181

HarlanCoben · 2021. 7. 16. · HarlanCoben Ba_ka^ans1nYok DGAR, SHAMUS ve ANTHONY ÖDÜLLER0NESAH0P NEWYORKTIMES˙OKSATAN YAZARI E˜eryetkililerle temasageçersen, ortadankayboluruz

  • Upload
    others

  • View
    3

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Harlan Coben Baka ansn Yok DGAR, SHAMUS ve ANTHONY ÖDÜLLERNE SAHP NEW YORK TIMES ÇOK SATAN YAZARI
Eer yetkililerle temasa geçersen, ortadan kayboluruz. Ona ne olduunu asla örenemezsin . Gözümüz üzerinizde olacak. ki m ilyon dolar istiyoruz. Paray hazrla. Eve git ve bekle. Baka ansn yok. ÖDÜNÇ SU HARLAN COBEN baka ansn yok
Kaynvalidem Nancy Arm strong'un hatrasna.. ve torun lar Thomes, Katharine, McCallum , Reilly, Charlotte, Dovey, Benjam in, W ill, Anna, Eve, Mary, Sam , Caleb ve Annie'ye...
Babali Kültür Yayncl: 68 Roman: 6 BAKA ANSIN YOK Harlan Coben NO SECOND CHANCE Türkçesi Salih Uyan Editör Ömer Er Tasarm BKY Ajans © Türkçe yayn haklar Kesim Telif Haklar Ajans araclyla, Babali Kültür Yayncl'na aittir. B irinci Bask: Haziran 2004 ISBN: 975-8486-69-1 babaLi küLtür yoyiNciLi$ i 29 Ekim Cad. No: 23, 34530 Yenibosna/STANBUL Tel: (0212) 454 21 65 • (0212) 454 21 67 • (0212) 454 21 69 Faks: (0212) 454 21 71 www.bky.com .tr • [email protected] .tr Bask ve Cilt MAPSAN Matbaaclk Davutpaa Cad. Güven Sitesi C Blok 278 Topkap/ÎSTANBUL
Birinci Bölüm
lk kurun gösüme saplandnda, kzm düündüm . En azndan böyle olduuna inanmak istiyorum . uurumu çok hzl kaybettim . Olayla ilgili detayl b ilg i istiyorsanz, vuru lduumu hatrlam yorum bile. Çok kan kaybettiim i biliyorum . k inci kurun bam sy rp geçm i, ama o srada muhtemelen kendimde deild im . Kalbim in durduunu biliyorum . Ölüme bu kadar yaklam halde yatarken bile Tara'y düünmü olduumu hatrlaynca, içim i hâlâ ho bir duygu kaplyor. NOT: Parlak bir k veya tünel görmedim . Gördüysem de hatrlam yorum . K zm Tara henüz alt aylk. Karyolasnda uyuyordu. Silah sesinden korkmu mudur acaba? Kesin korkmutur ve alamaya balam tr. Kulam n çok aina olduu bu feryatlar zihnimde bir iz brakt m , tabii eer duyduysam? Ama yine söylüyorum , böyle bir ey hatrlam yorum kesinlik le. Hatrladm bir ey var ama, Tara 'n n doum an. K zm ilk gören bendim . Hepim iz, üzerinde yürüdüümüz hayat yolunun kim i zaman nasl çata llatn biliriz. Yeni açlan bir kapnn eski kaplar kapatmas, hayatn cilveleri, deien mevsim ler. Ama çocuunuzun doduu an... Gerçeküstü olmaktan da öte bir durum . Uzay yolu film lerindeki dev kaplan andran bir geçitten geçersiniz ve tüm gerçekler deiiverir birden. Her ey eskisinden farkldr artk. Basit bir element ürkütücü biçimde bir katalizöre çarpar ve çok 9 HARLAN COBEN ru iniyordu. Horasandan belli belirsiz bir vzldam a sesi geliyordu. Odann sa köesinde, tavana yakn aslm küçük bir televizyon vard. Yatan birkaç adm ötesinde büyük bir pencere vard. Gözlerim i ksarak baktm ama bir ey göremedim . Sanrm hâlâ müahede altndaydm . Bu da youn bakm ünitesinde olduum anlam na geliyordu. Yan i ortada ciddi bir problem olduu kesindi. Kafatasmm üstü kan yordu ve saçmda bir gerginlik h issediyordum . Bandaj sarlm t san rm . Vücudumu kontrol etmek istiyordum ama beynim , vücudumla böyle bir anlama yapmaya yanam yordu. Tam olarak nereden geldiini kestiremediim sabit bir ac h issediyordum vücudumda. Eklem lerim arlam , gösüm kurun gibi olmutu. "Doktor Seidman?"
Gözlerim i krptrarak kapya doru baktm . Ameliyat elbiseleri ve bal yla zayf bir kadn odadan içeri girdi. Üst taraf burumu ve dank duran maskesi boynundan aaya sarkyordu. O tuz dört yandaym . Odaya giren kadn da benim le ayn yatayd sanrm . Bana doru yaklaarak, "Ben Doktor Heller" dedi, "Ruth Heller". lk ism in i eklemesi üphesiz büyük bir nezaket göstergesiydi. Ruth Heller batan aa tüm vücudumu inceler gibi bir süre bakt. Younlamaya çaltm . Beynim hâlâ uyuuktu ama yava yava canlandn h issedebiliyordum . "St. Elizabeth Hastanesi'ndesin" dedi donuk bir sesle. O srada doktorun arkasndaki kap açld ve içeriye bir adam girdi. Bu lan k bir bakla giren kiiyi net olarak göre-m esem de, tandk birisine benzem iyordu. Adam kollarn gösünde birletirerek, geliigüzel bir ekilde duvara yasland. Doktor olmadn düündüm . Uzun zaman doktorlarla birlikte çalt n zda bunu söylemek pek de zor olmuyor. Doktor Heller adama rastgele bir bak frlattktan sonra tekrar tüm dikkatini bana yöneltti. "Neler oldu?" diye sordum . 12 baka ansn yok "Vuru ldun" dedi. "k i kez." B ir dakika konumadan öylece kaldk. Duvara yaslanan adama doru baktm . Hiç kprdamadan duruyordu . Bir eyler söylemek için azm açtm , fakat Ruth Heller konumasna devam etti. "Kurunun biri ban n üstünü syrp geçm i ve kafatasn zedelem i. Muhtemelen senin de bildiin gibi kan oran çok yüksek bir bölge." Evet, biliyordum . Ciddi kafatas yaralanmalarnda akan kan miktar, kafas kesilen bir insandan akan kan m iktary la neredeyse ayndr. imdi oldu diye düündüm . Bam n üstündeki kan tn n sebebi demek buymu. Ruth Heller'in bu duraklamasn frsat bilip hemen söze kartm . "Ya ik inci kurun?" Heller derin bir nefes ald. "Bu biraz daha kark bir mesele." Bekledim . "Kurun gösüne girm i ve d kalp zar kesesini y rtm . Ve kalbin le kese arasnda çok fazla kanama olmu. lk yardm ekipleri hayat belirtisi bulmakta oldukça zorlandlar. Gösünü yararak açmak zorunda kaldk" "Doktor?" Ses duvara yaslanan adamdan gelm iti. B ir an adam n bana seslendiini zannettim . Ruth Heller, konumas kesildi i için duyduu rahatszl saklamayan bir yüz ifadesiyle sustu . Adam yasland duvardan doru larak, "Detaylar sonra konuabilir m isiniz? Zaman aleyh im ize iliyor." dedi. Doktor, kalar çatk bir ekilde adama bakt. "Burada kalp gözlem yapmak istiyorum , tabii sizin için bir sakncas yoksa." Doktor Heller geriye çekilerek adama izin verdi. Adam n kafas, omuzlanyla kyaslandnda fazlaca büyüktü ve boynu bu arl tayamayarak kopacak gibi duruyordu. Kafasnn ön tarafnda gözlerine doru düen Sezar çizgisin i saymazsak asker tra olmu gibiydi. Çirkin bir lekeyi andran top sakal çenesinde böcek yuvas varm gibi bir manzara 13 HARLAN COBEN çkaryordu ortaya. Her haliy le, ciddi bir yarmaya katlan bir müzik grubunun üyesi gibi duruyordu. Yüzünde hiç de sam im i olmayan bir gü lümsemeyle konutu. "Ben Kasselton Polis Merkezi'nden Dedektif Bob Regan" dedi. "u anda kafan n çok kark olduunu biliyorum ." "A ilem " diye söze baladm . "Bu konuya sonra geleceiz" diyerek sözümü kesti. "Ama imdi, sana birkaç soru sormam gerekiyor, an latk m ? Olayn detaylarna girmeden önce yani." B ir karlk bekler gibi sustu . Zihnimdeki bulank l gidermek için elimden geleni yapyordum . "Anlatk" dedim . "Hatrladn son ey ne?" Hafzam yokladm . O sabah uyandm ve giyindiim i hatrlyordum . Tara'ya baktm hatrlyordum . Bir i arkadan n Monica'ya hediye ettii ve srarla bebeklerin beyninin uyarlm asna yardmc olduunu savunduu, siyah beyaz dönerdurur süsün dümesine bast m hatrlyordum . Sanrm dünerdurur süs hiç hareket etmem i, yalnzca maden i bir ses çkarm t. Pili bitm i olmal diye düünmütüm ve yeni bir pil taklm as gerekti in i zihn ime not edip aaya inm itim . "G ranola yediim i hatrlyorum " dedim .
Reagan sanki bu cevab tahm in ediyormu gibi ban sa llad. "Mutfaktaydn yan i?" "Evet, lavabonun yan ndaydm ." "Sonra?" Daha çok ey hatrlamaya çaltm ama aklma hiçbir ey gelm iyordu. Kafam iki yana sallayarak, "Kendime geldiimde geceydi ve sanrm buradaydm " dedim . "Baka bir ey?" Zihnim i bir kez daha zorladm ama bir ie yaramad. "Baka bir ey hatrlamyorum ." Regan bir bloknot çkard. "Doktorun biraz önce de söyledii gib i iki kez vuru ldun. Bir silah gördüünü, silah sesi duyduunu veya buna benzer bir ey hatrlam yorsun, deil m i?" 14 baka ansn yok "Hayr." "Sanrm bunu anlayabiliyorum . Kötü durumdaydn Marc. lk yardm ekipleri öldüünü sanm lar." Boazm yine kurumutu. "Tara ve Monica neredeler?" "Beni dinle, Marc." Regan bana deil, cebinden çkard bloknota bakyordu. Gösümün üzerine oturan müthi bir korkunun basksn h issediyordum . "Bir cam krlm a sesi duyduunu hatrlyor musun?" Sarho gibiydim . Vücuduma ne verdiklerini anlamak için serum torbasn n üzerindeki etiketi okumaya çaltm . Ama nafile. Herhalde ar kesici veriyorlard. Serum torbasndaki muhtemelen morfindi. Yan etkileriy le baa çkmaya çalyordum . "Hayr" dedim . "Em in m isin? Evin arka tarafnda cam parça lar bulduk. Suçlu eve bu ekilde girm i olabilir." "Cam krlm a sesi duyduumu hatrlam yorum . Söyler m isin , kim ?" Regan sözümü kesti. "Hayr, imdi söyleyemem . Zaten kim olduunu ortaya çkarmak için sana bu sorulan soruyorum ." Elinde tuttuu defterin üzerinden bakarak konuuyordu. "H iç dümannz var m ?" Bunu bana gerçekten sormu muydu? Yerim de doru larak oturmak ve dedektife farkl bir açdan bakmak istiyordum , ama bu mümkün deildi. Yataktaki hasta rolünden hiç holanmam tm . En kötü hastalar, doktorlardan çkar derler. Sebebi de bu an i rol deiim i olsa gerek. "Kanma ve kzma neler olduunu örenmek istiyorum ." "Bunu anlyorum " dedi Regan. Ses tonunda, tüm vücudumu batan aaya buz gibi soutan bir ey sezdim . "u . an ilgini baka tarafa yönlendirmemelisin . Daha sonra. Yardm c olmak istiyorsun, deil m i?" Tekrar defterine bakt. "Evet, dümanlannda kalm tk." Bu noktadan sonra onunla tartmann faydasz, hatta zararl olacam düündüm . Zorla da olsa boyun emek zorundaydm . "Ben i vurabilecek birisi m i yani?" 15 HARLAN COB EN "Evet." "Öyle birisi yok." "Ya ein?" Gözlerini üzerime dikm iti. Birden Moni-ca'nm en sevdiim görüntüsü, Raymondkill e lalesini ilk gördüümüzde, sular etrafm zdan kayalara çarparak dökü lürken bana san ls, zihnime yapt. "Onun düman var m yd?" Dedektife baktm . "Monica'nm m ?" Konumann tam bu noktasnda Ruth Heller öne doru bir adm att. "Sanrm im dilik bu kadar yeter." "Monica'ya ne oldu?" diye sordum tekrar. Doktor Heller da Dedektif Regan 'm yanma geldi. kiSi de yan yana durmu bana bakyorlard. Heller tam itiraz etmeye balyordu ki hemen sözünü kestim . "Brakn bu hastay koruma saçmalklarn." Barmaya çalyordum , duyduum korku ve öfke elele verm i beyn im i uyuturan etkilerle savayordu. "Söyleyin, kanma ne oldu?" "O öldü" dedi Dedektif Regan. Sadece bu kadar. Ö ldü. Kanm Monica. Onu duymam gibiydim . Dedektifin sözleri bana ulamamt. "Polis eve geldiinde ikiniz de vurulmutunuz. Sen i kurtarmay baardlar. Ama ein için çok geçti. Üzgünüm ."
