13
SELÇUK HZ. MEVLANA ENSTITUSU wo INSTITUTE OF RUMi STUDIES .jli,.&>V ..s_,:.;...;l VUSLAT YILDÖNÜMÜ ULUSL-\AAMSI TÔR.ENLERl iV. ULUSLARARASI SE:MPOZYUMU IV. INTERNATIONAL MEVLANA SYMPOSIDM HZ.MEVL_.A.NA VE DpNYASINDA HZ. MEVLANA . AND THE BROTHERHOOD INISLAMIC WORLD 8-9 ARALIK 2017 DECEMBER 8-9, 2017 PAPERS SELÇUK UNIVERSITY KONYA" . TURKEY

HZ. VUSLAT YILDÖNÜMÜ - isamveri.orgisamveri.org › pdfdrg › D275607 › 2018 › 2018_ALTINGOKA.pdfKeywords: ~e-vlana, Islamic World, the school of wisdom, al-ııklıuwalı;

  • Upload
    others

  • View
    5

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

  • SELÇUK ÜNİVERSİTESİ

    HZ. Mevı.,\N,\'NIN

    MEVLANA ARAŞTIRMA~RJ ~

    ENSTITUSU wo INSTITUTE OF RUMi STUDIES

    ıN_,. .jli,.&>V ..s_,:.;...;l J~ .~b

    VUSLAT YILDÖNÜMÜ ULUSL-\AAMSI ı\NMA TÔR.ENLERl

    iV. ULUSLARARASI MEVİ.ANA SE:MPOZYUMU IV. INTERNATIONAL MEVLANA SYMPOSIDM

    HZ.MEVL_.A.NA VE

    İSLAM DpNYASINDA KARDEŞLİK HZ. MEVLANA .

    AND THE BROTHERHOOD INISLAMIC WORLD

    8-9 ARALIK 2017 DECEMBER 8-9, 2017

    BİLDİRİLER PAPERS

    SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SELC~ UNIVERSITY

    KONYA"

    . TÜRKİYE/ TURKEY

  • SÜ Mevlana Araştırmaları Enstitüsü Yayınları

    YayınNo: 13

    Bildiriler Serisi: 5

    iV. ULUSLARARASI MEVLANA SEMPOZYUMU

    HZ.MEVLANA VE

    İSLAM DÜNYASINDA KARDEŞLİK

    08-09 Aralık 2017 Selçuk Üniversitesi/ KONYA

    ISBN 978-605-86510-5-0

    •Kitapta yer alan bildiri özetlerinin bilim ve dil sorumluluğu yazarlanna aittir. ~Kitaptaki yer alan metinlerden kaynak göstermek şartıyla alıntı yapılabilir.

    •Eser elektronik olarakwww.mevlana.selcuk.edu.tr sitesinde de yayımlannuştır.

    EDİTÖR Prof. Dr. Ali TEMİZEL

    Dr. Öğr. Üyesi Nurgül SUCU Öğr. Gor. Dr. Selman KARADAG

    Baskı Öncesi Hazırlık - Düzelti

    Öğr. Gör. Dr. Selman KARADAG

    KONYA/ 2018 (I. BASKI)

    Yayına Sertifika No: 26547

    Matbaa Sertifika No: 15524

    © Selçuk Üniversitesi Mevlana Araştımıalan Enstitüsü

    wwW'.mevlana.selcuk.edu.tr [email protected]

  • Selçuk Üniversitesi Mevlana Araşbnnalan Enstitüsü Yayınlan: 13 /Bildiriler Serisi: S/ Yıl: 2018

    HORASAN'DAN ANADOLU'YA

    BİR UHUVVET RÜZGARI

    Ahmet ALTUNGÖK*·

    ÖZ

    Günümüzde İslam Dünyasının ve bütün dünyarun özlemini çektiği en önemli insani duygu uhuvvettir. Kur'an'ın temel olarak insanlara ve inananlara en büyük çağrılarından birisi uhuvıİettir. Hz. Peygamber (sav), cahiliye yaşam tarzı içerisinde birbiriyle boğuşan Arap topluluklarıru asabiyetten iı.zaklaşb.rarak · onlar arasında büyük bir uhuvvet ortamı oiuşt:unnak iÇin mücadele vermiştir. Bu ortam. kendisinden sonra ortaya ·çıkan bazı amiller yüzi.İ:f\den sekteye uğramışhr. Hz. Peygamber'in (sav) ortaya koymuş olduğu uhuvvet düshıru İslam dünyasında bazı mütefekkirler nezdinde anlam bulmuş ve bu mütefekkirler yaptıkları çalışmalarla İslam dünyasındaki bu uhuvvet atmosferini devam ettirmek için mücadele etmişlerdir. Bu mütefekkirlerin önemlilerinden bir tanesi de Mevlana Celfileddin-i Rı'.iml'dir. Mevlana'nın şahsında mündemiç ettiği irfan ekolü Anadolu coğrafyasına sevgi ve kardeşlik bahanru taşınuşhr. Anadolu coğrafyası bu ekolün getirmiş olduğu uhuvvet ortamı sayesinde İslam dünyasının diğer coğrafyalarında ortaya çıkan ve Müslümanlar arasındaki

