Harlan Coben Baka ansn Yok DGAR, SHAMUS ve ANTHONY ÖDÜLLERNE SAHP
NEW YORK TIMES ÇOK SATAN YAZARI
Eer yetkililerle temasa geçersen, ortadan kayboluruz. Ona ne
olduunu asla örenemezsin . Gözümüz üzerinizde olacak. ki m ilyon
dolar istiyoruz. Paray hazrla. Eve git ve bekle. Baka ansn yok.
ÖDÜNÇ SU HARLAN COBEN baka ansn yok
Kaynvalidem Nancy Arm strong'un hatrasna.. ve torun lar Thomes,
Katharine, McCallum , Reilly, Charlotte, Dovey, Benjam in, W ill,
Anna, Eve, Mary, Sam , Caleb ve Annie'ye...
Babali Kültür Yayncl: 68 Roman: 6 BAKA ANSIN YOK Harlan Coben NO
SECOND CHANCE Türkçesi Salih Uyan Editör Ömer Er Tasarm BKY Ajans ©
Türkçe yayn haklar Kesim Telif Haklar Ajans araclyla, Babali Kültür
Yayncl'na aittir. B irinci Bask: Haziran 2004 ISBN: 975-8486-69-1
babaLi küLtür yoyiNciLi$ i 29 Ekim Cad. No: 23, 34530
Yenibosna/STANBUL Tel: (0212) 454 21 65 • (0212) 454 21 67 • (0212)
454 21 69 Faks: (0212) 454 21 71 www.bky.com .tr •
[email protected] .tr
Bask ve Cilt MAPSAN Matbaaclk Davutpaa Cad. Güven Sitesi C Blok 278
Topkap/ÎSTANBUL
Birinci Bölüm
lk kurun gösüme saplandnda, kzm düündüm . En azndan böyle olduuna
inanmak istiyorum . uurumu çok hzl kaybettim . Olayla ilgili detayl
b ilg i istiyorsanz, vuru lduumu hatrlam yorum bile. Çok kan
kaybettiim i biliyorum . k inci kurun bam sy rp geçm i, ama o srada
muhtemelen kendimde deild im . Kalbim in durduunu biliyorum . Ölüme
bu kadar yaklam halde yatarken bile Tara'y düünmü olduumu
hatrlaynca, içim i hâlâ ho bir duygu kaplyor. NOT: Parlak bir k
veya tünel görmedim . Gördüysem de hatrlam yorum . K zm Tara henüz
alt aylk. Karyolasnda uyuyordu. Silah sesinden korkmu mudur acaba?
Kesin korkmutur ve alamaya balam tr. Kulam n çok aina olduu bu
feryatlar zihnimde bir iz brakt m , tabii eer duyduysam? Ama yine
söylüyorum , böyle bir ey hatrlam yorum kesinlik le. Hatrladm bir
ey var ama, Tara 'n n doum an. K zm ilk gören bendim . Hepim iz,
üzerinde yürüdüümüz hayat yolunun kim i zaman nasl çata llatn
biliriz. Yeni açlan bir kapnn eski kaplar kapatmas, hayatn
cilveleri, deien mevsim ler. Ama çocuunuzun doduu an... Gerçeküstü
olmaktan da öte bir durum . Uzay yolu film lerindeki dev kaplan
andran bir geçitten geçersiniz ve tüm gerçekler deiiverir birden.
Her ey eskisinden farkldr artk. Basit bir element ürkütücü biçimde
bir katalizöre çarpar ve çok 9 HARLAN COBEN ru iniyordu. Horasandan
belli belirsiz bir vzldam a sesi geliyordu. Odann sa köesinde,
tavana yakn aslm küçük bir televizyon vard. Yatan birkaç adm
ötesinde büyük bir pencere vard. Gözlerim i ksarak baktm ama bir ey
göremedim . Sanrm hâlâ müahede altndaydm . Bu da youn bakm
ünitesinde olduum anlam na geliyordu. Yan i ortada ciddi bir
problem olduu kesindi. Kafatasmm üstü kan yordu ve saçmda bir
gerginlik h issediyordum . Bandaj sarlm t san rm . Vücudumu kontrol
etmek istiyordum ama beynim , vücudumla böyle bir anlama yapmaya
yanam yordu. Tam olarak nereden geldiini kestiremediim sabit bir ac
h issediyordum vücudumda. Eklem lerim arlam , gösüm kurun gibi
olmutu. "Doktor Seidman?"
Gözlerim i krptrarak kapya doru baktm . Ameliyat elbiseleri ve bal
yla zayf bir kadn odadan içeri girdi. Üst taraf burumu ve dank
duran maskesi boynundan aaya sarkyordu. O tuz dört yandaym . Odaya
giren kadn da benim le ayn yatayd sanrm . Bana doru yaklaarak, "Ben
Doktor Heller" dedi, "Ruth Heller". lk ism in i eklemesi üphesiz
büyük bir nezaket göstergesiydi. Ruth Heller batan aa tüm vücudumu
inceler gibi bir süre bakt. Younlamaya çaltm . Beynim hâlâ uyuuktu
ama yava yava canlandn h issedebiliyordum . "St. Elizabeth
Hastanesi'ndesin" dedi donuk bir sesle. O srada doktorun arkasndaki
kap açld ve içeriye bir adam girdi. Bu lan k bir bakla giren kiiyi
net olarak göre-m esem de, tandk birisine benzem iyordu. Adam
kollarn gösünde birletirerek, geliigüzel bir ekilde duvara yasland.
Doktor olmadn düündüm . Uzun zaman doktorlarla birlikte çalt n zda
bunu söylemek pek de zor olmuyor. Doktor Heller adama rastgele bir
bak frlattktan sonra tekrar tüm dikkatini bana yöneltti. "Neler
oldu?" diye sordum . 12 baka ansn yok "Vuru ldun" dedi. "k i kez."
B ir dakika konumadan öylece kaldk. Duvara yaslanan adama doru
baktm . Hiç kprdamadan duruyordu . Bir eyler söylemek için azm açtm
, fakat Ruth Heller konumasna devam etti. "Kurunun biri ban n
üstünü syrp geçm i ve kafatasn zedelem i. Muhtemelen senin de
bildiin gibi kan oran çok yüksek bir bölge." Evet, biliyordum .
Ciddi kafatas yaralanmalarnda akan kan miktar, kafas kesilen bir
insandan akan kan m iktary la neredeyse ayndr. imdi oldu diye
düündüm . Bam n üstündeki kan tn n sebebi demek buymu. Ruth
Heller'in bu duraklamasn frsat bilip hemen söze kartm . "Ya ik inci
kurun?" Heller derin bir nefes ald. "Bu biraz daha kark bir
mesele." Bekledim . "Kurun gösüne girm i ve d kalp zar kesesini y
rtm . Ve kalbin le kese arasnda çok fazla kanama olmu. lk yardm
ekipleri hayat belirtisi bulmakta oldukça zorlandlar. Gösünü
yararak açmak zorunda kaldk" "Doktor?" Ses duvara yaslanan adamdan
gelm iti. B ir an adam n bana seslendiini zannettim . Ruth Heller,
konumas kesildi i için duyduu rahatszl saklamayan bir yüz
ifadesiyle sustu . Adam yasland duvardan doru larak, "Detaylar
sonra konuabilir m isiniz? Zaman aleyh im ize iliyor." dedi.
Doktor, kalar çatk bir ekilde adama bakt. "Burada kalp gözlem
yapmak istiyorum , tabii sizin için bir sakncas yoksa." Doktor
Heller geriye çekilerek adama izin verdi. Adam n kafas, omuzlanyla
kyaslandnda fazlaca büyüktü ve boynu bu arl tayamayarak kopacak
gibi duruyordu. Kafasnn ön tarafnda gözlerine doru düen Sezar
çizgisin i saymazsak asker tra olmu gibiydi. Çirkin bir lekeyi
andran top sakal çenesinde böcek yuvas varm gibi bir manzara 13
HARLAN COBEN çkaryordu ortaya. Her haliy le, ciddi bir yarmaya
katlan bir müzik grubunun üyesi gibi duruyordu. Yüzünde hiç de sam
im i olmayan bir gü lümsemeyle konutu. "Ben Kasselton Polis
Merkezi'nden Dedektif Bob Regan" dedi. "u anda kafan n çok kark
olduunu biliyorum ." "A ilem " diye söze baladm . "Bu konuya sonra
geleceiz" diyerek sözümü kesti. "Ama imdi, sana birkaç soru sormam
gerekiyor, an latk m ? Olayn detaylarna girmeden önce yani." B ir
karlk bekler gibi sustu . Zihnimdeki bulank l gidermek için elimden
geleni yapyordum . "Anlatk" dedim . "Hatrladn son ey ne?" Hafzam
yokladm . O sabah uyandm ve giyindiim i hatrlyordum . Tara'ya baktm
hatrlyordum . Bir i arkadan n Monica'ya hediye ettii ve srarla
bebeklerin beyninin uyarlm asna yardmc olduunu savunduu, siyah
beyaz dönerdurur süsün dümesine bast m hatrlyordum . Sanrm
dünerdurur süs hiç hareket etmem i, yalnzca maden i bir ses çkarm
t. Pili bitm i olmal diye düünmütüm ve yeni bir pil taklm as
gerekti in i zihn ime not edip aaya inm itim . "G ranola yediim i
hatrlyorum " dedim .
Reagan sanki bu cevab tahm in ediyormu gibi ban sa llad.
"Mutfaktaydn yan i?" "Evet, lavabonun yan ndaydm ." "Sonra?" Daha
çok ey hatrlamaya çaltm ama aklma hiçbir ey gelm iyordu. Kafam iki
yana sallayarak, "Kendime geldiimde geceydi ve sanrm buradaydm "
dedim . "Baka bir ey?" Zihnim i bir kez daha zorladm ama bir ie
yaramad. "Baka bir ey hatrlamyorum ." Regan bir bloknot çkard.
"Doktorun biraz önce de söyledii gib i iki kez vuru ldun. Bir silah
gördüünü, silah sesi duyduunu veya buna benzer bir ey hatrlam
yorsun, deil m i?" 14 baka ansn yok "Hayr." "Sanrm bunu
anlayabiliyorum . Kötü durumdaydn Marc. lk yardm ekipleri öldüünü
sanm lar." Boazm yine kurumutu. "Tara ve Monica neredeler?" "Beni
dinle, Marc." Regan bana deil, cebinden çkard bloknota bakyordu.
Gösümün üzerine oturan müthi bir korkunun basksn h issediyordum .
"Bir cam krlm a sesi duyduunu hatrlyor musun?" Sarho gibiydim .
Vücuduma ne verdiklerini anlamak için serum torbasn n üzerindeki
etiketi okumaya çaltm . Ama nafile. Herhalde ar kesici veriyorlard.
Serum torbasndaki muhtemelen morfindi. Yan etkileriy le baa çkmaya
çalyordum . "Hayr" dedim . "Em in m isin? Evin arka tarafnda cam
parça lar bulduk. Suçlu eve bu ekilde girm i olabilir." "Cam krlm a
sesi duyduumu hatrlam yorum . Söyler m isin , kim ?" Regan sözümü
kesti. "Hayr, imdi söyleyemem . Zaten kim olduunu ortaya çkarmak
için sana bu sorulan soruyorum ." Elinde tuttuu defterin üzerinden
bakarak konuuyordu. "H iç dümannz var m ?" Bunu bana gerçekten
sormu muydu? Yerim de doru larak oturmak ve dedektife farkl bir
açdan bakmak istiyordum , ama bu mümkün deildi. Yataktaki hasta
rolünden hiç holanmam tm . En kötü hastalar, doktorlardan çkar
derler. Sebebi de bu an i rol deiim i olsa gerek. "Kanma ve kzma
neler olduunu örenmek istiyorum ." "Bunu anlyorum " dedi Regan. Ses
tonunda, tüm vücudumu batan aaya buz gibi soutan bir ey sezdim . "u
. an ilgini baka tarafa yönlendirmemelisin . Daha sonra. Yardm c
olmak istiyorsun, deil m i?" Tekrar defterine bakt. "Evet,
dümanlannda kalm tk." Bu noktadan sonra onunla tartmann faydasz,
hatta zararl olacam düündüm . Zorla da olsa boyun emek zorundaydm .
