88
Millî Folklor 1 Cilt/Volume/Tome: 6 • Y›l/Year/Année: 12 • Say›/Number/Nombre: 48 • K›fl/Winter/Hiver: 2000 • ISSN 1300-3984 M ‹ L L Î F O L K L O R Üç Ayl›k Uluslar Aras› Halkbilimi Dergisi International and Quarterly Journal of Folklore Revue Internationale et Trimestrielle du Folklore ‹Ç‹NDEK‹LER/TABLE DES MAT‹ERES Türkiye’de ilk halkbilimi enstitüsü 1966 y›l›nda bu adla kuruldu. 34. Y›l›nda "Millî Folklor" ve Kurumlaflma / Par l'éditeur ........................................4 M. Öcal O⁄UZ Türk Destanc›l›k Gelene¤ine Bütüncül Yaklaflabilme ve Alp Kavram› Üzerine Baz› Yeni Yaklafl›m Denemeleri /Approaching Completely to Turkish Epic Tradition And Some New Epproaching Tests On "Alp" Concept ...................5 Yrd. Doç.Dr. Mehmet AÇA "Kurmanbek" ve "Seyitbek" Destanlar›/ Les épopées "Kurmanbek" et "Seyitbek" ...18 Doç. Dr. Nerin KÖSE Ç›ld›rl› Âfl›k fienlik ‹le Narmanl› Âfl›k Sümmanî'nin Karfl›laflmalar›/ Les dialogues de la poésie entre Tch›ld›rl› Ach›k Chenlik" et "Narmanl› Ach›k Sümmanî" .......................................................................................................24 Yrd. Doç. Dr. Dilaver DÜZGÜN Hâflimî Kitapl›¤›nda Türkçe Bir Cönk/ Un "Cönk" en turc dans la bibliothèque de "Hachimî" ..................................................................................................27 Yrd. Doç. Dr. Bilâl KEM‹KL‹ Settar Han Hikâyesindeki Motifler ve Formel Unsurlar–II/ Les motifs et les éléments formels dans le récit "Settar Han"–II ............................................37 Yrd. Doç. Dr. Enver ARAS Dede Korkut Kitab›ndaki Bams› Beyrek ile Anadolu'da Anlat›lan Bey Böyrek Hikâyeleri ve Masallar› Üzerine Motif Bak›m›ndan Bir Karfl›laflt›rma Denemesi/Un essai comparatif au regard du motif sur Bams› Beyrek dans le livre "Dede Korkut" et les contes et les récits Bey Böyrek en Anatolie ..........................................................................................................43 Ömer YILAR

Document48

  • Upload
    melit

  • View
    264

  • Download
    14

Embed Size (px)

DESCRIPTION

48

Citation preview

Page 1: Document48

Millî Folklor 1

Cilt/Volume/Tome: 6 • Y›l/Year/Année: 12 • Say›/Number/Nombre: 48 • K›fl/Winter/Hiver: 2000 • ISSN 1300-3984

M ‹ L L Î F O L K L O RÜç Ayl›k Uluslar Aras› Halkbilimi Dergisi

International and Quarterly Journal of FolkloreRevue Internationale et Trimestrielle du Folklore

‹Ç‹NDEK‹LER/TABLE DES MAT‹ERES

Türkiye’deilk halkbilimienstitüsü 1966y›l›nda bu adla

kuruldu.

34. Y›l›nda "Millî Folklor" ve Kurumlaflma / Par l'éditeur ........................................4

M. Öcal O⁄UZ

Türk Destanc›l›k Gelene¤ine Bütüncül Yaklaflabilme ve Alp Kavram› Üzerine Baz› Yeni Yaklafl›m Denemeleri /Approaching Completely to Turkish EpicTradition And Some New Epproaching Tests On "Alp" Concept ...................5Yrd. Doç.Dr. Mehmet AÇA

"Kurmanbek" ve "Seyitbek" Destanlar›/ Les épopées "Kurmanbek" et "Seyitbek" ...18 Doç. Dr. Nerin KÖSE

Ç›ld›rl› Âfl›k fienlik ‹le Narmanl› Âfl›k Sümmanî'nin Karfl›laflmalar›/ Les dialogues de la poésie entre Tch›ld›rl› Ach›k Chenlik" et "Narmanl› Ach›kSümmanî" .......................................................................................................24Yrd. Doç. Dr. Dilaver DÜZGÜN

Hâflimî Kitapl›¤›nda Türkçe Bir Cönk/ Un "Cönk" en turc dans la bibliothèque de "Hachimî" ..................................................................................................27Yrd. Doç. Dr. Bilâl KEM‹KL‹

Settar Han Hikâyesindeki Motifler ve Formel Unsurlar–II/ Les motifs et les éléments formels dans le récit "Settar Han"–II ............................................37Yrd. Doç. Dr. Enver ARAS

Dede Korkut Kitab›ndaki Bams› Beyrek ile Anadolu'da Anlat›lan Bey BöyrekHikâyeleri ve Masallar› Üzerine Motif Bak›m›ndan Bir Karfl›laflt›rmaDenemesi/Un essai comparatif au regard du motif sur Bams› Beyrek dans le livre "Dede Korkut" et les contes et les récits Bey Böyrek en Anatolie ..........................................................................................................43Ömer YILAR

Page 2: Document48

Uygur Türklerinde Karikatür/La caricature chez les Uygur...................................48Sedat fiAH‹N

Hac›beyov ve Halk Musikisi /Hac›beyov and Folk Music........................................52Prof. Dr. Babek KURBONOVYavuz fiEN

Hayvanc›l›k Terimleri ‹le ‹lgili Bir Makale ve Baz› Küçükbafl Hayvanc›l›kTerimlerimiz–3/Un article sur les termes d'élevage et certains de nos termes d'élevage menu bétail–3 ......................................................................55Yrd. Doç. Dr. Nergis B‹RAY

Hakas Sözlü Edebiyat›nda "Taxpax"/"Taxpax" dans la littérature orale de Hakas ...............................................................................................................72Gülsüm K‹LL‹

K›z›l Elma ve Roma Papas› Efsanesi/La légende de la pomme–rouge et duPape–de–Rome.................................................................................................84 Prof. Dr. Pertev Naili BORATAVÇev.: Doç. Dr. M. Öcal O⁄UZ

Millî Folklor/Uluslar Aras› Halkbilimi Dergisi Yay›n ‹lkeleri .................................89Millî Folklor/Revue Internationale du Folklore Principes de Publication...............91

Alt›nc› Cildin Dizini/L'index de la sixième tome .......................................................93

2 Millî Folklor

Page 3: Document48

Millî Folklor 3

Prof. Dr. Ziyad AKKOYUNLU Hacettepe Üniversitesi

Prof. Dr. Ensar ARSLAN Dicle Üniversitesi

Prof. Dr. Muhan BAL‹ Atatürk Üniversitesi

Prof. Dr. ‹lhan BAfiGÖZ Bilkent Üniversitesi

Prof. Dr. fiükrü ELÇ‹N Hacettepe Üniversitesi

Prof. Dr. Nevzat GÖZAYDIN Ankara Üniversitesi

Prof. Dr. Umay GÜNAY Hacettepe Üniversitesi

Prof. Dr. Abdurrahman GÜZEL Gazi Üniversitesi

Prof. Dr. Metin KARADA⁄ Dokuz Eylül Üniversitesi

Prof. Dr. Hasan ÖZDEM‹R Ankara Üniversitesi

Prof. Dr. Saim SAKAO⁄LU Selçuk Üniversitesi

Prof. Dr. Bilge SEY‹DO⁄LU Atatürk Üniversitesi

Prof. Dr. Fikret TÜRKMEN Ege Üniversitesi

Prof. Dr. Dursun YILDIRIM Hacettepe Üniversitesi

Prof. Dr. Kemal YÜCE Çanakkale On Sekiz Mart Üniversitesi

Doç. Dr. Ali Berat ALPTEK‹N Selçuk Üniversitesi

Doç. Dr. Erman ARTUN Çukurova Üniversitesi

Doç. Dr. Pakize AYTAÇ Gazi Üniversitesi

Doç. Dr. Mustafa CEM‹LO⁄LU Uluda¤ Üniversitesi

Doç. Dr. Ali ÇEL‹K Karadeniz Teknik Üniversitesi

Doç. Dr. Ahmet DO⁄AN Karadeniz Teknik Üniversitesi

Doç. Dr. Ali DUYMAZ Bal›kesir Üniversitesi

Doç. Dr. Metin EK‹C‹ Ege Üniversitesi

Doç. Dr. Metin ERGUN Selçuk Üniversitesi

Doç. Dr. ‹smail GÖRKEM Erciyes Üniversitesi

Doç. Dr. fieyma GÜNGÖR ‹stanbul Üniversitesi

Doç. Dr. Nerin KÖSE Ege Üniversitesi

Doç. Dr. Hayrettin RAYMAN Atatürk Üniversitesi

Doç. Dr. Esma fi‹MfiEK F›rat Üniversitesi

Doç. Dr. Ali TORUN Afyon Kocatepe Üniversitesi

HAKEM KURULU

Editorial Board/Comité d'Experts

Page 4: Document48

4 Milli Folklor

Bir grup folklor sevdal›s›, "zaman›nneresinden dönülse kârd›r" diyerek 1966y›l›nda Millî Folklor Enstitüsü'nü kurdu-lar. Bu folklor sevdal›lar›n›n ölenlerineTanr›'dan rahmet, hayatta olanlar›na sa¤-l›kl› ömürler diliyoruz.

Bu sevdal›lardan ölenler öldü ama,kalanlar için ne ac›d›r ki, kurduklar› ve"binler yaflas›n" diye alk›fl verdikleri "ensti-tü"leri kendilerinden önce bu dünyadan gö-cüp gitti. fiimdi uzmanl›k alan› folklor olan-lar›n d›fl›nda, Kültür Bakanl›¤›'na ba¤l›Halk Kültürlerini Araflt›rma ve GelifltirmeGenel Müdürlü¤ü'nün 1966 y›l›nda kuru-lan Millî Folklor Enstitüsü'nü yutan süre-cin son bürokratik halkas› oldu¤unu bugünkaç kifli biliyor? Kiflisel olarak, ne "DaireBaflkanlar›"n› ne de "Genel Müdürleri"nisuçlumay›, hepsinin iyi niyet ve gayretleri-ne tan›kl›k etmifl biri olarak haks›zl›k ola-rak de¤erlendiririm. Ancak, bir bakanl›¤aba¤l› bir birim, ister ba¤›ms›z "Daire Bafl-kanl›¤›" isterse "Genel Müdürlük" olsun neyaz›k ki, iki flekilde de "Enstitü" de¤ildir.Genel Müdürlük, "bürokratik hizmet biri-mi"dir, Enstitü, "bilimsel araflt›rma kuru-mu"dur. Bu çerçevede örne¤in Kültür Ba-kanl›¤›'na ba¤l› ad› geçen Genel Müdürlük,e¤er isterse kendi bünyesinde Türk folklo-runu bilimsel olarak araflt›rmak üzere birEnstitü kurabilir ve yürütmekte oldu¤u bi-limsel çal›flmalar› bu enstitüye aktarabilir.Ne yaz›k ki, Enstitünün kapat›lmas›ylahizmet birimleri ile bilimsel araflt›rma bi-rimleri iç içe girmifltir. Dileriz ki, KültürBakanl›¤› bu açmaz› k›sa zamanda görür veen az›ndan bu Genel Müdürlük bünyesindebir folklor araflt›rma enstitüsü kurar.

Ancak bugün için gerçek olan fludurki, Millî Folklor'un enstitüsü kapanm›flt›r.

Türkiye'de baflar›lmas› zor ifllerden biriside kurumlaflmad›r. Türkiye'de yüzy›l›n›doldurmufl kurum say›s›n›n azl›¤›, bizimalan›m›zda vehamet boyutuna ulafl›yor. Biryüzy›l›n dörtte birini aflan ve "gelene¤ine"ve "gelece¤ine" sahip ç›karak geliflen kaçkurumumuz veya kaç dergimiz vard›r?

Millî Folklor Dergisi kendisini, addafl›olan Millî Folklor Enstitüsü'nün yasal de-¤ilse bile "millî folklor davas›na hizmet aç›-s›ndan" bilimsel devamc›s› olarak görmek-te ve kendi kurumlaflma sürecinin bafllan-g›ç tarihini Millî Folklor Enstitüsü'nün ku-rulufl tarihi olan 1966 olarak de¤erlendir-mekte, bu nedenle de bu enstitünün bilim-sel ruhunu Millî Folklor Dergisi'nde yaflat-maya çal›flmaktad›r.

Bu anlay›fl içerisinde Millî FolklorEnstitüsü'nün kuruluflunun 34. y›l›n› kut-luyoruz.

***fiükrü ELÇ‹N Özel Say›s›'n›n haz›r-

l›klar› meslektafllar›m›z›n gösterdi¤i bü-yük ilgi sayesinde h›zla devam ediyor. Busay›y› planlad›¤›m›zdan daha çabuk ve da-ha güçlü bir muhteva ile haz›rlayaca¤›m›z›umuyoruz ve meslektafllar›m›z›n "fiükrüHoca" ile ilgili yaz›lar›n› bekliyoruz.

***Bu say› ile alt›nc› cildimizi tamamla-

d›k. Alt›nc› cildin dizinini haz›rlayan Ba-har ve Ruhsar Selenay'a teflekkürler...

***Siz say›n yazar ve okurlar›m›z› sayg›

ile selaml›yor ve 2001'in Bahar'›nda MillîFolklor Enstitüsü'nün kuruluflunun 35.,Millî Folklor Dergisi'nin kuruluflunun 14.,yay›na bafllamas›n›n 13. y›l›nda ve 49. sa-y›s›nda buluflmay› diliyoruz.

M. Öcal O⁄UZYay›n Yönetmeni

34. YILINDA "M‹LLÎ FOLKLOR" ve KURUMLAfiMA

Page 5: Document48

Milli Folklor 5

Türk destanc›l›k gelene¤i üzerineAnadolu sahas›nda yap›lan araflt›rma-larda Gök Tanr›c›l›k, fiamanizm, ‹slam,Göçebe ve Yerleflik Toplum fiartlar›, ‹s-lam Öncesi ve ‹slamî Dönem Türk Des-tanlar›, Alp Tipi, Alp-Eren (Gazi) Tipi gi-bi baz› anahtar kavramlar›n ön planaç›kt›¤› görülmektedir. Bütün bu anahtarkavramlar, Türk toplumunun tarih bo-yunca tarihî, sosyal, iktisadî ve co¤rafîflartlara ba¤l› olarak geçirmifl oldu¤u ev-reler ve bu evrelerin sözlü gelenek üze-rindeki etkileriyle do¤rudan ba¤lant›l›

olarak ortaya ç›km›fllard›r.Türk destanc›l›k gelene¤i inceleme-

lerinde araflt›r›c›lar, yukar›da s›ralanananahtar kavramlar çerçevesinde destan-lar› belirli s›n›flamalara tabi tutmufllar-d›r. Bu s›n›fland›rmalarda da öncelikleTürk toplumunun girmifl oldu¤u dinler,dahil oldu¤u medeniyet daireleri ve ya-y›lm›fl oldu¤u co¤rafyalardaki di¤er top-lumlar taraf›ndan u¤rat›ld›¤› kültüreletkilenmeler dikkate al›nm›flt›r. Tabi-at›yla, toplumun geçirmifl oldu¤u bütünevreler ve yaflad›¤› de¤ifliklikler, do¤ru-

TÜRK DESTANCILIK GELENE⁄‹NE BÜTÜNCÜLYAKLAfiAB‹LME VE ALP KAVRAMI ÜZER‹NE BAZI

YEN‹ YAKLAfiIM DENEMELER‹*

APPROACHING COMPLETELY TO TURKISH EPIC TRADITION AND SOMENEW EPPROACH‹NG TESTS ON “ALP” CONCEPT

Yrd. Doç. Dr. Mehmet AÇA**ÖZET

Bu makalede, Türk destanc›l›k gelene¤inin farkl› Türk topluluklar›n›n destanc›l›k geleneklerinin mu-

kayesesi, Türk destanlar›n›n din, medeniyet kavramlar› ve tarihî geliflim çerçevesinde tasnifi gibi baz› prob-

lemlerine dikkat çekilmifltir. Daha sonra, fiamanizm, Kök Teñri, Tabiat ve atalar kültü kavramlar› gözden ge-

çirilmifltir. Alp kavram›, Türklerin en eski dini olan Kök Teñricilikle birlikte ele al›nm›flt›r. Alp kavram›, Ba-

t› Türkleri ve Do¤u Türkleri (Güney ve Kuzey Sibirya) yaflad›klar› bölgeler olmak üzere iki grupta ele al›n-

m›flt›r.

Anahtar Kelimeler

Alp, O¤uz Ka¤an, Türk Destanc›l›k Gelene¤i, Kök Teñri, fiamanizm

ABSTRACTIn this article, was attracted attention on some problems of Turkish epic tradition etc. “comprasion of

different Turkic communities’ epic traditions”, “classification of Turkish epics according to religion (pre-‹slam

and ‹slam) and civilization, historical progress of Turkic communities. Then was examined some concepts etc.

“Shamanism”, “Kok Teñri”, Cults of nature and fathers. “Alp” concept was examined together “Kok Teñri” was

the oldest Turkish religion. “Alp” concept was examined in two part: the regions which West Turks and East

Turks lived.

Key WordsHero, Oguz Kagan, Turkish Epic Tradition, Kok Teñri, Shamanism

** Bal›kesir Üniversitesi Fen–Edebiyat Fakültesi Ö¤retim Üyesi

Page 6: Document48

dan bir insan yaratmas› olan sözlü ürün-lerde de yans›mas›n› bulmufltur. Bir dö-nem Gök Tanr›c› bir inanç sistemine sa-hip olan Türklerin önemli bir k›sm›, iler-leyen dönemlerde ‹slam dinine dahilolup yerleflti¤i Ön Asya co¤rafyas›naadapte oldukça destanlarda ifade bulandüflünce ve inanç kal›plar›nda do¤al ola-rak baz› de¤ifliklikler gözlenir olmufltur.O¤uz Ka¤an destan›n›n Uygurca nüsha-s›nda yer alan O¤uz tipiyle Reflideddintaraf›ndan Fars dilinde kaleme al›nanO¤uzname’deki O¤uz tipi aras›nda ‹s-lam ve Ön Asya co¤rafyas›ndan kaynak-lanan baz› ideolojik ve sosyal farkl›l›klarmeydana gelmifltir. Öyle ki, bu baz› fark-l›laflmalar, bir tak›m folklorcuyu ‹slamöncesi Türk destanlar›yla ‹slamî dönem-de teflekkül eden Türk destanlar›n› mu-kayese ederken baz› eksik ya da yanl›flyarg›lara bile sürükleyebilmifltir. ‹slamöncesi destanlarda kuru bir cihangirlikya da sadece güç ve tahakküme dayal› ci-han hakimiyeti ideolojisinin hakim oldu-¤u, ‹slamî dönemde teflekkül eden des-tanlarda ise yüce bir ideal (‹la-y› kelime-tullah, nizam-› âlem) u¤runa yaflananmücadelelerin yer ald›¤›, baz› kaynak-larca alt› çizilerek dile getirilmifltir. Hal-buki ideoloji baflta olmak üzere, meyda-na gelen de¤iflikliklerin özde de¤il deçoklukla kabukta oldu¤u dikkate al›n-m›fl olsa idi, yap›lan baz› de¤erlendirme-lerin eksikli¤i daha bafllang›çta görüle-cekti. Bunun için de geçmifl Türk toplu-luklar›yla günümüz Türk topluluklar›-n›n düflünce ve inan›fl sistemlerinin des-tanlar, inanmalar ve mitolojik araflt›r-malar vas›tas›yla mukayeseli bir flekildeele al›nmas› gerekmektedir1.

Türk destanc›l›k gelene¤ini incele-mede Anadolu sahas› Türk araflt›r›c›lar›-

n›n baz› tespitleri eksik yapmalar›ndave araflt›rmalar›n doyurucu bir noktayagelememesinde, her halde di¤er Türkbölgelerinde günümüzde de çok canl› birflekilde yaflat›lmakta olan destan gele-neklerinin incelenememesi, araflt›rmala-r›n istenen ölçüde mukayeseli bir flekildeyap›lamamas› etkili olmufl olsa gerektir.Gerçeklefltirilen incelemelerin bugünekadar bilinen klasik tasnifler içinde yeralan ve daha çok Türklü¤ün bat› koluylailiflkilendirilen destan metinleriyle s›n›r-l› kalmas›, Altay, Hakas, Tuva, fior, Sa-ha, K›rg›z, Baflkurt, vs. Türk boylar›naait destan metinlerinin incelenememesive yukar›da ad› zikredilen ortak-büyükTürk destanlar›yla mukayese edileme-mesi, Türk toplumunun binlerce y›l›kapsayan tarihsel bir süreçte meydanagetirdi¤i destanc›l›k gelene¤inin geçmiflive bugünüyle bir bütün olarak ele al›n-mas›n› geciktirmifltir. Bunda da, ad› ge-çen Türk bölgeleriyle uzun y›llar boyun-ca yaflanan kopukluk, Anadolu ve di¤erTürk sahalar›ndaki Türk araflt›r›c›lar›-n›n yap›lmas› gereken bu çal›flmalar içingerekli haz›rl›klar› yapamamas› ve enönemlisi de Rus*** ve Bat›l› türkologlar›nortaya koydu¤u verileri, bütüncül vemukayeseli yaklafl›mlar› do¤urabilecekolan Türk merkezli bir türkoloji mant›¤›-n› tam anlam›yla oluflturup yenidenelefltirel bir flekilde ele alamamas› etkiliolmufltur.2

Türk destanlar› üzerine yap›lande¤erlendirmelerde, ‹slam öncesi Türkdestanlar›n›n bafl tipi olan alp ile ‹sla-mî dönem Türk destanlar›n›n bafl tipiolan alp-eren (gazi) üzerinde zaman za-man mukayeseler yap›ld›¤› görülmek-tedir. Elbette ki bu mukayeseler, Türkulusunun geçirdi¤i evreler ve bu evre-

Y›l: 12 Say›: 48

6 Milli Folklor

Page 7: Document48

lerin onun sözlü ve yaz›l› yaratmalar›n-daki etkilerinin ortaya konulmas› aç›-s›ndan son derece gereklidir. Anadolusahas›nda alp ve alp-eren (gazi) tipleriüzerine en kapsaml› çal›flmay› MehmetKaplan yapm›flt›r ve onun de¤erlendir-meleri, kendisinden sonra gelen pekçok araflt›r›c› taraf›ndan bir ç›k›fl nok-tas› olarak kabul edilmifltir3. Kaplan’›nalp tipi için O¤uz Ka¤an ve Köro¤ludestanlar›ndan ve alp-eren (gazi) tipiiçin de ‹slamî dönem destanlar›ndanyola ç›karak yapt›¤› tespitleri, Türkdestanc›l›k gelene¤i ve bu gelene¤in or-taya ç›kard›¤› tipler üzerine Anadolusahas›nda yap›lm›fl k›ymetli araflt›r-malardand›r. Kaplan, de¤erlendirmele-rini kendi dönemine kadar yap›lan ça-l›flmalar ›fl›¤›nda gerçeklefltirmifltir veo günden bugüne gerek Türk destanc›-l›k gelene¤i üzerine ve gerekse Türkle-rin eski ve yeni dönemlerindeki inançve düflünce sistemleri üzerine Anadoluve di¤er Türk bölgelerinde önemli çal›fl-malar yap›lm›flt›r. Bu çal›flmalar ve di-¤er Türk gruplar›n›n destanlar›na aitmetin neflirleri sonucunda Kaplan’›nad› geçen tipler, özellikle de alp tipiüzerine yapt›¤› tespitlerini yenidengözden geçirmek, onlara yeni katk›lar-da bulunma zarureti do¤mufltur. Kap-lan, özellikle de alp tipinin en yükseknoktas›n› temsil eden O¤uz Ka¤an’danyola ç›karak yapm›fl oldu¤u de¤erlen-dirmelerinde, di¤er Türk gruplar›n›nkahramanl›k destanlar›ndaki alplar›nyans›malar›n› ve özellikle de eski Türktoplumunun inan›fl ve düflünüfl sistem-lerini dönemin araflt›rma flartlar› vekendisinin bir folklorcudan ziyade biredebiyatç› olmas› sebebiyle fazlas›ylaele alamam›flt›r.

Burada, do¤du¤unu söyledi¤imizzaruret çerçevesinde, alp kavram› üze-rinde özellikle de O¤uz Ka¤an’dan yolaç›karak baz› de¤erlendirmeler yap›la-cakt›r. Bu de¤erlendirmeleri yaparkende destanlar› teflekkül ettiren ve destan-lardaki alp tipini harekete geçiren Türk-lü¤e ait inanç ve düflünce kal›plar› esasal›nacakt›r. Yukar›da da söyledi¤imiz gi-bi, alp tipi etraf›nda ortaya konulacakolan görüfller, ileride alp ve alp-eren (ga-zi) tipleri aras›nda yap›lacak yeni muka-yeseler aç›s›ndan da son derece önemlisonuçlar›n ortaya ç›kmas›n› sa¤layacak-t›r.

Türklerin ‹slamiyet’ten önceki dö-nemlerdeki inanç sistemi üzerinde bugü-ne kadar bilim adamlar› taraf›ndan pekçok fley söylenmifltir. Türklerin en eskive en köklü inanç sistemi ortaya konma-ya çal›fl›l›rken Gök Tanr›c›l›k, tabiat veatalar kültü, fiamanizm, Toyinizm, Tote-mizm gibi kavramlar ön plana ç›kar›l-m›flt›r. Pek çok Rus ve Bat›l› araflt›r›c›y-la onlar›n Türk kökenli takipçilerininileri sürdü¤ü Çok tanr›l› inanç sistemin-den yaflanan de¤iflimler ve etkilenmelerneticesinde Orta Do¤u menfleli tek tanr›-l› inanç sistemine geçifl görüflü, Türkle-rin dinî tarihini inceleme çal›flmalar›ndagenellikle hâkim bir görüfl olarak ortayaç›km›flt›r4. Fakat, meseleye Türk toplu-munun sözlü ve yaz›l› ürünleri ile ya-banc› uluslar›n yaz›l› kaynaklar›nda yeralan Türklerle ilgili malumatlardan veen önemlisi de mitolojik verilerden yolaç›karak yaklaflan say›s› pek o kadar çokolmayan bir tak›m Türk araflt›r›c›, Türk-ler aras›nda en eski ve millî olma vasf›-na sahip inanç sisteminin Gök Tanr›c›l›koldu¤unu ortaya koymufltur. Bunun yan›s›ra tabiat ve atalar kültleri de bu inanç

Y›l: 12 Say›: 48

Milli Folklor 7

Page 8: Document48

sistemini çevreler bir durumda Türkleraras›nda son derece yayg›n bir flekildevar olagelmifltir. Bugün için en sa¤l›kl›ve akla yatk›n görüfl, Türklerin çok Tan-r›l› bir inanç sisteminden tek Tanr›l›inanç sistemine geçmedikleri, aksine,çok eski devirlerden itibaren tek bir Tan-r› olan ve insanlar› yarat›p k›yamet gü-nü onlar› yarg›layacak olan Kök Teñri’yeinand›klar›d›r. Tanr›, her fleyin üzerin-dedir ve ancak onun r›zas› ile her fley ol-maktad›r. Onun tanr›sal özelliklere sa-hip olan yard›mc›lar› (Peygamberler vemelekler) vard›r ve onlar Tanr›’n›n buy-ruklar› do¤rultusunda insanlara nas›lolmalar› ve yaflamalar› gerekti¤ini ö¤-retmifllerdir5. Hiçbir fley yokken o vard›,ancak o istedikten sonra onun iradesiylekâinat ve insanl›k yarat›ld›. Tanr› yara-tan, yaflatan, yarg›layan; ebedi ve son-suz olan, her fleyi gören ve bilen, vs. va-s›flar›yla her fleyin üstündedir. O gö¤ündokuzuncu kat›nda kendisinin yaratt›¤››fl›k dünyas›nda, yani, Cennet’te otur-maktad›r. Eski Türkler aras›ndaki Tan-r›’n›n birli¤i ve her fleyin ancak onun is-temesiyle olabilece¤i inanc›, flayet Türkmitolojisi (Yarat›l›fl, Tufan ve K›yametleilgili metinler, tabiat ve atalar kültü, vs.)ve Kök Türk yaz›tlar› yeniden gözden ge-çirilirse görülecektir. O¤uz Ka¤an desta-n›n›n Uygurca nüshas›nda ulusunu bir-lefltirip yücelten, fethetti¤i bütün bölge-lere bar›fl ve huzuru götüren, k›sacas›kaosu yaflayan yer yüzünü tekrar koz-mos haline dönüfltüren, yer yüzündeTanr›’n›n kurdu¤u nizâm› yeniden tan-zim eden O¤uz’un ülkesini o¤ullar› ara-s›nda paylaflt›rd›ktan sonra ulusu topla-yarak düzenledi¤i toy s›ras›nda bafl›n›gö¤e kald›r›p Ben Gök Tanr›’ya borcumuödedim!6 demesiyle Hz. Muhammet’in,

‹slam› yayd›ktan sonra ümmetini topla-y›p onlarla vedalaflt›¤› Veda Hutbesi’ndehalka peygamberlik görevini yap›p yap-mad›¤›n› sormas› ve halk›n da peygam-berlik vazifesini yerine getirdi¤i fleklin-de bir cevap vermesi üzerine gö¤e par-ma¤›n› kald›r›p üç kez fiahid ol yarab!demesi aras›nda pek öyle bir fark olma-sa gerek. Çünkü her iki flahsiyet de ken-di uluslar›n› birlefltirmifl, kaos içinde yü-zen dünyay›, Tanr›’n›n kurallar›n›(O¤uz’un temsil etti¤i dünya görüflündetöreyi) yeniden yer yüzüne hâkim k›la-rak kozmosa kavuflturmufllard›r7. Desta-n›n her iki nüshas›nda da O¤uz’un dahado¤umundan itibaren bizzat Tanr› tara-f›ndan gönderildi¤i vurgulanmaktad›r.Tanr› taraf›ndan yer yüzüne gönderilmiflve bu çerçevede s›radan insanlarda oldu-¤u gibi bir do¤um olay› gerçekleflmemifl-tir. Uygurca nüshada, O¤uz’un evlendi¤ik›zlar›n su, a¤aç ve da¤ kültleri ile bir-likte ele al›nd›¤› görülmektedir. Kar›la-r›ndan birisi, bir ›fl›k hüzmesi içindegökten inerken di¤eri de bir a¤aç kovu-¤unda O¤uz taraf›ndan bulunmufltur.O¤uz’un evlenece¤i ve alt› evlat sahibiolaca¤› k›zlar, bizzat Tanr› taraf›ndanCennet’ten gönderilmifllerdir. Çünkü,kutsal a¤aç, kutsal su ve kutsal da¤ do¤-rudan Tanr›’n›n Cennet’i ya da kat› ile il-gilidir. Kutsal a¤aç ve da¤lar›n zirveleriCennet’e kadar uzan›rken kutsal akar-sular da Tanr›’n›n Cennet’inden geliptekrar oraya dönmektedir. Bunda da bü-yük ve kutsal akarsular›n kutsal da¤lar-dan kaynaklanmas› etkili olmufltur. Ba-fl› Tanr›’n›n Cennet’ine varan kutsal da-¤›n tepesinden, yani, Tanr›’n›n kat›ndanindi¤ine inan›lan kutsal akarsular, Tan-r› mekân›ndan gelip yine onun mekân›-na dönmektedir. Nitekim, Anadolu’da

Y›l: 12 Say›: 48

8 Milli Folklor

Page 9: Document48

H›d›rellez kutlamalar› s›ras›nda gençk›zlar›n dileklerini bir k⤛da yaz›pakarsulara atmalar› da do¤rudan buinançla ba¤lant›l› olsa gerektir8.

Türk kahramanl›k destanlar›ndayer alan alp tipini, Türk topluluklar›n›nçok genifl bir co¤rafyaya yay›lmalar› vetarihsel süreçte farkl› geliflimler sergile-meleri sebebiyle iki ana grupta ele al-mak mümkündür. Kuzey ve Güney Si-birya bölgelerinde yaflayan Türk toplu-luklar›na nazaran Bat› Türklerinin(O¤uzlar›n) çok daha erken dönemlerdebüyük devletler kurabilecek seviyeye ge-lebilmeleri sebebiyle, O¤uz Türklerinindestan gelene¤inde yer alan alp tipinindevlet kurma ve dünyaya nizam vermedüflüncesine erken dönemlerde sahip ol-du¤u görülmektedir. Türk destan gele-ne¤i içinde alp tipinin en yüksek nokta-ya ulaflt›¤› O¤uz Ka¤an’da bu devlet kur-ma ve dünyaya nizam verme düflüncesiçok geliflmifl bir flekilde yans›t›lmakta-d›r. Bat›, kuzey ve do¤u Türklerinin des-tanc›l›k gelenekleri aras›nda bir geçifldönemi arz eden Manas destan›nda, buara co¤rafya ve geçifl döneminin özellik-lerini görmek mümkündür. O¤uz’da yur-du ve halk› düflmana karfl› savunma veözgürlü¤ü yeniden kazanma zorunlulu-¤u söz konusu de¤ilken, Manas’ta önce-likle esaret alt›na giren K›rg›z toplulu-¤unu esaretten kurtarma ideali ve buidealin gerçekleflmesiyle birlikteO¤uz’da oldu¤u gibi, bir büyük devletkurma ideali ortaya ç›kmaktad›r9. Mey-dana gelen bu farkl›l›klar›n sebeplerini,Türk gruplar›n›n çok genifl bir co¤rafya-da birbirinden farkl› geliflim süreci yafla-malar›nda aramak gerekti¤ini düflün-mekteyiz. Kuzey ve Güney Sibirya Türkgruplar›n›n kahramanl›k destanlar›nda

bahad›rlar›n, daha çok yurtlar›n› iflgâleden komflu hanlara karfl› mücadele yü-rüttükleri görülmektedir. Türkistan co¤-rafyas›nda da K›pçak gruplar›n›n ilerle-yen dönemlerde Çin, Kalmuk, Mo¤ol veRus bask›nlar›na karfl› savunma pozis-yonuna geçtikleri de bilinen bir husus-tur. Bu bölgelerdeki Türk gruplar›n›nyaflam›fl olduklar› tarihi olaylar, tabi-at›yla destanlarda terennüm edilmifl vedestanlardaki bahad›r tipleri de tarihîolaylar›n seyrine göre flekillenmifllerdir.

Türk kahramanl›k destanlar›ndaterennüm edilen olaylar ve bu olaylardarol alan bahad›rlar›n Türk toplumununtarihi ile düflünüfl ve inan›fl sistemlerin-den kopuk bir flekilde ortaya ç›kt›¤›n› id-dia etmek, destanlar› meydana getirentoplum, çevre ve flartlar› göz ard› etmekanlam›na gelecektir. Türk ulusunun geç-miflteki ka¤an (han), devlet ve Tanr› te-lakkileri, do¤rudan onun taraf›ndanmeydana getirilen destan metinlerindede yans›t›lm›flt›r. Kök Türk yaz›tlar›nda-ki Türk Bilge Ka¤an ile Kül Tigin’in ge-ce uyumadan gündüz oturmadan KökTürkleri esaretten kurtar›p yeniden bü-yük millet ve devlet haline getirme ma-ceralar›yla10 O¤uz, Manas gibi destankahramanlar›n›n maceralar› aras›ndaelbette ki, paralellikler olacakt›r.Türk’ün Tanr›, ka¤an, devlet anlay›fl› ileO¤uz Ka¤an ve Dede Korkut Kitab› bafl-ta olmak üzere pek çok destanî metindeortaya konulan Tanr›, ka¤an ve devletanlay›fllar› ayn›d›r. Tanr›, yukar›da dasöyledi¤imiz gibi, her fleyin üzerindeolan, kâinat› kendi iradesiyle yaratan enbüyük ve tek oland›r. Onun yaratmas›kozmosun teflkilidir ve onun yer yüzün-de kurmufl oldu¤u düzenin koruyucular›,bizzat Tanr›’n›n yer yüzündeki halifeleri

Y›l: 12 Say›: 48

Milli Folklor 9

Page 10: Document48

olan ka¤anlard›r. Üstte Tanr›, altta dev-let ve onun bafl›ndaki ka¤an yer almak-tad›r. Ka¤anlar, bizzat Tanr› taraf›ndangönderilmifltir ve onlar ulusu koruyupyücelterek kozmosun (törenin) devaml›-l›¤›n› sa¤larlar11. Ka¤ana ve devlete kar-fl› bafl kald›rmak Tanr›’ya ve onun kur-du¤u düzene bafl kald›rmayla efl tutul-makta ve hofl karfl›lanmamaktad›r. Türkulusu yok olma tehlikesiyle karfl› karfl›-ya kald›¤›nda, ki bu ayn› zamanda koz-mosun (törenin) bozulup kaosun hakimolmaya bafllamas› anlam›na gelmekte-dir, Tanr›, Türk ulusu yok olup tükenme-sin diye ka¤anlar› gönderir ve onlar daTürk ulusunu, çok h›zl› yaflanan, geceuyumadan, gündüz oturmadan gerçek-lefltirilen mücadeleler sonucunda yokoluflun efli¤inden çekip al›rlar. Böylece,devam etmesi gereken düzen (töre) varl›-¤›n› sürdürmektedir. Bizzat felaketleran›nda dünyaya gelip tahta oturan ka-¤anlar, vazifelerini tamamlad›ktan son-ra uçma¤a vararak ya da kergek bolaraktekrar Tanr› kat›na giderler. Onlar, ke-sinlikle geldikleri yere, yani Tanr› kat›-na giderler12. ‹flte, özellikle de büyükdevlet kurma idealine sahip Türk des-tanlar›nda yer alan O¤uz, Cengiz, Ma-nas gibi bahad›rlar› yukar›da dile getiri-len telakkiler çerçevesinde ele almak ge-rekmektedir. Kuzey ve Güney SibiryaTürk topluluklar›n›n destanlar›n›n baz›-lar›nda da ayn› fleyi gözlemlemek müm-kündür. Onlarda da bahad›rlar, obalar›-n›n, ülkelerinin iflgâl edildi¤i, aileleri-nin, uluslar›n›n yok olma tehlikesiylekarfl› karfl›ya kald›klar› anlarda ola¤a-nüstü flartlarda dünyaya gelmekteler vezalimlerden, talanc›lardan öç alarak bo-zulmufl olan düzeni yeniden kurma mü-cadelesi vermektedirler13. Onlar›n bu ey-

lemleri, O¤uz Ka¤an örne¤inde oldu¤ugibi, yeryüzüne hakim olma, büyük dev-letler kurma idealleri çerçevesinde ger-çekleflmese de daha dar bir çerçevede ay-n› misyona dayanmaktad›r. Zor zaman-larda dünyaya gelmek, ola¤anüstü özel-liklerle donanmak, tehlikelerle karfl›karfl›ya kalan toplumu tehlikelerdenkurtarmak ve zâlimlerden intikam al-may›, Türk toplumunun Tanr›, ka¤an vedevlet telakkileri d›fl›nda düflünmekmümkün de¤ildir. Bu telakkiler, Kuzeyve Güney Sibirya Türk topluluklar›n›nkahramanl›k destanlar›nda daha bölge-sel ve dar bir çerçevede, daha çok kendiaileleri ve kabileleri ad›na mücadeleeden bahad›rlar›n maceralar› vas›tas›ylayans›t›lmaktad›r. Yukar›da da söyledi¤i-miz gibi, bahad›rlarla ilgili bu telakkiler,daha erken dönemlerde büyük devletlerkurma ve dünyaya nizam verme düflün-cesine sahip olabilen Türk gruplar›ndadaha kapsaml› ve daha yüceltilmifl birflekilde ifllenmifltir. Baz› Türk bölgelerin-de dönemin sosyal ve tarihî flartlar› se-bebiyle, bahad›rlar›n mücadeleleri, içmücadeleye do¤ru kaym›fl ve halka zul-meden, Türk ka¤anl›k anlay›fl› d›fl›ndahareket eden ka¤an ya da beylere do¤ruyönelmifltir. Nitekim Altay, Tuva, HakasTürklerinin baz› kahramanl›k destanla-r›nda bahad›rlar›n zâlim hanlara karfl›mücadele ettikleri görülmektedir14. Türkdünyas›n›n genifl bir bölgesine yay›lm›flolan Köro¤lu destan›n› da bu çerçevedeele almak gerekmektedir. Köro¤lu, t›pk›Altay, Tuva, Hakas, Baflkurt Türklerininbaz› kahramanl›k destanlar›nda oldu¤ugibi, törenin gereklerini yapmayarakhalka zulmeden han ya da beylere karfl›mücadele etmifl, kendisi ve içinde yafla-d›¤› toplum ad›na intikam alma peflinde

Y›l: 12 Say›: 48

10 Milli Folklor

Page 11: Document48

koflmufltur15. Tanr›’n›n nizam› anlam›nagelen törenin d›fl›nda hareket etmifl olanhan ya da bey, Tanr› taraf›ndan verilenkutu geri al›narak halk aras›ndan ç›kanbir bahad›r vas›tas›yla cezaland›r›lmak-tad›r.

Büyük devlet kurma ve töre ad›nadünyaya hâkim olma ideolojisine sahipbir toplumun ortaya ç›kard›¤› alp tipiolan O¤uz’un yapm›fl oldu¤u mücadele-ler, en az bir fleyh, bir rüya ve onun yo-rumu vas›tas›yla fetihlerinin ilahî oldu-¤u vurgulanan Osman Gâzi’nin fetihmücadeleleri kadar ilahî ya da tanr›sal-d›r. Yukar›da da vurguland›¤› üzere,O¤uz ve onun gibi bahad›rlar, Tanr›’n›ndüzeni anlam›na gelen törenin süreklili-¤i için mücadele etmifller ve bu mücade-lenin meflruiyetini de yine Tanr›’dan al-d›klar› kut vas›tas›yla sa¤lam›fllard›r.Onlar›n kaotik ortamlarda (Ulusun esa-ret alt›na girip yok olma tehlikesiylekarfl› karfl›ya kald›¤› anlar; törelere mu-halif davranan han ya da beylerin kendihalklar›na karfl› uygulad›klar› zulmünhad safhaya ulaflt›¤› dönemler, vs.) ola-¤anüstü do¤umlar›, do¤umun hemensonras›nda gösterdikleri ola¤anüstü ge-liflmeler16, üstün zekâ ve vücut yap›lar›,binit ve silahlar›n›n çoklukla Tanr› tara-f›ndan gökten gönderilmesi17, O¤uz örne-¤inde oldu¤u gibi, evlenecekleri kad›nla-r›n da Tanr› taraf›ndan gönderilmesi,çok h›zl› bir flekilde harekete geçip mis-yonlar›n› tamamlay›p kaostan kozmosageçifli sa¤layarak daha sonra geldikleriTanr› kat›na tekrar geri dönmeleri, onla-r›n belirli misyonlar çerçevesinde görev-li insanlar olarak dünyaya geldiklerineve Tanr›’dan kut ald›klar›na iflarettir.Onlar, t›pk› Türk devlet gelene¤indekika¤an (hakan) telakkisinde oldu¤u gibi,

Tanr› taraf›ndan seçilmifl insanlard›r.Kuzey ve Güney Sibirya bölgelerindekiTürk topluluklar›n›n kahramanl›k des-tanlar›ndaki bahad›rlar›n daha bat›dakiTürk gruplar›n›n destanlar›ndaki baha-d›rlara nazaran daha fazla ola¤anüstü-lüklerle kuflat›lm›fl oldu¤u görülmekte-dir. Onlar›n sihirli silahlar›, giyimleri,rüzgârdan daha h›zl›, kurnaz, konuflupalplara ak›l verebilen, k›l›ktan k›l›¤a gi-rebilen atlar›, kufl ve di¤er canl›larla ola-¤anüstü göksel varl›klardan oluflan yar-d›mc›lar› vard›r. Obas›n› esir eden ya-banc› hanlardan ya da obas›na zulmedenkendi han›ndan intikam alma mücadele-si veren bahad›r›n mücadelesinin fan-tastik ve masals› unsurlarla da süslen-mifl oldu¤u görülmektedir. Fakat, bu ola-¤anüstülü¤ü sadece fantezi ya da masal-s›l›kla aç›klamak her zaman yeterli ol-mamaktad›r. Belirli bir misyonla kaotikbir ortamda ola¤anüstü flartlarda dün-yaya gelen bahad›r, ola¤anüstü özellik-lerle de donat›lmaktad›r. Nitekim, Ma-aday Kara ve onun çeflitli varyantlar›n-da, bahad›r Kögüdey Mergen’e at› bafltaolmak üzere pek çok ola¤an ve ola¤anüs-tü varl›k taraf›ndan yard›m edilmekte-dir. O¤uz örne¤inde ise, bütün ola¤anüs-tülükler aç›k bir flekilde Gök Tanr›’yaba¤lanmaktad›r18 ve t›pk› di¤er baz›kahramanl›k destanlar›nda oldu¤u gibi,her ola¤anüstülü¤ün bünyesinde derinbir anlam ya da yorum vard›r. O¤uz Ka-¤an’›n gökten inen ›fl›k içinde ve bir a¤açkovu¤unda yer alan Tanr›sal kad›nlarlaevlenmesi ilk bak›flta bütünüyle fantas-tik ya da ola¤anüstü bir durum gibi orta-ya ç›kmaktad›r; fakat, O¤uz onlar vas›-tas›yla Tanr› kutunu kazanm›fl ve bununsonucunda ülkeyi yönetmek, yeni fetih-ler yaparak Tanr› nizam›n›, yani töreyi

Y›l: 12 Say›: 48

Milli Folklor 11

Page 12: Document48

yaymak için harekete geçmifltir. Türktoplumunun han ya da beylerin Tanr› ta-raf›ndan Cennet’ten gönderildi¤ine dairinanc›, onlar›n evlenecekleri kad›nlar›nda bizzat Tanr› taraf›ndan gönderildi¤i-ne dair inanc›n ortaya ç›kmas›na nedenolmufltur. Türk devlet düzeninde han yada beylerin yan›nda ak›l veren, devletyönetiminde etkin rol alan ak sakal vebilge kifliler her zaman için olagelmifltir.O¤uz’un yan›nda da töre ve tanr›sall›¤›ntemsilcisi, hakan ya da beyin manevi da-yana¤› olan bilge bir insan yer almakta-d›r: Ulu¤ Türk. O, Osman Gâzi’nin cihandevletini kuraca¤›n› müjdeleyen, kutsalrüyay› yorumlayan ve Osman Gâzi’ninmanevi yönünü dengeleyen, töre ve tan-r›sall›¤›n kontrolörü olan fieyh Edeba-l›’n›n prototipidir. Kuzey ve Güney Sibir-ya Türk topluluklar›n›n büyük devletkurma idealine sahip olmayan ve dahadar bir çerçevede mücadele eden baha-d›rlar›n›n yan›nda ise çoklukla, yukar›-da da temas edildi¤i gibi, konuflabilen,son derece zeki atlar yer almaktad›r19.Ayr›ca, baz› kahramanl›k destanlar›ndaatalar›n ruhlar›n›n da bahad›rlara zordurumda kald›klar› dönemlerde ak›l ver-dikleri ve onlar› güç durumlardan kur-tard›klar› görülmektedir.

Buraya kadar yap›lan de¤erlendir-melerden ç›kar›labilecek sonuçlar› flu fle-kilde maddeler halinde s›ralamak müm-kündür:

1) Türk kahramanl›k destanlar› vealp kavram› üzerine yap›lacak olan de-¤erlendirmeler, mutlaka Türk toplumu-nun inanç ve düflünce kal›plar› üzerinebina edilmelidir. Eski Türk toplumununbir ve mutlak kadir olan Gök Tanr›, Tan-r› düzeni anlam›na gelen töre, hakan yada bey, devlet gibi kavramlar hakk›nda-

ki telakkileri dikkate al›nmadan Türkkahramanl›k destanlar› ve alp tipini in-celemek, yeterince doyurucu olmayacak-t›r.

2) Eski Türklerin fiamanistli¤i veçok tanr›l› inanç sisteminden tek tanr›l›inanç sitemine geçifli gibi konulardatemkinli olunmal›; Türk yaz›l› ve sözlükaynaklar›n›n ayr›nt›lar›yla ortaya koy-du¤u tek tanr›l› bir inanç sistemi anla-m›na gelen Gök Tanr›c›l›k ve vahdet te-lakkisinin eski Türk toplumunun sözlüve yaz›l› ürünleriyle ve mitolojik telakki-lerini anlamada son derece hayati biröneme sahip oldu¤u ak›ldan ç›kar›lma-mal›d›r.

3) Türk destanlar› üzerinde yap›lantasnif denemeleri daha genifl bir co¤raf-yaya teflmil edilmeli ve özellikle de ‹slamöncesi ve ‹slamî dönem Türk destanlar›s›n›fland›rmas›n›n mu¤lakl›¤› ortadankald›r›lmal›d›r. Yap›lan tasniflerin sade-ce Bat› Türklerinin geçirmifl oldu¤u ev-reler dikkate al›narak yap›lmas›ndanvazgeçilmeli, daha çok co¤rafi da¤›l›m vedestanlar›n konular› dikkate al›naraks›n›fland›rmalar yap›lmal›d›r. Bu tür birs›n›fland›rma, farkl› co¤rafyalarda yafla-yan ve farkl› sosyal ve tarihî geliflim sü-reçleri takip etmek zorunda kalm›fl olanTürk gruplar›n›n destanlar›n› daha ko-lay ele almay› sa¤layacakt›r. BütünTürk destanlar›n› kapsayan tasnif dene-melerinde, M. Fuad Köprülü’nün Türkdestanlar› üzerine yapt›¤› tasnifler iyibir ç›k›fl noktas› olacakt›r.

