72
1 2010 Mart-Nisan 2 4 SAATTE 1170 KM. Ş EHİRDEN KAÇIŞ PLANLARI.. SUPERSPORT WORLD NEWS Fiyatı 5 TL 2010 Mart-Nisan / Sayı : 2

2010 MART-NİSAN SAYISI 4X4 SUPERSPORT

Embed Size (px)

DESCRIPTION

2010 Mart-Nisan Sayımızı Online Olarak Okuyun.

Citation preview

Page 1: 2010 MART-NİSAN SAYISI 4X4 SUPERSPORT

1 2010 Mart-Nisan24 saat’te 1170 Km.

ŞEHİRDEN KAÇIŞ PLANLARI..

SuperSportWorld NeWs

Fiyatı 5 TL 2010 Mart-Nisan / Sayı : 2

rkiy

e’ni

n 4

x4, O

tom

obil,

Doğ

a ve

Mot

or S

porla

rı Ya

şam

Kül

türü

Der

gisi

2

010

Mar

t--N

isan

Say

ısı

4x4

Sup

erS

port

Mag

azin

e

Page 2: 2010 MART-NİSAN SAYISI 4X4 SUPERSPORT

2 | 4x4 SuperSport Magazine

Türkiye’de büyük illerdeki merkezi satış noklarına ve kitap evlerine dağıtılmaktadır. Basın kanunu gereğince ulusal

iki aylık ve süreli yayındır. Tüm yayın hakları MediaSun Org. Reklam Yayıncılık İletişim ve Turizm San. Tic. Ltd.

Şti.’ne ait olup, Tüm reklamların sorumluluğu reklam veren firmalara, yazılardaki görüşler yazarlara aittir. İzin

almaksızın tümüyle yada kısmen kopyalanamaz kullanılamaz. Firmalar araçların görünüm, donanım ve teknik

özelliklerini değiştirme hakkını saklı tutar.

Reklam indeksi

Arb (Tar Otomotiv) - aroma - inci akü - land rover - dacia - chevrolet - ziebart - plaza yapı - K2 Outdoor (Goretex)-

İksir Resort Town - İsoff - Tosfed

TEST RANGE ROVER SPORT HSE

40-46

KAPAK KONUSU KASTAMONU-DADAY İKSİR RESORT TOWN

RÖPORTAJ52-55

LAND ROVER EFSANESİ56-60

22-26

32-35

66-69

ADVENTURE TROPHY 2010

İmtiyaz SahibiMediaSun Org. Reklam, Yayıncılık, İletişim, Turizm San ve Tic. Ltd. Şti. adına, Genel Yayın Yönetmeni ve Sorumlu Yazı İşleri MüdürüUmut Özgür SUNAY [email protected]

Genel Koordinatör ve Digital Medya Ayşe Özden SUNAY [email protected]

4x4 Teknik Danışman ve Editörü Tarkan YÜCEL (ARB-Tar Otomotiv)

Doğa Sporları Aktivite Test Editörü Kutsal Zafer ŞAHİN [email protected]

Test Sürüş Editörleri Uğur AYDENİZ [email protected] TIKNAZ [email protected]ülent DEMİR [email protected] Burkut ERENKUL

Güvenli ve İleri Sürüş Test Editörleri Mehmet ÖZCAN - Yener GÜLÜNAY Özkan BAŞARAN - Ersin KARAMAN

MotorSporları Editörü Mine TOKER (Rally-Sport) [email protected]

Grafik & Tasarım - Reklam Satın AlmaMediaSun San. Tic. Ltd. Şti. [email protected]

Fotoğraf Aykut KARADERE - Hüseyin AKBULUT

Mali MüşavirSakine DÜZGÜN Dağıtım ve Satış DÜNYA SÜPER DAĞITIM A.Ş. Baskı ve Cilt

Abonelik Tolga AYDENİZ [email protected] İrtibat ve Yönetim AdresiSerasker Cad. Sakız Sok. No:34/2 Bahariye-Kadıköy, İstanbul/Türkiye Tel : 0216 347 64 63 [email protected] http://4x4supersport.com

İÇİNDEKİLER

Page 3: 2010 MART-NİSAN SAYISI 4X4 SUPERSPORT

3 2010 Mart-Nisan

Page 4: 2010 MART-NİSAN SAYISI 4X4 SUPERSPORT

4 | 4x4 SuperSport Magazine

Araç piyasasının devi ve Amerikan otomobil piyasasında yaptığı satışlarla bir başka oto-mobil devinin önüne geçen ancak son günlerde araçlarında yaşanan güvenlik sorunu ve bu nedenle aleyhine Amerika Birleşik Devletleri’nde açılan davalarla gündeme ge-len otomobil şirketinin gündeme yansıyan haberleri bu yazının hazırlanmasına vesile olmuştur.

Otomotiv firmasının üst yönetimi bir süredir, Amerika Birleşik Devletleri’nin idari ve adli makamları önünde geçtğimiz yıl yaşanan x marka aracın gaz pedalında yaşanan sıkışma sonucu meydana gelen ve dört kişinin ölümü ile sonuçlanan trafik kazası nedeni ile sa-vunma halinde; Bahsi geçen firma araçlarında yaşanan güvenlik problemleri nedeniyle meydana gelen kazalardan dolayı da milyarlarca dolar tazminat davalarıyla karşı karşı-yadır. Peki, ülkemizde araç üreticisinin sorumluluğuna ilişkin yasalarımızda nasıl bir düzenle-me yapılmıştır? Yaşanan trafik kazalarının nedenlerinden biri de motorlu araçların yapım ve montaj ha-talarıdır. Bu halde yaşanan trafik kazasında, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’dan önce, kazadan zarar gören kişi ya da kişilere karşı araç işletenin sorumluluğu ile birlikte araç üreticisinin de Borçlar Kanunu m.41 ve devamı maddeleri uyarınca kusur sorumluluğuna gidilmekte idi.

Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un yürürlüğe girmesi ile birlikte tüketici lehine düzenleme yapılmıştır. Şöyleki; Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’nun 4.2. madde-si uyarınca, “ayıplı malın neden olduğu her türlü zarardan dolayı tüketiciye karşı satıcı, bayi, acente, imalatçı-üretici ve ithalatçı müştereken ve müteselsilen sorumludurlar. Sa-tılan malın ayıplı olduğunun bilinmemesi bu sorumluluğu ortadan kaldırmaz”.

Maddede, üreticinin ürettiği malın ayıplarının sebep olduğu zararlardan dolayı sorumlu-luğu kusursuz sorumluluk olarak düzenlenmiştir. Üreticinin sorumluluğuna başvurabil-mek için kusurunun kanıtlanmasına ihtiyaç yoktur.

Bu madde uyarınca, örneğin aracın frenlerinin tutmaması, gaz pedalında yaşanan sı-kışma, direksiyonunun kilitlenmesi sonucunda üçüncü kişilerin uğrayacakları zarardan yukarıda maddede belirtilen kişiler birlikte sorumlu tutulmuşlardır. Uğranılan zarar ise, maddi zarar ile birlikte manevi zararı da kapsar.

Araç üreticisinin sorumluluğunun şartları ise şunlardır: Zarara neden olan ayıp veya eksikliğin hukuka aykırı olması, Malın ayıplı olması: Bir ürün, ürünün gerektirdiği ve diğer benzeri ürünler ile aynı asgari güvenlik tedbirlerini sağlamalıdır. Zararın oluşması, Zararın, üründeki ayıp nedeniyle gerçekleşmesidir.

Saygılarımla, Av.Nesrin AKIN

TRAFİK KAZALARINDA ARAÇ ÜRETİCİSİNİN SORUMLULUĞU

Page 5: 2010 MART-NİSAN SAYISI 4X4 SUPERSPORT

5 2010 Mart-Nisan

Page 6: 2010 MART-NİSAN SAYISI 4X4 SUPERSPORT

4x4 SuperSport Magazine

Yeni Kia Sportage, markanın tamamen yenilenen tasarım anlayışının en son temsilcisi oldu. Yeni Kia Sportage modelinin dünya lansmanı Mart ayında yapılacak Uluslararası Cenevere Otomobil Fuarı’nda gerçekleştirilecek. Yeni Kia Sportage, markanın tamamen yenilenen tasarım anlayışının en son temsilcisi oldu. Yeni Kia Sportage, hakim sürüş pozisyonu, geniş

görüş açıları, artırılmış güvenlik donanımları ve yerden yükseklik gibi SUV araçlar için anahtar özelliklerin başarılı bir kombinasy-onunu, gösterişli ve modern tasarımıyla birleştirerek sunuyor. Bir önceki nesil Kia Sportage’dan daha uzun, daha alçak ve daha geniş olan Yeni Sportage, sürücü ve yolcuları için daha fazla yaşam alanı ve daha fazla bagaj hacmi sunarken, daha uzun aks mesafesi ile geliştirilmiş sürüş keyfi de vadediyor. Beklentilere göre 3. nesil kompakt SUV, 2010 Hyundai ix35’le aynı platformu paylaşacak ve 2010 Kia Sorento’da görülen tavan hattı ve ön cam eğimine sahip olacak. Yeni Kia Sportage, 2010 yılı ikinci yarısında hem dizel hem de 1.6 lt. benzinli motor seçenekleri ile ülkemizde satışa sunulacak.

Yeni Kia Sportage Yüzünü Gösteriyor.

Page 7: 2010 MART-NİSAN SAYISI 4X4 SUPERSPORT

7 2010 Mart-Nisan

Hyundai’nin tüm dünya çapında büyük başarı-lar kazanan ve bu yıl 10’uncu yaşını kutlayan üstün SUV modeli Santa Fe, iç ve dış görünü-

münde, motorunda ve şanzımanında yapılan yenilik-lerle ve artırılan güvenlik özellikleriyle Türkiye’de satı-şa sunuldu.Yenilenen Santa Fe’nin dış görünümünde artık üç çıtalı yeni bir radyatör ızgarası, yeni tip sis far-larının kullanıldığı ön ve arka tamponlar, daha çekici hale getirilen ön far ve arka stop grubuna yer veriliyor. Kabin içindeyse Genesis modelindeki gibi çok daha iyi ve rahat okunabilen Supervision led teknolojili gös-terge paneli, dikiz aynası üzerinde LCD geri görüş ek-ranı ve yeni tip döşeme kullanılıyor. Yenilenen Santa Fe ile birlikte lastik basınç uyarı sistemi, navigasyon ekranı ve Xenon farlar gibi teknolojik özellikler de sunuluyor. Santa Fe’nin yeni 2.2 litrelik motoru artık 3800 d/d’de 197 HP maksimum güç ve 1800-2500 d/d arasında 422 Nm maksimum tork üretiyor. Bu motor, Hyundai’nin yeni 6 kademeli Shiftronic şanzımanıyla sunuluyor. Bu şanzımanla 0-100 km/s hızlanmasını 10,2 saniyede gerçekleştiren yeni Santa Fe’nin mak-simum hızı ise artarak 190 km/s’ye yükseltildi. Değiş-ken emme sistemi ve elektronik değişken geometrili turbosuyla ani gaz tepkilerine en iyi şekilde yanıt ve-ren 16 supaplı ve Euro-5 uyumlu olan bu motor, eski motora göre çok daha düşük yakıt tüketimi ve CO2 gazı emisyonu sunuyor. Beş kişilik Santa Fe Style’ın 100 km’deki ortalama yakıt tüketimi 7,2 litre iken CO2 emisyon değeri ise kilometre başına 194 gram.

Yenilenen Hyundai Santa Fe Şimdi Daha Güvenli

Page 8: 2010 MART-NİSAN SAYISI 4X4 SUPERSPORT

4x4 SuperSport Magazine

Geçtiğimiz yıl özellikle 100 bin adeti aşan ihracat başarısıyla Minicargo Projesi’nin üçüzleriyle daralan global pazar şartla-rına rağmen etkin bir başarı elde eden Tofaş CEO’su Ali Pan-dır, “Öncelikle hem ulusal hem global ölçekte zorlu bir yılı geride bıraktık, buna karşın Tofaş olarak 41. yılımızda Türk Otomotiv Sanayii’ne değer katacak teknolojiden üretime bir-çok farklı kapsayan başarı ve gurur duyulacak çalışmaya imza attık. Örneğin uzun soluklu hedeflerimize paralel olarak 2009 yılının Mart ayında, WCM (Dünya Klasında Üretim) kriterle-rinde “Silver” gümüş seviyeye ulaşarak Fiat’ın dünyadaki 170 fabrikası arasında rakiplerimizden sıyrılarak Fiat’ın en başarılı fabrikası olduk. “Gümüş” seviyesine ulaşan ilk fabrika olan Tofaş, artık global bir oyuncu olarak, yeni yatırım ve Ar-Ge projelerinde söz sahibi olacağını ispat etti. Yine aynı dönem içinde, 3 milyonuncu aracımızı -Tofaş mühendislerinin, işçile-rinin emeği olan ve Türkiye otomotiv tarihinde üç markaya birden üretimle bir ilke imza atan Fiat Fiorino modelimizi fab-rikamızda üretim bandından indirmenin heyecanını yaşadık. Bu gelişmeler bizim için çifte sevinç ve gurur kaynağı oldu” açıklamasını yaptı.

Sayın Ali Pandır, Tofaş olarak 84 bin adet satışı geçen iç pazar (% 90’ı yerli üretim modeller) ve 168 bin adeti geçen ihracat başarısının Bursa’daki fabrikanın ÖTV indiriminin başladığı mart ayından ve dış pazarlarda işlerin açılmasıyla 2.5 vardiya ile yoğun çalışması anlamına geldiğine dikkat çekti.

2009 Yılında 253 Bin Adetten Fazla Araç Üretip168 Bin Adet Araç İhraç Etti!

Geçtiğimiz haftalarda açıklanan uzun soluklu kalkınma planımız çok önemli adımlar içermekte. Bu plan ile Opel markamızın Avrupa’da uzun vadede bağımsızlığını sağlamak hedeflenmiştir. Planın hedefi Opel için, agresif ürünler, yeni yatırımlar, kapasite küçültme ve hızlı ve verimli tedbirler aracılığıyla sağlam ve bağımsız bir yapı oluşturmaktır. Bu plan başarılı bir gelecek için tüm gereklilikleri kapsamakta; yüksek donanımlı iş gücü, yüksek yakıt tasarrufu teknolojisi temel alınmış agresif ürünler, rekabete dayanan fiyat yapısı ve Rüsselsheim merkezi dışında operasyon yürüten kendini işine adamış bir yönetim ekibi. 2014 yılına kadar 11 milyar Euro yatırım yapılacak Gelişmeyi sürdürmek için GM, 2014 yılına kadar Opel’e 11 milyar euro yatırım yapmayı planlıyor. Bu olumlu gelişme bize 2012’ye kadar ürün gamımızı yüzde 80 yenileyeceğimiz yeni bir ürün atağı planlayabilmemizi sağladı. 2011’de Ampera ile başlayacak olan geliştirilmiş menzilli elektrikli araç atağımız, daha ufak boyutlu elektrikli araçlarla devam edecek. Buna paralel olarak LPG ve CNG motor sistemleri ve start -stop gibi teknolojiler içeren modellerimiz de satışa sunulacak. Geçtiğimiz senenin sonunda, yeniden yapılandırma için 3,3 milyar Euro nakite ihtiyaç olduğunu belirlemiştik. GM şimdiden Opel’e 600 milyon Euro yatırım yaptı bile. Ayrıca nakit akışını sürdürmek adına 650 milyon Euro’luk bir destek de sağladı. Geriye kalan 2,7 milyar Euro’luk nakit desteğini sağlamak için ilgili devlet yönetimleri ve Avrupa’daki sendikalarla görüşmeler devam ediyor. Alman hükümeti, bu planın uzun dönemde uygulanabilirliğini değerlendirmek ve fizibilitesini yapmak için bizlerden bağımsız bir denetimci kurum atamamızı talep etmişti. Denetimci kurumun çıkarımları ve tavsiyeleri doğrultusunda potansiyel finansal destek tartışılacaktı. Gecen ay bağımsız denetçi kurumun kararı doğrultusunda yapılan açıklamada; “Bu plan yeniden yapılandırılmış başarılı bir iş için finansal güvenirliğe sahip ve gerçekçi bir yol haritası sunmaktadır.” cümlesine yer verildi. Bu bizler için önemli bir dönüm noktasıdır. Denetimcilerin değerlendirmelerini, detaylı planı ve borçlanma-borç ödemelerine ilişkin teminatları içeren resmi başvuruyu Alman hükümetine sunduk.

Opel Türkiye Genel Md. Özcan Keklik’in Açıklamaları

Page 9: 2010 MART-NİSAN SAYISI 4X4 SUPERSPORT

9 2010 Mart-Nisan

Page 10: 2010 MART-NİSAN SAYISI 4X4 SUPERSPORT

10 | 4x4 SuperSport Magazine

OPEL’İN INSIGNIA İLE BÜYÜK DEĞİŞİMİ..

Vectra’nın ardından çıtayı yükselten Opel, çekici tasarımıyla Insignia’yı yarattı. Test ettiğimiz spor aile otomobili Sports Tourer 2.0 CDTI, neden Insignia’nın 2009’da Yılın Otomobili seçildiğini anlamamızı sağlıyor. Opel uzun zamandır istediği sıçramayı kaliteli, etkileyici ve güçlü özellikleri olan Insignia modeliyle başarmış görünüyor. Opel Insignia büyük bir değişime imza attı ve Vectra’nın kötü izlerini silmeyi başadı. Sportif çizgilerini, başarılı direksiyon ve yol tutuş özellikleriyle perçinleyen İnsignia’nın station wagon versiyonu olan Sports Tourer, 160 beygir gücündeki ve 340 Nm torka sahip motoruyla sınıfındaki rakiplerini geride bırakıyor. Aile otomobili station wagon denilince ağırbaşlı ve hantal bir otomobil bekleyenler büyük bir yanıldıya düşer. Sports Tourer, sedan versiyonu gibi yine dinamik, atletik, güçlü, şık ve zarif bir tasarıma sahip. Sedan’dan 8 cm daha uzun olan Sports Tourer GM Europe Design Başkan Yardımcısı Mark Adams, Insignia’nın tasarımını şu şekilde açıklıyor: “Insignia Sports Tourer, kendine özgü ayrı bir kişiliği ile yalnızca sedan’ın bir station wagon versiyonu olmakla yetinmez.” 5 kişinin rahat seyahat edebileceği iç mekân ve geniş bagaj bölmesine sahip.

Page 11: 2010 MART-NİSAN SAYISI 4X4 SUPERSPORT

11 2010 Mart-Nisan

iç mekan genişliği ve bagaj bölümü toplamda 1530 litre bir hacim sunuyor. Sports Tourer, sedan modelleri gibi 2.74 metrelik bir dingil mesafesini yine aynı bırakarak 4.91 metrelik toplam için uzunluğuna yaklaşık 8 cm daha ekledi.

Yeni geliştirilen şasisi, yüksek seviyede güvenlik ve konfor sunmak üzere tasarlanmış olup stabiliteyi artıran ve gerçek-zamanlı, elektronik-kumandalı sönümleme sağlayan, yenilik ve değişim getiren FlexRide mekatronik sistem ile daha da zenginleştirilebilir. FlexRide, ayrıca sürücü için üç sürüş modu seçeneği de verir. Standart ayara ek olarak, sürücü, konfor-yönelimli “Tour” mod veya sportif kullanımı sağlayan “Sport” sürüş modu arasında tercih yapabilir. Sport mod, Insignia Sports Tourer sürüş deneyiminin etkinliğini artırır. Çünkü direksiyon, kelebek valf kumandası, ayrıca kumanda paneli çevre aydınlatması gibi birbirine zincirleme bağlantılı fonsiyonların ayarını değiştiriyor. Koltuk ve direksiyon ergonomisi iyi olan Insignia, özellikle direksiyon hassasiyeti ve hızlı tepkileri ile çok etkileyiciydi. Bu modda ve özellikle virajlı yollarda otomobili kullanmak tam bir zevk. Direksiyon sisteminin yolla iletişimi etkileyici bir düzeye çıkıyor. Orta sert süspansiyon, içeriye rahatsızlık vermeden işini çok iyi beceriyor. Otomobili zorladığınızda kontrolü kolay. ESP’si sayesinde eski uysal haline geçmesi çok kısa sürüyor.

