Upload
trinhdiep
View
221
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
• sakarya üniversitesi ilahiyat fakültesi dergisi 2:/200 l
ENDÜLÜS TEFSİR GELENEÖİ
Yunus EKİNl
Summary
What I mean by the exegetical tradition of Andulus is that the tradition which has been supported by the Andulusian culture and the exegetical activities developed by the Andulusian commentators. Andulus exegetical tradition appeared during the third century, developed in the fıfth century, reach the peak by the exegesis of Ibn Atiyya and Curtubi. These two coınmentaries show general features Andalusian exegesis very well. In short, the exegetical activities in Andalus performed by the help of jurispuridance. In addiltion, the commentators placed great emphasis on the literal meaning of the verses while they prevent thernselves from using the allegorical methods and isra.'iliyyat reports.
Giriş
Endülüs tefsir gelene;~ine değinmeden önce İspanyan'nın İslam medeniyeriyle
tanışmasının siyasi tarihi hakkında kısa bir malumat verilmesi yerinde olsa gerektir.
Cografi alan itibariyle Endülüs'ten, bugünkü İspanya ve Portekizi de içine alan,
Prenelere kadar uzanan İberik (iberic, iberia) yarımadası kastedilmektedir. Endülüs
isminin menşei hakkında en kabul görmüş bilgi, M.S. V. yüzyılda İberik: yarımadasına
gelen Fandal veya Vandal isimli kabilelerden ötürü bu yarımadaya Fandalusiya adının
verilmiş olduğudur. Arapl2Lr bu telaffuzu kısaltaralc Endelüs şeklinde kuUanmışlardır.2
M.S. N.yy. sonlarına yaklaşıldığında, İspanya,-Roma İmparatorluğunun etkisinin
azalmasına bağlı olaralc- Sueviler, VandaUar, Alanlar ve Vizigotlar gibi barbar Germen
kabilelerinin istilasına maruz kalmıştır. Endülüs'ün fetih'ten öneelci hakimleri, daha
önceden Hristiyan Arius mezhebine merısub olan .fu.kat, zaman içinde yerli halkın
mezhebi katolikliği tercih etmiş olan Vizigotlardır.3 ispanyolca'da Endülüs kavramı
"Andalucia" şeklinde geçmekte ve ilk devirlerde müslümanların yaşadığı yerlere mu-
1 SAÜ. İlahiyat Fakültesi, TefSir Anabilim Dıtlı Öğretim Üyesi, Yrd. Doç. Dr.
2 es-Sılfı:, Halid, Tarihü 1-ilıab fi ~-Endelüs, 1980, I, 57; Özdemir, Mehmet, Endülüs Müslümanları,
Ank. 1994, s. l-2.
3 Makkari, Nefhu't-tib, Bc:ynıt 1988, I, 147; Özdemir, Endülüs Müslünıanları, aynı yer.
247
kabilken, özellikle M. XI. yüzyıldan sonra Beni Ahmer devletinin idaresindeki top
raklara münhasır kalmıştıır.4
Emevi HaliJ:esi Velid b. Abdiilmelik zamanında Kuzey Afril<a valiliğine tayin
edilen Musa b. Nusayr, Herbed asıllı azatlısı Tarık b. Ziyad'ı Tanca ve bazı şehirleri
fethetmekle görevlendirir. 1\kabinde Tanca valisi olarak tayin eder. Musa b. Nusayr,
(92h./7llm.) senesinde de Tarık b. Ziyad'ı yedibin kişilil< bir kuvvetle fetih için
İspanya'ya gönderir.s İsparLya'ya geçen Tarık b. Ziyad, o esnada Vizigotlann laalı
olan Rodrigo ile Lekke vadisinde (Guadalate) yaptığı savaşı kazarur. Böylece sekiz
gün süren savaş müslümanların zaferiyle sonuçl;ınmış ve İspanya kapıları müslüman
lara açılınıştır.6 Fetbin akabinde Musa b. Nusayr da Endülü:s'e çıkar ve ild koldan
İspanya'Jllll fethirre girişilir. Nihayet 7l4m. senesinde Halife Velid b. Abdülmelik'in
emriyle, Musa b. Nusayr Endülüs'ün idaresini oğlu Abdiiiaziz b. Musa'ya bıralap
beraberine de Tarık b. Ziyad'ı alaral< İşbiliye'den ayrılır. Böylece Endülüs'te yirmibir
valinin işbaşma geldiği valiler dönemi başlar ve (l39h.j756 m.) tarihinde I. Abdurrahman 'ın Endülüs Bm evi Emirliğini ilanma kadar süre:r.
İslami terminolojide, hemen hemen Kur'an'la beraber zilaedilen, Tefsir ifadesi
lugatta bir şeyi açmak, keşfetmek anlamına gelirken, terirıı olarak ise Kur'an'ı anlama
ve açıldama faaliyetidir. Kur'an-ı Kerim, nuzül devresinden itibaren tebyin ve tefsir
edilegelmiştir. Söz konusu tefsir süreci farklı açılardan ele alınarak incelenebilir.
Mesela, ayetlerin ayetle ve Rasulullah'm hadisleriyle tefsir edildiği, yirmi üç senelil<
tenzil dönemi ve sonrası şdlinde iki devreye ayrılabilir. İlki 'D:bylrı, ikincisi de Tefsir devreleri şeklirLde isimlendirilebilir. Tebyin devresi bir artlatma işlevi niteliğini
taşırken tefsir devresi ise, Kur'an'ı anlama ve insanlara anlatma gayreti olarak
değerlendirilebilir. Hatta bu çerçevede, Tefsir Usulu ve Ulumu'l-Kur'an isimleri
altında toplanan ıilimler de yeni bir tasnife gidilebilir, farklı bir bağlam ve ilişkiler ağı
içinde değerlendirilebilir.
Bilirıdiği gibi, Kur'an'ı tefsir çabalarının çekirdeğini, Mekke'de İbn Abbas'm,
Medine'de Übeyy b. Ka'b'm ve Küfe'de İbn Mes'ud'un etrafinda oluşan tefsir
medreseleri oluşturmaktadır. Bu üç medrese eksenli tefsir çalışmalarıru yüzlerce
Kur'an tefsirinin telifi takip etmiş ve bir tefsir geleneği teşekkılil etmiştir. İşte bu tef
sir geleneği, müfessirlerin metotları, öncellideri ve yoğunlaştıkları konular göz
önünde tutularal<, rivayet ve dirayet tefsiri şeklirLde bir genellerneyle tasnif edilip ince-
4 Özdemir, Mehmed, "Endülüsmd.", XI, 211, DİA, İst. 1995.
5 İmaduddin S. Muhammed, Endülüs Siyasi Tarihi, (çev. YusufYazar), An.k.. 1990, s. 29.
6 Makkari, Nefhıı 't-tib, 1,231-233; İbn Haldun, TariJ'ı, Beyrut 1989, IV,150; Özdemir, Endülüs
Müslı'imanları, s. 19.
248
lenmiştir. Doğrusu tefsir geleneğine yönelik bu tür dle~~erlendirmeler ne ölçüde
vakıayla örtüşmektedirr Rivayet tefsirinin ilk temsilcisi olarale zikredilen Taberi'nin
dirayet açısından zeng;inliği nasıl izah edilirr Ayetlerin gramarical anlamına önem
veren İbn Atıyye ne ölçüde rivayet tefsiridirr Yine rivayet tefsiri geleneğin meşhur
isimleri, Taberi ve İbn Kesirarasındaki farklar geleneğin hangi yapısına işaret etmektedir?
Bu makalede, Endülüs İslam kültüründen beslenen meşhur müfessirler,
etkileşim ve gelişim açısından incelenmiş, Endülüs'te yetişen müfessirler ve tefsirleri
hakkında bilgi verilmiş, aralarındal<:i etkileşim, ortaklıle ve f<ırklılıldardan yola çıkılaralc
Endülüs tefsir geleneğiyle ilgili bazı tesbitler dile getirilmeye çalışılmıştır
Görülmüştür ki Rivayet tefsiri olarak nitelenen İbn Atıyye, Taberi'den istifade etmek
le beraber, önceki Endülüs tefsir geleneğinin akıp kendisine döküldüğü bir havuz
gibidir. Yirıe Kurmbi, bazen ismirıi vererek, bazen de vermeden J:bn Atıyye 'den ve
İbn Arabi'den çok ±azla istifade etmiştir. Doğrusu her bir tefsir üzerirıde yapılacak
spesifik ve eleştirel çaliışmalar çok değişilc nitelik ve arka planlan ortaya koyacalctır.
Endülüs tefsir geleneğ;i tabiriyle, temel taşı rıiteliğindeki meşhur tefSirlerin meydana
getirdiği, ortak ve taı·klı yönleriyle bir yorum sürecirıi kastedmekteyiz. Arıcak bir
yönüyle malcalenirı içeriği, "gelenek" tabirirıi yansıtmak·ta kusurlu olabilir.
