24
r islam Hukuku Dergisi, sy.14, 2009, s. 329-352. CÜVEYNt'NiN EL-VARAKAT ADLI ESERi ÜZERiNE Çeviri ve Dr. Ali PEKCAN** On ai-Waraqat by ai-Juwayni: Translation and Review Abü ai-Maalf ai-Juwaynf (d. 478H), known with his sobriquet "Imam ai- Haramayn" and Rukn ad-Dfn'; is one of the prominent figures of lslamic Thought. lt is widely known that he wrote books on almost all lslamic sciences. He made significant contribution to the institutionalization of Shafities. He alsa has same works on the methodology of lslamic jurisprudence. They are considered as the typical examples of books that are written by Muslim Theologians' methodology. His work "ai-Waraqat" has a unique place among classkal books on lslamic jurisprudence. lt is a methodological masterpece which is concisely written and includes abundant definitions. Key words: lslamic jurisprudence, methodology, Derivation Of Legal Rulings, unique Works, philosophy. VE USÜLE ve 'Ruknü'd-D1n' Ebu'I-Me- all el-Cüveyn1 (V.478), önde gelen biridir. mezhebinin büyük Onun temel bilimlerinin hemen hemen tüm eser kale- me bilinmektedir) Haliyle dair eserleri de bulun- * Çeviriyi metinle okuyan Huzeyfe Çeker ve Hüsnü Özmen'e bu nazik özellikle ederim. ** Konya/Selçuk Merkezi el-Ciibi, Bessam Abdülvehhiib, Mu 'cemü '1- 'Aliim, Limasol 1987, s.466. 2 Muhammed (Tiirihuh ve Riciilüh), Mekke-i Mükerreme 1981, s.l89-191; Muhammed, Hanefi ve Mezhep çev. Faruk ty, s.l22- 123. 3 Makdisi, George, 'm Klasik ç. Hasan Tuncay, 2007, s.73 vd.; Karaman, Hayreddin, Tarihi, 2004, s.252-253; Aybakan, Bilal, ve 2007, s.234, 235.

CÜVEYNt'NiN EL-VARAKAT ADLI ESERi ÜZERiNEisamveri.org/pdfdrg/D02533/2009_14/2009_14_PEKCANA.pdfr islam Hukuku Araştırmaları Dergisi, sy.14, 2009, s. 329-352. CÜVEYNt'NiN EL-VARAKAT

  • Upload
    others

  • View
    4

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

r islam Hukuku Araştırmaları Dergisi, sy.14, 2009, s. 329-352.

CÜVEYNt'NiN EL-VARAKAT ADLI ESERi ÜZERiNE Çeviri ve Değerlendirme

Dr. Ali PEKCAN**

On ai-Waraqat by ai-Juwayni: Translation and Review

Abü ai-Maalf ai-Juwaynf (d. 478H), known with his sobriquet "Imam ai­Haramayn" and Rukn ad-Dfn'; is one of the prominent figures of lslamic Thought. lt is widely known that he wrote books on almost all lslamic sciences. He made significant contribution to the institutionalization of Shafities.

He alsa has same works on the methodology of lslamic jurisprudence. They are considered as the typical examples of books that are written by Muslim Theologians' methodology. His work "ai-Waraqat" has a unique place among classkal books on lslamic jurisprudence. lt is a methodological masterpece which is concisely written and includes abundant definitions.

Key words: lslamic jurisprudence, methodology, Derivation Of Legal Rulings, unique Works, philosophy.

CÜVEYNİ VE USÜLE DAİR ESERLERİ

'İmamü'l-Harameyn' ve 'Ruknü'd-D1n' lakabıyla tanınan' Ebu'I-Me­all el-Cüveyn1 (V.478), İslam düşüncesinin önde gelen şahsiyetlerinden biridir. Şafii mezhebinin kurumsallaşmasında büyük katkıları olmuştue Onun temel İslam bilimlerinin hemen hemen tüm alanlarında eser kale­me aldığı bilinmektedir) Haliyle usul-ı fıkıh alanına dair eserleri de bulun-

* Çeviriyi metinle karşılaştırarak okuyan Huzeyfe Çeker ve Hüsnü Özmen'e bu nazik katkılanndan dolayı özellikle teşekkür ederim. ** DİB. Konya/Selçuk Eğitim Merkezi Öğretıneni. alipekcan65@hotınail.com

el-Ciibi, Bessam Abdülvehhiib, Mu 'cemü '1- 'Aliim, Limasol 1987, s.466.

2 Muhammed İsmail, Şa'ban, Usıilü'l-Fıkh (Tiirihuh ve Riciilüh), Mekke-i Mükerreme 1981, s.l89-191; İbrahim, Muhammed, Hanefi ve Ştijiilerde Mezhep Kavramı, çev. Faruk Beşer, İstanbul ty, s.l22-123.

3 Makdisi, George, İslam 'm Klasik Çağmda Din-Hıikuk-Eğitim, ç. Hasan Tuncay, Başoğlu, İstanbul 2007, s.73 vd.; Karaman, Hayreddin, İslam Hulı:-uk Tarihi, İstanbul 2004, s.252-253; Aybakan, Bilal, İmam Ştifii ve Fıkhi Düşüncesinin Mezhepleşmesi, İstanbul 2007, s.234, 235.

,,

330 Dr. Ali PEKCAN

maktadır.4 Cüveyni'nin bu eserleri, 'kelamcz metotla' kaleme alınan eserle­rin ldasik örnelcieri sayılır.S Onun yazdığı bu eserler, tespit edebildiğimiz kadarıyla şunlardır:

ı-el-Bürhô.n jf usuli'l-fıkh,

Cüveyni'nin usule dair en önemli eseri budur. Eser, Abdülazfm ed-Dfb tarafından tahldldi olarak Katar'da neşredilmiştir (1992). Bu eser sahasında yeni bir sistemle kaleme alınmasına karşın, ifadelerindeld kapalılıktan do­layı Tacüddin Sübki (v.77ı), kendisine 'Lüğzü'l-ümme' (Ümmetin bilmecesi) lakabını vermekten kendini alamamıştır. 6

a-Bu eser, Ebu'I-Hasen Ali b. İsmailel-Ebyari el-Malilci tarafından et­Tahkfk ve'l-beyan adıyla şerh edilmiştir. Bu şerhin birinci cüz'ü Meld<e Üm­mü'l-Kura Üniversitesi öğretim görevlilerinden Ali b. Abdirrahman Bessam tarafından doktora çalışması olara!< tahldk edilmiştir.

b-Bir başka şerh de Ebu Abdiilah el-Mazeri el-Malilci (v.536) tara­fından yapılmış olup, bu yapıtın adı lzahu'l-Mahsul min Burhô.ni'l-usul'dür. Muhammed en-Nemle, bu eserle ilgili talildnde eserin kayıp olduğunu söy­lemiştir Id bu doğru değildir. Zira eser, Cezayir Üniversitesi öğretim görevli­lerinden Prof. Dr. Anımar et-Talibi tarafından 2ooı yılında Beyrut'ta tahldldi olarak neşredilmiştir. Ancak eser, muhalddldn söylediğine göre 'icma' bölü­müne kadar olan kısmını içine almakta olup, eserin tamamı zaten bulun­mamaktadır.7

c-Eseri Ebu Yahya b. Zekeriya (v.?) Kifayetü talibi'l-beyan adıyla şerh etmiştir. Eserin yazma bir nüshası Hollanda da bulunmaktadır. [no.8o7]

2-Kitabü't-Telhfs: Cüveyni'nin usule dair bu eseri, Ebubeldr el-Bakıl­lani (v.4o3)'nin et-Takrfb ve'l-irşad adlı usul ldtabının geniş bir şerhinden ibaret olup, Dr. Abdullah Cevlim en-Neybani-Şebbir Ahmed el-'Umeri ilci­lisi tarafından tahldki yapılarak neşredilmiştir. [Daru'l-Beşairi'l-İslamiyye, Beyrut 1996.]

3-et-Tu h fe fi usuli'l-fıkh: Cüveyni'ye ait bu usul eseri maalesef kayıp-tır.8

4 Bkz. Zerkeşl, Bedruddin Muhammed b. Babadır b. Abdullah, el-Balıru 'l-Afulıiı fi Usıili '1-Fiklı, tlık. Dr. Muhammed M. Tam ür Beyrut 2000, c .I, s.5; İbn Hallikan, Vejeyiilii 'l-A 'yiin ve Enbiiu ebniii 'z-zamiin, tlık. İlısan Abbas, Beyrut 1994, III/167-170; Zelıebl, Şemsüddin Muhammed b. Ahmed, Siyem 'Aliimi 'n-Niibelii, tlık. Ş. el-Amaüt-M. N. el-Arkasüsi, Beyrut 1982, 18/468 vd; Karaman, a.g.e., s.253.

5 İbn Haldun el-Biirlıiin'ı bu metotla yazılan usul eserlerin en önde gelenlerinden biri olduğunu söyler. Bkz., el-Mukaddime, Beyrut 2004, s.476.

6 Brockelmann, C., "Cüveynl" md. MEB İslam Ansiklopedisi, İstanbul 1963, IIU249.

7 Miizeıi'nin Cüveyni'ye itirazlan hakkında genel bir değerlendirme için bkz., Köksal, A. Cüneyd, F1kılı Usulünün Malıiye/i ve Gayesi, İstanbul2008, s. 154-156.

8 Bkz. Cüveyni, Ebul-Meall, İmamü'l-Harameyn, Nilıiİyelii 'l-mallab fi diriiye/i '1-mezlıeb, tlık. Prof. Dr. Ab­dülazim Muhammed ed-Dib, [el-Mukaddimal bölümü], Cidde 2007, s.200, 212.

--

Cüveyni'nin ei-Varakat Adlı Eseri Üzerine 331

4-Medariku'l-'ukul: Cüveyni, bu eserini siyaset-i şer'iyye konusunda kalerne aldığı "Gıyasü'l-ümemfz'l-tiyasi'z-zulem" adındaki eserinde anmak­tadır. Ancal< eserin tamamlanamadığı söylenrniştir.9

s-el-Kafzye fz'l-cedel: Cüveyni, bu eserini mensubu bulunduğu Şafii rnezhebini benimsemiş ilim ehline, diğer rnezheplerle yapacaldan hilafiyat tartışmalarında başvurabilecelderi temel bir savunma kitabı olarak hazırla­mıştır. Halil el-Mansur, eseri üzerine bazı taliider de eldeyerek neşretrniştir (Daru'l-Kütübi'l-İlmiyye, Beyrut ı999).