TEST PİLOTU :Yener Gülünay

Page 12: 2010 MART-NİSAN SAYISI 4X4 SUPERSPORT

12 | 4x4 SuperSport Magazine

Dış görünümü akıcı ve modern çizgilere sahip. Insignia Sports Tourer büyük kromajlı radyatör ızgarası ve 18 inçlik jantlarıyla güçlü bir görünüm yaratıyor. 4908mm uzunluğa, 1856mm genişliğe ve 1520mm yüksekliğe sahip olan Insignia Sports Tourer en yakın rakibi VW Passat Variant’dan (4774/1820/1517mm) büyük bir otomobil. Opel Insignia’nın iddiası tasarım ve teknoloji ile sınırlı kalmayıp, iç mekânında hem tasarım, hem de malzeme kalitesi bakımından orta üst sınıfa uygun hale gelmiş. Üç kollu direksiyon simidi oldukça modern duruyor. Orta konsoldaki kumanda düğmeleri ve tasarımı da göz dolduruyor.

540 litrelik bagaj hacmine sahip olan Insignia, oldukça büyük ve ağır bagaj kapağının açılıp-kapanma işini elektrikli olarak sol kapı içindeki bir kumanda düğmesiyle çözmüş. Hidrolik sistemle açılıp kapanan bagaj kapağının yavaş, fakat zarif hareketi keyif veriyor. Ayrıca bagaj kapağında yer alan otomobilin stop lambaları da bagajla birlikte yukarı açıldığında görünmeyeceği için, hoş bir fikirle bagajın içine iki adet daha stop yerleştirmiş.

Insignia Sports Tourer Türkiye’ye 1.6 litre, 2.0 litre, 2.8 litre benzinli ve 2.0 litre dizel motorlarla girdi. Testini gerçekleştirdiğimiz önden çekişli Insignia’da, 1956 cc hacmindeki common-rail dizel motor görev bulunuyordu ve bu motor 4000d/d’de 160 beygir güç, 1750-2500 d/d aralığında ise 350 Nm tork üretiyordu.

Otomatik şanzımanın akıcı ve rahat çalışması keyif verici. Alt devirlerden itibaren yüksek tork veren motor, 1.7 tonluk aracı hızlandırmakta zorlanmıyor. Otomobil fabrika verilerine göre 0-100 km/s hızlanmasını 10.1 saniyede tamamlıyor. Güçlü dizel motor - otomatik vites kombinasyonu ve performanslı kullanım yakıt tüketiminin 9-10 litre gibi yüksek olmasına neden oluyor.

Sonuç olarak sportif karakterdeki en güçlü rakip Audi Avant 2.0 TDI 143 beygir gücünde, ancak 25 bin TL daha pahalı. Diğer rakip Passat Variant ise 140 beygirlik motoruyla üst donanım seviyesinde 10 bin TL pahalı…Teknolojide ve iç mekan kalitesinde Audi’yi yakalamaya çalışan ve iyi yönde bir değişim hedefleyen Opel, Insignia ile bunu başarmışa benziyor.

Teknik veriler

Motor: 1956 cc, Dört silindirli

Maksimum güç: 160 Hp / 4000 d/dMaksimum tork: 350 Nm / 1750-2500 d/dMaksimum hız: 212 km/s0-100 km/s hızlanma: 9.9 snBoyutlar (u/g/y): 4908/1856/1520 mmAğırlık: 1658 kgDepo hacmi: 70 ltAktarma: Önden çekişliŞanzıman: ‘’Active Select’’ Otomatik ŞanzımanLastikler: 245/45 R18Frenler (ön/arka): Soğutmalı Disk /Soğutmalı DiskBagaj hacmi: 540 lt

Yakıt tüketimi

Karışık: 5.8 lt/100kmŞehir içi 9.3 lt/100kmŞehir dışı 5.1 lt/100km

Page 13: 2010 MART-NİSAN SAYISI 4X4 SUPERSPORT

13 2010 Mart-Nisan

Merhaba Sevgili okuyucular,

Bir çok sürücü kullandığı otomobile çok güvenir, bakımlarını aksatmaz. Hatta otomobiliyle daha güçlü veya pahalı araçları geçebilmek için yemez-içmez onu modifiye eder. Kendisine de güvenir. En hızlı ve cesaretli sürücünün kendisi olduğunu düşünür ve bunu ispat için fırsat kollar. O zaten en iyisidir! Ama kendisini modifiye etmeye gerek duymaz! (Aslında Güvenli Sürücülük Eğitimleri hiç de fena olmazdı! Umarım geç kalmadan bizimle tanışır.)

Bir tonun üzerindeki bir kütleyi 120 km/s ve daha yukarı hızlara çıkardığınızda aracınızın lastiklerinin yere iyi tutunması hayati önem taşır. Aracınızın hızı arttıkça kinetik enerjisi de (Ek=1/2m.v²) formülündeki hızın karesi nedeniyle gittikçe büyümektedir. Yani aracınızın 100 km/s hızdaki kinetik enerjisi hızınız 140 km/s’e çıktığında tam 2 katına yükselir. Aracın yüksek hızlardaki fren mesafelerinin niye beklenenden fazla olduğunu ve niye ‘aracın durmadığını’ açıkladıktan sonra, lastiklerin yere temas eden yüzeyinin hız arttıkça azaldığını da eklemek lazım. Yere temas eden lastik yüzeyini olumsuz etkileyen diğer bir faktör ise olması gerekenden daha düşük havayla kullanılmasıdır. Düşük havalı lastiklerin tabanının ortası yukarı kalkar ve lastik dişlerinin arası kapanır. Su tahliye kanalları daralır ve aquaplaning (lastiğin yerle temasının kesilerek, suyun üzerinde kayması) daha düşük hızlarda başlar.

Bir lastik firması “lastiklerde doğru hava basıncı” aktivitesi düzenlemiş. “Doğru hava basıncı” konusunda sürücüleri bilinçlendirmek amacıyla düzenlenen aktiviteler kapsamında toplam yaklaşık 4 bin aracın lastikleri incelenmiş. Araçların yüzde 61’inin düşük havalı lastiklerle kullanıldığı, her 10 araçtan 1’inde ise lastik hava basıncının tehlikeli sonuçlara yol açabilecek kadar düşük olduğu saptanmış. Yıllardır eğitimlere gelen araçların genel kontrolleri sırasında lastikler konusunda o kadar çok problem gördüm ki, sürücülerin bu önemli konuya hiç önem vermediğine üzülerek şahit oldum. Bunlardan en önemlileri lastik havalarına soğukken bakılması gerektiğidir. Yol yapmış lastikler ısınır ve içindeki basınç yükselir. Benzincide dört lastiğe aynı havayı basan sürücü, daha sonra soğukken lastik havasına baktığında dört farklı basınçla karşılaşabilir. Lastik kontrolünü haftada bir, kendi hava saatinizle ve yola çıkmadan yapın. Servise, lastikçiye güvenmeyin ve mutlaka ne yaptıklarını kontrol edin. Bir diğer nokta farklı marka ve desen lastiklerin kullanılmaması gerekliliğidir. Dört lastiğin de aynı özelliklerde olması ve doğru basınçla şişirilmesi yere eşit tutunmayı sağlar. Unutmayın, aracın kaymaya başladığı taraf yere daha az tutunan lastiğin olduğu taraftır.

Yakıt Ekonomisinde Lastik Basınçlarının ÖnemiLastikler, araçla yol arasındaki tek temas noktası olduğu için, yol güvenliğinin yanı sıra yakıt tasarrufu açısından da büyük önem taşır. Lastik hava basıncı düşük ise lastik yuvarlanma direnci artıyor ve yakıt sarfiyatı artıyor. Rot balansı yapılmış, amortisörleri sağlam ve doğru lastik havasına sahip lastiklerle az yakıt harcamanız mümkün. Tabii Ekonomik Araç Kullanma eğitimlerine katılırsanız bu sarfiyatı çok daha aşağıya çekebileceğinizi de belirtmem lazım. Geçen yıl yayınlanan bir yönetmelikten eminim ki haberiniz olmamıştır. Sizleri bilgilendireyim. 9 Haziran 2008 Pazartesi günü, 26901 sayı numarasıyla Resmî Gazete’de yayınlanan, Ulaştırma Bakanlığı’nın ‘Ulaşımda Enerji Verimliliğinin Artırılmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliği’nde sürücülere Ekonomik Araç Kullanma Eğitimi verilmesi konusunda bazı hükümler bulunuyor.

Ersin Karaman ile Güvenli Sürücülük Teknikleri [email protected]

“GÜVENLİ SÜRÜCÜLÜKTE LASTİKLERİN ÖNEMİ”

‘Sürücülerin bilgilendirilmesi Tüzel kişilerce verilecek ekonomik sürüş teknikleri ile ilgili eğitim;MADDE 15 – (1) Taşımacılık faaliyetlerinde bulunan tüzel kişiler, sürücülerine işe alındıklarında ve her beş yılda bir defa olmak üzere ekonomik sürüş teknikleri ile ilgili eğitim verilmesini sağlar.’Görüldüğü gibi sessiz sedasız böyle bir karar çıkmış, ama bu eğitimi 5 yılda bir kim verecek? Verilip verilmediğini kim, nasıl denetleyecek? Yaptırımı ne olacak? gibi soruların yanıtları düşünülmemiş. Kaba bir hesapla Ekonomik Araç Kullanma eğitimlerine katılan bir sürücü % 20 ile % 25 arasında tasarruf sağlayabilmektedir. Lütfen üşenmeyin ve bir yılda kaç km yol yaptığınızı ve ne kadar yakıta para harcadığınızı, sonra da bunun % 20’sini hesaplayın. Filo sahibi firma yetkililerinin bu hesap için bol sıfırlı bir hesap makinesine ihtiyaçları olacak. Ekonomik krizin etkileri yaşanırken, milli servet kaybına artık dur demenin zamanı geldi. Bunun için yönetmelik çıkmasına gerek yok aslında. Çevreye zararlı gaz salınımının azalması da cabası…GÜSEM’in kazayı oluşmadan önleme amaçlı Sıfır Kaza Projesi’nde yakıt tasarrufu eğitimi, kontrolü ve denetlenmesi de önemli bir yer tutmaktadır. Ve Türkiye’de ilk kez uygulanmaya başlanan bu sistem, kurulum ve işletim maliyetini eğitimler dahil 8 ay içinde amorti etmektedir. Emniyet kemerlerinizi önde ve arka koltukta takmayı, kısa farlarınızı gündüzleri de yakmayı unutmayın… Hepinize kazasız ve keyifli yolculuklar dilerim.

Page 14: 2010 MART-NİSAN SAYISI 4X4 SUPERSPORT

14 | 4x4 SuperSport Magazine

Page 15: 2010 MART-NİSAN SAYISI 4X4 SUPERSPORT

15 2010 Mart-Nisan

Yeni Opel Antara ile dağ bayır, çamur demedik sınırları zorladık ve çok iyi bir off-road macerası yaşadık.

General motor, kriz sonrası yapmış olduğu atılımları ile tüm araçlarını baştan aşağı yenileyerek ürün gamınıda hızlı bir şekilde geliştirmekte.4x4 ürün gammında bulunan ve kardeşi Chevrolet Captiva benzerliği ile tanınmış Yeni Opel Antara’da bundan nasibini doğru bir şekilde almış gözüküyor. İlk olarak söylenecek o kadar çok şey varki.. Opel yeni antara aracını dış tasarımı ile ne kadar makyajlamış gibi gözüksede aracın içine girdiğiniz-de ve kullanmaya başladığınızda yepyeni bir suv ile karşılaşıyorsunuz. Eskiye oranla araç daha fazla dinamik ve kıvrak bir hale gelmiş.Tabiki gaza bastığınızda hemen fırlamayı beklemeyin fakat off-road performansı esp’yi devreden çıkarttığınız anda başlıyor. Ve arazide yük-sek torklarda oldukça verim almanızı sağlıyor. Normal şehir içi düz yol asfalt kullanımında ise bu verimi hissetmeniz biraz güçleşiyor. Araç düz yol asfalt kullanımında gaza dokunduğunuzda ise tepkisinin biraz geç oluşu ve ağır bir şekilde hareketi sizi yanıltmasın.. Çünkü araç yüksek torklarda gerçek gücünü ortaya koyuyor ,şehir içinde ise kendi halinde gayet sakin bir hayat sürüyor. Yeni Opel antara, yenilenen iç ve dış tasarımı ile de zerafeti ve gücün birleşimini ortaya koyuyor. Dinamik dış hatları ve kıvrak yapısı aracın tüm özellikleri ile birleşerek ihtiyaçlarınıza eksiksiz bir şekilde cevap vermek üzere yenilenmiş 4x4 özelliğine sahip SUV.Elektronik kontrollü akıllı 4x4 sistemi normal sürüş koşullarında ön te-kerleklere aktarılan güç sayesinde, önden çekişli bir otomobilin perfor-mansını yaşatıyor. Sanırım en önemli özelliği ise yol koşullarına göre öne ve arka tekerleklere %50 oranında optimum çekiş ve güç aktar-ması. Bu sayede araç performans ve yakıt bakımından kendini koruyor. Aynı zamanda ise güvenlik olarakta kötü yol şartlarında ön ve arkada her lastiğe uygulana eşit güç sayesinde sizi zor bir durumdan kurtarma özelliğini taşıyor. Aracın ön kaputu üzerinde bulunan geniş krom bar ve üzerindeki opel logosu göze ilk çarpan yenilikleri yansıtıyor. Ön ızgaranın yeni tasarımı ve üç boyutlu far tasarımıda opel antarının yeni çizgisini yansıtıyor.Yeni antara’nın üzerinde takılı olan 18 hafif alaşımlı jantlar ve 4x4 lastik-leri ise yine antara’nın arazide ve kış şartlarındaki başarısını ortaya ko-yan en önemli faktörlerden biri. Yine arka ve ön tarafta off-road yapar-ken veya şehir içinde yüksek kaldırımlardan aracın çizilmesini ve zarar görmesini engellemek için gümüş rengi koruma plakaları yer almakta. Yeni Opel Antara ülkemizde, 3.2 V6 Ecotec ve 2.0 CDTI Ecotec 2 motor seçeneği ile sunulmakta. Testini yaptığımız araç ise 2.0 motor seçene-ğine sahip 16V maksimum güç ise 150 beygir ve 320 devir maksimum tork üretiyor. Aracın vites yapısı AWD manuel ve otomatik olarak kullanabiliyorsu-nuz. Yakıt türü ise dizel. 0-100 km arasında ortalama 8,6 lt. yakıt kulla-nıyorsunuz. Bildiğiniz gibi 4x4 araçlarda karbondioksit salınımı binek araçlara oranla daha yüksek yeni antarada CO-emisyon oranı ise 248q. buda normal binek bir aracın en az iki katı demek. Yeni Opel antara’nın fiyatı ise 106.047 TL den başlaıyor, kampanyalı fiyatı ise 86.047 TL ola-rak sunuluyor.

Test ve Yazı : U. Özgür Sunay

YENİ OPEL ANTARA İLE SINIRLARINIZI

ZORLAYACAKSINIZ...!

Page 16: 2010 MART-NİSAN SAYISI 4X4 SUPERSPORT

4x4 SuperSport Magazine

Konfor, güvenlik ve gücü bir arada sunan sınıf lideri özelliklere sahip pick-up Mitsubishi L200 yenilendi. Kasa boyu 18 cm uzayan Yeni Mit-

subishi L200’ün yenilenen ön yüzü ve artan konforu ile sürüş keyfi daha da arttı. Sınıf lideri özelliklere sa-hip Mitsubishi L200, yenilenmiş olarak şimdi Türkiye’de. Temsa Global distribütörlüğünde Türkiye’ye getirilen Yeni Mitsubishi L200, şimdi daha kullanışlı ve birçok yeniliğe sahip. Yeni Mitsubishi L200, kasa boyunun 18 cm daha uzatılması ve güçlendirilen donanım özellikleri sayesinde ticari hayatta sürücüsünün en yakın iş ortağı olacak. Sınıfında lider olan kabin uzunluğu ve dönüş yarıçapının yanı sıra Yeni Mitsubishi L200, çekici görünümü ve artan konforu ile de şehir içi kullanımda bir devrim yaratıyor. Tüm bu özellikleriyle sınıfında tartışmasız lider olan L200, ikinci eldeki yüksek değeri ile de kullanıcısına kazandırmaya devam edi-yor.

Görünüm güçlü krom ön ızgara, yenilenen halojen tipi farları, gümüş alt koruma plakası ve şık çehresi ile Yeni Mitsubishi L200 old-

ukça dikkat çekici. Geniş tip orta konsolu ile daha konforlu hale gelen L200, araçla aynı renk çamurlukları ve yeni dizayn yan basamakları ile yeni görünümüne kavuştu. Arka kasası da yeniden tasar-lanan yeni Mitsubishi L200; geliştirilmiş işlevselliği ile yeni orta kol dayama yeri, yenilenmiş gösterge paneli, yeni el freni ve otomatik vites kolu ile daha keyifli bir sürüş atmosferi sunuyor.

Güvenlik ve Performans Euro NCAP güvenlik testlerinde sınıfında dört yıldız alabilen tek araç olan L200 güvenlik özellikleri ile de raki-

plerinin önünde. Yeni L200’de bulunan ASTC (aktif stabilite çekiş kontrolü) güvenlik sistemi, hem aracın virajlarda savrulmasını engelliyor, hem de patinaja düşmesini engelleyerek çekişi arttırıyor. Yeni L200 2.5 Di-D common rail yüksek güçlü motoru ile yük-sek verim sağlarken hava sürtünme katsayısının düşüklüğü ile de yakıt tüketimini ve CO2 seviyesini önemli ölçüde azaltıyor.

L200 4x4 Intense ve Instyle modellerinde Super Select 4x4 dört ka-demeli sürüş sistemi bulunuyor. Super select dört kademeli sürüş sis-temi sayesinde L200, hem arazi koşullarında arazi dört çeker hem de normal yol koşullarında ve yüksek hızlarda sürekli dört çeker olarak hareket edebiliyor. L200 4x4 Instyle ve Intense modellerinde sırası ile sınıfında lider ASTC ve arka diferansiyel kilidi Off - road donanımı olarak sunuluyor.

Donanım*Sınıf lideri Yeni Mitsubishi L200 şimdi çok daha yüksek donanıma sa-hip. Direksiyondan kumandalı müzik sistemi, Cruise control (hız sabit-leme sistemi),yağmur ve far sensörü, AUX-in girişi ve sınıfında tek ele-ktrikli 5. cam Yeni Mitsubishi L200’ü daha keyifli hale getiriyor.

Yeni Mitsubishi L200 4x4 Instyle modelinde bulunan 178 PS’lik motoru ile de sınıfının en güçlüsü olmayı başarıyor.

