altın ccedilağın muumlkemmelliğine işaret ederek geccedilmişe veya bir kurtuluş tablosu ccedilizerek geleceğe odaklanabilirler Bu ccedilalışmanın konusunu oluşturan Biz adlı romanda Zamyatin kendi doumlnemine dair bir eleştiri geliştirerek geleceğe odaklanmış ve olumsuz bir senaryo yaratmıştır Bu nedenle insan iccedilin kurtuluştan ccedilok bir ccediloumlkuumlş doumlnemi sunulmuştur

Guumlnluumlk biccediliminde yazılmış olan romandaki ana karakter D-503 yabancı okuyu-culara kendi toplumunu anlatmak iccedilin ccedilaba goumlsterir gelecek bilinci ve hatta gelecek dili aracılığıyla gerccedilekte var olan sosyal resim sunulur Yeni bir toplum duumlşuumlncesi yeni bir bilinccedil ve dili gerektirir ve bu da yalnızca futuristik bir kurgu tekniğiyle hakkıyla oumlnerilebilir Zamyatinrsquoin bu konudaki tasavvuru benzersiz bir bilim kurgu ccedilalışması olan Bizrsquode onun en radikal fikirleriyle oumlruumllerek ortaya konulmuştur1 Eserin futuristik yapısı felsefi olarak değerlendirilebilmesinin oumlnuumlnuuml accedilmaktadır Zira eserdeki gele-cek tasarımı oumlzellikle tarih felsefesinin problemleri oumllccediluumlsuumlnde duumlşuumlnuumllebilmektedir Bilimsel ilerleme insanın makineleştirilmesi hayalguumlcuumlnuumln bir hastalık şeklinde nitelendirilmesi vatandaşlarınsayıların Tek Devletrsquoin guumlcuuml karşısında boyun eğmesi

1 Bkz Patrick Parrinder ldquoImagining the Future Zamyatin and Wellsrdquo Science Fiction Studies Vol 1 No 1 SF-TH Inc 1973 ss 17-26 s 20 Stable URL httpwwwjstororgstable4238838 Accessed 20-12-2016 1205 UTC

Distopik Bir Gelecek Kurgusu Zamyatinrsquoin Bizrsquoi 135

ve isyan edenlerin cezalandırılma biccedilimleri uumlzerinden ccedilokccedila malzeme veren Biz bu problemlerle ilişkili olarak aşağıda değerlendirilmeye ccedilalışılacaktır Ancak oumlncelikle eserin niccedilin distopya olarak nitelendirilmesi gerektiğini accedilıklayabilmek adına uumltopya ve distopyanın anlamına kısaca değinmek yerinde olacaktır

I Uumltopya-Distopya

Bilindiği uumlzere uumltopya kavramı ilk kez 1516rsquoda Uumltopya adlı uumlnluuml eseri yayınlanan Thomas More tarafından kullanılmıştır More Grekccedile ldquoyokrdquo ve ldquoyerrdquo kavramlarını birleştirerek neredeyse evrensel geccedilerlilik kazanan bu ismi tuumlretmiştir2 Yani lsquouumltopyarsquo kavramı Yunanca iki ekin birleştirilmesi yoluyla ortaya ccedilıkmıştır Omayrsquoın belirttiği gibi lsquoutopiarsquo olumsuzluk bildiren lsquooursquo (ού) ile lsquoyerrsquo anlamına gelen lsquotoposrsquoun (τόπος) More tarafından birleştirilmesinden oluşan lsquoolmayan ya da bulunmayan yerrsquo anlamına gelen lsquooutopiarsquo kelimesinin lsquoutopiarsquo olan telaffuzundan gelmiş gibi goumlruumlnmektedir3 Duumlruumlşkenrsquoin utopia kavramına ilişkin accedilıklaması ise şoumlyledir

Bu kelime Yunanca utopeia ou [yokdeğil] ve topos [yer] soumlzcuumlklerinden gelir ve ldquoyok-yerrdquo ldquoyok-uumllkerdquo anlamına gelir ama Thomas Morersquoun Utopiarsquosı gibi her insanın yaşamak istediği bir yer olunca soumlzcuumlk oyunu yapılarak Eutopeia şekline buumlruumlnuumlr yani ldquoiyi-uumllkerdquo ldquoşanslı-uumllkerdquo ya da tam tabiriyle ldquoyaşanası-yerrdquo olur 4

Kavram More tarafından kullanılan biccedilimiyle yaşanası yer anlamı taşıdığından aynı zamanda bir iyiliğe hatta muumlkemmelliğe goumlnderimde bulunmaktadır Morersquoun uumlnluuml eserinin tam ismi de bunu yansıtmaktadır lsquoDe Optimo Reipublicae Statu Deque Nova Insula Utopia (Muumlkemmel Bir Devlet Modeli ve Yeni Uumltopia Adası)rsquo5

Morersquoun eserinde bir ada olarak tasvir edilen uumltopya aynı zamanda muumlkemmel bir youmlnetim biccedilimine işaret ettiği iccedilin de insanlar tarafından arzulanan bir duumlzeni yansıtmaktadır Boumlyle bir duumlzen insanlar tarafından suumlrekli arandığı iccedilin her ne kadar kavramın icadı Morersquoa ait olsa da uumltopik tasarımların insanların hayalguumlcuumlnuuml her zaman zorlamış olduğunu belirtmek gerekmektedir Hem hiccedilbir yer (outopia) hem de iyi bir yer (eutopia) anlamını taşıyarak bir imkacircnsızlığı yansıtan uumltopik kurgular hayalguumlcuuml var olduğu suumlrece yeni oumlrneklerle karşımıza ccedilıkmaya devam edecektir Nitekim Kumarrsquoın da bildirdiği gibi uumltopyanın kelime anlamıyla oumlzuuml şudur Muumlmkuumln olmayan ancak insanın bulunmak iccedilin heves ettiği bir duumlnyada yaşamak6 Muumlmkuumln olmadığı halde

2 George Kateb ldquoUtopias and Utopianismrdquo The Encyclopedia of Philosophy Ed by Paul Edwards Vol 8 New York The Macmillan Company amp The Free Press 1967 s 212

3 Murad Omay ldquoUumltopya Uumlzerine Genel Bir İncelemerdquo Sosyoloji Dergisi Sayı 18 İstanbul İstanbul Uumlniversitesi Edebiyat Fakuumlltesi Yayınları 2009 ss 1-14 s 2

4 Thomas More Uumltopya Ccedilev Ccediliğdem Duumlruumlşken 3 bs İstanbul Kabalcı Yayınları 2014 s 75 Bkz Ae6 Krishan Kumar Uumltopyacılık Ccedilev Ali Somel Ankara İmge Kitabevi 2005 s 9

136 Arzu İbişi Temelli

insanın arzuladığı ve aradığı duumlzeni yansıtan uumltopya oumlrnekleri bir başka hayali yerin tasarlanmasının oumlnuumlnuuml accedilmış distopya yazımına olanak sağlamıştır Morersquoun uumltopya yazımında bir oumlncuuml sayılması gibi uumltopyanın karşıtı şeklinde nitelenmesi gereken bir edebi tuumlr olarak beliren7 lsquodistopyarsquonın babası olarak Zamyatinrsquoi8 goumlstermek muumlmkuumlnduumlr

Anti-uumltopyakarşı-uumltopya adlandırmaları ile de soumlzuuml edilebilen distopya uumltopik kurgunun benzeri ancak aynı zamanda zıttı olan nitelikler taşıyan eserlerle oumlrnek-lendirilmiştir Krishan Kumar bu tuumlruumln uumltopyadan doğduğunu iddia etmektedir Ona goumlre uumltopyanın hicveden damarı zamanla ayrı bir alt tuumlruumln doğmasına neden olmuş ve distopya ya da antiuumltopya oluşmuştur 9 Kumar uumltopyanın distopya (karşı uumltopya) tuumlruumlnuumln anası olduğunu duumlşuumlnmekte ve bunu şu soumlzleriyle accedilığa vurmaktadır

Karşıuumltopya uumltopya tarafından alıştırılmıştır ve bir asalak gibi ondan beslenir Hayatını suumlrduumlrmek iccedilin uumltopyanın suumlrekliliğine yaslanır Uumltopya orijinal karşıuumltopya kopyadır yalnızca sanki daima siyah renktedir [hellip] Karşıuumltopya malzemesini uumltopyadan alır ve onu uumltopyanın olumlanmasını reddeden bir tavırla yeniden kurar Uumltopyanın aynadaki goumlruumlntuumlsuumlduumlr ama ccedilatlamış bir aynada goumlruumllen tahrif edilmiş bir goumlruumlntuumlduumlr bu10

Buna goumlre distopya veya karşıuumltopyanın karanlık ve korkutucu youmlnuuml baskın olan bir uumltopya olduğu soumlylenebilmektedir Bu ccedilalışmada Zamyatinrsquoin Biz adlı eseri Kumarrsquoın bu fikri takip edilerek değerlendirilecektir Distopya tuumlruumlnuumln en belirgin oumlrnekleri duumlşuumlnuumllduumlğuumlnde ilk sıralarda ldquoBizrdquo gelmektedir Biz Kumarrsquoın soumlzuumlnuuml ettiği

7 Distopyalar kelime anlamı olarak uumltopyaların tam karşıtı olarak goumlruumllemese de iccedilerik accedilısından uumltop-yaların karşı-tezi olarak nitelenebilirler

8 1884-1937 yılları arasında yaşamış olan Rus yazar Yevgeni Ivanovich Zamyatin StPetersburgrsquoda gemi muumlhendisiliği eğitimi alırken Bolşevik Partisirsquone katılmış 1905 devrimi sırasında yakalanıp hap-sedilmiştir 1906rsquoda ccedilalışmalarını tamamlamak uumlzere Finlandiyarsquoya gitmeden oumlnce StPetersburgrsquoda yeraltında yaşamıştır 1911rsquode ikinci kez hapse girmiştir Ekim devrimi sırasında Rusyarsquoda olan Zam-yatin devrim sonrasında başlayan edebiyat tartışmalarına katılmış bazı yazarlarla birlikte Serapion Kardeşler adlı bir edebiyatccedilılar grubu oluşturmuştur (Bkz YZamyatin Biz İstanbul Versus Yayın-ları 2016 s i) Edebiyatta yeni gerccedilekccedililik adını verdiği bir akımı savunan Zamyatin devrim sonra-sında edebiyat alanının oumlnemli figuumlrlerinden biri olmuştur 1920-21 yıllarında yazdığı oumlykuumllerde savaş komuumlnizmi ccedilağını insanlığın gelişmesinin tarihoumlncesi doumlnemi olarak saydığı goumlzlemlenmiştir (Bkz Yevgeni Zamyatin Biz CcedilevFatma Arıkan Serdar Arıkan 6 bs İstanbul İthaki Yayınları 2016) Zamyatin doumlneminin yasaklı yazarlarından biridir Bizrsquoin Zamyatinrsquoin kendi dilinde ve uumllkesinde yayınlanmasına uzun yıllar izin verilmemiş eserin İngilizcersquoye Fransızcarsquoya ve Ccedilekccedilersquoye ccedilevirileri yapılmıştır (Bkz Yevgeny Zamyatin We Transby Clarence Brown England Penguin Books 1993 s 10-11) Biz romanı Zamyatin hayattayken Rusyarsquoda yayımlanmadı fakat kitabı elyazmasından oku-yanlar eleştirdiler ve Sovyet Rusyarsquoya karşı bir karalama kitabı olarak yorumladılarZamyatinrsquoin edebi etkinlik alanı daraltıldı yazdığı tiyatro oyunlarının sahnelenmesi engellendi SSCBrsquode kalmasının ona yarar getirmediğini anlayan yazar 1931rsquode Stalinrsquoe mektup yazarak yurtdışına ccedilıkma izni istedi Bu kararı zor almıştı Gorkirsquonin desteğiyle 1932 yılında Fransarsquoya gitti SSCB karşıtı ccedilalışmalara katılmadı Parisrsquote 10 Mart 1937 guumlnuuml oumllduuml (BkzYevgeni Zamyatin Biz CcedilevFatma Arıkan Serdar Arıkan 6 bs İstanbul İthaki Yayınları 2016)

9 Ae s 4710 Krishan Kumar Modern Zamanlarda Uumltopya ve Karşıuumltopya Ccedilev Ali Galip İstanbul Kalkedon Ya-

yıncılık 2006 s 172

Distopik Bir Gelecek Kurgusu Zamyatinrsquoin Bizrsquoi 137

uumltopyanın ccedilatlamış aynadaki tahrif edilmiş goumlruumlntuumlsuumlnuuml yansıtan en oumlnemli eserlerden biridir Bu nedenle distopya yazımı konusunda Zamyatinrsquoin bir otorite oluşturduğu soumlylenebilmektedir 1920rsquode kaleme aldığı Biz ile George Orwell A Huxley Ursula Le Guin gibi yazarların oumlncuumlsuuml ve esin kaynağı olan Zamyatin onlardan ccedilok daha oumlnceki bir doumlnemde karamsar bir ccedilerccedileve iccedilinde kısıtlı kalmadan antiuumltopya tuumlruumlnuuml radikal bir eleştiri silahına doumlnuumlştuumlrmuumlştuumlr 11 Bu silah yazarın yaşantısı sırasında pek ccedilok ccedilileyle karşı karşıya kalmasına neden olsa da eseri yazım tarzı ve iccedilerdiği problemler nedeniyle yalnız edebiyat accedilısından değil felsefi accedilıdan da değerini korumaya devam etmektedir Aslında birer uumltopya sayılabilen distopya oumlrneklerinin felsefeyle ilişkisi ideal duumlzene dair sorgulama ve eleştirinin uumlruumlnuuml olmalarından kaynaklanmaktadır Eleştiri ve hic-vin etkisiyle bezenmiş olan distopyaların ccedilizdikleri karanlık tablo yazarlarının karşı duruşunu goumlstermektedir Karşı duruş eleştirinin sonucudur ve eleştirel bir zihnin de felsefeden uzak olduğu duumlşuumlnuumllemez Zamyatinrsquoin goumlruumlşleri bunun belirgin bir oumlrne-ğini vermektedir O devrimin hiccedilbir zaman sona erdirilemeyecek bir suumlreccedil olduğunu ldquogerccedilek edebiyatın guumlvenilir ve gayretkeş goumlrevliler tarafından değil ancak aykırı ve asi ruhlular ccedilılgınlar ve hayalciler tarafından gerccedilekleştirilebileceğinirdquo savunmuştur12 Aynı zamanda edebiyatta felsefi ufukların en korkusuz ldquonedenrdquo ve ldquopeki sonrardquo gibi ccedilocukccedila soruların gerekli olduğunu duumlşuumlnmuumlş ve bu soruların sahibi olan ccedilocukların en cesur filozoflar olduğunu dile getirmiştir13 Bu duumlşuumlnce mevcut duumlzen karşısında eleştirinin edebiyattaki dışsallaşmasının felsefi sorgulamadan bağımsız olamayacağını vurgulamaktadır Edebiyattaki bu dışsallaşmanın uumlruumlnuuml olan distopya ya da antiuumltopya yazarının yaşama duumlnyasındaki karanlık unsurları eleştirel bir metotla ortaya koymasına olanak tanımaktadır Kumarrsquoa goumlre Biz Cesur Yeni Duumlnya ve Bin Dokuz Yuumlz Seksen Doumlrt gibi eserlerde yabancılaşmış ve koumlleleşmiş bir duumlnyanın uumlrpertici manzarasını sunabilmek iccedilin modern romanın teknikleri kullanılmıştır14 Gerccedilekten de bu distopik eserler insanın kendine yabancılaştığı bir duumlnyanın resmini ccedilizmektedirler Biz bu yabancılaşmayı insanlık durumundan uzaklaşma şeklinde sergilemektedir

Distopyalarda ortaya serilen korkutucu manzaralar ccediloğunlukla gelecek kurgu-larının iccediline alınmıştır İnsan amacı olmadan yaşamını anlamlandıramayacağı iccedilin geleceği tasarlamak insanın vazgeccedilemediği bir durum olarak karşımıza ccedilıkmaktadır Pek ccedilok uumltopya ve aynı zamanda distopya bu durumdan beslenmiştir Kumarrsquoın da bildirdiği gibi uumltopyanın değeri guumlncel uygulanabilirliğinde değil olası bir gelecekle olan ilişkisindedir Ona goumlre goumlruumlnmeyen ve her zaman gizli kalacak olan Tanrı na-sıl penccedilesini kaldırmaya muumlkemmel gerccedileği ve muumlkemmel ahlakı ortaya ccedilıkarmaya kışkırtıyorsa uumltopyanın lsquohiccedilbir yerdeliğirsquo de onu aramaya bizi kışkırtmaktadır15 Bu

11 Yevgeni Zamyatin Biz Ccedilev Algan Sezgintuumlredi 3 bs İstanbul Versus Yayınları 2016 s i12 Bkz Ay13 Bkz Yevgeni Zamyatin Edebiyat Devrim Entropi ve Diğer Şeyler Uumlzerine Biz CcedilevFatma Arıkan-

Serdar Arıkan 6 bs İstanbul İthaki Yayınları 2016 s 24414 Bkz Kumar Uumltopyacılık s4715 Ae s12

138 Arzu İbişi Temelli

kışkırtma distopya accedilısından ise geleceğin karanlık yuumlzuumlnuuml duumlşuumlnmeye goumltuumlrmekte ve insanı iyi bir gelecek iccedilin var olan duumlzen iccedilerisindeki tehlikeleri goumlrmeye itmektedir

Uumltopyanın ldquoyok-uumllkerdquo ve ldquoiyi-uumllkerdquo olarak tanımlandığı bir durumda distopyanın bunun karşıtı olarak anlaşılması gerektiği soumlylenirse distopik kurguların ldquovar olanrdquo ldquokoumltuumlrdquo duumlzene işaret ettiği kabul edilmiş olur Ancak distopyalarda ccedilizilen genel tablo da aslında var olmayan bir duruma goumlnderimde bulunduğu iccedilin yukarıda bahsi geccedilen lsquodistopyanın uumltopyadan tuumlrediğirsquo şeklindeki goumlruumlş bu ccedilalışmada takip edilebilmektedir Uumltopyalarda olduğu gibi distopyalarda da kurgunun beslendiği unsur ldquovar olan duumlzenrdquodir Bu duumlzenin iccedilerdiği problemler nedeniyle eleştirilmesi iyi bir gelecek arzusuna dayalı olarak uumltopik veya distopik nitelikli eserlerin kaynağı olmuştur Yani her iki tuumlrde de mevcut duumlzendeki sorunlara dikkat ccedilekme denemeleri soumlz konusudur dolayısıyla amaccedilta bir ortaklık bulunmaktadır Bu ortaklık iki edebi tuumlruuml birbirine bağlı kılan unsurlardan biridir Dolayısıyla distopik bir romanın işlevsiz bir uumltopyadaki yaşamı goumlsteren hiciv niteliğinde bir roman tuumlruuml olduğu duumlşuumlnuumllmektedir16 Distopyalar yazıldıkları doumlnemde iccedilinde bulunulan duumlzenin getirdiği memnuniyetsizlik ve tehlikelere işaret etme amacı guumlttuumlkleri oranda sundukları gelecek kurgusunun olanaklılığı konusunda duumlşuumlnmeye de itmektedirler Bu anlamda bazı distopik kurgulardaki gerccedilekccedililik oranının uumltopik kur-gulardan daha fazla olduğu iddia edilebilmektedir Bizrsquodeki gibi aslında olumlu olarak değerlendirilen bir gelişmenin iyiye gitmiş goumlruumlnen bir tablonun ardında yatan uumlrkuumltuumlcuuml unsurlar ve işaret edilen tehlikeler distopyalarda oumlne ccedilıkan gelecek tasarımlarının bir kabusu andırdığını soumlylemeye olanak tanımaktadır Bizrsquode verilen mesaj bu kabustan uyanmanın yolunun da insanın elinde olduğu ve hayalguumlcuumlnden geccediltiğidir Zira hayal-guumlcuuml insana guumlzel bir gelecek tasarlamanın ve kendini koumltuuml duumlzenden sıyırmanın yolunu accedilmaktadır Bu nedenle Bizrsquode tiran veya İyilikccedili (Velinimet) hayalguumlcuumlnuuml yok ederek otoriteyi koruma yoluna gitmektedir Ancak bu şekilde insanın geleceği kendi istekleri doğrultusunda kurmasının ve youmlnlendirmesinin oumlnuumlne geccedililebilecektir Bu oumlrnek hem uumltopya hem distopyanın gelecek tasarımı ile bağını kurmak accedilısından oldukccedila oumlnemlidir

Mannheim gelecek ve uumltopya arasında kurduğu bağlantıda geleceğin buumlruumlnduuml-ğuuml şeklin olasılık olmasına karşılık insanın geleceğe youmlneliminin ldquoolsunrdquo uumlzerinden sağlandığını belirtmektedir ldquoOlsunrdquoun uumltopik olduğunu duumlşuumlnen Mannheimrsquoa goumlre ancak ldquoolsunrdquodan hareketle mevcut olasılıkların varlığı araştırılabilir ve bakışlar tarihe youmlnelir17 ldquoOlsunrdquo insanın geleceğe dair umudu ve arzusunu yansıtmaktadır Mannheimrsquoın yorumundan hareketle tarihin uumltopyaları ve onlardan doğmuş bir tuumlr olarak nitelenen distopyaları besleyen unsur olduğu ve aynı zamanda uumltopyaların da distopyaların da insanın tarihi değiştirme guumlcuuml ve iradesine vurgu yapan eserler olduğu soumlylenebilir Geleceğin uumltopik veya distopik tasarımı tarihte goumlze ccedilarpan sorunlardan

16 Bkz MLMikesell Jon Christian Suggs Zamyatinrsquos We and the Idea of the Dystopie Studies in 20th Century Literature Vol7 USA New Prairie Press 1982 ss89-102 s89

17 Karl Mannheim İdeoloji ve Uumltopya Ccedilev Mehmet Okyayuz 3 bs Ankara Nika Yayınları 2016 s 280

Distopik Bir Gelecek Kurgusu Zamyatinrsquoin Bizrsquoi 139

yola ccedilıkılarak kurulabilir ve aynı zamanda bu tasarımlar insanın geleceğe ilişkin umu-dunun da goumlstergesidir Mannheim uumltopyanın farklı şekillerinin yok olmasıyla birlikte insanın tarih yapma iradesinden ve tarihten ders alma yeteneğinden mahrum kalacağını soumlylerken18 oldukccedila haklıdır Zamyatin de insana bu guumlcuuml ve iradeyi hatırlatan ve aynı zamanda sorgulatan bir eser ortaya koymuştur Uumltopya ve distopyaya dair buraya kadar yapılan accedilıklamalardan sonra artık eserin incelenmesine geccedilmek yerinde olacaktır

II Hikacircye

Biz 26 yuumlzyılda otoriter bir devlete bağlı olarak şekillenmiş bir toplum yaşantısı iccedilinde bulunan D-503rsquouumln guumlnluumlğuumlne aktardıklarından oluşmaktadır Toplumun her uumlyesi-nin numaralardan oluşan kodlarla isimlendirildiği bu duumlzende D-503 Integral adlı uzay gemisinin yapımında yer alan bir muumlhendistir Uzaygemisi Integralrsquoin misyonu diğer gezegenlerin sakinlerini ilkel oumlzguumlrluumlk durumundan kurtarmak iccedilin aklın gerccedilekliğinin diğer gezegenlere de yayılmasına yardım etmektir19 D-503 kitabın başında vatandaşı olduğu Tek Devletrsquoi oumlverek bir bilgelik devleti şeklinde tanımlamakta bu devletin ccedilatısı altında yaşamayı da matematiksel bir muumlkemmellik iccedilerisinde yaşamak olarak nitelen-dirmektedir20 Oumlzguumlr olmayan bir yaşamın ideal yaşam olarak goumlruumllduumlğuuml21 bu duumlzende herkes birbirine benzerdir hatta bir oumlrnektir Matematiksel ve otoriter duumlzen iccedilerisinde ldquobenrdquo diye bir şeye yer yoktur Eserin baş kahramanı D-503rsquouumln yaşama duumlnyasına hacirc-kim olan matematik kullandığı dile de yansımıştır Soumlzgelimi kadınların yuumlzuumlnuuml tasvir ederken dahi geometrik şekillerden hareketle anlatmakta22 her şeyi matematiksel bir dil ile tanımlamakta ve sayılarla ifade edemediği herhangi bir şeyi rahatsız edici bulmak-tadır23 Yaşama mekacircnlarının tuumlmuumlyle camdan olduğu bu toplumda insanlar yaşamsal aktivitelerinin tuumlmuumlnuuml Tek Devlet tarafından belirlenmiş olan saatler tablosuna uygun şekilde gerccedilekleştirmektedirler D-503 guumlnluumlk yaşantının bir kesitini şoumlyle anlatmaktadır

Her sabah aynı saatte ve dakikada biz milyonlarca biz sanki tek vuumlcut olmuş gibi uya-nırız Aynı saatte milyonlarca biz ccedilalışmaya başlarız Sonra milyonlarca biz dururuz Ve sonra milyonlarca eli olan tek bir vuumlcut gibi tabloya uygun olarak aynı anda kaşık-larımızı ağzımıza goumltuumlruumlruumlz Ve aynı anda yuumlruumlyuumlş iccedilin kalkar oditoryuma gider Taylor egzersizleri iccedilin salona geccediler ve sonra da uyumaya gideriz24

18 Ae s 28219 Patrick A McCarthy ldquoZamyatin and the Nightmare of Technologyrdquo Science Fiction Studies Vol 11

No 2 SF-TH Inc 1984 ss 122-129 s122 Stable URL httpwwwjstororgstable4239611 Ac-cessed 20-12-2016 1209 UTC

20 Yevgeni Zamyatin We Trans by Clarence Brown England Penguin Books 1993 s 2821 Zamyatin We s 2922 Bkz Parrinder age s 2323 Zamyatin We s3124 Ae s 36

140 Arzu İbişi Temelli

Bu oumlzetten anlaşılacağı gibi insanlar bu duumlzen iccedilerisinde bir makinenin parccedilaları gibidirler yani birer otomattan ibarettirler Hayatlar zaman ccedilizelgesi ile sınırlanmış durumdadır Ne zaman ne yapılacağı saatler tablosuyla belirlenmiştir ve insanlar yal-nızca belli saat dilimlerinde evlerinin perdelerini indirebilirler Duygulara da fazla yer ayrılmayan hatta sevgiye savaş accedilılan25 bu toplumsal yapıda perdelerin kapatılabildiği belirli zaman dilimlerinde ndashkısmen gizli olarakndash yuumlruumltuumllebilen birliktelikler de ldquobir-birine kayıt olmardquo yoluyla gerccedilekleşmekte ve her şey gibi Tek Devletrsquoin kontroluumlnde tutulmaktadır D-503 eserin başlarında buumltuumln bunları anlatırken bir memnuniyetsizlik ifadesine yer vermemekte ve insanların istedikleri an istedikleri eylemi gerccedilekleştire-bildikleri doumlnemleri ilkel doumlnemler olarak tanımlamaktadır Ona goumlre boumlyle bir yaşam cinayet anlamına gelmektedir ve tuumlmuumlyle bilime aykırı akıldışıdır26 Bu nedenle Integral aracılığıyla Tek Devletrsquoin etki alanını genişletmesi daha fazla insanı ldquobizrdquoleştirerek youmlnetimi altına alması duumlnya iccedilin faydalı goumlruumllmektedir

Bizrsquode betimlenen toplumsal duumlzende oumlzguumlrluumlksuumlzluumlğuumln mekanik ideali toplumun tuumlmuumlne yayılır oumlzguumlrluumlğuumln ilkel değerlerine ve bireyselliğe geri doumlnmek isteyen bazı insanlar bilinse de bunlar makinenin kuumlccediluumlk bozulmuş parccedilaları olarak goumlruumlluumlrler ve makinenin sonsuz muumlkemmel işleyişi durdurulmaksızın kolaylıkla tamir edilebilirler27 Nitekim hikacircyenin sonunda ortaya ccedilıkan isyan bu şekilde bastırılmıştır

Hikacircye ana kahraman D-503rsquouumln I-330rsquola tanışmasından oumlnceki ve sonraki fikir-leri şeklinde ikiye ayrılarak değerlendirilebilir ve kitabın sonunda hayalguumlcuumlnuumln yok edilmesiyle birlikte kahraman en başa geri doumlner Soumlz konusu tanışma ise oumlzellikle oumlzguumlrluumlk accedilısından D-503rsquote bir bilincin gelişmesini sağlamıştır McCarthy hikacircyede I-330rsquoun devreye girmesinden sonra D-503rsquouumln oumlzguumlrluumlğe ve aşka youmlnelik iccedilguumlduumlsel arzuları ile devlete koşullu bağlılığı arasında kaldığını dile getirmektedir Bu nedenle D-503 George Orwellrsquoin 1984rsquouumlndeki Winston Smithrsquoin aksine hiccedilbir zaman gerccedilek bir isyancı olamamıştır28 Sorgulamaları sırasında sıklıkla ikilemler yaşamış ve hikacircyenin sonunda yine devlete bağlı kalan ve ldquobizrdquoden kopamayan bir duruma duumlşmuumlştuumlr Fakat yine de D-503rsquouumln I-330 sayesinde yaşadığı karmaşık duyguların sonucunda iccedilinde bulunduğu duumlzeni sorgulaması dikkate değerdir Oumlzellikle Tek Devletrsquoin egemenlik sınırlarını ayıran Yeşil Duvarrsquoın oumltesi D-503rsquouuml etkilemiş ve onun duumlnyanın ldquooumltekirdquo yuumlzuumlnuuml goumlrerek Tek Devletrsquoin lideri İyilikccedilirsquoye karşı yapılan oumlzguumlrluumlkccediluuml plana destek sağlamaya kalkmasının sebebi olmuştur

Oumlzetlemek gerekirse hikacircyenin temel unsurları D-503 I-330 İyilikccedili ve In-tegralrsquodir Bu unsurların her biri Tek Devletrsquoin oumlğeleridir Kumarrsquoın bildirdiği gibi hikacircyede Tek Devlet İyilikccedili ve muhafızları tarafından youmlnetilen eski uygarlığı ve

25 Ae s 4626 Ae s 36-3727 McCarthy age s 12328 Ae s 126

Distopik Bir Gelecek Kurgusu Zamyatinrsquoin Bizrsquoi 141

duumlnyanın nuumlfusunun ccediloğunu yok eden ldquoİkiyuumlz Yıl Savaşırdquonın ardından bin yıldır var-lığını suumlrduumlren bir mekanizmadır Tek Devletin şehirleri dışında hala geniş ormanlık ve ıssız boumllgeler vardır ama şehirlerde yaşayanların ccedilevresinde buumlyuumlk etkilenmez camdan duvarlar (Yeşil Duvarlar) bulunur ve kimsenin bunun dışına ccedilıkmasına izin verilmez Duvarların iccedil tarafında parıldayan mekanize tamamen uyumlulaşmış bir toplum vardır29 Hikacircyede Tek Devlet ccedilatısı altında yaşayan vatandaşların yani sa-yıların uyumluluğu rasyonel bir duumlzende yaşamalarına bağlanarak accedilıklanmaktadır Bilim ve matematik toplumun tuumlm unsurlarına işletilmiş durumdadır ve Tek Devlet egemenliğinin genişletilmesi de yine matematiğe dayalı bilim ve teknoloji yoluyla sağlanmaya ccedilalışılmaktadır Ana kahraman D-503rsquouumln yapımında yer aldığı Integral bu genişleme arzusunun aracı olarak tasarlanmıştır ve bu nedenle İyilikccedilirsquoye karşı ccedilıkışın da aracı Integral olmuştur Yeşil Duvarların ardında oumlrguumltlenen bir topluluk (Mephi) Integralrsquoi ele geccedilirmek suretiyle Tek Devlet otoritesini yok etmeye ccedilalışmıştır30 D-503 bu planı ilk duyduğu anda I-330rsquoa kendilerinin yapmış olduğu devrimin sonuncu dev-rim olduğunu ve bundan sonra devrim yapılamayacağını soumlylese de31 kendini isyanın iccedilinde bulmuştur Sayılar arasında bir lsquoen son sayırsquodan soumlz edilememesi gibi sayıların sonsuz olması gibi devrimlerin de sonunun olmayacağını soumlyleyen partneri32 D-503rsquouuml isyana dahil etmiştir Bu isyanın ilk anı iccedilin ise olay oumlrguumlsuumlnuumln oumlnemli bir noktasında yer alan ldquooybirliği guumlnuumlrdquo seccedililmiştir

Oybirliği guumlnuuml sayıların sayısı olarak nitelenen İyilikccedilirsquoye itaatin goumlsterildiği soumlzde seccedilim guumlnuumlduumlr Ancak ilk kez bin kişilik bir grup İyilikccedilirsquoye lsquohayırrsquo oyu ver-miş bir karşı ccedilıkış sergilemiştir33 Ccedilıkarılan isyanın arka planında daha oumlzguumlr daha mutlu kısaca daha iyi bir duumlzeni arzulayan hayal eden lsquobireyrsquoler vardır ve bu isyanın ccediloumlzuumlmuuml hayal etmenin otorite tarafından engellenmesi yoluyla olmuştur Bu da ha-yalguumlcuumlnuumln yok edildiği lsquobuumlyuumlk ameliyatrsquo ile sağlanacaktır lsquoBuumlyuumlk ameliyatrsquo ile sona eren Bizrsquode birey olma bilinci ve oumlzguumlrluumlk arzusu ile İyilikccedilirsquonin otoritesi arasındaki ccedilatışmanın ortadan kalkmasının yolu hayal etmenin engellenmesinden geccedilirilmiştir Ancak bu durum İyilikccedilirsquonin zaferi olarak goumlruumllememektedir Bunun ise iki nedeni vardır Birincisi yukarıda belirtilen lsquosayıların sonsuz olması gibi devrimlerin de sonsuz olacağırsquo duumlşuumlncesidir Tek Devlet otoritesine bağlı olarak yaşayan tuumlm sayılar tek tek buumlyuumlk ameliyata alınsalar da hayalguumlcuumlnuumln topyekuumln ortadan kaldırılması pek muumlmkuumln goumlruumlnmemektedir İkinci neden ise hayalguumlcuumlnuumln yok edilmesi ile Tek Devlet otoritesinin genişletilmesi arasında bir ters orantının bulunmasıdır Zira oto-ritenin yayılması iccedilin bilimsel gelişmenin bir uumlruumlnuuml olan Integral adlı uzay gemisinin kullanılması planlanmıştır Ancak bu tip bir aletin tasarlanabilmesi iccedilin de hayalguumlcuuml

29 Kumar Modern Zamanlarda Uumltopya ve Karşıuumltopya s 36330 Zamyatin We s 205-20631 Ae s 17032 Ay33 Ae s 144

142 Arzu İbişi Temelli

gerekliliktir Yani hayalguumlcuumlnuumln yok edilmesi ile ilerlemenin de oumlnuumlne geccedililmiş ol-maktadır Bu nedenle oumlzguumlrluumlk isteyen azınlığın isyanı bastırılmış olsa dahi İyilikccedilirsquonin tam bir zafer elde ettiğini ve bir daha kendisine asla karşı ccedilıkılmayacağını soumlylemek zordur Zamyatin eserinin kurgusundaki son olay olarak buumlyuumlk ameliyatı verip eseri İyilikccedilirsquonin zaferiyle sonlandırmış gibi goumlruumlnse de aslında okurlarını hayalguumlcuuml ko-nusunda duumlşuumlnmeye ccedilağırmış olmaktadır

Hikacircyenin ana unsurları ve olay oumlrguumlsuumlne ilişkin bu anlatılanlar ışığında oumlzellikle iki temel mesele uumlzerinde duumlşuumlnme gereği ortaya ccedilıkmaktadır Bunlardan ilki eserde olumsuz anlamla bezenmiş goumlruumlnen ldquokendinin bilincine varmakrdquo ikincisi ise mutluluk-oumlzguumlrluumlk ilişkisi ekseninde duumlşuumlnuumllebilecek olan kurtuluş-esaret karşıtlığıdır Aşağıda bu iki mesele eser bağlamında tartışılmaya ccedilalışılacaktır

III Kendinin Bilincine Varmak

ldquoBiz Tanrıdan Ben ise şeytandan gelirrdquo34 Bu ifade Zamyatinrsquoin distopyasında kendinin bilincine varmanın ne denli tehlikeli olduğuna işaret etmektedir Eserde birey olma durumunun Tek Devlet iccedilerisinde eridiği bir sistem soumlz konusudur Birey olarak var oluşunu suumlrduumlrme hakkı gasp edilmiş durumdadır Hak aynı oumlzguumlrluumlk gibi tartışmalı bir kavram olarak belirmektedir Hak kavramına ilişkin şu ifadeler oumlnemlidir

Diyelim ki haklar fikri uumlzerine bir asit damlattık Eskiler arasında bile en olgun kişiler hakkın kaynağının guumlccedil olduğunu hakkın guumlcuumln bir işlevi olduğunu bilirlerdi Bir tartının bir tarafına bir gram diğer tarafına bir ton koyun Bir tarafta ldquoBenrdquo diğer tarafta ldquoBizrdquo ldquoTek Devletrdquo Accedilık değil mi ldquoBenrdquoin devlete karşı ldquohaklarrdquoa sahip olduğunu iddia etmekle bir gramın bir tona eşit olduğunu iddia etmek aynı şeydir Bu boumlluumlşuumlmuuml şoumlyle accedilıklamanın yoludur haklar tona goumlrevler grama Ve hiccedillikten buumlyuumlkluumlğe giden doğal yol şudur Bir gram olduğunu unut ve kendini bir tonun milyonlarca parccedilasından biri olarak hisset35

Bu satırlardan anlaşılacağı gibi Tek Devlet ccedilatısı altındaki sayılar bir buumltuumlnuumln tamamlayıcı parccedilaları olmanın oumltesinde bir var oluşu duumlşuumlnemezler Tek başlarına iken gramdan ibaret olan sayılar devletin buumltuumlnluumlğuuml iccedilerisinde tona dacirchil olmaktadırlar Benliklerini bırakıp biz haline gelmek onlar iccedilin terazide hak sahibi olan tarafta bulunmanın yolu gibi goumlruumlnmektedir Bu yuumlzden Tek Devletrsquoin sayılarının kendilik bilinci olmamalı ve devlete karşı hak sahibi olma gibi ccedilılgınca fikirlerden uzak dur-malıdırlar Onların var oluşları Tek Devlet iccedilindir ve devlete karşı sorumlulukları ise sağlıklı kalarak goumlrevlerini yerine getirmektir Kendilik bilinci ise sağlıklı bir sayıda bulunmamalıdır Kendinin bilincine varmanın ilk aşaması olarak duumlşuumlnuumllebilecek olan ldquokendini duyumsamakrdquo olmaması gereken bir durum şeklinde nitelenmektedir Zira D-503rsquouumln guumlnluumlğuumlne goumlre ancak iccediline kirpik kaccedilmış bir goumlz şiş bir parmak ccediluumlruumlk

34 Ae s 13335 Ae s 123

Distopik Bir Gelecek Kurgusu Zamyatinrsquoin Bizrsquoi 143

bir diş kendini duyumsar kendi bireysel varoluşunun bilincine varır Sağlıklı bir goumlz parmak veya diş varmış gibi goumlruumlnmez Bu nedenle kendilik bilinci bir hastalık olarak nitelendirilir36 Hikacircyenin ikinci yarısında D-503rsquote I-330rsquoun etkisiyle baş goumlsteren bu hastalık onu bir otomat olmaktan uzaklaştırmaya başlamıştır Parrinderrsquoe goumlre bu durumda D-503rsquouumln beynini mantık radyatoumlruumlnden buharlaşan aşırı ısınmış bir makine gibi goumlrebiliriz Rahatsız edici bir şekilde kendini bilmeye başlamıştır ve artık zihinsel işlemleri duumlzguumln ve otomatik bir şekilde gerccedilekleşmemektedir37 D-503rsquouumln kendilik bilinci devletin faydacı boyunduruğundan uzaklaşıp duvarların ardına gittiği seyahatleri orada tanık olduğu Mephi adlı isyancı grubun faaliyetleri ve I-330rsquoun soruları yoluyla accedilığa ccedilıkmaya başlamış ve kendisi uumlzerine ldquoduumlşuumlnmesinirdquo sağlamıştır Bu durum Tek Devletrsquoin haklar ve oumlzguumlrluumlkleri yok eden politikasının bir sonucu olarak belirmiş olan yabancılaşmanın ortadan kalktığı bir suumlreci beraberinde getirmiştir D-503 bu rahatsız edici kendini duyumsama durumundan kurtulmak iccedilin mantığa gereksinim duymuştur38 Nitekim mantık matematik temelli toplumsal duumlzenin de temeli olarak goumlruumllmektedir ve bu duumlzenden uzaklaşmakta olan bir sayıyıvatandaşı yeniden sisteme dacirchil edebilir yeniden itaatkacircr bir sayı haline gelmesine yardımcı olabilir

Mikesel ve Suggsrsquoa goumlre yapımında rol aldığı Integral tamamlandıkccedila guumlnluumlk D-503rsquouumln dağıldığını goumlsterir D-503rsquote duygusal oumlzguumlrluumlğe dair bazı ilkel arzular Mephi olarak bilinen devrimci grubun oumlzel ajanı olan I-330 aracılığıyla uyandırılır39 Aslında bu bir dağılma değil kendilik bilinci ile benliğini otoriteye teslim etme arasındaki ccedilatışmadır Hastalık olarak nitelenmesi gereken durum gerccedilekte budur D-503 bir yanda tutkuları diğer yanda toplumsallığı aracılığıyla camdan duumlnya ile onu ccedilevreleyen duvarların ardında kalan duumlnya arasında esir durumdadır40 Romanın başında D-503rsquouumln zihnindeki aklın kesin ve tam egemenliği onu devletin muumlkemmel bir uumlruumlnuuml ve vatandaşı kılarken bilinci devletin denetiminde iken ve D-503 hayatının her aşamasında aklın kusursuzluğuna inanırken bilinccedilsiz ve akıldışı kısmının I-330 tarafından uyarılmasıyla41 birlikte kendini Yeşil Duvarrsquoın bir kısmının yıkılıp soumlzde vahşi insanların ve bazı hayvanların camdan duumlnyaya gelmesine sebep olan isyancıların arasında bulmuştur Ancak şunu da belirtmek gerekir ki bu aşamaya gelinceye kadar D-503 bilinccedilli bir tercihle ilerlememekte Tek Devletrsquoe karşı sorumluluğu ile arzuları arasındaki ikilemini terk edememektedir Bu nedenle D-503rsquouumln isyana katılması aslında tiranlığa karşı oumlzguumlrluumlk duumlşuumlncesine değil I-330rsquoa duyduğu tutkuya dayandırılmıştır42 Nitekim Tek Devlet tarafından da yeterince tehlikeli goumlruumllmemiş olacak ki isyancıların

36 Ae s 13337 Bkz Parrinder age s 2338 Zamyatin We s 13839 Mikesell age s 9040 Ae s 9541 Ae s 9242 Ae s 95

144 Arzu İbişi Temelli

idam edilmesi karşısında D-503 bir anlamda kendini rahatsızlıktan kurtaran ldquobuumlyuumlk operasyonrdquoa tabi tutulmuştur Bu operasyon kendilik bilincinin uyanması yoluyla ortaya ccedilıkabilecek olan isyanların engellenmesi iccedilin bir gereklilik olarak sunulmuştur

İsyancılar her ne kadar test uccedilusunu yapacak olan Integralrsquoi ele geccedilirme planla-rını yuumlruumltememiş olsalar da bir kargaşa yaratmayı başarmışlardır Bu tip durumların yeniden meydana gelmemesi iccedilin otoriter devletin ccediloumlzuumlmuuml yukarıda da belirtildiği gibi hayalguumlcuumlnuuml yok etmektir Kumarrsquoın bildirdiği gibi D-503 insanları ldquovahşi zevklerrdquoden temizleyen bir işlem olan ldquofantasieatomizasyonrdquoa tabi tutulur İyilikccedili ona şoumlyle der ldquoİnsanlar kundağa sarılı oldukları guumlnlerden beri ne iccedilin dua ediyor ruumlyalar goumlruumlyor ve kendilerine eziyet ediyorlar Neden Birilerinin onlara ilk ve son defa yalnızca mutluluğun ne olduğunu soumlylemesi ve sonra onları bu mutluluğa zincirlerle bağlaması iccedilin Eğer şimdi bunu yapmıyorsak ne yapıyoruzrdquo43 Bu ifa-de insanların mutluluğu arayışlarının aslında kendileri iccedilin eziyet olmanın oumltesine geccedilemeyecek bir arayış olduğunun altını ccedilizmektedir Yapılan operasyonun insanı isyana iten vahşilikten kurtarıp mutluluk getireceği ilan edilmektedir İşte Zamyatinrsquoin eserinin distopya olarak değerlendirilmesinin en temel nedenlerinden biri de budur Zira mutluluk oumlykuumlleri ancak uumltopik kurgularda goumlruumllebilmektedir Bizrsquode ise mut-luluk arayışı anlamsızlaştırılıp mutluluk sorununun ccediloumlzuumlmuuml olarak hayalguumlcuumlnden kurtulmak goumlsterilmiş olur Buumlyuumlk operasyon sayıların bundan boumlyle makinelerden bile daha muumlkemmel olmalarını sağlayacak bir işlem olarak anlatılmaktadır44 Devlet biliminin son keşfi olarak nitelenen bu işlemin sloganı ise şudur ldquoMekanizmanın hayalguumlcuuml yokturrdquo45 Bu işlemle insanları boş bir uğraş iccediline iten mutluluk arayışının oumlnuumlndeki engeller kalkmış ve kendilik bilinci denilen hastalığın ccedilaresi bulunmuştur Bilincin esaretinden kurtulmaya ilişkin bu ironi Zamyatinrsquoin otoriter rejimlere youmlne-lik bir mesajını iccedilermekte gibi goumlruumlnmektedir Bu mesaj ise insandaki hayalguumlcuuml var olduğu oumllccediluumlde insanın oumlzguumlrluumlğuumlnuumln elinden alınamayacağıdır Ancak hayalguumlcuuml yok edilebilirse mutlak itaatkacircr bir vatandaş tipi yaratılabilir Bu durumun Bizrsquode sunulan gelecek kurgusunda kurtuluşa mı yoksa esarete mi işaret ettiği ise aşağıda tartışılacaktır

IV Kurtuluş mu Esaret mi

Bizrsquode bu soru duvarın iccedili ile duvarın ardı arasındaki hayatların farkı uumlzerinden ortaya ccedilıkmaktadır Tek Devlet ccedilatısı altında yaşayanlar iccedilin Yeşil Duvarrsquoın oumltesinde bir kurtuluş olduğu soumlylenebilir Kurtuluşa ulaşmanın yolu muumlcadeleden ve isyandan geccediler Ancak bu noktada lsquoesir olmuş beyinler muumlcadele guumlcuumlnuuml nereden alabilirrsquo sorusu accedilığa ccedilıkmaktadır Bizrsquode bu sorunun yanıtı ilkel toplumda saklıdır Zira I-330

43 Kumar Modern Zamanlarda Uumltopya ve Karşıuumltopya s 36444 Zamyatin We s 17345 Ae s 173

Distopik Bir Gelecek Kurgusu Zamyatinrsquoin Bizrsquoi 145

ve onun geccedilmişte kalmış ilerlememiş goumlruumllen yoldaşları tarafından kılavuzluk edilen uumltopyacı tasavvur devrim yoluyla hem ruhsal hem de fenomenolojik olarak yeniden kazanılabilecek bir altın ccedilağ hakkındadır46 Yeşil Duvarrsquoın oumltesinin bir altın ccedilağ oumlzelliği goumlstermesinin sebebi henuumlz hayalguumlcuumlnuumln yitirilmediği ve oumlzguumlrluumlğuumln var olduğu bir duumlzeni iccedilermesindedir Zira altın ccedilağ insanların kimse zorlamadan ve herhangi bir yasaya tabi olmadan kendi iradeleriyle ilkelere bağlı kaldıkları ve doğru davrandıkları ccedilağdır47 Tek Devlet egemenliğine geccedilmemiş olan duvarın ardındaki insanların camdan duvarların iccedilinde yaşayanlara nisbetle boumlyle bir mutluluk sergiledikleri soumlylenebilir Bu durum onları camın iccedilindekileri de Tek Devlet egemenliğinden kurtarma girişiminde bulunma konusunda cesaretli kılmıştır Zira bu insanlar iradelerini yitirmemişlerdir

I-330rsquoun devreye girmesinden oumlnceki anlatımlarına bakıldığında D-503rsquouumln ldquokur-tuluş mu esaret mirdquo sorusuna karşılık tercihini kesinlikle Tek Devletrsquoin otoritesinde kurulmuş olan toplum duumlzeninden yana kullanacağını soumlylemek gerekmektedir Bu Yeşil Duvarrsquoın ardında yaşayanlar iccedilin bir esarete işaret ederken D-503 iccedilin muumlkemmelliği yansıtmaktadır Asla aksatılmayan bir duumlzen hatta bir sistem iccedilerisindeki hayatlar accedilısından oumlzguumln olmak ve belirlenmiş kurallara aykırı hareket etmek duumlşuumlnuumllemez bir durumdur Zira yukarıda belirtildiği gibi Tek Devletrsquoin sayıları ldquobenrdquo değil ldquobizrdquo durumundadır ve mutlak bir eşitlik altındadırlar Bu duumlzende oumlzguumlnluumlk eşitlik ilkesini ihlal etmek anlamına gelmektedir48 Henuumlz kendisinde oumlzguumlrluumlğe dair bir bilincin uyan-madığı durumdayken D-503 devletin boyunduruğundan kurtulmak iccedilin oluşturulan gizli oumlrguumltle ilgili olarak okuduğu bir haber karşısında ldquokurtuluşrdquo49 ifadesine youmlnelik alaycı bir tavır takınmakta ve bu ccedilabayı ldquosuccedilrdquo olarak değerlendirmektedir Kurtuluş amacını insan tuumlruumlnuumln succedila youmlnelik iccedilguumlduumlsel eğilimine bağlayan D-503 succediltan ndashveya kurtuluştanndash uzak olmanın yolunu ise oumlzguumlrluumlkten uzak olmakta bulmaktadır Ona goumlre iccedilinde yaşadıkları duumlzen zaten geccedilmişin ilkel oumlzguumlrluumlk durumundan kurtuluş-tur50 Ancak Yeşil Duvarrsquoın ardını goumlrmek ilkel yaşayış biccedilimini suumlrduumlren insanlarla karşılaşmak D-503rsquouumln bu konudaki fikrini bir suumlreliğine de olsa değiştirmiştir Zira orada saydam olmayan duvarların ardında eski bir evde oumlzguumlrluumlğuuml tecruumlbe etmiştir

Oumlzguumlrluumlğuumln bulunmadığı bir duumlzende iradeden soumlz etmek muumlmkuumln olmadığından mutlak otoriteden kurtulmak iccedilin ancak oumlzguumlrluumlğuumln bilincine varmış olmak gereklidir Duvarın oumlte tarafı Tek Devletrsquoin sayıları iccedilin mutlakiyetin sınırlarını aşan bir duumlnyayı ve bir gelişmemişlik durumunu goumlstermektedir Oumlteki yaşama duumlnyasını goumlruumlp etkilenen D-503 ruumlyalarına yansıyan oumlzguumlrluumlk arzusu nedeniyle hastalandığını duumlşuumlnmekte olsa da Yeşil Duvarrsquoın ardındaki soumlzde ilkellik iccedilinde yaşayanların kendilerinden daha mutlu olup olmadığını sorgulamaktan da geri duramamaktadır51 Bu sorgulama oumlzguumlrluumlk ve

46 Mikesel age s 9847 Kumar Modern Zamanlarda Uumltopya ve Karşıuumltopya s 1548 Zamyatin We s 5049 Burada ldquoliberationrdquo kavramı kullanılmıştır Oumlzguumlrleşmeye işaret eden bir kurtuluş kast edilmektedir50 Zamyatin We s 5651 Ae s105

146 Arzu İbişi Temelli

mutluluk arasındaki ilişkiye dairdir ve ruhsal bir uyanmanın sonucudur Bu uyanış eskatolojik kurtuluş fikri uumlzerinden değerlendirilebilmektedir

Bilimsel ilerlemenin geleceği daha iyi ve mutlu kılacağına ilişkin Modern Ccedilağ sonrasında ortaya ccedilıkan goumlruumlşler tarihe youmlnelik ilerlemeci bakış accedilısını da beslemiş ve uumltopik olarak goumlruumllen bir duumlşuumlnceyi doğurmuştur Kurtuluşun bu duumlnyada gerccedilek-leşebileceği bir yeryuumlzuuml cennetinin muumlmkuumlnluumlğuuml duumlşuumlncesi Bu noktada Cioranrsquoın şu sorusu akla gelmektedir Bir uumltopya hazırlamak bir kıyamet hazırlamaktan daha mı kolaydır52 Uumltopya hazırlayanlar dinlerin oumlte duumlnyaya yuumlklediği kurtuluşu bu duumlnyaya ccedilekmek istemişlerdir Birer kuumlccediluumlk kıyamet senaryosu olarak nitelenirse dis-topya hazırlayanlar ise kurtuluşu yererek geleceğin karanlık getireceğini goumlstermeye ccedilalışmışlardır Zamyatinrsquoin bu konuda oldukccedila başarılı olduğu goumlruumllmektedir Zira oumlzguumlrluumlğuumln olmadığı bir durumda varoluşun yalnızca devlete itaat uumlzerinden anlam kazandığı bir duumlzende ne mutluluktan ne de gerccedilek bir insandan soumlz etmek muumlmkuumlnduumlr

Zamyatinrsquoin eserinde ortaya konulan tablo bilimsel ilerlemeden destek alınarak kurgulanmıştır Matematik temelli bilimin ve teknolojinin ilerlemesinin bir sonucu olarak Tek Devlet youmlnetimiyle insan iccedilin muumlmkuumln olan en yuumlksek noktaya zirveye ulaşıldığı iddia edilmiştir53 Ancak yine de mutluluk sorunu ccediloumlzuumllebilmiş değildir Zira mutluluk matematikselleştirilebilen bir şey değildir Bu sorunun hikacircyenin sonunda bilim kanalıyla ldquobuumlyuumlk operasyonrdquo adlı işlemle hayalguumlcuumlnuumln yok edilmesi ve mut-luluğun arzulanmasının oumlnuumlne geccedililmesi ile ccediloumlzuumllduumlğuuml iddia edilmiştir Bu kurguda tek tip bir yaşantı iccedilinde birey olma bilincinden yoksun olan sayılar kendileri iccedilin bir amaccedil guumldemediklerinden yaşantılarının tek anlamı İyilikccedili iccedilin ccedilalışmak ve goumlrevlerini yerine getirmekten geccedilmektedir İşte Zamyatinrsquoin sisteme dair eleştirisi burada yatmak-tadır Kendi amaccedilları uğruna yaşamayan bireylerin mutlu olmaları beklenemez Kaldı ki Bizrsquode birey olma da yasaklanmış durumdadır Tek Devletrsquoin huumlkuumlmdarlığı aslında insanın doğasına youmlnelik bir huumlkuumlmdarlıktır Yeşil Duvarrsquoın ardında yaşayanların oumlzguumlr oldukları iccedilin ilkel olduğunu soumlylemek insanın doğuştan oumlzguumlr bir varlık olduğunu kabul etmek anlamına gelmektedir Tek Devlet buumlnyesinde yaşayanların kendilerini bu soumlzde ilkel durumdan kurtaran gelişmişlik duumlzeyine eriştikleri iddia edilmektedir Bu iddianın dayanakları ise insanın kendisini bir yandan bilime diğer yandan bilimi de elinde tutan bir devlet youmlnetimine esir kılmasındadır

Metinde bilimsel ilerlemenin odağı olarak goumlruumllen şey yani ilerlemenin amacı olarak beliren durum tarih felsefesi oumlrneklerinde rastladığımız tuumlrden bir kurtuluş modelinden ccedilok otoriter rejimin ve bu rejime bağlı esaretin genişletilmesi şeklinde sunulmuştur Bu sunuş da Zamyatinrsquoin eserini geleceğe dair oumlngoumlruumlnuumln uumlruumlnuuml kılmakta gelecekte olabileceklere karşı bir uyarı niteliğine buumlruumlmektedir Cioranrsquoın ilerlemeci tarih felsefelerindeki kurtuluş modellerine dair eleştirisi Zamyatinrsquoin yaptığı eleştiriyi

52 EMCioran Tarih ve Uumltopya Ccedilev Haldun Bayrı 4bs İstanbul Metis Yayınları 2015 s8453 Zamyatin We s112

Distopik Bir Gelecek Kurgusu Zamyatinrsquoin Bizrsquoi 147

destekler goumlruumlnmektedir Cioranrsquoa goumlre İsa ldquoTanrırsquonın krallığırsquonınrdquo ldquoburadardquo ya da ldquoşuradardquo değil iccedilimizde olduğunun guumlvencesini verirken ldquokrallığırdquo zorunlu olarak dışta goumlren onun derin benliğimizle ya da bireysel selametimizle bağını hiccedil kurmayan uumltop-ya inşaları bizi oumlylesine derinden etkilemişlerdir ki kurtuluşumuzu dışarıdan şeylerin akışından ya da toplulukların ilerlemesinden bekleriz54 Zamyatinrsquoin eserindeki eleştiri bu goumlruumlş doğrultusunda değerlendirildiğinde ilerlemenin her zaman kurtuluş değil bazen esaret de getirebileceği ve kurtuluşun ldquobizrdquo olup tek tipleşmekten ccedilok ldquobenrdquo olarak kalmakla muumlmkuumln olacağı şeklinde bir ccedilıkarım yapmaya olanak vermektedir Bu youmlnuumlyle eser Sovyet toplumu oumlzelinde55 her toplumdan okuyucusunu geleceğini sorgulamaya itmektedir Bilimsel gelişmeye dayandırılan kurtuluş senaryoları insanın guumlcuumlnuuml koumltuumlye kullanma eğilimi nedeniyle Bizrsquode olduğu gibi tehlikeli sonuccedillarla esaret senaryolarına ve ccediloumlkuumlşe doumlnuumlşebilir Tek Devlet kurgusu aklın egemen olduğu bir doumlnemin youmlnetim biccediliminin insanı kendi doğasından uzaklaştırabilecek kadar tehlike iccedilerebileceğini goumlstermektedir Bu nedenle Biz accedilısından ldquokurtuluş mu esaret mirdquo sorusuna verilebilecek yanıt her iki kavramın da altının nasıl doldurulduğu-na bağlı olacaktır Bu distopik gelecek kurgusunda ilerlemeyi yansıtan ve kurtuluş şeklinde goumlruumllen bir duumlzen aslında en ciddi esarete benliğin esir alınmasına neden olmuştur Bunu goumlsteren en temel oumlrnek ise D-503rsquote ldquoben bilincirdquonin canlanmasını sağlayan ve ironik bir isimle hikacircyede yerini alan I-330rsquoun hikacircyenin sonunda yok edilmesidir Burada Tek Devletrsquoin tanrısal nitelikler yuumlklenmiş bir yapısının olması ve tanrıya tapınırcasına Tek Devletrsquoe bağlı kalınması da toplumsal duumlzendeki esaretin yansımasını sunmaktadır Bu kabul edilmiş esaret ise devletin kendi buumlnyesi altında-ki sayıları her aşamada kontrol etmesini meşru kılmaktadır İşte bu durum eserdeki gelecek kurgusunun insanlık durumuna aykırı duracak uygulamalara işaret eden bir karanlığı goumlstermesinin sebebidir

Sonuccedil

Distopya tuumlruumlnuumln en oumlnemli oumlrneklerinden birini sunan Zamyatin Biz ile edebiyat duumlnyasına bir baş yapıt kazandırmış olmanın oumltesinde eserin guumlnuumlmuumlzde hala tartışılma-sı gereken pek ccedilok probleme değinmesi nedeniyle bizlere tazeliğini koruyan bir miras bırakmış olmaktadır Zamyatinrsquoin eseri iccedilinde bulunduğu doumlnemde pek oumlnemsenmemiş bir gelecek kurgusu ve toplumsal eleştirinin uumlruumlnuuml olarak nitelendirilmektedir56 Yazar bir bilim kurgu olmasının yanısıra siyasi ve sosyal problemlere de ışık tutan eseriyle

54 Cioran age s 9155 Kumarrsquoa goumlre Zamyatinrsquoin Bizrsquoi yeni Sovyet toplumunun suretini ve duumlşuumlnme yapılarını anlatan ve

geleceğini goumlsteren bir eserdir (Bkz K Kumar Uumltopyacılık s 106) eser hakkındaki genel kabul de bu youmlndedir

56 Bkz Parrinder age s 25

148 Arzu İbişi Temelli

kendisinden sonraki distopyalar uumlzerinde etki oluşturmuştur Kumarrsquoa goumlre faydacılığa ve acısız mekanize varoluş uumltopyasına saldırısı onu Huxley ile bağlantılandırır her yerde hazır olan casuslar ve devlet guumlcuumlnuumln acımasızca kullanımı aynı accedilıklıkla Orwellrsquoın kabusuna işaret eder Onun aktardığına goumlre ldquoBizrdquo Zamyatinrsquoin kendisinin 1932rsquode soumlylediği gibi ldquoİnsanlığı tehdit eden iki katlı tehlikeye karşı bir uyarı olarak yazıldı Makinelerin ve devletin fazla buumlyuumlk olan guumlcuumlrdquo57 Roman insanın otomat bir varlık haline gelmesinden hareketle makineleşmeyi eleştirirken aynı zamanda bu otomatlığı bir devlet guumlcuumlyle birleştirdiği iccedilin siyasi bir eleştiri de sunmuş olmaktadır Soumlz ko-nusu eleştiri ise gelecek tasarımı aracılığıyla yapılmaktadır Bu durum hem distopya geleneği accedilısından oumlnem taşımaktadır hem de Biz mekaniğin ve devlet guumlcuumlnuumln hatta bilimin devlet iccedilin kullanılmasının insanlık iccedilin tehdit edici boyutları ve gelecekte varılabilecek olası tabloya dikkat ccedilekmenin bir youmlntemini sunmuş olmaktadır

Uumltopyalarda beliren ldquodaha iyi bir duumlnyardquo tasarımı gibi distopyalarda işaret edilen karanlık gelecek tabloları da insanda bir gelecek tasavvuru oluşturulma ihtiyacına da-yanmaktadır İnsanlığın muumlkemmel bir sona doğru gitmesi konusundaki arzunun yol accedilacağı ilerleme Zamyatinrsquoin romanında tehlikeli boyutları uumlzerinden ele alınmıştır Romanda geleceğin her zaman iyiye işaret etmeyebileceği fikri uumlzerinden insan adeta hayalguumlcuumlne sarılmaya davet edilmektedir Bu eserde uumltopyalarda sunulan muumlkemmel duumlzene ulaşılsa dahi bir şeylerin koumltuuml gidebileceği goumlsterilmiştir İlerlemenin doru-ğuna erişilmiş bir ccedilağda geccedilen hikacircye bilimsel gelişmelerin bireylerin gelecekleri iccedilin bir felakete neden olabileceğini goumlstermektedir Hayalguumlcuumlnuumln devlet eliyle yok edilmesi her sayının veya vatandaşın aynı şekilde yaşamaya duumlşuumlnmeye youmlneltilmesi insanın geleceğini kurmasının engellenmesi anlamına gelir ki bu durum aynı zamanda insanlıktan ccedilıkmayı da beraberinde getirmektedir Zira burada ldquoben bilincirdquonin unuttu-rulmasıyla gerccedilekleşen bir kimlik katli insanlık kimliğinin yok edilişi soumlz konusudur

Bizrsquode akla matematiğe bilime dayanan yaşama ve youmlnetim duumlzeni tarihsel suumlreccedil-teki gelişmenin sonu gibi goumlsterilmiştir Bu son accedilısından altın vuruş ise hayalguumlcuumlnuumln yok edilmesiyle yapılmıştır Nitekim tarihsel suumlreccedilteki gelişmelerin ccedilatışmalardan beslendiği duumlşuumlnuumlluumlrse hiccedilbir ccedilatışmanın hiccedilbir karşı ccedilıkışın olmadığı bir duumlzende artık daha fazla gelişmeden soumlz edilemez Bu durum da Bizrsquode olduğu gibi insanlık durumuna aykırı bir tabloya bir ccediloumlkuumlş tablosuna neden olur Zamyatinrsquoin şu ifadeleri bu fikre destek vermektedir ldquoİnsanların kanı kızıl ve ateşli oldukccedila insanlık genccedil oldukccedila hep isyanlar hep devrimler olacakrdquo58 Bu soumlzlerden hareketle insana gerekli olan enerjiyi veren şeyin hayalguumlcuuml olduğu ve ancak hayalguumlcuuml toumlrpuumllenmemiş olan bireylerin oumlzguumlr ve mutlu olabileceği genccedil kalabileceği belirtilmelidir Zamyatinrsquoin oumlnemsediği gibi filozofccedila sorular sorabilen cesur bireyler ancak hayalguumlcuuml sağlam olan bireylerdir Bu nedenle Biz oumlrneği uumlzerinden distopyalarda oumlne ccedilıkarılan karan-

57 Kumar Modern Zamanlarda Uumltopya ve Karşıuumltopya s 364-36558 Zamyatin Biz İthaki Yayınları s9

Distopik Bir Gelecek Kurgusu Zamyatinrsquoin Bizrsquoi 149

lık tabloların verdiği mesajları ciddiye almak gerektiğini vurgulamak gerekmektedir Gelecek kurgusunu guumlvenli bir zemin uumlzerine oturtabilmek iccedilin oumlzguumlrluumlğuuml iradeyi hayalguumlcuumlnuuml birey olma oumlzguumln olma ve farklı olma durumunu korumanın oumlnemi eserde sunulmak istenen ana duumlşuumlncelerden biri olarak belirmektedir Zamyatinrsquoin bu eserle vermek istediği mesajı dikkate alarak gerccedilek bir ilerlemenin ve iyi bir gelece-ğin kendilik bilinci ve hayalguumlcuuml kuvvetli bireylerin oluşturduğu toplumlar accedilısından muumlmkuumln olabileceğini kabul etmek gerekmektedir

KAYNAKLAR

Cioran E M Tarih ve Uumltopya Ccedilev Haldun Bayrı 4 bs İstanbul Metis Yayınları 2015Kateb George ldquoUtopias and Utopianismrdquo The Encyclopedia of Philosophy Ed by Paul

Edwards Vol 8 New York The Macmillan Company amp The Free Press 1967 Kumar Krishan Uumltopyacılık Ccedilev Ali Somel Ankara İmge Kitabevi 2005ndashndashndashndash Modern Zamanlarda Uumltopya ve Karşıuumltopya Ccedilev Ali Galip İstanbul Kalkedon Ya-

yıncılık 2006Mannheim Karl İdeoloji ve Uumltopya Ccedilev Mehmet Okyayuz 3 bs Ankara Nika Yayınları

2016McCarthy Patrick A ldquoZamyatin and the Nightmare of Technologyrdquo Science Fiction Studies

Vol 11 No 2 SF-TH Inc 1984 ss 122-129 Stable URL httpwwwjstororgstab-le4239611 Accessed 20-12-2016 1209 UTC

Mikesell ML Suggs Jon Christian ldquoZamyatinrsquos We and the Idea of the Dystopierdquo Studies in 20th Century Literature Vol 7 USA New Prairie Press1982 ss89-102

More Thomas Uumltopya Ccedilev Ccediliğdem Duumlruumlşken 3 bs İstanbul Kabalcı Yayınları 2014Omay Murad ldquoUumltopya Uumlzerine Genel Bir İncelemerdquo Sosyoloji Dergisi Sayı 18 İstanbul

İstanbul Uumlniversitesi Edebiyat Fakuumlltesi Yayınları 2009 ss 1-14Parrinder Patrick ldquoImagining the Future Zamyatin and Wellsrdquo Science Fiction Studies Vol

1 No 1 SF-TH Inc 1973 ss 17-26 Stable URL httpwwwjstororgstable4238838 Accessed 20-12-2016 1205 UTC

Zamyatin Yevgeni We Trans by Clarence Brown England Penguin Books 1993ndashndashndashndash Biz Ccedilev Algan Sezgintuumlredi 3 bs İstanbul Versus Yayınları 2016ndashndashndashndash Biz Ccedilev Fatma Arıkan-Serdar Arıkan 6 bs İstanbul İthaki Yayınları 2016ndashndashndashndash ldquoEdebiyat Devrim Entropi ve Diğer Şeyler Uumlzerinerdquo Biz Ccedilev Fatma Arıkan-Serdar

Arıkan 6 bs İstanbul İthaki Yayınları 2016

WERNERrsquoE KARŞI MEKTUP

Nicolaus CopernicusCcedileviri ve Giriş C Cengiz Ccedilevik

THE LETTER AGAINST WERNER

OumlZNicolaus Copernicusrsquoun Goumlksel Kuumlrelerin Devinimleri Uumlzerine adlı devrimci yapıtının (1543) dışında astronomi konulu olan iki metni daha vardır bunlardan biri Commentariolus başlıklı risalesi (1510rsquolar) diğeri ise John Wernerrsquoin Seki-zinci Kuumlrenin Hareketirsquoyle ilgili eserine (1522) dair yazdığı eleştiri mektubudur (1524) Burada ccedilevirisini sunduğumuz bu mektup doumlnemin oumlnemli din ve bilim adamlarından biri olan Bernhard Wapowskirsquonin Copernicusrsquoun fikrini sorması uumlzerine ona yanıt olarak yazılmıştır Ccedileviri iccedilin temel aldığımız Latince met-nin kuumlnyesi şudur Mittheilungen des Coppernicus-Vereins fuumlr Wissenschaft und Kunst zu Thorn 1 ed M Curtze (Leipzig 1878) 1 23-33 Ayrıca ccedileviriden oumlnce mektubu tarihsel arka planı oluşumu elyazmaları basımı ve iccedileriğiyle ilgili tanıtıcı nitelikte bilgi aktarıyoruzAnahtar Kelimeler Astronomi Copernicus Goumlksel Kuumlrelerin Devinimleri Uumlzerine John Werner mektup Sekizinci Kuumlrenin Hareketi

ABSTRACTNicolaus Copernicus has two astronomical works besides the revolutionary On the Revolutions of the Heavenly Bodies one of them is Commentariolus (1510rsquos) thatrsquos a little book and the other one is the critical letter (1524) on John Wer-nerrsquos Motion of Eighth Sphere (1522) This letter whose translation we present was written to Bernhard Wapowski who had requested Copernicusrsquo judgment on Wernerrsquos contentions We used this Latin text as source for our translation Mittheilungen des Coppernicus-Vereins fuumlr Wissenschaft und Kunst zu Thorn 1

Kutadgubilig Felsefe-Bilim Araştırmaları Mart 2017 Sayı 33 s 151-163

İstanbul Uumlniversitesi Latin Dili ve Edebiyatı Boumlluumlmuuml Doktora Oumlğrencisi Yeditepe Uumlniversitesi La-tince Okutmanı (jengizgmailcom) Yazı geliş tarihi 10022017 kabul tarihi 06032017

152 Nicolaus Copernicus

ed M Curtze (Leipzig 1878) 1 23-33 Besides before the translation we intro-duce the Letter about its historical background formation manuscripts edition and contentKeywords Astronomy Copernicus John Werner letter Motion of Eighth Sphere On the Revolutions of the Heavenly Bodies

1 Giriş

A Ccedilalışma Uumlzerine

Bu ccedilalışmada astronomi tarihinin devrimci figuumlrlerinden olan Nicolaus Coper-nicusrsquoun Bernhard Wapowskirsquoye yazdığı astronomi konulu bir eleştiri mektubunun Tuumlrkccedileye yapılmış ilk ccedilevirisini paylaşıyoruz Ccedileviriden oumlnce sırasıyla iki boumlluumlmde mektubun tarihsel arka planı oluşumu elyazmaları ve basımı daha sonra da iccedileriği-ne ilişkin kısa bir değerlendirme yapıp mektubu tanıtıyoruz

B Mektubun Tarihsel Arka Planı Oluşumu Elyazmaları ve Basımı

John Werner (1468-1522)1 1522 yılında Nuumlrnbergrsquode matematik ve astronomi konulu metinlerini yayınladı Bunlardan biri de De Motu Octavae Sphaerae (Seki-zinci Kuumlrenin Hareketi Uumlzerine) başlıklı bir risaleydi Bu guumlnuumlmuumlzde olduğu gibi yayınlandıktan 60 yıl kadar sonra da akademi camiasının edinmekte zorluk ccedilektiği bir ccedilalışmaydı Bunu Edward Rosenrsquoın dikkat ccedilektiği kimi alıntılardan da anlarız Oumlrneğin Johannes Maior 1584rsquote uumlnluuml astronom Tycho Brahersquoye yazdığı bir mektupta bu ccedilalışmayı bulabilirse kendisini haberdar edeceğini soumlyler2 Keza Tycho Brahe de 1585rsquote Thaddeus Hageciusrsquoa bu ccedilalışmayı henuumlz edinemediğini yazar3 Ancak metin yayınlandıktan kısa bir suumlre sonra birinin edindiğini biliyoruz bu kişi hem Krakowrsquoda kanon hem de Polonya kralının sekreterlerinden biri olan Bernhard Wapowskirsquodir (1475-1535)4

1 Wernerrsquoin yaşamıyla ilgili detaylı bir doumlkuumlm iccedilin bkz P Czartoryski ed E Rosen trans Nicholas Copernicus Minor Works (London The Macmillan Press 1985) 127-129

2 J L E Dreyer ed Tychonis Brahe Opera Omnia VII (Copenhagen 1924) 8331-343 Dreyer Tychonis Brahe Opera Omnia VII 9510-18 Mektubun aranması ve bulunmasıyla ilgili son-

raki gelişmeler iccedilin bkz Edward Rosen ed amp trans Three Copernican Treatises The Commentari-olus of Copernicus The Letter Against Werner The Narratio Prima of Rheticus (New York Octagon Books 1971) 7-8 (n14)

4 Copernicus mektubunda Wapowskirsquonin Wernerrsquoin metninin ldquobirccedilokları tarafından oumlvuumllduumlğuumlnuumlrdquo soumly-lediğini belirtir (quod a multis laudari ducebas) bu da metnin en azından Wapowskirsquonin tanıklığıyla birccedilok kişiye ulaştığını goumlsterir

Wernerrsquoe Karşı Mektup 153

Wapowski Copernicusrsquoun eski arkadaşıydı hem Krakow Uumlniversitesirsquonde hem de Bologna Uumlniversitesirsquonde oumlğrenci olmuşlardı İtalyarsquodan doumlnduumlkten sonra Wapowski kartografi uumlzerinde ccedilalışırken Copernicusrsquotan yardım talebinde bulunmuş olabilir5 Ancak asıl talebi Wernerrsquoin yukarıda bahsettiğimiz metniyle ilgili olmuş ve muhte-melen tam tarihini bilmediğimiz6 bir mektup yazarak Copernicusrsquotan metnin astrono-mik iccedileriğini yorumlamasını istemiştir Copernicusrsquoun yanıt mektubunun girişinden anladığımız kadarıyla Wapowski Wernerrsquoin metnini de goumlndermiştir7

Copernicusrsquoun Wernerrsquoin metnini analiz ettiği yanıt mektubu yayınlanmak ama-cıyla yazılmamıştır bununla birlikte iccedileriği ve formundan da anlaşılacağı uumlzere bir accedilık mektup olduğu ve alıcının iznine tabi olarak kamuya accedilılabileceği duumlşuumlnuumllmuumlştuumlr8 Wapowskirsquonin Copernicusrsquotan aldığı mektubu yayınlamadığı bilinmektedir ancak ccedilağdaşlarının Copernicusrsquoun ccedilokccedila oumlvuumllen Wernerrsquoin astronomik tespitlerine doumlnuumlk eleştirilerini bilmesi gerektiğini duumlşuumlnerek mektubun elle kopyasının ccedilıkarılıp dağı-tılmasına izin verdiği duumlşuumlnuumllebilir9 Nitekim Rosenrsquoın da dikkat ccedilektiği gibi henuumlz eleştiri mahiyetinde makale kaleme alma geleneği gelişmemiş olduğundan bu tuumlr mektuplar adeta kitap yorumu yerine geccediliyordu10

Mektubun basılma oumlykuumlsuumlne gelirsek ilkin Berlinrsquode muhafaza edilen bir kopya-sının Jan Baranowskirsquonin De Revolutionibus edisyonunda basıldığını soumlyleyebiliriz11 Bu edisyon apaccedilık hatalar iccedilermesine rağmen Hipler ve Prowse tarafından yeniden basılmıştır12 Sonra Maximilian Curtze Viyanarsquoda mektubun ikinci bir elyazmasını

5 P Gassendi O Thill The Life of Copernicus (1473-1543) The Man Who Did Not Change the World (Xulon Press 2002) 142-143 Karş Rosen Three Copernican Treatises 8

6 Wapowskirsquonin muhtemel mektubunun tarihi bilinmemektedir ancak Copernicusrsquoun kendisine yolladı-ğı mektubun tarihi 3 Haziran 1524 olduğuna goumlre ilk mektubun ante post quemrsquoi budur

7 ldquoCum pridem ad me mittereshellip editum de motu Octavae Sphaerae opusculumrdquo (Sekizinci Kuumlrenin Hareketirsquoyle ilgili yayınlanan risalesini bana goumlnderdiniz)

8 Czartoryski Nicholas Copernicus 1339 Bkz Czartoryski Nicholas Copernicus 134 Bilinen bu tuumlr kopyalardan biri Pragrsquoda Haacutejekrsquoin elinde-

ki kopyanın kopyasıdır ve tarihi Ocak 1531rsquodir L Prowe ed Nicolaus Coppernicus II (Berlin 1883-1884) 1718 1578 yılında kıtayı dolaşarak farklı elyazmalarını toplayan Henry Savile isimli bir aka-demisyen Pragrsquoda Haacutejekrsquoi ziyaret ettiğinde ondan Copernicusrsquoun bu mektubunun kopyasını edinir bu kopya buguumln Oxfordrsquodaki Bodleian Kuumltuumlphanesirsquonde beş folyo halinde MS Savile 47 adıyla bulunur Viyanarsquodaki Avusturya Ulusal Kuumltuumlphanesirsquonde bulunan ve ilk kopyalar arasında yer aldığı duumlşuumlnuumllen diğer bir kopyanın kopyası ise 30 Mart 1575 tarihlidir Bu tarihten yedi ay sonra Tyc-ho Brahe Haacutejekrsquoten Commentariolusrsquoun bir kopyasını edinmişse de Copernicusrsquoun Wernerrsquoe Karşı Mektubursquonu kimden aldığını belirtmemiştir bununla birlikte asıl metnin ikinci ya da uumlccediluumlncuuml kopyası olduğunu soumlylemiştir Dreyer ed Tychonis Brahe Opera Omnia IV (Copenhagen 1922) 29219-20 Aynı metinsel oumlzellik ve hataları iccedilermesinden oumltuumlruuml anlaşılmıştır ki Brahersquodeki kopya ya doğrudan Viyanarsquodaki metinden kopya edilmiş ya da onun kopyasının kopyasıdır Bunlar ve diğer kopyalarla ilgili olarak bkz Czartoryski Nicholas Copernicus 134-144

10 Rosen Three Copernican Treatises 811 J Baranowski ed Nicolai Copernici Torunensis De Revolutionibus Orbium Coelestium Libri Sex

(Warsaw 1854) 575-58212 F Hipler ed Spicilegium Copernicanum (Braunsberg 1873) 172-193 L Prowe ed Nicolaus Cop-

154 Nicolaus Copernicus

bulmuş her iki elyazmasını toplayarak yorumlu bir şekilde yayınlamıştır13 Rosenrsquoın birccedilok ccedilalışmaya kaynak oluşturan İngilizce ccedilevirisi (1939 tekrar baskı 1971) Curt-zersquonin edisyonundaki Latince metne dayanır14 Rosenrsquoın ccedilevirisinden oumlnce ise Leh diline yapılmış olan iki ccedileviri daha vardır bunlardan biri Baranowskirsquoye diğeri Pol-kowskirsquoye aittir15

C İccedilerik Uumlzerine

Copernicus mektupta Wernerrsquoin Sekizinci Kuumlrenin Hareketirsquoyle ilgili astronomik tahlil ve hesaplarını eleştirir Mektubun ve dolayısıyla bu eleştirinin başında bilimsel yaklaşımının karakteriyle ilgili iki hususa dikkat ccedileker Bunlardan ilki nesnel bakış accedilısına sahip olduğudur buna goumlre duumlruumlstccedile ve accedilıkccedila onaylayabileceği tahlil ve he-saplarla karşılaşsaydı bunu keyifle yapmış olacağının guumlvencesini verir İkinci husus ise Aristotelesrsquoten yaptığı bir alıntıya dayanır buna goumlre sadece iyi konuşan (qui bene locuti sunt) değil aynı zamanda doğru konuşmayan (non recte locutis) filozoflara da şuumlkran duymamız gerektiğini duumlşuumlnuumlr Bu duumlşuumlncenin temelinde doğru yoldan gitmek isteyenler iccedilin ccedilıkmaz sokakları bilmenin hiccedil de yararsız olmadığı varsayımı yatar Copernicusrsquoa goumlre bilimsel yaklaşımının karakteriyle ilgili olan bu iki husus onu ldquohata aramardquo (reprehensio) hatasından kurtarıyor goumlruumlnuumlr dahası getirdiği bilimsel eleştirilerin ldquokırıcı konuşmak ve saldırmakrdquo (mordere et lacessere) değil ldquoyanılanı duumlzeltmek ve yeniden youmlnlendirmekrdquo (castigare et revocare errantem) bağlamında değerlendirilmesi gerektiğini varsayar Bu yuumlzden mektupta sadece Wernerrsquoin hatalı goumlrduumlğuumlnuuml soumlylediği tahlil ve hesaplara değindiğini soumlyler

Copernicusrsquoa goumlre Wernerrsquoin temel astronomik hataları şunlardır1 Ptolemaeusrsquoun goumlzlemine dayanarak sabit yıldızlar kataloğuna kaydedilen

imparator Antoninus Piusrsquoun ikinci yılının İS 150 olduğunu duumlşuumlnmuumlştuumlr ama ger-ccedilek tarih İS 139rsquodur Dolayısıyla Werner 11 yıl fazlalıkla yanılır Copernicusrsquoa goumlre Werner Ptolemaeusrsquoun goumlzlemlerinden şuumlphe etmediği başka deyişle daha kapsamlı bir şekilde sınayıp değerlendirmediği iccedilin hatalıdır

2 Ptolemaeusrsquotan oumlnceki 4 yuumlzyıl boyunca sabit yıldızların sadece eşit hare-ketle devindiği youmlnuumlndeki goumlruumlşuumlnuuml accedilıkladığı hipotezi başlı başına hatalıdır

3 Onuncu kuumlrenin ekliptiğinin ccedilemberlerinin ve titreme ccedilemberlerinin kesitle-rini bilmiyor goumlruumlnuumlr

pernicus 2 (Berlin 1883-1884) 145-15313 M Curtze ed Mitteilungen des Coppernicus-Vereins fuumlr Wissenschaft und Kunst zu Thorn 1 (Osnab-

ruumlck 1878) 23-3314 Rosenrsquoın ccedilevirisi iccedilin bkz Three Copernican Treatises 91-106 ve sonra Czartoryski Nicholas Coper-

nicus 145-5015 Baranowski De Revolutionibus 575-582 ve I Polkowski ed Kopernikijana czyli materyaly do pism

i zycia Mikolaja Kopernika (Gniezno 1873-1875) 68-74

Wernerrsquoe Karşı Mektup 155

4 Mevcut varsayımlarıyla eskilerin kaydedilen goumlzlemlerine yaklaşabilen so-nuccedillar bulamaz

5 Oumlzellikle de 22 Oumlnermersquosinde kendi ccedilalışmasını oumlvmek amacıyla eski astro-nomlardan Timocharisrsquoi gereksiz yere tenkit eder ve bu yuumlzden hatalı matematiksel sonuccedilları savunur

Bu noktada son hatayla ilgili olarak genelde yeryuumlzuumlnuumln hareketi ve evrenin merkezine yeryuumlzuumlnuuml yerleştirmeyle ilgili olarak eski gelenekten koptuğu ve bilimsel accedilıdan bir devrimci olduğu duumlşuumlnuumllen Copernicusrsquoun eski filozoflara ve bilim geleneğine olan bağlılığına dikkat ccedilekilebilir Nitekim mektupta ldquobize miras gibi bırakılan eskilerin ayak izlerini takip ederek onların goumlzlemlerinden yararlanmamız gerektiğinirdquo belirtir Bir kişinin eskilerin guumlvenilmez olduğunu duumlşuumlnmesi Copernicusrsquoa goumlre ilim kapısının ona kapanması anlamını taşır Werner Copernicusrsquoa tam da bu accedilıdan sekizinci kuumlrenin hareketiyle ilgili olarak ilmin dışına itilen kendi sanrısının desteklenmesi gerektiğini duumlşuumlnen biri olarak goumlruumlnuumlr Dahası Werner eskilerin goumlzlemlerinin guumlvenilmez ol-duğunu soumlylediğinde onlarla tutarlı bir buumltuumlnluumlk iccedilindeki matematiksel ve astronomik yaklaşımlara dayanan kendi goumlzlemlerinin de guumlvenilmez olduğunu kabullenmiş olur

Kısa mektubunda Wernerrsquoin eskilerle sorununa fazlasıyla değinmesi Coperni-cusrsquoun gelenekle bağına delildir aynı yaklaşımı Goumlksel Kuumlrelerin Devinimleri Uumlze-rinersquonin16 Papa 3 Paulusrsquoa atfedilen oumlnsoumlzuumlnde de goumlruumlruumlz Copernicus yeryuumlzuumlnuumln hareketiyle ilgili olarak Pythagorasccedilı Philolaus ile Ecphantus ve Pontuslu Heraclides gibi eskilerin teorilerinden bilhassa etkilendiğini belirtir onları kendisini bu konuda ccedilalışmaya iten kaynaklar olarak goumlruumlr Dahası bu temel metnini ve teorilerini kendi-sine ait olan ve yakın tarihte yapılmış olan goumlzlemler yanında eskilerin goumlzlemlerine de dayandırır eserin ilk kitabını buumlyuumlk oumllccediluumlde Euclides geometrisine ayırır ve Ptole-maeusrsquoun sabit yıldızlar kataloğunu kullanarak kendisine matematiksel olarak hatalı goumlruumlnen kısımları ve son kertede Aristotelesccedili Ptolemaeusccedilu ve Skolastik yermerkezli evren duumlşuumlncesini duumlzeltir Copernicusrsquoun yenilikccedililiği gelenekten kopukluğuna de-ğil onu değiştirerek geliştirmeyi amaccedillayan bağlılığına dayanır Kuhnrsquoun deyişiyle Copernicusrsquou ldquohem geccedilmiş geleneğin doruğu hem de gelecekteki yeni bir geleneğin kaynağırdquo17 yapan da bu karakteridir

16 Tuumlrkccediledeki ccedilevirisi iccedilin bkz Nicolaus Copernicus Goumlksel Kuumlrelerin Devinimleri Uumlzerine trans C Cengiz Ccedilevik (İstanbul İş Kuumlltuumlr 2010)

17 Thomas S Kuhn Kopernik Devrimi Batı Duumlşuumlncesinin Gelişiminde Gezegen Astronomisi trans H Turan D Bayrak S K Ccedilelik (Ankara İmge Kitabevi 2007) 227

156 Nicolaus Copernicus

2 Mektubun Tuumlrkccedile Ccedilevirisi

Krakow Kilisesirsquonin Kantoru ve Rahibi Majesteleri Polonya Kralının Sekreteri Saygıdeğer Efendim Bernhard Wapowskirsquoye

Sevgili Bernhard Nuumlrnbergli John Wernerrsquoin birccedilokları tarafından oumlvuumllduumlğuumlnuuml soumlylediğiniz Sekizinci Kuumlrenin Hareketirsquoyle ilgili yayınlanan risalesini bana goumlnder-diniz Haşmetmeapları eserle ilgili ne duumlşuumlnduumlğuumlmuuml soruyor Kuşkusuz duumlruumlstccedile ve accedilıkccedila desteklemem gerektiğini duumlşuumlnseydim bunu keyifle yapardım Ancak yine de yazarın azmini ve ccedilalışmasını oumlvebilirim nitekim Aristoteles der ki ldquofilozofların sa-dece doğru konuşanlarına değil aynı zamanda yanlış konuşanlarına da şuumlkran borccedillu olmalıyız zira doğru yoldan gitmek isteyenler iccedilin ccedilıkmaz sokakları bilmenin yararı hiccedil de az değildirrdquo18 Dahası hata aramanın yararı azdır fazla katkı sağlamaz zira bir şairden ziyade hata arayan biri19 gibi davranmayı istemek utanmaz bir karaktere yakışır Dolayısıyla kendim daha iyisini yaratamazken bir başkasını kınarsam oumlfke uyandırmaktan ccedilekinirim Bu nedenle bu konuları olduğu gibi başkalarının değer-lendirmesine bırakmayı istiyorum Haşmetmeapları da zevkle kabul ederse yanıtım genel ccedilerccedilevede olsun Ayrıca biliyorum ki bir insana karşı kırıcı konuşmak ve ona saldırmak başka yanılanı duumlzeltmek ve yeniden youmlnlendirmek başka bir şeydir keza oumlvmek de dalkavukluk yapmaktan ve bir parazit gibi davranmaktan farklı bir şeydir Dolayısıyla talebinize yanıt vermemek iccedilin herhangi bir neden goumlrmuumlyorum bilhassa etkin olduğunuz20 bu konulardaki azim ve ilginizi azaltıyor gibi goumlruumlnmek istemiyo-rum Sonuccedil olarak yazarda alelacele hata arıyor gibi goumlruumlnmemek iccedilin sabit yıldızlar kuumlresinin hareketiyle ilgili olarak hangi hususlarda hata yaptığını ve aktarımının yanlış olduğunu en uygun şekilde goumlstermeye ccedilalışacağım belki de bu konunun daha iyi anlaşılmasına hiccedil de az olmayan bir katkı sağlayacak

İlkin yazar zamanı hesaplarken hata yapmış zira Cl Ptolemaeusrsquoun kendi goumlz-lemine dayanarak sabit yıldızlar kataloğuna kaydettiği21 Antoninus Piusrsquoun ikinci yılının İS 150 olduğunu duumlşuumlnmuumlş oysa gerccedilek tarih İS 139rsquodur22 Nitekim Ptolemaeus

18 Copernicus burada aklında kaldığınca alıntı yapmaktadır Gerccedilekte Aristoteles Metaphysica 993brsquode şoumlyle der ldquoSadece goumlruumlşlerini paylaştığımız kişilere değil aynı zamanda ziyadesiyle uydurma olan goumlruumlşleri dile getirenlere de şuumlkran borccedillu olmalıyız Onlar da bir katkıda bulunmuş oluyor ilkel ccedila-lışmalarıyla zihinsel deneyimimizi şekillendiriyorlarrdquo (Ccedileviri bana ait)

19 Şiir yazmayan ama şiir eleştirisi iccedilin suumlrekli hata arayan biri 20 Mektubun muhatabı olan Wapowski Polonyarsquoda bilimsel kartografinin kurucusuydu oumlnemiyle ilgili

bkz P Czartoryski ed E Rosen trans Nicholas Copernicus Minor Works (London The Macmillan Press 1985) 152 (n20)

21 Copernicus Ptolemaeusrsquoun yıldız kataloğunun kendi goumlzlemlerine dayandığını duumlşuumlnuumlyordu Ancak Ptolemaeusrsquoun Hipparchusrsquoun yıldız kataloğunu kullandığı youmlnuumlnde tartışmalı bir iddia da vardır Bu iddia ve tartışmayla ilgili olarak bkz Edward Rosen ed amp trans Three Copernican Treatises The Commentariolus of Copernicus The Letter Against Werner The Narratio Prima of Rheticus (New York Octagon Books 1971) 94 (n2) Czartoryski Nicholas Copernicus 152-153 (n28)

22 Werner 4 Oumlnermersquode bu tarihlendirmeyi yapar Dahası Werner bu tarihlendirmeyi takiben Coperni-

Wernerrsquoe Karşı Mektup 157

Magna Constructiorsquonun23 3 Kitabının 1 Boumlluumlmuumlnde sonbahar ekinoksunun Buumlyuumlk İskenderrsquoin oumlluumlmuumlnden24 463 yıl sonra Antoninusrsquoun uumlccediluumlncuuml yılına denk duumlştuumlğuumlnuuml soumlyler25 Ancak İskenderrsquoin oumlluumlmuumlnden İsarsquonın doğumuna kadar 323 duumlzenli Mısır yılı26 130 guumln vardır zira Nabonassarrsquoın youmlnetiminin başlangıcı27 ile İsarsquonın doğumu arasındaki suumlre 747 duumlzenli yıl 130 guumln olarak hesaplanmıştır 22 Oumlnermersquoden de anlaşılacağı gibi yazarın bu hesaplamayı şuumlpheyle karşılamadığını goumlruumlyorum28 Alphonso Tablolarırsquona goumlre bir guumln eklenmiştir29 Bunun nedeni Ptolemaeusrsquoun ilk Mısır ayı olan Thothrsquoun ilk guumlnuumlnuumln oumlğlenini Nabonassar ve Buumlyuumlk İskenderrsquoden itibaren hesaplanan yılların başlangıccedil noktası olarak kabul ederken buna karşın bi-zim İsa yıllarını Aralık ayının son guumlnuumlnuumln oumlğleninden itibaren hesaplamamız gibi Alphonsorsquonun da oumlnceki yılın son guumlnuumlnuumln oumlğleninden başlatmış olmasıdır Bu du-rumda Ptolemaeus 3 Kitap 8 Boumlluumlmde Nabonassarrsquodan Buumlyuumlk İskenderrsquoin oumlluumlmuumlne kadarki suumlreyi 424 duumlzenli yıl olarak hesaplar Censorinus M Varrorsquoya30 dayanarak C Caerelliusrsquoa31 yazdığı De Die Natalirsquode bu hesaplamayı kabul eder32 747 yıl 130 guumlnden ccedilıkarıldığında İskenderrsquoin oumlluumlmuumlnden İsarsquonın doğumuna kadarki suumlre 323 yıl 130 guumln olarak bulunur Sonra İsarsquonın doğumundan Ptolemaeusrsquoun yukarıda bahsedilen goumlzlemine kadar 139 duumlzenli yıl ve 303 guumln vardır Dolayısıyla Ptole-

cusrsquoun odaklanmadığı Antoninusrsquoun yılıyla ilgili ikinci bir hata daha yapar Bkz Rosen Three Coper-nican Treatises 94 (n3)

23 Ptolemaeusrsquoun ldquoAlmagestrdquo olarak bilinen ldquoMatematik Ccedilalışmasırdquo (Μαθηματικὴ Σύνταξις Mathe-matike Syntaksis) başlıklı ccedilalışmasının bir adı da ldquoBuumlyuumlk Ccedilalışmardquo anlamındaki Μεγάλη Σύνταξιςrsquotir (Megale Syntaksis) buradaki Latincesi de aynı anlama gelen Magna Constructiorsquodur

24 İOuml 32325 Antoninus 11 Haziran 138rsquode Roma imparatoru olmuştu26 Copernicus hesaplamalarında Mısır yıllarını kullanmasıyla ilgili olarak Goumlksel Kuumlrelerin Devinimleri

Uumlzerine 36rsquoda accedilıklama yapar ona goumlre bu yıllar Romalıların Yunanların ve Perslerin kullandığı yıllara goumlre daha duumlzenli olup kişisel eklemeler iccedilermez

27 İOuml 747 (26 Şubat)28 Werner kendi metninde ldquoİsa ile Nebukadnezar yılları arasındaki suumlre Alphonso Tablolarırsquona goumlre 747

duumlzenli yıl 131 guumlnduumlrrdquo der oysa Nabonassarrsquoı Nebukadnezarrsquola karıştırır Copernicus burada bu hataya odaklanmaz ancak Goumlksel Kuumlrelerin Devinimleri Uumlzerine 311rsquode ccediloğu kişinin isim benzerli-ğinden oumltuumlruuml Nabonassarrsquoın Nebukadnezarrsquola karıştırıldığını belirtir

29 Kastil kral 10 Alphonsorsquonun astronomi kitapları iccedilinden bir folyo İspanya kraliccedilesinin emriyle Mad-ridrsquode basılmıştı İspanyolca yazılmış olan ve Alphonso Tabloları olarak bilinen bu folyo sabit yıldız-lar kataloğu iccedileriyordu Copernicus Goumlksel Kuumlrelerin Devinimleri Uumlzerinersquode Alphonso Tablolarırsquonı kaynak goumlstermeyi duumlşuumlnmemiştir Bkz Czartoryski Nicholas Copernicus 153 (n37)

30 Marcus Terentius Varro (İOuml 116-27) birccedilok konuda eser kaleme almış olan Romalı yazar31 Bu ismin farklı elyazmalarındaki yazılışıyla ilgili olarak bkz Rosen Three Copernican Treatises 95

(n14)32 Censorinus İS 238 yılında dostu Quintus Caerelliusrsquoa armağan olarak ldquoDoğum guumlnuuml Uumlzerinerdquo (De

Die Natali) başlığını taşıyan bir kitap verir Censorinus bu kitabında doğum guumlnleriyle ilgili goumlruumlşle-rini paylaşır bu goumlruumlşler Pythagorasccedilıların Sokrates oumlncesi filozofların Etruumlsklerin ve Keldanilerin astronomi ve astrolojiyle ilgili hesap ve tespitlerini yansıtır Bu eser Eskiccedilağdaki farklı kuumlltuumlrlerin kullandığı takvimlerin kıyasını ve farklı olaylarla ilgili tarihlendirmeleri iccedilerdiğinden sonraki ccedilağlarda yapılan geriye doumlnuumlk astronomik hesaplamalarda kaynak olarak kullanılmıştır

158 Nicolaus Copernicus

maeus tarafından goumlzlemlenen sonbahar ekinoksu Efendimizin doğumundan33 140 duumlzenli yıl sonra Athry ayının34 9 Guumlnuumlnde ya da 139 Roma yılının 25 Ekimrsquoinde Antoninusrsquoun uumlccediluumlncuuml yılında gerccedilekleşmiştir35

Yine Ptolemaeus Magna Constructiorsquonun 5 Kitabının 3 Boumlluumlmuumlnde Nabonas-sarrsquodan Antoninusrsquoun ikinci yılındaki Guumlneş ve Ay goumlzlemine kadar geccedilen suumlreyi 885 yıl 203 guumln olarak hesaplar Dolayısıyla İsarsquonın doğumundan itibaren 138 duumlzenli yıl 73 guumln geccedilmiş olması gerekir Bu yuumlzden Ptolemaeusrsquoun Leorsquoda Basiliscusrsquou36 goumlz-lemlediği sonraki 14 Guumln yani Pharmuthirsquonin37 9 Guumlnuuml İsarsquonın doğumundan sonraki 139 Roma yılının 22 Şubatıydı38 Bu yazar İS 150 olarak duumlşuumlnduumlğuuml Antoninusrsquoun ikinci yılıydı sonuccedil olarak yazar 11 yıl fazlalıkla yanılmıştır

Biri buraya kadarki kısımdan şuumlphe ederse oumlnceki eleştirimizden tatmin olmazsa ve bu ccedilalışmayla ilgili daha fazla değerlendirme isterse anımsamalıdır ki zaman goumlğuumln oumlnce ve sonra olarak duumlşuumlnuumllen hareketinin sayısı ya da oumllccediluumlsuumlduumlr Yıl ay guumln ve saati bu hareketten ccedilıkarırız Ancak oumllccediluuml ve oumllccediluumllen karşılıklı olarak etkileşim iccedilindedir39 Bu durumda Ptolaemausrsquoun tabloları temelde kendi doumlnemindeki yeni goumlzlemlere dayandığından bu tabloların kayda değer bir hata iccedilermesi ya da tabloları dayandıkları ilkelerle ccedilelişkili hale getiren goumlzlemlerden sapma olması şaşırtıcı değildir En niha-yetinde biri Ptolemaeusrsquoun Antoninusrsquoun ikinci yılında Pharmuthi ayının dokuzuncu guumlnuumlnde oumlğlenden 55 saat sonraki Basiliscus incelemesinde usturlapla tespit ettiği Guumlneş ile Ayrsquoın konumlarını ele alırsa ve Ptolemaeusrsquoun tablolarını bu konumlara goumlre değerlendirirse İsarsquodan sonraki 149 değil 138 yıl 88 guumln 55 saatin Nabonassarrsquodan sonraki 885 yıl 218 guumln 55 saate eşit olduğunu bulacaktır40 Dolayısıyla yazar suumlreden soumlz ettiğinde sekizinci kuumlrenin hareketiyle ilgili incelemesini bozan apaccedilık bir hata yapar Yazarın Ptolemaeusrsquotan oumlnceki 4 yuumlzyıl boyunca sabit yıldızların sadece eşit hareketle devindiği youmlnuumlndeki goumlruumlşuumlnuuml accedilıkladığı hipotezi ilkinden oumlnemsiz olmayan ikinci bir hata iccedilerir Bunu accedilıklayabilmek ve daha anlaşılabilir kılmak iccedilin aşağıda bahsedilen oumlnermelere dikkat kesilmemiz gerektiğini duumlşuumlnuumlyorum

33 İsarsquonın doğumundan34 Juumllyen takvimine ccedilevrildiğinde yılın uumlccediluumlncuuml ayı35 Bu kısımla ilgili kapsamlı bir değerlendirme iccedilin bkz Rosen Three Copernican Treatises 96 (n17)36 Basiliscus yıldızı Leorsquonun (Aslan) kalbinin batısında bulunur Leo 8 ve Regulus (Prens) olarak da

bilinir Aynı yıldızla ilgili olarak bkz ldquoNicolaus Copernicusrsquoun Goumlksel Hareketlere İlişkin Kendisi Tarafından Geliştirilen Hipotezlere Dair Kısa Accedilıklamasırdquo trans C Cengiz Ccedilevik Kutadgubilig 16 (2009) 246 Goumlksel Kuumlrelerin Devinimleri Uumlzerine 214 (140)

37 Juumllyen takvimine ccedilevrildiğinde yılın sekizinci ayı38 Copernicus Goumlksel Kuumlrelerin Devinimleri Uumlzerine 214rsquote (141) aynı goumlzlemle ilgili olarak ldquoPtolema-

eusrsquoun bu goumlzlemi İsarsquodan sonra Roma takvimine goumlre 139 yılında Şubat ayının 24rsquouumlnde 229 Olim-piyatrsquoın ilk yılında gerccedilekleşmiştirdquo der Copernicusrsquoun duumlzeltmesiyle ilgili olarak bkz Rosen Three Copernican Treatises 97 (n21)

39 Burada Aristotelesrsquoin zaman hareket ve konumla ilgili kapsamlı goumlruumlşuuml oumlzetlenmiş oluyor Karş Aris-toteles Physica 219b1-2 22b14-16 223b21-23 235a10-24

40 Hesaplama iccedilin bkz Rosen Three Copernican Treatises 97 (n23)

Wernerrsquoe Karşı Mektup 159

Yıldızlar bilimi doğadan farklı bir şekilde oumlğrendiğimiz sahalardan biridir41 Oumlrneğin doğa goumlstermiştir ki gezegenler yeryuumlzuumlne sabit yıldızlardan daha yakındır Sonra buna bağlı olarak gezegenler bize titremiyor goumlruumlnuumlr oysa tam tersi olur Oumlnce parıldamıyor goumlruumlnuumlrler sonra da yeryuumlzuumlne daha yakın olduklarını sanırız42 Aynı şekilde oumlnce gezegenlerin hareketlerinin duumlzensizmiş gibi olduğunu kavrarız sonra kendileri sayesinde gezegenlerin hareket ettiği dış tekerleme eğrilerinin dış merkezli ccedilemberlerin ve diğer ccedilemberlerin olduğunu duumlşuumlnuumlruumlz O halde şunun soumlylenmesi gerektiğini duumlşuumlnuumlyorum Eski filozoflar oumlncelikle gezegenlerin konumlarını tespit etme daha sonra bu bilgiyi temel alarak goumlğuumln hareketiyle ilgili inceleme bitimsiz kalmasın diye gezegenlerin goumlzlemlenen ve belirlenen tuumlm konumlarıyla uyumlu olduğunu duumlşuumlnduumlkleri bir gezegen teorisi geliştirme zorunluluğunu hissediyordu Sekizinci kuumlrenin hareketiyle ilgili durum da aynıdır Bununla birlikte bu hareketin aşırı yavaşlığından oumltuumlruuml eski matematikccedililer bize onunla ilgili tam bir accedilıklama yapa-mamıştır Ancak bu konuyu incelemek istersek bize bir miras gibi bırakılan eskilerin ayak izlerini takip ederek onların goumlzlemlerinden yararlanmalıyız Eğer biri ccedilıkar da eskilerin bu konuda guumlvenilmez olduğunu duumlşuumlnuumlrse kuşkusuz bu ilmin kapıları ona kapanır İlmin girişinde uzanarak sekizinci kuumlrenin hareketiyle ilgili duumlzensiz bir duumlş goumlrecek ve eskileri hatalı bir şekilde itham ederek kendi sanrısının desteklenmesi ge-rektiğini duumlşuumlnecektir İyi bilinir ki eskiler tuumlm bu goumlksel olayları buumlyuumlk bir dikkatle ve uzman becerisiyle goumlzlemledi ve bize uumlnluuml ve oumlvguumlye değer birccedilok keşif miras bıraktı En nihayetinde gezegen konumlarını tespit ederken yazarın inandığı gibi 14˚ 15˚ ya da 16˚ oranında hata yaptıkları duumlşuumlncesini kabul edemem Aşağıda bunu daha kapsamlı bir şekilde ele alacağım

Atlanmaması gereken bir husus daha var Sapma iccedileren her goumlksel harekette her şeyden oumlnce tuumlm devinim boyunca goumlruumlnen tuumlm hareketlerin farklı noktalardan geccediltiği anlaşılır Bir harekette goumlruumlnen sapma oumlyle engel olur ki tuumlm devinim ve yapı parccedilaları boyunca oumllccediluumllemez Ptolemaeus ve ondan oumlnce Rodoslu Hipparchus43 Ayrsquoın rotasıyla ilgili kendi incelemelerinde keskin bir goumlruumlş yeteneğiyle bir sapmanın deviniminde birbiriyle taban tabana zıt doumlrt nokta aşırı hızlanma ve aşırı yavaşlama noktaları her dikey uccedilta eşit ortalama hareketin iki noktası olması gerektiğini oumlngoumlrduumller Bu noktalar ccedilemberi doumlrt parccedilaya boumller boumlylece ilk ccedileyrekte en hızlı hareket yavaşlar ikinci ccedileyrekte ortalama hareket yavaşlar uumlccediluumlncuuml ccedileyrekte en yavaş hareket hızlanır ve doumlrduumlncuuml ccedileyrekte ortalama hareket hızlanır Bu formuumll sayesinde Ayrsquoın goumlzlem-lenen ve incelenen hareketlerinden ccedilemberin her bir kısmının belli bir zamandaki

41 Burada kastedilen yıldızlar biliminin yani astronominin her daim goumlzuumlmuumlzle ve goumlzlem yeteneğimiz-le kavradığımız edindiğimiz bilgilerle yetinmeyen aynı zamanda goumlz yanılgısının olmaması iccedilin doğ-ru hesaplamayı gerektiren bir bilim dalı olmasıdır

42 Burada Aristotelesrsquoin goumlruumlşleri tekrarlanıyor Bkz De Caelo 290a17-24 ve Analytica Posteriora 78a30-78b4

43 Eskiccedilağın uumlnluuml astronomu Hipparchus (İOuml 190-120) Bithynialıdır ancak goumlzlemlerini Rodosrsquota yap-mıştır bu yuumlzden Rodoslu olarak da anılır

160 Nicolaus Copernicus

durumunu anlayabildiler Buna bağlı olarak benzer bir hareket kendini goumlsterdiğinde sapma deviniminin tamamlandığını biliyorlardı Ptolemaeus bu uygulamayı Magna Constructiorsquonun doumlrduumlncuuml kitabında kapsamlı bir şekilde anlatmıştır

Bu youmlntem sekizinci kuumlrenin hareketini incelerken de kullanılmalıydı Ancak soumlylediğim gibi bu hareket aşırı yavaştır sapma hareketi binlerce yıl sonra bile tam anlamıyla başa doumlnmuumlyordu Dolayısıyla birccedilok insan neslini aşan boumlyle bir hareket-le ilgili son değerlendirmeyi yapmaya muktedir değiliz Bununla birlikte makul bir bağlantı ile hedefimize ulaşmamız da muumlmkuumlnduumlr nitekim Ptolemaeusrsquoun katkısından beri bu accedilıklama ile uyumlu olan bazı goumlzlemler bize yardımcı olmaktadır Zira duumlz bir ccedilizgide verili uumlccedil nokta uumlzerinden bir ccedilember ccedilizildiğinde ccedilizilen bu ccedilemberden daha uzun ya da daha kısa bir yay ccedilizilememesi gibi belirlenebilen bir şeyin sayısız ccediloumlzuumlmuuml olamaz

Şimdi de yazarın dediği gibi sabit yıldızların Ptolemaeusrsquotan oumlnceki 4 yuumlzyıl boyunca sadece eşit hızla hareket edip etmediğini goumlrelim Ancak oumlncelikle kullan-dığımız terimlerde hata yapmayalım ldquoEşit hızrdquo ile genellikle ldquoortalama hareketirdquo kastediyorum bu en yavaş ile en hızlı hareketin ortalamasıdır Yedinci oumlnermenin ilk sonucu bizi aldatmasın Yazar orada diyor ki sabit yıldızların hareketi hipotezinde eşit hareket belirdiğinde daha yavaştır geri kalan hareket ise daha hızlıdır bu yuumlzden hiccedilbir vakit eşit hareketten daha yavaş olmaz Daha sonra ldquoccedilok daha yavaşrdquo ifadesini kullandığında bu konuda tutarlı bir tavır sergileyip sergilemediğini bilmiyorum Eşit hareketin oumllccediluumlsuumlnuuml şu tek biccedilimlilikten ccedilıkarıyor sabit yıldızların en eski goumlzlemcileri olan Aristarchus44 ile Timocharisrsquoten45 Ptolemaeusrsquoa kadarki doumlnemde ve eşit zaman dilimlerinde sabit yıldızlar eşit mesafede yani bir yuumlzyılda yaklaşık 1˚ kadar hareket etti Bu oran Ptolemaeus tarafından da accedilıkccedila belirtilmiş ve yazar tarafından yedinci oumlnermesinde tekrarlanmıştır Ancak buumlyuumlk bir matematikccedili olan yazar eşitliğin noktala-rını yani onuncu kuumlrenin ekliptiğinin ccedilemberlerinin ve onun isimlendirmesiyle titreme ccedilemberlerinin kesitlerini bilmediğinden yıldızların hareketleri başka yerde olduğundan daha eşit goumlruumlnemiyor46 oysa tersinin doğru olması gerekir Goumlruumlnen hareket en hızlı ve en yavaş halindeyken aynı hareket en ccedilok ve en az değiştiği haldedir Bunu kendi hipotezinden sisteminden ve onlara dayanan tablolardan ama oumlzellikle de tuumlm eşitli-ğin ya da titremenin devinimi iccedilin ccedilizdiği son tablodan47 hareketle goumlrmuumlş olmalıydı

Bu tabloda goumlruumlnen hareket oumlnceki hesaplamaya goumlre sadece İOuml 200rsquouuml takip eden yuumlzyıl iccedilin 49acute ve sonraki yuumlzyıl iccedilin 57acute olarak bulunur İS birinci yuumlzyıl boyunca yıldızlar 1˚6acute ve ikinci yuumlzyılda ise 1˚15acute kadar hareket etmiş olmalıydı Dolayısıyla

44 Samoslu Aristarchus (İOuml 310-230) evrenin merkezine yeryuumlzuumlnuuml değil Guumlneşrsquoi yerleştiren ilk astro-nomdur

45 İskenderiyeli Timocharis (İOuml 320-260) goumlk goumlzlemleriyle bilinen en oumlnemli Eskiccedilağ astronomların-dan biridir