Endülüs'te Temrin Teşckk:ül ve Tedvini
Tefsir ilminin müstakil bir ilirn olarak Endülüs'te ı:ıeş'et ettiğ;i zamanın sınırını
çizmek hayli zordur. İslamın İspanya'ya girişiyle başlayan bir süreç içirıde oluşumunu
sürdürdüğü de muhakkaktır. Eldeki mevcut bilgiler çerçevesinde Endiiliiste tefsire
dair ilk eser telif eden Baki b. Mahled (v.276h.)'dir. Kronolojik olarak ondan sorıra --·--··-- -·-· '
Mekki b. Ebi Talib d-Kaysi (v.43;7h.), Abdiiihak b. A1J.yye (v.!546h.), Ebu Bekr
İbı:ıü;l~ı\fab!Jv.548h.), MUhammed b. Ahmed b. Ferh cl~lzmtubi (v.67lh.), İbn Cüzey el-Kelbi (v.J.4:lh.) ve Ebu Hayyan el-Endelüsi (v.745h.)'yi tefsir ilminin mühim simaları olarak görmekteyiz? Yukarıda kaydettiğirrıiz ıniiellifler ve eserleri
incelendiğinde de görüleceği üzere Endüliiste tefsir ilmi diğer ilirrılerden temayüz
ederek h. 3. asırda ortaya çıkmış, 5. asırda parlamış, 6. asırda İbn Atıyye ile zirvesine
ulaşmıştır. 7. ve 8. asırlar ise Endülüs tefsirirıin olgıınluk devri olmuştur.s Endülüs'te
tefsir ilmiyle meşgl1l olan ve tefsir yazan alimler kaydettiklerimizden ibaret değildir.
Yazımızda, Endülüs'te TefSir ilminin köşe taşı konumunda müfessirleri inceledik.
7 el-Meşini, Medresctıl'-Tefsir, s. 81-82.
8 Musa, Kıtınil ve Dahrılc, Ali, Keyfe NefJıemü'l-Kur'an ( dirase li'l-mezahibi'ıt-tefsiriyye ve't-tidhati
ha), Beyrut 1992, s. 250.
249
Hicaz, Kufe ve Basra'da olduğu gibi Endülüs'te de, hadis-i şerifte övülen,üç
nesil9 Sahabe, tablin ve tebeu't-tabllrı, çekirdek konumunu il:ıraz etmiştir. Endülüs'e
İslam ve islami ilimler ilci şdclde girmiştir: BirirKisi; Fetihle beraber Endülüs'e gelen
ve göçeden müslümanların eliyle. İleineisi ise Doğuya, Mısır, Şam, ve Hicaz' aha cc ve
ilim öğrenmek maksadıyla seyahat eden Endülüs'lü müslümariların eliyle:
el-Müneyziı· el-Yemani el-İtrild: Sahabedendir. Kaynakların kaydettiğine göre
Endülüs'e Musa b. Nusayr ile, bir gazi olarak hicret etmiştir. İbn Abdilberr onun
hakkında el-Müııeyzir el-İJriki olarak bahsetmektedir.lO Buhari'nin de 'Tarilı'inde
onun için "Rasulullah'la görüşüp sohbetine iştirak etmiş daha sorıra da İfrikiye'de
hadis rivayetinde bulunmuştur" dediği nakledilmektedir .ll
Tabiinden Endülüs'e geçenler daha f.ızla olmuştur. Feth.in zamanı itibarıyla da
böyle olması tabüdir. Endülüs'e geçen Tabiinden tesbit edebildiğimiz kadarıyla
bahsedelim:
Musa b. Nıısayr: Enclü.lüs'ü Tarıle b. Ziyacl'la beraber fetlıeden Kuzey Afril<:a va
lisidir. Küııyesi Ebu Abdurrahmandır. Temimü'd-Dari'den hadis rivayet etmiştir.
Kendisinden de Mesruk b. Yezid el-Yahsı1b1 hadis almıştır. Ilieri 67 yılında vadi'I
kura'da vefat etmiştir .12
Haneşes-San 'am": Tam adı Ebu Ali Hüseyin b. Abdullah olup Musa b. Nusayr'la
İspanya'ya çılcanlardandır. Hz. Ali'den hadis rivayet etmiştir.l3
Ali b. Ebi Rabah cl-La.hmi: Basralı tabllrıdendir. Yermuk savaşının olduğu sene
doğmuş ve ll4h .. senesinde vefat etmiştir. Künye si Ebu Abdullah' tır .14
Hıbban b. Ebi Cebc.le: Bu zatı Ömer b. Abdülaziz beraberinde on tane tabiin
ile İfril<:iyye hallmıa İslamı öğretillekle görevlendirmiştir. Vefatı l22h. senesinde
olmuştur.
Yine tabiinden Ebu Abdirrahman b. Yezid' cl-Maafiri el-HubullJ (v.lOOh.), ve
Muhammed b. Evs b. Sabitel-Ensari gibi bir çok kişi Musa b. Nusayr'la Endülüs'e
geçmişlerdir .ı 5
9 Müslim, Sahlh, Fiten, 112; Tirmiz~ Sünen, Fiten, 15.
lO İbn Abdilberr, El-İstiab, Kahire ts., N, 1485.
ll Makkar~ Neflıu 't-tib, I, 279;. lll, 5.
12 İbnü'l-Feradi, Tarihü ulemai'l-Endelüs, Mısır, 1966, ll. kısım s. 146; Makkari, Nefhu 't-tib,I, 271-
272.
13 Makk.ari, Nefhu't-tib, m, 7; el-Humeydi, Cezvetü'l-nıuktebes, Darü'l-Mısnyye, 1966,201-203.
14 Makkari, Neflıu 't-tib, m, 8; I, 278.
15 Makkari, Neflıu 't-tib, m, 8-1 O; el-M eşini, Mustafa İbrahim Medresetü 't· TelSir ii '1-Endelüs,Beyrut
1986, s. 44-45.
250
Bald b. Mahled el-Kurtubi (v. 276h/889m.): Yukarda belirtildiği üzere
Endülüs'te tefsirin teşekkül ve tedvini adına ilk eser telif eden Baki b. Mahled'dir.
Künyesi Ebu Abdirrahınan'dır. Hicri 201 senesinde dünyaya gelmiştir. Tefsir ve
hadis ilminde vukılfiyet sahibi, zlliid, abid ve Endülüs Emevileri döneminde yetişen
ınühiın alimlerden biridir. Milild mezhebinin Endülüs'te yerleşmesinde büyük pay
sahibi olan, İmam Malik'in talebesi Yahya b. Yahya el-Leysi el-Kurtubi'den ilim tahsil etmiştir ,16
Bald b. Mahled el-Kurtubi, daha sonra doğu ya iliın seyehatinde bulunmuş,
Hicaz'da Ebu Mus'ab ez-Zuhri ve İbrahim b. el-Münzir el-Hız~lıni'nin derslerine
katılmıştır. Mısır'da Yahya b. Bukeyr ve Ebu Tahir b. es-Serh 'den, Dımaşk'ta Hişaın
b. Aınınar'dan, Bağdat'ta Ahmed b. Hanbel'den, Kufe'de Yahya b. Abdulharnid el
Hırnınini ve Ebu Bdcr b. Ebi Şeybe'den ilim alınıştırP Herhangi, bir mezhebi tal<
lid etmeyip nasslarla fetva vermiştir.l 8 Baki b. Mahled b. Yezid, tbn Ebi Şeybe'nin
llMusarınefllini ve İmam Şafıi'nin ll el- Ümmll isimli eserini ilk defa Endülüs'e getiren
aliındir.l9
Birçok eseri olduğu belirtilmelde beraber kaynaldar üç eserinden bahsetmekte
dir. İlki, Endülüs'te telif edilen ilk Kur'an tefsiri konumundalu llTefsirü'l-Kur'anll
isimli eseridir. İbn Hazm 'a göre Te!Sirül-Kur'an, Taberi nin Cimiu'l-beyan'ı da
dahil, benzeri İslam aleminde te 'lif edilmemiş ölçüde laymetli bir tefsirdir. 20
ilcinci meşhur eseri ll el-Müsnedll diğer ismiyle ll el-Niusannefı1'1-Kebirll , B ald b.
Mahled bu eserini sahabe isimlerine göre tertib etmiştir. Daha sonra ise hadisleri
konularına göre tertib etmek suretiyle eserine hem ınusannef hem de ınüsned özelliği kazandırmıştır. 21
Bald b. Mahled, Bınevi halciıniyeti devrirıde yaşamıştır. İlıni gelişıneler açısından
Endülüs Bınevi Em[rleri içinde I. Hişaın b. Abdurrahman ve II. Hal<eın b.