MITSUBISHI L200 YENİLENDİ

Page 17: 2010 MART-NİSAN SAYISI 4X4 SUPERSPORT

17 2010 Mart-Nisan

Aracınızı Bosch Car Service’lerde hazırlayın..!Türkiye’de geniş servis ağıyla her marka ve model araca tampondan tampona hizmet veren Bosch Car Service’ler araçları mevsim koşullarına uygun hale getiriyor

Araçların her mevsime hazır olmaları ve ağır kış koşullarında yolda kalmamaları için kış bakımının yapılması gerekli. Soğuk hava araçların çalışması esnasında bir direnç oluşturarak problemlere yol açabiliyor. Araçlara yapılacak kış bakımı ile eski parçalar değiştirilerek ve gereken onarımlar yapılarak kış süresince sorunsuz bir sürüş sağlanabilir. Türkiye’de geniş servis ağıyla her marka ve model araca tampondan tampona hizmet veren Bosch Car Service’lerde yaptırılacak bakımında araçların kış ve her mevsim için hazırlığı eksiksiz olarak yapılıyor. Parçalar tek tek elden geçiriliyor ve araçlar mevsim koşullarına uygun hale getiriliyor.

İlk olarak Alman otomobil kulübünün web sitesinden duyurulan ADAC ön cam sileceği testine göre Bosch Aerotwin silecek lastiğini “çok iyi” bulundu. Düzlemsel veya aero silecek olarak bilinen beş farklı marka mafsalsız ön cam sileceğinin yanı sıra pazar analizine göre hepsi “önemli ve ilginç silecek lastiği markaları” olarak ifade edilen beş adet geleneksel silecek süpürgesi de test edildi. Kurulum VW Golf IV üzerinde test edilirken yaz (+20℃) ve kış (-8℃) koşullarında silme kalitesine özel bir önem gösterildi. Bosch Aerotwin silecekler yeniyken, aşınma testinde ve suni güneş ışığına maruz kaldıktan sonra da üstünlüğünü ortaya koydu.

Konforlu ve güvenli bir sürüş için yeni silecekler..Araç sahipleri, genelde ses gelene kadar, aşınmış da olsa sileceklerini kullanmaya devam eder. Ancak yaz mevsimini geride bırakan silecekler, aşırı sıcak, ozon, UV ışınları ve egzoz gazları gibi birçok dış etmene maruz kalır; bu da siliş kalitesini düşürür. Silecek süpürgelerinin yıpranmış olması, silecek lastiklerinin cama doğru şekilde temas etmesini önler ve camda temizlenemeyen bölgeler bırakarak görüşü engellediği gibi, camın çizilmesine de yol açar.

Tüm test disiplinlerinde Bosch Aerotwin ADAC testinde hem eksi hem de artı sıcaklıklarda üstünlüğünü kanıtladı. Bosch’un modern mafsalsız ön cam silecekleri, geleneksel silecek süpürgelerine oranla daha iyi sonuçlar elde etti. Testteki ikinci Bosch ön cam sileceği olan Twin Spoiler ise en iyi geleneksel silecek süpürgesi olmanın yanı sıra genel klasmanda da üçüncü oldu.

Bosch Car Service’ler ile ilgili ayrıntılı bilgiye www.boschservice.com.tr adresinden erişilebilir.

Page 18: 2010 MART-NİSAN SAYISI 4X4 SUPERSPORT

18 | 4x4 SuperSport Magazine

PEUGEOT’NUN YENİ KONSEPT OTOMOBİLİ SR1

Peugeot heyecan ile performansı bir arada sunuyor.

Peugeot, SR1 ile gelecek modellerinin tasarım eğilimlerini gözler önüne seriyor. Konsept model, karoseri üzerinde yer alan yeni Aslan logosunun simgelediği Peugeot’nun yeni kimlik ve imaj dünyasını temsil ediyor.Atletik, dengeli, göz alıcı, özgün ve teknoloji yüklü bir iç mekâna sahip olan bu « dream-car », rüya otomobil, HYbrid4 teknolojisi Peugeot SR1’a heykelsi dış görünüşüyle uyumlu mekanik özellikler sunmasını sağlıyor. 230 kW (313 hp) güç, 119 g/km CO2 salım (elektrikli modda 0 emisyon), 4 tekerlekten çekiş ve yönlendirme...

Gelecekten ipuçları veren tasarım çizgileri ...

Şıklık, duruluk, dinamizm, güzellik, kontrollü güç,… Bu kavramlar rüya model Peugeot SR1 ile doruğa taşınıyor.Daha da fazlası, bu konsept aracın estetik özellikleri Peugeot’nun güçlü tasarım kimliğini yenileyerek Marka’nın gelecekteki ürünlerinde göreceğimiz ana tasarım çizgilerinden ipuçları veriyor. Peugeot SR1 ideal boyutlara sahip ve zamana meydan okuyan bir araç. Efsane GT’lerin köklü geleneğini yeniden gün yüzüne çıkarıyor: Geniş bir motor kaputu, kaslı çamurluklar ve çok alçak bir ağırlık merkezi. Karoserinin tasarım biçimi yeni dengeler üretiyor: Profilli kaput, oyuk kasa yanları, işlenmiş arka yüz… Birbirine bağlı stil çizgileri kaput hareketinin uzantısında elmas gibi işlenmiş ön cam ile yan camlara kadar uzanıyor.

Page 19: 2010 MART-NİSAN SAYISI 4X4 SUPERSPORT

19 2010 Mart-Nisan

Prestijli sedan sınıfında yeni bir seçenek “5 BY PEUGEOT”

Peugeot’nun yeni Marka projesi, yeni pazarlar kazanmak ve markanın tarihsel pazarlardaki varlığını güçlendirmek olmak üzere çift yönlü bir ürün atağına dayanıyor. Bu çerçevede Uluslararası Cenevre Otomobil Fuarı’nda sergilenecek olan “5 BY PEUGEOT” konsepti, Marka’nın prestijli sedan otomobiller segmentindeki iddialı hedefinden ipuçları veriyor. İnce teknolojik ayrıntılarla uyumlu şekilde birleşen şık çizgileri, modele zamana meydan okuyan, özel ve modern bir tasarım kazandırıyor.

Bu şık tasarımın içinde, Peugeot HYbrid4 teknolojisi yer alıyor. Bu teknoloji araca, 147 kW (200 hp), dört tekerlekten çekiş ve 99 g/km CO2 (hatta elektrikli modda 0 salınım) ile yeni çevre standartlarıyla uyumlu üst düzey sürüş keyfi kazandırıyor.

Peugeot, çevreci sürüş olgusunu teşvik etmek ve yaygınlaştırmak amacıyla Avrupa’nın ilk yarış organizasyonu olan “PEUGEOT ECO CUP” etkinliği devam ediyor. Türkiye dahil 18 Avrupa ülkesinden dört adet yarışmacı, 207 HDi 90 bg, 308 HDi FAP 110 bg, 3008 HDi FAP 110 bg ve 5008 HDi FAP 110 bg modelleri ile yarışa katılacaklar. Yarışmanın hedefi mümkün olan en az miktarda yakıt tüketerek Paris-Cenevre arasındaki 1000 km mesafeyi kat etmek olacak. Çevreci sürüşün tanıtımı amacıyla düzenlenen ilk yarış olan Peugeot Eco Cup, kamuoyunda çok büyük ilgi gördü. Türkiye’de 2 bin’den fazla aday, toplamda ise 22 bin 500’den fazla aday « Sizce, iyi bir eco-sürücü kime denir ?» sorusuna cevap vererek internet üzerinden başvuruda bulundu. Türkiye dahil 18 katılımcı ülkede, basın mensuplarından ve Peugeot temsilcilerinden oluşan yerel bir jüri, yarışa katılan dört modelin her biri için birer kişi olmak üzere dört aday seçti. Türkiye’de yapılan jüri toplantısı sonucunda 207 modelinin pilotu Bursa’dan Serdar Kayhan, 308 modelinin pilotu İstanbul’dan Bilal Lekesiz, 3008 modelinin pilotu Bursa’dan Emrah Akça ve 5008’in pilotu Ankara’dan Selmin Karatay Özgürsoy olarak belirlendi. 28 Şubat Pazar günü start alacak yarışma öncesinde her aday ve kendi seçtiği co-pilotu, 20 Şubat 2010 tarihinde bir günlük bir çevreci ve ekonomik sürüş eğitimine katılacaklar ve kullanımına alışmaları için kendilerine birer Peugeot aracı verilecek.

Marka’nın navigasyon sistemlerinde kullanılan dijital kartların üreticisi olan iş ortağı NAVTEQ de Peugeot Eco Cup yarışının ilkine katılıyor. NAVTEQ’in yaptığı bir araştırma, navigasyon sisteminin düzenli kullanımının sürücünün aracının yakıt tüketimini ve CO2 salımını azaltmasını sağladığını gösteriyor. Ayrıca, NAVTEQ, bundan böyle veri tabanlarına ekonomik sürüş sağlayan özel verileri de dahil ediyor. Nokia da Peugeot’nun Eco Cup organizasyonuna destek veriyor: Finlandiyalı grup çevreye saygı stratejisini yeni hizmet ve yazılımlar yoluyla geliştiriyor. Bunlardan biri, kullanıcılarının ulaşım hareketlerinin

çevre üzerindeki etkilerini minimize ederek dünyayı keşfetmelerini sağlayan çok kanallı bir servis olan «Green Explorer». Nokia telefonları yarışa katılan 72 ekip tarafından kullanılacak. Peugeot Eco Cup Yarışı’nın startı 28 Şubat 2010 Pazar günü Peugeot’nun Paris’teki merkezinden verilecek. 72 rakip araç, saat 9’dan itibaren, 1000 km.lik zorunlu bir parkur üzerinden 31 saatlik sınırlı bir süre içinde Annecy’e ulaşmak üzere “economy run”, ekonomik ve çevreci sürüş yarışı’nda start alacak. Katılımcıların dinlenmesini ve güvenliğini sağlamak amacıyla 28 Şubat gecesi 8,5 saatlik bir ara verilecek.

Peugeot Eco Cup : Yarışmacı Adayları Seçildi..!

Page 20: 2010 MART-NİSAN SAYISI 4X4 SUPERSPORT

20 | 4x4 SuperSport Magazine

1974 TOYOTA LANDCRUISER FJ40Toyota’nın geçmişten günümüze arazi araçları konusundaki deneyimi ve ününü borçlu olduğu dünyada hatırı sayılır bir hayran kitlesine sahip FJ40 safkan bir 4x4 ve off-road aracı.

Her geçen gün defender gibi bir çok hayran kitlesine sahip olan FJ40 gün geçtikçe ülkemizde de meraklıları bakımın-dan aranan bir off-road aracı haline geldi. Yukarıda resimlerde görmüş olduğunuz araç Amerika’nın ufak bir eyaletinde otomotiv tamir ve bakım üzerine ça-lışan, Matt diye bir arkadaşın aracı. Aracı satmak üzere gerçekten çok güzel bir şekilde modifiye etti. Kendisini bu konuda kutlamak gerekli. Çünkü bu kadar temiz işçilik ve bu derecede bakımlı bir FJ40 genelde bulmak ve yapmak çok zor ve ayrı bir kabiliyet.

Page 21: 2010 MART-NİSAN SAYISI 4X4 SUPERSPORT

21 2010 Mart-Nisan

Türkiye’de ise maalesef bu işlerle uğraşan yerlerin sayısı oldukça günümüzde azaldı. Ama arzu ederse-niz geçmişten bugüne yılmadan bu konularda destek veren Başkan Jeep’e Bostancı sanayideki yerine uğ-rayarak, Sevgili Murat ustadan bilgi alabilir ve hatta kendisine aynı bu yukarıdaki araca benzer bir araç yaptırabilirsiniz. Ülkemizde FJ40 sahibi olmak isterseniz eğer temizliği-ne göre 10.000 ile 15.000 TL arasında bir bütçe ayır-manız gerekiyor. Daha sonra ise aracı ARB markasının sadece bu iş için özel üretmiş olduğu yükseltme kitleri ile yükseltip arkaya ve öne difransiyel kilidi takma-nız resimdeki gibi gözükmesi için yeterli olacaktır. En önemlisi de off-road lastiklerini doğru seçmelisiniz. Tabiki off-road yapmak isterseniz. Aynı zamanda yine off-road için çok önemli bir yedek parça olan vinç için-de belirli bir meblağ ayırırsanız bu iş tamam demektir. Eurowinch-Warn vinçlerinde aradığınız tüm çeşitleri bulabilirsiniz.

Toplam maaliyetiniz yukarıdaki resimde görmüş olduğunuz bir FJ40 4x4 off-road aracı için yaklaşık 20.000 TL’yi buluyor. Bu araçlar yurt dışında 3.000-3.500$ civarında satılmakta. Fakat ülkemize kanunlar gereği maalesef geti-remiyoruz. Bunun için belirli şartlarınızın olması gerekmekte. Buda FJ40 ve 4x4 sevenler için şimdilik üzücü bir durum.

Page 22: 2010 MART-NİSAN SAYISI 4X4 SUPERSPORT

22 | 4x4 SuperSport Magazine

TEST LAND ROVER RANGE ROVER SPORT HSE 3.0 TDV6

Page 23: 2010 MART-NİSAN SAYISI 4X4 SUPERSPORT

23 2010 Mart-Nisan

Bugüne kadar üretilen en lüks sports tourer Range Rover Sport; önemli ölçüde yenilenen gövdesi, tamamen yeni iç tasarımı, Land Rover Range Rover Sport 3.0 TDV6 ve Land Rover Range Rover Sport 5.0 V8 Supercharged iki yeni motor seçeneği ve ekstra donanım paketleri ile Türkiye’de satışa sunuluyor. Daha dinamik ve keskin hatlar ile birlikte güçlü ve iyileştirilmiş motor gücü sistemi, düşük yakıt sarfiyatına sahip, Yeni Range Rover Sport Tourer modelini İstanbul’a düşen yılın ilk karı ile birlikte Kemerburgaz mevkinde Land Rover’ın özel deneyim pisti Experience Center ve civarında gerçekleştirme imkanı bulduk. 2010 model Range Rover Sport aracımızı Borusan Otomotiv Avcılar merkezindeki sorumlusu Sayın Başarı Erbaş bey’den teslim aldıktan sonra belirli bir süreliğine 4x2 aracımızı

otoparkına bırakarak, test çekimini gerçekleştirmek üzere yeni 4x4 aracımız ve testimde bana eşlik edecek olan Kutsal Zafer bey ile Land Rover Experience Center’da bizi bekleyen yetkililer ile buluşmak üzere yola koyuluyoruz. Land Rover Experience Center (özel deneyim ve eğitim merkezi)’ne ulaşmak için , TEM Oto yolundan Edirne istikametinde giderken Hasdal kavşağı için Okmeydanı sapağı ve sonra Kasımpaşa - Kemerburgaz yönünde sağa doğru çıktıktan sonra Göktürk-Kemerburgaz sapağında ilerleyip, Ağaçlı köyü yoluna sapıyoruz. Yol boyunca Land Rover Experience – Mountrain Kemerburgaz tabelalarını izleyerek 8 km sonra sol tarafınızda göreceğiniz toprak yola giriyoruz. Toprak yolda 2 km kadar ilerledikten sonra, karşımıza çıkan Mountrain - Land Rover Experience Merkezi’nin kapısına ulaşıyoruz.

Page 24: 2010 MART-NİSAN SAYISI 4X4 SUPERSPORT

24 | 4x4 SuperSport Magazine

Land Rover’ın tercih ettiği deneyim merkezi olan asıl adı Mountrain’nin kurucusu, 2000 yılına kadar Camel Trophy’de eğitmenlik yapan Sayın Ömer Tümay, aynı zamanda Camel Active, Camel Trophy ve Camel Collection’ın isim haklarına da sahip. Mountrain’i 2000 yılında kuran Tümay, merkezi İstanbul’da olan bir danışmanlık şirketi aracılığıyla Bolu ve İstanbul’da organizasyonlar ve etkinlikler düzenliyor, outdoor konusunda danışmanlık isteyenlere yardımcı oluyor. Kemerburgaz Belgrad ormanlarında 60 dönüm üzerine kurulu eşsiz orman manzarısına hakim geniş bir salon, restaurant ve terastan oluşan complex kurumsal ve bireysel tüm organizasyonlara yer vermektedir.

Yeni Range Rover Sport aracımızın üzerinde takılı dört mevsim asfalt lastikleri yoğun kar ve ıslak çamurlu arazi üzerinde ile işimizi biraz zorlaştırsada experience center’a ulaşmamızı ve etrafında test sürüşü yapabilmemize yeterli oluyor. Tabiki buna en önemli yardımcısı aracın içinde otomatik vitese yakın konumlandırılmış yuvarlak şekilde dizayna sahip olan aracın standart donanımındaki “Terrain Response” amortisör sistemi, buzlu kaygan zeminde, çamurlu bozuk zeminde, kumlu tepelerin arasında, kayalık zeminde ya da otoyol asfaltında olsun, 5 farklı ayarı ile aracı ortam şartlarına uyumunu sağlatıyor. Aracın yüksekliği veya şanzıman oranı (arazi şanzımanı) manuel olarak da ayarlanabiliyor. Sistemdeki sarı HDC düğmesine bastığınızda aracı kaygan tepelerden ileri veya geri aşağı son derece güvenle indirmeniz mümkün; böylece siz sadece direksiyona konsantre olabiliyorsunuz.

Page 25: 2010 MART-NİSAN SAYISI 4X4 SUPERSPORT

25 2010 Mart-Nisan

Yeni Range Rover Sport diğer kardeş markası olan, Discovery modellerine oranla son yıllara kadar lüx’ü, zarifliği, gücü temsilliği, yüksek konfor ve daha çok asfalt kullanım ile daha fazla tercih sebebi olarak ön plana çıkmıs olsada son olarak dış görünüşü, ön ve arka tamponlardaki revizyonu, off-road arazi seçeneğinde yerden yüksekliği ile arazi yapısına uygunluğunu daha fazla iyileştirmiş, beraberinde alt yapısında kullanılan discovery modelleri ile aynı özelliklere sahip şase ve motora eklenen arazi kabiliyetlerinin oldukça artmış olmasına sert amortisör yapısı ile asfaltta olduğu kadar artık arazide de kullanım tercihi olarak aracın asıl kullanım sebebini karakteristik yapısını daha fazla ön plana çıkartarak sanki kullanıcılarına bir mesaj vermekte..Genelde lüks sedanlarda bulunan hafızalı ısıtmalı koltukları aracın standart donanımları arasında extra tercih olarak yer almaktadır. Buda elektirikli koltuk isteyenler için standart donanım fiyatına bir ekleme daha olacak anlamına geliyor, Harman Kardon ses sistemi, çift Xenon farlar, park mesafe kontrol (PDC) sistemi, DSC stabilite sistemi, havalı süspansiyon gibi aksesuarlar Yeni Range Rover Sport’da standart olarak yer alıyor. Yeni Range Rover Sport farklı sürüş stili ve performans gereksinimlerine göre geliştirilmiş, her biri eşsiz rafinelik, güç, yakıt ekonomisi ve tork değeri sunan motor seçeneklerine sahip. Yeni V8 Supercharged ürettigi 510 PS ve 625 Nm tork ile yakıt tasarrufu için daha uzun vites değişim aralığı sunarken, Yeni 3.0 TDV6 motor ise paralel sequential turbo sistemi ile 245 PS ve 600 Nm tork üretiyor. Bu da bir önceki 2.7 litre TDV6 dizel motora göre % 29 daha fazla güç ve % 36 daha fazla tork elde edilmesini sağlamış.