46 Bkz 13 Oumlnerme47 Bu tablo Wernerrsquoin 30 Oumlnermersquosinin sonunda bulunur

Wernerrsquoe Karşı Mektup 161

eşit zaman dilimlerinde hareketler birbirini takiben 16˚den biraz az oranda artmıştır Eğer herbir doumlnemdeki iki ccedilağ hareketini toplarsanız ilk aralık iccedilin toplam 15˚den daha fazla oranla 2˚ kadar azalacak ikinci aralık iccedilin toplam 14˚ oranla 2˚ artacaktır Bu yuumlzden eşit doumlnemlerde sonraki hareket oumlncekini yaklaşık 34acute kadar aşacaktır oysa yazarın daha oumlnce Ptolemaeusrsquoa dayanarak soumlylediği gibi sabit yıldızlar bir yuumlzyılda 1˚ hareket etmiştir Oumlte yandan onun bahsettiği aynı ccedilemberler yasasına goumlre sekizinci kuumlrenin en hızlı hareketinde olan şudur İS 600-100 yıllarıyla ilgili olan aynı tablo-da da goumlruumllebileceği gibi goumlruumlnen harekette 400 yıl boyunca sadece 1acutersquolık değişim bulunur benzer şekilde en yavaş harekette İOuml 2000rsquoden itibaren 400 yıl bulunur Bu durumda yukarıda bahsettiğimiz eşitsizliği belirleyen yasa şudur titremenin bir yarım ccedilemberinde en yavaş halden en hızlı hale geccedilen goumlruumlnen hareket suumlrekli olarak hızlanır ve diğer yarım ccedilemberde en hızlı halden en yavaş hale geccedilen hareket oumlnceki hızını suumlrekli olarak kaybeder En buumlyuumlk hız artışı ve azalması eşitlik noktalarında ccedilapa goumlre zıt olarak gerccedilekleşir Dolayısıyla birbirini izleyen iki eşit zaman diliminde eşit goumlruumlnen hareket bulunamaz biri diğerinden daha hızlı ya da daha yavaş olur Bunun tek istisnası hız ve yavaşlık noktalarında olur buralarda hareketler diğer tarafa eşit yaylar uumlzerinden eşit suumlrelerde geccediler karşı tarafa geccedilerken hızları artarak ya da azalarak birbirleriyle eşitlenirler Dolayısıyla Ptolemaeusrsquotan oumlnceki 400 yıl boyunca hareket her daim ortalama değil aksine en yavaş haldeydi Daha yavaş bir hareket olduğunu savunmak iccedilin de herhangi bir neden goumlrmuumlyorum zira buguumlne dek boumlyle bir harekete ilişkin bir kanıtımız olmamıştır Timocharisrsquoten oumlnce sabit yıldızlarla ilgili yapılmış bir goumlzlem yoktur Ptolemaeusrsquoun da yoktu En hızlı hareket zaten gerccedilekleştiğinden doğal olarak Ptolemaeusrsquola aynı yarı ccedilemberde değiliz Bizim yarı ccedilemberde hız azalır ve kuumlccediluumlk parccedilası bile gerccedilekleşmemiştir Bu yuumlzden yazarın bu varsayımlarla eskilerin kaydedilen goumlzlemlerine yaklaşamaması ve temel duumlşuumlncesinde 14˚ ya da 15˚ hatta 12˚ ve daha fazla hata yapmış olması şaşırtıcı değildir Bununla birlikte Ptolemaeus hiccedilbir yerde bize sabit yıldızların hareketiyle ilgili hatasız bir accedilıklama sunmaya ccedilabaladığı yerdekinden daha dikkatli bir analiz yapıyor goumlruumlnmez Tuumlm devinimi oluşturmasının gerektiği analizinin sadece kuumlccediluumlk bir kısmında başarılı bir sonuca ulaşabilmiştir Kavranması zor da olsa bir hata engin bir alana girdiğinde alınacak sonucu oumlnemli oumllccediluumlde etkileyebilir Dolayısıyla Aristarchusrsquou ccedilağdaşı olan İskenderiyeli Timocharisrsquoe ve Bithynialı Agripparsquoyı da48 Romalı Menelausrsquoa49 katıyor goumlruumlnuumlr boumlylece buumlyuumlk farklarla birbirlerinden ayrıldıkları halde bunları birbirleriyle uyumlu hale getirdiğinde ziyadesiyle kesin ve sorgulanmaz bir kanıt elde etmiş olur Buumlyuumlk adamlar tarafından ya da en azından ccedilok daha zor olan başka problemleri ccedilouml-zen ve bir deyişte de geccediltiği uumlzere adeta onlara bitirici dokunuşu yapan Ptolemaeus tarafından boumlyle buumlyuumlk hatalar yapılmasına inanmak zordur

48 Agrippa (İS birinci yuumlzyıl) Ptolemaeusrsquoun bahsettiği 92 yılındaki goumlzlemle bilinir49 Ptolemaeus esasta İskenderiyeli olan Menelausrsquoun (İS 70-140) 98 yılındaki iki goumlzleminden bahseder

162 Nicolaus Copernicus

Yine yazar hiccedilbir yerde yirmi ikinci oumlnermesinde ama oumlzellikle de sonraki so-nuccedilta olduğu kadar budala goumlruumlnmuumlyor Zira kendi ccedilalışmasını oumlvmek maksadıyla iki yıldızla Arista Virginis50 ve Scorpiorsquonun51 tepesindeki uumlccedil yıldızdan en kuzeyde olanıyla ilgili olarak Timocharisrsquoi tenkit ediyor bahane olarak da Timocharisrsquoin hesap-larından ilk yıldızla ilgili olanının eksik ikinci yıldızla ilgili olanın ise fazla ccedilıktığını soumlyluumlyor52 Oysa yazar burada ccedilocukccedila bir hata yapıyor Zira Timocharisrsquoin ve aynı şekilde Ptolemaeusrsquoun yaptığı hesaba goumlre iki yıldız uzaklık bakımından birbirinden farklıdır bu farklılık eşit zaman aralığına goumlre 4˚20acutersquodır bu yuumlzden hesabın sonucu uygulamada aynıdır Buna karşın yazar Timocharisrsquoin Scorpiorsquonun 2˚rsquosinde bulduğu yıldızın konumuna 4˚7acute eklenmesinin muhtemelen Ptolemaeusrsquoun yıldızı bulduğu konum olan Scorpiorsquonun 6˚20acutersquosını vermeyeceğini goumlz ardı ediyor Aksine aynı tutar 26˚40acutersquodan ccedilıkarıldığında Aristarsquonın konumu Ptolemaeusrsquoa goumlre 22˚20acutersquoyi vermez asıl sonuccedil 22˚32acutersquodir Dolayısıyla yazar duumlşuumlnuumlyor ki birinci durumda hesaplama toplamda eksiktir aynı toplamdan oumltuumlruuml ikinci durumda da fazlalık vardır oysa bu duumlzensizlik goumlzlemlerden kaynaklanmaktadır tıpkı Atinarsquodan Thebaersquoa giden yolun Thebaersquodan Atinarsquoya giden yoldan farklı olması gibi Dahası aynı rakamı iki durumda da eklese ya da ccedilıkarsaydı eşitlik mantığının gerektirdiği uumlzere iki durumda da toplamı aynı bulmuş olmalıydı

Ayrıca Timocharis ile Ptolemaeus arasında gerccedilekte 443 yıl yoktu53 başta da soumly-lediğim gibi 432 yıl vardı Aralık daha az olduğundan farklılık da daha az olmalıdır dolayısıyla yazar yıldızların goumlzlemlenen hareketinden sadece 13acute değil 13˚ kadar da ayrılır Adı geccedilen eski goumlkbilimcilerin kayıtlarının guumlvenilir olmadığını soumlylediğinde bize kendi goumlzlemlerinin de guumlvenilmez olduğu sonucundan başka ne bırakıyor

Sekizinci kuumlrenin boylamındaki hareket iccedilin ccedilok konuştum Yukarıdaki değer-lendirmelerden sapma hareketiyle ilgili ne duumlşuumlnmemiz gerektiği kolayca anlaşıla-bilir Yazar kendi adlandırmasıyla iki titremeyi birbirine karıştırıyor ikinciyi ilkinin uumlzerine yığıyor54 Ancak temel burada ccediloumlkertildiğine goumlre kaccedilınılmaz olarak uumlzerine inşa edilen bağsız ve zayıf yapı da soumlker Peki sonuccedil olarak sabit yıldızlar kuumlresinin hareketiyle ilgili duumlşuumlncem nedir Goumlruumlşlerimi başka bir yerde yayınlamak istediğim-den bu mektubu daha da uzatmanın gereksiz ve yersiz olduğunu duumlşuumlnuumlyorum Bu ccedilalışmayla ilgili duumlşuumlncemi talep etmiştiniz bu talebini karşılayabildiysem bu kadarı yeter Haşmetmeaplarına sağlık ve iyi bir talih dilerim

NİCOLAUS COPERNİCUSFrauenburg 3 Haziran 1524

50 Spica ve Tuumlrkccedilede Mızraksız Simak olarak da bilinen yıldız51 Akrep52 Bkz 22 Oumlnermersquonin sonucu53 Bkz 22 Oumlnerme54 Bkz 18 Oumlnerme

Wernerrsquoe Karşı Mektup 163

KAYNAKLAR

Baranowski J ed Nicolai Copernici Torunensis De Revolutionibus Orbium Coelestium Libri Sex Warsaw 1854

Copernicus Nicolaus Goumlksel Kuumlrelerin Devinimleri Uumlzerine Translated by C Cengiz Ccedilevik İstanbul İş Kuumlltuumlr Yayınları 2010

ndashndashndashndash ldquoNicolaus Copernicusrsquoun Goumlksel Hareketlere İlişkin Kendisi Tarafından Geliştiri-len Hipotezlere Dair Kısa Accedilıklamasırdquo Translated by C Cengiz Ccedilevik Kutadgubilig 16 (2009) 227-252

Curtze M ed Mitteilungen des Coppernicus-Vereins fuumlr Wissenschaft und Kunst zu Thorn 1 Osnabruumlck 1878

Czartoryski P ed Rosen E trans Nicholas Copernicus Minor Works London The Mac-millan Press 1985

Dreyer J L E ed Tychonis Brahe Opera Omnia IV amp VII Copenhagen 1922 amp 124Gassendi P Thill O The Life of Copernicus (1473-1543) The Man Who Did Not Change

the World Xulon Press 2002Hipler F ed Spicilegium Copernicanum Braunsberg 1873Kuhn Thomas S Kopernik Devrimi Batı Duumlşuumlncesinin Gelişiminde Gezegen Astronomisi

Translated by H Turan D Bayrak S K Ccedilelik Ankara İmge Kitabevi 2007Prowe L ed Nicolaus Coppernicus II Berlin 1883-1884Rosen Edward ed amp trans Three Copernican Treatises The Commentariolus of Copernicus

The Letter Against Werner The Narratio Prima of Rheticus New York Octagon Books 1971

BACONrsquoIN DE SAPIENTIA VETERUMrsquoUNDA MİTLERİNPOLİTİK YORUMU UumlZERİNE BİR İNCELEME

Melike Ccedilakan

A READING OF POLITICAL INTERPRETATION OF THE MYTHS IN BACONrsquoS DE SAPIENTIA VETERUM

OumlZBu ccedilalışma Francis Baconrsquoın (1561-1626) De Sapientia Veterum (Eskilerin Bil-geliği Uumlzerine) adlı eserindeki mitlerden politik olanlarını incelemektedir Ba-con De Sapientia Veterumrsquonin oumlnsoumlzuuml iccedilin kaleme aldığı metnin hemen başında mitolojideki kıssaların ldquoadeta duvaklardquo oumlrtuumlluuml olduğunu ve bu duvak kaldırıldı-ğında altından eskilerin kayıp bilgeliğinin ccedilıkacağını iddia eder eser boyunca verdiği oumlğuumlt ve analizlerle bir nevi bunu kanıtlamaya ccedilalışır Baconrsquoa goumlre mitler iki amaccedil iccedilin kullanılır gerccedileği gizlemek ya da gerccedileği daha goumlruumlnuumlr kılmak De Sapientia Veterumrsquode aldığı mitleri ikinci amacı iccedilin yazar Bununla birlik-te Baconrsquoın diğer eserlerinde de mitolojik oumlğelere rastlamaktayız Bu yuumlzden De Sapientia Veterumrsquodaki politik bağlamda ele alınan mitolojik oumlğeleri hem Baconrsquoın şahit olduğu ve bildiği tarihsel oumlrnekleri hem de diğer eserlerindeki benzer yaklaşımlarını goumlz oumlnuumlnde tutarak değerlendiriyoruzAnahtar Kelimeler Francis Bacon De Sapientia Veterum Eskilerin Bilgeliği Uumlzerine Mit Politika İngiltere

ABSTRACTThis study aims to discuss mythsmdashin particular political relatedmdashfrom Francis Baconrsquos (1561-1626) De Sapientia Veterum (The Wisdom of the Ancients) In the preface of De Sapientia Veterum Bacon writes that the myths of antiquity are covered with veil and if someone dares to lift it up one can find the lost wisdom

Kutadgubilig Felsefe-Bilim Araştırmaları Mart 2017 Sayı 33 s 171-190

Yeditepe Uumlniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Yuumlksek Lisans mezunu (melikecakanngmailcom) Yazı geliş tarihi 02012017 kabul tarihi 06032017

172 Melike Ccedilakan

of the ancients Throughout the work he tries to prove this point According to Bacon there are two main reasons of using myths to hide truth or to show truth He writes his interpretations to show truth In addition to De Sapientia Veterum Bacon uses mythological factors in his other works such as the Essays and the Advancement of Learning Therefore while discussing the mythological factors in De Sapientia Veterum his other works as well as his own experiences and observations will be used Keywords Francis Bacon De Sapientia Veterum Wisdom of the Ancients Myths Politics England

1 Giriş De Sapientia Veterum uumlzerine

De Sapientia Veterum1 (Eskilerin Bilgeliği Uumlzerine) ilk defa 1609 yılında duodecimo2 formunda Latince olarak yayımlanır Francis Baconrsquoın eseri Latince yayımlamasının iki nedeni vardır İlki onun İngilizcenin geleceğine olan guumlvensizliği ikincisiyse eserine okuyucu kitlesi olarak Avruparsquodaki entelektuumlel zuumlmreyi hedeflemesidir Bacon De Sapientia Veterumrsquou Elizabeth doumlnemi politikasının bilindik isimlerinden Robert Cecilrsquoe Earl of Salisbury3 ve kardeşiyle birlikte eğitimini tamamladığı Cambridge Uumlniversitesirsquone4 ithaf eder Bacon bu atıfta De Sapientia Veterumrsquoun tamamıyla felsefi bir metin olduğunu Cecilrsquoi asla guumlcendiremeyeceğini Cambridge Uumlniversitesirsquone atfedilen her şeyin rektoumlruuml olduğu iccedilin ona da atfedilebileceğini hatta metnin ona

1 De Sapientia Veterum Baconrsquoın yaşamı boyunca İngilizce ve İtalyanca ccedilevirilerinin yanı sıra iki kez yeniden baskı yapar Bu kitabın onun doumlneminde popuumller olduğunun bir goumlstergedir Kendisi de yakın arkadaşı Tobie Matthewrsquoe yazdığı bir mektubunda buna değinir ldquokuumlccediluumlk kitabım duumlnya ccedilapında yankı uyandırdırdquo (Jardine amp Stewart 309) Ccedilalışma boyunca Baconrsquodan yapılan tuumlm alıntılar iccedilin ldquo(Eds) J Spedding R L Ellis D D Heath The Works of Francis Bacon 14 Cilt London Longman amp Co 1857-74rdquo kuumlnyeli ccedilalışma kullanılmıştır Ccedilalışma iccedilinde Works kısaltması ile verilmiştir Roma rakam-ları cilt sayısını bildirmektedir İlk baskısı Latince olduğu iccedilin alıntılar aslına goumlre alınacak ccedilevirileri dipnotta belirtilecektir ccedilalışmanın iccedilinde geccedilen mitolojik karakterlerin isimleri de Latince aslına goumlre alınacaktır Ccedilalışma boyunca Latince alıntılarda ve klasik metinler uumlzerindeki bilgisini esirgemeyen klasik filolog C Cengiz Ccedilevikrsquoe şuumlkran borccedilluyum

2 I Elizabeth doumlneminde matbaada sıklıkla kullanılan bir kacircğıdın on iki sayfaya katlanmasıyla meyda-na getirilen A5 boyutunda (13cm x 20cm) bir baskı tuumlruuml

3 Robert Cecil (1562-1612) I Elizabethrsquoin başdanışmanı olan William Cecilrsquoin oğludur Aynı zamanda Baconrsquoın anne tarafından birinci derece kuzenidir Cecil hem Hazinedacircr (Lord High Treasurer of Eng-land) hem de Cambridge Uumlniversitesirsquonin rektoumlruumlduumlr Elizabeth saray hayatının en oumlnemli ailelerinden olan Cecil aynı zamanda en buumlyuumlk iki politik taraftan biridir Zamanında Bacon William Cecilrsquoin politik kutsamasını almak iccedilin ccedilok uğraşmış fakat bir tuumlrluuml onun sevgisini yahut ilgisini ccedilekememiştir Bunun uumlzerine Bacon diğer buumlyuumlk politik taraf olan Earl of Essexrsquoin yanında yer almıştır

4 Bacon kardeşi Anthony Bacon (1558-1601) ile birlikte eğitimini Trinity College Cambridgersquode ta-mamlamıştır

Baconrsquoın De Sapientia Veterumrsquounda Mitlerin Politik Yorumu Uumlzerine Bir İnceleme 173

atfedildiği iccedilin daha da değerli olduğunu yazar (Works VI 689) De Sapientia Veterumrsquoun oumlnsoumlzuumlnde mitolojideki hikayelerin ldquoadeta duvaklardquo (tanquam velo)5 oumlrtuumlluuml olduğunu iddia eder bu oumlrtuuml kaldırılsa altından eskilere ait bilgeliğin ccedilıkacağını yazar Eser iccedilinde ele aldığı otuz bir mitte de eski bilgelikleri listelemeye onlardan guumlnuumlmuumlze doumlnuumlk dersler ccedilıkartmaya krallara doumlnuumlk oumlğuumltler vermeye ccedilalışır6

Bacon mitlerin din ile olan ilişkilerindense insanlık ve insan bilgeliği ile ilgili olan ilişkine dikkat ccedilekeceğini soumlyler ccediluumlnkuuml ona goumlre bu metni ele almasındaki sebep eski ccedilağlara duyduğu hayranlık değildir asıl ilgilendiği şey hikacircyelerin nasıl anlatıldığı ve eski ccedilağlardaki mitolojik karakterlerin guumlnuumlmuumlz yaşamına ne kadar uygun olduğudur (Works VI 698) Bacon mitlerin iki amaccedil iccedilin yazıldığını iddia eder ya gerccedileği gizlemek (ya da oumlrtmek) ya da gerccedileği daha goumlruumlnuumlr kılmak Bacon ikinci amaccedil iccedilin mitleri yeniden ele alır aynı zamanda bu mitlerin birer oumlğretme-oumlğrenme metodu olduğunu soumlyler (Works VI 699) Oumlnemli bir Bacon uzmanı olan James Spedding 19yuumlzyılda yazdığı oumlnsoumlzde kitabın modern okur iccedilin en az Essays or Councils Civil and Moral7 (Denemeler) kadar eğlenceli ve oumlğretici olduğunu yazar (Works VI 609) bunu biraz da Baconrsquoın uumlslubuna bağlar ccediluumlnkuuml Bacon duumlşuumlncelerini ve goumlzlemlerini aktarırken didaktik bir dil kullanmak yerine daha objektif bir dil seccediler bu da ona bir tuumlr zamansızlık kazandırır Speddingrsquoin bu satırları 19yuumlzyılda yazdığı duumlşuumlnuumlluumlrse aradan geccedilen iki yuumlz yıllık zaman Baconrsquoın kelimelerini eskitememiştir

Bacon mesleki konularda ndashhukuk ve politikandash yazmadığı zamanlarda yalnızca bilimsel gelişimi hedefleyen yazılar kaleme almıştır bu yuumlzden Brian Vickers Baconrsquoın eserlerini edebi felsefi gibi ayrı tuumlrler altında yazmadığını iddia eder (Francis Bacon and Renaissance Prose 53) Baconrsquoın benzer konuları farklı eserlerinde yeniden ele alışında ya da eserlerini suumlrekli olarak genişletip geliştirerek yeniden yayınlamasında da bu guumlduuml hacirckimdir Nitekim bu ccedilalışmada da goumlruumlleceği gibi De Sapientia Veterum accedilıklanırken Essays ve Advancement of Learning metinleri başta olmak uumlzere diğer felsefe eserlerine goumlndermeler yapmaktadır Başka bir deyişle Baconrsquoın eserlerini bir buumltuumlnuumln zaman zaman tekrarlayan parccedilaları olarak değerlendirmek metinlerinin anlaşılmasında yardımcı olacaktır Bununla birlikte bu buumltuumlnluumlğuumln değerlendirilmesinde ndashdiğer eserlerinde de olduğu gibindash Baconrsquoın kişisel deneyimleri de buumlyuumlk oumlnem taşır Bacon bazı mitleri doumlnemin politik durum ve olaylarına ilişkin yorumlarının hareket noktası olarak belirler ve yine krallara mitler aracılığıyla oumlğuumltler verir Guumlncelliğini korumasının metnin temel karakteristiği olduğunu duumlşuumlnen Speddingrsquoe goumlre (Works

5 Bacon bu benzetmeyi başka eserlerinde de aynı bağlamda kullanır Bkz De Augmentis Scientiarum 2 VII 146 De Principiis Atque Originibus III 87

6 Works VI 625 Ayrıca bkz Farrington 717 Essays or Councils Civil and Moral 1597 1612 ve 1625 yıllarında olmak uumlzere 3 ayrı edisyona sahip-

tir En yetkin ve gelişmiş edisyon oumlluumlmuumlnden bir yıl oumlnce yayımladığı 1625 yılına aittir Bacon her geccedilen edisyonla birlikte yeni denemeler eklemiştir toplamda 58 deneme ile neticelenmiştir Metinde bu eserden verilecek alıntılar iccedilin Works VI kısaltması kullanılacaktır

174 Melike Ccedilakan

VI 609) sosyal ahlaki ya da felsefi konularda ele alınan mitlerin Baconrsquoın kişisel goumlruumlş ve goumlzlemleriyle bir araya gelince zaman sınırı olmayan evrensel oumlğuumltlere doumlnuumlşmesi şaşırtıcı değildir

Tom van Malssen Baconrsquoın bu eseri iccedilin felsefi politik eserleri iccedilinde kronolojik olarak ikinci ama oumlnem bakımından birinci sırada olduğu yorumunda bulunur (The Political Philosophy of Francis Bacon 48) Malssenrsquoa goumlre eser Baconrsquoın ilk ve tek teolojik-politik metnidir felsefenin De Sapiantia Veterumrsquou muumlkemmelleştirerek politikaya geri verdiğini iddia eder (age 49) Fakat eser aynı zamanda ezoterik olarak yorumladığı iccedilin8 politik kısmı uumlzerinde ccedilok fazla ccedilalışılmamıştır Bu ccedilalışmanın amacı Baconrsquoın De Sapientia Veterumrsquoda politik ccedilerccedilevede ele alarak yorumladığı mitleri incelemektir Toplamda otuz bir mit bulunan eserde politikayla ilgili olan yedi mitndash(1) ldquoCassandra sive Parrhesiardquo (30) ldquoMetis sive Consiliumrdquo (7) ldquoPerseus sive Bellumrdquo (3) ldquoCyclopes sive Ministri Terrorisrdquo (2) ldquoTyphon sive Rebellisrdquo (5) ldquoStyx sive Foederardquo (8) ldquoEndymion sive Gratiosusrdquondashseccedililerek hem teorik hem de guumlncel politika bağlamında ele alınacaktır Bu mitlerden ilk ikisi konularının benzerliğinden oumltuumlruuml birlikte diğer mitler ise ayrı ayrı incelenecektir oumlnce mitlerin oumlzetleri ardından analizleri verilecektir

2 Mit ve Politika

21 Cassandra ve Metis Nasihat

Bacon De Sapientia Veterumrsquoda iki miti nasihat konusuna ayırmıştır Birincisi Troialı Cassandra (1 ldquoCassandra sive Parrhesiardquo) uumlzerine ikincisi ise titan Metis (30 ldquoMetis sive Consiliumrdquo) uumlzerinedir Birinci mite goumlre tanrı Apollon Troiarsquonın seccedilkin kadınlarından olan Cassandrarsquoya aşık olur bir tanrı olarak kendisinden uumlstuumln olsa da yine de karşı cins karşısında aşkının yeterli olmadığını anlamış olacak ki ona bir insanın kolay kolay reddedemeyeceği bir armağan sunar Bu armağan kehanet (divinatio) yeteneğidir Ancak Cassandra armağanı alır almaz Apollonrsquoun talebini reddeder Bunun uumlzerine Apollon verdiği armağanı geri almaz (ya da alamaz) karşılıksız kalan aşkının bedelini ona başka bir ceza vererek oumldetmek ister Buna goumlre Cassandra kendisine bahşedilen kehanet yeteneğiyle geleceği ldquodoğru bir şekilderdquo goumlrebilecekse de kimse ona inanmayacaktır Oumlrneğin Troiarsquonın yıkımını oumlnceden goumlruumlp soumlylemişse de hiccedilbir Troialırsquoyı buna inandıramamıştır

Baconrsquoın De Sapiantia Veterumrsquoa ldquoparrhesiardquo yani ldquoaccedilık soumlzluumlluumlkrdquo alt başlığıyla başlaması bile onun felsefeci kimliğini politik yorumcu kimliğiyle değiştirdiğini goumlsterir Cassandra miti Baconrsquoa ldquonasihatlerin yersiz ve yararsız oumlzguumlrluumlğuuml ile

8 Karş White Antiquity Forgot 109

Baconrsquoın De Sapientia Veterumrsquounda Mitlerin Politik Yorumu Uumlzerine Bir İnceleme 175

nasihatccedililerin bitik oumlzguumlrluumlğuumlnuumlrdquo9 anımsatır Mitten farklı olarak nasihatccedililer tanrı tarafından cezalandırılmamıştır Apollonrsquoun temsil ettiği uyuma teslim olmayı reddedecek oumllccediluumlde dediğim dedik ve sert mizaccedillı oldukları iccedilin10 meselelerde oumllccediluumlyuuml ve sınırı konuşmalarındaki tonu kesin mi yoksa ağdalı bir dil mi kullanacaklarını avamın mı yoksa uzmanların mı kulaklarına sesleneceklerini ve ne zaman konuşup ne zaman susmaları gerektiğini bilmezler Baconrsquoa goumlre boumlyle nasihatccedililer ne kadar bilge ve oumlzguumlr nasihatleri de ne kadar sağlam ve iyi olursa olsun ikna ccedilabaları boşa ccedilıkar hatta nasihat verdikleri kişilerin yıkımlarını hızlandırırlar Bacon bu noktada eski Romarsquodan oumlrnek verir Uticalı Marcus Catorsquonun Pompeius ile Julius Caesar arasındaki iccedil savaş sırasında takındığı tavrı anımsatarak adeta onunla Cassandra arasında bir analoji kurar Baconrsquoa goumlre Cato da uumllkenin ccediloumlkuumlşuumlnuuml hızlandırmıştır Bu bağlamda Bacon Cicerorsquonun Catoyla ilgili tespitine yer vererek bu boumlluumlmuuml bitirir ldquoCato en iyi şekilde duumlşuumlnuumlyor ancak bazen devlete zarar veriyor Romulusrsquoun posasında değilmiş de Platonrsquoun devletindeymiş gibi konuşuyorrdquo11

Burada iki sorun belirmektedir Birincisi Cassandra mitine ilişkin hiccedilbir aktarımda ve Baconrsquoın aktarımında Cassandrarsquonın geleceğe doumlnuumlk doğru ccedilıkan oumlngoumlruumllerinin Troiarsquonın yıkılışını hızlandırdığı soumlylenmemektedir dahası bu varsayım oumlykuumlnuumln akışı ve genel olarak Troia miti duumlşuumlnuumllduumlğuumlnde alakasız goumlruumlnmektedir Zira Cassandrarsquoyla ilgili aktarımlar genelde iki şekildedir Birincisi burada bahsedilen oumlykuumlnuumln daha kapsamlı halidir buna goumlre tapınakta uyuyakalmış olan Cassandra tanrı Apollon tarafından taciz edilir Apollon kehanet ilmini armağan ettiği halde kendisiyle birlikte olmayan Cassandrarsquoyı tek bir oumlpuumlcuumlğe ikna eder ama bu bir tuzaktır oumlpuumllmeyi bekleyen kızın ağzına tuumlkuumlruumlr12 İkinci aktarıma goumlreyse Troia kralı Priamusrsquoun karısı olan kraliccedile Hecuba bir şenlik sırasında bebek Cassandrarsquoyı Helenusrsquola birlikte Apollon tapınağında unutur Tapınağa doumlnduumlğuumlnde yılanların bebekleri yaladığını goumlruumlr anlatılana goumlre Cassandrarsquonın kacirchinlik ayrıcalığı buradan gelir13

9 ldquode intempestiva et inutili libertate consiliorum et monitorum confictardquo (Works VI 629)10 Brumblersquoın soumlzluumlğuumlnde (ldquoCassandrardquo maddesi) buradaki metnin yanlış okumasına dayanan sorunlu

bir değerlendirme vardır Yazara goumlre Bacon Cassandrarsquoyı ldquoUyumrsquoun tanrısı olan Apollonrsquoun sundu-ğu bilgilere kendisini kaptırmayacak kadar kendi aklıyla gurur duyanrdquo (devamı yukarıdaki metinde ldquomeselelerderdquo diye başlayan kısımla aynı) biri olarak tasvir eder Burada iki sorun vardır Birincisi Baconrsquoın buradaki aktarımında ldquoqui enim ingenio suntrdquo şeklinde başlayan ilgi yan cuumlmlesiyle tasvir edilmiş kişi Cassandra olamaz zira ilgi zamiri eril olmakla birlikte (qui) yuumlklemi de ccediloğuldur (sunt) Bacon cuumlmlenin akışından da anlaşılacağı uumlzere burada nasihatccedilileri tasvir etmektedir ldquomonitorum quirdquo İkinci sorun ise şudur Bahsi geccedilen kişiler akıllarıyla gurur duyan değil ldquodediğim dedik ve sert mizaccedillırdquo (ingenio pervicaci et aspero) oldukları iccedilin nasihatle ilgili olumsuz durumlara yol accedilmak-tadır Aynı yazarın aktarımında da geccediltiği uumlzere Lemmi (191-192) Baconrsquoın Cassandra figuumlruumlnuuml Ovi-diusrsquoun Oenonersquosi (Heroides 5115-120) ile Chaucerrsquoin Troylusrsquouyla (Troylus and Criseyde 51513-1519) aynı duumlzlemde değerlendirmek istediğini soumlyler

11 ldquoCato optime sentit sed nocet interdum Reipublicae loquitur enim tanquam in Republica Platonis non tanquam in faece Romulirdquo Bkz Cicero Att 218

12 Bkz Hyginus Fabula 93 Apollodorus 3125 Servius In Vergilii Aeneidos 224713 Bkz Pseudo-Apollodorus 1911

176 Melike Ccedilakan

İkinci sorun Catorsquonun Romarsquoda takındığı politik tavrın ndashsonuccedillarıyla birliktendashtuumlmuumlyle Baconrsquoın yansıttığı gibi olup olmamasıyla ilgilidir Cato da Cassandra gibi oumlngoumlruumlleriyle devletinin yıkımını mı hızlandırmıştır yoksa bu tarihsel oumlykuumldeki tek roluuml başından itibaren farkında olduğu ve oumlngoumlrduumlğuuml bir yıkımı dile getirmiş olmasıyla ve buna direnmesiyle mi sınırlıdır Plutarchusrsquoun aktarımına baktığımızda diğer birccedilok aristokrat Romalı gibi Cato da ldquobaşından itibarenrdquo Caesarrsquoın popuumllist iccedilerikli etkileyici konuşmaları ve eylemleriyle mevcut politik rejim iccedilin bir tehdit unsuru olduğunun farkındadır14 Aralarındaki politik ccedilekişmeler temelde Catorsquonun bu oumlngoumlruumlsuumlne dayanıyor olabilir Bu noktada Plutarchus gibi evlilik bağıyla Caesar ile akraba olmayı reddedip Pompeiusrsquoun aynı bağla Caesarrsquoın akrabası olmasına izin vermesi15 Caesarrsquoın topraksız yoksul halk kesimine doumlnuumlk popuumllist toprak politikası geliştirmiş olmasından rahatsızlık duyup Senatusrsquou harekete geccedilirmeye ccedilalışması16 Senatusrsquota Caesarrsquoa doumlnuumlk sempatiyi ortadan kaldırmaya ccedilalışması hatalı bir oumlngoumlruumlnuumln neticeleri olarak değerlendirilip sonraki politik etkileri bağlamında devletin yıkımını hızlandıran birer etken olarak goumlruumllebilir mi Ancak son kertede Catorsquonun Caesarrsquoa karşı goumlsterdiği direniş ve kendisini karşı tarafta konumlandırması onu politik zeminde yalnızca oumlngoumlruuml sunan değil aynı zamanda oumlngoumlruumllerinin gereğini yerine getiren politik bir aktivist kılar Caesarrsquoın Pharsalus Savaşırsquonda kazandığı zaferle Romarsquoda neredeyse tek adam konumuna ulaşması uumlzerine Catorsquonun kılıcına eğilerek intihar etmesi ve otokrasiye karşı direnccedil ve cesaretin temsili olması da17 bu durumun bir kanıtıdır Dahası Caesarrsquoın iktidarı ele geccedilirmesi Troiarsquonın yıkılması tuumlruumlnden bir devlet yıkımıyla eş tutuluyorsa ki burada boumlyle bir sonuca varılıyor bu durumda Cato oumlngoumlruumlleri dinlenmemiş Cassandrarsquoyla değil yıkımı oumlnlemeye ya da geciktirmeye ccedilalışan Hector ve diğer Troialı savaşccedilılarla bir tutulmalıdır

Bacon Cicerorsquodan alıntıladığı Cato oumlrneğini başka bir eserinde ndashAdvancement of Learning (Works III 278)ndash de kullanır Bağlamda hakkında okuma yapılan doumlnemlerin yaşanan doumlnemlerden oumlğretilen yuumlkuumlmluumlluumlklerin de deneyimlenen yuumlkuumlmluumlluumlklerden daha iyi olduğunu soumlyler Metinde verilen bir oumlrneğe goumlre Solon kendisine vatandaşlara en iyi yasaları verdiği soumlylendiğinde ldquosadece onların kabul edebileceği kadar iyi yasalar verdiğinirdquo soumlylemiş Platon da uumllkesindeki yozlaşmışlığı gerekccedile goumlstererek boumlyle bir durumda devlet memurluğunu kabul edemeyeceğini soumlylemiştir18 Aynı yerdeki bir diğer oumlrneğe goumlre Caesarrsquoa ldquohalihazırda sahtekacircrlıktan oumltuumlruuml niteliklerinin bozulduğu

14 Plutarchus Cato Minor 223-231 15 Plutarchus Cato Minor 30616 Plutarchus Cato Minor 26117 Bu konuyla ilgili olarak bkz Suetonius Julius Caesar 14 19 20 30 53 Augustus 13 85 8718 Bkz Platon Epistulae Z 3331 ve P3316 Bacon guumlncel gerccedileklikten kopuk olmakla succedilladığı Pla-

tonrsquoun mevcut politik ortamı eleştirdiği iccedilin kurgusal bir devlet fikri geliştirdiğini goumlz ardı etmektedir Nitekim Platon Crito 51b2-10rsquoda filozofların oumlnce kendi uumllkelerindeki vatandaşları ya da devleti doğ-runun ne olduğu konusunda eğitmesi gerektiğini soumlyler Socratesrsquoin meşhur savunması da aynı şekilde guumlncel politikaya doumlnuumlk bir eleştiri metni olarak okunabilir Bkz Malssen 53-54

Baconrsquoın De Sapientia Veterumrsquounda Mitlerin Politik Yorumu Uumlzerine Bir İnceleme 177

kurumları eski halleriyle karıştırmamasırdquo gerektiği konusunda bir nasihat verilmiş Bacon bu nasihatin ardından burada uumlzerinde durduğumuz Cato oumlrneğini paylaşır ona goumlre bu iki durum oumlncekiler gibi ideal olarak sunulan ile gerccedilekte olanın karıştırılmasına oumlrnektir Aynı yerde bu oumlrneğin hemen ardından yine Cicerorsquonun ldquoerdemin oumlğretmenleri ve ustaları olanların [yani filozofların] yuumlkuumlmluumlluumlklerin sınırlarını doğanın olmasını istediğinden biraz daha uzun tuttuğurdquo19 youmlnuumlndeki şikacircyetini paylaşır Anlaşılan o ki gerek De Sapientia Veterumrsquoda gerekse Advancement of Learningrsquode bulunan Cicero alıntılarında genel itibariyle Platon ve Cato gibi duumlşuumlnuumlrlerin guumlncel politikaya doumlnuumlk gerccedilekccedili okuma yapamamaları ve dolayısıyla gerccedilekccedili faydalı nasihat verememeleri eleştirilmektedir20

Burada uumlzerinde duracağımız ikinci mitin adının (μῆτις) Yunancadaki anlamı ldquonasihatrdquo olan21 ve metinde consilium olarak geccedilen titan Metisrsquole ilgilidir Bu noktada consiliumrsquoun ldquonasihatrdquo yanında ldquonasihat verenrdquoi de imlediği dolayısıyla nasihat veren ldquomeclisrdquo ya da ldquodanışmanrdquo anlamında da kullanılabileceği hatırlanmalıdır Nitekim klasik mitolojide de Metis bu anlamlara uygun bir karakter olarak goumlruumlnuumlr Iupiterrsquoin kardeşleri olan diğer tanrı ve tanrıccedilaları kurtarıp titanlar ile tanrılar arasındaki savaşı başlatmadan oumlnce Idarsquodaki ccedilobanların arasında buumlyuumlduumlğuuml sırada Oceanus kıyısında yaşayan Metisrsquole karşılaştığı ve onun nasihati uumlzerine annesi Rhearsquoyı ziyaret ettiği anlatılır Metis sadece bu nasihati vermekle kalmaz aynı zamanda Iupiterrsquoe babasının kardeşlerini kusmalarını sağlayacak olan iksiri hazırlaması iccedilin yardım eder ona iksiri ballı şurupla karıştırmasını soumlyler22 Baconrsquoın De Sapientia Veterumrsquoda aktardığı Metis karakteri yukarıda oumlzetlediğimiz ldquonasihat verenrdquo Metis betimlemesine uygundur Bununla birlikte aşağıda inceleyeceğimiz bu mit Baconrsquoın Essays23 metninde nasihat konusunun daha detaylı bir şekilde irdelendiği yirminci denemede de (ldquoOf Counselrdquo) bulunur dolayısıyla iki metni birlikte değerlendirmek yararlı olacaktır

Bacon De Sapientia Veterumrsquoda Metisrsquoin anlamını aktarırken diğer yandan mitolojik figuumlr olarak Metisrsquoin Iupiterrsquoden24 hamile kalışını anlatır Ancak Iupiter Metisrsquoi doğurmadan oumlnce yutar boumlylece Metisrsquoin karnındaki bebek Iupiterrsquoin iccediline geccediler daha sonra bebek Iupiterrsquoin ldquokafasından ya da beyninden silahla donatılmış Pallas

19 Cicero Pro Murena 65 ldquoisti ipsi praeceptores virtutis et magistri videntur fines officiorum paulo longius quam natura vellet protulisserdquo (Metnin orijinaliyle kelime farklılıkları bulunsa da Baconrsquoın alıntısındaki anlam genel itibariyle aynıdır)

20 Karş Malssen 5321 Oumlrneğin bkz Homeros Iliad 732422 Hyginus Poetica Astronomica 213 Apollodorus 121 Hesiodos Theogonia 471 Bkz Graves Yu-

nan Mitleri 43 Tanrıların titanları yenmesiyle birlikte eril titanlar adeta esir duumlşer ve cezalandırılır buna karşın dişil titanlar Rhea ve Metis yaptıkları yardımdan oumltuumlruuml affedilir Bkz Graves Yunan Mit-leri 44

23 Works VI 36724 Iupiter Yunan mitolojisindeki Zeusrsquoun Romarsquodaki Latince karşılığıdır ccedilalışmamız boyunca bu ismiy-

le anılacaktır

178 Melike Ccedilakan

olarak doğarrdquo25 Baconrsquoa goumlre ldquotuhaf ve ilk duyulduğunda oldukccedila saccedilma gelen bu mit youmlnetimle ilgili bir sır barındırmaktadırrdquo26 Klasik mitoloji yorumlarında geccedilmeyen bu sır27 bir ilme işaret eder bu kralların otoritesi ile azametini sadece korumakla kalmayan aynı zamanda onları halkın goumlzuumlnde artırıp daha değerli kılan bir ilimdir Bacon bir ilim olarak goumlrduumlğuuml bu nasihat mekanizmasına oumlyle anlam yuumlkler ki kralların nasihatlere ve nasihat veren ilgili kurumlara olan bağlılığının eşlerin evlilik yatağına dayandırdığı bağ gibi olduğunu ileri suumlrer Krallar oumlnemli meselelerde danışmanlarına danışarak doğru karar alır ve boumlylece azametini korumuş olur Bacon ldquoOf Counselrdquo (ldquoNasihat Uumlzerinerdquo) denemesinde de aynı duumlşuumlnceyi savunur ona goumlre en bilge krallar nasihat dinlemeyi azametlerine goumllge duumlşuumlren değerlerini kuumlccediluumllten bir unsur olarak goumlrmeyenlerdir (Works VI 424) Dahası ldquoTanrı bile bundan muaf değildir aksine kutlu Oğlunun yuumlce isimlerinden birini Nasihatccedili yapmıştırrdquo28

Bununla birlikte De Sapientia Veterumrsquoda kralın nasihatlerinin danışmanlarının ağzından topluma accedilıklanmasına izin vermemesi gerektiği de soumlylenir zira boumlyle bir durumda toplum alınan kararın krala değil danışmanlara ait olduğunu goumlruumlr ve boumlylece kralın otoritesi ile azameti zarar goumlruumlr Bu yuumlzden yapılması gereken kralların Iupiterrsquoin Metisrsquoi yutarak Pallasrsquoı kendisinden doğurması gibi danışmanların nasihatlerini kendi kafalarından ccedilıkmış ldquokendi yargılarının ve bilgeliklerininrdquo29 eseriymiş gibi accedilıklamasıdır Baconrsquoa goumlre nasihate bağlı olarak alınan kararın mitteki karşılığının silahla donatılmış Pallas olması idam (executio) gibi guumlcuuml (potestas) gerektiren ve zorunluluk (neccesitas) iccedileren kararlara bir goumlndermedir

Denemede yukarıdaki accedilıklamadan daha fazlasının bulunduğunu soumlylemiştik Bu bağlamda nasihatlerin sakıncaları ve bu sakıncalardan kaccedilınma yolları uumlzerinde durulur Oumlrneğin kralların danışmanlarla yaptığı goumlruumlşmelerin gizli tutulması danışmanların nasihat verirken kendi ccedilıkarlarını oumlne almamaları kralın oumlzel hayatına karışmamaları ya da kralın bu tuumlr durumlara izin vermemesi kralların nasihat almakla kendilerini kuumlccediluumlk duumlşmuumlş hissetmemeleri gerektiği belirtilir Bununla birlikte Bacon denemenin sonunda kendi doumlnemindeki danışma kurulundan bahseder ve bu tuumlr kurulların belli politik konuların şiddetle muumlzakere edildiği değil daha ccedilok konuşulduğu bir yer olduğuna dikkat ccedileker Oumlrneğin İngiltere ile İskoccedilyarsquonın birleşmesini goumlruumlşen kurul boumlyledir30

25 ldquoex capite sive cerebro Palladem armatam peperisserdquo (Works VI 683)26 ldquohuius fabulae monstrosae et primo auditu insulsissimae sensus arcanum Imperii continererdquo (Works

VI 683)27 Gravesrsquoin de (49-50) aktardığı gibi tanrıccedila Pallasrsquoın doğumuyla ilgili anlatılardan birine goumlre toprak

ana Metisrsquoin doğuracağı erkek ccedilocuğun Saturnusrsquoun Coelumu Iupiterrsquoin de Saturnusrsquou devirdiği gibi babası olan Iupiterrsquoi devireceğini soumlylemiştir Iupiterrsquoin Metisrsquoi yutmasının temel gerekccedilesi budur Bkz Apollodorus 135-6

28 ldquoGod himself is not without but hath made it one of the great names of his blessed Son the Counsel-lorrdquo (Works VI 423)

29 ldquoex judicio et prudentia propriardquo (VI 683)30 I James İskoccedilya kralıyken İngiltere kraliccedilesi I Elizabethrsquoin oumlluumlmuumlyle (1603) İngiltere tahtına gelir

Baconrsquoın De Sapientia Veterumrsquounda Mitlerin Politik Yorumu Uumlzerine Bir İnceleme 179

Deneme kurul toplantılarındaki oturma duumlzeniyle ilgili bilgi vererek kurula getirilen bir eleştiriyle son bulur Bacon kurulun krala doğru tavsiyelerde bulunacağı yerde sadece kralı oumlvecek soumlzlerin sarf edildiğini soumlyler Ona goumlre bunun kurulun guumlvenilirliği iccedilin iyi olmadığını dile getirmeye gerek yoktur Bununla birlikte kralın kendisine bilhassa oumlğuumlt vermeleri iccedilin seccediltiği insanlardan oluşan gizli kurul (privy council) İngiliz politikası iccedilin buumlyuumlk oumlnem arz eder Bu kurul krala doğrudan oumlnerilerde bulunur ve seccedilime gerek duyulmadan salt kralın iradesiyle parlamentoda da yer alırdı I Elizabeth doumlneminde Baconrsquoın kişisel danışmanlık yaptığı Earl of Essex de bu kurulun bir uumlyesiydi Dolayısıyla Baconrsquoın fikirlerinin de dolaylı olarak bu kurulda dile getirilebildiğini duumlşuumlnebiliriz Bacon 1594 yılında kraliccedilenin kişisel hukuk danışmanlığına (learned counsel) atanır aynı goumlrevi 1604 yılında I James huumlkuumlmeti iccedilin de yerine getirir Bu goumlrevleri ve James huumlkuumlmetinde aldığı diğer goumlrevleri goumlz oumlnuumlne aldığımızda Baconrsquoın profesyonel yaşamında nasihatin yerinin ccedilok buumlyuumlk olduğunu iddia edebiliriz

En nihayetinde Baconrsquoın krallar ile danışmanları arasında idealize ettiği ilişki kralın orta yolu arayıp youmlnetiminde nasihat almak iccedilin bilgeleri tercih etmesi ve sadece onlara kendisiyle oumlzguumlrce konuşma hakkını tanıması gerektiğini duumlşuumlnen Machiavellirsquonin bu yaklaşımından ccedilok daha fazla politik gerccedilekccedililik iccedilerir Bununla birlikte iki duumlşuumlnuumlr kralın danışmanlarının bilgece nasihatlerden yararlanıp kararı kendisi almış gibi accedilıklaması konusunda uzlaşıyor goumlruumlnuumlr31

22 Typhon İsyan

De Sapientia Veterumrsquodaki mitlerin ikincisi canavar Typhon konusunu işler Tanrıccedila Iuno kocası olan baş tanrı ldquoIupiterrsquoin Pallasrsquoı kafasından kendisinin yardımı olmadan doğurmasına kızarakrdquo32 ldquotoprağı oumlyle sarsar ki bu sarsıntıdan buumlyuumlk ve korkutucu canavar Typhon doğarrdquo33 Typhon beslenip buumlyuumltuumllmesi iccedilin bir yılana teslim edilir buumlyuumlr buumlyuumlmez de Iupiterrsquoe savaş accedilar Savaşta Typhon Iupiterrsquoi esir alarak onu uzaktaki bilinmeyen bir yere goumltuumlruumlr elleri ve ayaklarındaki kasları keserek onu sakat ve koumltuumlruumlm bırakır Haberci tanrı Mercurius kasları Typhonrsquodan ccedilalıp Iupiterrsquoe geri verince baş tanrı guumlcuumlnuuml toplar ve canavara saldırır Oumlnce yıldırım okunu fırlatır ve canavarda yılanlar tarafından zerk edilmiş olan kanın aktığı bir yara accedilar boumlylece

boumlylece Hanedanların Birleşmesi (Union of the Crowns) gerccedilekleşir boumlylece İskoccedilya ile İngiltere aynı kral altında birleşmiş olur Jamesrsquoin tahta geldiği yıl Bacon ldquoSirrdquo unvanı alır aynı yıl A Brief Dis-course Touching the Happy Union of the Kingdoms of England and Scotland isimli risalesini yayımla-yarak bu konuda Jamesrsquoin yanında olduğunu accedilıkccedila goumlsterir 1607 yılında Parlamentorsquoda İngiltere ve İskoccedilyarsquonın birleşmesi gerektiği uumlzerine ccedilok etkili bir konuşma yapar akabinde Başsavcılığa atanır Dahası iccedilin bkz Francis Bacon ldquoİngiltere ve İskoccedilya Krallıklarının Kutlu Birleşmesi Uumlzerine Kısa Bir Soumlylevrdquo ccedilev Melike Ccedilakan Kutadgubilig Ekim 2014 (no 26) s 231-252

31 Bkz Machiavelli Il Principe 23 Rossi 81-8232 ldquoIunonem indignatam quod Iuppiter Palladem ex sese sine ea peperissetrdquo (Works VI 630)33 ldquoterram illa concussit ex quo motu Typhon natus est monstrum ingens et horrendumrdquo (Works VI 630)

180 Melike Ccedilakan

canavar guumlcuumlnuuml yitirir Iupiter onu Etna yanardağına atar ve uumlzerine yığdığı ağırlığın altında ezer34

Baconrsquoa goumlre bu mit iki politik olguyu anlatır Birincisi ldquokralların değişken talihirdquo35 ikincisi ldquokimileyin monarşilerde goumlruumllen isyanlarırdquo36 Birinci olgu bir alegoriye dayanır buna goumlre kralın krallığıyla olan ilişkisi Iupiter ile Iuno yani karı koca arasındaki ilişkiye benzer Kimileyin kral uzun suumlre tahtta kaldığı iccedilin bozulur ve bir tirana doumlnuumlşuumlr her şeyi elinde toplar soyluların ve meclisin duumlşuumlncelerini oumlnemsemez ldquoher şeyi kendi kanaatine ve mutlak iradesine goumlre youmlnetirrdquo37 Halk bundan rahatsız olur ve kendisine bir oumlnder bulur Baconrsquoa goumlre bu isyan soyluların ve oumlnemli kişilerin gizli kışkırtmasıyla başlar oumlnder de halkın kışkırtıcısı olur En nihayetinde uumllkede Typhonrsquoun doğumunu andıran ldquoisyanrdquo olarak yorumlayabileceğimiz bir sarsıntı olur Bacon bu durumu besleyen asıl unsurun ldquoplebsrsquoin bozukluğu ve koumltuuml karakterirdquo38 olduğunu soumlyler ve krallar iccedilin bu karakterin koumltuumlluumlk ve art niyetle dolu bir yılan olduğunu duumlşuumlnuumlr İsyan anlamına gelen Typhon yuumlz başıyla bu isyanın neden olduğu birccedilok koumltuumlluumlğuuml anlatır alev dolu ağızlar isyanların neden olduğu yangınları yılanlardan oluşan kuşaklar salgın hastalıkları demirden eller katliamcıları kartal penccedileleri yağmaları tuumlyluuml beden ise ardı arkası kesilmeyen dedikoduları bildirimleri ve yayılan korkuları imler Baconrsquoa goumlre bu tuumlr isyanlar bazen oumlyle buumlyuumlr ki kral baskı altına alınır mal varlığı ve otoritesi (yani Iupiterrsquoin kasları) ccedilalınır isyancıların sırtında taşınır ve krallıktan uzak bir yere goumltuumlruumlluumlr talihi yardım ederse Mercuriusrsquoun becerisi ve yardımı sayesinde mal varlığı ile otoritesine yeniden kavuşur Bacon Mercurius alegorisiyle bilgece kararlar etkili konuşmalar yoluyla kralın halkını ikna etmesini ve otoritesine yeniden kavuşmasını sağlayacağını soumlyler Dahası kralın boumlyle durumda bire bir savaştan ziyade isyancıların şoumlhretini sarsması gerektiğini iddia eder kral bunu başarırsa isyancıların oumlzguumlveni sarsılır umutsuz bir şekilde tıpkı yılanın tıslaması gibi zararsız boş tehditler savurmaya başlarlar Sonunda isyancılar parccedilalanır kral tuumlm guumlcuumlne ve

34 Klasik mitolojide Typhon karakteri tartışmalıdır Homerosrsquoa goumlre (Iliad 2782) Arimi boumllgesinde sak-lanır ve Iupiter tarafından yıldırım oklarıyla buraya goumlmuumllmuumlştuumlr Hesiodosrsquoa goumlre ise Typhaon ve Typhoeus adlarında iki farklı karakter vardır Typhaon Typhoeusrsquoun oğlu olan korkunccedil bir fırtınadır (Theogonia 869) Dahası koumlpek Orthus Cerberus Larnea Hydrarsquosı Chimaera ve Sphynxrsquoin babasıdır (Theogonia 306 Apollodorus 231 358) Baconrsquoın bahsettiği karaktere daha yakın olan Typhoeus ise ya Tartarus ile Gaearsquonın en kuumlccediluumlk oğlu ya da buradaki mitte de geccediltiği gibi sadece Iunorsquonun oğlu-dur Yaygın tekrar edilen tasvire goumlre Typhoeus yuumlz kafası iğrenccedil goumlzleri ve korkunccedil bir sesi olan bir yaratıktır (Pindarus Pythia 131 821) Hesiodos Typhonrsquoun tanrılar ile insanlar uumlzerinde egemenlik kurmak istediğini ancak buumlyuumlk bir savaş sonunda Zeus tarafından mağlup edildiğini anlatır (Theogo-nia 821) Başka bir anlatıma goumlreyse Typhon oumlluumlmsuumlz tanrılarla savaşa girişmiş ve Zeus tarafından yıldırım okuyla oumllduumlruumllmuumlş Etna yanardağına goumlmuumllmuumlştuumlr (Ovidius Epistulae Ex Ponto 1511 Fas-ti 4491 Pindarus Pythia 129)

35 ldquofortuna regum variardquo (Works VI 630)36 ldquorebellionibus quae in monarchiis quandoque evenire consueveruntrdquo (Works VI 630)37 ldquoex arbitrio proprio et imperio mero cuncta administrentrdquo (Works VI 630)38 ldquoplebis pravitate et natura malignardquo (Works VI 631)

Baconrsquoın De Sapientia Veterumrsquounda Mitlerin Politik Yorumu Uumlzerine Bir İnceleme 181

krallığa hacirckim olur isyancıları Iupiterrsquoin Typhonrsquou Etnarsquoya kapatması gibi hapsederBaconrsquoın bu mitte isyanın temel unsuru olarak goumlrduumlğuuml kitleyi betimlerken populus

(halk) ya da vulgus (avam) terimleri yerine plebsrsquoi tercih etmesi Romarsquoya atfı olarak değerlendirilebilir (White 1978 132) Bacon Nemesisrsquole ilgili olan yirmi ikinci mitteki (ldquoNemesis Sive Vices Rerumrdquo) ldquoavamda bulunan doğal ccedilekememezlik ve koumltuumlluumlkrdquo39 ifadesini hatırlatır Typhon miti Nemesis mitinden farklı olarak Romarsquoda goumlruumllen tuumlrde isyanları imler ancak genel olarak Baconrsquoın isyan ve iccedil savaş korkusunu da yansıtır40 Aynı korkuyu ya da bir sorun olarak goumlrduumlğuuml bu duruma ilişkin kullandığı nasihat dolu dili Essaysrsquoin on beşinci denemesinde de (ldquoOf Seditions and Troublesrdquo) goumlruumllebilir Nitekim denemenin hemen başında kralların devlet işlerindeki fırtınaları oumlnceden kestirebilmesi gerektiğinden bahseder ona goumlre devlerin kız kardeşi olan soumlylentiler ldquogelecekteki isyanların giriş kısmıdırrdquo41 dolayısıyla krallar soumlylentilere oumlnem vermelidir Ancak Bacon kralların halkın arasında yayılan muhalif soumlylentileri baskı uygulayarak ortadan kaldırmaya ccedilalışmasını hatalı bulur Boumlyle bir durumda yapılması gereken soumlylentilerin uumlzerinde durmamak en azından yumuşak tedbirler almaktır Bununla birlikte Baconrsquoa goumlre kralın devleti oluşturan unsurlardan yalnızca birine daha fazla ağırlık vermesi diğerlerini es geccedilmesi uzlaşmazlıklar ve boumlluumlnmelerin uluorta suumlrduumlruumllmesine ve birlik beraberliğin bozulmasına neden olur Boumlyle bir ortamda isyanların baş goumlstermesi kaccedilınılmaz bir olgudur

Ayrıca Bacon denemede devletin doumlrt temel unsuru olan din adalet youmlnetim ve hazineden birinin sarsılması ya da guumlccedilten duumlşmesinin de isyanlara neden olduğunu belirtir Başka bir deyişle Bacon devlet youmlnetimindeki dengenin sarsılmasını isyanın temel gerekccedilesi sayıyor goumlruumlnuumlr Aynı varsayımın Typhon mitinde de bulunduğu soumlylenebilir nitekim Iunorsquonun oumlfkesi ya da isyanı Iupiter ile kurdukları dengenin bozulmuş olduğu gerekccedilesine dayanır

39 ldquonaturam vulgi invidam et malignamrdquo (Works VI 631)40 Whitersquoin da bildirdiği gibi Bacon uumllkesinin Antik Yunan ya da Roma gibi yara alırsa asla iyileşeme-

yeceğini duumlşuumlnuumlyordu (Peace Among the Willows 63) bu yuumlzden bu mitte Romarsquoya doumlnuumlk kavramları kullandığı iddia edilebilir (Bkz White Peace Among the Willows 132) Bacon sivil isyanların ve iccedil savaşların bol bol yaşandığı bir doumlnemden sonra tam refaha kavuşmuş olan Elizabeth doumlneminde yaşar Bu doumlnemin ruhunda genel olarak iccedil savaşa ve isyana karşı tedirginlik ve oumlnyargı vardır İngil-tere Tudor Hanedanlığı kurulana dek yaklaşık bir yuumlzyıl kadar suumlren kanlı bir iccedil savaştan ccedilıkmıştır (Wars of the Roses) Tudor Hanedanlığıyla birlikte daha sakin guumlnlere başlayan İngiltere VIII Henry Roma Katolik Kilisesirsquonden ayrılıp uumllkenin dinini Protestanizmrsquoe ccedilevirince uumllkede iccedil savaşı diriltmiş oldu Ardından gelen tek erkek varisi VI Edward doumlnemi ccedilok daha sakin ve huzurlu geccedilmesine rağ-men genccedil kralın erken oumlluumlmuuml ile son buldu yerine başlattığı Protestan avıyla Kanlı Mary lakabını kazanan Roma Katolikrsquoi I Mary geccedilti Kraliccedileliği sadece beş yıl suumlrmuumlş olsa da Mary milyonlarca insanın katledilmesine neden olur I Maryrsquoı takiben I Elizabeth Protestan kraliccedilesi olarak tahta geccediler Tudor Hanedanlığırsquonın son kraliccedilesi olan Elizabethrsquoin huumlkmuuml kırk beş yıl suumlrer Bu suumlre zarfında iccedilte oluşan sorunlardan ziyade dıştaki sorunlar halk iccedilin huzursuzluk yaratır Spanish Armada ve Paparsquonın Elizabethrsquoi ldquodin dışırdquo ilan etmesi uumllkenin başlıca sorunları haline gelir Fakat bunlar dışında Elizabeth doumlnemi ndashguumlnuumlmuumlzde dendash İngilterersquonin Altın Ccedilağı olarak geccediler

41 ldquopreludes of seditions to comerdquo (Works VI 407)

182 Melike Ccedilakan

23 Endymion Goumlzde

De Sapientia Veterumrsquoun sekizinci miti ccediloban Endymion ile tanrıccedila Luna arasındaki aşk uumlzerinden kralların goumlzdelerini anlatır Efsaneye goumlre ay tanrıccedilası Luna ccediloban Endymionrsquoa aşıktır aralarında tuhaf ve goumlruumllmemiş tuumlrden bir sevgi vardır Bir guumln Endymion her zaman yaptığı gibi Latmosrsquoun42 taşları altındaki bir mağarada uyurken Luna goumlkyuumlzuumlnden inerek onu oumlper sonra yeniden goumlğe ccedilıkar Bacon mitin devamında Endymionrsquoun guumln iccedilinde yaptığı şekerlemelerin suumlruumlsuumlne hiccedil bir zeval getirmediğini anlatır Zira ay tanrıccedilası sevgilisinin suumlruumlsuumlyle bizzat ilgilenerek onların semirmesini ve ccediloğalmasını muumlmkuumln kılar boumlylece hiccedilbir ccedilobanın suumlruumlsuuml Endymionrsquoinki kadar şen ve kalabalık olmaz

Baconrsquoa goumlre bu mit ldquokralların karakter nitelikleri ve adetleriyle ilgilidirrdquo43 Zihni duumlşuumlncelerle dolu olup şuumlpheye meyleden krallar inatccedilı meraklı ve uyanık insanlarla değil kendilerine soumlyleneni harfiyen yerine getiren oumltesini kurcalamayan iyi bir goumlzlem yeteneğine sahip olmaktan ziyade sadakatiyle oumlne ccedilıkan kişilerle ccedilevrilmeyi yeğlerler Boumlyle insanlarla birlikte olan krallar Lunarsquonın goumlkten ayrılması gibi kendi goumlrkemli konumlarından ayrılarak maskelerini ccedilıkarır ldquobu şekilde kendilerini guumlvenli kılabileceklerini duumlşuumlnuumlrlerrdquo44 Bacon bu noktada Roma imparatoru Tiberius Caesar45 ile Fransa kralı XI Louisrsquoi46 oumlrnek goumlsterir Şuumlpheci ve ihtiyatlı karakterlerinden oumltuumlruuml birbirine benzetilen47 bu iki youmlnetici figuumlruumlnuumln tuumlm politik deneyimleri hayati risklerin

42 Latmos guumlnuumlmuumlz Muğlarsquosının kuzeyinde bir dağın ismi Luna ve Endymionrsquoun mitinde geccediler bu sebeple Romalı şairler Latmius heros ve Latmius venator diye anarlar Bkz William Smith Classical Dictionary (Wordsworth 1996) 235

43 ldquoad ingenia et mores principium pertinererdquo (Works VI 644)44 ldquoidque se tuto facere posse putantrdquo (Works VI 644)45 Tiberius Caesar (İOuml 42-37) tam adıyla Tiberius Cladius Nero Caesar 14-37 İOuml yılları arası Roma

İmparatorudur Romarsquonın Augustusrsquotan sonra ikinci imparatoru olmuştur Livia ve T Claudius Ne-rorsquonun oğludur Annesi Livia Roma İmparatoru Augustus ile evlenmeden oumlnce Tiberius iyi bir eğitim-den geccedilirilmiş Yunan ve Latin edebiyatı uumlzerine eğitim goumlrmuumlştuumlr 20li yaşlarından itibaren orduda goumlrev almıştır Romarsquonın kuzeydeki sınırının ccedilizilmesinde payı buumlyuumlktuumlr Oğlunun erken yaşta oumll-mesiyle krallığı tehlikeye duumlşmuumlştuumlr goumlnuumllluuml bir suumlrguumlne gitmiş uumllkenin youmlnetimini goumlzdesi Lucius Aelius Sejanusrsquoa bırakmıştır Tiberius şuumlpheci karakterine rağmen Sejanusrsquoa sonsuz bir guumlven duy-muştur Tiberiusrsquoun şehri terk etmesinden sonra youmlnetimi devralan Sejanus ise vatana ihanet succedilu ile yargılanmış ve idam edilmiştir Bkz Suetonius Tiberius 523 Tacitus Annales 180 4122-5

46 XI Louis (1423ndash1483) Babası VII Charlesrsquoin oumlluumlmuumlnden sonra 1461rsquode 38 yaşında tahta gelmiş 1483 yılına dek huumlkuumlm suumlrmuumlştuumlr 1440rsquote babasına accedilıkccedila baş kaldırmıştır bu isyanı kısa suumlrmuumlş babası tarafından affedildikten sonra Dauphinersquoin youmlnetimi verilmiştir İsyanına yine de devam eden Loius babası tarafından saray yasağına ccedilarptırılmıştır Babasının arzusu dışında Charlotte of Savoy ile evlenmiştir babası karşı ccedilıkınca da Charlesrsquoin buumlyuumlk duumlşmanı Philip the Good Duke of Burgundyrsquoe sığınmıştır Kindar ve zalim bir kral olsa da becerikli ve kurnaz bir kişi olup feodaliteyi temizleyerek Fransarsquoyı birleştirme işini başarır Daha fazlası iccedilin bkz H İnalcık Roumlnesans Avrupası (İstanbul İş Bankası Kuumlltuumlr Yay 2015)

47 Bkz The Foreign Quarterly Review 38 1831 190 E Penrose A History of France From the Conqu-est of Gaul By Julius Caesar to the Reign of Louis Philippe Harper amp Brothers 1862 268

Baconrsquoın De Sapientia Veterumrsquounda Mitlerin Politik Yorumu Uumlzerine Bir İnceleme 183

de bulunduğu gerginliklerden oluşur dolayısıyla goumlzdelerini kendilerini gergin politik ortamdan ccedilekip kurtaracak kişilerden seccedilerler Nitekim Bacon metnin devamında Endymionrsquoun mağarasının da sığınılası bir rahatlama mekacircnı olduğunu ima eder48 Dahası kralların goumlzdeleriyle birlikteyken deneyimlediği rahatlamadan Endymionrsquoun suumlruumlsuumlndeki bereket gibi olumlu bir sonuccedil doğar Baconrsquoın burada klasik Yunan mitolojisinde olmayan bir yorum yaptığı goumlruumlluumlr Genel olarak Endymionrsquoun Latmosrsquotaki bir mağarada Luna tarafından şehvetle oumlpuumllmesinin ardından tekrar mağaraya doumlnduumlğuuml ve orada sonsuz uykuya daldığı anlatılır Kimilerine goumlre bu Endymionrsquoun Iupiterrsquoe sonsuz guumlzellik iccedilin yalvarmasının neticesi olan bir oumlduumlllendirme kimilerine goumlreyse yine Iupiterrsquoin Endymion ile Iuno arasındaki gizli ilişkiyi oumlğrenmesinin neticesi olan bir cezalandırmadır49

Bacon İngiliz saray tarihinde goumlzdelerinin varlığıyla sık sık anılan ve hatta bu yuumlzden birccedilok eleştirinin hedefi olan iki kralın doumlneminde yaşamıştır Biri İngilterersquonin Altın Ccedilağırsquonın kraliccedilesi I Elizabeth diğeriyse Stuart Hanedanlığırsquonın ilk kralı I Jamesrsquotir Bacon her iki kralın da huumlkuumlmetinde goumlrev almıştır ama oumlzellikle James doumlneminde yuumlksek ruumltbeli goumlrevlere gelmiştir ldquoHırs Uumlzerinerdquo (ldquoOf Ambitionrdquo) denemesinde50 Bacon bazı kimselerin kralları goumlzdeleri olduğu iccedilin aciz goumlrduumlklerinden bahseder ve bu fikri kralların goumlzdelerinin olmasının faydalarını goumlstererek ccediluumlruumltuumlr Baconrsquoın dost ccedilevresi iccedilinde bu iki kralın da goumlzdelerinden isimler bulunur Robert Devereus Earl of Essex51 Elizabethrsquoin en etkili ve en sevdiği goumlzdelerinden biridir guumlce giden basamakları hızlı hızlı aşarak gizli kurula kadar gelmeyi başarır Bunda başdanışmanı olan Baconrsquoın verdiği nasihatlerin de etkisi olabilir Bacon Essex ve Ceciller52 arasında

48 Karş Malssen 62 49 Karş Apollodorus 175-6 Pausanias 581 512 Graves 244-24650 Works VI 46551 Robert Devereux II Earl of Essex (1565-1601) İngiliz asker soylu ve Kraliccedile Elizabethrsquoin goumlzdesiy-

di Birccedilok savaşta komutanlık yapmış 1599 yılında Elizabeth tarafından Lord Lieutenant olarak İrlan-darsquodaki isyanı bastırmaya goumlnderilmiştir başarısızlıkla sonuccedillanan bir ccedilatışma sonrası kaccedilarak İngil-terersquoye doumlnmuumlştuumlr Neticesinde tuumlm goumlrevlerinden alınmış ve kraliccedileyle olan ilişkisi de bozulmuştur 1601 yılında Elizabethrsquoe karşı bir ayaklanma başlatmaya girişmiş bunda da başarısız olmuştur Yaka-landıktan sonra Baconrsquoın hacirckimlik ettiği mahkemede vatana ihanet ile succedillanmış ve idama mahkum edilmiştir Elizabeth doumlnemi saray yaşamının ve siyasetinin en etkili ismidir diğeri Cecillerrsquodir Eli-zabethrsquoin sevgisi ve ilgisi iccedilin kıyasıya savaşmışlardır bu sevgi ve ilgili onlara uumllkenin en guumlccedilluuml ismi olma ayrıcalığı kazandırır Bacon kardeşi Anthony Bacon ile birlikte Essexrsquoin yanında olmayı seccediler (ya da seccedilmek zorunda kalır) başdanışmanlığını yapar Essexrsquoin Elizabethrsquoin goumlzuumlnden duumlştuumlğuumlnde ve vatana ihanet succedilundan yargılandığında Bacon onu oumlnceden uyardığını ama Essexrsquoin dinlemediğini anlattığı bir nevi kendini vatana ihanet succedilundan kurtarmak iccedilin bir risale yayımlar ldquoA Declaration of the Practices and Treasons Attempted and Committed by the Late Earl of Essexrdquo (1601)

a Elizabethrsquoin vefatından sonra tahta gelen I Jamesrsquoin yakın arkadaşı olan Essex hakkında ağır eleştiri ve ithamların olduğu bu risalenin uumlzerine bir de Essexrsquoi aklamaya doumlnuumlk kaleme aldığı ldquoSir Francis Bacon His Apologie in Certain Imputations Concerning the Late Earl of Essexrdquo (1604) risalesini ya-yımlar

52 Sir William Cecil I Elizabethrsquoin başdanışmanı olarak hizmet vermesinin yanında başka yuumlksek ruumltbeli goumlrevlere de getirilmiştir doumlneminin en guumlccedilluuml ve etkili siyaset adamıdır Kendisinden sonra goumlreve

184 Melike Ccedilakan

ccedilıkan tartışmalarda Essexrsquoten yana olmuş ve kendi kariyerinin gelişmesini de yine onun buumlyuumlmesine bağlamıştır (Zagorin 1998 8) Her ne kadar bu mitte goumlzdelerin kralın zor zamanlarında başlarını yaslayacakları bir omuz olmasını istese ya da onların boş laflarla avutulmaması gerektiğini soumlylese de Baconrsquoın verdiği nasihatler gerccedilekte ters youmlndedir

Hem Essexrsquoe hem de I Jamesrsquoin en guumlccedilluuml goumlzdesi Sir George Villiersrsquoa53 (Duke of Buckingham) verdiği nasihatlerde54 genellikle krala boş da olsa oumlvguuml soumlzlerinin sarf edilmesini salık verir Bu konuyu biraz accedilalım Speddingrsquoin Baconrsquoın mektuplarını derlediği kitapta55 belirttiğine goumlre Baconrsquoın goumlzdelerin seccediliminde oumlnem verdiği bir kural vardır kralın kişisel ilgisiyle seccedililmiş oumlzel ve guumlvenilir kişiler olmaları Fakat bu sorumluluk Baconrsquoın şahsen desteklediği bir şey değildir56 Spedding Baconrsquoı bu konuyu işleme amacının kralların goumlzde sahibi olmasını engelleyemediği iccedilin en azından onları krala karşı iyi ve duumlruumlst davranmaları youmlnuumlnde uyarmak olduğunu duumlşuumlnmuumlştuumlr (Letters and Life 1872 13) Bu goumlrevi desteklemiyor oluşunun bir diğer nedeniyse konsuumlllere olan guumlvenini tamamen yitirmiş olmasıdır bundan bir ccedilok eserinde bahseder57 Konsuumlller iccedilin vardığı sonuccedil neredeyse her seferinde aynıdır Eninde sonunda her bir uumlye dalkavuk ve uumlccedilkağıtccedilıdır Bu Baconrsquoın kendi deneyimleri ya da kariyer basamaklarını hızla tırmanma hikacircyelerini bilenler iccedilin ikircikli bir durumdur Zira Bacon I James doumlneminde yuumlksek ruumltbeli goumlrevlere gelebilmek iccedilin pek ccedilok kişiye dalkavukluk etmiş karşısındaki ne istediyse vermiş hatta bu uğurda uzun bir suumlreyi birlikte geccedilirdiği insanlara bile sırt ccedilevirmiştir58 Bu bilgiler goumlz oumlnuumlnde tutulduğunda

oğlu Sir Robert Cecil geccedilmiştir I Jamesrsquoin kral olması iccedilin gerekli duumlzenlemeleri yapan yine oğul Cecilrsquodir Cecil aynı zamanda Baconrsquoın anne tarafından birinci dereceden kuzenidir

53 Sir George Villiers Duke of Buckingham (1592-1628) oumlnce I Jamesrsquoin ardından da I Charlesrsquoın goumlzdesi olan İngiliz politikacı ve soylu Aldığı birccedilok dış politika kararı felaketle sonuccedillanmıştır oumlzel-likle İspanya ve Fransarsquoya yapılan askeri seferler en nihayetinde yuumlruumlttuumlğuuml politikalar Parlamenterler ile Kralcılar arasındaki gerilimi iyice koumlruumlkledi Gerek guumlcuuml kullanması gerekse yanlış politikalar izlemesinden oumltuumlruuml doumlneminde pek popuumller değildi bir askerin suikast girişimi ile oumllduumlruumllduuml Hem I James hem de I Charlesrsquoin goumlzdesi olan Villiers etrafında kralın ilgisini isteyenlerin toplandığı bir arkadaş ccedilevresine sahiptir Grubun iccedilinde Bacon da vardır meşhur kitabı Esssaysrsquoın son edisyonunu (1625) Duke of Buckinghamrsquoa ithaf etmiştir

54 Spedding Letters VI 13-2655 James Spedding The Letters and the Life of Francis Bacon Vol VI London Longmans Green Rea-

der and Dyer 1872 1256 Spedding age VI 425 57 Bkz Essays De Sapientia Veterum Advancement of Learning 58 I Elizabethrsquoin goumlzdesi Earl of Essex Baconrsquoın uzun suumlre arkadaş ccedilevresinde kalır Bacon ve kardeşi

Essex iccedilin ccedilalışırlar Bacon Essexrsquoe sırt ccedilevirdiğinde kardeşi Anthoy Bacon Earlrsquoun yanında kalmayı tercih eder Essexrsquoin yargılandığı vatana ihanet davasındaki savcılardan birisi Bacon olur ve onun idam kararı de yine Baconrsquoın elinden geccediler Bacon 1601 yılında Elizabethrsquoin kontroluumlnden de geccedilen A Declaration of the Practices and Treasons Attempted and Committed by the Late Earl of Essex isimli bir risale yayımlar Burada Essexrsquoi yeren succedillayan iddialarda bulunur 1604 yılındaysa Sir Francis Bacon His Apologie in Certain Imputations Concerning the Late Earl of Essex isimli yeni bir risale yayımlar Bu sefer Essexrsquoi oumlver ve ona haksızlık yapıldığını iddia eder Arada değişen şey ise 1603 yılında I Elizabethrsquoin oumlluumlmuuml uumlzerine tahta I Jamesrsquoin gelmesidir

Baconrsquoın De Sapientia Veterumrsquounda Mitlerin Politik Yorumu Uumlzerine Bir İnceleme 185

Baconrsquoın soumlyledikleriyle yaptıklarının ccedilelişkili olduğu soumlylenebilir

24 Cyclopes Korku Bakanları

De Sapientia Veterumrsquoun uumlccediluumlncuuml miti59 Cyclopesrsquoları korku bakanlarına benzeterek kralların kendi amelleri iccedilin onları nasıl kullandıklarını anlatır Hikacircyeye goumlre Iupiter Cyclopesrsquoları Tartarusrsquoa ebediyen mahkum eder Fakat sonra Tellus Iupiterrsquoı mahkumları serbest bırakır ve şimşek yapımıyla goumlrevlendirirse daha işe yarar olacakları konusunda ikna eder Iupiter de bu fikri uygular Cyclopesrsquolar karanlık bir zindanda durmaksızın Iupiterrsquoin şimşeklerini doumlver ve diğer korku aletlerini uumlretirler Zaman iccedilinde Iupiterrsquoin oumlfkesi oumllmuumlş insanları ilaccedil yardımıyla dirilttiği iccedilin Apollorsquonun oğlu AEligsculapiusrsquoa kabarır Fakat yapılan işin yuumlce olması ve ona youmlnelik herhangi bir memnuniyetsizliği olmaması nedeniyle Iupiter oumlfkesini kendine saklar ve gizlice elinin altında olan Cyclopesrsquoları AEligsculapiusrsquoun uumlzerine salar Bunun uumlzerine ndashIupiterrsquoin izniylendash Apollo oğlunun intikamını almak iccedilin oklarıyla Cyclopesrsquoları katleder

Bacon Iupiterrsquoin bu davranışını kralların kirli işlerini bakanlarına yaptırmalarına benzetir Ona goumlre acımasız hunhar ve ndashtuumlm bunlar iccedilinndash hevesli bakanlar oumlnce bu oumlzellikleri nedeniyle yerlerinden edilirler sonra faydayı goumlzeten onursuz ve aşağılık konsuumll (burada Tellus) tarafından ikna edilerek goumlrevlerine iade edilirler Bu bakanlar doğaları gereği acımasız ve kaderleri gereği oumlfkelidirler kendilerinin hangi işler iccedilin istendiklerinin farkındalardır ve kendilerini bu işe titizlikle adarlar Kral kendi uumlzerine hasetlik ya da oumlfke ccedilekmek istemediği iccedilin elinin altında her zaman hazır bir şekilde bulunan bu araccedilları kullanabileceğini ve onlardan kanun ya da kurbanların yakınlarının intikamları gibi youmlntemlerle kurtulabileceklerini bildikleri iccedilin kirli işleri halletmek iccedilin bunları oumlne suumlrer

Kralların koumltuuml ya da pis işleri iccedilin yetkileri altındaki insanları kullanması yeni bir politik hamle değildir oumlrneğin Zagorin Machiavellirsquonin Il Principersquode (Huumlkuumlmdar) anlattığı bir anekdotu aktarır Bu anekdota goumlre Machiavellirsquonin eseri yazarken ki en buumlyuumlk ilhamı olan Cesare Borgia60 zalim Ramiro drsquoOrcorsquoyu Romagnarsquoda huumlkuumlm suumlrmesi iccedilin işe aldıktan sonra onu idam ettirir ve halkın nefret ettiği bu bakandan kendisini ayıklamış olur Bacon Essaysrsquodeki ldquoOf Envyrdquo (ldquoCcedilekememezlik Uumlzerinerdquo)

59 Cyclopesrsquolar farklı yazarlar tarafından birccedilok hikacircyede kullanılmışlardır oumlrneğin Homer onlardan Siciliarsquoda yaşayan Iupiterrsquoi umursamayan ve insan yiyen alınlarının ortasında tek goumlzleri olan vahşi dev ccedilobanlar olarak bahseder Hesiodrsquoun anlatımı Baconrsquoınkiyle aynıdır Daha sonraki anlatılarda Cyclopesrsquoların Hephaestusrsquoun yardımcıları oldukları yazılır

60 Cesare Borgia (1475-1476) Valentinois Duumlkuuml İtalyan soylu siyasetccedili kardinal Papa VI Alexanderrsquoin (1492-1503) gayri meşru ccedilocuğudur Kardinal seccedilildikten sonra bir suumlruuml yuumlksek ruumltbeli devlet goumlrev-lerine getirilmiştir Romagnarsquoda kendi prensliğini kurmaya ccedilalışmıştır buranın youmlnetimini başarıyla suumlrduumlrmuumlştuumlr Politik yaşamı Machiavellirsquoye Prensrsquoi yazmada esin kaynağı olmuştur zalim bir kral olmuştur

186 Melike Ccedilakan

denemesinde kamu ccedilekememezliğinden bahsederken bunun ldquokrallar ya da soylular sınıfından ziyade yuumlksek ruumltbeli devlet goumlrevlileri ya da bakanlara youmlnelikrdquo olduğuna dikkat ccedileker61 Bacon bakanlara ya da devlet goumlrevlilerine youmlneltilmiş hoşnutsuzlukların aslında saklı olarak devletin kendisine yani krala youmlnetildiğinin de her zaman iccedilin doğru olduğunu da ekler62

25 Styx Antlaşmalar

Kitabın beşinci miti Styx nehrine edilen yeminleri konu alır Geleneğe goumlre tanrılar aralarında pişmanlığa yer bırakmayacak şekilde yemin etmek iccedilin kendilerine ndashher hikacircyede olabilecekndash bir şahit tutmak isterler cehennem boumllgesinde yer alan birccedilok kolu Dis sarayına kadar ulaşan Styx nehrinde karar kılarlar63 Bu tuumlr bir yemin tartışmasız ve bozulamaz sayılacak ve yemini bozmaya kalkan her kim olursa olsun tanrıların en ccedilok korktuğu şeyle cezalandırılacaktır ndashyani yemini bozan uzun yıllar boyunca tanrıların verdiği şoumllenlerden mahrum kalacaktır

Baconrsquoa goumlre bu mit kralların yazılı ve soumlzluuml antlaşmalarına bir tuumlr goumlndermedir Kralların ettikleri yeminler her ne kadar kutsal ve heybetli olsa da guumlvenilirlikleri pek az olur bu yeminler oumlncelikli olarak toumlrenler uumln ve itibar iccedilin yapılır guumlvenlik oumlnem ve teminat ikinci planda kalır64 Bacon ldquoonu geccedilenlerin bir daha geri gelemediği oumlluumlmcuumll Styx nehrinin (guumlccedilluumllerin muazzam tanrısı olan) Gereklilikrsquoin en guumlzel şekilde ifade edildiğinirdquo65 soumlyler Bacon bu tanrıyı antlaşmalara şahitlik etsin diye uyandırmasını kutlamak iccedilin Atinalı Iphicratesrsquoin oumlnemli soumlzlerine yer verilmesi gerektiğini not duumlşer ldquoAramızda seni ve beni bir arada tutan oumlzel bir bağ ve teminat var ndashbizim iccedilin o kadar yararlı oldun ki bize zarar verebilecek olsan bile bunu yapmazsınrdquo 66 Tabii bu bağı sağlayan şey Styxrsquoe ettikleri yemin ya da ndashBaconrsquoın yorumuylandash yaptıkları antlaşmadır Antlaşma ya da yemin bozulduğunda şoumllenlerden mahrum kalma riski oluşur ki bu şoumllenler eski doumlnemlerde imparatorluk zenginlik ve refah haklarını temsil

61 ldquoThis public envy seemeth to beat chiefly upon principal officers or ministers rather than upon kings and estates themselvesrdquo (Works VI 396)

62 ldquoBut this is a sure rule that if the envy upon the minister be great when the cause of it in him is small or if the envy be general in a manner upon all the ministers of the estate then the envy (though hidden) is truly upon the state itselfrdquo (Works VI 396)

63 ldquoIllud juramentum nullam majestatem coelestam nullum attributum divinum advocabat et testabatur sed Stygem fluvium quendam apud inferos qui atria Ditis multis spiris interfusus cingebatrdquo (Works VI 633)

64 ldquo() adeo ut fere ad existimationem quandam et famam et ceremoniam magis quam ad fidem et secu-ritatem et effectum adhibeanturrdquo (Works VI 634)

65 ldquoItaque unum assumitur verum et proprium fidei firmamentum neque illud divinitas aliqua coelestis ea est Necessitas (magnum potentibus numen) et periculum status et communicatio utilitatisrdquo (Works VI 634)

66 ldquoAtque hoc numen advocavit ad foedera Iphicrates Atheniensis qui quoniam inventus est qui ea aperte loqueretur quae plerique tacite animo volvunt non abs re sit ipsius verba referrerdquo (Works VI 634)

Baconrsquoın De Sapientia Veterumrsquounda Mitlerin Politik Yorumu Uumlzerine Bir İnceleme 187

eder67 bu hakların kaybedilmesi doumlnemi iccedilin ccedilok buumlyuumlk bir cezadırKlasik mitoloji anlatılarında Styx aşağı duumlnyada yedi kat akan bir nehirdir Styx

zaman zaman Oceanus ve Tethysrsquoin kızı olarak geccediler bir peri olarak Hadesrsquoin girişinde guumlmuumlş suumltunların desteklediği bir mağarada yaşar Nehir olarak Styx Oceanusrsquoun dallarından birisi olarak tarif edilir Pallas sayesinde Zelus (şevk) Nice (zafer) Bia (kuvvet) Cratos (guumlccedil) isminde doumlrt ccedilocuğu olur Bu ccedilocuklar Iupiterrsquoe Titanlarla olan savaşında yardımcı olurlar bu iyilik karşısında Styx ilahi bir guumlccedil kazanarak yeminlerin edildiği nehir haline gelirken ccedilocukları da sonsuza dek Iupiter ile yaşarlar Barbara C Garner Cyclopes Styx ve Endymion mitlerinin politik bir ccedilerccedileve uumlzerinden ele alınmasını ccedilok oumlzguumln bulur (1970 289) tıpkı Perseus Diomedes Achelous ve Tyhon mitlerini savaş youmlntemleriyle bağdaştırarak accedilıklamasını oumlzguumln bulduğu gibi (age 289) Fakat geri kalan mitleri pek oumlzguumln goumlrmez hatta Baconrsquoın De Sapientia Veterumrsquou yazarken ziyadesiyle Natalis Comesrsquoten68 etkilendiğini iddia eder69 bu iddia ayrı bir makale konusu olarak tartışılabileceği iccedilin bu makalenin konusu değildir Paolo Rossi ise Baconrsquoın Styx mitinin yorumunda Machiavellirsquonin etkisinin ccedilok belirgin olduğunu iddia eder (2009 115)

26 Perseus Savaş

De Sapientia Veterumrsquoun yedinci mitinde Bacon Perseus uumlzerinden savaş taktiklerini accedilıklar ve krallara savaş uumlzerine oumlğuumltlerde bulunur Hikacircyeye goumlre Pallas Perseusrsquou İspanyarsquonın en uumlcra kısımlarında bile sayısız felakete neden olan bakışlarıyla insanları taşa ccedileviren korkunccedil canavar Medusarsquonın başını kesmesi iccedilin yollar70 Bu soylu goumlreve yollanırken tanrılar Perseusrsquoa hediyeler verirler Mercurius ayaklarına takması iccedilin kanat verir Pluto bir başlık Pallas ise bir kalkan ve ayna verir Her ne kadar iyi donanmış olsa da Perseus hemen Medusarsquonın peşine duumlşmez oumlnce Yunanistanrsquoa giderek Medusarsquonın uumlvey kardeşleri olan Gorgonrsquoları ziyaret eder bunlar beyaz saccedillı yaşlı kadınlardır tek bir goumlzuuml ve dişi uumlccedil kardeş arasında paylaşırlar Onlardan Medusarsquonın yerini oumlğrenir yanına vardığında canavarı uyurken bulur Perseus hemen yanına yanaşmaz Pallasrsquoın verdiği aynayı canavara tutarak kafasını keser71 Kanayan

67 ldquo() sub quo nomine imperii jura et praerogative et affluentia et felicitas antiquis significanturrdquo (Works VI 634)

68 Natalis Comes (1520-1582) İtalyan mitoloji yazarı şair huumlmanist tarihccedilidir 1567 yılında Latince ya-yımlanan Myhologiae adlı eseri tuumlm Roumlnesans Avrupasırsquonı etkilemiştir ve klasik mitoloji iccedilin birincil kaynak haline gelmiştir Comesrsquoin mitolojik yorumları birccedilok Roumlnesans yazarı tarafından paylaşılmıştır

69 Karş P Rossi Francis Bacon From Magic to Science (1957) Charles W Lemmi The Classic Deities in Bacon (1933) F Anderson The Philosophy of Francis Bacon (1948)

70 ldquoPerseus traditur fuisse a Pallade missus ad obtruncandam Medusam quaelig populis plurimis ad occi-dentem in extremis Hiberiaelig partibus maximaelig calamitati fuit Monstrum enim hoc tam dirum atque horrendum fuit ut aspectu solo homines in saxa verteretrdquo (Works VI 641)

71 ldquoNeque tamen aspectui ejus (si evigilaret) se committere audebat sed cervice reflexa in speculum Palladis inspiciens atque hos modo ictus dirigens capur ei absciditrdquo (Works VI 641)

188 Melike Ccedilakan

yarasından kanatlı Pegasus ccedilıkar72 Perseus hacirclacirc taş etme etkisi olan kafayı Pallasrsquoın kalkanına mıhlar

Baconrsquoa goumlre bu hikacircye geccedilerli sebeplerle savaş accedilma ve savaş sanatını anlatan bir mittir Buna goumlre oumlnce savaşın tuumlruuml seccedililir ardından bu savaşın tuumlruumlnuumln tasarlanmasında etkili olacak uumlccedil kural oluşturulur Birinci kural komşu uumllkeleri fethetmekle uğraşma Mirasın buumlyuumlmesiyle ilgili olan kuralları imparatorluğun genişlemesiyle birbirine karıştırma İkincisi savaş iccedilin geccedilerli ve onurlu bir nedenin olsun boumlylece hem askerleri hem de erzakı verecek olan halkı savaşa ikna etmek kolaylaşır Ayrıca muumlttefiklerin savaşa katılmasına da sebep olur dost kazandırır ve daha birccedilok avantaj sağlar Baconrsquoa goumlre Medusa gibi baktığı şeyi taşa ccedileviren bir canavarın tiranlığını sonlandırmaktan daha iyi bir savaş nedeni olamaz Uumlccediluumlncuumlsuuml Baconrsquoa goumlre mitte akıllıca eklenmiş bir ayrıntı vardır (her biri savaşın tuumlrlerini temsil eden) Gorgonrsquolardan uumlccedil tane olmasına rağmen Perseus savaşmak iccedilin oumlluumlmluuml olan Medusarsquoyı seccedilmiştir boumlylece sonsuz savaş taktiklerindense bitebilecek bir savaşa girmiştir Bacon Perseusrsquoun savaşı kazanması iccedilin gerekli olan her şeye ihtiyacı olduğunu savunur Mercuriusrsquodan ccedileviklik Plutorsquodan oumlğuumlduumln gizliliği Pallasrsquotan takdir almıştır Savaş iki şeyle sonuccedillanır Biri Pegasusrsquoun doğumu ve uumlnuuml uzak diyarlara uccedilmayı ve zafer kutlamayı beraberinde getirmesi Diğeriyse en etkili kendini koruma silahı haline gelen Medusarsquonın kalkana mıhlanmış başı Her ikisi de ileriki savaşlarda kullanılacak guumlccedilluuml silahlardır Tek zeki ve unutulmaz kahramanlık tuumlm duumlşmanlardan gelebilecek o koumltuuml muumldahalelerin ortadan kalkmasına sebep olur

Yukarıda geccedililen oumlzetten de anlaşılabileceği gibi Baconrsquoın Perseus miti savaşa girmeyi duumlşuumlnen yahut girecek olan okuyucularına oumlğuumlt verme goumlrevi taşır ndashburada hedef kitlesi elbette krallardır Bu oumlğuumltler bir savaşın kazanılmasında krallara yardımcı olacak onlara yol goumlsterecektir Baconrsquoın oumlzellikle dikkat ccedilektiği şey savaşın nedeninin geccedilerli ve onurlu olması şartıdır boumlylelikle etrafında seninle birlikte ve senin iccedilin savaşacak insanlar bir araya gelirler ve duumlşmana birlikte goumlğuumls gererler Bacon iccedilin savaş devletin bir ccedileşit egzersiz şeklidir bunu Essaysrsquoin yirmi dokuzuncu denemesinde ndashldquoOf True Greatness of Kingdoms and Estatesrdquo (ldquoKrallıkların ve Devletlerin Gerccedilek Buumlyuumlkluumlğuuml Uumlzerinerdquo)ndash dile getirir Başka uluslara karşı yapılan savaşı bir insanın sağlıklı kalabilmesi iccedilin yaptığı egzersizlere benzetir iccedil savaşıysa ateşli bir hastalığa

Sonuccedil

Yukarıdaki incelememizde de goumlruumllduumlğuuml uumlzere Baconrsquoın De Sapientia Veterumrsquoda politik bağlamda ele aldığı mitler onun kendi politik duruşunu duumlşuumlncelerini ve ideal bir kralın sahip olması gereken melekeleri iccedilerir Bacon bu mitleri iccedilinde bilgelik

72 ldquoEx sanguine autem Medusaelig fuso statim Pegasus alatus emicuitrdquo (Works VI 641)

Baconrsquoın De Sapientia Veterumrsquounda Mitlerin Politik Yorumu Uumlzerine Bir İnceleme 189

olduğuna inandığı iccedilin yeniden ele almıştır Buna goumlre Cassandra ve Metis mitleriyle nasihatin ve nasihatccedilinin kral iccedilin oumlnemini Typhon mitiyle soumlylentilere kulak asılması gerektiğini ve isyanları yumuşak tedbirlerle bastırmanın kral iccedilin yararlı olacağını Endymion mitinde kralın goumlzdelerinin olmasını kralların şuumlphe ve tedirginlikle geccedilen guumlnlerinde onlara bir rahatlama yeri tahsis ettiklerini fakat yine de goumlzdelere karşı da dikkatli olunması gerektiğini Cyclopes mitinde bu canavarları kralların pis işlerini yaptırarak sorumluluğundan kurtulabileceği bir ccedileşit bakanlara benzetir Styx mitiyle bu nehre yapılan geri doumlnuumlşuuml olmayan yeminleri kralların yaptığı soumlzluuml ve yazılı antlaşmalara benzetir son olarak Perseus mitiyle kralların savaşlarda nasıl tedbirler almaları gerektiğini anlatır

Bacon politik goumlndermelerini yaparken kendi ccedilağından yahut klasik duumlnyadan ccedilok bilindik oumlrnekler kullanır boumlylece okurunun aşina olduğu hatta belki de felaketle biten hikacircyeleri sebebiyle kendilerine ders ccedilıkarttıkları hikacircyeler uumlzerinden kendi politik oumlnermelerini ve oumlğuumltlerini verir Baconrsquoın kendi politik geccedilmişi ve saray yaşamı bahsettiği birccedilok durumu birincil elden deneyimlemesine yardım etmiş boumlylece daha sağlam politik oumlğuumltlerde bulunmasına katkı sağlamıştır Bacon mitleri ele alırken zaman zaman klasik mitolojinin sınırlarının dışına ccedilıkan yorumlarda bulunur Politik bağlamda yorumladığı mitolojik hikacircyeleri kendi politik suumlzgecinden geccedilirerek hem kendi zamanına hem de guumlnuumlmuumlz politikasına ve politik aktoumlrlerine doumlnuumlk oumlnemli oumlğuumltler sunar

KAYNAKLAR

Bacon Francis The Works of Francis Bacon 14 Vols Ed J Spedding R L Ellis D D He-ath London Longmans amp Co 1870

Brumble H David Classical Myths and Legends in the Middle Ages and Renaissance A Dictionary of Allegorical Meanings Routledge 2013

Farrington Benjamin Francis Bacon Philosopher of Industrial Science London Lawrence and Wishard Ltd 1951

Garner B C ldquoFrancis Bacon Natilis Comes and The Mythological Traditionrdquo Journal of the Warburg and Courtauld Institutes Vol 33 (1970)

Graves Robert Yunan Mitleri Ccedilev U Akpur İstanbul Say Yayınları 2004Jardine Lisa amp Alan Stewart Hostage to Fortune The Troubled Life of Francis Bacon 1561-

1626 London Phoenix Giant 1998İnalcık Halil Roumlnesans AvrupasıTuumlrkiyersquonin Batı Medeniyetiyle Oumlzdeşleşme Suumlreci İstan-

bul Tuumlrkiye İş Kuumlltuumlr Yayınları 2015Lemmi Charles W The Classic Deities in Bacon A Study in Mythological Symbolism Balti-

more The Johns Hopkins Press 1933Machiavelli Niccolo The Prince Trans Peter Bondanella New York Oxford Worldrsquos Clas-

sics 2005Van Malssen Tom The Political Philosophy of Francis Bacon On the Unity of Knowledge

SUNY Press 2015 AlbanyPeltonen Markku ldquoPolitics and Science Francis Bacon and the True Greatness of Statesrdquo

The Historical Journal vol35 no2 (Jun 1992) 279-305

190 Melike Ccedilakan

Penrose Elizabeth Cartwright A History of France From the Conquest of Gaul By Julius Caesar to the Reign of Louis Philippe Harper and Brothers 1862

Rossi Paolo Francis Bacon From Magic to Science ccedilev Sacha Rabinovitch London Rout-ledge amp Kegan Paul 2009

Spedding James The Letters and the Life of Francis Bacon Vol VI London Longmans Green Reader and Dyer 1872

Vickers Brian Francis Bacon and Renaissance Prose Cambridge CUP 1968White Howard B Antiquity Forgot Essays on Shakespeare Bacon and Rembrandt Boston

Martinus Nijhoff The Hague 1978ndashndashndashndash Peace Among the Willows The Political Philosophy of Francis Bacon Netherlands

Martinus Nijhoff ndash The Hague 1968 Zagorin Perez Francis Bacon New Jersey Princeton University Press 1998

Page 4: MART 2017 - Kutadgubilig

Kutadgubilig takes its ground on the Islamic philosophy tradition and now it is going to welcome in its pages the studies on philosophy ndashdoctrines on lsquoexistencersquo and lsquoknowled-gersquo lsquotheory of sciencersquo lsquoethicsrsquo lsquoreligionrsquo lsquolanguagersquo lsquohistoryrsquo and lsquosocietyrsquondash on logic and mathematics and researches on science ndashrsquophysicsrsquo lsquoastronomyrsquo lsquogeometryrsquo lsquoche-mistryrsquo lsquobiologyrsquondash that claim providing for the establishment of a philosophical tradition First requirements are individuality gravity on philosophy and science immensity depth and beauty of expression What we mean by individuality is the assessment of the classi-cal early Islamic thought by the author (especially the Turkish author) while examining the question that he chooses and then provide a solution As for the beauty of expression what is desired is the revealed Turkish eloquence with its esteemed charming and extant vocabulary The mentality of science and philosophy rejects the unilateralism On the contrary it sets off with an attitude of criticism It is an endless road Every end is a beginning However the attitude of criticism does not shall not and will not mean an agonic or expressionless attitude especially on the ethical-historical-social-political groundA philosophical and scientific fruit can not bear a permanent meaning unless it is suppor-ted by a tradition no matter how original it looks It resembles the seeds thrown to the air They should be sowed first It is the same with the ideas They should begin their exis-tence in an eacutecole That is why the periodicalsrsquo aim is to prepare a ground for a tradition of this kind Our hope is to get the authors lsquocrashrsquo their ideas with dialectical minds in the papers of the periodicalsKutadgubilig (the Blissful Wisdom) Philosophy-Science Studies is an academic and re-fereed philosophy periodical being published since 2002 It used to be published twice a year on October and March yet from 2016 on it will continue to be published four times a year on March June September and DecemberIts index is being prepared by ULAKBİM and Philosopherrsquos Index Turkish is its official language however it is also open to texts in some other languages together with their relevant Turkish translations Moreover some important works that were published with the ottoman script in various media organs are going to be revitalized Every issue is going to be classified in this order existence knowledge ethics studies history society politics arts studies science studies and bibliographyWorks submitted for publication are being published after the evaluation of the referees and the editorial board The ones that are not being published are not sent back but archi-ved For further information on publishing principles and the format of the articles please visit our website (wwwkutadgubiligcom)Kutadgubilig Philosophy-Science Studies does not take the responsibility of the views and thoughts expressed in the articles It does however keep the right of intervention so as to provide a relative cooperation on language and expression manners Best regards lsquouplifting knowledgersquo Kutadgubilig Philosophy-Science Studies

İCcedilİNDEKİLER CONTENTS

SELAMİ VARLIKJean-Luc Marionrsquoda Doygun Fenomen ve Yuumlce

Saturated Phenomenon And Sublime in Jean-Luc Marion 9

ENGİN KOCATheoretike İle Poietike Arasında Modern Bilimin Youmlntem Arayışı

Modern Science Searching For Methods Between Theoketike and Poietike29

B UTKAN ATBAKANNietzschersquonin Spinozarsquoya Youmlnelik Eleştirisi lsquoGuumlccedil İstemirsquo Contra lsquoConatusrsquo

Nietzschersquos Critique Of Spinoza lsquoThe Will To Powerrsquo Contra lsquoConatusrsquo 61

AHMET ERHAN ŞEKERCİSlavery As The Other Face Of The Enlightenment

Aydınlanmanın Oumlteki Yuumlzuuml Koumllelik 79

AHMET ERHAN ŞEKERCİAydınlanmanın Oumlteki Yuumlzuuml Koumllelik

Slavery As The Other Face Of Enlightenment 97

VARLIK ndash BİLGİ ndash AHLAcircK ARAŞTIRMALARI METAFİZİKEXISTENTIAL ndash INFORMATIONAL ndash ETHICAL STUDIES

METAPHYSICS

TARİH ndash TOPLUM ndash SİYASET ndash SANAT ARAŞTIRMALARIHISTORICAL ndash SOCIAL ndash POLITICAL ndash ARTISTIC STUDIES

GUumlVENCcedil ŞARldquoEvrdquoin Oumltesi Eski Yunanrsquoda ve Guumlnuumlmuumlzde Yabancı Uumlzerine Duumlşuumlnceler

Beyond ldquoHomerdquo Thoughts On The Foreigner in Ancient Greek and in Our Day 117

ARZU İBİŞİ TEMELLİDistopik Bir Gelecek Kurgusu Zamyatinrsquoin Bizrsquoi

A Dystopian Future Fiction We By Zamyatin 133

NICOLAUS COPERNICUSWernerrsquoe Karşı Mektup

The Letter Against WernerCcedilEV ve GİRİŞ C Cengiz CcedilEVİK

151

NICOLAUS COPERNICUSDe Octava Sphaera Contra Wernerum

165

MELİKE CcedilAKANBaconrsquoın De Sapientia Veterumrsquounda Mitlerin

Politik Yorumu Uumlzerine Bir İncelemeA Reading of Political Interpretation of the Myths in

Baconrsquos de Sapientia Veterum171

VARLIK ndash BİLGİ ndash AHLAcircK ARAŞTIRMALARI METAFİZİK

EXISTENTIAL ndash INFORMATIONAL ndash ETHICAL STUDIES METAPHYSICS

JEAN-LUC MARIONrsquoDA DOYGUN FENOMEN VE YUumlCE

Selami Varlık

SATURATED PHENOMENON AND SUBLIME IN JEAN-LUC MARION

OumlZFransız ccedilağdaş filozof Jean-Luc Marion oumlznenin algı guumlcuumlnuuml aşan fenomenlerin imkacircnını savunur ve bunların varlığını fenomenolojik bir ccedilerccedilevede temellen-dirir Normal fenomenlerde youmlnelim goumlruumlyuuml aşarken bu doygun fenomenlerde (saturated phenomena) tersi gerccedilekleşir ve youmlnelim goumlruumlnuumln karşısında eksik kalır Belirmenin sınırlarını zorlayan vahiy bu tuumlrden fenomenlerdendir Yalnız Marion doygun fenomenleri teolojik alanla sınırlamaz Descartesrsquota Tanrı fik-rini veya Kantrsquota yuumlceyi zikrederek felsefe tarihinden farklı doygun fenomen oumlrnekleri verir Ccedilalışmamızın amacı merkezi oumlzne fikrini imha eden bir doy-gun fenomen olarak yuumlceyi incelemektir Bu vesileyle Marion ile Kant arasında devamlılık ve karşıtlık ilişkisi değerlendirilecektir Ccedilalışmamız ayrıca doygun fenomenin felseficirc bir kavram mı yoksa teolojik bir kavram mı olduğunu tartışma imkacircnı sağlayacaktırAnahtar Kelimeler Marion Kant doygun fenomen yuumlce oumlzne saygı

ABSTRACTContemporary French philosopher Jean-Luc Marion defends the possibility of phenomena beyond the subjectrsquos perception and he justifies their existence in a phenomenological framework Whereas with normal phenomena the intention exceeds the intuition with this saturated phenomena the opposite occurs and the intention remains poor in front of the intuition Revelation which forces

Kutadgubilig Felsefe-Bilim Araştırmaları Mart 2017 Sayı 33 s 9-28

Yrd Doccedil Dr İstanbul 29 Mayıs Uumlniversitesi (selamivarlikgmailcom) Yazı geliş tarihi 30122016 Kabul tarihi 06032017

10 Selami Varlık

limits of the appearing belongs to this kind of phenomenon However Marion doesnrsquot confine saturated phenomena in the theological field referring to the idea of God in Descartes and the sublime in Kant he gives various examples of saturated phenomena in the history of philosophy In this paper we want to study the sublime as saturated phenomenon which is opposed to the idea of a central subject On this occasion we will evaluate the relationship of continuity and opposition between Marion and Kant Furthermore our reflexion will provide the opportunity to ask to what extent the saturated phenomenon is a philosophical or a theological conceptKeywords Marion Kant saturated phenomenon sublime subject respect

I Giriş

Fransız Fenomenolojisinin Teolojik Doumlnemeci kitabında Dominique Janicaudrsquonun iddiası Emmanuel Levinas Paul Ricoeur ve Jean-Luc Marion gibi ccedilağdaş Fransız filozofların fenomenolojiyi teolojiye doumlnuumlştuumlrduumlkleridir Bu doumlnemeci Buumltuumlnluumlk ve Sonsuz kitabında başlatan Levinas goumlruumlnmez Tanrının başkasının yuumlzuumlnde ifşasının bir fenomenolojisini yapmak ister1 Aşkın bir mutlakın goumlruumlnuumlmuumlnuumln tasvirini yapmayı hedefleyen fenomenoloji bu şekilde hem kesin bilimsellikten hem de duyusal verilerle bağlantıdan uzaklaşmıştır Levinasrsquotan sonra Marionrsquou eleştiren Janicaudrsquoya goumlre onun merkezicirc oumlnem taşıyan veriliş (donation)2 kuramı dolaylı olarak Tanrırsquoya goumlndermede bulunur Marion iccedilin eğer fenomenin oumlzuuml goumlruumlnmek ise bu goumlruumlnme daima kendinden oumlnce gelen bir verilmenin varlığını gerektirir Dolayısıyla fenomenolojik goumlruumlnmenin merkezi kurucu transandantal oumlzneden verilmenin kendisine kayar Oysa Janicaudrsquoya goumlre aslında Marion felsefe kılıflı teoloji yapmaktadır zira buradaki veriliş daima bir mutlak verene ndashyani bir Tanrırsquoyandash goumlndermede bulunur

Ricoeurrsquouumln benzer succedillamalara karşı kendisinin gizli teoloji yapmadığına dair sunduğu cevabı3 anımsatan Marion vahiy (revelation) olgusunu fenomenolojik olarak ele aldığını ve bunu daima felsefi bir bağlamda yaptığını vurgular Hatta o teologların

1 Dominique Janicaud ldquoLe Tournant theacuteologique de la pheacutenomeacutenologie franccedilaiserdquo Dominique Janicaud La pheacutenomeacutenologie dans tous ses eacutetats Paris Gallimard 2009 s 23

2 Kavramı Merleau-Pontyrsquonin felsefesi bağlamında kullanan Emre Şan ldquoverilişrdquo olarak ccedilevirmiştir Bkz Emre Şan Merleau-Ponty İstanbul Say Yayınları 2015 s 124

3 Bkz Paul Ricoeur Baskası Olarak Kendisi ccedilev Hakkı Huumlnler Ankara Doğu Batı Yayınları s 32-33 Ricoeur kendisini ldquoKutsal Kitabın imanına bağlayan inanccedilların bilinccedilli ve kararlı parantezerdquo alınmasının oumlnemini vurgular ve kendisinin sadece ldquoautonom felsefi bir soumlylemin izinderdquo yuumlruumlduumlğuumlnuuml ifade eder

Jean-Luc Marionrsquoda Doygun Fenomen ve Yuumlce 11

İncilrsquodeki vahiy hadisesini fenomenolojik bir ccedilerccedilevede okumaktansa genellikle tarihsel ve semiyotik yorumlamayla ele almalarını eleştirir4 Marionrsquou ilgilendiren vahyin ta-rihsel gerccedilekliği değil onun aşkın olanın goumlruumlnuumlrluumlğuuml olarak fenomenolojik imkacircnıdır ve bu imkacircnı doygun fenomen (saturated phenomenon) kuramını geliştirerek sergiler Doygun fenomen normal deneyimimizi oluşturan fakir veya eksik fenomenlerin zıddına duyusal olarak verilen goumlruumlnuumln (intuition) oumlznenin youmlnelim niyetini aştığı fenomendir Ve Marion vahyi en yuumlksek doygun fenomen olarak inceler Oysa felsefe tarihinde Descartes Kant ve Husserl gibi teoloji yapmadıklarından emin olacağımız filozoflar da duumlşuumlncelerinde doygun fenomen oumlrneklerine yer vermişlerdir

Ccedilalışmamızın amacı doygun fenomeni bu oumlrneklerden bir tanesini oluşturan ve dini bir boyut taşımayan Kantrsquoın yuumlcesi (sublime) bağlamında incelemektir Yuumlce algısında oumlzne dolup taşar ve onu aşan bu deneyim tarafından tamamıyla merkezdışı bırakılır Kant yuumlceyi Matematik yuumlce ve Dinamik yuumlce şeklinde ikiye ayırır Matematik yuumlce Samanyolu veya Mısır Piramitleri gibi bizim oumllccedilme ve sayma guumlcuumlmuumlzuuml aşan nesnelere işaret eder Biz bunları antropomorfik oumllccediluumlt birimlerle oumllccedileriz Oysa Dinamik yuumlce bu tuumlr oumllccedilmeleri de olanaksız kılar ve bora veya fırtına gibi bu yuumlce nesneler karşısında insan bir hiccedil sayılır zira onların formsuz buumlyuumlkluumlğuuml onu aşar5 Matematik yuumlce nicelik ve nitelik kategorilerine goumlndermede bulunur Nicelik accedilısından yuumlce ldquosaltık olarak buumlyuumlkrdquo6 olandır yani onun buumlyuumlkluumlğuuml goumlreceli değil de mutlaktır Nitelik accedilısından ise yuumlce buumlyuumlkluumlğuumlyle insanda saygı duygusunu uyandırır Diğer taraftan Kant dinamik yuumlceyi ilişki ve kiplik bağlamında duumlşuumlnuumlr İlişki accedilısından doğadaki dinamik yuumlce insanın uumlzerine ldquohiccedilbir erkirdquo7 olmamasına rağmen korku uyandırır Son olarak kiplikle Kant ne anlamda yuumlcelik duygusunun insanlar arasında paylaşılmasının kuumlltuumlruuml gerektirdiğini accedilıklar

Yuumlce duygusu bir sınır deneyimidir zira o formlar oumltesi olanı goumlruumlnuumlr kılar Amacımız Kantrsquota ve Marionrsquoda yuumlcenin veya doygun fenomenin deneyiminin nasıl egemen oumlzneyi imha ettiğini ele almaktır Bunun iccedilin oumlnce Marionrsquoun doygun feno-meni oumlzellikle fenomenolojik bir ccedilerccedilevede kuramsallaştırdığını inceledikten sonra Marionrsquoun yuumlceyi nasıl Kantrsquoın kategorileri accedilısından bir doygun fenomen olarak ele aldığını sergileyeceğiz Son olarak oumlzellikle ahlaki bir bağlamda yuumlce ile saygı arasın-daki ilişki vesilesiyle egemen oumlzneye karşıtlık accedilısından Marion ile Kant arasındaki ortaklıkları ve farklılıkları değerlendireceğiz

4 Jean-Luc Marion In Excess Studies of Saturated Phenomena New York Fordham University Press 2002 s 29 Metinlere ulaşımı kolaylaştırma accedilısından dipnotlarda Marionrsquoun eserlerinin İngilizceye ccedilevirirleri tercih edilmiştir Ayrıca Marionrsquoun ilk Tuumlrkccedile tercuumlmesi ndashLa croiseacutee du visiblendash Aralık 2014rsquode yayımlanmıştır Jean-Luc Marion Goumlruumlnuumlruumln Kesisimi ccedilev Murat Erşen İstanbul Monokl yay 2014

5 Neclacirc Arat ldquoKant Estetikrsquoinde Guumlzel ve Yuumlce Değerlerirdquo Felsefe Arkivi İstanbul Uumlniversitesi Edebiyat Fakuumlltesi Yayınları Sayı 21 İstanbul 1978 s 79-80

6 Immanuel Kant Yargı Yetisinin Elestirisi ccedilev Aziz Yardımlı İstanbul İdea 2011 sect 25 s 1057 Immanuel Kant Yargı Yetisinin Elestirisi sect 28 s 120

12 Selami Varlık

II Fenomen olarak doygun fenomen

a Husserl ve Kantrsquoın tersine

Husserlrsquoden yola ccedilıkan Jean-Luc Marion onun youmlnelimsellik goumlruumlşuumlnuuml tersine ccedilevirerek eksik fenomen fikrinden asırılık (excess) taşıyan fenomene ulaşır Husserlrsquode bilgi youmlnelim ile denk goumlruuml arasında ccedilakışma ile gerccedilekleşir Yalnız bu buluşmada tam bir denklik hiccedil bir zaman muumlmkuumln değildir ve bir anlam fazlalığı (surplus of meaning)8 soumlz konusudur Bir beyaz kacircğıt goumlrduumlğuumlmuumlzde ve ldquobu kacircğıt beyazdırrdquo dediğimizde goumlruumllen somut kacircğıt ldquobeyazrdquo teriminin youmlnelimselliğini tam olarak dolduramaz Oumlzel-likle ldquodirrdquoi hiccedil bir goumlruuml karşılamaz Anlam youmlnelimi olarak kurduğumuz cuumlmledeki ldquobeyazrdquo terimi ile goumlrduumlğuumlmuumlz beyazlık arasında tam bir denklik olduğunu haksız yere duumlşuumlnuumlruumlz Husserlrsquoin deyimiyle ldquolsquoBeyazrsquo kemilesinin niyeti sadece kısmen beliren nesnenin renksel goumlruumlnuumlşuumlyle ccedilakışır bir anlam fazlağı kalır bu belirmenin kendisinde kendini onaylayacak bir şey bulmayan bir formdurrdquo9 Nesnenin bir resmi olmayan dilsel ifade ifade ettiği deneyimi aşar Bu aşma sadece ifadedeki kavramsal ve genel olma boyutundan kaynaklanmaz Husserlrsquoe goumlre deneyimin ifadeleri ldquodirrdquo ldquodeğildirrdquo ldquobirrdquo ldquoveyardquo ldquoeğerrdquo gibi kategorik formlar iccedilerir Ve ldquokağıtrdquo kelimesinde bile ifade edilmeyen ldquovardırrdquo bir kategorik formdur10 Bu tespit Husserlrsquoi kategorik goumlruumller kuramına goumltuuml-recektir zira aranan ccedilakışma sadece bu goumlruumllerle anlam youmlnelmeleri arasında muumlmkuumln olacaktır Yani tam denklik sadece şekilsel goumlruuml gerektiren matematikte kategorik goumlruuml gerektiren mantıkta ve hiccedil goumlruuml gerektirmeyen totolojilerde muumlmkuumlnduumlr