Abdurrahman özellilde zileredilmesi gereken şahsiyetkrdir. Endülüs'te I. Hişaın'a
kadar İmam Evzai (v. l57h.) 'nin mezhebi halciındi. Evzai ınezhebini bu üll<eye
16 Davudi, Tabakitü'l-müfessirin, Beyrut ts. Daru'l-kütübi'l-ilıniyye, I, 118; Angel Ganzalez Palencia, Tarih u '1-fı.kri'l-Ende.lusi (Arap. terc, Hüseyin Mu 'nis ), Kahire 1·s., s. 407-408.
17 Davudi, Tabakit, ı:, 119. 18 Makkari, Nefhu't-tib, ll, 518, ll, 47; Davudi, Tabakat, I, 119.
19 İbn Ferad~ Tarihul-Ulemai'l-Endeli.is, s. 92; Zeheb~ Muhammed b. Ahmed, Siyerü a'lirni'n
nubela, Beyrut, 1993, XII, 287. 20 Makkari, Nefhu 'ı~·tib, ll,519; İbn Beşkuval, es-Sıla l.KLsırn s.ll6-l17; Zirikli, el-A 'lam,
Beyrut.1969, ll,33.
21 Makkari, Nefhu 't·tib II,519; İbn Beşkuval, es-Sıla l.Kısım, s.ll6-ll7 Zehebi, SiyerüA'lam.i'n
nubela :ıaı:ı:, 291.
251
taşıyan Fakili Sa'saa' ibn Selam'dır. Bu zat Kurtuba'ya gelmiş ve orada fetva
makamıru ibraz etmiştir .. Evzai mezhebi Hicri II. asrın sonlarına kadar etkisini
sürdürmüştür.22 I. Hişarn devrindeki müsbet gelişmelerden biri de ihtida olaylarının
fazlalığıdır. Müvelledfuı de denilen bu yerli İspanyol müslüın<ınlar ve diğer müslü
manlar haccetmek ve dinlerini öğrenmek maksadıyla Doğu'ya bilhassa Hicaz'a seya
hatte bulunuyorlar, özellikle Medine'de İmam Malik'le görüşen bu insanlar O'ndan
Muvatta'yı ve Maliki fikhırıı öğrenerek Endülüs'e dönüyorlardı. Emir I. Hişam birç~k Endülüs'lü genci İmam Malik'ten ders almaya teşvik etmiş ve bu hususu
maddi-manevi ollarak desteklemiştir. Maliki mezhebinin Endülüs'e intikalinde en
önemli şahsiyetler, Ziyad b. Abdurrahman el-LahmJ (v. 204h.) ve Yahya b. Yahya elLeysi' el-Kurtub.l (v.234h.)'dir. Ziyad, İmam Malik'ten Muvatta' yı dirıleyen ve
eksiksiz olarak Endülüs'e getirendir.23 Yahya b. Yahya el-Kurtulbi ise, İmam Malik'in
"Endülüs'ün akıllısı" diye: medhettiği Muvatta'yı rivayet eden bir alimdir. I. Hişam kadı tayinlerinde kendisiyle istişare ettiğirıden Endülüs'te kl.dılar umumen Maliki
mezhebinden olmuştur24. İbn Hazm, Yahya \?. Yahya'yı bu konumundan ötürü
İmam Yusuf'a benzetmektedir. Maliki mezhebini de destdleyen I. Hişam'ın bir
diğer ilmi fualiyeti Arapça'nın ilim dili olduğuna dair ta'mirn yayınlayarak Arap dili
nin yayılmasına yardımcı olmasıdır. 25
Emir II. Hakem ise ilim ve kitap aşığı bir zattır. İslam alemindeki ilim merkez
lerine görevliler göndermek suretiyle te'lif edilen eserleri istirısah ettirmiş, hatta
müelliflere eserlerini yazma aşamasında yardım ederek bir nüsha da kendisine yaz
malarıru talep etmiştir. IL Hakem malıtutatı çok yakından takip ederek Endülüs'te
İlmi hayata büyük katlcıda bllllurınıuştur. II. Hakem zamanında, Kurtuba Üniversite
si zamanın en meşhur ilim merkezlerinden biri; Kütüphanesi de 600 bin ciltlik bir
kitap koleksiyonu haline gelnıiştir.26 Rivayet edildiğille göre: kurmuş olduğu özel
kütüphanesinde dörtyüz bin eser bulurımaktadır.
TefSirin oluşumu adma ikinci mühim kişi Mekki b. Ebi T2ılib el-I<aysi el-Kurtubi
(v. 437h./l045.)'dir. Mulukü't-tavfuf devrinde yetişmiş olan Ebu Muhammed
22 ed-Dabi, Ahmed b. Yahya, Buğyetü'l-mültemis, Mek.tebetü'l-Endelüsiyı: 1967, s. 324; Mak.k.ari,
Neflıu 't-tib I, 336 el-Meşlni; Mustafa İbrahim, Medresetü 't-TefSir, s. 54.
23 İbn Feradi, Tarihü ulemai'l-Endelüs, Mısır 1966, s. 154; el-Meşllıi, Medrcsetü't-tefSir, 58; İın!idüd-
din, Endülüs Siyasi Tarihi, s. 92-93. 24 İbn Beşkuval, es-Sıla, II. Kısun, s. 663; cl-MeşM, Medresetü 't-teJSir s. 57.
25 el-Meşinl, Medresetü 't-Te:lsir; s. 57.
26 Mak.k.ari, Neflıu 't-tib, I, 385-386; Hakkı Dursun Yıldız editörlüğünde Heyet, Doğuştan Günümüze
Büyük İslam Tarihi, Çağ yay. İst. 1986, IV, 482, 484.
252
Mekld b. Ebi Talib Muhammed Hammuş b. Muhammed, 355h. senesinde
Kayrevan'da doğmuştur. Daha sonra Kurruha'ya yerleştiğinden Kurruhi denir.
Kayrevan'da Ebu Muhammed b. Eb't Zeyd el-Kayravani (v. 376h.) ve Ebu'i-Hasan
el-Kabisi (v. 403h.)'den ilim tahsil etmiştir. Birçok Endülüs'lü alim gibi, O da
doğuya seyahat ederek hem haccetmiş, hemde değişik beldelerde ilim meclislerine
iştirak etmiştir. Mısır'da, Ebu Adiyy el-Mısri (v. 38lh.) ve Abdulmün'irrı b.
Ubeydullah b. Galbun (v. 399h.)'dan kıraat tahsil etmiştir. Ebu'I-Velid el-Bici gibi
birçok alim yetiştirmiştir .27 Miliki ınezhebirıi ilzam etmiştir. 39 3 h. senesinde
Endülüs'e gelen MelrJ<i b. Ebi Talib Kurruha'ya yerleşmiş ve Kurtuba Camisinde
insanlara kıraat ilmini öğretmiştir. 437 h. senesinde de vefat etmiştir.28 Mekld b. Ebi
Talib'in te'lif ettiği eserlerden bazılan şunlardır:
-e1-Hidaye ila bıılızği'n-nihaye -el-izah fl'n-nasib ve'1-mensuh
-Müşkilü '1-Kıır'an
-et-Tebsıre fl '1-lcıraat
77 veya 80 kadar eserinin olduğu kaynaldaı·da kaydedilınektedir.29 Ancal< bir
kısmı kayıp olan eserlerinin mevcutlan da gerek Türkiye'de, gerekse İslam aleminde
ki özellilde de mağrib ülkelerindeki kütüphanelerde bulurıınaktadır.3 0
Tefsir'e dair "el-Hidaye ila bu1ızği'n-nihaye" adlı eseıi Endülüslü müfessirlerin
mühirrı bir kaynağıdır. "el-Hidaye" !Zıraat, i'rab ve nahiv bilgileri ağırlıklı bir tef
sirdir:31 Mekki b. Ebi Tllib, bazen grub halinde, bazen ele tek tek ayetleri tefsir eder.
Her iki durumda da ayetlerin tamamını değil baş tarafindan bir kısmını zikreder sonra
da tefsirine başlar. Öncelikle "ayet/ayetlerin icınall tefsirini yapar. Buna, "tefSiru't
tilave" ismini verir. Sonra da ayette geçen kelime ve kavramları etirrıo lo jik açıdan
açıklar. Dilsel açıdan ityeti tefsir ettikten sonra müfessirlerden nakillerde bulunarak
bunları değerlendirir, bir kısmını tercih eder, bir kısmının ise reddeder. Gerek dilsel
gerekse ınanaya yönelik açıklamalarında Kur'an ve hadisten istidlallerde bulunur.
Hukuki ayetlere geldiğinde ise Faldhlerin görüşlerini zikreder. Ayetlerin tefsirinde
nuzul sebeplerine ve tarihi bilgilere de değinir.32 Kur'arl, Hadis, ve sahabe kavli gibi
27 Ferh!it, Ahmed Hasan, Mekki b. Ebi T:Wb ve TefSiru'l-Kur'an, Arnman ı997, s. 48-63.
28 D:1vudi, Tabak:it, H,337; İbn Hallikan, Vefey:1tü'l-a'yan, Beyıut 1977, V, 2/'4-276.
29 D:1vudi, Tabak:it, H, 338; Makkarl ID, ı79; İbn Hallikan, Veii:y:it, V, 276.
30 Hangi eserlerin mevcut, gerçekten müdlife ait ve nerede bulunduğu hakkında geniş bilgi içinbkz.
Ferh:1t, Mekki b. Ebi Talib, ı 09- ı 44.