4) Türk kahramanl›k destanlar›n-daki bahad›r ya da alp tipini, Türk top-luluklar›n›n tarihte u¤ram›fl olduklar›sosyal, siyasî, iktisadî, co¤rafî ve kültü-rel de¤iflimler sebebiyle iki ana gruptaele almak mümkündür. Bunlardan ilki,

Y›l: 12 Say›: 48

12 Milli Folklor

Page 13: Document48

Güney ve Kuzey Sibirya Türklerinindestanlar›nda görülen ve daha çok esa-ret alt›ndaki ya da yabanc› hanlar tara-f›ndan ya¤malanm›fl kabilesini ve obas›-n› esaretten kurtarma; esir edilen ya daöldürülen aile fertleriyle kendi hanlar›taraf›ndan zulme u¤rayan ulusun inti-kam›n› alma düflünceleriyle harekete ge-çen mazlum bahad›rlar› kapsarken ikin-cisi de O¤uz Ka¤an örne¤inde oldu¤u gi-bi, büyük devlet kurma idealine sahip,törenin süreklili¤ini sa¤lamaya çal›flan,daha medenî bir toplumun temsilcisiolan bahad›rlar› içine almaktad›r. Bir deher iki s›n›fland›rmadaki bahad›rlar›nortak özelliklerini yans›tan bahad›rlar-dan söz etmek mümkündür. Manas, hemGüney ve Kuzey Sibirya kahramanl›kdestanlar›ndaki bahad›rlar gibi, esaretalt›ndaki ulusun yeniden özgürleflmesinisa¤lama, hem de birinci aflamay› ta-mamlad›ktan sonra büyük devlet kurmamücadelesini vermektedir. O¤uz Ka¤an,alp tipinin zirveye ulaflm›fl ve ‹slamiyettesiriyle teflekkül eden Türk destanlar›-n›n belirgin tipi olarak görülen alp-eren-le büyük oranda ortak vas›flara sahipolan bir temsilcisidir. Onu harekete geçi-ren misyon ve kut kavram›, Güney veKuzey Sibirya Türk destanlar›na naza-ran daha belirgin ve ayr›nt›l› bir flekildeortaya konmaktad›r.

5) Alp tipini, sadece Bat› Türkleri-nin yaflam›fl oldu¤u sosyal ve tarihî süre-ci dikkate alarak ‹slam öncesi Türk des-tanlar›n›n belirgin bir tipi olarak vas›f-land›rmak, yukar›da da üzerinde s›k s›kduruldu¤u gibi, Türk destanc›l›k gelene-¤ini bir bütün halinde ele almaman›ndo¤urdu¤u hatal› bir de¤erlendirmedir.Alp kavram›n›, Altay, Hakas, Tuva, Sa-ha, K›rg›z, Kazak, Baflkurt, vs. Türkleri-

nin destanc›l›k geleneklerini göz ard›ederek incelemek ve bu kavram çerçeve-sinde yorum yapmak, her zaman eksikve hatal› tespitlerin do¤mas›na sebep

olacakt›r.

NOTLAR* Yaz›, ‹lesam taraf›ndan 26-28 May›s 2000 ta-

rihinde ‹çel’de düzenlenen Uluslar aras› Türk

Dünyas› Halk Edebiyat› Kurultay›’nda bildiriolarak sunulmufltur.

1 Nitekim merhum Bahaeddin Ögel’in Türk

Mitolojisi (2 c.) adl› eserinde yapm›fl oldu¤u de¤er-lendirmeler, yine merhum Hikmet Tanyu’nun arafl-

t›rmalar›yla (Türklerde Taflla ‹lgili ‹nançlar, vs.)günümüz genç kuflak türkologlar›ndan Metin Er-

gun’un Türk halk inanmalar›, Türk inanç ve düflün-

ce sistemleri ile Türk destanlar›ndan yola ç›karak

Türklerdeki a¤aç, su kültleri üzerinde yapm›fl oldu-

¤u yeni de¤erlendirmeler (Afla¤›da bu de¤erlendir-

melerden s›k s›k faydalan›lacakt›r.), Türk inanç ve

düflünce sisteminde geçmiflten günümüze kadar

meydana gelen de¤iflikliklerin büyük oranda kabuk-

ta kald›¤›n›, Gök Tanr› inanc›n›n Anadolu sahas›

müslüman Türklerin bilinç alt›nda günümüzde bile

canl› bir flekilde varl›¤›n› sürdürmekte oldu¤unu or-

taya koymufltur. *** Burada, baflta V. M. Jirmunskiy, S. S. Sura-

zakov, Muhtar Âvezov olmak üzere baz› Rus ve Türk

kökenli araflt›r›c›lar›n Türk destanc›l›k gelene¤i

üzerinde yapm›fl olduklar› çal›flmalar› hepten yok

saymak ya da küçümsemek düflüncesinde olmad›¤›-

m›z› hemen belirtmeliyiz. Özellikle de V. M. Jir-

munskiy’in Tyurkskiy Geroiçeskiy Epos (Lening-rad 1974) adl› eseri, günümüzde hâlâ afl›lamam›fl bir

çal›flma vasf›n› sürdürmektedir. Son dönemlerde, di-

¤er Türk bölgelerindeki Türk kökenli baz› araflt›r›c›-

lar›n (fiâkir ‹brayev, vs.) da son y›llarda yaflanan

olumlu geliflmeler çerçevesinde önemli çal›flmalar›

gerçeklefltirdikleri, dikkatli gözlerden kaçmamakta-

d›r. Fakat, bütün bu iyimser geliflmelere ra¤men, bu

bölgelerde hala boyculuk esas›na dayal› bir zihniye-

tin bu tür çal›flmalarda etkisini sürdürdü¤ünü de

üzülerek belirtmek gerekmektedir.2 Geçmifl dönemlerde Türk bak›fl aç›s›n› yans›-

tan bir türkoloji mant›¤› çerçevesinde baflta M. Fuat

Köprülü, Bahaeddin Ögel gibi büyük türkologlar ta-

Y›l: 12 Say›: 48

Milli Folklor 13

Page 14: Document48

raf›ndan yap›lan destan çal›flmalar›, ilerleyen dö-

nemlerde Türk gruplar›n›n siyasî flartlar sebebiyle

birbirleriyle iliflkiye geçememesi, araflt›r›c›lar›n kar-

fl›l›kl› iletiflim kurarak kaynak ve bilgi aktar›m›n›

gerçeklefltirememeleri sonucunda ât›l kalm›flt›r. Fa-

kat, son y›llarda de¤iflen siyasî flartlar sonucunda

baz› türkologlar›n büyük oranda kendi çabalar›yla

özlemi duyulan çal›flmalar› gerçeklefltirmeye baflla-

d›klar› görülmektedir. Bu araflt›r›c›lar, yak›n dö-

nemlere kadar sadece Rus ve Bat›l› türkologlar vas›-

tas›yla haberdar oldu¤umuz Türk topluluklar›n›n

destanc›l›k geleneklerini mukayeseli bir flekilde in-

celemeye bafllam›fllar, bu çerçevede Altay, Hakas,

Baflkurt gibi baz› Türk boylar›n›n destan metinleri-

ni (Al›p Manafl, Ural Bat›r, Maaday Kara, Alt›n

Ar›g, vs.) Türkiye’de ilk kez neflretmifllerdir. Halen

yürütülmekte olan Türk Destanlar› Projesi’nin de

yak›n bir dönemden itibaren meyvelerini verece¤i

beklentisi bütün araflt›r›c›lar›n ortak duygusudur.

Bütün bu geliflmeler sahan›n uzmanlar›n›n gözün-

den kaçmamaktad›r. Fakat, geçmiflte Fuat Köprü-

lü’nün temelini att›¤› ve ö¤rencileri taraf›ndan sür-

dürülmeye çal›fl›lan Türk merkezli türkoloji mant›-

¤›n›n tam anlam›yla yeniden oluflturulamamas› ve

araflt›r›c›lar›n Sovyet türkolojisi mensuplar› taraf›n-

dan vaktiyle ortaya konulan verileri tenkit ve bilim-

sel mant›k süzgecinden geçirmeden Türkiye Türkçe-

sine aktarma kolayc›l›¤›na kaçabilece¤i endiflesi,

Türk destanc›l›k gelene¤ini incelemede afl›lmas› ge-

reken önemli birer engel olarak sahan›n uzmanlar›-

n›n önünde durmaktad›r. 3 Mehmet Kaplan’›n alp, gazi ve velî tipleri

üzerindeki de¤erlendirmeleri için bk: Mehmet Kap-

lan, Türk Edebiyat› Üzerinde Araflt›rmalar, 3,

Tip Tahlilleri, 2. b., ‹stanbul 1991, 11-28; 47-65;101-111; 113-119; 120-131.

4 Pek çok Bat›l› sosyal bilimcinin (Antropolog,

dinler tarihçisi, folklorist, vs.) Darvin’in tekâmülcü

görüflünden kaynaklanan ve Karl Marks ve F. En-

gels taraf›ndan bir sistem haline getirilen insanl›¤›n

çeflitli ekonomik ve sosyal aflamalardan geçerek il-

kelden (vahflilikten) moderne/medenili¤e (Bat› Avru-

pa uluslar›n›n bulundu¤u nokta) geçti¤i görüflünü

sosyal bilimlere uygulayarak meydana getirdikleri

tekamülcü, sosyal Darvinci metotlar›, yer yüzünde

yaflayan di¤er toplumlar (Asya, Afrika ve Amerika

k›tas›n›n yerli ve eski halklar›) üzerinde uygulad›k-

lar› ve Bat› Avrupal› uluslar›n geçirdikleri, aflamala-

r› geçirmeyenleri ilkel ya da yar›-medeni kavimler

olarak de¤erlendirdikleri bilinen bir husustur. Bu

yaklafl›m, yer yüzündeki pek çok toplulu¤un geçmifl-

te ahlak, aile, sosyal dayan›flma, tek Tanr› inanc› gi-

bi kavramlar› bünyelerinde bar›nd›rmad›klar›, bu

kavramlara daha sonraki dönemlerde, özellikle de

H›ristiyanl›¤› ve medeniyet götürücü Bat› Avrupal›

uluslar› tan›d›kça sahip olduklar› genel kan›s›n›n

do¤mas›na sebep olmufltur. Geçmiflte bütün toplum-

lar panteonlar sistemine sahipti ve daha sonraki dö-

nemlerde bu topluluklar›n baz›lar› Orta Do¤u kö-

kenli tek tanr›l› inanç sistemine geçmifllerdir, vs.

Günümüzde de pek çok antropolog ve folklorist, Ma-

linowski baflta olmak üzere yukar›da k›saca özetle-

nen görüflleri flekillendiren kiflileri oldu¤u gibi bir

tenkide tabi tutmadan takip etmektedirler. Bat›’da-

ki bu yaklafl›m, daha sonralar› Marksizm’in hakim

ideoloji olarak benimsenmesiyle birlikte pek çok Rus

kökenli antropolog ve folklorist (V. Verbitskiy, A.

Anohin, E. M. Meletinskiy, vs.) taraf›ndan da kabul

görmüfl ve Sibirya ile di¤er bölgelerde yaflayan müs-

temleke topluluklar üzerinde yap›lan inceleme ve

araflt›rmalarda kullan›lm›flt›r.5 Bu hususu, Türk gruplar› aras›ndan derlen-

mifl olan yarat›l›fl, Tufan ve k›yametle ilgili mitolojik

metinler çok güzel bir flekilde ortaya koymaktad›r.

bk: Abdülkadir ‹nan, Tarihte ve Bugün fiama-

nizm, 3. b., Ankara 1986, 13-25; Bahaeddin Ögel,

Türk Mitolojisi, 1. c, Ankara 1989, 419-493; Yara-t›l›fl mitlerindeki Tanr› ile onun yard›mc›lar›n›n ko-

numu hakk›nda bk: Mehmet Aça, Kültür-Medeniyet

Kahramanlar› ve Türk Müzik Âletlerinin Ortaya Ç›-

k›fl› Hakk›nda Teflekkül Etmifl Baz› Efsaneler, Millî

Folklor, 6 (45), Bahar 2000, 43-51. Türklerdeki tektanr›l› inanç sistemi hakk›ndaki görüfller için bk: ‹b-

rahim Kafeso¤lu, Eski Türk Dini, Ankara 1980,

42-67; Hikmet Tanyu, ‹slaml›ktan Önce Türkler-

de Tek Tanr› ‹nanc›, 2. b., ‹stanbul 1986; Hikmet

Tanyu, Türklerin Dini Tarihçesi, ‹stanbul 1987;

Bahaeddin Ögel, Türk Mitolojisi, 2. c., Ankara1997, 145-150 (Eserin ikinci cildinin 1997 y›l›ndaki

Milli E¤itim Bakanl›¤› yay›m›nda, Ögel, Türklerde-

ki tek Tanr›/Kök Teñri inanc›yla ‹slam’daki Allah

inanc› aras›ndaki paralellik ve ka¤anlar›n Tanr›’n›n

elçisi oldu¤u inanc› üzerinde çok daha ayr›nt›l› bir

flekilde durmaktad›r.); Sait Bafler, Gök Tanr›’n›n

S›fatlar›na Esmaü’l-Hüsna Aç›s›ndan Bak›fl, ‹s-

tanbul 1991; Sait Bafler, Kutadgu Bilig’de Kut ve

Töre’den Sevgi Toplumuna, ‹stanbul 1995, 1-9;

Sait Bafler, Yahya Kemal’de Türk Müslümanl›¤›,

Y›l: 12 Say›: 48

14 Milli Folklor

Page 15: Document48

‹stanbul 1998, 28-31; Metin Ergun’un Türk destan-

lar› ve inan›fl-düflünüfl kal›plar›ndan yola ç›karak

su, a¤aç ve da¤ kültlerini inceledi¤i makaleleri (Afla-

¤›da Ergun’un bu çal›flmalar›na s›k s›k müracaat

edilmifltir.), Türklerdeki tek tanr›l› inanç sistemini

bir bütün olarak ortaya koyma yolunda önemli bir

mesafe al›nmas›n› sa¤lam›flt›r.6 W. Bang-G R. Rahmeti, O¤uz Ka¤an Desta-

n›, ‹stanbul 1936, 33.7 Di¤er pek çok konu ve kavramda oldu¤u gi-

bi, kaos ve kozmos kavramlar›n›n yorumlanmas› ve

daha iyi anlafl›labilmesi hususunda Mircae Eli-

ade’ya çok fley borçlu oldu¤umuzu belirtmeyi bir

borç biliriz. Meflhur dinler tarihçisi Eliade’n›n Kut-

sal ve Dind›fl› (Ankara 1991), Ebedi Dönüfl Mito-

su (Ankara 1994), Mitlerin Özellikleri (‹stanbul

1993), ‹mgeler ve Simgeler (Anakara 1992) adl›eserleri, Türk inan›fl ve düflünüfl sistemlerini yo-

rumlama çabalar›m›zda temel kaynaklar›m›z ara-

s›nda yer alm›flt›r.8 Türklerdeki a¤aç, da¤ ve su ile ilgili bu tür

inan›fllar için bk: Abdülkadir ‹nan, Türklerde Su

Kültü ile ‹lgili Gelenekler, Makaleler ve ‹ncele-

meler-I, 2. b., Ankara 1987, 491-495; Abdülkadir

‹nan, Tarihte ve Bugün fiamanizm, 48-65; Hik-

met Tanyu, Türklerde Taflla ‹lgili ‹nançlar, 2. b.,

Ankara 1987; Ögel, Türk Mitolojisi, 2. c., 315-494;

Metin Ergun, Bal›kesir’de A¤aç Kültü, I. Bal›kesir

Kültür Araflt›rmalar› Sempozyumu Bildirileri

1-2 Haziran 1998, Bal›kesir 1999, 413-417; MetinErgun, Türk A¤aç Kültü ‹nanc›n›n Dede Korkut Hi-

kâyelerindeki Yans›malar›, ‹kinci Milletler Aras›

Dede Korkut Kollokyumu-Bak› 21-26 Aral›k

1998 (Bildiri metni yay›mlanmam›flt›r); Metin Er-gun, Türk ‹nanç Sistemine Göre Dede Korkut Hikâ-

yelerindeki Su Kültü ‹nanc›, Uluslar Aras› Dede

Korkut Bilgi fiöleni-Konya 6-10 Ekim 1998 (Bil-diri metni yay›mlanmam›flt›r). Mitolojik dönem

Türk düflüncesinde kutsal (mübarek) a¤aç, Tanr›’ya

ulaflman›n yoludur. Yani Tanr›yla insan aras›nda bir

vas›tad›r. ‹nanca göre kutsal da¤lar gibi kutsal a¤aç-

lar›n da bafllar› insan gözüyle görülmeyecek flekilde

gö¤e do¤ru uzanmakta ve Türk düflüncesine göre

gökte oldu¤u farz edilen ve bir ›fl›k âleminden ibaret

olan Cennet’e ulaflmaktad›r. Cennet de Türk düflün-

cesinde esas itibar›yla “mekândan münezzeh” ola-

rak kabûl edilen Tanr›’n›n dünyay› ve insanlar› ida-

re etti¤i mekând›r. Kutsal a¤açlar, zamanla bu ko-

numdan uzaklaflarak Türkün düflüncesinde Tan-

r›’n›n somut bir görüntüsü olarak alg›lanmaya bafl-

lam›fl ve “tanr›sal”l›k kazanm›flt›r. Da¤ ve Hakanla

birlikte bir nevi Tanr›’n›n yeryüzündeki izdüflümü

olarak görülür hale gelmifltir. Tanr› de¤il, fakat tan-

r›sal olarak kabûl edilen kutsal a¤aç, Türk düflünce-

sinde ilerki dönemlerde Tanr›’y› sembolize etmeye

bafllam›flt›r. Kutsal a¤aç art›k mitolojinin sözcükle-

rinde Tanr›’n›n ve dünyadaki tanr›sall›¤›n sembolü

haline gelmifltir. Dede Korkut hikâyelerinin kelime-

lerindeki mahiyeti de böyledir. Dede Korkut’ta “tan-

r›sall›k”›n tam karfl›l›¤›d›r.

Türk mitolojisinde kutsal olarak kabûl edilen

a¤açlar›n belli vas›flar› vard›r. Bir a¤ac›n kutsal ola-

rak görülebilmesi için mutlaka bu vas›flardan en az

birine sahip olmas› gerekir. Bu vas›flar esas itibar›y-

la Gök Tanr›’n›n s›fatlar›d›r. Bu vas›flar flunlard›r:

a) Yaln›z a¤aç olmal›d›r: Bir a¤ac›n kutsal olarak ka-

bûl edilebilmesi için mutlaka bulundu¤u mekânda

yaln›z bafl›na bulunmas› gerekir. Türk düflüncesine

göre Tanr› tektir ve efli ve benzeri yoktur. Tanr›y›

sembolize eden varl›¤›n da onun bu s›fat›na uygun

olmas› gerekir. b) Yapraklar›n› ya yaz-k›fl dökmeyen

ya da çok az döken bir a¤aç olmal›d›r. Türk düflünce-

sine göre ebedî olan tek fley Tanr›’d›r; Tanr› ölmez.

Ayn› flekilde Tanr›’y› sembolize eden varl›k da ebedî

olmal›d›r. Yaz-k›fl yapraklar›n› dökmeyen a¤aç, bu

haliyle sonsuzlu¤u sembolize eder. c) Kutsal a¤aç,

etraf›ndaki a¤açlardan ya daha uzun, ya da daha

heybetli, daha gösteriflli olmal›d›r. Türk inanc›na gö-

re Tanr›, el-kebîr, el-melîk, el-azîmdir. Yani Tanr›,

bütün mevcûdattan daha büyük, daha sahip, daha

hakim ve daha azametli, daha gösterifllidir. Tan-

r›’n›n bu dünyadaki sembolü de ayn› s›fatlara sahip

olmal›d›r. ç) Kutsal a¤aç, meyvesiz olmal›d›r. Türk

düflüncesinde Tanr› do¤maz ve do¤urmaz. Türk ina-

n›fl›nda her fleyi var eden, fakat kendisi var edilme-

yen; do¤mam›fl ve do¤urmam›fl olmakla birlikte so-

nu da olmayan fley Tanr›d›r. d) Kutsal a¤aç, etraf›n-

daki a¤açlardan daha yafll› olmal›d›r. Türk düflünce-

sinde Tanr›, sonsuzlu¤un, ebedîli¤in sembolüdür.

Yafll›l›k Tanr›sall›¤›n yani sonsuzlu¤un sembolüdür.

e) Kutsal a¤aç, genifl ve koyu gölgeli olmal›d›r. Türk

düflüncesinde Tanr› s›¤›n›lan fleydir. Tanr› zorda ka-

lanlara yard›mc› olur.

Kutsal a¤açla ilgili bu vas›flar› daha da ço-

¤altmak mümkündür. Bu vas›flar› ne kadar ço¤alt›r-

sak ço¤altal›m, bilmemiz gereken kutsal a¤açla ilgi-

li bütün bu niteliklerin ayn› zamanda Tanr›’n›n s›-

fatlar› oldu¤udur. Yeryüzünde Tanr›y› de¤il ama

Y›l: 12 Say›: 48

Milli Folklor 15

Page 16: Document48

“tanr›sall›¤›” temsil eden kutsal a¤aç, en az bir özel-

li¤iyle Tanr›y› insanlar›n düflünce dünyas›nda sem-

bolize etmektedir (Ergun, Türk A¤aç Kültü ‹nanc›-

n›n Dede...). 9 Manas destan›n›n geçen yüzy›ldaki en güzel

neflirlerinden birisi için bk: Manas-K›rg›z Elinin

Baat›rd›k Eposu, 3 c., Biflkek 1995. Ayr›ca, Manasdestan›n› hemen her yönüyle inceleyen bir ansiklo-

pedi için de bk: Manas Entsiklopediya, 2 c., Bifl-kek 1995. Bu ansiklopedi vesilesiyle, Türkiye köken-

li türkologlar› bekleyen bir baflka görevin de O¤uz

Ka¤an üzerine Manas üzerine haz›rlanm›fl bu ansik-

lopedi gibi bir eser haz›rlamak oldu¤unu burada be-

lirtelim. Haz›rlanacak ansiklopedi ya da kapsaml›

bir eserin O¤uz Ka¤an ya da O¤uznamecilik merkez-

li ve Türk dünyas› destanc›l›k gelene¤ini kapsar bir

yap›da olmas› gerekmektedir.10 Muharrem Ergin, Orhun Abideleri, 16. b.,

‹stanbul 1992, 38-39.11 Tanr›, hakan ya da beylere, tanr›sal düzen

anlam›na gelen Türk töresini sürdürmeleri için kut

vermekte ve flayet hakan ya da beyler, Tanr› ve töre-

nin hilaf›na davran›rlarsa, Tanr› kutu geri almakta

ve hakanla birlikte halk› da zelil etmektedir. Kut,

Tanr› ba¤›fl›d›r ve hükümranl›k töre hükümleriyle

s›n›rl›d›r. Eski Türklerin inan›fl sistemini ve devlet

anlay›fl›n› flekillendiren Tanr›, kut, töre ve hakan

(bey) kavramlar› üzerinde yap›lan kapsaml› bir ça-

l›flma için bk: Sait Bafler, Kutadgu Bilig’de Kut

ve… Türk ve Mo¤ol uluslar›n›n inanç sistemi üze-rinde bir hayli mesai sarf etmifl olan Bat›l› bir türko-

lo¤un kut, ka¤an, Tanr› ve töre kavramlar› hakk›n-

da 1960’l› y›llarda ileri sürmüfl oldu¤u önemli görüfl-

leri için bk: Jean-Poul Roux, Eskiça¤ ve Ortaça¤-

da Altay Türklerinde Ölüm (çev. Aykut Kazanc›-gil), ‹stanbul 1999, 33-47; 82-88.

12 Bilge kagan ermifl, alp kagan ermifl. Buyru-

k› yime bilge ermifl erinç, alp ermifl erinç. Begleri yi-

me budun› yime tüz ermifl. An› üçün ilig ança tutm›fl

erinç. ‹lig tutup törüg itmifl. Özi ança kergek

bolm›fl (Kültigin Abd., Do¤u cep. 3-4. sat›rlar.).

Tengri yarl›kaduk üçün illigig ilsiretmifl, kagan-l›g›g kagans›ratm›fl, yag›g baz k›lm›fl, tizligig sökür-

mifl, bafll›g›g yükündürmifl. Kang›m kagan ança ilig

törüg kazgan›p uça barm›fl (Kültigin Abd., Do¤ucep., 15-16. sat›rlar.). Metin Ergun’un flu ifadeleri

Tüklerdeki, özellikle de O¤uz elindeki han ve han

sülalesi hakk›ndaki inan›fl› çok güzel bir flekilde or-

taya koymaktad›r: Eski Türk inanc›nda Han soyun-

dan olan o¤lan ölmez, sulardan veya da¤lardan uçu-

rulur. ‹nanca göre bu dünyada vazifeleri bitince ve-

ya Tanr›’n›n emir ve yasaklar›n›n d›fl›na ç›k›nca han

soyundan gelenler, Tanr› kat›na uçarlar. Onlar için

“öldü” denilmez. Çünkü inanca göre onlar Tanr›’n›n

Cennet’inden vazifeli olarak gelmifllerdir ve vazife-

leri bitince tekrar Cennet’e gideceklerdir (Ergun,

Türk ‹nanç Sistemine Göre Dede...)13 Altay Türkleri aras›nda çeflitli varyantlar›y-

la (Kan Püdey, Ösküs Ool, Oç›-Bala, vs.) birlikte ya-flayan Maaday Kara’da Kögüdey Mergen, ölüme iyi-den iyiye yaklaflm›fl Maaday Kara’n›n obas›n› düfl-man›n ya¤malamak üzere oldu¤u bir anda dünyayagelir. Bahad›r›n dünyaya gelece¤inin haber verilme-si ve do¤umu s›ras›nda ve sonras›nda meydana ge-len ola¤anüstülükler, destanda ayr›nt›l› bir flekildeanlat›lmaktad›r. Kögüdey Mergen’in ola¤anüstü birflekilde do¤umunun gerçekleflece¤i s›rada obada ka-os ortam› hakimdir. Yafll› Maaday Kara derin uyku-dayken kar›s› Alt›n-Targa meydana gelen ola¤an d›-fl› olaylar sebebiyle kocas›n› uyand›r›r. Maaday Ka-ra’n›n halk› yurtlar›ndan göçüp gitmifl, sürüler deotlaklar› terk ederek kay›plara kar›flm›flt›r. Bütünbu olaylar, kötülü¤ün temsilcisi olan Kara Kula Ka-¤an’›n Maaday Kara’y› ve halk›n› tutsak edip Altay’›ya¤malamak için harekete geçmifl olmas›ndan kay-naklanmaktad›r. Bütün bu olaylar karfl›s›nda birkendisine arka ç›kacak çocu¤unun olmad›¤›na hay›f-lanan Maaday Kara, eve döndü¤ünde yafll› kar›s›n›nbir erkek çocu¤u do¤urdu¤unu görmüfltür. Kaos or-tam›nda dünyaya gelen Kögüdey Mergen’in iki kü-rek kemi¤inin ortas›nda parmak izi fleklinde karabir ben vard›r. Gö¤sü bafltan afla¤› saf alt›n, s›rt› isegümüfltür. ‹ki gün sonra konuflup anne diyerek an-nesinin koydu¤u bezleri tepip y›rtar. Alt› gün sonrababam der, a¤aç befli¤i tekmeleyip k›rar. Sol elindedokuz yüzlü kara tafl, sa¤ elinde de yedi yüzlü tafls›ms›k› bir flekilde durmaktad›r. Göbe¤i yoktur vedeli¤i kapal›d›r, vs. Maaday Kara, kendisini bekle-yen felaketin fark›ndad›r ve o¤lunu Kara Kula Ka-¤an’›n zulmünden kurtarabilmek için bir befli¤in içi-ne koyarak güneflin gözünü körelten, zil seslerininyank›land›¤› alacakaranl›k da¤›n tepesine ç›kar. Te-pede bir kayan›n bafl›nda dört kay›n›n alt›na beflikkurar ve Bu kara da¤ baban olsun, bu dört gövdeli

kay›n anan olsun! der (Maaday Kara, AltayskiyGeroiçeskiy Epos, Moskva 1973.). Maaday Kara,o¤lunu üzerinde kutsal kay›n a¤ac›n›n bulundu¤ukutsal da¤›n-ki bu da¤da zil sesleri yank›lanmakta-d›r- tepesine koymakla onu do¤rudan Tanr›’ya ema-

Y›l: 12 Say›: 48

16 Milli Folklor

Page 17: Document48

net etmektedir. Burada dikkati çeken bir di¤er hu-sus da Kögüdey Mergen’in do¤umunun t›pk› Ma-nas’ta oldu¤u gibi, düflmandan gizlenmesidir. Heriki bahad›r da h›zl› bir flekilde geliflerek obay› ya daulusu esaret alt›na alan düflmandan intikam alarakuluslar›n› tekrar hür ve güçlü hale döndürecekler-dir. Kögüdey Mergen’in mücadelesi sadece obay›ya¤malay›p ulusu esir eden kötü hana ve onun ola-¤anüstü güçlerine karfl› yönelikken Manas’ta müca-dele, sadece ulusun özgürlü¤ünü yeniden kazan-mayla s›n›rl› kalmam›fl, ayn› zamanda O¤uz’da ol-du¤u gibi, fetihler yaparak büyük devlet kurmayada yönelmifltir.

14 Altay kahramanl›k destanlar› üzerinde ça-

l›flmalar yapm›fl olan ‹. V. Puhov, Altay kahramanl›k

destanlar›nda terennüm edilen konular› flu flekilde

s›n›fland›rmaktad›r: a. Kahraman›n canavarlarla

mücadelesi, b. Kahramanlar›n yer alt› dünyas›n›n

hakimi Erlik’le mücadelesi, c. Kahraman›n dünürlü-

¤ü ve dü¤ünü, ç. Kahraman›n yabanc› hanlar›n ifl-

gallerine karfl› yürüttü¤ü mücadelesi, d.Kahrama-

n›n sömürücü-zulmedici kötü hanlarla mücadelesi

(‹. V. Puhov, Altayskiy Narodn›y Geroiçeskiy Epos,

Maaday Kara, Altayskiy Geroiçeskiy Epos,Moskva 1973, 30.). L. V. Grebnev’in Tuva kahraman-

l›k destanlar›n› konular›na göre tasnifi ise flu flekil-

dedir: a. Kahraman›n sadece efl (gelin) aramak için

yapt›¤› mücadeleler, b. Kahraman›n efl (gelin) ara-

makla birlikte hanlarla yapt›¤› mücadeleler (Burada

hanlar genellikle mitik güçlere sahiptirler.), c. Kah-

raman›n hanlara ya da di¤er yabanc› istilac›lara

karfl› yürüttü¤ü mücadele (L. V. Grebnev, Tuvins-

kiy Geroiçeskiy Epos, Moskva 1960’tan S. M.

Baysklan, Poetika Tuvinskogo Geroiçeskiy

Eposa, K›z›l 1987, 7.)15 Mehmet Kaplan’›n Köro¤lu’nun alpl›k vasf›-

na sahip olup olmad›¤› hakk›ndaki görüfllerini

(Türk Edebiyat› Üzerinde Araflt›rmalar, 3, Tip

Tahlilleri, 2. b., ‹stanbul 1991, 101-111.), baflta Gü-ney ve Kuzey Sibirya Türk topluluklar› ve Baflkurt

Türkleri olmak üzere baz› Türk gruplar›n›n destan-

lar›ndaki zalim ve sömürücü hanlara karfl› mücade-

le eden bahad›rlar› dikkate alarak yeniden okumak

gerekti¤i düflüncesindeyiz.16 Rus araflt›r›c› V. Ya. Propp, destanlarda ve

masallarda görülen çabuk büyüme sürecinin kurtar›-

c›n›n do¤umuyla ilgili oldu¤unu düflünmektedir. Be-

lirli bir misyonla dünyaya gelen bahad›r›n kaos orta-

m›nda dünyaya geldi¤ini ve do¤duktan çok k›sa bir

süre sonra misyonunu gerçeklefltirmeye giriflti¤ini

dile getirir. Kahraman, kah›r ve bela s›ras›nda do¤ar

ve hemen yard›m etmeye, ailesini ve halk›n› kurtar-

maya bafllar. Kahraman, yetiflkin bir flekilde do¤-

maktad›r; çünkü, yetiflkin o¤lan öbür dünyadan ge-

len birisidir. Kad›n, yetiflkin bir delikanl› do¤urama-

yaca¤› için yeni bir motif ortaya ç›k›yor ve çocuk he-

men yetiflkin bir insana dönüflüyor. Bu durum ma-

sallar için de söz konusudur (V. Ya. Propp, Motiv

Çudesnogo Rozjdeniya-Uçenie Zapiski LGU,

Seriya Filologiçeskaya, L. 1941, v›p. 12, 18. c.,97.).

17 Mesela, Altay Türklerinin destanlar›ndan

Ak-kaan’da ad› Ak-sakall› bir ihtiyar taraf›ndan ve-

rilen kahramana silahlar› ve at›, bizzat Tanr› tara-

f›ndan verilmektedir. Kahraman, evin önüne Tanr›

taraf›ndan b›rak›lan giysilerini ve at›n› bulur (Ögel,

Türk Mitolojisi, 1. c., 316-318.).18 O¤uz Ka¤an destan›n›n Reflideddin taraf›n-

dan kaleme al›nan nüshas›nda, O¤uz’a Tanr›’n›n

nurlu feyzinin (kut) eriflti¤inden ve güç ile onu top-

lumun di¤er bireylerinden ay›ran vas›flara (Bilim ve

hüner, ok atma, karg› kullanma, k›l›ç çalma ve bilgi

hususunda âleme ün salma.) Tanr›’n›n bu nurlu fey-

zi sayesinde sahip oldu¤undan vurgulu bir flekilde

söz edilmektedir. Ancak Allah istedi¤i ve kut verdi¤i

için O¤uz bu tür vas›flara sahip olabilmifltir (A. Ze-

ki, Velidi Togan, O¤uz Destan›, Reflideddin O¤uz-

namesi, Tercüme ve Tahlili, 2. b., ‹stanbul 1982,18.). O¤uz’un Tanr› kutunu almas›, büyük güç ve hü-

nere sahip olmas›, Uygur nüshas›nda çeflitli sembol-

lerden (Ifl›k, su, a¤aç, da¤, ›fl›k içinde gökten inen

Tanr›sal k›zla a¤aç kovu¤unda bulunan Tanr›sal

k›z, vs.) faydalan›larak ayn› düflünce ve inanç çerçe-

vesinde aç›klanmaya çal›fl›lm›flt›r.19 Mesela, Tuva Türklerinin kahramanl›k des-

tanlar›ndan olan Bayan Toolay’da, Karat›-Kaan ta-

raf›ndan babas› ve anas› öldürülen kahraman, Ka-

rat›-kaan›n obas›nda çobanl›k yaparken bir gün bir

tayla karfl›lafl›r. Tay ona, ma¤arada babas› taraf›n-

dan saklanan eflyalar›n› ve savafl teçhizatlar›n› na-

s›l bulaca¤›n› anlat›r. Bu eflyalara sahip olan kahra-

man, birden bire ola¤anüstü bir flekilde bat›ra dönü-

flür. Kahramana yard›mc› olan tay da kahraman, ba-

t›r ata dönüflür. Daha sonra at, kahramana Tuman-

K›sk›l Att›g Möge Sagaan Tolay ad›n› vererek kendi-

sinden kaç›r›lan niflanl›s›n› nerede ve nas›l bulaca-

¤›n› söyler (Baysklan, 9.).

Y›l: 12 Say›: 48

Milli Folklor 17

Page 18: Document48

18 Milli Folklor

Bir K›rg›z Destan› olan “Seyit-bek”, “Kurmanbek”in bir devam› nite-li¤inde (1) olup “Teyitbek Destan›”ndabafllayan olaylar dizisinin son buldu¤uTeyitbek – Kurmanbek – Seyitbek tri-ologyas›n›n üçüncü ve son halkas›n›teflkil etmektedir. Ancak her üç des-tanda ve özellikle son ikisinde de va-kan›n merkezini K›rg›z – Kalmuk sa-vafllar› teflkil etmesine, olaylar›n ge-nellikle ayn› çat›flmay› hikâye etmesi-ne hatta pekçok kahraman›n söz ko-nusu destanlarda yer almas›na ra¤-men tabî buldu¤umuz paralel hususla-r›n yan›nda baz› farkl›l›klar›n da oldu-¤unu gördük. Bu sebeple yaz›m›z›n ko-nusunu “Kurmanbek ve Seyitbek Des-tanlar›’n› karfl›laflt›rarak benzer vefarkl› yönleri yan›nda bunlar›n sebep-lerini ortaya koyma” fleklinde tesbitetmeyi uygun bulduk.

Araflt›rmam›zda Kurmanbek Des-tan›’n›n Kal›k Akiev, Seyitbek Desta-n›n›n ise tek anlatmas› olan OruzbayUrmambetov varyantlar› esas al›na-cak; karfl›laflt›rma s›ras›nda anlatma-lar›n kahramanlar› ve onlar›n çeflitliolaylar karfl›s›ndaki düflünce ve yakla-fl›mlar› ile sosyal ve fizikî yap›lar›, va-kan›n geçti¤i co¤rafyan›n yan›s›ra ta-rihî zemini vb. pek çok husus göz önü-ne al›narak yap›lan al›nt›lar›n sayfanumaralar› yanlar›na verilecektir.

* Kurmanbek ve Seyitbek Destan-lar›ndaki ortak noktalardan en çokdikkati çekeni her iki anlat›n›n kahra-manlar›n›n kendilerine efl olarak seç-tikleri k›zlar›n, düflman taraftan ol-malar› meselesidir. Nitekim Kurman-bek’in efli Kan›flay Kalmuk Han’› Bak-burhan’›n, Seyitbek’in efli Möl de Kal-muklar’dan bir bezirganbafl›n›n küçükk›z› Möl’dür.

Her iki destan kahraman›n›n ya-k›n çevresi de onlar›n karfl› saftan birefl seçmelerine itiraz ederler. MeselâSeyitbek, savafl ganimeti olarak Kal-muk Han’› Dölön’ün yi¤itlerinden Tor-ko’nun büyük k›z› Sanc›rgal yerine da-ha önceden görüp sevdi¤i Möl’ü alaca-¤›n› belirtince yafll› Emilbek:

Teñ keler suluu cok beleCe ak kalpak K›rg›z kalk›ñda?Aytkan›n nege tand› eken,K›rg›zd› nege çand› eken? (Seyit-

bek; s: 302) diyerek “onun bu davran›-fl›na bir anlam veremedi¤ini” belirtir.

Kurmanbek’te ise bu durum, bi-raz daha farkl› bir özellik göstermek-tedir: Nitekim “ Ürgönçtün suusun ke-çip 盤›p, meni kim say›p ç›ksa, k›z›mKan›flay’d› bermekmin, Ürgönçtü ke-çip ç›kt›, meni say›p ç›kt›, ant› – fler-tim boyunça k›z bereminbi (Kurman-bek, s: 77) diyen Oogan Han’› Bakbur-han’›n k›z› Kan›flay’› efl olarak seçen

“KURMANBEK” ve “SEY‹TBEK” DESTANLARI

Doç. Dr. Nerin KÖSE*

Page 19: Document48

ve babas›ndan habersiz evlenen Kur-manbek, Kalmuklar’dan vergisini al-mak üzere gitmesi gerekti¤inde k›rkyi¤idiyle onun Teltoru At’›n› istetenTeyitbek, “Maga keñeflpesten Kalmak-ka çabuul solat, menin aytkan›ma bol-boy özü bilip kat›n alat, öz keregimtiybesten Teltoru At’›md›n kere¤i ti-yiptirbi? Emi men at bere albaym.”(Kurmanbek, s: 86) diye düflünür vebunu:

At›md› berbeym k›rk cigit,Añ›ldap ürgön katar it!....................Menin tilimdi albastan, Özünçö alsa kat›nd› (Kurmanbek,

s: 87) diye cevap verir. * “Kurmanbek Destan›”na ad›n›

veren kahraman›n babas› Teyitbek ile,“Seyitbek Destan›”nda, Teyitbek’inölümü üzerine onun yerine geçen Te-yiflkan aras›nda da büyük benzerlikleroldu¤unu görüyoruz. Çünkü Teyiflkan,amca o¤lu Teyitbek’in ölümü ve Ak-kan’›n Seyitbek’i Kaflkar’a götürmesiy-le bafls›z kalan K›rg›z halk›na güngör-müfl ve yafll› Kalkanbay’›n “Bul camancorduk boldu go, halk karas›z kalat de-gen emne? Tüp atalar› bir tuugan aga–ini emespi, Teyitbek Beknazard›n uu-lu bolsa, Teyifl Beynazard›n uulu, kar›-sa da Teyiflti Kan kötürüp al›p, bulcerde turbay mal can esen kezinde ay-t›luu Aksay, Arpa, At – Bafl›ga köçüpkirip keteli...” (Seyitbek; s: 201) fleklin-de düflünüp desteklemesiyle hüküm-dar olursa da Kurmanbek’in “bizdiölümgöTeyiflkan k›ybayt” (Seyitbek; s:202) diyerek kendisine gelen k›rk yi¤i-dinin hepsinin de bafllar›n› kestirip

atar; içlerinden sadece Zay›rbek kaçarkurtulur.

Teyiflkan’›n “Kalmuklar’›n olas›bir sald›r›s›n› önceden önleme” fleklin-deki bu tavr›n›n, Seyitbek’in babas›Kurmanbek’in ruhuna verdi¤i büyükafl törenine gelmemekle halâ devametti¤ini görüyoruz. Hatta Seyitbek’in“K›rg›zlar’›n birli¤ini, bütünlü¤ünüsa¤lamak” için verdi¤i bu törene gel-meyip de onun yazd›¤› mektup üzerinebu daveti geri çevirmemesinin sebebieskiden oldu¤u gibi “Ördök cokto çul-duk biy” (Seyitbek; s: 305) Koyunun ol-mad›¤› yerde keçi, Abdurrahman Çele-bi’dir, atasözünde de yatan “men b›y›k-ka Seyitbek’ten bölünüp kelgeni me-nen, urmattagan adam bolgon cok”(Seyitbek; s: 305) fleklindeki yenidenitibar görme ve kaybettiklerine ancakbu flekilde alabilece¤ine inanma iste¤i-dir.

Kurmanbek’in babas› Teyitbek demenfaatini ve rahat›n› düflünmekteTeyiflkan’da afla¤› kalmaz. Nitekim Te-yitbek’in her y›l vermeleri gereken ha-rac› vermeyen Kalmuklar’a savafl açanve kendisinden “uçan at”› Teltoru’yuisteyen o¤lu Kurmanbek’e “Maga ke-ñeflpesten Kalmakka çabuul sa-lat....Öz keregim tiybesten TeltoruAt›md›n keregi tiyiptirbi?” (Kurman-bek; s: 86) fleklinde cevab vermesininsebebi kendi flahsi ve mali s›k›nt›s›n›,huzurunu düflündü¤ü, kolay yoldanservetini artt›rmak istedi¤i içindir. Osebeple kendi memleketini feda et-mekten, öz o¤luna tulpar ve yenilmezat›n›:

Teltorumdu KurmanbekAy baylasam ar›tt›,

Y›l: 12 Say›: 48

Milli Folklor 19

Page 20: Document48

Ar ubak minip kar›tt›...Car at›md› kar›tt›(Kurmanbek; s:

87) diyerek vermeyip de onu düflmaneline sal›vermesinin sebebi, budur.

*Gerek “Kurmanbek”, gerekse“Seyitbek”te gördü¤ümüz, ayn› za-manda birinin di¤erinin devam› oldu-¤unu da gösteren bir baflka paralellikde baz› kahramanlar›n, her iki destan-da da yer almalar› meselesidir. Nite-kimKalmuk hükümdar› Dölön HanKurmanbek’te K›rg›zlar’a karfl› yapt›-¤› ak›nlar›, Seyitbek’te de sürdürmek-tedir; Kurmanbek’in k›rk yi¤idinin ba-fl› olan Zay›rbek, Teyiflkan’›n yan›ndankaç›p kurtulduktan sonra (Seyitbek; s:202) Kaflkar’a gelerek Seyitbek’i bulur(Seyitbek; s: 203) ve birlikte K›rg›z Ül-kesi’ne dönüp halk›n birli¤i sa¤land›-¤›nda da yan›ndad›r. (Seyitbek; s: 274)Akkan ise dostlu¤un en güzel örne¤iniher iki destanda da gözler önüne serer:Kurmanbek ve eflini Turfan’da göm-dükten (Kurmanbek; s: 130) sonra eniyi arkadafl›n› gözünü k›rpmadan ölü-me atan Teyitbek’i öldüren (Kurman-bek; s: 139) ve o¤lu Seyitbek’i ülkesiKaflkar’a götürüp (Kurmanbek; s: 139)öz o¤lundan ay›rmadan besleyip büyü-ten (Seyitbek; s: 201 –203), âfl›k oldu-¤u güzel Möl’ü babas› Vazilkan’a dü-nür giderek isteyen (Seyitbek; s:289)ve bu evlili¤in flerefine büyük birtoy veren (Seyitbek; s: 301) vefal›, in-sanc›l Akkan’d›r.

*Her iki destan›n as›l kahraman-lar› olan Kurmanbek ve Seyitbek hal-k›n›n birli¤ini, huzurunu ve özgürlü-¤ünü düflünen, K›rg›z Boyu’nun men-faatini, kendilerininkinden ve herfley-den önemli tutan, milliyetçi kimlikle-

riyle karfl›m›za ç›kmaktad›rlar. Mese-lâ Seyitbek’in en büyük ideali on ikiy›ld›r vatan›nda oturan Kalmuklar’›yenip topraklar›n› geri ald›ktan sonrahuzur ve bar›fl içinde yaflamaktad›r.Çünkü sürekli savafl›n K›rg›zlar’›n hu-zurunu bozaca¤›n›, nüfusunu azalta-ca¤›n› bilmektedir. O sebeple Kalmuk-lar’› yendi¤i (Seyitbek; s: 246 –277)halde onlar›n savafl ganimeti olarakgetirdikleri Torko’nun k›z› Sanargal’›,yi¤itlerinden Börü Bat›r’a al›r, Möl ileancak iki taraf aras›nda bar›fl sa¤lan-d›ktan sonra evlenir. (Seyitbek, ss:277-300)

Seyitbek için birlik, bütünlük deen az özgürlük kadar de¤erlidir. Çün-kü birli¤i, bütünlü¤ü olmayan halkla-r›n da¤›laca¤›n›, baflkalar›na esir ola-ca¤›n› bilmektedir. Bu yüzden babas›için düzenledi¤i afl törenine eski yap-t›klar›ndan utan›p da gelemeyen Te-yiflkan’› mektupla davet eder ve “atayadigâr› oldu¤unu” söyleyip hürmetederek Caz›’n›n idaresini ona devre-der. (Seyitbek, ss: 303 – 306).

Seyitbek’in babas› Kurmanbekiçin de ayn› durum söz konusudur.Onun için ülkesi ve halk›, herfleydenhatta hayat›ndan bile de¤erlidir. Nite-kim Kalmuklar’›n her y›l vermeleri ge-reken harac› vermeyiflleri üzerine on-lara bir ak›n düzenlemek gerekti¤inidüflünen, boyundaki en usta savaflç›la-r›, hatta yak›nlar›ndan bir çok kimse-yi haz›rlayan Kurmanbek, babas› Te-yitbek’in “üstüne binenin henüz yenil-medi¤i Toltoru At”›n› vermemesininkesin bir yenilgi ve mutlak bir ölümdemek oldu¤unu bile bile Koykü-röñ’üne atlar ve:

Y›l: 12 Say›: 48

20 Milli Folklor

Page 21: Document48

Tulpar›n tart›p mineli,Düflmanga anan kireli (Kurman-

bek; s: 90) diyerek, kendi gibi gözü pekyi¤itleriyle birlikte yola ç›kar.

Alt›ndaki at›n Teltoru At olmad›-¤›n› anlay›p da öldürmek için kendisi-ni hedef alan Kalmuklar’dan kaçmakflöyle dursun, kan›n›n son damlas›nakadar savaflmaktan geri kalmaz. Vata-n›na, halk›na ba¤l›l›¤› o derecededirki, ruhunu teslim etmek üzereykenyan›nda bulunan dostu Kaflkar Han›Akkan’a son sözü:

Kalmaktan kantip can saktaytKayg›ram kalgan el üçün..............Esiñe al›p can dosum.Eli curtka salam de (Kurmanbek,

s: 128) olur.*Her iki destanda, anlat›n›n as›l

kahramanlar›n›n yan›nda bulunanyafll›, güngörmüfl, ak›ll› kimseler bu-lunmas› hususu da dikkatimizi çekenbir baflka paralelliktir. Hükümdar›nyan›ndaki yeri ve mevkiî ne olursa ol-sun gerek devlet yönetiminde, gereksehalkla ya da yak›n çevreyle münase-betlerinde ona yol gösterecek yani ha-ta yapmas›n› engelleyecek, bir yerdeonu e¤itecek bir klavuz, bir ö¤retmenbulunmas› gelene¤inin Türkler’in Or-ta Asya’daki hayatlar›nda bile önemlibir yeri vard›: Tonyukuk; O¤uz’un aksakall›, boz saçl›, uzun ak›ll› tüflimel(vezir)i Ulu¤ Türk; Fatih Sultan Meh-met’in hocas› Ak fiemsettin; KanuniSultan Süleyman’›n veziri SokolluMehmet Pafla gibi.

Nitekim, Zay›rbek “biricik k›z› gü-zel Kan›say’› Ürgönç Suyunu geçeneverece¤ine yemin eden (Kurmanbek,

s:77) Oogan hükümdar› Bakbur’a git-mek üzere yola ç›karken k›rk yi¤idinbafl›nda ve Kurmanbek’in yan›ndad›r.(Kurmanbek; s: 60) Bu sebeple Ür-gönç’ü geçti¤i halde onunla savaflmayahaz›rlanan Bakbur’un niyetini duyun-ca Zay›rbek, Kurmanbek’i:

Öröpkübö Kurmanbek,Ar kimdin cakfl› öz eli Day›n› cok cumuflkaDayr›gan menen cetebi............Sözümdü beker tastaba,Özünün eli bolbosoÖküm ötpöyt baflkaga!Saga Bakbur k›z berbeyt,Bekerinen aksaba (Kurmanbek, s:

71) diyerek uyar›r. Say› olarak Kurmanbek’ten farkl›

olsa da, ayn› durum, Seyitbek Destan›için de söz konusudur. Nitekim bafls›zkalan K›rg›z Boyu’nu toplamak içinTeyiflkan’› hükümdarl›¤a getiren vehalk› Aksay, Arpa, At – Bafl› taraflar›-na yerlefltiren Kalkanbay(Seyitbek; s:201); Teyiflkan’›n, Kurmanbek’in k›rkyi¤idi öldürdü¤ünü görüp oradan ka-çan ve Kaflkar’a gelip Seyitbek’i bula-rak K›rg›z topraklar›n› Kalmuklar’dangeri al›p hükümdar olmas›na yard›mve destek veren hatta onun dünürbafl›-l›¤›n› bile yapan Zay›rbek (Seyitbek,ss: 202-300); düflmandan, yabandank›z ald›¤› için:

Teñ keler suluu çok beleAk kalpak K›rg›z kalk›nda? (Se-

yitbek; s:302) diyerek Seyitbek’e sitemeden Emilbek...