    · uhuvvet ortamına zarar veren tekfircilik ve tahammülsüzlük bataklığından uzak kalmışb.r. Günümüz İslam Dünyası, Mevlana'nın şahsında anlam bulan bu İslami ve insani düstura şiddetli bir şekilde ihtiyaç duymaktadır. İslam dünyasının adaveti, uhuvvete tercih ettiği dönemlerde karşı .karşıya kalouş olduğu fel~etler ortadadır. İslam dünyasında adavetin hakim

    * Yrd. Doç. Dr., Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü, ahmet.altwı[email protected] .

  • 302 Ahmet ALTUNGÖK

    olduğu dönemlerde karşılaştığı iki korkunç felaket Haçlı saldırılan ve Moğol istilasıydı. Günümüzde ise İslam Dünyası, haçlılardan ve Moğollardan daha tehlikeli düşmaruara sahiptir. Bundan dolayı İslam dünyası adaveti bırakarak uhuvvete yönelı'neli, kendisi gibi düşünmeyen ve kendisi gibi yaşamayan insanlarla birlikte yaşamayı ve onlara tahammül göstermeyi öğrenmelidir.

    _ ~ahtar Kelimeler: Mevlana, İslam Dünyası, irfan ekolü, ·uhuvvet, adavet, tekfircilik.

    ABSTRACT

    A TREND OF AL-UKHUWAH

    FROM KHORASAN TO ANATOLIA

    Ahmet ALTUNGÖK

    Today, the most important hurnane emotion for which the Islamic -world and the rest one are longing is al-=uklıuwah (brotherhood). Basically, the main message that Qur'an gives to all mankind and believers is al-ııklıuwalı. Muhammad the Prophet struggled to eliminate the 'asnbiyyalı ( consanguir:ı.ity) to create an atmosphere of al-ııklıuwah among the Arab tribes, who were conflicting with each other in a life -style dominated by ignorance. Some factors that emerged after his death interrupted this atmosphere. His doctrine of nl-ukhuwah was adoptec;l by some mııtnfnkkirs in the Islamic world and these mutafakkirs had, by their scholarly works, strived to maintain this atmosphere.of al-ukhuwah in the lslaJ!llc world. One of these important mutafakkirs was Jalfil ad-Din Muhammad Riiİni The school of wisdom, contained in his personality, carried the ·spring of affection and brotherhood to the Anatolian geography. Thanks to this al-ııklıııwalı introduced by that school, the Anatolian geography stayed away from the swamp of takftrism and in tolerance which emerged in other geographies of th~ Islamic world and damaged the al-ukhuwah among the Muslims. Today's Islamic world strongly needs this Islamic and hurnanitarian principle that fç>und a meaning in the personality of Mevlana hims~lf. The disasters to which the Islamic world was exposed are well-known when it preferred al-adawalı (hostility) to al-ııkhııwalı. Two terrible disasters that Islamic world

  • Horasan'dan Anadolu'ya Bir Uhuwet Rüzgarı 303

    had faced during whiclı al-adawalı had prevailed on, were the Crusaçles and Mongolian invasion. Today, the Islamic world has more dangerous enemies than the Crusaders and the-Mongols. Therefore, the Islamic world should, by abandoniıi.g al-adawalı prefer al-uklıuwalı and adopt a coırunon life awareness with them who do not think and live like themselves .

    . Keywords: ~e-vlana, Islamic World, the school of wisdom, al-ııklıuwalı;

    al-adawalı, takfirism ..