Zihnimde geçm ie yönelik bir im ek daha çakt. Monica, Martha's V ineyard kumsalnda, yüzünde bçak gibi keskin bir gü lümsemeyle bana bakyor. Bu görüntüyü hemen zihnimden söküp attm . "Ya Tara?" Regan h zl bir ekilde boazn tem izleyerek konutu , "Kzn." Tekrar elindeki deftere bakt ama bir ey yazmay düündüünü sanm yordum . "O sabah evdeydi, deil m i? Yani, olay gününün sabahnda?" "Tabii ki evdeydi. Kz m nerede?" Regan hafifçe çarparak defterini kapad. "Vardm zda olay yerinde deildi." C ierlerim ta gibi olmutu, "Anlam yorum " dedim h-n ltl bir sesle. 16 baka ansn yok "Aslnda biz bebein bir akrabanz veya arkadanzda olabileceini üm it ediyorduk. Hatta belki de bir bebek bakcs, ama..." Sesi iy ice alçalm t. " imdi bana Tara'nn nerede olduunu bilmediinizi m i söylüyorsunuz?" Bu kez cevap hiç tereddütsüz geldi. "Evet, bilm iyoruz." Dev bir el gösümün üzerinden büyük bir güçle bastryordu. Sk c gözlerim i kapadm , bam arkaya dütü, "Ne zamandr?" diye sordum . "Ne zamandr kayp diye m i soruyorsunuz?" "Evet." Doktor Heller hz l bir ekilde konumaya balad. "Anlamalsn z. Ciddi biçimde yaralandn z. Açkças yaayp yaamayacanz konusunda çok da ümitli deildik. S izi res-piratöre baladk. C ierlerinizden birisi iflas etti. Ayrca kannza enfeksiyon kart. Siz doktorsunuz, bu yüzden ciddiyetin boyutunu size anlatmama gerek yok diye düünüyorum . laçlann dozunu düürmeye gayret ettik, uyanmanza yardm etmek için." "Ne kadar zamandr buradaym ?" Doktor ve Regan yine birbirlerine baktlar ve sonra Heller havay boydan boya yararak bana kadar ulaan cüm leyi söyledi. "On ik i gündür kendin izde deilsiniz." 17 k inci Bölüm "E lim izden çelen her eyi yapyoruz" dedi Regan tiyatro* oyuncularnn provalarn andran bir ses tonuyla. Sanki uursuz yatt m süre içinde bamda dikilm i ve konuurken söyleyecei cüm lelere çalm gibiydi. "Sana daha önce de söylediim gibi, önce kayp bir bebek olup olmadndan em in deildik. Bu yüzden biraz zaman kaybettik, ama im di bunu telafi ediyoruz. Tara'nm fotoraf bütün polis merkezlerine, havaa lanna, otoban gielerine, otogar ve tren istasyonlarna, yani 200 kilometrelik bir alan içinde hemen hemen her yere gönderildi. Daha önce gerçekletirilen çocuk kaçrma olaylarn da inceliyoruz, bir ipucu veya üpheli bu labilir m iyiz diye." "On iki gün" diye tekrarladm . "Ev, i yeri ve cep telefonlarna dinleme cihaz yerletirdik." "N için?" "Fidye için aranma ihtim aline kar," dedi. "H iç arayan oldu mu?" "Hayr, henüz olmad." Kafam yasta geri dütü. On iki gün. Tam on iki gündür bu yatakta yatyordum ve bebeim , kzm bu süre içinde kim bilir... Bu düünceyi kafamdan attm . Regan sakaln kayarak soru sormaya devam ediyordu. "O sabah Tara'nm ne giydiini hatrlyor musun?" Hatrlyordum . Çünkü kendime bir sabah adeti edinm itim . Erkenden uyanmak, ayak uçlarma basarak Tara'nn karyolasna yaklaarak ona bakmak. Bebek her zaman e- 18 baka ansn yok lence anlam na gelm iyor tabii, bunu biliyorum . nsan n cann haddinden fazla skan zamanlar da olmuyor deil. Tara'nn çlk çla alad uykusuz gecelerin insan n sin irin i nasl bozduunu biliyorum . Bir bebekle hayatm yüceltmek istem iyorum ama bu yeni sabah alkanl m sevm itim . Tara'nm m inik bedenine bakmak bana gizli bir güç veriyordu. Daha da ötesi, bu hareket sanrm bir çeit kendinden geçme haliydi. Kim i insanlar farkl yerlerde
bu lurlar bu duyguyu. Bense, evet, kulaa ne kadar garip geldiini biliyorum ama, bu küçük karyolada buluyorum . "Siyah penguen deseni olan tek parça, pembe bir k yafet vard üzerinde" dedim . Monica, Baby Gap maazasndan satn alm t bu elbiseyi. Söylediklerim i not ediyordu. "Ya Monica?" "Ne olmu Monica 'ya?" Yüzü tekrar deftere döndü. "O ne giyiyordu?" "Kot" dedim . Monica 'nm o sabah kot giydiin i hatrlayabiliyordum . "Ve krm z b ir bluz." Regan bir eyler daha karalad. "H iç birey var m, yani hiç gelime kaydettin iz m i?" diye sordum . "Her eyi aratryoruz." "Ben bunu sormadm ." Regan sadece bakmakla yetindi. Çok ar bir bakt bu. K z m . Orada bir yerlerde. Tek basma. On iki gündür. Bebeim in gözlerini aklm a getirdim , sadece anne babalarn görebilecei o lk parlakl hatrladm karanlk hastane odasnda ve apta lca bir ey söyledim . "O yayor." Regan, garip bir ses duyan bir köpek yavrusu gibi ban yana edi. "Sakn vazgeçmeyin" dedim . "Asla." Merakl baklarn üzerimde tutmay sürdürüyordu. "ey, sizin çocuunuz var m Dedektif Regan?" "ki kz m var" dedi. 19 HARLAN COBEN "Size aptalca gelebilir, ama bunu biliyordum ." Tpk Tara doduunda dünyan n bir daha asla ayn olamayacan bild iim gibi. "Biliyordum " dedim tekrar. Regan h iç karlk vermedi. Aslnda söylediim eyin ne kadar gü lünç olduunu biliyordum . Bu "h is"sin tamamen insan n istekleriyle balantl olduunu da biliyordum . O kadar güçlü bir ekilde inanmak istiyorsunuz ki, beyn iniz alglarn z yeniden düzen liyor. Ama sebebi ne olursa olsun, bu düünceye yapm tm . Doru ya da yan l, can sim idi gibi bir eydi ben im için. "Daha fazla bilgiye ihtiyacm z var" dedi Regan. "S izinle, karnzla, arkadalarnzla ve gelir düzeyin izle ilgili." Doktor Heller yen iden sahnedeydi: "Daha sonra." Dedektifin baklarndan beni korumak isterm içesine öne doru sekti. Sert bir ses tonuyla konuuyordu. "Din lenmeye ihtiyac var." "Hayr, imdi," dedim doktora ondan daha ciddi ve em in bir ifadeyle. "K zm bulmam z gerekiyor." Monica, Portman aile mezarlna gömüldü. Cenazesin i kaçrm tm . Bununla ilgili neler h issetti im i bilem iyorum . Cenazeyle ilgili havadisleri, Monica'mn bizim le görümeye devam eden tek aile üyesi olan am cas Carson Portman 'dan aldm . Monica, am casna çok derin bir sevgiy le balyd. Carson, elleri kucanda, hastanedeki yatam n kenarnda oturdu. Kaln cam l gözlükleri, yünlü kumatan yaplm eski paltosu ve fazlaca uzam Albert Einstein ve Don King karm saçlaryla tipik ün iversite profesörlerin i andryordu. Ama, o bariton sesiy le Edgar'm , yani Monica 'nm babasnn eim in cenazesin in "u fak, güzel bir merasim " olmas için elinden gelen her eyi yapt m söylerken masmavi gözleri ldyordu. Bundan ben im de üphem yoktu. En azndan "ufak bir merasim " olduundan. 20 baka ansn yok Sonraki birkaç gün içinde hastanede ziyaretçilerim i arladm . Herkesin tatlm diye çard annem , her sabah büyük bir enerjiyle odama dalyordu. Ayanda hep bembeyaz Reebok tenis ayakkablar vard. Sar süsleri olan mavi süveterini görenler, onu St. Louis Ram s'in2 kaptan san rd. tinayla taranm saçlarnda birkaç farkl rengin soluk lts fark edilird i ve izmarit gibi kokard. Makyaj, sahip olduu tek torununu kaybetmenin acsn giz lemeye yetm iyordu san rm . nanlmaz bir enerjiye sahipti ve günlerce yatam n etrafnda dört dönerek histeri nöbetlerini defetmeye çalt. Bu iy iydi. Ben im için histeri nöbetleri geçiriyordu, ama onun bu iddetli tepkileri garip bir ekilde benim sakin lememi salyordu. Odan n frn gibi scak olmasna ve ben im tüm itirazlarma ramen, uyuduumda srarla üstüme bir kat daha battaniye örtüyordu. Bir gece uyandmda, vücudum tabiî olarak terden
srlsklam olmutu. Annem in beyaz balk l zenci hem ireye, yam henüz yediyken St. E lizabeth hastanesinde kaldm anlatrken duydum . "Zehirlenm iti." Annem bu cüm leyi, çok önem li bir sr verirm içesine ksk bir sesle söyledi. "Em inim hayatn boyunca böyle kötü ishal kokusu duymamsndr. Resmen akyordu. Koku duvar kâtlarna sinm it i." "Gerçi imdi de çok iy i durumda saylmaz," diyerek karlk verdi hem ire. k i kadn bu söz üzerine kahkaha attlar. Hayata tekrar dönüümün ikinci gününde uyandmda, annem i yatan banda dikilirken gördüm . "Bunu hatrlyor musun?" dedi. Annem elinde, zehirlendiim zaman hastanede yatarken bana hediye edilen içi dolduru lmu Oscar maketini tutuyordu. Eskiden yeil olan rengi iy ice.solmu, sarya dönmütü. Annem hemireye bakarak, "Bu Marc'n Oscar'" dedi. "Anne!" dedim . 