"Ben i vurabilecek birisi m i yani?" 15 HARLAN COB EN "Evet." "Öyle
birisi yok." "Ya ein?" Gözlerini üzerime dikm iti. Birden
Moni-ca'nm en sevdiim görüntüsü, Raymondkill e lalesini ilk
gördüümüzde, sular etrafm zdan kayalara çarparak dökü lürken bana
san ls, zihnime yapt. "Onun düman var m yd?" Dedektife baktm .
"Monica'nm m ?" Konumann tam bu noktasnda Ruth Heller öne doru bir
adm att. "Sanrm im dilik bu kadar yeter." "Monica'ya ne oldu?" diye
sordum tekrar. Doktor Heller da Dedektif Regan 'm yanma geldi. kiSi
de yan yana durmu bana bakyorlard. Heller tam itiraz etmeye
balyordu ki hemen sözünü kestim . "Brakn bu hastay koruma
saçmalklarn." Barmaya çalyordum , duyduum korku ve öfke elele verm
i beyn im i uyuturan etkilerle savayordu. "Söyleyin, kanma ne
oldu?" "O öldü" dedi Dedektif Regan. Sadece bu kadar. Ö ldü. Kanm
Monica. Onu duymam gibiydim . Dedektifin sözleri bana ulamamt.
"Polis eve geldiinde ikiniz de vurulmutunuz. Sen i kurtarmay
baardlar. Ama ein için çok geçti. Üzgünüm ."
Zihnimde geçm ie yönelik bir im ek daha çakt. Monica, Martha's V
ineyard kumsalnda, yüzünde bçak gibi keskin bir gü lümsemeyle bana
bakyor. Bu görüntüyü hemen zihnimden söküp attm . "Ya Tara?" Regan
h zl bir ekilde boazn tem izleyerek konutu , "Kzn." Tekrar elindeki
deftere bakt ama bir ey yazmay düündüünü sanm yordum . "O sabah
evdeydi, deil m i? Yani, olay gününün sabahnda?" "Tabii ki evdeydi.
Kz m nerede?" Regan hafifçe çarparak defterini kapad. "Vardm zda
olay yerinde deildi." C ierlerim ta gibi olmutu, "Anlam yorum "
dedim h-n ltl bir sesle. 16 baka ansn yok "Aslnda biz bebein bir
akrabanz veya arkadanzda olabileceini üm it ediyorduk. Hatta belki
de bir bebek bakcs, ama..." Sesi iy ice alçalm t. " imdi bana
Tara'nn nerede olduunu bilmediinizi m i söylüyorsunuz?" Bu kez
cevap hiç tereddütsüz geldi. "Evet, bilm iyoruz." Dev bir el
gösümün üzerinden büyük bir güçle bastryordu. Sk c gözlerim i
kapadm , bam arkaya dütü, "Ne zamandr?" diye sordum . "Ne zamandr
kayp diye m i soruyorsunuz?" "Evet." Doktor Heller hz l bir ekilde
konumaya balad. "Anlamalsn z. Ciddi biçimde yaralandn z. Açkças
yaayp yaamayacanz konusunda çok da ümitli deildik. S izi
res-piratöre baladk. C ierlerinizden birisi iflas etti. Ayrca
kannza enfeksiyon kart. Siz doktorsunuz, bu yüzden ciddiyetin
boyutunu size anlatmama gerek yok diye düünüyorum . laçlann dozunu
düürmeye gayret ettik, uyanmanza yardm etmek için." "Ne kadar
zamandr buradaym ?" Doktor ve Regan yine birbirlerine baktlar ve
sonra Heller havay boydan boya yararak bana kadar ulaan cüm leyi
söyledi. "On ik i gündür kendin izde deilsiniz." 17 k inci Bölüm "E
lim izden çelen her eyi yapyoruz" dedi Regan tiyatro* oyuncularnn
provalarn andran bir ses tonuyla. Sanki uursuz yatt m süre içinde
bamda dikilm i ve konuurken söyleyecei cüm lelere çalm gibiydi.
"Sana daha önce de söylediim gibi, önce kayp bir bebek olup
olmadndan em in deildik. Bu yüzden biraz zaman kaybettik, ama im di
bunu telafi ediyoruz. Tara'nm fotoraf bütün polis merkezlerine,
havaa lanna, otoban gielerine, otogar ve tren istasyonlarna, yani
200 kilometrelik bir alan içinde hemen hemen her yere gönderildi.
Daha önce gerçekletirilen çocuk kaçrma olaylarn da inceliyoruz, bir
ipucu veya üpheli bu labilir m iyiz diye." "On iki gün" diye
tekrarladm . "Ev, i yeri ve cep telefonlarna dinleme cihaz
yerletirdik." "N için?" "Fidye için aranma ihtim aline kar," dedi.
"H iç arayan oldu mu?" "Hayr, henüz olmad." Kafam yasta geri dütü.
On iki gün. Tam on iki gündür bu yatakta yatyordum ve bebeim , kzm
bu süre içinde kim bilir... Bu düünceyi kafamdan attm . Regan
sakaln kayarak soru sormaya devam ediyordu. "O sabah Tara'nm ne
giydiini hatrlyor musun?" Hatrlyordum . Çünkü kendime bir sabah
adeti edinm itim . Erkenden uyanmak, ayak uçlarma basarak Tara'nn
karyolasna yaklaarak ona bakmak. Bebek her zaman e- 18 baka ansn
yok lence anlam na gelm iyor tabii, bunu biliyorum . nsan n cann
haddinden fazla skan zamanlar da olmuyor deil. Tara'nn çlk çla alad
uykusuz gecelerin insan n sin irin i nasl bozduunu biliyorum . Bir
bebekle hayatm yüceltmek istem iyorum ama bu yeni sabah alkanl m
sevm itim . Tara'nm m inik bedenine bakmak bana gizli bir güç
veriyordu. Daha da ötesi, bu hareket sanrm bir çeit kendinden geçme
haliydi. Kim i insanlar farkl yerlerde
bu lurlar bu duyguyu. Bense, evet, kulaa ne kadar garip geldiini
biliyorum ama, bu küçük karyolada buluyorum . "Siyah penguen deseni
olan tek parça, pembe bir k yafet vard üzerinde" dedim . Monica,
Baby Gap maazasndan satn alm t bu elbiseyi. Söylediklerim i not
ediyordu. "Ya Monica?" "Ne olmu Monica 'ya?" Yüzü tekrar deftere
döndü. "O ne giyiyordu?" "Kot" dedim . Monica 'nm o sabah kot
giydiin i hatrlayabiliyordum . "Ve krm z b ir bluz." Regan bir
eyler daha karalad. "H iç birey var m, yani hiç gelime kaydettin iz
m i?" diye sordum . "Her eyi aratryoruz." "Ben bunu sormadm ."
Regan sadece bakmakla yetindi. Çok ar bir bakt bu. K z m . Orada
bir yerlerde. Tek basma. On iki gündür. Bebeim in gözlerini aklm a
getirdim , sadece anne babalarn görebilecei o lk parlakl hatrladm
karanlk hastane odasnda ve apta lca bir ey söyledim . "O yayor."
Regan, garip bir ses duyan bir köpek yavrusu gibi ban yana edi.
"Sakn vazgeçmeyin" dedim . "Asla." Merakl baklarn üzerimde tutmay
sürdürüyordu. "ey, sizin çocuunuz var m Dedektif Regan?" "ki kz m
var" dedi. 19 HARLAN COBEN "Size aptalca gelebilir, ama bunu
biliyordum ." Tpk Tara doduunda dünyan n bir daha asla ayn
olamayacan bild iim gibi. "Biliyordum " dedim tekrar. Regan h iç
karlk vermedi. Aslnda söylediim eyin ne kadar gü lünç olduunu
biliyordum . Bu "h is"sin tamamen insan n istekleriyle balantl
olduunu da biliyordum . O kadar güçlü bir ekilde inanmak
istiyorsunuz ki, beyn iniz alglarn z yeniden düzen liyor. Ama
sebebi ne olursa olsun, bu düünceye yapm tm . Doru ya da yan l, can
sim idi gibi bir eydi ben im için. "Daha fazla bilgiye ihtiyacm z
var" dedi Regan. "S izinle, karnzla, arkadalarnzla ve gelir düzeyin
izle ilgili." Doktor Heller yen iden sahnedeydi: "Daha sonra."
Dedektifin baklarndan beni korumak isterm içesine öne doru sekti.
Sert bir ses tonuyla konuuyordu. "Din lenmeye ihtiyac var." "Hayr,
imdi," dedim doktora ondan daha ciddi ve em in bir ifadeyle. "K zm
bulmam z gerekiyor." Monica, Portman aile mezarlna gömüldü.
Cenazesin i kaçrm tm . Bununla ilgili neler h issetti im i bilem
iyorum . Cenazeyle ilgili havadisleri, Monica'mn bizim le görümeye
devam eden tek aile üyesi olan am cas Carson Portman 'dan aldm .
Monica, am casna çok derin bir sevgiy le balyd. Carson, elleri
kucanda, hastanedeki yatam n kenarnda oturdu. Kaln cam l
gözlükleri, yünlü kumatan yaplm eski paltosu ve fazlaca uzam Albert
Einstein ve Don King karm saçlaryla tipik ün iversite profesörlerin
i andryordu. Ama, o bariton sesiy le Edgar'm , yani Monica 'nm
babasnn eim in cenazesin in "u fak, güzel bir merasim " olmas için
elinden gelen her eyi yapt m söylerken masmavi gözleri ldyordu.
Bundan ben im de üphem yoktu. En azndan "ufak bir merasim "
olduundan. 20 baka ansn yok Sonraki birkaç gün içinde hastanede
ziyaretçilerim i arladm . Herkesin tatlm diye çard annem , her
sabah büyük bir enerjiyle odama dalyordu. Ayanda hep bembeyaz
Reebok tenis ayakkablar vard. Sar süsleri olan mavi süveterini
görenler, onu St. Louis Ram s'in2 kaptan san rd. tinayla taranm
saçlarnda birkaç farkl rengin soluk lts fark edilird i ve izmarit
gibi kokard. Makyaj, sahip olduu tek torununu kaybetmenin acsn giz
lemeye yetm iyordu san rm . nanlmaz bir enerjiye sahipti ve
günlerce yatam n etrafnda dört dönerek histeri nöbetlerini
defetmeye çalt. Bu iy iydi. Ben im için histeri nöbetleri
geçiriyordu, ama onun bu iddetli tepkileri garip bir ekilde benim
sakin lememi salyordu. Odan n frn gibi scak olmasna ve ben im tüm
itirazlarma ramen, uyuduumda srarla üstüme bir kat daha battaniye
örtüyordu. Bir gece uyandmda, vücudum tabiî olarak terden
srlsklam olmutu. Annem in beyaz balk l zenci hem ireye, yam henüz
yediyken St. E lizabeth hastanesinde kaldm anlatrken duydum .