Kavram ile goumlruuml arasında benzer ilişkiyi Marion Kantrsquota tespit eder Kantrsquota aslında goumlruuml kavramdan daha oumlnemli gibi durur Zira her ne kadar kavramsız goumlruuml koumlr ve goumlruumlsuumlz kavram boş olsa da sadece goumlruumlde verilmiş bir iccedilerik mevcuttur Oysa goumlruumlsuumlz kavram tam anlamıyla boştur yani onda hiccedil bir şey verilmemiştir Yani goumlruumlde algılanamayan bir iccedilerik varken goumlruumlsuumlz kavramda hiccedil bir şey yoktur Yalnız buradan goumlruumlnuumln kavrama uumlstuumlnluumlğuuml sonucuna varılmamalı Zira Kantrsquota da aslında goumlruuml ek-siktir ccediluumlnkuuml sadece duyusal goumlruumlye sınırlanmıştır Bu anlamda duyusal olmayan bir goumlruuml oumlrneğin entelektuumlel bir goumlruuml fenomenliğin yani goumlruumlnuumlrluumlğuumln dışına itilmiştir Duyusal goumlruumlnuumln oumlnceliği aynı zamanda temel bir eksikliğe doumlnuumlşuumlr11

Dolayısıyla Marionrsquoa goumlre goumlruuml daima eksiktir ve Kant ve Husserlrsquoin ele aldığı fenomenler bu eksiklik tarafından belirlenirler Goumlruumlnuumlrluumlğuumln bir şartını oluşturan ve bu

8 Edmund Husserl The Shorter Logical Investigations ccedilev John N Findlay London and New York Routledge 2001 s 341

9 Age s 34110 Jean-Luc Marion Being Given Toward a Phenomenology of Givenness ccedilev Jeffrey L Kosky

Stanford California Stanford University Press 2002 s 191 11 Immanuel Kant Arı Usun Elestirisi ccedilev Aziz Yardımlı İstanbul İdea 2008 s 285 Bkz Marion

Being Given s 194-196

Jean-Luc Marionrsquoda Doygun Fenomen ve Yuumlce 13

anlamda kesinlikle rastlantısal olmayan bu eksikliği Marion tersine ccedilevirir Yani fazlalık (surplus) taşıyan fenomenlerin imkacircnı sorusunu sorar12 ldquoGoumlruumlde fakir olduğu varsayılan fenomene goumlruuml ile doygun olan bir fenomen ile karşıkonulamaz mırdquo13 Boumlyle bir doygun fenomen (saturated phenomenon) hiccedil bir eksiklik taşımaz tam tersine o zengin dolup taşan bir fenomendir14 Bu fenomen bizim ona youmlnelmemizden bağımsız olarak vardır Burada goumlruuml youmlnelimin hiccedil hesaplayamayacağından fazlasını verir ve artık goumlruuml değil de youmlnelim eksik konuma duumlşer15 Doygun fenomenin youmlnelim tarafından doldurulma ihtiyacı yoktur Dolayısıyla doygun fenomen goumlruumlnuumlrluumlğuuml ve goumlruumlnmezliği bir arada taşır zira o hem goumlruumlnuumlr hem de bu goumlruumlnuumlrluumlğuumln arkasında kendisini gizler

Boumlyle bir fenomenin varlığını sorgulamak Marionrsquoa iki nedenden dolayı meşru goumlzuumlkuumlr İlk olarak her ne kadar Kant ve Husserl fenomenliği goumlruuml ile kavram arasındaki ilişkiyle accedilıklasalar da bu bağı sadece iki tuumlrden duumlşuumlnuumlrler Goumlruuml eksikliği veya tam uyum Ve uumlccediluumlncuuml bir olası ilişki tuumlruumlnuuml ndashyani goumlruumlnuumln fazlalığınındash hiccedil ele almazlar Oysa bu uumlccediluumlncuuml muhtemel ilişki tuumlruuml fenomenin tanımının doğal sonucudur İkinci olarak Marionrsquoa goumlre aslında estetik ide fikriyle Kant doygun fenomen imkacircnını sezmiştir Akıl idesi hiccedil bir zaman bir bilgiyle sonuccedillanamaz zira onda kavrama denk duumlşecek bir goumlruuml yoktur Estetik ide iccedilin ise sorun tam tersidir Yani onda goumlruuml denk bir kavram bulamaz16 Yani estetik ide daha oumlnce ele aldığımız goumlruuml eksikliğinin tam ters oumlrneğini oluşturur Burada eksik olan goumlruuml değil kavramdır Kavramları aşan bu estetik ideyi hiccedil bir dil ifade edip anlaşılır kılamaz Ve bu ifade edilemezliğin tek nedeni verilen goumlruumldeki aş-kınlıktan başka bir şey değildir Estetik ide ldquohayalin sergilenemez temsilirdquodir Marionrsquoun deyimiyle ldquoinexposable (inexponible) representation of the imaginationrdquo17 Yanı goumlruumlde verilen kavramların sergileyeceğinden oumltedir sergilenmenin a priori kurallarını aşar

b Oumlzne oumltesi fenomenler

Doygun fenomeni duumlşuumlnmek iccedilin Marion klasik fenomenin goumlruumlnuumlrluumlğuuml sorunundan yola ccedilıkar Oumlzellikle Kantccedilı ve Husserlci bağlamda bir fenomenin goumlruumlnuumlr olması kendi sayesinde değil tuumlm fenomenler iccedilin geccedilerli olan şartlar ccedilerccedilevesinde muumlmkuumlnduumlr18 Ve goumlruumlnuumlrluumlk imkacircnını oluşturan bu şartlar aynı zamanda bir sınır ccedilizer Marion oumlzel-

12 Bu eksiklik Kant iccedilin de geccedilerlidir ldquoThe phenomenon is therefore characterized according to Husserl and Kant by its lack of intuition which gives it only by limiting itrdquo Age s 194

13 Age s 197 14 Recep Alpyağıl ldquoCcedilağdaş Felsefedeki lsquoArmağanrsquo Tartışması Din Felsefesine ne Kazandırabilirrdquo

Ekev 1338 kış 2009 s 96 Muumlellif doygun fenomeni ldquomeşbu fenomenrdquo olarak ccedilevirmiştir Ayrıca doygun fenomen fikrinin Mevlanarsquoda bir karşılığı iccedilin bkz ldquoagmrdquo s 97

15 Jean-Luc Marion The Visible and the Revealed ccedilev Christina M Gschwandtner New York Fordham University Press 2008 s 32

16 Immanuel Kant Yargı Yetisinin Elestirisi sect 57 s 21817 Jean-Luc Marion ldquoThe Saturated Phenomenonrdquo Phenomenology and the ldquoTheological Turnrdquo The

French Debate ed Dominique Janicaud New York Fordham University Press 2000 s 196 18 ldquoAgmrdquo s 177

14 Selami Varlık

likle iki şarttan bahseder İlk olarak tuumlm fenomenler belli bir ufuk iccedilerisinde verilirler Ve ikinci olarak fenomenler bir Ben iccedilin goumlruumlnuumlrler19 Yani goumlruumlnuumlr olmak daima bir ufuk iccedilerisinde bir oumlzne iccedilin bir oumlzne karşısında goumlruumlnuumlr olmaktır Her fenomen Benrsquoe indirgenebilirliği ile tanımlanır ve belirli goumlruumlnuumlrluumlk şartlarına uymak zorundadır

Tam olarak bu noktada doygun fenomen kavramı ile Marionrsquoun amacı Kant ve Husserlrsquoin oluşturdukları bu iki sınırı aşmaktır20 Marion oumlzneye indirgenemez olan mutlak ve oumlzerk fenomenler imkacircnının sorusunu sorar Amaccedil oumlyle bir ldquogoumlruumlsel veril-merdquo (intuitive giveness) oluşturmaktır ki hem mutlak olarak koşulsuz olsun yani bir ufuk sınırı tanımasın hem de mutlak olarak indirgenemez olsun yanı oluşturucu bir Benrsquoe indirgenmesin ldquoUfkun şartlarını (iccediline dacirchil olmak yerine onu asarak) tersine ccedileviren ve indirgemeyi (Benrsquoe indirgenmek yerine Benrsquoi kendine dogru youmlnlendirerek) tersine ccedileviren bir fenomen tipi tasavvur edemez miyizrdquo21 Daha genel olarak burada sorulan soru duumlnyayı nesnelleştiren oumlzne merkezli bir fenomenolojiden oumlte oumlzneden bağımsız ve fenomenliğin sınırında bir fenomenoloji imkacircnıdır Hatta bunlar sınırda goumlruumlnduumlkleri iccedilin bir şekilde daha fazla goumlruumlnuumlrler Yani Marion oumlznenin youmlnelimsel-liğine tabi olmayan bir goumlruumlnuumlrluumlk imkacircnını savunur22 Doygun fenomen kuramı bu sorulara olumlu cevap verme olanağını sunar Hem goumlruumlnuumlrluumlk şartını oluşturan ufuk hem kurucu oumlzne hem de algılanan goumlruuml sonludur

Herhangi bir fenomenin bir ukfa dacirchil olabilmesi (ve burada imkacircn şartını bulabil-mesi) iccedilin bu ufkun sınırlanmış olması (ki bu onun tanımıdır) ve dolayısıyla fenomenin sonlu kalması gerekir Bir fenomenin onu belirleyen accedilıkccedila sonlu bir Benrsquoe indirgen-mesi iccedilin fenomen sonlu nesnellik statuumlsuumlne indirgenmiş olmalıdır Her iki durumda ufkun ve Benrsquoin sonluluğu goumlruumlnuumln kendisinin sonluluğu tarafından belirtilmiştir23

Marion hem doygun fenomenlerin varlığının muumlmkuumln olduğunu hem de felsefe tarihinde ndashhatta en oumlnemli metafizikccedililerin hepsindendash farklı oumlrneklerine rastladığımızı vurgular Temelde doumlrt tuumlr doygun fenomen mevcuttur ve bunların her biri Kantrsquoın ka-tegori gruplarının birini aşar Nicelik accedilısından doygun fenomen hadisedir (event) veya ldquosaf tarihi hadiselerrdquo Onlar ccediloğu kez hiccedil beklenmeden gerccedilekleşirler ve hiccedil bir zaman tam olarak tekrarlanmazlar Onlarda goumlruumlnuumln fazlalığı her tuumlr nesneleştirmeye engel olur ve anlaşılmaları hermeneutiğe başvurmayı gerektirir24 Bu tuumlr fenomenlere tanıklık

19 Bu iki sınırlandırmanın Kantccedilı versiyonu iccedilin bkz Kant Arı Usun Elestirisi s 176-17720 Wendy Wiseman ldquoThe Sublime Subject in Kantrsquos Metaphysic and Jean-Luc Marionrsquos Phenomenologyrdquo

Epocheacute The University of California Journal for the Study of Religion Yaz 2006 s 180 21 Marion ldquoThe Saturated Phenomenonrdquo s 184 ldquoCan we not envisage a type of phenomenon that would

reverse the condition of a horizon (by surpassing it instead of being inscribed within it) and that would reverse the reduction (by leading the I back to itself instead of being reduced to the Irdquo

22 Ruud Welten Pheacutenomeacutenologie du Dieu invisible Essais et eacutetudes sur Emmanuel Levinas Michel Henry et Jean-Luc Marion Ingilizceden ccedilev Sylvain Camilleri Paris LrsquoHarmattan 2011 s 190

23 Marion The Visible and the Revealed s 3124 Age s 47 Marion bu noktada Paul Ricoeurrsquouumln ccedilalışmalarına ve oumlzellikle Zaman ve Anlatırsquoya ccedilok

şey borccedillu olduğunu hatırlatır

Jean-Luc Marionrsquoda Doygun Fenomen ve Yuumlce 15

eden oumlzne onları kuşatamaz hatta tam tersine bu doygun fenomenler oumlzneyi kuşatırlar Burada oumlzne kuran değil kurulandır (constituted) Yalnız her ne kadar doygun fenomen olsalar da saf tarihi hadiseler geneldir ve bir şekilde iletilebilirler Nitelik kategorilerini aşan temel doygun fenomen idolduumlr veya daha genel olarak tablodur İdolde veya sanat eserinde goumlruuml daima onu idrak etmek isteyen kavramları aşar ve bu şekilde bakan oumlzne suumlrekli tekrar bakmasına rağmen tabloyu tam olarak goumlremez Dolayısıyla transandantal oumlzne egemen pozisyonunu kaybeder25 İlişki kategorileri accedilısından ten temel doygun fenomendir Zira tenin kendini duygulaması dışsal fenomenlerin algısını oumlnceler Tuumlm youmlnelimlerden oumlnce hissedenle hissedilenin birliği iccedilerisinde ten kendini duygular Yani ten deneyiminde goumlruuml kurguyu oumlnceler Ve son olarak kiplik accedilısından temel doygun fenomen ikon veya başkasının yuumlzuumlduumlr İlk uumlccedil doygun fenomenlerin temel oumlzelliklerini iccedileren ikon asla bakılamayan bir oumlzneye indirgenemeyendir İkon veya başkasının yuumlzuuml karşısında bakan ile bakılanın yerleri değişir ve artık oumlzne bakılandır26 Bu doumlrt temel doygun fenomen sonludur ve bunları aşan en yuumlksek doygun fenomen olan vahiy veya İsarsquonın ifşasıdır O hem bir tarihi olay hem goumlzleri kamaştıran bir idol hem acı ccedileken veya zevk veren bir ten hem de ikonik bir yuumlzduumlr27 Revelation ikinci derecede bir doygun fenomendir zira onda goumlruumlnuumlrluumlğuumln temel doumlrt şartını oluşturan doumlrt kategori grubu tamamı aynı anda aşılır28 Marionrsquoun temellendirmek istediği boumlyle bir vahyin teolojik gerccedilekliğinden ziyade fenomenolojik imkacircnıdır Kelime Fransızca hem ldquovahiyrdquo anlamını hem de ldquoifşa etmerdquo ldquoaccedilığa ccedilıkarmardquo anlamlarını iccedilerir Marion buradaki ifşa kavramının teolojik değil fenomenolojik bir kavram olduğunu vurgular ve onu şu şekilde tanımlar ldquoSadece kendinden olan ve kendinden başlayan ve imkacircnını herhangi bir oumln belirlemeye tabi tutmayan bir ifşardquo29

Descartesrsquota sonsuz fikri Husserlrsquode zaman bilinci veya Spinozarsquoda cevher kuramı gibi Kantrsquoın yuumlce fikri de doygun fenomen oumlrneklerinden bir tanesini oluşturur30 Bu oumlrnekler iki nedenden dolayı oumlzel bir oumlnem taşır İlk olarak somut oumlrneklerin varlığı imkacircndan gerccedilekliğe geccedilişi sağlar Az oumlnce ele aldığımız gibi Marion oumlnce bu tuumlr

25 Marion Being Given s 23026 Age s 233 27 Vincent Citot-Pierre Godo ldquoEntretien avec Jean-Luc Marionrdquo Le Philosophoire 200011 no 11 s

19 28 Marion Being Given s 235 Marion ldquodoygunluğun doygunluğundanrdquo bahseder 29 Marion The Visible and the Revealed s 47 Marion bu anlamda kullanılan uumlccedil tuumlr ifşa oumlrneği verir

insanın bakabildiği yalnız kuramadığı tablo yani idol insanın goumlremediği ama insanı goumlren ve goumlzleri kamaştıran ikon ve son olarak goumlruumlnmez bir bakışın insana goumlruumlluumlr bir şekilde bakması ve onu sevmesi yani teofani

30 Marion Being Given s 220 Marion The Visible and the Revealed s 46 Descartesrsquota fenomenin bir nesneye indirgenemediği tek fikir sonsuz fikridir Kantrsquoın kategorileri bağlamında nicelik accedilısında sonsuz fikri ilave ve sentezlerle değil de aniden (tota simul) gelir Nitelik accedilısından derecelendirme kabul etmeyip maksimuma en fazlaya goumlndermede bulunur İlişki kategorileri accedilısından sonsuz fikri anlaşılmazdır ve başka hiccedilbir fikirle kıyas olanağı sunmaz Ve son olarak kiplik accedilısından oumlzne tarafından kuşatılmaz tam tersine o oumlzneyi kuşatır (comprehend yani aynı zamanda anlar)

16 Selami Varlık

fenomenlerin olanağı sorusuyla başlar ve bir şekilde oumlrneklerin varlığı bu imkacircna gerccedileklik boyutu kazandırır31 İkinci olarak her ne kadar bunu accedilıkccedila ifade etmese de felsefe tarihinden oumlrnek vererek Marion felsefe dili alanında kalıp dini alana kayma-ma teşebbuumlsuumlnde bulunur Revelation yani vahyin en uumlst doygun fenomen olduğunu soumlylemiştik Ayrıca doygun fenomeni idol ve ikon gibi dini iccedilerikli fenomenler accedilı-sından da değerlendiren Marion daima youmlnteminin sadece fenomenolojik olduğunu vurgulamıştır32 Felsefe tarihinde farklı doygun fenomenler oumlrnekleri veren Marionrsquoa goumlre Kantrsquoın yuumlcesi Descartesrsquoin sonsuz fikrinden daha ilgi ccedilekicidir zira rasyonel teolojiyle hiccedil bir bağlantı kurmaz Ayrıca Kantrsquoın oumlnemi Marionrsquoun doygun feno-menleri Kantrsquoın kategorileri accedilısından tasvir etmesinde de fark edilir33

III Doygun fenomen olarak yuumlce

a Kantrsquota ve Marionrsquoda yuumlce

Marionrsquoda yuumlce kavramı temel bir kavram olarak değil de bir oumlrnek olarak karşımı-za ccedilıkar bir doygun fenomen oumlrneği olarak Marionrsquoa goumlre Kantrsquoın doygun fenomenrsquoin imkacircnını bir şekilde estetik ide fikriyle sezdiğini ifade etmiştik Estetik ide sergilenemez bir temsildir (inexponible Vorstellung)34 Oysa bilgi nesnesine doumlnuumlşemeyen bu aşkın goumlruuml hayalin ldquooumlzguumlr oyunurdquo vesilesiyle oumlnem ve anlam kazanır İşte bu oyunda bir yuumlcelik yer alır35 Doygun fenomenin Kantccedilı oumlngoumlruumlsuuml olarak estetik ideden yuumlcelik kavramına geccediliş tesaduumlfi değildir Zira Marion daha sonra yuumlceyi oumlnemli bir doygun fenomen oumlrneği olarak sunar Ve genel olarak doygun fenomen iccedilin yaptığı gibi Marion doygun fenomen olarak yuumlceyi de Kantrsquoın kategorileri ccedilerccedilevesinde ele alır Kantrsquoın kategorileri hem genel olarak doygun fenomenler hem oumlzel olarak yuumlce iccedilin geccedilerlidir36 Nicelik accedilısından yuumlce hem ldquobiccedilimsizrdquo37dir hem de izafi değil de mutlak olarak buumlyuumlk

31 Mikkel B Tin ldquoSaturated Phenomena From Picture to Revelation in Jean-Luc Marionrsquos Phenomenologyrdquo Filozofia 65 (9) Ocak 2010 s 872

32 Paris Katolik Enstituumlsuuml Felsefe fakuumlltesi dekanı Fransız filozof Emmanuel Falquersquoa goumlre her ne kadar Marion doygun fenomen kavramını sadece felsefi bir bağlamda geliştirdiğini vurgulasa da Marion bu fikri ilk olarak Katolik bir dergide ldquoTanrırsquoya İmkacircnsız Yokturrdquo başlıklı dini bir yazıda oumlne suumlrmuumlştuumlr Bkz Jean-Luc Marion ldquoAgrave Dieu rien drsquoimpossiblerdquo Communio 14 no 5 1989 43-58 Yalnız Falquersquoa goumlre bu durum kavramın felsefi değerini duumlşuumlrmez tam tersine felsefenin teolojik fikirlerden de beslenebileceğini goumlsterir Bkz Emmanuel Falque ldquoLarvatus pro Deo Pheacutenomeacutenologie et theacuteologie chez J-L Marionrdquo Gregorianum 86 1 2005 s 56 dn 23

33 Marion Being Given s 199 ldquoI will sketch a description of the saturated phenomenon by following the lead of the categories of the understanding defined by Kantrdquo

34 Kant Yargı Yetisinin Elestirisi sect 57 s 218 Kant burada İngilizce inexponible kelimesini kullanmıştır35 Age s 19836 Wiseman ldquoThe Sublime Subjectrdquo s 18237 Kant Yargı Yetisinin Elestirisi sect 23 s 101 Bu biccedilimsizlik sınırsızlıktan kaynaklanmaktadır

ldquoDoğanın Guumlzeli nesnenin sınırlardan oluşan biccedilimini ilgilendirir buna karşı Yuumlce ise biccedilimsiz bir

Jean-Luc Marionrsquoda Doygun Fenomen ve Yuumlce 17

olandır O ldquotuumlm kıyaslamalardan oumlterdquo buumlyuumlktuumlr38 Kantrsquoın ifadesiyle ldquoSaltık olarak (schlechthin groszlig) buumlyuumlk olana Yuumlce derizrdquo39 oysa ldquobirşeyin accedilıkca (simpliciter) buumlyuumlk olduğunu soumlylemek onun saltık olarak buumlyuumlk (absolute non comparative magnum) olduğunu soumlylemekten buumltuumlnuumlyle ayrı bir şeydirrdquo40 Kantrsquoın yuumlceye atfettiği buumlyuumlkluumlk tuumlm karşılaştırmaların oumltesinde bir buumlyuumlkluumlktuumlr

Nitelik accedilısından Marion Kantrsquola birlikte yuumlcenin yol accediltığı duyguyu ldquoolumsuz hazrdquo olarak tanımlar41 Burada buumltuumlnluumlğuumln idelerini sunmak iccedilin imgelemin yetersizli-ğinin duygusu soumlz konusudur Verdiği oumlrnekte Kant Romarsquoda St Pierre Kilisesirsquone ilk girildiğinde hissedilen duyguyu bu şekilde tarif eder Ayrıca nitelik accedilısından yuumlce kor-kunccedil bir boyut taşır bu da ldquobuumlyuumlkluumlğuuml yoluyla kavramını oluşturan ereği yok ediyorsardquo gerccedilekleşir42 İlişki accedilısından yuumlce tuumlm kıyaslar oumltesidir zira O ldquosınırsızdırrdquo43 Guumlzellik doğrudan nesnenin sınırlarını ccedilizen biccedilimi ile ilgiliyken biccedilimsiz bir nesnede bulunan yuumlce sınırsızlığıyla duumlşuumlnuumlluumlr Ve son olarak kiplik kategorileri accedilısından yuumlce yargı guumlcuumlnuumln ereğine karşı ccedilıkar Yani yuumlcede yargı guumlcuuml ile fenomen arasındaki ilişki tersine ccedilevrilir ve oumlzne pasifleşir Artık o kurucu değil kurulandır bakan değil bakılan Benrsquodir

Doygun fenomenin temel oumlzelliği fenomen olmasındadır Yani Marionrsquoun yuumlzleştiği sorun goumlruumlnmezin akledilirliği değildir goumlruumlnmesidir O bu noktada Platonrsquodan daha ileri gitmek ister Kimyada doygun bir sıvı ccediloumlzelti sabit basınccedil ve sıcaklıkta ccediloumlzebileceği en fazla maddeyi ccediloumlzmuumlş ccediloumlzeltidir Yani boumlyle bir sıvıda kesinlikle daha fazla madde ccediloumlzuumllemez aksi takdirde ccediloumlzeltinin kimyasal yapısı değişmiş olur Başka bir deyişle doygunluk sınır meselesidir Kantccedilı anlamda yuumlce de bu sınırla yuumlzleşir Zira yuumlcenin sorunu bir şeyin goumlruumlnmezliği veya goumlruumlnuumlrluumlğuuml değil de ldquosınırdardquo (agrave la limite) gouml-ruumlnmesidir44 Yuumlceyi doygun fenomen olarak duumlşuumlnecek olursak buradaki ldquofenomenrdquo kavramı oumlzel bir oumlnem iccedilerir zira sınırda olmanın oluşturduğu gerilimi o taşır Kantrsquota bu sınır hayalin sınırıdır Hayalin burada yuumlzleştiği buumlyuumlkluumlk mutlak bir buumlyuumlkluumlktuumlr Bu buumlyuumlkluumlğuumln oumlzelliği nicelik olarak diğer tuumlm buumlyuumlkluumlklerden daha buumlyuumlk olması değildir Marionrsquoun da vurguladığı gibi yuumlce tuumlm analojilerden oumlte buumlyuumlktuumlr

Nicelik accedilısından Marionrsquoun Kantrsquola birlikte yuumlceyi tuumlm kıyaslamalardan oumlte buuml-yuumlk olarak tasvir ettiğini soumlylemiştik Kant bu noktada magnitudo ile quantitas arasında bir ayrım yapar ldquoAma buumlyuumlk-olma ve bir buumlyuumlkluumlk olma buumltuumlnuumlyle ayrı kavramlardır (magnitudo und quantita)45 Quantitas oumllccediluumllene goumlnderirken magnitudo genel olarak

nesnede bulunacaktır ama ancak sınırsızlığın onda ya da onun vesilesiyle tasarımlanması oumllccediluumlsuumlnderdquo 38 Marion The Visible and the Revealed s 4639 Kant Yargı Yetisinin Elestirisi sect 25 s 105 40 Age s 10541 Age s 10242 Age s 111 Muumltercim Almanca ungeheuerrsquoi Tuumlrkccedile muazzamrsquola karşılamıştır Fransızca Marion

monstruositeacute yani monstrosityrsquoden bahseder Marion Being Given s 22043 Kant Yargı Yetisinin Elestirisi sect 23 s 10144 Jean-Luc Nancy ldquoLrsquooffrande sublimerdquo Du Sublime Paris Belin 1988 s 6645 Kant Yargı Yetisinin Elestirisi sect 25 s 105

18 Selami Varlık

oumllccedilebilmeye atıfta bulunur Yani quantitas somut bir buumlyuumlkluumlktuumlr oysa magnitudo buumlyuumlkluumlklerin varlığını bildirir Tikel olarak buumlyuumlkluumlkler olması iccedilin genel olarak bir buumlyuumlkluumlk fikri olmalıdır Burada nicelik olarak buumlyuumlkluumlk niteliksel bir boyut kazanır Guumlzellik şekille ilgilidir oysa yuumlce şeklin oumltesindedir Guumlzellik belirli ve sınırlı bir imgedir yuumlce ise imgelerin var olmasındadır Yani yuumlce sınırsızlığı hissettiren sınırların var olmasındadır Yuumlce bu sınırı goumlsterendir zira sınırları değilleyen sınırsızlık daima bir sınır ccedilerccedilevesinde veya bir sınırın oumltesinde vardır Bu anlamda doygun fenomen bir sınır fenomenidir ldquoYuumlce magnitudo sınırda ve sınırın kaldırılmasında ikamet eder ndash hatta ansızın gelir ve şaşırtırrdquo46 Artık mesele sınırı aşmak değil sınırda kalmaktır ama bu sınır aynı zamanda oumlteki yuumlzuumlnuuml oluşturan sınırsızlığı da goumlruumlnuumlr kılar Goumlruumlnuumlrluumlğuumln sınırı aynı zamanda sınırın goumlruumlnuumlrluumlğuuml sorunuyla ilgilidir Doygun fenomen daima kendinin oumltesini taşıyan bir sınır fenomenolojisini muumlmkuumln kılar Bu sınıra gelen insanın hisettiği de yuumlcelik duygusudur Yuumlce hayal bu sınıra iccedilerinden dokunur47

b Kategoriler accedilısından doygun fenomen

Doygun fenomen oumlrneği olarak yuumlce bize doygun fenomeni daha yakından ele almayı muumlmkuumln kılar O Kantrsquoın kategorilerinin oumltesindedir zira onda goumlruuml kavramı aşar ve benzer şekilde doygun fenomen de aslında bu kategorileri aşar Bu yuumlzden Marion Kantrsquoın kategorilerini tersine ccedilevirerek doygun fenomeni ele alır48 Doygun fenomenrsquoin hem ufku hem Benrsquoi aştığını soumlylemiştik O nicelik nitelik ve ilişki accedilı-sından ufku kiplik accedilısından da Benrsquoi aşar Nicelik accedilısından doygun fenomen nişan alınamazdır (invisable) nitelik accedilısından dayanılmaz katlanılmaz (unbearable) ilişkiye goumlre mutlak (absolute) ve kiplikrsquoe goumlre bakılamaz (irregardable)

İlk olarak nicelik accedilısından doygun fenomen nişan alınamazdır zira beklenmedik-tir49 Marion Kantrsquoın fenomen tasvirini iki accedilıdan ele alır İlk olarak niceliğe goumlre bir buumltuumln parccedilalarının birleşimiyle oluşur Buumltuumlnuumln temsili parccedilaların temsilinin toplamı sayesinde muumlmkuumln olur Bu da ikinci olarak fenomenin parccedilalardan oluşan bir buumltuumln olarak oumlnceden oumlngoumlruumllmesini sağlar50 Yani parccedilaların algısının toplamından oluşan bir buumltuumln aynı zamanda oumlnceden goumlruumllen bir fenomendir Doygun fenomen ise bu iki oumlzelliği tersine ccedilevirir Kavramı aşan bir goumlruuml sonlu parccedilaların birleşiminden oluşamaz Goumlruuml kavramı aştığı gibi buumltuumln de parccedilaları aşar Boumlyle bir fenomen oumllccediluumllemeyen oumllccediluumlsuumlz bir fenomendir Bu aşırılık ccedilok buumlyuumlk olan ve bundan dolayı sınırsız bir nicelik

46 Nancy ldquoLrsquooffrande sublimerdquo s 68 47 Age s 7748 Marion Being Given s 19949 Age s 199 Burada Marion Fransızca ldquone peut se viserrdquo (ldquocannot be aimed atrdquo) yani ldquonişan

alınamazrdquo ile ldquoimpreacutevisiblerdquo (unforeseeable) arasında bir kelime oyunu yapar Yani goumlruumllemeyen aynı zamanda beklenmeyen oumlngoumlruumllemeyendir

50 Kant Arı Usun Elestirisi s 223

Jean-Luc Marionrsquoda Doygun Fenomen ve Yuumlce 19

değildir O hiccedil bir zaman algılanamayan oumlngoumlruumllemeyendir Ccediluumlnkuuml doygun fenomende parccedilalardan buumltuumlne geccedilişi sağlayan ardışık sentez imkacircnsızdır Bu sentezin imkacircnsızlığı oumlzellikle hayret (amazement) duygusunda kendini goumlsterir Hayrette nesne daima onu goumlrmemizden oumlnce gelir o her zaman beklenmediktir bu yuumlzden insanı şaşırtır51 Yani oumlzet olarak doygun fenomen iki fenomenolojik nedenden dolayı nişan alınamazdır İlk olarak fenomeni suumlrekli doyuran goumlruuml sonlu sayıdan oluşan sonlu parccedilalar tespit etmeyi engeller Bu şekilde fenomeni goumlruumllmesinden oumlnce oumln-goumlrmek imkacircnsızlaşır İkinci olarak doygun fenomen insanı hayrete duumlşuumlruumlr

Nitelik accedilısından doygun fenomen ccedilekilmez dayanılmazdır (unbearable) Burada aşırılık goumlruumlnuumln niceliğiyle değil de yeğinliğiyle (intensity) ilgilidir52 Kantrsquota nitelik sayesinde goumlruuml nesneyi sınırlar hatta değiller ve bu şekilde ona bir gerccedileklik derecesi atfeder Nitelik iccedilin de tıpkı nicelikte olduğu gibi bir oumlngoumlruuml soumlz konusudur Yalnız nicelikte ardışık sentez homojen oumlğeler arasında gerccedilekleşirken nitelikte heterojen olan derece artışı bağlamında algılanır Fakat Kant yeğinliği sadece yeğinlik derecesi en duumlşuumlk olan nesneler ccedilerccedilevesinde ele alır53 Marionrsquoa goumlre Kantrsquoın yeğinliği bu şekilde sıfırla bağlantılı olarak duumlşuumlnmesi oumlzguumlr ve aşırı bir fenomenlik fikrine engel olur Oysa doygun fenomende hiccedil bir değilleme veya sınırlama (niteliğin ikinci ve uumlccediluumlncuuml kategorisi) olmadan goumlruuml fenomene gerccedileklik atfeder (birinci kategori) Fenomeni doyuran goumlruuml oumllccediluumlsuumlz bir yeğin buumlyuumlkluumlğe ulaşır ve bu şekilde tuumlm beklenti ve oumln-goumlruumlleri aşar Burada ışık o kadar guumlccedilluumlduumlr ki onu goumlrmek isteyen goumlzuuml kamaştırır ve yakar Yani nicelik ile nitelik kategorileri doygun fenomenin oumllccediluumlsuumlz aşırılığını hem uzam accedilısından hem yeğinlik accedilısından ele alır Nitelikteki koumlrelme goumlruumlnuumln nicelik-sel fazlalığından değil ondaki goumlruuml yeğinliğinden kaynaklanır Marion bu anlamda doygun fenomeni Platonrsquola accedilıklar54

Mahpuslardan birini kurtaralım zorla ayağa kaldıralım başını ccedilevirelim yuumlruuml-telim onu goumlzlerini ışığa kaldırsın Buumltuumln bu hareketler ona acı verecek Goumllgelerini goumlrduumlğuuml nesnelere goumlzuuml kamaşarak bakacak Ona demin goumlrduumlğuumln şeyler sadece hoş goumllgelerdi şimdiyse gerccedileğe daha yakınsın gerccedilek nesnelere daha ccedilevriksin daha doğru goumlruumlyorsun dersek oumlnuumlnden geccedilen her şeyi birer birer ona goumlsterir bunların ne olduğunu sorarsak ne der Şaşakalmaz mı Demin goumlrduumlğuuml şeyler ona şimdikilerden daha gerccedilek gibi gelmez mi55

Yalnız Platonrsquoda Kantrsquotan farklı olarak goumlruuml duyusallıkla sınırlı değildir Ve

51 Parccedilaların toplamını aşarak bir tuumlr hayrete yol accediltığı fenomen oumlrneği olarak Marion kuumlbist eserleri zikreder Bkz Marion Being Given s 201-202

52 Age s 203 53 Kant Arı Usun Elestirisi s 22854 Marion Being Given s 20455 Platon Devlet ccedilev Sabahattin Eyuumlboğlu-M Ali Cimcoz Tuumlrkiye İş Bankası Yayınları İstanbul

2014 s 232 515d Ayrıca İyirsquonin aşkınlığı iccedilin bkz Age s 225 509b ldquoİyi hiccedil de bir varlık değildir Varlıktan ccedilok daha parlak ccedilok daha guumlccedilluuml bir şeydirrdquo

20 Selami Varlık

goumlzlerin kamaşması hem duyusal hem akledilir goumlruuml iccedilin geccedilerlidir Yani mağara isti-aresinde Platonrsquoun akli bir suumlreci goumlrsel olarak resmetmeye ccedilalışması bu noktada ccedilok anlamlıdır Platon bize goumlzlerin kamaşmasının duyusallıkla sınırlı olmadığını vurgular Yani burada Platon ifade edilemezliğe veya resmedilemezliğe kare bir boyut kazandırır Zira hem duyusallık alanı dışında olanları anlatmak iccedilin bir allegoriye başvurur hem de o allegorinin iccedilinde bile goumlruumlnemezliği resmeder Zira insan İyi İdesini ldquokolay kolay goumlremezrdquo56 ama bu zorluk eksiklikten kaynaklanmaz tam tersine fazlalığın oluşturduğu bir zorluktur Platonrsquoda İyi idesini anlamayı muumlmkuumln kılan guumlneş ışığın kaynağıdır ışığın kendisi değil Yani O goumlruumlnen olmaktan ziyade nesnelerin goumlruumllmelerini sağlar

İlişki kategorileri accedilısından doygun fenomen mutlaktır yani deneyimin sundu-ğu tuumlm analojileri aşar Dinamik olan ilişki kategorileri a priori kurallar vesilesiyle fenomenleri aralarındaki ilişkiler ccedilerccedilevesinde belirlemeye ccedilalışırlar Bu ilişkilere Kant ldquodeneyimin analojilerirdquo der Bunlar uumlccedil kategoriden oluşur araz-cevher ilişkisi ve cevherin suumlrekliliği nedensellik ilişkisi ve bir cevherler topluluğunda karşılıklı etki Yani fenomenler belirli bağlantı kuralları ccedilerccedilevesinde oumlzne tarafından zaman iccedilerisinde algılanırlar Bu analojiler sayesinde deneyim bir birlik kazanır Oysa Mari-onrsquoa goumlre Kant bu analojilerin ldquofenomenolojik guumlcuumlnderdquo bir ldquokırılganlıkrdquo olduğunu sezmiştir57 Matematikte analoji nicelikseldir ve hesap sayesinde doumlrduumlncuuml rakamı bulmayı sağlar Oysa Kantrsquoa goumlre felsefede analojinin eşit kıldığı iki ilişki niceliksel değil nitelikseldir58 Bu felsefi analojide uumlccedil oumlğenin bilgisi matematik analojide olduğu gibi doumlrduumlncuuml oumlğenin bilgisine değil de onunla kurulan ilişkinin bilgisine goumltuumlruumlr Matematik alanda analoji niceliksel ve kurucudur yani deneyimin analojisi muumlmkuumlnduumlr Oysa fizik alanda analoji yetersiz kalır ve sadece niteliksel olarak duumlzenleyicidir Yani A Brsquonin nedeniyse Drsquonin ne olacağını kuramadan sadece Crsquoye goumlre sonuccedil konumunda olacağını ifade edebiliriz Dolayısıyla deneyiminin analojileri nesnelerini tam olarak kurmazlar onlar sadece anlama yetisinin ihtiyaccedillarını ifade ederler Oysa eğer bir doygun fenomen nicelik ve nitelik accedilısından kavramlardan oumlte ise bu aynı fenomen ilişki accedilısından da tuumlm analojilerin oumltesinde algılanır yani salt ve mutlak fenomen olarak Bu tuumlr fenomenler hiccedil bir ufka bağımlı değildir ve bu anlamda koşulsuzdur

Son olarak Marion doygun fenomeni kiplik accedilısından ele alır İlk uumlccedil kategori sınıfı ufuktan bağımsızlığı vurgularken kiplik oumlzneye indirgenmeyi aşmayı hedefler Bu noktada doygun fenomen bakılmazdır (irregardable) Artık sorun ufuk değil oumlznedir Zira bilindiği gibi kiplik kategorileri nesnelerin kendileriyle (nicelik nitelik) veya aralarındaki ilişkilerle (ilişki) değil de duumlşuumlnce ile veya bilgi yetisi ile kurdukları bağ ile ilgilenirler Bilinir olmak iccedilin nesneler aşkınsal Benrsquole uyum iccedilerisinde olmak zo-rundadır Marion iccedilin doygun fenomen bu zorunlu uyuma istisna oluşturur ldquoDoygun

56 Age s 234 517c 57 Marion Being Given s 20858 Kant Arı Usun Elestirisi s 237

Jean-Luc Marionrsquoda Doygun Fenomen ve Yuumlce 21

fenomen bir nesne gibi bakılmayı kabul etmez ccediluumlnkuuml O kurma gayretlerini iptal eden ccedilok youmlnluuml ve tarif edilemez bir aşırılık (multiple and indescribable excess) la birlikte goumlruumlnuumlrrdquo59 Doygun fenomen goumlruumlluumlr ama bakılamaz O bakılmaz olarak kendini ve-rir Bakmak goumlrmekten ccedilok farklıdır zira bakmada nesne belirli şartlara kavramlara indirgenmiş olur Oysa doygun fenomende o kadar goumlruuml fazlalığı vardır ki o kesinlikle Benrsquoin oluşturduğu deneyim şartlarını aşar

IV Yuumlcede ve ahlakta merkezdışı oumlzne

a Kantrsquota bencil oumlznenin imhası

Yuumlce kavramı etrafında oluşan bu benzerlik Marion ile Kantrsquoın arasında temel bir farkı oumlrtmemelidir Kant yuumlceyi oumlzneden bağımsız olamayan onun bir duygusu olarak goumlruumlr ve yuumlce duygusu ile oumlzne arasındaki bağlantıyı ahlaki amaccedil bağlamında kurar Oysa Marionrsquoun yuumlcesi oumlzneden tamamıyla bağımsızdır onun tarafından kurulmaz tam tersine doygun fenomen Benrsquoi kurar Marionrsquoda yuumlceyi deneyimleyen oumlzne tehdit altında uumlstuumlnluumlğuumlnden emin olmayan bir oumlznedir60 Eğer Kantrsquoa goumlre yuumlce doğada değil de insanda ise bu yuumlce duygusu insanın hem iccedilindeki hem dışındaki doğaya uumlstuumln olma duygusudur61 Ve bu uumlstuumlnluumlk her şeyden oumlnce ahlaki bir uumlstuumlnluumlktuumlr zira ldquodoğa korkuya yol accediltığı iccedilin yuumlce değildir (bu Burkersquouumln tezi olurdu) sadece bizde olan bir guumlce ccedilağrıda bulunduğu iccedilin yuumlcedirrdquo62

Bu accedilıdan Marionrsquoa goumlre oumlzguumlrluumlk sayesinde muumlmkuumln olan ahlaki amaccedil ccedilerccedileve-sinde yer alan Kantrsquoın yuumlceliği yeterince radikal değildir Zira onun yuumlceyi bir duygu olarak deneyimleyen oumlznesi fenomenler duumlnyasına uumlstuumln bir oumlznedir Marionrsquoun Benrsquoi riske girer her şeyi kontrol altında tutmaktan vaz geccediler Başka bir deyişle Kantrsquotan ccedilok farklı olarak doygun fenomen fikriyle Marionrsquoun gayesi ne fenomenlerin oumlznede temellendirmesi ne de oumlznenin kendini temellendirmesidir Oumlznenin tek varoluş modu onu mutlak bir şekilde aşarak ona verileni kabullenmektir Bu Benrsquoi Marion adonneacute olarak tanımlar İngilizce The gifted veya bazen The gifted one63 olarak ccedilevrilen adonneacutersquoye Tuumlrkccedile verilmiş verilen diyebiliriz Yalnız burada ifade edilen verilen şey değil verilenin verildiği kişidir yani alıcıdır Ve Marionrsquoda bu alıcı mutlak olarak pasif

59 Marion Being Given s 21360 Wiseman ldquoThe Sublime Subjectrdquo s 180 Marion ile Kant arasındaki bu fark Wisemanrsquoın makalesinin

temel tezini oluşturur 61 Alain Besanccedilon Lrsquoimage interdite Paris Folio 2000 s 36962 Michel Malherbe ldquoDu sublime Kant ou Burkerdquo Kant et la penseacutee moderne alternatives critiques

ed Charles Ramond Bordeaux Presses universitaires de Bordeaux 1996 s 7363 İngilizceye ccedileviren literal bir ccedilevirinin ldquohe who is given overrdquo olabileceğini not şeklinde belirtir

Marion Being Given s 369 s 22 Bu bağlamda Tuumlrkccedile ldquoverilen kişirdquo demek daha doğru olabilir

22 Selami Varlık

durumdadır64 Fransızca ldquosrsquoadonner agraverdquo kendini bir şeye vermek feda etmek anlamına gelir Bu accedilıdan bakıldığında Kantrsquoın yuumlcelik algısının oumlzneye atfettiği uumlstuumlnluumlk bir ldquobatı oumlznelciliğin zirvesirdquo (apotheosis of western subjectivism) gibi algılanabilir65

Yalnız Marionrsquola bu farka rağmen Kantrsquoın estetiğini radikal bir şekilde oumlznelci gibi sunmak ldquoaldatıcırdquo goumlzuumlkebilir66 Her ne kadar Kantrsquota yuumlce her şeyden oumlnce oumlzneye bağlı bir duygu olsa da o bir evrensellik veya bir oumlznelerarasılık iddiası taşır Yuumlcelik yargısı oumlznedeki ahlaki onura bağlıdır bu da insanın duyusal eğilimlerin etkisinden kurtulup oumlzguumlrleşmesidir ldquoYuumlce oumlznenin oumlzguumlrluumlğuumlnuuml accedilar ve oumlznenin aynı şekilde ahlaklılık talebine tabi olan başka oumlzguumlr insanlara yer veren ahlaki bir duumlzene uumlye-liğini ortaya koyarrdquo67 Dolayısıyla Marion ile Kant arasındaki bağı bu temel zıtlıkla sonuccedillandırmak biraz eksik goumlzuumlkebilir Zira Marionrsquoun doygun fenomenle yuumlce ara-sında kurduğu benzerliğinde tanıklık ettiği gibi farklılıkların yanında aralarında derin benzerliklerde bulunmaktadır Aslında Marionrsquoun Kantrsquoa karşı tutumu ccedilift taraflıdır O bir taraftan Kantrsquoın kurduğu aşkınsal Benrsquoi kendisinin adonneacute olarak tanımladığı oumlzne fikrinin tam tersi olduğunu vurgular68 Ama diğer taraftan da bir kaccedil sayfa son-ra Kantrsquoın adonneacutersquonin temel oumlzelliklerini oumlngoumlrduumlğuumlnuuml soumlyler69 Marion Kantrsquota da oumlznenin doygun fenomen karşısında merkezdışı bırakılmasını (decentering) goumlruumlr ve bunun ahlaki yasaya saygı bağlamında gerccedilekleştiğini duumlşuumlnuumlr Kendini ahlaki amaca adayan oumlzne kendi kendini temellendiren merkezi bir oumlzne olmaktan ccedilıkar Marion Kantrsquota Benrsquoin hem ahlaki hem ontolojik imhasının izleri bulunduğunu savunur Yani doygun fenomen kuramını oluştururken Marion hem bir taraftan yuumlce fikrinde hem diğer taraftan bu yuumlcenin karşısında aşağılanan oumlzne fikrinde Kantrsquola benzerlik taşır ve Kantrsquota mevcut bir imkacircnı fenomenlojik olarak geliştirir

İlk olarak ahlaki accedilıdan pratik akla goumlre yaşayan Ben duyusallığın etkisinden ampirik eğilimlerden kurtulan ve bu şekilde artık fenomenler iccedilinde bir fenomen ol-maktan ccedilıkan bir Benrsquodir Oysa bu eğilimlerin tamamı egoizmi (Selbstsucht) oluşturur70 Bencillik iki şekilde olabilir O ya kendine aşırı derecede oumlzen goumlstermeden oluşan bir kendi sevgisidir ya da kendinden tatmin olmadan kaynaklanan bir tuumlr kendini beğen-medir Kant birincisine bencillik (Eigenliebe) ikincisine ise kibir (Eigendunkel) der

64 Wiseman ldquoThe Sublime Subjectrdquo s 16965 Ronald Beiner ldquoKant the Sublime and Naturerdquo Kant and Political Philosophy The Contemporary

Legacy ed Ronald Beiner-William James Booth New Haven Yale University Press 1993 s 281 Gadamer de Kantrsquoın estetiğinin sanat felsefesinde oluşturduğu radikal oumlznelci virajı eleştirir Hans-Georg Gadamer Hakikat ve Youmlntem 1 cilt ccedilev Huumlsamettin Arslan-İsmail Yavuzcan İstanbul Paradigma 2008 s 58-112

66 Robert R Clewis The Kantian Sublime and the Revelation of Freedom Cambridge Cambridge University Press 2009 s 15

67 Age s 1568 Marion Being Given s 27869 Age s 27870 ldquoEğilimlerin hepsi (hellip) bencilliği (Solipsismusrsquou) oluştururlarrdquo Immanuel Kant Pratik Aklın Elestirisi

ccedilev İoanna Kuccediluradi Ankara Tuumlrkiye Felsefe Kurumu 1999 s 81

Jean-Luc Marionrsquoda Doygun Fenomen ve Yuumlce 23

Bir taraftan saf pratik akıl bu bencilliği ahlak yasasına uymaya zorlayarak ona sadece zarar verirken diğer taraftan akıl kibiri imha eder zira o ahlak yasasına tamamıyla terstir Kant bu egoizmi ldquosolipsizmrdquo olarak tanımlar Bu Marionrsquoa goumlre insanın kendisinin her şeyin yerine geccedilen veya her şeyden oumlnce gelen sevgisidir Bu şekilde ahlak yasasına uyum oumlznede bir başkalığa yer accedilar onun merkezi konumunu sorgular71 Oumlzne imha olmasa da ahlak yasası dışarıdan gelen insanın uumlretmediği bir yasadır Her ne kadar pratik akıl oumlzerk olsa da ldquooumlzerklik kendine başkalık olarak anlaşılması gereken bir başkalıktan ayrılmazdırrdquo72 Bu bir ldquodeacutes-individuationrdquo veya ldquodeacutes-eacutegoisatıonrdquodir yani bireyleşmeye egoizme karşıtlıktır Oumlzne cevap verendir onu ccedilağıran ona emreden ahlak yasasına cevap verme konumundadır Yalnız burada ccedilağıran dışsal bir oumlğe de-ğil saf aklın kendisidir Bencil oumlzne bağlamında Kantrsquoın merkezi Benrsquoe karşı ccedilıkışı oumlzellikle ahlaki accedilıdan gerccedilekleşir Paris Nanterre Uumlniversitesirsquonde Prof Dr Michegravele Cohen-Halimirsquonin oumlzellikle Entendre raison essai sur la philosophie pratique de Kant kitabında geliştirdiği temel tezi ahlak yasasına tabi oumlznenin dışarıdan gelen soumlzuuml tevazu ile dinleyen bir oumlzne olduğunu vurgulamaktır73 İnsan kendi aklının youmlnelttiği kayıtsız şartsız yasaya tabidir Ve yasanın kaynağını akıl oluşturması onu oumlznelciliğe indirgemez Burada insana ldquoyapmalısınrdquo diyen kendi aklıdır bir uumlccediluumlncuuml kişi yoktur Tam olarak bu anlamda ahlak yasası oumlznede bir başkalığa yer accedilar Bu da Cohen-Halimirsquoye goumlre oumlzne karşıtlığına değil tam tersine bencillik oumltesi bir oumlzneşlemeye yol accedilar

Yalnız Marion iccedilin oumlzne merkezciliği sadece bir ahlaki sorun değildir O sadece ahlaki bir bencillikten veya kibirden oluşmaz O aynı zamanda ve daha esas olarak metafizik bir sorundur yani fenomenal varlığın oumlzne tarafından kurulması ve bu şekilde Ona indirgenmesidir Solipsizm sorunu sadece bencil olan ampirik Ben iccedilin değil aynı zaman da ldquoBen duumlşuumlnuumlyorumrdquo iccedilin yani aşkınsal Ben iccedilin de geccedilerlidir Oysa Marionrsquoa goumlre Kantrsquota ikinci olarak bu ahlaki karşıtlığın arkasında metafizik bir Ben iddiasına karşı ccedilıkma da soumlz konusudur ldquosolipsizm kavramını kullanarak Kant sadece Benrsquoin ahlaki (veya gayriahlaki) tezahuumlruumlnuuml yani egoizmi değil Orsquonun metafizik figuumlruumlnuuml de reddetme teşebbuumlsuumlnde bulunuyorrdquo74 Kant saf ahlaki aklın kibiri imha ettiğini soumlylemişti Oysa burada Kant sadece ahlaki bir iddiada bulunmaz O aynı zamanda Benrsquoin metafizik merkeziliğini de sorgular Zira insanın kendini sevmesi insanın kendine oumlzdeş olmasıdır bu da Ben = Ben şeklini alan Benrsquoin oumlzdeşliğidir Kant iccedilin saygı iradenin bir yasaya bağlılığı bilincidir yani iradenin duyusallığın etkisinden tamamen kurtulup sadece yasaya uymasıdır75 Sadece saf pratik akla uyan ahlaki olarak

71 Michegravele Cohen-Halimi ldquoLa flexion politique du respect une lecture foucaldienne de lsquodes mobiles de la raison pure pratiquersquo (KpV AA 0571)rdquo Con-Textos Kantianos International Journal of Philosophy no 1 Kasim 2014 s 28

72 Cohen-Halimi ldquoLa flexion politique du respectrdquo s 2873 Michegravele Cohen-Halimi Entendre raison Essai sur la philosophie pratique de Kant Paris Vrin 2004 s 15274 Marion Being Given s 27975 ldquoİstemenin yasa tarafından belirlenmesinin ve bunun bilincinin adı saygıdırrdquo Immanuel Kant Ahlacirck

Metafiziğinin Temellendirilmesi ccedilev İoanna Kuccediluradi Ankara Tuumlrkiye Felsefe Kurumu 2002 s 17

24 Selami Varlık

oumlzguumlr ldquooumlznerdquo aşkınsal Benrsquodeki merkeziyeti de sorgulama olanağı sunar Ve oumlznede bu merkezdışılığı muumlmkuumln kılan duygu ahlak yasasına karşı saygıdır saygı bencilliğe zarar veren bir değerin temsilidir

b Saygı ve Yuumlce

Her ne kadar bir duygu da olasa saygı a posteriori değildir O a priori bilinir Saygı fenomenal duumlnyada herhangi bir deneyim nesnesinin yol accediltığı bir duygu değil duyular oumltesi olan yani bir numenal ahlak yasasının oluşturduğu bir duygudur Bunun iccedilin a priori olarak bilinir Adonneacutersquoyi bir doygun fenomende beliren bir ccedilağrıya (call) cevap veren bir oumlzne olarak sunan Marion Kantrsquoın koşulsuz buyruğunda da benzer bir ccedilağrı goumlruumlr76 Ve bu buyruğun a priori bilgisi Benrsquoin duumlnya deneyimine kapatılmış bir a priori bilgi değildir Ben bu bilgiyi a priori olarak keşfeder ama onu kurmaz onu daima kurulmuş olarak keşfeder ve bu şekilde onu a posteriori olarak kabul eder Oysa a priori bilginin oumlzneye indirgenmeyip daima a posteriori olarak deneyimlenmesi ccedilağrının temel oumlzelliklerindendir Dolayısıyla Marion saygıda ikinci bir oumlzellik goumlruumlr Benrsquoin a priori aşkınsal konumu karşı ccedilıkma ve Benrsquoin kendine oumlzdeşliğini sorgulama imkacircnı Saygı bilinci yasanın karşısında aşağılar Bu aşağılama ldquoBen (kendimi) duumlşuuml-nuumlyorumrdquo diyen oumlznenin bir dekonstruumlksiyonudur Bu accedilıdan oumldev daima bir kendine karşı oumldevdir Marion iccedilin Kantrsquoın saygı kavramı interloqueacute solipsizm dışı şaşırtılmış oumlznenin ccedilağrı karşısında şaşırmasının dengidir77 Hatta Kant ahlak yasasının insanı titreten sesinden (Stimme) bahseder Oumldev bilinci bu sesi dikkatle dinlemeyi gerektirir

Marion iccedilin ahlak yasasına karşı saygının ben merkezli oumlzneyi imha etmesi doy-gun fenomenrsquoin ccedilağrısına cevap veren adonneacute oumlzneyi anımsatır Oysa bu ahlaki saygı bizi tekrar yuumlce kuramına goumltuumlruumlr zira nesnede değil de oumlznenin duygularında yer alan yuumlce aynı zamanda ahlaki amacının bilincinde olan insanın yaşadığı duygudur Ahlaki duygu olmadan der Kant bizim iccedilin hiccedil bir guumlzel ve yuumlce şey olmaz Gerccedilek yuumlce ahlaki yuumlcedir yani duysallığın duyu oumltesi tarafından aşağılanmasıdır 3 Kritikrsquote Kant saygıyı yetimizin bir ideye ulaşma guumlcuumlne sahip olmaması duygusu olarak tanımlar78 Yasaya karşı saygı onun yuumlceliğine karşı saygıdır79 Zira hem saygı hem yuumlce insanı duyular oumltesine youmlnlendirir Bencil Benrsquoin aşağılanması aynı zamanda ahlaki olarak erdemleşme imkacircnıdır Bu accedilıdan bakıldığında yuumlcersquonin oumlzneden bağımsız olmaması merkezdışılığı savunan Marion ile aşkınsal Benrsquoi aşamayan Kant arasındaki ayrıma

76 Marion Being Given s 28277 Marion Being Given s 28278 ldquoBizim iccedilin yasa olan bir ideaya erişme yetimizin yetersizliğinin duygusu saygıdırrdquo Kant Yargı

Yetisinin Elestirisi sect 27 s 11679 Benoicirct Goetz ldquoLe respect et le sublimerdquo Le Portique 11 2003 s 2 httpleportiquerevuesorg559

(erişim 16 Nisan 2016) Marion saygı ile yuumlce arasındaki ilişkiye doygun fenomen olarak yuumlceyi ele aldığı kısımda da değinir ve kiplik kategorileri accedilısından bakandan bakılan pozisyonuna geccedilen Benrsquoin saygısından bahseder Bkz Marion Being Given s 220

Jean-Luc Marionrsquoda Doygun Fenomen ve Yuumlce 25

işaret ederken80 aynı zamanda ahlaki saygı vesilesiyle bir benzerlik imkacircnı da su-nar Yani Etant donneacute (Being Given) kitabında Marionrsquoun Kantccedilı yuumlceye ve Kantrsquoın ahlaki saygısına goumlndermede bulunmasını birlikte okuyup ikisini de benin merkezi konumunu sorgulama imkacircnı olarak goumlrebiliriz Hem saygıda hem yuumlcede insanın onu aşana boyun eğmesi soumlz konusudur zira ldquosaygı goumlstermek anlamadığımıza kulak vermektirrdquo81 Yuumlce yıldız dolu goumlkyuumlzuumlnuumln seyri ile ahlak yasası bilinci arasında bağı kurar82 Yalnız Kantrsquoın meşhur soumlzlerinde goumlkyuumlzuumlnuumln seyri insanı kuumlccediluumlltuumlrken ahlak yasasına saygı onda duyusallığı ve hayvaniliği aşıp ahlaki olarak yuumlkselme imkacircnını oluşturur Oumlznenin aşağılanması onun iccedilin aynı zamanda ahlaki olarak bir yuumlkselme imkacircnıdır Yani ahlak yasasının uyandırdığı saygı sadece bir aşağılanma değil aynı zamanda insanda doğal eğilimleri aşma guumlcuumlnuumln varlığının goumlstergesidir

Yalnız bu insandan ziyade insandaki ve onun da uyduğu ahlak yasasının doğaya uumlstuumlnluumlğuumlduumlr Bu da beraberinde bir tevazu haline yol accedilar ldquoahlak yasası doğal yapısının duyulara duumlşkuumlnluumlğuumlnuuml ahlak yasasıyla karşılaştıran her insanı kaccedilınılmaz olarak kendi goumlzuumlnde kuumlccediluumlk duumlşuumlruumlrrdquo83 Ahlak yasasının yuumlceliği bu imkacircnsızı yani insanın kişisel ve bencil arzularından arınmasını istemesindedir84 Boumlyle bir hedefin ulaşılmaz olması yuumlcelik boyutunu oluşturur Ahlak yasasının etkisi altında kalan bir oumlzne tevazu ile karşılaşır zira bu yasada kişisel arzularına karşı bir guumlccedil goumlruumlr Bunun iccedilin iradeyi youmlneten herhangi bir iyi niyet değil de sadece ahlak yasası olmalıdır Ahlak yasası ldquokendinin takdirirdquone (Sel-bstschaumltzung) de karşı ccedilıkar85 Ahlak yasası tarafından engel olunan bu kendinin sevgisi bir kişinin olduğundan veya yaptığından memnun olmasından ziyade ldquokendinin sevgisinin oumlznel şartlarını yasardquoya doumlnuumlştuumlrme eğilimidir Yani ahlak yasası insanın kişisel arzularını mutlak kurallar olarak sunma riskine engel olur ve bundan dolayı insanda saygıya yol accedilar Buradaki uumlstuumlnluumlk yasanın insandaki doğal eğilimlere uumlstuumlnluumlğuumlduumlr

V Sonuccedil

Her ne kadar daha oumlnce de ifade ettiğimiz gibi Kant ile Marion arasındaki farklar tartışılmaz olsalar da doygun fenomen olarak yuumlcelik ve insanda yol accediltığı tevazu bağlamında Kantrsquoın felsefesi Marionrsquodaki merkezdışı oumlzne fikrine tamamıyla yabancı

80 Wiseman ldquoThe Sublime Subjectrdquo s 169-17081 Goetz ldquoLe respect et le sublimerdquo s 382 Besanccedilon Lrsquoimage interdite s 37383 Kant Pratik Aklın Elestirisi s 82 Kantrsquota yuumlce ve tevazu iliskisi iccedilin bkz Cohen-Halimi Entendre

raison s 327 84 Jean Grondin ldquoLa pheacutenomeacutenologie de la loi moralerdquo Kant actuel hommage agrave Pierre Laberge ed

Franccedilois Duchesneau vdğr MontreacutealParis BerllarminVrin 2000 s 57 Dipnotta Jean Grondin Marionrsquoa atıfta bulunur ve onun tevazu ile saygı arasındaki bağı ahlak yasasının gerccedilektirilemezliği uumlzerine kurduğunu vurgular

85 Kant Pratik Aklın Elestirisi s 83

26 Selami Varlık

değildir Kantrsquoın yuumlce kuramı oumlznenin aşağılanması imkacircnını taşımakla birlikte onu sonuna kadar goumltuumlrmez ve oumlznelci bir şemaya bağlı kalır Marionrsquoun bu konuda ccedilalış-maları Kantccedilı bir imkacircnın somutlaşmasıdır Daha genel olarak ldquoHusserl fenomenolojisi gibi Marionrsquoun fenomenolojisi Kantccedilı mirasın bir uumlruumlnuuml olarak kalırrdquo86 Benzer bir ikili ilişki yine yuumlcelik bağlamında Adornorsquoda da goumlruumlnuumlr Adorno Kantrsquoın yuumlcelik algısının boyun eğmiş bir oumlzneye yol accediltığını belirtir yalnız doğaya uumlstuumlnluumlk fikriyle bu yenilmişliğin daha sonra bir onaya bir tasdike doumlnuumlştuumlğuumlnuuml ilave eder Oysa ldquotam tersine Adorno yuumlce tarafından yenilmişlik anını radikalleştirirrdquo87

Michegravele Cohen-Halimi Kantrsquota ccedilağrılmış ve aşağılanmış oumlznenin varlığına vurguda bulunduğunda bunu sesin imgeye oumlnceliği bağlamında yapar Kant ahlak alanında ahlakı figuumlrlerden imgelerden bağımsızlaştırmıştır Yasa goumlruumlnmez sadece bir emir şeklinde duyulur88 Marion da İsarsquonın ifşası sadece goumlruumlnuumlrluumlğe indirgenemez89 Zira goumlruumlnuumlrluumlk boyutu ne hadisede ne tende mevcuttur Dolayısıyla ldquoeğer vahiy fenome-ninin fenomenliğinden bahsedebilirsek bu goumlruumlnuumlr kadar goumlruumlnmezi de ilgilendirirrdquo90 Bu bağlamda Marion yuumlcesi bir tuumlr goumlruumlnmeze dayanır Bunun iccedilin doygun fenomen olarak ikon aslında hiccedilbir şey goumlstermez ve bakışı suumlrekli sonsuza doğru youmlnlendirir İdol bakışı kendine ccedilekip durdururken91 ikondaki bu youmlnlendirme bir youmlnelimdir (intention) bir şeye doğru işaret etmedir92 Ve goumlruumlnenin resmedilenin arkasında ccedilok daha aslolan bir goumlruumlnmez soumlz konusudur

Goumlruumlnmezlik ile yuumlce arasındaki bağlantıyı Kant kendisi de doğrudan Tevratrsquota tasvir yasağı bağlamında kurar ve ldquoKendine hiccedilbir imge yapmayasın ne de ne goumlkte ne yerde ne de yerin altında olanın herhangi bir benzerliğinirdquo buyruğunun Tevratrsquoın en yuumlce pasajı olduğunu vurgularrdquo93 Kantrsquoın yuumlcesi imgelere indirgenmeye karşı ccedilı-kan bir anlayıştır94 Ve bu imge yasaklığı temel olarak Tanrı iccedilindir Dolayısıyla yuumlce

86 Graham Ward ldquoThe Beauty of Godrdquo Theological Perspectives on God and Beauty ed John Milbank vdğr HarrisburgLondonNew York Trinity Press International 2003 s 41 Ayrıca muumlellif Marionrsquoun ikon kavramıyla Kantrsquoın yuumlcesi arasındaki yakınlığı vurgular Zaman kavramı bağlamında benzer bir sonuccedil iccedilin bkz Jason Alvis ldquoSubject and Time Jean-Luc Marionrsquos Alteration of Kantian Subjectivityrdquo Journal for Cultural and Religious Theory 14 Guumlz 2014 s 26 ldquoThe wager of this article is that Marionrsquos theory of the subject doesnrsquot necessarily contradict Kantrsquos but can be read as the attempt to logically complete it by taking it a short step furtherrdquo

87 Yves De Maeseneer ldquoThe Subjectrsquos Destruction A Note on Adornorsquos Sublimerdquo Ars Disputandi Supplement Series c 3 s 84

88 Cohen-Halimi Entendre raison s 16 89 Citot-Godo ldquoEntretien avec Jean-Luc Marionrdquo s 1990 ldquoAgmrdquo s 1991 Jean-Luc Marion God Without Being Hors-Texte ccedilev Thomas A Carlson 2 baskı Chicago and

London The University of Chicago Press 2012 s 11 Ayrıca doygun fenomen olarak ikon iccedilin bkz Marion Being Given s 232-233

92 Age s 1993 Kant Yargı Yetisinin Elestirisi sect 29 s 13794 Besanccedilon Lrsquoimage interdite s 373

Jean-Luc Marionrsquoda Doygun Fenomen ve Yuumlce 27

bir yasanın varlığı Tanrının goumlruumlnmez ve resmedilmez olmasından kaynaklanır95 Bu noktada Kantrsquoın yuumlce ile resmedilemezlik arasında kurduğu bağ ile Marionrsquoda yuumlce ve ikon arasındaki ilişki ortak bir zemine yerleşmiş gibi goumlzuumlkmektedir96 Her ne ka-dar Kantrsquota Tanrının ahlaki Tanrıya indirgenmesini eleştirse de97 Marionrsquoun ikon fikri Kantrsquoın yuumlcesine yabancı değildir98 Vahyi en uumlst doygun fenomen tipi olarak sunan Marion kavramın dini olmadığını vurgulamak iccedilin yuumlce oumlrneğini geliştirir Yalnız yazımızın başında deyindiğimiz felsefe ile teoloji bağı bağlamında doygun fenomen oumlrneği olarak yuumlce iccedilin de dini arkaplan ve oumlzellikle Tanrının goumlruumlnmezliği tartışılmaz olarak bir ilham kaynağı gibi goumlzuumlkmektedir

KAYNAKLAR Alpyağıl Recep ldquoCcedilağdaş Felsefedeki ldquoArmağanrdquo Tartışması Din Felsefesine Ne Kazandıra-

bilirrdquo Ekev 1338 kış 2009 s 87-102Alvis Jason ldquoSubject and Time Jean-Luc Marionrsquos Alteration of Kantian Subjectivityrdquo

Journal for Cultural and Religious Theory 14 Guumlz 2014 s 25-37Arat Neclacirc ldquoKant Estetikrsquoinde Guumlzel ve Yuumlce Değerlerirdquo Felsefe Arkivi İstanbul Uumlniversite-

si Edebiyat Fakuumlltesi Yayınları Sayı 21 İstanbul 1978 s 69-83 Besanccedilon Alain Lrsquoimage interdite Paris Folio 2000Beiner Ronald ldquoKant the Sublime and Naturerdquo Kant and Political Philosophy The Con-

temporary Legacy ed Ronald Beiner-William James Booth New Haven Yale University Press 1993

Citot Vincent ve Pierre Godo ldquoEntretien avec Jean-Luc Marionrdquo Le Philosophoire 200011 no 11 s 5-22

Clewis Robert R The Kantian Sublime and the Revelation of Freedom Cambridge Camb-ridge University Press 2009

Cohen-Halimi Michegravele Entendre raison Essai sur la philosophie pratique de Kant Paris Vrin 2004

Cohen-Halimi Michegravele ldquoLa flexion politique du respect une lecture foucaldienne de lsquodes mobiles de la raison pure pratiquersquo (KpV AA 05 71) raquo Con-Textos Kantianos Internati-onal Journal of Philosophy no 01 Kasim 2014 s 23-40

Cunningham David ldquoHow the Sublime Became lsquoNowrsquo Time Modernity and Aesthetics in Lyotardrsquos Rewriting of Kantrdquo Symposium Canadian Journal of Continental Philosophy 8 (3) 2004 s 549-571

De Maeseneer Yves ldquoThe Subjectrsquos Destruction A Note on Adornorsquos Sublimerdquo Ars Dispu-tandi Supplement Series c 3 s 81-87

95 Goetz ldquoLe respect et le sublimerdquo s 496 Lyotard yuumlce ile resmedilemezlik arasında bağı Kantrsquoa dayandırır Bkz David Cunningham ldquoHow the

Sublime Became lsquoNowrsquo Time Modernity and Aesthetics in Lyotardrsquos Rewriting of Kantrdquo Symposium Canadian Journal of Continental Philosophy 8 (3) 2004 s 551

97 Marion God Without Being s 31-3298 Beacuteatrice Han ldquoTranscendence and the Hermeneutic Circle Some Thoughts on Marion and Heideggerrdquo

Transcendence in Philosophy and Religion ed James E Faulconer Bloomington Indiana University Press 2003 s 124 ldquoJust as in the case of the Kantian sublime the resistance of the divine to disclosure becomes in itself the core of the iconic donation which thus can only work negatively by hinting at what it does not showrdquo

28 Selami Varlık

Falque Emmanuel ldquoLarvatus pro Deo Pheacutenomeacutenologie et theacuteologie chez J-L Marionrdquo Gre-gorianum 86 1 2005

Gadamer Hans-Georg Hakikat ve Youmlntem 1 cilt ccedilev Huumlsamettin Arslan-İsmail Yavuzcan İstanbul Paradigma 2008

Goetz Benoicirct ldquoLe respect et le sublimerdquo Le Portique 11 2003 Grondin Jean ldquoLa pheacutenomeacutenologie de la loi moralerdquo Kant actuel hommage agrave Pierre La-

berge ed Franccedilois Duchesneau vdğr MontreacutealParis BerllarminVrin 2000 s 51-65Han Beacuteatrice ldquoTranscendence and the Hermeneutic Circle Some Thoughts on Marion and

Heideggerrdquo Transcendence in Philosophy and Religion ed James E Faulconer Bloo-mington Indiana University Press 2003

Husserl Edmund The Shorter Logical Investigations ccedilev John N Findlay London and New York Routledge 2001

Janicaud Dominique La pheacutenomeacutenologie dans tous ses eacutetats Paris Folio 2009Kant Immanuel Ahlacirck Metafiziğinin Temellendirilmesi ccedilev İoanna Kuccediluradi Ankara Tuumlr-

kiye Felsefe Kurumu 2002 ndashndashndashndash Arı Usun Elestirisi ccedilev Aziz Yardımlı İstanbul İdea 2008ndashndashndashndash Pratik Aklın Elestirisi ccedilev İoanna Kuccediluradi Ankara Tuumlrkiye Felsefe Kurumu 1999ndashndashndashndash Yargı Yetisinin Elestirisi ccedilev Aziz Yardımlı İstanbul İdea 2011Malherbe Michel ldquoDu sublime Kant ou Burkerdquo Kant et la penseacutee moderne alternatives

critiques ed Charles Ramond Bordeaux Presses universitaires de Bordeaux 1996Marion Jean-Luc ldquoAgrave Dieu rien drsquoimpossiblerdquo Communio 14 ndeg 5 1989 43-58 ndashndashndashndash Being Given Toward a Phenomenology of Givenness ccedilev Jeffrey L Kosky Stanford

California Stanford University Press 2002ndashndashndashndash God Without Being Hors-Texte ccedilev Thomas A Carlson 2 baskı Chicago and Lon-

don The University of Chicago Press 2012ndashndashndashndash In Excess Studies of Saturated Phenomena New York Fordham University Press

2002Marion Jean-Luc ldquoThe Saturated Phenomenonrdquo Phenomenology and the ldquoTheological

Turnrdquo The French Debate ed Dominique Janicaud New York Fordham University Press 2000

ndashndashndashndash The Visible and the Revealed ccedilev Christina M Gschwandtner New York Fordham University Press 2008

Nancy Jean-Luc ldquoLrsquooffrande sublimerdquo Du Sublime Paris Belin 1988Platon Devlet ccedilev Sabahattin Eyuumlboğlu-M Ali Cimcoz Tuumlrkiye İş Bankası Yayınları İstan-

bul 2014Ricoeur Paul Baskası Olarak Kendisi ccedilev Hakkı Huumlnler Ankara Doğu Batı Yayınları Şan Emre Merleau-Ponty İstanbul Say Yayınları 2015Tin Mikkel B ldquoSaturated Phenomena From Picture to Revelation in Jean-Luc Marionrsquos

Phenomenologyrdquo Filozofia 65 (9) Ocak 2010 s 860-876Ward Graham ldquoThe Beauty of Godrdquo Theological Perspectives on God and Beauty ed John

Milbank vdğr HarrisburgLondonNew York Trinity Press International 2003Welten Ruud Pheacutenomeacutenologie du Dieu invisible Essais et eacutetudes sur Emmanuel Levinas

Michel Henry et Jean-Luc Marion Ingilizceden ccedilev Sylvain Camilleri Paris LrsquoHarmat-tan 2011

Wiseman Wendy ldquoThe Sublime Subject in Kantrsquos Metaphysic and Jean-Luc Marionrsquos Phe-nomenologyrdquo Epocheacute The University of California Journal for the Study of Religion Yaz 2006 s 167-191

THEORETİKE İLE POİETİKE ARASINDAMODERN BİLİMİN YOumlNTEM ARAYIŞI

Engin Koca

MODERN SCIENCE SEARCHING FOR METHODS BETWEEN THEOKETIKE AND POIETIKE

OumlZModern bilimin yuumlkselişi on yedinci yuumlzyılda gerccedilekleşen teorik ekonomik politik tarihsel ve coğrafi pek ccedilok kırılmaya yaslanır İnsanın iccedilinden doğaya baktığı ccedilerccedileveyi değiştirmesi anlamına gelen teorik kırılma ise metafiziksel fiziksel ve youmlntemsel olmak uumlzere uumlccedil doumlnuumlşuumlm ayağına sahiptir On yedinci yuumlzyıldaki youmlntemsel tartışmalar Aristotelesccedili anlamda amacı bilmek olan teo-rik bilimler (theoretike) ile amacı fayda uumlretmek olan uumlretici bilimler (poietike tekhne) arasında salınarak bilginin kesinliğini kaynağını ve amacını yeniden belirleme merkezinde yapılmıştır Bu makale zikredilen youmlntemsel tartışmaları kırılma noktaları olarak belirlenen doumlrt on yedinci yuumlzyıl figuumlruuml uumlzerinden ele almayı amaccedillamakta ve modern bilimin klasik anlamda theoretike ve poietike (sanatlar) arasında nerede durduğunu belirlemeye ccedilalışmaktadır Anahtar Kelimeler Modern Bilimsel Youmlntem Hipotetik Tuumlmdengelim Youmln-temi Deneysel Youmlntem On Yedinci Yuumlzyıl Teorik Bilimler Uumlretici Bilimler

ABSTRACTThe rise of modern science leans to a lot of breakings such as theoretical economic political historical and geographical realized in the seventeenth-century Theoretical breaking means changing the frame through which human being looks into nature has metaphysical physical and methodical transformation bases Methodical discussions in seventeenth-century were made in the center of

Kutadgubilig Felsefe-Bilim Araştırmaları Mart 2017 Sayı 33 s 29-59

Bu makale ldquoHareketin Nicelleşmesi Yeni Doğa Felsefesinin Yuumlkselişirdquo isimli doktora tezimin ilk boumlluumlmuumlnuumln oumlzetidir Atıf yapılan kaynak Tuumlrkccedile değilse ccedileviriler tarafımızca yapılmıştır

Araştırma Goumlrevlisi Felsefe Boumlluumlmuuml İstanbul Medeniyet Uumlniversitesi (kocaengingmailcom) Yazı geliş tarihi 13122016 kabul tarihi 06032017

30 Engin Koca

determining the certainty the source and the purpose of knowledge by weaving through in Aristotelian sense theoretical sciences (theoretike) whose aim is to know and productive sciences (poietike tekhne) whose aim is to produce This paper aims to describe the mentioned methodical discussions thorough four seventeenth-century figures and tries to determine where modern science stands between classical theoretike and poietikeKeywords Modern Scientific Method Hypothetic Deductive Method Experimental Method Seventeenth-Century Theoretical Sciences Productive Sciences

I Giriş

Aristoteles felsefeyi pratik poetik ve teorik olmak uumlzere uumlccedile ayırır Poetik (uumlre-tici) bilimlerin ya da sanatların konusu doğal duumlzenliliklerin nasıl youmlnlendirileceği amacı ise uumlretimdir Sanatccedilı doğal duumlzenlilikleri kendi amacı doğrultusunda yeniden organize ederek ve nesnedeki potansiyeli youmlnlendirerek insanlığın faydasına sonuccedillar uumlretir1 Sanatccedilı belli etkinliklerin ldquonasılrdquo yapılacağının pratik bilgisine ve bu ldquonasılrdquoa rehberlik eden teorik bilgiye sahiptir Bu teorik bilginin diğer adı ldquonedenrdquodir dola-yısıyla tecruumlbe sahibinin tersine sanatccedilı takip ettiği proseduumlrde ona rehberlik edecek ve onun proseduumlruumlnuuml meşrulaştıracak teorik bilgiye yani etkinliklerinin ldquonedenrdquoine sahiptir Sanatlar bu nedenle oumlğretilebilir ve oumlğrenilebilirdir2 Oumlrnek olarak tıp sana-tının icra edicisi hekim ldquosağlıkrdquo teorik bilgisine sahiptir3 Bu ldquosağlıkrdquo teorik bilgisi hekimin hastalığı teşhis ve tedavisinde ona rehberlik eder Sanatccedilının belli etkinlikleri

1 Aristotle ldquoPhysicsrdquo The Complate Works of Aristotle Vol 1 trans J Barnes (New Jersey Princeton University Press 1991) 199a8-20

2 Aristotle ldquoThe Metaphysicsrdquo The Complate Works of Aristotle Vol 1 trans J Barnes (New Jersey Princeton University Press 1991) 981a5-981b5 ve ayrıca bkz Richard Parry ldquoEpisteme and Tech-nerdquo The Stanford Encyclopedia of Philosophy (Fall 2014 Edition) ed Edward N Zalta lthttpplatostanfordeduarchivesfall2014entriesepisteme-technegt (erişim 10082016)

3 Aristotelesccedili buumltuumln formuumllasyonuna goumlre insanda doumlrt temel yeti vardır her yetiye tekabuumll edecek şekilde doumlrt erdem ve doumlrt toplumsal zuumlmre mevcuttur Doumlrt birincil form maddeye biccedilim vermiş ve doumlrt elementi oluşturmuştur Doumlrt elementin harmonik bileşimi kozmosu oluşturmuştur Kozmostaki hareketin doumlrt nedeni vardır Doumlrt beden sıvısı arasındaki hiyerarşik uyuma sağlık denir tıpkı adaletin doumlrt toplumsal zuumlmre arasındaki hiyerarşik uyum olması gibi Poetik bir bilim ya da sanat olan me-kanik soumlz konusu olduğunda da benzer bir durum soumlz konusudur Fakat mekanik sanatında niceliksel bir form kazanan bu uyumun adı denge ilkesidir Uyum ile dengenin farkı ilkinin unsurları arasında niteliksel bir hiyerarşi ikincisinin unsurları arasında ise niceliksel bir hiyerarşi olmasıdır Bu fark on yedinci yuumlzyıl duumlşuumlnuumlrlerinin neden doğadaki niteliksel hiyerarşiyi reddedip onun yerine niceliksel bir hiyerarşi koyduklarını da goumlstermektedir Bu belirlenim niteliksel hareketin niceliksel harekete indirgenmesinin ortaya ccedilıkardığı metafizik doumlnuumlşuumlmuumln bir sonucudur Niteliksellik oumlzdeşliği imler niceliksellik ise eşitliği

Theoretike İle Poietike Arasında Modern Bilimin Youmlntem Arayışı 31

ldquonasılrdquo yapacağı konusunda ona rehberlik eden teorik bilginin kaynağı ise sanatccedilı değil filozoftur Filozofun buumltuumln formuumllasyonu sanatccedilının teorik bilgisine meşruiyet verir Aristoteleccedili buumltuumln formuumllasyonunun ccedilekirdeğinde teorik bir bilim olan fizik durur Fizik soumlz konusu olduğunda ise kullanılan bilimsel youmlntem ldquogoumlzleme dayalı tuumlmevarımrdquo ldquosezgisel kavrayışrdquo ve ldquotuumlmdengelimli ccedilıkarımrdquo suumlreccedillerinden oluşur

Tuumlmdengelim bir analiz tuumlmel ve yalın olanı ccediloumlzuumlmleme ile tikel ve bileşik var olanlara dağıtma ve goumlzlemlenemez nedenlerden goumlzlemlenebilir sonuccedillar ya da feno-menler ccedilıkarsama işlemidir Bu şekilde doğal suumlreccedillerde gerekccedilelendirilmiş (apodicdic demostrated burhani) bilgi elde edilebilir Nedenleri bilinen şey deneyim bilgisinden ayrılarak oumlğretilebilir ve oumlğrenilebilir yani bilimsel bilgi haline gelir4 Tuumlmevarım ise tikel ve bileşik var olanların muumlşterek yanlarını yani yalın ve tuumlmel ilkeleri belirleme ve goumlzlemlenebilir fenomenlerden goumlzlemlenemez nedenlere ulaşma işlemidir Aris-totelesrsquoin ifadesiyle ldquobize ilkeleri bildirenin zorunlulukla tuumlmevarım olduğu apaccedilıktır duyum ancak bu yoldan tuumlmeli bizde guumln ışığına ccedilıkarabilirrdquo5 Dolayısıyla tuumlmdengelim bir accedilıklama-analiz youmlntemi tuumlmevarım bir keşif ya da inşa youmlntemidir

Tuumlmevarım duyusaldır ve bu nedenle nihai noktası yoktur ccediluumlnkuuml her daim bir istisna mevcut tuumlmeli revize etmeyi veya terk etmeyi gerektirebilir Tuumlmdengelim akılcıdır kendisinden hareket ettiği sabit değişmez ve nihai aksiyomları vardır tuumlm sistem bu aksiyomlara goumlre accedilıklanır sistem iccedilinde mevcut aksiyom ile accedilıklanamayan unsurlar anormal unsurlardır ve problem aksiyomlarda değil accedilıklanamayan unsurlar-dadır Dolayısıyla tuumlmevarım kaideyi bozacak istisnalar peşindeyken tuumlmdengelim kaideyi bozacak istisnaları ihmal etme eğilimindedir

Bu ccedilalışmada ele alınacak ilk isim olan Francis Bacon eleştirilerinin merkezine genel olarak Aristotelesccedili bilimsel youmlntemi oumlzel olarak ise ldquogoumlzlemsel tuumlmevarımırdquo koyarak yeni bir tuumlmevarım oumlnerir İkinci başlıkta ele alınacak olan Descartesrsquoa goumlre ise bilginin kaynağı ldquogoumlzlemsel tuumlmevarımrdquo değil ldquoakli sezgirdquo olmalıdır

Aristotelesccedili sistemde bazı sanatların ldquonasılrdquo bilgisi matematikseldir bu sanatlara Ortaccedilağda orta ya da matematiksel bilimler denmiştir Fakat bu bilimler teorik bilim olarak tasnif edilemez ccediluumlnkuuml Aristotelesccedili sistemde bir teorik bilim başka bir amacın aracı kılanamaz6 oysa bu sanatlar doğal duumlzenliliklerin youmlnlendirilmesi ile insanlığa fayda sağlayacak sonuccedillar uumlretmenin araccedillarıdır7

Bu ccedilerccedilevede fiziği matematiksel bir bilim ya da sanat olan mekaniğe indirge-meye ccedilalışan Galileo kendi bilimsel youmlnteminde fizik-matematik ilişkisini yeniden belirlemeye ve temellendirmeye girişir Uumlccediluumlncuuml boumlluumlm bu tartışmayı ele almayı he-

4 Aristotle ldquoPosterior Analyticsrdquo The Complate Works of Aristotle Vol 1 trans J Barnes (New Jersey Princeton University Press 1991) 71a1-10

5 Aristotle ldquoPosterior Analyticsrdquo 100b3-176 Aristotle ldquoThe Metaphysicsrdquo 993b20-25 ve 995a15-207 Aristotle ldquoPhysicsrdquo 199a15-17

32 Engin Koca

deflemektedir Doumlrduumlncuuml boumlluumlmde ise Newtonrsquoun kendisinden oumlnce yapılan youmlntem tartışmalarını sentezleyerek kendi bilimsel youmlntemini oluşturma suumlreci tartışılacaktır

II Bacon

ldquoBuumlyuumlk Yenilenmerdquo ismini verdiği projesiyle Bacon insan bilgisini yeniden inşa etmek istemiştir Ona goumlre geleneksel bilim anlayışı şeylerin kendilerinden ziyade onlar hakkında yazılmış kitaplara gerccedilekten ziyade yanlış inanışlara ve hurafelere oumlnem ver-mektedir Bu yanılgılardan kurtulmak iccedilin yeni bir youmlntem ile doğaya yaklaşılmalıdır8

Bacon doğa araştırmasının iki youmlntemi olduğunu doğru youmlntemin geleneğin kullanageldiği ldquogoumlzlemsel tuumlmevarımrdquo değil kendisinin teklif ettiği yeni ldquodeneysel tuumlmevarımrdquo olduğunu ifade eder

Araştırmanın veya gerccedileği keşfetmenin iki yolu vardır ve olabilir İlki duyulardan ve tikellerden en genel aksiyomlara uccedilar ve bu değişmez ilkelerden orta terimleri keşfederek ilerler Diğer youmlntem duyulardan ve tikellerden hiccedilbir halkayı atlamadan yavaş yavaş yuumlkselerek aksiyomlara ulaşır daha sonra bu şekilde devam ederek en genel aksiyomları elde eder Bu ikinci yol doğru olan yoldur ve henuumlz denenmemiştir9

Benzer şekilde Great Instauration isimli makalesinde Aristotelesccedili tuumlmevarımla ulaşılan ilk ilkeleri ve bu ilk ilkelerden hareketle yapılan kıyas işleminin doğadan kopuk gerccedilekleştirilmesini eleştirir

Amaccedil farklılaşınca ispatın doğası ve duumlzeni de farklılaşır Klasik mantık iccedilin neredeyse tuumlm işlemler kıyastır Kıyas oumlnermelerle yapılır oumlnermeler ise kelimelerden yapılır Ke-limeler fikirlerin simgeleridir Aklın fikirleri ise olgulardan yapılan soyutlamalardır ve bu soyutlamalar yeterince kesin değildir belirsizdir ve hatta yanlıştırhellip (Ccediluumlnkuuml) kıyasta duyular ile algılanan tikellerden sabit ve değişmez tuumlmellere bir anda uccedilulur daha sonra doğadan kopuk biccedilimde bunlardan orta terimler ccedilıkarsanır Benim planım duumlzenli ve yavaş bir biccedilimde bir aksiyomdan diğerine yapılan harekettir sonuccedilta en genel olan tuumlmel son aksiyoma ulaşılana kadar belirlenmez Her bir aksiyom belirlendiğinde şeylerin kalbinde yatan ilk ilkeler de belirlenmiş olacaktır10

Aristotelesrsquoin tuumlmdengelim mantığı tuumlmel ilkeler ile tikel fenomenleri karşılaş-tırarak-oranlayarak nedenleri ya da orta terimleri keşfetmeyi amaccedillar Bu tarz akıl yuumlruumltmede accedilıklamaların doğru olması iccedilin ilkelerin doğru ve elde edilen orta terimin buumlyuumlk ve kuumlccediluumlk oumlncuumlllerden zorunlu olarak ccedilıkması yani akıl yuumlruumltmenin geccedilerli ol-

8 Francis Bacon New Atlantis and The Great Instauration ed Jerry Wingberger (Illinois Harlan Da-vidson Inc 1989) 11-12 ve ayrıca bkz Barry Gower Scientific Method An Historical and Philosop-hical Introduction (London Routledge 1997) 41

9 Aktaran Michel Malherbe ldquoBaconrsquos Method of Sciencerdquo The Cambridge Companion to Bacon ed Markku Peltonen (Cambridge Cambridge University Press 1996) 79

10 Bacon New Atlantis and The Great Instauration 22

Theoretike İle Poietike Arasında Modern Bilimin Youmlntem Arayışı 33

ması gereklidir Baconrsquoa goumlre skolastik felsefenin kıyas iccedilin kullandığı ilkeler hatalıdır Bu hatanın kaynağı da duyuların ve hayal guumlcuumlnuumln doğru kullanılmamasıdır Duyular yanıltmakta hayal guumlcuuml de tikel ve muumlmkuumln fenomenlerden soumlzde tuumlmel ilkelere sıccedilramakta ve aklı hesabı verilmemiş genellemelerle doldurmaktadır11

Baconrsquoın ccedilizdiği şemaya goumlre duumlşuumlnsel fakuumllteler akıl (reason) hayal guumlcuuml (ima-gination) ve hafıza (memory) olmak uumlzere uumlccedil tanedir12 İlk olarak dış duumlnyanın duyu-larda bıraktığı izlenimler suretler olarak hafızaya kaydedilir Daha sonra hayal yetisi bu suretleri işler-yorumlar ve akıl bu suretlerden bir takım soyutlamalara ulaşır Bu suumlreccedilte duumlşuumlnsel hatalar ya tikel şeylerin suretlerinin hafızaya kaydedilmesi sırasında ya da bu suretlerin hayal guumlcuumlnde yorumlanması sırasında gerccedilekleşir13

Baconrsquoa goumlre bilginin kaynağı duyulardır fakat duyusal goumlzlem doğanın ger-ccedilekliğini sunmaz14 Oumlte yandan doğru youmlntem kullanılması şartıyla tikel suretlerin toplanmasında ve karşılaştırılmasında goumlruumlnmez olguları deney ve aletlerin yardımıyla goumlruumlnuumlr kılmada ve hepsinden oumlnemlisi aklı uygunsuz temayuumlllerden arındırmada duyuların yardımı zorunludur15

Baconrsquoa goumlre hatalı akıl yuumlruumltmenin ikinci nedeni hayal yetisidir ilk olarak hayal aklı doğal olguların dışına ccedilıkartıp onu kendi iccedil spekuumllasyonlarına hapseden bir yetidir16 Bacon buna ldquohayalin uccedilmasırdquo ismini verir17 Bunu engellemek iccedilin ona ldquokanat takmak yerine ayaklarına kurşun ve ağırlıklar bağlanmalıdırrdquo18 İkinci olarak hayal guumlcuuml ccedilabuk tatmin olan ve bu şekilde aklı tembelliğe alıştıran bir yetidir Tikel-leri yeterince soruşturmadan bir ccedilırpıda ulaşılan tuumlmeller ve elde edilen tuumlmellerden yapılan ccedilıkarımlar eğer hayali memnun ediyorsa bu durumda akıl fantezilerle dolar ve duumlşuumlnemez19 Bacon hayal guumlcuumlnden kaynaklanan bu tarz yanlışlara ldquoidolsrdquo yani rastgele soyutlamalar der Eğer amaccedil fantastik ruumlyalar yerine doğal olguları ve yara-tıcının o olgular uumlzerindeki muumlhruumlnuuml (form) goumlrmekse bu rastgele soyutlamalardan kurtulmak gereklidir20

Bacon hem duyulardan hem de hayal guumlcuumlnden kaynaklı hatalardan dolayı doğru bir biccedilimde bilgi uumlretemeyen doğa araştırmacılarına sırasıyla deneyciler ve dogmatikler isimlerini verir Deneyciler (simyacılar ve sihir ile uğraşanlar) felsefelerini ccedilok az sayıda deneye dayandırarak toumlz değişimlerini denetlemeye ve bu bilgileri hermetik gelenek-

11 Malherbe ldquoBaconrsquos Method of Sciencerdquo 79-8012 Koen Vermeir v dğr ldquoIdols of the Imagination Francis Bacon on the Imagination and the Medicine of

the Mindrdquo Perspective on Science 2 (2012) 183-18413 Vermeir v dğr ldquoIdols of the Imaginationrdquo 185-18614 Malherbe ldquoBaconrsquos Method of Sciencerdquo 8015 Francis Bacon Novum Organum ccedilev Sema Oumlnal (İstanbul Say Yayınları 2012) 37-4016 Bacon Novum Organum 91-9217 Bacon Novum Organum 36 ve 5518 Bacon Novum Organum 36 ve 5519 Vermeir v dğr ldquoIdols of the Imaginationrdquo 188-18920 Vermeir v dğr ldquoIdols of the Imaginationrdquo 185-186

34 Engin Koca

teki bilgilerle ilişkilendirmeye ccedilalışanlardır Dogmatikler ise buumltuumln bilgiyi sonuccedilsuz tartışmalar ile oumlzdeşleştirenlerdir21 Dogmatikler ile kastedilen Skolastik rasyonalizmdir ve bu felsefe hazmedilmemiş ve kesinleşmemiş genel fikirleri toplayarak gerisini meditasyona ve sezgiye bırakarak hata yapmaktadır22 Bacon deneycileri durmadan malumat yığan karıncalara dogmatikleri ise durmadan ağ oumlren oumlruumlmceklere benzetir Arı ise hem malumat toplar hem de bunları işleyerek faydalı olan balı uumlretir Bacon kendi youmlntemini arının youmlntemine benzetir bu nedenle bilimsel youmlntem duyuların hayalin ve aklın uyumlu birlikteliği ile muumlmkuumln olabilir23

Baconrsquoın yukarıda zikredilen tuumlm bu ccediloumlzuumlmlemeleri yapmasının nedeni ldquopratik faydardquo sağlamayan bilgiye olan duumlşmanlığıdır Bacon ldquooumlruumlmceklerrdquoin ve ldquokarıncalarrdquoın doğaya dair ulaştıkları sonuccedilların hiccedilbir pratik faydasının olmadığını ifade eder fayda veren araştırmalar deneylerle elde edilenlerdir24 Geleneksel doğa felsefesi ve youmlntemi sahip olduğu ve deneysel olarak hakkı verilmemiş bir takım kavramlar ile ccedilalışmakta ilk olarak bu ccedilalışmanın hiccedilbir pratik faydası olmamakta ikinci olarak yeni keşifler yolunda insanlığa rehberlik etmemektedir Novum Organumrsquoun ilk oumlzdeyişinde Ba-con doğayı anlamanın amacının ona hakim olmak ve onu kontrol etmek olduğunu soumlyler25 Bacon iccedilin bilgi guumlccediltuumlr insan onunla doğayı kontrol eder ve ondan faydalar elde eder Şu halde fayda sağlamayan bilgi felsefesinin dışındadır Doğa felsefenin amacı geleneksel felsefede olduğu gibi ilahi nizamı tefekkuumlr etmek değil guumlndelik yaşam iccedilindeki mekanik tarım tıp iletişim maden savaş gibi sanatlarda (poietike tekhne) insanlığın mevcut durumunu daha iyi ve guumlccedilluuml kılmaktır26 ldquoBilimlerin gerccedilek ve doğru hedefi yeni keşifler ve zenginliklerle insan yaşamını donatmaktırrdquo27 Bunun iccedilin sadece goumlzlemle yetinilmemeli doğaya işkence edilerek (deney) sahip olduğu sırlar (formların bilgisi) ondan soumlkuumllerek alınmalıdır Bu bilgi doğaya huumlkmetmenin aracıdır28 Bacon 1605 tarihli The Advencement of Learningrsquode şoumlyle der

Uumlretici bilimlerin (poietike) yardımı olmaksızın doğanın pek ccedilok parccedilası ya yeterli ince-likle belirlenmemiş ya yeterince accedilık biccedilimde goumlsterilmemiş ve insanın kullanımına accedilı-lamamış olurdu Uumlretici bilimler muumlzik astronomi kozmografya mimarlık muumlhendislik ve diğerleridirhellip Fakat bunlar iccedilinde en oumlnemli ve temel olan mekaniktir Bu bilimlerin yardımını alan boumlyle bir doğa felsefesi sadece spekuumllasyonlarda kaybolmamakla kalmaz insan yaşamına faydalar da sağlayan işlevsel bir hale gelir29

21 Paolo Rossi ldquoBaconrsquos Idea of Sciencerdquo The Cambridge Companion to Bacon ed Markku Peltonen (Cambridge Cambridge University Press 1996) 27-28

22 Vermeir v dğr ldquoIdols of the Imaginationrdquo 18923 Bacon Novum Organum 7924 Bacon Novum Organum 34-3625 Bacon Novum Organum 3326 Cohen The Newtonian Revolution 527 Bacon Novum Organum 15728 Malherbe ldquoBaconrsquos Method of Sciencerdquo 7629 Daniel Garber ldquoPhilosophia Historia Mathematica Shifting in the Dixciplinary Geography of the

Seventeenth Centuryrdquo Scientia in Early Modern Philosophy Seventeenth Century Thinkers on Dem-

Theoretike İle Poietike Arasında Modern Bilimin Youmlntem Arayışı 35

On altıncı yuumlzyıla kadar Baconrsquoın zikrettiği sanatlar iccedilin pratik becerinin gerekli olduğuna inanılmış ve bu nedenle sanatccedilıların doğa felsefesiyle ilişkileri olmamıştır Dolayısıyla theoretike ile poiteike arasında bir temassızlık teorisyenler ile teknisyen-ler arasında bir iletişim boşluğu vardır30 Bacon nedenlerin araştırılmasını sonuccedilların araştırılması ile ilişkilendirir ve pratik deneysel araştırmalara ccedilok oumlnemli bir yer vererek sanatccedilıların tezgacirchlarını yeni bilimin laboratuvarları olarak goumlruumlr31 Buna goumlre teorik doğru yararlıdır ve bu yarar doğruluğuna dayanır32 Cogitata et Visa isimli makalesinde Bacon şoumlyle der

Kulaklarını benim nadir ve şerefli pratik aktivite soumlylemlerime vermişlere bu ses ccedilok hoş gelmiyor olabilir ccediluumlnkuuml onlar kendilerini buumltuumlnuumlyle teemmuumlle vermişlerdir Bu kişiler kendi arzularının duumlşmanı olduklarını duumlşuumlnmeliler Doğada pratik sonuccedillar sadece insan varlığını daha iyi hale getirmekle kalmaz aynı zamanda doğruyu da garantiler Dinde bir insan imanını eylemleriyle goumlsterir bu doğa felsefesi iccedilin de geccedilerlidir Bilim ancak ey-lemlerle bilinebilir Mantık ve hatta goumlzlemlerle değil yalnızca pratik sonuccedillarla doğruyu kurabilir ve accedilığa ccedilıkartabiliriz Bir insanın duumlşuumlncesinin gelişmesi onun eylemlerinin gelişmesi ile aynı şeydir33

Bacon iccedilin doğal sonuccedilların yeniden uumlretilmesi dış duumlnyadaki doğal suumlreccedillere dair bilginin epistemolojik garantisidir34 Baconcı bilimde doğruluk ontolojik değil epistemolojik bir kategoridir ve sadece sağladığı fayda ile doğrulanır35 Eğer teorik bilgi yoksa doğa kontrol altına alınamaz pratik fayda sağlamıyorsa da o teorik bilginin doğruluğu garanti edilemez Bu nedenle teemmuumlle (contemplative) dayalı felsefede ortaya konan neden ile uygulamalı bilimlerdeki neden aynıdır36 Novum Organumrsquoda bu goumlruumlşuumlnuuml destekler mahiyette şu soumlzler sarf edilir

İdoller keyfi soyutlamalardır idealar (formlar) ise doğru ve zarif dokunuşlarla maddeye işlenmiş ve maddede belirlenmiş olarak yaratıcının yarattıkları uumlzerindeki gerccedilek işaretle-ridir Bu nedenle doğru ve fayda tam olarak oumlzdeştir ve sonuccedillar doğru yerine getirilmiş soumlzler olarak insanlara verdikleri faydadan daha fazla bir değere sahip değillerdir37

ostrative Knowledge from First Principles ed T Sorell v dğr (Dordrecht Heidelberg London New York Springer 2010) 4-5

30 Boris Hessen v dğr The Social and Economic Roots of the Scientific Revolutions ed Gideon Fruden-thal v dğr (Berlin Springer 2009) 3-9 ayrıca bkz Edgar Zilsel The Social Origins of Modern Scien-ce (Dordrecht Springer 2003) 5 ve bkz Matteo Valleriani Galileo Engineer (Dordrecht Springer 2010) 194

31 Gower Scientific Method 45-4632 Rossi ldquoBaconrsquos Idea of Sciencerdquo 36-3733 Aktaran Rossi ldquoBaconrsquos Idea of Sciencerdquo 36-3734 Antonio Peacuterez-Ramos Francis Baconrsquos Idea of Science and the Makerrsquos Knowledge Tradition (Ox-

ford Clarendon Press 1988) 5935 Christoph Meinel ldquoEarly Seventeenth-Century Atomism Theory Epistemology and the Insufficiency

of Experimentrdquo The Scientific Enterprise in Early Modern Europe Reading from Isis ed Peter Dear (Chicago The University of Chicago Press 1991) 210

36 Bacon Novum Organum 12037 Bacon Novum Organum 193

36 Engin Koca

Baconrsquoın Aristotelesccedili ldquogoumlzlemsel tuumlmevarımrdquoa youmlnelttiği eleştiri ve yapmış ol-duğu alternatif ldquodeneysel tuumlmevarımrdquo teklifinin arkasında doğa felsefesini istatiksel genellemeler yaparak doğadaki duumlzenilikleri keşfetme etkinliği olarak konumlandırma isteği vardır Fakat bu girişim doğaya iccedilinden bakılacak teorik bir ccedilerccedileve olmadan rehbersiz bir soruşturma halini alacak ve sistematik bir doğa bilimi oluşturmaya engel teşkil edecektir Diğer bir deyişle uumlretici bilimlere vurgu yapmak Aristotelesccedili fiziği tahtından edemez Poietike gelişebilmek iccedilin bir dinamik teorisine teorik bir ccedilerccedile-veye ihtiyaccedil duyar Yeni bir dinamik temel inşa etmek ise yeni bir metafizik ccedilerccedileve kurmayı gerektirir Baconrsquoın goumlremediğini goumlren Descartes yeni bir bilişsel teori ve yeni bir metafizik ile birlikte yeni bir dinamik teorisi (vortex teorisi) oumlnermiş ve ken-dinden sonraki felsefe ve bilimin youmlruumlngesini geri doumlnuumllmez biccedilimde değiştirmiştir Bir sonraki başlıkta Descartesrsquoın felsefi sistemi ccedilerccedilevesinde ortaya koyduğu bilimsel youmlntem analiz edilecektir

III Descartes

Rasyonalizm bilginin oumlncelikli ve tek kaynağını duyuların aksine akılda goumlren felsefi akımdır ve on yedinci yuumlzyıldaki en buumlyuumlk temsilcisi Descartesrsquotır Rasyonaliz-min oumlzellikleri doğuştancılık (zihnin doğuştan belirli temel kavramlar veya bazı temel doğrulukların bilgisi ile donanmış olduğu inancı) a prioricilik (duyulardan bağımsız olarak bilgiye ulaşma olanağı olduğuna inanmak) ve zorunlulukccediluluktur (gerccedileklik hakkındaki doğrulukların zorunlu olduğuna inanmak)38 Rasyonalist ccedilizginin doğuştan-cılığı a prioriciliği ve zorunlulukccediluluğu matematiksel oumlnermelerin tuumlmel ve zorunlu doğasından kaynaklanır Problem tanımlardan ve aksiyomlardan tuumlmdengelimli olarak tuumlretilen oumlnermelerde değil tanım ve aksiyomlarda ortaya ccedilıkmaktadır Aksiyomlar dizgenin başlangıccedil oumlnermeleridir sonsuzca geriye gidilme muumlmkuumln olmadığı iccedilin aksiyomlar kendinden sonraki buumltuumln sistemi ispat etmesine rağmen kendileri ispatsız (self-evident) olan oumlnermelerdir

Descartes Baconrsquoın aksine felsefenin kendinden hareket edeceği accedilık ve seccedilik idelerin39 tuumlmevarım ile değil ancak sezgi ile elde edilebileceğini duumlşuumlnuumlr40 Dolayısıyla doğadaki mekanizmaya dair kesin bilgiye accedilık ve seccedilik idelerden yapılan tuumlmdenge-limli ccedilıkarımla varılabilir41

İlk ilkelerden doğrudan ccedilıkarsanan oumlnermelerin hiccedil kuşkusuz bakış accedilımıza goumlre bir

38 John Cottingham Akılcılık ccedilev Buumllent Goumlzkan (İstanbul Doruk Yayıncılık 2003) 31-3239 Bilginin temeli oumlnermeler oumlnermelerin temeli de ideler olduğu iccedilin analiz ideler uumlzerinden yapılır 40 Reneacute Descartes ldquoAklın Youmlnetimi İccedilin Kurallarrdquo Soumlylem Kurallar Meditasyonlar ccedilev A Yardımlı

(İstanbul İdea 1996) 7141 Mary B Hesse Forces and Fields The Concept of Action at a Distance in the History of Physics

(London New York T Nelson 1961) 109

Theoretike İle Poietike Arasında Modern Bilimin Youmlntem Arayışı 37

zaman sezgi yoluyla bir başka zaman tuumlmdengelim yoluyla bilindiği soumlylenebilir ama ilk ilkelerin kendileri yalnızca sezgi yoluyla verilirken buna karşı uzak sonuccedillar ancak tuumlmdengelim yoluyla bilinebilirler42

Descartes tuumlmdengelim ile ilkelerden zorunlu yargılar ccedilıkarsamayı kastededer o halde accedilık ve seccedilik idelerden ve ideleri ilişkilendiren tuumlmel oumlnermelerden tuumlmdengelim ile ccedilıkarsanan oumlnermeler de zorunlu olarak doğrudur43 Accedilıklık idenin bir niteliği olarak kavranan şeyin varlığına bağlıyken seccediliklik onun diğer nesnelerden ayrıştırılmasına bağlıdır Accedilıklık ve seccediliklik doğruluğun kriterleridir bir ide doğru biccedilimde ancak onun iccedileriği daha oumlnceden biliniyorsa kavranabilir44 Doğru idenin a priori bilgisi insanda verilidir bu nedenle akletmek aklın zaten bildiği yalın doğruları fark etmesi anlamına gelir45 Guumlneş ışığının herşeyi goumlruumlnuumlr kılması ve duyusal algıya accedilması gibi doğanın ışığı da a priori bilgiyi aklın algısına accedilar46 Descartes iccedilin ldquoduumlşuumlnuumlruumlmrdquo veya ldquoiki ile uumlccediluumln toplamı beştirrdquo gibi oumlnermeler accedilık ve seccedilik oumlnermelerdir ve hiccedilbir şuumlphe iccedilermezler Ama oumlrnek olarak ldquoayağımda bir ağrı varrdquo oumlnermesi accedilıktır ama seccedilik değildir ccediluumlnkuuml ağrının bedensel mi yoksa zihinsel mi olduğu ayrıştırılamaz47 Principiarsquoda Descartes accedilık bilgi ile ldquodikkatli bir zihne goumlruumlnen bilgirdquoyi seccedilik bilgi ile de ldquokesin ve başka bilgilerden ayrı olan bilgirdquoyi kastettiğini soumlyler ve ekler ldquobilgi seccedilik olmadan accedilık olabilir ama accedilık olmadan seccedilik olamazrdquo48 Accedilık ve seccedilik ideler ancak akıl ile kavranır duyusal niteliklerin ortaya ccedilıkardığı ideler ise bulanıktır49

İdeler insan tarafından oluşturulmaz ve doğuştan gelir ama akıldan bağımsız değillerdir50 Bechlerrsquoe goumlre Descartes temsil eden (ide) ile temsil edilen (oumlz) arasında ayrım yapar ide akli bir suret olması nedeniyle değişir ve bu nedenle oumlz ile oumlzdeş olamaz Oumlz ideden ayrı bir varlıktır ccediluumlnkuuml hareket geometrik figuumlrler madde Tanrı gibi oumlzler akılda değillerdir bu nedenle Descartes onların oumlzlerinin akılda olduğunu iddia etmiş olamaz Oumlzler akıldan bağımsız varlıklardır ve değişmezler oumlte yandan ideler akıldan bağımsız var olamazlar ve oumlzlerin temsilleridirler51 İdelerin iccedileriklerinin doğru biccedilimde dolması ve oumlzuuml birebir temsil edebilmesinin yolu da akli sezgidir bu

42 Descartes ldquoAklın Youmlnetimi İccedilin Kurallarrdquo 6943 Descartes ldquoAklın Youmlnetimi İccedilin Kurallarrdquo 6944 Zev Bechler Newtonrsquos Physics and the Conceptual Structure of the Scientific Revolution (Dordrecht

Kluwer Academic Publishers 1991) 18145 Reneacute Descartes ldquoYoumlntem Uumlzerine Soumlylemrdquo Soumlylem Kurallar Meditasyonlar ccedilev Aziz Yardımlı (İs-

tanbul İdea 1996) 65-66 ayrıca bkz Reneacute Descartes Metafizik Duumlşuumlnceler ccedilev M Karasan (Anka-ra MEB yayınları 1967) 183

46 Cottingham Akılcılık 49-5047 John Cottingham A Descartes Dictionary (Cambridge Blackwell Publishers 1993) 33-3448 Descartes Felsefenin İlkeleri 7849 Reneacute Descartes ldquoİlk Felsefe Uumlzerine Meditasyonlarrdquo Soumlylem Kurallar Meditasyonlar ccedilev A Yar-

dımlı (İstanbul İdea 1996) 189 ayrıca bkz Stephan Gaukroger Descartesrsquo System of Natural Philo-sophy (Cambridge Cambridge University Press 2003) 80

50 Descartes Metafizik Duumlşuumlnceler 188-19051 Bechler Newtonrsquos Physics and the Conceptual Structure of the Scientific Revolution 181

38 Engin Koca

şekilde Descartes kesin bilgiyi temin etme yolunun accedilıldığını duumlşuumlnuumlrDescartes deneyim temelli doğa soruşturmasını eleştirir ve deneycileri hazine

avcılarına benzetir ccediluumlnkuuml zaman zaman elde ettikleri başarılar tuumlmuumlyle şans eseridir Bu tarz duumlzensiz incelemeler ve bununla beraber bulanık meditasyonlar52 doğal ışığı karıştırıp akli guumlccedillerimizi koumlreltir53 Peki deneyim bilimsel araştırmanın dışında mı tutulmalıdır Descartes Regulaersquode kendi youmlntemini şu şekilde oumlzetler

Aklın hayalin duyunun ve hafızanın tuumlm yardımını kullanmalıyız Ccediluumlnkuuml boumlylelikledir ki ilkin yalın oumlnermelerin seccedilik bir sezgisini elde edebilir sonra bilinmeyeni onun bulun-masını sağlayacak olan bilinenle karşılaştırabilir son olarak birbirleri ile insan ccedilabasının hiccedilbir parccedilası atlanmadan karşılaştırılması gerekenleri bulabiliriz54

Descartesrsquoa goumlre dış duyular tıpkı bir muumlhruumln balmumunda belli biz iz bırakma-sında olduğu gibi edilgendirler Cisim dış duyuları hareket ettirir ve sertlik puumlruumlzluumlk sıcaklık soğukluk renk ses tat gibi nitelikler algılanır Daha sonra bu nitelikler hiss-i muumlşterek (sensus communis) denilen beden parccedilasında birleştirilir Uumlccediluumlncuuml aşamada hiss-i muumlşterekin oluşturduğu duyusal form hayal yetisine darpedilir ve bu iz hafıza denilen yerde korunmaya alınır Ruh bu formları hayal yetisinden veya eş zamanlı olarak hiss-i muumlşterekten (common sense) alabildiği gibi hafızadan da alabilir Ruh kendini yalnızca hayal yetisine youmlneltiyorsa buna ldquohatırlamardquo denir eğer yeni izlenim-ler uumlretmek iccedilin hayal yetisine doumlnuumlyorsa ldquotasarlıyorrdquo denir eğer tek başına hareket ediyorsa o zaman ldquoaklediyorrdquo denir55