2 Bir Amerikan futbolu takm , (ç.n) 21 HARLAN COBEN Bana bakt. Yüzündeki krk l daha da belirgin hale getiren rimel, bugün biraz daha ar gibiydi sanki. "O zamanlar Oscar sen in en iyi arkadan olmutu, hatrlyor musun? Ksa zamanda iyilemende çok etkisi var yani." Gözlerim i kapadm ve geçm ie döndüm . Hafzam yeniden can lanm t. Ç i yumurta yediim için zehirlenm itim . Babam protein almam için yumurtalar dondurmama katard. Gece hastanede kalmam gerektiini örendiimde içine dütüüm deheti hatrlyorum . Babam n baca, baldrn-daki kas topua balayan asil kirii tenis oynarken yrtld için a lçya alnm t ve sürekli ac çekiyordu. Ama benim korkumu görünce kendini feda etm i, tüm gün fabrikada çalm olduu halde, geceyi hastanede, yatam n kenarndaki sandalyede geçirm iti. St. Elizabeth hastanesinde on gün kalm tm ve bu on gün içinde babam yatam n kenarndaki sandalyeden bir an olsun ayrlm amt. Annem birden yüzünü baka tarafa çevirdi. Yüzüne bakt mda onun da benim le ayn eyleri hatrladn gördüm . Hem ire aceleyle izin isteyerek odadan çkt. Elim i annem in omzuna koydum . Hiç kprdam yordu ama titrediin i hissedebiliyordum . Ban önüne em i, rengi solmu Oscar'a bakyordu. Yavaça elinden aldm . "Teekkür ederim " dedim . Annem gözlerin i sildi. Babam n bu kez hastaneye gelemeyeceini biliyordum . Annem neler olduunu mutlaka söylem iti ama olaylar anlayp anlamadndan bile em in olamazdk. Babam ilk kez krk bir yandayken felç geçirm iti, benim le hastanede geçirdii tarihten tam bir yl sonra. O zamanlar sekiz yandaydm . Bir de Stacy adnda madde bam ls, çatlak kafa da diyebileceim iz bir kz kardeim var. Babam felç olmadan önce çektirdiim iz resim lere bakyorum , dört kiilik genç ve kendine güvenen bir aile, kabark tüylü köpeim iz, çim leri yeni biçilm i bahçem iz, basket potas ve içine kömür doldurulmu, küçük bir bacas olan barbekü. K z kardeim in öndeki 22 baka ansn yok eksik dilerini ortaya çkaran gülüm seyiinde gelecekle ilgili ipuçlar aryorum , kötü bir iaret belki de. Ama hiçbir ey görem iyorum . Ev hâlâ duruyor, ama imdi neredeyse yklm ak üzere. Babam hâlâ yayor, ama hasta landnda her ey Hampty-Dumpty3 gibi paramparça oldu. Stacy h iç ziyaretime gelmedi, hatta aramad bile. Ama bu beni hiç de artm yor artk. Annem sonunda yüzünü bana döndü. Yen i bir düünce beyn imde yld rm gibi çakt ve rengi solmu Osca^i biraz daha sk kavradm : Yine ik im iz kalm tk. Babam n hayat bir sebzeninkinden farkszd. Stacy zaten mahvolmutu. Uzanp annem in elini tuttum , son zamanlarda daha da sertleen derisin in scaklm hissederek sktm . Kap açlana kadar öylece kaldk. Ayn hem ire odaya süzüldü tekrar. Annem dorularak hemireye, "Marc oyuncak bebeklerle oynard küçükken" dedi. "Oyuncak askerlerle" diyerek hemen düzelttim . "Bebeklerle oynamazdm anne, oyuncak askerlerle oynardm ." En iy i dostum Lenny ve kars Cheryl de her gün hastaneye uruyorlard. Lenny Marcus kariyerinin zirvesinde bir duruma avukat olmasna ramen, h z snrn at m için aldm
cezalar veya evim izdeki ek inaatlar gibi ufak tefek ilerim le de ilg ilenir. Mezun olup eyalet savcl nda avukat olarak çalmaya baladnda, mahkemelerdeki saldrgan tutumu, arkada ve hasm larn n ona "bu ldok" lakabn takmasna sebep olmutu. Sonralar bu lakabn Lenny için çok hafif kaldn düünmüler ki, Lenny'ye "Cujo" demeye baladlar. Kendisini ilkokuldan beri tan yorum ve olu Ke-vin 'in manevi babasym . Lenny de Tara 'n n manevi babas. Çok fazla uyuyam yorum . Geceleri tavan seyrederek yatarken bip seslerin i sayyor, hastaneyi dinliyor ve zihn im in, küçük kzm n hayaliyle ve sonu gelmez ihtimaller zinciriy le boumasna fazla izin vermemeye çalyorum . Tabii her za- 3 Duvardan düerek parçalanan ve bir daha birletirüemeyen yumurta eklinde bir çocuk arks karakteri, (ç.n) 23 HARLAN COBEN man baarl olduumu söyleyemem , nsan zihnin in, aslnda içi y lanlarla dolu karanlk bir deh liz olduunu örendim . Dedektif Regan bir gün yine bana urad. "Bana kz kardeinden bahseder m isin?" dedi. "N için?" dedim sorusunu tamam lar tamam lamaz. Tam açk lamaya hazrlan yordu ki, elim i ka ldrarak durmasn iaret ettim . Anlam tm . Kz kardeim uyuturucu bam l-syd ve uyuturucunun olduu yerde suçun olmamas düünülemezdi. "Soyulduk mu?" diye sordum . "Sanmyorum . Kaybolan bir ey yok gibi, ama ev darmadan." "Darmadan m ?" "Evet, birisi ortal fena datm . Niye yaptklar konusunda bir fikrin var m ?" "Hayr." "Neyse, kz kardeine dönelim tekrar." "Stacy'nin kaytlar sizde yok mu?" diye sordum . "Var." "O halde daha fazla bir ey ekleyebileceim i sanm yorum ." "Aranz souk, öyle deil m i?" Souk. Bu kelim e ben ve kz kardeim için m i söylenm iti? "Onu seviyorum ." dedim ksk bir sesle. "Onu en son ne zaman gördün?" "A lt ay önce." "Yani Tara 'n n doduu gün." "Evet." "Nerede?" "Onu nerede m i gördüm ?" "Evet." "Stacy hastaneye gelm iti" dedim . "Yeenini görmeye m i gelm iti?" "Evet." "Bu ziyaret srasnda neler olduunu hatrlyor musun?" "Stacy'nin kafas y ine iyiydi. Bebei kucana almak istedi." 24 baka ansn yok "Sen de iz in vermedin ." "Evet, doru." "Kzd m peki?" "Kardeim çok zor tepki verir. Hele uyuturucu alm sa duvar gibi olur." "Ama onu reddettin?" "Uyuturucuyu brakana kadar Tara'nn hayatnn bir parças olamayacan söyledim sadece." "Anlyorum ." dedi. "Belki de bunun kz kardeinin uyuturucudan uzaklamas için etkili olabileceini düündün." Biraz kafam karm t. "Hayr, öyle deil aslnda." "Tam olarak anlayabildi im i sanm yorum ." Bunu nasl açklayabileceim i merak ediyordum . Aile fo-torafmdaki gülüm seyen yüzü düündüm , eksik dilerin i meydana çkaran gü lüm semeyi. "Stacy'yi daha kötü biçimde tehdit
etm itik zaten" dedim . "Fakat gerçek u ki, k z kardeim uyuturucuyu brakmayacak. Uyuturucu onun hayatn n bir parças haline gelm i." "O halde kardeinin h içb ir ekilde iyileemeyece ini düünüyorsun." Öyleydi ama yine de söylemek zor geliyordu. "Kzm la ilgili ona güvenemedim " dedim . "Bu konuyu burada keselim artk." Regan pencereye doru yürüdü ve darya bakt. "u an oturduunuz eve ne zaman tandnz?" "O turduumuz evi Monica'yla dört ay önce satn aldk." "k in izin de doup büyüdüünüz yere fazla uzak deil, doru mu?" "Evet, yakn." "Peki, ein le sen birbirinizi uzun zamandan beri m i tan yordunuz?" Sorularn geli sras z ihn im i iy ice a llak bullak etm iti. "Hayr." "Ayn yerde doup büyümü olmanza ramen." "Yollarm z farklyd." 25 HARLAN COBEN "Anlyorum ." dedi. "u ana kadar konutuklarm z toparlayacak olursak, evinizi dört ay önce aldn z ve alt aydr k z kardein i görmüyorsun, öyle deil m i?" "Evet." Regan bana döndü. "Evinizde Stacy'nin parmak izlerini bu lduk." H içbir ey söylemedim . "H iç de arm gibi gözükmüyorsun, Marc." "Stacy bir uyuturucu bam ls. Onun beni vurabileceini ve kz m kaçrabileceini düünmüyorum . Ama yanlm olabilirim . Evin i kontrol ettiniz m i?" "Sen vurulduundan beri onu hiç gören olmam" dedi. Gözlerim i kapadm . "Kz kardeinin tek bana böyle bir ie kalkabilecein i düünmüyoruz" diye devam etti. "B ir suç orta olmal, erkek arkada veya bir uyutu rucu satcs, ein in zengin bir aileden geldiini bilen birisi. Aklna kim se geliyor mu?" "Hayr" dedim . "Ne yani, bütün bu olanlarn sadece fidye için m i yapld n söylemeye çalyorsun?" Regan yine top sakaln svazlamaya balad. Sonra hafifçe omuzlarn silkti. "Ama her ik im izi de öldürmek istediler" diye sözlerime devam ettim . "Ölülerden nasl fidye isteyebilirsin ki?" "A lm olduklar uyuturucunun dozundan dolay hata yapm olabilirler" dedi. "Veya paray Tara'nn dedesinden alabileceklerin i düünmülerdir." "Öyleyse niye hâlâ fidye istemediler?" Regan cevap vermedi. Ama cevab biliyordum . Uyuturucu bam llar için özellikle birisini vurduktan sonra hararet fazla yükselir. Bu tip insan lar zorlu durum larla mücadele edemezler. te bu yüzden esrar çekerler veya kendilerini vururlar; kaçmak, kaybolmak, beyaza gömülmek için . Medya bu davaya el atm tr çoktan. Polis sorgu lamalara devam ediyordur. Uyuturucu bam llar bu baskdan ürkerler. Her eyi ortada brakp kaçarlar. 26 baka ansn yok Bütün delilleri yok ederek. Ama tam iki gün sonra fidye ta lebi geldi. uurum eski haline dönmütü ve yaralarm inanlmaz bir hzla iy ileiyordu. Bunun sebebi iyilemeye çok fazla odaklanm olmamd belki veya kata lepsi hastas gibi yattm on iki günlük süre, yaralarm n iy ilem esi için yeterli b ir zamand. Belki de yaadm korkunç olaylardan duyduum strap, fizikî acy bastryordu. Sürek li Tara'y düünüyordum ve belirsiz li in meydana getirdii korku nefes almam güçletiriyordu. Mon ica'y cansz yatarken düündüümde ruhumu parça layan çelik pençeler hissediyordum içimde. Çkmak istiyordum . Vücudumda hâlâ aryan yerler vard, ama 'En kötü hasta lar doktorlardan çkar" sözünün doru luunu ispatlarm -çasma Ruth Heller7 a ben i brakmas için bask yaptm . Zorla da olsa taburcu olmam konusunda onay verdi. Fizik tedavi için her gün birisin in eve gelmesi konusunda anlatk. Ayrca bir hemire düzenli olarak urayacakt.