"Zehirlenm iti." Annem bu cüm leyi, çok önem li bir sr verirm
içesine ksk bir sesle söyledi. "Em inim hayatn boyunca böyle kötü
ishal kokusu duymamsndr. Resmen akyordu. Koku duvar kâtlarna sinm
it i." "Gerçi imdi de çok iy i durumda saylmaz," diyerek karlk
verdi hem ire. k i kadn bu söz üzerine kahkaha attlar. Hayata
tekrar dönüümün ikinci gününde uyandmda, annem i yatan banda
dikilirken gördüm . "Bunu hatrlyor musun?" dedi. Annem elinde,
zehirlendiim zaman hastanede yatarken bana hediye edilen içi
dolduru lmu Oscar maketini tutuyordu. Eskiden yeil olan rengi iy
ice.solmu, sarya dönmütü. Annem hemireye bakarak, "Bu Marc'n
Oscar'" dedi. "Anne!" dedim . 2 Bir Amerikan futbolu takm , (ç.n)
21 HARLAN COBEN Bana bakt. Yüzündeki krk l daha da belirgin hale
getiren rimel, bugün biraz daha ar gibiydi sanki. "O zamanlar Oscar
sen in en iyi arkadan olmutu, hatrlyor musun? Ksa zamanda
iyilemende çok etkisi var yani." Gözlerim i kapadm ve geçm ie
döndüm . Hafzam yeniden can lanm t. Ç i yumurta yediim için
zehirlenm itim . Babam protein almam için yumurtalar dondurmama
katard. Gece hastanede kalmam gerektiini örendiimde içine dütüüm
deheti hatrlyorum . Babam n baca, baldrn-daki kas topua balayan
asil kirii tenis oynarken yrtld için a lçya alnm t ve sürekli ac
çekiyordu. Ama benim korkumu görünce kendini feda etm i, tüm gün
fabrikada çalm olduu halde, geceyi hastanede, yatam n kenarndaki
sandalyede geçirm iti. St. Elizabeth hastanesinde on gün kalm tm ve
bu on gün içinde babam yatam n kenarndaki sandalyeden bir an olsun
ayrlm amt. Annem birden yüzünü baka tarafa çevirdi. Yüzüne bakt mda
onun da benim le ayn eyleri hatrladn gördüm . Hem ire aceleyle izin
isteyerek odadan çkt. Elim i annem in omzuna koydum . Hiç kprdam
yordu ama titrediin i hissedebiliyordum . Ban önüne em i, rengi
solmu Oscar'a bakyordu. Yavaça elinden aldm . "Teekkür ederim "
dedim . Annem gözlerin i sildi. Babam n bu kez hastaneye
gelemeyeceini biliyordum . Annem neler olduunu mutlaka söylem iti
ama olaylar anlayp anlamadndan bile em in olamazdk. Babam ilk kez
krk bir yandayken felç geçirm iti, benim le hastanede geçirdii
tarihten tam bir yl sonra. O zamanlar sekiz yandaydm . Bir de Stacy
adnda madde bam ls, çatlak kafa da diyebileceim iz bir kz kardeim
var. Babam felç olmadan önce çektirdiim iz resim lere bakyorum ,
dört kiilik genç ve kendine güvenen bir aile, kabark tüylü köpeim
iz, çim leri yeni biçilm i bahçem iz, basket potas ve içine kömür
doldurulmu, küçük bir bacas olan barbekü. K z kardeim in öndeki 22
baka ansn yok eksik dilerini ortaya çkaran gülüm seyiinde gelecekle
ilgili ipuçlar aryorum , kötü bir iaret belki de. Ama hiçbir ey
görem iyorum . Ev hâlâ duruyor, ama imdi neredeyse yklm ak üzere.
Babam hâlâ yayor, ama hasta landnda her ey Hampty-Dumpty3 gibi
paramparça oldu. Stacy h iç ziyaretime gelmedi, hatta aramad bile.
Ama bu beni hiç de artm yor artk. Annem sonunda yüzünü bana döndü.
Yen i bir düünce beyn imde yld rm gibi çakt ve rengi solmu Osca^i
biraz daha sk kavradm : Yine ik im iz kalm tk. Babam n hayat bir
sebzeninkinden farkszd. Stacy zaten mahvolmutu. Uzanp annem in
elini tuttum , son zamanlarda daha da sertleen derisin in scaklm
hissederek sktm . Kap açlana kadar öylece kaldk. Ayn hem ire odaya
süzüldü tekrar. Annem dorularak hemireye, "Marc oyuncak bebeklerle
oynard küçükken" dedi. "Oyuncak askerlerle" diyerek hemen düzelttim
. "Bebeklerle oynamazdm anne, oyuncak askerlerle oynardm ." En iy i
dostum Lenny ve kars Cheryl de her gün hastaneye uruyorlard. Lenny
Marcus kariyerinin zirvesinde bir duruma avukat olmasna ramen, h z
snrn at m için aldm
cezalar veya evim izdeki ek inaatlar gibi ufak tefek ilerim le de
ilg ilenir. Mezun olup eyalet savcl nda avukat olarak çalmaya
baladnda, mahkemelerdeki saldrgan tutumu, arkada ve hasm larn n ona
"bu ldok" lakabn takmasna sebep olmutu. Sonralar bu lakabn Lenny
için çok hafif kaldn düünmüler ki, Lenny'ye "Cujo" demeye baladlar.
Kendisini ilkokuldan beri tan yorum ve olu Ke-vin 'in manevi
babasym . Lenny de Tara 'n n manevi babas. Çok fazla uyuyam yorum .
Geceleri tavan seyrederek yatarken bip seslerin i sayyor, hastaneyi
dinliyor ve zihn im in, küçük kzm n hayaliyle ve sonu gelmez
ihtimaller zinciriy le boumasna fazla izin vermemeye çalyorum .
Tabii her za- 3 Duvardan düerek parçalanan ve bir daha
birletirüemeyen yumurta eklinde bir çocuk arks karakteri, (ç.n) 23
HARLAN COBEN man baarl olduumu söyleyemem , nsan zihnin in, aslnda
içi y lanlarla dolu karanlk bir deh liz olduunu örendim . Dedektif
Regan bir gün yine bana urad. "Bana kz kardeinden bahseder m isin?"
dedi. "N için?" dedim sorusunu tamam lar tamam lamaz. Tam açk
lamaya hazrlan yordu ki, elim i ka ldrarak durmasn iaret ettim .
Anlam tm . Kz kardeim uyuturucu bam l-syd ve uyuturucunun olduu
yerde suçun olmamas düünülemezdi. "Soyulduk mu?" diye sordum .
"Sanmyorum . Kaybolan bir ey yok gibi, ama ev darmadan." "Darmadan
m ?" "Evet, birisi ortal fena datm . Niye yaptklar konusunda bir
fikrin var m ?" "Hayr." "Neyse, kz kardeine dönelim tekrar."
"Stacy'nin kaytlar sizde yok mu?" diye sordum . "Var." "O halde
daha fazla bir ey ekleyebileceim i sanm yorum ." "Aranz souk, öyle
deil m i?" Souk. Bu kelim e ben ve kz kardeim için m i söylenm iti?
"Onu seviyorum ." dedim ksk bir sesle. "Onu en son ne zaman
gördün?" "A lt ay önce." "Yani Tara 'n n doduu gün." "Evet."
"Nerede?" "Onu nerede m i gördüm ?" "Evet." "Stacy hastaneye gelm
iti" dedim . "Yeenini görmeye m i gelm iti?" "Evet." "Bu ziyaret
srasnda neler olduunu hatrlyor musun?" "Stacy'nin kafas y ine
iyiydi. Bebei kucana almak istedi." 24 baka ansn yok "Sen de iz in
vermedin ." "Evet, doru." "Kzd m peki?" "Kardeim çok zor tepki
verir. Hele uyuturucu alm sa duvar gibi olur." "Ama onu reddettin?"
"Uyuturucuyu brakana kadar Tara'nn hayatnn bir parças olamayacan
söyledim sadece." "Anlyorum ." dedi. "Belki de bunun kz kardeinin
uyuturucudan uzaklamas için etkili olabileceini düündün." Biraz
kafam karm t. "Hayr, öyle deil aslnda." "Tam olarak anlayabildi im
i sanm yorum ." Bunu nasl açklayabileceim i merak ediyordum . Aile
fo-torafmdaki gülüm seyen yüzü düündüm , eksik dilerin i meydana
çkaran gü lüm semeyi. "Stacy'yi daha kötü biçimde tehdit
etm itik zaten" dedim . "Fakat gerçek u ki, k z kardeim uyuturucuyu
brakmayacak. Uyuturucu onun hayatn n bir parças haline gelm i." "O
halde kardeinin h içb ir ekilde iyileemeyece ini düünüyorsun."
Öyleydi ama yine de söylemek zor geliyordu. "Kzm la ilgili ona
güvenemedim " dedim . "Bu konuyu burada keselim artk." Regan
pencereye doru yürüdü ve darya bakt. "u an oturduunuz eve ne zaman
tandnz?" "O turduumuz evi Monica'yla dört ay önce satn aldk." "k in
izin de doup büyüdüünüz yere fazla uzak deil, doru mu?" "Evet,
yakn." "Peki, ein le sen birbirinizi uzun zamandan beri m i tan
yordunuz?" Sorularn geli sras z ihn im i iy ice a llak bullak etm
iti. "Hayr." "Ayn yerde doup büyümü olmanza ramen." "Yollarm z
farklyd." 25 HARLAN COBEN "Anlyorum ." dedi. "u ana kadar
konutuklarm z toparlayacak olursak, evinizi dört ay önce aldn z ve
alt aydr k z kardein i görmüyorsun, öyle deil m i?" "Evet." Regan
bana döndü. "Evinizde Stacy'nin parmak izlerini bu lduk." H içbir
ey söylemedim . "H iç de arm gibi gözükmüyorsun, Marc." "Stacy bir
uyuturucu bam ls. Onun beni vurabileceini ve kz m kaçrabileceini
düünmüyorum . Ama yanlm olabilirim . Evin i kontrol ettiniz m i?"
"Sen vurulduundan beri onu hiç gören olmam" dedi. Gözlerim i kapadm
. "Kz kardeinin tek bana böyle bir ie kalkabilecein i düünmüyoruz"
diye devam etti. "B ir suç orta olmal, erkek arkada veya bir uyutu
rucu satcs, ein in zengin bir aileden geldiini bilen birisi. Aklna
kim se geliyor mu?" "Hayr" dedim . "Ne yani, bütün bu olanlarn
sadece fidye için m i yapld n söylemeye çalyorsun?" Regan yine top
sakaln svazlamaya balad. Sonra hafifçe omuzlarn silkti. "Ama her ik
im izi de öldürmek istediler" diye sözlerime devam ettim .
"Ölülerden nasl fidye isteyebilirsin ki?" "A lm olduklar
uyuturucunun dozundan dolay hata yapm olabilirler" dedi. "Veya
paray Tara'nn dedesinden alabileceklerin i düünmülerdir." "Öyleyse
niye hâlâ fidye istemediler?" Regan cevap vermedi. Ama cevab
biliyordum . Uyuturucu bam llar için özellikle birisini vurduktan
sonra hararet fazla yükselir. Bu tip insan lar zorlu durum larla
mücadele edemezler. te bu yüzden esrar çekerler veya kendilerini
vururlar; kaçmak, kaybolmak, beyaza gömülmek için . Medya bu davaya
el atm tr çoktan. Polis sorgu lamalara devam ediyordur. Uyuturucu
bam llar bu baskdan ürkerler. Her eyi ortada brakp kaçarlar. 26
baka ansn yok Bütün delilleri yok ederek. Ama tam iki gün sonra
fidye ta lebi geldi. uurum eski haline dönmütü ve yaralarm inanlmaz
bir hzla iy ileiyordu. Bunun sebebi iyilemeye çok fazla odaklanm
olmamd belki veya kata lepsi hastas gibi yattm on iki günlük süre,
yaralarm n iy ilem esi için yeterli b ir zamand. Belki de yaadm
korkunç olaylardan duyduum strap, fizikî acy bastryordu. Sürek li
Tara'y düünüyordum ve belirsiz li in meydana getirdii korku nefes
almam güçletiriyordu. Mon ica'y cansz yatarken düündüümde ruhumu
parça layan çelik pençeler hissediyordum içimde. Çkmak istiyordum .
Vücudumda hâlâ aryan yerler vard, ama 'En kötü hasta lar
doktorlardan çkar" sözünün doru luunu ispatlarm -çasma Ruth Heller7
a ben i brakmas için bask yaptm . Zorla da olsa taburcu olmam
konusunda onay verdi. Fizik tedavi için her gün birisin in eve
gelmesi konusunda anlatk. Ayrca bir hemire düzenli olarak
urayacakt.
St. Elizabeth hastanesinden ayrld m sabah annem evde, yan i cinayet
mahallindeydi. Ne anlama geliyorsa benim için evi hazrlyordu. Çok
garip deil m i? Tekrar oraya dönmekten korkmuyordum . Ev artk
tuladan ve harçtan ibaretti benim için . Yaadm olaylar evden tanmam
için bir sebep olamazd. Lenny eyalarm toplam ama ve giy inmeme
yardm etti. Srk gibi uzun olan Lenny'nin, tra olduktan alt dakika
sonra gölgelenen esmer bir yüzü vard. Çocukken ie dibi gözlükler
takar, yaz k kaim , fitilli kadife pantolon lar giyerdi. Kvrck
saçlar, evden kaçm bir fino köpein i andracak kadar uzayana dek
asla kesilm ezdi. imdiyse saçlar hep ksa geziyor. ki y l önce
lazerli göz ameliyat olup gözlüklerini de atan Lenny'nin giydii
takm elbiseler hep en pahal cinsten. "B izim le kalmayacana em in m
isin?" dedi Lenny. "Dört tane çocuun var senin" dedim . 27 HARLAN
COBEN "Ah, bu doru." Bir süre duraklad. "Peki ben sizde kalabilir m
iyim ?" Gülüm semeye çaltm . "Çok ciddiyim ," dedi Lenny, "O evde
yalnz ka lmamalsn , Marc." "Ben iyiyim ." "Cheryl sana akam yemei
için bir eyler piirdi. Derin dondurucuda bulabilirsin." "Saolsun."