    Giriş

    Tarihi 'öğrenmekten amaç esatir_ ezberlemek değildir. Kur'an'da "eskilerin masalı" anlamında esatiru'l-evvelin şeklinde · bir ifade yer almaktadır.1 Kur'an, bu ifadeyi Mekkeli putperestlerin2 Hz. Peygamber'in (sav) getirmiş olduğu ilahi hakikatlerin beyanına yönelik bir itiraz olarak kullandıkları bir kavram olarak ifade etmiştir. Mekkeli putperestlerin bu ifadeyi kullanmalaruun sebebi de Kur'~'da geçmiş milletler, hükümdarlar ve olaylar ~akkında anlablan kıssalardan ileri gelmekteydi. Kur'an'ın birçok yerinde geçmişte yaşartan olaylardan kesitler sunularak insanların

    bunlardan dersler çıkarması amaçlanmışhr.3 Tarihte kendisinden ibret alınması gereken çok sayıda olay meydana gelmiştir. Tarihi oğrerunekten amaç bu olaylardan ders çıkarmak v_e günümüzde yaşanan gelişmeleri daha iyi okuyabilmektir. Bugün İslam dünyası far~ milletlerden, farklı mezheplerden4, farklı renkte insanlardan oluşan büyük bir camiadır. Bu

    1 Mutaffifın Suresi 13. Ayet "Kendisine ayetlerimiz okunduğu zaman bu eskilerin masalıdır (esatirul evvelin) derdi". Esatir sözcüğü yazılan yazı anlamına da gelen sahr sözcüğünün çoğuludur. Bu ifade "eskilerin yazılai-ı", veya "satırlan" anlaırunda kullarulrruştı.r. Bkz. Ragıb el-İsfehani, el-Müfredat, {Çev. AbduJbaki Güneş, Ahmet Yolcu), Çıra Yayınlan, İstanbuJ, 2012, s. 495, 496. Aynca antik Yunanca, Aramca ve Süryanca'da tarih anlamına gelen storia {historia) sözcüğünün Arapça versiyonu olan istar veya istare sözcüğünün çoğulu olduğu da ifade edilir. Bkz. Gölcük 1995; 359. hıni anlamda ııshıre, mitoloji ile aynı anlamda da kullarulu. Bkz. Hançerlioğlu 2012; IV, s. 167. . . 2 Arap yanmadasındaki putperestler genel olarak antik Yunan, Mısır ve Anadolu uygarlıklarının kendilerine tapınış oldukları İssis, Kibele, Athena ve Nemesis'in Sami versiyon.lan olan Uzza, Hubel, Lat ve Menat adındaki dört büyük puta tapınaktaydılar. Bunlarla ilgili derli toplu bir çalışma olması açısından ibnu'l-Kelbi'nin Kitabıı'l-Es11fi111 kitabının ilgili kısımlarına bakılabilir. 3 Yusuf Suresi 111. Ayet "Şüphesiz onların kıssalarında akıl sahipleri için ibretler vardır ... ". 4 Günümüzdeki mezheplerin ilk çıktıklan dönemlerdeki durumları ve savundukları düşüncelerle ilgili bkz. Makdisi, Kitabıı'l-Bed -ve't-Tarilı, 814--833 arası.

  • 304 Ahmet ALTUNGÖK

    camia bugün siyasi ve kültürel anlamda İslam dininin vazettiği uhuvvet ortamından çok uzaktadır. İslam dünyası larihin geçmiş dönemlerinde uhuvvet ilkesini göz ardı ederek birbirlerine adavet besledikleri, mezhep savaşlarıyla, siyasi kavgalarla uğraştıkları günlerde büyük felaketlerle karşı karşıya kalmışlardı. Uhuvvetin yerini .adavetin aldığı. dönemlerde, maalesef Müslümanlar açısından büyük bir yıkım meydana gelmiştir. Geçmişte İslam dünyasırun karşı karşıya kaldığı. birtakım felaketlerin bilinmesi ve bunlardan ders çıkarılması, İslam dünyasının günümüzdeki problemlerinin çözümüne önemli katkıl.ar sağlayacakhr.

    İslam Dünyasındaki Uhuvvet İklimine Mevlana'nın katkısı

    İslam dünyasıı;da uhuvvet anlayışııun temellerini sağlamlaşhracak bazı ekollerin ve onların temsilcisi olan mütefekkirlerin ortaya çıkması bu anlamda çok önemli olmuştur. Esasında Anadolu'yu etkisi altına alan irfan ekolü; içinde barındırmış olduğu kardeşlik, kendisi gibi düşünmeyene karşı tahammül gösterme, fikirlere saygı duyma, yaratılanı yaratandan ötürü sevme gibi anlayış felsefesinden dolayı adavet ortamuu bu coğrafyada minimize etmiştir. İrfan ekolünün önemli temsil~erinden biri olan Mevlana Celaleddin-i Rfı.m.l'nin Horosan'dan Anadolu'ya taşımış olduğu felsefe Anadolu'da uhuvvet anlayışırun yerleşmesinde önemli bir yere sahiptir. Anadolu'da yaşayan Müslümanlar arasında, bugün Arap dünyasuu etkisi altına alan tekfirci anlayışın kök salmamasının ~n büyük nedeni Mevlana'nın da mensubu oldÜğu irfan. ekolünün temsilcilerinin yapmış olduğu çalışmalardır. ·