St. Elizabeth hastanesinden ayrld m sabah annem evde, yan i cinayet mahallindeydi. Ne anlama geliyorsa benim için evi hazrlyordu. Çok garip deil m i? Tekrar oraya dönmekten korkmuyordum . Ev artk tuladan ve harçtan ibaretti benim için . Yaadm olaylar evden tanmam için bir sebep olamazd. Lenny eyalarm toplam ama ve giy inmeme yardm etti. Srk gibi uzun olan Lenny'nin, tra olduktan alt dakika sonra gölgelenen esmer bir yüzü vard. Çocukken ie dibi gözlükler takar, yaz k kaim , fitilli kadife pantolon lar giyerdi. Kvrck saçlar, evden kaçm bir fino köpein i andracak kadar uzayana dek asla kesilm ezdi. imdiyse saçlar hep ksa geziyor. ki y l önce lazerli göz ameliyat olup gözlüklerini de atan Lenny'nin giydii takm elbiseler hep en pahal cinsten. "B izim le kalmayacana em in m isin?" dedi Lenny. "Dört tane çocuun var senin" dedim . 27 HARLAN COBEN "Ah, bu doru." Bir süre duraklad. "Peki ben sizde kalabilir m iyim ?" Gülüm semeye çaltm . "Çok ciddiyim ," dedi Lenny, "O evde yalnz ka lmamalsn , Marc." "Ben iyiyim ." "Cheryl sana akam yemei için bir eyler piirdi. Derin dondurucuda bulabilirsin." "Saolsun." "Karm hâlâ dünyann en berbat açs" dedi Lenny gülerek. "Zaten yiyeceim i söylemedim ki." Lenny yüzünü baka tarafa çevirerek, zaten hazrlanm olan bavullarla ilg ilenmeye devam etti. Onu seyrettim . Mrs. Robert ilkoku lunun birinci snfndan beri onu tanyordum , bu yüzden sorum onu fazla artm ad. "Bana bir eyler söylemeye çalyorsun, mesele nedir?" Galiba o da bu soruyu bekliyordu. Hemen konuya girdi. "Bak Marc, ben sen in avukatn m , deil m i?" "Evet." "O halde sana baz yasal uyan lar yapmak istiyorum ." "Dinliyorum ." "Daha önce de söylem i olmaly m . Ama söyledik lerim in bir kulandan girip ötekisinden çktna em in im . imdi, ee, san rm bu biraz daha farkl bir durum ." "Lenny?" "E fendim ?" "Ne diyorsun sen Allah akna?" Tüm fiz ik î geliim ine ramen Lenny'yi hala bir çocuk olarak görüyor ve bu yüzden tavsiyelerini ciddiye alma konusunda güçlük çekiyordum . Ben i yan l an lamayn. Ne kadar zeki bir insan olduunu biliyorum . Önce Princeton ve ardndan Columbia Savcl'na kabu l edildi inde, kutlamay birlikte yapm tk. SAT'a4 birlikte girm i ve ün iversitenin 4 Scholastic Assessment Test: Amerikan üniversite lerine giri snav, (ç.n ) 28 baka ansn yok birinci sn fnda ayn kim ya sn fna dümütük. Tüm bunlara ramen Lenny ben im gözümde hâlâ, cuma ve cumartesi geceleri deli gibi gezip tozduum adamdan pek farkl deil. Gezerken, hava atmak için babasn n bu i için hiç de uygun olmayan ahap panelli m inibüsünü kullan rdk ve partileri h iç kaçrmazdk. Benim "Gözükmeyen Büyük Kalabalk" diye adlandrdm lise örencileri grubuna her zaman katlrd k gerçi, ama gerçek anlamda h içbir zaman grubun bir üyesi olamadk. Köe balarnda dikilir, müziin ritm ine göre kafam z sallar ve fark edilm ek için büyük çaba harcardk. Ama hiçbir zaman fark edilmedik. Çou zaman gece program m z Heritage Diner'da kzarm peynir yiyerek noktalan rd veya Benjam in Franklin Ortaoku lu 'nun hemen arkasndaki futbol sahasnda çim lere uzanp yldzlar seyrederek son landrrdk geceyi. En iyi arkadanz la bile, y ldzlara bakarken konumak daha kolaydr. "Pekâlâ," dedi Lenny her zaman yapt gibi abartl m im ik hareketleriyle, "Durum u: Ben olmadm zamanlarda polislerle konuman istem iyorum ." Kalarm çattm . "Gerçekten m i?" "Belki sana saçma geliyor, ama bunun gibi davalarla çok karlatm . Belki tam olarak ayn davalar deil ama, ne demek istediim i anlyorsun. lk üpheli her zaman için a ile bireyleridir."
"Kz kardeim i m i kastediyorsun?" "Hayr, yakn aile bireylerini kastediyorum veya en yakn bireyler de diyebiliriz." "Yani polisin benden üphelendiin i m i söylemeye çalyorsun?" "Bilm iyorum , gerçekten bilem iyorum ." Ksa bir süre konumad. "Pekâlâ, evet, ihtimal dah ilinde." "O layda benim vurulduumu unutuyorsun sanrm . Ayrca kaçrlan çocuk benim kzm ." "Doru, ama bu sen in açndan avantajl olduu kadar, dezavantajl b ir durum ." 29 HARLAN COBEHI "Nereden biliyorsun?" "Biraz zaman geçsin , senden daha fazla üphelenmeye balayacaklar?" "N iye ama?" diye sordum . "Bilm iyorum . Genelde böyle olur. Bak Marc, adam kaçrma olaylaryla FBI ilgilen iyor. Bunu biliyorsun, deil m i? Çocuk kaçrldktan 24 saat sonra olay, eyalet kamu güven liini ilgilendiren hadise olarak ele a lnr ve bu durumda FBI sahneye çkar." "Eee?" "Yaklak on gündür bir sürü ajan dolayor ortalkta. Tüm telefon larn d in lemeye aldlar ve fidye telefonunu bekliyorlar. Ama birkaç gün içinde ipleri biraz gevettiler. Bu normal tabii. Sonsuza dek bekleyecek halleri yok, bu yüzden ajan saysn bire veya ik iye indirdiler. Olayla ilgili düünceleri de deiti. Artk Tara'nn kaçrlm asn, fidye için adam kaçrma olarak deil de, dorudan çocuk kaçrma olay olarak ele a lyorlar. Ama tahm in ediyorum telefonlar hâlâ dinlen iyordun Daha sormadm , ama soracam . Eminim fidye için telefon gelebilecein i bahane ederek, telefonlar din lemeye devam etmeleri gerektiini savunacaklardr ve unu da unutma, ajanlar senin suç tekil edebilecek bir eyler söylemeni bekliyorlardr." "Yani?" "Yani dikkatli olmalsn" dedi Lenny. "Ev ve cep telefon larn n dinlenebiliyor olaca ihtimalini sakn unutma." "Yine soruyorum : Bütün bunlardan bana ne? Ben hiçbir ey yapmadm ki." "Yapmadn." Lenny uçmaya hazrlan yormu gibi e llerini iki yana açt. "Bak, dikkatli ol, hepsi bu. Sana hiç de inandrc gelmeyebilir ama, umarm bunu söylediimde oke olmazsn: Kim i zaman polisin bir sonuca varabilm ek için delilleri çarptt bilin iyor." "Kafam kartryorsun, Lenny. Yan i sadece bir baba ve koca olduum için üpheli m i görü lüyorum?" 30 baka ansn yok "Evet" dedi Lenny. "Ve de hayr." "Pekâlâ, saol, inan bu çok açk layc oldu." Yatam n hemen yanndaki telefon çald. Odan n öbür tarafndaydm . "Açar m sn?" dedim . Lenny telefonu açt. "Dr. Seidm an'n odas, buyurun?" D inlerken rengin in kaçtn fark ettim . Kelim eler azmdan zorlukla döküldü. "Bekleyin lü tfen." Elinde m ikroplu bir ey tutuyormu gibi aceleyle ahizeyi bana uzatt. akn bir halde Lenn/ye bakarak ahizeyi kulama götürdüm , "Alo?" "Merhaba Marc. Ben Edgar Portman." Monica 'n n babas. Bu ses, Lenny'n in tepkisini yeterin ce iyi açklyordu. Edgar'm tonlamas her zaman olduu gibi gayet resm iydi. Baz insanlar konuurlarken azlarndan çkacak kelim elere dikkat ederler. Çok az kii de, tpk kaynpederim gibi, akllarndan geçen her kelim eyi çok dikkatli bir ekilde tartm adan asla sese dönütürmezler. K sa bir süre aknlk yaadm . "Merhaba Edgar" dedim aptalca bir ses tonuyla. "Naslsn?" "y iy im , teekkür ederim . Tabii daha erken aramadm için kendim i ihmalkâr sayyorum . Carson 'dan yaralarn iyileene kadar hastanede kalacan örendim . Tamamen iyileene kadar beklersem daha iyi olacan düündüm ." "Çok düüncelisin" dedim ineleyici bir ses tonuyla. "Sanrm bugün hastaneden çkyorsun." "Evet, çkyorum ." Edgar, karakteriy le h iç örtümeyecek bir ekilde boazn tem izledi. "Acaba geçerken bizim eve urayabilir m isin?" Ev m i? Onun evi yan i. "Bugün mü?"
"Evet, mümkün olduunca çabuk ve yalnz gel, lü tfen." B ir süre sessiz kaldk. Lenny akn gözlerle bana bakyordu. "B ir problem m i var, Edgar?" diye sordum . "Aada oförüm sen i bekliyor, Marc. Buraya gelince ayrntl olarak konuuruz." Ve bir ey söylememe frsat vermeden telefonu kapatt. 31 HARLAN COBEN Gerçekten de siyah bir Lincoln aada beni bekliyordu. Lenny tekerlekli sandalyeyle beni darya çkard. Bu bölgeyi iy i tanyordum . Ne de olsa St. E lizabeth hastanesinden birkaç kilometre ötede domutum . Henüz be yandayken babam acil servise getirm iti ben i (on iki diki) ve yedi yandayken de, her neyse, zehirlenmem le ilg ili çok ey biliyorsunuz zaten. T p fakültesine giderken ihtisasm New York'ta, o zamanlar Columbia Presbiteryen5 adyla bilinen hastanede yapm tm . Daha sonra rekonstrüksiyon sürecinde göz hastalk lar üzerine bir ça lma yapmak üzere aratrma görevlisi olarak St. E lizabeth hastanesine gelmitim tekrar. Evet, plastik cerrahiyle urayorum , ama sizin bildiiniz gibi deil. Çok nadir olarak burun ameliyatlar yaparm , ama beni silikon ym lanyla urarken göremezsiniz. Yorum yapm yorum , yapt m i gerçekten bu deil. T p fakültesinden arkadam olan BronxTu Zia LerouxTa birlikte pediyatrik rekonstrüktif cerrah i6 alannda çalyoruz. One World W rapAid adnda bir gruba üyeyiz. Aslnda bu grubu biz kurduk. Özellikle denizar ülkelerdeki, yoksu lluk veya çatmalar sebebiyle sakatlanan ya da sakat doan çocuklarla ilg ilen iyoruz. Sürekli seyahat halindeyiz. Sierra Leone'da yüzleri parça lanm çocuklar ameliyat ettim , Yukar Moolistan 'da doutan dama yark çocuklarn tedavisi yaptm , Bronx 'ta yank hadiseleri üzerine çaltm . Benim alanm da çalan insanlarn çou gibi uzun bir eitim sürecinden geçtim . Kulak Burun Boaz ihtisas yaptm , bir y l plastik cerrah i üzerine çaltm ve daha önce de belirttiim gibi göz alannda uzmanlatm . Zia 'nm eitim süreci benimkinden çok da farkl deil, ancak yüz bölgesi üzerine sahip olduu bilgi benden daha kuvvetli. B izi iyilik perisi g ibi görebilirsin iz. Ama yanlyorsunuz. B ir tercih yapmalydm . Ya göüs büyütecek veya zaten faz- 5 Tümü eit rütbede görevlilerden oluan bir kurulun yönettii Protestan Kilisesi üyesi hastane, (ç.n) 6 Organ ve dokulara müdahale ederek morfolojik deiiklikler oluturmay amaçlayan plastik cerrah i da l. (ç.n) 32 baka ansn yok lasy la güzel olan kadnlarn cildini germekle megul olacaktm . Ya da yaralanm , yoksulluktan sakat kalm çocuklarla uraacaktm . Ben ikincisin i seçtim . Bu seçim im i yaln zca zor durumda kalan insanlara yardm etme amacy la yapmadm tabii. Benim seçtiim yolda alanm la ilgili çok daha verim li hadiselerle karlaabiliyorum . Plastik cerrah olan birçok kii bu lmaca delisid ir. B iraz garip insanlarz dorusu. Tabiî anomali hadiseleri veya dev tümörler bizi hayata balar. çi, bakmaya bile cesaret edemeyeceiniz yüz deformas-yonlaryla ilgili resim lerle dolu kaln tp kitaplarn bilirsin iz. Zia ve ben bu kitaplarn hastasy zdr. Taze havay cierlerime doldurdum . Sanki dünyan n ilk günüymü gibi parlayan güne kasvetli ruhumu aydnlatm t. Yüzümü lk rüzgara çevirdim ve iyice gevedim . Bunu yapmay çok seven Monica, stresini bu ekilde attn söylerdi hep. Güne n lar usta bir masör maharetiyle karm n yüzündeki çizgileri a lr götürürdü. Gözlerim i kapadm . Lenny sessiz bir ekilde beni bekliyordu. Kendim i daima ar hassas bir adam olarak düünmüümdür. Çok apta l film lerde bile kolayca alarm . Duygularm çok rahat bir ekilde yönetebilirsin iz. Ama babam için hiç alamadm ve imdi, yaadm korkunç frtnan n ardndan gözyan n asla dindiremeyecei bir eyler h issediyordum . Klasik savunma mekanizmas olarak varsayalm . Hep ileri doru hareket etmeliy im . Yapt m iten çok da farkl deil aslnda: Ciltte meydana gelen ufak çatlaklar büyük yarklara dönümeden hemen müdahale edilm elidir. Lenny telefon hadisesin in öfkesini hâlâ üzerinden atamamt. "O herifin ne istedii konusunda bir fikrin var m ?" "H içbir fikrim yok."