EL-V ARAKAT ÜZERİNE YAPILAN ÇALIŞMALAR

İmam Cüveyni'nin el-Varakatjf usuli'l-fikh adlı kısa ve özlü eseri ta­rihi süreç içerisinde bu ilmi öğrenenler için çok faydalı bir eser olarak kabul edilmiştir. Bütün fıkıh ve biyografi yazarları eserin Cüveyni'ye ait olduğun­da rnüttefiktirler. el-Varakat metni, Mektebetü İbn Teyrniyye tarafından "Mütun usuliyye mühimme" adıyla yayınlanan eser içerisinde neşredilrniştir (Kahire 1993). Önemine bina en bu eser üzerinde şerh, haşiye, şürleştirrne, konularını soru-cevap şeldinde sunma şeldindeki yöntemlerle birçok çalış­ma yapılmıştır. Bu çalışmalardan şerh ve haşiye niteliğinde olanların sayısı­nın yaldaşık olarak 25'i bulduğu belirtilrniştir. 10 Bazı yazarlar ise bu sayının so'nin üzerinde olduğunu belirtirler.ıı Biz burada yapılan bu çalışmalardan önemli saydıldarırnızı zikredeceğiz.

ı-Celalüddin Muhammed b. Ahmed el-Mahalli eş-Şafıi (v.864) tara­fından Şerhu'l-Varakat jf ilmi'l-usul adıyla şerh edilmiştir. Bu şerh Ebu Aişe Abdülrnün'irn İbrahim tarafından bazı ek bilgilerle neşredilrniştir (İlk baskı, 1996 Meld<e-i Mükerrerne). Bunun yanı sıra Kudüs Üniversitesi öğretim gö­revlilerinden Dr. Hüsarnüddin Musa el-Affane de eserin bir başka tahkildi nüshasını neşretrniştir. [Kudüs 2000, Il. Baskı]

Bu eser üzerine yazılan haşiyeler:

a-Yapılan bu şerh üzerineAhmed ed-Dimyatf eş-Şô.fzftarafından haşiye yazılmıştır. Darul-Kütübi'l-fisriyye tarafından tarihsiz olaral< neşredilrniştir.

b-Bir başka haşiye de Muhammed Salih el-Gursi tarafından Kurra­tü'l-'Ayn bi Şerhi Verakô.ti İmami'l-Harameyn adıyla yayımlanmıştır (Konya ı424/2003).

c-Ahmed b Ahmed b. Abdilhal< es-Sinbati (v.994), Ezher kütüphane­sinde yazmaları vardır.

9 Zehebi, Şeınsüddin Muhammed b. Ahmed, Ttirflıu '1-İs/dm, thk. Dr. 'Umer Abdüsselam Tedmüri, Beyrut ı994, c. 3 ı/236; A. müe!lif, Siye111 'a/dmi 'n-mibelti, thk. Ş. eı-Amaı1t-M. N. eı-Arkası1si, Beyrut ı982, ı 8/475.

ı o Örneğin bkz. ŞerifSa'd b. Abdiilah b. Huseyn'in et-Talıkfkdtfi şerlıi'/-Varakdt'a yazdığı önsöz, s.51.

ı ı Bkz., 'Um er Gani Suud el-Ani, el-İştirdt i/d şziıiilıi'l-Varakdt, (Bağdat [ el-Enbfu-]2002.) adlı çalışması. el-Ani bu çalışmasında ulaşabildiği kadanyla el-Varakiit üzerine yapılan çalışmalan detaylı ve geniş olarak ele almıştır.

332 Dr. Ali PEKCAN

d-Ahmed b. Ahmed b. Selame el-Kalyi'ı.bl (v.ıo69). Ezher kütüphane­sinde yazmaları bulunmalct:adır.

e-Ahmed b. Abdilllatif el-Hatlb el-Cavi (v.13o6)'nin Haşiyetü'n-Nefe­hdt ald şerhi'l-Mahallf adlı haşiyesi. H.1357 yılında Mısır'da basılmıştır.

f-Ali b. Ahmed el-Buhari eş-Şa'ranl eş-Şafii'ye ait geniş bir haşiye var­dır. Bu haşiyenin Ezher kütüphanesinde yazmaları mevcuttur.

2-Şemsüddin Muhammed b. Osman b. Ali el-Mardlni (v.871) tarafin­dan el-Encümü'z-zahirat ald halli elfazi'l-Varakat fl usuli'l-:fikh adıyla şerh edilmiştir. Yapılan bu şerh çalışması Dr. Muhammed Abdülkerim b. Ali b. Muhammed en-Nemle tarafından bazı talikatlada birlilct:e neşredilmiştir (Melct:ebetü'r-Rüşd, Riyad 1996). Yapılan bu şerhin ibaresi oldukça kolay olup, müellif çeşitli örnelderle şerh ederek açıldamıştır.

3-Eserin bir başka şerhini Muhammed b. Muhammed er-Ru'ayni el-Hattab (v.954), Kurratü'l-'ayn bi şerhi Verakati İmami'l-Harameyn adıyla yapmıştır. Eser, h.1375 tarihinde Riyad da basılmıştır. Bu eserin Hal ep baskısı oldukça eskidir. Muhammed b. Huseyn es-Susi et-Tunus! tarafından haşiye­si yapılmıştır (Tunus h.1368).

4-'İbn Kavan' ismiyle maruf, Hüseyin b. Ahmed Şihabüddin el-Fu­ran el-IGlaru (v.889) tarafından kaleme alınan bir başka şerh daha vardır. et­Tahkfkat şerhu'l-Varakat adınciald bu şerh'in bir yazma nüshası İstanbul'da bulunan III. Ahmed kütüphanesi 1344 nurnarada kayıtlıdır. Eser, Dr. Şerif Sa'd b. Abdiilah b. Huseyn tarafından tahldldi olarak neşredilmiştir. (Daru­'n-Nefais, I. Baskı, Ürdün 1999).

s- AllameAhmed b. Muhammed ZerkiManevi et-Telemsaru (v.9oo)­'nin 'Gayetü'l-meramff şerhi mukaddimeti'l-İmam' adlı şerhi. Eserin tahldld, Medine-i Münevvere'de mastır tezi olarak verilmiştir.

6-el-Husayn, Abdüsselam b. İbrahim, el-İzaat ala metni'l-Varakat, Ahsa (Suud! Arabistan) ts.

7-Muhammed b. Muhammed el-Kemal el-Kahiri eş-Şafii (v.864)'ye ait Şerh u'[-Va ra kat, adlı şerh, Ömer el-Ani tarafından tahldldi olara!< neşre­dilmiştir. (Daru Ammar, ts.)

8-Tacüddin Abdurrahman b. İbrahim el-Firkah el-Fizari (v.69o)'nin 'Şerhu'l- Varakat'ı. Eser oldukça hacimlidir. Eserin yazmaları Mısır'da bu­lunmalct:adır. Bu şerh, Sare Şafi el-Haceri tarafından tahldldi olara!< neşre­dilmiştir (Beyrut 2001).

9-Şihabüddin Ebu'I-'Abhas Ahmed b. Kasım es-Sabbağ el-'Abbadl (v.994)'nin 'Şerhu'l-Varakat'ı, Muhammed Hasen İsmail tarafından tahldldi olarak neşredilmiştir. Aynı müellif tarafından kısaltılaral< tekrar yazılmıştır. Şevkaru'ye ait İrşadü'l-fuhul'un Beyrut baskısında hamişte yayınlanmıştır. Bu şerh üzerine Nuruddin Ali b. Ali eş-Şebraınlisi ( v.1087) bir h aş iye yazmıştır.

Cüveyni'nin el-Varakat Adlı Eseri Üzerine 333

ıo-Şihabüddin ·b. el-~bbas Ahmed b. Hamza er-Remli eş-Şam (v.95-4)'nin 'Gô.yetü'l-me'mulfl şerhi Varakô.ti'l-usul'ü. Bu ldtabın mastır tezi ola­rakEzher Üniversitesinde tahldld yapılmıştır (ı983).

n-Abdurrahman b. Ahmed b. Muhammed Çatiılı'ya ait bir şerh, 1983 yılında Beyrut'ta ve Riyad'da basılmıştır.

12-İbrahim b. Ahmed b. Molla el-Halebi (v.ıo3o)'ye ait bir şerh. Hacı Halife, bunun geniş bir şerh olduğunu belirtir. Ayrıca aynı müellife ait orta ve kısa olmal< üzere ild şerhinin daha bulunduğunu söyler.12

13-Kasım b. Kutlubuğa el-Hanefi (v.879)'nin de bir şerhi vardır.'3

14- Bu eserin şiir şeldindeld bir sunumu Yahya b. Nuruddin b. Musa el-'Imriti eş-Şafii el-Ensari el-Ezheri (v.989) tarafından kaleme alınmıştır. Eserin adı, Teshflü't-turukô.t fz nazmi'l-Varakat olup, Osman b. Ali el-Mardi­ni tarafından yazılan el-Encümü'z-zô.hirô.t alô. halli elfô.zi'l-Varakô.tjf usuli'l­fikh adlı şerhin başında yayımlanmıştır. Şiir halinde yazılan bu eser, 217 be­yitten oluşmaktadır. Bu şiir formatındaki eser Muhammed el-Useymin tara­fından şerh edilmiştir (Dô.ru'l-Gad el-Cedfd, 2009). Bu çalışmanın bir başka baskısı da Kahire de 2002 yılında yayımlanmıştır. (Daru İbnü'l-Heysem)

Ayrıca eseri şiirleştirenler arasında Şihabüddin Ahmed b. Muham­med et-Tfrfi eş-Şafii (v.893), Seyyid Muhammed b. İbrahim b. el-Müfad­dal el-Yemeni (v.ıo8s) ve İbn Zakfır Muhammed b. Kasım el-Fasi el-Maliki (v.n2o) de bulunmaktadır.14

ıs-Çağdaş alimlerden Salih b. Abdülaziz Alü'ş-Şeyh ile Abdülkerim el-Hudayr'ın da birer şerhi vardır. (Riyad ts.)