    Mevlana'nın da temsilcisi olduğu irfan ekolünün mantığında insan: varlık aleminin kıblesidir. Kur'an'ın verdiği bilgilere göre Allah, Adem'i yarattığı. zaman meleklerden Adem'e secde etmelerini istemiştir. Secde etmeyen şeytan lanetlenmiş ve Allah'ın dergahından kovuimuŞtur.5 Yine Kur'an, Yusuf Suresinde, Hz. Yusuf (as) peygamberin görmüş olduğu bir rüyayı sadıkada "on bir yıldızın, güneş ve ayın kendisine secde ettiğini" gördüğünü söylemekfedir.6 Do~ayısıyla yine Kur'an'ın buyurduğu gibi insan yeryüzünde Allah'ın h.alifesidir? Allah'ın halifesi olması itibarıyla meleklerin, gezegenlerin kendisine secde ettikleri bir varlık elbette irfan

    5 Bakara Suresi 34. Ayet. 6 Yusuf Suresi, 3. Ayet. Hz. Yusuf peygamberin kıssası için bkz. Taberi 1982; I, s. 210vd; İbnfı.'lKesir 2008; I, 293-328. 7 Bakara Suresi 30. Ayet. ''Bir zamanlar Rabbin meleklere ben yeryüzünde bir halife yaratacağım, demişti ... "

  • Horasan'dan Anadolı.İ'ya Bir Uhuvvet Rüzgan 305

    ekolüne göre varlık -aleminin kıblesidir ve Allah'ın en büyük ayetidir. Bundan dolayı insan saygın bir varlıkb.r. Bu saygınlık Kur'an'ın birçok ayetinde belirtilmiş ve insanoğlunun kerem sahibi olarak yarabldığı ifade edilmiştir.s İnsanın saygın bir varlık olarak görülmediği, çok kolay bir şekilde tekfir edildiği, din dışı ilan edildiği toplumlarda insan yaşamının ne kadar ucuz olduğu hepin\i.zin malumudur. Maalesef geçmişte İslam Dünyasında yaşananlar ve bugün İslam dünyasında yaşanmakta olan olaylar bunun göstergesidir. İnsana saygının, inanca saygınln, birbirine tahammül gösterme kültürünün ve uhuvvetin olmadığı toplumlarda kargaşa ve kıtallerin önüne geçilmesi mümkün görülmemektedir. Hakeza Selçuklu ve Osman4 coğrafyası olan Anadolu coğrafyası aşırılık, tekfircilik akımlarından uzak kalmasının semerelerini günümüzde toplamaktadır. Bugün eğer Anadolu coğrafyası, Arap dünyasında dini ve mezhebi temelli olarak yaşanan; karmaşa, terör, cinayet ve yıkımların dışında kalmış&a bu coğrafya üzerinde yaşayan insanlann illan ekolünden beslenmelerinden ileri gelmektedir. Bugün İslam dünyası şiddetli bir şekilde büyük bir uhuvvet atmosferine ihtiyaç duymaktadır. Bu itibarla, geçmişte İslam dünyasırun karşı karşıya kaldığı zorlukları bilmek, bugün . içinde bulunduğumuz ortamın vahametinin anlaşılması noktasında bize olumlu katkılar ·sunacakb.r.

    İslam Diinyasmda Tekfirci Diişiitıceniu Ortaya Çıkması ve Wıııvvetin Yerini Adavete Bırakması

    İsiam Dünyasında uhuvvet arılayışıilln yerini adavete bırakmasındaki en önemli amil tekfircilik9 düşüncesidir. İslam Dünyasında tekfirci anlayışın ortaya çıkması halifeler dönemine kadar uzanmaktadır. Hz. Ömer'in (ra) hilafeti döneminde İran fetihleri sırasında yeni kurulan Küfe ve Basra şehirlerine gelerek yerleşen Badiye Arapları; çöl kültürünü İslam diniyle birleştirerek, onu şehir yaşamına uyarlamaya çalışrruşlardır. Ganimet . ekonomisi ve yağmaolığı İslam'ın temel şartı olarak kabul eden bu yaşam tarzına sahip insanlar, geçimlerini köle ve cariye ticaretiyle sağlamaya