Adlar› ve mevkileri ne olursa ol-sun bu “yafll› bilge”lerin hepsi de eskibir gelene¤in üzerinde çal›flt›¤›m›z

Y›l: 12 Say›: 48

Milli Folklor 21

Page 22: Document48

destanlardaki akisleri olarak karfl›m›-za ç›kmaktad›rlar.

Gelelim Kurmanbek ile SeyitbekDestanlar›ndaki farkl›l›klara...

*Herfleyden önce kahramanlar›nefl olarak seçtikleri k›zlarla evlenmele-ri, anlatmalar›n farkl› bölümlerindecereyan etmektedir. Nitekim “Kur-manbek Destan›”nda vaka, Kurman-bek ile Kan›flay evlendikten sonra dadevam etmekte ve anlat› Kalmuklar’layap›lan yeni bir savafl, bu savafl›n so-nunda Kurmanbek’in Dölön Han tara-f›ndan öldürülüflü, Kan›flay’›n intihar›ve nihayet Akkan Han’›n Teyitbek’i öl-dürdükten sonra alt› yafl›nda yetim veöksüz kalan Seyitbek’i ülkesi Kaflkar’aal›p götürmesiyle son buldu¤u halde“Seyitbek Destan›” Seyitbek ile Möl’ündü¤ününü takiben kahraman›n babas›Kurmanbek’in ruhuna verdi¤i afl töre-ni s›ras›nda ülkenin birli¤inin ve dirli-¤inin sa¤land›¤›n›n belirtilmesi ile bit-mekte; “Seyitbek Destan›”n›n “Kur-manbek Destan›”n›n devam› ve Teyit-bek – Kurmanbek- Seyitbek üçlüsü-nün son halkas› oldu¤unu, bir kez da-ha ortaya koymaktad›r.

*‹ki destan aras›ndaki di¤er birfarkl›l›k ise anlat› kahramanlar›n›nkendilerine efl olarak seçtikleri kad›n-lar›n özellikleri ile ilgilidir. ÇünküKurmanbek’in efli Kan›flay da, Seyit-bek’in efli Möl de çok güzel kad›nlar ol-makla birlikte gerek bu vas›flar›n›nortaya konufl flekli, gerekse içinde bü-yüdükleri sosyal flartlarla ona ba¤l›olarak belirlenen e¤itim tarz› farkl›-l›klar göstermektedir. Nitekim OoganHan’› Bakbur’un k›z› Kan›flay, ÜrgönçSuyu’nun öte taraf›na kadar duyulan:

Tunuk suluu Kan›flayOn alt›da özü cafl (Kurmanbek, s:

81) bir genç k›z olmas›n›n yan›s›ra“Atam meni K›zg›zd›n colooçulap kel-gen bir balas›na bermek bolup catat,men oflol bala baat›rd›n bar›p s›rt›nans›nay›n. Köñülgö tolso içimden t›na-y›n, egerde köñülgö tuura kelbese birçoñ çatak k›lay›n” (Kurmanbek, s: 79)diyecek kadar cesur, iyi at binip k›l›çkullanan, bahad›r bir kad›n olmas›nara¤men Seyitbek’in efli Möl ise “ak ma-m›kta ayday betin nurdant›p, betinennur tökülüp, Kündüz çaç›n çubalt›pkaltartay kerilip.....”(Seyitbek, s: 290)ve:

Çolponday can›p cark›ldap,Ot cag›l›p közünön.Almaday bolgan eki emcek,Tirelip turat töflünön.Acar› candan art›kca,Nur tökülüp betinen.Oymok ooz, kalem kafl,Kunduzday bolgon kara çaç,Aç›k münöz, bir s›rduu (Seyitbek,

ss: 299-300) sat›rlar›ndan da anlafl›la-ca¤› üzere “elma gö¤üslü, kalem kafll›,nur yüzlü, nokta a¤›zl›, Çolpan y›ld›z›kadar güzel bir k›zd›r.

* “Kurmanbek Destan›”n›n esas›-n›, K›rg›z – Kalmuk savafllar› teflkil et-mekte; anlat›da vaka, bu temel üzeri-ne oturtulmaktad›r. Kurmanbek’in,güzelli¤i duyup kendine efl olarak ald›-¤› Kan›flay’la evlenmesi, babas› Kal-muk hükümdar› Bakburhan’›n dedi¤i“k›z›n›, ancak Urgönç Suyu’nu geçipde kendisini yenebilen gence verece¤i”flart›n› yerine getirmesine ba¤l›d›r(Kurmanbek; s: 77) ; ölümü ise yinekendilerine her y›l ödemeleri gereken

Y›l: 12 Say›: 48

22 Milli Folklor

Page 23: Document48

ganimeti vermeyip, süresini geçirdik-leri için Kalmuklar’la tutufltu¤u savafl-ta Dölön Han taraf›ndan süngülenme-si ile (Kurmanbek; ss: 112- 113) söz ko-nusu olur; yine Kalmuklar’›n her y›lharaca ba¤lanmas›, K›rg›zlar’a karfl›kötü niyet beslediklerinin Kurmanbektaraf›ndan duyulup (Kurmanbek; s:10) onlarla savafl›p yendikten sonra(Kurmanbek, ss: 42-44) karara ba¤la-n›r.

“Seyitbek Destan›” ise bu bak›m-dan oldukça farkl› bir özellik tafl›mak-tad›r. Çünkü Kurmanbek’in devam›niteli¤indeki bu destanda hikâyeyi an-latan›n bak›fl aç›s›, kendini hemen his-settirmektedir. Meselâ destan›n as›lkahraman› olan Kurmanbek’in, birkervanc›bafl›n›n k›z› olan Möl’e karfl›büyük aflk› ve bu aflk yüzünden Tor-ko’nun k›z› Sanc›rgal’› Börü’ye almas›,Möl’e gitmesi ve onu aramas›, yatt›¤›odan›n penceresine t›rman›p bir müd-det yatakta yatt›¤›n› seyrettikten son-ra uyand›r›p aflk›n› dile getirmesi,öpüflüp koklaflmalar›, k›z› göremedi¤iiçin duydu¤u ›st›rab›ndan bahsetmesivb. anlat›ld›¤› uzun sat›rlar (Seyitbek;ss: 289 –299) daha çok halk hikâyele-rimizde karfl›laflt›¤›m›z durumlard›r.

Ayr›ca Seyitbek Destan›’ndakikahramanlar epik özellikler tafl›makyerine gündelik hayatta gördü¤ümüzinsanlara benzemekte; seven ve evlen-mek üzere olan bir delikanl›n›n yak›n-lar›, akrabalar› olarak karfl›m›za ç›k-maktad›rlar.

Bütün bunlara destanda sadecebir defa (o da K›rg›zlar’›n birlik ve be-raberli¤ini sa¤lamak üzere ve oldukçak›sa bir flekilde verilen) Kalmuklar’la

savafl›ld›¤›n›; vakan›n daha çok Seyit-bek’in yetim ve öksüzlü¤ü, on iki y›lAkkan taraf›ndan büyütülüp e¤itildi¤ive Möl’e olan sevdas› üzerine kuruldu-¤u belirtilecek olursa destanlarda bafl-ka bir hayat tarz› ile bu hayat›n ihti-yaçlar›n›n ve beklentilerinin epik an-latmalardaki olaylar›n yer de¤ifltirme-ye bafllad›¤› aç›kça görülebilecektir.

* * * Kurmanbek ve Seyitbek destanla-

r›n›n farkl› ve benzer taraflar›n› be-lirttikten sonra diyebiliriz ki ortaya ç›-kan ve epik anlatmalarda günümüzhayat›n›n izlerini gösteren bu durum,Seyitbek Destan›’n›n de¤erini azalt-maktan çok anlat› türlerinin giderekeski özelliklerini yitirdi¤ini, yayg›n ol-du¤u çevredeki kültürel geliflmelereyabanc› kalamayaca¤› gibi anlat›n›nbu konudaki görüflünün ve de¤er yar-g›s›n›n da anlat›y› etkileyece¤ini gös-termektedir. Çünkü Oruzbay Urmam-betov’un da belirtti¤i üzere “sözlüürünler geçmiflin sesi, bugünün gerçe-¤i, gelece¤in ise ümidi” olmak zorun-

dad›rlar. (Seyitbek, “KirisSöz”, s:9)

Notlar:1- KÖSE, Nerin “Araflt›rmalar V” (Seyitbek

Destan›) Kitab›m›z›n ilk makalesidir.

2- KÖSE, Nerin “Araflt›rmalar III” (Cihan

Hakimiyeti – Üniversalizm ve K›rg›z Destanlar›)

Milli Folklor Yay›nlar›: 11, Halk Edebiyat› Dizi-

si: 7 Ankara 1988, ss: 120 – 121, s: 79,

KÖSE, Nerin “Araflt›rmalar IV” (Bir Kazak

Destan›: Bökenbay men Kyikbay) Milli Folklor

Yay., 12, Halk Edebiyat› Dizisi:8, Ankara 1999, s:

142.

Y›l: 12 Say›: 48

Milli Folklor 23

Page 24: Document48

24 Milli Folklor

Orta Asya’daki ozan-baks› gelene¤i-nin bir devam› olarak Anadolu ve Azerisahalar›nda kendine has bir üslupla ge-liflen ve zenginleflen afl›k tarz› fliir gele-ne¤i, XIX. yüzy›lda yetifltirdi¤i güçlütemsilcileri ile kültürümüze ve edebiya-t›m›za önemli katk›larda bulunmufltur.Bu sa¤lam gelene¤e XIX. yüzy›l›n ikinciyar›s›nda eklenen Ç›ld›rl› Afl›k fienlik ileNarmanl› Afl›k Sümmani, yetifltikleridönem ve etkili olduklar› co¤rafya bak›-m›ndan incelenmeye de¤er iki afl›¤›m›z-d›r. fienlik, 1850-1913 y›llar› aras›ndayaflam›fl, do¤up büyüdü¤ü memleketiolan Ç›ld›r’›n Anadolu sahas› ile Azerisahas›n›n ortas›nda yer almas› nedeniy-le bu iki bölgeyi birbirine ba¤layan birköprü görevi üstlenmifltir. Prof. Dr. En-sar Aslan’›n ifadesiyle “fienlik, Azeri sa-has›ndan ald›¤› birçok unsuru Anado-lu’ya yayarak afl›k edebiyat›m›za yenilikgetirmifl, bu tarz›n geliflip daha mükem-mel eserler vermesine yard›m etmifltir.”1

Sümmani ise 1861-1915 y›llar› aras›ndayaflam›fl, yetiflti¤i dönemde oldu¤u gibikendinden sonra da yak›n çevresindenbafllayarak Do¤u Anadolu, hatta Anado-lu’nun di¤er bölgeleri ile Azerbaycan sa-has›nda kendisinden söz ettirmifl bir afl›-¤›m›zd›r.

Ayn› ça¤da ve ayn› bölgede yaflayan

iki ünlü afl›¤›m›z›n bir araya gelmesi,sazl› sözlü sohbetlerde bulunmas› vekarfl›laflma yapmas› pek do¤al idi. Ancako dönemde Ç›ld›r’›n Rus iflgali alt›ndaoluflu, Narman ile Ç›ld›r aras›ndaki ile-tiflimi engelleyen, yahut güçlefltiren birfaktördü. Bütün bu olumsuzluklara ra¤-men iki ünlü sanatkâr bir araya gelmifl-ler ve karfl›laflma yapm›fllard›r. Fakat,halk edebiyat› araflt›rmalar›n›n di¤eralanlar›nda oldu¤u gibi burada da baz›tereddütlere sahip bulunuyoruz. Gereksözlü, gerekse yaz›l› kaynaklar, bu konu-da birbirinden farkl› bilgiler vermekte-dir. Sözlü kültür gelene¤ini kendi flartla-r› içinde de¤erlendirirsek var›lan nokta-n›n tabii bir sonuç oldu¤u anlafl›l›r.Çün-kü, dilden dile dolaflarak günümüze ka-dar ulaflan bilgiler, halk muhayyilesindeyeni bilgileri bünyesine katarak as›lolaydan büyük ölçüde uzaklaflabilmekte,böylece bilimsel araflt›rmalar› güçlefltir-mektedir. Bir bak›ma sahaya ayr› birzenginlik kazand›ran bu geliflme karfl›-s›nda folklor ve halk edebiyat› araflt›r›c›-lar› bir kiflili¤i veya yaflanm›fl bir olay›araflt›r›rken gerçek olanla efsanevi/men-kabevi olan› ayr› ayr› tesbit ederek bellisonuçlara varmaya çal›fl›rlar.

Afl›k fienlik ile Afl›k Sümmani’ninkarfl›laflmalar› konusunda ilk akla gelen

ÇILDIRLI ÂfiIK fiENL‹K ‹LE NARMANLI ÂfiIK SÜMMANÎ’N‹N

KARfiILAfiMALARI*

Yrd. Doç.Dr.Dilaver DÜZGÜN**

Page 25: Document48

soru, karfl›laflman›n nerede ve nas›l ya-p›ld›¤› hususudur. Bu konuda kesin ola-rak bilinen, Sümmani’nin do¤up büyü-dü¤ü yer olan Erzurum’un Narman ilçe-sine ba¤l› Samikale köyünden yola ç›k›pfienlik’i ziyaret etmesidir. Kronolojikolarak en eski yaz›l› kaynaklar›m›zdanbiri durumundaki Nesip Ya¤murdere-li’nin Afl›k Sümmani ile ilgili eserindekarfl›laflman›n Posof’ta yap›ld›¤› belirti-lir2 Mehmet Kardefl, karfl›laflma yeri ola-rak Pusut ve Suhara köyleri ile Arda-han’› anmaktad›r. Ayr›ca Posof’un Sus-kap köyünde fienlik-Zülali-Sümmaniaras›nda yap›lan bir karfl›laflmadan sözetmektedir.3 Kemal Bayrak da bu görüflekat›l›r ve fienlik’le Sümmani’nin tan›fl-ma yeri olarak Suskap köyünü gösterir.4

Ensar Aslan ise haz›rlad›¤› kapsaml›araflt›rmas›nda fienlik’le Sümmani’ninilk kez Ç›ld›r’a ba¤l› Purut köyünde gö-rüfltüklerini belirtir. Ona göre, Erzu-rum’dan pasaport alarak yola ç›kanSümmani, Ç›ld›r merkezine gelmifltir.Bu s›rada fienlik, Ç›ld›r’›n yak›n köyle-rinden olan Purut’ta Nebi A¤a’n›n çocuk-lar›n›n sünnet dü¤ünündedir. Sümmanide Purut köyüne giderek dü¤ün sahibi-nin evine misafir olmufltur. Burada bafl-layan sazl› sözlü sohbet, dü¤ünden sonraSuhara’da, fienlik’in evinde devam et-mifltir. Ensar Aslan, an›lan eserindeSümmani-fienlik-Zülali aras›nda Po-sof’un Suskap köyünde gerçekleflen üçlükarfl›laflmay› da do¤rulamaktad›r.5 Bukonudaki son yay›nlardan birine imzas›-n› atan Nizamettin Onk ise baflka bir yerad› anmaks›z›n fienlik ile Sümmani’yiSuhara’da karfl› karfl›ya getirir.6

Karfl›laflman›n gerçekleflme zaman›hakk›nda kaynaklar›n ço¤u herhangi birtarih vermezken Nesip Ya¤murdereli1901 y›l›nda iki afl›¤›n bir araya geldik-

lerini söyler.7 Ensar Aslan bunu daha dadaralt›r, görüflme ve tan›flma zaman›olarak 1901 y›l›n›n ilkbahar›n› gösterir.8

Fahrettin K›rz›o¤lu ise Sümmani’nin1900 y›l› bafllar›nda bu bölgeye gelerekKars köylerini gezdi¤ini belirtir ve Süm-mani’nin Ka¤›zman koflmas›n› kaydeder,ama fienlik’le karfl›laflmas› konusunade¤inmez.9 Sözlü kaynaklar›m›zdanAfl›k Hüseyin Sümmanio¤lu (Sümma-ni’nin torunu), fienlik’le Sümmani’niniki ayr› zamanda karfl›laflt›klar›n› iddiaetmektir.10 Ancak bu iddiay› kuvvetlen-direcek baflka belgelere sahip de¤iliz. Di-¤er kaynaklar›n tümü karfl›laflman›n birkez yap›ld›¤› görüflünü paylaflmaktad›r.

fienlik’le Sümmani’nin karfl›laflma-lar›nda ortaya konulan fliir metinlerinegelince, bu konuda da farkl› rivayetlerlekarfl›lafl›yoruz.Birçok kaynakta parçalarhalinde verilen fliir metinlerini topluhalde yay›nlayan çal›flmalar da vard›r.Bunlardan Ensar Aslan ve Mehmet Kar-defl’in yukar›da ad› geçen çal›flmalar›nda90 ar hane vard›r. Nizamettin Onk, 85,Nesip Ya¤murdereli 56, Adil Özder11 34dörtlük vermifltir. Bir hafta süreyle fliirsohbeti yapt›klar› tahmin edilen iki ünlüafl›¤›m›z›n hayatlar›nda büyük önem arzeden bu söyleflmede ortaya koyduklar›fliirlerin tamam› elbette bu kadar de¤il-dir, ama muhafaza edilerek günümüzekadar ulaflt›r›lanlar bunlardan ibarettir.

Ensar Aslan’›n verdi¤i fliir metinle-rini esas alarak yapt›¤›m›z de¤erlendir-meye göre fienlik-Sümmani karfl›laflma-s›n›n flöyle geliflmifltir: Gelene¤e uyula-rak önce fienlik “hofl geldin” anlam›ndabir bafllang›ç yapar, sonra nazire türün-de verilen örneklere geçilir. Divani tar-z›nda ortaya konulan ve daha çok dinikonular› halk dilinde kazand›¤› yorum,tasnif ve tertiplerle ele alarak birikimle-

Y›l: 12 Say›: 48

Milli Folklor 25

Page 26: Document48

rini ortaya koyduklar› bu bölümdeki fliir-ler, karfl›laflman›n en dolgun örnekleriniteflkil eder. Saz ve söz sohbetinin ilerle-yen bölümlerinde karfl›l›kl› soru ve ce-vaplar›n a¤›rl›k kazand›¤›n› görüyoruz.Önce fienlik, Sümmani’nin sanatsal biri-kimini ve Ç›ld›r’a gelifl nedenini ö¤ren-meye yönelik sorular sorar. BöyleceSümmani’nin flairlik yetene¤ini tesbiteçal›fl›r. fiiir halinde “Osmanl› ülkesindenburaya niçin geldin, bizim memleketinkar›fl›k halini görüyorsun, sen can›ndanvaz geçerek mi buraya geldin, benimleülfet etmeye mi, yoksa imtihan olmayam› geldin” fleklinde sorular sorar. Süm-mani de niyetinin dost ziyareti oldu¤unuve sohbet için geldi¤ini söyler. Bu bölüm-de her iki afl›¤›n karfl›l›kl› sayg› ve hofl-görüyü ön plana ç›kard›klar›n›, tevazus›n›rlar›n› zorlamad›klar›n› görüyoruz.Örne¤in fienlik’in

Kem kelam ç›harmam asla dilimden

Gönlümü yad ettin özge halimden

Çoh afl›hlar geldi getti elimden

Sen ola ki ad› flane gelifsen

biçimindeki dörtlü¤üne Sümmani flukarfl›l›¤› verir:

Dost eline varmak aref dediler

Dostla görüflmeyi fleref dediler

Seni aflk ehline sarraf dediler

K›ymet için gevher kâne gelmiflem

Yine fienlik’in Mülk-i Al’Osman’da var m›d›r ad›n

Yoksa bir Kaza-i Narman’da m›san?

sorusuna SümmaniBen fleref gözlemem söyleye cihan

Bana kalsa üç befl yaran bizde var

biçiminde cevap verir.Karfl›laflman›n bundan sonraki bö-

lümlerinde ba¤lama türünde örnekler ve-rilir. Afl›klar birbirerine dünyan›n kuru-luflu, peygamberler tarihi ve birtak›m ef-sanevi varl›klarla ilgili sorular sorarlar.

Sümmani ilk sorusunu flöyle yöneltir:Gûfl ver bu sözüme ey usta fienlik

Dinle ben fakirin muhabbetinden

Bu cümle ruhlar›n mayas› nedir?

Bil gözesin söyle bidayetinden

fienlik flu cevab› verir:Saye-i pirimden olmazam mahzun

Söyleyim anl›yah kemaletinden

Bir nur-u meknundur mayas› kâf-nun

Sebebi resulün yüz hürmetinden

Büyük bir bölümünün ba¤lama tü-ründeki örneklerle dolu oldu¤u karfl›lafl-mada tafllamaya yer verilmez ve dostanebir atmosferde devam eder.fienlik’in an-nesi Sümmani’yi gömle¤inden geçirerekkendisine o¤ul eder. Böylece Sümmaniile fienlik manevi kardefl olurlar.

NOTLAR* 25-31 Ekim 1995 tarihleri aras›nda Kars’ta

düzenlenen I. Milli Kafkasya Sempozyumu’nda su-

nulan bildiri. 1 Ensar Aslan, Ç›ld›rl› Afl›k fienlik -Hayat›,

Sanat› ve Hikâyeleri- (‹nceleme, Metin, Sözlük), An-

kara 1975, s. XL.2 Nesip Ya¤murdereli, Sümmani -Hayat› ve fii-

irleri-, ‹stanbul 1939, s. 53.3 Mehmet Kardefl, Meflhur Saz fiairi Afl›k

Sümmani -Hayat› ve fiiirleri-, ‹stanbul 1963, s. 53,

65.4 Kemal Bayrak, Afl›k Zülali -Hayat› ve fiiirle-

ri-, Erzurum 1973, AÜFEF lisans tezi, s. 62.5 Aslan, a.g.e., s. 99-100, 118.6 Nizamettin Onk, “Ç›ld›rl› Afl›k fienlik ve

Narmanl› Afl›k Sümmani”, Türk Dünyas› Araflt›r-

malar›, say›:50, Ekim 1987, s. 219-244.7 Ya¤murdereli, a.g.e., s.53.8 Aslan, a.g.e., s. 99.9 Fahrettin K›rz›o¤lu, Edebiyat›m›zda Kars,

‹stanbul 1958, s. 74.10 Afl›k Hüseyin Sümmanio¤lu ile özel görüfl-

me: 17 Eylül 1995, Erzurum.11 Adil Özder, Do¤u ‹llerimizde Afl›k Karfl›lafl-

malar›, Bursa 1965, s. 51-59.

Y›l: 12 Say›: 48

26 Milli Folklor

Page 27: Document48

Milli Folklor 27

Kültür tarihimizin önemli kaynak-lar›ndan biri olan cönkler üzerinde çoksay›da bilimsel çal›flma yap›lm›flt›r.1 Buçal›flmalarda ele al›nd›¤› flekliyle cönkkelimesinin menfle’i hususunda iki fark-l› görüfl ileri sürülmektedir. Bunlardanilki, kelimenin asl›n›n Türkçe oldu¤u,Türklerden Çinlilere, onlardan Japonla-ra ve onlardan da Hindliler ve Avrupal›-lara geçti¤i fleklindedir.2 ‹kinci görüflegöre ise, kelimenin asl› Cava ve Malayadillerinden gelmektedir.3 Her iki görüflde kelimenin anlam›n›, “gemi’, “Çin yel-kenli gemisi’ ve “büyük kalyon gemi’ flek-linde tesbit etmektedirler.

Kelimenin terim manas›, bu konu-da bilinen ilk çal›flmay› yapan MahmudMes’ud’a göre flu flekildedir: “Cönk, tür-kü, mani, destan, koflma, fliir, bozlak, hi-kâye, atalar sözü, darb-› mesel, ferman,buyrultu, duâ, hutbe, nefes, mersiye gibimillî, dinî, tasavvufî, felsefî, aflkî, man-zûm ve gayr-i manzûm eserlerin eski za-manlarda toplan›p yaz›lm›fl oldu¤u mec-mu’alara denir ki tulân› aç›l›r defter flek-lindedir. Bu tarifte cönklerin iki önemliözelli¤ine iflaret edilmektedir. ‹lkincönklerin içeri¤inin “felsefî, aflkî, man-zûm ve gayr-› manzûm’ metinlerdenolufltu¤una iflaret edilmektedir. Bir cönkiçerisinde, halk ve divan fliirinin d›fl›nda,masal, efsane, hikâye ve halk hekimli¤i-

ne ait husular› görmek de mümkündür.Cöng’ün muhtevas›, cöngü yazan kifli ve-ya kiflilerin zevkine ve ilgisine göre de¤i-flebilir.5 Bununla birlikte cönklerde dahaçok halk fliirine yer verilmektedir.

Cönkün, tan›mla ortaya ç›kan ikin-ci özelli¤i ise, “tulân› aç›l›r bir defter’ ol-mas›d›r. Tulâni aç›l›r defter, uzunlamas›-na dikilerek ciltlenen yapraklardan olu-flan ve afla¤›dan yukar›ya aç›lan bir def-terdir. Adeta s›¤›r dilini and›ran bu fle-kilsel özellik dolay›s›yla, halk aras›nda,cönk yerine "s›¤›r dili" ve “dana dili" ta-birleri de kullan›lm›flt›r. Bununla birlik-te sa¤dan sola ve soldan sa¤a aç›lancönklerin oldu¤u da ileri sürülmektedir.6

Konuyla ilgili en genifl araflt›rmay› orta-ya koyan O. fiaik Gökyay, cönk, mecmu’ave sefine tabirlerinin, hiçbir ayr›m ol-maks›z›n yan yana kullan›ld›klar›n› ta-n›klar›yla ortaya koymaktad›r. Türkü,mani, nefes, halk hikayeleri ve atasözle-ri gibi kültürel de¤eri önemli olan malze-meyi içeriyor olmak bak›m›ndan cönkler,Türk kültürünün tapusu olarak görül-müfltür7. Cönkler, edebiyat ve halk›yataraflt›rmalar›nda bir fliirin kime ait ol-du¤u ve eksik bir fliir veya halk hikaye-sinin tamamlanmas› gibi hususlardaönemli bir kaynakt›r.

Burada muhtevâ ve flekil özellikle-rine k›saca iflaret edilen cönklerin iki

HÂfi‹MÎ K‹TAPLI⁄INDA TÜRKÇE B‹R CÖNK

Yrd. Doç.Dr. Bilal KEM‹KL‹*

Page 28: Document48

özelli¤inden daha bahsetmek gerekir. Buözelliklerden ilki kay›tlarla, ikincisi defliirlerin isimlendirilmesiyle alakal›d›r.Pek çok cönk örne¤inde, cöngü yazan /tutan kifli veya kifliler ile yaz›l›fl tarihineiliflkin bilgiler bulunmakla birlikte, birk›s›m cönklerde bu anlamda bir kaydarastlanmamaktad›r. Baz› cönklerde ise,cönkün kime ait oldu¤una iliflkin temel-lük kayd› verilmifltir. Kimi cönklerde ise,bu kay›t yerine cöngün herhangi bir kö-flesine kaydedilmifl bir isme rastlanmak-tad›r. Bu ismin sahib-i cönk olma ihtima-li kuvvetle muhtemeldir. Öte yandancönklerde yer alan fliirlerin isimlendiril-mesi de farkl› biçimlerde yap›lmaktad›r.Bu meyanda, her hangi bir cönkde fliirintürü ve flairinin (Gazel-i Vâs›f gibi) ismibirlikte zikredilebildi¤i gibi, bazen sade-ce flairinin ismi belirtilmekle yetinilmifl,kimi zaman da fliirin konusu (Na”t-› Re-sûl gibi) belirtilerek bir isimlendirilmeyegidilmifltir. Keza kimi zaman flark› ola-rak nitelendirilen bir fliir müseddes yada koflma formunda, semai olarak veri-len bir fliir de ilâhî olabilir. Bu nedenlecönklerde verilen fliir isimlerinin hangigerekçelerle verildi¤ine dikkat edilmeli-dir.

K›saca tan›t›m› yap›lan kültür tari-himizin bu önemli kaynaklar›na yurtiçive yurtd›fl›nda bulunan kütüphanelerinyazma kolleksiyonlar›nda s›kça rastla-mak mümkündür. Özelikle uzunca birdönem Türk kültürü ile yak›n iliflki içe-risinde olan Ortado¤u ve Balkan ülkele-rinin kütüphanelerinde önemli orandacönk, mecmu’a ve divân›n bulunmas› ih-timal dahilindedir. Buralarda yap›lacakçal›flmalar kültürümüzün yay›ld›¤› co¤-rafyan›n tesbiti bak›m›ndan önemlidir.Bu düflünceden hareketle, daha önce

araflt›rmac› olarak bulundu¤umuz Ür-dün Üniversitesi’nin kütüphanesinde in-celeme ve araflt›rmalar yapm›fl, özellikleHâflimî ailesinden intikal eden kitaplar-dan oluflan Hâflimî Kitapl›¤›’nda bulu-nan yazmalar aras›nda, Türkçe fliir mec-mu’alar› ve cönkler tesbit etmifltik. Buçal›flma, sözkonusu inceleme ve araflt›r-malar›n yeniden de¤erlendirilmesi sonu-cunda ortaya ç›km›flt›r.

Bilindi¤i gibi Hâflimîler, X. yüzy›l-dan XX. yüzy›l›n ilk çe¤re¤ine kadarMekke’nin yönetimini elinde bulundu-ran emîrlerle I. Dünya Savafl›’ndan son-ra bir müddet Hicaz, Suriye, Irak ve ha-len Ürdün’de hüküm süren krallar›nmensub oldu¤u ailenin ad›d›r. Hz. Ha-san’›n soyundan gelen bu aile, Mekkeemirleri olarak tan›nm›flt›r. Emirlik, na-kîbü’l-eflrâfl›k gibi, yönetimle ilgili birmüessesedir. Hicâz bölgesinin, emir aile-sinin ‹ngilizlerle iflbirli¤i neticesinde Os-manl› hâkimiyetinden ç›kmas› üzerineemirlik müessesi May›s 1919’da Meclis-iVükelâ karar›yla kald›r›ld›.8 Hâflimî Ki-tapl›¤›, en son Mekke emiri olan Hüse-yin b. Ali ve çocuklar›ndan intikal edenkitaplarla tesis edilmifltir. Bu ailedenfierif Hüseyin b. Ali fiurâ-y› Devlet âzas›ve Ürdün krall›¤›n›n kurucusu olan o¤luAbdullah b. Hüseyin de Meclis-iMeb’ûsân’da Hicaz temsilcisi olarakuzunca bir dönem ‹stanbul’da kalm›fllar-d›r. Dolay›s›yla ailenin Türk kültür veedebiyat›na ilgi duymufl olmas› kuvvetlemuhtemeldir. Kitapl›kta bulunan Türk-çe fliir mecmu’as› ve cönkler de bu gerçe-¤i aç›kça ortaya koymaktad›r. Buradatesbit etti¤imiz Türkçe fliir mecmu'as› vecönkler flunlard›r:

1. fiiir Mecmu’as›: Hâflimî Kitapl›-¤›nda 24 numara ile kay›tl› olan bu mec-

Y›l: 12 Say›: 48

28 Milli Folklor

Page 29: Document48

mu’an›n / cönkün yazar›na ve sahibineiliflkin bir kay›t bulunmamaktad›r. An-cak bafltaraf›nda mecmu’an›n medhi sa-dedinde flu beyitler yaz›lm›flt›r:

Bahr-i irfânda flu mecmu’a›Old› tâlibde sefîne misâl

K›ymet olur mol sefîneye kimOla dürr ü gevheri mâl-â-mâl9

***Bahr-i nazmiyle bu mecmu’aMa’rifet bahrin sefînesidir

Her sahîfe ma’rifetle doluGüyâ ehl-i “âflk sefînesidir

Cönkü yazana ait oldu¤u kuvvetlemuhtemel olan bu beyitler, seçilen fliirle-rin her bir m›sra’›n›n “dürr-i gevher’ ol-du¤unu beyan etmenin yan›nda, bütü-nüyle mecmu’an›n “ma’rifet bahrinin se-finesi’ ve “aflk ehlinin defînesi’ oldu¤unada iflaret eder. Mecmu’an›n s›fat› olarakkullan›lan “ma’rifet bahrinin sefinesi’(marifet denizinin gemisi) tabiri, cönkün“sefine’ olarak ta tan›nmas›na tan›kl›keder. ‹çi inci ve elmas gibi paha biçilmezzinet eflyalar›yla dolu olarak tavsif edile-ni bu mecmu”a, Nâz›m Çelebi, ‹bn. Ke-mâl, Fehim, Nâbi ve Bâki gibi klasikTürk fliirinin önde gelen flairlerinin fliir-lerini içermektedir. Buradan hareketlemecmu'ay› tutan kiflinin klasik fliirdenhoflland›¤›n› söylemek mümkündür.

2. fiiir Mecmu’as›: Bu mecmu’a /cönk, Hâflimî Kitapl›¤›nda 25 numara ilekay›tl›d›r. ‹çerik itibariyle Türk halkedebiyat›n›n flâhikas› olan Kerem ile As-l› hikayesinden bölümleri ihtiva etmekteolan cönkün, temellük kayd›ndan “Ah-

med Efendi'ye ait oldu¤unu ö¤renmekte-yiz. Hakk›nda bilgimiz olmayan cönkünsahibi Ahmet Efendi’nin ayn› zamandacöngün yaz›c›s› olmas› da ihtimal dahi-lindedir.

3. Mecmu’atu Egânî: Türkçe fliir-lerden oluflan bir cönk olan bu eser, Hâ-flimî Kitapl›¤› yazmalar› içerisinde 26numara ile kay›tl›d›r. Temellük kayd›n-dan anlafl›ld›¤›na göre cönk, Ali b. Hüse-yin’e aittir.

Bu cönkün sahibi olan Ali b. Hüse-yin, fierif Hüseyin’in dört o¤lundan biriolan Ali olmal›d›r. Bildi¤imiz kadar›ylafierif Hüseyin’in itilaf devletleriyle anla-flarak Türklere karfl› bafllatt›¤› ayaklan-mada o¤ullar› Faysal ve Abdullah önem-li rol oynam›fllard›r. I. Dünya savafl›n-dan sonra ise, bu iki kardefl itilaf devlet-leri nezdinde sahip olduklar› itibara bi-naen Ortado¤u’nun yak›n dönem tari-hinde etkili olmufllard›r. Buna mükabil,fierif’in öteki o¤ullar› Zeyd ve Ali’nin sözkonusu siyasal zemine herhangi bir mü-dahaleleri bilinmemektedir. Fakat cön-kün Ali’ye ait olmas› durumunda, cönksahibi olman›n gere¤i olarak, seçici ola-bilecek bir nitelikte Türk kültür ve ede-biyat›na aflina olan bir kiflili¤in, içindeyer ald›¤› kültürel dokuya karfl›, ‹ngiliziflbirli¤ine s›cak bakmas›n› düflünmekzor olacakt›r. Nitekim cönkte, aflk› önplana ç›kartarak dünyan›n geçicili¤idüflüncesini iflleyen Türk tasavvuf fli-irinden seçmeler vard›r. Bu seçmelerinsahibi, belki de bu nedenle flairin “‹nan-ma dünya kavline ki ahdine vefas›zdur”dedi¤i gibi, fiu’râ-y› Devlet ve Meclis-iMebûsan’da birlik ve beraberlik yeminietmifl olan babas› ve iki kardefli nezdin-de etkili olamad›¤› için “kûfle-i uzlete’ çe-kilmifltir.

Y›l: 12 Say›: 48

Milli Folklor 29

Page 30: Document48

K›saca iflaret etti¤imiz bu cönkler-den, siyasi arenada temayüz eden fierifailesinin bir üyesi olan Ali b. Hüseyin’e

ait Mecmu’atu Egâni’nin metnini bu-rada vermemiz, fierif ailesinin Türk kül-türü ve edebiyat›na olan ilgisine iflaretetmek bak›m›ndan önemlidir. Bu cönkdeFâz›l, Vâs›f, Gülflenî, Sadrî, Dedeli, Yu-nus, Emir Sultan, Leylâ Sultan, HüseynîDede, Hâflim Baba, Hatayî, Resmî veGevherî’nin fliirleri bulunmaktad›r. fiair-ler nazar-› dikkate al›n›rsa, cönkün, di-van, halk ve tasavvuf fliirinden müteflek-kil oldu¤u ortaya ç›kar. Dolay›s›yla cön-kün sahibi olan Ali b. Hüseyin’in, Türkfliirinin her üç alan›na da ilgi duydu¤uaç›kt›r.

Bugün bir ça¤dafl Arap tarihçisininyaflad›¤› ülkenin özgün ve vesikaya da-yal› gerçek tarihini yazmak için Osman-l› Arfliv’lerine muracaat etmesinin ge-reklili¤i aç›kt›r. Ayn› flekilde yak›n dö-nem Arap co¤rafyas›na hükmeden irade-nin zihinsel durumu ve dönüflümününtahlilinde, Türk kültürü ve edebiyat›n›nbir flekilde katk› sa¤layaca¤› gözard›edilmemelidir. Öteyandan Türk kültürve edebiyat›n›n daima edilgen bir evrenesahip oldu¤u fikri, Balkanlar ve Ortado-¤u, hatta ‹ran ve Hint kütüphanelerindeyap›lan çal›flmalarla restore edilecektir.

AL‹ B. HÜSEY‹N’‹N CÖNKÜ:MECMU’ATU EGÂN‹

MÜSEDDES10

Rahm ider yok bana hiç nâlelerimden gayr›

Hiçbir a¤lar bulamam çeflm-i terimden gayr›

Hemdemim yok benim âh u flerâr›mdan gayr›

Beni yoklar bulunur mu kederimden gayr›

Bir yanar yok benim içün ci¤erimden gayr›

Bir ac›r m› bulunur yârelerimden gayr›11

Beni flâd eyle deyü kimlere feryâd ideyim

Kime takrîr-i gumûm-› dil-i nâflâd ideyim

Dahi kimden taleb-i himmet u imdâd ideyim

Dil-i nâflâd›m› bu hâlet ile flâd ideyim

Bir yanar yok benim içün ci¤erimden gayr›

Bir ac›r m› bulunur yârelerimden gayr›12

Meded ey feyz-i Hudâ derdime bir çâre meded

Ya e¤er itmez ise derdime bir pâre meded

Ya kim itsün dil-i mihnet-kefl u gam-hâra meded

Âtefl-i mihnete yand› dil-i bîmâra meded

Bir yanar yok benim içün ci¤erimden gayr›

Bir ac›r m› bulunur yârelerimden gayr›13

Ne arar var ne sorar hâl-i dil-i nâflâd›

Âlemin flimdi vefâs›zl›k olup mu’tâd›

Kimseye Fâz›l iflitdiremedim feryâd›

Kald› dünyâda hemân merhametin bir ad›

Bir yanar yok benim içün ci¤erimden gayr›

Bir ac›r m› bulunur yârelerimden gayr›14

MÜSEDDES15

Kim olur zor ile maksûduna reh-yâb-› zafer

Gelür elbette zuhûra ne ise hükm-i kader

Hakk’a takvîd-i umûr et ne elem çek ne keder

K›l sözüm ârif isen gûfl-› kabûlüne güher16

Mihneti kendine zevk etmedür âlemde hüner

Gam u flâdî-i cihân böyle gelür böyle gider17

Reh-i irfân-› hakîkatte budur de’b u usûl18

Matlab› terk iledür menzil-i maksûda vusûl

Ne ilifl kâma nola kat’-› umîd ile melûl19

Yâr ise bafl›na akl›n sözümü eyle kabûl

Mihneti kendine zevk itmedür âlemde hüner

Gam u flâdî-i cihân böyle gelür böyle gider

Tut reh-i aflk› ilifl menzile bir rehbere uy20

Yola gel rind-i kalender-vefl olup pendimi duy

Câme-i fikr-i sivâdan dil-i dîvâneyi soy

Güft u gû-y› gamem kimdür ki sana gûfl›na koy

Mihneti kendine zevk itmedür âlemde hüner

Gam u flâdî-i cihân böyle gelür böyle gider

Y›l: 12 Say›: 48

30 Milli Folklor

Page 31: Document48

Seni vâs›l idemez flehr-i merâma bu gidifl21

Meclis-i aflk u mahabbette edeb ö¤ren ilifl22

Ko bu bîgâneli¤i mürflid-i râh ile bilifl

Yâr için hât›r-› ehl-i dile flekvâ de¤il ifl23

Mihneti kendine zevk itmedür âlemde hüner

Gam u flâdî-i cihân böyle gelür böyle gider

Merd olan sohbet-i âlâm› diline dolamaz24

Dil-i ehl-i dile gam an›n içün yol bulamaz

Dola dünya gam ile hât›r-› ârif dolamaz

Elemi zevke bulufldurma kadar zevk olamaz

Mihneti kendine zevk itmedür âlemde hüner

Gam u flâdî-i cihân böyle gelür böyle gider

Zâhir-i hâle bakup etme dahîl bir ferdi

Çekilir çile de¤il çille-i serd-i merdi

Kendi hâlince olur her kiflinin bir derdi

Tükenir mi fele¤in mihnet-i germ ü serdi

Mihneti kendine zevk etmedür âlemde hüner

Gam u flâdî-i cihân böyle gelür böyle gider

Bir zamân nefha-i ney nâleme nisbet neyidi25

Tâbifl-i mihr-i mahabbetle ya¤›m eridi

Zevki fehmeylememek gamdan o demlerde idi26

Kime gamdan bunâl›p yand›m ise bana dedi

Mihneti kendine zevk itmedür âlemde hüner

Gam u flâdî-i cihân böyle gelür böyle gider

Dinleme bir birini nâs›n abestir fazl›27

Kalmasun jeng-i nedâmetle derûnun pasl›28

Elemin an asl› âlemde emeldir asl›

Vâs›fâ zevka bak yok gam›n asl› vasl›29

Mihneti kendine zevk itmedür âlemde hüner

Gam u flâdî-i cihân böyle gelür böyle gider

MUHAMMES30

Bu gice gördi gözüm gözleri cevlân idici

Nice bin bâfl kesici zülfüne çevgân idici

Sana bende olamaz âfl›k-› kurbân idici

Yüri kassâb-› ecel gamzeleri kan idici

Acebâ var m› virüp cân›n› cânân idici

Afl›k›n çekdice¤i ahd ü emâns›z olamaz

Ne vefâs›z ne sefâs›z ne zamans›z olamaz

Senin itdiklerin ey dinsiz imans›z olamaz

Yüri kassâb-› ecel gamzeleri kan idici

Acebâ var m› virüp cân›n› cânân idici

Seni bu ism u resm-i aflk-› mahabbetde kod›

Dil-i âflufteleri Gülflenî hayretde kod›

Aç›lup çeflm-i siyâh goncam› hasretde kod›

Yüri kassâb-› ecel gamzeleri kan idici

Acebâ var m› virüp cân›n› cânân idici

MUHAMMES31

Hat›r itmifl bana yâr zencir-i zülfün resenün

Niçe hâlim kime arz ideyim âh u esenün

Seherî gonceyi gördüm henüz açm›fl dehenün

Hele gûfl eyle gözüm bülbül-i aflk›n suhenun

Güle bekci mi kodun dürr-i meded de dikenün

Gül ile bülbülün arzus›n› hasretde kodun

Hâr ile gonca-i hikmeti vuslatda kodun32

Bu garib bülbüle yaz›k fleb-i zulmetde kodun

Hele gûfl eyle gözüm bülbül-i aflk›n suhenun

Güle bekci mi kodun dürr-i meded de dikenün

Bana ey yâr senin hüsnin gibi gülflen olamaz33

Nice dehrin güzeli derdime dermân olamaz

Bu garib Sadrî gibi bülbül-i nâlân olamaz

Hele gûfl eyle gözüm bülbül-i aflk›n sühenun

Güle bekci mi kodun dürr-i meded de dikenün

DÜSTÛREcel desti irince hep tabîbân çaresiz kald›

Uçup ten kafesinden murg-› rûhum lânesiz kald›

K›r›ld› flîfle-i ömrüm irifldi kabza-i kudret

Cihândan dâmenüm çekdim serüm-hem-pâresüz

kald›

‹lâhî zât-› pâk›n hürmetine ma¤firet eyle

Meded mecmû’a-i âlem meded flîrâzesüz kald›

BEYTKendisi muhtâc-› himmet bir dede

Kande kald› gayr›ya imdâd ide

Y›l: 12 Say›: 48

Milli Folklor 31

Page 32: Document48

BEYTKöhne sâ’at gibidür cism-i zaîf-i pîrân

Ana dârû-y› müdâvât ile kuvvet gelmez

BEYTAçd›n gözini gördün özini

Bildin sözini buldun izini

GAZEL-‹ DEDEL‹Gönül gel gitme yabana satu pâzâr bu dükkanda

Sermâyeden zarar itme bulunur kâr bu dükkanda34

Kimi ald› kimi satd› kimisi vahdete yetdi

Kimi gülüp ferah etdi kimi yanar bu dükkanda

Ezelden ahd-i peymânum Hak’› bilmekli¤e geldüm

Olur irfân ile tahsîl her eflya var bu dükkanda

Dem-â-dem öyle gafletle bilinmez ehl-i aflk zâhid

Açup dil-dîde sen seyr it tolu gevher bu dükkanda

Bilindi birli¤i birden göründi Musâ’ya Tûr’dan

Bizi de ›rama ordan konan vard›r bu dükkanda35

Dereli cümle mevcûdât indimde flimdi hat›rda

Kamû noksan› cem’ itdüm hemân vardur bu dükan-

da

‹LÂH‹-‹ YUNUS36

Nice bir uyursun uyanmaz m›s›n

Göçdi kervân kald›k da¤lar bafl›nda

Dellâllar ça¤r›fl›r inanmaz m›s›n

Göçdi kervân kald›k da¤lar bafl›nda37

Emir Hâc(›) göçeli hayli zamand›r

Muhammed cümleye dîndir îmând›r

Delilsiz gidilmez yollar yamand›r

Göçdi kervân kald›k da¤lar bafl›nda38

Ir›lmad› flu da¤lar›n duman›

Ç›kar gönlündeki flekki güman›

Cümlemize yoldafl eyle îmân›

Göçdi kervân kald›k da¤lar bafl›nda39

Bülbül olup dost ba¤›nda ötegör

Eyü “amelleri bugün tuta gör

Efendimin kervân›na yite gör

Göçdi kervân kald›k da¤lar bafl›nda40

Yûnus bu dünyâya sen niye geldin

Gece gündüz Hakk’› zikr etsün dilin

Enbiyâya u¤ramaz ise yolun

Göçdi kervân kald›k da¤lar bafl›nda41

‹LÂH‹42

Gerçi âfl›klara salâ denüldi

Derdi olan gelsin dermân› buldum43

Âh ile vâh ile cevlân iderken

Cân›mun içinde cânân› buldum44

Âfl›klar sâd›klar do¤r› varurlar

Anda cem’ olmufllar virüp alurlar

Cümle evliyâlar dîvan dururlar

Hakk’a makbûl olan dîvân› buldum45

Aç›lm›fl dükkanlar kurulmufl bâzâr

Cânlar mezâd olmufl dellâlda gezer

Oturmufl ümmetin berât›n yazar

Cevâhir-bahfl olan dükkan› buldum46

Akar gözlerümden yafl yerine kan

Zerrece görünmez gözüme cihân

Deryâlar nûfl edüp kanmaz iken cân

Âfl›klar kand›ran ummân› buldum47

Emir Sultan din ne hofl bâzâr imifl

Âfl›klar seyr idüp gezerler imifl

Cümlenin maksûd› ol dîdâr imifl

Hakk’a karfl› duran dîvân› buldum48

GAZEL-‹ LEYLÂ SULTÂN49

‹ki “âlemde bize reh-nümâ Haydar’dur

Rûz-› mahflerde mu’în-i zu’afâ Haydar’dur

Nâr-› “aflk ile an›n sînemizi çâk idelüm

Merhamet itse nola flâh-› bekâ Haydar’dur

Y›l: 12 Say›: 48

32 Milli Folklor

Page 33: Document48

Bu ne devlet ne flerefdür ola damâd-› Resûl

Rehber-i ehl-i tarîk-› fukarâ Haydar’dur

Didi hem lahmuke lahmî o Resûlü’s-sekaleyn

Beden u câna viren nûr-› ziyâ Haydar’dur

Râfizîdür diselerde ne gerek Leylâ’ya

Yine evrâd› anun subh u mesâ Haydar’dur

NA’T-I LEYLA SULTAN50

Bu çeflmim âtefl-i “aflk›nla yansun yâ Resûlallah

Du-çeflmüm hâb-› gafletden uyansun yâ Resûlallah51

Gidüp boynumda zencîrimle ben ol Ravza-i pâke

Görenler hep beni dîvâne sansun yâ Resûlallah

O rütbe a¤layam çöllerde feryâd eyliyem ben kim

Siriflk-i dîdem al kana boyansun yâ Resûlallah

fiu kâfir nefsin elinden bu dil-i bî-çâreyi kurtar

Yeter f›sk u kabâhatden usansun yâ Resûlallah

Kulun Leylâ’y› mahfler ehline sen eyleme rüsvâ

Günâh›ndan bu dünyâda utansun yâ Resûlallah

MURABBA52

Ey beni “›flk›n od›na yanduran53

“Iflk senün “âfl›k senün ma’flûk senün

Hem seven hem sevilen hem sevdüren

“Iflk senün “âfl›k senün ma’flûk senün

Yanar ise “›flk ile cân u tenüm

Geçer ise aflk ile dün ü günüm

Hep senündür arada nem var benüm

“Iflk senün “âfl›k senün ma’flûk senün54

“Âfl›kun kalbine k›lsan bir nazar

Mâ-sivâdan anda kalmaz hiç eser

Sana iren cenneti hûri nider

“Iflk senün “âfl›k senün ma’flûk senün

Lutf ile ana disen ey derdmend

Niçe oldun “›flk›mun kayd›na bend

Niçedür “›flkum sana itdügi fend

“Iflk senün “âfl›k senün ma’flûk senün55

Mahs-› lütf›n ile ey Kâdir ‹lâh

“Âfl›kun hâline eyle bir nigâh

Bir gedâdur Nûrî kulun ey pâd›flâh56

“Iflk senün “âfl›k senün ma’flûk senün *

KIT’A-‹ HÂfi‹M BABA57

Râh-› Hak gâyetle ince imifl

Lîk güçlük Hakk’a irince imifl

‹stedi¤ne Hak kolay getürür

Az zamanda murad›na yetirür

HAZRET‹ fiAH HATÂYÎ58

fiâh-› merdân kullar›yuz kolay›na ifl degiliz

Kana’at ile yürürüz illâ tokuz aç degilüz

Evliyâ gönlümüz ald› kalbimiz nûr ile doldu

Gözümüz dîdâr› gördi Cennet’e muhtâc de¤iliz59

Evvel biziz âhir biziz hemân leyl ü nehâr biziz

Gül aç›lm›fl bahar biziz yaz olduk biz k›fl de¤iliz

Bir gönülden k›rklara erdik tarîkat evinde durduk

Yedilerden haber verdik üçlerdeniz hiç de¤iliz60

fiâh Hatâyî’m göçür göçün dünyây› terk itmek içün

S›zd›k eridik Hak içün altun olduk tunç de¤ilüz61

KIT’A62

‹nanma dünya kavline ki ahdine vefas›zdur

Yalan söyler seni aldar ki fânidür vefâs›zdur

E¤er zerrîn libâs ile seni zerrîn itse aldanma

Zira bir ton biçilür kim yeni yokdur yakas›zdur

MUHAMMES63

Ne sürem var ne de cân tüketmedi yâre benim64

Yetiflür ân›n içün minnetim a¤yâre benim

Çekemem tî¤ u cefâs›nda ciger yâre benim

Sebeb-i mevtim olur kafl› gözi kara benim

Me¤er Allah’tan ola derdime bir çâre benim

Y›l: 12 Say›: 48

Milli Folklor 33

Page 34: Document48

Kimi aflk ehli gibi bir kur› mâtem çekemez65

Âfl›k›n çekdi¤ini gayr› bir âdem çekemez

Nice Zâlo¤l› gibi sâhib-i Rüstem çekemez

Sebeb-i mevtim olur kafl› gözi kara benim

Me¤er Allah’tan ola derdime bir çâre benim

Yoluna koymufl idim sana fedâ cân u teni

Kuru sevdâ ile yakdun yakar Allah da seni

Bu kadar yakma nedir âtefl-i hicrâna beni

Sebeb-i mevtim olur kafl› gözi kara benim

Me¤er Allah’tan ola derdime bir çâre benim

Ne kadar hasm u gadab eyledi bir dânesine66

Merhamet eylemeyüp bu dil-i dîvânesine

Kolda kalkan sînemi sitemi bîgâne sine67

Sebeb-i mevtim olur kafl› gözi kara benim

Me¤er Allah’tan ola derdime bir çâre benim

Resmiyâ eyledi îcâd gazeli

Kimi âfl›klara dil-cû ezerler güzeli

Aflk-› esrâru’llah’dur ol zâtî temeli

Sebeb-i mevtim olur kafl› gözi kara benim

Me¤er Allah’tan ola derdime bir çâre benim68

KOfiMA69

Gönül geçmez senden ey kerem kân›

Ölünce severim seni bilmifl ol

Cism-i za’îfimden Azrâil cân›

Al›nca severim seni bilmifl ol

Rahmet kapus›na tutdum yüzümü70

Hak için söylerim herbir sözümü

Belki musallâda halk namaz›m›

K›l›nca severim seni bilmifl ol

fiefî’ olsun Resûl hem Ebû Bekir

Heryan›mda tesbîh okuyub zikir71

Kabrime süâle Münker’le Nekir

Gelince severim seni bilmifl ol

Cemâlin göreli old› akl›m çâk

Ne hûb yaratm›fl seni yaradan pâk72

Mezar›m içinde gözlerime hâk

Dolunca severim seni bilmifl ol

Gevherî der ki geflt itdim cihân›

Kifli sevdi¤inden umar vefây›

Rûz-› K›yâmetde mahfler dîvân›

Ölünce severim seni bilmifl ol73

GAZEL74

Bi-hamdillah selâm ald›m bugün cânân›n a¤z›ndan

Sanurs›n dökülmüfl incü leb-i mercân›n a¤z›ndan

Yürek nâr› harâretden yanar flem’ gibi her fleb

Görenler zannider atefl ç›kar külhân›n a¤z›ndan

Deli midir ba’z› ahmaklar diline geleni söyler

Ç›kar m› kem kelâm kâmil olan insân›n a¤z›ndan

Rakibler yârimi sormufllar elimden almak isterler

Ne mümkündür flikâr almak kedi arslan›n a¤z›ndan

KIT’A75

Kifli câhil olur ise ne bilsün kim nedür mezheb

Kemâli kimden ö¤rensün e¤er görmez ise mekteb

Gerek zerrîn “abâ-pûfl it gerek la’l-i cevâhir hep

Eflek altun külah giyse an›n ad› yine merkeb

BEYTEylik gibi sermâye-i la’l ü gevher olamaz

Sabretmek gibi düflmâna tî¤ u teber olamaz

NOTLAR1 Bu çal›flmalardan baz›lar› flunlard›r: Mahmud

Mes’ud (Koman), “Cönkî, Adana M›nt›kas› Maarif

Mecmu’as›, 1(3), 15 Nisan 1928, 3-4; fiükrü Elçin,

“Cönkler ve Mecmu’alar Üzerine", Türk Yurdu,

(278), Kas›m 1959; Elçin, “Cönkler ve Mecmu’alar

Üzerine", Halk Edebiyat› Araflt›rmalar›, Anka-

ra,1976, 17-18; Elçin, “Cönkler ve Mecmu’alar Üze-

rine", Halk Edebiyat›na Girifl, Ankara, 1981, 8-10;