Sustu. Ne düündüünü biliyordum . Lenny babasn n ölümünden Edgar" sorum lu tutuyordu. Babas, Edgar'm irketlerinden olan ProNess Foods irketinde orta ölçekli bir yöneticiydi. irket için yirm i alt yl boyunca köle gibi ça lm ve Edgar büyük bir irket evlili i gerçekletirdi inde el- 33 HARLAN COBEN li iki yama henüz girm iti. Lenny'n in babas iten atld. Bay Marcus'u , omuzlar çökmü bir halde mutfak masasna oturmu, özgeçm iin i zarflara titizlik le yerletirirken görmütüm . Ancak i bu lamad ve ik i yl son ra kalp krizi geçirerek öldü. O günden beri hiç k im se, iten atlm a olayyla ölüm hadisesinin birbiriyle alâkas olmad konusunda Lenny'y i ikna edemedi. Lenny, "Benim de gelmem i istemediin konusunda em insin , deil m i?" diye sordu tekrar. "Em inim . Ben iyiy im , saol." "Cep telefonun yannda m ?" Telefonumu çkarp gösterdim . "Herhangi bir eye ihtiyacn olursa ben i ara." G itmeden önce ona tekrar teekkür ettim . oför kapy açt. Çekinerek arabaya bindim . Yolumuz çok uzun deildi. Kasselton 'dan New Jersey'ye. Yan i doduum yere. 60'lann irili u fakl evlerin i, 70'lerin büyük çiftlik evlerini, 80 'lerin alüm inyum çatl evlerini ve 90'larn büyük konaklarn geçtik. Nihayet aaçlar sklat. Önlerindeki su kanallaryla korunan evlerin yola olan mesafeleri b iraz daha açld. imdi sürekli sonbahar ve orman kokusu yayan o olaanüstü zengin bölgeye yaklayorduk. Portman ailesi ilk olarak, iç savan hemen ardndan bu sk ça llarn kaplad alana yerlem i. Jersey 'n in ban liyölerinin büyük bir bölümü gibi buras da o zamanlar tarlaym . Büyük büyük dede Portman yava yava arazilerini satarak büyük bir servet elde etm i. Hâlâ on alt dönüm arazileri var ve bölgenin en geni arazilerinden birine sah ipler. Yolun yukarsna doru trmandm zda gözüm sola, aile mezarlna doru kayd. Gözüme mezarlktaki taze toprak yn iliti. "Arabay durdur" dedim . "Kusura bakmayn Bay Seidman," diye cevap verdi oför, "ama sizi h içbir yere uramadan dorudan eve götürmem söylendi." 34 baka ansn yok Bir eyler söyleyecektim ki, aklm a daha iyi bir ey geldi. Araba mezarl n ön kapsnda durana kadar bekledim . Hemen kapy açp atladm ve gerisin geri yürümeye baladm . oförün sesin i duyuyordum : "Bay Seidman?" Durmadm . Tekrar bana seslendi ama duymazlktan geldim . Yamurun azlna ramen, çimenler yamur ormanlarn andran bir yeillie bürünmütü. Bahçede açan güller bir renk cümbüü meydana getirm iti. Acele etmeye çalyordum ama derim hâlâ neredeyse yrtlacakm gibi acyordu. Biraz yavaladm . Gençken dardan binlerce kez görmeme ramen, bu Portman arazisine yapt m üçüncü ziyaretti. Aile mezarln ise hiç görmemitim . Aslmda birçok insan gibi ben de bundan kaçnmaya çalm tm . Mezarln etrafndaki çit yaklak bir metre yüksekli indeydi ve bembeyazd. Son yaplan merasim için özel olarak m boyand acaba diye merak ettim . Tamamen lüzum suz olduunu düündüüm kapdan içeri adm m attm , taze toprak ynndan gözümü hiç ayrmadan gösterisiz mezar talarn n arasndan yürüdüm . Yeni mezarn yan na geldiimde tüm vücudumu bir titreme ald. Yavaça gözlerim i yere doru indirdim . Evet, yeni kazlm bir mezar. Henüz mezar ta konulmam . Mezarn bana, düün davetiyelerinde kullan lan yaz karakteriyle tek bir ey yazlm : MONICA'MIZ. Ayakta dikilerek gözlerim i krptrd m . Monica. Vahi gözlü güzelim benim . Çalkantl bir ilikim iz vard; büyük bir tutkuyla balayan ve sonra lar monoton lamaya balayan çou ilikide olduu gibi. N için böyle olduunu bilm iyorum . Monica üphesiz farklyd. lk balardaki tutku ve heyecan derin bir vadi gibiydi. Ama bu duygular, ruh halim izde meydana gelen deiim ler neticesinde zamanla bkkn la dönüüverdi. Daha derine inmeye sabrm kalmam t. O rada dik ilm i toprak ynna bakarken ac dolu bir hatrayla sarsld m . Saldrdan iki gece önce yatak odasnda Monica 'y alarken bu lmutum . Bu ilk kez olmuyordu. Son 35 HARLAN COBEN
da olmayacakt. Hayatm zn sahnelendii oyundaki rolümü oynadm ve ne olduunu sordum . Ama sam im i bir yaklam olduunu söyleyemem. Eskiden böyle durum larda çok daha endieli olu rdum . Monica sorumu cevaplamazd. Sarlm aya çalrdm , kaskat dururdu. Bir süre sonra bu tepkisiz lik yordu beni. stedikleri yaplmadnda alayan çocuklann durumuna benziyordu yava yava ve bu süreç duygularn katlamasy la sonuçland. Kasvetli b ir yaam böyle balyor ite. Bir noktadan sonra her eye içerlemeye balyorsunuz. En azndan kendi kendime tekrarlayp durduum ey buydu. Ama bu kez farkl olan bir eyler vard sanki. Mon ica sorumu cevaplad. Uzun bir cevap deildi, tek bir cüm le. "Sen beni sevm iyorsun." Bu kadar. Sesinde acnacak bir ifade yoktu. "Sen ben i sevm iyorsun." Hemen itiraz edip açklama yapmaya çalrken, bir yandan da kendi kendime söylediklerinin doru olabileceini düünmütüm . Gözlerim i kapadm ve göz yalarm azat ettim ... Evet, durumumuz kötüydü ama son alt aydr ikim iz için de bir kaç yolu açlm t. Sakin ve lk bir eye younlam tk, k z m za. Kafam kaldrp gökyüzüne baktm , sonra tekrar gözlerim i buharlap giden eim i saklayan mezarla bu luturdum . "Monica!" diye bardm yüksek sesle ve sonra ona son bir söz verdim . Tara'y bulacama dair yem in ettim mezarnn hemen yan banda. Bir hizmetçi veya evde çalan herhangi biri veya bir orta veya her kim se, koridor boyunca bana elik ederek kütüphaneye kadar götürdü. Evin dekoru çok pahalya patlam olmalyd; sade dou hallar serilm i koyu cilal döeme, yine gösterili olmaktan uzak sade Amerikan tarz mobilya lar. Tüm servetine ve sah ip olduu gen i arazilere ramen Edgar gösterii sevmeyen bir yapya sahipti. "Sonradan görme" tabirin i kesin likle hak etmeyen birisiydi. 36 baka ansn yok Edgar, mavi renkte kam ir spor ceketiy le, mee aacndan yaplm büyük masasndan kalkt. Masan n üzerinde, eer yanl hatrlam yorsam büyük dedesinden hatra kalan ku tüyü bir ka lem ve biri W ashington 'a, dieri de Jeffer-son 'a ait ik i bronz büst vard. Carson Am ca'mm da orada oturduunu görünce ardm . Hastanede ziyaretime geldiinde onu kucaklamaktan kendim i alamam tm . Kucaklama sras imdi ondayd. Vücudumu kendine doru bastrd, h iç konumadan öylece kaldk bir süre. O da sonbahar ve orman kokuyordu. Odada hiç fotoraf yoktu; ne bir tatil fotoraf ne bir okul portresi ne de yardm kurulularn n düzen ledii törenlerde çekilm i bir resim . Aslnda, evin h içbir yerinde fotoraf gördüümü hatrlam yorum . Carson, "Kendini nasl hissediyorsun, Marc?" diye sordu. Ona fena olmadm söyledim ve kaynpederime döndüm . Edgar masasndan ayrlm amt. B irbirim ize sarlm a-m tk. Hatta el bile sk mam tk. Göz ucuyla masann önündeki sandalyeyi iaret etti. Dorusu Edgar" çok iy i tan dm söyleyemem . Yaln zca üç kez görümütük. Ne kadar paras olduunu bilm iyorum ama, oturduu evi bir yana brakalm , caddede yürürken, otobüs duranda beklerken, hatta çplakken bile Port-m an 'lerin ne kadar büyük bir servete sahip olduunu anlayabilird iniz. Monica'da da nesiller boyunca köklem i, edinilm esi imkânsz, genetik diyebileceim iz zengin insan lara has bir tavr seziliyordu. Eim in, buraya kyasla gayet mütevaz saylabilecek bir evde oturmay seçm i olmas muhtemelen bir isyan göstergesiydi. Babasndan nefret ederdi. Daha önce onun gibi insanlarla tanüm için m idir bilinmez ama, benim de babasn n fanatii olduum söylenemez. Edgar kendisini bu lunmaz Hint kuma sanabilir, ama sahip olduu serveti modas geçm i bir yöntem le elde etti. Mirasa kondu. Çok sayda zengin insan tanm yorum ama 37 HARLAN COBEN bir eyi çok iy i örendim . Birisine altn tepsiyle ne kadar çok ey sunu lursa, ekonom ik durum larla veya hükümetin gerçekletirdii icraatlarla ilgili yaknmalar da ayn orantda artyor. Çok garip. Edgar da, sahip olduu konuma can n diine takarak geldiine kendin i inandran o esiz züm reye ait olduunu düünüyor. Elbette hepim iz kendi deer yarglarm zla yayoruz, ama eer h iç kt kanaat geçinmem isen, içinde yaadm lüksü hak etmek için kayda deer hiçbir ey yapmamsan, söz konusu lüks hayat, kendine olan güvensizliin üstünü bir ekilde örtüyor. Ama sürekli kendiy le övünen bir ukala olman da gerekm iyor tabii.