    8 İsra Suresi 70. Ayet 9 Kavram olarak örtmek, gizlemek, nankörlük etmek gibi anlamlan ihtiva eden kiifr sözcüğünden türetilen tekfir kavramı dini bir isblah olarak "ilahi hakikatleri inkar eden bir kimsenin küfrüne hükmetme" anlaııuru ihtiva eder. Bu kavram Kur'an'aa da geçaıektedir. Kur'an, tekfir kavramını tağııtlann (Kur'an bu kavramı şeytanlar ve azgınlaşouş kiı:hseler hakkında kullanınıştı.t) tekfir edilmesi gerektiği yönünde kullanınışhr (Bkz. Bakara Süresi 256. Ayet). Fa.kat maalesef günümüzde Müslümartlar tağutu inkar etmek yerine fikir ayrı.4klanndan dolayı birbirlerini küfürle itham ebnektedi.rler. Tekfir sözcüğü için bl

  • 306 Ahmet AL TUN GÖK

    çalışnuşlardır. Bu durum İslam dünyasında üretmeyen, ganimet ve yağma ekonomisiyle geçimini sağlayan yoz bir kültürü ortaya çıkarmıştır. Bu mantığa sahip insanlar. daha sonra kendileri gibi dü~ünmeyen Müslümanları ·tekfir ederek, kanlarını mubah saim.ışlar ve o~ardan yağmaladık.lan ganimetlerle geçimlerini sağlamaya devam etmişlerdir. Bu şekilde ortaya çıkan radikal anlayış ~· Ali'nin (as) hilafeti döneminde Haricilik adıyla ortaya çıknuştır.10 Hz. Osman (riı) ve Hz. Ali (as) gibi şahsiyetler bu düşünce yapısı tarafından küfürle itham edilmiş ve yine bu düşünce yapısına sahip kimseler tarafından şehit edilmiştir. ıı İsiam Dünyası Hz. Peygamber'in (sav) iki güzide sahabesini bu düşünce yapısına kurban olarak vermiştir. İslam tarihinin erken dönemlerinde Havaric, Ma'rika, Haruriye, Vehbiye gibi farklı isimlerle anılan bir kitle haline gelen bu

    · düşünce yapısı günümüzde ise çok sinsi biI şekilde Müslümanların zihin dünyasını esir almaya başlamıştır.12

    Temelinde barındırmış olduğu tekfircilik~ yani kendileri gibi düşünmeyenleri küfürle itham etme mantığına sahip olan bu düşünce yapısı İslam dünyasındaki uhuvvet ortamına k~şı büyük bir tehdit oldu-ak tarihteki yerini almıştır. Bu ·düşünce yapısı İslam dünyasında birbirine karşı tahammülsüzlük, adavet, birbirinin kanını heder sayma mantığını da beraberinde getirmiştir. Günümüzde de İslam dünyasını tehdit eden en önemli etmen tekfirciliktir. İslam dünyasındaki birçok coğrafyayı etkisi altına alan; yıkımlara, göçlere, cinayetlere s~bep olan çatışmaların temelinde tekfircilik manhğı yatmaktadır. Bu düşünce yapısının da karşısındaki en büyük en.gel ise kaynağını Türk-İ_ran kültürünün İslam dininin temel öğretileriyle birleşmesi sonucunda ortaya çıkardığı; temeli Kuran, Süıinet ve

    Ehl-i Beyt sevgisine dayanan irfan ekolü olmuştur .13 İslam dünyasında tekfirci çatışmaların dışında kalan iki önemli coğrafya bulunmaktadır. Bunlar Türkiye ve İran coğrafyasıdır. Bu iki coğrafya üzerinde yaşayan

    10 Fığlalı 1997; 169. 11 Sıffin Savaşından sonra kendisiyle Nehrevan'da savaşacak olan Harici reisleri olan Mis' ar b. Fedekl et-Temimi, Zeyd b. Hıısayn et-Tai ve etrafındakuer Hz. Ali'ye açıkça; " ... biz seni şu karşımızda duran kavmin içerisine kadar kovalar ve Osman b. Afvan'a yapbğımızın aynısını sana da yapanz" demişlerdir. Bkz. İbnfı'l-Esii 1991; II, s. 322. . 12 Müslümanlan tekfir etme ol~yı Haricilerle birlikte başlanuşbr. Bkz. Yavuz 2011; ~. 351. Sıffin Savaşından sonra Hz. Ali'yi (as) hakem olayına zorlayan Hariciler, Tahkim'ı;ien istedikleri sonucu elde edemeyince bu defa da Tahkim'e razı olduğu için Hz. Ali'yi tekfir etmişlerdir. İbnfı'l-Esir 1991; II, s. 324vd, 334vd, 341vd. 13 İrfan ekolüyle ilgili farklı bilgiler için bkz. Alper 2000; s. 444vd.