Page 26: 2010 MART-NİSAN SAYISI 4X4 SUPERSPORT

26 | 4x4 SuperSport Magazine

Yeni Range Rover Sport daha önceki modellerine göre iç hacmi biraz daha daraltılmış. Bunu en iyi ön koltuklarda yolcu veya şöför kısmında seyahat ederken anlayabiliyoruz, yan kapı boşluklarında eşya koyma gözüne bir şey koymak yada almak iteyip uzandığınız da elinizin çokda rahat koltuk ile kapı arasına girmediğini hatta sıkışabileceğini görüyoruz. Örneğin yolda ilerlerken susadınız ve ufak pet şişenizi hemen yan kapı için ayrılmış özel yerine işiniz bittiğinde koymak istiyorsunuz bu hiç kolay olmuyor, durup kapıyı açtıktan sonra koymanızı tavsiye ederiz. Buda daraltılan iç hacim yüzeyinde çok önemli olmasada kullanıcıya az da olsa rahatsızlık verici olaylardan biri olarak yaşiyoruz. Yine tabiki standart donanım da yer almayan hafızalı ve ısıtmalı koltuk seçeneği test aracımızda olmadığı için karlı soğuk kış sabahında deri koltukların soğuk olması sebebi ile araç ısınıncaya kadar azda olsa üşümemize sebep oluyor. Bu kadar lüx ve pahalı bir araçta standart olması gerektiğini düşündüğümüz önemli bir özellik. Her güzel şeyin bir kusuru olduğu gibi, insanoğlu da ürettigi herşeye maalesef bunu yansıtmakta. Sanırım bu insanlığın yaratılışında var. Güzel bir şeye bir kusur yada eksik bir şeyler ekleyerek üretmek.. Yani ne kadar çalışırsak çalışalım ne kadar üretirsek üretelim maalesef halen daha en iyiyi kusuru olmayan bir şeyi ya icat edemiyor yada üretemiyoruz.

Yeni Range Rover Sport’ta her güzelin bir kusuru olduğu gibi lüx ve donanımları özelliklerin yanı sıra, ufak tefek bazı eksikliklere sahip bir 4x4. Zorlu hava şartları ve yol koşullarında özellikle seyahat halinde üzerinde kış yada kar lastikleri takılı iken daha iyi performansın kesinlikle alınabileceğine inanıyorum.

Fakat bizim gözümüz üzerindeki lastikler ile daha fazlasını yemiyor, yoğun yağan kar sebebi ile Land Rover Experience Center daki bazı eğitim geçiş arazi yollarını kullanamasakta hemen yan tarafından açık araziye göle doğru vuruyoruz kendimizi, biraz ilerledikten sonra aracımızın batıp kalma tehlikesine karşı ve karın altındaki yoğun çamur daha fazla ilerlememize mani oluyor, bizde aracı daha fazla zorlamamak adına testimizi başka bir bölgede ve test parkurumuz da denemek üzere yola koyuluyoruz. Avrupa yakasının bir ucundan Anadolu yakasının diğer bir ucuna geçiyoruz şimdi her zamanki gibi dik bir tepe ve İstanbulu en iyi kuş bakışı ortalama 800-900m yukarıdan gören tek dağa çıkarak zirve yapmaya niyetleniyoruz yine… Fakat gelmiş olduğumuz parkur kardan tamamı ile kapalı ve çok dik bir eğime sahip aynı zamanda normal hava şartlarında bile araçlar çıkmaya zorlanıyor bu dik yamaçta. Vincimiz ve kar lastiğimiz olmadığı için, böyle bir maceraya giremiyoruz şimdilik. Sonrası mı? Yola Devam, Tabi ki Yoldan Çıkarak..!

Saygılarımla,Umut Özgür Sunay

Page 27: 2010 MART-NİSAN SAYISI 4X4 SUPERSPORT

27 2010 Mart-Nisan

Page 28: 2010 MART-NİSAN SAYISI 4X4 SUPERSPORT

28 | 4x4 SuperSport Magazine

Bir otomotiv ikonu yeniden

doğuyor...2010 model Chevrolet Camaro, Mart ayında Cenevre Otomobil fuarında ziyeretçileri ile buluşuyor. 2009 yılında ABD’de satışa sunulan yeni Camaro, 60,000’in üzerinde ABD’li Camaro tutkunu tarafından satın alındı. Tepeden tırnağa tamamen yenilenmiş Chevrolet Camaro’nun hem spor coupe hem convertible modelinin 2011 yılında Chevrolet bayilerindeki yerini alması planlanıyor.

Camaro her açıdan en iyisini sunmayı hedefleyen ikon bir otomobil. Son derece modern bir tasarım, gelişmiş performans özellikleri, konfor ve teknoloji ve sürüş cazibesi ile bir performans aracı arayanlar için diğerlerinden farklı bir seçim olarak ön plana çıkıyor. Kaslı ve yere yakın duruşu ile orijinal konsepte sadık kalan gövde oranlarına sahip yeni Camaro’nun tasarımı, zengin ve köklü ikonik tasarım geçmişinin modern tasarım konseptine başarılı bir yansıması. Özellikle V biçimli burnu, arka çamurluk panellerindeki ”kanallar” ve geniş arka omuzları Camaro’nun en belirgin ve ayırt edici tasarım özelliklerindendir. Camaro’yu kolayca fark edilebilir bir otomobil haline getiren bu ögelerin sunumu da oldukça canlı ve modern tasarım hatlarından oluşmaktadır.

Page 29: 2010 MART-NİSAN SAYISI 4X4 SUPERSPORT

29 2010 Mart-Nisan

İç Mekan Özellikleri;Ayrıntılara önem vermek ve klasik ile modern tasarım anlayışı arasında denge kurmak, yeni Camaro’nun iç mekan tasarımını tanımlar. Kare çerçeveli ve yuvarlak göstergeli, derinlemesine yerleştirilmiş bir çift gösterge grubu klasik Camaro’ları hatırlatıyor. Bu tasarım, kabine sıcak ve çekici bir hava kazandırmak için geliştirilmiş, LED lambası teknolojisini kullanan iç mekan aydınlatma grubu ile belirgin bir hale geliyor.Geniş, krom görünümlü kumandalar, parlaklığı azaltılmış yüzeyler ve yüksek kaliteli yumuşak doku malzemeleri Camaro’nun kalitesini ön plana çıkarıyor. Orta konsol gösterge panelinde ise çok daha dikkat çekici tasarım ayrıntıları bulunuyor. 1969 Camaro’dan esinlenilmiş hatta modern LED arka plan aydınlatması ile daha da geliştirilmiş ayrıntılar vurgulanıyor.Yüksek performanslı motor569 Nm tork üreten 426 beygir gücündeki 6.2 litre V8 motoru yeni Camaro’nun atak ve güçlü görünümüne uygun olan gücü vurguluyor. İlk defa 2008 Corvette’de sunulan bu motor, en

iyi seviyede tork ve en yüksek seviyede güç sağlamaktadır. Altı ileri otomatik şanzıman kullanıldığında, 400 beygir/556 Nm sağlamakta ve içerdiği yakıt tasarruflu GM Aktif Yakıt Yönetim sistemi ile de düşük yük şartlarında sadece dört silindir kullanabilme özelliğine sahip olabilmektedir.Elektronik Stabilite Kontrol Programı (ESC) ve çekiş kontrolü standart donanımdır. Daha yüksek performans amaçlı kullanım için ayarlanabilen bir spor modu bulunmaktadır. Ayrıca altı ileri düz şanzıman ile, sürekli olarak hızlı kalkış sağlayan kalkış kontrolüne sahiptir. Dört pistonlu alümiyum Brembo kaliperler ile frenlenen geniş ve havalandırmalı diskler (355/365 mm), etkileyici bir fren performansı sağlamaktadır. Ön süspansiyonda çift bilyalı mafsallı çok kollu bir yapı kullanılmıştır. Daha yumuşak ve sessiz bir sürüş deneyimi için, eşsiz özellikte 4.5 kollu bağımsız arka süspansiyon şasiden çift yalıtımlıdır.Camaro, çift kademeli ön hava yastıkları, ön koltuğa monte edilmiş boyun hava yastıkları ve ön ve arka yolcular için perde hava yastıklarını içeren kapsamlı güvenlik özellikleri sunmaktadır. 2011 yılında Türkiye pazarına sunulacaktır.

Page 30: 2010 MART-NİSAN SAYISI 4X4 SUPERSPORT

30 | 4x4 SuperSport Magazine

Opel CEO’su Reilly Ampera’yı Cenova Otomobil Şov’una Götürdü..

Cenova / Rüsselsheim. Opel üretimi Ampera’nın ilk prototipi Rüsselsheim’den Cenova Araba Şovu’na kadar olan ilk uzun mesafe sürüşünü başarıyla tamamladı. 500 kilometreyi aşan yolculuğun son ayağında, OPEL CEO’su Nick Reilly, Opel’in uzatılmış menzilli elektrikli aracının kalite ve güvenirliğini bizzat tecrübe etmek için direksiyon başına geçti. Hareket etmeden önce, 16kWh lityum-iyon batarya, Opel’in merkez ofisindeki yeni kurulmuş şarj istasyonunda şarj edildi. Elektrikli Araç Uygulamasının Direktörü Gherardo Corsini ilk defa salt batarya-elektrik gücü kullanarak İsviçre’ye doğru yola koyuldu. Yaklaşık 60 kilometre sonra, Heidelberg yakınında benzinli jeneratör, Ampera elektrikli motora elektrik sağlamak için çalıştırıldı. Cenova’da batarya konvansiyonel bir prize takılarak şarj edildi. Reilly, Cenova Palexpo’ya vardığında, “Sürücülerin yüzde 80’i günde 60 kilometreden daha az yaptıkları için, yanmalı motoru çalışırken tecrübe etmeleri kural olmaktan öte bir istisnadır. Elbette ki, Opel Ampera’nın uzun mesafe sürüşlerinde de sorunsuz çalıştığından emin olmak istiyoruz.” dedi ve şöyle devam etti: “Ampera ile uzun mesafe sürüşünün pozitif sonuçları gelecek yılın sonunda seri üretime başlamak için hazır olduğumuzu gösteriyor. Bir yıl önce üretim tasarımını sunduk ve bugün de seri üretim Ampera’nın ilk prototipini şimdiden gösterebiliyoruz.” dedi.

FT-86 Spor Konsept ve yeni iQ Collection;Cenevre Otomobil Fuarı, spor otomobiller konusunda uzun geçmişe sahip Toyota’nın heyecan verici yeni modeline de ev sahipliği yapıyor. 2012 yılında satışa sunulması planlanan Toyota FT-86 Konsept, Avrupa prömiyeri için geldiği Cenevre’de arkadan itişli motoru, ideal ergonomi ve aerodinamiğe sahip sürücü odaklı kokpiti ve göz alıcı tasarımıyla Toyota standında en dikkat çeken araçların başında geliyor. İlk kez 2009 Frankfurt Otomobil Fuarı’nda konsept araç olarak sergilenen iQ ise, Cenevre Otomobil Fuarı’nda yeni iQ Collection ismi ile kişiye özel yeni iç ve dış tasarımlarını hayranları ile buluşturuyor.

Dünyanın lider otomotiv üreticisi Toyota, üstün teknolojisinin yanı sıra tasarım ve donanımda fark yaratan çizgisiyle geliştirdiği modellerini Cenevre Otomobil Fuarı’nda beğenilere sunuyor. Cenevre’de Toyota standında, güçlü görünüm kazanarak yenilenen RAV4 2010 ve yeni dinamik tasarımıyla sağlam duruş sergileyen yenilenen Auris 2010; Toyota’nın arzu edilen otomobiller üretme felsefesinin ürünü olan spor otomobili FT-86 Konsept, kişiye özel tasarımlar sunan iQ Collection ile gelecek için tasarlanan çevreci çözümlerden elektrikli araç FT-EV II Konsept ve hidrojen yakıt hücreli hibrid araç FTCH-adv modelleri dikkat çekiyor.

FT-86

Page 31: 2010 MART-NİSAN SAYISI 4X4 SUPERSPORT

31 2010 Mart-Nisan

Hyundai i-flow’da kullanılan ilk dizel-elektrik hibrid güç ünitesi, şirketin çevreyi koruma bilincinin en temel kanıtlarından biri olarak ortaya çıkıyor. Hyundai’nin yeni 1.7 litre hacimli U2 serisi çift turbolu dizel motoru, Hyundai’nin geliştirdiği lityum iyon polimer piliyle ve 6 kademeli çift debriyajlı şanzımanıyla etkin bir uyum içerisinde çalışıyor ve performanstan ödün vermeden hem çevreyi koruyor hem de yakıt tüketimini oldukça düşük seviyelere çekiyor.

i-flow

Cenevre Otomobil Fuarı’nda yeni Volvo S60’ın dünya lansmanı gerçekleştiriyor. Yeni model, otomotiv dünyasının en zorlu segmentlerinden birine adım atarken en büyük desteği daha önce Volvo Showroom’larında hiç görülmemiş çarpıcı tasarımından alacak. Volvo Cars Başkanı ve CEO’su Stephen Odell, “Otomobilin sportif tasarımı görsel olarak heyecan verici bir sürüş vaadinde bulunuyor ve yeni modelimiz S60’ın bu vaadi hayata geçirdiğine sizi kesinlikle temin edebilirim. Bu modelimizin sürüş özellikleri bundan önceki tüm Volvo’lardan çok daha iyi. Dahası, yenilikçi teknolojiler sizin hem daha iyi bir sürücü olmanızı hem de daha güvenli bir sürüş deneyimi yaşamanızı sağlıyor” dedi.

Volvo S60 modeliyle birlikte Volvo Cars da otomobil dünyasının en rekabetçi segmentlerinden biri olan CD Premium’da konumunu güçlendirecek.Stephen Odell, “Rekabet çok yoğun ve müşteriler ne istediklerini iyi biliyorlar. En çok vurguladıkları duygusal duruş, sportif tasarım ve dinamik sürüş özellikleri. Bu alanda başarı elde etmek, markanın imajına büyük katkı sağlayacak ve biz yeni S60’ın bu rekabet ortamında en iddialı yarışmacılardan biri olacağına eminiz” dedi.

Nissan CEO’su Carlos Ghosn şehrin ikonik yıldızı dördüncü jenerasyon Yeni Micra’yı 80. Uluslararası Cenevre Otomobil Fuarı’ nda tüm dünya basınına tanıttı.

Carlos Ghosn, Micra’nın basın tanıtımında “Şehir kullanımı için tasarlanan kompakt otomobiller ile ilgili 25 yıllık bir tec-rübemiz var. Tamamen yeni, çok yönlü bir platformda Nis-san’ ın know-how’ ı ile modern, pratik bir üretim ile dünya pazarına çok ciddi bir rakip çıkardık.” şeklinde açıklamada bulundu.

Hyundai, Cenevre Otomobil Fuarı’nda dizel-elektrikli hibrid konsept aracı “i-flow” ile birlikte toplam 7 adet çevre dostu otomobilinin dünya lansmanını gerçekleştiriyor. Hyundai i-flow’a hidrojen ile çalışan yeni nesil SUV modeli ix35 FCEV ve Hyundai’nin Blue Drive ismini taşıyan ve CO2 salınımını 100 gram/km’nin altına indiren seri üretime hazır i10 blue, i20 blue, i30 blue, i30cw blue ve ix35 blue modelleri eşlik edecek.

Ford, Cenevre Otomobil Fuarı’nda, yeni nesil Focus SW ve Kuga Powershift Otomatik gibi ilk kez sergilediği modellerin yanı sıra Focus BEV gibi çevreci teknolojik çözümlerini de tanıttı.

Ford, dünya prömiyerini yaptığı yeni nesil Focus SW ve yeni-likçi teknolojilerle donattığı otomobillerini Cenevre otomo-bil Fuarı’nda meraklılarıyla buluşturdu. Ford Motor Company’nin yeni nesil Focus ailesi ile Yeni C-Max ve Grand C-Max modelleri, kompakt sınıfta referans oluşturacak birçok teknolojiye sahip olmasıyla dikkat çekti. Ford’un hacim küçültme yaklaşımının bir hamlesi olan Eco-Boost benzinli motor; daha yüksek güç ve daha az yakıtla daha etkin bir performans vaad ederken, Ford Focus BEV, çevreye saygılı sloganıyla izleyicilere sunuldu.

Page 32: 2010 MART-NİSAN SAYISI 4X4 SUPERSPORT

32 | 4x4 SuperSport Magazine

Kuzey egenin zor yollarını keşfedeceğimiz gezimiz için yine yollardayız. Ankara dan yola çıktığımızda yol öyle gözümde büyüyordu ki hiç bitecek gibi değildi.. Ankara-Bursa karayolunda her türlü mevsimsel koşulu yaşayarak, Tabi ki İnegöl de köfte molası da vererek… Bursaya kar yağışı altında geldik. Hava çok soğuktu bu gezinin gerçekten zor geçeceği belli oldu.. Geceyi geçirip sabah Mudanya hızlı feribot iskelesine doğru yarım ekip olarak devam ettik.. Niye yarım yarısı İstanbul dan geliyor da onun için Mehmet Becce ve Ömer Kokal İstanbul dan bize katılıyordu…

Karşılama ve hoş geldin faslını takiben Edremite doğru yola koyulduk İzmir yolu tam bir faciaydı asıl zor yolda bu olsa gerekti kar fırtına sağda solda yoldan çıkmış araçlar… Yapılabilecek birşey yok yola devam dedik. Bu arada Mehmet Becce ye aracı teslim ederek bu stresten kurtuldum. Artık uzun yolda araç kullanmaktan hoşlanmadığımı fark etmeye başladım…

Her an tedbir ve defansif araç kullanma beni çok germeye başlamıştı… neyse kar tipi bizi Edremit’e 20 km kala bıraktı ve güneş birden ortaya çıktı. Ama faydası yok sıkı ayaz var. İlk Güre de güzel bir otele yerleşip hemen yola koyulduk ilk durak südüken şelalesi idi zeytinli beldesini geçip Kaz Dağlarına sardık kısa bir yolculukla şelaleye vardık. Nasıl soğuk anlatamam.. Bölge, Milli Parklar tarafından işletmeciye verilmiş, görevli bu soğukta kim bu şaşkınlar diye bakarken darbeyi vurduk basın, çekim yapacağız.. Adamcağız 6 kişi 2 de araba kısa günün karı diye düşünürken eli boş kalmıştı. Bu sefer izniniz var mı ben burada kimseye çekim yaptırmam da gibi bahaneler uydurup.. Engel olmanın güçlük çıkarmanın 40 bin türünü sergiledi… Ama nafile…

Büyük yapımcımız Mahmut Gökdemir papuç bırakır mı? Gerekli telefon görüşmeleri… İşlem tamam… Yaz için mükemmel bir manzara kışın da başka güzelde, suyun da etkisi soğuk ki ne soğuk iliklerimize işliyor ama ne yapalım görev böyle bir mevsimde de burayı görmek herkese nasip olmaz düşüncesi ile çekimlerimizi yapıyoruz…

Kaz dağlarında yolumuza devam Hasan Boğulduya ulaşıyoruz. Soğuk nispeten azatlı bu mevki öyküsü ile meşhur ve geçtimiz yıllarda da filmi yapılmıştı öykü bir dağlı kızla köylü gencin aşkını anlatır. Şu ana kadar bütün yurtta hakim olan yoğun kış şartları soğuk dışında bizi pek etkilemiyor ama yarı çıkacağımız Kaz dağlarının sarı kız zirvesi konusunda pek iyi duyumlar almıyoruz. Bugünkü çekimlerimizi bitirip Güreye otele dönüyoruz doğru kaplıca havuzuna ohh be kemiklerimiz ısınıyorrrr.