ı6-Abdullah b. Salih el-Fevzan'ın da bir veciz şerhi vardır. (Riyad 1993, Daru'l-Müslim)

17-Sidi İbrahim el-Gavl es-Selami el-Cezairi (v.1340)'nin şerhinin adı 'Süllemü'l-Vüsul ilô. İlmi'l-Usulfl Nazmi'l-Varakô.t li İmô.mi'l-Harameyn' dir.ıs

EL-V ARAKAT'IN USÜLİ DEGERi ÜZERİNE

Bu eser, Cüveyni'nin usul konusunda 'kaleme aldığı eserlerinin en kısa alanıdır. Bazı araştırmacılara göre, usulde kaleme aldığı en son eserdir.16

Buna göre, bu eserlerin en hacimli ve geniş olanı Kitabü't-Telhfs'tir. Müellif bu yapıtında usule dair birçok konuyu genişçe ele almış, ilgill tarafların gö-

12 Bkz. Hacı Halife, Keşfii'z-ziiniin 'an esami'l-kütiib ve'l-fiimin, thk. Kasım Muhammed er-Receb, Bağdat ts., 2/2006.

13 Hacı Halife, a.g.e., 2/2006.

14 Eserlerin yazmalannın nerelerde bulunduğunu için bkz. ŞerifSa'd b. Abdiilah b. Huseyn'in et-Talıkikatfi şerlıi'l-Varakat'a yazdığı önsöz, s.56, 57. Siire Şafi el-Hiiceri'nin, Tiicüddin Abdurrahman b. İbrahim ei-Firka­h'in 'Şer/w'/- Varakat'ına yazdığı önsöz, Beyrut 2001, s.28-32.

15 Bkz. Kehbale, Ömer Rıza, Mu 'cemii '1-miiellifin, Diiru İhyai't-Türiisi'l-'Arabi, Beyrut ts. XI/280.

16 Mes. 'Umer Öani Suud el-Ani, el-İşarat ila şiiriilıi'l-Varakiit, (Bağdat [el-Enbiir] 2002.) adlı çalışmasında araştırmalanna göre bu hususun kesinlik kazandığını söylemiştir.

n 334 Dr. Ali PEKCAN

rüş ve delillerini enine boyuna değerlendirmiştir. Hacim bakımından buna yakın diğer eseri de el-Bürhan'dır. el-Kafiye fi'l-cedel'i ise öncekilere göre daha kısadır.

Cüveyni el-Varakat'ında konuları, oldukça mahir bir biçimde özlü ve anlaşılır bir dille okuyucuya sunmaktadır. Ancak, eser -her ne kadar çok !asa ve kolay bir dille kaleme alınmış görünse de- oldukça derin ve yetldn bazı ifadeleri de içinde barındırmaktadır. Bu yüzden çeviriyi elimizden geldiği ölçüde titiz bir işçililde hazırlamaya özen gösterdik

el-Varakat'ta ele alınan konular:

el-Varakat'ın sistematik olarak kendisinden sonrald eserlerde gö­rülen ldasik bir yapıya sahip olduğunu söylemek mümkündür. Zira ldasik usul eserlerinde önce usul'ün tanımı yapılır, gayesi anlatılır. Sonra Kur'an ve Sünnet için ortak dil balıisieri işlenir. Daha sonra da usulün temeli sayılan şer'i deliller konusu ele alınır. Usul eserleri içtihat, taldit vb. konularla sona erer. Bu açıdan bakıldığında Cüveyni'nin, bu eserinde usulün şu konularını işlediği görülür:

ı-Mukaddime.

Müellif bu kısımda asıl, Jer', fıkıh, fıkhi hükümler (vacip, mendup, mubah, mahzur, mekruh, sahih,fasit), ilim ve fıkıh arasındakifark, ilim, cehl, şek, zann, ilm-i zaruri, ilm-i iktisabi, n azar, istidlal, delil, usul-ı fıkh kavram­larının tanımını verir.

2-Kelamın çeşitleri.

Bu bölümde usulde kullanılan lafızlardan bahsedilir. Emir-nehiy, amm-hô.ss, mutlak-mukayyed, mücmel-mübeyyen, zahir-müewel.

3-Ef'a.I [-i Rasul],

4-İcma',

s-Haberler,

6-Kıyas,

7-Hazr-ibaha,

8-Tertibül-Edille,

9-Müfti-Müstefti,

ıo-Müçtehitlere dair hükümler.

er-Risale ile karşılaştırdığımızda, bu eserin er-Risale'den oldukça farldı kendine özgü bir yöntenıle ele alındığı görülmektedir. er-Risale'de usul konularına illdn 'beyan' bölümünün detaylı incelemesiyle başlanırken'7 adı geçen konu el-Varakat'ta, değişik bölümlere serpiştirilmiştir.

ı 7 Bkz., er-Risale, s.2 ı vd.

Cüveyni'nin ei-Varakat Adlı Eseri Üzerine 335

Eserde konular daha çok usul-ı fıkhın özgün tanımları üzerine inşa edilmiştir. Konular işienirken mümkün olduğu ölçüde detaylara girilmemiş, meseleler kısa ve öz bir şekilde sunulmuştur. Ancak tabiatı gereği geniş su­nulması gereken bazı konuların kısa ve öz bir biçimde dile getirilmesi kimi ifade darlığı ve kapalılığını da beraberinde getirmiştir. Bu durumdan dolayı eserdeki birçok terim ve kavramın şerh edilip, daha fazla açılması gereldiliği ortaya çıkmaktadır.

Öte yandan eserde usulün bazı konularına hiç işaret edilmediği de olmuştur. Örneğin, lafı.zlar konusu, kısa geçilmiş daha fazla bilgi ve kavrama yer verilmemiştir. Cüveyni'nin de içinde 'kelamcı metotla' yazılan eserlerin hemen hemen tamamında yer bulan mefhum-ı muhalefe, istihsan vb. bazı konulara bu eserde hiç yer verilmemiştir. Örneğin istihsan konusu, ilk usul eseri sayılan İmam Şafii'nin (v.204) er-Risale'sinde bile özel bir başlıkta ele alınmış18 detay sayılabilecek açıldamalara bile temas edilmiştir. Ancak Cü­veyni bu konuya hiçbir atıfta bulunmamıştır.19

Bir başka husus ta Cüveyni'nin, şer'i hükümlerden bahsederken, usulcüler tarafından yaygın olarak kullanılan 'haram' kavramı yerine 'mah­zfır' kavramını kullanması dikkat çekmektedir.

BİBLİYOGRAFYA

Aybakan, Bilal, İmam Şafii ve Fıkhf Düşüncesinin Mezhepleşme.c:i, İstanbul

2007.

Cüveyni, Ebul-Meali, İmamü'l-Harameyn, Kitfıbü't-Telhis, thk. Abdullah Cev­lim en-Neybaru-Şebbir Ahmed el-Umeri, Daru'l-Beşairi'l-İslfu:niyye, Beyrut 1996.

Cüveyni, Ebul-Mea.Ii, İmamü'l-Harameyn, el-Kafıye fı'l-cedel, nşr. Halil el­Mansfır, Daru'l-Kütübi'l-İlmiyye, Beyrut 1999.

Cüveyni, Ebul-Mea.Ii, İmamü'l-Harameyn, Nihfıyetü'l-matlab fi dirfıyeti'l-mez­heb, thk. Abdülazim Muhammed ed-Dib, (el-Mukaddimat bölümü), Cidde 2007.

Cüveyni, Ebul-Meali, İmamü'l-Harameyn el-Bürhfın fi usO.li'l-fıkh, thk., Ab-

dülazirn ed-Dib, Katar 1992.

ed-Dib, Abdülazim, Fıkhu İmfımi'l-Harameyn, Daru'l-vefa, yy.1988.

ed-Dib, Abdülazirn, "Cüveyni'; DİA, İstanbul1993, VIII/141 vd.

Fevlayye, Huseyn Mahmud, el-Cüveyni, İmamü'l-Harameyn, ('Alamü'l-~ab ),

(el-Müessesetü'l-Mısriyye el-Amme) 1965.

el-Fizari, TacüddinAbdurrahman b. İbrahimel-Firkah, 'Şerhu'l- Varakat; thk. Sare Şafi el-Haceri, Beyrut 2ooı.

ı 8 Şafii, Muhammed b. İdris, er-Risale, thk. Ahmed Muhammed Şakir, Beyrut, ts., s.503 vd.

ı 9 Bu hususta daha fazla bilgi için bkz. Pekcan, Ali, 'İmam Şafii İstilısan Yapmış mıydı?', Dinbilimleri Araş­tırma Dergisi, 2003 (Temmuz-Ağustos-Eylül) sayısı; Kırbaşoğlu, Hayri, Risale 'nin Şel..il ve Mulıteva Açısından değerlendirilmesi, (Sünni Paradigmanın Oluşumunda Şiifii'nin Rolü adlı eser içerisinde), Ankara 2000, s.264 vd.

336 Dr. Ali PEKCAN

Gazzali, Ebu Ha.m.id Muhammed, el-MenhUl min ta'lfkati'l-usul, thk. Muham­

med Hasen Heyt Daru'l-Fikr, Beyrut 1980 ( Özellilde mukaddime bölümü).

el-Gursi, Muhammed Salih, "Kurratü'l-'ayn bi şerhi Varakô.ti İmami'l-Hara­meyn" adlı ta' lik Konya 1424/2003.

Hacı Halife, Keşfü'z-zünun an esô.mi'l-kütübi ve'l-fünun, thk Kasım Muham­med er-Receb, Bağdat ts.

İbn Kavan, Hüseyin b. Ahmed Şihabüddin el-Fı1ran el-Kilfuıi, et-Tahkı"kô.t şerhu'l-Varakô.t, thk. Şerif Sa'd b. Abdiilah b. Huseyn Daru'n-Nefais, Ürdün 1999, I. Baskı.

İbrahim, Muhammed, Hanefi ve Şô.fi'ilerde Mezhep Kavramı, ç. Faruk Beşer, İstanbul ts.

İbn Hallikan, Vefeyatü'l-a'yan ve enbau ebnai'z-zamô.n, thk. İhsan Abbas, Bey­

rut 1994, III/ı67-170.

Karaman, Hayreddin, İslam Hukuk Tarihi, İstanbul 2004.

Kehhale, Ömer Rıza, Mu'cemü'l-müelli.fin, Dam İhyai't-Türasi'l-'Arabi, Beyrut

ts.,

Kırbaşoğlu, Hayri, Risale'nin Şekil ve Muhteva Açısından Değerlendirilmesi,

[Sünni Paradigmanın Oluşumunda Şafii'nin Rolü adlı eser içerisinde], Ankara 2000.

Köksal, A. Cüneyd, Fıkıh Usulünün Mahiyeti ve Gayesi, İstanbul2oo8.

el-Mahalli, Celalüddin Muhammed b. Ahmed eş-Şafii, Şerhu'l-Varakô.t.fi İl­

mi'l-Usul, nşr. Ebu Aişe Abdülmün'im İbrahim, Meld<e-i Mül<erreme 1996.

Mal<disi, George, İslam'ın Klasik Çağında Din-Hukuk-Eğitim, ç.Hasan Tuncay

Başoğlu, İstanbul2007.

el-Mardini, Şemsüddin Muhammed b. Osman b. Ali, el-Encümü'z-zô.hirat ala halli elfazi'l-Verakat.fi usD.li'l-fikh, nşr. Muhammed Abdülkerim b. Ali b. Muhammed

en-Nemle, Mektebetü'r-Riişd, Riyad 1996.