3ı el-Meşlııi, MedresetiJ"t-tefSir, s. 87-88.
32 · Ferhat, Mekki b. Ebf Talib, s. ı 99.
253
bütün müfessirler için ortak kaynaldann dışında özellilde el- 11 Hidaye 11 de istifade
ettiği eserler olaral<, Hocalarından Ebu Bekir el-Udfuvi'nin 11 d-İstiğna 11 isimli eseri,
Taberi'nin 11 Camiul-beyan 11 ı, Ebu Ca'fer en-Nahhis, 11 en-Nasih ve'l-Mensı1h 11 u, Ebu
İshak ez-Zeccac ve el-Ferd'nın 11 Meani'l-Kur'~ın 11 isimli eserleri sayılabilir.33
Birçok islam ilimi bu eserden istifade etmiştir. Özellikle İbn Atiyye, tefsirinde,
Mekki b. Ebi Talib'in bu eserinden hayli istifade etmiştir. :Bu kıymetli eser, Fas'ın
Rıbat şehrindeki Umurnl Kütüphane'de dört mücelled halinde yazma olarak bulun
maktadır. Meldd b. Ebi Ta:lib halduncia Konya'da D. Ali Kayapınar tarafuıdan, Ezher
Usulueldin fakültesinde ele,, Ahmed Ferhat taraı5ndan doktora tezi hazırlanmıştır.
Endülüs Bınevilerinin son dönemlerinde devleti Hacibler (Vezir-i azamlar) idare
eder olmuş ve buna taht kavgalan da eklenince başkent Kurtuba'nın ileri gelenleri
duruma el koymuşlar, yapttkları toplantıda, Halifeliğe son ve:rerek, idareyi, oluşturu
lacal< bir şuraya ı:evdi etmişlerdir. Böylece Site devletleri (müJukü't-tavaif) dönemine
girilmiştir. Bu devrede kötü sonun ilk habercisi olarak Tuleytula şehri düşmüştür.34
Bütün olumsuzluldara rağmen ilim ve alimi takdir etmişler, adeta siyasi ve idari
zaaflarını bu tür çabalanyla kapatmaya gitmişlerdir35 Ebu' 1-Velid el-Baci Şehir
Devletlerinin emirleriyle görüşerek birleşmenin gereğini anlatmıştır. İbn Hazm da
durumun düzeltilmesi için çaba harcayan, gelecekteki sıluntıları sezen diğer bir
alimdir.36 Müli'lkü't-tavaif devresinde yetişen meşhur nıüfessirlerden bazıları
şunlardır: Mekki b. EbiTalib el-K1.ysi (v. 437h.) ve EbuAmr Osman b. Said ed-Dini
(v. 444h.) Diger zamanlara nisbetle bu devrede ilmi gelişmelerde durgunluk yaşanmıştır. 37
Endülüs'te Tefsirin O~gunluk Devreleri
İbn Atıyye'den Kurtuibi'ye uzanan süreç, Endülüs'te tefsir ilminin olgunluk
devrelerini meydana getirmiştir.
Abdulhakk İbn Atıyye (v. 546h./1151m.): el-Kadi A.bdulhakk b. Galib b.
Atıyye el-Endelusi el-Malik!, Gırnata doğumludur. İbn Atıyye ile Endülüs'te tefsir
ilmi zirveye ulaşmış ve altın çağını yaşamıştır. Diğer Endülüs '.lü müfessirlerden farklı
olarak Şark'a ilmi seyahatte bulunmamıştır. Bu ve benzeri birçok özelliği ile İbn
Atıyye, Endülüs'te özellilde tefsir ilminin tahlili için model bir müfessirdir. Bazı ta-
33 Ferhat, Mekld b. Ebi Ta.Jib, ı:. 171-189.
34 Özdemir, Endülüs md., XI, 214, DİA. 35
36
el-M eşini, Medrese tü 't- TefSİJ", s. 24.
Özdemir, Endülüs Müslüına.aları, s. 151-153. 37 el-Meşini, Medı·esetü't-TefsiJ·, s. 24-25.
254
rihçiler, İbn Atıyye'nin Şark'a seyahatte bulunduğunu kaydetseler de38, ihtimal ki
babasıyla iltibas edilmiştir. Çünkü babası Şark'a ilinı seyehatinde bulunan bir
llimdir.39
ilim tahsilirıe, Arapça fikıh ve hadis ilminde imanı olan babası Ebu Bekr Galib
b. Atıyye'de başlamıştır. Babasından hadis alınış ve rivayette bulunıııuşrur.40 Yine
Hafiz Ebu Ali el-Hüseyıı b. Muhammed b. Muhanımed es-Sadafı:'den hadis almış ve
rivayette bulunmuştur. Fıkıh ilmini ise Ebu Muhammed b. Att:ib el-Kurtubi, Ebu
Bahr SufYan b. el-Asi b. Ahmed el-Esedi, Ebu Abdullah Muhammed b. Ali b.
Abdulaziz b. Hamdin et-Ta'libi ve başka alimlerden öğrenmiştir.4ll
İbn Atıyye, MaWd mezhebinin mühim fakihlerinden, arab dili ve edebiyatına
vakıf, nahiv ilminin imanılarından muhaddis ve müfı~ssir bir alirıı olarak takdir
edilmekte ve tanıtılmaktadır. 42 İbn Atı yy e, Marabırlar 'ın ilk dönemlerinde Gırnata ve
Meriyye şehirlerinde kadılık görevlerinde bulunmuş ve eserlerini de bu devrede te'lif
etıııiştir. M urabırları takdir eden ve onları öven ender alim ve şiirlerdendir. Nihayet
Mürsiye şehrirıe kadı tayirı edilmiş ancak şehre girmesi engellenmiştir. Lurka Şehrirıe
geri dönen İbn Atıyye bir rivayete göre 546 h. senesinde vefut etnıiştir.43
Bu asırda Tefsir ilmirıde, Endülüs'te İbnü'l Arabi ve İbn Atıyye kıymetli eserler
verirken Doğuda da Zemahşeri "el-Keşşaf", Begavi: de "Mdlimü 't--Tenzil" isimli tef
sirlerirıi te'lif etnıişlerdir. Diyebiliriz ki gerek Endülüs, gerekse Şark, bu zaman dili-
minde tefsire dair çok kıymetli eserlerle tanışmıştır.
Kaynakların. kaydettiğine göre İbn Atıyye, diğer :llimlere nisbeten çok eser telif
etıııemiştir. Belki de siyasi çalkantılar vb. sebeplerle te'lifiırıkanı bulamamıştır. Ancak
üç değerli eseri zilcredilir:
el-Muharrerü '1-Veciz fi tcfsiri Kitabi'l-Aziz.
"el-Ensab": Bu eserinde, muasıırı muhaddis Ebu Muhammed Abdullah b. Ali er
Raş:hi'ııirı "el-İktibasft'l-Envar ve İltiıııasü'l-Ezhar fı: Ensabi's-Sahabe ve Ruvati'l
Asar" isimli eserini tenkid etıııcktedir.
38 Kehh:l.le, Ömer Rıza, Mu 'cemu '1-müellifm, Beyrut, l 993, II, 59.
39 el-Meşlni, MedresetiPt-te/Sir, s. 94.
40 İbn FerhU.U ed-Dib:k'ü '1-Müzehheb II, 57; Zehebi, Tezkiratü ~-Hufliiz IV, 1269; Zirik.ll, el-A'1am
IV, 53; Davudi, Ta.bakat, 266.
41 İbn Ferhun, ed-Dib:ic, II, 57; el-Meş'ı:ıll, Medresetü'1-Te1Sir, s. 93. 42 Suyuti, Celalüddin, Buğyetü '1-vwlt fi tabakati'n-Nahviyyin ve 'Lt-nuh:lt, Mısır 1965, s. 295.