M. fiakir Ülkütafl›r, “Halk Edebiyat› Araflt›rmalar›n-

da Cönklerin Yeri", Türk Kültürü, 5(60), Ekim 1967,

905-907; Müjgan Cunbur, “Foklor Araflt›rmalar›nda

Cönklerin Yeri", I. Uluslararas› Türk Folklor Semi-

neri Bildirileri, Ankara, 1974, 61-73; Vehbi Cem Afl-

kun, “Yazma, Cönk ve S›¤›r Dili", Sivas Fokloru,

Y›l: 12 Say›: 48

34 Milli Folklor

Page 35: Document48

3(33), Ekim, 1975, 3; Murat Uraz, “Cönkler ve Sefi-

neler", Türk Foklor Araflt›rmalar›, 17(337), A¤ustos

1977, 8057-8059; Orhan fiaik Gökyay, “Cönkler Üze-

rine", Foklor ve Etno¤rafya Araflt›rmalar›, ‹stanbul,

1984, 107-173; Gökyay, “Cönkler Üzerine", Eski Ye-

ni ve Ötesi, I, ‹st. 1995, 73-147; Saim Sakao¤lu,

“Cönkler Aras›nda", Türk Fokloru, 5(58), May›s

1984, 6-8; Sakao¤lu, “Cönklerin Kültür Tarihimizde-

ki Yeri", F›rat Havzas› Yazma Eserler Sempozyumu,

Elaz›¤, 1987, 219-226; A. Berat Alptekin, “F›rat

Havzas› ve Do¤u Anadolu’da Yaz›lm›fl Cönkler", F›-

rat Havzas› Yazma Eserler Sempozyumu, Elaz›¤,

1987, 227-232; Do¤an Kaya, “Sivas Kaynakl› Cönk-

lerde Yer Alan fiairler ve fiiirleri", Türklük Bilimi

Araflt›rmalar›, 43-70; Burhan Paçac›o¤lu, “Bir Cönk

‹ncelemesi", Türklük Bilimi Araflt›rmalar›, II (Sivas,

1996), 187-207;2 Bkz. Mahmud Mes’ud, 3. 3 Gökyay, “Cönkler Üzerine", Eski Yeni ve Ötesi,

73. 4 Mahmud Mes’ud, 3. 5 Orhan Yavuz, “Türk Edebiyat›nda Cönkler, Hu-

susiyetleri ve Dili", Türk Dünyas› Araflt›rmalar›,

Haziran, 1988, 17. 6 A. Berat Alptekin, 227. 7 Sakao¤lu, “Cönklerin Kültür Tarihimizdeki Ye-

ri", 220. 8 Konuyla ilgili bkz. Eyüb Sabri Pafla, Mir’âtü’l-

Haremeyn, I-III, ‹stanbul, 1301; ‹smail Hakk›

Uzunçarfl›l›, Mekke-i Mükerreme Emirleri, Anka-

ra,1972; Zekeriya Kurflun, “Hâflimîler", D‹A, XVI,

412-415. 9 Metinde dür u gevher, dürr-i güherle fleklinde-

dir. 10 Enderunlu Fâz›l’a ait olan bu fliir (Bkz. Divân-

› Fâz›l-› Enderunî, Bulak, 1258, 17) metinde Gazel-i

Fâz›l olarak isimlendirilmifltir. Naz›m flekli itibariy-

le müseddes-i mütekerrir olan fliir Divân (=D)’da

fiarkiyyât bölümünde bulunmaktad›r.11 Benim âh u: dah› âh-› D.12 Dil-i nâflâd›m› bu hâlet ile flâd ideyim: Dil-i nâ-

flâd› bu hâletle nice flâd ideyim D.13 Bu bendin ilk dört m›sra'› D’de flu flekildedir:

Meded ey feyz-i Hudâ derdime bir çâre meded

Âtefl-i mihnete yand› dil-i bî-çâre meded

Sen e¤er itmez isen lutf ile bir pâre meded

Ya kim itsün dil-i mihnetkefl-i gam-hâra meded

14 Âlemün: herkesün D // Kald› dünyâda: Dünye-

de kald› M15 Enderunlu Vâs›f’a ait olan bu fliir Haluk ‹pek-

ten’in Enderunlu Vâs›f (Ankara, 1989, 92-95) isimli

çal›flmas›nda da yay›mlanm›flt›r. Metinde Gazel-i

Vâs›f olarak isimlendirilmifl olmakla birlikte naz›m

flekli itibariyle bir müseddestir. Burada ‹pek-

ten(=‹)’in çal›flmas› da esas al›narak mukayeseli

metni verilmifltir.16 gûfl-› kabûlüne: gûfl›na mengûfl-› M17 flâdî-i cihân: flâdî-i felek ‹18 de’b. âb M19 Kâma nola: kâmile n’ol M20 Bu bend ‹’de bulunmamaktad›r.21 flehr-i merâma: flehr-i murâda ‹22 aflk u mahabbet: ehl-i mahabbette M23 için: olup M24 Bu bend ‹’de bulunmamaktad›r.25 Nefha-i ney: na¤me-i ney ‹26 fehmeylememek: fark eylememek M27 Dinleme bir birini: De¤il mi her birini M28 Jeng-i nedâmetle: Jeng-i mezelletde M29 Metinde bu beyit “Vâs›fâ zevka vaktine bak

yok gam›n asl› vasl›" fleklindedir; vezin gere¤i “vak-

tine" kelimesi okunmmam›flt›r. 30 Metinde Gazel-i Gülflenî olarak geçen bu fliir,

naz›m flekli olarak bir muhammes-i mütekerrirdir.

Bilindi¤i gibi Türk fliir tarihi içerisinde en meflhur

iki Gülflenî vard›r; Sezâyî-i Gülflenî (fiahsever Çeli-

ko¤lu, Sezâyî-i Gülflenî Divan›, ‹stanbul, 1985) ve

‹brâhim Gülflenî. Kezâ ‹brahim Gülflenî isimiyle de

maruf üç flairimiz daha vard›r. Bunlardan ilki Hal-

vetiyye’nin Gülfleniyye kolunun kurucusu olan ‹bra-

him Gülflenî (ö.1533) (Bkz. Kas›m Kufral›, “Gülfle-

nî", ‹.A., IV, 835-836.), ikincisi Gülflenî dervifllerin-

den Edirne do¤umlu ‹brahim Gülflenî (ö.1688) ve

üçüncüsü de hakk›nda pek fazla bilgi sahibi olama-

d›¤›m›z ‹stanbul do¤umlu ‹brahim Gülflenî’dir. Bir

de Fatih döneminde yaflam›fl ve Makâlât isimli bir

manzum pendnâme yazm›fl olan Saruhanl› Gülflenî

vard›r. dolay›s›yla bu fliirin hangi flairimize ait oldu-

¤u taraf›m›zdan tespit edilememifltir.31 Metinde Gazel-i Sadrî olarak geçen bu fliir bir

muhammes-i mütekerrirdir. Tezkirelerde yedi tane

sadrî mahlasl› flair bulunmaktad›r (Bkz. Haluk

‹pekten ve di¤erleri, Tezkirelere Göre Divan Edebi-

yat› ‹simler Sözlü¤ü, Ankara, 1988, 406-407.); bu iti-

barla fliirin hangi flaire ait oldu¤u hususu taraf›m›-

Y›l: 12 Say›: 48

Milli Folklor 35

Page 36: Document48

z›dan tespit edilememifltir.32 Bu m›sr”a›n vezni bozuktur. 33 “Senin" kelimesinde vezin bozulmaktad›r.34 “Sermâye" kelimesinde vezin bozulmaktad›r.35 “Irama" kelimesi metinde “ay›rma" fleklinde

daha kolay bir okuyufla sahipse de vezin gere¤i bu

flekilde okunmufltur. Bilindi¤i gibi arkaik bir kelime

olan “›ramak", uzaklaflmak, ayr›lmak, uzakta kal-

mak ve uzamak anlamlar›na gelmektedir. 36 Bursal› ¡fl›k Yunus’a ait olan bu ilâhi için bkz.

Mustafa Tatç›, Yunus Emre Divân› (¡fl›k Yunus), IV,

‹stanbul, 1997, 225 (=D). 37 Metinde bu son iki m›sra” bulunmamaktad›r.38 Bu bend D’de üçüncü bend olarak geçmektedir.

Delilsiz: Mürflidsiz M.39 Bu bend D’de bulunmamaktad›r.40 “Amelleri bu gün: “amellerle yükün D // Efen-

dimin kervân›na yite gör: Dîn-i Muhammed katar›-

na yite gör M.41 Bu dünyaya sen niye: sen bu dünyâya niçin D.42 Metinde bu fliir “Emir Sultan Hazretleri" bafll›-

¤› ile eksik olarak verilmektedir. H.fiinâsi Çoruh’un

Emir Sultan (‹stanbul, 1973, 19) ve H43 Bu iki m›sra” M’de bulunmamaktad›r. 44 Cân›mun içinde. cân›m içindeki M45 Bu bend “de flu flekildedir:

Erenler meydana do¤r› varurlar

Anda cem” oluban virür alurlar

Cümle enbiyâlar dîvân dururlar

Hakk’a mahbûb olan sultân› buldum46 olmufl: olup M47 M’de yok.48 M’de yok.49 Bu fliir, XIX.yy. flairlerinden olan Leylâ Ha-

n›m’a aittir. Krfl. Dîvân-› Leylâ Han›m (nflr.Mehmed

Efendi, 1260/1844, Bulak Matbaas›, s.8)50 Krfl. Dîvân-› Leylâ Han›m (=D), 4.51 Çeflmim: cismim D52 Bu fliir metinde “Gazel-i Hüseynî Dede" bafll›¤›

ile verilmektedir. Herfleyden önce bu bir gazel de¤il,

bir murabba'-› mütekerrirdir. Yine bu fliir Hüseynî

Dede’ye ait de de¤ildir. Esasen Hüseynî’dede’nin

kim oldu¤u da malumumuz de¤ildir. Ancak bu fliir

ünlü mutasavv›f ve flair Abdülahad Nûrî’ye aittir.

Bkz. Hüseyin Akkaya, Abdülahad Nurî ve Divan›,

Yay›nlanmam›fl Eser, Sivas, 1998, 253-254. Burada

fliir Akkaya (=A)’n›n çal›flmas›ndaki metinle karfl›-

laflt›r›lm›flt›r.

53 “Iflk›n od›na: “›flk âtefline A54 Cân u: cânum A // dün ü: dünüm A55 Bu bend M’de yoktur.56 Gedâdur Nûrî: gedâdur M

* Bu beyit metinde “Bir gedâdur yüz yigirmi se-

kiz kulun ey pâd›flâh" fleklindedir. 57 Hâflim Baba Divan›’›n›n Muzaffer Ozak I-154

numarada bulunan nüshas›nda bu k›t”a bulunma-

maktad›r.58 Hatâyî’ye ait olan bu musammat gazel, S.Nüz-

het Ergün’ün Hatâyî Divân› fiah ‹smâil-i Safevî Ha-

yat› ve Nefesleri (=E) (‹stanbul, ?, ) isimli çal›flma-

s›yla karfl›laflt›r›lm›flt›r.59 Gözümüz dîdâr›: gözlerimiz dîdâr E.60 Bir gönülden: Binlerden k›rklara E.61 Göçür: ben göçer M.62 fiairi tespit edilememifltir.63 Metinde “Gazel-i Resmî" bafll›¤› ile geçen bu fli-

ir bir muhammes-i mütekerrirdir. Tezkirelerde on

ayr› Resmî’den bahsedilmektedir (Bkz. Tezkirelere

Göre Divan Edebiyat› ‹simler Sözlü¤ü,280-281). Ay-

n› flekilde Gubârî ve H›zrî’nin flairnâmelerinde de

XVIIII.yüzy›lda yaflam›fl bir Resmî’den bahsedil-

mektedir (Bkz.Do¤an Kaya, fiairnâmeler, Ankara,

1990, 15,33). Bu fliirin söz konusu flairlerden hangi-

sine ait oldu¤u tespit edilememifltir. 64 Vezni problemlidir.65 “Kimi" kelimesi M’de “Kimseler" fleklindedir;

vezin gere¤i kimse, kimse ki, kimisi ve kim anlam›-

na gelen “Kimi" kelimesi kullan›lm›flt›r.66 “Hasm u gadab" kelimesi metinde “Hasm-› ga-

dab" fleklinde kullan›lm›flt›r; mana aç›s›ndan bu fle-

kilde okunmufltur.67 Vezin ve mana itibariyle bozuktur.68 Bu bendin ilk üç m›sra”› eksiktir.69 Gevherî’ye ait olan (Bkz. Divân, Haz.fiükrü El-

çin, Ankara, 1984, 164-165 =D) bu fliir metinde “Ga-

zel-i Gevherî" olarak isimlendirilmifl olmakla birlik-

te 6 + 5 hece ölçüsünde yaz›lm›fl bir koflmad›r.70 Rahmet: merhamet M.71 Bu m›sra” D’de “Melekler yan›mda eylesin ziki-

rî flekildedir.72 Bu m›sra” D’de “Ne de hûb yaratm›fl seni yez-

dân-pâkî fleklindedir.73 geflt itdim: güflte idersem M // vefây›: ihsân› D.74 Tâc beyti eksik oldu¤u için flairi tespit edilme-

mifltir.75 fiairi tespit edilememifltir.

Y›l: 12 Say›: 48

36 Milli Folklor

Page 37: Document48

Milli Folklor 37

Kuzey Azerbaycan’da “SettarhanDastan›”, Güney Azerbaycan’da ise “Go-çag Settar” ad›yla bilinen Settar Han hi-kâyesinde di¤er halk hikâyelerimizde ol-du¤u gibi çeflitli motifler vard›r. Bu hikâ-yede geçen motifler, on sekiz ana epizotbafll›¤› çerçevesinde ele al›n›p incelen-mifl ve olaylar›n geliflme seyrine ba¤l›kal›narak ortaya konulmufltur.

A. H‹KÂYEDEK‹ MOT‹FLER:***

1.Kahramanlar›n Aileleri veSosyal Durumlar› Epizotuna Ba¤l›Motifler:

Azerbaycan Türk halk hikâyeleri-nin en yayg›n epizotlar›ndan olan “ço-cuksuz yafll› padiflah, çocuksuz ihtiyar”vb.lerini Settar Han hikâyesinin iki var-yant›nda da göremiyoruz. “SHD” var-yant›nda, Settar Han’›n ailesi ve sosyaldurumu hakk›nda bilgi verilmemifltir.Fakat, “GS” varyant›nda, kahraman›nbabas› Hasan’la, a¤abeyi ‹smail’in, kar-deflleri Gaffar’›n ve Ezim (Azim/’in isim-lerine yer verilmifltir. Hikâyenin her ikivaryant›nda da ‹ran’›n padiflah› MehmetAli fiah’›n ad› geçmektedir.

Hikâyenin iki varyant›nda da karfl›-m›za ilk olarak “zengin padiflah” motifiç›kmaktad›r. Gerçek hayatta yaflam›fl bir

kahraman olan Settar Han’›n liderli¤iniyapt›¤› “azatl›k harekât›” etraf›nda te-flekkül eden bu hikâyenin temeli “zalim‹ran flah›” ve “kahraman Settar Han”epizotu üzerine kurulmufltur. SettarHan hikâyesinin en önemli epizotlar›n-dan birini bu epizot oluflturmaktad›r.Settar Han, Memmedeli fiah’›n yoksul-luk içinde yaflayan Azerbaycan Türkleri-ni bask› ve zulüm alt›nda tutmas›na çoküzülmektedir.

2. Kahramanlar›n Do¤umu Epi-zotuna Ba¤l› Motifler:

Hikâyenin gerek “SHD” ve gerekse“GS” varyant›nda geçen Memmedelifiah’la Settar Han’›n do¤umu epizotunaba¤l› motifler yer almam›flt›r. Söz konu-su varyantlarda, di¤er halk hikâyelerin-de oldu¤u gibi “mucizevî do¤um” veyaDede Korkut’ta görülen “ad koyma” vb.motifler de yoktur. ‹ki varyantta da kah-ramanlar›n e¤itimi hakk›nda herhangibir aç›klama yap›lmam›flt›r.

3. Kahramanlar›n Âfl›k Olmas›Epizotuna Ba¤l› Motifler:

Settar Han hikâyesinin iki varyan-t›nda da halk hikâyelerimizin ço¤undakahramanlar›n e¤itimi s›ras›nda görü-len ve “rüyada bade içme”, “rüyada buta

SETTAR HAN H‹KÂYES‹NDEK‹ MOT‹FLER VE FORMEL UNSURLAR-II*

Yrd. Doç. Dr. Enver ARAS**

** F›rat Üniv. Fen-Ed. Fak. Türk Dili ve Ed. Bölümü Ö¤retim Üyesi

Page 38: Document48

verme”, “uzaktaki sevgiliyi iki parma¤›naras›ndan gösterme” fleklinde ortaya ç›-kan “âfl›k olma”epizotuna rastlanmaz.

Hikâye kahraman› Settar Han’›niki varyantta da saz çalma yetene¤ininolmad›¤› görülmektedir. Ancak, “SHD”varyant›nda Settar Han, askerlerine,içinde bulunduklar› durumu her zaman“fliir söyleme” motifiyle anlat›r. SettarHan, fiah’›n ordusunu ma¤lup edip Teb-riz’e dönerken yolunu kesen “goca”ylakarfl›l›kl› deyiflme yapar. Yaln›z, “GS”varyant›nda, “fliir söyleme” motifi yok-tur.

4. Settar Han’›n Memmedelifiah’la Görüflmek ‹çin Gurbete Ç›k-mas› Epizotuna Ba¤l› Motifler:

Halk hikâyelerinde sevgiliyi arama,daha çok birbirine âfl›k olan farkl› me-kânlardaki kahramanlardan erkek kah-raman›n sevgiliyi aramas› fleklinde cere-yan eder. Türk halk hikâyelerinin he-men hemen hepsinde ortak olan bu mo-tif “SHD” ve “GS” varyant›nda bulunma-maktad›r.

Anadolu sahas›nda oldu¤u gibiAzerbaycan’da da anlat›lan halk hikâye-lerinin ço¤unda kahramanlar his, duyguve düflüncelerini manzum parçalarla ifa-de ederler. Settar Han hikâyesinin“SHD” varyant›nda da duygu ve düflün-celer ço¤u zaman manzum parçalarlaifade edilmifltir. Yani, hikâyenin bu var-yant›nda “fliir söyleme” motifi vard›r.Settar Han hikâyesinin önemli epizotla-r›ndan biri olan “gurbete ç›kma” epizo-tunda, Memmedeli fiah’la görüflme yap-mak üzere, Tahran’a davet edilen kahra-man›n, “memleketi olan Tebriz’den ayr›l-mas›” ve “dostlar›na fliir okuyarak helal-leflmesi” motifi vard›r.

5. Settar Han’la Memmedelifiah’›n Görüflmesi Epizotuna Ba¤l›Motifler:

Settar Han, hem “SHD”nda hem de“GS” varyant›nda fiah’la buluflur. Ancak,duygu ve düflüncelerini “fliir söyleme”motifiyle dile getirmez. Memmedelifiah’›n saray›nda güllerle, çiçeklerle kar-fl›lanan kahraman, fiah’la “azatl›k hare-kât›”› meselesi üzerinde konuflur; kendi-sine teklif edilen “alt›n›”, “mevki” ve“makam›” reddeder.

“SHD” varyant›nda fiah, kahrama-n›n öldürülmesi için cellatlar›na emirverdi¤i s›rada Settar Han, fliir söylemezve tabancas›n› çekip saraydan d›flar›yaç›kar. “GS” varyant›nda da “azatl›k hare-kât›” baflar›ld›ktan sonra Tahran’a davetedilen ve halk taraf›ndan büyük bir cofl-kuyla karfl›lanan kahraman fliir söyle-mez.

6. Settar Han’la Azerbaycan’›nAzatl›¤› Aras›na Engellerin GirmesiEpizotuna Ba¤l› Motifler:

Settar Han hikâyesinin her iki var-yant›nda da birçok halk hikâyesinde gö-rülen ve sevgililerin kavuflmas›n› engelolan cad› veya sihirbaz gibi tipler yoktur.Bu epizotta, Settar Han’›n bafllatt›¤›“azatl›k harekât›”n›n engellenmesi bir-tak›m olaylar zinciriyle devam eder.Kahraman, geliflen olaylar karfl›s›nda ol-dukça aktif bir davran›fl sergiler.

“SHD” varyant›nda Azerbaycan’da-ki “azatl›k isyan›”n› ö¤renen fiah, SettarHan’› Tahran’a davet eder ve anlaflama-y›nca da onu öldürtmek ister. Fakat kah-raman, silah›n› çekip saraydan ç›kar veTebriz’e gelir.

“GS” varyant›nda kahraman, Mem-medeli fiah’›n Tebriz’e gönderdi¤i Ekre-

Y›l: 12 Say›: 48

38 Milli Folklor

Page 39: Document48

mü’l-sultan taraf›ndan öldürülmek iste-nir. Yine kahraman, her iki varyantta dafiah’›n ordu komutanlar› taraf›ndan öl-dürülmek istenir.

7. Settar Han’›n Memleketi Teb-riz’e Geri Dönmesi Epizotuna Ba¤l›Motifler:

Birçok halk hikâyesinde görülme-yen kahraman›n geri dönmesi meselesi,“SHD” varyant›nda görülür. Ayr›ca,“SHD”nda “savafla haz›rl›k” motifi var-d›r. Tebriz’e geri dönen Settar Han, mü-cahitlerine fiah’a karfl› savaflmalar› ge-rekti¤ini “gelmiflem” redifli fliiriyle anla-t›r. Ancak “GS” varyant›nda, kahrama-n›n geri dönmesi konusu yoktur. Bu var-yantta “azatl›k harekât›” zaferinden son-ra Tahran’a davet edilen kahraman, birgrubun silâhl› sald›r›s› sonucunda yara-lan›r ve Tebriz’e geri dönmez. Kahrama-n›n savafllardan geri dönmesi ise, her ikivaryantta da mevcuttur.

8. Settar Han’›n Arkadafl› Ba¤›rHan’› Durumdan Haberdar EtmesiEpizotuna Ba¤l› Motifler:

“SHD” varyant›nda Tahran’danTebriz’e gelen Settar Han, “bafltan geçe-ni hikâye etme” ve “fliir söyleme” motifiy-le kaleme ald›¤› mektubunu bir “gasid”learkadafl› Ba¤›r Han’a gönderip onu du-rumdan haberdar eder. Ba¤›r Han, arka-dafl›n›n mektubunu al›r almaz at›na bi-nip onun yan›na gider. ‹ki arkadafl, otu-rup konufltuktan sonra Azerbaycan’da“azatl›k mücadelesi”ni devam ettirmeyekarar verirler. Settar Han, “olsun” redif-li bir fliirle mücahitlerine hitap ederekonlara durumla ilgili bilgi verir. “GS”varyant›nda bu epizot verilmemifltir.

9. Mücahitlerin Memmedelifiah’a Azerbaycan’daki “Azatl›k Ha-

rekât›”n›n Devam Edece¤ini HaberVermesi Epizotuna Ba¤l› Motifler:

Mücahitler ‹ran fiah›’na “azatl›k”için savaflacaklar›n› “fliir söyleme” moti-fiyle bildirirler. “SHD” varyant›nda mü-cahitlerin mektubunu alan fiah, Teb-riz’de bafllayan “azatl›k harekât›”n› bas-t›rmak için kendisini destekleyen birta-k›m Türk kabilelerine ve komutanlar›naemir verir. Bu epizot, “GS” varyant›ndayoktur. “GS” varyant›nda, Azerbay-can’daki isyan› duyan fiah, Tebriz’deki“azatl›k harekât›”n› bast›rmak üzere ko-mutanlar›n› gönderir.

10. Settar Han ve Ba¤›r Han Ko-mutas›ndaki Mücahitlerin Tebriz’eHücûm Eden fiah’›n Ordusunu Ma¤-lup Etmesi Epizotuna Ba¤l› Motif-ler:

“SHD” varyant›nda savafl›n birincigünü düflman askerlerini geri püskürtüpmücahitlerine “gelsin” redifli fliirini oku-yan Settar Han, gerek Tebriz’in kuflat›l-mas› s›ras›nda ve gerekse di¤er savafllars›ras›nda mücahitlerine “fliir söyleme”motifiyle hitap eder. fiah’›n baz› askerle-rinin yollar› kesti¤ini haber alan SettarHan, mücahitlerine “fliir söyleme” moti-fiyle seslenir. Hikâyenin her iki varyan-t›nda da fiah’›n ordular› Tebriz’e sokul-maz.

11. Settar Han ve MücahitlerinMakû Serdar› Teymur A¤an›n Ordu-sunu Ma¤lup Etmesi Epizotuna Ba¤-l› Motifler:

Mücahitlerine “fliir söyleme” moti-fiyle hitap eden Settar Han, TeymurA¤an›n ordusunu da yener ve Alvar’a ka-dar kovar. “GS” varyant›nda Makû Ser-dar› Teymur A¤a’n›n ismi zikredilmez.

12. Mücahitlerin Eynüldöv-

Y›l: 12 Say›: 48

Milli Folklor 39

Page 40: Document48

le’nin Ordusunu Ma¤lup Etmesi Epi-zotuna Ba¤l› Motifler:

“SHD” varyant›nda Settar Han’›nfliir okuyarak emir verdi¤i mücahitler,Eynü’l-dövle’nin ordusuna büyük zayiatverip “G›z›lca Meydan›”na kadar kovar-lar. “GS” varyant›nda da Eynü’l-döv-le’nin askerleri Tebriz’e giremez.

13. Mücahitlerin Rehim Han’n›nOrdusunu Ma¤lup Etmesi Epizotu-na Ba¤l› Motifler:

“SHD” varyant›nda Settar Han, or-dusuyla Tebriz’e dayanan ve savaflmakiçin de¤il, Tebriz’in emniyetini sa¤lamakiçin geldi¤ini söyleyen Rehim Han’a “fliirsöyleme” motifiyle cevap verir. Ayr›caSettar Han, mücahitlerine savafla haz›rolmalar›n› “fliir söyleme” motifiyle bildi-rir. “GS” varyant›nda burada oldu¤u gibigenifl olarak verilmeyen bu epizotta sa-dece Rehim Han’›n Tebriz’e sokulmad›¤›belirtilir.

14. Mücahitlerin Rehim Han’n›nOrdusunu Tebriz’den Ç›karmas›Epizotuna Ba¤l› Motifler:

“SHD”nda Ba¤›r Han’la görüflüp sa-vafla karar veren Settar Han’›n, müca-hitlerine “fliir söyleme” motifiyle emirvermesi neticesinde Rehim Han ve ordu-su Tebriz’den ç›kar›l›r. “GS” varyant›ndaRehim Han’›n askerleri Tebriz’e giremez.

15. Memmedeli fiah’›n EprimHan Komutas›ndaki Orduyu Teb-riz’e Göndermesi Epizotuna Ba¤l›Motifler:

“SHD” varyant›nda dört bin kiflilikbir kuvvetle Tebriz’e gelen Eprim Han,Settar Han’dan görüflme talep eder vetalebi kabul edilir. Bu epizot, “GS” var-yant›nda yoktur.

16. Settar Han’›n Eprim Han’la

Antlaflmas› Epizotuna Ba¤l› Motif-ler:

Settar Han, Eprim Han’›, birkaçgün misafir eder. Yap›lan görüflmeler ne-ticesinde Eprim Han’› da yan›na alanSettar Han, askerlerine “yerisin” redifli“fliir söyleme” motifiyle savafl emri verir.Settar Han, Eprim Han’la birlikte fiah-seven Beyleri’yle Rehim Han’›n üzerineyürür. Bu epizot da “GS” varyant›nda ve-rilmemifltir.

17. fiahseven Beyleri’nin TeslimOlmas› ve Rehim Han’›n Yakalanma-s› Epizotuna Ba¤l› Motifler:

“SHD” varyant›nda Settar Han,fiahseven Beyleri’ne “gelmiflem” rediflibir fliir gönderip teslim olmalar›n› iste-yince fiahseven Beyleri onun emrine gi-rer. Settar Han, “fliir söyleme” motifiylemücahitlerine Meflkin Da¤lar›’n›n al›na-rak Rehim Han’›n yakalanmas›n› emre-der. Netice itibariyle Settar Han, RehimHan’› yakalar ve Emir-i Erfled ordusuylabirlikte teslim olur. Bu epizot da “GS”varyant›nda genifl olarak ele al›nmam›fl-t›r.

18. Settar Han, Ba¤›r Han ve Ep-rim Han’›n Tebriz’e Dönmesi Epizo-tuna Ba¤l› Motifler:

“SHD” varyant›nda Settar Han, Ba-¤›r Han ve Eprim Han’la birlikte savafl›kazan›p Tebriz’e dönerken, zaferin kaza-n›ld›¤›n› haber alan bir “goca”, ordununönüne ç›kar. Bu “goca”, “fliir söyleme”motifiyle Settar Han’la Ba¤›r Han’›n kimoldu¤unu sorar.

Settar Han, “goca”ya “menem” re-difli fliirle cevap verir. “Goca”, kahra-manlara bakarak; “O¤ul, ne ola idi ki,menim on o¤lum olayd›....Azadl›g yolun-da g›l›nc vurub hemifle ölmez olayd›. Ya

Y›l: 12 Say›: 48

40 Milli Folklor

Page 41: Document48

da ki üreyim tek cavan olayd›m. Seninleçiyin çiyine dava édib tarihin a¤ sinesineg›z›l hett ile yaz›layd›m...” der ve “Ser-dar’›m” redifli fliirini okur. Settar Han,kendisine dua eden “goca”yla görüflüpayr›l›r.

Settar Han, Ba¤›r Han ve EprimHan’la birlikte Tebriz’e gelince “Tebriz”redifli bir fliir söyledikten sonra, Ba¤›rHan’a ve Eprim Han’a dönüp, “Çoh flü-kür Allah’a. ...Her vaht men Allah’danarzu éderdim ki, Allah mene ömür vér-sin, bu mezlum milletime bir hofl gün ya-rad›m. fiükür Allah’a, meni hecalet étme-di...” fleklinde dua eder. Bu varyantta,“azatl›k savafl›n›” kazanan kahramanTebriz’de yaflamaya devam eder. Hikâye,musannif taraf›ndan söylenen ve “SettarHan’a ‹thaf” bafll›¤›n› tafl›yan “oldun” re-difli bir fliirle son bulur.

Bu epizottaki motifler “GS” varyan-t›nda çok farkl› olarak verilmifltir.“GS”da, “azatl›k zaferi”nden sonra Tah-ran’a davet edilen Settar Han orada birgrubun silâhl› sald›r›s› sonucunda a¤›ryaralan›r ve dört y›l sonra vefat eder.“GS” varyant› hikâye anlat›c›s›n›n;“...O¤lanlar›m... ümid édirem ki siz deSettar Han kimi azadl›g yolunda çal›fla-s›z.” fleklindeki ifadesiyle son bulur.

B. H‹KÂYEDEK‹ FORMEL UN-SURLAR:

Azerbaycan’da anlat›lan Türk halkhikâyelerinde bafllay›fl, geçifl ve bitiriflformellerinin yan›nda birtak›m formü-listik say›lar da yer almaktad›r.

1. Bafllay›fl Formelleri:Settar Han hikâyesinin her iki var-

yant›nda da Azerbaycan’da anlat›lanhalk hikâyelerinde görülen “ustadname”

ve masal formelleri yoktur. Hikâyenin“SHD” varyant›, “Memmedeli flah›n Ke-yan taht›nda oturdu¤u, ‹ran torpa¤›napadflahl›g élediyi zamanlar idi...” cümle-siyle; “GS” varyant› ise, bir k›fl günündeçeflitli meyvelerle süslenen sofran›n,kaynayan semaverin ve çay servisi ya-pan han›mlar›n bulundu¤u büyük birodan›n tasvirinden sonraki “Yüz il bun-dan evvel Azerbaycan’›n Garada¤ vélaye-tinde Hac› Hesen adl› düz, insafl›, zeh-metkéfl bir kifli yaflard›.... “ ifadesiylebafllamaktad›r.

2. Geçifl Formelleri:Settar Han hikâyesinin “SHD” var-

yant›nda, Azerbaycan halk hikâyelerin-de, daha çok karfl›l›kl› konuflmalar s›ra-s›nda müracaat edilen manzum parça-lardan sonra kullan›lan ve birbirine çokbenzeyen “Söz tamama yétdi”; “Sözler ta-mama yétdi”, “sözler tamam oldu”, “söztamama yétende”1 gibi k›sa geçifl formel-lerinin benzerlerine rastlanmaktad›r.

“SHD” varyant›nda birbirindenfarkl› vak’a birimlerine geçiflte, “söz ta-mam olan kimi”, “söz tamam olan tek”,“sözleri tamam olan tek”, “sözleri tamaméleyib”, “déyib at›na sevar oldu”, “yolunaç›hd›”, “dost - aflna ile halallafl›b ayr›lan-da”, “néçe gün at sürüb”, “béle gerara gel-diler”, “béle gerara geldi ki”, “bu sözleridéyib”, “yétiflen tek”, “bu sözü éfliden tek”vb. geçifl formellerine baflvurulmaktad›r.

“GS” varyant›nda ise, “at minib, tü-fenk götürüb”, “birgün”, “günler ötdi, ay-lar géçdi, iller doland›”, “bu iflden hebertap›r”, “elli il bundan evvel”, “béle birmovgéde”, “bir néçe gün” vb. geçifl formel-leri kullan›lm›flt›r.

3. Bitirifl Formelleri:

Y›l: 12 Say›: 48

Milli Folklor 41

Page 42: Document48

Azerbaycan’da anlat›lan halk hikâ-yelerinde, bazen gerek üstat âfl›klar vegerekse hikâyenin kahraman› olan âfl›k-lar taraf›ndan söylenen “duvaggap-ma”n›n kendisi bir bitirifl formeli olabi-lir. “Duvaggapma”lar üstat âfl›klara yada hikâyenin kahraman› olan âfl›klaraait kal›plaflm›fl ifadelerden sonra da söy-lenebilir. Bazen “duvaggapma”yla bitme-yen hikâyeler, “duvaggapma”dan sonrasöylenen belirli kal›p ifadelerle de bitebi-lir.

“SHD” varyant›, hikâyenin musan-nifi Âfl›k Hüseyin Cavan taraf›ndan ge-lene¤e uygun olarak söylenen ve SettarHan’a ithaf edilen bir “duvaggapma”ylason bulur. Yani bu varyantta “duvaggap-ma”n›n kendisi bafll› bafl›na bir bitiriflformeli durumundad›r. Bu varyanttadinleyici veya okuyucularla ayn› atmos-feri paylaflan anlat›c› âfl›k, “duvaggap-ma” yerine söyledi¤i Settar Han’› öven“oldun” redifli bu fliirle dinleyici / okuyu-cu üzerinde inand›r›c› bir tesir b›rak›r.

“GS” varyant› ise, hikâye anlat›c›s›-n›n; “...o¤lanlar›m bu da Settar Han’›n ovah›tda sal›nm›fl ekslerinden biri, yadi-gâr olarag sahlay›n, ümid édirem ki sizde Settar Han kimi azadl›g yolunda çal›-flas›z.” ifadesiyle son bulmaktad›r.

4. Formülistik Say›lar:Azerbaycan halk hikâyelerinde

Anadolu sahas›nda oldu¤u gibi “üç, yedive “k›rk” say›lar›na rastlanmaktad›r.Birçok halk hikâyesinde “üç gün, üç géceyol gétmek”; “yédi gün, yédi géce dü¤ünyapmak” veya “on befl gün dü¤ün yap-mak” sözleriyle karfl›laflmaktay›z.

Settar Han hikâyesinin her iki var-yant›nda da yukar›da zikredilen say›la-ra veya benzeri ifadelere rastlanmaz.

Ancak, “SHD” varyant›nda “bir néçegün”, “dört befl gün”, “yetmifl yafl›nda”,“elli il”, “yüz il”, “yüz atl›”, “bin sekiz yüzatl›”, “dört min atl›”, “dört min goflun” gi-bi ifadelere rastlamaktay›z. Hikâyenin“GS” varyant› ise, “bir néçe gün”, “birin-ci gece”, “on iki-on üç yafl›nda”, “on biray” ve “dört il” gibi ifadelere yer veril-mifltir.

NOTLAR* Bu hikâyeyi, “konu/vak’a”, “flah›s kadrosu”,

“mekân” ve “zaman” bak›m›ndan “Settar Han Hikâ-

yesinin ‹ncelenmesi-III” adl› yaz›m›zda ele alaca¤›z.

***Tekrara meydan vermemek için hikâyenin

“Settarhan Dastan›” varyant› “SHD”; “Goçag Settar”

varyant› ise “GS” fleklinde k›salt›larak yaz›lm›flt›r.

1Ehliman Ahundov, Ayd›n Ahundov, Dastan-

lar, Bak› 1993, s. 9, 11, 22, 23.

KAYNAKLAR:

Cenubi Azerbaycan Edebiyyat› Antologi-

yas›, Bak› 1983, C. II. (Tertib edenler: Mireli Mena-

fi, Zahid Ekberov, Refige Gas›mova, Tamilla Mem-

medova, Huraman Guliyeva, Ferman Helilov).

Cenubi Azerbaycan Edebiyyat› Antologi-

yas›, Bak› 1988, C. III. (Tertib edenler: Zahid Ekbe-

rov, Teymur Ehmedov, Behlul Abdullayev, Mireli

Menafi, Refige Gas›mova, Tamilla Memmedova, Hu-

raman Guliyeva, Nazim Rizvan).

Doktor S. Cavid, Azerbaycan Folklorun-

dan Numuneler,‹ntiflarat› Ferzane, Tahran 1356

[1977]

Ehliman Ahundov, Ayd›n Ahundov, Dastan-

lar, Bak› 1993.

Y›l: 12 Say›: 48

42 Milli Folklor

Page 43: Document48

Milli Folklor 43

Her milletin kültür tarihinde geç-mifline ›fl›k tutan eserleri vard›r. Türkkültür tarihinde bu noktada ele al›nacakpek çok numune bulunmas›na karfl›l›kbunlardan en önemlisi ve ra¤bet göreniDede Korkut Kitab›’d›r.

Dede Korkut Kitab›nda yer alan oniki hikâyeden üçüncüsü “Kam Püre O¤luBams› Beyrek Boyu” dur. Bu hikâye, ko-nusunun güzelli¤i ve zenginli¤inin ya-n›nda tafl›d›¤› motiflerin fazlal›¤› yönün-den de mühim bir yere sahiptir.

Bu güne kadar yap›lan bir çok der-lemeden anlafl›laca¤› üzere Türkiye’ninçeflitli bölgelerinde, zaman ve çevreyegöre muhtelif flekiller alan hikâye, bazenilk destani vasf›n› korumuflsa da ço¤un-lukla masal mahiyetini alm›flt›r. 1

Pertev Naili Boratav, halk hikâyele-rinin konular›ndan bahsederken Bams›Beyrek hikâyesini en eski mevzulardanbiri olarak niteler. 2 Yine Boratav, DedeKorkut Kitab›nda yer alan bu hikâyenin,kitab›n telif tarihinden önce halk aras›n-da anlat›ld›¤›n› flu cümlelerle özetlemek-tedir: “Bugün için tesbit edebildi¤imiz eneski mevzu da Beyrek (bugünkü flekliyleBey Böyrek) mevzuudur. Ana hatlariylebu hikâyenin mevzuunu Dede KorkutKitab›’nda buluyoruz. Fakat Anado-lu’daki halk hikâyelerine Dede KorkutKitab›’ndan de¤il, Dede Korkut Kita-

b›’na ve Anadolu d›fl›ndaki baz› Türkzümrelerindeki (Kara Kalpaklar, K›rg›z-lar gibi) varyantlar›na kaynak olmufl da-ha eski bir rivayetten geçmifl olmak ica-beder. Beyrek ismine, O¤uz kahraman-lar›n›n isimlerini veren baflka metinler-de de rastl›yoruz. Anadolu’daki Bey Böy-rek rivayetlerinde ise, manas› bilinme-den, Beyrek’in memleketi olarak hepO¤uz-ili zikrolunur. fiu halde Beyrekmevzuunu, Dede Korkut’un telif tarihiolan XV. as›r bafllar›ndan çok daha evve-le ç›karmak mümkün oluyor.”3

Bu konuyla ilgili bir çal›flma yapanMetin Ekici, Bey Böyrek hikâyesininoluflumunu flu cümle ile anlatmaktad›r:“Bey Böyrek hikâyesi Dede Korkut hikâ-yelerinden Bams› Beyrek hikâyesinin vedi¤er Dede Korkut hikâyeleriyle baz›masal ve hikâye unsurlar›n›n birlefltiril-mesiyle meydana getirilmifltir.” 4

Çal›flmam›zda Dede Korkut Kita-b›’ndaki Bams› Beyrek hikâyesi ile Ana-dolu’da halk aras›nda anlat›lagelen BeyBöyrek hikâyesini karfl›laflt›rmaya çal›fl-t›k. Bunu yaparken de bu güne kadaryap›lm›fl olan çal›flmalardan farkl› ola-rak daha genifl bir örneklem gurubu kul-lanmakla birlikte, benzer ve farkl› nok-talar› daha somut olmas› aç›s›ndan birtablo ile netlefltirmeye çal›flt›k.

‹lk bak›flta halk aras›nda anlat›lan

DEDE KORKUT K‹TABINDAK‹ BAMSI BEYREK ‹LEANADOLU’DA ANLATILAN BEY BÖYREK H‹KAYELER‹VE MASALLARI ÜZER‹NE MOT‹F BAKIMINDAN B‹R

KARfiILAfiTIRMA DENEMES‹

Ömer YILAR*

* Atatürk Üniv., Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türk Halkbilimi Doktora Ö¤rencisi.

Page 44: Document48

Bey Böyrek hikâyesi ile Dede Korkut ki-tab›nda yer alan Bams› Beyrek hikâyesiaras›nda konu bak›m›ndan büyük ölçüdefarkl›l›klar bulundu¤u izlenimi edinil-mektedir. Ancak motifler baz›nda yap›-lan karfl›laflt›rma sonucunda ortaya ç›-kan tablo, benzerliklerin daha fazla ol-du¤unu göstermektedir.

Bilindi¤i gibi özellikle 20. yüzy›l›nortalar›ndan itibaren anlat›m esas›nadayal› türler üzerinde yap›lan çal›flma-larda motif araflt›rmalar› önemli bir yertutmaktad›r. Bu nedenle öncelikle, bat›dünyas›ndan bafllayan ve ülkemizde deyank› bulan motif kavram› üzerinde dur-mak gerekmektedir.

Masal araflt›r›c›lar›ndan Max Lüt-hi, motifin hikâye etmenin en küçük un-suru oldu¤unu ve bu unsurun gelenekselolarak hikâye etme fleklinde muhafazaedilen bir gücünün mevcut oldu¤unu be-lirtir. Veselovskiy’ye göre motif, hikâye-nin parçalanmayan en küçük parças›-d›r.5

Goethe, edebi motifi, “insan dehas›-n›n tekerrür etmifl ve edecek olan feno-menleri” olarak tan›mlar. W. Fleming’egöre “olay›n ak›fl›na yön veren impuls-lar-içtepiler”, J.Korner’a göre ise, “edebikonunun ilk ve tek bir parças›” olaraktan›mlanm›flt›r. 6

Rus formalistlerinden B.Tomac-hevsky’ye göre farkl› eserlerde tekrartekrar karfl›m›za ç›kan bölünmez, parça-lanmaz tematik üniteler motif olarak ad-land›r›l›r.7

Muhan Bali, halk hikâyesinde moti-fi flöyle tan›mlam›flt›r: “Muhtelif halk hi-kâyelerinde tekrarlanan ve hususi birmana ifade eden hikâye unsurlar›na mo-tif diyoruz.”8

Ali Berat Alptekin, halk hikâyeleriüzerinde yapt›¤›, motif ar›flt›rmalar›n›içeren eserinde motifle ilgili olarak fluçarp›c› sonuçlara varm›flt›r: “Halk nes-

rinde motif olabilmesi için ola¤anüstülü-¤ün olmas› gerekmektedir... E¤er halkhikâyesi masal kaynakl› ise motif yö-nünden zengin, de¤ilse motif itibariylezay›f kalmaktad›r.”9

Bütün bu tan›mlardan anlafl›laca¤›üzere motif, edebi eserlerde benzer flekil-lerde vurgulanan ve insanlar›n zihnindekal›c› izler b›rakan en küçük anlat›m flif-releridir. Öyle ki bu flifreler bir araya ge-tirildi¤inde olay örgüsü benzer metinlereaflina olanlarca anlafl›lm›fl olur.