Oturdum . Carson ayakta duruyordu. Edgar" a baktm . yi beslenmekten kaynaklanan tabii bir tombulluk vard vücudunda. Yüzünün tüm hatlar yumuakt. Ama yanaklarmda-ki pembelikten eser kalmamt. Parmaklarn birbirine kenetlem i, ellerini de göbein in üzerine yerletirm iti. Onun harap olmu, bitm i, takati kesilm i görüntüsüne aknlk la baktm . aknlkla baktm diyorum çünkü Edgar her zaman için kendi dertlerini ve sevinçlerin i etrafmdakilerle paylam ayan, çevresindeki a lan igal eden insan lar bir v itrin süsünden farkl görmeyen bir yapya sah ipti. u anda iki çocuunu da kaybetm i bir babayd. Olu Eddie, on yl önce an hzla araba ku llanrken geçirdii kaza sonucu ölmütü. Monica'ya göre Eddie, bu kazay kastl yapm t. Bu yüzden babasn suçluyordu. Monica zaten birçok eyin sorum lusu olarak babasn görüyordu. Bir de Monica 'n n annesi var. Çok fazla "dinlenen" bir kadm . Uzun seyahatlere çkar ve birçok kurum ve dernekte gönüllü olarak yer a lr. Onunla görütüümüz iki seferde de bir programa hazrlan yordu. Güzel kyafetleri ve pudralanm yüzü, sevim li ama solgun görünüü, bo bakan gözleri, içi bo cüm leleri ve özenti tavrlar dikkatim i çekm iti. Carson Amca hariç, Monica 'n n ailesiy le olan ilikileri souktu. Tahm in edebileceiniz gibi bunu pek de umursam yordum . 38 baka ansn yok "Beni görmek istem itin" dedim . "Evet, Marc. stedim ." dedi. Bekledim . Edgar ellerini masan n üzerine koydu. "Kzm seviyor muydun?" Savunmasz yakalanm tm , ama yine de hiç tereddüt etmeden cevap verdim , "Hem de çok". Yalan m fark etm i gibi görünüyordu. Baklarm sabit tutmak için büyük çaba harcyordum . "Ama biliyorsun, yine de mutlu deildi." "Bunun için ben i suçlayamazsn" dedim . Kafasn yavaça öne doru sallad. "Doru." Bu savunmam çok da ie yaram gibi gözükmüyordu. Suçlayc ifadeler kükreyerek tekrar üzerime saldrd. "B ir psik iyatriste gidiyordu, bunu biliyor muydun?" Önce Carson 'a baktm , sonra yeniden Edgar" a döndüm . "Hayr." "Kim senin bilmesini istem iyordu." "S iz nasl örendin iz peki?" Edgar cevap vermedi. Ellerine bakyordu. Sonra birden, "Sana bir ey göstermek istiyorum " dedi. Carson Am ca'ya döndüm . Elleri çenesindeydi ve titriyor gibiydi. Sonra tekrar Edgar" a dönüp, "Göster lütfen" dedim . Masan n çekmecesin i açt, e llerini çekmecen in içine soktu ve naylon bir torba çkard. Baparma ve iaret parmann arasnda köesinden tuttuu torbay iyi görebilm em için havaya kaldrm t. Sanrm bir dakika boyunca torbaya baktm ve neye baktm fark ettiim anda gözlerim fa lta gibi açld. Edgar tepkim i fark etti. "Tandk geliyor, deil m i?" Önce konuamadm . Carson 'a kaçamak bir bak frlattm . Gözleri kpkrm z olmutu. Sonra Edgar" a dönerek bam la onayladm . Plastik torban n içinde küçük bir kuma parças duruyordu. Gördüüm desen, iki hafta önce vuru lmadan birkaç dakika önce gördüüm desen le aynyd. 39 HARLAN COBEN Üzerinde siyah penguen desenleri bu lunan pembe kuma. Sesim zor duyuluyordu."Bunu nereden buldunuz?" Edgar büyük, sar bir zarf uzatt. Bu da korumak için naylon bir torbann içine konu lmutu. Arkasn çevirdim . Beyaz bir etiketin üzerinde Edgar'm ism i ve adresi yazlyd. Mektup, New York'tan postaya verilm iti. "Bugünkü postayla geldi" dedi Edgar. Sonra göz ucuyla kuma parçasn iaret ederek, "Bu Tara'nm m?" diye sordu . Soruya, 'Evet' diyerek karlk verdiim i sanyorum . "Daha bitmedi" dedi Edgar. Elini tekrar çekmeceden içeri uzatt.
"Her eyi naylon torbalara koyuyorum . Yetkililer incelemek isteyebilir diye." Y ine fermuarl b ir torbaya benzeyen bir ey uzatt. Bu seferki biraz daha küçüktü ve içinde saç telleri gözüküyordu. Birkaç tutam saç teli. Artan bir endieyle birden neye bakt m anladm . Nefesim kesildi. Bebek saç. Uzaklardan bir yerlerden Edgar'm sesini duydum. "Onun saç m ?" Gözlerim i sk ca kapayarak Tara'y karyolasnda hayal etmeye çaltm . Korkarak fark ettim ki, zihnimde kz m n görüntüsü giderek daha da zayflyordu. Nasl olabilirdi böyle bir ey? Artk kzm la yaadm günleri gözümde canlandramayacak m ydm ? Göz kapaklarm gözyalarm zor engelliyordu. Kzm n yumuack kafasn okarken hissettiim duygulan geri getirmek istiyordum , parmaklarm n saçlarn okad ann büyüsünü yeniden hissetmek istiyordum iddetle. "Marc?" "O labilir" dedim gözlerim i açarak. "Ama kesin bir ey söyleyemem." "Bir ey daha" dedi Edgar. Baka bir naylon torba uzatt. çinde saç bulunan torbay dikkatlice masann üzerine brak- 40 baka ansn yok tim . Yeni torbay elim e aldm . çinde bir sayfa beyaz kât vard ve lazer yazcdan çkts alnm bir not. Eer yetkililerle temasa geçersen, ortadan kayboluruz. Ona ne olduunu asla örenemezsin. Gözümüz üzerinizde olacak. Her eyden haberim iz olacak, içeride adam mz var. Tüm aramalarn z takip ediliyor. Sakn telefonda bu konudan bahsetmeyin . Senin, yani büyükbaban n zengin olduunu biliyoruz. k i m ilyon dolar istiyoruz. Fidyeyi kz n babas teslim edecek ve sen, büyükbaba, paray sen hazrlayacaksn . B ir cep telefonu gönderiyoruz. Bu telefon güvenli, d inlenemez. Ama herhangi bir ekilde telefonu kullanrsan z haberim iz olur. Ortadan kayboluruz ve çocuu bir daha asla göremezsiniz. Paray hazrla ve babaya ver. Baba, para ve telefon yannda olsun. Eve git ve bekle. Seni arayp ne yapman gerektiini söyleyeceiz. Dediklerim izin dna çkarsan kzn bir daha asla göremezsin . Baka ansn yok. Cüm le yaplar garipti, bazlar nezaket kokuyordu. Notu tam üç kez okudum ve kafam kaldrp Edgar ve Carson 'a baktm . Kom ik bir rahatlama çöktü üzerime. Evet, bu korkunç bir eydi, böyle bir mektup almak... Ama dier taraftan içim i rahatlatm t. Sonunda bir ey olmutu ite. Harekete geçebilirdik artk. Tara'y geri a labilirdik. Yeni bir üm it domutu. Edgar ayaa kalkarak odann köesine doru yürüdü. Bir dolabn kapan açarak üzerinde Nike logosu bulunan spor bir çanta çkard. H içbir ön açklamaya gerek duymadan, "Hepsi burada." dedi. Çantay kucama brakt. Gözlerim i çantaya diktim . "ki m ilyon dolar, ha?" "Seri numaralan ardk deil, ama her ih timale kar tüm seri numaralarnn listesin i e lim izde bu lunduruyoruz." 41 HARLAN COBEN Carson 'a baktm ve tekrar Edgar'a döndüm . "FBI ile görümemiz gerektiini düünmüyorsun san rm ." "Hayr." Edgar kollarn gösünde birletirerek masan n kenarna iliti. u berberlerin ku lland defne yapra kolonyas kokuyordu, ama daha ilkel, daha ekim si bir eyler seziyordum sanki. Gözlerinde yorgun luk belirtileri vard. "Senin kararn, Marc. Baba olan sensin . Yapacan eye sayg duyarz. Ama bildi in gibi federal yetkililerle daha önce temasm oldu. Kendi görülerim yaadm tecrübeler neticesinde ekillendii için ne kadar yetersiz olduklarn rahatlkla söyleyebilirim . Önyargl davran yorum belki, ama ne ekilde yönetildik lerine ve nasl ça ltklarna bizzat ahitlik ettim . Eer kaçrlan ben im kzm olsayd, on lara göre deil, kendi kararlarma göre hareket ederdim ." Ne söylem em veya ne yapmam gerektii konusunda tereddüt ettim . Edgar bunu fark etti. E llerini birbirine vurarak aklatt ve kapya doru yürüdü. "Mektup eve gidip beklemeni söylüyor. Sanrm en iyi ey söylenen lere uymak." 42 Üçüncü Bölüm
Ayn i OfÖr kapda bekliyordu. Nike çantay gösüme bastrarak arka koltua süzüldüm . Duygularm aalk bir korku hissi ve garip bir sevinç arasnda sürekli gidip geliyordu. Kz ma kavuabilird im veya her eyi mahvedebilirdim . Ama öncelik li olan mesele uydu: Polise söylemeli m iyim , yoksa sr olarak m kalmal bu mektup? Sakinlemeye çaltm , art ve eksileri yan yana koyup objektif bir ekilde düünmeye çaba ladm . mkânszd tabii ki. Ben bir doktorum . Daha önce de hayat kurtaran kararlar verdim . En iy i yolun, heyecan unsurunu denklemden çkarmak olduunu biliyordum . Ancak kzm n hayat ortadayd. Biricik kzm . Bata söyledik lerim i tekrarlayacak olursak: Benim dünyam . Monica'yla birlikte satn aldm z ev, doup büyüdüüm ve hâlâ ailem in yaad evin birkaç sokak ötesinde. Bu konuda hâlâ kararsz m . Anne ve babama bu kadar yakn bir yerde yaamaktan pek de holanm yorum aslnda, ama dier yandan onlar b ir bana brakp gitmek fikrinden de nefret ediyorum . Orta yolu sanrm u: Yaknlarnda yaa ve bol bol seyahat et. Lenny ve Cheryl, bizden dört sokak ötedeki Kasselton Alveri Merkezi'n in yannda, Cheryl'in doup büyümü olduu evde oturuyorlar. Cheryl'in ailesi a lt yl önce Flori-da'ya tand. Ama arada bir torun larn ziyaret edebilm ek ve günein hiç batmad, yazlarn insann kan n kaynatt bu eyaletten kopmamak için bir evlerin i satmayp burada brakm lar. 43 HARLAN COS EN Kasselton 'da yaamay tam olarak sevdiim söylenemez. Son otuz ylda ehrin çehresi hemen hemen hiç deimedi. Gençli im izde ailem izin maddeci tutum larn, amac belli olmayan deerlerin i hafife alarak da lga geçerdik. imdi biz de onlar gibi olduk. Sadece yer deitik, on lan hangi emekli köyü kabul ederse oraya postaladk ve çocuklarm z da biz le yer deitirdi. Fakat Maury'n in büfesi hâlâ Kasselton Meydan'nda. tfa iye hâlâ çoun lukla gönüllülerden oluuyor. Amatör lig maçlar hâ lâ Northland sahasnda oynanyor. Yüksek gerilim hatlar hâlâ esk i ilkoku luma çok yakn. Bren-ners'lerin evin in arka tarafnda uzayan orman ve Rockm ont tepesi hâ lâ çocuklarn gezip tozmas, sigara içmeleri için harika bir yer. Lise hâlâ "Millî Ödü l Finalistleri"ni seçiyor. Benim zamanm da listedeki isim ler daha çok Yahudi arlklyd, bugünlerdeyse sanki Asya ü lkeleri çounluu oluturuyor gibi gözüküyor. Monroe Meydan'ndan saa döndük ve doup büyüdüüm evin yanndan geçtik. Beyaz boyas, siyah panjurlar, sol taraftan üç basamakla çklan mutfa, oturma odas, yemek odas, sa taraftan ik i basamak aa inilerek ulalan çalma odas ve garajyla evim iz birçok evden daha harap bir haldeydi ve mahalledeki hepsi birbirin in ayn olan evlerin arasnda kolayca fark edilebiliyordu. Aslnda bizim evi dierlerinden ayran en önem li özellik neydi biliyor musunuz? Tekerlekli sandalye rampas. Ben on iki yandayken, babam üçüncü kez felç geçirdiinde yaplm t bu rampa. Arkadalarm la burada kay kay yapmaya baylrd k. Hemire arabasn yola park etm iti. Gün ar geliyor. Sürekli evde duran birisi yok yani. Babam yaklak yirm i yldan fazla süredir tekerlekli sandalyeye bal durumda. Konuam yor. Azn n sol kenar, hafifçe aaya doru sarkarak normal olmayan bir görüntü oluturuyor. Vücudunun yars tamamen felç olm u durumda, dier yars da pek farkl gözükmüyor. 