43 Albayrak, İsmail, İbn Atıyye ve Te/Siri, (Basılınamış yüksek lisans tezi Ankar:ı 1994) s. 20-22.
255
11 Bernamec" veya 11 Fehrese 11 olaral( bilinen eserinde ise, İbn Atıyye, ilim aldığı
alimlerin hayatı ve onlardan yaptığı rivayerlere yer vermektedir :H
İhtiva ettiği rivayetlerin sahihliği ve rivayet ağırlıklı tefsirlerin güzel bir özeti
olması noktasından İbn Haldun'un da takdir ettiği 11 el-Mulurrerü '1-veciz'"de İbn
Atıyye, önce ayeti zikrede:r, akabirıde ayeti açık ve uzatmaksızın tefsir eder. Ayetle
ilgili rivayetleri senedierini zikretmeksizin kaydeder. Tercih ve tahliller yapar, bazan
reddeder, bazen derivayeti olduğu gibi eserine alır.45 İbn Atıyye kelime ve kavram
ların izahlarında, şiirle istişhada çokça başvurur. Nahiv meselelerine de çok chem
ıniyet veren İbn Atıyye eserinde nıütevatir kıraatların yanında şaz kıraatlara da yer
vermiştir. Bundan rnaksadı ise ayetlerin muhtemel bütün martalarını ortaya koymak
ve insanları şazz kıraatlar hakkında bilgilendirerek onların sahihlerle karıştırılrnasını
önlemektir. 46
İbn Atıyye'nin tefSire: dair başlıca kaynakları arasında iki Endülüs'lü müfessir,
Ebu'l-Abbas Ahmed b. Anımar el-Mehdevi'nin 11 et-Tahsil li fev<lidi Kitabi't-Ta!SiJ 11 47
ve Mekki b. Ebi Talib'in 11 el-Hidaye 11 isimli tefsirleri vardır.48 Bu onun önemini
artıran vasıflardandır. Yine hemen hemen her müfessirin istifade ettiği İbn Cerir et
Taberi'nin 11 Camia'1-beyan 11 ı. da İbn Atıyye'nin temel kaynaklarındandır.49
Aldele'ye ait me:selelerde: kaynaklarının başında, Bikillam (v.403/l012)'nin eseri
"et-Temhid 11 ve İmanıu'l-Haremeyn el-Cüveynl'nin eseri 11 el--İrşad 11 gelmektedir.
Miliki mezhebine mensub olan İbn Atıyye fikhl meselelerele de 11 el-Muvatta 11 'ya ve
Abdüsselanı b. Sa'td (v. 240/854)'in "Müdevvene"'sine muracaat etmiştir.SO
Tefsir ilmine büyük katkıları olan bir müfessir de EbU Bekr İbnü '1-Arabi (v. 548
b../1153 m.)'dir: Muhamuned b. Abdullah b. Ahmed b. El-Arabi, el-Meafiri el
Mlliki (468 h./1076 nı.) senesinde Endülüs'ün İşbiliye şebrinde doğdu. Babası,
Abdullah b. Muhammed b. Abdullah İbnü'l-Arabi (v.493 h.) İşbiliyye'nin ileri
gelenlerinden ve fakihlerindendir. Mu1ükü't-Tavaiften İşbiliye hakimi Benıl Abbad
44 Zirikll, A'lam IV, 53; Kehhalc:, Mu'cemü'l-müellif'm, II, 59. 45 Meni' Abdülhalim Mahmud, Menahicü'l-müfessirin, Kahire 1978, s.126; el-Meşini,Medresetü't-
tefSir, s. 95. 'l6 İbnAtıyye, el-M'uharrerü'l-vedz, Mağrib 1982, I, 63.
47 el-Muharrerü '1-veciz, IV, 184.
48 el-Muharrerü'l-w:ciz, V, 106,117.
49 el-Muharrerü '1-veciz, I, 102, 122; III, 30.
50 Albayrak, İbn Atıyye ve Tefsiıi, s. 43.
256
hanedanının yanında itibar sahibi bir kişidir. Bu hanedan yıkılınca oğluyla birlikte
İşbiliyye'den ayrıldı. İbnü'l-Arabi İşbiliye'de kaldığı sürece babasının dışında, dayısı
Ebu'I-Kasım Hasan b. Ebi Hafs el-Hevzeni, Ebu Abdullah Muhammed b. Atdb ve
Ebu Mervan b. Serrac gibi alimlerden istifade etmiştir.
Burada bir hususa değinelim: İbnü'l-Arabi, "el-Futuhatü'l Mekkiyye" sahibi
Muhyiddin b. Arabi (6.38 h./1240 m.) ile aynı künye ve lakabı taşır. Her ikisi de
Endülüslü olmakla beraber farklı zamLan ve rnekanlarda yaşamış ve vefat etmişlerdir.
Şu var ki Şark alimleri bu ikisinin arasıru "lam-ı tarif' ile ayırırlar. Hukukçu olanıru
"İbnü'l-Arabi" şeklinde isimlendirken büyük rnutasavvıfi ise "İbnü Arabl" şeklinde
zikrederler. Endülüslü alimler ise bu ayrımı yaprnazlar.5ı
Ebu Bekir İbnü'l-}l!'abi, Endülüs'ten ayrıldıktan sonra Tunus'un Mehdiyye ve
Kayrevan şehirlerine gelir. Burada Usul ve Kelam ilinine vakıf Ebu Abdiilah
Muhammed b. Ali el-Mazeri'den ilim almıştır. Müellifirniz burada ufkunun
genişlediğini söylernektedir.52 Mısır'da Ebu'I-Hasen el-Hul'i, Ebu'I-Hasan b.
Müşerref, Ebu'l-Hasanlb. Davııd el-Farisi, Şam'da Ebu'l-Feth Nasr el-Makdisi, Ebu
Said ez-Zencani, Ebu Harnid el-Gazali ve Ebu Bekr et-Turtuş1 gibi alimlerden isti
fade etmiştir. Özellikle Ebu Bekr et-Turtuşi'den fikıh ilmini tahsil etmiştir. Daha
sonra Bağdat'a da uğrayan İbnü'l-Arabi burada Ebu'I-Hasen el-Mubarek b.
Abdulcebbar es-Sayr~i 'den, Ebu Bela b. Tarhan gibi alimlerden ilim almıştır. 489
h. senesinde hacc ibadetini eda eden İbnü'l-Arabi, Meld<:e'den ayrıllarak ikinci defa
Bağdat'a gelir, burada, Ebu Bekr eş-Şaşi, Ebu Haınid et-Tüsi, Ebu Bekr et-Turtılşi
ve başka alimlerden fiklı usulu, Fıkıh, Hadis, Kelarn ve Mesail-i hilaf gibi ilimleri
öğrenmiştir. 5.3
Daha sonra Endülüs'e gitrnek üzere Bağdat'tan ayrılır ve bir müddet
İskenderiye'de kalır. Bu esnada babası vefat eden İbn'ül-Arabi 495 h. yılında yeniden
yola çıkar ve İşbiliye'ye geri döner.5·<l İşbiliye kadılığına getirilen İbn'ül-Arabi'nin
dürüst ve tavizsiz görev anlayışı, etrafinda, gayri memnun bir zümrenin oluşmasına
ve aleyhinde propagandaya yol açar. Neticede kitaplarına ve malına bile zarar verilir.
Bunun üzerine İbnü'LA.rabi kadılığı lbıralar, akabinde de İşbiliye halkının bey'atını
51 el-MeşM, Mustafa İbrahim, İbnü'l-Arabi' ve TeJSiruhu AhHmi'l-Kut''an, Anıman 1991, s. 15.
52 Cerrahoğlu, İsmail, TeEıir Tarihi., Arık. 1988, ll, 86. 53 el-MeşM, İbnü'l-Arabi, s. 21-25.
54 Davudi, Tab:ildt, IT, 167'-168; Makkari, Nefhu't-Tib, ll, 25-28; İbn Hallikan, V&y~t, N,296-297.
257
Muvahhidlerin e:miri Abdulmü'min'e bildirmek üzere, bir heyetle Merakeş'e gelir ve
burada vefat eder.55 İbnü'l-Arabi, Ebu'l-Velid el-Bad'den sonra Endülüs'te Hanefi
mezhebini tanıtan ve İbn Hazm ez-Zahiri'ye karşı mucadele eden mühim bir
alimdir.56 Pek çok eseri bulunan İbnü'l-Arabi'nin57 tefsirle ilgili eserleri:
-Envaru '1-n~cr
-Ah1dmu '1-Kur'an
-el-Kanun li tefSiri'1-Kur'am'1-Aziz
-en-Nasih ıre'1-Mensılh
İbrahim el-Meşiı:ll, "Envaru'1-Fecr" isinıli tefsirin Merakeş şehrinde yazma
olarale görüldüğ;ünü, hatta selesen mücelled olduğu söylense: de henüz izine rastlan
madığını söylemektedir .. lbnü'l-Arabl:, Ahkamü'l-Kur'an'ında ismini çokca zikret
mektedir.58 Eserlerinden, el-Kanun f1 tefSiri'1-Kur'an'daki metodu, Ahmet Baltacı
tarafindan doktora tezi olarale hazırlanmıştır. Biz bu kısımda kısaca onun Alıkamu '1-
Kur'an'daki metoduna dej~ineceğiz.
lbnü'l-Arabi:, eserinde Kur'in'daki bütün surderi zikreder. Surede ne kadar
alıkarn ayeti olduğunu bellı-tir ve sırasıyla sadece bu iyerlerin tefsirini yapar. Ayetlerin
tefsirine "Birinci ayet: Bu ayette (mesela) beş rnesele vardır. Birinci mesele şu husus ..
hakkındadır ... " diyerek giriş yapar. 5 9
"Ahkamu'l-Kur'irı" Maliki mezhebine dair, belli başlL kaynaklardan biridir.