Bu düflünceden hareketle Muhar-rem Ergin taraf›ndan yay›mlanan DedeKorkut Kitab›ndaki flekliyle 10 Bams›Beyrek hikâyesinden 26 motif tespitedilmifltir. Bu motifler, çal›flmada kulla-n›lan 23 sözlü varyantta taran›p bir tab-lo oluflturulmufltur. Belirlenen motiflertablonun sol bafl taraf›nda bulunan ilksütunda, varyantlar da en üstteki sat›r-da s›ralanm›flt›r. Bu karfl›laflt›rmada yeralan motifler ve varyantlar hakk›ndaaç›klay›c› bilgiler afla¤›da s›ralanm›flt›r.

Ayr›ca tabloda bulunan “x” iflareti,bu motifin hangi varyantta yer ald›¤›n›belirtmektedir. Böylece elde etti¤imiztablodan, hangi motiflerin daha a¤›rl›kl›olarak ifllendi¤ini, hangi motiflerin halkanlatmalar›nda bulunmad›¤›n› bundanhareketle halk aras›nda anlat›lan hikâ-yeler aras›nda benzerlik bulunup bulun-mad›¤›n› veya hangi yönlerden benzerlikbulundu¤unu görmek kolaylaflacakt›r.

Çal›flmam›zda kulland›¤›m›z, afla¤›-da aç›klay›c› bilgiler verdi¤imiz ve tablo-da da ayn› numaralarla belirtti¤imiz 23sözlü varyanttan ilk 18’i Saim Sakao¤lu-nu’nun “Dede Korkut Kitab›”ndan,11 19.varyant bir lisans tezinden12, 20-21. var-yantlar Pertev Naili Boratav’›n “Folklorve Edebiyat” isimli eserinden 13 ve 22-23numaral› olanlar Bilge Seyido¤lu’nun“Erzurum Masallar›”ndan14 al›nm›flt›r.

Ayr›ca incelemede esas ald›¤›m›z

Y›l: 12 Say›: 48

44 Milli Folklor

Page 45: Document48

anlatmalar›n türü konusunda bir belir-sizlik oldu¤unu belirtmekte fayda gör-mekteyiz. Bu konuda ayr›nt›ya girmekçal›flmam›z›n s›n›rlar›n› aflmaktad›r. An-cak bizim de bu çal›flmada genel olarakBey Böyrek Hikâyesi olarak adland›rd›-¤›m›z anlatmalar, kimi zaman masal, ki-mi zaman hikâye, baz› çal›flmalarda iseBams› Beyrek hikâyesinin varyant› ola-rak karfl›m›za ç›kmaktad›r.15

Hikâyelerin bafll›klar› (adlar›) ge-nellikle olay kahraman veya kahraman-lar›n›n adlar› ile özdeflleflmifltir. Öylekibizim inceledi¤imiz anlatmalar›n büyükço¤unlu¤u “Bey Böyrek” ba¤l›¤›n› tafl›-maktad›r. Bunun yan›nda flu bafll›klarda kullan›lm›flt›r: Bengiboz, Bengilboz,Bag Bögrek, Bay Böyrek, Bâ Börek-Den-giboz, Bâ Börek, Be¤ Beyra ile Bengiboz,

Ba¤ Böyrek, Bey Beyrek, Be¤ Börek’leKaratay, Be¤ Börek ile Benliboz, Akka-vak K›z›. ‹ncelenen metinlere bu isimle-rin anlat›c› veya derleyenler taraf›ndanverildi¤i san›lmaktad›r.

fiimdi de tabloda sol tarafta ilk sü-tunda sadece numaralar›n› yazd›¤›m›zve mukayesede esas ald›¤›m›z Dede Kor-kut Kitab›’ndaki Bams› Beyrek desta-n›ndan tespit edilen 26 motifi s›ras›ylaveriyoruz:

Tabloda kullan›lan motifler:1. Çocuksuzluk (zürriyetsizlik)2. Beflikkertme3. Dua neticesinde çocuk sahibi olma4. Ads›z çocuk5. Ad verme merasimi6. Yard›mc› at7. Kuvvetli kad›n

Y›l: 12 Say›: 48

Milli Folklor 45

Tabloda kullan›lan 21 sözlü varyant hakk›nda k›sa bilgiler:

Derleme Yeri Derleme Y›l› K.Kiflinin D.Tarihi K.Kiflinin Cinsiyeti

1. Erzurum (Horasan) 1973 1927 Kad›n

2. Erzurum (Pasinler) 1965 ? ?

3. Erzurum (Umudum) 1980 1921 Erkek

4. Erzurum (Topalçavufl) 1977 1907 Kad›n

5. Erzincan (Çay›rl›) 1973 1933 Kad›n

6. Urfa 1976 1956 ?

7. Sivas (fiark›flla) 1990 ? Kad›n

8. Sivas (fiark›flla) 1995 1929 Erkek

9. Kayseri (Fettahdere) 1989 1932 Erkek

10. Kayseri(Akmesçit) 1988 1947 Kad›n

11. Konya (Ilg›n) 1990 1937 Erkek

12. Konya (Ilg›n) 1992 1924 Kad›n

13. Konya (Akflehir) 1994 1940 Erkek

14. Konya (Karatay) 1994 1935 Erkek

15. Afyon (Emirda¤) 1989 1934 Erkek

16. Afyon (Emirda¤) 1989 1933 Kad›n

17. Zonguldak 1996 1939 Erkek

18. Kayseri(Develi) 1969 1909 Erkek

19. Konya (Karap›nar) 1973 1888 Kad›n

20. Beyflehir 1934 1894 Erkek

21. Konya ? ? Kad›n

22. Erzurum 1967 1912 Kad›n

23. Erzurum 1967 1897 Kad›n

Page 46: Document48

8. Aflk imtehan›9. K›yafet de¤iflme10. Dünür olma11. K›skanç erkek kardefl12. Evlenme flartlar›13. Formülistik say›: 4014. Esir olma15. Ölüm sembolü kanl› gömlek16. Hain arkadafl17. Yas18. Sembolik renk: siyah19. Sevgilinin baflkas›na verilmesi20. Yard›mc› tüccar21. Yard›mc› k›ral k›z›22. Kahraman›n geri dönüflü23. ‹badet24. Kötülerin zor duruma düflmesi25. Çok eflle evlenme26. Mutlu son

Yukar›da s›ralad›¤›m›z bilgiler so-nucunda yapt›¤›m›z karfl›laflt›rmadaafla¤›daki tablo ortaya ç›kmaktad›r.

SONUÇ:Tabloda görüldü¤ü üzere Bams›

Beyrek hikâyesi ile Anadolu’da anlat›lanBey Böyrek hikâyeleri aras›nda büyükbir benzerlik vard›r. Bu sonuç bize Ana-dolu’da anlat›lan Bey Böyrek hikâyeleriile Dede Korkut Kitab›’nda bulunanBams› Beyrek hikâyesinin ayn› kaynak-tan beslendi¤ini göstermektedir. Bununyan›nda 2-3-11-15-16 numaral› 5 motifinincelemeye esas ald›¤›m›z anlatmalar›nhiç birinde yer almamas› sözlü anlat›-

Y›l: 12 Say›: 48

46 Milli Folklor

Page 47: Document48

m›n ve halk muhayyilesinin iflleyiflininbir tezahürü olsa gerektir.

Tablonun 26. sat›r›na bak›ld›¤›ndagörülece¤i gibi bütün hikâyeler “mutluson” motifi ile nihayet bulmaktad›r. Busonuç bize Türk halk›n›n destan ve hikâ-ye yarat›c›l›¤› hakk›nda önemli bir ipucuvermektedir.

Bilindi¤i gibi halk aras›nda yaz›yageçirilmeden, dilden dile yay›larak anla-t›lagelen hikâyeler zaman içinde pek çokde¤iflikli¤e u¤rarlar. Bizim yapt›¤›m›zbu karfl›laflt›rmada da bu faktörü tabo-daki sütunlar aç›kça göstermektedir.Baflka bir deyiflle tablodaki sütunlararas›ndaki de¤ifliklikler, sözlü olarak ya-y›lan hikâyelerdeki insan faktörünün or-taya koydu¤u farkl›laflmay› göstermek-tedir.

Bütün bunlar›n yan›nda gerekBams› Beyrek hikâyesindeki motiflerinhalk aras›nda anlat›lan Bey Böyrek hi-kâyelerinin büyük ço¤unlu¤unda yer al-mas› gerekse bu anlatmalar›n motif ba-k›m›ndan birbirleriyle olan benzerli¤i,bu hikâyelerin ayn› kaynaktan beslendi-¤ini göstermektedir. Ancak, Anadolu’dahalk aras›nda anlat›lan Bey Böyrek hi-kâyelerinin Dede Korkut hikayelerindenmi kaynakland›¤› veya ona kaynakl›k m›etti¤i konusunda kesin bir hüküm ver-mek bugün için mümkün de¤ildir.

Çal›flmam›zda dikkatimizi çekenönemli noktalardan biri hatta en önemli-si de anlat›m esas›na dayal› türler içindeolay örgüsünün zamanla çok büyük de¤i-flikliklere u¤rasa da motiflerin bu du-rumdan fazla etkilenmemesidir. Bu yüz-den, anlatma esas›na dayal› türlerde za-manla pek çok unsur yüzünden (anlat›c›,çevre v.b) bir metnin olay örgüsü de¤ifle-

bilir, tamamen ortadan kalkabilir fakatkal›c› olan motiftir diyebiliriz.

NOTLAR1 P.Naili Boratav, Folklor ve Edebiyat 2, ‹stan-

bul,1991. Adam Yay. s. 141 2 P.Naili Boratav, Halk Hikâyeleri ve Halk Hi-

kâyeceli¤i, istanbul 1988. Adam Yay. s.403 Boratav, a.g.e. s.414 Metin Ekici, Dede Korkut Hikâyeleri Tesiriyle

Teflekkül Eden Halk Hikâyeleri,Ankara, 1995. Ata-türk Kültür Merkezi Yay. s.11

5 Bilge Seyido¤lu, Erzurum Halk Masallar› Üze-rinde Araflt›rmalar, Ankara, 1975. Atatürk Üniver-sitesi Yay. s.83

6 Metin Karada¤, Erzurum ve Çevresinden Der-lenen Halk Hikâyeleri Üzerinde Araflt›rmalar, Erzu-rum, 1984. Atatürk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fa-kültesi (Bas›lmam›fl doktora tezi) s. 84

7 Ensar Aslan, Yaral› Mahmut Hikâyesi Üzerin-de Bir Araflt›rma, Diyarbak›r, 1990. Dicle Üniversi-tesi Yay. s.43

8 Muhan Bali, Erciflli Emrah ve Selvi Han Hikâ-yesi Varyantlar›n Tesbiti ve Halk Hikâyecili¤i Bak›-m›ndan Önemi, Ankara, 1973. Atatürk ÜniversitesiYay. s. 206

9 Ali Berat Alptekin, Halk Hikâyelerinin MotifYap›s›, Ankara 1997, Akça¤ Yay. s.297-298

10 Muharrem Ergin, Dede Korkut Kitab›, Bo¤a-ziçi Yay. ‹stanbul, 1981.

11 Saim Sakao¤lu, Dede Korkut Kitab› ‹nceleme-ler-Derlemeler-Aktarmalar I, Konya, 1998, SelcukÜniversitesi Yaflatma ve Gelifltirme Yay. s. 247-444

12 Saim Sakao¤lu, Dede Korkut Kitab› ‹nceleme-ler-Derlemeler-Aktarmalar I, Konya, 1998, SelcukÜniversitesi Yaflatma ve Gelifltirme Yay. s. 247-444

13 P.Naili Boratav, Folklor ve Edebiyat 2, ‹stan-bul,1991. Adam Yay. s. 147-159, 199-206.

14 Bilge Seyido¤lu, Erzurum Masallar›, ‹stan-bul, 1999, Erzurum Kitapl›¤›: 11, s. 61-74.

Bilge Seyido¤lu, Erzurum Halk Masallar› Üze-rinde Araflt›rmalar, Ankara, 1975, Atatürk Üniver-sitesi Yay. s. 191-201

15 Bu çal›flmada kullan›lan metinlerden baz›lar›naz›m-nesir kar›fl›m› olmakla beraber ço¤unluklasadece nesir olarak anlat›lm›flt›r. Metinlerin yer al-d›¤› kaynaklar bu metinleri masal, hikâye, Bams›Beyrek hikâyesinin varyant› veya Türkiye anlatma-lar› fleklinde sunmaktad›rlar. Bu konuda bilgi içinönceki sayfalarda zikredilen kaynaklara bak›labilir.

Y›l: 12 Say›: 48

Milli Folklor 47

Page 48: Document48

48 Milli Folklor

Uygurlarla ilgili bilgiler yo¤un ola-rak Çin kaynaklar›ndan elde edilmifltir.Uygurlar›n önce fiamanizmi ve daha dasonra Manihanizmi benimsedikleri bi-linmektedir. Bozk›r ve step hayat›n›nkültürel unsurlar›n› kendi bünyelerindeyukar›da sayd›¤›m›z inanç unsurlar›ylasentezlemifller ve bu sentezleme, yerle-flik hayata geçtikten sonra kendilerinebirçok alanda yeni perspektivler kazan-malar›n› sa¤lam›flt›r. Yine Çin kaynakla-r›na göre Uygurlar›n Do¤u-Hun Türkle-rinden geldi¤i bilinmektedir. 6.yy. sonla-r›na do¤ru, Göktürk egemenli¤inde ya-flamalar›na ra¤men Göktürklere karfl›ayaklanm›fllard›r. 630 y›l›nda Göktürk-lerle girifltikleri savafltan zaferle ç›km›fl-lar, ançak Göktürk egemenli¤ini BilgeKaan'›n ölümünden sonra 742'de tahtaKutluk Bilge'nin geçmesiyle bafllam›flt›r.Bu olaydan sonra Göktürk egemenli¤in-deki topraklar da Uygur hakimiyetinegirmifltir. S›n›rlar› bat›da Tola nehrenido¤uda ise Çin s›n›r›na Huanga'ya ka-dar uzanm›flt›r.

Çinlilerle bu dönem yo¤un iliflkileryaflam›fllar; ipek dokumac›l›¤›, madenci-lik, ka¤›t imali ve bas›m tekniklerini ö¤-renmifllerdir. Bu kültür al›flverifli ilerdedaha ayr›nt›l› de¤inece¤imiz üzere onla-r›n Türk tarihi içinde özel bir rol üstlen-melerini sa¤lam›flt›r. Uygurlar idari veaskeri yönetimi Göktürk Devletinden al-m›fl, sanatta ise Çinlilerin etkisinde kal-m›fllard›r.

Uygurlar›n Türk tarihinde özel biryere sahip olmalar›n›n nedeni göçebelik-ten kurtulup Cerhun Irma¤›n›n k›y›s›naOrdu-Bal›k Kentini kurarak yerleflik ha-yata geçmeleridir. Bizi ilgilerinden as›lkonu da bu süreçten itibaren bafllamak-tad›r. 751 y›l›nda Çinlilerin MüslümanAraplar karfl›s›nda yenilgiye u¤ramas›üzerine Talas Irma¤› k›y›lar›ndaki buotorite bofllu¤unu Uygurlar doldurmufl-tur. 756 y›l›nda Uygurlar Çin'in baflken-tini iu¤u sürece varl›¤›n› devam ettirebi-lir.

Uygurlar›n bugükü anlamda kari-katür çizdikleri, birçok sanat tarihcisi-nin gözünden kaçan bir gerçektir. Özel-likle Ordu-Bal›k Kentinin tap›nak du-varlar›nda sadece 18 harfli alfabelerin-den örnekler yoktur, Çinlilerle y›llard›rdevam eden mücadelenin onlara sadecemücadeleci bir toplum olma özelli¤i ka-zand›rmakla kalmad›¤› bu durumun on-lara büyük bir mizah unsuru da katm›floldu¤u yine ayn› tap›nak duvarlar›ndanö¤renmekteyiz. Çünkü yaflanan iliflkilerbir topluma sadece politik ve ekonomikkazan›mlar sa¤lamamaktad›r. Her ilifl-kinin mizahç›lar aç›s›ndan ortaya konul-mas› gereken bir yönü ve süreci vard›r.

Papirus ve hiyeroglifleri karikatü-rün temeli olarak kabul eden birçok sa-nat tarihçisi vard›r. ›lk bilinen karikatü-rü M.Ö.3000 y›l›nda yap›lan M›s›r papi-rüsünün oldu¤u iddia edilir. Buna karfl›-l›k daha baflka sanat tarihçileri Grekli

UYGUR TÜRKLER‹NDE KAR‹KATÜR

Sedat fiAH‹N*

* H. Ü. Edebiyat Fakültesi Alman Dili ve Edebiyat Bölümü Araflt›rma Görevlisi

Page 49: Document48

Pauson'u ilk karikatürist olarak kabuleder. Sözü edilen M›s›r papirüsü, de¤iflikhayvan k›l›¤›ndaki figürleri çald›klar›de¤iflik müzik aletlerini göstermektedir.Ancak birçok ülkenin ma¤ara duvarla-r›nda bulunan hayvan ve insan figürleribu düflüncenin adeta yalanlay›c›s› gibi-dir. Çünkü sözü edilen papirüs ve hiye-roglifler de ilkel ça¤da ma¤ara duvarla-r›na cizilen figürler gibi iki ana konuüzerinde odaklanm›fllard›r: Soyut ve so-mut figürler. Soyut figürler, daha çok birulusun sahip oldu¤u inaçlar›n› ve mane-vi kültürlerin toplam›d›r. Soyut konularise bir toplumun güncel yaflam›n› eleal›r. Burada dikkat edilmesi gereken hu-sus fludur; bu figurler gerek eski m›s›rl›-larda ve ilkel insanlarda sanat ürünü or-taya koymak amac›yla yap›lmam›flt›r.Bunlar›n amac› bilinmeyen ve kendi ya-flamlar›n› güvence alt›na alabilmek içinyap›lan ayin niteli¤indeki ürünlerdir.Dolas›yla bu papirüslerde ve hiyegrofler-de mutlak amac› sanatt›r tezi do¤ru ola-maz. Hele eski M›s›r Uygarl›¤›nda butür papirüsler tamamen toplumsal kat-malar› iflaret etmektedir. Hayvan baflla-r› sosyal s›n›flar›n imgesidir. Bu imgele-ri o dönemde karikatür çercevesinde ir-delemek ve elefltirmek o dönemin sanat-c›lar› için mümkün olamaz. Buna halköykülerini de eklemek mümkündür. Or-taya konulan eserler metafizik dünyayabir yakar›fltan baflka bir fley de¤ildir. Öy-le olsayd› m›s›rl›lar mezarlara ölününözel eflyalar›n› ve ait oldu¤u sosyal s›n›f-la ilgili belirli imgeleri çizmezlerdi. Bunara¤men bu eserlere karikatürün kayna¤›olarak bakmak duygusal bir yaklafl›m-dan baflka bir fley de¤ildir.

Gerçekten Pauson yeryüzündeki ilkkarikatür çizen kiflimidir. Kaynaklar ilkdefa Aristo'nun karikatür sanat›ndanbahsetti¤ini göstermektedir. O karikatü-

rü insanlar› yans›tan kaba bir flekil ola-rak tan›mlam›fllard›r. Ancak Aristonunyapm›fl oldu¤u bu tan›ma bir çok ulusunortaya koydu¤u cizimler de girmektekte-dir. Oysa Pauson eski Yunan uygarl›¤›-n›n klassik unsurlar›n› abart›l› biçimdecizmifltir. Bu gelenek zaten eski Yunanheykelerinin ve kabartma yaz›tlar›n›nözellikleri aras›nda vard›r. Pauson eser-lerinde elefltiri ve hiciv söz konusu de¤il-dir. Sadece bu cizimlere bakarak M›s›rPapirüslerini ve Pauson ortaya koydu¤ueserlere bakarak karikatür sanat›n›n öz-gün yap›s›n› anlamak mümkün de¤ildir.Sonuçta her ulus mizahla ilgilindi¤i gibibu konuda da say›s›z eserler ortaya ko-nulmufltur.

Yaz› dilinden önce konuflma dilivard›; ayn› flekilde papirus ve hiyeroglif-ten önce cizgi vard›. Dolay›s›yla bizleruygur karikatürünün niteli¤ini ortayakoymadan önce karikatürün ne oldu¤u-nu ortaya koymam›z gerekir. Ancak flu-nu da eklememiz gerekir ki karikatürünsadece beyaz bir ka¤›da ya da gazete kö-flelerine çizildi¤i düflüncesinin hiçbir bi-limsel mant›¤› yoktur. Bunun d›fl›ndakikarikatürleri ilkel, bügünkü anlam›n-dan uzak gibi tan›mlarla ifade edip son-rada bu sanat dal›n› hiciv (ironi), e¤len-ce (humor) ve elefltiri (kritik) gibi kav-ramlardan soyutlamak san›r›m Karika-tür Sanat›'n›n varolma nedenini kabuletmeme gibi bir olgudan baflka bir fleyde¤ildir. Dolas›yla biz karikatürün neyinüzerine yap›ld›¤›na de¤il ifllevinin ne ol-du¤una bak›yoruz. Ayr›ca biraz önce sö-zünü etti¤imiz kavramlar› kullanarakbir çizim ortaya konulmuflsa bilinmeli-dirki o cizilen obje bir karikatürdür. Da-ha baflka bir deyiflle karikatür gerçekli-¤in gülünç bir flekilde ortaya konulmas›-d›r. Bu gerçeklik ortaya konulurken ta-rafs›zl›k söz konusu de¤ildir. Nesnel ger-

Y›l: 12 Say›: 48

Milli Folklor 49

Page 50: Document48

çek karikatürcü taraf›ndan elefltirilebilirancak bu elefltiri mekanizmas› mutlakagülünç olmal›d›r. Biz burada derin birkarikatür çercevesi cizme amac›nda de-¤iliz. Karikatur sözcü¤ünün Romal›lar-dan ç›kt›¤› ve Frans›zlar taraf›ndan ge-lifltirdi¤i yal›n bir gerçektir. Ançak Fran-s›zlar›n ìcartoonî sözcü¤üne yüklediklerianlam kabul edilir de¤ildir. (H›fz› Topuz,Dünya Karikatürü) Çünkü 18.yy. Fran-s›zlar cartoon sözçü¤üne humor (e¤len-ce) kavram›n› eklediklerini ve yeni birkavram ortaya koyduklar›n› söylemifl-lerdir (Humorgraffik). Oysa Frans›zlar›nortaya koyduklar› bu kavram uygurtürkleri taraf›ndan 7. ve 12. yüzy›llar›aras›nda tap›nak duvarlar›na çizilmifltir.Özellikle Bezeklik tap›na¤›nda cizilenuygur soylular›n›n figürleri sanat ürünüortaya koymak için cizilmifltir. Bu tap›-nak duvarlar›nda sadece uygur soylular›cizilmemifl, uygur devletini tehdit edentürk beylikleri ve özelliklede çinliler ka-rikatürüze edilmifltir. Uygurlar›n bunuyapmakdaki amac› düflmanlar› üzerinee¤lenmeleri ve küçük düflürmek isteme-leridir. Neden böyle figürler çizdikleri or-tadad›r. Y›llarca, hem çinliler hem kendisoydafllar› taraf›ndan egemenlik alt›naal›nm›fllar, hem de bu egemenlik esna-s›nda kendi kültürlerini yaflama imkan-lar› tam anlam›yla bulamam›fllard›r. ›fltebu durum onlar›n yerleflik hayata geç-tikten sonra güçlü k›lan unsurlar›n ba-fl›nda gelmektedir. Çinlilerden çizim tek-niklerini ve yaz› figürlerini ö¤rendikleri-ni söylemifltik. Çin alfabesi resim ve fi-gürleri and›ran harflerden oluflur. Uy-gurlarla Çinlilerin kulland›klar› mevsimve zaman birimleri birbirine benzerlikgöstermektedir. Ama bu yo¤un kültüral›flverifline ra¤men onlar tap›nak du-varlar›nda görüldü¤ü gibi baflkald›rmay›ve baflka topluluklar› hicvetmeyi, kendi-

lerini e¤lendirrmeyi bir kenara b›rakma-m›fllard›r. (H›fz› Topuz, Dünya Karikatü-rü)

Gerek Hun devletinin y›k›l›fl›n›, ge-reksede Göktürk devletinin çöküflünü(kendi paylar› büyük olsada) iyi gözlem-lemifller, bunlar›n nedenlerini tap›nakduvarlar›na karikatürize etmifllerdir.Dolas›yla uygur karikatürü kendi içinedönük, sonraki kuflaklara -ö¤üt- gibi ak-tar›lan çizimlerinin tümüdür. Ça¤dafl›olan uluslar ve halklar uygurlar kadarkendilerini elefltirmemifl dolas›yla mizahanlay›fllar› uygurlar kadar hoflgörülüolamam›fllard›r. Çünkü çizimlerindeabart›dan çok do¤açlama hakimdir.Özelliklede halk öyküleri bir çok tap›na-¤›n duvarlar›nda film fleridi gibi sahne-lenmifl, çizilen figürlere haraket (Aktion)kat›lm›flt›r. Bezeklik tap›na¤›nda ve Or-du-Bal›k flehrindeki baz› evlerde soylu-lar›n neden bu kadar resmedildi¤i pekaç›k de¤ildir. Çünkü bu figürlerde soylu-lar›n günlük yaflamlar›n› sahnelemifller-dir. Ancak bu figürlere dikkatle bak›l›rsabirço¤unda abart›n›n söz konusu oldu¤ugözükür. Çok sonralar›, Frans›zlar›n te-orik olarak ortaya koyduklar› Humorg-rafik tekni¤i y›llar önce farkl› bir co¤raf-yada farkl› bir ulus taraf›ndan uygulan-m›flt›r. Bu durumda sorulmas› gerekensoru fludur. Uygurlar bütün bu çizimleri-ni ìkarikatürî terimini gözönüne alarakm› gerçeklefltirdiler? Bu soruya olumlucevap verebilmek oldukca güçtür. AncakUygurlar ortaya koyduklar› sanatsalürünlere tan›m getiremedikleri, üstelikçal›flmalar› ne Çin eserlerine benzettik-leri için, bunlar›n özgün birer sanat ürü-nü oldu¤unu anlayamam›fllard›r.

Acaba bunun nedeni ne olabilir?E¤er bir ulus baflka bir ulusun stratejikbask›s› alt›nda yafl›yor ve bilimsel gelifli-mi o ulusun yöntemlerine göre gerçekle-

Y›l: 12 Say›: 48

50 Milli Folklor

Page 51: Document48

fliyorsa, bu durumda ortaya kolar› ürün-lerde bir taklidin söz konusu olaca¤› göz-den uzak tutulmamal›d›r. Birçok sanatdal› aras›nda benzerlikler olabilece¤i gi-bi, birbirini destekleyen ö¤eler de içirebi-lirler. Anlat›lmak istenen fludur: Göçebebir toplumun yerleflik hayata geçmesin-den sonra yaflayaca¤› süreç çok önemli-dir. Uygurlar yaflam›fl olduklar› bir kül-türü yerleflik hayata uyarlarken öncekide¤erleri kendilerinden soyutlamam›fl-lard›r. Bunun en güzel kan›t› da Ordu-Bal›k Kentinde kurmufl olduklar› sanatatölyeleridir. Bu atölyeler daha sonraTürflgal etmifllerse de Çinliler ve di¤erTürk beylikleriyle yap›lan mücadeleler-de parçalanma süresine girmifl, sonra daK›rg›zlar›n egemenli¤inde varl›klar›n›devam ettirmifllerdir.

Uygurlar bu zaman zarf›nda 18harfli uygur Alfabesini oluflturmufllar.Uygur metinleri günümüze kadar var-l›klar›n› sürdürmüfller, ancak büyük birbölümü Çin topraklar›nda kalm›flt›r. Or-du-Bal›k Kentinin tap›nak duvarlar›nacizilen freskler, onlar›n yerleflik hayatageçmelerinde büyük bir adaptasyon so-runu yaflamad›klar›n› ortaya koymakta-d›r. Özellikle Çinlilerden ö¤rendikleri çi-zim tekniklerini gelifltirmeleri minyatürsanat›n›n günümüze kadar ulaflmas›n›sa¤lam›flt›r. Uygurlar›n Çinlilerden ö¤-rendikleri çizim tekniklerini oldu¤u gibikopya etmedikleri ortadad›r. Çünkü gö-çebe hayat›n›n yerleflik hayattaki yans›-malar› izlenmekteydi, flöyleki giyim ku-flam yine al›fl›lageldik biçimi korumak-tayd›. Birçok defa inançlar›n› de¤ifltir-mifl olan Uygurlar›n dilsel ve imgeseldünyalar›n›n çeflitli ve çok anlaml› olma-s›, yaflan›lan bu sürecin bir ürünüdür.

Bir ulusun varolma nedeni sadecemaddi ve manevi ihtiyaçlar›n› gidermekiçin u¤rafl vermek de¤ildir, ayn› zaman-

da kendi ulusunun varolufl alg›lamas›n›sa¤layacak özgün, ama kendi ulusunayabanc› olmayan olgular›n farkl› biçim-de ortaya konulmas› ile varl›¤›n› devamettirecektir. Bunun anlam› fludur; birulus ancak maddi ve manevi ürünler or-taya koydk minyatürünün temelini olufl-turacaklard›r. Uygurlar göcebeyken kul-land›klar› renkleri, giysileri ve aletleriyerleflik hayatta da kullanmaya devamettikleri gibi, yeni ö¤rendikleri bilimselteknikleri de kendi ulusal kültürlerininbir devam› olarak gelifltirmifllerdir.

Sonuç olarak; her ne kadar Türkle-rin karikatür ile 17. ve 18. yüzy›lda ta-n›flt›klar› tan›fld›klar› iddia edilse de, busanat dal› Türklerin hayat›na birçok ba-t› ülkesinden daha önce alm›fl ve bu sa-nata yönelik yo¤un bir kullan›m alan›oluflmufltur. fiunu da eklememiz gerekirki, günlük yaflam›m›z›n belli bir kesitinegirmifl olmas›na ra¤men popüleritedençok uzakt›r. Türk karikatürünün temeli-ni çok eski ca¤lara uzand›¤› düflünülürsebu sanat dal› hak etti¤i konuma getiril-melidir. Türk Karikatür Sanat› Uygur-larda da oldu¤u gibi sadece resim sanat›ve yaz› sanat›na ba¤›ml› de¤ildir, her ikisanat dal›n›n birleflkesidir. Bu zenginmirasa Türk toplumunun dikkati çekil-melidir. Bunun için de Uygur karikatürüitici bir güç oluflturacakt›r. (H›fz› Topuz,Dünya Karikatürü)

Kaynakca:1. Dünya Karikatürü, H›fz› Topuz,

›nkilap Kitapevi.2. Karikatür ‹zerine Yaz›lar, Turgut

Çeviker, ›ris Mizahi Kültürü.3. Yaza Çize, Tan Oral, ›ris Mizahi

Kültürü.4. Sanatta Karikatür (Carton in

Art), 9-13 May›s 1997, Karikatür Vakf›.

Y›l: 12 Say›: 48

Milli Folklor 51

Page 52: Document48

52 Milli Folklor

Azerbaycan’›n ünlü bestekâr› Üze-yir Hac›beyov, daha yarat›c›l›¤›n›n ilkdönemlerinden itibaren halk›n manevîmiras›na ve zengin folkloruna karfl› biran bile eksilmeyen bilakis her geçen günbiraz daha artan bir ilgi göstermifltir.

Büyük sanatkâr bütün yaflam› boyuhalk yarat›c›l›¤› örneklerinin korunupsaklanmas›, muhafaza edilmesi, halkkültürünün iyi araflt›r›lmas› ve estetiksüreçte ondan yarat›c›l›kla istifade edil-mesi gibi sorunlara son derece ciddi birönem göstermifltir. Bestekâr›n derin fik-rî içeri¤e, ayn› zamanda tür ve biçim çe-flitlili¤ine sahip yarat›c›l›k miras›n›nmüzik folklorumuzla her yönlü münase-betini bir kez daha ispatlamaktad›r.

Klâsik dünya bestekârlar›n›n, bu-nun yan›s›ra profesyonel Rus musikisi-nin yarat›c›s› M.‹.Glinka’n›n halk musi-kisi ile ba¤l› ilerici geleneklerini devamettiren bestekâr, Azerbaycan halk musi-kisinin spesifikli¤i ve zengin estetik po-tansiyele sahip olmas›n› iyi anlamaklabirlikte, bu tükenmez manevi servettenyarat›c›l›kla, yüksek maharetle istifadeetme yollar›n› ilk olarak gösterebilmifl-tir.

Üz.Hac›beyov halk›m›z›n musikifolkloru örneklerinden araçs›z olarak, ol-du¤u gibi istifade etti¤inde bile bu ilericiyarat›c›l›k usulünü önemli saym›flt›r.Onun, ilk millî profesyonel operam›z sa-

y›lan “Leyla ve Mecnûn“ (1908) eseri fik-rimizi biraz daha aç›klayabilir. Bestekârbu eserinde iki önemli sorunu çözmeyemuvaffak olmufltur. O, bir yönden ilk de-fa halk›m›z aras›nda özellikle sevilenklasik mu¤amlar›m›zdan (makamlar›-m›zdan) sentetik sahne janr› olan opera-n›n esteti¤ine uygun olarak istifade ede-bilmifl, di¤er yönden de halk›n musiki-estetik e¤itiminin geliflme e¤ilimleriniderinden dikkate alabilmifltir.

Opera gibi zengin ve karmafl›k psi-kolojik imgeler âlemine, emosyonel (duy-gusal) nüanslar, kompozisyon ve formözellikleri ile farkl›laflan bir sahne jan-r›nda (türünde) Üz.Hac›beyov ilk defahakl› olarak mu¤amlar›m›zdan genifl birflekilde istifade etmifltir.

Bestekâr her bir mu¤ama has olanidea-emosyonel içeri¤i, onlar›n insanaolan somut psiko-fizyolojik etkisini de-rinden bildi¤inden dolay› eserin esasidea-içeri¤ine, imgelerin aç›klanmas›na,genellikle oyunun mant›ki gidifline uy-gun olarak onlar›n her birinden yerinde,bedii hakikate uygun olarak istifade ede-bilir. Bestekâr kendisinin 1945 y›l›ndayay›nlad›¤› “Azerbaycan Halk Musikisi-nin Esaslar›” isimli temel monografisin-de (eser 1985 y›l›nda Azerbaycan, Rus,‹ngiliz dillerinde tekrar yay›mlanm›flt›r)her bir mu¤ama has emosyonel içerik veetki özelliklerinden bahsederek yaz›yor-

HACIBEYOV VE HALK MUS‹K‹S‹

Prof.Dr. Babek KURBANOV*

Yavuz fiEN**

* Atatürk Üniv., Güzel Sanatlar Fakültesi, Ö¤retim Üyesi.** Atatürk Üniv., Güzel Sanatlar Fakültesi, Müzik Bil. Bölümü Araflt›rma Görevlisi

Page 53: Document48

du: “Bedii-ruhi tesir yönünden “Rast”dinleyicide mertlik ve aktiflik hissi,“fiur” flen, lirik ahvali-ruhiye (ruh hali),“Segah” muhabbet hissi, “fiüflter” derinkeder, “Çahargâh” heyecan ve ihtiras,“Bayat›-fiiraz” kederlik “Hümayun” ise“fiüfltere” nazaran daha derin bir kederhissi uyand›r›r.

Operada da bestekâr imgelerinemosyonel-psikolojik durumlar›n› dikka-te alarak mu¤amlar›m›zdan ustal›kla is-tifade eder ve bunun sonucunda, klasikmu¤am örnekleri vas›tas›yla eserin im-gelerinin zengin iç âlemini açmaya mu-vaffak olurdu.

Böylece operan›n musiki dili, millîmusikimizin esaslar›na uygun oluflmufl,dinleyicilerimizin de estetik be¤eni ve is-teklerine uygun idi, ayn› zamanda pro-fesyonel musikinin opera gibi karmafl›kbir janr›n (türün) onlarda derin ilgi vesevgi hissi uyand›rmak iste¤inden ilerigelirdi. Bestekâr›n opera janr›, onunidea-e¤itici fonksiyonu hakk›nda söyle-di¤i ayn› zamanda halk›m›z›n musiki-es-tetik e¤itimi ile ayr›lmaz flekilde ilgiliolup, dahi bestekâr›n halk millî musikisifluurunun s›n›rlar›n› daima zenginlefltir-mek, gelifltirmek arzusundan ileri gelir-di. Bestekâr›n ilk operas› için Fuzuli’nin“Leyla ve Mecnun” eserinden faydalan-mas› tesadüfi de¤ildir.

Bütün Do¤u âleminde büyük ünbulmufl bu muhabbet efsanesinin operasahnesine getirilmesinin seyircilerimi-zin büyük ilgisine sebep olabilece¤inibestekâr iyi hissetmifltir. Tesadüfi de¤il-dir ki, meydana gelmesinden, 70 sene-den fazla bir zaman›n geçmesine ra¤menopera yine de büyük sevgi ve hürmetlekarfl›lan›r, seyircilerimize büyük estetikhaz verir. Operan›n hakikaten milli özel-li¤ini, millîli¤ini gösteren özelliklerden

biri de onun musiki dilinin mu¤am (ma-kam) intonasyonlar› ile zengin olmas›,mu¤am icrac›l›¤›na has özelliklerin bu-rada özgür bir flekilde kendi ifadesini bu-labilmesidir.

Halk çalg› aletleri ansambllar›n›n(birliklerinin) seslendirilmesi, bu s›radamillî musiki enstrümanlar›m›zdantar’›n, kemançenin, balaban›n burada ilkdefa senfoni orkestra ile yarat›c› flekildeuzlaflt›r›lmas› da operan›n millî intonas-yonlarla zengin olmas›n›, spesifikli¤inive kendine hasl›¤›n› gösterir.

Bilinmelidir ki, bestekâr yarat›c›l›ksürecinde millî musiki intonasyonlar›namünasebette dikkatli olmay›, onlara yü-zeysel yanaflmamay›, sahte millîlik hat›-r›na yerli-yersiz onun spesifik özellikle-rinden, özellikle de “art›r›lm›fl sekunda”(art›r›lm›fl ikili) intervalinden (aral›¤›n-dan) istifade etmeyi ciddi bir flekilde ha-berdar ediyordu. O, bir daha gösterirdiki, “yüzeysel stilizasyon musiki eserineasla as›l millî ruh getirmeyip, asl›ndaonu hayat hakikatinden, samimiliktenve genellikle estetik ve bedii de¤erdenmahrum k›l›yor.”

Operan›n baflar›s› sahne yaflam›n›ünlü halk sanatç›lar›m›z›n, hanendeleri-mizin (halk flark›c›lar›) yarat›c›l›k mira-s›n›n d›fl›nda düflünmek mümkün de¤il-dir. Ayn› zamanda opera eserini türlümu¤annilerimize (flark›c›lar›m›za) sahnetecrübesi veren sihirli sanat mabedi ola-rak adland›rmak mümkündür. Halk mu-sikisi icrac›l›¤›n›n tan›nm›fl birçok sa-natç›s›, Hac›bababeyov, H.Rzayeva,G.Pirimov, E.Bak›hanov, B.Mensurov,S.Gedimova, E.Guliyev, Z.Hanlarova,A.Babayev, B.Mirzeyev, R.Guliyev ve di-¤erlerinin adlar› ebedi olarak bu opera-n›n tarihi, genelde Azerbaycan opera sa-nat›n›n geliflme aflamalar› ile araçs›zolarak ilgili olmufltur.

Y›l: 12 Say›: 48

Milli Folklor 53

Page 54: Document48

Üz.Hac›beyov’un mu¤am operalar›-n›n (“Leyla ve Mecnun”, “fieyh Sen’an”,Rüstem ve Zöbrab”, “fiah Abbas ve Hur-flud Banu”, “Asl› ve Kerem”, “Garun veLeyla”) ananeleri Azerbaycan profesyo-nel musikisi medeniyetinde kendisinehakl› olarak birçok taraftar buldu ve da-hi bestekâr›n klasik mu¤amlar›m›za il-gisinin önemini ispatlam›fl oldu. Bu ba-k›mdan bestekâr›n bunun gibi ilgi çekicive orijinal eserlerini özellikle belirtmekmümkündür.

Üz.Hac›beyov’un halk musikisi ya-rat›c›l›¤›na hassas münasebetinin yük-sek ifade tarz› profesyonel musikimizinzirvesi say›lan “Köro¤lu” (1937) opera-s›nda izlemek mümkündür. Bestekâr bu-rada klasik mu¤amlar›m›zla birliktehalk musikimizin di¤er önemli bir dal›olan âfl›k (ozan) poetik ve musikili yara-t›c›l›¤›ndan baflar›yla istifade edebilmifl-tir. Hiç kuflkusuz, böyle bir münasebether fleyden önce metnin idea-içeri¤indenileri gelirdi. Malumdur ki, halk›m›z ara-s›nda genifl ün bulmufl “Köro¤lu” destan›âfl›k musiki yarat›c›l›¤› örnekleri ile zen-gindir. Bestekâr hakl› olarak bu tarihikahramanl›k halk destan›na has özgür-lük u¤runda mücadele fikirlerini, bu yol-da Köro¤lu’nun kahramanl›k ve e¤ilmez-lik timsaline çevrilmesi, onun saf mu-habbeti ve zarif kalpli sanatkâr-âfl›k ol-mas› gibi yönleri ön plâna ç›karm›flt›r.

Zengin âfl›k yarat›c›l›¤› buna sonderece genifl imkânlar tan›maktad›r. Kö-ro¤lu’nu epik havalar› (flark›lar›), ayn›zamanda kahramanl›k, lirik, yumoristik(mizah) karakterli flark›lar operan›n ge-nel emosyonel (duygusal) ruhuna, idea-içeri¤ine uygun gelmektedir.

Bestekâr bu flark›larda, genellikleâfl›k yarat›c›l›¤›n› derinden hissederek

anlay›p, onlardan üretkenlikle yararla-n›yordu. Kendisinin yukar›da da bahset-ti¤imiz ünlü monografisinde bestekârbununla ilgili özel sohbet etmeyi gerekligörür ve flöyle bahsederdi. “Azerbaycanhalk musikisinin esaslar›n› ö¤renmeksahas›ndaki iflimin, bir bestekâr olarakbenim için fiili, önemi oldu¤undan ben“Köro¤lu” operas›n› yazd›m.”

Bestekâr burada âfl›k musikisineözel lad-intonasyon (makam), metro-ri-tim özelliklerinden, ayn› zamanda âfl›kmusikisine has seslenmelerden baflar›y-la istifade ediyor, senfoni orkestras›n›nyard›m› ile gereken bedii-sanatsal tasvirvas›talar› ve millî musiki koloriti (ahen-gi) meydana getiriyordu.

Yukar›da söylenenler XX.asr›n bü-yük bestekârlar›ndan say›lan ÜzeyirHac›beyov’un halk musikisine, musikifolkloruna ne kadar büyük önem verdi¤i-ni, yarat›c›l›k sürecinde ondan faydalan-man›n ne kadar zaruri oldu¤unu bir kezdaha kan›tlamaktad›r.

KAYNAKÇA

1.Hac›beyov Üzeyir; Azerbaycan Halk Mu-

sikisin Esaslar›, Bakü ‹limler Akademisi Yay.,

1985.

2.Hac›beyov; Leyli ve Mecnun’dan Köro¤-

luya Kadar, Bakininsky Raboçy, 16 Mart 1938.

3.Kurbanov Babek; Müzik ve Edebiyat›n

Karfl›l›kl› ‹liflkisi, (Rusça), Bakü ‹limler Akademi-

si Yay., 1972.

4.Komisyon; Azerbaycan Müzik Tarihi,

(Rusça), Bakü, Maarif Yay›nevi, 1992.

5.fien Yavuz; Azerbaycan’›n Müzik Yap›s›

ve Ses Sistemi Üzerine Bir Araflt›rma, Millî

Folklor, Uluslar Aras› Halkbilimi Dergisi, Feryal

Matbaac›l›k, Say›.41, s.70-73, Ankara, 1999.

6.Vinogradov, Victor; Do¤u Müzi¤i, (Rus-

ça), Moskova, 1968.

Y›l: 12 Say›: 48

54 Milli Folklor

Page 55: Document48

Milli Folklor 55

(Yaz›n›n bafl taraf› 47. say›da)

Keçi (A-225)Koç (A-234)Koybala (A-237)Kuzu (A-244)Olakç› Han (A-312)Yaylak (A-432)Küçük bafl hayvan isim ve terim-

lerinin yer adlar›nda kullan›l›fl›naörnekler:

Küçükbafl hayvan isimlerinin yer ad-lar›nda kullan›l›fl› bütün Türk topluluk-lar›nda yayg›nd›r.

Köy Adlar›nda:Adal›, Akça, Ala, Kara + KUZU (75)A¤ca, Ak, Akça, Ala, Kara, K›z›l, Sa-

r› + KEÇ‹L‹ (TYAK- 73)A¤ca, Akça, Ala, Kara, K›rk, Mor +

KOYUN (TYAK-75)A¤›l (bafl›, +c›k, +dere, +kaya, +köy,

+lar, +l›, +önü, +özü, +yaz›, +yolu)(TYAK-1)

Ak, Kara + KUZULU (TYAK-75)Ak, Akça, Bulacak, Kara, K›z›l + KO-

YUNLU (TYAK-75)Ala, Kara + KOÇLU (TYAK-74)Boz, Kara + O⁄LAK (TYAK-76)Çak›r, Kara, Kaca, Sar› + KOÇ

(TYAK-74)Çebifl (+ler) (TYAK- 12)Çoban + YILDIZI (TYAK-81)Dam›z (l›k) (TYAK-15)Erkeç (li) (TYAK-19)Erkek (arpa, +li) (TYAK-19)Kara (+boynuzlar) (TYAK-28)Kara (+çebifl) (TYAK-28)

Kara (+keçi (li)) (TYAK-29)Kara (+koç (lar / lu) (TYAK-29,74)Kara (+koyun (lu)) (TYAK-29)Kara (+kuzu (lu)) (TYAK-29)Kara (+o¤lak) (TYAK-29)Kara (+otlak) (TYAK-29, 77)Kara (+ören) (TYAK-29)Kara + TEKE (TYAK-79)Kara (+teke (li)) (TYAK- 29, 79)Kara + TOKlu (TYAK-79)Kara (+yün) (TYAK-29)Keçi (a¤›l›, +dere(si), +kalesi, +ka-

ya(s›), +k›ran, +köy, +ler, +li (ler / oba),+men, +muhsine) (TYAK- 30)

K›rk (+koyun) (TYAK-32)K›z›l (+keçili, +koyunlu, +ören(cik))

(TYAK-32)Koca (+çoban, +koç) (TYAK-33)Koç (a¤›l›, +ali, +baba, +bafl›, +bay›r›,

+beyi, +beyli, +ca¤›z, +ça¤›z, +gedi¤i,+güden, +harman›, +hisar, +kale, +kar,+kaya, +k›ran, +kona¤›, +köprü, +köy,+kuyusu, +lar, +lu, +o¤lu, +ovas›, +ören,+p›nar, +s›rt›, +tepe, +yaka, +yata¤›,+yayla, +yaz›, +yi¤it (ler), +yolu, +yur-du) (TYAK-33, 74, 80, 81)

Konur (+alan, +at, +ca, +hac›obas›,+kale, +lar, +lu, +ören, +tay, +tepe)(TYAK-33)

Koyun (+abdal, +a¤›l›, +alan, +aliler,+ard›, +baba, +beyli, +cu(lar),+dere, +eli,+evi, +gölü, +hamza, +hisar, +kaya, +k›-ran, +k›rt›k, +köy, +lar, +lu, +oba, +o¤lu,+ören, +p›nar›, +tepe, +ufla¤›, +yeri,+yurdu) (TYAK-34, 74)

Kör (+teke) (TYAK-34)

HAYVANCILIK TER‹MLER‹ ‹LE ‹LG‹L‹ B‹R MAKALE VEBAZI KÜÇÜKBAfi HAYVANCILIK TER‹MLER‹M‹Z–3

Yrd. Doç. Dr. Nergis B‹RAY*

* Pamukkale Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Ö¤retim Üyesi.