Mektebetü İbn Teymiyye, "Mü tan usuliyye mühimme'; Kahire 1993.

Pekcan, Ali, 'İmam Şôjif İstihsan Yapmış mıydı?; Dinbilimleri Araştırma Der­gisi, 2003 (Temmuz-Ağustos-Eylül) sayısı.

Şafii, Muhammed b. İdris, er-Risale, thk Ahmed Muhammed Şaldr, Beyrut

ts.

'Umer Gani Suud el-Ani, el-İşô.rat ilô. Şüruhi'l-Varakô.t, (Bağdat [el-Enbar]

2002).

Zehebi, Şemsüddin Muhammed b. Ahmed, Siyeru 'alami'n-nübelô., thk. Ş. el­Arnaı1t-M. N. el-Arkası1s1, Beyrut 1982.

Zehebi, Şemsüddin Muhammed b. Ahmed, Tarihu'l-İslam, thk. 'Umer Ab­

düsselam Tedmüri, Beyrut 1994.

Zühayli, Muhammed, el-İmam el-Cüveynf, Dımaşk-Beyrut 1992, II. Baskı.

Cüveynl'nin ei-Varakat Adlı Eseri Üzerine 337

EI-VARAJ<AT Ff USÜLi'L-FIKH

imam Cüveynl

Bu [eser], usul-ı fıkıh'ın konularını tanıtmayı amaçlayan birkaç say­fadan müteşekldl [bir risale]dir.'

UsUl-ı Fıkıh'ın Tanıını

[Usul-ı fıkıh ilmi,] başlı başına anlamları olan ild terimin, yani [usul kelimesinin müfredi olan] 'asıl' terimiyle 'fikıh' terimlerinin bir araya gelme­siyle oluşmuştur. 'Asıl', "başkası kendi üzerine bina edilen şey'' i ifade ederken, 'fer" ise, "kendisi bir başka şey üzerine bina olunan şey" demektir.

Usul-ı fıkha gelince, fıkhın elde ediliş ş elcillerinin genel [İ cm ali] ola­ral< bilinmesi, bu yol aracılığıyla istidlalin nasıl yapılacağının kavranması demektir.2

tir. 'Fıkıh', şer'i hükümleri içtihat yöntemi kullanarak bilmekten ibaret-

Şer'i Hüküınlerin Çeşitleri

[Şer'i] hükümleryedi çeşittir:

ı-Vacip, 2-Mendup, 3-Mubah, 4-Mahzur, 5-Mekruh, 6-Sahih, 7-Fasit.

ı-Vacip, yapıldığında sevap, terkedildiğinde ceza verilen şeydir.

2-Mendup, yapıldığında sevap verilen, terk edildiğinde ceza verilme-yen şeydir.

3-Mubah, yapıldığında sevap da ceza da verilmeyen şeydir.

4-Mahzur, terk edildiğinde sevap verilmeyen, yapıldığında ise ceza verilen şeydir. ·

5-Mekruh, terk edildiğinde sevap verilen, yapıldığında ceza verilme­yen şeydir.

1 Çeviri hakkında şu hususların bilinmesinde yarar mülahaza ediyoruz: Çeviriye esas aldığımız metinlerde kısmi farklılıklar bulunduğırndan dolayı biz mümkün olduğıı kadar bunlann tamamını dikkate almaya çalıştık. İnternet aracılığıyla elde ettiğimiz metinlerden birini karşılaştırma yapmak amacıyla çevirinin sonuna ekledik. Konu başlıklan tarafımızdan konulmuştur. Metnin daha iyi aniaşılmasını sağlamak amacıyla kimi yerlerde açık­layıcı bazı kelime/cümleler köşeli parantezle ifade edilmiştir. 2 Bu tanım ilgisi nedeniyle asıl yerinden buraya alınmıştır.

338 Dr. Ali PEKCAN

6-Sahih, geçerli oluş3 kendisine bağlı olan, dikkate alınması gerekli şeydir.

7-Batıl, geçerli oluş kendisine bağlı olmayan, göz önüne alınması da gerelaneyen şeydir.

İlınin Tarifi ve Çeşitleri

Fıkıh, ilimden daha özeldir. İli m, bilinen şeyi, vakıada olduğu şeldiyle bilmek iken, cehl, bunun tersidir. Yani bir şeyi vakıada olduğunun hilafına tasavvur etmektir.

İl m-i zaruri, tevatürveya beş duyudan biri ile elde edilen bilgi gibi nazar ve istidlaldens kaynaldanmayan bilgi il<en, ilm-i müktesep bunun tersidir.

N azar, incelenen şey üzerinde düşünmektir.

İstidlal ise bir konuda delil istemektir.

Delil, istenilen şeye götüren/ileten şeydir.

Bilginin Kesinlik Dereceleri

Zann, [bir ldmsenin] ild şeyden daha açık olanını alması, şe kk ise biri diğerinden üstün olmayan ild [eşit düzeydeld] şeyden birini almal<ta tered­düt göstermesi dir.

Usftl-ı Fıldıın Konuları

Usulde işlenen konular şunlardır:

KeZarn'ın kısımları, emir, nehiy, ô.mm, hô.ss, mücmel, mübeyyen, zô.hir, müewel, efô.l, nasih-mensuh, icmô.', layas, ahbô.r [haberler}, hazr, ibaha, delil­ler sıralaması, müjtfve müsteftf'nin nitelikleri, müçtehitlere dair hükümler.

Kelfun Ve Kısımları

Kelam'ın en azı, iki isimden veya bir isim bir fiilden veya bir fiil ve bir harften veya da bir isim ve bir harften oluşur.

Gösterdiği Anlam Bakımından Kelaın Çeşitleri

Öte yandan kelam, emir; nehiy, haber ve istihbar [soru sorma] gibi kısımlar da ayrıldığı gibi temenni, arz ve kasem gibi kısırnlara ayrılır.

Kullanış Şekilleri Bakımından Kelaının Çeşitleri

Bir başka açıdan da h aldkat ve mecaz gibi bölümlere ayrılır. Hakikat,

3 Yani ibadetlerde ve muamelelerde nefaz yani ilgili tüm şartlan içinde banndırına durumu. 4 İnceleme/araştırma. 5 Akıl yürütme.

Cüveynl'nin el-Varakat Adlı Eseri Üzerine 339

bir kelimenin dildeki konulduğu manada kullanılmasıdır. Buna, 'konuşan­ların bir kelimeyi [manası] üzerinde uzlaşarak kullanmalarzdır' da rlenmiştir. Mecaz ise, [bir kelimenin, dilde] konulduğu manamn dışında başka bir an­lamda kullamlmasıdır.

Hakikat'in Çeşitleri

Hakikat; lügavf, şer'fve örjf olmak üzere üç çeşittir.

Mecaz'ın Çeşitleri

Mecaz, ziyade, noksan, nakil ve istiare olmak üzere dört şekilde ger­çekleşir.

ı-Ziyade yoluyla mecaz'a örnek:

"~ı.f' .J.:.S' ~ " "Onun benzeri [gibi} bir şey yoktur." 6 mealincieki ayet­tir. Bu ayetteki '!!' harfi zaittir.

2-Noksanlaştırarak yapılan mecaza örnek:

'\;Jı JLı/ "Köye sor!"7 ayetinde kelime hazfedilerek yani, "Köy [halla­n}a sor!" şeldinde mecaz yapılmıştır.

3-Nakil yoluyla mecaz:

Mesela, ".wwı" sözcüğü, dilde "İnsandan çıkan [atık] şey'i ifade eder­ken, daha sonra bu marradan naldedilerek "İnsanın gözden uzaklaşarak ha­cetini giderdiği mekan, yer" manasma kullamlır olmuştur.

4-İstiare yoluyla mecaz:

Örneğin, Kehf suresindeki "~ .:.ıi ..~:.r- l)..l:>.-" " ••• Yzkılmayı isteyen bir duvar"8 ayetinde istiare yollu mecaz vardır. [Zira duvar cansızdır, iradesi yok­tur. O halde anlam "Yzkzlmaya yüz tutmuş bir duvar" şeldinde olmal< üzere istiareli olur.]

Emir

Emir, bir kimsenin kendisinden daha düşük seviyedeki birinden sözlü olarak bir fiilin kesinlikle yapılmasım istemesidir. Emir ldpinin kah bı "J.!Uı" 'Yap!' şeldindedir. [Bir fiilin talebinden alıkoyacak] bir karinenin olmadığı mutlak durumlarda, bir fiilin yapılmasım isternek vücuba hamledilir. Ancal< bir delil, bu 'yap!' ifadesinden kastedilenin mendupluk ya da mubahlık ol­duğuna işaret ederse o zaman bu istek nedb veya ibahaya hamledilir.

6 Şura, 42/1 ı. 7 Yusuf, 12/82. 8 Kehf, 18177.

n '

340 Dr. Ali PEKCAN

Emir -sahih görüşe göre- istenen fıilin tekrarını icap etmez. Ancak bir delil istenen fıilin tekrarına işaret ederse o zaman emir, fıilin tekrarını gerektirir.

Emir, fevrilik; yani istenen eylemin hemen yapılmasını gerektirmez.

Bir fıilin yapılmasını emretmek, onu tamamlayan şeyin de emredil­diği gösterir. Örneğin namaz kılmak emredilince, onun sıhhati için abdest almanın da emredildiği anlamına gelir. İnsan bu emri yerine getirince, buy­ruğu yerine getirme yükümlülüğünden kurtulur.

Emir Ve Nehyin Kapsamına Kimler Girer?

Allah Teala'nın hitabına bütün mürninler girer. Ancak yarnlanlar, ço­cuk veya deli olanlar bu hitabın dışında kalırlar.

Kafırler, füru' ile ilgili hükümlerle ve bunların yerine getirmenin sıh­hati kendisine bağlı şeyle yani müslüman olmakla muhataptırlar. Şu meal­deki ayet bunun kanıtıdır:

"[Kafırler o gün cehenneme atıldıldarı sırada kendilerine 'Buraya gir­menize ne neden oldu' diye sorulunca]9 " ... Biz namaz kılanlardan değildik!" derler."

Emir-Nehiy Bağlantısı

Bir şeyin yapılmasının emredilmesi, onun zıddının nehyedildiği an­lamına gelir. Aynı şeldlde, bir şeyin yapılmasının nehyi, onun zıddının yapıl­masının emredildiği anlamına gelir.