İbnü'l-Arabi:, ayetleri apklarken yer yer muhaliflerine karş1 :sert ifadeler kullanmış,
kısmen de olsa mezheb taassubuna düştüğü olmuştur. Ancak bu durum onu ilim
ahiakından uzak.laştıracak boyutta değildir.60 tbnü'l-Arabi, diğer Endülüs'lü müfes
sirler gibi hatta daha fazla. zayıf ve israili rivayetlerden hoşlanmayan dolayısıyla eser
ine almayan, aldığında da tenkid ve cerh malesadıyla yer veren bir ilimdir. 6l Her ne
kadar İsrailiyyat teriminin teknik anlamda ilk defa İbn Teynıiye ve İbn Kesir
tarafindan kullanıldığı yaygın görüş ise de, Ebu Belcr İbn el-Arabl: daha önce kullanan
Endülüslü bir müfessirdir. 62
55 Makkari, Ndhıı't-Tib, U, 29-30.
56 Cerrahoğlu, TelSir Tarihi II, 99, ll O.
57 Geniş bilgi ü;in bkz. Davudl, Tab:ikit, II, 170; İbn Hallikan, Vefeyiit, IV, 297.
58 el-Meşiııi, İbnü'l-Arabi, s. 28.
59 Zehebi, Muhammed Hüseyin, et-TefSir vd-müfessirun, II, 491.
60 İbn Ara bi, A11k3mıı'l-Kıır'.ln, Beyrut 1967, I, 82, 194-195; el-Meşini, İbnü'l-Arabi, s. 312-322.
61 Ahldmıı'l-Kı~r'in I, ll; 1, 241.
258
Ayetleri, ayetle, sahili hadislerle, etimotojik tahlilterıe, mütevatir kıraatlara yer
vererek, sahabe ve tablin kavillerine muracaatla tefsir etmiştir. Ancak luğavi açıkla
malara, kıraada ilgili açıklamalara veya sahabe ve tabiin kavline, ayetten çıkardığı
hükme istidlal maksadıyla, tlli olarak değinir. Esas mümeyyiz vasfi hadislerle tefsire
ağırlık vermesidir.63 Taberi'nin "Camiu'l-beyan"ı, İbnü'l-Arabi'nin de temel kay
naldarındandır. 64
İbnü'l-Arabi ve İbn Auyye, Endülüs'te Murabıtlar ve Muvahhitler devrinde
yaşamışlardır. Kuzeyden Hristiyanların saldırı ve işgalleri üzerine, şehir emirleri,
Kuzey Afrilea'daki müslüman devletlerden yardım istemişler ve neticede Endülüs'te
Murabıtlar aleabinde de Muvahhitler dönemleri başlamıştır. Murabıtlar döneminde
ki, Malild fukahasının baskı ve haleimiyerine mukabil Muvahhitler taldide karşı ve ilmi
düşüncede serbestiyet taraftarı olduklarından bu süreçte: kıymetli müfessirler yetişmiş,
değerli eserler vücuda gelmiştir. Mesela, Ebu Bekir İbnü'l-Arabi ve Abdulhakk b.
Auyye bunlardan ilcisidir. Tefsir ilininin alun çağını yaşadığı bu dönemin sonlarına
doğru da çok değerli ilimler yetişıniştir: Ebu Belcir Mı.ıhyiddin İbn Arabi (v.638h.)
ve Ebu Abdilialı Ahmed b. Ebi Bekir el-Kurtub1 (v.671h.).
EbU Abdillah b. Ferh el-Kurtl'lbi (v. 671 h./1272.): Muhammed b. Ahmed b.
Ebu Bekr b. Ferh d-Ensari el-Hazred el-Endelusi, kaynaklarda doğum tarihiyle ilgili
bir bilgi yer alnıazken vefat tarihi hald(lllda ise ittifalda kaydedilen tarih ( 671 h./1273
m.) senesidir.65
Tefsir literatürüne kazandırrmş olduğu çok kıymetll tefsiriyle haldı bir şöhrete
sahip olan müellifımiz Kurtuba ha~dandır. Bilebildiğimiz kadarıyla İbn Atiyye
hariç birçok Endülüs'lü ilim gibi O da ilim tahsili içirı Doğuya seyahat etmiştir.
Aleabinde Mısır'da, 1\syut'un Kuzeyincielci Minyetü İbni Hasib'e yerleşmiş ve orada
vefat etmiştir. 66
Tabakat yazarlan Kurtubi'nin çok salih, abid, zahid, takva ve ahlak-ı kamile
sahibi, boş ve ilgisiz şeylerden uzak, vaktini ibadet ve ilmi çalışmalarla ilıya eden bir
ilim olduğunu özellikle zilcretmekte, Tefsirini ise İsrfuili rivayerlere ve kıssalara mu-
62 Albayrak, İsmail, Qur'anic Narrative and Isra 'iliyyat in Westem Scholarship and in ClassicalExegesis,
s.l27 (Basılnıamış doktora tezi, Leeds 2000)
63 el-Meşiııi, Medres.etı'i 't-tefSir s. ısı.
64 Ahkaınü'l-Kur'ani, 456. 65 el- Meşiııl, Medreseı-ü't-Te!Sir, s. 98.
66 Zehebi, et- TelSir ve'L-Müfessirun, II, 501; Cerrahoğlu, TelSir Tarihi, II, 136.
259
kabil ahicam ayetlerinin tefsirine ağırlık veren, ayetlerdeki kıraaıt furklılıklarıru, i'rab,
nasih ve mensuh gibi konuları ihtiva eden çok faydalı bir eser olarak değerlendirmek
tedirler. 67 Hemen belirtelim ki Kurtubi diğer alıkarn tefsiri müelliflerinden furklı
olarale Kur'andaki bütün ayetleri tefsir etmiştir. Eserlerinden bazıları şunlardır:
-el-Cami' H ilhkami'1-Kur'an
-el-Esmi fl Esmai'llahi'1-husna
-et-Tezkira tl umı1ri'1-abire
-el-Tezlclr ii efö.aH'1-czkar
-Kam 'u '1-hırs biz-zühd ve '1-kanaati ve reddu zelli's-sual bi'1-kütüb ve 'ş-şetaa"
İbn Ferhun, sahasında bu eserden daha güzeline rasdarnadığııu belirtir.68
Kurtubi, Tefsirine yazdığı mukaddime'de nasıl bir tefsir yazmak istediğini
arılatırken eserinin mahiyetine de şöylece değinmektedir: 11 Tdsire ait nükteleri, ayet
lerin, luğavi manalarıru, kıraadarıru, İ'rabıru, sapılk tirkalara cevap ve reddiyeleri, iyet
lerin alıkamıru, nüzlll sebeplerini, iyederin manalarının arasım cemeden, arılardaki
müşkilleri açıklayan seldin ve haletin görüşlerine şehadet eden pek çok hadisleri, özlü
bir şekilde yazmaya çalıştım.69
Tefsirindeki metodu ise şöylece özetlenebilir: a) Ayederin tefsirine dair sözleri,
söyleyerılerine, hadisleri de masanniflerine isnad etmek b) Zaruri olmadıkça
kıssalardan ve tarihi haber1e.rden uzalc kalmak c) Ayetlerdeki hükümleri 11 mesele 11
başlıkları altında izah etmek. Şayet birkaç hüküm aynı ayette yer alıyorsa ilave 11 me'se
le 11 başlıklarıyla orılara da yer vermek, d) Ayetlerdeki garib lafizları açıklamak. e) Eğer
ayet alıkarn ayetleri grubundan değilse tefsir ve te 'vilini yapmakla yetiıımek 70.
Kurtubi, maliki olmasına rağmen mezheb taaassubu görülmez, hatta İbnü'l-Arabi
'nin sert eleştirilerini yumuşatmaya, onun muhaliflerini savunmaya çalışır.7l
Kurtubi 'nin istifade ettiği alimlerden bir .kısnu şurılardı1r: İbn Cerir et-Taberi,
İmaduddin b. Muhammedet-Taberi meşhur adıyla İlkiyi el-Harrasi (v. 504 h.), el
Cessas (v. 370 h.), İbnü'l-Arabi (v. 543 h.) ve İbn Atiyye (v. 546 h-)72 . İbn
Atiyye'den bazen atıfta bulunmadan da bilgi aktarınuııa gitmiştir.
67 İbn FerhUıı, ed-Dibac II, 308; Davudi, Tabaldt, II, 69.
68 İbn Ferhun, ed-Dib;$;c II, 308; Davudi, Tabakit, II, 70.
69 Kurtubl, el-C;$;mi', I, 3.
70 Zehebi, et-Telsir ve'l-Müifessirıin, II, 502.
7l İbn Ferhun, ed-Dib:ic II, 309; Zehebi, et-Tefsir ve'l-müifessirıin, II, S06.