Sabah 9:00 teker döner. Milli Parklardan da bir görevli alarak yolumuza koyuluyoruz. Milli Parklara görevli veya alan rehberi almadan girmek mümkün değil. Bu bölgelerde yaşanan olumsuzlukların önüne geçmek için böyle bir önlem almış milli Parklar Genel müdürlüğü…

Page 33: 2010 MART-NİSAN SAYISI 4X4 SUPERSPORT

33 2010 Mart-Nisan

Zirvede Hava Kuvvetleri Komutanlığına Bağlı radar olması yolun temizlenmesine neden olmuş ama yol yine de karla kaplı ve bazı bölgeler buz çıkışta belli bölgelerde özellikle çekim yapmak için durup kalktığımız bölgelerde araçlar kalkmakta zorlanıyoruz.. Bi yandan da bunun birde inişi var diye kara kara düşünmeden edemiyoruz.. sarı kız zirvesi Kaz Dağlarının en yüksek zirvelerinden biri.. Buraya araçlarla ulaşmamız mümkün görünmüyor iş tabanlara düşüyor. Gerçi Becce gidermiyiz diye bir dalıyor ama nafile çaba motor bas bas bağırıyor ama lastikler yerlerinden memnun pek kıpırdamaya niyetleri yok.. Neyse ki Mahmut denemedi de onunla çekip alıyoruz… Zaten prensip bir araç engeli terk etmeden ikinci araç giremez.. Sizin de aklınızın bir köşesinde dursun… Muhteşem bir manzara var Ayvalık Altınoluk Midilli Ayaklarımızın altında…. Masmavi gökyüzü Bembeyaz yerler ve masmavi deniz… Bu manzaraya ve sarı Kıza veda edip yola koyuluyoruz. Becce bu yolları çok sever biraz gaza gelip basıyor… Ama iş zor virajlarda alıp başını gidiyor araç.

Duruma el koyup İkinci aracı Bekleyip yavaş gitmemizi istiyorum. Tabi yinede belli mesafeyi korumamız gerekiyor… temkinli temkinli giderken telsizden Mahmut un anonsu duyuluyor. ‘’Buraya geri dönmeniz gerekiyor’’ dönüyoruz biraz ilerde görüyoruz Araç kızaklamış yoldan çıkmış bir uçurumun başında kayaya takılıp kalmış. Büyük bir tehlike atlatıyoruz.. Eğer o kayaya aracın altı takılmamış olsa idi arkadaşlarımızı hoş şeylerin beklemediği kesindi. Zor da olsa kurtarıyoruz vinçliyoruz ama bizim araçta rampada olduğu için tutunamıyor.. Aslında bizlerde ayakta duramıyoruz. Önden diğer aracı vinçlerken arkadan da ilerdeki bir ağaca emniyet halatı ile kendimizi bağlıyoruz. Biraz uğraşıdan sonra alıyoruz.. Hava artık düşmeye başlıyor mihmandarımızı bırakıp otele kaplıcaya doğru yola koyuluyoruz… Üçüncü gün Hedef Şahinderesi Kanyonu Yine Kaz dağları milli parkı sınırı içinde olduğumuz için görevli arkadaşımızı alıyoruz.. kapıyı açtırıp kanyona doğru yola koyuluyoruz.. Dünkü kadar kar olmasa da yine karda yolumuza devam ediyoruz… Burası da muhakkak görülmesi gereken bir yer yolunuzu ne yapıp edip buralara düşürün… Gerek Şahin deresi gerekse Kanyon Her Mevsim Başka güzel…. İki gündür pek öğle yemeği yemiyorduk yapımcımız bize Mükafat olarak balık ısmarlayacağını söyleyince Küçük kuyuda Balık Yemeğe karar verip yola koyulduk. Balık çorbası iskorpit şiş ve salata muhteşem… Hızlı bir şekilde yiyip Kazdağlarının Adatepe köyüne doğru yola koyulduk… Adatepe mübadeleye uğramış bir rum köyü oldukça sağlam ve iyi durumda halen oturuluyor ama yöre köylüsü değil tabi… son yıllar da moda olan köy evi tutkusu olan, sosyetemiz. Üçüncü günümüzün de sonuna geliyor ve otelimize dönüyoruz… 4.gün kaz dağlarına veda edip daha kuzeye doğru yola koyuluyoruz. Behramkaleye gitmeyi hedefliyoruz Altınoluğu geçip İzmir Çanakkale yolundan ayrılıp sahilden yolumuza devam ediyoruz.Zeytinliklerin arasından muhteşem manzaralı dar bir yoldan yolumuza devam ediyoruz Behram a tarihi yoldan gidelim istiyoruz sizlerle buraları da paylaşalım istedik ve eski köprüye kadar ulaştık. Tabi bu arada su ve çamur hep yanımızda yağmur da tepemizde…

Page 34: 2010 MART-NİSAN SAYISI 4X4 SUPERSPORT

34 | 4x4 SuperSport Magazine

Behramda meydanda kahvede birer damla sakızlı kahve içiyoruz tadı damağımızda kalıyor yolunuz buraya düştüğünde kahve içmeyi de unutmayın, derim… Birde bu mevsimde Asosu görelim istiyoruz… Yani ne diyeyim… Hayran olmamak elde değil. Ben buraya da yerleşmeye karar verip yolumuza devam ediyoruz.. Babakale de buraya kadar gelmişken görülmesi gerekli yerlerden özelliği ana karadaki yurdumuzun en batı noktası… Ayvacık ta çok güzel bir köfte ziyafetinden sonra Bozcaada vapuruna binmek için yolumuza devam ediyoruz. Bozcaada zor yolların pek konseptine uymasa da bu mevsimde size göstermek istediğimiz için gidiyoruz. Yolda kaptan havanın yarın bozacağı konusunda meteorolojiden rapor geldiğini öğle gemisinin yani bizim döneceğimiz vapurun iptal olabileceğini söylüyor. Bizde kısmet diyoruz…

Bozcaada bu mevsimde, sessizliği ve sakinliği ile bizi karşılıyor. Sabah gün erken başlıyor 8 de çıkıyoruz çünkü 12:00 vapuruna eğer iptal olmazsa yetişmemiz lazım.. Önce Göztepe ye çıkıp adayı şöyle yukardan görüyoruz… Rüzgar panelleri de Bozcaada ya gelip te ziyaret edilmeden geçilmeyecek yerlerden yalnız pervanelerin olduğu bölümde bulunan fener de görülmesi gereken yerlerden biz buraya kaymakamlığın özel izni ile girebiliyoruz… Ayazma plajları da bozcanın görülmesi gereken yerlerinden başta da belirttiğim gibi Bozcaada zor yol bulmayı zaten ummadık ama bu mevsimde nasıl olur ada diye geldik ve gördük… Şimdiki hedef Gökçeada yoğun yağmur da önce Çanakkale Gelibolu ve Kabatepe geldik Çok güzel bir feribotla ada ya geçtik… Gökçeada kış aylarında bir adadan çok Anadolu kasabası havası veriyor. Kış şartları nedeni ile resort oteller kapalı merkezdeki iki otelden birini seçip yerleşiyoruz ve hemen yemek faslı için araştırmaya başlıyoruz.. Hamam diye bir tavsiye ediliyor gidiyoruz gerçekten daha önce hamammış şimdi lokanta olarak hizmet veriyor. Balık soruyoruz aşçı dürüstlükle bütün balıkların şok balığı olduğunu söylüyor ada konusunda terettüdlerimiz daha kesinleşiyor ama yine de balık diyip şansımızı deniyoruz.. Ehh fena değildi…

Sabah 9 da güne başlıyoruz bize ada esnafından bir bey mihmandarlık ediyor. Marmarus şelalesini bulmaya kararlıyız. Adalıların çoğunun haberi yok yada görmemişler… Önce rumköyü …….gidiyoruz. Madam…. Ve murat bize konyak eşliğinde dibek kahvesi sunuyorlar. Köyün kış nüfusu 40-50 kişi yazın 600 kişiyi buluyormuş. Köy ahalisinin büyük kısmı Amerika da yaşıyormuş… yazın hepsi geliyormuş.. Çok etkileyici bir havası var köyün… Yolumuza devam ediyoruz.

Page 35: 2010 MART-NİSAN SAYISI 4X4 SUPERSPORT

35 2010 Mart-Nisan

Yolda birkaç köyden daha geçiyoruz. Bu köyün halkı Anadolulun çeşitli yerlerinde toprakları istimlâk edilen insanlardan oluşuyor. Milaslılar, Burdurlular, Karadenizliler kendi köylerini kurup adalı olmuşlar… Biraz araştırmadan birkaç ileri geri gitmeden sonra Marmarus Şelalesini görüyoruz. Önümüze çıkmıyor ormanın içinde ekipçe ormanın derinliklerine bakarak giderken görüyoruz. Araçları yola bırakıp taban kuvvet başlıyoruz yürümeye 2 km patika yoldan sonra Şelaleye ulaşıyoruz 40 metre lik bir yükseklikten düşüyor. Suda çok görülmesi gerekir tavsiye olunur. Geri dönüş ve yurdumuzun en batısına gidiyoruz ince Burun ve saklı liman Tuz Gölü Flamingolar. Adada aklımızda kalan birde her tarafta başıboş dolaşan küçükbaş hayvanlar ne çoban var nede çoban köpeği ama her koyun sürüsünün sırtında farklı renk var sabah bırakılan sürü akşam ahırına dönüyormuş ilginç geldi.. Gün Batımını Bademli de kaleden çekmeye karar verip yolumuza devam ediyoruz.Bu arada saklı limanda iki aracı birden batırdık 1 saatlik debelenme ile çıkabildik.. bademli de şans yüzümüze gülmedi hava bulutlandı ve gün batımı çekemedik ama adanın en güzel görüntülerini yinede almayı başardık.. Bir seyahatide kazasız belasız bitirmenin keyfi ile otele doğru yola koyulduk. Bu seyahatimizin Çekimlerini TRT TÜRK kanalında Cumartesi 13:10--04:10 Pazar 9:40 14:10 22:10 da Yayınlanmakta olan ZOR YOLLAR programında izleyebilirsiniz.

Yazı : Aydın DİKİM Program Yönetmeni

Ankara [email protected]

Page 36: 2010 MART-NİSAN SAYISI 4X4 SUPERSPORT

36 | 4x4 SuperSport Magazine

Büyük düşün, küçük öde !

4x4 Dacia Duster, Yakında Türki-ye Pazarında Satışa Sunulacak..

Dacia Duster, günlük hayatların-da her türlü yol koşuluna uygun, sağlam, güvenilir ve kullanımı kolay bir 4x4’ün ulaşılabilir ve ekonomik olabileceğini savunu-yor.

Dacia Duster ekonomik bir araç:Satın alırken ekonomik: Rakipsiz bir fiyat/iç mekân genişliği/ürün özellikleri oranı ile sunulacak. Kullanımda ekonomik: Düşük yakıt tüketimli ve CO2 salınımlı motor seçenekleriyle donatıldı. Dacia Duster’ın dizel versiyon-ları 4X2 versiyonda 140 g CO2/km’den daha az bu nedenle Dacia eco² imzasını taşıyor, 4X4 versiyonda ise 150 g CO2/km’den az salınım değerleri ser-giliyor.

Page 37: 2010 MART-NİSAN SAYISI 4X4 SUPERSPORT

37 2010 Mart-Nisan

Büyük düşün, küçük öde !

Pek yakında, Türkiye’ de...Dacia Duster Romanya’da Piteş-ti fabrikasında üretilecek. 4X2 ve 4X4 versiyonları 2010 ilkbaharın-dan itibaren Avrupa, Kuzey Afrika ülkeleriyle birlikte Türkiye’de satı-şa sunulacak.

Logan ve Sandero’da olduğu gibi, Duster de dünyanın farklı bölgele-rinde Renault veya Dacia markala-rı altında üretilip ticarileştirilecek.

http://dacia.com.tr

Page 38: 2010 MART-NİSAN SAYISI 4X4 SUPERSPORT

38 | 4x4 SuperSport Magazine

TEST KIA CEED SPORT WAGON

YENİ KIA CEED SPORT WAGON;

SAĞLAM, ÇEVİK VE EKONOMİKKK...

Yeni KIA cee’d SW, binek model cee’d’in bütün özelliklerini barındırır-ken, üzerine çok yönlülüğü ve pratikliği de ayrıca eklemiş. KIA cee’d SW, özellikle genç müşteri kitlesinin modern, dinamik, spor görünüş-lü, performanslı ama bir o kadar da işlevsel bir otomobil beklentileri-nin tümünü karşılayacak özelliklere sahip. Kia cee’d SW, 1.6 lt. CRDi 90 HP ve 1.6 lt. CRDi 115 HP olmak üzere iki farklı dizel motor seçe-neği, Cool, Motion ve Concept adıyla 3 farklı donanım paketi, düz ya da otomatik vites seçeneği ile sunuluyor. Cool donanım paketi içinde standart olarak ön, yan ve perde hava yastıkları, EBD ile desteklenmiş ABS, hıza-duyarlı otomatik kapı kilitleri, beş yolcu için kafalıklar ve üç noktalı emniyet kemerleri, merkezi kilit, elektrikli ön camlar, dört hoparlörlü müzik sistemi, direksiyondan kumandalı radyo, CD&MP3 çalar, USB&AUX&Ipod girişi ve yol bilgisayarı bulunuyor. Motion do-nanım paketinde, bu ekipmanlara ilave olarak gövde rengi kapı kolla-rı, ön sis farları, sürücü ve ön yolcu koltuğunda aktif kafalıklar, cruise kontrol, elektrikli arka camlar standart olarak sunulan özelliklerden bazıları. Kia cee’d SW’nun üçüncü donanım paketi resimlerde görmüş olduğunuz estini yaptığımız, Consept donanım paketinde ise, Motion donanım paketinde yer alan özelliklere ek olarak 16”çelik jant, oto-matik klima, hava kalite kontrol sistemi, deri direksiyon simidi, deri vites topuzu, deri el freni ve EPS bulunuyor.

KIA, özellikle Avrupa’da dizayn edilen ve üretilen yeni ve çabuk tepki veren 1.6 lt. dizel motor seçe-neği sunuyor. KIA’nın Slovakya’da bulunan yeni fab-rikasında üretilen, tamamen yeni 1.6 lt. CRDi dört silindirli 16-subaplı dizel motor, çelik alaşım blok ve alüminyum silindir kapağı ile ikinci-nesil yüksek basınçlı common-rail yakıt enjeksiyon sistemini ba-rındırıyor. Etkili performans ve temiz emisyon için elektrik kumandalı gelişmiş değişken geometrili turboşarj (VGT) ile donatılmıştır. 1582 cm3 silindir hacminde olan bu motor, 90 PS ve 115 PS güç se-viyesi ile satışa sunuluyor. 4000 dev/dak’da 115 ps maksimum güç üretim kapasitesine sahip olan bu motor, 1900 dev/dak’da 26 kgm tork üretiyor. Oto-mobilde minimum 534 lt. bagaj hacmi değişken arka koltuk tasarımları ile maksimum 1664 lt.’ye ka-dar çıkabiliyor. 2/3, 1/3 şeklinde bölünebilen arka kanepenin indirilmesi ile bagajda düz bir zemin elde edilebiliyor.

235 mm daha uzun olan cee’d SW’nun yüksekliği ise 1,490 m

Otomobilde minimum 534 lt. bagaj hacmi değişken arka kol-

tuk tasarımları ile maksimum 1664 lt.’ye kadar çıkabiliyor. 2/3,

1/3 şeklinde bölünebilen arka kanepenin indirilmesi ile bagaj-

da düz bir zemin elde edilebiliyor.

Page 39: 2010 MART-NİSAN SAYISI 4X4 SUPERSPORT

39 2010 Mart-Nisan

Cuma sabahı erkenden kalkıp, Daihatsu Teri-os Star ile İstanbul’da test çekimine çıkmıştık sevgili Özgür’le. Ama nereden bilebilirdim aynı gün içinde 500km. lik Kastamonu Daday yoluna düşeceğimizi…

Sabahın erken saatlerinde Özgür beni almaya geldi. Planımız tüm gün İstanbul içinde Terios Star ile çekimler ve testler yapmaktı. Daihat-su Terios için daha önceden Kayışdağı’nda keşfettiğimiz, çok güzel ve planladığımız bir çok şeyi yapabileceğimiz bir bölgeye gittik. Dik eğimli, bozuk yolları olan ve İstanbul’un gerçek şehir manzarasına sahip, baktığınız da “vay be!” dedirten zirvesine kadar çıktık bu küçük dağın. Aracımızın ilk performansını ve kabiliyetlerini burada görmeye ve yaşamaya başladık. Dış görünümü ile cezbedici olması-nın yanı sıra, off road kabiliyetinin yüksekliği aramızda “nasıl para bulsak da şunu alabil-sek” gibi konuşmalar geçmesine neden ol-muştu terios için.

DAIHATSU TERIOS STAR

İLE ŞEHİRDEN KAÇIŞ..

Page 40: 2010 MART-NİSAN SAYISI 4X4 SUPERSPORT

40 | 4x4 SuperSport Magazine

KAPAK KONUSU: KASTAMONU GEZİSİ -DADAY İKSİR RESORT TOWN

Page 41: 2010 MART-NİSAN SAYISI 4X4 SUPERSPORT

41 2010 Mart-Nisan

KAPAK KONUSU: KASTAMONU GEZİSİ -DADAY İKSİR RESORT TOWN

Çalışmalarımızı yaptığımız bölgede bir miktar fotoğraf ve video çekimini gerçekleştirdik. İlerleyen zamanda yakıtımızın bit-mek üzere olduğunu görünce yakıt almak ve güç toparlamak için mola verdik. Bir süre oyalandık, Özgür test ve kapak konusu projemiz için “konaklama yapacağımız yeri de buldum, İksir Resort’de kalacağız” deyince, ben de orayla benim de bir işim olduğu için “demek ki ben iki sefer gitmiş olacağım” dedim. Şaşırdı, benim Ali Rıza beyle önceden tanıştığımı söylediğimde tesadüfe bak gibisinden bakıştık…Öğlen 12:30 gibi dinlenmek ve güç toparlamak için Özgür’ün evine gittik. Dinlenme zamanı sırasında Özgür telefonla yaptığı İksir resort town’dan İşletme müdürü Ali bey ve yönetim kurulu üyesi Ece hanım ile görüşmesinde nasıl olduysa Kastamonu’ya Daday’a gitme kararı aldı. Özgür’ün hızlı düşünmesi ve çabuk karar vermesinin kurbanı oldum bir anda. Ben de acil olarak kendi evime giderek bu kadar kısa bir zaman da yola çıkacağımız için hazırlandım ve eşime “ben Kastamonu’ya gidiyorum” dedim. “Nasıl yani!” sorusuna cevap vermem de çabuk oldu. Her şey çok çabuk gelişti, ama Daihatsu Terios’un arazideki kabiliyetinden sonra onu uzun yolda denemek de iyi bir fırsat olmuştu bizim için.Saat 15:00 gibi hazırlıklarımızı tamamlayıp, her zamanki gibi özgür’le yollara düşüyoruz yine.. Artık önümüzde 500 kusür km. ‘lik bir yol vardı. Rotamızı belirlemiştik İzmit çevreyolu üzerinden > Düzce > Bolu > Gerede > Karabük > Araç ve Daday’dı. Daihatsu Terios ile yol aldıkça onun uzun yollar için fazla uygun olmadığını düşünmeye başladım. Bir kere benzinli oluşu fazla yakıt harcamasına sebep oluyordu. Ayrıca hız sabitleme sistemi de olmadığı için bize sıkıntılı ve zor anlar yaşattı. Ekonomik bir sürüş için gaz pedalına basarken hızımızı sabit tutabilmek için ayağımız kazık kesmişti. Bu sebeplerden dolayı biraz yoru-luyorduk. Ve sık sık şöför değişikliğine ihtiyaç duyduk. Teriosun arazideki kıvraklığı çok güzel, ama uzun yolda düşündürücü bir araç. Şehir içinde ve hafta sonu aktiviteleri için ise biçilmiş kaftan. Yolculuğumuz yakıt tasarrufu açısından biraz uzun geçti, hava kararmaya başlamıştı sabit 90km hızla ilerliyorduk. Ve akşamü-zeri saat 21:15 sularında Kastamonu Araç ilçesini bitirip, Daday yol ayrımından giriyoruz. Fakat burası normal bir yol değil, Araç’tan Daday arası dağ yolu yaklaşık olarak size 25-30km kazandırıyor demişti…(İşletme müdürü Ali bey) dağ yolunu sert virajlar içinde yer yer sis içinde aşmaya başladık. Kıvrıla kıvrıla giden dağ yollarında tabiki Özgür’ün sürüş sitili ve kabiliyeti, aracın off- road kabiliyetiyle birleşmişti adeta. Bana yaşattığı heyecan ve adrenalinli dakikaların hesabını elbet ben de ona gökyüzünde soracağım. Çok sakin geçen bir yolculuğun son dakikalarında adrenalinimiz üst seviyelere fırladı bir anda. Terios resmen dağ keçisi gibi banamısın demiyor resmen.