Nehiy(Yasa1dama)

Nehiy, bir ldmsenin, kendisinden daha düşük düzeydeld birinden bir fıilin kesiniilde terk edilmesini istemesidir.

Emir Kipinin Diğer Anlamları

Emir kalılıında gelen isteiderden murat bazen, ibaha (mubahlık), ba­zen tehdit, bazen eşitleme, bazen de tekvin yani bir şeyi yaratma olabilir.

Arnın-Hass

Amın, [herhangi bir sınırlama olmaksızın] ild ya da daha fazla şeyi içine alan ifade şeldidir. Bu, Arapların "Zeyd'i ve Amr'ı ihsanla kuşattım." "İhsanz insanlarm tamamma şamil kıldım" ifadesinden almışlardır. Bu tip ifadeler dört türlüdür.

ı- "Jı" talusıyla marife olan teldl isimler.

2- "Jı" tal<Isıyla marife olan cemi isimler. 9 Müddessir, 74/43.

Cüveynl'nin el-Varakat Adlı Eseri Üzerine 341

3- Akıllılar için kullanılan ".:./', akılsızlar için kullanılan "t..", her ilcisi için de ortak kullanılan \si' harfleri gibi müphem isimler.

[Bunların yanı sıra mekan için kullanılan '\:r-i"; zaman için kullanılan "::,_." ; soru, haber veya ceza [karşılık], ya da ceza aniannnda haber vb. şeyler için konulan "t.." harfi gibi.]

4-Nekre siyakında gelen"'::/" harfi gibi.

Umumilik Fiilin Değil Lafzın Özelliğidir.

Umumilik, lafzın sıfatlarından biridir. Lafızların dışında fiil ya da fiil gibi sayılan şeylerde umumilik iddiasında bulunmak caiz değildir.

Hass Lafız

Hass [lafız], amın [lafz]ın mukabilidir. Tahsis, umumi ifadeden [kap­samına girdiği bazı hususları] çıkarmaktır. Tahsis [eden, muhassıs] ild las­maayrılır.

ı-Muttaszl muhasszs: [Bu tür tahsis üç şeldlde meydana gelir.]

a-İstisna ederek tahsis.

b-Şartla kayıtlayarak tahsis.

c-Sıfatla kayıtlayarak tahsis.

İstisna, söze dahil olması zorunlu olan bir şeyin sözden çıkarılma­sıdır. İstisnanın sahih olması, müstesna minh'ten bir şeyin, [ilgili ifadenin] dışında bıralalması şartına bağlıdır. [Değilse istisna sahih olmaz.]

İstisnanın ilgili kelama bitişik olması şarttır.

İstisnanın müstesna minh'ten one alınması caiz olduğu gibi istisna­nın, müstesna minh'le aynı cinsten olması ya olmaması mümkündür.

Şartın şart koşulan şeyden (meşruttan') önce gelmesi de caizdir. Eğer bir şey bir sıfatla kayıtlanırsa, mutlak lafız ona hamledilir. Mesela, [Kur'an'a göre] bir ldmseyi hataen öldüren ldmsenin kefaret olarak 'mümin' bir köleyi azat etmesi gerekmektedir.ıo Bu ve benzeri bazı yerlerdeazat edilecek köle 'mümin' olarak kayıtlanmıştır. Bazı yerlerde" ise kefarette sadece azat edile­cek olanın, sıradan 'köle' olması yeterli görülmüş, yani bu kelime mukayyet değil mutlak olarak gelmiştir.

2-Munjasıl muhassıs:

[Bu bölümde şer'i delillerin tahsis konusundald durumları işlenmek-tedir.]

lO Bkz. Nisa, 4/92. ll Örneğin zılıar kefaretinde. Bkz. Mücadele, 58/6.

r

342 Dr. Ali PEKCAN

Kitab'ın, Kitap'la tahsisi caiz olduğu gibi Kitab'ın Sünnet'le, Sünnet'­in Kitapla, Sünnet'in Sünnetle tahsisi de caizdir. Nutkun yani nass'ın kıyasla tahsisi de caizdir. Ben nutukla Allah Teala'mn sözü ile Rasulullah (s.a.v.)'ın sözünü kastediyorum.

[Elfaz bahisleri]

Mücmel: Beyana muhtaç olan sözdür. Beyan ise, 'bir şeyi kapaiz du­rumdan açık duruma getirmek' demektir.

Nass: Sadece tek bir manaya delalet eden sözdür. 'Tevili, tenzili olan sözdür'u diye de tammlanmıştır. [Nass sözcüğü], köken olarak, 'gelinin otur­duğu sandalye' anlamındaki [minassatü'l-'arus] kelimesinden alımmştır.

Zahir: Biri diğerinden daha açık iki manaya muhtemel lafızdır. Bu tür lafızlar, bir delile dayalı olaral< tevil edilirler. Böyle olan lafiziara 'ez-zô.hir bi'd-delfl' denir.'3

Örneğin, " -ı.~ L>~ ~L......JıJ " 'Göğe gelince, onu biz ellerimizle bina ettik'ı4 mealincieki ayetincieki yed=el kelimesi gibi.'s

Peygamber Efendimiz'in (a.s.) Fillleri:

Şeriat sahibi Hz. Peygamber'in fıilleri, ya kurbet [ibadet] ve taat an­lamında ya da bunun dışındaki bir gayeyle gerçekleşmiştir. Eğer bir delil, bu fıilin sadece ona has olaral< geldiğini gösterirse, fıil ona hamledilir. Eğer, tahsisi gösteren bir delil yoksa o zaman o fıil sadece ona has olaral< değer­lendirilmez. Bu meyanda Yüce Allah "Allah'zn Resulünde sizin için güzel ör­neklik vardzr"'6 buyurmuştur. Bundan dolayı mezhep ashabımızdan bazıla­rına göre, bu tür fıillerı7 vaciplik ifade eder. Bazıları bunların mendupluğa hamledilmesi gerektiğini söylerken, diğer bazıları da konuyla ilgili herhangi bir yorum yapmayıp tevakkuf etmişlerdir. Eğer fıil, kurbet [ibadet] vetaat amaçlı bir fıil değilse, o zaman ibahaya delalet eder.

Rasulullah'ın il<rar[lar]ı aynen onun fıil[ler]i gibi değerlendirilir.

Onun yaşadığı dönemde, ancak onun hazır bulunmadığı bir yerde bir fıil işlenir, Efendimiz (s.a.v.) de bunu bilir/öğrenir, sonra da o fiili reddetmezse, bunun hükmü, aynen onun huzurunda yapılan bir fıilin hükmü gibidir.

12 Yani tevili bizatihi metnin, ibarenin kendisinden anlaşılan manadır. 13 Bu tür lafiziara müevve/ 'tevil edilmiş' Iafız da denir. 14 Ziiriyiit, 51/47. 15 Yüce Allab hakkında bu sıfat kullanılamayacağı için kesin akli delile dayanarak bu kelime 'kuvvet' mana­sıyla tevil edilmiştir. [Bkz. Mahalli şerbi, s.89.] 16 Ahzap, 33/21. 17 Yani kurbel [ibadet] ve taat amaçlı fiiller.

Cüveyni'nin el-Varakat Adlı Eseri Üzerine 343

Nesh İle İlgili. Meseleler

Nesh, dilde 'bir şeyi izale etmek' anlamına gelir. Bu manada "güneş gölgeyi nesh etti': yani onu giderdi, ortadan kaldırdı rlenmiştir. Bu kelimenin 'bir şeyi nakletmek' manasında olduğu da söylenmiştir. Bı.ina göre, "kitaptaki­leri nesh ettim" demek, "ondaki ifadeleri bir başka yere naklettim" demektir.

Terim anlamı ise şöyledir:

"Önceki hitapla sabit olan bir hükmün kaldzrzldzğznz gösteren [ikinci] bir hitabzn, birinci hitaptan sonra gelerek [yeni} bir hüküm ifade etmesidir:'

[Şer'i] metinlerin ibaresi nesh edilip hükmü baki kaldığı gibi hüküm nesh edilip, ibare baki kalabilir. İldsi birden nesh edildiği de olur.

Nesh, bedelli ve bedelsiz olacağı gibi daha ağır ya da daha hafıf bir şeyle [önceki hülanün] nesh edilmesi de mümkündür.

Kitabın Kitapla neshi caiz olduğu gibi Sünnet'in Kitapla neshi de ca­izdir. Sünnet, bir başka Sünnetle de nesh edilebilir.

Mütevatir bir hadis, yine bir mütevatir hadisle nesh edilebileceği gibi ahad hadisler de, mütevatirveya yine ahad hadislerle de nesh edilebilir. An­cak, mütevatir bir hadis ahad bir hadisle nesh edilemez.

Nasslar Arası Tearuzun Giderilmesi

İki nass tearuz ettiğinde,

a-Bu iki nassın ikisi de amm veya ikisi de hass olabilir.

b-Bunlardan birisi amm diğeri hass olabilir.

c-Bunlardan her biri, bir yönden amm bir yönden hass olabilir.

İld nassın her ikisi de amın ise, mümkünse bunların arası cem' edilir. Eğer cem' mümkün olmazsa, bu ild nassm varit olduğu tarih/zaman da bi­linmiyorsa o zaman tevakkuf edilir. Eğer tarihleri bilinirse, öneelci varit olan nass sonra varit olan nass tarafindan nesh ettiği sonucuna varılır. İld nassın ildsi de hass olduğunda yine aynı yöntem taldp edilir.

Eğer bu nassların biri amın diğer hass ise, amın olan hass olanla tah­sis edilir.

Eğer bu nasslardan her biri, bir yönüyle amın diğer yönüyle hass ise, her ikisinin amm olan yönleri hass olan yönleri tarafindan tahsise uğramış olur.

İcma:

İcma; "Bir dönem alimlerinin her hangi bir olayın hükmü üzerinde ittifak etmeleridir." [Tarifteki] "ulema'dan" kastımız fukahadır. "hadise=olay"

344 Dr. Ali PEKCAN

den kastımız ise, bunların şer'i [hukuki] nitelikte olanlarıdır.

İcma da, [diğer ümmetierin değil], sadece bu ümmetin icma'ı huccet­tir. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.v.) bu bağlamda: "Ümmetim dalalet üzerine icma etmez!"18 buyurmuştur. Şeriat ta ümmetin dalaletten masunolduğu varit olmuştur.

ğildir.

[Bir dönemde meydana gelen] icma, bir sonraki dönemi bağlar.