  • Horasan'dan Anadolu'ya Bir Uhuwet Rüzgarı 307

    toplumlarda tekfirci mantığın yer etmemesinde en büyük amil Ehl-i Beyt sevgisini temel alan irfan ekolünün bu iki coğrafya üzerinde yaşayan toplumlarda güçlü izler bırakmasından ileri gelmektedir. İrfan ekolü bu iki coğrafya üzerinde yaşayan Müslümanlar arasında uhuvvet bağlarını _ kuvvetlendirmiş; tekfirciliğe, birbirine karşı tahammülsüzlüğe ve adavete mahal bır~amıştır. Bu fikir akımının İslam dünyasında meydana getirmiş olduğu siyasi, dini, inezhebi karmaşalardan dolayı; geçmişte ve günümüzde ortaya çıkardığı olumsuz sonuçlar üzerinde düşünmek ve bunlardan ders çıkarmak gerekmektedir.

    İslam Dünyasında ~uvvet Yoksunluğunun Yol Açtığı Önemli Bir Facia: Haçlı Seferleri

    Uhuvvetin, birlik beraberliğin elden bırakıldığı siyasi ve cijni kavgaların egemen olduğu dönemlerde İslam dünyası büyük felaketlerle karşı karşıya kalmıştır. Bu felaketler İslam dünyasının tahrip olmasına, salgın hastalıkların ortaya çıkmasına, şehirlerin, köy ve kasabalarının tahrip olmasına neden olmuştur. Bu felaketlerin ortaya çıktığı dönemde İslam

    . dünyasında büyük bir siyasi karmaşa mevcuttu. Bu felaketlerden bir tanesi Haçlı Seferleridir. Haçlı seferlerinin başladığı dönemde İsi~ Dünyasının en büyük siyasi gücü Büyük Selçuklu devletiydi. Ayi:u zamanda bu dönemde İslam dünyasında büyük devlet adamları bulunmaktaydı. Fakat aralarındaki siyasi çekişmeler Haçlı Seferlerinin daha başlangıçta başarıya ulaşmasına neden olmuştur. I. Haçlı seferi sırasında İslam dünyasında Büyük Selçuklu hükümdarı Melikşah'ın varisleri Berkyaruk ve kardeşi Muhammed Tapar ile amcaları Tutuş arasında büyük bir taht kavgası yaşanmaktaydı.14 MS. 1092 yılında başlayan bu siyasi karmaşa 1104 yılına kadar devam etmiştir. Bu zaman zarfı içerisinde Berkyaruk-ve Muhammed

    Tapar arasında beş tane büyük meyd~ muharebe:Si gerçekleşmiştir.ıs

    Bu siyasi karmaşa I. Haçlı Seferinin başarıya ulaşmasında etkili olmuş ve Haçlılar; Kudüs'ü ele geçirdikleri gibi Urfa, Antakya ve Trablus'da Frank kontlukları kurmuşlardır.16 Haçlı seferini önleyebilmek için Anadolu Selçuklularının ve Fatımilerin vermiş olduğu mücadele yeterli olmamış ve böylece 176 yıl devam edecek ve İslam dünyasının tahribine yol açacak bir

    ' 14 İbnu'l-Esir 1991; X, s. 184vd, 237, 24.ıvd, 250; İbmi'l-Kesir 2008; x:n, 28S-287; ~l-Ömeri 2014; · s. 226vd, 236vd; Kazvirll, s. 440vd. Aynca bkz. Özaydın 2016: 6vd. .

    ıs İbnu'l-Kesir 2008; XII, 304-306; el-Ömeri 2014; s. 237vd; Sümer 2008; 370. Özaydın 2016: 8.

    16 İbnu'l-Esir 1991; II, s. 227-322; el-Ömeri 2014; s. 233vd. HaçWar, Kudüs'ü işgal ettikten sonra bu şehir büyük bir katliam yapmışlar ve yetmiş bin insaru katletmişlerdir. Bk2. Kazvini, s. 442.

    l~ıriJ11t1~oom.ı•~ıım19iMı~:üQttmr.\;~I

  • 308 Ahmet AL TUN GÖK

    dönem başlaıruştır.17 Bu dönem İslam dünyasında büyük bir gerilemeye neden olmuştur. İslam dünyasındaki bu gerileme Anadolu coğrafyasında Osmanlı Devleti'nin vücuda gelmesiyle sonlandınlabilmiştir. İsl~ dünyasının ağırlık merkezinin Anadolu coğrafyasına kaymasında elbette bu coğrafya üzerinde ortaya çıkan uhuvvet atmosferinin etkisi ·büyüktür. Bu atmosferi iyi değerlendiren Osmanlılar kolay bir şekilde Anadolu coğrafyası üzerinde siyasi birlik tesis edebilmişlerdir.