Discoursersquoda Descartes kendi youmlntemini doumlrt adımlı bir suumlreccedil olarak tasarlar İlk adım doğru olduğu accedilıkccedila bilinmeyen hiccedilbir şeyin doğru kabul edilmemesi anlamına gelen ldquokuşkudurrdquo Bu şekilde Descartes Baconrsquoın idoller dediği oumlnyargı gelenek oto-rite kaynaklı hatalara duumlşmekten kaccedilınmayı hedefler İkinci adım olabilecek en yalın olana ulaşmak iccedilin ccediloumlzuumlmlemeler yapmak ve karmaşık bilgileri onları oluşturan en yalın idelere kadar ayırmaktır (analiz) Uumlccediluumlncuumlsuuml olabilecek en yalın nesnelerle-ide-lerle başlayarak derece derece en bileşik olan nesneye-bilgiye ulaşmak ve bu zincirde hesabı verilmeyen hiccedilbir halka bırakmamak anlamına gelen tuumlmdengelim youmlntemidir Doumlrduumlncuuml adımda elde edilen sonuccedilların goumlzden geccedilirilmesi ve denetlenmesi vardır Descartes bu youmlntemi geometricilerin en guumlccedil ispatlara ulaşmak iccedilin yararlandıkları ve kesin bilginin yegacircne youmlntemi olarak zikreder56

Fiziğin genel ilkeleri ile tikel mekanizmalar arasında ayrım yapan Descartes maddi toumlzuumln uzam olması gibi genel ilkeleri akıldaki ldquodoğruluğun kesin tohumların-

52 Duyusal sezgi ile değil akli sezgi ile yapılan53 Descartes ldquoAklın Youmlnetimi İccedilin Kurallarrdquo 7054 Descartes ldquoAklın Youmlnetimi İccedilin Kurallarrdquo 9455 Descartes ldquoAklın Youmlnetimi İccedilin Kurallarrdquo 95-9756 Reneacute Descartes ldquoYoumlntem Uumlzerine Soumlylemrdquo Soumlylem Kurallar Meditasyonlar ccedilev Aziz Yardımlı (İs-

tanbul İdea 1996) 23-24

Theoretike İle Poietike Arasında Modern Bilimin Youmlntem Arayışı 39

danrdquo tuumlretirken57 manyetizma gibi olguları goumlzleme dayanarak belirler Ona goumlre goumlruumlnmez mekanizmaları accedilıklamak iccedilin pek ccedilok hipotez ortaya atılabilir bu nedenle doğa felsefecisi bu hipotezleri hipotezlerin sonuccedilları ile test etmelidir58 Fakat manye-tiklik gibi tikel bir olgunun nasıl gerccedilekleştiğine dair bir hipotez kurmak iccedilin doğanın buumltuumlnuumlne dair bir mekanizma zihinsel bir model varsaymak gerekmektedir Zihinsel model parccediladan buumltuumlne asla ulaşılamayacağı iccedilin filozofun buumltuumln olarak formuumlle ettiği mekanizmadır Bu mekanizmadan yapılan ccedilıkarımların tecruumlbeyle ccedilelişmesi durumunda modeli revize etmek yerine modelin gerektirdiği sonuccedilla karşılaşılmama-sının nedenleri soruşturulur Descartes Greklerin yaptığı gibi animistik model yerine mekanik bir model ile doğaya yaklaşır59 Klasik doğa felsefesi mıknatısın bir ruhu olduğunu kabul ederken Descartes bunu vida şekilli parccedilacıklarla accedilıklar Descartesrsquoa goumlre canlı hayvanlar bile ruh sahibi değillerdir onlar vida ve yaylardan değil kas ve kemikten yapılmış makinelerdir Descartes Meditationesrsquoda şoumlyle der

İnsan bedenini de sinirlerden kaslardan damarlardan kan ve deriden yapılmış olan ve eğer onda hiccedilbir akıl olmasaydı bile şimdi iradenin denetimi olmaksızın ve dolayısıyla aklın yardımı olmaksızın ama yalnızca organlarının duumlzenlenişi yoluyla devindirildiği zaman yaptıkları ile aynı devinimleri yerine getirecek bir tuumlr makine olarak goumlrebilirim60

Harveyrsquoin tıbbi ccedilalışmalarından haberdar olduğu anlaşılan kendisi de sinir sistemi fizyolojisi uumlzerine ccedilalışan Descartes hayvanların doğa yasalarına goumlre ccedilalışan otomatlar olduğunu duumlşuumlnmuumlştuumlr ldquoDuumlşuumlnuumlyorum o halde varımrdquo oumlnermesindeki ldquoduumlşuumlnen şeyrdquo (res cogitans) insanın bedensel varlığından tuumlmuumlyle bağımsız olan ve evrende doğa yasalarına tabi olmayan bu nedenle oumlzguumlr irade sahibi olan tek varlıktır İnsan bedeni bir ruha-akla sahiptir ama onu canlı yapan ve hareket ettiren şey akıl-ruh değildir ccediluumlnkuuml insanın bedeni otomattır Res cogitans (gayr-ı maddi toumlz) maddeden tuumlmuumlyle ayrıdır sadece insanda bulunur ve dolayısıyla fizik fiziksel olmayan herhangi ruhsal bir yapıya referans verilmeden yapılmalıdır61

Skolastik Aristotelesccedililiğe goumlre matematiksel ve metafiziksel nesneler dacirchil buuml-tuumln zihinsel iccedilerik hayal fakuumlltesinde bulunan duyusal suretlerden yapılan zihinsel soyutlama suumlreciyle oluşur Aristotelesccedili şemada akıl matematiksel nesneler veya doğal şeylerin oumlzlerini yakalamada oumlnemli bir rol onar Buna karşın Descartes mate-matiksel ve metafiziksel doğruların akıl tarafından duyulardan ve hayal fakuumlltesinden buumltuumlnuumlyle bağımsız olarak yakalandığını duumlşuumlnuumlr Fakat Descartesrsquoın zihinsel kapasite

57 Reneacute Descartes ldquoPrinciples of Philosophyrdquo The Philosophical Writings of Descartes Volume 1 ed J Cottingham R Stoothoff D Murdoch (Cambridge Cambridge University Press 1996) 224 ve 288

58 Descartes ldquoPrinciples of Philosophyrdquo 26759 Mary B Hesse Forces and Fields The Concept of Action at a Distance in the History of Physics

(London New York T Nelson 1961) 10160 Descartes ldquoİlk Felsefe Uumlzerine Meditasyonlarrdquo 19261 Hesse Forces and Fields The Concept of Action at a Distance in the History of Physics 104 ve

ayrıca bkz Ahmet Cevizci On Yedinci Yuumlzyıl Felsefesi (İstanbul Say 2013) 149-233

40 Engin Koca

şemasında doğa bilgisi tek başına akıldan doğmaz akıl bazı iccedilerikleri doğru olarak sunabilir ama tek başına bu iccedileriği doğrulayamaz veya yanlışlayamaz Bu fonksiyon Res Cogitansrsquoın aktif parccedilası olan irade tarafından gerccedilekleştirilir Bir yargının akıl tarafından sunulan iccedileriği irade onu onaylayana kadar doğru veya yanlış değildir62 Matematik ve metafiziğin tersine doğa bilgisinin hipotetik olması anlamına gelen bu belirlemeyi Descartes Principiarsquoda şoumlyle accedilıklar

Duyularla algılanamayan şeyler duumlşuumlnuumllduumlğuumlnde gerccedilek doğaları farklı olsa bile onların olası doğasını accedilıklamak yeterlidir ve Aristotelesrsquoin buumltuumln yapmaya ccedilalıştığı şey de budur Fakat bu youmlntem şeylerin doğasını anlamamızı sağlasa da gerccedilekte şeylerin doğasının bu şekilde olduğunu garantileyemez Bir zanaatkacircr zamanı aynı anda goumlsteren ve aynı goumlruumlnuumlşe sahip iki saati yapabilir ama bu iki saatin iccedilyapısı makaraların ve vidaların boyutları pek ccedilok farklı şekillerde yapılabilir Bunu itiraf etmek beni mutlu ediyor ccediluumlnkuuml fenomenlerin doğasına doğru biccedilimde tekabuumll eden şeyler yazarak yeterince başarılı ol-duğumu duumlşuumlnuumlyorum Bu gerccedilekten de guumlnluumlk yaşama uygulama iccedilin yeterli olacaktır ccediluumlnkuuml tıp ve mekanik ve tuumlm diğer sanatlar fiziğin yardımıyla buumltuumlnuumlyle gelişebilirler63

Bacon ile ilgili yapılan tartışmanın sonunda da ifade edildiği gibi Descartes tıp ve mekanik gibi Poetik bilimlerin gelişebilmesinin bir teorik ccedilerccedileveye yani doğanın arkasındaki goumlruumlnmez duumlzenliliğe dair bir fizik teorisine gereksinim duyduğunu ifade eder Fakat doğanın goumlruumlnmez duumlzenliliğine dair bir teorinin gerccedilekliği kendisinde nasılsa aynen oumlyle resmedip resmetmediğinden asla emin olunamaz Oumlnemli olan bu ccedilerccedilevenin Poetik bilimlere gelişebilmesi iccedilin gerekli olan zemini sağlayıp sağlama-dığıdır Descartes kendi fiziğinin bu zemini oluşturduğunu duumlşuumlnuumlr Descartes şeylerin doğasına dair bilgimizin şeylerin gerccedilek doğası ile bire bir uyuşmayacağını şu halde doğa bilgisinin hipotetik olduğunu soumlyler Bir sonraki ilkede (205 İlke) Descartes doğaya dair yapmış olduğu accedilıklamaların pratik olarak kesin olduğunu iddia ederek şoumlyle der

Fakat yine de benim accedilıklamalarım pratik (moral) olarak kesin goumlzuumlkmektedir Bazı şey-lerin pratik olarak kesin olduğunu soumlylememek ikiyuumlzluumlluumlk olurdu duumlşuumlnceler Tanrırsquonın mutlak kudreti ile karşılaştırıldığında kesin olmasa da guumlnluumlk yaşama uygulanabilirliği anlamında yani pratik olarak kesindirler64

Descartes tıpkı Bacon gibi doğa bilgisinin garantoumlrluumlğuumlnuuml ldquofaydardquo olarak be-lirlemiş goumlruumlnmektedir Descartes kendi mekaniği iccedilin ulaşmış olduğu ilkelerin ccedilok genel ilkeler olduğunu ve pek ccedilok farklı olası nedensel accedilıklamaya imkacircn sağladığını ifade eder Bu olasılıklar arasından doğru nedeni bulmak iccedilin ise yapılabilecek tek şey doğru kabul edilen ldquonedenrdquoden yapılan ccedilıkarımların deneyle kontrol edilmesi ile ldquonedenrdquoi test etmektir65 Moral kesinlik pratik fayda sağlayan bilgi anlamında

62 Hatfield ldquoReneacute Descartesrdquo63 Descartes ldquoPrinciples of Philosophyrdquo 28964 Descartes ldquoPrinciples of Philosophyrdquo 289-29065 Ernan McMullin ldquoHypothesisrdquo Encyclopedia of the Scientific Revolutions From Copernicus to New-

Theoretike İle Poietike Arasında Modern Bilimin Youmlntem Arayışı 41

kullanılmaktadır Bir sonraki ilkede Descartes kendi accedilıklamalarının pratik fayda sağlamaktan daha oumlte olduğunu iddia eder

Aslında benim accedilıklamalarım moral kesinlikten fazlasına sahiptir Dahası bazı konular doğadaki şeylerle ilişkisi bağlamında ahlaki kesinliğin oumltesinde mutlak kesin olarak goumlruumllebilir Mutlak kesinlik bir şeyin bizim belirlediğimiz şeyden başka tuumlrluuml olamaya-cağına inandığımız yerde ortaya ccedilıkar Kesinlik metafizik temele dayanır oumlrnek olarak Tanrırsquonın uumlstuumln olarak iyi olması ve bizi asla aldatmaması ve sonuccedilta bize verdiği doğruyu yanlıştan ayırma yetisi ile bizi yanlışa gitmekten alıkoyması gibi Matematiksel ispatlar da mutlak kesindirler66

Akıldan ccedilıkarılan tuumlm iccedilerikler saf değildir Descartesrsquoın şemasında Res Cogi-tansrsquoın iki guumlcuuml vardır anlama yetisi ve irade67 İrade herhangi bir zihinsel suumlrecin yardımı olmaksızın ccedilalışır fakat anlama yetisi duyusal algı hayal ve hafızanın yar-dımıyla ccedilalışır İkinci akletme biccedilimi daha az accedilık ve seccediliktir bu nedenle yanlış olma ihtimali her zaman soumlz konusudur Metafiziksel ilk ilkeler ise sezgisel olarak kavranarak iradeyle doğruluğuna huumlkmedilen ve bu nedenle mutlak olarak kesin olan oumlnermelerdir Ccediluumlnkuuml irade oumlzguumlrduumlr otoritenin ve anlamın nihai kaynağıdır ve tuumlm bunlar Tanrının garantisi altındadır Duyularla bilinen pratik bilgi faydası nispetinde kıymetlidir ve kesin değildir Doğa felsefesinin nesneleri saf akıl ve duyusal goumlzlemle bilinir saf akıl cisimlerin ne tuumlr oumlzsel niteliklere sahip olduğunu soumlyler ve duyular bu cisimlerin tikel oumlzelliklerini ortaya koyar Bilginin kesinliğini ortadan kaldıran şey duyusal iccedileriktir68

Descartes ortaya koymuş olduğu metafizik ve bilişsel teorilere dayanarak teklif ettiği fiziğin Poetik bilimlere yani sanatlara-tekniğe gelişebilmesi ve insanın ccedilıkarları doğrultusunda sonuccedillar uumlretebilmesi iccedilin ihtiyaccedil duyduğu zemini sağladığını duumlşuumlnuumlr Poetik bilimler doğayı kontrol etmenin ve onu insanın hizmetkacircrı kılmanın araccedillarıdır Doğa bilgisinin kendisinde bir değeri yoktur onun değeri tekniğin manipuumlle edeceği yeniden organize edeceği duumlzenlilikler sağlamasıyla doğru orantılıdır Diğer bir deyişle Theoretike Poietikersquonin hizmetkacircrıdır

Bir sonraki boumlluumlmde Galileorsquonun bu suumlrece yapmış olduğu katkılar ele alınacak ve onun matematiksel youmlnteminin doğa araştırmasındaki kullanımını neden ve nasıl temellendirdiği tartışılacaktır

ton ed W Applebaum (London New York Garland Publishing 2000) 496-49866 Descartes ldquoPrinciples of Philosophyrdquo 290 67 Descartes ldquoPrinciples of Philosophyrdquo 20468 Gary Hatfield ldquoReneacute Descartesrdquo The Stanford Encyclopedia of Philosophy (Fall 2015 Edition) ed E

N Zalta httpplatostanfordeduarchivesfall2015entriesdescartes (erişim 20052015) ayrıca bkz Larry Laudan Science and Hypothesis (Dordrecht Springer 1981) 30-32

42 Engin Koca

IV Galileo

Galileo Descartes ve Bacon gibi bir youmlntem kitabı yazmamıştır onun kullandığı youmlntemler kitaplarından hareketle deşifre edilebilir Farklı kitaplarında farklı youmln-temler kullanan Galileo 1580rsquode yazmaya başladığı ama vefatından sonra 1687rsquode yayınlanan ilk eseri De Motursquoda kendi youmlntemini şoumlyle accedilıklar ldquoKanıt gerektiren hiccedilbir şey doğru olarak varsayılmamalı ve soumlylenen her şey daha oumlnce soumlylenmiş olana dayanmalıdırrdquo69 Aristotelesrsquoe youmlnelttiği eleştiri de bu minvalde Aristotelesrsquoin varsayımlarına youmlneliktir ldquoAristotelesrsquoin aksiyomları sadece duyulara kapalı değil aynı zamanda hiccedilbir zaman kanıtlanamazdırrdquo70 Aynı eserde Galileo Aristotelesrsquoe youmlnelt-tiği eleştirinin kendi sonuccedilları iccedilin de geccedilerli olması durumunda bunun o sonuccedilların yanlışlığından değil bir takım arazicirc etkilerden kaynaklandığını ifade eder71 Galileo bu durumu Discorsirsquode şoumlyle accedilıklar

Soyut olarak ispatlanan sonuccedillar somut şeylere uygulandığında farklı ve dolayısıyla aldatıcı olacaktır Bu nedenle ne doğal yatay hareket duumlzguumln doğrusal harekete ne doğal ivmeli hareket ivme oranına ne de doğal serbest atışın izlediği yol parabole tam olarak benzemez72

Bu arazicirc etkiler fiziksel ilişkilerin idealize edilmesinden kaynaklanır En temelde astronomi ve mekanik olarak ikiye ayrılabilecek yazılarında Galileo nesne alanına goumlre değişen bir youmlntem kullanır Astronomi ile ilgili eserler okuyucusunu Kopernik sisteminin doğruluğuna ikna etmek iccedilin başvurulan diyalektik bir youmlntemle mekanik ile ilgili eserler ise hareketin matematiksel bir goumlsterimini yakalamaya ccedilalışan hipotetik tuumlmdengelim youmlntemiyle yazılmıştır73

Galileorsquonun Astronomi ile ilgili yazdığı eserler Siderus Nuncius (1610) Istoria e Dimostrazioni (1613) ve Dialogo (1632)rsquodur Kitaplarda genel olarak Sokratik sorgulama retorik olmayana ergi74 analoji ve retroduksiyon75 tekniklerine başvuran diyalektik bir youmlntem kullanılır Yeryuumlzuuml olayları ile analoji yapılarak goumlkyuumlzuumlne dair elde edilen yeni veriler yorumlanır ccediluumlnkuuml Galileo iccedilin yeryuumlzuuml olayları goumlksel olaylar iccedilin uygun bir model oluştururlar Aynı şekilde yeryuumlzuuml olaylarının nedenleri goumlksel

69 Aktaran Winifred L Wisan ldquoGalileorsquos Scientific Method A Reexaminationrdquo New Perspectives on Galileo ed R E Butts v dğr (Dordrecht D Reidel Publishing Company 1978) 7

70 Aktaran Wisan ldquoGalileorsquos Scientific Method A Reexaminationrdquo 771 Wisan ldquoGalileorsquos Scientific Method A Reexaminationrdquo 8 ayrıca bkz Bechler Newtonrsquos Physics

10972 Galileo Galilei Dialogues on Two New Sciences trans H Crew v dğr (New York William Andres

Publishing 2010) 10673 Wisan ldquoGalileorsquos Scientific Method A Reexaminationrdquo 374 Robert E Butts ldquoSome Tactics in Galileorsquos Propaganda for the Mathematization of Science Experien-

cerdquo New Perspectives on Galileo ed R E Butts v dğr (Dordrecht D Reidel Publishing Company 1978) 60

75 Ernan McMullin ldquoThe Conception of Science in Galileorsquos Worksrdquo New Perspectives on Galileo ed R E Butts v dğr (Dordrecht D Reidel Publishing Company 1978) 242

Theoretike İle Poietike Arasında Modern Bilimin Youmlntem Arayışı 43

olayların accedilıklamalarında kullanılırlar76 Fakat bu kitapların birincil amacı teleskop ile yapılan goumlzlemlerin sonuccedillarını ortaya koymak değildir en temel amaccedil geleneksel kozmolojinin (Batlamyus astronomisi ile Aristoteles fiziğinin ayrıntılı bir birleşimi) yanlış olduğunu goumlstermektir Galileo mevcut kozmolojinin yeni bir kozmoloji ile yer değiştirmesi gerektiğini duumlşuumlnmektedir yeni kozmolojinin astronomisi Kopernik tarafından doldurulmaktadır diğer kısmı iccedilin ise yeni ama tamamlanmamış Galileo fiziği vardır77

Şu halde Galileorsquonun bilimsel programı ilk olarak Batlamyus-Aristoteles kozmo-lojisinin oumlzellikle teleskop ile elde edilen yeni veriler ışığında bir eleştirisini yapmak daha sonra alternatifi olan Kopernik astronomisinin uumlstuumlnluumlklerini ortaya koymaktır İkinci olarak Kopernik sistemine dayanan kendi hareket teorisini temellendirmektir

Galileorsquonun Kopernik sistemini kabul etmesi Aristotelesccedili epistemolojinin redde-dilmesini ve yeni bir epistemolojik temelin inşa edilmesini zorunlu kılmıştır Discorsi (1638) isimli eserinde ortaya koyduğu hareket teorisinin (ya da yeni fiziğin) ihtiyaccedil duyduğu epistemolojik temel 1623rsquote yazdığı Il Saggiatore isimli eserinde şoumlyle accedilıklanır

Ne zaman herhangi cismi veya maddi bir şeyi kavrasam hemen onun sınırlı olduğunu duumlşuumlnmem gerektiğini hissediyorum Bir şekle sahip olduğunu diğer şeylerle ilişkisi bağlamında buumlyuumlk veya kuumlccediluumlk olduğunu bir yer ve zamanda olduğunu hareket halinde veya hareketsiz olduğunu sayısal olarak bir veya birkaccedil tane olduğunu duumlşuumlnuumlyorum Bu durumda herhangi bir toumlzuuml hayalimle genişletemem Oumlte yandan bu şey bir renge sahiptir tadı acı veya tatlıdır sesli veya sessizdir bir kokusu vardır ama aklım o şeyi algılarken bunları duumlşuumlnmek zorunda değildir Duyuların rehberliği olmadan akıl veya hayal asla boumlyle niteliklere ulaşamazdı Sonuccedilta tat koku renk gibi nitelikler sadece isimlerdir eğer canlı varlık olmasaydı bu niteliklerin hiccedilbiri olmazdıhellip Dışsal cisimler şekil sayı yavaş veya hızlı hareketten başka hiccedilbir niteliğe sahip değildir Duyular tasfiye edilse bile şekil sayı ve hareket var olmaya devam edecektir78

Galileorsquoya goumlre maddenin nesnel (oumlzsel) nitelikleri matematiksel ve oumllccediluumllebilir olanlardır yani şekil sayı ve harekettir Duyusal nitelikler duyu organı olmadan algılanamazlar ve bu nedenle bilimde yerleri yoktur ccediluumlnkuuml doğaya ait değillerdir ve matematiksel olarak goumlsterilemezler Hareketin niceliksel olana indirgenmesi nitelik-sel hareketin ise bilimin dışına ccedilıkartılması hamlesi olan birincil ve ikincil nitelikler ayrımı yeni fiziğin nesne alanını ve onu ele alma youmlntemini de belirlemektedir Ger-ccedilekte varolan sadece niceliksel hareket (yerel hareket) ise ve niteliksel hareket sadece duyusal bir yanılsama ise o zaman araştırma konusu niceliksel hareket onu ele alma youmlntemi ise matematik olmak zorundadır

76 Joseph C Pitt Galileo Human Knowledge and the Book of Nature Method Replaces Metaphysics (Netherlands Springer 1992) 100

77 Wisan ldquoGalileorsquos Scientific Method A Reexaminationrdquo 2678 Aktaran Butts ldquoSome Tactics in Galileorsquos Propaganda for the Mathematization of Science Experien-

cerdquo 64-65

44 Engin Koca

Galileo aynı eserinde fiziksel accedilıklamalarda matematiğin kullanılmasının şartlarını ortaya koyar Zamanın baskın entelektuumlel geleneği iccedilin matematiğin konusu nesnelerin oumlzellikleri ya da nitelikleri değil nicelikleridir Bu nedenle yeni fiziğin oumlnuumlndeki en buuml-yuumlk engel doğal olgulara dair accedilıklamalarda matematiğin epistemolojik olarak goumlrduumlğuuml yasaktır79 Kabul edilebilir matematiksel akıl yuumlruumltme kullanımı Aristotelesccedili doumlrtluuml değişim teorisinden yalnızca niceliksel değişim ve yer değiştirmenin nasıl gerccedilekleş-tiğine dair hipotetik kullanımıdır Diğer bir deyişle gerccedilek nesnelerin oumlzellikleri yani toumlzlere ve arazlara dair accedilıklamalar matematiksel terimlerle ifade edilmezdir Problem yalnızca hareketli bir yeryuumlzuumlnuumln kozmolojik dogmalarla ccedilelişmesi değil hareketi accedilıklamak iccedilin matematiğin kullanılmasının youmlntemsel olarak uygun olmamasıdır

Galileorsquonun birincil ve ikincil nitelikler ayrımı ve birincil nitelikleri oumlzsel ve ma-tematiksel olarak yeniden tanımlaması bu yasağı kırmaya youmlnelik atılmış bir adımdır Bu ayrım ile Galileo Aristotelesccedili epistemolojiye alternatif bir epistemoloji teklif ederek matematiğin bilgiyi uumlretmede ve temellendirmedeki fonksiyonunu yeniden tanımlamaya ccedilalışır

On yedinci yuumlzyılda ortaya ccedilıkan yeni doğa felsefesinin en oumlnemli oumlzelliklerinden biri oumlzcuuml değil ilişkisel bir epistemolojik pozisyona sahip olmasıdır80 Oumlzcuuml (essentia-lism) goumlruumlşe goumlre şeyler değişmez iccedilsel doğalara sahiptir ve bilimin hedefi bu doğaları keşfetmektir Bu anlamda oumlzcuumlluumlk bilimin şeylerin operasyonel veya fenomenolojik oumlzelliklerini inceleyebileceğini iddia eden goumlruumlşuumln tam karşıtıdır Klasik duumlnyada oumlzcuuml olmayan felsefi goumlruumlşler vardır bunların en oumlnemlisi dairesel hareketin kullanılmasıyla goumlksel cisimlerin hareketlerinin accedilıklandığı instrumentalismdir81

Epistemolojik olarak inşa edilen matematiksel şema ile gerccedilekliğin accedilıklanamaz olduğunu soumlyleyen Aristotelesccedili ccedilizginin itirazları Dialogorsquoda tartışılır Konuşma şu şekildedir

Simplicio hellip bu matematiksel incelikler soyut olarak ccedilok iyi ccedilalışmakta ama fiziksel olana uygulandığında ccedilalışmamaktadır Oumlrnek olarak bir matematikccedili tanjantın bir kuumlreyi bir noktada kestiğini ispatlayabilir ama gerccedilekliğe bakıldığında bu doğru değildir Salviati hellip bir bronz kuumlre ile ccedilelik bir yuumlzeyin bir noktada kesişmediklerini soumlyleyenler şuna cevap vermelidir doğadaki kuumlre tam olarak bir kuumlre midir82

Matematiksel nesneler iccedilin doğru olan fiziksel nesneler iccedilin doğru değildir diyen Aristotelesccedili Simpliciorsquonun tespitine karşılık Galileo (Salviati) Platoncu bir ccedilizgide maddenin kusurlu oluşunu ortaya koyarak maddenin geometrinin doğaya uygulanma-

79 Pitt Galileo Human Knowledge and the Book of Nature Method Replaces Metaphysics 163-16480 Margaret J Osler ldquoGalileo Motion and Essencesrdquo The Scientific Enterprise in Early Modern Europe

Reading from Isis ed Peter Dear (Chicago The University of Chicago Press 1991) 10781 Osler ldquoGalileo Motion and Essencesrdquo 10782 Galileo Galilei İki Buumlyuumlk Duumlnya Sistemi Hakkında Diyalog ccedilev Reşit Aşcıoğlu (İstanbul İş Bankası

Yayınları 2008) 281-288

Theoretike İle Poietike Arasında Modern Bilimin Youmlntem Arayışı 45

sının oumlnuumlnde bir engel teşkil etmediğini ifade eder Maddi duumlzenin karmaşıklığı onu matematiksel sistemin yalın ilişkileri şeklinde goumlrmeyi zorlaştırır Galileo bu zorluğu aşmak iccedilin maddenin kusurlarının soyutlanarak idealize edilmesi gerektiğini duumlşuumlnuumlr Bu kusurlar arasında harekete goumlsterilen suumlrtuumlnme direnci oumlnemli bir ihmal olacaktır83

Galileorsquonun ccedilalıştığı Cizvit Uumlniversitelerirsquonde yapılan en oumlnemli tartışma mate-matiksel bilimlerin nedensel accedilıklama sağlayamadığı ve sadece niceliksel betimleme yapabildiği iccedilin gerccedilek bir bilim olup olmadığı uumlzerinedir84 On beşinci ve on altıncı yuumlzyılın entelektuumlel merkezleri olan Cizvit Uumlniversitelerinde kabul edilen Aristotelesccedili kavramsal şemaya uygun olarak ele aldıkları nesne alanlarına goumlre (Tanrı muumlcerret akıllar varlık doğal cisimler ve nicelik) bilimler beşe ayrılır Matematik niceliği araştırma aracı olarak kabul edilir Matematiğin diğer bilimlerden ayrıldığı yer nice-liğin herhangi bir toumlze atıf yapılmadan da analiz edilebiliyor olmasından kaynaklanır Ancak diğer bilimler zorunlu olarak toumlze bağımlıdırlar Cisimler ve doğal fenomenler arasındaki ilişkiler matematiksel olmayan bilimlerin ele aldığı konulardır Oumlte yandan matematik kesinlik derecesi en yuumlksek bilim olmasına rağmen en az saygın (least noble) bilim olarak kabul edilmektedir ccediluumlnkuuml nedenlerle ilgilenmemektedir85

Doğru bilgi sağlamasına rağmen matematiğin doğa felsefesinde kullanılması felsefe tarihi boyunca tartışma konusu olmuştur Aristotelesccedililik iccedilin doğa felsefesi sadece tuumlmel ve zorunlu bilgiden yapılan ccedilıkarımlar ile sınırlı olmamalı aynı zaman-da bu olguların nedenlerini (accedilıklamasını) de vermelidir Matematiksel youmlntem ile olgunun ele alınması olgunun yalnızca niceliksel olarak ele alınmasını gerektirdiği iccedilin nedenleri vermez Oumlrnek olarak ldquoserbest duumlşen bir cismin hızı duumlşme suumlresi ile doğru orantılıdırrdquo matematiksel bir ccedilıkarımdır ama bu ccedilıkarım cismin bu şekilde davranmasının nedeni hakkında hiccedilbir bilgi vermez86

Bu tespitle Galileorsquonun geleneksel Aristotelesccedili ccedilizgide olduğu gibi oumlzlerin (ne-denlerin) araştırılmasından modern bilimde olduğu gibi fiziksel ccedilokluklar arasındaki ilişkiyi (unifying principle) accedilıklayan matematiksel oumlruumlntuumllerin araştırılmasına youmlnelik bir adım atmış olduğu soumlylenebilir87 Drake şoumlyle der ldquoGalileorsquonun youmlnteminde yeni olan şeylerden biri de doğanın nedenler uumlzerinden anlaşılmasına youmlnelik Arsitotelesccedili kavramsallaştırma yerine doğanın deneysel olarak doğrulanmış kesin yasalar olarak kavramsallaştırmasını koymasıdırrdquo88 Nitekim Galileo hareketi incelerken araştırdığı şey duumlzguumln ivmeli hareketin ldquonedenirdquo değildir Galileo bu hareketin neden (oumlz) ger-ccedilekleştiği ile değil nasıl (ilişki) gerccedilekleştiği ile ilgilenir ve bu harekette etkili olan

83 McMullin ldquoThe Conception of Science in Galileorsquos Worksrdquo 230-23184 Joseph C Pitt ldquoMeasurementrdquo Encyclopedia of the Scientific Revolutions From Copernicus to New-

ton ed Wilbur Applebaum (London New York Garland Publishing 2000) 631-63285 Pitt ldquoMeasurementrdquo 632-63386 Gower Scientific Method 24-2587 Bruce Stephenson Keplerrsquos Physical Astronomy (New York Springer 1987) 588 Aktaran McMullin ldquoThe Conception of Science in Galileorsquos Worksrdquo 237

46 Engin Koca

(bağımlı ve bağımsız) parametreleri (alınan yol yerccedilekimi ivmesi ve zaman) ve bu parametreler arasındaki ilişkiyi formuumlle eder

Platon iccedilin olduğu gibi Aristoteles iccedilin de bilimin modeli geometridir geometri en guumlccedilluuml bilgiyi yani tuumlmel ve zorunlu bilgiyi sağlayan bilim olması nedeniyle genel bilimsel proseduumlr iccedilin oumlrnek alınır Bu nedenle bilim kendisinden bir takım sonuccedilların ccedilıkarılacağı kanıta ihtiyaccedil duymayan bazı aksiyom ve oumlnermelere dayanmalıdır Diğer bir deyişle kanıta ihtiyaccedil duyulmayacak denli apaccedilık olan oumlnermelerin tuumlmelliğinden akıl yasalarına goumlre zorunlu sonuccedillar ccedilıkarılmalıdır Duumlşuumlncenin iki hareketi vardır Tuumlmevarım ile tuumlmel-genel89 oumlnermelere ulaşılır tuumlmdengelim (guumlvenli mantıksal kurallar kıyas oran) ile bu oumlnermelerden tikel olgulara dair zorunlu (apodicdic) sonuccedillar elde edilir Aristoteles tuumlmevarımın duyusal algı ile başladığını ve sıralı algıların hafızadaki birliğinden aklın (nous) tuumlmel olanı soyutladığını soumlyler Aklın tuumlmevarım ile elde ettiği ilk ilkeler bilimi oluşturan ispatı oumlnceler90

Galileo ve ccedilağdaşları iccedilin hareket hakkında doğru bilginin inşa edilmesi deneysel verileri değil ilk ilkelerin ispatını gerektirir Bu herhangi bir olguya dair accedilıklama-nın (reasoned fact)91 doğru olmasının bu accedilıklamanın ilkelerinin tuumlmel ve zorunlu (universal and necessary) olması gerektiğini ifade eden Aristotelesccedili ilkedir Tecruumlbe olguya dair accedilıklama bilgisini veremez ve accedilıklamayı kendisine dayandıracağı ilkeler-den yoksundur Tuumlmel ilkelerden yoksun olunca da yapılan olgusal accedilıklama zorunlu değil koşullu (hipotetik) olur92

Peki tuumlmevarımın elde ettiği oumlnermelerin tuumlmel olmasının garantoumlruuml nedir Ba-con kendi youmlntemiyle oumlnce doğruluğu pratik karşılığı ile garanti edilen ikinci derece aksiyomlara oradan da tuumlmel aksiyomlara ulaşılabileceğini duumlşuumlnuumlr Descartes ise saf akli sezgi ile tuumlmel oumlnermelerin ve dolayısıyla kesin bilginin elde edilebileceğini iddia eder Galileo matematikte sezgi ile elde edilen aksiyom veya postulatların aksine fizikte aksiyomların veya postulatların tuumlmevarımsal ve deneysel bir doğrulamaya ihtiyaccedil duyduğunu ama bunun iccedilinden olgulara bakacağımız bir teorik ccedilerccedileve olma-dan gerccedilekleştirilemeyeceğini teslim eder Matematiğin bir youmlntem olarak kullanıldığı fizikteki ilkelerin tuumlmevarımsal karakteri fiziksel ccedilıkarımlara zorunluluk atfetmeyi imkacircnsız kılmaktadır Bu nedenle olgusal accedilıklamalarda kullanılan her tuumlrluuml ilke ve bir olgunun nedenine dair ortaya atılan her iddia ldquohipotezrdquodir

Diyaloglarrsquoda Sagredo aklın ldquodoğal ışığırdquonın hiccedilbir zorluk yaşamadan oumlnemli postulatları belirleyebileceğini soumlyler Oumlrnek olarak bir postulat şudur ldquoFarklı eğimlerde duumlşen cismin hızı eğimin dikey yuumlksekliğine bağlıdırrdquo Buna karşılık Salviati şoumlyle

89 On yedinci yuumlzyıl boyunca yapılan youmlntemsel tartışmaların sertleştiği yer ilkelerin tuumlmel mi yoksa sadece genel (hipotez) mi olduğu uumlzerinedir

90 McMullin ldquoThe Conception of Science in Galileorsquos Worksrdquo 213-21491 Reasoned fact Tuumlmel ve zorunlu bir doğru ile ilişkilendirilerek accedilıklanmış olgu ve olay92 Gower Scientific Method 24

Theoretike İle Poietike Arasında Modern Bilimin Youmlntem Arayışı 47

der ldquoAkıl yuumlruumltme buumlyuumlk bir olasılık sağlar fakat ben senin olasılığını bir deneyle arttırmak istiyorumrdquo Sezgisel makucircliyet tek başına yeterli goumlruumlnmemektedir sezginin yanlış olma ihtimaline karşı ilkenin deneysel doğrulanması gerekmektedir Deneyle postulatın kesinliğine daha da yaklaşılır Galileo şoumlyle der ldquoSonuccedilta bu ilkeleri postulat olarak alalım onların doğruluğu onların sonuccedilları deneyle birebir bağdaştıktan sonra belirlenecektirrdquo Bu artık a priori bir bilim değildir oumlnermelerin mutlak doğruluğu kesin olmayan bir akıl yuumlruumltmeyle belirlenecektir Hipotetik tuumlmdengelim geometri-de olduğu gibi oumlnermeleri kendinde bir kanıt olarak kabul etmez ama doğrulukları ccedilıkarımlanan sonuccedilların doğrulanması (deney) ile belirlenir Bu belirleme ya da doğru-lama sonuccedillardan oumlnermelere doğru gider Oumlnermeyi doğru kabul etmenin gerekccedilesi oumlnermenin oumlngoumlrduumlğuuml sonucun doğrulanması ile gerccedilekleşir93

Oumlte yandan Galileo akıl yuumlruumltmeyle elde edilen ama tikel sonuccedillarla doğrulana-mayan durumlarda arazicirc etkileri succedillar Oumlrnek olarak serbest duumlşmede tuumlm cisimlerin madde ve ağırlıkları ne olursa olsun aynı hızda duumlşeceklerine dair ilkesinde Galileo deneysel olarak ortaya ccedilıkan anomalileri hava suumlrtuumlnmesine yuumlkler94 Galileo doğayı bir Oumlklid uzayı gibi duumlşuumlnuumlp ilkelerini belirlemekte daha sonra fiziksel uzayı idealize edip ortaya ccedilıkan anomalileri maddi kusurlar olarak ihmal etmektedir Discorsirsquode Ga-lileo şoumlyle der ldquoDeneyimin bize oumlğreteceği sınırlar altında onları kullanabilmek iccedilin deneyler yardımıyla sonuccedilları engellerden soyutlayarak bulmalı ve goumlstermeliyizrdquo95 Hatta zaman zaman ilkelerinden o kadar emindir ki deneysel olarak doğrulama ihtiyacı bile hissetmez Dialogorsquoda Galileo hareket halindeki bir geminin direğinden bırakılan cismin hareketini tartışarak cismin yere ve gemiye goumlre goumlreli hareketlerini ele alır Buna goumlre gemideki bir insan gemi direğinden duumlşen bir cismin hareketini hareketli gemiye nispetle goumlruumlr bu da doğrusal bir yoldur Gemi dışında hareketsiz bir goumlzlemci ise gemi direğinden duumlşen cismin parabolik bir yol ccedilizerek duumlştuumlğuumlnuuml goumlrecektir Bu accedilıklamadan sonra Aristotelesccedili arkadaşı ona deney yapıp yapmadığını sorar Galileo ldquoHayır yapmama da gerek yok boumlyle olduğunu deneysiz de ileri suumlrebilirim ccediluumlnkuuml başka tuumlrluuml olamazrdquo der96 Youmlntemsel duumlşuumlncenin epistemolojik duumlşuumlnceye ağır bastığı duumlzenleyici bir seviyede deney teoriyi doğrulamak iccedilin yapılmaz teorik olasılıkları serimlemek iccedilin yapılır97 Duumlzenleyici bir seviyeye ulaşılıncaya kadar deney ve goumlzleme ihtiyaccedil vardır ama bir yerden sonra hipotez kurmak bir soyutlama işi olduğu iccedilin deney ve goumlzleme olan bağlılık doğayı idealize etmenin oumlnuumlnde bir engel oluşturacağı iccedilin terk edilir Bu dereceden sonra yapılacak deneyler hipotezin fenomenal sonuccedillarını test etmek ve denetlemek iccedilindir

93 McMullin ldquoThe Conception of Science in Galileorsquos Worksrdquo 226-22794 Maurice A Finnocchiaro Galileo and the Art of Reasoning Rethorical Foundations of Logic and

Scientific Method (Dordrecth D Reidel Publishing Company 1980) 196-19995 Galilei Dialogues on Two New Sciences 25396 Alexandre Koyreacute Bilim Tarihi Yazıları ccedilev K Dinccediler (Ankara Tuumlbitak 2000) 208-20997 Butts ldquoSome Tactics in Galileorsquos Propaganda for the Mathematization of Science Experiencerdquo 81-82

48 Engin Koca

Galileo iccedilin doğa bilimi doğadaki kusurları idealize eden sezgisel bir akıl yuumlruumltme ile bir takım ilk ilkelere ulaşmak (hipotez) bu ilk ilkelerin doğruluğunu test etmek iccedilin de geometrik youmlntemle bu ilk ilkelerden ccedilıkarsanan tikel sonuccedilları (tuumlmdengelim) deneysel olarak sınamaktır Ama bu da yetmemekte deneysel doğrulama suumlrecinde karşılaşılan anomalilerin nerelerde ihmal edilmesi gereken fiziksel kusurlardan nere-lerde ilkenin yanlışlığından kaynaklandığının da belirlenmesi gerekmektedir

Galileorsquonun hipotetik tuumlmdengelim youmlntemi doumlrt adımlıdır 1) Doğanın goumlzlem-lenmesi ya da deneyim 2) deneyimden hareketle goumlzleme kapalı alana dair yapılan sezgisel ccedilıkarım 3) bu ccedilıkarımın matematiksel goumlsterimi ve 4) deney ile hipotezin kontrol edilmesi Galileo doğa olayları arasındaki ilişkiyi matematiksel karakterli bir oumlnerme ile ifade eder98 Oumlnce tekil durumları deneysel olarak ele alır sonra buradan hareketle ve sahip olduğu a priori ilkelerle birlikte bir oumlnerme kurar Bu oumlnerme ma-tematiksel karakterlidir daha sonra bunu deneyle doğrulamaya ccedilalışır Yine bu suumlreccedilte yapmış olduğu ihmaller de deneysel değil a priorirsquodir Şu halde ilk adım sentez ikinci adım analizdir denilebilir

Bir sonraki boumlluumlmde Newtoncu deneysel youmlntem ele alınacak Galileorsquonun hi-potetik tuumlmdengelim youmlntemi ile karşılaştırılmasına yer verilecektir

V Newton

Newton kendi kullandığı youmlntemi accedilıklamak iccedilin Principiarsquonın uumlccediluumlncuuml kitabının (De Mundi Systemate) girişine doumlrt kuraldan oluşan ldquoFelsefede Akıl Yuumlruumltme Kurallarırdquo (Rules of Reasoning in Philosophy) isimli bir boumlluumlm ekler Newton ilk kuralda doğal olgulara goumlruumlnuumlşleri doğru ve yeterli bir biccedilimde accedilıklayan nedenlerden başka neden atfetmediğini ccediluumlnkuuml doğanın boş şeyler yapmadığını ve yaptığı şeylerde hep en yalın olan yolu kullandığını ifade eder Bu kural Galileorsquonun gelgit teorisini accedilıklamaya başlamadan oumlnce zikrettiği kuraldır99 İkinci kural da yine Galileorsquonun ldquoevrensellik ilkesirdquosidir Aynı doğal sonuccedillar muumlmkuumln olduğu kadar aynı nedenlere tahsis edilme-lidir100 İlk iki kuralda fenomenlerden elde edilmemiş okuumllt nedenleri kabul etmediğini ve pek ccedilok benzer sonucun nedenlerinin bir ve aynı olduğunu ifade eden Newton uumlccediluumlncuuml kuralda şunları soumlyler

Kural 3 Cisimlerin nitelikleri yoğunlaşma ve seyrelme dereceleri dikkate alınmaksızın deneysel araştırmamız iccedilindeki tuumlm cisimlerde bulunur dolayısıyla bu nitelikler cisimlerin tuumlmel nitelikleridir Cisimlerin nitelikleri yalnızca deney ile bilinebilir evrensellik oumllccediluumltuuml

98 Pitt Galileo Human Knowledge and the Book of Nature Method Replaces Metaphysics 141 ve ayrıca bkz Gower Scientific Method 37-38

99 Galilei İki Buumlyuumlk Duumlnya Sistemi Hakkında Diyalog 571-634100 Isaac Newton Mathematical Principles of Natural Philosophy trans Florian Cajori v dğr (Berkeley

Los Angeles London University of California Press 1974) 398

Theoretike İle Poietike Arasında Modern Bilimin Youmlntem Arayışı 49

ise deneysel kanıtlamadır Deneysel kanıtlar insanların vehimleri uğruna terk edilemez Doğa analojileri de yalın olmadıkccedila ve sabit olmadıkccedila terk edilir Cisimlerin uzamsallığı duyularımızdan başka yolla bilinemez Uzamı sadece duyusal şeylerde kavradığımız iccedilin duyusal olan herşeye uzamı yuumlkleriz Deneyimin bize goumlsterdiği gibi cisimlerin buumlyuumlk ccediloğunluğu serttir buumltuumlndeki sertlik de duyulamayan boumlluumlnmez parccedilaların sertliğinden kaynaklanır Buumltuumln cisimler nuumlfuz edilemezdir bunu akıldan değil duyulardan elde ederiz Elimize aldığımız cisimler nuumlfuz edilemezdir bu nedenle nuumlfuz edilemezlik evrensel bir niteliktir sonucunu ccedilıkartırız Tuumlm cisimler hareket edebilirdir ve tuumlm cisimlere hareket-lerini veya suumlkucircnlarını muhafaza etme guumlccedilleri bahşedilmiştir (buna eylemsizlik diyoruz) Bu guumlccedilleri yalnızca goumlzlemlenmiş cisimlerden hareketle ccedilıkarsıyoruz Buumltuumlnuumln uzamı sertliği nuumlfuz edilemezliği hareket edebilirliği ve eylemsizliği parccedilaların uzamı sert-liği nuumlfuz edilmezliği hareket edebilirliği ve eylemsizliğinden kaynaklanır Bu nedenle tuumlm cisimlerin en kuumlccediluumlk parccedilacıkları da uzamsallık sertlik nuumlfuz edilemezlik hareket edebilirlik ve eylemsizlik niteliklerine sahiptir Bu tuumlm felsefenin temelidir Cismin boumlluuml-nebilir ardışık parccedilalarının bir birlerinden ayrılabilir olması bir goumlzlem meselesidir ama boumlluumlnmez parccedilacıklar aklımızın kavradığı matematiksel olarak goumlsterilen parccedilacıklardır Boumlluumlnmez kabul ettiğimiz parccedilacıklar da doğanın guumlccedilleri ile boumlluumlnebilir bunu bilemeyiz Boumlluumlnmez veya boumlluumlnebilir parccedilalar gerccedilekte sonsuza kadar da boumlluumlnebilir olabilir Son olarak deneysel ve astronomik goumlzlemler ile evrensel olarak goumlruumlnen tuumlm cisimlerin Duumlnyarsquonın merkezine ccedilekilmeleri ve bunun cismin niceliği (kuumltlesi) ile doğru orantılı olması Ayrsquoın Duumlnyarsquoya ccedilekilmesi ve denizlerin de Ay tarafından ccedilekilmesi aynı şekilde tuumlm gezegenlerin ve kuyruklu yıldızların Guumlneşrsquoe ccedilekilmeleri ile bu kuralın gereği olarak şu sonucu ccedilıkarmamıza yol accedilar Tuumlm cisimlere evrensel olarak karşılıklı ccedilekim ilkesi bahşedilmiştir Ccedilekim guumlcuumlnuumln cisimlerin oumlzsel niteliği olduğunu soumlylemiyorum ccediluumlnkuuml bu sabit değildir yeryuumlzuumlnden uzaklaştıkccedila azalan bir şeydir101

Newton bu kuralda cisimlerin evrensel niteliklerinin hareket edebilirlik nuumlfuz edilmezlik uzamsallık sertlik ve eylemsizlik olduğunu ccedilekim guumlcuumlnuumln karşılıklı olarak tuumlm cisimlerde olmasına rağmen şiddetinin uzaklıkla ters orantılı olarak azal-masından dolayı sabit olmadığını bu nedenle de cisimlerin oumlzsel niteliği olarak kabul edilemeyeceğini ifade eder Newton bu kuralda kendi ilk ilkelerini Principiarsquoya temel teşkil eden varsayımlarını ortaya koyar Newton iccedilin her bir ilke fenomenlerden elde edilmiştir Bunu nasıl elde ettiğini de doumlrduumlncuuml kuralda ifade eder Doumlrduumlncuuml kural şoumlyledir ldquoDeneysel felsefede oumlnermeleri genel tuumlmevarım ile fenomenlerden doğru bir biccedilimde ya da neredeyse doğru bir biccedilimde ccedilıkarsarız Hipotezler lehine tuumlmevarım terk edilemezrdquo102

Newtonrsquoun akıl yuumlruumltme kurallarında belirtiği youmlnteme Cohen ldquoNewtonian stylerdquo (Newtoncu tarz) ismini verir Cohenrsquoe goumlre bu youmlntem akıl yuumlruumltme ve o akla youmln veren guumlccedilluuml bir hayal guumlcuuml ile empirik verilere uygulanan matematiksel tekniğin oumlzel bir karışımıdır Bu youmlntemin en oumlnemli oumlzelliği matematiksel alana transfer edilebilir varsayılmış bir yalın fiziksel mevcutlar (entities) ve durumlar kuumlmesinden hareket et-mesidir Oumlrnek olarak gezegen hareketleri problemi oumlncelikle merkezi ccedilekim kuvveti

101 Newton Mathematical Principles of Natural Philosophy 398-400102 Newton Mathematical Principles of Natural Philosophy 400

50 Engin Koca

etkisi altında hareket eden tek-cisimli sisteme indirgenir burada noktasal bir kuumltlenin matematiksel uzayda ve zamanda hareketi tartışılır Bu inşa suumlrecinde Newton doğa-daki sistemi idalize etmekle kalmaz doğal sisteme paralel matematiksel ve hayali bir sistem yaratır Bu matematiksel sistem idealize edilmiş doğal sistemin bir taklididir matematiksel olarak ccedilıkarsanan kural ve oranlar deney ve goumlzlemden tuumlmevarım ile elde edilen kural ve oranlarla (genelleştirilmiş verilerle) karşılaştırılır Oumlrnek olarak birinci kitabın ilk iki oumlnermesinde ifade edilen ccedilekim kuvveti etkisi altında eylemsiz hareket yapan noktasal kuumltlenin durumu fenomenal olarak denetlenebilir bir ilişki olan alan yasası (Keplerrsquoin ikinci yasası) iccedilin gerek ve yeter koşuldur ve bunun uumlzerinden kontrol edilir Gerccedileklik ile modelin her karşılaştırılması bir modifikasyon her modifi-kasyon da yeni ccedilıkarımlar demektir yeni ccedilıkarımlar her seferinde gerccedileklikle yeniden kontrol edilerek dairesel bir suumlreccedil takip edilir Bu suumlreccedilte matematiksel modele her seferinde yeni ama hayalicirc mevcutlar kavramlar veya durumlar eklenebilir Bu nedenle Newtonrsquoun oluşturduğu fenomen temelli matematiksel model doğanın idealizasyonu (yalınlaştırılmış hali) olduğundan gerccedilekliğe yakınsar (approximation) ama ona oumlz-deş değildir103 Smithrsquoin de ifade ettiği gibi Newtoncu youmlntem mevcut teorideki her sistematik sapmanın ccediloumlzuumllmemiş bir problemin varlığına işaret etmesi anlamında seleflerinden ayrılır Dolayısıyla Newtoncu bilim bitimsiz bir soruşturmadır104

Burtt de Cohen ve Smith ile aynı şekilde duumlşuumlnuumlr ve Newtonrsquoun Descartes ve Galileorsquonun tersine matematiksel doğruları fiziksel doğrular olarak kabul etmediğini fiziksel ilkelerin Newton iccedilin fiziksel varsayımlardan ziyade matematiksel varsa-yımlar olduğunu soumlyler Newton iccedilin matematik suumlrekli olarak deneyde modellenir her ne kadar matematiksel ccedilıkarımlar yapmış olsa da Newton suumlrekli bu ccedilıkarımların deneylerle doğrulanması gerektiğini vurgular105

Newtoncu youmlntemin guumlcuuml yeni bir matematiksel analiz biccedilimi ile fiziksel neden araştırmasını birleştirmesi ve sonuccedilların suumlrekli olarak deneylerle kontrol edilmesinden kaynaklanır Onun youmlntemindeki en oumlnemli unsur matematiksel yasalar ile ldquonedenlerrdquo olarak fiziksel kuvvetlerin niteliklerinin ayırt edilebilmiş olmasıdır Bu suumlreccedilte Newton gerccedileklikten soyutlanmış matematiksel yapılar oluşturmamış ama yalınlaştırılmış ve idealize edilmiş fiziksel durumların daha sonra deney ve goumlzlemlerle accedilığa ccedilıkan gerccedilek fiziksel durumlarla ilişkiye sokulacak biccedilimde matematiksel karşılıklarını yaratmıştır106 Ama yaratılan matematiksel karşılıklar fiziksel fenomenleri niceliksel olana indirgeyip

103 I Bernard Cohen The Newtonian Revolution (Cambridge Cambridge University Press 1980) 69 ayrıca bkz I Bernard Cohen ldquoNewtonrsquos Third Law and Universal Gravityrdquo Journal of the History of Ideas 48IV (Oct-Dec 1987) 588-591

104 George E Smith ldquoThe Methodolgy of Principiardquo The Cambridge Companion to Newton ed I B Cohen v dğr (Cambridge Cambrdige University Press 2004) 159

105 Edwin Arthur Burtt The Metaphysical Foundations of Modern Physical Science (London Kegan Paul Trench Trubner amp CO LTD 1925) 206-207

106 Cohen The Newtonian Revolution 37

Theoretike İle Poietike Arasında Modern Bilimin Youmlntem Arayışı 51

tahrip etmeyi ve onları kurgusal kavramlarla ilişkilendirmeyi gerektirmektedir Christiaan Huygens Traiteacute de la Lumiegravere isimli eserinin girişinde muumlkemmel

olan bilimin geometri olduğunu fiziğin kesinliğe yaklaşabileceğini ama elde edilen teorilerin hep ihtimalicirc teoriler olarak kalacağını ifade eder

Bu konuda (oumlzelde mekanik genelde fizik) geometrideki kesinlik derecesinde bir ispat yapılamaz Bu nedenle kullanılan youmlntem oumlnermelerini inkacircr edilemez ilkelere dayandı-ran geometricilerin kullandığı youmlntemden oldukccedila farklıdır Bu konuda ilkeler onlardan ccedilıkarımlanan sonuccedillarla test edilir Konunun doğası başka tuumlrluuml bir youmlnteme izin vermez Fakat bu yolla kesinlikten ccedilok az yoksun olan ihtimalicirc teoriler kurulabilir Varsayılan ilkelerin sonuccedilları goumlzlemlenen fenomenlerle muumlkemmel şekilde uyumlu olabilir Ancak belirli bir hipotez kabul edilip yeni fenomenler tahmin edildiğinde beklentilerin gerccedilek-leştiği goumlruumlluumlecektir107

Hem Newtoncu deneysel youmlntem hem de Huygensrsquoin kabul ettiği Galileocu hi-potetik tuumlmdengelim youmlntemi ihtimalicirc teoriler ortaya koyma noktasında mutabık ise ayrım nerede ortaya ccedilıkmaktadır

Smith Newtoncu youmlntemin hareketi maddenin maddeye temasıyla accedilıklayan mekanik felsefenin kullandığı hipotetik tuumlmdengelim youmlnteminden farklı olduğunu ifade eder108 Ccediluumlnkuuml Galileo ve Huygensrsquoin matematiksel teorileri oumlncelikli olarak fenomenleri tahmin etmek ve accedilıklamak amacındadır Principiarsquonın ilk iki kitabında geliştirilen matematiksel teorilerin amacı ise empirik duumlnyanın ona sorulan sorulara cevap verebilmesi iccedilin kullanılacak deney ve goumlzlemlere rehberlik edecek ccedilerccedileveyi oluşturmaktır Diğer bir deyişle Newtonrsquoun matematiksel teorileri test edilemez formdaki soruları test edilebilir empirik sorulara doumlnuumlştuumlrmek amacını taşır109

Hipotetik tuumlmdengelim youmlnteminin uygulaması Huygensrsquoin Horologium Oscil-latorium isimli kitabındaki sarkaccedil hareketi teorisinde goumlruumlluumlr Bu teoride idealize edilmiş noktasal kuumltlelerin matematiksel olarak betimlenmiş salınımı farklı buumlyuumlkluumlk ve şekillerdeki fiziksel kuumltlelerin deneysel salınımları ile karşılaştırılır ve bazı yerlerde duumlzeltmeler yapılır Huygensrsquoin ulaştığı sonuccedil idealize edilmiş teori ile fiziksel ger-ccedilekliğin arasındaki farkın pratik bir oumlneminin olmadığı ve ihmal edilebilir olduğudur Huygens ikinci olarak gerccedilek duumlnyanın karmaşıklığının deneysel kanıtların oumlnuumlnde bir engel teşkil ettiğini ve kanıtların kalitesini sınırlandırdığını soumlyler bu nedenle de deneysel verilerden hareket edilmesinin yanıltıcı olacağını ifade eder110

Hipotetik tuumlmdengelim geometride olduğu gibi oumlnermeleri kendinde bir kanıt olarak kabul etmez ama doğrulukları ccedilıkarımlanan sonuccedilların doğrulanması (deney) ile belirlenir Bu belirleme ya da doğrulama sonuccedillardan oumlnermelere doğru gider

107 Aktaran Hesse Forces and Fields 107-108 ve 119-120108 Smith ldquoThe Methodolgy of Principiardquo 139109 Smith ldquoThe Methodolgy of Principiardquo 147110 Smith ldquoThe Methodolgy of Principiardquo 155

52 Engin Koca

Oumlnermeyi doğru kabul etmenin gerekccedilesi oumlnermenin oumlngoumlrduumlğuuml sonucun doğrulanması ile gerccedilekleşir111 Ccediluumlnkuuml hareket hakkında bazı varsayımlar kullanılarak matematik-sel olarak doğru sonuccedillar elde edilebilir fakat bu durum varsayımların doğruluğunu garanti etmez aynı sonuccedillar başka varsayımlar ile de elde edilebilir Geometride aksiyomlar temel oumlnermeler ve tanımlar apaccedilıktır (self-evident) fakat hareket bilimi iccedilin bu geccedilerli değildir112

Newtonrsquoun deneysel youmlntemi ile Galileorsquonun ve Huygensrsquoin hipotetik tuumlmden-gelim youmlnteminin birbirinden ayrıldığı yer de kanımızca burasıdır Newton pek ccedilok farklı hipotezin aynı goumlzlem ve deneylerle uyuşabileceğini ifade ederek Galileo ve Huygensrsquoin kullandığı hipotetik tuumlmdengelim youmlntemine karşı ccedilıkar Newtonrsquoa goumlre hipotetik tuumlmdengelim youmlntemi olguyu accedilıklıyor goumlruumlnen bir hipotezi doğru varsa-yarak yola ccedilıkıyor olmasından dolayı hatalıdır113 Newton kendi deneysel youmlnteminin daha guumlvenli bir youmlntem olduğunu hipotetik tuumlmdengelimin sınırlarının uumlstesinden geldiğini iddia eder114 Newton kendi youmlnteminin de her zaman mutlak kesin (doğayı nasıl ise oumlyle accedilıklama anlamında değil doğru ama eksik doğa kuvvetlerini belirleme anlamında) bilgiyi sağlamadığını ccediluumlnkuuml goumlzlemlenen olgulara dayanarak goumlzlemlene-mez alana dair yapılan ccedilıkarımın her zaman yanlış olabileceğini ifade eder Newtonrsquoa goumlre deneysel youmlntem mutlak olmasa da en yuumlksek derecede kesinliği verebilen tek youmlntemdir115

İki youmlntem biccedilimini birbirinden ayıran nokta iki youmlntemin hipotez oluşturma suumlrecinde tuumlmevarıma verdikleri oumlnemde accedilığa ccedilıkar Ccediluumlnkuuml Galileo ve Huygensrsquoin hipotetik tuumlmdengelim youmlntemi Newtonrsquoun deneysel-tuumlmevarımsal youmlteminin karşısına buumltuumlnuumlyle değil ama kısmen Descartesccedilı sezgiciliği koyar

Newton tuumlmevarım terimini ilk defa 1713 tarihli (ikinci baskı) Principiarsquonın Ge-neral Scholium boumlluumlmuumlnde kullanır116 ldquoBu felsefede tikel oumlnermeler fenomenlerden ccedilıkarsanır ve en sonunda tuumlmevarımla yorumlanırrdquo117 Daha sonra 1717 tarihli (ikinci baskı) Opticksrsquote tuumlmevarımı ldquoşeylerin doğasını ortaya koyma imkacircnı veren en iyi ispat yolurdquo118 olarak accedilıklar Yine Principiarsquonın 1726 tarihli basımında tuumlmevarım Newtoncu akıl yuumlruumltmeye karşı yapılan succedillamaların koruyucusu olarak accedilıklanır 1713-1726 tarihleri arasında Newton bir yandan suumlrekli olarak teorilerinin mutlak kesin olmadığını soumlylerken diğer yandan da teorilerinin hipotetik olduğu youmlnuumlndeki succedillamaları reddetmiştir Genelleştirme deneyimle ispatlanabilir değildir dolayısıyla

111 McMullin ldquoThe Conception of Science in Galileorsquos Worksrdquo 226-227112 Gower Scientific Method 26113 Gower Scientific Method 80114 Smith ldquoThe Methodolgy of Principiardquo 154115 Gower Scientific Method 74116 Bechler Newtonrsquos Physics 351117 Newton Mathematical Principles of Natural Philosophy 676118 Isaac Newton Opticks (London Printers to Royal Society 1704) 404

Theoretike İle Poietike Arasında Modern Bilimin Youmlntem Arayışı 53

yasalar mutlak olarak kesin değildir ama genel yasalardır Fakat deneyimden tuumlmeva-rımla elde edilen yasalar hipotetik değildir Tuumlmevarım suumlreci yasaların kesin olma-masının ama gerccedilek olmasının kaynağıdır Newton tuumlmevarımı kullanarak teorilerinin hipotetik statuumlsuumlne dair yapılan succedillamalardan kaccedilınmaya ccedilalışır119

Newtonrsquoun hipotetik terimi ile kastettiği şey buumlyuumlk oranda Descartesccedilı Vertex teorisi ve klasik kozmoloji teorileridir Newton iccedilin bir teorinin sonuccedillarının oumllccediluuml-lebilir mahiyeti haiz olması gerekmektedir ve kendi teorileri bu anlamda hipotetik değildir ccediluumlnkuuml oumllccediluumllebilirlerdir Newton iccedilin bir teorinin bilimsel sayılabilmesi onun matematiksel olarak formuumlle edilebilmesiyle ilgilidir120 Diğer bir deyişle Newton iccedilin bir ldquonedenrdquo varsayımının hipotez olmamasının şartı matematiksel olarak yeniden uumlretilebilmiş olmasıdır Principiarsquonın uumlccediluumlncuuml kitabına yazdığı General Scholiumrsquoda Newton şoumlyle der

Şimdiye dek fenomenlerden ccedilekim kuvvetinin niteliklerinin (fiziksel) nedenini keşfede-medim ve ben hipotezler uydurmam (hypotheses non fingo) fenomenden ccedilıkarsanmayan her şey hipotezdir ve hipotezlerin metafiziksel veya fiziksel olsun okuumllt nitelikte veya mekanik nitelikte olsun deneysel felsefede yeri yoktur Bu felsefede oumlzel oumlnermeler feno-menlerden elde edilir ve tuumlmevarım ile genelleştirilir Sonuccedilta nuumlfuz edilemezlik hareket edebilirlik cismin tepkisel kuvvetleri hareket yasaları ve ccedilekim kuvveti keşfedilmiştir Bize goumlre bunlar ccedilekim kuvvetinin gerccedilekliği iccedilin yeterlidir ve yasada belirlenen eyleme goumlre de buumltuumln goumlksel hareketler ve denizlerin hareketleri accedilıklanır121

Newton iccedilin hipotez demek fenomenlerden ccedilıkarsanmayan buumltuumlnuumlyle hayal guumlcuumlnuumln uumlrettiği iddialardır bu nedenle ldquoben hipotezler uydurmamrdquo der Newtoncu anlamda hipotezin en oumlnemli oumlzelliği genel ilkeden yapılan tikel ccedilıkarımın deneyle denetlenemez oluşunda ortaya ccedilıkar Descartesrsquoın Vertex teorisi boumlyle bir hipotezdir Bu nedenle Newton Principiarsquonın girişinde kendi teorisinin matematiksel bir teori olduğunu ifade ederek matematiksel kuvvetlerin fiziksel kuvvetler olarak duumlşuumlnuumll-memesi gerektiğini soumlyler

Aynı şekilde ccedilekimleri ve itimleri (attractions and impulses) ivmelenme ve itkiyi (mo-tive) veya merkeze youmlnelik her tuumlr eğilimi fark goumlzetmeksizin matematiksel kuvvetler olarak duumlşuumlnuumlyorum ama fiziksel kuvvetler olarak duumlşuumlnmuumlyorumhellip Hiccedilbir yerde bu tarz eylemleri fiziksel nedenler olarak goumlrmuumlyor bu kuvvetleri belirli merkezlere fiziksel anlamda atfetmiyorum122

Newton Opticksrsquote ise şoumlyle der Ccedilekim kuvvetlerinin nasıl ccedilalıştığıyla burada ilgilenmiyorum Ccedilekim kuvvetleri bilin-meyen bir şeyin itkisi ile gerccedilekleşiyor olabilir Bu soumlzcuumlğuuml sadece genel olarak nedeni ne olursa olsun bir cismin diğerini ccedilekmesi anlamında kullanıyorum Ccedilekimin nedeni ile

119 Bechler Newtonrsquos Physics 351-352120 Gower Scientific Method 72121 Newton Mathematical Principles of Natural Philosophy 547122 Newton Mathematical Principles of Natural Philosophy 5-6

54 Engin Koca

ilgili araştırma yapmadan oumlnce doğal fenomenlerden bir cismin diğerini ccedilektiğini ccedilekimin yasalarını ve oumlzelliklerini oumlğrenmeliyiz123

Newton inşa etmiş olduğu hayalicirc-matematiksel modelin en oumlnemli unsuru olan kuvvetlerin fiziksel nedenler olmadığını ama fiziksel nedenlerin doğada goumlrduumlğuuml işlevi kendi ccedilizmiş olduğu matematiksel doğa resminde kuvvetlerin goumlrduumlğuumlnuuml ima eder Newton fiziksel nedenlerin mahiyetlerini ortaya koyduğunu iddia etmez ve eleştirmen-lerini gerccedileklik ile gerccedilekliğin işlevsel modeli arasında ayrım yapamamakla succedillar

Goumlzlemlenebilir alandaki (mahsucircs) sonuccedilların nedenleri goumlzlemlenemez (makucircl) alandadır bu nedenle goumlreceli alan mutlak alana bağlıdır Goumlzlemlenebilir alandaki bir olgunun goumlzlemlenemez alandaki nedeni bilinmiyorsa olgu da bilinmiyor demektir Ama bir olgunun nedeninin gerccedilekte ne olduğundan hiccedilbir zaman kesin olarak emin olunamaz yani sonuccedillardan hareketle yapılacak soyutlamalar her zaman hipotetik olmak zorundadır Newton bunun bilinciyle fiziksel nedenler hakkında bir şey soumlylemekten kaccedilınır ve sadece matematiksel nedenleri doğru (burada doğruluk Baconcı ccedilizgide işlevsellik anlamındadır) olarak tespit ettiğini iddia eder Diğer bir deyişle Newton nedenlerle değil nedenlerin nicelikleriyle ilgilenir

Newton hiccedilbir zaman Baconrsquoa accedilık bir şekilde atıf yapmamıştır ama Newtoncu parccedilalı genelleştirmelerin dikkatli bir birikimi anlamında tuumlmevarım tekniği uumlzerinde Baconrsquoın buumlyuumlk bir etkisi vardır124 Baconrsquoa goumlre tikellerden tuumlmellere doğru asla gidilmemelidir tikellerden orta derece aksiyomlara (medial axioms) parccedilalı genelleştir-melerle gidilmelidir Orta dereceli aksiyomlar kısmi genelleştirmelerdir ccediluumlnkuuml sınırlı sayıda tikeller kuumlmesine dayanır Daha sonra kısmi genel aksiyomlar tek bir ilke olan tuumlmelde birleştirilmelidir Son olarak elde edilen en genel aksiyomdan ccedilıkarımlanan sonuccedillar test edilerek duumlzeltmeler yapılmalıdır125

Baconrsquoın tuumlmevarım youmlntemi fenomenlerden elde edilen duyusal deneyim ile başlar Daha sonra bu veriler tablolara doumlkuumlluumlr ve orta derece aksiyomlar elde edilecek şekilde kısmi genelleştirmeler yapılır126 Orta dereceli aksiyomlar fenomenler ile form-lar arasındaki ilişkiyi sağlayan aracılardır Bu nedenle tikellerden tuumlmellere geccedilerken orta dereceli aksiyomlar kullanılır Keşfedilen en genel nedenlerin doğadaki formların bilgisi olduğunun garantoumlruuml işte bu orta dereceli aksiyomlardır Newton bu şemada orta dereceli aksiyomları aynı Bacon gibi ayıklamalı bir analiz youmlntemi kullanarak ama şeyleri niteliksel youmlnleri ile değil niceliksel youmlnleri ele alarak oluşturur Elde ettiği orta

123 Aktaran Roderick W Home ldquoNewtonrsquos Subtle Matter The Opticks Queries and the Mechanical Phi-losophyrdquo Renaissance and Revolution Humanists Scholars Craftsmen and Natural Philosophers in Early Modern Europe ed JV Field v dğr (Cambridge Cambridge University Press 1993) 196

124 Antonio Peacuterez-Ramos ldquoBaconrsquos Legacyrdquo The Cambridge Companion to Bacon ed Markku Peltonen (Cambridge Cambridge University Press 1996) 319

125 Steffen Ducheyne ldquoBaconrsquos Idea and Newtonrsquos Practice of Inductionrdquo Philosophica 76 (2005) 116-117

126 Ducheyne ldquoBaconrsquos Idea and Newtonrsquos Practice of Inductionrdquo 118-119

Theoretike İle Poietike Arasında Modern Bilimin Youmlntem Arayışı 55

dereceli aksiyomlardan yani ilişkilerden daha sonra yaptığı ikincil bir soyutlama ile en genel doğa yasalarına ulaşır Buna goumlre oluşturulan merkezi ivmelenme (a = v

2 )

r ya da

serbest duumlşme (d = 1 a (Δt)2)

2 yasaları ikinci dereceden elde edilmiş olan aksiyom ve

tanımlar arasındaki ilişkiyi (hız ivme ve alınan yol arasındaki niceliksel ilişki) feno-menden orta dereceli aksiyomlara orta dereceli aksiyomlardan matematiksel ilişkilere yapılan soyutlamalarla elde edilmiştir Bir sonraki adımda Newton elde edilmiş olan matematiksel ilişkileri kendi iccedillerinde yeniden ilişkilendirmiş ve Baconrsquoın soumlylediği gibi en genel aksiyoma ya da forma ulaşmıştır Evrensel ccedilekim yasası

Grek felsefesinde analitik youmlntem (kısaca analiz veya ccediloumlzuumlmleme) bir keşif youmlntemi veya problem ccediloumlzme youmlntemi anlamında kullanılmıştır Analizde araştırılan şey sanki ona ulaşılmış gibi hareket noktası olarak alınır sonra adım adım bilinene ulaşılıncaya kadar geriye gidilir Sentetik youmlntemde (kısaca sentez ya da birleştirme) ise bilinenden hareket edilir daha sonra sonuccedillar boyunca yapılan araştırma ile ara-nan şeye ulaşılır Oumlklid geometrisinin aksiyomatik ve tuumlmdengelimli yapısı sentetik youmlntem iccedilin bir modeldir127 Newton Opticksrsquote şoumlyle der

Matematikte ve dolayısıyla doğa felsefesinde analiz youmlntem araştırması sentez youmlntemi ile devam etmelidir Bu analiz deney ve goumlzlem yapmayı ve tuumlmevarım ile sonuccedilları genelleştirmeyi iccedilerir Sonuccedillara yapılan itirazlar eğer başka deneylerden veya kesin doğrulardan hareket etmiyorsa ciddiye alınmamalıdır Hipotezlerin deneysel felsefede yeri yoktur Deney ve goumlzlem sonuccedillarının tuumlmevarım ile genelleştirilmesi her ne kadar genel sonuccedilların ispatı olmasa da şeylerin doğasını araştırmanın ve tartışmanın en iyi yoludurhellip Analiz muumlrekkep olandan yalın olana hareketten kuvvete yani sonuccedillardan nedenlere doğru yapılan harekettirhellip Sentez nedenleri keşfedilmiş ve inşa edilmiş ilkeler olarak varsaymayı iccedilerir bu nedenlerle onların sonuccedilları olan fenomenler accedilıklanır ve accedilıklamalar ispatlanır128

Newton iccedilin analiz muumlrekkep olandan yalın olanı idealize ederek elde etme suumlrecidir ve bu nedenle tuumlmevarım youmlntemiyle yapılır ccediluumlnkuuml ccediloklukta muumlşterek olanı bulmayı amaccedillar Sentez ise analiz ile ulaşılmış olan yalın nedenlerden (kuvvetlerden) tikel fenomenlere dair yapılan ccedilıkarımları yani tuumlmdengelim youmltemini iccedilerir Yine Opticksrsquoin 1706 tarihli ilk baskısında Newton şoumlyle der

Analitik youmlntem (analiz) deney yapmak ve fenomenleri goumlzlemlemektir buradan hareketle akıl muumlrekkep şeylerden yalın şeyleri ccedilıkarır Hareketten hareket ettirici kuvvetlerden ve genel olarak sonuccedillardan onların nedenlerini elde eder Tikel nedenlerden genel nedenlere ulaşır Bu işlem en genel olana ulaşıncaya kadar devam eder129

Goumlruumlleceği uumlzere Newton analiz terimi ile tuumlmevarımsal bir suumlreci sentez terimi ile tuumlmdengelimsel bir suumlreci anlar Diğer bir deyişle analiz ile Bacon ccedilizgisine rap-

127 Niccolo Guicciardini ldquoAnalysis and Synthesis in Newtonrsquos Mathematical Workrdquo The Cambridge Companion to Newton ed I B Cohen v dğr (Cambridge Cambrdige University Press 2004) 308

128 Aktaran Cohen The Newtonian Revolution 12-13129 Aktaran Bechler Newtonrsquos Physics 361

56 Engin Koca

tolduğunu soumlyleyen Newton sentez ile Oumlklidccedili anlamda tuumlmdengelim yani kadim geometrik youmlnteme eklemlendiğini ifade eder Bu youmlntemsel sentezde Newton Huy-gensrsquoin hipotetik tuumlmdengelim youmlntemini iccedilindeki Descartesccedilı unsurları arındırarak yeniden kurar ve adına ldquodeneysel youmlntemrdquo der

VI Değerlendirme

Baconrsquodan Newtonrsquoa uzanan suumlreccedilte yapılan youmlntem tartışmasının ulaştığı sonuccedil doğanın duyulara kapalı alanında matematiksel formda yasaların bulunduğu bu yasa-ların keşfedilmesinin ancak bu yasaların duyusal alanda neden oldukları sonuccedillardan hareketle gerccedilekleştirilebileceği inancıdır Bu sonuccedilların niteliksel youmlnleri niceliksel matematiksel formlara indirgenmeli ve bu şekilde hayalicirc-matematiksel bir doğa resmi ccedilizilmelidir Ccedilizilen resim goumlruumlnmez yasaların mahiyetleri hakkında herhangi bir şey soumlyleme iddiası taşımamaktadır dolayısıyla goumlruumlnmez alana dair yapılan spe-kuumllasyonlar yeni bilimin dışındadır Goumlruumlnmez alandaki guumlccedillerin fenomenal alanda ortaya ccedilıkardığı sonuccedillardan hareketle bu nedenlerin nicelikleri araştırma konusu olabilir O halde fizik şeyleri her ne iseler o yapan şeyi Aristotelesccedili ccedilizginin form dediği şeyi incelememektedir o guumlccedil her ne ise bilinemezdir bilinebilir olan o guumlcuumln fenomenal alanda ortaya ccedilıkardığı sonuccedillardır Bu sonuccedillarla etkin guumlccediller arasında zorunlu bağlantılar kurmanın hiccedilbir meşruiyeti yoktur Yeni fizik tıpkı klasik tekhne gibi nedenlerle ilgilenmemekte postula edilen bazı doğal guumlccedillerin fenomenal alanda ortaya ccedilıkardıkları duumlzenliliklerin nasıl gerccedilekleştiğini matematiksel olarak tasvir et-meye ccedilalışmaktadır Bu duumlzenliliklere fenomenal doğa yasaları denir fenomenal doğa yasaları istatistiksel genellemelerdir ve bu nedenle zorunlu değillerdir Bu resimden hareketle yapılan olgusal accedilıklamalar da her daim ihtimali kalmak130 (Duhemrsquoin tabi-riyle saving the phenomena131) durumundadır Bilginin kesinliğinin ortadan kalktığı bir noktada bilginin değeri onun işlevselliği ile doğru orantılı olacaktır Bu ise bilim ile tekhnenin oumlzdeşleşmesi yani fiziğin mekaniğe indirgenmesi anlamına gelir Yeni fizik ile klasik mekanik arasındaki fark ise Newton dinamiğidir

130 İshak Arslan Ccedilağdaş Doğa Duumlşuumlncesi (İstanbul Kuumlre Yayınları 2011) 22 ayrıca bkz James T Cus-hing Fizikte Felsefi Kavramlar 1 ccedilev Ouml Sarıoğlu (İstanbul Sabancı Uumlniversitesi Yayınları 2010) 55

131 Pierre Duhem To Save the Phenomena An Essay on the Idea of Physical Theory from Plato to Gali-leo trans Edmund Dolan v dğr (Chicago University of Chigaco Press 1969)

Theoretike İle Poietike Arasında Modern Bilimin Youmlntem Arayışı 57

KAYNAKLAR

Aristotle ldquoPhysicsrdquo The Complate Works of Aristotle Vol 1 trns J Barnes New Jersey Princeton University Press 1991

ndashndashndashndash ldquoThe Metaphysicsrdquo The Complate Works of Aristotle Vol 1 trns J Barnes New Jer-sey Princeton University Press 1991

ndashndashndashndash ldquoPosterior Analyticsrdquo The Complate Works of Aristotle Vol 1 trns J Barnes New Jersey Princeton University Press 1991

Arslan İshak Ccedilağdaş Doğa Duumlşuumlncesi İstanbul Kuumlre Yayınları 2011Bechler Zev Newtonrsquos Physics and the Conceptual Structure of the Scientific Revolution

Dordrecht Kluwer Academic Publishers 1991Bacon Francis New Atlantis and The Great Instauration ed Jerry Wingberger Illinois Har-

lan Davidson Inc 1989ndashndashndashndash Novum Organum ccedilev Sema Oumlnal İstanbul Say Yayınları 2012Butts Robert E ldquoSome Tactics in Galileorsquos Propaganda for the Mathematization of Science

Experiencerdquo New Perspectives on Galileo ed R E Butts and J C Pitt Dordrecht D Reidel Publishing Company 1978

Burtt Edwin Arthur The Metaphysical Foundations of Modern Physical Science London Kegan Paul Trench Trubner amp CO LTD 1925

Cevizci Ahmet On Yedinci Yuumlzyıl Felsefesi İstanbul Say 2013Cohen I Bernard The Newtonian Revolution Cambridge Cambridge University Press 1980ndashndashndashndash ldquoNewtonrsquoa Third Law and Universal Gravityrdquo Journal of the History of Ideas 48IV

(1987) 571-593Cottingham John A Descartes Dictionary Cambridge Blackwell Publishers 1993ndashndashndashndash Akılcılık ccedilev Buumllent Goumlzkan İstanbul Doruk Yayıncılık 2003Cushing James T Fizikte Felsefi Kavramlar 1 ccedilev Ouml Sarıoğlu İstanbul Sabancı Uumlniver-

sitesi Yayınları 2010Descartes Reneacute ldquoYoumlntem Uumlzerine Soumlylemrdquo Soumlylem Kurallar Meditasyonlar ccedilev A Yar-

dımlı İstanbul İdea 1996ndashndashndashndash ldquoPrinciples of Philosophyrdquo The Philosophical Writings of Descartes Volume 1 ed J

Cottingham R Stoothoff D Murdoch Cambridge Cambridge University Press 1996ndashndashndashndash Metafizik Duumlşuumlnceler ccedilev M Karasan Ankara MEB yayınları 1967ndashndashndashndash ldquoİlk Felsefe Uumlzerine Meditasyonlarrdquo Soumlylem Kurallar Meditasyonlar ccedilev A Yardım-

lı İstanbul İdea 1996ndashndashndashndash ldquoAklın Youmlnetimi İccedilin Kurallarrdquo Soumlylem Kurallar Meditasyonlar ccedilev A Yardımlı

İstanbul İdea 1996Ducheyne Steffen ldquoBaconrsquos Idea and Newtonrsquos Practice of Inductionrdquo Philosophica 76

(2005) 115-128Duhem Pierre To Save the Phenomena An Essay on the Idea of Physical Theory from Plato

to Galileo trns Edmund Dolan and Chaninah Maschler Chicago University of Chigaco Press 1969

Finnocchiaro Maurice A Galileo and the Art of Reasoning Rethorical Foundations of Logic and Scientific Method Dordrecth D Reidel Publishing Company 1980

Galilei Galileo Dialogues on Two New Sciences trns H Crew and A De Salvio New York William Andres Publishing 2010

ndashndashndashndash İki Buumlyuumlk Duumlnya Sistemi Hakkında Diyalog ccedilev R Aşcıoğlu İstanbul İş Bankası Yayınları 2008

Gaukroger Stephan Descartesrsquo System of Natural Philosophy Cambridge Cambridge Uni-versity Press 2003

58 Engin Koca

Garber Daniel ldquoPhilosophia Historia Mathematica Shifting in the Dixciplinary Geography of the Seventeenth Centuryrdquo Scientia in Early Modern Philosophy Seventeenth Century Thinkers on Demostrative Knowledge from First Principles ed T Sorell G Rogers and J Kraye Dordrecht Heidelberg London New York Springer 2010

Gower Barry Scientific Method An Historical and Philosophical Introduction London Routledge 1997

Guicciardini Niccolo ldquoAnalysis and Synthesis in Newtonrsquos Mathematical Workrdquo The Camb-ridge Companion to Newton ed I B Cohen ve G E Smith Cambridge Cambridge University Press 2004

Hatfield Gary ldquoReneacute Descartesrdquo The Stanford Encyclopedia of Philosophy (Fall 2015 Edi-tion) ed E N Zalta erişim 20052015 httpplatostanfordeduarchivesfall2015en-triesdescartes

Hesse Mary B Forces and Fields The Concept of Action at a Distance in the History of Physics London New York T Nelson 1961

Hessen Boris ve Henryk Grossmann The Social and Economic Roots of the Scientific Revo-lutions ed Gideon Frudenthal ve Peter Maclaughlin Berlin Springer 2009

Home Roderick W ldquoNewtonrsquos Subtle Matter The Opticks Queries and the Mechanical Phi-losophyrdquo Renaissance and Revolution Humanists Scholars Craftsmen and Natural Phi-losophers in Early Modern Europe ed JV Field and FA James Cambridge Cambridge University Press 1993

Koyreacute Alexandre Bilim Tarihi Yazıları ccedilev K Dinccediler Ankara Tuumlbitak 2000Laudan Larry Science and Hypothesis Dordrecht Springer 1981Malherbe Michel ldquoBaconrsquos Method of Sciencerdquo The Cambridge Companion to Bacon ed

Markku Peltonen Cambridge Cambridge University Press 1996McMullin Ernan ldquoThe Conception of Science in Galileorsquos Worksrdquo New Perspectives on Ga-

lileo ed R E Butts J C Pitt Dordrecht D Reidel Publishing Company 1978ndashndashndashndash ldquoHypothesisrdquo Encyclopedia of the Scientific Revolutions From Copernicus to Newton

ed W Applebaum London New York Garland Publishing 2000Meinel Christoph ldquoEarly Seventeenth-Century Atomism Theory Epistemology and the In-

sufficiency of Experimentrdquo The Scientific Enterprise in Early Modern Europe Reading from Isis ed Peter Dear Chicago The University of Chicago Press 1991

Newton Isaac Mathematical Principles of Natural Philosophy trns Florian Cajori and And-rew Motte Berkeley Los Angeles London University of California Press 1974

Osler Margaret J ldquoGalileo Motion and Essencesrdquo The Scientific Enterprise in Early Modern Europe Reading from Isis ed Peter Dear Chicago The University of Chicago Press 1991

Parry Richard ldquoEpisteme and Technerdquo The Stanford Encyclopedia of Philosophy (Fall 2014 Edition) ed Edward N Zalta erişim 10082016 lthttpplatostanfordeduarchivesfall2014entriesepisteme-technegt

Peacuterez-Ramos Antonio ldquoBaconrsquos Legacyrdquo The Cambridge Companion to Bacon ed Markku Peltonen Cambridge Cambridge University Press 1996

Peacuterez-Ramos Antonio Francis Baconrsquos Idea of Science and the Makerrsquos Knowledge Traditi-on Oxford Clarendon Press 1988

Pitt Joseph C ldquoMeasurementrdquo Encyclopedia of the Scientific Revolutions From Copernicus to Newton ed Wilbur Applebaum London New York Garland Publishing 2000

ndashndashndashndash Galileo Human Knowledge and the Book of Nature Method Replaces Metaphysics Netherlands Springer 1992

Smith George E ldquoThe Methodolgy of Principiardquo The Cambridge Companion to Newton ed I B Cohen and G E Smith Cambridge Cambrdige University Press 2004

Theoretike İle Poietike Arasında Modern Bilimin Youmlntem Arayışı 59

Stephenson Bruce Keplerrsquos Physical Astronomy New York Springer 1987Rossi Paolo ldquoBaconrsquos Idea of Sciencerdquo The Cambridge Companion to Bacon ed Markku

Peltonen Cambridge Cambridge University Press 1996Valleriani Matteo Galileo Engineer Dordrecht Springer 2010Vermeir Koen and Sorana Corneanu ldquoIdols of the Imagination Francis Bacon on the Imagi-

nation and the Medicine of the Mindrdquo Perspective on Science 2II (2012) 183-206Wisan Winifred L ldquoGalileorsquos Scientific Method A Reexaminationrdquo New Perspectives on

Galileo ed R E Butts J C Pitt Dordrecht D Reidel Publishing Company 1978Zilsel Edgar The Social Origins of Modern Science Dordrecht Springer 2003

NIETZSCHErsquoNİN SPINOZArsquoYA YOumlNELİK ELEŞTİRİSİ lsquoGUumlCcedil İSTEMİrsquo CONTRA lsquoCONATUSrsquo

B Utkan Atbakan

NIETZSCHErsquoS CRITIQUE OF SPINOZA lsquoTHE WILL TO POWERrsquo CONTRA lsquoCONATUSrsquo

OumlZNietzsche pek ccedilok metninde Spinozarsquodan oumlvguumlyle soumlz etmiş ve onu felsefi selefi olarak kabul etmiştir Boumlyle olmakla birlikte Spinozarsquoyı pek ccedilok farklı konu-da hararetle eleştirmekten de geri kalmamıştır Bu ccedilalışmada Nietzschersquonin Spinozarsquonın guumlccedil anlayışına youmlnelik eleştirileri ve bu eleştirilerin gerekccedileleri Nietzschersquonin lsquoguumlccedil istemirsquo kavramı ile Spinozarsquonın lsquoconatusrsquo kavramı merkeze alınarak ortaya konulmaya ve soumlz konusu eleştiri ve gerekccedilelerin yerinde olup olmadıkları anlaşılmaya ccedilalışılacaktırAnahtar Kelimeler Nietzsche Spinoza Guumlccedil Guumlccedil İstemi Conatus Kendini-Koruma Yaşam

ABSTRACTNietzsche had numerous times spoken in praise of Spinoza and recognized him as his philosophical precursor Nevertheless he had also vehemently criticized Spinoza on many different cases This paper will try to bring forward Nietzschersquos critique of Spinoza about the latterrsquos conception of power by paying a special attention to Nietzschersquos concept of lsquothe will to powerrsquo and Spinozarsquos concept of lsquoconatusrsquo and to understand whether the mentioned critique has been well grounded and accurately directed Keywords Nietzsche Spinoza Power Will to Power Conatus Self-Preservation Life

Kutadgubilig Felsefe-Bilim Araştırmaları Mart 2017 Sayı 33 s 61-76

Arş Goumlr Bartın Uumlniversitesi Felsefe Boumlluumlmuuml (utkanatbakangmailcom) Yazı geliş tarihi 24102016 kabul tarihi 06032017

62 B Utkan Atbakan

I Giriş

Nietzschersquonin Spinozarsquoya youmlnelik hayranlığı accedilıktır Kimi yerde Spinozarsquoyı ldquobil-gelerin en safırdquo olarak anarken1 kimi yerde onu insanlığın dacirchileri arasına yerleştirir2 Kimi zaman Spinozarsquonın duumlşuumlncesinin onun ldquoruhunun tutkulu bir tarihirdquoni yansıttı-ğından oumlvguumlyle soumlz eder3 ve tarzını ldquobasit ve olağanuumlstuumlrdquo bulduğunu soumlylerken4 kimi zaman ise bir filozof olarak kendi damarlarında Spinozarsquonın kanının dolaştığını soumlyler5 ve onu atası addeder6 Dahası arkadaşı Franz Overbeckrsquoe goumlnderdiği 30 Temmuz 1881 tarihli kartpostalda Spinoza hakkında şunları yazar

Tuumlmuumlyle hayrete duumlştuumlm baştan aşağı buumlyuumllendim Bir selefim varmış ki hem de ne selef Spinozarsquoyı neredeyse hiccedil tanımazdım7 ona tam da şimdi ihtiyaccedil duymam ldquoiccedilguumlduumlrdquoseldi Yalnızca onun benimkine benzeyen genel eğiliminde ndashyani bilgiyi en guumlccedilluuml duygu [affekt]8 haline getirmesindendash değil aynı zamanda oumlğretisinin beş temel noktasında da kendimi buluyorum bu pek sıra dışı ve yapayalnız duumlşuumlnuumlr şu konularda bana kesinlikle en yakın duran kişi istem oumlzguumlrluumlğuumlnuuml erekselliği ahlakicirc duumlnya duumlzenini diğergacircmlığı ve koumltuumlluumlğuuml9 reddediyor Fikir ayrılıklarımız elbette pek buumlyuumlk olmakla birlikte bunlar daha ziyade aramızdaki zaman kuumlltuumlr ve bilim farklılıklarından ileri geliyor

1 Bkz Friedrich Nietzsche İnsanca Pek İnsanca-1 ccedilev Mustafa Tuumlzel İstanbul Tuumlrkiye İş Bankası Kuumlltuumlr Yayınları 2012 sect475 s 279

2 Bkz Friedrich Nietzsche Daybreak - Thoughts on the Prejudices of Morality ccedilev RJ Hollingdale ed Maudemarie Clark amp Brian Leiter Cambridge Cambridge University Press 2006 sect497 s 203

3 Bkz age sect481 s 1984 Bkz Friedrich Nietzsche The Gay Science ccedilevWalter Kaufmann New York Vintage Books 1974

sect333 s 2615 Bkz Friedrich Nietzsche Saumlmtliche Werke Kritische Studienausgabe in 15 Baumlnden (KSA) ed Gior-

gio Colli amp Mazzino Montinari Berlin DTVde Gruyter 1988 c 9 12[52] s 585 Bundan boumlyle soumlz konusu eser KSA kısaltmasıyla anılacaktır

6 Bkz Nietzsche KSA c 11 25[454] s 1347 Nietzschersquonin buradaki ldquoSpinozarsquoyı neredeyse hiccedil tanımazdımrdquo beyanını esas alarak ccedilalışmamızda

Nietzschersquonin Spinozarsquoya ilişkin eleştirilerinden yalnızca 1881 sonrası yazılarında bulunanlarını dik-kate alacağız

8 Latince karşılığı lsquoaffectusrsquo olan ve Spinoza tarafından ldquobedenin etki guumlcuumlnuuml [potentia agendi] ccediloğaltan ya da azaltan bu guumlce yardımcı olan ya da onu engelleyen bedenin değişik hallerirdquo ldquove aynı zamanda bu haller hakkındaki fikirlerrdquo anlamında kullanılan (bkz Benedictus De Spinoza Ethica ccedilev Ccediliğdem Duumlruumlşken İstanbul Kabalcı Yayınevi 2011 III Boumlluumlm 3 Tanım s 317) bu terim Spinozarsquonın Et-hicarsquosında oldukccedila oumlnemli bir yer tutmaktadır Nietzsche bu terimi oumlncelikle bu anlamına goumlnderme yaparak kullanmış ve Spinoza ile kendisi arasında bu bağlamda ndashyani lsquoguumlccedilrsquo kavramını merkeze alan bir bağlamdandash bir paralellik kurmuş goumlruumlnuumlyor

9 Nietzschersquonin burada lsquokoumltuumlluumlkrsquo olarak karşıladığımız soumlzuumlnuumln Almanca karşılığı lsquodas Boumlsersquodir yani uumlnluuml lsquoİyinin ve Koumltuumlnuumln Oumltesinde (Jenseits von Gut und Boumlse)rsquo ifadesinde kullanılan soumlzcuumlğuumln aynı-sıdır yoksa yine lsquokoumltuumlrsquo lsquofenarsquo gibi anlamlara gelen lsquoschlechtrsquo değil Bu iki kavram arasındaki oumlnemli ayrımla ilgili oumlrneğin bkz Friedrich Nietzsche On the Genealogy of Morals ccedilev Walter Kaufmann New York Vintage Books 1989 I s 24-56

Nietzschersquonin Spinozarsquoya Youmlnelik Eleştirisi lsquoGuumlccedil İstemirsquo Contra lsquoConatusrsquo 63

Kısacası ccedilok yuumlksek dağlardaymışım gibi ccediloğu kez nefes almamı guumlccedilleştiren ve kanımı huumlcum ettiren yalnızlığım şimdi en azından iki kişilik bir yalnızlık Tuhaf10

Bu kısa metin Nietzschersquonin Spinozarsquoya youmlnelik gerek duygusal gerek felsefi yakınlığını goumlstermesi accedilısından oldukccedila dikkat ccedilekicidir Ne var ki Nietzsche Spi-nozarsquodan ldquoonun oumlğretisinin temel noktalarında kendimi buluyorumrdquo diyecek oumllccediluumlde etkilenmekle birlikte Spinozarsquoyı bir ccedilok bağlamda sert bir şekilde eleştirmekten de geri kalmamıştır Bu ccedilalışmada Nietzschersquonin Spinozarsquonın conatus ilkesine youmlnelik eleştirisinin gerekccedileleri irdelenecek soumlz konusu eleştiri ve gerekccedilelerin yerinde olup olmadıkları anlaşılmaya ccedilalışılacaktır

II Nietzschersquonin Eleştiri Oumllccediluumltleri

Nietzschersquonin oumlvuumlnduumlğuuml meziyetlerinden birisi felsefe tarihinin ilk ve eşsiz psi-kolog-filozofu oluşudur11 Bu bağlamda onun ccedileşitli filozoflara ve felsefi soumlylemlere youmlnelik eleştirilerini ccediloğu zaman bir ccedileşit psiko-analiz uumlzerinden yuumlruumlttuumlğuuml soumlylene-bilir12 Zira Nietzschersquoye goumlre bilinccedil bilinccedil olmayan bilinccedil dışında olan(lar) tarafın-dan başka deyişle guumlduumller tarafından youmlnlendirilir13 Filozofların lsquobilgirsquo lsquodoğrulukrsquo lsquohakikatrsquo gibi terimlerle ortaya koydukları şeyler de ne oumllccediluumlde rasyonel ve mantıksal olma iddiası taşırlarsa taşısınlar irrasyonel ve mantık-dışı temel(ler)e sahiptirler14

Buguumlne kadarki her buumlyuumlk felsefenin yazarının kişisel itirafı ve istemsiz ve bilinccedildışı bir yaşam oumlykuumlsuuml olduğu benim iccedilin tedricen accedilıklık kazandı15 Buumlyuumlk filozofların da bu tuumlrden bir masumiyetleri vardır kendilerinden soumlz ettiklerinin bilincinde değildirler ndash aslında soumlz konusu olan yalnızca kendileri olsa bile ldquohakikatinrdquo soumlz konusu olduğunu ileri suumlrerler16

10 Friedrich Nietzsche lsquoPostcard to Overbeckrsquo The Portable Nietzsche ed amp ccedilev Walter Kaufmann London Penguin Books 1976 s 92

11 Bkz Friedrich Nietzsche Ecce Homo ccedilev Can Alkor İstanbul İthaki Yayınları 2003 lsquoNeden Bir Yazgıyım Benrsquo sect6 s 120-21

12 Burada Nietzschersquonin buumltuumlnuumlyle Fruedccedilu anlamda bir psikanalist olduğunu elbette iddia etmiyoruz Oumlte yandan Freudrsquoun Nietzsche hakkında soumlylediği şu soumlzler Nietzschersquonin ismini psikanalizle bir-likte anma konusunda cesaret vericidir ldquoSonraki yıllarda psikanalitik fikirlerim uumlzerine ccedilalışmaları-mın daha oumlnceden duumlşuumlnuumllmuumlş herhangi bir fikir tarafından engellenmemesi adına bilinccedilli bir saikle Nietzschersquonin ccedilalışmalarını okuma zevkinden kaccedilındım Dolayısıyla meşakkatli psikanaliz ccedilalışma-larından ccedilıkan sonuccedilların da doğrulayacağı uumlzere filozoflar tarafından daha oumlnce sezgisel bir şekilde varılan oumlngoumlruumller konusunda ilk olma iddiasından ndashmemnuniyetlendash vazgeccedilmeye hazır olmak zorunda-yımrdquo Bkz Sigmund Freud The History of the Psychoanalytic Movement ccedilev A A Brill New York The Nervous and Mental Disease Publishing Company 1917 s 9

13 Bkz Friedrich Nietzsche Beyond Good and Evil ccedilev Walter Kaufmann New YorkVintage Books 1966 sect3 sect4 sect5 ve sect6 s 11-14 ayrıca krş Nietzsche Daybreak sect109 s 64-65 ve sect119 s 120

14 Bkz Nietzsche The Gay Science sect110 sect111 s 169-172 ayrıca krş Nietzsche İnsanca Pek İnsan-ca-1 sect31 s 27

15 Bkz Nietzsche Beyond Good and Evil sect6 s 13 16 Bkz Nietzsche KSA c 10 7[62] s 262

64 B Utkan Atbakan

Dolayısıyla Nietzschersquoye goumlre birincil ve asıl oumlnemli olan oumlnermelerin yargıla-rın ilkelerin ya da oumlğretilerin mantıksal tutarlılıkları veveya geccedilerliliklerin sınanması değil bunların ardlarında yatan belirleyici guumlduumllerin saptanmasıdır17 Bu bağlamda Nietzschersquonin felsefi soumlylemleri değerlendirmeeleştirme oumllccediluumltuuml bu soumlylemleri guumlden saiklerin lsquoyaşama karşıtrsquo olup olmadıkları soumlylemlerin yaşam lehine olup olmadıklarıdır

Bir yargının yanlışlığı bizim iccedilin bu yargıya zorunlu olarak bir itiraz gerektirmez [] Asıl soru o yargının ne oumllccediluumlde yaşamı teşvik edici yaşam-koruyucu tuumlr-koruyucu hatta belki tuumlr-yetiştirici olduğudur18

Nietzsche Spinozarsquoya youmlnelik eleştirisini de işte bu oumllccediluumlt uyarınca geliştirir ve ortaya koyar Bu doğrultuda Spinozarsquonın arguumlmanlarını mantıksal olarak ccediluumlruumltmek ya da bunlara karşı-arguumlmanlar geliştirmekten ziyade bu arguumlmanların ardındaki belirleyici guumlduumlyuuml ortaya ccedilıkarmaya ccedilalışır Bu bağlamda eleştirisini Spinozarsquonın felsefesinin temel kabullerinin ndashoumlzellikle conatus ilkesininndash ardında yatan belirleyici guumlduumlnuumln genel olarak yaşama karşıt yaşamın aleyhine olduğu kabuluuml uumlzerinden geliştirir Zira Nietzschersquoye goumlre Spinoza zayıf guumlccedilsuumlz hasta kırılgan ve acı ccedileken bir kişidir ve onun bu durumu hem yaşamına hem felsefesine hatta hem de metodolojisine yansımıştır Başka deyişle Nietzschersquoye goumlre Spinozarsquonın felsefesi ve felsefesini temellendirir-ken başvurduğu tanım aksiyom oumlnerme ve kanıtlara dayalı deduumlktif youmlntem onun zayıflığını dışa vuran ldquokişisel bir itirafrdquo ldquoistemsiz ve bilinccedildışı bir yaşam oumlykuumlsuumlrdquoduumlr

Spinozarsquonın felsefesini ndashsoumlzcuumlk doğru duumlruumlst soumlylendiğinde nihayet ldquokendi bilgeliğinin sevgisinirdquondash zırh ve maske ile kuşatmak ve boumlylece o alt edilmez bakireye Pallas Athenarsquoya bir goumlz atma cuumlretini goumlsterecek her saldırganın yuumlreğine korku salmak uumlzere kullandığı matematiksel formun hokus-pokusunu bir duumlşuumlnuumln bir muumlnzevi hastanın bu maskesi ne de ccedilok kişisel ccedilekingenliği ve incinebilirliği ele veriyor19

17 Nietzsche bir felsefenin anlamının ve dolayısıyla değerinin asıl oumllccediluumltuumlnuumln mantık olmadığı fikrinde-dir ldquoİnsanlar [hellip] bir felsefenin anlamını yeniden lsquoen kutsal iccedil duumlnyalarırsquona goumlre oumllccedilmeyi ne zaman oumlğreneceklerrdquo Bkz Friedrich Nietzsche Eğitici Olarak Schopenhauer ndash Zamana Aykırı Bakışlar-3 ccedilev Mustafa Tuumlzel 1 Baskı İstanbul İthaki Yayınları 2007 s 27 ayrıca krş Nietzsche Boumlyle Soumly-ledi Zerduumlşt ccedilev Mustafa Tuumlzel 4 Basım İstanbul Tuumlrkiye İş Bankası Kuumlltuumlr Yayınları 2013 lsquoOku-mak ve yazmak Uumlzerinersquo s 34-35

18 Nietzsche Beyond Good and Evil sect4 s 1119 Nietzsche Beyond Good and Evil sect5 s 13 Richard Schachtrsquoın pek isabetli bir şekilde işaret ettiği

uumlzere Nietzschersquonin bu ithamı haklılık payı taşıyor olabilir fakat eğer taşıyorsa bu itham Spinoza iccedilin olduğu kadar Nietzschersquonin kendisi iccedilin de bağlayıcıdır ldquo[]bu iki tarafı da keskin bir kılıccediltır ndash oumlzel-likle de bunları soumlyleyenin kendi goumlruumlşlerini sunarken [Spinozarsquonınkinden] farklı fakat en az [onun-ki] kadar problematik bir yol benimsemiş olan bir başka lsquohasta muumlnzevirsquo olduğu goumlz oumlnuumlne alınırsa Burada Nietzschersquoyi ve onun hararetli retoriğini kastediyorum ki bunun okur uumlzerinde Nietzschersquonin burada tarif ettiği aynı goumlz korkutucu etkiyi taşıması muhtemeldir ndash ve hatta temelde taşıması kaste-dilmiş dahi olabilir [] Spinoza ile Nietzsche birbirine tıpatıp benzeyen ikiz kardeşler olmayabilirler belki fakat bu accedilıdan pekacirclacirc kardeş olabilirler Sanırım Nietzsche de bunu belli oumllccediluumlde biliyor ve bun-dan endişe duyuyordurdquo Bkz Richard Schacht lsquoThe Spinoza-Nietzsche Problemrsquo Desire and Affect Spinoza as Psychologist ed Yirmiyahu Yovel New York Little Room Press 1999 s 219

Nietzschersquonin Spinozarsquoya Youmlnelik Eleştirisi lsquoGuumlccedil İstemirsquo Contra lsquoConatusrsquo 65

Bu noktada Nietzschersquonin Spinozarsquonın felsefesinde neyi yaşama karşıt bulduğunu irdelemeden oumlnce şu sorular cevap beklemektedir Nietzschersquoye goumlre yaşam nedir Yaşama karşıt olan nedir Yaşamı ilerleten geliştiren nedir

III Guumlccedil İstemi

Nietzsche iccedilin yaşam guumlccedil istemi (der Wille zur Macht) ile doğrudan ilişkilidir Nerede canlı goumlrduumlysem orada guumlccedil istemini goumlrduumlm20

Guumlccedil istemi kavramının tam ve kapsamlı bir şekilde ele alınması bu ccedilalışmanın sınırlarını aşacak ve başlı başına bir ccedilalışmayı gerektirecektir Ne var ki Nietzschersquonin Spinozarsquoya youmlnelik eleştirisini accedilıkccedila ortaya koyabilmek iccedilin bu boumlluumlmde guumlccedil istemine ilişkin birkaccedil temel belirleme yapmalıyız Nietzsche iccedilin lsquoguumlccedil istemirsquo oumlzelde tuumlm canlı ile cansız ya da organik ile inorganik varlıkların21 birbirleri arasındaki kuvvet ilişkilerini belirleyen ve genel olarak bize yaşamın duumlnyanın gerccedilekliğin oluşun yorumlanmasını muumlmkuumln kılan bir ilke konumundadır22

Nietzsche kimi zaman lsquoguumlccedil istemirsquoni lsquoyaşamrsquo ile eş anlamlı kullanır23 Kimi za-man guumlccedil istemini ldquovarlığın oumlzuumlrdquo olarak24 ldquoduumlnyanın oumlzuumlrdquo olarak25 hatta duumlnyanın ta kendisi olarak tarif eder

Ve duumlnya benim iccedilin nedir bilir misiniz [] Bu duumlnya başlangıccedilsız ve sonsuz bir enerji canavarıdır ne artan ne de azalan kendini genişletmeyen fakat yalnızca doumlnuumlştuumlren sapa-sağlam demirden bir guumlccedil buumlyuumlkluumlğuumlduumlr [hellip] birlikte akan ve huumlcum eden sayısız yıllar boyu tekrar ederek ezelden ebede değişen ve ezelden ebede hep yeniden taşan biccedilimleri gel-git halinde olan bir kuvvetler denizidir [hellip] en basit biccedilimlerden kalkarak en karmaşık olanlara en durgun en katı en soğuk biccedilimlerden en sıcak en ccedilalkantılı kendisiyle en ccedilelişik olanlara doğru muumlcadele eden ve ardından bu bolluktan yine basit olana geri doumlnen [hellip] benim ezeli-ebedi olarak kendini yaratan ezeli-ebedi olarak kendini imha eden bu Dionysosccedilu duumlnyama [hellip] benim ldquoiyinin ve koumltuumlnuumln oumltesinderdquo olanıma amacı olmayan [hellip] istemi olmayan [hellip] bu duumlnyaya bir isim ister misiniz [hellip] Bu duumlnya guumlccedil istemidir başka bir şey değil Ve sizler kendiniz de bu guumlccedil istemisiniz başka bir şey değil26

20 Nietzsche Boumlyle Soumlyledi Zerduumlşt lsquoKendine Uumlstuumln Gelme Uumlzerinersquo s 11121 Nietzsche guumlccedil istemi bağlamında organik-inorganik ya da canlı-cansız ayrımının gerccedilek bir ayrım

olmadığını ve bir oumlnyargıdan ibaret olduğunu kabul eder Bkz Nietzsche KSA c 11 36[21] s 560 KSA c 11 34 [247] s 504 Ayrıca krş Nietzsche Beyond Good and Evil sect36 s47-48

22 Bkz Friedrich Nietzsche The Will to Power ccedilev Walter Kaufmann amp RJ Hollingdale New YorkVintage Books 1968 sect619 s 332-33

23 Oumlrneğin bkz Nietzsche Beyond Good and Evil sect13 s 21 ve sect259 s 203 Friedrich Nietzsche Dec-cal Hıristiyanlığa Lanet ccedilev Oruccedil Aruoba İstanbul Hil Yayınları 1985 sect6 s 16 Nietzsche The Will to Power sect254 s 148

24 Bkz Nietzsche The Will to Power sect693 s 36925 Bkz Nietzsche Beyond Good and Evil sect186 s 9926 Nietzsche The Will to Power sect1067 s 549-50

66 B Utkan Atbakan

Nietzsche genel olarak duumlnyanın buumltuumlnuumlnuuml guumlccedil istemi olarak kabul etmenin yanın-da oumlzel olarak tek tek her lsquoşeyrsquoi her fenomeni guumlccedil isteminin bir ortaya ccedilıkışı olarak dahası bizzat birer guumlccedil istemi olarak goumlruumlr Başka deyişle Nietzsche iccedilin her şey ya da nesne bir ldquokuvvet merkezlerirdquo (Kraftcentren) ldquokuvvet noktalarırdquo (Kraft-Punkte) ya da aynı anlama gelecek şekilde ldquoguumlccedil niceliklerirdquo (Macht-Quanta) ccedilokluğudur27 Bu anlamda bir lsquobirliğersquo rsquoşeyrsquoe ya da lsquonesnersquoye karşılık gelen her guumlccedil miktarı esasında bir eş guumlduumlm altında bir arada bulunan oumlrguumltlenen kuvvetler ccedilokluğundan meydana gelir28 Nietzschersquoye goumlre yaşam da boumlyle belirli bir kuvvetler oumlrguumltlenmesine karşılık gelir

Ortak bir beslenme tarzı ile bağlanmış bir kuvvetler ccedilokluğuna ldquoyaşamrdquo diyoruz29

Başka deyişle yaşam guumlccedil isteminin oumlzel bir formu bir durumudur sadece ndash fakat yegacircne formu da değildir ldquoHer şeyin guumlccedil isteminin bu formuna girmeye ccedilabaladığını soumlylemek oldukccedila keyficircdirrdquo 30

27 Nietzsche kuvvet (Kraft) ve guumlccedil (Macht) kavramları arasında apaccedilık ve kesin bir ayrım yapmamakla birlikte kuvvet terimini hemen her zaman pozitif bilim ve oumlzellikle fizik ile ilgili bahislerde guumlccedil teri-mini ise ccedilok daha geniş bir anlam yelpazesinde kullandığı goumlruumllmektedir Zira tek başına salt mekanik nicel bir kuvvet mefhumu Nietzschersquonin nicel vecheleri olduğu kadar nitel vechelere de sahip olan guumlccedil anlayışını kuşatmak iccedilin yeterli değildir (bkz Nietzsche The Will to Power sect619 s 332-33 krş age sect564 s 304) Boumlyle olmakla birlikte guumlccedil istemi kavramı soumlz konusu olduğunda Nietzschersquonin lsquoguumlccedilrsquo ile lsquokuvvetrsquoi birbiri ile değişmeli olarak kullandığı da goumlruumllmektedir Oumlrneğin guumlccedil istemi bağla-mında bir guumlccedil niceliğini soumlz konusu ettiğinde kimi zaman lsquoguumlccedil niceliğirsquo (Macht Quantum bkz age sect382 s206) kimi zaman ise lsquokuvvet niceliğirsquo (Quantum Kraft bkz Nietzsche On the Genealogy of Morals 1 sect13 s45 ) terimlerini birbiri ile aynı anlama gelecek şekilde kullanmayı tercih eder

a Bunun yanında Nietzsche lsquoguumlccedil istemirsquone ilişkin ilk ayrıntılı tasvirini 1882rsquode Boumlyle Soumlyledi Zer-duumlştrsquouumln lsquoKendini Aşmak Uumlzerinersquo boumlluumlmuumlnde sunmuştur Oumlte yandan doumlneminin oumlnemli fizik teoris-yenlerini incelemeye ve bunlar hakkındaki duumlşuumlncelerini kaleme almaya ccedilok daha oumlnce başlamıştır Nitekim kendi lsquokuvvetrsquo anlayışına dair ilk ayrıntılı yazısı lsquoZaman-Atom Teorisirsquo (Zeitatomenlehre) ismiyle anılan 1873 tarihli bir fragmandır (bkz Nietzsche KSA c 7 26[12] s 575-79) Nietzsc-hersquonin kuvvet anlayışını şekillendirmeye lsquoguumlccedil istemirsquo anlayışını ortaya koymadan ccedilok oumlnce başlamış olmasından yola ccedilıkan Whitlock lsquoguumlccedil istemirsquonin Nietzschersquonin erken doumlnem fizik araştırmalarının bir uumlruumlnuuml olduğunu iddia etmiştir (bkz Greg Whitlock ldquoRoger J Boscovich and Friedrich Nietzsche A Re-Examinationrdquo Nietzsche Epistemology and Philosophy of Science Nietzsche and The Sciences c II ed Babette E Babich Dordrecht Springer 1999 s 187-201) Keza Nietzschersquonin kişisel yazı ve yazışmaları da dahil toplu eserlerinin eleştirel basımının editoumlrlerinden birisi olan Giorgio Colli de benzer bir tespitte bulunur ldquoNietzschersquonin oumlluumlmuumlnden sonra yayınlanan not defterlerinden 1885 yaz mevsimine ait olanlarda Nietzschersquonin gelişimine ilişkin ilgi ccedilekici bir durumla karşılaşıyoruz Guumlccedil istemi teorisinin oluşumu onun positivist olarak anılan doumlnemindeki soumlyleme mekanist formuumllasyon-lara ve bilimsel lsquokuvvetrsquo kavramına dayanmaktadırrdquo Bkz Nietzsche KSA c 11 Nachwort s 724 Nietzschersquonin lsquoguumlccedilrsquo lsquoguumlccedil istemirsquo ve lsquokuvvetrsquo ccedilerccedilevesindeki terminolojisiyle ilgili ayrıntılı bir tartışma iccedilin bkz Gilles Deleuze Nietzsche and Philosophy ccedilev Hugh Tomlinson London Continuum 2002 s 75-79 Yine lsquokuvvetrsquo ile lsquoguumlccedilrsquo arasındaki ayrımla ilgili olarak bkz Joan Stambaugh lsquoThe Distinc-tion between Power and Forcersquo The Problem of Time in Nietzsche ccedilev John F Humprey Lewisburg Bucknell University Press 1987 s 104-08