72 Kurtubi, el-C;$;mi', I,l98; :0:, 295; I, 252; I, 29; I, 130.
260
Endülüs'lü bir diğer müfessir de Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b.
Ahmed b. Cüzeyy el-Kelbi el-Mill1 el-Gırnati (v. 741 h./1340 m.)'dir. Endülüs'te
kalan son müslüman devlet, Beni .Ahmer devleti hükümdan I. Yusuf devrinde vuku
bulanTarife şehrinin hristiyanlar tarafindan kuşatılmas1 üzerine çıkan savaşta şehid
edilmiştir. Bu savaşın olduğu güne "Kiine günü" de denilmektedir. Muvahhidlerin
zayıflaması ve iç karışıklıklar sebebiyle, 634-648 h. yılları arasında Kurtuba, İşbiliye,
Belensiya, Ceyyan, ~~atıbe gibi birçok şehir hristiyanların eline geçmişti. Endülüste
son olarak ( 628-892:/1231-1492) tarihleri arasında varlığım sürdüren Gırnata
merkezli Beni Ahmer devleti kalmıştır. Son derece güç şartlara rağmen iki buçuk asrı
aşkın bir süre tarih sahnesinde kalmayı başaran bu devlet, müslümanların
-Endülüs'teki son kalesidir. 1492 m. senesinde Gırnatanın da düşmesiyle İslam
hakimiyeti Eı:ıdülüs'te son bulmuştur. Bu devrede de ilıni hayat devam etmiş, iki
büyük müfessir yetişmiştir: İbn Cüzeyy el-Kelbi (v. '741 h.) ve Ebu Hayyan el··
Endelı1si (v.745h.).
İbn Cüzeyy, aym zamanda muhaddis ve fakihdir. Ebu Ca'fer b. Zubeyr'den
kıraat okumuş, yine aynı kişiden arapça ve hadis ilmini tatlısil etıniştir.73 el-Hatib Ebu
Abdilialı b. Bartal ve Ebu'i-Kasım b. Abdullah b. eş-Şit gibi alimlerelen ilim almıştır.74
-et-Teshil ll uluıni't-tenzil
-el-Muhtarasu '1-tıa.ri' lllaraatı N ali'
-Usul u '1-kurd.i's-sitteti gayrı Nail'
-el-Fevaidü '1-anırırıe lllahni'l-3.ınme
-Vesiletü '1-müsliın ll tehzibi Sahibi Müslim
-et- Tenbilı ala mezhebi's-Şatilyye ve'l-Hanefiyye75
Tefsirindeki metodurıu ise, eserinin girişinde şöyle belirtmektedir: a) Tekrar ve
uzatmalardan uzak kaJmak. b) Kalbine doğan ya da hocalarından duyduğu güzel
nükteleri zikretmek. c} İbareyi tavzilı etmek ve ihtimalleri ortadan kaldırmak suretiyle
müşkilleri beyan etmek. d) Müfessirlerden kendine ulaşan bilgileri seçerek ricih ve
mercuh'u açıklamak.76
73 İbn Ferhnn, cd-Dib:ic II, 272-275.
74 Davıidi, TabaH.t, Il, 85.
75 Davıidi, Tabakıit, II, 86.
76 Meni' Abdülhaliın, Mcnabicü'l-müfcssirin, s. 210-213.
261
İbn Cüzeyy, rivayet edilen sözleri sahibierine isnad ettiğinde, bu durum o sözün
silcalığını, isnad etmiyorsa zayıflığını göstereceğiini belirtmektedir. İbn Cüzeyy de
diğer Endülüslü ınüfessirler gibi luğavi ınanaya önem vermektedir. Tefsirille ild
mukaddiiDe yazan İbn Cüzeyy, 12 babtan oluşan ilk nıukaddinıede nıüfessirlerill
ihtilaf sebebleri, nasilı-nıensuh ve İ 'cazu'l-Kur'an gibi Kur'an ilinılerille dair mese
ldere yer verirken, ilcincisinde ise Kur'an'da çokça zikredilen yahut da iki veya daha
fazla yerde geçen isimler filler ve harflerill açıklamalarından bahseder.77
Endülüs Tefsir geleneğinirı doğu ile bütünleşnıesilli de temsil eden nıühinı bir
nıüfessir de BbU Hayyan el-Bndclusi (745 h./B44 nı.)'dir. Es:trüddin Muhammed
b. Yusufb. Ali b. Hayyan en-Nifrl:, Gırnata'lıdır. en-Nifr ise bir berberikabilesidir.78
Ebu Hayyan, kıraat ilmille çok vakıf bir alinıdi:r. Kur'an'ı, dcHatib Abdulhakk b.
Ali'ye hem ifrad hem de cem' tarıkıyle okumuştur. Daha sonra, Malaka şehrillde el
Hatib Ebu Cafer b. et-Tabbit' ve Hafiz Ebu Ali b. Abu'l-Ahvas'tan ilim alır. İlinı tah
sili içill O da şarka seyahat eder. Afrilca, İskenderiye ve Mısır'a gelir. Mısır'da
Bahauddill b. en-Nahhas'daıı birçok ilim tahsil eder. 450 kadar alimden istifade ettiği
kaynaklarda zilaedilmekte:dir?9 Maldcarl:, Ebu Hayyan'ın h~mgi hocasından, neyi
okuduğunu uzun uzadıya anlatmalctadır. Biz bu:rada onları tek tek sayanıayacağız.
Ebu Hayyan haldcında fıkir sereleden alimler O'nu, zam~mında Nabiv ilmirıi,
luğat ilmirıi en iyi bilen, .şair edib, nıüfessir, mulıaddis, rnulai bir alim olarale
tanıtmakta söz birliği etrni5 durumdadırlar. Ebu Hayyan önceleri Malild mezhe
billdeyken daha sonra Zalıiri mezhebille nıeyletmiş, Mısır'a geldikten sonra ise Şam
nıezhebilli beninısenıiştir.8° Ebu Hayyan, Kubbe-i nıansılrıyye'de Tefsir, Canıiu'l
Alaner'de kıraat ve nalıiv ilinılerirıi okutmuştur.8l Kur'an okunurken ağlayan, huşı1
salıibi, b id 'at ve İ 'tizali fikirlerden uzak bir alimdir.
Tefsirilldekıi metodunu ise el-Bahru '1-muhit' in mukacldinıesilldeki açıkla
ınalarından da :ınlaşılaçağı üzere şu şekilde özetleyebiliriz: Öncelilde ayetteki
kelimeleri teker teker açıklar, eğer bir kelinıenill birden fuzla kullanım alanı varsa bu
durumda ilk geçtiği yerde tamanıını zilerederek gerektiğillde oraya baleılınasını tavsiye
eder. Akabillde ayetin varsa nuzıll sebebirıi, öncesiyle münasebetini, kıraat furldarını
77 el-Meşini, Medrese tü 't-TefSJ'r, s. l 03; M elli' Abdülhaliın, Menabi cü '1-miifessirin, aynı yer. 78 Davıldi, TabaH.t, II, 287; Mak.kari, Nefb.ut-tib, II, 5<15. 79 Zehebi, et-Tefi;ir ve'l-Müfessinln, I, 3117; Davudi, U, 287; Mak.kari, Nefb.ut-tib, II 540,550. 80 el-Meşini, Medresetü't-T.~!Sir, s. 104-105. 81 Makkari, Nefb.ııt-tib, II, 559;el-Meşini, Medresetü't-tefsir, 105.
262
zilerederek tevcih ve anllam itibarıyla tercihler yapar. Şayet bir husus telcrar ediliyorsa
bir faydaya mebni olarale kaydeder yoksa tekrar etmez, daha sonra varsa Fukaha'nın
ihtilaflarını zilcreder. Ayetlerin tefsirinde i'rab ve nahv bilgilerine dayanarak açıklar ki
bu husus onun bariz vasfidır. Yine Kur'an'ı, fesahat ve i'cazıyla çelişen i'rab veeili
lerinden tenzih eder.