İcma hangi dönemde meydana gelirse gelsin, huccettir.19

İcma'ın oluşumunda, -sahih olan görüşe göre- ınkıraz-ı asr20 şart de-

Eğer icma'ın gerçeldeşmesinde ınkıraz-ı asr şarttır dersek, o zaman icma'ı oluşturan müçtehitlerin yaşadığı dönemde doğan bir kimsenin fıkıh tahsil edip, içtihat ehlinden biri haline gelmesi, sonra da onların icma'ına muhalif bir içtihatta bulunması ile [icma'ın gerçeldeşmesi için] icma eden­lerin icma ettiideri öneelci görüşlerinden dönmelerini gerektirir.

İcma', icma'ı yapanların [icma'ı ifade eden] sözleriyle de [yaptıldarı icma'a uygun] fiilieriyle de meydana gelebilir. Bir kısmının sözleriyle diğer bir kısmının fiili uygulamalarıyla da icma gerçeldeşebilir.

Eğer bir görüş, ya da bir fıil [toplum arasında] yayılır [ve bilinir hale] gelir de, diğer m üçtehitler [bu görüşe muhalif olmaksızın görüş belirtmeyip susariarsa bu durumda da [sükuti] icma' meydana gelir.

Sahabi Görüşünün/içtihadının Bağlayıcılığı

Sahabeden birisinin içtihadı/görüşü -kavl-i cedfd'e göre21- diğer saha­

bileri bağlamaz.

Haberler:

Haber, yalana da doğruluğa da ihtimali olan sözdür. Haberler, mü te­va tir ve aha d olmak üzere iki kısma ayrılırlar.

ı-Mütevatir haberler:

Bunlar, kesin bilgi ifade eden haber[let]dir. Kendisinden haber verilen ldmseye kadaryalan söylemek üzere ittifak etmeyen büyük bir topluluğun ken­dileri gibi bir toplulul< aracılığıyla verdiği haberlere mütevatir haber denir.

18 Tirmizi, Siinen, 41466; Hakim, el-Miistedrek, I, 115; İbn Ebi Asım, es-Siimıe, 1/39; Taberiini, el-J\;fu 'cem ii '1-Kebir, XII, 447. 19 Bu ifade, sadece Sahabe dönemindeki icmii'lann makbul olduğunu savunanlara ret için söylenmiştir. 20 Yani, icmii eden müçtehitlerin tamamının ölmesi. 21 İmam Şafii'nin sonraki görüşüne göre.

Cüveyn1'nin ei-Varakat Adlı Eseri Üzerine 345

Bu tür haberlerin, temelde [kişisel] içtihada değil, bizzat müşahede­ye veya sema'a [yani işitmeye] dayalı olarak gerçeldeşmesi şarttır.

2-Ahad haberler:

Hata etme ihtimalinden dolayı kesin bilgiyi değil de, kesin arneli ge-rektiren haberlerdir. İld kısma ayrılır.

ı-Müsned olanlar: Bunlar, senedi muttasıl olan haberlerdir.

2-Mürsel olanlar: Bunlar ise, senedi muttasıl değil, kopuk olanlardır.

Sahabilerden başkasının mürsel haberleri delil olmaz. [Bize göre, Tabiinden] Said b. el-Müseyyib'in rivayet ettiği mürsel haberleri de mak­buldür. Çünkü onun mürsel rivayetleri incelenmiş, onların başka yollardan müsned olarak da rivayet edildiği tespit edilmiştir.

An'aneli [yani, an fülan, an fülan şeldinde rivayet edilen] hadisler, müsned rivayetler gibi kabul edilir.

Eğer hadisi rivayet eden şeyh, rivayeti talebelere okursa, bunu rivayet eden ravi "Bana [fülan şeyh] tahdis etti, haber verdi." der.

Eğer ravi şeyhe rivayeti okuyup arz ederse, o zaman ravi olan ldmse "ah­barani" yani 'bana haber verdi' der, "haddeseni" 'bana tahdis etti' demez.

Eğer rivayet, [birbirlerine] kıraat okumak şeldinde alınmayıp, sadece şeyhin kazetiyle yapılmışsa, 'bana [ fülan şeyh] icazet verdi" veya "İcazet ile haber verdi" d enilir.

l(ıyas

Fer' [ durumundald bir nass]ın, aradald ortak bir illet nedeniyle asıl [ durumundald bir nass]'a red [yani arz] edilmesidir. Üç kısma ayrılır:

ı-I<ıyas-ı ille[t]

2-I<ıyas-ı delale[t]

3-Kıyas-ı şebeh.

Kıyas-ı ille, illetİn hükmü zorunlu kıldığı layasa denir.

Kıyas-ı delale, benzer ild şeyden biriyle diğeri halcianda hüküm ver­mektir. Bu durumda illet [sadece] hükme delalet eder, onu zorunlu !almaz.

Kıyas-ı şebeh, ild asıl arasında mütereddit bir fer'i, bunlarda daha çok benzeyenine ilhak etmektir.

a-Fer'in şartı, hükümde aralarını birleştiren şeyde asl'a uygun du­rumda olmalıdır.

b-Asl'in şartı, hükmün sabit oluşunda tarafların ittifak ettiği bir de-

346 Dr. Ali PEKCAN

ille dayanmasıdır.

c-illet'in şartı, lafzen ve manen nakız olunmayacak şekilde ilgili tüm konularda düzenli olarak bulunmasıdır. [Zira illet, hükmü kendisine çeken, hüküm de illet tarafindan kendisine çekilen şeydir.]22

d-Hülanün şartı, nefıy ve ispat bakımından aynen illet gibi olması-dır.

Hazr ve İlıaha

Hazr ve ibaha konusuna gelince, bu hususta bazıları "Şeyler, [yani, varlıklar/nesneler] şeriat kendilerini mubah sayınaclıkça hazr [yasak] sıfatı üzeredirler. [Yani, eşyada asıl olan yasak olmaktır.] derler.

Eğer şeriatte, [bir şeyin] mubahlığına dair bir delil bulunmazsa, o zaman asıl [ilke] kabul edilen hazr durumu dikkate alınır. Bazı alimler ise, önceki görüşün aksine 'Şô.ri' tarafindan bir yasaklama olmazsa, eşyada asıl olanın mubahlık olduğunu' savunmuşlardır.

Istıshabü'l-hal'in manası, şer'f bir delil bulunmadığı zaman asıl halin devamlılığına hükmetmektir.

Deliller Arası Tearuz

Eğer şer' i deliller tearuz ederse23, bu durumda açık olan lafizları.ı ka­palı olan lafizlara; ilim yani kesin bilgi ifade eden deliller, zann ifade eden deliilere tercih edilirler.

Nutules, celi kıyasa; celi kıyas da hafi kıyasa tercih edilir.

Nasslarda [beraet-i veya adem-i] asliyyeyi değiştirecek bir delil bu­lunmadığı sürece, ıstıshabü'l-hal26 ile amel edilir.

Müfti-Müstefti

Müftide şart olan, fikhı; [onun] asılları27; fer'i28, hılafi29; mezhep gö­

rüşlefİ30 ile birlikte bilmesidir.

Hüküm çıkarmal< için ihtiyaç duyduğu metodik bilgiye sahip olma-

22 Bu cümle konuyla ilgisi nedeniyle buraya alınmıştır. 23 Usulde kabul gören ilkeye göre, tearuz, kat'i değil zanni nitelikteki nasslarda söz konusudur. 24 Zabir, müevvel nitelikli lafızlar gibi. 25 Kitap ve Sünnet naslan. 26 Değiştiğini gösteren bir delil olınadıkça hii.lihazırdaki bulunulan halin devamına hükmedilmesidir. 27 Fıkhın dayandığı kaide ve maksatlan. 28 Yani fıkhın furua dair hükümleri ile aniann dayandığı delilleri. 29 Yani mezhep imanuna muhalif görüşleri. 30 Mezhep imarnma ait görüşler.

Cüveyni'nin el-Va ra kat Adlı Eseri Üzerine 347

nın yanı sıra, içtihat yapmak için gerekli hususlarda3' da tam bir yetldnliğe sahip olmalıdır.

Kur'an'dald ahkamla32 ilgili ayetler ile bu nitelikteki Peygamberi açık­lamaların tefsirini de bilmelidir.

Müsteftinin taklit ehlinden olması şarttır. Alim/müçtehit olanın bir başkasını taldit etmesi caiz değildir.

Taklit

Taklit, bir içtihat sahibinin görüşünü delilini bilmeksizin kabul et­mektir. Buna göre Hz. Peygamber (s.a.v.)'in sözlerini kabulle karşılamak da taklit diye isimlendirilir. Kiıni bilginiere göre taklit; nereden aldığım bil­meksizin bir başkasının sözünü alıp, kabul etmek demektir. Eğer biz, "Hz. Peygamber (s.a.v.) layasla hüküm vermiştir" dersek, onun görüşünü kabulle karşılamayı da taklit diye isimlendirrnek caiz olur.

İçtihat, Tanımı ve Mahiyeti İçtihat, bir gayeye ulaşmak için tüm gücünü harcamaktır. içtihat yap­

mak için gerekli şartları hakluyla üzerinde taşıyan müçtehit, furu'a ilişkin bir konuda içtihat eder bu içtihadında da isabet ederse ild ecir; içtihat eder, içtihadında da hata ederse bir ecir alır. Kiıni alimler ise, furıl' konularında tüm müçtehitlerin isabet üzere olduklarını söyleınişlerdir.

UsU.l [yani, alddeye ilişldn konular]da tüm müçtehitlerin isabet etti­ğini söylemek doğru değildir. Eğer, böyle düşünülürse, o zaman dalalet ehli olan Hıristiyanların, Mecusilerin, küffar ve mülhitlerin görüş ve inançlarında [bazen doğruya] isabet ettikleri sonucuna varılır [ld bu asla kabul edilemez.]

"Furu'a ait konularda tüm müçtehitler isabet etmişlerdir" diye düşü­nenler Rasulullah (s.a.v.)'ın şu sözünü kendilerine dayanak edinirler. "Kim içtihat eder, [bu içtihadmda da} isabet ederse, ild ecir alır. Kim de içtihat eder, [içtihadznda da] hata ederse bir ecir alzr."33 Bu, hadiste görüleceği üzere Hz. Peygamber (s.a.v.), müçtehidin bazen isabet bazen de hata edebileceğini söylemiştir.

31 Sarf-nahiv, mantık, tefekk:ür, keskin zekıi, zihin duruluğu gibi. 32 Yani, şer'lihukuki nitelikteki 33 Bubari, hd. no. 8352; Müslim, hd. no. 1716.