"Karm hâlâ dünyann en berbat açs" dedi Lenny gülerek. "Zaten
yiyeceim i söylemedim ki." Lenny yüzünü baka tarafa çevirerek,
zaten hazrlanm olan bavullarla ilg ilenmeye devam etti. Onu
seyrettim . Mrs. Robert ilkoku lunun birinci snfndan beri onu
tanyordum , bu yüzden sorum onu fazla artm ad. "Bana bir eyler
söylemeye çalyorsun, mesele nedir?" Galiba o da bu soruyu
bekliyordu. Hemen konuya girdi. "Bak Marc, ben sen in avukatn m ,
deil m i?" "Evet." "O halde sana baz yasal uyan lar yapmak
istiyorum ." "Dinliyorum ." "Daha önce de söylem i olmaly m . Ama
söyledik lerim in bir kulandan girip ötekisinden çktna em in im .
imdi, ee, san rm bu biraz daha farkl bir durum ." "Lenny?" "E
fendim ?" "Ne diyorsun sen Allah akna?" Tüm fiz ik î geliim ine
ramen Lenny'yi hala bir çocuk olarak görüyor ve bu yüzden
tavsiyelerini ciddiye alma konusunda güçlük çekiyordum . Ben i yan
l an lamayn. Ne kadar zeki bir insan olduunu biliyorum . Önce
Princeton ve ardndan Columbia Savcl'na kabu l edildi inde, kutlamay
birlikte yapm tk. SAT'a4 birlikte girm i ve ün iversitenin 4
Scholastic Assessment Test: Amerikan üniversite lerine giri snav,
(ç.n ) 28 baka ansn yok birinci sn fnda ayn kim ya sn fna dümütük.
Tüm bunlara ramen Lenny ben im gözümde hâlâ, cuma ve cumartesi
geceleri deli gibi gezip tozduum adamdan pek farkl deil. Gezerken,
hava atmak için babasn n bu i için hiç de uygun olmayan ahap
panelli m inibüsünü kullan rdk ve partileri h iç kaçrmazdk. Benim
"Gözükmeyen Büyük Kalabalk" diye adlandrdm lise örencileri grubuna
her zaman katlrd k gerçi, ama gerçek anlamda h içbir zaman grubun
bir üyesi olamadk. Köe balarnda dikilir, müziin ritm ine göre kafam
z sallar ve fark edilm ek için büyük çaba harcardk. Ama hiçbir
zaman fark edilmedik. Çou zaman gece program m z Heritage Diner'da
kzarm peynir yiyerek noktalan rd veya Benjam in Franklin Ortaoku lu
'nun hemen arkasndaki futbol sahasnda çim lere uzanp yldzlar
seyrederek son landrrdk geceyi. En iyi arkadanz la bile, y ldzlara
bakarken konumak daha kolaydr. "Pekâlâ," dedi Lenny her zaman yapt
gibi abartl m im ik hareketleriyle, "Durum u: Ben olmadm zamanlarda
polislerle konuman istem iyorum ." Kalarm çattm . "Gerçekten m i?"
"Belki sana saçma geliyor, ama bunun gibi davalarla çok karlatm .
Belki tam olarak ayn davalar deil ama, ne demek istediim i
anlyorsun. lk üpheli her zaman için a ile bireyleridir."
"Kz kardeim i m i kastediyorsun?" "Hayr, yakn aile bireylerini
kastediyorum veya en yakn bireyler de diyebiliriz." "Yani polisin
benden üphelendiin i m i söylemeye çalyorsun?" "Bilm iyorum ,
gerçekten bilem iyorum ." Ksa bir süre konumad. "Pekâlâ, evet,
ihtimal dah ilinde." "O layda benim vurulduumu unutuyorsun sanrm .
Ayrca kaçrlan çocuk benim kzm ." "Doru, ama bu sen in açndan
avantajl olduu kadar, dezavantajl b ir durum ." 29 HARLAN COBEHI
"Nereden biliyorsun?" "Biraz zaman geçsin , senden daha fazla
üphelenmeye balayacaklar?" "N iye ama?" diye sordum . "Bilm iyorum
. Genelde böyle olur. Bak Marc, adam kaçrma olaylaryla FBI ilgilen
iyor. Bunu biliyorsun, deil m i? Çocuk kaçrldktan 24 saat sonra
olay, eyalet kamu güven liini ilgilendiren hadise olarak ele a lnr
ve bu durumda FBI sahneye çkar." "Eee?" "Yaklak on gündür bir sürü
ajan dolayor ortalkta. Tüm telefon larn d in lemeye aldlar ve fidye
telefonunu bekliyorlar. Ama birkaç gün içinde ipleri biraz
gevettiler. Bu normal tabii. Sonsuza dek bekleyecek halleri yok, bu
yüzden ajan saysn bire veya ik iye indirdiler. Olayla ilgili
düünceleri de deiti. Artk Tara'nn kaçrlm asn, fidye için adam
kaçrma olarak deil de, dorudan çocuk kaçrma olay olarak ele a
lyorlar. Ama tahm in ediyorum telefonlar hâlâ dinlen iyordun Daha
sormadm , ama soracam . Eminim fidye için telefon gelebilecein i
bahane ederek, telefonlar din lemeye devam etmeleri gerektiini
savunacaklardr ve unu da unutma, ajanlar senin suç tekil edebilecek
bir eyler söylemeni bekliyorlardr." "Yani?" "Yani dikkatli olmalsn"
dedi Lenny. "Ev ve cep telefon larn n dinlenebiliyor olaca
ihtimalini sakn unutma." "Yine soruyorum : Bütün bunlardan bana ne?
Ben hiçbir ey yapmadm ki." "Yapmadn." Lenny uçmaya hazrlan yormu
gibi e llerini iki yana açt. "Bak, dikkatli ol, hepsi bu. Sana hiç
de inandrc gelmeyebilir ama, umarm bunu söylediimde oke olmazsn:
Kim i zaman polisin bir sonuca varabilm ek için delilleri çarptt
bilin iyor." "Kafam kartryorsun, Lenny. Yan i sadece bir baba ve
koca olduum için üpheli m i görü lüyorum?" 30 baka ansn yok "Evet"
dedi Lenny. "Ve de hayr." "Pekâlâ, saol, inan bu çok açk layc
oldu." Yatam n hemen yanndaki telefon çald. Odan n öbür tarafndaydm
. "Açar m sn?" dedim . Lenny telefonu açt. "Dr. Seidm an'n odas,
buyurun?" D inlerken rengin in kaçtn fark ettim . Kelim eler azmdan
zorlukla döküldü. "Bekleyin lü tfen." Elinde m ikroplu bir ey
tutuyormu gibi aceleyle ahizeyi bana uzatt. akn bir halde Lenn/ye
bakarak ahizeyi kulama götürdüm , "Alo?" "Merhaba Marc. Ben Edgar
Portman." Monica 'n n babas. Bu ses, Lenny'n in tepkisini yeterin
ce iyi açklyordu. Edgar'm tonlamas her zaman olduu gibi gayet resm
iydi. Baz insanlar konuurlarken azlarndan çkacak kelim elere dikkat
ederler. Çok az kii de, tpk kaynpederim gibi, akllarndan geçen her
kelim eyi çok dikkatli bir ekilde tartm adan asla sese
dönütürmezler. K sa bir süre aknlk yaadm . "Merhaba Edgar" dedim
aptalca bir ses tonuyla. "Naslsn?" "y iy im , teekkür ederim .
Tabii daha erken aramadm için kendim i ihmalkâr sayyorum . Carson
'dan yaralarn iyileene kadar hastanede kalacan örendim . Tamamen
iyileene kadar beklersem daha iyi olacan düündüm ." "Çok
düüncelisin" dedim ineleyici bir ses tonuyla. "Sanrm bugün
hastaneden çkyorsun." "Evet, çkyorum ." Edgar, karakteriy le h iç
örtümeyecek bir ekilde boazn tem izledi. "Acaba geçerken bizim eve
urayabilir m isin?" Ev m i? Onun evi yan i. "Bugün mü?"
"Evet, mümkün olduunca çabuk ve yalnz gel, lü tfen." B ir süre
sessiz kaldk. Lenny akn gözlerle bana bakyordu. "B ir problem m i
var, Edgar?" diye sordum . "Aada oförüm sen i bekliyor, Marc.
Buraya gelince ayrntl olarak konuuruz." Ve bir ey söylememe frsat
vermeden telefonu kapatt. 31 HARLAN COBEN Gerçekten de siyah bir
Lincoln aada beni bekliyordu. Lenny tekerlekli sandalyeyle beni
darya çkard. Bu bölgeyi iy i tanyordum . Ne de olsa St. E lizabeth
hastanesinden birkaç kilometre ötede domutum . Henüz be yandayken
babam acil servise getirm iti ben i (on iki diki) ve yedi yandayken
de, her neyse, zehirlenmem le ilg ili çok ey biliyorsunuz zaten. T
p fakültesine giderken ihtisasm New York'ta, o zamanlar Columbia
Presbiteryen5 adyla bilinen hastanede yapm tm . Daha sonra
rekonstrüksiyon sürecinde göz hastalk lar üzerine bir ça lma yapmak
üzere aratrma görevlisi olarak St. E lizabeth hastanesine gelmitim
tekrar. Evet, plastik cerrahiyle urayorum , ama sizin bildiiniz
gibi deil. Çok nadir olarak burun ameliyatlar yaparm , ama beni
silikon ym lanyla urarken göremezsiniz. Yorum yapm yorum , yapt m i
gerçekten bu deil. T p fakültesinden arkadam olan BronxTu Zia
LerouxTa birlikte pediyatrik rekonstrüktif cerrah i6 alannda
çalyoruz. One World W rapAid adnda bir gruba üyeyiz. Aslnda bu
grubu biz kurduk. Özellikle denizar ülkelerdeki, yoksu lluk veya
çatmalar sebebiyle sakatlanan ya da sakat doan çocuklarla ilg ilen
iyoruz. Sürekli seyahat halindeyiz. Sierra Leone'da yüzleri parça
lanm çocuklar ameliyat ettim , Yukar Moolistan 'da doutan dama yark
çocuklarn tedavisi yaptm , Bronx 'ta yank hadiseleri üzerine çaltm
. Benim alanm da çalan insanlarn çou gibi uzun bir eitim sürecinden
geçtim . Kulak Burun Boaz ihtisas yaptm , bir y l plastik cerrah i
üzerine çaltm ve daha önce de belirttiim gibi göz alannda uzmanlatm
. Zia 'nm eitim süreci benimkinden çok da farkl deil, ancak yüz
bölgesi üzerine sahip olduu bilgi benden daha kuvvetli. B izi
iyilik perisi g ibi görebilirsin iz. Ama yanlyorsunuz. B ir tercih
yapmalydm . Ya göüs büyütecek veya zaten faz- 5 Tümü eit rütbede
görevlilerden oluan bir kurulun yönettii Protestan Kilisesi üyesi
hastane, (ç.n) 6 Organ ve dokulara müdahale ederek morfolojik
deiiklikler oluturmay amaçlayan plastik cerrah i da l. (ç.n) 32
baka ansn yok lasy la güzel olan kadnlarn cildini germekle megul
olacaktm . Ya da yaralanm , yoksulluktan sakat kalm çocuklarla
uraacaktm . Ben ikincisin i seçtim . Bu seçim im i yaln zca zor
durumda kalan insanlara yardm etme amacy la yapmadm tabii. Benim
seçtiim yolda alanm la ilgili çok daha verim li hadiselerle
karlaabiliyorum . Plastik cerrah olan birçok kii bu lmaca delisid
ir. B iraz garip insanlarz dorusu. Tabiî anomali hadiseleri veya
dev tümörler bizi hayata balar. çi, bakmaya bile cesaret
edemeyeceiniz yüz deformas-yonlaryla ilgili resim lerle dolu kaln
tp kitaplarn bilirsin iz. Zia ve ben bu kitaplarn hastasy zdr. Taze
havay cierlerime doldurdum . Sanki dünyan n ilk günüymü gibi
parlayan güne kasvetli ruhumu aydnlatm t. Yüzümü lk rüzgara
çevirdim ve iyice gevedim . Bunu yapmay çok seven Monica, stresini
bu ekilde attn söylerdi hep. Güne n lar usta bir masör maharetiyle
karm n yüzündeki çizgileri a lr götürürdü. Gözlerim i kapadm .