44 baka ansn yok Araba Darby Soka'ndan döndüünde, evim in daha dorusu evim izin birkaç hafta öncekinden farkl olmadn gördüm . Ne görm eyi üm it ettiim i bilm iyordum . Suç mahalline boydan boya gerilen san polis bantlarndan görmeyi üm it ediyordum belk i. Veya büyük kan lekeleri. Ancak iki hafta önce olanlar hatrlatacak hiçbir iaret gözükmüyordu etrafta. Bu evi aldmda ipotekliydi. Levinsky ailesi otuz alt y l boyunca orada yaam , ama pek kimseyle görümemiler. Bayan Levinsky, tiki olan sevim li bir kadnd. Bir canavara benzeyen Bay Levinsky ise bahçede sürekli karsna barp çarrd. Ondan çok korkardk. Bayan Levinsky bir gece üzerinde gecelikle evden dar frlam t. Arkasndan kocasn elinde kürekle zavall kadn kovalarken görmütük. Çocuklar bir tek onlann bahçesine giremezdi. Liseyi bitirdi imde, kendi k zn taciz ettiine dair dedikodular gelm iti kulama. Saçlar lü le lüle olan ve sürekli hüzün lü bakan kz D i-na'y la ilkokuldan itibaren ayn okula gitm itik. Onca zaman ayn snfta bu lunmam za ramen, öretmenler tarafndan zorlanmad sürece bu kzn bir kez bile yüksek sesle konutuunu, hatta fsldadn bile hatrlam yorum . Dina'ya hiç
yaklaamadm . Ne yapabilirdim bilm iyorum ama, içimde hâlâ ona yardm c olamadm için bir pimanlk hissediyorum . K zn taciz etti i söylentileri yayldktan sonra Bay Lewinsky birden ortadan kayboluverdi. Banka eve el koydu ve kiraya çkard. Monica ve ben Tara domadan birkaç hafta önce bu evi tutmutuk. Eve yerlememizden birkaç ay sonra, bir gece yans uyanm ve çok garip ama, evin mutsuzluk ve ac dolu geçm iine dair bir ses duyabilirim belki diye etraf dinlem itim . Dina acaba hangi odada kalyordu diye düünerek onun içinde bulunduu durumu anlamaya çalm tm . Ancak h içbir ey duymadm ve hissetmedim . Daha önce de dem itim . Bir ev tuladan ve harçtan baka bir ey deildir. 45 HARLAN COBEN Evim in önünde ik i yabanc araç park etm iti. Annem ön kapda durmu beni bekliyordu. Arabadan indiimde, savata esir a lndktan sonra kurtu larak evine dönmü bir gaziy i karlayan insanlarn heyecan ve paniiyle bana doru kotu. Kucaklayarak sm sk kendine doru bastrdnda ar bir parfüm kokusu burnumun direini szlatt. Hâlâ elimde tuttuum içi para dolu Nike çanta, ayn içtenlikle ona sarlm am engelliyordu. Annem in omzunun üzerinden dedektif Bob Regan 'm evden çktn gördüm . Hemen yanmda iri yar, dazlak kafal ve güne gözlükleri olan zenci bir adam duruyordu. Annem yavaça kulama eilip, "Seni bekliyorlard" diye fsldad. Annem i brakp onlara doru yürüdüm . Regan bir elin i gözünün üzerine siper yapm t. Havann fazla güneli olmadn düünürsek, sanyorum yaln zca i olsun diye böyle bir hareket yapyordu. Zenci adam sa ta gibi hareketsiz duruyordu. "Nerede kaldn?" diye sordu Regan. Soruya herhangi bir tepki vermediim i görünce devam etti, "Hastaneden ayrkl b ir saat oldu neredeyse". Cebimdeki cep telefonu gefdi birden aklma. Bir de elimde içi azna kadar para dolu bir çanta vard. Yar doru, yar yalan bir cüm le kurdum . "Eim in mezarn z iyaret ettim ." "Konumamz gerekiyor, Marc." "çeri buyurun" dedim . Hep birlikte evden içeri girdik. Antrede durakladm . Mo-nica 'nm cesedi u anda durduum yerin bir adm ötesinde bulunmutu. Orada dik ilip, evde yaanan iddete da ir bir iz görebilm ek için gözlerim i duvarlarda gezdirdim . Gözüme hemen bir ey çarpt. Merdiven boluunun yan nda, Behren litografisin in hemen üzerinde bir kurun delii vard. Bana veya Monica'ya sklan bir kurun hedefine ulamam ve duvan parçalam olmal diye düündüm . Kurunun isabet etti i yerin boyas 46 baka ansn yok dökü lmü ve bembeyaz kireç çkm t ortaya. Boyanmas gerekiyordu. Uzun süre bu noktaya baktm . Birisi gürü ltülü bir ekilde boazn tem izleyince kendime geldim . Annem srtm svazlayp mutfaa yöneldi. Regan ve arkadan oturma odasna buyur ettim . Ben kanepeye oturdum , onlar da birer sandalye çektiler kendilerine. Monica'yla evin dekorasyonunu henüz tamam lamamtk. Sandalyeleri ün iversitede okurken ku llanyordum ve bakanlar bunu hemen anlayabilirdi. Kanepe Monica'nn önceki evinden gelm iti ve gerekti inde açlp yatak haline geliyordu. lk alndnda bile h iç de yumuak olmayan bu ar kanepe, imdi iyice sertlem i, ta gibi olmutu. "Bu Özel Ajan Lloyd Tickner" diyerek söze balad Regan iri yar zenciy i göstererek. "FBI için ça lyor." T ickner ban hafifçe öne eerek beni selam lad, ben de ayn ekilde karlk verdim . Regan gü lüm semeye çalyordu. "Seni daha da iy ilem i görmek çok güzel" dedi. "yi deilim " dedim . arm görünüyordu. "Kz m bu lunana kadar da iy i olmayacam ." "Tabii, doru. B iz im de bununla ilgili birkaç sorumuz olacak senin için bir sakncas yoksa." Onlara bir sakncas olmadn söyledim . Regan biraz zaman kazanmak için elin i azna götürerek hafifçe öksürdü. "B ir eyi anlaman istiyoruz. Sana bu soru lar sormamz gerekiyor. Bu sorulan sormaktan holandm düünme
sakn. Em inim sen in de houna gitmeyecek. Ama mutlaka sorulmas gereken sorular, anlyor musun?" H içbir ey anlamamtm ama uzatmak istem edim . "Devam et lütfen" dedim . "Evliliin hakknda bize neler söyleyebilirsin?" Beyn imde bir im ek çakt. "Benim evliliim in konuyla ne ilg isi var Allah akna?" 47 HARLAN COBEN Regan hafifçe omzunu silkti. Tickner hiç kprdamadan put gibi duruyordu. "Yalnzca baz parça lar birletirmeye çalyoruz, hepsi bu." "Evliliim in konumuzla h içbir alâkas yok." "Haklsn , ama bak Marc, gerçek u ki, dava giderek daha da zorlayor. Zaman aleyhim ize iliyor. Çözüme ulamak için her yolu deniyoruz." "Beni yalnzca kzma götürecek olan yol ilgilendiriyor." "Bunu anlyoruz. Zaten aratrmam zn en büyük amac da bu. Kzma ne olduunu ortaya çkarmak. Tabii sana da. Birilerin in seni öldürmeye çaltn unutmamalyz, deil m i?" "Öyle olsun." "Ama anlamalsn, dier konulan da es geçem iyoruz." "Hangi dier konular?" "Evliliin mesela." "Ne ilgisi var bunun?" Lenny'y i aramalydm . Ama sanki ses ton larnda, hal ve hareketlerinde garip bir eyler vard... Eer imdi dursam ve avukatm aramak istediim i söylesem , bu davran beni suçlu gibi göstermez m i? Halbuki saklayacak hiçbir eyim yoktu. Niye bouna onlarn üphelerini destekleyen bir tavr içine gireyim ki? Bu onlar iy ice cesaretlendirir. Tabii bu arada polisin nasl ça lt n, oyunu hangi kura llara göre oynadn da biliyordum . Ama ben bir doktorum . Daha da kötüsü bir cerrah m . Sk sk birçok insandan daha akll olduumuzu düünmek gibi bir hataya düeriz. Konumama dürüst bir ekilde devam ettim . "Evet, ham ileydi. Ne olmu?" "A lann z plastik cerrahi, deil m i?" Konunun sürekli deim esi çok canm skyordu. "Evet." "Sen ve ortan deniza ülkelere giderek ciddi yüz travmalar veya yan k gibi hadiselerle urayorsunuz?" "Bunun gibi bir ey, evet." 48 baka ansn yok "Sürekli seyahat halindesin iz yan i?" "Çou zaman" dedim . "Pekâlâ, " diye devam etti Regan, "evlenmeden önceki iki ylda, yurtdnda geçirdiin zaman, ü lkede geçirdiinden daha fazlayd desem yanl olur mu?" "Herhalde olmaz," dedim . Sert kanepenin üzerinde sk ntyla saa sola hareket ediyordum . "Bütün bunlarn konumuzla ne alâkas olduunu söyleyebilir m isin iz bana?" Regan dudaklarna dostça bir gü lümseme kondurarak bana bakt. "Resm i tamamlamaya çalyoruz." "Neyin resm ini?" " ortan" notlarn kontrol etti, "Bayan Zia Leroux". "Doktor Loreux" diye düzelttim . "Ah, evet, Doktor Leroux. Teekkür ederim . u an nerede ortan?" "Kamboçya'da." "Orada deformasyon geçiren çocuklar m tedavi ediyor?" "Evet." Regan kafas karm gibi gözükmeye gayret ederek biraz öne doru eild i. "Aslnda bu seyahate sen in gitmen gerekm iyor muydu?" "Bu uzun zaman önceydi." "Ne kadar zaman?" "Em in deilim ." "Peki, program ne zaman deiti?" "B ilm iyorum " dedim . "Sekiz, dokuz ay olmutur."