Ebu Hayyan'ın en çok etkilendiği ild müfessir, Zemahşeri (v.537h.) ve İbn
Atıyye (v.546h.)'dir. Fahreddin er-Razi ve Takıyyüddin b. Teymiye de istifade ettiği
alimlerdendir. Ancak İbn Teymiye aralarında geçen bir konuşmada Ebu Hayyan,
Sibeveyh'ten nal<:ilde bulunur. Bunwı üzerine İbn Teymiye: "Sibeveyh her ne kadar
Nahvirı babası da olsa 30 yerde hata etmiştir" deyince Ebu Hayyan daha önceden
saygı duyduğu İbn Teymiye'den uzaldaşır ve onu "en-Nehıu '1-madd" isinili eserinde
tenkid eder.82 Ebu Hayyan 679 h. senesinde Endülüs'ten ayrılmış ve haccettilcten
sorıra yerleştiği Kahire'de (v. 745 h.)yılında vefat etmiştir. Eserlerinden bazıları
şwılardır:
- el-Bahru'1-muhit
- en-Nehru '1-madd
- er-Ravdü '1-basim E Kıraatı Asım
- el-İdrak li lisani'l-Etrak
- Neflıatü'1-misk H sireti't-Türk
- el-EfaJ E lisani't·Türk 83
Ebu Hayyan'ın eserleriyle ilgili, detaylı bilgiler için Davudi ve Mal<:kari'nin ki ta
plarındaki ilgili bölüml.ere müracaaat edilebilir. Ebu Hayyan Türkçe ile ilgili dört
kitap yazmıştır. Günümüze kadar gelen "el-İdraJc" isimli eseri Ahmet Caferoğlu
tarafindan bastırılmıştır. 84
Sonuç
Kur'an tefsiri olarak yazılan eserler farklı ülkelerde yazılsa da birbirine benzerler.
Şu kadar var ki, Kur'an'a yönelişlerde, metod ve öncellider açısındart mulıakkal<: fark
lar bulunmaktadır. Sosyo-kültürel çerçevenin değişik yansınıaları olur. Bu açıdan
Endülüs'lü müfessirlerin Kur'an'ı anlama tarz ve yorum tekniklerinde bir özgünlük,
Şark'ta yetişmiş müfessirlerle aralarında ayırıcı vasrtların olduğu düşüncesindeyiz.
82 Davudi, TabaHt, II, 289; Makkad, Nelhut-tib, II, 578.
83 Davudi, Tabakat, II, 290; Makkad, Nellıut-tib, II, 552-553.
84 Doğuşundan Günümüze Büyük İslam Tarihi, IV, 517.
263
Endülüs'lü müfessirlerin Kur'an'ı anlamada temel kaynakları Kitap, Sünnet,
Luğat, Nahiv bilgi ve kaideleriyle şekillenen bir çerçevede kendini göstermektedir.
Bu temel referansların bir açılımı olarak Kıraat farklılıkları, Sahabe kavli, Şiir le istişhad
vahyin tasvip ettiği içtihad-re'y de belli başlı merdleridir. Sahabe kavline bakışları
Ebu Hanife'nin anlayışına paralel, diyebiliriz.
Endülüs'lü müfessirller nassın anlamını tesbit ederken Kur'an'ın arapça olarale
tenzilini öne çıkarmakta., dolayısıyla da ayederde geçen kelimelerin etimalajik ve
cümle anlamlarına, nahiv ilmi açısından analizlerine değinmektedirler. Yine Kıraat
ilmi de dilbilim gibi temayüz ederek, ayederin değişik okunuşlarma yer verilmektedir.
Hemen hemen hepsinde müşterek olan özellikler bazılarında daha yoğunluk
tadır. Sözgelimi, İbn Atıyye ve Ebu Hayyan'ın tefsirlerinde nahv bilgileri, İbn Arabi
ve Kurtubi'nin tefsirlerinde ise alıkarn ağırlıklıdır. Rivayetlerin zikrinde serredleri
zikretmek yerine: kaynaklarına atıfta bulunmak yaygın alınakla beraber Kurtubi yer
yer rivayerlerin senedierine de yer vermektedir.
İbn Atıyye:, kendinden önce yaşamış iki Endülüs'lü müfessir, Ebu'l-Abbas
Ahmed b. Anımar el-Me:hdevi (v. 430 h.)'nin "ctTahsilli fı~vaidi Kitabi't-tafsil" ve
Mekkl b. Ebi Talib el-Kaysi'nin "cl-Hidayc" isimli tefsirlerinden istifade etmek
suretiyle ve şarka seyahat etmemesi gibi özellikleriyle ilk devir Endülüs tefsir anlayışı
için mühim bir kaynak ve örnek konumundadır.
Doğu'da yetişen müfessirlerin ekseriyetinde olduğu gibi İbn Cedr et-Tabed,
İbn Arabi'den Ebu Hayyan'a kadar Endülüs'lü müfessirleriin de temel kaynağıdır.
Farlclı olarale Ebu Hayyan el-Endelusi, Zeniahşed ve Fahreddin er-Razi'den de isti
fade etmiştir. Ebu Hayyan'ın çok istifade ettiği ve takdir ettif~i iki mühim şahsiyetten
biri İbn Atıyye, diğeri Zeınahşed'dir.
Kurtubi'nin kaynakliarından belli başlıları ise, Tabed, İll<iya el-Harrasi ve Ebu
Bekr el-Cessas'ın eserledd~r. Onurı kıymetini artıran önemli bir vasfi da İbn A~yye ve
İbn Arabi'den hayli faydalanmasıyla, eserinde, Endülüs tefsir birikimini büyük ölçüde
barındırmasıdır. Bu ve benzeri özellikleriyle Kıırtubi, zamanla Tabed, Zemahşeri ve
Razi'den sonra tefsir sahas:ındaki temel kaynaklar arasında yerini almıştır.
264
Endülüs'te Mali.l<t mezhebi hakim olduğundan, alıkarn ayetleri Maliki mezhebi
eksenli yorumlanmıştır. İbn Atıyye genelde Maliki mezhebinin görüşünü vermekle
yetinirken Ebu Hayyar:ı, mezhebierin görüşlerini vererek müdellel izahlarını kütüb-i
fikhiyeye havale etmiştir. İbn Arabi, Maliki mezhebi'nin kaynakları arasında bulunan
:6ldıi tefsirir:ıde, mezheblerir:ı görüşlerini serdettikten sonra tercih ve kabüllerini dile
getirir, zaman zaman da sert eleştirilerine ve meıhep taassubuna rastlanır. Kurruhi ise
Kur'an'ın bütün ayetlerini tefsir eden yegane ahkam tefsirinin müe.llifi olarak mezhep
taassubuna düşmemiş israili rivayet ve kıssalarııı yerine fildıi yorumlara yönelmiş
örnek bir müfessirdiır.
incelediğimiz Endülüslü müfessirlerir:ı büyül< bir çoğunluğu bulunduğu bölgel
erde kadılık yapmışlardır. Bu nedenle, nassları bir fakili gözüyle okudukları gözlen-
mektedir. Bu tür bir yaklaşımla özellikle Kurtubi ve Ebıl Bekir İbnü'l-Arabi, Kur'an
kıssalarından dahi fikbi hükümler çıkarabilmişlerdir _
Endülüs tefsir haıreketinin özgünlügünün temel taşlarından biri de İsrailiyyattan
uzak kalmayı büyük öllçüde başarımş olmasıdır. Nitekim:, İbn Teymiye ve İbn Haldun
bu hususu dile getirmiş ve takdirlerirıi belirtmişlerdir. Yine Endülüslü müfessirlerde
tefsirlerini veciz ve özlü kılma gayreti gereksiz detaylara girmeme kaygısı ve ti.tizliği
görülür.
İ'tikadi açıdart Endülüs Te:fsir Mektebi Eş'ari ekolünü benimsemiştir.
Endülüs 'lü Müfessirlerde Doğuda yazılaır:ı tefsirlerdeki kdami meseleler ve tartışmalar
az görülür. Nahiv ilmille daıir izahlar geniş yer tutar. Özellikle belağat ilmir:ıe ait
açıklamalar, Zemahşeri'nin el-Keş~afından istifade eden Ebu Hayyan'ın tefsirir:ıde
daha çok görülür_
Son olarak Tasavufi tefsir noktasıııdan Endülüs Tdsir Mektebir:ıe baktığıımzda
karşıımza çıkan tablo şudur: Sufi Tefsirir:ı, büyük eleştirilere m~u-uz kalaır:ı kısmını
meydana getiren Nazari sun tefsir aır:ılayışı Endülüs'lü müfessirleırce reddedilmiş ve
nasslara rağmen yapıJlacak te'villerden uzak durulmuştur. Bu, Endülüs'te Tasavvuf
hareketinin olmad~~ı anlarnma asla gelmez. Mesela, Kurtubi zlliid bir müfessirdir.
Yine İbn Cüzeyy'de işari yorumlara rastlarur. Nazari Sufi Tefsirir:ı mühinı
simalarından Ebu Belcr Muhyiddir:ı İbn Arabi de Endülüs'lüdür ve tasavvufa yönelişi
Endülüs'te başlar. Ancak hatırlaır:ıacağı üzere meşhur eseri, Futuhat-ı Endelusiyye
265
değil Futuhat-ı Mekkiyye'dir. İbn Arabi, Mürsiye şehrinde 51'7 h. senesinde doğmuş
ve 638 h. senesinde de Şam'da vefat etmiştir.
Böyle geniş ve genel bir konuda derinlemesine tahl.iliin zorluğu ortadadır.
Muhaldcak eksilderimiz ve yanılgılarımız olacaktır. Şirııdjden değerli katkı ve yapıcı
eleştirilerinden dolayı kıymetli ilim ehline teşekkürlerimi arzederirıı.
266