Lenny sessiz bir ekilde beni bekliyordu. Kendim i daima ar hassas
bir adam olarak düünmüümdür. Çok apta l film lerde bile kolayca
alarm . Duygularm çok rahat bir ekilde yönetebilirsin iz. Ama babam
için hiç alamadm ve imdi, yaadm korkunç frtnan n ardndan gözyan n
asla dindiremeyecei bir eyler h issediyordum . Klasik savunma
mekanizmas olarak varsayalm . Hep ileri doru hareket etmeliy im .
Yapt m iten çok da farkl deil aslnda: Ciltte meydana gelen ufak
çatlaklar büyük yarklara dönümeden hemen müdahale edilm elidir.
Lenny telefon hadisesin in öfkesini hâlâ üzerinden atamamt. "O
herifin ne istedii konusunda bir fikrin var m ?" "H içbir fikrim
yok."
Sustu. Ne düündüünü biliyordum . Lenny babasn n ölümünden Edgar"
sorum lu tutuyordu. Babas, Edgar'm irketlerinden olan ProNess Foods
irketinde orta ölçekli bir yöneticiydi. irket için yirm i alt yl
boyunca köle gibi ça lm ve Edgar büyük bir irket evlili i
gerçekletirdi inde el- 33 HARLAN COBEN li iki yama henüz girm iti.
Lenny'n in babas iten atld. Bay Marcus'u , omuzlar çökmü bir halde
mutfak masasna oturmu, özgeçm iin i zarflara titizlik le
yerletirirken görmütüm . Ancak i bu lamad ve ik i yl son ra kalp
krizi geçirerek öldü. O günden beri hiç k im se, iten atlm a
olayyla ölüm hadisesinin birbiriyle alâkas olmad konusunda Lenny'y
i ikna edemedi. Lenny, "Benim de gelmem i istemediin konusunda em
insin , deil m i?" diye sordu tekrar. "Em inim . Ben iyiy im ,
saol." "Cep telefonun yannda m ?" Telefonumu çkarp gösterdim .
"Herhangi bir eye ihtiyacn olursa ben i ara." G itmeden önce ona
tekrar teekkür ettim . oför kapy açt. Çekinerek arabaya bindim .
Yolumuz çok uzun deildi. Kasselton 'dan New Jersey'ye. Yan i doduum
yere. 60'lann irili u fakl evlerin i, 70'lerin büyük çiftlik
evlerini, 80 'lerin alüm inyum çatl evlerini ve 90'larn büyük
konaklarn geçtik. Nihayet aaçlar sklat. Önlerindeki su kanallaryla
korunan evlerin yola olan mesafeleri b iraz daha açld. imdi sürekli
sonbahar ve orman kokusu yayan o olaanüstü zengin bölgeye
yaklayorduk. Portman ailesi ilk olarak, iç savan hemen ardndan bu
sk ça llarn kaplad alana yerlem i. Jersey 'n in ban liyölerinin
büyük bir bölümü gibi buras da o zamanlar tarlaym . Büyük büyük
dede Portman yava yava arazilerini satarak büyük bir servet elde
etm i. Hâlâ on alt dönüm arazileri var ve bölgenin en geni
arazilerinden birine sah ipler. Yolun yukarsna doru trmandm zda
gözüm sola, aile mezarlna doru kayd. Gözüme mezarlktaki taze toprak
yn iliti. "Arabay durdur" dedim . "Kusura bakmayn Bay Seidman,"
diye cevap verdi oför, "ama sizi h içbir yere uramadan dorudan eve
götürmem söylendi." 34 baka ansn yok Bir eyler söyleyecektim ki,
aklm a daha iyi bir ey geldi. Araba mezarl n ön kapsnda durana
kadar bekledim . Hemen kapy açp atladm ve gerisin geri yürümeye
baladm . oförün sesin i duyuyordum : "Bay Seidman?" Durmadm .
Tekrar bana seslendi ama duymazlktan geldim . Yamurun azlna ramen,
çimenler yamur ormanlarn andran bir yeillie bürünmütü. Bahçede açan
güller bir renk cümbüü meydana getirm iti. Acele etmeye çalyordum
ama derim hâlâ neredeyse yrtlacakm gibi acyordu. Biraz yavaladm .
Gençken dardan binlerce kez görmeme ramen, bu Portman arazisine
yapt m üçüncü ziyaretti. Aile mezarln ise hiç görmemitim . Aslmda
birçok insan gibi ben de bundan kaçnmaya çalm tm . Mezarln
etrafndaki çit yaklak bir metre yüksekli indeydi ve bembeyazd. Son
yaplan merasim için özel olarak m boyand acaba diye merak ettim .
Tamamen lüzum suz olduunu düündüüm kapdan içeri adm m attm , taze
toprak ynndan gözümü hiç ayrmadan gösterisiz mezar talarn n
arasndan yürüdüm . Yeni mezarn yan na geldiimde tüm vücudumu bir
titreme ald. Yavaça gözlerim i yere doru indirdim . Evet, yeni
kazlm bir mezar. Henüz mezar ta konulmam . Mezarn bana, düün
davetiyelerinde kullan lan yaz karakteriyle tek bir ey yazlm :
MONICA'MIZ. Ayakta dikilerek gözlerim i krptrd m . Monica. Vahi
gözlü güzelim benim . Çalkantl bir ilikim iz vard; büyük bir
tutkuyla balayan ve sonra lar monoton lamaya balayan çou ilikide
olduu gibi. N için böyle olduunu bilm iyorum . Monica üphesiz
farklyd. lk balardaki tutku ve heyecan derin bir vadi gibiydi. Ama
bu duygular, ruh halim izde meydana gelen deiim ler neticesinde
zamanla bkkn la dönüüverdi. Daha derine inmeye sabrm kalmam t. O
rada dik ilm i toprak ynna bakarken ac dolu bir hatrayla sarsld m .
Saldrdan iki gece önce yatak odasnda Monica 'y alarken bu lmutum .
Bu ilk kez olmuyordu. Son 35 HARLAN COBEN
da olmayacakt. Hayatm zn sahnelendii oyundaki rolümü oynadm ve ne
olduunu sordum . Ama sam im i bir yaklam olduunu söyleyemem.
Eskiden böyle durum larda çok daha endieli olu rdum . Monica sorumu
cevaplamazd. Sarlm aya çalrdm , kaskat dururdu. Bir süre sonra bu
tepkisiz lik yordu beni. stedikleri yaplmadnda alayan çocuklann
durumuna benziyordu yava yava ve bu süreç duygularn katlamasy la
sonuçland. Kasvetli b ir yaam böyle balyor ite. Bir noktadan sonra
her eye içerlemeye balyorsunuz. En azndan kendi kendime tekrarlayp
durduum ey buydu. Ama bu kez farkl olan bir eyler vard sanki. Mon
ica sorumu cevaplad. Uzun bir cevap deildi, tek bir cüm le. "Sen
beni sevm iyorsun." Bu kadar. Sesinde acnacak bir ifade yoktu. "Sen
ben i sevm iyorsun." Hemen itiraz edip açklama yapmaya çalrken, bir
yandan da kendi kendime söylediklerinin doru olabileceini düünmütüm
. Gözlerim i kapadm ve göz yalarm azat ettim ... Evet, durumumuz
kötüydü ama son alt aydr ikim iz için de bir kaç yolu açlm t. Sakin
ve lk bir eye younlam tk, k z m za. Kafam kaldrp gökyüzüne baktm ,
sonra tekrar gözlerim i buharlap giden eim i saklayan mezarla bu
luturdum . "Monica!" diye bardm yüksek sesle ve sonra ona son bir
söz verdim . Tara'y bulacama dair yem in ettim mezarnn hemen yan
banda. Bir hizmetçi veya evde çalan herhangi biri veya bir orta
veya her kim se, koridor boyunca bana elik ederek kütüphaneye kadar
götürdü. Evin dekoru çok pahalya patlam olmalyd; sade dou hallar
serilm i koyu cilal döeme, yine gösterili olmaktan uzak sade
Amerikan tarz mobilya lar. Tüm servetine ve sah ip olduu gen i
arazilere ramen Edgar gösterii sevmeyen bir yapya sahipti.
"Sonradan görme" tabirin i kesin likle hak etmeyen birisiydi. 36
baka ansn yok Edgar, mavi renkte kam ir spor ceketiy le, mee
aacndan yaplm büyük masasndan kalkt. Masan n üzerinde, eer yanl
hatrlam yorsam büyük dedesinden hatra kalan ku tüyü bir ka lem ve
biri W ashington 'a, dieri de Jeffer-son 'a ait ik i bronz büst
vard. Carson Am ca'mm da orada oturduunu görünce ardm . Hastanede
ziyaretime geldiinde onu kucaklamaktan kendim i alamam tm .
Kucaklama sras imdi ondayd. Vücudumu kendine doru bastrd, h iç
konumadan öylece kaldk bir süre. O da sonbahar ve orman kokuyordu.
Odada hiç fotoraf yoktu; ne bir tatil fotoraf ne bir okul portresi
ne de yardm kurulularn n düzen ledii törenlerde çekilm i bir resim
. Aslnda, evin h içbir yerinde fotoraf gördüümü hatrlam yorum .
Carson, "Kendini nasl hissediyorsun, Marc?" diye sordu. Ona fena
olmadm söyledim ve kaynpederime döndüm . Edgar masasndan ayrlm amt.
B irbirim ize sarlm a-m tk. Hatta el bile sk mam tk. Göz ucuyla
masann önündeki sandalyeyi iaret etti. Dorusu Edgar" çok iy i tan
dm söyleyemem . Yaln zca üç kez görümütük. Ne kadar paras olduunu
bilm iyorum ama, oturduu evi bir yana brakalm , caddede yürürken,
otobüs duranda beklerken, hatta çplakken bile Port-m an 'lerin ne
kadar büyük bir servete sahip olduunu anlayabilird iniz. Monica'da
da nesiller boyunca köklem i, edinilm esi imkânsz, genetik
diyebileceim iz zengin insan lara has bir tavr seziliyordu. Eim in,
buraya kyasla gayet mütevaz saylabilecek bir evde oturmay seçm i
olmas muhtemelen bir isyan göstergesiydi. Babasndan nefret ederdi.
Daha önce onun gibi insanlarla tanüm için m idir bilinmez ama,
benim de babasn n fanatii olduum söylenemez. Edgar kendisini bu
lunmaz Hint kuma sanabilir, ama sahip olduu serveti modas geçm i
bir yöntem le elde etti. Mirasa kondu. Çok sayda zengin insan tanm
yorum ama 37 HARLAN COBEN bir eyi çok iy i örendim . Birisine altn
tepsiyle ne kadar çok ey sunu lursa, ekonom ik durum larla veya
hükümetin gerçekletirdii icraatlarla ilgili yaknmalar da ayn
orantda artyor. Çok garip. Edgar da, sahip olduu konuma can n diine
takarak geldiine kendin i inandran o esiz züm reye ait olduunu
düünüyor. Elbette hepim iz kendi deer yarglarm zla yayoruz, ama eer
h iç kt kanaat geçinmem isen, içinde yaadm lüksü hak etmek için
kayda deer hiçbir ey yapmamsan, söz konusu lüks hayat, kendine olan
güvensizliin üstünü bir ekilde örtüyor. Ama sürekli kendiy le
övünen bir ukala olman da gerekm iyor tabii.