348 Dr. Ali PEKCAN

Ek:

J

...Wı JJ..;,ı <J ~.___ ___ ____;' ;~:Jı

~)1~)11iıır

:LT-.:o _;.,. L.f-f_j>." if ....;J y ~~ J . o..ü.\1 J.,~....,oi if J.,~.....a! ;;.! _;"-" J.>-~ ..:..ıli JJ oh

~_,b ~i ~_rj i i LS::,_ ';ı <li J"-" : .ı..W 1 J . o _r.j- J.>-~ L. t_ _;JI J , o _r.j- o.# ~ L. ~ ':liJ

. .:olf:>.-;;ı

,~_diJ 'OJy<.iiJ 'J.,~.,.b,..j\J 'CW,IJ 'Y J..ıJ.IJ ''-:--"""1)1 :~ ~\S:;..':llj

...ı__.,Li.\\J

J.>- ..,_;~ ;;J ..w J.>- y~ Lo :yj..ı.:.l.lj. <S"; J.>- ..,_;~J ..w J.>- y~ Lo :~lyiJ .

..,_;~J <S"; J.>- y~ Lo :J_,Ji.ıxllj . <S"; J.>- ..,_;~ ;;J ..w J.>- y~:; Lo :c L:liJ . <S";

~J ~ _,Ajl .ı..ı ~ L. :~IJ . ..W J.>- ..,_;~ :JJ <S") J.>- y~ L. :o J.f.J.IJ . ..W J.>-. "-! ~ ;;J ~ ..l...i..:.ll "-!V~:; Lo :Jbl:JIJ . "-!

J.>- ,.~1 J..~~ :W.IJ . c91)1 LJ 4.ı _y; L. J.>- i ..~.Wl <li J"-" ~IJ . r-LJI if u='-j o..ü.IIJ

ı.>..b-~ ~1)1 r-LJ\.5' ,j:J..\::....IJ yk; d"~ :J L. ~JJ~I ~IJ . c!l}ll) 4.ı ..~~ L. 0)\>.

LJ rc(jj1 _y; plj . j:J..\::....:JIJ _)ıJI J.>- 0.,~.;.,~J.I ~~<.il r-LJI L.iJ . ~1 <J"I.,~.J-1

L.f-.J) ;r-.,~d.: .):JIJ . y ..~Jk.ll Jl..l..';. )1 ..~~ jJ..ıJIJ . j.J..ıJI ..,_Lb J~.J.;;...ı~IJ . ~ J.,~Mı JG-

. _r:. \lı J.>- ~..b-'; A.:.r :; LT-ri ;r-yi. ı!.L;JıJ . _r:. \lı if _n-Ibi ~..G-i

. ~ J:J..\::.-.>:11 WJ JU:-)'1 ~ J.>- .ıj _,b :.ı..WI JJ-Pij

,_?>lk.JIJ ,~IJ ,J..>--J.IJ 'Ll"'L:LIJ 'iWIJ ,~IJ ,_,..';ıJ 'i)\SJI :~Wi .ı..WI JJ-Pi yly.ij

,;ıJ.:o';l ~)J ,b-~)'IJ _)2)-IJ 'u"~IJ 'Jl:>-'JIJ ,t_l$.-)'IJ 't..~....diJ 't--"UIJ ,Jı.,..;'JıJ

. J.!~J.I il.S::,..iJ ,~IJ ~\ ~ J

[.ı..oWiJ~~ı]

r' } ,0 .r-3 J-i } ,J-i J r' } ,..:ıl.ı:-'ı :i)\5Jı .ı.:.... ...,..:; ?- ı.. yt ,~~~ ~wl Lci.9

_r:.T ""=-J if J . ~ J J' /' J J Jl ~~ ~J 'J~\J .;::>-J ~ J _,..i Jl ~ i)\SJIJ

if o.#~\~ :~J '.u:o.,~W:>y J.>- J~:JI-J if! L. ~ü ,j~J ~ Jl ~

Cüveyni'nin el-Varakat Adlı Eseri Üzerine 349

. ~1>-..11

.:ı i L.l jWIJ . ~ f L.lJ ~ _;;, L.lJ ~_,.J L.l ~IJ . -.;:. J~ Y' .y- "'ı jy•~ L. j~IJ

r.~ .ı.~.:.$~ ~ :JW .J_;-9 j:.. ö.:.t.)~ jk-..lL; ,ö_;L...::....,i } JAi Ji 0~ Ji ö.:.t.y. 0.r~

cr efi~ ..bJWts- y:J~ Jk-..lıJ ,~~_;lı Jl..ııJ ~ :Jw ...ı_;-9 y.. .:ıL.aAJ~ Jk-..lıJ ,~

. ~ ~ 0i -4_1- l_;i..l>.- ~ :JW .J_;AS' ö_;L...::....,:J~ jk-..1\J ,JL;)'I

[r~' ytı]

J)\.b)lı ...~:.>-J ,~ı =~ J . y .f"" JJı ~ c? ....; J.:. J~ .:_r J_,AJ~ Jt..Jı ,_\.>:....t:......ı r~'J

~ ')'J . b-~ )ll } y..l.:.ll 4.:.-4 .:.1)1 Ji Jy ~..lll J.:. L. :ll ,~ J...? ~_;JI .y-.:. .r=JIJ

jıt..JI .:.l..Ç.;~ _,..~ıJ . _;yiJI ~ :JJ • Jr<.:Jı ..~...,aj Jy ~..U\ J.:. L. :ll 'C~\ Jy }r<.:Jı

.y- "'ı _;yolll efi ~ I.)!J ,~.:._;ll ö _;4-kJ~ _,..i ö)L.a.l\; _,..~lS' '"'" :1! jıt..JI ~ ')' L':_, "'ı _,..i

. ö..LtJI

J;'-..lt '.i 1.o J ~'J r~' ~ J;'-..lt ':?.u ı 0 _r.bl.$! _;\.ıi. ... <JIJ . 0).:-:.1.:> ~ 0 J..:.::.J.IJ ~IJ ifU\J . 0 p Jll :JW .lıı ~1>- -J j>..l:

. ~ ~~ ı:_ro ~ ~ :l_jllj ~ :JW .JJ.il 'i)L.)'I Y'J '"'":ll~')' Le,_, ,d.....;_r:JI t_J.A

_y. w..t JJ.il~ .!J _)1 ;.\.>:....t:......l ~IJ . o...l..,a.ı _,..i;.~\ .y- ~IJ ,o..ı..,;:, .y- ~ ,.~~ _,..~IJ

-4-4=liJ b-~)'1 "'ı .:.1)\J _,..~1 ~ .:._}J. 4..:>' ~\.:.W Jy J-4J 'Y.f""JJI ~ Jy ....;),:,

. J-.r<.:Jı } ~./......:11 Ji

[ ~WiJ I..I"'UI-IJ ~Wl ]

,_,..uı ~ ~ J ,,.\.bJ~ 1 rs- I..~.:J ~ :...ı J,j cr ,\~L,aj ~ r->- L. ~ ~w ı LoiJ

~u-S' ,yı ,.lc-'~IJ 'i)\J~ J _,.ll c:J.-1 r'J ,~)\J~ J _,.ll ...~>-1}1 r:ll :~) 4WiJ

,.1_}:-lj i~ )ll -J L. J ,.:ıL. )i -J es--J ,.:ı\.S:lı -J J-i J 'd-' -J (,Şij '~ ')' ~ L. J '~

, u\_r<J\ -J ')'j 'O~j

U"'ll\J. ol?- (,Şfi L.J jıt..JI cr o~ -J i./~1 t>y.:> j~ ')'J. '-'..bJI ...::..ıli..o cr ir-ıJIJ

._L;.:;....,')'\ j-.dL; '~J ~ :J! ~ Y'J ,4.LJ..ı u'=ı _d ~IJ. iWI J~

~ .:ıi .b A ~ lilJ 'i)~\ -J J>..U o')'Jj L. e'.?-1 ,_l.;.:;....,)lij ,d.l..aJ~; ~IJ .b .rJIJ

. >-if' 4.:.-o~lcr cr ,_L;.:;...., :.ı ı Jy.; J . 4.:.-4 ~ı Jy ,_L;.:;...., :.ı ı {...u; jy.; J . i)~~ ;L,a:;.. 0 .r~ .:ı i .u,_;;, cr J

;y )lS' '-'.1111 ~ ~ d.l.,a.\~ ..1-:-iUJ . .b J.rJ.I Jy i~ 0f jy.; .b .rJIJ . o~ cr J ~\

350 Dr. Ali PEKCAN

~ jY.,j . ..l_:All J-" (..,..tkll ~ 'J=! ~ ..::...Q.lbij C"'')' ~ ~ 0~)'\.ı ı.:..ı..y

,Wlı Wl ~ J ,yl:;._<.l\.ı Wl ~ J ,Wlı yı.::.s:JI ~ J ,yl:;._<.ll; yL::S:.ll

. ı-L J .JTJ 4# Jhı ~ Jr )1 Jy! J JW Jhı Jy! (..,;k.;.ll.ı ~ J 'c.fy.!Lı Jk.;JI ~ J

_,. .:;::11J . J=:ll r J! J~ )'1 r if ,~ı c'.r>-!IJ~IJ . 0Y.ı Jl.A t.. ~~J

J' J.rll ~ if ~.:: • _y. J ,~_r; ~Ji.; L. :j,! J ,\...b-IJ ls"-" :/! ~ :1 L. ~IJ . ~\

~j ,JJ..ULı _rılkll JJJ:j ,.r>-':lı if Ri ~..b-i J-_r"i ~~ t.. _.ıALI:ı.liJ . ı.?' ..r<.ıı _,. j

. JJ..ULı ı _rı\.J;,

JW'JI

J-" 015' 0~ . 0 -'~ :/ Ji ~\.k.liJ ~_;JI .ı.;.,. J J-" 0 y<ı_ 0i l..! :# :/ ~_r:JI ~L.o j.._9

:1 J--4 t 0!J . J'l.a.::>-:/1 J-" ~ .ı.; v"l,a.::>. :/1 J-" JJ~ J~ 0~ ~\.k.liJ ~_;JI .ı.;.,. J

y _,.,. }1 J-" ~ ,{ L->- ör i i» ı J-'....., .J ~ r-<.ı 015' ..ıi.l ~ :Jü JW i» ı 0~ ,.ı.;~ 015' 0~ ,.y ~ -'~ :Jü if r+--' J ,y..UI J-" ~ :Jü if ~G......cıi if J ,~G.....,cıi ~ ..l;.ç.