Page 42: 2010 MART-NİSAN SAYISI 4X4 SUPERSPORT

42 | 4x4 SuperSport Magazine

Dağ yollarında koşan bir Tilki, daha sonra da farlarımızın ışığından sapıtmış iri bir yabani Tavşan gördük, buralar oldukça bakir yerlerdi sonuçta. Gece karanlığında dağ yollarında karşımıza nelerin çıka-bileceğini kim bilebilir. Akşam 22:00 sularında sonunda Daday’da bulunan lüks, sakin ve dinlendirici bir yer olan İksir Hanım’ın kona-ğına ulaşıyoruz. Ben Daday’ın yapısını daha önceden 1:25.000 öl-çekli bir haritadan ve google earth’ten çalıştığım için İksir Resot’un girişini ve yerini elimle koymuş gibi buldum. Otelin müdürü Ali Rıza Tarım Bey karşıladı önce bizi, hemen otelin restoranına geçtik bu-rada bizi otelin sahibi İksir Hanım ile Kızı Ece Hanım karşılayarak buyur ettiler.

Ben yine daha önceden turizm fuarında tanışmıştım kendileri ile otellerinde doğa sporları faaliyetleri düzenlemem konusunda görüşmüştük. İksir Resort, adını sahibi İksir Hanımdan alıyordu, hatta İksir Hanım Konağı adı verilmiş özel bir konak da mevcuttu tesisin içinde. Tesisin ilk girişindeki konak da budur. Sohbet eder-ken bir taraftan hazırlanan ve ikram edilen yemeklerimizi yedik. Kısa bir süre daha sohbetten sonra Ali Rıza Bey bizi odalarımıza götürdü. Odalar itina ile hazırlanmış, sıcak ve donanımlıydı. Nor-mal odaları böyle ise özel odaları daha da güzel olmalıydı. Günlük notlarımı ve kendi işim için bir dahaki gelişimde yapacaklarımın kısa notlarını aldıktan sonra yorucu yolculuğun etkisini atmak için güzel bir uykuya daldım. Özgür ise çatı katında başka bir odaya geçti. İksir resort town’nun en güzel yerlerinden biride odaları suit ve normal odalar olarak ikiye ayrılıyor .Suit odalarında ise aile ola-rak daha fazla kişi sayısı kalmanız mümkün. Otel henüz çok yeni ol-duğu için her şey sıfır ve sanki sadece ilk defa siz kullanıyorsunuz. Çoğu 5 yıldızlı otelden çok daha lüx, konforlu ve sıcak.

Ertesi sabah kahvaltıdan önce erkenden Daihatsu Terios Star’ın çe-kimlerini yapmak için kalktık. Sisli ortamda güzel görüntüler elde ettik. Aracın üzerine otelin kayaklarını yükledik yerleşimlerini de-nemek için. Ali Rıza Bey de çekimlerimize katıldı. Çalışmamızın ilk kısmını tamamladıktan sonra kahvaltıya geçtik. Yine İksir Hanım ve kızı Ece Hanım karşıladılar bizi. Sohbet eşliğinde güzel bir kahval-tıdan sonra Ece Hanım ve Ali Rıza Bey ile otelin çevresinde önce Teriosla kısa ama güzel bir off road deneyimi yaşattı Özgür bize. İlk soru da geldi; “bu araç kaç para” ? Bu arada yamaç paraşütü uçuşuna ve eğitim vermeye uygun yerler var mı ? diye de etrafı-mıza bakınıyorduk. Ali Rıza bey’de aracı bir süre test etti ve başarılı buldu. Burada aracımızın performansını bir kez daha gördük. So-nuç mu? Olumlu tabiî ki, hem de büyük bir zevkle :) Bu arada çevreyi gözlemlemek ve birkaç görüntü almak için hep beraber otelin çıkışındaki caminin minaresine çıktık. Her yer görü-lüyordu. Biraz da burada seyrettik doğayı ve Daday’ı. Bu kez direksiyonu ve sözü Ece Hanıma bırakıyoruz (ee nede olsa buranın yerlisi artık) , bizi Daday’ın kuş uçumu 3 km. batısında kalan Yumurtacı göletine götürdü. Burada bir süre doğayı izledik ve dinledik. Tabi çalışmalarımız da devamlı sürüyordu.

Page 43: 2010 MART-NİSAN SAYISI 4X4 SUPERSPORT

43 2010 Mart-Nisan

Daday güzel bir yer, Kastamonu’nun diğer doğası gü-zel ilçelerinden biri. Kendisine bağlı irili ufaklı pek çok köy var. Daday’da şimdilerde dokuma atölyesi olarak kullanılan, Atatürk’ün şapka devrimini yaptığı sırada ko-nakladığı Atatürk Konağı var. Daday bezlerinin ve örtüle-rinin eski dokuma tezgâhlarında dokunduğu bir yer ola-rak kullanılıyor, hem de turistlere tanıtılıyor. Daday etli ekmeği ile meşhur aynı zamanda. Turizme elverişli, ama korunması gereken tarihi bir yer. Bu sefer hep birlikte, Daday’ın Kuzeyinde bulunan Ballıdağ’a ve Soğucaova’ya doğru yola çıktık. Yükseldikçe yollarda kar başlıyordu. Otelin kendine ait kayak tesisi yapacağı yere kadar gittik. 3500 nüfuslu Daday, Batı Karadeniz’in Kastamonu vilayetin-den, çam ormanlarıyla örtülü Ballıdağ eteğinde kuruludur. Çakıl taşlarıyla parıldayan uçsuz bucaksız Karadeniz sahille-rinden tabiat harikası şelale ve mağaralara, henüz keşfedil-meyi bekleyen saklı kanyonlara oradan da şifalı ormanlara ve karlı ılgaz zirvelerine doğru uzanan zengin coğrafyanın tam ortasındadır. Ayrıca çevresindeki pek çok ören yeri, an-tik yapı ve tarihi konaklarıyla, tarihi cömertçe kucaklamakta-dır. İksir hanım konağı ise, 1926 yılında inşa edilen konakta 6 adet sofa, 24 adet oda bulunmaktadır. Artık bir kış bahçesi

ile bütünleşen tarihi samanlık binasının giriş katında Saman-lık restoran yer alıyor. Binanın üst katında iseahşap dekore, şömineli 2 suit oda ve 7 standart oda bulunmakta. 160 m2 kullanımlı, 400m2’lik platforma kurulu, yaz mevsiminde yan-ları açılabilir kapalı yüzme havuzu, ısıtma sistemiyle yaz kış hizmetinizdedir. 300m2’lik bir alanda özel bir hamam, sau-na, şok duşu ve spa merkezi vitamin barı ile tüm aradığınız özellikleri İksir Resort Town’da bulmanız ve farklı hissetme-niz için sizi bekliyor. Kastamonu’ya vardıktan sonra 20 daki-kalık keyifli bir orman yolculuğuyla Daday ilçesinin Kelebek Vadisinde kurulu İksir Resort Town’ a ulaşabilirsiniz. Her türlü teknik ekipmana sahip 20 ve 100 kişilik 2 adet toplantı salonu, kuaförü, alkollü alkolsüz içeceklerin, aperatifle-rin alındığı Kuşburnu Barı ve sergi alanı ile Ceviztepe binası misafirlerini ağırlamaktadır.Batı Karadenizin muhteşem doğasının içinde yer alan iksirresorttown’da her ilgi ve yaş grubuna yönelik spor aktiviteleri,doğada keyifli at binişleri, ATV turları, Fayton turları,Kızak Yarışları, Jeep Safariler, Foto Safariler, Trekking, Kayak, Snowboard, Oryantring sporlarını yapabilirsiniz.Ana tesislere 3 km. uzaklıktaki Yumurtacı Göle-ti çevresinde yapılan trekking ile de bölgenin güzelliklerini keşfedebilirsiniz.

Page 44: 2010 MART-NİSAN SAYISI 4X4 SUPERSPORT

44 | 4x4 SuperSport Magazine

Ballıdağ’ın kuzey yamaçlarında yer alan Soğucaova’ya ulaştıran yolda, çam ve meşe ormanlarının bol oksijeni ile dört mevsim doğanın tüm renklerini kucaklamak mümkündür. Kış sporlarının yanı sıra diğer mevsimlerde de kamp yapılmaktadır. Dünyaca ünlü Valla kanyonu,Ilıca şelalesi ,Ilgarini mağarası,Çatak kanyonu,Küre dağları Milli Parkı,Ilgaz dağı , nice yaylalar ve ormanlar tesisi inci taneleri gibi sarmaktadır. İstanbul’a dönüş vaktimiz yaklaştığından İksir Resort’a geri döndük. Zevkli bir öğlen yemeği ardından çekimlerimizi bilgisayara aktardık. Sohbetimizi yaptık ve otelden bir daha görüşmek üzere uğurlandık. Tesisin konumu Daday için önem kazandırıyor, doğa sporlarıyla ilgili ATV, kayak, binicilik, jeep safari, hiking gibi çeşitli aktivitelerin yapıldığı ve daha fazlasının yapılabileceği, SPA’sı ve yüzme havuzu da bulunan, dinlendirici ve huzur verici bir ortamda kısa bir süre geçirdik. Sonuçta dinlenmiş ve eğlenmiş olarak ayrıldık.Dönüşümüzü bu sefer dağ yolundan değil Kastamonu yolundan Araç’a doğru yaptık. Araç’tan ekmek, kır pidesi ve meyve suyu aldık. Bu bize biraz enerji verdi. Enerji verdi ama benim uyku isteğim, Özgür’ün tatlı krizi dönüş sabrımızı zorluyordu. Bunları ancak Bolu’da sağlayabildik. Cuma gecesi gidişte karanlıkta göremediğimiz yerleri, Cumartesi dönüşte gündüz aydınlığında gördük. Tabi ki Cuma gidişte de gündüz aydınlığında gördüğümüz yerleri bu sefer Cumartesi dönüşte gece karanlığında göremedik. Güzel bir denklem :) Uzun yolda pek uygun görmesek de Daday’da bize güzel anları yaşamımıza yardımcı olan Daihatsu Terios Star’dan da biraz daha bahsetmek isterim.

Page 45: 2010 MART-NİSAN SAYISI 4X4 SUPERSPORT

45 2010 Mart-Nisan

Yaklaşma ve uzaklaşma açılarının uygunluğu ile off road hareket kabiliyeti yüksek olan Terios Star, tekerleklerin performans sınırları içinde VSC sistemi ile güvenli kullanım imkânını vermektedir. Darbeye Duyarlı Yakıt Kesme Sistemi de araca bir darbe geldiğinde, daha doğrusu bir çarpışmada yakıt akışını keserek tehlikeyi en aza indirmektedir. Kısacası Off road için ideal bir araç, ama bunlarla karşılaştırdığımızda fiyatı yüksek kalıyor.Uzun yol dışında her türlü doğa sporları aktivitesinde çekinmeden kullanılabilecek özellikleri var. Güç, kıvraklık, kompakt bir yapıda oluşu ve her yerine kolay erişim. Bu özellikler zaten başta yeterli. Ayrıca dijital bilgi ekranının ortalama yakıt tüketimi, dış ısı derecesi ve buzlanma ikazı gibi bilgi verme özellikleri ile koltuk ısıtmaları, otomatik klima ve radyo-MP3-CD çalar sis-temleri araç içi konforu kullanıcıya ve yolculara özel rahatlıklar sağlamaktadır.Doğa sporları ile uğraşanlar bagajından rahatlıkla faydalanabilmektedir. Arka koltuklar tamamen katlandığında bagajına bir dağ bisikleti ve kamp malzemesi kolaylıkla sığmaktadır.Cuma 15:00 gibi İstanbul’dan başlayan 500 küsur km.’lik yolculuğumuz, pardon kaçışımız Cumartesi öğleden sonra 21:00 gibi yine 500 küsur km. yol kat ederek İstanbul’a dönüşle sona erdi. Evet, toplamda baktığımızda 24 saatte 1107 km.’lik bir kaçış macerası yaşamıştık. Gidiş-dönüş toplam yakıt maaliyetimiz ise 2 ful depo benzin. Terios 50 Lt benzin almakta ve bir deposu yaklaşık 150 TL ye doluyor. Sabit 90 km hızla yaklaşık 570 km gidebiliyorsunuz.

Kutsal Zafer Şahin / [email protected]

Page 46: 2010 MART-NİSAN SAYISI 4X4 SUPERSPORT

46 | 4x4 SuperSport Magazine

Page 47: 2010 MART-NİSAN SAYISI 4X4 SUPERSPORT

47 2010 Mart-Nisan

Page 48: 2010 MART-NİSAN SAYISI 4X4 SUPERSPORT

48 | 4x4 SuperSport Magazine

VFR1200F, spor ve touring yeteneklerinin bir kombinasyonunu ortaya koyan daha önceki VFR modeline bağlı kalınarak, en son teknolojilerle geliştirilmiştir. Bu yeni motosiklet, Sport-Touring kategorisinde gelinen son noktanın temize çekilmiş bir yorumudur. VFR1200F, müşteri ihtiyaçlarına yönelik geniş bir kavram ve son teknolojilerin benimsenmesiyle mükemmelliğe güdümlenmiş bir model olarak karşımıza çıkıyor. Artırılmış kontrol ve geri besleme seviyelerini sağlamak adına, VFR1200F yarış pisti kökenli en son teknolojileri bünyesinde barındırırken, birçok sürücü için çok şey ifade edecek bir motosiklet yaratmak amacıyla uyarlanmış ve evrim geçirmiştir. Esnek ve yüksek tepkili V4 motorunun ahenkli homurtusu ikona dönüşmüş önceki VFR’lerden ilham alınan duygularla yeniden ateşleniyor. Ancak yeni motorun kendine özgü eşsiz kalp atışı, VFR1200F’i yalnızca kendi atalarından değil aynı zamanda şu anda piyasada mevcut her motosikletten de ayırmaktadır.

Sport-Touring Kategorisi’nde Son Nokta

VFR1200F

Page 49: 2010 MART-NİSAN SAYISI 4X4 SUPERSPORT

49 2010 Mart-Nisan

Gelişim Konsepti

VFR1200F’in uluslararası tasarım ekibi, üç Japon, iki Amerikalı ve bir Avrupalı üyeden oluşuyordu. Sonsuz deneyime sahip Kishi-san rehberliğinde (CBR1100XX Blackbird) ve Hasegawa-san’ın gözetiminde VFR1200F’nin tasarım ekibi sadece farklı kültürlerden değil aynı zamanda farklı kuşaklardan da oluşuyordu. Ortak hedefleri uzun mesafeler katedebilen spor bir motosiklet yaratmaktı. Doğru bakış açısını teşvik etmek amacıyla tasarımcılar, geniş otoyol mesafelerini çaba sarfetmeden yutarak ve dolambaçlı vadi yollarında slalom yaparak, eve dönmeden önce güzel bir yerde öğle yemeği yemek için 300 km motor sürmeye aniden karar verdiklerini hayal ettiler.

Page 50: 2010 MART-NİSAN SAYISI 4X4 SUPERSPORT

50 | 4x4 SuperSport Magazine

Tasarım

Daha geniş bir açıdan bakıldığında, saf fonksiyon VFR1200F’nin şeklini belirledi. Kütle merkezi, mükemmel sürüş kontrolü ve aerodinamik verimlilik tasarım kriterlerine temel oluşturan kilit noktayı sağladı. Bu başlangıç noktasından hareketle motosikletin şekli geliştirildi. Dikkat çekecek biçimde dar silindir kapakları ve zekice düşünülmüş silindir boşluğu çok dar bir orta kısım yaratarak koltuk yüksekliğinin etkin biçimde düşürülmesini ve böylece sürücünün durma pozisyonunda her iki ayağının tabanını yere basmasını daha kolay hale getirdi. Bu ince bel aynı zamanda sürücüye üstünde olmaktan ziyade motosikletin içinde olduğu duygusu veriyor – bu da tepkiler ve kontrol açısından çok önemlidir.

Yakıt deposunun zarif ama komplike hatları zihinde kararlı ve aynı zamanda göze hoş gelen bir estetik hissi uyandırıyor. Yakıt deposunun şekli her türlü sürüş şartlarında sürücüye ekstra kontrol öğeleri ve yüksek tepkilerle destek ve yardımcı oluyor. Ergonomik tasarımlı kaporta sürücü ve artçı için ekstra destek ve hava koşullarından etkili korunma sağlayacak şekilde yakıt deposu ile uyumlu haldedir. Düğme konumları ile el kontrolleri tertibatı bile ergonomik avantaj sağlamak üzere tasarlandı. Artçının rahatlığı ve güvenliği de göz ardı edilmemiş.

Çift Katmanlı Kaporta Teknolojisi

VFR1200F’nin patenti alınan çift katmanlı kaporta tasarımı biçim ve fonksiyonun kusursuz bir uyumunu yansıtıyor. Benzersiz güzellikte bir biçim ve aynı zamanda en uygun hava akış ve ısı yönetimini yaratmak için, tasarımcılar ve mühendisler birlikte çalıştılar. Kaporta tasarımı akan havanın faydaları ile motosikletnin dinamik ve mekanik avantajlarını harmanlayan iki katmanı birleştiriyor. Bunun iki fonksiyonu var; katmanların arasına giren ve kaportanın ön tarafındaki iki oval boşluk içinden geçen hava yüksek hızlarda motosikletin stabilitesini arttırmak için gerekli yönlere tam olarak dağıtılıyor. Radyatörlere erişmeden önce daha küçük açıklıklara dağıtılarak havanın hızının etkin biçimde arttırılması sayesinde motor soğutma işlemi optimize edilmiş ve sıcak egzos havası daha serin ve daha konforlu bir sürüş için sürücü ile yolcudan uzağa yönlendirilmiş. VFR1200F dünyaca ünlü CRF kros motosikletlerinden alınan UNICAM tekli eksantrik mili silindir kapağı tasarımını kullanıyor. Mantık çok basitti: boşluk, performans ve ağırlığın önemli olduğu bir durumda bu teknoloji kütle merkezileştirmesinin ve ergonominin birincil tasarım kriterleri olduğu bir proje için kusursuzdu. Ayrıca CRF serisinden ve RC211V’den piston hareketi aracılığıyla yaratılan pompalama kaybını ve hava sızdırmaz krank karteri sistemi ödünç alındı. Bu sistem bir yol motosikletsinde daha önce hiç kullanılmamıştı.