"Ve senin yerine Doktor Leroux'un gitmesine karar verdin iz, doru mu?" "Evet, doru. Çünkü ben..." Regan lafm azma tkad. "in i seviyorsun deil m i, Marc?" "Kesin likle." Regan, çok zor ve artc b ir soru soracan hissettirmeye çalarak ar el hareketleriyle saçn kad. "Pekâlâ, m a- 49 HARLAN COBEN dem seyahat etmeyi çok seviyorsun, n iye program iptal ettin ve yerine Doktor Leroux'un gitmesini istedin?" Yava yava konuyu nereye getirmek istediin i an lyordum . "Biraz azaltmaya çalyordum ." "Yurtdm seyahatlerini yani?" "Evet." "N için peki?" "Baka sorum lu luklarm vard." "Karn ve kz n la ilgilenmek bu sorum lu luklarnn arasndayd sanrm ." Yüzümü kaldrp gözlerine baktm . "Ne alâkas var imdi?" Regan arkasma yasland. Ksa bir sessiz lik oldu. T ickner da Regan ' taklit ederek geriye doru yasland. "Sadece resm i tamam lamaya çalyoruz." "Bunu zaten söylem itin ." "Evet, bir saniye." E linde tuttuu defterin sayfalarn kartrd. "Kot ve krm z b luz." "Pardon?" "Karn." Gözleriy le notlarn iaret etti. "O sabah kot ve krm z bir bluz giydiin i söylem itin." Monica 'nm görüntüsü yine beynime dolmutu. "Evet, ne olmu?" "Onun cesedin i bulduumuzda," dedi Regan, "çplakt." Kalp atlarm hzland. Kollarm parmak uçlarna kadar karncalanmaya balad. "Bunu bilm iyor muydun? Kelim eleri azmdan zorlukla- dökü lüyordu."Yani ona...?" Cüm lenin geri kalan ksm sanyorum onlara ulamad. "Hayr," dedi Regan. "Karnn vücudunda kurun deliklerinden baka herhangi bir ize rastlamadk." Yine anlayp anlamadm kontrol eder gibi bam öne ve arkaya sallad. "Cesedi tam burada bulduk. Evde çplak dolamak gibi huylan var m yd einin?" 50 baka ansn yok "Size söyledim ." Artk iyice dolmutum . Kendi kendime türlü ihtimalleri gözden geçirdim . "Kot ve krm z bir bluz giyiyordu ." "O halde giyinikti?" "Evet." dedim . "Kesin m i?" "Kesin." "Tüm evi aratrdk. Krm z bir bluz bu lamadk. Kota gelince, em inim birden fazla kotu vard. Ama krm z b luz orta lkta yok. Sence de garip deil m i bu?" "Bir saniye bekleyin," dedim . "E lbiseler cesedin yannda deildi, doru mu?" "Doru." Çok saçmayd bu. "Bekleyin," dedim , "dolabna bakacam ." "Biz bunu zaten yaptk, ama istersen bak. Ama yine de üzerindeki elbiselerin dolaba nasl girm i olabilecein i örenmek isteriz, haksz m ym ?" Cevap vermedim . "S ilahnz var m Doktor Seidman?" Yine baka bir konuya atlam t. Sakin olmaya çalyordum ama bam dönüyordu. "Evet." "Ne tür bir silah?" "38'lik bir Sm ith Wesson . Babam nd." "S ilah nerede saklyorsunuz?" "Yatak odasndaki dolapta. En üst rafta kilitli bir kuruda duruyor." Regan arkasna doru uzanarak kilitli metal kutuyu çkard. "Bu o mu?" "Evet."
"Açar m sn lütfen?" Kutuyu bana uzatt. E lim e aldm . Gri-mavi renkli m eta l kutu buz gibiydi. Ama asl önem li olan gayet hafif duruyordu. ifresin i ayarlayarak kutuyu açtm ve resm i belgelerle 51 HARLAN COBEN karlatm . Araç ruhsat, evin senetleri, tapu; her ey vard ama silah yoktu. "Karn ve sen 38 'lik bir tabancayla vuru ldunuz" dedi Regan, "ve tabancan kayp gibi gözüküyor." Sanki silah birdenbire kutuda belirecekm i gibi gözlerim i kutudan ayrmadan bekledim ama tabii böyle bir ey olmad. Neler olduunu anlamaya çalyordum ama nafile. "S ilahn nerede olabilecei konusunda bir fikrin var m ?" Hayr anlam nda kafam sa lladm . "Ve garip bir ey daha," dedi Regan. Kafam kaldrp ona baktm . "Sen ve Monica ik i fark l 38 'lik silahla vuru ldunuz." "Nasl yani?" "Evet, ben de inanmakta güçlük çektim . Tam iki kez balistik inceleme yaptrdm . Sonuç, sen ve karn iki fark l 38Tik tabancayla vuru ldunuz ve sen inki kayp." Regan tabiilikten çok uzak bir hareketle omuzlarn silk ti. "Beni an lamaya çal, Marc." k isin in de yüzlerine baktm . Gördüüm ifadeyi hiç beenmemitim . Lenny7 nin uyars geldi y ine aklma, bu kez daha ciddi bir tavrla, "Avukatm aramak istiyorum ," dedim . "Em in m isin?" "Evet." "Ara öyleyse." Annem mutfak kapsnn yanmda dikilm i, ellerini ovuturuyordu. Acaba konuu lan larn ne kadarn duymutu? Merakl gözlerle bana bakyordu. G idip Lenny'yi aram asn söyledim . Kollarm gösümde birletirdim ama rahat edemedim . Ayaklarm ritm ik bir ekilde yere vuruyordum . Tickner güne gözlüklerini çkard. Gözleri gözlerim le bulutu ve ilk kez konutu. "Çantan n içinde ne var?" Sadece ona bakmaya devam ettim . "E linde tuttuun spor çanta." Tickner'n sesi, sert görü- 52 baka ansn yok nümünün aksine sanki alamakl bir tonda çk yordu. "çinde ne var?" Büyük bir hata yapm tm . Lenny'nin sözlerini kulak arkas etmemeliydim . Konumaya balamadan hemen onu aramalydm . imdi bu soruya ne ekilde cevap verebileceim i kestirem iyordum . Arka odada annem telefonda Lenny'ye acele etmesini tembih liyordu. Ne cevap vereceim i kafamda tasarlarken, duyduum bir sesle düüncem bçak gibi bölündü. Cep telefonu, fidyecilerin kaynpederime gönderm i olduu telefon çalyordu.
53 Dördüncü Bölüm Tckner ve Rean telefona cevap vermem i beklediler. B ir ey söylemelerine frsat vermeden izin isteyerek kalktm . Aceleyle odadan dar çkarken telefon az daha elimden düüyordu. Güneten gözlerim kamanca dar çkt m anladm . Gözlerim i ksarak zorlukla telefona baktm . Tularn dizilii kendi telefonumunkinden farklyd. Kar kaldrmda göz alc parlak renkte kasklar giym i ik i kz neon bisiklete biniyorlard. Bir tanesin in selesinden aaya doru pembe bir kurdele sallanyordu. Çocukluumda bu bölge, benim yamdaki çocuklarn oynayabilm esi için en güven li yerlerden biriydi. Okuldan sonra buluurduk. Tam olarak hangi oyunlar oynadm z hatrlam yorum ama, hiçbir zaman tam olarak organize olamadm z için beysbol gibi oyunlar pek oynayamazdk. Oynadm z oyunlarn mutlaka saklanma, yakalama veya sahte iddet içeren oyunlar olduunu hatrlyorum . Mahalle hayat içinde çocukluk dönem i m asum iyeti tem sil etse de, gün sonunda en azndan çocuklardan birisi eve mutlaka alayarak dönerdi. Tartr, taraf deitirir, arkadalk ve kavga üzerine kararlar alrdk, ama tpk balk hafzas gibi ertesi gün
hepsini unuturduk. Her öleden sonra tem iz bir azar iitirdik mutlaka. Yen i gruplar kuru lurdu ve bu da alayarak eve giden yeni bir çocuk an lam na gelird i. Nihayet parmam cevap verme tuuna dedi. Telefonu kulama doru götürürken tua bastm . Kalbim göüs kafesime inan lmaz bir bask uyguluyordu. Hafifçe öksürerek 54 baka ansn yok boazm tem izledim ve kendim i tam bir aptal gibi hissederek, "A lo" dedim . "Sadece evet veya hayr diye cevap ver." Telefonun dier ucundaki ses, müteri hizmetlerine önem veren irketlerin, "Dahili numaray biliyorsan z lü tfen tulayn z. B ilm iyorsanz, muhasebe için Ye, insan kaynaklan için 2'ye..." eklinde uzayp giden telefon kaytlarndaki robot konumasn andran bir tona sahipti. "Para yamnda m?" "Evet." "Garden State Plaza'y b iliyorsun?" "Evet, Paramus'taki." "Tam iki saat sonra araban kuzey kapsna park etm i olacaksn . Nordstrom s'un hemen yannda. Dokuzuncu ksm . Arabana birisi yaklaacak." "Ama." "Eer yaln z olmazsan ortadan kayboluruz. Takip edild iin i fark edersek ortadan kayboluruz. Polis kokusu alrsak ortadan kayboluruz. Baka ansn yok. Anladn m ?" "Evet, ama ne zaman." Kapand... E lim yana dütü, vücudum uyumaya balad. Bu hale kar koymaya çalmadm . Kar ka ldrmdaki kzlar aralarnda tartyorlard. Tam olarak ne dedik lerini anlayam yor-dum ama "ben im " kelim esi duyuluyordu sürekli olarak, vurgu lu olarak ve üzerine basa basa söylenen tek kelim e buydu. Köeden hzla bir spor araba frlad. Arabay seyrettim . Ac bir fren sesi yayld mahalleye. Araba daha durmadan oför kaps açld. Lenny'd i gelen. Çevreye kaçamak bir bak frlatp yanma sokuldu. "Marc?" "Haklym sn ." diyerek evi gösterdim bam la. Regan imdi kapnn hemen yannda duruyordu. "O layn içinde olduumu sanyorlar." Lenny'nin rengi gitti. Gözleri küçü ldü, gözbebekleri toplu ine ba kadar kald. Sporda buna, "maç yüzü" diyorlar 55 HARLAN COBEN san rm . Lenny yava yava "Cujo"layordu. Vücudunun hangi bölümünden yemeye balayacana karar vermeye çalyormu gibi Regan 'a bakt. "Onlarla konutun mu?" "Biraz." Lenny h ncn benden çkard. "Avukatnla görümek istediin i söylemedin m i on lara?" "lk bata söylemedim ." "Kahretsin Marc, sana söylem itim sakn." "Fidyeciler arad." Son cüm lem Lenny'nin lafn azna tkmaya yetti. Saatim i kontrol ettim . Paramus nereden baksanz buradan krk dakika çekerdi. Trafii de hesaba katarsak bir saat. Zaman vard, ama oyalanacak kadar fazla deil. Süre balam t. Lenny, Regan 'a bir bak daha frlattktan sonra kolumdan çekerek evden biraz uzaklatrd. Tam köede durduk, yol boyunca uzanan kaldrm n üzerine itinayla yerletirilm i bulut grisi talarn üzerine tpk ik i ufak çocuk gibi çömele-rek oturduk. Dizlerim iz neredeyse çenem ize deiyordu. Bu ekilde çömelerek oturmak fazlasyla rahatsz ediciydi. Güne tam kardan geliyordu. Gençli im izde olduu gibi birbirim izin yüzüne deil, karya bakyorduk. Böylece her eyi daha rahat konuabilirdik. Çabucak olup biten i anlatmaya baladm . Hararetli konumann ortasnda Regan bize doru yürümeye balad. Lenny aniden ona doru dönerek bard, "Bana bak!" "Ne?" "Müvekkilim i tutukluyor musun?" "Hayr." Lenny Regan 'in kask bölgesini iaret etti e liyle. "O halde dinle, bir adm daha atmaya kalkrsan sana gününü gösteririm !" Regan omuzlarn dikletirdi. "Müvekkiline sormam z gereken baz soru lar var." "Çok etkileyici. Git de bu ilerden anlamayan bir avukatn müvekkilinin haklarn ihla l et."
56 baka ansn yok Lenny adam kovar gibi bir yüz hareketi yapp tekrar bana döndü. Regan durumdan pek mutlu gözükmüyordu ama iki adm geriledi. Tekrar saatime baktm . Fidye telefonu geleli daha be dakika olmutu. Lenny, Regan ' yiyecekm i gibi bakarken ben hikâyenin geri kalan ksm n an lattm . "Fikrim i örenmek ister m isin?" &qu