Oturdum . Carson ayakta duruyordu. Edgar" a baktm . yi beslenmekten
kaynaklanan tabii bir tombulluk vard vücudunda. Yüzünün tüm hatlar
yumuakt. Ama yanaklarmda-ki pembelikten eser kalmamt. Parmaklarn
birbirine kenetlem i, ellerini de göbein in üzerine yerletirm iti.
Onun harap olmu, bitm i, takati kesilm i görüntüsüne aknlk la baktm
. aknlkla baktm diyorum çünkü Edgar her zaman için kendi dertlerini
ve sevinçlerin i etrafmdakilerle paylam ayan, çevresindeki a lan
igal eden insan lar bir v itrin süsünden farkl görmeyen bir yapya
sah ipti. u anda iki çocuunu da kaybetm i bir babayd. Olu Eddie, on
yl önce an hzla araba ku llanrken geçirdii kaza sonucu ölmütü.
Monica'ya göre Eddie, bu kazay kastl yapm t. Bu yüzden babasn
suçluyordu. Monica zaten birçok eyin sorum lusu olarak babasn
görüyordu. Bir de Monica 'n n annesi var. Çok fazla "dinlenen" bir
kadm . Uzun seyahatlere çkar ve birçok kurum ve dernekte gönüllü
olarak yer a lr. Onunla görütüümüz iki seferde de bir programa
hazrlan yordu. Güzel kyafetleri ve pudralanm yüzü, sevim li ama
solgun görünüü, bo bakan gözleri, içi bo cüm leleri ve özenti
tavrlar dikkatim i çekm iti. Carson Amca hariç, Monica 'n n ailesiy
le olan ilikileri souktu. Tahm in edebileceiniz gibi bunu pek de
umursam yordum . 38 baka ansn yok "Beni görmek istem itin" dedim .
"Evet, Marc. stedim ." dedi. Bekledim . Edgar ellerini masan n
üzerine koydu. "Kzm seviyor muydun?" Savunmasz yakalanm tm , ama
yine de hiç tereddüt etmeden cevap verdim , "Hem de çok". Yalan m
fark etm i gibi görünüyordu. Baklarm sabit tutmak için büyük çaba
harcyordum . "Ama biliyorsun, yine de mutlu deildi." "Bunun için
ben i suçlayamazsn" dedim . Kafasn yavaça öne doru sallad. "Doru."
Bu savunmam çok da ie yaram gibi gözükmüyordu. Suçlayc ifadeler
kükreyerek tekrar üzerime saldrd. "B ir psik iyatriste gidiyordu,
bunu biliyor muydun?" Önce Carson 'a baktm , sonra yeniden Edgar" a
döndüm . "Hayr." "Kim senin bilmesini istem iyordu." "S iz nasl
örendin iz peki?" Edgar cevap vermedi. Ellerine bakyordu. Sonra
birden, "Sana bir ey göstermek istiyorum " dedi. Carson Am ca'ya
döndüm . Elleri çenesindeydi ve titriyor gibiydi. Sonra tekrar
Edgar" a dönüp, "Göster lütfen" dedim . Masan n çekmecesin i açt, e
llerini çekmecen in içine soktu ve naylon bir torba çkard. Baparma
ve iaret parmann arasnda köesinden tuttuu torbay iyi görebilm em
için havaya kaldrm t. Sanrm bir dakika boyunca torbaya baktm ve
neye baktm fark ettiim anda gözlerim fa lta gibi açld. Edgar tepkim
i fark etti. "Tandk geliyor, deil m i?" Önce konuamadm . Carson 'a
kaçamak bir bak frlattm . Gözleri kpkrm z olmutu. Sonra Edgar" a
dönerek bam la onayladm . Plastik torban n içinde küçük bir kuma
parças duruyordu. Gördüüm desen, iki hafta önce vuru lmadan birkaç
dakika önce gördüüm desen le aynyd. 39 HARLAN COBEN Üzerinde siyah
penguen desenleri bu lunan pembe kuma. Sesim zor duyuluyordu."Bunu
nereden buldunuz?" Edgar büyük, sar bir zarf uzatt. Bu da korumak
için naylon bir torbann içine konu lmutu. Arkasn çevirdim . Beyaz
bir etiketin üzerinde Edgar'm ism i ve adresi yazlyd. Mektup, New
York'tan postaya verilm iti. "Bugünkü postayla geldi" dedi Edgar.
Sonra göz ucuyla kuma parçasn iaret ederek, "Bu Tara'nm m?" diye
sordu . Soruya, 'Evet' diyerek karlk verdiim i sanyorum . "Daha
bitmedi" dedi Edgar. Elini tekrar çekmeceden içeri uzatt.
"Her eyi naylon torbalara koyuyorum . Yetkililer incelemek
isteyebilir diye." Y ine fermuarl b ir torbaya benzeyen bir ey
uzatt. Bu seferki biraz daha küçüktü ve içinde saç telleri
gözüküyordu. Birkaç tutam saç teli. Artan bir endieyle birden neye
bakt m anladm . Nefesim kesildi. Bebek saç. Uzaklardan bir
yerlerden Edgar'm sesini duydum. "Onun saç m ?" Gözlerim i sk ca
kapayarak Tara'y karyolasnda hayal etmeye çaltm . Korkarak fark
ettim ki, zihnimde kz m n görüntüsü giderek daha da zayflyordu.
Nasl olabilirdi böyle bir ey? Artk kzm la yaadm günleri gözümde
canlandramayacak m ydm ? Göz kapaklarm gözyalarm zor engelliyordu.
Kzm n yumuack kafasn okarken hissettiim duygulan geri getirmek
istiyordum , parmaklarm n saçlarn okad ann büyüsünü yeniden
hissetmek istiyordum iddetle. "Marc?" "O labilir" dedim gözlerim i
açarak. "Ama kesin bir ey söyleyemem." "Bir ey daha" dedi Edgar.
Baka bir naylon torba uzatt. çinde saç bulunan torbay dikkatlice
masann üzerine brak- 40 baka ansn yok tim . Yeni torbay elim e aldm
. çinde bir sayfa beyaz kât vard ve lazer yazcdan çkts alnm bir
not. Eer yetkililerle temasa geçersen, ortadan kayboluruz. Ona ne
olduunu asla örenemezsin. Gözümüz üzerinizde olacak. Her eyden
haberim iz olacak, içeride adam mz var. Tüm aramalarn z takip
ediliyor. Sakn telefonda bu konudan bahsetmeyin . Senin, yani
büyükbaban n zengin olduunu biliyoruz. k i m ilyon dolar istiyoruz.
Fidyeyi kz n babas teslim edecek ve sen, büyükbaba, paray sen
hazrlayacaksn . B ir cep telefonu gönderiyoruz. Bu telefon güvenli,
d inlenemez. Ama herhangi bir ekilde telefonu kullanrsan z haberim
iz olur. Ortadan kayboluruz ve çocuu bir daha asla göremezsiniz.
Paray hazrla ve babaya ver. Baba, para ve telefon yannda olsun. Eve
git ve bekle. Seni arayp ne yapman gerektiini söyleyeceiz.
Dediklerim izin dna çkarsan kzn bir daha asla göremezsin . Baka
ansn yok. Cüm le yaplar garipti, bazlar nezaket kokuyordu. Notu tam
üç kez okudum ve kafam kaldrp Edgar ve Carson 'a baktm . Kom ik bir
rahatlama çöktü üzerime. Evet, bu korkunç bir eydi, böyle bir
mektup almak... Ama dier taraftan içim i rahatlatm t. Sonunda bir
ey olmutu ite. Harekete geçebilirdik artk. Tara'y geri a
labilirdik. Yeni bir üm it domutu. Edgar ayaa kalkarak odann
köesine doru yürüdü. Bir dolabn kapan açarak üzerinde Nike logosu
bulunan spor bir çanta çkard. H içbir ön açklamaya gerek duymadan,
"Hepsi burada." dedi. Çantay kucama brakt. Gözlerim i çantaya
diktim . "ki m ilyon dolar, ha?" "Seri numaralan ardk deil, ama her
ih timale kar tüm seri numaralarnn listesin i e lim izde bu
lunduruyoruz." 41 HARLAN COBEN Carson 'a baktm ve tekrar Edgar'a
döndüm . "FBI ile görümemiz gerektiini düünmüyorsun san rm ."
"Hayr." Edgar kollarn gösünde birletirerek masan n kenarna iliti. u
berberlerin ku lland defne yapra kolonyas kokuyordu, ama daha
ilkel, daha ekim si bir eyler seziyordum sanki. Gözlerinde yorgun
luk belirtileri vard. "Senin kararn, Marc. Baba olan sensin .
Yapacan eye sayg duyarz. Ama bildi in gibi federal yetkililerle
daha önce temasm oldu. Kendi görülerim yaadm tecrübeler neticesinde
ekillendii için ne kadar yetersiz olduklarn rahatlkla
söyleyebilirim . Önyargl davran yorum belki, ama ne ekilde
yönetildik lerine ve nasl ça ltklarna bizzat ahitlik ettim . Eer
kaçrlan ben im kzm olsayd, on lara göre deil, kendi kararlarma göre
hareket ederdim ." Ne söylem em veya ne yapmam gerektii konusunda
tereddüt ettim . Edgar bunu fark etti. E llerini birbirine vurarak
aklatt ve kapya doru yürüdü. "Mektup eve gidip beklemeni söylüyor.
Sanrm en iyi ey söylenen lere uymak." 42 Üçüncü Bölüm
Ayn i OfÖr kapda bekliyordu. Nike çantay gösüme bastrarak arka
koltua süzüldüm . Duygularm aalk bir korku hissi ve garip bir
sevinç arasnda sürekli gidip geliyordu. Kz ma kavuabilird im veya
her eyi mahvedebilirdim . Ama öncelik li olan mesele uydu: Polise
söylemeli m iyim , yoksa sr olarak m kalmal bu mektup? Sakinlemeye
çaltm , art ve eksileri yan yana koyup objektif bir ekilde düünmeye
çaba ladm . mkânszd tabii ki. Ben bir doktorum . Daha önce de hayat
kurtaran kararlar verdim . En iy i yolun, heyecan unsurunu
denklemden çkarmak olduunu biliyordum . Ancak kzm n hayat ortadayd.
Biricik kzm . Bata söyledik lerim i tekrarlayacak olursak: Benim
dünyam . Monica'yla birlikte satn aldm z ev, doup büyüdüüm ve hâlâ
ailem in yaad evin birkaç sokak ötesinde. Bu konuda hâlâ kararsz m
. Anne ve babama bu kadar yakn bir yerde yaamaktan pek de holanm
yorum aslnda, ama dier yandan onlar b ir bana brakp gitmek
fikrinden de nefret ediyorum . Orta yolu sanrm u: Yaknlarnda yaa ve
bol bol seyahat et. Lenny ve Cheryl, bizden dört sokak ötedeki
Kasselton Alveri Merkezi'n in yannda, Cheryl'in doup büyümü olduu
evde oturuyorlar. Cheryl'in ailesi a lt yl önce Flori-da'ya tand.
Ama arada bir torun larn ziyaret edebilm ek ve günein hiç batmad,
yazlarn insann kan n kaynatt bu eyaletten kopmamak için bir evlerin
i satmayp burada brakm lar. 43 HARLAN COS EN Kasselton 'da yaamay
tam olarak sevdiim söylenemez. Son otuz ylda ehrin çehresi hemen
hemen hiç deimedi. Gençli im izde ailem izin maddeci tutum larn,
amac belli olmayan deerlerin i hafife alarak da lga geçerdik. imdi
biz de onlar gibi olduk. Sadece yer deitik, on lan hangi emekli
köyü kabul ederse oraya postaladk ve çocuklarm z da biz le yer
deitirdi. Fakat Maury'n in büfesi hâlâ Kasselton Meydan'nda. tfa
iye hâlâ çoun lukla gönüllülerden oluuyor. Amatör lig maçlar hâ lâ
Northland sahasnda oynanyor. Yüksek gerilim hatlar hâlâ esk i
ilkoku luma çok yakn. Bren-ners'lerin evin in arka tarafnda uzayan
orman ve Rockm ont tepesi hâ lâ çocuklarn gezip tozmas, sigara
içmeleri için harika bir yer. Lise hâlâ "Millî Ödü l
Finalistleri"ni seçiyor. Benim zamanm da listedeki isim ler daha
çok Yahudi arlklyd, bugünlerdeyse sanki Asya ü lkeleri çounluu
oluturuyor gibi gözüküyor. Monroe Meydan'ndan saa döndük ve doup
büyüdüüm evin yanndan geçtik. Beyaz boyas, siyah panjurlar, sol
taraftan üç basamakla çklan mutfa, oturma odas, yemek odas, sa
taraftan ik i basamak aa inilerek ulalan çalma odas ve garajyla
evim iz birçok evden daha harap bir haldeydi ve mahalledeki hepsi
birbirin in ayn olan evlerin arasnda kolayca fark edilebiliyordu.