28 Bkz Nietzsche The Will to Power sect561 s 303 ve sect641 s 341-4229 Age sect641 s 64130 Bkz Age sect692 s 369

Nietzschersquonin Spinozarsquoya Youmlnelik Eleştirisi lsquoGuumlccedil İstemirsquo Contra lsquoConatusrsquo 67

Aslında Nietzschersquoye goumlre kendi başına ele alınabilecek hiccedilbir lsquoşeyrsquoden lsquoken-dinde şeyrsquoden yani kendi dışından yalıtılmış hiccedilbir fenomenden soumlz edilemez ldquoHer şey diğer her şey ile bağlı ve dolayımlıdırrdquo31 ve bu bağlantı oumlyle sıkıdır ki herhangi bir şeyin ortadan kalkması demek her şeyin ortadan kalkması anlamına gelir32 Şeyler arasındaki bu bağlılık ve dolayımlılık ilişkisi bir etkime-etkilenme ilişkisidir zira Nietzschersquoye goumlre ldquobir lsquoşeyrsquo etkilerinin toplamından ibarettirrdquo33 Başka deyişle belirli bir lsquoşeyrsquo den bahsediliyorsa aslında belirli bir etkiler toplamından yani bir etkime-etkilenme ilişkisinden bahsediliyor demektir Dolayısıyla Nietzsche iccedilin lsquoşeyrsquolerden ziyade kendilerini suumlrekli farklı guumlccedil derecelerinde ortaya koyan yani etkiyen ve suumlrekli birbirleriyle ilişki iccedilinde bulunan ldquokuvvet merkezlerirdquo ldquoguumlccedil niceliklerirdquo soumlz konusudur Bu anlamda esasen lsquoşeyrsquo lsquovarlıkrsquo lsquotoumlzrsquo lsquooumlznersquo lsquonesnersquo gibi kavramların her biri kendini ortaya koyan guumlcuuml yani guumlcuumln etkilerini tasvir etmek tarif etmek yorumlamak iccedilin ve bu tasvir tarif ve yorumlar uumlzerinde uzlaşmak uumlzere bizler tara-fından uydurulan ldquokurmacardquolardır34 Bu kurmacalar ortadan kaldırılacak olursa geriye kalan bir guumlccedil niceliği ile ilişki iccedilindeki bir diğer guumlccedil niceliği olacaktır35

Bu anlamda bir guumlccedil niceliğinin var oluşundan da ancak ve ancak bir başka guumlccedil niceliği ile ilişkisi iccedilinde soumlz edilebilir36 Ccediluumlnkuuml etkiyen her guumlccedil niceliği etkiye maruz kalan bir diğer guumlccedil niceliğini şart koşar yani ldquobir guumlccedil niceliği uumlrettiği etki ve direndiği etki ile belirlenirrdquo37 Dolayısıyla guumlcuumln en temel oumlzelliği kendisini bir başka guumlce karşı bir başka guumlce rağmen ortaya koymak istemesidir O halde guumlccedil istemini esasen lsquooumlznersquolerin ya da lsquoşeyrsquolerin birbirleri arasındaki guumlccedil ilişkileri bağlamında accedilıklamaya ccedilalışmaktansa guumlccedil niceliklerinin birbirleri arasındaki etkime-etkilenme yani lsquoguumlccedil ortaya koymarsquo ilişkileri bağlamında ele almak daha isabetli olacaktır

Oumlte yandan Nietzschersquoye goumlre guumlccedil istemi bir kuvvete dışarıdan eklenir ya da dayatılır bir şey değildir guumlccedil istemi kuvvetin iccedilsel istemidir kuvvete muumlndemiccediltir38

31 Age sect584 s31632 Bkz agy33 Age sect551 s29634 Bkz age sect481 s 267 sect556 s 301-02 sect559 s 302 sect634 s 337-38 Ayrıca krş Nietzsche On the

Genealogy of Morals 1 sect13 s 45 Bu nokta Nietzschersquonin hemen hemen buumltuumln fizik ve metafi-zik kuramlarına youmlnelik eleştirisinin temel gerekccedilelerinden birisi olarak goumlruumllebilir Buna goumlre lsquoşeyrsquo lsquotoumlzrsquo lsquooumlznersquo lsquonesnersquo lsquovarlıkrsquo vb kavramlar uumlzerine inşa edilen her tuumlr kuram ne gerccedilekliğe ya da gerccedilekliğin herhangi bir kısmına karşılık gelebilir ne de bir ldquokurmacardquo olmanın oumltesinde herhangi bir gerccedilekliğe sahip olabilir

35 Bkz Nietzsche The Will to Power sect635 s 338-39 36 Nietzsche lsquokendindersquo (an sich) kavramını kaccedilınılması gereken bir kuruntu bir oumlnyargı olarak goumlruumlr

Bkz Nietzsche The Will to Power sect557 s 302 ldquoBir şeyin oumlzellikleri başka laquoşeylerraquo uumlzerindeki etkileridir başka laquoşeylerraquo ortadan kaldırılacak olursa bir şeyin hiccedilbir oumlzelliği bulunamaz yani başka şeyler olmaksızın bir şey de olamaz yani hiccedilbir laquokendinde-şeyraquo yokturrdquo Dolayısıyla tıpkı lsquokendinde şeyrsquo gibi lsquokendinde guumlccedilrsquo de Nietzsche iccedilin kabul edilebilir değildir

37 Nietzsche The Will to Power sect634 s 337-3838 Bkz age sect619 s 332-33 ldquoFizikccedililerimizin Tanrırsquoyı ve duumlnyayı onun aracılığıyla yarattıkları şu

muzaffer lsquokuvvetrsquo kavramı henuumlz hala tamamlanmaya muhtaccediltır ona benim lsquoguumlccedil istemirsquo dediğim

68 B Utkan Atbakan

Ayrıca guumlccedil istemi bir oumlznenin guumlcuuml istemesi guumlccedil peşinde koşması da değildir zira verili her oumlzne aslında bir kuvvetler ccedilokluğuna karşılık geldiği iccedilin guumlccedil isteyen veveya guumlccedil peşinde koşan bir birlik olarak bir oumlzneden de istemden de soumlz edilemez Guumlcuumlnuuml direnccedil ve engellere rağmen ortaya koymak isteyen yani etkisini kendisine direnen diğer guumlccedil nicelikleri uumlzerinde uygulamak isteyen şey guumlccedilten ayrı ve bağım-sız bir oumlzne ya da istem değil guumlcuumln ta kendisidir Bu bağlamda lsquoguumlcuuml istemersquo değil lsquoguumlcuumln istemirsquo soumlz konusudur

Fakat guumlcuuml isteyen kim ndash Eğer guumlcuumln kendisi guumlccedil istemi ise bu saccedilma bir sorudur39

lsquoGuumlccedil istemirsquoni yorumlarken Arendtrsquoin de işaret ettiği uumlzere ldquoistem yalnızca iccedilteki bir direncin uumlstesinden gelerek kendi kaynağının farkına varır guumlccedil edinmek uumlzere doğmuş değildir guumlcuumln ta kendisidir onun kaynağırdquo40 Boumlylece guumlccedil hem isteyen hem de istenendir Deleuzersquouumln bir uyarı vurgusuyla ifade ettiği uumlzere ldquoguumlccedil istemi istem guumlcuuml istiyormuş gibi kavrandı guumlccedil istemin istediği şeymiş gibi kavrandı [] Guumlccedil istemi istemin guumlcuuml istemesi demek değildir [] Guumlccedil istemi tuumlmuumlyle başka tuumlrluuml yorumlanmalıdır Guumlccedil istemin iccedilinde isteyendirrdquo41

Nietzsche guumlcuumln kendini ortaya koymasını yani başka guumlccedil nicelikleri uumlzerinde etkide bulunmasını guumlccedil isteminin temel oumlzelliği olarak belirlemekle bununla oumlzdeş olan bir diğer oumlzelliği vurgular Buna goumlre bir guumlccedil niceliği her zaman iccedilin buumlyuumlmeye genişlemeye yayılmaya yani guumlccedil derecesini artırmaya ccedilalışır

Benim fikrim o ki her belirli beden uzayın tuumlmuumlne hacirckim olmaya ve kuvvetini (ndashguumlccedil is-temini) genişletmeye ve bu genişlemeye direnen her ne varsa geri puumlskuumlrtmeye ccedilabalar Fakat devamlı benzer gayretler goumlsteren başka bedenlerle karşılaşır ve nihayet bunlardan kendisi ile yeteri kadar ilişki kuranlar ile anlaşmaya (ldquoittifakardquo) varır bundan boumlyle guumlccedil iccedilin beraberce iş ccedilevirirler ve suumlreccedil boumlylece suumlruumlp giderndash42

O halde Nietzschersquoye goumlre bir guumlccedil niceliğinden etkin olmamayı yani guumlcuumlnuuml artırmamayı43 istemek ondan guumlccedil olmamayı istemekle aynı anlama gelir

Guumlccedilten kendisini guumlccedil olarak ifade etmemesini istemek [] zayıflıktan kendisini guumlccedil ola-rak ifade etmesini istemek kadar saccedilmadır Bir kuvvet niceliği bir itki bir istem bir etki niceliğine denktir ndash dahası [bu kuvvet niceliği] tam da bu itilmenin istemenin etkimenin kendisinden başka bir şey değildir []44

yani guumlcuuml ortaya koymaya youmlnelik dindirilemez bir arzu ya da guumlcuumln kullanımı ve icrası [] olarak tanımladığım iccedilsel bir istem atfetmek gerekirrdquo Krş Nietzsche KSA c 11 36[31] s 563

39 Age sect693 s 36940 Hannah Arendt lsquoNietzschersquos Repudiation of the Willrsquo The Life of the Mind Vol 2 Willing New York

HarvestHarcourt Inc 1978 s 162 41 Deleuze Nietzsche and Philosophy ccedilev Hugh Tomlinson London Continuum 2002 s 84-85 42 Nietzsche The Will to Power sect636 s 340 43 Nietzschersquoye goumlre etkin olmak demek guumlce erişmeye ccedilalışmak demektir Bkz Nietzsche The Will to

Power sect657 s 34744 Nietzsche On the Genealogy of Morals I sect13 s 45

Nietzschersquonin Spinozarsquoya Youmlnelik Eleştirisi lsquoGuumlccedil İstemirsquo Contra lsquoConatusrsquo 69

Yaşam da guumlccedil isteminin belirli bir formu olduğu iccedilin yaşayan her ne varsa suumlrekli etkin olmaya kendini ortaya koymaya guumlcuumlnuuml uygulamaya kendisini bundan alıko-yan her dış guumlce direnmeye her engeli aşmaya ve bunun iccedilin de guumlcuumlnuuml artırmaya ve yaymaya youmlnelir Nietzschersquonin ldquonerede canlı buldumsa orada guumlccedil istemini buldumrdquo demesinin başlıca sebebi bu olsa gerektir

Sahip olmak ve daha fazlasını istemek ndashtek kelimeyle buumlyuumlmendash bu yaşamın ta kendisidir45

Oumlzel bir durum olarak yaşam [] azami bir guumlccedil hissi elde etmeye ccedilabalar esasen daha fazla guumlccedil iccedilin bir ccedilabadır bu ccedilabalamak guumlccedil iccedilin ccedilabalamaktan başka bir şey değildir en temel ve en iccedilsel şey daima bu istemdir46

[Eğer beden] oumllmekte olan değil de yaşayan bir bedense [hellip] ete kemiğe buumlruumlnmuumlş bir guumlccedil istemi olmak zorundadır buumlyuumlmeye yayılmaya zapt etmeye uumlstuumln olmaya ccedilabala-yacaktır ndash [hellip] ccediluumlnkuuml yaşamaktadır ve ccediluumlnkuuml yaşam tam da guumlccedil istemidir47

Nietzschersquonin lsquoguumlccedil istemirsquo anlayışı bağlamında Spinozarsquoya youmlnelttiği temel eleştiri işte bu noktada temellenmektedir Nietzschersquoye goumlre Spinoza bizim lsquoconatus oumlğretisirsquo olarak andığımız anlayışı ile guumlcuumln bu artma buumlyuumlme yayılma youmlnelimini yadsımış guumlcuumln karakterini kendini-koruma hayatta-kalma ccedilabasına indirgemiş ve dolayısıyla aslen guumlccedil istemi demek olan yaşamı da yadsımıştır Boumlylelikle Spinoza guumlcuumln artma ve yayılma eğilimini goumlz ardı etmekle kalmamış etkilerinin toplamı demek olan guumlcuumln olmazsa olmazını oumlzuumlnuuml yani etkin olma istemini de yadsımıştır

Kendini koruma isteği bir sıkıntı durumunun yaşamın asıl temel guumlduumlsuumlnuumln bir sınırla-nışının semptomudur ndash o guumlduuml ki guumlcuumln genişlemesini hedefler ve bu istek uğruna ken-dini-korumayı sık sık tehlikeye atar ve hatta feda eder Kimi filozoflar ndashoumlrneğin veremli Spinozandash kendini-koruma guumlduumlsuumlnuuml belirleyici olarak goumlrduumlklerinde ve boumlyle goumlrmeye mecbur olduklarında bunun semptomatik olduğunu duumlşuumlnmek gerekir zira bunlar sıkıntı iccedilindeki kişilerdi [hellip] doğada egemen olanlar sıkıntı durumları değil taşma ve savurganlık durumlarıdır hem de saccedilmalık noktasına varasıya Varoluş muumlcadelesi yaşam isteminin yalnızca bir istisnası gelip geccedilici bir kısıtlanmasıdır Muumlcadele ister buumlyuumlk ister kuumlccediluumlk olsun daima uumlstuumlnluumlk ccedilevresinde buumlyuumlme ve genişleme ccedilevresinde guumlccedil ccedilevresinde doumlner ndash guumlccedil istemi uyarınca ki [guumlccedil istemi] de zaten yaşam istemidir48

Nietzsche oumlzetle guumlcuumln temel oumlzelliğini yani etkin oluş ve artış eğilimini yad-sımanın bir guumlccedilsuumlzluumlk ve hastalık semptomu olduğunu duumlşuumlnmektedir49 Buna goumlre akciğer hastalığından muzdarip olan Spinoza bu zayıflığı ve ızdırabı sebebiyle kendini-koruma istemini guumlcuumln temel oumlzelliği olarak goumlrmeye mecbur kalmıştır50 Boumlylece guumlccedil

45 Nietzsche The Will to Power sect125 s 7746 Nietzsche The Will to Power sect689 s 36847 Nietzsche Beyond Good and Evil sect259 s 20348 Nietzsche The Gay Science sect349 s 291-9249 Nietzschersquoye goumlre Spinozarsquonın toumlz ve doğada olup biten her şeyin zorunlu nedenselliği gibi fikirleri de

yine aynı guumlccedilsuumlzluumlğuumln semptomları olup acıdan değişimden tesaduumlften oluştan korkuyu ifade eder Spinoza bu yuumlzden suumlrekli suumlkucircnet ve huzur arayan bir filozoftur Bkz Nietzsche KSA c 11 26[280] s 223-24 Ayrıca bkz Nietzsche The Will to Power sect576 sect577 ve sect578 s 309-31

50 Nietzschersquonin iddia ettiği uumlzere Spinozarsquonın lsquokendini-koruma guumlduumlsuumlrsquonuuml belirleyici ilke olarak goumlrduuml-

70 B Utkan Atbakan

istemi demek olan yaşam istemini yadsımış yani yaşam istemini salt yaşamı-koruma istemine indirgeyerek yaşama karşıt bir oumlğreti geliştirmiştir

Fizyologlar kendini-koruma guumlduumlsuumlnuumln organik bir varlığın temel guumlduumlsuuml olduğunu ileri suumlrmeden oumlnce bir kez daha duumlşuumlnmeliler Yaşayan bir şey en oumlnce kuvvetini boşaltmanın yolunu arar ndash yaşamın kendisidir guumlccedil istemi kendini-koruma bunun dolaylı ve en sık rastlanan sonuccedillarından birisidir yalnızcaKısacası her yerde olduğu gibi burada da luumlzumsuz teleolojik ilkelerden sakınalım ndashbunlar-dan birisi de kendini-koruma iccedilguumlduumlsuumlduumlr (ki bunu Spinozarsquonın tutarsızlığına borccedilluyuz51)52

Nietzschersquoye goumlre modern doğa bilimleri de Spinozarsquonın ldquokendini-korumardquo ilkesini yani ldquoSpinozacı dogmardquoyı benimseyerek aldanmışlardır

Modern doğa bilimlerimizin ayakları bu Spinozacı dogmaya iyiden iyiye dolanmıştır (en yakın doumlnemde ve en fena olanı da akıl almaz derecede tek yanlı olan ldquovar olma muumlca-delesirdquo oumlğretisiyle Darwinizmdir)53

Oumlte yandanSpinozarsquonın kendini-koruma ilkesi değişime sahiden bir son vermek zorundaydı fakat bu ilke yanlıştır doğru olan bunun tam tersidir Bilhassa yaşayan her şey bize en accedilık şekilde goumlsterir ki kendini korumak iccedilin değil daha fazlası olmak iccedilin elinden gelen her şeyi yapar54

O halde şimdi dikkatimizi Nietzschersquonin Spinozarsquoya youmlnelik eleştirisinin odak-landığı noktaya yani conatus oumlğretisine ccedilevirmek ve bu noktayı bizzat Spinozarsquoya

ğuuml ve kendini-koruma istemini guumlcuumln temel oumlzelliği olarak sunduğu kabul edilse dahi (bu iddianın kabul edilebilirliği ccedilalışmamızın devamında tartışılacaktır) Nietzschersquonin bu iddiaya ilişkin sunduğu gerekccedileye iki youmlnden itiraz edilebilir Oumlncelikle gerek kişisel yazışmalarından ve kendi yayınladığı eserlerden gerekse yaşam oumlykuumlsuumlnden takip edebildiğimiz kadarıyla Spinoza conatus anlayışını geliş-tirmeye başladığı tarihte henuumlz akciğer hastalığından muzdarip değildi Herhangi bir sağlık problemi vardı ise dahi durumu henuumlz koumltuumlleşmemişti Oumlte yandan Spinozarsquonın soumlz konusu tarihler de dacirchil olmak uumlzere yaşamı boyunca ciddi bir sağlık sorunu yaşadığı varsayılsa dahi bu durum Nietzschersquonin ifade ettiği gibi ne lsquokendini-korumarsquo guumlduumlsuumlnuuml belirleyici guumlduuml olarak kabul etmeyi gerektirir ne de boumlyle bir kabuluumln bir hastalık semptomu olduğunu goumlsterir Zira Nietzsche de genccedillik yıllarından itiba-ren yaşamının sonuna dek ciddi sağlık sorunlarından muzdarip olmuştur fakat bu durum onu Spinoza gibi lsquosıkıntı iccedilindeki kişilerrsquoce ortaya konulmuş fikirleri benimsemeye zorlamamıştır

51 Nietzschersquonin bu pasajdaki eleştirisindeki dikkat ccedilekici bir diğer nokta Spinozarsquoyı teleolojik bir ilke benimsemekle itham etmesidir Ne var ki yukarıda goumlrduumlğuumlmuumlz uumlzere Overbeckrsquoe goumlnderdiği 1881 tarihli bir yazıda Nietzsche teleolojiyi reddetmesi bağlamında Spinozarsquoda kendisini bulduğunu ifade etmekteydi Keza Nietzschersquonin yaşarken yayınlanmamış 1884 tarihli bir başka notunda da Spinoza-cılık ile anti-teleolojiyi oumlzdeşleştirdiği goumlruumllmektedir (bkz Nietzsche KSA c 11 26[432] s 266) Ni-etzschersquonin Spinozarsquoyı teleoloji uumlzerinden eleştirmesini incelemeyi bir yana bırakıyoruz oumlte yandan teleolojiye ilişkin bu eleştiriyle yalnızca Nietzschersquonin yayınlanmış metinlerinde karşılaşmamız ve fakat yayınlanmamış kişisel notlarında ise bunun tam tersine şahit olmamız Nietzschersquonin Spinozarsquoya youmlnelik eleştirisini guumlden niyet accedilısından duumlşuumlnduumlruumlcuumlduumlr

52 Nietzsche Beyond Good and Evil sect13 s 21 ayrıca krş Nietzsche KSA c 11 26[313] s 233 53 Nietzsche The Gay Science sect349 s 29254 Nietzsche KSA c 13 14[121] s 301 krş Nietzsche The Will to Power sect688 s 366-67

Nietzschersquonin Spinozarsquoya Youmlnelik Eleştirisi lsquoGuumlccedil İstemirsquo Contra lsquoConatusrsquo 71

başvurarak incelemek yerinde olacaktır Dolayısıyla şu sorular cevap beklemektedir Conatus nedir Spinoza conatus ilkesi ile guumlcuuml salt kendini-koruma guumlduumlsuumlne mi in-dirgemiştir Conatus salt hacirclihazırı koruma ve suumlrduumlrme eğilimini mi ifade etmektedir ve bu bakımdan guumlccedil istemine ya da aynı anlama gelecek şekilde yaşama karşıt mıdır

IV Conatus

Spinozarsquoya goumlre var olan tek tek her sonlu şey ndashki sonlu şey demek bir başka şey tarafından belirlenen sınırlanan şey demektirndash başka bir şey tarafından etkilenir boumlylelikle var olmaya ve etkinlikte bulunmaya kendisi dışındaki şeyler tarafından belirlenir55 Dolayısıyla Nietzschersquonin guumlccedil anlayışında goumlrduumlğuumlmuumlze benzer şekilde Spinozarsquoya goumlre de her şey bir diğeriyle bir etkime-etkilenme ilişkisi iccedilindedir56 Doğadaki şeylerin varoluşları varoluşları suumlresince bulundukları etkinlikler ve hatta yok oluşları dış nedenler tarafından belirlenir Oumlyle ki bir şey dış bir neden tarafından belirlenmedikccedile nasıl var olamazsa aynı şekilde ldquodış bir neden işe karışmadıkccedila hiccedilbir şey yok edilemezrdquo57 Bu sebeple bir şeyin varoluşu dış bir neden tarafından sona erdirilmedikccedile daima suumlrer

Spinozarsquoya goumlre herhangi bir şeyin dış nedenler bulunmaksızın yok olmamasının sebebi o şeyin varoluşuna engel olabilecek hiccedilbir unsuru kendi doğasında barındır-mamasıdır Bu durum herhangi bir şeyin doğasına bakıldığında yani o şey tanımlan-dığında accedilıkccedila ortaya ccedilıkar58 Zira bir şeyin tanımı o şeyin oumlzuumlnuuml olumlar ve ortaya koyar Bu sebeple dış nedenler bir kenara bırakılıp yalnızca şeyin kendi doğasına yani tanımına bakıldığında o şeyin oumlzuumlnuuml olumsuzlayacak ve dolayısıyla o şeyi ortadan kaldıracak hiccedilbir şey bulunmaz59 Bunun bir sonucu olarak doğadaki hiccedilbir şey kendi varoluşunu sona erdirecek yani kendi doğasına aykırı olan hiccedilbir şey iccedilermez60 Zira aksi takdirde aynı şeyin doğası hem o şeyin oumlzuumlnuuml olumlayan hem de olumsuzlayan yani onu ortadan kaldıran bir şeye sahip olurdu ki bu durum şeyin tanımı gereği muumlmkuumln değildir61 Dolayısıyla bir şeyin doğası her zaman iccedilin o şeyi olumlar ve bu doğaya aykırı olan her ne varsa o şeyin dışında olmak zorundadır62

55 Spinoza Ethica I Boumlluumlm 28 Oumlnerme s 105 56 Krş Benedictus de Spinoza lsquoThe Lettersrsquo Complete Works ccedilev Samuel Shirley ed Michael L Mor-

gan IndianapolisCambridge Hackett Publishing Company 2002 Letter 4 s 767 ldquomaddenin bir parccedilası yok edilecek olsaydı Uzamrsquoın buumltuumlnuuml de aynı anda yok olurdurdquo

57 Spinoza Ethica III Boumlluumlm 4 Oumlnerme s 7558 Spinozarsquoya goumlre bir şeyin gerccedilek tanımı o şeyin doğasını yani oumlzuumlnuuml verir başka deyişle tanım ldquota-

nımlanan şeyin doğasından başka bir şey iccedilermez ve ifade etmezrdquo Bkz Spinoza Ethica I Boumlluumlm 8 Oumlnerme 2 Not s 47

59 Bkz Spinoza Ethica III Boumlluumlm 4 Oumlnerme Kanıtlama s 337-3960 Bkz Spinoza Ethica III Boumlluumlm 5 Oumlnerme s 33961 Bkz age III Boumlluumlm 5 Oumlnerme Kanıtlama s 33962 Bkz age IV Boumlluumlm 18 Oumlnerme Not s 557-63 ve 20 Oumlnerme Not s 565

72 B Utkan Atbakan

Boumlyle olmakla birlikte doğadaki her şey sonsuz sayıda başka şey tarafından kuşa-tılmıştır ve onlar tarafından etkilenir ve sınırlanır63 Bu anlamda daima var olabilecek yani varoluşunu daima suumlrduumlrebilecek sonlu bir şeyden soumlz etmek muumlmkuumln değildir Zira daima var olabilmek sonlu olmamayı yani hiccedilbir dış etki tarafından yok olmaya belirlenmemeyi gerektirir başka deyişle sonsuz bir var olma guumlcuumlnuuml (vis existendi) gerektirir Fakat Spinozarsquoya goumlre doğada sonsuz var olma guumlcuumlne sahip bir şey bulun-ması muumlmkuumln değildir ldquoDoğada hiccedilbir birey yoktur ki bir başkası ondan daha guumlccedilluuml ve daha cesur olmasın Varolan şey ne olursa olsun onu yok edebilecek kadar guumlccedilluumlsuuml de vardırrdquo64 Bu sebeple bir şey iccedilin dış etkiler nasıl kaccedilınılmaz ise o şeyin varoluşunun sona ermesi de oumlyle kaccedilınılmazdır Dolayısıyla bir şeyin varoluşunu suumlrduumlrmesi dış nedenlere karşı dış nedenlere rağmen suumlrduumlruumllen bir ccedilabadır65

Tuumlm bu sebeplerden dolayı Spinoza şu sonuca ulaşır Doğadaki her şey kendi-sini sınırlayan diğer şeylere ve tuumlm dış etkilere rağmen zorunlu olarak varoluşunu korumaya ve suumlrduumlrmeye uğraşır Başka deyişle ldquotek tek herşey varolduğu suumlrece varlığını suumlrduumlrmeye ccedilabalarrdquo66 Spinoza her şeyin kendi varoluşunu suumlrduumlrme ccedilaba-sına lsquoconatusrsquo ismini verir

Oumlte yandan Spinozarsquoya goumlre fiilen var olan her şey mutlak ve sonsuz guumlccedil olan Tanrı yani Doğarsquonın (Deus sive Natura) guumlcuumlnuumln belirli bir parccedilasıdır67 Bu anlamda varolan her şey bir guumlccedil derecesine karşılık gelir Dolayısıyla herhangi bir şeyin guumlcuuml yettiğince varlığını suumlrduumlrmeye ccedilabalaması yani conatusu o şeyin ifade ettiği guumlccedil derecesine karşılık gelir Sonuccedil olarak bir şeyin guumlcuuml oumllccediluumlsuumlnde varoluşta suumlrme ccedilabasını ifade eden conatus o şeyin varolma guumlcuumlnden yani fiilicirc oumlzuumlnden başka bir şey değildir68 Dahası Spinozarsquoya goumlre bir şeyin conatusu ile o şeyin kendisi arasında hiccedilbir ayrım yoktur

Şeyin kendisi ile conatusu arasında ayrım yapıyorlar [] fakat conatusun ne anlama geldiğinden bicirchaberler Zira şey ile onun conatusu akılla ya da daha ziyade soumlzcuumlkler aracılığıyla ayrıştırılsa da (ki bu hatanın temel sebebidir) gerccedilekte bu ikisi birbirinden hiccedilbir şekilde ayrı değildir69

Başka deyişle conatus bir şeyin kendisini fiilen ortaya koyması ve ifadesi olduğu guumlccedil derecesi oumllccediluumlsuumlnde varoluşunu ortaya koymayı suumlrduumlrmesidir Bu anlamda Spinoza Nietzschersquonin soumlylemi ile benzerlik goumlsterir bir şekilde conatus ile lsquoyaşamrsquoı kasteder70

63 Bkz age IV Boumlluumlm 3 Oumlnerme s 53164 Age IV Boumlluumlm Aksiyom s 52565 Bkz age IV Boumlluumlm 4 Oumlnerme Kanıtlama s 531-3366 Bkz age III Boumlluumlm 6 Oumlnerme s 33967 Bkz age IV Boumlluumlm 4 Oumlnerme Kanıtlama s 53168 Bkz age III Boumlluumlm 7 Oumlnerme s 341 69 Spinoza lsquoPrinciples of Cartesian Philosophy and Metaphysical Thoughtsrsquo Complete Works s 18870 Tıpkı Nietzschersquonin yaşama lsquoguumlccedil istemirsquo demesi gibi Spinoza da bir şeyin kendi varoluşunu suumlrduumlr-

meye ccedilabaladığı guumlce yani o şeyin conatusuna kimi zaman lsquoyaşamrsquo ismini verir ldquoKendi adıma yaşam deyince şeylerin kendi varlıklarını suumlrduumlrme ccedilabasını anlıyorumrdquo (Spinoza lsquoPrinciples of Cartesian

Nietzschersquonin Spinozarsquoya Youmlnelik Eleştirisi lsquoGuumlccedil İstemirsquo Contra lsquoConatusrsquo 73

Spinozarsquonın guumlccedil anlayışı uyarınca bir şeyin conatusu yani varolma guumlcuuml o şeyin kendi dışındaki şeyler ile girdiği etkime-etkilenme ya da aynı anlama gelecek şekilde etkinlik-edilginlik ilişkisini de belirler Oumlyle ki Spinoza lsquoetkin olmarsquoyı etki uumlretmek yani bir etkinin nedeni olmak ile lsquoedilgin olmarsquoyı ise etkiye maruz kalmak yani soumlz konusu etkinin nedeni olmamak ya da sadece kısmen nedeni olmak ile accedilıklar71 Bu bağlamda doğadaki hiccedilbir şey sonsuz bir var olma guumlcuumlne yani sonsuz bir conatusa sahip olmadığı iccedilin her şey sonlu guumlcuuml oumllccediluumlsuumlnde bir yetkinliğe (perfectio) sahiptir ve etkin olabileceği gibi edilgin de olabilir Zira doğada herhangi bir guumlccedil derecesine sahip olan herhangi bir şeyden daha guumlccedilluuml bir diğeri mutlaka vardır72 Dolayısıyla bir şeyin guumlcuumlnuuml ne oumllccediluumlde ortaya koyacağı onun başka bir şeyin guumlcuumlne ne oumllccediluumlde maruz kaldığı ya da bu başka şeyi kendi etkisine ne oumllccediluumlde maruz bıraktığı ile yani hangi oumllccediluumlde etkin ya da edilgin olduğu ile belirlenir Dolayısıyla etkinlik guumlcuumlnuumln artması yetkinliğin muumlkemmelliğin artmasıdır73

Boumlylelikle Spinozarsquonın soumlyleminde yetkinlik guumlccedil etkinlik ve conatus birbirleri ile sıkı bağlantı iccedilinde olan kavramlardır74 Bir şeyin yetkinliği guumlcuumlnuuml ne derecede ortaya koyduğuna bağlı olarak değerlendirilir Guumlcuumlnuuml ne derecede ortaya koyduğu ise şeyin etkin ya da edilgin olma durumuna bağlı olarak değişecektir Bir şeyin kendi varoluşunu guumlcuuml yettiğince koruma ve suumlrduumlrme ccedilabası başka deyişle var olma guumlcuumlnuuml ortaya koyması onun conatusu olduğuna goumlre bir şeyin bir oumlnceki durumuna goumlre daha az veya daha ccedilok yetkin bir duruma geccedilmesi anlamında conatusunu ne oumllccediluumlde ortaya koyduğu onun etkime guumlcuuml (potentia agendi) ile bağlantılıdır Zira bir şey ne denli etkin olursa guumlcuumlnuuml o oumllccediluumlde ortaya koyabilecektir ve tersine o şey ne denli etkileme guumlcuumlne sahipse o oumllccediluumlde etkin olacaktır Bu anlamda conatus bir şeyin sadece varlığını koruma ve suumlrduumlrme ccedilabası değil aynı zamanda yetkinliğini yuumlkseltme ya da etkime guumlcuumlnuuml artırma ccedilabası olmaktadır75 Başka deyişle doğadaki her şey varlığını korumaya ve suumlrduumlrmeye ccedilabalayacağı gibi bu ccedilabayı destekleyecek olan yetkinliğini yani etkinlik guumlcuumlnuuml artırmaya da ccedilalışır76 Bu anlamıyla conatus accedilıkccedila etkinlik guuml-

Philosophy and Metaphysical Thoughtsrsquo Complete Works s 197) Bu anlamda nasıl Nietzsche guumlccedil istemi bağlamında organik-inorganik ayrımını ortadan kaldırıyorsa Spinoza da organik ya da inorga-nik ayırdetmeksizin varolan her şeyin canlı olduğunu kabul eder ldquo şimdiye kadar soumlylediklerimiz tamamen genel ve bir insana olduğu kadar diğer bireylere de ilişkin şeyler ve bu bireylerin hepsi de farklı derecelerde olmakla birlikte birer canlırdquo (Spinoza Ethica II Boumlluumlm 13 Oumlnerme Not s 193)

71 Bkz Spinoza Ethica III Boumlluumlm 2 Tanım s 31772 Bkz age IV Boumlluumlm Aksiyom s 52573 Bkz age IV Boumlluumlm Oumlnsoumlz s 521 ldquobir insanın daha yetkin bir durumdan daha az yetkin bir duruma

geccediltiğini soumlylediğimde ya da bunun tam tersini dile getirdiğimde [] insanın etkinlik guumlcuumlnuumln ccediloğal-dığını ya da azaldığını kavradığımızı dile getiriyorumrdquo

74 Spinoza yetkinliği kimi zaman etkime guumlcuuml ya da etkinlik guumlcuumlne (potentia agendi) karşılık gelecek şekilde kullanır Bu anlamda etkinlik guumlcuumlndeki bir artış daha yuumlksek bir yetkinliğe etkinlik guumlcuumln-deki bir azalış ise daha duumlşuumlk bir yetkinliğe karşılık gelmektedir (bkz Spinoza Ethica III Boumlluumlm Duyguların Tanımları 3 Tanım Accedilıklama s 471 ayrıca bkz age IV Boumlluumlm Oumlnsoumlz s 513-21)

75 Krş Spinoza Ethica III Boumlluumlm 12 Oumlnerme s 351-5376 Spinoza Ethicarsquoda Doğarsquodaki her şeyin kendi varlığını korumaya ve suumlrduumlrmeye ccedilabalayacağını accedilık

74 B Utkan Atbakan

cuumlnuuml arttırma ccedilabasıdır77 Bu sebeple her şey conatusunu destekleyen yani var olma ve etkinlik guumlcuumlnuuml destekleyen şeylere youmlnelir iştah ve arzu duyar ve bu şeyleri ister78

V Sonuccedil

Ccediloğu zaman saldırıya geccediler ve bir duumlşman yaratırız kendimize saldırıya accedilık olduğumuzu gizlemek iccedilin79

Tuumlm bu veriler ışığında soumlylenebilir ki Nietzsche Spinozarsquonın conatus ilkesini salt bir kendini-koruma ilkesine indirgeyerek conatusun hem kendini-korumayı hem de etkin olmayı ve bu anlamda guumlccedil artışını ifade ettiğini goumlz ardı etmiş ya da goumlzden kaccedilırmış gibidir Zira Spinoza lsquovaroluşu suumlrduumlrme ccedilabasırsquo anlamını verdiği conatus terimini sık sık ve ısrarla varolma guumlcuuml (vis existendi) ve etkimeetkinlik guumlcuuml (potentia agendi) terimleriyle aynı anlama gelecek şekilde ve değişmeli olarak kullanmıştır

Boumlyle olmakla birlikte Nietzschersquonin guumlccedil istemi anlayışı ile Spinozarsquonın conatus anlayışının bir ve aynı şey olduğunu elbette iddia etmiyoruz zira bu iki anlayış birccedilok noktada farklılıklar taşımaktadır ve her iki filozofun da bu bağlamda belirli oumllccediluumller-de oumlzguumln yanlarının bulunduğu şuumlphesizce soumlylenebilir Oumlte yandan Nietzschersquonin lsquoconatusrsquou salt kendini-koruma guumlduumlsuumlne indirgemesi ve Spinozarsquoyı bu bağlamda eleştirmesini yerinde ve haklı bulmanın guumlccedilluumlğuumlnuuml ortaya koymak istiyoruz Başka deyişle ve oumlzetle Nietzschersquonin Spinozarsquoya youmlnelik geliştirdiği ve bu ccedilalışmada de-ğindiğimiz eleştirisi kusurlu ya da en azından eksiktir

bir şekilde ortaya koymaktadır Bununla birlikte conatusun aynı zamanda eyleme guumlcuumlnuuml artırma ccedilabasını da gerektireceği duumlşuumlncesini yalnızca insan bağlamında ortaya koymaktadır Dolayısıyla ey-leme guumlcuumlnuuml arttırma ccedilabasının insana mahsus olup olmadığı sorusu sorulabilir Oumlte yandan Spinoza bir başka yerde Doğarsquodaki her bireyin kendi varlığını korumaya ccedilalışmakla beraber kendisini geliş-tirmeye de ccedilabalaması gerektiğini soumlylemektedir (bkz Spinoza lsquoShort Treatise on God Man and His Well-Beingrsquo Complete Works Part I Chapter V s 53) Ayrıca doğadaki nedensel duumlzen ve bağlantının sadece insan iccedilin değil tuumlm bireyler iccedilin geccedilerli olduğu da goumlz oumlnuumlne alındığında conatusun doğadaki her şey iccedilin varoluşu koruma ccedilabası olduğu kadar etkinlik guumlcuumlnuuml artırma ccedilabası olduğu guumlvenle soumlylenebilir

77 Heidegger Nietzschersquonin guumlccedil istemi kavramını incelediği bir metninde salt kendini-korumanın yaşam-daki bir gerileyiş bir ccediloumlkuumlş olduğu konusunda Nietzsche ile hemfikir olmakla birlikte guumlcuumln artması buumlyuumlmesi genişlemesi yani daha yuumlksek bir seviyeye ccedilıkması iccedilin oumlncelikle guumlcuumln korunması gerek-tiğini de vurgular ve şoumlyle soumlyler ldquo[]guumlccedil isteminin bir seviyeye yuumlkselebilmesi iccedilin o seviyenin yalnızca ulaşılmış değil ayrıca tesis edilmiş ve emniyete alınmış olması gerekir Edinilmiş guumlcuumln yuumlk-seltilebilmesi ancak guumlcuumln boumlylesi bir emniyeti ile muumlmkuumlnduumlr Dolayısıyla guumlcuumln artırılması aynı zamanda kendi iccedilinde guumlcuumln korunmasıdır [] Bu da demektir ki guumlccedil artış ve korunma koşulları yalnızca guumlcuumln kendisi tarafından ve yalnız başına ortaya konulurrdquo Bkz Martin Heidegger Nietzsche vol III The Will to Power as Knowledge and as Metaphysics ccedilev David Farrell Krell San Francisco HarperSanFrancisco 1987 s 196-97

78 Spinozarsquoya goumlre iştah (appetitus) arzu (cupiditas) ve istem (voluntas) conatus ile bir ve aynı şeyler-dir Bkz Spinoza Ethica III Boumlluumlm 9 Oumlnerme Not s 340

79 Nietzsche Boumlyle Soumlyledi Zerduumlşt lsquoDostlar Uumlzerine s 50

Nietzschersquonin Spinozarsquoya Youmlnelik Eleştirisi lsquoGuumlccedil İstemirsquo Contra lsquoConatusrsquo 75

Bu bağlamda Nietzschersquonin Spinozarsquoya youmlnelik eleştirisinde tespit ettiğimiz kusurun olası iki sebebinin bulunduğu ileri suumlruumllebilir İlkin Nietzsche Spinozarsquonın eserlerini buumlyuumlk olasılıkla doğrudan incelememiş Spinozarsquoyı ikincil kaynaklardan okumuştur Bu da Spinozarsquoyı eksik ya da yanlış anlamış olmasına yol accedilmış olabilir Ne var ki Nietzschersquonin Spinoza okumaları hakkında yapılan ccedilalışmalar boumlyle bir yanlış anlama ihtimalinin zayıf olduğu youmlnuumlnde ikna edici veriler sunmaktadır80

İkinci olarak Nietzsche kendi lsquoguumlccedil istemirsquo anlayışının oumlzguumlnluumlğuumlne ve eşsizliğine okuyucularını (ve hatta belki kendi kendisini) ikna edebilmek ve vurgu yapabilmek iccedilin Spinozarsquonın genelde lsquoguumlccedilrsquo anlayışını oumlzelde ise lsquoconatusrsquo ilkesini ccedilarpıtmış ya da Spinozarsquonın lsquoconatusrsquou ile kendisinin lsquoguumlccedil istemirsquo arasına kasıtlı olarak suni bir mesafe yerleştirmiş olabilir81 Zira Spinozarsquonın guumlccedil anlayışının Nietzschersquonin guumlccedil anlayışı ile fazlasıyla benzerlik goumlsterdiği noktalar bulunmaktadır82 Fakat Nietzsche Spinoza ile kendisi arasındaki goumlruumlş benzerliklerini kacirch kişisel yazışmalarında kacirch kişisel notlarında her ne kadar accedilıkccedila belirtmiş olsa da bunlar arasına guumlccedil anlayışla-rındaki benzerliği eklemeyi ihmal etmiştir

Bu olası sebepler bir yana goumlruumllduumlğuuml uumlzere Nietzsche guumlccedil istemi anlayışını ccedilok defa Spinozarsquoya doumlnuumlk bir polemik uumlzerinden accedilıklamıştır Başka deyişle lsquoguumlccedil istemirsquonin ne olduğunu değil de aslında ne olmadığını vurgulamak iccedilin ccediloğu zaman Spinozarsquonın conatus ilkesine lsquoguumlccedil istemirsquonin bir tuumlr karşı-arguumlmanı olarak işaret etmiştir Bununla birlikte Nietzschersquonin Spinozarsquoya youmlnelik değişken tavrı da goumlz oumlnuumlne alındığında Nietzschersquonin not defterlerinde rastladığımız ve hayalicirc iki kişi arasında geccedilen şu kuumlccediluumlk diyalog ccedilalışmamızın sonucu bağlamında oldukccedila duumlşuumlnduumlruumlcuumlduumlr

A ldquoBeni boumlylesine alenen yanlış anlaması bana beni fazlasıyla doğru anlamış olduğunu kanıtlıyorrdquondash B ldquoBir de iyi tarafından bak Sana olan saygısı muumlthiş artmış zira daha şimdiden sana kara ccedilalmak gerektiğini duumlşuumlnuumlyorrdquo83

80 Nietzschersquonin Spinoza okumaları ile ilgili bkz Andreas Urs Sommer ldquoNietzschersquos Readings on Spi-noza A Contextualist Study Particularly on the Reception of Kuno Fischerrdquo Journal of Nietzsche Stu-dies c 432 2012 s 156-84 ayrıca bkz Maurizio Scandella ldquoDid Nietzsche Read Spinoza - Some Preliminary Notes on the Nietzsche-Spinoza Problem Kuno Fischer and Other Sourcesrdquo Nietzsche-Studien c 41 S 1 2012 s 308-32

81 Bu ihtimali goumlz oumlnuumlnde bulunduran kapsamlı bir inceleme iccedilin bkz Sommer ldquoNietzschersquos Readings on Spinoza A Contextualist Study Particularly on the Reception of Kuno Fischerrdquo Journal of Nietzs-che Studies 432 2012 s 156-84

82 Bu benzerliklerle ilgili bkz Deleuze Nietzsche and Philosophy s 61-64 ve bkz Richard Schacht ldquoThe Spinoza-Nietzsche Problemrdquo Desire and Affect Spinoza as Psychologist s 211-32

83 Nietzsche KSA c 9 16[17] s 663

76 B Utkan Atbakan

KAYNAKLAR

Arendt Hannah lsquoNietzschersquos Repudiation of the Willrsquo The Life of the Mind Vol 2 Willing New York HarvestHarcourt Inc 1978

Deleuze Gilles Nietzsche and Philosophy ccedilev Hugh Tomlinson London Continuum 2002Frued Sigmund The Basic Writings of Sigmund Freud ccedilev ve ed A A Brill New York The

Modern Library 1995Heidegger Martin Nietzsche vol III The Will to Power as Knowledge and as Metaphysics

ccedilev David Farrell Krell San Francisco HarperSanFrancisco 1987Kaufmann Walter The Portable Nietzsche Penguin Books London 1976Nietzsche Friedrich Beyond Good and Evil ccedilev Walter Kaufmann New York Vintage Bo-

oks 1966ndashndashndashndash Boumlyle Soumlyledi Zerduumlşt 4 Baskı ccedilev Mustafa Tuumlzel İstanbul Tuumlrkiye İş Bankası Kuumll-

tuumlr Yayınları 2013ndashndashndashndash Daybreak ccedilev RJ Hollingdale Cambridge Cambridge University Press 2006ndashndashndashndash Deccal Hıristiyanlığa Lanet ccedilev Oruccedil Aruoba İstanbul Hil Yayınları 1985ndashndashndashndash Ecce Homo ccedilev Can Alkor İstanbul İthaki Yayınları 2003ndashndashndashndash Eğitici olarak Schopenhauer ndash Zamana Aykırı Bakışlar 3 ccedilev Mustafa Tuumlzel İstanbul

Tuumlrkiye İş Bankası Kuumlltuumlr Yayınları 2007ndashndashndashndash İnsanca Pek İnsanca -1 (Oumlzguumlr Tinliler İccedilin Bir Kitap) ccedilev Mustafa Tuumlzel İstanbul

Tuumlrkiye İş Bankası Kuumlltuumlr Yayınları 2012ndashndashndashndash On the Genealogy of Morals ccedilev Walter Kaufmann New York Vintage Books 1989ndashndashndashndash Saumlmtliche Werke Kritische Studienausgabe in 15 Baumlnden ed Giorgio Colli amp Mazzino

Montinari Berlin DTVde Gruyter 1988ndashndashndashndash The Gay Science Walter Kaufmann New York Vintage Books 1974ndashndashndashndash The Will to Power ccedilev Walter Kaufmann amp R J Hollingdale New York Vintage

Books 1968Scandella Maurizio lsquoDid Nietzsche Read Spinoza - Some Preliminary Notes on the Nietzs-

che-Spinoza Problem Kuno Fischer and Other Sourcesrsquo Nietzsche-Studien c 41 S 1 2012

Schacht Richard lsquoThe Spinoza-Nietzsche Problemrsquo Desire and Affect Spinoza as Psycholo-gist ed Yirmiyahu Yovel New York Little Room Press 1999

Sommer Andreas Urs lsquoNietzschersquos Readings on Spinoza A Contextualist Study Particularly on the Reception of Kuno Fischerrsquo The Journal of Nietzsche Studies c 43(2) Penn State University Press 2012

Spinoza Benedictus de Complete Works ccedilev Samuel Shirley ed Michael L Morgan India-napolisCambridge Hackett Publishing Company 2002

ndashndashndashndash Ethica - Geometrik Youmlntemle Kanıtlanmış ve Beş Boumlluumlme Ayrılmış Ahlacirck ccedilev Ccediliğdem Duumlruumlşken İstanbul Kabalcı Yayınevi 2011

Stambaugh Joan The Problem of Time in Nietzsche ccedilev John F Humprey Lewisburg Buck-nell University Press 1987

TARİH ndash TOPLUM ndash SİYASET ndash SANAT ARAŞTIRMALARI

HISTORICAL ndash SOCIAL ndash POLITICAL ndash ARTISTIC STUDIES

SLAVERY AS THE OTHER FACE OF THE ENLIGHTENMENT

Ahmet Erhan Şekerci

AYDINLANMANIN OumlTEKİ YUumlZUuml KOumlLELİK

OumlZAydınlanma kuşkusuz duumlşuumlnce tarihinin en oumlnemli doumlnuumlm noktalarından biridir Biz buguumln modern duumlnyayı hangi kelimelerle tavsif ediyorsak (oumlzguumlrluumlk ba-ğımsızlık muumllkiyet insan hakları kadın hakları vb) Aydınlanma duumlşuumlncesinin mirasıdır Bu duumlşuumlnce kendisi bir doumlnuumlm noktası olmasının yanı sıra siyaset toplum ve felsefe gibi pek ccedilok artccedilı doumlnuumlm noktasına da zemin sağlamıştır Bu sebeplerden dolayı Aydınlanma monolitik bir yapı veya ontik bir varlıkmışccedila-sına pek ccedilok oumlvguumlye konu olmuştur Biz bu makalemizde Aydınlanmayı ortaya ccedilıkaran zihniyet ile onu oumlnceleyen koumllelik muumlessesinin girift ilişkisine değine-rek aslında idealize ettiğimiz bazı duumlşuumlncelerin sanıldığı kadar da masum olma-dığını goumlstermeye ccedilalışacağız Anahtar Kelimeler Aydınlanma Koumllelik J Locke D Hume I Kant A Smith Oumlzguumlrluumlk Kolonyalizm

ABSTRACTThe Enlightenment is no doubt among the greatest landmarks of history What-ever we today characterize the modern world with (such as freedom indepen-dence private property human and women right) is the heritage of this land-mark The Enlightenment was not only a landmark itself but paved the way for following landmarks in the fields of politics society and philosophy Because of these reasons it has been subject to praises as if it a monolithic structure or ontic entity This article aims to cast a light upon the entangled relationship between slavery and the intellectual background of the Enlightenment and touch upon the fact that afore mentioned ideals are not as innocent as they seem

Kutadgubilig Felsefe-Bilim Araştırmaları Mart 2017 Sayı 33 s 79-96

Assist Prof Dr İstanbul University Theology Faculty History of Philosophy (ahmetsekercigmailcom) Yazı geliş tarihi 16012017 kabul tarihi 06032017

80 Ahmet Erhan Şekerci

KeyWords The Enlightenment Slavery J Locke D Hume I Kant A Smith Freedom and Colonialism

Introduction

There are some crucial phases that have been regarded as turning points of history The Enlightenment that has played a vital role in the formation of modern global thought is among them For a more accurate understanding of the Enlightenment one should take a closer look at colonialism as a Western project and slavery of the 15th century as its natural consequence along with Reformation and Renaissance Some Western countries that are pioneered by England Spain Portugal France and Holland have colonized countries especially in America and Africa Those lands that have become subject to colonization were mostly larger than the lands owned by colonizer powers As a result of this expansion and settlement of large agriculture plantations set in America beginning from 16th century transformed colonialism into a huge economic act embracing the continents of Europe Africa and America Slavery has been the main source of labor to this act During this act of labor transportation that we call either commercial slavery in structural terms or transatlantic commerce of slavery in particular approximately twenty million people have been carried from Africa to America for about four centuries This human trafficking that has turned into a huge act of production in time provided the West a great wealth 18th century is the peak of slavery trade On the other hand this century is the century of the Enlightenment that had a great impact on Western world The Western values such as freedom independence human right and private property are among the positive outcomes of the Enlightenment The main focus of this article will be the intellectual background of the Enlightenment as we will try to prove the fact that those afore-mentioned valued are not as innocent as they seem and they came with high prices While trying to show this main source of reference will be European experience of slavery

A What is Colonialism and what is Slavery

Colonialism is the practice of acquiring political and economic control over another country This political policy is also called imperialism by colonized states or societies 1 On the other hand slavery is the state that describes a relationship whereby one person

1 Seyyar Ali İnsan ve Toplum Bilimleri Terimleri Değişim Yay İstanbul 2007 p 577

Slavery as the Other Face of the Enlightenment 81

has absolute power over anotherrsquos life fortune and liberty and forces him into work 2

Slavery that took place in pre-Enlightenment phase is on the other hand differs in many aspects from the above-given conventional description In this historical phase slavery used to refer to the condition whereby people were kidnapped and enslaved for only financial purposes Those people lacked any chance to go back to their homelands as they did not have hope for future On the hand slavery of the Enlightenment was an economic system that is based on the forced labor of slaves captured in Africa

B Historical Roots of Slavery

Slavery is almost as old as human history We witness slavery in most of the ancient civilizations as an outcome of wars In great civilizations as in the practice of Abrahamic religions slavery was a valid practice We read various passages that justify slavery and posit its existence in the scriptures In addition slavery has survived as a field of service from Greeks to Romans from Islamic civilization to the Western civilization This existence when taken within the context of religions and civilizations could shed a new light on these statements

B1 Religious Significance of Slavery

The oldest example given to slavery is found in scriptures is in Bible The passage in question recounts the incident between Ham and Noah and Noahrsquos leading to Canaanrsquos punishment The violation of an agreement has deserved the curse of slavery

3 Old Testament also refers to a type of slavery that is the result of an unpaid debt4 Debt has had such a significant role in the society so that if one person passes away with an unpaid debt the other party is entitled either to take his share from the heritage or enslave the children of the deceased5 Slavery was a part of the social structure of Jewish culture as well As for Christians slavery was a concrete result of original sin This inference brings forward the belief that what matters is not to be slave or freeman but to submit all belongings to God and be his slave 6 In Egypt in North West Asia in the lands of Syria and Palestine there used to be slavery justified theologically and institutionalized throughout history 7

2 ibid pp 589-5903 Genesis 920-294 Leviticus 25295 II Kings 41-76 Aydın M Akif ldquoKoumllerdquo DİA V26 Ankara 2002 p2377 C Snell Daniel ldquoSlavery in The Ancient Near Eastrdquo The Cambridge World History of Slavery vol I

ed K Brandley P Cartledge Cambridge 2011 p5

82 Ahmet Erhan Şekerci

In Judaism slavery has institutionalized via canonical justifications Slavery that emerged as a result of unpaid debt was limited to a sixth-month duration We find this practice in scripture as such ldquoWhen you buy a Hebrew slave he shall serve six years and in the seventh he shall of out free for nothingrdquo 8 The rest of the verse has extensive explanation on how slavery works9 Hammurabi has put the limit of three years for the slaves of debt whereas standard slaves have had the right of returning to the country of origin or location of sale only after forty-nine years of service 10

Slavery was a historical fact for Jewish people Jews who have been forced into work in Egypt for long years and been able to be free and go back to Palestine only under the guidance of Moses were mentioned in the scripture as such ldquoYou shall remember that you were a slave in the land of Egypt and the LORD your God brought you out from there with a mighty hand and an outstretched arm Therefore the LORD your God commanded you to keep the Sabbath dayrdquo11 God after this warning have asked Jewish people to look after slaves ldquoYou shall not give up to his master a slave who has escaped from his master to yourdquo12 Jewish society has survived within all civilizations of Mediterranean region either as slave or free citizens The Jewish people of Hellenistic Roman era and Islamic phase were used to set slaves free in the seventh year of their service as the holy book commands13

Christians have considered slavery in theological terms rather than from institutionalization perspective The factors that form their conception of slavery were the facts that St Thomas has associated slavery with the original sin and there is no difference between slavery and freedom before God Although Christianity did not command to cease slavery as an institution it has advised fair treatment from its followers Jesus has reminded opponent Jews how they were expelled from Egypt as slaves New testament emphasizes the fact that there is no ontological difference between slaves and free citizens as such ldquoA disciple is not above his teacher nor a servant above his master It is enough for the disciple to be like his teacher and the servant like his master If they have called the master of the house Beelzebul how much more will they malign those of his householdrdquo14 Moreover Jesus has described himself as a slave in service of people 15

Slavery is an institutional entity in Islam as in Christianity Slavery as a social

8 Exodus 2129 Exodus 213 eg Leviticus 2525-2810 C Snell Daniel ldquoSlavery in The Ancient Near Eastrdquo p1711 Deotronomy 51512 Deotronomy 231513 Hezser Catherine ldquoSlavery and The Jewsrdquo The Cambridge World History of Slavery vol I ed K

Brandley P Cartledge Cambridge 2011 p43814 Matthew 1024-2515 Corinthias 919

Slavery as the Other Face of the Enlightenment 83

fact of pre-Islamic Arab culture was usually referred to a group of people that emerged after wars Besides slave trade from Africa to Arab peninsula and its peripheries was quite common Quran has put forth messages commanding to respect slavery law and advising to handle slaves carefully In the Islamic society setting slaves free and helping them to participate social life were appraised Prophet Muhammad has bought and set free the slaves who are converted to Islam and recommended other Muslims to do so during his prophecy There were former slave companions of Prophet Muhammad such as Bilal Habshi and Salman al-Farsi Quran states that a Muslim slave is superior to a non-believer free citizen and thus denies ontological difference between slaves and others16 Quran recommends liberating slaves for the redemption of some specific sins For example Surah an-Nisa asks a Muslim who killed another Muslim accidently to liberate a slave17 Similarly Surah al-Maida mentions liberating slave for redemption 18 as Surah at-Tawbah assigns a share of zakah for liberating slaves19 and advises marriage with slaves and odalisques for their integration to the society20 These examples might let a better understanding of Islamic conception of slavery

B2 The Significance of Slavery Within Civilizations

Slavery was an after-war practice for Ancient Egypt Ancient Greece Mesopotamia Asia Rome and Islamic civilization Slavery has on the other hand survived as a source of service in especially Rome Egypt and Ancient Greece besides the fact that the population of slaves has sometimes surpassed the rest of the population For instance in Athens there were times in which population of slaves triples the population of free citizens Especially in Greek and Roman civilizations slavery was a part and parcel of the structure of society Although in these societies slaves were not regarded as free citizens but reached some level of life standards that they would never reach under normal circumstances Furthermore Rome that used to be an imperial power did not legitimize slavery before law 21 In ancient times slavery was in fact a way rehabilitation of war prisoners Slavery was a better alternative to death for war prisoners This is why slavery was never abolished throughout history Yet transatlantic slave trade is a quite different case

Almost all ancient texts have some kind of reference to the existence of slavery There used to be numerous narratives regarding slavery in Hammurabirsquos texts in Greek tragedies and epic poems including Odyssey of Homer 22 In ancient Anatolia

16 Surah Al-Baqarah 22117 Surah an-Nisa 9218 Surah al-Maida 8919 Surah at-Tawbah 6020 Surah an-Nur 3221 Aydın MAkif ldquoKoumllerdquo p23722 Homer The Odyssey of Homer trans G H Palmer The Riverside Press Cambridge 1892 s67 178

223 377

84 Ahmet Erhan Şekerci

Assyrians have has serfdom a former version of slavery that enables some people to buy and sell other just like an asset 23 In especially Ancient Greece slavery was firmly entrenched with the support of various thinkers including Aristotle Aristo regarded slaves as property to be owned sold and bought Obviously slavery was an economic phenomenon and natural as such 24 Aristotle also excluded slaves from any levels of government In many parts of Iliad and Odyssey include stories about the relation between slaves and owners and depictions of war captives who are slaves-to-be 25 In ancient historical texts by Herodotus Thucydides and Xenophon have sections on various versions of slavery from slaves as asset to war captives26 Slavery in old Athens had a significant role in continuance of service and maintenance of present life standards27

C Colonialism and Slavery

Geographical discoveries that happened as a result of Western attempt of finding new trade routes and reaching India brought Western civilization new opportunities for rise and power By the 18the century many of the European colonial states were dominating over lands larger than their original lands The new trade opportunities that came with this fact were accompanied by a huge mass of enslaved people The emergence of Industrial Revolution thus the Enlightenment was tightly related to the cycle of production that has reached a new level by this development This commercial slavery that survived for almost four centuries led inter-continental rotation of millions of people that sometimes resulted in deaths as it brought phenomenal wealth to Europe What we see as Western civilization today is the outcome of this collective human trafficking The Enlightenment is also an outcome of this rather than the cause

C 1 The Widespread of Colonialism

As the natural consequence of geographical expeditions and with the assistance of new marine technology Spain and Portugal set residential areas in America West Africa and Asia The first fruit of this development was transportation of newfound

23 C Snell Daniel ldquoSlavery in The Ancient Near Eastrdquo pp10-1624 Aristotle The Politics 1253b1-23 Penguin Books trans TA Sinclair London 1992 pp62-6425 Homeros İlyada Sanders Kitabevi trans A Erhat A Kadir 6 Section w465-466 İstanbul 1967

p183 Homeros Odyseia Can Yayınları ter A Erhat-A Kadir İstanbul-1984 s23 ln395 s54 ln622 s213

26 Peter Hunt ldquoSlaves in Greek Literary Culturerdquo The Cambridge World History of Slavery vol I ed K Brandley P Cartledge Cambridge 2011 p29

27 J Kyrtatas Dimitris ldquoSlavery and Economy in The Greek Worldrdquo The Cambridge World History of Slavery vol I ed K Brandley P Cartledge Cambridge 2011 p91

Slavery as the Other Face of the Enlightenment 85

precious metals to Europe Ancient cultures of Aztec and Inca in Mexico and Peru thus vanished 28 While Europe was building a new future for itself many civilization and society were perished Especially local population of America was endangered due to diseases caused and massacres carried out by Europe They had neither power to resist nor a support to rely upon 29 Catholics were baptizing newfound lands in the name of king and papacy as they were carrying on far-reaching missionary activities A century after Spain and Portugal England France Holland and some other European states began colonial activities By the 18th century American continent was slowly transforming into state and provinces with the arrival of European immigrants In America European colonies were carrying out economic activities that soon to be an isolated agriculture movement in the Eastern shores of America such as Barbados and Caribbean In this production-oriented structure built by Europeans people were going to be enslaved and transported to America from Africa When Europeans reached Western shores of Africa they have encountered an already-existing slave trade In this relatively cosmopolitan region of the world people were enslaving and selling their fellow beings However the local slaves of Africa have had the same rights with free people meaning they were getting marrying having children and living together with others This system was completely changed into a type of slavery in which slaves had no rights whatsoever or future30 This transatlantic slave trade type based on race and class is an invention of the Westerners

C 2 How Slavery did become a Trade System

We need to distinguish between slavery that existed throughout history and transatlantic slave trade that is an outcome of colonialism The latter is the term referred to millions of Africans who are pulled away from their homelands and brought to agriculture plantations of America just for economic purposes The slavery that came with colonization is divided into two as before the Enlightenment and after the Enlightenment 18th century is a remarkable slice of history as it witnesses the peak of slavery and also the emergence of the Enlightenment Portugal that is the pioneer state of professional slave trade has provided slaves to the plantations of Caribbean and Southern America on regular basis 31 By the mid of 17th century this market expanded with the participation of Spain England France and Holland European settlers have

28 Tatar Taner ldquoSoumlmuumlrgecilik ve Kızıl-Kara Katliamrdquo Sosyoloji Konferansları Dergisi (Istanbul Journal of Sociological Studies) V44 2011 p202 cf Townsend Richard F Aztekler Arkadaş Yay Ankara 2001 pp9-10

29 Regarding the tortures that Native Americans put to NB Bartelome deacute Las Casas Kızılderililer Nasıl Yokedildi Şule Yay trans Meryem Ural İstanbul 1997 p26 cf Novack George Kızılderili Soykırımı Maki Yay trans Mehmet Beyazıt Ankara 2003 pp7 55

30 httpwwwmgkgovtrcalismalarcalismalar021_transatlantik_kole_ticaretipdf p2 (19052016)31 httpwwwmgkgovtrcalismalarcalismalar021_transatlantik_kole_ticaretipdf p3 (19052016)

86 Ahmet Erhan Şekerci

formed new colonies in the central parts of America As a result of this agriculture has developed and need for slaves increased This need climaxed by the 18th century Two third of total slave trade took place in this century Numerous companies founded with the privileges on slave trade granted by European states have formed a strong economic power that was to be a tripartite trade structure in the following years In the 17th century this continent that was dominated by Western settlers has witnessed economic power battles between England France and Spain As a result of the war between France and England that prolonged for seven years England has won colonies This made England a great political and economic power that she never was before

First settlers of the colonies have used Europeans of whom they know the languages and cultures for their service Those servants were able to buy their own lands with their savings after some years of service Quarter million of people have migrated from England to America for economic religious and political reasons 32

First slave trade company Guniea was founded by Samuel Vassal in 1651 and headquartered in Massachusetts and Virginia33 Besides there were small-scale British companies founded for the same purpose Holland has founded Dutch West India in 1621 France French West India in 1661 England Royal African Company which was the greatest in the field in 1672 After the Glorious Revolution that paves way for the Enlightenment British Royal African Company has weakened thus slave trade was run more by independent traders By the last quarter of the 17th century slavery was official first in Maryland and Caroline the two states dominated by England later in the other states of North America

In large agriculture plantations where African slaves were forced to work the products such as coffee sugar beets cotton cacao blue dye and ginger were gathered The ships that transported slaves were transferring those products to Europe This act of England formed a trade triangle was going to be called tripartite trade structure afterwards The by-products of slave trade were ships cuffs and muzzles We may add weapons and textile products that are being exported to Africa to this The ships that transport those products to West Africa were returning to America with slaves America was the center for the production of luxury consumer goods such as coffee sugar cotton and blue dye34 This triangle that was run by British traders was a great source of wealth not only for them but also for the state People involved in this trade were soon the economic elite of England Alexander and David Barclay and Francis Baring who were the pioneers in slave trades earned more than over the pound7 million pound from this trade They used this money to provide their banks establishing Admiral Lord

32 Blackburn Robin The Making of New World Slavery From the Baroque to the Modern 1492-1800 Verso New York 1997 pp227-228

33 Ennals Richard From Slavery to Citizenship John WileyampSons 2007 p7534 ibid p102

Slavery as the Other Face of the Enlightenment 87

Rodney of Beckford family former mayor of London has amassed a great fortune from the plantations in Barbados35 This capital held in England was going to have a direct effect on the social and cultural development of the Enlightenment Some historians prefer to call this capital accumulation as early capitalism By the end of the century of the Enlightenment the movements against slavery were in peak levels the slavery was about to be prohibited not only for ethical but also for economical motivations Therefore slavery was no more sustainable36

Slave trade has become a professional field of work during the century of Enlightenment Many eminent clergymen statesmen official institutions churches educational centers and intellectuals were among the participants of this beneficial tripartite slave trade structure37 The fact that the pioneers of the Enlightenment who are supposedly guided by the principles of freedom equality and justice were involved in the slave trade is a bitter irony Those people who were satisfied with the profits they gained and the investment they made did not bother to think further on the question of how38 Church has considered slaves as movable goods and believed God permitted such a view until dissenting voices are raised39 Colonial acts contributed a great amount to enrichment of Europe and emergence of capitalism While African slaves were transforming into cheap labor in plantations England and British traders made a fortune40

C 3 The Dimensions of Transatlantic Slave Trade

Slavery as the phenomenon that existed throughout history has been strengthened gradually after 5th century as a result of colonialism and reached its peak in the 18th century Slave trade different from the sort of pre-colonization era had a great impact on both the demographics and political structures of the involved countries In order to have a better understanding of this impact we shall take a closer look at the statics Slave circulation that took place in 1440 and 1880 is unique in world history We believe that the slave trade that took place in this phase included slaves in between ten to twenty million41 Just in 18th century a total of six million slaves were transported Two and a half million of them was transferred to America by British traders42 Those slaves were employed and surpassed local population in time In some places like Haiti slaves were rebelled against the colonial state in order to set their own government Places

35 ibid p9536 ibid p11437 ibid p7938 ibid p20939 ibid p15440 Blackburn Robin p 21941 httpwwwmgkgovtrcalismalarcalismalar021_transatlantik_kole_ticaretipdf p3 (19052016)42 Ennals Richard From Slavery to Citizenship p22

88 Ahmet Erhan Şekerci

like Brazil that became a great economy have declared their independence eventually43

C 4 The Prohibition of Slavery

The century of Enlightenment witnesses both the peak and prohibition of slavery Slavery that became a field of profession bringing high profits was officially prohibited by the first quarter of the 19th century as a result of economic political religious ethical and social change What is remarkably ironic is that the groups entities or people that played a significant role in this prohibition were involved in and benefited from this trade once Quakers as one of the first religious groups who migrated from England to America had an active role in slave trade formerly It was also Quakers that rejected slavery on ethical and religious grounds and fought a political battle for its prohibition

After the United States Declaration of Independence slavery was gradually being prohibited in the states Quakers were already announced their opposition to slavery in Pennsylvania and Massachusetts Slavery was banned in Rhode Island in 1780 and in Connecticut in 1784 France that initially participated this banning failed to resist the compulsion of landowners and had to go back to previous order in 1794 In 1865 senate passed the law abolishing slavery completely London Manchester New York and Philadelphia ran the campaign against slavery On the other hand Quakers played the leading role in this fight Them and their meeting with William Pitt British president of the time was probably the source of inspiration for Pittrsquos famous speech made in favor of banning in 1792 and following prohibition44 First act of banning in Brazil Cuba and United States took place in 1807 But slave trade was only prevented officially in 1833 England that used to be a part of slave trade once also took a significant part in preserving this prohibition

D Slavery and the Enlightenment

Slavery is not just a historical event that took place in a specific time and region but furthermore an economic corporation that has been the vital force of the founding nations of the Enlightenment especially England and France Slaves with no recognized rights or freedoms were used merely for the purpose of service and production Those people who were subject to reductionist rhetoric were isolated from the rest of the world During the Middle Ages the slaves that were taken as captures after the wars within European nations were mostly white people as opposed to the black slaves of

43 httpwwwmgkgovtrcalismalarcalismalar021_transatlantik_kole_ticaretipdf p11 (19052016) 44 Outram Dorinda Aydınlanma Dost Kit trans Sevda Ccedilalışkan Hamit Ccedilalışkan Ankara 2007 pp98-

99 cf Şekerci Ahmet Erhan Aydınlanma ve Din İnsan Yay İstanbul 2016 p154

Slavery as the Other Face of the Enlightenment 89

the 18th century This difference represents one of the most distinguishing features of the slavery of the Enlightenment which is race Race is not only a criterion to decide who will be in and out but also a tool to legitimize this form of forced labor To serve this purpose there were generalizations made and racist approaches embraced On the other hand this fact and attitude contrast strongly with the ideals of the Enlightenment This significant contradiction has more concrete examples than that Third president of the United States Thomas Jefferson who is famous for his anti-slavery views and exhibited an institutional opposition to slavery was on the other hand owned hundreds of African-American slaves He aimed at the abolition of slavery in a way that will not cause social chaos or economic crisis45 This dilemma is not unique to him or any other person but is a general phenomenon that was caused by the tension between moral and practical concerns

D 1 The System of Slavery and Ideals of the Enlightenment

18th century is known to be the century of Enlightenment This phase is on the other hand the peak of Transatlantic human trade run primarily by England Enlightenment from the philosophical political ethical and social points of view represents a movement of independence as well as an intellectual progress Classical social and governmental structures were transformed And people were entitled to express and defend their basic rights Ironically the nations that underwent those radical changes that we can sum up as ldquofreedom independence and progressrdquo were either a part of Transatlantic slave trade or have benefited from it We are talking about a population that was sacrificed for the independence wealth and progress of European societies Nevertheless throughout the end of the process this deadlock became a source of discomfort not only for the intellectuals but also for the governing elite At least it was believed that slavery as a labor system is economically unsustainable Ethical religious and political arguments that made theoretical legitimization of slavery possible were afterwards used for the abolition of slavery Theological entities that were initially the main supporters of the legitimization of slavery became the main opponents of that in the course of time Anglican Church was the most famous of those entities which is also a concrete example of this shift

D 2 How Did the Pioneers of the Enlightenment View Slavery

In the last quarter of the 17th century there were two prominent names known with their ideas favoring slavery Newton and John Locke Those two thinkers were either an investor or director in transatlantic slave trade In addition to those two who are most

45 Outram D Aydınlanma p94

90 Ahmet Erhan Şekerci

famous 17th century supporters of forced labor we can also refer to the names such as Hume Smith Hutcheson Kant Rousseau Voltaire or Montesquieu Considering the most fundamental tenets and dictums of the Enlightenment it would be surprising to hear racist and reductionist ideas from afore-mentioned names While we read such surprising statements from them on the other side of the coin is the fact that slavery was banned with the philosophical ethical and social assistance of the same names John Locke who is known to be the founding father of the Enlightenment was served as the undersecretary of Lord Ashley and in charge of plantations as he also took active part in institutional organization of some colonies until he retired in 170146 However he opposed slavery intellectually as we observe in his works where he gave insightful details of the mechanism Newton who abstained to make any statement regarding the topic is among the shareholders of British State Company that is engaged in human trade Adam Smith who is the pioneer name of capitalism pointed explicitly to the end of slavery as he denounced the economic shortcomings of it and welcomed a new economic system

John Locke who has provided the political and intellectual framework and theoretical back ground to the Enlightenment with his Two Treaties of Government has outstanding views on slavery Having said that among three rights of man is private property Locke regrets greatly for the fact that one man is the property of the other He finds the fact that British people own slaves unacceptable and expresses his sorrow as following ldquoSlavery is so vile and miserable an estate of man and so directly opposite to the generous temper and courage of our nation that it is hardly to be conceived that an Englishman much less a gentleman should plead for itrdquo47

Although he was an officer engaged in trade business he never owned a slave During his service in trade commission he opposed to arbitrary punishment of the slaves But he per contra showed tendency to reductionist attitude when it comes to the status of people enslaved For him those whom he called primitive need a shelter or some sort of protection until they discover their potentials Slaves are slaves by definition in the sense that they are already incapable of using their minds 48 Thus for him slavery is an outcome of the relation between winner and loser 49 According to Locke slavery that is an outcome of wars should be taken as a historical fact since captives do not have any property and thus cannot be regarded as the part of civil society 50 He however bitterly opposed to Robert Filmer who attempted to justify slavery with patriarchy 51

46 Blackburn Robin The Making of New World Slavery From the Baroque to the Modern 1492-1800 p255

47 J Locke ldquoOf Goverment Book I First Treatiserdquo Two Treatises of Goverment and A Letter Concer-ning Toleration ed Ian Shapio Yale University Press New Haven 2003 p8

48 The Making of New World Slavery From the Baroque to the Modern 1492-1800 p26549 Locke J ldquoOf Civil Goverment Book II Second Treatiserdquo p11050 ibid p13651 ibid p136 cf pp 109-110 NB Locke J ldquoOf Goverment Book I First Treatiserdquo p9

Slavery as the Other Face of the Enlightenment 91

As a matter of fact if we take a closer look at his views on slavery with regard to his conception of freedom the matter would be more decipherable His expressions on freedom would assist the question reveal itself ldquoThe natural liberty of man is to be free from any superior power on earth and not to be under the will or legislative authority of man but to have only the law of nature for his rulerdquo 52 Defining freedom as a state of absolute independence he stated that no one could violate this willingly or unwillingly and therefore referred to the possibility of slavery ldquofor a man not having the power of his own life cannot by compact or his own consent enslave himself to any one nor put himself under the absolute arbitrary power of another to take away his life when he pleases Nobody can give more power than he has himself and he that cannot take away his own life cannot give another power over itrdquo 53

Although John Locke was engaged in the system of slavery ex officio he has had a great impact in American Revolution with his philosopher persona In fact Thomas Jefferson owes the intellectual background of his executions in the fields of freedom and equality to John Locke 54

Another thinker who exhibits an obvious opposition to slavery is Adam Smith He had strong objection to not only slavery but also mercantilism His objection to slavery was more for ethical reasons than for economic reasons Although for him slavery comes with its own economic advantages 55 it is not irreplaceable What he did with The Wealth of Nations was to offer an alternative way to present economic system that makes use of forced labor His approach to slavery and slaves was quite realistic 56 By arguing out the reason why slaves are being employed in the plantations he establishes grounds for such an employment It was indeed economically efficient to hire slaves However long-term consequences of this practice would be ldquofalling behindrdquo because heavy working conditions that slaves are subject to would result in exhaustion at some point Therefore short-term efficiency is not sustainable in long-terms The slaves that were held and forcibly working in the sugar beets coffee and cotton fields were vulnerable to arbitrary and uncontrolled treatments57 Those treatments were found inhumane and thus unsustainable for Smith as he offered a new economic order

Another thinker of the Enlightenment that is known for his objection to slavery is Voltaire According to him humiliating and abusing slaves on the grounds of race would contradict the ideals of the Enlightenment 58 This approach manifests his

52 Locke J ldquoOf Civil Goverment Book II Second Treatiserdquo p 110 cf J Locke Youmlnetim Uumlzerine İkinci İnceleme Ebabil Yay Ankara 2012 pp21-22

53 Locke J ldquoOf Civil Goverment Book II Second Treatiserdquo p11054 Uzgalis William ldquoAn Inconsistencey not to be Excused On Locke and Racisimrdquo Philosophers on

Race ed Julie K Ward Tommy L Lott Blackwell 2002 p8155 Adam Smith Ulusların Zenginliği VII trans Metin Saltoğlu Palme Yay Ankara 2011 p 16156 ibid p15357 ibid pp171-17258 NB Outram D Aydınlanma p90

92 Ahmet Erhan Şekerci

opposition to both racism and slavery For him to defend slavery in theological terms is a futile effort 59 French encyclopedists can also be added to the list of people known for anti-slavery views Diderot Condorcet Montesquieu and Hutcheson can be counted towards this line of thought Especially after John Locke J J Rousseau re-argued against the system of slavery in his Discourse on the Origin of Inequality 60 Montesquieu has criticized the popularly esteemed reductionist view on enslaving Africans In his times Westerns would favor white and Christians against the rest while Africans were seen inferior to white man intellectually culturally and morally as a separate species more closely related to apes than to whites He has described slavery as the possession of a human being in all aspects by another human being And such a possession cannot be regarded as a right by any means61 He claims that since there was no free man to work left in America because of Westerns Africans were enslaved for cultivation If that were not the case the production thus the consumption of sugar would be pricey He refers to Westerners who would hardly picture a God who implants a soul and even a good soul into a pitch-black body 62 The Westerners whom he referred to did in fact point to the so-called primitive patterns of behavior of the Africans in order to justify racist positions It should also be noted that this generalization and reductionism is not unique to the relations held with Africans but covers the people of all of the Western colonies

Rousseau another French thinker defined slavery a non-stop work a labor-oriented tough life whereas the only virtue of slavery is unconditional subordination63 Slavery is in other words giving up nature freedom rights and responsibilities peculiar to human beings therefore contradicts human nature64 Enslaving captives or black people is not a right not because it is illegitimate but because it is meaningless and absurd Slavery and legitimacy on the other hand are concepts that do not only contradict but also negate each other 65 Having said that he criticized Christian hypothesis that what matters is not to be slave or free what matters is faith (ldquoThere is neither Jew nor Greek slave nor free male nor female for you are all one in Christ Jesusrdquo- Galatians 328) According to him slavery is not meant for Christians In Social Contract he described slavery as anti-freedom 66

59 Blackburn Robin The Making of New World Slavery From the Baroque to the Modern 1492-1800 p 590

60 NB Montesquieu The Spirit of Laws vol I trans Thomas Nuget The Collonial Press London 1900 pp238-239

61 Montesquieu Kanunların Ruhu Uumlzerine I Toplumsal Doumlnuumlşuumlm Yay trans Fehmi Baldaş İstanbul1998 p339

62 ibid p34463 Rousseau İnsanlar Arasındaki Eşitsizliğin Kaynağı Say Yay trans Rasih Nuri İleri İstanbul 2015

p159 64 ibid p17265 Rousseau Toplum Soumlzleşmesi trans Alpagut Erenulu Oumlteki Yayınları Ankara1996 p4266 Rousseau Toplum Soumlzleşmesi pp165 204

Slavery as the Other Face of the Enlightenment 93

David Hume and Immanuel Kant are two Enlightenment thinkers who are in favor of slavery Especially Kantrsquos statements that support Western colonialism and condescend African slaves have led fiery debates in his time George Foster a scientist who has accompanied captain Cook in his geographical exploring expeditions and Kant got engaged in an interesting written dialogue on the matter of slavery Hume who has had a deep impact on Kant declared his belief that black people are inferior to white men and perceived them as a community ineligible for civilizing He is said to change course on slavery afterwards67 Just like Hume Kant had a strong belief in the superiority of white race over the black one and did not favor the abolition of slavery while supporting colonialism68 His following statements are worth quoting ldquowhich is too weak for hard labor too indifferent for industry and incapable of any culture - although there is enough of it as example and encouragement nearby - ranks still far below even the Negro who stands on the lowest of all the other steps that we have named as differences of the racesrdquo69 This perspective comes with ethical aporias and thus is not sustainable Therefore Kant is also believed to change his mind on the question through the end of his life70

Kantrsquos position on slavery and colonialism in fact contradicts itself in some ways This position was subject to various critiques in his era too The one that attracts most critiques is his claim that the slaves that are held in plantations of America were in fact free labor He on the one hand supported European colonialism and find enslaving on the basis of race legitimate71 Having regarded American natives as subspecies just like black people he characterized the former with instability and primitiveness Black Africans were brought to replace American natives who failed to accommodate to the conditions of agriculture plantations Thus Africans are for him meant for the service of free people72

E Concluding Remarks

Colonialism and the phenomenon of slavery that survived for almost four centuries on the earth came to an end by the first half of 19th century Western oriented expansionism that relied on factors such as quest for new markets and habitats imperialist and religious

67 Palter Robert ldquoHume and Prejudicerdquo Hume Studies vol XXI April 1995 p468 Flikschuh K L Ypi ldquoIntroductionrdquo ed Katrin Flikschuh and Lea Ypi Kant and Colonialism Oxford

University Press 2014 pp5 1769 I Kant ldquoOn the Use of Teleological Principles in Philosophyrdquo Anthropology History and Education

ed Guumlnter Zoumlller Robert B Louden trans Guumlnter Zoumlller Cambridge University Press 2007 p21170 Pauline Kleingeld ldquoKantrsquos Second Thoughts on Colonialismrdquo ed Katrin Flikschuh and Lea Ypi Kant

and Colonialism Oxford University Press 2014 p4571 ibid p5072 ibid p51

94 Ahmet Erhan Şekerci

concerns development in shipping and arms business existed from the 15th century to the 19th century During the 16th century European nations including England Spain France Portugal and Holland have begun a colonialist movement in South America and Africa This movement reached out to Far East especially by the British venture Those nations that used to sway lands larger and wealthier than their own began hauling the goods of the colonies to their own lands in the course of time For example agriculture plantations of America led Europeans enjoyed a life of money and comfort Products of European origin were sold to Africa in return for valuable agriculture products such as coffee cotton and sugar An enslavement process accompanied this trade With such a triad structure of trade the profit of European nations reached the peak levels in the 18th century

The Enlightenment and its accompanying concepts such as freedom human rights private property free enterprise women rights and slavery marked the 18th century The bitter irony lies in the fact that economic and cultural background of the Enlightenment benefited to a great extend from colonialism and slavery England that hosted pioneer movements of the Enlightenment was at the same time the greatest actor and profiteer of the slave trade The profit she made by abusing people from all around the world was for spoiling her own people The leading figure of the Enlightenment in science was in this business per se John Locke another pioneer name of the Enlightenment held a critical position in the committee in charge of plantations while providing a theoretical background to the Enlightenment Former supporters of slavery Hume and Kant raised two most important critiques of the system of slavery Kant did believe in the superiority of white race over the black one and formed a theory of legitimacy on this belief The problem with this theory is to depend merely on race while coming up with ethical and philosophical claims On the other hand Hutcheson and Smith lodged an ethical objection to Kantian position French Encylopedists including Rousseau and Montesquieu joined this line of thought afterwards as they did not believe in the possibility of advancing such a theory

The major profiteers of the capital begot by slavery were England and British people Surprisingly the same England showed a great intellectual and legal support to the efforts for abolishing slavery J Locke and A Smith were the main sources of inspiration for the declaration of independence of the American colonies Quakers dominated by British immigrants and Lunar Society of Birmingham contributed greatly to the abrogation of slavery Both rise and fall of slavery occurred in the century of Enlightenment Thus we can infer that Enlightenment made the realization and incarnation of the abstract concepts of freedom equality free enterprise and private property possible However it is an undeniable fact that this fruitage is only after the Industrial Revolution The Revolution that advanced by the second half of the century proved that slavery was unsustainable economic wise Pointing to this fact Smith underlined that wealth of nations is closely tied to an efficient economic system and thus he dropped the first hints of capitalism

Slavery as the Other Face of the Enlightenment 95

Despite everything slavery yielded great economic benefits to the Western civilization Nevertheless the axiology came with Enlightenment put ethical religious and humane aspects of slavery on trial Although slavery disappeared officially in that slice of history the economic system that is based on forced labor survived in the following economies such as socialism and capitalism The working conditions once the slaves were subject to still exist in some parts of todayrsquos world The center of the system is ironically still west as the peripheries remain the same Colonialism is formally dead whereas imperialism survived

BIBLIOGRAPHY

Aristotle The Politics 1253b1-23 Penguin Books trans TA Sinclair London 1992Aydın M Akif ldquoKoumllerdquo DİA V26 Ankara 2002Blackburn Robin The Making of New World Slavery From the Baroque to the Modern 1492-

1800 Verso New York 1997Ennals Richard From Slavery to Citizenship John Wiley amp Sons 2007Flikschuh K L Ypi ldquoIntroductionrdquo ed Katrin Flikschuh and Lea Ypi Kant and Colonialism

Oxford University Press 2014Hezser Catherine ldquoSlavery and The Jewsrdquo The Cambridge World History of Slavery vol I

ed K Brandley P Cartledge Cambridge 2011Homer The Odyssey of Homer trans G H Palmer The Riverside Press Cambridge 1892Homeros İlyada Sanders Kitabevi trans A Erhat A Kadir İstanbul 1967ndashndashndashndash Odyseia Can Yayınları ter A Erhat-A Kadir İstanbul-1984httpwwwmgkgovtrcalismalarcalismalar021_transatlantik_kole_ticaretipdf (Access

19052016)Hunt Peter ldquoSlaves in Greek Literary Culturerdquo The Cambridge World History of Slavery vol

I edK Brandley P Cartledge Cambridge 2011Kant Immanuel ldquoOn the Use of Teleological Principles in Philosophyrdquo Anthropohogy His-

tory and Education ed Guumlnter Zoumlller Robert B Louden trans Guumlnter Zoumlller Cambridge University Press 2007

Kleingeld Pauline ldquoKantrsquos Second Thoughts on Colonialismrdquo ed Katrin Flikschuh and Lea Ypi Kant and Colonialism Oxford University Press 2014

Kyrtatas Dimitris J ldquoSlavery and Economy in The Greek Worldrdquo The Cambridge World History of Slavery vol I ed K Brandley P Cartledge Cambridge 2011

Las Casas Bartelome deacute Kızılderililer Nasıl Yokedildi Şule Yay trans Meryem Ural İs-tanbul 1997

Locke John ldquoOf Goverment Book I First Treatiserdquo Two Treatises of Goverment and A Letter Concerning Toleration ed Ian Shapio Yale University Press New Haven 2003

ndashndashndashndash ldquoOf Civil Goverment Book II Second Treatiserdquo Two Treatises of Goverment and A Letter Concerning Toleration ed Ian Shapio Yale University Press New Haven 2003

ndashndashndashndash Youmlnetim Uumlzerine İkinci İnceleme Ebabil Yay Ankara 2012Montesquieu Baron De The Spirit of Laws vol I trans Thomas Nuget The Collonial Press

London 1900ndashndashndashndash Kanunların Ruhu Uumlzerine I Toplumsal Doumlnuumlşuumlm Yay trans Fehmi Baldaş İstanbul

1998

96 Ahmet Erhan Şekerci

Novack George Kızılderili Soykırımı Maki Yay trans Mehmet Beyazıt Ankara 2003Outram Dorinda Aydınlanma Dost Kit trans Sevda Ccedilalışkan Hamit Ccedilalışkan Ankara

2007Rousseau J J İnsanlar Arasındaki Eşitsizliğin Kaynağı Say Yay trans Rasih Nuri İleri

İstanbul 2015ndashndashndashndash Toplum Soumlzleşmesi trans Alpagut Erenulu Oumlteki Yayınları Ankara 1996Şekerci Ahmet E Aydınlanma ve Din İnsan Yay İstanbul 2016Seyyar Ali İnsan ve Toplum Bilimleri Terimleri Değişim Yay İstanbul 2007Smith Adam Ulusların Zenginliği VII trans Metin Saltoğlu Palme Yay Ankara 2011Snell Daniel C ldquoSlavery in The Ancient Near Eastrdquo The Cambridge World History of Sla-

very vol I ed K Brandley P Cartledge Cambridge 2011Tatar Taner ldquoSoumlmuumlrgecilik ve Kızıl-Kara Katiamrdquo Sosyoloji Konferansları Dergisi (Istanbul

Journal of Sociological Studies) 2011Townsend Richard F Aztekler Arkadaş Yay Ankara 2001Uzgalis William ldquoAn Inconsistency not to be Excused On Locke and Racismrdquo Philosophers

on Race ed Julie K Ward Tommy L Lott Blackwell 2002

AYDINLANMANIN OumlTEKİ YUumlZUuml KOumlLELİK

Ahmet Erhan Şekerci

SLAVERY AS THE OTHER FACE OF ENLIGHTENMENT

OumlZAydınlanma kuşkusuz duumlşuumlnce tarihinin en oumlnemli doumlnuumlm noktalarından biridir Biz buguumln modern duumlnyayı hangi kelimelerle tavsif ediyorsak (oumlzguumlrluumlk ba-ğımsızlık muumllkiyet insan hakları kadın hakları vb) Aydınlanma duumlşuumlncesinin mirasıdır Bu duumlşuumlnce kendisi bir doumlnuumlm noktası olmasının yanı sıra siyaset toplum ve felsefe gibi pek ccedilok artccedilı doumlnuumlm noktasına da zemin sağlamıştır Bu sebeplerden dolayı Aydınlanma monolitik bir yapı veya ontik bir varlıkmışccedila-sına pek ccedilok oumlvguumlye konu olmuştur Biz bu makalemizde Aydınlanmayı ortaya ccedilıkaran zihniyet ile onu oumlnceleyen koumllelik muumlessesinin girift ilişkisine değinerek aslında idealize ettiğimiz bazı duumlşuumlncelerin sanıldığı kadar da masum olmadığını goumlstermeye ccedilalışacağızAnahtar Kelimeler Aydınlanma Koumllelik J Locke D Hume I Kant A Smith Oumlzguumlrluumlk Kolonyalizm

ABSTRACTThe Enlightenment is no doubt among the greatest landmarks of history Whatever we today characterize the modern world with (such as freedom independence private property human and women right) is the heritage of this landmark The Enlightenment was not only a landmark itself but paved the way for following landmarks in the fields of politics society and philosophy Because of these reasons it has been subject to praises as if it a monolithic structure or ontic entity This article aims to cast a light upon the entangled relationship between slavery and the intellectual background of the Enlightenment and touch upon the fact that afore mentioned ideals are not as innocent as they seem

Kutadgubilig Felsefe-Bilim Araştırmaları Mart 2017 Sayı 33 s 97-115

Yrd Doccedil Dr Ahmet Erhan Şekerci İstanbul Uumlniversitesi İlahiyat Fakuumlltesi Felsefe Tarihi ABD (ah-metsekercigmailcom) Yazı geliş tarihi 16012017 kabul tarihi 06032017

98 Ahmet Erhan Şekerci

Keywords The Enlightenment Slavery J Locke D Hume I Kant A Smith Freedom and Colonialism

Giriş

İnsanlık tarihinde doumlnuumlm noktası olarak kabul edilen bazı oumlnemli doumlnemler vardır Modern duumlnya duumlşuumlncesinin teşekkuumlluumlnde oumlnemli bir rol oynayan Aydınlanma doumlnemi de bunlardan birisidir Aydınlanmayı doğru anlamak iccedilin onu doğuran Reform ve Roumlnesans hareketlerinin yanında on beşinci yuumlzyılın ortalarından itibaren merke-zinde Batılıların olduğu kolonyalizm dediğimiz suumlreci ve bunun doğal sonucu olan koumllelik muumlessesini anlamak oldukccedila oumlnemlidir Başını İngiltere İspanya Portekiz Fransa ve Hollanda gibi uumllkelerin ccedilektiği bazı Batılı uumllkeler başta Amerika ve Afrika olmak uumlzere duumlnyanın her tarafında kendi uumllkelerinden ccedilok daha buumlyuumlk yerleri ele geccedilirerek koloniler kurmuşlardı Bu yayılma ve yerleşmenin sonucu olarak on altıncı yuumlzyıldan itibaren Amerikarsquoda kurulan buumlyuumlk tarım plantasyonları kolonyalizmi Avrupa Afrika ve Amerika kıtalarının iccedilinde bulunduğu buumlyuumlk bir ekonomik faaliyet alanına doumlnuumlştuumlrmuumlştuumlr Koumllelik bu faaliyetin en oumlnemli iş guumlcuuml olarak karşımıza ccedilıkmaktadır Yapısal olarak ticari koumllelik oumlzel olarak ise transatlantik koumlle ticareti olarak adlandırılan bu faaliyet sırasında yirmi milyona yakın insan doumlrt asır boyunca Afrikarsquodan Amerikarsquoya sırf ccedilalıştırılmak iccedilin goumltuumlruumllmuumlştuumlr Zamanla tarihin goumlrduumlğuuml en buumlyuumlk insan ticaretine doumlnuumlşen bu yapı Amerikarsquoda buumlyuumlk bir uumlretim faaliyetine doumlnuumlşuumlrken Batırsquoya ise muumlthiş bir zenginlik sağlamıştır On sekizinci yuumlzyıl ticari koumllelik faaliyetinin zirveye ccedilıktığı asırdır Ancak bu asır aynı zamanda Batı duumlnyasını derinden etkileyen Aydınlanma duumlşuumlncesinin de yaşandığı doumlnemdir Guumlnuumlmuumlzde Batılı değerler olarak adlandırılan oumlzguumlrluumlk bağımsızlık muumllkiyet insan hakları gibi kazanımların ccediloğu Aydınlanmanın bizlere hediyesidir Biz bu ccedilalışmamızda Aydınlanmayı ortaya ccedilıkaran zihniyet ile onu oumlnceleyen koumllelik muumlessesinin girift ilişkisine değinerek aslında idealize ettiğimiz bazı duumlşuumlncelerin sanıldığı kadar da masum olmadığı ve oldukccedila ciddi bedeller sonucunda ortaya ccedilıktığını ortaya koy-maya ccedilalışacağız Bunu da pek ccedilok aydınlanma uumllkuumlsuumlnuumln temelinde yaşanmış acı tecruumlbelerin olduğunu koumllelik oumlzelinde goumlstermeye ccedilalışacağız

A Kolonyalizm ve Koumllelik Nedir

Kolonyalizm bir devletin veya bir başka grubun kendine ait olmayan topraklar ve devletler uumlzerinde siyasal ve ekonomik bir hacirckimiyet kurması durumudur Siyasal iccedileriğe sahip bu durum işgale uğrayan devletler ve topluluklar bakımından soumlmuumlrge-

Aydınlanmanın Oumlteki Yuumlzuuml Koumllelik 99

cilik olarak da isimlendirilmiştir1 Koumllelik ise insanın herhangi bir hakkı olmaksızın aşırı ccedilalıştırılma yani bir insanın başka bir insan tarafından tuumlm kullanım hakları ile beraber temelluumlk edilme durumudur2

Aydınlanma doumlnemi ve oumlncesinde gerccedilekleşen koumllelik ise klasik koumllelikten farklı olarak herhangi bir savaş durumu olmaksızın soumlmuumlrge alanlarındaki insanların sadece ticari amaccedillar goumlzetilerek kaccedilırılma ya da bizzat yerel unsurlar eliyle koumlleleştirilme yoluyla kendi vatanlarından ccedilok uzakta ve hiccedilbir şekilde doumlnme imkacircnı olmayacak bir yerde herhangi bir gelecek uumllkuumlsuuml olmaksızın sırf ccedilalıştırılmak uumlzere kullanı-mına verilen addır Aydınlanma doumlneminde karşımıza ccedilıkan koumllelik ise ccediloğunluğu Afrikarsquodan elde edilmiş koumlleleri Amerikarsquodaki plantasyonlarda ccedilalıştırılmak uumlzere kurulmuş ekonomik bir sistemdir

B Koumlleliğin Tarihi Koumlkenleri

Koumllelik kurumu neredeyse insanlık tarihiyle eş bir geccedilmişe sahiptir Genelde savaşlar sonucunda ortaya ccedilıkan bir kurum olan koumllelik varlığını ccediloğu kadim kuumlltuumlrde goumlstermiştir Semavi dinlerde ve buumlyuumlk medeniyetlerde koumllelik cari bir uygulamaydı Kutsal kitaplarda bu kurumun varlığını destekleyen pek ccedilok pasaj bulmak muumlm-kuumlnduumlr Ayrıca Yunanlılardan Romalılara İslam medeniyetinden Batı medeniyetine kadar bir hizmet alanı olarak koumllelik hep var olmuştur Bu var oluşu oumlzellikle dinler ve medeniyetler bağlamında kısaca ele alırsak ortaya koyacağımız oumlnermeler daha anlamlı olacaktır

B1 Koumlleliğin Dinlerdeki Yeri

Kutsal kitaplarda koumlleliğe dair en eski oumlrnek Hz Nuhrsquoun oğullarından Hamrsquoın işlediği guumlnah sebebiyle oğlu Kenanrsquoı Hamrsquoın kardeşleri Sam ve Yasefrsquoe kul olarak vererek cezalandırmasıdır3 Buradaki kulluk koumlleliğin ilk hali olarak karşımıza ccedilık-maktadır Kutsal kitaplardan oumlzellikle Ahd-i Atikrsquote borca karşılık ortaya ccedilıkan bir koumllelikten bahsedilmektedir4 Borccedil toplumda o kadar hayati bir rol oynamaktadır ki kişi borcunu oumldemeden oumlluumlrse alacaklı mirastan borcunu tahsil etme bu imkacircn yoksa ccedilocuklarını koumlle olarak alma hakkına da sahiptir5 Koumllelik oumlzellikle Yahudi toplumu accedilısından kurumsal bir yapıdır Hıristiyanlar accedilısından ise koumllelik asli guumlnaha bağlı reel bir sonuccedil olup koumlle ya da oumlzguumlr olmaktan daha oumlnemli olan Tanrırsquoya kul olabil-

1 Ali Seyyar İnsan ve Toplum Bilimleri Terimleri Değişim Yay İstanbul-2007 s5772 Seyyar age s589-5903 Tekvin 920-294 Levilier 25295 II Krallar 41-7

100 Ahmet Erhan Şekerci

mektir6 Mısırda Semitik dillerin konuşulduğu Kuzey Batı Asyarsquoda Suriye ve Filistin topraklarında dini olarak temellendirilmiş ve tarih boyunca oldukccedila kurumsallaşmış bir koumllelik vardır7

Yahudilikte kutsal kitaba bağlı olarak kurumsallaşan bir koumllelik anlayışı vardı Borca bağlı koumllelik iccedilin altı yıllık bir suumlre konmuştu Bu durum kutsal kitapta şu şekilde ifade edilir ldquoİbrani bir koumlle satın alırsan altı yıl koumllelik edecek ama yedinci yıl karşılık oumldemeden oumlzguumlr olacakrdquo8 ayetin devamında koumlleliğin nasıl işleyeceğine dair oldukccedila geniş accedilıklamalar vardır9 Borca bağlı koumllelik Yahudilerin kendilerinden edindikleri koumlleler iccedilin geccedilerli bir durumken Hammurabi borca dayalı koumlleliği uumlccedil yıl ile sınırlandırmıştır Bunun dışındaki normal bir koumlleye kırk dokuz yıl hizmetin sonunda kendi topraklarına veya satıldığı yere doumlnme imkacircnı verilmiştir10

Koumlleliğin aslında Yahudiler accedilısından tarihsel bir realitesi vardı Mısırda uzun yıllar koumlle olarak ccedilalıştırılan ve sonrasında Hz Musarsquonın oumlncuumlluumlğuumlnde oumlzguumlrluumlklerine kavuşup uzun bir yolculuktan sonra Filistinrsquoe doumlnebilen Yahudilere Tanrı bu durumu hatırlatarak koumllelikle ilgili ccedilok oumlnemli şu uyarıyı da yapmaktadır ldquoMısırrsquoda koumlle olduğunu ve Tanrın RABrsquobin seni oradan guumlccedilluuml ve kudretli eliyle ccedilıkardığını anım-sayacaksın Tanrın RAB bu yuumlzden Şabat Guumlnuumlrsquonuuml tutmanı buyurdurdquo11 Bu uyarıyı yapan Tanrı Yahudilere koumlleler hususunda hassas olmalarını salık vererek koumlleleri koruyup goumlzetmelerini şoumlyle tembihlemiştir ldquoEfendisinden kaccedilıp size sığınan koumlleyi efendisine teslim etmeyeceksinizrdquo12 Yahudiler hem koumlle hem de efendi olarak Akdeniz havzasındaki tuumlm medeniyet unsurları iccedilerisinde varlıklarını suumlrduumlrmuumlşlerdi Yahudiler Helenistik doumlnem Roma doumlnemi İslam doumlneminde Filistin boumllgesi ve Akdenizrsquodeki diaspora alanlarında kutsal kitapta kendilerine oumlğretildiği gibi altı yıllık koumlleleri ye-dinci yılda serbest bırakıyorlardı13

Hıristiyanlar koumlleliği kurumsal accedilıdan ziyade teolojik accedilıdan ele almaya ccedilalışmış-lardı St Thomasrsquoın koumllelik halini asli guumlnaha kadar goumltuumlrmesi ve Hıristiyanlar accedilısın-dan bir insanın Tanrı katında oumlzguumlr ya da koumlle olmasının bir anlamı olmaması onların koumlleliğe bakışlarını etkileyen unsurlardı Hıristiyanlık koumlleliği kurumsal olarak devam ettirse de Hz İsa insanlara ayrım goumlzetmeksizin engin hoşgoumlruumlnuumln bir gereği olarak koumllelere iyi muameleyi tavsiye etmişti Zira Hz İsa kendine karşı gelen Yahudilere

6 MAkif Aydın ldquoKoumllerdquo DİA c26 Ankara-2002 s2377 Daniel C Snell ldquoSlavery in The Ancient Near Eastrdquo The Cambridge World History of Slavery vol I

ed K Brandley P Cartledge Cambridge-2011 s58 Mısırrsquodan Ccedilıkış 2129 Mısırrsquodan Ccedilıkış 213 Borca bağlı koumllelik hususunda Ahdi Atikrsquote buna benzer ayetleri bulmak muumlm-

kuumlnduumlr Bkz Levililer 2525-2810 Snell ldquoSlavery in The Ancient Near Eastrdquo s1711 Yasanın Tekrarı 51512 Yasanın Tekrarı 231513 Catherine Hezser ldquoSlavery and The Jewsrdquo The Cambridge World History of Slavery vol I edK

Brandley P Cartledge Cambridge-2011 s438

Aydınlanmanın Oumlteki Yuumlzuuml Koumllelik 101

koumlle iken nasıl Mısırrsquodan ccedilıkarıldıklarını hatırlatmıştır Ahdi Cedidrsquode ise koumlle ile diğer insanlar arasında herhangi bir ontolojik ayrımın olmadığı şu şekilde vurgulanmıştır ldquoOumlğrenci oumlğretmeninden koumlle efendisinden uumlstuumln değildir Oumlğrencinin oumlğretmeni gibi koumllenin de efendisi gibi olması yeterlidir İnsanlar evin efendisine Beelzebul (şeytan) derlerse ev halkına neler demezlerrdquo14 Bunun oumltesinde Hz İsa kendisini daha ccedilok insan kazanmak iccedilin herkese hizmet eden bir koumlle olarak tavsif etmiştir15

Koumllelik İslamrsquoda da tıpkı Hıristiyanlıkta olduğu gibi kurumsal bir oluşumdur Cahiliye doumlneminde toplumsal bir gerccedileklik olan koumllelik genelde savaş sonucu ortaya ccedilıkan bir topluluğu ifade etmekteydi Bunun yanında genellikle Afrikarsquodan koumlle alımı Arap yarımadasında ve ccedilevre coğrafyalarda oldukccedila yaygındı Kurrsquoanrsquoda koumllelerin hu-kukuna ve onlara iyi davranılmasına dair oumlnemli mesajlar ortaya konmuştu Koumllelerin imkacircn olduğunca azat edilmesi ve topluma katılması amaccedillanmıştı Hz Muhammed (sav) tebliği boyunca kendine inanan koumlleleri satın almış ya da başkası vasıtasıyla azat edilmesi iccedilin uğraşmış ve bu youmlnde tavsiyelerde bulunmuştur Başta Hz Bilal-i Habeşi ve Hz Selman-ı Farisi gibi sahabeler olmak uumlzere pek ccedilok koumlle koumlkenli sahabe bulunmaktadır Kurrsquoan-ı Kerimrsquode iman eden bir koumllenin Allahrsquoa ortak koşan huumlr bir erkekten daha hayırlı olduğu vurgulanarak koumlle ile diğer insanların arasında herhangi bir ontolojik fark olmadığı ifade edilmiştir16 Kurrsquoan bazı guumlnahlara kefaret olarak koumlle azat edilmesini tavsiye ediyordu Mesela Nisa Suresinde bir Muumlsluumlman diğer bir Muumlsluumlmanı yanlışlıkla oumllduumlruumlrse ona bir muumlmin koumlle azat etmesi tavsiye edilmiştir17 Yine Maide Suresinde kefaret iccedilin koumlle azat edilmesi18 Tevbe Suresinde sadaka ve-rilecek kişiler arasında koumllelerin sayılması19 ayrıca onların topluma entegre edilmesi iccedilin bekacircr olanların koumlle ve cariyelerle evlendirilmesinin tavsiye edilmesi20 koumllelerin İslam toplumundaki yerini anlamamız accedilısından oumlnemlidir

B2 Koumlleliğin Medeniyetlerdeki Yeri

Kadim Mısır medeniyetinden Eski Yunanrsquoa Mezopotamyarsquoda Uzak Doğuda Romarsquoda ve İslam Medeniyetinde koumlleler genelde savaş sonucu alınan esirlerden meydana gelen bir topluluktu Ancak tarih boyunca koumllelik oumlzellikle Roma Mısır ve Eski Yunanlarda toplumu ayakta tutan bir hizmet unsuru olarak var olmuş koumlleler bazen de yerli nuumlfusu geccedilmiştir Mesela Eski Atinarsquoda zaman zaman koumlle nuumlfusu oumlz-guumlr vatandaşların uumlccedil katına ulaşmıştır Oumlzellikle Batı toplumumun temelini oluşturan

14 Matta 1024-2515 Korintliler 91916 Bakara 22117 Nisa 9218 Maide 8919 Tevbe 6020 Nur 32

102 Ahmet Erhan Şekerci

Eski Yunan ve Roma medeniyetlerinde koumlleler toplumu ayakta tutan oumlnemli yapısal unsurlardandır Bu topluluklarda koumlleler vatandaş sayılmamış ancak hiccedilbir zaman ulaşamayacağı bir yaşama efendisi sayesinde kavuşmuştur Ayrıca emperyal bir im-paratorluk olan Romarsquonın hiccedilbir vatandaşı da kanunen koumlleleştirilemiyordu21 Kadim doumlnemlerde koumllelik aslında savaş esirlerinin tasfiyesi ve topluma kazandırılması iccedilin bir ccediloumlzuumlm yoluydu Esirlere oumlluumlm yerine sunulan koumllelik onlara yaşama imkacircnı veri-yordu Bu nedenle tarih boyunca koumlleliğin neden kaldırılmadığı sorusunun cevabı da aslında ortaya ccedilıkmaktaydı Ancak konumuzu teşkil eden transatlantik koumlle ticaretinde ortaya ccedilıkan koumlleliğin durumu ise bundan oldukccedila farklıdır

Hemen hemen her kadim metinde koumlleliğe dair bazı ifadeler bulmak muumlmkuumlnduuml Hamurabirsquonin metinlerinde Eski Yunanrsquoın ccediloğu tragedyalarında Homerrsquoin uumlnluuml Odey-seiarsquosında koumllelikle ilgili pek ccedilok anlatı bulunmaktaydı22 Eski Anadolursquoda Asurluların koumlleliğin başka bir şekli olan serfliği kullandıkları koumllelerin menkul bir mal gibi miras olarak el değiştirdiğini goumlrmekteyiz23 Oumlzellikle eski Yunanrsquoda bizzat Aristo gibi duumlşuumlnuumlrlerin de katkısıyla oldukccedila yerleşmiş bir koumllelik kurumu bulunmaktadır Aristo koumlleyi oumlzguumlr insanların sahip olabileceği bir muumllk gibi goumlrmektedir Kendi zamanının Atinarsquosında ekonomik hayatın bir parccedilası durumunda olan koumllelik onun accedilısından oldukccedila doğal bir olgudur24 Aristo koumllelerin krallık sanatında da yerlerinin olmadığını beyan etmiştir İlyada ve Odeyseiarsquonın pek ccedilok boumlluumlmuumlnde koumlle efendi ilişkisine dair hikacircyeler anlatılmakta savaş meydanlarında koumlle duumlşmenin durumuna dair betimlemeler yapılmaktadır25 Eski tarih metinlerinde Herodot Thucydides ve Xenophonrsquoda mal cinsinden bir koumllelikten ccedilok savaş esirlerinin koumlleliğine dair bahisler bulunmaktadır26 Eski Atinarsquoda koumllelik uumlretim ve hizmetin devamı ve efendilerin hayat standartlarını suumlrduumlrmeleri accedilısından hayati bir oumlneme sahiptir27

21 Aydın ldquoKoumllerdquo s23722 Homer The Odyssey of Homer trans G H Palmer The Riverside Press Cambridge 1892 s67 178

223 37723 Daniel C Snell ldquoSlavery in The Ancient Near Eastrdquo s10-1624 Aristotle The Politics 1253b1-23 Penguin Books trans TA Sinclair London-1992 s62-6425 Homeros İlyada Sanders Kitabevi ter A Erhat A Kadir 6 Boumlluumlm İstanbul-1967 st 465-466

s183 Homeros Odyseia Can Yayınları ter A Erhat-A Kadir İstanbul-1984 s23 st395 s54 st622 s213

26 Peter Hunt ldquoSlaves in Greek Literary Culturerdquo The Cambridge World History of Slavery vol I ed K Brandley P Cartledge Cambridge-2011 s29

27 Dimitris J Kyrtatas ldquoSlavery and Economy in The Greek Worldrdquo The Cambridge World History of Slavery vol I edK Brandley P Cartledge Cambridge-2011 s91

Aydınlanmanın Oumlteki Yuumlzuuml Koumllelik 103

C Kolonyalizm ve Koumllelik

On beşinci yuumlzyılda Batılıların yeni ticaret yolları bulma ve Hindistanrsquoa ulaşma ccedilabalarının bir sonucu olarak gerccedilekleşen coğrafi keşifler Batı Medeniyeti iccedilin yeniden yuumlkselişi ve hacirckimiyeti getirecek imkacircnları doğurmuştur On sekizinci yuumlzyıla gelin-diğinde ccediloğu kolonyal Avrupa devleti asli topraklarından ccedilok daha buumlyuumlk bir alana ve oumlnemli ticari imkacircnlara kavuşmuştu Bu yeni imkacircnlara Aydınlanma ve Sanayi Devrimirsquoyle yeni bir aşamaya geccedilen uumlretim ccedilarkı iccedilinde duumlnyada ilk defa eşine az rastlanır boyutta sırf ccedilalıştırılmak uumlzere koumlleleştirilen insanlar yığını eşlik edecekti Yaklaşık doumlrt asır yoğun bir şekilde devam eden bu ticari koumllelik milyonlarca insanın kıtalar arasında rotasyonuna pek ccediloğunun oumlluumlmuumlne sebep olurken uumlretilen katma değerin sonucu olarak Avruparsquoda muumlthiş bir zenginlik ve ardından şaşalı bir Avrupa medeniyeti teşekkuumll etti Bu teşekkuumllde en oumlnemli roluuml Aydınlanma olarak adlandırılan duumlşuumlnsel ve siyasi doumlnuumlşuumlm oynamıştır

C1 Kolonyalizmin Yayılışı

Coğrafi keşiflerin doğal sonucu olarak ilk oumlnce İspanyollar ve Portekizliler sahip oldukları gemi teknolojisi sayesinde başta Amerika olmak uumlzere Batı Afrika kıyıları ve uzak doğuya uzanan bir coğrafyada kendi yerleşim alanlarını kurdular Bu yerleşim-lerin ilk uumlruumlnuuml ise bulundukları yerlerdeki değerli metallerin Avruparsquoya taşınmasıydı Yeni duumlnyanın Meksika ve Perursquodaki kadim kuumlltuumlrleri Aztek ve İnka medeniyetleri boumlylelikle yok oldu28 Avrupa kendine yeni bir gelecek inşa ederken pek ccedilok mede-niyet ve topluluğu da bir şekilde tarih sahnesinden silmekteydi Oumlzellikle Amerikarsquoda yerli nuumlfus Avrupalıların taşıdığı hastalıklar ve katliamlarla birlikte pek ccedilok yerde yok olma noktasına gelmişti Kendilerini savunacak guumlccedilleri olmayan bu topluluklar hem dayanıksız hem de savunmasızdılar29 Oumlzellikle Katolik Hıristiyanlar yeni ayak bastıkları her yeri kral ve papalık adına kutsamakta ve oralarda Hıristiyanlığı yay-maya ccedilalışmaktaydılar İspanyol ve Portekizlilerden yaklaşık bir asır sonra İngiltere Fransa Hollanda ve diğer bazı Avrupa devletleri kolonyal faaliyetlere başlamıştı On sekizinci yuumlzyıla gelindiğinde Amerika kıtası Avruparsquodan gelen yerleşimcilerle beraber eyalet ve devletlere doumlnuumlşmeye başlamıştı Temelde Avruparsquoya bağlı olan pek ccedilok koloni kendi ekonomik faaliyetlerini yuumlruumltmeye başlamıştı bu ise Amerikarsquonın doğu kıyılarındaki başta Barbados ve Karayipler olmak uumlzere pek ccedilok adada izole bir tarım faaliyetine doumlnuumlşecekti Avrupalıların kurduğu ticari koumlleliğe neden olacak bu