Page 56: Document48

Kuzu (cak, +cu (belen / lar), +çarda¤›,+güden, +güdenli, +ini, +kaya, +köy,+kuyu, +lu, +luk, +p›nar›, +yata¤›)(TYAK-36)

Kuzulu +S‹N‹R (TYAK-78)Küçük (+koç (p›nar)) (TYAK-36)Maran (keçili) (TYAK-37)Mor (+koyun) (TYAK-38)o¤lak (ç›(lar), +kaya, +l›, +ören, +özü,

+suyu, +tepe) (TYAK-39)öveç (+ler, +li) (TYAK-40)Sar› (+çoban) (TYAK-43)Sar› (+keçili) (TYAK-43)Sar› (+koç) (TYAK-43)Seydi (+kuzu) (TYAK-44)Sürme (li koç) (TYAK-46)Sürü (güden, +yolu) (TYAK-46)Teke (+bafl›, +ciler, +deresi, +düzü,

+k›ran›, +köy, +ler, +li(ler / o¤lu /ören),+o¤lu, +tafl(›)) (TYAK-48)

Üveç (+li) (TYAK-52)Köy adlar›nda kullan›lan ikinci ad-

lar: A¤caa¤›l (TYAK-57)A¤ca, Ak, Akça, Ala, Kara + KEÇ‹

(TYAK-73)Ah›rlar (BTYAK-55)Ak-koyun (BTYAK-58)Bafl KARA koç (TYAK-73)Çoban / Çoban-dere / Çoban-köy / Ço-

ban-kuyusu / Çoban-Nasuh / Çoban- te-pesi / Çobanlar (BTYAK-123)

Çoban (+D‹VAN)› (TYAK-69)Çoban + KAZAN (TYAK-73)Çoban-mahalle (BTYAK-392)Çobanyata¤› (TYAK-59)Divaneçoban (TYAK-59)Efras-keçiler (BTYAK-150)Has-keçiciler (BTYAK-180)‹¤difl (TYAK-60)Kale + BOYNUZ (TYAK-66)Kal›n, Kara, K›z›l + A⁄IL (TYAK-63)Karaboynuz (TYAK-60)Kara + ÇOBAN (TYAK-67)Kara-koç (BTYAK-214)

Kara-mal (BTYAK-215)Keçi (TYAK-60)Keçi-dere (BTYAK-236)Keçi-deresi (BTYAK-237)Keçiköy (TYAK-60)Keçiler (TYAK-60 - BTYAK-237)Keçiler mahalle (BTYAK-237)Keçili (TYAK-60)K›z›lcakeçili (TYAK-61)Koç, Kuzu + GÜDEN (TYAK-71)Koç + KAR (TYAK-73)Koyuneli (TYAK-61)Koyunlu (BTYAK-257)Koyunlu-köy (BTYAK-257)Koyun-p›nar (BTYAK-256)Koyun-tepe (BTYAK-256)Kuzu (TYAK-61)Kuzu + GÜDENli (TYAK-71)Kuzular (BTYAK-270)Küçük + ÇOBANLI (TYAK-68)Tekirkoyuncu (TYAK-62)Yayla (BTYAKL-371)Yaylac›k (BTYAK-371)Yayla-köy (BTYAK-371)Yaylal› (BTYAK-372)Yazla (BTYAK-372)Belde Adlar›:Ah›rl› (TYAK-86)Bozo¤lak (TYAK-87)‹¤difl (TYAK-90)Karacaören (TYAK-91)Karakeçi (TYAK-91)Karakeçili (TYAK-91)Kocakoç (TYAK-92)Kuzucubelen (TYAK-92)Koçali (TYAK-93)Teke (TYAK-94)‹lçe Adlar›:fierefli Koçhisar (TYAK-101)

Küçükbafl hayvanlarla yap›lanyemekler ve baz› yiyecekler ile busahadaki terimlerin yemek isimle-rinde kullan›l›fl›:

Küçükbafl hayvanlar›n ürünleriyleyap›lan yemekler, hayvanc›l›kla u¤raflanTürk topluluklar›n›n en sevdi¤i ve en

Y›l: 12 Say›: 48

56 Milli Folklor

Page 57: Document48

çok itibar etti¤i yemekler aras›nda yeralmaktad›r. Kaynaklardan tesbit edebil-di¤imiz yemekler ve isimleri flunlard›r:

bulama: Koyun ve keçi sütünden ya-p›lan bir çeflit yemek. (Der.S.-785-786)

çebiç gömmesi: O¤lak, közleme.(TKTG, III.C./339)

çoban kebab› (TS-316)çoban salatas› (TS-316)guyrug ya¤›: Koyun kuyru¤unun eri-

tilmesiyle elde edilen ya¤. (AD‹L-565)koyun közlemesi (TKTG, IV.C./331)koyun kurudu: Koyundan elde edilen

bir tür peynir. (TKTG, III.C./34)koyun kuyru¤u, k›k›rdak: Güneflte

kurutulup yeme¤e konan çi¤ koyun kuy-ru¤u. (TKTG, III.C./380)

koyun past›rmas›: Kurutulmufl ko-yun eti. (TKTG, IV.C./34)

koyun sütü (‹laç olarak da kullan›l-m›fl.) (TKTG, IV.C./352)

koz›kald›ran: Bir yemek. (TKTG /2946)

kuyruk ya¤› (TS-941)kuzu bu¤ulamas› / kuzu bulad›

(TKTG, IV.C./331) kuzu çevirmesi (TKTG,

III.C./233,331), (TS-943)kuzu gömmesi (TKTG, IV.C./339)kuzu gözlemesi (TKTG, III.C./371-5)kuzu közlemesi (Kürileme / Kürple-

me) (TKTG, IV.C./331, 371)kuzu sö¤üflü (TKTG, IV.C./389)o¤lak gömmesi (TKTG, IV.C./339)t’ifllik: fiiflle k›zart›lan kuzu eti, kufl-

bafl›. (K.çay LS-87)tulum kordo (K›rg›zlar’da): Bütün

halinde piflirilmifl (çevrilmifl) koyun veyakeçi. (TKTG, IV.C./331)

Küçükbafl hayvanlarla ilgili keli-melerin bitki adlar›nda kullan›lma-s›na örnekler:

Küçükbafl hayvan isimleri daha çokbenzerlik yönünden ele al›narak bitkiismlendirmesinde de kullan›lm›flt›r.

boynuzlu gelincik (boynuzlu haflhafl)(TBAS -51,52,121,122,124,169,219,220).

boynuzlu yonca (TBAS-52,103,181).boynuz otu (TBAS - 52,154).buga koç boynuzu (TKTG-366)buynuzbafl› (AD‹L-321)buynuzgülü (AD‹L-321)buynuzlale (AD‹L-321)buynuzlu (AD‹L-321)çoban çantas› (TS-316)çoban ç›ras› (TBAS -

27,75,178),(Der.S.-1254)çoban çiçe¤i (TBAS - 75,78).çobançökerten (TBAS - 75,88); çoban

çökeren (Der.S.-1254)çoban da¤arc›¤› (TS-316)çoban de¤ne¤i (TS-316), (Der.S.-

1254)çobandikeni (TBAS - 75,225).Çoban döne¤i (Der.S.-1254)çobandöfle¤i (TBAS - 75,200), (Der.S.-

1254)çobandüdü¤ü (TBAS - 22,75), (TS-

316)çobanekme¤i (TBAS - 75,199).çoban elmas› (Der.S.-1254)çobani¤nesi (TBAS - 75,141), (TS-

316)çoban gaflu¤u (Der.S.-1255)çoban ›slatan (Der.S.-1255)çobankald›ran (TBAS - 75,225,267).çoban kalg›dan / galg›dan (Der.S.-

1254-1255)çobankavurgas› (TBAS - 75,163).çoban köste¤i (Der.S.-1255)çoban lâlesi (TBAS - 75,195-196).çobanpüskülü (TBAS - 75,140), (TS-

316)çoban süzgeci (TS-316)çoban takkesi (Der.S.-1255)çobantara¤› (TBAS - 75,106), (TS-

316)çoban tuzlu¤u (TS-316)çobanüzümü (TBAS -

68,75,191,197,275,282,283,285).çobanyast›¤› (TBAS - 76,228),(Der.S.-

1254)deli boynuz (TBAS - 87,100).

Y›l: 12 Say›: 48

Milli Folklor 57

Page 58: Document48

erkeçsakal› (TS-463)gazel boynuzu (TBAS - 112,240).goyun (TBAS - 120,252), (Der.S.-

2111)goyunbo¤an (AD‹L-539)goyun gula¤› (Der.S.-2111)gozkoçu (TBAS - 120,180,182,186).kara koçlama mantar› (koçlama

mantar›) (TBAS - 157,164,180,254).keçi al›c› (al›ç) (TBAS - 29,166).keçibici¤i (TBAS - 69,115,166),

(Der.S.-2716)keçiboynuzu (TBAS - 129,130,132,

150,166,169,204), (TS-829)keçi ça¤las› (TBAS - 63,166).keçi geveni (TBAS - 115-116,180).keçi kiraz› (Der.S.-2716)keçi kömüreni (keçi körmeni) (TBAS

- 166,246), (TS-829)keçi mantar› (TBAS - 104,166,228),

(TS-829)keçi marulu (TBAS - 82,166).keçimemesi (TBAS -

167,190,199,248),(Der.S.-2716), (TS-829)keçimen (Der.S.-2716)keçisa¤an (TS-829)keçisakal› (TBAS - 112,167), (TS-829)keçisedefi (TS-829)keçi sö¤üdü (TBAS - 167,248), (TS-

829)keçitafla¤› (TBAS - 167,246).Keçi yemifli (TS-829)koçboynuzu (TBAS - 180,181),

(TKTG-366)koçkuyru¤u (TBAS - 115-116,180).koçkuzu (TBAS - 180,182),(der.S.-

2895);koçkuz (Der.S.-2895)Koç Mantar› (Küçük Koç Mantar›)

(TBAS - 95,136,151,180,193).koç Otu (TBAS - 180).koçtafla¤› (TBAS - 180).koyun al›c› (al›ç) (TBAS - 29).koyun baca¤› (Der.S.-2943)koyun baklas› (TBAS - 93-94,183).koyun çiçe¤i (Der.S.-2943)koyun dibi (Der.S.-2943)

koyunekme¤i (TBAS - 95,169,183).koyungöbe¤i (TBAS - 104,183).(TS-

906),(Der.S.-2944)koyungözü (koyun çiçe¤i) (TBAS -

67,183,200).(TS-906). koyungözü (Ta-ra.S-2686), (Der.S.-2944), goyungözü(Der.S.-2111)

koyun mantar› (TBAS - 163,183).(TS-906), (Der.S.-2944)

koyunk›ran (TBAS - 152,183),(Der.S.-2944)

koyun otu (TBAS - 107, 183).Koyun sarmafl›¤› (TKTG-271)koyun yoncas› / K›rg›zlarda: koyun

bede) (TKTG-361,364)koyun yuma¤› (TBAS - 183,288).kozukar›n (K›r.S-495)qoz›quyr›q (KTS-169)kozu uy¤ak (K›r.S-790)kuzubafl› (TBAS - 192), (Der.S.-3010)kuzuböpre¤i (Der.S.-3022)kuzudili (Der.S.-3022)kuzu gevre¤i (TBAS - 103,192).kuzugöbe¤i (TBAS -

120,184,192,285), (TS-943)kuzu ›spana¤› (TKTG-270)kuzukemirdi (TBAS - 192), (Der.S.-

3010)kuzu kestanesi (TS-943)kuzuk›ran (TBAS - 152,192).kuzu kiflnifli (TBAS - 192), (Der.S.-

3010)kuzukula¤› (TBAS - 86,97,98,99,104,

123,192,193,267), (TS-943), (Der.S.-3010), guzgulak (TDS-202). guzugula¤›(AD‹L-565),(Der.S.-2205) k’ozu k’ulak(K.çayLS-57)

kuzukürkü (TBAS - 103), (TKTG-276)

kuzu mantar› (TBAS - 192,193), (TS-943)

kuzu otu (TBAS - 80,115,193,210,283).

kuzu p›tra¤› (TBAS - 183,193).kuzu sarmafl›¤› (TBAS - 193,200),

(TS-943)

Y›l: 12 Say›: 48

58 Milli Folklor

Page 59: Document48

o¤lakkaras› (Der.S.-3267)o¤lakkula¤› (TBAS - 192,217).otlak ayr›¤› (TBAS - 297).Tekecen (Der.S.-3863)teke dikeni (Anadolu teke dikeni)

(TBAS - 31,264,283).tekesakal› (TBAS - 86,91,152,168,

176,264,278), (TS-1441), (Der.S.-3864);dekesakal› (Der.S.-1407), tekesakal(TDS-642)

tekesakall› (TBAS - 264).yayla çay› (TBAS - 81,260,282).yayla çiçe¤i (TBAS - 220,282),

(Der.S.-4212)yayla gülü (TBAS - 220,282), (Der.S.-

4212)yayla güzeli (Der.S.-4212)yayla keki¤i (TBAS - 206,282).yayla kestânesi (TBAS - 72,282).yayla lâlesi (TBAS - 298).yayla liforu (TBAS - 75,282).yayla likapas› (TBAS - 75,283).yayla otu (TBAS - 220,282).yayla salebi (TBAS - 234,283).yayla süseni (TBAS - 252,283).yayla yavflan› (TBAS - 20,283,284),

(TS-1611)Küçükbafl hayvan isimlerinin ba-

z› aletlere ve ifllemelere ad olmas›:Küçükbafl hayvanlar›n baz› organla-

r›n›n, benzetmeyoluyla bir çok alet edavata isim ola-

rak kondu¤unu da görmek mümkündür.boynuz tarak (TS-216)çoban ili¤i: Çobanlar›n ekmek torba-

lar›n› vücutlar›na ba¤lamak için kullan-d›klar› çengel biçimindeki a¤aç. (Der.S.-1254)

keçi afl›¤›: Çukur yan› az olan bir çe-flit afl›k. (Der.S.-2716)

keçi emce¤i: Bir çeflit inci. (Der.S.-2716)

keçi t›rna¤›: Kesici a¤z› üçgen biçi-minde olan oyma kalemi. (TS-829)

koç bafl›: 1.XV. yüzy›l›n sonuna kadar

kullan›lan, kuflat›lan bir flehrin veya ka-lenin sur ve kap›lar›n› y›kmaya yarayan,bafl taraf› koç bafl›na benzeyen a¤›r di-rek. (TS-882); goçbafl› (AD‹L-554); 2.Evin duvarlar›n› ya¤murdan korumakiçin yap›lan saçak. (Der.S.-2894)

koç boynuzu: 1. Üzerine ip ilifltirme-ye yarayan, iki kulakl› a¤aç veya metalçengel. (TS-882); 2. Demir ya da pirinç-ten yap›lm›fl ip ba¤lamaya yarayan araç.(Der.S.-2894)

koçburun nacak: Odun kesmeye ya-rayan bir çeflit balta. (Der.S.-2894)

koç kulak: ‹ki kulplu küçük küp.(Der.S.-2895)

qoyça¤›r: Eski zaman tüfe¤inin ad›-d›r. (K›r.S.-494)

qoy tas: Su konulan yuvarlak tas.(Kaz.T.S.-169)

kozuluk: Çat›ya aç›lan kap›. (Der.S.-2946)

kuyruklu kufl: Uçurtma. (Der.S.-3021)

kuzu kerpiç: Dikdörtgen prizma biçi-mindeki kerpiç. (Der.S.-3022)

kuzuluk: hlk. Büyük kap›lar›n orta-s›ndaki küçük kap›. Kuzuluk kap›s›:Hanlarda büyük kap› üzerindeki küçükkap›. (TS-943), (Der.S.-3023)

teke b›ça¤›: Bir çeflit büyük b›çak,sald›rma. (Der.S.-3863)

goçak: Koçun boynuzuna benzeterek,hal›ya, kad›n elbiselerine yap›lan nak›fl.(TDS-183)

goç boynuzu: Bir çeflit yün dokumamotifi. (Der.S.-2090)

goç buynuz: 1. Asl›nda keçe konulankoçun boynuzuna benzer nak›fl; 2. Me-zarl›kta mezar›n bafl›na konulan boynu-za benzer iflaret. (TDS-183)

qoçqor müyüz: Koç boynuzu fleklindeolan mimarî tezyinât. (K›r.S.-580)

guzu: Yün dokumada bir motif. (Der.S.-2205)

koç boynuzu: Kad›n çorab›nda kulla-n›lan bir nak›fl motifi. (Der.S.-2894)

Tabiat olaylar›, y›l, ay ve burçlar-

Y›l: 12 Say›: 48

Milli Folklor 59

Page 60: Document48

da küçükbafl hayvan isimleri:Hayvanlar ve hayvanc›l›kta önemli

olan tabiat flartlar› o kadar hayat›m›za girmifltir

ki, bir çok tabiiat olay›na, ay ve y›l isimlerine ve

baz› burçlara onlar›n ad› verilmifltir.çoban çökeren: Yavafl ya¤an ya¤mur.

(Der.S.-1254)çoban kaç›ran: May›s s›caklar›.

(Der.S.-1254)çoban kurtaran: Birdenbire ya¤maya

bafllayan ya¤mur. (Der.S.-1254)çoban sarg›s›: Lapa lapa ya¤an kar.

(Der.S.-1254)çoban y›ld›z›: Venüs. (TS-316)davar beze¤i: Kurban bayram›.

(Der.S.-1378)davar dü¤ünü: Koyunlar kuzulad›¤›

zaman yap›lan flenlik. (Der.S.-1378)davar yolu: Keçi yolu. (Der.S.-1379)goç ay›: Kas›m ay›. (Der.S.-2091)goyun eya¤›: Ekin boyunun ne çok

uzun ne de k›sa olmas› hali. (Der.S.-2111)

guzudifli: Küçük taneli dolu. (Der.S.-2205)

keçi yolu: Patika. (TS-829)koç: Burç ismi. Zodyak üzerinde Ba-

l›k ile Bo¤a burçlar› aras›nda bulunanburç. Zodyak. (TS-882)

koç ay› / koç koyan: 1.Ekim ay›, 2.Kas›m ay›. (Der.S.-2894); k’oçhar - k’ofl-han ay: (Eskiden) Aral›k ay›. (K.çay L.S.-55)

k’oy yol: Samanyolu. (K.çay L.S.-56) koyun a¤›l›: Küçük ay› burcu.

(Der.S.-2943)koyun aya¤›: Ahmak ›slatan ya¤mur.

(Der.S.-2943)koy y›l›: Koyun y›l›. Türklerin on iki-

li y›llar›ndan biri. (DLT-351); qoy jili: Ko-yun y›l› (12 hayvan takvimine göre 1907,1919, 1931, 1943, 1955 y›llar› koyun y›l›-d›r. (YUTS-246)

koz›: Koç burcu, burc-› hamel.

(K›s.En.-377)qoz› köfl: Çok k›sa mesafe. (Kaz.T.S.-

169)qozu köçüm: Yak›n yere tafl›nma.

(K›r.S.-497)kuyruk do¤umu: Yaz sonu. (Der.S.-

3020)oglak: O¤lak burcu, burc-› cedi. (K›s.-

En.-471); o¤lak: Zodyakta Yay ile Kovaaras›ndaki burç. (TS-1100)

o¤lakbafll›: Kuyruklu y›ld›z. (Der.S.-3267)

o¤lak dönencesi: Güney yar› kürenin23 derece 27‘l›k enleminde, güneflin 23aral›kta, ö¤le üzeri dimdik durdu¤u çem-ber, k›fl dönencesi. (TS-1100)

o¤lakk›ran: 1. Kuzeybat›dan esenyel, karayel. (Der.S.-3267); 2. Her mev-sim ve hatta her ay esen kara yel. (Ana-dolu’da) (TKTG-457)

Baflka hayvan isimlerinde kü-çükbafl hayvan isimlerinin kullan›l›-fl›na örnekler:

boynuzlu teke: Bir böcek. (TS-216)goyin emen: Koyunlar› emdi¤i söyle-

nen, kertenkeleye benzer bir hayvan.(Der.S.-2111)

kara keçi: Sazana benzer bir tatl› subal›¤›. (TS-792)

keçiemen (keçemen, keçemek, keçe-mene): Koyun ve inek memelerini emenbir cins yeflil kertenkele. (Der.S.-2715)

Koyun bilekli: Sol ayak bile¤i e¤riolan at. (Der.S.-2943)

toklutay: Hindikufllar familyas›ndanolan, çöllerde yaflayan büyük bir av ku-flu. (TDS-653)

Oyun adland›rmalar›nda küçük-bafl hayvan isimlerinin kullan›l›fl›:

Bu oyunlarda küçükbafl hayvanlar›nbir organlar› oyun malzemesi olarak kul-lan›lmaktad›r.

goç döyüfldürmek: -eskiden- Koçlar›dö¤üfltürmek. (AD‹L-553)

guzlatg›: Çocuk oyunu. (TDS-202)qoçqar urifltirifl:1. Koç dö¤üflü; 2. Bir

Y›l: 12 Say›: 48

60 Milli Folklor

Page 61: Document48

çocuk oyunu. (ÖT‹L-642)o¤lak: Bozkafli (Kesilen o¤la¤›n at üs-

tündeki çekiflme oyunu.) (YUTS-293)o¤lak çekiflme: Bir çeflit spordur.

Ulak tartmak: O¤lak çekiflmek. O¤lakçekiflme s›ras›nda çekiflme maddesi ola-rak kullan›lan keçi yavrusu. (K›r.S.-781-782)

ovlakgapd›: At üzerinde oynanan biroyun. (TDS-478)

sokur teke: Bir oyun ad›. (K›r.S.-721)tak teke: 1.Bir oyun ad›; 2.‹plik üze-

rindeki palyaço (Çocuk oyunca¤›).(K›r.S.-721)

Baz› hastal›k ve ilaç isimlerindeküçükbafl hayvan isimlerinin kulla-n›l›fl›na örnekler:

çoban merhemi: Terementi ve mumya¤› ile yap›lm›fl yara merhemi. (TS-316)

keçi zakkumu (keçebafl): Davarlardaolan akci¤er hastal›¤›, verem. (Der.S.-2715)

kuyruklu biber:Kebabe denilen birnevi ilaç. (Tara.S.-2685-2686)

malk›ran: Hayvan vebas›. (TS-984)Küçükbafl hayvan isimlerinin

kullan›ld›¤› deyimlerden birkaç ör-nek:

Ahfefl’in keçisi gibi bafl›n› sallamak.(TS-829)

Boynuz isterken kulaktan olmak.(TS-216)

Boynuz kula¤› geçmek. (TS-216)Çoban kulübesinde padiflah rüyas›

görmek. (TS-316)Goyunu gurda tapfl›rmak. (AD‹L-

538)Guyrug ele vermemek (AD‹L-566)Guyrugda b›ça¤› d›nd›rmag (AD‹L-

566)Keçileri kaç›rmak. (TS-829)Qoy a¤zidan çöp alma- (ÖT‹L-631)Qoy oozunan çöp alba¤an (Koyun a¤-

z›ndan çöp almayan) (K›r.S.-493)Koyun kaval dinler gibi dinlemek.

(TS-905)

Kuyru¤una basmak. (TS-941)Kuyru¤u titremek. (TS-941)Kuyru¤u üzülüp kalmak. (K›r.S.-532)Kuzu kesilmek. (TS-943)Kuzu postuna bürünmek. (TS-943)Tekeden süt ç›karmak. (TS-1440)

De¤erlendirme:‹lk üzerinde duraca¤›maz konu;

Türkmen Türkçesinden aktar›lan maka-lede, Ebulgazi Bahad›r Han’›n fiecere-iTerâkime adl› eserinden al›nm›fl olan bö-lümle ilgili olacakt›r.

Bu al›nt›da, piflirilmifl bir koyununbeden parçalar›n›n boy beyleri aras›ndapaylafl›lmas› anlat›lmaktad›r.44 Bu pay-laflma, Türklerdeki “ülüfl veya pay” sis-temini göstermesi aç›s›ndan önemlidir.Bu konuda Prof. Dr. Bahaeddin ÖGELflunlar› yazmaktad›r: “O¤uz Ka¤an des-tan›nda, büyük ziyafetlerde kesilecekkoyunun, hangi parçalar›n›n hangi boy-lar taraf›ndan yenilece¤i aç›k olarak be-lirtilmiflti. Boylar ve Türk kesimleri ara-s›nda kavga ç›kmamas› için, hangi Türkbölü¤ünün, hangi parçay› yiyece¤i, önce-den kesin bir töre olarak ilan edilmiflti.Bu düflünce, Türklerde “ülüfl veya pay”sisteminin bir görüntüsü idi. Bir koyun-daki et pay›, çok daha genifl bir mânada,bir devlet ve hukuk anlay›fl›n›n, baflkabir flekilde anlat›l›fl› idi.”45

Küçükbafl hayvanlarla ilgili ge-nel adland›rma

Küçükbafl hayvanlar›n genel adlan-d›rmas›nda “davar” kelimesi kullan›l-maktad›r.

tawar / tavar (ETG, Mayt., DLT, KB,Tara.S); towar (K›s.En.); davar (TS,AD‹L, Der.S, Tara.S, A¤›z).

Küçükbafl hayvan terimi de bu an-lamda kullan›lmaktad›r. küçükbafl (Ts);usaq mal (Kaz.TS, “uflaq mal” ÖT‹L, “ufl-flak mal” YUTS), cand›k mal (K›r.S); ov-nuk mâl (TDS); kiçik boynuz (AD‹L).

Daha çok büyükbafl hayvanlar için

Y›l: 12 Say›: 48

Milli Folklor 61

Page 62: Document48

kullan›lan “mal” kelimesi baz› kaynak-larda hem küçükbafl hem de büyükbaflhayvanlar için kullan›lan bir terim ola-rak karfl›m›za ç›kmaktad›r.

Küçükbafl hayvanlar›n kendigruplar› içinde adland›r›lmas›:

A. Koyunla ‹lgili Terimler 1. Koyun için: “kon, koy, koyun, go-

yun” kullan›lmaktad›r.qon (ETG, DLT); qoy (ETG, DLT, KB,

K›s.En., NF,LÇ,A, TKTG, ÖT‹L, Kaz.TS,Af.KA, K›r.S, YUTS, K.çay LS, Kum.-Bal., Tara.S, A¤›z.); qony (ETG); qoyn(Mayt.); koyun (Mayt., DK, TKTG,Der.S, A¤›z.); goyun (ATS, AD‹L, TDS,A¤›z.).

Sadece Mayt. ve DLT’te farkl› olarak“irk” kelimesi koyunu karfl›lamaktad›r.Ayr›ca Derleme Sözlü¤ü’nde koyun için“meli” ve “tülüdavar”; a¤›zlarda ise “da-var”, “kûn” ve “mi” kelimelerinin kulla-n›ld›¤› görülmektedir.

2. Kuzu için: “kuz›, koz›, kuzu, guzu”en yayg›n kullan›lan flekillerdir.

koz› / kozu (ETG, KB, K›s.En., NF,ÖT‹L, Kaz.T.S., Af.KA, K›r.S, YUTS,Kum.-Bal., Der.S, A¤›z); kuz› / kuzu(Mayt., DLT, KB, LÇ, A, DK, TS, A¤›z);guz› / guzu (ATS, AD‹L, TDS, A¤›z).

Kuzu kelimesinin yerine ÖzbekTürkçesinde “qoziçaq”, Kazak Türkçe-sinde “qoflaqan”, K›g›z Türkçesinde“marqa”, Derleme Sözlü¤ü’nde “barh›k,b›ç›k” kelimeleri de kullan›lmaktad›r.

3. Koç için: “koç, koçkar, goç,goç/flgar” en çok kullan›lan flekillerdir.

Koç (Mayt., DLT, K›s.En., DK, TKTG,TS, Tara.S); koçkar (K›s. En., NF, TS,ÖT‹L, YUTS, “koçn¤ar” DLT, “qoflqar”Kaz.TS, “qoçqor” K›r.S, “k’oçhar” K.çayLS, “koçhar, koçgar” Der.S, “goflkar”A¤›z.); goç (ATS, AD‹L, TDS, “gofl/ç”A¤›z); goçgar (ATS, AD‹L, TDS, “goflgar”A¤›z).

K›g›z Türkçesinde “qoçqoroq”; A¤›z-larda da “beran” kelimesi koçu karfl›la-

yan kelimeler olarak karfl›m›za ç›kmak-tad›r.

4. Öveç için: genel olarak “ög7¤eç,öveç, üveç”kullan›lmaktad›r.

ögeç (DK, A¤›z); ö¤eç (Der.S,Tara.S,A¤›z); öveç (TS, TDS, A¤›z); üveç / uveç(Der.S).

Bu kelimeye, Türkiye Türkçesi vea¤›zlar›, Türkmen Türkçesi ve Dede Kor-kut d›fl›ndaki kaynaklarda rastlamad›k.Yukar›daki kullan›fllar yan›nda DerlemeSözlü¤ü’nde “ o¤eç, ö¤efl, ö¤üç, ökefl,öneç, öñneç, öveyfl, oveç”; a¤›zlarda “hö-gefl, ögefl” kullan›fllar›na da rastlanmak-tad›r.

5. fiiflek için: “tiflek, siçek, flifllik, fli-flek, isek, istek, iflflek, flifleh” kullan›l-maktad›r.

iflek (K›r.S, Der.S, A¤›z); fliflek (TS,ATS, AD‹L, ÖT‹L, K›r.S, Der.S, Tara.S,A¤›z); tiflek (DLT); siçek (K›s.En.); flifllik(DK); isek (Kaz.TS); istek (Af.KA); iflflek(YUTS); flifleh / flifleyh (A¤›z).

6. Toklu için: “tokl›, toklu, tohlu, toh-la, tokt›, to¤l›”.

tokl› (DLT, KB, TDS, ÖT‹L, A¤›z);toklu (DK, TS, K.çay LS, Der.S, Tara.S,A¤›z); tohlu (Der.S, Tara.S, A¤›z); tohla(YUTS); toqt› (Kaz.TS, Af.KA); toqtu(K›r.S); to¤l› / to¤lu (Der.S).

A¤›zlarda “tohlumen” kullan›fl› dakarfl›m›za ç›kmaktad›r.

Türk dilinin baz› tarihî ve bugünkülehçelerinden taram›fl oldu¤umuz örnek-ler bize küçük bafl hayvanlar›n genelisimlendirmesinin (koyun, keçi, kuzu,o¤lak vs.) ses de¤ifliklikleri d›fl›nda ayn›oldu¤unu göstermektedir.

B. Keçi ile ilgili terimler1. Keçi için: “eçki/ü, ke/içi, ge/içi, efl-

ki - yefl/çki, geçe”.eçki (DLT, ÖT‹L, K›r.S, YUTS, K.çay

LS, K›s.En.); eçkü (ETG, DLT, YUTS,K›s.En., A¤›z); keçi (DLT, TS, ATS,AD‹L, A¤›z); kiçi (DK); eflki (DLT,Kaz.TS, Der.S); yeflki (Af.KA); yeçki

Y›l: 12 Say›: 48

62 Milli Folklor

Page 63: Document48

(K.çay LS); geçi / giçi (TDS, A¤›z); geçe(A¤›z)

K›sasü’l-Enbiyâ’da “ekçi” flekline derastlanmaktad›r.

2. O¤lak için: “og/¤lak, ovlak, u/›lak,laq, gi/›lik, kidik” kullan›fllar› karfl›m›zaç›kmaktad›r.

Og/¤lak (Mayt., DLT, KB, K›s.En.,NF, TKTG, TS, YUTS, Der.S, A¤›z); ov-lak (TDS); ulak (ÖT‹L, K›r.S, K.çay LS,A¤›z); ›lak (Af.KA); laq (Kaz.TS); gilik/g›lik /kidik (Der.S).

Bunlar d›fl›nda Derleme Sözlü¤ü’nde“mecik”, a¤›zlarda ise “bijek” kelimeleride o¤lak için kullan›lmaktad›r.

3. Çepifl için: “çebiç/fl, çepiç/fl,fl›/ib›/ifl, çiviç”.

çebiç/fl (TS, TDS, Der.S, Tara.S.,A¤›z); çepiç/fl (DLT, ATS, AD‹L, Der.S,Tara.S, A¤›z); çiviç (YUTS); fl›b›fl(Kaz.TS); flibifl (Af.KA).

4. Erkeç için: “erkeç” veya “irkeç”.erkeç (Mayt., DLT, KB, TS, ATS,

AD‹L, TDS, K›r.S, Der.S, Tara.S, A¤›z);irkeç (DK, Tara.S).

A¤›zlarda “ergeç, erkefl”; K›rg›z Söz-lü¤ü’nde ise “erkefl” flekline de rastlan-maktad›r.

5. Teke için: “teke / deke”.teke (Mayt., DLT, DK, TS, TDS,

ÖT‹L, Kaz.TS, Af.KA, K›r.S, YUTS,K.çay LS, Der.S, Tara.S, A¤›z); deke(Der.S, A¤›z).

Küçükbafl hayvanlarla ilgili genel ad-land›rmalar›n ses de¤ifliklikleri d›fl›ndaayn› oldu¤u görülmektedir. Bu konudakifarkl› kullan›fllar, daha çok hayvan›n ya-fl› veya cinsi ile ilgili tan›mlardad›r.

Tarihî ve bugünkü lehçeler ile Türki-ye Türkçesi a¤›zlar›nda, küçükbafl hay-vanlar›n yafl› ve cinsi ile ilgili kelimeler-de büyük bir farkl›l›k bulunmamaktad›r.Yafl› anlatan öveç, kuzu, teke, koç, çepiflgibi kelimeler, ayn› zamanda hayvan›ncinsi için de kullan›lmaktad›r. Teker te-ker ele al›nacak olursa:

Koyunun yafl›n› anlatan kelime-ler.

Kuzu: Tarad›¤›m›z ve derledi¤imizbütün kaynaklarda “koyun yavrusu”fleklinde tan›mlanmaktad›r. TDS’de yafls›n›r› “6 aya kadar” diye belirtilirkenÖT‹L’ de “1 yafl›na girmemifl” fleklindenitelendirilmektedir. Bunun d›fl›nda,kaynaklardaki aç›klamalarda çok barizfarkl›l›klar olmad›¤›n› görüyoruz.

Toklu: Kaynaklarda “6 ayla 2 yaflaras›ndaki kuzuya” toklu denmektedir.DLT, KB ve a¤›zlarda yafl s›n›r› “6 ayl›k”iken Kaz.TS, Der.S ve a¤›zlarda “6 ay - 1yafl aras›”; DK, TS, TDS, Af.KA, Der.S,Tara.S ve a¤›zlar›n bir k›sm›nda “1 yafl”;Der.S, ve baz› a¤›zlarda da“2 yafl” fleklin-de verilmektedir. K›r.S’de “henüz do¤ur-mam›fl genç koyun” olarak tan›mlan-maktad›r.

fiiflek: Taranan ve derlenen kaynak-lar›n baz›s›nda, “2 yaflla 3 yafl aras›nda-ki koyuna”; baz›s›nda ise “kuzulam›fl ve-ya kuzulayacak koyuna” ya da “i¤difledilmifl koça” fliflek denilmektedir.K›s.En., Kaz.TS, Af.KA, K›r.S, Tara.S vebaz› a¤›zlarda 2 yafl›ndaki; DLT’de 3 ya-fl›na girmifl; TS, ÖT‹L ve Der.S.’de 1-2yafl aras›ndaki; ATS, AD‹L’de 2-4 yaflaras›ndaki; Der.S ve baz› a¤›zlarda 1 ya-fl›ndaki, 1 yafl›n üstündeki koyun fleklin-de tan›mlanmaktad›r. TS ve Der.S’de“kuzulayacak veya kuzulam›fl koyun” ta-n›m›n›, K›r.S.’de “i¤difl edilmifl 2 yafl›nabasan koç” ifadesini görmekteyiz.

Öveç: Kaynaklarda öveç için genel-likle 2/3 yafl s›n›r› konulmaktad›r. DK,Der.S ve baz› a¤›zlarda 2 yafl›nda; TS,TDS, Der.S, Tara.S ve baz› a¤›zlarda 2-3yafl›nda veya 3 yafl›na girmifl; Der.S’de 1yafl›nda; baz› a¤›zlarda 1-4 yafl aras›nda-ki koyun olarak ifade edilmektedir.Der.S’de 3-4 ayl›k kuzu için de öveç keli-mesinin kullan›ld›¤›n› görüyoruz.

Öveç kelimesi keçilerin yafl›n› anlat-mak için de kullan›lmaktad›r. Yafl s›n›r-

Y›l: 12 Say›: 48

Milli Folklor 63

Page 64: Document48

land›rmas› ise yukar›da koyun için veri-lenle ayn›d›r.

Koyun: Kaynaklarda koyunun yafls›n›r› ile ilgili bir bilgi verilmemektedir.Sadece yaz›m›zda aktarmas› verilmiflolan “Türkmen Dilinde Dovardarç›l›kLeksikas›n›n Tematik Toparlar›” adl› ya-z›da koyun için bir yafl s›n›r› çizilmekte-dir. Yaz›ya göre koyundaki yafl s›n›r›3’tür.

Üç yafl›n üzerindeki koyunlarla ilgilikelimelere sözlüklerde pek rastlanma-maktad›r. Bulabildi¤imiz örneklerdenyola ç›karak gerek lehçeler gerek a¤›z-larda üç yafl üzerindeki koyunu ifadeeden terimlerin farkl› kelimelerle ifadeedildi¤ini söylemek mümkündür. Birkaçörnek vermek gerekirse:

man yafll›¤ koy: 4 yafl›n› geçen koyun.(DLT); mañ: 4 yafl›ndaki koyun. (TDS);mañramaz: 5 yafl›ndaki koyun. (TDS);mälemez: 6 yafl›ndaki koyun.(TDS); sav-l›q: 3 yafl›ndan büyük, kuzulayacak ko-yun. (Kaz.TS); dönen koy: 4 yafll› koyun.(YUTS); balta: 4 yafl›ndan yukar› koyun.(Der.S); kocalama: 6 yafl›n› geçmifl ko-yun.(Der.S); marman: 4-5 yafl›ndaki ko-yun.(Der.S); azman: 4 yafl›ndaki koyun.(A¤›z); balta: 3-4 yafl›ndan büyük koyun.(A¤›z).

Bunun d›fl›ndaki farkl› kullan›fllar›da flu flekilde s›ralayabiriz:

1 yafl›ndaki koyun için: “o¤oç, tohlu-man, ürgeç” v.s. (Der.S).

2 yafl›ndaki koyun için: “tusaq”(Kaz.TS), “gerdezan, gerdazan, gerde-ran, gezin” (Der.S), “gerdezan” (A¤›z).

3 yafl›ndaki koyun için: “tusak”(Af.KA), “gerdezan, gezyazma, kezin,kezleme, mazman, maz” (Der.S).

Keçinin yafl›n› anlatan kelimeler.O¤lak: Derlenen ve taranan kaynak-

larda “keçi yavrusu” olarak tan›mlan-maktad›r. Sadece TDS’de “6 aya kadarkikeçi yavrusu” fleklinde bir yafl s›n›r› be-

lirtilmifltir.Çepifl: Kaynaklarda çepifl için 6 ayla

2 yafl aras›nda farkl› yafl s›n›rlar› belir-tilmektedir. (DLT’de 6 ayl›k; TS, ATS,AD‹L, Kaz.TS., YUTS, Der.S, Tara.S.,A¤›z.’da 1 yafl›nda; TDS’de 6 - 11 ay ara-s›nda; Der. S’de 2 yafl›nda.) Bir iki kay-nakta sadece keçi yavrusu fleklinde ifadeedilmekte ve belirli bir yafl s›n›r› veril-memektedir.

Öveç: Öveç kelimesinin keçi için dekullan›ld›¤› ve yafl s›n›r›n›n ne flekildeoldu¤u, koyunun yafl›n› anlatan kelime-ler konusunda verilmiflti.

Kaynaklarda, 3 yafl›n üzerindeki ke-çiyi ifade eden kelimelere hiç rastlanma-maktad›r.

Yukar›da genel kullan›l›fl› verilmiflolan yafl s›n›rland›rmas›yla ilgili kelime-ler d›fl›nda gerek bugünkü Türk lehçele-rinde gerek Türkiye Türkçesi a¤›zlar›n-da farkl› terimler de kullan›lmaktad›r.Örnek:

1 yafl›ndaki keçi için: tekeçe (K›r.S),dekiflmen, gez, gezem, gezen, kezin, kez-leme, k›l›kesik, k›rk›k, korit, kor›t, o¤-lakman (Der.S), hasi, korut (A¤›z).

2 yafl›mdaki keçi için: tuvfla(Kaz.TS), yazlama, gezdan, gezgecik,gezlam, gezyazma, gezyazd›, hevir, kel-yazan, körit, o¤lama (Der.S), gezlam(A¤›z).

Bu gruplamada yafl s›n›rlamas› ya-n›nda hayvan›n cinsi, k›s›r olup olmama-s› vs. gibi özellikler de belirtilmifltir.

Hayvan›n yafl›n› belirtmek için birtane kuzulayan koyun / keçi; iki tane ku-zulayan koyun / keçi gibi ifadelere rast-lamak da mümkündür. Bu tür tan›mla-malar, hayvan› biyolojik aç›dan da elealan tan›mlamalard›r. Hayvan›n bir ve-ya iki tane kuzulamas› gibi ifadeler ya-n›nda afla¤›daki baz› farkl› kelimeler debu tan›mlar için de yer almaktad›r: evin-me: Henüz iki kez kuzulam›fl ko-yun.(Der.S); gerdezan: ‹ki yavrulu üç ya-

Y›l: 12 Say›: 48

64 Milli Folklor

Page 65: Document48

fl›nda koyun. (Der.S); gezyazl›: 2 kuzulukoyun. (Der.S); gezem, gezen, gezlam,gezyazm›fl v.s.: Bir o¤lakl› keçi. (Der.S).

Hayvan›n cinsi ile ilgili terimler Hayvan›n cinsini belirtmek için en

çok kullan›lan iki kelime “erkek” ve “di-fli” kelimeleridir.Erkek kelimesi, “erkek,irkek, yerkek ve er” gibi sadece ses de¤i-flikli¤ine u¤ram›fl flekilleriyle karfl›m›zaç›kmaktad›r.

erkek (ETG, DLT, KB, K›s.En., NF,TS, AD‹L, TDS, ÖT‹L, Kaz.TS, K›r.S,YUTS, K.çay LS, Kum.-Bal., Der.S,A¤›z); irkek (ETG); yerkek (Af.KA, K.çayLS); er (Tara.S).

Diflili¤i göstermek için kullan›lan ke-lime iki tanedir: tifli (ETG, KB, K›s.En.,NF); t›fl› (DLT); difli (K›s.En., DK, TS,AD‹L, Der.S, A¤›z); ur¤afl› / ur¤aflt› / ur-¤aaç› (ÖT‹L, Kaz.TS, Af.KA, K›r.S).

Türkiye Türkçesi a¤›zlar›n›n bir ka-ç›nda difli kelimesi yerine “ganc›k/h” ke-limesi de kullan›lmaktad›r.

Baz› terimler tek bafl›na kullan›ld›k-lar›nda da erkeklik, diflilik anlam› ver-mektedirler. Koyun-koç, keçi-teke gibi.

Koç: “Dam›zl›k erkek koyun”. (TS,ATS, AD‹L, K›r.S, Der.S)

TDS ve ÖT‹L’de “enenmemifl büyükkoyun, enenmemifl erkek koyun”;K›r.S’de -qoçqoroq için- “enenmifl gençkoç” fleklinde tan›mlar da bulunmakta-d›r. Der. S ve Türkiye Türkçesi a¤›zlar›n-da “1 yafl›ndaki erkek koyun, 1 yafl›n›geçmifl erkek koyun” tan›mlar›na darastlanmaktad›r.

Teke: “Erkek keçi, dam›zl›k keçi.”(DK, TS, TDS, Der.S, A¤›z).

Teke için, K›r.S’de “enenmemifl”;Af.KA ve Türkiye Türkçesinin baz› a¤›z-lar›nda “2-3 yafl›nda keçi, 3 yafl›nda er-kek o¤lak” tan›mlar› da bulunmaktad›r.

Keçilerde cinsi belirten di¤er kelime

“erkeç” tir. Erkeç: “Erkek keçi”. (DK, TS, ATS,

AD‹L, Der.S., A¤›z). TDS, K›r.S, Der.S,A¤›zlarda “enenmifl, i¤difl edilmifl erkekkeçi”; Tara.S,’de “3 yafl›n› bitiren erkekkeçi”; Der.S’de “3-4 yafl›nda enenmifl er-kek keçi”; A¤›z.’ da “1-1,5 yafl›nda erkekkeçi; 3-4 yafl›nda enenmifl erkek keçi” ta-n›mlar›na da rastlanmaktad›r.

Cins ve yaflla ilgili terimlere bak›ld›-¤›nda, özellikle alt grupland›rmalardakoyunlarla ilgili terimlerin daha belirginoldu¤u ve bu gruplamalar›n keçiler içinde uyguland›¤› görülmektedir.

Tarihî ve bugünkü Türk lehçeleri ileTürkiye Türkçesi a¤›zlar›nda baz› terim-lerin yafl ve cins aç›s›ndan kar›fl›kl›k arzetti¤i de göze çarpmaktad›r.

Çepifl kelimesi, Der. S ve baz› a¤›zlar-da difli olarak belirtilmekte iken baz›la-r›nda ise erkek olarak tan›mlanmakta-d›r.

fiiflek kelimesi, TS, Der.S ve baz›a¤›zlarda difli koyun olarak; Kaz.TS,K›r.S ve Der.S.’de erkek koyun olarak ta-n›mlanmaktad›r.

Toklu ‘da da bu farkl›l›k göze çarpar.ÖT‹L ve K›r.S.’de “difli kuzu”; Der.S, Ta-ra.S ve A¤›zlarda “erkek kuzu” olarakifade edilmektedir.

Bu farkl› tan›mlamalar, kuzu, o¤lak,koyun, keçi kelimelerinde hiç karfl›m›zaç›kmamakta; sadece çepifl, fliflek ve toklukelimelerinin tan›mlar›nda ortaya ç›k-maktad›r.

Küçükbafl hayvanlar›n türüyle il-gili terimler

Küçükbafl hayvanlar›n türüyle ilgilikelimeler üzerinde sa¤l›kl› bir de¤erlen-dirme yapmak zordur. Elimizde herTürk toplulu¤unun hayvanc›l›k terimle-riyle ilgili bir kayna¤›n›n olmamas› se-bebiyle, derleme ve tarama yoluyla sade-ce Türkiye Türkçesi’ndeki türlerin birk›sm› tesbit edilebilmifltir.

Y›l: 12 Say›: 48

Milli Folklor 65

Page 66: Document48

Bugünkü Türk lehçelerinin sözlükle-rinden türle ilgili sadece bir kelime tes-bit edebildik.

Merinos: Yumuflak tüylü koyun, ‹s-panya koyunu. (Kaz.TS, K›r.S, TS).

Türkiye Türkçesindeki türlerle ilgilitesbitlerimiz, TS, Der. S ve a¤›zlardanelde edilmifltir. Bu kelimeler, listelerdeyer ald›¤› için buraya tekrar al›nmam›fl-t›r.

Hayvanc›l›kla ilgili kelimelerI. Bakmak, Beslemek Hayvanlar›n bak›lmas› ve beslenme-

si ile ilgili olarak genellikle “bak-“ fiilikullan›lmaktad›r.

baq- (K›s.En, TS, TDS, YUTS, K›r.S);asra- / as›ra- (K›s.En., Kaz.TS, K›r.S,K.çay LS); bordagla- (AD‹L); ba¤ur(Kaz.TS); sahla- (A¤›z).

II. A¤namak: Yere yat›p debelen-mek, yuvarlanmak.

ag›na- (ETG, KB, TDS); agna- (ETG,DLT, K›s.En., NF, YUTS); a¤na- (TS,ATS, AD‹L, Der.S, Tara.S, A¤›z); añla-(A¤›z).

III. Sürü 1. sürüg (ETG, DLT, KB, K›s.En.,

NF); sürük (DLT); sürü (DLT, TKTG, TS,A¤›z); süri (TDS); sürüv (ÖT‹L). 2. ögür(ETG, DLT, Der.S); üyür (YUTS);

ügür (KB). 3. övrek (A¤›z). 4. görpe /gorpe (Der.S). 5. Ilk/g› / ›rh› (Der.S). 6.Tokat / otak (Der.S)

IV. Otlak: Hayvan otlat›lan yer, me-ra.

1. otlag (K›s. En., TDS); otlak (DK,TS, ÖT‹L, YUTS, A¤›z); otluk (TDS,YUTS, “ott›k” Kaz.TS); otar (TDS,Kaz.TS, “otor” K›r.S, Kum.-Bal.). 2. örü(TKTG, K›r.S.,Der.S, A¤›z, “ürü, örö”Der.S, “öri” TDS); örüm (TS, Der.S, A¤›z,“orum, ürüm” Der.S); örüfl (TKTG, K›r.S,Der.S, “öris” Kaz.TS); örüfltüü (K›r.S).

Ayr›ca: mera (TS, A¤›z); asl›m, bo-zant›, güdü yeri, salmal›k, biçenek, örek,

ören, örene (Der.S); çay›r, otlag›ye (A¤›z).3. yaylag (ETG, DLT, DK, ATS,

AD‹L, TDS); yaylak (TKTG, TS, ÖT‹L,YUTS, Der.S); yayla (DK, TKTG, TS,TDS, “caylav” Kaz.TS, “yaylav” ÖT‹L,A¤›z). 4. yaz› (ETG, Mayt., DLT, KB,K›s.En., DK, TS, ATS, AD‹L, “caz›q”Kaz.TS, A¤›z); 5. Yayl›m (DK, TS, ATS,AD‹L, TDS, “cay›l›m / cay›l›s” Kaz.TS,Der.S, A¤›z). Ayr›ca: yaygan (TKTG,Der.S); yazlag (TDS, ÖT‹L); cayl›k(K.çay LS); yaylah (Der.S, A¤›z); yay›m,yayma, yazla, yazlama (Der.S); yâleg,yâli, yayli, yeyla (A¤›z).

V. Otlamak: Hayvanlar›n dolaflarakyerdeki ot, çimen, yaprak vb. yemeleri.Mal›n yay›lmas› için “otla-, otar-, yay›l-,yaz-, güt-“ terimleri kullan›lmaktad›r.

1. otgar- / otar- (DLT, TS, TDS, Der.S,Tara.S); otla- (DLT, K›s.En., NF, DK, TS,TDS, ÖT‹L, K.çay LS, A¤›z,“ottav”Kaz.TS, “otto-“ K›r.S, “otli-“ YUTS); ot-lan- (DK); otarla- (Kaz.TS); otorlo-(K›r.S); ott›¤uv (Kaz.TS); otqoz- (K›r.S);otlat- (TS, YUTS); otuk- / otuh- (Der.S);ota sal- / ota ko- (Tara.S). 2. Yay- / yay›l-(ETG, Mayt., KB, K›s.En., NF, DK, TS,TDS, KUM.-Bal., Der.S, A¤›z, “cay›l-“Kaz.TS, “yeyil-“ YUTS) / yayla- (AD‹L,Der.S, “yayli-“ YUTS). 3. Yaz- / yaz›l-(K›s.En., TDS, ÖT‹L, “yazil-“ YUTS,“caz-“ Kaz.TS, “yazla-“ TDS). 4. yayra- /yayrat- (TDS, ÖD‹L).

Bu kullan›fllar yan›nda, Der.S’de ot-lamak yerine, “güt-, güder-, ürü-, çöple-,örü-, yamr›-, öy-“ kelimeleri de kullan›l-maktad›r. Karaçay Lehçesi Sözlü¤ü’nde“k’üt-“ kelimesi, otlamak anlam›yla ve-rilmifltir.

VI. Semirmek / Semiz Hayvanlar› besleyip tavl› hale getir-

mek için kullan›lan terim “semir-, semri-“; besili hayvan için kullan›lan terim ise“semiz”dir.