Aslnda bizim evi dierlerinden ayran en önem li özellik neydi
biliyor musunuz? Tekerlekli sandalye rampas. Ben on iki yandayken,
babam üçüncü kez felç geçirdiinde yaplm t bu rampa. Arkadalarm la
burada kay kay yapmaya baylrd k. Hemire arabasn yola park etm iti.
Gün ar geliyor. Sürekli evde duran birisi yok yani. Babam yaklak
yirm i yldan fazla süredir tekerlekli sandalyeye bal durumda.
Konuam yor. Azn n sol kenar, hafifçe aaya doru sarkarak normal
olmayan bir görüntü oluturuyor. Vücudunun yars tamamen felç olm u
durumda, dier yars da pek farkl gözükmüyor. 44 baka ansn yok Araba
Darby Soka'ndan döndüünde, evim in daha dorusu evim izin birkaç
hafta öncekinden farkl olmadn gördüm . Ne görm eyi üm it ettiim i
bilm iyordum . Suç mahalline boydan boya gerilen san polis
bantlarndan görmeyi üm it ediyordum belk i. Veya büyük kan
lekeleri. Ancak iki hafta önce olanlar hatrlatacak hiçbir iaret
gözükmüyordu etrafta. Bu evi aldmda ipotekliydi. Levinsky ailesi
otuz alt y l boyunca orada yaam , ama pek kimseyle görümemiler.
Bayan Levinsky, tiki olan sevim li bir kadnd. Bir canavara benzeyen
Bay Levinsky ise bahçede sürekli karsna barp çarrd. Ondan çok
korkardk. Bayan Levinsky bir gece üzerinde gecelikle evden dar
frlam t. Arkasndan kocasn elinde kürekle zavall kadn kovalarken
görmütük. Çocuklar bir tek onlann bahçesine giremezdi. Liseyi
bitirdi imde, kendi k zn taciz ettiine dair dedikodular gelm iti
kulama. Saçlar lü le lüle olan ve sürekli hüzün lü bakan kz D
i-na'y la ilkokuldan itibaren ayn okula gitm itik. Onca zaman ayn
snfta bu lunmam za ramen, öretmenler tarafndan zorlanmad sürece bu
kzn bir kez bile yüksek sesle konutuunu, hatta fsldadn bile hatrlam
yorum . Dina'ya hiç
yaklaamadm . Ne yapabilirdim bilm iyorum ama, içimde hâlâ ona yardm
c olamadm için bir pimanlk hissediyorum . K zn taciz etti i
söylentileri yayldktan sonra Bay Lewinsky birden ortadan
kayboluverdi. Banka eve el koydu ve kiraya çkard. Monica ve ben
Tara domadan birkaç hafta önce bu evi tutmutuk. Eve yerlememizden
birkaç ay sonra, bir gece yans uyanm ve çok garip ama, evin
mutsuzluk ve ac dolu geçm iine dair bir ses duyabilirim belki diye
etraf dinlem itim . Dina acaba hangi odada kalyordu diye düünerek
onun içinde bulunduu durumu anlamaya çalm tm . Ancak h içbir ey
duymadm ve hissetmedim . Daha önce de dem itim . Bir ev tuladan ve
harçtan baka bir ey deildir. 45 HARLAN COBEN Evim in önünde ik i
yabanc araç park etm iti. Annem ön kapda durmu beni bekliyordu.
Arabadan indiimde, savata esir a lndktan sonra kurtu larak evine
dönmü bir gaziy i karlayan insanlarn heyecan ve paniiyle bana doru
kotu. Kucaklayarak sm sk kendine doru bastrdnda ar bir parfüm
kokusu burnumun direini szlatt. Hâlâ elimde tuttuum içi para dolu
Nike çanta, ayn içtenlikle ona sarlm am engelliyordu. Annem in
omzunun üzerinden dedektif Bob Regan 'm evden çktn gördüm . Hemen
yanmda iri yar, dazlak kafal ve güne gözlükleri olan zenci bir adam
duruyordu. Annem yavaça kulama eilip, "Seni bekliyorlard" diye
fsldad. Annem i brakp onlara doru yürüdüm . Regan bir elin i
gözünün üzerine siper yapm t. Havann fazla güneli olmadn düünürsek,
sanyorum yaln zca i olsun diye böyle bir hareket yapyordu. Zenci
adam sa ta gibi hareketsiz duruyordu. "Nerede kaldn?" diye sordu
Regan. Soruya herhangi bir tepki vermediim i görünce devam etti,
"Hastaneden ayrkl b ir saat oldu neredeyse". Cebimdeki cep telefonu
gefdi birden aklma. Bir de elimde içi azna kadar para dolu bir
çanta vard. Yar doru, yar yalan bir cüm le kurdum . "Eim in mezarn
z iyaret ettim ." "Konumamz gerekiyor, Marc." "çeri buyurun" dedim
. Hep birlikte evden içeri girdik. Antrede durakladm . Mo-nica 'nm
cesedi u anda durduum yerin bir adm ötesinde bulunmutu. Orada dik
ilip, evde yaanan iddete da ir bir iz görebilm ek için gözlerim i
duvarlarda gezdirdim . Gözüme hemen bir ey çarpt. Merdiven boluunun
yan nda, Behren litografisin in hemen üzerinde bir kurun delii
vard. Bana veya Monica'ya sklan bir kurun hedefine ulamam ve duvan
parçalam olmal diye düündüm . Kurunun isabet etti i yerin boyas 46
baka ansn yok dökü lmü ve bembeyaz kireç çkm t ortaya. Boyanmas
gerekiyordu. Uzun süre bu noktaya baktm . Birisi gürü ltülü bir
ekilde boazn tem izleyince kendime geldim . Annem srtm svazlayp
mutfaa yöneldi. Regan ve arkadan oturma odasna buyur ettim . Ben
kanepeye oturdum , onlar da birer sandalye çektiler kendilerine.
Monica'yla evin dekorasyonunu henüz tamam lamamtk. Sandalyeleri ün
iversitede okurken ku llanyordum ve bakanlar bunu hemen
anlayabilirdi. Kanepe Monica'nn önceki evinden gelm iti ve gerekti
inde açlp yatak haline geliyordu. lk alndnda bile h iç de yumuak
olmayan bu ar kanepe, imdi iyice sertlem i, ta gibi olmutu. "Bu
Özel Ajan Lloyd Tickner" diyerek söze balad Regan iri yar zenciy i
göstererek. "FBI için ça lyor." T ickner ban hafifçe öne eerek beni
selam lad, ben de ayn ekilde karlk verdim . Regan gü lüm semeye
çalyordu. "Seni daha da iy ilem i görmek çok güzel" dedi. "yi
deilim " dedim . arm görünüyordu. "Kz m bu lunana kadar da iy i
olmayacam ." "Tabii, doru. B iz im de bununla ilgili birkaç sorumuz
olacak senin için bir sakncas yoksa." Onlara bir sakncas olmadn
söyledim . Regan biraz zaman kazanmak için elin i azna götürerek
hafifçe öksürdü. "B ir eyi anlaman istiyoruz. Sana bu soru lar
sormamz gerekiyor. Bu sorulan sormaktan holandm düünme
sakn. Em inim sen in de houna gitmeyecek. Ama mutlaka sorulmas
gereken sorular, anlyor musun?" H içbir ey anlamamtm ama uzatmak
istem edim . "Devam et lütfen" dedim . "Evliliin hakknda bize neler
söyleyebilirsin?" Beyn imde bir im ek çakt. "Benim evliliim in
konuyla ne ilg isi var Allah akna?" 47 HARLAN COBEN Regan hafifçe
omzunu silkti. Tickner hiç kprdamadan put gibi duruyordu. "Yalnzca
baz parça lar birletirmeye çalyoruz, hepsi bu." "Evliliim in
konumuzla h içbir alâkas yok." "Haklsn , ama bak Marc, gerçek u ki,
dava giderek daha da zorlayor. Zaman aleyhim ize iliyor. Çözüme
ulamak için her yolu deniyoruz." "Beni yalnzca kzma götürecek olan
yol ilgilendiriyor." "Bunu anlyoruz. Zaten aratrmam zn en büyük
amac da bu. Kzma ne olduunu ortaya çkarmak. Tabii sana da.
Birilerin in seni öldürmeye çaltn unutmamalyz, deil m i?" "Öyle
olsun." "Ama anlamalsn, dier konulan da es geçem iyoruz." "Hangi
dier konular?" "Evliliin mesela." "Ne ilgisi var bunun?" Lenny'y i
aramalydm . Ama sanki ses ton larnda, hal ve hareketlerinde garip
bir eyler vard... Eer imdi dursam ve avukatm aramak istediim i
söylesem , bu davran beni suçlu gibi göstermez m i? Halbuki
saklayacak hiçbir eyim yoktu. Niye bouna onlarn üphelerini
destekleyen bir tavr içine gireyim ki? Bu onlar iy ice
cesaretlendirir. Tabii bu arada polisin nasl ça lt n, oyunu hangi
kura llara göre oynadn da biliyordum . Ama ben bir doktorum . Daha
da kötüsü bir cerrah m . Sk sk birçok insandan daha akll olduumuzu
düünmek gibi bir hataya düeriz. Konumama dürüst bir ekilde devam
ettim . "Evet, ham ileydi. Ne olmu?" "A lann z plastik cerrahi,
deil m i?" Konunun sürekli deim esi çok canm skyordu. "Evet." "Sen
ve ortan deniza ülkelere giderek ciddi yüz travmalar veya yan k
gibi hadiselerle urayorsunuz?" "Bunun gibi bir ey, evet." 48 baka
ansn yok "Sürekli seyahat halindesin iz yan i?" "Çou zaman" dedim .
"Pekâlâ, " diye devam etti Regan, "evlenmeden önceki iki ylda,
yurtdnda geçirdiin zaman, ü lkede geçirdiinden daha fazlayd desem
yanl olur mu?" "Herhalde olmaz," dedim . Sert kanepenin üzerinde sk
ntyla saa sola hareket ediyordum . "Bütün bunlarn konumuzla ne
alâkas olduunu söyleyebilir m isin iz bana?" Regan dudaklarna
dostça bir gü lümseme kondurarak bana bakt. "Resm i tamamlamaya
çalyoruz." "Neyin resm ini?" " ortan" notlarn kontrol etti, "Bayan
Zia Leroux". "Doktor Loreux" diye düzelttim . "Ah, evet, Doktor
Leroux. Teekkür ederim . u an nerede ortan?" "Kamboçya'da." "Orada
deformasyon geçiren çocuklar m tedavi ediyor?" "Evet." Regan kafas
karm gibi gözükmeye gayret ederek biraz öne doru eild i. "Aslnda bu
seyahate sen in gitmen gerekm iyor muydu?" "Bu uzun zaman önceydi."
"Ne kadar zaman?" "Em in deilim ." "Peki, program ne zaman deiti?"
"B ilm iyorum " dedim . "Sekiz, dokuz ay olmutur."
"Ve senin yerine Doktor Leroux'un gitmesine karar verdin iz, doru
mu?" "Evet, doru. Çünkü ben..." Regan lafm azma tkad. "in i
seviyorsun deil m i, Marc?" "Kesin likle." Regan, çok zor ve artc b
ir soru soracan hissettirmeye çalarak ar el hareketleriyle saçn
kad. "Pekâlâ, m a- 49 HARLAN COBEN dem seyahat etmeyi çok
seviyorsun, n iye program iptal ettin ve yerine Doktor Leroux'un
gitmesini istedin?" Yava yava konuyu nereye getirmek istediin i an
lyordum . "Biraz azaltmaya çalyordum ." "Yurtdm seyahatlerini
yani?" "Evet." "N için peki?" "Baka sorum lu luklarm vard." "Karn
ve kz n la ilgilenmek bu sorum lu luklarnn arasndayd sanrm ."