28 Taner Tatar ldquoSoumlmuumlrgecilik ve Kızıl-Kara Katliamrdquo Sosyoloji Konferansları Dergisi sy44 2011 s202 Richard F Townsend Aztekler Arkadaş Yay Ankara-2001 s9-10

29 Kızılderelilerin ve yerli halkların maruz kaldıkları işkencelere dair bkz Bartelome deacute Las Casas Kı-zılderililer Nasıl Yokedildi Şule Yay ccedilev Meryem Ural İstanbul-1997 s26 George Novack Kızıl-derili Soykırımı Maki Yay ccedilev Mehmet Beyazıt Ankara-2003 s7 55

104 Ahmet Erhan Şekerci

uumlretime dayalı yapıda pek ccedilok insan bir diğer koloni alanı olan Afrikarsquodan Amerikarsquoya taşınacaktı Avrupalılar Afrikarsquonın Batı kıyılarına ccedilıktıklarında zaten var olan bir koumlle ticaretiyle karşılaşmışlardı Birbirinden farklı pek ccedilok unsuru barındıran bu kıtada insanlar baskınlarla birbirlerini koumlleleştiriyor ve satıyorlardı Ancak buradaki koumlleler yine de toplumla aynı yerlerde yaşayıp aynı haklara sahip olabiliyor evlenebiliyor ve ccedilocukları oumlzguumlr oluyordu Bu sistem Batılıların kurduğu transatlantik koumlle ticareti sırasında tamamen değişerek herhangi bir hakkın ve geleceğin olmadığı sınıfsal ayrıma ve ırka dayanan bir koumllelik tuumlruumlne doumlnuumlşecektir30

C2 Koumlleliğin Ticari Bir Unsur Haline Gelmesi

Tarih boyunca var olan koumllelik kurumuyla kolonyalizmin bir sonucu olarak ortaya ccedilıkan transatlantik koumlle ticaretini yapısal olarak birbirinden ayırmak gerekmektedir Savaş sonucu olmayan sırf ccedilalıştırılmak iccedilin ana yurtlarından koparılıp hiccedil bilmedikleri Amerikarsquodaki tarım plantasyonlarına goumltuumlruumllen milyonlarca Afrikalının oluşturduğu yapıya ticari koumllelik kurumu adını veriyoruz Kolonyalizm iccedilinde ortaya ccedilıkan koumlleliği ise Aydınlanma oumlncesi ve sonrası olarak ikiye ayırmamız gerekmektedir On sekizinci yuumlzyıl Aydınlanmanın aydınlanma yuumlzyılı olmanın yanında ticari koumlleliğin en yoğun şekilde yaşandığı bir doumlnemdir İlk olarak profesyonel koumlle ihracatına başlayan Porte-kizliler başta Karayipler ve Guumlney Amerikarsquodaki plantasyonlara duumlzenli olarak koumlle tedarik etmişlerdir31 On yedinci yuumlzyılın ortalarından itibaren ise İspanyol İngiliz Fransız ve Hollandalıların bu ticarete katılımıyla pazar daha da buumlyuumlmuumlştuumlr Avruparsquodan gelen yerleşimcilerin Amerikarsquonın iccedillerine doğru yerleşerek yeni koloniler oluşturması tarımının giderek gelişmesi bu sahalarda ccedilalışacak koumlle ihtiyacını artıran unsurların başındadır Ancak on sekizinci yuumlzyılda bu oran zirveye ccedilıkar Toplam koumlle sevkiya-tının uumlccedilte ikisi bu doumlnemde gerccedilekleşmiştir Avrupalı devletlerin koumlle ticaretiyle ilgili verdiği imtiyazlarla kurulan pek ccedilok şirket ileride uumlccedilluuml bir ticaret haline gelecek ve devasa bir ekonomi oluşturacak bir yapıyı oluşturmuşlardı On yedinci yuumlzyılda Batılı yerleşimcilerin tamamen hacirckim olduğu bu yeni kıtada İngiltere Fransa ve İspanya arasında ticarete bağlı hacirckimiyet muumlcadeleleri gerccedilekleşmişti Oumlzellikle Fransa ve İngiltere arasındaki yedi yıl savaşlarının bir sonucu olarak İngilterersquoye bırakılan pek ccedilok koloni arazisi İngilterersquonin tarihinde olmadığı kadar buumlyuumlk bir siyasi ve ekonomik guumlccedil haline gelmesini sağlamıştır

Kolonilerdeki ilk yerleşimciler hizmet alanlarında genellikle Avruparsquodan getirilen dillerini ve kuumlltuumlrlerini bildikleri insanları kullanmışlardı Bu kişiler belli bir suumlre ccedilalışıp para biriktirdikten sonra kendi arazilerini alabiliyorlardı On yedinci yuumlzyıl

30 httpwwwmgkgovtrcalismalarcalismalar021_transatlantik_kole_ticaretipdf s2 a (Erişim 19052016)31 httpwwwmgkgovtrcalismalarcalismalar021_transatlantik_kole_ticaretipdf s3 a (Erişim 19052016)

Aydınlanmanın Oumlteki Yuumlzuuml Koumllelik 105

boyunca İngilterersquoden ccedileyrek milyon insan Amerikarsquoya ekonomik dini ve siyasi nedenlerle goumlccedil etmişlerdi32

İlk İngiliz koumlle ticaret şirketi Samuel Vassal tarafından 1651 yılında kurulan daha ccedilok Londra Massachusetts ve Virginiarsquoda faaliyet goumlsteren Guniea şirketidir33 Bunların yanında yine aynı doumlnemde koumlle ticareti iccedilin kurulmuş kuumlccediluumlk İngiliz şirketleri vardı Hollandarsquonın Dutch West India şirketi 1621rsquode Fransızların French West India Şirketi 1661rsquode ve İngilterersquonin ve koumlle ticaretinin en buumlyuumlk şirketi olan Royal African Company 1672 yılında kurulmuştur Aydınlanmayı muumljdeleyen Glorious devriminden sonra İngiliz Royal African Company etkinliğini yitirmiş faaliyet daha ccedilok bağımsız tuumlccarlar aracılığıyla suumlrduumlruumllmuumlştuumlr On yedinci yuumlzyılın son ccedileyreğinden itibaren Kuzey Amerikarsquonın başta Maryland ve Carolina gibi İngilizlerin hacirckim olduğu eya-letlerinde koumllelik resmileştirilmiştir

Yuumlzyıllar boyunca getirilen Afrikalı koumllelerin istihdam edildiği geniş tarım plan-tasyonlarında kahve şeker pancarı pamuk ccedilikolata ccedilivit ve zencefil gibi uumlruumlnler uumlre-tilmekteydi Bu uumlruumlnler koumlle getiren gemiler tarafından alınarak Avruparsquoya taşınıyordu İngilizler sonradan uumlccedilluuml ticaret olarak adlandırılan bu yapıda birbirini tamamlayan bir ticaret uumlccedilgeni kurmuşlardı İngilterersquode koumlle ticareti iccedilin gemiler kelepccedileler ağızlıklar ve pek ccedilok yan unsur uumlretilmekteydi Ayrıca Afrikarsquoya ihraccedil edilen silahlar ve tekstil uumlruumlnleri oumlnemli bir kalemdi Bu uumlruumlnler gemilerle Batı Afrikarsquoya naklediliyor ora-dan koumlleler alınıyor Amerikarsquodaki plantasyonlara goumltuumlruumlluumlyor Amerikarsquodan da luumlks tuumlketim uumlruumlnleri olan kahve şeker pamuk gibi tarım uumlruumlnlerinin yanında tekstilde kullanılan ccedilivit temin ediliyordu34 Bu uumlccedilluuml ccedilarkı youmlneten İngiliz tuumlccarlar sayesinde hem kendileri hem de devlet muumlthiş bir gelir elde etmişti Bu ticaretin iccedilinde bulunan pek ccedilok kişi zamanla İngilterersquonin en oumlnemli zenginleri haline gelmişlerdi Koumlle ticaretinin oumlncuumllerinden Alexander ve David Barclay ile Francis Baring bu ticaretten 7 milyon pounddan daha fazla para kazandılar Bu parayı da bankalarının kurulması iccedilin kullandılar Londra belediye başkanlığı yapan Beckford ailesinden amiral Lord Rodney Barbadosrsquotaki plantasyonlarından bir servet elde etmişti35 İngilterersquode biriken bu sermaye Aydınlanma yuumlzyılı boyunca yaşanan sosyal ve kuumlltuumlrel gelişmeye de doğrudan etki edecektir Hatta bu doumlnemki sermaye birikimini zaman zaman erken doumlnem kapitalizmi olarak da niteleyenler olmuştur Zaten aydınlanma yuumlzyılının son-larına doğru koumllelik karşıtı hareketlerin zirveye ccedilıktığı ve yasaklandığı doumlnemlerde ahlaki kaygıların yanında ekonomik olarak da koumllelik suumlrduumlruumllemez hale gelecekti36

Koumlle ticareti oumlzellikle aydınlanma yuumlzyılı boyunca profesyonel bir iş alanı haline

32 Robin Blackburn The Making of New World Slavery From the Baroque to the Modern 1492-1800 Verso New York-1997 s227-228

33 Richard Ennals From Slavery to Citizenship John WileyampSons 2007 s7534 R Ennals age s10235 R Ennals age s9536 R Ennals age s114

106 Ahmet Erhan Şekerci

gelmişti Uumlccedilluuml ticaret ağının kacircrlı yapısına katılan pek ccedilok seccedilkin din adamı resmi kurum kiliseler huumlkuumlmet yetkilisi eğitim kurumu ve aydın bulunmaktaydı37 Oumlzguumlrluumlk eşitlik ve adalet gibi oumlnemli ilkeleri kendine rehber edinen aydınlanmanın oumlncuumlleri olan kurum ve kişilerin aynı zamanda bu ticaret ccedilarkının iccedilinde yer almaları tartışılması gereken ilginccedil bir ironidir Bu insan ve kurumlar ortaya ccedilıkan gelir ve yatırımdan memnun olduklarından ccediloğunlukla işin iccedileriğiyle ilgilenmemişlerdir38 Kilise koumlleyi menkul bir mal gibi duumlşuumlnerek muhalif hareketler başlayana kadar koumlle ticaretini Tanrı tarafından kabul edilebilir bir durum olarak kabul etmiştir39 Kolonilerdeki faaliyetler Avruparsquonın zenginleşmesine ve kapitalizme doğru giden yolun ilk taşlarının doumlşeme-sine de katkıda bulunmuştur Afrikalı koumlleler plantasyonlarda iş ve mal guumlcuuml haline doumlnuumlşuumlrken bu durumdan en ccedilok İngiltere ve İngilizler yararlanmıştır40

C3 Transatlantik Koumlle Ticaretinin Boyutları

Tarih boyunca var olan bir olgu olan koumllelik kolonyalizmin sonucunda on beşinci yuumlzyıldan sonra giderek artan bir ivme kazanmış ve on sekizinci yuumlzyılda zirveye ulaşmıştır Tarihi koumllelik olgusundan farklı olarak oumlzellikle on yedinci ve on sekizinci yuumlzyıllar boyunca artarak devam eden ticari koumlleliğin sayısal boyutları hem uumllkelerin demografilerini hem de siyasi yapılarını derinden etkilemiştir Bu etkinin daha iyi anlaşılabilmesi iccedilin ortaya ccedilıkan rakamlara kısaca bakmak gerekmektedir İnsanlık tarihi boyunca 1440 ile 1880 yılları arasında gerccedilekleşen koumlle sirkuumllasyonunun bir benzerini bulma imkacircnı yoktur Bu doumlnem iccedilinde transatlantik koumlle ticaret sistemiyle on milyonla yirmi milyon arasında insanın Afrikarsquodan Amerikarsquoya taşındığı kabul edilmektedir41 Sırf on sekizinci yuumlzyıl boyunca toplam altı milyon koumllenin taşındığı bunların da iki buccediluk milyonunun İngilizlerce Amerikarsquoya getirildiği bilinmektedir42 Zamanla istihdam edilen bu koumllelerin bulundukları boumllgelerin bir ccediloğunda koumlle nuuml-fusları yerli nuumlfusu aşmıştır Haiti gibi yerlerde koumlleler kendi duumlzenlerini kurmak iccedilin kolonyal devlete karşı isyan etmişlerdir Brezilya gibi buumlyuumlk bir ekonomi haline gelen yerler zamanla kendi bağımsızlıklarını elde etmiştir43

37 R Ennals age s 7938 R Ennals age s20939 R Ennals age s15440 R Blackburn The Making of New World Slavery From the Baroque to the Modern 1492-1800 s21941 httpwwwmgkgovtrcalismalarcalismalar021_transatlantik_kole_ticaretipdf s3 a (Erişim 19052016)42 R Ennals From Slavery to Citizenship s2243 httpwwwmgkgovtrcalismalarcalismalar021_transatlantik_kole_ticaretipdf s11 a (Erişim 19052016)

Aydınlanmanın Oumlteki Yuumlzuuml Koumllelik 107

C4 Koumlleliğin Yasaklanması

Aydınlanma yuumlzyılı koumlleliğin zirveye ccedilıktığı ve aynı zamanda yasaklandığı douml-nemdir Koumllelik kurum olarak en kacircrlı olduğu bu doumlnemde yaşanan yeni ekonomik siyasi dini ahlaki ve sosyal değişimin bir sonucu olarak on dokuzuncu yuumlzyılın ilk ccedileyreğinde resmi olarak yasaklanmıştır İşin ilginccedil ve ironik tarafı ise koumlleliğin yasak-lanmasında etkin olan ccediloğu grup kurum devlet ya da insanın ccediloğunlukla bu ticaretin iccedilinde yer alması ve ekonomik olarak bir zamanlar bu sistemden faydalanmış olma-larıdır İngilterersquoden Amerikarsquoya ilk goumlccedil eden dini gruplardan birisi olan Kuveykırlar ilk zamanlar koumlle ticaretinde aktif rol almışlardı Ancak yine bu grup ahlaki ve dini gerekccedilelerle koumlle edinmeyi reddeden ve yasaklanması iccedilin siyasi ccedilaba harcayan ilk gruplardan olmuştur

Amerikan Bağımsızlık Bildirgesirsquoyle beraber siyasi accedilıdan koumlleliğin yasaklanma suumlreci de başlamıştır 1792rsquode İngiltere parlamentosu yasağa dair ilk icraatını yapmış ve 1807rsquode koumllelik resmi olarak yasaklanmıştır

Amerikan Bağımsızlık Bildirgesirsquonden sonra eyaletlerde koumllelik faaliyetleri ya-saklanmaya başlamıştı Pennsylvania ve Massachusettsrsquote Kuveykırlar zaten koumlle edinmeye karşı olduklarını ilan etmişlerdi 1780rsquode Rhode Islandrsquoda ve 1784rsquode ise Connecticutrsquota koumllelik yasaklanmıştı 1786rsquoda bu yasaklamaya katılan Fransa toprak sahiplerinin baskılarına dayanamayıp 1794 yılında eski duumlzeni yeniden ikame etmiş-tir Aslında koumlleliğin tam olarak kaldırılması 1865 yılına kadar suumlrmuumlştuumlr Londra Manchester New York ve Philadelphia gibi şehirler koumlle karşıtı kampanyada oumlncuumlluumlk yapmışlardır Koumlleliğin yasaklanmasında lider roluuml uumlstlenen Kuveykırlar zamanın İngiliz Başbakanı olan William Pitt ile goumlruumlşerek onun 1792rsquode Lordlar Kamarasında yaptıkları uumlnluuml konuşmaya ve akabindeki yasaklamaya ilham kaynağı olmuşlardır44 Brezilya Kuumlba ve ABDrsquode oumlnemli bir nuumlfusa sahip olan koumllelerle ilgili ilk yasaklama 1807 yılında gerccedilekleşmişti Ancak ticaretinin yasaklanması 1833 yılında muumlmkuumln oldu Koumlle ticaretinde aktif rol alan İngiltere bu yasağın korunmasında da etkin rol almıştır

D Koumllelik ve Aydınlanma

Koumllelik Aydınlanmayı oluşturan uluslara ve oumlzellikle de İngiliz ve Fransız im-paratorluklarına can veren oumlnemli bir ekonomik kurum olarak uzun suumlre varlığını suumlrduumlrmuumlştuumlr Ana kıtadan uzakta izole yerlerde sadece hizmet ve uumlretim iccedilin kullanılan bu insanların temel hak ve huumlrriyetlerini tanımak ve tartışmak bir yana haklarında

44 Dorinda Outram Aydınlanma Dost Kit ccedilev Sevda Ccedilalışkan Hamit Ccedilalışkan Ankara-2007 s98-99 Ahmet Erhan Şekerci Aydınlanma ve Din İnsan Yay İstanbul-2016 s154

108 Ahmet Erhan Şekerci

indirgemeci bir soumlylem benimsenmiştir Ortaccedilağ boyunca Avrupa uluslarının genel-likle kendi aralarında yaptıkları savaşlarda elde ettikleri koumllelerin ccediloğu Aydınlanma doumlnemindekiler gibi zenci değildi Aydınlanma doumlnemi koumllelik anlayışının en bariz oumlzelliklerinden biri de koumllelik kurumumun bu doumlnemde genelde Afrika koumlkenli zenci insanları kapsayacak şekilde oumlzelleşmiş olmasıydı İşin ilginccedil ve Aydınlanma ideal-leriyle tamamen ters duumlşen yanı ise zamanın koumllelik muumlessesini meşrulaştırmak iccedilin ırksal oumlzelliklere dair indirgemeci değerlendirmeler yapılmasıydı Koumllelik karşıtı goumlruumlşleriyle oumln plana ccedilıkan Amerikarsquonın uumlccediluumlncuuml başkanı Thomas Jefferson koumlleliğe kurumsal muhalefetine rağmen koumlle olarak tanımlanan Afrikalı-Amerikalılara menfi tutumuyla bilinmekteydi Onun asıl amacı bu kurumun toplumsal bir karmaşa ve ekonomik bir bozulmaya yol accedilmayacak bir şekilde kaldırılmasıydı45 Doumlnemin kouml-leliğe muhalefetiyle bilinen pek ccedilok ismi uzun suumlre koumlle edinmeye devam etmişlerdi

D1 Koumllelik Kurumu ve Aydınlanma idealleri

On sekizinci yuumlzyıl Aydınlanma yuumlzyılı olarak kabul edilmektedir Bu doumlnem aynı zamanda transatlantik koumlle ticaretinin zirveye ccedilıktığı ve oumlzellikle İngilterersquonin de bu ticareti youmlnettiği bir doumlnemdir Aydınlanma felsefi siyasi ahlaki ve toplumsal accedilıdan Batı toplumlarında buumlyuumlk kazanımların ortaya ccedilıktığı bir doumlnem olarak bir tuumlr zihinsel ve toplumsal bağımsızlaşmayı ifade etmektedir Bu doumlnem klasik toplum ve devlet formlarının değişime uğradığı insanların temel haklarına kavuşarak ken-dilerini ifade edebilme imkacircnının doğduğu bir doumlnem olarak tarihte yerini almıştır Ancak ilerleme oumlzguumlrleşme bağımsız hareket etme gibi uumllkuumllerin can verdiği bu duumlşuumlnce hareketinin iccedilinde yer alan devletler ve aydınlar aynı zamanda transatlantik koumlle ticaretinin ya iccedilinde yer almış ya da onun nimetlerinden yararlanmıştır Burada zenginleşen ilerleyen bağımsızlaşan Avrupa toplumları iccedilin kullanılırken yok edilen buumlyuumlk bir popuumllasyondan bahsediyoruz Ancak suumlrecin sonlarına doğru bu ccedilıkmazlar hem devletleri hem de aydınları rahatsız etmeye başlamıştır Ahlaki dini ve siyasi soumlzde gerekccedileler ortaya konmakla beraber aslında ekonomik accedilıdan devamı muumlmkuumln olmayan bu yapı yine aynı unsurlar tarafından lağvedilmiştir Başta koumlleliğin meşru-laştırılmasına destek olan dini kurumlar sonradan İngiltere Kilisesinin oumlncuumlluumlğuumlnde bu yasaklamaya karşı ccedilıkmışlardı Ticaretin oumlncuumlsuuml olan aynı kişiler yasaklamanın da oumlncuumlleri olmuşlardı

D2 Aydınlanma Duumlşuumlnuumlrlerinin Koumlleliğe Bakışı

Aydınlanma yuumlzyılının doğduğu on yedinci yuumlzyılın son ccedileyreğinde bu hareketi temsil eden iki oumlnemli duumlşuumlnuumlr bulunmaktadır Newton ve J Locke Her ikisi de bir

45 Outram Aydınlanma s94

Aydınlanmanın Oumlteki Yuumlzuuml Koumllelik 109

şekilde transatlantik koumlle ticaretinin iccedilinde ya yatırımcı ya da memur olarak bulun-muşlardır Bu iki duumlşuumlnuumlruumln yanında İskoccedil Hume Smith ve Hutcheson Alman Kant Fransız Rousseau Voltaire ve Montesquieu gibi duumlşuumlnuumlrler koumllelik kurumu hakkında birbirlerinden oldukccedila farklı goumlruumlşler serdetmişlerdir Aydınlanma uumllkuumlleri bakımından temelde birbirine muhalif olan bu duumlşuumlnuumlrlerin bir kısmı suumlreci destekledikleri gibi transatlantik koumlle ticaretinin temel unsuru olan zenci insanları oldukccedila indirgemeci bir tarzda ele almışlardır Ancak bununla birlikte felsefi ahlaki ve sosyal accedilıdan koumlleliğe karşı ccedilıkan ve yasaklanmasında etkin olan kişiler de bu aydınlar arasından ccedilıkmıştır Aydınlanmarsquonın babası olarak kabul edilen J Locke mihmandarı olan ve bir suumlre de başbakanlık yapan Lord Ashley (Shaftesbury)rsquonin siyaseti gereği uzun bir suumlre plan-tasyonlardan sorumlu kurumun sekreterliğinde bulunmuş46 ve başta Carolina olmak uumlzere bazı kolonilerdeki koumllelerin kurumsal duumlzenlemesinde rol almıştır Locke bu kurumdan 1701 yılında emekli olmuştur Ancak bununla birlikte Locke eserlerinde koumllelik kurumunun nasıl işlediğini anlatırken o zaman iccedilin oldukccedila erken olan ama sonralarda kendisine sıklıkla referans verilen entelektuumlel karşıtlığını ortaya koymuş-tur Bu hususta herhangi bir goumlruumlş bildirmeyen Newton ise koumlle ticareti yapan İngiliz devlet şirketinin hissedarları arasındadır Koumllelik kurumuna karşıtlığını doğrudan ortaya koyan duumlşuumlnuumlr İskoccedil Adam Smithrsquoti Kapitalizmin oumlncuumlsuuml olarak kabul edilen duumlşuumlnuumlr yeni bir ekonomiyi insanlara muumljdelerken bir anlamda koumlleliğin ekonomik oumlmruumlnuuml tamamladığını da goumlstermeye ccedilalışmıştır

Huumlkuumlmet Uumlzerine İki Deneme adlı eseriyle aydınlanmaya siyasi ve entelektuumlel accedilıdan oumlnemli bir youmln veren Locke koumllelik hakkında da ccedilok dikkat ccedilekici goumlruumlşlere sahiptir İnsanın uumlccedil temel oumlzguumlrluumlğe sahip olduğunu duumlşuumlnen Locke bir kişinin diğeri-nin malı olarak duumlşuumlnuumllmesini uumlzuumlcuuml ve alccedilaltıcı bir durum olarak nitelendirmektedir İngilizlerin koumlle sahibi olmasını muumldafaa edilemez bir durum olarak goumlren duumlşuumlnuumlr koumllelik durumunu şu şekilde ifade eder ldquoKoumllelik insanın oumlylesine koumltuuml ve alccedilaltıcı bir durumu ve ulusumuzun coumlmert karakterine ve cesaretine oumlylesine taban tabana zıttır ki bırakınız bir İngiliz Asilzadesini sıradan bir İngilizrsquoin bile koumlleliği savundu-ğu duumlşuumlnuumllemezrdquo47 Koumlle ticaretinde bir memur olarak yer alan Locke buna rağmen hiccedilbir zaman koumlle edinmemiştir Ticaret komisyonundaki goumlrevi sırasında koumllelerin keyfi olarak cezalandırılmasına karşı ccedilıkmıştır Ancak o da doumlnemindeki ccediloğu Batılı duumlşuumlnuumlr gibi zaman zaman indirgemeci bir tavra kapılmıştır İlkel olarak nitelendirdiği bu insanların potansiyellerini keşfedebilmeleri iccedilin bir suumlre korunmaya ihtiyaccedilları vardır İlkel insan ile kastedilen aklını kullanmadan oumlnce sınırsız oumlzguumlrluumlğuumlnuuml kay-betmiş olan insandır48 Duumlşuumlnuumlr aslında koumlleliği galip ile mağlup arasındaki ilişkiye

46 Blackburn The Making of New World Slavery From the Baroque to the Modern 1492-1800 s25547 J Locke ldquoOf Goverment Book I First Treatiserdquo Two Treatises of Goverment and A Letter Concer-

ning Toleration ed Ian Shapio Yale University Press New Haven 2003 s848 R Blackburn The Making of New World Slavery From the Baroque to the Modern 1492-1800 s265

110 Ahmet Erhan Şekerci

dayandırmaktadır49 Savaş sonucu oluşan esirlerin koumlle olarak kullanılmasını tarihi bir realite olarak goumlren duumlşuumlnuumlr bu kişilerin herhangi bir muumllkiyetleri olmadığından sivil toplumun bir parccedilası olarak duumlşuumlnuumllemeyeceğini ifade etmiştir50 Duumlşuumlnuumlr babalık otoritesi uumlzerinden kendi zamanında koumlleliği temellendirmeye ccedilalışan Robert Filmerrsquoa şiddetli bir şekilde karşı ccedilıkmıştır 51

Aslında Lockersquoun koumllelik dacirchil ortaya koyduğu goumlruumlşleri oumlzguumlrluumlk anlayışı bağ-lamında ele alındığında daha anlaşılır olacaktır Duumlşuumlnuumlr oumlzguumlrluumlğuuml şu şekilde ifade etmektedir ldquoİnsanın doğal huumlrriyeti yeryuumlzuumlndeki uumlstuumln bir iktidardan oumlzguumlr olmak ve insanın iradesi ya da yasama otoritesi altında olmamak kendi youmlnetimi iccedilin ise sadece doğa yasasına sahip olmaktırrdquo52 Oumlzguumlrluumlğuuml mutlak bir bağımsız unsur olarak nitelendiren duumlşuumlnuumlr kişinin bunu istese de ihlal edemeyeceğini belirterek şu ifadelerle koumlleliğin de imkan kapılarını kapatmıştır ldquoBir insan kendi yaşamı uumlzerinde iktidara sahip olmadığından anlaşmayla ya da kendi onayıyla ne kendisini birinin koumllesi haline getirebilir ne de kendisini dilediğinde yaşamına son vermesi iccedilin bir başkasının mut-lak keyfi iktidarı altına koyabilir Hiccedil kimse kendisinin sahip olduğundan daha fazla bir iktidarı başkasına veremez ve bu nedenle kendi yaşamına son veremeyen biri bu yaşam uumlzerinde başka bir iktidar koyamazrdquo53

J Locke bir memur olarak koumlle ticaretinin iccedilinde yer almış olmasına rağmen bir filozof olarak ortaya koyduğu duumlşuumlncelerle Amerikan devrimine kayda değer boyutlarda duumlşuumlnsel katkı sağlamıştır Amerikan başkanı T Jeffersonrsquoun oumlzguumlrluumlk ve eşitlik adına yazdıkları ve uygulamaya koyduklarının arka planında J Lockersquoun duumlşuumlnceleri vardır54

Koumllelik hususunda doğrudan karşıtlığını ortaya koyan diğer bir duumlşuumlnuumlr A Smith olmuştur Duumlşuumlnuumlr hem merkantilizme hem de koumlleliğe karşı bir tavır sergi-lemişti Koumllelik kurumuna daha ccedilok ahlaki accedilıdan yaklaşan Smith onun ekonomik değerini de vurgulayan goumlruumlşler ortaya koymakla beraber55 onun yerine başka bir tuumlr ekonominin ikame edileceğini uumlnluuml eseri Ulusların Zenginliğirsquonde goumlstermeye ccedilalışmıştır Duumlşuumlnuumlr bu eserde koumllelerin ticari oumlnemini oldukccedila realist bir yakla-şımla ele almıştır56 Plantasyonlarda zenci koumllelerin istihdam edilme nedenlerini de ele alan duumlşuumlnuumlr onların kullanımının ticari olarak daha etkili ama sonuccedillarının

49 J Locke ldquoOf Civil Goverment Book II Second Treatiserdquo Two Treatises of Goverment and A Letter Concerning Toleration ed Ian Shapio Yale University Press New Haven 2003 s110

50 Locke age s13651 Locke age s109-110 J Locke ldquoOf Goverment Book I First Treatiserdquo s9 52 J Locke age s 110 J Locke Youmlnetim Uumlzerine İkinci İnceleme Ebabil Yay Ankara-2012 s2153 Locke ldquoOf Civil Goverment Book II Second Treatiserdquo s110 J Locke Youmlnetim Uumlzerine İkinci İnce-

leme s21-2254 William Uzgalis ldquoAn Inconsistencey not to be Excused On Locke and Racisimrdquo Philosophers on

Race ed Julie K Ward Tommy L Lott Blackwell 2002 s8155 Adam Smith Ulusların Zenginliği cII ccedilev Metin Saltoğlu Palme Yay Ankara-2011 s 16156 Smith age s153

Aydınlanmanın Oumlteki Yuumlzuuml Koumllelik 111

ccedilok ağır olduğuna işaret etmiştir Oumlzellikle şeker kahve ve pamuk gibi tarlalarda ccedilok ağır şartlarda ccedilalıştırılan bu insanlara karşı herhangi bir kontrolden uzak keyfi uygulamaların olduğu bir youmlnetim usuluuml vardı57 Duumlşuumlnuumlr bu ağır ccedilalışma şartlarının insani olmadığına ve ekonomik olarak devam ettirilemeyeceğine işaret ederek yeni bir duumlzenin imkacircnlarına işaret etmiştir

Koumllelik karşıtı soumlylemlerde bulunan diğer bir aydınlanma duumlşuumlnuumlruuml Voltairersquodir Zenci koumllelerin fiziki oumlzelliklerinden dolayı aşağılanmasına karşı ccedilıkan duumlşuumlnuumlr bu durumun aydınlanma idealleriyle oumlrtuumlşmediğine işaret etmiştir58 Bu accedilıdan duumlşuumlnuumlr hem koumlleliğe hem de ırkccedilılığa karşı olduğunu accedilıkccedila ortaya koymuştur Ona goumlre koumlleliği dini accedilıdan savunmak da aslında saccedilma ve boş bir ccedilabadır59 Koumllelik karşıtlığını accedilıkccedila ortaya koyan grupların başında Fransız Ansiklopedistleri gelmektedir Başta Diderot olmak uumlzere Condercet Montesquieu ve Hutcheson da muhalif duumlşuumlnuumlrlerdendir Konu oumlzguumlrluumlk ve eşitlik bağlamında ele alındığında J Lockersquotan sonra oumlzellikle Rousseaursquonun İnsanlar Arasında Eşitsizliğin Kaynağı adlı eseri koumllelik kurumunun tekrar tartışılması gereğini ortaya koymuştur60 Montesquieu Kanunların Ruhu adlı eserinde Afrikalı-ların koumlleleştirilmesiyle ilgili kendi zamanında hacirckim olan indirgemeci bakış accedilısını eleştirmiştir Batılılar Hıristiyan ve beyaz ırkın uumlstuumlnluumlğuumlnuuml tartışmasız kabul etmiş zencileri insan yerine bile koymamışlardır Montesquieu koumlleliği bir kişinin malıyla muumllkuumlyle hayatıyla başka bir insanın avucunun iccedilinde olması olarak tanımlamıştır Ona goumlre boumlyle bir hak iyi olarak nitelendirilemez61 Duumlşuumlnuumlre goumlre Batılılar Amerikarsquoda ccedilalıştıracak insan bırakmadıklarından toprağı işlemek iccedilin Afrikalıları koumlle olarak kullanmışlardı Eğer oumlyle olmasıydı Batılılar şekeri ccedilok daha pahalıya tuumlketeceklerdi Ccediloğu Batılı zencileri hakir goumlrerek Tanrırsquonın boumlyle kapkara bir bedene bir ruh hele hele iyi bir ruh koyabileceğini tahayyuumll dahi etmediklerini ifade etmektedir62 Batılılar bu duumlşuumlncelerini temellendirmek iccedilin onların ilkel tavırlarını oumlrnek goumlstermişlerdir Bu indirgemeci tavır sadece zencilere karşı değil kolonyalizmin huumlkuumlm suumlrduumlğuuml her yerde yerli halka karşı hacirckim batılı unsurlarca hep ortaya konmuştur

Diğer bir Fransız duumlşuumlnuumlr olan Rousseau koumlleliği durup dinlenmeden ccedilalışan zorlu bir yaşam olarak nitelendirmektedir Ona goumlre koumlleliğin tek erdemi koumlruuml kouml-ruumlne boyun eğmektir63 Koumllelikle insan mecburi bir şekilde oumlzguumlrluumlklerinden insan olmak niteliğinden haklarından ve oumldevlerinden vaz geccedilmiş demektir Bu nedenle

57 Smith age cII s171-17258 Bkz Outram Aydınlanma s9059 Blackburn The Making of New World Slavery From the Baroque to the Modern 1492-1800 s 59060 Bkz Baron De Montesquieu The Spirit of Laws vol I trans Thomas Nuget The Collonial Press

London-1900 s238-23961 Montesquieu Kanunların Ruhu Uumlzerine I Toplumsal Doumlnuumlşuumlm Yay ccedilev Fehmi Baldaş İstan-

bul-1998 s33962 Montesquieu age s34463 J J Rousseau İnsanlar Arasındaki Eşitsizliğin Kaynağı Say Yay ccedilev Rasih Nuri İleri İstan-

bul-2015 s159

112 Ahmet Erhan Şekerci

bu durum insan doğasıyla bağdaşmaz64 Rousseaursquoya goumlre koumlleleştirmek gayrimeşru olduğundan değil saccedilma anlamsız olduğu iccedilin bir hak değildir Koumllelik ile hak soumlz-cuumlkleri birbirleriyle ccedilelişmektedir Biri oumltekinin varlığını yadsımaktadır65 Rousseau bu accedilıdan Hıristiyanların koumlle ya da oumlzguumlr olmanın oumlnemli olmadığı oumlnemli olanın cennete girmek olduğu şeklindeki kabullerini de eleştirmiştir Bu durum zorbalığa ccedilanak tutar Ona goumlre gerccedilek Hıristiyanlar koumlle olmak iccedilin yaratılmamıştır Duumlşuumlnuumlr Toplum Soumlzleşmelerinde koumlleliği oumlzguumlrluumlğuumln karşıtı olarak nitelendirmiştir66

Koumllelik hakkında negatif ve indirgemeci bir tavra sahip olan iki oumlnemli aydınlanma duumlşuumlnuumlruuml Hume ve Kantrsquotır Oumlzellikle Kantrsquoın Batı Kolonyalizmini destekleyici ve zenci koumlleleri indirgeyici accedilıklamaları zamanında oumlnemli tartışmalara neden olmuştur Coğrafi keşiflerde Kaptan Cookrsquoun yanında seyahatlere katılan bilim adamı George Fosterrsquoın Kantrsquoı eleştiren yazıları ve duumlşuumlnuumlruumln ona verdiği cevaplar ilginccedil fikirlerin ortaya ccedilıkmasına neden olmuştur Kantrsquoı felsefi accedilıdan derinden etkilemiş olan Hume da zencilerin tabiat olarak beyazlardan daha aşağı olduğunu beyan etmiş ve onları medenileşemeyen bir topluluk olarak goumlrmuumlştuumlr Ancak duumlşuumlnuumlruumln fikirlerinin daha sonraları değiştiğine dair beyanlar da vardır67 Kant da beyaz ırkın uumlstuumlnluumlğuumlnuuml savu-nurken koumlleliğin kaldırılmasına pek taraftar olmamış kolonyalizmi desteklemiştir68 Duumlşuumlnuumlruumln şu ifadeleri oldukccedila dikkat ccedilekicidir ldquoIrksal farklılıklara dayanarak yaptı-ğımız tasnifin en alt kademesinde bulunan zenciler zor işler iccedilin ccedilok zayıf enduumlstriye yabancı herhangi bir kuumlltuumlre intibak etmesi guumlccedil ndashki bu kaidenin pek ccedilok oumlrnekleri mevcutturndash insanlar kuumlmesini tek başına kapsamazrdquo69 Ahlaki accedilıdan belli ccedilıkmazları olan savunusunu uzun suumlre devam ettiren duumlşuumlnuumlruumln hayatının sonlarına doğru tıpkı Hume gibi bu fikrinden vazgeccediltiği soumlylenmektedir70

Kantrsquoın koumllelik ve kolonyalizm hakkındaki fikirleri oumlnemli ccedilelişkileri barındır-maktadır Doumlneminde de eleştiriye uğrayan bu fikirlerinden birisi de Amerikarsquodaki plantasyonlardaki koumllelerin aslında azat edilmiş oumlzguumlr koumlleler olduğu ve oradaki mevcudiyetlerinin tek sebebinin iş guumlcuuml temini olduğu savunusudur O ısrarla Avrupa kolonyalizmini desteklerken beyaz olmayanların koumlleliğini de meşru goumlrmuumlştuumlr71 Zenciler gibi Amerikan yerlilerini de tuumlr olarak alt bir kademe olarak kabul eden Kant onları dayanaksız ve sivil şartlara uyum sağlayamayan bir topluluk olarak tanımla-

64 Rousseau age s17265 J J Rousseau Toplum Soumlzleşmesi ccedilev Alpagut Erenulu Oumlteki Yayınları Ankara-1996 s4266 Rousseau age s165 20467 Robert Palter ldquoHume and Prejudicerdquo Hume Studies vol XXI April 1995 s468 K Flikschuh L Ypi ldquoIntroductionrdquo ed Katrin Flikschuh and Lea Ypi Kant and Colonialism Oxford

University Press 2014 s5 1769 I Kant ldquoOn the Use of Teleological Principles in Philosophyrdquo Anthropohogy History and Education

ed Guumlnter Zoumlller Robert B Louden trans Guumlnter Zoumlller Cambridge University Press 2007 s21170 Pauline Kleingeld ldquoKantrsquos Second Thoughts on Colonialismrdquo ed Katrin Flikschuh and Lea Ypi Kant

and Colonialism Oxford University Press 2014 s4571 Kleingeld ldquoKantrsquos Second Thoughts on Colonialismrdquo s50

Aydınlanmanın Oumlteki Yuumlzuuml Koumllelik 113

mıştır Tarım plantasyonlarındaki ccedilalışma şartlarına uyum sağlayamayan Amerikan yerlileri iccedilin Afrikarsquodan zenci koumlleler getirilmiştir Kant iccedilin zenciler bir anlamda diğer insanlara hizmet iccedilin yaratılmıştır72

E Sonuccedil ve Değerlendirme

Doumlrt yuumlzyıl kadar duumlnya uumlzerinde etkin bir şekilde devam eden kolonyalizm ve koumllelik olgusu ticari anlamda on dokuzuncu yuumlzyılın ilk yarısında sona ermiştir Yeni pazarlar ve yaşam alanları bulma ccedilabası dini kaygılar ve yayılmacılık istekleri gemi ve silah teknolojilerindeki gelişmelere bağlı olarak Batı merkezli yayılmacılık on be-şinci yuumlzyıldan on dokuzuncu yuumlzyıla kadar aktif bir şekilde varlığını suumlrduumlrmuumlştuumlr On altı ve on yedinci yuumlzyıl boyunca başta İngilizler İspanyollar Fransızlar Porte-kizliler ve Hollandalılar olmak uumlzere Guumlney Amerikarsquoda Afrikarsquoda kolonileşmeye başlamışlardı Bu koloni sistemi on sekizinci yuumlzyılda oumlzellikle İngiltere merkezli olarak uzak doğuya kadar uzanacaktı Kendi uumllkelerinden daha buumlyuumlk coğrafyalara huumlkmeden bu devletler zamanla kolonilerdeki zenginlikleri uumllkelerine taşımışlardı Ayrıca Amerikarsquodaki buumlyuumlk tarım plantasyonları Avrupalılara zengin bir yaşam imkacircnı sunmuştu Avruparsquoda uumlretilen uumlruumlnler Afrikarsquoya satılacak oradan elde edilen koumlleler plantasyonlara goumltuumlruumllecek ve onların yerine de başta kahve pamuk şeker gibi değerli tarım uumlruumlnleri alınacaktı Birbirini tamamlayan bir uumlccedilgene doumlnuumlşen bu ticaret yapısı on sekizinci yuumlzyılda koumlle ticaretini ve kacircrı zirveye taşımıştır

On sekizinci yuumlzyıl duumlşuumlnce tarihine Aydınlanma yuumlzyılı olarak geccedilmiştir Bu doumlnem insanlık tarihindeki başta oumlzguumlrluumlk insan hakları muumllkiyet teşebbuumls huumlrriyeti kadın hakları ve koumllelik gibi kavramların ortaya ccedilıkmasında etkili olmuş bir doumlnemdir Ama ironik olan durum Aydınlanmayı hazırlayan ekonomik ve kuumlltuumlrel yapının kolon-yalizminden ve koumllelik kurumundan doğrudan yararlanmış olmasıdır Aydınlanmanın doğduğu topraklar olan İngiltere aynı doumlnemde koumlle ticaretinin en buumlyuumlk aktoumlruuml ve kazananıdır Aydınlanmanın bilimsel oumlncuumlsuuml olan Newton ve bazı eğitim kurumları bizzat bu ticaretin iccedilinde yer almışlardı J Locke oumlnemli bir duumlşuumlnuumlr olarak aydın-lanmayı karakterize ederken koumllelik kurumunun işleyişinden sorumlu Plantasyonlar komitesinin sekreterliğini yuumlruumltmuumlştuuml Aydınlanmanın iccedileriden ilk eleştirisini yapan Hume ile Aydınlanma duumlşuumlncesinin zirvesini teşkil eden Kant beyaz ırkın uumlstuumlnluumlğuumlnuuml ve zencilerin koumlleliğinin meşruluğunu onları aşağı goumlrerek goumlstermeye ccedilalışmışlardı Ancak o daha sonra bu hususta karşıt bir tavır takınarak bu durumunu da felsefi ve ahlaki olarak temellendirmeye ccedilalışmıştı Ahlaki ve ekonomik accedilıdan karşıt goumlruumlşlerini ortaya koyan diğer iki duumlşuumlnuumlr de İskoccedil Hutcheson ve A Smithrsquoti Toplumsal aydınlanmanın oumlncuumlleri olan Fransız ansiklopedist ve duumlşuumlnuumlrleri ise genellikle karşıt tutumlarıyla

72 Kleingeld ldquoKantrsquos Second Thoughts on Colonialismrdquo s51

114 Ahmet Erhan Şekerci

oumln plana ccedilıkmışlardır Oumlzellikle Rousseau ve Montesquieu meseleye insani ve ahlaki youmlnden yaklaşarak koumllelik olgusunun temellendirilemez olduğunu ifade etmişlerdir

Koumllelik kurumunun ortaya ccedilıkardığı sermayeden en ccedilok istifade eden İngiltere ve İngilizler olmuştur Aynı şekilde koumlleliğin yasaklanmasına hukuki ve felsefi desteği veren de yine İngiltere ve İngilizler olmuştur Amerikarsquodaki bağımsızlık savaşına ilham veren duumlşuumlnuumlrlerin başında J Locke ve A Smith gelmekteydi Ayrıca İngi-liz goumlccedilmenlerin etkin olduğu Kuveykırlar ve Birminghamrsquodaki Lunar Cemiyeti de koumlleliğin yasaklanmasında oumlnemli katkılar sağlamışlardı Koumlleliğin zirveye ccedilıkış ve yasaklanma suumlreci tam olarak Aydınlanma ccedilağını kuşatacak şekilde yaşanmıştı Bu accedilıdan Aydınlanma koumllelik bağlamında oumlzguumlrluumlk eşitlik teşebbuumls huumlrriyeti muumllki-yet hakkı gibi kavramların tahakkukunu da sağlamış olacaktı Ancak şu bir gerccedilektir ki aydınlanmanın boumlyle bir sonuca ulaşmasında doumlnemin ikinci yarısından itibaren gelişmeye başlayan sanayi devriminin oluşturduğu yeni iş alanı ve pazar algısına bağlı olarak koumllelik kurumunun ekonomik olarak suumlrduumlruumllemez bir hale gelmesinin de etkisi vardır A Smith bu duruma işaret etmiş milletlerin refahının daha etkin bir ekonomik sistemden geccediltiğini belirtmiş ve boumlylelikle kapitalizmin ilk işaretlerini vermiştir

Tuumlm bu serencama rağmen koumllelik Batı medeniyetine ticari bir olgu olarak oumlnemli katkılar sağlamıştır Ancak Aydınlanmayla meydana ccedilıkan yeni değer yargıları bu ticaretin meşruiyetinin ahlaki dini ve insani olarak sorgulanmasını ve son kertede koumlleliğin yasaklanmasını da sağlamıştır Koumllelik resmi olarak kaldırılmış ancak insanla-rın koumlle gibi ccedilalıştırıldığı ekonomik sistem sonralarda kapitalizm sosyalizm gibi farklı şekillerde guumlnuumlmuumlze kadar gelmiştir Ancak ccedilalışma şartlarına bağlı olarak koumllelerin bir zamanlar maruz kaldığı zorlukları anımsatan ve sorgulatan şartlar yeni ekonomik sistemler bağlamında ve Batı merkezli olarak halen mevcuttur Kolonyalizm resmen bitmiş ama soumlmuumlrgecilik zımnen devam etmektedir

KAYNAKLAR

Aristotle The Politics 1253b1-23Penguin Books trans TA Sinclair London-1992Aydın M Akif ldquoKoumllerdquo DİA c26 Ankara-2002Baron De Montesquieu The Spirit of Laws vol I trans Thomas Nuget The Collonial Press

London-1900Bartelome deacute Las Casas Kızılderililer Nasıl Yokedildi Şule Yay ccedilev Meryem Ural İstan-

bul-1997Blackburn Robin The Making of New World Slavery From the Baroque to the Modern

1492-1800 Verso New York-1997Ennals Richard From Slavery to Citizenship John WileyampSons 2007Flikschuh K L Ypi ldquoIntroductionrdquo ed Katrin Flikschuh and Lea Ypi Kant and Colonialism

Oxford University Press 2014Hezser Catherine ldquoSlavery and The Jewsrdquo The Cambridge World History of Slavery vol I

edK Brandley P Cartledge Cambridge-2011Homer The Odyssey of Homer trans G H Palmer The Riverside Press Cambridge 1892

Aydınlanmanın Oumlteki Yuumlzuuml Koumllelik 115

Homeros İlyada Sanders Kitabevi ter A Erhat A Kadir 6 Boumlluumlm 465-466 İstanbul-1967ndashndashndashndash Odyseia Can Yayınları ter A Erhat-A Kadir İstanbul-1984httpwwwmgkgovtrcalismalarcalismalar021_transatlantik_kole_ticaretipdf

(19052016)Hunt Peter ldquoSlaves in Greek Literary Culturerdquo The Cambridge World History of Slavery vol

I edK Brandley P Cartledge Cambridge-2011Kant Immanuel ldquoOn the Use of Teleological Principles in Philosophyrdquo Anthropohogy His-

tory and Education ed Guumlnter Zoumlller Robert B Louden trans Guumlnter Zoumlller Cambridge University Press 2007

Kleingeld Pauline ldquoKantrsquos Second Thoughts on Colonialismrdquo ed Katrin Flikschuh and Lea Ypi Kant and Colonialism Oxford University Press 2014

Kyrtatas Dimitris J ldquoSlavery and Economy in The Greek Worldrdquo The Cambridge World History of Slavery vol I edK Brandley P Cartledge Cambridge-2011

Locke John ldquoOf Civil Goverment Book II Second Treatiserdquo Two Treatises of Goverment and A Letter Concerning Toleration ed Ian Shapio Yale University Press New Haven 2003

ndashndashndashndash ldquoOf Goverment Book I First Treatiserdquo Two Treatises of Goverment and A Letter Con-cerning Toleration ed Ian Shapio Yale University Press New Haven 2003

ndashndashndashndash Youmlnetim Uumlzerine İkinci İnceleme Ebabil Yay Ankara-2012Montesquieu Kanunların Ruhu Uumlzerine I Toplumsal Doumlnuumlşuumlm Yay ccedilev Fehmi Baldaş İs-

tanbul-1998Novack George Kızılderili Soykırımı Maki Yay ccedilev Mehmet Beyazıt Ankara-2003Outram Dorinda Aydınlanma Dost Kit ccedilev Sevda Ccedilalışkan Hamit Ccedilalışkan Ankara-2007Richard F Townsend Aztekler Arkadaş Yay Ankara-2001Rousseau J Jacques İnsanlar Arasındaki Eşitsizliğin Kaynağı Say Yay ccedilev Rasih Nuri

İleri İstanbul-2015ndashndashndashndash Toplum Soumlzleşmesi ccedilev Alpagut Erenulu Oumlteki Yayınları Ankara-1996Seyyar Ali İnsan ve Toplum Bilimleri Terimleri Değişim Yay İstanbul-2007Smith Adam Ulusların Zenginliği cII ccedilev Metin Saltoğlu Palme Yay Ankara-2011Snell Daniel C ldquoSlavery in The Ancient Near Eastrdquo The Cambridge World History of Sla-

very vol I edK Brandley P Cartledge Cambridge-2011Şekerci Ahmet Erhan Aydınlanma ve Din İnsan Yay İstanbul-2016Tatar Taner ldquoSoumlmuumlrgecilik ve Kızıl-Kara Katiamrdquo 2011Uzgalis William ldquoAn Inconsistencey not to be Excused On Locke and Racisimrdquo Philosop-

hers on Race ed Julie K Ward Tommy L Lott Blackwell 2002

ldquoEVrdquoİN OumlTESİ ESKİ YUNANrsquoDA VE GUumlNUumlMUumlZDE YABANCI UumlZERİNE DUumlŞUumlNCELER

Guumlvenccedil Şar

BEYOND ldquoHOMErdquo THOUGHTS ON THE FOREIGNER IN ANCIENT GREEK AND IN OUR DAY

OumlZBu makalede Eski Yunan duumlşuumlncesinin ve Eski Yunan dilinin olanaklarından yararlanarak ve guumlnuumlmuumlz duumlşuumlnuumlrlerinin goumlruumlşlerine başvurarak ldquoyabancırdquo kavramı duumlşuumlnmemizin konusu yapılmıştır Bunu yaparken oumlncelikle Eski Yu-nan duumlnyasına oumlzguuml bir yapı olan Polisrsquoteki toplumsal grupların neler olduğu ve Polisrsquote hangi politik hukuki haklara sahip oldukları uumlzerinde durulmuştur Eski Yunan duumlnyasının dışında yer alan Barbaroslar dışarıda bırakılarak ldquoyabancırdquonın kimler olduğu belirlenmiştir Makalemizde odak noktasını ise yerleşik yabancılar olarak tanımladığımız metoikoslar oluşturur Metoikosların Eski Yu-nan duumlnyasında oumlzellikle de Atina da yurttaşlar ve koumllelere oranla hangi politik toplumsal haklara sahip oldukları hakkında belirlemeler yapılmıştır Metoikos soumlzcuumlğuumlnuumln etimolojik koumlklerinden yola ccedilıkarak yabancının ev ve dolayısıyla mekacircn ile olan ilişkisi değerlendirilmiştir Makalede ev mekacircn sınır konukluk kavramları uumlzerinden yabancı hakkında belirlemeler yapılmıştırAnahtar Kelimeler Yabancı Metoikos Ev Eski Yunan Sınır

ABSTRACTIn this article the concept of ldquoforeignerrdquo is thought over by making references both to the possibilities of Ancient Greek Thinking and Ancient Greek as a language and to the thoughts of modern thinkers First it has been shown that what are the social groups in Polis which is intrinsic to the Ancient Greek world and what political legal rights these social groups have in Polis Then it has been

Kutadgubilig Felsefe-Bilim Araştırmaları Mart 2017 Sayı 33 s 117-132

Oumlğr Goumlr Dr Kocaeli Uumlniversitesi Felsefe Boumlluumlmuuml (guvencsarkocaeliedutr) Yazı geliş tarihi 15022017 kabul tarihi 06032017

118 Guumlvenccedil Şar

decided who the ldquoforeignersrdquo are while excluding the Barbarians in Ancient Greek world The focus point in our article is metics who we define as ldquosettled foreignersrdquo Some views are shared about which political social rights metics have with respect to citizens and slaves in Ancient Greek world especially in Athens With help from the etymological roots of the word metic it has been examined what is the relationship of foreigner with home and so with place In this article on the basis of the concepts like home place border sojourn some thoughts have been specifiedKeywords Foreigner Metics Home Ancient Greek Border

İnsan bir mekacircndadır mekacircnda yaşar İnsanın yaşadığı mekacircn adı ne olursa olsun onun evidir Ev insan iccedilin tanıdık bildik bir mekacircndır İnsan kendisi iccedilin tanıdık ve bildik mekacircnda daha huzurlu ve kaygıdan uzaktır Ev sadece yapıdan ibaret değildir İnsanın yaşadığı yapı yapının bulunduğu boumllge coğrafya accedilısından da tanıdık ve bildik oldukccedila insan iccedilin ev hacircline gelir İnsan evini taşıyabilir daha doğrusu kendi-sine başka bir boumllgede başka bir coğrafyada başka bir yapı edinebilir İnsan alışkın olduğu mekacircndan ayrı bir yerde yaşamaya başladığında artık bir yabancıdır Bir ya-bancı olarak insanın yerli olan insanlarla ilişkisi hukuki ve politik hakları muumllkiyet sorunları gibi konularda nasıl bir konuma sahip olduğu onun yabancı olarak kalıp kalmayacağı konusunda bize bir şeyler soumlyleyebilir Bu bakımdan bir yabancı olarak insanın başta yurttaşlık olmak uumlzere ne tuumlr haklara sahip olduğu ya da sahip olması gereken hakların ne olduğu konusu insanın yabancı olma durumu ile ilgili konumunu belirlememizde bize yardımcı olabilir Bundan dolayı hem felsefenin hem de politik bir youmlnetim biccedilimi olarak demokrasinin ortaya ccedilıktığı Eski Yunanrsquoda oumlzellikle de Atina πόλις [polis]rsquoinde1 yabancının ve yurttaşın ne durumda olduğuna bakmak bize yabancı yurttaş hakkındaki duumlşuumlnmemize bir temel oluşturacaktır

Eski Yunanrsquoa oumlzguuml bir devlet yapılanması olan πόλις [polis]rsquote farklı haklara sahip insan toplulukları deyim yerindeyse toplumsal sınıflar vardı Eski Yunan duumlnyasındaki toplulukları anlamak iccedilin oumlncelikle yurttaşvatandaş anlamına gelen πολίτης [polites] soumlzcuumlğuumlne bakmak istiyoruz Oumlncelikle belirtmek gerekir ki guumlnuumlmuumlzdeki yurttaş tanımı ya da algısıyla Eski Yunanrsquodaki aynı değildir Eski Yunan πόλις [polis]rsquoinde yaşayan herkes yurttaş kabul edilmiyordu Yurttaş olmak iccedilin oumlncelikle oumlzguumlr olmak

1 πόλις [polis] soumlzcuumlğuumlnuumln karşılığı olarak ldquodevletrdquo ldquokent devletirdquo ldquositerdquo gibi karşılıklar verilse de Eski Yunanrsquoa oumlzguuml olan kenti ve kentin ccedilevresini de kapsayan bir politik oumlrguumltlenme biccedilimini di-ğerleriyle karıştırmamak iccedilin πόλις [polis] soumlzcuumlğuumlnuuml metin boyunca olduğu gibi kullanmayı uygun goumlrduumlk πόλις [polis] soumlzcuumlğuumlnuumln anlamı ve Eski Yunanrsquodaki yapısı hakkında bkz Mehmet Ali Ağa-oğulları Kent Devletinden İmparatorluğa İmge Kitabevi Yayınları 2 Baskı Ankara 2000 s 11-12

ldquoEvrdquoin Oumltesi Eski Yunanrsquoda ve Guumlnuumlmuumlzde Yabancı Uumlzerine Duumlşuumlnceler 119

gerekiyordu Oumlzguumlr olmak koumlle olmamanın dışında başta mahkemede mecliste ol-mak uumlzere soumlz sahibi olmak kendisi ve yaşadığı πόλις [polis] hakkında karar verme yetkinliğine sahip olmak anlamına geliyordu Eski Yunanrsquodaki oumlzguumlrluumlk soumlzcuumlğuuml ve bunun yurttaş ve πόλις [polis] ile bağlantısı hakkında yapılan bir yorum şoumlyledir ldquoYunanrsquoda hem kişileri hem de πόλις [polis]rsquoleri nitelemesi bakımından oumlzguumlrluumlk soumlzcuumlğuuml ya da eleutheria kolayca başka dillere ccedilevrilemeyen bir soumlzcuumlktuumlr Kavram bir anlamda başına buyrukluğu iccedilermektedir Burada başına buyrukluk bir yandan ccedilalışıp ccedilalışmama oumlzguumlrluumlğuumlnuuml oumlzellikle de bir başkası iccedilin ccedilalışmak zorunda olma-mayı yani efendisizliği işaret etmekte ama aynı anda πόλις [polis]rsquoi de nitelemek iccedilin kullanılmaktadırrdquo2 Oumlzguumlr olmak ya da serbest olmak başına buyruk olmak yurttaş olmak iccedilin temel koşullardan biri olunca kadınların da bu nedenden dolayı yurttaş olamadığı yurttaşlık haklarından yararlanamadığı anlaşılır bir şeydir Kadın koumlle olmamakla birlikte yuumlkuumlmluumlluumlkleri ve ev iccediline sıkışması nedeniyle yurttaşlık haklarına sahip değildir ldquohellip kadın tam bir oumlzguumlrsuumlzluumlkle malulduumlr ccediluumlnkuuml tuumlmuumlyle zorunluluklar alanına aittir yani oikos hane alanınardquo3

Eski Yunanrsquoda oumlzguumlr erkek yurttaşlar kadınlar ve koumlleler dışında bir de yabancılar vardı Bu yabancılar oumlzguumlr idiler fakat yurttaş olmadıklarından politika hukuk gibi alanlar başta olmak uumlzere yurttaşlık haklarından yararlanamıyorlardı Burada hemen belirtmek gerekir ki Eski Yunan πόλις [polis]rsquoinde yaşayan yurttaş da Yunandır yabancı denilen kişi de Yunanrsquodır Eski Yunanrsquoda Yunan olmayanlar iccedilin kullanılan soumlzcuumlk ise buguumln dilimize barbar biccediliminden yerleşmiş olan soumlzcuumlğuumln koumlkeninde bulunan βάρβαρος [barbaros] soumlzcuumlğuumlduumlr Guumlnuumlmuumlzde uygarlıktan nasibini almamış kaba ilkel anlamında kullanılan barbar soumlzcuumlğuuml ile Yunanların βάρβαρος [barbaros] soumlz-cuumlğuumlnden anladıkları aynı şey değildir Yunanların βάρβαρος [barbaros] soumlzcuumlğuumlnuuml Yunan olmayan buumltuumln insan toplulukları iccedilin kullanırken aslında Yunanca konuşmayan buumltuumln toplumlara işaret ediyorlardı4 βάρβαρος [barbaros] soumlzcuumlğuuml tam anlamıyla

2 Ayhan Yalccedilınkaya ldquoYunan Uygarlığı İccedilinde Polis ve Siyasetrdquo Sokratesrsquoten Jakobenlere Batırsquoda Siya-sal Duumlşuumlnceler Editoumlr Mehmet Ali Ağaoğulları İletişim Yayınları 1 Baskı İstanbul 2011 s 43

3 Ayhan Yalccedilınkaya ldquoYunan Uygarlığı İccedilinde Polis ve Siyasetrdquo s 444 H G Liddell-R Scott A Greek-English Lexicon Clarendon Press 9 Baskı Oxford 1996 Barbar

soumlzcuumlğuumlnuumln Eski Yunanrsquodaki anlamı ve anlamındaki değişimler hakkında bkz ldquoYunanlar Yunan ol-mayan buumltuumln halklara barbaros adını taktılar Buguumln dilimizdeki barbar soumlzcuumlğuuml bu soumlzcuumlkten gel-mektedir Soumlzcuumlk başlangıccedilta guumlnuumlmuumlzdeki anlama (kaba medeniyetsiz) sahip değildi Yunanlardan genelde daha gelişmiş toplumlar olan Persler Fenikeliler ve Mısırlılar iccedilin de kullanılmaktaydı Bar-bar Yunanlarca ldquobar-barrdquo olarak algılanan farklı dilleri konuşan halkları ifade etmekteydi Ancak Pers Savaşlarırsquondan sonra Yunanlar psikolojik ve ahlaki olarak kendilerinin lsquoAsyarsquoda (bir başka deyişle Pers İmparatorluğursquonda) yaşayan barbarlardanrsquo uumlstuumln olduklarını hissetmeye başladılar Yunanlar oumlz-guumlrluumlğuumln tadını ccedilıkarıyor ve hiccedilbir despotun ayaklarına kapanmıyordu Elbette Yunanrsquoda ccedilok sayıda tiranlık vardı Atina ve Sparta diğer şehirlere despotccedila davranırdı ancak bu durum duumlnyanın ikiye boumlluumlnduumlğuumlne ilişkin Yunan goumlruumlşuumlnuuml değiştirmedi Yunanlar oumlzguumlr ve bağımsızdı Barbarlar zengin dahi olsalar ccediloğunlukla yozlaşmış ve daima koumlleydi Aiskhylosrsquoun ilk kez MOuml 472rsquode sahnelenen oyunu Persler bu tavrın bir oumlrneğidirrdquo Nigel Rodgers Antik Yunan Ccedilev Uumllkuuml Evrim Uysal Tuumlrkiye İş Bankası Kuumlltuumlr Yayınları 1 Baskı İstanbul 2015 s 60

120 Guumlvenccedil Şar

Yunan olmayan yabancıyı anlatan soumlzcuumlktuuml Buna karşılık Eski Yunanrsquoda Yunanlar iccedilin de yabancı denilebiliyordu Kendi πόλις [polis]rsquoinden başka bir πόλις [polis]rsquoe her ne sebeple ve ne kadar suumlreyle olursa olsun giden herhangi bir Yunanlı yabancı kabul ediliyordu Eski Yunanrsquoda kendi πόλις [polis]rsquoinden başka bir πόλις [polis]rsquoe giden Yunan iccedilin iki soumlzcuumlk kullanılıyordu ξένος [ksenos] ve μέτοικος [metoikos] Oumlncelikle ξένος [ksenos] soumlzcuumlğuumlnuuml ele alacağız ccediluumlnkuuml bu soumlzcuumlğuumln kullanım bağlamlarına bakıldığında hem yabancı hem de misafir konuk anlamında kullanıldığını goumlruumlruumlz ξένος [ksenos] soumlzcuumlğuumlnuumln ccedileşitli anlamları şunlardır misafir arkadaş (bir anlaşma ya da konukseverliğe bağlı olarak kişilere ve devletlere uygun olarak) misafir ziyaretccedili konuk oumlzellikle gezgin sığınmacı anlamında yabancı genel olarak yabancı uumlcretli kişi paralı asker tuhaf garip acayip alışılmadık olağandışı nadir5 ξένος [ksenos] soumlzcuumlğuuml anlaşıldığı kadarıyla ccediloğunlukla bir Yunan πόλις [polis]rsquoinden diğerine kısa suumlreliğine giden kişiler iccedilin kullanılıyordu Bundan dolayı ξένος [ksenos] aynı zaman-da hem yabancıydı hem de misafirdi Eski Yunanlar ccedileşitli nedenlerden dolayı πόλις [polis]rsquoten πόλις [polis]rsquoe seyahat ederlerdi Oumlncelikli olarak ticaret yapan tuumlccarların seyahati bunun dışında ise dinsel festivaller bayramlar ve duumlzenlenen oyunlar iccedilin yapılan seyahatler soumlz konusuydu ldquoYıl boyu yolculuk eden tuumlccarlar kuşkusuz hem karada hem de denizde yolculuk edenlerin en buumlyuumlk boumlluumlmuumlnuuml oluşturuyordu Ancak tuumlccarlar ve benzeri yolcular yılın belli doumlnemlerinde kara ve deniz yolları boyunca seferi hacirclde bulunan kalabalık insan toplulukları arasında kaybolurdu Bunlar buumlyuumlk panhellenik dini festivallere katılmak iccedilin koşuşturan toplulukturdquo6

Bu dinsel festivallerde ccedileşitli oyunlar ve yarışmalar duumlzenleniyordu Bu yuumlzden ccedilok farklı πόλις [polis]rsquolerden bu oyunlara festivallere gelenler oluyordu ldquoBirden fazla sayıda festivali birleştiren dini toumlrenler yapma fikri Yunan tarihinin erken bir doumlneminde oluşmuştu Yakınlardaki şehir devletlerinden gelen gruplar inandıkları ortak bir tanrıya tapınmak iccedilin belirli bir merkezde toplanma pratiği geliştirmişti Kesin olmayan nedenlerle bu tip toplantıların doumlrt tanesi giderek oumlnem kazandı ve her youmlreden Yunanın katıldığı ulusal festivallere doumlnuumlştuuml Bunlar Olimpik Oyunlar Pythian Oyunları Isthmian Oyunları ve Nemean Oyunlarırsquoydı Her biri tek bir tanrıya adanmıştı oumlzel kurban adama ve dua etme kuralları vardı Bunlara lsquooyunrsquo adı verilme-sinin nedeni muumlkemmel bir atletik ya da sanatsal performans sunmanın Yunanların tanrılarına adak adama biccedilimlerinden biri olmasıydırdquo7

Eski Yunanlar ister ticaret nedeniyle olsun ister dini festivaller ya da oyunlar nedeniyle olsun anlaşıldığı kadarıyla sıklıkla seyahat ediyorlardı Bu ise oumlnemli bir sorun olan konaklama sorununun ortaya ccedilıkmasına yol accedilıyordu ldquohellipbu erken doumlnemde gezginlerin genellikle konukseverlik dışında yararlanabilecekleri bir seccedilenek yoktu

5 H G Liddell-R Scott A Greek-English Lexicon6 Lionel Casson Antik Ccedilağda Seyahat Ccedilev Nalan Oumlzsoy MB Yayınevi 1 Baskı İstanbul 2008 s 657 Lionel Casson Antik Ccedilağda Seyahat s 65

ldquoEvrdquoin Oumltesi Eski Yunanrsquoda ve Guumlnuumlmuumlzde Yabancı Uumlzerine Duumlşuumlnceler 121

Yolculuğun hızla geliştiği doumlnemde ve her yerde hanların ortaya ccedilıkmasından ccedilok sonraları bile konukseverlikten yararlanma oumlnemli bir rol oynamaya devam etmiştir Konaklama konusunda tuumlccarlar iş ortaklarına asiller ve zenginler nuumlfuzlu arkadaş-larına ve sıradan kişiler de onları kim kabul ederse ona guumlveniyordu Dostluk bağıyla birbirine bağlı farklı şehirlerdeki aileler kuşaktan kuşağa birbirlerine konukseverlik goumlstermeye devam etti Bağların oumlzellikle ccedilok sıkı olması gerekmezdi hatta bazı haneler belli bir yerden gelen herkese tanıdık olsun ya da olmasın barınak sağlamak gibi coumlmert bir geleneğe sahipti Zenginlerin evlerinde daima en az bir tane ksenon8 yani misafir odası bulunurdu bu odanın genellikle ayrı girişi olurdu bazen de ayrı bir odaydı Ziyaretccedili gelişinin ertesi guumlnuuml ev sahibinin masasına davet edilirdi daha sonra yiyecek ve iccedilecekler ya ksenonrsquouna goumlnderilir ya da ziyaretccedili bunları kendisi satın alır hizmetccedililer de hazırlardı Ayrılık vakti geldiğinde misafir ve ev sahibi bir-birlerine hediye verirlerdirdquo9

Goumlruumllduumlğuuml gibi Eski Yunanrsquoda seyahat ve seyahatlerin yoğunluğuna bağlı olarak konaklama misafir ağırlama konularında ccedileşitli seccedilenekler ortaya ccedilıkmıştır Bu seccedile-neklerden insanların tanımasalar da yolculuk edenlere bir oda vermeleri ξένος [ksenos] soumlzcuumlğuumlnuumln iccedileriğini kavramamız accedilısından oumlnemli bir oumlrnektir ξένος [ksenos] hem yabancıdır hem de misafirdir konuktur ξένος [ksenos] soumlzcuumlğuuml bu bakımdan kısa suumlreli olarak ve belirli bir nedenden dolayı seyahat eden ldquoyabancılarrdquo iccedilin kullanılı-yordu Şimdi de kısa suumlreli ya da seyahat amacıyla değil de πόλις [polis]rsquoe yerleşen yabancıların konumuna yapısına bakalım

Eski Yunanrsquoda bir πόλις [polis]rsquoin yurttaşı olabilmek iccedilin soumlz konusu πόλις [polis]rsquoin yurttaşı olan bir anne-babadan doğmuş olmak gerekiyordu Bu bakımdan oumlrneğin Atina yurttaşı olmak Atinalı anne-babadan doğmuş olmak anlamına geliyordu Aristoteles Atinalıların Devleti adlı yapıtında yurttaş olmanın ve yurttaş listesine kayıt edilmenin koşullarını ayrıntılı bir biccedilimde accedilıklar ldquoDevletin buguumlnkuuml youmlnetimi şu şe-kildedir Anne ve babası Atinalı olanlar yurttaş sayılır ve on sekiz yaşlarında demotes [yurttaş] listelerine kaydedilirlerrdquo10 Buna karşın Atina dışından gelip Atinarsquoya yerleşen diğer Yunan πόλις [polis]rsquolerinin yurttaşları Atina yurttaşı olarak kabul edilmiyorlardı Atinarsquoya dışarıdan gelip yerleşen gelen Yunanlar iccedilin μέτοικος [metoikos] soumlzcuumlğuuml kullanılıyordu Soumlzluumlklere baktığımızda μέτοικος [metoikos] soumlzcuumlğuumlnuumln şu anlamlara geldiğini goumlruumlyoruz ldquoDışarıdan yerleşen yabancı bir kentte ikamet eden otuma izni olan bir kente dışarıdan gelen yabancırdquo11

8 Tuumlrkccedile ccedileviride ldquozenonrdquo biccediliminde yazılmış olmasına rağmen doğrusu ξενών [ksenōn] olacağından tarafımızdan duumlzeltilmiştir

9 Lionel Casson Antik Ccedilağda Seyahat s 7510 Aristoteles Atinalıların Devleti Ccedilev Ari Ccedilokona Tuumlrkiye İş Bankası Kuumlltuumlr Yayınları 1 Baskı

İstanbul 2013 s 4711 H G Liddell-R Scott A Greek-English Lexicon Guumller Ccedilelgin Eski Yunanca-Tuumlrkccedile Soumlzluumlk Kabalcı

Yayınevi 1 Baskı İstanbul 2011 Croix μέτοικος [metoikos] soumlzcuumlğuumlnuumln Eski Yunan duumlnyasının

122 Guumlvenccedil Şar

μέτοικος [metoikos] soumlzcuumlğuuml μετά [meta] ile οἶκος [oikos] soumlzcuumlklerinden oluşur μετά [meta] soumlzcuumlğuuml ldquoKatışık kelimelerde değişme ifade ederrdquo12 οἶκος [oi-kos] soumlzcuumlğuumlnuumln anlamları ise şoumlyledir ldquoev ev ile ilgili şeyler mal muumllk servet aile soyrdquo13 Buna goumlre μέτοικος [metoikos] soumlzcuumlğuuml evini yurdunu değiştiren kişiler iccedilin kullanılmaktadır Bu bakımdan μέτοικος [metoikos] soumlzcuumlğuumlne karşılık olarak goumlccedilmen soumlzcuumlğuuml ilk elde akla gelse de bu yeterince uygun bir karşılık olmayabilir Ccediluumlnkuuml Eski Yunancada goumlccedilmen soumlzcuumlğuuml karşılığı olarak kullanılan μετανάστης [metanastēs] soumlzcuumlğuuml bulunmaktadır Buna goumlre μέτοικος [metoikos] soumlzcuumlğuuml oumlzel bir duruma işaret etmektedir μέτοικος [metoikos] soumlzcuumlğuumlnuumln yurttaşlık haklarına sahip olmayan oumlzguumlr insanlar iccedilin kullanıldığını goumlz oumlnuumlne alarak belki de onlar iccedilin ldquoyerleşik yabancırdquo diyebiliriz

μέτοικος [metoikos]rsquoları πόλις [polis]rsquoin yurttaşlarından ayıran farklılaştıran bir başka youmln de πόλις [polis]rsquoin dinsel toumlrenlerine katılamamalarıydı Ccediluumlnkuuml yurttaşlık ile dinsel toumlrenlere katılmak arasında bağlantı vardı ldquoYurttaşı site tapınmasında yer alması nedeniyle tanıyoruz Tuumlm sivil ve siyasi hakları tapınmaya katılımından kaynak-lanır Tapınmadan vazgeccedilerse haklarından da vazgeccedilerhellip Atinarsquoda yurttaş tanrılarının bayramına katılmayan site uumlyesi hakkını kaybediyordurdquo14 Coulanges dini rituumlelleri gerccedilekleştirme ile yurttaş olma ve yurttaşlık haklarından yararlanma arasında keskin bir bağlantı kuruyordu Coulanges kitabında ξένος [ksenos] ile μέτοικος [metoikos] ayrımı yapmadan yabancıların πόλις [polis]rsquoin tanrılarına tapınamayacağını belirtir ldquoCcediluumlnkuuml yurttaşın tanrıları sadece yurttaşın duasını ve armağanlarını kabul eder yaban-cıyı reddederdi yabancıların tapınaklara girişleri yasaktır ve kurban sırasında orada bulunmaları bile dine saygısızlıktırrdquo15 Belirtmek gerekir ki Coulanges bu konudaki

buumltuumlnuumln de kullanılmadığını μέτοικος [metoikos] soumlzcuumlğuuml yerine geccedilebilecek başka soumlzcuumlkler de kullanıldığını belirtir ldquoBelirli bir polisrsquote kısa bir suumlreden fazla kalmak iccedilin resmicirc izne sahip olan ve resmicirc statuumlleri bazen (Atinarsquoda olduğu gibi) dikkatli bir şekilde duumlzenlenen lsquomukim yabancılarrsquo da bir başka lsquotabakarsquo olarak tespit edilebilir Bu ldquomukim yabancılarrdquo guumlnuumlmuumlzde genellikle lsquometiklerrsquo (Yu-nanca metoikoi) şeklinde adlandırılmaktadır ve ben de her ne kadar metoikoi terimi Klasik doumlnemde bile Yunan duumlnyasının her yerinde kullanılmasa ve Helenistik ccedilağda buumlyuumlk oranda ortadan kalksa da onlardan bu şekilde soumlz edeceğim (Yunan şehirlerinde metoikoi yerine kullanılabilecek diğer ifadeler arasında synoikoi epoikoi katoikoi ve daha sonrayla ağırlıklı olarak paroikoi bulunur)rdquo G E M De Ste Croix Antik Yunan Duumlnyasında Sınıf Muumlcadelesi Ccedilev Ccedilağdaş Suumlmer Yordam Kitap 1 Baskı İstanbul 2013 s 130

12 Suat Sinanoğlu Kelimelerin Etymonu Esas Tutularak Tertiplenen Yunanca Tuumlrkccedile Soumlzluumlk AUumlndashDTCF Yayınları Ankara 1953

13 Suat Sinanoğlu Kelimelerin Etymonu Esas Tutularak Tertiplenen Yunanca Tuumlrkccedile Soumlzluumlk14 Fustel De Coulanges Antik Site Ccedilev İsmail Kılınccedil Epos Yayınları 1 Baskı İstanbul 2011 s 18515 Fustel De Coulanges Antik Site s 186 Ayrıca μέτοικος [metoikos]rsquoların dinsel festivallerde yapılan

oyunlara spor yarışmalarına da katılmaları da yasaktı ldquoMOuml 350rsquode kesin biccedilimlerini alan oyunlara yalnızca on sekiz yaşından buumlyuumlk oumlzguumlr Yunan yurttaşları katılabilirdi Koumlleler bir Yunan sitesinde yaşayan ancak sitenin yerlisi olmayan kişiler (metoumlk) ve mahkucircmlar oyunlara alınmazlardırdquo Ali Te-kin-Guumllcan Tekin ldquoAntik Yunan Doumlnemi Spor ve Antik Olimpiyat Oyunlarırdquo Tarih Okulu Dergisi Yıl 7 Sayı 18 s 132

ldquoEvrdquoin Oumltesi Eski Yunanrsquoda ve Guumlnuumlmuumlzde Yabancı Uumlzerine Duumlşuumlnceler 123

oumlrneği Roma doumlneminden verir Coulanges dinsel rituumlellere katılmanın yurttaşlık ile birlikte diğer buumltuumln hakların elde edilmesini sağladığını ileri suumlrer ldquoTapınmaya ka-tılmak haklar elde edilmesine yol accedilıyordurdquo16 George Thomson da yabancıların hem yurttaşlık haklarından hem de dini rituumlellere katılma haklarından mahrum olmakla birlikte bir istisnası olduğunu da belirtir ldquohellip kentte ve onun ccedilevresinde ticaretin yarattığı fırsatların kendine ccedilektiği yerleşik yabancılardan (metoikoi) oluşan bir sınıf oluşmuştu Yabancılar olarak yurttaşlık haklarından ve devlet dininin kamusal toumlren-lerinden uzak tutulmuş olmalarına karşın huumlkuumlmetin politikası bunları geliştirmek youmlnuumlnde olmuştu Bununla birlikte yılda bir kez ulusal Panathenaia festivalinde bu yabancıların yalnızca festivale katılmasına izin verilmiyor aynı zamanda oumlzel onur nişanları dağıtılıyordu kendilerinerdquo17

μέτοικος [metoikos]rsquolar Eski Yunanrsquoda vatandaşlık haklarından yararlanama-maları yanında ayrıca bir de vergi vermek zorundaydılar μετοίκιον [metoikion] adı verilen bu vergiyi Finley yabancılardan alınan kelle vergisi olarak nitelendirmektedir Finleyrsquoe goumlre ldquoVatandaş olmayıp da şehirde kısa suumlreli yaşamakta olan belki de bir ay gibi kısa bir suumlre erkekler iccedilin ayda bir drakhme kadınlar iccedilin yarım drakhmerdquo oumllccediluumlsuumlnde bir μετοίκιον [metoikion] soumlz konusudur18 Deborah Kamen ise erkeklerin yıllık 12 drakhme kadınların yıllık 6 drakhme μετοίκιον [metoikion] oumldediğinden bahseder19 Friedell ise μετοίκιον [metoikion] ile ilgili olarak şoumlyle bir accedilıklama yapar ldquoBu insanlar Atinarsquoda on iki drakhmersquolik bir korunma parası oumlder yasal sınırlamalar dışında nuumlfusun geri kalanıyla aynı hakları paylaşırdırdquo20 μετοίκιον [metoikion]rsquoun oumldenmemesinin ise insanı oumlzguumlrluumlğuumlnden eden ciddi sonuccedilları vardı Diogenes Laerti-osrsquoun bildirdiğine goumlre Khalkedonrsquolu Ksenokrates μετοίκιον [metoikion] oumldemediği iccedilin Atinalılar onu satılığa ccedilıkarıp satmışlar Fakat Demetrios onu satın alarak oumlzguumlr-luumlğuumlnuuml geri vermiştir21

Eski Yunanrsquoda μέτοικος [metoikos]rsquolar politik hukuki hakları bakımından kouml-lelerle oumlzguumlr yurttaşlar arasında bir konuma sahipti μέτοικος [metoikos]rsquolar oumlzguumlr yurttaşlar gibi politikaya katılamıyorlar yani πόλις [polis]rsquoin youmlnetiminde soumlz sahibi olamıyorlardı bunun yanında oumlzguumlr yurttaşlar gibi ticaretle uğraşabiliyorlar ve hatta koumlle sahibi olabiliyorlardı ldquoLysias ve kardeşi Polemarchus beşinci yuumlzyılın sonlarında

16 Fustel De Coulanges Antik Site s 18617 George Thomson Aiskhylos ve Atina Ccedilev Mehmet H Doğan Payel Yayınları 1 Baskı İstanbul

1990 s33918 M I Finley Antik Ccedilağ Ekonomisi Ccedilev Hatice Palaz Erdemir Arkeoloji ve Sanat Yayınları İstanbul

2007 s 196 Ayrıca bkz Alacirceddin Şenel Eski Yunanda Eşitlik ve Eşitsizlik Uumlstuumlne Ankara Uumlniversi-tesi Siyasal Bilgiler Fakuumlltesi Yayınları 1 Baskı Ankara 1970 s 263

19 Deborah Kamen Status in Classical Athens Princeton University Press New Jersey 2013 s4420 Egon Friedell Antik Yunanrsquoın Kuumlltuumlr Tarihi Ccedilev Necati Accedila Dost Kitabevi Yayınları 1 Baskı An-

kara 1999 s 19821 Diogenes Laertios Leben und Meinungen beruumlhmter Philosophen Ccedilev Otto Apelt Verlag von Felix

Meiner 2 Baskı Hamburg 1967 614

124 Guumlvenccedil Şar

Atinarsquonın en zengin insanları arasında yer almış olabilirler ve kuşkusuz 404 yılında Klasik doumlnemde herhangi bir Yunanın guumlvenilir bir şekilde sahip olduğu soumlylenebile-cek en yuumlksek sayıda koumlleye sahip oldukları rivayet edilmiştir Fakat onlar Atinarsquoda birer metikti22 (yabancı sakin) ve hiccedilbir siyasi haktan yararlanamıyordurdquo23 Ayrıca oumlzguumlrluumlğuuml kendisine verilmiş olan koumllelerin durumu da Eski Yunanrsquoda oumlzellikle de Atinarsquoda μέτοικος [metoikos]rsquoların pozisyonunu anlamamız bakımından oumlnemli bir veridir ccediluumlnkuuml oumlzguumlrluumlğuumlne kavuşmuş koumlleler de μέτοικος [metoikos] statuumlsuumlne sahip olabiliyorlardı ldquoBir Yunan şehri yurttaşının azat edilmiş koumllesiyse hiccedilbir zaman efendisi tarafından azat edilmenin otomatik bir sonucu olarak metik statuumlsuumlnden daha fazlasını elde edememiş gibi goumlzuumlkmektedir Atinarsquodaysa azatlı koumlle kesin olarak metik statuumlsuumlne girerdirdquo24 Bundan dolayı Deborah Kamen μέτοικος [metoikos]rsquoun kapsamı hakkında bilgi verirken oumlzguumlrluumlğuumlne kavuşmuş koumllelerin de μέτοικος [metoikos] olduğunu belirtir25

μέτοικος [metoikos]rsquolar oumlzguumlr yurttaşların haklarına sahip olmamakla birlikte zaman zaman yurttaşlık haklarına kavuşabilmişlerdir Oumlrneğin Kleisthenes Atinarsquodaki youmlneticiliği doumlneminde ldquobirccedilok iyi halli metoikosrdquoa yurttaşlık hakkı tanımıştır26 Fakat bu oumlrnek dışında μέτοικος [metoikos]rsquoların yurttaşlık hakkı elde etmesi ccedilok fazla karşılaşılmayan bir durumdur ccediluumlnkuuml μέτοικος [metoikos]rsquoların yurttaşlığa geccedilmeleri iccedilin konulmuş olan koşullar ccedilok yuumlksek olabiliyordu Oumlrneğin Atinarsquoda μέτοικος [metoikos]rsquolar ldquoancak Atinarsquoya buumlyuumlk yararlıkları dokunduğunda altı bin oy ile Atina vatandaşı kılınabilirlerdi ki bu ccedilok guumlccedil bir şeydirdquo27

μέτοικος [metoikos]rsquoların sayısı πόλις [polis]rsquoin iccedilinde bulunduğu duruma goumlre değişiklik goumlsteriyordu Oumlzellikle Atina ekonomik ve politik olarak gelişkin bir du-rumdayken μέτοικος [metoikos] sayısı da buna uygun olarak artıyordu Buna karşın

22 μέτοικος [metoikos] soumlzcuumlğuuml ccedileşitli yabancı dillerden yapılan ccedilevirilerden dolayı Tuumlrkccedile kimi ccedilevi-rilerde farklı biccedilimlerde karşımıza ccedilıkmaktadır μέτοικος [metoikos] soumlzcuumlğuuml İngilizce ldquometicrdquo Al-manca ldquometoumlkrdquo Fransızca ldquomeacutetegravequerdquo soumlzcuumlkleriyle karşılandığından Tuumlrkccedileye ccedileviri kitaplarda ya da bu dillerden yapılan alıntılarda μέτοικος [metoikos] soumlzcuumlğuumlnuuml bu biccedilimlerde goumlrebiliyoruz Bundan dolayı metin iccedilersinde geccedilen ldquometicrdquo ldquometikrdquo ldquometoumlkrdquo gibi ifadelerin μέτοικος [metoikos] soumlzcuumlğuuml-nuumln karşılığı olduğu goumlz oumlnuumlnde tutulmalıdır

23 G E M De Ste Croix Antik Yunan Duumlnyasında Sınıf Muumlcadelesi s 12624 G E M De Ste Croix Antik Yunan Duumlnyasında Sınıf Muumlcadelesi s 227 Eski Yunanrsquoda oumlzguumlrluumlğuumlnuuml

kazanmış olan koumllelerin durumuyla ilgili olarak bakınız ldquoAzat edilen koumlleler ndashRomarsquoda olduğunun aksinendash yurttaş statuumlsuumlne değil metoikos statuumlsuumlne geccediltiği dolayısıyla Atinarsquoda oturabilmek iccedilin oumlz-guumlr bir yurttaşın himayesine ve hukuki temsiline ihtiyaccedil duyacağı ve bu kişi de muhtemelen eski efendi olacağından oumltuumlruuml koumllenin efendisine bağımlılık ilişkisi azatlık ile tamamen kopmuyordu Belli bir zaman ya da oumlluumlnceye kadar eski efendi iccedilin part-time ccedilalışmak tuumlruumlnden ilave koşulların da geti-rilmiş olabileceği duumlşuumlnuumllmelidirrdquo Guumlven Bakırezer ldquoAntik Yunan Duumlşuumlncesinde Koumllelikrdquo Ankara Uumlniversitesi Siyasal Bilgiler Fakuumlltesi Dergisi Cilt 63 Sayı1 s 24

25 Deborah Kamen Status in Classical Athens s4326 Alacirceddin Şenel Eski Yunanda Eşitlik ve Eşitsizlik Uumlstuumlne Ankara Uumlniversitesi Siyasal Bilgiler Fakuumll-

tesi Yayınları 1 Baskı Ankara 1970 s 22427 Alacirceddin Şenel Eski Yunanda Eşitlik ve Eşitsizlik Uumlstuumlne s 264

ldquoEvrdquoin Oumltesi Eski Yunanrsquoda ve Guumlnuumlmuumlzde Yabancı Uumlzerine Duumlşuumlnceler 125

savaş ve savaşın yenilgiyle sonuccedillanması gibi nedenlerden dolayı Atinarsquoda μέτοικος [metoikos] sayısı azalıyordu Whitby Demetriosrsquoun yaptığı bir nuumlfus sayımında 10000 gibi az sayıda μέτοικος [metoikos]rsquoun bulunduğu tespitini şu nedenlere bağlıyor ldquoBir yandan Lamia savaşında Atinarsquonın yenilgisini takip eden siyasi istikrarsızlık bir yandan da yuumlkselen Takipccedili rejimlerin sunduğu olanaklar yuumlzuumlnden Atinarsquoda bir yabancı olarak yaşamanın ccedilekiciliği adamakıllı azalmış olduğu bir zamanda bu sayım yapılmıştırdquo28 Atina πόλις [polis]rsquoinin nuumlfusu hakkındaki bilgiler tartışmalı olmakla birlikte Atina nuumlfusu ve μέτοικος [metoikos]rsquoların sayısı hakkındaki ccedileşitli bildirimler bir fikir verebilir ldquoİOuml V yuumlzyılda Atinarsquonın (Attikarsquoyı da iccedilermek uumlzere) nuumlfusu 300000 dolaylarında hellip Atina nuumlfusunun 155000rsquoinin Atinalılar 30000rsquoinin metoikoslar 115000rsquoinin de koumllelerden oluştuğu sanılmaktadırrdquo29 Atina nuumlfusu ve bunun iccedileriğinin ne olduğu tartışmalıdır Guumlnuumlmuumlzden yaklaşık 2500 sene oumlnce varol-muş bir kentin nuumlfusu konusunda kesin bir yargıda bulunmak oldukccedila zor olsa gerek Ayrıca bu nuumlfusun kaccedilının oumlzguumlr yurttaşlar kaccedilının kadın kaccedilının koumlle ve kaccedilının μέτοικος [metoikos] olduğu sorusunun yanıtlanması konusunda sıkıntılı bir durum oluşturmaktadır Alaeddin Şenel Perikles doumlnemi Atinarsquosının nuumlfus yapısı hakkındaki ccedileşitli araştırmacıların vardığı sonuccedilları şu biccedilimde derleyip toparlamıştır ldquoZimmern The Greek Commomvealth s 415 de 40 bin reşit erkek vatandaş 34 bin reşit er-kek metoikos 55 bin reşit koumlle olmak uumlzere 119 bin reşit erkek olarak tahmin eder Ferguson Greek Imperialism s 42 de Atinarsquonın Perikles devrinde 150 bini Atinarsquoda 150 bini Attikarsquoda [ 50 şehirleşme] olmak uumlzere 300 bin nuumlfuslu olduğunu bunun 13 uumlnuumln [100 bininin] koumlle 16 sının [50 bininin] metoikos 12 sinin [150 bininin] vatandaş ve vatandaşların aile ccedilevresi [karı ve ccedilocukları] olup bunun da 50 bininin askerlik yaşında erkek nuumlfus [yani tam vatandaş] olduğunu yazar Barker Greek Po-litical Theory s 31 de vatandaş ailelerinin 160 bin metoikosların 45 bin reşit 45 bin ccedilocuk olmak uumlzere 90 bin koumllelerinse 80 bin olduğunu yazarrdquo30

Buradan da anlaşılacağı gibi Atinarsquoda oumlzguumlr yurttaşlar yanında azımsanmayacak bir μέτοικος [metoikos] ve koumlle nuumlfusu soumlz konusudur Peki neden Atinarsquoda bu kadar yoğun μέτοικος [metoikos] ve koumlle nuumlfusu bulunmaktadır Oumlncelikle Atina Eski Yunan duumlnyasının ticaret politika ve kuumlltuumlr accedilısından deyim yerindeyse başkenti ko-numundaydı Bundan dolayı Atinarsquonın oumlzellikle pek ccedilok bakımdan yuumlkselişte olduğu doumlnemde diğer Yunan πόλις [polis]rsquolerinden Atinarsquoya bir akış soumlz konusuydu Oumlzel-likle ldquoPers Savaşları sonrası hızla gelişen polislerarası ticaret oumlzellikle deniz ticareti Atinarsquoya birccedilok yabancının gelmesine bunlardan bazılarının Atinarsquoya yerleşmelerine yol accediltırdquo31 Atinarsquoya yerleşen yabancılar genellikle ticaretle ilgilendiklerinden Atina

28 Michael Whitby ldquoM Ouml Doumlrduumlncuuml Yuumlzyılda Atinarsquonın Tahıl Ticaretirdquo Ticaret Tuumlccarlar ve Antik Kent Yay Haz Helen Parkins-Christopher Smith Ccedilev Oumlmuumlr Harmanşah Homer Kitabevi 1 Baskı İstanbul 2010 s 104

29 Kıvanccedil Ertop-Ccediletin Yetkin Siyasal Duumlşuumlnce Tarihi I Say Yayınları 1 Baskı İstanbul 1985 s 9130 Alacirceddin Şenel Eski Yunanda Eşitlik ve Eşitsizlik Uumlstuumlne s 26031 Alacirceddin Şenel Eski Yunanda Eşitlik ve Eşitsizlik Uumlstuumlne s 262

126 Guumlvenccedil Şar

ticaretinin oumlnemli bir kısmını ellerinde tutuyorlardı ldquoAşağı tabaka kent sakini oumlz-guumlr yabancı veya koumlle olabilen zanaatccedilıların faaliyetleri dışında agoranın diğer tuumlm gelişen ticari faaliyetleri metoikos32 adı verilen yabancıların elindeydihellip tek işleri para kazanmak olan siyasal anlamda dışlanmış azınlık idiler buumltuumln enerjilerini para kazanmaya ve paranın alabileceği şeyleri almaya harcamak zorundaydılarrdquo33 Genel olarak politik haklardan kısıtlanmış toplulukların sadece ticaretle uğraşması uğraşmak zorunda kalması goumlruumllen bir şeydi Uumlstelik Atinarsquodaki bu durum herkesin memnun olacağı sonuccedillar ortaya ccedilıkarıyordu ldquoİsokrates e goumlre Atina lsquotuumlccarlar yabancılar ve metiklerle dolu olduğundarsquo ndashccedilizdiği abartılı resme goumlrendash bu tuumlr insanların bulunmadığı kendi doumlnemine kıyasla iki kat daha fazla gelir elde etmiştirdquo34 Bunun sonucu olarak Atinalılar μέτοικος [metoikos]rsquoların getirdiği ekonomik guumlccedilten yaralanırken35 μέτοικος [metoikos]rsquolar da Atinarsquonın Eski Yunan duumlnyasının ticaret ve poltika merkezi olmasının getirdiği avantajlardan yararlanabiliyorlardı Uumlstelik μέτοικος [metoikos]rsquolar koumllelerin aksine istedikleri zaman başka bir πόλις [polis]rsquoe ya da kendi πόλις [polis]rsquolerine gitme oumlzguumlrluumlğuumlne sahiptiler ldquoAzatlı olmayan metikrsquolerin ccediloğu muhtemelen zama-nı gelince evlerine doumlnme niyetiyle bir suumlreliğine memleketleri olmayan bir şehirde goumlnuumllluuml olarak yaşayan başka bir πόλις [polis]rsquoin yurttaşları olmalıdır Ve kuşkusuz metikrsquoler yoğun bir şekilde soumlmuumlruumllemezlerdi Soumlmuumlruumllduumlkleri takdirde yapacakları şey basitccedile başka bir yere taşınmaktırdquo36

μέτοικος [metoikos]rsquoların Atinarsquoya katkısı etkisi sadece ticaret ile sınırlı değildi μέτοικος [metoikos]rsquolar Atinarsquonın ve dolayısıyla Eski Yunan duumlnyasının kuumlltuumlrel duumlşuumlnsel gelişimini sağlayan en oumlnemli unsurlardandı Bunu sağlamada en buumlyuumlk pay da sofistlere aitti Ccediloğunlukla μέτοικος [metoikos] olan sofistlerin Atinarsquonın eğitimi ve felsefesi soumlz konusu olduğunda doğrudan hukuk ve politika soumlz konusu olduğunda ise dolaylı olarak ccedilok buumlyuumlk katkıları olmuştur Sofistlerrsquoin Atinarsquoya etkisinin derecesi konusundaki bir yorum şoumlyledir ldquohellip Yunan sitesi bu can sıkıcı yabancılar [sofistler] olmasaydı her hacircluumlkacircrda var olmayacaktırdquo37

32 Tuumlrkccedile ccedileviride ldquometikosrdquo olarak verilmiş olan soumlzcuumlğuumln doğrusunu yazmayı uygun bulduk33 Lewis Mumford Tarih Boyunca Kent Ccedilev Guumlrol KocandashTamer Tosun Ayrıntı Yayınları 1 Baskı

İstanbul 2007 s 19334 G E M De Ste Croix Antik Yunan Duumlnyasında Sınıf Muumlcadelesi s 24635 ldquoGerccedilekten ticaret ve sanayi ile uğraşan metoikosların zengin Atina vatandaşları kadar koumlleleri vardı

ve hiccedil koumllesi olmayan ya da bir tek koumllesi olan vatandaşlar sınıfının yarısından fazlasına goumlre koumlle sahibi olma konusun da ve genel olarak ekonomik guumlccedilte uumlstuumln durumdaydılar Ancak Atina vatandaş-ları onların servetlerinin normal zamanlarda belli bir oumllccediluumlde olağanuumlstuuml zamanlarda tamamen genel yarar iccedilin kullanılacağını biliyordu Oumlrneğin zengin Metoikoslara gemi donatma tiyatro oyunlarının masrafını yuumlklenme goumlrevleri verilirdi Sanırız bu karşılıklı ekonomik ccedilıkarlar vatandaşlarla meto-ikosların arasının accedilılmamasının ve metoikosların siyasal amaccedillar peşinde koşmamalarının başlıca nedenleridirrdquo Alacirceddin Şenel Eski Yunanda Eşitlik ve Eşitsizlik Uumlstuumlne s 264-265

36 G E M De Ste Croix Antik Yunan Duumlnyasında Sınıf Muumlcadelesi s 36637 Barbara Cassin ldquoSofistlerrdquo Siyaset Felsefesi Soumlzluumlğuuml Yay Haz Philippe RaynaudndashStephane Rials

Ccedilev İsmail Yerguz İletişim Yayınları 1 Baskı İstanbul 2003 s 811

ldquoEvrdquoin Oumltesi Eski Yunanrsquoda ve Guumlnuumlmuumlzde Yabancı Uumlzerine Duumlşuumlnceler 127

Neredeyse tamamı μέτοικος [metoikos] olan sofistler Eski Yunan duumlnyasında oumlzellikle de Atinarsquoda eğitim konusunda en başta başvurulan kişilerdi ldquoYetişkinlerin eğitimi iccedilin uumlniversitelerin ya da kolejlerin olmadığı bir durumda boşluk sofist laka-bıyla uumlnlenen ve oumlvuumlnerek bir gence lsquokişisel işlerini uygun biccedilimde yuumlruumltmeyi kendi ev işlerini ve hem hatip hem de eylem adamı olarak gerccedilek bir guumlccedil haline gelebilmek iccedilin devlet işlerini en iyi şekilde youmlnetmeyirsquo kentte oumlğretme yeteneğinin reklamını yapan Protagoras gibi kimseler tarafından kendi yararlarına goumlre dolduruluyordurdquo38 Sofistler başta eğitim yoluyla Atinarsquonın toplumsal yapısını politik gelişimini tarihsel ve duumlşuumlnsel seyrini buumlyuumlk oranda değiştirdiler Sofistler politika ve hukuk alanında oumlzguumlr yurttaşların sahip olduğu haklardan mahrumdular buna karşın ders verdikleri oumlğrencileri aracılığıyla politika ve hukuk alanındaki değişimler konusunda belki de en buumlyuumlk etkiyi sağlamışlardı Sofistler doğrudan ya da dolaylı Yunan dili hukuk ve politika başta olmak uumlzere ccedilok ccedileşitli konularda Yunan duumlşuumlnmesine katkıda etkide bulunmuşlardı

μέτοικος [metoikos]rsquoların Eski Yunan duumlnyasında ve oumlzellikle de Atinarsquodaki konumunu değerlendirdikten sonra μέτοικος [metoikos] soumlzcuumlğuuml uumlzerinde biraz daha durmak istiyoruz Oumlzellikle de μέτοικος [metoikos] bileşik soumlzcuumlğuumlnuuml oluşturan iki soumlzcuumlkten biri olan οἶκος [oikos] soumlzcuumlğuumlnuumln anlamları ve kullanım bağlamları uumlzerinden μέτοικος [metoikos]rsquou ya da yabancıyı değerlendirmek istiyoruz οἶκος [oikos] soumlzcuumlğuumlnuumln ccedileşitli kullanımları konusunda ilk elde şunları buluruz Sadece inşa edilmiş yapı anlamıyla değil herhangi bir mesken anlamında ev kykloprsquoların mağarası ccediladır yuva oda yemek salonu muumlstakil ev ev ile ilgili kamusal binalar iccedilin toplantı eviyeri salon tapınak kuşlar iccedilin kafes arı kovanı astrolojide gezegenin meskeni birinin ev eşyaları Attika yasalarında emlak miras39 οἶκος [oikos] soumlzcuumlğuumlnuuml en genel anlamıyla ev ya da yaşama yeri mekacircnı olarak anlamak gerekiyor Bu bakımdan μετά [meta] - οἶκος [oikos] yaşama mekacircnından başka bir mekacircna yabancı bir mekacircna geccedilmek demektir bir başka deyişle tanıdık bildik alışıldık olandan tanınmayana bilinmeyene alışılmamış olana geccediliş yapmak demektir Hemen belirtmek gerekir ki μετά [meta] - οἶκος [oikos] yani evini mekacircnını terk etme ile ilgili Eski Yunancada bir de fiil vardır μετοικέω [metoikeō] Bu fiil ikametgacirch değiştirmek anlamına geldiği gibi oumllmek anlamında da kullanılırdı Nitekim Tuumlrkccedilede de oumllenler iccedilin ldquogoumlccediltuumlrdquo ldquogoumlccediluumlp gittirdquo ifadelerini kullanırız40 Burada insan yine kendi mekacircnından ayrılmak zorunda kalmıştır Bu zorundalık bize bir şeyler soumlyluumlyor olabilir İnsan zorunlu olmadıkccedila ya da istemesine neden olacak bir olay olmadıkccedila evini yurdunu mekacircnını terk etmez terk etmek istemez Yabancı olmak bundan dolayı bir ccedileşit suumlrguumln olma durumudur

38 W K C Guthrie The Sophists Cambridge University Press Cambridge 1977 s 2039 H G Liddell-R Scott A Greek-English Lexicon40 μετοικέω [metoikeō] fiilinin bu anlamıyla kullanımı hakkında bkz Euripides ldquoHippolytusrdquo Ion

Hippolytus Medea Alcestis Ccedilev Arthur S Way Loeb Classical Library Harvard University Press London 1946 837

128 Guumlvenccedil Şar

Suumlrguumlnuumln zorla olması ya da goumlnuumllluuml olması suumlrguumlndekinin yabancı olduğu gerccedileğini değiştirmez

İnsan varlığını suumlrduumlrduumlğuuml alışılageldiği mekacircnı bırakıp gittiğinde kendisinde daha doğrusu kendi varlığı ile ilgili duumlşuumlnmesinde bir takım eksiklikler ya da boşluklar oluşur Aynı şekilde insanın kendi yaşam ya da varlık alanına dışarıdan gelen ya da dışarıdan katılan herhangi bir varlık da kişiyi tedirgin eder Yabancı bu anlamıyla hem tedirgin olandır hem de tedirgin edendir Bundan dolayı yabancının alışılmış olana muumldahalesi girme ccedilabası karşısında bir dışlaştırma pratiğini de bulur ldquoYabancı olan her bir duumlzenin sınırlarındaki olağan-uumlstuuml ve duumlzen-dışı olan şeklinde ortaya ccedilıkar ki bu duumlzen dışı mevcut duumlzende yer bulamaz ama dışlanmış olan olarak vardırrdquo41

Yabancı kendi yaşama alanını evini terk eden ya da terk etmek zorunda kalandır Bu yanıyla kendi bildik tanıdık ve korunaklı sınırlarını aşarak bir başkasının korunaklı sınırına doğru hamle yapar Bundan dolayı da bir başkasıyla karşılaşır Bir başkasıyla karşılaşması ise bir başkasını yabancı olarak tanımaya başlamanın ilk adımıdır42 Bir başkasını tanımaya başladığımızda başkasının sınırına dayanırız ldquoYabancı bir sınır fenomenidir bilhassardquo43

Yabancıyı duumlşuumlnmeye başladığımızda sınırı da duumlşuumlnmeye başlarız Elbette sınır dediğimizde ndashkendi bedensel yapımın sınırlarından oumlncendash bir yeri bir mekacircnı duumlşuumln-memiz gerekir Bu mekacircn ile olan ilişki yerli ile yabancı olanın bakışında farklılaşır Yerli sanki kendisi hep oradaymış oranın sahibiymiş de mekacircn daha sonradan ona goumlre onun iccedilin oluşturulmuş duygusu iccedilindedir Yabancı ise yabancı olduğu mekacircnla kendisi arasında tam bir oumlzdeşlik kuramaz ya da kurmak istemez Bunun oumlrneğini yukarıda Eski Yunanrsquoda μέτοικος [metoikos]rsquoları anlatırken goumlrmuumlştuumlk μέτοικος [metoikos]rsquolar yabancısı oldukları πόλις [polis]rsquote ekonomik politik nedenlerden kalma koşulları ortadan kalktığında πόλις [polis]rsquoten ayrılarak diğer bir πόλις [polis]rsquoe ya da kendi πόλις [polis]rsquolerine geccedilme goumlccedilme konusunda teredduumlt yaşamıyorlardı44

Yabancının mekacircn ile ilişkisi bu bakımdan geccedilici teredduumltluuml bir seyir izler Mekacircn yabancı iccedilin hem kalıcı hem geccedilicidir deyim yerindeyse yabancının kendini ait his-setmediği mekacircndaki duruşu eğretidir ldquoNitekim yabancı terimin bildik anlamıyla burada sayılmaz buguumln gelip yarın giden gezgin gibi değil buguumln gelip yarın kalan

41 Bernhard Waldenfels Yabancı Fenomenolojisi Ccedilev Mesut Keskin Avesta Yayınları 1 Baskı İstan-bul 2010 s 15

42 Elbette her zaman bir yabancıyı tanıma pratiğine adım atılmayabilir ya da buna engel olunmaya ccedilalı-şılabilir Herakleitosrsquoun dediği gibi ldquoKoumlpekler tanımadıklarına havlarrdquo Herakleitos Fragmanlar Tes-timonia - Fragmenta -Imitationes Ccedilev Erdal Yıldız-Guumlvenccedil Şar Dergah Yayınları 1 Baskı İstanbul 2016 B97

43 Bernhard Waldenfels Yabancı Fenomenolojisi s 2144 Oumlrnek olarak Aristotelesrsquoin Atinarsquoda kendisine karşı oluşan tepkiyi goumlz oumlnuumlne alarak Atinarsquonın Sok-

ratesrsquoten sonra felsefeye karşı başka bir succedila daha bulaşmaması duumlşuumlncesinden hareketle Atinarsquoyı terk etmesini goumlsterebiliriz Bkz Frederick Copleston Aristoteles Ccedilev Aziz Yardımlı İdea Yayınevi 2 Baskı İstanbul 1997 s 9

ldquoEvrdquoin Oumltesi Eski Yunanrsquoda ve Guumlnuumlmuumlzde Yabancı Uumlzerine Duumlşuumlnceler 129

adam gibidir - yani artık daha oumlteye gitmeyecek olsa da gelip gitme oumlzguumlrluumlğuumlnuuml tam edinememiş potansiyel gezgin gibidir deyim yerindeyse Belli bir mekacircn dairesi iccedilinde ndashya da sınırları mekacircnsal sınırlara benzeyen bir grup iccedilindendash sabitlenmiştir ama onun iccedilindeki konumu temelde en başta ona ait olmamasının ve ona baştan beri onun bir parccedilası olmayan olamayacak nitelikler taşımasının etkisi altındadırrdquo45 Bu bakımdan bir yabancıdan soumlz etmemiz iccedilin bir mekacircndan da soumlz etmemiz gerekir Bir yer mekacircn hakkında konuşmadan yabancıdan soumlz edemeyiz ldquohellipkoumlkten bir yabancılık tuumlruuml başka bir yeri başka bir yerde olmuş olma şaşırtmacasını varsaymadan yani Aristotelesrsquoin temel kategorileri arasında goumlsterdiği belli bir lsquonerersquoye (που) goumlnderme yapmadan ortaya ccedilıkmazrdquo46

Yabancı ne kadar eğreti ya da geccedilici dursa da mekacircnla mekacircndakilerle bir iletişim etkileşim iccedilindedir Eski Yunanrsquoda yabancının durumunu incelerken goumlrduumlğuumlmuumlz gibi yabancı ekonomik politik kuumlltuumlrel ve duumlşuumlnsel olarak etkileyen ve elbette etkilenendir Bu bakımdan yabancının yerli olanla ve yerli olanın yabancı ile olan ilişkisi ilişki(li) olmama durumuna goumlre daha olumludur ldquoYabancı olma durumu şuumlphesiz buumltuumlnuumlyle olumlu bir ilişkidir oumlzguumll bir etkileşim biccedilimidir Sirius gezegeninin sakinleri bizim iccedilin tam manasıyla en azından sosyolojideki manasıyla yabancı değillerdir Bu bakımdan bizim iccedilin yokturlar uzak ve yakın olmanın oumltesindedirler Yabancı grubun kendisinin bir unsurudur tıpkı yoksullar ve muhtelif lsquoiccedil duumlşmanlarrsquo gibi - gruba mensubiyeti hem onun dışında olmayı hem de onunla karşı karşıya gelmeyi iccedileren bir unsurrdquo47

Yabancının yeni bir yere mekacircna geccedilmesinin en oumlnemli nedenlerinden birini ticaret oluşturmaktadır Kentten kente gezen tuumlccar gittiği her kentin yabancısıdır Son birkaccedil yuumlzyıla kadar kentdevlet ilk olarak ve ccediloğunlukla da yabancılara ticaret alanında rastlar Yukarıda da anlattığımız gibi μέτοικος [metoikos]rsquolar ticaret alanında son derece etkiliydiler hatta onlar olmadan πόλις [polis] ekonomik olarak o kadar da guumlccedilluuml olmuyordu Bu bakımdan kentindevletin yabancıyla ilk karşılaşması ticaret uumlzerindendir ldquoEkonomik faaliyetin buumltuumln tarihinde yabancı her yerde devreye tuumlccar tuumlccar da yabancı olarak girer Kendi ihtiyaccedillarını karşılamak uumlzere uumlretim yapmak genel kural olduğu ya da uumlruumlnler nispeten kuumlccediluumlk bir daire iccedilinde değiş tokuş edildiği suumlrece grup iccedilinde bir aracıya gerek yoktur Tuumlccara ancak grup dışında uumlretilmiş olan uumlruumlnler iccedilin ihtiyaccedil duyulur Bu zorunlu ihtiyaccedil maddelerini satın almak uumlzere yabancı diyarlara giden insanlar (ki bu durumda onlar da başka bir boumllgede ldquoyabancırdquo tacirler konuma gelirler) olmadığı suumlrece tuumlccarın bir yabancı olması gerekir başka birinin bu şekilde geccedilimini sağlaması muumlmkuumln değildirrdquo48

45 Georg Simmel Bireysellik ve Kuumlltuumlr Ccedilev Tuncay Birkan Metis Yayınları 1 Baskı İstanbul 2009 s 149

46 Bernhard Waldenfels ldquoYabancının Topolojisirdquo Pera Peras Poros Jacques Derrida ile Birlikte Disip-linlerarası Ccedilalışma Yay Haz Ferda Keskin-Oumlnay Soumlzer Ccedilev Nazlı Oumlzcan Yapı Kredi Yayınları İstanbul 1999 s 86

47 Georg Simmel Bireysellik ve Kuumlltuumlr s 14948 Georg Simmel Bireysellik ve Kuumlltuumlr s 150

130 Guumlvenccedil Şar

Kenttedevlette yabancılara ilk olarak ticaret alanında yer accedilmak işin doğallığıyla olmakla birlikte yabancıya bunun dışında yer accedilmamak yabancının da bu alanda sıkışıp kalmasına yol accedilar Ticaret geccedilmişte Eski Yunan başta olmak uumlzere pek ccedilok toplumda kuumlccediluumlmsendiğinden yabancılara bırakılmıştı Bunun en bilinen oumlrneklerinden biri Yahu-dilere ticaret alanı dışında bir alan bırakılmaması olarak goumlruumlnmektedir Eski Yunanrsquoda μέτοικος [metoikos]rsquolar politikaya katılamadıkları ve toprak sahibi olamadıkları iccedilin oumlncelikle ticaret alanında kendilerine yer buldular Hatta birer eğitimci dilbilimci ve duumlşuumlnuumlr olarak goumlruumlnen sofistler bile bir anlamıyla ticaret erbabıydı Hem Platonrsquoun sofistlerin para karşılığı ders vermesini eleştirmesinden hem de sofistlerin ccedilok buumlyuumlk kazanccedillar elde etmesinden dolayı sofistlere bir ccedileşit tuumlccar da denilebilir49

Yabancı tuumlccar olarak kentte yer ettiğinde bile mekacircn olarak oraya ait olmadığı duumlşuumlnuumlluumlr ve yabancı ile olan sınır tekrar konmaya tekrar oluşturulmaya ccedilalışılır Bu sınır elbette mekacircnsal bir sınırdır yine de Oumlrneğin Venedikrsquote Yahudilerin ldquogettordquo adı verilen ve sadece onlara ait olan yani onların girip ccedilıkabileceği boumllgeleri vardı