Page 51: 2010 MART-NİSAN SAYISI 4X4 SUPERSPORT

51 2010 Mart-Nisan

Pozitif ve negatif yüzeylerin bir dengesi motosikletin ön tarafına hafif, açık bir görünüm kazandırırken aynı zamanda mümkün olan en düşük dirençle rüzgarı yarıp geçen bir profil yaratıyor. Güçlü bir şekilde tanımlanmış X-şekli motosikletnin ön tarafını karakterize ediyor. İçbükey yüzeyler alt kenarında başka bir hava yönlendirici açıklık içeren ön cama doğru görüşü ve havayı yöneltiyor. Camın kenarları bile yüksek hızda stabiliteyi arttıracak şekilde tasarlanmış. Güçlü tek ışın hüzmeli ön far CBR1000RR modelinde kullanılanla aynı tipte. Verdiği ışık ön farın yanlarını çerçeveleyen iki eğik LED-görünümlü şerite ayrılarak hafiflik ve boşluk algısını arttırıyor. MotorVFR1200F’in motoru sürücüsüne yüksek hız, çabuk hızlanma ve motorun güçlü karakteristiklerinden gelen kuvvetli bir haz duygusu sunmak üzere tasarlandı. Honda aynı zamanda V4 spor motosikletleri karakterize eden canlandırıcı motor sesini ve hissini bu kez konforlu, tepkili güç verimi üzerine odaklanarak temin etti. Yeni V4 motorun performansı, en kullanışlı ve en keyifli olduğu yerde temin ediliyor. Doğrusal tork eğrisi düşük ve orta aralıkta odaklanarak, sürücünün virajlar içinde güç vererek kolayca gazı arttırıp kesmesini sağlıyor. Bu çaba gerektirmeyen kontrol, motosikleti sürmeyi büyük bir eğlence haline getiriyor.

Yumuşak Güç Üretimi

Güçlü V4 veriminin, hafta sonu eğlencesi, şehir içi ulaşım ve uzun mesafeli yolculuk için kullanılabilecek çok yönlü bir motosiklette kullanılacak şekilde tasarlanması bazı zorluklar içeriyordu. VFR1200F’nin güç karakteristiklerinin kilit öğeleri rakipsiz tepkileri ve güçlü tork verimidir. Motorun gücünün tam anlamıyla tadını çıkartırken üst düzey konfor sağlamaya devam etmek için titreşimin dikkatlice yönetilmesi gerekiyordu. Bu amaçla eşsiz bir silindir yerleşimi geliştirildi. Silindirlerin önden arkaya doğru eşit aralıklarla yerleştirildiği geleneksel V4 silindir konfigürasyonu yerine, VFR1200F kütleyi merkezileştirmek ve aynı zamanda kompakt, yerden tasarruf sağlayan bir çözüme ulaşmak amacıyla ustaca bir çözüm benimsiyor. Arka silindirler yan yana fakat birbirlerine yakın yerleştirilirken ön silindirler daha geniş boşluklara sahipler. Bu yerleşim sürücünün bacakları arasına daha rahat uyum sağlayan ince ve kompakt bir ‘bel’ yaratıyor. Ayrıca kütle merkezini destekleyerek motosikletin denge duygusuna ve kontrol kolaylığına katkıda bulunuyor. Sağ sol çift dengesizliği bulunmadığından, bir dengeleyici ihtiyacı da ortadan kaldırılarak sürtünme azaltılıyor.Yeni bir faz-kaymalı krank mili silindir yerleşiminin avantajlarını tamamlıyor. 28° açılık muylu dizaynına sahip bu mil başlangıç titreşimini ve gürültüsünü etkin biçimde azaltarak güç tüketici balans şaftı ihtiyacını ortadan kaldırır. Yeni V4 tipik biçimde maksimum torkunun %90’ından fazlasını 129Nm/8,750 rpm) 4,000 rpm devirde üretir. Sürücünün bu torktan tam olarak faydalanmasını sağlamak için verim rahatsız edici titreşim ve geri tepmeleri ortadan kaldıran dört adet aktarma organı amortisörü ile yumuşatılmıştır. ŞasiVFR1200F iskeleti, süspansiyonu ve tahrik bileşenleri hem spor motosiklet gücünü hem de yumuşak stabiliteyi kolaylaştıran eşsiz bir konfigürasyonda bir araya getirilmiş. Güçlü alüminyum ikiz-kirişli baklava biçimindeki konfigürasyona sahip iskelet hem hafif hem de rijit. Salıncak şaft mesafesi motosikletin toplam uzunluğunu arttırmadan optimize edilmiş. Uzun kasnak dengeli, güvenli manevra kabiliyetine ve istisnai yüksek hız stabilitesine katkıda bulunuyor.

Page 52: 2010 MART-NİSAN SAYISI 4X4 SUPERSPORT

52 | 4x4 SuperSport Magazine

RÖPORTAJ İBRAHİM OKYAY

Page 53: 2010 MART-NİSAN SAYISI 4X4 SUPERSPORT

53 2010 Mart-Nisan

Öncelikle geçmişe dönmek istiyorum. İbrahim Okyay, Renault 9 ile amatör olarak rallilere katıldığı günlerden BMW ile WTCC’ye katıldığı günlere nasıl geldi ?İtiraf etmeliyim ki buralara, yani ülkemizin dünya şampiyonasının tamamını takip etmiş ilk ve tek Türk takımının pilotu olma-ya ve milli sporcu belgesi almak noktasına gelebileceğimi yarışmaya başladığım 1992 yılında hayal bile etmemiştim. Ancak şunu da hatırlatmalıyım ki 1992 senesinden bu güne yarışmadığım ara verdiğim hiçbir sezon olmadı. Amatör başladım, sponsor buldum, fabrika takımında yarıştım tekrar başa döndüm, tekrar sponsor buldum, tekrar fabrika pilotu oldum yine başa döndüm, takım kurdum… Yani hiç vazgeçmedim. Sonuçta 2009 sezonunda Borusan Otomotiv Motorsport pilotu olarak 7. Türkiye şampiyonluğuma ulaştım. 2008 sezonunda WTCC’de tam sezon kovaladınız. Bence bu sezon Türkiye’de biraz ıskalandı. 2008’de yaşadıklarınızı anla-tabilir misiniz ?Borusan Otomotiv Motorsport’un 2008 WTCC projesi gerçekten rüya gibiydi. Keşke bu tecrübe ve imkanı diğer sporcu arka-daşlarımda sahip olabilse. 11 ülke 24 yarış ve 3 kıtada dünyanın en zorlu pistlerinde dünyanın en hızlı pilotları ile yarıştım. Benim ve takım için tam anlamıyla yüksek lisans yapmak gibiydi. Yıllar boyunca motorsporları ile ilgili öğrendiğiniz ya da öğrenebildiğiniz bilgilerinizin ışık yılı gibi ilerisine gitmekti bir anlamda. Ama bir o kadarda zor ve yıpratıcı oldu. Sonuçta Borusan Otomotiv Motorsport Takımlar kupasında 10 takım arasında 5. oldu ve ben bağımsız sürücülerde start alan 32 pilot arasından 6. oldum. 2009’da tekrar Türkiye’ye dönüldü. Bunun sebebi bütçesel sıkıntılar mıydı?Evet ana sebep buydu. 2009’un ekonomik kriz nedeni ile otomotiv sektörünü ne kadar zorladığını hepimiz biliyoruz. Bu ne-denle birçok takım ve sporcu 2009’da yarışamadı. Borusan Otomotiv’in desteğini sürdürmesi takım için büyük bir umut oldu.

RÖPORTAJ İBRAHİM OKYAY

İbrahim Okyay, takımı Borusan Otomotiv Motorsport ile takip ettiği Dünya Şampiyonası’ndan sonra milli sporcu olma hak-kını kazandı. Milli sporcu belgesini 20 Ocak 2010 günü TOSFED (Türkiye Otomobil Sporları Federasyonu) Spor Kurulu başkanı Sn. Metin Çeker’in elinden alan İbrahim Okyay, oldukça sevinçliydi.

MOTORSPORT PİLOTU İBRAHİM OKYAY MİLLİ SPORCU OLDU

Türkiye şampiyonalarında ara vermeden 18 yıldır yarışmakta olan Okyay’ın 7 Türkiye Şampiyonlu-ğu bulunuyor. Ülkemizde yapılan dünya şampiyonalarından WRC ve WTCC’de de yarışmış olan Okyay ayrıca takımı Borusan Otomotiv Mo-torsport ile 2008 yılında WTCC’yi (Dünya Binek Otomobilleri Şampi-yonası) takip ederek, ülkemizin Dün-ya Şampiyonası’nın tamamını takip eden ilk ve tek Türk sporcusu oldu.

Page 54: 2010 MART-NİSAN SAYISI 4X4 SUPERSPORT

54 | 4x4 SuperSport Magazine

2009 sezonu nasıl geçti sizin için? Kazanılabilicek bütün birincilikleri aldınız.

Takip ettiğimiz tüm şampiyonluklara ve kupalara ulaştık. Takım arkadaşım Aytaç Biter ikinci kez pist süper grup şampiyonu oldu. Ben pist maksi grup şampiyonluğunu kazandım. İzmir pist rekorunu kırdık. Topladığımız puanlar sonucunda Borusan Otomotiv Motorsport’ta pist takımlar birinciliğinin sahibi oldu. Bir diğer anlamda da sezon BMW 320si ve Porshe 911 GT3 kapışması gibiydi. Sonuçta kazanan BMW 320si oldu.

WTCC’den sonra doğal olarak Türkiye Şampiyonası sizi kesmemiştir. Bu durumu biraz açabilirmisiniz?

Aslında böyle olmaması için normalde takip etmemiz gereken maksi grupta start aldım. Biliyorsunuz biz BMW 320si ile yarışıyoruz. Maksi grupta ise Porshe’ler, Honda Turbolar yani 4000cc ye kadar olan otomobiller var. Burada amaç bizden güçlü otomobilleri yakalamaya çalışırken 2008’de wtcc’de öğrendiklerimizi unutmamak ve sakin bir tempoyla sürüp elimizi soğutmamaktı ama sonra gördük ki tam tersi oldu rakipler bizi yakalamak için çabaladılar.

Page 55: 2010 MART-NİSAN SAYISI 4X4 SUPERSPORT

55 2010 Mart-Nisan

2010’dan neler bekliyorsunuz ve neler planlıyorsunuz?Borusan Otomotiv Motorsport 2008 ve 2009’da olduğu gibi 2010 sezonunda da pistlerde olacak. Bu kesin. Ancak asıl yapmak istediğimiz 2010 wtcc projemiz için sponsorların da desteğini almamız gerekiyor ve bu doğrultuda çalışmalarımızı devam ettiriyoruz.

Son sorum kişisel olucak. Ralli pilotları genelde pistlerde yarışmayı çok sevmezler. Sizin piste dönüş yapmanızın sebebi nedir?Bunlar kişisel hislerim ama işin aslı ralli çok daha eğlenceli. Yanınızda o an için en önemli destekçiniz yani co pilotunuz var. Rakiplerinizle yarışsanızda hiçbir zaman onun gözlerinin içine bakmak ya da aynanızdan alevler almış bakışlarını hisset-meniz gerekmez ve her viraja tek başınıza girer ve sadece kendinize konsantre olursunuz. Oysa pistte durum çok farklıdır. Hızlı gitme çabanıza rakibinizle tampon tampona mücadele de girer. Kendiniz kadar rakibinizin yapacaklarına da konsantre olmanız gerekir ve en küçük hatanın basit bir spinin bile çoğu zaman telafisi mümkün olmaz. Kısacası rallideki sakin uzun soluklu maraton ortamına alışan bir pilot pistlerdeki bu stresli ve nefes almaya bile zaman tanımayan yüksek tempoya pek uyum sağlayamaz bence.

Benim ralliden piste geçiş yapmam aslında tam olarak kendi tercihim sayılmaz. O an ki koşullar neden oldu. Ancak pistte saliseleri kovalamayı öğrendikten sonra start aldığım rallilerde bir türlü tatmin olamadım. Tamam çok eğlendim ancak hız-lar hep çok yavaş ve bir rakiple tampon tampona mücadele etmiyor olmak adrenalin eksikliği gibi algılandı bende.

Peki özel yaşamınıza da biraz değinmek istitorum, ne işle meşgulsunuz ? Özel İş hayatınızla pilotluk yaşamınız uyuşu-yor mu ? Aile şirketimiz Gayrimenkul yatırımı ve inşaat üzerine çalışıyor ancak benim mesleğim otomobil sporları. (pilotluk, eğitim ve motorsporları organizasyonları). Motorsporları hayatınızın ne kadarlık bir bölümünde yer almaktadır ? Benim için Ailemden sonra motorsporları geldiğinden zamanımın büyük kısmını bu iş için ayırabiliyo-rum. Sonuçta bu benim mesleğim ve profesyonel olarak işin gereği neyse bende onu yapmakla yükümlüyüm.

Beslenme tarzınızda nelere dikkar edersiniz ? Örneğin ne yer, ne içersiniz ? İtalyan ve Japon mutfağını severim. Birkaç keadeh kırmızı şarap dışında alkollü içeceklerle pek aram yok. Favori içeceğim su ve süt.

Mesleğinizi daha ileri götürme gayretiniz var mı? Buna meslek karar verecek. Başarılı olduğum sürece devam etmek istiyorum. Yani işime son verebilmek için rakiplerimin biraz daha çalışması gerekiyor. Çocuklarınızın yapmış olduğunuz spora ilgisi nedir ? 9 yaşında bir kızım var. Henüz motorsporlarını ilgi göstermedi. Tabii ki bu sporu sevmesini çok isterim ama bu konuda kesinlikle bir baskım ve yönlendirmem olmayacaktır.

Röportaj Mine TOKER

Page 56: 2010 MART-NİSAN SAYISI 4X4 SUPERSPORT

56 | 4x4 SuperSport Magazine

O bir Land Rover Efsanesi,

İlk okul örgencisiyken arkadaşlarımla kaldırım üzerine oturup yoldan geçen arabaları sayar en çok 4x4 bir araç geçtiğinde sevinir, acıkmaya başladığımızda 4x4 araçlarımızla gittiğimiz büyük bir ormanda kamp hayalini kurar, bu hayalin heyecanını Zincirlikuyu mezarlığının altındaki çamlık dediğimiz ağaçlık alanda bastırmaya çalışırdık. O gün gördüğüm 4x4 ü ise hiç unutamıyorum iki asker ve bir rütbelinin kullandığı bu araçta unutamadığım iki şey rengi, şekli ve yan arka camında yazan üretici firma ismi Otokar Arifiye-Sakarya. Doğrusunu söylemek gerekirse şimdide benim en çok dikkatimi çeken araç yine kamuflaj renk 4x4’lerdir. Büyüdüğümde, artık yılların su gibi geçtiğini fark ettiğim otuzlu yaşların ortalarına geldiğimde hayatımda çok büyük bir özlemin isteğin varlığını hisseder oldum. Büyük bir eksik vardı ve ben onu o güzelim eski zamanlara çocukluk yıllarımdaki hatıralarıma döndüğümde buldum, adı DEFENDER….

Emir ile tanışıklığımız 25 Mayıs 2008 tarihine denk gelir. Fakat bu konuya girmeden evvel Land Rover Defender Hakkında kısa bir bilgi vermek gereği hissediyorum. Amerikalıların 1940 yılında ürettiği savaş yıllarında çok kullanılan ve de çok beğeni toplayan Jeep Overland tan sonra, İlk Modeli 30 nisan 1948 tarihinde tanıtılan ve bu tarihten sonra dikkatleri 62 yıl süreyle üzerine çekmeyi başaran, tarih içinde özelliklerine göre Seri 1,Seri 2,Seri 2a, seri 3 ve Defender adıyla anılan, üretim yılı itibariyle ufak tefek rötuşlar hariç genel görünümünde hiçbir değişiklik yapılmayan, son 25 yılda yüzü hiç değiştirilmeyen, dünyanın bir çok ordusunda olduğu gibi Türk ordusunda ön saflarda yer alan, Sağlık, Telekomünikasyon, T.E.K. ve diğer kamu kuruluşlarında olduğu kadar sivil hayatın her alanında, yeni yerlerin keşfinde, zorlu maceraların içinde, dünyanın en uçra köşelerindeki yardım kampanyalarında aldığı görevler ile saygınlığını günümüze taşımış bizler ile birlikte geleceğe de taşıyacak olan, boyu 460, eni 180, bagajsız yüksekliği standart 203,5 cm olan, 45 dereceye tırmana bilen 60 cm derinlikte sudan geçebilen 50 derecelik bir acıla yaklaşıp 35 derece bir açıyla uzaklaşabilen 5 ila 11 kişi taşıyan, boş ağırlığı 1752 kg azami ağırlığı 3050 kg, çekme kapasitesi 3500 kg olan, üzerinde 4 silindir 2500 cc motoru bulunan, daima dört çeker, 1987 yılından beridir bizim topraklarımızda üretilen,yerli malı sayılan, İnsanla iletişimi en keyifli olan bir 4x4 araçtan

bahsediyoruz..

Page 57: 2010 MART-NİSAN SAYISI 4X4 SUPERSPORT

57 2010 Mart-Nisan

Defender sahibi olmak için bazı internet sitelerindeki ilanları takip etmeniz İlk kullanıcısı olmak için Türkiye deki tek lisanslı üretici firma olan Otokar ile görüşmeniz yada gümrük prosedüründen evrak doldurmaktan ve yüksek vergilerden sıkılmaz iseniz ingiltereden getirtmeniz yeterlidir. Zoru seven bizler için ise yeniden başlama kendi istediğimiz gibi bir araç yapma fikri hep heyecan verici olmuştur. İşte benim hikayem bu noktada başlar, Doğaya olan yakın ilgim internetteki gezi programı arayışım ve bir arkadaşımın yönlendirmesi benim bir trekking grubuyla tanışmamı sağladı. Ulaşım için Kullanılan araç Land Rover Defender’dı ve ben bu aracı hatırlıyordum. Her şey güzeldi fakat sayı fazla olup arkasında gitmek size kaldığında rahatsız ediciydi. Kadıköy de başlayıp Samanlı dağlarından İznik e ulaşan ilk trekking macerasından sonra Defender hakkında araştırmalarıma başlamıştım. Araştırmalarım beni Önce Otokara oradan fan kulüplerine bir çok tartışma forumlarına taşıdı. Sonunda Ankara da bir adrese ulaştım, kamu kuruluşlarında askeriyede görevini tamamlayan araçların ihale usulu satıldığını örgendim heyecanım katlanmıştı. Ankara İstanbul arasındaki altı seferden sonra nihayet Bir büyük hurdalıkta Jandarmadan emekliye ayrılmış 110 kasa Defenderın satılık olduğunu söylediler aracı görmek için yine Ankara’daydım, Hurdalığa ulaştığımızda onlarca yüzlerce Defenderi öylece parça parça görmek aralarından geçmek ve de içlerinden birini seçmek fikri beni o kadar çok huzursuz etmişti ki kendimi bir toplu katliamın parçası olarak gördüm her şey sanki çığlık çığlıyaydı, hepsini kucaklamak hepsine sarılmak istedim.

Page 58: 2010 MART-NİSAN SAYISI 4X4 SUPERSPORT

58 | 4x4 SuperSport Magazine

Jandarmanın durumu çok kötüydü kaporta haricinde birde dört teker başka bir şey kalmamış gibiydi satıcı firma gerekli olan tüm eksik malzemeyi diğer araçlardan bizim sökmemiz karşılığında vereceğini söyledi arkadaşımla bir tam gün uğraştık incitmeden kuyumcu gibi çalıştık fakat sökülen parçalar hiçte iyi durumda değildi yinede bir kenara ayırdık.