    Siyasi ve Dini Karmaşanın İslam Dünyasını Karşı Karşıya· Bıraktığı Tehlikeli Bir Felaket: Moğo~ İstilası

    İslam dünyasının yaşaıruş olduğu diğer büyük felaketlerden bir tanesi de Moğol istilasıdır. Moğol istilası öncesinde de İslam dünyasına tam anlamıyla siyasi ve dini bir karmaşa hakim idi. 1208 yılında kurulan ve yönünü Çin'e çevirmiş olan Cengiz Han Moğolları, Harzemşah hükümdarı Alaeddin Muhammed'in büyük bir hatasından dolayı, Çin'e doğru yayılma siyasetini bm,ıkarak yönünü İslam Dünyasına çevirmiştir.18 İslam dünyasının Moğol istilasıyla karşı karşıya olduğu dönemde İslam dünyasında iki önemli siyasi güç bulunmaktaydı. Bunlar, Harzemşahlar ve Anadolu Selçuklulanydı. Bu iki gücün dışında Bağdat, İsl.am dünyasının kalbi durumundaydı ve burada Abbasi halifeliği bulunmaktaydı. Moğol istilasına karşı Harzemşahlar devleti, :İslam dünyası ve Abbasi hilafetiyle Moğollar arasında önemli bir tampon güç görevi görmekteydi. Harzemşahlar devletinin yıkılması İslam dünyası ve Abbasi halifeliği için de büyük bir faciayı beraberinde getirec.ekti.19

    Böyle bir zamanda Anadolu Selçuklu hükümdarı Alaeddin Keykubad ile Harzemşahlar hükümdarı Celaleddin Muhaffimed, Moğolların büyük kitleler halinde İslam dünyasını istila ettikleri dönemde kendi aralarınd~ İslam dünyasının hfil

  • Horasan'dan Anadolu'ya Bir Uhuvvet Rüzgarı 309

    hilimi olma imkanım tarumamışb.r. 1230 yılında her iki taraf arasında cereyan eden Yassıçemen savaşında Harzemşahlar ' yenilerek tarih

    sahnesinden çekilmişlerdir.20 H~zemşahların yıkılması İslam d~yasını Moğolların istilasına açık hale getirmiştir. İki hükümdarın yapmış oldukları bu hata İslam dünyasuun iki büyük devletinin yıkımıyla sonuçlanmışhr. Yassıçimen savaşından sadece 13 yıl sonra Anadolu SelçuklulanJ 1243

    yılında gerçekleşen Kösedağ savaşında Baycu Noyan komu~ındaki Moğol

    ordularına yenilmiş ve Anadolu Selçuklu devleti yıkılnuşbr.21

    Bu iki büyük devletin tarih sahnesinden çekilmesi Abbasi hilafetini Moğollar karşısında sahipsiz bıral9ruş ve 1258 yılında Bağdat Moğollar

    tarafından işgal edilmiştir.22 Moğol ·istilasının İslam dünyasıru tehdit ettiği ve yüz binlerce i.nSarun ölümüyle sonuçlandığı bu dönem, sadece siyasi anlamda çekişmelerin yaşandığı bir dönem değil aynı zamanda dini anlamda da büyük bir karmaşanın yaşandığı dönemdir. Moğolların Bağdat başta olmak üzere Irak coğrafyasını ele geçirdiği dönemde, Müslümanlar arasında yoğun mezhep savaşları gerçekleşmekteydi. Özellikle Abbasilerin

    hilafet merkezi olan_ Bağdat, Abbasilerin meşru mezhep olarak kabul ettikleri Hanbeli ve Hanefi mezhepleri arasındaki yoğun çatışmalara salıne

    olmaktaydı ve bu çatışmalarda on binlerce Müslüman ycişamını yitirmişti.23

    Uhuvvetten Yoksunluğun Günümüz İslam Dünyasını Getirdiği. Nokta

    Günümüzde İslam Dünyasırun içinde bulunduğu durum geçmişte uhuvveti terk ederek adaveti esas alan; siyasi, dini ve mezhebi anlamda birbirleriyle çekişme halinde olan Müslümanların durumuyla aynıdır. İslarri dünyasının kalbi durumunda olan Ortadoğu coğrafyasında gerçekleşmekte olan hadiseler, l-4üslü.manların · geçmişte yaşanan olaylardan · ders almadıklarını ortaya koymaktadu. Özellikle Ortadoğu'da Arapların yaşadığı coğrafyaları etkisi altına alan tekfircilik akımları İslam dünyasının birlik ve beraberliğini, kardeşliğini büyük oranda tehçlit etmektedir. Anadolu ve İran coğrafyalarında ortaya çıkan irfan ekolü, Arap coğrafyalarında sönük kalmış ve etldsini gösterememiştir. Bu boşluk tekfirci

    20 el-Ömeıi 2014; s. 359vd; Turan 1989; 227, 228; Taneri 1997; 230. 21 el-Ömeıi 2014; s. 372; Turan 1989; 228; Sümer 2008; 382.