Yabancıya karşı tutum yabancının yerel olana davranışına ya da yerel olan iccedilin yararlı olup olmamasına ya da tehdit olup olmamasına goumlre değişebilir Yabancı kimi zaman davet edilmiş bir konuk olarak başka bir mekacircnda bulunabilir fakat konukluğu yabancı işe yarar olmaz goumlruumllmeye başladığından itibaren bir yuumlk olarak da goumlruumllmeye başlar Yabancının durumunu belirleyen yabancının kendisi değil yabancıyı mekacircnında ağırlayanın bakışıdır ldquoKonukluk elbette bir hak bir oumldev bir zorundalık bir yasadır yabancı oumltekinin dost olarak ağırlanmasıdır oumlyle olması gerekir ancak bunun koşulu ev sahibinin hostrsquoun Wirtrsquoin kabul eden veya barındıran ya da iltica hakkı verenin patron evin efendisi olarak kalması kendi evinde kendi otoritesini koruması kendini koruması kendine bakana bakması ve onu koruması dolayı sıyla konukluk yasasını evin oikonomiarsquonın yasası kendi evinin yasası yerin (ev hotel hastane yurt aile kent ulus dil) yasası olarak sunulan konukseverliğin kendisinin yerinin sınırlarını ccedili-zen ve onun uumlzerinde otoritesini koruyan otoritenin doğrulu ğunu koruyan korumanın yani doğruluğun yeri olarak kalan ve dolayısıyla sunulan armağanı sınırlayan ve bu sınırlamayı yani kendi evinde kendi-olmayı oumlduumlluumln ve konukseverliğin koşu lu yapan oumlzdeşlik yasası olarak olumlamasıdırrdquo50

Yabancı yerleştiği yerdeki insanlarla kurduğu birebir ilişkiyle oradaki insanlara yakınlaşır Yuumlz yuumlze ilişki yabancıyı yabancı olmaya yabancılaştırır Yuumlz yuumlze ilişki yakınlık bir suumlre sonra yabancıya sahte bir ldquoyerlilikrdquo duygusu kazandırır Yabancı ne kadar uzun suumlre bir mekacircnda yaşarsa yaşasın herhangi bir tarihsel olay ya da bir durum

49 Nitekim Platon Sofist diyaloğunda sofistin ne iş yaptığını bulmaya ccedilalışırken onu bir ccedileşit tuumlccar olarak da duumlşuumlnuumlr Bkz Plato ldquoSophistrdquo Theaetetus Sophist Ccedilev H N Fowler Loeb Classical Library Harvard University Press London 1921 223cd

50 Jacques Derrida ldquoKonuksev(-er--mez-)likrdquo Pera Peras Poros Jacques Derrida ile Birlikte Disiplin-lerarası Ccedilalışma Yay Haz Ferda Keskin-Oumlnay Soumlzer Ccedilev Ferda Keskin-Oumlnay Soumlzer Yapı Kredi Yayınları İstanbul 1999 s 48

ldquoEvrdquoin Oumltesi Eski Yunanrsquoda ve Guumlnuumlmuumlzde Yabancı Uumlzerine Duumlşuumlnceler 131

kişiye yabancı olduğunu hatırlatır Yukarıda verdiğimiz oumlrneği hatırlarsak Khalkedonrsquolu Ksenokrates uzun yıllardır yaşasa da yabancılara oumlzguuml vergiyi oumldemediğinde koumlle olarak satılmaktan kurtulamamıştır51 Yabancı bu bakımdan ne kadar yakınlık kurarsa kursun yeri geldiğinde yabancı olduğu hatırlanır hatırlatılır Bu yabancı isterse kuşak-lar boyu aynı yerde yaşasın yabancı olduğu gerccedileği değişmez Yabancı bu bakımdan yabancılığını kendisi unutmuş olsa bile yabancı olduğu kolay kolay unutulmayandır Bu bakımdan yabancı olana karşı olan duumlşuumlnce genellikle ldquoyabancısın sen yabancı kalrdquo biccedilimindedir

KAYNAKLAR

Ağaoğulları Mehmet Ali Kent Devletinden İmparatorluğa İmge Kitabevi Yayınları 2 Bas-kı Ankara 2000

Aristoteles Atinalıların Devleti Ccedilev Ari Ccedilokona Tuumlrkiye İş Bankası Kuumlltuumlr Yayınları 1 Baskı İstanbul 2013

Bakırezer Guumlven ldquoAntik Yunan Duumlşuumlncesinde Koumllelikrdquo Ankara Uumlniversitesi Siyasal Bilgiler Fakuumlltesi Dergisi Cilt 63 Sayı1

Cassin Barbara ldquoSofistlerrdquo Siyaset Felsefesi Soumlzluumlğuuml Yay Haz Philippe RaynaudndashStephane Rials Ccedilev İsmail Yerguz İletişim Yayınları 1 Baskı İstanbul 2003

Casson Lionel Antik Ccedilağda Seyahat Ccedilev Nalan Oumlzsoy MB Yayınevi 1 Baskı İstanbul 2008

Copleston FrederickAristoteles Ccedilev Aziz Yardımlı İdea Yayınevi 2 Baskı İstanbul 1997Coulanges Fustel De Antik Site Ccedilev İsmail Kılınccedil Epos Yayınları 1 Baskı İstanbul 2011Croix G E M De Ste Antik Yunan Duumlnyasında Sınıf Muumlcadelesi Ccedilev Ccedilağdaş Suumlmer

Yordam Kitap 1Baskı İstanbul 2013Ccedilelgin Guumller Eski Yunanca-Tuumlrkccedile Soumlzluumlk Kabalcı Yayınevi 1 Baskı İstanbul 2011 Derrida Jacques ldquoKonuksev(-er--mez-)likrdquo Pera Peras Poros Jacques Derrida ile Birlikte

Disiplinlerarası Ccedilalışma Yay Haz Ferda Keskin-Oumlnay Soumlzer Ccedilev Ferda Keskin-Oumlnay Soumlzer Yapı Kredi Yayınları İstanbul 1999

Diogenes Laertios Leben und Meinungen beruumlhmter Philosophen Ccedilev Otto Apelt Verlag von Felix Meiner 2 Baskı Hamburg 1967

Ertop Kıvanccedil - Yetkin Ccediletin Siyasal Duumlşuumlnce Tarihi I Say Yayınları 1 Baskı İstanbul 1985

51 Eski Yunanrsquodaki yabancılara youmlnelik kelle ya da baş vergisi olarak nitelenen μετοίκιον [metoikion] olarak adlandırılan vergi biccedilimine tarihin başka doumlnemlerinde de rastlarız ldquohellip ortaccedilağ boyunca Frankfurt ve başka yerlerde Yahudilere konan vergi gibi oumlzel vakalarda da rastlanır Hıristiyan yurt-taşların oumldedikleri vergi verili bir zaman dilimindeki servetlerine goumlre değişirken tek tek buumltuumln Yahu-dilerin oumldeyeceği vergi oumlnceden belirlenmişti Bu miktar sabitti ccediluumlnkuuml Yahudinin toplumsal mevkii belli nesnel iccedileriklerin taşıyıcısı olmasıyla değil Yahudi olmasıyla belirleniyordu Vergiler karşısında diğer buumltuumln yurttaşlar belli miktarda servete sahip kişiler olarak goumlruumlluumlyor oumldeyecekleri vergi de bu servetin dalgalanmalarına goumlre değişebiliyordu Ama vergi muumlkellefi olarak Yahudi her şeyden oumlnce bir Yahudiydi dolayısıyla mali konumu da değişmez bir unsur iccedileriyordu Bu da en bariz biccedilimde tek tek Yahudilerin iccedilinde bulundukları koşulların farklılığı dikkate alınmadığı (ki alındığında da sabit de-ğerlendirmeler hep daha ağır basıyordu) ve buumltuumln yabancılar tam tamına aynı kelle vergisini oumldedikleri zaman goumlruumlluumlr şuumlphesizrdquo Georg Simmel Bireysellik ve Kuumlltuumlr s 153-154

132 Guumlvenccedil Şar

Euripides ldquoHippolytusrdquo Ion Hippolytus Medea Alcestis Ccedilev Arthur S Way Loeb Classi-cal Library Harvard University Press London 1946

Finley M I Antik Ccedilağ Ekonomisi Ccedilev Hatice Palaz Erdemir Arkeoloji ve Sanat Yayınları İstanbul 2007

Friedell Egon Antik Yunanrsquoın Kuumlltuumlr Tarihi Ccedilev Necati Accedila Dost Kitabevi Yayınları 1 Baskı Ankara 1999

Guthrie W K C The Sophists Cambridge University Press Cambridge 1977Herakleitos Fragmanlar Testimonia - Fragmenta - Imitationes Ccedilev Erdal Yıldız-Guumlvenccedil

Şar Dergah Yayınları 1 Baskı İstanbul 2016Kamen Deborah Status in Classical Athens Princeton University Press New Jersey 2013Liddell H G - Scott R A Greek-English Lexicon Clarendon Press 9 Baskı Oxford 1996 Mumford Lewis Tarih Boyunca Kent Ccedilev Guumlrol KocandashTamer Tosun Ayrıntı Yayınları 1

Baskı İstanbul 2007Plato ldquoSophistrdquo Theaetetus Sophist Ccedilev H N Fowler Loeb Classical Library Harvard

University Press London 1921Rodgers Nigel Antik Yunan Ccedilev Uumllkuuml Evrim Uysal Tuumlrkiye İş Bankası Kuumlltuumlr Yayınları

1 Baskı İstanbul 2015Simmel Georg Bireysellik ve Kuumlltuumlr Ccedilev Tuncay Birkan Metis Yayınları 1 Baskı İstanbul

2009Sinanoğlu Suat Kelimelerin Etymonu Esas Tutularak Tertiplenen Yunanca Tuumlrkccedile Soumlzluumlk AUumlndashDTCF Yayınları Ankara 1953

Şenel Alacirceddin Eski Yunanda Eşitlik ve Eşitsizlik Uumlstuumlne Ankara Uumlniversitesi Siyasal Bilgi-ler Fakuumlltesi Yayınları 1 Baskı Ankara 1970

Tekin Ali - Tekin Guumllcan ldquoAntik Yunan Doumlnemi Spor ve Antik Olimpiyat Oyunlarırdquo Tarih Okulu Dergisi Yıl 7 Sayı 18

Thomson George Aiskhylos ve Atina Ccedilev Mehmet H Doğan Payel Yayınları 1 Baskı İstanbul 1990

Waldenfels Bernhard ldquoYabancının Topolijisirdquo Pera Peras Poros Jacques Derrida ile Birlik-te Disiplinlerarası Ccedilalışma Yay Haz Ferda Keskin-Oumlnay Soumlzer Ccedilev Nazlı Oumlzcan Yapı Kredi Yayınları İstanbul 1999

ndashndashndashndash Yabancı Fenomenolojisi Ccedilev Mesut Keskin Avest Yayınları 1 Baskı İstanbul 2010Whitby Michael ldquoM Ouml Doumlrduumlncuuml Yuumlzyılda Atinarsquonın Tahıl Ticaretirdquo Ticaret Tuumlccarlar ve

Antik Kent Yay Haz Helen Parkins-Christopher Smith Ccedilev Oumlmuumlr Harmanşah Homer Kitabevi 1 Baskı İstanbul 2010

Yalccedilınkaya Ayhan ldquoYunan Uygarlığı İccedilinde Polis ve Siyasetrdquo Sokratesrsquoten Jakobenlere Ba-tırsquoda Siyasal Duumlşuumlnceler Editoumlr Mehmet Ali Ağaoğulları İletişim Yayınları 1 Baskı İstanbul 2011

DİSTOPİK BİR GELECEK KURGUSU ZAMYATİNrsquoİN BİZrsquoİ

Arzu İbişi Temelli

A DYSTOPIAN FUTURE FICTION WE BY ZAMYATIN

OumlZYevgeni Zamyatinrsquoin bilim kurgu niteliğindeki dikkat ccedilekici eseri Biz gelece-ğe dair bir karamsarlığı yansıtmaktadır Soumlz konusu karamsarlık insanlık iccedilin olumlu goumlruumlnen bir takım oumlzelliklerin ardında saklıdır Bilimsel ilerlemenin artık neredeyse tamamlandığı bir doumlnemi anlatan eser oumlzguumlrluumlk mutluluk hayalguuml-cuuml gibi kavramların bilimsel gelişmeye bağlı yorumunu matematiksel bir dil uumlzerinden sunmaktadır Bu dil bireyselliğin olmadığı bir toplumsal duumlzende toplumun her uumlyesinin bir numaradan ibaret olduğunu vurgulayan bir anlatımla sunulmaktadır Bireysel oumlzguumlrluumlğuumln yitirilmesi nedeniyle ldquobizrdquo olarak nitelenen toplum uumlyelerinin var oluşları yalnızca Tek Devletrsquoe yani siyasi guumlce hizmet ve itaat uumlzerinden kurgulanmaktadır 26 yuumlzyılda geccedilen hikacircye totalitarizmin baş-goumlsterdiği aynı zamanda bilim ve teknolojideki ilerlemenin bir sonucu olarak matematiğin toplumsal yaşayışın her aşamasına her unsuruna işlediği ve insanın mekanikleştiği karanlık bir duumlzeni resmetmektedir Boumlylelikle eser uumltopik de-ğil distopik bir nitelik taşımaktadır Bu ccedilalışmada Orwell Huxley gibi isimleri etkileyen Zamyatinrsquoin Bizrsquoinde sunulan distopik gelecek kurgusu tartışılmaya ccedilalışılacaktırAnahtar Kelimeler Biz Zamyatin uumltopya distopya gelecek kurgusu

ABSTRACT We is a remarkable science fiction book by Yevgeni Zamyatin and reflects pessimism about the future This pessimism is concealed behind certain characteristics which appear to be positive for the human beings The book narrates a period when scientific progress has been almost completed and presents the interpretation of the concepts such as freedom happiness and imagination etc based on scientific progress by using a mathematical language

Kutadgubilig Felsefe-Bilim Araştırmaları Mart 2017 Sayı 33 s 133-149

Arş Goumlr Dr İstanbul Uumlniversitesi Felsefe Boumlluumlmuuml (arzuibisigmailcom) Yazı geliş tarihi 05022017 kabul tarihi 06032017

134 Arzu İbişi Temelli

This language is presented by expressions emphasizing that each member of the society consists of a number in a social order that does not accommodate individuality The existence of the members of the society who are described as ldquowerdquo is fictionalized only through service and obedience to the political power ie One State due to the loss of individual freedom The story is set in the 26th century and depicts a dark period which is dominated by totalitarianism and where mathematics affects all phases and elements of social life as a result of progress in science and technology and where humans are mechanized Therefore the book has a dystopian but not utopian nature In this study the dystopian future fiction presented in We by Zamyatin who affected significant figures such as Orwell Huxley etc will be dealt with Keywords We Zamyatin utopia dystopia future fiction

Giriş

Uumltopyalar insanın duumlzen ve mutluluk arayışının bir sonucu olarak geliştirilmiş olan tasarımlardır Distopyalarda ise mutluluk probleminin ccediloumlzuumlme kavuşturulmadığı karanlık bir tablo soumlz konusudur Hem uumltopik hem de distopik eserlerde ccediloğunlukla siyasal duumlzene ve buna bağlı toplumsal yaşayışa dair sorgulamalar yapılmaktadır Bu eserler bir altın ccedilağın muumlkemmelliğine işaret ederek geccedilmişe veya bir kurtuluş tablosu ccedilizerek geleceğe odaklanabilirler Bu ccedilalışmanın konusunu oluşturan Biz adlı romanda Zamyatin kendi doumlnemine dair bir eleştiri geliştirerek geleceğe odaklanmış ve olumsuz bir senaryo yaratmıştır Bu nedenle insan iccedilin kurtuluştan ccedilok bir ccediloumlkuumlş doumlnemi sunulmuştur

Guumlnluumlk biccediliminde yazılmış olan romandaki ana karakter D-503 yabancı okuyu-culara kendi toplumunu anlatmak iccedilin ccedilaba goumlsterir gelecek bilinci ve hatta gelecek dili aracılığıyla gerccedilekte var olan sosyal resim sunulur Yeni bir toplum duumlşuumlncesi yeni bir bilinccedil ve dili gerektirir ve bu da yalnızca futuristik bir kurgu tekniğiyle hakkıyla oumlnerilebilir Zamyatinrsquoin bu konudaki tasavvuru benzersiz bir bilim kurgu ccedilalışması olan Bizrsquode onun en radikal fikirleriyle oumlruumllerek ortaya konulmuştur1 Eserin futuristik yapısı felsefi olarak değerlendirilebilmesinin oumlnuumlnuuml accedilmaktadır Zira eserdeki gele-cek tasarımı oumlzellikle tarih felsefesinin problemleri oumllccediluumlsuumlnde duumlşuumlnuumllebilmektedir Bilimsel ilerleme insanın makineleştirilmesi hayalguumlcuumlnuumln bir hastalık şeklinde nitelendirilmesi vatandaşlarınsayıların Tek Devletrsquoin guumlcuuml karşısında boyun eğmesi

1 Bkz Patrick Parrinder ldquoImagining the Future Zamyatin and Wellsrdquo Science Fiction Studies Vol 1 No 1 SF-TH Inc 1973 ss 17-26 s 20 Stable URL httpwwwjstororgstable4238838 Accessed 20-12-2016 1205 UTC

Distopik Bir Gelecek Kurgusu Zamyatinrsquoin Bizrsquoi 135

ve isyan edenlerin cezalandırılma biccedilimleri uumlzerinden ccedilokccedila malzeme veren Biz bu problemlerle ilişkili olarak aşağıda değerlendirilmeye ccedilalışılacaktır Ancak oumlncelikle eserin niccedilin distopya olarak nitelendirilmesi gerektiğini accedilıklayabilmek adına uumltopya ve distopyanın anlamına kısaca değinmek yerinde olacaktır

I Uumltopya-Distopya

Bilindiği uumlzere uumltopya kavramı ilk kez 1516rsquoda Uumltopya adlı uumlnluuml eseri yayınlanan Thomas More tarafından kullanılmıştır More Grekccedile ldquoyokrdquo ve ldquoyerrdquo kavramlarını birleştirerek neredeyse evrensel geccedilerlilik kazanan bu ismi tuumlretmiştir2 Yani lsquouumltopyarsquo kavramı Yunanca iki ekin birleştirilmesi yoluyla ortaya ccedilıkmıştır Omayrsquoın belirttiği gibi lsquoutopiarsquo olumsuzluk bildiren lsquooursquo (ού) ile lsquoyerrsquo anlamına gelen lsquotoposrsquoun (τόπος) More tarafından birleştirilmesinden oluşan lsquoolmayan ya da bulunmayan yerrsquo anlamına gelen lsquooutopiarsquo kelimesinin lsquoutopiarsquo olan telaffuzundan gelmiş gibi goumlruumlnmektedir3 Duumlruumlşkenrsquoin utopia kavramına ilişkin accedilıklaması ise şoumlyledir

Bu kelime Yunanca utopeia ou [yokdeğil] ve topos [yer] soumlzcuumlklerinden gelir ve ldquoyok-yerrdquo ldquoyok-uumllkerdquo anlamına gelir ama Thomas Morersquoun Utopiarsquosı gibi her insanın yaşamak istediği bir yer olunca soumlzcuumlk oyunu yapılarak Eutopeia şekline buumlruumlnuumlr yani ldquoiyi-uumllkerdquo ldquoşanslı-uumllkerdquo ya da tam tabiriyle ldquoyaşanası-yerrdquo olur 4

Kavram More tarafından kullanılan biccedilimiyle yaşanası yer anlamı taşıdığından aynı zamanda bir iyiliğe hatta muumlkemmelliğe goumlnderimde bulunmaktadır Morersquoun uumlnluuml eserinin tam ismi de bunu yansıtmaktadır lsquoDe Optimo Reipublicae Statu Deque Nova Insula Utopia (Muumlkemmel Bir Devlet Modeli ve Yeni Uumltopia Adası)rsquo5

Morersquoun eserinde bir ada olarak tasvir edilen uumltopya aynı zamanda muumlkemmel bir youmlnetim biccedilimine işaret ettiği iccedilin de insanlar tarafından arzulanan bir duumlzeni yansıtmaktadır Boumlyle bir duumlzen insanlar tarafından suumlrekli arandığı iccedilin her ne kadar kavramın icadı Morersquoa ait olsa da uumltopik tasarımların insanların hayalguumlcuumlnuuml her zaman zorlamış olduğunu belirtmek gerekmektedir Hem hiccedilbir yer (outopia) hem de iyi bir yer (eutopia) anlamını taşıyarak bir imkacircnsızlığı yansıtan uumltopik kurgular hayalguumlcuuml var olduğu suumlrece yeni oumlrneklerle karşımıza ccedilıkmaya devam edecektir Nitekim Kumarrsquoın da bildirdiği gibi uumltopyanın kelime anlamıyla oumlzuuml şudur Muumlmkuumln olmayan ancak insanın bulunmak iccedilin heves ettiği bir duumlnyada yaşamak6 Muumlmkuumln olmadığı halde

2 George Kateb ldquoUtopias and Utopianismrdquo The Encyclopedia of Philosophy Ed by Paul Edwards Vol 8 New York The Macmillan Company amp The Free Press 1967 s 212

3 Murad Omay ldquoUumltopya Uumlzerine Genel Bir İncelemerdquo Sosyoloji Dergisi Sayı 18 İstanbul İstanbul Uumlniversitesi Edebiyat Fakuumlltesi Yayınları 2009 ss 1-14 s 2

4 Thomas More Uumltopya Ccedilev Ccediliğdem Duumlruumlşken 3 bs İstanbul Kabalcı Yayınları 2014 s 75 Bkz Ae6 Krishan Kumar Uumltopyacılık Ccedilev Ali Somel Ankara İmge Kitabevi 2005 s 9

136 Arzu İbişi Temelli

insanın arzuladığı ve aradığı duumlzeni yansıtan uumltopya oumlrnekleri bir başka hayali yerin tasarlanmasının oumlnuumlnuuml accedilmış distopya yazımına olanak sağlamıştır Morersquoun uumltopya yazımında bir oumlncuuml sayılması gibi uumltopyanın karşıtı şeklinde nitelenmesi gereken bir edebi tuumlr olarak beliren7 lsquodistopyarsquonın babası olarak Zamyatinrsquoi8 goumlstermek muumlmkuumlnduumlr

Anti-uumltopyakarşı-uumltopya adlandırmaları ile de soumlzuuml edilebilen distopya uumltopik kurgunun benzeri ancak aynı zamanda zıttı olan nitelikler taşıyan eserlerle oumlrnek-lendirilmiştir Krishan Kumar bu tuumlruumln uumltopyadan doğduğunu iddia etmektedir Ona goumlre uumltopyanın hicveden damarı zamanla ayrı bir alt tuumlruumln doğmasına neden olmuş ve distopya ya da antiuumltopya oluşmuştur 9 Kumar uumltopyanın distopya (karşı uumltopya) tuumlruumlnuumln anası olduğunu duumlşuumlnmekte ve bunu şu soumlzleriyle accedilığa vurmaktadır

Karşıuumltopya uumltopya tarafından alıştırılmıştır ve bir asalak gibi ondan beslenir Hayatını suumlrduumlrmek iccedilin uumltopyanın suumlrekliliğine yaslanır Uumltopya orijinal karşıuumltopya kopyadır yalnızca sanki daima siyah renktedir [hellip] Karşıuumltopya malzemesini uumltopyadan alır ve onu uumltopyanın olumlanmasını reddeden bir tavırla yeniden kurar Uumltopyanın aynadaki goumlruumlntuumlsuumlduumlr ama ccedilatlamış bir aynada goumlruumllen tahrif edilmiş bir goumlruumlntuumlduumlr bu10

Buna goumlre distopya veya karşıuumltopyanın karanlık ve korkutucu youmlnuuml baskın olan bir uumltopya olduğu soumlylenebilmektedir Bu ccedilalışmada Zamyatinrsquoin Biz adlı eseri Kumarrsquoın bu fikri takip edilerek değerlendirilecektir Distopya tuumlruumlnuumln en belirgin oumlrnekleri duumlşuumlnuumllduumlğuumlnde ilk sıralarda ldquoBizrdquo gelmektedir Biz Kumarrsquoın soumlzuumlnuuml ettiği

7 Distopyalar kelime anlamı olarak uumltopyaların tam karşıtı olarak goumlruumllemese de iccedilerik accedilısından uumltop-yaların karşı-tezi olarak nitelenebilirler

8 1884-1937 yılları arasında yaşamış olan Rus yazar Yevgeni Ivanovich Zamyatin StPetersburgrsquoda gemi muumlhendisiliği eğitimi alırken Bolşevik Partisirsquone katılmış 1905 devrimi sırasında yakalanıp hap-sedilmiştir 1906rsquoda ccedilalışmalarını tamamlamak uumlzere Finlandiyarsquoya gitmeden oumlnce StPetersburgrsquoda yeraltında yaşamıştır 1911rsquode ikinci kez hapse girmiştir Ekim devrimi sırasında Rusyarsquoda olan Zam-yatin devrim sonrasında başlayan edebiyat tartışmalarına katılmış bazı yazarlarla birlikte Serapion Kardeşler adlı bir edebiyatccedilılar grubu oluşturmuştur (Bkz YZamyatin Biz İstanbul Versus Yayın-ları 2016 s i) Edebiyatta yeni gerccedilekccedililik adını verdiği bir akımı savunan Zamyatin devrim sonra-sında edebiyat alanının oumlnemli figuumlrlerinden biri olmuştur 1920-21 yıllarında yazdığı oumlykuumllerde savaş komuumlnizmi ccedilağını insanlığın gelişmesinin tarihoumlncesi doumlnemi olarak saydığı goumlzlemlenmiştir (Bkz Yevgeni Zamyatin Biz CcedilevFatma Arıkan Serdar Arıkan 6 bs İstanbul İthaki Yayınları 2016) Zamyatin doumlneminin yasaklı yazarlarından biridir Bizrsquoin Zamyatinrsquoin kendi dilinde ve uumllkesinde yayınlanmasına uzun yıllar izin verilmemiş eserin İngilizcersquoye Fransızcarsquoya ve Ccedilekccedilersquoye ccedilevirileri yapılmıştır (Bkz Yevgeny Zamyatin We Transby Clarence Brown England Penguin Books 1993 s 10-11) Biz romanı Zamyatin hayattayken Rusyarsquoda yayımlanmadı fakat kitabı elyazmasından oku-yanlar eleştirdiler ve Sovyet Rusyarsquoya karşı bir karalama kitabı olarak yorumladılarZamyatinrsquoin edebi etkinlik alanı daraltıldı yazdığı tiyatro oyunlarının sahnelenmesi engellendi SSCBrsquode kalmasının ona yarar getirmediğini anlayan yazar 1931rsquode Stalinrsquoe mektup yazarak yurtdışına ccedilıkma izni istedi Bu kararı zor almıştı Gorkirsquonin desteğiyle 1932 yılında Fransarsquoya gitti SSCB karşıtı ccedilalışmalara katılmadı Parisrsquote 10 Mart 1937 guumlnuuml oumllduuml (BkzYevgeni Zamyatin Biz CcedilevFatma Arıkan Serdar Arıkan 6 bs İstanbul İthaki Yayınları 2016)

9 Ae s 4710 Krishan Kumar Modern Zamanlarda Uumltopya ve Karşıuumltopya Ccedilev Ali Galip İstanbul Kalkedon Ya-

yıncılık 2006 s 172

Distopik Bir Gelecek Kurgusu Zamyatinrsquoin Bizrsquoi 137

uumltopyanın ccedilatlamış aynadaki tahrif edilmiş goumlruumlntuumlsuumlnuuml yansıtan en oumlnemli eserlerden biridir Bu nedenle distopya yazımı konusunda Zamyatinrsquoin bir otorite oluşturduğu soumlylenebilmektedir 1920rsquode kaleme aldığı Biz ile George Orwell A Huxley Ursula Le Guin gibi yazarların oumlncuumlsuuml ve esin kaynağı olan Zamyatin onlardan ccedilok daha oumlnceki bir doumlnemde karamsar bir ccedilerccedileve iccedilinde kısıtlı kalmadan antiuumltopya tuumlruumlnuuml radikal bir eleştiri silahına doumlnuumlştuumlrmuumlştuumlr 11 Bu silah yazarın yaşantısı sırasında pek ccedilok ccedilileyle karşı karşıya kalmasına neden olsa da eseri yazım tarzı ve iccedilerdiği problemler nedeniyle yalnız edebiyat accedilısından değil felsefi accedilıdan da değerini korumaya devam etmektedir Aslında birer uumltopya sayılabilen distopya oumlrneklerinin felsefeyle ilişkisi ideal duumlzene dair sorgulama ve eleştirinin uumlruumlnuuml olmalarından kaynaklanmaktadır Eleştiri ve hic-vin etkisiyle bezenmiş olan distopyaların ccedilizdikleri karanlık tablo yazarlarının karşı duruşunu goumlstermektedir Karşı duruş eleştirinin sonucudur ve eleştirel bir zihnin de felsefeden uzak olduğu duumlşuumlnuumllemez Zamyatinrsquoin goumlruumlşleri bunun belirgin bir oumlrne-ğini vermektedir O devrimin hiccedilbir zaman sona erdirilemeyecek bir suumlreccedil olduğunu ldquogerccedilek edebiyatın guumlvenilir ve gayretkeş goumlrevliler tarafından değil ancak aykırı ve asi ruhlular ccedilılgınlar ve hayalciler tarafından gerccedilekleştirilebileceğinirdquo savunmuştur12 Aynı zamanda edebiyatta felsefi ufukların en korkusuz ldquonedenrdquo ve ldquopeki sonrardquo gibi ccedilocukccedila soruların gerekli olduğunu duumlşuumlnmuumlş ve bu soruların sahibi olan ccedilocukların en cesur filozoflar olduğunu dile getirmiştir13 Bu duumlşuumlnce mevcut duumlzen karşısında eleştirinin edebiyattaki dışsallaşmasının felsefi sorgulamadan bağımsız olamayacağını vurgulamaktadır Edebiyattaki bu dışsallaşmanın uumlruumlnuuml olan distopya ya da antiuumltopya yazarının yaşama duumlnyasındaki karanlık unsurları eleştirel bir metotla ortaya koymasına olanak tanımaktadır Kumarrsquoa goumlre Biz Cesur Yeni Duumlnya ve Bin Dokuz Yuumlz Seksen Doumlrt gibi eserlerde yabancılaşmış ve koumlleleşmiş bir duumlnyanın uumlrpertici manzarasını sunabilmek iccedilin modern romanın teknikleri kullanılmıştır14 Gerccedilekten de bu distopik eserler insanın kendine yabancılaştığı bir duumlnyanın resmini ccedilizmektedirler Biz bu yabancılaşmayı insanlık durumundan uzaklaşma şeklinde sergilemektedir

Distopyalarda ortaya serilen korkutucu manzaralar ccediloğunlukla gelecek kurgu-larının iccediline alınmıştır İnsan amacı olmadan yaşamını anlamlandıramayacağı iccedilin geleceği tasarlamak insanın vazgeccedilemediği bir durum olarak karşımıza ccedilıkmaktadır Pek ccedilok uumltopya ve aynı zamanda distopya bu durumdan beslenmiştir Kumarrsquoın da bildirdiği gibi uumltopyanın değeri guumlncel uygulanabilirliğinde değil olası bir gelecekle olan ilişkisindedir Ona goumlre goumlruumlnmeyen ve her zaman gizli kalacak olan Tanrı na-sıl penccedilesini kaldırmaya muumlkemmel gerccedileği ve muumlkemmel ahlakı ortaya ccedilıkarmaya kışkırtıyorsa uumltopyanın lsquohiccedilbir yerdeliğirsquo de onu aramaya bizi kışkırtmaktadır15 Bu

11 Yevgeni Zamyatin Biz Ccedilev Algan Sezgintuumlredi 3 bs İstanbul Versus Yayınları 2016 s i12 Bkz Ay13 Bkz Yevgeni Zamyatin Edebiyat Devrim Entropi ve Diğer Şeyler Uumlzerine Biz CcedilevFatma Arıkan-

Serdar Arıkan 6 bs İstanbul İthaki Yayınları 2016 s 24414 Bkz Kumar Uumltopyacılık s4715 Ae s12

138 Arzu İbişi Temelli

kışkırtma distopya accedilısından ise geleceğin karanlık yuumlzuumlnuuml duumlşuumlnmeye goumltuumlrmekte ve insanı iyi bir gelecek iccedilin var olan duumlzen iccedilerisindeki tehlikeleri goumlrmeye itmektedir

Uumltopyanın ldquoyok-uumllkerdquo ve ldquoiyi-uumllkerdquo olarak tanımlandığı bir durumda distopyanın bunun karşıtı olarak anlaşılması gerektiği soumlylenirse distopik kurguların ldquovar olanrdquo ldquokoumltuumlrdquo duumlzene işaret ettiği kabul edilmiş olur Ancak distopyalarda ccedilizilen genel tablo da aslında var olmayan bir duruma goumlnderimde bulunduğu iccedilin yukarıda bahsi geccedilen lsquodistopyanın uumltopyadan tuumlrediğirsquo şeklindeki goumlruumlş bu ccedilalışmada takip edilebilmektedir Uumltopyalarda olduğu gibi distopyalarda da kurgunun beslendiği unsur ldquovar olan duumlzenrdquodir Bu duumlzenin iccedilerdiği problemler nedeniyle eleştirilmesi iyi bir gelecek arzusuna dayalı olarak uumltopik veya distopik nitelikli eserlerin kaynağı olmuştur Yani her iki tuumlrde de mevcut duumlzendeki sorunlara dikkat ccedilekme denemeleri soumlz konusudur dolayısıyla amaccedilta bir ortaklık bulunmaktadır Bu ortaklık iki edebi tuumlruuml birbirine bağlı kılan unsurlardan biridir Dolayısıyla distopik bir romanın işlevsiz bir uumltopyadaki yaşamı goumlsteren hiciv niteliğinde bir roman tuumlruuml olduğu duumlşuumlnuumllmektedir16 Distopyalar yazıldıkları doumlnemde iccedilinde bulunulan duumlzenin getirdiği memnuniyetsizlik ve tehlikelere işaret etme amacı guumlttuumlkleri oranda sundukları gelecek kurgusunun olanaklılığı konusunda duumlşuumlnmeye de itmektedirler Bu anlamda bazı distopik kurgulardaki gerccedilekccedililik oranının uumltopik kur-gulardan daha fazla olduğu iddia edilebilmektedir Bizrsquodeki gibi aslında olumlu olarak değerlendirilen bir gelişmenin iyiye gitmiş goumlruumlnen bir tablonun ardında yatan uumlrkuumltuumlcuuml unsurlar ve işaret edilen tehlikeler distopyalarda oumlne ccedilıkan gelecek tasarımlarının bir kabusu andırdığını soumlylemeye olanak tanımaktadır Bizrsquode verilen mesaj bu kabustan uyanmanın yolunun da insanın elinde olduğu ve hayalguumlcuumlnden geccediltiğidir Zira hayal-guumlcuuml insana guumlzel bir gelecek tasarlamanın ve kendini koumltuuml duumlzenden sıyırmanın yolunu accedilmaktadır Bu nedenle Bizrsquode tiran veya İyilikccedili (Velinimet) hayalguumlcuumlnuuml yok ederek otoriteyi koruma yoluna gitmektedir Ancak bu şekilde insanın geleceği kendi istekleri doğrultusunda kurmasının ve youmlnlendirmesinin oumlnuumlne geccedililebilecektir Bu oumlrnek hem uumltopya hem distopyanın gelecek tasarımı ile bağını kurmak accedilısından oldukccedila oumlnemlidir

Mannheim gelecek ve uumltopya arasında kurduğu bağlantıda geleceğin buumlruumlnduuml-ğuuml şeklin olasılık olmasına karşılık insanın geleceğe youmlneliminin ldquoolsunrdquo uumlzerinden sağlandığını belirtmektedir ldquoOlsunrdquoun uumltopik olduğunu duumlşuumlnen Mannheimrsquoa goumlre ancak ldquoolsunrdquodan hareketle mevcut olasılıkların varlığı araştırılabilir ve bakışlar tarihe youmlnelir17 ldquoOlsunrdquo insanın geleceğe dair umudu ve arzusunu yansıtmaktadır Mannheimrsquoın yorumundan hareketle tarihin uumltopyaları ve onlardan doğmuş bir tuumlr olarak nitelenen distopyaları besleyen unsur olduğu ve aynı zamanda uumltopyaların da distopyaların da insanın tarihi değiştirme guumlcuuml ve iradesine vurgu yapan eserler olduğu soumlylenebilir Geleceğin uumltopik veya distopik tasarımı tarihte goumlze ccedilarpan sorunlardan

16 Bkz MLMikesell Jon Christian Suggs Zamyatinrsquos We and the Idea of the Dystopie Studies in 20th Century Literature Vol7 USA New Prairie Press 1982 ss89-102 s89

17 Karl Mannheim İdeoloji ve Uumltopya Ccedilev Mehmet Okyayuz 3 bs Ankara Nika Yayınları 2016 s 280

Distopik Bir Gelecek Kurgusu Zamyatinrsquoin Bizrsquoi 139

yola ccedilıkılarak kurulabilir ve aynı zamanda bu tasarımlar insanın geleceğe ilişkin umu-dunun da goumlstergesidir Mannheim uumltopyanın farklı şekillerinin yok olmasıyla birlikte insanın tarih yapma iradesinden ve tarihten ders alma yeteneğinden mahrum kalacağını soumlylerken18 oldukccedila haklıdır Zamyatin de insana bu guumlcuuml ve iradeyi hatırlatan ve aynı zamanda sorgulatan bir eser ortaya koymuştur Uumltopya ve distopyaya dair buraya kadar yapılan accedilıklamalardan sonra artık eserin incelenmesine geccedilmek yerinde olacaktır

II Hikacircye

Biz 26 yuumlzyılda otoriter bir devlete bağlı olarak şekillenmiş bir toplum yaşantısı iccedilinde bulunan D-503rsquouumln guumlnluumlğuumlne aktardıklarından oluşmaktadır Toplumun her uumlyesi-nin numaralardan oluşan kodlarla isimlendirildiği bu duumlzende D-503 Integral adlı uzay gemisinin yapımında yer alan bir muumlhendistir Uzaygemisi Integralrsquoin misyonu diğer gezegenlerin sakinlerini ilkel oumlzguumlrluumlk durumundan kurtarmak iccedilin aklın gerccedilekliğinin diğer gezegenlere de yayılmasına yardım etmektir19 D-503 kitabın başında vatandaşı olduğu Tek Devletrsquoi oumlverek bir bilgelik devleti şeklinde tanımlamakta bu devletin ccedilatısı altında yaşamayı da matematiksel bir muumlkemmellik iccedilerisinde yaşamak olarak nitelen-dirmektedir20 Oumlzguumlr olmayan bir yaşamın ideal yaşam olarak goumlruumllduumlğuuml21 bu duumlzende herkes birbirine benzerdir hatta bir oumlrnektir Matematiksel ve otoriter duumlzen iccedilerisinde ldquobenrdquo diye bir şeye yer yoktur Eserin baş kahramanı D-503rsquouumln yaşama duumlnyasına hacirc-kim olan matematik kullandığı dile de yansımıştır Soumlzgelimi kadınların yuumlzuumlnuuml tasvir ederken dahi geometrik şekillerden hareketle anlatmakta22 her şeyi matematiksel bir dil ile tanımlamakta ve sayılarla ifade edemediği herhangi bir şeyi rahatsız edici bulmak-tadır23 Yaşama mekacircnlarının tuumlmuumlyle camdan olduğu bu toplumda insanlar yaşamsal aktivitelerinin tuumlmuumlnuuml Tek Devlet tarafından belirlenmiş olan saatler tablosuna uygun şekilde gerccedilekleştirmektedirler D-503 guumlnluumlk yaşantının bir kesitini şoumlyle anlatmaktadır

Her sabah aynı saatte ve dakikada biz milyonlarca biz sanki tek vuumlcut olmuş gibi uya-nırız Aynı saatte milyonlarca biz ccedilalışmaya başlarız Sonra milyonlarca biz dururuz Ve sonra milyonlarca eli olan tek bir vuumlcut gibi tabloya uygun olarak aynı anda kaşık-larımızı ağzımıza goumltuumlruumlruumlz Ve aynı anda yuumlruumlyuumlş iccedilin kalkar oditoryuma gider Taylor egzersizleri iccedilin salona geccediler ve sonra da uyumaya gideriz24

18 Ae s 28219 Patrick A McCarthy ldquoZamyatin and the Nightmare of Technologyrdquo Science Fiction Studies Vol 11

No 2 SF-TH Inc 1984 ss 122-129 s122 Stable URL httpwwwjstororgstable4239611 Ac-cessed 20-12-2016 1209 UTC

20 Yevgeni Zamyatin We Trans by Clarence Brown England Penguin Books 1993 s 2821 Zamyatin We s 2922 Bkz Parrinder age s 2323 Zamyatin We s3124 Ae s 36

140 Arzu İbişi Temelli

Bu oumlzetten anlaşılacağı gibi insanlar bu duumlzen iccedilerisinde bir makinenin parccedilaları gibidirler yani birer otomattan ibarettirler Hayatlar zaman ccedilizelgesi ile sınırlanmış durumdadır Ne zaman ne yapılacağı saatler tablosuyla belirlenmiştir ve insanlar yal-nızca belli saat dilimlerinde evlerinin perdelerini indirebilirler Duygulara da fazla yer ayrılmayan hatta sevgiye savaş accedilılan25 bu toplumsal yapıda perdelerin kapatılabildiği belirli zaman dilimlerinde ndashkısmen gizli olarakndash yuumlruumltuumllebilen birliktelikler de ldquobir-birine kayıt olmardquo yoluyla gerccedilekleşmekte ve her şey gibi Tek Devletrsquoin kontroluumlnde tutulmaktadır D-503 eserin başlarında buumltuumln bunları anlatırken bir memnuniyetsizlik ifadesine yer vermemekte ve insanların istedikleri an istedikleri eylemi gerccedilekleştire-bildikleri doumlnemleri ilkel doumlnemler olarak tanımlamaktadır Ona goumlre boumlyle bir yaşam cinayet anlamına gelmektedir ve tuumlmuumlyle bilime aykırı akıldışıdır26 Bu nedenle Integral aracılığıyla Tek Devletrsquoin etki alanını genişletmesi daha fazla insanı ldquobizrdquoleştirerek youmlnetimi altına alması duumlnya iccedilin faydalı goumlruumllmektedir

Bizrsquode betimlenen toplumsal duumlzende oumlzguumlrluumlksuumlzluumlğuumln mekanik ideali toplumun tuumlmuumlne yayılır oumlzguumlrluumlğuumln ilkel değerlerine ve bireyselliğe geri doumlnmek isteyen bazı insanlar bilinse de bunlar makinenin kuumlccediluumlk bozulmuş parccedilaları olarak goumlruumlluumlrler ve makinenin sonsuz muumlkemmel işleyişi durdurulmaksızın kolaylıkla tamir edilebilirler27 Nitekim hikacircyenin sonunda ortaya ccedilıkan isyan bu şekilde bastırılmıştır

Hikacircye ana kahraman D-503rsquouumln I-330rsquola tanışmasından oumlnceki ve sonraki fikir-leri şeklinde ikiye ayrılarak değerlendirilebilir ve kitabın sonunda hayalguumlcuumlnuumln yok edilmesiyle birlikte kahraman en başa geri doumlner Soumlz konusu tanışma ise oumlzellikle oumlzguumlrluumlk accedilısından D-503rsquote bir bilincin gelişmesini sağlamıştır McCarthy hikacircyede I-330rsquoun devreye girmesinden sonra D-503rsquouumln oumlzguumlrluumlğe ve aşka youmlnelik iccedilguumlduumlsel arzuları ile devlete koşullu bağlılığı arasında kaldığını dile getirmektedir Bu nedenle D-503 George Orwellrsquoin 1984rsquouumlndeki Winston Smithrsquoin aksine hiccedilbir zaman gerccedilek bir isyancı olamamıştır28 Sorgulamaları sırasında sıklıkla ikilemler yaşamış ve hikacircyenin sonunda yine devlete bağlı kalan ve ldquobizrdquoden kopamayan bir duruma duumlşmuumlştuumlr Fakat yine de D-503rsquouumln I-330 sayesinde yaşadığı karmaşık duyguların sonucunda iccedilinde bulunduğu duumlzeni sorgulaması dikkate değerdir Oumlzellikle Tek Devletrsquoin egemenlik sınırlarını ayıran Yeşil Duvarrsquoın oumltesi D-503rsquouuml etkilemiş ve onun duumlnyanın ldquooumltekirdquo yuumlzuumlnuuml goumlrerek Tek Devletrsquoin lideri İyilikccedilirsquoye karşı yapılan oumlzguumlrluumlkccediluuml plana destek sağlamaya kalkmasının sebebi olmuştur

Oumlzetlemek gerekirse hikacircyenin temel unsurları D-503 I-330 İyilikccedili ve In-tegralrsquodir Bu unsurların her biri Tek Devletrsquoin oumlğeleridir Kumarrsquoın bildirdiği gibi hikacircyede Tek Devlet İyilikccedili ve muhafızları tarafından youmlnetilen eski uygarlığı ve

25 Ae s 4626 Ae s 36-3727 McCarthy age s 12328 Ae s 126

Distopik Bir Gelecek Kurgusu Zamyatinrsquoin Bizrsquoi 141

duumlnyanın nuumlfusunun ccediloğunu yok eden ldquoİkiyuumlz Yıl Savaşırdquonın ardından bin yıldır var-lığını suumlrduumlren bir mekanizmadır Tek Devletin şehirleri dışında hala geniş ormanlık ve ıssız boumllgeler vardır ama şehirlerde yaşayanların ccedilevresinde buumlyuumlk etkilenmez camdan duvarlar (Yeşil Duvarlar) bulunur ve kimsenin bunun dışına ccedilıkmasına izin verilmez Duvarların iccedil tarafında parıldayan mekanize tamamen uyumlulaşmış bir toplum vardır29 Hikacircyede Tek Devlet ccedilatısı altında yaşayan vatandaşların yani sa-yıların uyumluluğu rasyonel bir duumlzende yaşamalarına bağlanarak accedilıklanmaktadır Bilim ve matematik toplumun tuumlm unsurlarına işletilmiş durumdadır ve Tek Devlet egemenliğinin genişletilmesi de yine matematiğe dayalı bilim ve teknoloji yoluyla sağlanmaya ccedilalışılmaktadır Ana kahraman D-503rsquouumln yapımında yer aldığı Integral bu genişleme arzusunun aracı olarak tasarlanmıştır ve bu nedenle İyilikccedilirsquoye karşı ccedilıkışın da aracı Integral olmuştur Yeşil Duvarların ardında oumlrguumltlenen bir topluluk (Mephi) Integralrsquoi ele geccedilirmek suretiyle Tek Devlet otoritesini yok etmeye ccedilalışmıştır30 D-503 bu planı ilk duyduğu anda I-330rsquoa kendilerinin yapmış olduğu devrimin sonuncu dev-rim olduğunu ve bundan sonra devrim yapılamayacağını soumlylese de31 kendini isyanın iccedilinde bulmuştur Sayılar arasında bir lsquoen son sayırsquodan soumlz edilememesi gibi sayıların sonsuz olması gibi devrimlerin de sonunun olmayacağını soumlyleyen partneri32 D-503rsquouuml isyana dahil etmiştir Bu isyanın ilk anı iccedilin ise olay oumlrguumlsuumlnuumln oumlnemli bir noktasında yer alan ldquooybirliği guumlnuumlrdquo seccedililmiştir

Oybirliği guumlnuuml sayıların sayısı olarak nitelenen İyilikccedilirsquoye itaatin goumlsterildiği soumlzde seccedilim guumlnuumlduumlr Ancak ilk kez bin kişilik bir grup İyilikccedilirsquoye lsquohayırrsquo oyu ver-miş bir karşı ccedilıkış sergilemiştir33 Ccedilıkarılan isyanın arka planında daha oumlzguumlr daha mutlu kısaca daha iyi bir duumlzeni arzulayan hayal eden lsquobireyrsquoler vardır ve bu isyanın ccediloumlzuumlmuuml hayal etmenin otorite tarafından engellenmesi yoluyla olmuştur Bu da ha-yalguumlcuumlnuumln yok edildiği lsquobuumlyuumlk ameliyatrsquo ile sağlanacaktır lsquoBuumlyuumlk ameliyatrsquo ile sona eren Bizrsquode birey olma bilinci ve oumlzguumlrluumlk arzusu ile İyilikccedilirsquonin otoritesi arasındaki ccedilatışmanın ortadan kalkmasının yolu hayal etmenin engellenmesinden geccedilirilmiştir Ancak bu durum İyilikccedilirsquonin zaferi olarak goumlruumllememektedir Bunun ise iki nedeni vardır Birincisi yukarıda belirtilen lsquosayıların sonsuz olması gibi devrimlerin de sonsuz olacağırsquo duumlşuumlncesidir Tek Devlet otoritesine bağlı olarak yaşayan tuumlm sayılar tek tek buumlyuumlk ameliyata alınsalar da hayalguumlcuumlnuumln topyekuumln ortadan kaldırılması pek muumlmkuumln goumlruumlnmemektedir İkinci neden ise hayalguumlcuumlnuumln yok edilmesi ile Tek Devlet otoritesinin genişletilmesi arasında bir ters orantının bulunmasıdır Zira oto-ritenin yayılması iccedilin bilimsel gelişmenin bir uumlruumlnuuml olan Integral adlı uzay gemisinin kullanılması planlanmıştır Ancak bu tip bir aletin tasarlanabilmesi iccedilin de hayalguumlcuuml

29 Kumar Modern Zamanlarda Uumltopya ve Karşıuumltopya s 36330 Zamyatin We s 205-20631 Ae s 17032 Ay33 Ae s 144

142 Arzu İbişi Temelli

gerekliliktir Yani hayalguumlcuumlnuumln yok edilmesi ile ilerlemenin de oumlnuumlne geccedililmiş ol-maktadır Bu nedenle oumlzguumlrluumlk isteyen azınlığın isyanı bastırılmış olsa dahi İyilikccedilirsquonin tam bir zafer elde ettiğini ve bir daha kendisine asla karşı ccedilıkılmayacağını soumlylemek zordur Zamyatin eserinin kurgusundaki son olay olarak buumlyuumlk ameliyatı verip eseri İyilikccedilirsquonin zaferiyle sonlandırmış gibi goumlruumlnse de aslında okurlarını hayalguumlcuuml ko-nusunda duumlşuumlnmeye ccedilağırmış olmaktadır

Hikacircyenin ana unsurları ve olay oumlrguumlsuumlne ilişkin bu anlatılanlar ışığında oumlzellikle iki temel mesele uumlzerinde duumlşuumlnme gereği ortaya ccedilıkmaktadır Bunlardan ilki eserde olumsuz anlamla bezenmiş goumlruumlnen ldquokendinin bilincine varmakrdquo ikincisi ise mutluluk-oumlzguumlrluumlk ilişkisi ekseninde duumlşuumlnuumllebilecek olan kurtuluş-esaret karşıtlığıdır Aşağıda bu iki mesele eser bağlamında tartışılmaya ccedilalışılacaktır

III Kendinin Bilincine Varmak

ldquoBiz Tanrıdan Ben ise şeytandan gelirrdquo34 Bu ifade Zamyatinrsquoin distopyasında kendinin bilincine varmanın ne denli tehlikeli olduğuna işaret etmektedir Eserde birey olma durumunun Tek Devlet iccedilerisinde eridiği bir sistem soumlz konusudur Birey olarak var oluşunu suumlrduumlrme hakkı gasp edilmiş durumdadır Hak aynı oumlzguumlrluumlk gibi tartışmalı bir kavram olarak belirmektedir Hak kavramına ilişkin şu ifadeler oumlnemlidir

Diyelim ki haklar fikri uumlzerine bir asit damlattık Eskiler arasında bile en olgun kişiler hakkın kaynağının guumlccedil olduğunu hakkın guumlcuumln bir işlevi olduğunu bilirlerdi Bir tartının bir tarafına bir gram diğer tarafına bir ton koyun Bir tarafta ldquoBenrdquo diğer tarafta ldquoBizrdquo ldquoTek Devletrdquo Accedilık değil mi ldquoBenrdquoin devlete karşı ldquohaklarrdquoa sahip olduğunu iddia etmekle bir gramın bir tona eşit olduğunu iddia etmek aynı şeydir Bu boumlluumlşuumlmuuml şoumlyle accedilıklamanın yoludur haklar tona goumlrevler grama Ve hiccedillikten buumlyuumlkluumlğe giden doğal yol şudur Bir gram olduğunu unut ve kendini bir tonun milyonlarca parccedilasından biri olarak hisset35

Bu satırlardan anlaşılacağı gibi Tek Devlet ccedilatısı altındaki sayılar bir buumltuumlnuumln tamamlayıcı parccedilaları olmanın oumltesinde bir var oluşu duumlşuumlnemezler Tek başlarına iken gramdan ibaret olan sayılar devletin buumltuumlnluumlğuuml iccedilerisinde tona dacirchil olmaktadırlar Benliklerini bırakıp biz haline gelmek onlar iccedilin terazide hak sahibi olan tarafta bulunmanın yolu gibi goumlruumlnmektedir Bu yuumlzden Tek Devletrsquoin sayılarının kendilik bilinci olmamalı ve devlete karşı hak sahibi olma gibi ccedilılgınca fikirlerden uzak dur-malıdırlar Onların var oluşları Tek Devlet iccedilindir ve devlete karşı sorumlulukları ise sağlıklı kalarak goumlrevlerini yerine getirmektir Kendilik bilinci ise sağlıklı bir sayıda bulunmamalıdır Kendinin bilincine varmanın ilk aşaması olarak duumlşuumlnuumllebilecek olan ldquokendini duyumsamakrdquo olmaması gereken bir durum şeklinde nitelenmektedir Zira D-503rsquouumln guumlnluumlğuumlne goumlre ancak iccediline kirpik kaccedilmış bir goumlz şiş bir parmak ccediluumlruumlk

34 Ae s 13335 Ae s 123

Distopik Bir Gelecek Kurgusu Zamyatinrsquoin Bizrsquoi 143

bir diş kendini duyumsar kendi bireysel varoluşunun bilincine varır Sağlıklı bir goumlz parmak veya diş varmış gibi goumlruumlnmez Bu nedenle kendilik bilinci bir hastalık olarak nitelendirilir36 Hikacircyenin ikinci yarısında D-503rsquote I-330rsquoun etkisiyle baş goumlsteren bu hastalık onu bir otomat olmaktan uzaklaştırmaya başlamıştır Parrinderrsquoe goumlre bu durumda D-503rsquouumln beynini mantık radyatoumlruumlnden buharlaşan aşırı ısınmış bir makine gibi goumlrebiliriz Rahatsız edici bir şekilde kendini bilmeye başlamıştır ve artık zihinsel işlemleri duumlzguumln ve otomatik bir şekilde gerccedilekleşmemektedir37 D-503rsquouumln kendilik bilinci devletin faydacı boyunduruğundan uzaklaşıp duvarların ardına gittiği seyahatleri orada tanık olduğu Mephi adlı isyancı grubun faaliyetleri ve I-330rsquoun soruları yoluyla accedilığa ccedilıkmaya başlamış ve kendisi uumlzerine ldquoduumlşuumlnmesinirdquo sağlamıştır Bu durum Tek Devletrsquoin haklar ve oumlzguumlrluumlkleri yok eden politikasının bir sonucu olarak belirmiş olan yabancılaşmanın ortadan kalktığı bir suumlreci beraberinde getirmiştir D-503 bu rahatsız edici kendini duyumsama durumundan kurtulmak iccedilin mantığa gereksinim duymuştur38 Nitekim mantık matematik temelli toplumsal duumlzenin de temeli olarak goumlruumllmektedir ve bu duumlzenden uzaklaşmakta olan bir sayıyıvatandaşı yeniden sisteme dacirchil edebilir yeniden itaatkacircr bir sayı haline gelmesine yardımcı olabilir

Mikesel ve Suggsrsquoa goumlre yapımında rol aldığı Integral tamamlandıkccedila guumlnluumlk D-503rsquouumln dağıldığını goumlsterir D-503rsquote duygusal oumlzguumlrluumlğe dair bazı ilkel arzular Mephi olarak bilinen devrimci grubun oumlzel ajanı olan I-330 aracılığıyla uyandırılır39 Aslında bu bir dağılma değil kendilik bilinci ile benliğini otoriteye teslim etme arasındaki ccedilatışmadır Hastalık olarak nitelenmesi gereken durum gerccedilekte budur D-503 bir yanda tutkuları diğer yanda toplumsallığı aracılığıyla camdan duumlnya ile onu ccedilevreleyen duvarların ardında kalan duumlnya arasında esir durumdadır40 Romanın başında D-503rsquouumln zihnindeki aklın kesin ve tam egemenliği onu devletin muumlkemmel bir uumlruumlnuuml ve vatandaşı kılarken bilinci devletin denetiminde iken ve D-503 hayatının her aşamasında aklın kusursuzluğuna inanırken bilinccedilsiz ve akıldışı kısmının I-330 tarafından uyarılmasıyla41 birlikte kendini Yeşil Duvarrsquoın bir kısmının yıkılıp soumlzde vahşi insanların ve bazı hayvanların camdan duumlnyaya gelmesine sebep olan isyancıların arasında bulmuştur Ancak şunu da belirtmek gerekir ki bu aşamaya gelinceye kadar D-503 bilinccedilli bir tercihle ilerlememekte Tek Devletrsquoe karşı sorumluluğu ile arzuları arasındaki ikilemini terk edememektedir Bu nedenle D-503rsquouumln isyana katılması aslında tiranlığa karşı oumlzguumlrluumlk duumlşuumlncesine değil I-330rsquoa duyduğu tutkuya dayandırılmıştır42 Nitekim Tek Devlet tarafından da yeterince tehlikeli goumlruumllmemiş olacak ki isyancıların

36 Ae s 13337 Bkz Parrinder age s 2338 Zamyatin We s 13839 Mikesell age s 9040 Ae s 9541 Ae s 9242 Ae s 95

144 Arzu İbişi Temelli

idam edilmesi karşısında D-503 bir anlamda kendini rahatsızlıktan kurtaran ldquobuumlyuumlk operasyonrdquoa tabi tutulmuştur Bu operasyon kendilik bilincinin uyanması yoluyla ortaya ccedilıkabilecek olan isyanların engellenmesi iccedilin bir gereklilik olarak sunulmuştur

İsyancılar her ne kadar test uccedilusunu yapacak olan Integralrsquoi ele geccedilirme planla-rını yuumlruumltememiş olsalar da bir kargaşa yaratmayı başarmışlardır Bu tip durumların yeniden meydana gelmemesi iccedilin otoriter devletin ccediloumlzuumlmuuml yukarıda da belirtildiği gibi hayalguumlcuumlnuuml yok etmektir Kumarrsquoın bildirdiği gibi D-503 insanları ldquovahşi zevklerrdquoden temizleyen bir işlem olan ldquofantasieatomizasyonrdquoa tabi tutulur İyilikccedili ona şoumlyle der ldquoİnsanlar kundağa sarılı oldukları guumlnlerden beri ne iccedilin dua ediyor ruumlyalar goumlruumlyor ve kendilerine eziyet ediyorlar Neden Birilerinin onlara ilk ve son defa yalnızca mutluluğun ne olduğunu soumlylemesi ve sonra onları bu mutluluğa zincirlerle bağlaması iccedilin Eğer şimdi bunu yapmıyorsak ne yapıyoruzrdquo43 Bu ifa-de insanların mutluluğu arayışlarının aslında kendileri iccedilin eziyet olmanın oumltesine geccedilemeyecek bir arayış olduğunun altını ccedilizmektedir Yapılan operasyonun insanı isyana iten vahşilikten kurtarıp mutluluk getireceği ilan edilmektedir İşte Zamyatinrsquoin eserinin distopya olarak değerlendirilmesinin en temel nedenlerinden biri de budur Zira mutluluk oumlykuumlleri ancak uumltopik kurgularda goumlruumllebilmektedir Bizrsquode ise mut-luluk arayışı anlamsızlaştırılıp mutluluk sorununun ccediloumlzuumlmuuml olarak hayalguumlcuumlnden kurtulmak goumlsterilmiş olur Buumlyuumlk operasyon sayıların bundan boumlyle makinelerden bile daha muumlkemmel olmalarını sağlayacak bir işlem olarak anlatılmaktadır44 Devlet biliminin son keşfi olarak nitelenen bu işlemin sloganı ise şudur ldquoMekanizmanın hayalguumlcuuml yokturrdquo45 Bu işlemle insanları boş bir uğraş iccediline iten mutluluk arayışının oumlnuumlndeki engeller kalkmış ve kendilik bilinci denilen hastalığın ccedilaresi bulunmuştur Bilincin esaretinden kurtulmaya ilişkin bu ironi Zamyatinrsquoin otoriter rejimlere youmlne-lik bir mesajını iccedilermekte gibi goumlruumlnmektedir Bu mesaj ise insandaki hayalguumlcuuml var olduğu oumllccediluumlde insanın oumlzguumlrluumlğuumlnuumln elinden alınamayacağıdır Ancak hayalguumlcuuml yok edilebilirse mutlak itaatkacircr bir vatandaş tipi yaratılabilir Bu durumun Bizrsquode sunulan gelecek kurgusunda kurtuluşa mı yoksa esarete mi işaret ettiği ise aşağıda tartışılacaktır

IV Kurtuluş mu Esaret mi

Bizrsquode bu soru duvarın iccedili ile duvarın ardı arasındaki hayatların farkı uumlzerinden ortaya ccedilıkmaktadır Tek Devlet ccedilatısı altında yaşayanlar iccedilin Yeşil Duvarrsquoın oumltesinde bir kurtuluş olduğu soumlylenebilir Kurtuluşa ulaşmanın yolu muumlcadeleden ve isyandan geccediler Ancak bu noktada lsquoesir olmuş beyinler muumlcadele guumlcuumlnuuml nereden alabilirrsquo sorusu accedilığa ccedilıkmaktadır Bizrsquode bu sorunun yanıtı ilkel toplumda saklıdır Zira I-330

43 Kumar Modern Zamanlarda Uumltopya ve Karşıuumltopya s 36444 Zamyatin We s 17345 Ae s 173

Distopik Bir Gelecek Kurgusu Zamyatinrsquoin Bizrsquoi 145

ve onun geccedilmişte kalmış ilerlememiş goumlruumllen yoldaşları tarafından kılavuzluk edilen uumltopyacı tasavvur devrim yoluyla hem ruhsal hem de fenomenolojik olarak yeniden kazanılabilecek bir altın ccedilağ hakkındadır46 Yeşil Duvarrsquoın oumltesinin bir altın ccedilağ oumlzelliği goumlstermesinin sebebi henuumlz hayalguumlcuumlnuumln yitirilmediği ve oumlzguumlrluumlğuumln var olduğu bir duumlzeni iccedilermesindedir Zira altın ccedilağ insanların kimse zorlamadan ve herhangi bir yasaya tabi olmadan kendi iradeleriyle ilkelere bağlı kaldıkları ve doğru davrandıkları ccedilağdır47 Tek Devlet egemenliğine geccedilmemiş olan duvarın ardındaki insanların camdan duvarların iccedilinde yaşayanlara nisbetle boumlyle bir mutluluk sergiledikleri soumlylenebilir Bu durum onları camın iccedilindekileri de Tek Devlet egemenliğinden kurtarma girişiminde bulunma konusunda cesaretli kılmıştır Zira bu insanlar iradelerini yitirmemişlerdir

I-330rsquoun devreye girmesinden oumlnceki anlatımlarına bakıldığında D-503rsquouumln ldquokur-tuluş mu esaret mirdquo sorusuna karşılık tercihini kesinlikle Tek Devletrsquoin otoritesinde kurulmuş olan toplum duumlzeninden yana kullanacağını soumlylemek gerekmektedir Bu Yeşil Duvarrsquoın ardında yaşayanlar iccedilin bir esarete işaret ederken D-503 iccedilin muumlkemmelliği yansıtmaktadır Asla aksatılmayan bir duumlzen hatta bir sistem iccedilerisindeki hayatlar accedilısından oumlzguumln olmak ve belirlenmiş kurallara aykırı hareket etmek duumlşuumlnuumllemez bir durumdur Zira yukarıda belirtildiği gibi Tek Devletrsquoin sayıları ldquobenrdquo değil ldquobizrdquo durumundadır ve mutlak bir eşitlik altındadırlar Bu duumlzende oumlzguumlnluumlk eşitlik ilkesini ihlal etmek anlamına gelmektedir48 Henuumlz kendisinde oumlzguumlrluumlğe dair bir bilincin uyan-madığı durumdayken D-503 devletin boyunduruğundan kurtulmak iccedilin oluşturulan gizli oumlrguumltle ilgili olarak okuduğu bir haber karşısında ldquokurtuluşrdquo49 ifadesine youmlnelik alaycı bir tavır takınmakta ve bu ccedilabayı ldquosuccedilrdquo olarak değerlendirmektedir Kurtuluş amacını insan tuumlruumlnuumln succedila youmlnelik iccedilguumlduumlsel eğilimine bağlayan D-503 succediltan ndashveya kurtuluştanndash uzak olmanın yolunu ise oumlzguumlrluumlkten uzak olmakta bulmaktadır Ona goumlre iccedilinde yaşadıkları duumlzen zaten geccedilmişin ilkel oumlzguumlrluumlk durumundan kurtuluş-tur50 Ancak Yeşil Duvarrsquoın ardını goumlrmek ilkel yaşayış biccedilimini suumlrduumlren insanlarla karşılaşmak D-503rsquouumln bu konudaki fikrini bir suumlreliğine de olsa değiştirmiştir Zira orada saydam olmayan duvarların ardında eski bir evde oumlzguumlrluumlğuuml tecruumlbe etmiştir

Oumlzguumlrluumlğuumln bulunmadığı bir duumlzende iradeden soumlz etmek muumlmkuumln olmadığından mutlak otoriteden kurtulmak iccedilin ancak oumlzguumlrluumlğuumln bilincine varmış olmak gereklidir Duvarın oumlte tarafı Tek Devletrsquoin sayıları iccedilin mutlakiyetin sınırlarını aşan bir duumlnyayı ve bir gelişmemişlik durumunu goumlstermektedir Oumlteki yaşama duumlnyasını goumlruumlp etkilenen D-503 ruumlyalarına yansıyan oumlzguumlrluumlk arzusu nedeniyle hastalandığını duumlşuumlnmekte olsa da Yeşil Duvarrsquoın ardındaki soumlzde ilkellik iccedilinde yaşayanların kendilerinden daha mutlu olup olmadığını sorgulamaktan da geri duramamaktadır51 Bu sorgulama oumlzguumlrluumlk ve

46 Mikesel age s 9847 Kumar Modern Zamanlarda Uumltopya ve Karşıuumltopya s 1548 Zamyatin We s 5049 Burada ldquoliberationrdquo kavramı kullanılmıştır Oumlzguumlrleşmeye işaret eden bir kurtuluş kast edilmektedir50 Zamyatin We s 5651 Ae s105

146 Arzu İbişi Temelli

mutluluk arasındaki ilişkiye dairdir ve ruhsal bir uyanmanın sonucudur Bu uyanış eskatolojik kurtuluş fikri uumlzerinden değerlendirilebilmektedir

Bilimsel ilerlemenin geleceği daha iyi ve mutlu kılacağına ilişkin Modern Ccedilağ sonrasında ortaya ccedilıkan goumlruumlşler tarihe youmlnelik ilerlemeci bakış accedilısını da beslemiş ve uumltopik olarak goumlruumllen bir duumlşuumlnceyi doğurmuştur Kurtuluşun bu duumlnyada gerccedilek-leşebileceği bir yeryuumlzuuml cennetinin muumlmkuumlnluumlğuuml duumlşuumlncesi Bu noktada Cioranrsquoın şu sorusu akla gelmektedir Bir uumltopya hazırlamak bir kıyamet hazırlamaktan daha mı kolaydır52 Uumltopya hazırlayanlar dinlerin oumlte duumlnyaya yuumlklediği kurtuluşu bu duumlnyaya ccedilekmek istemişlerdir Birer kuumlccediluumlk kıyamet senaryosu olarak nitelenirse dis-topya hazırlayanlar ise kurtuluşu yererek geleceğin karanlık getireceğini goumlstermeye ccedilalışmışlardır Zamyatinrsquoin bu konuda oldukccedila başarılı olduğu goumlruumllmektedir Zira oumlzguumlrluumlğuumln olmadığı bir durumda varoluşun yalnızca devlete itaat uumlzerinden anlam kazandığı bir duumlzende ne mutluluktan ne de gerccedilek bir insandan soumlz etmek muumlmkuumlnduumlr

Zamyatinrsquoin eserinde ortaya konulan tablo bilimsel ilerlemeden destek alınarak kurgulanmıştır Matematik temelli bilimin ve teknolojinin ilerlemesinin bir sonucu olarak Tek Devlet youmlnetimiyle insan iccedilin muumlmkuumln olan en yuumlksek noktaya zirveye ulaşıldığı iddia edilmiştir53 Ancak yine de mutluluk sorunu ccediloumlzuumllebilmiş değildir Zira mutluluk matematikselleştirilebilen bir şey değildir Bu sorunun hikacircyenin sonunda bilim kanalıyla ldquobuumlyuumlk operasyonrdquo adlı işlemle hayalguumlcuumlnuumln yok edilmesi ve mut-luluğun arzulanmasının oumlnuumlne geccedililmesi ile ccediloumlzuumllduumlğuuml iddia edilmiştir Bu kurguda tek tip bir yaşantı iccedilinde birey olma bilincinden yoksun olan sayılar kendileri iccedilin bir amaccedil guumldemediklerinden yaşantılarının tek anlamı İyilikccedili iccedilin ccedilalışmak ve goumlrevlerini yerine getirmekten geccedilmektedir İşte Zamyatinrsquoin sisteme dair eleştirisi burada yatmak-tadır Kendi amaccedilları uğruna yaşamayan bireylerin mutlu olmaları beklenemez Kaldı ki Bizrsquode birey olma da yasaklanmış durumdadır Tek Devletrsquoin huumlkuumlmdarlığı aslında insanın doğasına youmlnelik bir huumlkuumlmdarlıktır Yeşil Duvarrsquoın ardında yaşayanların oumlzguumlr oldukları iccedilin ilkel olduğunu soumlylemek insanın doğuştan oumlzguumlr bir varlık olduğunu kabul etmek anlamına gelmektedir Tek Devlet buumlnyesinde yaşayanların kendilerini bu soumlzde ilkel durumdan kurtaran gelişmişlik duumlzeyine eriştikleri iddia edilmektedir Bu iddianın dayanakları ise insanın kendisini bir yandan bilime diğer yandan bilimi de elinde tutan bir devlet youmlnetimine esir kılmasındadır

Metinde bilimsel ilerlemenin odağı olarak goumlruumllen şey yani ilerlemenin amacı olarak beliren durum tarih felsefesi oumlrneklerinde rastladığımız tuumlrden bir kurtuluş modelinden ccedilok otoriter rejimin ve bu rejime bağlı esaretin genişletilmesi şeklinde sunulmuştur Bu sunuş da Zamyatinrsquoin eserini geleceğe dair oumlngoumlruumlnuumln uumlruumlnuuml kılmakta gelecekte olabileceklere karşı bir uyarı niteliğine buumlruumlmektedir Cioranrsquoın ilerlemeci tarih felsefelerindeki kurtuluş modellerine dair eleştirisi Zamyatinrsquoin yaptığı eleştiriyi

52 EMCioran Tarih ve Uumltopya Ccedilev Haldun Bayrı 4bs İstanbul Metis Yayınları 2015 s8453 Zamyatin We s112

Distopik Bir Gelecek Kurgusu Zamyatinrsquoin Bizrsquoi 147

destekler goumlruumlnmektedir Cioranrsquoa goumlre İsa ldquoTanrırsquonın krallığırsquonınrdquo ldquoburadardquo ya da ldquoşuradardquo değil iccedilimizde olduğunun guumlvencesini verirken ldquokrallığırdquo zorunlu olarak dışta goumlren onun derin benliğimizle ya da bireysel selametimizle bağını hiccedil kurmayan uumltop-ya inşaları bizi oumlylesine derinden etkilemişlerdir ki kurtuluşumuzu dışarıdan şeylerin akışından ya da toplulukların ilerlemesinden bekleriz54 Zamyatinrsquoin eserindeki eleştiri bu goumlruumlş doğrultusunda değerlendirildiğinde ilerlemenin her zaman kurtuluş değil bazen esaret de getirebileceği ve kurtuluşun ldquobizrdquo olup tek tipleşmekten ccedilok ldquobenrdquo olarak kalmakla muumlmkuumln olacağı şeklinde bir ccedilıkarım yapmaya olanak vermektedir Bu youmlnuumlyle eser Sovyet toplumu oumlzelinde55 her toplumdan okuyucusunu geleceğini sorgulamaya itmektedir Bilimsel gelişmeye dayandırılan kurtuluş senaryoları insanın guumlcuumlnuuml koumltuumlye kullanma eğilimi nedeniyle Bizrsquode olduğu gibi tehlikeli sonuccedillarla esaret senaryolarına ve ccediloumlkuumlşe doumlnuumlşebilir Tek Devlet kurgusu aklın egemen olduğu bir doumlnemin youmlnetim biccediliminin insanı kendi doğasından uzaklaştırabilecek kadar tehlike iccedilerebileceğini goumlstermektedir Bu nedenle Biz accedilısından ldquokurtuluş mu esaret mirdquo sorusuna verilebilecek yanıt her iki kavramın da altının nasıl doldurulduğu-na bağlı olacaktır Bu distopik gelecek kurgusunda ilerlemeyi yansıtan ve kurtuluş şeklinde goumlruumllen bir duumlzen aslında en ciddi esarete benliğin esir alınmasına neden olmuştur Bunu goumlsteren en temel oumlrnek ise D-503rsquote ldquoben bilincirdquonin canlanmasını sağlayan ve ironik bir isimle hikacircyede yerini alan I-330rsquoun hikacircyenin sonunda yok edilmesidir Burada Tek Devletrsquoin tanrısal nitelikler yuumlklenmiş bir yapısının olması ve tanrıya tapınırcasına Tek Devletrsquoe bağlı kalınması da toplumsal duumlzendeki esaretin yansımasını sunmaktadır Bu kabul edilmiş esaret ise devletin kendi buumlnyesi altında-ki sayıları her aşamada kontrol etmesini meşru kılmaktadır İşte bu durum eserdeki gelecek kurgusunun insanlık durumuna aykırı duracak uygulamalara işaret eden bir karanlığı goumlstermesinin sebebidir

Sonuccedil

Distopya tuumlruumlnuumln en oumlnemli oumlrneklerinden birini sunan Zamyatin Biz ile edebiyat duumlnyasına bir baş yapıt kazandırmış olmanın oumltesinde eserin guumlnuumlmuumlzde hala tartışılma-sı gereken pek ccedilok probleme değinmesi nedeniyle bizlere tazeliğini koruyan bir miras bırakmış olmaktadır Zamyatinrsquoin eseri iccedilinde bulunduğu doumlnemde pek oumlnemsenmemiş bir gelecek kurgusu ve toplumsal eleştirinin uumlruumlnuuml olarak nitelendirilmektedir56 Yazar bir bilim kurgu olmasının yanısıra siyasi ve sosyal problemlere de ışık tutan eseriyle

54 Cioran age s 9155 Kumarrsquoa goumlre Zamyatinrsquoin Bizrsquoi yeni Sovyet toplumunun suretini ve duumlşuumlnme yapılarını anlatan ve

geleceğini goumlsteren bir eserdir (Bkz K Kumar Uumltopyacılık s 106) eser hakkındaki genel kabul de bu youmlndedir

56 Bkz Parrinder age s 25

148 Arzu İbişi Temelli

kendisinden sonraki distopyalar uumlzerinde etki oluşturmuştur Kumarrsquoa goumlre faydacılığa ve acısız mekanize varoluş uumltopyasına saldırısı onu Huxley ile bağlantılandırır her yerde hazır olan casuslar ve devlet guumlcuumlnuumln acımasızca kullanımı aynı accedilıklıkla Orwellrsquoın kabusuna işaret eder Onun aktardığına goumlre ldquoBizrdquo Zamyatinrsquoin kendisinin 1932rsquode soumlylediği gibi ldquoİnsanlığı tehdit eden iki katlı tehlikeye karşı bir uyarı olarak yazıldı Makinelerin ve devletin fazla buumlyuumlk olan guumlcuumlrdquo57 Roman insanın otomat bir varlık haline gelmesinden hareketle makineleşmeyi eleştirirken aynı zamanda bu otomatlığı bir devlet guumlcuumlyle birleştirdiği iccedilin siyasi bir eleştiri de sunmuş olmaktadır Soumlz ko-nusu eleştiri ise gelecek tasarımı aracılığıyla yapılmaktadır Bu durum hem distopya geleneği accedilısından oumlnem taşımaktadır hem de Biz mekaniğin ve devlet guumlcuumlnuumln hatta bilimin devlet iccedilin kullanılmasının insanlık iccedilin tehdit edici boyutları ve gelecekte varılabilecek olası tabloya dikkat ccedilekmenin bir youmlntemini sunmuş olmaktadır

Uumltopyalarda beliren ldquodaha iyi bir duumlnyardquo tasarımı gibi distopyalarda işaret edilen karanlık gelecek tabloları da insanda bir gelecek tasavvuru oluşturulma ihtiyacına da-yanmaktadır İnsanlığın muumlkemmel bir sona doğru gitmesi konusundaki arzunun yol accedilacağı ilerleme Zamyatinrsquoin romanında tehlikeli boyutları uumlzerinden ele alınmıştır Romanda geleceğin her zaman iyiye işaret etmeyebileceği fikri uumlzerinden insan adeta hayalguumlcuumlne sarılmaya davet edilmektedir Bu eserde uumltopyalarda sunulan muumlkemmel duumlzene ulaşılsa dahi bir şeylerin koumltuuml gidebileceği goumlsterilmiştir İlerlemenin doru-ğuna erişilmiş bir ccedilağda geccedilen hikacircye bilimsel gelişmelerin bireylerin gelecekleri iccedilin bir felakete neden olabileceğini goumlstermektedir Hayalguumlcuumlnuumln devlet eliyle yok edilmesi her sayının veya vatandaşın aynı şekilde yaşamaya duumlşuumlnmeye youmlneltilmesi insanın geleceğini kurmasının engellenmesi anlamına gelir ki bu durum aynı zamanda insanlıktan ccedilıkmayı da beraberinde getirmektedir Zira burada ldquoben bilincirdquonin unuttu-rulmasıyla gerccedilekleşen bir kimlik katli insanlık kimliğinin yok edilişi soumlz konusudur

Bizrsquode akla matematiğe bilime dayanan yaşama ve youmlnetim duumlzeni tarihsel suumlreccedil-teki gelişmenin sonu gibi goumlsterilmiştir Bu son accedilısından altın vuruş ise hayalguumlcuumlnuumln yok edilmesiyle yapılmıştır Nitekim tarihsel suumlreccedilteki gelişmelerin ccedilatışmalardan beslendiği duumlşuumlnuumlluumlrse hiccedilbir ccedilatışmanın hiccedilbir karşı ccedilıkışın olmadığı bir duumlzende artık daha fazla gelişmeden soumlz edilemez Bu durum da Bizrsquode olduğu gibi insanlık durumuna aykırı bir tabloya bir ccediloumlkuumlş tablosuna neden olur Zamyatinrsquoin şu ifadeleri bu fikre destek vermektedir ldquoİnsanların kanı kızıl ve ateşli oldukccedila insanlık genccedil oldukccedila hep isyanlar hep devrimler olacakrdquo58 Bu soumlzlerden hareketle insana gerekli olan enerjiyi veren şeyin hayalguumlcuuml olduğu ve ancak hayalguumlcuuml toumlrpuumllenmemiş olan bireylerin oumlzguumlr ve mutlu olabileceği genccedil kalabileceği belirtilmelidir Zamyatinrsquoin oumlnemsediği gibi filozofccedila sorular sorabilen cesur bireyler ancak hayalguumlcuuml sağlam olan bireylerdir Bu nedenle Biz oumlrneği uumlzerinden distopyalarda oumlne ccedilıkarılan karan-

57 Kumar Modern Zamanlarda Uumltopya ve Karşıuumltopya s 364-36558 Zamyatin Biz İthaki Yayınları s9

Distopik Bir Gelecek Kurgusu Zamyatinrsquoin Bizrsquoi 149

lık tabloların verdiği mesajları ciddiye almak gerektiğini vurgulamak gerekmektedir Gelecek kurgusunu guumlvenli bir zemin uumlzerine oturtabilmek iccedilin oumlzguumlrluumlğuuml iradeyi hayalguumlcuumlnuuml birey olma oumlzguumln olma ve farklı olma durumunu korumanın oumlnemi eserde sunulmak istenen ana duumlşuumlncelerden biri olarak belirmektedir Zamyatinrsquoin bu eserle vermek istediği mesajı dikkate alarak gerccedilek bir ilerlemenin ve iyi bir gelece-ğin kendilik bilinci ve hayalguumlcuuml kuvvetli bireylerin oluşturduğu toplumlar accedilısından muumlmkuumln olabileceğini kabul etmek gerekmektedir

KAYNAKLAR

Cioran E M Tarih ve Uumltopya Ccedilev Haldun Bayrı 4 bs İstanbul Metis Yayınları 2015Kateb George ldquoUtopias and Utopianismrdquo The Encyclopedia of Philosophy Ed by Paul

Edwards Vol 8 New York The Macmillan Company amp The Free Press 1967 Kumar Krishan Uumltopyacılık Ccedilev Ali Somel Ankara İmge Kitabevi 2005ndashndashndashndash Modern Zamanlarda Uumltopya ve Karşıuumltopya Ccedilev Ali Galip İstanbul Kalkedon Ya-

yıncılık 2006Mannheim Karl İdeoloji ve Uumltopya Ccedilev Mehmet Okyayuz 3 bs Ankara Nika Yayınları

2016McCarthy Patrick A ldquoZamyatin and the Nightmare of Technologyrdquo Science Fiction Studies

Vol 11 No 2 SF-TH Inc 1984 ss 122-129 Stable URL httpwwwjstororgstab-le4239611 Accessed 20-12-2016 1209 UTC

Mikesell ML Suggs Jon Christian ldquoZamyatinrsquos We and the Idea of the Dystopierdquo Studies in 20th Century Literature Vol 7 USA New Prairie Press1982 ss89-102

More Thomas Uumltopya Ccedilev Ccediliğdem Duumlruumlşken 3 bs İstanbul Kabalcı Yayınları 2014Omay Murad ldquoUumltopya Uumlzerine Genel Bir İncelemerdquo Sosyoloji Dergisi Sayı 18 İstanbul

İstanbul Uumlniversitesi Edebiyat Fakuumlltesi Yayınları 2009 ss 1-14Parrinder Patrick ldquoImagining the Future Zamyatin and Wellsrdquo Science Fiction Studies Vol

1 No 1 SF-TH Inc 1973 ss 17-26 Stable URL httpwwwjstororgstable4238838 Accessed 20-12-2016 1205 UTC

Zamyatin Yevgeni We Trans by Clarence Brown England Penguin Books 1993ndashndashndashndash Biz Ccedilev Algan Sezgintuumlredi 3 bs İstanbul Versus Yayınları 2016ndashndashndashndash Biz Ccedilev Fatma Arıkan-Serdar Arıkan 6 bs İstanbul İthaki Yayınları 2016ndashndashndashndash ldquoEdebiyat Devrim Entropi ve Diğer Şeyler Uumlzerinerdquo Biz Ccedilev Fatma Arıkan-Serdar

Arıkan 6 bs İstanbul İthaki Yayınları 2016

WERNERrsquoE KARŞI MEKTUP

Nicolaus CopernicusCcedileviri ve Giriş C Cengiz Ccedilevik

THE LETTER AGAINST WERNER

OumlZNicolaus Copernicusrsquoun Goumlksel Kuumlrelerin Devinimleri Uumlzerine adlı devrimci yapıtının (1543) dışında astronomi konulu olan iki metni daha vardır bunlardan biri Commentariolus başlıklı risalesi (1510rsquolar) diğeri ise John Wernerrsquoin Seki-zinci Kuumlrenin Hareketirsquoyle ilgili eserine (1522) dair yazdığı eleştiri mektubudur (1524) Burada ccedilevirisini sunduğumuz bu mektup doumlnemin oumlnemli din ve bilim adamlarından biri olan Bernhard Wapowskirsquonin Copernicusrsquoun fikrini sorması uumlzerine ona yanıt olarak yazılmıştır Ccedileviri iccedilin temel aldığımız Latince met-nin kuumlnyesi şudur Mittheilungen des Coppernicus-Vereins fuumlr Wissenschaft und Kunst zu Thorn 1 ed M Curtze (Leipzig 1878) 1 23-33 Ayrıca ccedileviriden oumlnce mektubu tarihsel arka planı oluşumu elyazmaları basımı ve iccedileriğiyle ilgili tanıtıcı nitelikte bilgi aktarıyoruzAnahtar Kelimeler Astronomi Copernicus Goumlksel Kuumlrelerin Devinimleri Uumlzerine John Werner mektup Sekizinci Kuumlrenin Hareketi

ABSTRACTNicolaus Copernicus has two astronomical works besides the revolutionary On the Revolutions of the Heavenly Bodies one of them is Commentariolus (1510rsquos) thatrsquos a little book and the other one is the critical letter (1524) on John Wer-nerrsquos Motion of Eighth Sphere (1522) This letter whose translation we present was written to Bernhard Wapowski who had requested Copernicusrsquo judgment on Wernerrsquos contentions We used this Latin text as source for our translation Mittheilungen des Coppernicus-Vereins fuumlr Wissenschaft und Kunst zu Thorn 1

Kutadgubilig Felsefe-Bilim Araştırmaları Mart 2017 Sayı 33 s 151-163

İstanbul Uumlniversitesi Latin Dili ve Edebiyatı Boumlluumlmuuml Doktora Oumlğrencisi Yeditepe Uumlniversitesi La-tince Okutmanı (jengizgmailcom) Yazı geliş tarihi 10022017 kabul tarihi 06032017

152 Nicolaus Copernicus

ed M Curtze (Leipzig 1878) 1 23-33 Besides before the translation we intro-duce the Letter about its historical background formation manuscripts edition and contentKeywords Astronomy Copernicus John Werner letter Motion of Eighth Sphere On the Revolutions of the Heavenly Bodies

1 Giriş

A Ccedilalışma Uumlzerine

Bu ccedilalışmada astronomi tarihinin devrimci figuumlrlerinden olan Nicolaus Coper-nicusrsquoun Bernhard Wapowskirsquoye yazdığı astronomi konulu bir eleştiri mektubunun Tuumlrkccedileye yapılmış ilk ccedilevirisini paylaşıyoruz Ccedileviriden oumlnce sırasıyla iki boumlluumlmde mektubun tarihsel arka planı oluşumu elyazmaları ve basımı daha sonra da iccedileriği-ne ilişkin kısa bir değerlendirme yapıp mektubu tanıtıyoruz

B Mektubun Tarihsel Arka Planı Oluşumu Elyazmaları ve Basımı

John Werner (1468-1522)1 1522 yılında Nuumlrnbergrsquode matematik ve astronomi konulu metinlerini yayınladı Bunlardan biri de De Motu Octavae Sphaerae (Seki-zinci Kuumlrenin Hareketi Uumlzerine) başlıklı bir risaleydi Bu guumlnuumlmuumlzde olduğu gibi yayınlandıktan 60 yıl kadar sonra da akademi camiasının edinmekte zorluk ccedilektiği bir ccedilalışmaydı Bunu Edward Rosenrsquoın dikkat ccedilektiği kimi alıntılardan da anlarız Oumlrneğin Johannes Maior 1584rsquote uumlnluuml astronom Tycho Brahersquoye yazdığı bir mektupta bu ccedilalışmayı bulabilirse kendisini haberdar edeceğini soumlyler2 Keza Tycho Brahe de 1585rsquote Thaddeus Hageciusrsquoa bu ccedilalışmayı henuumlz edinemediğini yazar3 Ancak metin yayınlandıktan kısa bir suumlre sonra birinin edindiğini biliyoruz bu kişi hem Krakowrsquoda kanon hem de Polonya kralının sekreterlerinden biri olan Bernhard Wapowskirsquodir (1475-1535)4

1 Wernerrsquoin yaşamıyla ilgili detaylı bir doumlkuumlm iccedilin bkz P Czartoryski ed E Rosen trans Nicholas Copernicus Minor Works (London The Macmillan Press 1985) 127-129

2 J L E Dreyer ed Tychonis Brahe Opera Omnia VII (Copenhagen 1924) 8331-343 Dreyer Tychonis Brahe Opera Omnia VII 9510-18 Mektubun aranması ve bulunmasıyla ilgili son-

raki gelişmeler iccedilin bkz Edward Rosen ed amp trans Three Copernican Treatises The Commentari-olus of Copernicus The Letter Against Werner The Narratio Prima of Rheticus (New York Octagon Books 1971) 7-8 (n14)

4 Copernicus mektubunda Wapowskirsquonin Wernerrsquoin metninin ldquobirccedilokları tarafından oumlvuumllduumlğuumlnuumlrdquo soumly-lediğini belirtir (quod a multis laudari ducebas) bu da metnin en azından Wapowskirsquonin tanıklığıyla birccedilok kişiye ulaştığını goumlsterir

Wernerrsquoe Karşı Mektup 153

Wapowski Copernicusrsquoun eski arkadaşıydı hem Krakow Uumlniversitesirsquonde hem de Bologna Uumlniversitesirsquonde oumlğrenci olmuşlardı İtalyarsquodan doumlnduumlkten sonra Wapowski kartografi uumlzerinde ccedilalışırken Copernicusrsquotan yardım talebinde bulunmuş olabilir5 Ancak asıl talebi Wernerrsquoin yukarıda bahsettiğimiz metniyle ilgili olmuş ve muhte-melen tam tarihini bilmediğimiz6 bir mektup yazarak Copernicusrsquotan metnin astrono-mik iccedileriğini yorumlamasını istemiştir Copernicusrsquoun yanıt mektubunun girişinden anladığımız kadarıyla Wapowski Wernerrsquoin metnini de goumlndermiştir7

Copernicusrsquoun Wernerrsquoin metnini analiz ettiği yanıt mektubu yayınlanmak ama-cıyla yazılmamıştır bununla birlikte iccedileriği ve formundan da anlaşılacağı uumlzere bir accedilık mektup olduğu ve alıcının iznine tabi olarak kamuya accedilılabileceği duumlşuumlnuumllmuumlştuumlr8 Wapowskirsquonin Copernicusrsquotan aldığı mektubu yayınlamadığı bilinmektedir ancak ccedilağdaşlarının Copernicusrsquoun ccedilokccedila oumlvuumllen Wernerrsquoin astronomik tespitlerine doumlnuumlk eleştirilerini bilmesi gerektiğini duumlşuumlnerek mektubun elle kopyasının ccedilıkarılıp dağı-tılmasına izin verdiği duumlşuumlnuumllebilir9 Nitekim Rosenrsquoın da dikkat ccedilektiği gibi henuumlz eleştiri mahiyetinde makale kaleme alma geleneği gelişmemiş olduğundan bu tuumlr mektuplar adeta kitap yorumu yerine geccediliyordu10

Mektubun basılma oumlykuumlsuumlne gelirsek ilkin Berlinrsquode muhafaza edilen bir kopya-sının Jan Baranowskirsquonin De Revolutionibus edisyonunda basıldığını soumlyleyebiliriz11 Bu edisyon apaccedilık hatalar iccedilermesine rağmen Hipler ve Prowse tarafından yeniden basılmıştır12 Sonra Maximilian Curtze Viyanarsquoda mektubun ikinci bir elyazmasını

5 P Gassendi O Thill The Life of Copernicus (1473-1543) The Man Who Did Not Change the World (Xulon Press 2002) 142-143 Karş Rosen Three Copernican Treatises 8

6 Wapowskirsquonin muhtemel mektubunun tarihi bilinmemektedir ancak Copernicusrsquoun kendisine yolladı-ğı mektubun tarihi 3 Haziran 1524 olduğuna goumlre ilk mektubun ante post quemrsquoi budur

7 ldquoCum pridem ad me mittereshellip editum de motu Octavae Sphaerae opusculumrdquo (Sekizinci Kuumlrenin Hareketirsquoyle ilgili yayınlanan risalesini bana goumlnderdiniz)

8 Czartoryski Nicholas Copernicus 1339 Bkz Czartoryski Nicholas Copernicus 134 Bilinen bu tuumlr kopyalardan biri Pragrsquoda Haacutejekrsquoin elinde-

ki kopyanın kopyasıdır ve tarihi Ocak 1531rsquodir L Prowe ed Nicolaus Coppernicus II (Berlin 1883-1884) 1718 1578 yılında kıtayı dolaşarak farklı elyazmalarını toplayan Henry Savile isimli bir aka-demisyen Pragrsquoda Haacutejekrsquoi ziyaret ettiğinde ondan Copernicusrsquoun bu mektubunun kopyasını edinir bu kopya buguumln Oxfordrsquodaki Bodleian Kuumltuumlphanesirsquonde beş folyo halinde MS Savile 47 adıyla bulunur Viyanarsquodaki Avusturya Ulusal Kuumltuumlphanesirsquonde bulunan ve ilk kopyalar arasında yer aldığı duumlşuumlnuumllen diğer bir kopyanın kopyası ise 30 Mart 1575 tarihlidir Bu tarihten yedi ay sonra Tyc-ho Brahe Haacutejekrsquoten Commentariolusrsquoun bir kopyasını edinmişse de Copernicusrsquoun Wernerrsquoe Karşı Mektubursquonu kimden aldığını belirtmemiştir bununla birlikte asıl metnin ikinci ya da uumlccediluumlncuuml kopyası olduğunu soumlylemiştir Dreyer ed Tychonis Brahe Opera Omnia IV (Copenhagen 1922) 29219-20 Aynı metinsel oumlzellik ve hataları iccedilermesinden oumltuumlruuml anlaşılmıştır ki Brahersquodeki kopya ya doğrudan Viyanarsquodaki metinden kopya edilmiş ya da onun kopyasının kopyasıdır Bunlar ve diğer kopyalarla ilgili olarak bkz Czartoryski Nicholas Copernicus 134-144

10 Rosen Three Copernican Treatises 811 J Baranowski ed Nicolai Copernici Torunensis De Revolutionibus Orbium Coelestium Libri Sex

(Warsaw 1854) 575-58212 F Hipler ed Spicilegium Copernicanum (Braunsberg 1873) 172-193 L Prowe ed Nicolaus Cop-

154 Nicolaus Copernicus

bulmuş her iki elyazmasını toplayarak yorumlu bir şekilde yayınlamıştır13 Rosenrsquoın birccedilok ccedilalışmaya kaynak oluşturan İngilizce ccedilevirisi (1939 tekrar baskı 1971) Curt-zersquonin edisyonundaki Latince metne dayanır14 Rosenrsquoın ccedilevirisinden oumlnce ise Leh diline yapılmış olan iki ccedileviri daha vardır bunlardan biri Baranowskirsquoye diğeri Pol-kowskirsquoye aittir15

C İccedilerik Uumlzerine

Copernicus mektupta Wernerrsquoin Sekizinci Kuumlrenin Hareketirsquoyle ilgili astronomik tahlil ve hesaplarını eleştirir Mektubun ve dolayısıyla bu eleştirinin başında bilimsel yaklaşımının karakteriyle ilgili iki hususa dikkat ccedileker Bunlardan ilki nesnel bakış accedilısına sahip olduğudur buna goumlre duumlruumlstccedile ve accedilıkccedila onaylayabileceği tahlil ve he-saplarla karşılaşsaydı bunu keyifle yapmış olacağının guumlvencesini verir İkinci husus ise Aristotelesrsquoten yaptığı bir alıntıya dayanır buna goumlre sadece iyi konuşan (qui bene locuti sunt) değil aynı zamanda doğru konuşmayan (non recte locutis) filozoflara da şuumlkran duymamız gerektiğini duumlşuumlnuumlr Bu duumlşuumlncenin temelinde doğru yoldan gitmek isteyenler iccedilin ccedilıkmaz sokakları bilmenin hiccedil de yararsız olmadığı varsayımı yatar Copernicusrsquoa goumlre bilimsel yaklaşımının karakteriyle ilgili olan bu iki husus onu ldquohata aramardquo (reprehensio) hatasından kurtarıyor goumlruumlnuumlr dahası getirdiği bilimsel eleştirilerin ldquokırıcı konuşmak ve saldırmakrdquo (mordere et lacessere) değil ldquoyanılanı duumlzeltmek ve yeniden youmlnlendirmekrdquo (castigare et revocare errantem) bağlamında değerlendirilmesi gerektiğini varsayar Bu yuumlzden mektupta sadece Wernerrsquoin hatalı goumlrduumlğuumlnuuml soumlylediği tahlil ve hesaplara değindiğini soumlyler

Copernicusrsquoa goumlre Wernerrsquoin temel astronomik hataları şunlardır1 Ptolemaeusrsquoun goumlzlemine dayanarak sabit yıldızlar kataloğuna kaydedilen

imparator Antoninus Piusrsquoun ikinci yılının İS 150 olduğunu duumlşuumlnmuumlştuumlr ama ger-ccedilek tarih İS 139rsquodur Dolayısıyla Werner 11 yıl fazlalıkla yanılır Copernicusrsquoa goumlre Werner Ptolemaeusrsquoun goumlzlemlerinden şuumlphe etmediği başka deyişle daha kapsamlı bir şekilde sınayıp değerlendirmediği iccedilin hatalıdır

2 Ptolemaeusrsquotan oumlnceki 4 yuumlzyıl boyunca sabit yıldızların sadece eşit hare-ketle devindiği youmlnuumlndeki goumlruumlşuumlnuuml accedilıkladığı hipotezi başlı başına hatalıdır

3 Onuncu kuumlrenin ekliptiğinin ccedilemberlerinin ve titreme ccedilemberlerinin kesitle-rini bilmiyor goumlruumlnuumlr

pernicus 2 (Berlin 1883-1884) 145-15313 M Curtze ed Mitteilungen des Coppernicus-Vereins fuumlr Wissenschaft und Kunst zu Thorn 1 (Osnab-

ruumlck 1878) 23-3314 Rosenrsquoın ccedilevirisi iccedilin bkz Three Copernican Treatises 91-106 ve sonra Czartoryski Nicholas Coper-

nicus 145-5015 Baranowski De Revolutionibus 575-582 ve I Polkowski ed Kopernikijana czyli materyaly do pism

i zycia Mikolaja Kopernika (Gniezno 1873-1875) 68-74

Wernerrsquoe Karşı Mektup 155

4 Mevcut varsayımlarıyla eskilerin kaydedilen goumlzlemlerine yaklaşabilen so-nuccedillar bulamaz

5 Oumlzellikle de 22 Oumlnermersquosinde kendi ccedilalışmasını oumlvmek amacıyla eski astro-nomlardan Timocharisrsquoi gereksiz yere tenkit eder ve bu yuumlzden hatalı matematiksel sonuccedilları savunur

Bu noktada son hatayla ilgili olarak genelde yeryuumlzuumlnuumln hareketi ve evrenin merkezine yeryuumlzuumlnuuml yerleştirmeyle ilgili olarak eski gelenekten koptuğu ve bilimsel accedilıdan bir devrimci olduğu duumlşuumlnuumllen Copernicusrsquoun eski filozoflara ve bilim geleneğine olan bağlılığına dikkat ccedilekilebilir Nitekim mektupta ldquobize miras gibi bırakılan eskilerin ayak izlerini takip ederek onların goumlzlemlerinden yararlanmamız gerektiğinirdquo belirtir Bir kişinin eskilerin guumlvenilmez olduğunu duumlşuumlnmesi Copernicusrsquoa goumlre ilim kapısının ona kapanması anlamını taşır Werner Copernicusrsquoa tam da bu accedilıdan sekizinci kuumlrenin hareketiyle ilgili olarak ilmin dışına itilen kendi sanrısının desteklenmesi gerektiğini duumlşuumlnen biri olarak goumlruumlnuumlr Dahası Werner eskilerin goumlzlemlerinin guumlvenilmez ol-duğunu soumlylediğinde onlarla tutarlı bir buumltuumlnluumlk iccedilindeki matematiksel ve astronomik yaklaşımlara dayanan kendi goumlzlemlerinin de guumlvenilmez olduğunu kabullenmiş olur

Kısa mektubunda Wernerrsquoin eskilerle sorununa fazlasıyla değinmesi Coperni-cusrsquoun gelenekle bağına delildir aynı yaklaşımı Goumlksel Kuumlrelerin Devinimleri Uumlze-rinersquonin16 Papa 3 Paulusrsquoa atfedilen oumlnsoumlzuumlnde de goumlruumlruumlz Copernicus yeryuumlzuumlnuumln hareketiyle ilgili olarak Pythagorasccedilı Philolaus ile Ecphantus ve Pontuslu Heraclides gibi eskilerin teorilerinden bilhassa etkilendiğini belirtir onları kendisini bu konuda ccedilalışmaya iten kaynaklar olarak goumlruumlr Dahası bu temel metnini ve teorilerini kendi-sine ait olan ve yakın tarihte yapılmış olan goumlzlemler yanında eskilerin goumlzlemlerine de dayandırır eserin ilk kitabını buumlyuumlk oumllccediluumlde Euclides geometrisine ayırır ve Ptole-maeusrsquoun sabit yıldızlar kataloğunu kullanarak kendisine matematiksel olarak hatalı goumlruumlnen kısımları ve son kertede Aristotelesccedili Ptolemaeusccedilu ve Skolastik yermerkezli evren duumlşuumlncesini duumlzeltir Copernicusrsquoun yenilikccedililiği gelenekten kopukluğuna de-ğil onu değiştirerek geliştirmeyi amaccedillayan bağlılığına dayanır Kuhnrsquoun deyişiyle Copernicusrsquou ldquohem geccedilmiş geleneğin doruğu hem de gelecekteki yeni bir geleneğin kaynağırdquo17 yapan da bu karakteridir

16 Tuumlrkccediledeki ccedilevirisi iccedilin bkz Nicolaus Copernicus Goumlksel Kuumlrelerin Devinimleri Uumlzerine trans C Cengiz Ccedilevik (İstanbul İş Kuumlltuumlr 2010)

17 Thomas S Kuhn Kopernik Devrimi Batı Duumlşuumlncesinin Gelişiminde Gezegen Astronomisi trans H Turan D Bayrak S K Ccedilelik (Ankara İmge Kitabevi 2007) 227

156 Nicolaus Copernicus

2 Mektubun Tuumlrkccedile Ccedilevirisi

Krakow Kilisesirsquonin Kantoru ve Rahibi Majesteleri Polonya Kralının Sekreteri Saygıdeğer Efendim Bernhard Wapowskirsquoye

Sevgili Bernhard Nuumlrnbergli John Wernerrsquoin birccedilokları tarafından oumlvuumllduumlğuumlnuuml soumlylediğiniz Sekizinci Kuumlrenin Hareketirsquoyle ilgili yayınlanan risalesini bana goumlnder-diniz Haşmetmeapları eserle ilgili ne duumlşuumlnduumlğuumlmuuml soruyor Kuşkusuz duumlruumlstccedile ve accedilıkccedila desteklemem gerektiğini duumlşuumlnseydim bunu keyifle yapardım Ancak yine de yazarın azmini ve ccedilalışmasını oumlvebilirim nitekim Aristoteles der ki ldquofilozofların sa-dece doğru konuşanlarına değil aynı zamanda yanlış konuşanlarına da şuumlkran borccedillu olmalıyız zira doğru yoldan gitmek isteyenler iccedilin ccedilıkmaz sokakları bilmenin yararı hiccedil de az değildirrdquo18 Dahası hata aramanın yararı azdır fazla katkı sağlamaz zira bir şairden ziyade hata arayan biri19 gibi davranmayı istemek utanmaz bir karaktere yakışır Dolayısıyla kendim daha iyisini yaratamazken bir başkasını kınarsam oumlfke uyandırmaktan ccedilekinirim Bu nedenle bu konuları olduğu gibi başkalarının değer-lendirmesine bırakmayı istiyorum Haşmetmeapları da zevkle kabul ederse yanıtım genel ccedilerccedilevede olsun Ayrıca biliyorum ki bir insana karşı kırıcı konuşmak ve ona saldırmak başka yanılanı duumlzeltmek ve yeniden youmlnlendirmek başka bir şeydir keza oumlvmek de dalkavukluk yapmaktan ve bir parazit gibi davranmaktan farklı bir şeydir Dolayısıyla talebinize yanıt vermemek iccedilin herhangi bir neden goumlrmuumlyorum bilhassa etkin olduğunuz20 bu konulardaki azim ve ilginizi azaltıyor gibi goumlruumlnmek istemiyo-rum Sonuccedil olarak yazarda alelacele hata arıyor gibi goumlruumlnmemek iccedilin sabit yıldızlar kuumlresinin hareketiyle ilgili olarak hangi hususlarda hata yaptığını ve aktarımının yanlış olduğunu en uygun şekilde goumlstermeye ccedilalışacağım belki de bu konunun daha iyi anlaşılmasına hiccedil de az olmayan bir katkı sağlayacak

İlkin yazar zamanı hesaplarken hata yapmış zira Cl Ptolemaeusrsquoun kendi goumlz-lemine dayanarak sabit yıldızlar kataloğuna kaydettiği21 Antoninus Piusrsquoun ikinci yılının İS 150 olduğunu duumlşuumlnmuumlş oysa gerccedilek tarih İS 139rsquodur22 Nitekim Ptolemaeus

18 Copernicus burada aklında kaldığınca alıntı yapmaktadır Gerccedilekte Aristoteles Metaphysica 993brsquode şoumlyle der ldquoSadece goumlruumlşlerini paylaştığımız kişilere değil aynı zamanda ziyadesiyle uydurma olan goumlruumlşleri dile getirenlere de şuumlkran borccedillu olmalıyız Onlar da bir katkıda bulunmuş oluyor ilkel ccedila-lışmalarıyla zihinsel deneyimimizi şekillendiriyorlarrdquo (Ccedileviri bana ait)

19 Şiir yazmayan ama şiir eleştirisi iccedilin suumlrekli hata arayan biri 20 Mektubun muhatabı olan Wapowski Polonyarsquoda bilimsel kartografinin kurucusuydu oumlnemiyle ilgili

bkz P Czartoryski ed E Rosen trans Nicholas Copernicus Minor Works (London The Macmillan Press 1985) 152 (n20)

21 Copernicus Ptolemaeusrsquoun yıldız kataloğunun kendi goumlzlemlerine dayandığını duumlşuumlnuumlyordu Ancak Ptolemaeusrsquoun Hipparchusrsquoun yıldız kataloğunu kullandığı youmlnuumlnde tartışmalı bir iddia da vardır Bu iddia ve tartışmayla ilgili olarak bkz Edward Rosen ed amp trans Three Copernican Treatises The Commentariolus of Copernicus The Letter Against Werner The Narratio Prima of Rheticus (New York Octagon Books 1971) 94 (n2) Czartoryski Nicholas Copernicus 152-153 (n28)

22 Werner 4 Oumlnermersquode bu tarihlendirmeyi yapar Dahası Werner bu tarihlendirmeyi takiben Coperni-

Wernerrsquoe Karşı Mektup 157

Magna Constructiorsquonun23 3 Kitabının 1 Boumlluumlmuumlnde sonbahar ekinoksunun Buumlyuumlk İskenderrsquoin oumlluumlmuumlnden24 463 yıl sonra Antoninusrsquoun uumlccediluumlncuuml yılına denk duumlştuumlğuumlnuuml soumlyler25 Ancak İskenderrsquoin oumlluumlmuumlnden İsarsquonın doğumuna kadar 323 duumlzenli Mısır yılı26 130 guumln vardır zira Nabonassarrsquoın youmlnetiminin başlangıcı27 ile İsarsquonın doğumu arasındaki suumlre 747 duumlzenli yıl 130 guumln olarak hesaplanmıştır 22 Oumlnermersquoden de anlaşılacağı gibi yazarın bu hesaplamayı şuumlpheyle karşılamadığını goumlruumlyorum28 Alphonso Tablolarırsquona goumlre bir guumln eklenmiştir29 Bunun nedeni Ptolemaeusrsquoun ilk Mısır ayı olan Thothrsquoun ilk guumlnuumlnuumln oumlğlenini Nabonassar ve Buumlyuumlk İskenderrsquoden itibaren hesaplanan yılların başlangıccedil noktası olarak kabul ederken buna karşın bi-zim İsa yıllarını Aralık ayının son guumlnuumlnuumln oumlğleninden itibaren hesaplamamız gibi Alphonsorsquonun da oumlnceki yılın son guumlnuumlnuumln oumlğleninden başlatmış olmasıdır Bu du-rumda Ptolemaeus 3 Kitap 8 Boumlluumlmde Nabonassarrsquodan Buumlyuumlk İskenderrsquoin oumlluumlmuumlne kadarki suumlreyi 424 duumlzenli yıl olarak hesaplar Censorinus M Varrorsquoya30 dayanarak C Caerelliusrsquoa31 yazdığı De Die Natalirsquode bu hesaplamayı kabul eder32 747 yıl 130 guumlnden ccedilıkarıldığında İskenderrsquoin oumlluumlmuumlnden İsarsquonın doğumuna kadarki suumlre 323 yıl 130 guumln olarak bulunur Sonra İsarsquonın doğumundan Ptolemaeusrsquoun yukarıda bahsedilen goumlzlemine kadar 139 duumlzenli yıl ve 303 guumln vardır Dolayısıyla Ptole-

cusrsquoun odaklanmadığı Antoninusrsquoun yılıyla ilgili ikinci bir hata daha yapar Bkz Rosen Three Coper-nican Treatises 94 (n3)

23 Ptolemaeusrsquoun ldquoAlmagestrdquo olarak bilinen ldquoMatematik Ccedilalışmasırdquo (Μαθηματικὴ Σύνταξις Mathe-matike Syntaksis) başlıklı ccedilalışmasının bir adı da ldquoBuumlyuumlk Ccedilalışmardquo anlamındaki Μεγάλη Σύνταξιςrsquotir (Megale Syntaksis) buradaki Latincesi de aynı anlama gelen Magna Constructiorsquodur

24 İOuml 32325 Antoninus 11 Haziran 138rsquode Roma imparatoru olmuştu26 Copernicus hesaplamalarında Mısır yıllarını kullanmasıyla ilgili olarak Goumlksel Kuumlrelerin Devinimleri

Uumlzerine 36rsquoda accedilıklama yapar ona goumlre bu yıllar Romalıların Yunanların ve Perslerin kullandığı yıllara goumlre daha duumlzenli olup kişisel eklemeler iccedilermez

27 İOuml 747 (26 Şubat)28 Werner kendi metninde ldquoİsa ile Nebukadnezar yılları arasındaki suumlre Alphonso Tablolarırsquona goumlre 747

duumlzenli yıl 131 guumlnduumlrrdquo der oysa Nabonassarrsquoı Nebukadnezarrsquola karıştırır Copernicus burada bu hataya odaklanmaz ancak Goumlksel Kuumlrelerin Devinimleri Uumlzerine 311rsquode ccediloğu kişinin isim benzerli-ğinden oumltuumlruuml Nabonassarrsquoın Nebukadnezarrsquola karıştırıldığını belirtir

29 Kastil kral 10 Alphonsorsquonun astronomi kitapları iccedilinden bir folyo İspanya kraliccedilesinin emriyle Mad-ridrsquode basılmıştı İspanyolca yazılmış olan ve Alphonso Tabloları olarak bilinen bu folyo sabit yıldız-lar kataloğu iccedileriyordu Copernicus Goumlksel Kuumlrelerin Devinimleri Uumlzerinersquode Alphonso Tablolarırsquonı kaynak goumlstermeyi duumlşuumlnmemiştir Bkz Czartoryski Nicholas Copernicus 153 (n37)

30 Marcus Terentius Varro (İOuml 116-27) birccedilok konuda eser kaleme almış olan Romalı yazar31 Bu ismin farklı elyazmalarındaki yazılışıyla ilgili olarak bkz Rosen Three Copernican Treatises 95

(n14)32 Censorinus İS 238 yılında dostu Quintus Caerelliusrsquoa armağan olarak ldquoDoğum guumlnuuml Uumlzerinerdquo (De

Die Natali) başlığını taşıyan bir kitap verir Censorinus bu kitabında doğum guumlnleriyle ilgili goumlruumlşle-rini paylaşır bu goumlruumlşler Pythagorasccedilıların Sokrates oumlncesi filozofların Etruumlsklerin ve Keldanilerin astronomi ve astrolojiyle ilgili hesap ve tespitlerini yansıtır Bu eser Eskiccedilağdaki farklı kuumlltuumlrlerin kullandığı takvimlerin kıyasını ve farklı olaylarla ilgili tarihlendirmeleri iccedilerdiğinden sonraki ccedilağlarda yapılan geriye doumlnuumlk astronomik hesaplamalarda kaynak olarak kullanılmıştır

158 Nicolaus Copernicus

maeus tarafından goumlzlemlenen sonbahar ekinoksu Efendimizin doğumundan33 140 duumlzenli yıl sonra Athry ayının34 9 Guumlnuumlnde ya da 139 Roma yılının 25 Ekimrsquoinde Antoninusrsquoun uumlccediluumlncuuml yılında gerccedilekleşmiştir35