Semiz (ETG, DLT, KB, K›s.En.,TKTG, TS, TDS, Kaz.TS, K›r.S, YUTS,

Y›l: 12 Say›: 48

66 Milli Folklor

Page 67: Document48

K.çay LS, A¤›z); semüz (DLT, K›s.En.,NF, DK, Der.S); semis (DLT); semir(TKTG).

Semiz kelimesi, bütün tarihî ve bu-günkü Türk lehçeleri ile Türkiye Türk-çesi a¤›zlar›nda kullan›lmaktad›r. Bu-nun yan›nda bir kaç farkl› örne¤e derastl›yoruz: “mapraç, çiflik” TDS; “etti”Kaz.TS; “bodaq, etlik” YUTS; “çibli, çile-li, semirek” Der.S; “çileli” A¤›z.

Semir- (TKTG, TS, Kaz.TS, K›r.S,YUTS, K.çayLS, A¤›z); semri- (ETG,DLT, KB, K›s.En., TKTG, Der.S, Tara.S);semür- (K›s.En., Der.S); semre- (TDS,Der.S); sem- (Der.S); semizde- / semizle-(TS, K›r.S); çilelen- (Der.S, A¤›z).

VII. Bar›nma Kaynaklarda, küçükbafl hayvanlar›n

bar›nd›¤› yer, genellikle “a¤›l” kelimesiyle kar-

fl›lanmaktad›r. Asl›nda büyükbafl hay-vanlar için kullan›lan “ah›r” kelimesi-nin, küçükbafl hayvanlar için de kulla-n›ld›¤› birkaç örnek de görülmektedir.

1. ag›l / a¤›l (DLT, DK, TKTG, TS,ATS, AD‹L, TDS, Der.S, A¤›z); a¤ay›l(TDS); a¤al, a¤›la, a¤ul, a¤lek (Der.S).

A¤›l kelimesinin yan›nda flu kelime-ler de kullan›lmaktad›r: dam (TS, ATS,AD‹L, Der.S, A¤›z); kom (TS, A¤›z, “gom”Der.S); guren (Kum.-Bal.); arkaç, argaç,çalmar, çelki, çokal, çöten, delme, dikme,dom, erek, kem, köm, kön, küm,saya(Der.S); qotan (YUTS); kös, çö¤, küm,köm, saya (A¤›z).

Türkiye Türkçesi a¤›zlar›nda a¤›l,üstünün kapal› veya aç›k olmas›na, ku-zu ya da o¤lak için olmas›na göre farkl›isimler de alabilmektedir: koz / kozluk:Evin alt›ndaki a¤›l (Der.S); salma: Üstüve yanlar› kapal› a¤›l. (Der.S); çi¤: O¤laka¤›l›; çiten: Kuzu a¤›l›. (Der.S) vs.

VIII. Sulamak Hayvan›n suya götürülmesi ifllemi-

nin ad›d›r. Suwgar- / suwar- / suvar- (DLT, NF,

TS, TDS, Kaz.TS, Der.S, Tara.S); su¤ar-/ sugur- (Kaz.TS, K›r.S, YUTS); s›var-(Tara.S); sula- (K›s.En., TS, A¤›z).

Hayvanlar›n suland›¤› yere, suvat,sulak gibi isimler verilmektedir.

suwla¤ / suwlag (DLT, K›s.En.) = su-lag (K›s.En.); suvat / su¤at / s›vat (TS,Kaz.TS, K›r.S, Der.S, Tara.S); hat›l(A¤›z).

IX. Çoban Hayvanlar›n otlat›lmas›, beslenmesi

ile ilgilenen kifli için “çoban, koyç›, bak›-c›, güden” kelimeleri kullan›lmaktad›r.

koyç›/u (KB, K›s.En., TKTG, ÖT‹L,K›r.S, Kum.-Bal., K.çay LS, YUTS, “qoy-fl›” Kaz.TS); çoban / çûban / çopan (NF,DK, TS, TDS, K.çay LS, A¤›z, YUTS);güden, güdekçi, güdücü, gütlekçi, güt-tekçi, köm (Der.S).

Ayr›ca flu kullan›fllar da vard›r: guzu-çu, guzu otaran (AD‹L); qoyçivan(ÖT‹L); qozu bala, qoyçuman (K›r.S);bakkuçi, padiçi (YUTS); koyun eri, ko-yun o¤lan› (Tara.S); saya, fl›van, güden(A¤›z).

X. Sa¤mak / Sa¤›lmakA. Yap›lan ifl: sa¤- (Dlt, K›s.En., NF,

DK, TS, TDS, ÖT‹L, YUTS, A¤›z); sav-(Kaz.TS); segil- / segifl (YUTS); sau’û /sau- (K.çay LS); sa¤› sa¤- (TDS).

B. ‹flin zaman› ve miktar›: sa¤›m(DLT, TKTG, TS, TDS, ÖT‹L, Der.S, Ta-ra.S, A¤›z); sa¤›n (K›s.En., Tara.S); sa¤›fl(TKTG); sav›m (Kaz.TS); saam (K›r.S).

Sa¤›lan, süt veren hayvana “sa¤mal,sa¤l›m, sa¤›n, sagl›k, sav›n, savl›, saan,sa¤an” gibi adlar verilmektedir. sa¤mal(TS, A¤›z); sa¤l›m (A¤›z); sa¤›n (DLT,ÖT‹L, Der.S, A¤›z); sagl›k (DLT, K›s.En., NF); sa¤›nl›k (TDS); sav›n (Kaz.TS);savl› (Kaz.TS); saan / saanl›k (K›r.S); sa-¤an, sa¤›n›r, sa¤›l›r (Der.S).

Yeni do¤uran hayvan›n ilk sütü için“a¤›z” terimi kullan›l›r. Aguj (DLT);aguz / a¤uz (DLT, TKTG, ATS, AD‹L,Der.S, Tara.S, A¤›z); a¤›z (TKTG, TS,

Y›l: 12 Say›: 48

Milli Folklor 67

Page 68: Document48

Der.S, Tara.S); avuz (TKTG, Der.S); ûz /uwuz / uuz (DLT, K›r.S, Der.S); a¤an(A¤›z, Der.S); a¤az (A¤›z, Der.S); gölemez/ gölmez (Der.S); a¤›z sütü, a¤›n, a¤›zl›k,a¤oz, av›z, avur, bulama, bulamaç, ko-yultmaç, koyurtmaç, koyutmaç (Der.S).

Hayvanc›l›kla ilgili terimlerin, tarihîve bugünkü Türk lehçeleri ile TürkiyeTürkçesi a¤›zlar›nda, ses de¤iflikliklerid›fl›nda farkl›l›k arz etmedi¤i görülmek-tedir.

Hayvan›n boynuzu ve kuyru¤uile ilgili kelimeler

Hayvan›n boynuzu için bir iki istisnâkelime d›fl›nda, “müngüz, boynuz” ke-limelerinin kullan›ld›¤› görülmektedir.

Miñiz, müñüz, müngüz (ETG, DLT,K›s.En., YUTS); müyiz, mügüz, müyüz(ETG, ÖT‹L, Kaz.TS, K›r.S, K.çay LS);moynuz (K›s.En., NF); muynuz, muyuz(K›s.En., Kum.-Bal.); boynuz (TS); buy-nuz (DK, ATS, AD‹L, TDS, Der.S, A¤›z);buynus, buinuz (A¤›z).

fiu kelimeler de boynuz için kullan›l-maktad›r: “dal, golak, koç, kalak”. (A¤›z)

“Kuyruk” kelimesi, hem tarihî vebugünkü Türk lehçelerinde hem de Tür-kiye Türkçesi a¤›zlar›nda kullan›lmak-tad›r. Tek fark, kelimedeki ses de¤iflik-likleridir.

qudruq (ETG, DLT, KB, K›s.En., NF);kuyruk (K›s.En., DK, TS, K›r.S, YUTS,K.çay LS, Der.S, Tara.S, “quyr›q”Kaz.TS); guyruk (ATS, AD‹L, TDS,A¤›z.)

Hayvanlarda çiftleflme ve yavru-lama

Çiftleflme için genellikle “koç koyver-mek, koçsamak, tekesemek” kelimelerikullan›lmakta, bu kelimelerin yan›ndalehçe ve a¤›zlarda farkl› flekillere derastlan›lmaktad›r.

1. afl›l- (DLT, KB, DK); afl-, afl›n-(Der.S); afl›m (TS, Der.S). 4. 2. Koç kat›-

m›, koç sal›m›, koça gelmek, koç kaç›m›,koçs›rak olmak, goç gat›m›, goç goyur-mak (TKTG, TS, Der.S, A¤›z). 3. Çiftlefl-mek (TS, “cüplefl-“ YUTS, “çütlefl-“Der.S, “cüftlen-“ Tara.S). 4. koçsa- (TS,Der.S, A¤›z). 5. quuduruu (K›r.S). 6. te-kelen-/ tekese- / tekesi- / teksek ol- / de-keye gel- (Der.S, Tara.S, A¤›z).

Derleme Sözlü¤ü’nde “es-, çöpleme,ça¤la-, bozk›ra¤›” kelimelerinin de koçkat›m›n› ve bu iflin yap›ld›¤› zaman›(ekim ay› sonlar›, kas›m ay› bafllar›) an-latmak için kullan›ld›¤› görülmektedir.

Hayvanlar›n yavrulamas› ile ilgiliolarak kullan›lan kelimeler flunlard›r:

1. Gebeli¤i için: bo¤az (DK, AD‹L,TDS, “booz” K›r.S, “boyluk” YUTS,“bu’az” K.çay LS).

2. Yavrulama için: a. tüle- / tület-(DLT, “döl, dölle-“ TDS, “döl dök-, döldüfl-“ Der.S, “döle-, döl dökümü” Tara.S).

b. kuzulamak (TS, “guzula-” AD‹L,“guzla-, guzlat-” TDS, “qozila-” ÖT‹L,“qozda-” Kaz.TS, “qozula-” K›r.S, “qozila-, qozili-” YUTS, “k’ozla-” K.çay LS, “kuz-la-” Der.S, Tara.S, “guzla-, guzula-” A¤›z.

c. ovlaklamak (TDS, “laqta-” Kaz.TS)Kaynaklarda, hayvan›n i¤difl edilme-

si konusunda tesbit edilen kelimeler flunlard›r:ar›t- (DLT); ar›gla- (DLT); ene- /ine-

(TS, Der.S, Tara.S, A¤›z); ahtala- / a¤ta-la- (AD‹L, Der.S, TDS, YUTS); bur-(AD‹L, Der.S, A¤›z); biç- (TDS, ÖT‹L,K.çay LS); i¤difl/ç et- (Der.S, A¤›z).

‹¤difl edilen hayvan için de DLT’de“beçel”, AD‹L’de “ahta”, TDS’de “a¤ta”,Kaz.TS’de “azban”, YUTS’de “axta”,Der.S’de “ahda, burgaç, burguç, burkuk,burma, çekme, enek, enenik, hevir, i¤-difl/ç” kelimeleri kullan›lmaktad›r.

Hayvan›n k›s›rlaflt›r›lmas› konusun-da, lehçeler ve a¤›zlar aras›nda farkl›kullan›fllar ortaya ç›kmaktad›r.

Hayvana iflaret koymak

Y›l: 12 Say›: 48

68 Milli Folklor

Page 69: Document48

Hayvanlara konulan iflaret bir kaçtürlü olabilmektedir. Bunlardan biridamga basarak; ikincisi kula¤› keserek;üçüncüsü de hayvan›n s›rt›nda bir parçak›rp›lmam›fl yün b›rakarak yap›lan ifla-rettir. Bu konuda kullan›lan terimlerflunlard›r:

1. tamga / damga (ETG, Mayt., DLT,KB, K›s.En., TS, AD‹L, ÖT‹L, K›r.S,K.çay LS, Der.S, Tara.S, A¤›z, “tañba”Kaz.TS).

2. en / ene- (DLT, Kaz.TS, K›r.S,YUTS, Der.S, “eñ” A¤›z).

3. al›k (TDS, Der.S).Bu konuda, kullan›fl s›kl›¤›n›n dam-

ga ve en kelimelerinde oldu¤u görülmek-tedir. “Al›k” Türkmen Türkçesi’nde veTürkiye Türkçesi a¤›zlar›nda kullan›l-maktad›r. Türkmenlerde kulak kesilerekyap›lan iflarete; Türkiye Türkçesinina¤›zlar›nda ya kulak kesilerek ya dahayvan›n s›rt›nda yün b›rak›larak yap›-lan iflarete ad olmaktad›r. Türkiye Türk-çesi a¤›zlar›nda bu üç kelimenin yan›n-da “enle-, mant›ka, mengillemek, ged,da¤la¤, ›flmar” gibi kelimeler de kullan›l-maktad›r.

Hayvanlar›n ay›rt edilmesinde,isimlendirilmesinde kullan›lan hu-yu ve baz› baflka özellikleri

Küçükbafl hayvanlar›n özelliklerinegöre s›n›fland›r›lmas›nda en çok kullan›-lan kelimeler, renk isimleridir. Renginegöre hayvan› adland›rma, bütün Türktopluluklar›nda da en yayg›n vas›flan-d›rma flekli olmufltur. Ak koyun, karakoyun, kara keçi, alaca o¤lak, boz keçi,goñur goyun vs. Bu adland›rma, tarihtehem bir Türk toplulu¤una (Karakeçili-ler) hem de XV. yüzy›lda iki Türk devle-tine (“Akkoyunlular”, “Karakoyunlular”)ad olarak da karfl›m›za ç›kmaktad›r.

Hayvanlar, boynuzunun olup olma-

mas›na, kula¤›n›n küçük veya büyük ol-mas›na, bedenindeki lekeye, sürününönünde gidifline göre de isimler alm›fllar-d›r. Huylar› da hayvanlar›n vas›fland›-r›lmas›nda kullan›lm›fl olan özelliklerin-dendir. Örnekler:

K›sa veya küçük kulakl› hayvan için:kürük, kürü, kürüs, kürüz, k›r›, togu, ço-mu, çomak, çömmen, düldül, gümrük(Der.S)

Boynuzsuz hayvan için: tok y›lk›(DLT), boynuzsuz (TS), toqal (Kaz.TS,YUTS); toqol (K›r.S); çomar, çomuk, do-bak, tekifl (Der.S); gabak (A¤›z).

Kuyru¤una göre: bicik, p›rlak(Der.S); guyrukman (TDS).

Rengine göre: yañal, yan›l, alabafl,alager, ala¤eçi, yaflmakl›, bozal, bozerkeç(Der.S); koñur (TDS, DLT, DK, ÖT‹L,Kaz.TS, K›r.S, Der.S); targ›l (DLT).

Bedenindeki lekeye göre: bafl›l koy,kaflga koy (DLT); saqar (DK, TS); ak›tma(TS, Der.S); töbel / töböl (Kaz.TS, K›r.S);k’aflha (K.çay LS); befl, beflik, kaflka, k›r-do¤u, yaflmakl›(Der.S).

Sürünün önünde gitmesine göre: ga-raa¤›z (AD‹L); serke (Af.KA); erkeç(Der.S)

Huyuna göre: elkoyun: önden öndengiden (Der.S); süse¤en (DLT, Kaz.TS,Der.S); o¤ulsuz: k›s›r hayvan” (Der.S);melemez: tembel. (Der.S)

Huyla ilgili olarak bütün lehçelerdeulaflabildi¤imiz tek kelime “süse¤en” ke-limesi oldu. süse¤en (DLT, DK, Der.S,Tara.S, A¤›z); süsgen (DLT, Der.S, Ta-ra.S, A¤›z); süsek (TDS, Der.S, Tara.S);süzegen (Kaz.TS, “süzöögön” K›r.S); sü-sönök (K›r.S); urûçu (K.çay LS).

Küçük bafl hayvanlar›n yafl ve cinsleilgili isimlendirmeleri, hemen hemen ay-n› olmakla birlikte, baz› lehçe ve a¤›zlar-da bir terime verilen yafl s›n›r› di¤erin-den farkl› olabilmektedir. Bu isimlendir-

Y›l: 12 Say›: 48

Milli Folklor 69

Page 70: Document48

melerde Türkiye içindeki a¤›zlar aras›n-da bile küçük farkl›l›klar mevcuttur. Fa-kat özellikle Türkmen Türkçesindekiisimlendirmeler, Türkiye’deki Türkmen(Yörük)lerin ço¤unlukta oldu¤u ve hay-vanc›l›kla u¤rafl›lan bölge a¤›zlar›ndahemen hemen ayn›d›r.

Hayvanlar›n bak›lmas›, beslenmesiile ilgili terimlerde de bir iki kelime d›-fl›nda fazla bir farkl›l›k göze çarpma-maktad›r.

Hayvan›n türü ile ilgili isimlendir-melerde, yetifltirildi¤i bölgenin ad›ylaisimlendirme yap›ld›¤›n› Türkiye’de kul-lan›lan örnekler yan›nda, aktarmas›n›vermifl oldu¤umuz yaz›dan da anlamak-tay›z. Bu konuda kaynaklarda pek örnekbulamad›¤›m›z için de¤erlendirme yap-mak mümkün olmamaktad›r.

Genel bir de¤erlendirmeye tâbi tutul-du¤unda geçmiflten günümüze kadarhayvanc›l›kla u¤raflm›fl, ayn› sosyo-kül-türel hayat tarz›nda yaflam›fl ve yafl›yorolan Türk topluluklar›n›n, küçükbaflhayvanlar için hala ayn› kelimeleri, - 12/ 13 as›rl›k bir geçmifl düflünüldü¤ünde-çok küçük ses de¤ifliklikleri ile kullan-d›klar› görülmektedir. Aralar›ndakifarkl›l›klar daha çok alt s›n›fland›rma-larda karfl›m›za ç›kmaktad›r.

Bu yaz›da, konunun çok genifl olmas›sebebiyle küçükbafl hayvanlar›n bak›-m›nda, beslenmesinde vs. kullan›lanalet isimlerine hiç temas edilmemifltir.Tarama ve derleme yaparken bu aletisimlerinde de benzer kelimelerin kulla-n›ld›¤› dikkatimizi çekti.

Hayvanc›l›k terimleri üzerinde, böl-geler teker teker ele al›narak kapsaml›bir çal›flma henüz yap›lmam›flt›r. Yuka-r›daki örneklere, daha çok sözlüklerdenveya eserlerin indeks bölümlerinden ta-rama yoluyla ve k›smen de a¤›zlardanderleme yoluyla ulafl›ld›. Hayvanc›l›kla

ilgili isimlendirme ve terimler üzerindedaha genifl araflt›rmalar›n yap›lmas›, or-tak kelimelerin belirlenmesi, bu terimle-rin lehçelere, a¤›zlara ve hatta bölgeleregöre da¤›l›m›n›n tesbit edilmesi; Türkdili aç›s›ndan oldu¤u kadar, tarihî veco¤rafî aç›dan, göçlerin yap›ld›¤› bölgele-rin dil incelemeleriyle belirlenmesi bak›-m›ndan ve sosyo-kültürel hayat tarz›aç›s›ndan büyük bir önem arz etmekte-dir.

K›saltmalar ve Bibliyografya:1. M. Türker ACARO⁄LU; Bulgaristan’da

Türkçe Yer Adlar› K›lavuzu, Ankara 1988.(BTYAK)2. Seyfettin ALTAYLI; Azerbaycan Türkçesi

Sözlü¤ü I-II; ‹stanbul 1994. (ATS)3. Reflit Rahmeti ARAT (Neflre Haz.: K. ERAS-

LAN, O.F. SERTKAYA, N. YÜCE); Kutadgu Bilig-III- ‹ndeks, ‹stanbul 1979.(KB)

4. Dr. Aysu ATA; Nâs›rü’d-dîn Bin Burhânü’d-Dîn Rabgûzî - K›sasü’l-Enbiyâ (Peygamber K›ssala-r›) II, Dizin; Ankara 1997.(K›s.En.)

5. Dr. Aysu ATA; Nehcü’l-Ferâdîs (Dizin - Söz-lük), Ankara 1998.(NF)

6. Besim ATALAY; Abuflka Lûgat› veya Ça¤ataySözlü¤ü, Ankara 1970.(A / LÇ)

7. Besim ATALAY; Divanü Lûgat-it-Türk -IV(Endeks), Ankara 1986. (DLT)

8. Azerbaycan Dilinin ‹zahl› Lü¤eti, I-IV; Azer-baycan SSR Elmler Akademiyas› Neflriyyat›, Bak›l964. (AD‹L)

9. Prof. Dr. Turhan BAYTOP; Türkçe Bitki Ad-lar› Sözlü¤ü, Ankara 1997.(TBAS)

10. Nergis B‹RAY; Afganistan Kazaklar› A¤z›;(Bas›lmam›fl Doktora Tezi), Gazi Ünv. Sosyal Bil.Enst., Ankara 1995. (Af.KA)

11. Ahmet BURAN; Keban, Baskil ve A¤›n Yö-resi A¤›zlar›, Ankara 1997.(KBAYA)

12. Ahmet CAFERO⁄LU; Orta Anadolu A¤›zla-r›ndan Derlemeler, Ankara 1995.(OAAD)

13. Hüseyin DALLI; Kuzeydo¤u BulgaristanTürk A¤›zlar› Üzerine Araflt›rmalar, Ankara 1991.(KBTAÜA)

14. Derleme Sözlü¤ü I - IX, TDK Yay., Ankara1993.(Der.S)

15. Urfal› Kemal Edip; Urfa A¤z›; Ankara 1991.(UA)

16. Emir Necipoviç Necip (Çev.: ‹klil KURBAN);Yeni Uygur Türkçesi Sözlü¤ü, Ankara 1995.(YUTS)

17. Güran ERBEK; Anatol›an K›l›ms-1, Kültür

Y›l: 12 Say›: 48

70 Milli Folklor

Page 71: Document48

Bak. Yay., Ankara 1995.18. Dr. Ahmet Bican ERC‹LASUN; Kars ‹li

A¤›zlar›, Ankara 1983. (K‹A)19. Prof. Dr. Muharrem ERG‹N; Dede Korkut

Kitab› II, Ankara 1991.(DK)20. Aydil EROL; Adlar›m›z(fiark›larla fiiirlerle

Türkülerle ve Tarihî Örneklerle), Ankara 1992.(A)21. Yard. Doç. Dr. Münir ERTEN; Diyarbak›r

A¤z›, Ankara 1994.(DA)22. A. von GABA‹N (Çev.: Mehmet AKALIN);

Eski Türkçenin Grameri, Ankara 1988.(ETG)23. Efrasiyap GEMALMAZ; Erzurum ‹li A¤›zla-

r›, III. Cilt; Erzurum 1978.(E‹A)24. Doç. Dr. Tuncer GÜLENSOY; Kütahya ve

Yöresi A¤›zlar›, Ankara 1988.(KYA)25. Prof. Dr. Tuncer GÜLENSOY - Yard. Doç.

Dr. Ahmet BURAN; Tunceli Yöresi A¤›zlar›ndanDerlemeler, ‹stanbul 1992.(TYAD)

26. Prof. Dr. Tuncer GÜLENSOY - Yard. Doç.Dr. Ahmet BURAN; Elaz›¤ Yöresi A¤›zlar›ndan Der-lemeler, Ankara 1994.(EYAD)

27. Prof. Dr. Tuncer GÜLENSOY; Türkçe YerAdlar› K›lavuzu, Ankara 1995.(TYAK)

28. Doç. Dr. Zeynefl ‹smail, Muhittin GÜMÜfi;Türkçe Aç›klamal› Kazak Atasözleri, Ankara 1995.

29. Yard. Doç. Dr. Emin KALAY; Edirne ‹li A¤›z-lar›, Ankara 1998.(Ed‹A)

30. Karfl›laflt›rmal› Türk Lehçeleri Sözlü¤ü, KB.Yay›nlar›, Ankara 1991.

31. Zeynep KORKMAZ; Bart›n ve Töresi A¤›zla-r›, Ankara 1994.(BvYA)

32. Prof. Dr. Zeynep KORKMAZ; Nevflehir veYöresi A¤›zlar›, Ankara 1994.(NYA)

33. Prof. Dr. Zeynep KORKMAZ; Güney-Bat›Anadolu A¤›zlar›, Ankara 1994. (GBAA)

34. ‹rfan Ünver NASRATTINO⁄LU - MehmetÜnver NASRATTINO⁄LU; Afyonkarahisar A¤z›,Ankara 1986.(AA)

35. Prof. Dr. Selahattin OLCAY; Erzurum A¤z›,Ankara 1995.(EA)

36. Prof. Dr. Selahattin OLCAY; Do¤u TrakyaYerli A¤z›, Ankara 1995.(DTYA)

37. Prof. Dr. Selahattin OLCAY - Dr. A. BicanERC‹LASUN- Dr. Ensar ASLAN; Arpaçay Köylerin-den Derlemeler, Ankara 1976.(AKD)

38. Hasan ORALTAY, Nuri YÜCE, Saadet PI-NAR; Kazak Türkçesi Sözlü¤ü, ‹stanbul 1984.(KTS)

39. Prof. Dr. Bahaeddin ÖGEL, Türk Kültür Ta-rihine Girifl I-IX, Ankara, 1991.(TKTG)

40. Özbek Tilining ‹zahli Lu¤ati I - II, Moskova,1981.(ÖT‹L)

41. Yard. Doç. Dr. Sadettin ÖZÇEL‹K; Urfa

Merkez A¤z›, Ankara 1997. (UMA)42. Dr. Fatma ÖZKAN; Osmaniye Tatar A¤z›,

Ankara 1997. (OTA)43. Dr. Wilhellm PRÖHLE (Çev. Prof. Dr. Kemal

AYTAÇ), Karaçay Lehçesi Sözlü¤ü. Ankara1991.(K.çay LS)

44. Yard. Doç. Dr. Mukim SA⁄IR; Erzincan veYöresi A¤›zlar›, Ankara 1995.(EvYA)

45. fieyh Süleyman Efendi; Lugat-i Ça¤atayî veTürkî- i Osmanî, ‹stanbul l297.(LÇ)

46. Tarama Sözlü¤ü, TDK Yay., Ankara1963.(Tara.S)

47. Dr. fiinasi TEK‹N; Uygurca Metinler II -Maytr›simit, Ankara 1976.(Mayt.)

48. Türkçe Sözlük 1-2, TDK Yay., Ankara 1988.(TS)

49. Türkmen Diliniñ Sözlügi, TürkmenistanSSR Il›mlar Akademiyas› Dil Bilimi ‹nstitut›, Aflga-bat 1962.(TDS).

50. Prof. K.K. YUDAH‹N (Çev. Abdullah TAY-MAS); K›rg›z Sözlü¤ü I, II, Ankara, 1988. (K›r.S)

51. Metin YURTBAfiI; S›n›fland›r›lm›fl TürkAtasözleri, 6. Bask›, ‹stanbul 1996.

52. Zühal YÜKSEL; Polatl› K›r›m Türkçesi A¤-z›, Ankara 1989.(PKTA)

Derleme yap›lan kifliler:1. Yard. Doç. Dr. Süleyman SOLMAZ, Pamuk-

kale Üniv. Fen-Edb.Fk. Türk D.ve Edb.Bl. (Keskin)2. Yard. Doç. Dr. Saadet KARAKÖSE, PAÜ

Fen-Edb.Fk. Türk D.ve Edb.Bl. (Kayseri)3. Ö¤ret. Gör. Ekrem KIRAÇ, PAÜ Fen-

Edb.Fk. Türk D. Ve Edb.Bl. (Afflin)4. Ö¤ret. Gör. fierif KUTLUDA⁄, PAÜ E¤itim

Fk. Türkçenin Ö¤rt. Bl. (Denizli / Güney)5. Arafl. Gör. Metin TÜRKTAfi, PAÜ E¤itim

Fk. Türkçenin Ö¤rt. Bl. (Alanya)6. Emekli memur Hasan UÇ (Denizli / Mer-

kez)7. Ev han›m› Saniye B‹RAY (Kütahya /

Domaniç)

NOTLAR44 Bu konu, yaz›n›n 2. sayfas›ndad›r.45 Prof. Dr. Bahaeddin ÖGEL; Türk Kültür

Tarihine Girifl - 4, Kültür Bakanl›¤› Yay., An-kara 1991, s. 335.

Y›l: 12 Say›: 48

Milli Folklor 71

Page 72: Document48

72 Milli Folklor

Güney Sibirya’da yaflayan Türkhalklar›ndan biri olan Hakaslar, 1989 y›-l›nda yap›lan say›mlara göre 80 300 kifli-dir. Bunun 63 000’i Hakas Cumhuriye-ti’nde (genel nüfusun % 80’i), 2300’ü Tu-va Cumhuriyeti’nde, 6500’ü Krasno-yarsk Kray›nda yaflamaktad›r. Hakas-lar, çeflitli dönemlerde baz› boylar›n di-¤er boylar içinde erimesiyle, 20. yüz y›lbafl›ndan bu yana temel olarak 4 grupolarak ele al›nmaya bafllam›fllard›r: Kaç,Sagay, Koybal ve K›z›llar. Bunlar›n d›-fl›nda daha geçen yüz y›lda Sagaylariçinde eriyen Beltirler ve Taflt›p rayo-nunda yaflayan ve kendilerini Sagay sa-yan, ancak son zamanlarda kendilerini“Ç›staηastar” olarak ay›rmaya bafllayanfiorlar bulunmaktad›r.

1. Hakas Sözlü Edebiyat›ndakiDi¤er Türler ‹çinde Taxpax:

Hakas halk›n›n iç dünyas›n›n zen-ginli¤i halk edebiyat› ürünlerinin zen-ginli¤i fleklinde ortaya ç›kmaktad›r. Ha-kas halk edebiyat›nda en yayg›n türkahramanl›k destanlar›d›r (fksgns

ysvf[- al›pt›¤ n›max). Hakas halk ede-biyat› ürünleri içinde bütün Orta Asyave Güney Sibirya halklar›n›n konu, mo-tifler bazen adland›rman›n bile ayn› ol-du¤u ola¤anüstü masallar da büyük yer

tutar. Hakaslarda 'rbg-xjj[ - kip-ço:x’denilen epik anlat› türü mit ve efsaneyikendinde birlefltirmektedir. Sözlerin iyive kötü büyüsel etkisinin oldu¤u inanc›-n›n ortaya ç›kard›¤› hay›r dualar› -‘fksc-al¤›s’ ve beddular- ‘[ffhsc –xa:r¤›s’, halk bilgeli¤inin ürünleri ata-sözleri- ‘cöcgtr- söspek’, bilmeceler ‘cucn-er-sispek’ di¤er halk edebiyat› türleriniteflkil eder. ‘Xfq- xay’ denilen ve g›rtla-¤›n özel bir biçimde k›s›lmas› ve a¤›z›nbiraz aç›lmas› ile söylenen tür de Hakas-larda çok yayg›n olarak kullan›lan birtürdür. Bu tür, Hakaslar d›fl›nda Altay,Tuva, fior ve Baflkurtlarda da vard›r.

Hakas sözlü edebiyat›nda çok zen-gin olan flark› türü, afla¤› yukar› her ede-bi türün içinde s›kça kullan›l›r. Özellikle‹yus bozk›rlar›nda, Kuzey Hakasya’dayaflayan halk›n sözlü edebiyat›nda flark›türü çok daha zengin, melodiktir. fiark›türü de kendi içinde ›r (~ Sagay ve fior-larda sar›n) ve taxpax türlerine ayr›l-maktad›r. Ir’lar da konular›na göre dekendi içinde çeflitli alt gruplara ayr›l›r.Ölüm törenlerinde söylenen a¤›t (cssÄ),çobanlar›n söyledi¤i ve sadece “fw¶¶¶fysÄ

fw¶¶¶fy - ayan›m-ayan” ya da “fw,sÄ-ñfw¶,sÄ- ayd›m-payd›m” gibi iki kelime-den oluflan ve belirli bir ritm ile söylenentik sar›n’lar (Äwr cfhsy) bunlardan ba-

HAKAS SÖZLÜ EDEB‹YATINDA TAXPAX*

Gülsüm K‹LL‹**

** Ankara Üniv., Dil ve Tarih-Co¤rafya Fakültesi, Ça¤dafl Türk Lehçeleri ve Edebiyatlar› Bölümü, Kuzey-Do-

¤u Türk Lehçeleri ve Edebiyatlar› Anabilim Dal› Araflt›rma Görevlisi

Page 73: Document48

z›lar›d›r. Konumuz olan taxpax’›n ise,›r’dan sadece flekil bak›m›ndan ayr›ld›¤›söylenebilir (<enfyftd 1998: 259-284).

2. Taxpax Kelimesinin ‹ncele-mesi:

Taxpax, ya da daha eski flekliyletaqmaq, R. R. Arat’›n tespit etmifl oldu¤uEski Türk fiiiri türlerinden biridir. Taq-maq’›n muhtemelen taqflut~tagflut ileayn› kökten oldu¤unu belirten Arat, taq-flut ya da tagflut’u da taq- fiili ile ilgilen-dirmifltir (Arat 1991; XIII-XIV).

Hakasça-Rusça Sözlük’te (Mosko-va 1953) taxpax: “tahpah, (genellikle 8dizelik olan) k›sa lirik flark›” (HksRusSl.,221b) fleklinde tan›mlanm›flt›r. BugünHakas Türkçesinde bu sözcükten tax-paxta- “tahpah- k›sa lirik flark› söyle-mek”, taxpaxtas- “tahpah- k›sa lirik flar-k›y› ortak söylemek; tahpah söylemedeyar›flmak”, taxpaxtat- “tahpah-k›sa lirikflark› söyletmek”, taxpaxç› “flark›c›, tah-pax-k›sa lirik flark› söyleyen”(HksRusSl., 221b) kelimeleri bulunmak-tad›r. Hakasça-Rusça Tarihi-EtnografikSözlük’te taxpax “karfl›laflma-flark›”, tax-paxç› da “flark› söylemede yar›flabilan ki-fli” (‹storiko-EtnogSl. 139a) fleklinde ta-n›mlanm›flt›r.

Taxpax, sözcü¤ü yap›s› bak›m›ndan;n›max (<*yo- ~ *yu- “söylemek”1 “masal”(HksRusSl. 119b), oymax (< oy- “oymak”)“çukur; derinlik;vadi; çukurluk”(HksRusSl., 124b), paspax “fare, kufl ka-pan›”; Sag. “el de¤irmeni”, paspax su¤›-na od›r- “bacak bacak üstüne atarakoturmak” (< pas- “bas-; yazmak) (Hka-RusSl., 145a), çaymax (< çay- “çalkala-mak; dökmek; serpmek; yaymak”) “bar-dak taba¤›” (HksRusSl., 308a) vb. gibikurulufllarla karfl›laflt›r›labilir.

Bugün Hakas Türkçesinde tax- fiili

bulunmamakla birlikte bu kelime taq- fi-il kökü ile ilgili olmal›d›r. (taxpax < taq-paq< taqmaq < taq- “takmak, yerlefltir-mek” [krfl. ETü. taq- “id.” (Clauson 464b;Räsänen 456b), DLT er burunduq butlu-qa taqd› “adam yular› burunsal›¤a tak-d›”. O¤uzca. Baflka bir fleye ba¤lanan herip için de böyle denir” (Atalay, II, 16)]–maq/mek fiilden isim yapma eki).

Altaylarda flark› türü genel olarakqojoη olarak adland›r›lmakta ve qo-joη’lar da kendi içinde iki alt gruba ayr›l-maktad›r. Uzun ve a¤›r söylenifle sahipqo: qojoη’lar ile k›sa ve hareketli q›sqaqojoη’lar. Ancak Altay boylar›ndan Ba-yatlar ve Kumand›lar qo: qojoη’u tab›r,q›sqa qojoη’u taqpaq diye adland›rm›fl-lard›r (Surazakov1975; 81-82).

fior Sözlü¤ü’nde taqpaq: 1. Koflma,halk fliiri, 2. Güldürücü, komik, esprili,flaka dolu; 3. fiark›, türkü; 4. Fabl an-lamlar›yla verilmifltir (fiorSözl. 109a).D›renkova ise, fior Folkloru adl› eserininGirifl k›sm›nda genel olarak sar›n olarakadland›r›lan flark› türünün, flekil bak›-m›ndan uzun sar›n ve genellikle iki yada dört dizeden oluflan taqpaq alt türle-rine ayr›ld›¤›n› belirtmifltir. (lshtyrjdf

1940; XI)Radloff, Türk Lehçeleri Sözlü-

¤ü’nde, taqpaq sözcü¤ünü Hakas Türk-çesinin Koybal ve Kaç a¤z› ile fior Türk-çesi, Altay Türkçesinin Altay-Kiji ve Le-bed a¤›zlar› ve K›rg›z Türkçesi için kay-detmifltir: taqpaq 1. “flaka, nükte, nükte-li flark›, karfl›laflma-flark›; 2. “masal, bil-mece” taqpaq tapt›2 “bilmeceyi bildi”(RSl, III/1, 793). Bu sözcükten taqpaqta-(Alt., fior, Leb., K›rg.) “flaka yapmak”,taqpaqç› (Alt., Leb.) “flakac›, nükteci,flark›c›”, taqpaqfl› (K›rg.) “id.” (RSl, III/1,793) sözcükleri de verilmifltir.

Radloff’un Sözlü¤ü’nde, taq- fiili ise,

Y›l: 12 Say›: 48

Milli Folklor 73

Page 74: Document48

sadece Osmanl› Türkçesi, Ça¤atayca, Al-tay Türkçesinin Teleüt, As›l Altay, Le-bed, Tuba a¤›zlar›nda, Hakas Türkçesi-nin Kaç a¤z›nda ve Kazan a¤z›nda veril-mifltir: taq- “ba¤lamak, tutturmak, rap-tetmek, dü¤ümleyerek ba¤lamak, sapla-mak”. Bu kelime, Hakas TürkçesininKaç a¤z›nda “bir fleyi birkaç kez yap-mak, tekrarlamak” anlam› ile de veril-mifltir (RSl., III/1, 778-779). Hakas vefior Türkçesinde bugün taq- fiili yoktur.Altay Türkçesinde bu fiil taq›- fleklindevard›r3: taq›- 1.tekrarlamak; taq›p ayt“tekrar söyle”; 2) b›kt›rmak, s›rnaflmak;ta›p taq›p sura- “b›kt›rana kadar sor-mak”; 3. (matematikte) çarpmak (Oyr-RuSl., 139b).

Radloff’un yay›mlad›¤› ve N. F. Ka-tanov’un Uryanhaylar (Soyotlar), Aba-kan Tatarlar› ve Karagaslardan derlemeve tercümelerinin bulundu¤u Proben derVolkslitteratur der türkischen Stäm-me’nin IX. cildinde taqpaq kayd›yla birialt›l›k, di¤eri dörtlük iki manzum metinverilmifltir: Bu taqpaq’lar 30 yafl›nda,bekar, babas› Eple’nin yurt’unda yafla-yan, hayvanc›l›k, tar›m ve avc›l›k ile ge-çinen, Rusçay› kötü konuflan Su¤Qarƒaz› soyundan Eple o¤lu Olça K›zla-sov’tan derlenmifltir (Radloff 1907: 613).Dörtlük olan taqpaq, Olça’n›n bir akra-bas› olan Ç››ka’n›n bir k›za söyledi¤i tax-pax’t›r. Alt›l›k olan taxpax’› aktaran›nküçük k›z kardeflinin evlenirken söyledi-¤i taqpaq’t›r:

“Tabraq aqqan su¤duQar su: ticäηnär,Am›r aqqan su¤du Aq tasx›l su: ticänηär!Am›rlap ço:qta:n ço:qAr¤a çonƒa çarazaq!

M›n› meniη k›̆zä: par¤an q›s tuη-mam salƒan. Ol amd› pistäη ›raq –emäsod›r-çä:” (Radloff 1907: 606)

“H›zla akan suyaKar suyu derler,Sakin akan suyaAk kayan›n suyu derler!Tatl›l›kla söylenen sözBütün halka uzlaflma getirir!

Bunu benim kocaya varan k›z kar-deflim söyledi. O flimdi bize yak›n oturu-yor”

Yine ayn› eserde, Oltokov ulusun-da yaflayan Sagaylardan derlenmifl 4adet taxpax verilmifltir. Bunlar 22 yafl›n-daki Muklas o¤lu Oltook (Varlaam) Çer-t›kov’tan derlenmifllerdir. Oltook, Turansoyundan olan bir Sagayd›r (Radloff1907: 556-557). Oltook’un anlatt›¤› as-l›nda ikisi manzum ikisi mensur fablolan taxpax’lar flunlard›r: Qozann›η taq-paƒ› (tavflan›n taxpax’›), torƒay qustuηtaqpaƒ› (toygar kuflunun taxpax’›); qus-qun taxpaη› (kuzgunun taxpax’›), a:tt›ηtaxpaƒ› (at›n taxpax’›) (Radloff 1907:472-474). Bunlardan kuzgunun taxpax’›flöyledir:

Qusqun taqpaƒ›:Talay satq›z› talay tübündeg›̆ pal›q-

t› kör tapqay! Men, qusqun alton peristepaz›ndaƒ› qann› kör tapqay›m! May›q-qan maln› qara¤›n su:r çä:yim!

(Radloff 1907: 473)Kuzgunun taxpax’›.Deniz kartal› deniz dibindeki bal›¤›

bak›p bulur! Ben, kuzgun, altm›fl ver-st’ten kan› görür bulurum! Yorulan ma-l›n gözünü ben ç›kar›p yerim!

Y›l: 12 Say›: 48

74 Milli Folklor

Page 75: Document48

3.1. Taxpax türünün özellikle-ri:

Hayattaki her hadiseyi konu alabi-len taxpax ve ›r’lar (Sagay ve fiorlardasar›n) halk aras›nda genifl bir kullan›masahiptir. Özellikle dü¤ün törenlerinde butürler s›kça kullan›l›r. Karfl›laflmalardataxpaxç›’lar, taxpax’lar arac›l›¤› ile bir-birleriyle söyleflirler. Bunlar an›nda, irti-calen yöneltilen soru-cevap fleklindekitaxpax’lard›r.

Daha önce de belirtti¤imiz gibi gibi,›r ile taxpax ancak flekil bak›m›ndan bir-birinden ayr›lmaktad›rlar. D›renkova,fiorlardaki taqpaq türünü Rus halk ede-biyat›nda çastuflka denen, bizdeki manitürüne benzeyen bir türe benzetmifltir(Lshtyrjdf 1940; XI) Ancak, M. A. Ung-vitskaya bu benzetmeye karfl› ç›kar.Çünkü Rus halk edebiyat›ndaki çastufl-ka’lar dans ritminde oldukça canl› birtürdür. Taxpax’lar ise, dans ile alakal›de¤ildirler ve a¤›r bir ritm ile söylenirler.Bunun d›fl›nda çastuflkalarda paraleliz-me genellikle uyulmaz. Mesela, çastufl-kalarda ilk iki dize birbiri aras›ndauyakland›r›l›r, daha sonrakik dizelerdeise, uya¤a bak›lmayabilir. Paralelizmintamamen ortadan kalkt›¤› durumlar dabulunmaktad›r. Oysa ki, taxpax’lardaparalelizm daima korunur. Paralelizminolmad›¤› durumlar çok seyrektir. Taxpaxve çastuflka’n›n birleflti¤i nokta, her iki-sinin de do¤açlama söyleniyor olufludur.Bu noktada ›r, hem taxpax, hem de ças-tuflka’lardan ayr›l›r. Çünkü ›r’da kuflak-tan kufla¤a, ya da a¤›zdan a¤›za aktar›-lan, ancak çeflitli varyantlar› olabilen birmetin söz konusudur (Eyudbwrfz_

Vfqyjufitdf. 1972: 224),.

Taxpax türünün bafll›ca özellikleriflöylece s›ralanabilir:

Dörtlüklerden oluflmas›:Tax-

pax’lar Türk dilinin genel naz›m birimiolan dörtlükler halinde söylenirler ve birya da iki dörtlükten oluflurlar. Eski Türkfliirinin genellikle ön uyakl› dörtlüklerinkendi içinde bir bütünlük oluflturmas›özelli¤i (Barutcu 1991: 75) taxpaxlardada bulunur.

‹kili ifade flekli: Taxpaxlar iki k›-s›mdan oluflurlar. Ancak, birinci ve ikin-ci k›s›mda ayn› düflünce, sadece birazfarkl› bir flekilde ifade edilir. Mesela,taxpax tek bir dörtlükten olufluyorsa, ilkiki dize ile son iki dize düflünce bak›m›n-dan tamamiyle ayn›d›r. Ya da düflünceilk dörtlükte gelifltirilir ve ikinci dörtlük-te ayn› konu dinleyicinin fluurunda pe-kifltirilir. Verilen her bir örnekle ayn› dü-flünce ya da durum adeta kan›tlanmayaçal›fl›l›r. Mesela, ilk dörtlükte tabiathakk›nda bir yarg›ya var›l›r, ikinci dört-lükteyse insan hayat›n›n geliflimiyle ilgi-li. Ancak her iki dörtlükte de verilmekistenen düflünce tamamiyle ayn›d›r(Eyudbwrfz_Vfqyjufitdf. 1972: 244-245).

Çar›x kimeneη kiskenceÇar xastap çörbes pe,Çabal o:llar¤a par¤anca,Çal¤›s pos çörbes pe.Xomay kimeneη kiskence, X›r xastap çörgen›̆ çaxs›,Xomay o:llar¤a par¤anca,Xara çal¤›s çörgen›̆ çaxs›Yar›k kay›kla geçmektenseK›y› yaya geçilmez mi,Fena o¤lana varmaktansa,Yaln›z olunmaz m›.Kötü kay›kla geçmektense,Yamaç yaya geçilmez mi,Kötü o¤lana varmaktansa,Yapayaln›z olunmaz m›.

Y›l: 12 Say›: 48

Milli Folklor 75

Page 76: Document48

(Eyudbwrfz_Vfqyjufitdf. 1972: 239).Yukar›daki örnekte her iki dörtlük-

te de önce tabiatla ilgili bir yarg› ortayakonuyor. Bu kötü yap›lm›fl, ya da su alanbir kay›¤›n insan› sa¤ salim istenilen ye-re ulaflt›ramayaca¤›, bu kay›kla gitmek-tense zor da olsa yaya olarak gitmenindaha ak›ll›ca olaca¤› yarg›s›d›r. Dahasonra her iki dörtlü¤ün de son iki dize-sinde insan hayat›ndaki bir gerçek dilegetiriliyor. Bu gerçek, yanl›fl efl seçimiyaparak ömür boyu mutsuz olmaktansa,yaln›z olman›n daha iyi olaca¤›d›r. Heriki dörtlükte de tamamiyle ayn› düflün-ce, biraz farkl› olarak dile getiriliyor.

Paralelizmin bulunuflu: Tax-pax’larda dizeler aras›nda paralelizmmutlaka bulunur. Uyaklan›fl çok çeflitli-dir. V- ya da CV- durumundaki ön uyak-lar ile birlikte m›sra sonunda yar›muyak s›kça görülür. Kelimelerin uyakla-n›fl›nda kelimelerin ünlüleri aras›ndakikal›n-ince s›radan olufl uyumuna daözen gösterilir: Eski Türk fliirinde deyayg›n olarak kullan›lan ön uyaklardaa~e, › ~ i, o ~ u, ö ~ ü de¤ifliklikleri uyak-lan›fl› bozmamaktad›r (Sertkaya 1994:90). Taxpax’larda ise, bu tür de¤ifliklik-ler görülmemektedir. Kelime sonundaayn› kelimeyi tekrarlamak suretiyleuyaklan›fl›n sa¤lanmas› s›kça baflvuru-lan bir yoldur. Bunun d›fl›nda, bir dizedebirden çok kelimenin uyakl› oluflu da sözkonusu olabilir. Uyaklan›fl kelime so-nunda genellikle çarpraz flekildedir (a ba b) (Eyudbwrfz_Vfqyjufitdf 1972:246-247):

Adam xulun› ax poram (a)Alton sürmest›̆g x›s osxas, (b)Altan›p al›p çör s›xsam, (a)Az›r xanatt›¤ xus osxas (b)

(Eyudbwrfz_Vfqyjufitdf. 1972: 233)Ön uyaklar›n düzeni oldukça çeflit-

lidir. Ancak a a a a fleklindeki uyaklan›-fla daha çok rastlanmaktad›r. Bunun d›-fl›nda a a b b ve a b a b fleklinde uyakla-n›fla da s›kça rastlanmaktad›r. Ancak önuya¤›n olmad›¤› örneklere de seyrek ol-makla birlikte rastlanabilmektedir (Bkz.Taxpaxç›’n›n ustal›¤› hakk›nda taxpax).

Eski Türk fliirlerinde de görülen veHakas flark› ve fliir türlerinin vazgeçil-mez unsuru olan ön uya¤›n cümle vurgu-sunun yeriyle iliflkisinin olup olmad›¤›henüz araflt›r›lmam›flt›r. Ancak, UzbekBayçura’n›n fonetik laboratuarlar›ndayapt›¤› titiz çal›flmalar› Hakasçada sorucümleleri d›fl›nda tüm durumlarda bafltayükselen, sonda ise, düflen bir vurgu ol-du¤unu ortaya koymufltur. (Baitchura1978:9). Bu durum eski Türk fliirinde deoldukça yayg›n olarak kullan›lan ön uya-¤›n Türk dilindeki baflta yükselen vurguile ilgili olabilece¤i teorisini destekleye-bilir (Barutcu 1994: 81).

Taxpax’larda dizelerdeki hece say›s›7 ile 10-12 aras›nda de¤iflmektedir. Birtaxpax’ta bütün dizeler ayn› hece say›-s›nda olmayabilir. Ancak çatxan ya daxom›s eflli¤inde söylenen taxpax’larda k›-sa olan dizeler uzat›lmak suretiyle sürebak›m›ndan di¤er dizelerle eflitlenir(Eyudbwrfz_Vfqyjufitdf. 1972: 247).

3.2. Taxpax’larda ‹fllenen Konu-lar:

Taxpaxlar konu bak›m››ndan çokçeflitlidir. Sosyal iliflkiler, yaflant› tarz›,s›n›flar aras› farkl›l›klar, halk›n düflma-na bak›fl aç›s›, erke¤in kad›na bak›fl aç›-s›, kad›n›n aile içindeki yeri gibi konulartaxpaxlarda ele al›nabilirler. Halk›n ya-flant›s›, töreleri çok yönlü ve renkli ola-rak taxpax’larda ifade edilir. Yine Hakashalk›n›n tabiata, kendi halk›na, vatan›-

Y›l: 12 Say›: 48

76 Milli Folklor

Page 77: Document48

na sevgisi, sevilen kad›n ya da erke¤ekarfl› duygular taxpaxlarda ifadesini bu-lur.