    22 el·Ömeıi 2014; s. 70vd, 385,386; Kazvirü, s. 369; Üçok 1968; s. 118. Moğollar bu işgalin arduıdan Bağdat'ta 40 gün içinde sekiz yüz binden fazla insan katletmişlerdir. Bkz. Kazvini, aynı yer.

    23ü çok 1968; s. 117, 118. .

  • 310 AhmetALTUNGÖK

    düşünce yapısı tarafından teslim alınmıştır.

    Ayni dine mensup oldukları, aynı Allah'a ve peygambere ~andık.lan, aynı kitaba sahip oldukları halde bu düşünce yapısından · etkilenen Müslümanlar, fikri ayrılıklardan dolayı birbirlerini tekfir edebilmekte ve birbirlerinin kanlarını mubah olarak göreoilmektedirler. Halbuki Hz. Peygamber ve Müslümanlar, Medine'de farklı dinlere mensup insanlarla birlik~~ kardeşçe yaşamaktaydılar. Müslümanların şunu unutmamaları

    gerekir ki günümüzde İslam dünyası Haçlılardan ve Moğollardan daha tehlikeli düşmanlara sahiptir. Üstelik bu düşmanl!ll' da :µıodern bir teknolojiyle mücehhez durumdadırlar. Bundan dolayı İslam Dünyası adaveti ve kavgayı bir kenara bırakarak uhuvveti esas ~alıdır.

    Kaynakça

    Alper, Ömer Mahir, "İrfaniye", Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, c. 22, İstanbul, 2000, ss. 444-446.

    Fığlalı, Ethem Ruhl, "Hariciler", Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, c. 16, İstanbul, 1997, ss.·169-175.

    Gölcük, Şerafettin, "Esatir", Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, c. 11, İstanbul, 1995, ss. 359-360. .

    Hançerlioğlu, Orhan, Felsefe Ansiklopedisi, c. iV, Remzi Kitabevi, İstanbuİ, 2012.

    İBNÜ'L KELbi, Putlar Kitabı (I

  • Horasan'dan Anadolu'ya Bir Uhuwet Rüzgarı 311

    El-Ömeıi, Şihabedtlin bin Fazlullah, Mesfiliku 'I Ebsfir (Türkler.Hakkında Gördüklerim ve Duyduklarım), .(çev. Ahsen D. Batur), Se~enge Yayınlan, İstanbul, 2014.

    Özaydın, Abdulkerim, "1. H~çlı Seferinin Başarıya Ulaşmasında Büyük Selçukluların İçinde Bulundugu Siyasi ve İçtimai Şartların Rolü", USAD, Güz 2016; (5): 1-18, Konya. ·

    Özgüdenli, Osman Gazi, "Moğollar", Türkiye Diyanet Vakfı · İslam Ansiklopedisi, c. 30, İstanbul, 2005, ss. 225-229.

    El-İsfehani, Ragıb, el-Müfredat, (Çev. Abdulbaki Güneş, Ahmet Yolcu), Çıra Yayınlan, İstanbul, 2012.

    Sümer, Faruk, "Selçuklular", Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, c. 36, İstanbul, 2008, ss. 365-371.

    Sümer, Faruk, "Anadolu Selçukluları", Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, c. 36, İstanbul, 2008, ss. 380-384.

    Taberi, Muhammet Cerir, Tarih-i Taberi, (Çev. M. Faruk Giirtunca), Sağlam Yayınlan, c. I, İstanbul, 1982.

    Taneri, A Y.dın, "Harizmşahlar", Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, ·c. 16, İstanbul, 1997, ss. 228-231:

    Turan, Osman, Selçuklular Tarihi ve Türk-İslam Medeniyeti, Turan Neşriyat, İstanbul, 1989.

    Üçok, Bahriye, İslam Tarihi Emeviler-Abbasiler, AÜ İlahiyat FaküJ.tesi Yayınliırı," Ankara, 1968.

    Yavuz, Yusuf Şevki, "Tekfir", Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, c. 40, İstanbuİ, 2011, ss. 350-356.