Aracı yüklemek için kamyonu beklerken site içinde dolaşmaya karar verdik adını sıkça duyar olduğum bir firmanın önüne geldiğimizde kendimi nasıl olduğunu anlamadan bir Defender 110 kasa sağlık bakanlığı aracı üzerinden pazarlık ederken buldum. Motoru sökülmüş ön kapıları çürümüştü, yine aynı şeyler, sonra gözüme bir 90 kasa kısa Defender ilişti araç çok yeni duruyordu, satılmıştı, hakkında bilgi istedim Emniyet ihalesinden gelen araç olduğunu söylediler, Ağrıdan gelmekte olan üç aracın Ankara ya varmak üzere olduğunu da o kadar çok araç gördüm o kadar çok şey öğrenmiştim ki bu işin aceleye getirilmemesine karar verdim. Uzun bir sohbet sonunda ayrılmak üzereyken içeriye kurşuni gri üç araç girdi, Ağrı emniyet müdürlüğünden emekli araçlardı bunlar tamam dedim 110 kasa defender ı göstererek bunu alıyorum bu aracı istiyorum, herkes biraz şaşırdı evet dedim satmak istemiyor musunuz yoksa ? Tabi satacağız dedi firma sahibi fakat yeni geldi araçlar bir baksaydık neyi var neyi yok bizde yeni görüyoruz, neyi var neyi yok bırakın ben düşüneyim kaç para istiyorsunuz onu söyleyin dedim, pazarlık pazarlık üzerine sonunda benimde 110 kasa Defender’ım olmuştu. Ve macera yeni başlıyordu.

Bense bu macerada bana eşlik edecek Defenderın kamyona yüklenişine doğum kendisine Oğlum diyecek ona Emir adını verecektim.

Macera İstanbul’da kaldığı yerden devam ediyor. Emir’in İstanbul’a gelişiyle birlikte bir babanın oğluna iyi bir gelecek hazırlarken içine düştüğü stresin aynına düştüğümü hissettim. Bakımları, eksik olan parçaların tedariki ve eskimiş yıpranmış olanların değişimi, genel kontrolleri, aksesuarlar ile kullanımına yönelik yeniden yapılandırma programı hazırlanması en önemlisi bunları kiminle yapacağım hep beynimi kemiren düşünceler olarak peşimden geliyordu. Tabi ki etraftaki insanlar ile ortak paydada bir araya gelmek daha önce varlığını keşfettiğim siteler gruplar ve kişiler bana çok yardımcı oldular. Emir’in diğer aynı kaderi paylaşan arkadaşlarından en önemli avantajı yüksek rütbeli aracı olması,az kilometre yapması, bulunduğu konum yöre itibariyle fazla kullanılmamış olması kaporta ve mekanik olarak iyi bir durumda bulunması bu çalışmaların hepsine birkaç adım önde başlamam için bana yardımcı oldu. Dolayısıyla tamamıyla hurda bir araç almamış olmanın hayırlı olduğunu maliyet listesini çıkardığımda anladım.

Page 59: 2010 MART-NİSAN SAYISI 4X4 SUPERSPORT

59 2010 Mart-Nisan

Yaklaşık üç ay süren yenileme zamanında lastiklerden port bagaja kadar ön tampondan arka tampona kadar en iyi durumdaki parçaları dahil kontrol amaçlıda olsa sökülüp takıldı. İlk başta doğa gezilerinde kullanmak amaçlı planladığımdan her türlü tabiat şartlarına karşı elimden geldiğince önlem almaya çalıştım. Bunun için; Aracın yanlarına ve kaput üzerine basmak için alüminyum çıtalar, orman içi geçişlerde dal çarpmalarına ve ön camın kırılmasına karşı dalkıranlar ,güvenli aydınlatma için ön ve arkaya sis farları geri lambası, arazi şartlarında kırılmalara karşı far koruma kapakları , aracın önüne Vinç montajı için üçgen tampon ve A bar arkasına özel tampon, sürüş güvenliği için her türlü yola uyumunda ön plana çıkan bir firmadan 235x85x16 MT lastik, ön tampona 60000 kg arka tampona 4300 kg vinç Çeki demiri, Arazi rod borusu kiti takıldı, Alüminyum kartel muhafazası ön ve arka şanzıman muhafazası, tamponlara çeki halkaları montajlandı. Manüel direksiyon hidrolik direksiyon ile eski amortisörleri ve yayları procomp U.S.A. marka +4 inc arazi amortisör,körüğü ve +2inc yay ile değiştirildi, su geçişleri ve daha temiz bir hava için şinorker, daha iyi bir soğutma için yağ soğutmalı radyatör, kışın daha iyi bir ısınma için fan motoru, ısınıp şişen kampana fren yerine Soğutmalı disk frenler, düşük verimli akü yerine 105 amper akü, Ana elektrik kesicisi anahtar, pratik kullanımlar için orijinal Otokar Port bagaj ve merdiveni, bagaj içine ve ön konsola 12 volt çıkışlar, kesintisiz haberleşme için Midland CB halk telsizi ve yüksek gerilimli bir anten, güvenlik için alarm ve merkezi kilit, Tasarruf amaçlı Atiker 80 lt Lpg sistem takıldı. Yardımcı ekipman olarak kürek,kazma,balta,nacak,orak,sahra kriko,10 ton kriko,çok amaçlı alet sandığı, tornavida ve anahtar setleri,bijon anahtarı, motorlu lastik pompası, 850 watt jeneratör,sarı ikaz lambası,yedek sıvılar, yedek metal 20 litrelik benzin bidonu, çelik halat, silikon ip bunlar gibi bir sürü alet vede çadır kamp malzemeleri ilave edildi.

Page 60: 2010 MART-NİSAN SAYISI 4X4 SUPERSPORT

60 | 4x4 SuperSport Magazine

Üç aylık yorucu bir çalışmanın ardından onu İstanbul sokakları ile tanıştırdım. Benzinli olması sebebiyle lpg sistemin takılması sonrasında daha sonra tampon ve vinç montajlarından sonra iki kere daha restorasyon projesi çizdirerek ruhsatı yenilemek durumunda kaldım. Kullanıcı olan herkesin özellikle araç görünümünde yaptığı değişiklikler sonrası bunu TUV’ ün onayından geçirerek ruhsatına işletmesinde büyük yarar var.

Şu an şehir içinde ve dışında 2400 kg ağırlığında yüksekliği 225 cm ulaşan 1992 model benzinli Defender kullanıyorum, gittiğim her yerde bakışların üzerimde olması ve insanların gülümseyerek el sallaması beni mutlu ediyor, en çok Emir’in arası çocuklar ve hayvanlar ile iyidir. Işıklarda durduğumda özellikle çocuklar evebeynlerini çekiştirerek işaret ederek bizi gösterirler ve eklerler anne bak tank, durduğumuz her yerde bir çok hayranı vardır nereden aldığımı nasıl bu hale getirdiğimi sorarlar hikayemi dinlerler. Yolda karşılaştığınız bir defender sizin mutlak dostunuzdur ve selektör yapmadan korna çalmadan geçip gitmez. Maddi külfeti ikinci el piyasası yüzünden ağır manevi hazzı çok yüce bir araçtır, kısa zamanda ailenin bir parçası haline gelir. Vazgeçilmez olur, kıskanılır onun sebebine kavgalar edilir fakat hepsi çok güzeldir, o sizi yarı yolda bırakmaz gitmek istediğiniz yere kadar mutlak götürür. Eli tornavida pense tutan bir motosiklet tamircisinin tamir edeceği kadar basit bir mekaniğe sahip olduğundan istediğiniz en ücra köşelere gönül rahatlığıyla gidersiniz.

Aklımda olan 2 büyük proje var birincisi öne Detroit true track arkaya Detroit locker nospin diferansiyel kilidi takmak ikincisi şasesinden kupasına kadar ben den sonra oğluma kalmasını garanti edecek şekilde zamanın tüm olumsuzluklarına karşı koyacak boya yapmak, Görüldüğü üzere onunla ilgili planlar hiç bitmez bu yaşamak için bir amaç demektir.

Defender hayattır, sadece araç değil. LR. DEFENDER

Yazı ve Fotoğraf : Bülent DEMİR

Page 61: 2010 MART-NİSAN SAYISI 4X4 SUPERSPORT

61 2010 Mart-Nisan

Page 62: 2010 MART-NİSAN SAYISI 4X4 SUPERSPORT

62 | 4x4 SuperSport Magazine

“Arazi araçları için yeni u f u k l a r !”

Hemen hemen hergün sayıları hızla artan 4x4 araçlar için bir çok yan sanayi ve özel üretim firması performans artırım- offroad kabiliyetini artırıcı ürün-ler üretmekte veya ithal etmekte… Size tanıtmak istediğimiz bu sayıdaki konuk firmamız Tar Otomo-tiv Tarkan Yücel… 1991 senesinden günümüze Jeep marka 4x4 araç-ların tüm yedekparça ve aksesuarlarını ithal edip tüm Türkiye’deki araçlara hizmet veren ve Taksim Tarlabaşı bulvarındaki adresindeki firma, 2006 dan bu yana Bostancı sanayindeki yeni adresinde ve bir çok yeniliklerle misyonuna devam etmekte… 1977 model CJ5 Jeep marka araçlar dan tutunda son mo-del Jeep Grand Cherokee ve Jeep Wrangler Rubicon araçların yedek parça ve aksesuarlarının temin için başvurulacak bir adresken, ürün gamına , 2006 se-nesinde Amerika’dan Rugged Ridge – Precision Gear ve Alloy USA gibi özel Jeep aksesuarları, özel dişli ve aksları imalatı yapan firmaların mümessilliklerini katmıştır.

Page 63: 2010 MART-NİSAN SAYISI 4X4 SUPERSPORT

63 2010 Mart-Nisan

Daha sonra 4x4 araçların genel sorunu olan offroad sonra-sı araç içinin geri dönüşü zor şekilde kar-çamur gibi dış etmenlerle iç taban halılarının kirlenmesini engelleyecek olan Weathertech Floor liners , Amerikan havuz paspas firmasının tüm Jeep- Chyrsler –Dodge gurubu araçları için özel paspaslarını 2006 dan bu yana stoğuna katmıştır. Eksoz ve susturucu grubunda BORLA PERFOR-MANCE exhaust firmasının Jeep grubu için direkt ithalatçısı olan firmanın ürün stoğunda 2007-2010 jeep Grand Cherokee 6.1 Hepsi dahil tüm jeep marka gurup için paslanmaz çelik Headers ve gene paslanmaz çelik cat-back susturucu kitlerini bulundurmakta-dır… Tüm 4x4 araçlar için “Pro Competition” OFFROAD WHECELS firmasının da Türkiye mümessili olan firma hafif ağırlıkları ve üs-tün dizayn ve sağlamlıkları ile Türk offroad camiasında olay yara-tan bu jantları ülkemize kazandıran firmanın sahibi Tarkan Yücel 2007 senesinde yeni kasa Jeep Wrangler araçların Chyrsler A.Ş. tarafından ithaline başlandıktan sonra, gene Amerika’da bir ekol olup bir çok ekipmanı Jeep –Mopar tarafından onay almış orjinal ekipman olmuş, “American Expedition Vehicles”(AEV) firmasın-dan, bu Jeep Wrangler Rubicon araçlar için , özel süspansiyon ve yükseltme kitleri , ön ve arka vinç yuvalı çelik tamponlar, özel mo-tor kaputları, derin su geçişleri için şnorkellerin firmadan direk ithaline başlamış ve stoklarına katmıştır. Bir çok yetkili Jeep servisi ile bu kitlerin montajı ve araçaların garanti kapsamından çıkmadan montajının yapılmasını sağlamıştır… 1997-1986 model Jeep CJ gu-rubu araçların yükseltme kiti ve büyük offroad lastik ve jantlarının uygulandıktan sonra frenaj ve durma mesafelerinin uzaması ve model yıllarının eskiliği ile ön ve arka fren sistemlerinin KAMPA-NA fren olmaları sebebi ile arazi şartlarında fren kampanalarının içine çamur dolması ve kampana ile balata arasına kaçan madde-ler yüzünde yaşanan fren tutmama sıkıntılarına da çareyide; 2009 senesinde Stainless Steel Brake Corporation(SSBC) firmasından ön ve arka fren sistemlerini “DİSK” frene çevirme kitlerinin ithalatına başlamış ve 2010 senesinin şubat ayı başı itibari ile firmanın kendi bünyesinde ithalini yaptığı sayısız ekipman ve aksesuarın ehil kim-seler tarafından montajının sağlaması için kurduğu kendi ATÖLYE sinde bu fren kitlerinin montajını yapmaya başlamışlardır.

Page 64: 2010 MART-NİSAN SAYISI 4X4 SUPERSPORT

64 | 4x4 SuperSport Magazine

Arazi araçlarının “olmaz sa olmaz” ekip-manlarından ve bizcede başında gelen ekipmanı differansiyel kilitleri ile ilgili senelerce yapmış oldu-ğu araştırmalar ve denediği marka ve değişik türde çalışan differansiyel kilitleri arasından , en sonunda en sağlam ve en doğru ekipmanı bularak 2009 se-nesinde, ithalat yönüne dünyanın diğer bir uç ülkesi olan AVUSTRALYA nın Melbourne şehrinden “ARB 4x4 Accessories” firmasının Türkiye Mümessliği’ni alarak, BASINÇ ALTINDAKİ HAVA ile AKTİVE olan ve gerek ön ve gerek arka differansiyellerde so-run yaratmadan kullanılabilen bu kilitler, ilk parti-nin ithali ve montjları ,kullanılmaları sonucu , Jeep markası dışındaki diğer offroad araçları sahiplerinin de dikkatini çekmiş ,ve Tar otomotiv’i yeni misyo-nu olan ve tüm 4x4 ler için ARB firmasının ürün gamında bulunun tüm diğer mamullerinide , Japon gurubu , Toyota ,Mitsubishi, Nissan,Isuzu gibi 4x4 araçların differansiyel kilitlerini, ön vinç tampon-larını , gene aynı firmanın bünyesindeki OLD MAN EMU SUSPENSIONS firmasının süspansiyon parça-ları ve yükseltme kitlerinin ithalini, SAFARI marka derin su geçişi için ŞNORKEL’ler , ARB marka tavan offroad port bagajları, tavan tenteleri ve gölgelik güneşlikleri(AWNING)nin özel sipariş ile ithali ile stoklanmasına başlatmıştır. Bizce tüm off-road’a gönül vermiş olsun, yada yeni başlamış olsun , yada merakı olsun, tüm okurlarımızın kendisi için bulabi-leceği bir ürün yada bilginin bulunduğu ve gidilme-si, görülmesi gereken bir offroad merkezi , teşek-kürler…

Sayısız offroad ekipmanı ve asksesuarılarından, ARB offroad ön vinç tamponun 1999 model Jeep Cherokee bir araca montaj edilmiş ve WARN XD9000 model vinçin mon-te edilmiş halini görüyorsunuz… Bu tamponun özellikleri aracı offroad sırıasındaa karşılacağı tüm çalı-maki türündeki sazlık ve çalılık alanlarda bunla-rın araca zarar vermeden geçişini sağlamada yarayan “bull-bar” da denen bu borulu ön tampon, kendi iç bünyesindeki özel knostriksiyonu sayesinde 4.2 tonluk bir vinçi yuvalayıp korumaya alacak şekilde dizyn edilmiş olup ,ayrıca gene iki U-MAPA yeri ile aracın başka bir sabit noktadan kurulan makara yardımı ile kendini vinçleme için özel noktlarıda hazır gelir.(u-mapa lar ayrı servis ediliyor). U mapaları iç kısımlarına doğru bulunan iki adet kare şeklindeki boşluklar ise , aracı özel tip offroad krikosu (Hi-Jack) ile krikonun dilinin geçeceği yerleri hazır ve aracı buradan kaldıracak kadar sağlam yapısı olan bir tampondur.Bu jeep aynı zamanda TAR OTOMOTİV’in yeni projesi olan “PROJECT:TIGER” olup daha sonraki tüm sayılarımızda bu jee-pin değişim evrelerini sizlerle beraber tek tek inceleyeceğiz. Proje : Tarkan Yücel - Tar Otomotiv

Page 65: 2010 MART-NİSAN SAYISI 4X4 SUPERSPORT

65 2010 Mart-Nisan

Page 66: 2010 MART-NİSAN SAYISI 4X4 SUPERSPORT

66 | 4x4 SuperSport Magazine

ADVENTURE TROPHY 201026-27-28 şUBAT yUNANİS’TAN RODOPES

Page 67: 2010 MART-NİSAN SAYISI 4X4 SUPERSPORT

67 2010 Mart-Nisan

Komşumuz Yunanistan’da Gümilcine 4x4 kulübü tarafından organizasyonu yapılan 1. ADVENTURE TROPHY 26-27-28 Şubat tarihleri arası yapıldı. Üç gün süren trophy çok zorlu etaplara sahipti ve ol-dukçada kırıcı bir bölgede geçti. Dik inişler, çıkışlar vadi geçişleri araçları ve pilotları oldukça zorladı.

İlk gün 26 Şubat saat 08:00’de Teknik kontroller yapılmaya başlandı ve aynı gün saat 12:00’de start alındı. Akşamın ilk ışıklarına kadar yarış hızlı ve ne-fes kesen bir şekilde sürdü. İzleyicilerin ise ilgisi yo-ğundu. Ekipler cumartesi günü sabah erkenden ya-rışa başlayarak akşama kadar mücadeleye devam ettiler. Pazar günü ise sabah 08:00’da başlayan özel yarış akşam 17:00 sularında sona erdi. Katılımın 25 ekip ile sınırlandırıldığı yarışa Türkiye’yi temsil eden İsoff kulubüne bağlı olarak 4 ekip ve 8 araç yarışa katıldı.

Page 68: 2010 MART-NİSAN SAYISI 4X4 SUPERSPORT

68 | 4x4 SuperSport Magazine

İlk gün yapılan etap 43 km.’lik ve navigasyon ağırlıklı idi. İdeal zamanın 3 saat, diskalifiye olmamak için gerekli olan zamanın 4 saat olduğu ilk gün etabında 15 adet kontrol noktası vardı. İlk gün etabı ısınma turları niteli-ğinde çok çamur olmayan, kaya ve nehir yataklarından geçişlerin olduğu bir etaptı.İkinci gün 45 km. uzunluktaki etapta gece yağan yağmurun etkisi ve par-kurun zorluk derecesinin daha ağır olması sebebiyle ideal süre 4 saat ve diskalifiye olmadan bitirebilmek için süre 6 saatti.Zaman zaman yaşanan taklalar, lastik patlamaları, teknik arızalar sebebiyle 2’şer araçtan oluşan 21 takımdan ancak yarısı etabı bitirebildi.Son gün ise prolog tarzı tabir edilen kısa ama zorluk derecesi yüksek 500 metre uzunluğunda olan ve ideal zamanın 20 dakika olduğu etapta ekipler bazı noktalarda araçlarındaki vinçlerin yardımıyla ancak tepelerden aşağı inebildi.

Page 69: 2010 MART-NİSAN SAYISI 4X4 SUPERSPORT

69 2010 Mart-Nisan

Üç gün süren zorlu trophy’nin ardından önceki yıllar da katıldıkları trophy deneyimleri ile Türk Takımlarının tamamı trophy yi bitirdi.Mehmet Becce-Turgut Barış ve Hüseyin Afşar Metin Pelister’den oluşan ekibimiz yarış so-nunda Genel klasmanda 4. Olarak podum ve kupayı az bir farkla kaçırdılar.

Yarışa katılan ekiplerimiz ve aldıkları sonuçlar ise; Mehmet Becce - Turgut Barış Hüseyin Afşar - Metin Pelister 4. sırada, Arda Gürayman - Serdar Uludağ-Ahmet Tınkır - Necmi İnan 8. sırada, Adnan Ofluoğlu - Onur Uzbaşaran - Cengiz İnceli- Bayram Eyri, 10. sırada, Ali Doğaner - Murat Yolbulan - Leon Benzesin - Ertan Eşim 12. sırada yarışı bitirdiler.

Fotoğraf : Hüseyin AKBULUT

Page 70: 2010 MART-NİSAN SAYISI 4X4 SUPERSPORT

70 | 4x4 SuperSport Magazine

Page 71: 2010 MART-NİSAN SAYISI 4X4 SUPERSPORT

71 2010 Mart-Nisan

Page 72: 2010 MART-NİSAN SAYISI 4X4 SUPERSPORT

72 | 4x4 SuperSport Magazine