Yüzümü kaldrp gözlerine baktm . "Ne alâkas var imdi?" Regan arkasma
yasland. Ksa bir sessiz lik oldu. T ickner da Regan ' taklit ederek
geriye doru yasland. "Sadece resm i tamam lamaya çalyoruz." "Bunu
zaten söylem itin ." "Evet, bir saniye." E linde tuttuu defterin
sayfalarn kartrd. "Kot ve krm z b luz." "Pardon?" "Karn." Gözleriy
le notlarn iaret etti. "O sabah kot ve krm z bir bluz giydiin i
söylem itin." Monica 'nm görüntüsü yine beynime dolmutu. "Evet, ne
olmu?" "Onun cesedin i bulduumuzda," dedi Regan, "çplakt." Kalp
atlarm hzland. Kollarm parmak uçlarna kadar karncalanmaya balad.
"Bunu bilm iyor muydun? Kelim eleri azmdan zorlukla- dökü
lüyordu."Yani ona...?" Cüm lenin geri kalan ksm sanyorum onlara
ulamad. "Hayr," dedi Regan. "Karnn vücudunda kurun deliklerinden
baka herhangi bir ize rastlamadk." Yine anlayp anlamadm kontrol
eder gibi bam öne ve arkaya sallad. "Cesedi tam burada bulduk. Evde
çplak dolamak gibi huylan var m yd einin?" 50 baka ansn yok "Size
söyledim ." Artk iyice dolmutum . Kendi kendime türlü ihtimalleri
gözden geçirdim . "Kot ve krm z bir bluz giyiyordu ." "O halde
giyinikti?" "Evet." dedim . "Kesin m i?" "Kesin." "Tüm evi aratrdk.
Krm z bir bluz bu lamadk. Kota gelince, em inim birden fazla kotu
vard. Ama krm z b luz orta lkta yok. Sence de garip deil m i bu?"
"Bir saniye bekleyin," dedim . "E lbiseler cesedin yannda deildi,
doru mu?" "Doru." Çok saçmayd bu. "Bekleyin," dedim , "dolabna
bakacam ." "Biz bunu zaten yaptk, ama istersen bak. Ama yine de
üzerindeki elbiselerin dolaba nasl girm i olabilecein i örenmek
isteriz, haksz m ym ?" Cevap vermedim . "S ilahnz var m Doktor
Seidman?" Yine baka bir konuya atlam t. Sakin olmaya çalyordum ama
bam dönüyordu. "Evet." "Ne tür bir silah?" "38'lik bir Sm ith
Wesson . Babam nd." "S ilah nerede saklyorsunuz?" "Yatak odasndaki
dolapta. En üst rafta kilitli bir kuruda duruyor." Regan arkasna
doru uzanarak kilitli metal kutuyu çkard. "Bu o mu?" "Evet."
"Açar m sn lütfen?" Kutuyu bana uzatt. E lim e aldm . Gri-mavi
renkli m eta l kutu buz gibiydi. Ama asl önem li olan gayet hafif
duruyordu. ifresin i ayarlayarak kutuyu açtm ve resm i belgelerle
51 HARLAN COBEN karlatm . Araç ruhsat, evin senetleri, tapu; her ey
vard ama silah yoktu. "Karn ve sen 38 'lik bir tabancayla vuru
ldunuz" dedi Regan, "ve tabancan kayp gibi gözüküyor." Sanki silah
birdenbire kutuda belirecekm i gibi gözlerim i kutudan ayrmadan
bekledim ama tabii böyle bir ey olmad. Neler olduunu anlamaya
çalyordum ama nafile. "S ilahn nerede olabilecei konusunda bir
fikrin var m ?" Hayr anlam nda kafam sa lladm . "Ve garip bir ey
daha," dedi Regan. Kafam kaldrp ona baktm . "Sen ve Monica ik i
fark l 38 'lik silahla vuru ldunuz." "Nasl yani?" "Evet, ben de
inanmakta güçlük çektim . Tam iki kez balistik inceleme yaptrdm .
Sonuç, sen ve karn iki fark l 38Tik tabancayla vuru ldunuz ve sen
inki kayp." Regan tabiilikten çok uzak bir hareketle omuzlarn silk
ti. "Beni an lamaya çal, Marc." k isin in de yüzlerine baktm .
Gördüüm ifadeyi hiç beenmemitim . Lenny7 nin uyars geldi y ine
aklma, bu kez daha ciddi bir tavrla, "Avukatm aramak istiyorum ,"
dedim . "Em in m isin?" "Evet." "Ara öyleyse." Annem mutfak kapsnn
yanmda dikilm i, ellerini ovuturuyordu. Acaba konuu lan larn ne
kadarn duymutu? Merakl gözlerle bana bakyordu. G idip Lenny'yi aram
asn söyledim . Kollarm gösümde birletirdim ama rahat edemedim .
Ayaklarm ritm ik bir ekilde yere vuruyordum . Tickner güne
gözlüklerini çkard. Gözleri gözlerim le bulutu ve ilk kez konutu.
"Çantan n içinde ne var?" Sadece ona bakmaya devam ettim . "E linde
tuttuun spor çanta." Tickner'n sesi, sert görü- 52 baka ansn yok
nümünün aksine sanki alamakl bir tonda çk yordu. "çinde ne var?"
Büyük bir hata yapm tm . Lenny'nin sözlerini kulak arkas
etmemeliydim . Konumaya balamadan hemen onu aramalydm . imdi bu
soruya ne ekilde cevap verebileceim i kestirem iyordum . Arka odada
annem telefonda Lenny'ye acele etmesini tembih liyordu. Ne cevap
vereceim i kafamda tasarlarken, duyduum bir sesle düüncem bçak gibi
bölündü. Cep telefonu, fidyecilerin kaynpederime gönderm i olduu
telefon çalyordu.
53 Dördüncü Bölüm Tckner ve Rean telefona cevap vermem i
beklediler. B ir ey söylemelerine frsat vermeden izin isteyerek
kalktm . Aceleyle odadan dar çkarken telefon az daha elimden
düüyordu. Güneten gözlerim kamanca dar çkt m anladm . Gözlerim i
ksarak zorlukla telefona baktm . Tularn dizilii kendi
telefonumunkinden farklyd. Kar kaldrmda göz alc parlak renkte
kasklar giym i ik i kz neon bisiklete biniyorlard. Bir tanesin in
selesinden aaya doru pembe bir kurdele sallanyordu. Çocukluumda bu
bölge, benim yamdaki çocuklarn oynayabilm esi için en güven li
yerlerden biriydi. Okuldan sonra buluurduk. Tam olarak hangi
oyunlar oynadm z hatrlam yorum ama, hiçbir zaman tam olarak
organize olamadm z için beysbol gibi oyunlar pek oynayamazdk.
Oynadm z oyunlarn mutlaka saklanma, yakalama veya sahte iddet
içeren oyunlar olduunu hatrlyorum . Mahalle hayat içinde çocukluk
dönem i m asum iyeti tem sil etse de, gün sonunda en azndan
çocuklardan birisi eve mutlaka alayarak dönerdi. Tartr, taraf
deitirir, arkadalk ve kavga üzerine kararlar alrdk, ama tpk balk
hafzas gibi ertesi gün
hepsini unuturduk. Her öleden sonra tem iz bir azar iitirdik
mutlaka. Yen i gruplar kuru lurdu ve bu da alayarak eve giden yeni
bir çocuk an lam na gelird i. Nihayet parmam cevap verme tuuna
dedi. Telefonu kulama doru götürürken tua bastm . Kalbim göüs
kafesime inan lmaz bir bask uyguluyordu. Hafifçe öksürerek 54 baka
ansn yok boazm tem izledim ve kendim i tam bir aptal gibi
hissederek, "A lo" dedim . "Sadece evet veya hayr diye cevap ver."
Telefonun dier ucundaki ses, müteri hizmetlerine önem veren
irketlerin, "Dahili numaray biliyorsan z lü tfen tulayn z. B ilm
iyorsanz, muhasebe için Ye, insan kaynaklan için 2'ye..." eklinde
uzayp giden telefon kaytlarndaki robot konumasn andran bir tona
sahipti. "Para yamnda m?" "Evet." "Garden State Plaza'y b
iliyorsun?" "Evet, Paramus'taki." "Tam iki saat sonra araban kuzey
kapsna park etm i olacaksn . Nordstrom s'un hemen yannda. Dokuzuncu
ksm . Arabana birisi yaklaacak." "Ama." "Eer yaln z olmazsan
ortadan kayboluruz. Takip edild iin i fark edersek ortadan
kayboluruz. Polis kokusu alrsak ortadan kayboluruz. Baka ansn yok.
Anladn m ?" "Evet, ama ne zaman." Kapand... E lim yana dütü,
vücudum uyumaya balad. Bu hale kar koymaya çalmadm . Kar ka
ldrmdaki kzlar aralarnda tartyorlard. Tam olarak ne dedik lerini
anlayam yor-dum ama "ben im " kelim esi duyuluyordu sürekli olarak,
vurgu lu olarak ve üzerine basa basa söylenen tek kelim e buydu.
Köeden hzla bir spor araba frlad. Arabay seyrettim . Ac bir fren
sesi yayld mahalleye. Araba daha durmadan oför kaps açld. Lenny'd i
gelen. Çevreye kaçamak bir bak frlatp yanma sokuldu. "Marc?"
"Haklym sn ." diyerek evi gösterdim bam la. Regan imdi kapnn hemen
yannda duruyordu. "O layn içinde olduumu sanyorlar." Lenny'nin
rengi gitti. Gözleri küçü ldü, gözbebekleri toplu ine ba kadar
kald. Sporda buna, "maç yüzü" diyorlar 55 HARLAN COBEN san rm .
Lenny yava yava "Cujo"layordu. Vücudunun hangi bölümünden yemeye
balayacana karar vermeye çalyormu gibi Regan 'a bakt. "Onlarla
konutun mu?" "Biraz." Lenny h ncn benden çkard. "Avukatnla görümek
istediin i söylemedin m i on lara?" "lk bata söylemedim ."
"Kahretsin Marc, sana söylem itim sakn." "Fidyeciler arad." Son cüm
lem Lenny'nin lafn azna tkmaya yetti. Saatim i kontrol ettim .
Paramus nereden baksanz buradan krk dakika çekerdi. Trafii de
hesaba katarsak bir saat. Zaman vard, ama oyalanacak kadar fazla
deil. Süre balam t. Lenny, Regan 'a bir bak daha frlattktan sonra
kolumdan çekerek evden biraz uzaklatrd. Tam köede durduk, yol
boyunca uzanan kaldrm n üzerine itinayla yerletirilm i bulut grisi
talarn üzerine tpk ik i ufak çocuk gibi çömele-rek oturduk.
Dizlerim iz neredeyse çenem ize deiyordu. Bu ekilde çömelerek
oturmak fazlasyla rahatsz ediciydi. Güne tam kardan geliyordu.
Gençli im izde olduu gibi birbirim izin yüzüne deil, karya
bakyorduk. Böylece her eyi daha rahat konuabilirdik. Çabucak olup
biten i anlatmaya baladm . Hararetli konumann ortasnda Regan bize
doru yürümeye balad. Lenny aniden ona doru dönerek bard, "Bana
bak!" "Ne?" "Müvekkilim i tutukluyor musun?" "Hayr." Lenny Regan
'in kask bölgesini iaret etti e liyle. "O halde dinle, bir adm daha
atmaya kalkrsan sana gününü gösteririm !" Regan omuzlarn
dikletirdi. "Müvekkiline sormam z gereken baz soru lar var." "Çok
etkileyici. Git de bu ilerden anlamayan bir avukatn müvekkilinin
haklarn ihla l et."
56 baka ansn yok Lenny adam kovar gibi bir yüz hareketi yapp tekrar
bana döndü. Regan durumdan pek mutlu gözükmüyordu ama iki adm
geriledi. Tekrar saatime baktm . Fidye telefonu geleli daha be
dakika olmutu. Lenny, Regan ' yiyecekm i gibi bakarken ben
hikâyenin geri kalan ksm n an lattm . "Fikrim i örenmek ister m
isin?" &qu