• d.:- \.ı)' 1 J-" ~ ~\.k.liJ ~_;JI .ı.;.,. J y.? <~.>.-J J-" J.._9 L. J . .ıh.i5' ~\ J-" o)}!J ,~_r:JI ~L.o J} _y. J~l J-" ~_r:JI ~L.o )}!J

• ~ ~ J...9 l_. r-<>- ....._<.,.__; O_r~ t j "-; ~j ~ y.? ~ cij ~

[~1]

:~} if ~\ ol:...... :j,! j ,di) 1.:ı1 jkJI ~\ ..:...>-........i :JU. ,d.Jij)'l ol;.,...j ~1 Loij

i--Ldl y\..6)...\.ı ..:...;81 r-Q..ı (} .J J-" JI..UI y\..6)...1 :oJ.:ı-J . .ı.:.I..Qj b! y\.:;._<.l\ 1~ ı:; L. ~

,:Ü;j r-Q..\ ~ j 'r-Q..\ ,:Ü;j ("""" )1 ~ jY.,j . .ı..;.ç. ~\_it:' ~G' 0ı..s:J o:/-'J <~.>.-j J-" y\.:;._<.l\ ~ jY.,j . ~i_,. L. J!J .hiS-i_,. L. J!J ,J._~; y.? J!J J..~.ı J! t:-Jij '("""" )1

~ J ,_;1-'dl.ı _;1-'dl ~ jY.,J. WLı yl:;._<.ll ~ jY., :JJ ,yl:;._<.ll; Wl~ J ,yl:;._<.ıl;

. ~l:-':/Lı _;l_,.:l.l ~ jY., :1 J ,_;1-'d\.ıJ ~l:-':ıJLı ~l:- 'YI

[ ~ _rllj d' )lA::.!\ ] J..d J5' ji L,ı..,:. ? ':/lj t,~..,ç. ~..b-i ji LJ;...P\._,:. ji ı.J;.-\..ç. li_/ ... <.,_ 0i l..! : p yÜ 0Uk.i '-"' jl..ü ı .:ı ı

01J ,;::::-~ e-*' ..:.ı--<:... i 0~ ı.P.:--~..,ç. Li\.5' 0~ . ".>.-J if Lı..,:. J ".>.-J if t.~..,ç. ~...p ...b-IJ

,..r=-hl.Lı i--Ldı~ t:).:Jı ~ 0~ 't:).:Jı ~ t 01 y ~r.. ~e-*' ..:r<s.. t 015' 01J 'v"\.;llı iWI ~ ~L,oı..,:. _;>-':/IJ t,~..,ç. ~..b-i 015' 01J . LJ;...Pı..,:. Li\.5' 1.:ı1 .!JJ..i$' J

. ? ':/1 <.!" _/~ L..p ...b-lj J5' i_/......>-~ ".>.- j if L,ı..,:. j ".>.- j if t.~..,ç. L..p ...b-lj J5' [ t_\.6:-)'1 ]

Cüveynl'nin ei-VarakatAdlı Eseri Üzerine 351

~~l)...~ ·~ J ,~4-üJI ~L.J.,J~ ~ J ,~~lJ.-1 r-(,._ Js- ~\ ~i ~L..l>:- JU;\ __,..g.! t_ 1.6:-~1 L4ij

~ 'ı/ )) :r-L) ..JT) .ıJç. ..:ııı ı}..p ..J _,.QJ '~ _# 0 J~ ~ a..~\ o-hı t_lr.lJ . ~ _r:JI ~~lJ.-1

ı,_>i ~) 'l)\JI ~\ Js- d.:=- t_\.r.'j\) . a.-~1 o-hı ~ ~ J) t__rl\) '(( ;iJ")lp ~ ~i

.:.rJ_;~ J:, _r, ~~ Jol_}.il :W 0~ ,~...,a.\1 Js- ~\ Jol_}.il J:,? 'lJ ,015' _r=

~ t_lr. 'iiJ . r-<.:l-1 ~~ d' ly>.-J- 0i ~) ~~ 'j\ ~i (f }-.<>) ..w) ~\.,y- ~ ..J)

0" ...l>-1}1 J_,i J . <t;.ç. ~l:JI ..:.ı~ J ~~ JL;.:;\J ~\ ~J ~\ J__,.iıJ ~J ~ ~

. -4..\.;l,-\ J_,.QJI Js- o_# Js-~ ~ "-!~\ [ J~~\]

=~ ~ _p-ı) . .ı..ı..i.S'} .ü~ F ..u) ,y.L<.ııJ J..l.,a.)ı .J>--4 L. _p-u , 1~~~ L4ij

d' y.L<.ıı Js- Jbi_;:JI c!: '1 4>-\.r. <$ )J- 0i Y') ,~\ <....:->:" j!. L. .JI..fll.! . _;1__,..:..) ~\.,.... T J1

<....:->:" y.. ı,_> ..U\ y> ~l;.-':ı'IJ . t_ \..c-" Ji ö..u.L:;.... d' j...o~l ~ 0 y<._; <t;.ç. _;ı>..il J1 ~ 0i J1 ~

~ )\J ,o~L1 j..a.il L. ..l:..-11..9 ,~ J ~ .r" J1 :~ ~J ,~\ <....:->:" y.. 'j J Jo...JI

,~\ J. ~ ~\f '11 '~ ~ "-!l>-...,a.\1 _# ~\f (f 015' 0~ 'o~Ll ~ t L.

:J~ 0i ı,_>IJ_)J j~ ~\i) 1~1J ,~L'jl Js- j>-..ü :ı..:...:..JIJ . ..l,;iL..... ..:.ı..l>.-} ,- ,_, 1..6~

(f C~\ ojb:-i 0lJ . ~...l>- :J~ 'lj 'l)P"""i :JJ-Y ~\ .).>- __,.;; ij 01J 'l)P"""iJ ~...l>-

. Öjb:-ll)_r.>-i} l)jb:-i :J_,AJ :ı..ı)) _#

[_,ı~\]

U"'Y J1 :rWi ~~ Jl ~ y> J . r-<.:l-1 ~ ~ 4.k.ı j...o~l Jlc_..riJI ~ J ~_,ı~\ l.4iJ

__,.;; :U'ı/J.ll _,ı\J J . r-<.:l-1 ~ y ~ ;ıl,JI ..::...i\5' L. llı:JI _,ıl;# . ~ U"'Y J ,;;J'j~ U"'Y J ,al.Y

r-<>Jj ~ Y' 0 .J-(.; 'lj r-<.:l-1 Js- ;;Jb ;ıl,J\ 0 y0 ,:) Y') 'f"" ~\ .).>- ..:~-)2J1 ...l>-~ J'j-~.:;..... 'j\

0 __,~ 0i c_ _,DI J:, f' 0" J . ~ ~_;S"~ ~ ,~i 0;! ~~_;ll c_ _,DI __,.;; ~\ _,ı\J j .

;ıl,J\ J:, _r, (f) . ~\ LP.:ı .ıJç. ~ ~..\; \.:,~ 0 -"~ 0i j...o~l J:, _r, (f) ,j-<ı)\J ~\..;.,.

.}JI ~ ;ıl,J\ j.::,. 0 __,~ 0i r-<.J-1 J:, f' 0" J . ~ 'j J l.kAJ ~ ')\.9 di~ __,.1... ~ ~ )ü 0i

. 41JJ y }::JI y> r--<.J-\J ,;yL:J,.ı ı./' ;ıl,J\J . ..:.ıL;'jiJ

[ y~'ı/lj ~~~lj pl ]

..l>.-y.. t 0~ ,~_r:JI <~.:>-~iL. '11 _#1 Js- ~~~101 :J~ 0" U"'LJ\ ~ ;ı_,._~'j\J ?.oll L.iJ

y>) ,o..L.a.; J~ (f U"'LJ\ (f) . ?.oll y>) j...o~~ ~ ;ı_,._~ 'il .).>- J-4 L. ~_r:JI ~

~ 0i :J(j..l y~l r_$Mj. t__rll o_,b.- L. 'll ;;_,._~';1 .).>- ~~~\ ~ j.-<>~1 0i

- ı

352 Dr. Ali PEKCAN

~ r ~_,..UJ ,~1 ~ Lp JJ:-1 r..l.Y 4.b~l L.iJ . if" _r:JI J)JJI i..ı_ç. ..J.:.ç ~~~

~~~ ~ L. <--..bJil) ...l>.-J cıı,;. ~1 ~ JJ:-1 U"~IJ 'U"~I ~ <--..bJIJ ,fl ~""'.11 . J\.;LI ~ :ı'lJ

[ ..L).lJIJ ~WiJIJ ~lp.":ll ]

l) ;J~I J-IS" J _,...<:. cı i J . ~j_. J t-:>L>- '~) J ;L,oi ....W4 \lı.., J ../~ cı i ~1 _br- ıY J

-.::.ıl/~'1 ~ J Jb,. )i ;ı..;_,.,..,.. J ı.illiJ _,..JI .y i LS:.:,_ ~1 .b~l l) 41 (. ~ l'. t Jı.., ,.)4::>--:il

~ ,..l).4:ll ~~ .:r cı_,...<:. .:ı i :~1 .br- .:rJ . ~ ö.) )}1 )~.:>-~~J rLS:.::- ~~ <J ö.) )}1

. 4 Ji t WJ ~ J . ~1 l) ~1

l..l)Z ~ rL J 4.JTJ o.# liıl ~ ~1 J~ J.r.i 1~ ~ ,~ ':>4 J\jjl J.,..e J_r.-9 ..L).l:jlj

l\ıı J...o ~~ Jl :W cıı,; ,.Jü J-i .y <.?JJJ :J ..:...jiJ jJ\jjl J~ J_r.-9 ..l).4:ll :Jü .y r-P J .

. l..l)Z .J~ J""'~ ~ .:.ıi j""'~ 'U"~4 J~ JIS" r.L J .JTJ o.# cı ı,; ,.)4::>--:il l) 4.1~1 j-oiS" JIS" Jl ~ı_; ,J' jJI t_fi l) (:::" }1 J~ ""'~ ~lp.":JI ~~J

~ j5' :Jü .y r-PJ . ..ri ili \..b.,:.iJ ~ ~1 01J ,JI..ri ili yL.t t_J.).lll) ~1

Jl <,?.)""'~..:il.) J~ '~ ~':>~1 J""''"""~ll) ~ j5' :J~ Ji j""'~ :JJ. ~ t_J.).lll)

~ j5' ~ :Jü .y J.).) J . J-..L:>..liiJ }i ... <JIJ U"Y'J.IJ L>) ... .dl .y 4.1-:>La.ll ~~ ı....,.-;.""'....ci

~~ ı:r J ,ıJI.r.i ili yı_,.,i_, ~~ ı:r )) :r.L J .JTJ o.# l\ı1 J...o .J ~ ,~ t_J.).lll)

4-!.T""" J ~1 \..b.:. rL J .JTJ o.# l\ı1 ~ ~1 Ji J)JJI .ı.:-. J . (( ~IJ .r.i ili f.k,:.iJ

. L.S"..f""i

-.::.ıüJ}I~I