Taxpax’›n lirik kahraman› genel-likle fakir köylü, avc› , zenginin emrindeçal›flan rençber ya da taxpaxç›d›r(Eyudbwrfz_Vfqyjufitdf. 1972: 231-243).

Taxpax’arda en s›k iflelenen konularflöyledir:

‹fl, emek, ustal›k: Taxpax’larda ençok ifllenen konulardan biri ifl, ustal›kt›r.Usta kendi iflini över. Bu avc›, bal›kç›, yada at bak›c›s› olabilir. Daha önce Sagay-lar ve Kaçlar daha çok hayvanc›l›k ve ta-r›mla, K›z›l ve fiorlar ise, avc›l›k ve ba-l›kç›l›kla geçimlerini sa¤lam›fllard›r. Budurum bu boylar›n taxpax’lar›na da yan-s›r: Afla¤›daki taxpax avc›n›n yaflant›s›n›anlat›r:

Pulann›¤ çirde çurtt›¤b›nPulan atçaηm›n törem›̆l,S›nn›¤ çirde çurtt›¤b›n,S›:n atçahm›n törem›̆l,

Geyi¤i bol yerdedir evim,Geyik vururdum durmadan ben,Da¤l›k yerdedir evim,Maral vururdum durmadan ben.

(Eyudbwrfz_Vfqyjufitdf. 1972: 232).

K›zakla avlanan avc›n›n taxpax’›:

‹g›̆rlep itken sanalar‹zerlep müner at polar,‹g›̆rlep ösken tay¤alar‹rt›̆ste xonar çir polar

E¤ilip yap›lan k›zaklarEyerlenip binilen at olur,Çepeçevre yetiflen taygalarGeçerken konulan yer olur.

(Eyudbwrfz_Vfqyjufitdf. 1972: 232).Tar›m hakk›nda taxpax:

Tab›rax axxan su¤larTasx›ln›η su¤› polça;Tarla¤l›¤ çaz›lar¤a çay parza,Tad›l›¤ tamax ösçed›̆r.

Ça¤lay›p akan sularKayalar›n nemi olur;Ekili yaz›lara yay›lsa,Tatl› ekin büyür.

(Eyudbwrfz_Vfqyjufitdf. 1972: 234).

Ormanc› hakk›nda taxpax:

Palt›naη sapxan tal a¤asAron taxpayl›¤ polbas pa?Pavel ooldaη kög s›xsa,Aron s›̆ltel›̆g polbas pa?

Balta vurulunca sö¤üttenAyr› yongalar ç›kmaz m›?Delikanl› Pavel flark› söylese,Ayr› ezgili olmaz m›?

(Eyudbwrfz_Vfqyjufitdf. 1972: 234).

Hakaslar›n hayat›nda at önemlibir yer tutar. ‹nsan at›yla adeta bütün-leflmifltir. Bunun yan›s›ra atç›l›k halk›nço¤unun geçim kayna¤› olmufltur. Buyüzden at ve atç›l›k üzerine taxpaxlar daoldukça fazlad›r.

Adam xulun› ax poramAlton sürmest›̆g x›s osxas,Altan›p al›p çör s›xsam,Az›r xanatt›¤ xus osxas‹nem xulun› kök poram,‹l›̆g sürmest›̆g x›s osxas,‹zerlep al›p, çör s›xsam,‹g›̆r xanatt›¤ xus osxas

Y›l: 12 Say›: 48

Milli Folklor 77

Page 78: Document48

Babam›n tay› ak boramAltm›fl örgülü k›z gibi,Binip üstüne yola düflsem,‹ki kanatl› kufl gibiAnam›n tay› gök boram,Elli örgülü k›z gibi,Eyerleyip yola düflsemE¤ri kanatl› kufl gibi.

(Eyudbwrfz_Vfqyjufitdf. 1972: 233)

Fakirlik ve haks›zl›¤a baflkald›-r›: Fakirli¤e, zengin beylerin sömürüsü-ne baflkald›r› da taxpax’larda ele al›nankonulardan biridir. Afla¤›daki rençperintaxpax’› bu isyan› ifade ediyor:

Çabdax att› çobatxanÇas tay¤alar xayda çox?Çabal paylarda çobal¤anÇalc› mindegler xayda çox?‹zerl›̆g att› çobatxan‹rett›̆g tay¤a xayda çox?Xusxun paylar iletkenXul mindegler xayda çox

E¤ersiz ata eziyet verenAyak de¤memifl taygalar nerede yok?Ac›mas›z beyler elinde ezilenBen gibi rençperler nerede yok?Eyerli ata eziyet verenGür taygalar nerede yok?Kan içici beylerin ezdi¤iBen gibi kullar nerede yok?

(Eyudbwrfz_Vfqyjufitdf. 1972: 235)

Vatan: Vatan ve onun tabii zengin-likleri, güzellikleri en çok ifllenen konu-lardan biridir. Özellikle vatana özlem,hüzün konusu hüzün dolu bir ifade ile ifl-

lenir.

Adam çir›̆ all›¤ çirAx ot ösken çir pol¤anAn› sa¤›nzam poz›mn›ηAla xaraamnaη ças axça‹nem çir›̆ ilbek çir,‹rben ösçeη çir pol¤an,‹zeptep an› sa¤›nzam,›̆k›̆ xaraamnaη ças axça…

Babam›n topra¤› engin,Ak otu bitiren yer idi,Onu ne zaman düflünsem,Ala gözümden yafl akar.Anam›n topra¤› genifl,‹rben otunun bitti¤i yer idi,Onu düflünür düflünmez ‹ki gözümdem yafl akar.

(Eyudbwrfz_Vfqyjufitdf. 1972: 235)

Gelenekler: Hakaslarda özellikleevlenme ile ilgili gelenekler üzerine pekçok taxpax vard›r. Hakaslarda ayn› soy-dan kifliler kardefl say›ld›klar› için soy içievlilikler yasak olmufltur. Bu gelenek ileilgili taxpaxlar da çoktur. Ayr›ca öden-mesi güç olan ve kal›m denilen bafll›k pa-ras› da taxpaxlara konu olmufltur.

Xara ta¤n›η tülgüz›̆nXara ad›m çitse soxxayb›n.Xar¤alarn›η x›star›nXali:m çitse alarb›nSar›¤ ta¤n›η tülgüz›̆nSaraadim çitse soxxayb›n.Sar›¤larn›η x›star›n Sa¤›z›m çitse alarb›n.

Kara da¤›n tilkisiniKara at›m yetiflse vururum.Xar¤a’lar›n k›zlar›n›Bafll›k paras› yetse al›r›m.

Y›l: 12 Say›: 48

78 Milli Folklor

Page 79: Document48

Sar› da¤›n tilkisiniSar› at›m yetiflse vururum.Sar›¤’lar›n k›zlar›n›Akl›m yetse al›r›m.

(Eyudbwrfz_Vfqyjufitdf. 1972: 236)

Bazen damat kal›m denen bafll›kparas›n› ödeyebilecek durumda de¤ilse,gelini kaçmaya ikna eder. K›z kaç›rmagelene¤i de taxpaxlarda ifade edilmifltir.

Tirekteη itken xaηzaca:mTireη özen xaz›nda.Tisk›̆r›̆p parar x›z›ca:mTilekey çonn›η xol›nda

Kavaktan yap›lm›fl pipomDerin çukurun kenar›nda.Kaç›raca¤›m k›zEllerin elinde.

(Eyudbwrfz_Vfqyjufitdf. 1972: 237)

Aile hayat›: Efl seçimi, efllerin bir-birine davran›fl›, ailenin dayanmas› ge-reken temeller taxpax’larda s›kça iflle-nen bir konudur:

Alton sürmez›̆ηn›̆,Ar¤aηa tastap kilgeyz›̆η;Art›x töre:n poz›ηn›A:rl›¤ xat tip sa¤›nçam‹l›̆g sürmez›̆ηn›̆,‹ηn›̆ηe tastap kilerz›̆η;Külük töre:n poz›ηn›‹pç›̆m iderge sa¤›nçam.

Altm›fl örgünü Arkana at›p gelirsin;Kusursuz do¤an özünüK›ymetli efl diye beklerim.Elli örgünü

E¤nine sal›p gelirsin;Bilge do¤mufl özünüEflim yapmay› düfllerim.

(Eyudbwrfz_Vfqyjufitdf. 1972: 238)

‹yi efl seçiminin önemi hakk›ndataxpax:

Çar›x kimeneη kiskenceÇar xastap çörbespe,Çabal o:llar¤a par¤anca,Çal¤›s pos çörbes pe.Xomay kimeneη kiskence, X›r xastap çörgen›̆ çaxs›,Xomay o:llar¤a par¤anca,Xara çal¤›s çörgen›̆ çaxs›

Yar›k kay›kla geçmektenseK›y› yaya geçilmez mi,Fena o¤lana varmaktansa,Yaln›z olunmaz m›..Kötü kay›kla geçmektense,Yamaç yaya geçilmez mi,Kötü o¤lana varmaktansa,Yapayaln›z olunmaz m›.

(Eyudbwrfz_Vfqyjufitdf. 1972: 239)

Aflk: Taxpaxlarda en çok ifllenen ko-nulardan biri de aflkt›r.

Aflk için her türlü güçlü¤e katlan›l-mas› gerekti¤i hakk›nda taxpax:

Sar›¤ tu:p mayma:mn›Say¤a paspa:nda su:rbasp›n.Sa¤›s sal¤ann› alba:nda,Sar›¤ çor¤amnaη tüspesp›̆n.X›z›l tu:p mayma:mn›X›r¤a paspa:nda, su:rbasp›n,X›n¤an x›z›mn› alba:nda,X›r çor¤amnaη tüspesp›̆n

Sar› deriden çizmemi

Y›l: 12 Say›: 48

Milli Folklor 79

Page 80: Document48

Çak›la basmadan ç›karmam.Akl›ma düfleni almadan,Sar› yorgamdan inmem .K›z›l deri çizmemiKuma basmadan ç›karmam,Sevdi¤im k›z› almadanK›r yorgamdan inmem.

(Eyudbwrfz_Vfqyjufitdf. 1972: 238)

Ax porçon›η araz›ndaAx porçoca:m tan›st›¤.Ar¤a çonn›η araz›ndaAbaxay›m tan›st›¤.Kök porçolar araz›ndaKök porçoca:m tan›st›¤Köp çonn›η araz›ndaKö:lengen›̆m tan›st›¤.

Ak çiçekler aras›ndaBenim ak çiçeci¤im tan›d›k.Bütün halk›n aras›nda Benim yak›fl›kl›m tan›d›k.Gök çiçekler aras›ndaGök çiçeci¤im tan›d›kKalabal›¤›n aras›ndafiark› okuyan›m tan›d›k.

(Eyudbwrfz_Vfqyjufitdf. 1972: 244)

Genç k›z›n sevgisi azalan sevgilisi-ne taxpax’›

Ax tig›̆rn›̆η pulud›Ayasxa tur tarid›r,Abaxay›m AyoflinAyan sa¤›z›n tastad›.Kök tig›̆rn›̆η pulud›Kögere tur tarid›r,Kö:lengen›̆m Ayoflin

Köre tur tastad›.Ak gö¤ün bulutuDa¤›l›p gitmektedir,

Yak›fl›kl›m AyoflinBana aflk›n› terketti.Gök gö¤ün bulutuGö¤erip da¤›lmaktad›r,Sevdi¤im AyoflinBeni görmeyi kesti.

(Eyudbwrfz_Vfqyjufitdf. 1972: 244)Taxpaxç›n›n ustal›¤›: Taxpaxç›-

n›n ustal›¤› da s›kça iflenen konulardan-d›r: Taxpaxç›n›n söz söylemedeki ustal›-¤› özellikle karfl›laflmalarda söylenentaxpaxlarda s›kça dile getirilir:

Altan münceη küre:ce:mOη sarinda taηmal›¤.Ada palaz› Paveln›̆ηSöz›̆n›̆η paz› taxpaxt›¤

Üstünde gezdi¤im kahverengi at›mSa¤ taraf›nda damgal›.Babas›n›n o¤lu Pavel’inHer sözünün bafl› taxpaxl›.

(Eyudbwrfz_Vfqyjufitdf. 1972: 242)

Ax tasx›ln›η üstündeAx sula as tara:m, öss›̆n t›̆p,Ar¤a çonn›η aln›ndaAy›t sald›m iss›̆n t›̆p.Kök tasx›ln›η üstündeKök sula as tara:m, öss›̆n t›̆p,Köp çonn›η araz›ndaKögleg sald›m, iss›̆n t›̆p.

Ak kayan›n üstündeAk arpa ektim bitsin diye,Bütün halk›n önündeSöyleyiverdim duysunlar diye.Gök kayan›n üstündeGök arpa ektim bitsin diye,Kalabal›¤›n aras›ndafiark› söyledim duysunlar diye.

Y›l: 12 Say›: 48

80 Milli Folklor

Page 81: Document48

(Eyudbwrfz_Vfqyjufitdf. 1972: 240)4. Taxpaxç›’lar: Taxpaxç›, taxpax

söyleyen kiflidir. Taxpaxç› kad›n ya daerkek olabilir. Taxpaxç› kendi taxpax’la-r›n› irticalen söyledi¤i gibi, baflka ünlütaxpaxç›lar›n taxpax’lar›n› da söyleyebi-lir. Bahad›rl›k destanlar›n›n anlat›c›lar›olan xayc›’lar›n da taxpax söyledikleriolur.

Taxpaxç›’lar halk aras›nda daimaçok büyük sayg› görmüfllerdir. Taxpaxç›,en do¤ru fikirlerin, halk›n duygu ve dü-flüncelerinin ifade edicisidir. Taxpaxç›aç›k fikirili, cesur, ahlaki bak›mdan yük-sek, güvenilir olmal›d›r.

Taxpaxç›’n›n ustal›¤› taxpaxlardaördeklerin dal›fl›, kufllar›n gökyüzüneyükselifli, atlar›n kofluflu ile karfl›laflt›r›l-m›flt›r. Taxpaxç›’n›n sahip olmas› gere-ken özellikler özellikle taxpaxç›’lar›nkarfl›laflmalar› s›ras›nda taxpaxç›’lar›ntaxpax’larla adeta karfl›l›kl› konuflma-s›nda ortaya dökülür (Eyudbwrfz_

Vfqyjufitdf. 1972: 240-242).Karfl›laflmalara kat›lan taxpax-

ç›’lar gerçekten yenilmekten dolay› endi-fle duyarlar. Çünkü, Hakaslar›n inanc›-na göre taxpax’›n ruhu (uf[gf[= PPP=) heryenilgide taxpaxç›’n›n ömrünü bir mik-tar k›salt›r (<eufyftd 1998: 280).

Erkek taxpaxç› hakk›nda taxpax:

Pal¤ast›¤ çirlerde çortargaPata tüspes at çaxs›,Par çon aln›nda ›rlir¤aPaz›m çürekt›̆g ir çaxs›Sast›¤ çirlerde çortar¤aÇada tüspes at çaxs›;Çaxs› çon aln›nda ›rlir¤aÇaxs› çürekt›̆g ir çaxs›.

Çamurlu yerlerde gezmeyeBat›p kalmayan at iyi,

Herkesin önünde flark› söylemeyeGenifl yürekli er iyi.Batakl›k yerlerde gezmeyeDüflüp kalmayan at iyi‹yi halk önünde flark› söylemeye‹yi yürekli er iyi.

(Eyudbwrfz_Vfqyjufitdf. 1972: 240)

Kad›n taxpaxç› hakk›nda taxpax:

Ax pulutt› tali sabar¤aAz›r xanatt›¤ xus kirek,Köp çon aln›nda ›rlir¤aPik çürekt›̆g x›s kirek.Kök pulutt› tali sabar¤aXat›¤ xanatt›¤ xus kirek.Köp çonn›η aln›nda ›rlir¤aXat›¤ çürekt›̆g x›s kirek.

Ak bulutlar› da¤›tmayaAyr›k kanatl› kufl gerek,Kalabal›k önünde flark› okumayaPek yürekli k›z gerek.Gök bulutu da¤›tmayaKat› kanatl› kufl gerek.Kalabal›k önünde flark› okumayaKat› yürekli k›z gerek.

(Eyudbwrfz_Vfqyjufitdf.. 1972: 241)

Taxpax söylemenin atalardan kal-ma gelenek ve geçmifl kuflaklardan ge-çen bir ustal›k oldu¤u hakk›nda taxpax:

Alton o:rxal›¤ çol çad›r,Apsaxtar pasxan çol polt›r,Amd› kögle:n kögler›̆ηApsaxtardaη isken kög.‹l›̆g o:rxal›¤ çol çad›r,‹rg›̆ler pasxan çol polt›r.‹b›̆r›̆l›̆p ›rla:n ›rlar›m‹rg›̆lerdeη isken ›r polt›r.

Y›l: 12 Say›: 48

Milli Folklor 81

Page 82: Document48

Y›l: 12 Say›: 48

82 Milli Folklor

Altm›fl k›vr›ml› yol gider,Bu yafll›lar›m›z›n bast›¤› yol imifl,fiimdi söyledi¤in ezgilerinYafll›lardan duyulan ezgi imifl.Elli k›vr›ml› yol gider,Bu eskilerin bast›¤› yol imifl,Size söyledi¤im flark›larEskilerden duyulan flark›lar imifl.

(Eyudbwrfz_Vfqyjufitdf. 1972: 242)

Ünlü taxpaxç›lar aras›nda, taxpax-lar›nda daha çok fakirlerin güç yaflant›-s›n› dile getiren S›raka Adanakov, renç-perin hayat› hakk›ndaki taxpaxlar›ylaVarvara Rudakova, Hakas kad›n›n çile-lerini anlatan taxpax’lar›yla MariyaBurnakova ve Paruna Sulekova say›labi-lirler.

Ünlü taxpaxç›lar içinde, hem flair,hem sar›nc›, hem de taxpaxç› olan Sagayboyundan Yevdokiya T›gd›mayeva’n›nözel bir yeri vard›r. Özellikle 1970’li y›l-larda çok popüler olan, ancak sa¤l›¤› bo-zuldu¤u için art›k taxpax söylemeyenT›gd›mayeva, sevilen halk flark›lar›n›çok iyi icra etti¤i gibi, kendi taxpaxlar›n›da irticalen söylemifltir. Taxpax söyleme-yi anne-babas›ndan ö¤renen T›gd›maye-va, defalarca yurt içinde ve d›fl›nda festi-valere kat›lm›fl, onun pek çok taxpax’›plaklara kaydedilmifltir. Çeflitli köyler-den taxpaxç›’lar›n kat›ld›¤› taxpax karfl›-laflmalar›n›n da devaml› kat›l›mc›s› ol-mufltur. Onun taxpaxlar› «Lenin Çol›»(Bugün «Xakas Çiri») gazetesi, «Ax Tas-x›l» dergisinde, hatta okul kitaplar›ndada yay›mlanm›flt›r (Vjqyfufitdf 1977:13)

Daha genç kuflak taxpaxç›lar içindeise, en ünlü taxpaxç›lardan biri K›z›llar-dan Kurbijekova Alevtina Vasilyev-na’d›r. Üç kuflakt›r taxpax söyleyen birailenin üyesi olan Kurbijekova, hem ai-

lesindeki kendinden önceki taxpaxç›la-r›n taxpaxlar›n›, hem de kendi taxpaxla-r›n› irticalen baflar›yla söylemektedir.

NOTLAR** Bu makalede Hakas Türkçesinde-

ki kelimelerin transkripsiyonundaki xiflaretinin de¤eri s›z›c› küçük dil ünsüzü/h/ ; q iflaretinin de¤eri, art damak /k/sesi; η’nin, genizsil küçük dil /n/’si; ›̆’nin,k›sa /i/ sesidir.

1Bkz. Özkan, ‹. “Türk boylar›n›nSözlü Edebiyat›ndaki n›mah/co-mok/cumbak/yomak anlat›m türü üzeri-ne bir etimoloji denemesi”, Türk Dili Dilve Edebiyat Dergisi, Say› 556, Nisan1998, s.369-378)

2 Hakasçada bilmece karfl›l›¤›nda‘cbcgtr - sispek (HksRusSl.188a) (Kaça¤z›nda ve edebi dilde)’ ya da tap- fiil kö-künden nfgzfa ysvf[ - tapcaη n›max(RusHksSl., 224b) (Sagay a¤z›nda)’ keli-meleri kullan›lmaktad›r. Bilmece çöz-mek anlam›nda ise, edebi dil ve Kaç a¤-z›nda ‘cbcgtr ysvf[ cfk gbhthut sispekn›max sal pirerge (RusHksSl., 224b)’, Sa-gay a¤z›nda ise, 'nfgzfa ysvf[ cfk

gbhthut - tapcaη n›max sal pirerge’ ifa-deleri kullan›l›r. Radloff’un bilmece anla-m›yla verdi¤i taqpaq maddesi ve ‘taqpaqtapt›- bilmeceyi bildi’ ifadesindeki taq-paq sözü taq- de¤il, tap- ‘bulmak’ fiil kö-kü ile ilgili olmal›d›r.

3 taq›- flekli, taq- fiil kökü ve –›/-i fi-ilden fiil yapma eki ile teflkil edilmifl ol-mal›d›r. qaz- ve qaz›- fiillerinde oldu¤ugibi. Bu ek için bkz. Räsänen M. Materi-alen zur Morphologie der türkischenSprachen, Helsinki 1957, s.152.

Page 83: Document48

KAYNAKÇA

ARAT, R. R., (1991c). Eski Türk fiiiri,Türk Tarih Kurumu Bas›mevi, Ankara.

ATALAY, B., (1985). Divanü Lugat-it-

türk Tercümesi, Türk Tarih Kurumu Bas›me-vi, Ankara.

BA‹TCHURA, U., (1978), “Instrumen-tal-phonetic data on the word stress and ›nto-nation in Khakas and Buryat”, Central Asi-atic Journal, V.XXII, The Hague; Wiesbaden.

BARUTCU, S.F., (1994). “Maniheist veBuddhist Çevrelerde Türk fiiiri”, TDAY-Belle-

ten 1991, Ankara Üniversitesi Bas›m Evi, An-kara.

CLAUSON, G., (1972). An etymological

Dictionary of Pre-Thirteenth-Century Turkish,Oxford At the Clarendon Press.

SERTKAYA, O.F., (1994). “Türk fiiirindeDörtlük Tarz›n›n Do¤uflu ve Geliflmesi”,TDAY-Belleten 1991, Ankara Üniversitesi Ba-s›m Evi, Ankara.

KURPEfiKO-TANNAGAfiEVA N.N.,AKALIN fi.H. (1995). fior Sözlü¤ü, TürkolojiAraflt›rmalar›, Adana, 1995 ( =fiortSözl.).

ÖZKAN, ‹. (1998). “Türk boylar›n›n Söz-lü Edebiyat›ndaki n›mah/comok/cumbak/yo-mak anlat›m türü üzerine bir etimoloji dene-mesi”, Türk Dili Dil ve Edebiyat Dergisi, Say›556, Nisan.

RADLOFF W. (1905). Versuch eines Wör-

tebuches der Türk-Dialecte, Dritter Band, St.Petersbourg (= RSl. ).

RADLOFF, W. (1907). Proben der Volks-

litteratur der türkischen Stämme, IX. Theil,

Mundarten der Urianchaier (Sojonen), Aba-

kan-Tataren und Karagassen (Texte gesam-melt und übersetzt von N.

Th. Katanoff), Petersburg.RÄSÄNEN M. (1957). Materialen zur

Morphologie der türkischen Sprachen, StudiaOrientalia, Edidit Societas Orientalis FennicaXXI, Helsinki.

RÄSÄNEN M. (1969). Versuch eines ety-

mologischen Wörterbuchs der Türksprachen,Helsinki.

<FCRFRJD Y7F76 NJIFRJF N7V7ø!($&π6

Jw¶hjÄcrj-heccrww¶ ckjtfhm6 ujcelfhcnd-

tyyjt Bplfntkmcndj byjcnhfyys[ b yfwb-

jyfkmys[ ckjdfhtq6 Vjcrdf (=OyrRusSl.).<FCRFRJD Y7F76BYRB:TRJDF-UHTREK

F7B7 ø!(%#π {frfccrj-heccrww¶ ckjtfhm6

UKFDBPLFN6 Vjcrdf (=HksRusSl.).<ENFYFTD D7 ø!((*π7 "Äywxtcrfz rek-

mÄehf [frfcjt6 Bplfntkmcndj {frfccrjuj

ujcelfhcndtyyjuj eybdthcbntnf bv7

Rfnfyjdf6 F,frfy7

<ENFYFTD D7 ø!(((π7 {frfccrj-heccrww¶

wcÄjhwrj-pÄyjßhfawxtcrww¶ ckjtfhm6

Kf,jhfnjhbz pnyjuhfabb YBX {UE6 F,frfy (=‹storiko-EtnogSl.).

LSHTYRJDF Y7G7 ø!($)π6 Ijhcrww¶ ajkm-

rkjh6 Bplfntkmcnmj frfltvbz yfer CCCH6

Vjcrdf Ktybyuhfl7

VFQYJU FITDF D7T7 ø!(&&π7 4Tdljrbz

nsulsvftdf rfr nf[gf[xb b gjpntccf-frsy46

Djghjcs [frfccrjw¶ awkjkjßww øC,jhywr

yfexys[ Ähe,jtπ6 F,frfy7

VFQYJU FITDF D7T7 ø!(&&π7 4Tdljrbz

nsulsvftdf rfr nf[gf[xb b gjpntccf-frsy46

Djghjcs [frfccrjw¶ awkjkjßww øC,jhywr

yfexys[ Ähe,jtπ6 F,frfy7

CEHF"FRJD C7 |!(&%\7 FkÄfw¶ ajkmrkjh6

Fknfqlsy ,bxbrnth xsfhfh bplfntkmcndjp-

sysy Neeke Fknfqlfs ,j¤ke¤u=6 Ujhyj-

Fknfqcr7

EYUDBWRFZ V7F76 VFQYJUFITDF D7 T7

|!(&@π6 {frfccrj yfhj,yjt ñjtÄwxtcrjt

ÄtjhxtcÄtj6 {frfccrjt jnltktybt rhf-

cyjzhcrjuj ryb;yjuj bplfntkmcndf6 F,frfy7

XFYRJD L7Y7 |gjlfrwbtqπ |!(,!π6 Heccrj-

[frfccrww¶ ckfhm6 Ujcelfhcndtyyjt yplfntkm-

cndj byjcnhfyys[ b yfkmys[ ckjdfhtq6

Vjcrdf (= RusHksSl.)

Y›l: 12 Say›: 48

Milli Folklor 83

Page 84: Document48

84 Milli Folklor

Muhtemelen XV. yüzy›l›n bafllar›n-da, Hristiyan topraklar›n›n Osmanl›lartaraf›ndan ard› ard›na fethedilmesiyle,Hristiyan ve Türk topluluklar›n›n sözlügeleneklerinde "Ülkesini geri almak içinuygun günün beklentesi içinde uzun uy-kusuna dalan Hristiyan Egemen ve K›z›lElma" fleklinde adland›r›labilecek bir ef-saneler kar›fl›m› biçimlendi. Bu efsane,iki topluluk taraf›ndan farkl› yorumlan-d›. Türkler için K›z›l Elma, fetih hedefle-rinin sonuncusunu simgeleyen Avru-pa'n›n farkl› büyük flehirleriyle özdefllefl-ti.1 Ayn› zamanda baz› benzer metinler(versiyon) imparatorlu¤un do¤u s›n›rla-r›n›n ötesine odaklanm›flt›.2 Uyuyankral, son olarak ahiret gününde hayatageri gelecekti. Hristiyanlara gelince, K›-z›l Elmay› Türklerin asla geçemedi¤i birs›n›r tafl› gibi görüyorlar ve K›z›l Elma-n›n (veya K›z›l Elma a¤ac›n›n) ötesindeTürkleri avlamak için, dal›p gitti¤i uzunuykusundan Hristiyanlar›n kral›n›n birgün uyanaca¤›na inan›yorlard›.3

Bu efsane üzerine, Ettore Rossi veJean Deny4 gibi iki de¤erli türkolog ça-l›flt›. Ben de tesadüfî olarak "L'Ecole desHautes Etudes" konferanslar›mda ve birmakalemde bu efsaneden söz ettim ve ‹s-lam Ansiklopedisi'ndeki küçük bir ma-

kalemi bu konuya ay›rd›m.5 Bu çal›flma-lar›mda yay›nlanmam›fl metinlere iflaretetmifltim ve Deny ile Rossi'nin çal›flma-lar› ile kendi kaynaklar›m› kaynaflt›r-m›flt›m. Efsanenin yaz›l› bir metnini veçevirisini, Anadolu sözlü gelene¤indenderlenen iki benzer metinle birlikte ek-siksiz olarak, Maxime Rodinson'a Sayg›Kitab›'nda bana sunulan f›rsattan yarar-lanarak yay›nl›yorum.

Yaz›l› Benzer Metinler6

1. Metin A. Hikâyet–i K›z›l AlmaSa'âdetlü mekremetlü yoldaflum

Hasan A¤a hazretlerinün huzûr–›sa'âdetlerine selâmlar olunur ve mübâ-rek hât›r–› serîfleri su'al olunur.

Benüm kar›ndaflum, taraf›m›zd›nsu'âl olunur ise, biminneh–i Ta'âlâ bumektûb vusûluna degin vücûdumuz s›h-hat üzre bilesiz. Bu (5) mektûb size tah-rir olmadan merâm›n budur ki hay›rdu'aya vesile olsun içün ve dah› Dîn–› ‹s-lâm içinde olan mü'min kar›ndafllar›m›-za gaa'ibâne selâmlar olunduktan sonrabu tarafun hâli flân› beyân olunur ki'âlem–i enâmda meflhûr olan Beç kal'esive K›z›l–Alma vasf olunur ki Beçkal'esinde bizüm sâkin oldu¤umuz K›-z›l–Almaya gelince her bir kona¤› on (10)

KIZIL ELMA ve ROMA PAPASI EFSANES‹*La Légende da la Pomme–Rouge et du Pape–de–Rome

Yazan: Prof. Dr. Pertev N. BORATAVÇeviren: Doç. Dr. M. Öcal O⁄UZ**

Ç E V ‹ R ‹ L E R . . . Ç E V ‹ R ‹ L E R . . . Ç E V ‹ R ‹ L E R

** H.Ü. Ed. Fak. Türk Halkbilimi/Université d'Hacettepe, Faculté des lettres, département du folklore turc.

Page 85: Document48

bir buçuk sâ'at olmak üzere yüz yetmiflkonakdur. K›z›l–Almanun vasf›ndansu'âl olunur ise kal'esinün etrâf›nda k›rk'aded kapus› vardur cümlesi aç›lur vekapanur. Kal'e kapular›n›n halkas› cüm-lesi gümüfldur ve kal'enün d›var›nda üçyüz 'aded çeflmesi tekmildur, Ab–› Hayâ-ta benzer. (15) Ve andan yüz seksen dörtflâd–revân› vardur, suy› Ab–i Hayâtabenzer. Ve dah› kal'enün sol kapus›ndabir tekyesi var yedi bin yedi yüz kubbeli,ön dört bin yüz üç somaki direkli kilise-leri vardur, içinde yedi bir rühbânlarivard›r her biri ol kubbeleri beklerler. Veol kubbe kapular›nun üst efligi altundanve alt efligi gümüfldendur. Bunlaruncumlesin defter ile zabt etmifllerdür. Vebundan böyle Kaas›m Dedenün turbesi(20) bafl kubbe olanun alt›ndadur. Tunaol kubbenün alt›ndan geçer, lâkin gürül-dusi k›rk sekiz sâ'at mahalde sadâ verür.Tuna deyu söylenen bu mahalde gider. Vedah› ol bafl kubbesi K›z›l–Alma deyü söy-lenen seksen dört kantar altundan bir al-ma fleklindedür, imdi K›z›l–Alma deme-den murâd budur. Ve dah› ol bafl kubbesiK›z›l–Alma dedükleri mahalde gece (25)ve gündüz din–i ‹slâm du'âlar ederlerdâ'imâ her gece ve ahflâm on iki bindentecâvuz âl–i Osmân Padiflâhi arpa ver-sünler deyü, ertesi ahflam böyle ederler.

Ve dah› Rum–Papadan su'âl olu-nursa: Senede bir kerre dirilür kalkar vebu kadar yan›nda olanlara söyler ki:"Beyâz k⤛d üstinde kara yaz› (30) varm›d›r? Müslimân diyâr›nda müslimançocuklar› mekteblerinde okurlar m›? Vekoyunlar› kuz›lar m›? Ve kar›lar› do¤u-rur mu? Padiflahlar› sefere gider mi?"deyü su'al eder. Yan›nda Kâfirler dahi:Bunlar›n cümlesi vardur." Andan sonramel'ûn (...?): "Öyle ise dah› vak›t vardur."

deyü üç lokma ekmek ve üç kadeh flarâbiçup gine devrilur, (35) yatar. Ve bumel'ûn tamâm bin seksen sene (...) yedibin y›l ömür sürmifldür. Hazret–i Ali ileceng edüp ol zamânda/Ali/kerrem Allâ-hu vecdehu– ol mel'ûnun kol›n› çalm›fl-dur. O zamândan berü kan› akar aslâdinmez. Ali bu mel'ûna du'â temifldür ki:"Ey mel'ûn, tâ K›yâmete kadar ne öli olve ne diri ol. Bu hâl üzere kalas›n." deyübed–du'â etmifldür. (40) Bu mel'ûn birbüyük kilisede olup ve senede bir kerrekalkup ol kiliseyi taflra ç›karurlar. Ve ç›k-dug› vak›t befl yüz Kâfir yan›nca yürür-ler, cümle eli baltal›d›r. Befl yüz önincebüyük âvâzlar ile kitâblar›n okurlar. Bukeyfiyet ne zamândan beri? su'âl ederlerise: Kaas›m Dede K›z›l–Alma flehrindeflehîd oldug›ndan beri.

(45) Kaas›m Dedenün asl›n› su'âledersenüz: Sultân Süleymân Beç kal'esi-ne varup anda bir gece rü'yâs›nda gördiki k›rk bin kurbân istemifller. "Padifla-hum, k›rk bin kurbân vermeyince gereksen ve gerek asker birince selâmet ç›kma-yuz." deyü cevâb dedüklerinde Pâdiflahuykudan uyanup Sâhib–i mühr ve Pafla-lar› çag›rup Dîvân-› Hümâyûnda bu rü-yây› (50) söyleyince anlar dah›: "Gerçek-dür Pâdiflahum, böyle etmek gerekdür."deyü. Ol zamânda Pâdiflah bunlara:"Hele sizden bu kadar koyun olmaz." der-ken ol vakit Kaas›m Dede nâm›nda birkimesne karflu gelüp Sultân SüleymânHazretlerine temennâ eyleyüp divân du-rup söyledi ki: "Ey Pâdiflahum, kurban›eyle, gazân mübârek olsun. Hak Ta'âlâvücud›n› (55) h›fz eyleye. Kas›m Dedekuluna emreyle, k›rk bin er kifli verüpdin–i mübîn ugr›na flehid olayuz." de-düklerinde Padiflah da k›rk bin kifliKaas›m Dede'ye teslîm edüp anda

Y›l: 12 Say›: 48

Milli Folklor 85

Page 86: Document48

K›z›l–Alma kurb›nda Kafire gönderdiler.Ol dah› varup Kâfir ile mukaabil olupceng ede tâ ki K›z›l–Almaya varup ol ma-halde flehid old›. K›rk bin kifli flehid vekurbân old›lar. K›rk kifli (60) amân de-yüp Kâfirler amân›n tutup k›rk kifliyek›rk k›z verüp K›z›l–Almanun eteginebunlara bir ülke verüp anda bir flehir bi-nâ edüp ol k›rk Müslimân kifli hem andakonup, flimdi flehr–i azîm, yetmifl tafl mi-nâreli câmi' ve hezâr mescidler binâ eyle-mifller. Hâlâ ma'mûr ve meflhûrdur. Lâ-kin ol flehrün içinde olan ümmet–i Mu-hammed ol vak›tdan (65) beri ol havâlî-de olan Kâfire cizye ve harâc verürler. BuKâfir kadimden böyle ba¤lam›fl. fiöyle kiol harâc› Kâfir kendi hazînesine götürür.Vermesi cümle 'âciz kalm›fldur. HakTa'âlâ ehl–i ‹slâm hürmetine ve Enbiyâhürmetine halâs eyleye. Amin.

Benüm kar›ndaflum, bu mektûb› ‹s-tanbulda Dergâh–› 'Alî Yeniçeriyân (70)Otuz Yedi Cemâ'atun k›fllas›na göndere-siz.

Seksen dört senesi mâh–› fla'bân–›on üçinci güni K›br›z'da k›fllaya geldi.

Budim ve K›z›l–Alma ve Beç kal'esivasf ol›nup du'âyâ vesile için yaz›lm›fl-dur. Temmet.

‹flte iki metnin (A ve B) Ayr›lanBölümleri:

Metin A/sat›r 8–9: Beç kal'esinde;metin B: Beç kal'esinden.

A/12: Kal'e kapular›nun halkas›cümlesi gümüfldur; B: Ve kal'enun üç yüzaltmifl halkas› vardur, cümlesi altundur.

A/13: Kal'enün duvar›nda; B: Kal'eiçinde.

A/14: Yüz seksen dört 'aded flâd–re-vâni; B: Seksen dâne flâd–revâni

A/19: et passim: Kaas›m Dede; B:

Kaas›m Voyvoda.A/21: Seksen dört kantar altundan;

B: Seksen vak›yya altundan.A/24–27: K›z›l–Alma dedükleri ma-

halde (...) böyle ederler: B: Ve bafl kubbe-de her gece bir ipriflim torba ile bir yemarpa asarlar âl–i 'Osmân Pâdiflah› gel-dükde alsun. Her gece ol yemi tâzelerler,Pâdiflahun at› gelür de tâze arpa yesündeyü.

A/28: Rum–Papadan; B: Rim–Papa-dan.

A/35–36: Ve bu mel'ûn tamâm binseksen sene yedi bin y›l 'ömür sürmifldür;B: Rim–Papadan bin seksen yaflam›fldur.

A/42: Befl yüz önince; B: Ve yigirmibefl nefer keflifl öninde.

A/43–44: Bu keyfiyyet (...) Kaas›mDede K›z›l–Alma flehrinde flehîd oldug›n-dan beri; B: Ne zamândadur ve Kaas›mVoyvoda bunda düfldi düfleli ne kadar ol-d›.

A/49: Sâhib–i mühr ve Paflalar› ça-g›rup; B: Vezîri çag›rup.

A/50: Anlar dah›; B: Veziri.A/51: Pâdiflah bunlara: "Hele sizden

bu kadar koyun olmaz."; B: Pâdiflah ay›t-d›: "Hele ammâ koç koyun olmaz, bizdeninsan isterler."

A/57–59: Ol dah› varup (...) ol ma-halde flehîd old›; B: Cümlesi atlar›n dü-rüst nallayup Kâfir memleketine gitdiler.Küffâr–› hâkisâr ile savafl ve mukaabeleedüp ol mahalde flehid ve kurbân old›lar.

A/59–61: K›rk kifli amân deyüp (...)bir flehir binâ edüp; B: Amân dileyüpamân verüp anlardan k›rk k›z alup Ala-man–Dag› eteginde bir flehir binâ etdiler.Ol k›rk erden üreyüp flimdi ol flehrün yet-mifl tafl minareleri ve câmi'leri vardur.

A/68–69: Benüm kar›ndaflum (...)gönderesiz; B: Bu mektûb› yazup göndü-

Y›l: 12 Say›: 48

86 Milli Folklor

Page 87: Document48

reni su'al ederseniz du'âc›ndan esîr olanOtuz–Yedi Cemâ'atun yoldafllar›ndanBudimli ‹brâhim Bese.

A/70–71: Seksen dört senesi (...) gel-di; B: Mâh–› cemâzi el–âhir 15 sene 1179.

Altta yer alan iki sözlü benzer me-tin, analiz edilen yaz›l› iki benzer metiniçinde anlat›lan "Uyuyan Kral"la ilgilibaz› parçalar› içeriyor.

2. Hanköy ve Akdere BenzerMetinleri7

Bu ülkenin eski efendisi, kâfirlerinpadiflah› ölmüfltü. Cesedi mezara konul-mam›flt›. Sadece uzun uykusuna yatm›flve pamu¤a sar›lm›flt›. Y›lda bir defa uya-n›yor ve "Gemiler Hanköy'ün yak›n›nda-ki Üç Çam Deresi'nde yüzmeye devamediyorlar m›?" diye soruyordu. Ona"evet" deniliyordu. Bir defas›nda "art›kdeniz bu yerden çekildi" diye cevap veril-di. O da "Çamlar denizi itti, deniz de ku-rudu ve bu ülke art›k Türklerin elinedüfltü" dedi.

(Bana bu efsanenin bir kaç bozul-mufl biçimini daha anlatan Hanköyleler,Rum Kral›'n›n "Çamlar, Kilise Köyü ya-k›n›ndaki Keten Deresi'ni itti mi?" dedi-¤ini de naklettiler. Köylülerin anlat›m›-na göre eski zamanlarda burada denizvarm›fl, gemiler yüzermifl. Çamlar deniziitmeye bafllay›nca deniz kaybolmufl.Çünkü, bir çam bir günde bir at kadar suiçermifl.)

3. Meyre Benzer Metni8

Güneydeki Meyre köyünde, Dere-köy köyünden yüreyerek yirmi veya otuzdakika, a¤ac›n yan›nda ve Meyre ba¤la-r›n›n solunda, 40–50 metre yükseklikte-ki bir tepenin üzerinde, yayla görünüm-lü yüksekçe bir bölümde bir kaya var.Burada eskiden yaflayanlara tan›kl›k

eden yap› kal›nt›lar› görülür. Ahali bura-ya Gavur Asar› ve yak›ndaki ba¤lara daGavur Asar› Ba¤lar› der. Buralar›n efen-disinin Türkler gelmeden önce buradayaflad›¤›na, evinde pamu¤a sar›l› olarakyatt›¤›na inan›l›r. Y›lda bir defa kalk›-yor, harabelerin en yüksek tepesine ka-dar gidiyor ve saltanat›n›n eski günleri-ni hat›rl›yor.

Bu metinlerin karfl›laflt›r›lmas›:Böylece bu metinler, yeniçerilerin gele-ne¤inde, efsanelerin iki serisi ve inançla-r›n K›z›l Elma ve eski kral›n ölüm uyku-su motifleriyle birleflti¤ini gözlemeyeizin veriyor. Roma Papas› uyuyan kralyerine geçiriliyor. Buna ba¤l› olarak daRoma'n›n Saint–Pierre Kilisesi'nin bü-yük kubbesi ile K›z›l Elma özdefllefltirili-yor. Yeniçerilerin benzer metinlerindeRoma ile Viyana (Beç) devaml› kar›flt›r›-l›yor. Hikâyenin tarihî içeri¤i, tarihî ki-flili¤e sahip Kaas›m Voyvoda'n›n kahra-manl›klar› ve ölümü ile Muhteflem Sü-leyman'›n Viyana'ya karfl› 1532 y›l›ndadüzenledi¤i seferin evrelerinden baflkabirfley de¤ildir.

NOTLAR

* Makale, 1982 y›l›nda Paris'te yay›nlanan

"Mélanges Maxime Rodinson" arma¤an kitapta yer

almaktad›r. Bugün seksenin üzerinde bir yafla sahip

olan ve ‹slam ülkeleri tarihi ve etnolojisi üzerine

yapt›¤› çal›flmalarla tan›nan Maxime Rodinson'a

sayg› düflüncesiyle haz›rlanan bu kitapta, Bora-

tav'›n bu makalesinden baflka Michéle Nicolas'›n

"Un électuarie de jouvence et une fête de printemps

à Manisa (Turquie)" ve Claude Cahen'in "Le rôle des

Turcs dans l'Orient musulman médiéval" adl› maka-

leleri, Türkiye üzerine yap›lan iki araflt›rma olarak

dikkati çekiyor.

Boratav bu makalesinde, Metin A ad›n› verdi-

¤i yazma "Hikayet–i K›z›l Alma" ile Metin B ad›n›

Y›l: 12 Say›: 48

Milli Folklor 87

Page 88: Document48

verdi¤i benzer metni karfl›laflt›rmaktad›r. Metin A'y›

tam olarak Türkçe ve Frans›zca yay›nlarken, Metin

B'yi sadece karfl›laflt›rmada kullan›yor. Karfl›laflt›r-

ma k›sm›n› da Türkçe veren Boratav'›n Frans›zcaya

çevirdi¤i Metin A yerine, orijinalini vermeyi uygun

gördük. Ayr›ca, yazar›n çevirisi s›ras›nda Frans›z

okuyucusu için gerekli gördü¤ü baz› aç›klamalar›,

dipnota almay› bilinenin tekrar› olaca¤› düflüncesiy-

le gerekli görmedik. Örne¤in Beç'in Viyana oldu¤u-

nu aç›klamas› gibi... Boratav Anadolu'dan derledi¤i-

ni ifade etti¤i iki sözlü benzer metnin Türkçelerini

vermemifltir. Bu metinler frans›zcadan Türkçeye ak-

tar›lm›flt›r.1 Peçevî'ye göre Estergon (Peçevî 1,115,165 ve

devam›); E. Çelebi'ye göre Roma, Budapeflte, Viyana

(Çelebi 1, 24,162,174,203; VI. 235–237; VII. 248 ve

devam›; IX. 122).2 Da¤›stan'da Derbent Demir Kapu geçidinin

ötesinde, Kars bölgesi halk geleneklerine göre (Bak›-

n›z: F. Çelik, "K›z›l–Alman›n yerleri", Ç›naralt›,

Ocak 1942 ve Mart 1942; B. K›rz›o¤lu, "Kars ili ve

çevrelerindekilere göre K›z›l Alma", TFA, no.181,

1964.)3 Efsanenin bir Türk benzer metnine göre,

(Bak›n›z: Y›lmaz Elmas, "K›z›l Elma", TFA, no.146,

1961) Sultan Murad'›n mucizevî güçlere sahip olan

yol arkadafl› bir çoban taraf›ndan dikilen ve elma

a¤ac› olarak yefleren çubuktan söz ediliyor. "K›z›l El-

ma A¤ac›" olarak adland›r›l›yor. Bu a¤aç, Osmanl›

s›n›rlar›ndan düflmanlar›n asla geçemeyece¤i bir s›-

n›r tafl› olmufltur. Modern Yunan romanc›lar›ndan

D. Sot›r›ou, roman›nda (D'un Jardin d'Anatolie,

Frans›zca çevirisi Paris, 1965) Anadolu'nun Efes

bölgesinden bir Yunan efsanesinin de ayn› elma a¤a-

c› problemine yer verdi¤ini nakletmektedir. Bat›

Anadolu Bölgesi Yunanl›lar taraf›ndan istila edildi-

¤i zaman (1920–1922) yerli Rumlar›n taflk›n heye-

canlar›na kat›lan istilac›lar›n "Sahip ol. Onlar› bu-

rada bitirelim. Türkleri K›z›l Elma A¤ac›na kadar

geri sürelim" sözleri dikkat çekiyordu.4 E. Rossi, "La legganda turco–bizantina del

Pomo Rosso", Actes du Ve Congrés International des

études byzantines, Roma, 1936, pg. 542–553.

(Türk–Bizans K›z›l Elma Efsanesi", Bizans Etüdleri

Uluslar Aras› 5. Belgesi, Roma 1936, s. 542–533.)–

J. Deny, "Les pseudoprophéties concernant les Turcs

au xve siecle", Revue des études islamiques, x, 1936,

pp. 201–220. ("XVI. Yüzy›lda Türklerle ‹lgilenen Ya-

lanc› Peygamberler", ‹slâmî Etüdler Dergisi, X,

1936, s. 201–220.)5 P. N. Boratav, "Les Noirs dans le folklore turc

et le folklore des Noirs de Turquie", Journal de la So-

ciété des Africanistes, XXVIII, 1958, p.16, note:2.

("Türk Folklorunda Siyahlar ve Türkiye'de Siyahla-

r›n Folkloru", Afrikal›lar Toplumu Gazetesi XXVIII,

1958 s.16, not:2); "Rapport sur les conferences", An-

nuaire 1966–1967 de la IVe Section de l'Ecole prati-

que des Hautes Etudes, pp. 263–264. ("Konferanslar

Hakk›nda Rapor", L'Ecole pratique des Hautes Etu-

des'ün IV. Bölümünün 1966–1967 Y›ll›¤›,

s.263–264.; "K›z›l–Elma" Encylopedie de l'‹slam, no-

uvelle édition ("K›z›l–Elma", ‹slam Ansiklopedi-

si'nin yeni yay›m›nda yer alan makale) 6 Benzer Metin A: Ankara Millî Kütüphane

yazmalar›ndan Mustafa Kayhan cöngünden aktar-

ma. Cönk no.72, varak 1–4. Benzer Metin B: Daha

geç döneme ait, Koleksiyonumdaki derleme bir cön-

gün içinde yer al›yor. Varak no. 31–32. Bu yazma, ‹s-

tanbulda kitapç›l›k yapan merhum Raif Yelkenci'ye

aitti. Bu yazmadaki metin de ayn› efsanedir. Muhte-

melen iki yazma da daha eski bir metinden farkl› za-

manlarda istinsah edildi. Hikayenin iki benzer met-

ni de göndereni de alan› da yeniçeriler olan mektup

biçiminde yaz›lm›flt›r. Metin B, 1942 y›l›nda fi. Elçin

taraf›ndan "Tarih–i K›z›l Elma" bafll›¤› alt›nda De-

nizli–‹nanç (no.69, Y›l VI, 1942) dergisinde yay›n-

lanm›flt›r. Bu sebeple bu metni burada tekrar ver-

meyi gerekli görmedim. Birbirlerini düzelten ve ta-

mamlayan yönlerini göstermeyi ye¤ledim. 7 3 Eylül 1950 Afyon Hanköy ve Akdere köyle-

rinden a¤›z derlemeleri.

Y›l: 12 Say›: 48

88 Milli Folklor