Yine Ptolemaeus Magna Constructiorsquonun 5 Kitabının 3 Boumlluumlmuumlnde Nabonas-sarrsquodan Antoninusrsquoun ikinci yılındaki Guumlneş ve Ay goumlzlemine kadar geccedilen suumlreyi 885 yıl 203 guumln olarak hesaplar Dolayısıyla İsarsquonın doğumundan itibaren 138 duumlzenli yıl 73 guumln geccedilmiş olması gerekir Bu yuumlzden Ptolemaeusrsquoun Leorsquoda Basiliscusrsquou36 goumlz-lemlediği sonraki 14 Guumln yani Pharmuthirsquonin37 9 Guumlnuuml İsarsquonın doğumundan sonraki 139 Roma yılının 22 Şubatıydı38 Bu yazar İS 150 olarak duumlşuumlnduumlğuuml Antoninusrsquoun ikinci yılıydı sonuccedil olarak yazar 11 yıl fazlalıkla yanılmıştır

Biri buraya kadarki kısımdan şuumlphe ederse oumlnceki eleştirimizden tatmin olmazsa ve bu ccedilalışmayla ilgili daha fazla değerlendirme isterse anımsamalıdır ki zaman goumlğuumln oumlnce ve sonra olarak duumlşuumlnuumllen hareketinin sayısı ya da oumllccediluumlsuumlduumlr Yıl ay guumln ve saati bu hareketten ccedilıkarırız Ancak oumllccediluuml ve oumllccediluumllen karşılıklı olarak etkileşim iccedilindedir39 Bu durumda Ptolaemausrsquoun tabloları temelde kendi doumlnemindeki yeni goumlzlemlere dayandığından bu tabloların kayda değer bir hata iccedilermesi ya da tabloları dayandıkları ilkelerle ccedilelişkili hale getiren goumlzlemlerden sapma olması şaşırtıcı değildir En niha-yetinde biri Ptolemaeusrsquoun Antoninusrsquoun ikinci yılında Pharmuthi ayının dokuzuncu guumlnuumlnde oumlğlenden 55 saat sonraki Basiliscus incelemesinde usturlapla tespit ettiği Guumlneş ile Ayrsquoın konumlarını ele alırsa ve Ptolemaeusrsquoun tablolarını bu konumlara goumlre değerlendirirse İsarsquodan sonraki 149 değil 138 yıl 88 guumln 55 saatin Nabonassarrsquodan sonraki 885 yıl 218 guumln 55 saate eşit olduğunu bulacaktır40 Dolayısıyla yazar suumlreden soumlz ettiğinde sekizinci kuumlrenin hareketiyle ilgili incelemesini bozan apaccedilık bir hata yapar Yazarın Ptolemaeusrsquotan oumlnceki 4 yuumlzyıl boyunca sabit yıldızların sadece eşit hareketle devindiği youmlnuumlndeki goumlruumlşuumlnuuml accedilıkladığı hipotezi ilkinden oumlnemsiz olmayan ikinci bir hata iccedilerir Bunu accedilıklayabilmek ve daha anlaşılabilir kılmak iccedilin aşağıda bahsedilen oumlnermelere dikkat kesilmemiz gerektiğini duumlşuumlnuumlyorum

33 İsarsquonın doğumundan34 Juumllyen takvimine ccedilevrildiğinde yılın uumlccediluumlncuuml ayı35 Bu kısımla ilgili kapsamlı bir değerlendirme iccedilin bkz Rosen Three Copernican Treatises 96 (n17)36 Basiliscus yıldızı Leorsquonun (Aslan) kalbinin batısında bulunur Leo 8 ve Regulus (Prens) olarak da

bilinir Aynı yıldızla ilgili olarak bkz ldquoNicolaus Copernicusrsquoun Goumlksel Hareketlere İlişkin Kendisi Tarafından Geliştirilen Hipotezlere Dair Kısa Accedilıklamasırdquo trans C Cengiz Ccedilevik Kutadgubilig 16 (2009) 246 Goumlksel Kuumlrelerin Devinimleri Uumlzerine 214 (140)

37 Juumllyen takvimine ccedilevrildiğinde yılın sekizinci ayı38 Copernicus Goumlksel Kuumlrelerin Devinimleri Uumlzerine 214rsquote (141) aynı goumlzlemle ilgili olarak ldquoPtolema-

eusrsquoun bu goumlzlemi İsarsquodan sonra Roma takvimine goumlre 139 yılında Şubat ayının 24rsquouumlnde 229 Olim-piyatrsquoın ilk yılında gerccedilekleşmiştirdquo der Copernicusrsquoun duumlzeltmesiyle ilgili olarak bkz Rosen Three Copernican Treatises 97 (n21)

39 Burada Aristotelesrsquoin zaman hareket ve konumla ilgili kapsamlı goumlruumlşuuml oumlzetlenmiş oluyor Karş Aris-toteles Physica 219b1-2 22b14-16 223b21-23 235a10-24

40 Hesaplama iccedilin bkz Rosen Three Copernican Treatises 97 (n23)

Wernerrsquoe Karşı Mektup 159

Yıldızlar bilimi doğadan farklı bir şekilde oumlğrendiğimiz sahalardan biridir41 Oumlrneğin doğa goumlstermiştir ki gezegenler yeryuumlzuumlne sabit yıldızlardan daha yakındır Sonra buna bağlı olarak gezegenler bize titremiyor goumlruumlnuumlr oysa tam tersi olur Oumlnce parıldamıyor goumlruumlnuumlrler sonra da yeryuumlzuumlne daha yakın olduklarını sanırız42 Aynı şekilde oumlnce gezegenlerin hareketlerinin duumlzensizmiş gibi olduğunu kavrarız sonra kendileri sayesinde gezegenlerin hareket ettiği dış tekerleme eğrilerinin dış merkezli ccedilemberlerin ve diğer ccedilemberlerin olduğunu duumlşuumlnuumlruumlz O halde şunun soumlylenmesi gerektiğini duumlşuumlnuumlyorum Eski filozoflar oumlncelikle gezegenlerin konumlarını tespit etme daha sonra bu bilgiyi temel alarak goumlğuumln hareketiyle ilgili inceleme bitimsiz kalmasın diye gezegenlerin goumlzlemlenen ve belirlenen tuumlm konumlarıyla uyumlu olduğunu duumlşuumlnduumlkleri bir gezegen teorisi geliştirme zorunluluğunu hissediyordu Sekizinci kuumlrenin hareketiyle ilgili durum da aynıdır Bununla birlikte bu hareketin aşırı yavaşlığından oumltuumlruuml eski matematikccedililer bize onunla ilgili tam bir accedilıklama yapa-mamıştır Ancak bu konuyu incelemek istersek bize bir miras gibi bırakılan eskilerin ayak izlerini takip ederek onların goumlzlemlerinden yararlanmalıyız Eğer biri ccedilıkar da eskilerin bu konuda guumlvenilmez olduğunu duumlşuumlnuumlrse kuşkusuz bu ilmin kapıları ona kapanır İlmin girişinde uzanarak sekizinci kuumlrenin hareketiyle ilgili duumlzensiz bir duumlş goumlrecek ve eskileri hatalı bir şekilde itham ederek kendi sanrısının desteklenmesi ge-rektiğini duumlşuumlnecektir İyi bilinir ki eskiler tuumlm bu goumlksel olayları buumlyuumlk bir dikkatle ve uzman becerisiyle goumlzlemledi ve bize uumlnluuml ve oumlvguumlye değer birccedilok keşif miras bıraktı En nihayetinde gezegen konumlarını tespit ederken yazarın inandığı gibi 14˚ 15˚ ya da 16˚ oranında hata yaptıkları duumlşuumlncesini kabul edemem Aşağıda bunu daha kapsamlı bir şekilde ele alacağım

Atlanmaması gereken bir husus daha var Sapma iccedileren her goumlksel harekette her şeyden oumlnce tuumlm devinim boyunca goumlruumlnen tuumlm hareketlerin farklı noktalardan geccediltiği anlaşılır Bir harekette goumlruumlnen sapma oumlyle engel olur ki tuumlm devinim ve yapı parccedilaları boyunca oumllccediluumllemez Ptolemaeus ve ondan oumlnce Rodoslu Hipparchus43 Ayrsquoın rotasıyla ilgili kendi incelemelerinde keskin bir goumlruumlş yeteneğiyle bir sapmanın deviniminde birbiriyle taban tabana zıt doumlrt nokta aşırı hızlanma ve aşırı yavaşlama noktaları her dikey uccedilta eşit ortalama hareketin iki noktası olması gerektiğini oumlngoumlrduumller Bu noktalar ccedilemberi doumlrt parccedilaya boumller boumlylece ilk ccedileyrekte en hızlı hareket yavaşlar ikinci ccedileyrekte ortalama hareket yavaşlar uumlccediluumlncuuml ccedileyrekte en yavaş hareket hızlanır ve doumlrduumlncuuml ccedileyrekte ortalama hareket hızlanır Bu formuumll sayesinde Ayrsquoın goumlzlem-lenen ve incelenen hareketlerinden ccedilemberin her bir kısmının belli bir zamandaki

41 Burada kastedilen yıldızlar biliminin yani astronominin her daim goumlzuumlmuumlzle ve goumlzlem yeteneğimiz-le kavradığımız edindiğimiz bilgilerle yetinmeyen aynı zamanda goumlz yanılgısının olmaması iccedilin doğ-ru hesaplamayı gerektiren bir bilim dalı olmasıdır

42 Burada Aristotelesrsquoin goumlruumlşleri tekrarlanıyor Bkz De Caelo 290a17-24 ve Analytica Posteriora 78a30-78b4

43 Eskiccedilağın uumlnluuml astronomu Hipparchus (İOuml 190-120) Bithynialıdır ancak goumlzlemlerini Rodosrsquota yap-mıştır bu yuumlzden Rodoslu olarak da anılır

160 Nicolaus Copernicus

durumunu anlayabildiler Buna bağlı olarak benzer bir hareket kendini goumlsterdiğinde sapma deviniminin tamamlandığını biliyorlardı Ptolemaeus bu uygulamayı Magna Constructiorsquonun doumlrduumlncuuml kitabında kapsamlı bir şekilde anlatmıştır

Bu youmlntem sekizinci kuumlrenin hareketini incelerken de kullanılmalıydı Ancak soumlylediğim gibi bu hareket aşırı yavaştır sapma hareketi binlerce yıl sonra bile tam anlamıyla başa doumlnmuumlyordu Dolayısıyla birccedilok insan neslini aşan boumlyle bir hareket-le ilgili son değerlendirmeyi yapmaya muktedir değiliz Bununla birlikte makul bir bağlantı ile hedefimize ulaşmamız da muumlmkuumlnduumlr nitekim Ptolemaeusrsquoun katkısından beri bu accedilıklama ile uyumlu olan bazı goumlzlemler bize yardımcı olmaktadır Zira duumlz bir ccedilizgide verili uumlccedil nokta uumlzerinden bir ccedilember ccedilizildiğinde ccedilizilen bu ccedilemberden daha uzun ya da daha kısa bir yay ccedilizilememesi gibi belirlenebilen bir şeyin sayısız ccediloumlzuumlmuuml olamaz

Şimdi de yazarın dediği gibi sabit yıldızların Ptolemaeusrsquotan oumlnceki 4 yuumlzyıl boyunca sadece eşit hızla hareket edip etmediğini goumlrelim Ancak oumlncelikle kullan-dığımız terimlerde hata yapmayalım ldquoEşit hızrdquo ile genellikle ldquoortalama hareketirdquo kastediyorum bu en yavaş ile en hızlı hareketin ortalamasıdır Yedinci oumlnermenin ilk sonucu bizi aldatmasın Yazar orada diyor ki sabit yıldızların hareketi hipotezinde eşit hareket belirdiğinde daha yavaştır geri kalan hareket ise daha hızlıdır bu yuumlzden hiccedilbir vakit eşit hareketten daha yavaş olmaz Daha sonra ldquoccedilok daha yavaşrdquo ifadesini kullandığında bu konuda tutarlı bir tavır sergileyip sergilemediğini bilmiyorum Eşit hareketin oumllccediluumlsuumlnuuml şu tek biccedilimlilikten ccedilıkarıyor sabit yıldızların en eski goumlzlemcileri olan Aristarchus44 ile Timocharisrsquoten45 Ptolemaeusrsquoa kadarki doumlnemde ve eşit zaman dilimlerinde sabit yıldızlar eşit mesafede yani bir yuumlzyılda yaklaşık 1˚ kadar hareket etti Bu oran Ptolemaeus tarafından da accedilıkccedila belirtilmiş ve yazar tarafından yedinci oumlnermesinde tekrarlanmıştır Ancak buumlyuumlk bir matematikccedili olan yazar eşitliğin noktala-rını yani onuncu kuumlrenin ekliptiğinin ccedilemberlerinin ve onun isimlendirmesiyle titreme ccedilemberlerinin kesitlerini bilmediğinden yıldızların hareketleri başka yerde olduğundan daha eşit goumlruumlnemiyor46 oysa tersinin doğru olması gerekir Goumlruumlnen hareket en hızlı ve en yavaş halindeyken aynı hareket en ccedilok ve en az değiştiği haldedir Bunu kendi hipotezinden sisteminden ve onlara dayanan tablolardan ama oumlzellikle de tuumlm eşitli-ğin ya da titremenin devinimi iccedilin ccedilizdiği son tablodan47 hareketle goumlrmuumlş olmalıydı

Bu tabloda goumlruumlnen hareket oumlnceki hesaplamaya goumlre sadece İOuml 200rsquouuml takip eden yuumlzyıl iccedilin 49acute ve sonraki yuumlzyıl iccedilin 57acute olarak bulunur İS birinci yuumlzyıl boyunca yıldızlar 1˚6acute ve ikinci yuumlzyılda ise 1˚15acute kadar hareket etmiş olmalıydı Dolayısıyla

44 Samoslu Aristarchus (İOuml 310-230) evrenin merkezine yeryuumlzuumlnuuml değil Guumlneşrsquoi yerleştiren ilk astro-nomdur

45 İskenderiyeli Timocharis (İOuml 320-260) goumlk goumlzlemleriyle bilinen en oumlnemli Eskiccedilağ astronomların-dan biridir

46 Bkz 13 Oumlnerme47 Bu tablo Wernerrsquoin 30 Oumlnermersquosinin sonunda bulunur

Wernerrsquoe Karşı Mektup 161

eşit zaman dilimlerinde hareketler birbirini takiben 16˚den biraz az oranda artmıştır Eğer herbir doumlnemdeki iki ccedilağ hareketini toplarsanız ilk aralık iccedilin toplam 15˚den daha fazla oranla 2˚ kadar azalacak ikinci aralık iccedilin toplam 14˚ oranla 2˚ artacaktır Bu yuumlzden eşit doumlnemlerde sonraki hareket oumlncekini yaklaşık 34acute kadar aşacaktır oysa yazarın daha oumlnce Ptolemaeusrsquoa dayanarak soumlylediği gibi sabit yıldızlar bir yuumlzyılda 1˚ hareket etmiştir Oumlte yandan onun bahsettiği aynı ccedilemberler yasasına goumlre sekizinci kuumlrenin en hızlı hareketinde olan şudur İS 600-100 yıllarıyla ilgili olan aynı tablo-da da goumlruumllebileceği gibi goumlruumlnen harekette 400 yıl boyunca sadece 1acutersquolık değişim bulunur benzer şekilde en yavaş harekette İOuml 2000rsquoden itibaren 400 yıl bulunur Bu durumda yukarıda bahsettiğimiz eşitsizliği belirleyen yasa şudur titremenin bir yarım ccedilemberinde en yavaş halden en hızlı hale geccedilen goumlruumlnen hareket suumlrekli olarak hızlanır ve diğer yarım ccedilemberde en hızlı halden en yavaş hale geccedilen hareket oumlnceki hızını suumlrekli olarak kaybeder En buumlyuumlk hız artışı ve azalması eşitlik noktalarında ccedilapa goumlre zıt olarak gerccedilekleşir Dolayısıyla birbirini izleyen iki eşit zaman diliminde eşit goumlruumlnen hareket bulunamaz biri diğerinden daha hızlı ya da daha yavaş olur Bunun tek istisnası hız ve yavaşlık noktalarında olur buralarda hareketler diğer tarafa eşit yaylar uumlzerinden eşit suumlrelerde geccediler karşı tarafa geccedilerken hızları artarak ya da azalarak birbirleriyle eşitlenirler Dolayısıyla Ptolemaeusrsquotan oumlnceki 400 yıl boyunca hareket her daim ortalama değil aksine en yavaş haldeydi Daha yavaş bir hareket olduğunu savunmak iccedilin de herhangi bir neden goumlrmuumlyorum zira buguumlne dek boumlyle bir harekete ilişkin bir kanıtımız olmamıştır Timocharisrsquoten oumlnce sabit yıldızlarla ilgili yapılmış bir goumlzlem yoktur Ptolemaeusrsquoun da yoktu En hızlı hareket zaten gerccedilekleştiğinden doğal olarak Ptolemaeusrsquola aynı yarı ccedilemberde değiliz Bizim yarı ccedilemberde hız azalır ve kuumlccediluumlk parccedilası bile gerccedilekleşmemiştir Bu yuumlzden yazarın bu varsayımlarla eskilerin kaydedilen goumlzlemlerine yaklaşamaması ve temel duumlşuumlncesinde 14˚ ya da 15˚ hatta 12˚ ve daha fazla hata yapmış olması şaşırtıcı değildir Bununla birlikte Ptolemaeus hiccedilbir yerde bize sabit yıldızların hareketiyle ilgili hatasız bir accedilıklama sunmaya ccedilabaladığı yerdekinden daha dikkatli bir analiz yapıyor goumlruumlnmez Tuumlm devinimi oluşturmasının gerektiği analizinin sadece kuumlccediluumlk bir kısmında başarılı bir sonuca ulaşabilmiştir Kavranması zor da olsa bir hata engin bir alana girdiğinde alınacak sonucu oumlnemli oumllccediluumlde etkileyebilir Dolayısıyla Aristarchusrsquou ccedilağdaşı olan İskenderiyeli Timocharisrsquoe ve Bithynialı Agripparsquoyı da48 Romalı Menelausrsquoa49 katıyor goumlruumlnuumlr boumlylece buumlyuumlk farklarla birbirlerinden ayrıldıkları halde bunları birbirleriyle uyumlu hale getirdiğinde ziyadesiyle kesin ve sorgulanmaz bir kanıt elde etmiş olur Buumlyuumlk adamlar tarafından ya da en azından ccedilok daha zor olan başka problemleri ccedilouml-zen ve bir deyişte de geccediltiği uumlzere adeta onlara bitirici dokunuşu yapan Ptolemaeus tarafından boumlyle buumlyuumlk hatalar yapılmasına inanmak zordur

48 Agrippa (İS birinci yuumlzyıl) Ptolemaeusrsquoun bahsettiği 92 yılındaki goumlzlemle bilinir49 Ptolemaeus esasta İskenderiyeli olan Menelausrsquoun (İS 70-140) 98 yılındaki iki goumlzleminden bahseder

162 Nicolaus Copernicus

Yine yazar hiccedilbir yerde yirmi ikinci oumlnermesinde ama oumlzellikle de sonraki so-nuccedilta olduğu kadar budala goumlruumlnmuumlyor Zira kendi ccedilalışmasını oumlvmek maksadıyla iki yıldızla Arista Virginis50 ve Scorpiorsquonun51 tepesindeki uumlccedil yıldızdan en kuzeyde olanıyla ilgili olarak Timocharisrsquoi tenkit ediyor bahane olarak da Timocharisrsquoin hesap-larından ilk yıldızla ilgili olanının eksik ikinci yıldızla ilgili olanın ise fazla ccedilıktığını soumlyluumlyor52 Oysa yazar burada ccedilocukccedila bir hata yapıyor Zira Timocharisrsquoin ve aynı şekilde Ptolemaeusrsquoun yaptığı hesaba goumlre iki yıldız uzaklık bakımından birbirinden farklıdır bu farklılık eşit zaman aralığına goumlre 4˚20acutersquodır bu yuumlzden hesabın sonucu uygulamada aynıdır Buna karşın yazar Timocharisrsquoin Scorpiorsquonun 2˚rsquosinde bulduğu yıldızın konumuna 4˚7acute eklenmesinin muhtemelen Ptolemaeusrsquoun yıldızı bulduğu konum olan Scorpiorsquonun 6˚20acutersquosını vermeyeceğini goumlz ardı ediyor Aksine aynı tutar 26˚40acutersquodan ccedilıkarıldığında Aristarsquonın konumu Ptolemaeusrsquoa goumlre 22˚20acutersquoyi vermez asıl sonuccedil 22˚32acutersquodir Dolayısıyla yazar duumlşuumlnuumlyor ki birinci durumda hesaplama toplamda eksiktir aynı toplamdan oumltuumlruuml ikinci durumda da fazlalık vardır oysa bu duumlzensizlik goumlzlemlerden kaynaklanmaktadır tıpkı Atinarsquodan Thebaersquoa giden yolun Thebaersquodan Atinarsquoya giden yoldan farklı olması gibi Dahası aynı rakamı iki durumda da eklese ya da ccedilıkarsaydı eşitlik mantığının gerektirdiği uumlzere iki durumda da toplamı aynı bulmuş olmalıydı

Ayrıca Timocharis ile Ptolemaeus arasında gerccedilekte 443 yıl yoktu53 başta da soumly-lediğim gibi 432 yıl vardı Aralık daha az olduğundan farklılık da daha az olmalıdır dolayısıyla yazar yıldızların goumlzlemlenen hareketinden sadece 13acute değil 13˚ kadar da ayrılır Adı geccedilen eski goumlkbilimcilerin kayıtlarının guumlvenilir olmadığını soumlylediğinde bize kendi goumlzlemlerinin de guumlvenilmez olduğu sonucundan başka ne bırakıyor

Sekizinci kuumlrenin boylamındaki hareket iccedilin ccedilok konuştum Yukarıdaki değer-lendirmelerden sapma hareketiyle ilgili ne duumlşuumlnmemiz gerektiği kolayca anlaşıla-bilir Yazar kendi adlandırmasıyla iki titremeyi birbirine karıştırıyor ikinciyi ilkinin uumlzerine yığıyor54 Ancak temel burada ccediloumlkertildiğine goumlre kaccedilınılmaz olarak uumlzerine inşa edilen bağsız ve zayıf yapı da soumlker Peki sonuccedil olarak sabit yıldızlar kuumlresinin hareketiyle ilgili duumlşuumlncem nedir Goumlruumlşlerimi başka bir yerde yayınlamak istediğim-den bu mektubu daha da uzatmanın gereksiz ve yersiz olduğunu duumlşuumlnuumlyorum Bu ccedilalışmayla ilgili duumlşuumlncemi talep etmiştiniz bu talebini karşılayabildiysem bu kadarı yeter Haşmetmeaplarına sağlık ve iyi bir talih dilerim

NİCOLAUS COPERNİCUSFrauenburg 3 Haziran 1524

50 Spica ve Tuumlrkccedilede Mızraksız Simak olarak da bilinen yıldız51 Akrep52 Bkz 22 Oumlnermersquonin sonucu53 Bkz 22 Oumlnerme54 Bkz 18 Oumlnerme

Wernerrsquoe Karşı Mektup 163

KAYNAKLAR

Baranowski J ed Nicolai Copernici Torunensis De Revolutionibus Orbium Coelestium Libri Sex Warsaw 1854

Copernicus Nicolaus Goumlksel Kuumlrelerin Devinimleri Uumlzerine Translated by C Cengiz Ccedilevik İstanbul İş Kuumlltuumlr Yayınları 2010

ndashndashndashndash ldquoNicolaus Copernicusrsquoun Goumlksel Hareketlere İlişkin Kendisi Tarafından Geliştiri-len Hipotezlere Dair Kısa Accedilıklamasırdquo Translated by C Cengiz Ccedilevik Kutadgubilig 16 (2009) 227-252

Curtze M ed Mitteilungen des Coppernicus-Vereins fuumlr Wissenschaft und Kunst zu Thorn 1 Osnabruumlck 1878

Czartoryski P ed Rosen E trans Nicholas Copernicus Minor Works London The Mac-millan Press 1985

Dreyer J L E ed Tychonis Brahe Opera Omnia IV amp VII Copenhagen 1922 amp 124Gassendi P Thill O The Life of Copernicus (1473-1543) The Man Who Did Not Change

the World Xulon Press 2002Hipler F ed Spicilegium Copernicanum Braunsberg 1873Kuhn Thomas S Kopernik Devrimi Batı Duumlşuumlncesinin Gelişiminde Gezegen Astronomisi

Translated by H Turan D Bayrak S K Ccedilelik Ankara İmge Kitabevi 2007Prowe L ed Nicolaus Coppernicus II Berlin 1883-1884Rosen Edward ed amp trans Three Copernican Treatises The Commentariolus of Copernicus

The Letter Against Werner The Narratio Prima of Rheticus New York Octagon Books 1971

BACONrsquoIN DE SAPIENTIA VETERUMrsquoUNDA MİTLERİNPOLİTİK YORUMU UumlZERİNE BİR İNCELEME

Melike Ccedilakan

A READING OF POLITICAL INTERPRETATION OF THE MYTHS IN BACONrsquoS DE SAPIENTIA VETERUM

OumlZBu ccedilalışma Francis Baconrsquoın (1561-1626) De Sapientia Veterum (Eskilerin Bil-geliği Uumlzerine) adlı eserindeki mitlerden politik olanlarını incelemektedir Ba-con De Sapientia Veterumrsquonin oumlnsoumlzuuml iccedilin kaleme aldığı metnin hemen başında mitolojideki kıssaların ldquoadeta duvaklardquo oumlrtuumlluuml olduğunu ve bu duvak kaldırıldı-ğında altından eskilerin kayıp bilgeliğinin ccedilıkacağını iddia eder eser boyunca verdiği oumlğuumlt ve analizlerle bir nevi bunu kanıtlamaya ccedilalışır Baconrsquoa goumlre mitler iki amaccedil iccedilin kullanılır gerccedileği gizlemek ya da gerccedileği daha goumlruumlnuumlr kılmak De Sapientia Veterumrsquode aldığı mitleri ikinci amacı iccedilin yazar Bununla birlik-te Baconrsquoın diğer eserlerinde de mitolojik oumlğelere rastlamaktayız Bu yuumlzden De Sapientia Veterumrsquodaki politik bağlamda ele alınan mitolojik oumlğeleri hem Baconrsquoın şahit olduğu ve bildiği tarihsel oumlrnekleri hem de diğer eserlerindeki benzer yaklaşımlarını goumlz oumlnuumlnde tutarak değerlendiriyoruzAnahtar Kelimeler Francis Bacon De Sapientia Veterum Eskilerin Bilgeliği Uumlzerine Mit Politika İngiltere

ABSTRACTThis study aims to discuss mythsmdashin particular political relatedmdashfrom Francis Baconrsquos (1561-1626) De Sapientia Veterum (The Wisdom of the Ancients) In the preface of De Sapientia Veterum Bacon writes that the myths of antiquity are covered with veil and if someone dares to lift it up one can find the lost wisdom

Kutadgubilig Felsefe-Bilim Araştırmaları Mart 2017 Sayı 33 s 171-190

Yeditepe Uumlniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Yuumlksek Lisans mezunu (melikecakanngmailcom) Yazı geliş tarihi 02012017 kabul tarihi 06032017

172 Melike Ccedilakan

of the ancients Throughout the work he tries to prove this point According to Bacon there are two main reasons of using myths to hide truth or to show truth He writes his interpretations to show truth In addition to De Sapientia Veterum Bacon uses mythological factors in his other works such as the Essays and the Advancement of Learning Therefore while discussing the mythological factors in De Sapientia Veterum his other works as well as his own experiences and observations will be used Keywords Francis Bacon De Sapientia Veterum Wisdom of the Ancients Myths Politics England

1 Giriş De Sapientia Veterum uumlzerine

De Sapientia Veterum1 (Eskilerin Bilgeliği Uumlzerine) ilk defa 1609 yılında duodecimo2 formunda Latince olarak yayımlanır Francis Baconrsquoın eseri Latince yayımlamasının iki nedeni vardır İlki onun İngilizcenin geleceğine olan guumlvensizliği ikincisiyse eserine okuyucu kitlesi olarak Avruparsquodaki entelektuumlel zuumlmreyi hedeflemesidir Bacon De Sapientia Veterumrsquou Elizabeth doumlnemi politikasının bilindik isimlerinden Robert Cecilrsquoe Earl of Salisbury3 ve kardeşiyle birlikte eğitimini tamamladığı Cambridge Uumlniversitesirsquone4 ithaf eder Bacon bu atıfta De Sapientia Veterumrsquoun tamamıyla felsefi bir metin olduğunu Cecilrsquoi asla guumlcendiremeyeceğini Cambridge Uumlniversitesirsquone atfedilen her şeyin rektoumlruuml olduğu iccedilin ona da atfedilebileceğini hatta metnin ona

1 De Sapientia Veterum Baconrsquoın yaşamı boyunca İngilizce ve İtalyanca ccedilevirilerinin yanı sıra iki kez yeniden baskı yapar Bu kitabın onun doumlneminde popuumller olduğunun bir goumlstergedir Kendisi de yakın arkadaşı Tobie Matthewrsquoe yazdığı bir mektubunda buna değinir ldquokuumlccediluumlk kitabım duumlnya ccedilapında yankı uyandırdırdquo (Jardine amp Stewart 309) Ccedilalışma boyunca Baconrsquodan yapılan tuumlm alıntılar iccedilin ldquo(Eds) J Spedding R L Ellis D D Heath The Works of Francis Bacon 14 Cilt London Longman amp Co 1857-74rdquo kuumlnyeli ccedilalışma kullanılmıştır Ccedilalışma iccedilinde Works kısaltması ile verilmiştir Roma rakam-ları cilt sayısını bildirmektedir İlk baskısı Latince olduğu iccedilin alıntılar aslına goumlre alınacak ccedilevirileri dipnotta belirtilecektir ccedilalışmanın iccedilinde geccedilen mitolojik karakterlerin isimleri de Latince aslına goumlre alınacaktır Ccedilalışma boyunca Latince alıntılarda ve klasik metinler uumlzerindeki bilgisini esirgemeyen klasik filolog C Cengiz Ccedilevikrsquoe şuumlkran borccedilluyum

2 I Elizabeth doumlneminde matbaada sıklıkla kullanılan bir kacircğıdın on iki sayfaya katlanmasıyla meyda-na getirilen A5 boyutunda (13cm x 20cm) bir baskı tuumlruuml

3 Robert Cecil (1562-1612) I Elizabethrsquoin başdanışmanı olan William Cecilrsquoin oğludur Aynı zamanda Baconrsquoın anne tarafından birinci derece kuzenidir Cecil hem Hazinedacircr (Lord High Treasurer of Eng-land) hem de Cambridge Uumlniversitesirsquonin rektoumlruumlduumlr Elizabeth saray hayatının en oumlnemli ailelerinden olan Cecil aynı zamanda en buumlyuumlk iki politik taraftan biridir Zamanında Bacon William Cecilrsquoin politik kutsamasını almak iccedilin ccedilok uğraşmış fakat bir tuumlrluuml onun sevgisini yahut ilgisini ccedilekememiştir Bunun uumlzerine Bacon diğer buumlyuumlk politik taraf olan Earl of Essexrsquoin yanında yer almıştır

4 Bacon kardeşi Anthony Bacon (1558-1601) ile birlikte eğitimini Trinity College Cambridgersquode ta-mamlamıştır

Baconrsquoın De Sapientia Veterumrsquounda Mitlerin Politik Yorumu Uumlzerine Bir İnceleme 173

atfedildiği iccedilin daha da değerli olduğunu yazar (Works VI 689) De Sapientia Veterumrsquoun oumlnsoumlzuumlnde mitolojideki hikayelerin ldquoadeta duvaklardquo (tanquam velo)5 oumlrtuumlluuml olduğunu iddia eder bu oumlrtuuml kaldırılsa altından eskilere ait bilgeliğin ccedilıkacağını yazar Eser iccedilinde ele aldığı otuz bir mitte de eski bilgelikleri listelemeye onlardan guumlnuumlmuumlze doumlnuumlk dersler ccedilıkartmaya krallara doumlnuumlk oumlğuumltler vermeye ccedilalışır6

Bacon mitlerin din ile olan ilişkilerindense insanlık ve insan bilgeliği ile ilgili olan ilişkine dikkat ccedilekeceğini soumlyler ccediluumlnkuuml ona goumlre bu metni ele almasındaki sebep eski ccedilağlara duyduğu hayranlık değildir asıl ilgilendiği şey hikacircyelerin nasıl anlatıldığı ve eski ccedilağlardaki mitolojik karakterlerin guumlnuumlmuumlz yaşamına ne kadar uygun olduğudur (Works VI 698) Bacon mitlerin iki amaccedil iccedilin yazıldığını iddia eder ya gerccedileği gizlemek (ya da oumlrtmek) ya da gerccedileği daha goumlruumlnuumlr kılmak Bacon ikinci amaccedil iccedilin mitleri yeniden ele alır aynı zamanda bu mitlerin birer oumlğretme-oumlğrenme metodu olduğunu soumlyler (Works VI 699) Oumlnemli bir Bacon uzmanı olan James Spedding 19yuumlzyılda yazdığı oumlnsoumlzde kitabın modern okur iccedilin en az Essays or Councils Civil and Moral7 (Denemeler) kadar eğlenceli ve oumlğretici olduğunu yazar (Works VI 609) bunu biraz da Baconrsquoın uumlslubuna bağlar ccediluumlnkuuml Bacon duumlşuumlncelerini ve goumlzlemlerini aktarırken didaktik bir dil kullanmak yerine daha objektif bir dil seccediler bu da ona bir tuumlr zamansızlık kazandırır Speddingrsquoin bu satırları 19yuumlzyılda yazdığı duumlşuumlnuumlluumlrse aradan geccedilen iki yuumlz yıllık zaman Baconrsquoın kelimelerini eskitememiştir

Bacon mesleki konularda ndashhukuk ve politikandash yazmadığı zamanlarda yalnızca bilimsel gelişimi hedefleyen yazılar kaleme almıştır bu yuumlzden Brian Vickers Baconrsquoın eserlerini edebi felsefi gibi ayrı tuumlrler altında yazmadığını iddia eder (Francis Bacon and Renaissance Prose 53) Baconrsquoın benzer konuları farklı eserlerinde yeniden ele alışında ya da eserlerini suumlrekli olarak genişletip geliştirerek yeniden yayınlamasında da bu guumlduuml hacirckimdir Nitekim bu ccedilalışmada da goumlruumlleceği gibi De Sapientia Veterum accedilıklanırken Essays ve Advancement of Learning metinleri başta olmak uumlzere diğer felsefe eserlerine goumlndermeler yapmaktadır Başka bir deyişle Baconrsquoın eserlerini bir buumltuumlnuumln zaman zaman tekrarlayan parccedilaları olarak değerlendirmek metinlerinin anlaşılmasında yardımcı olacaktır Bununla birlikte bu buumltuumlnluumlğuumln değerlendirilmesinde ndashdiğer eserlerinde de olduğu gibindash Baconrsquoın kişisel deneyimleri de buumlyuumlk oumlnem taşır Bacon bazı mitleri doumlnemin politik durum ve olaylarına ilişkin yorumlarının hareket noktası olarak belirler ve yine krallara mitler aracılığıyla oumlğuumltler verir Guumlncelliğini korumasının metnin temel karakteristiği olduğunu duumlşuumlnen Speddingrsquoe goumlre (Works

5 Bacon bu benzetmeyi başka eserlerinde de aynı bağlamda kullanır Bkz De Augmentis Scientiarum 2 VII 146 De Principiis Atque Originibus III 87

6 Works VI 625 Ayrıca bkz Farrington 717 Essays or Councils Civil and Moral 1597 1612 ve 1625 yıllarında olmak uumlzere 3 ayrı edisyona sahip-

tir En yetkin ve gelişmiş edisyon oumlluumlmuumlnden bir yıl oumlnce yayımladığı 1625 yılına aittir Bacon her geccedilen edisyonla birlikte yeni denemeler eklemiştir toplamda 58 deneme ile neticelenmiştir Metinde bu eserden verilecek alıntılar iccedilin Works VI kısaltması kullanılacaktır

174 Melike Ccedilakan

VI 609) sosyal ahlaki ya da felsefi konularda ele alınan mitlerin Baconrsquoın kişisel goumlruumlş ve goumlzlemleriyle bir araya gelince zaman sınırı olmayan evrensel oumlğuumltlere doumlnuumlşmesi şaşırtıcı değildir

Tom van Malssen Baconrsquoın bu eseri iccedilin felsefi politik eserleri iccedilinde kronolojik olarak ikinci ama oumlnem bakımından birinci sırada olduğu yorumunda bulunur (The Political Philosophy of Francis Bacon 48) Malssenrsquoa goumlre eser Baconrsquoın ilk ve tek teolojik-politik metnidir felsefenin De Sapiantia Veterumrsquou muumlkemmelleştirerek politikaya geri verdiğini iddia eder (age 49) Fakat eser aynı zamanda ezoterik olarak yorumladığı iccedilin8 politik kısmı uumlzerinde ccedilok fazla ccedilalışılmamıştır Bu ccedilalışmanın amacı Baconrsquoın De Sapientia Veterumrsquoda politik ccedilerccedilevede ele alarak yorumladığı mitleri incelemektir Toplamda otuz bir mit bulunan eserde politikayla ilgili olan yedi mitndash(1) ldquoCassandra sive Parrhesiardquo (30) ldquoMetis sive Consiliumrdquo (7) ldquoPerseus sive Bellumrdquo (3) ldquoCyclopes sive Ministri Terrorisrdquo (2) ldquoTyphon sive Rebellisrdquo (5) ldquoStyx sive Foederardquo (8) ldquoEndymion sive Gratiosusrdquondashseccedililerek hem teorik hem de guumlncel politika bağlamında ele alınacaktır Bu mitlerden ilk ikisi konularının benzerliğinden oumltuumlruuml birlikte diğer mitler ise ayrı ayrı incelenecektir oumlnce mitlerin oumlzetleri ardından analizleri verilecektir

2 Mit ve Politika

21 Cassandra ve Metis Nasihat

Bacon De Sapientia Veterumrsquoda iki miti nasihat konusuna ayırmıştır Birincisi Troialı Cassandra (1 ldquoCassandra sive Parrhesiardquo) uumlzerine ikincisi ise titan Metis (30 ldquoMetis sive Consiliumrdquo) uumlzerinedir Birinci mite goumlre tanrı Apollon Troiarsquonın seccedilkin kadınlarından olan Cassandrarsquoya aşık olur bir tanrı olarak kendisinden uumlstuumln olsa da yine de karşı cins karşısında aşkının yeterli olmadığını anlamış olacak ki ona bir insanın kolay kolay reddedemeyeceği bir armağan sunar Bu armağan kehanet (divinatio) yeteneğidir Ancak Cassandra armağanı alır almaz Apollonrsquoun talebini reddeder Bunun uumlzerine Apollon verdiği armağanı geri almaz (ya da alamaz) karşılıksız kalan aşkının bedelini ona başka bir ceza vererek oumldetmek ister Buna goumlre Cassandra kendisine bahşedilen kehanet yeteneğiyle geleceği ldquodoğru bir şekilderdquo goumlrebilecekse de kimse ona inanmayacaktır Oumlrneğin Troiarsquonın yıkımını oumlnceden goumlruumlp soumlylemişse de hiccedilbir Troialırsquoyı buna inandıramamıştır

Baconrsquoın De Sapiantia Veterumrsquoa ldquoparrhesiardquo yani ldquoaccedilık soumlzluumlluumlkrdquo alt başlığıyla başlaması bile onun felsefeci kimliğini politik yorumcu kimliğiyle değiştirdiğini goumlsterir Cassandra miti Baconrsquoa ldquonasihatlerin yersiz ve yararsız oumlzguumlrluumlğuuml ile

8 Karş White Antiquity Forgot 109

Baconrsquoın De Sapientia Veterumrsquounda Mitlerin Politik Yorumu Uumlzerine Bir İnceleme 175

nasihatccedililerin bitik oumlzguumlrluumlğuumlnuumlrdquo9 anımsatır Mitten farklı olarak nasihatccedililer tanrı tarafından cezalandırılmamıştır Apollonrsquoun temsil ettiği uyuma teslim olmayı reddedecek oumllccediluumlde dediğim dedik ve sert mizaccedillı oldukları iccedilin10 meselelerde oumllccediluumlyuuml ve sınırı konuşmalarındaki tonu kesin mi yoksa ağdalı bir dil mi kullanacaklarını avamın mı yoksa uzmanların mı kulaklarına sesleneceklerini ve ne zaman konuşup ne zaman susmaları gerektiğini bilmezler Baconrsquoa goumlre boumlyle nasihatccedililer ne kadar bilge ve oumlzguumlr nasihatleri de ne kadar sağlam ve iyi olursa olsun ikna ccedilabaları boşa ccedilıkar hatta nasihat verdikleri kişilerin yıkımlarını hızlandırırlar Bacon bu noktada eski Romarsquodan oumlrnek verir Uticalı Marcus Catorsquonun Pompeius ile Julius Caesar arasındaki iccedil savaş sırasında takındığı tavrı anımsatarak adeta onunla Cassandra arasında bir analoji kurar Baconrsquoa goumlre Cato da uumllkenin ccediloumlkuumlşuumlnuuml hızlandırmıştır Bu bağlamda Bacon Cicerorsquonun Catoyla ilgili tespitine yer vererek bu boumlluumlmuuml bitirir ldquoCato en iyi şekilde duumlşuumlnuumlyor ancak bazen devlete zarar veriyor Romulusrsquoun posasında değilmiş de Platonrsquoun devletindeymiş gibi konuşuyorrdquo11

Burada iki sorun belirmektedir Birincisi Cassandra mitine ilişkin hiccedilbir aktarımda ve Baconrsquoın aktarımında Cassandrarsquonın geleceğe doumlnuumlk doğru ccedilıkan oumlngoumlruumllerinin Troiarsquonın yıkılışını hızlandırdığı soumlylenmemektedir dahası bu varsayım oumlykuumlnuumln akışı ve genel olarak Troia miti duumlşuumlnuumllduumlğuumlnde alakasız goumlruumlnmektedir Zira Cassandrarsquoyla ilgili aktarımlar genelde iki şekildedir Birincisi burada bahsedilen oumlykuumlnuumln daha kapsamlı halidir buna goumlre tapınakta uyuyakalmış olan Cassandra tanrı Apollon tarafından taciz edilir Apollon kehanet ilmini armağan ettiği halde kendisiyle birlikte olmayan Cassandrarsquoyı tek bir oumlpuumlcuumlğe ikna eder ama bu bir tuzaktır oumlpuumllmeyi bekleyen kızın ağzına tuumlkuumlruumlr12 İkinci aktarıma goumlreyse Troia kralı Priamusrsquoun karısı olan kraliccedile Hecuba bir şenlik sırasında bebek Cassandrarsquoyı Helenusrsquola birlikte Apollon tapınağında unutur Tapınağa doumlnduumlğuumlnde yılanların bebekleri yaladığını goumlruumlr anlatılana goumlre Cassandrarsquonın kacirchinlik ayrıcalığı buradan gelir13

9 ldquode intempestiva et inutili libertate consiliorum et monitorum confictardquo (Works VI 629)10 Brumblersquoın soumlzluumlğuumlnde (ldquoCassandrardquo maddesi) buradaki metnin yanlış okumasına dayanan sorunlu

bir değerlendirme vardır Yazara goumlre Bacon Cassandrarsquoyı ldquoUyumrsquoun tanrısı olan Apollonrsquoun sundu-ğu bilgilere kendisini kaptırmayacak kadar kendi aklıyla gurur duyanrdquo (devamı yukarıdaki metinde ldquomeselelerderdquo diye başlayan kısımla aynı) biri olarak tasvir eder Burada iki sorun vardır Birincisi Baconrsquoın buradaki aktarımında ldquoqui enim ingenio suntrdquo şeklinde başlayan ilgi yan cuumlmlesiyle tasvir edilmiş kişi Cassandra olamaz zira ilgi zamiri eril olmakla birlikte (qui) yuumlklemi de ccediloğuldur (sunt) Bacon cuumlmlenin akışından da anlaşılacağı uumlzere burada nasihatccedilileri tasvir etmektedir ldquomonitorum quirdquo İkinci sorun ise şudur Bahsi geccedilen kişiler akıllarıyla gurur duyan değil ldquodediğim dedik ve sert mizaccedillırdquo (ingenio pervicaci et aspero) oldukları iccedilin nasihatle ilgili olumsuz durumlara yol accedilmak-tadır Aynı yazarın aktarımında da geccediltiği uumlzere Lemmi (191-192) Baconrsquoın Cassandra figuumlruumlnuuml Ovi-diusrsquoun Oenonersquosi (Heroides 5115-120) ile Chaucerrsquoin Troylusrsquouyla (Troylus and Criseyde 51513-1519) aynı duumlzlemde değerlendirmek istediğini soumlyler

11 ldquoCato optime sentit sed nocet interdum Reipublicae loquitur enim tanquam in Republica Platonis non tanquam in faece Romulirdquo Bkz Cicero Att 218

12 Bkz Hyginus Fabula 93 Apollodorus 3125 Servius In Vergilii Aeneidos 224713 Bkz Pseudo-Apollodorus 1911

176 Melike Ccedilakan

İkinci sorun Catorsquonun Romarsquoda takındığı politik tavrın ndashsonuccedillarıyla birliktendashtuumlmuumlyle Baconrsquoın yansıttığı gibi olup olmamasıyla ilgilidir Cato da Cassandra gibi oumlngoumlruumlleriyle devletinin yıkımını mı hızlandırmıştır yoksa bu tarihsel oumlykuumldeki tek roluuml başından itibaren farkında olduğu ve oumlngoumlrduumlğuuml bir yıkımı dile getirmiş olmasıyla ve buna direnmesiyle mi sınırlıdır Plutarchusrsquoun aktarımına baktığımızda diğer birccedilok aristokrat Romalı gibi Cato da ldquobaşından itibarenrdquo Caesarrsquoın popuumllist iccedilerikli etkileyici konuşmaları ve eylemleriyle mevcut politik rejim iccedilin bir tehdit unsuru olduğunun farkındadır14 Aralarındaki politik ccedilekişmeler temelde Catorsquonun bu oumlngoumlruumlsuumlne dayanıyor olabilir Bu noktada Plutarchus gibi evlilik bağıyla Caesar ile akraba olmayı reddedip Pompeiusrsquoun aynı bağla Caesarrsquoın akrabası olmasına izin vermesi15 Caesarrsquoın topraksız yoksul halk kesimine doumlnuumlk popuumllist toprak politikası geliştirmiş olmasından rahatsızlık duyup Senatusrsquou harekete geccedilirmeye ccedilalışması16 Senatusrsquota Caesarrsquoa doumlnuumlk sempatiyi ortadan kaldırmaya ccedilalışması hatalı bir oumlngoumlruumlnuumln neticeleri olarak değerlendirilip sonraki politik etkileri bağlamında devletin yıkımını hızlandıran birer etken olarak goumlruumllebilir mi Ancak son kertede Catorsquonun Caesarrsquoa karşı goumlsterdiği direniş ve kendisini karşı tarafta konumlandırması onu politik zeminde yalnızca oumlngoumlruuml sunan değil aynı zamanda oumlngoumlruumllerinin gereğini yerine getiren politik bir aktivist kılar Caesarrsquoın Pharsalus Savaşırsquonda kazandığı zaferle Romarsquoda neredeyse tek adam konumuna ulaşması uumlzerine Catorsquonun kılıcına eğilerek intihar etmesi ve otokrasiye karşı direnccedil ve cesaretin temsili olması da17 bu durumun bir kanıtıdır Dahası Caesarrsquoın iktidarı ele geccedilirmesi Troiarsquonın yıkılması tuumlruumlnden bir devlet yıkımıyla eş tutuluyorsa ki burada boumlyle bir sonuca varılıyor bu durumda Cato oumlngoumlruumlleri dinlenmemiş Cassandrarsquoyla değil yıkımı oumlnlemeye ya da geciktirmeye ccedilalışan Hector ve diğer Troialı savaşccedilılarla bir tutulmalıdır

Bacon Cicerorsquodan alıntıladığı Cato oumlrneğini başka bir eserinde ndashAdvancement of Learning (Works III 278)ndash de kullanır Bağlamda hakkında okuma yapılan doumlnemlerin yaşanan doumlnemlerden oumlğretilen yuumlkuumlmluumlluumlklerin de deneyimlenen yuumlkuumlmluumlluumlklerden daha iyi olduğunu soumlyler Metinde verilen bir oumlrneğe goumlre Solon kendisine vatandaşlara en iyi yasaları verdiği soumlylendiğinde ldquosadece onların kabul edebileceği kadar iyi yasalar verdiğinirdquo soumlylemiş Platon da uumllkesindeki yozlaşmışlığı gerekccedile goumlstererek boumlyle bir durumda devlet memurluğunu kabul edemeyeceğini soumlylemiştir18 Aynı yerdeki bir diğer oumlrneğe goumlre Caesarrsquoa ldquohalihazırda sahtekacircrlıktan oumltuumlruuml niteliklerinin bozulduğu

14 Plutarchus Cato Minor 223-231 15 Plutarchus Cato Minor 30616 Plutarchus Cato Minor 26117 Bu konuyla ilgili olarak bkz Suetonius Julius Caesar 14 19 20 30 53 Augustus 13 85 8718 Bkz Platon Epistulae Z 3331 ve P3316 Bacon guumlncel gerccedileklikten kopuk olmakla succedilladığı Pla-

tonrsquoun mevcut politik ortamı eleştirdiği iccedilin kurgusal bir devlet fikri geliştirdiğini goumlz ardı etmektedir Nitekim Platon Crito 51b2-10rsquoda filozofların oumlnce kendi uumllkelerindeki vatandaşları ya da devleti doğ-runun ne olduğu konusunda eğitmesi gerektiğini soumlyler Socratesrsquoin meşhur savunması da aynı şekilde guumlncel politikaya doumlnuumlk bir eleştiri metni olarak okunabilir Bkz Malssen 53-54

Baconrsquoın De Sapientia Veterumrsquounda Mitlerin Politik Yorumu Uumlzerine Bir İnceleme 177

kurumları eski halleriyle karıştırmamasırdquo gerektiği konusunda bir nasihat verilmiş Bacon bu nasihatin ardından burada uumlzerinde durduğumuz Cato oumlrneğini paylaşır ona goumlre bu iki durum oumlncekiler gibi ideal olarak sunulan ile gerccedilekte olanın karıştırılmasına oumlrnektir Aynı yerde bu oumlrneğin hemen ardından yine Cicerorsquonun ldquoerdemin oumlğretmenleri ve ustaları olanların [yani filozofların] yuumlkuumlmluumlluumlklerin sınırlarını doğanın olmasını istediğinden biraz daha uzun tuttuğurdquo19 youmlnuumlndeki şikacircyetini paylaşır Anlaşılan o ki gerek De Sapientia Veterumrsquoda gerekse Advancement of Learningrsquode bulunan Cicero alıntılarında genel itibariyle Platon ve Cato gibi duumlşuumlnuumlrlerin guumlncel politikaya doumlnuumlk gerccedilekccedili okuma yapamamaları ve dolayısıyla gerccedilekccedili faydalı nasihat verememeleri eleştirilmektedir20

Burada uumlzerinde duracağımız ikinci mitin adının (μῆτις) Yunancadaki anlamı ldquonasihatrdquo olan21 ve metinde consilium olarak geccedilen titan Metisrsquole ilgilidir Bu noktada consiliumrsquoun ldquonasihatrdquo yanında ldquonasihat verenrdquoi de imlediği dolayısıyla nasihat veren ldquomeclisrdquo ya da ldquodanışmanrdquo anlamında da kullanılabileceği hatırlanmalıdır Nitekim klasik mitolojide de Metis bu anlamlara uygun bir karakter olarak goumlruumlnuumlr Iupiterrsquoin kardeşleri olan diğer tanrı ve tanrıccedilaları kurtarıp titanlar ile tanrılar arasındaki savaşı başlatmadan oumlnce Idarsquodaki ccedilobanların arasında buumlyuumlduumlğuuml sırada Oceanus kıyısında yaşayan Metisrsquole karşılaştığı ve onun nasihati uumlzerine annesi Rhearsquoyı ziyaret ettiği anlatılır Metis sadece bu nasihati vermekle kalmaz aynı zamanda Iupiterrsquoe babasının kardeşlerini kusmalarını sağlayacak olan iksiri hazırlaması iccedilin yardım eder ona iksiri ballı şurupla karıştırmasını soumlyler22 Baconrsquoın De Sapientia Veterumrsquoda aktardığı Metis karakteri yukarıda oumlzetlediğimiz ldquonasihat verenrdquo Metis betimlemesine uygundur Bununla birlikte aşağıda inceleyeceğimiz bu mit Baconrsquoın Essays23 metninde nasihat konusunun daha detaylı bir şekilde irdelendiği yirminci denemede de (ldquoOf Counselrdquo) bulunur dolayısıyla iki metni birlikte değerlendirmek yararlı olacaktır

Bacon De Sapientia Veterumrsquoda Metisrsquoin anlamını aktarırken diğer yandan mitolojik figuumlr olarak Metisrsquoin Iupiterrsquoden24 hamile kalışını anlatır Ancak Iupiter Metisrsquoi doğurmadan oumlnce yutar boumlylece Metisrsquoin karnındaki bebek Iupiterrsquoin iccediline geccediler daha sonra bebek Iupiterrsquoin ldquokafasından ya da beyninden silahla donatılmış Pallas

19 Cicero Pro Murena 65 ldquoisti ipsi praeceptores virtutis et magistri videntur fines officiorum paulo longius quam natura vellet protulisserdquo (Metnin orijinaliyle kelime farklılıkları bulunsa da Baconrsquoın alıntısındaki anlam genel itibariyle aynıdır)

20 Karş Malssen 5321 Oumlrneğin bkz Homeros Iliad 732422 Hyginus Poetica Astronomica 213 Apollodorus 121 Hesiodos Theogonia 471 Bkz Graves Yu-

nan Mitleri 43 Tanrıların titanları yenmesiyle birlikte eril titanlar adeta esir duumlşer ve cezalandırılır buna karşın dişil titanlar Rhea ve Metis yaptıkları yardımdan oumltuumlruuml affedilir Bkz Graves Yunan Mit-leri 44

23 Works VI 36724 Iupiter Yunan mitolojisindeki Zeusrsquoun Romarsquodaki Latince karşılığıdır ccedilalışmamız boyunca bu ismiy-

le anılacaktır

178 Melike Ccedilakan

olarak doğarrdquo25 Baconrsquoa goumlre ldquotuhaf ve ilk duyulduğunda oldukccedila saccedilma gelen bu mit youmlnetimle ilgili bir sır barındırmaktadırrdquo26 Klasik mitoloji yorumlarında geccedilmeyen bu sır27 bir ilme işaret eder bu kralların otoritesi ile azametini sadece korumakla kalmayan aynı zamanda onları halkın goumlzuumlnde artırıp daha değerli kılan bir ilimdir Bacon bir ilim olarak goumlrduumlğuuml bu nasihat mekanizmasına oumlyle anlam yuumlkler ki kralların nasihatlere ve nasihat veren ilgili kurumlara olan bağlılığının eşlerin evlilik yatağına dayandırdığı bağ gibi olduğunu ileri suumlrer Krallar oumlnemli meselelerde danışmanlarına danışarak doğru karar alır ve boumlylece azametini korumuş olur Bacon ldquoOf Counselrdquo (ldquoNasihat Uumlzerinerdquo) denemesinde de aynı duumlşuumlnceyi savunur ona goumlre en bilge krallar nasihat dinlemeyi azametlerine goumllge duumlşuumlren değerlerini kuumlccediluumllten bir unsur olarak goumlrmeyenlerdir (Works VI 424) Dahası ldquoTanrı bile bundan muaf değildir aksine kutlu Oğlunun yuumlce isimlerinden birini Nasihatccedili yapmıştırrdquo28

Bununla birlikte De Sapientia Veterumrsquoda kralın nasihatlerinin danışmanlarının ağzından topluma accedilıklanmasına izin vermemesi gerektiği de soumlylenir zira boumlyle bir durumda toplum alınan kararın krala değil danışmanlara ait olduğunu goumlruumlr ve boumlylece kralın otoritesi ile azameti zarar goumlruumlr Bu yuumlzden yapılması gereken kralların Iupiterrsquoin Metisrsquoi yutarak Pallasrsquoı kendisinden doğurması gibi danışmanların nasihatlerini kendi kafalarından ccedilıkmış ldquokendi yargılarının ve bilgeliklerininrdquo29 eseriymiş gibi accedilıklamasıdır Baconrsquoa goumlre nasihate bağlı olarak alınan kararın mitteki karşılığının silahla donatılmış Pallas olması idam (executio) gibi guumlcuuml (potestas) gerektiren ve zorunluluk (neccesitas) iccedileren kararlara bir goumlndermedir

Denemede yukarıdaki accedilıklamadan daha fazlasının bulunduğunu soumlylemiştik Bu bağlamda nasihatlerin sakıncaları ve bu sakıncalardan kaccedilınma yolları uumlzerinde durulur Oumlrneğin kralların danışmanlarla yaptığı goumlruumlşmelerin gizli tutulması danışmanların nasihat verirken kendi ccedilıkarlarını oumlne almamaları kralın oumlzel hayatına karışmamaları ya da kralın bu tuumlr durumlara izin vermemesi kralların nasihat almakla kendilerini kuumlccediluumlk duumlşmuumlş hissetmemeleri gerektiği belirtilir Bununla birlikte Bacon denemenin sonunda kendi doumlnemindeki danışma kurulundan bahseder ve bu tuumlr kurulların belli politik konuların şiddetle muumlzakere edildiği değil daha ccedilok konuşulduğu bir yer olduğuna dikkat ccedileker Oumlrneğin İngiltere ile İskoccedilyarsquonın birleşmesini goumlruumlşen kurul boumlyledir30

25 ldquoex capite sive cerebro Palladem armatam peperisserdquo (Works VI 683)26 ldquohuius fabulae monstrosae et primo auditu insulsissimae sensus arcanum Imperii continererdquo (Works

VI 683)27 Gravesrsquoin de (49-50) aktardığı gibi tanrıccedila Pallasrsquoın doğumuyla ilgili anlatılardan birine goumlre toprak

ana Metisrsquoin doğuracağı erkek ccedilocuğun Saturnusrsquoun Coelumu Iupiterrsquoin de Saturnusrsquou devirdiği gibi babası olan Iupiterrsquoi devireceğini soumlylemiştir Iupiterrsquoin Metisrsquoi yutmasının temel gerekccedilesi budur Bkz Apollodorus 135-6

28 ldquoGod himself is not without but hath made it one of the great names of his blessed Son the Counsel-lorrdquo (Works VI 423)

29 ldquoex judicio et prudentia propriardquo (VI 683)30 I James İskoccedilya kralıyken İngiltere kraliccedilesi I Elizabethrsquoin oumlluumlmuumlyle (1603) İngiltere tahtına gelir

Baconrsquoın De Sapientia Veterumrsquounda Mitlerin Politik Yorumu Uumlzerine Bir İnceleme 179

Deneme kurul toplantılarındaki oturma duumlzeniyle ilgili bilgi vererek kurula getirilen bir eleştiriyle son bulur Bacon kurulun krala doğru tavsiyelerde bulunacağı yerde sadece kralı oumlvecek soumlzlerin sarf edildiğini soumlyler Ona goumlre bunun kurulun guumlvenilirliği iccedilin iyi olmadığını dile getirmeye gerek yoktur Bununla birlikte kralın kendisine bilhassa oumlğuumlt vermeleri iccedilin seccediltiği insanlardan oluşan gizli kurul (privy council) İngiliz politikası iccedilin buumlyuumlk oumlnem arz eder Bu kurul krala doğrudan oumlnerilerde bulunur ve seccedilime gerek duyulmadan salt kralın iradesiyle parlamentoda da yer alırdı I Elizabeth doumlneminde Baconrsquoın kişisel danışmanlık yaptığı Earl of Essex de bu kurulun bir uumlyesiydi Dolayısıyla Baconrsquoın fikirlerinin de dolaylı olarak bu kurulda dile getirilebildiğini duumlşuumlnebiliriz Bacon 1594 yılında kraliccedilenin kişisel hukuk danışmanlığına (learned counsel) atanır aynı goumlrevi 1604 yılında I James huumlkuumlmeti iccedilin de yerine getirir Bu goumlrevleri ve James huumlkuumlmetinde aldığı diğer goumlrevleri goumlz oumlnuumlne aldığımızda Baconrsquoın profesyonel yaşamında nasihatin yerinin ccedilok buumlyuumlk olduğunu iddia edebiliriz

En nihayetinde Baconrsquoın krallar ile danışmanları arasında idealize ettiği ilişki kralın orta yolu arayıp youmlnetiminde nasihat almak iccedilin bilgeleri tercih etmesi ve sadece onlara kendisiyle oumlzguumlrce konuşma hakkını tanıması gerektiğini duumlşuumlnen Machiavellirsquonin bu yaklaşımından ccedilok daha fazla politik gerccedilekccedililik iccedilerir Bununla birlikte iki duumlşuumlnuumlr kralın danışmanlarının bilgece nasihatlerden yararlanıp kararı kendisi almış gibi accedilıklaması konusunda uzlaşıyor goumlruumlnuumlr31

22 Typhon İsyan

De Sapientia Veterumrsquodaki mitlerin ikincisi canavar Typhon konusunu işler Tanrıccedila Iuno kocası olan baş tanrı ldquoIupiterrsquoin Pallasrsquoı kafasından kendisinin yardımı olmadan doğurmasına kızarakrdquo32 ldquotoprağı oumlyle sarsar ki bu sarsıntıdan buumlyuumlk ve korkutucu canavar Typhon doğarrdquo33 Typhon beslenip buumlyuumltuumllmesi iccedilin bir yılana teslim edilir buumlyuumlr buumlyuumlmez de Iupiterrsquoe savaş accedilar Savaşta Typhon Iupiterrsquoi esir alarak onu uzaktaki bilinmeyen bir yere goumltuumlruumlr elleri ve ayaklarındaki kasları keserek onu sakat ve koumltuumlruumlm bırakır Haberci tanrı Mercurius kasları Typhonrsquodan ccedilalıp Iupiterrsquoe geri verince baş tanrı guumlcuumlnuuml toplar ve canavara saldırır Oumlnce yıldırım okunu fırlatır ve canavarda yılanlar tarafından zerk edilmiş olan kanın aktığı bir yara accedilar boumlylece

boumlylece Hanedanların Birleşmesi (Union of the Crowns) gerccedilekleşir boumlylece İskoccedilya ile İngiltere aynı kral altında birleşmiş olur Jamesrsquoin tahta geldiği yıl Bacon ldquoSirrdquo unvanı alır aynı yıl A Brief Dis-course Touching the Happy Union of the Kingdoms of England and Scotland isimli risalesini yayımla-yarak bu konuda Jamesrsquoin yanında olduğunu accedilıkccedila goumlsterir 1607 yılında Parlamentorsquoda İngiltere ve İskoccedilyarsquonın birleşmesi gerektiği uumlzerine ccedilok etkili bir konuşma yapar akabinde Başsavcılığa atanır Dahası iccedilin bkz Francis Bacon ldquoİngiltere ve İskoccedilya Krallıklarının Kutlu Birleşmesi Uumlzerine Kısa Bir Soumlylevrdquo ccedilev Melike Ccedilakan Kutadgubilig Ekim 2014 (no 26) s 231-252

31 Bkz Machiavelli Il Principe 23 Rossi 81-8232 ldquoIunonem indignatam quod Iuppiter Palladem ex sese sine ea peperissetrdquo (Works VI 630)33 ldquoterram illa concussit ex quo motu Typhon natus est monstrum ingens et horrendumrdquo (Works VI 630)

180 Melike Ccedilakan

canavar guumlcuumlnuuml yitirir Iupiter onu Etna yanardağına atar ve uumlzerine yığdığı ağırlığın altında ezer34

Baconrsquoa goumlre bu mit iki politik olguyu anlatır Birincisi ldquokralların değişken talihirdquo35 ikincisi ldquokimileyin monarşilerde goumlruumllen isyanlarırdquo36 Birinci olgu bir alegoriye dayanır buna goumlre kralın krallığıyla olan ilişkisi Iupiter ile Iuno yani karı koca arasındaki ilişkiye benzer Kimileyin kral uzun suumlre tahtta kaldığı iccedilin bozulur ve bir tirana doumlnuumlşuumlr her şeyi elinde toplar soyluların ve meclisin duumlşuumlncelerini oumlnemsemez ldquoher şeyi kendi kanaatine ve mutlak iradesine goumlre youmlnetirrdquo37 Halk bundan rahatsız olur ve kendisine bir oumlnder bulur Baconrsquoa goumlre bu isyan soyluların ve oumlnemli kişilerin gizli kışkırtmasıyla başlar oumlnder de halkın kışkırtıcısı olur En nihayetinde uumllkede Typhonrsquoun doğumunu andıran ldquoisyanrdquo olarak yorumlayabileceğimiz bir sarsıntı olur Bacon bu durumu besleyen asıl unsurun ldquoplebsrsquoin bozukluğu ve koumltuuml karakterirdquo38 olduğunu soumlyler ve krallar iccedilin bu karakterin koumltuumlluumlk ve art niyetle dolu bir yılan olduğunu duumlşuumlnuumlr İsyan anlamına gelen Typhon yuumlz başıyla bu isyanın neden olduğu birccedilok koumltuumlluumlğuuml anlatır alev dolu ağızlar isyanların neden olduğu yangınları yılanlardan oluşan kuşaklar salgın hastalıkları demirden eller katliamcıları kartal penccedileleri yağmaları tuumlyluuml beden ise ardı arkası kesilmeyen dedikoduları bildirimleri ve yayılan korkuları imler Baconrsquoa goumlre bu tuumlr isyanlar bazen oumlyle buumlyuumlr ki kral baskı altına alınır mal varlığı ve otoritesi (yani Iupiterrsquoin kasları) ccedilalınır isyancıların sırtında taşınır ve krallıktan uzak bir yere goumltuumlruumlluumlr talihi yardım ederse Mercuriusrsquoun becerisi ve yardımı sayesinde mal varlığı ile otoritesine yeniden kavuşur Bacon Mercurius alegorisiyle bilgece kararlar etkili konuşmalar yoluyla kralın halkını ikna etmesini ve otoritesine yeniden kavuşmasını sağlayacağını soumlyler Dahası kralın boumlyle durumda bire bir savaştan ziyade isyancıların şoumlhretini sarsması gerektiğini iddia eder kral bunu başarırsa isyancıların oumlzguumlveni sarsılır umutsuz bir şekilde tıpkı yılanın tıslaması gibi zararsız boş tehditler savurmaya başlarlar Sonunda isyancılar parccedilalanır kral tuumlm guumlcuumlne ve

34 Klasik mitolojide Typhon karakteri tartışmalıdır Homerosrsquoa goumlre (Iliad 2782) Arimi boumllgesinde sak-lanır ve Iupiter tarafından yıldırım oklarıyla buraya goumlmuumllmuumlştuumlr Hesiodosrsquoa goumlre ise Typhaon ve Typhoeus adlarında iki farklı karakter vardır Typhaon Typhoeusrsquoun oğlu olan korkunccedil bir fırtınadır (Theogonia 869) Dahası koumlpek Orthus Cerberus Larnea Hydrarsquosı Chimaera ve Sphynxrsquoin babasıdır (Theogonia 306 Apollodorus 231 358) Baconrsquoın bahsettiği karaktere daha yakın olan Typhoeus ise ya Tartarus ile Gaearsquonın en kuumlccediluumlk oğlu ya da buradaki mitte de geccediltiği gibi sadece Iunorsquonun oğlu-dur Yaygın tekrar edilen tasvire goumlre Typhoeus yuumlz kafası iğrenccedil goumlzleri ve korkunccedil bir sesi olan bir yaratıktır (Pindarus Pythia 131 821) Hesiodos Typhonrsquoun tanrılar ile insanlar uumlzerinde egemenlik kurmak istediğini ancak buumlyuumlk bir savaş sonunda Zeus tarafından mağlup edildiğini anlatır (Theogo-nia 821) Başka bir anlatıma goumlreyse Typhon oumlluumlmsuumlz tanrılarla savaşa girişmiş ve Zeus tarafından yıldırım okuyla oumllduumlruumllmuumlş Etna yanardağına goumlmuumllmuumlştuumlr (Ovidius Epistulae Ex Ponto 1511 Fas-ti 4491 Pindarus Pythia 129)

35 ldquofortuna regum variardquo (Works VI 630)36 ldquorebellionibus quae in monarchiis quandoque evenire consueveruntrdquo (Works VI 630)37 ldquoex arbitrio proprio et imperio mero cuncta administrentrdquo (Works VI 630)38 ldquoplebis pravitate et natura malignardquo (Works VI 631)

Baconrsquoın De Sapientia Veterumrsquounda Mitlerin Politik Yorumu Uumlzerine Bir İnceleme 181

krallığa hacirckim olur isyancıları Iupiterrsquoin Typhonrsquou Etnarsquoya kapatması gibi hapsederBaconrsquoın bu mitte isyanın temel unsuru olarak goumlrduumlğuuml kitleyi betimlerken populus

(halk) ya da vulgus (avam) terimleri yerine plebsrsquoi tercih etmesi Romarsquoya atfı olarak değerlendirilebilir (White 1978 132) Bacon Nemesisrsquole ilgili olan yirmi ikinci mitteki (ldquoNemesis Sive Vices Rerumrdquo) ldquoavamda bulunan doğal ccedilekememezlik ve koumltuumlluumlkrdquo39 ifadesini hatırlatır Typhon miti Nemesis mitinden farklı olarak Romarsquoda goumlruumllen tuumlrde isyanları imler ancak genel olarak Baconrsquoın isyan ve iccedil savaş korkusunu da yansıtır40 Aynı korkuyu ya da bir sorun olarak goumlrduumlğuuml bu duruma ilişkin kullandığı nasihat dolu dili Essaysrsquoin on beşinci denemesinde de (ldquoOf Seditions and Troublesrdquo) goumlruumllebilir Nitekim denemenin hemen başında kralların devlet işlerindeki fırtınaları oumlnceden kestirebilmesi gerektiğinden bahseder ona goumlre devlerin kız kardeşi olan soumlylentiler ldquogelecekteki isyanların giriş kısmıdırrdquo41 dolayısıyla krallar soumlylentilere oumlnem vermelidir Ancak Bacon kralların halkın arasında yayılan muhalif soumlylentileri baskı uygulayarak ortadan kaldırmaya ccedilalışmasını hatalı bulur Boumlyle bir durumda yapılması gereken soumlylentilerin uumlzerinde durmamak en azından yumuşak tedbirler almaktır Bununla birlikte Baconrsquoa goumlre kralın devleti oluşturan unsurlardan yalnızca birine daha fazla ağırlık vermesi diğerlerini es geccedilmesi uzlaşmazlıklar ve boumlluumlnmelerin uluorta suumlrduumlruumllmesine ve birlik beraberliğin bozulmasına neden olur Boumlyle bir ortamda isyanların baş goumlstermesi kaccedilınılmaz bir olgudur

Ayrıca Bacon denemede devletin doumlrt temel unsuru olan din adalet youmlnetim ve hazineden birinin sarsılması ya da guumlccedilten duumlşmesinin de isyanlara neden olduğunu belirtir Başka bir deyişle Bacon devlet youmlnetimindeki dengenin sarsılmasını isyanın temel gerekccedilesi sayıyor goumlruumlnuumlr Aynı varsayımın Typhon mitinde de bulunduğu soumlylenebilir nitekim Iunorsquonun oumlfkesi ya da isyanı Iupiter ile kurdukları dengenin bozulmuş olduğu gerekccedilesine dayanır

39 ldquonaturam vulgi invidam et malignamrdquo (Works VI 631)40 Whitersquoin da bildirdiği gibi Bacon uumllkesinin Antik Yunan ya da Roma gibi yara alırsa asla iyileşeme-

yeceğini duumlşuumlnuumlyordu (Peace Among the Willows 63) bu yuumlzden bu mitte Romarsquoya doumlnuumlk kavramları kullandığı iddia edilebilir (Bkz White Peace Among the Willows 132) Bacon sivil isyanların ve iccedil savaşların bol bol yaşandığı bir doumlnemden sonra tam refaha kavuşmuş olan Elizabeth doumlneminde yaşar Bu doumlnemin ruhunda genel olarak iccedil savaşa ve isyana karşı tedirginlik ve oumlnyargı vardır İngil-tere Tudor Hanedanlığı kurulana dek yaklaşık bir yuumlzyıl kadar suumlren kanlı bir iccedil savaştan ccedilıkmıştır (Wars of the Roses) Tudor Hanedanlığıyla birlikte daha sakin guumlnlere başlayan İngiltere VIII Henry Roma Katolik Kilisesirsquonden ayrılıp uumllkenin dinini Protestanizmrsquoe ccedilevirince uumllkede iccedil savaşı diriltmiş oldu Ardından gelen tek erkek varisi VI Edward doumlnemi ccedilok daha sakin ve huzurlu geccedilmesine rağ-men genccedil kralın erken oumlluumlmuuml ile son buldu yerine başlattığı Protestan avıyla Kanlı Mary lakabını kazanan Roma Katolikrsquoi I Mary geccedilti Kraliccedileliği sadece beş yıl suumlrmuumlş olsa da Mary milyonlarca insanın katledilmesine neden olur I Maryrsquoı takiben I Elizabeth Protestan kraliccedilesi olarak tahta geccediler Tudor Hanedanlığırsquonın son kraliccedilesi olan Elizabethrsquoin huumlkmuuml kırk beş yıl suumlrer Bu suumlre zarfında iccedilte oluşan sorunlardan ziyade dıştaki sorunlar halk iccedilin huzursuzluk yaratır Spanish Armada ve Paparsquonın Elizabethrsquoi ldquodin dışırdquo ilan etmesi uumllkenin başlıca sorunları haline gelir Fakat bunlar dışında Elizabeth doumlnemi ndashguumlnuumlmuumlzde dendash İngilterersquonin Altın Ccedilağı olarak geccediler

41 ldquopreludes of seditions to comerdquo (Works VI 407)

182 Melike Ccedilakan

23 Endymion Goumlzde

De Sapientia Veterumrsquoun sekizinci miti ccediloban Endymion ile tanrıccedila Luna arasındaki aşk uumlzerinden kralların goumlzdelerini anlatır Efsaneye goumlre ay tanrıccedilası Luna ccediloban Endymionrsquoa aşıktır aralarında tuhaf ve goumlruumllmemiş tuumlrden bir sevgi vardır Bir guumln Endymion her zaman yaptığı gibi Latmosrsquoun42 taşları altındaki bir mağarada uyurken Luna goumlkyuumlzuumlnden inerek onu oumlper sonra yeniden goumlğe ccedilıkar Bacon mitin devamında Endymionrsquoun guumln iccedilinde yaptığı şekerlemelerin suumlruumlsuumlne hiccedil bir zeval getirmediğini anlatır Zira ay tanrıccedilası sevgilisinin suumlruumlsuumlyle bizzat ilgilenerek onların semirmesini ve ccediloğalmasını muumlmkuumln kılar boumlylece hiccedilbir ccedilobanın suumlruumlsuuml Endymionrsquoinki kadar şen ve kalabalık olmaz

Baconrsquoa goumlre bu mit ldquokralların karakter nitelikleri ve adetleriyle ilgilidirrdquo43 Zihni duumlşuumlncelerle dolu olup şuumlpheye meyleden krallar inatccedilı meraklı ve uyanık insanlarla değil kendilerine soumlyleneni harfiyen yerine getiren oumltesini kurcalamayan iyi bir goumlzlem yeteneğine sahip olmaktan ziyade sadakatiyle oumlne ccedilıkan kişilerle ccedilevrilmeyi yeğlerler Boumlyle insanlarla birlikte olan krallar Lunarsquonın goumlkten ayrılması gibi kendi goumlrkemli konumlarından ayrılarak maskelerini ccedilıkarır ldquobu şekilde kendilerini guumlvenli kılabileceklerini duumlşuumlnuumlrlerrdquo44 Bacon bu noktada Roma imparatoru Tiberius Caesar45 ile Fransa kralı XI Louisrsquoi46 oumlrnek goumlsterir Şuumlpheci ve ihtiyatlı karakterlerinden oumltuumlruuml birbirine benzetilen47 bu iki youmlnetici figuumlruumlnuumln tuumlm politik deneyimleri hayati risklerin

42 Latmos guumlnuumlmuumlz Muğlarsquosının kuzeyinde bir dağın ismi Luna ve Endymionrsquoun mitinde geccediler bu sebeple Romalı şairler Latmius heros ve Latmius venator diye anarlar Bkz William Smith Classical Dictionary (Wordsworth 1996) 235

43 ldquoad ingenia et mores principium pertinererdquo (Works VI 644)44 ldquoidque se tuto facere posse putantrdquo (Works VI 644)45 Tiberius Caesar (İOuml 42-37) tam adıyla Tiberius Cladius Nero Caesar 14-37 İOuml yılları arası Roma

İmparatorudur Romarsquonın Augustusrsquotan sonra ikinci imparatoru olmuştur Livia ve T Claudius Ne-rorsquonun oğludur Annesi Livia Roma İmparatoru Augustus ile evlenmeden oumlnce Tiberius iyi bir eğitim-den geccedilirilmiş Yunan ve Latin edebiyatı uumlzerine eğitim goumlrmuumlştuumlr 20li yaşlarından itibaren orduda goumlrev almıştır Romarsquonın kuzeydeki sınırının ccedilizilmesinde payı buumlyuumlktuumlr Oğlunun erken yaşta oumll-mesiyle krallığı tehlikeye duumlşmuumlştuumlr goumlnuumllluuml bir suumlrguumlne gitmiş uumllkenin youmlnetimini goumlzdesi Lucius Aelius Sejanusrsquoa bırakmıştır Tiberius şuumlpheci karakterine rağmen Sejanusrsquoa sonsuz bir guumlven duy-muştur Tiberiusrsquoun şehri terk etmesinden sonra youmlnetimi devralan Sejanus ise vatana ihanet succedilu ile yargılanmış ve idam edilmiştir Bkz Suetonius Tiberius 523 Tacitus Annales 180 4122-5

46 XI Louis (1423ndash1483) Babası VII Charlesrsquoin oumlluumlmuumlnden sonra 1461rsquode 38 yaşında tahta gelmiş 1483 yılına dek huumlkuumlm suumlrmuumlştuumlr 1440rsquote babasına accedilıkccedila baş kaldırmıştır bu isyanı kısa suumlrmuumlş babası tarafından affedildikten sonra Dauphinersquoin youmlnetimi verilmiştir İsyanına yine de devam eden Loius babası tarafından saray yasağına ccedilarptırılmıştır Babasının arzusu dışında Charlotte of Savoy ile evlenmiştir babası karşı ccedilıkınca da Charlesrsquoin buumlyuumlk duumlşmanı Philip the Good Duke of Burgundyrsquoe sığınmıştır Kindar ve zalim bir kral olsa da becerikli ve kurnaz bir kişi olup feodaliteyi temizleyerek Fransarsquoyı birleştirme işini başarır Daha fazlası iccedilin bkz H İnalcık Roumlnesans Avrupası (İstanbul İş Bankası Kuumlltuumlr Yay 2015)

47 Bkz The Foreign Quarterly Review 38 1831 190 E Penrose A History of France From the Conqu-est of Gaul By Julius Caesar to the Reign of Louis Philippe Harper amp Brothers 1862 268

Baconrsquoın De Sapientia Veterumrsquounda Mitlerin Politik Yorumu Uumlzerine Bir İnceleme 183

de bulunduğu gerginliklerden oluşur dolayısıyla goumlzdelerini kendilerini gergin politik ortamdan ccedilekip kurtaracak kişilerden seccedilerler Nitekim Bacon metnin devamında Endymionrsquoun mağarasının da sığınılası bir rahatlama mekacircnı olduğunu ima eder48 Dahası kralların goumlzdeleriyle birlikteyken deneyimlediği rahatlamadan Endymionrsquoun suumlruumlsuumlndeki bereket gibi olumlu bir sonuccedil doğar Baconrsquoın burada klasik Yunan mitolojisinde olmayan bir yorum yaptığı goumlruumlluumlr Genel olarak Endymionrsquoun Latmosrsquotaki bir mağarada Luna tarafından şehvetle oumlpuumllmesinin ardından tekrar mağaraya doumlnduumlğuuml ve orada sonsuz uykuya daldığı anlatılır Kimilerine goumlre bu Endymionrsquoun Iupiterrsquoe sonsuz guumlzellik iccedilin yalvarmasının neticesi olan bir oumlduumlllendirme kimilerine goumlreyse yine Iupiterrsquoin Endymion ile Iuno arasındaki gizli ilişkiyi oumlğrenmesinin neticesi olan bir cezalandırmadır49

Bacon İngiliz saray tarihinde goumlzdelerinin varlığıyla sık sık anılan ve hatta bu yuumlzden birccedilok eleştirinin hedefi olan iki kralın doumlneminde yaşamıştır Biri İngilterersquonin Altın Ccedilağırsquonın kraliccedilesi I Elizabeth diğeriyse Stuart Hanedanlığırsquonın ilk kralı I Jamesrsquotir Bacon her iki kralın da huumlkuumlmetinde goumlrev almıştır ama oumlzellikle James doumlneminde yuumlksek ruumltbeli goumlrevlere gelmiştir ldquoHırs Uumlzerinerdquo (ldquoOf Ambitionrdquo) denemesinde50 Bacon bazı kimselerin kralları goumlzdeleri olduğu iccedilin aciz goumlrduumlklerinden bahseder ve bu fikri kralların goumlzdelerinin olmasının faydalarını goumlstererek ccediluumlruumltuumlr Baconrsquoın dost ccedilevresi iccedilinde bu iki kralın da goumlzdelerinden isimler bulunur Robert Devereus Earl of Essex51 Elizabethrsquoin en etkili ve en sevdiği goumlzdelerinden biridir guumlce giden basamakları hızlı hızlı aşarak gizli kurula kadar gelmeyi başarır Bunda başdanışmanı olan Baconrsquoın verdiği nasihatlerin de etkisi olabilir Bacon Essex ve Ceciller52 arasında

48 Karş Malssen 62 49 Karş Apollodorus 175-6 Pausanias 581 512 Graves 244-24650 Works VI 46551 Robert Devereux II Earl of Essex (1565-1601) İngiliz asker soylu ve Kraliccedile Elizabethrsquoin goumlzdesiy-

di Birccedilok savaşta komutanlık yapmış 1599 yılında Elizabeth tarafından Lord Lieutenant olarak İrlan-darsquodaki isyanı bastırmaya goumlnderilmiştir başarısızlıkla sonuccedillanan bir ccedilatışma sonrası kaccedilarak İngil-terersquoye doumlnmuumlştuumlr Neticesinde tuumlm goumlrevlerinden alınmış ve kraliccedileyle olan ilişkisi de bozulmuştur 1601 yılında Elizabethrsquoe karşı bir ayaklanma başlatmaya girişmiş bunda da başarısız olmuştur Yaka-landıktan sonra Baconrsquoın hacirckimlik ettiği mahkemede vatana ihanet ile succedillanmış ve idama mahkum edilmiştir Elizabeth doumlnemi saray yaşamının ve siyasetinin en etkili ismidir diğeri Cecillerrsquodir Eli-zabethrsquoin sevgisi ve ilgisi iccedilin kıyasıya savaşmışlardır bu sevgi ve ilgili onlara uumllkenin en guumlccedilluuml ismi olma ayrıcalığı kazandırır Bacon kardeşi Anthony Bacon ile birlikte Essexrsquoin yanında olmayı seccediler (ya da seccedilmek zorunda kalır) başdanışmanlığını yapar Essexrsquoin Elizabethrsquoin goumlzuumlnden duumlştuumlğuumlnde ve vatana ihanet succedilundan yargılandığında Bacon onu oumlnceden uyardığını ama Essexrsquoin dinlemediğini anlattığı bir nevi kendini vatana ihanet succedilundan kurtarmak iccedilin bir risale yayımlar ldquoA Declaration of the Practices and Treasons Attempted and Committed by the Late Earl of Essexrdquo (1601)

a Elizabethrsquoin vefatından sonra tahta gelen I Jamesrsquoin yakın arkadaşı olan Essex hakkında ağır eleştiri ve ithamların olduğu bu risalenin uumlzerine bir de Essexrsquoi aklamaya doumlnuumlk kaleme aldığı ldquoSir Francis Bacon His Apologie in Certain Imputations Concerning the Late Earl of Essexrdquo (1604) risalesini ya-yımlar

52 Sir William Cecil I Elizabethrsquoin başdanışmanı olarak hizmet vermesinin yanında başka yuumlksek ruumltbeli goumlrevlere de getirilmiştir doumlneminin en guumlccedilluuml ve etkili siyaset adamıdır Kendisinden sonra goumlreve

184 Melike Ccedilakan

ccedilıkan tartışmalarda Essexrsquoten yana olmuş ve kendi kariyerinin gelişmesini de yine onun buumlyuumlmesine bağlamıştır (Zagorin 1998 8) Her ne kadar bu mitte goumlzdelerin kralın zor zamanlarında başlarını yaslayacakları bir omuz olmasını istese ya da onların boş laflarla avutulmaması gerektiğini soumlylese de Baconrsquoın verdiği nasihatler gerccedilekte ters youmlndedir

Hem Essexrsquoe hem de I Jamesrsquoin en guumlccedilluuml goumlzdesi Sir George Villiersrsquoa53 (Duke of Buckingham) verdiği nasihatlerde54 genellikle krala boş da olsa oumlvguuml soumlzlerinin sarf edilmesini salık verir Bu konuyu biraz accedilalım Speddingrsquoin Baconrsquoın mektuplarını derlediği kitapta55 belirttiğine goumlre Baconrsquoın goumlzdelerin seccediliminde oumlnem verdiği bir kural vardır kralın kişisel ilgisiyle seccedililmiş oumlzel ve guumlvenilir kişiler olmaları Fakat bu sorumluluk Baconrsquoın şahsen desteklediği bir şey değildir56 Spedding Baconrsquoı bu konuyu işleme amacının kralların goumlzde sahibi olmasını engelleyemediği iccedilin en azından onları krala karşı iyi ve duumlruumlst davranmaları youmlnuumlnde uyarmak olduğunu duumlşuumlnmuumlştuumlr (Letters and Life 1872 13) Bu goumlrevi desteklemiyor oluşunun bir diğer nedeniyse konsuumlllere olan guumlvenini tamamen yitirmiş olmasıdır bundan bir ccedilok eserinde bahseder57 Konsuumlller iccedilin vardığı sonuccedil neredeyse her seferinde aynıdır Eninde sonunda her bir uumlye dalkavuk ve uumlccedilkağıtccedilıdır Bu Baconrsquoın kendi deneyimleri ya da kariyer basamaklarını hızla tırmanma hikacircyelerini bilenler iccedilin ikircikli bir durumdur Zira Bacon I James doumlneminde yuumlksek ruumltbeli goumlrevlere gelebilmek iccedilin pek ccedilok kişiye dalkavukluk etmiş karşısındaki ne istediyse vermiş hatta bu uğurda uzun bir suumlreyi birlikte geccedilirdiği insanlara bile sırt ccedilevirmiştir58 Bu bilgiler goumlz oumlnuumlnde tutulduğunda

oğlu Sir Robert Cecil geccedilmiştir I Jamesrsquoin kral olması iccedilin gerekli duumlzenlemeleri yapan yine oğul Cecilrsquodir Cecil aynı zamanda Baconrsquoın anne tarafından birinci dereceden kuzenidir

53 Sir George Villiers Duke of Buckingham (1592-1628) oumlnce I Jamesrsquoin ardından da I Charlesrsquoın goumlzdesi olan İngiliz politikacı ve soylu Aldığı birccedilok dış politika kararı felaketle sonuccedillanmıştır oumlzel-likle İspanya ve Fransarsquoya yapılan askeri seferler en nihayetinde yuumlruumlttuumlğuuml politikalar Parlamenterler ile Kralcılar arasındaki gerilimi iyice koumlruumlkledi Gerek guumlcuuml kullanması gerekse yanlış politikalar izlemesinden oumltuumlruuml doumlneminde pek popuumller değildi bir askerin suikast girişimi ile oumllduumlruumllduuml Hem I James hem de I Charlesrsquoin goumlzdesi olan Villiers etrafında kralın ilgisini isteyenlerin toplandığı bir arkadaş ccedilevresine sahiptir Grubun iccedilinde Bacon da vardır meşhur kitabı Esssaysrsquoın son edisyonunu (1625) Duke of Buckinghamrsquoa ithaf etmiştir

54 Spedding Letters VI 13-2655 James Spedding The Letters and the Life of Francis Bacon Vol VI London Longmans Green Rea-

der and Dyer 1872 1256 Spedding age VI 425 57 Bkz Essays De Sapientia Veterum Advancement of Learning 58 I Elizabethrsquoin goumlzdesi Earl of Essex Baconrsquoın uzun suumlre arkadaş ccedilevresinde kalır Bacon ve kardeşi

Essex iccedilin ccedilalışırlar Bacon Essexrsquoe sırt ccedilevirdiğinde kardeşi Anthoy Bacon Earlrsquoun yanında kalmayı tercih eder Essexrsquoin yargılandığı vatana ihanet davasındaki savcılardan birisi Bacon olur ve onun idam kararı de yine Baconrsquoın elinden geccediler Bacon 1601 yılında Elizabethrsquoin kontroluumlnden de geccedilen A Declaration of the Practices and Treasons Attempted and Committed by the Late Earl of Essex isimli bir risale yayımlar Burada Essexrsquoi yeren succedillayan iddialarda bulunur 1604 yılındaysa Sir Francis Bacon His Apologie in Certain Imputations Concerning the Late Earl of Essex isimli yeni bir risale yayımlar Bu sefer Essexrsquoi oumlver ve ona haksızlık yapıldığını iddia eder Arada değişen şey ise 1603 yılında I Elizabethrsquoin oumlluumlmuuml uumlzerine tahta I Jamesrsquoin gelmesidir

Baconrsquoın De Sapientia Veterumrsquounda Mitlerin Politik Yorumu Uumlzerine Bir İnceleme 185

Baconrsquoın soumlyledikleriyle yaptıklarının ccedilelişkili olduğu soumlylenebilir

24 Cyclopes Korku Bakanları

De Sapientia Veterumrsquoun uumlccediluumlncuuml miti59 Cyclopesrsquoları korku bakanlarına benzeterek kralların kendi amelleri iccedilin onları nasıl kullandıklarını anlatır Hikacircyeye goumlre Iupiter Cyclopesrsquoları Tartarusrsquoa ebediyen mahkum eder Fakat sonra Tellus Iupiterrsquoı mahkumları serbest bırakır ve şimşek yapımıyla goumlrevlendirirse daha işe yarar olacakları konusunda ikna eder Iupiter de bu fikri uygular Cyclopesrsquolar karanlık bir zindanda durmaksızın Iupiterrsquoin şimşeklerini doumlver ve diğer korku aletlerini uumlretirler Zaman iccedilinde Iupiterrsquoin oumlfkesi oumllmuumlş insanları ilaccedil yardımıyla dirilttiği iccedilin Apollorsquonun oğlu AEligsculapiusrsquoa kabarır Fakat yapılan işin yuumlce olması ve ona youmlnelik herhangi bir memnuniyetsizliği olmaması nedeniyle Iupiter oumlfkesini kendine saklar ve gizlice elinin altında olan Cyclopesrsquoları AEligsculapiusrsquoun uumlzerine salar Bunun uumlzerine ndashIupiterrsquoin izniylendash Apollo oğlunun intikamını almak iccedilin oklarıyla Cyclopesrsquoları katleder

Bacon Iupiterrsquoin bu davranışını kralların kirli işlerini bakanlarına yaptırmalarına benzetir Ona goumlre acımasız hunhar ve ndashtuumlm bunlar iccedilinndash hevesli bakanlar oumlnce bu oumlzellikleri nedeniyle yerlerinden edilirler sonra faydayı goumlzeten onursuz ve aşağılık konsuumll (burada Tellus) tarafından ikna edilerek goumlrevlerine iade edilirler Bu bakanlar doğaları gereği acımasız ve kaderleri gereği oumlfkelidirler kendilerinin hangi işler iccedilin istendiklerinin farkındalardır ve kendilerini bu işe titizlikle adarlar Kral kendi uumlzerine hasetlik ya da oumlfke ccedilekmek istemediği iccedilin elinin altında her zaman hazır bir şekilde bulunan bu araccedilları kullanabileceğini ve onlardan kanun ya da kurbanların yakınlarının intikamları gibi youmlntemlerle kurtulabileceklerini bildikleri iccedilin kirli işleri halletmek iccedilin bunları oumlne suumlrer

Kralların koumltuuml ya da pis işleri iccedilin yetkileri altındaki insanları kullanması yeni bir politik hamle değildir oumlrneğin Zagorin Machiavellirsquonin Il Principersquode (Huumlkuumlmdar) anlattığı bir anekdotu aktarır Bu anekdota goumlre Machiavellirsquonin eseri yazarken ki en buumlyuumlk ilhamı olan Cesare Borgia60 zalim Ramiro drsquoOrcorsquoyu Romagnarsquoda huumlkuumlm suumlrmesi iccedilin işe aldıktan sonra onu idam ettirir ve halkın nefret ettiği bu bakandan kendisini ayıklamış olur Bacon Essaysrsquodeki ldquoOf Envyrdquo (ldquoCcedilekememezlik Uumlzerinerdquo)

59 Cyclopesrsquolar farklı yazarlar tarafından birccedilok hikacircyede kullanılmışlardır oumlrneğin Homer onlardan Siciliarsquoda yaşayan Iupiterrsquoi umursamayan ve insan yiyen alınlarının ortasında tek goumlzleri olan vahşi dev ccedilobanlar olarak bahseder Hesiodrsquoun anlatımı Baconrsquoınkiyle aynıdır Daha sonraki anlatılarda Cyclopesrsquoların Hephaestusrsquoun yardımcıları oldukları yazılır

60 Cesare Borgia (1475-1476) Valentinois Duumlkuuml İtalyan soylu siyasetccedili kardinal Papa VI Alexanderrsquoin (1492-1503) gayri meşru ccedilocuğudur Kardinal seccedilildikten sonra bir suumlruuml yuumlksek ruumltbeli devlet goumlrev-lerine getirilmiştir Romagnarsquoda kendi prensliğini kurmaya ccedilalışmıştır buranın youmlnetimini başarıyla suumlrduumlrmuumlştuumlr Politik yaşamı Machiavellirsquoye Prensrsquoi yazmada esin kaynağı olmuştur zalim bir kral olmuştur

186 Melike Ccedilakan

denemesinde kamu ccedilekememezliğinden bahsederken bunun ldquokrallar ya da soylular sınıfından ziyade yuumlksek ruumltbeli devlet goumlrevlileri ya da bakanlara youmlnelikrdquo olduğuna dikkat ccedileker61 Bacon bakanlara ya da devlet goumlrevlilerine youmlneltilmiş hoşnutsuzlukların aslında saklı olarak devletin kendisine yani krala youmlnetildiğinin de her zaman iccedilin doğru olduğunu da ekler62

25 Styx Antlaşmalar

Kitabın beşinci miti Styx nehrine edilen yeminleri konu alır Geleneğe goumlre tanrılar aralarında pişmanlığa yer bırakmayacak şekilde yemin etmek iccedilin kendilerine ndashher hikacircyede olabilecekndash bir şahit tutmak isterler cehennem boumllgesinde yer alan birccedilok kolu Dis sarayına kadar ulaşan Styx nehrinde karar kılarlar63 Bu tuumlr bir yemin tartışmasız ve bozulamaz sayılacak ve yemini bozmaya kalkan her kim olursa olsun tanrıların en ccedilok korktuğu şeyle cezalandırılacaktır ndashyani yemini bozan uzun yıllar boyunca tanrıların verdiği şoumllenlerden mahrum kalacaktır

Baconrsquoa goumlre bu mit kralların yazılı ve soumlzluuml antlaşmalarına bir tuumlr goumlndermedir Kralların ettikleri yeminler her ne kadar kutsal ve heybetli olsa da guumlvenilirlikleri pek az olur bu yeminler oumlncelikli olarak toumlrenler uumln ve itibar iccedilin yapılır guumlvenlik oumlnem ve teminat ikinci planda kalır64 Bacon ldquoonu geccedilenlerin bir daha geri gelemediği oumlluumlmcuumll Styx nehrinin (guumlccedilluumllerin muazzam tanrısı olan) Gereklilikrsquoin en guumlzel şekilde ifade edildiğinirdquo65 soumlyler Bacon bu tanrıyı antlaşmalara şahitlik etsin diye uyandırmasını kutlamak iccedilin Atinalı Iphicratesrsquoin oumlnemli soumlzlerine yer verilmesi gerektiğini not duumlşer ldquoAramızda seni ve beni bir arada tutan oumlzel bir bağ ve teminat var ndashbizim iccedilin o kadar yararlı oldun ki bize zarar verebilecek olsan bile bunu yapmazsınrdquo 66 Tabii bu bağı sağlayan şey Styxrsquoe ettikleri yemin ya da ndashBaconrsquoın yorumuylandash yaptıkları antlaşmadır Antlaşma ya da yemin bozulduğunda şoumllenlerden mahrum kalma riski oluşur ki bu şoumllenler eski doumlnemlerde imparatorluk zenginlik ve refah haklarını temsil

61 ldquoThis public envy seemeth to beat chiefly upon principal officers or ministers rather than upon kings and estates themselvesrdquo (Works VI 396)

62 ldquoBut this is a sure rule that if the envy upon the minister be great when the cause of it in him is small or if the envy be general in a manner upon all the ministers of the estate then the envy (though hidden) is truly upon the state itselfrdquo (Works VI 396)

63 ldquoIllud juramentum nullam majestatem coelestam nullum attributum divinum advocabat et testabatur sed Stygem fluvium quendam apud inferos qui atria Ditis multis spiris interfusus cingebatrdquo (Works VI 633)

64 ldquo() adeo ut fere ad existimationem quandam et famam et ceremoniam magis quam ad fidem et secu-ritatem et effectum adhibeanturrdquo (Works VI 634)

65 ldquoItaque unum assumitur verum et proprium fidei firmamentum neque illud divinitas aliqua coelestis ea est Necessitas (magnum potentibus numen) et periculum status et communicatio utilitatisrdquo (Works VI 634)

66 ldquoAtque hoc numen advocavit ad foedera Iphicrates Atheniensis qui quoniam inventus est qui ea aperte loqueretur quae plerique tacite animo volvunt non abs re sit ipsius verba referrerdquo (Works VI 634)

Baconrsquoın De Sapientia Veterumrsquounda Mitlerin Politik Yorumu Uumlzerine Bir İnceleme 187

eder67 bu hakların kaybedilmesi doumlnemi iccedilin ccedilok buumlyuumlk bir cezadırKlasik mitoloji anlatılarında Styx aşağı duumlnyada yedi kat akan bir nehirdir Styx

zaman zaman Oceanus ve Tethysrsquoin kızı olarak geccediler bir peri olarak Hadesrsquoin girişinde guumlmuumlş suumltunların desteklediği bir mağarada yaşar Nehir olarak Styx Oceanusrsquoun dallarından birisi olarak tarif edilir Pallas sayesinde Zelus (şevk) Nice (zafer) Bia (kuvvet) Cratos (guumlccedil) isminde doumlrt ccedilocuğu olur Bu ccedilocuklar Iupiterrsquoe Titanlarla olan savaşında yardımcı olurlar bu iyilik karşısında Styx ilahi bir guumlccedil kazanarak yeminlerin edildiği nehir haline gelirken ccedilocukları da sonsuza dek Iupiter ile yaşarlar Barbara C Garner Cyclopes Styx ve Endymion mitlerinin politik bir ccedilerccedileve uumlzerinden ele alınmasını ccedilok oumlzguumln bulur (1970 289) tıpkı Perseus Diomedes Achelous ve Tyhon mitlerini savaş youmlntemleriyle bağdaştırarak accedilıklamasını oumlzguumln bulduğu gibi (age 289) Fakat geri kalan mitleri pek oumlzguumln goumlrmez hatta Baconrsquoın De Sapientia Veterumrsquou yazarken ziyadesiyle Natalis Comesrsquoten68 etkilendiğini iddia eder69 bu iddia ayrı bir makale konusu olarak tartışılabileceği iccedilin bu makalenin konusu değildir Paolo Rossi ise Baconrsquoın Styx mitinin yorumunda Machiavellirsquonin etkisinin ccedilok belirgin olduğunu iddia eder (2009 115)

26 Perseus Savaş

De Sapientia Veterumrsquoun yedinci mitinde Bacon Perseus uumlzerinden savaş taktiklerini accedilıklar ve krallara savaş uumlzerine oumlğuumltlerde bulunur Hikacircyeye goumlre Pallas Perseusrsquou İspanyarsquonın en uumlcra kısımlarında bile sayısız felakete neden olan bakışlarıyla insanları taşa ccedileviren korkunccedil canavar Medusarsquonın başını kesmesi iccedilin yollar70 Bu soylu goumlreve yollanırken tanrılar Perseusrsquoa hediyeler verirler Mercurius ayaklarına takması iccedilin kanat verir Pluto bir başlık Pallas ise bir kalkan ve ayna verir Her ne kadar iyi donanmış olsa da Perseus hemen Medusarsquonın peşine duumlşmez oumlnce Yunanistanrsquoa giderek Medusarsquonın uumlvey kardeşleri olan Gorgonrsquoları ziyaret eder bunlar beyaz saccedillı yaşlı kadınlardır tek bir goumlzuuml ve dişi uumlccedil kardeş arasında paylaşırlar Onlardan Medusarsquonın yerini oumlğrenir yanına vardığında canavarı uyurken bulur Perseus hemen yanına yanaşmaz Pallasrsquoın verdiği aynayı canavara tutarak kafasını keser71 Kanayan

67 ldquo() sub quo nomine imperii jura et praerogative et affluentia et felicitas antiquis significanturrdquo (Works VI 634)

68 Natalis Comes (1520-1582) İtalyan mitoloji yazarı şair huumlmanist tarihccedilidir 1567 yılında Latince ya-yımlanan Myhologiae adlı eseri tuumlm Roumlnesans Avrupasırsquonı etkilemiştir ve klasik mitoloji iccedilin birincil kaynak haline gelmiştir Comesrsquoin mitolojik yorumları birccedilok Roumlnesans yazarı tarafından paylaşılmıştır

69 Karş P Rossi Francis Bacon From Magic to Science (1957) Charles W Lemmi The Classic Deities in Bacon (1933) F Anderson The Philosophy of Francis Bacon (1948)

70 ldquoPerseus traditur fuisse a Pallade missus ad obtruncandam Medusam quaelig populis plurimis ad occi-dentem in extremis Hiberiaelig partibus maximaelig calamitati fuit Monstrum enim hoc tam dirum atque horrendum fuit ut aspectu solo homines in saxa verteretrdquo (Works VI 641)

71 ldquoNeque tamen aspectui ejus (si evigilaret) se committere audebat sed cervice reflexa in speculum Palladis inspiciens atque hos modo ictus dirigens capur ei absciditrdquo (Works VI 641)

188 Melike Ccedilakan

yarasından kanatlı Pegasus ccedilıkar72 Perseus hacirclacirc taş etme etkisi olan kafayı Pallasrsquoın kalkanına mıhlar

Baconrsquoa goumlre bu hikacircye geccedilerli sebeplerle savaş accedilma ve savaş sanatını anlatan bir mittir Buna goumlre oumlnce savaşın tuumlruuml seccedililir ardından bu savaşın tuumlruumlnuumln tasarlanmasında etkili olacak uumlccedil kural oluşturulur Birinci kural komşu uumllkeleri fethetmekle uğraşma Mirasın buumlyuumlmesiyle ilgili olan kuralları imparatorluğun genişlemesiyle birbirine karıştırma İkincisi savaş iccedilin geccedilerli ve onurlu bir nedenin olsun boumlylece hem askerleri hem de erzakı verecek olan halkı savaşa ikna etmek kolaylaşır Ayrıca muumlttefiklerin savaşa katılmasına da sebep olur dost kazandırır ve daha birccedilok avantaj sağlar Baconrsquoa goumlre Medusa gibi baktığı şeyi taşa ccedileviren bir canavarın tiranlığını sonlandırmaktan daha iyi bir savaş nedeni olamaz Uumlccediluumlncuumlsuuml Baconrsquoa goumlre mitte akıllıca eklenmiş bir ayrıntı vardır (her biri savaşın tuumlrlerini temsil eden) Gorgonrsquolardan uumlccedil tane olmasına rağmen Perseus savaşmak iccedilin oumlluumlmluuml olan Medusarsquoyı seccedilmiştir boumlylece sonsuz savaş taktiklerindense bitebilecek bir savaşa girmiştir Bacon Perseusrsquoun savaşı kazanması iccedilin gerekli olan her şeye ihtiyacı olduğunu savunur Mercuriusrsquodan ccedileviklik Plutorsquodan oumlğuumlduumln gizliliği Pallasrsquotan takdir almıştır Savaş iki şeyle sonuccedillanır Biri Pegasusrsquoun doğumu ve uumlnuuml uzak diyarlara uccedilmayı ve zafer kutlamayı beraberinde getirmesi Diğeriyse en etkili kendini koruma silahı haline gelen Medusarsquonın kalkana mıhlanmış başı Her ikisi de ileriki savaşlarda kullanılacak guumlccedilluuml silahlardır Tek zeki ve unutulmaz kahramanlık tuumlm duumlşmanlardan gelebilecek o koumltuuml muumldahalelerin ortadan kalkmasına sebep olur

Yukarıda geccedililen oumlzetten de anlaşılabileceği gibi Baconrsquoın Perseus miti savaşa girmeyi duumlşuumlnen yahut girecek olan okuyucularına oumlğuumlt verme goumlrevi taşır ndashburada hedef kitlesi elbette krallardır Bu oumlğuumltler bir savaşın kazanılmasında krallara yardımcı olacak onlara yol goumlsterecektir Baconrsquoın oumlzellikle dikkat ccedilektiği şey savaşın nedeninin geccedilerli ve onurlu olması şartıdır boumlylelikle etrafında seninle birlikte ve senin iccedilin savaşacak insanlar bir araya gelirler ve duumlşmana birlikte goumlğuumls gererler Bacon iccedilin savaş devletin bir ccedileşit egzersiz şeklidir bunu Essaysrsquoin yirmi dokuzuncu denemesinde ndashldquoOf True Greatness of Kingdoms and Estatesrdquo (ldquoKrallıkların ve Devletlerin Gerccedilek Buumlyuumlkluumlğuuml Uumlzerinerdquo)ndash dile getirir Başka uluslara karşı yapılan savaşı bir insanın sağlıklı kalabilmesi iccedilin yaptığı egzersizlere benzetir iccedil savaşıysa ateşli bir hastalığa

Sonuccedil

Yukarıdaki incelememizde de goumlruumllduumlğuuml uumlzere Baconrsquoın De Sapientia Veterumrsquoda politik bağlamda ele aldığı mitler onun kendi politik duruşunu duumlşuumlncelerini ve ideal bir kralın sahip olması gereken melekeleri iccedilerir Bacon bu mitleri iccedilinde bilgelik

72 ldquoEx sanguine autem Medusaelig fuso statim Pegasus alatus emicuitrdquo (Works VI 641)

Baconrsquoın De Sapientia Veterumrsquounda Mitlerin Politik Yorumu Uumlzerine Bir İnceleme 189

olduğuna inandığı iccedilin yeniden ele almıştır Buna goumlre Cassandra ve Metis mitleriyle nasihatin ve nasihatccedilinin kral iccedilin oumlnemini Typhon mitiyle soumlylentilere kulak asılması gerektiğini ve isyanları yumuşak tedbirlerle bastırmanın kral iccedilin yararlı olacağını Endymion mitinde kralın goumlzdelerinin olmasını kralların şuumlphe ve tedirginlikle geccedilen guumlnlerinde onlara bir rahatlama yeri tahsis ettiklerini fakat yine de goumlzdelere karşı da dikkatli olunması gerektiğini Cyclopes mitinde bu canavarları kralların pis işlerini yaptırarak sorumluluğundan kurtulabileceği bir ccedileşit bakanlara benzetir Styx mitiyle bu nehre yapılan geri doumlnuumlşuuml olmayan yeminleri kralların yaptığı soumlzluuml ve yazılı antlaşmalara benzetir son olarak Perseus mitiyle kralların savaşlarda nasıl tedbirler almaları gerektiğini anlatır

Bacon politik goumlndermelerini yaparken kendi ccedilağından yahut klasik duumlnyadan ccedilok bilindik oumlrnekler kullanır boumlylece okurunun aşina olduğu hatta belki de felaketle biten hikacircyeleri sebebiyle kendilerine ders ccedilıkarttıkları hikacircyeler uumlzerinden kendi politik oumlnermelerini ve oumlğuumltlerini verir Baconrsquoın kendi politik geccedilmişi ve saray yaşamı bahsettiği birccedilok durumu birincil elden deneyimlemesine yardım etmiş boumlylece daha sağlam politik oumlğuumltlerde bulunmasına katkı sağlamıştır Bacon mitleri ele alırken zaman zaman klasik mitolojinin sınırlarının dışına ccedilıkan yorumlarda bulunur Politik bağlamda yorumladığı mitolojik hikacircyeleri kendi politik suumlzgecinden geccedilirerek hem kendi zamanına hem de guumlnuumlmuumlz politikasına ve politik aktoumlrlerine doumlnuumlk oumlnemli oumlğuumltler sunar

KAYNAKLAR

Bacon Francis The Works of Francis Bacon 14 Vols Ed J Spedding R L Ellis D D He-ath London Longmans amp Co 1870

Brumble H David Classical Myths and Legends in the Middle Ages and Renaissance A Dictionary of Allegorical Meanings Routledge 2013

Farrington Benjamin Francis Bacon Philosopher of Industrial Science London Lawrence and Wishard Ltd 1951

Garner B C ldquoFrancis Bacon Natilis Comes and The Mythological Traditionrdquo Journal of the Warburg and Courtauld Institutes Vol 33 (1970)

Graves Robert Yunan Mitleri Ccedilev U Akpur İstanbul Say Yayınları 2004Jardine Lisa amp Alan Stewart Hostage to Fortune The Troubled Life of Francis Bacon 1561-

1626 London Phoenix Giant 1998İnalcık Halil Roumlnesans AvrupasıTuumlrkiyersquonin Batı Medeniyetiyle Oumlzdeşleşme Suumlreci İstan-

bul Tuumlrkiye İş Kuumlltuumlr Yayınları 2015Lemmi Charles W The Classic Deities in Bacon A Study in Mythological Symbolism Balti-

more The Johns Hopkins Press 1933Machiavelli Niccolo The Prince Trans Peter Bondanella New York Oxford Worldrsquos Clas-

sics 2005Van Malssen Tom The Political Philosophy of Francis Bacon On the Unity of Knowledge

SUNY Press 2015 AlbanyPeltonen Markku ldquoPolitics and Science Francis Bacon and the True Greatness of Statesrdquo

The Historical Journal vol35 no2 (Jun 1992) 279-305

190 Melike Ccedilakan

Penrose Elizabeth Cartwright A History of France From the Conquest of Gaul By Julius Caesar to the Reign of Louis Philippe Harper and Brothers 1862

Rossi Paolo Francis Bacon From Magic to Science ccedilev Sacha Rabinovitch London Rout-ledge amp Kegan Paul 2009

Spedding James The Letters and the Life of Francis Bacon Vol VI London Longmans Green Reader and Dyer 1872

Vickers Brian Francis Bacon and Renaissance Prose Cambridge CUP 1968White Howard B Antiquity Forgot Essays on Shakespeare Bacon and Rembrandt Boston

Martinus Nijhoff The Hague 1978ndashndashndashndash Peace Among the Willows The Political Philosophy of Francis Bacon Netherlands

Martinus Nijhoff ndash The Hague 1968 Zagorin Perez Francis Bacon New Jersey Princeton University Press 1998

Page 5: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 6: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 7: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 8: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 9: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 10: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 11: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 12: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 13: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 14: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 15: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 16: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 17: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 18: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 19: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 20: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 21: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 22: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 23: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 24: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 25: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 26: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 27: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 28: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 29: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 30: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 31: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 32: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 33: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 34: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 35: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 36: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 37: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 38: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 39: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 40: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 41: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 42: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 43: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 44: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 45: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 46: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 47: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 48: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 49: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 50: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 51: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 52: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 53: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 54: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 55: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 56: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 57: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 58: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 59: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 60: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 61: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 62: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 63: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 64: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 65: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 66: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 67: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 68: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 69: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 70: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 71: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 72: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 73: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 74: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 75: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 76: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 77: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 78: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 79: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 80: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 81: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 82: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 83: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 84: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 85: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 86: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 87: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 88: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 89: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 90: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 91: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 92: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 93: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 94: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 95: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 96: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 97: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 98: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 99: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 100: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 101: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 102: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 103: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 104: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 105: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 106: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 107: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 108: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 109: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 110: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 111: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 112: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 113: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 114: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 115: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 116: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 117: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 118: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 119: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 120: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 121: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 122: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 123: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 124: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 125: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 126: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 127: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 128: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 129: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 130: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 131: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 132: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 133: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 134: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 135: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 136: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 137: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 138: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 139: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 140: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 141: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 142: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 143: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 144: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 145: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 146: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 147: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 148: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 149: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 150: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 151: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 152: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 153: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 154: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 155: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 156: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 157: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 158: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 159: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 160: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 161: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 162: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 163: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 164: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 165: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 166: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 167: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 168: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 169: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 170: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 171: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 172: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 173: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 174: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 175: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 176: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 177: MART 2017 - Kutadgubilig
Page 178: MART 2017 - Kutadgubilig